CeBIT Life Magazine sayi2

32
KOBİ’lerin geleceği olduğuna inanmıyorum Sf. 10 Türkiye dünyada lider ülke olarak gösteriliyor Sf. 13 YAZILIM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI DOĞAN UFUK GÜNEŞ DEUTSCHE MESSE AG YÖNETİM KURULU ÜYESİ WOLFGANG LENARZ HANNOVER FAİRS INTERNATİONAL GENEL MÜDÜRÜ ANDREAS LUTTMANN Türkiye’yi gelişmiş bir ülke olarak görüyorum Sf. 25 www.cebitbilisim.com CeBIT Bilişim Eurasia’da görkemli açılış KURUMLAR DİJİTAL PAZARLAMAYI KEŞFETTİ HER YÖNÜYLE DİJİTAL PAZARLAMA Sf.26 ÇAĞRI MERKEZLERİ KURULURKEN DEĞİL, İŞLETİLİRKEN KAZANDIRIYOR Sf.30 CeBIT Life Magazine, CeBIT Bilişim Eurasia 2012 ve CeBIT Sinerji Zirvesi 2012 Resmi Yayınıdır. Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen CeBIT Eurasia 2012 Bilişim Fuarı, 29 Kasım Perşembe günü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılımıyla düzenlenen törende kapılarını açtı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin partner ülke olduğu bölgenin en önemli bilişim teknolojileri fuarı CeBIT, 2 Aralık Pazar günü sona erecek. MESLEKİ YETERLİLİK BELGELİ ÇALIŞANINIZ VARSA İKİ KERE KAZANÇLISINIZ Sf.28 CeBIT Bilişim Sinerji Zirvesi’nin ilk günü gerçekleştirilen paneller arasında en çok ilgi çekenlerden biri Medya ve İletişim Zirvesi’ydi. Kalabalık bir izleyici grubunun toplandığı panelde, Türkiye’de iletişime yön veren birçok kurum temsil edildi. Panelin “İletişimde Medya Uygulamaları” başlıklı oturumunda, Türkiye’nin telekomünikasyon alanında gerçekleştirdiği önemli atılımların ana hatları konuşuldu. Sinerji Zirvesi Programı sayfa 20’de. CeBIT SİNERJİ ZİRVESİ HIZLI BAŞLADI

description

CeBIT Bilisim Eurasia icin hazirlanan gunluk gazetenin iinci sayisi

Transcript of CeBIT Life Magazine sayi2

Page 1: CeBIT Life Magazine sayi2

KOBİ’lerin geleceği olduğuna inanmıyorumSf. 10

Türkiye dünyada lider ülke olarak gösteriliyorSf. 13

YAZILIM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BAŞKANI DOĞAN UFUK GÜNEŞ

DEUTSCHE MESSE AG YÖNETİM KURULU ÜYESİWOLFGANG LENARZ

HANNOVER FAİRS INTERNATİONAL GENEL MÜDÜRÜ ANDREAS LUTTMANN

Türkiye’yi gelişmiş bir ülke olarak görüyorumSf. 25

www.cebitbilisim.com

CeBIT Bilişim Eurasia’da görkemli açılış

KURUMLAR DİJİTAL PAZARLAMAYI KEŞFETTİ HER YÖNÜYLE DİJİTAL PAZARLAMA Sf.26

ÇAĞRI MERKEZLERİ KURULURKEN DEĞİL, İŞLETİLİRKEN KAZANDIRIYOR Sf.30

CeBIT Life Magazine, CeBIT Bilişim Eurasia 2012 ve CeBIT Sinerji Zirvesi 2012 Resmi Yayınıdır.

Bu yıl 13’üncüsü düzenlenen CeBIT Eurasia 2012 Bilişim Fuarı, 29 Kasım Perşembe günü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın da katılımıyla düzenlenen törende kapılarını açtı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin partner ülke olduğu bölgenin en önemli bilişim teknolojileri fuarı CeBIT, 2 Aralık Pazar günü sona erecek.

MESLEKİ YETERLİLİK BELGELİ ÇALIŞANINIZ VARSA İKİ KERE KAZANÇLISINIZ Sf.28

CeBIT Bilişim Eurasia’daCeBIT Bilişim Sinerji Zirvesi’nin ilk günü gerçekleştirilen paneller arasında en çok ilgi çekenlerden biri Medya ve İletişim Zirvesi’ydi. Kalabalık bir izleyici grubunun toplandığı panelde, Türkiye’de iletişime yön veren birçok kurum temsil edildi. Panelin “İletişimde Medya Uygulamaları” başlıklı oturumunda, Türkiye’nin telekomünikasyon alanında gerçekleştirdiği önemli atılımların ana hatları konuşuldu. Sinerji Zirvesi Programı sayfa 20’de.

CeBIT SİNERJİ ZİRVESİ HIZLI BAŞLADI

2012 FUAR ANA SPONSORU

6. SALON STAND A 02

CNR Expo, Yeşilköy, İstanbul 29 Kasım – 02 Aralık 2012

Page 2: CeBIT Life Magazine sayi2

Astronot bir Türksat Markasıdır. www.turksatkablo.com.tr

Eğitim portalı Astronot ile çocuğunuza iyi bir gelecek hazırlayın.

iyi gelecek!Türkiye’ye

Astronot Eğitim Portalı, 2’nci sınıftan 8’inci sınıfa kadar temel dersleri eğlenceli ve interaktif anlatımla sunar.

Çocuğunuz Astronot’un eğitsel oyunlarıyla kolay öğrenir, öğrenirken eğlenir.

Astronot, öğretmen-öğrenci-veli arasındaki koordinasyon ile çocuğunuzun sürekli takibini sağlar.

Veliler çocuklarının ders tekrarı ve ev ödevlerini rahatlıkla kontrol eder. Öğretmenler de öğrencilerin perfomansını sürekli izleyebilirler.

M.E.B müfredatı ve yeni eğitim sistemine uyumlu içeriğiyle Astronot, bireysel farklılıkları dikkate alan kazanım değerlendirme uygulaması sayesinde öğrencilerin eksik yönlerinin farkedilmesini ve tamamlanmasını sağlar, haftalık planlama ile başarı seviyesini üst düzeylere taşıyabilir.

Abone olmak ve detaylı bilgi almak için

www.astronot.com.tr 444 0 126

Page 3: CeBIT Life Magazine sayi2

HABER3

�Basının ve bilişim sektörünün yoğun ilgisini çeken CeBIT Bilişim Eurasia’nın açılış töreninde Ulaştırma,

Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türksat Genel Müdürü Özkan Dalbay, BTK Başkanı Tayfun Acarer, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Ersan Saner, Akıllı Kentler Platformu Başkanı Şekip Karakaya ve Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Şükrü Kutlu birer konuşma yaptı.

“Kentleşme oranı dünya ortalamasının üzerinde”Akıllı Kentler Platformu Başkanı Şekip Karakaya, kentsel dönüşümde bilişimin önemine değindiği konuşmasında TÜİK verilerine göre 1980’lerde yüzde

34 olan kentleşme oranının günümüzde yüzde 76,8’e ulaştığının, bunun dünya ortalamasından yüksek olduğunun altını çizdi. “Toplam değerler açısından bakıldığında gerçek anlamda bir kentleşmeden, kentlerimizde bir kent olgusu ve kent kültüründen bahsedebilir miyiz?” diye soran Karakaya, Sanayi Devrimi’ni ıskalayan toplumlardaki kentleşme sürecinde yaşanan sorunların, Sanayi Devrimi’ni yaşamamış olan Türkiye’de de iç göçlerle ve fiili gerekçelerle kentleşme sürecinden geçildiği için yaşandığını kaydetti.

“Köyler Kentleşeceğine, Kentler Köyleşiyor”Bu sürecin sonunda köylerin kentleşmesi gerekirken kentlerin köyleşmeye başladığını kaydeden Karakaya, “Türkiye İstanbul, Ankara,

“özal seKtöre BalıK tutmayı öğretti”Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Türkiye bilişim sektörünün öncüsü olduğunu ifade eden Karakaya, ünlü Çinli bilgin Konfüçyüs’e gönderme yaparak, merhum Özal’ın “tüm sektöre balık tutmayı öğrettiğini” ifade etti.

“fiBer ağlarla ördüK anayurdu dört Baştan!”CeBIT Eurasia Fuarı’nın ana sponsoru olan Türk Telekom Genel Müdür Yardımcısı Şükrü Kutlu ise bilişim teknolojilerinin tüm sektörler için anahtar konumunda olduğunu kaydederek, “Sayın Bakanımız’ın ortaya koyduğu vizyon uyarınca, bilişim teknolojileri konusunda birçok ülkeyi geride bıraktık. Artık köylerdeki neneler bile elektrik ve sudan önce yüksek hızlı internet istiyor” diye konuştu. Dünden bugüne gösterilen gelişimin, bugünden yarına da gösterilmesi için çalıştıklarını, bu bağlamda teknoloji ve altyapıya son dört yılda 11 milyar TL’nin üzerinde yatırım yaptıklarını ifade eden Kutlu, ülkeyi fiber ağlarla örmeye başladıklarını vurguladı. Toplam 163 bin kilometrelik fiberoptik kablo ağıyla dünyanın etrafını dört kez dolaşabilecek uzunlukta fiberoptik ağa sahip olduğumuzu ifade eden Kutlu, fiber internet erişimi sağlanan hane sayısının 3,5 milyona, binadan eve kadar erişim sağlayan hane sayısının ise 1,5 milyona ulaştığını belirterek, “Bu rakamı yıl sonuna kadar 3 milyon haneye çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

“Hedefimiz tüm KasaBaları ‘mümKünlü’ giBi yapmaK”Türkiye’nin internet yurtdışı çıkış hızını gigabit liginden terabit ligine taşıdıklarını vurgulayan Kutlu, Türkiye’nin şu anki internet yurtdışı çıkış hızının 1,2 terabit olduğunu ifade etti. Kutlu, Türkiye’de bulunan 19 milyon hanenin yüzde 47’sinde internet bağlantısının olduğunu, hedeflerinin ise “sadece kentleri değil, tüm kasabaları ‘Mümkünlü’ kasabasına çevirmek” olduğunu belirtti.

“sosyal medyada çoK ilerideyiz”Türkiye’de sosyal medya kullanımı ile ilgili bazı rakamlar da veren Kutlu, Türkiye’de günlük atılan tweet sayısının 1,7 milyon olduğunu, 31 milyondan fazla kullanıcıyla Facebook kullanma oranında Türkiye’nin dünyada yedinci, Avrupa’da ise ikinci olduğunu kaydetti. “Peki bu sürecin devamlılığını nasıl sağlayacağız? Gelişen ve değişen ihtiyaçlara nasıl cevap vereceğiz” diyen Kutlu, bütün bu hizmetlerin devamının sağlıklı iletişim omurgasıyla mümkün olduğunu ifade etti.

“iHracata da Başlıyoruz”Sağlam altyapısı ve sürdürülebilir gücü ile Türk Telekom’un Türkiye için geliştirdiği ürünleri, yakın zamanda diğer ülkelere ihraç etmeyi planladıklarını da belirten Kutlu, bilişim teknolojilerinde yakın zamanda küresel ölçekli yerli markaların da piyasaya çıkacağını söyledi. Türk Telekom olarak Türkiye’yle tanıştırdığımız yeni ürünleri ilk önce CeBIT Fuarı’nda görücüye çıkardıklarını hatırlatan Kutlu, bu sene de fuarda bulut iletişim alanındaki ürünlerini sergileyeceklerini ifade etti.

“türKsat 4a Ve 4B, 2013 sonunda deVrede”Fuarın konusu olan bilgi teknolojileri, bilişim ve yayıncılığın ana görevleri arasında olduğunu ifade eden, fuar ana sponsoru Türksat Genel Müdürü Özkan Dalbay, Türkiye’nin uzaydaki en değerli varlığı olan iletişim uyduları aracılığıyla görüntü, ses ve data iletişimi ile kablo TV, geniş bant internet ve digital TV platformu hizmeti sunmakta, karada, havada ve özellikle de uzayda Türk bayrağını gururla dalgalandırmakta olduğunu belirtti. 18 Aralık 2011 tarihinde Başbaskan Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı e-devlet hizmetinden şu anda 500 kadar hizmetin verildiğini belirten Dalbay, yaklaşık 14 milyon kayıtlı kullanıcının da bu hizmetlerden yararlanmakta olduğunu ifade etti. Bu alanda edindikleri tecrübe ve bilgi

İzmir, Adana, Bursa gibi sadece büyük şehirlerden oluşmuyor. Eğer böyle olsaydı, Türkiye AB’ye tam üye olmak için çabalamaz, AB Türkiye’yi tam üye yapmak için peşinde koştururdu” ifadelerini kullandı. Kamuoyunda “kentsel dönüşüm projesi” olarak bilinen ve 6306 sayılı yasayla düzenlenen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü” konusuna da değinen Karakaya, Türkiye’de kentsel dönüşüm kapsamına girecek alanların tespitinden başlanarak tüm aşamalarında bilgi teknolojilerinden faydalanılması gerektiğini dile getirdi. Bunun yanı sıra 13 yeni büyükşehir belediyesi kurulmasından başka, toplam 1591 belediye teşkilatının lağvedileceği yeni Büyükşehir Kanunu’na da değinen Karakaya, küçük belediye kurumlarının yerine büyük belediyelerin ön plana çıkacağını, dolayısıyla kaynak optimizasyonu açısından bu alanda da bilgi teknolojilerinin kullanılması gerektiğini, Akıllı Kentler Platformu olarak bu gelişmeyi yürekten desteklediklerini vurguladı.

Direktör DirectorYıldıray Gökkaya [email protected]

Yayın Yönetmeni Editon in ChefMurat Güzel [email protected]

Yayın Koordinatörü Ersin Akman [email protected]

Editörler EditorsGökhan [email protected]Şebnem Özçelik [email protected]ülistan Alagö[email protected]

Fotoğrafl ar Photography Vedat Öztürk, Ozan Akgün, Mert Argını, Yağız Can Özen

Katkıda BulunanlarCanan Baydar, İdris Gülmez, Kerem Kalafat, Özge Akman

Reklam Satış KoordinatörüUfuk Taşdelen [email protected] Demir [email protected]

Reklam Satış MüdürüEce Batumlu [email protected] Denizhan [email protected]

Finans DirektörüMustafa Güler [email protected]

YAYINA HAZIRLAYAN

CeBIT Life Magazine Blanche Medya Yayıncılık tarafından yayına hazırlanmaktadır. Blanche Medya EMY Medya’nın tescilli markasıdır.www.blanchemedya.com

Baskı: Bizim Matbaa Ltd. Şti.Tel: 0212 280 38 50

Bu der gi de ki ya zılar ve gör sel mal ze me ler elekt ro nik ya da ba sı lı or tam da izin alın ma dan ya da kay nak gös te rilmeden kul la nı la maz.

BLANCHE MEDYAGülbahar Mahallesi Cemal Sururi Sk. Halim Meriç İş Merkezi No:15 Kat:4 D:22 Mecidiyeköy/İstanbul Tel: 0 (212) 438 49 35 Fax: 0 (212) 438 49 43

Basım Tarihi: Aralık 2012, Yayın Türü: Yılda bir defa yayınlanır.

İMTİYAZ SAHİBİ PublisherDeutsche Messe Worldwide adınaMurat Özer

YÖNETİM YERİ AddressHannover Fairs İnterpro Uluslararası Fuarcılık A.Ş.Büyükdere Cad. Şarlı İş MerkeziNo:103 B Blok Kat:5-6, 34394, Mecidiyeköyİstanbul TürkiyeTel: +90 (212) 334 69 69 Faks: +90 (212) 334 69 70 E-posta: [email protected]: www.CeBITbilisim.com

Yayın KURULU Editorial Board

Cüneyt Midillili [email protected]

Merve İnciroğlu merve.inciroğ[email protected]

Mücella Kö[email protected]

Akıllı Kentler Platformu Başkanı

Şekip Karakaya

Türksat Genel Müdürü Özkan Dalbay

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

Binali Yıldırım

Page 4: CeBIT Life Magazine sayi2

HABER 4

Değişen iş ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek, şirketlerin sürekli artan iletişim maliyetlerini düşürmek ve güvenlik gereksinimlerini karşılayabilmek amacıyla Microsoft Exchange 2010 SP1 platformunun buluta taşınmış halidir.BuluTT E-Posta; güvenilir altyapısı, denetlenebilir e-posta arşivi ve her yerden erişim kolaylığıyla kurumsal müşterilerimize çok yönlü bir hizmet sunuyor. Bu ürün şirketlere hız ve kolaylık getirirken aynı zamanda sunucu, donanım, veri tabanı, işletim sistemi gibi ön yatırım maliyetlerini de ortadan kaldırma, bakım, destek, enerji ve iklimlendirme gibi sürekli maliyetlerinizi en aza indireme imkânı da sağlıyor.

Belediyelerin, Türk Telekom Veri Merkezi’ne TTVPN erişim tipiyle bağlanarak, sunucular üzerinde bulunan her türlü coğrafi, yönetimsel bilgi sistemi ile vatandaş ilişkileri yönetimi, karar destek uygulamaları ile mobil belediyecilik uygulamalarını içeren yazılımı kullanmalarını ve verilerini yine bu sunucular üzerinde depolamalarını sağlayan hizmet bütünüdür.Türk Belbil hizmeti, belediyelerin bilgi teknolojileri ihtiyaçlarının bulut bilişim teknolojisi sayesinde tek merkezden karşılanmasını sağlıyor. Belbil hizmeti, belediyelerin bilgi teknolojileri ihtiyaçlarının bulut bilişim teknolojisi sayesinde tek merkezden karşılanmasını sağlıyor.

Türk Telekom uzaktan eğitim ve sanal sınıf uygulamalarını BuluTT Akademi ürünü ile üniversitelerin de hizmetine sunuyor. Ders seçimi ve derse kayıt, online sınıf, ders yönetimi ve içeriklerin sunumu, ölçme ve değerlendirme ve kullanıcı bilgilerinin izlenmesi gibi özellikler sayesinde çevrimiçi eğitim olanakları yaratılırken, üniversiteler herhangi bir donanım veya yazılım masrafına katlanmadan internet bağlantısı ile TT Veri Merkezine kolaylıkla erişerek uygulamaları kullanabilme şansına sahip olabiliyor. Üstelik bulut bilişim ihtiyaçlarını BuluTT Akademi ile çözen üniversiteler eğer isterlerse aylık ödeme sistemini seçerek finansal anlamda da gelir gider dengesini koruyabiliyorlar.

İnternet üzerinden kayıt uygulaması ile kameraların yerleştirildiği tüm lokasyonlardaki kamera görüntülerinin Türk Telekom Veri Merkezine aktarılmasını ve saklanmasını sağlayan BuluTT Göz hizmeti ile Türk Telekom kurumsal ve kamu müşterilerine veri merkezi üzerinden izleme ve saklama, kamera tedariği ve kurulum hizmetleri sunuyor.BuluTT Göz, IP Network üzerinden canlı görüntüleri veya istenilen zaman aralığındaki geçmişe dönük kayıtları uzaktan yönetme olanağı da sağlıyor. Bu ürünün tercihe bağlı hareket algılama özelliği ile, sadece hareket boyunca kayıt yapılabildiği gibi görüntüler TTVM’de bulunan müşteriye özel depolama alanlarında saklanabiliyor.

BuluTT Sunucu, kullanıcılarının bir donanımsal sunucu üzerinden birbirinden bağımsız ve izole olarak birden fazla iletişim sistemine sahip olmalarına imkân sağlayan, sanallaştırma teknolojisi kullanan bir hizmettir. Daha düşük bir bütçe ile adanmış fiziksel sunucu sağlayan bir üründür.MR veya tomografi gibi radyolojik görüntülerin dijital olarak elde edilmesini, arşivlenmesini ve iletilmesini sağlayan BuluTT Radyolojik Arşiv , dosyalarınızı size verilen alana depolama, daha sonra herhangi bir cihazdan bağlanarak ulaşabilme imkânı sağlayan BuluTT Depo da sunulması planlanan BuluTT çözümlerindendir.

Türk Telekom bulut bilişim kavramını sadece kaynakların ortak kullanılması, altyapı üstünden verilen hizmetlerin yönetilmesi olarak değil, arka planında derin bir tecrübe ve geniş bir bilgi birikiminin bulunduğu, fiziksel ve teknolojik altyapı ile birlikte müşterilere sağlanan faydaların bütününü kapsayacak bir bakış açısı algılıyor. Bulut altyapı teknolojilerine 2009 yılından bu yana yatırım yapan Türk Telekom; yazılım, donanım, barındırma, yedekleme hizmetleri lokasyondan bağımsız olarak, çeşitli bağlantı seçenekleri üzerinden sağlayan bulut ürünleri ile tüm müşterilerine fayda sağlayacak hizmetler sunuyor.

Şimdiye kadar bulut bilişim teknolojisi ve veri merkezi için yaklaşık 40 milyon dolarlık yatırım yapan ve ülke çapındaki yaygın genişbant altyapısı ile müşterilerine uçtan uca ve güvenli hizmet sunan Türk Telekom, bulut bilişimin en önemli bileşenlerinden birisi olan erişim konusunda büyük avantajlar sağlıyor. 300 kişilik uzman personeliyle toplam 3 bin metrekarelik alanda hizmet veren TTVM, 80 Gbps uplink kapasitesi ile müşterilerini internet bulutuna hızlı ve güvenli bir şekilde taşıyor. TTVM, Türk Telekom’un BULUTT Bilişim yolculuğunda önemli bir altyapı platformu oluşturuyor.

Türk Telekom ve Bulut Bilişim

birikimini “e-KKTC” projesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı adına gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Dalbay, Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüştürülmesi ve 2023 hedeflerine varılması açısından iletişim olanaklarının ülkenin her yanına karadan, havadan ve hatta uzaydan ulaştırılabilmesinin de büyük önem arz ettiğinin altını çizdi. Bu amaç ve hedefler uyarınca Türksat 4A ve Türksat 4B uydularının 2013 yılı sonunda hizmete alınarak iletişim ve uydu yayıncılığı alanında Türkiye’nin uzaydaki kapasitesinin yaklaşık üç kat arttırılacağını ve bütün Afrika’nın kapsama alanı içine gireceğini belirtti.

“Kendi altyapımızdan Kendi içeriğimiz geçmeli”Türkiye çapında 22 ülkede 3,3 milyon hanenin kablo TV hizmetinden yararlandığını kaydeden Dalbay, bu hanelerin tamamına 100 Megabit geniş bant internet hizmeti götürebilme durumlarının olduğunu söyledi. Bilgi toplumuna dönüşme sürecinde altyapı yatırımları kadar bu altyapıdan Türkiye’nin kendi ürettiği içeriğin kullanmasının da büyük önem arz ettiğini belirten Dalbay, başta eğitim olmak üzere oyun, eğlence, çizgi film, akıllı telefon uygulamaları, akıllı televizyon uygulamaları gibi digital hayatın bu alanlarında da yerli ürünler geliştirmenin, Türkiye bilgi teknolojileri alanında çekim merkezi olmasına büyük katkı sağlayacağına gönülden inandıklarını söyledi.FATİH projesi ve Türksat’ın Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına uygun olarak hazırladığı eğitim portal hizmeti olan AstroNot Akıllı Eğitim Portalı’nın bu amaçlarla hizmete geçirildiği ifadelerini kullanan Dalbay, CeBIT

fuarında bu ürünleri eğitim camiasının beğenisine sunacaklarını söyledi.

tayfun acarer’den manidar öyKü!Konuşmasına, özellikle Türkiye’de faaliyet gösterdikleri halde ofis açmayan bilişim devlerine göndermelerle dolu manidar bir öyküyle başlayan BTK Başkanı Tayfun Acarer, bilgi teknolojileri ve bilişim sektöründe altyapı yatırımları yapmadan orta vadede bile ayakta durulamayacağını vurgulayarak, Türkiye’nin internet teknolojileri alanında büyük fırsatlara sahip olduğunu kaydetti.“Büyük bir ülkede otoyol işletmeciliği yapan biri büyük, diğeri küçük iki firma varmış. Büyük firmanın başka ülkelerde de yatırımları varmış. Bu otoyollarının bir kısmı karadan, bir kısmı havadan gidiyormuş. Bu firmalardan büyük olan bir gün çalışanlarını toplayıp, ‘Arkadaşlar son zamanlarda otoyoldan geçen araç sayısı arttığı halde kârlılığımız artmıyor. Bunun nedeni nedir?’ diye sormuş. Çalışanları da ‘Efendim, son

zamanlarda bazı yolcu taşıma firmaları çıktı. Bunlar bizim otoyolumuzu kullandıkları halde ücret ödemiyorlar’ demişler. Büyük otoyolcu bu işe çok şaşırmış. Gidip bu taşıyıcılardan en büyüğüyle görüşmüş. ‘Efendi, hem benim otoyolumu kullanıyorsun, hem de geçiş ücreti ödemiyorsun, böyle şey olur mu? Bundan sonra bu ücreti ödemen lazım yoksa benim otoyolumdan geçmeni engellerim’ demiş. Taşıyıcı ise bu resti görüp araçlarını küçük otoyolcunun işlettiği otoyoldan geçirmeye karar vermiş. Zamanla küçük otoyolcunun yolundan geçen araç sayısı ve küçük otoyolcunun kazancı artmaya başlamış. Bu durum büyük otoyolcuyu panikletmiş ve çalışanlarının da ısrarıyla taşımacıyla görüşmeye karar vermiş. Taşıyıcıya ‘Sen kazandın. Gel benim otoyolumdan ücretsiz geç’ demek durumunda kalan büyük otoyolcu, taşımacının cevabıyla adeta şoke olmuş. Zira taşımacı, ‘Peki, araçlarını senin otoyolundan geçireceğim ama bana üste para vereceksin’ demiş. Buna isyan eden büyük otoyolcu, sonunda bu anlaşmaya razı olmak zorunda kalmış. Daha

sonra taşımacı küçük otoyolcuya giderek ‘Bak ben büyük otoyolcu ile anlaştım. Araçlarımı onun otoyolundan geçireceğim. Eğer araçlarımı senin otoyolundan geçirmemi istiyorsan, sen de bana üste para vereceksin’ demiş.”“Kimlerden bahsettiğimi çok iyi anlıyorsunuz. Bence bu olaylardan ders almanın zamanı gelmiştir. Bugün sabit ve mobil işletmecilerimizin, kendilerini bekleyen bu riske karşı ortak hareket etme zamanı gelmiştir. Sabit ve mobil pazarlarının artık tek bir ortak pazar olarak tanımlanma zamanı gelmiştir. Sayın Bakan’ın koyduğu vizyon doğrultusunda hareket etmeliyiz. Özellikle yeni nesil sistemleri ile ilgili yurt içindeki rakiplere ve ülkeye zarar verici sübjektif yaklaşımlardan kaçınmamız lazım.” diye konuştu.

“Hız Bilişimde BereKet, ulaşımda felaKettir!”Konuşmasına “senden sonraki konuşmacı benim” fıkrasıyla başlayan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, “Sürekli olarak akıllı sistemler, akıllı şehirler, akıllı trafik altyapısı, vesaire diyoruz. Bunlar önceden akılsız mıydı, diye sormadan edemiyor insan Aslına nedeni açık. Akılsızlık ve ahmaklık ederek şehirlerimizi yaşanmaz hale getirdik. Trafik kazalarını artırdık. Akıllı şehirler ve akıllı trafik altyapısı gibi konular yeni yeni kafamıza dank etti. Allah’tan bilişim sektörü imdadımıza yetişti. Bilişim ve bilgi teknolojileri sektörü her alanda hayatı kolaylaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.

“Bilişim yaşam desteK ünitemiz”Bilişimin insanlar için adeta bir çeşit yaşam destek ünitesi olduğunu belirten Bakan Yıldırım, “Eskiden

geniş aileler şeklinde yaşardık. Aile nüfusları kalabalıktı. Dedeler, çocuklar, torunlar hep bir arada yaşardık. Ancak şimdi devir değişti. Anne baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aileler söz konusu artık. İşte bu çekirdek ailelerin yeni üyeleri ise cep telefonları ve internet olmaya başladı” dedi. Ünlü Antik Yunan bilgini Herakleitos’un “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir” sözünü hatırlatan Bakan Yıldırım, “Değişimin yaşı da yok artık. Bilişim sektörü denince akla genelde genç insanlarımız gelir. Ama şöyle bir bilgi vereyim: E-devlet uygulamalarını kullanan vatandaşlarımızın en az 500 bini 65 yaş ve üstü vatandaşlarımızdan oluşuyor. Eskiden ‘yalan dünya’ der geçerdik, şimdi ise ‘sanal dünya’ diyoruz ama geçemiyoruz” diye konuştu.

“’Ben yaptım oldu’ anlayışı Bilişimle sona erdi”Türkiye’nin yapması gereken işin teknolojiyi insanlığın hizmetine sunmak, bunu yaparken de bölgesel farklılıkları gidermeyi hedeflemek olduğunu ifade eden Binali Yıldırım, “ben yaptım oldu” anlayışının bilişimle sona erdiğini söyledi. BTK Başkanı Tayfun Acarer’in konuşmasına da atıfta bulunan Bakan Yıldırım, “Bu firmalar ya akıllarını başlarına alırlar, Türkiye’nin imkanlarını adilane kullanırlar, ya da yavaş yavaş silinip giderler” diye konuştu.Türkiye’nin yaş ortalamasının 29 olduğunu hatırlatan Bakan Yıldırım, “Bu büyük bir güç. Biz de işte bu gücü bilişimle değerlendireceğiz. Bugün baktığımızda Türkiye’nin mobil internet hızı birçok ülkeye göre çok daha hızlı. Ancak bu ifadeyi bugün için söyleyebiliriz. Yarın için söyleyemeyiz. Bunun için sürekli yatırım yapmak lazım” diye konuştu.

Page 5: CeBIT Life Magazine sayi2

BULUT Genel Ilan-R3-A3.indd 1 19.11.2012 17:16

Page 6: CeBIT Life Magazine sayi2

HABER 6

Türk tablet pazarının yeni oyuncusu: VIPPADVIPPAD’in Android’li tabletleri uygun fiyatları ve yüksek fiyat / performans oranıyla dikkat çekiyor. Türk markaları arasında tablet savaşı tam gaz devam ediyor. CeBIT Bilişim Eurasia’da ilk kez Türk kullanıcısının beğenisine sunulan VIPPAD’ler uygun fiyatları ve fiyatlarına göre vaat ettikleri performans ile dikkat çekiyorlar. Farklı ihtiyaçlara göre değişik donanımlarla hazırlanan modellerin hepsi Android 4.0 Ice Cream Sandwich işletim sistemini kullanıyorlar. 7 ve 9.7 inç ekran seçeneğinin yanında modeller tek, çift ya da dört işlemci seçeneği ile kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Cihazların ekranları HD görüntü desteklerken, kullanıcılar VIPPAD cihazlarını HDMI girişi sayesinde dış ekranlara da bağlayabiliyorlar.

Günümüz akıllı cihazları, bundan birkaç yıl önceki cihazlarımız gibi günlerce dayanan şarjlara sahip değiller. Bunun sebebi de yeni nesil cihazların çok fazla güç tüketmesi. Sinoele’nin çözümleri de bu sorunlara son verecek kapasitelere sahip. Güç bankaları ve farklı cihazlar için şarj istasyonları üreten Sinoele, iPhone, Android gibi cihazlar yanında eski nesil akıllı telefonları da şarj edebiliyor. Ek batarya seçenekleri de 1800 mAh değerinden, 10000 mAh gibi yüksek değerlere çıkabiliyor. Cihazların bir diğer artısı da küçük boyutları sayesinde cebinizde bile akıllı cihazınızı şarj edebilmesi.

Şirketler kendi ülkesi dışında iş yaptıklarında; iş seyahatleri, proje katılımları, yemek ve ulaşım harcamaları, internet ve telefon maliyetleri vb. birçok kalemdeki harcamalarını geri almak üzere yerel ve yabancı vergi prosedürleri ile uğraşmıyor. CEBIT Fuarı’nda 8. Salon’daki standında ziyaretçilerini ağırlayacak olan U TURN Yöneticileri; Türk firmalara Avrupa, Amerika, Afrika ve Ortadoğu’da gerçekleştirdikleri çalışmalarda alabilecekleri iadeler konusunda detaylı bilgi de aktaracak.

Sosyal güvenlik kurumu Türkiye’nin 2023 sağlık vizyonu doğrultusunda çığır açan bir uygulamaya imza attı. Daha hızlı ve güvenli hizmet sunan Hasta Kimlik Doğrulama Sistemi’yle tüm sağlık bilgileriniz, avucunuzun içindeki damarlardan okunuyor.• 25 binden fazla hastayla pilot

uygulama, mükemmel sonuçlar• Sağlık hizmet sunucusu

ziyaretlerinizde çok hızlı kayıt ve doğrulama süresi.

• Tamamen şifreli veri kullanımı sayesinde maksimum güvenlik.

• TC kimlik numarası ile eşlendiğinde sıfır hata payı.

Sistemin en büyük artısı yurt genelinde uygulandığında herhangi bir sağlık hizmet sunucusuna gittiğinizde avuç içinizi cihaza okutmanız yeterli olması.SGK bu yenilikle kalmayarak dünya birincisi bir projeye imza attı. 2 Kasım’da Las Vegas’da yapılan en iyi dış kaynaklı iş ortaklığı kademesinde 1. olan proje Alo 170’den günlük 12bin kişi faydalanabiliyor. 300’e yakın E-Devlet uygulamasının tek havuzda toplandığı bu çalışma sayesinde aklına soru takılan her insan yardım için Alo 170’i arayabiliyor.

Ülke çapında ulaştırma bilgilerinin vatandaşlara tek noktadan sunmayı amaçlayan Ulusal Ulaştırma Portalı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde yapılan projede her şey düşünülmüş. Arabanızla ya da toplu taşıma ile aktarmalı olarak belirlenen bir noktadan diğerine geçiş yapmak artık çok daha kolay. UPP üç boyutlu sokak görüntüleri ile ana arterler ve bu yollara bağlı yan yollar boyunca ilerleyerek daha hızlı bir şekilde istenilen noktaya ulaşma imkânı sunuyor. Portal içerisinde bulunan Mobil Seyahat Planlayıcısı ile Apple IOS, Windows Mobile ve Android gibi farklı işletim sistemi kullanan akıllı cep telefonları ile birlikte kullanarak seyahatleri planlamak ve uygulamak çok daha kolay hale geliyor. Portalın içerisinde planlama ihtiyacının yanı sıra E-Ulaştırma, Acil Yardım, Hava Durumu, Trafik ve Çocuk, Kargom Nerede ve Uçuş Bilgileri gibi birçok yardımcı özellikle hayat daha kolay hale geliyor.

İlk gün olmasına rağmen çok sayıda müşteri ile iletişime geçtiklerini belirten Next & Next Star Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Yüksel, Türk halkına en yeni teknolojileri sunma için burada olduklarını belirtti. Ağırlıklı olarak uydu alıcılarından tanınan firma ürün çeşitliliği sebebiyle gör dükleri ilgiden çok memnun. Yeni ürünleri içerisinde tablet bilgisayarlar, aksiyon kameralar, televizyonlar ve TV box (smart olmayan akıllı olmayan televizyonları smart hale getiren cihazlar)ı mevcut olmakla birlikte ilk kez CeBİT’te müşterilerine sunduğu birçok da ürün mevcut ve en çok dikkat çeken Android işletim sistemi içeren uydu alıcısı. “İyiye değil, en iyiye sahip olmak için” sloganı ile fuarda yerini alan Next & Next Star ekibi yeni ürünlerle hayatı kolaylaştırmayı planladıklarını belirtiyor.

Mobil cihazlarınıza Sinoele’den yedek güç bankası

Yurtdışındaki vergi iadesi işlemleriniz ile onlar uğraşsın

Sağlık bilgileriniz avucunuzda

Yeni nesil seyahat planlayıcınız

Next & Next Star’dan ekonomik fiyatlar

Kırılgan akıllı telefon ve tabletlerimizi korumasız olarak kullanmak, kask takmadan motosiklet kullanmaya benziyor. Fakat pek çok kılıf üreticisi, telefonları korumaya çalışırken görsellikten ödün vererek cihazları çirkinleştiriyor. Gogo’nun şık kılıfları hem cihazların kalınlığını arttırarak görüntüsünü bozmuyor, hem de özel tasarımlarıyla eskisinden bile güzel hale getiriyor. iPhone, iPad, Samsung Galaxy S3 ve Galaxy Note 2 modelleri için özel kılıflar üreten Gogo’nun İstanbul temalı tasarımları ve el yapımı kapakları görülmeye değer.

Akıllı cihazlarınızı darbelerden korumak için Gogo kılıflar

Hacettepe Üniversitesi Teknokent A.Ş. tarafından CeBIT Bilişim Fuarı kapsamın yüksek beklentileri ve bilinçlendirme çabaları ile örnek bir platform oluşturulmuş. Proje çalışmaları yapan ve daha çok girişimci olarak etkin olan firmaların Teknokent Projelerine olan ilgisini bilinçlendirerek artırmak. Birçok firmanın hala farkında olmadığı en önemli şey ise üniversitelerin bünyesinde bulunan Teknokent platformlarına dahil olduklarında firma ve girişimcilere gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti, sigorta prim desteği, destek personeline gelir vergisi muafiyeti ve yabancı yatırımcıların teşvik edilmesi gibi birçok konuda önceliğe sahip olacakları. CeBIT süresince insanları bu konuda bilinçlendirmek ve Teknokent projelerine yönlendirmeyi ilk hedef olarak belirleyen Hacettepe Üniversitesi Teknokent A.Ş. Proje Müdürü Halil İbrahim Canuluç , projelerini Türkiye’ye ve dünyaya endüstriyel ürün ve teknoloji üreten bilime, teknolojiye ve insanlığa katkıda bulunan, artı değerler yaratan firmaların ortak çalışma noktası olabileceğini belirtiyor.

Teknokent girişimcilerin gözdesi olma yolunda ilerliyor

Page 7: CeBIT Life Magazine sayi2

HABER7

Tayvan, Türk şirketlerini Computex 2013’e bekliyorTayvanlı şirketler CeBIT Bilişim Eurasia’da Türk şirketlerine ve basına seslendi. Şirketler hep bir ağızdan “Bizim için en güzel hediye Türklerin dostluğudur” dedi.

�CeBIT Bilişim Eurasia’nın ilk gününde Tayvan firmaları, düzenledikleri ortak basın toplantısı ile iş dünyası ve basına

hem yeni ürünlerini tanıttılar, hem de 4 - 8 Haziran 2013 arasında Taipei’de düzenlenecek Computex’e davet ettiler. Tayvan Ticaret Merkezi’nin yöneticisi Patty Yen, sunumun açılışını yaptı ve izleyenlere Computex Taipei’yi kısaca tanıttı. Asya’nın en büyük, dünyanın isi ikinci en büyük bilişim teknolojileri fuarı olan Computex’in 4

salonda, 1800 firma ve 5300 katılımcı ile gerçekleştirilen çok büyük bir fuar olduğunu belirten Patty Yen, 2013 yılındaki Computex Taipei’nin ise 4 - 8 Haziran tarihleri arasında düzenleneceğini ve daha fazla Türk şirketinin 2013’teki fuara katılmasını umduklarını belirtti.

DünyaDaki kişi başı bilişim harcaması Türkiye’nin çok üsTünDePatty Yen’den sonra sahneye gelen TÜBİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Yanartaş, Türkiye’nin bilişim sektöründeki potansiyelinden bahsetti. Yanartaş, Batı Avrupa ülkeleri ve ABD’de insanların yıllık teknoloji harcamalarının, ülkemizdeki rakamlardan çok daha yukarıda olduğunu belirtti. Batı Avrupa ülkeleri ve ABD’deki bilişim harcamalarının yüzde 40 servis, yüzde 40 yazılım, yüzde 20 donanım şeklinde olduğunu belirten Mustafa Yanartaş, ülkemizde ise yüzde 80 donanım, yüzde 10 servis ve yüzde 10 yazılım şeklinde bir

dağılım olduğunu belirtti.Sunuma katılan dört Tayvanlı şirketten birisi olan Avision, yeni tarayıcı ürünlerini tanıttı. 2012 yılında dünyanın en prestijli tasarım ürünlerinden Red Dot kazanan şirket, Canon, Sharp gibi firmalar ile de işbirliği içerisinde üretim yapıyor. Yine Tayvanlı bir şirket olan Zero One Technologies ise özellikle kiralık araç şirketleri ve

araç filolarına yönelik GPS izleme cihazlarını tanıttı. Gerçek zamanlı olarak araç ile ilgili motor durumu gibi veriler veren takip cihazları, sürücünün kullanım türü dahil pek çok farklı bilgiyi de taşıyabiliyor. Güvenlik kamera sistemleri üzerine uzmanlaşan Airlink ise bulut teknolojilerini kullanan kameralarını tanıttı. Ortamı dinleyebilecek mikrofona ve ses verebilecek bir hoparlöre sahip olan

cihazlar, hareket algılama sistemleri ile de izinsiz girişleri SMS ya da e-posta ile bildirebiliyor. Son olarak sahne alan A Class Learning Tech firması ise akıllı sınıf sistemleri teknolojilerini tanıttı. A Class’ın yazılımları, akıllı telefon, akıllı tahta, dizüstü bilgisayar gibi cihazları oldukça kolay olarak birbirine bağlıyor ve sınıflardaki durum ile ilgili müdüre, öğretmene ve öğrenciye farklı raporlar gönderebiliyor.

Page 8: CeBIT Life Magazine sayi2

Türksat’tan Türkiye’nin beklediği hizmetler

HABER - RÖPORTAJ 08

�Türksat’ın katma değerli hizmetlerinden TürksatMaps’in iş modelleri hazırlanarak hizmet verilmeye

başlandı. Hâlihazırda test aşamasında olduğu belirtilen TürksatMaps 3D portali, uydu görüntüsü altyapısı kullanılarak geliştirildi. Kullanıcılar, Google Earth’te olduğu gibi herhangi bir program kurulumuna gerek kalmadan, doğrudan internet üzerinden üç boyutlu TürksatMaps’e erişebilecekler.Türksat A.Ş. Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, TürksatMaps”te kullanılmak üzere Türkiye’deki her bölgenin yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerinin sayısal ortama aktarıldığını söyledi. Dr. Dalbay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin dörtte birini oluşturan, sıklıkla ihtiyaç duyulan ve merak edilen yerlerin görüntülerini her yıl güncelleyeceğiz. TürksatMaps’te görüntülerin güncellenme süresi, Google’dan daha kısa. Bu

nedenle bu projenin devreye girmesinin ardından Google, Türkiye görüntülerinin güncelleme sıklığını arttırabilir. Google, söz konusu görüntüleri daha çok iki yıl güncellemeyle veriyordu. Bizimki ise ortalama bir yıl. Bundan sonra da bir yıl olarak güncellenecek. Bazı yerlerde bu süre 6 aya düşebilecek, bazı yerler için 1,5 yıl olacak.” Dr. Dalbay, hedef kitle olarak, kamu kuruluşları ile coğrafi bilgi sistemi altyapısı kullanmak isteyen özel sektöre yöneldiklerini, özellikle araç takip sistemi geliştirenlerin bu sistemi yoğun olarak kullandıklarını anlattı. Türkiye’de coğrafi bilgi teknolojileri pazarının çok büyük olmadığını, ancak bu tür büyük projelerle geliştirileceğini vurgulayan Dr. Dalbay konuşmasına şöyle devam etti: “Bu alanda çalışan firmalar GoogleMaps kullanıyor. Kullanıcı ücretlerini ödüyorlar. Biz ise abonelik sistemi getiriyoruz. Böylece aynı kuruluşun aynı hizmet için bir daha para ödemesini önlemiş oluyoruz. Kamu da özel sektör de hem kişi bazında hem de kurumsal olarak abone olabiliyor. Belirli

bir çözünürlüğe kadar bu hizmetten 1 ay boyunca herkes yararlanabiliyor. Ancak, 1 aylık süre sonunda, belirli bir çözünürlüğün üzerinde görüntü almak isteyenler, internet üzerinden bireysel veya kurumsal abonelik sistemiyle ya da yine elektronik ortamda perakende alışveriş şeklinde işlem yapabiliyor. Abonelikte istenildiği kadar görüntü kullanılabiliyor. Perakende kullanım için işaretlenen bölgenin büyüklüğüne göre kredi kartı ile ödeme yapma imkânı da sağlanacak.” Genel Müdür Dr. Dalbay, sistemin hizmete girdiğini, iş modeli ve fiyat belirleme aşamalarının tamamlandığını, Türksat Yönetim Kurulu’nun aldığı kararla TürksatMaps’in hizmete sunulmaya başlandığını bildirdi. Sistemin hâlihazırda yalnızca Türkiye için kullanıma sunulduğunu, sonraki aşamada daha da genişletilebileceğini ifade eden Dr. Dalbay, “Bu proje, Türkiye’de GoogleMaps’e bağımlılığı ortadan kaldıracak. Google, Youtube yasaklanınca GoogleMaps’i de kapatıyor. İyi, tamam! İsterlerse artık kapatabilirler.

Alternatifleri hazır” dedi. Vatandaşların, Türkiye’ye ait uydu görüntülerini, yıllık 10 TL ücret karşılığında, www.turksatglobe.com internet sitesi üzerinden izleyebileceğini bildiren Dr. Dalbay şunları söyledi: “Ticari olarak belirli bir kalitede görüntü istenildiği takdirde, bu hizmet, belli bir bedele tabi olacak. Kullanıcıların, lisans ücreti ödemesi gerekecek. www.turksatglobe.com sitesinde Türkiye’nin her bölgesine ait görüntü var. Hatta 864.000 km2’lik alanın biraz daha fazlasının görüntüsü var.” Dr. Dalbay ayrıca, geliştirilmekte olan TürksatMaps 3D portalinin, hâlihazırda test aşamasında olduğunu belirtti. Mevcut uydu görüntüsü altyapısı kullanılarak geliştirilen üç boyutlu TürksatMaps’in, web tabanlı olarak sunulacağını ve kullanıcıların, GoogleEarth’tekinin aksine, bilgisayarlarına herhangi bir program kurmalarına gerek kalmaksızın, doğrudan internet üzerinden portale erişebileceklerini söyledi.

• Uydu görüntüleri ve vektör veriler harita servisi olarak sunulmaktadır.

• Konum adına göre arama yapılabilmektedir.

• Coğrafi koordinat boylam, enlem formatında arama bölümüne yazılıp haritada ara butonuna basıldığında ilgili koordinata gidilmektedir.

• Sistemde uydu görüntüsü olmayan bölgelerin uydu görüntüleri satın alındığı takdirde uydu görüntüsü temini ile beraber bu görüntülere portal üzerinden erişim sağlanabilmektedir.

• Harita ve uydu görüntüleri için konumsal reklam hizmeti verilmektedir.

• Üç boyutlu sokak görüntüleri servis olarak sunulmaktadır.

• Aynı bölgeye ait farklı tarihlerde çekilmiş uydu görüntülerinin karşılaştırılabilmesi için yatay ve dikey kaydırmalı kontroller ve şeffaflığı kullanan kontrol bulunmaktadır.

• Navigasyon ve ölçüm kontrolleri bulunmaktadır.

• Yükseklik verileri de servis olarak sunulmaktadır.

• Harita üzerinde belirlenen iki nokta arasında yüksekliğe bağlı kesit grafiği oluşturulabilmektedir.

Türksat A.Ş. Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay

Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Türksat, gerek kamunun ihtiyacı olan gerekse de bireylere yönelik birçok çözüm geliştiriyor.

TÜRKSATGLOBE

NEDİR?• TürksatGlobe, Türksat bünyesinde coğrafi bilgi teknolojileri (coğrafi bilgi sistemleri, coğrafi programlama, uzaktan algılama, görüntü işleme, global konum belirleme, konuma dayalı servisler araç takip sistemleri, dijital fotogrametri) konularında sunulan ürünler ve hizmetlerin markasıdır.• Türksat, haberleşme uydularında yakaladığı başarı ve birikimini, gözlem uydularında da yakalama hedefindedir.• Türksat, gözlem uydularına ait görüntülerin coğrafi bilgiye dayalı projelerde daha yoğun ve etkin kullanılmasını sağlamayı hedeflemektedir.• Bu amaçla Türksat A.Ş. bünyesinde 2008 yılında kurulmuş olan Coğrafi Bilgi Teknolojileri Direktörlüğü, ürün ve hizmetlerini TürksatGlobe markası ile sunmaktadır.

TÜRKSATGLOBE ÜRÜN VE HİZMETLERİ• Uzaktan Algılama Hizmetleri• Coğrafi Bilgi Sistemleri Hizmetleri• Coğrafi Programlama Hizmetleri• Görüntü İşleme Hizmetleri• Türksat Araç Takip Sistemi• TürksatMaps• TürsatMaps API

Türksat’tan Türkiye’nin beklediği hizmetler Türksat’tan Türkiye’nin beklediği hizmetler Türksat’tan Türkiye’nin Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Türksat, gerek kamunun ihtiyacı olan gerekse de

TÜRKSATMAPS PORTALİNDE NELER YAPILABİLİYOR?

Page 9: CeBIT Life Magazine sayi2
Page 10: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ 10

YASAD Balkanı Doğan Ufuk Güneş, Türk yazılım sektörünün nasıl bir süreçten geçmekte

olduğunu çarpıcı örneklerle ortaya koyuyor. 4 saatte tam 54 ülkeye uçabildiğimizi belirten Güneş’in üzerinde durduğu en önemli detay

pozitif ayrımcılık yapılması ve yerli yazılım sektörünün devletçe de desteklenmesi. Güneş, CeBIT Life Magazine için yazılım sektörümüzün

geleceğiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

�K�ü�r�e�s�e�l� �a�n�l�a�m�d�a� baktığımızda 2012’de Türkiye yazılım sektörü yelpazenin �n�e�r�e�s�i�n�d�e� �d�u�r�u�y�o�r�?

Bu soru oldukça geniş bir soru ve neresinden baktığımızın önemi büyük. Pozitif anlamda baktığımızda Türkiye 2012 yılında küresel ölçekte yazılım sektöründe daha iyi durumdayız geçmiş yıllara göre. Neden? Birkaç önemli pozitif noktamız var. Bunların en başında bizim mühendislik kalitemiz geliyor. Mühendislik açısından 2. sıradayız. Mayıs ayında Almanya’ya Yazılım müracaatı yaptık. İlk defa yapıldı bu. Sabahlara kadar süren görüşmeler yaptık. 72 tane de irili ufaklı firma temsilcileriyle görüştük. Bu 72 firmanın birçoğunun da CEO’su Türk. Şunu çok net gördük ki, biz dünyada yazılım açısından Almanlar’ında önündeyiz. Biz Almanya’ya çok uygun şartlarla ucuz hizmet verebilir, karşılıklı ticaret yapabiliriz. Almanya’nın tüm dünyadaki yazılım ithalatı yılda 67 milyar dolar. Bizim yapmış olduğumuz ihracatta en fazla 80 milyon dolar civarında. Şu anda biz 2015’e kadar Almanya’ya 1 milyar dolar yazılım ihracatı yapma hedefi koyduk ve inanılmaz bir talep var, görüşmeler yoğun bir şekilde devam ediyor. Biz bu ziyaretle kalitemizi gösterdik ve Türkiye’nin neden önemli

olduğunu anlattık. Bizim ürünlerimizin ihracatının bir özelliği var. Biz nitelikli ihracat yapıyoruz. Yani ihracat yapabilmek için ne yapıyorsunuz? 3 dolarlık ihracat yapabilmek için 1.5 dolarlık ithalat yapıyorsunuz. Akıl terine dayanan ürünler yapıyoruz. Bu ürünlerin ihracatını yaptığınızda akıl nitelikli ihracattan bahsediyoruz. Ve biz yazılımcılar olarak artık bunu yapabilecek çapta ve kalitedeyiz. Bir büyük şansımız daha var. Hala daha dünyada büyük mühendisler temsil ediyorlar bizi. Mühendislik seviyemiz güçlü dünyada. Türk mühendisler yükselen bir trend halinde uluslararası firmalarda çalışıyor. Biz yazılım olarak yükselişteyiz ve daha da yükseleceğiz. 2023’e kadar Türkiye’nin yurtdışına yazılım ihracatının ne kadar olmasını bekliyorsunuz? Yazılım hedefimizi 5 milyar dolar olarak belirledik. Bu yalnızca yazılım ihracatındaki hedefimiz. Bilişim sektörü olaraksa hedefimiz 15 milyar dolar’lık ihracat yapabilmek. Türkiye’de yazılımın büyümesi için ne yapmak lazım? Biz geldiğimizde şunu söyledik. Bir kere pazarın büyümesi lazım. Pazarı büyütmenin de iki yolu var. Bunlardan biri ihracat. Diğeri iç piyasanın büyümesi. Bunun ana yolu da kamuda yerli yazılım kullanımının arttırılması. Biz Yazılım Sanayicileri

Derneği olarak şunu söylüyoruz: Biz gerçek anlamda gayet iyi yazılım yapıyoruz ve kamuda da artık yerli yazılım kullanılmasını istiyoruz. Bu konuda Başbakanımızın da desteği var. Kamuda yerli yazılım kullanılması için genelge yapıldı. Bizim burada dediğimiz şey şu: Bize özel bir şey istemiyoruz. İhalede alım yaparken eşitlik istiyoruz. İkinci istediğimiz: kamu ihalelerinde bizim ürünlerimizin de ürün olarak değerlendirilmesi. Yabancı ürünler kamuda paket ürün olarak kabul ediliyor ve o şekilde satın alınıyor. Bizim ürünlerimiz ise hizmet olarak görülüyor. Bizim ürünümüz de ürün olarak görülüp satın alınsın istiyoruz. Üçüncü isteğimiz ise çok önemli. O kadar çok teşvik veriliyor ki bizim sektörümüze. Bizim işimizde herhangi bir yerden internete bağlanabilen bir cihazınız varsa iş yapmamız mümkün. Daha da önemlisi biz bir kişiyle bile iş yapabilen firmalar kurabiliyoruz. Dolayısıyla biz bir kişi ile bile iş yapabiliyorsak, işimizin daha farklı değerlendirilmesi lazım. Rakamlar bize teknoloji kullanımında ne kadar yetenekli bir ülke olduğumuzu gösteriyor. Ama bunun ötesinde teknolojiyi üreten ülke olmamız lazım. İşte o zaman ülkemiz daha üst seviyelerde yer alacak. Ama şimdi esas hedefimiz teknolojinin sahibi ülkelerden biri olmak.

Yazılım teknolojilerinden YararlanmaYan

KOBİ’lerin geleceği olduğuna inanmıyorum

YASAD (Software Industrialists Association) Chairman Doğan Ufuk Güneş gives striking examples of the process the Turkish software development sector is going through. Güneş emphasizes the fact that we can fly to 54 different countries within 4 hours and that the most important issue is affirmative action where the local software

development sector must be supported by the state. Güneş answered CeBIT Life Magazine’s questions about the future of our

software development sector.

I believe if SMEs do not utilize software technology

then they have no future

YASAD Balkanı

Doğan Ufuk

Güneş

YASAD Chairman

Page 11: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ11

When you look at things at a global level in 2012, where does Turkey

stand in the software industry?That is a very important question. When we look at the positive side, Turkey has a better standing in the software development sector in 2012 than in previous years. Why? We have a few positive points. The main thing is the quality of our engineering. We are 2nd in engineering. In May we made a software application in Germany. This is the first time this has ever happened. We had meetings that lasted till dawn. We met with 72 representatives of both small and large companies. A majority of those 72 companies had Turkish CEOs. We saw clearly that we are way ahead of Germany in software development. We can provide cheap and favourable services in Germany, we can do business together. Germany imports 67 billion USD of software from around the world annually. We have a maximum export of around 80 million USD. We have a goal of exporting 1 billion USD of software to Germany by 2015 and so far there has been a lot of interest, negotiations are continuing. During this visit we showed our quality and explained why Turkey is so important. We have exportable products. We export quality services. What do you do to be able to export something? To export 3 USD worth of goods, you import 1.5 USD worth. But we are producing things that require brain power. And when we are talking abut export, we are talking about exporting something that required brain power. And as software developers we now have both the quality and the scale to be able to do this.We have another great opportunity. We still have very important engineers representing us in the world. Our engineering is very strong. Turkish engineers are a growing trend in international companies. Software development is growing and will continue to grow.

How much software do you expect to be exporting from Turkey by the year 2023?We have an aim of 5 billion USD. This is solely for the software development sector. If we look at the IT sector in general, our aim is 15 billion USD.

What needs to be done for the software development sector in Turkey to grow?We said this when we first started. The market needs to grow. There are 2 ways for a market to grow. One of them is export. The other is the growth of the domestic market. The main way to increase the domestic market is for the public sector to use more local software. As the Software Industrialists Association we say this: We create great software and we want the public sector to use it. We have the support of the Prime Minister in this matter. He posted a notice for the public sector to use local software. What we are saying is: We don’t want preferential treatment. We want equal opportunities when applying for tenders. The second thing we want is: we want our products to be considered as products in public tenders. When purchasing foreign products they are considered as a package and are

purchased as such. Our products are seen as services. We want our products to be seen as products and bought as such. The third thing we need is very important. There is so much incentive given out in our sector. In our sector you are able to work anywhere provided you have a device with internet access. Even more important is the fact that we can create companies with just a single person. If we can work with just a single person, our work should be considered differently. The numbers show how gifted we are as a country in utilizing technology. We have to go beyond that and become a country that creates technology. That is when we will reach a higher level. For now our goal is to become a country that has technology.

What do you think about the FATIH project?The FATIH project is a large and important project. But from the software point of view it has a different importance. For us the FATIH project is big enough to enable us to become a player in the global software development sector. It is a project that can bring our companies in to the global market. We attach great importance to this project. This project is going to open doors for both our sector in general and our companies. Right now the project is still being developed. We have offered to help in any way we can.

Where are we as a country in terms of competition?We have complete faith in ourselves, as long as there is affirmative action. We have 315 members at the moment. The total revenue of those 315 members is close to 2 million USD as of 2011. 1.3 million of that is from software, the rest is from services.

What direction do you think the software development world is heading? What are the chances of us being able to develop products that can compete in a global sense?If we can not keep up with this mobile speed, companies that are around today could find themselves in difficulties tomorrow, and companies that didn’t even exist today could be huge tomorrow. In other words, there is no such thing as large or small, there is just quality. The timing and the quality must be right. That is exactly what we are doing. That is the main subject of our software industry. By timing things right you can do

big things without spending a large amount. The most important way of doing this is by either developing or owning good technology. If you can’t do that then you don’t stand a chance. It isn’t what you do that is important; it’s how you do it. We are trying to pave the way for our companies now. To help them in their relations with the state and pave the way for them in that respect.We live in a region where we can fly to 54 different countries within 4 hours from Istanbul. These 54 countries make up 46% of the world’s imports, 10 billion USD worth. We live in such a region. If we aren’t able to export to those countries then we need to stop and think. On April 25 we have an ICT meeting with TUBITAK. We determined 43 different software areas to support. We are able to produce all 43 of these in Turkey. That is serious power. Tens of companies that can take this on are ready to burst on the scene. As long as we get what we need. The biggest problem we have is lack of qualified intermediate staff. There are so many unemployed out there but we can’t find qualified staff. The reason for this is because we have an education system that works independently of industry. That is the most important issue.

When you look at SMEs, what do you think about their software literacy? How do they use technology? Do they use technology in their sector? The first generation of SMEs is as you know... The second generation knows that they can not run their businesses as well without technology and information. To be better than your competition you need to be able to reach information quickly and utilize it correctly. Being competitive starts with knowing and implementing this rule. But that alone isn’t enough. That is why you have to take advantage of software. I do not believe businesses that don’t do this have a future. Because the minute their competition does, their market will get smaller. We have great, locally developed Enterprise Resource Planning Software in Turkey. SMEs need to use these. We have mobile applications, technology that will speed up their work. They need to use these. There is local software available for everything from customer follow-up to sales. They have to integrate this in to their business. The biggest advantage here is the second generation.

Yazılım hedefimizi 5 milYar dolar olarak belirledik. bu

Yalnızca Yazılım ihracatındaki hedefimiz. bilişim sektörü

olaraksa hedefimiz 15 milYar dolar’lık ihracat Yapabilmek. WE HAVE AN AIM OF 5 BILLION USD. THIS IS

SOLELY FOR THE SOFTWARE DEVELOPMENT SECTOR. IF WE LOOK AT THE IT SECTOR IN

GENERAL, OUR AIM IS 15 BILLION USD.

Fatih projesine genel olarak nasıl bakıyorsunuz? Fatih Projesi gayet büyük ve önemli bir proje. Ama özellikle yazılım tarafında ayrı bir noktası var. Bizim için Fatih projesi yazılım şirketlerinin küresel pazarda oyuncu olabilmesini sağlayacak büyüklükte bir proje. Şirketlerimizi küresel pazarlara taşıyabilecek bir proje. Dolayısıyla biz bu projeyi çok önemsiyoruz. Bu proje bizim sektörümüzün ve şirketlerimizin ciddi anlamda önünü açacak. Şu anda top projenin koordinasyon tarafında. Biz de onlara sektörümüzle ilgili her türlü çalışmayı yapabileceğimizi söyledik. Peki ülke olarak rekabet açısından ne durumdayız? O kadar kendimize güveniyoruz ki, yeter ki pozitif ayrımcılık yapılsın. Şu an 315 üyemiz var. 315 üyenin toplam cirosu 2011 itibariyle 2 milyar dolara yakın. Bunun 1.3 ü yazılım, geri kalanı hizmetler. Yazılım dünyası sizce nereye gidiyor? Küresel anlamda rekabet edebilecek ürünler çıkarma şansımız nasıl? Siz eğer bu mobil hıza uyamazsanız, bugün var olan şirketler yarın zor durumda olabilir, bugün olmayan şirketlerde yarın inanılmaz büyüklüklere gelebilirler. Yani küçük büyük kavramı diye bir şey yok, burada tamamiyle nitelik kavramı var. Yani niteliğin zamanlamasının uygun olması kavramı var. Dolayısıyla bizim yapmış olduğumuz iş tam da bu. Bizim yazılım sektörünün ana konusu tam da bu. Yani çok büyük rakamlarınız olmadan, zamanlamayı doğru kullanarak inanılmaz büyüklüklere ulaşabilecek şirketler oluşturabilirsiniz. Ama bunu yapmanın en önemli yolu, teknolojiyi iyi üretmek ya da teknolojiye sahip olmak gerekir. Bunu yapamazsanız hiçbirşey yapabilme şansınız yok. Yani sizin ne yapmak istediğinizden ziyade nasıl yapacağınız önemli. Bütün mesele bu. Biz burada şirketlerimizin önünü açmak için çalışıyoruz. Devletle ilişkilerinde ve bu anlamdaki desteklerde önünü açmak. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, İstanbul’dan 4 saat uçuş mesafesinde

tam 54 ülkeye gidiyoruz. Bu 54 ülke dünyanın tüm ithalatının yüzde 46’sını yapıyor. Ve bu ithalat da 10 trilyon dolar. Biz böyle bir coğrafyada oturuyoruz. Ve biz bu ülkelere o ihracatları yapamıyorsak o zaman düşünmemiz lazım. 25 Nisan’da TÜBİTAK’la Bilgi İletişim Teknolojileriyle toplantı yaptık. Orada 43 tane desteklenecek yazılım konusu belirledik. Biz bu 43 tane teknolojiyi Türkiye’de üretebiliyoruz. Bu ciddi bir güç. Bunun içerisinden çıkabilecek onlarca şirket yarın patlayabilecek noktalara gelecek. Yeterki isteklerimiz gerçekleştirilsin. Nitelikli ara eleman sektörümüzün en büyük sorunu. Dışarıda o kadar işsiz dolaşırken biz nitelikli eleman bulamıyoruz. Sanayiden kopuk eğitim verdiğimiz için bu böyle. En önemli konumuz bu. KOBİ’lere baktığımızda yazılım okur yazarlıklarını nasıl görüyorsunuz? Teknoloji kullanımları nasıl? Kendi sektörlerindeki yazılımları kullanıyorlar mı?KOBİ’lerin birinci kuşakları malum. İkinci kuşaklar ise teknoloji ve enformasyon olmadan işlerini daha iyi yapamayacaklarını biliyorlar. Bugün rakibinizden üstün olabilmeniz için bilgiyi hızlı ve doğru kullanmak zorundasınız. Ticarette rekabete başlamak bu kuralı bilmek ve uygulamakla başlar. Ama bu yeterli değildir. Dolayısıyla bunun üstüne yazılım teknolojisinden faydalanmak durumundadır. Bunu yapmayan şirketlerin gelecekleri olduklarına inanmıyorum. Çünkü rakibi yaptığı anda onun pazarı her geçen gün daralacaktır. Türkiye’de çok iyi yerli üretilmiş Kurumsal Kaynak Planlama Yazılımlarımız var. KOBİ’lerin bunları kullanması lazım. Mobil uygulamalarını, işlerini daha da hızlandıracak teknolojik uyulamalarımız var. Bunları kullanmaları lazım. Müşteri takibinden satış işlemlerine kadar yerli yazılımlar var ülkede. Bunları işlerine entegre etmeleri lazım. Burada en büyük avantaj yeni gelen ikinci kuşak.

Page 12: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ 12

Türkler yeni teknolojilere çok hızlı uyum sağlıyorBerlin Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden İş İdaresi Profesörü Sven Prüser uzun yıllardan beri Türkiye’nin teknoloji alanındaki gelişimini izlediğini ve gelişimden etkilendiğini söylüyor.

Professor of Business Administration at the University of Applied Science in Berlin, Sven Prüser, says he has been closely following the development in the field of technology in Turkey and is impressed by the progress made.

Turkish people adapt quickly to new technologies

�Bulut bilişim ile ilgili olarak sizce şu anda neredeyiz ve genel olarak gelecek nasıl �o�l�a�c�a�k�?

Bulut bilişim epey bir süredir bilgi ve iletişim sektöründeki ana eğilimlerden birisi haline gelmiş durumda. Şirketlerin, kamu kurumlarının ve hatta özel kullanıcıların kendi bilgi ve iletişim altyapılarına sahip olup bu altyapıyı kendi başlarına yönetmelerinin veya bu işin, bu hizmeti sunan şirketler tarafından sunulmasının gerekip gerekmediği sorusu genellikle basit bir soru olarak görülüyor. Aslında bu hayati öneme sahip bir soru fakat Bulut bilişim iç tedarik veya dış tedarik sorusundan çok daha geniş bir konu. Tabii ki kullanıcılar, Bulut bilişimi uygulamaya alarak daha yüksek esneklik elde edebilir, güvenlik seviyelerini arttırabilir ve çok fazla tasarruf edebilir. Fakat Bulut bilişimin daha da fazla etkiye sahip olduğu da kanıtlanmış durumda. Örneğin Bulut bilişime geçen küçük şirketler bile en gelişmiş bilgisayar teknolojilerini kullanabilmekte. Sonuç olarak birçok yeni şirketin geniş kapsamlı yenilikçi hizmetler vermeye ve ürünler sunmaya başladığını görüyoruz. Bu da yeni işler, hizmetler ve tabii ki daha yüksek GSYİH anlamına geliyor. Bu yüzden birçok uzman Bulut bilişimin, bilgi ve iletişim sektörünün geleceğine egemen olacağına inanıyor. Yeni ortaya çıkan sosyal ağ kavramı pazarlama dünyasını değiştirdi mi?Şu anda çok sayıda şirket hem sosyal medya hem de farklı sosyal ağ türlerini deniyor. Genellikle bu yenilikçi medya, radyo, televizyon ve yazılı ortamların yanında ilave iletişim kanalları olarak kullanılıyor. Fakat sosyal medyanın ilginç bir özelliği şirketlere müşterileriyle ve müşterilere dönüştürülebilecek olanlarla direkt bir iletişim şansı sunuyor olması. Ayrıca müşterilerin ihtiyaç ve istekleri konusunda daha fazla bilgi almak da mümkün. Herhangi bir şirketin pazarlama ekibininin bakış açısıyla bahsettiklerinizi önem sırasında göre en önemliden başlayarak nasıl

sıralardınız ve sıralamanızın sebebi ne olurdu?Şirketlerin büyük çoğunluğu için en önemli hedef tabii ki kâr elde etmektir. Kâr olmadan diğer her şey zor ve hatta elde edilmesi imkânsız bir hale gelir. Bu hedefe ulaşmak için müşterilerin ihtiyaçlarını anlamak yararlıdır. Bu bilgiye dayanarak sadece üretimi değil fakat aynı zamanda ürünlerin (ve hizmetlerin) geliştirilmesi ve satışlarını iyileştirmek de mümkündür. Sosyal medya bir taraftan müşterilerin ihtiyaçları ve istekleriyle ilgili bilgi seviyesini arttırmak ve bir yandan da müşterileri ürünler hakkında ikna etmek için kullanılabilir. Almanya’nın bu dijital çağ içerisindeki ana rolü nedir?Almanya’nın bilgi ve iletişim sektöründeki rolü örnek olarak ABD veya bazı Asya ülkelerinin rolüne çok benzer olabilir. Bunun sebebi Almanya’nın bilgi ve iletişim sektörünün belli bir ölçüde sektördeki kamusal alanla ilişkili konulara daha az odaklanıyor olması. Tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar gibi en çarpıcı buluşlar da başka alanlarda ortaya çıktı. Fakat konu, örneğin motorlu araçlar, makineler, elektrikli ev aletler vb. alanlarda verimliliği ve güvenliği arttırmak için hayati öneme sahip tümleşik sistemler gibi teknoloji alanına geldiğinde Fraunhofer Insitutes gibi Alman şirketleri ve araştırma kurumları dünya lideridir. Aynı konu lojistik için de geçerlidir; lojistik gelişmiş bilgi ve iletişim teknolojileri olmadan düşünülemez. Sizin bakış açınızla CeBIT ve Sinerji Zirvesi şirketlerin dijital stratejilerine nasıl katkıda bulunuyor? Bilgi ve iletişim teknolojileri çok dinamik bir sektör. Her yıl çok sayıda yenilik ortaya çıkıyor ve bunlar çoğu şirketlerin rekabetçiliğine katkıda bulunabiliyor. Çünkü örneğin daha yavaş kalan rakipleriyle kıyaslandığında daha hızlı hareket edebiliyorlar, daha esnekler veya daha maliyet etkinler. Diğer taraftan ise bir şirketin hedeflerini gerçekleştirebilmesi için hangi yeniliklerin uygun olabileceğini öngörmek zordur.

Ayrıca en son eğilimler konusunda güncel kalmak ve hangilerinin ilgili olabileceğini öğrenmek de zordur, çünkü herkes bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe bir uzman olamaz. Lider bilgi ve iletişim teknolojileri etkinliği olan CeBIT, şirketlere ve kamu sektörüne yeni teknolojileri deneme ve ilgililiğini uzmanlarla görüşme fırsatı sunuyor. Yani artık hangi ürün ve hizmetlere yatırım yapmanın faydalı olabileceğini öğrenmek artık daha kolay. Sinerji Zirvesi ile ilgili özel olan şey de lider uzmanların bu forumu teknolojik gelişmeleri tanıtmak, önem ve faydalarını anlaşılabilir bir şekilde anlatmak için kullanıyor oluşudur. Geniş bant ve GSM penetrasyonu ve bilişim alanında rakamlar (ayrıca akıllı öğrenim projeleri ve her bir öğrencinin kullanacağı tabletler ile eğitim sisteminde bir devrim yaratmayı hedefleyen FATIH projesi) durumu kendi başına anlatıyor olsa da siz Türkiye’nin dijital (d)evrimini nasıl görüyorsunuz?Bu sorular için teşekkürler! Uzun yıllardan beri Türkiye’deki bu etkileyici gelişimi izliyorum. Bugün Türkiye, Avrupa’nın en dinamik olarak gelişen ülkesi durumunda. Her alanda çok büyük bir ilerleme kaydedildi. Bu tabii ki, çok büyük bir öneme sahip bilgi ve iletişim altyapısının geliştirilmesi için de geçerli. Türk insanları, Türk şirketleri ve tabii ki Türk hükümeti yeni teknolojileri çok hızlı bir şekilde kullanmaya başlıyor. Tabii ki daha uzak bölgelere baktığınızda daha yapılacak çok şey var. Fakat bu zorluk aynı zamanda diğer Avrupa ülkeleri için de geçerli. Buna karşın Türkiye’nin elindeki en büyük güçlerden birisi genç insan sayısının fazlalığı. Avrupalı birçok komşu devlet Türkiye’nin demografik yapısını kıskanıyor. Bu yüzden gelecek nesillerin eğitimlerine yatırım yapmak ve özellikle de eğitim sistemini iyileştirmek için dijitalleşmenin gücünü kullanmak çok akıllıca bir hareket. Gelecek Türk nesli, en son eğitim teknolojisiyle büyüdüğünden çok daha rekabetçi olacak.

Berlin Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nden İş

İdaresi Profesörü

Sven Prüser

Sven

Professor of Business Administration at the

University of Applied Science in Berlin

In terms of cloud computing, where do you think the world is standing at the moment and what the future will look like in a broad

sense?Since quite a while Cloud Computing is globally one of the main trends in the ICT industry. It is often seen as the simple question if companies, public institutions and even private users should own and manage their ICT infrastructure on their own or if this job should be handled to service companies. Indeed this is a crucial question, however Cloud Computing is far more than only the question of insourcing respectively outsourcing. Of course users can gain higher flexibility, increase their security level, and save a lot of money by implementing Cloud Computing. Nevertheless it is already proven that Cloud Computing induces further effects. So for example by using Cloud Computing even smaller companies and especially startups can afford to use the most advanced computer technology, so that they are able to offer sophisticated services. As a result we can observe that many new companies introduce a broad range of innovative services and products, which leads to plenty new (qualified) jobs, services and of course an increase of GDP. How is the marketing world changing with respect to newly introduced social networking concept?For the time being many companies are experimenting with different kinds of social networking as well as Social Media. Often this innovative media are used as further communication channels, just besides advertising in radio, TV, print etc. However the interesting feature of Social Media is, that it gives companies the chance to start a direct communication with customers and those who shall be converted into customers. By that way it is possible to learn more about the needs and requirements of the customers. How would you put these terms in descending order of importance and why, if you take these into account from the view of a marketing team of any company?The objective of highest importance for the majority of the companies is of course to make profit. Without profit everything else is difficult or even impossible to reach. To reach this target it is helpful to understand customers’ needs. Based on this knowledge it is possible to improve not only manufacturing but also developing and selling of products (and services). Social Media can be used on one hand to increase the knowledge about customers’ needs and requirements

and on the other hand to convince customers about the products. What’s Germany’s major role in this digital era?Germany’s role in the ICT Industry might as much obviously as the role of for example the USA or some Asian countries. This is because Germany’s ICT Industry concentrates up to a certain extend on the less publically focused topics of this industry. The most spectacular innovations like tablet computers and smart phones are invented elsewhere. But when it comes to technology area like embedded systems which are essential for example to increase efficiency and security of motor vehicles, machines, house hold appliances etc., German companies and research organizations like the Fraunhofer Insitutes are world leaders. Same is true for the logistic, which is basically unthinkable without sophisticated ICT. Also in this area you’ll find many specialists in Germany who are often global technology leaders in their niches. From your point of view in which ways does Cebit (and the Synergy Summit) contribute to companies’ digital strategies?ICT is a very dynamic industry. Every year a lot of innovations appear and many of them can contribute to the competiveness of companies. Of course those companies who adapt these technologies at an early stage and in an appropriated way gain significant competiveness advantages, for example because they can act faster, more flexible, and / or more cost effective compared to their slower adapting competitors. On the other hand it is tough to judge which innovations are suitable for an individual company to fulfill its targets. Further it is difficult to stay up to date about the latest trends and to learn which of them might be relevant; because not everyone can be expert on the ICT sector. CeBIT, the leading ICT event, offers companies and public sector the opportunity to experience new technologies and to discuss their relevance with experts, so that it is a lot easier to find out which products and services are worthwhile to invest in. The special thing about the Synergy Summit is that leading experts use this forum to introduce technology developments and to explain their importance and benefits in an understandable way. Those visitors who combine CeBIT and Synergy Summit get the biggest advantage, because it is a unique value to get an instruction from outstanding experts during the Summit and then experiencing the discussed products and services at the show right afterwards under the same roof.

Page 13: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ13

Türkiye dünyada lider ülke olarak gösteriliyorHannover Fairs International Genel Müdürü Andreas Luttmann, Türkiye’yi teknolojiye hızlı ayak uyduran bir ülke olarak görüyor. Teknolojiye meraklı genç nüfusun ve hükümetin de ilgisiyle, Luttmann Türkiye’nin kamu sektörüne yönelik teknolojik çözümler ve hizmetler alanında sadece bölgesel olarak değil, küresel bir lider haline geleceğini düşünüyor.

General Manager of Hannover Fairs International, Andreas Luttmann sees Turkey as an early technology adaptor. With its young population which

is keen on technology and governmental interest, Luttmann thinks Turkey will be a leader not only in the region but in the world in government driven technological solutions and services. Luttmann answered our questions

relating to several aspects of ICT trends.

Turkey is becoming a leader in global ICT sector

�Geçmişe göre Türkiye’nin bilişim sektöründeki yol haritasını nasıl yorumluyorsunuz?

Türkiye özellikle bölgedeki sıra dışı rolüyle, son on yılda hızlı bir şekilde gelişiyor. Türk ekonomisinin büyüme rakamlarıyla birlikte, bilişime olan talep aynı şekilde artıyor. Kamu ve özel sektörde Türkiye teknolojiye hızlı bir şekilde ayak uyduruyor. Örneğin, genç nüfus akıllı telefonlar ve tablete ilgi gösteriyor. Gençlerin yeniliklere uyum sağlama hızı oldukça yüksek. Üretim açısından, Türk sanayisinin hızlı bir şekilde geliştiğini ve teknolojik ilerlemelere ayak uydurduğunu söyleyebilirim. Talep ve arz arasında eşleşmenin iyi olduğunu görüyoruz. Bilişim çözümleri etkili oluyor ve Türk sanayisi bilişim teknolojilerini kullanarak üretim maliyetlerini düşürmek için motive olmuş durumda. Türkiye bilişim teknolojilerini tüm yönleriyle kullanmak üzere altyapısını hazırlamıştır. Bilişim teknolojileri kullananların ana odağı nedir? Teknolojik ilerlemeler ve bunları kullanan müşteriler var. Bu yeniliklerden hangileri lider rolü üstleniyor?Profesyonel çözümlerden bahsediyorsak, tekerleğin icadından beridir 4. önemli aşamaya geçtiğimizi,

yani sanayi 4.0 devrinde olduğumuzu söyleyebilirim. İnce ve şık cihazlar ve bu cihazlarla beraber gelen yazılımlar işletmeler ve tüketicilerin beklentilerini şekillendiriyor. Diğer açıdan, iletişim de yeni döneme giren bir alan. Geniş bant internet, ağ çözümleri ve mobil cihazlar gibi iletişim teknolojileri kilit faktörlerdir. Kamunun ilgisi veya odağı açısından, belirgin bir bakış açısı var. Hükümetler bilişim teknolojilerine adanmış kurumlar oluşturuyor. Bu alanda Türkiye’nin yaptıklarını vurgulayalım. Türkiye sadece bölgede değil, küresel olarak diğer ülkelerin önüne geçiyor. Beyoğlu veya diğer birçok belediyenin kurduğu hizmet noktalarına bakın, ileri sistemler ve hizmetlerin Türkiye’de devreye girdiğini göreceksiniz. Bugün geçerli olan bir diğer ilgi odağı, CeBIT’in de önemsediği laboratuar çalışmalarıdır. Araştırma ve geliştirme öncelik haline gelecek. Aynı zamanda teknolojik ilerleme çiftlikleri olarak, Teknoparklara olan ilgi artıyor. Teknolojilere olan talep bölgeler arasında nasıl farklılıklar gösteriyor? Tüm kıtalarda aynı teknolojiler talep ediliyor mu?Bana sorarsanız, altta yatan temel trendler Çin, Rusya, Avustralya veya Türkiye’de olsun, dünyanın her yerinde aynı, ancak belirli bir düzeyde talebin olgunluğuna bağlı olduğunu

Hannover Fairs International Genel

Müdürü

Andreas Luttmann

Andreas Hannover Fairs

International General Manager

How do you see Turkey’s roadmap in ICT sector with respect to past?Turkey is developing

rapidly, especially in the last 10 years with an exceptional role in this region. Following the growth numbers of Turkish economy, the demand of ICT is rising also. In government and as well as private sector, we see Turkey as an early adopter. There are a lot of young adopters to smart phones, tablets for instance. Youngsters’ response time to new innovations is very quick. In terms of manufacturing, I can say that, Turkish industry is also changing rapidly and adopting itself to technological advances. We see that there’s a good match between demand and supply. ICT can help and Turkish industry is very well motivated t for lowering production costs by using all

means ıf ICT. Turkey is prepared with its infrastructure to use all aspects of ICT.What is the main focus of the people using ICT? There are technological advances and of course customers using them. Which part of these advances are leading?If we talk about professional solutions, I can say that we are in the middle of Industry 4.0 as the 4th phase of industrial revolution since the invention of the wheel. Slim and sleek devices and their accompanying software shape both the corporations and consumers. On the other hand, communication is also in a new era. Everything related to communication technologies like broadband, network solutions, mobile devices are the key factors. I can say that, there two sectors are the professional backbones of the industry. In terms of governmental

interest or focus, there’s a distinctive look. Governments are adopting several departments to ICT. Let me highlight Turkey in this area. Turkey is becoming head of other countries not only in this region but in the global means. If you look at the booths like Beyoglu and many other municipalities, Turkey has already adopted well advanced systems and services. I’d like to add another interest nowadays, that’s the Lab section as CeBIT is also emphasizing. Research and development will be a top priority. There’s an interest towards Technoparks as the farms of technological advances. How technological demand is evolving from region to region? Are all continents demand the same?I’d say, the underlying basic trends are the same worldwide. No matter whether it is China or Russia or Australia or Turkey. But, it depends on a certain level to the matureness of the demand.

For instance let’s talk about the private sector and end consumers. There’s a clear signal that smart devices are being demanded a lot. In terms of level of matureness, let me say Australia for instance. They have started broadband infrastructure several years ago and today building every solution and service upon this. Therefore demand from this type of countries are not the same as the rest of the world. How can you picture the next five years? What is the next big thing?My idea is that, combination of manufacturing and ICT, I mean Industry 4.0 and ICT will play a great role in the future. Another important trend is big data. There’s a really big data being collected and it will increase more than we can imagine. In the future the data will become very important. Analyzing that data, reaching some facts and producing solutions will be the

most important trend. Germany and Turkey has close ties for centuries. What kind of opportunities do you see ahead between the two countries in terms of ICT. Turkey also plays an important role in the ICT sector in Germany. Especially young Turkish generation living in Germany, let’s say, till 40 years old, take important role in companies. As you know, China and fareast is well known for hardware, USA for software. Rest of the world is busy with producing solutions. Turkey has an advantage as a software solution provider. We, I mean Germany is already importing software solutions from Turkey but not enough to fill the gap. I’m sure there will be more intersections between the two countries and that opportunities will be solution and service based.

düşünüyorum. Örneğin, özel sektör ve son tüketicilerden bahsedelim. Akıllı cihazlara olan talebin yüksek olduğu açıktır. Olgunluk açısından, örneğin Avustralya’ya bakalım. Yıllar öncesinde genişbant altyapısını kurmaya başlamışlardı ve bugün tüm çözüm ve hizmetler bu altyapının üzerine kuruluyor. Bu yüzden, bu gibi ülkelerde talep dünyanın geri kalanından farklılaşıyor. Sonraki beş yılı hayal edebiliyor musunuz? Bir sonraki büyük olay ne �o�l�a�c�a�k�?Benim düşüncem, bilişim ve üretimin bir karışımı, ki burada sanayi 4.0’ı kastediyorum, gelecekte büyük bir rol oynayacak. Diğer bir önemli trend, büyük veridir. Şu anda birçok veri toplanıyor, ve toplanan verinin miktarı gelecekte hayal edemeyeceğimiz kadar artacak. Bu verinin analizi, bazı çıkarımların yapılması ve çözümlerin

üretilmesi en önemli trend olacak.Almanya ve Türkiye’nin yakın ilişkisi yüzyıllardır devam ediyor. Bilişim sektörü açısından, gelecekte iki ülke arasında nasıl fırsatlar doğabilir?Türkiye hali hazırda Almanya’da bilişim sektöründe önemli bir rol oynuyor, özellikle de Almanya’da yaşayan genç Türk nesli. Bu kişiler 40 yaşına kadar, şirketlerde önemli roller oynuyor. Bildiğiniz gibi, Çin ve Uzakdoğu donanımıyla ünlüdür, ABD yazılım üretim. Dünyanın geri kalanı ise çözüm üretmekle meşgul. Türkiye’nin yazılım çözümleri açısından bir avantajı var. Almanya şimdiden Türkiye’den yazılım çözümleri ithal etmeye başladı, ancak arayı kapatabilecek düzeyde değil. Gelecekte iki ülke arasında kesişen alanlar olacaktır ve bu alanlar bence çözüm ve hizmet tabanlı olacaktır.

Page 14: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ 14

TBD İstanbul Şubesi Başkanı Levent Karadağ ile Türkiye’nin dijital vizyonu hakkında konuştuk. Karadağ’a göre Türkiye’de nitelikli eleman açığı şu an için 100 binden fazla. Dijital Türkiye Projesi kapsamında bir türlü emekleme dönemini geçemiyoruz.

We talked to the head of the Istanbul branch of the Turkish Informatics Association, Levent Karadağ, about the digital vision for Turkey. According to Karadağ there is

a deficit of more than 100 thousand qualified staff. We just cannot seem to pass the infancy of the Digital Turkey Project.

The IT sector should be chosen as the priority strategic sector

�T ürkiye’de bilişim teknolojilerini sizce nasıl kullanıyoruz? 2012 yılı Nisan ayında gerçekleştirilen Hanehalkı

Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde hanelerin %47,2’si evden internete erişiyor. Bu oran 2011 yılında %42,9 idi. İnternet kullanan beş kişiden biri internetten alışveriş yapıyor. Bireylerin %37,8’i düzenli internet kullanıyor. Yine Nisan 2012’de yapılan araştırmalarda Facebook hesabı 31 milyon (dünyada 6. sırada), Twitter hesabı 7 milyon (dünyada 11. sırada). Türkiye 2012 yılında İnternet kullanıcısı ve sosyal medya kullanıcısı olarak dünya’da ilk 10 arasında. Yaklaşık 67 milyon da mobil abonemiz var.Kullanıcılar evden veya iş yerinden internet hizmetlerini kullanıyor. Bilişim politikalarının gelişimi konusunda 2000 yılından beri yüzlerce uzmanla birlikte (STK, Özel Şirketler, Kamu) yıllık strateji planları hazırlıyoruz. Ancak kamu tarafında bu planları uygulamaya koyacak politikalar oluşturulmuyor. Bilişimde nitelikli eleman açığı 100 binden fazla ve bu iş güç açığını bir ölçüde giderecek üniversite-sanayi işbirliği oluşturulamadığından dolayı Bilişim ve Finans sektöründeki büyük ölçekli firmalar 10 binden fazla yabancı iş gücü kullanıyorlar. İnternet girişimciliği açısından global firmalar çıkaramadığımız gibi global firmalar da ülkemizde internet ticaretinden milyar dolarlar kazanıp, bunların vergilendirmeden yurt dışına çıkarıyorlar.2011 yılında hazırlanan Dijital Türkiye Projesi, Dijital Avrupa Projesine paralellik arz etmesine rağmen yürürlük ve uygulanma alanında emekleme dönemini geçemedi.

Türkiye Bilişim Derneğinin 2013 ve sonrası için hedeflediği en önemli hamle nedir? Türkiye Bilişim Derneği olarak 2013 yılındaki konferans, seminer ve kongrelerimizi 200 civarı yabancı konuşmacı olmak üzere binden fazla konunun uzmanı ile gerçekleştireceğiz. Sivil Toplum Kuruluşu olarak politikalar üretecek ortamlar oluşturup ilgili kuruluşlara ileteceğiz.

Dijital Avrupa 2020 projesine paralel olarak hazırladığımız Dijital Türkiye 2020 projesinin uygulanmasının takipçisi olacağız. Son üç yıldır ana teması “Akıllı Şehirler” olan İstanbul Bilişim Kongresi’ni, uluslar arası organizasyon haline getirerek, ülkemizde bilişimi kullanarak dünya çapında marka şehirler oluşturulmasına yönelik çalışmalar yürüteceğiz. Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde binlerce KOBİ’yi küresel arenaya taşıyacak proje 2013’te başlayacak. Bu projenin ülkemizde KOBİ’ler için atılım projesi olacağına inanıyoruz.

Bilişim sektöründe önümüzdeki dönemde Türkiye’de özellikle hangi alanlarda gelişme ve ilerleme bekliyorsunuz?2012 yılında Mobil Abone sayısının artmasıyla birlikte mobil uygulama ve mobil pazarlamada da önemli artışlar olacaktır. İnternet Kullanımı ve İnternet Ticaretinin artmasıyla birlikte ticaretin E-Ticarete taşınmasında 2012 yılına göre önemli artışlar sağlanacaktır. Ancak, bu konuda nitelikli elemanın az olması, nitelikli eleman yetiştirilmesi konusundaki eğitim politikasının olmayışı nedeniyle, hizmetleri ağırlıklı olarak uluslar arası firmalar karşılayacaklardır. Pazara yabancı firmaların hakim olmasıyla da yerel firmalar olumsuz etkilenecektir. Bilişim Sektörü, mobil teknolojilerin kullanımının artmasıyla belirgin bir canlanma yaşayacaktır. Bilişim sektöründeki nitelikli eleman sorunu ve üretim teknolojilerinin yetersizliğinden dolayı Türkiye’deki firmalarla uluslar arası firmaların proje ve iş ortaklıkları gerçekleşecektir.

Türkiye’nin 2023 vizyonu kapsamında bilişim sektörümüz açısından nasıl bir portre bekliyorsunuz?Türkiye’nin 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi için yıllık ortalama %9 büyümeyi sağlaması gerekiyor. Bu büyümeyi sağlamak için Bilişim Sektörünün birinci derecede stratejik sektör ilan edilip, uygulanabilir politikalar oluşturulması ve bunların kararlılıkla uygulanması gerek.

Bilişim sektörümüzün gelişmesini engelleyen en önemli sorunlar nelerdir?Bilişim Sektörünün yıllardır en önemli sorunları; nitelikli insan kaynağının yetersizliği, üniversite – sanayi işbirliğinin oluşturulmasında başarısızlık, yazılıma, E-Ticarete yönelik stratejilerin 2000’li yılların başında oluşturulmasına rağmen uygulamadaki yetersizlik, bilgi güvenliği alanında çalışmaların yapılamaması nedeniyle riskli ülkelerin başında gelmemiz, lazılım geliştirilmesinde Ar-Ge, teşvik, kalite konularında KOBİ’lerin yeterince desteklenememesi, ulusal ve global alanda ürün ve firma oluşturulamaması.Bu sorunları aşmak için yapılması gerekenler;Bilişim sektöründeki değişimin çok hızlı olması nedeniyle politika oluşturmada sürdürülebilirliği sağlamak, ihracat odaklı üretimin yanında iç pazarın ihtiyacını karşılayacak üretim ve buna paralel ihracat politikaları oluşturmak, Ar-Ge ve Teşvik yasasında Bilişim sektörüne yönelik istisnaların geliştirilmesi, bilişim endüstrisine verimli kullanım alanları açılması, farklı disiplinlerden bilgi birikimine ve bu teknik bilgi birikimi ile yönetim tecrübesinin sentezlenmesi ihtiyacından yola çıkarak nitelikli eleman yetiştirilmesi, Sorunları açmak için en önemli görevler; Ulaştırma Bakanlığı, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu, Sivil Toplum Kuruluşları, Finans Kuruluşları, Kalkınma Ajanslarına düşmektedir. Her şeyden önemlisi ise tüm Bakanlıkların bu konuda oluşturulacak politikalara gerekli desteği vermesi ve yürütmede kararlılık ve hassasiyet göstermeleridir.

47.2 % OF HOUSEHOLDS

IN TURKEY HAVE INTERNET ACCESS.

How do you think we use IT in Turkey?According to the results of the April

2012 Household IT Usage Survey, 47.2% of households in Turkey have internet access. This is an increase from 42.9% in April 2011. One in five internet users shop online. 37.8% of individuals are regular internet users. Further research conducted in April 2012 shows 31 million Facebook users (6th in the world), 7 million Twitter users (11th in the world).Users access the internet from home or from work, they shop online.We have been working with hundreds of experts (NGOs, private and public sector) to develop annual strategic plans since 2000. However, in the public sector policies are not created to implement these policies. The e-Commerce draft hasn’t been made law since 2006. The shortage of qualified staff in the IT sector is over 100.000 and because there has been no university-industry cooperation large companies in the IT and finance sector are having to employ more than 10.000 foreign staff.

What are the most important targets that the Turkish Informatics Association have set for 2013 and beyond?As the Turkish Informatics Association we are planning conferences, seminars and congresses with over 1000 experts including 200 foreign speakers. As an NGO we will create a setting where policies can be created and pass them on to the relevant organizations. We will follow the Digital Turkey 2020 project that we have developed in line with the Digital Europe 2020 project. We will turn the Istanbul Informatics Congress - which has had a theme of “Smart Cities” for the past 3 years, in to an international event and work towards using IT to create world-wide brand cities in our country.

In the near future, what areas of IT in particular do you expect Turkey to develop in?In 2012, a rise in number of mobile subscribers will lead to a significant increase in mobile applications and

marketing. With an increase in internet usage and internet commerce, there will be an increase in the conversion of commerce to e-commerce when compared to 2012. However, due to the lack of qualified staff and the lack of an education policy to train qualified staff, a majority of these services will be offered by international companies. With the market dominated by foreign firms, local firms will be adversely affected.

What sort of vision do you have for the IT sector in regards to Turkey’s vision for 2023?For Turkey to reach its goals for 2023, an annual growth of 9% is required. Anything below this 9% target will significantly affect the chances of reaching these goals.For Turkey to achieve this sort of growth the IT sector must be declared as a priority strategic sector, applicable policies must be developed and these policies must be implemented with determination.

What are the most important obstacles in front of the development of the IT sector? The most important problems faced by the IT sector have been the same for years: a lack of qualified staff, the failure to create cooperation between universities and industry, failure to implement strategies despite the fact that e-Commerce strategies were developed in the 2000s, being top of the risky countries list because of a lack of development in the information security area, a lack of support for R&D, incentives and quality in the software sector for SMEs, a lack of creation of produces and companies in both the national and global arenas.We can summarize what needs to be done to overcome these obstacles as follows. Ensure the sustainability of policy-making due to the very rapid changes made in the IT sector, meet the needs of the domestic market as well as focusing on export-oriented production, create policies for export, create exemptions for the IT sector in the R&D and incentive laws, open up areas for efficient use for the IT industry, cultivate qualified staff with knowledge of different disciplines and management experience.

Bilişim sektörü birinci stratejik sektör seçilmeli

Türkiye genelinde hanelerin %47,2’si evden inTerneTe

erişiyor. Bu oran 2011 yılında

% 42,9 idi.

TBD İstanbul Şubesi Başkanı

Levent Karadağ

Head of TBD Istanbul Branch

Page 15: CeBIT Life Magazine sayi2
Page 16: CeBIT Life Magazine sayi2

HABER - RÖPORTAJ 16

Dr. Özkan Dalbay;

‘AstroNot Türkiye’ye iyi gelecek’Türksa’ın öğrencilere sunduğu yeni bir hizmet olan AstroNot Eğitim Portalı, bir süre önce kamuoyuna tanıtıldı. Türksat A.Ş. ile Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü (YEĞİTEK) arasında FATİH Projesi kapsamında düzenlenen AstroNot Eğitim Portalı İş Birliği Protokolü ile yapılan işbirliği, 2012 - 2013 Eğitim Öğretim döneminde öğrenciler tarafından yoğun ve etkin bir şekilde kullanılıyor olacak.

�T ürksat A.Ş. Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, AstronNot Eğitim Portali’nin Türkiye’ye iyi geleceğini söyledi. Söz

konusu portalin zaman ve mekândan bağımsız bir şekilde ve interaktif olarak çalıştığına işaret eden Dalbay, şunları söyledi; “Türkiye’nin bilgi toplumu olma hedefleri kapsamında TÜRKSAT da eğitimi uzay çağına taşımayı hedefliyor. Bu kapsamda hazırlanan AstroNot Eğitim Portalı, eğitim hayatına yenilikler getiriyor. AstroNot, internet üzerinden, mobil olarak da kullanılabilen, görsel zenginliğe sahip, 7/24 esasına göre çalışan interaktif bir eğitim portalıdır. Ülkemizde başlatılan FATİH Projesi’ni tamamlayan ve ona uyumlu içeriklere sahip olan AstroNot Eğitim Portalı, ilköğretim 2. sınıftan 8. sınıfa kadar tüm öğrencilere hizmet verebilecek. AstroNot’un klasik eğitim sisteminden farkı, interaktif bir eğitim hizmeti olmasıdır. Projenin önemli bir özelliği de ‘kişiye özel’ bir eğitim içeriği sunuyor olmasıdır. Bu hizmeti alan çocuklarımız, ölçme ve değerlendirme aşamasına geldiklerinde, ders içeriklerini çalışıp ardından tamamladıkları ölçme değerlendirme aşamasından sonra geçerlerse, hangi konuda eksiklikleri olduğunu görüyorlar. Üstelik akıllı eğitim projesi, öğrencinin hangi konulara daha fazla çalışması gerektiğini de öğrenciye özel olarak gösteriyor. AstroNot çok yönlü bir sistem; öğrenci, öğretmen ve veli 24 saat eğitim anlamında birbirlerine bağlı oluyor. Öğretmenlerimiz, bu eğitim portalını kullanan öğrencilere ödev verebilir, kaynaklar verebilirler; bunları tekrar etmesini isteyebilirler. Velilerimiz, öğrencilerin neler

yaptıklarını, hangi konuda eksikliklerinin olduğunu buradan izleyebilir. AstroNot, öğrencimiz neredeyse eğitim hizmetini oraya taşıyan ve internet üzerinden çalışan bir altyapıdır.”

2’DEN 12’YE TÜM SINIFLARI KAPSAYACAKAstroNot Eğitim Portali’nin ilk hazırlandığında içerik olarak 2 - 8. Sınıflar olarak düzenlendiğine işaret eden Dr. Dalbay, yeni eğitim - öğretim döneminin başlamasıyla birlikte 12. Sınıflara kadar içerik genişlemesine gidileceğini söyledi. Dalbay, sözlerine şöyle devam etti; “Öğrencilerimiz, bir ekranda herhangi bir içeriği çalışırken, bir videoyu izlerken veya bir eğitim içeriğini dinlerken not alabiliyorlar. Öğrenci çalıştığı içeriklerle ilgili olarak, konuyu mesajlarla kendi izin verdiği arkadaşlarıyla da paylaşabiliyor.”

FATİH PROJESİ’NE İÇERİK DESTEĞİAstroNot Eğitim Portali’nin bir eğitim portali olduğuna dikkat çeken Türksat Genel Müdürü Dr. Özkan Dalbay, projenin aynı zamanda ülke genelinde yakından bilinen FATİH Projesi’ne de içerik sağlayacağını ifade etti. Dr. Dalbay, portal ile ilgili açıklamalarını şu şekilde tamamladı: “AstroNot Eğitim Portalımız canlı bir eğitim portalıdır. Yani, içerikler Milli Eğitim müfredatına uygun olarak sürekli yenilenecektir. Yeni videolar,

üç boyutlu görseller ve yeni ölçme değerlendirme yöntemleri eklenecektir. İçerikler ihtiyaç ve beklentiler doğrultusunda çeşitlenecektir. Öğrencilerimiz bilgileri görsel materyallerle daha kolay öğrenebiliyor; daha da ileri aşamada pratik yapma imkânı elde ediyor. Problemlerin farklı

çözüm yollarını görüyorlar. Öğretmen ve veliler, öğrencilerin çalışmalarını, ne zaman, ne kadar ilerlediklerini ve yarışması gereken ne kadarını yaptığını anlık olarak görebiliyor öğretmenlerimiz testlerde hangi konularda daha çok yanlış yapıldığını, online olarak takip edebiliyor.”

TÜRKSAT UYDU HİZMETLERİ MOBİL CİHAZLARDA

Mobil cihaz kullanıcıları, sahip oldukları mobil telefonların yasal program yükleme bölümüne girerek “Turksat AS” adlı mobil yazılımı telefonlarına yükleyebilirler.Programda uydu hizmetleri alanında, hâlihazırda görev yapan ve gelecekte uzaya gönderilecek olan Türksat haberleşme uyduları hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirler. Mobil kullanıcılar, uydu fırlatma videolarının yanı sıra, söz konusu uyduların kapsama alanlarıyla ilgili görsel bilgiye erişebilirler.Ayrıca, Türksat’a ait haberleşme uyduları üzerinden yayın yapan TV kanallarının güncel frekans bilgisine de ulaşabilirler.Kullanıcılar, “Frekans Listesi” bölümünü kullanarak, bu kanalları “paket”, “uydu”, “kapsama alanı kategorlerine göre filtrelendirerek, HD ve / ya da şifreli kanalları listeleyebilirler.Apple IOS kullanıcıları Itunes Store’dan, Android kullanıcıları ise GooglePlay’den Türksat’ın mobil yazılımlarını indirebilirler.Bu hizmeti kullananlar, “HD kanallar”, “3D kanallar”, “TV kanalları”, “radyo kanalları”, “tüm kanallar”, “uydu kapsama alanları”, “yayın geçiş hizmetleri” ve Uydunetsky hizmetleri hakkında ayrıntılı bilgiye erişebilirler.Türksat Android için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.crenno.turksatfrekans&feature=search_result Türksat IOS için: http://itunes.apple.com/us/app/turksat-as/ id523085295?mt=8 linkleri tıklanarak da yazılım indirilebilir.

Türksat uydu haberleşme hizmetleri alanında, mobil telefon kullanıcılarına hitap eden yeni bir yazılım geliştirdi. Söz konusu mobil yazılım, iPhone, iPad ve Android cihazlarda kullanılabiliyor.

Page 17: CeBIT Life Magazine sayi2

Join Europe to enter EIT ICT Labs Master School

A life-changing opportunity for the students of Computer Science

London

Budapest

EindhovenBerlin

Stockholm

Helsinki

Paris

EIT ICT Labs Node Associated Partners

Trento

Why EIT ICT Labs Master School?� You can learn Computer Science from leading academics in the field� You can complete the 2 year programme at 2 universities in

2 different countries of your choice. � You can improve your business skills and entrepreneurial mindset

through the Innovation & Entrepreneurship (I&E) Minor. � You can get a double degree with an additional I&E certificate

What to do first?� Choose 2 from the total 19 universities located in 8 European countries� Choose 2 from our 7 MSc Programmes in Applied Engineering and

Informatics

What other unique opportunities do we offer?� Challenging projects with industrial partners, e.g. Ericsson,

Nokia Siemens Network, Phillips, CISCO� Full scholarships� Excellent learning outcomes and top-rated study materials� Special internships, research projects and further studies

in the EIT ICT Labs Doctoral Training Centre� Networking opportunities across entire Europe

Where can you meet us?� CeBIT Bilişim Eurasia: Hall 4, booth 4-C19

(few meters from Zirve Restaurant)� facebook.com/XEurope� skype x-europe� www.ictlabs.elte.hu� www.masterschool.eitictlabs.eu

Let’s meet at CeBIT Bilişim Eurasia! Come and see us at booth 4-C19

Page 18: CeBIT Life Magazine sayi2

• Türksat tarafından başlatılan Türksatmaps servisi, ülke düzeyinde Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri projelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir Harita Servisi Altyapısıdır.

• Kullanıcılar Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri verilerine hızlı ve kolay bir şekilde erişmek istemekte, buna olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır.

• Türksatmaps servisinin ilgi alanına giren ve günümüzde popüler olan ihtiyaç ise harita tabanlı servislerdir. Ülkemizde bu ihtiyacı karşılayan bir servis ilk defa TürksatMaps ile gerçekleştirilmiştir.

• TürksatMaps ile kurum, kuruluş ve özel sektörün uydu görüntüsü talepleri karşılanmaktır.• Bununla beraber amaca yönelik uygulamalar da projelendirilebilmektedir.

TürksatMaps uydu görüntüsü altyapısı kullanılarak WebGL teknolojisi üzerinde geliştirilmeye devam edilen üç boyutlu harita servisi altyapısıdır.

Ülkemizde konumsal verilere internet servisleri üzerinden ulaşabilme ihtiyacı gün geçtikçe artmaktadır. İnternet tarayıcılarının yanı sıra masaüstü yazılımlarda ve mobil cihazlarda bu servislerin kullanımının yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda TürksatMaps API adıyla uygulama geliştirme arabirimi oluşturulmuştur. TürksatMaps API ilk etapta TürksatMaps portalında kullanılmıştır. API’nın kullanımı ile ilgili kamu ve özel sektörde bulunan kurum ve kuruluşlara danışmanlık ve eğitim hizmeti verilmektedir.

http://turksatmaps.turksatglobe.com

Türksat Teledünya

170’ten fazla TV kanalıyla,

Türksat Uydunet ise 100 Mbps’lik

genişbant internet hizmetiyle

insanları dijital dünyaya bağlıyor

Türksat A.Ş.’nin, KabloTV Platformu üzerinden 22 ilde, son kullanıcılara Teledünya markasıyla verdiği dijital TV yayın hizmeti ile birlikte, Uydunet markası ile verilen uydu destekli gerçek genişbant internet erişiminde abone sayılarında kat be kat artışlar gözleniyor. Türksat Sinema Paketi’nde de ciddi içerik ve abone artışları görülüyor.2009 - 2012 (1 Kasım 2012 tarihi itibariyle) yılları arasında Teledünya abone sayısı, 6.43 kat artarak 516.773’e yükseldi. Aynı dönemde Sinema Paketi’nde abone sayısı 166 bin 814’e çıkarak 4.72 kat arttı. Ayrıca Uydunet abone sayısı da 3.36 kat artarak 494 bin 845’e yükseldi.Türksat KabloTV Platformu üzerinden verilen Teledünya hizmeti ile 18’i HD toplam 171 dijital TV yayını yapılıyor. 2012’de sunulan Teledünya Üst Paket ile 4’ü HD olmak üzere toplam 11 TV kanalı müşterilere hizmet vermektedir. Teledünya’da 3D kalitesinde 1 ayrı kanal da bulunmaktadır.Aynı platform üzerinden verilen Uydunet hizmeti ile de 100 Mbps hızında gerçek genişbant güvenli internet hizmeti sunuluyor. Türksat Kablo Platformu, ülkemizin 22 büyük ilinde, 1 milyon 250 bine yakın abone hizmet alıyor. Türksat Uydunet, 3 milyonun üzerindeki haneye 100 Mbps internet hizmeti sunma kapasitesine sahiptir. Kesintisiz internet hizmeti sağlayan diğer işletmecilerin 100 Mbps internet hızını sunabildikleri hane sayılarının toplamından daha fazla haneye fiber optik kablolar üzerinden 100 Mbps internet hizmetini Türksat Uydunet, ülkemizin bilgi toplumuna dönüşmesine, altyapı ve teknolojiye yatırım yapmaya devam edecektir.

TÜRKSATMAPS EKOSİSTEMİ BÜYÜYECEK

TürksatMaps 3D TürksatMaps API

Teledünya ve Uydunet son kullanıcıları dünyaya bağlıyor

HABER - RÖPORTAJ 18

Page 19: CeBIT Life Magazine sayi2

HYBRID CLOUD1998 yılından beri Alan Adı ve Hosting pazarına hizmet veren isimtescil.net, bulut bilişimde gelinen son noktayı tek bir ürün ile özetliyor; Hybrid Cloud

E-TİCARET SEKTÖRÜNÜ ÖNEMSİYORUZE-TİCARET SEKTÖRÜNÜ ÖNEMSİYORUZ

TÜRKİYE’DE BULUT TEKNOLOJİSİNİN YENİ ADI:

Barındırdığı 400 bine yakın alan adı ile Türkiye pazarının %42’sini temsil eden isimtescil.net, kendi sunucularına bakan 125 bin alan adı için yaklaşık 10 yılı aşkın süredir Türkiye’nin en güçlü yer sağlayıcısı görevini üstleniyor.Son olarak Mayıs 2012’de Türkiye pazarına duyurulan bulut platformu Hybrid Cloud ile sektörün en büyük yatırımlarından birine imza atan isimtescil.net’in Ceo’su Ferhat TUNALI,

şirketin hizmetlerini ve geldiği noktayı şu cümlelerle özetliyor;“İsimtescil.net olarak son kullanıcı ihtiyaçlarını sarsılmaz bir irade ile sürekli takip ediyor ve ürünlerimizi bu doğrultuda iyileştirmeyi sürdürüyoruz. Tamamı Türkiye’de bulunan altyapı ve servis ağımız ile 180 bin müşterimize 7/24 kesintisiz destek sunmaktayız. İsimtescil.net’in her bir departmanı, toplam kalite yönetimini benimsemiş, alanında uzman profesyonellerden oluşturuldu.

Destek ve müşteri temsilcilerimizi kapsayan satış sonrası ekibimiz, müşterilerimiz için ihtiyaç duydukları her an ulaşılabilir konumda. Bu iletişim kanalını sadece tek nokta olarak düşünmemek gerek. İsimtescil.net; Telefon, e-mail, ticket sistemi ve sosyal medya ağı üzerinden servis verdiği kullanıcılar ile anında iletişim kurabilme kabiliyetine sahip. Güvene dayalı bir iş yaptığımız için ulaşılabilir olmayı fazlasıyla önemsiyoruz.”

Türkiye’de dikine büyüyen e-ticaret sektörü için de güçlü bir altyapı sağlayıcısı konumunda olan isimtescil.net’in bu gelişen pazarı desteklerken attığı adımları, şirketin İş Geliştirme ve Dijital Pazarlama Yöneticisi Melih ANDIÇ şu cümlelerle ifade ediyor;“E-ticaret, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyüyen bir pazar. Biz bu pazarın doğru dinamiklerle ilerlemesini istiyoruz. Bu sebepten sadece altyapı tarafında değil, girişimci desteği tarafında da ekosisteme katkı sağlama iradesindeyiz. Bu kapsamda İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde faaliyetlerini sürdüren e-Ticaret Akademiye kurulduğu günden beri destek veriyoruz. Ayrıca e-Der bünyesinde sektör oyuncuları ile sürekli temas halindeyiz. Öte yandan e-ticaret’e sadece

İstanbul’dan bakmamak gerektiğine inanıyoruz. Mayıs ayında Burdur’da, Temmuz ayında ise Mersin’deydik. Bulunduğumuz organizasyonlardaki dirsek temaslarımızdan ve altyapısını sağladığımız yüzlerce e-ticaret sitesinden çok şey öğrendik. Tüm bu birikimi, bizimle yola çıkmak isteyen girişimcilerle paylaşmaya hazırız. isimtescil.net, bir e-ticaret projesinin başlangıç kurgusundan bol sıfırlı cirolara ulaşıncaya kadar geçireceği süreçte tüm altyapı ihtiyaçlarını biliyor ve bu ihtiyaçlara uygun, tam optimize çözümler üretiyor.”İsimtescil.net, domain ve hosting hizmetlerinin yanı sıra Marka tescili, SSL ve Sunucu ürün gamlarında da bireysel ve kurumsal müşterilerin ihtiyaçları ile örtüşen, ekonomik ve güvenilir çözümler üretebiliyor.

İSİMTESCİL.NET BULUT TEKNOLOJİSİ İLE İLGİLİ OLARAKSA TUNALI:“2011 yılında Türkiye Bilişim 500 listesinde yer aldık. Bu listede var olmak istiyorsanız pazarın ihtiyaçlarına eksiksiz çözümler üretmeniz gerekli. Biz, ABD ve Avrupa’nın barındırma standartlarını yüzde 100 yerli sermaye ile Türkiye’ye taşıdık. Bugün Avrupa Bulut Bilişimde ne yapıyor ise isimtescil.net aynı kaliteyi paylaşımlı ve sanal sunucu ağında ihtiyaç duyan herkese tahsis edebiliyor. Hybrid Cloud’da işte tam bu noktada bizim minimum maliyet - maksimum performans odaklı ürünümüz

vazifesini görmekte. Bugün Avrupa’dan aldığınız bulut hizmeti; birim kullanımı saat üzerinden ücretlendirirken biz hakim olduğumuz bu büyük portföyde ortalama maliyetleri baz alarak minimalist ve sabit bir fiyat oluşturduk. Bu sayede tüketici belirsiz maliyetlemelerden arındırılmış oluyor bunu yaparken de ürün verimliliğinden asla taviz vermiyor. Sunucunuza gelen bir saldırı anında saatlerce boşa harcanacak kaynağın oluşturacağı gereksiz maliyet yükünü düşünün. İsimtescil.net müşterisi iseniz,

Avrupa’nın aksine bu riski asla taşımazsınız. Bugün Hybrid Cloud ile Bulut Teknolojisine yıllık sadece 34.5$ ödeyerek geçiş yapılabiliyor.”Müşteri odaklı yaklaşımlarla teknolojiye anında tepki verebilen isimtescil.net’in başarısını “kullanıcıları dinle, ihtiyaca odaklan, sürekli yenilen” ilkesine bağlayan Ferhat Tunalı, şirketin yakın gelecekte Rusya ve ABD pazarına açılmaya hazırlandığını da sözlerine ekliyor.

Page 20: CeBIT Life Magazine sayi2

SİNERJİ ZİRVESİ 20

Page 21: CeBIT Life Magazine sayi2

SİNERJİ ZİRVESİ21

Page 22: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ 22

2023 vizyonu sayesinde bağlantı hızı artıyor2010 yılında yüzde 6,3 olan internetten alışveriş oranının 2017 yılında yüzde 50’ye, 2023 yılında ise yüzde 90’a çıkarılmasının hedeflendiğini belirten İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat ÖZEREN, bu gelişime paralel bir yol haritası izleyen KOBİ’lerin ticari anlamda başarıyı yakalayacağını düşünüyor.

Internet Development Committee President Serhat Özeren states that they would like to see the online shopping rate increase from 6.3% back in 2010 to 50% in 2017 and 90% in 2023 and they believe that SMEs will be able

to capture the success they are looking for in the process.

Connection speeds increasing thanks to vision for 2023

22

2023 vizyonu sayesinde bağlantı hızı artıyor2010 yılında yüzde 6,3 olan internetten alışveriş oranının 2017 yılında yüzde 50’ye, 2023 yılında ise yüzde 90’a çıkarılmasının hedeflendiğini belirten İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat ÖZEREN, bu gelişime paralel bir yol haritası izleyen KOBİ’lerin ticari anlamda başarıyı yakalayacağını düşünüyor.

�T �ü�r�k�i�y�e�’�d�e�k�i� �i�n�t�e�r�n�e�t� okuryazarlığının �b�u�g�ü�n�k�ü� �k�o�n�u�m�u� hakkındaki düşüncelerinizi

öğrenebilir miyiz? �T�ü�r�k�i�y�e� �b�i�l�g�i� �t�o�p�l�u�m�u� �o�l�m�a� �y�o�l�u�n�d�a� son yıllarda önemli adımlar atmıştır. �B�i�l�g�i� �t�o�p�l�u�m�u� �o�l�a�b�i�l�m�e�k� �i�ç�i�n� �d�e� toplumun her noktasında bilgi ve iletişim teknolojilerine en iyi biçimde kullanabiliyor olmanız gerekli. İnternet okuryazarlığı da bunun

alt bileşenlerinden birisi. Bugün Türkiye’de genişbant internet abone sayısı 20 milyona yaklaşmıştır. Bu rakamın yaklaşık 2 yıl önce 8 milyon abone olduğunu düşünürsek Türkiye’de insanların internetle olan ilişkisinin de çok hızlı bir biçimde geliştiğini söyleyebiliriz. Ülkemizdeki genişbant abonelerin yaklaşık yüzde 58’i, internet erişimini mobil şebekeler üzerinden sağlayabilmektedir. İnternetin sağladığı imkanlar, hızla artan çevrimiçi hizmetler, e-devlet uygulamaları

ve internetin insanlara sağladığı zaman ve maddi tasarrufların yanı sıra toplumumuzun yeniliklere açık olması, satın alma gücümüzün artması, genç nüfusumuzun fazla olması ve nüfusun bu konudaki talepleri Türkiye’de internet okuryazarlığını kısa sürede çok daha yüksek oranlara çıkaracaktır. Bugün Türkiye’deki hanelerin yüzde 50’ye yakının internet erişimi mevcuttur. Türkiye sosyal paylaşım ağlarında dünyada en fazla kullanıcısı olan ülkeler arasında ilk

üç sırada yer almaktadır. Türkiye’de internet kullanıcı sayısındaki artış oranı AB’nin oldukça üzerindedir. Türkiye’de; Malta, Lüksemburg, Estonya, Slovenya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan, Slovakya, İrlanda, Macaristan olmak üzere, toplam 10 AB ülkesinin toplam genişbant internet abone sayısından daha fazla genişbant abonesi bulunmaktadır. Türkiye’de gerek karar alıcıların yürüttüğü politikalar -örneğin Türkiye’nin 2023 hedefleri içerisinde bu konunun da ön planda olması- gerekse özel sektörün yürüttüğü internet ve bilgisayar okuryazarlığını artırmaya yönelik sosyal sorumluluk projeleri Türkiye’de her kesimin bu teknolojilere ulaşmasını yönünde bugün çaba sarf etmektedir.

İnternet okuryazarlığının daha da gelişmesi için toplumun, bilişim sektörünün ya da hükümetin hangi birimleri nasıl bir rol üstlenmeli? Bu roller nasıl yeterince yerine getirilebilir? Türkiye’de yapılan araştırmalar genç ve orta yaş nüfusta internet okuryazarlığı oranının yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Artık gençler büyüklere bir şeyler öğretiyor olacak. Yerel düzeyde, hükümet düzeyinde ve sektörün kurumları tarafından belli yaş düzeyinin üstündeki grupların da internete ulaşabilmesi için çalışmalar yürütülüyor. Bu konuya özel sektörde sosyal sorumluluk projeleriyle katkı sağlıyor. Tabi ki bu bir sosyal değişim ve bu değişimin kısa sürede gerçekleşmesini bekleyemeyiz. �B�i�r�e�y�l�e�r�d�e�n� �k�u�r�u�m�l�a�r�a� �k�a�d�a�r� �b�u� konuda herkese bir görev düşüyor ve herkesin internet okuryazarlığını bir seferberlik olarak algılaması gerekiyor.

Fatih projesinin Türkiye’deki bilişim okuryazarlığına nasıl bir katkısı olacağını öngörmektesiniz? Fatih projesi sadece Türkiye’nin değil dünyanın yakından takip ettiği bir proje. Eğitim alanında bilgi ve

iletişim teknolojilerinin bu denli yoğun olarak kullanılacağı bir proje bugüne kadar gerçekleştirilmedi. Fatih projesi ile gençlerin sahip olacağı teknolojiler ve birikimler mutlaka ailelere de yansıyacak ve onlarda da merak uyandıracaktır. Bu da bilişim okuryazarlığını bir adım ileriye taşıyacaktır.

Türkiye’nin 2023 vizyonu kapsamında bireylerin ve / veya KOBİ’lerin internete ortalama erişim hızının nereye ulaşmasını bekliyorsunuz? Sizce internet hızlandıkça hayatımızda neleri değiştiriyor? Türkiye’nin 2023 hedefleri arasında 60 milyon bireysel olarak yüksek hızlarda genişbant abone hedefi yer almaktadır. Tüm evlerde 2015 yılında erişilebilir temel genişbant erişim olması ve 2023 yılında ise hanelerin tamamına 30 Mbps ve üzeri yüksek hızlı genişbant erişim sağlanması hedeflenmektedir. Ayrıca, hedefler arasında 2010 yılında yüzde 6,3 olan internetten alışveriş yapma oranının 2017 yılında yüzde 50’ye, 2023 yılında ise yüzde 90’a çıkarılması da yer almaktadır. Bu da KOBİ’ler açısından istikametin hangi yönde olduğunu ve internetin nasıl ticari hayatlarına uygulamaları gerektiği konusunda bir yol haritası çıkarmaktadır. Bugün internet ve internet üzerindeki teknolojilere olan ilgi, bu alandaki teknolojiler ve uygulamalar dünyada da hızla büyüyor. Dünya çapında bu teknolojilere sahiplik oranı hızla artıyor. Tabi ki bu da beraberinde internet hızına ve kapasitesine olan ihtiyacı artırıyor. İnternet hızlarının artması hayatımızda internetin hayatımıza sağladığı katkıların da daha hızlı ve daha çeşitli olmasını sağlayacaktır. Türkiye bu konuda geleceği görerek hareket etme konusunda hızlı davrandı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme

TÜRKİYE’DE YAŞANAN İNTERNET KULLANICI

SAYISINDAKİ ARTIŞ ORANI AB

ORTALAMALARININ OLDUKÇA

ÜZERİNDEDİR.THE RATE OF INCREASE IN

THE NUMBER OF INTERNET USERS IN TURKEY IS WELL

ABOVE THE EU AVERAGE.

İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı

Serhat ÖZEREN

Internet Development Committee President

Page 23: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ23

Can you tell us your views about the current internet literacy rate in Turkey?

Turkey has taken important steps in recent years towards becoming an information society. To become an information society ICT must be utilized in the best possible way in every aspect of society. Internet literacy is one of the sub-components of this. The number of broadband subscribers in Turkey is nearing 20 million. If we consider the fact that just 2 years ago that number stood at 8 million we can see that the relationship between people and the internet is developing rapidly in Turkey. Approximately 58% of broadband subscribers are able to access the internet over mobile networks. The internet literacy rate in Turkey will continue to rapidly increase thanks to an increase in online services, e-government applications, the savings in time and money available, an increase in purchasing power and the young population. Almost 50% of all households in Turkey have internet

access. Turkey is one of the top 3 users of social networking sites in the world. The rate of increase in the number of internet users is far above that of the EU average. Turkey alone has more broadband internet subscribers than 10 EU countries - Malta, Luxembourg, Estonia, Slovenia, Latvia, Lithuania, Bulgaria, Slovakia, Ireland and Hungary combined.

What sort of role should society, the IT sector and the government plays in increasing internet literacy? How can these roles become adequate? Research in Turkey shows that the internet literacy rate is high among the young and middle aged populations. Young people will now be teaching their elders. On a local level and government level there are projects in progress to bring internet to those above a certain age. The private sector is also contributing in the form of social responsibility projects. Obviously this is a social change and we can not expect it to happen overnight. Everyone has a responsibility here, from individuals to institutions and everyone needs to view helping to increasing internet literacy as a duty. What sort of contribution do

you think the FATIH Project will have on IT literacy in Turkey? The FATIH Project is not only being closely followed by Turkey but also by the rest of the world. There has never been a project before where ICT has been used so intensively in education. The interest that young people will gain in technology due to the FATIH project will surely be reflected by their families and they too will become interested. This will take IT literacy another step forward.

Under the 2023 vision, what internet speeds do you expect individuals and/or SMEs to reach? As internet speeds increase, what changes in our lives? Part of the vision for 2023 includes reaching 60 million people with high speed broadband internet. By 2015 we hope to have broadband accessible to all households in Turkey and by the year 2023 we hope to have a minimum speed on 30 Mbps and above. Our goals also include increasing the online shopping rate from 6.3% back in 2010 to 50% by 2017 and 90% by 2023. This helps SMEs create a roadmap for the route

they need to take when integrating the internet in to their business lives. How successful has this service that was launched under the guidance of the Internet Development been? An increase in internet speeds does not cause an increase in security risks. Obviously the increase in internet usage and the variety of applications that are now online has caused an increase in potential crimes. The number of individuals and businesses that do all their banking transactions online without ever physically visiting a bank is increasing. The number of people shopping online is also increasing. We have to view the internet as an extension of real life. We can not ignore the fact that all the while the internet exists, people with bad intentions will exists online. There are however a few rules to follow to help avoid these problems. When we consider SMEs, do you think we are able to offer an environment where they can complete with international competitors? Developments in ICT have given SMEs very important opportunities. SMEs

that have taken advantage of these have found new areas of business, markets and opportunities. SMEs that have been able to adapt their ICT structures have become more competitive. SMEs in Turkey have not only been able to develop in Turkey but have also been able to develop abroad, follow developments abroad and find new areas to develop in.

What sort of transformation is the economy experiencing thanks to IT? Where does Turkey stand in this global market transformation?The global crisis has highlighted the need for both the public sector and private sector to be more efficient and controlled. IT offers the best solution when it comes to capturing that efficiency and control. One of the most important indicators of economic development is now the capacity and strength of ICT. This is imperative for success. These changes and transformations are evident in all areas in Turkey. Everyone needs to follow these changes closely to be able to be more competitive and efficient.

FATİH PROJESİ SADECE TÜRKİYE’NİN DEĞİL DÜNYANIN YAKINDAN TAKİP ETTİĞİ BİR PROJE. EĞİTİM ALANINDA BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN BU DENLİ YOĞUN OLARAK KULLANILACAĞI BİR PROJE

BUGÜNE KADAR GERÇEKLEŞTİRİLMEDİ. THE FATIH PROJECT IS NOT ONLY BEING CLOSELY FOLLOWED BY

TURKEY BUT ALSO BY THE REST OF THE WORLD. THERE HAS NEVER BEEN A PROJECT BEFORE WHERE ICT HAS BEEN USED

SO INTENSIVELY IN EDUCATION.

Bakanlığı’nın hazırladığı 2023 hedefleriyle internet hızının ve altyapısının gelecekte nerede olması gerektiğini belirledi. Bugün baktığımızda Türkiye’nin bu hedeflere çok daha kısa sürede ulaşacağını söyleyebiliriz.

İnternet Kurulu’nun önderliğinde hazırlanan ve bir nevi sosyal sorumluluk hamlesi olarak görülen bu hizmet Türkiye’de ne kadar başarılı oldu? İnternet hızındaki artış güvenlik sorunlarını artırmıyor. Bugün internete olan ihtiyacın artması bu alandaki uygulamaların çeşitlenmesi tabi ki potansiyel suçların da bu alana yönlenmesine neden oluyor. Bankalara gitmeden işlerini tamamen internet üzerinden çözen birey ve şirket sayısı artıyor. İnternet üzerinden alışveriş yapan birey sayısı artıyor. İnterneti gerçek hayatın bir yansıması olarak düşünmemiz gerekiyor. İnternet varolduğu sürece bu alanda da kötü niyetli kişilerin olacağını göz ardı edemeyiz. Bunun engellenmesi için dikkat etmemiz kurallar var. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından hazırlanan güvenli internet hizmeti de bu konuda vatandaşlara katkı sağlamak amacıyla ortaya çıktı. İnternetteki olumsuz içerik ve tehlikelere karşı kendisini savunmasız hisseden vatandaşların bu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hayata geçirildi.

KOBİ’lerimizi göz önünde bulundurduğumuzda, onlara özellikle yurt dışındaki rakipleriyle baş edebilmeleri amacıyla eşit rekabetçi bir ortam sunulabildiğini görüyor musunuz? Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki

gelişmeler KOBİ’ler için de çok önemli fırsatlar ortaya çıkarmıştır. Bugün bilgi ve iletişim teknolojilerinin sağladığı bu fırsatları değerlendiren KOBİ’ler kendilerine yeni iş alanları, pazarlar ve imkanlar bulmuştur. Bu yüzden bilgi ve iletişim teknolojilerini yapılarına adapte edebilen KOBİ’ler daha rekabetçi hale gelmiştir. İnternet de bu fırsatlardan birisidir. Bugün Türkiye’deki KOBİ’ler sadece Türkiye’de değil yurtdışına da açılma, dışarıdaki gelişmeleri takip edebilme, �k�e�n�d�i�l�e�r�i�n�e� �y�e�n�i� �a�l�a�n�l�a�r� �b�u�l�m�a� �g�i�b�i� birçok fırsatı da yakalamıştır.

Bilişim sayesinde ekonomi nasıl bir değişim dönüşüm yaşıyor? Türkiye olarak küresel pazardaki bu

değişimin dönüşümün neresindeyiz?� Küresel düzeyde yaşanan kriz gerek özel gerek kamu kurumlarının daha verimli ve daha kontrollü olmasının gerekliliğini ortaya koydu. Bilişim de bu konuda gerekli verimliliği ve kontrolü sağlayacak en iyi çözüm olarak ortaya çıkıyor. Bugün ekonomik gelişmişliğin en önemli göstergeleri arasına bilgi ve iletişim teknolojileri kapasitenizin büyüklüğü ve güçlü olması da girmiş durumda. Daha rekabetçi olabilmeniz için bu şart. Türkiye’de de bu değişim ve dönüşüm her alanda yaşanıyor. Herkesin daha rekabetçi ve daha verimli olabilmesi için bu alandaki değişimi dikkatle takip etmesi gerekiyor.

FATİH PROJESİ BİLİŞİM OKUR YAZARLIĞINI

İLERİYE TAŞIYACAK

THE FATIH PROJECT WILL INCREASE IT LITERACY

Page 24: CeBIT Life Magazine sayi2

Mobil platformlarda

RÜZGARI

HABER 24

Türkiye’de açık kaynak platformunun en önemli önderlerinden biri olan Dr. Görkem Çetin’le Android dünyasının bilinmeyenlerini, özellikle KOBİ’ler için ne anlama geldiğini ve mobil platformların kullanıcılar ve şirketler için gelecekte ne anlama geldiğini konuştuk.

Android’i kısaca tanımlayabilir misiniz? Linux’la ne kadar akraba? Bu kapsamda açık

kaynak dünyasının artıları sizce neler?Android, mobil cihazlarda, set-üstü kutularda ve akıllı televizyonlarda kullanılan, açık kaynak kodlu bir işletim sistemi. Linux temelli olan Android, Google tarafından geliştiriliyor ve çeşitli donanım ve yazılım üreticilerine lisanslanıyor. Linux’un geçmişinin 20 yıldan fazla bir süreye dayanması, şimdiye kadar 200’den fazla donanıma port edilmiş olması ve lisansının uygunluğu, Android’in çekirdeğinin Linux olacak şekilde seçilmesinin en önemli sebeplerinden.Android’i akıllı telefonların poster çocuğu olarak tanımlarsak herhalde yanlış olmaz. Biraz daha ileriye gidip, Android’i bir iş modeli, yeni bir gelir kapısı olarak da görebiliriz. Türkiye’de genel olarak akıllı telefonlar, özel olarak Android ile ilgilenen, ürün ve hizmet geliştiren 120 kadar firma var ve akıllı telefon sayısı arttıkça bu rakam da yükselecektir.Android sizce hayatımızda neleri değiştirdi?Android öncelikle açık kaynak kodlu yazılımlara bakışı değiştirdi. Bir zamanlar “satın alacağımız ürün açık kaynak kodlu olmasın” denirken, kapalı kaynak kodlu ürünler tercih edilir ve ihalelerde bu konuya özellikle dikkat çekilirken, şimdi kaynak kodun temini en önemli kriter oldu. Linux felsefesinin arkasında yatan en önemli değerler olan özgürlük ve açıklık, daha fazla sahiplenilir hale geldi. Bugün geldiğimiz noktada ise Türkiye’deki tüm telefonların %20’si, Avrupa ülkelerinde ise %40’ı akıllı telefon ve bu yüzdenin önemli bir kısmını da Android oluşturuyor. ABD’de geçen çeyrekte 1 iPhone’a karşı 3 Android satıldı.İşletim sisteminin kolayca erişilebilir olması, Samsung ve HTC gibi firmaların sayısı 1000’i aşan Android uzmanına sahip bulunması, Huawei ve ZTE’nin ortalama her hafta 1 Android telefonu piyasaya sürmesi, Android’i pazar payı lideri haline getirdi.

Belki de en önemlisi, tüketiciler artık seçim şansına sahip. Zengin telefon portföyü, daha ucuz ve erişilebilir telefonlar, internete her an, her yerden bağlanma özgürlüğü hayatımızı daha renkli, daha keyifli ve bilgi temelli hale getirdi.Türkiye’de Android’in gelişimine nasıl katkıda bulunuluyor?Geçmişi 5 yıl öncesine dayanan Android’in farkına Türkiye yeni farkına vardı, buna rağmen küçük yeşil robotu çok sevdik. Vestel, 5 ayrı üniversitede Android laboratuvarı kurdu ve kendi Android set-üstü kutularını hediye etti. Geçtiğimiz aylarda bir Android Programcıları Derneği faaliyetine başladı, bir diğerinin de kuruluş aşamasında olduğunu biliyorum.Benim de danışmanlık kurulunda olduğum Android Geliştirici Günleri organizasyonu, ODTÜ ve IEEE

ekiplerinin insanüstü gayreti ile ilk defa geçtiğimiz yıl yapıldı ve 700 kişi katıldı. Bu yıl da 17-18 Mayıs tarihleri arasında yine ODTÜ’de gerçekleştirilecek etkinliğin hedefinde 1500 katılımcı var.Turkcell’e burada ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Şimdiye kadar piyasaya sürülen T10, T11, T20 modelleri ve sonrasında hayatımıza giren MaxiPlus5 ve MaxiPro5 telefonları 500.000’den fazla satıldı ve kullanıcılar tarafından çok beğenildi. Bunun en önemli nedeni ise beraberinde gelen, Türkiye’deki uzman kurumların geliştirdiği uygulamalar.Eğer yerel uygulamanız yoksa, Türkçe içeriğe erişim sağlayamazsanız işletim sisteminin tek başına bir değeri olmaz. Turkcell bunun farkına vararak yerel ekosistemi geliştirdi ve şimdi bu sayede telefonları en çok satılan ve beğenilen operatör haline geldi.Kurumlar ya da yazılım geliştiriciler için Android ne tür bir anlam taşıyor? Neden tercih edilmeli?KOBİ’ler son zamanlarda kendilerini daha fazla yalnız hissetmeye başladılar, zira yazılım artık servis olarak sunulmaya başlandı. Buna ayak uyduranlar internet’in her noktaya gitmesini fırsat bilerekokyanus ötesine kadar ürünlerini satarken akıllı telefonların içine giremeyen KOBİ’ler ise geleneksel yöntemlerle satış yapmaya çalıştılar.

Ürünler artık salt emtia değil, bir hikayenin kurgulandığı, duyguları kontrol eden, kişileri karar verme noktasında yönlendiren, 4P’nin yeniden yazıldığı objeler olarak görülmeye başlandı. Çok nadiren buürünler bir akıllı telefon olmadan karşımıza çıkıyor. Onlarla elimizdeki telefonlar yardımıyla tanışıyoruz. Türkiye’deki KOBİ’ler bunun farkına varmak ve daha fazla kar elde etmek için Android, iPhone, Windows Phone teknolojilerinden faydalanmak zorundalar. Android, en çok kullanılan akıllı telefon ve bu resim bence çok uzun süre boyunca değişmeyecek. Türkiye’de bile 3 farklı Android marketi, içeride 10.000’den fazla Türkçe başta olmak üzere farklı dillerde uygulama var. Çin’de bu rakam 70. Televizyonlarda kaç kez bir masaüstü uygulamasının haberini gördünüz? Kaç kez Android uygulama haberi çıktı? Bu bile Android’in Türkiye’de geldiği ve ulaşacağı noktayı göstermeye yeter.

Son kullanıcılarda Android bugün rakipsiz bir pazar payına sahip. Sizce Android ile birlikte Windows 8 ya da iOS ya da Blackberry 10’un geleceği ne kadar parlak?Windows Phone 8 olsun, Blackberry 10 olsun, her iki işletim sisteminin de önünde önemli bir fırsat var. Android’in ve iPhone’un geçtiği yollarda yaptıkları hatayı bir daha yapmayacaklar. Hangi iş modelinin çalıştığını, hangilerinin çalışmadığını iyi biliyorlar. Geriden gelmelerine rağmen rakiplerinin attıkları adımların tamamını farkındalar. Nakit sorunları da yok. Piyasayı oluşturmak zorunda değiller. Bunların yanında Microsoft ve RIM, işletim sistemi ve akıllı telefon dünyasında geriden gelip liderliği yakalamayı başlarmış iki firma. Donanım alanındaki deneyimlerine de bakarsak kendilerine büyükşans veriyorum, yeter ki doğru kullansınlar.

Page 25: CeBIT Life Magazine sayi2

RÖPORTAJ25

Türkiye’yi gelişmiş bir ülke olarak görüyorumDeutsche Messe AG Yönetim Kurulu Üyesi Wolfgang Lenarz bilişim hizmetleri ve çözümleriyle ilgili hükümet ve belediye düzeyinde bu kadar çok proje yapılırken, Türkiye’nin “gelişmekte olan” yerine “gelişmiş” ülke olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.

Deutsche Messe AG, Member of the Board, Wolfgang Lenarz thinks that with so many governmental and municipal projects being implemented

regarding ITC services and solutions, Turkey must be named as a developed country instead of developing.

I see Turkey as a developed country

�CeBIT Bilişim ve Sinerji Zirvesinin ana rolü nedir? Firmalar ve ziyaretçiler için ne kadar önemli?

Öncelikle, modern bir bilişim etkinliğinde, bir yandan ürünler ve hizmetler sergilenirken, diğer yandan fikirlerin paylaşılması için bir forum oluşturulması gerektiğine inanıyorum. Bilişimin geleceğini tartışırken ürünlerin tanıtımının bağlantılı olması gerekir. CeBIT’in gerçek rolü budur. Sadece ürünlerle ilgili değil, aynı zamanda teknoloji, gelecek, eğitim ve trendlerin ne yöne doğru gittiğiyle ilgili. Burada yaptığımız CeBIT’in gerçek amacını yerine getiriyor. CeBIT sadece satış yapmakla ilgili değildir. Aynı zamanda sektörü bir araya getirerek, daha iyi hizmetler, çözümler ve eğitim gerçekleştirmekle ilgilidir. Size göre, bilişim sektöründeki bir sonraki büyük trend ne olacak?Bilişim sektöründe uzman değilim ama adil ticarette uzman olduğumu söyleyebilirim. Benim gördüğüm, sanayiden eğitime, araçlara ve günlük hayatımızın her noktasına kadar,

yerleşik sistemler çok daha önemli hale gelecek. Bir diğer önemli trend veya bir sonraki büyük patlama tıp çözümlerinde olacak. Bunu fuarlarımızda pek görmüyoruz, ama bilişimin yardımıyla, sağlık sektöründe büyük gelişmeler olacak. Bugün bilişim alanında istihdam edilen yüzden fazla pozisyon on yıl önce yoktu. Sosyal medya direktörü, süpervizör, veri madenciliği uzmanı gibi ünvanlarla açılan pozisyonlara çok rağbet var. Diğer açıdan, malum sebeplerden dolayı, insan kaynağı eksikliği var. CeBIT bu işgücü eksikliğini gidermekte nasıl yardımcı olabilir? Bunun dünyanın her yerinde genel bir trend olduğunu düşünüyorum. Bu yeni pozisyonlara yönelik yüksek bir talep var. Özellikle genç nesil bu pozisyonlara ilgi gösteriyor, ama kendilerini eğitemiyorlar. Yeni zihinlerin bilişim sektörüne kazandırılmasında, gençlerin CeBIT’e çekilmesi, teşvik edilmesi ve bilişim sektöründeki fırsatların gösterilmesi önemli bir rol oynuyor.

Türkiye’nin bilişim sektöründeki yerini nasıl görüyorsunuz? Türk bilişim sektörü son 6 veya 7 yıldır çok gelişti. Türksat örneğinde bunu görebiliyoruz. Sunulan hizmetler sadece Türk pazarına yönelik değildir. Sektör global ölçekte hareket ediyor. Genç insanların bilişim sektörüne büyük bir ilgisi var. En azından büyük şehirlerde bilişim sektörüne yakın duruyorlar. Aynı zamanda Türkiye’nin teknolojik iş gücü sıkıntısı çekeceğini sanmıyorum. Almanya’ya bakalım; genç Türk nesli Alman işverenler tarafından istihdam ediliyor. Yine akıllı kent örneğine bakalım. Türkiye özellikle kamu ve belediye düzeyinde büyük adımlar attı. Bilişim açısından, bu adımlarla Türkiye gelişmekte olan ülke statüsünden, gelişmiş ülke statüsüne terfi etmiştir. Bilişim Çözümlerinin geliştirilmesinde sizce hükümetler lider rolünü oynamalı mıdır?Bu soruyu birçok açıdan değerlendirmek gerekir. Öncelikle, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayan bazı hizmetler hükümetler tarafından verilmelidir. Bu açıdan, bunları

kamunun görevi olarak düşünebiliriz. Bu bilişim hizmetleri düşük maliyet ancak geniş bir hizmet ağı ile sunulmalıdır. Diğer açıdan, bazı e-devlet hizmetleri yine hükümetler tarafından kurulmalıdır, ancak yazılım ve donanım tabanlı çözüm veya ürünleri düşünürken, hükümet oyuncu değil sadece kullanıcı olmalıdır. CeBIT nasıl değişip yeni çağa uyum sağlıyor?Evet, CeBIT değişiyor. Bilişim sektörünü küresel çapta bir araya getiren tek fuarız. Uzmanlaşmış ziyaretçiler tüm CeBIT etkinliklerini ziyaret ederek, ihtiyaç duydukları hizmet veya çözümü buluyor, yeni fırsatları değerlendiriyor ve tecrübe ediyorlar. B2B’den bahsediyorsak, bu çözümleri öğrenmeye aç zihinlerden ayrı tutmak mümkün olmuyor. CeBIT yeni cihazlar veya altyapılarla kullanılabilen yeni teknolojiler için en önemli ve en büyük buluşma noktası haline geldi. CeBIT ailesi ve dünya çapındaki CeBIT etkinlikleri ziyaretçiler ve halka yeni trendleri tanıştırmak ve tanıtmak için çalışmaya devam edecek.

Deutsche Messe AG Yönetim Kurulu Üyesi

Wolfgang Lenarz

Yönetim Kurulu Üyesi

Wolfgang Lenarz Deutsche Messe AG,

Member of the Board

What’s the main role of CeBIT Bilişim and Synergy Summit? How

it is important for exhibitors and visitors?First of all I do believe that in a modern IT event, it has to be a combination of showing product and services on one hand, and forum for exchanging minds or ideas on the other. Discussing the future of IT at the same time with the product shows are linked together. This is also the real function of CeBIT. It’s not just products, it’s about technology, future, education, where the trends are going. What we are building here is the real factor of CeBIT. CeBIT is not just about selling, it’s about bringing the industry together for better services, solutions, education.

What is the next trend in ICT from your point of view?Well, I’m not an expert in ICT sector but I’m an expert in fair business. As far as I see, embedded systems to everything from education to industries, cars, our daily life will become more important. One other important trend or the next big thing will be medical solutions. We don’t see this in our fairs, but with the aid of ICT there will be huge developments in health sector as well. Today, more than hundred new job title openings related to technology did not exist just ten years ago. There’s a high demand for such titles like social media director, supervisor, data mining specialist etc. But on the other side, there’s a lack of human resource for obvious reasons. How does CeBIT help overcome this lack of work force?

I think this is a general trend in all over the world. There’s a high demand for those new job titles. Especially young generation has a great interest in these titles but they can’t educate themselves. Getting young people here to CeBIT, encouraging them, showing them the opportunities in ICT sector play an important role to introduce new minds to IT industry. How do you see Turkey’s position in ITC sector?Turkish IT industry has developed during the last 6 or 7 years a lot. As you can see Turksat for example. The services they are offering are not for Turkish market only. They act as globally. Young people’s interest to IT industry is really big. Their affinity to IT sector is quite high, at least in big cities. I also feel that Turkey will not feel lack of technological work force.

Look at Germany. There is still Turkish young generation being hired by German employers. Also take the smart city example. Turkey has made huge steps especially by governmental and municipal aspects. That makes Turkey not a developing but a developed country in terms of ICT.Do you think that governments should take the leading role when implementing IT solutions?This question has many points to consider. First of all governments should take care of several services regarding citizen needs. These are some sort of duties of them. And by using ICT these services widely be served with low cost but and high coverage. On the other hand e-government solutions should also be setup by governments. But when considering hardware and software based solutions or products,

governments must only be user not a player. How is CeBIT changing and adopting to the new era?Yes, CeBIT is also changing. We are the only fair bringing the IT industry globally together. Specialized visitors attend every CeBIT to find the service or solution they need or learn new opportunities and experience themselves. When you’re talking about B2B, it’s difficult to separate these solutions from the people with eager to learn minds. CeBIT has become the most important and biggest meeting point of new technologies that can be used with newly introduced devices or infrastructures. CeBIT family and CeBIT events all around the world will continue to promote and introduce new trends to both visitors and people.

Page 26: CeBIT Life Magazine sayi2

HABER 26

GÜÇLENEN DİJİTAL REKLAM MODELLERİ

Dijital pazarlamanın kurallarıArtık dünyanın en başarılı şirketleri dijital pazarlama araçlarını en iyi kullananlar arasından çıkıyor. Bunun bir tesadüf olmadığı kesin. Peki, işin temelinde yatan sır nedir? Aslında sır filan yok; önemli olan ürünü çok iyi tanımak ve potansiyel müşteriye en efektif yöntemle ulaşmak.

GELENEKSEL PAZARLAMA DİJİTAL PAZARLAMA

DİJİTAL PAZARLAMANIN AVANTAJLARI:

Pazarlama kavramı genel olarak bir ürünün, bir malın, bir hizmetin satışını geliştirmek için yapılan çalışmaların

tamamıdır. Satışı arttırması beklenen veya planlanan tanıtım hareketlerinin toplamıdır da denilebilir. Bu nedenle en popüler teknikleri kullanarak marka bilinirliğini arttırmak her pazarlamacının görevidir. Bu sayede ürün rakipleri arasından öne çıkarılmaya çalışılır.Gelişen teknolojiyle birlikte artan bant genişlikleri ve çoğalan mobil cihazlar tıpkı yaşama şeklimiz gibi satın alma alışkanlıklarımızı da değiştirdi. İnternet kullananların sayısı her gün artarken, internet üzerinden yapılan pazarlamaya ayrılan bütçeler de düzenli olarak artıyor. Peki dijital pazarlama nedir? Özetlemek gerekirse geleneksel medyadan bağımsız olarak bir ürünün bilinirliliğini arttırmak amacıyla internet, mobil ve diğer interaktif platformları kullanmaktır. Dijital pazarlama kavramı ihtiyaca göre interaktif pazarlama, online pazarlama, e-marketing ve web pazarlama diye de isimlendirilmektedir.

ELDE ET, KAZAN, ÖLÇÜMLE VE BÜYÜTDijital pazarlamayı geleneksel pazarlamadan ayıran en önemli nokta süreçlerin çok hızlı yaşanmasına paralel olarak sonuçların da hızlıca alınmasıdır.

Bu hızlı süreci elde etmek, kazanmak, ölçümlemek ve büyütmek olarak dört farklı adımda incelemek mümkündür.Hedef kitlenin farklı yöntemlerle satışın veya tanıtımın yapıldığı web sitesine çekmek, yani ziyaretçi kazanmak “elde etme” aşaması olarak görülür. Bu aşamada internet reklamcılığından sosyal medya kampanyalarına, viral pazarlamadan gelir ortaklığı modellerinin oluşturulmasına kadar birçok farklı yöntem kullanılabilir. Yöntem seçiminde önemli olan şey hedef kitleye en kolay ulaşılabilecek aktivitelerin organize edilmesi, doğrudan potansiyel müşterilere hitap edebilmenin mümkün kılınmasıdır. Çünkü müşteriyle doğrudan kendi platformumuz üzerinden erişebiliyor olmak soğuk kontağın sıcak satışa dönebilme ihtimalini güçlendirmektedir.Elde etme aşamasını “kazanma” süreci takip eder. Bu süreç müşteri ile ilk sıcak temas anı olarak da adlandırılmaktadır ve çok önemlidir. Ne de olsa ilk izlenim önemlidir. Bu aşmada dijital pazarlama anlamında yapılacak şey, müşterinin hedefe yönlendirilmesidir. Hedef her zaman satış olmayabilir. Mesela amaç bir web günlüğünü tanıtmaksa okunan yazıların sayısı, yazıyı beğenenlerin sayısı, kaç kişinin o yazıyı paylaştığı, kaç kişinin o blog’u takip etmeye başladığı gibi şeyler de önemlidir. Burada amaç karşı karşıya olunan potansiyel müşteriyi hedeflediğimiz aksiyona sevk edecek aktivitelerin bir bütün halinde

uygulanabilmesidir. “Kazanma” süreci sadece izlenecek

yöntemler açısından değil, sunulan içeriğin kalitesi

açısından da çok önemlidir. Çünkü yapılan

araştırmalar

başarısız dijital pazarlama kampanyalarında en çok müşterinin bu basamakta kaybedildiğini göstermektedir. Sunulan teklifle ilgilenmeyen, ikna edilemeyen veya kafasındaki sorulara yeterince cevap bulamayan müşterilerin bir sonraki aşamaya geçmedikleri bilinmektedir. Bazılarının “kullanılabilirlik” bazılarınınsa “ölçümlenebilirlik” olarak isimlendirdiği bu aşama pazarlamacının kendi elindeki ürünü veya markayı rakiplerle kıyaslaması açısından önemlidir, çünkü bu aşamada pazarlama planında neyin doğru, neyin yanlış yapıldığı araştırılır. Teknolojinin

sunduğu tüm analiz yöntemleri kullanılarak ilk iki basamakta etkili bir sürecin başlatılıp başlatılamadığı anlaşılmaya çalışılır. Aynı dönemlerde rakiplerin düzenlediği kampanyaların olası sonuçlarıyla eldeki kampanyanın sonuçlarının karşılaştırılması tüm sürecin başarısını anlatması açısından çok önemlidir. “Sahip çık” ve “büyük” olarak isimlendirilen süreç ise memnun müşteriler yaratmaya ve onlara yönelik yeni kampanyalar organize etmenin yollarının arandığı aşamadır. Burada tüm CRM modüllerini kullanarak kampanya sonunda

müşteri haline gelen kişileri sürekli müşteri yapmanın yolları aranır. Artık müşteri beklentilerine göre fiyat veya hizmet çeşitliliği yaratılabilir, ilgili ürünlerle çapraz pazarlama modelleri kurulabilir veya sadakat programları oluşturulabilir. Burada en önemli olan şey müşterinin (veya ziyaretçinin) niçin sizinle temas ettiğini unutmamaktır. Yani vejetaryenler için blog yazan birinin, kebapçı için indirim kuponu vermesi gibi yanlışlara düşmemek gerekir. Her şeyi aynı anda yapmaktansa tek bir konu üzerine odaklanmak çok daha mantıklıdır. Dijital pazarlamanın evrelerini tekrar tekrar işletmektense, her kampanya özelinde bir plan belirlemek başarı oranını yükseltecektir.

• Monolog• Tek yönlü fonksiyon• Kitlesel iletişim• Statik pazarlama• Yaylım ateşi yaklaşımı ile büyük bir

grup içinden ilgili kişileri seçme• Müşteri havuzundakiler arasında

iletişim yok• Müşterileri tanımlamak zor• Müşteriler hakkında detaylı bilgi

olmadığı için yönetimi zor

• Diyalog• Kişiye özel pazarlama• Gerçek zamanlı iletişim• Dinamik pazarlama• Ortaklaşa katılım nedeniyle ilgi

gruplarına göre hedef kitleyi belirleyebilme

• Segmentlere ayrılmış müşteri bilgisi• Yoğun müşteri iletişimi• Daha fazla müşteri verisi sunulduğu

için ihtiyaca yönelik detaylar

• Rekabet avantajı için yeni kaynaklara ulaşımı kolaylaştırır• Aracısız dağıtım modelinin kurulabilmesi• Tedarik zincirinin optimizasyonunun sağlanabilmesi• Yeni iş modelleri üretilmesi• Ulaşılmamış alt segmentleri de hedefleyebilme• Pazarı daha verimli kullanmak için çapraz satış modellerinin geliştirilebilmesi• Daha dürüst ve şeffaf pazar döngüsünün oluşturulabilmesi

• Önce fikri oluştur, aykırı olmaktan korkma ama mantıklı olmayı unutma

• Fikrinin etrafında bir kitle oluştur. Kontrolü kitle ile paylaşarak sahiplenme güdüsünü güçlendir

• Yetkilendirme aşamasında sınırlar koyma

• Şeffaflıktan ödün verme, dürüst ol• Unutma: Sadece fiyat hiçbir zaman

önemli olmamıştır• Değer zincirini müşterilerle birlikte

optimize et• İş modelini sürekli yeniden kurgula ki

“tahmin edilemez” ol• Statükoyu değiştir, başkalarına

benzeme. Rakipler sana benzemeye başladığında değişim zamanı geldiğini hatırla.

DİJİTAL PAZARLAMANIN OLMAZSA OLMAZLARI

Page 27: CeBIT Life Magazine sayi2

Oyun içi reklamlar

HABER27

Tüm dünyada dijital reklamlar için ayrılan bütçelerin artıyor olması, reklam sektörünün yeni yeni mecralara yönelmesini sağladı. Advergaming denilen oyun içi reklam bütçenin iki yıl içinde bir milyar dolara ulaşması bekleniyor.

Ekin Ulukök Dijital Pazarlama Müdürü / Altıparmak Gıda (Balparmak, Binbirçiçek, Balkovan)

Dijital çağda sosyal ağların gücü inkar edilemez boyutlarda. Bundan dört beş yıl önce hayatımızda olmayan “like etmek,”

“retweetlemek,” “check-in yapmak” gibi pek çok terim günlük konuşmamıza kadar girdi. Sosyalleşme beraberinde eğlenceyi de getirdi; sosyal ağlar üzerindeki komik fotoğraflar, videolar ve oyunlar kullanıcıların en fazla paylaştığı içerikler arasında başı çekiyor. Artık oyun denildiğinde, akla çocuklar gelmiyor. İnteraktif yetişkinlerin başlıca eğlencesi olan sosyal ağlardaki oyunların yanı sıra bilgisayar ve video oyunları da şüphesiz dijital çağın gözbebekleri arasında...

STATİK ÜRÜN YERLEŞTİRME Oyunlara duyulan rağbetin artmasıyla markalar da oyun içi reklamlara (In-game advertising/IGA) odaklanmaya başladı. Bu odaklanma öyle bir boyuta vardı ki önümüzdeki iki yıl içinde oyun içi reklamlara ayrılan bütçenin bir milyar dolara ulaşması bekleniyor. Yeniden altını çizmekte fayda var, oyun içi reklamların bu büyüyüşünde sosyal medyaya olan ilginin artışı ve burada kısa sürede popüler hale gelen oyunların payı göz ardı edilemez.Peki nedir bu oyun içi reklam bütçesinin kullanılacağı uygulamalar? Halihazırda ne gibi uygulama yöntemleri var ve oyuncuların karşılarına neler çıkabilir? Oyun içi reklamlarda tercih edilen uygulamalardan biri, oyunların içine statik ürün yerleştirme yapılması. Bu yöntemi son dönemde dizilerde ve filmlerde sıkça karşımıza çıkan

ürün yerleştirme uygulamalarının oyunlara uyarlanan versiyonu olarak düşünebiliriz. Oyuncu, oynamaya devam ederken bir anda markayla karşılaşır, hatta bazen bunun reklam olduğunu bile fark etmeyebilir. Oyun içi ürün yerleştirmede reklamverenin dikkat etmesi gereken nokta, bu işlemin oyunun doğru alanında ustalıkla yapılması ve oyuncuyu rahatsız etmemesidir. Bir başka oyun içi reklam uygulaması türü, internet ilanları olarak da Türkçeleştirebileceğimiz banner reklamlarının oyunların içinde kullanılması yöntemidir. Bu yöntemin hayata geçirilmesinde, tamamen oyun içinde kullanılma amacıyla hazırlanan banner’lardan, billboard gibi offline reklam uygulamaları için tasarlanan reklamların online oyunlara yerleştirilmek üzere uyarlandığı banner’lara kadar farklı örneklerini görmek mümkün. Uygulama türlerini zenginleştirmeye devam ettiğimizde, ücretsiz online oyunlarda, özelikle de sosyal medya üzerinden oynanan oyunlarda sıkça uygulanan bir diğer yöntem karşımıza çıkıyor. Bu uygulamada, internet kullanıcısının oyunu ücretsiz oynaması mümkünken oyunun içindeki bazı servislerden yararlanabilmek için oyuncuların ödeme yapması gerekiyor. İşte bu aşamada oyun içi reklam uygulamaları devreye giriyor. Oyuncular, ücretli servislerden faydalanmak için ya ödeme yapıyor ya da oyun içi reklam uygulamalarını kullanarak ödemeden kurtuluyorlar. Oyuncular, tercihlerini ödeme yapmamaktan yana kullanırsa,

oyun içi reklam uygulamasının şartlarını yerine getirerek oyunun ücretli servislerinden tamamen ücretsiz olarak yararlanabiliyorlar. Bu yöntemde kullanıcılar, oyundaki servislere ilaveten herhangi bir ücretli sanal nesneyi de ödeme yapmaksızın kendi oyun hesaplarına geçirebiliyorlar. Örneğin sosyal ağlardaki bir kent kurma oyununda, üzerinde reklam taşıyan markalı bir sanal binayı kendi kentlerine ücret ödemeden ekleyebiliyorlar. Tüm bu uygulamalara ek olarak bazı ücretli oyunlarda da oyun içi reklamlara rastlanabiliyor. Bu tür uygulamalarda oyuncular sanal bir dünya kurup, bu dünyada gerçek markalardan sanal ürünler sipariş edebiliyor, markalı elektronik cihazları kullanabiliyor, markalı restoranlarda yemek yiyebiliyorlar. Yani oyuncuların tüm dünyasının ve o dünyadaki her bir detayın sanal olduğu bir oyun ortamında, markalar gerçek dünyada olduğundan çok daha ihtişamlı bir şekilde pazarlama mesajlarını iletmeleri mümkün oluyor. Ancak tüm bu ihtişamına rağmen ücretli oyunlardaki bu tarz oyun içi

reklam uygulamaları, hem hazırlık aşamasının zahmetli olması hem de oyunun kaç kişiye ulaşacağına dair tahminlerin başlangıçta çok sağlıklı yapılamamasından ötürü diğer oyun içi reklam yöntemlerine oranla daha az tercih ediliyor. Reklamverenlerin günden güne artan ilgisine rağmen oyun içi reklam uygulamaları, oyuncuların konsantrasyonlarını bozması ve onlara rahatsızlık vermesi nedeniyle dönem dönem tartışmalara sebep oluyor. Hatta bazı oyuncular, sırf bu rahatsızlık nedeniyle reklamdan arındırılmış bir oyun deneyimi için ekstra para ödemeyi bile tercih edebiliyorlar. Fakat reklam ve araştırma şirketlerinin yaptığı çalışmalarda, oyun içi reklamların diğer online reklamlara oranla daha etkili olduğu, reklamverenlerin bu uygulamalardan daha iyi sonuç aldığı da bir gerçek. Dijital dünyanın, internet kullanıcılarını büyük bir hızla yeniliklere boğduğu bu dönemde, oyunlardaki reklamlara dair tartışmaları bolca duyacağız ve oyun içi reklam uygulamalarıyla gün geçtikçe daha sık karşılaşacağı gibi duruyor.

GÜÇLENEN DİJİTAL REKLAM MODELLERİGÜÇLENEN DİJİTAL REKLAM MODELLERİ

Page 28: CeBIT Life Magazine sayi2

Mesleki Yeterlilik Belgeli çalışanınız varsa iki kere kazançlısınız

RÖPORTAJ 28

Bilişim sektöründe en geç iki yıl içinde toplam 19 farklı branşta mesleki yeterlilik tanımları resmen ilan edilmiş olacak. Yeterlilik belgeleri hem çalışanlar için bir prestij olacak, hem de işverenler açısından güven olgusunu sağlamlaştıracak. Peki ama yalnızca bilişim değil, hangi sektörden olursa olsun, bünyesinde mesleki yeterlilik belgesine sahip personel çalıştıran özel kurum ve kuruluşların, bu belgeye sahip her bir personelleri için bir yıl boyunca sosyal sigorta priminden muaf tutulduğunu biliyor muydunuz?

Bilişim sektörüne ilişkin mesleki yeterlilik belgesinin tüm organizasyonunu üstlenen,

TÜBİDER, TÜBİFED ve Çizgi Tagem öncülüğünde yürütülmekte olan, bilişim sektörü mesleklerinde

test ve sertifikasyonu sağlayan bir kurum olmasını sağlayacak Mesleki Bilgi ve Beceri Sınav ve

Belgelendirme Merkezleri (VOC Test Merkezleri) Avrupa Birliği destekli hibe projesi Merkezi Finans

ve İhale Kurumu tarafından desteklenmektedir.

BİLİŞİMDE HANGİ İŞKOLLARI SERTİFİKALANDIRILACAK?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesine bağlı olarak çalışan Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), ulusal meslek standartlarını

oluşturmak adına 2006 yılından beri günümüze kadar 300 farklı meslek için resmi tanımlamalara imza attı. Bilişim sektörüne ilişkin ilk tanımlamalar ise 2012 yılında resmi gazetede

yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bilişim teknolojileri ile ilgili olarak şu anda yalnızca 6 meslek için Mesleki Yeterlilik Belgesi verilmekte. Ancak gerek askıda olan meslek tanımları, gerekse çalışmaları yürütülen diğer mesleklerle birlikte bu rakamın kısa bir sürede ilk etapta 20 iş tanımına ulaşması bekleniyor. Ayrıca Mesleki Yeterlilik Belgesine

sahip personel çalıştıran kurum ve kuruluşların ödemesi gereken bir yıllık sosyal güvenlik primleri devlet tarafından karşılanıyor. Buradaki amaç, bu belgeye sahip olan kaliteli iş gücünün işverenler tarafından tercih edilmesi için özendirici olması ve işverenlere iş ilanlarında mesleki yeterlilik belgesi aranması şartının yaygınlaştırma bilincinin aşılanması.

HEDEF ÖNCELİKLE 19 İŞ KOLUNU BELGELENDİRMEKMesleki Yeterlilik Belgesi, ilgili iş kolunda Avrupa Birliğinin getirdiği standartlarda bilgi ve beceriye sahip adaylara bir seviye tespit sınavı sonrası verilen bir belge. Sınavlarsa önceden açıklanan bir takvim eşliğinde eğitmenler tarafından hazırlanmış binlerce

soru arasından seçilerek hazırlanan merkezi bir platformda düzenleniyor. Avrupa Birliği tarafından da özel kaynak aktarımı suretiyle desteklenen ve Tübider’in öncülüğünde organize edilen bilişim sektörüne ilişkin ulusal meslek standartları çalışmaları, Ulusal Meslek Standartlarının oluşturulmasında kalıcı çözümler içeriyor.

• Bilgisayar donanım elemanı• Ağ teknolojileri elemanı/uzmanı• Bilgi işlem destek elemanı• Sistem yöneticisi• Veri giriş elemanı• Sistem işletmeni (operatör)• BT satış elemanı• BT ürün yöneticisi• BT iş çözümleri uzmanı• BT danışman

• Yazılım geliştirici• Yazılım uygulamaları destek

elemanı• Veritabanı uzmanı• Web ve çoklu ortam tasarımcısı• BT güvenlik uzmanı• BT güvenliği denetmeni• Teknik Dokümantasyon uzmanı• BT eğitim uzmanı• BT proje yöneticisi

Page 29: CeBIT Life Magazine sayi2
Page 30: CeBIT Life Magazine sayi2

Çağrı merkezleri kurulurken değil, işletilirken kazandırıyor

HABER 30

Türkiye’nin 350 milyar Dolar’ı bulan küresel çağrı merkezi pazarındaki payı yalnızca binde 5’ler mertebesinde. Bu çok düşük yüzde Türkiye’yi dünya sıralamasında 16. Sırada konumlandırmasına rağmen, önümüzde daha alınacak çok yol var. 2023 hedefi ise bu sektörde şu an 60 bin olan çalışan sayısını 350 binlere çıkarmak. Ancak bu hamle, uzman ve mesleki yeterlilik sertifikasına sahip personel yetiştirilmesiyle mümkün. Gerekli tedbirlerin alınması ve teşviklerin sağlanması durumunda Türkiye Cumhuriyetin ilanının 100. yıldönümüne dünyanın en büyük 10 çağrı merkezinden biri olarak girebilir.

Türkiye’deki nüfusu baz alırsak yaklaşık her 1.800 kişiye bir çağrı merkezi görevlisi düşüyor. Ancak çağrı

merkezlerini arayabilecek potansiyele baktığımızda bu rakam her 500 kişide bir şeklinde. Avrupa’da ise bu oran 120’de 1’ler seviyesinde. Yani çağrı merkezleri ve çalışan sayıları açısından Türkiye’nin önünde kat edeceği daha pek çok yol bulunuyor. Buna karşın çağrı merkezi sektörü son 5 yıldır ciddi bir büyüme içinde. 2011 yılında yeni getirilen mevzuatlar ışığında yüzde 25 büyüyen sektörün bu genişlemesinin 2012’de yüzde 15’lere kadar ulaşması bekleniyor. Çağrı Merkezi Derneği’nin verilerine göre önümüzdeki 5 yılda ise çağrı merkezlerinde istihdam edilecek toplam iş gücünün 100.000 kişiye ulaşması hedefi var. Daha düne kadar, yalnızca telekomünikasyon firmaları ve bankaların zorunlu olarak kurdukları çağrı merkezleri son 5 yılda neredeyse her sektöre sıçrayarak, toplam 55 bin kişinin çalıştığı dev bir sektör haline geldi. Üstelik mekan bağımsız konuşlanabilen çağrı merkezleri bu özelliğiyle de Anadolu’ya yapılan yatırımlarda ana istihdam kaynakları arasına girdi.

ÇAĞRI MERKEZLERİ EŞİTTİR KURUMSAL VİZYONPeki çağrı merkezleri tam olarak ne işe yarıyor? Eski adıyla müşteri hizmetleri ama yeni vizyonlarıyla çağrı merkezleri kurumlarla müşteriler arasında en sıcak temasın yaşandığı kilit bir nokta. Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından protokol imzalanan sektörlerden biri olan ve önümüzdeki

dönemde sertifikalı personel istihdam etmeye hazırlanan çağrı merkezleri teknik altyapı kurulumundan, kaliteli personel yetiştirmeye ve müşteri memnuniyeti sağlamaya yönelik onlarca önemli bileşenin bir araya gelmesiyle oluşturulan yaşayan bir omurga aslında. Çünkü bir müşteri için herhangi bir kurumun çağrı merkezini aradığında karşısına çıkan müşteri temsilcisi – ister o şirketin, ister bu hizmeti veren bir başka firmanın çalışanı olsun- müşteri gözünde aslında o firmayı temsil ediyor. Bu nedenle, çağrı merkezlerinin kurulumunda yalnızca çağın teknolojik nimetlerinden olabildiğince yararlanmak tek başına yeterli değil. İnsan faktörünün önemini kavrayan ve personelini iyi eğiten işletmeler, çağrı merkezlerinin katma değerli getirilerini uzun vadede net bir şekilde görebiliyor.

ÇAĞRI MERKEZİ HİZMETİNİ DIŞARIDAN ALAN DA KAZANIYORElbette her kurumun kendi bünyesinde bir çağrı merkezi kurması beklenmemeli. Müşterilerle doğrudan temasa geçebilecek ve müşteri taleplerini telefonla karşılayabilecek ya da onları doğru enstrümanlara yönlendirecek olan müşteri temsilcileri istihdam edemeyecek durumda olan kurum ya da şirketler, bu hizmeti sektörde konusunda uzman çağrı merkezleri servisi veren firmalardan karşılama yoluna gidiyorlar. Bugün Türkiye’de 2011 yılı sonu itibariyle irili ufaklı bine yakın çağrı merkezi bulunmakta ki bu rakamın yaklaşık 300 adetini büyük ve orta ölçekli işletmeler oluşturuyor.

Türkiye, çağrı merkezi sektöründeki istihdam sayısı açısından dünyada 16. sırada bulunuyor. Listede Hindistan, İngiltere ve Filipinler’in nüfuslarına göre olağan olmayan bir payları görülüyor. Bu ülkeler, çağrı merkezini yurt dışındaki şirketlere yönlendirmiş kurumların çokluğundan kaynaklanmakta. Türkiye de yeterli teşviklerin sağlanması halinde çağrı merkezi liginde üst sıralara yükselme potansiyeli çok güçlü olan bir ülke konumunda. Dünyadaki çağrı merkezi sektörünün pazar hacminin 2013 yılında 374 milyar Dolar’a ulaşmasının beklendiği bir ekonomik döngüde, Türkiye’nin de dil desteği sayesinde bu pazardan ciddi pay alabilmesi mümkün. Ancak gerekli atılımların bir an önce yapılması şart.

ÇAĞRI MERKEZLERİ DE ÇAĞ ATLIYORÇağrı merkezlerinin özellikle merkezden yapılan aramalarda kurumlara minimum maliyetle maksimum fayda sağlamasını amaçlayan telesatış yöntemlerinde teknolojik gelişmelerin ciddi bir katkısı var. Özellikle insansız yapılan aramalar, birim zamanda daha

çok müşteriye ulaşmak adına önemli avantajlar sağlıyor. Örneğin “Dialer” sistemlerinde otomatik ses algılayıcı santraller, müşterileri arayıp yanıt alınamayan hatları elimine ederken, insan sesi algılanması durumunda milisaniyeler içinde çağrı merkezindeki müşteri temsilcisini müşteri ile canlı olarak konuşturabiliyor. Kendi içinde farklı segmentlere bölünen dialer sistemlerine araya hiç müşteri temsilcisi bile katmadan, yalnızca sesli yanıt sistemleri ya da metni sese dönüştüren sistemler kullanılarak teklifler iletilebiliyor. Bir başka dialer sistemi olan “Preview Dialer” ise müşteri temsilcisine gelen aramaları önceden canlı iletişime geçmeden değerlendirme imkanı sunuyor. Dialer sistemlerinin belki de en ilginci “Predictive Dialer” yani farklı senaryoları önceden tahmin ederek hareket eden akıllı arama sistemlerini oluşturuyor. Gelişmiş algoritmalar içeren bu sistem, gelen çağrıların tipini anlık olarak değerlendirerek, çağrı merkezinde olağanüstü durumlarda en doğru ya da ilgili yaklaşımı sergilemekle görevli personelin devreye girmesini de sağlayabiliyor.

1.ABD2.İngiltere3.Hindistan4.Brezilya5.Japonya6.Almanya7.Kanada8.Çin9.Fransa10.Meksika11.Avustralya12.Filipinler13.İspanya14.Güney Afrika15.Rusya16.Türkiye

HANGİ SEKTÖRLERİN ÇAĞRI MERKEZLERİ VAR?Sektörler 2008 Pay (%) 2009 Pay (%) 2010 Pay (%) 2011 Pay (%)Telekomünikasyon 8.329 23.30% 8.823 21.90% 11.101 22.20% 14.449 25.90%Finans 6.121 17.10% 7.726 19.10% 9.017 18% 10.706 19.20%Taşımacılık-Lojistik 1.462 4.10% 2.171 5.40% 2.513 5% 2.625 4.70%Toptan / Perakende 967 2.70% 2.053 5.10% 2.406 4.80% 2.851 5.10%Elektronik / Bilişim 621 1.70% 675 1.70% 951 1.90% 1.446 2.60%Sağlık 314 0.90% 375 0.90% 394 0.80% 558 1.00%Otomotiv 235 0.70% 275 0.70% 310 0.60% 326 0.60%Kamu 525 1.30% 688 1.40% 2.008 3.60%Diğer 17.239 48.20% 17.691 43.90% 22.617 45.30% 20.732 37.20%Toplam 35.762 48.20% 40.312 100% 49.996 100% 55.701 100%

ÇAĞRI MERKEZİ SEKTÖRÜNÜN GELİŞMİŞ OLDUĞU ÜLKELER

Page 31: CeBIT Life Magazine sayi2
Page 32: CeBIT Life Magazine sayi2

18 Mbit uzaydan gelen internet 45 TL’den başlayan �yatlarla