cdn.islamansiklopedisi.org.tr · mandanlarýndan Ziyâd b. Sâlih in kuman-dasýndaki Ýslâm...

3
533 rum Anadolu’nun Türkleþmesi ve Ýslâm- laþmasýný saðlamýþtýr. Selçuklular’dan son- ra Anadolu’ya egemen olan Osmanlýlar, Müslümanlýk anlayýþýný Balkanlar’a ve Or- ta Avrupa’ya kadar taþýmýþtýr. BÝBLÝYOGRAFYA : Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî, Mürûcü’z-zeheb: Al- týn Bozkýrlar (trc. Ahsen Batur), Ýstanbul 2004; D. L. Cahun, Introduction à l’histoire de l’Asie turcs et mongols, Paris 1895; M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatýnda Ýlk Mutasavvýflar (Ýstanbul 1919), Ankara 1976; W. Eberhard, Çin’in Þimal Komþularý (trc. Nimet Uluðtuð), Ankara 1942; Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-Ýslâm Medeniyeti, Ankara 1965; a.mlf., Selçuklular ve Ýslâmiyet, Ýstanbul 1977; a.mlf., Türk Cihân Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi, Ýstanbul 1978; Sa- adet Çaðatay, “Türkçe Dini Tâbirler”, Necati Lu- gal Armaðaný, Ankara 1968, s. 191-198; Ç. Cu- magulov, Yazýk Siro-Turkskýh (Nestorianskýh Pa- nýyami-kov Kýrgýzý), Frunze 1971, I; M. Eliade, Traité d’histoire des religions, Paris 1974; V. V. Barthold, Orta Asya Türk Tarihi Hakkýnda Ders- ler (haz. Kâzým Yaþar Kopraman – Afþar Ýsmail Aka), Ankara 1975; Hakký Dursun Yýldýz, Ýslâmi- yet ve Türkler, Ýstanbul 1976; Emel Esin, Ýslâmi- yet’ten Önce Türk Kültür Tarihi ve Ýslâm’a Gi- riþ, Ýstanbul 1978; Hikmet Tanyu, Ýslamlýktan Önce Türklerde Tek Tanrý Ýnancý, Ankara 1980; A. Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakýn Tarihi, Ýstanbul 1981, I; J.-P. Roux, La religion des turcs et des mongols, Paris 1984; L. Rasonyi, Tarihte Türklük, Ankara 1988; Zekeri- ya Kitapçý, Türkistan’da Ýslâmiyet ve Türkler, Konya 1988; a.mlf., Yeni Ýslam Tarihi ve Türk- ler, Konya 1994, I-II; Cl. Cahen, Doðuþundan Os- manlý Devletinin Kuruluþuna Kadar Ýslâmiyet (trc. Esat Nermi Erendor), Ankara 1990, s. 194; Albülkadir Ýnan, Makaleler ve Ýncelemeler, An- kara 1991, II; Nesimi Yazýcý, Ýlk Türk-Ýslâm Dev- letleri Tarihi, Ankara 1992; L. N. Gumilev, Drev- nie Turki, Moskva 1993; J. R. Hamilton, Les ouïghours à l’époque des cinq dynasties d’ap- rès les documents chinois, Paris 1995; Ünver Günay – Harun Güngör, Baþlangýçlarýndan Gü- nümüze Türklerin Dini Tarihi, Ýstanbul 2007; F. Nau, “Les pierres tombales nestoriennes des musée Guimet”, Revue de l’orient chretien, XVIII, Paris 1913, s. 3-35; Ýbrahim Kafesoðlu, “Eski Türk Dini”, TED, III (1972), s. 1-34; E. Chavannes, “Le nestorianisme et l’inscription de Kara-balgasso- un”, JA, IX (1897), s. 43-85; R. A. Husseynov, “Bir Süryani Metninde Türkçe Goþ Terimi” (trc. Harun Güngör), TDA, sy. 28 (1984), s. 196-197; Rasim Musabeyov, “Azerbaycan’daki Etnik Azýn- lýklar”, Avrasya Dosyasý, VII/1, Ankara 2001, s. 177-196. ÿHarun Güngör TÜRK AKSAÐI Türk mûsikisi usullerinden. ˜ Beþ zamanlý ve üç vuruþlu bir küçük usulün adýdýr. Bir iki zamanla bir üç za- manýn, baþka bir deyiþle bir nîm-sofyan- la bir semâinin birbirine eklenmesinden meydana gelir. Baþta bir iki zamanýn ar- dýndan üç zaman yer alýr. Çok nâdir de ol- sa üç zamanýn baþta, iki zamanýn sonda yer aldýðý görülür. Buna Türk aksaðý evfe- ri denilebilir. Usulün 5/8’lik birinci ve 5/4’- lük ikinci mertebeleri kullanýlmýþtýr. Birin- ci darbý kuvvetli, ikinci darbý yarý kuvvetli, üçüncü darbý zayýf olan usul þarký, türkü, köçekçe, oyun havasý gibi formlarla saz semâilerinin dördüncü hânelerinde tercih edilmiþtir. Hacý Ârif Bey’in, “Yandým o güzel göz- lere ben þûh-ý sitemkâr” ve “Beni candan usandýrdý cefâdan yâr usanmaz mý?” mýs- ralarýyla baþlayan sûzinak, “Ben bûy-i ve- fâ bekler iken sûy-i çemenden” mýsraýyla baþlayan nihâvend; Kemânî Tatyos Efen- di’nin, “Mâvi atlaslar giyersin”, Hâfýz Yûsuf Efendi’nin, “Âsûde fikrim âvârelendi” mýs- ralarýyla baþlayan rast; Sermüezzin Rifat Bey’in, “Nerelerde kaldýn ey serv-i nâzým” mýsraýyla baþlayan nihâvend; Selâhattin Ýç- li’nin, “Bir destan dolaþýr Bolu daðýnýn” mýs- raýyla baþlayan nikriz þarkýlarý bu usulle öl- çülmüþ eserlerden bazýlarýdýr. BÝBLÝYOGRAFYA : Tanbûrî Cemil Bey, Rehber-i Mûsikî, Ýstanbul 1321, s. 137-138; Suphi Ezgi, Nazarî-Amelî Türk Musikisi, Ýstanbul 1935, II, 12-14; Rauf Yekta, Türk Musikisi, s. 102-103; Hüseyin Sâdeddin Arel, Türk Mûsýkîsi Nazariyatý Dersleri (haz. Onur Ak- doðu), Ankara 1991, s. 69, 74, 88; Ýsmail Hakký Özkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatý ve Usûlleri Ku- düm Velveleleri, Ýstanbul 2006, s. 619-620; Sa- deddin Heper, “Türk Mûsikisinde Usuller”, MM, sy. 344 (1978), s. 11. ÿÝsmail Hakký Özkan TÜRK ANSÝKLOPEDÝSÝ 1943-1984 yýllarý arasýnda yayýmlanan tarih, coðrafya, biyografi ve genel kültür ansiklopedisi. ˜ Cumhuriyet döneminde devlet tarafýn- dan çýkarýlan ilk telif ansiklopedidir. Millî bir ansiklopedi yayýmlama düþüncesi 2-5 Mayýs 1939 tarihlerinde Ankara’da topla- nan I. Türk Neþriyat Kongresi’nde ortaya çýktý. Bunun üzerine Maarif Vekâleti, umu- mi bir Türk ansiklopedisinin neþri ama- cýyla çalýþmalara baþlayýp 1 Ocak 1941’de bir büro kurdu. Dönemin Maarif vekili Ha- san Âli Yücel, Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnö- ya baþlamýþtýr. Buna paralel olarak Türk- Arap iliþkilerinde dostane münasebetler geliþmiþtir. Ebû Müslim-i Horasânî’nin ku- mandanlarýndan Ziyâd b. Sâlih’in kuman- dasýndaki Ýslâm ordusu ile Çin ordusu Ta- las vadisinde karþýlaþmýþ, Çin ordusunun yenilgiye uðramasý Türk Ýslâm tarihinin dö- nüm noktalarýndan birini teþkil etmiþtir. Halife Mansûr, Türkler’e önemli görevler verirken Hârûnürreþîd kendi muhafýz bir- liðini Türk askerlerinden oluþturmuþtur. Abbâsîler döneminde Türkler devletin üst kademelerinde de görev almýþtýr. Bu de- virde Müslümanlýk tasavvuf yoluyla da ya- yýlmaya devam etmiþ, Ýslâmiyet özellikle Sâmânîler döneminde geniþ halk kitleleri arasýnda yayýlmýþtýr. Sâmânîler gayri müs- lim Türkler’e karþý akýnlar düzenleyen ilk Orta Asya devletidir. Sâmânîler devrinde Buhara Ýslâm ilâhiyatýnýn en önemli mer- kezlerinden biri haline gelmiþtir. X. yüz- yýlda Ýmam Ebü’l-Hasan el-Eþ‘arî’ye para- lel olarak Ýmam Mâtürîdî de Sünnî kelâm- cýlýðýn esaslarýný ortaya koymuþ, ayný dö- nemde felsefe alanýnda Ýbn Sînâ yetiþ- miþtir. Türkler’in toplu halde Ýslâmiyet’i kabul etmeleri X. yüzyýlda gerçekleþmiþ, bu dö- nemde 10.000 çadýr halký Müslümanlýðý seçmiþtir (Turan, Türk Cihân Hâkimiyeti, s. 225-226, 231). Ardýndan Ýslâm’a toplu halde giriþler devam etmiþ, Müslümanlý- ðý seçen kitleler ayný zamanda yerleþik ha- yata geçmeye baþlamýþtýr. Türkler arasýn- da Ýslâmiyet’in yayýlmasýnda Satuk Buðra Han’ýn ihtidâsý önemli rol oynamýþ, Kýnýk beyi Selçuk 200.000 çadýr halkýyla müslü- man olmuþ ve Gazi Selçuk adýný almýþtýr. Orta Asya’da Müslümanlýk, velîler kültü temelinde oluþan bir halk dindarlýðýný be- raberinde getirmiþ, bu inanýþ bütün Türk topluluklarýna yayýlmýþtýr. Türkler, Abbâ- sîler’in son dönemlerinde bazý küçük dev- letler kurmuþ, bunlardan sonra Ýdil (Vol- ga) Bulgar Hanlýðý, Orta Asya’dan gelen din davetçileri ve müslüman tüccarlar ka- nalýyla Ýslâmlaþmaya baþlamýþtýr. Karahan- lýlar, Satuk Buðra Han’la birlikte müslü- man olmuþ, bu dönemde Yesevî anlayýþýný temel alan Haydariyye, Bektaþîlik ve Nak- þibendiyye tarikatlarý kurulmuþtur. Sel- çuklular Müslümanlýðý tedrîcî þekilde ka- bul etmiþtir. Selçuklular döneminde sûfî- lik geliþmiþ, Türk kültürünün bir unsuru olarak varlýðýný sürdürmüþtür. Anadolu’- da teþekkül eden ilk müslüman Türk dev- letlerinin askerî esaslar üzerine kurulmasý halkýn din anlayýþýna yansýmýþ ve gazâ ru- hu kolonizatör Türk derviþlerinin yaþayýþ ve anlayýþlarýna hâkim olmuþtur. Bu du- TÜRK ANSÝKLOPEDÝSÝ Q E H Q 5 8 5 4 H Q Düm 2 Tek 2 Tek Düm 2 Tek 2 Tek

Transcript of cdn.islamansiklopedisi.org.tr · mandanlarýndan Ziyâd b. Sâlih in kuman-dasýndaki Ýslâm...

Page 1: cdn.islamansiklopedisi.org.tr · mandanlarýndan Ziyâd b. Sâlih in kuman-dasýndaki Ýslâm ordusu ile Çin ordusu Ta-las vadisinde karþýlaþmýþ, Çin ordusunun yenilgiye uðramasý

533

rum Anadolu’nun Türkleþmesi ve Ýslâm-laþmasýný saðlamýþtýr. Selçuklular’dan son-ra Anadolu’ya egemen olan Osmanlýlar,Müslümanlýk anlayýþýný Balkanlar’a ve Or-ta Avrupa’ya kadar taþýmýþtýr.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî, Mürûcü’z-zeheb: Al-týn Bozkýrlar (trc. Ahsen Batur), Ýstanbul 2004;D. L. Cahun, Introduction à l’histoire de l’Asieturcs et mongols, Paris 1895; M. Fuad Köprülü,Türk Edebiyatýnda Ýlk Mutasavvýflar (Ýstanbul1919), Ankara 1976; W. Eberhard, Çin’in ÞimalKomþularý (trc. Nimet Uluðtuð), Ankara 1942;Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk-ÝslâmMedeniyeti, Ankara 1965; a.mlf., Selçuklularve Ýslâmiyet, Ýstanbul 1977; a.mlf., Türk CihânHâkimiyeti Mefkûresi Tarihi, Ýstanbul 1978; Sa-adet Çaðatay, “Türkçe Dini Tâbirler”, Necati Lu-gal Armaðaný, Ankara 1968, s. 191-198; Ç. Cu-magulov, Yazýk Siro-Turkskýh (Nestorianskýh Pa-nýyami-kov Kýrgýzý), Frunze 1971, I; M. Eliade,Traité d’histoire des religions, Paris 1974; V. V.Barthold, Orta Asya Türk Tarihi Hakkýnda Ders-ler (haz. Kâzým Yaþar Kopraman – Afþar ÝsmailAka), Ankara 1975; Hakký Dursun Yýldýz, Ýslâmi-yet ve Türkler, Ýstanbul 1976; Emel Esin, Ýslâmi-yet’ten Önce Türk Kültür Tarihi ve Ýslâm’a Gi-riþ, Ýstanbul 1978; Hikmet Tanyu, ÝslamlýktanÖnce Türklerde Tek Tanrý Ýnancý, Ankara 1980;A. Zeki Velidi Togan, Bugünkü Türkili Türkistanve Yakýn Tarihi, Ýstanbul 1981, I; J.-P. Roux, Lareligion des turcs et des mongols, Paris 1984; L.Rasonyi, Tarihte Türklük, Ankara 1988; Zekeri-ya Kitapçý, Türkistan’da Ýslâmiyet ve Türkler,Konya 1988; a.mlf., Yeni Ýslam Tarihi ve Türk-ler, Konya 1994, I-II; Cl. Cahen, Doðuþundan Os-manlý Devletinin Kuruluþuna Kadar Ýslâmiyet(trc. Esat Nermi Erendor), Ankara 1990, s. 194;Albülkadir Ýnan, Makaleler ve Ýncelemeler, An-kara 1991, II; Nesimi Yazýcý, Ýlk Türk-Ýslâm Dev-letleri Tarihi, Ankara 1992; L. N. Gumilev, Drev-nie Turki, Moskva 1993; J. R. Hamilton, Lesouïghours à l’époque des cinq dynasties d’ap-rès les documents chinois, Paris 1995; ÜnverGünay – Harun Güngör, Baþlangýçlarýndan Gü-nümüze Türklerin Dini Tarihi, Ýstanbul 2007;F. Nau, “Les pierres tombales nestoriennes desmusée Guimet”, Revue de l’orient chretien, XVIII,Paris 1913, s. 3-35; Ýbrahim Kafesoðlu, “Eski TürkDini”, TED, III (1972), s. 1-34; E. Chavannes, “Lenestorianisme et l’inscription de Kara-balgasso-un”, JA, IX (1897), s. 43-85; R. A. Husseynov,“Bir Süryani Metninde Türkçe Goþ Terimi” (trc.Harun Güngör), TDA, sy. 28 (1984), s. 196-197;Rasim Musabeyov, “Azerbaycan’daki Etnik Azýn-lýklar”, Avrasya Dosyasý, VII/1, Ankara 2001, s.177-196.

ÿHarun Güngör

– —TÜRK AKSAÐI

Türk mûsikisi usullerinden.˜ ™

Beþ zamanlý ve üç vuruþlu bir küçükusulün adýdýr. Bir iki zamanla bir üç za-manýn, baþka bir deyiþle bir nîm-sofyan-la bir semâinin birbirine eklenmesinden

meydana gelir. Baþta bir iki zamanýn ar-dýndan üç zaman yer alýr. Çok nâdir de ol-sa üç zamanýn baþta, iki zamanýn sondayer aldýðý görülür. Buna Türk aksaðý evfe-ri denilebilir. Usulün 5/8’lik birinci ve 5/4’-lük ikinci mertebeleri kullanýlmýþtýr. Birin-ci darbý kuvvetli, ikinci darbý yarý kuvvetli,üçüncü darbý zayýf olan usul þarký, türkü,köçekçe, oyun havasý gibi formlarla sazsemâilerinin dördüncü hânelerinde tercihedilmiþtir.

Hacý Ârif Bey’in, “Yandým o güzel göz-lere ben þûh-ý sitemkâr” ve “Beni candanusandýrdý cefâdan yâr usanmaz mý?” mýs-ralarýyla baþlayan sûzinak, “Ben bûy-i ve-fâ bekler iken sûy-i çemenden” mýsraýylabaþlayan nihâvend; Kemânî Tatyos Efen-di’nin, “Mâvi atlaslar giyersin”, Hâfýz YûsufEfendi’nin, “Âsûde fikrim âvârelendi” mýs-ralarýyla baþlayan rast; Sermüezzin RifatBey’in, “Nerelerde kaldýn ey serv-i nâzým”mýsraýyla baþlayan nihâvend; Selâhattin Ýç-li’nin, “Bir destan dolaþýr Bolu daðýnýn” mýs-raýyla baþlayan nikriz þarkýlarý bu usulle öl-çülmüþ eserlerden bazýlarýdýr.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Tanbûrî Cemil Bey, Rehber-i Mûsikî, Ýstanbul1321, s. 137-138; Suphi Ezgi, Nazarî-Amelî TürkMusikisi, Ýstanbul 1935, II, 12-14; Rauf Yekta,Türk Musikisi, s. 102-103; Hüseyin Sâdeddin Arel,Türk Mûsýkîsi Nazariyatý Dersleri (haz. Onur Ak-doðu), Ankara 1991, s. 69, 74, 88; Ýsmail HakkýÖzkan, Türk Mûsikîsi Nazariyatý ve Usûlleri Ku-düm Velveleleri, Ýstanbul 2006, s. 619-620; Sa-deddin Heper, “Türk Mûsikisinde Usuller”, MM,sy. 344 (1978), s. 11.

ÿÝsmail Hakký Özkan

– —TÜRK ANSÝKLOPEDÝSÝ

1943-1984 yýllarý arasýndayayýmlanan tarih, coðrafya, biyografi

ve genel kültür ansiklopedisi.˜ ™

Cumhuriyet döneminde devlet tarafýn-dan çýkarýlan ilk telif ansiklopedidir. Millîbir ansiklopedi yayýmlama düþüncesi 2-5Mayýs 1939 tarihlerinde Ankara’da topla-nan I. Türk Neþriyat Kongresi’nde ortayaçýktý. Bunun üzerine Maarif Vekâleti, umu-mi bir Türk ansiklopedisinin neþri ama-cýyla çalýþmalara baþlayýp 1 Ocak 1941’debir büro kurdu. Dönemin Maarif vekili Ha-san Âli Yücel, Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnö-

ya baþlamýþtýr. Buna paralel olarak Türk-Arap iliþkilerinde dostane münasebetlergeliþmiþtir. Ebû Müslim-i Horasânî’nin ku-mandanlarýndan Ziyâd b. Sâlih’in kuman-dasýndaki Ýslâm ordusu ile Çin ordusu Ta-las vadisinde karþýlaþmýþ, Çin ordusununyenilgiye uðramasý Türk Ýslâm tarihinin dö-nüm noktalarýndan birini teþkil etmiþtir.Halife Mansûr, Türkler’e önemli görevlerverirken Hârûnürreþîd kendi muhafýz bir-liðini Türk askerlerinden oluþturmuþtur.Abbâsîler döneminde Türkler devletin üstkademelerinde de görev almýþtýr. Bu de-virde Müslümanlýk tasavvuf yoluyla da ya-yýlmaya devam etmiþ, Ýslâmiyet özellikleSâmânîler döneminde geniþ halk kitleleriarasýnda yayýlmýþtýr. Sâmânîler gayri müs-lim Türkler’e karþý akýnlar düzenleyen ilkOrta Asya devletidir. Sâmânîler devrindeBuhara Ýslâm ilâhiyatýnýn en önemli mer-kezlerinden biri haline gelmiþtir. X. yüz-yýlda Ýmam Ebü’l-Hasan el-Eþ‘arî’ye para-lel olarak Ýmam Mâtürîdî de Sünnî kelâm-cýlýðýn esaslarýný ortaya koymuþ, ayný dö-nemde felsefe alanýnda Ýbn Sînâ yetiþ-miþtir.

Türkler’in toplu halde Ýslâmiyet’i kabuletmeleri X. yüzyýlda gerçekleþmiþ, bu dö-nemde 10.000 çadýr halký Müslümanlýðýseçmiþtir (Turan, Türk Cihân Hâkimiyeti,s. 225-226, 231). Ardýndan Ýslâm’a topluhalde giriþler devam etmiþ, Müslümanlý-ðý seçen kitleler ayný zamanda yerleþik ha-yata geçmeye baþlamýþtýr. Türkler arasýn-da Ýslâmiyet’in yayýlmasýnda Satuk BuðraHan’ýn ihtidâsý önemli rol oynamýþ, Kýnýkbeyi Selçuk 200.000 çadýr halkýyla müslü-man olmuþ ve Gazi Selçuk adýný almýþtýr.Orta Asya’da Müslümanlýk, velîler kültütemelinde oluþan bir halk dindarlýðýný be-raberinde getirmiþ, bu inanýþ bütün Türktopluluklarýna yayýlmýþtýr. Türkler, Abbâ-sîler’in son dönemlerinde bazý küçük dev-letler kurmuþ, bunlardan sonra Ýdil (Vol-ga) Bulgar Hanlýðý, Orta Asya’dan gelendin davetçileri ve müslüman tüccarlar ka-nalýyla Ýslâmlaþmaya baþlamýþtýr. Karahan-lýlar, Satuk Buðra Han’la birlikte müslü-man olmuþ, bu dönemde Yesevî anlayýþýnýtemel alan Haydariyye, Bektaþîlik ve Nak-þibendiyye tarikatlarý kurulmuþtur. Sel-çuklular Müslümanlýðý tedrîcî þekilde ka-bul etmiþtir. Selçuklular döneminde sûfî-lik geliþmiþ, Türk kültürünün bir unsuruolarak varlýðýný sürdürmüþtür. Anadolu’-da teþekkül eden ilk müslüman Türk dev-letlerinin askerî esaslar üzerine kurulmasýhalkýn din anlayýþýna yansýmýþ ve gazâ ru-hu kolonizatör Türk derviþlerinin yaþayýþve anlayýþlarýna hâkim olmuþtur. Bu du-

TÜRK ANSÝKLOPEDÝSÝ

������� �������5

8

5

4

������Düm 2

Tek 2 Tek

Düm 2

Tek 2 Tek

Page 2: cdn.islamansiklopedisi.org.tr · mandanlarýndan Ziyâd b. Sâlih in kuman-dasýndaki Ýslâm ordusu ile Çin ordusu Ta-las vadisinde karþýlaþmýþ, Çin ordusunun yenilgiye uðramasý

534

TÜRK ANSÝKLOPEDÝSÝ

dair maddelerden bir kýsmýnýn aynen ter-cüme edilmesi; millî, mahallî, siyasî, dinîkonulardaki maddelerin ise mutlaka telifedilmesi kararlaþtýrýldý. Ansiklopedinin hac-minin on iki-on beþ cilt kadar olmasý plan-lanmaktaydý. Programda ayrýca resim, þe-kil, harita, tablo ile madde baþlýklarýnýndüzenlenmesi, imlâsý, maddelerin nasýl ya-zýlacaðý, hacimleri ve gecikmeden yazýla-bilmelerinin saðlanmasýna dikkat edilme-siyle ilgili hususlar yer almaktaydý. Progra-mýn sonlarýnda böyle bir eserin lüzumu-na, hemen bütün milletlerin kendilerinemahsus ansiklopedilerinin bulunduðuna,þimdiye kadar bunun hazýrlanamamýþ ol-masýnýn ilim hayatý için önemli bir eksik-lik olduðuna dikkat çekiliyordu.

1943 yýlýnda Ýnönü Ansiklopedisi’ninbirinci fasikülü yayýmlandý. Ýlk üç fasikü-lün neþrinden sonra ansiklopedinin genelsekreteri Ýbrahim Alâeddin Gövsa göre-vinden ayrýlýnca yerine Agâh Sýrrý Levendgetirildi. Danýþman olarak merkez ilim he-yetinde Kenan Akyüz, Ekrem Akurgal, Be-kir Sýtký Baykal, Abdülbaki Gölpýnarlý, Þem-settin Günaltay, Faik Reþit Unat, Þerefet-tin Yaltkaya, Suut Kemal Yetkin, Galip Ataç,Hikmet Birand ve Mehmet Altay Köymengibi isimler bulunuyordu. Ýlk dört cildi Ýnö-nü Ansiklopedisi adýyla çýkan ansiklope-dinin ismi 1951’de Türk Ansiklopedisiolarak deðiþtirilince Agâh Sýrrý Levend gö-revinden ayrýldý; 1961-1963 yýllarý arasýn-

da yayýmlanan X-XI. ciltlerde ikinci defagenel sekreterlik görevini yürüttü.

Ansiklopedide yer alan maddelere yazarimzalarýnýn konmayacaðý, ciltler tamam-lanýnca baþ tarafa müellif imzalarýnýn ilâ-ve edileceðinin bildirilmesine raðmen “oku-yucuya itimat telkin etmek ve yazara ilmîsorumluluk vermek üzere” XIV. ciltten iti-baren hacimli maddelere imza konmayabaþlandý. Kýsaltma þeklinde verilen yazaradlarý cildin sonunda gösterildi. Ansiklo-pedideki madde baþlarý askerlik, astrono-mi, bibliyografya, biyoloji, biyografya, bo-tanik, coðrafya, denizcilik, dilcilik, din vedinler tarihi, edebiyat, etnografya, felse-fe, fizik, güzel sanatlar, havacýlýk, hekim-lik, hukuk, jeoloji, kimya, matematik, mi-toloji, mûsiki, sanayi, sosyoloji, spor, tarih,veterinerlik, ziraat ve zooloji olmak üzereotuz ilim dalýna ayrýldý.

Türk Ansiklopedisi, program hazýrlýk-larý yapýlmadan ve hazýrlýk safhasý iyi de-ðerlendirilmeden yayýma baþlanmasý gibisebeplerle eleþtirilmiþtir. Siyasî geliþme-lere baðlý olarak 1946 yýlýnda Hasan Âli Yü-cel’in desteðinden mahrum kalan eser hü-kümet ve siyaset alanýndaki deðiþiklikler-den de etkilenmiþ, yer yer bilimsel objek-tifliðe aykýrý ifadeler ansiklopedide yeralmýþtýr. Ayrýca yayým süresinin uzunluðuve ilmî niteliði bakýmýndan da tenkit edil-miþtir. Yayým süresinin uzamasý yüzündenbirçok madde eskimiþ, bu durum eseringünün ihtiyaçlarýna göre yeni baskýlarýnýnyapýlmasýný gündeme getirmiþtir. Ansik-lopedi maddelerinin seçiminde ve bilim-sel içeriklerinde tutarsýzlýklar bulunmak-tadýr. Çýkýþýndan itibaren farklý kadrolarcayönetilen ansiklopedinin bazý maddelerisahasýnda uzman olmayan kiþilere yazdý-rýldýðý için zayýf kalmýþ, birçok önemli mad-de esere alýnmamýþ, bazýlarý çok kýsa tu-tulmuþ, bazýlarý ise gereðinden çok yerkaplamýþtýr. Dilinde ve imlâsýnda da tambir birlik görülmemektedir.

Tarih boyunca kurulan Türk devletleri-nin 1000’i aþkýn hükümdarýndan sadecealtmýþ yetmiþ kiþinin ansiklopediye alýn-masý, buna karþýlýk 1683 yýlýnda Osmanlý-lar’ýn istilâ tehlikesine karþý Avrupa’yý ayak-landýrmaya çalýþan Alman rahibi Abra-ham A Sancta Clara, Türkler’e karþý açý-lacak Haçlý seferinin tertiplenmesiyle gö-revlendirilen Macar baþpiskoposu ve kar-dinali Bakocz ve hayýr sever bir Ýngiliz olanBarnardo örneklerinde görüldüðü gibi an-siklopedi bakýmýndan ilgisiz sayýlabilecekmaddelere yer verilmesi gibi hususlar daeleþtiri konusu yapýlmýþtýr. Bu tür eleþti-

nü’den ansiklopediye isminin verilmesi içinizin istedi, olumlu cevap alýnca yeni kuru-lan büroya Ýnönü Ansiklopedisi Bürosu adýverildi. Büro baþlýca dünya ansiklopedile-rinin nasýl hazýrlandýðýný, Türkiye’de bu-nun nasýl yürütülebileceðini ve eserde yeralacak maddeleri tesbit etmekle iþe baþ-ladý. Bu çalýþmalar neticesinde 1941 yýlýAðustosunda Ýnönü Ansiklopedisi Prog-ram ve Direktif Projesi adýyla bir kitapçýkbastýrýlarak ilim ve fikir adamlarýna gön-derildi ve görüþlerini bildirmeleri isten-di. Gelen görüþler incelendikten sonra 24Ocak 1942’de Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnö-nü’nün katýldýðý bir toplantýda Hasan ÂliYücel’in baþkanlýðýnda yapýlan müzakere-lerde ansiklopedi programýna son þekli ve-rildi. 9 Þubat 1942’de basýlan ve yirmi al-tý maddeden oluþan programa göre Ýnö-nü Ansiklopedisi, bir sözlük veya mo-nografiler mecmuasý yahut ilmî madde-lerin fihristi mahiyetinde bir eser olmaya-cak, bütün ülkelerin ilmî ve fikrî birikimiyanýnda bilhassa Türklüðe, doðu ülkeleri-ne ve Müslümanlýða ait bilgiler için önem-li bir baþvuru kaynaðý þeklinde hazýrlana-caktý.

Özellikle herhangi bir ansiklopedinin ter-cümesi veya benzeri olmamasý hedefle-nen ansiklopedide çeþitli ilim dallarýna aitmaddelerle ilgili bilgilerin en doðru biçim-de ve en yeni þekliyle verilmesi düþünülü-yordu. Müsbet ilimlere ve teknik bilgilere

Türk Ansiklopedisi’nin Ýnönü adýyla çýkan birinci cildinin iç kapaðýyla ayný cildin giriþ kýsmýnda yer alan Ýsmet Ýnönü’nün el

yazýsýyla takdimi

Page 3: cdn.islamansiklopedisi.org.tr · mandanlarýndan Ziyâd b. Sâlih in kuman-dasýndaki Ýslâm ordusu ile Çin ordusu Ta-las vadisinde karþýlaþmýþ, Çin ordusunun yenilgiye uðramasý

535

ye’de Ansiklopediciliðin Doðuþu ve Geliþmesi(yüksek lisans tezi, 1989), ÝÜ Sosyal Bilimler Ensti-tüsü, s. 92-98; a.mlf., “Türkiye’de Ansiklopedi-ciliðin Doðuþu ve Geliþmesi”, Metis Çeviri, sy. 10,Ýstanbul 1990, s. 32-40; Yaþar Nabi, “Ýnönü Ansik-lopedisi”, Varlýk, XI/181, Ýstanbul 1941, s. 289-290; Baki Süha, “Ýnönü Ansiklopedisi ve YeniGramer”, Yeni Mecmua, V/99, Ýstanbul 1941, s.8-10; Fehmi Razi Caner, “Ýnönü Ansiklopedisi”,Yarým Ay, sy. 127, Ýstanbul 1941, s. 3; AbdullahCaner, “Türk Ansiklopedisi”, Kooperatifçinin Se-si, I/11, Ankara 1963, s. 3-5, 10-11; Þerif Baþtav,“Türk Ansiklopedisi (The Turkish Encyclopaedia),Ankara”, CT, I/1 (1964), s. 196-197; Ali Rýza Ön-der, “Türk Ansiklopedisinin Kara Yazgýsý”, Ilgaz,XIX/220, Ankara 1980, s. 10-11; “Türk Ansiklo-pedisi”, Kitap: Ayýn Kitaplarý, I/5, Ankara 1982,s. 24-25; Mahmut H. Þakiroðlu, “TamamlanmasýPek de Beklenmeyen Ýki Büyük Ansiklopedimiz:Ýslâm Ansiklopedisi ve Türk Ansiklopedisi”, TT,X/60 (1988), s. 61-64; Hatice Aynur, “Agâh SýrrýLevend Hayatý ve Eserleri”, JTS, XXIV/1 (2000), s.XVIII; “Türk Ansiklopedisi”, ABr., XXI, 264; “TürkAnsiklopedisi”, TDEA, VIII, 400-401; Nazým H. Po-lat, “Levend, Agâh Sýrrý”, DÝA, XXVII, 148-149.

ÿMustafa Birol Ülker

– —TÜRK CAMÝÝ��א���� )� )

Cerbe adasýndaOsmanlý döneminde yapýlan cami.

˜ ™

Tunus’un Cerbe adasýnda Hûmetüsûkdiye adlandýrýlan kasabanýn merkezindekiCezayir Meydaný’nda yer almaktadýr. Ki-tâbesi bulunmayan Türk Camii’nin (Câ-miu’t-Türk) inþa tarihi konusunda kay-naklarda bir kayda rastlanmamýþtýr. Ya-pý Tunus’ta inþa edilen yapýlardan ziyadeLibya’da Osmanlý devrinde inþa edilen ca-milere benzemektedir. Bu sebeple, Cer-be adasýnýn Osmanlýlar’ýn eline kesin ola-rak geçiþinden (1560) itibaren Trablusgarpbeylerbeyiliðine idarî yönden baðlandýðý1626 yýlýna kadarki dönemde inþa edilmiþolmalýdýr. Günümüzden yaklaþýk yüzyýl ön-ce yapýlan onarým sýrasýnda geniþletilencamiye son dönemde kýble yönündeki me-kânlar kaldýrýlarak üç sýra halinde yirmidört kubbe ile örtülmüþ bir bölüm eklen-miþtir. Bugün bakýmlý durumda bulunancamide onarýmlar devam etmektedir. Ge-niþ bir meydanýn ortasýnda yer alan camibeyaza boyanmýþ beden duvarlarý üzerin-de kasnaksýz olarak yükselen, geniþliklerifarklý kubbelerle örtülü, yuvarlak gövde-li, tek þerefeli ve sivri külâhlý minaresiyledýþtan dikkat çekicidir. Cami kýble yönün-den ve güney tarafýndan alçak tutulan du-varlarýn sýnýrlandýrdýðý bir dýþ avlu ile ku-þatýlmýþtýr. Dýþ avluya yuvarlak kemerli üçkapý ile girilmektedir. Avlu duvarlarý olduk-

ça sadedir. Dýþ avludan caminin revaklý av-lusuna düz açýklýklý basit iki kapý ile geçilir.Ayrýca kuzey yönündeki ana caddeye açý-lan bir kapýdan ulaþýlan avlunun batýsýndaayrý küçük bir avlusu bulunan üçgen biçi-minde helâ ve abdest alma mekânlarý var-dýr. Buraya caddeye açýlan kapýlardan gi-rilir. Dikdörtgen açýklýklý kapý ve pencere-lere sahip caminin beden duvarlarý da sa-dedir.

Ýlk inþasýndan kalan kýsýmla buna yapýlanilâveden meydana gelen harim yatýk dik-dörtgen planlýdýr. Ýbadet mekânýnýn 14,50 ×11,40 m. ölçülerindeki ilk bölümü, birbiri-ne ve duvar pâyelerine yuvarlak kemer-lerle baðlý on iki ayakla taþýnan yirmi kub-benin örttüðü çok destekli plan þemasý-na sahiptir. Daha sonra bu mekânýn ku-zey yönüne yine ayný plan düzenine göreon bölümlü bir mekân eklenerek harim,24,10 × 11,40 m. boyutlarýna ulaþmýþtýr.Ýlâve mekânýn kýble yönü üç kubbe ile, di-ðerleri mihraba paralel uzanan beþik to-nozlarla kapatýlmýþtýr. Mihrap niþinin iki ya-nýnda küçük odalar bulunmaktaydý. Dýþa çý-kýntý yapan bu mekânlar son yýllarda kal-dýrýlmýþtýr. Kýble yönünde enlemesine üçnef daha eklenerek harim geniþletilmiþ-tir. Örtü sisteminde görülen farklý uygula-malar, ibadet mekânýnýn kuzey cephesin-den taþýntý yapan ve 1 m. derinliðindekieyvan biçiminde içe açýlan mekânla ayrýformlardaki pâyeler yapýda çok fazla ona-rým ve eklemelerin yapýldýðýný göstermek-tedir. Ýç mekândaki taþýyýcýlar farklý biçim-lerde ele alýnmýþtýr. Beyaz boyalý taþ pâye-lerin üzerinde iki kalýn konsol ve silmelerle

riler arasýnda Batý Asorlar’da bir ada olanFlores, Yukarý Elbe nehrinin Bohemya’da-ki kollarýndan biri olan Adler gibi böyle biransiklopedide bulunmasý gereksiz sayýlanmaddelere rastlanmasý da yer alýr. Öteyandan ansiklopedi amaçlandýðý gibi oriji-nal bir eser niteliðini kazanamamýþ, bazýyerli ve yabancý ansiklopedilerin etkisi al-týnda kalmýþtýr. Türk dünyasýyla ilgili mad-deler hem kýsa hem eksik, yabancýlara aitmaddeler ise çok defa gereðinden fazlauzundur. Nitekim Bizans kumandaný Be-lisarios’a bir sayfaya yakýn yer verilirkenSultan Alparslan’a bir sütun ayrýlmýþtýr.Bütünlük ve tutarlýlýðýný kýsmen yitirmiþolan ansiklopedi her þeye raðmen Türki-ye, Türk tarihi, Türk dili ve edebiyatý gibikonularda ayrýntýlý bilgi içeren bazý mad-delere sahiptir. Türk Ansiklopedi’si uzunbir yayým hayatýnýn sonunda otuz üç cilthalinde ancak 1984 yýlýnda tamamlana-bilmiþtir. Son ciltte yer alan bilgilere göreyazý kurulu baþkaný ve baþredaktör HasanEren, yazý komisyonu üyeleri Hamza Zül-fikar, Kayahan Erimer, Nevzat Gözaydýn,Tahsin Melan ve Ýsmail Parlatýr’dan mey-dana gelmiþtir.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Ýnönü Ansiklopedisi, Ankara 1946, Önsöz, I,XV-XXVI; Birinci Türk Neþriyat Kongresi: 1-5 Ma-yýs 1939, Ankara 1939, s. 113-114; Ýnönü An-siklopedisi Program ve Direktif Projesi, Ankara1941; Ýsmail Ulçugür, Agâh Sýrrý Levend, Ankara1982, s. 27-29; Agâh Sýrrý Levend, Türk Edebiya-tý Tarihi, Ankara 1988, s. 476; Ayhan Aykut, Türki-

TÜRK CAMÝÝ

Türk Ansiklopedisi adýyla çýkan V. cildinin iç kapaðý

Türk Camii’nin planý