CAM VAKIFcamvakif.org.tr/.../files/2015-faaliyet-raporu_0.docx · Web viewCAM VAKIF Türkiye Şişe...

35
Faaliyet Raporu 2015 27. Yıl CAM VAKIF Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. ve İştirakleri Sosyal Güvenlik ve Bilimsel Araştırma Vakfı

Transcript of CAM VAKIFcamvakif.org.tr/.../files/2015-faaliyet-raporu_0.docx · Web viewCAM VAKIF Türkiye Şişe...

Faaliyet Raporu

2015

27. Yıl

CAM VAKIFTürkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. ve

İştirakleri Sosyal Güvenlik ve Bilimsel Araştırma Vakfı

İçindekiler:

- Gündem- Yönetim Kurulu Raporu- Bilanço- Gelir-Gider Tablosu- Bütçe

2015 Y ı l ı O l a ğ a n G e n e l K u r u l G ü n d e m i

T e m s i l c i l e r M e c l i s i

1. Açılış, Başkanlık Divanının Teşkili ve Genel Kurul Tutanaklarının İmzalanması için Başkanlık Divanına Yetki Verilmesi

2. 2015 Yılı Faaliyet Raporunun Okunması

3. 2015 Yılı Bilanço ve Gelir - Gider Hesaplarının Tetkiki

4. Yönetim Kurulunun İbrası

5. İç Denetim Kurulu Raporu ile Bağımsız Denetçi Raporlarının Okunması

6. Denetim Kurulunun İbrası

7. 2016 Yılı Bütçesinin Görüşülmesi ve Onaylanması

8. Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi

9. Denetim Kurulu Üyelerinin Seçimi

10. Dilek ve Temenniler

Yönetim Kurulu

Başkan

Başkan Vekili

Muhasip Üye

Üye

Üye

Üye

Üye

Mehmet İhsan Orhon

Üstün Tuna

Mustafa Sevinç

Mustafa Kemal Özharar

Ali Kazım Aykul

Hilmiye Ceyda Erdem

Mahmut Ertek

Denetim Kurulu

Denetçi

Denetçi

Denetçi

İsmail Baba

Mustafa Akif Sözen

Ahmet Kadir Kanten

I.Giriş

Vakfımız, Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş. ile bağlı şirket ve kuruluşlarda çalışanlar yararına faaliyet göstermek ve faaliyet alanına giren sektörlerde eğitim, araştırma ve geliştirme konularındaki çalışmalara destek olmak gayesi ile Türk Ticaret Kanunu’nun 468. Maddesi ve 903 sayılı kanunla değiştirilen Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre topluluk çalışanları tarafından 30.12.1988 tarihinde kurulmuş olup, üyelerimiz ve camiamızın destek ve gayretiyle 27. faaliyet yılını da başarıyla tamamlamıştır.

Ekonomik Gelişmeler ve Beklentiler (2015-2016)

Dünya Ekonomisi

2015, küresel ölçekteki ekonomik riskler ve yaptırım kararlarıyla anılan bir yıl oldu. Merkez Bankaları faiz kararlarıyla ayrışırken, ülkelerin politik-ekonomik riskleri artmış ve ham petrol fiyatları hızla düşmüştür. Buradan hareketle petrol ithalatçısı ülkelerde dış ticaret açığı ve enflasyon göstergeleri olumlu etkilenirken, ihraç eden ekonomilerde (düşük büyüme, döviz rezervlerinin hızla erimesi, artan dış borçlanma ihtiyacı…) bozulmalar yaşanmıştır. Küresel büyümenin yıldızı Çin ekonomisi yerini Hindistan’a bırakmıştır. Hem ekonomik yavaşlama, hem de bazı para birimlerindeki devalüasyon küresel ticareti etkilemiş; bu da bir döngü içerisinde büyüme rakamlarını baskılamıştır. Rusya’ya uygulanan yaptırımların dışında, FED’in faiz artırımı ve Brezilya’nın yaşadığı resesyon ekonomik dengeler üzerinde başat unsurlar olmuştur. Arap Baharı’nın Suriye ayağı Avrupa’yı da etkileyen “mülteci krizini” yaratmıştır. Nükleer yumuşama ile İran ekonomisinin küresel ekonomiye

yeniden entegrasyonu fırsatı doğmuştur. Bu durum yeni fırsatlar oluştururken, Türkiye için

bazı rekabet risklerini de yaratmaktadır. Avrupa Birliği ılımlı büyümesini sürdürmüş, Yunanistan’da borç krizinin çözümüne ilişkin adımlar atılmıştır. Bölgede parasal genişlemenin sürdürülmesi ile de ekonomik canlanma hedeflenmiştir. Küresel büyüme tahminlerindeki düşüş son olarak Dünya Bankası’nın Ocak 2016’da yayınladığı Küresel Büyüme Beklentileri raporuna da yansımıştır.

Büyüme beklentileri aşağı yönlü revize edilmiştir. Revizyonda, Çin ekonomisindeki yavaşlamanın emtia fiyatlarında düşüşe neden olması, Brezilya ve Rusya’nın resesyona girmesi etkili olmuştur. Çin’deki büyüme hızının ivme kaybının sürmesinin, Rusya, Brezilya ve Hindistan ekonomilerindeki büyümenin daha da güçsüzleşmesi beklenmektedir. Ancak Gelişmiş Ülkelerdeki ılımlı toparlanmadan dolayı 2016’da büyümenin bir önceki yıla göre daha yüksek olması öngörülüyor.

ABD Ekonomisi

2015 yılının ilk çeyreğinde % 2,9 büyüyen ekonomi, artan tüketici harcamaları ve inşaat sektörünün olumlu etkisiyle ikinci ve üçüncü çeyrekte sırasıyla % 2,7 ve % 2,1 büyüme göstermiştir. Üçüncü çeyrekteki büyümeyi artan işgücüne katılım oranı ve tüketici harcamaları desteklemiştir. Ekonomi yılın ilk yarısında “faiz artırımı zamanlama tartışması” ile yön bulurken, Çin ekonomisindeki ivme kaybı, düşen emtia fiyatları ve doların güçlenmesi ile söz

konusu faiz artışı ertelenmiştir. İlk yarıda ihtiyatlı olan FED, Aralık 2015’te beklenen faiz artışını gerçekleştirmiştir. İlk adımı % 0,25 olan artışın kademeli devam ettirilecek olması, piyasalardaki FED kaynaklı riskleri yatıştırmıştır. 2006’dan bu yana ilk defa gerçekleşen faiz

artırımının süreceğine yönelik

beklenti, güvenli liman olarak görülen doların değer kazanmasını sağlamıştır. Faiz artışı için takip edilen göstergelerden işsizlik oranı olumlu sinyaller verirken, enflasyon hedeflenen % 2’lik seviyesinin altında kalmıştır. Enerji ve petrol fiyatlarında meydana gelen düşüşler, enflasyon artışını baskılamıştır.

Avrupa Ekonomisi

Euro Bölgesi 2014’e Yunanistan kriziyle başlamış ve yılı durgunlukla kapatmıştır. 2015

yılında ise ılımlı toparlanma

göstermiştir. Yılın üçüncü çeyreğinde % 1,6 büyüme göstermiştir. Ancak Yunanistan borç krizi derinleşmiş ve küresel ekonomide risklerin artmasına neden olmuştur. Yunan hükümetinin üçüncü kurtarma paketini

referanduma götürmesi ve IMF’ye olan

borcun ödenemeyerek temerrüde düşmesi, Yunanistan’ın birlikten çıkarılma tartışmalarını beraberinde getirmiştir. Referandumdan hayır çıkmasına rağmen hükümetin borcu ödemeyi kabul etmesiyle uyuşmazlık çözülmüştür. Bölgede Yunanistan’ın yarattığı siyasi risklerin yanında, yaşanan mülteci krizi ve İspanya’da Katalonya’nın

Dünya Bankası Büyüme Tahminleri

özerkliğine yönelik gerçekleştirilen referandum da siyasi istikrar ve ekonomik açıdan etkili olmuştur. Ancak bölgedeki tüketici taleplerindeki toparlanma, petrol fiyatlarının gerilemesi, genişleyici para politikaları ve Yunanistan krizinin aşılması birlik ekonomisinin toparlanmasına katkı sağlamıştır. Gerçekleşen ılımlı büyümenin etkisiyle de işsizlik oranında düşüş gerçekleşmiştir.

2015 yılında da Euro bölgesi ve Avrupa Merkez Bankası piyasalar üzerinde etki sahibi olmuştur. Avrupa Merkez Bankası tarafından yılın ilk ayında açıklanan FED’inkine benzer bir varlık alım programı, bankanın tarihinde yeni bir sayfa açmıştır. Banka aylık 60 milyar Euro tutarında tahvil alımı yapılacağını belirtmiş ve 2015’e hızlı başlamıştır. Daha sonra da parasal genişlemenin süresinin Eylül 2016’dan, Mart 2017’ye uzatılması ekonomiyi desteklemiştir. Ancak İsviçre Merkez Bankası’nın neredeyse dört yıldır uyguladığı minimum kur uygulamasını, önceden herhangi bir sinyal vermeden sürpriz bir biçimde terk ettiğini açıklaması yılın ilk dönemlerinde piyasalar üzerinde büyük etki yaratmıştır. Banka, EUR/CHF paritesini 1,20’nin üzerinde tutma politikasını kaldırmıştır. Ancak piyasalar bu durumu da absorbe etmiştir.

Enflasyon cephesine bakıldığında

ise halen deflasyon tehlikesi sürmektedir. Çin ekonomisindeki ivme kaybı, gelişmekte olan ülkelerdeki devalüasyonlar ve petrol fiyatlarındaki düşüş enflasyon görünümünü kötüleştirmiştir. Hedeflenen % 2 enflasyona ulaşılamamıştır ve ulaşılması kısa vadede mümkün görünmemektedir.

Çin Ekonomisi

2015’te Çin ekonomisinin ulusal ve uluslararası öncelikleri arasındaki ayrışma belirginleşmiş ve yapısal reform arayışları ön plana çıkmıştır. Kırsal işgücü rezervlerinin azalması ve ücretlerin artması nedeniyle büyüme modeli yapısal olarak değiştirilmektedir. Artık, ihracat odaklı üretim ve yabancı yatırımdan, hizmet sektörü ve iç tüketime yönelmiştir. Çin ihracatında 2010 yılından beri daralma yaşanmaktadır. Temmuz 2015’te yaşanan ihracattaki düşüş sonrasında da ilk devalüasyon yaşanmıştır. Ağustos 2015’te Yuan yaklaşık % 3,5 devalüe olmuştur. Bu, aslında Japon Yeni devalüasyonuna cevabi bir nitelik taşımaktadır. Çin’in bir tür küresel kur savaşlarını başlatması dünya ticaret hacminin daralacağı öngörülerini de beslemiştir. Yuan’daki devalüasyon hamleleri yüksek dış borcu ve düşük döviz rezervi olan gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde de zincirleme değer kaybına yol açmaktadır.

Yuan, Ekim ayında IMF tarafından Özel Çekme Hakları statüsüne (uluslararası rezerv aracı olmuştur) dâhil edilmiştir. Bu durum, Yuan’ın uluslararası işlemlerde daha fazla kabul görmesini sağlayacaktır. Böylece Çin’i kur oynaklıkları ile küresel piyasaları riske sokmasını kontrol edilebilecektir.

Çin ekonomisi üçüncü çeyrekte beklentilerin üzerinde % 6,9 büyümüştür. Yavaşlayan büyüme hızı ile birlikte dördüncü çeyrek büyümesi, % 6,8 ve yılılk büyüme de % 6,9 olmuştur. Bu oran, son 25 yılda ilk kez büyümenin % 7’nin altına düşmesi anlamına gelmektedir. Büyümede ivme kaybına, önümüzdeki yıllarda ekonominin ihracat ve yatırım odaklı olmaktan, iç tüketim ve hizmet sektörüne baz edilmesinin kısmen çare olacağı beklenmektedir.

Çin Merkez Bankası, ekonominin dönüşüm süresi içerisinde sanayi ve imalat sanayi üretimlerinde keskin düşüşler yaşanmasını engellemek ve iç talebi canlandırmak amacıyla, 2011’den itibaren politika faizlerini indirmeye başlamıştır. 2015 yılında toplam beş kez faiz indirimine gitmiştir. Ancak yapılan faizlerdeki düşüşün etkisiyle 2015 yılında doğrudan yatırımlar hariç 1 trilyon $’ı aşan sermaye çıkışı olduğu tahmin edilmektedir.

En büyük emtia ithalatçısı Çin’deki bu büyüme hikâyesi

küresel emtia fiyatlarındaki düşük düzeylerin süreceğinin işaretidir. Ayrıca yavaşlayan büyüme, azalan ithalat ve emtia talebi nedeniyle diğer gelişmekte olan ülkelerin büyümesi de olumsuz etkilenecektir.

Japonya Ekonomisi

Çin’in ithalat talebindeki daralma, Japon imalat sanayii üretimini ve ihracatını da düşürmüştür. Ekonomi, yılın ilk çeyreğindeki % 1,1 küçülmenin ardından ikinci ve üçüncü çeyreklerde % 0,7 ve % 1,6 büyümüştür. Ekonominin, 2015’te % 0,8; 2016’da da % 1’in üzerinde büyümesi beklenmektedir. İhracatın azalmasının yanı sıra iç talebin zayıflığının da aşağı çektiği Japonya ekonomik büyümesi, deflasyon sorunuyla mücadele etmektedir. Uzun vadeli ve yapısal özellik gösteren Japon deflasyon sorununun çözümüne yönelik olarak parasal genişleme politikasının uygulanmasına devam edilmektedir. ABD ekonomisindeki toparlanmanın 2016 yılında devam edecek olması, Japonya ekonomisinin ihracat şansını arttırmaktadır.

Bahsi geçen Japon parasal genişleme politikası, 80 trilyon Yen’lik (622 milyar $) varlık alımı programı ile büyük bir hacme sahiptir ve 2016’da da sürdürülecektir. Buna rağmen, son veriler Japonya’nın % 2 enflasyon hedefine ulaşmasının kısa vadede olası olmadığını

göstermektedir: Eylül ayında % 0,0 olan enflasyon Ekim ve Kasım aylarında yıllık bazda % 0,3 olarak gerçekleşmiştir. Enerji fiyatlarındaki düşüş ve iç tüketimdeki zayıf toparlanma, enflasyon hedefini otomatik olarak 2016 yılının ikinci yarısına kaydırmıştır.

Rusya Ekonomisi

Petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş ve (Ukrayna nedeniyle) Batılı ülkelerin yaptırımlarının etkisiyle Temmuz 2014’ten beri devam eden ekonomik daralma devam etmektedir. Ekonomi ikinci çeyrekte % 4,6, üçünü çeyrekte ise % 4,1 küçülmüştür. IMF de 2015 yılı için ekonomik büyüme tahminini -% 3,7 olarak aşağıya doğru güncellemiştir. 2016 yılı içinde de Dünya Bankası, IMF ve birçok banka Rusya’nın ekonomik görünümünün 2015’teki kadar olumsuz olmayacağını, ancak küçülmenin devam edeceğini öngörmektedir.

Enerji fiyatlarındaki ve sanayi üretimindeki düşüşün etkisiyle dış ticaret fazlası Ocak-Kasım döneminde % 23,3 azalmıştır. Yine aynı dönemde ihracatta % 31,6, ithalatta ise % 37,5 azalma yaşanmıştır. Ekonomide yaptırımların da etkisiyle üretimde de sıkıntılar yaşanmıştır. Sanayi üretimi Kasım ayında % 3,3 gerilemiştir.

Durgunluğun etkisiyle, başta

otomotiv ve tekstil ürünleri olmak üzere sektörlerde yaşanan olumsuzluklar ekonomideki daralmayı derinleştirmektedir. Ticaret ve Sanayi Bakanlığı da otomobil talebi programına verdikleri 20 milyar rublelik (280 milyon dolar) devlet desteğinin, 2016 yılının ikinci yarısına kadar uzatıldığını bildirmiştir. Böylelikle ekonominin lokomotif sektörler aracılığıyla yeniden canlandırılması amaçlanmıştır.

Türkiye Ekonomisi

Türkiye ekonomisi için 2015, iç politikadaki belirsizlikler ve dünya ekonomisindeki çalkantılardan dolayı zor bir dönem olarak geçirilmiştir. Buna rağmen, ekonomi beklentilerin üzerinde büyüme performansı göstermiş ve üçüncü çeyrekte % 4 büyüme kaydedilmiştir. Özel ve kamu tüketim harcamaları, sanayi ve inşaat sektörleri olumlu katkı sağlamıştır. Büyüme tüketim bazlıdır. Yatırım desteği zayıf büyümenin kalıcı bir toparlanmaya dönüşememe riski vardır. 1

Veriler yıllık bazda

1

Kaynak: Deloitte, Ekonomik Görünüm Raporu, Aralık 2015

Büyümenin Kompoziyonu 1

verilmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış seriler farklı bir görünüm çizebiliyor, ancak bu serilerin dalgalı seyretmesinden dolayı –baz etkisi sorununa rağmen– yıllık rakamları kullanılmıştır.

Büyümenin kalitesi ve kalıcılığının önemli göstergesi olan özel yatırım harcamalarında, oynaklık yüksektir. 2015 yılının ilk çeyreğinde özel sektör yatırımları % 2,1 ile sınırlı büyümüştür. Yılın ikinci çeyreğinde ise büyüme hızlanmış ve %11,4’e yükselmiştir. Ancak üçüncü çeyrekte özel sektör yatırımları yeniden % 0,7 küçülmüştür.

2015’te Türkiye ekonomisi yoğun bir gündeme sahip olmuştur. FED’in faiz artırımı, Rusya ekonomisinin resesyonda olması, Suriye’de yaşanan savaş, Ortadoğu’da yaşanan diğer siyasi gelişmeler küresel olduğu kadar bölgesel belirsizlikleri de artırmıştır. Sıcak çatışmalara dönüşen bölgesel jeopolitik risklerin özellikle dış ticarette yarattığı ekonomik tahribat, iki seçim döneminin yarattığı siyasi belirsizlik ve tırmanan terör olaylarıyla ağırlaşmıştır.

Buna rağmen ekonomi şaşırtıcı bir şekilde büyüme ivmesini korumuştur. Dünya Bankası da

son raporunda 2015 için büyüme tahminini yükseltmiştir. Piyasaların (örneğin gıda piyasası) yapısının yarattığı fiyat artışlarının yanı sıra, beklentilerin ötesinde oluşan büyüme rakamları da enflasyonu desteklemektedir. TL’nin değer kaybı -düşen petrol fiyatlarının da etkisiyle- ithalatı daraltmaktadır. Bu da cari açık üzerinde olumluluk yaratmış ve büyümeyi (net ihracat kanalıyla) desteklemiştir. Enflasyon temel sorunlardan biri olarak varlığını sürdürmektedir. Son dönemde canlı seyreden iç tüketim (iç talep) enflasyonu tırmandırmaktadır.

Yılsonunda enflasyon % 8,81 ile son dört yılın en yüksek seviyesine gelmiştir. Ancak 2016’da enflasyonun kaderini büyük ölçüde döviz kurları belirleyecektir. TL’nin daha çok değer kaybetmesi ekonomik görünümü kötüleştirip ülkeden sermaye kaçışlarını hızlandırabilir. İthalat talebini baskılayan devalüasyon cari açığı daha da olumlu kılabilir. Ancak üretim ve verimlilik konusundaki ilerlemenin sınırla kalması arzı zayıflatacak; bu durumda

talepteki en ufak canlanma enflasyonun hedeflenenin üzerinde kalmasına neden olacaktır. Kurdaki tırmanışın dışında yeni yıl itibarıyla yürürlüğe giren vergi ve fiyat ayarlamaları, elektrik zammı ve asgari ücretin maliyetler üzerindeki etkisi enflasyonu

kayda değer ölçülerde artıracaktır. Asgari ücret enflasyon üzerinde, hem maliyetler, hem de iç talep büyümesi kanalıyla etkili olacaktır.

Yılın ilk on bir ayında ihracat % 8,4 azalarak 132,2 milyar $ olurken, bu dönemde ithalat % 14,1 azalarak 189,2 milyar $’e inmiştir. Böylece dış ticaret açığı % 25 daralmıştır. Büyük ihracat pazarlarımızdan olan Euro Bölgesi’ne yapılan ihracat kurdan kaynaklı bir olumluluk yaşamıştır. Bölgede yaşanan ekonomik toparlanmanın etkisiyle de bu olumluluğun artması beklenmektedir. Rusya’daki ekonomik kriz nedeniyle, ülkeye yapılan ihracat % 40’lara tırmanan belirgin bir düşüş göstermiştir. Rus savaş uçağının düşürülmesinin ardından yaşanan gerginliğin sonuçları 2016 yılında belirginleşecektir.

2016-2018 Orta Vadeli Program Revize Edildi…

2016 yılında, yurtiçi talepte siyasi belirsizliklerin azalması ile beklenen ekonomik canlanma, AB’de süregelen ekonomik toparlanma ile desteklenecektir. Bu nedenle Ekim 2015’te

yayınlanan OVP, sayısal hedefler açısından güncellenmiştir.

OVP’de 2016-2018 döneminde küresel ekonominin gündemini, gelişmekte olan ülkelerdeki yavaşlama, düşük küresel ticaret hacmi, düşük emtia fiyatları, emtia ihracatçısı ülkelerdeki talep düşüklüğü, gelişmiş ülkelerin para politikaları arasındaki ayrışma,

gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında yavaşlamalar, jeopolitik gerginlikler ve siyasi belirsizlikler oluşturmaktadır. Programda yıllık ortalama ihracatın ithalattan daha hızlı artacağı, petrol fiyatlarının 2016 yılında da azalma eğilimini koruyacağı ancak daha sonra sınırlı bir artış göstereceği varsayılmıştır.

2016-2018 OVP

Seçilen bazı göstergeler güncellemeler ile verilmiştir.(GT) Gerçekleşme tahmini(P) Program(*) TL ve $ bazında GSYH tahminlerinden hesaplanan ortalama kur(**) Gerçekleşme

Türkiye-Rusya İlişkileri…

Rusya, Suriye'de Cumhurbaşkanı Esad'a bağlı güçlerin yanında muhalif gruplara karşı çatışmaya girmiş ve ilk kez hava saldırısı düzenlemiştir. Rusya'nın 30 Eylül'de başlayan operasyonlar sonrası Türk hava sahasını iki kez ihlal etmesiyle iki ülke arasında gerginlik oluşmuştur. Ancak Putin, Suriye operasyonlarında Türkiye’nin endişelerini anladıklarını, bu kaygıları göz önünde bulundurarak ortak çalışmaya hazır olduğunu açıklamıştır. Suriye’de Esad’ı destekleyen Putin ile Esad'a karşı olan Erdoğan ihtilafa düşmüş; bu da önemli enerji başta olmak üzere ticari/ekonomik ilişkileri tehdit etmeye başlamıştır. Karadeniz'den geçecek olan yeni boru hattının iki ülke arasındaki ilişkiyi daha da sağlamlaştırması beklenirken yaşanan son gelişmelerden sonra projenin geleceği belirsizleşmiştir. Ayrıca Rusya'nın, Türkiye'nin ilk nükleer enerji santralini yapma planları da belirsizlik kazanmıştır. 24 Kasım 2015 tarihinde de Türkiye’nin Suriye sınırı yakınlarında angajman kuralları çerçevesinde sınır ihlali gerekçesiyle bir Rus uçağını düşürmesinin ardından iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi ilişkiler yeni bir boyut kazanmıştır. Rusya, Türkiye ile yaşanan “Uçak Krizi” nedeniyle de Türkiye’ye yönelik bir dizi ekonomik yaptırım kararı almıştır.

Yaptırımlar; Türkiye’den yapılan bazı gıda ürünleri ithalatının 1 Ocak 2016 itibarıyla durdurulması, Türkiye’ye yapılan tarifesiz uçuşların iptal edilmesi, turizm şirketlerine Türkiye için tatil paketi satışının durdurulması yönünde çağrı yapılması, 1 Ocak 2016 itibarıyla Türk vatandaşlarının işe alımlarına kısıtlama getirilmesi ve Rusya’da daimi ikametgâhı olmayan Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat imkânının askıya alınması, konularını kapsamaktadır. Uygulanan yaptırımlar her iki ekonomi için de olumsuz sonuçlara neden olacaktır. Yaşanan gerginliğin ekonomik etkilerinin 2016 yılıyla birlikte belirginleşmesi beklenmektedir. Halen süren Rusya ekonomisindeki bozulma nedeniyle ülkeye yapılan ihracatta Ekim ayında birikimli % 38,9 düşüş yaşanmıştır. Rusya, Türkiye’nin bir numaralı ithalat partneridir. Rusya için de yıllık 25 milyar $ düzeyinde ihracat yaptığı Türkiye, önemli bir ticari ortak konumundadır. Buna karşın ülkenin özellikle tarımsal ürün ithalatında Türkiye önemli bir yer tutmaktadır. Turizm gelirlerinde Rus ziyaretçilerinin ciddi katkısı vardır. Sonuç olarak, Rusya-Türkiye ekonomik ilişkileri her iki ülke için de ihmal edilemez büyüklük ve önemdedir. Dolayısıyla yaşanan siyasi ve ekonomik yaptırım, her iki taraf için de mutlak bir kayıp anlamına gelmektedir.

Türkiye’de ve Dünya’da 2016 Beklentileri

2016; küresel ekonomide risklerin ve belirsizliklerin öne çıktığı, büyümenin gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere kaymaya başlayacağı bir yıl olarak tahmin edilmektedir. Özellikle yılın ilk yarısında Çin’deki yavaşlayan büyümenin, emtia fiyatlarını ve gelişmekte olan ülkelerdeki sermaye piyasalarını olumsuz etkilemesi beklenmektedir. Petrol fiyatlarının da 30 $ seviyelerine gerilemesi, benzer öngörüleri güçlendirmektedir. FED’in faiz artırımına kademeli olarak devam etmesi ve Avrupa Merkez Bankası’nın genişlemeci para politikasını sürdürmesi ile 2016 yılında bir önceki yıla göre küresel büyümenin toparlanması tahmin edilmektedir. Dünya Bankası beklentilerine göre de küresel ekonomi 2015 yılını % 2,4 büyüme ile kapatacaktır. Büyüme 2016’da artarak % 2,9’a, 2017-2018 yıllarında ise % 3,1’e ulaşacaktır.

Yılın ikinci yarısında ABD ekonomisinin istikrarlı bir büyüme sergilemesi beklenmektedir. Euro Bölgesi ve Japonya düşük enflasyonu artırabilmek için genişlemeci (para politikası) önlemlerini sürdüreceklerdir. Bunun, büyümeye de katkısı olacaktır. 2016 yılında emtia fiyatlarındaki düşüşün ne zaman sona ereceği ve toparlanacağı, küresel büyüme

ve FED’in faiz kararını etkileyecek en önemli faktörler arasında olacaktır. Merkez Bankaları arasındaki (faiz) farklılaşma(ları) artacaktır. FED’in sıkılaştırmasına karşın (para arzını daraltma), Avrupa, Çin ve Japonya Merkez Bankalarının genişlemeci para politikaları küresel piyasaları ve büyümeyi olumlu yönde dengeleyecektir. Yakından izlenecek enflasyon ve işsizlik göstergeleri Merkez Bankası kararlarını şekillendirecektir.

2016 yılının ekonomi gündeminde siyasi ve jeopolitik gelişmeler de yer alacaktır. Suriye iç savaşının çok taraflı bir çatışmaya dönüşmesi ve ülkelerin siyasi politikalarının ekonomi politikalarına yansıması olasılık dışı değildir. Rusya’ya uygulanan yaptırımlara yönelik değişiklikler, İran’ın yeniden küresel ekonomiye entegre olması ekonomik dengelerin yeniden şekillenmesine neden olacaktır. Ayrıca Rusya’da parlamento, ABD’de başkanlık seçimi ve İran’da gerçekleşecek olan seçimler, ülkelerin siyasi ve ekonomi tercihlerini marjinal boyutta da olsa etkileyebilir. Mülteci krizinin sürmesi ve İngiltere’nin Avrupa Birliği üyeliğinden çıkma kararlarını gözden geçirmesi küresel riskler olmayı sürdürecektir.

Risklerin ve Merkez Bankalarının kararlarının etkili olduğu 2016’da, küresel ticaret anlaşmaları olan Trans Atlantik ve Pasifik Ticaret

Anlaşmaları (TPP/TTIP) ile ilgili gelişmeler de önem kazanacaktır. Bu anlaşmalar ticaret dengelerinin sağlanması ve küresel büyümenin yeniden ivme kazanması için en önemli adımları oluşturmaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerin yapısal reform gündemi, büyüme ve kalkınma hedeflerine istikrarla ulaşmaları açısından önem taşıyacaktır. Hindistan’da büyümenin sürmesi, Brezilya’nın yatırım yapılabilir kredi derecesini yeniden kazanması, Rusya ve Güney Afrika kurlarında yaşanan değer kayıpları, hem emtia fiyatları, hem de uluslararası ticaret ve global büyüme açısından kayda değer konulardır.

2016 yılında ABD ekonomisinde iç tüketimin güçlenmesi beklenmektedir. Doların değer kazanması ve düşük emtia fiyatları, ihracat kaynaklı büyüme gücünü zayıflatmaya devam edecektir. Böylece 2015 yılına göre büyümenin ivme kaybetmesi mümkündür. İstihdam piyasasında toparlanmalar beklenirken, enflasyon verilerinde de ılımlı artışlar yaşanabilir. Merkez Bankası da bu verilere bağlı olarak faiz artışına kademeli olarak devam edecektir.

Avrupa ülkelerinin ekonomisinde yaşanan ılımlı toparlanma, 2016’da da sürecektir. Ek önlemlerle güçlendirilecek genişlemeci para politikası, enflasyonu ve istihdamı

destekleyecektir. Almanya büyüme ve toparlanmanın öncüsü olacaktır. Dünyada genel gidişatın çok da umutkâr olmadığı bu dönemde Avrupa toparlanmasında doğal olarak dış talebin etkisi sınırlı kalacaktır. Ayrıca Yunanistan kurtarma paketinin uygulanma başarısı, İspanya’da yeni hükümetin sürdürülebilirliği ve özerklik talepleri, İngiltere’nin Avrupa Birliği oylaması ve mülteci krizi siyasi riskler olarak öne çıkacaktır.

FED kararları ve Çin ekonomisinin seyri tüm dünya için olduğu gibi Türkiye ekonomisinin gidişatı açısından da etkili olacaktır. Avrupa ekonomisinin ılımlı toparlanması, Türkiye’nin kayda alması gereken en önemli gelişmelerden biridir. İhracatın da etkili olduğu büyümenin ivme kazanarak sürmesi beklenmektedir. Yeni pazarlar bulunmaması ve ihracatın katma değer yapısında dramatik bir değişim olmaması halinde net ihracatın katkısı Avrupa ile sınırlı kalacaktır. Yatırımların da öngörü yapmanın bu kadar zorlaştığı dönemde sınırlı kalacağı muhakkaktır. Bu durumda iç talep, büyümeyi belirleyecek temel faktör olarak görülmektedir. Burada da özel tüketim harcamalarının toparlanması, yapılması planlanan reformlara bağlı kalacaktır. Siyasi güdümlü kamu harcamalarının devam etmesi, büyümeyi hedeflenen seviyelere taşıma potansiyeli taşımaktadır.

Nükleer yumuşama ile İran’ın küresel ticarette yeni bir oyuncu olarak yer alması ve olası ticaret anlaşmaları, Türkiye ekonomisi açısından tehditleri fırsatlarla birlikte getirecektir. Kasım 2015 seçimleriyle birlikte Türkiye için bir süreliğine siyasi görünüm netlik kazanmıştır. Ancak

Türkiye’nin yönetim yapısını kökten değiştirme potansiyeli barındıran anayasa tartışmaları, tahmin yapmayı zorlaştırmaktadır. Bunun dışında ülke, sahip olduğu jeopolitik konumundan dolayı diğer ülkelerde yaşanan siyasi

gelişmelerin sürekli etkisi altındadır. Suriye ve mülteci krizi yeni yılda da sürecektir. Öyle ki, Türkiye’de bulunan 3 milyona yakın mültecinin istihdamına ilişkin kararlar resmi düzeyde alınmaya başlanmıştır. Türkiye, Rusya ile yaşanan uçak krizi nedeniyle de halen karşı karşıya olduğu yaptırımların asıl olumsuz

etkilerini (bir anlaşma çözümü oluşturulmazsa…) 2016’da yaşayacaktır.

III. Genel Durum

2015 yılı sonu itibariyle vakfımızdan emekli aylığı alanların sayısı vefat eden üyelerimizin hak sahipleri de dahil olmak üzere toplam 1.152 kişidir.

Yılsonu itibariyle 6’sı çocuk, 66’si eş olmak üzere toplam 72 hak sahibi vakfımızdan emekli aylığı almaktadır.

Hak sahipleri hariç emekli üyelerin yaş dağılımları 51-70 yaşlar arasında yoğunlaşmaktadır. Yaş ortalaması ise 61’dir.

IV. İdari Faaliyetler

2015 yılında emekli aylığı ödemeleri 30.6 Milyon TL. olarak gerçekleşmiştir.

2000 yılından 2015 yılı sonuna kadar 217,5 Milyon TL. emekli aylığı ödemesi gerçekleştirilmiştir.

Yılbaşında emekli aylıklarına % 9 oranında zam artışı yapılmıştır. Yapılan artış sonrasında 2016 yılında yaklaşık 33.3 Milyon TL. emekli aylığı ödemesi gerçekleştirilecektir.

20015 Aralık ayında birer maaş tutarında toplam 2.5 Milyon TL emekli irkamiyesi ödenmiştir.

2000 yılından 2014 yılı sonuna kadar 32,1 Milyon TL. emekli ikramiyesi ödemesi yapılmıştır.

Vakfımız 2015 yılı sonu itibariyle toplam 249,6 Milyon TL. emekli aylığı ve ikramiyesi ödemesi gerçekleştirmiştir.

2007 2008 2009 2010 2011 2014 20150.05.0

10.015.020.025.030.0 24.8

0.3 0.1 1.9 0.1 2.3 2.6

YILLAR İTİBARİYLE EMEKLİ İKRAMİYESİ ÖDEMELERİ

YILLAR

MİL

YO

N T

L.

Vakfın maliki bulunduğu İstanbul İli, Kağıthane İlçesi, 247DY11B Pafta, 8682 Ada, 1 Parsel numarada kayıtlı Yeşilce Mahallesi, Yunus Emre Caddesi, 3-5 no.lu Levent İstanbul adresindeki gayrimenkulün 13.500.000 USD bedelle satışı gerçekleştirilmiştir.

Hazine Musteşarlığı’na sunulacak Aktüerya Raporu için vakfa ait gayrimenkulün rayiç değerinin saptanabilmesi amacıyla 3 ayrı gayrimenkul değerleme şirketinden değerleme raporu alınmış ve sırasıyla 3 firma;

Reel Gayrimenkul Değerleme A.Ş : 16.250.000 TL

TGD Turyap Gayrimenkul Değerleme : 14.626.000 TL

TSKB Değerleme A.Ş. : 15.421.000 TL

değer tespitinde bulunmuştur.

Bu değer tespitinden sonra gayrimenkulün satışına ilişkin ilk görüşme mevcut kiracı ile yapılmış,

Ekim 2014 tarihindeki kur üzerinden gayrimenkülün değeri Dolara çevrilirek 7.000.000 USD olarak belirlenmiştir. Belirlenen bu tutar üzerinden mevcut kiracı ile pazarlık yapılmıştır. Ancak kiracı gerek imar durumu gerek konum itibariyle fiyatı uygun bulmamıştır.

Mevcut piyasa şartları ve gayrimenkulün değer kazanma ihtimali dikkate alınarak en uygun fiyat bulunana kadar satışa ilişkin çalışmalar ertelenmiştir.

Gayrimenkulün alternatif satış fiyatının tespitine yönelik bir komisyon kurulması kararlaştırılmıştır.

Kurulan komisyon gerekli çalışmaları tamamlayarak araştırma raporunu Yönetim Kuruluna sunmuştur.

Komisyon raporuna göre vakıf arazisi üzerine mevcut imar ve emsal bina durumu dikkate alınarak vakıf tarafından inşaat yaptırılması ve inşa edilen binanın satılması durumunda maliyetler düştükten sonra tahminen 13 Milyon USD getirisi olacağı tespit edilmiştir.

Bu süreçte gelen teklifler değerlendirilmiş, en uygun teklifi veren firmaya 13.500.000 USD (37.378.800 TL) (04.08.2015 kuru 2,7688) peşin bedelle gayrimenkulün satışı gerçekleştirilmiş, 04.08.2015 tarihinde satış bedeli vakfın hesabına yatırılmıştır.

Satışlar ilgili tüm işlemler 28.07.2015 tarihi itibariyle tamamlanmıştır.

Web sayfamız yayında.

Vakfımız www.sisecam.com web adresinden “vakıf” linki ile web

sitesi hizmeti alabiliyorken yeni ofisine taşınması ile birlikte bu hizmeti alamamşıtır.

Bu nedenle vakfımız için yeni bir web sayfası yaptırılmıştır. Web adresimiz www.camvakif.org.tr ‘dir. Ana sayfada “Üye İşlemleri” kısmında kullanıcı adı bölümüne TC kimlik numarası, parola bölümüne ise vakıf sicil numarası yazılarak giriş yapılmaktadır. Web sayfasından vakıfla ilgili haberler ve duyurular takip edilebilmekte, vakıf raporları görülebilmektedir. Ayrıca kişisel bilgilerle ilgili (adres, telefon, e-mail adresi) güncelleme yapılabilmektedir.

V. Mali Durum

A) Varlıklar

2015 yılı sonu itibariyle aktif toplamımız bilanço değerlerine göre yaklaşık 126 Milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

Bilançoda alış değerleri ile yer alan hisse senetleri rayiç değerleri ile değerlendirildiğinde vakfın aktif büyüklüğü 185 Milyon TL’ye çıkmaktadır.

Vakfın yıllar itibariyle malvarlığı aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

1989 - 2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

2014

2015

0

50

100

150

200

250

136

3543

75

106

136145160

93112

134

104 11184 87

604950

70

105

143

182204

186

141

169

207 200 198

180

202185

Yıllar İtibariyle TL. ve Dolar Bazında Varlığımız

Yıllar

Tuta

rlar

31.12.2015 yılında portföyümüzün getirisi diğer finansal yatırım araçlarının nominal getiri oranları ile mukayese amacıyla aşağıda grafikte gösterilmiştir.

Tablodan da izleneceği üzere yıl içinde yapılan 33.2 Milyon TL emekli aylığı ve emekli ikramiyesi ödenmesine rağmen vakfımızın nominal getiri oranı %17,15 olarak gerçekleşmiştir.

BİST 100 En-

deksi

Cam Vakıf

Külçe Altın

DİBS Mev-duat Faizi

Dolar Euro

-15.00

-10.00

-5.00

0.00

5.00

10.00

15.00

20.00

25.00

30.00

-12.85

17,1513.47

1.37 4.96

27.25

12.37

Cam Vakıf Nominal Getiri Oranının 2015 Yılı Finansal Yatırım Araçlarının Nominal Getiri

Oranları ile Makayesesi

Ekonomik Göstergeler

Art

ış Y

üzde

leri

Kaynak: TÜİK.

B) Gelir-Gider Dengesi

1)Gelirler:

Aktiflerin bilanço değerlerine göre dağılımı aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

Portföy Dağılımı

Vakıf 2015 yılında portföyünde

bulunan Devlet Tahvili, Yatırım Fonu ve Repolardan 4.9 Milyon TL tutarında faiz geliri elde etmiştir.

Hazine Bonosu Devlet Tahvili

Geliri14%

Menkul Kıymet Satış Geliri

56%

Temettü Geliri7%

Yatırım Fonu Repo Geliri

8%

Kira Geliri2% Kambiyo Geliri

11% Banka Mevduat Faiz Geliri2%

Portföy Gelirlerinin Dağılımı

31.12.2015 tarihi itibariyle portföy gelirlerinin dağılımı (hisse senedi değerlemeleri hariç) yukarıdaki grafikte yeralmaktadır.

Vakıf 31.12.2015 tarihi itibariyle T.Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.’nin % 1,07 Trakya Cam Sanayii A.Ş.’nin % 1,42 Soda Sanayii A.Ş.’nin % 0,57 ve Anadolu Cam Sanayii

A.Ş.’nin % 0,01 oranında ortağı durumundadır.

2015 yılında vakıf sahip olduğu hisse senedi satışlarından 11,8 Milyon TL gelir elde ederken ayrıca 1.6 Milyon TL tutarında temettü geliri elde etmiştir.

Vakfın sahip olduğu hisse senetleri ağırlıklı olarak topluluk şirketlerinin hisse senetlerinden

oluşmakta olup, dağılımı aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

Soda11%

Şişecam54%

Trakya Cam34%

Uluse2%

Hisse Senedi Dağılımı

2015 yılında 423 Bin TL tutarında kira geliri elde edilmiştir.

Vakıf yönetimi olarak tüm çalışmalar vakfın ömrünün aktüeryal dengeler çerçevesinde mümkün olduğu kadar uzatılması yönünde sürdürülmektedir.

2) Giderler

2015 yılı nakdi çıkışlarımız (gider) 36.7 Milyon TL olarak gerçekleşmiştir.

Gider kalemlerimizin en büyük kısmını 33.2 Milyon TL ile emeklilerimize ödenen emekli aylıkları ve ikramiye ödemesi oluşturmuştur.

Dönem içinde emekli olan üyelerimize emekli ikramiyesi ve vefat edenlerin hak sahiplerine vefat yardımı olarak toplam 49 Bin TL ödeme yapılmıştır.

2015 yılı içinde gayrimenkul saşısı ile ilgili olarak emlakçıya ödenen komisyon, memur ücretleri ve kira giderleri de içerisinde olmak üzere 1,2 Milyon TL çeşitli gider

ödemesi gerçekleştirilmiştir.

Yıl içerisindeki menkul kıymet hareketleri ile ve tapu harcı ile ilgili olarak 2,2 Milyon TL vergi resim ve harç ödenmiştir.

Menkul kıymet alım satım işlemlerimiz için İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. İş Portföy Yönetimi A.Ş ve diğer aracı kuruluşlara 74 Bin TL işlem komisyonu ödenmiştir.

3) Sonuç

Sayın Üyelerimiz,

27. faaliyet yılı başarıyla tamamlanmıştır.

Vakfımızı kuran ve bu günlere gelmesini sağlayan tüm üyelerimize, geçmişte ve şimdi görev alan arkadaşlarımıza ve topluluk şirketlerine teşekkür ediyor, ebediyete intikal eden üyelerimizi ise saygı ve rahmetle anıyoruz.

AKTİF (VARLIKLAR)I. DÖNEN VARLIKLAR 80.462.472,70 59.467.494,30 A. HAZIR DEĞERLER 33.663.591,23 5.221.566,51

1- Kasa 0,00 0,00

2- Bankalar 33.663.591,23 5.221.566,51 • Vadesiz Mevduat 79.148,61 22.016,91 • Döviz Tevdiat 30.554.657,88 2.577.227,77 • Vadeli Mevduat 3.021.661,24 2.614.891,30 • Maaş Bloke Hesabı 8.123,50 7.430,53

B. MENKUL KIYMETLER 46.797.257,75 51.155.493,66

1- Repo Hesapları 120.087,01 10.618,66

2- Kamu Kesimi Tahv.Snt. Ve Bonoları 38.706.645,69 43.247.964,75 • Devlet Tahvili 27.390.719,73 43.247.964,75• Yurtdışı SGMK 11.315.925,96 0,00

3- Yatırım Fonları 7.970.525,05 7.896.910,25

D. DİĞER ALACAKLAR 1.623,72 1.614,88 Personelden Alacaklar 0,00 0,00

Persoel Asgari Geçim İndirimi Alacakları 225,28 200,82Ata Yatırım Menkul Değerler A.Ş. (82298-200) 0,46 2,92Ata Yatırım Menkul Değerler A.Ş. (82298-100) 0,79 0,79İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. 0,00 409,71İş Avansları 1.397,19 1.000,64

E. GELİR TAHAKKUKLARI 0,00 3.088.819,25

II. DURAN VARLIKLAR 45.584.241,17 43.626.564,14

C. ALACAKLAR 2.857,74 2.857,74 Verilen Depozito ve Teminatlar 2.857,74 2.857,74

A. MALİ DURAN VARLIKLAR 45.578.709,27 43.587.981,88 Hisse Senetleri 37.046.038,41 35.742.628,97

• Cam Elyaf 559,99 559,99• Şişecam 20.423.405,30 19.302.075,49• Anadolu Cam 50.000,74 2.618.288,74• Trakya Cam 12.730.139,91 10.645.968,94• Soda 3.788.639,47 3.122.442,81• Uluse 53.293,00 53.293,00

İştirak Primleri 8.532.670,86 7.845.352,91• Cam Elyaf 26,25 26,25• Şişecam 4.212.586,87 3.802.848,98• Anadolu Cam 50.500,10 349.982,81• Trakya Cam 2.569.850,82 1.910.824,68• Soda 1.006.897,82 1.088.861,19• Uluse 692.809,00 692.809,00

B. MADDİ DURAN VARLIKLAR 2.674,16 35.724,52 1- Arazi ve Arsalar 0,00 35.724,52 2- Binalar 0,00 3.450,00 3- Binalar Birikmiş Amortismanı (-) 0,00 -3.450,00 4- Demirbaşlar 3.655,62 250,34 5- Demirbaş Birikmiş Amortismanı (-) -981,46 -250,34

C. MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 0,00 0,00 1- Haklar 41.240,33 41.240,33 2- Haklar Birikmiş İtfa Payları -41.240,33 -41.240,33

AKTİF (VARLIKLAR) TOPLAMI 126.046.713,87 103.094.058,44

Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.Ve İştirakleri Sosyal Güvenlik ve Bilimsel Araştırma Vakfı

31.12.2015 Tarihli Bilançosu(TL )

31.12.201431.12.2015

PASİF (KAYNAKLAR)I. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 22.182,13 16.956,44

A.DİĞER BORÇLAR 0,00 0,00 T.Şişe ve Cam Fab. A.Ş. C/Hs 0,00 0,00

B.ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 18.473,63 14.421,17 Ödenecek GV. Ve Fonu (Muhtasar Beyanname) 18.473,63 14.421,17

C.ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ 3.708,50 2.535,27 Ödenecek SGK Primi 3.708,50 2.535,27

II. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 9.757.967,27 9.757.967,27A. DİĞER BORÇLAR Emeklilik Aidatları 9.757.967,27 9.757.967,27

• Emekli Üye Aidatları 9.757.967,27 9.757.967,27

III. ÖZKAYNAKLAR 116.266.564,47 93.319.134,73A.ÖDENMİŞ SERMAYE 200,00 200,00 Kurucu Hisseleri 200,00 200,00

B. SERMAYE YEDEKLERİ 31.470.682,65 30.139.424,59 Topluluk İçi İştiraklerde Değerleme Artışları

• Şişecam 16.969.183,14 15.881.069,72• Cam Elyaf 362,96 362,96• Anadolu Cam 0,60 2.123.193,85• Trakya Cam 11.319.312,41 9.668.567,12• Soda 3.181.823,54 2.466.230,94

C. KAR YEDEKLERİ 1.532.590,67 1.532.590,67 1- Senet Hükümlerine Göre Ayrılan Fonlar 10.333,18 10.333,18

2- Matematik Primler Karşılığı 1.522.257,49 1.522.257,49 Yönetim Kurulu Kararı gereğince matematik ihtiyat tutarı

D. GEÇMİŞ YILLAR GELİRLERİ 126.967.402,94 126.967.402,94• 1989 Yılı Geliri 26,36 26,36• 1990 Yılı Geliri 198,84 198,84• 1991 Yılı Geliri 91,06 91,06• 1992 Yılı Geliri 1.740,92 1.740,92• 1993 Yılı Geliri 4.480,23 4.480,23• 1994 Yılı Geliri 13.286,25 13.286,25• 1995 Yılı Geliri 107.836,04 107.836,04• 1996 Yılı Geliri 388.469,69 388.469,69• 1997 Yılı Geliri 1.066.981,08 1.066.981,08• 1998 Yılı Geliri 2.676.970,38 2.676.970,38• 1999 Yılı Geliri 5.116.657,53 5.116.657,53• 2000 Yılı Geliri 5.201.187,34 5.201.187,34• 2001 Yılı Geliri 18.435.913,00 18.435.913,00• 2002 Yılı Geliri 20.526.168,91 20.526.168,91• 2003 Yılı Geliri 20.235.364,91 20.235.364,91• 2004 Yılı Geliri 16.492.976,55 16.492.976,55• 2005 Yılı Geliri 15.742.340,89 15.742.340,89• 2006 Yılı Geliri 20.956.712,96 20.956.712,96

E. GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (-) -65.320.483,47 -61.270.212,01

F. DÖNEM GELİR FAZLASI / NOKSANI 21.616.171,68 -4.050.271,46

PASİF (KAYNAKLAR) TOPLAMI 126.046.713,87 103.094.058,44

31.12.201431.12.2015

Türkiye Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.Ve İştirakleri Sosyal Güvenlik ve Bilimsel Araştırma Vakfı

31.12.2015 Tarihli Bilançosu(TL )

TUTAR (TL)

E. FAALİYET GİDERLERİ (-) -36.698.686,30

3. Genel Yönetim Giderleri (-) -3.480.418,09

Çeşitli Giderler -1.229.861,69

Vergi Resim ve Harçlar -2.249.825,28

Amortisman İtfa ve Tükenme Payları -731,12

4. Amaca Yönelik Giderler (-) -33.218.268,21

Emekli Aylıkları -30.616.368,00

Emekli İkramiyeleri -2.552.422,00

Vefat Yardımları -49.478,21

F. DİĞER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GEL. VE KARLAR 21.049.376,74

2. Hisse Senedi Temettü Gelirleri 1.575.184,03

Hisse Senedi Temettü Gelirleri 1.575.184,03

3. Faiz Gelirleri 4.894.821,42

Banka Mevduat Faiz Geliri 320.189,52

Devlet Tahvili Faiz Geliri 2.902.955,38

Repo Faiz Geliri 35.951,20

Yatırım Fonu Faiz Geliri 1.635.725,32

6. Menkul Kıymet Satış Karları 11.782.402,75

Hisse Senedi Satış Karları 11.782.402,75

9. Faaliyetlerle İlgili Diğer Olağan Gelir ve Karlar 2.796.968,54

Kambiyo Karları 2.313.758,60

Kira Geliri 423.219,47

Diğer Olağan Gelir ve Karlar 59.990,47

G. DİGER FAALİYETLERDEN OLAĞAN GİDER VE ZARARLAR (-) -74.128,92

Komisyon Giderleri -74.128,92

I. OLAĞANDIŞI GELİR VE KARLAR 37.340.025,49

Maddi Duran Varlık Satış Karı 37.340.025,49

J. OLAĞANDIŞI GİDER VE ZARARLAR (-) -415,33

Olağandışı Gider ve Zararlar -415,33

DÖNEM KARI VEYA ZARARI 21.616.171,68

ve İştirakleri Sosyal Güvenlik ve Bilimsel Araştırma VakfıT.Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.

01.01.2015-31.12.2015 DönemiGelir-Gider Tablosu