BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

68
07-08/2014 Akıllı Veri Depolama Yöntemleriyle Sirketler Deger Kazanıyor , - BT Güvenliği ve Risk Yönetiminin Bilinmeyen Yüzü Mercek Altında Projeksiyon Cihazı Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gerekenler Rekabette Öne Geçmenin Yolu Eğitimden Geçiyor Yükselen Değer Kurumsal Yazılımlar BT Yöneticilerinin İşini Kolaylaştıracak Yeni Teknolojiler Sunucu Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gereken 10 Önemli Nokta Serdar Özçelik Datacore Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı NetApp Türkiye Genel Müdürü

description

İçindekiler 06. Haberler 10: Röportaj: Semih Gür 16. Röportaj: Murat Mediçeler 22: Röportaj: Steve Wainwright 26: Röportaj: Burcin Bircanoglu 31: Sektörün İçinden: Ergün ÇELİK 32: Sunucu Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gereken 10 Önemli Nokta 34. Akıllı Veri Depolama Yöntemleriyle Şirketler Değer Kazanıyor 40: Röportaj: Serdar Özçelik 42: Röportaj: Behçet Yumrukçallı 42: BT Yöneticilerinin İşini Kolaylaştıracak Yeni Teknolojiler 44: Yükselen Değer Kurumsal Yazılımlar 46. BT Güvenliği ve Risk Yönetiminin Bilinmeyen Yüzü Mercek Altında 50. Projeksiyon Cihazı Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gerekenler 56: Rekabette Öne Geçmenin Yolu Eğitimden Geçiyor 60. BT Günlüğü Test Merkezi

Transcript of BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

Page 1: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

AKILLI VERİ D

EPOLAM

A YÖN

TEMLERİYLE ŞİRK

ETLER DEĞ

ER KAZANIYO

R

07-08/2014

Akıllı Veri Depolama Yöntemleriyle ŞSirketler DeŞger Kazanıyor, -

BT Güvenliği ve Risk Yönetiminin Bilinmeyen Yüzü Mercek Altında

Projeksiyon Cihazı Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gerekenler

Rekabette Öne Geçmenin Yolu Eğitimden Geçiyor • Yükselen Değer Kurumsal YazılımlarBT Yöneticilerinin İşini Kolaylaştıracak Yeni Teknolojiler

Sunucu Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gereken 10 Önemli Nokta

YIL 2 - SAYI 7-8 2014

Serd

ar Ö

zçel

ik D

atac

ore

Gen

el M

üdür

ü

Behç

et Y

umru

kçal

lı N

etAp

p Tü

rkiy

e G

enel

Müd

ürü

Page 2: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014
Page 3: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

PB 3

editör

10 yıldır “Workmonitor’” çalışmasıyla yılda dört kez iş dünyasının eğilimlerini araştıran Randstad; Avrupa, Asya Pasifik ve Amerika kıtalarını içeren, Türkiye’nin de dâhil olduğu 32 ülkeyi kapsayan yılın ikinci “Global iş dünyası eğilimleri” raporunu yayınladı. Küresel olarak çalışanların % 70’inden fazlası teknolojinin işlerindeki etkisinin büyük olduğunu söylerken, ABD’li çalışanların yüzde 80’in-den fazlası, Avusturyalı çalışanların % 58, Kuzey ve Batı Avrupalı çalışanların % 62’si teknoloji, internet ve sosyal medyanın hızlı yükselişi ile birlikte karşılarına yeni fırsatlar çıktığını belirtmiş. Kuzey ve Batı ülkelerinde teknolojinin iş dünya-sındaki tablosu iyimserken, doğu ülkelerindeki tablo karamsarlığa doğru ilerliyor. Hindistan başta olmak üzere Japonya ve diğer doğu ülkelerinde çalışanlar işlerini kaybetmekten korkuyor. Özellikle Hintli çalışanların % 59’u iki yıl içinde teknolo-jinin bu hızla gelişmesiyle işlerini kaybedeceklerine inanıyor. Bu inanç kadınlarda erkeklere oranla daha güçlü. Kadın çalışanların % 72’si önümüzdeki iki yıl içinde işsiz kalabileceklerini belirtirken, dijitalleşme ile birlikte yeni iş yapış biçimle-rine uyum sağlamada zorlanan orta yaştaki kadın ve erkek çalışanlar; rekabetin arttığını, daha fazla performans sergilediklerini ve teknolojik dönüşümde zorluk çektiklerini savunmuşlar.

Türkiye’nin de dâhil olduğu araştırmada küresel olarak çalışanların % 56’sı her ne kadar mükemmel bir işe sahip olduğunu düşünse de, yaptığı işe sadece yaşamını sürdürebilmek için katlandığını belirtti. Araştırmaya katılanların % 75’i iyi bir iş, ofis ve olanaklara sahip olsa bile daha fazla para kazanabilmesi durumunda kari-yer planı gözetmeden iş değiştirebileceğini söylemiş. Latin Amerika ve Asya’daki çalışanlar iş değiştirme isteğinde en üst sırada yer alırken, Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerindeki çalışanlar iş değişikliğine sıcak bakmadığını belirtmiş. Ülke başına en az 400 görüşme ile gerçekleştirilen “Randstad Workmonitor Eği-lim Araştırması”nda küresel olarak çalışanların % 72’si işsiz kalmaktansa geçici bir işte çalışabileceklerini, bunun kadrolu bir iş için iyi bir basamak olduğunu savunmuş. Geçici bir işi, işsizliğe tercih eden ülkeler arasında Danimarkalı çalı-şanlar % 84 ile birinci sırada yer alırken, Çin % 83 ile ikinci, Brezilyalı çalışanlar ise % 82 ile üçüncü sırada yer almış. Öte yandan terfi ve teşvik konusunda İtalya başta olmak üzere Avrupa ve Kuzey ülkelerinde girişimlerin arttığı, işverenlerin başta yeni nesil olmak üzere nitelikli iş gücünü ellerinde tutabilmek adına yeni projelerle fırsatlar sundukları tespit edilmiş durumda.

Teknolojinin Çalışanlar Üzerindeki Etkisi BüyükYeni nesil teknolojiler ile birlikte bazı meslekler ölüyor, yerine farklı imkanlar sunan yeni meslekler doğuyor. Teknolojiyle yaşamayı öğrendiyseniz korkmanıza gerek yok. Fakat teknolojiden kaçıyorsanız çok yakında işsiz kalabilirsiniz.

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yö[email protected]

Page 4: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

6 7

haberler

Bimsa iki stratejik atama ile kadrosunu güçlendirdi. Tunç Taşman, Bimsa A.Ş.’ye Genel Müdür olarak, Murat Atıcı ise Bimsa A.Ş.’ye Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı.

Kariyerine 1989 yılında Koç-Unisys’te Satış Uzmanı ola-rak başlayan Taşman, aynı firmada Program Satış Müdürü olarak görevine devam etti. 2003-2005 yılları arasında ise Siemens Business Services’da İş Geliştirme ve Satış Di-rektörü olarak görev alan Tunç Taşman, 2005-2010 yılları

arasında Cisco Sistem’de Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda çalıştı. 2010-2014 yılları arasında Avea Kurumsal İş Birimi Kıdemli Direktörü olarak görev yapan Tunç Taşman, Bimsa’ya katılmadan önce Teknosa A.Ş.’de Telekom Hizmetleri Direktörü olarak görev yapıyordu. Taşman, Mayıs ayı itibariyle Bimsa’da Genel Müdür olarak görevine başladı.

Murat Atıcı, 1995- 2001 yılları arasında HP ve Cisco firma-larında aldığı Müşteri Yöneticisi görevini takiben, 2001-2002 yılları arasında EMC’de Satış Müdürlüğü görevinde bulunmuştu. 2002-2007 yılları arasında ise SAP Türki-ye’de Satış Müdürü olarak görev almış, 2007 yılından bu yana Bimsa’da Kurumsal Çözümler ve Satış Direktörlüğü görevini yürüten Murat Atıcı, Mayıs ayı itibariyle Bim-sa’daki görevine Genel Müdür Yardımcısı olarak devam etmekte.

Teleperformance, müşteri analitiği şirketlerinden GN Research ile güçlerini birleştirdikten sonra Teleper-formance Analytics ürününü geliştirdi. “Büyük veri”yi kullanarak müşterileri için yeni iş süreçleri ortaya koyan Teleperformance, Analytics’in sunduğu katma değerli çözümlerle çağrı merkezi sektöründe ilk kez geniş çaplı bir “Büyük veri” uygulamasını da hayata geçirmiş oldu. Teleperformance Türkiye Genel Müdürü Engin Utkan ise, “Kurumsal şirketlerin çağrı merkezi verilerini istatistiksel yöntemlerle analiz edip müşteri davranışlarını yakala-maya yönelik uygulamalara dönüştürmesi, Türkiye için olduğu kadar Avrupa için de oldukça yeni ve ayrıcalıklı bir uygulama. Günümüzde çağrı merkezlerindeki işlen-memiş verilerin iş zekası ile analiz edilmesi ve müşteri memnuniyetine yönelik akıllı kararların alınması, çağrı merkezi hizmeti sağlayan firmalar ve bu firmaların müşterileri için son derece ayırt edici bir özellik olarak sektörde fark yaratıyor. Teleperformance, bu hizmetiyle sadece akıllı teklifler önermekle kalmıyor, yetkin kadrosu ile bu teklifleri müşterilere en mükemmel şekilde sunup başarıyı yakalıyor. Bu çözüm, Teleperformance’ı pazarda eşsiz kılıyor” dedi.

Bimsa ‘dan İki Önemli Atama

Teleperformance Analytics’i Türkiye’de Hayata Geçti

Page 5: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

6 7

Page 6: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

6 7

haberler

Bimsa iki stratejik atama ile kadrosunu güçlendirdi. Tunç Taşman, Bimsa A.Ş.’ye Genel Müdür olarak, Murat Atıcı ise Bimsa A.Ş.’ye Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı.

Kariyerine 1989 yılında Koç-Unisys’te Satış Uzmanı ola-rak başlayan Taşman, aynı firmada Program Satış Müdürü olarak görevine devam etti. 2003-2005 yılları arasında ise Siemens Business Services’da İş Geliştirme ve Satış Di-rektörü olarak görev alan Tunç Taşman, 2005-2010 yılları

arasında Cisco Sistem’de Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda çalıştı. 2010-2014 yılları arasında Avea Kurumsal İş Birimi Kıdemli Direktörü olarak görev yapan Tunç Taşman, Bimsa’ya katılmadan önce Teknosa A.Ş.’de Telekom Hizmetleri Direktörü olarak görev yapıyordu. Taşman, Mayıs ayı itibariyle Bimsa’da Genel Müdür olarak görevine başladı.

Murat Atıcı, 1995- 2001 yılları arasında HP ve Cisco firma-larında aldığı Müşteri Yöneticisi görevini takiben, 2001-2002 yılları arasında EMC’de Satış Müdürlüğü görevinde bulunmuştu. 2002-2007 yılları arasında ise SAP Türki-ye’de Satış Müdürü olarak görev almış, 2007 yılından bu yana Bimsa’da Kurumsal Çözümler ve Satış Direktörlüğü görevini yürüten Murat Atıcı, Mayıs ayı itibariyle Bim-sa’daki görevine Genel Müdür Yardımcısı olarak devam etmekte.

Teleperformance, müşteri analitiği şirketlerinden GN Research ile güçlerini birleştirdikten sonra Teleper-formance Analytics ürününü geliştirdi. “Büyük veri”yi kullanarak müşterileri için yeni iş süreçleri ortaya koyan Teleperformance, Analytics’in sunduğu katma değerli çözümlerle çağrı merkezi sektöründe ilk kez geniş çaplı bir “Büyük veri” uygulamasını da hayata geçirmiş oldu. Teleperformance Türkiye Genel Müdürü Engin Utkan ise, “Kurumsal şirketlerin çağrı merkezi verilerini istatistiksel yöntemlerle analiz edip müşteri davranışlarını yakala-maya yönelik uygulamalara dönüştürmesi, Türkiye için olduğu kadar Avrupa için de oldukça yeni ve ayrıcalıklı bir uygulama. Günümüzde çağrı merkezlerindeki işlen-memiş verilerin iş zekası ile analiz edilmesi ve müşteri memnuniyetine yönelik akıllı kararların alınması, çağrı merkezi hizmeti sağlayan firmalar ve bu firmaların müşterileri için son derece ayırt edici bir özellik olarak sektörde fark yaratıyor. Teleperformance, bu hizmetiyle sadece akıllı teklifler önermekle kalmıyor, yetkin kadrosu ile bu teklifleri müşterilere en mükemmel şekilde sunup başarıyı yakalıyor. Bu çözüm, Teleperformance’ı pazarda eşsiz kılıyor” dedi.

Bimsa ‘dan İki Önemli Atama

Teleperformance Analytics’i Türkiye’de Hayata Geçti

Page 7: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

6 7

Page 8: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

8 9

haberler

Samsung Electronics, üstün üç boyutlu (3D) dikey NAND (V-NAND) flaş bellek teknolojisini kullanan, yeni katı hal sürücü (SSD) serisi 850 PRO’yu lanse etti. Tescilli V-NAND teknolojisine dayanan yeni 850 PRO, en son teknolojilerin kullanıldığı kişisel bilgisayarlarda ve iş istasyonları için son derece ideal. Samsung’un V-NAND teknolojisi, tescilli bir dikey hücre yapısı içeriyor ve halihazırda geleneksel flaş bellekte kullanılan düzlemsel

NAND mimarisinin getirdiği yoğunluk sınırlamasının aşılmasında yeni bir dönemi temsil ediyor. Samsung 850 PRO olağanüstü yüksek hızlar ve sıra dışı bir dayanıklılık sunarak SATA III (6Gb/s) arayüzü kullanan SSD’ler ara-sında en yüksek performans düzeyini sağlıyor. Sürücü-nün ardışık okuma performansı, saniyede 550 megabay-ta (MB/s), yazma performansı ise 520 MB/s’ye ulaşıyor. Rastgele performansa bakıldığında ise okuma hızlarının 100.000 IOPS’e (saniye başına giriş/çıkış işlemi), yaz-ma hızlarının 90.000 IOPS’e ulaştığı görülüyor. Sürücü, çalışırken ortam sıcaklığını koruyan ve aşırı ısınmanın getirebileceği potansiyel veri kaybını önleyen “Dinamik Sıcaklık Koruyucusu” özelliğine de sahip. Samsung 850 PRO, 128 gigabayt (GB), 256GB, 512GB ve 1 terabayt (TB) depolama kapasitelerinde piyasaya sunulacak. 4 Nisan 2014’te yayınlanan Gartner 2014 birinci çeyrek güncel analizlerine göre, NAND global SSD pazarının, 2013’te 11,04 milyar dolar olan payının 2014’te 14,47 milyar dolar, 2017’de ise 23,54 milyar dolara yükselmesi öngörülüyor.

Şirketler, her geçen gün değişen ve çeşitlenen iş gereksinimleri karşısında BT operasyonlarını dönüştürme planları yaparken, NetApp da bu süreçte mevcut ve gelecekteki uygulama ortamlarına uyum sağlayabilecek esnek-likte sistemler geliştiriyor. NetApp’ın yazılım portföyünü zenginleştiren en yeni ürünleri ise, üst düzey performans odaklı depolama sistemi plat-formu FAS8080 EX ve en uygun fiyatla piyasaya sürülen giriş seviyesin-deki FAS2500. FAS8080 EX, işletmelerin ve hizmet sağlayıcıların yüksek performanslı SAN ve NAS iş yüklerini çok büyük ölçeklerle yürütebiliyor. NetApp’ın yatayda genişleyebilen en güçlü depolama sistemi olarak ta-nımlanan FAS8080 EX, yaklaşık 4 milyon IOPS değerinde performans ve 70PB’ye kapasiteye varan kesintisiz ölçeklendirme fırsatı sunuyor. Fiyat/performans dengesinde sektör liderliğine oynayan giriş seviyesindeki yeni FAS2500 hibrid veri depolama ailesi ise, operasyonları basitleştirmesinin yanı sıra, ekosistem ile üstün entegrasyonu, sistem ömrünü uzatan ve ma-liyetleri azaltan özellikleriyle verimliliği artırıyor. FAS2500, aynı zamanda iş operasyonlarını riske atmadan müşterilerin satın alma maliyetlerini daha iyi idare etmelerini ve tekrarlanan işlemlerin gerektiğinde otomatik hale getirilmesini sağlıyor.

Samsung 3D V-NAND Teknolojisini Kullanan SSD’sini Tanıttı

NetApp’ın Yeni Veri Depolama Sistemleri Gün Yüzüne Çıktı

Page 9: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

8 9

Page 10: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

10 1110

söyleşi

Öncelikle kısaca Semih Gür’ü tanıyabilir miyiz?

Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunuyum. 15 yıla yakın süredir “SAP” ekosisteminde çalışıyorum. Kariyerime, 1999 senesinde SAP Türkiye’de başladım. 10 yıla yakın bir süre boyunca SAP Türkiye’de çalıştım. 2008 yılında SAP’den ayrıldıktan sonra, BIZCON firmasının kurulumunu gerçekleştiren yönetim birimi içinde yer aldım. BIZCON firmasını 2014 yılında MBIS ve UNITEAM firmalarıyla birleştirerek, ACRON firmasını inşa ettik. Şu anda da bu firmanın Genel Müdürü olarak kariye-rime devam ediyorum.

Birleşme sürecinin detayları hakkında bilgi verir misiniz?

ACRON çatısı altında; “BIZCON, UNITEAM ve MBIS” firmalarını birleştirdik. Her 3 firma da SAP’deki en yüksek partnerlik seviyesinde (SAP Gold Partner) çalışan firma-lardı. Bu firmalar birbirine yabancı kurumlar değildi. Daha önceden birçok projelerde beraber çalışmışlardı. Firma-ların kurucularının büyük bölümü de daha önce SAP’de birlikte çalışmış danışmanlar. Hepsinin ortak özelliği, danışmanlar tarafından kurulan yerel sermayeli firmalar olmalarıdır.

Bu şirketleri birleştirmeye şu nedenle karar verdik; Hepsi SAP İş Ortağı olsalar dahi, farklı uzmanlık alanlarında kendilerini geliştirmiş kurumlardı. Örneğin UNITEAM sek-tördeki 22 senelik tecrübesiyle başta demir çelik endüst-risi olmak üzere, Türkiye’de birçok önemli SAP projesini başarıyla hayata geçirmiş bir firmaydı. MBIS sektördeki 15 senelik tecrübesiyle otomotiv, ilaç, gıda, kimya gibi sektörlerde, proje yönetim alt yapısı, destek merkezi ve iş süreci danışmanlığı gibi konularda kendini geliştirmiş bir firmaydı. BIZCON, bu firmalarla karşılaştırıldığında daha

genç bir kurumdu. BIZCON 2009 yılında kuruldu ancak İş Analitik-leri, Hazine ve Risk yönetimi gibi ERP dışındaki alanlarda ciddi bir birikimi vardı. BIZCON’un büyük bir teknoloji takımı, insan kaynakları ekibi vardı. Dolayısıyla bu üç firma, birbirinin rakibi gibi algılansa da as-lında hem sektörel hem de ürün an-lamında birbirinden farklı uzmanlık alanlarına sahiplerdi ve birleşmeyle birbirlerini tamamlayarak, birçok SAP ürün ve iş alanında uçtan uca hizmet verebilir hale geldiler.

ACRON kurulduktan sonra, BIZ-CON, MBIS, UNITEAM’in sahip olmadığı belli sektörel alanlarda ve ürün alanında da bilgi transferini devam ettirdik. Bu kapsamda Mayıs 2014’ten itibaren, peraken-de sektörü ve elektrik, su, gaz dağıtım sektöründe proje tecrübeleri olan Elis firması bize katıldı. Özellikle pera-kende sektöründe, hem kurumsal kaynak planlaması hem de iş analitikleri çözümlerimizi daha güçlü bir kadroyla sunmayı hedefliyoruz. Bu unsurları bir araya getirmenin bize ciddi bir rekabet avantajı kazandıracağını düşünerek bu kararı aldık.

ACRON’un içyapısından söz eder misiniz?

ACRON şu an 420’den fazla personele sahip. Tüm danış-manlık ekiplerimizin, proje yönetim ofisimizin, süreç ve üst seviye modelleme kaynaklarımızın yer aldığı “Saha Operasyonları” departmanımızda 350’den fazla danışma-nımız çalışıyor. Destek merkezimiz var, burada hali hazırda SAP kullanan, canlı kullanımda olan müşterilerimize 40’tan fazla personelimizle, yardım masası hizmetleri sağlıyoruz. İş geliştirme departmanımız, ürün ve teknoloji geliştirme konusunda çalışıyor. Sektörel servis paketleri ve ürünler geliştiriyor. Satış departmanımızda da yine 20’ye yakın personelimiz çalışıyor. Satış yöneticileri, presales, pazarlama, marketing, tele-marketing konusunda uzman olan arkadaşlarımız bu departmanda görev yapıyor. Tüm bunları tamamlayıcı olarak İnsan Kaynakları ve Mali/İdari İşler bölümlerimiz var.

ACRON kurumsal yazılım sektörünün gelişimine ve büyümeye sürekli yatırım yapan bir kurum. Bu yıl Danış-man Yetiştirme Programı’mız çerçevesinde, 200’den fazla yeni üniversite mezunuyla mülakat yapıyoruz. Bunların arasından 50-60 adayı seçerek, yaklaşık 2 aylık bir eğitim

ACRON Olarak Birçok Endüstride SAP Ürün ve İş Alanında Uçtan Uca Hizmet Verebiliyoruz

Kurumsal yazılım sektörünün gelişimine ve büyümeye sürekli yatırım yapan bir kurum olan ACRON BİLİŞİM

firmasının Genel Müdürü Semih Gür ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bakın Semih bey bizlere neler anlattı.

Page 11: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

10 11

programına tabi tutacağız. Bu eğitim süreci sonunda katılımcıların SAP’nin uygulama alanları, modülleri, ürünleri ve proje metodolojimiz konusunda genel de olsa bir fikre sahip olmasını amaçlıyoruz. Bu çalışma sonunda, ça-lışmaya katılan kişilere, şirketimizde danışman olarak çalışabilme imkânı sunacağız. Önümüzdeki yıllarda da bu danışmanlık programlarını büyüterek devam ettirmeyi düşünüyoruz.

Hedeflerimiz arasında bölgesel büyüme de yer alıyor. SAP’nin Orta Doğu’daki ofisiyle iş ortaklığı gö-rüşmelerimize devam ediyoruz. Hali hazırda Birleşik Arap Emirlikleri’n-de iki ofisimiz var ve danışmanlık hizmetlerimizi bölgede sürdürüyoruz. Ancak gerçekleştireceğimiz anlaşma ile bundan böyle Orta Doğu Bölgesi’n-de SAP’nin satış tarafında da iş ortağı olmayı hedefliyoruz.

Farklı çalışma ve iletişim kültürleri ACRON’da tek çatı altında toplanıyor, bu süreç şirket içinde nasıl yönetiliyor?

Bu firmaların çalışma ve iletişim kültürleri, aslında birbirinden çok da farklı değildi. Birleşen firmaların kurucuları, aynı çalışma kültürüyle yetişmiş insanlar. SAP’de çalışmış çok sayıda kurucu ortağımız var. Birbiriyle daha önceden iş ortaklığı yapmış, be-raber aynı projelerde yer almış kişiler. Ama bütün bunlara güvensek dahi kurumu inşa ettiğimiz süreçte ortak bir iletişim kültürü oluşturmak ve aramızdaki iş akışlarını, iletişimi, bu yeni kuruma özgü hale getirmek için de çalışmalar yapıyoruz.

ACRON’un uzmanlık alanları ve hak-kında bilgi verir misiniz? Büyüyen yapı ACRON’u hangi alanlarda uzmanlaş-tırdı? Buna bağlı olarak SAP ile olan iş iletişiminizden söz eder misiniz?

Sektörel olarak baktığımızda, demir - çelik sektöründe ciddi sayıda proje referansımız mevcut. Bununla bera-ber; gıda, yiyecek-içecek, ilaç dağıtımı,

makina, otomotiv, servis ve lojistik sektörlerinde de önemli sayıda proje referansımız mevcut. Elis firmasının katılmasıyla, yine perakende sektö-ründe önemli müşterilere ulaşma imkânı elde ettik.

Çözüm olarak baktığımız zaman, ACRON özellikle iş analitikleri ala-nında pazar lideri olarak konumlanı-yor. Üst yönetim raporlama araçları, bütçeleme, planlama, konsolidasyon çözümleri, strateji yönetimi, finansal konsolidasyon gibi alanlarda ciddi bir proje birikimine sahibiz. Bunun-la beraber, özellikle hazine ve risk yönetimiyle, yeni gelişen gayrimen-kul çözümleriyle ilgili yatırımlarımız var. Ayrıca SAP’nin insan kaynakları için sunduğu bulut çözümlerinde ilk partnerlerden biri olduk ve yetkin danışmanlarımız var.

SAP’le olan iş iletişimimizden söz etmek gerekirse, ACRON çok büyük oranda SAP işi yapan bir firma ve SAP’nin Türkiye’deki en büyük danış-manlık kaynağına sahip olan part-neri. Özellikle satış süresince SAP ile uyum içerisinde çalışıyoruz. SAP’nin Türkiye’deki ürün, çözüm ve hizmet stratejilerine paralel bir startejimiz var. Örneğin 200’ün üzerinde sertifi-kalı danışmanımız var. Projelerimizde SAP’nin öngördüğü metodolojileri

kullanıyoruz. SAP’nin Türkiye’de yeni uygulamaya koyduğu çözümlerinde, Türkiye’de ilk kez etkinlik kazanan iş ortaklarından olmaya çalışıyoruz.

ACRON, Türkiye’de danışmanlık sek-törüne nasıl bakıyor? Sektörü kısaca değerlendirir misiniz?

Benim de içinde olduğum 15 yıllık sü-reç boyunca danışmanlık sektörü bü-yüdü ve büyümeye de devam edeceği-ni düşünüyorum. Bugün danışmanlık sektöründe, daha fazla uzmanlık alanı var, bu anlamda sektör daha zor bir hale geldi diyebiliriz. Geçmişe göre birçok farklı ürün ve hizmet var. Bun-lara göre farklı uzmanlık alanlarına danışmanlarımızı yönlendirmemiz, onlara yatırım yapmamız, eğitmemiz, sertifikasyon süreçlerini takip etme-miz gerekiyor. ACRON bu konuda da ciddi yatırımlar yapan bir firma. AC-RON’un kurucusu olan şirketler, son 4 yılın 3’ünde en çok SAP sertifikası alan iş ortağı ödüllerini kazandılar. Yeni yetişmekte olan danışmanlarımı-za da yine SAP ürünlerini öğrenmeleri ve danışmanlık sektörü içinde ilerle-meleri için imkân tanıyoruz.

Semih GÜR ACRON Bilişim Genel Müdürü

Page 12: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

12 13

haberler

İstanbul Eyüp’te aynı kişiye ait iki ayrı yere düzen-lenen baskında tahmini değeri 250 bin liranın üze-rinde sahte toner ve kartuş gibi sarf malzemelerine el konuldu. Xerox’un sahte ve kaçak sarf malzeme ihbarlarını dikkate alan İstanbul Emniyet Müdür-lüğü, İstanbul Eyüp’te faaliyet gösteren aynı kişiye ait iki ayrı yere baskın düzenledi. Xerox adına sahada görev yapan uluslararası güvenlik uzman-ları ile T.C Emniyet Müdürlüğü’nün ilgili birimle-rinin yakın işbirliği sonucu yapılan operasyonlarda Xerox ve diğer markalara ait piyasa değeri yakla-şık 250 bin lira civarında olan binlerce toner ve kartuş ele geçirildi. İşletme sahibi ve sorumlular hakkında yasal kovuşturma işlemleri başlatıldı. Operasyonlarda ayrıca kaçak olarak yurt dışından getirilen farklı modellerde Xerox marka yazıcılara da el konuldu. Son yıllarda giderek artan sahte ve kaçak ürün kullanımı üzerine, emniyet birimleri ile birlikte harekete geçen Xerox yetkilileri, Tür-kiye ekonomisine büyük zarar veren, milyonlarca liralık gelir ve vergi kaybına neden olan bu durum-la ilgili mücadelede kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Benzer operasyonların sürdürüleceğini açıklayan yetkililer, bu sahteciliği ve kaçakçılığı önlemeye yönelik her türlü yasal önlemin alına-cağı, haksız kazanç elde etmeye çalışanlara fırsat verilmeyeceğini ve ilgili emniyet birimleri ile her zaman yakın temasta olacağını belirtti. Sahte ve kaçak ürünleri, dikkat etmeden satın alan tüketi-ciler yüzlerce, hatta binlerce dolar ödedikleri ofis ürünlerinin ciddi hasar görmesine ve ürünlerinin bilmeden garanti kapsamı dışında kalmasına ne-den oluyor.

Brother, yeni inkjet çok fonksiyonlu yazıcılarını satışa sundu. Yeni seri yazıcılar özellikle dü-şük kartuş fiyatları ile ikkatleri üzerine çekiyor.Brother 3-in-1 inkjet Çok Fonksiyonlu DCP-J105 InkBenefit ve 4-in-1 inkjet Çok Fonksiyonlu MFC-J200 InkBenefit, Brother’ın orijinal La-minasyon Teknolojisini kullanıyor, bu sayede kesintisiz, yüksek adette ve yüksek hızda çıkış alınabiliyor. Ayrıca Laminasyon Teknolojisi ile yazıcı kafasında kullanılan paslanmaz çelik bi-leşenler yazıcı kafasını aşınma ve yıpranmalara karşı koruyarak daha uzun çalışma ömrününü garantiliyor.Yeni seride kullanılan Piezo Tek-nolojisi daha güvenli ve düşük ısı da çalışma performanslı ile yazıcı kafasının yıpranmasını engelliyor, bu da tamir ve parça değişim mas-raflarını minimize ederek kullanıcıya önemli bir tassaruf daha sağlıyor.

Brother Türkiye’nin Satıştan Sorumlu Genel Müdürü Özgür Koca, yeni seri ile ilgili “Brother, kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda üretim yapmayı benimsemiş bir marka, yazıcı pazarı dü-şük kullanım giderlerine sahip Çok Fonksiyonlu inkjet makinelere doğru kayıyor. Yeni mürekkep tasarruflu yazıcılarımızın kartuş fiyatları sadece 27 TL+KDV (13 USD). Ayrıca yazıcılarımızdaki Laminasyonlu Piezo Yazıcı Kafaları yüksek adette çıkış alan kullanıcılara dayanıklılık, kalite ve güveni aynı anda sunuyor. Yeni seri yazıcılarımız, KOBİ ve home office kullanıcıları için mükemmel çözüm sunmaktadır” dedi.

Sahte ve Kaçak Xerox Ürünlerine Baskın

Brother Yeni “Mürekkep Tasarruflu” Yazıcı Serisini Türkiye’de Satışa Sundu

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

Page 13: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

12 13

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

BTGunlugu.com

Page 14: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

14 15

haberler

ESET Mobile Security (EMS), güçlü güvenlik özellikleriyle siber teh-dit endişesi yaşamadan Android deneyiminin keyfini sürdürebilmek üzere tasarlandı. Ücret-siz ve ücretli premium olmak üzere iki versi-yona sahip olan EMS, ücretsiz versiyonda komple cihaz taraması ve indirilen uygulama-ların taranması gibi temel özellikler sağlıyor. Premium versiyonunda ise kullanıcılar zamanlanmış tarama, şarj halindeyken tarama, gelişmiş proaktif Anti-Theft fonksiyonu, my.eset.com entegrasyonu, SMS & Arama filtrelemesi ve güvenlik denetimi gibi özelliklerden yararlanabiliyorlar. Premium kullanı-cıların yararlanabildiği Proaktif Anti-Theft özelliği, my.eset.com sitesi üzerinden çalıntı ya da kayıp ciha-zın konumunu bulmayı kolaylaştırıyor. Bu özellik, PIN kodu/parolanın yanlış girilmesi ya da farklı bir SIM kartının takılması durumunda telefonun ön ve arka kameralardan görüntü alarak kullanıcıya gönderilme-sini sağlıyor. Ayrıca batarya kritik seviyeye ulaştığında cihazın bulunduğu son konum da kullanıcıya iletili-yor. Cihaz üzerindeki bütün verilere ise my.eset.com internet arayüzü üzerinden ulaşılabiliyor.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve Uluslararası Pa-ralimpik Komitesi’nin 2024 yılına kadar BT alt yapı iş ortağı olan Atos’un, 2016 Rio Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda kullanıcı deneyimini geliştirecek uygu-lamalarla ilgili düzenlediği yarışması 2014 IT Challen-ge’ın kazananları belli oldu. Birincilik ödülünü Fransız mühendislik okulu ENSEIRB-MATMECA’nın ekibi Eirb Dev aldı. Ekibi, ABD’deki Columbia Üniversitesi ve İn-giltere’deki Loughborough Üniversitesi ekipleri izledi. Birinciliği kazanan uygulama, belirlediğiniz tercihlere göre spor etkinliklerine ve turistik yer ziyaretlerine ayıracağınız günleri planlamanıza yardımcı oluyor. Uygulama sayesinde hazırladığınız programınızı za-man çizelgesi veya harita şeklinde görüntüleyebiliyor, uygulamayı gideceğiniz noktalara ulaşmak için rehber olarak kullanabiliyorsunuz. Atos Başkanı ve Ceo’su ta-rafından altın madalya ile ödüllendirilen ekip Barcelo-na’da güzel bir tatilin de sahibi oldular.

ESET Mobile Security’nin Yeni Versiyonu Piyasaya Çıktı

Atos, 2014 IT Challenge Kazananlarını Açıkladı

Intel Security iştiraki olan McAfee ile katma değerli distribütör Prolink yeni bir anlaş-maya imza attıklarını duyurdular. Anlaşma ile Prolink, McAfee’nin işletmelere yönelik güvenlik çözümlerden oluşan ürün gamının tamamının avantajlarını Türkiye’de tanı-tacak. Katma değeri yüksek hizmetleriyle McAfee’nin tüm ülkede yaygınlaşmasını ve kapsama alanının artmasını mümkün hale getiren Prolink ile yapılan bu anlaşma, McAfee’nin pazardaki konumunu güçlendiriyor. Bu anlaşma çerçevesinde, Prolink McAfee’yi tercih edilen güvenlik hizmeti sağlayıcısı olarak daha iyi yerleştirmek için tüm Türkiye’de dağıtım yapacak ve aynı zamanda pazarlama faaliyetlerini yürütecek.

Prolink, Mcafee ile Distribütörlük Anlaşması İmzaladı

Page 15: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

14 15

öz

el

Technologie Agenda firmasının ortağı Robert Hillard’a göre şirketinin en son teknoloji trendleri raporunda siber güven-lik konusu bir adım daha öne çıkıyor ve büyüyerek devam ediyor. Teknoloji satın alacak şirketlerin bu konuda çok dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan Hillard önümüzde-ki günlerde deneyimin her şeyden önemli olacağını kayde-diyor. Hillard düzenlene raporun 18- 24 ay arasında ger-çekleştirildiğinin altını çiziyor ve çeşitli endüstriler ve farklı coğrafyalarda faaliyet gösteren organizasyonlar üzerinde 10 ana BT trendinin araştırıldığını belirtiyor. Söylediğine göre rapor şirketlerin BT yatırımlarını bulundukları pazara göre şekillendiklerini ortaya çıkartıyor. Yeni gelen teknolojilerin uyumu konusunda ise genç firmalar daha atak. Çok büyük ve yaşlı firmaların yatırımlar konusunda ise yavaş kaldığını söylüyor.

CIO’lara Düşen Görev BüyükBT yatırımları konusunda ise CIO’lara düşen görev büyük. Bir CIO yatırım konusunda ne kadar zaman ve efor har-cadıysa o kadar başarılı oluyor. Ayrıca yeni teknolojiler ile birlikte BT’ye olan bakış açısı da yavaş yavaş değişmeye baş-lamış durumda. Eskiden şirket içerisinde BT kaynaklarıyla ilgilenmeyen çalışanlar bile teknolojileri kullanmaya başla-malarıyla bu işlerle daha fazla ilgilenir olmuş durumdalar.

2014 yılında şirketlerin üzerinde etki yaratan BT trendleri kayda değer ivmeye ve ticari bir etki yaratacak potansiyele sahip. Her bir trendi göz önünde bulundurmak işinize faz-lasıyla yarayacak. Siz tavsiyemiz doğacak herhangi bir etki de hazırlıksız ve habersiz yakalanmamanız yönünde olacak. Her ne kadar yatırım yapmasanız gelişen teknolojileri şirke-tinize uyumu konusunda çalışma yapmanızda fayda var.

Deloitte’ın araştırmasında ortaya çıkan anahtar ayrış-tırıcılar:

1 Risk Sermayedarı olarak CIO - BT varlıkları, risk ve sonuçlar

2 Bilişsel analitik – Yeni nesil veri analiği3 Endüstriyel kaynak tarama - Bazen daha fazlası en

iyisidir4 Dijital yükümlülük - Bağlam + Pazarlama için içe-

rik… ve ötesi5 Giyilebilirler teknolojiler- Vücuda bağlı iş için kullanıla-

bilen hazır cihazlar etkinleştiriciler:6 Borç geri dönüştürücüleri - BT borç tavanını indirmek7 Sosyal aktivasiyon - Geniş zamandan şimdiki zamana8 Bulut entegrasyonu – Bulut Bilişim ile gelen yeni tekno-

lojilere uyum 9 Hafıza içi devrimi – Büyük Verinin önemi unutulmamalı10 Gerçek zamanlı geliştirici operasyonları (DevOps) –

BT’nin güçlendirilmesi

Deloitte raporuna yeni bir bölüm daha ekleyerek “katsayısal teknoloji” adını vermiş. Singularity Univeristesi işbirliği ile derlenen bu bölümün meyve vermesi standart 24 ay zaman diliminden uzun sürebilecek beş yenilikçi teknolojiyi ön plana çıkarıyor.

Geleceğinizi Garanti Altına AlınHillard bu “katsayısal teknolojileri” yapay zeka, robotik ve 3D baskı olarak listeliyor ve devam ediyor. “Birçok tica-ret lideri bu teknolojileri negatif bir tutumla karşılıyor ve varlıklarının tehdit altında olduğuna inanıyor. Ancak CIO ve ticaret liderleri yeni bir zihniyet geliştirmeli ve bu sınırsız potansiyeli kavramalı. Bu teknolojilerin ardındaki araştırma, deney ve keşifler teknoloji trendlerimizin ardındaki yapı taşları. Bunlar bizi yeni “Kodak durumlarına” götürebilir. (Kodak’ın dijital kameralar karşısındaki durumu) Bu yeni teknolojilerin meyvesini toplayan yeni firmalar tarafından var olan şirketlerin piyasadan silindiği gibi.” Şirketler etkili biçimde teknolojik üstünlüğü kullanarak üretkenlikleri-ni arttırması bununla birlikte maliyeti düşürerek hızlı ve uyumlu yeni olanaklar yaratabilmeleri gerekiyor. Eğer böyle yaparlarsa gelecekteki varlıklarını da garanti altına almış durumda olacaklar.

Gelişen Teknolojiler Ticareti, Endüstrileri ve Pazarı Yeniden ŞekillendirecekGelişen teknolojiler, işin nasıl yapıldığı, şirketlerin nasıl büyüdüğü, pazar ve endüstrinin gelişiminin yeniden şekillenmesinde eşi görülmemiş bir potansiyele sahip.

Mustafa [email protected]

Page 16: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

16 1716

söyleşi

Bizlere kısaca kendinizden bahse-debilir misiniz?

VMware’den önce Dell firmasında 8 yılımı geçirdim. İlk başta Bölge Servis Müdürü olarak çalışmaya başladım ve bu görevi 4 yıl kadar sürdürdüm. Bu görev sürecinde gelişen Avrupa bölgesinde Doğu Avrupa, Türkiye, İsrail, Rusya gibi yaklaşık 30 ülkeden sorumluy-dum. Ardından Dell’deki kariyeri-min ikinci kısmında Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini üslendim ve bu görevi de yaklaşık 4 yıl kadar sürdürdüm. Dell öncesinde Sentim firmasında 6 yıla yakın yönetici-lik yaptım, ondan öncesinde de Teknoser’de 4 yıllık bir yöneticilik tecrübem oldu. Genel olarak 18 yılı aşkındır bilişim sektöründe farklı görevlerle yöneticilik yaptı-ğımı söyleyebilirim. VMware’de çalışan üst düzey bir yönetici olarak 2014 yılının ilk altı ayını kendi cephenizden baktığı-nızda nasıl yorumluyorsunuz? Yıl öncesinde ilk üç ayın seçim beklentileri ve bunun gibi endi-şeler içerisinde geçeceğini düşü-nüyorduk. Fakat beklentilerimizin aksine 2014 yılının ilk üç ayı daha hızlı geçti. Nisan ve Mayıs ayla-rında sektörümüzde biraz rehavet

oluğunu söyleyebilirim. Fakat Haziran ayı ile birlikte tekrar bir hızlanma görüyoruz ve bu hızlı gidişatın yaz dönemine de yan-sımasını bekliyoruz. Önümüzde Ramazan ayı bulunmakta ve bildi-ğiniz gibi Ramazan ayları diğer ay-lara göre durgun geçer. Ama bizim hedefimiz yaz aylarını da verimli geçirip ardından 2014’ü güzel bir şekilde kapatmak.

VMware olarak geçtiğimiz ay içe-risinde Türkiye’de oldukça ses ge-tiren bir etkinlik gerçekleştirdiniz. Bizlere bu etkinlikten bahsedebilir misiniz?

vForum EMEA bölgesinde 24 şehirde düzenlenen bir tanıtım etkinliği ve Türkiye bacağını 12 Haziranda İstanbul’da gerçek-leştirdik. Bizim açımızdan bakıl-dığında çok başarılı bir etkinlik olduğunu söyleyebilirim. “Bütün BT endüstrisi burada” diyen ka-tılımcılarımızdan birinin yorumu çok hoşuma gitmişti. Düzenledi-ğimiz etkinliğin 29 sponsoru vardı ve 800’ün üzerinde bir katılım ile gerçekleştirildi. Katılımcılarımı-zın anlattıklarımız ve yaptıkları iş konusunda bilgi ve becerileri de bizleri çok etkiledi, doğru adresle-

re ulaştığımız görmek sevindirici. Etkinliğimiz sürecinde sadece VMware teknolojilerimizi anlat-mayı hedeflemedik, dünyadaki BT trenleri, BT üzerinde yaşanan değişim, bu değişikliklerin etki-leri ve bu etkileri kendi lehimize nasıl çevirebiliriz gibi konuları BT yöneticileri ve iş ortakkatımızla paylaştık. Geri dönüşlerin de çok olumlu olduğunu belirtmeliyim. Etkinlik sürecinde birçok iş görüş-mesi yapıldı, sponsorlarımız çok memnun kaldı ve biz bir sonraki yıl için daha da ümitlendik. Her yıl etkinliğimizde sponsor ve katılım-cı sayısını artırarak devam etti-riyoruz, bu yıl da çıtayı bir hayli yükselttik.

Etkinliğimizde ağırlıklı olarak BT trenlerinden bahsettik. VMwa-re’in EMEA çapında yaptırdığı bir araştırma yakın zamanda sonuç-landı. Ve bu araştırma sonuçlarını da ilk defa VForum’da katılım-cılarımızla paylaştık. Bildiğiniz gibi sektörümüzde gerek sosyal ağlar, Bulut Bilişim, Büyük Veri ve akıllı telefonlar gibi konular ile köklü bir değişim görüyoruz. Bu yeni trendler şirketlerin iş yapış şekillerini ciddi anlamda değiş-tiriyor. Bununla birlikte BT’den

İş Yapış Şekilleri DeğişiyorKurumların bulut çağında başarılı olmalarına yardımcı olan sanallaştırma ve bulut

altyapısı çözümlerinde dünyanın sayılı şirketleri arasında yer alan VMware’in Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Bakın Murat bey

bizlere neler anlattı.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Page 17: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

16 17

beklentiler de değişmiş durumda. Yaptığımız araştırma BT konusun-da karar vericiler üzerinde gerçek-leştirilmiş. Araştırma neticesinde iş dünyasının çok hızlı geliştiği ve BT’nin bu değişime aynı hızda ayak uyduramadığı sonucu ortaya çıkmış. İş dünyasının istekleriyle BT ekiplerinin bu istekleri yerine getirme süresi arasında yaklaşık 5 aylık bir süre olduğunu katılım-cıların yüzde 65’i doğrulamış. Bu oranın ciddi bir değer olduğunu belirtmeliyim. Bu 5 aylık uzun süre şirketlere birçok dezavantajı da beraberinde getiriyor. Anketi-mize cevap veren katılımcıların yüzde 30’u dezavantajlar konu-sunda yenilikçi düşüncelere daha az aman ayırdığını belirmiş, yüzde 36’sı çalışan verimliğinin düştüğü ve yüzde 33’ü de daha küçük ve yeni kurulan şirketler hızlı ve es-nek, bu sebepten müşteri kaybedi-yoruz demiş. Burada ciddi bir risk söz konusu, fakat her riskin bera-berinde fırsatı getirdiği de unutul-mamalı. VMware burada devreye giriyor ve uyguladığı sanallaştırma çözümleriyle aradaki boşluğu çok daha kısaltmayı sağlıyor. Bu şekil-de firmalar zamanını ve parasını daha çok yenilikçilik tarafına akta-rabiliyor ve rekabette öne geçmek için fırsat elde ediyorlar.

Firmaların yatırım yaparken har-cadığı karar verme sürecini doğru yönettiğine inanıyor musunuz?

Biz analiz sürecinin önemine ina-nan bir firmayız. İhtiyaçlar doğru bir şekilde analiz edilir ve analiz kısmına yeterli zaman harcanırsa projenin toplam hayata geçirme süresi çok daha kısalabilir. Ana-lize zaman ayrılmaz ve ihtiyaçlar babadan kalma yöntemlerle sağ-lanırsa hayata geçirme süresinin çok uzadığını görüyoruz. Geçmişe göre genellikle projelerin hayata geçirme sürelerinin kısaldığını söyleyebilirim. Başarılı firmalara

baktığımızda proje analiz sürele-rinde yeterli zaman ayırdıkları ve ardından hayata geçirme aşaması-nı çok daha hızlı gerçekleştirdiğini görüyoruz. Yaptığımız araştır-manın sonuçlarından birinde BT karar vericilerin yüzde 50’sinin üst yönetim tarafından BT altyapıları-nı yenilemeye yöneltildiği ortaya çıkmış durumda. Bu sonuçta deği-şimin bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

VMware olarak sektörümüzde faaliyet gösteren birçok firma ile sıkı ilişkiler içerisindesiniz. Bu firmalarının birbirlerine benzer ürünleri olduğu gibi çok farklı yapıda ürünleri de bulunmakta. Ürünlerinizi geliştirirken diğer fir-maların görüşlerini hesaba katıyor musunuz?

Firmalarla aramızda iyi bir paslaş-ma olduğunu söyleyebilirim. Bu tarz firmalar bizim teknolojileri-mizi satıyor ve bizim teknolojileri-mizle kendi teknolojilerini birleş-tirerek en doğru çözümü sunmaya çalışıyorlar. Bu nedenle EMC, HP, IBM, NetApp, Hitachi, Dell, Cisco ve daha sayamadığım birçok şirket ile ciddi programlar yürüyoruz. Bazı firmalar ile satış veya geliş-tirme için ortak şirketler kurmuş durumdayız. Bu sayede firmalar ile ortak olarak pazara çıkabiliyor ve sunulacak en iyi performansı da garanti altına almış oluyoruz.

2014 yılının ikinci yarsını nasıl gö-rüyorsunuz ve teknoloji trendleri gelecekte nasıl şekillenecek?

2014 yılının ikinci yarısının ilk yarısına oranla daha iyi geçeceğini düşünüyorum. Hemen belirteyim ben genellikle iyi şeylere inanmayı tercih ederim. Belki yaz dönemi biraz durgun geçebilir, bu durum-da Ramazan ayının da etkisi ola-caktır fakat ardından Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında sektö-

rümüzün daha hızlı yoluna devam edeceğine eminim. Önümüzdeki 5 yıllık döneme baktığımızda iş yapış şekillerinin değişeceğine inanıyorum. Çocuklarımıza bak-tığımızda birçok şeyi ellerindeki Tablet ve Akıllı Telefonlar ile uy-gulamalar üzerinden hallediyorlar. Bu da gelecek neslin iş yapış şekil-lerini değiştiriyor. Bu durum bera-berinde veriyi çok hızlı büyüttüğü gibi veriye erişim hızı ve şeklini de etkiliyor. Cloud Computing ve End User Computing gibi konular gelecekte daha önem kazanmaya başlayacak. Bundan 5 sene önce-sine baktığınızda bilgisayarınızı açmadan iş yürütmek imkânsızken şimdilerde sadece bir akıllı tele-fon ile işlerinizi yoluna koymanız mümkün. Kaynakları daha verimli kullanabilmek ve kısıtlı bütçeler ile daha büyük işler yapabilmek için Bulut Bilişimi ve Bulut Bilişim içinde de Hibrid Bulut dediğimiz melez yapıları kullanmak şart ola-cak gibi gözüküyor.

Murat Mediçeler VMware Türkiye Ülke Müdürü

Page 18: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

18 19

editör

Dünya çapında Devlet ve Savunma sektöründeki kuruluşların %18’i geçtiğimiz 12 ay içerisinde en az bir hedefli saldırıya uğradığını rapor etti. Devlet ve Savun-ma sektöründe rapor edilen hedefli saldırıların oranı, bu yılın anketinde rapor edilen en yüksek oran olurken bütün iş sektörlerinde rapor edilen %12’lik küresel ortalamada dikkate değer bir artış görüldü. Bütün iş sektörlerindeki verilere ba-kıldığında, hedefli saldırıla sadece Devlet ve Savunma endüstrisiyle sınırlı değil. İşletmelerin %17’sinin hedefli saldırı rapor ettiği, Telekomünikasyon endüstrisi ve geçtiğimiz yıl içinde %16 oranında hedefli saldırı rapor eden Finansal Hizmet-ler ile Taşımacılık ve Lojistik sektörleri de dahil olmak üzere diğer iş alanları da hedefli saldırıların darbesini normalin üzerinde bir oranda hissetti. B2B Interna-tional’ın ortaklığıyla yapılan 2014 BT Güvenlik Riskleri özeti raporunda, çeşitli sektörlerde hizmet veren işletmelerin en çok karşılaştığı dahili ve harici güvenlik risklerinin yanı sıra bir BT güvenliği tehdidi sonucu oluşan maliyetleri, bu saldırı-ların sonucunda en çok kaybedilen veri türlerini ve çok daha fazlası yayınlandı.

Örneğin, hedefli saldırılar sonucu çalınan veri miktarının genel zararlı yazılım saldırıları sonucunda ortaya çıkan kayıplardan düşük olmasına rağmen, genel zararlı yazılım saldırılarının çok daha yaygın olduğunun göz önünde bulundurul-ması gerekir. Türkiye’de işletmelerin %56’sı zararlı yazılım saldırıları rapor ederken yaklaşık %13’ü hedefli saldırılar rapor etmiştir. Ancak hedefli bir saldırıdan çalınan verilerin değerinin saldırganlar için oldukça yüksek olma ihtimali çok daha fazla ve bu son derece hassas verilerin (gelecek ürün planları, şirketlerin mali bilançoları, vb.) kaybedilmesi, bir şirketin kurumsal itibarında çok daha uzun vadeli bir hasara neden olacaktır. Bir “hedefli saldırı”, genel olarak bir kuruluşun güvenlik önlem-lerini aşmak, makinelere zararlı yazılım yüklemek ve hassas verileri çalmak için birlikte çalışan çeşitli zararlı bileşenlerden oluşur. Bu saldırılar, yaygın zararlı yazı-lımlarda farklı değişikliklere neden olabilir ya da hedeflenen kuruluşlardaki belirli zayıf noktalardan faydalanabilirler.. Yüksek profilli hedefli saldırılar panik yara-tacak bir hızda meydana gelirken, hem hacim hem de tür açısından hedef alınan işletmelerde hedefli saldırıların yaygınlaşmasındaki artış birdenbire ortaya çıkıyor.

Bu yüzden işletmeler, “sıfır gün” yazılımının açıklardan yararlanma yöntemle-rini, kimlik avcılığını ve karmaşık polimorfik zararlı yazılımları nasıl önlediği konusunda daha fazla bilgi edinmeleri şart. Ayrıca Hedefli Saldırılar Hakkın-

İşletmelerin %12’si Hedefli Bir Saldırıyla Karşılaşıyor 2012 ve 2013 yıllarında hedefli bir saldırı rapor eden bütün işletmelerin ortalama oranı %9 iken bu oran 2013 yılında %12'ye yükseldi. Türkiye’de ise saldırılarda artış var. 2012 yılında katılımcıların %8’i saldırıya maruz kalmışken, 2013 ve 2014 yıllarında bu oran %18 ve %19’a çıktı.

Ömer BALKYazı İşleri Müdürü[email protected]

da Bilgi için Internet Güvenlik Merkezi’ni ziyaret edilmeli ve güvenlik araştırmacıları tarafın-dan yakın zamanda gerçekleştiri-len hedefli saldırılar tehdit tablo-sunun tartışıldığı web tabanlı semineri mutlaka dinlenmeli.

Page 19: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

18 19

Trend Micro yeni pazarlama stratejisiyle iş or-taklarının karlılıklarını artıracak, yeni fırsatlar yaratacak. Dünyanın bir numaralı veri güvenliği şirketi Trend Micro, pazarlama ve satış kanalındaki 50 bine yakın iş ortağı için karlılığı ve üretkenliği artıracak yeni bir pazarlama programını başlata-cağını duyurdu. Yeni pazarlama ve satış programı 2015’in ilk çeyreğinde uygulanmaya başlanacak. Konuyla ilgili bilgi veren Trend Micro Akdeniz Ülkeleri Genel Müdürü Yakup Börekcioğlu, “Trend Micro’nun lider ürünlerine iş ortaklarımızın deste-ği artarak sürüyor. Yeni açıkladığımız programımız ile iş ortaklarımıza çok önemli avantajlar sunuyo-ruz. Bu programla, iş ortaklarımız ürünlerimizden maksimum kazanç sağlayarak rekabetçi ortamda öne geçecekler. Ayrıca satış, hizmet ve geribildirim alanlarında ekosistemimizi de büyütmüş olaca-ğız. Yeni dönemle birlikte açıklayacağımız ödül programıyla yıl sonunda çeşitli alanlarda en iyi iş ortaklarımızı da ödüllendirmiş olacağız” şeklinde konuştu. Trend Micro’nun pazar lideri güvenlik çö-zümleri, sanallaştırma ve bulut güvenliği, birleşik altyapı güvenliği ve güvenlik yönetimi gibi birçok alanı kapsıyor. Bu noktada Trend Micro çözümleri, AWS, HP, IBM, Microsof ve VMware gibi stratejik ortakların çeşitli ürünleriyle birlikte çok özel pa-ketler halinde kullanıcıların hizmetine sunulacak. Bu sayede Trend Micro ve iş ortaklarının ekosiste-minde çok daha güvenli bir ortam yaratılacak.

Teradata Türkiye tarafından hayata geçirilen “Teradata Büyük Veri Hizmetleri” (TBVH), daha fazla kurum ve kuruluşun büyük verinin getirile-rinden yararlanmasına yardımcı olmayı amaçlı-yor. Konuyla ilgili bilgi veren Teradata Profesyo-nel Hizmetler Direktörü Ali Rıza Kuyucu, verinin rekabet avantajına dönüştürülmesinin öneminin günden güne arttığı bir dönemde bulunulduğuna dikkat çekerek, verinin bilgiye ve karara dönüş-türülmesinin öneminin günümüzde daha iyi anlaşıldığını söyledi. Dijital kanallar, mobil eri-şim ve M2M gibi teknolojilerin yaygınlaşmasıyla üretilen veri hacminin, çeşitliliğinin ve üretim hızının da arttığını söyleyen Kuyucu, bu nedenle TBVH’yi hayata geçirme kararı aldıklarını belirt-ti. “Büyük veri teknolojilerinin giderek yaygınlaş-tığı bu süreçte, kurum ve kuruluşlar, analizlerini birbirinden bağımsız gibi görünen, farklı yapı-lardaki veri depolarını hızlı ve verimli bir şekilde ilişkilendirebilir ve rekabette fark yaratabilir” diye konuşan Kuyucu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyük veri, depolama tekniklerinden analiz yöntemlerine kadar birçok noktada yeni bir bakış getiriyor. Hızla gelişen ve tecrübe gerektiren bu yeni dünyada, Teradata Türkiye olarak veriyi değere çevirme planı yapan ve projelendirmek isteyen şirketlere farklı hizmetlerimizle destek olmayı planlıyoruz. Aramıza son olarak katılan ve Türkiye’nin ilk veri bilimcisi olan çalışma ar-kadaşımızla daha da güçlenen uzman danışman kadromuz, kurumların büyük verinin getirdiği tüm avantajlardan yararlanmalarını sağlıyor.”

Trend Micro Küresel İş Ortaklığı Programını Duyurdu

Teradata Türkiye’den Büyük Veri Hizmetleri

Page 20: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

20 21

haberler

ViewSonic, giriş sevi-yesinden üst düzeye kadar tüm projeksiyon cihazlarına entegre ettiği yeni SuperColor teknolojisini duyurdu. Son dönemde ViewSo-nic’in monitörlerinde görmeye alışık oldu-ğumuz benzersiz renk

performansı sunan bu özel teknoloji, artık ViewSonic projeksiyon cihazları ailesinde de yer alacak. SuperCo-lor teknolojisi, projeksiyon cihazlarının renk çemberle-ri, video işlemcileri ve dinamik lamba ömürlerini geliş-tirerek 5,6 ve 7 serilerinde daha kaliteli renkler sunmayı amaçlıyor. Standart görüntüleyicilerden çok daha başarılı bir renk üretimi sunan SuperColor teknolojisi, görüntünün her noktasında renkleri hassasiyetle uygu-luyor. İster eğlence ister iş odaklı çalışmalarda gerçek renk doygunluğu ve canlılığıyla fark yaratan teknoloji, bundan böyle ViewSonic projeksiyon cihazlarında da süper renk kalitesi çözümü sunacak.

ViewSonic Yeni SuperColor Teknolojisini Duyurdu

2008 yılından bu yana Türkiye’de satılan TP-LINK ürün sayısı geçtiğimiz günlerde 6 milyon adede ulaştı. 2008 yılında distribütör aracılığıyla Türkiye pazarına giren TP-LINK, 2010 yılı sonbaharında Türkiye’de kendi ofi-sini açtı. Çok kısa bir süre içinde önemli başarılar elde ettiklerini belirten TP-LINK Ülke Müdür Yardımcısı Ali Dinçer, “Zengin ürün gurubumuzla tüketicilere bol seçenek sunduk. Kaliteli Kablosuz ağ ürünlerinin uygun fiyata olabileceğini gösterdik. Böylece hem dünyada hem de Türkiye’de en çok satılan kablosuz ağ markası haline geldik” dedi. Mayıs 2014 itibarıyla Türkiye’de

6 milyonuncu ürün satışını gerçekleştirdiklerini söyleyen Dinçer, başta distribütörler olmak üzere iş ortaklarına ve TP-LINK Türkiye ekibine teşekkürlerini sundu. Tüm iş ortaklarıyla 10 milyonuncu satış için çalışmaya devam ettiklerini ifade eden Dinçer, birkaç yıl içinde bu rakama ulaşacaklarına inandıklarını vurguladı. Kablosuz ağ ürünleri üreticisi olan TP-LINK, modemden antene, internetin kapsama alanını geniş-leten çözümlerden kurumsal ağ ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip. Son üç yıldır açık ara dünya kablosuz ağ (WLAN) pazarının lideri olan şirket, Türki-ye pazarında da tüm ürün gruplarıyla yer alıyor.

Türkiye’de 6 Milyon Adet TP-LINK Ürünü Satıldı

Profesyonel ses ve video deneyimini erişilebilir fiyatla birleştiren Logitech ConferenceCam CC3000e, toplantı odalarını video görüşmeleri için bir işbirliği merkezine çeviriyor. Kolay kurulum özelliğine sahip Logitech ConferenceCam CC3000e’yi, alışık olduğu-nuz bilgisayar ortamı ve seçeceğiniz UC uygulama-sıyla rahatça kullanabilirsiniz. Büyük ve küçük tüm toplantı odaları için uygun olan Logitech Conferen-ceCam CC3000e aracılığıyla 6-10 kişilik gruplarla kristal netliğinde yüz yüze iletişim kurabilirsiniz. CC3000e’yi Mac, PC, tablet veya akıllı telefonlar ile kullanılabilir, USB ile MAC ve PC’ye, Bluetooth veya Near Field Communication (NFC) bağlantısıyla ise tabletinize veya akıllı telefonunuza bağlayabilirsiniz. Logitech ConferenceCam CC3000e tavsiye edilen satış fiyatı 1.149 $ + KDV.

Logitech ConferenceCam CC3000e Türkiye’de

Page 21: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

20 21

öz

el

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen vForum etkinliğinde ilginç bir başarı hikayesine şahit olduk. Türkiye’de bu ölçüde pek rastlamadığımız Bulut Bilişim projesini hayata geçiren Borusan Grubu bu konuda gerçekleştirdikleri atılımları ve yeni nesil teknolojilerini düzenlenen özel bir toplantı ile biz basın mensuplarına aktardı. BT Günlüğü ekibi olarak top-lantıdaki yerimizi aldık ve bu gerçekleştirilmesi zor projenin detaylarını birinci ağızdan dinledik. Borusan Grubu’nun bu projeyle ana hedefi, BT’nin iş yükünün önemli bir bölümü-nü oluşturan altyapı ve güvenlik operasyonları, yardım ma-sası hizmetleri, kurumsal yazılımlar gibi ortak uygulamaları merkezileştirmekti. Buradan sağlanan sinerji ve tasarrufla şirketin tüm BT departmanlarının ağırlıklı olarak iş odak-lı projelere zaman ayırabilmeleri isteniyordu. Böylece iş birimleri ve BT eşgüdümü ile şirketler bilgi teknolojilerinin itici gücünden azami fayda elde edeceklerdi. Cloud Borusan bulut bilişimin avantajlarından yararlanmak üzere kurul-muş Türkiye’nin holding bazında ilk özel bulutu ve Boru-san Grubu’nun tüm şirketleri bu yeni platform üzerinden hizmet alıyor.

Cloud Borusan ile grup şirketleri müşte-rilerine daha güvenilir, kesintisiz ve hızlı hizmet sağlayabiliyor. Bu kapsamlı bulut projesi CIO dergisinin 2013 CIO Ödülleri yarışmasında yenilikçi liderlik kategorisinde birincilik ödülü aldı. Cloud Borusan projesi üzerine geliştirilen yalın BT dönüşümünde Borusan Grubunun rekabet gücünü artıra-cak ikinci ve asıl önemli aşama, şirket BT kaynaklarının iş birimleri ile karlı büyüme, stratejik pazar pozisyonu, yeni ürün ve hizmet insiyatiflerini destekleyen bir yapıya dönüşmeleri olmuş durumda. Buna ilişkin örnekler de Cloud Borusan üzerinde kısa sürede yerini almış ve de almaya devam edecek. Bunlardan birkaçı şöyle: İş makina-ları distibütörlüğü kapsamında CAT Türkiye Temsilciliği için 2010 yılında başladığımız

entegre SAP sistem kuruluşu projesi SAP işbirliği ile 2 yıllık çalışma sonrasında bütün iş süreçlerini Caterpillar’ın tavsiye ettiği süreçlere uygun olarak kurulmuş durumda. Bu CAT dünyası içinde SAP üzerinde çalışan ilk proje oldu. Proje CAT dünyası için bir örnek teşkil ediyor. Diğer Borusan Cloud üzerinde geliştirdiğimiz proje, lojistik sektörü için geliştirilen gelişmiş bir elektronik taşımacılık sistemi ETA. Bu sistem sayesinde KOBI’lere yüklerini taşıyacak, güvenli, maliyet avantajı yaratan, 7/24 izlenen bir platform sunu-yoruz. Bu proje dahilinde sektörlerinin önemli oyuncuları Turkcell Garanti ve Shell ile işbirliği yaparak bütün nakliye-cileri ödeme sistemleri de dahil olmak üzere tek platform üzerinde bir araya getirilmiş. Bu yazılım tamamen Cloud Borusan üzerinde çalışıyor.

Konu hakkında açıklamalarda bulunan Borusan Grubu CIO’su Ali Fuat Çötelioğlu “bu BT dönüşüm yolculuğu-muzda VMware’i seçmemizin sebebi hedeflediğimiz bulut bilişim mimarisiyle örtüşen en olgun ve en eksiksiz özellik setine sahip olan sanallaştırma ve özel bulut çözümü olma-sı, çok sayıda başarılı referansı, bizim ana sistemlerimizi, özellikle SAP’yi sanallaştırma imkanı vermesi ve bunu refe-ranslı şekilde kanıtlamış olması, şirketlerimizde halihazırda belli bir kısıtta da olsa kullanılıyor olması ve ekibimizin bu konudaki deneyimiydi. Tabii bu projede felaketten kurtarma çözümünün de olması gerekiyordu ve bu alanda VMware’in sunduğu avantajlar da çok büyüktü. Geçtiğimiz 4 yılda o günlerde hayal ettiklerimizle bugün gerçekleştirdiklerimize kıyasladığımızda, doğru teknolojik yatırımlar yaptığımızı ve doğru iş ortakları seçtiğimizi düşünüyorum” dedi

Türkiye’nin En Kapsamlı Bulut Projesi Hayata GeçtiBorusan Grubu, 2010-2014 stratejik planlarını yaparken iş birimleri ve BT’nin eşgüdümünü sağlamak amacıyla yeni bir bilişim stratejisi izleme kararı aldı. Bu kapsamda gerçekleştirilen Bulut Bilişim projesi sayesinde Borusan Grubu altında bulunan 12 adet büyük ve orta ölçekli firmaya BT altyapısı sağlanıyor.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Page 22: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

22 2322

söyleşi

Merhabalar öncelikle Türkiye’ye hoş geldiniz. Bize kendinizden ve Freescale’deki görevinizden bahsedebilir misiniz?

Freescale’e 2005’de dâhil oldum. Ortadoğu ve Av-rupa’nın satışları ve pazarlamasıyla ilgileniyorum ve ayrıca Genel Müdürlük görevini de yürütüyorum. Freescale’in bölgedeki bütün aktivitelere katılım gös-teriyorum. Bölgedeki bu aktiviteler, ürün geliştirme, pazarlama, uygulama desteği ve benzeri faaliyetler yer alıyor. 2005’de dâhil olmamın 1 yıl sonrasında Freescale şekillendi. Bunun öncesindeyse şirketin özel bir sahibi bulunuyordu. Motorola’nın ardından Freescale, 2006’da Blackstone Group’a dahil oldu. 2008’de şirket yeniden halka açıldı. Klasik Amerikan kuruluşlarında olduğu gibi New York borsasına tekrardan dahil olarak hisselerimizi halka açtık.

Teknoloji sürekli değişiyor ve sizin derin bir teknoloji geçmişiniz bulunuyor sektörde. Sizce geçmişten günümüze neler değişti?

Bence önümüzdeki önemdeki en büyük fırsatlar bağ-lanabilirlik ve nesnelerin interneti alanlarında olacak. Geçmiş perspektife baktığımızda gerçekten ilginç, çünkü 2010 çok önemli bir yıl. 2010’da dünya üzerinde daha fazla cihazın birbirleriyle ve insanlarla bağladığı yıl oldu. İletişimin geleneksel tanımını düşündüğümüzde, insanlar insanlarla konuşuyordu. Diğer taraftan makine-lerle konuşan makineler ortaya çıktı ve bu inanılmaz bir fırsat doğurdu. Bu fırsatla birlikte makinelerin bağlı ol-dukları bilgileri göndererek, süreç hakkındaki bilgileri ve veriyi paylaşabilmeleriyle yeni iş fırsatları ortaya çıktı.

Freescale’in gözünden baktığımızda, bizim katkımız algılama, gömülü işlemciler ve ağ konularında ortaya çı-kıyor. Eşsiz devamlı gelişme gösteren bir pozisyonumuz

var. Veri merkezleri, bulut, büyük veri üzerinden çıkan tüm yol, büyük veri konseptiyle birleşiyor.

Nesnelerin internetinde ve büyük veriden bahsettiniz. Gelecekte bizim için önemli olacak şeyler neler?

Gelecekte 2 önemli konu olacak. Bunlardan ilki uygu-lamalar ve müşteriler tarafından büyük ilgi görüyor-lar. Otomotiv gibi alanları düşündüğümüzde, araçlar yıllardır çevremizde ve nasıl değişeceklerine bacak olursak, otomobiller birbirleriyle ve alt yapıyla bağlı olacaklar. Buna bağlı olarak yeni ürünler ortaya çıkacak. Örnek olarak yeni sigorta ürünleri ortaya çıkacak. Buna bağlı olarak araçları nasıl sigortalayacağınız ya da neyi kullanıp neyi kullanmayacağınız gibi durumlar ortaya çıkacak.

Otomobilleri kullandığınız da ya da ihtiyaç duyduğu-nuzda, araçların sigortalarıyla ilgili tahmin edemeye-ceğiniz kadar sonuç çıkacak. Bunları bağlana bilirlikle çözmek mümkün. Nesnelerin internetinin güvenliğe de etki ettiğini düşünebilirsiniz. Potansiyel kazalara karşı erken uyarı, akıllı trafik kontrolü gibi özelliklere kavuşa-cağız. Trafik sıkışıklıklarıyla boşa giden devasa enerjiyi, dinamik olarak yönlendirebileceksiniz.

Bunlar tüketicilerin görecekleriydi. Ev otomasyon sis-temlerini hayal edebilirsiniz, daha güvenli, dünyanın neresinde olursanız olun kontrol edebileceğiniz. Enerjiyi daha faydalı kullanabilen ürünlerle karşılaşacağız. Eve gelip ısıtıcıyı ya da klimayı açtığınızda, hangi mevsimde olursanız olun, Eve en uygun yolu gösterebilen çözüm-ler, hediyeleriniz gönderildiği, evinizin hazır olduğu daha enerji verimli çözümleri hayal edebiliriz.

Freescale’in buradaki katkısıysa, neleri yapabileceği-

İletişimin Yeniden TanımlanıyorOtomotiv, tüketici elektroniği, endüstriyel ürünler, bilgisayar ağları ve kablosuz iletişim pazarları gibi birçok alan için yarı iletkenler tasarlayan Freescale, geçtiğimiz günlerde ülkemizde düzenlediği etkinlikle yeni ürünlerini ve sektördeki gelişmeleri katılımcılarla buluşturdu. Toplantıda görüşme fırsatı yakaladığımız Freescale Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Steve Wainwright ile teknolojinin geleceğini ve Freescale’in hedefleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Page 23: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

22 23

miz yönünde. Otomotiv örneğinde olduğu gibi hisleri, yayaları, ara-cın nerede olduğunu, bu verilerin internetle transferi gibi gelişmeler pazarda mevcut. Verilerin iletişimi, verilerin algılanması ve verilerin işlenmesi ne kadar çabuk olursa o kadar hızlı algılanabilir. Çünkü en önemli zorluklardan biri gecikme. Büyük veri fırsatlarına baktığımızda bazı verilerin iletişimi ve aktarılma-sında uzaklığın önemi ortaya çıkıyor.

Google gibi firmalarla ortaklık düşünüyor musunuz ya da mevcut bir ortaklığınız var mı?

Nesnelerin interneti konusunda or-taklık çok önemli etken oluşturuyor. Geniş kapsamlı uygulamalar sun-mak için partnerliklerimiz mevcut. Yazılım geliştiricilerle de ortaklık-larımız bulunuyor. Green Hills ve Wind River gibi yazılım ortaklarımız mevcut. Özellikle güvenlik alanında, verilerin güvenliği ve verilerin akta-rımı konularında gömülü yazılımlar büyük önem taşıyor. Sistem geliştir-me araçları gibi alanlarda da önemli ortaklarımız var. Mühendislerin ihtiyaç duydukları araçları duyduk-ları araç sistemlerini geliştiriyorlar. Bir sonraki entegrasyonlar için donanım alma gibi ortak girişimleri-miz bulunuyor ve bunun gibi birçok partnerliğimiz mevcut.

Tabii ki bizim en büyük ortağımız, müşteriler. Daimler’de, BMW’da, McLaren olduğu gibi geçmişi çok eskiye dayanan teknoloji panter-liklerimiz bulunuyor. Nesnelerin interneti hakkında önemli bir parça ve bu yüzden de geniş bir ortaklık yelpazemiz bulunuyor.

Müşterilerinizle ilişkileriniz nasıl. Sizden neler bekliyorlar, neler talep ediyorlar?

Müşteriler gerçekten çok talep kar bir grup. Müşterilerimizin bizden beklentileri inovasyon alanında.

İnovasyon alanında fiziksel boyut gerçekten çok önemli. Çok küçük, çok ince gömülü işlemcili cihazlar, ağ teknolojilerini destekleyen cihaz-lar, KL03: Kinetis ürünümüzde ol-duğu gibi cihazlar için büyük önem taşıyorlar. Dünyanın en küçük 32-bit ARM tabanlı işlemcisini üretiyoruz. İşlemcinin boyutu Golf topunun üzerindeki oyuklar boyutunda. Ki-netis, gerçekten çok küçük boyutlu bir cihaz ve kullanıcıların gömülü sistemlerinde sıkça tercih ettikleri ve kullanışlı buldukları bir işlemci.

Boyutlar ve güç tüketimi gerçekten

çok önemli. Çünkü bildiğiniz gibi birçok şeyi bataryalarla çalışı-yor. Sistemler uzaktan yönetilen sistemler ve sıklıkla bataryalarını değiştiremezsiniz. Bu yüzden çok yüksek seviyede güvenilirliğe ihti-yacınız var.

Bizim için önemli olan bir diğer şey de, kalite. Çünkü otomotiv ala-nında güvenlik uygulamaları kritik önemlere sahip, bu yüzden otomo-tiv sektörü çok fazla baskı olan bir alan. Kalite, güç tüketimi, boyutlar kullanıcı deneyimlerinin öne çıktığı elemanalar.

Steve Wainwright Freescale Satış ve Pazarlamadan

Sorumlu Başkan Yardımcısı

Page 24: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

24 25

haberler

Intel Doğrulama Tekno-lojisi ile Android işletim sistemine sahip Intel işlemcili mobil cihazlarda İş Bankası’nın mobil ban-kacılık uygulaması İşCep’e giriş yapmak için tek kullanımlık şifre tuşlama-ya gerek kalmıyor, Intel işlemcisi üzerinden üre-

tilen tek kullanımlık şifre güvenli bir şekilde doğrudan bankanın sistemine gönderiliyor. Ekstra bir şifre girme işlemine gerek bırakmayan bu teknoloji ile güvenlikten taviz verilmeden müşteriye kullanım kolaylığı ve zaman tasarrufu sağlanıyor. Harici bir cihaza ihtiyaç duyma-dan üretilen ve donanım seviyesinde korunan şifrenin, kötü amaçlı yazılımlar aracılığıyla ele geçirilme riski bulunmuyor. İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, İşCep’in sunduğu kullanıcı deneyimi ve işlem zenginliği ile kısa süre içinde müşterilerin gözde ürünü konumuna geldiğini belirterek, sağlanan büyüme hızı ve kullanım oranlarının da bu tercihin ve İş Bankası’nın dijital bankacılık alanındaki öncülüğünün önemli bir göstergesi olduğunu söyledi.

İş Bankası ve İntel’den Dünyada Bir İlk

Türk Telekom ve Inveon işbirliği ile hayata geçirilen yeni dijital platform Telekobi, teknoloji desteğine ihtiyaç duyan KOBİ’lerin yardımına koşacak. KOBİ’ler; kendi ihtiyaçlarına özel çözümler sunan rehber, tek-noloji danışmanı ve haber kaynağı niteliğindeki yeni internet platformu Telekobi sayesinde hem verimlilik-lerini artıracak hem de teknolojideki trendleri yakın-dan izleyecek. Teknolojiyi faydaya dönüştüren Inveon tarafından geliştirilen ve Türk Telekom Online İş Or-tağı olan Telekobi, KOBİ’lerin teknolojiyle temas ettiği her noktada en doğru bilgilere ve haberlere ulaşmala-

rını sağlayacak ve bu yolda onlara rehberlik edecek. Bu platform aracılığıyla KOBİLER Türk Telekom’un KO-Bİ’ler için özel geliştirdiği ürünlere de güvenle başvuru yapabilecek. Başvuruları sonrasında ise Türk Telekom yetkilileri işletmeleri yerlerinde ziyaret edecekler.

KOBİ’lere Teknolojik Destek Telekobi’den

Dell, ofis or-tamları için özel olarak tasarlanan ilk entegre BT çözümü Powe-rEdge VRTX’in dünya genelindeki müşteriler tarafın-dan giderek daha fazla benimsen-diğini duyurdu.

Devrim niteliğindeki bu bütünleşik altyapı çözümü, farklı donanım ve birden fazla yönetim aracıyla ilgili karmaşıklıkları ortadan kaldırarak, ofis BT operas-yonlarını daha az karmaşık hale getiriyor. 6 kıta ve 50′den fazla ülkede; sağlık, otomotiv, perakende, finans, üretim, eğitim ve diğer sektörlerdeki müş-teriler, ofis BT ortamlarını geliştirmek ve müşteri isteklerine yanıt sürelerini hızlandırmak için, bu entegre çözümden yararlanıyor. PowerEdge VRTX’in, ofis BT altyapılarını basitleştirerek ve gelecekteki teknoloji ihtiyaçları için ölçekleme yapabilme konu-sunda daha fazla esneklik sunarak, BT verimliliğini artırmaya yardımcı oluyor. Dell PowerEdge VRTX, “InfoWorld U.S.A. 2014 Yılın Teknolojisi” ödülünün ve “CRN 2013 Yılın Ürünü” ödülünün de sahibi oldu.

Dell PowerEdge VRTX Çözümü Dell Kurumsal Forumu’nda Tanıtıldı

Page 25: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

24 25

öz

el

2012 ve 2013 yıllarında hedefli bir saldırı rapor eden bütün işletmelerin ortalama oranı %9 iken bu oran 2013 yılında %12’ye yükseldi. Türkiye’de ise saldırılarda artış var. 2012 yılında katılımcıların %8’i saldırıya maruz kalmışken, 2013 ve 2014 yıllarında bu oran %18 ve %19’a çıktı.

Dünya çapında Devlet ve Savunma sektöründeki ku-ruluşların %18’i geçtiğimiz 12 ay içerisinde en az bir hedefli saldırıya uğradığını rapor etti. Devlet ve Savunma sektöründe rapor edilen hedefli saldırıların oranı, bu yılın anketinde rapor edilen en yüksek oran olurken bütün iş sektörlerinde rapor edilen %12’lik küresel ortalamada dikkate değer bir artış görüldü.

Bütün iş sektörlerindeki verilere bakıldığında, hedefli saldırıla sadece Devlet ve Savunma endüstrisiyle sınırlı değil. İşletmelerin %17’sinin hedefli saldırı rapor ettiği, Telekomünikasyon endüstrisi ve geçtiğimiz yıl içinde %16 oranında hedefli saldırı rapor eden Finansal Hizmetler ile Taşımacılık ve Lojistik sektörleri de dahil olmak üzere diğer iş alanları da hedefli saldırıların darbesini normalin üzerinde bir oranda hissetti.

B2B International’ın ortaklığıyla yapılan 2014 BT Gü-

venlik Riskleri özeti raporunda, çeşitli sektörlerde hizmet veren işletmelerin en çok karşılaştığı dahili ve harici güvenlik risklerinin yanı sıra bir BT güvenliği tehdidi so-nucu oluşan maliyetleri, bu saldırıların sonucunda en çok kaybedilen veri türlerini ve çok daha fazlası yayınlandı.

Hedefli saldırılar sonucu çalınan veri miktarının genel zararlı yazılım saldırıları sonucunda ortaya çıkan ka-yıplardan düşük olmasına rağmen, genel zararlı yazılım saldırılarının çok daha yaygın olduğunun göz önünde bulundurulması gerekir. Türkiye’de işletmelerin %56’sı zararlı yazılım saldırıları rapor ederken yaklaşık %13’ü hedefli saldırılar rapor etmiştir. Ancak hedefli bir saldırı-dan çalınan verilerin değerinin saldırganlar için oldukça yüksek olma ihtimali çok daha fazla ve bu son derece hassas verilerin (gelecek ürün planları, şirketlerin mali bilançoları, vb.) kaybedilmesi, bir şirketin kurumsal itiba-rında çok daha uzun vadeli bir hasara neden olacaktır.

Bir “hedefli saldırı”, genel olarak bir kuruluşun güvenlik önlemlerini aşmak, makinelere zararlı yazılım yüklemek ve hassas verileri çalmak için birlikte çalışan çeşitli zararlı bileşenlerden oluşur. Bu saldırılar, yaygın zararlı yazılım-larda farklı değişikliklere neden olabilir ya da hedeflenen kuruluşlardaki belirli zayıf noktalardan faydalanabilirler.

İşletmelerin %12'si Hedefli Bir Saldırıya Maruz Kalıyor

27 ülkede yaklaşık 4.000 BT yöneticisiyle yapılan bir anket kapsamında KasperskyLab, hedefli saldırıların yıldan yıla yükselişte olduğunu ortaya

çıkardı ve en çok hedef alınan iş sektörlerini belirledi.

Mustafa [email protected]

Page 26: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

26 2726

söyleşi

Burçin Bey, Bircom olarak uzun yıl-lardır sektörün içindesiniz. Öncelikle Bricom’un ve kendi geçmişinizden bahsedebilir misiniz?

Bircom, 1972 senesinde kurulmuş oldukça eski bir firma. Uzun yıllar telefon sistemlerinin analog, hatta mekanik olduğu dönemlerde, tele-fon sistemleri kurulumu ve bakımı hizmetleri vermiş bir firma. Ben 1999 senesinde şirkete dahil oldum ama şirketin kurucusu babam Celal Birca-noğlu’dur.

Bircom, geçtiğimiz dönemde hep ses

üzerinde yoğunlaşan, aktif bir fir-maydı. Hala ses tarafındaki varlığımız gayet güçlü bir şekilde devam ediyor ama bunun dışında veri tarafımızda önemli oranda gelişti. Bircom şuanda 12 farklı markanın Türkiye distribü-törlüğünü yapıyor. Bunların arasında Sennheiser gibi kulaklık teknolojileri konusunda lider markalar olduğu gibi, Audio Codes gibi VOIP konularının mucidi ve codeclerin yaratıcısı firma-larda var. Bunun yanı sıra Türkiye’nin her noktasında saha kurulum destek hizmetleri veren bir firma.

Bircom, telekomünikasyon alanında

Telekom operatörlerinin önemli bir tedarikçisi. Tüm ürün tedarikinden, satış sürecine, satış sonrası kurulum-larına destek verirken, aynı zamanda çağrı merkezleri ve sistem entegra-törlerine de ürün tedarikini sağlıyor. Bircom 7 defa Deloitte tarafından, sektörün en hızlı büyüyen firmaları arasında listelere girmiş bir firma.

Özellikle çağrı merkezleri alanında da önemli çözümleriniz var. Sizce son dö-nemin yükselen değeri nedir? Müşteri-lerin son dönemdeki talepleri neler?

Çağrı merkezleri Türkiye’de çok bü-

12 Markanın Türkiye Distribütörlüğünü Yapıyoruz

Türkiye’nin telekomünikasyon alanında profesyonel çözümler sunan önemli firmalarından Bircom, çağrı merkezi çözümlerinden, VOIP ve IP tabanlı çözümlere

kadar birçok alanda hizmet vermekte. Sektörün son dönemdeki eğilimlerini, hayatımızı kolaylaştıran yeni çözümleri ve Bircom’un yeni hizmeti ofistekulaklik.

com’u, Bircom CEO’su Burçin Bircanoğlu ile konuştuk.

Ömer [email protected]

Burçin Bircanoğlu Bircom CEO'su

Page 27: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

26 27

yük bir hızla yaygınlaştı. Sağlanan teşviklerle birlikte Anadolu’da da hızla büyüyor. Bircom çağrı merkez-lerinin temel ihtiyaçlarını karşılıyor. Sennheiser’dan dolayı kulaklık ta-rafında önemli bir tedarikçi. Audio Codes markasıyla sağladığımız, hem IP ile iletişimi sağlayan alt yapı ürünlerimiz var, bunun yanı sıra gü-venlik sağlayan ürünlerimiz var.

Son dönemde müşterinin deneyi-mini iyileştirebilecek, daha kaliteli daha anlaşılır olmasını sağlayan gürültü filtreleme teknolojileri çağrı merkezlerinde ön plana çıkıyor. Sennheiser’ın mikrofon teknolojisi, arka plan gürültüsünü engelleme-yerek müşteri tarafına ulaşmasını engelliyor.

Ses IP üzerinden taşınmaya başladığı zaman, internet dünyasında yaşanan pek çok sorun ses dünyasında da kar-şımıza çıkıyor. Dolayısıyla çağrı mer-kezleri kendilerini bu tip saldırılardan korumak için oturum sınır kontrolörü (SBC- Session Border Controller)de-nilen, ses dünyasının güvenlik duvarı diyebileceğimiz ürünleri sistemlerine kurmaya başlıyorlar. Bu konu Bir-com’un pazarda aktif olarak konum-lamasını iyileştiren, iyi bir şekilde sunabildiğimiz ürün grubu.

Ofiste kulaklık adlı siteniz mevcut. Bu siteyle birlikte ne gibi çözümler sunuyorsunuz?

Sennheiser’ın Türkiye ayrıcalıklı distribütörü olduğumuz için, bu sektörde çok önemli bir oyuncu-yuz. Markanın yazılışı ve sunumu, insanların markaya erişimini sınır-landıracağını düşündüğümüz için, ofistekulaklik.com diye bir mikro site yaptık. Bu sitedeki amacımız, ofisteki kulaklıkla, insanların işle-rini hızlandırabileceklerini anlat-maya çalışıyoruz. Ofiste kulaklık işinize hız katar diyoruz. Kulaklık kullandığımız zaman insanların ve-riminin, performansının artacağını

düşünüyoruz.

ofistekulaklik.com sitemizde sadece ürünlerin özelliklerini anlatmıyo-ruz. Ürünlerin satış noktalarını da duyuruyoruz. Sennheiser’ın Türkiye genelinde 50 noktada var ve sayıları artarak devam ediyor. Bu firmalar ürünler konusunda uzmanlaşmış firmalar ve müşterilere demo yapa-biliyorlar, ürünleri anlatabiliyorlar.

Özellikle kentsel dönüşüm süreciyle birlikte yepyeni yapılar ortaya çıktı. Bu alanlardaki IP tabanlı çözümler-den bahsedebilir misiniz?

Artık akıllı ev konusunda pek çok protokol dünya çapında belirlen-miş durumda. Temelde elektrik prizlerinden, ışıkların kontrolüne kadar pek çok alanda evin kontrol etme imkânı tanıyor. Bircom’un portföyünde tedarikçilere sunduğu tamamlayıcı ürünleri yer alıyor. Bu ürünler arasında Çek Cumhuri-yeti’nden 2N firmasının intercom çözümleri mevcut.

Intercom, IP teknolojisi sayesinde çok çabuk bir hızla yaygınlaşıyor. Pek çok alanda, örneğin mağazacı-lıktan, akıllı evlere kadar her yerde iletişimi IP üzerinden yapmayı sağlıyor. IP teknolojisinin sağladığı görüntülü, gerçek zamanlı iletişim ve kartlı geçiş gibi pek çok akıllı çözümleri içeriyor. 2N’nin ürün-leri, özellikle yeni yapılan ve lüks yapılarda uygulanıyor. Analog çö-zümlerle devam eden pek çok yapı var ancak gelecekte her şey IP’ye dönecek.

VOIP alanındaki çözümleriniz neler-dir?

Eskiden internet üzerinden tele-fon görüşmesi, sadece daha uygun fiyata yurt dışı araması yapmak, iki şube arasında ücretsiz görüşme sağlamak amacıyla kullanılıyordu. Dolayısıyla bu tip çözümlerde de

kaliteden vaz geçebiliyorsunuz. Şu-anda IP üzerinden telefon görüşme-si, mevcut telefon görüşmesinden bile daha kaliteli yapılabilir noktaya geldi. IP üzerinden görüntü kali-tesini iyileştirme dışında, görüntü kapasitenizi de arttırabiliyorsunuz.

IP teknolojisinin sağladığı hem kalite hem de kapasitenin dışın-da, ölçeklenebilirliği ve yatırımın arttırılabilir olması gibi pek çok avantaj mevcut. Özellikle bugün-lerde bütünleşik iletişin inanılmaz tırmanışta. Bircom bu alandaki hızlı ivmelenmeyi karşılayabilecek telefon santrali ürünlerini de port-föyüne sokmuş durumda. IP telefon tarafında Xpeech markalı telefon santrali çözümlerimiz var. Telefon santrali olan işletmelere yönelik Voice Gateway gibi ürünlerle, onları IP dünyasına taşıyabiliyoruz.

2013 Bircom için nasıl geçti. İlk dönemde 2014’den beklentilerinizi karşılayabildiniz mi?

2013’e odaklanma stratejisiyle başladık. Bu sayede iki basamak-lı büyüme rakamlarına ulaştık. 2014’de yine benzer bir hedefimiz var. Yüzde 20 ve üzeri büyüme hedefimiz var. Beklentinin gerisin-de değiliz. Seçimlerin olduğu bir yıl, pek çok değişken var ve önü-müzdeki dönemde yeni seçimlerde mevcut. Ancak biz çok dinamik bir sektördeyiz. Sektörümüz ken-di içerisinde değişim ve büyüme içerisinde. Dolayısıyla sektörle beraber bir büyüme eğilimimiz var. Biz bununda ötesine geçip servis tarafında da büyümeye çalışıyoruz ve çok başarılı sonuçlar alıyoruz. 2014’den gayet umutluyuz ve önü-müzdeki yılda konularımız benzer. Çok büyük bir sürpriz olmazsa yine aynı eğilimlerle devam edeceğimizi düşünüyoruz.

Page 28: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

28 29

haberler

Citrix, dünyanın en büyük Tier-1 iletişim servis sağlayıcılarından

birçoğunun yer aldığı çekirdekli mobil haberleşme şe-bekeleri içindeki telekom dereceli NetScaler’ın uygu-lama dağıtım kontrol cihazları (ADC) platformunun benimsenmesiyle ilgili önemli bir gelişmeyi açıkladı. 100 milyon abonelik bir ağı yönetirken, bu ağlardaki fonksiyonları sanallaştırma (NFV) geçişini de verimli bir şekilde sağlamaları için operatörlere Citrix destek veriyor. Tek ya da birden fazla kullanıcılı veya hazır NFV (ağ fonksiyonlarının sanallaştırılması) kulla-nılan sanal cihazlar şeklinde kullanılabilen Citrix NetScaler, önde gelen açık kaynak kodlu orkestrasyon sistemlerini ve telekom merkezli özelliklerin tamamı-nı destekliyor. Çekirdek şebekelerin hem içinde hem dışında uygulanan NetScaler, operatörlere sektörün en esnek ve ölçeklendirilebilir ekonomilerini sunmak amacıyla Citrix TriScale teknolojisinden faydalanarak dünyanın en büyük telekom bulutlarında SLA destek-li bulut hizmetlerine olanak tanıyor.

Citrix NetScaler, 100 Milyon Aboneye Güç Veriyor

Oracle İletişim Uygulama Düzenleyicisi (Oracle Communications Application Orchestrator) iletişim hizmeti sağlayıcılarına hizmetlerini daha hızlı sunma imkanı veriyor. Yeni çözüm ile iletişim hizmeti sağ-layıcıları sanal şebekelere geçiş yapabiliyor. Dijital

yaşam tarzının genişlemesi ile İletişim Hizmeti Sağ-layıcıları (CSPs), rakiplerine karşı avantajı sağlayan, hizmet geliştirme süreçlerini kısaltan hızlı ve esnek şebekelere ihtiyaç duyuyor. Şebeke Fonksiyonları Sanallaştırması (NFV), İletişim Hizmeti Sağlayıcı-larının yeni hizmet ve uygulamalarını pazra daha hızlı sunmalarını sağlıyor. “Oracle İletişim Uygulama Düzenleyicisi” (Oracle Communications Application Orchestrator) ile “NFV” geçişi sağlayarak hizmetler için esnek bir platform sağlıyor. Gelecek nesil şebeke mimarisi olarak tanımlanan “NFV”, iletişim şebeke karmaşıklığını ortadan kaldırarak konfigürasyon, “upgrade” ve işlem kolaylığı sağlıyor.

Oracle ‘dan Hizmet Sağlayıcılara Büyük İmkan

IBM, bulut bilişime yö-nelik taahhüdünün bir parçası olarak, müşteri-lerin benzersiz iş gerek-sinimlerini desteklemek için kolayca kişiselleşti-rilebilme özelliğine sahip 20 yeni bulut tabanlı iş çözümünü duyurdu. Mobil, varlık yönetimi ve analitik gibi belirli iş alanlarına ve dikey endüstri segmentlerine yönelik olarak bu çözümler bulutun ölçeklenebilirlik, hız ve kolaylık özelliklerini IBM danışmanlık hizmetlerinin sektör deneyimiyle buluşturuyor. Yeni duyurular IBM’in bulut bilişim alanındaki önemli girişimlerini yansıtıyor. IBM’in Bulut İş Çözümleri portföyü, tek bir paket haline getirilebilen birçok bileşeni içeriyor ve hız ve kolaylık sağlamak için “hizmet olarak” su-nuluyor. Bu portföyde, IBM’in Araştırma Birimi’nin sağladığı kaynaklar ve danışmanlık hizmetlerinin yanı sıra, bir IBM şirketi olan Softlayer aracılığıyla sunulan yazılım, gelişmiş analitik, sürekli destek ve bulut altyapısı da yer alıyor. Abonelik modeline dayanan sistemde müşteriler; başlangıçta kurulum, ardından da sürekli abonelik veya kullandıkları kadar öde yöntemine göre ücretlendirilecekler.

IBM’den Özelleştirilebilir Bulut Çözümleri

Page 29: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

28 29

öz

el

VMware, her yıl düzenlediği geleneksel vForum İstan-bul 2014 etkinliği ile sektörle buluştu. Bilgi teknolo-jileri alanındaki profesyoneller, iş ortakları, VMware uzmanları, bulut bilişim öncüleri, sektör analistleri ile BT yöneticilerinin katıldığı etkinlikte, sanallaştırma ve bulut bilişim teknolojilerinde gelinen en son nokta değerlendirildi. Bu sene düzenlenen VMware vFo-rum’un en gözde konularından biri, mobilite ve mobil bulut sistemlerindeki gelişmeler oldu. VMware’in son kullanıcıya yönelik çözümlerini genişleten AirWatch satın almasının yanı sıra mobil cihaz, mobil uygulama ve mobil içerik yönetimi konuları da etkinlikte masaya yatırıldı. Yazılım Tabanlı Veri Merkezi, iş sürekliliği ve felaket kurtarma ile sanal masaüstü altyapısı (VDI) da öne çıkan başlıklar arasında yer aldı.

VMware’in yaptırdığı yeni bir araştırmaya göre Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nde kurumların iş talepleri ve BT bölümlerinin bu talepleri karşılaması arasında ortalama 5 aylık bir fark bulunuyor. Kanaan, bu durumun aşılması için BT’ye yapılan harcamanın düşürülmesinin, mobilitenin artırılmasının ve daha fazla altyapının buluta taşınmasının şart olduğunu ifade etti. Kanaan,VMware’in geçtiğimiz aylarda satın aldığı AirWatch ile bulut bilişimde mobil çözüm portföyünü genişlettiğini, küresel iş ortaklarıyla AirWatch üzerinden

Kendi Cihazını Getir (BYOD) programları geliştirdikleri-ni söyledi. Bu sayede şirketlerin BT giderlerini düşürerek çalışanlarının kendi özel cihazları üzerinden iş uygula-malarını kullanmalarını sağlayabildeklerini belirtti.

VMware Türkiye Ülke Müdürü Murat Mediçeler yaptığı konuşmada VMware’in Türkiye için yeni dönem hedef ve stratejilerini paylaştı. 2014’ün Yazılım Tanımlı Veri Merkez’leri (SDDC) devrinin başladığı yıl olacağını ifade etti. Türkiye’deki şirketlerin sanallaştırma yolculuğun-da büyük yol katettiğini söyleyen Mediçeler, Turkcell, İş Bankası, Finansbank, Akkök Holding gibi Türkiye’nin önde gelen kurumlarının iş süreçlerini VMware ürünle-riyle büyük oranda sanallaştırdığını söyledi. SAP Türkiye ve Borusan Grubu ile birlikte gerçekleştirdikleri veri merkezi konsolidasyonu projesini örnek veren Mediçe-ler, Türkiye’de ilk defa SAP uygulamaları ve veri merkez-lerinin sanallaştırılmasını gerçekleştirerek Borusan’ın iş süreçlerini yüzde 99 sanallaştırılmış bir ortama taşıdık-larını anlattı. Bu proje sonucunda Borusan’ın kaynak verimliliğinin yüzde 6’dan yüzde 75’e çıktığına dikkat çekti. VMware Türkiye’nin IDC ile birlikte gerçekleş-tirdiği araştırmanın, Türkiye’nin önde gelen 10 finans şirketinin sistemlerini yüzde 86 oranında ve ilk 5’deki telekomünikasyon şirketlerinin de sistemlerini yüzde 64 oranında sanallaştırdıklarını sözlerine ekledi.

Bulut Bilişim Kurumlarda İnovasyonu Artırıyor

Bulut bilişim ve sanallaştırma alanlarındaki sektör profesyonellerini bir araya getiren VMware Forum 2014 İstanbul’da düzenlendi. Sanallaştırma ve bulut bilişimde mobil cihazların artan önemi, en dikkat çeken konulardan biri oldu.

Mustafa [email protected]

Page 30: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

30 31

haberler

Veeam iş ortakları, distribütörleri, müşterileri ve uzman-lardan oluşan yaklaşık 200 kişinin katıldığı Veeam on Tour 2014’te şirket, sanallaştırma ve bulut için tasarla-nan güçlü, kullanımı kolay ve uygun maliyetli çözümleri gerçek hayattan örneklerle anlattı. Katılımcılar ürün ve hizmetlerle ilgili sunumların yanı sıra, şirketlerin Veeam ile yüksek hızda veri kurtarma ve veri kaybını önleme konusunda elde ettikleri başarı hikayelerini dinleme olanağı da buldular. HP ve Microsoft’un ana sponsorlu-ğunda düzenlenen etkinlikte, tüm uygulama ve verilerin istendiği zaman istenen yerden erişilebilir olmasına ola-nak tanıyan, modern veri merkezi için kritik teknolojiyi sunan Veeam Availability Suite çözümünün Ağustos’ta

pazara sunulacağı açıklandı. EMC, HP ve NetApp’in lider depolama ürünleri ile tam entegre olan Veeam Availa-bility Suite, modern sanallaştırma, depolama ve bulut teknolojilerine güç katıyor, Modern Veri Merkezi için kritik öneme sahip bir teknoloji sunuyor.

İş Ortakları Veeam On Tour’da Buluştu

EMC, bu yıl Türkiye’de 2.si gerçekleştirilen “Türkiye’nin En iyi İşverenleri” araştır-masında, sektöründe liderliği sahiplendi. Şirket, BT sektörü ka-tegorisinde birincilik, tüm sektörler genelin-de ise üçüncülüğe la-yık görüldü. Araştırma;

Great Place to Work (GPTW) Enstitüsü tarafından, 60 şirketten, 19.177 çalışanın değerlendirmesiyle gerçek-leştirildi. GPTW kategorileri arasında EMC’nin çarpıcı başarısını, EMC Türkiye Genel Müdürü Önder Sönmez şu sözlerle değerlendirdi: “Bizim için, çalışanlarımızın katılımıyla bu dereceye ulaşmak gerçekten çok önemli. Şirketimizin pozitif etkileşim içerisinde devam ede-bilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Bu durumda da çalışanlarımızın memnuniyeti bizim için hayati önem taşıyor. Bu sebeple hakkımızla kazandığımız bu başarıdan çok gururluyuz. Herkese değerli fikirleri için teşekkür ediyorum” dedi.

EMC, BT Sektöründe En İyi İşveren Seçildi

Microsoft, ücretsiz OneDrive bulut depolama hiz-metinin kapasitesini tüm aboneler için 7 GB’dan 15 GB’a çıkardığını duyurdu. OneDrive ile kullanıcılara değer verdikleri fotoğrafları, videoları, belgeleri ve diğer tüm dosyaları saklayabilecekleri ve kolayca paylaşabilecekleri güvenli bir depolama alanı sunan Microsoft, hizmetle sunulan ücretsiz depolama kapasitesini artırdığını duyurdu. Bundan böyle tüm OnDrive aboneleri 7 GB yerine 15 GB ücretsiz depolama alanından faydalanabilecekler. Üstelik Office 365 aboneleri, yakında Office 365 aboneliğiyle birlikte 1 TB OneDrive depolama alanına kavuşa-caklar. Bu sayede dizüstü bilgisayarlarındaki, akıllı telefonlarındaki ve tabletlerindeki uygulamalarla dünyanın en popüler üretkenlik yazılımı Office’in gücünden faydalanırken, muazzam bir depolama alanına inanılmaz düşük bir fiyata sahip olma şansı yakalayacaklar.

Office 365 Abonelerine 1 TB Ücretsiz Depolama

Page 31: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

30 31

“Yaşayan kurumların operasyonel süreçlerinin hızlı bir şekilde dijitalleştiği günümüz dünyasında kurum-sal veri, işletmeler için en değerli bilgi kaynağı haline gelmiştir. Bu teknolojik dönüşüm ile birlikte, kurumsal faaliyetlerin sürdürülebilmesi ve geliştirilmesi açısın-dan verinin depolanması, yedeklenmesi, anlamlandırıl-ması ve erişiminin sürekliliği kurumlar için stratejik bir öneme sahiptir.

Her kurum, stratejisini sahip olduğu ya da işlettiği sermayeye göre belirlemektedir. Küçük ölçekte kurum-lar için veri depolama ve iş sürekliliği, tek bir sunucu üzerindeki yedekli donanımlardan oluşabileceği gibi orta ve büyük ölçekli firmalar için kurumsal verinin aynı lokasyon içerisindeki veri merkezlerinde sıfır veri kaybı ile birebir yedeklenmesi ya da farklı bir lokasyon da bulunan veri merkezine kabul edilebilir veri kaybı ile gönderilmesinden oluşabilir.

Ayrıca verinin depolanması ve iş sürekliliğinin sağlan-masında bahsettiğimiz klasik veri merkezi yaklaşımının dışında bulut bilişimin gündeme gelmesiyle kurumlar, BT altyapılarını ve verilerini yeniden gözden geçirmek suretiyle teknolojik değişim ve gelişim için düğme-ye bastılar. Bulut bilişim çözümleri kurumsal verinin yüksek standartlı veri merkezlerinde depolanmasını, her yerden ve istenilen her anda kesintisiz şekilde erişilmesini mümkün kılmaktadır. Bugün bölgemizde veri güvenliği ile ilgili endişeler bulunsa da, önümüz-deki dönemde yapılacak geliştirmeler ve iyileştirmeler

Firmalar için Veri Depolamanın ve İş Sürekliliğinin önemi nedir?

ile birlikte dikkatler kısa süre içerisinde bu teknolo-jiler üzerine toplanacak ve ilk aşamada BT ihtiyaçları için yeterli yatırımı yapamayan, kısıtlı bütçelere sahip işletmeler tarafından tercih edilen platfomlar haline dönüşecektir. Bulut bilişim teknolojilerinin yıllardır süregelen veri depolama ve iş sürekliliğine yeni bir yaklaşım ve soluk getireceğini söylemek hiçte yanlış olmayacaktır.

Veri depolama sistemlerinde ise trend, özellikle sanal-laştırma platformlarının geleneksel kaynak kullanım alışkanlıklarını değiştirmesiyle birlikte, değişen iş yüklerini ve farklılaşan gereksinimleri karşılayabilen esnek mimarilere doğru yönelmektedir. Kurumlar veri depolama ve iş sürekliliği altyapısını oluştururken ya da geliştirirken, değişen BT ihtiyaçlarına bugün ve gelecekte cevap verebilen, ölçeklenebilir, operasyonel iş yükünü azaltan ve yönetimi kolaylaştıran, bilginin yaşam döngüsü yönetimini ve kesintisiz geri dönüşü-münü sağlayabilen depolama ve iş sürekliliği çözümle-rine yönelmelidir; çünkü yakın gelecekte işletmelerin başarısı, kurumsal veriye yaklaşım biçimleri ile ölçüm-lenecektir.

Türkiye’de BT’ ye ayrılan bütçelerin ve yapılan yatı-rımların henüz yeterli seviyeye ulaşmamış olması, veri depolama ve iş sürekliliği alanındaki yeni teknoloji-lerin konumlandırılma sürecini uzatırken, verinin her geçen gün öneminin artması da yapılacak yatırımları kaçınılmaz kılmaktadır. Dünyada bu çözümlerinin hızla gelişmesi ve referansların çoğalması, Türkiye’de ki bilgi teknolojileri alanındaki bilincin artmasına, bu alana yönelik daha fazla yatırım yapılmasına imkan sağlayacaktır.”

Ergün ÇelikData Market Sunucu ve Veri Depolama Sistemleri Kıdemli Teknoloji Danışmanı

sektörden

Page 32: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

32 33

pratik 10

1

42

3

5

Şirketinizin gelecekteki büyüme öngö-

rüsünü iyi belirlemelisiniz. Günümüz

ihtiyaçlarına yönelik bir çözüm alırsanız

gelecekte sisteminiz yetersiz kalabilir.

Gelecekteki gereksinimlerinizi iyi ölçek-

lendirmelisiniz.

Eğer sunucu kesintisi işi-

nize zarar verecekse özel

yonga setleri, yüksek I/O

performansı veya yüksek

hızlı SSD disklere yöne-

lebilirsiniz. Bu tarz özel

kurulumlar ilk kurulum

maliyetlerinizi etkileyebi-

lir fakat gelecek için güven

verici bir sisteme sahip

olacaksınız.

Bir önceki maddede belirttiğimiz gibi sunucu ke-

sintisinden dolayı zarar göreceğinize inanıyorsanız

felaketten kurtarma yazılımları veya donanımlarına

da yatırım yapmanızı tavsiye ediyoruz.

Sunucu alırken dikkat edece-

ğiniz konulardan bir tanesi de

yönetim panelidir. Genellikle

sunucular yönetim paneli ile

birlikte satılm

az, mümkünse

yönetim paneli dahili olan bir

sunucu almanız hem maliyet

hem de erişim açısından sizin

avantajınıza olacaktır.

Sunucuları fiyatlandı-

rırken işletim sistemi

maliyetini eklemeyi

unutmayın. Masaüstü

sistemlerin aksine çoğu

sunucu üzerinde kurulu

bir sistem ile gelmez. Bu

durum fiyat etiketine en

az 800 dolar eklemeniz

anlamına geliyor.

Sunucu Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gereken 10 Önemli NoktaKullandığımız teknolojilerin hemen hemen hepsinin arkasında sunucu sistemleri yer alıyor. Son dönemin popüler konuları Bulut Bilişim, Büyük Veri, Sosyal Medya ve hatta Mobil Cihazların arkasında görünmeyen kahraman olarak sunucular yatıyor. Bu kadar önemli roller üstlenen cihazların seçiminde de ince eleyip sık dokumakta fayda var. Sizler için hazırladığımız rehber zor seçim yolculuğunda size yardımcı olacak.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Page 33: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

32 33

6

108

79Sunucuyu almakla iş bitmiyor.

Onu konumlandıracağınız

alan, soğutma, harcadığı güç

ve bant genişliği maliyetini de

hesaba katmalısınız. Bunların

maliyetleri aylık veya yıllık

olarak yenilenecektir.

Sunucularınızı yerleştireceğiniz

bölüm sınırlı bir alana sahipse

rack mount kasaya sahip olan

modelleri tercih edebilirs

iniz. Bu

tarz sunucular Veri Merkezlerine

konumlandırılmak için oluşturul-

muştur. Hem az yer kaplar, hem de

az güç tüketir. Eğer sunucunuzu

ofisinizde konumlandıracaksanız

ve kabin sisteminiz yoksa ATX

yapıdaki standart sunuculara yö-

nelebilirsiniz.

Az bilinen üretici veya

satıcı firmalar ile çalış-

manız ileride destek ve

servis açısından sorun

yaratabilir. Sunucu ala-

cağınız firmanın geçmi-

şinde yaptığı işlere bakın.

Olumlu yorumlara göre

çalışacağınız firmayı se-

çebilirsiniz.

Organizasyonunuzda

sunucu veya sunucula-

rınızı yönetecek bir BT

personeliniz yoksa kira-

lama yöntemini tercih

edebilirsiniz. Bu sayede

donanımların yanı sıra

size destek olacak bir

BT uzmanını da kirala-

mış olacaksınız.

Her ne alacak olursanız olun garanti

kapsamı en önemli kriterlerden bir ta-

nesidir. Garanti sözleşmesinin üzerin-

de yazan küçük yazıları okumayı ihmal

etmeyin. Genellikle sunucu firmaları

belli bir ücret karşılığında garanti ve

servis süresini uzatabiliyor. Bu tarz

durumlarda riski en aza indirmek en

iyi çözüm olacaktır.

Page 34: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

34 35

kapak konusu

Akıllı Veri Depolama Yöntemleriyle Şirketler Değer Kazanıyor

Firmaların sahip olduğu veriler zaman içerisinde katlanarak büyümeye devam ediyor. Büyüyen veriler için gerekli depolama sistemlerini oluşturmak eskisi kadar kolay değil. Artık sadece büyük depolama alanına sahip sistemler kurmaktansa değerli verileri daha da değerli kılacak sistemlere ihtiyaç var.

Ali Yavuz ŞAHİ[email protected]

Page 35: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

34 35

skiden birçok teknolojiyi ayrı ayrı konuşup tartı-şırdık. Günümüzde ise bu teknolojilerin uyumlu ça-lışması, birlikte çalışırken

ortaya çıkan yeni özellikler ve sağla-dığı faydalar hakkında konuşuyoruz. Artık veri depolama, büyük veri, Bulut Bilişim, sosyal ağlar ve mobil tekno-lojiler gibi konuları aynı platformlar üzerinde konuşabiliyor hatta bu yeni teknolojilerin gelecekte nasıl olacağı ve birbirlerini nasıl etkileyecekleri üzerine planlar yapıyoruz. Depolanan verinin kapasitesi her geçen gün bü-yüyor. Ancak şirketler verileri analiz etmeden önce sahip oldukları verileri saklamak için bir harita çizmek zo-runda. Bu haritayı oluşturmak eliniz-deki verilerin büyüklüğüne, öncelik-lendirmesine ve toplanan bölge veya alana göre farlılık gösterebiliyor. 10 şirket çalışanın verilerini yönetmekle bir perakende zincirinin müşteri ve şirket içi verilerini yönetmek arasın-da dağlar kadar fark var. Depolama konusunda beş yıl öncesine baktığı-mızda maliyetlerin çoğunu depolama cihazları tutuyorken şimdilerde bu durum değişmiş durumda. Depolama birilerini yönetecek insan ve uygula-ma maliyetleri de yavaş yavaş değiş hızlı bir şekilde artıyor. Depolama kapasitesi arttıkça iş sürekliliğinin ke-silme riski de o kadar artıyor. Herhan-gi bir sorun çıktığında BT elemanları sorunu çözmeye odaklanmışken aynı zamanda sistemi de ayakta tutmak zorunda ve veri akışının düzgün bir şekilde devam etmesini sağlamalı. Bir anlamda veri büyüdükçe risk büyüyor. Buradaki anahtar nokta ise depolama haritasını oluştururken risk dağılımını şirket yapısına uygun yapılandırmak gerekiyor.

Verinin Değere Dönüşmesi

Elindeki bilgiyi en kısa sürede ve en iyi değere dönüştürme amacını güden firmalar, akıllı veri depolama sistem-lerini karar alma süreçlerinde odak noktası olarak kabul ediyor. Bunun

için verinin tek merkezde ve entegre şekilde tutulması şart. Eğer dağınık yapılara sahip depolama birimleri-niz varsa bunları tek bir merkezde toplayacak yeni bir yapı kurmalısınız. Ardından sistem üzerinde istenilen bilgi, istenilen departmanlar tara-fından, farklı amaç ve yöntemlerle, istenilen zamanda, istenilen sıklıkta, hızlı bir şekilde sorgulanabilir ve istenilen şekilde kullanılabilir. Verinin sadece bir kere depolama birimi içeri-sine alınması ve ardından istenildiği zaman istenildiği yerden ulaşılabiliyor olması da sunulan depolama çö-zümler içerisinde önemli bir noktayı oluşturuyor.

Veri depolama yapılacak kurum içerisinde bulunan iş kurallarının da veriden değer elde edilmesi konusun-da yardımcı olabileceği gibi, köstek olabileceği durumlarla da karşılaşabi-lirsiniz. Bu tarz durumlarda platform hazırlanırken kuruma ait iş kuralları göz önünde bulundurulmalıdır. Bu sayede sahip olunan veri anlam-lı bir hale dönüşecek ve kurumun tüm departmanları için katma değer sağlayacaktır. Depolama platformu seçimi doğru yapıldığı takdirde, karar süreçlerinin süresi azaltılırken, alınan kararların doğruluğu da maksimum seviyeye çıkarılabilir. Aksi durum-lar da ise maliyetlerin arttığı ya da şirketin geleceği için yanlış kararlar alındığı gözlemlenebilir bu durumda şirket karlılığını tehdit edecektir.

Veri Depolama Sistemleri Nasıl Olmalı?

Depolama sistemleri seçerken ilk bakacağınız kriter “kolay anlaşılabi-lirlik” olmalıdır. Kurumun çalışan-ları tarafından kolay anlaşılabilir bir sistem, ağır teorik ifadeler yerine iş dilini kullanan ve hiç bilmeyen birisi tarafından kolay öğrenebilecekleri ya-pıda olan sistemler tercih edilmelidir. Bir diğer kriter ise depolama biriminin akıllı birçok uygulamayı üzerinde ba-rındırmasıdır. Depoala birimi sizlere

E

Page 36: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

36 37

kapak konusu

bir sabit diskten fazla bir şey sunmu-yor ise uzak durmanızdan fayda var. Yeni nesil depolama çözümleri kulla-nıcıların depoladıkları verileri analiz etmeleri konusunda yardımcı olurlar. Özellikle bu konu üzerine çalışan entegrasyon firmaları tercih edilebilir. Bu sayede birçok marka ile sorunsuz kurulum ve uygulama gerçekleştirme-niz mümkün.

Uzman Tercihi

Konusunda uzman kadroya sahip olmayan ve referans konusunda size elle tutulur veriler gösteremeyecek bir firma ile çalışacaksanız bir daha düşünmenizi tavsiye ederim. Bu tarz bir kumara girmek gelecekte yukarıları hedefleyen firmalar için zararlı olabilir. Bu durum veri anali-tiği çözümleri için de geçerli. Sisteme farklı zamanlarda aynı veriler yükle-nebilir, bu ve bunun gibi durumlarda depolama sisteminin bu tarz verileri tanıyıp tek bir veri kümesi oluşturma-sı gerekmektedir. Aksi takdirde sistem kendini şişirecek gereksiz verileri için hem daha fazla depolama alanını harcayacak hem de veri kontrolü süreci uzamaya devam edecektir. Bu sebepten veri kontrolü konusunda üstün özelliklere sahip bir depolama sistemi seçmenizde fayda var.

Farklı departmanların aynı verileri farklı yorumlaması gerekebilir. Bu gibi durumlarda yönetim yazılımının farklı yazılımlar ile entegrasyonu bü-yük rol oynar. Depolama sistemlerini yapılandırırken konu odaklı olmakta fayda var. Uzman entegratörlerle çalışırsanız bu gibi konularda sorun yaşamazsınız.

Esnek Yapı

Depolama sistemlerinde dikkat edeceğiniz bir diğer önemli husus ise esneklik olmalı. Kurumunuzun

alt yapısı ve iş kurallarına tam olarak entegre edilecek seviyede genişletilip, daraltılabilecek bir sistem ile çalış-manız şart. Son olarak uyum sorun-larını dikkat almalısınız. Kurumunun sahip olduğu sistemin yeni depolama sistemiyle olan uyumu her şeyden çok önemlidir. Bunu öğrenmenizin ardından gelecekte kullanabileceğiniz sistemleri de göz önünde bulundura-rak depolama tercihiniz yapmalısınız. Eğer yeni nesil depolama sistemleri hakkında fazla bir bilginiz yok ise de-polama sistemleri markalarının satış danışmanlarından destek alabilirsiniz. Fakat birkaç danışmanla birden gö-rüşmenizi tavsiye ederim. Tek bir kişi, marka veya kuruma bağlı olarak seçim yapmak sizi kısıtlayabilir.

Depolama Gereksinimi Günden Güne Artıyor

Ortaya çıkan ve ardından depolanan veri konusunda yapılan global araştır-malar ilerleyen zamanda verinin de-ğerinin kat kat artacağını gösteriyor. 2020 yılında dijital verinin 40 milyar terabyte seviyesine ulaşacağı öngörül-mekte. Bu rakam önümüzdeki altı yıl içerisinde depolama ve veri analitiği konusunda yapılacak yatırımların artacağını gösteriyor. Yapılan yatırım-ların şimdiden karşılığını bulması ise, gelecekte yapılacak yatırımlar içi iyi birer örnek teşkil ediyor. Peki bu tarz yatırımlar yaparken neyi hedeflemeli? Yatırım konusu özellikle ülkemizde hala patronların elinde. Siz ne kadar iyi niyetli olursanız olun yapacağınız yatırım patronunuzun ağızından çı-kacak birkaç söze bağlı. Eğer yenilikçi ve iş sürekliliğine önem veren bir patrona sahipseniz şanslısınız. O da yapacağınız yatırımların gerekliliğinin sizin kadar bilincinde olacaktır.

Veri depolama konusunun kompleks bir iş olduğu gerçeğini unutma-malısınız. Herhangi bir şekilde veri

üreten kaynak sayısının artmasının doğal sonucu olarak veri yapısındaki karmaşıklık ve depolama çeşitliliği de artıyor. Bu yüzden yatırım öncesinde doğru soruların sorulması ve tanım-lanması, kurumsal ihtiyaçlar ve bek-lentilerin net olarak ortaya koyulması, başarılı çıktıların temelini oluşturmak için bir zorunluluk haline geliyor.

Örneğin, tekstil ürünleri satan bir mağazaya sahip firmada çalışıyorsu-nuz. Sahip olduğunu veriler sadece şirket içinde oluşturulmuyor. Eğer müşterileriniz ile sıkı ilişkiler için-deyseniz ve günümüz gerekliliklerini yerine getiriyorsanız, sosyal medya, metin, ses, e-posta, video, web logları, ürün ve servis logları... vb. gibi yapısal olmayan (yani ilişkisel bir veri taba-nında yönetmeye uygun olmayan) verileri de topluyorsunuz demektir. Aynı şekilde yapısal olmasına rağ-men hacim olarak büyük miktardaki verilerin depolanması da yine yuka-rıda saydığımız diğer veriler ile aynı platform üzerine yapılacaktır. Bu tarz verilerin depolanırken kategorileş-mesi ve ardından doğru analizler ile değer yaratılması gerekiyor.

Gelişen Teknoloji Trendleri Neler

Akıllı cihazlar ve araçlar, giyilebilir teknolojiler bizlere gerçek zamanlı bilgiyi sunarak, yaşam ve iş yapış şeklimizi değiştirip, gerçek hayatı internet ile birleştirmeye başladı. Bu yeni anlamlı ve anlık bilgi, iş gücü yetkinliklerini değiştiriyor, süreçleri otomatikleştiriyor ve cihazları hayat-larımızın içine daha fazla dahil ediyor. Tüketicilere daha fazla farkındalık ve güç kazandırırken, organizasyonlara gerçek zamanlı verilerin daha hızlı toplanmasını ve anlamlandırılmasını sağlayarak hem çalışanların hem de cihazların daha çevik ve akıllı çözüm-ler üretme fırsatını sunuyor. Teknoloji artık organizasyonların, dünyanın

Page 37: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

36 37

sınırsız kaynak havuzlarından fay-dalanmasına imkân veriyor. Örneğin bildiğini birçok uluslararası şirket en uygun uçak biletini bulmaktan, satış mağazası yerlerinin optimize edilme-sine kadar sayısız soruya cevap arayan bilgisayar mühendisleri, matematik-çiler ve veri mühendislerinden oluşan global bir ağ olan Kaggle ile çalışa-rak problemlerine çözüm bulmaya çalışıyor. Bu tür kaynakları, iş hedef-lerini gerçekleştirmek için kullan-mak oldukça zor ancak başarıldığı durumda işletmeye sağlayacağı fayda da muazzam. Günümüzün en zor iş problemlerini çözme yetkinliğine sa-hip, çevik ve aynı zamanda bu işi çoğu kez ücretsiz olarak yapmaya gönüllü olan olağanüstü boyutta bir iş gücüne erişim sağlıyor.

Veri teknolojileri hızlı bir biçimde gelişiyor ancak değişikliklerin birçoğu kademeli olarak kullanılmaya başla-nabiliyor. Bu yüzden de şirketler sahip olduğu verilerden yeterince yararla-namıyor. Hâlihazırda, her beş orga-nizasyondan yalnızca biri kurum içi veri entegrasyonunu gerçekleştirmiş durumda. Verinin potansiyel değe-rini gerçek anlamda etkinleştirmek isteyen şirketlerin, bunu daha çok bir

tedarik zinciri gibi değerlendirerek, verinin öncelikle kendi işletmele-rinde sonrasında ise bulundukları ekosistem içerisinde kolay, hızlı ve faydalı bir şekilde akışını sağlamaları gerekiyor. Günümüzde daha güçlü ve daha hızlı veri merkezi ihtiyaçları ve bu doğrultuda artan talepler donanım dünyasını yeniliklerin merkezi haline getirdi. Güç tüketimi, işlemciler, bellekler ve mimari altyapı alanların-daki gelişmeler, şirketlerin verimli-liklerini arttırmalarına, maliyetlerini düşürmelerine ve sistemlerinin eskiye göre daha üst seviyelerde çalışmasını sağlamalarına imkân tanıyor. Şirketler işlerini dijitalleştirdikçe, bir sonraki büyüme hamlelerine ulaşmak için do-nanımın daha da önemli olduğunun farkına varacak.

Zorluklara Göğüs Germek

Dijital dünyada işletmelerden, iş süreçleri, hizmetleri ve sistemleri üzerinde ortaya çıkan ve durmak bilmeyen yeni talepleri desteklemeleri bekleniyor. Bu durum, marka değe-rinin erozyonu ile “günlük işleyiş” arasındaki fark anlamına gelebilece-ğinden, işletmenin tüm birimlerinde, özellikle de “7/24 açık” olması gere-

ken altyapıyı sağlayan BT birimleri üzerinde gittikçe büyüyen bir baskı yaratıyor. Otomatik test araçları kullanarak, devamlı kendi sistemle-rine saldırmalarını sağlayıp, altyapı dirençlerini arttırmayı amaçlayan Netflix gibi şirketler, günümüzün önde gelen teknoloji liderleri arasında yer alıyor. Bu tür işletmeler teknolojik altyapılarını, olağan durumları karşı-lamak için tasarlamak yerine, modüler teknolojiler ve gelişmiş test süreçle-rinin avantajlarından yararlanarak, sorun ve aksaklıklar karşısında sağlam kalması temeline göre tasarlıyor.

Yukarıda saydığımız teknoloji trendlerinin odak noktası ise veri ve depolamadan geçiyor. Kullandığı-nız depolama çözümü artık veriden elde ettiğiniz değer kadar iyi. Veri depolama kapsamda yatırımlarınızı planlarken konuyu sadece teknolojik bir yatırım olarak değerlendirmemek. Bunun yerine belirli bir iş problemi ya da hedefi karşılayabilecek şekilde konumlandırmak ve bir plan üzerinde hareket etmek gerekiyor. Hatta bir ön fizibilitenin yapılması, konu uzman-larından destek alınması depolama yatırım planları öncesinde kuruma ciddi fayda sağlayacaktır.

Page 38: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

38 39

Serdar ÖzçelikDatacore Genel Müdürü

söyleşi

Uzun yıllardır sektörde faaliyet gös-teren bir firmasınız, bize kısaca Da-tacore’un hikâyesinden bahsedebilir misiniz?

Datacore 2000 yılında kuruldu. Talihsiz 1999 depremi sonrasından bahsedi-yoruz. Kurumların çoğu veri güvenliği konusunda birçok eksiklik buldular. Biz de kurumların veri güvenliği konusun-

daki eksiklerini görüp Datacore’u kur-duk. Datacore’un kurulduğu günden bu yana felsefesi, veri yönetimi tarafında kalmak ve bununla birlikte katma de-ğerli servisler sunmak. Geçtiğimiz 15 yıl içerisinde sektördeki diğer firma-ların aksine konumuzda uzmanlaşan ve katma değerli çözümler sunan bir firma olmak yolunda ciddi adımlarla ilerledik.

Datacore ile NetApp arasındaki işbirliği nasıl başladı?

İş birlikteliğimiz çok uzun yıllara daya-lı. NatApp’ın Türkiye’ye gelmesinde de Datacore’un ciddi katkıları bulunuyor. NetApp ile Datacore arasındaki ilk anlaşma 2003 yılında imzalandı. Bu tarz bir anlaşma yapmamızın sebebi, yedekleme ile başlayan yolculuğumuza konsolidasyon ile devam etme kararı aldık ve sektördeki çözümlere odak-landık. Bu konuda yaptığımız ciddi araştırmalar sonucunda NetApp’da karar kıldık ve NetApp’ı Türkiye’de temsil eden ikinci firma olduk. NetApp

ile anlaşma yaptığımız sene, firmanın geriye dönük elde ettiği gelirlerin 3 katı bir gelir elde ettik. Bu sayede üst kurumsal markette çok ciddi referans-lar yarattık. Ford, Halkbankası ve THY gibi firmalarla çalışmaya başladık ve NetApp ile olan ilişkimiz daha da ge-lişti. Elde ettiğimiz gelirler ile birlikte NetApp Türkiye’deki potansiyeli gördü ve ardından burada ofisini konumlan-dırdı. Bu yüzden kendimizi NetApp’ın bir parçası gibi de görüyoruz.

Geçtiğimiz dönemde NetApp Star İş Ortağı oldunuz. Dünyada sayılı firmanın yakaladığı bu başarıyı elde etmek için yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Tabii ki birçok firma partnerlik konu-sunda yapılan ciroları dikkate alıyor. Datacore kurulduğu günden bu yana veride uçtan uca çözüm sunmak vizyo-nuyla yaklaşan bir firma oldu. Öncelik-le bize ihtiyacı olan müşterimizi analiz ediyoruz ve ardından ihtiyaçlarını belirleyip ona göre bir çözüm oluştu-

Uzmanlaşmak İnsanı Doğru Noktaya Taşıyor

Türkiye'deki veri depolama ve iş sürekliliği alanına hız

kazandıracak bir strateji ile kurulan Datacore yoluna

tam hızla devam ediyor. Datacore’da yaşanan

gelişmeleri Genel Müdür Serdar Özçelik’e

sorduk.

Yavuz ŞAHİ[email protected]

Söyleşimizi aşağıda bulunan QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.

Page 39: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

38 39

ruyoruz. Çözüm oluşturduktan sonra da işimiz bitmiyor ve 7/24 bu çözümün arkasında durup destek veriyoruz. Ta-bii ki bu tablo NetApp için çok değerli. NetApp sadece depolama tarafında yer alan bir firma, bizim elimizde ise NetApp’ı uçtan uca tamamlayabilecek araçlar ve insan kaynağı bulunuyor. Bu yapı da bizi Star Partner seviyesi-ne ciddi şekilde yaklaştırıyor, yüksek gelirler elde ettiriyor, elde edilen gelirler sonucunda da firma üzerinde yaratılan katma değeri daha güçlü ve sağlam hale getiriyor. Sadece NetApp geliri veya NetApp ürünü satmak değil, çözüm içerisinde NetApp’ı doğru kul-lanmak bizi bu yolda yukarılara taşıdı diyebiliriz.

NetApp Star İş Ortağı olmanız Dataco-re’un önümüzdeki dönemde strateji ve hedeflerini değiştirdi mi?

Bu durum hedeflerimizi çok değiş-tirmedi. Sonuçta büyümenin doğal sonucu olarak Star Partner seviyesine geldik. Bunun ardından ciddi faydalar görmeye başladık. Benim bildiğim NetApp’ın 2000 civarında iş ortağı bulunuyor. EMEA bölgesinde de 17 adet Star Partner seviyesinde iş ortağı bulunmakta. 2000 içerisinde ilk 17’de olmak sevindirici. Geçtiğimiz hafta NetApp’ın Budapeşte’de gerçekleş-tirilen iş ortağı toplantısındaydım. Bu toplantılar içerisinde bir de Star Console denilen başka bir toplantı yer alıyordu. Bu özel toplantıya biraz önce bahsettiğim 17 firma katılmıştı. 800 milyon doları temsil eden bu grup-taki firmalardan biri de Datacore’du. Bu durumun ülkemize de faydası büyük. Çünkü ihtiyaçlarımızı birebir NetApp’ın en üst düzey yöneticileri-ne iletebiliyoruz. Bu toplantılardan aldıkları geri dönüşler sayesinde NetApp sundukları çözümlerde nereye gideceklerine karar veriyor. Genel ih-tiyaçlar aynı fakat her ülkenin ihtiyacı farklı olabiliyor. Türkiye’yi Datacore olarak bu tarz bir platformda temsil etmek gurur verici. Bunun dışında Star Partner’lik NetApp ile olan iş birlikte-

liğimizde bize büyük bir değer katıyor. Veri yönetimi ve depolama alanında Türkiye’de lider konumda olan bir markayız. Pazar Türkiye’de belli ölçü de büyüyor ve Datacore olarak büyü-me hedeflerimizi yakalayabilmek için coğrafyamızı genişlememiz gerekiyor. Star Parner’liğin bu konuda bize ciddi faydaları olacak. Hedefimizi elimizdeki imkanları kullanıp Datacore’u global bir çerçeve de özellikle Orta Doğu pa-zarına doğru yaklaştırabilmek.

Datacore ve NetApp işbirliği ile sunulan hizmetler firmalara hangi konularda değer katıyor?

NetApp’ın sağlamış olduğu esnek yazı-lım altyapısı, uygulama yazılımlarıyla entegrasyonu ve donanımsal mimari yapısı kurumlara çok ciddi faydalar sağlıyor. Bu faydaları sadece fiyat/performans olarak değerlendirmek doğru değil. Aynı zamanda sahip olma maliyeti ve yatırım geri dönüş sürecini de doğru algılayıp ölçebiliyor olma-nız gerekiyor. Çözüm dediğimiz yapı, aslında bu üçünün birleşimi. NetApp bunu konsolidasyon tarafında yapıyor. Bizim iş birlikteliğimizin ana kısmı ise; NetApp’ı tamamlayıcı ürünlerle birlikte kurum içerisinde ihtiyaç duyu-lan doğru veri yönetimini, sahip olma maliyetlerini ve yatırım geri dönüş sürecini kısaltacak uçtan uca çözümü sunabilmek. Bu durum veri yönetimi tarafından bakıldığında gerçek bir en-tegratörün izlemesi gereken yol olarak karşımıza çıkıyor. İnandığımız nokta şu, uzmanlaşmak insanı doğru noktaya taşıyor.

Sektörün önde gelen yöneticilerinden birisiniz ve son dönemde firmalar için hayati önem taşıyan “veri” üzerine uzmanlaşmış durumdasınız. Bu konuda yeni trendler neler? Firmalara bu ko-nuda verebileceğiniz tavsiyeler var mı? Hangi konularda dikkatli olmalılar?

Ülkemizde yapılan belli başlı hatalar var. Bunlardan bir tanesi uzun ölçekli planlar yapmamamız ve ilk satın alma

maliyetlerine gereken önemi verme-memiz. Tabii ki şu günlerde üzerine konuştuğumuz ve popüler olan birçok konu var. Fakat siz fiyat odaklı bir çö-züm oluşturup ileriye yönelik hedefler yapıyorsanız, hedeflerinize ulaşmanız biraz zor olacak. Sanallaştırma, yazılım tabanlı veri merkezleri ve Bulut Bilişim gibi konulardan konuşuyoruz. Popüler konu çok fazla ve sektörde günden güne gelişiyor. Bu hıza ayak uydurmak da kolay değil. Bu sebepten firma-lara önerim doğru bir entegratör ile çalışmaları. Firmalara tavsiyem ürün dinlemektense çözümü dinlemeye ça-lışsınlar. Anlık yapacağınız yatırımlar sizi ileride oluşturacağınız çözümler-den uzaklaştırabilir.

Datacore olarak 2014 yılının ilk altı ayını nasıl yorumluyorsunuz? Kalan altı ay için beklentileriniz neler?

Datacore’da şöyle bir gerçek var. Kurulduğumuz 2000 yılından bu yana gelir bazında yıllık en düşük büyüme oranımız yüzde 25 oldu. Son dört yıldır yüzde 40’ın üzerinde büyüme yaşadık. 2014 yılının ilk altı ay sonuçlarımız tam anlamıyla hazır değil fakat aldığım rakamlar çerçevesinde yüzde 37’nin üzerinde bir büyüme kaydettiğimizi söyleyebilirim. Biliyorsunuz ilk altı ay içerisinde bir seçim dönemi yaşadık ve yatırımların biraz bekletildiğini gördük. Biz şunu görüyoruz, maket da-ralsa bile doğru firma tanımı ile çalış-tığımızda farklı müşterileri bünyemize katabiliyoruz. Gelecekteki altı aya bak-tığımızda yine önümüzde seçim var. Bu seçimin sonucu ekonomik anlamda ülkemizi etkileyecek. Fakat ekono-mik olarak var olan düzen korunduğu sürece çok büyük bir problem yaşaya-cağımızı tahmin etmiyorum. Özellikle Ankara’da çok büyük yatırım yapıla-cak projeler var ve şu anda bekleme aşamasındayız. Özel sektör ilk altı ayda yatırımlarını durdurmadı. En azından bizim bulunduğumuz markette durul-madığını söyleyebilirim. Önümüzdeki altı ayın da yine özel sektör tarafı için pozitif geçeceğini düşünüyorum.

Page 40: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

40 41

Behçet YumrukçallıNetApp Türkiye Genel Müdürü

söyleşi

Bizlere NetApp’ın Türkiye’deki hikâye-sinden bahsedebilir misiniz?

NetApp’ın Türkiye’deki hikâyesi 2000 yılında başlıyor. Sizlerin de çok iyi bildiği gibi datkom furyası zamanında bazı firmalar kendi imkânlarıyla Ne-tApp çözümlerini getirip kullanmaya başlamışlar. 2001 yılında bazı çözüm ortakları NetApp ürünlerini Türki-ye’ye getirerek pozisyonlandırmaya başlamış. Bunun ardından NetApp’ın Türkiye’deki müşteri portföyü yavaş yavaş artmaya başlamış. 2004 yılında müşterilerimizden gelen talep üzerine NetApp, irtibat bürosu olarak Tür-kiye’ye adım atmış. Bunun ardından NetApp iş ortağı ve müşteri sayısını arttırmaya devam ederek Türkiye’deki yoluna devam etmiş. Benim NetApp’a dahil olmam ise 2005 yılının sonlarına doğru oldu. O zamanlar iki kişilik bir ekipken günümüzde 20 kişilik bir kad-ro ile müşterilerimize en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Yine o günlerde 30 civarı müşterimiz varken bugünler-de 560 müşterimiz bulunmakta. 4 sene öncesinde pazarda 6. konumdayken IDC’nin rakamlarına göre şuanda 2. konumdayız. Zaman içerisinde ciddi

bir gelişme kaydettiğimiz söylenebilir. İş ortakları sayımızı da ciddi şekilde arttırdık. Star Partner adını verdiğimiz en üst seviyedeki iş ortağımız Datacore aktivist bir şekilde bizlerle çalışmaya devam ediyor. Dolayısıyla ilk günden bu yana geçen zaman içerisinde Ne-tApp hızlı bir şekilde büyümeye devam etti ve gelecekte de bunu sürdürmeyi hedefliyoruz.

NetApp iş ortaklarını nasıl seçiyor? Bu konudaki kriterleriniz neler? Star Partner olmak için neler yapılması gerekiyor?

NetApp’ın bu işe diğer üreticilerden farklı yaklaştığını söyleyebilirim. Ne-tApp’ın kültür olarak “Kanal Dostu” dediğimiz bir çalışma yapısı var. Bu ne demek oluyor? Şirket olarak yapısını çok fazla büyütmeden iş ortaklarına destek vererek faaliyet gösteriyoruz. NetApp kadar büyük bir şirketin dün-ya genelinde 13 bin çalışanı bulunu-yor. Bu az gibi gözükse de satış, servis ve destek gibi aktiviteleri iş ortakla-rımızla birlikte yönetiyoruz. Bundan dolayı iş ortaklarımızı seçerken sadece ürünlerimizi satabilecek değil aynı za-

manda desteğini de verebilecek katma değerli firmalara yöneliyoruz. Bu tarz iş ortakları bulduğumuz vakit beraber çalışma ortamı yaratıyoruz. İş ortak-lıklarımızın çeşitli seviyeleri bulun-makta. Silver’dan başlıyor ardından Gold ve Platinium geliyor ve en üste de Star iş ortaklığı modelimiz bulun-makta. Bu seviyeler yapılan ticaret ve yatırımla ilgili. Star Partner olabilmek için çok ciddi cirolar yapmak gereki-yor. Tabii ki sadece ciro yeterli değil. İş ortağının aynı zamanda NetApp adına yatırımlar yapması gerekiyor. Bu yatı-rımlar insan kaynağı, satış öncesi, sa-tış, satış sonrası destek ve yedek parça gibi konularda olabilir. İş ortaklıkları seviyelerinde bir kere unvan olmak yetmiyor. Her yıl yapılan değerlen-dirmelerde de bulunulan seviyedeki konumun korunması gerekli.

NetApp’ın Türkiye faaliyetleri içerisinde Datacore nerede yer alıyor?

Biraz önce bahsettiğim iş ortağı seviyelerimizden en üstünün Star Partner’lık olduğunu belirtmiştim. Türkiye’de bu seviyeye sahip tek iş ortağımız Datacore. Türkiye’nin içinde

Yavuz ŞAHİ[email protected]

Düşük maliyet sağlayan ve performans atılımları gerçekleştirmeyi hızlandıran yenilikçi depolama ve veri yönetimi çözümleri sunan NetApp’ın Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumtukçallı’ya sektör ve yeni nesil depolama çözümleriyle ilgili aklımıza takılan soruları yönelttik.

Büyük Verinin Gelişimi Durdurulamaz

Page 41: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

40 41

bulunduğu EMEA bölgesine baktığı-mızda bu seviyede sahip olduğumuz 17 Star Partner bulunuyor. Datacore’un Türkiye’deki faaliyetlerimizde etkisi çok büyük. NetApp olarak Türkiye’de 20 kişilik bir ekibiz ve her işe koştur-mamız güç. Burada Datacore’un satış öncesi, satış ve satış sonrası destek gücünden faydalanıyoruz. Ayrıca Datacore sistem entegratörü olduğu için çok farklı ürünlerin de Türkiye’de temsilcisi. Günümüzde tek bir ürün ile çözüm oluşturmak pek mümkün değil. Anahtar ve komple çözümler müşteri-miz üzerinde daha etkili sonuçlar or-taya koyuyor. Bu konuda Datacore’un bize sağlamış olduğu ciddi bir avantaj var. Çünkü NetApp ile birlikte çalışan diğer ürünleri de tek bir paket halinde müşteriye sunma şansları bulunuyor.

Datacore ve NetApp işbirliği ile sunulan hizmetler firmalara hangi konularda değer katıyor?

Biraz önceki soruda bu sorunun bir kısmını cevapladım gibi. NetApp depo-lama konusunda piyasada önde gelen markalardan biri. Fakat sadece veri depolama sistemi altyapısının yeterli olması değil, çevre çözümlerle birlik-te entegre ve iyi yapılandırılmış bir çözümün hayata geçirilmesi gerekiyor. Datacore firmalarım tüm isteklerini tek bir paket içerisinde entegre ederek sunduğu için büyük bir avantaja sahip. Buna ek olarak satış sonrasındaki destek gücüyle de ciddi yatırımları olan Datacore bize ciddi şekilde katma değer sağlıyor.

Veri depolama ve analitiği konusunda uzmanlaşmış bir firmanın üst düzey yöneticisi olarak Türkiye’deki firmaların verilerine gereken ilgiyi gösterdiğini düşünüyor musunuz?

Bu soruya evet diye cevap verebilirim. Bundan iki, üç yıl öncesinde bu soruyu sormuş olsaydınız farklı bir cevap verebilirdim fakat günümüzde firmalar verilerinin değerini anlamış durumda. Firmaların gelecekteki pozisyonlarını

belirlemek için sahip oldukları verileri iyi analiz ederek yeni stratejiler geliş-tirmeleri gerekiyor. Bunu yapabilecek tek yöntem sahip olunan verilerin analizinden geçiyor. Sektörümüzde bunun farkına varılmış durumda ve özellikle kurumsal firmalar bu ko-nuda ciddi yatırım yapıyorlar. Devlet kurumlarımız da bu konuda yatırımlar yapmaya başladı. KOBI seviyelerinde bu gelişimin biraz daha yavaş olduğu-nu söyleyebiliriz. Ama onların da belirli bir noktada bu eğilime katılacaklarını düşünüyorum.

NetApp’ın Türkiye’deki faaliyetleri dün-yanın diğer ülkelerine kıyasla nasıl?

NetApp dünya genelinde faaliyet gösterdiği sektörde 2. sırada yer alıyor. Daha çok gelişmiş ülkeler diye adlan-dırdığımız Almanya, Amerika, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde üst noktada. Gelişmekte olan ülkelerde ise pazarda biraz daha geri noktada olduğumuz söylenebilir. Türkiye’yi de gelişmekte olan ülkeler kategorisine ekliyoruz, fakat bu kategorideki ülkelere göre Türkiye’de çok daha başarılıyız. Uzun yıllardır pazarda ikinciyiz ve her geçen gün pazar payımız arttırıyoruz. Yatırım tarafından bakacak olursak Türkiye’nin biraz daha agresif olması gerektiğiniz söyleyebilirim. Yatırımlar hala yetersiz ve bu konuda kat edece-ğimiz yolumuz var.

Önümüzdeki dönemde NetApp bizlere ne gibi yeni ürünler sunacak?

Yeni ürünlerimizi geçtiğimiz hafta içe-risinde tanıttık. Bu yeni ürünlerimiz-den bir tanesi 8080EX adında, özellikle yüksek performanslara ve kapasitelere cevap verebilecek seviyede bir ürün. Bir diğer ürünümüz ise FAS2500 ailesi, bu ürün grubu alt seviyedeki KOBI’lere hizmet verecek ve fiyat/ performans açısından rakipsiz olarak tabir edebi-leceğim bir yapıya sahip. Bu iki yeni ürünün de ailemize değer katacağını ve pazardaki büyümemizi daha da hızlandıracağını düşünüyorum.

Gelecekte Büyük Veri teknolojilerinin nasıl şekilleneceğini düşünüyorsunuz?

Günümüzde sahip olunan verilerle analiz yapmak eskiye göre çok daha önemli bir konuma geldi. Fakat fir-maların keşfettiği bir konu daha var. Sadece üretim ortamlarından alınan verilerin analizi artık yeterli olmuyor. Sosyal medya, Bulut Bilişim, akıllı mo-bil cihazların kullanılmasıyla birlikte veri üretimi kat kat artmış durumda ve bu verilerin analiziyle firmalar daha yararlı bilgiler elde edebiliyorlar. Artık entegre analiz yöntemleri daha iyi çözümler sunuyor. Bu durumun Büyük Veriyi tetiklediği de söylenebilir. Bir örnek vermek gerekirse; Çin’de 2030 yılında her evde 40 ila 50 arasında akıllı cihaz olacağı tahmin ediliyor. Ve bu cihazların senede 200 TB’lık veri oluşturacağı düşünülüyor. Çin’de 500 milyon hane olduğunu düşünürsek 2030 yılında sadece Çin’de evlerde top-lanan veri miktarı 100 Zeta Byte’lık bir verinin oluşacağı düşünülüyor. IDC’nin verilerine göre 2020 yılında dünya genelinde oluşacak veri 35 ZetaByte. Büyük Veri inanılmaz bir artış içerisin-de ve bu teknolojiler üzerinden yapı-lacak analizler ile firmalar kendilerine faydalar sağlayabilecek. Büyük Verinin gelişimi durdurulamaz ve çok hızlı bir şekilde gerçekleşecek.

Söyleşimizi aşağıda bulunan QR Code sayesinde video olarak izleyebilirsiniz.

Page 42: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

42 43

teknoloji

BT Yöneticilerinin İşini Kolaylaştıracak Yeni Teknolojiler2014 yılı teknoloji açısından oldukça hızlı ilerliyor. Neredeyse her ay, dengeleri alt üst eden yeni bir teknoloji ile karşı karşıya kalıyoruz. BT yöneticilerinin iş yaşamını kolaylaştıracak bu yeni teknolojilere yakından bakmaya ne dersiniz.

Geçmişi geride bırakalım ve geleceğe bakalım. Yeni teknolojilerin hayatımıza girmesiyle birlikte 2014 yılı oldukça hareketli geçiyor, BT mimarilerinin gelecekte kökten değişeceği bugünden belli gibi. Bu yüzden BT trendlerine

ayak uydurmak isteyen işletmelerin değişime ayak uy-durmaları şart. Peki, nedir bu yeni teknoloji trendler? Lafı fazla uzatmayalım ve geleceğe damgasını vuracak yeni teknolojilere doğru ilerleyelim.

Daha Az Yazılım Daha Çok UygulamaAkıllı telefon ve Tabletlerin oldukça fazla ilgi görmesi yeni bir dönemin doğmasına neden oldu. Masaüstü PC ve Dizüstü sistemlerde yapılan birçok şey artık rahatlıkla akıllı telefon ve Tabletlerde yapılabiliyor. Hal böyle olunca geliştiriciler yazılım yazmaktan çok uygulama geliştir-meye yöneldiler. Bunda da haksız değiller hani. Çünkü birçok kişi e-posta trafiğini akıllı telefon ve Tablet PC’leri üzerinden gerçekleştiriyor. Hatta sosyal ağlara girişin en çok taşınabilir kişisel cihazlardan gerçekleştirdiğini biliyor muydunuz? Durum sadece bununla sınırlı değil. Mobil uygulamalar sayesinde konser ve uçak biletleri alınabildiği gibi aynı zamanda haberler veya istediğiniz özel içeriklere de erişmeniz mümkün oluyor. İşin daha da ilginç yanı ise, bu ürünlerle mobil bir çalışma ortamı da oluşturulabiliyor.

Önümüzdeki yıllarda uygulamaların sayısı inanılmaz dere-cede artacak. Kişisel kullanımın dışında iş uygulamalarının

sayısında da ciddi bir yükselme olacak. Uygulamaların art-masıyla birlikte masaüstü yazılımları geliştirilme oranları da yavaş yavaş azalacak. Birçok yazılım güncellenmeye-cek ve bu sayede de masaüstü yazılımların ömrü bitecek. Benzer bir durum web siteleri için de geçerli. Kişiler, web sitelere girmekten çok sitelerin uygulamalarını indirecek-ler. Gelecekte World Wide Web’in yerini uygulamaların alacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Sabit Disk Yerine Veri BulutuCloud Computing, ya da namı diğer Bulut Bilişim yüksel-meye devam edecek. Bunun en büyük nedeni de internete bağlanan cihazların çeşitliliği. Akıllı telefondan tutun, Tablet PC, dizüstü ve masaüstü PC, tek bir kullanıcının, birden çok cihaz kullandığı bu devirde verilere istediği zaman istediği yerde ulaşmak istemesi kadar doğal bir şey yok. Erişilen bu verilerin otomatik olarak senkronize edil-mesi şart. Kullanıcı, evde başladığı bir dokümanı yolday-ken Tablet PC ile devam edebilmeli.

İnternet yardımı ile veri bulutuna erişmek sadece Bulut Bilişim ile mümkün. Bulut Bilişim’in diğer bir avantajı, sanal veri depolama cihazında birden çok kişilerin anında ulaşabilmesi. Aynı proje üzerinde çalışan takım arka-daşların bu teknoloji sayesinde daha verimli çalışmaları mümkün. Fakat buradaki en büyük ve nerdeyse tek olarak tabir edebileceğimiz endişe ne yazık ki güvenlik. Öyle ki, Edward Snowdern’in skandal NSA ifadelerinden sonra, bir-

Ecevit [email protected]

Page 43: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

42 43

çok işletme Bulut Bilişim teknolojisine çok daha temkinli yaklaşıyor. Bunu bilen servis sağlayıcılar da, müşterilerinin güvenlerini kaybetmemek için Bulut Bilişim teknolojileri-ne ciddi bir güvenlik yatırımı yapıyorlar.

E-Posta Yerine Sosyal AğlarE-Postanın gelecekte yeri yok. Bunun en büyük nedeni insanların haberleşme ihtiyaçlarını sosyal ağlar üzerinden gerçekleştirmeleri. Yeni nesil, ya da namı diğer Facebook jenerasyonu neredeyse hiç e-posta atmıyor. Bu durum birçok işletme içerisinde büyük bir dert olmuş durumda. Çalışanlarını e-posta derdinden kurtarmak için de kendi sosyal ağlarını kuran işletmeler, önemli derecede arttı ve bu çözüm oldukça işe yaradı. Çünkü çalışanların, şirket için sosyal ağlarla anında haberleştikleri gibi, video konferans yapmaları da inanılmaz derecede kolaylaştı. Bu ve bunun gibi yeni nesil haberleşme ağlarının sayısı gün geçtikçe artacak. Ve şirketler güvenlik açısından uygun buldukları markalar ile çalışmaya başlayacaklar.

Mobil BaskıÖnümüzdeki yılların en önemli trendlerden biri kuşkusuz mobil baskı. Akıllı telefon ve Tabletlerin artması ile birlik-te, çalışanların cihazları üzerindeki verileri basma ihtiyacı ortaya çıktı. Geçmişte bu oldukça zor bir işlemdi. Günü-müzde birçok üretici ürünlerini mobil baskıya uyumlu hale getiriyor. Bazı yazılım geliştiricileri de, çeşitli uygulamalar-la bu ihtiyaç için çözümler oluşturuyorlar.

Samsung gibi önemli üreticiler, akıllı telefon ve Tablet PC ürünlerini kendi marka yazıcılarıyla uyumlu hale getiriyor. Fakat buradaki hedef, akıllı telefon veya Tablet PC ile mar-ka bağımsız baskı alınabilmesi. Artık mobil cihaz kullanıcı-ları en yakın yazıcıdan sorunsuzca çıktı alabilecek.

3D Modelleme İle Baskı2013 yılında tanıtılan ilk 3D baskı makineleri büyük bir tartışmalara neden olmuştu. İnsanlar bu ürünlerle tam olarak neler yapabileceklerini anlamamışlardı. Günümüz-de bu teknoloji seri üretime hazır hale geldi. Kapı kolun-dan tutun da çamaşır makinesi parçalarına kadar birçok

yedek parçayı 3D yazıcılar üzerinde üretmek mümkün. Kullanılan plastik veya işlenebiliriz malzemeden birçok şekil elde etmek mümkün. İşin güzel tarafı ise, 3D yazıcıla-rının gün geçtikçe ucuzlaması.

Peki bu teknolojinin geleceği nasıl olacak? Uzmanla-ra göre evinde 3D yazıcı bulunduran kişiler internetten ürün şablonları satın alacak. Bu şablonlar sayesinde satın aldıkları ürünün baskısını evden yapabilecek. Kısaca ürünü almaktan çok şablon satışları gerçekleştirilecek.

Buraya kadar her şey çok güzel. Fakat bu ürünleri evde oluşturmak, sağlık sorunlara neden olabilir. Isınan plas-tik malzeme zehirli gazların yayılmasına ve bu durum da kullanıcıların sağlığının bozulmasına sebep olabilir. Diğer bir tehlike ise, araba yedek parçalarının bu ürünlerde üretilebilmesi. Bu ciddi üretim bandının istenilen ortamda 3D baskı cihazı oluşturulması hem takip hem de güvenlik açısından tehlikeli bir durum. Bu tarz üretim bantları iyi tasarlanmazsa ciddi kazalara neden olabilirler.

Ağ Ortamına Bağlı Akıllı EvlerGeçmişte, akıllı evleri sadece filmlerde görürdük. Günü-müzde bu tür bir eve sahip olmak kesinlikle hayal değil. Ultra lüks bir villadan da bahsetmiyoruz. Üreticiler yıllardır ev elektroniği ürünlerini İnternet ile haberleşmeleri için çözümler üretiyorlar. Günümüzde yavaş yavaş ağ ortamı-na bağlı akıllı cihazlar hayatımıza giriyor. Buzdolabından tutun da çamaşır makinesi ve aydınlatmaya kadar ürünler bulunuyor. Örneğin klimalar artık cep telefonundan kont-rol edilebiliyor. Uzmanlara göre önümüzdeki yıllarda 50 milyar cihaz internete bağlı olacak. Dolaysıyla bu alanda yatırım yapmak çok akıllıca. Tek sorun ise bu trendin çok yeni olmasından dolayı sıkı bir standarda oturmamış ol-ması. Yine de ortak bir standart için birçok firma birleşmiş durumda.

Akıllı Saat ve GözlüklerBilim kurgu filmlerinde gördüğümüz giyilebilir teknolo-jiler, hayal olmaktan çıktı. Günümüzde bu teknolojilerin uygulama sayısı yavaş yavaş artmaya başladı. Google Glass

ile başlayan akım, akıllı saat, kan basıncını ölçen kulaklık ve adım ölçer akıllı bileklik ile devam ediyor. Google, kendi ürünü olan Goolge Glass’ı bu sene seri üretime geçirip geniş bir kitleye yaymak istiyor. Samsung ve Apple, akıllı saatleri ile piyasanın denge-sini değiştirmek istiyor. Tabii ki bu sadece donanım cephesi. Bu ürünlerin yayılması ile birlikte uygulama desteği de önemli derecede artması şart. Yakın gele-cekte birçok işi, giyilebilir teknolojilerle yapacağımızı düşünürsek, bu alanda yapılan bir yazılım yatırımı çok mantıklı olacaktır. Bu ürünler için iş uygulamala-rının geliştirilmesi, çok uzak bir tarih değil.

Page 44: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

44 45

yazılım

Yükselen Değer Kurumsal YazılımlarBirçok sistemde var olmasına rağmen durağan yapılar kullanılan uygulamalarla birlikte derin değişiklikler geçiriyor. Bulut bilişimin benimsenmesi, şirketlere yönelik çözümler ve iş analitiğinin de dahil olmasıyla, yarının kurumsal yazılım manzarasını yavaş yavaş şekillendirmekte.

Geçtiğimiz günlerde Salesforce.com ilk kez dünyanın sayılı 10 kurumsal yazılım satıcıları-nın listesi üzerine bir araştırma gerçekleştirdi. Listeye giren seçkin firmalar arasında yükselişte bulunan yazılım-hizmet sağlayıcıları bulunuyor.

Bulut kullanımı artıyor olabilir, ama Salesforce.com ‘un 3,8 milyar Dolar 2013 gelirlerine karşılık, Microsoft’un 65.7 milyar Dolar ve ilk dört kurumsal yazılım satıcıları-nın - Microsoft, Oracle, IBM ve SAP- 142.9 milyar Dolarlık gelirleriyle bu rakamı gölgede bıraktığını rahatlıkla söyle-yebiliriz. Durağanlık var olmasına rağmen, bulut ve birkaç diğer teknoloji trendleri ile birlikte mobil, analitik ve tü-ketici ürünleri dahil olmak üzere yazılım tabanlı servisler (SaaS) kurumsal yazılımda manzarayı değişiyor. Forrester Research’ın raporuna göre, iş uygulamalarının yeniden şekilleneceği açıkça ortada.

Bulut bilişimin yükselişi, kurumsal ihtiyaçlara göre temsil edilen ihtiyaç modellerinin kullanılan ve uygulanan mo-dellerin yükselişiyle birlikte büyük değişim bizleri bekliyor. Forrester’ın raporuna göre, küresel kurumsal bulut pazarı 2013 yılında 58 Trilyon Dolarken, 2020 yılında 191 Trilyon dolara yükselecek.

Değişimin Yüzü Bulut BilişimBulut teknolojileri kurum içi yazılım ve tedarik satıcıla-rının kurulu düzenine en büyük tehditlerden biri olarak görülüyor. SaaS tabanlı gelişmeler, kurum içi yazılım geliştirme gibi kanaldaki satıcıları da tehdit ediyor. Yük-selen eğilimler bulut bilişim ve büyük veriyi gösterse de, kurumlar tam olarak stratejilerini belirleyebilmiş değiller. Büyük veri ve sosyal medya analizlerinin önümüzdeki dönemin en büyük gelir kaynaklarını yaratacağını tahmin etmek hiçte güç değil. Doğru zamanda doğru stratejiler-le yola çıkıldığında SaaS uygulamalarının, kurumlar için

terzi tarafından dikilen kişiye özel takım elbiseden farkı olmadığını söyleyebiliriz. SaaS uygulamaları yavaş yavaş devreye girmeye başladı ve birçoğumuzun beklediğinden yüksek bir etkiyle pazarın % 60 ile %70’inde etki edebile-cek seviyeye ulaştı.

SaaS gibi hizmetler ısmarlama uygulamalar için ihtiyaç hakkında algıları değiştirecek, daha geniş bir etkiye sahip. İnsanlar genellikle farklılaştırılmamış kayıt ve yapıdaki sis-temleri satın alıyor. Bu sistemlerin hem kendi müşterileri hem de sistem entegrasyonuyla uyumlu yapıda olmasına dikkat ediliyor. Bulut tabanlı uygulamalar şuan için iş dünyasında yeterli görülmüyor. Kurumlar, var olan kulla-nıcıların sıkça karşılaşılan dirençleri ve geçmiş süreçlerle birlikte çeşitli sebeplerden dolayı eylemsizlik bariyeriyle karşılaşıyorlar.

İstikrarlı Çalışan Sisteminizi Çöpe AtmayınGeçtiğimiz dönemde büyük yapılara entegrasyon sağlanan milyon dolarlık ERP sistemlerini, bugün kredi kartınızla alabilmeniz mümkün. Eğer çalışan bir sisteminiz varsa, emin olmadığınız bir sistemi kurarak geçmişte yaptığınız harcamaları ve istikrarlı çalışan sisteminizi çöpe atmayın. Hem özel bulutun hem de genel bulut bilişimin sağladığı esnekliğe rağmen, geçmişte yaptığınız milyonlarca dolarlık yatırımla oluşturduğunuz sistemi, emin olmadığınız ve verim almada sıkıntı yaşayabileceğiniz bir yapıya dönüş-türmeye göze almak büyük bir risk.

Var olan sisteminiz üzerinde yapabileceğiniz entegras-yonlar ve sisteme dahil edebileceğiniz çözümlerle riski savuşturmak mümkün. Bulut trendi yükseliyor ve treni kaçırmamak için aceleci davranıp risk alarak eldeki yapıyı çöpe atmak yerine, sistemin ihtiyaçlarını karşılayacak çözümlere yönelmek gerekiyor. Yazılım tabanlı kurumsal uygulama unsurları, mobilite ve gerçek zamanlı uygula-

Ömer [email protected]

Page 45: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

44 45

malar ile bilgiye daha hızlı ulaşmak ve bilgiyi daha hızlı sunmak için aracı görevi üstlenecek kapasitedeler. Tüke-ticilerin dalgalanan etkisiyle sadece uygulamaların doğası etkilenmedi. Ancak genele bakıldığında mobil uygulama-ların, tüm kurumsal yazılımların ekosistemini etkilediğini görebiliyoruz. Artık eskisi gibi kafa karıştırıcı çözümlerin yerine, tıpkı mobil uygulamalarda olduğu gibi basit ve iş bitirmeye yönelik yaklaşımlar öne çıkmış durumda.

Artık kullanıcılar, parlak ve ilgi çekici olmayan uygulama-ları kullanmak istemiyorlar. Bu doğrultuda önemli bir eşik-te sadece geliştiricilerin değil satıcılarında uygulamalarını geliştirmesi ve çeşitlendirmesi gerekliliği. Kullanıcıların beklentilerine yönelik uygulamalar doğal olarak daha fazla ilgi çekmekte. Bu bağlamda kullanıcıların ihtiyaçları, sahip olukları yazılım veya uygulamayla işini kolayca yapabil-mesi, aynı zamanda işbirliği, paylaşım ve dağıtımı sağmak için basit ve destekleyici çözümlerle kullanıcının deste-ğini alabilen çözümler, önümüzdeki dönemden kazançlı çıkacaklar.

Otomasyon Sistemleri Yükü AzaltıyorBT ve teknoloji çalışanlarının maliyetleri azaltmak ve işlerini kolaylaştırmak için otomasyon programları-nın ihtiyacı her geçen gün artıyor. Sunucu, ağ ve veri ambarlarının sanallaştırılması gibi çözümleri gördük. Bu sistemler otomatikleştikçe, hiçbir el yordamıyla iş yapmadan yeni sunucuları sisteme dahil etmeniz gibi çözümlere ulaşabilmeniz mümkün. Bu tip operasyon-lar, standartlaşması sağlayarak sistemdeki hata yükünü en aza indirmeyi sağlıyorlar.Otomasyon sistemlerinin

sağladığı önemli avantajlardan biri de son kullanıcıla-rın self servis özellikleriyle istediklerini seçebilmeleri. Daha önce bir biriyle kullanılmasında bir çok prosedür gereken işlemleri otomasyon sayesinde kullanıcıların ihtiyaçlarını seçerek istedikleri uygulama ve yazılım-ları kullanabilecekleri yapılara dönüştürmek mümkün. Geçmişe göz attığımızda yaptığınız bir işlemin raporu-nu almak için farklı bir departmandan cevap gelmesini beklediğimiz günler hiçte uzak değil. Şuan geldiğimiz noktadaysa yapılan işlemin sonuçlarını saniyeler içeri-sinde alabilmeniz mümkün.

Uygulamaların bloklara ayrılması giderek artan eğilimi devam ettiriyor. Son kullanıcıların iş sürecindeki değişen yönetim ve kuralların kodlara eklenmesiyle birlikte blokla-ra ayrılan uygulama eğilimde artan bir trend göze çarpıyor. Bu felsefe çerçevesinde hem mobil hem de kurum içi yazı-lımların uygulamaların içine analitik olarak gömülmesine imkan sağlıyor. Bu analitik veriler, hesaplama, matematik ve korelasyon bazlı araştırmaları içerebiliyor.

Perakendeciler bu tip verileri çevrim dışı olarak yıllardır kayıt altına almakta. Fakat perakende de oluşan bu tip verileri veri analitiği çözümleriyle daha fazla ön plana çıkmak mümkün. Mağazalarda gerçek zamanlı dinamik fiyatlandırma gibi çözümler sunan veri analitiği çözüm-leri, sonuçların daha hızlı alınmasını sağlıyor. Uygulama ve altyapı gerçek zamanlı teslimatı etkinleştirmek için bir araya geldiklerinde dinamik bir yapı oluşturarak bulut ve sanallaştırma gibi çözümlerle desteklendiklerinde, esnek ve çözüme ulaştıran sonuçlar üretilebiliyor.

Page 46: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

46 47

güvenlik

BT Güvenliği ve Risk Yönetiminin Bilinmeyen Yüzü Mercek AltındaGelişmiş ülkelerde insanların birden fazla dijital cihaz kullanıp sürekli internete bağlı olarak yaşaması artık olağan bir şey haline geldi. Gelişmekte olan ülkeler de yavaş yavaş hızlı internet bağlantısının getirdiği faydaları kazanca çevirmeye çalışıyorlar. Aynı zamanda, yaşadığımız çevreler gittikçe artan bir şekilde dijitalleşmeye devam ediyor ve sensör bağlı olan nesnelerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Hal böyle olunca akla takılan ilk soru: Güvende miyim?

Yüksek bağlantı hızının faydalarının yanı sıra zararları da var tabii ki. Siber suçlar, siber savaş-lar ve ‘hacktivizm’ birer kötü dijital faaliyet kapsamına giriyor. Sırasıyla mal varlıklarını çal-mak için tasarlama yapmak, bir düşman devleti

yıkmak veya siyasi bir konuya parmak basmak gibi konular dijital hayatın kaçınılmaz ‘karanlık’ yönlerini oluşturuyor. Eğer internete bağlı olmanın meyvelerinden faydalanmak istiyorsak o zaman güvenlik konusunda kötü adamlara ayak uydurup gerekli tedbirleri almalıyız.

Geçmişteki kurumsal bilgi güvenliğini, vahşi batıdaki Kızıl-derili saldırılarına benzetmek mümkün. Kızılderililer sal-dırdığında, Kovboylar araba vagonlarıyla daire oluşturup, dışarıdaki saldırılarda kendilerini koruyorlardı. Yani şirket-ler, kurum içinde güvenlik duvarı, saldırı tespit sistemleri, güvenli e-posta/web geçitleri, anti virüs yazılımı ve uçtan uca ek güvenlik önlemleri kurarak dışardaki saldırılara karşı kendilerini koruyorlardı. Fakat dijital dünya, akıllı mobil cihazlar, sosyal ağlar ve herkese açık bulut bilişim sistemleri ile inanılmaz derecede değişti. Siber suçlular bu yeni çağda farklı organizasyonlara saldırmak için yeni yöntemler kullanıyorlar. Android’in Windows’a göre daha az güvenli olması siber suçluların işini kolaylaştırmış durumda. Buna ek olarak sosyal ağlardaki bilgilerle, online hesapları kırmak ya da Public Cloud ile güvenlik seviyeleri-ni atlatmak bu kişiler için artık çok kolay.

Gelişmiş Tehditler Bugün, organizasyonların gelişmiş tehditlere karşı ko-runmaları gerekiyor. Mesela; hedef kuruluşun ağına giriş yapabilmek için kullanılan yollardan bir tanesi olan spam e-postalar bunlara en iyi örnek gösterilebilir. Hedef ağa girmek ve özel bir hakka sahip olabilmek için harici ‘ko-

muta ve kontrol’ (C & C) sunucularıyla iletişim bağlantıları kurulması; hırsızlık ya da varlıkların güvenlik ihlali ve gö-revi tamamladıktan sonra izleri yok edilmesi gerekmekte-dir. Saldırıya dışarıdan baktığınızda çok basit gibi gözükse de bir saldırgan için kompleks bir yapıdan bahsediliyor. Saldırganlar emellerinde bir günde de ulaşabilir veya bir kullanıcının açık vermesi için aylarca bekleyebilirler.

Yeni Nesil Ağ İçi Kötü Amaçlı Yazılım Analiz Araçlarına İhtiyacımız VarGelişmiş tehditler sonuca ulaşmak için organizasyonların güvenlik radarları tarafından belirli bir süre tespit edile-meyen bir sürü araç ve teknikler kullanıyorlar. Bu, gelecek nesil tehditlerle mücadele etmek için yeni tür önlemlerin gerekli olduğu anlamına geliyor. Ancak, eski Symantec CEO’su ve şu anki FireEye yönetim kurulu üyesi Enrique Salempoints’e göre; bu olması gerektiği gibi değer görme-yebilir. “Güvenlik uzmanlarının muhtemelen yeni nesil tehditlere karşı bir anlayışı var; fakat organizasyonun kalanının muhtemelen henüz yok. İnsanlar virüslerle uzun zamandır mücadele ediyor. Gelişmiş ısrarcı tehdit-lerdeki en büyük sorun ise gizli olması. İşte eğitimin de bu noktada başlaması gerekiyor. Geleneksel anti-virüs ya da kötü amaçlı yazılım ayıklayan yazılımları kullanmaktan çok bu tehditleri ana ağa herhangi bir zarar verip kaynak-ları yağmalamadan önce belirleyip etkisiz hale getiren bir bağışıklık sistemi gibi yanıt vermek gerekiyor. Böyle durumlarda ip karantinaya alınıp analiz edip yok edilmeli. Genel olarak bakıldığında, mevcut frekans ve siber saldırı maliyetlerini değerlendirmek (ağırlıklı olarak işletmeler üzerinde), modern tehditler karşısında genel araçların gü-venliğini sağlamanın neden yeterli olmadığını açıklamak ve gelişmiş ısrarcı tehditlerden korunmak için yeni nesil ağ içi kötü amaçlı yazılım analiz araçlarına ihtiyacımız var.

Ömer [email protected]

Page 47: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

46 47

Frekanslar ve Siber Saldırı MaliyetleriBugün işletmeler için siber suçların ölçüsü, doğası ve maliyeti nedir? Bu sorunun cevabı için,güvenlik araştırma şirketi ‘The Ponemon Institue son dört yılda altı ülke-de 234 organizasyonda 2013 çalışma ile ‘Siber suçların maliyeti’ adında yürüttüğü bir dizi anketine bakabiliriz. The Ponemon Institute’un 2013 yılında yaptığı ankette, organizasyon başına siber suç maliyeti 7,2 milyon dolar ki 2012 yılından bu yana % 30 artış olduğu gözlenmiş. Veriler dört haftalık bir periyotta işlenmiş ve o süre içinde haftada 1,4 başarılı siber saldırı gerçekleşmiş. Yani önceki ankete kıyasla % 20 artış olduğu gözlenmiş. Amerika’nın mali yükü üstlendiği düşünüldüğünde, altı ülke arasındaki siber

suçlar maliyetlerinde önemli farklılıklar var.

Kaynak: The Ponemon Institute/HP (2013) - Katılımcılar 234 - Ülkeler: Amerika (60), Alman-ya (47), İngiltere (36), Avustralya (33), Jap onya

(31), Fransa (27) • Sanayi (Ana): Finansal Hizmetler (17%), Teknoloji (13%), Kamu Sektörü (12%), Endüstriyel (12%), Hizmet (10%), Perakende (9%), Tüketici Ürünleri (6%) • Şirket Büyüklüğü ( Kurumsal koltuklar): <2,000 (13%), 2,000-5,000 (19%), 5,001-10,000 (23%), 10,001-15,000 (23%), 15,001-25,000 (12%), >25,000 (10%)Ne tür siber saldırılar bu maliyetlerin oluşturulmasında yer alıyor? Ponemon anketinden öğrenilen, hizmet reddi sal-dırıları küçük (%16) veya büyük (%22) organizasyonlarda oranları en yüksek miktarda yer alıyor. Organizasyonların

büyüklüklerine göre en büyük saldırı türü virüsler, solu-canlar, trojanlar, kimlik hırsızlığı, toplum mühendisliği, kötü niyetli yazılımlar ve botnetler. Daha büyük organi-zasyonların sistemlerine arada hizmet reddi, içerik ve web tabanlı saldırılar yapılıyor.

2013 yılındaki Ponemon anketinde geniş çaplı sanayi sektörlerinin salsdırılardan fazlasıyla etkilendiği gözükü-yor. Organizasyonlar savunma, finansal hizmetler ve kamu hizmetleri ve enerji olarak üç alanda belirtiliyor. Diğer yandan en az etkilenen sektörler ise perakende, medya ve tüketici ürünleri.

Ponemon anketinde-ki en önemli istatistik değişik tiplerdeki siber saldırıyı bertaraf edebil-mek için gerekli ortala-ma gün sayısı virüsler, solucanlar ve trojanlar için 2,6 gün, kötü niyetli içeriden saldırılar için ise 53 güne kadar de-ğişmekte. Bu rakamlar güvenliğimiz konusunda yaşadığımız açıkların ne kadar fazla olduğunun göstergesi.

Sonuç olarak kötü niyetli içeriden yapılan saldırılar çok sık olmamasına rağmen saldırı başına en çok maliyetli olanlar bunlar. Siber suçların doğrudan, dolaylı ve fırsat maliyeti söz konusu olduğunda , bir numaralı maliyet olan iş kesin-tileri ve hemen arkasından da bilgi kaybı geliyor.

Ponemon Enstitüsü’nün raporu 2013 yılında ya-yınlanan birçok siber suç araştırmasından sadece bir tanesi. Aşağıda bu rapora benzer raporların bazı önemli ana bulgula-

rının kısa özetlerini bulabilirsiniz.

Symantec İnternet Güvenliği Tehdit Raporu Symantec’in yıllık İnternet Güvenliği Tehdit raporuna göre, 2013 yılında yapılan siber saldırıların yarısı 2500’den az çalışana sahip iş yerlerine, en etkili kısım ise 250’den az çalışanı olan küçük işletmeler ait (saldırıların %31’i). Küçük işletmeler daha kolay hedef oluyorlar. Çünkü büyük şirketlere kıyasla savunmaları daha zayıf. Diğer önemli trendler: Hedefli saldırılar oluşturmak için seçilen birey-ler üzerinde kişisel bilgilerin toplanması; bir önceki yıla göre bu tazr yöntemlerle mobil zararlı yazılımlarda % 58

Page 48: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

48 49

artış (çoğunlukla Android platformu) yaşanmış durumda. Symantec bu yıl devlet kuruluşlarına yapılacak saldırıla-rın artmasını bekliyor. Yıl içerisinde siber savaş/casusluk teknikleri, sosyal medyanın büyük savaş alanına dönüş-mesi, bulut servisi sağlayıcılarına daha fazla saldırılar, kötü amaçlı yazılımların daha da kötüleşmesi gibi trendler etkili olacak.

Trustwave Global Güvenlik RaporuTrustwave veri analizlerine göre, araştırmaya katılan şirketlerin % 45’inde siber saldırı yükünün perakende işletmelerin taşıdıkları ortaya çıkmış durumda. Mobil kötü amaçlı yazılım saldırıları geçtiğimiz yıla göre artış gösterirken (android odaklı) web uygulamaları üzerinden saldırılar ise % 48 oranıyla hala popüler. Dış kaynaklı bir BT desteği alan firma sayısı Trustwave araştırmasına katılan firmaların % 63’ünde mevcuttu. Yapılan araştır-mada güvenlik ihmallerinin tespit süresi de ortaya çıkmış durumda Yaşanan güvenlik açığının tespiti ortalama 210 günken nu durumun Linux platformları üzerinde yama ile kapatılma süresi üç yıl. Trustwave’in araştırmasında spam e-postaların % 10’unun kötü amaçlı yazılım barındırdığı ve analiz edilen üç milyon kullanıcı şifresinin yarısının çok zor olmadığı ortaya çıkmış durumda.

Bilgi Güvenliği İhlalleri Anketi Yapılan bir ankete göre güvenlik ihlallerinin özellikle küçük çaplı işletmelerde giderek arttığı gözlenmiş. Yaban-cıların büyük kurumlar içerisinde en fazla güvenlik ihlali yapanlar olduğu belirlenmiş durumda (% 78 saldırı, % 39 DDoS saldırıları, % 20 ağa girişlerde, % 14 IP farkındalığı veya gizli veri hırsızlığı). Çalışanların güvenlik ihlalin-de % 36 yanlışlıkla ve % 10 bilerek hareket ettiği ortaya çıkmış. Ankette, İngiltere’deki kurumların güvenliğe yüksek öncelik veya çok yüksek öncelik verdiği saptanmış. Ve kurumların bütçesinin % 10’unu güvenliğe harcadığı gözlenmiş. Büyük kuruluşların % 43’ü kendi personeli için sürekli güvenlik bilinci eğitimi sağlıyor. Ayrıca şirketlerin sadece % 53’ü onların gelecek yıl risklerini yönetmek için yeterli güvenlik becerilerine sahip olması için yeni eğitim-ler arıyor.

Geleneksel Siber Savunmanın ÖtesiGeleneksel anti-malware araçları ile kullanıcıların karısı-na çıkan güvenlik yazılımları kötü amaçlı yazılımı analiz ettikten sonra imzaları ayıklayarak ortaya çıkartıyor. Ve bu konuda oldukça başarılılar. Peki ya siber suçlular tarafın-dan sıfır-gün saldırısında kullanılabilecek olan yeni ve bilinmeyen kötü amaçlı yazılımlar? Ya da ne olduğunu saklayabilen, her seferinde değişebilen, tespit edilemeyen

ve sürekli kendini yenileyebilen şifrelenmiş/çok biçimli kötü yazılım kodlar? Böyle kötü amaçlı yazılımlarla müca-dele etmek için bir gerçek zamanlı olarak ya da yakın-ger-çek-zamanlı potansiyel tespit yöntemi gerekiyor. Bu durum otomatik olarak çalışan kötü amaçlı yazılımın veya daha çok yeni jenerasyon korunmanın başladığı yer. Oto-matik kötü amaçlı yazılım analizinin bir türü, hedef olan şüpheli kötü amaçlı yazılımı karantinaya alır, sanal yürüt-me ortamı oluşturur ve davranışlarını gözlemler. Örneğin, ödemeler hakkındaki detayları ayıklayıp imzaya çevirmek, komuta ve kontrol merkeziyle iletişim kurma girişimleri ile yazılımın türünü anlamaya çalışmak. Doğal olarak, siber suçlular bu tür tekniklerin farkında olan ve kötü niyetli yazılımların kodlarını sanal ortamda analiz edip, olup ol-madığını tespit etmek için yöntemler geliştirmek ve nihai hedefe bulaşmasından önce doğru zamanı beklemektedir-ler. VM-aware, kötü amaçlı yazılım yayanların, kullanılan hileler ile insan etkileşimi ölçtüğünü söylüyor. Bu ölçüm sonuçlarını da malware analiz programlarından kaçınmak ya da sanal ortamlardaki tipik özellikleri keşfetmek için kullandıklarını belirtiyor.

Güvenlik yazılımı üreticileri, müşterilerin bulut bazlı de-polama sistemlerinden toplanan tehdit bilgilerini kusur-suz bir biçimde koordine edip, genel tehdit koruma siste-minde pozitif geri dönüş döngüsü yaratacaklar. Bu sayede güvenlik alanında bir katman daha yapılandırılmış olacak. Farklı çözümler farklı BT katmanlarını hedef alıyor. Örne-ğin, A paketlerinin, şüpheli davranışların gözlemlenmesi ve uygulamaların kontrolü. Kimlik hırsızlığı, e-postalar, şüpheli paketler, farklı sunuculara erişen veriler, ağ dışında tanımlanmayan veriler gibi yeni nesil bir tehdide karşı korunmak için çoklu zekaya ihtiyaç var. Ancak bu yapıldı-ğında, gelecek nesil saldırılara ciddi bir şekilde karşı konu-labilir. Bu yeni nesil tehdit koruma çözümleri geleneksel güvenlik duvarı, saldırı önleme sistemleri, güvenli e-posta / web geçitleri ve uç nokta koruma çözümleri üstüne ek bir savunma hattı oluşturmalıdır. Yeni nesil çözümler, henüz bir suç kaydı olmayan belirsiz suçluları aramak zorunda olan sivil dedektifler gibi hareket etmelidir.

Gelecek nesil tehdit koruma çözümleri genellikle, bir kuruluşun ağı içinde oturup, gelen ve giden e-postaları inceleyip, yakın-zaman gerçek/gerçek zamandaki şüphe-li hareketler için, web ve dosya paylaşımı trafiği ile geri kalanları dosyalayıp özel yapım raf aletleri gibi hareket ediyorlar. Bulut tabanlı hizmetler, yüksek performanslı donanım yatırımı yapmak istemeyen küçük işletmeler için benzer bir iş yapmak için de kullanılabiliyor. Tüm bu güvenlik önlemlerine rağmen şirketlerin ölçeklenebilirlik

yazılım

Page 49: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

48 49

ve veri koruma ile ilgili potansiyel sorunların far-kında olması gerekiyor. Araştırma şirketi Gart-nerîn bu konuda yaptığı sınıflandırmayı aşağıdaki tabloda görebilirisiniz.

Gartner’ın araştırması gelişmiş tehdit savunma türünde 5 farklı stilin öncülük ettiğini gösteriyor.

Ağ Trafiği AnaliziAğ protokolü ve/veya içerik trafiğini gerçek zamanlı olarak analiz ederek kötü amaçlı veya riskli bağlantılar ortaya çıkarılır. Bunlar tehdit seviyesinde ise uyarı yapılır. Tehdit seviyesinde olmayan bağlantılar için detaylı dinlemeler yapılarak analiz derinleştirilir. Gartner’a göre bu alanda önde gelen satıcılar, Arbor Networks, Damballa, Fidelis Cybersecurity, Lancope ve Sourcefire.

Ağ Analistleri Olay müdahale ekiplerinin, metadata çıkarmak, sofistike analitik sağlamak, yüksek kapasiteli depolama ile rapor-lama yapmak ve tam paket yakalama işlemlerini gerçek-leştirmek için ağ analiz araçlarına erişim ihtiyacı vardır. Gartner’a göre bu alanda önde gelen satıcılar Solera ve RSA NetWitness.

Payload AnalistleriBurada sözü geçen sandboxing çözümü, şirket içi cihaz yada bulut içinde olabilir. Malware davranışları yakın-ger-çek zamanlı olarak gözlenip, imza-tabanlı araçlar tara-fından gözden kaçırılan tehditler yakalanarak karakterize edilirler. Gartner’a göre bu alanda lider olan satıcılar AhnLab, Check Point, FireEye, Lastline, McAfee, Palo Alto Networks, ThreatGRID ve Trend Micro.

Son Nokta Davranış Analizi Operasyonel sorunlar olmasına rağmen uç davranış ana-lizi kapalı kurumsal ağlarda mobil cihazlar için koruma sağlayabilir. OS desteği ve cihaz kaynak kullanım şeklinin potansiyel sorunları vardır. Bu sorunları aşmak sıkıntılı bir süreç olsa da bu analizler son dönemin olmazsa olmaz-ları arasında yer alıyor. Gartner’a göre bu alanda lider olan satıcılar, Blue Ridge Networks, Bromium, Invincea, Sandboxie ve Trustware; Cyvera,ManTech/HBGary (Di jital DNA), RSA Ecat ve Triumfant.

Son Nokta AnalistlerVeri toplama için konumlandırılan ajan yazılım veya dona-

nımlar olay müdahale ekiplerine malware saldırılarını ka-rakterize etmekte yardımcı olabilir. Ancak bu gibi çözüm-ler saldırıları gerçekleştiği anda engellemez ve BT ekibine başka ağır operasyonel bir yük oluşturur. Gartner’a göre bu alanda lider olan satıcılar Bit9, Carbon Black, Guidance Software, Mandiant ve ManTech/HBGary.

Gartner’ın belirttiğine göre; optimal bir yeni nesil tehdit koruma stratejisi genellikle en az iki ‘stil’ içermelidir. Ör-neğin ağ trafiği analizi artı ağ analizleri, ya da yük analizi artı ağ analizi gibi.

Siber güvenlik, günümüzün hiper-bağlantılı dünyasın-da en öneli konulardan bir tanesidir. Ancak kuruluşların dijital savunmasını bir şekilde onlara gereksiz yere ayak bağı olmadan işlerini yapmak için izin verip öte yandan da korumak için bir denge var. Yeni gelecek neslin, daha hare-ketli, daha sosyal, bulut hizmetlerine daha fazla güvenen ve Windows platformuna daha az odaklı olmaları açık bir gerçek. Kuruluşların ve onların müşterilerinin acil güvenlik tehditlerinin ötesine bakma ihtiyacı açıkça ortada. Bu gibi durumlarda güvenlik uzmanlarından ileri planlama konu-sunda yüksek güvenlikte haritalar talep edilecektir.

Ne yazık ki, BT’nin birçok alanında olduğu gibi, uygun yetenekli güvenlik uzmanları sıkıntısı var. Ykarıda göster-diğimiz araştımanın bir başka sonucu ise katılımcıların % 50’sinin yetenekli kaynakların eksikliğinin değer yaratma için bir engel olduğu ve % 31’i yönetici düzeyinde farkın-dalık ve desteğin eksik olduğundan bahsediyor. Bu durum geçerli çalışma uygulamaları ve gelişen dijital koşullar karşısında kuruluşların bir kale zihniyetini kabul etmesi-ni imkansız hale getiriyor. Çalışanlar rutin sosyal ağlara erişmek için mobil cihazlarını, kendi bulut hizmetlerini ve giderek artan bir şekilde Windows olmayan platformlarda kullanacak. Bu durum siber suçluların kurumlara ve diğer ağlara sızmasını kolaylaştıracak. Yeni nesil siber savunma makalemizde de belirttiğimiz gibi bu konuda şirketlere yardımcı olacak, fakat internet gibi gelişmeler küresel sal-dırı yüzeyini büyük ölçüde genişletecek. Siber silahlanma yarışı devam ediyor ve tehlike gittikçe büyüyor.

Page 50: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

50 51

satın alma rehberi

Projeksiyon Cihazı Satın Alırken Dikkat Etmeniz Gerekenler Nerdeyse hemen hemen her toplantı salonunda görmeye alıştığımız projeksiyon cihazları hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Günümüz teknolojisinin geldiği boyut düşünüldüğünde bu konuda yetersiz ve eskiden kalmış bilgilere sahip olabilirsiniz. Bu ay sizler için hazırladığımız satın alma rehberi yazı dizimizde projeksiyon cihazlarını ele aldık. İhtiyaçlarınıza yönelik bir projeksiyon cihazı seçmeniz için sizlere kılavuz olmaya çalışacağız.

Mutlu ÇAVUŞ[email protected]

View

Sonic PJD8633w

Page 51: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

50 51

P rojeksiyon cihazları daha önce ağırlık sınıfında kategorize edildiğinden bu yana çok yol kat ettiler. Günümüzde kategoriler eskiye göre daha anlamlı çeşitlendiriliyor. Kullanım amacına göre (iş sunumları, ev si-

neması ve oyun oynamak) farklı kategoriler oluştu-rabilir veya konumlandırılacak yer (kısa mesafe veya uzun mesafe) için farklı seçimler yapabilirsiniz. Bu örnekleri ihtiyaç doğrultusunda çoğaltmanız müm-kün. Sizlerin ihtiyaçlarınızı belirlemeniz konusunda yardımcı olacak bazı sorular hazırladık. Bu sorulara vereceğiniz cevaplar ile kendinize en uygun projek-siyon modelini seçmeniz mümkün olacak.

Ne Tür Görüntüler Göstermeyi Planlıyorsunuz?Projeksiyon cihazları üzerinde gösterilebilecek dört tür görüntü var. Bunları veri, video, resim ve oyun olarak kategorilendirebiliriz. Her bir projeksiyon bağlantı kablosu ile bağlanabilen kaynaktan ge-lecek görüntüyü gösterebilir ama sadece bir çeşit görüntüyü çok iyi gösterir. Bu yüzden doğal olarak göstermeyi planladığınız görüntüyü en iyi göste-ren projeksiyon cihazını seçmelisiniz. Satılan bazı projeksiyon cihazları veri yada iş için, bazıları ev sineması, ev eğlencesi yada video gösterimi için, bazıları da yeni gelişmeye başlayan bir sektör olan oyuna özel projeksiyonlardır.

Ev sineması projeksiyon cihazları hareketli video gösterimlerinde başarılıyken, veri projektörleri veri görüntülerini (örneğin powerpoint sunumları, tab-lolar ve pdf dosyaları gibi) göstermekte daha iyidir-ler. Başarılı video sunumu gerçekleştiren herhangi bir projektör aynı zamanda resim gösteriminde de başarılıdır. Bu projeksiyon cihazları arasında seçim yapmanız için ilk olarak gösterim yapacağınız kate-goriyi seçmelisiniz. Birden fazla kategoride sunum yapmayı düşünüyorsanız en azından fazla gösterim yapmayı düşündüğünüz kategori grubunu ele alma-lısınız. Eğer hiçbir yerde oyun oynamak için yapılan bir projeksiyon cihazıyla ilgili yorum veya eleştiri bulamazsanız, veri ve videoyu aynı anda gösterebi-len bir projeksiyon cihazı seçmenizde fayda var.

Ne Kadar Taşınabilir Olmak Zorunda?

Projeksiyon cihazınızın yerini ne sıklıkla değişti-receğinizi düşünün. Boyutu, ağırlığı gömlek cebine sığacak kadar küçük ve hafif olan modellerin yanı sıra sadece duvara veya tavana monte edilip kul-lanılabilecek kadar büyük olan projeksiyon cihazı modelleri bulunmakta. Toplantılarda ve tanıtımlar-

da kullanmak için yanınızda taşıyabilecek, arka-daşınızın evine götürüp oyun oynanabilecek veya kullanmadığınızda kaldırabileceğiniz ev sineması olarak kullanmak için doğru boyut ve ağırlıkta bir projeksiyon cihazı seçmelisiniz. Projeksiyon ciha-zını yanınızda taşımayı planladığınız veya ortalıkta gezdirmeyi düşündüğünüz sürece o kadar küçük ve hafif olacaktır.

Hangi Çözünürlüğe İhtiyacınız Var?

Yeni nesil bir projeksiyon cihazının genişleme yuva-sı açısından sunduğu yelpaze beklemediğiniz kadar geniş olabilir. Bir projeksiyon cihazına bilgisayar, video oynatma cihazı, uydu alıcısı, oyun konsolu, akıllı telefon veya bir Tablet PC üzerinden görüntü aktarmanız mümkün. Kullandığınız cihazın sundu-ğu çözünürlük bir yana sahip olduğunu projeksiyon cihazının sunduğu çözünürlük sizin için görüntüleri sınırlayan tek unsur olacak. Projeksiyon cihazları görüntüleri kendi varsayılan çözünürlüklerine doğru bir şekilde sunabilirler.

Eğer veri görüntüleri göstermeyi planlıyorsanız, bu görüntülerin ne kadar detaylı olduklarını düşün-meniz gerekiyor. Tipik bir powerpoint sunumunda SVGA 800 x 600 piksel çözünürlükte görüntü ye-terlidir. SVGA projeksiyon almak sizi daha yüksek çözünürlükte ve maliyette bir projeksiyon cihazı almaktan kurtarır. Ne kadar detaylı görüntü, o kadar yüksek çözünürlüklü ve o kadar yüksek maliyet an-lamına gelir.

Blu-ray video çalarınız varsa video izlemek için en iyi seçim 1080p desteği sunana projeksiyon cihaz-larıdır. Hemen unutmadan belirtelim projeksiyon cihazını kablolu yayın yapan bir TV kutusuna bağ-larsanız bir çok kanaldaki görüntü kalitesinin düşük olacağını unutmamalısınız. 1080p yayın yapan kanal sayısının oldukça düşük seviye olduğunu belirtme-mizde fayda var.

Geniş Ekran Formatına İhtiyacınız Var mı?Videolar ve oyunlar için kesinlikle geniş ekran for-matını destekleyen bir cihaz almalısınız. 16/9 veya 16/10 formatına sahip modeller işinizi görecektir. Günümüzde veri projeksiyon cihazlarında dahi geniş

Page 52: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

52 53

ekran formatı artık varsayılan format olarak yay-gınlaşmaya başladı. Eğer sunumunuzu geniş ekran bir dizüstü bilgisayar ya da monitörde yapıyorsanız, görüntüler geniş ekrandaki projeksiyon cihazlarında daha iyi görünecektir.

Ekran Parlaklığı Ne Kadar Olmalı?Parlaklık için en iyisi diyebileceğimiz bir değer veya bir ayar yok ve projeksiyon cihazının yüksek parlak-lık değeri sunması her zaman iyi olduğu anlamına gelmiyor. Ev sineması projeksiyon cihazını evde ka-ranlıkta kullanmayı planladığınızı düşünürsek, 2000 lümenlik bir değere sahip projeksiyon gözlerinizi yoran çok aydınlık bir görüntü verirken, 1000’den 1200 lümene kadar olan bir projeksiyon cihazı size rahat izlenim olanağı sunacak aydınlık bir görün-tü verir. Diğer yandan genellikle iyi aydınlatılmış yerlerde kullanılması beklenen taşınabilir bir veri projeksiyon cihazı için 2000-3000 lümen doğru bir karardır. Geniş alan-lar için daha aydınlık olanlar tercih edilebilir.

Buradaki anafikir, iyi parlaklık sonu-cunu almak, ortam ışıklandırmasına, görüntünün büyüklüğüne ve hat ek-rana yansıtılırken kullanılan ma-teryale bağlıdır. Eğer evinize veya iş yerinize montaj yapılacak bir projek-tör almayı düşünüyorsanız, en iyisi odadaki ışıklandırma koşullarına ve ekran parlaklığı konusunda size yar-dımcı olabilecek bilgili bir kaynaktan satın almak. Eğer iki model arasından seçim yapmaya çalışıyorsanız, 2000 lümen ile 2200 lümen gibi ufak fark-

ların önemli olmadığı aklınızda bulunsun.

Projeksiyon cihazının size iki kat daha parlak gö-rünmesi için, iki kat daha fazla lümen ihtiyacınız var demektir. İstisnalar olsa da, bir projeksiyonun gerçek parlaklığı, değerlendirilen parlaklıktan biraz daha az olma eğilimindedir. Bunun unutmamanızda fayda var.

Kontrast Oranını Çok Ciddiye AlmayınKontrast oranı; projeksiyon cihazının yapabildiği parlak ve karanlık alanların arasındaki ilgili oran-dır. Diğer şeylerin eşit olması halinde, daha yüksek kontrast oranı; ekranda daha canlı, göz alıcı ve detaylı görüntüler gösterir. Fakat diğer faktörlerin bu konuda fazlasıyla etkili olduğunu bilmenizde fayda var. Bir projeksiyon cihazının kontrast oranını bilmek size fazla bir şey söylemez.

Nasıl Bağlamayı Düşünüyorsunuz?Çoğu projeksiyon cihazını bilgisayara bağlamak için üzerinde en azından VGA (Analog), video cihazları için kompozit video bağlantısı bulunur. Eğer bilgi-sayarınızda dijital bağlantı çıkışı varsa genellikle bu bağlantıya HDMI adı verilir, elbette ki projektörü-nüzde de dijital bağlantı olmasını istersiniz ve bu bağlantı türü zayıf sinyalden kaynaklanan piksel tit-remesine sebebiyet veren sorunu da ortadan kaldırır.

Video kaynakları için genellikle ilk sırada tercih edilen bağlantı HDMI’dır. Bazı projeksiyon cihazla-rına Mobil High-Definition Link (MHL) adı verilen

satın alma rehberi

ViewSonic PJD6544w

ViewSonic PJD7533w

Page 53: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

52 53

HDMI portlar ekliyorlar. Bu özellik Android cihaz-lardan bağlantı yapılmasını hatta bazı durumlarda cihazın şarj edilmesini bile sağlıyor. Bazı projektörler de ise Wi-Fi bağlantı mevcut. Bunun yanı sıra birçok projeksiyon cihazı isteğe bağlı olarak USB depolama birimi üzerinden sunum yapmayı destekleyen ve USB portuna uyan kablosuz adaptör aracılığıyla Wi-Fi bağlantısı da sunar. Bu konularında görüntü aktarımı konusundaki seçimde göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Nasıl Bir Teknoloji İstiyorsunuz?Bugünün projeksiyon cihazları dört çeşit görüntü-leme teknolojisine bağlı olarak üretiliyor. DLP, LCD, LCOS ve lazer tarama. (Lazer taramalı projeksiyon cihazlarını, DLP ya da LCOS gibi gerçekte lazer kullanarak resim çizen ve lazeri ışık kaynağı olarak kullanan projektörlerle karıştırmayın.)

Pahalı olmayan DLP projeksiyon cihazları ve bazı LCOS bazlı pico projeksiyonlar, buna veri ve video projektörleri de dahil olmak üzere, hep birden kendi ana renklerini yansıtırlar. Bu ekranda gökkuşağı efekti oluşmasını sağlar. Ekranda ışıklı alanların küçük gökkuşakları halinde kırılması bazı insanlar için bakışlarını kaydırmaya ya da ekranda bir şey hareket ediyormuş hissi yaratır. Uzun seanslarda bu durum bazıları için rahatsızlık verici olabilir. LCD projeksiyon cihazlarında bu problem yaşanmıyor, ama bu sorun eşdeğer projektörler için daha büyük ve daha ağır olma eğilimindedir. Ama ortak kanıya göre standart boyuttaki LCOS projeksiyon cihazları en iyi görüntü kalitesini veriyor. Ama DLP ve LCD projeksiyonlara kıyasla daha büyük, ağır ve çok daha pahalıdır. Lazer taramalı projeksiyon cihazı çok faz-la bulunmadığı için bir genelleme yapmak şu an için zor. Ancak lazer kullanmanın en iyi avantajı, görün-tünün odaklanmaya ihtiyacı olmaması. Ses İhtiyacınız Ne Durumda?Birçok projeksiyon cihazına ses cihazı eklemeniz mümkün olmuyor. Eklenenlerin de genelde taşı-nabilir projeksiyonlara göre ağırlık açısından çoğu zaman çok gereksiz olduğu düşünülüyor. Eğer su-numlarınız ya da video izleyeceğiniz zaman yüksek ses kalitesine ihtiyacınız olursa, cihazdaki ses çı-kışlarının yeteri kadar iyi kalitede ve ihtiyaçlarınıza yönelik ses sunacağından emin olmalısınız. Ev video sistemi veya monte edilmiş ofis sistemleri için ayrı bir ses sistemi kullanmak daha iyi bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Bunu unutmamakta fayda var.

3D’ye İhtiyacınız Var mı?Eğitim, iş, ev, video ve oyun uygulamaları için 3D görüntü göstermek şu anda çok revaçta olan bir özellik ve her geçen gün her yeni projeksiyon cihazı 3D desteği olduğunu iddia ediyor. Ne yazık ki, bir çok 3D şema mevcut, ama bir projeksiyon cihazının 3D desteğinin olması elinizdeki kaynakla çalışacağı anlamına gelmiyor. Elinizdeki 3D kaynakla birlikte çalıştığından emin olmadan 3D projeksiyon cihazı almayın.

Küçük Bir Odada Büyük Görüntülemeye mi İhtiyacınız Var?Son olarak, kısa mesafede gösterim yapay (short distance) projektör isteyip istemediğinizi düşünün. Kısa mesafe projeksiyon cihazları dar alanlarda geniş boyutta görüntü almanızı sağlar ve insanların projeksiyonun önüne geçip görüntüyü engelleme riskini tamamen minimize eder. Uluslararası olarak kısa mesafe kabul edilen herhangi bir ölçü yok ama bazı projeksiyon cihazları 180 cm’lik bir görüntüyü 3,5 - 4 metre gibi uzaklıktan yansıtabilir. Bazı kısa mesafe projeksiyon cihazları 1 - 1,5 m mesafe ge-rektirir. Ultra kısa mesafe projeksiyon cihazları için sadece cm’ler gerekir. Uzun mesafe lensli projeksi-yon cihazları konferans salonları ve küçük toplantı odaları için kullanılabilir.

Genel olarak bir projeksiyon cihazı satın almadan önce yukarıda bahsettiğimiz soruları kendinize sor-manızda fayda var. Bu sorulara vereceğiniz yanıtlar size seçim konusunda yardımcı olacak ve zaman kaybını ortadan kaldırarak ihtiyaçlarınıza yönelik bir ürün almanızı sağlayacak.

ViewSonic PJD6345

Page 54: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

54 55

internet

Snowden’ın Ardından İnternet Yeniden Tanımlanıyor2013 yılında yaşananlardan dolayı internet çağı ikiye bölündü. Bu yıla kadar internet, küresel bilgi ve iletişim aracıydı ancak Edward Snowden ’in açıkladığı belgelerden sonra, internetin hükümetler ve özel sektör için küresel gözetleme makinesi olduğu ortaya çıktı.

Birleşik Devletler Ulusal Güvenlik Ajansı’nın (NSA) çok büyük ölçüde istihbarat elde ettiği biliniyordu. Aslında elde edilen bilgi, son 60 yıl-dır “Beş göz” anlaşmasıyla yaptıkları (İngiltere, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda) ortaklaşa bir

eylemdi. Bilinen, daha doğrusu tahmin edilen olası küresel nükleer savaş tehditleri, soğuk savaşın bitmesiyle sona erdi ve 11 Eylül saldırıları sonucunda terörist tehdidinin sadece Çin ve Sovyetlere odaklanmanın yeterli olmadığını, “Beş göz ”ün her yerden gelecek tehditlere karşı odaklan-ması gerektiğini açıkça gösterdi.

Sürpriz olan şeyse, NSA’in topladığı verilerin kapsamı ve ölçüsü. Belirli bir rutinde topladığı bilgiler, büyük internet servis sağlayıcılarının muazzam miktardaki kullanıcıla-rının gizli faaliyetleri sayesinde, bu servislerin dahili veri trafiğini karıştırıyordu. Daha önceleri Avustralya Federal

Polisinin İleri Teknoloji Merkezinin başında olan ve şu anda Canberra Üniversitesi İnternet Güvenlik Mer-kezi Müdürü olan Alastair MacGib-bon “Snowden Dosyalarından açığa çıkanlar, kesinlikle internette bilgi akışını anlayışının tanımını yeniden yazdığını” söyledi.

MacGibbon,“Snowden, garip bir şekilde, dünya çapındaki devletlerdeki çoğu insanlara kıyasla hatta özellikle batı devletleri şöyle bir düşününce, alt düzeydeki insanlara gizlilik ve güven-lik açısından bu tip soruları sordura-rak iyilik yapmış olabilir. Muhtemelen buna benzer birkaç olay, hepimizin çok uzun zamandır konuştuğu gizlilik ve güvenliği önemsememizi sağlar.

Elbette ki çok fazla değişik kullanıcı davranışı görmedik. Büyük bir ihtimalle batı ülkelerinde, istihbarat edinmenin kayıp olmasından daha fazla, güvenliği geliştirmenin eko-nomiye daha fazla yararı vardır” dedi.

Bölgesel Gerginlikler2013 yılı biterken, Avustralya Hükümeti, casusların Endo-nezya’nın üst düzey devlet görevlilerini, hatta Devlet Baş-kanının eşinin mobil telefonlarının dinlenmesinin ortaya çıkmasından kaynaklanan gerginliği henüz çözemediler.Endonezya Başkanı Susilo Bambang Yudhoyono’nın suratı asıldı. IBRS’de çalışan bir güvenlik analisti James Turner’a göre, bu olay, Endonezya gibi pek çok devletin ortak nok-tası olan, “Beş Göz” ortaklığının özellikle beyaz ve İngilizce konuşan milletlerden oluştuğu ve kendilerini bu dünyanın doğal liderleri olarak görmelerinden kaynaklanan sorunu ortaya çıkardı.

Yavuz ŞAHİ[email protected]

Page 55: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

54 55

Gözetlenmiş olmanın küskünlüğü ve korkusu IT satıcılarının, özellikle şeffaflık ilkesinin geçerli olacağı, BRIC ülkelerinde (Çin, Rusya, Brezilya, Hindistan) uluslararası satış kaybına uğramaları söz konusu olduğunu söy-leyen MacGibbon, “Umarım servis sa-tan şirketler, nereli olurlarsa olsunlar, hâlihazırdaki ve gelecekteki müşteri-lerine, ağlarında bir aktivite meydana geldiğinde bu tip olasılığı azaltmak için tedbir alabilirler” dedi.

Sağlayıcılar da kendi pazarlama ve satış konuşması konusunda dikkatli olmalı ve güvenlik özellikleri açısın-dan ne anlama geldiği konusunda belirleyici olmaları gerekiyor. “Güçlü kullanıcı erişim kontrolleri”, “endüstri standardı şifreleme ”ve ya “kapsamlı bir koruma” gibi belirsiz tanımlar olmamalı.

“Beş Göz” dışındaki ülkelerden bazı satıcıların zaten şeffaflık ihtiyacından dolayı strese girmeleri dikkat çekti. Finlandiya’da F-Secure’dan Mikko Hypponen, hükümetlerin kanun gö-revlileri ile işbirliği yaparken, müşte-rilerin bilgisayarlarına fark edilmeden kendi yazılımını yerleştirmek için izin vermeyi kapsamadığını açıkça belirtti.Kaspersky laboratuvar şefi Eugene Kaspersky’nin son zamanlarda yaptığı Avusturya gezisinde; ABD pazarı için olan bir yazılımın Washington’daki Rus olmayan ABD vatandaşları tara-fından kaynak kodundan nasıl derlen-diğini açıkladı. Ana kaygılardan biri de Snowden’in açığa çıkardıklarından

bazıları NSA’in zayıflıklarıydı. Birey-sel olarak bakarsak çoğu insana göre NSA’nın kişisel bilgileri alıp almadı-ğının bir önemi yok. Asıl ilgiyi çeken onların dahili kontrol ve denetimleri. NSA kendi verilerini dahi koruyama-yacağını kanıtlamış oldu. Çünkü birisi gizli belgelerle öylece çıkıverdi. Peki, o kadar yılda diğer insanlar nelerle çıktılar? Askeri ve özel sektör arasın-daki birçok karmaşık bağlantıları göz önüne alındığında, şirketlerden gelen ve giden kişisel bilgilerin ne kadarının NSA ya da özel sektör ortakları tara-fından ihlal edildiği merak konusu.

Asıl Olay ŞeffaflıkPolisin halka karşı sorumluluğu var. Bilinen kanunları bilinen ortamlarda uyguluyorlar. Onları arabalarını kulla-nırken görüyoruz. Bütçelerini biliyo-ruz. Hâlbuki istihbarat büyük kara bir kutu. Artık olay nükleer silahların atıl-ması korkusuyla izlenmesi ya da çalı-nan plütonyumun takip edilmesinden ibaret değil. Potansiyel tehlike artık herhangi birini herhangi bir zaman izleyebilmek ve birinin başkası yerine geçip herhangi bir yerde olabilmesi.

Bütün bunlar arasında en önemli ders, güvenlik duvarı ve anti-malware korumaları gibi bilgi güvenliğinde-ki savunma birimlerinin tamamen ölmüş olması. Muhtemelen Snowden dosyaları da bunu kanıtlamaya yar-dımcı oldu. Eskiden verinin güvenilir üçüncü taraflarda bulunduğu veya diğer ağlar üzerinden giderse gibi şey-ler hakkında konuşuyorduk. Eskiden, kullanıcı erişimi ve kontrolü, nokta-

dan noktaya şifreleme ve buna benzer şeyler konuşulurdu. Ama şimdi daha ileriye gitmeliyiz.

Birçok şirket bulut sistemini kulla-nırken, büyük çapta servisler kullan-dıklarının farkında değiller. Orada organizasyonlara ait olan veriler, belki de istihbarat birimleriyle birlikte çalışan şirketler arasındaki sunucu-larda taşınıyor olabilir. Bu çok daha kötüye gidecek ve daha karmaşık bir hale gelecek. Akıllı arabanız garajda dururken, siz daha arabaya binmeden sonraki sigorta primi için anlaşma yapacak. Değişik sigorta şirketlerine ne kadar hızlı kullandığınız veya ona benzer araba kullanma alışkanlıkları-nızı çalar saatiniz sizi daha uyandır-madan önce bildirecek. Her girişim, iş yararına bilgi toplama ve paylaşma yaptığı için ufak çapta bir NSA’ya dö-nüşecek. Hatta tıbbi kayıtlar bile gizli-liğe saygı duymayan ülkelerde küresel bilgi pazarında ilgi odağı olacak.

Muhtemelen şimdiyle 2020 arasında olacaklar iyiye gitmek yerine daha da kötüye gidecek. Gizlilikten pek kork-mayan rahat bir nesil geliyor. Gerçek-ten önemli olan bir şey ise, bir organi-zasyonun zayıflığı bir kişiye bağlıdır. Bir insanı incelemek yeterli değil, onlarla iyi bir mülakat yapmak yeterli değil, onların geçmişlerini bilmek yeterli değil. Onların kim oldukları ve genelde sürekli olarak uğraştıkları şeylerle ilgilenmek gerekiyor. Eğer bu süre içinde birisi Snowden’le ilgi-lenmiş olsaydı yaptıkları için kırmızı bayrak sallanırdı.

Page 56: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

56 57

eğitim

Rekabette Öne Geçmenin Yolu Eğitimden GeçiyorYeni yıla yeni bir kariyerle ya da kariyerde bir basamak yükselerek girme hayalleri kuruyorsanız, belki de bu yaz tatil hayalleri yerine, kariyer hayallerinizi gerçekleştirecek eğitim yatırımına odaklanmanız gerekiyordur.

İster kariyerinde bir sonraki basamağa tırmanmak iste-yen bir profesyonel, ister rekabette öne geçmek zorun-da olan bir şirket olalım. Başarı söz konusu olduğunda ilk yapmamız gereken yeni teknoloji yatırımlarının yanında, çalışanlarımız ya da kendimizin bu yöndeki

yeterlilik ve yeteneklerini gözden geçirmek ve güncelle-mektir. Peki, işe nereden başlayacağız? Çalışanlarımızın yaptığımız yatırımları en verimli şekilde kullanabilmesini nasıl garantileyebiliriz? Yahut bir BT profesyoneli olarak şirketimizin beklentilerini nasıl karşılar ve kariyerimizde yükselebiliriz?

Ne yazık ki gerçek dünyada bunu başaracak sihirli bir değnek yok. Ancak sihirli olmasa da sizi başarıya taşıya-cak teknolojiler ve bunları şirketinizde en verimli şekilde kullanmanızı sağlayacak eğitimler mevcut. Elbette farklı alanlara odaklanmış çok sayıda teknoloji geliştirici şirket var. Bu noktada altyapıda Layer 2’den Layer 7’ye kadar her türlü çözümü bir arada sunabilmesi ve büyük kurumların eleman ilanlarında ön koşul olarak yer alan en popüler ser-tifikasyonların sahibi olması dolayısıyla işe önce Cisco’nun eğitimlerini masaya yatırmakla başlıyoruz. Dahası Cisco sertifikasyonuna sahip olmanın diğer teknoloji geliştirici-

Ömer [email protected]

Page 57: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

56 57

lerinin eğitimlerini almayı kolaylaştırıyor olmasıda cabası. Yani “kariyerime nasıl yön vereceğim” ya da “çalışanları-ma nasıl yatırım yapacağım” diye karar kara düşünmeyi bırakın. Hazırladığımız bu eğitim rehberi ile doğru kişileri doğru eğitime ulaştırıyoruz.

Eğitimlere Katılmak İçin Bir Ön Koşul Gerekiyor mu?Şirketlerin BT altyapısı içinde hemen her cihaza yönelik çözüm sunması nedeniyle artık her BT çalışanın sahip olması gereken bir sertifikasyon halini alan Cisco sertifi-kasyon eğitimlerinin bir ön şartı olup olmadığı, akla gelen ilk sorulardan biri elbette. BT Eğitim Kıdemli Danışmanı Cumhur Kızıları, “Öncelikle hangi eğitim alınırsa alınsın, başarının eğitimi alacak olan kişinin bilgi, beceri, ilgi ve azmiyle alakalı olduğunu belirtmeliyim. Çünkü bu sayede kişi eğitimden aldığı bilgileri güncel hayata başarıyla geçi-rip, işinde ve kariyerinde yükselebilir. Bunun yanında tüm eğitimler Türkçe olarak verilmekle birlikte, İngilizce bilgisi olmazsa olmazların başında geliyor. Zira hangi üreticinin eğitimini alırsanız alın, ekipman ve dokümanların yüzde 90’dan fazlası İngilizce. Ayrıca üreticiler tüm eğitim dokü-manlarını, sınav sorularını ve cihazların kullanıcı arabi-rimlerini çoğunlukla İngilizce hazırlıyorlar. Yani eğitime ve konulara daha hızlı adapte olmak açısından temel seviye-nin üzerinde bir İngilizce bilgisi şart. ”

Evde mi Çalışalım? Kursa mı Gidelim?Devasa web kütüphanesi, her bilgiye ulaşmamıza izin verdiği gibi, Cisco sertifikasyon sınavına hazırlanmayı sağlayabilecek pek çok dokümantasyonu da biz BT pro-fesyonellerine sunuyor. Bu noktada eğitim kurumlarında eğitim almanın en önemli avantajı, gerçek hayatta birebir çalışmak gereken cihazlara dokunarak, gerçek olay senar-yoları ile çalışmak olarak öne çıkıyor. Bu noktada eğitim kurumu eğer, danışmanlık ve satış öncesi/sonrası hizmeti de veriyorsa, size sorun çözme anlamında gerçek yaşam-dan deneyimler aktarabiliyor. Elbette uzman eğitmenler ve sektörden meslektaşlarla kurulan bu “networking” sayesinde ihtiyaç duyduğunuz an danışacağınız güvenilir “dostlara” sahip olmak da cabası. Bu noktada hangisinin sizin için daha iyi olduğuna karar vermek, siz BT profesyo-nellerine kalıyor.

Hangi Eğitimden Başlamalı?Cisco sertifikasyon eğitimleri temel olarak farklı ustalık seviyesini gösteren dört başlıktan oluşuyor. Bunlar sırasıy-la CCENT (Cisco Certified Entry Networking Technician), CCNA (Cisco Certified Network Associate), CCNP (Cisco Certified Network Professional) ve CCIE (Cisco Certified In-ternetwork Expert). Her sertifikasyon bir sonraki için kapı aralıyor. Yani bir CCNA sertifikası almadan CCNP sınavına girilemiyor. Bu konudaki tek istisna ise en yüksek sertifi-kasyon olan CCIE’de. Zira bilgi ve tecrübesine güvenen her

BT profesyoneli bir ön koşul olmaksızın bu sınava gire-biliyor. Bunun yanında her üçü de alt uzmanlık dallarına ayrılıyor. Bunlar Data Center, Security, Routing&Swiching, Video, Service Provider, Service Provider Operations, Voice (Collaboration) ve Wireless. Cisco dünyasına girişte doğru basamak olan CCNA’de almanız gereken ilk eğitim ise CCNA Routing&Switching sertifikasyon eğitimi.

Önce Temel Atalım: CCNACCNA Routing&Switching’in alınacak en temel ve önemli eğitim olduğunu söyleyen Cumhur Kızıları, uzmanlaşmak istediğiniz ana dal ne olursa olsun, önce R&S dediğimiz bu eğitimi almanızın ve ardından CCNA seviyesindeki diğer uzmanlık dalına yönelmenizin gerektiğini vurguluyor. Bu noktada CCNA R&S’in tüm eğitimler arasında, 112 saat ile (3,5 ay) en uzun süreli eğitim olduğunu da belirtelim. Kızıları bunun nedeninin CCNA R&S eğitiminin üretici bağımsız olarak temel network bilgisi verilmesi olduğunu söylüyor.

■ KİMLER ALMALI: Ağ teknolojileri konusunda çalışan veya çalışmak isteyen kişiler.

■ NE ÖĞRENİRSİNİZ: Öncelikle CCNA R&S programını bitiren kişiler, temel olarak LAN, WAN yapıları kurabilir router, switch gibi cihazlar üzerinde, gerekli ayarları ve bakımları yapabilir düzeye ulaşırlar. Bunun üzerine alacakları Voice, Security gibi diğer uzmanlık program-larında ise alana ait temel bilgilerin yanında küçük ve orta ölçekli yapılarda kullanılan ilgili ekipmanlarda ihtiyaca yönelik konfigürasyon, kurulum ve sonrasında yönetim için gerekli ayarları öğrenirler.

■ ORTALAMA GELİR BEKLENTİSİ: CCNA sertifikalı BT pro-fesyonellerinin Türkiye’de ortalama 1.500 ila 2.500 TL arasında geliri olduğu gözleniyor.

Bir Basamak Daha Yükselmek: CCNP İlk sertifikanızı elinize aldınız ama şirketiniz yükselmeniz için sizden uzmanlığınızı göstermenizi, yani bir üst sertifi-kasyona sahip olmanızı istiyor. Yahut çalıştığınız altyapıda çok sık sorun yaşanıyor ve şirketiniz sizden sorun çözme konusunda uzmanlaşmanızı istiyor. Yapmanız gereken şey bu noktada belli. Uzmanlığınızın olduğu alanda CCNP seviyesindeki sertifikasyonu almak. Örneğin CCNA R&S ve sonrasında CCNA Wireless sertifikasyonlarına sahipseniz, bu noktada yapmanız gereken CCNP Wireless sertifikasyo-nu için kolları sıvamak. ■ KİMLER ALMALI: En az bir yıldır bu alanda çalışmakta

olan ancak, bilgi ve tecrübesini büyük ölçekli orga-nizasyonlardaki karmaşık altyapılarla çalışabilecek duruma getirmek isteyen kişiler.

■ NE ÖĞRENİRSİNİZ: Karmaşık BT altyapılarında kurulum, bakım ve ayarların gerçekleştirilmesinin yanında, bu sertifika eğitiminin en önemli farkı, karşılaşılabilecek

Page 58: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

58 59

sorunları çözmeyi öğreten bir içeriğe sahip olmasıdır.■ ORTALAMA GELİR BEKLENTİSİ: CCNP sertifikalı BT pro-

fesyonellerinin Türkiye’de ortalama 3.000 ila 5.000 TL arasında geliri olduğu gözleniyor.

Merhaba Profesör: CCIE Cisco sertifikasyonları içindeki en üst seviye olan CCIE, dolayısıyla da alınması en zor olanı. BT Eğitim Kıdemli Danışmanı Cumhur Kızıları, bunun en önemli nedeninin sınavda çok kısıtlı bir zamana karşı yarışıyor olmaktan kaynaklandığını belirtiyor ve ekliyor; “Gerçek hayatta bir gün bile sürse çözebileceğiniz bir problemi bir saatte çöz-meniz beklendiğinden, bilgi seviyesi yeterli olduğu halde laboratuvar sınavından kalanlarla çok sık karşılaşıyoruz. Bu nedenle sınava yönelik eğitim, çok önemli bir pratik kazandırdığından büyük fayda sağlıyor,” diyor. Diğer sertifikalardan farklı olarak herhangi bir sertifika ön koşulu gerektirmeyen CCIE sertifika sınavına, bilgi seviye-nize güveniyor ve zaman odaklı sorun çözme deneyimine sahipseniz girebiliyorsunuz. CCIE sınavının iki aşamadan oluştuğunu belirtelim. İlk aşama bilgi seviyenizin yeterli olduğunu ölçmek için yapılan yazılı sınav. Yazılı sınavı geçtiğiniz takdirde, zamana karşı yarışacağınız laboratuvar sınavına girebiliyorsunuz. Cumhur Kızıları, bu noktada Türkiye’de sadece CCIE R&S sınavının Mobil Lab üzerinden yapılabildiğini hatırlatıyor. Yani eğer Voice, Security gibi diğer branşlardaki sınavlara girmek istiyorsanız sınav için bir de seyahat planı yapma-nız gerekiyor. Zira diğer sınavlar Belçika, Dubai, ABD gibi ülkelerde yapılıyor.

■ KİMLER ALMALI: Temel olarak uzun yıllardır sektörde çalışan (en az 3-5 yıl), kıdemini yükseltmek isteyen sertifikalı ya sertifikasız tüm profesyoneller, bilgi sevi-yelerinin yeterli olduğuna inandıkları takdirde, sınava hazırlanmak için bu eğitimi alabilirler.

■ NE ÖĞRENİRSİNİZ: CCIE, eğitiminin en önemli özelliği en zor problem senaryoları üzerinde bilgi ve dene-yim kazandırmasının yanında, kişilere sınava yönelik zaman odaklı çalışma pratiği kazandırmasıdır. Bilgi

seviyeniz için endişeleniyorsanız uzun dönemli bu eğitimden alabilirsiniz. Sadece sınav pratiği elde etmek isteyenler içinse toplam 10 günlük kısa dönemli, Boot Camp uygulama eğitimi bulunuyor.

■ ORTALAMA GELİR BEKLENTİSİ: CCIE sertifikalı BT pro-fesyonellerinin Türkiye’de ortalama 7.000 ila 12.000 TL arasında geliri olduğu gözleniyor ama tecrübenize göre daha fazla kazanmak da sizin elinizde.

Son Dönemin En Popüler EğitimleriEn başında da belirttiğimiz gibi günümüzün sıkı rekabet koşulları şirketleri, bilgi teknoloji altyapılarını sürekli yenilemeye ve geliştirmeye zorluyor. Elbette şirketlerin BT bölümlerindeki bu değişimler, BT profesyonellerinin de buna yönelik eğitimler almasını zorunlu kılıyor. Peki, son dönemin en popüler eğitimleri neler? Her dönem belli eği-timlerin öne çıktığını belirten BT Eğitim Kıdemli Danışma-nı Cumhur Kızıları, “Şu sıralar video konferans tarafından yoğun bir yatırım söz konusu olduğundan, buna bağlı ola-rak video eğitimlerine de büyük bir talep var. Video ile bir-likte, güvenliğin ISE tarafına da yoğun bir talep olduğunu görüyoruz,” diyor. ISE (Identity Services Engine) eğitimi, güvenlik alanında uzmanlaşan BT profesyonellerinin NAC (Network Access Control) temelli yapılarda da uzmanlaş-mak isteyen ve Cisco’nun ISE ürününü kullanması gereken çalışanların alması gereken bir eğitim. Kızıları, Cisco’nun bu yeni ISE cihazlarının sektörde yeni olmakla birlikte, büyük ilgi çekti ve bunun sonucunda da hem cihaza hem de ona yönelik eğitimlerde önemli bir artış yaşandığını belirtiyor.

Sözün ÖzüHerkesin tatilde olduğu bu yaz dönemini kendinize ya da şirketinize yatırım yaparak geçirmek yapılacak en akıllıca ve stratejik adım olabilir. Siz de yeni yılda kariyerinizde basamakları tırmak ya da rekabette güçlü konuma gelmek istiyorsanız bu yaz eğitim yatırımı yapmayı düşünebilirsi-niz. Şirketinizde hangi üreticinin teknolojileri kullanılırsa kullanılsın, dosyamızın BT sektörünün ülkemizdeki gelişi-mi için eğitimin önemini gösterebildiğine inanıyoruz.

eğitim

Page 59: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

58 59

Kariyeriniz Yükselmeye Buradan BaşlıyorDünyanın herhangi bir yerinde ve şirketinde BT alanında kariyer edinmek isteyen profesyonellerin ilk durağı olan BT Eğitim, Türkiye’nin lider Cisco Eğitim İş Ortağı olarak tanınıyor. BT Eğitim, Cisco sertifikalı mesleki eğitimlerin yanı sıra, Cisco teknolojileri alanında danışmanlık, teknik destek, satış öncesi ve sonrası hizmetleri de veriyor. Bu çerçevede Türkiye’nin en büyük şirketleri ve kamu kurumları ile dünyanın lider şirketlerinin iletişim, veri merkezi ve güvenlik altyapılarına imza atıyor.

Şirket, Türkiye’deki kamu kurumlarının yüzde 60’tan fazlasının ve Türkiye’nin ilk 500 şirketinin yüzde 70’e yakınının bilgi teknolojileri altyapı kurulumlarını sağlıyor ve eğitimlerini veriyor. BT Eğitim’in sunduğu en önemli avantaj da işte bu

noktada ortaya çıkıyor: Akademik düzeydeki bilgi ile saha-da elde edilen benzersiz deneyimler bir arada sunuluyor. BT Eğitim, gerek global çapta ödüllü eğitmenleri ve son teknoloji laboratuvarları, gerekse gerçek saha deneyimleri-ni içeren “case study” içerikli eğitimleriyle bugün sektörde haklı bir üne sahip.

Kariyerinde zirveye oynamak isteyenlerin güvendiği adres olmayı başaran BT Eğitim, bugüne dek 60 öğrencisinin CCIE sınavını geçerek bu sertifikasyonu elde etmesine yardımcı oldu. Bir eğitim kurumunun güvenilirliğini ve kalitesini ortaya koyan bu başarının yakınına ulaşabilen bir başka eğitim kurumu olmadığını da belirtmek gerek. Bunun yanında BT Eğitim, kurulduğu günden beri ise 8.000’den fazla bireysel ve 4.000’den fazla kurumsal eği-tim vermiş bulunuyor.

Ödüller de BT Eğitim’i İşaret EdiyorBilgi teknolojileri alanında kariyer sahibi olmak ya da mevcut kariyerinde yükselmek isteyen tüm profesyonel-ler için, eğitim alacakları kurumun donanım altyapısı

kadar, eğitmen kadrosunun donanımlı olması da büyük önem taşır. Bu gerçeğin bilincinde olan BT Eğitim, son iki yılda yaptığı 2 milyon doların (GPL) üzerindeki teknoloji yatırımı kadar, Türkiye’nin en çok CCIE ve CCSI sertifikalı eğitmenine sahip (13 kişi) Cisco Eğitim İş Ortağı olması ile de haklı olarak övünüyor. Ancak, şirket yakın zamanda bu övünçlere birkaç tane de ödül eklemiş bulunuyor.

Kurulduğu günden bu yana pek çok ödüle layık görülen BT Eğitim, bu yılın mart ayında Los Angeles’ta düzenlenen Global Eğitim İş Ortağı Konferansı’nda (Global Learning Partner Conference), EMEAR Bölgesi’nde Yılın Eğitim Kurumu ödülüne layık görüldü. Dahası aynı etkinlikte BT Eğitim’in üç eğitmeni de, bir Cisco eğitmenine verilen en yüksek onur olan, “Quality Instructor Award” ile ödüllen-dirildi. Global çaptaki ödüllerin ardından, BT Eğitim’in mayıs ayında Antalya’da düzenlenen Cisco İş Ortakları Zirvesi’nden de ödülle dönmesi elbette sürpriz olmadı. BT Eğitim, Türkiye’de de İş Birliği dalında Yılın Eğitim İş Ortağı ödülü ile onurlandırıldı.

İTÜ’den BT Eğitim’e, 3’ten 44’eBugün Ankara ve İstanbul ofislerinde toplam 44 çalışanıyla hizmet veren BT Eğitim, 2001 yılında Bülent Morten ta-rafından, üç kişilik bir ekiple kuruldu. Ancak, BT Eğitim’in kökleri, 1999 yılında yine Bülent Morten’in yönetiminde İstanbul Teknik Üniversitesi’nde kurulan Cisco Networ-king Academy Programı’na dayanıyor. Program o dönemde CCNA (Cisco Certified Network Associate) sertifikasının yanı sıra ağ teknolojileri konusunda çalışacak kişilere mesleki eğitim verme amacı ile kurulmuştu. Programın gördüğü büyük ilgi sonucunda, katılımcılara sağlanan eği-tim kalitesini üst seviyelere taşımak için gereken esnekliğe ve geniş imkan kabiliyetine sahip olma ihtiyacı ise, 2001 yılında BT Eğitim’in kurulmasına yol açtı. BT Eğitim, bu-gün son teknoloji laboratuvarları, her sektörden deneyime sahip ekibi ve ödüllü eğitmen kadrosuyla bilgi teknolojileri alanında kariyer yapmak ya da mevcut kariyerinde yüksel-mek isteyen tüm profesyonellerin yanında bulunuyor.

Page 60: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

60 61

BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz [email protected].

donanım

Page 61: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

60 61

HTC’nin BoomSound ses sistemiyle donatılan HTC One Mini 2, ekstra bir ses sistemine ihtiyaç duymadan müzik dinlemenizi sağlıyor. BoomSound’ın sağladığı bir diğer avantajsa, dahili amfilerle desteklenen güçlü ses sisteminin telefon çaldığında duymama prob-lemini ortadan kaldırması. HTC One Mini 2’nin ön bölümünde 5 mega piksel çözünürlüğünde ön kame-ra bulunuyor. Artık selfie/öz çekim kamerası olarak adlandırılan bu kamerayla, Full HD 1080p 30 fps video kaydı da yapabiliyorsunuz. Telefonun güç tuşu ve 3.5mm bağlantı noktası bulunuyor. Ses tuşları sağ bö-lümde konumlandırılırken, hemen üzerinde 128GB’a kadar arttırılabilen microSD kart yuvası bulunuyor. One Mini 2‘nin sol bölümündeyse SIM kart girişi yer alıyor. Belirtmeden geçmeyelim, HTC’nin yeni model-lerinde olduğu gibi HTC One Mini 2’de de nano SIM kart kullanmak gerekiyor.

Telefonun arka bölümüne geçtiğimizde bizleri One M8’de kullanılan Duo Camera yerine 13 mega piksel çözünürlüğündeki tek kamera karşılıyor. Otomatik netleme yapabilen kamera LED flaşla desteklenirken, 4128x3096 piksel çözünürlüğünde fotoğraflar çek-menizi ve 1080p 30 fps çözünürlüğünde video kaydı yapmanıza imkan sağlıyor.

HTC One Mini 2’ye, Qulacomm’un Snapdragon 400 çip-seti güç veriyor. Çipset içerisinde 4 çekirdekli 1.2 GHz Cortex-A7 işlemcisi ve Adreno 305 grafik yongası bulu-

nuyor. Düşük güç tüketimiyle dikkat çeken Cortex-A7 işlemcisinin performansının yeterli olduğunu rahatlık-la söyleyebiliriz. Ayrıca 1GB RAM ile desteklenen HTC One Mini 2’de 16GB dahili depolama alanı bulunuyor. Android 4.4.2 KitKat işletim sistemiyle gelen One Mini 2, HTC’nin Sense 6 ara yüzünü kullanıyor.

HTC One Mini 2’nin abisi gibi akıllı telefon pazarının en şık modelleri arasında. Tek parça alüminyum-dan üretilen telefon, One M8’de olduğu gibi özel bir işlemle birleştiriliyor. Fırçalanmış metal gövdesiyle farklı bir deneyim yaşatan HTC One Mini 2’yi tek elle rahatlıkla kullanabiliyorsunuz. Mini sınıfında Android işletim sistemli bir akıllı telefon almayı düşünüyorsa-nız, HTC One Mini 2 ilk tercihleriniz arasında olmalı.

HTC One Mini 2Mini Sınıfının En Yakışıklısı

HTC’nin amiral gemisi HTC One M8’in küçük kardeşi HTC One Mini 2 abisinin tasarım özelliklerini benimseyerek daha küçük boyutta karşımıza çıkıyor. One M8’deki 5 inçlik ekran One Mini 2’de yerini 4.5 inç boyutundaki 720p çözünürlüğündeki ekrana bırakmış durumda. Gorilla Glass 3 teknolojisinin kullanıldığı ekran, 326 ppi piksel yoğunluğuna sahip.

Teknik ÖzelliklerEkran: 4.5 inç Super LCD2 1280x720pİşlemci: 4 çekirdekli 1.2GHz Cortex-A7 Qualcomm Snapdragon 400 Grafik İşlemcisi: Adreno 305

Kamera: 13Mp arka/5Mp önBatarya: 2110 mAhİşletim sistemi: Android 4.4.2

Kitkat – HTC Sense 6Boyutlar: 137.4 x 65 x 10.6 mmAğırlık: 137 gram

Page 62: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

62 63

donanım

Jabra Rox Wireless, dayanıklı çelik yapısı ve kulağa sabit oturması sayesinde, hareket halinde müzik dinlemeyi sevenler için iyi bir çözüm oluşturuyor. Rox Wireless’in kablo üstü kumandasından çalma listelerinizi ve ara-malarınızı kontrol edebiliyorsunuz. Bu sayede, siz müziğinizi üstün Hi-Fi Dolby ses kalitesiyle dinlemeye devam ederken, telefonunuz da cebinizden çıkmamış oluyor. Rox Wireless’in tasarımı, profesyonel müzisyen-ler tarafından kullanılan, sesi tam olarak ve güçlü bas ile veren kulak içi monitörlerin tasarımına dayanmakta. Kulaklıkların sesini hâlâ yetersiz bulduğunuzda, Jab-ra’nın özel Sound App uygulamasının verdiği Dolby ses ile deneyiminizi zirveye taşıyabiliyorsunuz. Rox Wireless küçük ve hafif bir yapıya sahip. ColorCore EarGels ku-laklık başlıklarıyla dopdolu bir ses ve rahat bir kullanım sunuyor. Ultra aktif olduğunuzda ise, kulaklıkların hiç düşmemesini sağlamak için opsiyonel olarak alabilece-

ğiniz EarWin-gs kulaklık başlıklarını da kullanma-nız mümkün. Aynı zamanda müziğinizi ve YouTube içeriğini üstün ses kalitesi ile sunmayı hedefleyen Hi-Fi Dolby ile de farklı bir deneyim elde ediyorsunuz. Ayrıca size özel bir müzik dinleme de-neyimi için çalma listeleri yaratabilir, müzikleri paylaşa-bilir ve grafik ekolayzerden faydalanabilirsiniz.

Nokia’nın Windows Phone 8.1 işletim sistemini kullanan ilk akıllı telefon modeli Lumia 630 geçtiğimiz günlerde satışa sunuldu. Windows Phone deneyimini bambaşka bir boyuta taşıyan Lumia 630, Word Flow klavye ile daha hızlı yazı yazmanıza, Action Center ile bildirimlerinize kolayca ulaş-manıza ve canlı kutucuklarla giriş ekranını kendi stilinize göre oluşturma imkanı sunuyor. Windows Phone 8.1 işletim sistemiyle gelen telefon, kullanıcıları Windows Phone işletim sistemindeki şikayetlerinden büyük oranda arınmış bir performans sunuyor. Özellikle Action Center’ın gelme-siyle birlikte WP 8’deki bildirim alamama sıkıntısı ortadan kaldırılırken, kullanıcılarının daha dinamik ve canlı bir işletim sistemine kavuşmuş oldular.5 mega piksel çözünürlüğündeki arka kamerayla gelen Nokia Lumia 630’de ön kamera bulunmuyor. Uygun fiyatıyla öne çıkan telefonda 8GB dahi-li depolama alanının yanı sıra 128GB’a kadar genişleyebilen hafızasıyla istediğiniz her şeyi yanınızda taşımanızı sağlıyor. 4.5 inç boyutundaki IPS LCD ekran ve 4 çekirdekli Snapdragon 400 işlemci görev yaptığı Lumia 630, 1830mAh kapasiteli bataryasıyla 600 saate kadar bekleme süresi sunuyor. Nokia’nın her zaman olduğu gibi canlı renkleri tercih ettiği Lumia 630 modeli, Windows Phone deneyim yaşamak isteyen kullanıcılar için iyi bir başlangıç olabilir.

Jabra Rox Wireless Hem Kablosuz Hem Kayıpsız

Nokia Lumia 630Windows 8.1 İle Daha Verimli

Teknik ÖzelliklerBağlantı arabirimi: Bluetooth AVRCP: Evet Otomatik Eşleştirme: EvetNFC Yakın Alan İletişimi: Evet Müzik desteği. Evet

Teknik ÖzelliklerEkran: 4.5 inç IPS LCD 854x480pİşlemci: 4 çekirdekli 1.2GHz Qualcomm Snapdragon 400 Grafik İşlemcisi: Adreno 305Kamera: 5MP arka/ön kamera yokBatarya: 1830 mAhİşletim sistemi: Windows Phone 8.1Boyutlar: 129.5 x 66.7 x 9.2 mmAğırlık: 134 gram

Page 63: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

62 63

Çift çekirdekli 1.8 GHz Intel Atom Z2760 işlemcisini kullanan tablette Intel HD SGX545 grafik işlemci-si görev yapıyor. 2GB belek ile donatılan ThinkPad Tablet 2, 64 GB dahili depolama alanına sahip. 25 gün bekleme yapabilen ThinkPad Tablet 2, 10 saat video izleyebilmenize olanak tanıyor. ThinkPad’de Wi-Fi 802.11 a/b/g/n, Bluetooth 4.0, GPS, minii HDMI, 3.5 mm bağlantı noktası, USB 2.0, microSD kart girişi ve doc bağlantısı bulunuyor.

ThinkPad Tablet 2, kalem ve klavye gibi aparatla-rıyla birlikte çok çeşitli kullanım alanları sunuyor. Intel Atom işlemcisiyle birlikte istikrarlı bir perfor-mans sunan tablette, yüksek performans gerektiren grafik işlemleri gibi işlemlerin dışında, ofis prog-ramları, kurumsal yazılımlar ve uygulamaları ra-hatlıkla kullanabiliyorsunuz. Tabletle birlikte gelen stylus kalem, kullanımda büyük kolaylık sağlıyor. Özellikle el yazısı yazabilmenize imkânı sağlayan kalemle notlarınızı tabletin üzerine yazarak kolayca kayıt edebiliyorsunuz.

Lenovo ThinkPad Tablet 2’nin ön bölümünde 720p

video kaydı yapabilen 2 mega piksel çözünürlüğün-de ön kamera bulunuyor. Bu kamerayla rahatlıkla telekonferans ve görüntülü görüşme gerçekleştiri-lebiliyor. Tabletin arka bölündeyse, 8 megapiksel çözünürlüğünde otomatik netleme yapabilen LED flaşlı kamera görev yapıyor. Hem ön kamera hem de arka kameranın tatmin edici performans sunduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Lenovo ThinkPad Tablet 2, şık tasarımı ve sunduğu özellikleriyle kullanıcısını memnun edecek özellik-lerle sahip. Diğer platformların sunduğu sınırlığı içeriğe karşılık, bilgisayarınızla yapabileceğiniz işlemleri mobil olarak da yapabilme imkanı sunan Lenovo ThinkPad Tablet 2, Windows 8 işletim sis-temli tablet almak isteyen kullanıcılar tarafından rahatlıkla tercih edilebilir.

Yeni gelen işlemciler ve Windows 8 işletim sistemiyle birlikte üst düzey tablet pazarı yeni modellerle zenginleşmeye başladı. Lenovo’nun ThinkPad Tablet 2 modeli de Windows işletim sistemli tabletlere yeni bir soluk getiriyor. 10.1 inç boyutundaki 720p çözünürlüğündeki IPS arkadan aydınlatmalı ekranıyla, hem iş hem de eğlenceyi birlikte sunuyor. Dizüstü bilgisayarların yerini rahatlıkla alabilecek özellikler sunan Lenovo ThinkPad Tablet 2, Windows 8 ve Windows 8 Pro işletim sistemleriyle tercih edilebiliyor. Teknik Özellikler

Ekran: 10.1 inç arkadan aydınlatmalı IPS LED 720pİşlemci: Çift çekirdekli 1.8GHz Intel Atom Z2760Grafik İşlemci: Intel HD SGC545 GFXBellek: 2GB RAM / 64GB dahili depolama alanıKamera: 8MP arka/2MP ÖnBoyutlar: 25.6x17.5x0.8cmAğırlık: 598 gram

Lenovo ThinkPad Tablet 2 Ofisinizi Yanınızda Taşıyın

Page 64: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

64 65

donanım

Sony’nin aynasız yeni kamerası Alpha a5000, değiş-tirilebilir lens seçenekleri ve aynasız yapısıyla DSLR kameraların performansını, daha kompakt bir yapıla buluşturuyor. Sony Alpha a5000, hem video hem de fotoğraf performansıyla göz dolduruyor. 20.1 megapik-sel çözünürlüğündeki Sony Exmor APS-C sensörün yer aldığı kamera, ultra hızlı otomatik netleme ve görüntü işleme yapabilen BIONZ X görüntü işleme motoruyla desteklenmiş. 180 derece hareket edebilen 3 inç ekra-nıyla çok yüksek kalitede selfie çekimleri yapmanızı sağlayan Sony Alpha a5000, Wi-Fi ve NFC gibi gelişmiş bağlantı özelliklerine sahip.

Değiştirilebilen objektifler sayesinde geniş bir objektif yelpazesine sahip olan Alpha a5000, 16-55 mm objektif kitiyle birlikte geliyor. Sony’nin yeni aynasız ve değişti-rilebilir lensli kamerası Alpha a5000, kompakt fotoğraf makinesi boyutları içerisinde DSLR performansıyla bir

üst seviyeye geçmek isteyen kullanıcılar ilk tercihle-ri arasında yer alabilecek özellikler sunuyor. Aynasız tasarımı sayesinde DSLR kameraların hantallığından kurtulan Alpha a5000, dâhili Wi-Fi ve NFC gibi bağlantı özellikleri sayesinde çektiğiniz görüntüleri hiçbir kab-loya ihtiyaç duymadan paylaşabilme imkanı sunuyor.

TP-LINK’in yeni ürünü TL-WA850RE’si, ölü noktaları ortadan kaldırmak için kapsama alanını uygun bir şekilde genişletmek ve var olan bir kablosuz ağın sinyal gücünü artırmak için tasarlanmış bir cihaz. Cihazın 300 Mbps kablosuz N hızı, Menzil Genişletici düğmesi, küçük boyutu ve duvara monte edilebilme özelliği ile kablosuz ağınızı genişletmek oldukça kolay. Bunun yanı sıra Ether-net portu, TL-WA850RE’nin kablolu bir cihazı kablosuz cihaza dönüştürmek için kablosuz bir adaptör gibi çalıştırılmasına da izin veriyor. Ayrıca TL-WA-850RE’nin profil fonksiyonu daha önceki eş kablosuz ağları hatırlatıyor, yani eş router değiştiğinde cihazı resetlemek gerekmiyor. Tak ve Çalıştır Yeni kablo-lar kullanmadan, var olan kablosuz ağın menzili içinde kullanıcılar, TL-WA-850RE’deki Menzil Genişletici’nin ardından routerdaki WPS düğmesine basarak veya tersini yaparak kablosuz kapsama alanını kolaylıkla genişletebiliyorlar. Düğme çiftine tekrar basarak client cihazları ile şifreli bir bağlantı hızla kuru-labiliyor. Cihazın üzerinde bulunan Akıllı Sinyal Gösterge Işığı 5 sinyal ışığı, TL-WA850RE’nin var olan routerdan o an aldığı sinyalin gücünü gösteriyor. Bu, menzil genişleticinin yerleştirileceği en uygun yerin bulunmasına yardım edi-yor. Böylece TL-WA850RE ağdan mümkün olan en iyi menzil ve performansın alınmasını sağlıyor. Performans açısından oldukça beğenimizi kazanan TL-WA-850RE fiyat açısından uygun bir değerle satışa sunulmuş durumda.

Sony Alpha a5000 DSLR Performans Kompakt Boyutunda

TP-LINK TL-WA850RE Menzilinizi Bu Cihaz İle Arttırın

Teknik ÖzelliklerSensör: 20.1MP Sony Exmor- HD APSGörüntü İşleme: BIONZ X Görüntü İşleme MotoruLens: Sony E-mount 16-55mm Ekran: 3 inç TFT LCDDepolama: Memory Stick – SD, SDHC ve SDXCBağlantı: NFC, Wi-Fi, mikro HDMI, USB 2.0,Batarya: 1080 mAhBoyutlar: 109.6 x 62.8 x 35.7mmAğırlık: 269 gram

Teknik ÖzelliklerArabirim: 10/100M Ethernet Portu (RJ45)Kablosuz Standartları: IEEE 802.11n, IEEE 802.11g, IEEE 802.11bSertifika: CE, RoHSBoyutlar: 110.0 x 65.8 x 75.2 mmGüç tüketimi: 3W civarında

Page 65: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

64 65

Epson’un gelişmiş Epson Matrix CCD sensörünü kul-lanan tarayıcı üzerinde Epson’ın Dual Lens sistemi yer alıyor. Profesyonel standartları destekleyen tarayıcıda, detaylı taramalar yaparak analog fotoğraflarınızı mü-kemmel bir şekilde dijital ortama aktarabiliyorsunuz. Hasarlı veya solmuş görsellerinizi DIGITAL ICE tekno-lojisi ve Epson Easy Photo Fix araçlarıyla onararak eski hallerine getirebilmenizi ve orijinallerinden bile daha kaliteli tarama ve baskılar yapmanıza imkan sağlıyor. Yatay ve dikey olarak tarama yapabilen Epson Perfecti-on V750, 216 x 294mm tarama alanına sahip. Gelişmiş Matrix CCD sensörü sayesinde 48 Bit renk derinliği sunabilen tarayıcıda, soğuk katot floresan lamba kulla-nılmış. İnç başına 50 ila 6400 dpi arasında çıkış çözü-nürlüğü sunabilen Epson Perfection V750, maksimum 12.800 dpi çözünürlüğünde tarama yapabiliyor.

Özellikle analog fotoğrafçıların vazgeçilmez yardımcısı olabilecek özellikler sunan tarayıcıda A4 ve belge tara-manın yanı sıra, 35 mm 4x6, 35 mm 12 çerçeve, 120/220 orta format, 5x4, 203 x 254 mm boyutlarında film ve dia taraması da yapılabiliyor.

Gelişmiş görüntü iyileştirme özellikleriyle birlikte ge-len Epson Perfection V750, taranılan görüntü üzerinde baskı görüntüsü eşleştirme, desen optimizasyonu, renk sabitleme, arka ışık düzeltme, gürültü önleme, nokta

giderme ve toz kaldırma gibi birçok işlemi yapabiliyor.

Epson Perfection V750’yi bilgisayara bağlamaksa oldukça kolay. USB 2.0 bağlantı noktası üzerinden iste-diğiniz cihaza bağlayabileceğiniz tarayıcı, Apple Mac ve Microsoft Windows işletim sistemleriyle uyumlu olarak çalışabiliyor. Hem işte hem de ofisinizde yüksek çözü-nürlüklü tarama yapmanız gerekiyorsa, Epson Perfec-tion V750 yüksek performansı ve gelişmiş özellikleriyle beklentilerinizi fazlasıyla karşılayacaktır.

Epson V750-M Pro ScannerProfesyonel Tarama Cihazı Tüm bilgilerinizi dosyalamak yerine dijital ortamda depolamak artık çok daha kolay bir yöntem. Veri kaybı olmadan resim, fotoğraf ve dokümanlarınızı dijital ortama taşımak için ihtiyaç duyabileceğiniz tarayıcı cihazlarından biri olan Epson’un V750-M Pro Scanner adlı tarayıcı modeli bu ay test merkezimin konuğu oldu. Gerek ofis kullanımı gerek kişisel kullanım için tercih edilebilecek özelliklere sahip olan Epson V750-M, 12.800 dpi gibi yüksek bir çözünürlük sunuyor. Profesyonel fotoğraf taramak için geliştirilen Epson Perfection V750 Pro, çok formatlı tarama işini hafifleştiriyor.

Teknik ÖzelliklerTarayıcı Türü: Düz tarayıcıÇözünürlük: inç başına 6.400 noktaTarama Alanı: 216 x 297 mm Renk Derinliği: 48 BitOptik Sensör: Matrix CCDÇıkış Çözünürlüğü: inç başına 50/6400/9600/12800noktaBağlantı: USB 2.0 Tip BBoyutlar: 503 x 308 x 152 mmAğırlık: 6 kg

Page 66: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014

66 PB

editör

Microsoft, İrlanda’da kayıt edilen veriler için bir arama emri çıkartan New York mahkemesini kararına savaş açtı. Ardından bu karar hakkında Apple ve Cisco gibi BT devleri tarafından yapılan Microsoft destekçi açıklamalar son döneme damga-sını vuran gelişmeler arasında yer aldı. Verizon ve AT&T gibi operatörleri de ya-nına alan Microsoft, New York mahkemesine hitaben ortak bir bildiri yayınladı.

Amerika hükümeti, bir uyuşturucu soruşturması yüzünden Microsoft’un elinde bulunan verilere erişmek istiyor. Daha doğrusu Microsoft’un bir müşterisinin e-posta trafiğini kontrol altında tutmak ve görmek istiyor. Bu yüzden de Aralık 2013 tarihinde bu arama emri çıkarıldı. Microsoft, Nisan ayında bu emre karşı itiraz etti ve anında ret cevabını aldı. Haziran ayında ise bu kararın doğru olmadı-ğını tekrar savundu ve verileri vermemek için ısrar etti.

Bu davanın esas problemi, US Electronic Communications Privacy Act (ECPA) tarafından kullanılan ve mahkeme talimatı veya arama emri olarak da algılanan “Warrant” kelimesi oluşturuyor. Microsoft’a göre mahkemenin direktifi daha çok bir şahit dinleme daveti olarak algılanıyor. Mahkeme yurt dışında bir yere arama emrinin veremeyeceğini, şahit dinleme olayında da muhatabın Microsoft’un olmadığını sanık veya şahit kişilerin çağrılması gerektiğini savunuyor.

Mahkeme ise, oluşturduğu arama emri ile, Amerika’da oturan bir kişinin e-posta yazışmalarını dünyanın neresinde olursa olsun kontrol edebileceğini savunuyor. Oysa bu olayda daha çok devletlerin anlaşması şart. Yerel mahkemenin, Amerika Birleşik Devletleri ve İrlanda arasında yapılan Mutual Legal Assistance Treaty anlaşmasına göre hareket etmesi gerekiyor.

Durum böyle olunca tüm gözler bu davaya çevrilmiş durumda. Amerika dışında bulut bilişim hizmeti sunan Amerikalı şirketler bu olaydan çok ciddi zarar görece-ği kesin gözüyle bakılıyor. Zaten Edward Snowden olayından sonra tüm dünya, Amerikalı şirketlere şüphe içinde bakıyor. Google ve Microsoft, kendi kullanıcı-larına karşı güvenlerini kaybetmemek için güvenlik önlemlerini arttırarak ekstra şifreleme teknikleri kullanmaya başladılar. Buna ek olarak yapılan birçok faali-yet, kapalı kapılar dışına alınarak şeffaf raporlarla ilgili kişilere sunuluyor. Tam bu esnasında Amerikalı BT şirketleri kullanıcılara karşı güvenlerini tazeliyorken, Amerika hükümetinin bu eylemi tüm cabayı sıfırlayacağından korkan Amerikalı BT şirketleri, güvensizlik durumuna düşmemek için ortak hareket etmeye karar vermeleri yerinde bir karar.

BT Dünyası Arama Kararına Karşı BirleştiNew York mahkemesinin Microsoft için düzenlediği arama emri, büyük tepkilere yol açtı. Apple ve Cisco gibi devler kullanıcı bilgilerini vermek istemeyen Microsoft’a tam destek vereceklerini açıkladılar.

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı[email protected]

Page 67: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014
Page 68: BT Günlüğü Temmuz - Ağustos 2014