Bounterview Temmuz 2013

32
TEMMUZ 2013 RÖPORTAJ • BOĞAZİÇİ • YAZILAR • MEDYA • MODA • MAGAZİN • SPOR TAKSİM GEZİ PARKI OLAYLARI SAYFA 8-9 DİJİTAL DÜNYANIN EN’LERİ ÖDÜL TÖRENİ SAYFA 16 SELİN BORONKAY RÖPORTAJI SAYFA 10 & & BU SAYIDA BURAK TÖRÜN ÇOK ÖZEL RÖPORTAJI SAYFA 25

description

Bounterview Media & University Aylık Dergi.

Transcript of Bounterview Temmuz 2013

Page 1: Bounterview Temmuz 2013

TEMMUZ 2013

RÖPORTAJ • BOĞAZİÇİ • YAZILAR • MEDYA • MODA • MAGAZİN • SPOR

TAKSİM GEZİ PARKI OLAYLARI SAYFA 8-9

DİJİTAL DÜNYANIN EN’LERİ ÖDÜL TÖRENİ SAYFA 16

SELİN BORONKAY RÖPORTAJISAYFA 10

&

&

BU SAYIDA BURAK TÖRÜNÇOK ÖZEL RÖPORTAJI

SAYFA 25

Page 2: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

İÇİNDEKİLER

Röportaj10 SELİN BORONKAY

21 CENGİZHAN KAYA - KIRMIZITÜRK

25 BURAK TÖRÜN

Yazılar04 ATAKAN ŞENİZ

08 BOĞAZİÇİLİLER GEZİ PARKI İÇİN YÜRÜDÜ

09 GEZİ PARKI HAKKINDA - BOĞAZİÇİ HOCALARI

14 ÇAPULCU MODASI - Fatma İZCİ

Bounterview Özel

05 BOUNTERVIEW ÖZEL ÇEKİM

16 DİJİTAL DÜNYANIN EN’LERİ ÖDÜL TÖRENİ

26 INSTAGRAM BOUNTERVIEW

Unutulmayanlar06 ERDİL YAŞAROĞLU

07 BEHSAT UYGUR

TEMMUZ 2013

10

16

25

02

Page 3: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewDergi Ekibi

GENEL KOORDİNATÖR:

Atakan ŞENİZe. [email protected]

GENEL YAYIN YÖNETMENİ:

Ahmet BİNTAŞe. [email protected]

YAYIN DANIŞMANI:

Tuba AYDIN

SOSYAL MEDYA:

Tuğçe GULA

MODA SAYFALARI İÇERİK ÜRETİCİLERİ:

Fatma İZCİ

Kübra DÖNMEZ

RÖPORTÖRLER:

Ahmet K. SÜRMELİ

Hazal GÜNDÜZ

Cavit G. DESTAN

Safa BİLİCİ

Tuğçe GULA

Çağdaş ÇETİNKAYA

Giray GÜZEL

Hazal PİŞKİNOĞLU

Ezgi KOÇAK

Ülber O. AKIN

Helin MURATAKAN

FOTOĞRAF EKİBİ:

Duygu YILMAZ

Mert KENAR

Nergis AKSAÇ

Erdem ERKMEN

İLETİŞİMBOUNterview Media & University.

İNTERNET SİTEMİZ:www.bounterview.com

EKİP MAİL ADRESİ:[email protected]

SOSYAL AĞ ADRESLERİ:www.facebook.com/bounterview

www.twitter.com/bounterview

SORU ve ÖNERİLERİNİZ İÇİN:[email protected]

BOUNTERVIEW Dergisi T.C. Yasalarına uygun olarak

yayınlanmaktadır. BOUNTERVIEW Dergisinin isim ve yayın hakkı

BOUNTERVIEW Ekibine aittir. Dergide yayımlanan yazı, röportaj ve görsel

içeriklerin her hakkı saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz

ve kullanılamaz.

© BOUNTERVIEW Media & University

Page 4: Bounterview Temmuz 2013

KOORDİNATÖR’DENGENELBAKIŞ

Yaz güneşinin gülümsemesi tadında merhabalar değerli okuyucularımız!

Bu sayıyı hazırlamak zor oldu. Ülkemizin içinde bulunduğu gergin ve karışık ortam şüphesiz hepimizi etkiledi. Özellikle medya alanında çalışmalar yürütenler için oldukça sıkıntılı bir süreçten geçildi. Ana akım medyanın büyük tepkilere maruz kaldığını gördük. Bunun karşısında Gezi Parkı olaylarını tüm şeffaflığıyla aktaran ku-rumlar halk tarafından gönülden alkışlandı. Bu sayımızda, Gezi Parkı temalı içerikler: Boğaziçili akademisyenlerin Gezi olayları ile ilgili görüşleri, Gezi Parkı modası ve Gezi olaylarının sembolü haline gelen “penguenleri” yayınlayan, adeta okların hedefi haline gelen CNN Türk kanalının ana haber sunucusu Burak Törün ile yaptığımız röportajdan Türk medyası ve Gezi ile ilgili çarpıcı ifadeleri bu sayfalarda okuyabileceksiniz.

“Röportajlarımızdan Unutulmayanlar” bölümünde bu sayıda Erdil Yaşaroğlu ve Behzat Uygur var. Ünlü menajer Selin Boronkay’ın uyuşturucu operasyonu ve özel hayatıyla ilgili açıklamaların yer aldığı röportaj da magazine ilgili birinin ve Çağatay Ulusoy hayranlarının kaçırmaması gereken bir içerik.

KırmızıTürk spiker platformu kurucusu Cengizhan Kaya’nın bizimle yaptığı röportaj KırmızıTürk’te yayınladı. Bizim de Cengizhan Bey ile yaptığımız röportaj bu sayımızda yer alıyor. Kendisine teşekkürlerimi sunuyor ve nice ortak güzel işlerde be-raber olmayı diliyorum.

Evo’s Angels ve KırmızıTürk’ün düzenlediği “Digital Dünyanın En’leri” ödül töreni bizim için hoş bir anı olarak geride kaldı. Detayları ilerleyen sayfalarda bulabi-leceksiniz. O gecede emek veren tüm ekip arkadaşlarımı tebrik ediyorum.

Yaz boyunca biz yine buradayız ve yeni döneme yeni projelerle hazırlanıyoruz.

Size iyi tatiller!

YAZAR: Atakan ŞENİZEMAIL: [email protected]

BLOG: www.bounterview.com

atakan seniz

GENEL KOORDİNATÖRAtakan ŞENİZ

04bounterviewdergisi.

Page 5: Bounterview Temmuz 2013

05bounterviewdergisi.

Page 6: Bounterview Temmuz 2013

“Rekor kırdığım onaylanınca‘torunlarıma anlatacak bir hikayem daha oldu’

diye düşündüm.”

ERDİL

YAŞAROĞLU

PO

RTA

JLA

RIM

IZD

AN

UN

UTU

LMA

YA

NLA

R

06bounterviewdergisi.

Page 7: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

“Rekor kırdığım onaylanınca‘torunlarıma anlatacak bir hikayem daha oldu’

diye düşündüm.”

PO

RTA

JLA

RIM

IZD

AN

UN

UTU

LMA

YA

NLA

R7

Page 8: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

Bu gece İstanbul’un birçok yerinde gördüğümüz tablo Hisarüstü ve Etiler’de de vardı. Boğaziçi Üniversitesi güney kampüs önünde “diren gezi parkı” diyerek gece 1’de topla-nan kalabalık, Hisarüstü ve Etiler’de oturan vatandaşların, akademisyenlerin, işçilerin

katılımıyla hızla büyüdü. Araçların kornalarla, vatandaşların camdan alkışlarla, işletmelerin Onuncu Yıl Marşlarıyla destek verdiği görüldü. Nispetiye Caddesi’ni trafiğe kapatan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin bir kısmı Beşiktaş’a doğru yürüyüşe devam ederken diğerleri slo-ganlarla kampüs önüne dönüp Hisarüstü halkıyla beraber tepkilerini ortaya koymaya devam etti.

“BOĞAZİÇİLİLERGEZİ PARKI İÇİN YÜRÜDÜ”

Boğaziçililer Etiler’e yürüyor! Canlı!

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve Hisarüstü halkı kol kola Etiler’de! Araçlar kornalarla destek veriyor.

Etiler’deki işletmelerden onuncu yıl marşımızın sesi yükseliyor! Canlı! 02.00

Etiler Nispetiye Caddesi, Boğaziçililer tarafından trafiğe kapandı. Saat 02.00

Etiler Home Store’dan onuncu yıl marşımız yükseliyor!Saat 02.00

Bugün medya halk, bugün medya sokak! #direngeziparkı

#direngeziparkı

@BOUNterview hesabından gönderdiğimiz bazı tweet’ler

8 bounterviewdergisi.

Page 9: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

Betonlaştırılmış bir İstanbul için şehrin merkezindeki Gezi Parkı, yeşil alan olarak çok önemli. Ayrıca Taksim Meydanı ve civarı ülke tarihinin birçok olayına sahne olmuş, korunması gereken yerler. Son olaylar buradan başlıyor; ama aslında bu konu bardağı taşıran son damla oldu.Uzun süredir Erdoğan’ın kendinden başka hiçbir otorite tanımazcasına, neredeyse açıkça “BEN istediğim için böyle olacak!” der olduğunu hepimiz biliyoruz. Marazi bir biçimde kendini tanrısal bir konumda görerek “Benim insanlarım” (!) dediği halk için neyin iyi, doğru, faydalı olduğunu en iyi kendisinin bildiğine inanıyor. Bunu da büyük bir kibir, aşağılama ve tehdit eşliğinde yapıyor. Sonunda insanların canına tak dedi. Özgürlük ve demokrasi özle-miyle Türkiye’de ilk defa şahit olduğumuz tarzda bir eyleme girişildi. Umarım bir an önce bu olayların önemi anlaşılır ve ona göre davranılır.

Yorumlayacak kadar net değil kafam, olan-lara anlam vermeye çalışıyorum hala. Bütün gazeteleri takip ediyorum, internetten okuyo-rum. Almanya’daki gazete Die Zeit şu anda 4000 yaralıdan bahsediyor, bazıları ağır diye yazıyor. Burada bazı insanlar gerçek ölü sayısının 30 kadar olduğundan bahsediyor, basındaki sayılar çok farklı. Bütün bunları bilmek istiyorum, bilgi toplamaya çalışıyorum. Bir tarafta gençleri hayranlıkla takip ediyorum. Türkiye daha demokratik oluyor, her yaştan, her inançtan her kısımdan insanları yanyana görmek muhteşem! Bir taraftan TCK’nın 312. maddeden yargılananlar var şu anda. Eylem-lere katıldılar diye, hapiste, hastanede olanları düşünüyorum, son derece üzgünüm. Başka yorumları da dinliyorum, buradaki bakkallardan, pastanelerden… “Bizler de özgür olmak istiyo-ruz, ama vaktimiz yok, hep çalışıyoruz.” ; “in-sanlar ekmek parasının peşindeler” diyenler var. Kafam kesinlikle karışık…

Prof. Dr. Nüket EsenBoğaziçi Üniversitesi

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Sibylle ÇizenelBoğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi

9

Page 10: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.bounterviewdergisi.

Röportaj

SelinBORONKAY

Türkiye’nin tanınmış ailelerinden birinin kızı olmanızın yanında çok başarılı bir iş kadınısınız. Başarınızın sırrı nedir?

Dediğiniz gibi severek yapmak. Normalde kökenim otomotivdir. Otomotivde en dipten, satıştan başlayıp halkla ilişkilere geçtim, daha sonra yönetim kuruluna geçtim. Ama her zaman aklım halkla ilişkilerde kaldı. Çünkü benim yaptığım bu işte insan

Söylediğim gibi otomo-tivden halkla ilişkilere geçtim. Daha sonra babamlardan ayrılıp kendime bir ajans açtım. Ajansta yine otomotiv sektöründe PR yapma-ya başladım, Kosifler’in ajansıydım. Daha sonra müzik sektörüne geçtim. Hayko Cepkin’in ilk çıkışındaki menajeriydim, bu çok bilinmez. İkinci albüme kadar Hayko’nun menajeriydim, beraber yola çıktık. Daha sonra Demet Akalın’ın basın

ilişkilerinizin çok kuv-vetli olması lazım. Ben de insanlarla bir arada olmayı çok seviyorum. İşimi severek yapıyorum ve yaptığım bir işi so-nuna kadar götürmeyi seviyorum. Oyunculuk sektöründe de, oyuncu-larla ve yapımcılarla olan görüşmeler, bir dizi-nin tutması gibi şeyler inanılmaz derecede zevkli.

Bu alanda ilerlemeye nasıl karar verdiniz?

danışmanlığını yaptım. Böylece müzik sektörüne girdim. O da onlardan gelen taleptendi, benden değildi. Çok sevdim ama sonra baktım ki konser-ler, barlar biraz zor bana göre. Sonra PR’a devam ettim.Sonra model işine girdim, model işiyle de birlikte oyuncularım or-taya çıktı. Onlarla birlikte bir yola girdim. Farklı bir sektöre onlarla beraber başlamış oldum. Onlar beni bu yola itti.

RÖPORTAJ: Fatma İZCİ & Hazal PİŞKİNOĞLU FOTOĞRAF: Duygu YILMAZ

10

Page 11: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

Eğitiminizi nerede tamamladınız?

Eğitimimi Almanya’da Heidelberg’te International Schiller University’de tamamladım. Yazları da Boğaziçi Üni-versitesi’nde özel öğrenciydim.

Çok başarılı oyuncularla ve model-lerle çalışıyorsunuz. Genç kızlardan ya da başkalarından tehditler alıyor musunuz?

Tehdit almıyorum. Seven de var sevmeyen de var. Çünkü yeni jene-rasyon izledikleri dizilerdeki karakter-leri çok benimsiyor. Dizide iki ka-rakter arasında bir aşk yaşanıyorsa onları gerçek zannediyorlar, kendile-rini çok kaptırıyorlar. Şahsen benim de küçüklüğümde çok beğendiğim kişiler, sanatçılar vardı ama hiç bir zaman bu kadar kaptırmamıştım. Yanlarında menajer olarak ben var-ken onların arasına giriyorum, o aşkı bozuyorum zannediyorlar. Sosyal medyada “anti-Selin Boronkay” sayfaları falan çıkıyor veya başımıza bir talihsizlik gelincE “oh” diyorlar. Ama sonra biraz olgunluğa erişince dönüp “ya bu kız onların menajeri,

SELİN BORONKAYÖn plana çıkanlar;

“HAYKO CEPKİN’İN İLK ÇIKIŞINDAKİ MENAJERİYDİM”

“NEFRET EDEN ÇOK, AMA TEHDİT ALMADIM”

“GECE HAYATIM ARTIK YOK”

“BEN DE ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM”

“YAŞANMIŞ HİÇBİR ŞEYDEN UTANMIYORUM”

“UYUŞTURUCU OPERASYONU SÜRECİNDE ÇOK YIPRANDIK”

onlarla iş yapıyor” deyip benimsiyor-lar. Nefret eden çok ama hiç öyle bir tehdit almadım. Sadece sosyal medyada hoş olmayan mesajlar aldım, onları da block’luyorum zaten.

Gece hayatına düşkün müsünüz?

Belli bir yaşa kadar düşkündüm. O yaş da olması gereken yaştı, üniversi-te hayatım bitene kadardı ve tadında bıraktım. Sonra iş hayatına girince insan fark ediyor ki gece hayatınız olunca gündüzünüz iyi geçmiyor ya da orada kurduğunuz arkadaşlıklar arkadaşlık değil, zaman kaybı. Bu yüzden artık hiç gece hayatım yok, sıfır. Davetlere bile zor gidiyorum, sürekli çalışıyorum çünkü. Olması ge-rekiyordur muhakkak, ama tadında olması gerekiyordur.

Bir açıklamanızda sperm bankasından alınan spermle çocuk sahibi olabileceğinizi belirtmişsiniz. Böylesine sansasyonel bir açıklama nereden çıkmıştı?

FMF hastasıyım, ailevi Akdeniz ateşi. Aynı zamanda yaşım zaten belli. Dedim ki eğer doğal yollarla çocuk sahibi olamazsam, ki dokto-rum olabilirsin dedi, böyle bir şeye başvurabilirim dedim. Yanlış yerlere çekilebilir. Ama her kadın gibi benim de doğamda annelik var. İnşallah bir gün evlenirim. Evlenemezsem de yaşım geçmezse öyle bir şey yapa-bilirim çünkü ben de çocuk sahibi olmak istiyorum. Hep hayvanlarla, köpeklerle yaşayacak halim yok.

11

Page 12: Bounterview Temmuz 2013

cezası bile yemem diye düşünüyorum. Çıktığım anda kameralara “ Gençler, arkadaşlarınıza, çevrenize dikkat edin” diye de mesaj verdim. Bunları yaşamak hiç hoş değil, hayatta her şeyi doğru ve düzgün yaşamak gerekiyor, bunu öğrendim. Allah kimseye, beni sevmeyenlere bile böyle bir şey yaşatmasın. Biz 4 gün bu süreci yaşadık ama bunu sene-lerce haksız yere yaşayan insanlar var. Biz kötü

kendime dikkat ediyor-sam onlar da kendile-rine dikkat ediyorlar. Türkiye’de bir genç kız keşfedip onunla yola çıkmayı çok istiyo-rum ama olmuyor. Çünkü özel hayatları, gece hayatları, erkek arkadaşları problem olabiliyor. Biz kadınlar daha duygusalız, kadınlar duygularına kapılıp gidiyor. Sadece model ve oyunculuk değil, kadınlarla genel olarak iş yapmak erkeklere

dostluk ve kötü çevrenin cezasını çektik. Yargılama bitince herkese güzel bir açıklama yapacağız.

Daha çok erkek model-lerle çalışıyorsunuz? Kadınlarla çalışmak daha mı zor?

Bunun sebebi kadınların ne yazık ki özel hayatlarına dikkat etmemesi. Benim gece hayatım yoksa benim çalıştığım kişilerin de gece hayatı yok, ben

göre daha zor. Kötü ve sinirli günlerimiz olabi-liyor. Hep erkekler denk geldi ama bayanlarla da denedim, tanıştım, yola çıkalım dedim ama ol-muyor. Çünkü çalıştığım insanların arkasında duruyorum, onun yaptığı bir hata bana yansır, benim yaptığım hata da ona yansır. Erkekler bu konuda daha disiplinli ve dikkatli.

Çağatay Ulusoy’un menajerliğini yaptınız. Yollarınız neden ayrıldı?

Tamamıyla profesyo-nelce, ticari olarak yollarımızı ayırdık. Be-raber bir yola çıkmıştık, anlaşma süremiz bitti. İkimiz de ken-di yollarımıza gittik. Tartışma ya da kavga olmadı.

Kendinizden yaşça küçük bir erkekle ilişki yaşar mısınız?

Aşkta hiçbir kuralım

Şu an hayatımda sevdiğim, değer verdiğim biri var ama bir ilişkim yok. Hayatıma girecek insanda dürüstlük, saygı ve benimseme ararım. Evlilikte iyi günde kötü günde derler ya, iyi gün-de kötü günde destek vermesi lazım. Ama en önemlisi dürüstlük, bunun yanında güleryüz. Bunun dışında ne istenir ki başka?

Böyle tatsız bir so-ruyu sormak ve tekrar hatırlatmak istemeyiz ama oldukça merak

yok. İnşallah yaşıtım ya da benden büyük bi-rine aşık olurum ama yaşımdan küçük birine aşık olursam da “neden olmasın” derim. Belli bir yaşa kadar tabii ki de, 20 yaşında biriyle olmaz. Daha önce böyle bir ilişkim oldu. Bun-dan da utanmıyorum, yaşanmış hiçbir şeyden utanmıyorum.

Şu an hayatınızda özel biri var mı? Hayatınıza girecek insanda ne gibi özellikler ararsınız?

ediliyor. Hem takipçileri-niz hem de sizi sevenler uyuşturucu operasyonu sürecinde sizinle beraber üzüldüler. Siz o süreçte çok yıprandınız mı?

Tabii ki çok yıprandık. Çok fazla konuşamam çünkü daha yargı süre-cinde, dosyalar hala gizli. Büyük bir şok yaşadık öncelikle, beklediğimiz bir şey değildi. Bir de yaşanan şeyler hiç hoş değil, hata yaptığınız zannediliyor ve bu-nun cezası veriliyor. Herhalde bir daha park

12bounterviewdergisi.

Page 13: Bounterview Temmuz 2013

Boğaziçi Üniversitesi sizin için ne ifade ediyor? Boğaziçili’lere iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Bence Türkiye’nin en iyi okulunda okuyorlar. Keşke seneleri geri alıp Boğaziçi’nin tadını çıkarabilseydim. Çok kısa dönem orada olabildim. Ama tekrar dönüp orada okumak ve o çevreyi yaşamak isterdim. Üniversite hayatı çok çabuk geçip bitiyor. Üniversite okurken çabuk geçsin, iş hayatına atılalım deriz ama iş hayatına atılınca ders çalışmayı bile çok özlüyorsunuz. Çünkü üni-versiteyi bitirdikten sonra hayatın o olmadığını öğreniyorsunuz. Para kazanmak ve başarılı bir şeyler yapmak için bambaşka bir koşturmaya giriyorsunuz. Okuldaki çoğu zamanımızı çalışmayalım diye geçiriyoruz ama tam dersi oradan ne alabiliriz, cebimize ne koyabiliriz diye bakmamız lazım. Üniversitede başarılı olmak, iş hayatında başarılı olmak demek değil. Boğaziçi’nde çok iyi hocalar ve çok iyi bir sistem var. Okuduğunuz okulun değerini bilin, çok iyi bir okulda okuyorsunuz.

13bounterviewdergisi.

Page 14: Bounterview Temmuz 2013

Gezi Parkı direnişin en öne çıkan aksesuarları kesinlikle

çeşit çeşit gaz maskeleri. İşte stil sahibi her çapulcunun

sahip olması gereken gaz maskesi türleri.Gaz maskelerini

baret ve deniz gözlüğü ile tamamladığınızda gerçekten

çok şık duruyorlar.

ÇAPULCUMODASI

ildiğin gibi tüm Türkiye günlerdir Gezi Parkı ile çalkalanıyor. Gezi Parkı olayları ağaçların kesilmemesi için başlamış olsa da şuan özgürlük, hak ve insanlık savaşına döndü.Gezi Parkı’nda, Taksim’de, Beşiktaş’da, Kızılay’da, Kuğulu’da, Tunalı’da, İzmir’de, Gündoğdu’da, Eskişehir’de ve Anadolu’nun her yerinde eylemler oldu ve aralıklarla devam ediyor. Gezi Parkı’nın öne çıkan trendleri… Gezi Parkı’na destek vermek için sokaklara

dökülecek eylemcilere nam-ı diğer çapulculara stil önerileri… Stilleri ile örnek alınacak çapulcu ve marjinal ünlüler… Hepsi burada!

B

Son zamanlarda duymakta olduğunuz çapuling modası burda!

#D

irenG

eziPark

ı

#O

ccup

yGezi

Genel olarak beliren trendler ışığında Gezi Parkı’na

giderken rahat giyinmek ve sportif olmak önemli.Spor

ayakkabılar ve sırt çantaları kurtarıcınız olacak.

Bergüzar Korel,Halit Ergenç,Memet Ali Alabora,Şebnem Dönmez dışında çok sayıda oyuncu, sunucu, şarkıcı, sanatçı, ünlü insan destek verdi Gezi Parkı direnişine. Bir çok milletvekili meydanlardaydı. Çok sayıda öğrenci,

avukat, doktor, anne, baba, çocuk vardı Gezi Parkı çapulcularının içinde. Kısaca Halk vardı.

Bu yazdıklarım tamamen mizah amaçlı.Kara mizah! Başka türlüsünü yazmak içimden gelmedi. Çünkü ülkem insanlık ve demokrasi savaşı verirken hangi ünlü hangi marka giymiş, kimin topuğu kırılmış, Karl Lagerfeld ne

tasarlamış umrumda değil!

Bu ay moda yok,tasarım yok,dedikodu yok,sadece HAYAT var!

YAZAR: Fatma İZCİ14bounterviewdergisi.

Page 15: Bounterview Temmuz 2013

Erkek modasında ise Duran Adam protestosu ile dikkatleri üzerine çeken dansçı ve Boğaziçi

Üniversitesi öğretim üyesi Erdem Gündüz’ün beyaz gömlekli abartısız kombini çok trend!

1

6THETOP

Sezonun en gözde trendi siyah-beyaz zıtlığını, en layıkıyla taşıyan isim, şüphesiz ki

Penguen. Penguen direnişe Antartika’dan destek verm-eye devam ediyor.

Renkli şalı ile çok doğru bir ter-cih yapmış sayın Bergüzar Korel.

Kanuni Sultan Süleyman’ı canlandıran Halit Ergenç, Mehmet

Ali Alabora ve bir çok oyuncu boyunlarındaki gaz maskeleri ve onurlu duruşları ile oldukça karizmatikler.

2 3

4Yeşil bandanası ile çok sempatik gözüküyor oyuncu Şebnem Sönmez..

5

5

4

3

2

1

6

Öncelikle Gezi Parkı direnişinin en öne çıkan trendi kırmızı ve siyah basic elbiseler

oldu.Sıcak yaz günlerinin vazgeçilmezi olacaklar!

6

Çapuling

15bounterviewdergisi.

Page 16: Bounterview Temmuz 2013

Türkiye’nin ilk dijital moda – yaşam dergisi Evo’s Angels ve Kırmızı Türk Haber Platformu tarafından bu yıl 2. kez düzenlenen “Dijital Dünyanın En’leri” ödülleri, Valentin

Sheraton Hotel Maslak’ta gerçekleşen görkemli bir törenle sahiplerini buldu.

bounterviewdergisi.

16

Page 17: Bounterview Temmuz 2013

Türkiye’nin ilk dijital moda – yaşam dergisi Evo’s Angels ve Kırmızı Türk Haber Plat-formu tarafından bu yıl 2. kez düzenlenen “Dijital Dünyanın En’leri” ödülleri, Valentin

Sheraton Hotel Maslak’ta gerçekleşen görkemli bir törenle sahiplerini buldu.

37 farklı kategoride seçilen Dijital Dünyanın En’leri, bir milyonun üzerinde kişinin oylama sonuçları ile belirlendi. Evo’s Angels Yönetim Kurulu Başkanı Evren Yaşlak, Başkan Yardımcısı Evrim Yaşlak ve Kırmızı Türk Haber Platformu Kurucusu Cengiz-

han Kaya’nın konuşmalarıyla başlayan görkemli gecenin sunuculuğunu ünlü oyuncu ve komedyen Metin Yıldız ve Miss Model of Turkey 2010 birincisi Tuğçe Yulaç yaptı.

Gecede; Aynur Aydın “Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın Sanatçısı” ödülüne layık görülür-ken, “Yılın En İyi Oyuncusu” ödülü Tolga Güleç’e gitti. “Yılın En İyi Çıkış Yapan Erkek

Sanatçısı” ödülünü alan Gökhan Akar ise seslendirdiği şarkılar ile konukları coşturdu. Gecenin “kırmızı halı” röportajları ise Çağla Melek Kaçarlar, Esra Yıldız ve Deniz Öz-

türk gibi medyanın önde gelen sunucuları tarafından gerçekleştirildi.

Gece aynı zamanda Türkiye’nin en büyük karma defilesine ev sahipliği yaptı. Kore-ografisi Serhat Kaynarpınar tarafından hazırlanan defilede 90 tescilli model, Miss

Turkey eğitmenlerinden Ayça Kuru denetiminde podyumda yürüdü.

Happy Mood İstanbul’un Woman, Sema Keçeci’nin Premiere Vue, Sevgi Yıldırım’ın Boykot, Şinasi Günaydın’ın Resimlerde ve Anılarda 45.yıl ve Nihal Burakgazi’nin Ego kreasyonuyla yer aldığı karma defile moda takipçilerinden tam not alırken, Gece’de

Evo’s Angels Başkan Yardımcısı Evrim Yaşlak’ın giymiş olduğu kıyafet Atölye Cadde tarafından özel tasarlanıp tüm katılımcılardan tarafından büyük beğeni uyandırdı.

Moda, magazin, medya ve sanat dünyasının önemli isimlerini buluşturan gecenin finali ise “Yaza Merhaba Partisi” ile yapıldı. Danskeyfi ekibinden Mert Taş – Su Gizem Akalan ikilisinin Salsa, Mehmet – Melis Süngülü ikilisinin ise Mambo gösterileri da-

vetlilere keyifli anlar yaşattı. Davetliler; MMEST, Djenk, Hot Kıtır ve Sait Arat’ın perfor-mansları ve de Dj Serkan Saruhan ile sabahın ilk ışıklarına kadar eğlendi.

bounterviewdergisi.

17

Page 18: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın SanatçısıAynur Aydın

Yılın En İyi OyuncusuTolga Güleç

Yılın En İyi Çıkış Yapan Erkek SanatçısıGökhan Akar

Yılın En İyi KomedyeniMetin Yıldız

Yılın En İyi Kadın Programı SunucusuSongül Karlı

Yılın En İyi Hafta Sonu Sabah Program Sunucusu

Pınar Esen

Yılın En İyi Hafta Sonu Ana Haber Ak-şam Spikeri

Aslı Mavitan

Yılın En İyi Hafta İçi Sabah SpikeriHilal Ergenekon

Yılın En İyi Hafta İçi Öğle SpikeriGülden Kalecik

Yılın En İyi Hafta İçi Akşam SpikeriBuket Aydın

Yılın En İyi Hafta İçi Gece SpikeriEzgi Gözeger

Yılın En İyi Kadın Haber Spikeri(Anchorwoman)

Ece Üner

Yılın En İyi Erkek Haber Spikeri(Anchorman)

Burak Törün

Yılın En İyi Ekonomi SpikeriZeliha Saraç

Yılın En İyi Çıkış Yapan Bayan SpikeriMeryem Özgün

Yılın En İyi Spor SpikeriSelen Gül

Yılın En İyi Magazin Programı SunucusuMert Öğün

Yılın En İyi Aktüel Program Sunucusuİlke Albayrak

Yılın En İyi Sağlık Programı SunucusuZahide Yetiş

Yılın En İyi Teknoloji ProgramıSosyal Medya

Yılın En İyi Köşe YazarıAykut Işıklar

Yılın En İyi Magazin GazetecisiGökhan Kimsesizcan

Yılın En İyi Magazin MuhabiriFatih Yılmaz

Yılın En İyi ModeliElif Ece Uzun

Yılın En İyi Basın Ve İletişim DanışmanıÖzgür Aras

Yılın En İyi Medya İlişkileri UzmanıYahya Çark

Yılın En İyi Sosyal Medya Ve PR AjansıFebus Medya

Yılın En İyi Film Yapım ŞirketiŞeker Film

Yılın En İyi Etkinlik MekanıQubbe

Yılın En İyi Teknik Prodüksiyon FirmasıFashion Art

Yılın En İyi Mobilya Ve Ev Aksesuar Firması

The Woo

Yılın En İyi Etkinlik GrubuMMEST

Yılın En İyi Danışmanlık FirmasıKaren Asa Danışmanlık

Yılın En İyi Yurt Dışı Online Girişimiwww.kesinclickle.com

Yılın En İyi Görüntü Sistemleri FirmasıPozitif Prodüksiyon

Yılın En İyi FizyoterapistiFzt. Denis Chub

Yılın En İyi Estetik CerrahıOp. Dr. Selahattin Tulunay

“2. Dijital Dünyanın En’leri” töreninde ödül alan isimler ise şu şekilde;

18

Page 19: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

19

Page 20: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

design

design

design

design

design

design

design

design

design

design

design

design

design

design

design

designinspiration

inspiration

inspiration

inspiration

SIMPLE

SIMPLE

SIMPLE

SIMPLE

ART

interior

interior

interiorinterior

INTERIOR

INTERIOR

ARTVIEW

INTERIOR

INTERIOR

ARTVIEW

ARTVIEW

COLLECTION

CRATİVE SUİ

keyifce.com

COLLECTION

COLLECTION

COLLECTION

idea

idea

idea

idea

bounterview

idea

idea

idea

idea

furniture

furniture

furniture

furniture

furniture

furniture

furniture

artvıewdesign

www.ahmetbintas.comidea

design www.ahmetbintas.comidea

keyifce.comdesign www.ahmetbintas.comidea

ARTbounterview

ARTbounterview

20

Page 21: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

keyifce.com

idea

idea

idea

idea

www.ahmetbintas.com

www.ahmetbintas.com

keyifce.comwww.ahmetbintas.com

KırmızıTürk’ü nasıl tanıtıyorsunuz?

Haber spikerlerinin, spikerliğe başladığı ilk günden bu yana çalışmalarının yer aldığı bir arşiv.

KırmızıTürk’ün ne tarz çalışmaları ön plana çıkıyor?

7 yıl içinde işler gittikçe büyüdü. Bugün 1 milyon ziyaretçinin uğradığı bir noktaya getirdik. Bu işi ticari kaygıyla yapmıyoruz. Röportaj, spikerlik eğitimi, ödül töreni gibi çalışmaları da önemsiyoruz. Hemen hemen her haber kuşağındaki isimlerin ödüllendirildiği başka bir ödül töreni yok Türkiye’de. Bu anlamda bir ilk olduğunu düşündüğümüz ödül törenimizi Evo’s Angels ile gerçekleştiriyoruz.

Yaptığınız işlere sunucuların yaklaşımı nedir?

Birçoğu ilk etapta şaşırıyor. Böyle bir çalışmaya ilk defa rastladıklarını belirtiyorlar. Bu isimlerle ilgili derli toplu tek çalışma KırmızıTürk. Bizim samimiyetle onlara ulaşmamız hoşlarına gidiyor. Uzun yıllar TRT’de görev yapmış biri bize şunu söyledi: “Ben 20 yıldır bu işi yapıyorum. Gidiyorum

prompter’ın önüne geçiyorum, memur gibi haberimi okuyorum ve çıkıp geliyorum. Siz oraya görüntüler koyunca ilk kez cidden izlendiğim hissine kapıldım. Ben olayı memuriyete dökmüştüm. Biri beni izliyor mu izlemiyor mu kısmıyla bağımı koparmıştım.”

Sosyal medyaya ne derece önem veriyorsunuz?

Bir arkadaş grubu olarak bu siteyi oluşturduk. O zamanlar sosyal medya bu kadar yoğun biçimde kullanılmıyordu. Büyümemizin bir nedeni ise kulaktan kulağa konuşulmamız oldu. Doğrudan referans olarak insanlar bizden bahsediyordu. Ama biz sosyal medyayı baştan beri olabildiğince ak-tif kullanıyoruz, tüm gelişmelerimizi olabildiğince sosyal medyadan aktarmaya çalışıyoruz. Önceden insanlar televizyon izleyicisiydi veya radyo dinleyici-si fakat şimdi hemen hemen her televizyon izleyicisi ve radyo dinleyicisi internet kullanıcısı. Dolayısıyla interneti dışlayarak veya internet yokmuş gibi davranarak bu noktaya gelemezsiniz. Artık herkesin sosyal medya içerisinde olduğunu görüyoruz.

KırmızıTürk spİker platformu kurucusu Cengİzhan Kaya sorularımızı yanıtladıCENGİZHAN KAYAr.

21

Page 22: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

Geçen sene ilk ödül töreninizi organize etmiş olmanıza rağmen çok destek gördünüz.

Pek çok önemli isim bu işi karşılıksız yaptığımızı görerek ve inanarak büyük bir samimiyetle destek oluyor. Bizim ödül töreni-miz hemen hemen akla gelecek tüm kanallarda ve gazetelerde yer buldu. Bu desteği görmemiz bu işi samimiyetle yapmamızdan ötürü geliyor bence.

KırmızıTürk’ün misyonu nedir?

Biz bu işe başladığımızda spikerlerle ve sunucularla bir çalışmamız yoktu. Örneğin, Spikerler Derneği fikri ve felsef-esi KırmızıTürk’ün bir senelik çalışmaları sonucunda doğdu. Spikerlerin ilk kez bir araya gelebileceği fikri KırmızıTürk takip edilerek doğdu. Fakat biz o dernekten daha avantajlı olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü derneklerin kendi lokal yapısı içinde şöyle bir durum var; belirli bir zaman sonra o derneklerde belirli görüşte olan insanlar kalıyor. Ama biz her yayın grubu-na ulaşıyoruz çünkü bizim siyasi ve maddi bir beklentimiz yok. Bunlar olmadığı zaman hiçbir şekilde bir araya gelmez dediğiniz yayın grupları bizim sitemizde bir

araya geliyor. Bunların arasında Atv, Stv, Ulusal Kanal, Kanal 7 ve Kanal D var. Bizim temel misyo-numuz, gelecek yıllarda bunu artırarak her yayın grubundan insanları ve her medya çalışanını, sadece ekran önündekiler değil kamera arkasında ve farklı görev-lerde yer alan tüm insanların bir araya geldiği bir platform oluşturmak istiyoruz. Bu hede-fler doğrultusunda ilerlemeye çalışıyoruz KırmızıTürk olarak. Aynı zamanda her seferinde hiç ulaşamadığımız insanlara ulaşmaya çalışıyoruz ve kend-imizi anlatmaya çalışıyoruz.

En beğendiğiniz haber spikeri kim?

Baştan beri bütün haber spiker-lerine ulaştık ve bize görüşlerini bildirdiler. Hilal Ergenekon baştan beri takip ettiğimiz önemli bir isim. Semahat Özdoğan (spor spikeri) maç anlatan tek kadın spor spikeri. Birçok isimle doğrudan bir çalışmamız oldu ve başarılı olduğunu düşündüğümüz isimlere yer veriyoruz. Zaman za-man sunucu veya spikerlere ba-karken “herhalde bu bir tane soru soramaz” diyorum veya “4 tane cümleyi arka arkaya doğru kulla-namaz” diyebildiğim kişiler oluy-

or. Bu işte ilerlediğimiz ve birçok sunucuyu takip ettiğimiz için bu tarz yorumlar geliştirebiliyoruz.

KırmızıTürk’ün en sıkı takipçisi olduğunu düşündüğünüz kimler var?

Mesela Hilal Ergenekon’un hemen hemen her gün takip ettiğini biliyorum. Ece Üner ekrandan KırmızıTürk’ü hemen hemen her gün takip ettiğini söyledi. Zaten sitemizde yayınlarının paylaşıldığını bilen herkes mutlaka inceliyor kendi yayınlarını.

Kimi spiker veya ekran kişisi ken-di yayınını izleyemez. Bu duruma denk geldiniz mi?

Evet çoğu bu durumda hatta sitemizi bu anlamda kullanıyor. Birçoğu ya kendisini izleyemi-yor ya da buna fırsatı olmuyor. Düşünsenize her gün yayın alıp verme gibi bir durumu olmuyor. Akşam gidiyor KırmızıTürk’ü açıyor ve kendini izleme şansı buluyor.

Kendini izlemekten kaçanlar da var mı ?

İnsanlar iletişim dünyasında oldukları için kendilerini izleyip geri dönüş almaları gerekiyor.

22

Page 23: Bounterview Temmuz 2013

bounterviewdergisi.

“Digital Dünyanın En’leri” ödül gecesi nasıl geçti?

Ödül törenimizi yaptık ve medyada geniş yer buldu. Gece ile ilgili Evren ve Evrim Yaşlak çok çalıştılar. “Evo’s Angels moda günleri” diye tabir ettiğimiz bir organi-zasyon tertip etmiş olduk. Ödül töreni bazı ilkleri de içerdi. Türkiye’nin ilk karma defilesi burada gerçekleşti. Oylamada ise geçen seneki gibi bir prensip belirlemiştik. Kimse bize “ben neden yokum?” demesin diye hemen hemen her isme kategorilerde yer vermeye çalıştık. Nitelikli bulduğumuz her ismi anketimize yerleştirdik. Ciddi bir katılımcı ve oy veren sayısına ulaştık.

Bu oylamalara birtakım hile karışması söz konusu oluy-or mu? Gerçek ödül alanın yerine ödül gecesine gelecek kişiye ödülün verilmesi gibi.

Kategorilerde yer alan isimlerin hepsiyle çalışmalar yaptık ve diyalogumuz var. Dolayısıyla birini ötekin-den kayırabilmemiz söz konusu olmuyor. Oylama tamamlandıktan sonra ödülü kazananları arıyoruz. Şöyle düşünün ki haber sunanların hepsiyle tanışıyoruz.

Üniversitelerle ortak çalışmalarınızdan da bahsedelim.

İşin içine farklı mecraları katmayı önemsedik. Üni-versite hocalarıyla bir araya geldik. “Medya ansiklo-pedisi” diye bir projemiz vardı. Hem insan kaynakları bilgi bankası hem de diksiyon ve bilimsel boyutu olan ansiklopedi. Son dönemde şöyle bir şansımız oldu. Türkiye’nin önemli üniversiteleriyle buluşmalarımız oldu. Geçen hafta ODTÜ’nün Hocam Gazetesi ile bir araya geldik ve kurucusu Burcu Cura’yla söyleşimiz oldu. Fırat Üniversitesi ile de bir araya geldik, aktarımları yansıttık. Sizlerle de tanışmamız bu üniver-site projesinin devamı niteliğinde, inanıyorum ki daha güzel şeyler çıkacaktır.

7 yıllık süreçte sizi en çok memnun eden ne oldu? a) TRT’ye katılmış olmak b) Geniş yankılar ve medyada yer almış olmak c) Spikerlerden aldığınız olumlu geri dönüşler d) diğer

Yola çıktığımızdan bu yana epey şey yaşadık. Tv programına katılıp projemizi anlatmak bizim için sıra dışı bir şeydi. 7 yıl önce başladığımızda bazı insanlar bunu bir hayal olarak görüyordu. Bizim ödül töreni, ansiklopedi ve dergi hazırlayabileceğimize olmaz diye bakıyorlardı. En büyük mutluluk bu; bunları başarmış olmak.

Boğaziçi ve Bounterview sizin için ne ifade ediyor?

Boğaziçi Üniversitesi, eğitim danışmanlığı yaptığım za-manlardan ve sınav tercih döneminden aklıma kazınan bir üniversite. Boğaziçili olmak bence bir ayrıcalıktır. Bounterview’i de iletişim haline geçtiğimiz anda detaylı inceledik. Bugüne kadar yaptığınız röportajlar sıradanlığın dışına çıkmıs. Çok iyi işler yapmışsınız.

23

Page 24: Bounterview Temmuz 2013

Instagram’da

BOUNterview artık

/bounterview

bounterviewdergisi.

24

Page 25: Bounterview Temmuz 2013

BURAK TÖRÜNÇOK ÖZEL RÖPORTAJ

25bounterviewdergisi.

Page 26: Bounterview Temmuz 2013

binlerce kişiye ulaşabiliyorum. Eğitmenlik işi bu şekilde başladı. Saf niyet dünyadaki en büyük güçtür bana göre. Tek belirleyici, tek yaratım yakıtı inançtır, tutku-dur. Siz tutkuyla bir şey istediğiniz zaman o başlar. Benim bildiklerimi genç arkadaşlarla paylaşma gibi bir tutkum vardı, eğitmenlik işi bu şekilde alev aldı.

Haber sunmanın zorlukları neler-dir?

Her iş gibi haber spikerliği yapmanın da zorlukları var. Artık herkesin bildiği gibi, haber spikerliği önünüzdeki metinden ya da karşınızda akan yazıdan haber okumak değildir. Her ses tonu düzgün adam artık haber

spikerliği yapamıyor, çünkü haberci olmanız gere-kiyor. Elbette ki haberci dediğimiz zaman akade-mik bir başlık içerdiğinden dolayı bir başlangıç

zorluğu vardır. Bir de bunun reflektif bir takım zorlukları var. Örneğin siz şöyle bir bilgi alırsınız, ajansa düşmüştür: “Van’da 6.7 büyüklüğünde deprem” O anda yayına girmek zorundasınızdır. Onunla ilgili ayrıntılar ne kadar zaman sonra ajansa düşer bilinmez ama siz o bilgiyle kanal yönetimi-nin yayın yapmanızı istediği süre için yayın yapmak zorundasınızdır. Atv’de çalışırken Saddam Hüseyin yakalandı. İlk baştaki bilgi şuydu: “Saddam yakalandı, İngiltere başbakanı Tony Blair açıkladı, Amerika başkanı Bush onayladı.” Ben bu kadar bilgiyle yaklaşık 1- 1,5 saat yayında kaldım. Sonra bilgiler, ayrıntılar gelmeye başladı

Sizi 2006’dan bu yana CNN Türk ekranlarında izliyor ve tanıyoruz. Peki siz kendinizi nasıl tanıtırsınız, Burak Törün kimdir?

Burak Törün adamın biridir. İstanbul’da doğan, İstanbul’da yaşayan ve İstanbul’da ölecek olan bir adamdır. Sıradan, işini ve hayatı seven bir adamdır.

Sizin haber spikerliği dışında etkili iletişim eğitmeni olduğunuzu bi-liyoruz. Eğitmenlik tecrübenizden bahsedebilir misiniz?

Eğitmenlik biraz tesadüfen başladı ama insan hayatında tesadüflere inanmam. İnsanın kafasında bir projektör vardır, neyi düşünürsen onu yaşarsın. Victor Hugo’nun Sefiller romanında kullandığı bir cümle vardır: “Dünyalarımız, hayallerimizin ete kemiğe bürünmüş hali-dir.” Hayatınız boyunca edindiğiniz bir takım bilgiler vardır, çok hoşunuza gider, içselleştirir, pratiğe döker, bunun sonuçlarını toplayıp meyvelerini yemeye başlarsınız. Hayat çok eğlenceli, çok güzel hale gelir. Sonra der-siniz ki keşke bu bildiklerimi başkalarıyla da paylaşabilsem. Sonra bunu çok istediğiniz za-man da yaşam bunun şartlarını, mekaniklerini oluşturmaya başlar. Küçük gruplara verdiğim eğitimlerle başladım. Sonra Üsküdar Kariyer Akademisi’nden bana bir teklif geldi, sonra başka bir yerden derken şimdi üniver-sitelerde bin kişilik salonlarda ben bu eğitimlerimi veriyorum. İlk başta Facebook’ta başladı. Şimdi

“İYİ BİR HABER SPİKERİ HER ZAMAN EMPATİ KURABİLMELİ”

BURAK TÖRÜNve o gün 4 saatin üstünde yayın yaptım. İşte haber spikerliğinin zorluğu bu. Bilmediğiniz, hiçbir fikir yürütemediğiniz bir konu hakkında bir anda kendinizi yayında bulabilirsiniz, o konu hakkında telefon bağlantıları, canlı yayınlar yapabilirsiniz ve konuşmak zorundasınız. Zorlukları bunlar ama hangi iş olursa olsun bir işin en büyük zorluğu, zor olduğunu düşündüğünüz anlardır.

Bu durumda bir haber spikeri ne gibi özelliklere sahip olmalı?

Haber spikeri her şeyden önce bir hatiptir, bir konuşmacıdır. Hele hele bir haber kanalında çalışıyorsanız ve sürekli kriz yayınları yapıyorsanız “hatip” sıfatı size çok daha fazla yakışıyor. Bir kere doğaçlama yeteneğinizin çok yüksek olması lazım. Bunun dışında sesin, temel diksiyon bilgi-lerinin tüm ayrıntılarını ve beden dilini çok iyi kullanıyor olabilmeniz lazım. İyi bir hatip her zaman em-pati kurabilmeli, kendi psikolojisi ile izleyici profilinin psikolojisini mutlaka harmanlamalıdır. Sade-ce kendi alanında bilgili olması da yeterli değildir, kendi konusu dışında da ona lazım olacak tüm enstrümanlara sahip olması ge-rekir. Bunların başında özgüven gelir. Bir haber spikerinin siyaset, ekonomi, spor, aktüalite, mizah, kişisel gelişim, psikoloji, sosyoloji alanında engin bilgisinin olması lazım. Çünkü siz konuşmacısınız ve sizin başrolünüz ilgiyi ayakta tutabilmektir. Bunun dışında iyi bir haber spikeri tevazu içinde ve sade olmalıdır, giyim kuşamından ses tonuna varana kadar.

R.RÖPORTAJ: Fatma İZCİ & Tuba AYDIN

26bounterviewdergisi.

Page 27: Bounterview Temmuz 2013

da çok kalıcı olan bir haber spi-keri ben görmedim. Çok güzel-

sen, biraz yakışıklıysan, biraz ağzın laf yapıyorsa ama konuşmada sorun-lar varsa gidip eğitim alıyorsun, haber spikeri olmak istiyorsun. Hayat-

ta bütün ümitlerini kaybetmiş, hiçbir baltaya sap olamamış pek çok kişi fiziğine güvenip “bari haber spikeri olayım” diye diksiyon eğitimi alıyorlar. Bari dediğiniz olay o kadar zor bir olaydır ki aslında. Bu çerçeve-den baktığınızda başta Oğuz Haksever, Ferhat Boratav ve haberci olan tüm sunucuları sayabilirim. Diksiyonunun çok iyi olması önemli değil. Mehmet Ali Birand’ın diksiyonu çok iyi değildi, ama rahmetli dünyanın en iyi habercilerinden biriydi.

Medya sektöründe olmanın getirdiği artılar ve eksiler ne-lerdir?

Şöyle bir örnek vereyim; hayatınızda ilk defa gittiğiniz bir semtte, ilk defa girdiğiniz bir restorantta size isminizle hitap edilmesi çok güzel bir şey. Yeni yeni insanlarla tanışıyorsunuz, çok keyifli bir şey.

Erkek olmak bu işte çok büyük bir dezavantajdır. Diksiyon eğitimi alan bir pro-filden bahsettim az önce. Güzel bayanların, sarışınsa ve biraz da dekolte giyiniyorsa şansı daha yüksek olabiliyor, okuldan yeni mezun olmuş olsa bile. Siz istediğiniz kadar erkek olarak işinizi başarılı yapın, ken-dinizi yetiştirmediğiniz sürece genelde ikinci planda kalırsınız. Bakın dekoltesi olan, mini etekli,

özellikle de sarışın bayanlar şu anda Prime time’da ayakta haber okuyorlar. Bu rekabet duygusuyla ya da hırsla söylenmiş bir şey değil.

Gözlemlerimi söylüyorum. Ben bir istisna olabilirim, yıllardır bu işin içindeyim ama bahsettiğim kişilerin yükselmesi çok daha kolay. Türkiye burası, etiketler ülkesi.

İdol olarak gördüğünüz veya “bu iyi bir habercidir” dediğiniz isimler var mı?

Elbette ki çok fazla hem de. Oğuz Haksever’i sayabilirim NTV’de. Zaten haberci olanlar kalıcıdır. Sırf diksiyon eğitimi alıp

Centilmen olmak zorundadır. Zeki olmak zorundadır, algılarının açık olması gerekir. Ancak bu donanımlara sahip olduğunuzda iyi bir haberci olabilirsiniz.

Bu saydığınız özellikler çerçe-vesinde kendinizi iyi bir haber spikeri olarak görüyor musu-nuz?

Elbette görüyorum, gör-meseydim bu kadar ödül alamazdım. Ego ile ilgili değil söylediğim şey, kendine güvenle ve kendini nerede gördüğünle ilgili. Geçtiğimiz ay sabah kalktıktan sonra ya da birkaç yayınım iyi geçtikten sonra ben kendi kendime hep şunu tekrarladım: “Ben gerçekten iyi bir haber spikeriyim galiba, bu işi galiba iyi başarıyorum erkek olduğum halde.” Geçen ay 3 tane ödül aldım. Bu, söylediğinizi kanıtlıyor, bunun bir madde olduğunu ispatlıyor.

“Erkek olduğum halde” dedi-niz. Haber spikerliğinde erkek olmanın dezavantajları mı var?

“DEKOLTELİ MİNİ ETEKLİ BAYANLAR PRIME TIME’DA HABER OKUYORLAR”

“BİRAND, DÜNYANIN EN İYİ HABERCİLERİNDEN BİRİYDİ”

27bounterviewdergisi.

Page 28: Bounterview Temmuz 2013

Ama bazen bunun sizi boğduğu zamanlar da olabiliyor. Örneğin; ben toplu ulaşım araçlarını da kullanıyorum. Oturup bir şey okuyorsunuz ama insanlar sizi tanıdığı ve sohbet etmek istediği andan itibaren her şey değişiyor. Arka taraftan fısıltılar geliyor ve okuduğunuzdan bir şey anlamamaya başlıyorsunuz. Bu bile çok basit bir örnektir. Medyatik olmanın elbette çok büyük avantajları var. Kendinizi ifade etmeniz, özgüven ve özsaygı temini açısından çok önemli bir olaydır. Medyatik bir kimlikte işlerinizi halletmek istediğinizde, insanların sizi tanıyor olması, sizin insan sarrafı olmanız size pek çok kapı açabilir. Kaldı ki medya; yasama, yürütme ve yargıdan sonraki 4. büyük güçtür. Bir ülkenin iktidarını medya seçiyorsa artık, medya çok önemli bir güçtür. Ama medyatik olmanın çok büyük dezavantajları da vardır, hem kişisel hem de global anlamda. Örneğin, biz medya olarak Gezi Parkı olayları gündeme geldiğinde biraz duyarsız kaldık. İnsanlar penguenleri izledi CNN Türk’te, bunun elbet bir sebebi vardı. Ama sonuçta bu karar mercii bizmişiz gibi, medya sektörünün en alt tabakasında olan adam bile çok büyük eleştirilere, hatta hakaretlere maruz kaldı. Tek suçumuz CNN Türk’te çalışıyor olmak. Bu bir dezavantajdır. Medyatik olmanın size getirdiği sorumlulukları yerine getirirseniz, avantajları yaşarsınız.

Yayın sırasında unutamadığınız bir an var mı?

O kadar çok ki… İlk aklıma geleni anlatayım. Bir gün Atv’de gün ortası haberlerini sunarken bizim fırlama kameraman çocuklar da kağıt savaşı yapıyorlar, birbirleri-

ne atıyorlar. “Ya çocuklar bana gelecek! Yapmayın, etmeyin!” derken ben haber okurken tak diye kafama kağıt geliverdi. Patron Turgay Ciner, sert, otoriter bir adam. Ben üniversitelerde özgüven eğitimi verirken, adamın karşısında özgüvenim yerlerde sürünüyor. İlk düşündüğüm şey şu oldu: “Acaba yayına girdi mi? Patronun kulağına giderse?” Adamlar aralarında kağıt savaşı yapıyorlar, bizim ciddi diye bildiğimiz haberciler çocukluk yapıyorlar diye düşünebilirsiniz. İlk başta patron böyle düşünebilir.Yayından sonra baktık

yayına girmiş mi diye, olduğu gibi girmiş. Ben hafif tebessüm edip okumaya devam ediyorum. O hafta sonu Okan Bayülgen o görüntüleri Zaga’da medya

arkası yapmıştı.

Bir diğeri de çok komik. Medical Channel’da çalışıyorum. Medya sektörünün krizde olduğu bir dönem vardı, dağ gibi bir işsiz ordusu birikmişti. İşsizler

dışında olanlar da potansiyel işsizdi. Ben de onlardan biriydim. Medical Channel haber merkezinde hasbelkader bir iş bulmuştuk, orada yok

pahasına çalışıyorduk. Haber merkezini kurduk, ana haberi okuyo-ruz. Büyükçe bir odaya stüdyo diyorduk ve bütün yayınlar orada yapılıyordu. Araya reklam ve tanıtım girdiğinde dekor görevlimiz dekoru değiştirirdi. Adamcağız bütün gün o kadar yorulunca, 90 dakikalık ana haber süresince dekorlardan birine ait olan çekyatların birinde uyumayı tercih ediyor. Ben haberleri okuyo-rum, sağlık haberleri olduğu için uzun uzun metinlerden, uzun uzun cümlelerden oluşuyordu. Ben de o zaman kiloluyum, ekranı dolduruyorum yani. Ben haber okumaya başladığımda o abimiz uyuyan bir adamın çıkarabileceği tüm sesleri çıkarıyordu. O gazı veriyor, ben haberi okuyordum. Yayına girdi mi diye yayından sonra baktık ki olduğu gibi girmiş. Görüntü şu, sağlık kanalında gürbüz bir adam haber okuyor ve öyle sesler geliyor. Bunun gibi bir sürü şey geldi başımıza.

Medya üzerinde bir baskı olduğunu düşünüyor musunuz?

Tabii ki düşünüyorum. Biz birinci sınıf demokrasinin olduğu bir ülkede yaşamıyoruz ne yazık ki. Bunu haberci kimliğimle söylüyo-

rum. Düşünce özgürlüğünün olduğu bir ülkede yaşamıyoruz.

“YASAMA, YÜRÜTME VE YARGIDAN

SONRAKİ 4. BÜYÜK GÜÇ MEDYADIR”

28bounterviewdergisi.

Page 29: Bounterview Temmuz 2013

Gezi Parkı olayları ile günde-me gelen eleştiriler medyayı da kapsıyor. CNN Türk de en çok eleştiri alan kanalların başında geliyor. Direnişçilerin en çok üzerinde durdukları konu; CNN International canlı yayın yaparken CNN Türk’ün penguen belgeseli yayınlamasıydı. Siz bu eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Penguen, direnişin simgesi haline geldi CNN Türk sayesinde. Ben medya sektöründe çalışıyorum diye medyayı savunacak değilim. Bir sorun yaşadığınızda sorunu dışınızda aramamanız lazım. Sorun ne olursa olsun, so-rumluluk alıp elinizi taşın altına sokmak zorundasınız. Çünkü siz neyi deneyimliyor olursanız olun her şey sizin seçimleriniz ile ilgilidir. Bugün Gezi Parkı’nda bir olay yaşanıyorsa ve ben 5 yıldır Taksim’e, Gezi Parkı’na gitmiyor bile olsam orada yaşananlarda benim bir parça sorumluluğum var demektir. Benim yaptığım to-plumsal seçim-lerle ilgilidir. Bu yüzden ben eleştirileri haksız bulmuyorum ama bazen eleştirilerin dozu kaçıyor. İnsanlar eleştirirken kimi eleştirdiğine ve hangi sebe-ple eleştirdiğine dikkat etsinler. Medyayı eleştireceksiniz tek bir gözlükten bakıp eleştirmeyin. Haber yöneticisini ayrı eleştirin, patronu ayrı eleştirin ama yöne-tici olmayanı da ayrı eleştirin. Sırf CNN Türk’te çalışıyorum diye yemediğim hakaret, işitmediğim küfür kalmadı. Ben bugün CNN Türk de çalışmasam X kanalında çalışsam yine bu eleştirilere maruz kalacağım. Dolayısıyla insanlar sapla samanı ayırmasını biraz bilmeli. Ne söylediğinizden çok neyi nasıl söylediğiniz çok daha önemlidir. Biz eleştirilecek kişi değiliz.

Biliyorsunuz, haber yayımı konu-sunda bir takım baskılar olabiliyor. Aydın Doğan’ın başına geleni biliyorsunuz. 826 trilyon lira vergi borcu çıkarıldı durup dururken. Bu bir örnektir. Türk medyası özgür değil. Türk medyası yansız da değil bu yüzden. Eğer bir ülkenin medyası yansız değilse o ülkenin medyasında baskı var demektir.

Türkiye’de medya ne yönde ilerliyor sizce? Geleceği nasıl görünüyor?

Sırf medya olarak düşünmeyelim. Ben ümitsiz değilim. Bu cümleyi kurmamdaki temel sebep bi-raz da metafizikçi olmamla ilgili. Çünkü şu cümleyi söylersem ne demek istediğimi anlayacaksınız: Kabustan uyanmak rüyadan uyanmaktan daha kolaydır. Şöyle düşünün; Hitler gibi bir adam olmasaydı dünyada birlik bilinci oluşmayacaktı belki de. Çünkü milyonlarca Yahudi’yi katlede-ne kadar tüm insanlık Hitler’in arkasından geliyordu. Ama kat-liam yaptıktan sonra insanlar dur dedi ve insanlık yükselişe geçti. Türkiye’de yaşanan durum da farklı değil, aşağı yukarı aynı. Ben kimseyi Hitler’e benzetmiyorum ama sonuçta bir baskı olduğu aşikar, afaki konuşmuyoruz. Tabandan gelen gençler var, 80 sonrası kuşağı, indigolar… İndigolar, dünyaya hangi amaç için geldiklerini bilen, bilinçli, algısı ve zekası açık çocuklardır. Onlar hangi şartta olursa olsun dünya barışı için uğraşırlar. Medyada da, tabanda böyle çocuklar olduğu için medyanın gidişatını çok iyi görüyorum. Şu an saptığı ara yol-lar var belki, medya bugün baskı görüyor belki ama medya bundan 10 yıl sonra insanları bilinçlen-dirmede çok iyi bir enstrüman haline gelecek. Dolayısıyla ben medyayı doğru yolda buluyorum. Şu an yapılan şeyler yanlış gibi gözükse de doğru yolu bulacağına inanıyorum.

Son günlerdeki Gezi Parkı olayları, polisin tutumu ve siyasetçile-rin açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Kişisel fikrinizi alabilir miyiz?

Her iki taraf da biraz günah çıkarıyor farkındaysanız. Geçen İstanbul Valisi Sayın Hüseyin Avni Mutlu canlı yayın konuğumdu. Oturduk, yarım saatten fazla Gezi Parkı olaylarının geldiği noktayı masaya yatırdık. Evet, herkes ilk başta hatalı olduğunu kabul

ediyor. Biz de medya olarak hatalı

olduğumuzu elbette kabul ediyoruz. So-nuçta insanların hatalarını görebilmesi güzel bir şey, ama biraz daha

bilinçli adım atıl- ması gerekir.

“TÜRK MEDYASI ÖZGÜR DEĞİL”

29bounterviewdergisi.

Page 30: Bounterview Temmuz 2013

İktidarlar medyayı asla etkileme-meli ama medya da iktidarla iş birliği yaparak yürümeli. Mesela bir soruşturma devam ediyor-sa, medya o soruşturma ile ilgili en derin bilgileri ifşa etmemeli soruşturma tamamlanana kadar. Biraz daha bilinç gerekiyor galiba.

Türk medyasında özellikle son dönemlerde artan bir sansür uygulaması yapıldığı söyleniyor. Siz hiç sansüre, kısıtlamaya ve baskıya maruz kaldınız mı? Sansür diye bir şey yok Türkiye’de şu anda, sınırlı bilgi erişimi var. Sansür demek, olan bir bilgiyi gizle-mek demektir. Olan bir bilgi gizlenmedi, sadece sınırlı bir şekilde aktarıldı.

olaylarında, yaralanan ve ölen kediler, köpekler, kuşlar var ora-da. Onları gördüğünüz zaman bile gözleriniz doluyor.

En çok sunmak istediğiniz haber çeşitleri nelerdir?

Gülümseten haberler. Çünkü ruh, neşedir. Ben eğitimlerimi bile stand-up yaparak veriyorum. Çünkü siz beyninizin duygulara hitap eden kısmını harekete geçirdiğiniz takdirde çok daha kalıcı bilgilerle donanırsınız. Üniversite ya da lise yıllarınıza gidin, en unutamadığınız anlar en neşeli olduğunuz anlardır. İkili ilişkilerde beden dili ve imaj %60’ı, ses tonu % 30’u, kelime-lerse sadece % 10’u oluşturur. İnsanlar sizin anlattıklarınızı en geç bir ay sonra unutur, sadece konu başlıkları belki akıllarda kalır. Ama her zaman akılda kalacak olan şey şudur : “Adam mükemmel bir sunucuydu.” ya da “Berbat bir sunucuydu.” O yüzden ben gülümseten haberle-ri okumayı seviyorum. Bu politi-kada da olabilir, aktüel haberde de, ekonomide de olabilir. Hangi haber olursa olsun gülümsetsin.

Kariyerini medya alanında ilerletmek isteyen üniversite öğrencilerine neler önerirsiniz?

Bir kere olmazsa olmaz yabancı dil, çok iyi öğrenmeleri gerekiyor. Siz Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyarak bunu yaşıyorsunuz ama profesörün olmadığı, lise düzeyinde eğitim verilen üni-versiteler var ne yazık ki. Bu öğrencilerin öncelikle yabancı dil konusunda kendilerini geliştirmeleri gerekir, özgüven konusunda yetiştirmeleri gerekir. Mutlaka ama mutlaka diksiyon eğitimi almaları gerekir. Kişisel gelişimle uğraşmaları gerekir. Kendilerini iyi ifade edebilmeleri gerekir. Bir de teknolojiyi çok iyi öğrenmeleri, özellikle internet ve

Bunun altını iyi çizmek lazım. Üstüne basa basa söylüyo-rum, ben medya sektöründe çalışıyorum diye medyayı sa-vunmuyorum. Bunları açıklamak benim vatandaşlık görevimdir. Sansür diye bir şey en azından CNN Türk’te yok ama olayların biraz daha sınırlı şekilde veril-mesi var. Tüm kanallar bunu yaptı. Çok açık yürekle cevap vereceğim, kısıtlamaya maruz kalmadım ama “olayları çok fazla provoke etmeden, çok yumuşak bir üslup kullanarak verelim” deniliyor elbette. Çünkü medyada yayınlanan her şey çok ciddiye alınıyor. Hele hele CNN Türk, NTV gibi kanallar çok ciddi kanallar.

Siz negatif etki yaratacak bir olayı çok sert bir şekilde verdiğinizde olumsuzluk yaratırsınız toplumda. Dediğim gibi; yasama, yürütme ve yargıdan sonra medya dördüncü büyük güçtür. Hangi haberi nasıl verdiğinize çok özen göstermeli-siniz.

Peki sunmak istemediğiniz ama sunmak zorunda kaldığınız bir

haber oldu mu?

Çok oldu. Keşke şehit haber-leri olmasa, keşke Gezi Parkı olayları olmasa, keşke çocuğa ve kadına şiddet haberleri olmasa. Sonuçta ben bir babayım ve bir çocuğum var. Geçenlerde bir haber verdik, sarhoş baba ağlıyor diye 8 aylık bebeğini çıplak bir şekilde sobaya oturtmuş ve çocuğun her tarafı 4. derece yanık. İtiraf ediyorum, ben arada ağladım. Sonuçta baba olmaya da gerek yok, siz insansanız etkileniyorsu-

nuz. En basitinden Gezi Parkı

“CNN TÜRK’TE

ÇALIŞIYORUM DİYE

YEMEDİĞİM HAKARET

KALMADI”

“TÜRKİYE’DE SANSÜR

YOK, SINIRLI BİLGİ ERİŞİMİ

VAR”

30bounterviewdergisi.

Page 31: Bounterview Temmuz 2013

sosyal medya kullanımında bilinçli olmaları gerekir. Buradan yetki-lilere sesleniyorum. Bu diksiyon ve özgüven eğitimi ilkokuldan itibaren müfredata konulmalı. Bunların dışında hayal kursunlar bol bol. Bize çocukluğumuzdan beri hayal kurmanın kötü bir şey olduğu öğretildi. Hayal kurmak, geleceğimizin bir ön gösterimidir ve bize geleceğimizi verir. Disi-plinli kurduğunuz hayaller gerçek olmak zorundadır.

Bir etkili iletişim eğitmeni ola-rak üniversite öğrencilerinde özellikle iş görüşmeleri ve staj mülakatlarında yardımcı olabileceğini düşündüğünüz tüyo-lar verebilir misiniz?

En başta gülümsemek. Etkin iletişim dediğimiz şey gülümse-mekle başlar ve yine gülümse-mekle biter. Beden dilini iyi öğrenmesi gerekiyor. Çünkü beden dili, sözel dil aşamasına geçilmeden önce insanlara çok büyük bir fikir sunar. Bir iş yerine gittiğinizde o kişinin beden dilini gözlemleyebilirseniz, onun sizin hakkınızda hangi düşüncelere sahip olduğunu az çok anlayabi-lirsiniz. Gözlemek, gülümsemek, özgüven, temel diksiyon bilgileri, dinlemek… Bunlar çok önemli ayrıntılar. Her şeyden önemlisi egonuzla olan ilişkiniz, yani kişisel gelişim. Globalleşen bir dünyada yaşıyoruz. Yabancı dil ne kadar önemliyse beden dili ne kadar önemliyse kişisel gelişim de artık onlar kadar önemli. İnsanlar artık en az 20-30 kişisel gelişim kitabı okumak zorundadır. Çünkü insanlar karamsar ve kendileri-ne kurban rolünü biçiyorlar. İş görüşmesine gittiğinde, “nasıl olsa bu da olmayacak” düşüncesi ile gittiği için zihin onu yaratmaya başlıyor. O zaman ne yapacağız? “Bu iş de olmayacak” düşünceyi çıkarıp çöpe atacağız, “Nasıl olsa bu görüşmeden benim için en hayırlı olan kararla ayrılacağım” düşüncesi ile gireceğiz.

Boğaziçi Üniversitesi sizin için ne ifade ediyor? Boğaziçililere iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Boğaziçi Üniversitesi modernliği, bilinci, indigoları, özgüveni, bilimselliği, bilginin muhteşemliğini ifade ediyor. Boğaziçi Üniversitesi çok şey ifade ediyor benim için. Bi-linçle bilimin nasıl bir evlilik yaptığının en güzel göstergesi olan bir eğitim kurumu için ben teşekkür etmek isterim. Vereceğim mesaj budur. Eğer Boğaziçi gibi dünya çapında çok sükse yapan bir okul-da okuyan öğrenci, egosuyla olan ilişkisini çok iyi bir şekilde düzenlerse o zaman ge-lecekte tek bir lidere gerek yoktur bence.

“BOĞAZİÇİ BİLGİNİN

MUHTEŞEMLİĞİNİ İFADE

EDİYOR”

31bounterviewdergisi.

Page 32: Bounterview Temmuz 2013

BOUNTERVIEWMAGAZINE

www.bounterview.com

32bounterviewdergisi.