BİNALARDA GİYDİRME CEPHE AÇISININ ISIL PERFORMANSA ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TF03188.pdf · t.c....
Transcript of BİNALARDA GİYDİRME CEPHE AÇISININ ISIL PERFORMANSA ...tez.sdu.edu.tr/Tezler/TF03188.pdf · t.c....
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BİNALARDA GİYDİRME CEPHE AÇISININ ISIL
PERFORMANSA ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Kübra SÜMER HAYDARASLAN
Danışman
Doç. Dr. Neşe DİKMEN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
MİMARLIK ANABİLİM DALI
ISPARTA - 2016
© 2016 [Kübra SÜMER HAYDARASLAN]
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa
İÇİNDEKİLER ................................................................................................... i
ÖZET................................................................................................................... ii
ABSTRACT ........................................................................................................ iii
TEŞEKKÜR ........................................................................................................ iv
ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................. v
ÇİZELGELER DİZİNİ ....................................................................................... vii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ....................................................... viii
1. GİRİŞ .............................................................................................................. 1
2. KAYNAK ÖZETLERİ ................................................................................... 3
2.1. Giydirme Cepheler .................................................................................. 3
2.1.1. Giydirme cephelerin tanımı ve tarihsel gelişimi .............................. 4
2.1.2. Giydirme cephelerin sınıflandırılması ............................................. 8
2.1.3. Giydirme cephe uygulama örnekleri ............................................... 11
2.2. Giydirme Cephe ve Isıl Performans İlişkisi ............................................ 22
2.2.1. Giydirme cephelerde ısıl performans............................................... 23
2.2.2. Isıl performansı etkileyen etmenler ................................................. 24
2.2.3. Isıl performansın belirlenmesi ......................................................... 28
2.2.4. Bina yönünün ısıl performansa etkisi .............................................. 29
3. MATERYAL VE YÖNTEM .......................................................................... 32
3.1. Materyal ................................................................................................... 32
3.1.1. Hazırlanan modele ilişkin bilgiler ................................................... 32
3.1.2. Antalya ili iklim verileri .................................................................. 35
3.1.3. DesignBuilder versiyon 4.5.0.178 ................................................... 37
3.2. Yöntem .................................................................................................... 38
4. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA ............................................. 39
4.1. Giydirme Cephe Açısı Değişiminin Isıl Performansa Etkileri ................ 39
4.1.1. Hazırlanan modellerin ısıl yükleri ................................................... 39
4.2. Giydirme Cephe Açısı Değişiminin Farklı Yönlerdeki Etkileri .............. 44
4.2.1. Hazırlanan modellerin ısıl yükleri ................................................... 45
5. SONUÇ VE ÖNERİLER ................................................................................ 57
KAYNAKLAR ................................................................................................... 63
ÖZGEÇMİŞ ........................................................................................................ 69
ii
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
BİNALARDA GİYDİRME CEPHE AÇISININ ISIL PERFORMANSA
ETKİSİNİN İNCELENMESİ
Kübra SÜMER HAYDARASLAN
Süleyman Demirel Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Mimarlık Anabilim Dalı
Danışman: Doç. Dr. Neşe DİKMEN
19. yüzyıl sonrasında yüzyıllardır süregelen mimarlık anlayışları değişmiştir. Sanayi
devrimi ile ortaya çıkan cam ve çelik gibi malzemelerin mimarlık alanına girmesi ve
mimarların cephe arayışları sonucunda, yapının taşıyıcı strüktürüne giydirilen
‘‘Giydirme Cepheler’’ ortaya çıkmıştır. 20. yüzyıl yapılarına damgasını vuran ve
kentlerin siluetlerini değiştiren giydirme cepheler zaman içinde yüksek üretim seviyesi
yakalamış ve günümüzde sıklıkla uygulama alanı bulan yapı bileşeni haline gelmiştir.
Yapıların kabuğunu oluşturan saydam ve opak yüzeyler enerji kayıp ve kazançları
açısından önemli bir yere sahiptir. Binalardaki opak yüzeyleri yalıtım malzemeleri ile
daha az ısı geçirimli hale getirmek mümkün iken saydam yüzeylerde ısı geçirimliliği
açısından önlem almak zordur. Bu nedenle günümüzde sıklıkla kullanılan giydirme
cepheler yapıların enerji performansında oldukça etkilidir. Türkiye’de ve dünyada
giydirme cephesi zemini ile farklı açılar yapan çok sayıda bina bulunmaktadır. Bu
çalışmada binalarda giydirme cephe sistemlerinin zemini ile yaptığı açının yapının
enerji performansına etkisi ve buna ek olarak farklı yönlerdeki açı değişiminin ısıl
yükleri nasıl etkilediği incelenmiştir. Bu amaçla ‘‘DesignBuilder’’ simülasyon
programı yardımıyla bir bina modellenmiştir. Binanın giydirme cephesinin zemini ile
yaptığı açı 60° ve 120° arasında 10’ar derece değiştirilerek ısıtma ve soğutma yükleri
hesaplanmış ve bu ısıl yüklerin değişimleri incelenmiştir. Daha sonra bu binaların
yönleri değiştirilerek ısıl yüklerinde meydana gelen değişimler analiz edilmiştir. Bu
araştırma, giydirme cephe açısının yapının ısıl performansını etkilediğini ve bu etkinin
yöne göre değiştiğini göstermektedir. Çalışma giydirme cam cephe sistemine sahip
binaların tasarım aşamasında mimarlara yol gösterici niteliğindedir.
Anahtar Kelimeler: Giydirme Cephe, Isıl Performans, Yapı Yönü
2016, 82
iii
ABSTRACT
M.Sc. Thesis
INVESTIGATION ON THE EFFECT OF CURTAIN WALL ANGLE ON
THERMAL PERFORMANCE OF BUILDINGS
Kübra SÜMER HAYDARASLAN
Süleyman Demirel University
Graduate School of Applied and Natural Sciences
Department of Architecture
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Neşe DİKMEN
The architectural style which is continuous for centuries has been changed after 19th
century. Entering upon the materials glass and steel etc. that emerged with industrial
revolution to architecture and as a result of seeking curtain wall of architects, the
curtain walls that is siding to supporting structure of the structure has been emerged.
The curtain walls which label the 20th century structures and change the skyline of
cities reaches high production level in time and nowadays it becomes the building
component that used in application areas frequently.
The transparent and opaque surfaces that constitute the build envelope have an
important position in terms of energy gain and energy loss. While it’s possible that the
opaque surfaces at buildings can be rendered less conduction thanks to insulating
material, it’s difficult to be taken precaution to transparent surface in term of
conduction. For this reason, the curtain walls that are used frequently nowadays are
very important at energy performance of structure. There are many buildings making
an angle with different curtain walls in Turkey and in the world. In this study it’s
examined that investigation on the effect of curtain wall angle on thermal performance
of buildings and how to affect angle change at different aspect on heat loads. For this
purpose, a building is modeled by “Design Builder” simulation program. The heat load
and cooling load are calculated by changing 10 degrees the building’s angle on the
surface of curtain walls between 60° and 120°. After that the changes of thermal
performance are analyzed by changing this building’s ways. This research shows that
the curtain wall angle affects the thermal performance of building and the effect
change according to building’s way. The research is a guideline for architects at the
stage of design of buildings having glass facade system.
Keywords: Curtain Wall, Thermal Performance, Direction of Building
2016, 82 pages
iv
TEŞEKKÜR
Bu araştırma için beni yönlendiren, karşılaştığım zorlukları bilgi ve tecrübesi ile
aşmamda yardımcı olan değerli Danışman Hocam Doç. Dr. Neşe DİKMEN’e sonsuz
teşekkürlerimi sunarım. Bugüne kadarki eğitimimde payı olan tüm hocalarıma ve
arkadaşlarıma teşekkür ederim. ÖYP-06154-YL-14 No`lu Proje ile tezimi maddi
olarak destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri
Yönetim Birimi Başkanlığı’na teşekkür ederim. Tezimin her aşamasında beni yalnız
bırakmayan değerli aileme sonsuz sevgi ve saygılarımı sunarım.
Kübra SÜMER HAYDARASLAN
ISPARTA, 2016
v
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 2.1. Giydirme cephesi olan bir yapı ......................................................... 4
Şekil 2.2. Giydirme cephe uygulamasının şematik gösterimi ........................... 5
Şekil 2.3. Kristal Saray binası ........................................................................... 7
Şekil 2.4. Oriel Chambers binası....................................................................... 7
Şekil 2.5. Cook Sokağı 16. binası ...................................................................... 7
Şekil 2.6. Çubuk sistem giydirme cephe şeması ............................................... 10
Şekil 2.7. Taşıyıcı dikmelerin döşemeye tespit şekilleri ................................... 10
Şekil 2.8. Panel sistem giydirme cephe şeması ................................................. 11
Şekil 2.9. Unicredit Tiriac Bank Binası genel görünümü ve kesiti ................... 12
Şekil 2.10. Haagsche Zwaan Binası genel görünümü ve kesiti .......................... 13
Şekil 2.11. The Leadenhall Binası genel görünümü ve kesiti ............................. 14
Şekil 2.12. Bolzano Enerji Santrali Yönetim Binası genel görünümü ve kesiti . 15
Şekil 2.13. Relaxx Spor ve Eğlence Merkezi Binası .......................................... 15
Şekil 2.14. West Taihu Uluslararası İş Merkezi Binası genel görünümü ve
kesiti ................................................................................................. 16
Şekil 2.15. BAE Sistemleri Binası genel görünümü ............................................. 17
Şekil 2.16. Freiburg Kütüphane Binası genel görünümü ve kesiti ..................... 17
Şekil 2.17. Eindhoven Havalimanı ve Otel Binası genel görünümü ve kesiti .... 18
Şekil 2.18. Aula Medica Binası genel görünümü ve cephe strüktürü ................. 19
Şekil 2.19. Trump Tower Binası genel görünümü ve kesiti ............................... 19
Şekil 2.20. Paragon Tower Binası genel görünümü ve kesiti ............................. 20
Şekil 2.21. Allianz Tower Binası genel görünümü ............................................. 21
Şekil 2.22. Finansbank Kristal Kule ................................................................... 21
Şekil 2.23. Next Level Binası genel görünümü ve kesiti .................................... 22
Şekil 2.24. Güneşin 21 Aralık tarihindeki evreleri ............................................. 30
Şekil 2.25. 21 Haziran güneş hareketleri ............................................................ 30
Şekil 3.1. Kat planı şematik çizimi ................................................................... 33
Şekil 4.1. Model A’nın şematik kesiti ............................................................... 39
Şekil 4.2. Model A’nın 3D modeli .................................................................... 39
Şekil 4.3. Model B’nin şematik kesiti ............................................................... 40
Şekil 4.4. Model B’nin 3D modeli .................................................................... 40
Şekil 4.5. Model C’nin şematik kesiti ............................................................... 40
Şekil 4.6. Model C’nin 3D modeli .................................................................... 40
Şekil 4.7. Model D’nin şematik kesiti ............................................................... 40
Şekil 4.8. Model D’nin 3D modeli .................................................................... 40
Şekil 4.9. Model E’nin şematik kesiti ............................................................... 41
Şekil 4.10. Model E’nin 3D modeli .................................................................... 41
Şekil 4.11. Model F’nin şematik kesiti ............................................................... 41
Şekil 4.12. Model F’nin 3D modeli .................................................................... 41
Şekil 4.13. Model G’nin şematik kesiti ............................................................... 42
Şekil 4.14. Model G’nin 3D modeli .................................................................... 42
Şekil 4.15. Cephe açı değimlerinin yıllık ısıtma yüküne etkisi........................... 42
Şekil 4.16. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin güney
yönünden 15 Aralık tarihinde saat 12:00’de güneş alma durumları . 43
Şekil 4.17. Cephe açı değimlerinin yıllık soğutma yüküne etkisi ....................... 43
vi
Şekil 4.18. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin güney yönünden
15 Temmuz tarihinde saat 12:00’de güneş alma durumları .............. 44
Şekil 4.19. Yapının farklı yönlerdeki konumu .................................................. 44
Şekil 4.20. Model A’nın farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 45
Şekil 4.21. Model A’nın farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 46
Şekil 4.22. Model B’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 47
Şekil 4.23. Model B’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 47
Şekil 4.24. Model C’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 48
Şekil 4.25. Model C’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 49
Şekil 4.26. Model D’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 50
Şekil 4.27. Model D’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 51
Şekil 4.28. Model E’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 52
Şekil 4.29. Model E’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 52
Şekil 4.30. Model F’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 53
Şekil 4.31. Model F’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 54
Şekil 4.32. Model G’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 55
Şekil 4.33. Model G’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini
gösteren grafik ................................................................................... 56
Şekil 5.1. Giydirme cephe açı değişiminin farklı yönlerde ısıtma yüküne
etkileri .............................................................................................. 58
Şekil 5.2. Giydirme cephe açı değişiminin farklı yönlerde soğutma yüküne
etkileri .............................................................................................. 59
vii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa
Çizelge 3.1. Türkiye’nin yıllık toplam güneş enerjisi potansiyelinin bölgelere
göre dağılımı .................................................................................. 33
Çizelge 3.2. TS 825’e göre kullanılması tavsiye edilen U değerleri ................... 34
Çizelge 3.3. Hazırlanan modelin yapı kabuğu özellikleri ................................... 35
Çizelge 3.4. Antalya ili ortalama sıcaklık verileri............................................... 36
Çizelge 3.5. Bağıl nem(ϕ)’e bağlı hissedilir sıcaklık .......................................... 36
Çizelge 4.1. Model A’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri........... 45
Çizelge 4.2. Model B’nin farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri ........... 46
Çizelge 4.3. Model C’nin farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri ........... 48
Çizelge 4.4. Model D’nin farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri........... 50
Çizelge 4.5. Model E’nin farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri ........... 51
Çizelge 4.6. Model F’nin farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri ........... 53
Çizelge 4.7. Model G’nin farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri........... 54
Çizelge 4.8. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin kuzey ve güney
yönlerinden 15 Temmuz tarihinde saat 09:00 ve 17:00 güneş alma
durumları ......................................................................................... 61
Çizelge 4.9. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin doğu ve batı
yönlerinden 15 Temmuz tarihinde saat 09:00 ve 17:00 güneş alma
durumları ......................................................................................... 62
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
C Celcius
cm Santimetre
K Kelvin
kWh KiloWatt saat
mm Milimetre
m Metre
m2 Metrekare
T Sıcaklık
U Isıl geçirgenlik katsayısı
UD Duvarın ısıl geçirgenlik katsayısı
UP Pencerenin ısıl geçirgenlik katsayısı
UT Tavanın ısıl geçirgenlik katsayısı
Ut Zemine oturan döşemenin ısıl geçirgenlik katsayısı
W Watt o Derece
ϕ Bağıl nem
1
1. GİRİŞ
İlk amacı korunak bir alan oluşturma olan yapılar, tarih boyunca teknolojinin gelişimi
ile değişime uğramıştır. Teknolojinin ilerlemesi yapı ürünleri ve yapım sistemlerini
etkilemiştir. Yaşanan en köklü değişiklik 19. yüzyılda olmuştur. Endüstrileşme,
düşünce akımları, yapı alanındaki teknik gelişmeler ve yeni malzemelerin kullanımı
ile yapılar yeni bir kimlik kazanmıştır. Teknolojideki gelişmeler yapıların inşa
sürelerini kısaltmış ve artan nüfusun da etkisiyle yapılaşma ivme kazanmıştır.
Yapılaşmanın artması enerji kaynaklarının hızla tüketilmesine ve ortaya çıkan atıkların
çevreyi olumsuz etkilemesine neden olmuştur (Ledec ve Goodland, 1988).
Yapılarda enerjinin etkin şekilde kullanımının sağlanması için tasarım aşamasında
iken çözümler üretmek gerekir (Daniels, 1997). Özellikle yapı kabuğu güneş ışınlarına
direkt olarak maruz kaldığı için ısıtma ve soğutmaya harcanan enerji de büyük önem
taşımaktadır (Sev, 2009). Yapı kabuğu, yapıyı çevresel etkilerden koruyan
elemanlardan oluşmaktadır. Bu elemanlardan cephe yapının iç ortamı ile dış ortam
arasında filtre görevi görmektedir. Bu nedenle cepheler yapı kabuğunun önemli bir
parçasıdır (Baimuratov, 2012). Endüstri devrimi ile yapım teknolojilerinde büyük
gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmelerden biri cam cephelerin ortaya çıkmasıdır. Cam
cepheler yapıyla bütünleşik cephelerden farklı olarak kendi yükünü ara elemanları ile
yapıya iletmesi sebebi ile bir süre sonra giydirme cephe olarak adlandırılmıştır.
Giydirme cepheler cephenin strüktüründen bağımsız olarak tasarlanan dış kabuk
sistemidir ve kendi içinde strüktürü bulunmaktadır. (Atalay, 2006).
Güneş ışınlarının kullanıcılar üzerinde ısıtma, aydınlatma ve psikolojik olarak olumlu
etkileri vardır. Daha büyük camların cephede kullanımına olanak veren giydirme
cepheler gün ışığından daha fazla fayda sağladıklarından dolayı ilk ortaya çıktığı
günden bu yana sıklıkla tercih edilmiştir. Hafif olmaları, estetik görünüşleri, imalat ve
montajda kolaylık sunması gibi nedenlerden dolayı da kısa sürede yaygın bir kullanım
alanı bulmuştur (Kalafat, 2011). Ancak giydirme cephelerin cam yüzeylerinde fazla
miktarda ısı transferi olması nedeni ile çözümler aranmaya başlanmıştır (Daniels,
1997).
2
Güneş ışınlarının cephe yüzeyine geliş açısı camın toplam ısı transferinde etkilidir
(Nielsen vd., 2001). Yüzeye gelen güneş ışının geliş açısı hem ışınla hem de ışının
çarpmış olduğu yüzey ile ilişkilidir. Tasarım kaygısı ile farklı açılarda oluşturulan
cephelere çarpan güneş ışınlarının geliş açıları farklılıklar göstermektedir (Ko, 2012).
Bu tez çalışmasında giydirme cephelerin zemini ile yapmış olduğu açının yapının ısıl
performansına etkileri araştırılmıştır. Literatürde cephe açısı ve ısıl performans etkisini
inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışma kapsamında; ilk olarak giydirme
cepheler ile ilgili literatür taraması yapılmış ve bu cephe sistemlerinin tanımı, tarihsel
gelişimi ve sınıflandırması ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Sonrasında ise giydirme
cephesi zemini ile farklı açılar yapmış yapıların günümüzde uygulanmış örneklerine
yer verilmiştir. Daha sonra modellenen bir bina üzerindeki giydirme cephe sisteminin
zemini ile yapmış olduğu açı ve yapının baktığı yön değiştirilerek ısıtma ve soğutma
yükünde meydana gelen değişimler incelenmiştir. Bu araştırma, giydirme cephe
açısının yapının ısıl performansını etkilediğini ve bu etkinin yöne göre değiştiğini
göstermektedir. Çalışma giydirme cam cephe sistemine sahip binaların tasarım
aşamasında mimarlara yol gösterici niteliğindedir.
3
2. KAYNAK ÖZETLERİ
2.1. Giydirme Cepheler
Mimari tasarım o günün teknolojik getirilerini kullanarak her dönem kendi içinde yeni
uygulama, malzeme ve sistem arayışı içinde olmuştur. Mimarinin değişim süreci
içinde günümüze gelinceye kadar, en çok etkilenen öğelerden biri de yapıların dış
cepheleridir (Yıldırım, 2011). S.E Rasmussen’in dediği gibi ‘ .... ve gerçekten
insanların çoğu mimariyi onun dış görünüşü ile yargılarlar’ (Öztürk, 1978). Bir
yapının cephesi ilk bakıldığında algılanan şeydir ve o nesne hakkında ona bakan
kimseye bilgi verir (Sezgin,1983). Cephe sadece görsel olarak değil işlevsel olarak da
yapının ana elemanlarından biridir hatta yapının çevre ile ilişkisinde en önemli
elemanıdır.
Bina cepheleri sadece dışarıdan algılanan yüzeyler değil aynı zamanda bir toplumun
sahip olduğu değerlerin de ifade biçimidir (Güvenli, 2006). Cephe kavramı ile ilgili
birçok tanım mevcuttur. Mimarlık sözlüğünde cephe ‘‘bir binanın görünen
yüzeylerinden her biri, özellikle ön yüz veya bina yüzüne dik doğrultuda sonsuzdan
bakılan görünüş’’ (Hasol,1993) şeklinde tanımlanmıştır. Cephenin diğer bir tanımı; iç
mekân ile dış mekân arasında yer alan ayırıcı görevi olan bir bölme elemanıdır. Bu
yapı elemanı iç mekân ile dış mekânı birbirinden ayırmanın yanı sıra ses ve atmosferik
olayların dışarıdan içeriye geçişini kısıtlar (Kalafat, 2011).
Endüstrileşme ile mühendislik alanına getirilen yeniliklerle bina cephelerinde daha
büyük pencere boşlukları açılmasına olanak sağlanmıştır. Bununla birlikte camlar
sadece pencerelerde kullanılmayıp, cephenin tamamına taşınmıştır (Yıldırım, 2011).
Modern mimarlığın en önemli kazanımlarından olan giydirme cepheler bu şekilde
ortaya çıkmıştır (Güvenli, 2006).
4
2.1.1. Giydirme cephelerin tanımı ve tarihsel gelişimi
L.Mies Van Der Rohe yapıyı “Deri ve Kemik’’ konstrüksiyon olarak tanımlamış ve
cepheyi deri, taşıyıcı sistemi ise kemiğe benzetmiştir (Kortan,1991). Gelişen teknoloji,
üretilen yeni malzemeler ve estetik arayışı sonucu geleneksel cephe kavramı değişmiş,
cephe yapıya direkt olarak bağlı olmaktan sıyrılarak yapıyı örten bir kılıf haline gelmiş
ve giydirme cephe ortaya çıkmıştır (Kortan,1996). Giydirme cephe ile ilgili birçok
tanım yapılmıştır. Doğan Hasol Mimarlık Sözlüğü’nde giydirme cepheyi “Çok katlı
bir yapıda, döşemelerin önünden geçerek devam eden, bu döşemelere veya kolonlara
asılan, taşıyıcı olmayan çoğu camlı duvar” olarak tanımlamıştır (Hasol,1993) (Şekil
2.1). Türk Standardları Enstitüsü’nün Avrupa Standartlarından alarak kabul etmiş
olduğu TS EN 13119 Giydirme Cepheler Terimler ve Tarifleri (2009)’nde giydirme
cepheler “Ana malzeme olarak metal, ahşap ya da PVC-U malzemeden bir iskelet
şeklinde imal edilmiş, genellikle yatay ve düşey yapısal elemanlardan oluşan, birbirine
bağlanmış ve bina taşıyıcı sistemine ankrajlanmış, tek başına ya da yapı
konstrüksiyonu ile birlikte bir dış duvarın tüm fonksiyonlarını sağlayan, ancak yapı
taşıyıcı sisteminin yük taşıma karakteristiklerine katkısı olmayan, bina dış cephesi
“olarak tanımlanmıştır (TS EN 13119, 2009).
Şekil 2.1. Giydirme cephesi olan bir yapı (Archdaily, 2016)
Giydirme cepheler binanın dış kabuğunu oluştururlar ve dış mekân ile görsel
bağlantıyı sağlayan elemanlardan oluşurlar (Yıldırım, 2011). Giydirme cepheler
modüler olarak tasarlanıp kendi ağırlığını ve rüzgâr yüklerini taşıyıcı sistem
5
aracılığıyla yapıya iletirler (Güzel, 2002). Cephede kullanılan camın, yapı strüktürü
tarafından taşınmasını sağlamak için taşıyıcı sisteme ihtiyaçları vardır (Alpur, 2009)
(Şekil 2.2).
Şekil 2.2. Giydirme cephe uygulamasının şematik gösterimi (Alpur, 2009).
İnsanoğlunun var olduğu andan itibaren yaşamış olduğu aşamaların mimarlığa
yansıması kaçınılmaz olmuştur. Bu yansımalar bina ve ürünlerde çeşitliliğe neden
olmuştur (Utkutuğ, 2002). Farklı dönemlerde mimarlığın içinde yer aldığı sosyal,
ekonomik ve politik ortam koşullarına göre değişimler yaşanmıştır (İnceoğlu ve
İnceoğlu, 2004).
Binanın formunu oluşturan bina cephesi farklı dönemlerde çeşitli şekillerde ele
alınmıştır. Bu nedenle cepheler mimari akımların belirlenmesinde önemli bir etkendir.
Tarih öncesi dönemde mimarlıkta cephe oluşturma ile ilgili bir kanıt bulunamamıştır.
Ama ilkel olarak adlandırılan bazı topluluklarda resimsel ifadelerle yapı yüzeylerinde
bezemeler yapılmıştır. Bu durum yapı yüzeylerinde farklı etkiler oluşturma kaygısının
eski çağlardan bu yana olduğunu göstermektedir (Tanyeli, 1997). Cephelerde en fazla
değişimin yaşandığı dönem sanayi devriminin yaşandığı zaman diliminde olmuştur.
Yeni malzemeler ve teknolojinin gelişmesi yapıların cephesini tamamen değiştirmiştir.
6
(Kalafat, 2011). Cepheler sanayi devriminden önce yıllarca süren mimarlık anlayışları
etkisinden sıyrılmıştır (Güvenli, 2006).
19.Yüzyılın ortalarına kadar dış duvarlara tüm yapı yükünün taşıtıldığı yığma yapım
sistemi olarak adlandırılan sistemle binalar inşa edilmiştir. Bu sistemde duvarlar
yapının tüm yükünü taşıdığından pencere için büyük açıklıklar bırakmak mümkün
değildi. 1850’li yıllarda yapısal çeliğin kullanımına başlanması ile çimento, agrega ve
sudan oluşan beton ve çeliğin ortak kullanımı sayesinde ortaya çıkan betonarme yapım
sistemi camlar için büyük açıklıklara imkân vermiştir. Hollandalı modernist mimar,
Hendrik Petrus Berlage, “Betonarme, malzeme alanında demirden sonraki önemli,
belki de en önemli, olan buluştur” demiştir. Bu gelişme ile dış duvarların öncelikli
görevi taşıyıcılık olmayan binalar inşa edilmiştir (Baimuratov, 2012). Boşluklar için
büyük camlar tasarlanmış hatta 20. yüzyılın başlarından itibaren camlar sadece
pencerelerde kullanılmayıp cephenin tamamına taşınmıştır (Sezer, 2003). Cephenin
tamamında yer alan bu cam örtüye giydirme cephe denilmiştir. Giydirme cepheler II.
Dünya savaşına kadar ince kâgir elemanlarla yapılmış, II. Dünya savaşı sonrasında
teknolojinin ve malzemenin gelişimiyle, daha çok metal, paslanmaz çelik ve
alüminyum gibi elemanlarla üretilmiştir (Güvenli, 2006). Saydam yapı
malzemelerinin yaygınlaşması ile 20. yüzyılda yeni bir mimari dilin öncülüğü yapılmış
ve giydirme cephe kullanımı ile iç mekân ve dış mekân arasındaki sınırlar ortadan
kalkmış ve iki mekân arasında süreklilik sağlanmıştır (Batur, 1996).
Literatürde ilk giydirme cephe uygulaması 1820 yılında Philadelphia’da mevcut iki
katlı bir banka binasına uygulanmıştır (Güvenli, 2006). 1850-1851 yıllarında Joseph
Paxton tarafından Londra’daki Hyde Park’ta, uluslararası sergi için yapılan Kristal
Saray yapısı ise ilk giydirme cepheli olarak tasarlanan ve uygulaması yapılan binadır
(Şekil 2.3) (Piggot, 2004). Binada dökme demir taşıyıcılar arasına yerleştirilen cam
üniteleriyle ilk defa bu kadar büyük ölçekte, tamamı şeffaf bir tasarım yapılmıştır
(Güvenli, 2006).
7
Şekil 2.3. Kristal Saray binası (Piggot, 2004)
Daha sonra 1864 yılında İngiltere’deki Liverpool şehrinde bulunan, Oriel Chambers
binasında metal çerçeveli cam cephe kullanılmıştır ve 1866 yılında Liverpool’in Cook
sokağı, 16. binasında da aynı cephe sistemi uygulanmıştır. Her iki bina da mimar Peter
Ellis tarafından tasarlanıp inşa edilmiştir (Şekil 2.4 ve Şekil 2.5) (Baimuratov, 2012).
Şekil 2.4. Oriel Chambers binası Şekil 2.5. Cook Sokağı 16. binası
(Baimuratov,2012) (Baimuratov,2012).
8
2.1.2. Giydirme cephelerin sınıflandırılması
Günümüzde giydirme cephe sistemlerinin pek çok tipi mevcuttur ve bu konuda çeşitli
sınıflamalar yapılmıştır.
Gür (2007) giydirme cepheleri kabuk sayılarına aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır;
Tek Kabuklu Cephe Sistemleri
Birden Fazla Kabuklu Cephe Sistemleri
o Mekanik Havalandırmalı Boşluklu Cepheler
o Çift Kabuklu Cepheler
Cepheler tek ve birden fazla kabuklu olarak ayrılmalarının yanı sıra güneş kontrol
elemanı kullanılmış ise güneş kontrol elemanının kullanım yerine göre de
farklılaşmaktadır. Tek kabuklu cephe sisteminde güneş kontrol elemanları iç veya dış
tarafta cephe ile entegre biçimde yer alabilmektedir. Birden fazla kabuklu cephe
sistemlerinde güneş kontrol elemanı genellikle ara boşlukta yer almaktadır
(Compagno, 2002).
Yıldırım (2011)’e göre giydirme cepheler üç ana başlığa ayrılmıştır;
Taşıyıcı Konstrüksiyon Üstü (çelik) Giydirme Cepheler
o Çubuk Sistemler
o Panel Sistemler
o Yarı Panel Sistemler
Izgara ve Dolgu Yüzeyler Üzerine Giydirme Cepheler
o Sürekli Bağlantılı Sistemler
o Noktasal Bağlantılı Sistemler
Derzlerde Sızdırmazlığa Göre Giydirme Cepheler
Eekhout’un 1981’de yapmış olduğu sınıflandırmada giydirme cepheler;
Doluluk, boşluk ve yapım şekillerine göre giydirme cepheler
9
Yapı malzemeleri ve panel dolgularına göre giydirme cepheler
Montaj tekniğine göre giydirme cepheler
Yüzey sayılarına göre giydirme cepheler
Önemli ikincil özelliklerine göre giydirme cepheler şeklinde sınıflandırılmıştır
(Alpur, 2009).
Aygün 1992’daki tez çalışmasında giydirme cepheleri altı ana başlıkta incelemiştir;
Cephe modülüne göre giydirme cepheler
Derzlerde sızdırmazlığa göre giydirme cepheler
Taşıyıcı ızgaraya göre giydirme cepheler
Bağlantıya göre giydirme cepheler
Yerleştirme yönüne göre giydirme cepheler
Dolgu birimine göre giydirme cepheler
Centre for Window and Cladding Technology (CWCT) (2001)’e göre giydirme
cepheler üç başlıkta incelenmiştir;
Panel giydirme cephe: Binadaki açıklık genişliğinde ya da bir kat
yüksekliğinde geniş paneller ile uygulanabilmektedir.
Yarı Panel giydirme cephe: Panel giydirme cepheye göre daha küçük
elamanlardan oluşan ve fabrikada üretilen konstrüksiyonlardan oluşur.
Çubuk sistem giydirme cephe: İnşaat esnasında kurulan düşey ve yatay
elemanlardan oluşan çerçeve ile uygulanmaktadır.
Center for Window and Cladding Technology American Society of Heating,
Refrigerating and Air-Conditioning Engineers (ASHRAE, 2011) ve Vigener ve Brown
(2012) giydirme cepheleri çubuk ve panel olmak üzere iki temel tip olarak
ayırmaktadır. Çubuk ve panel sistemler aşağıda açıklanmıştır.
Çubuk Sistem: Bina cephesindeki aksları referans alarak oluşturulan bir ızgara
sisteminde birbirine dik konumlandırılan yatay ve düşey çubuklardan oluşur (Şekil
2.6). Izgara sistemindeki çubukların araları levha ya da cam ile kapatılır (Tortu, 2006).
10
Çubuk sistemde taşıyıcıların montajı bir ucu sabit diğer ucu ise hareketli olacak
biçimde yapılır. Kaplama malzemeleri cephe üzerine sabitlenmiş çubuklara tasarıma
uygun olarak monte edilir. Bu sistemde camlar içeriden ya da dışarıdan takılabilirler
(Oktuğ,1991).
Şekil 2.6. Çubuk sistem giydirme cephe şeması (Eren, 2007)
Bağlantı noktalarında hareket olanağı veren geçmeli birleşimler tasarlanıp sıcaklık ile
meydana gelebilecek olan genleşmelere hareket olanağı sağlanır (Eşsiz,1997). Bu
sistemde taşıyıcı dikmeler döşemelerin ya da kirişlerin alnına, üstüne ya da altına
yapılmaktadır (Şekil 2.7). Taşıyıcı dikmelerin döşeme ile montajları aşağıdaki gibidir;
Şekil 2.7. Taşıyıcı dikmelerin döşemeye tespit şekilleri (Eşsiz, 1997)
11
Panel Sistem: Panel sistemde cephe doğrama elemanları şantiye ortamının dışında
hazırlanıp cam montajı da yapılmış şekilde şantiyeye getirilir (Eren, 2007). Panel
olarak adlandırılan parçalar genellikle katlara kurulan raylı bir sisteme taşıttırılarak
cepheye monte edilir (Şekil 2.8). Montaj için metal çerçeve oluşturulur ve paneller bu
noktalardan tespit ettirilir (Çatıkkaş,1996).
Şekil 2.8. Panel sistem giydirme cephe şeması (Eren, 2007)
Panellerin şantiye dışında üretilmesinden ve kontrolünün diğer sistemlere göre daha
rahat yapılabilmesinden dolayı hata oranı azdır. Panellerden oluşması nedeni ile bu
sistem yatay ve düşey yüklere karşı çubuk sisteme göre daha avantajlıdır.
2.1.3. Giydirme cephe uygulama örnekleri
Bu bölümde zemini ile farklı açılar yapan giydirme cephe sistemlerine sahip yapı
örnekleri bulunmaktadır. Yapıların bulundukları ülke, hangi işlevle kullanıldığı,
giydirme cephenin hangi yöne doğru konumlandırıldığı ile ilgili bilgilerin ulaşıldığı
on tane yurt dışında ve beş tane yurt içinde olmak üzere toplamda 15 örneğe yer
verilmiştir.
12
1. Unicredit Tiriac Bank Binası
Unicredit Tiriac Bank binası Westfourth Mimarlık tarafından tasarlanmış ve 2012
yılında Romanya’nın Bükreş kentinde inşa edilmiştir. Ofis binası olarak tasarlanmış
olan bina 64.60 m yüksekliğindedir. Yapının tasarım aşamasında iken mimari formu
ile kentin içindeki diğer binalardan sıyrılması amaçlanmıştır (Şekil 2.9). Yapının ön
cephesi güneydoğu yönündedir. Karasal iklime sahip olan kentte inşa edilmiş olan
binanın tüm cephelerinde giydirme cam cephe kullanılmıştır. Yapının cepheleri 60o ile
100 o ‘lik eğim arasında tasarlanmıştır (Archdaily, 2016).
Şekil 2.9. Unicredit Tiriac Bank Binası genel görünümü ve kesiti (Archdaily, 2016)
2. Haagsche Zwaan Binası
Haagsche Zwaan ofis binası Hollanda’nın Lahey kentinde yer almaktadır. ZZDP
Mimarlık tarafından tasarlanıp 2010 yılında inşa edilmiştir. Ofis binası olarak
tasarlanan bina belediyenin kentsel planlama kararlarına tepki olarak öne doğru eğilen
formdadır (Şekil 2.10). En alçak kotta 1.5m, en üst kotta ise 12 metre çıkma
yapılmıştır. En üst kotta oluşan dar mekânlarda küçük ofislere yer verilmiştir.
Haagsche Zwaan binası geometrik olarak cadde üzerinde güçlü bir etki oluşturmuş ve
şehrin sembolü haline gelmiştir.
Lahey kenti deniz iklimi etkisindedir. Yapının öne doğru eğim yapmış cephesi
kuzeydoğu yönündedir. Yapının tüm yüzeylerinde giydirme cephe kullanılmıştır.
13
Yapının kesiti incelendiğinde ön ve arka cephenin birbirine paralel olarak 100o eğimle
tasarlandığı görülmektedir. Üstten ilk üç katta ise 100o ‘den daha fazla eğimler öne
kırıldığı görülmektedir (Archdaily, 2016).
Şekil 2.10. Haagsche Zwaan Binası genel görünümü ve kesiti (Archdaily, 2016)
3. The Leadenhall Binası
The Leadenhall Binası Rogers Stirk Harbour ve iş arkadaşları tarafından
tasarlanmıştır. Londra’da bulunan ve ofis binası olarak kullanılmakta olan bina, 2014
yılında inşa edilmiştir. Yapının tasarımında bir bütün oluşturacak net bir formdan yola
çıkılmıştır (Şekil 2.11). Yapının ön cephesi 80o eğim ile yukarı doğru daralmaktadır,
arka cephesi ise 90o dir. Binanın ön cephesi güneye doğru yönlendirilmiş, çekirdek
bölümü ise binanın kuzeyinde tasarlanmıştır. Strüktürü dışından algılanan bölüm
haricinde yapının cephesi giydirme cam cephe ile kaplanmıştır (Archdaily, 2016).
14
Şekil 2.11. The Leadenhall Binası genel görünümü ve kesiti (Archdaily, 2016)
4. Bolzano Enerji Santrali Binası
Ilıman iklime sahip Bolzano’da bulunan Enerji Santrali ilk faaliyetine 1980’de
başlamıştır. CL&AA Mimarlık tarafından bu santrale ek binalar tasarlanmıştır.
Tasarlanan ek binaların inşası 2014 yılında tamamlanmıştır. Endüstriyel birçok birimi
olan yapının üst katları yönetim birimlerinden oluşmakta, alt katlarda ise giydirme cam
cepheye sahip seralar bulunmaktadır (Şekil 2.12). Güneyde yer alan boş araziye
yönelen yönetim birimi bu alana doğru eğimli bir forma sahiptir. Eğimli cephenin
zemini ile yapmış olduğu açı 95o’ dir. Yapının üç cephesi cam ile kaplıyken diğer
cephesi arkadaki binaya bitişik konumdadır (Dezeen, 2016).
15
Şekil 2.12. Bolzano Enerji Santrali Yönetim Binası genel görünümü ve kesiti
(Dezeen, 2016).
5. Relaxx Spor ve Eğlence Merkezi
Relaxx Spor ve Eğlence Merkezi tasarımı AK2 Mimarlık tarafından yapılmıştır.
Karasal iklime sahip Bratislava’da yer alan yapının mimarları yapının kentin
yoğunluğu içinde huzursuzluğu, güzelliği ve hızı simgeleyen bir heykel olduğunu
söylemişlerdir. (Şekil 2.13). 2008 yılında inşa edilmiş yapının arka cephesi alüminyum
kompozit ile kaplıyken ön ve yan cephesi giydirme cam cephe ile kaplanmıştır. Giriş
bölümünün yer aldığı ön cephesi zemini ile 100o eğim açısı yapmaktadır (Archdaily,
2016).
Şekil 2.13. Relaxx Spor ve Eğlence Merkezi Binası (Archdaily, 2016).
16
6. West Taihu Uluslararası İş Merkezi
Çin’nin Jiangsu kentinde yarışma ile yapılan iş merkezi, içerisinde restoran, konferans
salonu ve otel işlevlerini barındırmaktadır. 2013 yılında inşaatı tamamlanmış olan
West Taihu Uluslararası İş Merkezi dinamik ve heykelsi bir forma sahiptir. LAB
mimarlık tarafından kaya kristalinden ilham alınarak tasarlanmıştır. Yapının dinamik
formda tasarlanmasının diğer bir nedeni ise güneş ışınlarından korunarak gölgeleme
sağlamaktır (Şekil 2.14). Jiangsu kenti muson iklimine sahiptir. Ancak yine de yapının
güneş alan bölgelerinde güneş kırıcı paneller tasarlanmıştır. Tüm cepheleri giydirme
cephe ile kaplanan yapı kuzeydoğu’ya yönlendirilmiştir. Yapının cephelerindeki eğim
açısı 50o ile 120o arasında değişmektedir (Dezeen, 2016).
Şekil 2.14. West Taihu Uluslararası İş Merkezi Binası genel görünümü ve kesiti
(Dezeen, 2016).
7. BAE Sistemleri Binası
BAE Sistemleri Binası SmithGroupJJR Mimarlık tarafından tasarlanmıştır. Yapının
inşaatı 2012 yılında tamamlanmıştır. Ofis binası olarak tasarlanan yapı ABD’nin
Michigan kentinde yer almaktadır. Karasal iklime sahip olan bu kentte bulunan yapı
kuzeydoğu yönünden giriş almaktadır (Dezeen, 2016). BAE Sistemleri Binası’nın tüm
cepheleri giydirme cam cephe ile kaplanmıştır. Yapının cepheleri zemini ile farklı yön
ve formlarda açılar yapacak biçimde tasarlanmıştır (Şekil 2.15).
17
Şekil 2.15. BAE Sistemleri Binası genel görünümü (Dezeen, 2016).
8. Freiburg Kütüphanesi
Almanya’nın Freiburg kentinde bulanan Freiburg Kütüphane Binası Degelo Mimarlık
tarafından tasarlanmıştır. 70’li yıllardan kalma eski kütüphane binası yıkılarak yerine
yeni bir bina yapılmasına karar verilmiştir. Yapının cephesi üniversite ve kent arasında
ara yüz görevi görmektedir. Tüm yüzeyi giydirme cam ile kaplanmıştır (Şekil 2.16)
(Archdaily, 2016). Her bir cephesi zemini ile farklı açılar yapmış eğimli yüzeylere
sahiptir. Kesitte görüldüğü gibi hem öne hem de geriye doğru eğimler vardır.
Şekil 2.16. Freiburg Kütüphane Binası genel görünümü ve kesiti (Archdaily, 2016).
18
9. Eindhoven Havalimanı ve Otel Binası
Hollanda’nın Eindhoven kentinde bulunan Eindhoven Havalimanı ve Otel Binasının
inşaatı 2011 yılında başlayıp 2013 yılında tamamlanmıştır. Yapının tasarımı KCAP
mimarlık tarafından yapılmıştır. Şehrin ilk havalimanı binası olan yapıda otel de
bulunmaktadır (Şekil 2.17). Yapının cephe kaplaması olarak alüminyum ve cam
giydirme cephe kullanılmıştır. Yapının ön cephesi kuzeydoğu yönündedir ve cepheleri
zemini ile farklı açılar yapan yüzeylerden oluşmaktadır (Archdaily, 2016).
Şekil 2.17. Eindhoven Havalimanı ve Otel Binası genel görünümü ve kesiti
(Archdaily, 2016).
10. Aula Medica Konferans Binası
Aula Medica Konferans Binası İsveç’in Solna kentinde Wingards Mimarlık tarafından
tasarlanmıştır ve 2013 yılından bu yana kullanılmaktadır. Yapının vaziyet planı üçgen
bir forma sahiptir. Tasarım aşamasında iken günışığı kullanımı ve enerji verimliği göz
önünde bulundurulmuştur. Yapının kütlesel formu öne doğru eğimlidir ve zemini ile
130o açı yapmaktadır (Şekil 2.18). Bükülmüş bir etkiye sahip olan yapının tüm
cepheleri giydirme cephedir (Archdaily, 2016).
19
Şekil 2.18. Aula Medica Binası genel görünümü ve cephe strüktürü
(Archdaily,2016).
11. Trump Tower
Trump Tower Binası İstanbul’da Brigitte Weber Mimarlık tarafından tasarlanmıştır ve
2011 yılından bu yana kullanılmaktadır. Yapı ana caddeden 30 m geri çekilerek büyük
bir düzlem üzerinde yükselen iki kuleden oluşmaktadır. Alt kotta yer alan bölüm
alışveriş merkezidir ve kulelerden biri konut diğeri ise ofis olarak kullanılmaktadır.
Yapının dinamik formu arsanın ulaşım akslarının ortasında yer almasından ilham
alınarak tasarlanmıştır (Şekil 2.19). Her iki kulede de öne ve geriye doğru eğim yapmış
bölümler bulunmaktadır. Tüm cepheleri giydirme cephe olarak tasarlanan yapıların
zemini ile yaptıkları açılar 80o ve 100o arasında değişmektedir. Yapıların ön cepheleri
dikdörtgen arsanın yol cephesi olan güney yönüne bakmaktadır (Arkitera, 2016).
Şekil 2.19. Trump Tower Binası genel görünümü ve kesiti (Arkitera, 2016)
20
12. Paragon Tower
Paragon Tower Binası Gökhan Aksoy Mimarlık tarafından tasarlanmış ve Ankara’da
bulunan yapının inşaatı 2012 yılında tamamlanmıştır. Çekirdek etrafında yükselen L
forma sahip olan yapıda 4 adet kat bahçesine yer verilmiştir. Yapının tamamı giydirme
cephe olarak tasarlanmış ve Ankara’nın gri siluetine hareket getirmek amaçlanmıştır.
Dışarıdan bakıldığında iki parça gibi algılanan yapının bir bölümü geriye eğimli olarak
zemini ile 75o açı yapacak şekilde tasarlanmıştır (Şekil 2.20). Eğimli olan yüzey kuzey
yönünde yer almaktadır (Arkitera, 2016).
Şekil 2.20. Paragon Tower Binası genel görünümü ve kesiti (Arkitera, 2016).
13. Allianz Tower
İstanbul’da bulunan Allianz Tower Binasının inşaatı 2012 yılında başlayıp 2014
yılında tamamlanmıştır. Yapının tasarımı FXFOWLE mimarlık tarafından yapılmıştır.
Heykelimsi bir forma sahip olan yapının tasarımında Kapadokya’da yer alan peri
bacalarından ilham alınmıştır (Şekil 2.21). Giydirme cam cepheli olarak tasarlanmış
olan yapının farklı cephelerinde farklı eğimlerde birçok yüzeyi bulunmaktadır
(Arkitera, 2016).
21
Şekil 2.21. Allianz Tower Binası genel görünümü (Arkitera, 2016)
14. Finansbank Kristal Kule
Finansbank Kristal Kule Binası Henry N. Cobb ve José Bruguera Mimarlık tarafından
tasarlanmıştır. 2015 yılından bu yana kullanılmakta olan bina bulunduğu arsa
çevresindeki arsaların kullanım işlevine göre biçimlendirilmiştir. Arsanın arka kısmı
henüz kentsel dönüşüme girmemiş konut alanlarından ön kısmı yani doğuya bakan
bölüm iş merkezlerinden oluşmaktadır. Bu nedenle tasarımda doğu yönünde daha
disiplinli bir cephe tasarımı yapılırken konutların bulunduğu bölümde daha kırılgan
daha hareketli bir cephe tasarımına gidilmiştir. Yapının tamamında farklı açılara sahip
giydirme cam cephe kullanılmıştır (Şekil 2.22) (Arup, 2016).
Şekil 2.22. Finansbank Kristal Kule (Arup, 2016).
22
15. Next Level
Next Level Binası Ankara’da Brigitte Weber Mimarlık tarafından tasarlanmıştır ve
2014 yılından bu yana kullanılmaktadır. Mimar şehirlerarası yol üzerinde bulunan
arsanın sürekli gelişen bir bölge içinde bulunmasından etkilenerek; aktif yaşamı
binanın genel formuna yansıtmak istemiştir. Ofis kulesi 30 kattan oluşmakta olup alt
katlarda alışveriş merkezi bulunmaktadır. Yapıların cepheleri giydirme cam cephe
olarak tasarlanmıştır (Şekil 2.23). Parçalı görünüme sahip yapıda kulelerden biri dikey
şekilde tasarlanırken diğerinin cephesinde kırılmalara yer verilmiştir. Yapının cephesi
zemini ile 80o ve 100o arasında eğimler yapmıştır (Arkitera, 2016).
Şekil 2.23. Next Level Binası genel görünümü ve kesiti (Arkitera, 2016).
2.2. Giydirme Cephe ve Isıl Performans İlişkisi
Bu bölümde giydirme cepheler ve ısıl performans ilişkisinden bahsedilmiştir. İlk
olarak giydirme cephelerde ısıl performansa, daha sonra ısıl performansı etkileyen
etkenlere değinilmiştir ve son olarak ısıl performansın belirlenmesinde kullanılan
yöntemler anlatılmıştır.
Tarih boyunca yapılar ile ilgili strüktürel sorunlar, işlevsellik ve estetik gibi konular
üzerinde durulmuştur. Ama küresel ısınma ve fosil yakıtların tükeniyor olmasından
dolayı; yapıların tasarımındaki çevre ve enerji etkinliği sorumluluğu artmıştır. Bu
nedenle binalarda ısıl performans ile ilgili standartlar geliştirilmiştir. Yapılardaki
23
performans, yapının bileşenlerinin ve elemanlarının görevlerini yerine getirme
konusundaki etkinlikleri olarak tanımlanmıştır (Berköz, 1983). Yapılardaki ısıl
performans ise, yapının kullanım aşamasında iken dışarıdan gelen ısıl etkilere karşı
göstermiş olduğu davranıştır (Gür, 2001). Diğer bir tanımda ise binaların ısıl
performansı, ısıl konfor için gerekli şartların minimum enerji harcanarak
gerçekleştirilmesi olarak açıklanmıştır (Duran, 2010). Yapıda ısıl performansın
yüksek olması, kış aylarında ısınma için harcanan enerji miktarının az olması ve
benzer şekilde yaz aylarında yapının soğutulması için minimum enerji gerekmesi
durumudur. Bu durumda yüksek bir ısıl performans için minimum enerji kullanımı ile
ısıl konfor şartları sağlanmalıdır (Schunck vd, 2002).
Yapı kabuğu yapının çevresi ile doğrudan ilişkilidir. Binanın ısıl konfor şartları ele
alındığında ısıtma, soğutma ve havalandırma ihtiyacı için yapı kabuğu önemlidir.
Enerji etkin bir yapı tasarımı için yapı kabuğunun tasarım aşamasında iken enerji
performansı göz önünde bulundurulmalıdır (Avrupa İklim Değişikliği Teknoloji
Programı Raporu, 2001). Yapılarda yüksek ısıl performansın sağlanması için bina
kabuğundan ısı akışları azaltılmalıdır (ASHRAE, 2011). Isıl performansın gerektiği
gibi yerine getirilmesi kullanıcılar açısından da büyük önem taşımakta ve
kullanıcıların ısıl konforlarını sağlamaktadır (TS 825). Dolayısıyla binalarda sıklıkla
kullanılan cephe sistemlerinden olan giydirme cepheler yapılarda yüksek ısıl
performansın sağlanması için önemlidir.
2.2.1. Giydirme cephelerde ısıl performans
Yapılarda dış duvar, yeni yapım sistemleri sayesinde taşıyıcılık özelliğinden sıyrılması
ile daha ince, hafif ve saydamlık oranı daha büyük olan yapı elemanına dönüşmüştür.
Bu yeni özelliği ile duvarın iklim koşullarına uyumu azalmıştır ve bu durum fazlaca
ısı geçişine neden olmaktadır (Rostron,1964). Binaların cephesi, yapıların mimari
kimliğini oluşturmasının yanı sıra işlevine ve dış etkilere bağlı olarak, bina içindeki
ısıl konfor ortamının sağlanmasında önemlidir (Duran, 2010). ısıl performansın
sağlanması için giydirme cephelerde;
Isı geçişi az olmalı,
Isı depolama özelliği olmalı,
24
Isı köprüsü oluşmamalı,
Dış yüzey sıcaklığı iç ortam sıcaklığı ile uyumlu olmalı,
Işınımsal ısı geçişi az olmalıdır (Oraklıbel, 2014).
Giydirme cephe uygulaması yapılan binalarda yüksek ısıl performansın sağlanması
için yukarıdaki parametreler göz önünde bulundurulmalıdır. Gelişen teknoloji ile
yapılara yeni malzemelerin girmesine rağmen giydirme cephe sistemleri ısıl konfor
şartlarını yerine getirmekte yetersiz kalabilmektedir.
2.2.2. Isıl performansı etkileyen etmenler
Çevresiyle sürekli etkileşim halinde olan binalar, ihtiyaç programları, iklim koşulları
ve kullanıcı gereksinimleri doğrultusunda tasarlanmaktadır (Beckman, 1998). Yapılan
tasarımlarda enerjinin etkin bir şekilde kullanımı da gözetilmelidir. Böylelikle ısıl
performansı yüksek olan binalar tasarlanmış olacaktır. Isıl performansı etkileyen
etmenler ise aşağıdaki gibi sıralanmaktadır;
Isıl konfor koşulları,
Dış çevreye ilişkin etmenler,
Yapma çevreye ilişkin etmenler (Duran, 2010).
1. Isıl konfor koşulları
Isıl konfor Carmody (2004) tarafından, insan vücudu ve bulunulan ortamdaki ısıl
verilerin denge durumu olarak tanımlanmıştır. ASHRAE (2001) ısıl konforu kişinin
bulunulan ortamdaki rahatlık duygusu olarak tanımlamaktadır. Bu tanımlar
doğrultusunda denilebilir ki, insan ile çevresi arasındaki ısı alışverişini etkileyen her
şey ısıl konforu etkilemektedir. Bu etkenler çevresel etkenler ve insanla ilgili olan
kişisel etkenler olarak iki grupta incelenmektedir. Isıl konforu etkileyen çevresel
etkenler; hava sıcaklığı, ortalama ışınımsal sıcaklık, hava hareketi hızı ve hava
nemliliği gibi iklimsel verilerdir. İnsanla ilgili olan kişisel etkenler ise kişinin yaşı,
cinsiyeti, mekândaki konumu, giysi türü ve aktivite düzeyi gibi kişisel faktörlere
bağlıdır (Duran, 2010).
25
Bir mekânda ısıl konfor, mekânı kullananların kendilerini rahat hissederek,
aktivitelerini en etkin şekilde yapmaya imkân buldukları koşullarla sağlanır
(Heerwagen, 2004). Yapının kullanıcıları, dış ortam koşulları değişkenlik gösterse bile
içerideki koşulların aynı kalmasını beklerler. Yapı içindeki ortam koşulları kontrol
edilebilir iken, dış çevreye ilişkin etmenlerin kontrolü sadece bina kabuğunun dışarısı
ile yapmış olduğu ısı alışverişini azaltmakla mümkündür (Tıkır, 2009).
2. Dış çevreye ilişkin etmenler
Yapının ısıl performansının belirlenmesinde etkili olan diğer bir etken ise yapının dış
çevresine bağlı etmenlerdir. Yapılarda enerjinin daha etkin kullanılabilmesi için dış
çevre etkenlerinden olan iklim koşulları göz önünde bulundurulmalıdır (Utkutuğ,
2000). İklimi oluşturan elemanlar; güneş ışınımı, dış hava sıcaklığı, dış hava nemliliği
ve rüzgârdır (Yılmaz, 1983). Güneş en önemli doğal ısı ve ışık kaynağıdır ve yapıların
güneş ışığını kullanım şekli ısıl performansı büyük oranda etkilemektedir.
İklim elemanlarından bir diğeri olan dış hava sıcaklığı ise yapının bulunduğu coğrafi
koşullara göre farklılaşır. Sıcak iklim bölgelerinde tasarlanan yapılarda soğutma
yükünü azaltmak önemli iken soğuk iklim bölgelerinde tasarlanan yapılarda ısıtma
yükünü azaltmak önemlidir. Dış hava nemliliği ve rüzgâr ise yapının konumunu ve
kullanılan malzeme çeşitliliğini etkilediği için ısıl performansın belirlenmesinde etkili
olan diğer dış çevre parametrelerindendir. (Duran, 2010).
3. Yapma çevreye ilişkin etmenler
Enerji korunumunda yapma çevreye ait değişkenler binanın ısıl performansı için
önemlidir. Kullanıcıların ısıl konfor şartlarının sağlanması için yılın belli
dönemlerinde ek enerji sistemlerine gerek duyulmaktadır. Bu enerji sistemlerinin
konfor koşullarını minimum enerji harcaması ile sağlanması enerji etkinliği açısından
önemlidir. Minimum enerji harcaması, tasarım aşamasında iken yapma çevreye ilişkin
parametrelerin doğru kullanımı ile mümkündür (Manioğlu, 2002).
Yapma çevreye ilişkin başlıca tasarım değişkenleri aşağıdaki gibidir;
26
Binanın Yeri,
Binanın diğer binalara göre konumu,
Binanın biçimi ve boyutları,
Bina kabuğunun optik ve termofiziksel özellikleri
Binanın yönlenme durumu
Binanın yeri: Bir binanın tasarım aşamasındaki en önemli verilerden biri binanın
konumlandığı yerdir. Binanın konumlandığı yerin topoğrafyası, mevcut yapılaşma
durumu, komşu binalar ile ilişkisi binanın enerji ihtiyacı miktarında etkilidir (Kibert,
2005). Binanın bulunduğu yerin iklim özelliklerine bağlı olarak yapının ısıl
performansını artırmak mümkündür. Binanın sıcak iklimlerde hâkim rüzgârın
hissedilebildiği vadilerin yüksek yerlerine, soğuk iklimlerde soğuk hava ile temas eden
yüzeyi azaltmak için vadi tabanlarına ve ılıman iklimlerde vadi yamaçlarında
konumlandırılması ısıl performansın artmasını sağlar (Yurttakal, 2007). Yapının
konumlandığı yerin etrafındaki mevcut yapılaşma yapıların güneş alması açısından
önem taşımaktadır. Cephe ve onun bileşenleri ile ilgili verilen karar, yapının güneşle
kuracağı ilişkiyi etkiler ve bu kararlar binanın yerini belirler (Küçüközdemir, 2005).
Binanın diğer binalara göre konumu: Yapılaşmanın az olduğu yerlere
konumlandırılması ile yoğun kentsel dokuya sahip yerlere konumlandırılması
binaların enerji kazanımında farklılıklara yol açar (Utkutuğ, 2002). Binalar
aralarındaki mesafelere, yüksekliklerine ve birbirlerine göre konumlarına bağlı olarak,
birbirlerinin güneş ışığı ve rüzgârını engelleyebilirler (Türktaş, 2014). Örneğin
yapıların yoğun olarak konumlandırıldığı yerlerde hava hareketi kısıtlı olduğundan
havanın sıcaklığı yüksek ve kirlilik oranı fazladır. Bu durum güneş ışınımının yapılara
daha az ulaşmasına neden olur (Utkutuğ, 2002). Bu nedenle binalar gün içinde
birbirlerinin güneş ışınlarını kesmeyecek biçimde konumlandırılmalıdır.
Binanın biçimi ve boyutları: Birbirlerinden farklı taban alanlarına ve formlara sahip
binaların toplam ısı kayıp ve kazançları farklılıklar gösterir. Binanın formu; biçimi
(uzunluğun derinliğe oranı), yüksekliği, çatının cinsi ve eğimi ve cephesinin eğimi gibi
değişkenlerin etkisindedir (Yılmaz, 2006). Binanın formunu ısıtma ve soğutmanın
istendiği döneme bağlı olarak maximum düzeyde ısıl performans sağlanacak şekilde
27
tasarlamak gerekir (Kalafat, 2011). Tasarım aşamasında iken farklı formlar oluşturma
kaygısı ile cephenin yüzeyinde yapılan girinti ve çıkıntılar eğer soğuk bir iklim bölgesi
için tasarım yapılıyorsa yıllık ısıtma yükünün artmasına neden olmaktadır (Soysal,
2008). Daha kompakt olarak tasarlanan yapılarda yüzey alanın azaltılmış olmasından
dolayı daha az ısı kaybı yaşanır (Yurttakal, 2007).
Bina kabuğunun optik ve termofiziksel özellikleri: Bina kabuğu çatı, duvar,
pencere, zemine oturan döşeme gibi dış çevre ile direkt etkileşim halinde olan
elemanlardan oluşmaktadır. Yapı kabuğunu oluşturan bu bileşenlerin optik ve
termofiziksel özellikleri yapının ısıl perfromansında etkili oldukları için önemlidir
(Özdemir, 2005). Bu özellikler güneşin ve dış hava sıcaklığının etkisi ile bina
kabuğunun birim alanından kazandığı ve kaybettiği ısı miktarında belirleyicidirler
(Türktaş, 2014).
Bina kabuğunun termofiziksel özellikleri; toplam ısı geçirme katsayına (U), yapının
saydamlık oranına, genlik küçültme faktörüne, zaman gecikmesine ve sönüm oranına
bağlıdır. Her yapı elemanının bir toplam ısı geçirme katsayısı (U) vardır. Bu değerin
düşük olması o yapı elemanının ısı transferinin az olduğu anlamına gelmektedir.
Yapının kabuğunda kullanılan opak ve şeffaf malzemelerin düşük U değerinde olması
içerideki hava sıcaklığının korunmasını sağlar. Yapı kabuğunun saydamlık oranı ise;
saydam alanların toplam kabuk alanına oranı olarak tanımlanmaktadır. Saydam
yüzeyler doğal aydınlatma ve güneş ışığının mekâna girişi açısından önemlidir.
Bununla birlikte opak yüzeylere göre ısı geçirgenliğinin fazla olmasından dolayı
saydam yüzeyler ısı kayıplarına neden olur. Bu nedenle yapıda saydamlık oranına bu
faktörler göz önünde bulundurularak karar verilmelidir (Çengel, 1998).
Termofiziksel özelliklerin diğer bir parametresi olan genlik küçültme faktörü ise iç
mekânın maksimum yüzey sıcaklığı ile ortalama iç yüzey sıcaklığı farkının,
maksimum dış yüzey sıcaklığı ile ortalama dış yüzey sıcaklığı farkına oranı olarak
tanımlanmaktadır (Cirit, 2012). Yapı bileşenlerinin ısı depolama özellikleri genlik
küçültme faktörünü etkilemektedir. Diğer bir etken olan zaman gecikmesi yapı
kabuğunun dış yüzeyinin gün içinde ulaştığı en yüksek sıcaklığın, iç yüzeyi en yüksek
sıcaklığa ulaştırana kadar geçen süre olarak tanımlanmaktadır. Zaman gecikmesi
değeri de yine kabukta kullanılan yapı bileşenlerinin özelliklerine bağlı olarak
28
değişiklik göstermektedir. Yapının termofiziksel özelliklerinin diğer parametresi ise
sönüm oranıdır. Sönüm oranı gün içinde yapının iç yüzeyindeki en yüksek ve en düşük
sıcaklık farkının, yapının dış yüzeyindeki en yüksek ve en düşük sıcaklık farkına oranı
olarak tanımlanır (Çengel, 1998).
Yapı kabuğunun güneş ışınımına bağlı olan optik özellikleri ise; yapı kabuğunun iç ve
dış yüzeyinin yutuculuğuna, geçirgenliğine ve yansıtıcılığına bağlıdır. Yapının
kabuğunda kullanılan bileşenlerin özeliklerine bağlı olarak bu değerler değişmektedir
(Özdemir, 2005). Yukarıdaki etkenlerden de anlaşıldığı üzere yapıların kabuğunda
kullanılan malzemeler ve bu malzemelerin kullanıldığı yerler yapının termofiziksel ve
optik özelliklerini etkilemektedir. Bu özelliklere bağlı olarak da binanın ısıl
performansı artmakta ya da azalmaktadır.
Binanın yönlendiriliş durumu: İklim koşullarının belirleyicisi olan güneş ışık ve ısı
kaynağı olarak kullanıcılara konforlu bir çevre oluşturulmasında etkilidir (Koçlar Oral,
2011). Binaların yönleri güneş ışığı ve rüzgârdan fayda sağlamak ya da korunmak için
önemlidir. Güneş ışınları ve rüzgârın etkileri binaların yönlerine göre değişim
göstermektedir. Güneş ışınları bina yüzeylerine doğrusal olarak gelirler ama binanın
yönüne bağlı olarak çarptığı yüzeylerde güneşin etkisi farklıdır (Gazioğlu, 2012).
Bundan dolayı, binaların kabuğunun birim alanından geçen ısı miktarı değişim gösterir
(Duran, 2010).
2.2.3. Isıl performansın belirlenmesi
Yapıların ısıl performansının belirlenebilmesi için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.
Bu yöntemler hesaplama yöntemi ve ölçüm yöntemi olarak ayrılmaktadır (Duran,
2010).
Hesaplama yöntemi ile ısıl performansın belirlenmesi: Hesaplama yöntemi ile
binanın ısıl performansının belirlenmesinde statik ve dinamik hesaplama yöntemleri
kullanılmaktadır. Statik hesaplama yönteminde deneysel olarak belirlenmiş ısı kazancı
ve kaybı verileri bulunmaktadır. TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardında
statik hesaplama yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemde 4 iklim bölgesi içerisinden
yapının bulunduğu bölge seçilir ve bu iklim bölgesine göre binanın ısı ihtiyacı
29
belirlenir. Daha sonra ise aylık ortalama meteorolojik veriler kullanılarak hesaplama
yapılır (Duran, 2010).
Dinamik hesaplama yönteminde ise statik hesaplama yöntemine göre daha detaylı
hesaplama yapılmaktadır. Bu yöntemde binanın depoladığı ısı ve bu ısının kütleden
kaybı, saatlik, aylık ve yıllık iç ortam sıcaklığı, güneş enerjisi değerleri ve
havalandırma koşulları göz önüne alınır. Dinamik hesaplama bilgisayar programları
kullanılarak yapılabilir. Fazla sayıda girdi olmasından dolayı kompleks
hesaplamalardır. Bu nedenle bina enerji analizi için simülasyon programları
geliştirilmiştir (Duran, 2010). Sıklıkla kullanılmakta olan bu programlar aracılığıyla
ısıl yükler hesaplanmakta ve enerji analizleri yapılmaktadır (Tıkır, 2009). Bilgisayar
simülasyon programları gelişmeden önce özellikle büyük ölçekli ve karmaşık işlevli
binalar için doğru bir enerji analizi yapmak için çok uzun süreler harcamak gerekirdi
(Hong vd., 2000).
Ölçüm yöntemleri: Yapı kabuğunun ısıl performansı ölçüm cihazları ile de
belirlenebilmektedir. Bu yöntemde yapı kabuğunun iç hava sıcaklığı, nemi, hareketi
ve hızı ölçülerek ısıl performans verilerine ulaşılabilmektedir (Duran, 2010).
2.2.4. Bina yönünün ısıl performansa etkisi
Yapının inşa edileceği bölgenin iklim koşulları, arazi üzerindeki yönlenmenin
belirlenmesinde önemli bir etkendir. Bu yönlenme; iç mekânda ısıl konforunun
sağlanması ile ısıtma, soğutma ve havalandırma için harcanan enerji miktarı üzerinde
direkt etkilidir. İklimi oluşturan güneş ışığı ve rüzgâr yapının yönlenmesini belirleyen
en önemli etkenlerdendir. Bu etkenlerin yanı sıra topoğrafik koşullar, ses kontrolü ve
manzara yapının hangi yöne doğru konumlanması gerektiğini belirlerler (Utkutuğ,
2007). Yapının yıl boyunca güneşin ve rüzgârın etkilerini optimize edecek şekilde
yönlendirilmesi gerekir.
Yapının bulunduğu yerin enlem ve boylamına bağlı olarak güneş ve rüzgârdan fayda
sağlamak ya da güneş ve rüzgârın etkilerini azaltmak için tasarımlar yapılmalıdır.
Enlem ve boylam yerkürenin belirli bir yerinde söz konusu olan düşey ve yatay
düzlemlerdir. Özellikle enlemin etkisiyle güneş ışınlarının etkisi farklılaşır.
30
Ekvatordan uzak olan enlemlerde güneş geliş açısı değişir ve güneşlenme miktarı
azalır. Bu bölgelerde güneşten fayda sağlamak önemlidir. Örneğin kuzey yarımkürede
bulunan ve kışın ısıtma ihtiyacı fazla olan bir bölge için kış aylarında güneşten
maximum fayda beklenmekte ve yapı güneş ışınlarını en iyi şekilde alabileceği güneye
yönlendirilmelidir (United Nations. Economic Comission for Europe, 1991).
Kuzey yarımkürede yer alan Türkiye’de güneş ışınları kış aylarında yeryüzüne daha
yakın ve eğik şekilde gelmektedir (Hausladen ve diğ., 2006) Kuzey yarımkürede
bulunan yapıların güney cephesi güneş ışığını daha dik açı ile alırlar. Doğu yönü yazın
daha yataydan ve yüksek miktarda güneş ışığı almaktadır. Batı yönü ise yaz aylarında
doğu yönünde olduğu gibi eğik açıyla yüksek miktarda güneş almaktadır. Kuzey yönü
yalnızca gün dönümü zamanlarında güneş ışığını almaktadır (Hausladen vd., 2006)
(Şekil 2.24 ve Şekil 2.25).
Şekil 2.24. Güneşin 21 Aralık tarihindeki evreleri (Hausladen vd., 2006)
Şekil 2.25. 21 Haziran güneş hareketleri (Hausladen vd., 2006)
31
Yapının kabuk elemanlarının baktıkları yönler bina kabuğuna gelen güneş ışınımı
miktarını dolayısıyla ortalama ışınımsal sıcaklığı etkilerler ve dolayısıyla bina
kabuğunun birim alanından geçen ısı miktarı değişkenlik gösterir (Berköz, 1995).
Isıtma yükünün fazla olduğu bölgelerde yapı, güneşi en fazla aldığı yöne doğru
konumlandırılmalıdır. Soğutma ihtiyacının ısıtma ihtiyacının önüne geçtiği iklim
bölgelerinde hakim rüzgar yönü binanın konumlandırılmasında esas alınır ve binanın
uzun cephesi bu yöne doğru konumlandırılır (Gazioğlu, 2012).
Yapının doğru bir şekilde yönlendirilmesi ile yapıda yüksek oranda enerji tasarrufu
sağlamak ve ısıl performansı yüksek binalar tasarlamak mümkündür (Keskin, 2012).
Tasarım aşamasında iken çevresel veriler gözardı edilir ise; ısıl performansı düşük
yapılar tasarlanmış olacaktır (Kısa Ovalı, 2009).
32
3. MATERYAL ve YÖNTEM
Bu bölümde tez çalışmasının materyal ve yöntemi anlatılmaktadır. Materyal
bölümünde ilk olarak çalışma kapsamında simülasyon programı yardımıyla
modellenen binaların boyutları ve malzemelerinden bahsedilmiştir. Hazırlanan
modellerin Antalya’da olduğu varsayıldığından Antalya ilinin iklim verilerine
değinilmiştir. Son olarak ise çalışmada kullanılan DesignBuilder simülasyon programı
ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Yöntem bölümünde ise cephesi zemini ile farklı açılar
yapmış binaların simülasyon süreci anlatılmıştır.
3.1. Materyal
Tez konusuyla ilgili literatür taraması için İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik
Üniversitesi ve Süleyman Demirel Üniversitesi kütüphanelerinden, Yükseköğretim
Kurulu Ulusal Tez Merkezinden, internet üzerinden erişilen makalelerden ve çeşitli
kitaplardan yararlanılmıştır. Çalışmanın amacı giydirme cephe açısının ısıl
performansa etkisinin incelenmesidir. Bu doğrultuda çalışma için dikdörtgen forma
sahip bir yapı tasarlanmıştır. Tasarlanan binanın cephe açılarının farklı 7 versiyonu
hazırlanmış ve bu modeller 8 farklı yöne çevrilerek hesaplamalar yapılmıştır. Bu
yapıların ısıl performansının hesaplanabilmesi için çalışmada DesignBuilder enerji
simülasyon programı kullanılmıştır.
3.1.1. Hazırlanan modellere ilişkin bilgiler
Çalışma için 15 m x 25 m boyutlarında ve 14 m yüksekliğinde bir yapı tasarlanmıştır.
Teras çatıya sahip olan yapının üç cephesi alüminyum giydirme cephe iken bir yüzeyi
tamamen giydirme cam cephedir. Referans bina olarak kabul edilen yapının şematik
planı Şekil 3.1’de verilmiştir. Sadece giydirme cephe açısının etkisi incelendiğinden
aynı zamanda açı değişimi plan, kesit ve görünüşlerin de değişmesine neden
olduğundan yapı boş bir hacim olarak düşünülmüştür. Enerji performansı
hesaplamalarında yapıların fonksiyonu önemli olduğu için hazırlanan modelin ofis
binası olduğu varsayılmıştır.
33
Şekil 3.1. Kat planı şematik çizimi
Yapı Türkiye genelinde yıllık güneşlenme süresi bakımından ikinci sırada olan
Akdeniz bölgesininin Antalya ilinde (Çizelge 3.1) yer almaktadır (Yenilenebilir
Enerji Genel Müdürlüğü, 2016). Yapının giydirme cam cephe olan yüzeyi ise güneye
yönlendirilmiştir.
Çizelge 3.1. Türkiye’nin yıllık toplam güneş enerjisi potansiyelinin bölgelere göre
dağılımı (Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü, 2016).
Bölge Toplam Güneş
Enerjisi (kWh/m2- yıl)
Güneşlenme
Süresi (Saat/yıl)
G.Doğu Anadolu 1460 2993
Akdeniz 1390 2956
Doğu Anadolu 1365 2664
İç Anadolu 1314 2628
Ege 1304 2738
Marmara 1168 2409
Karadeniz 1120 1971
TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardında Türkiye 4 derece gün bölgesine
ayrılmıştır. Antalya 1. derece gün bölgesinde bulunmaktadır. Her derece gün
bölgesinde duvarda, tavanda, tabanda ve pencerelerde sağlanması gereken U değerleri
belirtilmiştir (Çizelge 3.2). Tasarlanan örnekte bina kabuğunu oluşturan bileşenler
34
Türkiye’de zorunlu olarak uygulanmakta olan TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları
Standardında yer alan U değerleri dikkate alınarak belirlenmiştir.
Çizelge 3.2. TS 825’e göre kullanılması tavsiye edilen U değerleri
Bölge UD
(W/m2K)
UT
(W/m2K)
Ut
(W/m2K)
UP
(W/m2K)
1.Bölge 0,70 0,45 0,70 2,4
2.Bölge 0,60 0,40 0,60 2,4
3.Bölge 0,50 0,30 0,45 2,4
4.Bölge 0,40 0,25 0,40 2,4
Antalya iline ait iklimsel veriler Designbuilder simülasyon programının iklim verileri
dosyasından alınmıştır. Designbuilder, iklim verilerini ASHRAE tarafından elde
edilen, Amerika Birleşik Devletleri İklim Veri Merkezi’nde arşivlenen IWEC’den
almaktadır (DesignBuilder Software, 2016).
Tasarlanan binanın kabuğunun opak bileşenleri; çatı, temel ve duvarlardır. Saydam
bileşenler ise giydirme cephedir. Giydirme cephe camı olarak çift cam (6-13+6 mm)
kullanılmıştır. Çizelge 3.3’te yapının kabuğunu oluşturan saydam ve opak bileşenlerin
kalınlıkları ve ısı geçirme katsayıları belirtilmiştir.
35
Çizelge 3.3. Hazırlanan modelin yapı kabuğu özellikleri
Yapı
Elemanları Malzemeler
Isı Geçirme
Katsayısı U(W/m2 K)
Tavan
Çakıl 5 cm
0,435
Filtre Katmanı
Isı Yalıtım Levhası 7 cm
Su Yalıtımı 3 mm
Eğim Betonu 5 cm
Döşeme 15 cm
Saten Alçı 2 cm
Boya
Zemine Oturan
Döşeme
Granit 3 cm
0,536
Çimento Harcı 2 cm
Döşeme 10 cm
Düzeltme Betonu 4 cm
Radye Temel 45 cm
Koruyucu Beton 5cm
Isı Yalıtım Levhası 4cm
Su Yalıtımı 3 mm
Tesviye Betonu 5cm
Grobeton 10 cm
Dolgu Malzemesi 15 cm
Duvar
Alüminyum 3mm
0,601
Astar Sıvası 2 cm
Isı Yalıtımı Levhası 4cm
Yapıştırma Harcı
Kaba Sıva 2,5 cm
Tuğla Duvar 20 cm
Kaba Sıva 2,5 cm
İnce Sıva 1,5 cm
Boya
Cam 6-13-6 mm 1,978
3.1.2. Antalya ili iklim verileri
Antalya Türkiye’nin güneyinde bulunan Akdeniz Bölgesi’nde yer almaktadır ve sıcak
ve ılıman iklim özelliği gösteren Akdeniz iklimi etkisindedir. Antalya’ya kış aylarında
yaz aylarından daha fazla yağış düşmektedir. Sıcaklığın en yüksek ve güneşlenme
süresinin en uzun olduğu aylar temmuz ve ağustos aylarıdır. (Çizelge 3.4)
(Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 2016).
36
Çizelge 3.4. Antalya ili ortalama sıcaklık verileri (1950-2015) (Meteoroloji Genel
Müdürlüğü 2016)
ANTALYA Ocak Şub Mart Nis. May. Haz. Tem. Ağs. Eylül Ekim Kas. Ara.
Ortalama
Sıcaklık(C0) 9.9 10.4 12.7 16.2 20.5 25.4 28.4 28.2 24.8 20.0 14.9 11.4
Ortalama
Güneşlenme
Süresi(Saat)
5.2 5.6 6.6 8.1 10.6 11.4 12.1 11.4 10.0 8.1 6.3 5.0
Ortalama
Yağışlı Gün
Sayısı
12.7 10.4 9.0 7.1 5.6 2.6 0.6 0.6 1.8 5.8 7.8 11.8
İklimi oluşturan hava sıcaklığı, bağıl nem, rüzgâr, güneş ışınımları ve yağışlar kişilerin
mekânlardaki ısısal konfor duygusunu etkilemektedir (Erkmen, 2006). Antalya gibi
nem oranı yüksek ve sıcak-nemli iklim bölgelerinde, bağıl neme bağlı olarak hissedilir
sıcaklıkta artış görülmektedir (Çizelge 3.5). Sıcak hava ve nemin yüksek olmasından
dolayı bu bölgelerde sıcak dönemlerde soğutma ihtiyacı vardır. Yılın diğer ayları da
göz önünde bulundurulursa Antalya ilinin yıllık soğutma yükü ısıtma yükünden daha
fazladır (Dinler, 2000).
Çizelge 3.5. Bağıl nem(ϕ)’e bağlı hissedilir sıcaklık (Dinler, 2000)
37
3.1.3. DesignBuilder versiyon 4.5.0.178
DesignBuilder binaların enerji, karbon, aydınlatma ve konfor açısından performansını
ölçmek ve kontrol etmek için geliştirilmiş EnergyPlus tabanlı bir yazılım aracıdır. Bu
programda yapının malzemesi, üretim şekli, cam tipi gibi veriler programa
aktarılabilmektedir. Programın kullanım amaçları ise aşağıdaki gibidir;
● Yapıda kullanılan cephe tiplerinin enerji tüketimi, aşırı ısınması ve gölgeleme
faktörleri açısından değerlendirilmesi,
● Yapının güneş ışınlarını optimum şekilde kullanımı, aydınlatma sistemlerinin
modellenmesi ve bunların enerji yüklerine etkisinin değerlendirilmesi,
● Enerji simülasyonu yapılırken bina içindeki ve etrafındaki sıcaklık, hız ve basınç
dağılımının CFD (Computational Fluid Dynamics) modülünün kullanımı ile
hesaplanması,
● Vaziyet planı, çevredeki binalar ve yapının güneşe göre konumu göz önünde
bulundurularak gölgelemenin görselleştirilmesi,
● Binanın doğal havalandırması ve bu havalanma ile binanın termal simülasyonunun
yapılması,
● Yapıda ısıtma ve soğutma için kullanılmak üzere HVAC sistemlerin tasarlanması ve
belirlenmesine yardımcı olmak,
● Disiplinler arası tasarım toplantılarında birimler arasında koordinasyon ve iletişimi
sağlayacak materyal oluşturmaktır (DesignBuilder Software, 2015).
38
3.2. Yöntem
Çalışmada öncelikle giydirme cephelerin tarihsel gelişimi, sınıflandırması ve giydirme
cephelerde ısıl performans ile ilgili literatür taraması yapılmıştır. Daha sonra zemini
ile farklı açılar yapan giydirme cephe sistemlerine sahip yapılar incelenmiştir.
Çalışmada tasarlanan binanın bütün özellikleri aynı tutularak, yalnızca giydirme
cephenin zemini ile yapmış olduğu açının değiştirildiği 7 tane model hazırlanmıştır.
DesignBuilder enerji simülasyon progrmında hazırlanan bu modellerdeki giydirme
cephelerin zeminleri ile yaptıkları açılar; 60°, 70°, 80°, 90°,100°, 110° ve 120°’ dir.
Giydirme cephe açısının ısıl performansa etkileri iki aşamada incelenmiştir.
Çalışmanın 1. aşamasında giydirme cephe güneye yönlendirilmiş ve farklı cephe
açılarına sahip 7 modelin ısıtma ve soğutma yükleri hesaplanarak karşılaştırılmıştır. 2.
aşamada ise giydirme cephe kuzey, doğu, batı, güneydoğu, güneybatı, kuzeydoğu ve
kuzeybatıya yönlendirilerek modellerin yıllık ısıtma ve soğutma yükleri
hesaplanmıştır. Her yön için elde edilen veriler incelendikten sonra çalışmanın iki
aşamasında da hesaplanan ısıtma ve soğutma yükleri karşılaştırılmıştır.
39
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
Tez çalışması kapsamında hazırlanan 7 model ve bu modeller için hesaplanan yıllık
ısıtma ve soğutma yükleri aşağıda anlatılmıştır.
4.1. Giydirme Cephe Açısı Değişiminin Isıl Performansa Etkileri
Çalışmanın bu aşamasında zemini ile 60°, 70°, 80°, 90°,100°, 110° ve 120°’ lik açılar
yapan giydirme cephe güneye yönlendirilmiş, her modelin yıllık ısıtma ve soğutma
yükleri hesaplanmıştır. Öncelikle yapıların enerji analizlerinden elde edilen sonuçlar
aktarılmış, daha sonra bu sonuçlar tartışılmıştır.
4.1.1. Hazırlanan modellerin yıllık ısıl yükleri
Model A ( Giydirme Cephe Açısı 60° ): Yapının giydirme cephesinin zemini ile yaptığı
açının 60° olması durumuna göre DesignBuilder’da modellenen görseli (Şekil 4.2) ve
şematik kesiti (Şekil 4.1) aşağıdaki gibidir. Bu modelin yıllık ısıtma ihtiyacı 1180 kWh
ve yıllık soğutma ihtiyacı 175700 kWh olarak hesaplanmıştır.
Şekil 4.1. Model A’nın şematik kesiti Şekil 4.2. Model A’nın 3D modeli
Model B (Giydirme Cephe Açısı 70°): Hazırlanan ikinci modelde yapının giydirme
cephesinin zemini ile yaptığı açı 70° dir. Yapının kesiti (Şeki 4.3) ve görseli (Şekil
4.4) aşağıdaki gibi olan modelin yıllık ısıtma ihtiyacı 1270 kWh ve yıllık soğutma
ihtiyacı 137550 kWh’dır.
40
Şekil 4.3. Model B’nin şematik kesiti Şekil 4.4. Model B’nin 3D modeli
Model C (Giydirme Cephe Açısı 80°): Yapının giydirme cephesinin zemini ile yaptığı
açının 80° olması durumuna göre DesignBuilder’da modellenen görseli (Şekil 4.6) ve
şematik kesiti (Şekil 4.5) aşağıdaki gibidir. Bu modelde yıllık ısıtma ihtiyacı 1460
kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 100940 kWh’dır.
Şekil 4.5. Model C’nin şematik kesiti Şekil 4.6. Model C’nin 3D modeli
Model D (Giydirme Cephe Açısı 90°): Hazırlanan dördüncü modelde yapının giydirme
cephesinin zemini ile yaptığı açı 90° dir. Yapının kesiti (Şekil 4.7) ve görseli (Şekil
4.8) aşağıdaki gibidir. Bu modelde yıllık ısıtma ihtiyacı 1930 kWh ve yıllık soğutma
ihtiyacı 76270 kWh olarak hesaplanmıştır.
Şekil 4.7. Model D’nin şematik kesiti Şekil 4.8. Model D’nin 3D modeli
41
Model E (Giydirme Cephe Açısı 100°): Zemini ile 100° eğim yapan modelin şematik
kesiti ve görseli (Şekil 4.9 ve Şekil 4.10) aşağıdaki gibidir. Bu modelin yıllık ısıtma
ihtiyacı 2740 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 54550 kWh’dır.
Şekil 4.9. Model E’nin şematik kesiti Şekil 4.10. Model E’nin 3D modeli
Model F (Giydirme Cephe Açısı 110°): Yapının giydirme cephesinin zemini ile yaptığı
açının 110° olması durumuna göre DesignBuilder’da modellenen görseli (Şekil 4.12)
ve şematik kesiti (Şekil 4.11) aşağıdaki gibidir. Modelin yıllık ısıtma ihtiyacı 3850
kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 42470 kWh’dır.
Şekil 4.11. Model F’nin şematik kesiti Şekil 4.12. Model F’nin 3D modeli
Model G (Giydirme Cephe Açısı 120°): Yapının giydirme cephesinin zemini ile yaptığı
açının 120° olması durumuna göre DesignBuilder’da modellenen görseli (Şekil 4.14)
ve şematik kesiti (Şekil 4.13) aşağıdaki gibidir. Bu modelin yıllık ısıtma ihtiyacı 6060
kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 31190 kWh’dır.
42
Şekil 4.13. Model G’nin şematik kesiti Şekil 4.14. Model G’nin 3D modeli
Elde edilen veriler giydirme cephe açısı değişiminin yapının yıllık ısıtma ve soğutma
yüklerini etkilediğini göstermektedir. Cephe açısının yıllık ısıtma yüküne etkisi Şekil
4.15’ de görülmektedir. Isıtma yükü, cephe açısı 60o ile 80o aralığında en az ivme ile
artış göstermiş iken 110o ile 120o aralığında en yüksek ivme ile artmıştır. 80o ile 90o
aralığında ise 60o ile 80o aralığına göre daha fazla ivme ile ısıtma yükünde artış
yaşanmıştır. 90o ‘den sonra yapıya gelen güneş ışınlarında kırılma yaşandığında ısıtma
yükünde büyük miktarda artış görülmektedir (Şekil 4.16). 90o ile 110o arasında 110o
ve 120o aralığına göre daha az ivme ile artış görülmüştür. Yapının yıllık ısıtma yükü,
yapının zemini ile yapmış olduğu açı değeri büyüdükçe yapı güneş ışığını daha az
aldığı için arttığı görülmektedir.
Şekil 4.15. Cephe açı değimlerinin yıllık ısıtma yüküne etkisi
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
60 70 80 90 100 110 120
Isıt
ma
Yü
kü
(kW
h)
Giydirme Cephe Açısı
43
Şekil 4.16. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin güney yönünden 15
Aralık tarihinde saat 12:00’de güneş alma durumları
Cephe açısının yıllık soğutma yüküne etkisi Şekil 4.17’de görülmektedir. Soğutma
yükü, cephe açısı 100o ile 120o aralığında en az ivme ile azalmış iken 60o ile 80o
aralığında en yüksek ivme ile azalmıştır. 80o ile 100o aralığında ise 60o ile 80o aralığına
göre daha az ivme ile soğutma yükünde azalma görülmüştür. Yapının yıllık soğutma
yükü, zemini ile yapmış olduğu açı değeri büyüdükçe yapı güneş ışığını daha az aldığı
için azaldığı görülmektedir (Şekil 4.18).
Şekil 4.17. Cephe açı değimlerinin yıllık soğutma yüküne etkisi
0
20000
40000
60000
80000
100000
120000
140000
160000
180000
200000
60 70 80 90 100 110 120
So
ğu
tma
Yü
kü
(kW
h)
Giydirme Cephe Açısı
44
Şekil 4.18. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin güney yönünden 15
Temmuz tarihinde saat 12:00’de güneş alma durumları
TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardına göre 1. derece gün bölgesinde
olan Antalya’da olduğu varsayılan yapının yıllık soğutma yükünün ısıtma yükünden
çok daha fazla olduğu görülmüştür. Eğer cephe tasarımında eğim uygun biçimde
kullanılırsa yıllık soğutma yüküne harcanan enerji büyük oranda azaltılabilir.
4.2. Giydirme Cephe Açısı Değişiminin Farklı Yönlerdeki Etkileri
Çalışmanın bu aşamasında giydirme cephesinin zemini ile 60°,70°, 80°, 90°,100°,
110° ve 120° açı yapmış olduğu yedi tane modelin giydirme cephe olan yüzeyleri
kuzey, doğu, batı, kuzeydoğu, kuzeybatı, güneydoğu ve güneybatıya yönlendirilerek
ısıtma ve soğutma yükünde meydana gelen değişiklikler incelenmiştir (Şekil 4.19).
Şekil 4.19. Yapının farklı yönlerdeki konumu
45
4.2.1. Hazırlanan modellerin yıllık ısıl yükleri
Model A (Giydirme Cephe Açısı 60°): Bu modelin giydirme cephe olan bölümünün
güneye bakması durumunda yıllık ısıtma ihtiyacı 1180 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı
175700 kWh iken diğer yönlere çevrilmesi durumunda hesaplanan ısıtma ve soğutma
yükleri aşağıdaki gibidir (Çizelge 4.1).
Çizelge 4.1. Model A’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri
Yön Isıtma
Yükü(kWh)
Soğutma
Yükü(kWh)
Kuzey 9870 44230
Güney 1180 175700
Doğu 4040 128790
Batı 3950 114540
Güneydoğu 1930 166910
Güneybatı 1700 154240
Kuzeybatı 8340 70570
Kuzeydoğu 8180 78860
Model A’nın en yüksek ısıtma yükü kuzey yönünde 9870 kWh, en düşük ısıtma yükü
güney yönünde 1180 kWh olarak hesaplanmıştır. Yön değişimlerine göre giydirme
cephe açısı 60° olan modelin ısıtma yükünde meydana gelen değişimler aşağıdaki
gibidir (Şekil 4.20).
Şekil 4.20. Model A’nın farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini gösteren grafik
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
G GD GB D B KD KB K
Iıst
ma
Yk
ü (
kW
h)
Yön
Isıtma Yükü
46
Model A’nın soğutma yükü güneyde 175700 kWh iken kuzey yönünde 44230 kWh’a
düşmüştür (Şekil 4.21). Model A’nın giydirme cam cephe kaplı yüzeyi farklı yönlere
gelecek biçimde binanın döndürülmesi sonucu elde edilen en yüksek ve en düşük
soğutma yükleri arasındaki fark 131470 kWh iken en yüksek ve en düşük ısıtma
yükleri arasındaki fark 8690 kWh’tir.
Şekil 4.21. Model A’nın farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini gösteren
grafik
Model B (Giydirme Cephe Açısı 70°): Hazırlanan ikinci modelde yapının giydirme
cephesinin zemini ile yaptığı açı 70° dir. Bu modelin giydirme cephe olan bölümünün
güneye bakması durumunda yıllık ısıtma ihtiyacı 1270 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı
137550 kWh’tir. Yapının diğer yönlere çevrilmesi durumunda hesaplanan ısıl yükler
ise aşağıdaki gibidir (Çizelge 4.2).
Çizelge 4.2. Model B’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri
Yön Isıtma
Yükü(kWh)
Soğutma
Yükü(kWh)
Kuzey 9990 30970
Güney 1270 137550
Doğu 4430 105440
Batı 4450 93190
Güneydoğu 2110 135590
Güneybatı 1890 124020
Kuzeybatı 8770 55690
Kuzeydoğu 8630 62370
0
20000
40000
60000
80000
100000
120000
140000
160000
180000
200000
G GD GB D B KD KB K
So
ğu
tma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Soğutma Yükü
47
70° cephe açısına sahip modelde en yüksek ısıtma yükü kuzey yönünde 9990 kWh, en
düşük ısıtma yükü ise güney yönünde 1270 kWh’tir. Yönlere göre modelin ısıtma
yükünde meydana gelen değişimler aşağıdaki gibidir (Şekil 4.22)
Şekil 4.22. Model B’nın farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini gösteren grafik
En yüksek soğutma yükü güney yönünde 137550 kWh iken en düşük soğutma yükü
kuzey yönünde 30970 kWh’tir. Model B’nin farklı yönlere döndürülmesi sonucu elde
edilen en yüksek ve en düşük ısıtma yükleri arasındaki fark 8720 kWh iken en yüksek
ve en düşük soğutma yükleri arasındaki fark 106580 kWh’tir (Şekil 4.23).
Şekil 4.23. Model B’nın farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini gösteren
grafik
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
G GD GB D B KD KB K
Isıt
ma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Isıtma Yükü
0
20000
40000
60000
80000
100000
120000
140000
160000
G GD GB D B KD KB K
So
ğu
tma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Soğutma Yükü
48
Model C (Giydirme Cephe Açısı 80°): Giydirme cephesinin zemini ile yaptığı açı 80°
olan modelin giydirme cephe olan bölümünün güneye bakması durumunda yapının
yıllık ısıtma ihtiyacı 1460 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 100940 kWh’tir. Yapının
diğer yönlere çevrilmesi durumunda hesaplanan yıllık ısıtma ve soğutma yükleri
aşağıdaki gibidir (Çizelge 4.3).
Çizelge 4.3. Model C’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri
Yön Isıtma
Yükü(kWh)
Soğutma
Yükü(kWh)
Kuzey 10231 25806
Güney 1460 100940
Doğu 4930 85790
Batı 5050 75590
Güneydoğu 2430 107000
Güneybatı 2250 97100
Kuzeybatı 9240 45060
Kuzeydoğu 9070 50230
Model C için hesaplanan en yüksek ısıtma yükü kuzey yönünde 10231 kWh, en düşük
ısıtma yükü ise güney yönünde 1460 kWh’tir. Yön değişimlerine göre Model C’nin
ısıtma yükünde meydana gelen değişimler aşağıdaki gibidir (Şekil 4.24).
Şekil 4.24. Model C’nın farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini gösteren grafik
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
G GD GB D B KD KB K
Isıt
ma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Isıtma Yükü
49
Model C için en yüksek soğutma yükü güneydoğu yönünde 107000 kWh olarak
hesaplanmıştır. En düşük soğutma yükü ise kuzey yönünde 25806 kWh’tİr. Bu
modelin giydirme cam cephe kaplı yüzeyi farklı yönlere gelecek biçimde binanın
döndürülmesi sonucu en yüksek ve en düşük ısıtma yükleri arasındaki fark 8771 kWh
iken en yüksek ve en düşük soğutma yükü arasındaki fark 811940 kWh’tir (Şekil 4.25).
Şekil 4.25. Model C’nın farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini gösteren
grafik
Model D (Giydirme Cephe Açısı 90°): Bu modelde giydirme cephesinin zemini ile
yaptığı açı 90° ‘dir. Giydirme cephe olan bölümü güneye yönlendiğinde modelin yıllık
ısıtma ihtiyacı 1930 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 76270 kWh’tir. Yapının diğer
yönlere çevrilmesi durumunda elde edilen yıllık ısıtma ve soğutma yükleri aşağıdaki
gibidir (Çizelge 4.4).
0
20000
40000
60000
80000
100000
120000
G GD GB D B KD KB K
So
ğu
tma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Soğutma Yükü
50
Çizelge 4.4. Model D’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri
Yön Isıtma
Yükü(kWh)
Soğutma
Yükü(kWh)
Kuzey 10582 25407
Güney 1930 76270
Doğu 5550 75690
Batı 5820 66950
Güneydoğu 3000 89390
Güneybatı 2870 81290
Kuzeybatı 9810 40710
Kuzeydoğu 9640 44690
Model D’nin en yüksek ısıtma yükü kuzey yönünde 10582 kWh ve en düşük ısıtma
yükü güney yönünde 1930 kWh’tir. Yön değişimlerine göre giydirme cephe açısı 90°
olan modelin ısıtma yükünde meydana gelen değişimler aşağıdaki gibidir (Şekil 4.26).
Şekil 4.26. Model D’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini gösteren grafik
Soğutma yüküne bakıldığında en yüksek soğutma yükü güneydoğu yönünde 89390
kWh, en düşük soğutma yükü ise kuzey yönünde 25407 kWh olarak hesaplanmıştır.
Model D’nin giydirme cam cephe kaplı yüzeyi farklı yönlere gelecek biçimde binanın
döndürülmesi sonucu elde edilen en yüksek ve en düşük ısıtma yükleri arasındaki fark
8652 kWh iken en yüksek ve en düşük soğutma yükleri arasındaki fark 63983 kWh’tir
(Şekil 4.27).
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
G GD GB D B KD KB K
Isıt
ma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Isıtma Yükü
51
Şekil 4.27. Model D’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini göstere
grafik
Model E (Giydirme Cephe Açısı 100°): Zemini ile 100° açı yapan giydirme cepheye
sahip modelin farklı yönlere çevrilmesi durumuna göre elde edilen ısıl yükler Çizelge
4.5’teki gibidir. Bir önceki bölümde yapının giydirme cephe olan bölümünün güneye
yönlenmesi durumunda yıllık ısıtma ihtiyacı 2740 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı
54550 kWh olarak hesaplanmıştır.
Çizelge 4.5. Model E’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri
Yön Isıtma
Yükü(kWh)
Soğutma
Yükü(kWh)
Kuzey 10825 24752
Güney 2740 54550
Doğu 6270 62240
Batı 6610 55310
Güneydoğu 3690 66570
Güneybatı 3680 61290
Kuzeybatı 10230 35530
Kuzeydoğu 10110 38480
Model E’nin en yüksek ısıtma yükü kuzey yönünde 10825 kWh, en düşük ısıtma yükü
ise güney yönünde 2740 kWh’tir. Yön değişimlerine göre bu modelin ısıtma
yüklerinde meydana gelen değişimler aşağıdaki gibidir (Şekil 4.28).
0
10000
20000
30000
40000
50000
60000
70000
80000
90000
100000
G GD GB D B KD KB K
So
ğtm
a Y
ük
ü (
kW
h)
Yön
Soğutma Yükü
52
Şekil 4.28. Model E’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini gösteren grafik
Soğutma yüküne bakıldığında en yüksek soğutma yükü güneydoğu yönünde 66570
kWh ve en düşük soğutma yükü kuzey yönünde 24752 kWh’tir. Model E’nin giydirme
cam cephe kaplı yüzeyi farklı yönlere gelecek biçimde binanın döndürülmesi sonucu
elde edilen en yüksek ve en düşük ısıtma yükleri arasındaki fark 8085 kWh iken en
yüksek ve en düşük soğutma yükleri arasındaki fark 41818 kWh’tir (Şekil 4.29).
Şekil 4.29. Model E’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini gösteren
grafik
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
G GD GB D B KD KB K
Isıt
ma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Isıtma Yükü
0
10000
20000
30000
40000
50000
60000
70000
G GD GB D B KD KB K
So
ğu
tma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Soğutma Yükü
53
Model F (Giydirme Cephe Açısı 110°): Giydirme cephesinin zemini ile yaptığı açı 110°
olan modelin giydirme cephe olan bölümü güneye yönlendiğinde yıllık ısıtma ihtiyacı
3850 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 42470 kWh olarak hesaplanmıştır. Yapının diğer
yönlere çevrilmesi durumunda hesaplanan yıllık ısıtma ve soğutma yükler aşağıdaki
gibidir (Çizelge 4.6).
Çizelge 4.6. Model F’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri
Yön Isıtma
Yükü(kWh)
Soğutma
Yükü(kWh)
Kuzey 11222 24525
Güney 3850 42470
Doğu 7030 51560
Batı 7490 46360
Güneydoğu 4480 49990
Güneybatı 4620 46550
Kuzeybatı 10760 32030
Kuzeydoğu 10630 34140
Model F’nin en yüksek ısıtma yükü kuzey yönünde 11222 kWh ve en düşük ısıtma
yükü güney yönünde 3850 kWh’tir. Farklı yönlere göre bu modelin ısıtma yüklerinde
meydana gelen değişimler aşağıdaki gibidir (Şekil 4.30).
Şekil 4.30. Model F’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini gösteren grafik
Soğutma yüküne bakıldığında en yüksek soğutma yükü doğu yönünde 51560 kWh, en
düşük soğutma yükü ise kuzey yönünde 24525 kWh’tir. Model F’nin giydirme cam
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
G GD GB D B KD KB K
Isıt
ma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Isıtma Yükü
54
cephe kaplı yüzeyi farklı yönlere gelecek biçimde binanın döndürülmesi sonucu elde
edilen en yüksek ve en düşük ısıtma yükleri arasındaki fark 7372 kWh iken en yüksek
ve en düşük soğutma yükleri arasındaki fark 27035 kWh’tir (Şekil 4.31).
Şekil 4.31. Model F’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini gösteren
grafik
Model G (Giydirme Cephe Açısı 120°): Yapının giydirme cephesinin zemini ile yaptığı
açının 120° olması durumunda giydirme cephe güneye yönlendiğinde yıllık ısıtma
ihtiyacı 6060 kWh ve yıllık soğutma ihtiyacı 31190 kWh’tir. Yapının diğer yönlere
çevrilmesi durumunda hesaplanan yıllık ısıtma ve soğutma yükleri aşağıdaki gibidir
(Çizelge 4.7).
Çizelge 4.7. Model G’nın farklı yönlere göre ısıtma ve soğutma yükleri
Yön Isıtma
Yükü(kWh)
Soğutma
Yükü(kWh)
Kuzey 12139 24482
Güney 6060 31190
Doğu 8580 40850
Batı 9220 37790
Güneydoğu 6260 36730
Güneybatı 6760 34990
Kuzeybatı 11827 29079
Kuzeydoğu 11684 30324
0
10000
20000
30000
40000
50000
60000
G GD GB D B KD KB K
So
ğu
tma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Soğutma Yükü
55
Model G’nin en yüksek ısıtma yükü kuzey yönünde 12139 kWh ve en düşük ısıtma
yükü güney yönünde 6060 kWh’tir. Farklı yönlere göre bu modelin ısıtma yüklerinde
meydana gelen değişimler Şekil 4.32’ da görülmektedir.
Şekil 4.32. Model G’nin farklı yönlere göre ısıtma yükleri değişimini gösteren grafik
Soğutma yüküne bakıldığında en yüksek soğutma yükü doğu yönünde 40850 kWh, en
düşük soğutma yükü ise kuzey yönünde 24482 kWh olarak hesaplanmıştır. Model
F’nin giydirme cam cephe kaplı yüzeyinin farklı yönlere gelecek biçimde binanın
döndürülmesi sonucu elde edilen en yüksek ve en düşük ısıtma yükleri arasındaki fark
6079kWh iken en yüksek ve en düşük soğutma yükleri arasındaki fark 16368 kWh’tir
(Şekil 4.33).
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
G GD GB D B KD KB K
Isıt
ma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Isıtma Yükü
56
Şekil 4.33. Model G’nin farklı yönlere göre soğutma yükleri değişimini gösteren
grafik
0
5000
10000
15000
20000
25000
30000
35000
40000
45000
G GD GB D B KD KB K
So
ğu
tma
Yü
kü
(k
Wh
)
Yön
Soğutma Yükü
57
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Yapı içerisindeki ısıl konfor koşullarının sağlanabilmesi için yılın belli dönemlerinde
ek enerjiye gereksinim duyulmaktadır. Enerji kullanımını en aza indirmek yapının
bulunduğu yer, tasarlandığı arazideki diğer binalara göre konumu, formu, yönlendiriliş
durumu gibi parametrelerinin göz önünde bulundurularak tasarım yapılması ile
mümkündür. Bu parametrelerin yanı sıra ısıtma ve soğutma için harcanan enerjinin
kontrolü yapı kabuğu ile ilişkilidir. Binanın cephesi iç mekân ile dış mekân arasındaki
bağlantıyı sağlıyor olmasından dolayı enerji yükleri açısından çok önemli bir yapı
elemanıdır. Yapılarda büyük boyutta camların kullanımına imkân sağlanması ile
camlar cephelerin tamamına taşınmış ve günümüzde sıklıkla kullanılmaya başlanan
giydirme cam cepheler ortaya çıkmıştır.
Bu tez çalışmasında binalarda giydirme cephe sistemlerinin zemini ile yaptığı açının
yapının enerji performansına etkisi ve buna ek olarak farklı yönlerdeki açı değişiminin
ısıl yükleri nasıl etkilediği incelenmiştir. Antalya ilinde olduğu düşünülen ve
modellemesi yapılan bir bina üzerindeki giydirme cephe sisteminin zemini ile yapmış
olduğu açı ve yapının baktığı yön değiştirilerek yıllık ısıtma ve soğutma yükünde
meydana gelen değişimler incelenmiştir. TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları
Standardına göre 1. derece gün bölgesinde olan Antalya’da olduğu varsayılan yapı için
soğutma yükünün ısıtma yükünden çok daha fazla olduğu görülmüştür. Eğer cephe
tasarımında eğim uygun açıda ve uygun yönde kullanılırsa yapının yıllık soğutma
yükünü büyük oranda azaltmak mümkündür.
Çalışmanın ilk aşamasında güneye yönlendirilmiş olan giydirme cephenin zemini ile
yaptığı açı büyüdükçe soğutma yükü azalmış, ısıtma yükü ise artmıştır. Bu durum
cephenin zemini ile yaptığı açı büyüdükçe cam yüzeye gelen güneş ışığı miktarının
azalmasından kaynaklanmaktadır. Elde edilen verilere göre soğutma yükündeki
azalma, ısıtma yükündeki artıştan çok daha fazladır. Çalışmanın ikinci aşamasında
hazırlanan modellerin giydirme cam cephe olan yüzeyleri kuzey, doğu, batı,
güneydoğu, güneybatı, kuzeydoğu ve kuzeybatıya yönlendirilerek ısıtma ve soğutma
yükleri hesaplanmıştır. Araştırmanın iki aşamasında elde edilen veriler aşağıda ısıtma
ve soğutma yükü olarak karşılaştırılmıştır.
58
Isıtma yüklerinin yönlere ve cephe açılarına göre değişimi grafikteki gibidir (Şekil
5.1). Cephenin zemini ile yaptığı açı büyüdükçe bütün yönlerde ısıtma yükünde artış
olduğu görülmektedir.
Şekil 5.1. Giydirme cephe açı değişiminin farklı yönlerde ısıtma yüküne etkileri
Cephe açısı 60o iken en fazla ısıtma yükü giydirme cephenin kuzeye yönlendiği
modelde görülmektedir. Kuzeyi sırasıyla kuzeybatı, kuzeydoğu, doğu, batı,
güneydoğu, güneybatı ve güney takip etmektedir. Giydirme cephe açısı 90o iken en
fazla ısıtma yükü yine giydirme cephenin kuzeye yönlendiği modelde elde edilmiştir.
Bu durumda kuzeyi sırasıyla kuzeybatı, kuzeydoğu, batı, doğu, güneydoğu, güneybatı
ve güneyin takip ettiği görülmektedir. Giydirme cephe açısı 120o olduğunda yönlere
göre elde edilen ısıtma yükleri sıralamasının biraz daha değiştiği gözlenmektedir. En
fazla ısıtma yükü yine kuzey cephesinde elde edilirken yön sıralaması kuzeybatı,
kuzeydoğu, batı, doğu, güneybatı, güneydoğu ve güneydir. Modelin bütün
versiyonlarında en yüksek ısıtma yükü kuzey, en düşük ısıtma yükü ise güney cephede
elde edilmiştir. Bu farklılıklar enlemin etkisi ile güneş ışınlarının yeryüzüne ulaştığı
miktarın ve yönün değişmesinden kaynaklıdır. Kuzey yarımkürede yer alan
Türkiye’de güneş ışınları kış aylarında yeryüzüne daha eğik açıyla gelmektedir ve
yapıların güney yüzeyleri en fazla güneşlenme süresine sahiptir (Hausladen vd., 2006).
1000
3000
5000
7000
9000
11000
13000
60 70 80 90 100 110 120
Isıt
ma
Yükle
ri (
kW
h)
Giydirme Cephe Açısı
KUZEY GÜNEY DOĞU BATI
KUZEY DOĞU KUZEY BATI GÜNEY DOĞU GÜNEY BATI
59
Kuzey yönü ise yalnızca gündönümü zamanlarında güneş ışığı almaktadır. Dolayısıyla
hazırlanan modellerde ısıtma ihtiyacının olduğu kış aylarında güneydeki ısıtma yükü
miktarı en az, kuzeydeki ısıtma yükü miktarı ise en fazladır (Hausladen ve diğ., 2006).
Soğutma yüklerinin yönlere ve cephe açılarına göre değişimi grafikteki gibidir (Şekil
5.2). Yapının zemini ile yaptığı açı değeri büyüdükçe bütün yönlerde soğutma
yükünde azalma olduğu görülmektedir.
Şekil 5.2. Giydirme cephe açı değişiminin farklı yönlerde soğutma yüküne etkileri
Cephe açısı 60 o iken en fazla soğutma yükü giydirme cephenin güneye yönlendiği
modelde görülmektedir. Güneyi sırasıyla güneydoğu, güneybatı, doğu, batı,
kuzeydoğu, kuzeybatı ve kuzey takip etmektedir. Giydirme cephe açısı 90o iken en
fazla soğutma yükü bu kez giydirme cephenin güneydoğuya yönlendiği modelde elde
edilmiştir. Bu durumda güneydoğuyu sırasıyla güneybatı, güney, doğu, batı,
kuzeydoğu, kuzeybatı ve kuzeyin takip ettiği görülmektedir. Giydirme cephe açısı
120o olduğunda yönlere göre elde edilen soğutma yükleri sıralamasının biraz daha
değiştiği gözlenmektedir. En fazla soğutma yükü doğu yönünde elde edilirken yön
sıralaması batı, güneydoğu, güneybatı, güney, kuzeydoğu, kuzeybatı ve kuzeydir.
20000
40000
60000
80000
100000
120000
140000
160000
180000
60 70 80 90 100 110 120
Isıt
ma
Yükle
ri (
kW
h)
Giydirme Cephe Açısı
KUZEY GÜNEY DOĞU BATI
KUZEY DOĞU KUZEY BATI GÜNEY DOĞU GÜNEY BATI
60
Farklı yönlerde soğutma yükünde meydana gelen değişiklikler, kuzey yarımkürede
bulunan yapıların güney cephesinin yazın güneş ışığını kış aylarına göre daha dik açı
ile alması ile ilgilidir. Bunun yanı sıra doğu yönü yazın daha yataydan güneş ışığı
almaktadır. Batı yönü de doğu yönünde olduğu gibi yaz aylarında eğik açıyla güneş
almaktadır.
Cephe açısı 90o altında iken cam yüzeye gelen güneş ışığı miktarı en çok güney
cephede elde edilmektedir. Açı 90 o ve üzerinde iken yeryüzüne dik gelen güneş ışınları
yapı tarafından kırılmakta ve güney cephede gölge oluşmaktadır. Giydirme cephe
açısının artması doğudan ve batıdan gelen güneş ışığı miktarını azaltarak soğutma
yüklerinin azalmasına neden olmaktadır. Ancak yapıya doğudan ve batıdan gelen
güneş ışınları güneyden gelen ışınlara göre daha eğik olduğu için cephe açısının
artması doğudan ve batıdan gelen güneş ışığı miktarını güneyde olduğu kadar
azaltmamıştır. Bu nedenle giydirme cephe açısı 60o iken en fazla soğutma yükü güney
cephede elde edildiği halde cephe açısı 120o olduğunda doğu, batı, güneydoğu ve
güneybatıda güneye göre daha fazla soğutma yükleri hesaplanmıştır.
Yapılara en az güneş ışığı kuzey yönünden geldiği için cam giydirme cephe açsındaki
değişimler en az bu cephede etkili olmuştur. Çizelge 4.8 ve Çizelge 4.9 ‘da 15 Temmuz
günü saat 9:00 ve 17:00’da giydirme cephe açısı 60o , 90o ve 120o iken yapının güneş
alma durumları ve oluşan gölgeler görülmektedir.
61
Çizelge 4.8. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin kuzey ve güney
yönlerinden 15 Temmuz tarihinde saat 09:00 ve 17:00 güneş alma
durumları
Yön Saat Giydirme Cephe Açısı
60 90 120
Kuzey
09:00
17:00
Güney
09:00
17:00
62
Çizelge 4.9. 60o, 90o ve 120o’lik cephe açısına sahip modellerin doğu ve batı
yönlerinden 15 Temmuz tarihinde saat 09:00 ve 17:00 güneş alma
durumları
Yön Saat Giydirme Cephe Açısı
60 90 120
Doğu
09:00
17:00
Batı
09:00
17:00
Akdeniz bölgesinde yer alan Antalya ilinde soğutma yükünün ısıtma yüküne göre daha
fazla olduğuna bu çalışma ile ulaşılmıştır. Benzer sıcak iklimlerde yapıların tasarım
aşamasında iken cephe açılarında yapılacak değişimler ile soğutma yükü
azaltılabilmektedir. Dolayısıyla enerjinin etkin kullanımına fayda sağlanmış olacaktır.
Bu araştırma, giydirme cephe açısının yapının ısıl performansını etkilediğini ve bu
etkinin yöne göre değiştiğini göstermektedir. Çalışma giydirme cam cephe sistemine
sahip binaların tasarım aşamasında mimarlara yol gösterici niteliğindedir.
63
KAYNAKLAR
Alpur, İ., 2009. Cam Giydirme Cephe Sistemlerinin Bileşenler Yönünden
Karşılaştırılması. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 69s, İstanbul.
American Society of Heating, Refrigerating and Air-Conditioning Engineers, 2011.
ASHRAE Handbook - HVAC Applications (SI Edition b.), Atlanta.
Archdaily, 2016. Erişim Tarihi: 01.02.2016. htpp:// www.archdaily.com
Arkitera, 2016. Erişim Tarihi: 08.02.2016. htpp:// www.arkitera.com
Arup, 2016. Erişim Tarihi: 08.02.2016. htpp:// www.arup.com
Arslantatar, A.H., 2006. Metal Çerçeveli Giydirme Cephelerin Enerji Etkinliği
Açısından İncelenmesi. Gebze İleri teknoloji Enstitüsü Mühendislik ve Fen
Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 85s, Gebze.
Atalay, B., 2006. Alüminyum Giydirme Cephe Sistem Seçiminde Uygulama Öncesi
Süreç Analizi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 68s, İstanbul.
Avrupa İklim Değişikliği Programı Raporu, 2001. Erişim Tarihi: 01.02.2016.
http://europa.eu.int/comm/environment/climat/eccp_report_0106.pdf.
Aygün, M., 1992. Giydirme Cephe Çift Cam Ünitelerinde Rasyonel Boyut Seçimi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul.
Baimuratov, D., 2012. Metal Çerçeveli Giydirme Cephelerin Sürdürülebilirlik
Açısından İncelenmesi. Mimar Sinan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 180s, İstanbul.
Batur, A., 1996. Mimari Akımlar 1; Art Nouveau Mimarlığı ve İstanbul. YEM Yayın,
142s, İstanbul.
Beckman, W.A., 1998. Modern Computing Methods In Solar Energy Analysis.
University of Wisconsin, Madison.
Berköz, E., 1983. Güneş Işınımı ve Yapı Dizaynı. İstanbul Teknik Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi Baskı Atölyesi, 208s, İstanbul.
Berköz, E., Aygün, Z.Y., Kocaaslan, G., Yıldız, E., Ak. F., Küçükdoğu, M., Enarun,
D., Ünver, R., Yener, K. A., Yıldız, D., 1995. Enerji Etkin Konut ve Yerleşme
Tasarımı. TÜBİTAK Araştırma Projesi, İstanbul.
Carmody, J., Selkowitz S., 2004. Time Saver Standards for architectural Design, in
Windows. Watson, D(Ed.)., Crosbie, M.J.(Ed.), McGraw-Hill Companies Inc.
(1-13), 640p, New York.
64
Centre for Window and Cladding Technology, 2001. Technical noteno.21:Tolerance,
fit and appearance of cladding.
Cirit, A., 2012. Binalarda Güneş Kontrol Elemanlarının Soğutma Enerjisi Yüklerine
Etkisinin İrdelenmesine İlişkin Bir Çalışma. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 81s, İstanbul.
Compagno, A., 2002. Intelligent Glass Facades: Materials, Practice, Design:5th
Revised and Enlarged Edition. Urheberrechtlich Geschütztes Material, 112s,
Berlin.
Çatıkkaş, F. E. 1996. Alüminyum Giydirme Cephe Sistemlerinin Yeniden
Sınıflandırılması ve Değerlendirilmesi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 111s, İstanbul.
Çelebi, G., 2002. Bina Düşey Kabuğunda Fotovoltaik Panellerin Kullanım İlkeleri.
Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 17, 17-34.
Çengel Y.A., 1998. Heat Transfer, A Practical Approach. WCB/ McGrow Hill, 932s,
New York.
Daniels, K., 1997. The Technology of Ecological Building: Basic Principles and
Measures. Examples and Ideas, Birkhauser Verlag, Berlin.
DesignBuilder Software, 2016. Erişim Tarihi: 28.01.2016. htpp://
www.designbuilder.co.uk
Dezeen, 2016. Erişim Tarihi: 07.02.2016. htpp:// www.dezeen.com
Dinler, A., 2000. Hızlı Gelişme ve Şehirleşmenin Kuşadası İklimi Üzerine Etkileri.
Geçmişten Geleceğe Kuşadası Sempozyumu, 23-26 Şubat 2000, Kuşadası.
Duran, H., 2010. Bina Cephesinin Ses ve Isıl Performansının Hastane Örneği
Üzerinden Değerlendirilmesi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 135s, İstanbul.
Eren, Ö., 2007. Büyük Açıklıklı Çelik Yapılar. Arı Yayınları, 488s, İstanbul.
Erkmen İ., F.,Gedik G. Z., 2006. Sıcak İklim Bölgelerinde Soğutma Yüklerinin
Karşılaştırılması. Megaron, 2-3, 112-125.
Eşsiz, Ö., 1997. İleri Teknoloji (High Tech) Yapıları ve Uygulama Örneklerinin
İncelenmesi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 219s, İstanbul.
Filik A. O., 2004. Ekolojik Tasarım ve Türkiye’deki Ekolojik Tasarım Uygulama
Örneklerinin İncelenmesi. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 133s, İstanbul.
65
Gazioğlu, A., 2012. Enerji Etkin Bina Tasarımında Isıtma Enerjisi Harcamalarını
Azaltmaya Yönelik Bir İyileştirme Çalışması. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 63s, İstanbul.
Gökhan Aksoy Mimarlık, 2016. Erişim Tarihi: 05.02.2016. htpp://
www.gokhanaksoymimarlik.com
Gür,V., 2001. Hafif Giydirme Cephe Sistemlerinin Analiz ve Değerlendirilmesi İçin
Bir Model. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 118s, İstanbul.
Gür, V., 2007. Mimaride Sürdürülebilirlik Kapsamında Değişken Yapı Kabukları İçin
Bir Tasarım Sistemi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Doktora Tezi, 95s. İstanbul.
Güvenli, Ö., 2006. Tarihsel Süreç İçinde Malzeme Cephe İlişkisi ve Giydirme
Cepheler. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi, 75s, İstanbul.
Güzel, N., A. Sönmez, 2002. Giydirme Cephelerin Performans Özellikleri. Ege
Mimarlık Yayınları, 44s, 12, İzmir.
Hasol, D., 1993. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü. YEM Yayın, 511s, İstanbul.
Hausladen G., Saldanha M., Liedl P., 2006. Climate Skin. Bırkhauser Publ. Ltd., 191p,
Berlin.
Heerwagen, D., 2004. Passive and Active Environmental Controls : Informing The
Schematic Designing of Buildings. McGraw-Hill Higher Education, 940p,
Boston.
Hong, T., Chou, S.K., Bong, T.Y., 2000. Building Simulation: An Overview of
Developments and Information Sources. Building and Environment, 35, 347-
361.
İnceoğlu N., İnceoğlu M., 2004. Mimarlıkta Söylem, Kuram ve Uygulama. Tasarım
Yayın Grubu, 216s, İstanbul.
Kalafat, M., 2011. İstanbul’daki Yüksek Binalarda Akıllı Cephe Sistemleri
Performansının Enerji Etkinliği ve Kullanıcı Memnuniyeti Kapsamında
Değerlendirilmesi. Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 214s, İstanbul.
Keskin, T., 2012. Yapı Kabuğunda Enerji Etkin İyileştirmeye Yönelik Güneş Isı
Kazanç Faktörü ve Hava Sızdırmazlık Parametrelerinin İncelenmesi Edirne
Örneği. Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 56s,
Edirne.
66
Kısa Ovalı, P., 2009. Türkiye İklim Bölgeleri Bağlamında Ekolojik Tasarım Ölçütleri
Sistematiğinin Oluşturulması. Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Doktora Tezi, 243s, Edirne.
Kibert, C.J., 2005. Sustainable Construction : Green Building Design and Delivery. J
ohn Wiley & Sons, Inc., 560p, New Jersey.
Ko, W. H. ,2012. Tilted Glazing: Angle-Dependence of Direct Solar Heat Gain and
Form-Refining of Complex Facades. Faculty of The Usc School of
Architecture University Of Southern California, M.Sc Thesis, 116s, Los
Angeles.
Koçlar Oral, G., 2011. Güneş Enerjisinden Pasif Yararlanma. Kmim Mimarlar Odası
Kocaeli Şubesi, 7, 44-50.
Kortan, E., 1996. Modern ve Postmodern Mimarlığa Eleştirisel Bir Bakış, Mimari
Akımlar 2, Yapı Dergisi, 111, 36-47.
Küçüközdemir, G., 2005. Cephe Kimliğine Mimari Tasarımın Parçası Olarak Güneşin
Etkisi. Çatı Cephe Fuarı-CNR, 25-26 Mart 2005, 1-6, İstanbul.
Ledec,G., Goodland, R., 1988. Wildlands: Their Protection and Management in
Economic Development. World Bank, Washington D.C., USA.
Manioğlu, G., Yılmaz, A. Z., 2002. Bina Kabuğu Ve Isıtma Sistemi İşletme Biçiminin
Ekonomik Analizi. İtüDergisi/a, 1, 21-29.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 2016. Antalya İli Ortalama Sıcaklık Verileri. Erişim
Tarihi: 10.02.2016. htpp:// www.mgm.gov.tr
Nielsen, R., T., Duer, K., Svendsen, S., 2001. Energy Performance of Glazings and
Windows. Solar Energy, 69, 137-143.
Oktuğ, Y., 1991. Yüksek Binalarda Alüminyum Doğrama / Cephe Sistemi. Giydirme
Cepheler Sempozyumu, 28 Kasım 1991, İstanbul.
Oraklıbel, A., 2014. Alüminyum Giydirme Cephe Sistemlerinin Bina ile
Bütünlemesinde Kullanılabilecek Performans Ölçütlerinin ve Bağıl
Önemlerinin Belirlemesi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 225s, İstanbul.
Özdemir, B. B., 2005. Sürdürülebilir Çevre İçin Binaların Enerji Etkin Pasif Sistemler
Olarak Tasarlanması. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 132s, İstanbul.
Öztürk, K., 1978. Mimarlıkta Tasarım Sürecinde Cephelerin Estetik Ağırlıklı
Sayısal/Nesnel Değerlendirmesi İçin Bir Yöntem Önerisi. Karadeniz
Matbaacılık ve Gazetecilik A.Ş, Trabzon.
Rostron, R., M., 1964. Light Cladding of Buildings. Architectural Press, 359s, London
67
Piggot, J.P., 2004. Palace of the People, The Crystal Palace at Sydenham 1854-1936.
University of Wisconsin Press, London, UK.
Schittich, C., 2001. Building Skins: Concepts, Layers, Materials. Edition Detail-
Birkhauser Publishers for Architecture, 196p, Basel.
Schunck, E., Oster, H.J., Bartherl, R., Kiessl, K., 2002. Roof Construction Manual:
Pitched Roofs. Birkhauser Publishers for Architecture, 448s, Germany.
Sezer Ş. F., 2003. Giydirme Cephe Sistemlerinin Sınıflandırılması. Yalıtım Dergisi,
40, 40.
Sezgin H., 1983. Geleneksel Türk Evinde Cephe. Yapı Dergisi, 47, 33.
Sev, A., 2009. Sürdürülebilir Mimarlık. YEM Yayın, 155, İstanbul.
Soysal, S., 2008. Konut Binalarında Tasarım Parametreleri ile Enerji Tüketim İlişkisi.
Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 129s, Ankara.
Stack,I.A., Goulding J., Lewis J.O., 2010. Shading Systems. European Commision
Shading Systems Energy Research Group, University College Dublin School
of Architecture, Richview, 28p, Dublin.
Tanyeli, U., 1997. Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi. YEM Yayın, Cilt 1,İstanbul.
Tıkır, A., 2009. İstanbul’da Mevcut Bir Konutun Dış Kabuğunun Enerji Etkin
Yenilenmesi ve Ekonomik Etkinliğinin Değerlendirilmesine Yönelik Bir
Çalışma. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi, 113s, İstanbul.
Türktaş, M. H., 2014. Sıcak Nemli İklim Bölgesi İçin İklimsel Tasarım
Parametrelerinin Isıl Performansa Etkisini Değerlendirme: Bir Konut Örneği.
İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,
145s, İstanbul.
Tortu, Ş.Ş.,2006. Alüminyum Giydirme Cephelerde Isıl Performans Durabilite
İlişkisinin İncelenmesi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 99s, İstanbul.
TS EN 13119, 2009. Giydirme Cepheler Terimler ve Tarifleri. Türk Standartları
Enstitüsü, Ankara.
TS 825, 2008. Binalarda Isı Yalıtım Kuralları. Türk Standartları Enstitüsü, İstanbul.
United Nations. Economic Comission for Europe, 1991. Energy Efficient Design: A
Guide to Energy Efficiency and Solar Applications in Building Design, New
York.
68
Utkutuğ, G., 2000. Yeni Bin Yıla Girerken Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Ekolojik
ve Enerji Etken Hedefler ile Bina Tasarımı ve İşletimi. Enerji ve Tabi
Kaynaklar Bakanlığı Ulusal Enerji Verimliliği Kongresi, Ocak, Ankara.
Utkutuğ, G., 2002. Mimarlık. Yeni Ufuklar, Bilim ve Teknik Dergisi, Kasım 2002, 9.
Vigener, N., ve Brown, M. A., 2016. Building Envelope Design Guide –Curtain Walls.
Whole Building Design Guide Ağ Sitesi. Erişim Tarihi: 24.02.2016,
alındığı adres: http://www.wbdg.org/design/env_fenestration_cw.php
Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (EİE), 2016. Türkiye’nin Yıllık Toplam Güneş
Enerjisi Potansiyeli Veriler. Erişim Tarihi: 20.02.2016. htpp:// www.eie.gov.tr
Yıldırım,Ö., 2011. Giydirme Cephelerin Projelendirilmesinde Verimliliğin
Araştırılması. Haliç Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,
161s, İstanbul.
Yılmaz, A. Z., 1983. İklimsel Konfor Sağlanması ve Yoğuşma Kontrolünde Optimum
Performans Gösteren Yapı Kabuğunu Hacim Konumuna ve Boyutlarina Bağlı
Olarak Belirlenmesinde Kullanılabilecek Bir Yaklaşım. İstanbul Teknik
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 123s, İstanbul.
Yılmaz, Z., 2006. Akıllı Binalar ve Yenilenebilir Enerji. Tesisat Mühendisliği Dergisi,
91, 7-15.
Yurttakal, Ö., 2007. Pencere Sistemlerinin Isıl Performansının Eleman ve Bina
Düzeyinde Değerlendirilmesi. İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 125s, İstanbul.
69
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Kübra SÜMER HAYDARASLAN
Doğum Yeri ve Yılı : Isparta, 1989
Medeni Hali : Evli
Yabancı Dili : İngilizce
E-posta : [email protected]
Eğitim Durumu
Lise : Isparta Anadolu Lisesi, 2007
Lisans : Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık
Bölümü
Yüksek Lisans :
Mesleki Deneyim
Yalçın Emiroğlu Mimarlık 2010-2012
Kübra Haydaraslan Mimarlık 2012-2013
SDÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü 2013-…….. (halen)
Yayınları
Çetin, S., Köse, D., Haydaraslan Sümer, K., 2014. Burdur Saat Kulesi. DOCOMOMO
Türkiye Mimarlığında Modernizmin Yerel Açılımları başlıklı Poster
Sunuşları, Erzurum Üniversitesi, 31 Ekim- 2 Kasım 2014, Erzurum, Türkiye.
Haydaraslan Sümer, K., Koca, C., 2015. Investigation of Sustainability and Housing
Conditions in Yalova During Rehabilitation Phase After Disaster.
International Burdur Earthquake&Environment Symposium, Mehmet Akif
Üniversitesi, 7-9 Mayıs 2015, s 294-304, Burdur, Türkiye
Haydaraslan Sümer, K., Dikmen N., 2015. Investigation on The Effect of Curtain Wall
Angle on Thermal Performance of Buildings. International Conference on the
Changing World and Social Research I, 25-28 Ağustos, Viyana, Avusturya.
Taranmış Fotoğraf
(3.5cm x 3cm)
70
Haydaraslan Sümer, K., Dikmen N., 2015. Investigation of the Curtain Wall Angle
and Thermal Performance Relation. International Conference on Sustainable
Development, 12-15 Kasım, Belgrad, Sırbistan.