BiSR el- · 2020. 8. 27. · BiSR el-HAFl istiyor. henüz onu elde edebilecek helal para...

2
hükmün bundan puta tapmak für sadece küfür ala- metidir. itikadf cephesi larca benimsenen Mezhep tarihçilerinin onu fark- gruplara nisbet etmesi de bundan kay- Zira ilahf ve ahiret halleriyle ilgili konularda Ceh- miyye ile Mu'tezile'ye fiil- Ieri ve iman- günah meselelerinde he- men hemen Ehl -i sünnet'in Bu sebeple ki onun savunan Merfsiyye Hazm Mu'tezile'nin Ehl-i sün- net'e en grubu olarak kabul edil- (el-Fas /, ll, 266) bilinen en talebeleri Hüseyin b. Muhammed en- Neccar ile Yahya b. Kamil ei-Cahzerf'dir. Onun gö- tenkit edenlerin Han - beli alimleri yer Bu alimler tenkitle- rinde giderek kendisini mül- hid ve katir olmakla Teymiyye te'vilcilik konusunda ke- olarak görür. Zira ona göre Fürek, Fahredin er- Razf gibi te'viller. Darimf er-Red 'ale'l- Merisi (e Naki 'ala el· Merisi) eserinde nakledilen te'villerinin (Mecmü 'u {etaua, V. 22 -23). iti- kadf tenkit edenler ,Ebü Yahya Mansür b. Muhammed, Ab- dülazfz b. Yahya el-Kinanf. Osman b. Safd ed-Darimf ve Ebü Abdullah b. Abdülha- kem yer Bu sebeple Abdülazfz b. Kitô.bü'l -Hayde'si (bk Sez- gi n. 6 17 ) ile Darimf'nin er-Red 'al e'l- M erisi'si 1971 ) gö- günümüze kadar iki önemli ile müna- bir da Ebü Hatim er- Razf'nin 'f'si ile Beyhaki'- nin 'i' sinde mevcut- tur. b. da Hanefi mezhebine uymakla beraber eti yemeyi caiz görmek, ku- mar telakki etmek. kaza tertibin söylemek gibi ba- hususlarda cumhur*a muhalefet et- Kaynaklarda b. atfedil- mekle birlikte hiçbiri günümüze kadar eserler el- Hucec, Kitô.bü ' t- Tevhid, el- er-Red 'a- le 'l-ljavô.ric, 'a, er-Red 'ale'r- el-Ma'ri- fe, el - Va 'id . A : Buhar!, ljalk u e(a li 'l· 'ibtid ( /ef içinde). s. 121 , 123, 125, 129; Darimi. er· Red 'ale'l·Merfsf (a.e. içinde). s. 357·365; Hay- yat. el· intisar, s. 68; Ta beri. Tarfl]. (Ebü'I - Fazl). VII, 577; Makalat (Ritter). s. 140, 143, 149, 515; ei-Fihrist (Teceddüd). s. 233; el .Pari!: (Kevseri), s. 204; a.mlf .. Usalü 'd·dfn, s. 25·26, 256, 308 ; Hazm. el· Fas / (Umeyre). ll, 266; III , 31, 33, 81; IV, 80; Beyhakl, Seyyid Ah- med Sa kr ). Ka hire 139 1 /197 1, 1, 199·206, 229, 399-400, 463; ll, 330; Ebu Hatim. 'r ve Abdülgani Abdül- hal ik). Haleb, ts. s. 70, 175, 176, 187 ; Hatib, Tarfl].u Bagdad, VII , 56 ·67; Ebü ' I- sr ei-Pezdevl, Hans Peter Lin s), Kahire 13831 1963, s. 53, 54, 116, 131 , 252 ; Hallikan, Ve{eyat, 277; Teymiyye, Mecma'u {ettiva, V, 22·23; a.mlf., Mecma'a 'r ·resa'il , Bey rut 1392/ 1972, 1, 436; Zehebi, A' lamü' n·nübela' , X, 199-202; el·Cevahirü'l·mudiyye, 447; F'er- hün, ed·Dfbticü'l ·mü?heb, ll, 165 ; Hacer. Lisanü' l ·Mfzan, Il , 29; 632; GAL Suppl., 339; Sezgin , GAS, 616·617; M. Watt, islam TDevri (tre. Ethem Ruhi Ankara 1981 , bk. Muhammed Ey- yüb Ali, 'Ai!:idetü ' l-islam ue'l ·imam el·Matürf · Dakka 1403 / 1983, s. 242; Carra de Vaux, b. Gayyiis", iA, ll, 655·656; .. b. Ghiyii!h al- Marisi", E/ 2 1241 . L Iii AHMET K ILAVUZ ( Ebu Nasr b. Haris b. Abdirrahmiin b. Ata b. Hil ii l el-Hiift el-Mervezt (ö. 227 / 841) hk devir silfilerinden. _] 150 (767) veya 152 (769) Merv'- de Merv'in ileri gelen ailelerin- den birine mensuptur. dinf bilgilerini sonra hadis ilmine yöneldi ve bu alanda devrin muhaddislerin- den biri oldu. Malik b. Enes, b. Ab- dullah. Hammad b. Zeyd , b. Sa'd, Fudayl b. ve Abdullah b. Mübarek gibi muhaddislerden hadis Ah- med b. Hanbel, Ebü Hayseme Züheyr b. Harb, Ahmed ed-Devrak1 ve el- Harbf gibi alimler de kendisinden hadis rivayet Darekutnf onun sika* bir ravi sahih olmayan hiçbir hadis rivayet (bk . MünavT. 208) . ver- dikleri bilgilere göre Hafl daha sonra bü- tün gömerek tasav- vufa yöneldi ve Ali b. sohbetlerine Bu arada devrin sü- fflerinden Fudayl b. Serf es-Sakatf, BiSR el- HAFT Ahmed b. ei-Antakf. Ebü Ali el-Cüz- canf ve Ebü Safd el-Harraz'la Tasawufl kaynaklardaki bir ye göre, ei-Hafl'nin yolda "besmele" bir itina ile te- mizledikten sonra levha haline getire- rek muhafaza etmesi üzerine da ilahf bir ses, ismine bu Al- da onun dünya ve ahirette bu zühd ve tasawuf yolu kendisine (b k Ebü Nuaym, VI II, 336; MünavT, 1. 2 10) . Gerçekten tasawufl kaynaklarda el-Hafi "insanlar bir peygamber gibi " hürmet ne , ahiretteki mertebesinin imam ve Ahmed b. Hanbel gibi alimie- rinkinden daha üstün eden (bk Ebü Nuaym, VIII , 337, 352; navT. I, 208. 211 ). Kaynaklar hadis ilmiyle yerten vazgeçerek ta sawufa yönelme- sinde, o dönemde büyük itibar gören bu alandaki kendisin- de gurur ve kibir duygusu. ve ret arzusu hissederek bunlardan kurtul- ma de etkili be- Nitekim rivayete göre, ha- dis ilmiyle ilgisini kesmemesini isteyen eski ve "Allah ya- senden. 'niçin Peygamber'in hadisle- rini nakletmedin?' diye ne cevap vereceksin? " na diyece- Sen bana nefse muhalefet etmeyi emrettin. Nefsim ise hadis rivayet etme- yi ve itibar görmeyi arzu etmekteydi. te bu yüzden ona muhalefet ettim" (Mü - navi, 21 O). "ei-Hafi" konusunda üç rivayet Hücvfrf'ye göre halinin ken- disine hakim sebebiyle hiçbir belirtti- göre, "O yeryüzünü size bir (el- Bakara 2/ 22) ayetine le, "Allah bir yer- de ile gezilmez" diyerek nayak gezmeyi tercih bilgiye göre ise bir tamircisinin kendisine söyledi- tamir ettirmek için in- sanlara ne çok veriyorsun! " ifa- desi üzerine tasawufl takva, vera ' ve nefse muhalefet bir yer tutar. kebap 221

Transcript of BiSR el- · 2020. 8. 27. · BiSR el-HAFl istiyor. henüz onu elde edebilecek helal para...

Page 1: BiSR el- · 2020. 8. 27. · BiSR el-HAFl istiyor. henüz onu elde edebilecek helal para bulamadım" diyen Bişr, zühdün an cak hırs ve tamahtan arındınlmış bir gö nülde

hükmün inkarıdır, bundan dolayı puta tapmak küfür değil sadece küfür ala­metidir.

Bişr'in itikadf cephesi değişik akım ­

larca benimsenen görüşlerden teşekkül etmiştir. Mezhep tarihçilerinin onu fark­lı gruplara nisbet etmesi de bundan kay­naklanmış olmalıdır. Zira ilahf sıfatlar

ve ahiret halleriyle ilgili konularda Ceh­miyye ile Mu'tezile'ye uymuş, kulların fiil­Ieri ve iman- günah meselelerinde he­men hemen Ehl -i sünnet'in görüşlerini paylaşmıştır. Bu sebeple olacaktır ki onun görüşlerini savunan Merfsiyye fırkası İbn Hazm tarafından Mu'tezile'nin Ehl-i sün­net'e en yakın grubu olarak kabul edil­miştir (el-Fas /, ll, 266)

Bişr' in bilinen en meşhur talebeleri Hüseyin b. Muhammed en- Neccar ile Yahya b. Kamil ei-Cahzerf'dir. Onun gö­rüşlerini tenkit edenlerin başında Han­beli alimleri yer alır. Bu alimler tenkitle­rinde aşırı giderek kendisini zındık, mül­hid ve katir olmakla suçlamışlardır. İbn Teymiyye Bişr' i te'vilcilik konusunda ke­lamcıların babası olarak görür. Zira ona göre İ bn Fürek, Fahredin er- Razf gibi meşhur kelamcıların yaptıkları te'viller. Bişr' i n Darimf tarafından er-Red 'ale'l­Merisi (en· Naki 'ala Bişr el · Merisi) adlı

eserinde nakledilen te'villerinin aynısı­dır (Mecmü 'u {etaua, V. 22 -23). Bişr ' in iti­kadf görüşlerini tenkit edenler arasında ,Ebü Yahya Mansür b. Muhammed, Ab­dülazfz b. Yahya el-Kinanf. Osman b. Safd ed-Darimf ve Ebü Abdullah b. Abdülha­kem yer alır. Bu sebeple Abdülazfz b. Yahya ' nın Kitô.bü'l -Hayde'si (bk Sez­gin. ı . 6 17) ile Darimf'nin er-Red 'ale'l­M erisi'si (İskenderiyye 1971 ) Bişr' in gö­rüşlerini günümüze kadar ulaştıran iki önemli kaynaktır. Şafif ile yaptığı müna­zaraların bir kısmı da İbn Ebü Hatim er ­Razf'nin Edebü'ş-Şô.fi ' f'si ile Beyhaki'­nin Menô.kıbü 'ş -Şô.fi 'i' sinde mevcut­tur. Bişr b. Gıyas. fıkhf konuların çoğun­da Hanefi mezhebine uymakla beraber eşek eti yemeyi caiz görmek, kur'ayı ku­mar telakki etmek. kaza namazlarında tertibin şart olduğunu söylemek gibi ba­zı hususlarda cumhur*a muhalefet et­miştir.

Kaynaklarda Bişr b. Gıyas' a atfedil­mekle birlikte hiçbiri günümüze kadar ulaşmayan eserler şunlardır: el-Hucec, Kitô.bü 't- Tevhid, el- İrcô.', er-Red 'a­le 'l -ljavô.ric, ~1-İsti tô. 'a, er-Red 'ale'r­Rô.fı:ia, Küfrü'l-Müşebbihe, el-Ma'ri­fe, el-Va 'id.

BİBLİYOGRAFY A :

Buhar!, ljalku e(ali 'l· 'ibtid ( 'A~a,idü 's-se­/ef içinde). s. 121 , 123, 125, 129; Darimi. er· Red 'ale'l·Merfsf (a.e. içinde). s. 357 ·365; Hay­yat. el·intisar, s. 68; Ta beri. Tarfl]. (Ebü'I -Fazl). VII, 577; Eş ' ari. Makalat (Ritter). s. 140, 143, 149, 515; İbnü'n-Nedim, ei-Fihrist (Teceddüd). s. 233; Bağdadl, el .Pari!: (Kevseri), s. 204; a.mlf .. Usalü 'd·dfn, s. 25·26, 256, 308 ; İbn Hazm. el· Fas / (Umeyre). ll, 266; III , 31, 33, 81; IV, 80; Beyhakl, Menakıba 'ş-Şafi'r (nşr. Seyyid Ah­med Sakr). Kahire 1391/197 1, 1, 199 ·206, 229, 399-400, 463; ll, 330; İbn Ebu Hatim. Edebü'ş · Şti{i ' r ve menal!:ıbüh ( nş r. Abdülgani Abdül­halik). Haleb, ts. (Mektebetü ' t-Türasi' I - İ s l ami), s. 70, 175, 176, 187 ; Hatib, Tarfl].u Bagdad, VII , 56 ·67; Ebü'I-Yüsr ei-Pezdevl, Uşalü 'd · dfn (nşr.

Hans Peter Lins), Kahire 13831 1963, s. 53, 54, 116, 131 , 252 ; İbn Hallikan, Ve{eyat, ı, 277; İbn Teymiyye, Mecma'u {ettiva, V, 22·23; a.mlf., Mecma'atü 'r ·resa'il, Beyrut 1392/ 1972, 1, 436; Zehebi, A' lamü 'n·nübela', X, 199-202; Kureşi, el·Cevahirü 'l ·mudiyye, ı, 447; İbn F'er­hün, ed·Dfbticü'l ·mü?heb, ll , 165 ; İbn Hacer. Lisanü'l ·Mfzan, Il , 29; Keşfü .?·zunan, ı , 632; Brockeımann. GAL Suppl., ı , 339; Sezgin, GAS, ı , 616·617; M. Watt, islam Düşüncesinin Te· şekkü l Devri (tre. Ethem Ruhi Fığla lı ). Ankara 1981 , bk. İndeks ; Ebü ' ı - Hayr Muhammed Ey­yüb Ali, 'Ai!:idetü 'l-islam ue' l ·imam el·Matürf· d~ Dakka 1403 / 1983, s. 242; Carra de Vaux, "Bişr b. Gayyiis", iA, ll, 655 ·656; a.mıf. v . dğr .. "Bi~r b. Ghiyii!h al-Marisi", E/2 (İng.). ı , 1241 .

L

Iii AHMET SAİM K ILAVUZ

BİŞR el-HAFİ

( c)Gdl~ )

Ebu Nasr Bişr b. Haris b. Abdirrahmiin b. Ata b. Hiliil el-Hiift el-Mervezt

(ö. 227 / 841)

hk devir silfilerinden. _]

150 (767) veya 152 (769) yılında Merv'­de doğdu . Merv'in ileri gelen ailelerin­den birine mensuptur. İlk dinf bilgilerini aldıktan sonra hadis ilmine yöneldi ve bu alanda devrin sayılı muhaddislerin­den biri oldu. Malik b. Enes, Şerfk b. Ab­dullah. Hammad b. Zeyd, İbrahim b. Sa'd, Fudayl b. İyaz ve Abdullah b. Mübarek gibi muhaddislerden hadis öğrendi. Ah­med b. Hanbel, Ebü Hayseme Züheyr b. Harb, Ahmed ed-Devrak1 ve İbrahim el­Harbf gibi alimler de kendisinden hadis rivayet etmişlerdir. Darekutnf onun sika* bir ravi olduğunu , sahih olmayan hiçbir hadis rivayet etmediğini belirtmiştir (bk. MünavT. ı . 208) . Kaynakların ortaklaşa ver­dikleri bilgilere göre Hafl daha sonra bü­tün kitaplarını toprağa gömerek tasav­vufa yöneldi ve dayısı Ali b. Harşam ' ın

sohbetlerine katıldı. Bu arada devrin sü­fflerinden Fudayl b. İyaz , Serf es-Sakatf,

BiSR el- HAFT

Ahmed b. Asım ei-Antakf. Ebü Ali el-Cüz­canf ve Ebü Safd el-Harraz'la görüştü.

Tasawufl kaynaklardaki bir menkıbe­ye göre, Bişr ei- Hafl'nin yolda bulduğu "besmele" yazı lı bir kağıdı itina ile te­mizledikten sonra levha haline getire­rek muhafaza etmesi üzerine rüyasın­da duyduğu ilahf bir ses, Allah'ın ismine göstermiş olduğu bu saygıya karşılık Al­lah'ın da onun adını dünya ve ahirette saygın kılacağını bildirmiş, bu şekilde

zühd ve tasawuf yolu kendisine açılmış­tır (b k Ebü Nuaym, VI II, 336; MünavT, 1.

2 10) . Gerçekten tasawufl kaynaklarda Bişr el-Hafi adının "insanlar arasında bir peygamber adı gibi " hürmet gördüğü­ne, ahiretteki mertebesinin imam Şafii ve İmam Ahmed b. Hanbel gibi alimie­rinkinden daha üstün olduğuna işaret eden menkıbeler nakledilmiştir (bk Ebü Nuaym, VIII, 337, 352; MünavT. I, 208. 211 ).

Kaynaklar Bişr'in hadis ilmiyle meşguli­yerten vazgeçerek tasawufa yönelme­sinde, o dönemde büyük itibar gören bu alandaki çalışmalarından dolayı kendisin­de gurur ve kibir duygusu. şan ve şöh­ret arzusu hissederek bunlardan kurtul­ma düşüncesinin de etkili olduğunu be­lirtmişlerdir . Nitekim rivayete göre, ha­dis ilmiyle ilgisini kesmemesini isteyen eski hocası ve arkadaşlarının. "Allah ya­rın senden. 'niçin Peygamber'in hadisle­rini nakletmedin? ' diye sorduğunda ne cevap vereceksin? " şeklindeki soruları­na şu karşılığı vermiştir : "Şunu diyece­ğim: Sen bana nefse muhalefet etmeyi emrettin. Nefsim ise hadis rivayet etme­yi ve itibar görmeyi arzu etmekteydi. İş ­te bu yüzden ona muhalefet ettim" (Mü­navi, ı . 21 O).

Bişr'in "ei-Hafi" (ya lın ayak) lakabını alı­

şı konusunda üç değişik rivayet vardır.

Hücvfrf'ye göre müşahede* halinin ken­disine hakim olması sebebiyle ayağına hiçbir şey giymemiştir. Attar'ın belirtti­ğine göre, "O yeryüzünü size bir döşek kıldı" (el-Bakara 2/ 22) ayetine işaret­

le, "Allah tarafından döşenmiş bir yer­de ayakkabı ile gezilmez" diyerek yalı­nayak gezmeyi tercih etmiştir. İbnü'l­Mülakkın ' ın verdiği bilgiye göre ise bir ayakkabı tamircisinin kendisine söyledi­ği. "Ayakkabını tamir ettirmek için in­sanlara ne çok sıkıntı veriyorsun! " ifa­desi üzerine ayakkabısını fırlatıp atmış­

tır.

Bişr' in tasawufl düşüncesinde takva, vera' ve nefse muhalefet konuları ayrı bir yer tutar. " Kırk yıldır canım kebap

221

Page 2: BiSR el- · 2020. 8. 27. · BiSR el-HAFl istiyor. henüz onu elde edebilecek helal para bulamadım" diyen Bişr, zühdün an cak hırs ve tamahtan arındınlmış bir gö nülde

BiSR el- HAFl

istiyor. henüz onu elde edebilecek helal para bulamadım" diyen Bişr, zühdün an­cak hırs ve tamahtan arındınlmış bir gö­nülde barınabileceğini belirtmiş, sultan­ların şüpheli paralarla yaptırdığı çeşme­lerden bile su içmemeye dikkat etmiş­tir. Geçimini örgücülük yaparak sağlar­dı. Abdullah b. Cella Bişr için, "Vera' ko­nusunda üstadımız odur" der (Zehebi, X, 471). Bişr ei-Hafi, nza. tevekkül ve tes­limiyet gibi dini terimiere tasawufi yo­rum ve açıklamalar getiren ilk süfiler­den biridir. A. Schimmel onu Haris ei­Muhasibfyi hazırlayan süfilerin başında sayma ktadır.

Bişr ei-Hafi'nin tasawufi hayatında iyilikleri gizleme. riya ve şöhretten ka­çınma ilkesi, bir başka ifade ile Melami neşve önemli bir yer tutar. Bişr'e göre methedilmekten hoşlanmak, ruhi olgun­luğa engel olması bakımından günah iş­lemekten daha zararlıdır. Şöhret arayan kimse ahiretin hazzına ulaşamaz. Yaşar­ken gösterişi seven insanlar öldükten sonra bile cenazelerine çok kişinin ka­tılmasını isterler. Kişi tanınmamasını ve bilinmemesini ganimet bilmelidir (İbnü ' I­Mülakkın, s. 112).

Bişr'e göre üç grup süfi vardır. Birinci grup hiç kimseden bir şey istemeyen­lerdir, bunlara ruhani denir. İkinci grup bir şey istemeyen. fakat verildiğinde ka­bul edenlerdir ; bunlara orta halli (muta­vassıt) denir; bu gibiler tevekkülle sükün bulurlar. Son grup ise ibadetle meşgul olur, nzıklannı Allah'tan bekler ve arzu­larını yenmeye çalışırlar (Attar. s. 172). Cömertlik de kişinin gönül hayatı açısın-

. (jan önemli ahlaki bir esastır. Dini konu­larda laubali bir cömerti (şatır) cimri sü­ffye tercih eden ve cimriye bakmanın kal­be kasvet ve ağırlık verdiğini söyleyen Bişr, kişinin eli darda iken ikramda bu­lunmasını dünyanın en zor işlerinden

biri olarak görmektedir. Bir gün onu so­ğuktan titrerken gören dostlan bunun sebebini sorduklarında şu karşılığı al­mışlardı : "Fakir ve düşkünleri hatırla­

dım. onlara yatdım edecek kadar zen­gin olmadığımdan onların acılarını hiç olmazsa bu şekilde paylaşmak istedim".

Devrinin alimlerini, dini konularda ge­rekli hassasiyeti göstermeyip sadece el­de ettikleri bilgileri başkalarına aktar­makla yetindikleri için t enkit eden Bişr'in Ahmed b. Hanbel ile dostluğu sürekli ol­muştur. Halkın ihlas. t evekkül ve nza ile ilgili sorularına cevap veren İbn Han­bel muhabbet ile ilgili soru soran bir ki­şiye, "Bunun cevabını Bişr'den isteyiniz.

222

O hayatta iken benim bu soruya cevap vermem uygun olmaz" demiştir. Döne­min en canlı dini tartışmalarından biri olan "Kur'an mahlük mudur. değil mi­dir" (bk. HALKU'l-KUR'AN) meselesinde İbn Hanbel tarafını tutan Bişr ei-Hafi'nin imanı ikrar. tasdik ve amel olarak tarif etmesi de onun. arneli imandan bir cüz sayan Hanbeli düşüncesine olan yakınlı­ğını göstermektedir (Hücviri. s. 421 ; Ca­mi. s. 102). Ayrıca Hanbelller'den İbnü ' I­Cevzi'nin Menalpbü Bişri'l-lfati adıyla bir eser kaleme almasının sebebini de bu fikri yakınlığa bağlamak mümkündür.

Fıkhi konularda Süfyan es-Sevri mez­hebine tabi olan Bişr (İbn Hacer. 1, 445) devrindeki süffleri de tenkit etmiş, özel­likle dini esaslara riayette titizlik gös­termeyen, takvii yerine marifet konula­rına ağırlık veren. istikamet yerine ke­rameti esas alan süfilere karşı çıkmış­tır. Tasawuff terbiye gören dervişlerin seyahat etmelerini tavsiye eden safiler­den biri olan Bişr ' e kaynaklarda ·Kita­bü'z-Zühd (Kitabü't· Taşauuuf) adlı bir eser (bk. Sezgin. ı . 683) ile bazı manzu­meler isnat edilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA :

Serrac. el·Lürra', s. 22; ibnü'n-Nedfm, el· Fihrist, s. 184; Sülemf. Jaba~at, s. 39 ; Ebü Nuaym, ljilye, Vlll, 336, 337, 352 ; Kuşeyrf. er· Risale, s. 73· 77; Hücvfrf. Keş{ü 'L·matıcab (Ju­kovski). s. 130, 421 ; Herevf, Tabakat, s. 85· 86 ; Attar, Te?kiretü 'L-~vliya',. s. 1?2; İbnü'l­Cevzf. Şı{atü 'ş·şa{ve, ll, 325 ; İbnü'z-Zeyyat, et· Teşevvü{, Rabat 1984, s. 33, 81 , 94, 123, 139 ; İbnü ' I - Esfr, el·Lüba.b, ı , 331 ·332 ; İbn Hallikan, Ve{eyat, ı , 274; Zehebf. A'Lamü'n·nübela' , X, 469·477; İbn Kesfr, el·Bidaye, X, 297 ; İbnü ' I­Mülakkın, Tabakatü 'L·evliya' , s. 109d 19 ; İbn Hacer, Teh?fbü 't· Teh?fb, I, 444·445; a.mlf .. Ta~rfbü't· Teh?ib, I, 98; Cami, Nefef:ıat, s. ı 02; Şa'rani, et· Taba~at, ı, 62; Münavf, el·Kevakib, ı, 208·211; İbnü'l-İmact, Şezerat, ll, 460 ; Ma'­sum Ali Şah, Tartı' i~. ll, 184-·188; Hediyyetü 'L· ' ari{fn, ı. 232; Ziriklf. ei·A'Iam, ll, 2·6 ; Keh­hale, Mu'cemü 'L·mü'elli{fn, lll, 46 ; Nebhanf, Keramatü 'L·evliya', ı , 367 ; Sezgin, GAS, I, 683 ; J. S. Trimingham, The Sufi Orders in Islam, Oxford 1971 , s. 265 ; Schimmel. Tasavvufun Boyutları, s. 44; "Bişr", iA, I, 656 ; F. Meir. "Bishr al -I:Iili", EJ2(İng. ). I, 1244·1246.

L

~ MusTAFA KARA

BİŞR b. HAKEM

(~l.:r.Aı (ö. 238 / 852·53)

Meşhur· hadis hc'lfızı Abdurrahman b. Bişr'in babası,

BuMri ile Müslim'e hocalık yapan muhaddis

(bk. ABDURRAHMAN b. BİŞR). _j

L

BİŞR b . MANSOR

(.;_,....;.. .:r.A ı

Ebu Muhammed Bişr b. Mansur es·Sellml

(ö. 180 / 796)

Tanınmış zahid ve muhaddis. _j

Sem'ani ve İbnü ' I-Esir onu Ezd'in kol­larından Beni Süleym'e nisbetle Süleymi diye anarken Zehebi ve İbn Hacer Bağ­dat yakınlarında bir yer olan Selim'e nis­betle Selimi nisbesini tercih etmişlerdir.

Ayrıca Basri ve Ezdi nisb~leriyle de ta­nınır. Eyyüb es-Sahtiyani, Süfyan es-Sev­ri. İbn Cüreyc ve Asım ei -Ahvel gibi ra­vilerden hadis rivayet etti. Kendisinden de oğlu İsmail, Bişr ei-Hafi, Abdurrah­man b. Mehdi, Süleyman b. Harb, Ali b. Medini ve Fudayl b. İyaz'ın da dahil ol­duğu otuzdan fazla ravi hadis n~kletti. Ahmed b. Hanbel başta olmak üzere mu­haddisler tarafından güvenilir bir ravi kabul edilen Bişr b. MansOr'un rivayet­leri Şa}ıjJ:ı -i Müslim, Ebü Davüd ve Ne­sai'nin sünenleri, Ebü Nuaym'ın lfilye'­si gibi çeşitli kaynaklarda yer almıştır.

Kaynaklar'da Bişr ' in günde beş yüz rek'at namaz kıldığı. dönemindeki abid ve zahidlerin en faziletiisi olduğu, önce­den hazırladığı kabrinin başında Kur'an-ı Kerim'i hatmettiği ve Kur 'an'ın üçte bi­rini her gün kendine vird * edindiği ri­vayet edilir. Abdurrahman b. Mehdi, Ali b. Medini gibi meşhur muhaddisler Al­lah korkusu ve gönül zenginliği husu­sunda Bişr b. Mansur'un bir benzerini görmediklerini belirtirler.

BİBLİYOGRAFYA :

Buharf. et·Ttirif)u 'L·k ebir, ll , 84; Ebü Nuaym, ljilye, VI, 239·243 ; Sem'anf, el-Ensab, VII, 123· 124; İbnü'l-Cevzf, Şı{atü 'ş·şa{ve, lll, 376·377 ; İbnü'l-Esfr, el·Lübtib, ll, 133·134 ; Mizzf, Tehzf· bü'L·Kemal, IV, 151·154 ; Zehebf, Mizanü'L·i'.ti· dal, ı . 325 ; a.mlf .. A'Lamü'n·nübela', vııı , 359· 361 ; İbn Hacer. Teh?fbQ 't·Teh?fb, 1, 459·460 ; a.mlf .. Takribü 't· Teh?fb, I, 101. -

li! İRFAN GüNDÜZ

ı BİŞR b . M ERVAN 1

(.:ıı.,.,...:r.Al

Ebu Merv<'in Bişr b:Mervan b. el -Hakem ei-Umevl

(ö. 75 / 694)

Em evi Halifesi

L Mervan b . Hakem'in üçüncü oğlu. _j

Doğum tarihi kesin olarak bilinmemek­tedir. Babası Mervan b. Hakem terbiye-­sini büyük oğlu Abdülaziz'e tevdi etti­ğinden çocukluk ve gençlik yılları onun