BİLGESAM - Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler Raporu
-
Upload
bizsizanayasaolmaz -
Category
News & Politics
-
view
599 -
download
0
Transcript of BİLGESAM - Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler Raporu
I
II
III
YENİ ANAYASADAN TOPLUMSAL BEKLENTİLER
BİLGE ADAMLAR
STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
IV
YENİ ANAYASADAN TOPLUMSAL BEKLENTİLER
Anket Tasarımı, Veri Analizi ve Raporlama: Dr. Salih AKYÜREK
İstatistik Danışmanı: Prof. Dr. Aziz KUTLAR
Hukuk Danışmanı Prof. Dr. Veysel BİLGİÇ
Rapora Katkı Sağlayan Diğer Kişiler:
Müstecep DİLBER – Serhat SAĞIR – Mehmet Ali YILMAZ – Erdem KAYA – Eren OKUR
RAPOR NO: 36
BİLGESAM YAYINLARI
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Wise Men Center For Strategic Studies
Mecidiyeköy Yolu Caddesi No:10 Celil Ağa İş Merkezi Kat:9 Daire:36 Mecidiyeköy / İstanbul / Türkiye Tel: +90 212 217 65 91 Faks: +90 212 217 65 93 Atatürk Bulvarı Havuzlu Sok. No:4/6 A. Ayrancı / Çankaya / Ankara / Türkiye Tel : +90 312 425 32 90 Faks: +90 312 425 32 90 www.bilgesam.org [email protected] Baskı: Başak Matbaacılık ve Tan. Hiz. Ltd. Şti. Anadolu Bulvarı Meka Plaza No:5/15 Gimat / Yenimahalle – ANKARA Tel: 0312 397 16 17 Fax: 0312 397 03 07 Copyright © BİLGESAM EKİM 2011 Bu yayının tüm hakları saklıdır. Yayın Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezinin izni olmadan elektronik veya mekanik yollarla çoğaltılamaz.
Anket Uygulama: Marmara Sosyal Araştırmalar Tanıtım ve Danışmanlık Ltd.Şti.
V
Bu çalışma, Uluslararası Sivil Toplumu Destekleme
ve Geliştirme Derneğinin (STD) katkılarıyla
gerçekleştirilmiştir.
VI
VII
İÇİNDEKİLER
Sunuş ................................................................................................................................................... IX
Yönetici Özeti ..................................................................................................................................... 1
Anayasa Çalışma ve Raporlarının Karşılaştırılması ............................................................ 8
1. Çalışma Metodolojisi ve Örneklem .................................................................................. 20
2. Türkiye’de Yönetim Sistemi ve Yapı ............................................................................... 23
2.1. Türkiye İçin En Uygun Yönetim Sistemi (Rejimi) ..................................................................23
2.2. Devlet Yönetiminde Yapı ..................................................................................................................28
3. Anayasa ve Anayasa Yapım Yöntemi .............................................................................. 34
3.1. Temel İlkeleri Belirleyen Çerçeve Anayasaya Bakış .............................................................34
3.2. Temel İlkeler Üzerinde Uzlaşı ........................................................................................................36
3.3. Uzlaşma Komisyonuna Bakış ve Komisyonun Yapısı ...........................................................38
3.4. Yeni Anayasa Taslağının Tartışılması ve Halkoyuna Sunulması ...................................40
3.5. Yeni Anayasa İçin Uzlaşma Sağlanamazsa .............................................................................42
4. Evrensel Hukuk ve Anayasada Tarafsızlık ................................................................... 46
5. Yeni Anayasada Değiştirilemez Hükümlere Bakış .................................................... 51
6. Anayasada Türklük ............................................................................................................... 60
7. Türkçe Dışındaki Ana Dillerin Öğrenimi ve Kullanımı ............................................ 65
8. TSK ve Sivil-Asker İlişkileri ............................................................................................... 70
8.1. Sivil-Asker İlişkileri ...........................................................................................................................70
8.2. General Terfi ve Atamalarında Yetki .........................................................................................77
9. Diyanet, Dini Simgeler ve Kamusal Alan ....................................................................... 81
9.1. Diyanet İşleri Başkanlığına Bakış ................................................................................................81
9.2. Zorunlu Din Dersleri ve Cem Evlerinin Statüsü ......................................................................86
9.3. Başörtüsü ve Okul ...............................................................................................................................90
9.4 Başörtüsü ve Kamusal Alan ............................................................................................................95
10. Cumhurbaşkanının Yetkileri ........................................................................................... 100
11. Kamu Görevlileri İle İlgili Kovuşturmalar ve Milletvekili Dokunulmazlığı .... 102
12. Referandum Uygulamaları ............................................................................................... 105
13. Seçim Barajı ve Parti İçi Demokrasi .............................................................................. 106
13.1. Seçim Barajı İçin Beklentiler .................................................................................................... 106
13.2. Anayasada Parti İçi Demokrasiyi Mümkün Kılacak Hüküm İhtiyacı...................... 112
14. Yüksek Yargıya Üye Seçimi .............................................................................................. 113
15. Yüksek Öğretim Kuruluna (YÖK) Bakış ....................................................................... 118
Bulguların Özeti ........................................................................................................................... 122
Ek- Uygulanan Anket Formu .................................................................................................... 137
VIII
IX
SUNUŞ
“Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler” çalışması, son dönemlerde yoğunlaşan yeni
anayasa hazırlama çabalarına katkı sağlamak ve toplumun talep ve beklentilerini yeni
anayasa metnine yansıtmak amacını taşımaktadır. Kamu yararı güden BİLGESAM, değişik
toplum kesimlerinin üzerinde anlaşacağı ve içine sindirebileceği bir anayasa metininin temel
belirleyicilerini tespit ederek ve bu bilgileri kamuoyu ve yasa yapıcılarla paylaşarak sürece
katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Türkiye’de demokratikleşme sürecinde yaşanan problemler ve tıkanıklıklar ülkede halen
atılması gereken pek çok adım olduğunu göstermektedir. Türkiye’de siyasi iklimin daha
özgür, daha demokratik yapıda olmasının kaçınılmazlığı ortadadır. İlk etapta, tüm toplum
kesimlerine hitap edecek, eşitlik, adalet ve özgürlüklere yönelik demokratik ve kültürel haklar
konusundaki yasal düzenlemelerin tamamlanması gerekmektedir.
Türkiye’de artık, devletin temel çatısını oluşturan anayasadan başlayarak, sadece Kürtler ve
Alevi vatandaşlar için değil tüm ülke vatandaşları için daha özgür, daha şeffaf, daha çağdaş
bir geleceği sivil irade ile ortaya koyacak düzenlemelerin tartışıldığı yeni bir süreç
yaşanmaktadır. Son genel seçimlerle birlikte yeni meclis ve siyasi partilerin beklenti ve
kararlılıkları bu sürecin en önemli dinamiği olacaktır.
Yeni anayasa, pek çok kişinin ifade ettiği gibi; “tüm vatandaşların farklılıklarıyla bir arada
yaşama iradesini temsil eden, yenilikçi bir toplum sözleşmesi” niteliği taşımalıdır.
Vatandaşların anayasa yapım sürecine farklı yöntemlerle katılması, anayasa ile arasında
aidiyet bağı kurulabilmesinin temel şartıdır. Bunun yollarından birisi de alan uygulamaları ile
vatandaşların görüşlerinin ortaya konulmasıdır. Bu çalışma ile vatandaşlarla anayasa
arasındaki bağın kurulması açısından bir toplumsal ve kamusal hizmet yerine getirilmiş
olmaktadır. Bu ve benzeri çalışmalarda ortaya konulacak bulgular ve görüşler anayasanın
daha geniş bir temsile ve toplumsal uzlaşmaya ulaşmasına katkı sağlayacaktır.
X
Bu çalışma anayasa hazırlık sürecine halkın taleplerini yansıtmak, uygun tartışma zemini
oluşturmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacı ile başlatılmıştır. Çalışma, farklı toplum
kesimlerinin beklenti ve görüşlerini ortaya koyarak, eşitlik, adalet ve özgürlük kavramlarının
anayasanın değerler sistemini oluşturmasına katkı sağlayacak verileri sunma iddiasındadır.
Çalışmanın gerçekleşmesi için destek sağlayan Uluslararası Sivil Toplumu Destekleme ve
Geliştirme Derneğine (STD) ve raporu hazırlayan BİLGESAM personeline teşekkür ederim.
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
BİLGESAM Başkanı
1
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
YÖNETİCİ ÖZETİ
Hazırlanacak “Yeni Anayasa”, farklılıklarla bir arada yaşama iradesinin sözleşmesi olma
iddiasını ortaya koymak zorundadır. Farklı alt gruplarla sözleşmenin tarafı olan vatandaşların
anayasa yapım sürecine katılması ve görüşlerini ortaya koyması anayasanın daha geniş bir
temsile ve daha geniş bir toplumsal uzlaşmaya ulaşmasına katkı sağlayacaktır. Bu görevi
yerine getirmek üzere, çalışma farklı toplum kesimlerinin beklenti ve görüşlerini ortaya
koymayı amaçlamaktadır.
Çalışmanın bu bölümünde, “Bulguların Özeti” bölümünde oluşturulan metinden hareketle,
ana sonuçlar ve farklı toplum kesimlerinin temel eğilimlerini ortaya koyan, daha kısa bir
“Yönetici Özeti” oluşturulmuştur. Bu bölümde, çalışmadaki her bir konu başlığı bir veya iki
paragraf ile özetlenmiştir.
Çalışmada yönetim sistemi/rejim yeni anayasaya hazırlık sürecine dönük sorgulanan
konulardan birisidir. Bu konudaki temel bulgulardan birincisi, Parlamenter Sistemin Türkiye
ve tüm alt gruplar temelinde önemli bir destek bulmasıdır. Başkanlık ve Yarı Başkanlık
sistemlerine toplam destek oranı bu konuyu tartışmaya açan AKP tabanında dahi %40’lar
düzeyinde kalmaktadır. Bu durum, yönetim/rejim sistemi konusunda Türkiye’de tüm toplum
kesimlerinde Parlamenter Sistem üzerinde genel bir mutabakatın olduğunu göstermektedir.
Devlet yönetiminde yapı sorgulandığında Türkiye genelinde üniter yapı her üç kişiden ikisi
tarafından destek bulurken, Kürt-Zazalar arasında yaklaşık her üç kişiden birisi bu yapıyı
desteklemektedir. Kürt ve Zazalarda çoğunluk (her beş kişiden dördü) “Üniter Yapı” veya
üniter yapı içinde çözüm olan “İdari Özerklik” seçeneklerini desteklemektedir. Kürt-Zazalar
arasında “Federasyon” talebinin yaklaşık her dört-beş kişiden birisi tarafından desteklenen
görüş olduğunu da vurgulamak gerekmektedir.
Bunun yanında, siyasi temelde özerklik talep ve bildirilerinin öne çıktığı son bir yıllık süreç göz
önüne alındığında, bu konuda radikal çıkışları olan BDP’ye oy verenler içinde dahi, Siyasi
Özerklik yani Federatif yapıyı destekleyenlerin oranının %40’da kalması, bu oranın Tüm Kürt-
Zazalar arasında %22 düzeyinde olması, hem Kürtleri temsil ettiklerini beyan eden partiler
hem de diğer Kürt siyasi oluşumları için önemli bir mesaj niteliğindedir. Bu durum ortaya
konan taleplerin toplumsal tabanlı ve gerçekçi olmadığını da göstermektedir. Sözkonusu
bulgular, Kürt-Zazalarla ilgili olarak batıda yaşayan Türklerde yükselen tepkilerin ve
önyargıların da sorgulanması açısından oldukça önemli görülmelidir.
2
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Kürt-Zazalar arasında öğrenim düzeyi yükseldikçe Federasyon talebinin de yükselmesi, eğitim
düzeyi ile siyasi bilinçlenme arasında doğrusal bir ilişkinin varlığına işaret etmektedir. Ayrıca,
Kürt-Zazalar içinde kendisini dindar ve sağ eğilimli olarak tanımlayanların Federasyon talep
oranının etnik grup ortalamasının altında olması bu insanların daha devletçi bir çizgide
olduğunu göstermektedir.
Çalışmada anayasanın çerçevesi ve anayasa hazırlık süreci, sorgulanan ikinci ana başlık
durumundadır. Yeni anayasanın temel ilkeleri belirleyen, daha kısa bir “Çerçeve Anayasa”
olması görüşü Türkiye genelinde %50’nin üzerinde destek bulmaktadır. “Çerçeve Anayasa”yı
destekleme oranının Kürt-Zazalarda Türkiye ortalamasının altında gerçekleşmesi; pek çok
Kürt ve Zazanın, ‘açılım sürecinde tanınan haklar anayasal temelde tanınan haklar olmalıdır’
şeklinde ortaya konulan görüşlerden etkilendiğini ve daha kısa bir “Çerçeve Anayasa”
konusunda tereddüde düştüğünü göstermektedir.
“Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır” görüşünün, Türkiye genelinde
ve tüm toplum kesimlerinde üzerinde uzlaşı sağlanan temel bir ilke olarak desteklendiği
görülmektedir.
Yeni anayasanın bir uzlaşma komisyonu tarafından hazırlanması görüşü ise Türkiye genelinde
her üç kişiden ikisi tarafından desteklenmektedir. Bu görüşü destekleme oranının Kürt-Zaza
ve Alevilerde daha yukarılara çıkması, bu grupların uzlaşı noktasında daha yüksek bir beklenti
içinde olduklarını göstermektedir. Konuyla bağlantılı olarak, “Uzlaşma Komisyonuna üye
seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır” görüşünü destekleme oranı
ise Türkiye genelinde %60 civarındadır. Komisyona üye seçiminde partilerin son seçimde
aldığı oy oranının esas alınması görüşü şu an en büyük parti olan AKP taraftarlarınca çok
büyük oranda desteklenen bir eğilim olmakla birlikte, özellikle BDP’ye oy verenlerin bu
görüşü çok fazla desteklememesi beklenen bir sonuç olarak da değerlendirilebilir.
“Anayasa meclisten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna sunulmalıdır” görüşü de Türkiye
genelinde her üç kişiden ikisinin desteğini almaktadır. Bu desteğin hem Kürt-Zazalarda hem
de Alevilerde çok daha yüksek oranlarda olması; nüfus olarak azınlıkta olmasına rağmen, bu
grupların anayasa konusundaki toplumsal mutabakat arayışlarının daha fazla öne çıktığını
göstermektedir.
Yeni Anayasa konusunda uzlaşma olmasa dahi, kişilerin yeni anayasanın hazırlanması
konusunda ısrarcı olduğu ve bu konuda farklı çözüm yollarına sıcak baktığı söylenebilir. Bu
durum, mevcut Anayasanın değiştirilmesi yönündeki genel eğilimi de ortaya koymaktadır.
Bulgular, Kürt-Zazaların Türklere, Alevilerin de Hanefi-Şafiilere göre mevcut anayasanın
mutlaka değişmesi gerektiği konusunda çok daha istekli olduğunu göstermektedir.
3
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yeni anayasanın evrensel hukuk ilkelerine uygunluğu ve tarafsızlığı noktasında genel bir
mutabakat olmakla birlikte; bu yöndeki talep ve beklentilerin Kürt-Zazalarda ve Alevilerde
daha yüksek olması, Türkiye’de nüfus olarak azınlıkta olan bu grupların anayasal güvence
arayışlarının ifadesi anlamına gelmektedir. Farklı toplumsal kesimlerin yeni anayasanın
evrenselliği ve tarafsızlığı konusunda benzer ve yüksek oranda kabul gören beklentilere sahip
olması, insanların devlet ve ideoloji eksenli değil, birey ve hak temelli bir anayasa arayışında
olduğunu da göstermektedir.
Mevcut anayasada yer alan ve bu çalışmada sorgulanan değiştirilemez hükümlerin yeni
anayasada da yer alması konusunda genel bir mutabakat olmakla birlikte; Türkler arasında
her üç kişiden birisinin, Kürt-Zazalar arasında ise her üç kişiden ikisinin anayasanın
değiştirilemez hükümlerinin bazıları veya tamamı ile ilgili problem algıladığı görülmektedir.
Türkçe, Türk Bayrağı ve Milli Marş’ın yeni anayasada da değiştirilemez hüküm olarak yer
alması konusundaki destek, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında sağ eğilimli ve dindar
olanlarda, sol eğilimli olanlara göre çok daha yüksektir. Ayrıca; bulgular, Cumhuriyet ve
Laiklik ilkelerinin, zaman zaman dile getirilen endişelerin aksine, özellikle Türkler arasında
dindarlar dahil tüm toplumsal kesimlerce genel olarak benimsendiğini de göstermektedir.
Kürt-Zaza nüfus içinde değiştirilemez hükümlere bakıştaki göreceli olumsuzluğun sisteme
karşı hoşnutsuzluk ve tepkiden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Burada dikkati çeken
önemli bir diğer konu da, pek çok noktada mezhepsel temelde ortaya çıkan farklılaşmanın
değiştirilemez hükümlerde etnisite temelinde olmasıdır.
Aynı soru içinde alternatifli olarak sorgulanan üç şıktan, “Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik
gruba atıf olmamalıdır” ve “Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” şeklindeki
iki görüşün Kürtler ve Zazalar arasında %90’ları bulan bir oranda destek bulması, bu kesimin
bu konuda yeni anayasadan beklentilerinin hayli yüksek olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu
bulgular, Türkler arasındaki öğreti ve söylemlerin aksine, Kürt-Zazalar arasında Türklüğün
etnik temelde bir tanım olarak algılandığını göstermesi açısından oldukça çarpıcıdır.
Üç seçenekli soru içinde “Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır” görüşünün Türkler
arasında yalnızca her üç kişiden birisince desteklenmiş olması, bu konuda Türklerin bakış
açısının çok katı olmadığını da göstermektedir. Bu durum, yeni anayasada Türklük yanında
diğer etnik gruplara da atıf yapılmasının önünü açabilecek bir uzlaşı noktası olarak
değerlendirilebilir. Bu alternatif, Türklük kavramını yeni anayasa yapım sürecinin önündeki
problem konularından birisi olmaktan çıkarabilecek çıkış kapısını sunmaktadır.
Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusunda Kürt ve
Zazalarda üst düzey bir talep olmakla birlikte, Türkler arasında da bu haklara bakışın olumsuz
olmaması ve her iki Türkten birisinin bu hakların verilmesini desteklemesi çözüm için önemli
4
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
bir bulgu niteliğindedir. Bu durum ülkede demokrasi kültürünün ulaştığı düzeyi göstermesi
bakımından dikkate değerdir. Bu noktada, Kürtçe dışındaki ana dillerde seçmeli ders, ana
dilde özel okul ve bu dillerin kamusal alanda kullanımı konusunda uzlaşma noktasında
çözümler üretilebilmesi mümkündür.
Çalışmada sorgulanan bir diğer ana konu başlığı ise sivil-asker ilişkileridir. Sivil-asker ilişkileri
ve TSK ile ilgili gündemde tartışılan değişimlere (Genelkurmay Başkanlığının Milli Savunma
Bakanlığına bağlanması vb.) bakış; Türkler arasında orta düzeyde olumlu iken, Kürt ve
Zazalarda bu oranlar çok daha üst düzey bir değişim talebine işaret etmektedir. Bu durum,
Kürt-Zazaların sivil-asker ilişkilerinin mevcut yapısından daha fazla rahatsız olması veya
TSK’ya tepkisi temelinde de açıklanabilir. Bu noktada, sivil asker ilişkileri alanında öngörülen
değişimlere tüm toplum kesimlerince olumlu yaklaşıldığının vurgulanması da gerekmektedir.
Yukarıdaki konuyla bağlantılı olarak, Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı, general terfi
ve atamalarına siyasi iradenin bir şekilde müdahil olması gerektiğini düşünürken, diğer yarısı
bu müdahaleye farklı gerekçelerle olumsuz bakmaktadır. General terfi ve atamalarına siyasi
iradenin müdahil olması konusunda Kürt-Zazaların Türklerden daha fazla istekli olduğunu da
vurgulamak gerekmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer dini tartışma konuları çalışmada sorgulanan bir diğer ana
başlık durumundadır. Bu kapsamdaki analizlere bakıldığında; halkın yaklaşık yarısı Diyanet
İşleri Başkanlığının yapısının aynen korunması gerektiğini düşünürken, diğer yarısındaki
ağırlıklı görüş kurumun diğer inanç gruplarını da kapsaması yönündedir.
“Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” görüşüne katılım Türkiye genelinde %38 düzeyindedir.
Aynı görüşe katılım oranı Türk Alevilerde %76, Kürt-Zaza Alevilerde %96 düzeyine
çıkmaktadır. Bu durum, ülkede yaşayan Sünnilerin genel anlamda zorunlu din derslerine
taraftar olduğunu göstermekle birlikte, Alevilerin bu uygulamanın zorunlu olmasına tepki
düzeyini de ortaya koymaktadır.
Bulgular, toplumun yarısına yakınının Cem Evlerinin ibadet yeri olarak kabulüne olumlu
baktığını göstermektedir. Bu durum, Sünni egemen toplumda zorunlu din dersleri
konusundaki muhafazakârlığa rağmen, toplumsal hoşgörü anlamında olumlu
değerlendirilebilecek bir konudur. Cem Evlerinin ibadet yeri olarak kabulüne Türk Alevilerin
katılım oranının %90, Kürt Zaza Alevilerin katılım oranının ise %99 gibi çok yüksek bir
düzeyde olmasının da özellikle vurgulanması gerekmektedir.
Çalışma bulguları, din eğitimi hususunda Hanefi-Şafiilerin daha fazla muhafazakâr eğilimler
sergilediğini göstermektedir. Ancak, din dersi ve cemevleri gibi inançlar temelinde bir
konunun zorunlu olması veya böyle bir konuya çoğunluğun oyları ile karar verilmesi din ve
vicdan özgürlüğü kapsamında çok da kabul edilebilir bir durum değildir.
5
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Çalışma bulguları, halkın başörtüsünün okullarda tamamen yasaklanmasına büyük
çoğunlukla (%82) karşı olduğunu göstermektedir. Geleneksel yapının yoğun olduğu Kürtler
arasında ise bu yasak ezici bir çoğunlukla (%90) reddedilmektedir. Başörtüsünün öğrenimde
kullanımına tamamen karşı çıkanlar Türkiye genelinde %18 düzeyindeyken bu oran Kürt-Zaza
Alevilerde %37 ve Türk Alevilerde %58 düzeyine çıkmaktadır. Pek çok konuda, özgürlükler
anlamında Sünnilerden daha demokratik tavırlar sergileyen Alevilerin, Sünnilerin günlük
yaşamdaki özgürlüklerini tarihsel bir geri planın da etkisiyle, muhafazakârlığın yükselişi
anlamında tehdit olarak gördüğü değerlendirilmektedir.
Başörtüsünün en azından üniversitelerde serbest olması görüşü, kendisini sol eğilimli
kavramlarla tanımlayanlarda dahi, her üç kişiden ikisinden destek bulmaktadır. Bulgular,
başörtüsünün öğrenimde kullanılması konusunda Türkiye genelinde yüksek bir talep
olduğunu ve özellikle üniversite düzeyinde serbest olması konusunda Türk Aleviler dışında
tüm toplum kesimlerinin mutabakat içinde olduğunu göstermektedir.
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için serbest olması” görüşü de Türkiye
genelinde %60 oranında destek görmektedir. Bu destek oranı Kürt-Zazalarda %70’dir.
“Başörtüsü ve dini simgelerin bazı kamu görevlileri hariç diğerleri için serbest olması”
görüşüne katılanlar da yukarıdaki oranlara ilave edildiğinde; başörtüsünün en azından belirli
kısıtlamalarla kamuda serbest bırakılması görüşünü destekleyenlerin Türkiye genelinde %
78’i bulduğu görülmektedir. Bu konudaki temel ve büyük kırılma, başörtüsü konusunda
olduğu gibi, Alevi ve Sünniler arasında yaşanmaktadır. Bulgular, başörtüsünün bir Sünni
geleneği gibi algılandığını, Alevi Türklerin ve Alevi Kürtlerin çoğunluğunun başörtüsünün
okullarda ve kamusal alanlarda kullanımına muhalefet ettiğini göstermektedir.
Çalışmada bir diğer ana konu içinde yer alan seçim barajı konusundaki görüşler
incelendiğinde; Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı %10’luk seçim barajının
korunması gerektiğini düşünürken, diğer yarısı barajın düşürülmesi veya kaldırılması
yönünde görüş bildirmiştir. Bu noktada, Kürt-Zazalar arasında seçim barajının düşürülmesi
veya kaldırılması görüşünü savunanların %70 düzeyinde olduğunu da vurgulamak
gerekmektedir. “Seçim barajı düşürülmelidir” diyenlerin seçim barajı tercihleri incelendiğinde
ise; insanların yaklaşık yarısı (%54) seçim barajının yüzde 5’e düşürülmesi gerektiğini ifade
etmektedir. Kürt-Zazalar arasında bu oran %60 düzeyindedir. Bu durum, %10’luk seçim
barajının sadece Kürt-Zazalar arasında değil Türkler arasında da önemli bir problem olarak
algılandığını göstermektedir ve çözüm olarak %5’lik bir barajı öne çıkarmaktadır.
Çalışmada, yüksek yargıya üye seçiminde kişi ve kurumların (Cumhurbaşkanı-TBMM-
Hükümet-HSYK-Yüksek yargı organları) etkinliği ayrı sorular olarak sorgulanmıştır. Ortaya
konulan bu beş farklı kişi ve kurumun öngörülen etkinliğinin %54-64 aralığında gerçekleştiği
görülmüştür. Üye seçiminde en fazla etkin olması istenen grup %64 ile yüksek yargı organları
6
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
iken, göreceli olarak en az etkin olması istenen grup %54 ile hükümet olmuştur. Beş farklı kişi
ve kurumun öngörülen etkinliğinin, Türkiye geneli ve etnik temelde çok fazla
farklılaşmadığını söylemek gerekmektedir. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında dindar
ve/veya sağ eğilimli olanlar, yüksek yargıya üye seçiminde Cumhurbaşkanını ve hükümeti,
kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlara göre daha fazla etkin görmek istemektedir.
Bu değerlendirmede kişilerin, makamları değil o makamları şu an işgal eden kişileri ve
partileri düşünerek karar verdiği söylenebilir.
Bir diğer anayasal kurum olan YÖK ile ilgili görüşlere bakıldığında; İnsanların %45’i YÖK’ün
kaldırılması, %33’ü yeniden yapılandırılması, %22’si ise mevcut statüsü ile korunması
gerektiğini düşünmektedir. Kürt-Zazalarda YÖK’ün kaldırılması daha fazla destek bulurken,
Türkler arasında kurumun yeniden yapılandırılması veya mevcut statüsü ile korunması daha
fazla destek bulmaktadır.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevilerin YÖK’ün kaldırılmasına Hanefi-Şafiilere
göre çok daha fazla taraftar olduğu görülmektedir. Türk Alevilerde bu taraftarlık %65, Kürt-
Zaza Alevilerde ise %90 düzeyindedir. Dindar ve sağ eğilimli olduğunu söyleyenlerde YÖK’ün
mevcut statüsü ile korunması veya yeniden yapılandırılması görüşü daha ağırlıklı iken,
kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlarda YÖK’ün kaldırılması baskın bir görüş olarak
ortaya çıkmaktadır. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında öğrenim durumu yükseldikçe;
“YÖK mevcut statüsü ile korunmalıdır” görüşüne destek düşerken, “YÖK kaldırılmalıdır”
görüşüne destek yükselmektedir.
Sonuç olarak:
Türkiye’de yeni anayasa hazırlık süreci için problem olarak algılanan pek çok konuda önemli
mutabakatların olduğu görülmektedir. Bunun yanında, bu çalışma bazı konularda toplumsal
kırılma noktalarını göstermesi açısından çarpıcı bulgular da sunmaktadır. Çalışma bulguları,
farklı toplum kesimlerinin algı ve beklentilerinin oy verdikleri siyasi partilerin söylemleri
kadar katı ve keskin olmadığını da göstermektedir.
Yeni anayasa ile ilgili tartışma maddelerine dönük görüşlerdeki en önemli kırılma noktası;
bazı konularda Türk ve Kürt-Zaza ayrımında, bazı konularda ise Sünni-Alevi ayrımında ortaya
çıkmaktadır. Oy verilen siyasi partilere, öğrenim durumuna, kişilerin dindarlık düzeylerine ve
siyasi yelpazede kendilerini tanımladıkları kavramlara göre, görüşlerde yaşanan farklılaşma
bazı konularda öne çıkmakla birlikte genelde ikincil düzeyde kalmaktadır.
Haklar ve özgürlükler temelindeki açılımlar, sol eğilimli ve Alevi vatandaşlardan yüksek
oranda destek bulurken, aynı kesimin dini konular ve başörtüsüne dönük daha çok Sünnilerin
7
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
talep ettiği özgürlükleri çok fazla desteklememesi ve bu konudaki gelişmeleri
muhafazakârlığın yükselişi anlamında tehdit olarak algılaması dikkate değerdir.
Yeni anayasanın evrenselliği ve tarafsızlığı yönündeki talep ve beklentilerin Kürt-Zazalarda ve
Alevilerde daha yüksek olması, azınlıkta olan bu grupların anayasal güvence arayışlarının
daha fazla öne çıktığını da göstermektedir.
Çalışmada, tartışma konularındaki görüşlere farklı grupların katılım yüzdeleri verilmiş ve bu
yüzdeler karşılaştırılmıştır. Ancak, temel haklar ve özgürlükler noktasındaki değişimlere,
toplumsal destek oranları veya muhtemel referandum sonuçlarına göre karar verilmesi,
hakkaniyet temelinde yanlış olacağı gibi, çoğunluğun tahakkümü anlamına da gelecektir.
Yeni anayasanın temel nitelikleri ve içeriği konusunda, farklı toplum kesimleri arasında
kırılmalar görülse de, insanların haklar ve özgürlükler temelinde yüksek beklentilere sahip
olmaları, devlet ve ideoloji eksenli değil, birey ve hak temelli bir anayasa arayışının öne
çıktığını göstermektedir.
Bu çalışma ile ortaya konulan bulguların, Yeni Anayasa hazırlık sürecine ve toplumsal uzlaşıya
katkı sağlaması umulmaktadır.
8
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
ANAYASA ÇALIŞMA VE RAPORLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Bu bölümde, 2007-2011 yıllarında farklı kişi ve kurumlarca yapılmış ve aşağıda ayrıntıları
verilen 10 çalışmaya ait bulgular karşılaştırılmıştır. Önemli olduğu değerlendirilen 21 farklı
konudaki bulgular, her bir konu bir tablo olacak şekilde hazırlanmıştır. Çalışma bulguları ve
görüşler tablolarda birkaç cümle ile özetlenmiş veya orijinal metinden tırnak işareti ile
doğrudan alıntılar yapılmıştır. Karşılaştırılan çalışmalar ve bulgularla ilgili herhangi bir yoruma
gidilmemiş ve bu veriler “Bulguların Özeti” ve “Yönetici Özeti” bölümlerine yansıtılmamıştır.
Bu bölümde karşılaştırması yapılan çalışmalar aşağıda verilmiştir:
Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Raporu; “Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler”, Eylül 2011, Ankara, http://www.bilgesam.org/tr/images/ stories/rapor/ RAPOR36yenianayasadantoplumsalbeklentiler.pdf
Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) Raporu Slaytları; “Yeni Anayasa Anket Raporu”, Eylül 2011, Ankara, http://www.memursen.org.tr/haberdetay. php?fide= 2402
Yeni Anayasa Platformu (YAP) Raporu; “Türkiye’nin Yeni Anayasası İçin Genel Esaslar”, Mayıs 2011, İstanbul,http://www.yenianayasaplatformu.org/arastirmalar/acg-turkiye-nin-yeni-anayasasi-icin-genel-esaslar-raporu
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Raporu; “Vesayetsiz ve Tam Demokratik Bir Türkiye İçin insan Onuruna Dayanan Yeni Anayasa”, Mayıs 2011, Ankara, http://www.sde.org.tr/Files/Reports/ 76486b5fbe7d7de.pdf
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) Anayasa Komisyonu Raporu; “Türkiye’nin Yeni Anayasasına Doğru”, Nisan 2011, İstanbul, http://www.tesev.org.tr/UD_OBJS/Turkiyenin%20Yeni%20Anayasasina%20Dogru.pdf
Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Raporu; “Yeni Anayasa Yuvarlak Masa Toplantıları Dizisi: Yeni Anayasanın Beş Temel Boyutu”, Mart 2011, İstanbul, http://www.tusiad.org /_rsc/shared/file/YENI-ANAYASA-YUVARLAK-MASA.pdf
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Anayasa Raporu; “Özgürlükçü, Eşitlikçi, Demokratik ve Sosyal Bir Anayasa İçin Temel İlkeler”, Haziran 2009, İstanbul, http://www.disk.org.tr/content_images/DiSKanayasa.pdf
Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) Raporu; “Yeni Anayasa Raporu”, Temmuz 2009, Ankara, http://www.memursen.org.tr/upload/ document102.pdf
Ergun ÖZBUDUN başkanlığında hazırlanan “Anayasa Taslağı”, 2007, Ankara, http://www.memurlar.net/haber/87511/
Türkiye Barolar Birliği (TBB), “Anayasa Önerisi”, Kasım 2007, Ankara, http://eski.barobirlik.org.tr/yayinlar/kitaplar/2007_Anayasa%20Taslagi_TBB.pdf
9
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
10
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
11
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
12
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
13
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
14
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
15
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
16
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
17
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
18
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
19
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
20
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
1. ÇALIŞMA METODOLOJİSİ VE ÖRNEKLEM
Proje yeni yasama döneminde hazırlanması beklenen ‘Yeni Anayasa’ metni ile ilgili toplumun
talep ve eğilimlerini belirlemek amacı ile BİLGESAM tarafından başlatılmıştır. Proje
kapsamında, öncelikle son yıllarda farklı kişi ve kurumlar tarafından hazırlanan anayasa
taslakları ve raporları incelenerek, temel tartışma konuları ve yeni anayasadan beklentiler
ortaya konulmuştur. Bu tespitler çerçevesinde anket formunu oluşturacak ana konu başlıkları
ve sorular belirlenmiş, üç haftalık bir çalışma sonucunda pilot uygulama da yapılmak
suretiyle 45 soruluk anket formuna son şekli verilmiştir.
Hazırlanan ve Ek’te verilen anket formundaki sorular, insanların yeni anayasa konusundaki
tartışmalara vakıf olma durumundaki farklılaşma nedeniyle iki gruba ayrılmış, bu ayrım
temelinde 26 ve 45 soruluk iki farklı soru kâğıdı hazırlanmıştır. Birinci grupta yer alan ve iki
ankette de ortak olan 26 soru herkese, ikinci grupta yer alan 19 soru ise sadece yüksekokul
ve üniversite mezunlarına uygulanmış ve bu sorular Ek’teki anket formunda koyu renkte
taranarak dipnot düşülmüştür. Sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına uygulanan
sorular, Rapor içinde de, ilgili ilk tablonun altına dipnot düşülerek metin içinde belirtilmiştir.
Hazırlanan anket formunu uygulamak üzere, TUİK tarafından belirlenen “Türkiye İstatistiki
Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS)” birinci düzeyde yer alan 12 bölgeden temsili olarak 16
il (Adana-Ankara-Diyarbakır-Edirne-Erzurum-Gaziantep-Şanlıurfa-Hatay-İstanbul-İzmir-
Kayseri-Kocaeli-Trabzon-Tunceli-Van-Zonguldak) seçilmiştir.
Hazırlanan anket formu, seçilen 16 ilde “Marmara Sosyal Araştırmalar Tanıtım ve
Danışmanlık Ltd. Şti” tarafından cinsiyet, etnik köken ve mezhep kotaları dikkate alınarak
rastgele seçilen örnekleme yüz yüze görüşme yöntemi ile Temmuz 2011 ayı içerisinde
uygulanmıştır. Yapılan anketlerin gerçekliliğini kanıtlamak amacı ile tüm katılımcıların telefon
ve adresleri alınarak ve bu kişilere gerekli geri dönüşler yapılarak uygulamanın gerçekliği test
edilmiş, uygulama konusunda tereddüde düşülen anketler iptal edilmiş ve değerlendirmeye
alınmamıştır.
Anket sayıları istatistiki olarak asgari örneklem sayısının üstünde bir sayıda uygulanmıştır.
Anketler, SPSS (17.0) istatistik analiz programına aktarıldıktan sonra, veri temizliği
aşamasında sorular arasında mutlak tutarsızlık tespit edilen 357 anket formu veriler
arasından silinmiştir. Ayrıca, aşağıda örneklemin temel özellikleri bölümünde verilen etnisite,
mezhep ve oy verilen siyasi parti Türkiye profiline örneklemin uygun hale getirilmesi
amacıyla belirli kotalardan 556 anket seçilerek analizlere dahil edilmemiştir. Bu aşamalar
sonrası kalan ve planlanan hedefin üzerinde olan 6810 anket formunun verisi üzerinden
analizler gerçekleştirilmiştir. Bu anket sayısı istatistiki anlamlılık açısından Türkiye temsil
düzeyinin hayli üstünde yer almaktadır. Verileri analize tabi tutulan 6810 kişiden %32’si 47
soruluk uzun anket formunun uygulandığı kişilerden oluşmaktadır.
21
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
6810 kişiye ait anket formlarından elde edilen veriler SPSS istatistik programı marifetiyle
değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Yapılan sonuç analizlerinde, elde edilen bilgiler en
anlaşılır ve kısa şekilde kamuoyu ile nasıl paylaşılır düşüncesi ile değerlendirilerek rapor
haline dönüştürülmüştür.
Değerlendirme tablolarında 100’lük ölçek esas alınmış, analizlerde çapraz tablo ve yüzde
değerleri verilmiştir. Kişilere ait yaş, gelir, cinsiyet, etnisite ve mezhep gibi 12 farklı sosyo-
demografik değişken anket ile toplanmış olmakla birlikte, bu değişkenlerden algı ve
görüşlerde farklılaşma ve önemli kırılma yaratmayanlar analizlerinde kullanılmamıştır.
Buradan hareketle, farklı toplum kesimlerinin görüşlerini karşılaştırabilmek amacıyla,
soruların analiz sonuçlarında önemli farklılaşmaların gözlendiği etnisite (Türk ve Kürt-Zaza),
mezhep (Hanefi-Şafii ve Alevi), oy verilen siyasi parti (AKP-CHP-MHP-BDP), öğrenim durumu
ve kişilerin kendisini tanımladığı kavramlar (dindar, sağ/sol eğilimli vb.) temelinde ayrıntılı
olarak tablolar ve grafikler halinde verilmiştir. Analizlerde özellikle etnisite ve mezhepsel
temelde gözlenen önemli farklılaşma ve kırılmalar; çatışmaları ortaya çıkarmak veya
körüklemek değil, toplumsal uzlaşı için zafiyet noktalarını göstermek amacına hizmet eden
veriler niteliğindedir.
Sonuçlar etnik temelde sadece Türk ve Kürt-Zaza olarak verilmekle birlikte bu iki kategori
dışında kalan etnik grupların değerleri (Arap ve Ermeni gibi) Türkiye ortalamasına dahil
edilmiştir. Raporun teknik bir rapor olması nedeniyle, tablo değerlerinin istatistiki okuması ve
kısa yorumları ile yetinilmiş ve analizlere ait istatistiki anlamlılık değerleri verilmemiştir.
Giriş, Yönetici Özeti ve Metodoloji bölümleri dışında 14 ana analiz bölümünden oluşan
Raporun sonunda, bulguların geniş bir özeti yer almaktadır.
Örneklemin, etnisite, mezhep ve oy verilen siyasi parti temelinde Türkiye profili ile örtüşen
sıklık dağılımı tabloları aşağıda verilmiştir.
Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde
Türk 5.310 78,0 79,0
Kürt 1.023 15,0 15,2
Zaza 147 2,2 2,2
Arap 172 2,5 2,6
Ermeni 11 0,2 0,2
Diğer 59 0,9 0,9
Toplam 6.722 98,7 100,0
Kayıp 88 1,3
6.810 100,0
22
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde
Hanefi 5.420 79,6 81,3
Şafii 713 10,5 10,7
Alevi 420 6,2 6,3
Diğer 115 1,7 1,7
Toplam 6.668 97,9 100,0
Kayıp 142 2,1
6.810 100,0
Sıklık Yüzde Geçerli Yüzde
AKP 3.193 46,9 50,8
CHP 1.528 22,4 24,3
MHP 823 12,1 13,1
BDP 444 6,5 7,1
Diğer 301 4,4 4,8
Toplam 6.289 92,3 100,0
Kayıp 521 7,7
6.810 100,0
23
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
2. TÜRKİYE’DE YÖNETİM SİSTEMİ VE YAPI
2.1 Türkiye İçin En Uygun Yönetim Sistemi (Rejimi)
Bu soruda, üç farklı yönetim sistemi aynı soru içinde, bir tanesi tercih edilecek şekilde şıklı
olarak sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
Türkiye genelinde parlamenter sistem %68,7 oranında destek bulmaktadır. Bu oran Türkler arasında %70,4 iken Kürt-Zazalar arasında %56,9’a gerilemektedir.
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu soruda başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerine destek toplamda %31,3’de kalmaktadır.
Başkanlık sistemine destek; Türkiye genelinde %24,4 iken, bu oran Türkler arasında %23,3, Kürt-Zazalar arasında ise %33,2 ile biraz daha yüksektir.
Kürt-Zaza nüfusun Türklere göre yarı başkanlık ve başkanlık sistemini daha fazla tercihlerinin bilinçli olmaktan çok statükoya tepki sonucu olduğu düşünülebilir. Etnik temelde bakıldığında Türkiye’de uygulanan parlamenter rejim üzerinde genel bir mutabakatın olduğu söylenebilir.
Türkiye için en uygun yönetim sistemi (rejimi) hangisidir? (%)
Parlamenter
Sistem
Yarı Başkanlık Sistemi
Başkanlık Sistemi
Türk 70,4 6,3 23,3
Kürt-Zaza 56,9 9,9 33,2
Türkiye Ortalaması 68,7 6,9 24,4
Not: Bu soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
24
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yönetim sistemi tercihlerine etnik kökenle birlikte mezhepsel temelde bakıldığında:
Türkiye genelinde %68,7 oranında olan parlamenter sisteme destek, Türk ve Kürt Hanefi-Şafiiler arasında %70 ve %51,4 ile Türkiye ortalamasından çok fazla farklılaşmamaktadır.
Parlamenter sisteme destek oranı Sünnilerden farklı olarak, Türk Alevilerde %90,5 ve Kürt-Zaza Aleviler arasında %80,6 ile çok daha yüksek düzeye çıkmaktadır.
Bu sonuçlarla bağlantılı olarak; yarı başkanlık sistemine destek oranı çok daha düşük olmakla birlikte, başkanlık sistemine destek oranı Türk Alevilerde %7,1 ve Kürt-Zaza Alevilerde %11,9 gibi çok düşük düzeylerde kalmaktadır.
Bu bulgular; geçmişte travmalar yaşayan Alevi toplumu tarafından, hem Türk hem de Kürt-Zaza kökenliler arasında başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerine şüpheyle bakıldığını göstermektedir.
Mezhep ve etnik unsurların birlikte ele alındığı durumda parlamenter rejime en büyük destek
Türk Alevilerden, en düşük destek ise Kürt-Zaza Hanefi-Şafiilerden gelmektedir. Rejim tercihi
açısından temel zıtlık Türk Alevilerle Kürt-Zaza Hanefiler arasında ortaya çıkmaktadır.
Türkiye için en uygun yönetim sistemi (rejimi) hangisidir? (%)
Mezhep Parlamenter
Sistem
Yarı Başkanlık Sistemi
Başkanlık Sistemi
Türk
Hanefi-Şafii 70,0 6,4 23,6
Alevi 90,5 2,4 7,1
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 51,4 10,4 38,2
Alevi 80,6 7,5 11,9
25
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yönetim sistemi tercihlerine etnik kökenle birlikte 2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
ayrımında bakıldığında:
Türkler arasında parlamenter sisteme destek en yüksek oranda %81,9 ile CHP’ye ve %81’5 ile BDP’ye oy verenlerdedir. Bu oran, yine Türkler arasında MHP’ye oy verenler içinde %71,3 iken AKP’ye oy verenler içinde %62,2 ile en düşük düzeydedir.
Kürt-Zazalar arasında ise parlamenter sisteme destek en yüksek oranda %69,2 ile CHP’ye ve %63,4 ile BDP’ye oy verenlerde iken, bu oran yine Kürt-Zazalar arasında AKP’ye oy verenler içinde %47,2 ile en düşük düzeydedir.
Bu bulgular tersten okunacak olursa; başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerine toplam destek oranı bu konuyu tartışmaya açan AKP tabanında dahi %40’lar düzeyinde kalmaktadır.
Kürt-Zaza nüfus içerisinde AKP’ye oy verenler arasında başkanlık sistemini savunanların
(%48,1) diğer parti ve gruplardan oldukça yüksek olmasında, konunun AKP tarafından
dillendirilmesinin etkisi kabul edilebilir. Ancak, AKP’nin bu söyleminin Türklerden çok Kürt-
Zaza nüfus içerisinde daha etkili olması, bu kesimin yaşadığı sorunların başkanlık sisteminde
radikal biçimde çözümlenebileceği yönündeki beklenti ile açıklanabilir.
Türkiye için en uygun yönetim sistemi (rejimi) hangisidir? (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
Parlamenter Sistem
Yarı Başkanlık Sistemi
Başkanlık Sistemi
Türk
AKP 62,2 8,0 29,8
CHP 81,9 5,3 12,8
MHP 71,3 4,9 23,8
BDP 81,5 7,4 11,1
Kürt-Zaza AKP 47,2 4,6 48,1
CHP 69,2 13,8 16,9
BDP 63,4 9,9 26,7
26
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yönetim sistemi tercihlerine kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları
temelinde bakıldığında Türkler arasında %70 ve Kürt-Zazalar arasında %57 düzeyinde olan
parlamenter sisteme destek oranı:
Dindar olduğunu söyleyen Türkler arasında %66,8 ve dindar olduğunu söyleyen Kürt-Zazalar arasında %48,2 ile Türkiye ortalamasının altında gerçekleşmiştir.
Sağ eğilimli olduğunu söyleyen Türkler ve Kürt-Zazalar arasında sırasıyla %68,1 ve %42,9 ile Türkiye ortalamasının altındadır.
“Sol eğilimliyim” ve “sosyal demokratım” diyen Türkler ve Kürt-Zazalar arasında Türkiye ortalamasının üzerinde (sırasıyla %80,3-64,0 ve 78,9-61,3) gerçekleşmiştir.
Kendisini Marksist/Komünist ve Sosyalist olarak tanımlayan Türkler arasında %91,8 ve Kürt-Zazalar arasında %76,7 ile parlamenter sisteme destek en yüksek oranda gerçekleşmiştir.
Bulgulara daha genel bakıldığında; hem Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde kendisini sol
eğilimli kavramlarla ve ulusalcı olarak tanımlayanlar arasında parlamenter sisteme inanç ve
destek oranı kendisini dindar ve sağ eğilimli tanımlayanlara göre çok daha yüksektir.
Türkiye için en uygun yönetim sistemi (rejimi) hangisidir? (%)
Parlamenter
Sistem Yarı Başkanlık
Sistemi Başkanlık Sistemi
Dindarım Türk 66,8 6,6 26,6
Kürt - Zaza 48,2 3,5 48,2
Sağ eğilimliyim Türk 68,1 7,8 24,2
Kürt - Zaza 42,9 5,7 51,4
Sol eğilimliyim Türk 80,3 6,2 13,4
Kürt - Zaza 64,0 19,8 16,2
Sosyal demokratım Türk 78,9 5,3 15,8
Kürt - Zaza 61,3 9,9 28,8
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 91,8 3,3 4,9
Kürt - Zaza 76,7 10,0 13,3
Ulusalcıyım Türk 75,6 4,2 20,2
27
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
En uygun rejim olarak parlamenter sistemi tercih edenlerin kendilerini tanımladıkları
kavramlara göre farklılaşması aşağıda grafik olarak verilmiştir.
Sonuç olarak; bu soru ile ilgili verilen cevaplara bakıldığında, Türkiye’de parlamenter rejimin,
halkın tüm tanımlama biçimlerine göre (dinsel, ırksal vs.) halen en çok tercih edilen rejim
olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka ayrıntı; yarı başkanlık rejiminin neredeyse hiç tercih
edilmediği, parlamenter rejimden sonra tercih edilen başkanlık rejiminin de özellikle dindar
ve sağ eğilimli Kürt-Zazalar tarafından parlamenter rejime alternatif görülecek oranda tercih
edildiği görülmektedir. Bu noktada, ülkede üniversite mezunları arasında dahi başkanlık ve
yarı başkanlık sistemleri konusundaki bilgi düzeyinin yeterli olmadığı, dünya örneklerinin de
iyi bilinmediği gerçeğini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bu ve müteakip
tablolarda kendisini ulusalcı olarak tanımlayan Kürt-Zaza örneklem sayısı yeterli olmadığı için
analizlerde verilmemiştir.
28
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
2.2 Devlet Yönetiminde Yapı
Bu soru ile devlet yönetiminde “Üniter Yapı”, “İdari Özerklik” ve “Siyasi Özerklik” olmak
üzere üç farklı yapı aynı soru içinde şıklı olarak sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz
edildiğinde:
Türkiye genelinde “Üniter Yapı” %65,3 oranında destek bulmaktadır. Bu destek oranı Türkler arasında %71,2 iken Kürt-Zazalar arasında %38,8’e gerilemektedir.
Güçlendirilmiş yerinden yönetim modeli olan “İdari Özerklik” ise Türkiye genelinde %27,7 oranında destek bulurken, bu oran Türkler arasında %17,2 ve Kürt-Zazalar arasında ise %39 oranında destek bulmaktadır.
Siyasi özerklik olarak da tanımlanabilen “Federasyon” yapısı ise Türkiye genelinde %7 oranında destek bulurken, bu oran Kürt-Zazalar arasında %22,2 oranına yükselmektedir.
Bu bulgulardan hareketle; Türkler arasında çoğunluk (her üç kişiden ikisi) “Üniter Yapı”ya
taraftar iken, Kürt ve Zazalarda çoğunluk (her beş kişiden dördü) “Üniter Yapı” veya “İdari
Özerklik” seçeneklerini desteklemektedir. Kürt-Zazalar arasında “Federasyon” talebinin
yaklaşık her dört-beş kişiden birisi tarafından desteklenen görüş olduğunu da vurgulamak
gerekmektedir.
Devlet yönetiminde hangi yapı esas alınmalıdır? (%)
Üniter Yapı
İdari Özerklik (Güçlendirilmiş Yerel
Yönetim Modeli)
Siyasi Özerklik (Federasyon)
Türk 71,2 17,2 3,6
Kürt-Zaza 38,8 39,0 22,2
Türkiye Ortalaması 65,3 27,7 7,0
29
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Devlet yönetiminde tercih edilen yapıya dönük bulgular mezhepsel temelde analiz
edildiğinde:
Türkiye genelinde %65,3 oranında olan “Üniter Yapı” ya destek, Türk ve Kürt Hanefi-Şafiilerde etnik grup ortalamalarından çok fazla farklılaşmamaktadır.
“Üniter Yapı” ya destek oranı Sünnilerden farklı olarak, Türk Alevilerde %57,9 ve Kürt-Zaza Alevilerde %20,2 ile çok daha düşüktür.
“Federasyon” yapısı Türkler arasında %3,2 ve Kürtler arasında %22,2 oranında destek bulurken, bu oran Türk Aleviler arasında %14,5 ve Kürt-Zaza Aleviler arasında %49,3 oranında destek bulmaktadır.
Bu bulgular; Türk ve Kürt-Zaza kökenli Alevilerin “Üniter Yapı”ya destek oranının kendi etnik
grup ortalamalarından daha düşük, “Federasyon” yapısına destek oranının ise kendi etnik
grup ortalamalarından daha yüksek olduğunu göstermektedir. Kürt-Zaza Alevilerin %49,3 ile
“Federasyon” talebi en yüksek çıkan etnik/mezhepsel grup olduğunun da vurgulanması
gerekmektedir. Bu durum Devletin yönetim yapısı ile ilgili toplumsal gruplar arası bir çelişki
veya problem kaynağı olarak da algılanabilir.
Devlet yönetiminde hangi yapı esas alınmalıdır? (%)
Mezhep Üniter Yapı
İdari Özerklik (Güçlendirilmiş Yerel
Yönetim Modeli)
Siyasi Özerklik (Federasyon)
Türk
Hanefi-Şafii 72,2 24,6 3,2
Alevi 57,9 27,6 14,5
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 42,0 40,4 17,6
Alevi 20,2 30,5 49,3
30
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Devlet yönetiminde hangi yapı esas alınmalıdır? (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
Üniter Yapı
İdari Özerklik (Güçlendirilmiş Yerel
Yönetim Modeli)
Siyasi Özerklik (Federasyon)
Türk
AKP 71,6 25,2 3,2
CHP 68,4 27,3 4,3
MHP 76,2 23,5 0,3
BDP 30,6 38,7 30,7
Kürt-Zaza AKP 53,9 38,7 7,4
CHP 41,5 31,0 27,6
BDP 16,8 43,2 40,0
Devlet yönetiminde yapı tercihlerine etnik kökenle birlikte 2011 seçimlerinde oy verilen
siyasi parti ayrımında bakıldığında:
Türkler arasında “Üniter Yapı” ya desteğin en yüksek oranda %76,2 ile MHP’ye, %71,6 ile AKP’ye ve %68,4 ile CHP’ye oy verenlerde olduğu, bu oranın yine Türkler arasında BDP’ye oy verenler içinde %30,6 ile en düşük düzeye indiği görülmektedir.
Kürt-Zazalar arasında ise “Üniter Yapı” ya desteğin en yüksek oranda %53,9 ile AKP’ye ve %41,5 ile CHP’ye oy verenler arasında iken, bu oran en düşük oranda %16,8 ile BDP’ye oy veren Kürt-Zazalar arasındadır.
“Federasyon” yapısına destek oranı, Kürt-Zazalar arasında BDP’ye oy verenlerde %40 ve CHP’ye oy verenlerde %27,6 ile en yüksek düzeydedir.
Siyasi temelde özerklik talep ve bildirilerinin öne çıktığı son bir yıllık süreç göz önüne
alındığında, bu konuda radikal çıkışları olan BDP’ye oy verenler içinde dahi, Siyasi Özerklik
yani Federatif yapıyı destekleyenlerin oranının %40’da kalması, bu oranın Tüm Kürt-Zazalar
arasında %22 düzeyinde olması, hem Kürtleri temsil ettiklerini beyan eden partiler hem de
diğer Kürt siyasi oluşumları için önemli bir mesaj niteliğindedir. Bu durum ortaya konan
taleplerin toplumsal tabanlı ve gerçekçi olmadığını da göstermektedir. Sözkonusu bulgular,
Kürt-Zazalarla ilgili olarak batıda yaşayan Türklerde yükselen tepkilerin ve önyargıların da
sorgulanması açısından oldukça önemli görülmelidir.
31
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Devlet yönetiminde hangi yapı esas alınmalıdır? (%)
Öğrenim durumu
Üniter Yapı
İdari Özerklik (Güçlendirilmiş Yerel
Yönetim Modeli)
Siyasi Özerklik (Federasyon)
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
69,7 26,8 3,5
Lise mezunu 71,0 24,0 5,1
Üniversite mezunu 72,1 25,2 2,7
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
48,9 34,2 16,9
Lise mezunu 34,2 45,6 20,1
Üniversite mezunu 33,6 38,2 28,2
Devlet yönetiminde yapı tercihlerine öğrenim durumu ayrımında bakıldığında; Kürt-Zazalar
arasında öğrenim düzeyi yükseldikçe Federasyon talebinin de yükseldiği görülmektedir. Bu
durum eğitim düzeyi ile siyasi bilinçlenme arasında doğrusal bir ilişkinin varlığına işaret
etmektedir.
32
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Devlet yönetiminde yapı tercihlerine kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla
tanımlamaları temelinde bakıldığında, Türkler arasında %71 ve Kürt-Zazalar arasında %39
düzeyinde olan Üniter yapıya destek oranı:
Dindar olduğunu söyleyen Türkler arasında %73,9 ve yine dindar olduğunu söyleyen Kürt-Zazalar arasında %51 ile Türkiye ortalamasının üstündedir.
Sağ eğilimli olduğunu söyleyen Türkler ve Kürt-Zazalar arasında sırasıyla %76,9 ve %54,7 ile Türkiye ortalamasının üstündedir.
“Sol eğilimliyim” ve “sosyal demokratım” diyen Türkler arasında Türkiye ortalamasından farklılaşmazken (%70,1 ve %73), “Sol eğilimliyim” ve “sosyal demokratım” diyen Kürt-Zazalar arasında Türkiye ortalamasının altındadır (%21,5 ve 28,1).
Kendisini Marksist/Komünist ve Sosyalist olarak tanımlayan Türkler arasında %49,5 ve Kürt-Zazalar arasında %13,9 ile Üniter yapıya destek en düşük oranda gerçekleşmiştir.
Bulgulara daha genel bakıldığında; Kürt-Zazalar içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla
tanımlayanlar arasında; Üniter Yapıya destek oranı etnik grup ortalamasının çok altında
kalırken, Federasyon talep oranı etnik grup ortalamasının çok üstünde gerçekleşmektedir.
Ayrıca Kürt-Zazalar içinde kendisini dindar ve sağ eğilimli olarak tanımlayanların Federasyon
talep oranı etnik grup ortalamasının altındadır ve üniter yapıya sahip çıkma oranı Kürtlerin
içindeki en yüksek düzeydedir. Bu bulgular, sağ eğilimi ve/veya dindar olan Kürt-Zazaların
daha devletçi bir çizgide olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
Devlet yönetiminde hangi yapı esas alınmalıdır? (%)
Üniter Yapı
İdari Özerklik (Güçlendirilmiş Yerel
Yönetim Modeli)
Siyasi Özerklik
(Federasyon)
Dindarım Türk 73,9 22,8 3,3
Kürt - Zaza 51,0 37,8 11,2
Sağ eğilimliyim Türk 76,9 20,6 2,5
Kürt - Zaza 54,7 35,3 10,0
Sol eğilimliyim Türk 70,1 25,1 4,7
Kürt - Zaza 21,5 42,0 36,5
Sosyal demokratım Türk 73,0 23,3 3,7
Kürt - Zaza 28,1 44,2 27,8
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 49,5 31,1 19,4
Kürt - Zaza 13,9 43,3 42,8
Ulusalcıyım Türk 73,4 23,9 2,7
33
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Devlet yönetiminde en uygun yapı olarak üniter yapıyı tercih edenlerin kendilerini
tanımladıkları kavramlara göre farklılaşması aşağıda grafik olarak verilmiştir.
73,9 76,9 70,1 73,0
49,5
73,4
51,0 54,7
21,5 28,1
13,9
0
20
40
60
80
100
Dindar Sağ eğilimli Sol eğilimli Sosyaldemokrat
Marksist /Komünist /
Sosyalist
Ulusalcı
Devlet Yönetiminde Üniter Yapı Esas Alınmalıdır (%)
Türk Kürt-Zaza
34
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
3. ANAYASA VE ANAYASA YAPIM YÖNTEMİ
3.1 Temel İlkeleri Belirleyen Çerçeve Anayasaya Bakış
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu soru ile mevcut anayasadan farklı olarak, yeni
anayasanın temel ilkeleri belirleyen, daha kısa bir “Çerçeve Anayasa” olması görüşü
sorgulanmış ve bu görüşe katılım durumu 100’lü ölçekte ifade edilmiştir. Bulgular etnik
temelde analiz edildiğinde:
Türkiye genelinde “Çerçeve Anayasa” görüşünü destekleme oranı %57,2’dir.
Türkler arasında daha kısa bir “Çerçeve Anayasa”yı destekleme oranı (%58,7) Kürt-Zazalara göre (%48,2) daha yüksektir.
Pek çok Kürt ve Zazanın, özellikle açılım süreci sonrası tanınan hakların anayasal temelde
tanınan haklar olması gerektiği yönünde ortaya koyduğu görüşün, bu kesimi daha kısa bir
“Çerçeve Anayasa” konusunda tereddüde düşürmüş olabileceği değerlendirilmektedir.
Sadece temel ilkeleri belirleyen bir "Çerçeve Anayasa" Türkiye için daha uygundur.
%
Türk 58,7
Kürt-Zaza 48,2
Türkiye Ortalaması 57,2
Not: Bu soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
35
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Çerçeve Anayasa” konusundaki görüşlere 2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti ayrımında
bakıldığında:
Türkler arasında “Çerçeve Anayasa” ya destek, BDP’ye oy verenler dışında farklılaşmamakla birlikte en yüksek oranda %60,4 ile AKP’ye oy verenler arasında olduğu görülmektedir. Bu oran Türkler arasında BDP’ye oy verenler içinde ise %41’dir.
Kürt-Zazalar arasında ise “Çerçeve Anayasa” ya destek en yüksek oranda %55,1 ile CHP’ye oy verenler arasında iken, bu oran en düşük oranda %44,5 ile BDP’ye oy veren Kürt-Zazalar arasındadır.
Sadece temel ilkeleri belirleyen bir "Çerçeve Anayasa" Türkiye için daha uygundur.
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
%
Türk
AKP 60,4
CHP 57,9
MHP 59,8
BDP 41,0
Kürt-Zaza AKP 48,5
CHP 55,1
BDP 44,5
36
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
3.2 Temel İlkeler Üzerinde Uzlaşı
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu soruda, yeni anayasa yapım sürecinde önce
temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmasının gerekliliği sorgulanmış ve bu görüşe katılım
durumu 100’lü ölçekte ifade edilmiştir. Bulgular etnik ve mezhepsel temelde analiz
edildiğinde:
Türkiye genelinde “Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır” görüşünü destekleme oranı %67’dir.
Türkler arasında bu görüşü destekleme oranı (%66,4) Kürt-Zazalara göre (%70,3) daha düşüktür.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevi olanların “önce temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmalı” görüşünü destekleme oranları (%80,5-%79,6) Hanefi-Şafiilerin oranlarından (%66,1-%68,2) çok daha yüksektir.
Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşma sağlanmalıdır.
%
Türk 66,4
Kürt-Zaza 70,3
Türkiye Ortalaması 67,0
Not: Bu soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşma sağlanmalıdır.
Mezhep %
Türk
Hanefi-Şafii 66,1
Alevi 80,5
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 68,2
Alevi 79,6
37
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır” görüşüne katılım oranlarına
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti ayrımında bakıldığında; BDP’ye oy veren seçmenin
hem Türkler hem de Kürt-Zazaların içinde en düşük katılım oranına (%57,6-%69,5) sahip
olduğu görülmektedir.
“Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır” sorusunda, temel ilkelerin ne
olduğu açık olmadığından herkes bir prensip kararında uzlaşmaktadır. Anketlerde tüm parti
taraftarlarının konuya olumlu bakmaları ve bu konuda benzer destekleme oranlarına sahip
olmaları oldukça sevindiricidir.
Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşma sağlanmalıdır.
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
%
Türk
AKP 67,2
CHP 62,5
MHP 67,5
BDP 57,6
Kürt-Zaza AKP 71,9
CHP 75,0
BDP 69,5
38
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
3.3 Uzlaşma Komisyonuna Bakış ve Komisyonun Yapısı
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu iki farklı soruda, yeni anayasanın bir uzlaşma
komisyonu tarafından hazırlanması ve komisyona üye seçiminde partilerin aldıkları oy
oranının esas alınması sorgulanmıştır. Her iki görüşe katılım oranı tablolarda 100’lü ölçekte
verilmiştir. Bulgular etnik ve mezhepsel temelde analiz edildiğinde:
Yeni anayasanın bir uzlaşma komisyonu tarafından hazırlanması görüşüne katılım oranı Türkiye genelinde %66,2’dir. Bu oran, Türkler arasında %64,8, Kürt-Zazalarda %73,8’dir.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında “Uzlaşma Komisyonu” görüşünü destekleme oranları Alevilerde (%70,8-%80) Hanefi-Şafiilerden (%64,7-%72,3) daha yüksektir.
“Komisyona üye seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır” görüşünü destekleme oranı Türkiye genelinde %59’dur. Bu oran, Türkler arasında %61,6 iken Kürt-Zazalarda %44,2 ile daha düşüktür.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında komisyona üye seçiminde oy oranının esas alınması görüşünü destekleme oranları Alevilerde (%47,6-%32,8) Hanefi-Şafiilerden (%61,9-%46,8) daha düşüktür.
Yeni Anayasa Meclis içinden
ve dışından oluşacak bir "Uzlaşma Komisyonu"
tarafından hazırlanmalıdır. (%)
Komisyona üye
seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır.
(%)
Türk 64,8 61,6
Kürt-Zaza 73,8 44,2
Türkiye Ortalaması
66,2 59,0
Not: Bu iki soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
Mezhep
Yeni Anayasa Meclis içinden ve dışından
oluşacak bir "Uzlaşma Komisyonu" tarafından
hazırlanmalıdır. (%)
Komisyona üye
seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır.
(%)
Türk Hanefi-Şafii 64,7 61,9
Alevi 70,8 47,6
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii
72,3 46,8
Alevi 80,0 32,8
39
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yeni anayasanın bir uzlaşma komisyonu tarafından hazırlanması görüşüne katılım oranlarına
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti ayrımında bakıldığında:
Bu görüş Türklerde farklı partilere oy verenler arasında fazla farklılaşmamakla birlikte, AKP’ye oy verenler içinde katılım oranı %66,6 ile en yüksek iken BDP’ye oy veren seçmen içinde bu oran %60,6’dır.
Aynı görüşü destekleme oranı BDP’ye oy veren Kürt-Zaza seçmen içinde %81,4 ile en yüksek düzeye çıkmaktadır.
“Komisyona üye seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır” görüşünü
destekleme oranlarına oy verilen siyasi parti ayrımında bakıldığında ise:
Bu oran AKP’ye oy veren Türkler içinde %65,1 ile en yüksek iken BDP’ye oy veren Türk seçmen içinde %37 ile en düşük düzeydedir.
Aynı görüşü destekleme oranına Kürt seçmenler içinde bakıldığında, BDP’ye oy veren Kürt-Zazalar %31,3 ile en düşük katılımı göstermektedir.
2011 Seçiminde oy verilen siyasi
parti
Yeni Anayasa Meclis içinden ve dışından oluşacak bir "Uzlaşma Komisyonu"
tarafından hazırlanmalıdır. (%)
Komisyona üye seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı
esas alınmalıdır. (%)
Türk
AKP 66,6 65,1
CHP 62,6 58,4
MHP 64,1 61,8
BDP 60,6 37,0
Kürt-Zaza
AKP 70,2 58,3
CHP 69,9 41,8
BDP 81,4 31,3
40
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
3.4 Yeni Anayasa Taslağının Tartışılması ve Halkoyuna Sunulması
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu iki farklı soruda, yeni anayasa taslağının
kamuoyunda tartışılması ve halkoyuna sunulması konusu sorgulanmıştır. Her iki görüşe
katılım oranı tablolarda 100’lü ölçekte verilmiştir. Bulgular etnik ve mezhepsel temelde analiz
edildiğinde:
“Anayasa taslağı mecliste oylanmadan önce belirli bir süre kamuoyunda tartışılmalı ve geri bildirimler alınmalıdır” görüşüne katılım oranı Türkiye genelinde %66,1’dir. Bu oran, Türkler arasında %64,7, Kürt-Zazalarda %74,2’dir. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında bu görüşü destekleme oranları Alevilerde (%80,8-%81,9) Hanefi-Şafiilerden (%64,3-%72,5) daha yüksektir.
“Anayasa meclisten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna sunulmalıdır” görüşünü destekleme oranı Türkiye genelinde %63,5’dir. Bu oran, Türkler arasında %62,1 iken Kürt-Zazalarda %71,4’dür. Aynı görüşü destekleme oranları Alevilerde (%73,3-%78,6) Hanefi-Şafiilerden (%61,8-%69,9) daha yüksektir.
Anayasa taslağı mecliste
oylanmadan önce belirli bir süre kamuoyunda tartışılmalı ve geri bildirimler alınmalıdır.
(%)
Anayasa meclisten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna
sunulmalıdır. (%)
Türk 64,7 62,1
Kürt-Zaza 74,2 71,4
Türkiye Ortalaması
66,1 63,5
Not: Bu iki soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
Mezhep
Anayasa taslağı mecliste oylanmadan önce belirli
bir süre kamuoyunda tartışılmalı ve geri
bildirimler alınmalıdır. (&)
Anayasa meclisten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna
sunulmalıdır. (&)
Türk Hanefi-Şafii 64,3 61,8
Alevi 80,8 73,3
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii
72,5 69,9
Alevi 81,9 78,6
41
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Anayasa taslağı mecliste oylanmadan önce belirli bir süre kamuoyunda tartışılmalı ve geri
bildirimler alınmalıdır” görüşüne katılım oranlarına 2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
ayrımında bakıldığında;
Bu görüş Türklerde farklı partilere oy verenler arasında %61-66 aralığında değişmekte ve fazla farklılaşmamaktadır.
Aynı görüşü destekleme oranı Kürt-Zaza seçmen içinde AKP’ye oy verenler arasında %68,4 iken bu oran CHP’ye oy verenler arasında %77,3’e ve BDP’ye oy verenler arasında %80 ile en yüksek düzeye çıkmaktadır.
İkinci soruda yer alan “Anayasa meclisten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna sunulmalıdır”
görüşünü destekleme oranlarına oy verilen siyasi parti ayrımında bakıldığında ise;
Bu oran AKP-CHP ve MHP’ye oy veren Türkler içinde %59-63 aralığında iken BDP’ye oy veren Türk seçmen içinde %72 ile daha yüksek gerçekleşmiştir.
Aynı görüşü destekleme oranına Kürt-Zaza seçmen içinde bakıldığında, Türk seçmende olduğu gibi BDP’ye oy verenlerde %75,6 ile en yüksek düzeye çıkmaktadır.
2011 Seçiminde oy verilen siyasi
parti
Anayasa taslağı mecliste oylanmadan önce belirli
bir süre kamuoyunda tartışılmalı ve geri
bildirimler alınmalıdır. (%)
Anayasa meclisten hangi
oyla geçerse geçsin halkoyuna
sunulmalıdır. (%)
Türk
AKP 65,7 63,6
CHP 61,6 59,4
MHP 61,9 61,4
BDP 66,3 72,0
Kürt-Zaza
AKP 68,4 67,1
CHP 77,3 73,4
BDP 80,0 75,6
42
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
3.5 Yeni Anayasa İçin Uzlaşma Sağlanamazsa
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu soruda kişilere yeni anayasa konusunda uzlaşma
olmaması durumunda çözümü nerede gördükleri yukarıda verilen alternatifli üç şık ile
sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
“Mevcut anayasa ile devam edilmeli veya üzerinde değişiklik yapılmalıdır” görüşünün en yüksek oranda desteklenen görüş olduğu ve Türkiye genelinde %48,4’lük bir taraftar bulduğu görülmektedir. Bu görüşü destekleme oranı Türklerde (%52) Kürt-Zazalara göre (%30,9) çok daha yüksektir. Bu durum Kürt-Zazaların uzlaşma olmasa dahi mevcut anayasa ile devam edilmesi görüşüne Türklere göre çok daha olumsuz baktığını göstermektedir.
“Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve uzlaşılamayan konular maddeler halinde referanduma götürülmelidir” görüşü üç şıklı soruda %31,9 ile en yüksek ikinci desteği bulmuştur. Bu görüşe katılım oranı Kürt-Zazalarda (%39,7) Türklere göre (%30,4) daha yüksektir.
“Uzlaşılan konular üzerinden yeni anayasa hazırlanmalı, uzlaşılamayan konular daha sonra çözüm getirmek üzere mevcut hali ile yeni anayasaya konmalıdır” görüşü üç şıklı soruda %19,8 ile en düşük desteği bulmuştur. Bu görüşe katılım oranı Kürt-Zazalarda (%29,5) Türklere göre (%17,5) daha yüksektir.
Bulgularda çıkan genel sonuç; Yeni Anayasa konusunda uzlaşma olmasa dahi, kişilerin yeni
anayasanın hazırlanması konusunda ısrarcı olduğunu ve çözüm yollarına sıcak baktığını
göstermektedir. Bu konudaki isteklilik ve talebin Kürt-Zazalarda daha üst düzeyde ve
beklenen bir durum olduğunu söylemek de gerekmektedir. Bu durum, her halükarda mevcut
Anayasanın değiştirilmesi yönündeki genel eğilimi de ortaya koymaktadır.
Yeni anayasa konusunda uzlaşma olmazsa : (%)
Mevcut anayasa ile devam edilmeli
veya üzerinde değişiklik
yapılmalıdır.
Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve
uzlaşılamayan konular maddeler
halinde referanduma götürülmelidir.
Uzlaşılan konular üzerinden yeni anayasa hazırlanmalı,
uzlaşılamayan konular daha sonra çözüm getirmek üzere
mevcut hali ile yeni anayasaya konmalıdır.
Türk 52,0 30,4 17,5
Kürt-Zaza 30,9 39,7 29,5
Türkiye Ortalaması
48,4 31,9 19,8
Not: Bu soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
43
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Aynı sorudaki bulgular mezhepsel temelde analiz edildiğinde:
“Mevcut anayasa ile devam edilmeli veya üzerinde değişiklik yapılmalıdır” görüşünün hem Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde Aleviler arasında (%33,3-%10,4) Hanefi-Şafiilere göre (%52,4-%35,7) çok daha düşük oranda destek bulduğu görülmektedir.
“Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve uzlaşılamayan konular maddeler halinde referanduma götürülmelidir” görüşünün ise hem Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde Aleviler arasında (%54,8-%55,2) Hanefi-Şafiilere göre (%29,9-%36) çok daha yüksek oranda destek bulduğu görülmektedir.
Bu bulgular; Kürt-Zazaların Türklere, Alevilerin de Hanefi-Şafiilere göre mevcut anayasanın
mutlaka değişmesi gerektiği konusunda çok daha istekli olduğunu göstermektedir.
Yeni anayasa konusunda uzlaşma olmazsa (%) :
Mezhep
Mevcut anayasa ile devam edilmeli
veya üzerinde değişiklik
yapılmalıdır.
Uzlaşılan konular tek bir metin olarak
ve uzlaşılamayan konular maddeler
halinde referanduma
götürülmelidir.
Uzlaşılan konular üzerinden yeni anayasa
hazırlanmalı, uzlaşılamayan konular
daha sonra çözüm getirmek üzere mevcut hali ile yeni anayasaya
konmalıdır.
Türk
Hanefi-Şafii 52,4 29,9 17,7
Alevi 33,3 54,8 11,9
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 35,7 36,0 28,3
Alevi 10,4 55,2 34,3
44
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Aynı sorudaki bulgular 2011 seçimlerinde oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde:
“Mevcut anayasa ile devam edilmeli veya üzerinde değişiklik yapılmalıdır” görüşüne destek Türk seçmen arasında en yüksek oranda AKP ve MHP’ye oy verenler içinde (%55,1-%56,4), en düşük oranda ise BDP’ye oy verenler içindedir (%25,9).
Aynı görüş Kür-Zaza seçmen içinde ise AKP’ye oy verenler içinde %43 ile en yüksek oranda destek bulurken CHP ve BDP’ye oy verenler içinde %27,7 ve %26,9 ile en düşük destek oranındadır.
“Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve uzlaşılamayan konular maddeler halinde referanduma götürülmelidir” görüşüne en büyük destek ise CHP (%49,2) ve BDP’ye (%41,5) oy veren Kürt-Zaza seçmen içinden gelmiştir.
Yeni anayasa konusunda uzlaşma olmazsa (%) :
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi
parti
Mevcut anayasa ile devam edilmeli veya üzerinde
değişiklik yapılmalıdır.
Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve
uzlaşılamayan konular maddeler
halinde referanduma götürülmelidir.
Uzlaşılan konular üzerinden yeni anayasa
hazırlanmalı, uzlaşılamayan konular
daha sonra çözüm getirmek üzere mevcut hali ile yeni anayasaya
konmalıdır.
Türk
AKP 55,1 29,0 15,9
CHP 47,0 31,2 21,9
MHP 56,4 27,5 16,2
BDP 25,9 33,3 40,7
Kürt-Zaza AKP 43,0 33,6 23,4
CHP 27,7 49,2 23,1
BDP 26,9 41,5 31,5
45
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgulara kişilerin kendilerini tanımladıkları kavramlar bağlamında bakıldığında:
“Mevcut anayasa ile devam edilmeli veya üzerinde değişiklik yapılmalıdır” görüşüne destek hem Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla ve ulusalcı olarak tanımlayanlar arasında, dindar ve sağ eğilimli tanımlayanlara göre çok daha düşüktür.
“Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve uzlaşılamayan konular maddeler halinde referanduma götürülmelidir” görüşüne destek oranı ise birinci görüşün tam aksine, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla ve ulusalcı olarak tanımlayanlar arasında dindar ve sağ eğilimli tanımlayanlara göre çok daha yüksektir.
Yeni anayasa konusunda uzlaşma olmazsa : (%)
Mevcut anayasa ile
devam edilmeli veya
üzerinde değişiklik
yapılmalıdır.
Uzlaşılan konular tek bir metin olarak
ve uzlaşılamayan konular maddeler
halinde referanduma
götürülmelidir.
Uzlaşılan konular üzerinden yeni
anayasa hazırlanmalı, uzlaşılamayan
konular daha sonra çözüm getirmek
üzere mevcut hali ile yeni anayasaya
konmalıdır.
Dindarım Türk 62,3 20,9 16,8
Kürt - Zaza
41,2 25,9 32,9
Sağ eğilimliyim Türk 60,9 24,6 14,5
Kürt - Zaza
48,6 28,6 22,9
Sol eğilimliyim Türk 44,9 33,1 22,0
Kürt - Zaza
25,5 45,5 29,1
Sosyal demokratım Türk 42,3 37,7 19,9
Kürt - Zaza
27,9 44,1 27,9
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 44,1 32,2 23,7
Kürt - Zaza
19,4 48,4 32,3
Ulusalcıyım Türk 42,3 33,3 24,4
46
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
4. EVRENSEL HUKUK VE ANAYASADA TARAFSIZLIK
Yukarıda verilen üç farklı sorudan birincisi sadece üniversite mezunlarına, diğer ikisi
örneklemin tamamına uygulanmıştır. Her üç soruda da ifade edilen görüşlere katılım oranları
tabloda 100’lü ölçekte verilmiştir. Bulgular etnik ve mezhepsel temelde analiz edildiğinde:
Sadece üniversite mezunlarına uygulanan, “Anayasanın ruhu evrensel hukuk ilkelerine uygun olmalıdır” görüşüne katılım oranı Türkiye genelinde %70,1’dir. Bu oran, Türkler arasında %68, Kürt-Zazalarda %82,5’dir. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında bu görüşü destekleme oranları Alevilerde (%79,1-%91) Hanefi-Şafiilerden (%67,7-%80,4) daha yüksektir.
“Devlet etnisite, din ve diğer sosyal gruplar karşısında tarafsız olmalıdır” görüşünü destekleme oranı Türkiye genelinde %77,2’dir. Bu oran, Türkler arasında %75,4 iken Kürt-Zazalarda %85’dir. Aynı görüşü destekleme oranları, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında bir önceki soruda olduğu gibi Alevilerde (%86,8-%96,3) Hanefi-Şafiilerden (%75-%83) daha yüksektir.
“Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır.” görüşünü destekleme oranı Türkiye genelinde %73,9’dur. Bu oran, Türkler arasında %72,4 iken Kürt-Zazalarda %80,6’dır. Aynı görüşü destekleme oranları, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında önceki iki soruda olduğu gibi Alevilerde (%84,1-%91,2) Hanefi-Şafiilerden (%72-%78,7) daha yüksektir.
Anayasanın ruhu evrensel hukuk ilkelerine uygun
olmalıdır.
(%)
Devlet etnisite,
din ve diğer sosyal gruplar karşısında tarafsız olmalıdır.
(%)
Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır.
(%)
Türk 68,0 75,4 72,4
Kürt-Zaza 82,5 85,0 80,6
Türkiye Ortalaması
70,1 77,2 73,9
Not: Tablodaki birinci soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
Mezhep
Anayasanın ruhu evrensel hukuk ilkelerine uygun
olmalıdır.
(%)
Devlet etnisite, din ve diğer
sosyal gruplar karşısında
tarafsız olmalıdır.
(%)
Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır.
(%)
Türk
Hanefi-Şafii 67,7 75,0 72,0
Alevi 79,1 86,8 84,1
Kürt-Zaza
Hanefi-Şafii 80,4 83,0 78,7
Alevi 91,0 96,3 91,2
47
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yukarıdaki tablolarda değerleri verilen üç soruya ait genel bulgular; yeni anayasanın evrensel
hukuk ilkelerine uygunluğu ve tarafsızlığı noktasındaki talep ve beklentilerin Kürt-Zazalarda
Türklerden ve Alevilerde Hanefi-Şafiilerden daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Türkiye’de nüfus açısından azınlık durumunda olmaları Kürtlerin-Zazaların ve Alevilerin yeni
anayasanın evrenselliği ve tarafsızlığı yönündeki beklentilerini yükseltmektedir.
Her üç sorudaki görüşlere 2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti ayrımında bakıldığında;
Her üç soruda da Türklerin yeni anayasanın evrensel hukuk ilkelerine uygunluğu ve tarafsızlığı noktasındaki talep ve beklentileri oy verilen siyasi partiye göre çok fazla farklılaşmamaktadır.
Kürt-Zazalar arasında ise yeni anayasanın evrensel hukuk ilkelerine uygunluğu ve tarafsızlığı noktasındaki talep ve beklentilerin BDP’ye oy verenler arasında %90’lar düzeyine çıktığı ve BDP’ye oy verenlerin bu anlamda diğer partilere oy veren Kürtlerden farklılaştığı görülmektedir.
2011 Seçiminde
oy verilen siyasi parti
Anayasanın ruhu evrensel hukuk ilkelerine uygun
olmalıdır.
(%)
Devlet etnisite, din ve diğer sosyal gruplar karşısında tarafsız olmalıdır.
(%)
Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır.
(%)
Türk
AKP 68,6 76,6 72,6
CHP 64,1 70,8 70,8
MHP 69,5 76,0 72,4
BDP 70,2 72,3 75,5
Kürt-Zaza
AKP 74,1 82,1 76,7
CHP 77,3 85,8 81,8
MHP 70,6 55,5 62,1
BDP 93,3 91,9 87,3
48
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Anayasanın ruhu evrensel hukuk ilkelerine uygun olmalıdır” sorusuna ait bulgular, kişilerin
kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranı Türkler arasında kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre çok fazla farklılaşmamakla birlikte, katılım oranı %67,7 ile en yüksek oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerde iken %58,3 ile en düşük oranda “sosyal demokratım” diyenlerdedir.
Aynı görüşe katılım oranı Kürt-Zazalar arasında %91,9 ile en yüksek oranda “Marksist/Komünist/Sosyalistim” diyenlerde iken %78,6 ve %78,5 ile en düşük oranda “sağ eğilimliyim” ve “dindarım” diyenlerdedir.
Batıda evrensel hukuk ilkelerini ve değerleri temsil eden ülkelere karşı insanların duyduğu
tepki ve beslediği güvensizliğin Türklerde bu soruya katılım oranını aşağılarda tuttuğu
söylenebilir. Anket uygulama sürecinde yapılan yüz yüze görüşmelerde kişilerce ortaya
konulan görüşler bu yorumu desteklemektedir.
ruh Anayasanın ruhu evrensel hukuk ilkelerine uygun olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Sağ eğilimliyim 67,7
Marksist / Komünist / Sosyalistim 91,9
Dindarım 66,7
Sosyal demokratım 89,1
Ulusalcıyım 66,7
Sol eğilimliyim 87,3
Marksist / Komünist / Sosyalistim 65,6
Sağ eğilimliyim 78,6
Sol eğilimliyim 65,3
Dindarım 78,5
Sosyal demokratım 58,3
49
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
"Devlet etnisite, din ve diğer sosyal gruplar karşısında tarafsız olmalıdır" sorusuna ait
bulgular, kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde
incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranı Türkler arasında kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre %70-78 aralığında değişmektedir. Katılım oranı %78,3 ile en yüksek oranda “dindarım” diyenlerde iken %70,7 ile en düşük oranda “sosyal demokratım” diyenlerdedir.
Aynı görüşe katılım oranı bir önceki soruda olduğu gibi, Kürt-Zazalar arasında %93,7 ile en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerde iken %82,5 ile en düşük oranda “dindarım” diyenlerdedir.
Devlet etnisite, din ve diğer sosyal gruplar karşısında tarafsız olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Dindarım 78,3
Marksist / Komünist / Sosyalistim 93,7
Ulusalcıyım 76,1
Sosyal demokratım 90,9
Sağ eğilimliyim 75,6
Sol eğilimliyim 87,9
Sol eğilimliyim 73,2
Sağ eğilimliyim 87,2
Marksist / Komünist / Sosyalistim 71,4
Dindarım 82,5
Sosyal demokratım 70,7
50
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
"Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır" sorusuna ait bulgular, kişilerin kendilerini
dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranı Türkler arasında %75,4 ile en yüksek oranda “dindarım” diyenlerde iken %66,7 ile en düşük oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerdedir.
Aynı görüşe katılım oranı, Kürt-Zazalar arasında %90,7 ile en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerde iken %76,7 - %75,5 ile en düşük oranda “dindarım” ve “sağ eğilimliyim” diyenlerdedir.
Sonuç olarak bu bölümde analiz edilen her üç soruda da, farklı toplumsal kesimlerin yeni
anayasanın evrenselliği ve tarafsızlığı konusunda benzer ve yüksek oranda kabul gören
beklentilere sahip olmaları, insanların devlet ve ideoloji eksenli değil, birey ve hak temelli bir
anayasa arayışında olduğunu göstermektedir.
Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Dindarım 75,4
Marksist / Komünist / Sosyalistim 90,7
Ulusalcıyım 73,4
Sosyal demokratım 86,0
Sağ eğilimliyim 72,5
Sol eğilimliyim 82,3
Sol eğilimliyim 71,7
Dindarım 76,7
Sosyal demokratım 69,2
Sağ eğilimliyim 75,5
Marksist / Komünist / Sosyalistim 66,7
51
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
5. YENİ ANAYASADA DEĞİŞTİRİLEMEZ HÜKÜMLERE BAKIŞ
Bu soruda, 1982 Anayasasında yer alan değiştirilemez hükümlerden yukarıda verilen altı
tanesinin yeni anayasada da yer alması görüşü EK soru kağıdındaki ifadelerle sorgulanmış ve
analiz değerleri tablolarda 100’lü ölçekte verilmiştir. Anayasanın değiştirilemez hükümlerine
bakış etnik temeldeki farklılaşma ile analiz edildiğinde:
Cumhuriyet İlkesinin yeni anayasada da değiştirilemez hüküm olarak yer alması konusundaki olumlu görüş oranı Türkiye geneli için %67,5 iken bu oran Türklerde %74, Kürt ve Zazalarda ise %39,6’dır.
Laiklik İlkesine bakış konusundaki olumlu görüş Türkiye geneli için %61,4 iken bu oran Türklerde %67,9, Kürt ve Zazalarda ise %33,8’dir.
Aşağıdakilerden hangileri yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır? (%)
Yeni Anayasada
değiştirilemez hüküm
olmamalıdır Cumhuriyet ilkesi
Laiklik İlkesi
"Dili Türkçedir" ifadesi
Türk Bayrağı
Milli Marş Başkent
Türk 74,0 67,9 78,7 79,9 77,3 57,9 10,5
Kürt-Zaza 39,6 33,8 35,7 39,4 37,9 28,9 41,7
Türkiye Ortalaması
67,5 61,4 70,3 71,7 69,2 52,0 16,4
52
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Dili Türkçedir” ifadesine değiştirilemez hüküm olarak olumlu bakış, Türkiye geneli için %70,3 iken bu oran Türklerde %78,7, Kürt ve Zazalarda ise %35,7’dir.
“Bayrağı ay yıldızlı al bayraktır” ifadesine değiştirilemez hüküm olarak olumlu bakış, Türkiye geneli için %71,7 iken bu oran Türklerde %79,7, Kürt ve Zazalarda ise %39,4’dür.
“Milli marşı İstiklal Marşıdır” ifadesine değiştirilemez hüküm olarak olumlu bakış, Türkiye geneli için %69,2 iken bu oran Türklerde %77,3, Kürt ve Zazalarda ise %37,9’dur.
“Başkenti Ankara’dır” ifadesine değiştirilemez hüküm olarak olumlu bakış, Türkiye geneli için %52 iken bu oran Türklerde %57,9, Kürt ve Zazalarda ise %58,9’dur.
Soru içinde “yeni anayasada değiştirilemez hüküm olmamalıdır” görüşü de sorgulanmıştır. Bu görüşe katılım oranı ise, Türkiye geneli için %16,4 iken bu oran Türklerde %10,5, Kürt ve Zazalarda ise %41,7’dir.
Bu bulgular genel olarak değerlendirildiğinde:
Anayasada değiştirilemez hükümler bulunması gerektiği konusunda Türkiye genelinde %84,
kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında ise %90 oranında yüksek bir mutabakat
varken bu oran Kürtlerde ve Zazalarda %58 düzeyindedir.
Değiştirilemez hükümlere tek tek bakıldığında ise; Başkent dışındaki değiştirilemez
hükümlerin yeni anayasada da yer alması gerektiği konusunda Türkiye genelinde %61-72
aralığında bir mutabakat vardır. Bu oranlar Türklerde %68-80 bandına yükselirken Kürt ve
Zazalarda %34-40 bandına düşmektedir. Yani Türkler arasında her üç kişiden ikisinin, Kürt-
Zazalar arasında ise her üç kişiden birisinin anayasanın değiştirilemez hükümleri ile ilgili bir
problemi yoktur.
Bu bulgular, Cumhuriyet ve Laiklik ilkelerinin, bazı kesimlerce zaman zaman dile getirilen
endişelerin aksine, toplumca genel olarak benimsendiğini göstermektedir.
Kürt-Zaza nüfus arasında değiştirilemez hükümlere bakıştaki göreceli olumsuzluğun sisteme
genel olarak beslenen hoşnutsuzluk ve tepkiden kaynaklandığı söylenebilir.
53
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Anayasanın değiştirilemez hükümlerine bakış mezhepsel temelde analiz edildiğinde:
Anayasada değiştirilemez hükümler bulunması gerektiği konusunda Türkiye genelinde %84 düzeyinde olan mutabakat; kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında Hanefi-Şafiilerde %90, Alevilerde %82 düzeyinde, Kürt ve Zazalar arasında ise Hanefi-Şafiilerde %61, Alevilerde %42 düzeyindedir.
Değiştirilemez hükümlere tek tek bakıldığında ise;
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında; Cumhuriyet ve Laiklik ilkeleri ile Başkent konusundaki hassasiyet ve bu ilkelerin değiştirilemez hüküm olarak yeni anayasada da yer alması gerektiği konusundaki görüşe destek, Alevilerde Hanefi-Şafiilerden daha yüksektir.
Bunun yanında kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında, Türkçe, Türk Bayrağı ve Milli Marş konusundaki hassasiyet ve bu ilkelerin değiştirilemez hüküm olarak yeni anayasada da yer alması gerektiği konusundaki görüşe destek Hanefi-Şafiilerde Alevilere göre daha yüksektir.
Kendisini Kürt ve Zaza olarak tanımlayanlar arasında değiştirilemez hükümlere bakış genelde olumsuz olmakla birlikte; Laiklik İlkesi dışındaki diğer beş değiştirilemez hükme/ilkeye destek oranı Alevilerde Hanefi-Şafiilerden çok daha düşüktür.
Anayasanın değiştirilemez hükümleri konusundaki bulgulara bakıldığında temel
farklılaşmanın aynı mezhepten olan Türk Alevilerle Kürt Aleviler arasında olduğu ortaya
çıkmıştır. Cumhuriyet ilkesine olumlu bakış Türk Alevilerde en yüksek oranda iken, aynı ilke
Kürt Alevilerde en düşük orana sahiptir. Laiklik ilkesinde de beklentilerin aksine temel
farklılaşma mezhepsel temelde değil etnisite temelinde gerçekleşmiştir. Burada Alevi ve
Sünni Kürtler benzer algılara sahipken, diğer taraftan Alevi ve Sünni Türkler algılarda
benzeşmektedir.
Aşağıdakilerden hangileri yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır? (%) Yeni
Anayasada değiştirilemez
hüküm olmamalıdır
Mezhep
Cumhuriyet ilkesi
Laiklik İlkesi
"Dili Türkçedir" ifadesi
Türk Bayrağı
Milli Marş Başkent
Türk
Hanefi-Şafii 73,9 67,5 79,6 80,8 78,4 58,3 10,1
Alevi 76,1 73,6 65,0 65,6 65,0 60,1 18,4
Kürt-Zaza
Hanefi-Şafii 40,8 33,2 38,7 42,4 40,6 30,1 39,1
Alevi 32,9 37,1 18,8 21,8 22,4 22,4 58,2
54
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Anayasanın değiştirilemez hükümlerine bakış, oy verilen siyasi parti temelinde analiz
edildiğinde:
Kendisini Türk olarak tanımlayanlar arasında, değiştirilemez hükümlerin yeni anayasa da yer alması konusundaki en yüksek destek oranı Laiklik İlkesi hariç MHP’den gelmektedir. Laiklik İlkesinde ise CHP’den gelen destek oranı diğer partilerden daha yüksektir.
Kendisini Türk olarak tanımlayanlar arasında anayasanın değiştirilemez hükümleri konusundaki en düşük destekleme oranı ise BDP’ye oy verdiğini söyleyenlerden gelmektedir.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında, anayasanın değiştirilemez hükümleri konusundaki en düşük destekleme oranı BDP’ye oy verdiğini söyleyenlerdedir. Kürt-Zazalarda BDP dışındaki partilere oy verenler içinde değiştirilemez hükümlere bakış %40-50 bandında bir destek bulurken bu oran BDP’ye oy verenlerde %10 düzeyine düşmektedir.
Anayasanın değiştirilemez hükümlerine bakış, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde BDP
hariç partilere göre kırılma anlamında çok fazla bir farklılaşma göstermemektedir.
Aşağıdakilerden hangileri yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır? (%) Yeni
Anayasada değiştirilemez
hüküm olmamalıdır
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi
parti Cumhuriyet
ilkesi Laiklik İlkesi
"Dili Türkçedir"
ifadesi Türk
Bayrağı Milli Marş Başkent
Türk
AKP 69,8 61,4 78,2 81,6 78,9 56,5 11,0
CHP 79,9 79,7 76,3 73,8 71,8 60,0 10,6
MHP 80,6 70,7 88,0 87,9 85,3 64,7 5,5
BDP 57,1 57,1 40,8 40,8 40,8 38,8 38,8
Kürt-Zaza AKP 50,3 39,1 51,5 56,8 55,4 37,7 23,9
CHP 55,6 60,1 42,5 47,7 49,7 36,6 30,7
MHP 41,9 50,0 46,9 50,0 50,0 31,3 12,5
BDP 21,1 17,7 11,9 11,9 9,5 14,0 72,0
55
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Anayasanın değiştirilemez hükümlerine bakış, öğrenim durumuna göre analiz edildiğinde:
Kendisini Türk olarak tanımlayanlar arasında, değiştirilemez hükümlere bakış öğrenim durumuna göre farklılaşmamaktadır.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında, Cumhuriyet ve Laiklik İlkesi dışındaki hükümlere bakış genel olarak öğrenim durumu yükseldikçe daha olumsuz hale gelmektedir. Laiklik ilkesine destek ise, yine düşük olmakla (%37) birlikte Üniversite mezunları arasında biraz daha yüksektir.
Aşağıdakilerden hangileri yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır? (%)
Yeni
Anayasada değiştirilemez
hüküm olmamalıdır
Öğrenim Durumu Cumhuriyet ilkesi
Laiklik İlkesi
"Dili Türkçedir" ifadesi
Türk Bayrağı
Milli Marş Başkent
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
70,4 65,9 79,6 81,0 77,8 62,9 9,1
Lise mezunu 71,0 68,5 77,4 80,0 77,6 60,1 13,2
Üniversite mezunu 78,2 68,2 79,2 79,1 76,7 53,3 9,3
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
40,9 32,5 40,9 43,5 44,0 32,2 38,1
Lise mezunu 37,0 32,0 40,6 39,3 35,3 29,0 40,5
Üniversite mezunu 41,4 37,0 27,7 35,8 34,4 26,3 46,0
56
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Anayasanın değiştirilemez hükümlerine bakış, kişilerin kendilerini dindar olarak ve siyasi
kavramlarla tanımlamasına göre analiz edildiğinde, Cumhuriyet İlkesinin yeni anayasada da
yer alması konusunda:
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında en yüksek destek %98,2 ile “Ulusalcıyım” diyenler arasındayken, en düşük destek %62,2 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında ise; en yüksek destek %46,7 ile “Sağ eğilimliyim” diyenler arasındayken, en düşük destek %25 ile “Marksist/Komünist/ Sosyalistim” diyenler arasındadır.
Laiklik İlkesinin yeni anayasada da değiştirilemez hüküm olarak yer alması konusunda:
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında en yüksek destek %92,9 ile “Ulusalcıyım” diyenler arasındayken, en düşük destek %57,4 ile “Dindarım” diyenler arasındadır. Dindarlar arasındaki bu oran göreceli olarak düşük olmakla birlikte, bu ilkenin genel kabul gördüğünü de göstermektedir.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında ise; en yüksek destek %42,1 ile “Sağ eğilimliyim” diyenler arasındayken, en düşük destek %19 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
“Cumhuriyet İlkesi” yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 98,2 Sağ Eğilimliyim 46,7
Sosyal Demokratım 84,7 Sosyal Demokratım 45,3
Sol Eğilimliyim 77,1 Dindarım 42,3
Sağ Eğilimliyim 75,8 Sol Eğilimliyim 32,9
Dindarım 66,7 Marksist / Komünist / Sosyalistim 25,0 Marksist / Komünist / Sosyalistim 62,2
Laiklik ilkesi yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 92,9 Sağ Eğilimliyim 42,1
Sol Eğilimliyim 78,1 Sosyal Demokratım 39,3
Sosyal Demokratım 78,1 Dindarım 32,5
Sağ Eğilimliyim 65,6 Sol Eğilimliyim 29,4
Marksist / Komünist / Sosyalistim
60,5 Marksist / Komünist / Sosyalistim
19,0
Dindarım 57,4
57
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Devletin resmi dilinin “Dili Türkçedir” ifadesi ile yeni anayasada da değiştirilemez hüküm
olarak yer alması konusunda:
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında en yüksek destek %93,5 ile “Ulusalcıyım” diyenler arasındayken, en düşük destek %45,4 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında ise; en yüksek destek %52,6 ile “Sağ eğilimliyim” diyenler arasındayken, en düşük destek %7,1 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
“Bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır” ifadesinin yeni anayasada da değiştirilemez hüküm
olarak yer alması konusunda:
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında en yüksek destek %92,4 ile “Ulusalcıyım” diyenler arasındayken, en düşük destek %46,2 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında ise; en yüksek destek %57,2 ile “Sağ eğilimliyim” diyenler arasındayken, en düşük destek %13,1 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
“Dili Türkçedir” ifadesi yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 93,5 Sağ Eğilimliyim 52,6
Sağ Eğilimliyim 82,1 Dindarım 47,5
Dindarım 81,6 Sosyal Demokratım 29,9
Sosyal Demokratım 78,9 Sol Eğilimliyim 20,9
Sol Eğilimliyim 75,7 Marksist / Komünist / Sosyalistim 7,1 Marksist / Komünist / Sosyalistim 45,4
“Bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır” ifadesi yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 92,4 Sağ Eğilimliyim 57,2
Sağ Eğilimliyim 87,5 Dindarım 50,8
Dindarım 86,1 Sosyal Demokratım 36,8
Sosyal Demokratım 75,9 Sol Eğilimliyim 20,9
Sol Eğilimliyim 75,2 Marksist / Komünist / Sosyalistim 13,1
Marksist / Komünist / Sosyalistim 46,2
58
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
"Milli marşı İstiklal Marşı'dır" ifadesinin yeni anayasada da değiştirilemez hüküm olarak yer
alması konusunda:
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında en yüksek destek %90,9 ile “Ulusalcıyım” diyenler arasındayken, en düşük destek %42 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında ise; en yüksek destek %57,2 ile “Sağ eğilimliyim” diyenler arasındayken, en düşük destek %13,1 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
"Başkenti Ankara'dır" ifadesinin yeni anayasada da değiştirilemez hüküm olarak yer alması
konusunda:
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında en yüksek destek %72,6 ile “Ulusalcıyım” diyenler arasındayken, en düşük destek %39,5 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında ise; en yüksek destek %37,5 ile “Sağ eğilimliyim” diyenler arasındayken, en düşük destek %10,7 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındadır.
"Milli marşı İstiklal Marşı'dır" ifadesi yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 90,9 Sağ Eğilimliyim 57,2
Sağ Eğilimliyim 85,7 Dindarım 48,9
Dindarım 83,3 Sosyal Demokratım 36,8
Sosyal Demokratım 74,4 Sol Eğilimliyim 19,6
Sol Eğilimliyim 72,3 Marksist / Komünist / Sosyalistim 13,1 Marksist / Komünist / Sosyalistim 42,0
"Başkenti Ankara'dır" ifadesi yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 72,6 Sağ Eğilimliyim 37,5
Sağ Eğilimliyim 63,5 Dindarım 35,0
Sol Eğilimliyim 60,2 Sosyal Demokratım 27,8
Dindarım 58,5 Sol Eğilimliyim 20,3
Sosyal Demokratım 56,0 Marksist / Komünist / Sosyalistim 10,7
Marksist / Komünist / Sosyalistim 39,5
59
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
"Yeni Anayasada değiştirilemez hüküm olmamalıdır." görüşüne destek:
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında en yüksek %31,1 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındayken, %2,9 ile en düşük “Ulusalcıyım” diyenler arasındadır.
Kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında ise; en yüksek %69 ile “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenler arasındayken, %25 ile en düşük “Sağ eğilimliyim” diyenler arasındadır.
Yeni Anayasada değiştirilemez hüküm olmamalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 31,1 Marksist / Komünist / Sosyalistim 69,0
Sol Eğilimliyim 13,8 Sol Eğilimliyim 57,9
Sağ Eğilimliyim 10,3 Sosyal Demokratım 48,7
Dindarım 10,2 Dindarım 32,2
Sosyal Demokratım 8,1 Sağ Eğilimliyim 25,0 Ulusalcıyım 2,9
60
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
6. ANAYASADA TÜRKLÜK
Bu soruda, yeni anayasada Türklük ve diğer etnik gruplara atıf durumu yukarıda verilen
alternatifli üç şık ile sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
“Sadece Türklüğe atıf olmalıdır” görüşünün Türkiye genelinde %30 gibi bir oranda kaldığı, bu görüşün Türkler arasında %35, Kürt-Zazalar arasında ise %12 oranında taraftar bulduğu görülmektedir.
“Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik gruba atıf olmamalıdır” görüşü hem Türklerde hem Kürt-Zazalarda ve hem de Türkiye ortalamasında her üç kişiden birisinin desteklediği seçenek durumundadır.
“Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” görüşü ise Türklerde ve Türkiye genelinde yaklaşık her üç kişiden birisinin desteklediği alternatif görüş durumundayken, bu görüş Kürtler ve Zazalar arasında %57,4 ile oldukça yüksek oranda destek bulmaktadır.
Bulgulara daha genel bakıldığında; yeni anayasada Türklük yanında diğer etnik gruplara da
uzlaşı sağlanacak bir metin ile atıf yapılmasının, bu konuyu yeni anayasa yapım sürecinin
önündeki problem konularından birisi olmaktan çıkarabileceği değerlendirilebilir.
Aşağıdaki ifadelerden hangisine katılıyorsunuz? (%)
Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik gruba
atıf olmamalıdır
Sadece Türklüğe atıf
olmalıdır
Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf
olmalıdır
Türk 34,8 35,0 30,1
Kürt-Zaza 30,2 12,4 57,4
Türkiye Ortalaması 34,3 30,6 35,1
61
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular mezhepsel temelde analiz edildiğinde: “Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik gruba
atıf olmamalıdır” ve “Sadece Türklüğe atıf olmalıdır” çözüm seçenekleri, hem Türkler hem de
Kürt-Zazalarda, Hanefi-Şafiilerde Alevilere göre daha fazla destek bulmaktadır. Bunun
yanında, “Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” seçeneği hem Türkler hem
de Kürt-Zazalarda, Alevilerde Hanefi-Şafiilere göre çok daha fazla destek bulmaktadır.
Aşağıdaki ifadelerden hangisine katılıyorsunuz? (%)
Mezhep
Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik
gruba atıf olmamalıdır
Sadece Türklüğe atıf
olmalıdır
Türklük yanında diğer etnik gruplara
da atıf olmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii 35,2 35,4 29,4
Alevi 25,3 21,5 53,2
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 31,1 13,6 55,3
Alevi 24,9 5,9 69,2
62
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde:
“Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır” görüşüne, Türkler arasında en büyük destek %50,5 ile MHP’ye oy verenlerden gelirken en düşük destek %16,7 ile BDP’ye oy verenlerden gelmektedir.
“Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” seçeneği hem Türkler hem de Kürt-Zazalarda BDP’ye oy verdiğini söyleyenler arasında %50 ve %70 ile en yüksek orana çıkmaktadır.
Türklerde MHP’ye oy verenler içerisinde “Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır”
görüşünü destekleme oranının %50’ler düzeyinde kalması; MHP’lilerin bu konudaki
toleransını ve aynı topraklarda yaşayan diğer etnik kökenlerin de anayasada yer almasına
tamamen olumsuz bakmadıklarını göstermektedir.
Aşağıdaki ifadelerden hangisine katılıyorsunuz? (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi
parti
Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik gruba atıf
olmamalıdır
Sadece Türklüğe atıf
olmalıdır
Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf
olmalıdır
Türk
AKP 36,8 32,1 31,1
CHP 35,3 33,9 30,8
MHP 26,3 50,5 23,2
BDP 33,3 16,7 50,0
Kürt-Zaza AKP 34,8 17,1 48,0
CHP 24,3 19,1 56,6
MHP 23,3 26,7 50,0
BDP 26,2 3,7 70,1
63
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular kişilerin kendilerini dindar olarak ve siyasi kavramlarla tanımlamasına göre analiz
edildiğinde:
“Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır” görüşü, Türkler arasında “Ulusalcıyım” diyenlerde % 42,9 ile en yüksek oranda desteği bulurken, “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerde %20,5 ile en düşük desteği bulmuştur. Bu görüşe katılım anlamında, diğer gruplar (dindar-sağ eğilimli-sol eğilimli ve sosyal demokrat) arasında bir farklılaşmanın olmaması da dikkat çekici diğer bir bulgu durumundadır.
“Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır” görüşü, Kürtler ve Zazalar arasında “sağ eğilimliyim” diyenlerde %16,8 ile en yüksek oranda destek bulurken, “Marksist/Komünist/Sosyalistim” diyenlerde %2,4 ile en düşük desteği bulmuştur.
“Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” seçeneği hem Türkler hem de Kürt-Zazalarda kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre çok fazla farklılaşmazken, “Ulusalcıyım” diyen Türkler arasında bu görüşe desteğin %43,3 ile Türkler içinde en yüksek orana çıkması oldukça çarpıcıdır.
Bu bulgu bir önceki bulgu ile birleştirildiğinde; Türkler arasında, “Ulusalcıyım” diyenlerin “Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır” ve “Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” görüşlerini destekleme oranlarının %43 düzeyi ile aynı olduğu ve toplamda bu insanların %86’sının bu iki görüşten birini desteklediği görülmektedir.
Aşağıdaki ifadelerden hangisine katılıyorsunuz? (%)
Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik
gruba atıf olmamalıdır
Sadece Türklüğe atıf
olmalıdır
Türklük yanında diğer etnik gruplara
da atıf olmalıdır
Dindarım Türk 36,5 34,5 29,0
Kürt - Zaza 33,5 12,4 54,1
Sağ eğilimliyim Türk 34,8 37,6 27,6
Kürt - Zaza 30,2 16,8 53,0
Sol eğilimliyim Türk 36,4 33,4 30,2
Kürt - Zaza 24,7 9,1 66,2
Sosyal demokratım Türk 34,8 32,9 32,4
Kürt - Zaza 37,8 4,8 57,4
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 47,0 20,5 32,5
Kürt - Zaza 39,8 2,4 57,8
Ulusalcıyım Türk 13,8 42,9 43,3
64
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır” görüşünde olanların kendilerini tanımladıkları
kavramlara göre farklılaşması aşağıda grafik olarak verilmiştir.
65
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
7. TÜRKÇE DIŞINDAKİ ANA DİLLERİN ÖĞRENİMİ VE KULLANIMI
Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusunda yukarıdaki
tabloda verilen üç soru kişilere yöneltilmiş ve sonuçları her soru ayrı olacak şekilde 100’lük
ölçekte karşılaştırılmıştır. Bulgulara etnik temelde bakıldığında:
Her üç soruda da sorgulanan haklara bakışta Türkiye ortalaması %56-58 aralığında olumludur.
Haklara bakış Türkler arasında %52-53 ile aynı düzeyde olumlu iken, Kürt ve Zazalarda bu oranlar %75-80 aralığında yüksek düzeyde katılımı olan taleplere dönüşmektedir.
Üç soruya verilen cevapların değerlerinin birbirine yakınlığı, gerek Türkler ve gerekse Kürtler-
Zazalar arasında, sorgulanan haklar farklılaşsa da, sözkonusu haklara bakışın kişilerde olumlu
veya olumsuz anlamda fazla değişmediğini ortaya koymaktadır. Sorular arasındaki yüksek
korelasyon (r=0,522/0,623), kişilerin önemli bir oranının ana dil konusundaki sorgulanan
haklara blok halinde olumlu veya blok halinde olumsuz baktığını göstermektedir.
Bu bulgular, sözkonusu haklara bakışın Türkler arasında da olumsuz olmadığını göstermesi
açısından önemlidir. Burada öne çıkan husus, gerek Türkiye genelinde gerekse Türkler
arasında, Türkçeden başka bir dilin eğitim amaçlı veya başka bir zorunluluktan dolayı
öğretilmesi veya kullanılmasına çoğunluk olarak destek verilmesidir. Bu durum ülkede
demokrasi kültürünün ulaştığı düzeyi gösterme bakımından dikkate değerdir.
İlk ve Ortaöğretimde Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi için
seçmeli dersler olmalıdır.
(%)
Türkçe dışındaki
ana dillerde eğitim verecek
özel okullar açılabilmelidir.
(%)
Kamu hizmeti
alanlar için Türkçe dışındaki ana
dillerde kolaylıklar sağlanmalıdır.
(%)
Türk 53,0 52,7 53,3
Kürt-Zaza 76,1 75,1 80,3
Türkiye Ortalaması
57,2 56,8 58,3
66
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusundaki bulgulara
mezhepsel temelde bakıldığında:
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında sorgulanan haklara Alevilerin bakışı Hanefi-Şafiilerin bakışından çok daha olumludur. Bu noktada Hanefi-Şafiilerin bu konuda daha tutucu olduğu söylenebilir.
Kürt-Zazalar arasında %72-78 aralığında olumlu olan ve aynı zamanda bir talep olarak da algılanması gereken sözkonusu haklara bakış Kürt-Zaza Aleviler arasında %90-93 aralığında en yüksek orana çıkmaktadır.
Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusundaki bulgulara oy
verilen siyasi partilere göre bakıldığında:
Türkler arasında AKP ve CHP’ye oy verenlerin sözkonusu haklara bakışı %52-56 aralığında orta düzeyde olumludur ve bu iki parti arasında farklılaşmamaktadır.
Türkler ve Kürt-Zazalar arasında sorgulanan haklara bakışta göreceli olarak en olumsuz tavır MHP’ye oy verenlerde iken en olumlu tavır BDP’ye oy verenlerdedir.
Mezhep
İlk ve Orta öğretimde Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi için
seçmeli dersler olmalıdır.
(%)
Türkçe dışındaki
ana dillerde eğitim verecek
özel okullar açılabilmelidir.
(%)
Kamu hizmeti
alanlar için Türkçe dışındaki ana
dillerde kolaylıklar sağlanmalıdır.
(%)
Türk
Hanefi-Şafii 52,3 52,2 52,6
Alevi 74,1 67,7 74,1
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 73,2 72,4 78,0
Alevi 92,7 90,9 93,4
2011 Seçiminde oy verilen siyasi parti
İlk ve Ortaöğretimde Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi için
seçmeli dersler olmalıdır.
(%)
Türkçe dışındaki ana dillerde
eğitim verecek özel okullar
açılabilmelidir. (%)
Kamu hizmeti alanlar için Türkçe
dışındaki ana dillerde kolaylıklar
sağlanmalıdır. (%)
Türk
AKP 54,0 54,1 52,7
CHP 53,5 54,7 56,3
MHP 47,0 45,4 47,6
BDP 88,0 81,5 90,8
Kürt-Zaza AKP 65,3 64,0 71,7
CHP 75,2 73,3 78,8
MHP 42,2 50,0 59,4
BDP 92,4 90,4 93,1
67
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“İlk ve Orta öğretimde Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi için seçmeli dersler olmalıdır.”
sorusuna ait bulgular, kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları
çerçevesinde incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranı; Türkler arasında kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre %47-72 aralığında değişirken, katılım oranı %47,4 ile en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerde iken %72,2 ile en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerdedir.
Aynı görüşe katılım oranı; Kürt-Zazalar arasında %60-93 aralığında değişirken, %93,6 ile en yüksek oranda “Marksist/Komünist/Sosyalistim” diyenlerde ve %59,9 ile en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerdedir.
İlk ve Orta öğretimde Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi için seçmeli dersler olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 72,2 Marksist / Komünist / Sosyalistim 93,6
Sosyal demokratım 57,6 Sol eğilimliyim 87,8
Sol eğilimliyim 53,7 Sosyal demokratım 84,8
Ulusalcıyım 49,9 Dindarım 67,7
Dindarım 48,8 Sağ eğilimliyim 59,9
Sağ eğilimliyim 47,4
68
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Türkçe dışındaki ana dillerde eğitim verecek özel okullar açılabilmelidir.” sorusuna ait
bulgular, kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde
incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranı; Türkler arasında kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre %47-71 aralığında değişmektedir. Katılım oranı %47,4 ile en düşük oranda “Ulusalcıyım” diyenlerde iken %71,1 ile en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerdedir.
Aynı görüşe katılım oranı; Kürt-Zazalar arasında %61-89 aralığında değişirken, haklara olumlu bakış %93,6 ile en yüksek oranda “Marksist/Komünist/Sosyalistim” diyenlerde ve %61,9 ile göreceli olarak en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerdedir.
Türkçe dışındaki ana dillerde eğitim verecek özel okullar açılabilmelidir.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 71,1 Marksist / Komünist / Sosyalistim 89,9
Sol eğilimliyim 59,4 Sosyal demokratım 84,6
Sosyal demokratım 58,7 Sol eğilimliyim 84,5
Sağ eğilimliyim 49,1 Dindarım 66,6
Dindarım 48,6 Sağ eğilimliyim 61,9
Ulusalcıyım 47,4
69
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Kamu hizmeti alanlar için Türkçe dışındaki ana dillerde kolaylıklar sağlanmalıdır.” sorusuna
ait bulgular, kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde
incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranı; Türkler arasında kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre %48-68 aralığında değişmektedir. Katılım oranı %48 ile en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerde iken %68,2 ile en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerdedir.
Aynı görüşe katılım oranı; Kürt-Zazalar arasında %73-96 aralığında değişirken, haklara olumlu bakış %96,6 ile en yüksek oranda “Marksist/Komünist/Sosyalistim” diyenlerde ve %73,2 ile göreceli olarak en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerdedir.
Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve bu dillerin kamusal alanda kullanımı konusuna,
kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde genel olarak
bakıldığında; Kürt ve Zazalarda bu haklar temelinde üst düzey bir talep olmakla birlikte,
Türkler arasında da bu haklara bakış olumsuz değildir. Hem Türkler hem de Kürtler ve Zazalar
arasında haklara bakışta sol eğilimli olanlar daha olumlu iken sağ eğilimliler ve kendisini
dindar olarak tanımlayanlar ve Türkler içindeki ulusalcılar göreceli olarak daha olumsuzdur.
Kamu hizmeti alanlar için Türkçe dışındaki ana dillerde kolaylıklar sağlanmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 68,2 Marksist / Komünist / Sosyalistim 96,6
Sosyal demokratım 58,4 Sol eğilimliyim 85,7
Sol eğilimliyim 58,2 Sosyal demokratım 83,7
Ulusalcıyım 49,7 Sağ eğilimliyim 76,0
Dindarım 49,6 Dindarım 73,2
Sağ eğilimliyim 48,0
70
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
8. TSK VE SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ
8.1 Sivil-Asker İlişkileri
Yukarıda verilen ve sadece üniversite mezunlarına uygulanan dört farklı soru ile sivil-asker
ilişkileri alanındaki konular sorgulanmıştır. Her dört soruda da ifade edilen görüşlere katılım
oranları analizlerde 100’lü ölçekte verilmiştir. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
Dört soruda ortaya konulan görüşlere katılım oranı Türkiye ortalaması olarak %56-66 aralığında olumludur. Yani kişiler sivil-asker ilişkileri konusunda yukarıdaki dört soruda ortaya konulan adımlara orta düzeyde olumlu bakmaktadır.
Sivil-asker ilişkilerinin gündemde tartışılan başlıca dört konusunu sorgulayan değişimlere bakış Türkler arasında %53-64 aralığında orta düzeyde olumlu iken, Kürt ve Zazalarda bu oranlar %68-80 çok daha üst düzey bir değişim talebine işaret etmektedir. Bu durum Kürt-Zazaların sivil-asker ilişkilerinin mevcut yapısından daha fazla rahatsız olması veya TSK’ya tepkisi temelinde de açıklanabilir.
Genelkurmay Başkanlığı
MSB'ye bağlanmalıdır.
(%)
Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı
İçişleri Bakanlığına
bağlanmalıdır.
(%)
Askeri Yüksek İdare
Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalıdır.
(%)
Belirli bir meblağın
üzerindeki TSK harcamaları yerindelik
denetimine tabi olmalıdır.
(%)
Türk 56,9 58,5 53,4 64,1
Kürt-Zaza 70,5 68,4 72,0 80,5
Türkiye Ortalaması
58,9 59,9 56,1 66,5
Not: Bu dört soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
71
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Sivil-asker ilişkileri konusundaki bulgular oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde:
Dört soruda ortaya konulan görüşlere katılım oranları Türkler arasında oy verilen siyasi partiye göre fazla farklılaşmamakla birlikte, AKP’ye oy verenler CHP ve MHP’ye oy verenlere göre sorgulanan değişimlere daha olumlu bakmaktadır. Bunun yanında, Türkler arasında BDP’ye oy verenlerin askeri yargı ve TSK harcamalarının yerindelik denetimi konusunda son iki soruda sorgulanan değişimlere daha olumlu baktığı da görülmektedir.
Sivil-asker ilişkileri konusundaki görüşlere katılım oranları Kürtler ve Zazalar arasında da oy verilen siyasi partiye göre fazla farklılaşmamakla birlikte BDP’ye oy verenlerin TSK ile ilgili sözkonusu değişimlere bakışı çok daha olumludur.
2011 Seçiminde oy verilen
siyasi parti
Genelkurmay Başkanlığı
MSB'ye bağlanmalıdır.
(%)
Jandarma ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı İçişleri
Bakanlığına bağlanmalıdır.
(%)
Askeri Yüksek
İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalıdır.
(%)
Belirli bir meblağın
üzerindeki TSK harcamaları yerindelik
denetimine tabi olmalıdır.
(%)
Türk
AKP 60,8 61,2 56,5 65,4
CHP 54,6 58,3 50,8 60,5
MHP 54,3 54,0 53,7 65,3
BDP 53,0 45,7 71,9 71,2
Kürt- Zaza
AKP 64,4 65,4 64,4 75,5
CHP 57,8 50,8 61,9 73,8
MHP 61,7 54,7 62,5 60,9
BDP 80,1 78,1 83,3 90,1
72
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Genelkurmay Başkanlığı MSB'ye bağlanmalıdır.” sorusuna ait bulgular, kişilerin kendilerini
dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranı; Türkler arasında kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre %55-61aralığındadır ve çok fazla bir değişim de göstermemektedir.
Aynı görüşe katılım oranları; Kürt-Zazalar arasında %66-80 aralığında değişirken, bu görüşe olumlu bakış %80,2 ile en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerde ve %66,7 ile göreceli olarak en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerdedir.
Genelkurmay Başkanlığı MSB'ye bağlanmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 61,1 Marksist / Komünist / Sosyalistim 80,2
Dindarım 60,3 Sosyal demokratım 77,4
Ulusalcıyım 58,1 Dindarım 72,6
Sol eğilimliyim 57,4 Sol eğilimliyim 68,6
Sağ eğilimliyim 55,8 Sağ eğilimliyim 66,7
Sosyal demokratım 55,8
73
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmalıdır.” sorusuna ait
bulgular, kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde
incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranları Türkler arasında %57-62 aralığındadır ve kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre çok fazla bir değişim göstermemektedir.
Aynı görüşe katılım oranları; Kürt-Zazalar arasında %64-81 aralığında değişirken, bu görüşe olumlu bakış %81 ile yine en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerde ve %64,7 ile göreceli olarak en düşük oranda “Sol eğilimliyim” diyenlerdedir.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Dindarım 62,2 Marksist / Komünist / Sosyalistim 81,0
Sol eğilimliyim 61,4 Sosyal demokratım 73,8
Ulusalcıyım 61,3 Dindarım 73,2
Marksist / Komünist / Sosyalistim 59,7 Sağ eğilimliyim 67,4
Sosyal demokratım 58,3 Sol eğilimliyim 64,7
Sağ eğilimliyim 57,1
74
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalıdır.” sorusuna ait bulgular,
kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde
incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranları Türkler arasında %50-55 aralığındadır ve kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre çok fazla bir değişim göstermemektedir.
Aynı görüşe katılım oranları; Kürt-Zazalar arasında %67-80 aralığında değişirken, bu görüşe olumlu bakış %80,3 ile en yüksek oranda “Marksist / Komünist / Sosyalistim” diyenlerde ve %67,2 ile göreceli olarak en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerdedir.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 55,1 Sosyal demokratım 80,3
Marksist / Komünist / Sosyalistim 54,2 Marksist / Komünist / Sosyalistim 75,8
Dindarım 53,3 Dindarım 74,7
Sosyal demokratım 52,1 Sol eğilimliyim 72,3
Sağ eğilimliyim 51,4 Sağ eğilimliyim 67,2
Sol eğilimliyim 50,8
75
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Belirli bir meblağın üzerindeki TSK harcamaları yerindelik denetimine tabi olmalıdır.”
sorusuna ait bulgular, kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları
çerçevesinde incelendiğinde:
Bu görüşe katılım oranları Türkler arasında %60-66 aralığındadır ve kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre çok fazla bir değişim göstermemektedir.
Aynı görüşe katılım oranları; Kürt-Zazalar arasında %78-88 aralığında değişirken, bu görüşe en olumlu bakış %88,8 ile en yüksek oranda “sosyal demokratım” diyenlerde ve %78,9 ile göreceli olarak en düşük oranda “Sağ eğilimliyim” diyenlerdedir.
Belirli bir meblağın üzerindeki TSK harcamaları yerindelik denetimine tabi olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 66,3 Marksist / Komünist / Sosyalistim 88,8
Sağ eğilimliyim 64,1 Sosyal demokratım 85,5
Dindarım 63,9 Sol eğilimliyim 83,4
Sol eğilimliyim 63,5 Dindarım 81,7
Ulusalcıyım 63,3 Sağ eğilimliyim 78,9
Sosyal demokratım 60,0
76
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Sivil-asker ilişkileri alanında ortaya konan ve sorgulanan dört konudaki görüşlere, kişilerin
kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamalarına göre genel olarak bakıldığında;
Türklerde orta düzeyde olumlu olan bu değişime bakışın kişilerin kendilerini tanımladığı
kavramlara göre farklılaşmadığı söylenebilir. Bunun yanında, TSK ile ilgili sözkonusu
değişimlere daha olumlu bakan Kürt-Zazalar arasında da kişilerin kendilerini tanımladığı
kavramlara göre çok büyük bir farklılaşma olmamakla birlikte, kendisini “sosyal demokrat”
veya “Marksist / Komünist / Sosyalist” olarak tanımlayanlarda TSK ile ilgili değişim talebi
artmaktadır.
Sonuç olarak, TSK ile ilgili değişimlere tüm toplum kesimlerince olumlu yaklaşıldığının
vurgulanması gerekmektedir.
77
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
8.2 General Terfi ve Atamalarında Yetki
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu soruda, TSK’daki terfi ve atamaların hangi
düzeyden itibaren siyasi iradenin yetkisinde olması gerektiği konusu, yukarıda verilen
alternatifli üç şık ile sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
“General terfi ve atamalarının tamamı TSK’nın yetkisinde olmalıdır” görüşü Türkiye genelinde %47,7 oranında bir destek görmektedir. Bu oran Türklerde %49,6 iken Kürt-Zazalarda %38,6’ya gerilemektedir.
General terfi ve atamalarına siyasi iradenin bir şekilde müdahil olmasını sorgulayan diğer iki seçenek Türkiye genelinde %52,3 oranında destek görmektedir. Bu oran Türklerde %50,3 iken Kürt-Zazalarda %61,5’e yükselmektedir.
Bulgulara daha genel bakıldığında; Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı general terfi ve
atamalarına siyasi iradenin bir şekilde müdahil olması gerektiğini düşünürken, diğer yarısı bu
müdahaleye farklı gerekçelerle olumsuz bakmaktadır. General terfi ve atamalarına siyasi
iradenin müdahil olması konusunda Kürt-Zazaların Türklerden daha istekli olduğunu da
vurgulamak gerekmektedir.
TSK'daki terfi ve atamalar hangi düzeyden itibaren siyasi iradenin yetkisinde olmalıdır? (%)
Generallerin tamamı sivil iradenin
yetkisinde olmalıdır
Sadece orgeneraller sivil iradenin
yetkisinde olmalıdır
Generallerin tamamı TSK’nın
yetkisinde olmalıdır
Türk 28,0 22,3 49,6
Kürt-Zaza 43,8 17,7 38,6
Türkiye Ortalaması 31,0 21,3 47,7
Not: Bu soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
78
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
TSK’daki terfi ve atamalara dönük sorunun bulguları mezhep değişkenine göre analiz
edildiğinde:
“General terfi ve atamalarının tamamı TSK’nın yetkisinde olmalıdır” görüşü Türkler ve Türk Hanefi-Şafiiler arasında %49 düzeyinde bir destek görürken, bu oran Türk Alevilerde %72 düzeyine yükselmektedir.
“General terfi ve atamalarının tamamı TSK’nın yetkisinde olmalıdır” görüşü Kürt-Zazalar arasında da mezhebe göre büyük oranda farklılaşmaktadır. Bu görüş, Kürt-Zaza Hanefi-Şafiiler arasında %30 düzeyinde bir destek görürken, bu oran Kürt-Zaza Alevilerde %75 düzeyine yükselmektedir.
Bulgular, TSK’daki general terfi ve atamalarına siyasi iradenin müdahil olması konusunu Türk
ve Kürt-Zaza Alevilerin desteklemediğini ve bu konuya şüphe ile baktığını göstermektedir.
TSK'daki terfi ve atamalar hangi düzeyden itibaren siyasi iradenin yetkisinde olmalıdır? (%)
Mezhep Generallerin tamamı
sivil iradenin yetkisinde olmalıdır
Sadece orgeneraller sivil iradenin
yetkisinde olmalıdır
Generallerin tamamı TSK’nın yetkisinde
olmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii 28,5 22,4 49,1
Alevi 7,0 20,9 72,1
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 49,8 20,4 29,7
Alevi 18,2 6,1 75,8
79
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
TSK’daki terfi ve atamalara dönük görüşler oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde:
“General terfi ve atamalarının tamamı TSK’nın yetkisinde olmalıdır” seçeneği Türkler arasında %68,3 ile en yüksek oranda CHP’ye oy verenlerde ve %33,3 ile en düşük oranda AKP’ye oy verenlerde destek bulmuştur. Bu görüşe BDP’ye oy veren Türklerin destek oranının %61,5 olması ise çelişki olarak görülmekle birlikte, bu kitlenin çok büyük kısmının Marksist ve aşırı sol gruplardan oluşması bulguyu daha anlaşılabilir hale getirmektedir. Bu durum mevcut hükümete tepki temelinde bir sonuç olarak da yorumlanabilir.
“General terfi ve atamalarının tamamı TSK’nın yetkisinde olmalıdır” seçeneği Kürt-Zazalar arasında %69,2 ile en yüksek oranda yine CHP’ye oy verenlerde ve %28,6 ile en düşük oranda BDP’ye oy verenlerde destek bulmuştur.
TSK'daki terfi ve atamalar hangi düzeyden itibaren siyasi iradenin yetkisinde olmalıdır? (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi
parti
Generallerin tamamı sivil iradenin
yetkisinde olmalıdır
Sadece orgeneraller sivil iradenin
yetkisinde olmalıdır
Generallerin tamamı TSK’nın yetkisinde
olmalıdır
Türk
AKP 41,2 25,5 33,3
CHP 12,0 19,7 68,3
MHP 26,0 21,7 52,3
BDP 23,1 15,4 61,5
Kürt-Zaza AKP 46,7 19,0 34,3
CHP 15,4 15,4 69,2
MHP 29,4 35,3 35,3
BDP 56,3 15,1 28,6
80
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgulara kişilerin kendilerini tanımladıkları kavramlar bağlamında bakıldığında; “General
terfi ve atamalarının tamamı TSK’nın yetkisinde olmalıdır” görüşüne destek hem Türkler hem
de Kürt-Zazalar içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla ve ulusalcı olarak tanımlayanlar
arasında dindar ve sağ eğilimli tanımlayanlara göre daha yüksektir.
TSK'daki terfi ve atamalar hangi düzeyden itibaren siyasi iradenin yetkisinde olmalıdır? (%)
Generallerin tamamı sivil
iradenin yetkisinde olmalıdır
Sadece orgeneraller sivil iradenin
yetkisinde olmalıdır
Generallerin tamamı TSK’nın
yetkisinde olmalıdır
Dindarım Türk 39,9 21,2 38,9
Kürt - Zaza 52,4 16,7 31,0
Sağ eğilimliyim Türk 40,7 25,2 34,1
Kürt - Zaza 37,1 20,0 42,9
Sol eğilimliyim Türk 13,9 23,6 62,5
Kürt - Zaza 32,1 13,8 54,1
Sosyal demokratım Türk 15,4 18,9 65,7
Kürt - Zaza 56,5 12,0 31,5
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 10,2 15,3 74,6
Kürt - Zaza 29,0 3,2 67,7
Ulusalcıyım Türk 15,0 23,0 62,0
81
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
9. DİYANET, DİNİ SİMGELER VE KAMUSAL ALAN
9.1 Diyanet İşleri Başkanlığına Bakış
Bu soru ile Diyanet İşleri Başkanlığının yapısı ile ilgili üç farklı alternatif aynı soru içinde şıklı
olarak sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
İnsanların %49,5’i Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile korunması, %38,6’sı tüm inanç gruplarını kapsaması, %11,9’u ise kaldırılması gerektiğini ifade etmektedir.
Türklerde %55,2 ile Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile korunması görüşü daha fazla öne çıkarken, Kürt-Zazalarda %49,6 ile başkanlığın tüm inanç gruplarını kapsaması gerektiği görüşü daha fazla öne çıkmaktadır.
Sonuç olarak, Diyanet İşleri Başkanlığının halkın yarısı tarafından aynen korunması
arzulanmaktadır. Bu kurumda, diğer inanç gruplarına yer verilmesi görüşüne belli oranda
destek varken, kaldırılması ile ilgili görüş fazla kabul görmemiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı : (%)
Mevcut statüsü ile korunmalıdır
Tüm inanç gruplarını kapsamalıdır Kaldırılmalıdır
Türk 55,2 36,0 8,8
Kürt-Zaza 31,7 49,4 18,9
Türkiye Ortalaması 49,5 38,6 11,9
82
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular mezhepsel temelde analiz edildiğinde:
Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile korunması görüşü Türkiye genelinde %49,5 iken bu oran Türk Alevilerde %17 ve Kürt-Zaza Alevilerde %1 düzeyine düşmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması görüşü Türkiye genelinde %11,9 oranında destek bulurken bu destek oranı Türk Alevilerde %41, Kürt-Zaza Alevilerde ise %70 düzeyine çıkmaktadır.
Başka bir açıdan bakıldığında Hanefi Türklerle Alevi Kürtler arasında tam bir zıtlık
görünmektedir. Özellikle Kürt-Zaza Alevilerin üçte ikisinden fazlası bu kurumun kaldırılmasını
isterken, Kürt ve Türk Hanefiler bu kurumun kaldırılmaması veya yeniden yapılandırılması
yönünde fikir birliği içindedir. Bu konuda hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevi ve
Sünniler bir birinden çok farlı düşünmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı (%) :
Mezhep Mevcut statüsü ile korunmalıdır
Tüm inanç gruplarını kapsamalıdır Kaldırılmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii 56,5 35,8 7,7
Alevi 17,3 41,4 41,4
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 37,0 52,9 10,0
Alevi 1,2 28,8 70,0
83
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde:
Türkler arasında AKP ve MHP’ye oy verenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile korunması görüşü daha ağırlıklı iken (%61,4-%58,6), CHP’ye oy verenlerde başkanlığın tüm inanç gruplarını kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması (%41,6) ve BDP’ye oy verenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması görüşü daha fazla destek bulmaktadır.
Kürt-Zazalar arasında ise, AKP ve MHP’ye oy verenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile korunması ve tüm inanç gruplarını kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması görüşleri daha fazla öne çıkarken, BDP’ye ve CHP’ye oy verenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması görüşü daha fazla destek bulmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı (%) :
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
Mevcut statüsü ile korunmalıdır
Tüm inanç gruplarını kapsamalıdır Kaldırılmalıdır
Türk
AKP 61,4 34,3 4,2
CHP 38,8 41,6 19,6
MHP 58,6 35,3 6,0
BDP 16,3 26,5 57,1
Kürt-Zaza AKP 48,2 48,2 3,7
CHP 18,4 34,9 46,7
MHP 38,7 45,2 16,1
BDP 14,5 54,6 30,9
84
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular öğrenim durumuna göre analiz edildiğinde: hem Türkler hem de Kürt-Zazalar
arasında Üniversite mezunlarının Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü konusunda
daha olumsuz fikirlere sahip olduğu görülmektedir.
Diyanet İşleri Başkanlığı (%) :
Öğrenim durumu Mevcut statüsü ile korunmalıdır
Tüm inanç gruplarını
kapsamalıdır Kaldırılmalıdır
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
58,6 34,9 6,5
Lise mezunu 59,6 32,6 7,7
Üniversite mezunu 48,0 39,6 12,4
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
43,8 47,4 8,7
Lise mezunu 31,1 50,3 18,6
Üniversite mezunu 21,2 49,4 29,4
85
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre analiz edildiğinde:
Dindar ve sağ eğilimli olduğunu söyleyenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile korunması görüşü daha ağırlıklıdır.
Kendisini sol eğilimli veya sosyal demokrat olarak tanımlayanlarda başkanlığın tüm inanç gruplarını kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması görüşü, kendisini Marksist/Komünist/Sosyalist olarak tanımlayanlarda ise Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması görüşü daha fazla destek bulmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı (%) :
Mevcut statüsü ile korunmalıdır
Tüm inanç gruplarını
kapsamalıdır Kaldırılmalıdır
Dindarım Türk 66,2 29,4 4,3
Kürt - Zaza 45,7 52,4 2,0
Sağ eğilimliyim Türk 65,4 29,6 5,0
Kürt - Zaza 54,3 41,7 4,0
Sol eğilimliyim Türk 35,2 41,9 22,9
Kürt - Zaza 17,1 52,8 30,1
Sosyal demokratım Türk 37,3 46,4 16,3
Kürt - Zaza 15,4 56,8 27,8
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 27,7 21,8 50,4
Kürt - Zaza 2,4 29,8 67,9
Ulusalcıyım Türk 51,0 40,3 8,7
86
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
9.2 Zorunlu Din Dersleri ve Cem Evlerinin Statüsü
Bu iki farklı soruda, zorunlu din derslerinin kaldırılması ve cem evlerinin ibadethane olarak
kabul edilmesi konuları sorgulanmıştır. Her iki görüşe katılım oranı analizlerde 100’lü ölçekte
verilmiştir. Bulgular etnik ve mezhepsel temelde analiz edildiğinde:
“Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” görüşüne katılım oranı Türkiye genelinde %38,3’tür. Bu oran, Türkler arasında %36, Kürt-Zazalarda %48,4’dür. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında bu görüşü destekleme oranları Alevilerde (%75,9-%95,8) Hanefi-Şafiilerden (%34,6-%40,3) daha yüksektir.
“Cem evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir” görüşünü destekleme oranı Türkiye genelinde %47,5’dir. Bu oran, Türkler arasında %44,6 iken Kürt-Zazalarda %60,6’dır. Aynı görüşü destekleme oranları hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevilerde (%89,7-%98,5) Hanefi-Şafiilerden (%43-%54) daha yüksektir.
Bulgular, halkın %60’dan fazlasının zorunlu din derslerinin kaldırılmasına karşı olduğunu
göstermektedir. Bu durum din eğitimi hususunda toplumun (Hanefi-Şafiilerin) daha fazla
muhafazakar eğilimler sergilediğini göstermektedir. Ama aynı toplumun yarısına yakınının
Cem Evlerinin ibadet yeri olarak kabulüne sıcak bakması da toplumdaki hoşgörüyü
göstermesi açısından olumlu bir durumdur.
Zorunlu din dersleri
kaldırılmalıdır. (%)
Cem Evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir.
(%)
Türk 36,0 44,6
Kürt-Zaza 48,4 60,6
Türkiye Ortalaması
38,3 47,5
Mezhep
Zorunlu din dersleri
kaldırılmalıdır. (%)
Cem Evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir.
(%)
Türk
Hanefi-Şafii 34,6 43,0
Alevi 75,9 89,7
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 40,3 54,0
Alevi 95,8 98,5
87
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
İki sorunun bulgularına 2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti ayrımında bakıldığında:
“Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” görüşü, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında CHP ve BDP’ye oy verdiğini söyleyenlerde AKP ve MHP’ye oy verdiğini söyleyenlere göre çok daha yüksek oranda destek bulmaktadır.
“Cem evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir” görüşü de hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında CHP ve BDP’ye oy verdiğini söyleyenlerde AKP ve MHP’ye oy verdiğini söyleyenlere göre çok daha yüksek oranda destek bulmaktadır.
2011 Seçiminde oy verilen siyasi parti
Zorunlu din dersleri
kaldırılmalıdır. (%)
Cem Evleri ibadethane
olarak kabul edilmelidir. (%)
Türk
AKP 30,9 39,4
CHP 46,0 53,9
MHP 33,8 42,1
BDP 68,2 76,0
Kürt-Zaza
AKP 32,0 45,9
CHP 71,0 78,9
MHP 47,7 52,3
BDP 64,9 74,4
88
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” görüşü, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında sol
eğilimli olanlarda sağ eğilimli olanlar ve kendilerini dindar tanımlayanlardan daha fazla
destek görmektedir.
Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 52,2 Marksist / Komünist / Sosyalistim 88,1
Sol eğilimliyim 48,3 Sol eğilimliyim 66,3
Sosyal demokratım 45,9 Sosyal demokratım 64,1
Ulusalcıyım 38,3 Dindarım 28,5
Sağ eğilimliyim 30,0 Sağ eğilimliyim 22,7
Dindarım 26,0
89
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Cem evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir” görüşü de hem Türkler hem de Kürt-Zazalar
arasında sol eğilimli olanlarda sağ eğilimli olanlar ve kendilerini dindar tanımlayanlardan
daha fazla destek görmektedir.
Kürt kökenli sol eğilimli tüm gruplar zorunlu din derslerine ne kadar muhalefet etmiş ise,
cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul edilmesine de o çoğunlukta taraftar olmuştur.
Cem Evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 57,1 Marksist / Komünist / Sosyalistim 93,6
Sol eğilimliyim 54,9 Sol eğilimliyim 77,5
Sosyal demokratım 52,2 Sosyal demokratım 72,9
Ulusalcıyım 44,6 Sağ eğilimliyim 45,0
Sağ eğilimliyim 37,2 Dindarım 41,4
Dindarım 36,8
90
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
9.3 Başörtüsü ve Okul
Bu soru ile başörtüsü ve dini simgelerin öğrenim sürecinde serbest olması durumu dört şıklı
olarak sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
“Başörtüsü tüm öğrenciler için yasak olmalıdır” görüşü Türkiye geneli için %17 düzeyinde destek bulurken bu destek oranı Kürtlerde %10 düzeyine gerilemektedir.
Bu bulgudan hareketle, başörtüsünün en azından üniversite düzeyinde serbest olması gerektiği görüşü toplamda %82 düzeyinde destek bulmaktadır.
Bulgular, halkın başörtüsünün okullarda tamamen yasaklanmasına büyük çoğunlukla karşı
olduğunu göstermektedir. Geleneksel yapının yoğun olduğu Kürtler arasında ise yasak ezici
bir çoğunlukla reddedilmektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler hangi öğrenim düzeyinde serbest olmalıdır? (%)
İlköğretim
ve üzeri Lise ve üzeri Üniversite Tüm öğrenciler için
yasak olmalıdır
Türk 25,7 22,9 33,5 17,9
Kürt-Zaza 33,9 22,4 33,4 10,3
Türkiye Ortalaması 26,8 22,1 33,4 17,7
91
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Başörtüsü ve dini simgelerin öğrenim sürecinde serbest olması durumu mezhepsel temelde
analiz edildiğinde:
“Başörtüsü tüm öğrenciler için yasak olmalıdır” görüşü Türkiye geneli için %17 düzeyinde destek bulurken bu görüşe destek oranı Türk Alevilerde %58’e, Kürt-Zaza Alevilerde %36 düzeyine çıkmaktadır.
Başörtüsünün en azından lise öğrenimi düzeyinde (ilköğretim ve lise toplamı) serbest olması gerektiği görüşü, Hanefi-Şafiilerde toplamda %50 ve 65 düzeyinde destek bulurken bu oran Alevilerde %10’lar düzeyine gerilemektedir.
Burada hem Kürt-Zazalar hem de Türkler arasında Alevilerin başörtüsünün okullarda
kullanımı konusundaki artan muhalefetini görmekteyiz. Bulgular, Kürt-Zaza Alevilerin
başörtüsüne toleransının Türk Alevilerden daha yüksek olduğunu da göstermektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler hangi öğrenim düzeyinde serbest olmalıdır? (%)
Mezhep İlköğretim ve üzeri Lise ve üzeri Üniversite
Tüm öğrenciler için yasak olmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii 26,4 23,4 33,6 16,6
Alevi 5,6 8,0 28,4 58,0
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 39,1 25,7 29,4 5,8
Alevi 3,6 3,6 56,2 36,7
Başörtüsü ve dini simgeler hangi öğrenim düzeyinde serbest olmalıdır? (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
İlköğretim ve üzeri Lise ve üzeri Üniversite
Tüm öğrenciler için yasak olmalıdır
Türk
AKP 33,6 28,7 30,7 7,0
CHP 10,0 12,9 33,1 43,9
MHP 24,2 24,1 35,1 16,6
BDP 22,4 12,2 53,1 12,2
Kürt-Zaza AKP 44,3 27,1 25,3 3,3
CHP 9,2 9,2 45,4 36,2
MHP 29,0 16,1 29,0 25,8
BDP 28,1 21,8 40,8 9,3
92
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Başörtüsü ve dini simgeler oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde; hem Kürt-Zazalar
hem de Türkler arasında başörtüsü konusundaki serbestliğe en büyük destek AKP’ye oy
verenler arasından gelirken en az destek ise CHP’ye oy verenlerden gelmektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler öğrenim durumuna göre analiz edildiğinde;
Başörtüsünün ilköğretim okulları ve üzerinde serbest olması görüşüne destek öğrenim düzeyi yükseldikçe düşmektedir.
Başörtüsünün tüm okullarda yasak olması alternatifine destek üniversite mezunlarında diğer öğrenim düzeylerine göre daha yüksektir.
Başörtüsünün üniversitede serbest olması görüşüne destek öğrenim düzeyi yükseldikçe artmaktadır.
Özellikle eğitim düzeyi düşük Kürtler başörtüsü konusunda çok daha muhafazakar bir eğilim sergilemektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler hangi öğrenim düzeyinde serbest olmalıdır? (%)
Öğrenim durumu
İlköğretim ve üzeri Lise ve üzeri Üniversite
Tüm öğrenciler için yasak olmalıdır
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
32,3 26,4 27,2 14,1
Lise mezunu 27,4 24,0 32,6 15,9
Üniversite mezunu 19,9 19,3 37,8 23,0
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
41,8 22,4 28,9 7,0
Lise mezunu 35,0 23,7 33,1 8,2
Üniversite mezunu 25,2 21,3 38,3 15,2
93
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Başörtüsü ve dini simgelerin okullarda serbest bırakılması kişilerin kendisini tanımladığı
kavramlara göre analiz edildiğinde;
Dindar ve/veya sağ eğilimli olduğunu söyleyenlerde; başörtüsünün serbest bırakılması görüşü, serbestinin hangi düzeyden başlayacağı konusunda farklılaşma olmakla birlikte, %90’ların üzerinde çok büyük bir destek bulmaktadır.
Sol eğilimli kavramlarla kendisini tanımlayanlarda ise, başörtüsün üniversitede serbest olması ve tüm okullarda yasak olması yönündeki iki farklı görüş daha ağırlıklı olarak destek bulmaktadır.
Başörtüsünün okullarda serbest bırakılması yönündeki talep ve bu konudaki hassasiyet, kişilerin kendisini tanımladığı kavramlardan bağımsız olarak Kürt-Zazalarda Türklere göre daha yüksektir.
Başörtüsünün en azından üniversitelerde serbest olması görüşü kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlarda dahi, Türkler arasında %60 ve üzerinde, Kürt-Zazalarda ise %75 ve üzerinde destek bulmaktadır.
Başörtüsü ve dini simgeler hangi öğrenim düzeyinde serbest olmalıdır? (%)
Tüm öğrenciler için yasak olmalı
İlköğretim ve üzeri Lise ve üzeri Üniversite
Dindarım Türk 43,0 31,4 23,8 1,8
Kürt - Zaza 57,5 23,7 18,4 0,3
Sağ eğilimliyim Türk 33,2 29,1 29,1 8,6
Kürt - Zaza 39,1 37,1 20,5 3,3
Sol eğilimliyim Türk 12,1 14,3 31,7 42,0
Kürt - Zaza 20,1 22,3 42,7 15,0
Sosyal demokratım Türk 12,0 16,1 34,0 37,9
Kürt - Zaza 24,4 18,4 42,3 15,0
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 9,2 10,1 42,9 37,8
Kürt - Zaza 12,0 10,8 50,6 26,5
Ulusalcıyım Türk 19,0 18,1 34,9 28,0
94
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Başörtüsü ve dini simgeler tüm öğrenciler için yasak olmalıdır” görüşünde olan kişilerin
kendilerini tanımladıkları kavramlara göre farklılaşması aşağıda grafik olarak verilmiştir.
95
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
9.4 Başörtüsü ve Kamusal Alan
Bu soru ile başörtüsü ve dini simgelerin hizmet esnasında serbest olması durumu üç şıklı
olarak sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için serbest olması” görüşü Türkiye genelinde %60,1 oranında destek görmektedir. Bu destek oranı Türklerde %59, Kürt-Zazalarda %70,1’dir.
“Başörtüsü ve dini simgelerin bazı kamu görevlileri hariç diğerleri için serbest olması” görüşü %17 düzeyinde, “tüm kamu görevlileri için yasak olması” görüşü %21 düzeyinde destek görmektedir.
Başörtüsünün okullarda serbest bırakılması sorusunda olduğu gibi, bu soruda da toplumun
çoğunluğunun başörtüsü yasağına, karşı ve tepkili olduğu görülmektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler hizmet esnasında : (%)
Tüm kamu görevlileri için
serbest olmalıdır
Bazı kamu görevlileri hariç
serbest olmalıdır
Tüm kamu görevlileri için yasak olmalıdır
Türk 59,0 18,4 22,6
Kürt-Zaza 70,1 15,4 14,5
Türkiye Ortalaması 60,1 17,6 21,2
96
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Başörtüsü ve dini simgelerin hizmet esnasında serbest olması konusundaki bulgular
mezhepsel temelde analiz edildiğinde:
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için serbest olması” görüşü Türkiye genelinde %60 düzeyinde destek görürken. Bu destek oranı Türk Alevi ve Kürt-Zaza Alevilerde %17-19 düzeyine düşmektedir.
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için yasak olması” görüşü Türkiye genelinde %21 düzeyinde destek görürken bu oran Türk Alevi ve Kürt-Zaza Alevilerde %59-63 düzeyine çıkmaktadır.
Bulgular, başörtüsünün bir Sünni geleneği gibi algılandığını, Alevi Türklerin ve Alevi Kürtlerin
ekserisinin başörtüsünün okullarda ve kamusal alanlarda kullanımına muhalefet ettiğini
göstermektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler hizmet esnasında: (%)
Mezhep Tüm kamu
görevlileri için serbest olmalıdır
Bazı kamu görevlileri hariç serbest olmalıdır
Tüm kamu görevlileri için yasak olmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii 60,3 18,4 21,3
Alevi 17,3 19,8 63,0
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 78,9 14,3 6,8
Alevi 19,4 21,8 58,8
97
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Başörtüsü ve dini simgelerin hizmet esnasında serbest olması konusundaki bulgular oy
verilen siyasi partilere göre analiz edildiğinde:
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için serbest olması” görüşü hem Türkler hem de Kürt-Zazalarda AKP’ye oy verenler arasında en yüksek desteği bulurken en az desteği CHP’ye oy verenler arasında bulmaktadır.
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için yasak olması” görüşü ise yukarıdaki bulguların tam tersi olarak, AKP’ye oy verenler arasında en düşük desteği bulurken en yüksek desteği (%48-51) CHP’ye oy verenler arasında bulmaktadır.
Diğer üç partiden farklı olarak, CHP seçmeninin yaklaşık yarısının başörtüsünün kamusal
alanda kullanımına tamamen karşı olduğu görülmektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler hizmet esnasında: (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
Tüm kamu görevlileri için
serbest olmalıdır
Bazı kamu görevlileri hariç
serbest olmalıdır
Tüm kamu görevlileri için yasak olmalıdır
Türk
AKP 73,3 16,6 10,2
CHP 27,7 21,2 51,1
MHP 59,5 18,7 21,8
BDP 51,0 16,3 32,7
Kürt-Zaza AKP 81,1 15,2 3,7
CHP 26,1 26,1 47,7
MHP 41,9 45,2 12,9
BDP 70,8 11,1 18,0
98
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Başörtüsü ve dini simgelerin hizmet esnasında serbest olması konusundaki bulgular öğrenim
durumuna göre analiz edilmiştir.
“Başörtüsü ve dini simgeler tüm kamu görevlileri için serbest olmalı” görüşüne destek öğrenim durumu yükseldikçe düşmektedir.
“Başörtüsü ve dini simgeler tüm kamu görevlileri için yasak olmalı” görüşüne destek öğrenim durumu yükseldikçe yükselmektedir.
Başörtüsü ve dini simgeler hizmet esnasında: (%)
Öğrenim durumu Tüm kamu
görevlileri için serbest olmalıdır
Bazı kamu görevlileri hariç
serbest olmalıdır
Tüm kamu görevlileri için yasak olmalıdır
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
72,2 14,9 12,8
Lise mezunu 60,9 17,9 21,2
Üniversite mezunu 48,2 20,3 31,5
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
73,3 16,2 10,5
Lise mezunu 71,9 15,9 12,2
Üniversite mezunu 65,3 14,7 20,0
99
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Başörtüsü ve dini simgelerin hizmet esnasında serbest olması konusundaki bulgular kişilerin
kendisini tanımladığı kavramlara göre analiz edildiğinde;
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için serbest olması” görüşü dindar ve/veya sağ eğilimli olduğunu söyleyenlerde sol eğilimli kavramlarla kendisini tanımlayanlara göre çok daha fazla destek bulmaktadır.
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için yasak olması” görüşü ise yukarıdaki bulgunun tam tersi olarak, sol eğilimli kavramlarla kendisini tanımlayanlarda, sağ eğilimli ve/veya dindar olarak kendisini tanımlayanlara göre çok daha fazla destek bulmaktadır.
Başörtüsü ve dini simgeler hizmet esnasında: (%)
Tüm kamu görevlileri için
serbest olmalıdır
Bazı kamu görevlileri hariç
serbest olmalıdır
Tüm kamu görevlileri için yasak olmalıdır
Dindarım Türk 80,8 14,3 4,9
Kürt - Zaza 89,6 10,1 0,3
Sağ eğilimliyim Türk 70,3 15,2 14,6
Kürt - Zaza 73,0 21,7 5,3
Sol eğilimliyim Türk 26,6 24,5 48,9
Kürt - Zaza 58,7 17,5 23,8
Sosyal demokratım Türk 34,1 19,6 46,3
Kürt - Zaza 67,8 12,4 19,7
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 35,3 14,3 50,4
Kürt - Zaza 50,0 11,9 38,1
Ulusalcıyım Türk 44,0 18,3 37,7
100
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
10. CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ
Sadece üniversite mezunlarına yöneltilen bu soru ile Cumhurbaşkanının yetkileri aynı soru
içinde üç şıklı olarak sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
İnsanların %52,5’i Cumhurbaşkanının mevcut yetkilerinin korunması gerektiğini düşünmektedir.
%24,5’lik bir kesim Cumhurbaşkanının mevcut yetkilerinin azaltılması gerektiği yönünde görüş beyan ederken %23’lük bir kesim mevcut yetkilerinin artırılması gerektiğini vurgulamıştır.
Cumhurbaşkanının: (%)
Mevcut yetkileri
artırılmalıdır Mevcut yetkileri
korunmalıdır Mevcut yetkileri
azaltılmalıdır
Türk 24,8 54,5 20,7
Kürt-Zaza 19,0 43,3 37,7
Türkiye Ortalaması 23,0 52,5 24,5
Not: Bu soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
101
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Cumhurbaşkanının yetkileri konusundaki görüşler oy verilen siyasi partilere göre analiz
edildiğinde; AKP-CHP ve MHP’ye oy verenler arasında “Cumhurbaşkanının mevcut
yetkilerinin korunması” görüşü daha ağırlıklı iken BDP’ye oy verenlerde “Cumhurbaşkanının
mevcut yetkilerinin azaltılması” görüşü daha fazla öne çıkmaktadır.
Cumhurbaşkanının: (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
Mevcut yetkileri artırılmalıdır
Mevcut yetkileri korunmalıdır
Mevcut yetkileri azaltılmalıdır
Türk
AKP 33,2 53,9 12,8
CHP 14,4 56,1 29,5
MHP 20,5 57,8 21,7
BDP 11,1 18,5 70,4
Kürt-Zaza AKP 33,3 47,2 19,4
CHP 12,5 45,3 42,2
BDP 7,6 38,2 54,2
102
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
11. KAMU GÖREVLİLERİ İLE İLGİLİ KOVUŞTURMALAR VE
MİLLETVEKİLİ DOKUNULMAZLIĞI
Yukarıda verilen ve sadece üniversite mezunlarına uygulanan iki farklı soru ile kamu
görevlileri hakkındaki kovuşturmaların izne tabi olması ve milletvekili dokunulmazlığı
sorgulanmıştır. Her iki soruda da ifade edilen görüşlere katılım oranları analizlerde 100’lü
ölçekte verilmiştir. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
“Kamu görevlileri ile ilgili kovuşturmalar izne tabi olmalıdır” görüşüne katılım oranı %57,6’dır. Bu oran etnik temelde farklılaşmamaktadır.
“Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmalıdır” görüşüne katılım oranı %68’dir. Bu oran Türkler arasında %66,7 iken Kürt-Zazalarda %74,9’dur.
Kamu görevlileri hakkındaki kovuşturmaların izne tabi olması ve milletvekili dokunulmazlığı
konusundaki görüşler oy verilen siyasi partilere göre analiz edildiğinde; her iki sorudaki
görüşlerin hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında çok fazla farklılaşmadığı (BDP’ye oy
veren Kürt-Zazalar hariç) görülmektedir.
Kamu görevlileri ile ilgili kovuşturmalar izne tabi
olmalıdır.
(%)
Milletvekili dokunulmazlığı
kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmalıdır.
(%)
Türk 57,6 66,7
Kürt-Zaza 57,9 74,9
Türkiye Ortalaması 57,6 68,0
Not: Bu iki soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
2011 Seçiminde oy verilen siyasi parti
Kamu görevlileri ile ilgili kovuşturmalar izne tabi
olmalıdır. (%)
Milletvekili dokunulmazlığı
kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmalıdır.
(%)
Türk AKP 59,1 67,2
CHP 58,1 64,9
MHP 57,9 66,3
BDP 43,8 68,0
Kürt-Zaza
AKP 58,8 69,5
CHP 58,7 74,2
BDP 55,7 83,7
103
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Kamu görevlileri hakkındaki kovuşturmalar izne tabi olmalıdır” görüşünün kişilerin kendisini
tanımladığı kavramlara göre farklılaşması yukarıdaki tabloda verilmiştir. Bu görüşe katılım
oranının kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre çok fazla farklılaşmadığı
görülmektedir.
Kamu görevlileri ile ilgili kovuşturmalar izne tabi olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Ulusalcıyım 63,9 Sol eğilimliyim 61,4
Sosyal demokratım 61,9 Marksist / Komünist / Sosyalistim 57,1
Dindarım 59,0 Dindarım 56,8
Sağ eğilimliyim 58,5 Sosyal demokratım 55,2
Sol eğilimliyim 58,4 Sağ eğilimliyim 53,7
Marksist / Komünist / Sosyalistim 53,4
104
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmalıdır” görüşüne katılım
oranları kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre yukarıdaki tabloda verilmiştir.
Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Dindarım 68,2 Sol eğilimliyim 81,8
Sol eğilimliyim 67,4 Sosyal demokratım 77,1
Sağ eğilimliyim 66,0 Marksist / Komünist / Sosyalistim 75,9
Marksist / Komünist / Sosyalistim 63,8 Dindarım 72,6
Ulusalcıyım 62,9 Sağ eğilimliyim 69,9
Sosyal demokratım 57,0
105
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
12. REFERANDUM UYGULAMALARI
Bu soruda “Referandum uygulamalarına daha sık işlerlik kazandırılmalıdır” ifadesi
sorgulanmıştır. Bu soruya katılım oranları analizlerde 100’lü ölçekte verilmiştir. Bulgular etnik
temelde analiz edildiğinde; bu görüşe katılım oranı %64,7 iken bu oran Türklerde %63,2,
Kürt-Zazalarda %71,4’dür.
İnsanların fikirlerinin sorulması anlamına gelen referandum uygulaması, çoğunluk olarak
önemsemekte ve desteklenmektedir. Bu hususta Kürtler Türklerden bir adım daha ileride,
referandum uygulamasına daha istekli görünmektedirler.
“Referandum uygulamalarına daha sık işlerlik kazandırılmalıdır” sorusuna katılım oranları oy
verilen siyasi partiye göre yukarıda verilmiştir. Referandum uygulamasına bakış kişilerin oy
verdiği partiye göre farklılaşmamaktadır.
Referandum uygulamalarına daha
sık işlerlik kazandırılmalıdır. (%)
Türk 63,2
Kürt-Zaza 71,4
Türkiye Ortalaması 64,7
2011 Seçiminde oy verilen siyasi parti
Referandum uygulamalarına daha sık işlerlik kazandırılmalıdır.
(%)
Türk AKP 64,2
CHP 61,1
MHP 62,0
BDP 59,2
Kürt-Zaza AKP 66,0
CHP 67,6
MHP 60,2
BDP 79,4
106
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
13. SEÇİM BARAJI VE PARTİ İÇİ DEMOKRASİ
13.1 Seçim Barajı İçin Beklentiler
Bu soruda, Türkiye geneli için seçim barajının ne olması gerektiği aynı soru içinde üç şıklı
olarak sorgulanmış ve cevaplar 100’lü ölçekte analiz edilmiştir. Bulgular etnik temelde analiz
edildiğinde:
Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı %10’luk seçim barajının korunması gerektiğini düşünürken, diğer yarısı barajın düşürülmesi veya kaldırılması yönünde görüş bildirmiştir.
Türkler arasında %10’luk seçim barajının korunması gerektiğini düşünenlerin oranı %55,5 iken bu oran Kürt-Zazalarda %30,5’e gerilemektedir. Bu noktada, Kürt-Zazalar arasında seçim barajının düşürülmesi veya kaldırılması görüşünü savunanların %70 düzeyinde olduğunu da vurgulamak gerekmektedir.
Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır? (%)
%10 olarak kalmalıdır
Baraj düşürülmelidir
Baraj tamamen kaldırılmalıdır
Türk 55,5 36,1 8,4
Kürt-Zaza 30,5 48,3 21,2
Türkiye Ortalaması 49,6 38,8 11,6
107
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bu analizde, “seçim barajı düşürülmelidir” diyenlerin seçim barajı tercihleri incelenmiştir.
Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde; Türkiye genelinde seçim barajının düşürülmesi
gerektiğine inananların yaklaşık yarısı (%54) seçim barajının yüzde 5’e düşürülmesi
gerektiğini ifade etmektedir. Kürt-Zazalar arasında bu oran %61 düzeyindedir.
Türkiye geneli için seçim barajı kaça düşürülmelidir? (%)
% 3'e
Düşürülmeli % 5'e
Düşürülmeli % 7'e
Düşürülmeli
Türk 15,3 52,3 32,4
Kürt-Zaza 22,1 60,8 17,1
Türkiye Ortalaması 17,3 53,8 28,8
108
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır” sorusuna ait bulgular mezhep temelinde analiz
edildiğinde:
Türk Alevilerde seçim barajının düşürülmesi veya kaldırılması yönünde görüş bildirenlerin toplam oranı %75 düzeyindeyken aynı oran Kürt-Zaza Alevilerde %97’dir.
Bu anlamda hem Türkler hem de Kürt-Zazalarda Hanefi-Şafiilerle Aleviler arasında çok büyük bir kırılmanın olduğu söylenebilir.
Bir önceki soruda “seçim barajı düşürülmelidir” diyenlerin öngördüğü seçim barajı “Seçim
barajı kaça düşürülmelidir” sorusu ile farklı bir analize tabi tutulmuştur. Tüm etnik ve
mezhep gruplarında insanların büyük kısmı %5’lik seçim barajını daha uygun görmektedir.
Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır? (%)
Mezhep %10 olarak kalmalıdır
Baraj düşürülmelidir
Baraj tamamen kaldırılmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii 56,5 35,7 7,7
Alevi 25,5 46,6 28,0
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 35,4 49,3 15,3
Alevi 3,0 42,6 54,4
Türkiye geneli için seçim barajı kaça düşürülmelidir? (%)
Mezhep % 3'e
Düşürülmeli % 5'e
Düşürülmeli % 7'e
Düşürülmeli
Türk
Hanefi-Şafii 15,1 51,8 33,1
Alevi 20,0 64,0 16,0
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 20,2 61,6 18,3
Alevi 34,7 55,6 9,7
109
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır” sorusuna ait bulgular oy verilen siyasi partiye
göre analiz edildiğinde:
Hem Türklerde hem de Kürt-Zazalarda seçim barajının %10 olarak kalması görüşüne en yüksek düzeyde katılım AKP ve müteakiben MHP’ye oy verenler arasındadır.
Hem Türklerde hem de Kürt-Zazalarda CHP ve BDP’ye oy verenlerde seçim barajının düşürülmesi daha fazla öne çıkan ve desteklenen görüş durumundadır.
“Seçim barajı kaça düşürülmelidir” sorusuna ait cevaplar analiz edildiğinde, dört büyük
partiye oy veren seçmenlerin büyük kısmı %5’lik seçim barajını daha uygun görmektedir.
Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır? (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
%10 olarak kalmalıdır
Baraj düşürülmelidir
Baraj tamamen kaldırılmalıdır
Türk
AKP 68,5 26,9 4,5
CHP 31,9 51,5 16,6
MHP 53,0 41,2 5,8
BDP 32,7 28,6 38,8
Kürt-Zaza AKP 58,3 35,2 6,6
CHP 16,6 52,3 31,1
MHP 40,6 56,3 3,1
BDP 0 62,0 38,0
Türkiye geneli için seçim barajı kaça düşürülmelidir? (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi parti
% 3'e Düşürülmeli
% 5'e Düşürülmeli
% 7'e Düşürülmeli
Türk
AKP 11,9 48,5 39,7
CHP 17,4 56,5 26,1
MHP 12,1 51,4 36,4
BDP 21,4 50,0 28,6
Kürt-Zaza AKP 12,7 59,0 28,3
CHP 26,6 59,5 13,9
MHP 22,2 66,7 11,1
BDP 29,4 60,5 10,1
110
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır” sorusuna ait bulgular öğrenim durumuna göre
analiz edildiğinde:
Hem Türklerde hem de Kürt-Zazalarda öğrenim durumu yükseldikçe “seçim barajı %10 olarak kalmalı” görüşüne katılım oranı düşmektedir.
Yukarıdaki bulgunun tam tersi olarak, hem Türklerde hem de Kürt-Zazalarda öğrenim durumu yükseldikçe “seçim barajı düşürülmeli” görüşüne katılım oranı da yükselmektedir.
Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır? (%)
Öğrenim durumu %10 olarak kalmalıdır
Baraj düşürülmelidir
Baraj tamamen kaldırılmalıdır
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
61,4 31,5 7,1
Lise mezunu 57,6 35,4 7,0
Üniversite mezunu 48,4 40,3 11,3
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
45,7 39,2 15,1
Lise mezunu 29,1 50,0 20,9
Üniversite mezunu 17,7 55,2 27,1
Türkiye geneli için seçim barajı kaça düşürülmelidir? (%)
Öğrenim durumu % 3'e
Düşürülmeli % 5'e
Düşürülmeli % 7'e
Düşürülmeli
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
16,5 55,9 27,6
Lise mezunu 15,1 56,4 28,5
Üniversite mezunu 15,1 47,6 37,4
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
17,1 66,4 16,4
Lise mezunu 21,3 62,5 16,3
Üniversite mezunu 25,6 56,0 18,4
111
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgulara kişilerin kendilerini tanımladıkları kavramlar bağlamında bakıldığında; dindar, sağ
eğilimli veya ulusalcı olanlarda “seçim barajı %10 olarak kalmalıdır” görüşü daha baskın
olarak öne çıkarken, kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlarda “seçim barajı
düşürülmelidir” görüşü daha çok destek bulmaktadır.
Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır? (%)
%10 olarak kalmalıdır
Baraj düşürülmelidir
Baraj tamamen kaldırılmalıdır
Dindarım Türk 68,8 26,8 4,3
Kürt - Zaza 46,0 46,2 7,8
Sağ eğilimliyim Türk 68,1 26,1 5,8
Kürt - Zaza 62,0 30,7 7,3
Sol eğilimliyim Türk 30,2 52,9 16,9
Kürt - Zaza 6,9 60,5 32,6
Sosyal demokratım Türk 32,7 49,6 17,7
Kürt - Zaza 15,7 58,1 26,2
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 22,9 39,0 38,1
Kürt - Zaza 2,4 52,4 45,1
Ulusalcıyım Türk 49,7 40,3 10,1
112
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
13.2 Anayasada Parti İçi Demokrasiyi Mümkün Kılacak Hüküm İhtiyacı
“Anayasada parti içi demokrasiyi mümkün kılacak hükümler yer almalıdır” görüşüne katılım
durumu 100’lü ölçekte ifade edilmiştir. Bulgular etnik ve mezhepsel temelde analiz
edildiğinde; Türkiye genelinde bu görüşü destekleme oranı %67,3 iken bu oran Türkler
arasında %66,1, Kürt-Zazalara arasında ise %72,9’dur.
“Anayasada parti içi demokrasiyi mümkün kılacak hükümler yer almalıdır” görüşüne katılım
durumu oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde ise; Türkler arasında önemli bir
farklılaşma gözlenmezken, Kürt-Zazalar arasında bu görüşe en yüksek katılım %77 ve %73 ile
BDP ve CHP’ye oy verenler arasındadır.
Anayasada parti içi
demokrasiyi mümkün kılacak hükümler yer almalıdır.
(%)
Türk 66,1
Kürt-Zaza 72,9
Türkiye Ortalaması 67,3
2011 Seçiminde oy verilen siyasi parti
Anayasada parti içi demokrasiyi mümkün kılacak
hükümler yer almalıdır. (%)
Türk
AKP 66,6
CHP 64,5
MHP 67,1
BDP 60,6
Kürt-Zaza AKP 69,5
CHP 73,6
MHP 54,0
BDP 77,6
113
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
14. YÜKSEK YARGIYA ÜYE SEÇİMİ
Yüksek yargıya üye seçimi ile ilgili soru grubunda, yukarıda verilen her bir kişi veya kurumun
üye seçimindeki etkinliği 10’lu ölçekte ayrı birer soru olarak ve toplamda beş soru olarak
hazırlanmış ve sadece üniversite mezunlarına yöneltilmiştir. 100’lü ölçeğe dönüştürülen
bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
Yüksek yargıya üye seçiminde ortaya konulan beş farklı kişi ve kurumun öngörülen etkinliği %53-64 aralığında gerçekleşmiştir.
Üye seçiminde en fazla etkin olması istenen grup %64 ile yüksek yargı organları iken, göreceli olarak en az etkin olması istenen grup %53,8 ile hükümet olmuştur.
Bulgular, yüksek yargıya üye seçiminde ortaya konulan beş farklı kişi ve kurumun öngörülen etkinliğinin, Türkiye geneli ve etnik temelde çok fazla farklılaşmadığını göstermektedir.
Cumhur-başkanı
etkili olmalıdır
Meclis etkili
olmalıdır
Hükümet etkili
olmalıdır
HSYK etkili olmalıdır
Yüksek Yargı
Organları etkili
olmalıdır
Türk 57,8 59,9 55,6 61,6 67,1
Kürt-Zaza 50,4 62,2 44,8 45,0 48,9
Türkiye Ortalaması
56,5 60,3 53,8 58,8 64,0
Not: Bu beş ayrı soru sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına yöneltilmiştir.
114
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yüksek yargıya üye seçimine ait beş farklı sorunun bulguları mezhepsel temelde analiz
edildiğinde:
Yüksek yargıya üye seçiminde ortaya konulan beş farklı kişi ve kurumun öngörülen etkinliği Hanefi-Şafiilerde Türkiye genelinden çok fazla farklılaşmamaktadır.
Bunun yanında, hem Türk hem de Kürt-Zaza Alevilerde üye seçiminde “yüksek yargı organları” en çok etkili olması istenen, HSYK ise ikinci öncelikte etkili olması istenen kurum durumundadır.
Yüksek yargıya üye seçimine ait beş farklı sorunun bulguları oy verilen siyasi partiye göre
analiz edildiğinde:
Sırasıyla AKP ve MHP “Cumhurbaşkanı”, “Meclis” ve “Hükümet” i yüksek yargıya üye seçiminde diğer partilere oy verenlere göre daha etkin görmek istemektedir.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalardan CHP’ye oy verenler, yüksek yargıya üye seçiminde “yüksek yargı organları” nı daha fazla etkin görmek istemektedir.
Mezhep
Cumhur-başkanı
etkili olmalıdır
Meclis etkili
olmalıdır
Hükümet etkili
olmalıdır
HSYK etkili
olmalıdır
Yüksek Yargı
Organları etkili
olmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii
58,2 60,3 56,2 61,6 67,0
Alevi 39,5 44,4 36,4 59,5 73,4
Kürt-Zaza
Hanefi-Şafii
56,7 67,9 50,1 43,7 43,6
Alevi 24,7 39,6 24,8 50,1 68,8
2011 seçimlerinde oy
verilen siyasi parti
Cumhur-başkanı
etkili olmalıdır
Meclis etkili
olmalıdır
Hükümet etkili
olmalıdır
HSYK etkili
olmalıdır
Yüksek Yargı
Organları etkili
olmalıdır
Türk
AKP 68,6 69,6 66,7 61,9 64,5
CHP 44,1 47,3 41,7 64,4 74,6
MHP 59,8 61,3 56,9 56,7 62,0
BDP 31,9 44,1 31,5 51,5 61,5
Kürt-Zaza
AKP 66,6 73,0 62,2 53,8 48,2
CHP 36,3 39,0 35,1 53,7 72,0
BDP 47,0 67,5 38,8 34,4 42,1
115
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında dindar ve/veya sağ eğilimli olanlar, yüksek yargıya
üye seçiminde Cumhurbaşkanını, kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlara göre daha
fazla etkin görmek istemektedir. Bu değerlendirmede kişilerin makamları değil o makamı
işgal eden kişiyi ve özelliklerini düşünerek karar verdiği söylenebilir.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında dindar ve/veya sağ eğilimli olanlar, yüksek yargıya
üye seçiminde TBMM’yi, kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlara göre daha fazla
etkin görmek istemektedir.
Yüksek yargıya üye seçiminde Cumhurbaşkanı etkili olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Dindarım 72,1 Dindarım 70,8
Sağ Eğilimliyim 66,7 Sağ Eğilimliyim 65,8
Ulusalcıyım 52,3 Sosyal Demokratım 55,5
Sol Eğilimliyim 44,6 Sol Eğilimliyim 36,4
Sosyal Demokratım 42,5 Marksist / Komünist / Sosyalistim 29,3
Marksist / Komünist / Sosyalistim 33,9
Yüksek yargıya üye seçiminde TBMM etkili olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Dindarım 73,3 Dindarım 73,5
Sağ Eğilimliyim 67,6 Sosyal Demokratım 68,8
Ulusalcıyım 56,8 Sağ Eğilimliyim 67,6
Sol Eğilimliyim 48,1 Sol Eğilimliyim 55,1
Sosyal Demokratım 47,7 Marksist / Komünist / Sosyalistim 49,3
Marksist / Komünist / Sosyalistim 40,7
116
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Dindar ve/veya sağ eğilimli olanlar, yüksek yargıya üye seçiminde Hükümeti, kendisini sol
eğilimli kavramlarla tanımlayanlara göre daha fazla etkin görmek istemektedir. Bu
değerlendirmede de kişilerin mevcut iktidarı ve konjonktürü düşünerek karar verdiği
söylenebilir.
Türkler arasında dindar ve/veya sağ eğilimli olanlar, yüksek yargıya üye seçiminde HSYK’yı,
kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlara göre daha az etkin görmek istemektedir.
Kürt-Zazalar arasında özellikle sağ eğilimli olan kişilerin tercihleri yorumlamak ise zor
görünmektedir.
Yüksek yargıya üye seçiminde Hükümet etkili olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Dindarım 68,8 Sağ Eğilimliyim 61,3
Sağ Eğilimliyim 64,6 Dindarım 58,5
Ulusalcıyım 46,1 Sosyal Demokratım 45,2
Sol Eğilimliyim 44,1 Sol Eğilimliyim 35,2
Sosyal Demokratım 39,5 Marksist / Komünist / Sosyalistim 30,3
Marksist / Komünist / Sosyalistim 29,0
Yüksek yargıya üye seçiminde HSYK etkili olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Sol Eğilimliyim 67,6 Sağ Eğilimliyim 55,2
Marksist / Komünist / Sosyalistim 66,0 Marksist / Komünist / Sosyalistim 49,3
Ulusalcıyım 63,4 Sol Eğilimliyim 45,0
Sosyal Demokratım 63,4 Dindarım 40,0
Sağ Eğilimliyim 61,9 Sosyal Demokratım 39,8
Dindarım 57,1
117
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Türkler arasında dindar ve/veya sağ eğilimli olanlar, yüksek yargıya üye seçiminde yüksek
yargı organlarını, sol eğilimli olanlara göre daha az etkin görmek istemektedir. Aynı şeyi Kürt-
Zaza dindarlar için de söylemek mümkündür.
Yüksek yargıya üye seçiminde Yüksek Yargı Organları etkili olmalıdır.
Türk % Kürt - Zaza %
Marksist / Komünist / Sosyalistim 78,5 Marksist / Komünist / Sosyalistim 67,0
Sol Eğilimliyim 75,4 Sağ Eğilimliyim 54,2
Sosyal Demokratım 73,9 Sol Eğilimliyim 53,6
Ulusalcıyım 72,7 Sosyal Demokratım 44,8
Sağ Eğilimliyim 64,9 Dindarım 35,3
Dindarım 60,8
118
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
15. YÜKSEK ÖĞRETİM KURULUNA (YÖK) BAKIŞ
Bu soru ile YÖK’ün yapısı ile ilgili üç farklı alternatif aynı soru içinde şıklı olarak
sorgulanmıştır. Bulgular etnik temelde analiz edildiğinde:
İnsanların %45,3’ü YÖK’ün kaldırılması, %32,5’i yeniden yapılandırılması, %22’si ise mevcut statüsü ile korunması gerektiğini düşünmektedir.
Kürt-Zazalarda YÖK’ün kaldırılması daha fazla destek bulurken, Türkler arasında kurumun yeniden yapılandırılması veya mevcut statüsü ile korunması daha fazla destek bulmaktadır.
Yüksek Öğretim Kurulu: (%)
Mevcut statüsü ile
korunmalıdır
Üniversiteleri daha fazla özerkleştirecek
şekilde yeniden yapılandırılmalıdır
Kaldırılmalıdır
Türk 23,9 35,0 41,1
Kürt-Zaza 17,3 23,7 59,0
Türkiye Ortalaması 22,2 32,5 45,3
119
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
YÖK’ün yapısına dönük soruya ait bulgular mezhepsel temelde analiz edildiğinde; hem
Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevilerin YÖK’ün kaldırılmasına Hanefi-Şafiilere göre
çok daha fazla taraftar olduğu görülmektedir. Türk Alevilerde bu taraftarlık %65, Kürt-Zaza
Alevilerde ise %90 düzeyindedir.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında AKP ve MHP’ye oy verenlerin çoğunluğu, YÖK’ün
yeniden yapılandırılması veya mevcut statüsü ile korunması gerektiğini düşünmekle birlikte.
CHP ve BDP’ye oy verenlerin çoğunluğu YÖK’ün kaldırılmasını desteklemektedir.
Yüksek Öğretim Kurulu: (%)
Mezhep
Mevcut statüsü ile
korunmalıdır
Üniversiteleri daha fazla özerkleştirecek şekilde
yeniden yapılandırılmalıdır Kaldırılmalıdır
Türk
Hanefi-Şafii 24,4 35,3 40,3
Alevi 8,7 26,7 64,6
Kürt-Zaza Hanefi-Şafii 19,7 26,6 53,7
Alevi 3,6 6,5 89,9
Yüksek Öğretim Kurulu: (%)
2011 seçimlerinde oy verilen siyasi
parti
Mevcut statüsü ile
korunmalıdır
Üniversiteleri daha fazla özerkleştirecek şekilde
yeniden yapılandırılmalıdır Kaldırılmalıdır
Türk
AKP 27,6 38,3 34,1
CHP 18,6 27,9 53,5
MHP 22,4 38,0 39,6
BDP 16,7 10,4 72,9
Kürt-Zaza AKP 29,4 29,0 41,5
CHP 10,5 15,8 73,7
MHP 16,1 38,7 45,2
BDP 6,4 17,2 76,4
120
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında öğrenim durumu yükseldikçe; “YÖK mevcut
statüsü ile korunmadır” görüşüne destek düşerken, “YÖK kaldırılmalıdır” görüşüne destek
yükselmektedir.
Yüksek Öğretim Kurulu: (%)
Öğrenim durumu
Mevcut statüsü ile
korunmalıdır
Üniversiteleri daha fazla özerkleştirecek şekilde
yeniden yapılandırılmalıdır
Kaldırılmalıdır
Türk
Ortaokul mezunu veya daha düşük
27,5 40,5 32,1
Lise mezunu 29,6 30,3 40,1
Üniversite mezunu 16,9 35,3 47,8
Kürt-Zaza Ortaokul mezunu veya daha düşük
24,2 22,7 53,1
Lise mezunu 18,0 22,0 59,9
Üniversite mezunu 10,7 25,9 63,4
121
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular kişilerin kendisini tanımladığı kavramlara göre analiz edildiğinde; dindar ve sağ
eğilimli olduğunu söyleyenlerde YÖK’ün mevcut statüsü ile korunması veya yeniden
yapılandırılması görüşü daha ağırlıklı iken, kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlarda
YÖK’ün kaldırılması daha baskın bir görüş olarak ortaya çıkmaktadır.
Yüksek Öğretim Kurulu: (%)
Mevcut statüsü ile
korunmalıdır
Üniversiteleri daha fazla özerkleştirecek şekilde
yeniden yapılandırılmalıdır Kaldırılmalıdır
Dindarım Türk 28,9 37,0 34,1
Kürt - Zaza 25,3 30,4 44,3
Sağ eğilimliyim Türk 28,9 35,4 35,7
Kürt - Zaza 29,6 32,9 37,5
Sol eğilimliyim Türk 19,8 22,9 57,3
Kürt - Zaza 11,8 13,4 74,8
Sosyal demokratım Türk 12,9 32,9 54,2
Kürt - Zaza 4,7 25,9 69,4
Marksist / Komünist / Sosyalistim
Türk 5,2 17,4 77,4
Kürt - Zaza 2,4 6,0 91,7
Ulusalcıyım Türk 12,8 41,5 45,7
122
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
BULGULARIN ÖZETİ
Çalışmada elde edilen bulgulardan önemli görülenler, tabloların yer aldığı ana metinden
seçilerek ve özetlenerek bu bölümde rapor ana başlıkları altında verilmiştir.
Türkiye İçin En Uygun Yönetim Sistemi (Rejimi)
Parlamenter sistem, yarı başkanlık ve başkanlık sistemi olarak, üç farklı rejim
sorgulandığında; Türkiye genelinde parlamenter sistem yaklaşık her üç kişiden ikisinin tercihi
durumundadır. Parlamenter sistem Türkler arasında Kürt ve Zazalara göre daha fazla destek
bulmaktadır. Kürt-Zaza nüfusun, Türklere göre yarı başkanlık ve başkanlık sistemini daha
fazla tercih etmesinin statükoya tepki sonucu olduğu düşünülebilir.
Parlamenter sisteme destek oranı Sünnilerden farklı olarak, Türk Alevilerde %91 ve Kürt-Zaza
Aleviler arasında %81 ile çok daha yüksek düzeye çıkmaktadır. Bu bulgular; geçmişte
travmalar yaşayan Alevi toplumunun başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerine şüpheyle
baktığını göstermektedir.
Parlamenter sisteme destek en yüksek oranda CHP ve BDP’ye oy verenler arasındayken bu
oran AKP’ye oy verenler içinde en düşük (%60) düzeydedir. Bu bulgular tersten okunacak
olursa; başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerine toplam destek oranı bu konuyu tartışmaya
açan AKP tabanında dahi %40’lar düzeyinde kalmaktadır. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar
içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla ve ulusalcı olarak tanımlayanlar arasında parlamenter
sisteme inanç ve destek oranı kendisini dindar ve sağ eğilimli tanımlayanlara göre çok daha
yüksektir.
Yönetim/rejim sistemi tercihleri konusunda genel bir değerlendirme yapılacak olursa;
Türkiye’de tüm toplum kesimlerinde parlamenter sistem üzerinde genel bir mutabakatın
olduğu söylenebilir. Bu noktada, ülkede üniversite mezunları arasında dahi başkanlık ve yarı
başkanlık sistemleri konusundaki bilgi düzeyinin yeterli olmadığı, dünya örneklerinin iyi
bilinmediği gerçeğini de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Devlet Yönetiminde Yapı
Devlet yönetiminde “Üniter Yapı”, “İdari Özerklik” ve “Siyasi Özerklik” olmak üzere üç farklı
yapı sorgulanmıştır. Türkiye genelinde üniter yapı her üç kişiden ikisi tarafından destek
bulurken, Kürt-Zazalar arasında yaklaşık her üç kişiden birisi bu yapıyı desteklemektedir. Kürt
ve Zazalarda çoğunluk (her beş kişiden dördü) “Üniter Yapı” veya üniter yapı içinde çözüm
olan “İdari Özerklik” seçeneklerini desteklemektedir. Kürt-Zazalar arasında “Federasyon”
talebinin yaklaşık her dört-beş kişiden birisi tarafından desteklenen görüş olduğunu da
vurgulamak gerekmektedir.
123
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Üniter Yapı”ya destek oranı Alevilerde Sünnilerden daha düşüktür. Bu oran, Kürt-Zaza
Alevilerde %20,2 ile en düşük düzeydedir. Bunun yanında, Federasyon yapısı Kürt-Zaza
Aleviler arasında %49,3 oranında destek bulmaktadır. Bu durum, Devletin yönetim yapısı ile
ilgili toplumsal gruplar arası bir çelişki veya problem kaynağı olarak da algılanabilir.
Türkler arasında “Üniter Yapı” ya desteğin en yüksek oranda %76,2 ile MHP’ye, %71,6 ile
AKP’ye ve %68,4 ile CHP’ye oy verenlerde olduğu görülmektedir. Kürt-Zazalar arasında ise
“Üniter Yapı” ya desteğin en yüksek oranda %53,9 ile AKP’ye ve %41,5 ile CHP’ye oy verenler
arasında iken, bu oran en düşük oranda %16,8 ile BDP’ye oy veren Kürt-Zazalar arasındadır.
“Federasyon” yapısına destek oranı, Kürt-Zazalar arasında BDP’ye oy verenlerde %40 ile en
yüksek düzeydedir.
Siyasi temelde özerklik talep ve bildirilerinin öne çıktığı son bir yıllık süreç göz önüne
alındığında, bu konuda radikal çıkışları olan BDP’ye oy verenler içinde dahi, Siyasi Özerklik
yani Federatif yapıyı destekleyenlerin oranının %40’da kalması ve bu oranın Tüm Kürt-Zazalar
arasında %22 düzeyinde olması, hem Kürtleri temsil ettiklerini beyan eden partiler hem de
diğer Kürt siyasi oluşumları için önemli bir mesaj niteliğindedir. Bu durum ortaya konan
taleplerin toplumsal tabanlı ve gerçekçi olmadığını da göstermektedir. Sözkonusu bulgular,
Kürt-Zazalarla ilgili olarak batıda yaşayan Türklerde yükselen tepkilerin ve önyargıların da
sorgulanması açısından oldukça önemli görülmelidir.
Kürt-Zazalar arasında öğrenim düzeyi yükseldikçe Federasyon talebinin de yükseldiği
görülmektedir. Bu durum eğitim düzeyi ile siyasi bilinçlenme arasında doğrusal bir ilişkinin
varlığına işaret etmektedir.
Kürt-Zazalar içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlar arasında; Üniter Yapıya
destek oranı etnik grup ortalamasının çok altında kalırken, Federasyon talep oranı etnik grup
ortalamasının çok üstünde gerçekleşmektedir. Ayrıca Kürt-Zazalar içinde kendisini dindar ve
sağ eğilimli olarak tanımlayanların Federasyon talep oranı etnik grup ortalamasının altındadır
ve üniter yapıya sahip çıkma oranı Kürtlerin içindeki en yüksek düzeydedir. Bu bulgular, sağ
eğilimi ve/veya dindar olan Kürt-Zazaların daha devletçi bir çizgide olduğunu göstermesi
açısından önemlidir.
Temel İlkeleri Belirleyen Çerçeve Anayasaya Bakış
Yeni anayasanın temel ilkeleri belirleyen, daha kısa bir “Çerçeve Anayasa” olması görüşünü
destekleme oranı Türkiye genelinde %57,2’dir. Türkler arasında daha kısa bir “Çerçeve
Anayasa”yı destekleme oranı (%58,7) Kürt-Zazalara göre (%48,2) daha yüksektir. Pek çok Kürt
ve Zazanın, özellikle açılım süreci sonrası tanınan hakların anayasal temelde tanınan haklar
124
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
olması gerektiği yönünde ortaya koyduğu görüşün, bu kesimi daha kısa bir “Çerçeve
Anayasa” konusunda tereddüde düşürmüş olabileceği değerlendirilmektedir.
Temel İlkeler Üzerinde Uzlaşı
Türkiye genelinde “Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşı sağlanmalıdır” görüşünü
destekleme oranı %67’dir. Türkler arasında bu görüşü destekleme oranı (%66,4) Kürt-
Zazalara göre (%70,3) çok fazla farklılaşmazken, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında
Alevi olanların bu görüşü destekleme oranları (%80,5-%79,6) Hanefi-Şafiilerden (%66,1-
%68,2) çok daha yüksektir. Çalışmada tüm parti taraftarlarının konuya olumlu baktıkları ve
bu konuda benzer destekleme oranlarına sahip oldukları görülmüştür.
Uzlaşma Komisyonuna Bakış ve Komisyonun Yapısı
Yeni anayasanın bir uzlaşma komisyonu tarafından hazırlanması görüşüne katılım oranı
Türkiye genelinde %66,2’dir. Bu oran, Türkler arasında %64,8, Kürt-Zazalarda %73,8’dir. Hem
Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında “Uzlaşma Komisyonu” görüşünü destekleme oranları
Alevilerde (%70,8-%80) Hanefi-Şafiilerden (%64,7-%72,3) daha yüksektir.
“Komisyona üye seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır” görüşünü
destekleme oranı Türkiye genelinde %59’dur. Bu oran, Türkler arasında %61,6 iken Kürt-
Zazalarda %44,2 ile daha düşüktür. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında komisyona
üye seçiminde oy oranının esas alınması görüşünü destekleme oranları Alevilerde (%47,6-
%32,8) Hanefi-Şafiilerden (%61,9-%46,8) daha düşüktür.
Her iki görüşü destekleme oranı farklı partilere oy verenler arasında fazla farklılaşmamakla
birlikte, hem Türkler ve hem de Kürt-Zazalar arasında bu oranlar AKP’ye oy verenler içinde en
yüksek, BDP’ye oy verenler içinde ise en düşük düzeydedir.
Yeni Anayasa Taslağının Tartışılması ve Halkoyuna Sunulması
“Anayasa taslağı mecliste oylanmadan önce belirli bir süre kamuoyunda tartışılmalı ve geri
bildirimler alınmalıdır” görüşüne katılım oranı Türkiye genelinde %66,1’dir. Bu oran, Türkler
arasında %64,7, Kürt-Zazalarda %74,2’dir. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında bu
görüşü destekleme oranları Alevilerde (%80,8-%81,9) Hanefi-Şafiilerden (%64,3-%72,5) daha
yüksektir.
“Anayasa meclisten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna sunulmalıdır” görüşünü destekleme
oranı Türkiye genelinde %63,5’dir. Bu oran, Türkler arasında %62,1 iken Kürt-Zazalarda
%71,4’dür. Aynı görüşü destekleme oranları Alevilerde (%73,3-%78,6) Hanefi-Şafiilerden
(%61,8-%69,9) daha yüksektir.
125
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yeni Anayasa İçin Uzlaşma Sağlanamazsa
Yeni anayasa konusunda uzlaşma olmaması durumu sorgulandığında; “Mevcut anayasa ile
devam edilmeli veya üzerinde değişiklik yapılmalıdır” görüşünün en yüksek oranda
desteklenen görüş olduğu ve Türkiye genelinde %48,4’lük bir taraftar bulduğu görülmektedir.
Bu görüşü destekleme oranı Türklerde (%52) Kürt-Zazalara göre (%30,9) çok daha yüksektir.
Bu durum Kürt-Zazaların uzlaşma olmasa dahi mevcut anayasa ile devam edilmesi görüşüne
Türklere göre çok daha olumsuz baktığını göstermektedir.
“Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve uzlaşılamayan konular maddeler halinde
referanduma götürülmelidir” görüşü üç şıklı soruda %31,9 ile en yüksek ikinci desteği
bulmuştur. Bu görüşe katılım oranı Kürt-Zazalarda (%39,7) Türklere göre (%30,4) daha
yüksektir.
“Uzlaşılan konular üzerinden yeni anayasa hazırlanmalı, uzlaşılamayan konular daha sonra
çözüm getirmek üzere mevcut hali ile yeni anayasaya konmalıdır” görüşü üç şıklı soruda
%19,8 ile en düşük desteği bulmuştur. Bu görüşe katılım oranı Kürt-Zazalarda (%29,5)
Türklere göre (%17,5) daha yüksektir.
Bulgularda çıkan genel sonuç; Yeni Anayasa konusunda uzlaşma olmasa dahi, kişilerin yeni
anayasanın hazırlanması konusunda ısrarcı olduğunu ve çözüm yollarına sıcak baktığını
göstermektedir. Bu konudaki istekliliğin Kürt-Zazalarda daha üst düzeyde ve beklenen bir
durum olduğunu ifade etmek gerekmektedir.
Bu bulgular; Kürt-Zazaların Türklere, Alevilerin de Hanefi-Şafiilere göre mevcut anayasanın
mutlaka değişmesi gerektiği konusunda çok daha istekli olduğunu göstermektedir.
“Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve uzlaşılamayan konular maddeler halinde
referanduma götürülmelidir” görüşüne destek oranı ise birinci görüşün tam aksine, hem
Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla ve ulusalcı olarak
tanımlayanlar arasında dindar ve sağ eğilimli tanımlayanlara göre çok daha yüksektir.
Evrensel Hukuk ve Anayasada Tarafsızlık
Bu başlık altında üç farklı soru uygulanmış ve analiz edilmiştir. “Anayasanın ruhu evrensel
hukuk ilkelerine uygun olmalıdır” görüşüne katılım oranı Türkiye genelinde %70,1’dir. Bu
oran, Türkler arasında %68, Kürt-Zazalarda %82,5’dir. Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar
arasında bu görüşü destekleme oranları Alevilerde (%79,1-%91) Hanefi-Şafiilerden (%67,7-
%80,4) daha yüksektir.
126
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Devlet etnisite, din ve diğer sosyal gruplar karşısında tarafsız olmalıdır” görüşünü
destekleme oranı Türkiye genelinde %77,2’dir. Bu oran, Türkler arasında %75,4 iken Kürt-
Zazalarda %85’dir. Aynı görüşü destekleme oranları, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar
arasında bir önceki soruda olduğu gibi Alevilerde (%86,8-%96,3) Hanefi-Şafiilerden (%75-
%83) daha yüksektir.
“Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır” görüşünü destekleme oranı ise Türkiye
genelinde %73,9’dur. Bu oran, Türkler arasında %72,4 iken Kürt-Zazalarda %80,6’dır. Aynı
görüşü destekleme oranları, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında önceki iki soruda
olduğu gibi Alevilerde (%84,1-%91,2) Hanefi-Şafiilerden (%72-%78,7) daha yüksektir.
Bu bulgular; yeni anayasanın evrensel hukuk ilkelerine uygunluğu ve tarafsızlığı noktasındaki
talep ve beklentilerin Kürt-Zazalarda Türklerden ve Alevilerde Hanefi-Şafiilerden daha yüksek
olduğunu göstermektedir. Türkiye’de nüfus olarak azınlık durumunda olmaları Kürtlerin-
Zazaların ve Alevilerin yeni anayasanın evrenselliği ve tarafsızlığı yönündeki beklentilerini
yükseltmektedir.
Yeni Anayasada Değiştirilemez Hükümlere Bakış
Anayasada değiştirilemez hükümler bulunması gerektiği konusunda Türkiye genelinde %84,
kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında ise %90 oranında yüksek bir mutabakat
varken bu oran Kürtlerde ve Zazalarda %58 düzeyindedir.
Değiştirilemez hükümlere tek tek bakıldığında ise; Başkent dışındaki değiştirilemez
hükümlerin yeni anayasada da yer alması gerektiği konusunda Türkiye genelinde %61-72
aralığında bir mutabakat vardır. Bu oranlar Türklerde %68-80 bandına yükselirken Kürt ve
Zazalarda %34-40 bandına düşmektedir. Yani Türkler arasında her üç kişiden ikisinin, Kürt-
Zazalar arasında ise her üç kişiden birisinin anayasanın değiştirilemez hükümleri ile ilgili bir
problemi yoktur.
Kendisini etnik olarak Türk tanımlayanlar arasında; Cumhuriyet ve Laiklik ilkelerinin
değiştirilemez hüküm olarak yeni anayasada da yer alması gerektiği görüşüne destek,
Alevilerde Hanefi-Şafiilerden daha yüksektir. Bunun yanında, Türkçe, Türk Bayrağı ve Milli
Marş konusundaki hassasiyet Hanefi-Şafiilerde Alevilere göre daha yüksektir. Kendisini Kürt
ve Zaza olarak tanımlayanlar arasında değiştirilemez hükümlere bakış, genelde olumsuz
olmakla birlikte, Laiklik İlkesi dışındaki diğer beş değiştirilemez hükme/ilkeye destek oranı
Alevilerde Hanefi-Şafiilerden çok daha düşüktür.
Anayasanın değiştirilemez hükümleri konusundaki temel farklılaşmanın aynı mezhepten olan
Türk Alevilerle Kürt Aleviler arasında olduğu ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet ilkesine olumlu
127
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
bakış Türk Alevilerde en yüksek oranda (%76) iken, aynı ilke Kürt Alevilerde en düşük orana
(%33) sahiptir. Laiklik ilkesinde de beklentilerin aksine temel farklılaşma mezhepsel temelde
değil etnisite temelinde gerçekleşmiştir. Burada Alevi ve Sünni Kürtler benzer algılara
sahipken, diğer taraftan Alevi ve Sünni Türkler algılarda benzeşmektedir.
Türkçe, Türk Bayrağı ve Milli Marş’ın yeni anayasada da değiştirilemez hüküm olarak yer
alması konusundaki destek hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında sağ eğilimli ve dindar
olanlarda, sol eğilimli olanlara göre çok daha yüksektir.
Kendisini Türk olarak tanımlayanlar arasında, değiştirilemez hükümlere bakış öğrenim
durumuna göre farklılaşmazken, kendisini Kürt-Zaza tanımlayanlar arasında, Cumhuriyet ve
Laiklik İlkesi dışındaki hükümlere bakış genel olarak öğrenim durumu yükseldikçe daha
olumsuz hale gelmektedir.
Anayasada Türklük
Yeni anayasada Türklük ve diğer etnik gruplara atıf durumu çalışmada alternatifli üç görüş/şık
ile sorgulanmıştır. Bu görüşlerden, “Sadece Türklüğe atıf olmalıdır”, “Anayasada Türklük dâhil
hiçbir etnik gruba atıf olmamalıdır” ve “Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf
olmalıdır” görüşlerinden her birinin Türkiye genelinde %30-35’ler düzeyinde birbirine yakın
değerlerde destek bulduğu görülmektedir.
“Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” görüşü ise Türklerde ve Türkiye
genelinde yaklaşık her üç kişiden birisinin desteklediği alternatif görüş durumundayken, bu
görüş Kürtler ve Zazalar arasında %57 ile oldukça yüksek oranda destek bulmaktadır. Burada,
“Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik gruba atıf olmamalıdır” ve “Türklük yanında diğer
etnik gruplara da atıf olmalıdır” şeklindeki iki görüşü destekleme oranının Kürtler ve Zazalar
arasında %90’ları bulan bir oranda destek bulması, bu kesimin bu konuda yeni anayasadan
beklentilerinin hayli yüksek olduğunu göstermektedir.
“Anayasada Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” görüşü hem Türk hem de
Kürt-Zaza Alevilerde %50’lerin üzerinde ve Hanefi-Şafiilere göre çok daha yüksek oranda
destek bulmaktadır.
“Anayasada sadece Türklüğe atıf olmalıdır” görüşüne, Türkler arasında en büyük desteğin
%50,5 ile MHP’ye oy verenlerden gelmesi, MHP’lilerin aynı topraklarda yaşayan diğer etnik
kökenlerin de anayasada yer almasını kabule tamamen olumsuz bakmadıklarını
göstermektedir. “Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır” seçeneğine destek
BDP’ye oy verdiğini söyleyenler arasında %70’ler ile en yüksek düzeye çıkmaktadır.
128
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Türkçe Dışındaki Ana Dillerin Öğrenimi ve Kullanımı
Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusunda üç farklı
konuyu sorgulayan aşağıdaki üç soruya bakışın Türkiye genelinde %50-60 aralığında orta
düzeyde olumlu olduğu görülmektedir.
İlk ve Ortaöğretimde Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi için seçmeli dersler olmalıdır.
Türkçe dışındaki ana dillerde eğitim verecek özel okullar açılabilmelidir.
Kamu hizmeti alanlar için Türkçe dışındaki ana dillerde kolaylıklar sağlanmalıdır.
Bu haklara bakış; Türkler arasında %50’lerin üzerinde olumlu iken, Kürt ve Zazalarda bu
oranlar %75-80 aralığında yüksek düzeyde katılımı olan taleplere dönüşmektedir.
Üç soruya verilen cevapların değerlerinin birbirine yakınlığı, gerek Türkler ve gerekse Kürtler-
Zazalar arasında, sorgulanan haklar farklılaşsa da, sözkonusu haklara bakışın kişilerde olumlu
veya olumsuz anlamda fazla değişmediğini ortaya koymaktadır. Sorular arasındaki yüksek
korelasyon kişilerin önemli bir oranının ana dil konusundaki sorgulanan haklara blok halinde
olumlu veya blok halinde olumsuz baktığını göstermektedir.
Bu bulgular, sözkonusu haklara bakışın Türkler arasında da olumsuz olmadığını göstermesi
açısından önemlidir. Burada öne çıkan husus, gerek Türkiye genelinde gerekse Türkler
arasında, Türkçeden başka bir dilin eğitim amaçlı veya başka bir zorunluluktan dolayı
öğretilmesi veya kullanılmasına çoğunluk olarak destek verilmesidir. Bu durum ülkede
demokrasi kültürünün ulaştığı düzeyi göstermesi bakımında dikkate değerdir.
Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi ve kamusal alanda kullanımı konusundaki haklara
bakış, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevilerde Hanefi-Şafiilere göre çok daha
olumludur. Bu oranlar, Kürt-Zaza Aleviler arasında %90-93 aralığında en yüksek orana
çıkmaktadır.
Bu haklara kişilerin kendilerini dindarlık ve siyasi kavramlarla tanımlamaları çerçevesinde
genel olarak bakıldığında; Hem Türkler hem de Kürtler ve Zazalar arasında haklara bakışta sol
eğilimli olanlar daha olumlu iken sağ eğilimliler ve kendisini dindar olarak tanımlayanlar ve
Türkler içindeki ulusalcılar göreceli olarak daha olumsuzdur. Türkler ve Kürt-Zazalar arasında
sorgulanan haklara bakışta göreceli olarak en olumsuz tavır MHP’ye oy verenlerde iken en
olumlu tavır BDP’ye oy verenlerdedir.
129
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
TSK ve Sivil-Asker İlişkileri
Sivil-asker ilişkileri alanında sorgulanan aşağıdaki dört konuda; kişilerin görüşlere katılım ve
bu konudaki girişimlere destek oranı Türkiye genelinde %55-65 aralığında orta düzeyde
olumludur.
Genelkurmay başkanlığı MSB'ye bağlanmalıdır.
Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmalıdır.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalıdır.
Belirli bir meblağın üzerindeki TSK harcamaları yerindelik denetimine tabi olmalıdır.
Sivil-asker ilişkilerinin gündemde tartışılan bu dört konusunu sorgulayan değişimlere bakış,
Türkler arasında orta düzeyde olumlu iken, Kürt ve Zazalarda bu oranlar (%68-80) çok daha
üst düzey bir değişim talebine işaret etmektedir. Bu durum, Kürt-Zazaların sivil-asker
ilişkilerinin mevcut yapısından daha fazla rahatsız olması veya TSK’ya tepkisi temelinde de
açıklanabilir.
Türklerde TSK ile ilgili bu değişimlere bakış kişilerin kendilerini tanımladığı kavramlara göre
farklılaşmamakla birlikte, Kürt-Zazalar arasında kendisini “sosyal demokrat” veya
“Marksist/Komünist/Sosyalist” olarak tanımlayanlarda TSK ile ilgili değişim talebi
artmaktadır. Türkler arasında AKP’ye oy verenler CHP ve MHP’ye oy verenlere göre
sorgulanan değişimlere daha olumlu bakmaktadır. Kürtler ve Zazalar arasında ise BDP’ye oy
verenlerin TSK ile ilgili sözkonusu değişimlere bakışı çok daha olumludur.
Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı general terfi ve atamalarına siyasi iradenin bir
şekilde müdahil olması gerektiğini düşünürken, diğer yarısı bu müdahaleye farklı gerekçelerle
olumsuz bakmaktadır. General terfi ve atamalarına siyasi iradenin müdahil olması konusunda
Kürt-Zazaların Türklerden daha fazla istekli olduğunu da vurgulamak gerekmektedir.
TSK’daki general terfi ve atamalarına siyasi iradenin müdahil olması konusu, Türk ve Kürt-
Zaza Aleviler tarafından daha az desteklenmekte ve değişime şüphe ile bakılmaktadır. Aynı
konu, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar içinde kendisini sol eğilimli kavramlarla ve ulusalcı
olarak tanımlayanlar arasında dindar ve sağ eğilimli tanımlayanlara göre çok daha düşük
oranda destek bulmaktadır.
130
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Diyanet İşleri Başkanlığına Bakış
Halkın yaklaşık yarısı tarafından Diyanet İşleri Başkanlığının yapısının aynen korunması
gerektiği düşünülmektedir. Bu kurumda, diğer inanç gruplarına yer verilmesi görüşüne belli
oranda destek varken, kaldırılması ile ilgili görüş fazla kabul görmemiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığının yapısına bakışta, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevi
ve Sünniler birbirinden çok farlı düşünmektedir. Kürt-Zaza Alevilerin üçte ikisinden fazlası bu
kurumun kaldırılmasını isterken, Kürt ve Türk Hanefiler bu kurumun mevcut yapısının
korunması veya kurumun yeniden yapılandırılması yönünde fikir birliği içindedir.
Türkler arasında AKP ve MHP’ye oy verenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile
korunması görüşü daha ağırlıklı iken (%61,4-%58,6), CHP’ye oy verenlerde başkanlığın tüm
inanç gruplarını kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması (%41,6) ve BDP’ye oy verenlerde
Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması görüşü daha fazla destek bulmaktadır.
Kürt-Zazalar arasında ise, AKP ve MHP’ye oy verenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut
statüsü ile korunması ve tüm inanç gruplarını kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması
görüşleri daha fazla öne çıkarken, BDP ve CHP’ye oy verenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının
kaldırılması görüşü daha fazla destek bulmaktadır.
Dindar ve sağ eğilimli olduğunu söyleyenlerde Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut statüsü ile
korunması görüşü daha ağırlıklıdır. Kendisini sol eğilimli veya sosyal demokrat olarak
tanımlayanlarda başkanlığın tüm inanç gruplarını kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması
görüşü, kendisini Marksist/Komünist/Sosyalist olarak tanımlayanlarda ise Diyanet İşleri
Başkanlığının kaldırılması görüşü daha fazla destek bulmaktadır.
Zorunlu Din Dersleri ve Cem Evlerinin Statüsü
“Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” görüşüne katılım Türkiye genelinde %38 düzeyindedir.
Aynı görüşe katılım oranı Türk Alevilerde %76, Kürt-Zaza Alevilerde %96 düzeyine
çıkmaktadır.
Bulgular, toplumun yarıya yakınının Cem Evlerinin ibadet yeri olarak kabulüne olumlu
baktığını göstermektedir. Bu durum, Sünni egemen toplumda zorunlu din dersleri
konusundaki muhafazakârlığa rağmen, toplumsal hoşgörü anlamında olumlu
değerlendirilebilecek bir konudur. Cem Evlerinin ibadet yeri olarak kabulüne Türk Alevilerin
katılım oranının %90, Kürt Zaza Alevilerin katılım oranının ise %99 gibi çok yüksek bir
düzeyde olmasının da özellikle vurgulanması gerekmektedir.
131
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
“Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır” ve “Cem evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir”
görüşlerinin her ikisi de, hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında CHP ve BDP’ye oy
verdiğini söyleyenlerde AKP ve MHP’ye oy verdiğini söyleyenlere göre çok daha yüksek
oranda destek bulmaktadır. Bu bulguyla örtüşen şekilde, her iki görüş de hem Türkler hem
de Kürt-Zazalar arasında sol eğilimli olanlarda sağ eğilimli olanlar ve kendilerini dindar
tanımlayanlardan daha fazla destek görmektedir. Kürt kökenli sol eğilimli tüm gruplar,
zorunlu din derslerine ne kadar muhalefet etmiş ise, cemevlerinin ibadet yeri olarak kabul
edilmesine de o çoğunlukta taraftar olmuştur.
Başörtüsü ve Okul
Çalışmada başörtüsü ve dini simgelerin öğrenim sürecinde serbest olması durumu alternatif
şıklı olarak sorgulanmıştır. Bulgular, halkın başörtüsünün okullarda tamamen yasaklanmasına
büyük çoğunlukla (%82) karşı olduğunu göstermektedir. Geleneksel yapının yoğun olduğu
Kürtler arasında ise yasak ezici bir çoğunlukla (%90) reddedilmektedir.
Burada hem Kürt-Zazalar hem de Türkler arasında Alevilerin başörtüsünün okullarda
kullanımı konusundaki artan muhalefetini görmekteyiz. Bulgular, Kürt-Zaza Alevilerin
başörtüsüne toleransının Türk Alevilerden daha yüksek olduğunu da göstermektedir.
Başörtüsünün öğrenimde kullanımına tamamen karşı çıkanlar Türkiye genelinde %18
düzeyindeyken bu oran Kürt-Zaza Alevilerde %37 ve Türk Alevilerde %58 düzeyine
çıkmaktadır.
Başörtüsü ve dini simgeler oy verilen siyasi partiye göre analiz edildiğinde; hem Kürt-Zazalar
hem de Türkler arasında başörtüsü konusundaki serbestliğe en büyük destek (%94) AKP’ye
oy verenler arasından gelirken göreceli en düşük destek (%58) CHP’ye oy verenlerden
gelmektedir.
Başörtüsünün ilköğretim okulları ve üzerinde serbest olması görüşüne destek öğrenim düzeyi
yükseldikçe düşmektedir. Başörtüsünün tüm okullarda yasak olması alternatifine destek
üniversite mezunlarında diğer öğrenim düzeylerine göre daha yüksektir. Bunun yanında,
başörtüsünün üniversitede serbest olması görüşüne destek öğrenim düzeyi yükseldikçe
artmaktadır.
Dindar ve/veya sağ eğilimli kişilerde; başörtüsünün serbest bırakılması görüşü, serbestinin
hangi düzeyden başlayacağı konusunda farklılaşma olmakla birlikte, %90’ların üzerinde çok
büyük bir destek bulmaktadır. Başörtüsünün en azından üniversitelerde serbest olması
görüşü kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlarda dahi, Türkler arasında %60 ve
üzerinde, Kürt-Zazalarda ise %75 ve üzerinde destek bulmaktadır.
132
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgular özetlenecek olursa, başörtüsünün öğrenimde ve özellikle üniversite düzeyinde
serbest olması konusunda Türk Aleviler dışında tüm toplum kesimlerinin önemli bir
mutabakat içinde olduğu görülmektedir.
Başörtüsü ve Kamusal Alan
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için serbest olması” görüşü Türkiye
genelinde %60 oranında destek görmektedir. Bu destek oranı Türklerde %59, Kürt-Zazalarda
%70’dir. “Başörtüsü ve dini simgelerin bazı kamu görevlileri hariç diğerleri için serbest
olması” görüşüne katılanlar da yukarıdaki oranlara ilave edildiğinde; başörtüsünün en
azından belirli kısıtlamalarla kamuda serbest bırakılması görüşünü destekleyenlerin Türkiye
genelinde %78’i bulduğu görülmektedir. Aynı oran Aleviler arasında ise %40’lar düzeyine
düşmektedir. Yani, “Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için yasak olması”
görüşü Aleviler arasında %60 düzeyinde destek görmektedir.
“Başörtüsü ve dini simgelerin tüm kamu görevlileri için yasak olması” görüşü AKP’ye oy
verenler arasında en düşük (%10’un altında) desteği bulurken en yüksek desteği (%50 düzeyi)
CHP’ye oy verenler arasında bulmaktadır. Bu noktada, CHP’ye oy verenlerin diğer üç partiden
farklılaştığı görülmektedir. Başörtüsünün kamu görevlerinde serbest olması konusundaki
görüşlerin, dindar ve/veya sağ eğilimli olduğunu söyleyenlerde sol eğilimli kavramlarla
kendisini tanımlayanlara göre çok daha fazla destek bulması da yukarıdaki bulgularla
örtüşmektedir.
“Başörtüsü ve dini simgeler tüm kamu görevlileri için serbest olmalı” görüşüne destek
öğrenim durumu yükseldikçe düşerken, “Başörtüsü ve dini simgeler tüm kamu görevlileri için
yasak olmalı” görüşüne destek öğrenim durumu yükseldikçe artmaktadır.
Cumhurbaşkanının Yetkileri
İnsanların %53’ü Cumhurbaşkanının mevcut yetkilerinin korunması gerektiğinin
düşünmektedir. %25’lik bir kesim Cumhurbaşkanının mevcut yetkilerinin azaltılması gerektiği
yönünde görüş beyan ederken %23’lük bir kesim mevcut yetkilerinin artırılması gerektiğini
vurgulamıştır.
AKP-CHP ve MHP’ye oy verenler arasında “Cumhurbaşkanının mevcut yetkilerinin
korunması” görüşü daha ağırlıklı iken BDP’ye oy verenlerde “Cumhurbaşkanının mevcut
yetkilerinin azaltılması” görüşü daha fazla öne çıkmaktadır.
133
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Kamu Görevlileri İle İlgili Kovuşturmalar ve Milletvekili Dokunulmazlığı
“Kamu görevlileri ile ilgili kovuşturmalar izne tabi olmalıdır” görüşüne katılım oranı %58’dİr.
Bu oran etnik temelde farklılaşmamaktadır.
“Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmalıdır” görüşüne katılım oranı
%68’dir. Bu oran Türkler arasında %66,7 iken, bu konuda en fazla sorun yaşayan siyasiler
Kürtler olmasına rağmen, çelişkili biçimde aynı oran Kürt-Zazalarda %75’dir.
Her iki sorudaki görüşler hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında oy verilen siyasi partiye
ve kişilerin kendisini dindarlık ve siyasi yelpazede tanımladığı kavramlara göre çok fazla
farklılaşmamaktadır.
Referandum Uygulamaları
“Referandum uygulamalarına daha sık işlerlik kazandırılmalıdır” ifadesine katılım oranı
Türkiye genelinde %65 iken bu oran Türklerde %63, Kürt-Zazalarda %71’dir. İnsanların
fikirlerinin sorulması anlamına gelen referandum uygulaması çoğunluk olarak
önemsenmekte ve desteklenmektedir. Kürtler nüfus olarak azınlık olmasına rağmen,
Türklerden bir adım daha ileride, referandum uygulamasına daha istekli görünmektedirler.
Referandum uygulamasına bakış kişilerin oy verdiği partiye göre farklılaşmamaktadır.
Seçim Barajı İçin Beklentiler
Türkiye genelinde insanların yaklaşık yarısı %10’luk seçim barajının korunması gerektiğini
düşünürken, diğer yarısı barajın düşürülmesi veya kaldırılması yönünde görüş bildirmiştir.
Türkler arasında %10’luk seçim barajının korunması gerektiğini düşünenlerin oranı %56 iken
bu oran Kürt-Zazalarda %30’a gerilemektedir. Bu noktada, Kürt-Zazalar arasında seçim
barajının düşürülmesi veya kaldırılması görüşünü savunanların %70 düzeyinde olduğunu da
vurgulamak gerekmektedir.
Türk Alevilerde seçim barajının düşürülmesi veya kaldırılması yönünde görüş bildirenlerin
toplam oranı %75 düzeyindeyken aynı oran Kürt-Zaza Alevilerde %97’dir. Bu anlamda, hem
Türkler hem de Kürt-Zazalarda Hanefi-Şafiilerle Aleviler arasında çok büyük bir kırılmanın
olduğu söylenebilir.
“Seçim barajı düşürülmelidir” diyenlerin seçim barajı tercihleri incelendiğinde; insanların
yaklaşık yarısı (%54) seçim barajının yüzde 5’e düşürülmesi gerektiğini ifade etmektedir.
Kürt-Zazalar arasında bu oran %61 düzeyindedir.
134
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bulgulara kişilerin kendilerini tanımladıkları kavramlar bağlamında bakıldığında; dindar, sağ
eğilimli veya ulusalcı olanlarda “seçim barajı %10 olarak kalmalıdır” görüşü daha baskın
olarak öne çıkarken, kendisini sol eğilimli kavramlarla tanımlayanlarda “seçim barajı
düşürülmelidir” görüşü daha çok destek bulmaktadır.
Hem Türklerde hem de Kürt-Zazalarda öğrenim durumu yükseldikçe “seçim barajı
düşürülmeli” görüşüne katılım oranı da yükselmektedir.
Anayasada Parti İçi Demokrasiyi Mümkün Kılacak Hüküm İhtiyacı
“Anayasada parti içi demokrasiyi mümkün kılacak hükümler yer almalıdır” görüşünü Türkiye
genelinde destekleme oranı %67 iken bu oran Türkler arasında %66, Kürt-Zazalara arasında
ise %73’dür. Bu görüşü destekleme oranında Türkler arasında oy verilen siyasi partiye göre
önemli bir farklılaşma gözlenmezken, Kürt-Zazalar arasında bu görüşe en yüksek katılım BDP
ve CHP’ye oy verenler arasındadır.
Yüksek Yargıya Üye Seçimi
Yüksek yargıya üye seçiminde kişi ve kurumların (Cumhurbaşkanı-TBMM-Hükümet-HSYK-
Yüksek yargı organları) etkinliği ayrı sorular olarak üniversite mezunları arasında
sorgulandığında; ortaya konulan bu beş farklı kişi ve kurumun öngörülen etkinliğinin %54-64
aralığında gerçekleştiği görülmüştür. Üye seçiminde en fazla etkin olması istenen grup %64
ile yüksek yargı organları iken, göreceli olarak en az etkin olması istenen grup %54 ile
hükümet olmuştur. Beş farklı kişi ve kurumun öngörülen etkinliğinin, Türkiye geneli ve etnik
temelde çok fazla farklılaşmadığını söylemek gerekmektedir.
Yüksek yargıya üye seçiminde ortaya konulan beş farklı kişi ve kurumun öngörülen etkinliği
Hanefi-Şafiilerde Türkiye genelinden çok fazla farklılaşmazken; hem Türk hem de Kürt-Zaza
Alevilerde üye seçiminde “yüksek yargı organları” ve HSYK %70’ler düzeyinde en çok etkili
olması istenen kurumlardır. Aleviler arasında Cumhurbaşkanı, TBMM ve Hükümet için
öngörülen etkinlik ise %25-44 aralığındadır ve çok daha düşük düzeydedir.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında dindar ve/veya sağ eğilimli olanlar, yüksek yargıya
üye seçiminde Cumhurbaşkanını ve hükümeti, kendisini sol eğilimli kavramlarla
tanımlayanlara göre daha fazla etkin görmek istemektedir. Bu değerlendirmede kişilerin
makamları değil o makamları işgal eden kişileri ve partileri düşünerek karar verdiği
söylenebilir.
135
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yüksek Öğretim Kuruluna (YÖK) Bakış
İnsanların %45’i YÖK’ün kaldırılması, %33’ü yeniden yapılandırılması, %22’si ise mevcut
statüsü ile korunması gerektiğini düşünmektedir. Kürt-Zazalarda YÖK’ün kaldırılması daha
fazla destek bulurken, Türkler arasında kurumun yeniden yapılandırılması veya mevcut
statüsü ile korunması daha fazla destek bulmaktadır.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında Alevilerin YÖK’ün kaldırılmasına Hanefi-Şafiilere
göre çok daha fazla taraftar olduğu görülmektedir. Türk Alevilerde bu taraftarlık %65, Kürt-
Zaza Alevilerde ise %90 düzeyindedir.
Dindar ve sağ eğilimli olduğunu söyleyenlerde YÖK’ün mevcut statüsü ile korunması veya
yeniden yapılandırılması görüşü daha ağırlıklı iken, kendisini sol eğilimli kavramlarla
tanımlayanlarda YÖK’ün kaldırılması çok daha baskın bir görüş olarak ortaya çıkmaktadır.
Hem Türkler hem de Kürt-Zazalar arasında öğrenim durumu yükseldikçe; “YÖK mevcut
statüsü ile korunmadır” görüşüne destek düşerken, “YÖK kaldırılmalıdır” görüşüne destek
yükselmektedir.
136
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
137
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
EK- UYGULANAN ANKET FORMU
138
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bu anket formu, Türkiye’deki farklı toplum kesimlerinin yeni anayasa ile ilgili görüşlerini ortaya koymak
amacıyla sivil bir düşünce kuruluşu olan Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) ve
Marmara Sosyal Araştırmalar tarafından hazırlanmıştır. Anket formunun doldurulması yaklaşık 10 dakikanızı
alacaktır. Araştırma ile tek tek kişilerin görüşleri değil, Türkiye genel eğilimini ortaya koymak amaçlanmaktadır.
Bu sebeple cevaplarınız gizli tutulacak ve bireysel bazda hiçbir kişi ve kurum ile paylaşılmayacaktır. Çalışmaya
katılım ve katkılarınız nedeniyle teşekkür ederiz.
01 İkamet edilen il: . . . . . . ... . . .İlçe: …………………. Mahalle:………………………..
02 Yaşınız: . . . . . . . . .
03 Cinsiyetiniz: Kadın Erkek
Aşağıdaki sorularda size en uygun gelen bir şıkkı işaretleyiniz (X):
04. Türkiye için En uygun hükümet/yönetim sistemi hangisidir?
A Parlamenter sistem
B Yarı Başkanlık Sistemi
C Başkanlık sistemi
05. Devlet yönetiminde hangi yapı / sistem esas alınmalıdır:
A Üniter yapı
B İdari Özerklik (Güçlendirilmiş yerel yönetim modeli)
C Siyasi Özerklik (Federasyon)
06. Diyanet işleri başkanlığı:
A Mevcut statüsü ile korunmalıdır.
B Tüm inanç gruplarını kapsamalıdır.
C Kaldırılmalıdır.
07. Başörtüsü ve dini simgeler hizmet esnasında:
A Tüm kamu görevlileri için serbest olmalıdır.
B Bazı kamu görevlileri hariç serbest olmalıdır.
C Tüm kamu görevlileri için yasak olmalıdır.
08. Başörtüsü ve dini simgeler hangi öğrenim düzeyinde serbest olmalıdır:
A İlköğretim ve üzeri
B Lise ve üzeri
C Üniversite
D Tüm öğrenciler için yasak olmalıdır.
09. Cumhurbaşkanının:
A Mevcut yetkileri artırılmalıdır.
B Mevcut yetkileri korunmalıdır.
C Mevcut yetkileri azaltılmalıdır.
NOT: Koyu renk ile taranan sorular sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına sorulmuştur.
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
10. Aşağıdaki ifadelerden hangisine katılıyorsunuz:
A Anayasada Türklük dâhil hiçbir etnik gruba atıf olmamalıdır.
B Sadece Türklüğe atıf olmalıdır.
C Türklük yanında diğer etnik gruplara da atıf olmalıdır.
11 Türkiye geneli için seçim barajı ne olmalıdır: 0 3 5 7 10
Aşağıdaki soruları kendi fikrinize yakınlık derecesine göre 1 ile 5 arası puanlamanızı istiyoruz.
(1 puan hiç katılmıyorum/en az, 5 puan tamamen katılıyorum/en çok anlamındadır.)
Anayasa yapım yöntemi Fik
rim
yo
k
Hiç
Ka
tılm
ıyo
rum
Ort
a d
üze
yde
Ka
tılıyo
rum
Ta
mam
en
Ka
tılıyo
rum
12. Sadece temel ilkeleri belirleyen bir “Çerçeve Anayasa” Türkiye için daha uygundur.
1 2 3 4 5
13. Anayasa için önce temel ilkeler üzerinde uzlaşma sağlanmalıdır. 1 2 3 4 5
14. Meclis içinden ve dışından oluşacak bir “Uzlaşma Komisyonu” tarafından hazırlanmalıdır.
1 2 3 4 5
15. Komisyona üye seçiminde partilerin son seçimde aldığı oy oranı esas alınmalıdır.
1 2 3 4 5
16. Anayasa taslağı mecliste oylanmadan önce belirli bir süre kamuoyunda tartışılmalı ve geri bildirimler alınmalıdır.
1 2 3 4 5
17. Anayasa meclisten hangi oyla geçerse geçsin halkoyuna sunulmalıdır.
1 2 3 4 5
Temel haklar, özgürlükler ve tarafsızlık
18. Anayasanın ruhu evrensel hukuk ilkelerine uygun olmalıdır. 1 2 3 4 5
19. Devlet etnisite, din ve diğer sosyal gruplar karşısında tarafsız olmalıdır.
1 2 3 4 5
20. Anayasa hiçbir ideolojiye atıfta bulunmamalıdır. 1 2 3 4 5
21. Referandum uygulamalarına daha sık işlerlik kazandırılmalıdır.
1 2 3 4 5
22. Anayasada parti içi demokrasiyi mümkün kılacak hükümler yer almalıdır.
1 2 3 4 5
23. Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. 1 2 3 4 5
24. Cem Evleri ibadethane olarak kabul edilmelidir. 1 2 3 4 5
Dokunulmazlıklar
25 Kamu görevlileri ile ilgili kovuşturmalar izne tabi olmalıdır. 1 2 3 4 5
26 Milletvekili dokunulmazlığı kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı olmalıdır.
1 2 3 4 5
NOT: Koyu renk ile taranan sorular sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına sorulmuştur.
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Sivil Asker İlişkileri Fik
rim
yo
k
Hiç
Ka
tılm
ıyo
rum
Ort
a d
üze
yde
Ka
tılıyo
rum
Ta
mam
en
Ka
tılıyo
rum
27 Genelkurmay başkanlığı MSB‟ye bağlanmalıdır. 1 2 3 4 5
28 Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığına bağlanmalıdır.
1 2 3 4 5
29 Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay kaldırılmalıdır. 1 2 3 4 5
30 Belirli bir meblağın üzerindeki TSK harcamaları yerindelik denetimine tabi olmalıdır.
1 2 3 4 5
Türkçe ve yerel diller
31 İlk ve Ortaöğretimde Türkçe dışındaki ana dillerin öğrenimi için seçmeli dersler olmalıdır.
1 2 3 4 5
32 Türkçe dışındaki ana dillerde eğitim verecek özel okullar açılabilmelidir.
1 2 3 4 5
33 Kamu hizmeti alanlar için Türkçe dışındaki ana dillerde kolaylıklar sağlanmalıdır.
1 2 3 4 5
34. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK):
A Mevcut statüsü ile korunmalıdır.
B Üniversiteleri daha fazla özerkleştirecek şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.
C Kaldırılmalıdır.
35. Yeni anayasa konusunda uzlaşma olmazsa:
A Mevcut anayasa ile devam edilmelidir.
B Mevcut anayasa üzerinde değişiklik yapılmalıdır.
C Uzlaşılan konular tek bir metin olarak ve uzlaşılamayan konular maddeler halinde referanduma götürülmelidir.
D Uzlaşılan konular üzerinden yeni anayasa hazırlanmalı, uzlaşılamayan konular daha sonra çözüm getirmek üzere mevcut hali ile yeni anayasaya konulmalıdır.
36. TSK’daki terfi ve atamalar hangi düzeyden itibaren siyasi iradenin yetkisinde olmalıdır.
A Generallerin tamamı
B Sadece orgeneraller
C Sadece kuvvet komutanları ve Genelkurmay Başkanı
D Tamamı TSK‟nın iradesinde olmalıdır
37. 1982 anayasasının ilk üç maddesindeki hükümlerden hangileri yeni anayasada değiştirilemez hüküm olarak yer almalıdır (Birden çok şık işaretlenebilir):
A Cumhuriyet ilkesi
B Laiklik ilkesi
C “Dili Türkçedir” ifadesi
D “Bayrağı, beyaz ay yıldızlı al bayraktır” ifadesi
E “Milli marşı İstiklal Marşı‟dır” ifadesi
F “Başkenti Ankara‟dır” ifadesi
G Değiştirilemez hüküm olmamalıdır
NOT: Koyu renk ile taranan sorular sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına sorulmuştur.
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
38. Yüksek yargıya üye seçiminde aşağıdaki kişi ve kurumlar sizce ne kadar etkili olmalıdır. (0-10 ölçeğinde „X‟ ile işaretleyiniz)
Hiç Etkili Olmamalı
Orta Derecede
Etkili Olmalı
Çok Etkili
Olmalı
38.1 Cumhurbaşkanı 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
38.2 Meclis 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
38.3 Hükümet 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
38.4 HSYK 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
38.5 Yüksek yargı organları
(Anayasa Mah.-Danıştay-Yargıtay)
0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
39. Öğrenim Durumunuz (en son bitirdiğiniz okul):
A Okur-yazar değil D Ortaokul G Dört yıllık üniversite
B Okur-yazar E Lise H Yüksek lisans
C İlkokul F Yüksekokul (iki yıllık ön lisans)
I Doktora
40. Lisans mezuniyetiniz / bitirdiğiniz bölüm:
A Hukuk F Sağlık Bilimleri
B Eğitim Bilimleri G Güzel Sanatlar
C Dini Bilimler H Güvenlik Bilimleri (Asker)
D Diğer Sosyal Bilim Dalları I Güvenlik Bilimleri (Polis)
E Mühendislik / Mimarlık J Diğer
41. Aşağıdaki kavramların hangileri sizi tanımlıyor işaretleyiniz (Birden fazla işaretlenebilir):
A Irkçı E Sağ eğilimli I Atatürkçü / Kemalist
B Milliyetçi F Sol eğilimli J Ulusalcı
C Muhafazakâr G Sosyal Demokrat K Liberal
D Dindar H Marksist/Komünist / Sosyalist L Modern
42. Mezhebiniz (Müslüman ise):
Hanefi Şafii Alevi Diğer: ……………..
43. Etnik Kökeniniz: Türk Kürt Zaza Arap Ermeni Diğer: ………..
44. Hanenin aylık toplam geliri: …………………….. TL
45. En son seçimde oy verdiğiniz siyasi parti:
AKP CHP MHP BDP Diğer: ………………..
Anket uygulanan kişi Adı Soyadı: …………………………. Anket uygulanan kişi Tlf. No:…………….. Anketör: .................
NOT: Koyu renk ile taranan sorular sadece yüksekokul ve üniversite mezunlarına sorulmuştur.
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
BİLGESAM YAYINLARI
Kitaplar Çin Yeni Süper Güç Olabilecek mi? Güç, Enerji ve Güvenlik Boyutları
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Değişen Dünyada Türkiye'nin Stratejisi
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Türkiye'nin Bugünü ve Yarını
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN
Türkiye Cumhuriyeti'nin Ortadoğu Politikası
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN
Türkiye’nin Vizyonu: Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri
(Ed.) Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Bildiri Kitabı
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
IV. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi ve Sergisi Bildiri Kitabı
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
Selected Articles of Hydrogen Phenomena
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
Özgür, Demokratik ve Güvenli Seçim
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL
Terörle Mücadele Stratejisi
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Raporlar
Rapor 1: Küresel Gelişmeler ve Uluslararası Sistemin Özellikleri
Prof. Dr. Ali KARAOSMANOĞLU
Rapor 2: Değişen Güvenlik Anlayışları ve Türkiye’nin Güvenlik Stratejisi
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Rapor 3: Avrupa Birliği ve Türkiye
E. Büyükelçi Özdem SANBERK
Rapor 4: Yakın Dönem Türk-Amerikan İlişkileri
Prof. Dr. Ersin ONULDURAN
Rapor 5: Türk-Rus İlişkileri Sorunlar-Fırsatlar
Prof. Dr. İlter TURAN
Rapor 6: Irak'ın Kuzeyindeki Gelişmelerin Türkiye'ye Etkileri
E. Büyükelçi Sönmez KÖKSAL
Rapor 7: Küreselleşen Dünyada Türkiye ve Demokratikleşme
Prof. Dr. Fuat KEYMAN
Rapor 8: Türkiye'de Bağımsızlık ve Milliyetçilik Anlayışı
Doç. Dr. Ayşegül AYDINGÜN
Rapor 9: Laiklik
Türkiye'deki Uygulamaları Avrupa ile Kıyaslamalar Politika Önerileri
Prof. Dr. Hakan YILMAZ
Rapor 10: Yargının İyileştirilmesi/Düzeltilmesi
Prof. Dr. Sami SELÇUK
Rapor 11: Yeni Anayasa
Türkiye’nin Bitmeyen Senfonisi
Prof. Dr. Zühtü ARSLAN
Rapor 12: Türkiye'nin 2013 Yılı Teknik Vizyonu
Prof. Dr. M. Oktay ALNIAK
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Rapor 13: Türkiye-Ortadoğu İlişkileri
E. Büyükelçi Güner ÖZTEK
Rapor 14: Balkanlarda Siyasi İstikrar ve Geleceği
Prof. Dr. Hasret ÇOMAK-Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER
Rapor 15: Uluslararası Politikalar Ekseninde Kafkasya
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY
Rapor 16: Afrika Vizyon Belgesi
Hasan ÖZTÜRK
Rapor 17: Terör ve Terörle Mücadele
M. Sadi BİLGİÇ
Rapor 18: Küresel Isınma ve Türkiye'ye Etkileri
Doç. Dr. İrfan Kaya ÜLGER
Rapor 19: Güneydoğu Sorununun Sosyolojik Analizi
M. Sadi BİLGİÇ - Dr. Salih AKYÜREK - Doç. Dr. Mazhar BAĞLI
Müstecep DİLBER - Onur OKYAR
Rapor 20: Kürt Sorununun Çözümü İçin Demokratikleşme, Siyasi ve Sosyal Dayanışma
Açılımı
E. Büyükelçi Özdem SANBERK
Rapor 21: Türk Dış Politikasının Bölgeselleşmesi
E. Büyükelçi Özdem SANBERK
Rapor 22: Alevi Açılımı, Türkiye’de Demokrasinin Derinleşmesi
Doç. Dr. Bekir GÜNAY-Gökhan TÜRK
Rapor 23: Cumhuriyet, Çağcıl Demokrasi ve Türkiye’nin Dönüşümü
Prof. Dr. Sami SELÇUK
Rapor 24: Zorunlu Askerlik ve Profesyonel Ordu
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 25: Türkiye-Ermenistan İlişkileri
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Yrd. Doç. Dr. Fatih ÖZBAY
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Rapor 26: Kürtler ve Zazalar Ne Düşünüyor?
Ortak Değer ve Sembollere Bakış
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 27: Jeopolitik ve Türkiye: Riskler ve Fırsatlar
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI
Rapor 28: Mısır’da Türkiye ve Türk Algısı
M. Sadi BİLGİÇ-Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 29: ABD’nin Irak’tan Çekilmesi ve Türkiye’ye Etkileri
Doç Dr. Cenap ÇAKMAK-Fadime Gözde ÇOLAK
Rapor 30: Demokratik Açılım ve Toplumsal Algılar
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
Dr. Salih AKYÜREK
Rapor 31: Ortadoğu’da Devrimler ve Türkiye
Doç. Dr. Cenap ÇAKMAK
Mustafa YETİM
Fadime Gözde ÇOLAK
Rapor 32: Güvenli Seçim: Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL
Rapor 33: Silahlı Kuvvetler ve Demokrasi
Prof. Dr. Ali L. KARAOSMANOĞLU
Rapor 34: Terör Önleme Birimleri
Kasım ESEN, Özdemir AKBAL
Rapor 35: İran, Şii Hilali ve Arap Baharı
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI, Emin SALİHİ
Demokratikleşme ve Sosyal Dayanışma Açılımı
Bilge Adamlar Kurulu Raporu
İleri Teknolojiler Çalıştayı ve Sergisi (İTÇ 2010) Sonuç Raporu
BİLGESAM
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Dergiler
Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009
Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 2, Bahar 2010
Bilge Strateji Dergisi Cilt 1, Sayı 3, Güz 2010
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 4, Bahar 2011
Bilge Strateji Dergisi Cilt 2, Sayı 5,Güz 2011
Söyleşiler
Bilge Söyleşi-1: Türkiye - Azerbaycan İlişkileri
Doç. Dr. Atilla ile Söyleşi
Elif KUTSAL
Bilge Söyleşi-2: Nabucco Projesi
Arzu Yorkan ile Söyleşi
Elif KUTSAL-Eren OKUR
Bilge Söyleşi-3: Nükleer İran
E. Bakan-Büyükelçi İlter TÜRKMEN ile Söyleşi
Elif KUTSAL
Bilge Söyleşi-4: Avrupa Birliği
Dr. Can BAYDAROL ile Söyleşi
Eren OKUR
Bilge Söyleşi-5: Anayasa Değişikliği
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi
Merve Nur SÜRMELİ
Bilge Söyleşi-6: Son Dönem Türkiye-İsrail İlişkileri
E. Büyükelçi Özdem SANBERK ile Söyleşi
Merve Nur SÜRMELİ
Bilge Söyleşi-7: BM Yaptırımları ve İran
Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI ile Söyleşi
Sina KISACIK
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler
Bilge Söyleşi-8: Füze Savunma Sistemleri ve Türkiye
Doç. Dr. Atilla SANDIKLI ile Söyleşi
Eren OKUR
Bilge Söyleşi-9: Gelişen ve Değişen Türk Deniz Kuvvetleri’nin Bugünü ve Yarını
E. Oramiral Salim DERVİŞOĞLU ile Söyleşi
Emine AKÇADAĞ
Bilge Söyleşi-10: Soru ve Cevaplarla Yeni Anayasa
Kasım ESEN ile Söyleşi
Özdemir AKBAL
Yeni Anayasadan Toplumsal Beklentiler