Beyin Görüntüleme Teknikleri
Transcript of Beyin Görüntüleme Teknikleri
BEYİN GÖRÜNTÜLEME TEKNİKLERİ
Merve GÖKTAŞ- Özlem OĞUZ
Kafatası inceleyenler (frenolojistler), kafatasının
yu zeyindeki yumruları inceleyerek beyni anlayabileceklerini
du s u nmu s lerdir. Gu nu mu zde buna inanması zor olsa
da bu kisilerin, kafatasının dısından aras tırarak beyni
anlamaya calısma tutkusu yıllar boyunca pek cok kisiyi
bu yu lemis tir. S imdi, cag daş beyin go ru ntu leme
tekniklerinin ortaya cıkısı ile bu incelemeyi gerc ekten
yapabiliyoruz. Modern tarayıcılar, sinirsel ve sinir yolları ile
ilgili yapıların, beyin kan akımı ile enerji metabolizmasının
ve farklı eylemleri yaptıg ımızda sinirsel aktivitede ortaya
cıkan deg is ikliklerin harika go ru ntu lerini sag lamak icin
cesitli yolları kullanırlar.
GEÇMİŞTE SIKLIKLA KULLANILAN METHODLAR
Lezyonların tespiti için yapılan beyin
otopsileri
Wada testi
Beyin anjiyogramı
OTOPSİ
19. yy’ın sonlarına doğru, Broca, Wernicke ve
diğer bilim adamlarının hastalarında
gözlemledikleri linguistik semptomlar üzerine
uygulanmıştır. Geçmişte yaygın olarak
kullanılmasına rağmen, günümüzde bunun
yerinin görüntüleme teknikleri almıştır.
WADA TESTİ
Wada testi, dil için dominant hemisferi bulmak amacıyla
yapılan bir testtir. İnvaziv bir yöntemdir.
Hastaya , carotis arterden sodyum amital verilir. Etkisi
10-15 dakika sürer ve uygulandığı hemisfer geçici felce
uğrar. Hastanın vücudunun bir tarafında felç meydana gelir.
Eğer dominant hemisferdeysek dil fonksiyonu devre dışı
kalır. Aynı prosedür diğer hemisfer için de uygulanır.
Neticesinde dominant hemisfer sağdır, soldur ve ya bileteral
dominans vardır şeklinde tanılama yapılabilir.
ANJIOGRAM
Anjiogram bir tür X ışını ile
inceleme yöntemidir. Bu
inceleme ile beyin atar
damarları ve toplardamarları
gösterilir.
Kontrast madde enjeksiyonu yapılır ve sonrasında
da beyinin damarlanması görüntülenir. Böylece
damarlanma yapısındaki anormallikler (anevrizma-
beyinde baloncuk, arteriovenöz malformasyon-damar
yumağı gibi) saptanmış olur.
Anevrizma Avm
GÜNÜMÜZ NÖRODİLBİL İM ÇALIŞMALARINDA SIKÇA KULLANILAN
METHODLAR
TMS (Trankskraniyal Magnetik
Stimulasyon-Uyarım)
CT/BT (Bilgisayarlı Tomografi)
MRI (Magnetik Rezonans Görüntüleme)
fMRI (Fonksiyonel Manyetik Rezonans
Görüntüleme)
…
EEG (Elektroensefalografi)
ERP (Olay İlişkili Potansiyeller)
PET (Pozitron Emisyon Tomografi)
SPECT (Tek Foton Emisyon Bilgisayarlı
Tomografi)
TMS (TRANSKRANİAL MAGNETİK STİMULASYON
Transkranial manyetik stimülasyon,
manyetik alan kullanarak beyindeki
sinir hücrelerini uyaran bir işlemdir.
Thompson (1910)
TMS…
TMS’da saçlı kafa derisinin üzerine elektro manyetik
bir bobin (coil) yerleştirilir. Kapasitörler de tutulan enerji
ile manyetik alan oluşturulur. Bu manyetik alan 100-200
mikro-saniyede artıp azalma özelliğindedir. Beyindeki
hücrelerin elektriksel iletisine müdahale edilmiş olur.
Örneğin, motor corteksin uyarılması ile bilek ve
parmak kasları 20 ms içinde inerve edilir. Ya da görsel
korteksin uyarılması, harfleri tanıyamamaya neden olur.
AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI
+ İyi bölgesel çözümleme;
+ Diğer görüntüleme teknikleriyle kullanılabilmesi
- Sadece kortikal yüzeylerin çalışılabilmesi (i.e.
temporal lob)
- Uyarı-odak yetersizliği
- Nöbetlere sebep olabilme
CT/BT (BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ)
Bilgisayarlı beyin
tomografisinde de X ışını
yardımıyla inceleme yapılır.
İncelemede beyinin 3 boyutlu
görüntülemesi, X ışını farklı
açılarda kullanılarak elde edilir.
CT
Görüntüler özel bir yazılım
aracılığı ile bilgisayarda görüntüye
dönüştürülür ve beyindeki
anormallikler veya tümör saptanır.
Bilgisayarlı beyin tomografisi
özellikle kemik dokuya komşuluğu
olan veya kemik dokuda hasar
yaratmış beyin tümörlerinin
tanısında oldukça yararlıdır.
DEZAVANTAJLAR
BT incelemelerinde başlıca risk iyonizan ışınkullanılmasıdır.
Diğer bir risk faktörü de kontrast maddekullanımına bağlı yan etkilerdir. Çok küçükçocuklarda hareketi engellemek için incelemeninanestezi altında yapılması gerekir. Anestezininkomplikasyonları BT çekiminde olası bir risk faktörüdür.
MRI (MAGNETİK REZONANS ÇÖZÜMLEME)
MR cihazı adından kolayca
anlaşılacağı üzere
manyetizmaya dayanır. Cihaz
manyetik alan altında atomların
manyetik alan yönüne
yönelmesi ve belirli bir
frekansta salınım yapmalarına
dayanır.
MRI…
Manyetik Rezonans yani MR’ı, en basit şekilde, ‘güçlü bir
manyetik alan ortamında radyofrekans dalgaları aracılığıyla
görüntü oluşturma tekniği’ olarak tarif etmek mümkün.
Radyasyon içermeyen bir teknik olan MR’la özellikle
yumuşak dokuların görüntülemesinde çok başarılı sonuçlar
alınabiliyor.
CT VS MRI
MR görüntüsü BT görüntüsünden tamamen farklı bilgiler taşır.
BT de yoğunluk önemli iken MRI da atom dağılımı önemlidir.
Yoğunlukları farklı olmayan yumuşak dokuları BT ayıramazken, atomik içerikleri farklı yumuşak dokuları bu yöntemle ayırt edillir.
NASIL ÇALIŞIR?
Protonlar, yani H+ iyonları normal ortamlarda kendi
eksenlerinde titreşim hareketi yaparlar. Bu iyonlar bir manyetik
alana girdiklerinde ise manyetik alanın yönüne göre dizilme
eğilimi gösterir ve bu yön doğrultusunda hareketlerine devam
ederler.
Üzerlerine yüksek frekanslı RF dalgası uygulandığında ise bu
protonlar RF dalgalarının bazılarını soğurur bazılarını ise
yayarlar. Bu durum protonların (H+ iyonları) yoğunluk, dağılım
ve dizilişlerine göre değişiklikler gösterir.
İşte MR cihazı protonların RF ve Manyetik Alan
altındaki bu özelliklerine dayanarak görüntülerini
oluşturur ve klinik anlamda insan vücudunun büyük
bir kısmının sudan (H2O) oluşması nedeniyle bir çok
hastalığın özellikle de tümörlerin teşhisinde kullanılır.
FMRI (FONKSİYONEL MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME)
FMRI…
Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme ile beyinin özel
işlev gören alanlarının saptanması sağlanır. Örneğin konuşma
merkezi, bedenimizde motor hareketleri sağlayan bölgelerin
görüntülenmesi gibi.
Bu tekniğin işleyişi standart manyetik rezonans görüntüleme
gibidir. Ancak kan damarlarındaki oksijen miktarının ölçümünü
ve bunlardaki küçük değişimleri sağlayarak daha ileri bilgi
düzeyi sağlar. Oksijen miktarındaki bu değişimler, organın hangi
bölgelerinin işlevsel olduğunu gösterir.
FMRI…
Örneğin konuşma merkezi ve ona yakın olan bir
tümörün ilişkisinin detaylandırılması gerektiğinde;
hasta çekim sırasında elindeki bir sayfadaki
yazılanları okur, aynı sırada özel yazılımlar
kullanılarak yapılan görüntülemede konuşma merkezi
saptanır. Tümörün bu bölgeyle komşuluk ilişkisi
belirlenir.
BOLD
Belli bir görev sırasında beyinde o görevle ilişkili bölgelerde
kan akımı artışı ve buna sekonder oksijen artışı olduğu
bilinmektedir. İlgili bölgeye gelen oksijen miktarı ihtiyaç
duyulandan daha fazla olduğu için deoksihemoglobin
konsantrasyonunda azalma ortaya çıkmaktadır. Bu azalma f-
MRG sinyalinde artışa sebep olmaktadır. Bu sürece ise kan
oksijen düzeyi-bağımlı effekti (blood oxygen level-
dependent) (BOLD) adı verilmektedir.
EEG (ELEKTROENSEFALOGRAFİ)
EEG, beyindeki sinir hücreleri
tarafından hem uyanıklık, hem
de uyku halindeyken üretilen
elektriksel faaliyetin kağıt
üzerine beyin dalgaları halinde
yazdırılmasıdır.
EEG…
EEG'de çekim küçük elektrotların saçlı deriye
yerleştirilmesiyle yani "pasta" denilen iletken bir madde
aracılığı ile yapıştırılmasıyla olur. Bu elektrotların ikisi
arasındaki elektriksel potansiyel değişiklikleri bilgisayara
kayıt edilir ve sonuç uzman tarafından yorumlanarak,
hastaya gerekli bilgi verilir.
Elde edilen kaydın incelenmesinde, normale oranla
sapmalar bulunmasına dayanılarak, beynin birçok çalışma
bozukluğu (sara vb.) teşhis edilebilir.
EEG…
ERP (OLAY İLİŞKİLİ POTANSİYELLER)
ERP…
Olay Iliskili Potansiyeller, basit anlatımıyla, bir kisiye sık
olarak (50- 500 kere) verilmiş olay/uyarılara kis inin verdiğ i
fizyolojik tepkinin kesin zaman ile EEG sinde bir tepki ve/veya
kognitif yanıt olarak alınmasıdır.
Olaylar veya uyarılar genellikle bir cok hedef olmayan
uyarının arasına yerlestirilmiş az sayıda hedef uyarı seklindedir
ve bunlar genellikle gö rsel veya isitsel olur. Kis i hedef uyaranı
her yakaladığ ında bir bir tus a basmak gibi spesifik bir olay
beklenir.
PET (Pozitron Emisyon Tomografi)
PET, özel bir tip kamera ve radyoaktifmaddenin kullanıldığı üst düzey birgörüntüleme tekniğidir.
PET…
Bir s eker tü revi olan glikozun pozitron tipi ıs ıma
yapan radyoaktif madde (Flor–18) ile is aretlenmis
molekü lu (F–18- FDG) hastaya damar yolundan
uygulanır.
Belli bir sü re verilen radyoaktif maddenin tü m
vü cuda yayılması ve ilgili dokularda tutulması icin
beklenir (yaklasık 45–60 dakika).
…
Kamera altına alınan hastanın, toplam 12-20 dk
sü re ic erisinde, tü m vü cut bilgisayarlı tomografi ve
pozitron emisyon tomografi (PET) gö rü ntü leri ü ç
boyutlu olarak elde edilir.
Organ ve dokulardaki normal ve normal dıs ı
metabolik fonksiyon gö steren patolojik alanların ü ç
boyutlu gö rü ntü lenmesi sağ lanır.
…
Vücutta şekeri fazla oranda kullanan hücreler tarafından tutulanFDG, PET tarayıcıda tespit edilerek tüm vücudun metabolikgörüntüsü oluşturulur. Bu sayede henüz Tomografi, MR gibimorfolojik yöntemler denilen incelemelerde bulgusaptanmazken, PET ile metabolik değişiklikleri dolayısıylahastalıkları erkenden saptamak mümkündür.
Beyinde epileptik odakların saptanmasında, kalpte koroner arter rahatsızlıklarında, enfarktüs geçirmiş bölge ve kalp kası etkinliğinin belirlenmesinde, akciğer kanserlerinin derecelendirilmesinde ..vb kullanılır.
SPECT (TEK FOTON EMİSYONBİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ)
Nükleer tıp görüntülemeleri, kan
damarına az miktarda radyoaktivite
içeren bir madde zerk edilerek ve
gelişmiş bir makinayla maddenin
izlediği yolun görüntüsü çekilerek
yapılır. Bu yöntem, vücudun çeşitli
bölgelerinden görüntü almak için,
farklı radyasyon formları ile yapılır.
SPECT…
Radyontiklid görüntülerinin çoğunda, elde edilen
görüntünün iyileştirilmesi için bir bilgisayar kullanılır.
SPECT olarak bilinen bu teknikte, kamera etrafınızda
dönerek gama ışınlarının pek çok açıdan görüntülerini
alır. Bilgisayar, bu bilgiyi, çok daha detaylı ve kesin bir
görüntü geliştirmek için kullanır.
TEŞEKKÜRLER. SORUSU OLAN?