Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

35
Belediyelerde Kadro ve * Seriye Sezen ** Koray Karasu *** Türkiye'de kamu görevlileri hizmet gereksinmesinin üstünde kamu siyasal tercihler sonucunda artan gizli bir genel bir Öte yandan, düzlem- lerde tekrarlanan bu nüfus kamu personeli gerçekleri da mevcuttur. l Bu ge- nel belediyeler söz konusu daha fazla taraftar Be- lediye seçimle göreve siyasal etkilen- melere ve yerel düzeyde geleneksel daha gerekçe göste- rilerek, belediyelerde hizmetin çok üstünde istihdam siyasal ve dile geti- rilmektedir. Bu makalede, Yerel Yönetimler ve Merkezi'nce yürütülen Yerel Yönetimleri Güçlendirme Projesi (Personel Modülü) çerçeve- sinde yapilan ve 1 78 belediyenin anket dört türdeki belediyede alan ve merkezi yönetim temsilcile- riyle belediyelerde kadro sürecinin ile kadro ve incelenerek, sorun saptanma- ya ve bunlar için çözüm önerileri Kamu Örgütleri ve Kamu Görevlileri Kadro "Kamu hizmetlerinin sürekli ve düzenli bir biçimde yürütülmesini üzere ve bu hizmetleri yerine getirecek nitelik, derece, ödev, yetki ve sorumluluklar itibariyle gösteren olarak kad- Bu makale, yyAEM'ce yürtiti.i1en Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi Projesi kapsa- yazarlarca Eylül i 998'de alt rapora (Belediye Personeli (yer-yön/pers-3.3) •• DL, Türkiye ve Orta Dogu Amme Enstitüsü Kamu Yönetimi Asistan!. ••• Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi 13ölümli Görevlisi. i Bkz, Oya Çitçi,"Türkiye'de Kamu Görevlilerinin Göriinümü". Amme Dergisi. Cilt 2 L 3, Eylül 988, s. 39-59; Turgay Ergun, "Kamu Personel Rejimimizde Reform", ASOMEDYA, Haziran 1995, s.26-44. 2 Ömer Bozkurt-Turgay Ergun, Kamu Yönetimi (Ed, Seriye Sezen), Ankara 1998,s.125. Yerel Yönelimler, 8 3 Temmuz /999. s. 20-5.J.

Transcript of Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Page 1: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı *

Seriye Sezen **

Koray Karasu ***

Türkiye'de kamu görevlileri sayısının hizmet gereksinmesinin üstünde olduğu, kamu kuruluşlarının, siyasal tercihler sonucunda artan nüfuslarıyla gizli işsizli­ğin bir kaynağını oluşturdukları genel bir kanıdır. Öte yandan, çeşitli düzlem­lerde sıklıkla tekrarlanan bu yargının, nüfus başına düşen kamu personeli sayısı ışığında gerçekleri yansıtmadığını kanıtlayan araştırmalar da mevcuttur. l Bu ge­nel kanı, belediyeler söz konusu olduğunda daha fazla taraftar bulmaktadır. Be­lediye organlarının seçimle göreve gelmiş olmaları, dolayısıyla siyasal etkilen­melere ve yerel düzeyde geleneksel ilişkilere daha açık olmaları gerekçe göste­rilerek, belediyelerde istihdamın hizmetin gerektirdiğinin çok üstünde olduğu, istihdam politikalarının siyasal çıkarlara ve kayırmacılığa dayandığı dile geti­rilmektedir.

Bu makalede, TODAİE Yerel Yönetimler Araştırma ve Eğitim Merkezi'nce yürütülen Yerel Yönetimleri Güçlendirme Projesi (Personel Modülü) çerçeve­sinde yapilan ve 1 ı 78 belediyenin yanıtladığı anket sonuçlarından, dört farklı türdeki belediyede yapılan alan araştırmasından ve merkezi yönetim temsilcile­riyle yapılan görüşmelerden yararlanılarak, belediyelerde kadro sürecinin işleyi­şi ile kadro ve İstihdam yapısının bileşimi incelenerek, sorun alanları saptanma­ya ve bunlar için çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılacaktır.

Kamu Örgütleri ve Kamu Görevlileri Açısından Kadro

"Kamu hizmetlerinin sürekli ve düzenli bir biçimde yürütülmesini sağlamak üzere oluşturulan ve bu hizmetleri yerine getirecek kişileri sayı, nitelik, derece, ödev, yetki ve sorumluluklar itibariyle gösteren çizelge"ı olarak tanımlanan kad­

• Bu makale, TODAİE yyAEM'ce yürtiti.i1en Yerel Yönetimlerin Güçlendirilmesi Araştırma Projesi kapsa­mında" yazarlarca Eylül i 998'de hazırlanan "Kadro-İstihdam" başlıklı alt rapora (Belediye Personeli Araştır­ması (yer-yön/pers-3.3) dayanmaktadır.

•• DL, Türkiye ve Orta Dogu Amme İdaresi Enstitüsü Kamu Yönetimi Asistan!. ••• Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi 13ölümli Araştırma Görevlisi. i Bkz, Oya Çitçi,"Türkiye'de Kamu Görevlilerinin Sayısal Göriinümü". Amme İdaresi Dergisi. Cilt 2 L Sayı 3, Eylül ı 988, s. 39-59; Turgay Ergun, "Kamu Personel Rejimimizde Reform", ASOMEDYA, Haziran 1995, s.26-44. 2 Ömer Bozkurt-Turgay Ergun, Kamu Yönetimi Sözlüğü, (Ed, Seriye Sezen), TODAİE Yayını, Ankara 1998,s.125.

Çağdaş Yerel Yönelimler, Ci/ı 8 Sayı 3 Temmuz /999. s. 20-5.J.

Page 2: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı 21

ro, kamu örgütlerinin hukuksal ve fiili varlığının önkoşulIarından biridir. Anayasa'ya göre (m. 128), "devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu gö­revlileri eliyle görülür"; 657 sayılı yasaya göre de "kadrosuz memur çalıştırıla­maz."

Kamu .örgütleri açısından kadro, her şeyden önce örgütün fiili varlığının vaz­geçilmez koşuludur ve kurumun gereksindiği personeli istihdam etmesine ola­nak sağlar. Aynı zamanda, bu personelin sayısının, niteliğinin, unvanının ve bu görevlilere ödenecek ücretin belirleyicisidir. Bir kurumun kadro dağılımına ba­karak, ne tür bir kamu hizmeti üstlendiğini saptamak olanaklıdır. Belediyeler a­çısından kadro, kentsel hizmetleri yürütecek personelin istihdamını sağlaması­nın ötesinde bir anlam taşır. Bu bağlamda kadro, o beldedeki yerel işgücünün istihdamını doğrudan etkiler ve siyasal bir içeriğe bürünür. Özellikle sosyo­ekonomik açıdan geri kalmış, istihdam olanakları sınırlı beldelerde, belediye kadroları, yerel işgücünün emilmesinde ve üretime katılmasında önemli bir a­raçtır.

Kadro, kamu hizmetlerinin ve insangücü planlamasının bir aracıdır. Kamusal hizmetler, kadroları, kadrolar da örgütleri belirlediğine göre, kadroların oluştu­rulması, aynı zamanda hizmetlerin ve bu kadroları dolduracak personelin de ön­ceden planlanması anlamına gelir. Toplumsal düzlemde ele alındığında, kadro­nun örgütlü bir toplumun yaratılmasına da aracılık ettiği belirtilebilir. Birey, işçi ya da memur statüsüne girmekle örgütlü çalışma ilişkileri dünyasının bir üyesi olmaktadır.

Kamu görevlileri açısından kadro öncelikle, yaşamını sürdürebileceği düzenli bir gelir ve mesleğini yürütebileceği bir iş anlamını taşır. Ama konuya sosyo­ekonomik süreçten bakıldığında, kadronun, bireyin toplumsal üretim sürecine girmesinin ve toplumsal üretimden belli bir payalmasının altyapısını oluşturdu­ğu görülmektedir. Birey herhangi bir kadroya atanmakla, kamusal karar süreci­ne dahilolmakta ve kamu yönetimi aygıtının işleyişine yön verebilmekte ve bu işleyişi etkileyebilmektedir. Kadro aynı zamanda bireye, olağan koşuııarda,

hizmette kaldığı sürece ve emeklilik durumunda yaşamı süresince, toplumsal ü­retimden belli bir payı elde etmesini ve sosyal güvenliğini güvenceye alan bir sistemdir.

Belediyelerde Kadro Süreci

Türk personel rejiminin tanımlayıcı iki özelliğinden biri, hizmetin niteliklerini temel alan kadro ya da pozisyon sınıflandırması yerine, temelde personelin ni­

Page 3: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

22 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmu::. 1999

teliklerine göre mali hakları belirleyen rüthe sııııflandırmasına dayanmasıdlL.I İ­kinci özelliği ise, merkezi yönetim-yerel yönetim ilişkileri bağlammda geçerli olan a) ayrı personel sistemi, b) tek personel sistemi ve c) bileşik ya da karma sistemden, çalışanların yerel yönetimce işe alındığı, ancak personel sistemin in başından sonuna dek merkezi yönetimin bir ya da birkaç kurumu aracılığıyla yönlendirildiği, denetlendiğı, tek personel sİstemİne yakın bileşik ya da karma modelin benimsenmiş olmasıdır.~

Türkiye'de kimi istisnalar dışında (üniversite, yargı, silahlı kuvvetler personeli gibi) kamu görevlileri için merkezi-yerel yönetim ayrımı yapılmaksızın tek bir personel rejimi benimsenmiştir. Bu rejimin genel hatları 657 sayılı Devlet Me­murları Yasası ile çizilmiştir. Yasa koyucu, belediye personelini merkezi yöne­tim personel i ile birörnek düşünmüşHir: Yasada, devlet memurları için onlu bir sınıflandırmaya gidilmiştir: Genel idare Hizmetleri (GiH), Teknik Hizmetler (TH), Eğitim ve Öğretim Hizmetleri (EÖH), Sağlık ve Yardımcı Sağlık Hiz­metleri (SYSH), Emniyet Hizmetleri (EH), Avukatlık Hizmetleri (AH), Din Hizmetleri (OH), Yardımcı Hizmetler (YH), Mülki İdare Amirliği Hizmetleri ve Milli İstihbarat Hizmetleri sınıfları. Emniyet, mülki idare ve milli istihbarat hizmetleri belediyelerin hizmet alanı dışında kaldığından, bu kurumlar fiilen yedi hizmet sınıfında personel istihdam etmektedirler.

657 sayılı yasa uyarınca, belediyelerde ve bunların kurdukları birlik, müessese ve işletmelerde dört tür personel çalıştırılabilir: memur, sözleşmeli personel, ge­çici personel ve işçi. Bu kuruluşlarda ve diğer kamu kuruluşlarında bu döıi is­tihdam biçimi dışında personel çalıştırılamaz.

İstihdam biçimi ne olursa olsun belediyelerde çalıştırılacak her türlü persone­lin istihdamı, yasama ve yürütme erkince belirli kurallara, belirli makamların o­nayına bağlanmıştır. Bu kuralların genel özelliği, belediyelere "ihtiyaç duyduğu personeli çalıştırma yetkisi"ni vermek anlamını taşıyan kadro ya da iş pozisyo­nu yaratma sürecinin belirleyici aktörlerinin neredeyse tümüyle merkezi yöne­tim kuruluşlarından oluşmasıdır.

Belediyelerde ve bu kuruluşların birlik, müessese ve işletmelerinde memur kadrolarının ihdası, değiştirilmesi ve iptali, belediye meclisinde başlayan ve Bakanlar Kurulunda sonuçlanan bir süreç sonunda gerçekleşir. Bu sürecin ara kademelerinde mülki amirler (büyükşehir belediyelerinde aynı zamanda büyükşeh ir belediye başkanı) ve merkezi yönetim kuruluşları yer alır. Demek ki

, Doğan Canınan, Çağdaş Pel'sonel Yönetimi, TODAİE Yayın No 260. Ankara 1995, s. 25.250. ~ Birgül Güler, M. Keınal Öktem, "Belediyelerimizde Personel Sistemi", Amme idaresi Dergisi. Cilt 22, Sayı 2, Haziran ı 98Y, s. 25 . • itfaiye ve zabıta personeli için 657 sayılı yasa referans olmakla birlikte çalışmanın ilerleyen bölümlerinde görüleceği gibi bu personelin görevleri, yetkileri ve çalışma düzenleri yönetmelikleric ayrıca belirlenmiştir.

Page 4: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediri'lerde Kadro ve Istıhdam Yapısı 23

kadro sürecini başlatan ve sona erdiren makamlar seçilmiş organlardır~ arada da merkezi bürokrasİ bulunmaktadır.

Belediyelerde kadro sürecinin adımlarını incelemede başlıca kaynaklar, ilgili yasalar ile yönetmelik, genelge vb. düzenleyici işlemlerdir. Ancak bu düzeyde yapılacak bir inceleme, hukuksal çerçeveyi çizen, dolayısıyla "olması gere­ken"leri aktaran bir sınırda kalmaya mahkumdur. Oysa, pratik yaşamı belirle­yen, soyut hukuk kurallarının yanı sıra çoğu zaman bu kuralları zorlayan ve hatta onları fiilen etkisiz bırakabilen siyasaL, ekonomik ve toplumsal somut ol­gulardır. Bu zorlamalar nedeniyle kimi zaman "olması gereken" ile "olan"ın tam örtüşmediğini gözlemek olanaklıdır. Bu makalede, belediyelerde kadro süreci, yalnızca olması gerekene odaklanmadan, aynı zamanda olanı da anlamaya Ye yorumlamaya çalışan bir yaklaşım içinde incelenmeye çalışılacaktır. Bu yakla­şıma yön veren ise, devletin çalışma alanına giren her konunun, en teknik görü­nenler de dahil, devletin niteliği gereği mutlaka siyasal bir öze sahip olduğu dü­şUncesidir.

Belediyeler ihtiyaç duydukları her an kadro talebinde ya da mevcut kadroların değiştirilmesi veya iptali talebinde bulunamazlar. Bu talepler yılda bir kez. top­luca yapılabilir. Yeni kurulan belediyeler bu kuraldan ayrık tutulmuştur. İkinci kural, belediyelerin kadroya ilişkin her türlü taleplerini gerekçelendirmek ve meclis kararına bağlamakla yükümlii olmalarıdır.

Herhangi bir kadronun oluşturulması için belediye. ilkin, ihdasını istediği kad­roıııııı sınıf, derece ve sayısını belirten gerekçeli belediye meclisi kararını almak zorundadır. Bu karara, kadro ihdas cetveli, kadro cetveli ve belediyenin o yılki bütçe cetveli gelir toplamı ile personel giderleri toplamını gösterir onaylı cetvel eklenir. Bu belgeler mülki amirler aracılığı ile içişleri Bakanlığı'na gönderi i ir." Kadro talepleri, Bakanlar Kurulunun onayına sunulmadan önce merkezi yöne­tim kuruluşları tarafından süzgeçten geçirilir. Bu süzme işlevi. İçişleri Bakanhğı (İB), Maliye Bakanhğı (MB) ve Devlet Personel Dairesi Başkanhğı (DPB) tem­silcilerinden oluşan bir komisyon tarafıııdan yapılır. Komisyon. gelen talepleri, belediyelerin nüfus esasına göre 12 gruba ayrı ldığı bir çizelgeyi temel alarak değerlendirmektedir (çizelge 1). Nüfus ölçütlerine göre belirlenen kadro un­vanları ve sayılarının yer aldığı bu çizelge, aynı zamanda o gruba giren beledi­yenin nasıl bir örgütlenmeye gidebileceğini de göstermektedir. Buradan hare­ketle, denilebilir ki. merkezi yönetim kadro belirleme yetkisiyle aynı zamanda A ilinin B ilçesine bağlı C belediyesinin örgütlenmesini de belirlemiş olmakta­dır.

:\ Büyükşehir ilçe belediyeleri söz konusu olduğunda. gerekçeli meclis kararı büyük~ehir belediye ba~kanınca onaylanınak zorundadır. ilçe belediye meclislerinin aldığı her karar 3030 sayılı yasa (ın, 14) gereğince büyükşehir belediye başkanına gönderilmektedir. Başkan, konunun meclislerde tekrar görüşülmesinı isteyebi­lir. Meclislcr kararlarında 2/3 çOğunlukla ısrar ederlerse meclis kararı kesinle~miş olur.

Page 5: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

24 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz 1999

Çizelge 1: Kadro İhdasında Merkezi Yönetintee T i AI Nnr ÖI "tüerne ınan u us ıçu

Nüfus Grubu Kadro S. Nüfus Başma Düşen Personel

Enaz/Ençok 0-2.000 12 167 2.000-3.000 14 1431214 3.000-4.000 15 2001267 4.000-5.000 18 2221278 5.000-7.500 23 217/304 7.500-10.000 26 288/385 ı 0.000- ı 5.000 34 294/441 i

15.000-20.000 37 405/541 i 20.000-50.000 106 189/472 i

50.000-100.000 198 253/505 100.000 ve üstü * 351 285+ Büvükşehir BeJ. 315 Nüfusa göre değişmekte

: i

Kayııak: İçişleri Bakanııgı Mahalli İdareler Genel Müdürıüğıi.

*İtfaiye TeşkiJlerinin Kuruluş, Görev, Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmeliğe göre verilen itfaiye personeli kadrosıı hariç. Bu yönetmelige göre, ı 00.000 ve üstü nüfusa sahip belediyelere verilecek itfaiye kad­roları şöyledir: 100.000-200.000 arası 78: 200.000-300.000 arası i LO: 300.000-400.000 arası 141: 400.000­500.000 arası 174. Nüfusu 500.000'den fazla olan belediyelerde her ı 00.000 nüfus için İlave kadrolar veril­mektedir. itfaiye kadrolarında temel ölçüt nüfus olmakla birlikte, yönetmelik, belediyenin nüfus yoğunluğu. imar durumu, bina özellikleri, bitki örtüsü vb. özelliklerinin dikkate almarak bu kadrolara ek kadro ihdasma imkan vermektedir.

Bu ölçekte, sayıları farklı olmakla birlikte nüfusu 5 bine kadar olan belediye­lerin prototip bir kadro ve örgüt yapısından söz edilebilir. Merkezi yönetimin bakışıyla, belediye hizmetleri için gereksinme duyulan asgari kadro sayısını da gösteren bu kadrolar~ başkatip, muhasebeci, tabip, veteriner, fen memuru, za­bıta memuru, daktilograf, memur, şoför, bekçi, hizmetli ve itfaiye eri kadroları­dır. Bu iskelet 5 bin nüfusa kadar korunmakta ama nüfus dilimi arttıkça zabıta ve itfaiye kadrolarının sayısı artmaktadır. itfaiye ve zabıta hizmetleri, tümüyle belediyeye özgü hizmet alanı olmaları ve özgün çalışma koşulları nedeniyle ö­zel bir öneme sahiptir. Kadro ölçütünde, merkezi yönetimin bu hizmet alanları­na daha cömert davrandığı belirtilebilir. itfaiye ve zabıta kadrolarının toplam kadrolar içindeki oranı en az % 17, en fazla % 50 düzeyinde olmak üzere ö­nemli bir yer tutmaktadır.

Merkezi yönetimin kauro ölçütünde dikkati çeken bir başka nokta, belde nü­fusu arttıkça, bir belediye görevlisine düşen nüfusun da artmasıdır. Örneğin, 2 bin nüfuslu bir beldede bir belediye görevlisine düşen nüfus 167 kişi ikep, bu sayı 5 bin nüfuslu beldede 278'e, 10 bin nüfuslu beldede 385'e, 20 bin nüfuslu beldede 54] 'e yükselmektedir. Nüfus temel ölçüt olmakla birlikte, merkezi yö­netim kadro taleplerini değerlendirirken, belediye bütçesi, bütçe içindeki perso­nel harcamalarının oranı, coğrafi özellikler vb. etmenleri de dikkate almaktadır.

Page 6: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı 25

Bütçe-personel harcamaları bağı zaten yasal bir zorunluluktur. Diğer etmenler i­se yazılı kurallara bağlanmış değildir.

Kadro sürecinin en önemli aşaması, bir pazarlık süreci olarak da nitelendirile­bilecek, merkezdeki komisyon değerlendirmesidir. Çünkü bu aşamada, devrede yalnızca, bu konuda önceden belirlenmiş kurallar ve kendi kurumsal ilkeleri öl­çüsünde, belediyeden gelen istemi değerlendiren merkezi yönetim kuruluşları değil, ulusal parlamentonun temsilcileri de bulunabilmektedir. Bu sürecin sonu­cunu belirleyen ölçütler de yalnızca, istenilen kadronun türü, belediyenin nüfu­su, gelişmişlik düzeyi, bütçesi, personel harcamaları vb. gibi teknik ölçütler de­ğil, bunlarla birlikte, kadro isteminde bulunan belediye başkanının partisinin ik­tidarda olup olmadığı, başkanın yerel düzeydeki siyasal gücü, parti yönetimiyle olan ilişkilerinin niteliği gibi siyasal nitelikli ölçütlerdir.

Komisyonca son şekli verilen kadro teklifleri, Bakanlar Kurulunca onaylan­dıktan sonra belediyelere gönderilmektedir. Merkezi yönetim, kadroya ilişkin

her türlü istemin gerekçelendirilmesini isterken, kendisi, belediyelere karşı

böyle bir sorumluluk taşımamaktadır. Yalnızca yapılan işlemin çıktısını beledi­yelere göndermekte, uygun görülmeyen istemlerin niçin uygun görülmediğini açıklama gereği duymamaktadır.

Bir kadronun ihdası, iptali ya da değiştirilmesine ilişkin bir istemin, kayna­ğından çıkması ile sonucunun tekrar kaynağına ulaşması, altı ay ile bir yıl ara­sında değişen bir zamanı tüketmektedir. Uygulamada, bu süreye ilişkin hayli uçsal örneklere de rastlanabilmektedir.t'

Yukarıda sıralanan işlemler, yalnızca bir kadronun oluşturulması, kaldırılması ya da değişikliğine ilişkindir. Belediyelerin kendilerine verilen kadroları doldu­rabilmeleri, yine merkezi yönetimin iznine bağlıdır. Belediye meclisi ve Ba­kanlar Kurulunun devrede olmadığı İzin sürecinde, konu, belediye ile İçişleri Bakanlığı arasındaki (mülki makamlar aracılığı ile yapılan) yazışmalarIa çözül­mektedir.

(, Örneğin. bir ilçe belediyesinin sözleşmeli olarak istihdam etmek istediği bir avukatın, belediyede sözleşmeli olarak istihdamının ve sözleşme ücretinin uygun bulunduğunu bildiren İçişleri Bakanlığı yazısı. sözleşme sü­resinin bitiminden tam bir gün önce yazılmış ve aynı gün belediyeye fakslanmıştır. Bu örnek. onay mekaniz­masının gerçekte ne işe yaradığı sorusunu akla getirmektedir. Aslında. belediye ile personel arasında imzala­nan bu sözleşme onay tarihinden itibaren geçerlik kazanmaktadır. Oysa. onay tarihine kadar bir yıl süreyle il­gili personel çalıştırılmış ve ücreti ödenmiştir. Eğer bu örnekte olduğu gibi onay beklemeksizin personel ça­!ıştırılıyar ise. onayın ne anlamı kalmaktadır? Eğer onayın bir anlamı varsa, bu örnekte merkezi yönetim söz­leşmenin bitimine bir gün kala sözleşmeyi onaylamadığını belirtmiş olsaydı. bir yıl boyunca istihdam edilen sözleşmeli avukatın yaptığı işlemlerin ve kendisine belediye bütçesinden ödenen ücretin hukuki dayanağı ne olacaktır?

Page 7: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

26 Çağdaş ['ere/ ['önetim/er 8 (3) Temmuz 1999

Kadro Sürecinin Aktörleri

Buraya kadar çizilen bu çerçeve, kadro bağlamında her şeyin merkezde kota­rıldığı ve sonuçlandırıldığı, yavaş işleyen, bürokratik kademeleri bol bir süreç izlenimi sunmaktadır. Ancak konu belediye-merkezi yönetim ilişkisinden çıka­rılıp yerel-merkez ekseninde değerlendirildiğinde, süreçteki yerel dinamiklerin rolünün pek de silik olmadığı söylenebilir. Yerel dinamiklerin bir unsuru, süre­cin başlatıcısı olarak belediye meclisi~ dolayısıyla o beldenin yerel siyasasll11 belirleyebilen insanlarıdır. Merkezi yönetim, belediye meclisi kararı ile gerek­çelendirilmeyen kadro istemlerini işleme koymamaktadır~ dolayısıyla merkez, genel ilke olarak kendiliğinden harekete geçerek işlem yapmamaktadır. Ancak belediyeden talep edilmediği halde, yeni hizmet Hirleriyle ilgili kadroları (veri kontrol işletmeni gibi) merkezin kendiliğinden oluşturduğu da görülmektedir.

Kadro istemlerinin merkezde kararlaştırılması aşamasında da yerel güçler ka­rarın istenildiği yönde çıkarılmasında etkili olabilmektedir. Bu etki, belediye başkanının ya da belediye bürokrasisinin, gerekli olan bilgi ve belgelerin eksik­siz hazırlanması, istemlerin sağlam gerekçelere dayandırılması gibi neyin, niçin istenildiğinin iyi aktarılması yoluyla sağlandığı gibi, yerel oy potansİyelinin sİ­yasetçiler üzerinde yarattığı baskının kullanılması yoluyla da kendini göster­mektedir. O beldeden, ilden aldığı oylarla ulusal meclise giren ve bİr sonraki se­çimin hesabını yapan siyasetçi için genelde önemli olan, o beldeden, ilden gelen istemlerin ne denli rasyonelolup olmadığı ya da ne denli kurallara uygun olup olmadığı değil, o istemin kendi aracılığı ile karşılanmış olmasının seçmen üze­rinde yaratacağı etki olabilmektedir.

Çizelge 2'de görlildüğü gibi, belediyelerde kadro stirecini kim belirliyor soru­suna tek aktörle sınırlı bir yanıt vermek güç göriinmekted ir. Çünkü bir kadronun ihdası, sonucu itibariyle, yalnızca belediye yönetimi ile belediye personelini il­gitendiriyor gibi görünmekteyse de, bu süreçte her birinin rolünün farklılaştığı değişik aktörler söz konusudur. Yerel çevre kadroyla ilgilidir~ çünkü kadro yöre için yeni İstihdam demektir. Yerel ya da ulusal siyasetçi kadroyla ilgilidir; çün­kü kadro talebinin karşılanması demek, yerel halktan gelen isteklerin bu şahısla­rın katkısıyla tatmini ve bu tatminin seçmen üzerinde yaratacağı olumlu etki demektir. Merkezi yönetim kuruluşları kadroyla ilgilidir~ çiinkü devlet örgüt­lenmesi içindeki konumları gereği, alınan kararları, benimsenen politikaları uy­gulamaya dönüştürmek işlevini yerine getirmektedirler.

Dolayısıyla, kadro sürecinde, önceden belirlenmiş kurallar ve kurumlar ana referans olmakla birlikte, yukarıda sıralanan etkenlerin ışığında her bir aktör gücü oranında bu süreci etkileyebilmektedir.

Page 8: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam rapısı 27

Çizelge 2: Belediyelerde Kadro Sürecinin AktörlerilEtkenleri

Talebi Talebi Talebe Talebi Karara Dönüştüren Yaratan Harekete Aracılık Eden AktörlerIEtkenler

Geçiren

• Yerel Belediye • Mülki amirler Aktörler: hizmetlerin meclisi zorlaması

• Büyükşehir • Merkezi yönetim kuruluşları (teknik belediyeleri ölçüt)

• Yerel - İçişleri Bakanlığıçevreden

gelen - Maliye Bakanlığı istihdam baskıları - Devlet Personel Bşk.

• Yerel ve ulusal siyasetçiler (siyasal ölçül)

• Bakanlar Kurulu (teknik ve siyasal ölçütün sentezi ve bu senteze hukuki geçerlik kazandırma)

Etkenler:

. • Yerel iktidar/ulusal iktidar ilişkile-rindeki uyum ya da uyumsuzluk

• Belediye başkanı ve parti yönetimi ! ilişkileri

• Siyasal ve ekonomik ortam (seçim dönemi, ülkenin ekonomik durumu vb.)

Belediyeler Kadro Sürecini Nasıl Değerlendiriyorlar?

Belediyeler genellikle kadro sürecinin bugünkü işleyişinden memnun görün­memektedir. Anket sonuçlarına göre, mevcut işleyişi uygun bulan belediyelerin oranı % 13 .16'da kal ırken, kadrolarııı yerel düzeyde oluşturulmaslIldan yana o­lanların oranı % 72'dir (çizelge 3).

Çizel2e 3: Belediye Kadrolarmm Ihdası Nasıl Olmahdır? Sistem Sayı Oran (%) Meclis Kararı ve Kaymakam/Vali Onayı 539 45.76 Belediye Meclisi Kararı :\10 26.32 Meclis Kararı ve Bakanlar Kurulu Onayı 155 13.16 Meclis Kararı ve içişleri Bakanlığı Ona)'ı 141 ı 1.97 Diğer 24 ') OA

Yanıt Yok 9 0.76 Toplam 1178 100.00

Page 9: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

28 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz /999

Kadro ihdasının yönteminde nüfus arttıkça merkezden kopma eğilimi art­maktadır. Yetkinin yalnızca belediye meclisinde olmasını uygtın bulan beledi­yelerin oranı büyükşehir belediyelerinde % 62.5 düzeyinde iken bu oran ilçe belediyelerinde % 31.8'e, kasaba belediyelerinde % 22.6'ya inmektedir. Bu eği­lime koşut olarak, kasaba belediyelerinin % 15.9'u bugünkü, meclis kara­rı+Bakanlar Kurulu onayı sİsteminin devamından yana tavır alırken büyükşehir grubundaki belediyelerin hiçbiri bu sistemin devamından yana değildir.

Belediyelerin kadro ihdas sürecine ilişkin tercihlerinin başlıca gerekçeleri şunlardır:

Belediye meclisi karafı: Kadro taleplerinin yılda bir kez ile sınırlandırılması. hizmetleri aksatmakta, zaman kaybına yol açmaktadır. Bu konuda yetkinin, hizmete en yakın birim olan belediye meclislerinde olması gere­kir. Bu sistemi önermekle birlikte, sistemin güvenirliğini belli güvencelere bağlama ihtiyacı duyan ve bunun için, personel giderlerinin belediye bütçesinin % 30'nu geçmesi durumunda belediye başkanının görevden a­lınmasını ve kadro ihdası ve ödemeler ile sorumlu kişilerin kişisel mal varlıkları ile sorumlu olmasını öncren belediyeler vardır.

Belediye meclisi+mülki amir: Yerel ihtiyaçları en iyi o yörenin belediye meclisi ve mülki amiri bilebilir. Bu yöntem aynı zamanda zamandan tasarruf sağlar.

Belediye meclisi+İçişleri Bakanlığı ya da Bakanlar Kurulu: Bu seçeneği tercih edenlerin gerekçeleri il­ginçtir. Belediyeler, halka en yakın birim olmaları nedentyle yoğun iş talebi basktlarıyla karşı karşıyadırlar. Merkezi yönetimin vesayet yetkisini kuııanması, özeııikle kadro ihdası sürecindeki bu baskılara karşı koya­bilmek için başkan ve meclislerin elinde bir güvence olmaktadır.

Ankette verilen bu seçeneklerin dışında getirilen farklı önerilerin bir kısmı şöyledir:

• Belediye başkanı olma nitelikleri yeniden belirlenmeli ve bunun sonucunda da seçilecek nitelikli belediye başkanlarına kadro ihdas yetkisi verilmelidir.

• Belediye kadroları standart hale getirilmeli, belediyeler boşalan kadrolara hiçbir kurumun iznini almaksı­zın atama yapabilmelidir.

• Kadrolar, belediye meclisi+işçi, memur sendikaları+kent konseyi kararı+iş değerlendirme uzmanlığının yapacağı iş tanımları ve iş değerlendirme ölçütleri doğrultusunda oluşturulmalıdır.

• Kadro ihdasları, ihtiyaçların önemi değerlendirilerek TBMM'ce yapılmalıdır.

• Kadro ihdasları, meclis kararı ve kurulacak ilgili bakanlıkça yapılmalıdır.

• Belediye kadroları belediyeden bağımsız olarak tamamıyla içişleri Bakanlığı'na verilmelidir.

• Kadro ihdasının belediye meclislerine bırakılmasından endişe duyan görüşler de vardır. Bu görOşlere gö­re, bazı belediyelerde, yerel meclis kavramı. yerelleşmenin ve yerel demokrasinin Gir uzantısı, bir gereği olarak yerel hizmetlerin organize edileceği birim olmaktan öte, devletin üniter yapısına zarar verebilecek bir kurum olarak görülebilmektedir. Bu nedenle de kararların, -dolayısıyla kadro ihdaslarının- salt belediye meclislerince alınmasının yeterli olmadığı görüşiindedirler.

Yukarıdaki gerekçelerde de dile getirildiği gibi, belediyelerin tüm yakınmaIa­rına karşın bugünkü kadro süreci, özellikle belediye başkanlarını yerel istihdam baskılarına karşı korumaktadır. Belediye başkanı yerel istihdam taleplerini, be­lediyenin yeni işgücüne ihtiyaç duymaması ya da başvuru sahiplerinin işin ge­rektirdiği nitelikleri taşımaması gerekçesiyle reddedeceğine, "merkez kadro ya

Page 10: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı 29

da atama izni vermiyor" gerekçeleriyle reddedebilmekte ve böylece seçmen kar­şısında "kötü olan" kendisi ya da belediye yönetimi değil "merkezi yönetim", bir başka deyişle "Ankara" olmaktadır.

Araştırma süresince görüşme yapılan belediyelerde, gerek belediye başkanları gerekse belediye yöneticileri, kadro sürecinde merkezi yönetimin belirleyici rolünden yakınmakla birlikte, merkezi yönetimin süreçten tümüyle de çekilme­sini uygun bulmamakta ve merkezi yönetimin denetiminin gerekliliğini vurgu­lamaktadırlar. Önerilen, kadro ile ilgili yetkinin belediye meclislerine bırakıl­ması, onay merciinin vali olması, merkezi yönetimin ise, mülkiye müfettişIeri, mahalli idareler kontrolörleri, Sayıştay denetçileri yoluyla işleyişi denetlemesi­dir.

Belediyelerde Kadro Yapısı

Memurlar

Devlet Personel Başkanlığı verilerine göre Türkiye genelinde 163.816 beledi­ye memur kadrosu bulunmaktadır.7

Kadro/ann Hizmet Sınıjlanna Göre Dağıltmı: Türkiye genelindeki memur kadrolarının hizmet sınıfı temelindeki dağılımında ağırlığın idari hizmetlere i­lişkin kadrolarda yoğunlaştığı görülmektedir (grafik 1). Bu kapsama giren GiH (0/0 67.3) ve YH (0/0 16.0) sınıflarının oranı toplarnın % 83.3'ünü oluşturmakta­dır. Kentsel hizmetler içinde önemli yer tutan teknik hizmetlere ait kadrolar 0/0 12'lik bir oranla üçüncü sırada gelmektedir. Sıralamayı çok düşük oranlarla SYSH, AH, DH ve EÖH sınıfları izlemektedir.

Grafik 1: Belediye Kadrolarının Hizmet Sınıflarına Göre Dağılımı (Nisan 1998) Türkiye Geneli-Toplam Kadro: 163.816

EÖH %0,1 i DGiH~1

i ~~: Iı i DSYSH

.AHI DDH

YH IIEÖH %16.0

%67.3

7 İçişleri Bakanlığı verilerine göre de, Haziran ı 998 tarihi itibariyle toplam 2.840 belediyede ı 62.452 meımır. ı 06.362 sürekli işçi olmak üzere toplam 268.8 ı 4 kadro bulunmaktadır.

LI

Page 11: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

30 Çağdaş Yerel Yönelİmler 8 (3) Temmuz /999

Ankete yanıt veren 1178 belediyenin elinde bulunan kadroların hizmet sınıfla­rına dağılımı da, sıralama düzeyinde Türkiye geneli ile paralellik göstermekte­dir.

657 sayılı yasanın "meslek ölçütü" esasına dayalıs olarak belirlediği sınıflan­dırma, genelde kamu hizmetlerine, özelde de belediye hizmetlerine denk düş­mediği, gereksinmeleri tam olarak karşılamaktan uzak olduğu gerekçesiyle e­leştirilmektedir. Bu eleştiriler daha çok GİH sınıfının bileşimine yönelmektedir. GİH'in ayırt edici özelliği, temelde, "yönetim, icra, büro ve benzeri hizmetleri gören devlet memurlarılını*} kapsamına almış olmasıdır. Bununla birlikte yine 657 sayılı yasa uyarınca, diğer hizmet sınıflarına giremeyenlerin de GİH kap­samına alınmış olması, yönetim ve büro işlerinde çalışıyor olmaya dayalı ayrımı anlamsızlaştırmıştır. Böylece, GİH bugün, nitelikleri birbirinden farklı, dolayı­sıyla ortak özellikleri bulunmayan meslekleri içinde barındıran ama barındırdığı kesimlerin bu durumdan pek de hoşnut olmadığı bir "havuz sınıf" haline dö­nüşmüştür. Sınıflandırmaya ilişkin bir başka eleştiri, sınıflara gireceklerin be­lirlenmesinde başvurulan, "meslekleriyle ilgili görevleri fiilen ifa etme" koşu­lunda açıklık olmaması ve sııııflandırmaya ilişkin hükümlerin, memurların sa­dece "kendi meslekleriyle ilgili görevlerde" istihdamını zorunlu kılacak bir yap­tırtmdan yoksun olması ve böylece yerinde istihdam ilkesinin gerçekleşmesini engellemesidir. \tl

Belediyeler düzeyind~ GİH sınıfındaki bu şişkinliğin önemli bir nedeni, nite­liği gereği GİH içinde değerlendirilmemesi gereken, zabıta ve itfaiye gibi bele­diyelere özgü hizmetlerde çalışan personelin GİH kapsamında bulunuyor olma­sıdır. Hatta itfaiye personelinin bir kısmı GİH, bir kısmı da YH sınıfında bu­lunmaktadır. Çünkü, belediyelerin birçoğunda istihdam edilen personel içinde en fazla istihdam edilen kesimi, bu iki hizmet alanında çalışanlar oluşturmakta­dıLll Merkezi yönetimin, kadro ihdas tekliflerini değerlendirme aşamasında bu alanlara ilişkin kadrolara daha esnek yaklaştığı da söylenebilir. . Zabıta ve itfaiye personelinin GiH içinde değerlendiri Imesinin, bu personel in

gereksinmelerini karşılamaktan uzak kaldığının bir göstergesi, bu personelin gö­rev ve yetkilerinin, mali ve özlük haklarının, işe alınma ve çalışma koşullarının

S Cahit Tutum, Personel Yönetimi, TODAİE Yayın No: 179, Ankara 1979, s. 66. ., Nuri Tortop. Personel Yönetimi, TODAiE Yayın No: 245, Ankara 1992. s. 104. Lu Doğan Canınan. a.g.k.. s. 255. ii Örneğin Çankaya Belediyesi personeli içinde çoğunluğu. % 20'lil\: bir oranla zabıta personel i oluşturmakta­dır. Aynı şekilde Mamak Belediyesi'nde çalışanların % 27'sini zabıta personeli oluşturmaktadır. Zabıta ve it­faiye hizmetlerinde çalışanların toplam çalışanlara oranı i\yaş ve Beypazarı belediyelerinde sırasıyla. % 27 ve % 43.2'dir. İzmit Büyükşehir Belediyesi'nde de istihdam edilen memur personelin çoğunluğumı. % 32'sini it­faiye ve zabıta personeli oluşturmaktadır.

Page 12: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediye/erde Kadro ve istihdam Yapısı 31

ayrıca yönetmeliklerle düzenlenmiş olmasıdır. ıı Demek ki, ana düzenleyici me­tin gerçek yaşamın koşulları karşısında yetersiz kalmakta, zorlanmakta ve yeter­sizlik yan düzenlemelerle aşılmaya çalışılmaktadır. Böylece, belediye persone­line ve belediyenin örgütlenmesine ilişkin mevzuat da dağılmakta, çeşitlen­

mektedir. Çünkü bu düzenlemeler aynı zamanda itfaiye ve zabıta birimlerinin örgütlenmesinin kurallarını da belirlemektedir.

Kadroların Derecelere Göre Dağdımı: Kadroyu tamamlayan bir unsur olarak derece, memurun öğrenim durumunun, hizmet süresinin göstergelerinden biri­dir. Aynı zamanda memurun alacağı ücreti belirleyen ve görev içinde ilerleme­sinde temel alınan bir ölçüttür. Belediye kadrolarının derecelere göre dağılımın­da üç derece belirgin biçimde ön plana çıkmaktadır: % 16'lık bir oranla 7., % IS'lik bir oranla S. ve % ı ı 'lik bir oranla i O. derece (grafik 2). Belediye kadro­larınıIl yarıdan fazlasıııı, 5-9 arasındaki dereceler oluşturmaktadır. Ağırlıklı ola­rak yönetim kademelerinin .işgal ettiği iIk dört derece kadrolarınııı % i O'luk ora­nı ise diğer gruplandırmalara göre bir hayli düşük kalmaktadır.

Kadroların derecelere göre dağılımınııı 30 yıllık seyrinde, eğitimli işgücünün artması nedeniyle alt derecelerden üst derecelere doğru bir kayma söz konusu­

, dur (çizelge 4). Dereceterin hizmet süresinin de bir göstergesi olduğu kabul e­dildiğinde, bu eğilimi, aynı zamanda, belediye personelinin daha az deneyimli­den daha çok deneyimliye doğru bir yönelme içinde olduğunun işareti olarak da görmek mümkündür.

Çizelge 4: Belediye Memur Kadrolannın Derece Gruplarına Göre Dağılımı (Türkiye Geneli/1972-1998)

197213 1998 Derece Grubu Sayı Oran (%) Sayı Oran (%) ]-4 602 i 18.776 ı ı

5-9 8.335 17 89.999 55 10-15 41.738 82 55.041 34 Toplam 50.675 100.0 163.816 100.0

Kadro Unvanları: Belediye kadro unvanlarınııı sayısı, Devlet Personel Baş­kanlığı'na göre yaklaşık 2.500, İçişleri Bakanlığı'na göre yaklaşık 8.500'dür. İ­çişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, yalnızca su hizmetlerine ait kadro unvanla­rınm 463, itfaiye hizmetlerine ilişkin kadro unvanlarının 107, mezbaha hizmet­lerine ilişkin kadro unvanlarının 82 olması, kadro unvanlarında olağanüstü bir farklılaştırılmaya gidildiğini göstermektedir.

12 Belediye Zabıta Personeli Yönetmeliği, RG: 15.07.1969 (657 sayılı yasadan önce yayımlanan bu yönetme­liğin söz konusu yasaya aykırı olmayan hükümleri halen yürürlüktedir: yönetmelikteki değişiklikler için bkz. RG: 12.05.1979/16635,20.11.1982/17874): Belediye Zabıta Kıya1et Yönetmeliği. RG: 12.031990/20459: İt­

faiye Tcşkillerinin Kuruluş, Görev, Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmelik, RG: 23.08. ı 985118851 (değişiklikler için bkz. RG: 09.02.1986/19014, 28.06.1995/22327). IJ İçişleri Bakanlığı. Cumhuriyetin SO Yılında içişleri Bakanlığı, i. Kitap, Gürsoy Mathaaeılık, Ankara, Ly" s. 173.

Page 13: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

32 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz /999

Page 14: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı ]]

Kadro unvanı sayısının ulaştığı rakam, DPB ve İçişleri Bakanlığı'nın verilerİ arasındaki bu belirgin farklılık, alan araştırması yapılan belediyelerdeki incele­meler ve araştırma anketinin çıkardığı sonuçlar, kadro unvanları konusunda bir karmaşa yaşandığını ortaya çıkarmaktadır.

Karmaşayı doğuran birinci neden, kadro unvanları ile belediyelerin görevle­rindeki değişimler arasında koşutluk kurulmaması ve bu koşutluğun bir gereği olarak unvanların giincelleştirilmemesidir. Örneğin, bir belediyede toprak analisti, topograf muhabir, tapu tetkik memuru gibi o belediyenin hiç kullanma ihtiyacı duymadığı kadrolar bulunmaktadır. Kalomoza memuru, ekonomi amiri, mücevher baş memuru, hoparlör memuru. soğuk hava memuru, oto tahsil me­muru gibi kadro unvanlarını ise günümüzde herhangi bir belediye hizmetiyle bağdaştırmak güç görünmektedir.

Karmaşayı doğuran ikinci neden, görev tanımları aynı oJan kadroların unvan­larının farklı olmasıdır: şef muavini-şef yardımcısı, daktilo-daktilograf-daktilo memuru, hademe-odacı-müstahdem-hizmetli-temizlik hizmetlisi, doktor-tabip, muhasip-muhasebeci gibi.

Ancak kadro unvanlarında asıl karmaşa, dağılma, memur unvanlarında ya­şanmaktadır. Aşağıdaki unvanların hepsi şemsiye bir kavram olarak memur un­vanı içindedir:

i ambar demirbaş memuru kalomoza memuru satış memuru ambar memuru kapı memuru sayaç okuma memuru

i ayar memuru kesim memuru seyrü sefer memuru ayniyat memuru kütüphane memuru soğuk hava memuru

. baraj vana memuru memur su açma ve kapama memuru belediye trafik memuru mubaya memuru, su bakım memuru büro memuru muhasebe memuru su memuru çay su satış memuru mübayaa memuru su tahakkuk memuru daktilo memuru mübayiş memuru su yolları memuru damga memuru mücevher baş memuru tahakkuk Irider memuru demirbaş memurui nöbetçi memur tahakkuk memuru

, depo memuru numerataj memuru tahsil memuru emlak memuru oto tahsil memuru tahsilat memuru evlendirme memuru ölçü-ayar memuru takip memuru fen memuru paso memuru tapu tetkik memuru fiş memuru rüsum memuru teknik memur fuzuli işler takip mem. rüsum takip memuru trafik memuru hoparlör memuru sağlık memuru zabıta memuru İcra memuru santral memuru ziraat memuru içmesuyu memuru

Bu memur kadrolarının bir kısmı (zabıta memuru gibi) yapılan işin ve çalışma koşullarının ve buna bağlı olarak mali ve sosyal hakların diğer memurlardan farklı olması nedeniyle ayrı bir kadro unvanı ile tanımlanmasını zorunlu kıl-

Page 15: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

34 Çağdaş Yerel Yönelimler 8 (3) Temmuz /999

maktadır. Ancak, ambar memuru, depo memuru, büro memuru, hoparlör me­muru gibi ayrımları ussal bir gerekçeye dayandırmak güç görünmektedir.

Kadro unvanlarındaki bu karmaşanın yanısıra kadroların hizmet s1l11flarıyla i­lişkileri de tam olarak oturtulamamıştır. Görev tanımları aynı olan kadroların hizmet sınıfları farklı olabilmektedir. Örneğin hem TH sınıfında hem GİH sını­fında fen memuru kadrosu bulunmaktadır. Ya da itfaiye hizmetini sürdüren per­sonelin bir kısmı GİH, bir kısmı YH sınıfında olabilmektedir.

Kadroların Kullanım Oranları: Kadro, istihdam potansiyelini gösterir bir kavramdır. İhdas edilen kadroların doldurulması, atama izninin alınması, sınav yapılması gibi işlemlerinden oluşan yeni bir süreci gerektirmektedir. Belediye­lerin kendilerine ihdas edilen kadroları ne oranda kullanabildikleri, ancak bu kadroların doluluk oranına bakılarak anlaşılabilir.

1178 belediyenin toplam memur kadroları ile bunların dolu/boş durumları,

belediyelerin türlerine göre çizelge 5'te verilmektedir.

Çizelge 5: Belediye Kadro Yapısı: Memur Dolu/Boş Durumu (1178 Belediye- Hazİran 1998)

iTür Birim Dolu % Boş % Toplam BŞB 8 4624 64.84 2507 35.16 7131 BSB-İlçe 26 6836 69.76 2964 30.24 9800 BŞB-Alt LO 900 61.60 561 38.40 1461 iı 27 5497 68.58 2518 31.42 8015 İ~e 333 11874 67.96 5599 32.04 17473 Kasaba 774 8335 63.45 4802 36.55 ı 3137 Toplam 1178 38066 66.76 18951 33.24 57017 i

Belediye Türlerine Göre: Kadroların dolu ve boş oranları belediyelerin sta­tülerine göre önemli bir farklılık sergilememektedir; her türde dolu memur kad­rosu % 60'ın, boş memur kadrosu da % 30'un üzerindedir. Doluluk oranında, sı­rasıyla büyükşehir ilçe, il ve ilçe belediyeleri az bir farkla da olsa, diğer beledi­ye türlerİne göre daha ön plana çıkmaktadır. Büyükşehir alt kademe belediyele­rindeki doluluk oranının göreli düşüklüğü, bu belediyelerin yakın tarihlerde ku­nı/muş olmaları ve henüz kadrolarını oluşturmamış olmaları ile açıklanabilir.

Bölgelere Göre: Bölgesel dağılımda memur kadrolarıııı en fazla kullanan böl­ge Marmara Bölgesidir. Sanayileşmenin de yüksek olduğu bu bölge % 70'Iik bir doluluk oranıyla diğer bölgelerden farklılaşmaktadır. Doluluk oranı İç Anadolu Bölgesinde en düşük düzeyde gerçekleşmektedir (% 63.98). Diğer bölgelerde bu oran % 64 ile 66 arasında değişmektedir.

Nüfus Dilimlerine Göre: Memur kadrolarının belediye nüfuslarına göre dağı­lımında nüfusu 2 bİnden az belediyelerin bu kadroları en düşük düzeyde kuııan­dıkları görülmektedir. Nüfus arttıkça kadroların kuııanım oranları artmaktadır. 2

Page 16: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediye/erde Kadro ve Istihdam Yapısı 35

bin 10 bin nüfus diliminde doluluk oranı % 62-63 arasında seyrederken, 10 bin­den fazla nüfuslu belediyelerde bu oran % 67'den % 70'lere kadar uzanmaktadır. Bu eğilim, nüfus arttıkça kentsel hizmetlerin hacim ve çeşit olarak artmasına koşut olarak istihdam gereksİnmesinİn de artmasına bağlanabilir.

Belediye Yönetimi ve Çalışanlar Açısından Kadro Sorunu

Memur kadrolarının merkezi yönetirnce ihdas ediliyor olması ve kadroların merkezi yönetimin tekelinde olması, belediyelerin geleneksel yakınmalarıdır. Şu anda geçerli olan bu sürecin belediyelerin istedikleri kadroları elde etmeleri­ni ne oranda etkilediklerini saptamak üzere, belediyelere son dört yıl içinde be­lediyece istendiği halde ihdas edilmeyen kadro taleplerinin olup olmadığı so­rulmuştur. Bu soruya verilen evet ya da hayır yanıtlarının oranı. belli bir eği lim i güçlendirecek nitelikten yoksundur; çünkü her iki seçeneğin oranı % 47.4 düze­yindedir. Evet ve hayırların birebir eşitliğine rağmen, istediği halde kadro ihdası yapılmayan belediyelerin oranının % 50 düzeyine yaklaşması, sistemde bir ak­saklığın olduğuna işaret etmektedir. Ancak bu aksaklıkta, yerinde olmayan ta­lepleriyle belediyelerin de rolünün olduğunu belirtmek gerekir. İhdas edildiği halde ihtiyacı olmadığı için kimi kadrolarına atama yapmayan belediyelerin o­ranı ise % 44'tür.

Kadro kamusal hizmetlerİ yerine getiren işgörenler açısından da hem uygun kadrolarda istihdam edilme hem de meslek içinde ilerleme açısından önemlidir. Memur çalışan ların kadrodan kaynaklanan sorun larını belirlemek üzere beledi­yelere, kadrosuzluk nedeniyle derece ilerlemesi yapılamayan memurlarının olup olmadığı sorulmuştur. Belediyelerin çoğunluğunda, % 60.44'ünde kadrosuzluk nedeniyle intibak sorunu yaşanmamaktadır.

Belediye türlerine göre bakıldığında bu sorunun daha çok büyükşehir statü­sündeki belediye grupları ile il merkezi belediyelerinde yaşandığı görülmekte­dir. Bir başka deyişle, kadrosuzluğa dayalı intibak sorunu daha çok büyük bele­diyelerin sorunu olarak görülmektedir. İntibak sorunu olan belediyeler il beledi­yeleri ile büyükşehir grubuna giren belediyelerde % 60'ın üzerindedir. Bu ko­nuda en az sıkıntılı belediyeler ilçe merkezi 42) ve kasaba belediyeleridir (~ 31). Büyük kent belediyelerinin yükseköğrenim görmüş personeli istihdam ola­nakları küçük belediyelere oranla daha fazladır. Dolayısıyla bu personelin üst derecelere tırmanma hızı daha yüksektir. Küçük belediyelerde ise ortaöğretim görmüş personel İstihdamı büyük belediyelere oranla daha yaygındır.

İşçiler

Kıulrolllrtn Kullıınımı: 1 ı 78 belediyede bulunan toplam 43.865 sürekl i işçi

kadrosunun yaklaşık % 67'si dolu, % 33'ü boştur. İşçi ve memur kadrolarının dolu ve boş oranlarınm tam olarak çakışması, merkezi yönetimin, belediye kacl­

Page 17: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

36 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz /999

rolarının kullanımında belli bir siyasayı izlediği izlenimini vermektedir (çizelge 6).

Belediye Türlerine Göre: Sürekli işçi kadrolarının belediye türlerine göre kullanım oranları da memur kadroları ile paralellik içindedir. Hem memur hem de işçi kadrolarının doluluk oranı, büyükşehir ilçe, il ve ilçe belediyelerinde di­ğer belediyelere oranla daha fazladır. Büyükşehir alt kademe belediyeleri ise, yalnızca memur kadrolarını değil sürekli işçi kadrolarını da en düşük düzeyde (% 44.31) kullanan belediyelerdir.

Çizelge 6: Belediye Kadro Yapısı: Sürekli İşçi Dolu/Boş Durumu (1178 b e e i d'ıye- H'azıran 1998)

Tür Birim Dolu % Boş % Toplam! BŞB 8 3.747 64.82 2.034 35.18 5.781 BŞB-İlçe 26 6.875 69.52 3.014 30.48 9.889 BŞB-Alt LO 1.056 44.31 1.327 55.69 2.383 İl 27 7.462 73.69 2.664 26.3 ı 10.126 İlçe 333 6.878 66.25 3.504 33.75 10.382 Kasaba 774 3.280 61.84 2.024 38.16 5.304 Toplam 1178 29.298 66.79 1.4567 33.21 43.865

Bölgelere Göre: Bölgeler düzeyinde işçi kadrolarının kullanımı, memur kad­rolarından farklı bir görünüm sunmaktadır. Sanayileşme ile özdeş Marmara Bölgesİ, memur kadrosunu en fazla kullanan bölge iken işçiler söz konusu ol­duğunda geri kalmışlıkla özdeş Güneydoğu Anadolu Bölgesi, % 83'lük bir o­ranla en fazla işçi istihdam eden bölge olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bölgeyi 0/0 70'lik oranla İç Anadolu Bölgesi izlemektedir. Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgeleri ise işçi kadrolarını en alt düzeyde kullanmaktadırlar. Sürekli işçi is­tihdamı bu iki bölgede en alt düzeyde iken, geçici işçi istihdamı da en yüksek düzeydedir. Tüm statüler düzeyinde istihdamın Akdeniz Bölgesinde % 48.2'si, Doğu Anadolu Bölgesinde % 42.6'sl geçici işçilerden oluşmaktadır. Her iki böl­genin iklim koşulları dikkate alındığında (birinde yazın diğerinde ise kışın uzun sürmesi), mevsimsel hizmetleri, geçici işçi istihdamını artıran bir faktör olarak değerlendirmek mümkündür.

Nüfus Dilimine Göre: İşçi kadrolarının nüfus dilimlerine göre dağılımının temel özelliği. doluluk oranının nüfus artışıyla paralel gitmesidir; bir başka de­yişle nüfus arttıkça doldurulan kadro da artmaktadır. Nüfusu iki binden az bele­diyelerde işçi kadrolarının doluluk oranı % 56.57 iken, bu oran üst gruplarda 0/0 60 İle % 68 arasında değişen oranlara, 250 binden fazla nüfuslu belediyelerde % 74.96 düzeyine ulaşmaktadır. Nüfus arttıkça, yol yapımı, bakımı, asfaltlama, çevre düzenleme, toplu taşıma hizmetleri türündeki, işçiler eliyle görülen hiz­metlerin arttığı ve çeşitlendiğİ düşünüldüğünde, nüfus artışı i le işçi kadrolarının doluluk oranı arasındaki bağlantı anlam kazanmaktadır.

Page 18: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam YaplS[ 37

Belediyelerde İstihdam Yapısı

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, kamu kuruluşlarında İstihdamı memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi olmak üzere dört statü ile sınırlan­dırmakta ve bu statüleri de tanımlamaktadır (m. 4). Buna göre memur, "mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görev­lendirilen ... " personeldir. 657 sayılı yasada "genel idare esaslarına göre yürütü­len aslİ ve sürekli kamu hizmetleri", memur tanımında temel ölçüt iken, Türk Ceza Kanunu (TCK) ölçeği daha geniş tutmakta ve kamu görevini esas almak­tadır. TCK'ya göre, "devamlı veya muvakkat, ücretsiz veya ücretli, ihtiyari ya da mecburi olarak teşrii, idari veya adli bir amme vazifesi gören kimseler me­mur sayılırlar" (m. 279).

657 sayılı yasaya göre sözleşmeli personel, "kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak ü­zere özel bir meslek bilgisine ve İhtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, kuru­mun teklifi üzerine Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığının görüşleri a­lınarak Bakanlar Kurulunca geçici olarak sözleşmeli çalıştırılmasına karar veri­len ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir." Yasa TH sınıfına giren iş­

lerde çalıştırılacak sözleşmeli personeli, işİn geçiciliği koşulundan ayrık tut­muştur. Geçici personel, "bir yıldan daha az süreli veya mevsimlik hizmet ol­duğuna Devlet Personel Dairesinin ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanı­larak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sı­nırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan" kimselerdir. 657 sayılı yasa, kapsamına girmeyen işçiyi, memur, sözleşmeli personel ve geçici personel dışında kalan kişiler olarak tanımlamaktadır. 1475 İş Kanunu'nda işçi, "bir hiz­met akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişi" olarak ta­nımlanmaktadır (m. 1 ). Pratikte kullanılan daimi işçi-geçici işçi ayrımına karşın

yasada bu tür bir ayırım yapılmamakta, yalnızca işler sürekli ve süreksiz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. İşin sürekliliğini ya da süreksizliğini belirleyen ölçüt ise işgününün 30 günden fazla ya da az olmasıdır. Nitelikleri bakımından en çok 30 işgünü süren işler süreksiz, bundan fazla süren işler sürekli iştir (m. 8).

657 sayılı yasa kapsamında istihdam edilen memur, sözleşmeli personel ve geçici personelin, yukarıdaki tanımlar çerçevesinde ayırt edici özellikleri, me­murun asli ve sürekli kamu hizmetlerini, kamu hukuku kuralları çerçevesinde yerine getiren personelolması; sözleşmeli personelin, özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde zorunlu ve istisnai durumlarda sözleşme i le çal ıştırı lan personelolması; geçici personelin ise bir yıldan daha az süreli veya mevsimlik hizmetlerde. özel bir meslek bilgisi ya da uzmanlığa gerek olmaksızın sözleşme ile çalıştırılan personelolmasıdır. Memur istihdamında,

Page 19: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

38 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz /999

hizmetin niteliğine uygun olarak süreklilik söz konusu iken sözleşme li ve geçici personelin istihdamında geçici/ik söz konusudur.

Statülere Göre İstihdam Yapısı

Belediyeler memur, işçi (sürekli-geçici) ve sözleşmeli personelolmak üzere üç tür personel çalıştırmaktadır. Merkezi yönetim, atama izni verme, onaylarna, vize verme vb. araçlarla istihdamı denetlemektedir. Bu denetime rağmen bele­diyelerin de facto olarak istihdam konusunda kendilerine geniş bir hareket alanı yarattıkları söylenebilir.

Araştırma anketine yanıt veren 1178 belediyedeki istihdam yapısının en çar­pıcı boyutu, nitelik itibariyle 30 işgününden az süren işlerde çalıştırılması gere­ken geçici işçiler ile asli ve sürekli kamu hizmetlerini yerine getiren memurların istihdam oranlarının aynı olmasıdır. Toplam 105. i 60 personel içinde memur ve geçici işçilerin her birinin oranı yaklaşık % 36'dır; sürekli işçilerin istihdam o­ranı ise yaklaşık % 27'dir. Yasal düzeyde sürekli-geçici işçi ayrımı olmadığına göre belediyelerdeki istihdamın omurgasını % 63'lük bir oranla işçiler oluştur­maktadır. Kamu hukuku çerçevesinde, güvenceli bir sistem içinde asli ve sürekli kamu hizmetlerİni yerine getiren memurlar bu istihdam yapısı içinde ikincil planda kalmaktadırlar. 1980 sonrasında özellikle KİT'lerde yaygınlaştırılmaya çalışan sözleşmeli personel statüsünün ise % OA'lük oranıyla belediyelerde yay­gın bir istihdam biçimi olarak kullanılmadığı ya da kullanılamadığı anlaşılmak­tadır. Çünkü sözleşme li personel çalıştırılması konusunda belediyelerin hareket alanı merkezi yönetirnce sınırlandırılmış durumdadır.

Belediye Türlerine Göre: Belediye türlerine göre memur istihdamının dağılı­mı önemli bir farklılık göstermemektedir. Bu saptamanın istisnası büyükşehir

alt kademe belediyeleridir. Bu belediyelerde toplam istihdam içinde memurların payı % 2 L sürekli işçilerin payı % 25 iken, geçici işçilerin oraııı bu iki grubun toplamından fazladır (0/0 53.8). Sözleşmeli personel istihdamll1da % 0.6'lık bir oranla kasaba belediyeleri dikkati çekmektedir. Gerek kasaba belediyelerinde gerekse ilçe belediyelerinde bu oranı artıran etken, tam gün çalıştırılmasına ihti­yacı duyulmayan avukat, doktor gibi uzman meslek sahiplerinin sözleşme ile İstihdam edilmesidir.

Çizelge 7: Belediye Türlerine Göre İstihdam (1178 belediye-Haziran 1998)

Tür Memur % Sözleş. % S. İşçi % G. İsci % Toolam i

BŞB 4.551 i 36.9 59 0.5 5.000 40.5 2.740 22.2 12.350 BŞB-İlçc 6.559 37.6 53 0.3 7.041 40.3 3.801 21.8 ı 7.454 BŞB-Alt 896 21.2 i 0.0 1.056 25.0 2.277 53.8 4.230 iı 5.205 30.1 21 0.1 7.480 43.3 4.588 26.5 17.294 ilçe ı ı .790 37.3 114 0.4 6.367 20.2 13.311 42.1 31.582 Kasaha 8.406 37.8 143 0.6 i 3.080 13.8 10.621 47.7 22.250 Toplam 37.407 35.6 391 0.4 i 30.024 28.6 37.338 35.5 105.160

Page 20: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı 39

İstihdamda geçici işçilerin tercih edilmesinde ana etken, memur ve sürekli iş­çiler için kadro alımının güçlüğünden çok, geçici işçilerin İstihdamında sınav

koşulunun olmamasıdır. Memur ve sürekli işçi sınavlarından, duyuru zorunlu olduğu içİn geniş bir kesim haberdar olmakta ve hem başvurular hem de beledi­ye başkanı üzerindeki baskılar artmaktadır. Oysa geçici işçilerin alımında bu türden işlemler gerekmediği için, belediye başkanı kendisini daha özgür hisset­mektedir. Dolayısıyla personel sınavı, birçok belediye başkanının korktuğu ve kaçındığı bir mekanizma haline gelmiştir. Üstelik genellikle asgari ücretle çalt­şan geçici işçilerin belediyeye maliyeti diğer çalışanlara oranla daha düşük ol­makta ve işini her an kaybetme riski içinde bulunan bu kişiler, belediye yöneti­mi için daha kolay yönetilebilir bir çalışanlar grubunu oluşturmaktadırlar.

Bölgelere Göre: istihdamın bölgelere göre dağılımında Ege Bölgesi farklı­laşmaktadır. Geçici işçi istihdamının en düşük düzeyde olduğu bu bölgede, is­tihdamın % 43,9'unu memurlar, % 27A'iilıü sürekli işçiler oluşturmaktadır. Bu­nunla birlikte bu bölgede bile geçici işçi istihdamı sürekli işçilerden daha fazla­dır (% 28,6). Tüm statüler düzeyinde en çarpık istihdam yapısı Doğu Anadolu Bölgesi'ndedir. Bu bölgede geçici işçilik % 42,6'lık oranıyla istihdama damga­sını vurmaktadır. istihdam bileşiminde memurların payı % 32, sürekli işçilerin payı % 24,8'dir.

Memurların en alt düzeyde istihdam edildiği bölge Güneydoğu Anadolu'dur. Akdeniz Bölgesi, sürekli işçileri en alt düzeyde (l9,7) istihdam ederken geçici işçi istihdamında tüm bölgelerden % 48,2'lik bir oranla farklılaşmaktadır. Bu bölgede belediye çalışanlarının yaklaşık % 50'si geçici işçilerden oluşmaktadır. iç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinde ise her üç istihdam türü % 30'un üzerin­dedir.

Nüfus Dilimlerine Göre: İstihdamın nüfus dilimlerine göre dağılımında 25 bin olan dilim bir değişme noktası, bir ara kesittir. 25 bine kadar olan dilimlerde istihdamın oransal sıralaması,I) geçici işçi, 2) memur, 3) sürekli işçi şeklinde gerçekleşmekte, bu dilimden sonra memur ve geçici işçilerin oranı göreli olarak düşerken sürekli işçilerin oranı artmaktadır. Aynı eğilimi sözleşmeli personel o­ranlarında da görmek mümkündür. ilk dilimde sözleşmeli personelin oranı dilim içinde % 3 ile % 7 arasında değişmekte~ ikinci dilimde ise en fazla % 4'te kal­maktadır.

Statülere göre dağılırnda en dengeli İstihdam 250 binden fazla nüfuslu beledi­yelerde görünmektedir. Geçici işçi istihdamının en alt düzeyde olduğu (% 16) bu dilimde, sürekli işçi istihdamı en yüksek orandadır (0/0 46,6). Bu diliınde memur istihdamı da Türkiye ortalamasının üstündedir (% 37). Nüfusu 2 binden az belediyeler Türkiye ortalamasından tüm statüler düzeyinde bir hayli farklı­laşmaktadır. Sürekli işçi istihdamının % 5J'te kaldığı bu dilimde memur istih­

Page 21: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

40 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz 1999

damı % 55,3, geçici işçi istihdamı ise % 39.2 düzeyindedir. 2 bin-5 bin dilimi de benzer bir yapı sergilemektedir.

Memur İstihdamının Hizmet Sıniflarlna Göre Dağılımı: Belediyelerde istih­dam edilen memurların hizmet sınıfına göre dağılımı, memur kadrolarının hiz­met sınıfına göre dağılımına koşutluk sergilemektedir. GİH ve YH sınıfları, is­tihdamda da ilk sıralarda gelmektedir. Toplam memur istihdamında GİH 0/0 70'Iik bir oranla ilk sırada gelmekte, bunu % ı 4.5'lik bir oranla YH sınıfı izle­mektedir. TH sınıfındaki memurların oranı % 12. ı, SYSH sınıfındaki memurla­rın oranı da % 2.6'dır. Toplam istihdam içinde AH ve OH sınıfında çalışan me­murların oranı % ı 'in altında kalmaktadır.

İşçi İstihdamı

Belediyelerde işçi istihdamının genel özelliği, sürekli işçilerin geçici işçilerin gerisinde kalmasıdır. Toplam işçi istihdamında sürekli işçilerin oranı % 44.5, geçici işçilerin oranı % 55.5'tir. Bununla birlikte bu oranlar, belediyelerin böl­gesine, türüne ve nüfusuna göre değişmektedir.

Belediye Türlerine Göre: Kasaba ve ilçe belediyeleri ile büyükşehir alt ka­deme belediyeleri, işçi istihdamına geçici işçilerin damgasını vurduğu beledi­yelerdir. Geçici işçilerin oranı kasaba belediyelerinde % 77.2 düzeyindedir. Bu oran, büyükşehir alt kademe belediyelerinde % 68.4, ilçe belediyelerinde 0/0 67.7'dir (çizelge 8). Sendikal örgütlenmenin yaygın olduğu yerleşmeler olan büyükşehir, büyükşehir ilçe ve il belediyelerinde ise sürekli işçilerin toplam işçi istihdamındaki payları % 60'ın üzerindedir.

Çizelge 8: Belediye Türlerine Göre İşçi istihdamı (1178 b ı d' azıran 1998)e e ıye- H'

Tür S. İşçi % G. İşçi % Toplam BŞB 5.000 64.5 2.740 35.5 7740 BŞB-İlçe 7.041 64.5 3.801 35.5 10842 BŞB-Alt 1.056 31.6 2.277 68.4 3333 iı 7.480 61.9 4.588 38.1 12068

i ilçe 6.367 32.3 13.3 1 ı 67.7 19678 Kasaba 3.080 22.8 10.621 77.2 13701

. Toplam 30.024 44.5 37.338 55.5 67362

Bölgelere Göre: Belediyelerde işçi istihdamının bölgesel dağılımında iki böl­ge, Karadeniz ve Akdeniz diğer bölgelerden belirgin biçimde farklılaşmaktadır. Karadeniz Bölgesi en yüksek düzeyde (% 53.9) sürekli işçi istihdam eden, Ak­deniz Bölgesi de en yüksek düzeyde (0/0 70.9) geçici işçi istihdam eden bölge­lerdir. Karadeniz hariç tüm bölgelerde toplam işçilerin % 50 l den fazlasını geçici işçiler oluştururken, bu bölgedeki geçici işçi İstihdamı % 46. ı düzeyindedir. Geçici işçi istihdamında Akdeniz Bölgesini Doğu Anadolu (0/0 63.3) ve Güney­doğu Anadolu (% 57.5) bölgeleri izlemektedir. İç Anadolu (% 49.3) ve Ege

Page 22: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı 41

Bölgesİ (% 48.9) ise, Karadeniz Bölgesinden sonra en yüksek düzeyde sürekli işçi İstihdam eden belediyelerdir.

Nüfus Dilimlerine Göre: İşçi istihdamının belediyelerin nüfus dilimlerine gö­re dağılımı, istihdamın bileşimi ile nüfus arasındaki doğrudan ilişkiyi ortaya koymaktadır. İstilıdamın bileşiminde, nüfus arttıkça sürekli işçilerin, azaldıkça da geçici işçilerin oranı artmaktadır. Geçici işçi istihdamının doruk noktada ol­duğu belediyeler, nüfusu 2 binİn altında olan belediyelerdir (% 88.1). Bu oran nüfus arttıkça azalmakla birlikte, oransal fazlalığını 5 bin-lO bin nüfus dilimine kadar korumaktadır. Geçici işçilerin oranı ancak 100 bin-200 bin nüfus dilimin­de % 50'nin altına inmekte ve 250 binden fazla nüfuslu belediyelerde en düşük düzeyine (% 25.7) ulaşmaktadır. Sürekli işçi istihdamında ise doğalolarak tam tersi bir oluşum söz konusudur. Sürekli işçi istihdamı en yüksek düzeyini 250 binden fazla nüfuslu belediyelerde bulmakta (% 74.3) ve hemen 50 bin-l 00 bin nüfus grubunda % 50'nin altına inerek, 2 binden az nüfuslu belediyelerde en alt düzeyine ulaşmaktadır (% 11.9).

Sözleşmeli Personel İstihdamı

Sürekliliği olmayan işlerde, uzmanlık bilgisine sahip personelin geçici olarak bir sözleşme ile çalıştırılması esasına dayanan sözleşmelilik, belediyelerde yay­gın bir istihdam biçimi değildir. Eylül 1998 tarihi itibariyle, Türkiye genelinde belediyelerde çalışan sözleşmeli personel sayısı 939'dur. Bu personelin unvan­larına ve istihdam dayanaklarına göre dağılımı çizelge 9'da verilmektedir.

Çizelge 9: Belediyelerde Sözleşmeli Personel Sayısı (T"urkiıye Gener1-E,yıu1"11998)

İstihdam Dayana' i i Unvan 657/4-8 506 sayılı yasa 3030 sayılı yasa Toplam Avukat 351 60 - 411 Mühendis 24 4 - 28 Doktor 4 - 4 Başkan Yrd. - 1 1 Genel Sekreter - - 3 3 Sanatçı - - 492 492 Toplam 379 64 496 939

Kaynak: İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü.

Belediyelerin memur statüsünden sonra en çok istihdam etmek istedikleri statü sözleşme ii personelolmasına karşın, bu uygulamanın yaygınlaşmamasının başlıca nedeni, merkezi yönetimin bu konuda izlediği politikadır. Merkezi yö­netim, sözleşmeIiliği, 657 sayılı yasada tanımlandığı biçimde kuııandırma eği­limi içindedir. Sözleşmeli personelin istihdamında temel ölçüt, hizmetin niteliği (asli ve sürekli olup olmadığı) ve belediyelerin bu hizmetin gerektirdiği uzman personeli kadrolu olarak istihdam edebilme kapasitesidir.

Page 23: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

42 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz 1999

1994 yılında Türkiye genelinde kamu personelinin % II 'i sözleşmeli personel iken!4 belediyeler düzeyinde (1178 belediye) sözleşmeli personelin istihdam o­ranı % OAltür. Araştırma anketine katılan belediyelerde çalışan sözleşmeli per­sonel sayısı 410'dur. Sözleşmeli personelin hizmet sınıflarına göre dağılımına bakıldığında, bu personelin yarısından fazlasının AH sınıfında olduğu görül­mektedir (0/0 52,68). AH, GİH, SYSH ve TH sınıflarına girmeyen ama sınıfı da belirtilmeyen söz]eşmeli personelin oranı da ikinci sıradadır (0/0 17,32). Sırala­mayı GİH, TH ve SYS hizmetleri izlemektedir (çizelge 10).

Çizelge 10: Belediyelerde Sözleşmeli Personel Sayısı (1178 belediyelHaziran 1998)

Sayı Oran (%) •

Genel İdare Hizmetleri (GİH) 58 14.15 Avukatlık Hizmetleri (AH) 216 52.68 Sağlık ve Yardımcı Sağlık Hiz. (SYSH) 27 6.59 Teknik Hizmetleri (TH) 8 9.27 Diğer 71 17.32 Toplam 410 100.00

Sözleşme li personeli en çok istihdam eden belediye türleri ilçe ve kasaba be­lediyeleridir. Bu belediyelerde avukatlık hizmetlerinin çoğunlukla söz]eşmelilik yoluyla görülmesi, sayıyı artırmaktadır. Belediye türlerine göre, büyükşehir ilçe, alt kademe ve il belediyeleri GİH sınıfında sözleşmeli personel istihdam etme­mektedir. Büyükşehirlerde sözleşmeli personelin % 52,5'i GİH sınıfındadır. 3030 sayılı yasa kapsamındaki belediyelerin hiçbirinde sözleşme i i çalışan sağlık personeli bulunmamaktadır. İlçe belediyeleri diğer belediyelere oranla sağlık ve teknik hizmetler sınıfında daha çok sözleşmeli personel İstihdam etmektedir.

İstihdama İlişkin Kimi Sonuçlar 1. Memur ya da işçilerin kadro yapıları veya bu kadroların kullanım oranları,

belediyelerde istihdamı anlamak için tek başına veri olmaktan uzaktır. Çünkü memur ve işçi sayısı, bir buzdağının su üstünde kalan bölümünü oluşturmakta­dır ve o buzdağının gerçek hacmini öğrenmek ancak altta kalan bölümü de gör­mekle olanaklıdır. Suyun altına inmek ise çok zordur. En fazla disiplin altına a­lınmış görünen memur ve işçi kadrolarının gerçeği tam olarak yansıtan fotoğra­fını çekmek bile zor görünmektedir. Her şeyden önce merkezi yönetimin kayıt­larındaki kadro sayısı ile belediyelerin kayıtlarındaki kadro sayısı tam olarak örtüşmemektedir. Memur ve işçilere oranla oldukça esnek bir istihdam yapısı sergileyen geçici işçi sayılarını da tam olarak saptamak bu koşullarda oldukça zordur. Bu personelin giriş ve çıkışının sürekli hareket halinde olması izlemeyi ayrıca güçleştirmektedir.

14 Genel, katma, özel, ton bütçeli kurumlar, Kİrler ve yerel yönetimler düzeyinde. DİE, Çalışma İstatistiği, Ankara 1996, s. 321.

Page 24: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve istihdam Yapısı 43

2. Tüm bu güçlüklere rağmen 1178 belediyedeki ve alan araştırması yapılan belediyelerdeki İstihdam yapısına dayalı olarak Türkiye geneli hakkında kimi değerlendirmeler yapılabilir. Değerlendirmenin birinci sonucu, yerel hizmetlerin gördürülmesinde, hizmetin asli ve sürekli olması niteliğinin, çalışanın statüsünü belirleyen bir ölçüt olmaktan çıkmasıdır. Belediyelerdeki istihdamda memur ve geçici işçi oranlarının aynı olması ve alan araştırması yapıJan belediyelerde ge­çici işçilerin sürekliliği olan kamu hizmetlerinde ve uzun bir döneme yayılan sürelerle çalıştırılıyor olması bunun bir göstergesidir.

3. Kadro ve istihdam sürecindeki merkezi yönetimin geciktirici ve engelleyici rolü, belediyelerde geçici işçi istihdamına yönelme eğilimini açıklayan bir etken olarak kabul edilebilir. Belediyeler bu gecikmenin neden olduğu boşluğu, geçici işçi İstihdamı ile doldurma yoluna gitmektedirler. Ama araştırma sürecindeki görüşmeler, belki başlangıçta bir zorunluluk olarak başlayan bu eğilimin gide­rek bir tercihe dönüştüğünü ortaya koymuştur. Memur ve işçi alımının kamuya açık bir sınavla yapılması zorunludur. Personel sınavı açmak ve sonuçlandır­mak, başvuruların ve çeşitli kanallardan belediye başkanına ulaşan baskıların yoğunluğu nedeniyle zor ve sonuçta mutlaka belli seçmen kesiminin küstürül­düğü bir yöntemdir. Yaklaşık yirmi yıllık belediyecilik deneyimi olan ve "beIe­diyede çalıştığım sürece hakkıyla işe giren kimse görmedim" diyen bir personel müdürüne göre, belediyelerdeki memur sınavları işe girmeyeceklerin belirlen­mesi için yapılır, çünkü girecekler zaten önceden bellidir. Oysa geçici işçi istih­damında sınav koşulu yoktur. Ayrıca işçi sendikalarının örgütlü olmadığı küçük yerleşmelerde geçici işçiliğin belediyeye maliyeti de düşük olmaktadır. Aslında yasalar karşısında sürekli işçi-geçici işçi gibi bir ayırım, dolayısıyla bunların hakları arasında da bir farklılık olmamasına karşın, geçici işçilerin geneııikle bu haklarından haberdar olmaması ve sendikal örgütlenmeden yoksun olmaları da belediyeıerin bu istihdam türünü tercih etmelerinin bir başka nedenidir. Çünkü, özellikle küçük belediyelerde belediye başkanları, sendikaları, kendisini uğraştı­ran bir güç olarak görmekte ve sendikasız işçi çalıştırmanın yollarını aramakta­dır.

4. Personel harcamalarını disiplin altına almayı amaçlayan 1580 sayıl i yasa­nın, belediye bütçesinden ödenecek maaş ve ücretler toplamının yıııık gelirin % 30'unu geçemeyeceği ilkesi de, geçici İşçi İstihdamının yaygınlığı ve bu işçilere ödenen ücretlerin Belediye Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğine göre personel giderleri yerine hizmet alımı gideri olarak görünmesi); karşısında personel har­camalarını sınırlandıran bir kuralolmaktan çıkarılmıştır.

15 Deniz Sayın, "Belediyelerde Geçici işçi Sorunu", Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 2. Sayı L Ocak 1993, s. 53.

Page 25: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

44 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz 1999

Kadro Unvanı - Fiili İş Farklılaşması

Kadro unvanı, bir kamu görevlisinin aynı zamanda hangi türden bir kamu hizmeti yerine getirdiğini, bir başka deyişle o kururnda ne iş yaptığını gösteren niteleyici bir kavram, bir etikettİr. Ancak özellikle küçük belediyelerde kadro unvanından yola çıkarak bir belediye personelinin hangi birimde ne iş yaptığını

kestirmek olanaksızdır. Bir kez kadro alındıktan ve o kadroya atama yapıldıktan sonra, artık o kadroyu işgal eden belediye görevlisinin ne iş yapacağını belediye başkanı belirleyebilmektedir. Oysa kamu görevlilerinin kadrolarının dışındaki bir başka işte çalıştırılmaları kimi istisnalar dışında yasal değild ir.

Araştırma anketine yanıt veren ı i 78 belediyenin % 33.70'inde (397 belediye) kadro unvanının dışında çalıştırılan memur ya da işçi personel bulunmaktadır.

Personelini kadro unvanından farklı işlerde çalıştıran belediyelerin, özellikle itfaiye ve zabıta hizmetlerine ilişkin kadroları hizmet alanı dışında kullandıkları görülmektedir. itfaiye amiri, itfaiye çavuşu, itfaiye eri vb. unvanlardaki toplam ı 54 kadrodaki personelin yaptığı işin itfaiye hizmetleriyle ilgisi yoktur. Bu kad­royu kullanan personel fiilen, bağ bakıcısı, şehir plancısı, odacı, daktilograf, emlak memuru, gişe memuru, su sayaç memuru, nikah memuru, otqbüs şoförü, kepçe operatörü olarak çalışmaktadır. Zabıta hizmetlerine ilişkin kadroları işgal eden personel de, bilgisayar işletmeni, biletçi, kütüphane memuru, sayman ve­kili, tahsildar, evlendirme memuru, operatör, su endeks memuru, personel işleri müdürü olarak çalışmaktadır.

Merkezi yönetimin üzerinde titizlikle durduğu, örgütlenmelerini (zabıta per­soneli için kıyafetlerini) ayrı ayrı yönetmeliklerle ve üstelik itfaiye hizmetleri i­çin gerekli kadroları tek tek saymak yoluyla belirlediği bu hizmetlerdeki istih­damın görünümü tuhaf bir durum sergilemektedir. Üstelik, Belediye Zabıta Per­soneli Yönetmeliği, "belediye zabıta memurlarına, zabıta hizmetleri dışında bir görev yüklenemez" hükmünü içermektedir (m. 62). Yönetmeliğin bu açık hük­müne karşın kadro unvanları dışındaki işlerde çalışanların başında itfaiye ve za­bıta personelinin gelmesi nasıl açıklanabilir? Bu soruıııın bir açıklaması, bu a­lanlara ilişkin kadroların, hizmetlerin, niteliği gereği aksamaya tahammi.\Iü ol­maması nedeniyle merkezi yönetimce bol tutulması olabilir. Yani, belediyeler bu kadroları diğer kadrolara oranla daha fazla ve daha kolayalabildikleri için, ellerindeki fazla kadroları diğer hizmet alanlarındaki personelin istihdamı için kullanmaktadırlar. Bu açıklamayla ilişkili olarak ikinci bir açıklama da şudur: Belediyeler ihtiyaç fazlası aldıkları bu kadroları, kimi personeli ödüııendirme a­racı olarak kullanmaktadırlar. Çünkü itfaiye ve zabıta personeline, hizmetin ta­şıdığı riskler ve çalışma koşuııarının özgün güçlükleri dikkate alınarak farklı ö­demeler yapılmaktadır. Zabıta ya da itfaiye hizmeti yapmadığı, dolayısıyla hiz­metin güçlükleriyle karşılaşmadığı halde, bu hizmetin kadrolarını işgal eden

Page 26: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı 45

personel bu ödemelerden yararlanmaktadır. Bu uygulama ise ilgili personel açı­sından bir tür ödüllendirmedir.

Geçici işçi olarak istihdam edilen personel ise memurlar eliyle yürütülmesi gereken hizmetlerde tahakkuk memuru, santral memuru, sekreter, yazı işleri

memuru, kütüphane memuru, sayaç memuru, emlak memuru, muhasebeci ola­rak çalıştırılmaktadırlar. Benzer durum sürekli işçi kadrosundaki personel için de söz konusudur.

İstihdamın bu yapısı, görülen kamu hizmetinin niteliği temel alınarak yapılan memur-işçi statüsü ayrımının ve işçilerin de yine hizmetin niteliğine ve süresine göre sürekli-geçici olarak ayrılmasının geniş ölçüde anlamsız kaldığını göster­mektedir. Bir yandan memur statüsünde, bekçi kadrosunda istihdam edilen per­sonel bir işçinin yapması gereken işte çalıştırılmakta (örneğin kepçe operatörü olarak), diğer yandan sürekli ya da geçici işçi bir personel memurların yapması gereken hizmetlerde kullanılmaktadır. Bir büyükşehir belediyesinde genel sek­reter yardımcısı gibi üst düzey belediye yöneticisinin bile geçici işçi olarak is­tihdam ediliyor olması, kadro unvanı-fiili iş farklılaşmasının örgüt düzeyindeki yaygınlığını ve hangi düzeylere ulaştığım gösteren iyi bir örnektir.

Kadro unvanı fiili iş farklılaşması, işbölümü ve uzmanlaşmanın yerleşmediği küçük belediyelerde kimi zaman ihtiyaçların doğurduğu zorunluluklardan kay­naklanmaktadır. Ama kimi zaman da belediye başkanının personelini ödüllen­dirmesinin ya da cezalandırmasının bir aracı olarak kullanılmaktadır. Örneğin bir ilçe belediyesinde, kadro unvaııı emlak memuru olan bir personel fiilen mu­hasebe memurluğu yapmakta, kadro unvanı temizlik işleri müdürü olan bir gö­revli ile kadro unvaııı veri hazırlama kontrol işletmeni olan bir başka görevli ise fiilen emlak memurluğu yapmaktadır. Bir bulmacayı andıran bu karışıklığın, ne merkezi yönetimle ne de merkezi yönetimin belediye personeli üzerindeki idari vesayetiyle ilgisi vardır. Bu karışıklığı yaratan tümüyle belediye başkanının ki­şisel tercihidir. Emlak memurluğu yapan ama temizlik işleri müdürü kadrosun­dan maaş alan görevli emekli olmak üzere olan bir personeldir. Daha iyi eko­nomik koşullarda emekliliğİni sağlamak amacıyla müdür kadrosuna atanmıştır. Veri hazırlama kontrol işletmeni kadrosunda emlak memurluğu yapan personel ise, başkanın kendisinden memnun olmadığı bir personeldir. Belediyenin istemi olmaksızın merkezden gönderilen ama belediye başkanının ve personel müdü­rünün görev tanımını bilmedikleri veri hazırlama kontrol işletmeni kadrosu bu kişiye verilerek bu personel cezalandırılmış, boş kalmaması için de emlak me­murluğu yapması uygun bulunmuştur.

Kadro unvanı fiili iş farklılaşması, büyük belediyelerde de saptanan bir olgu­dur. Bu belediyelerde örgütün büyüklüğünün, buna paralelolarak çalışanların ve başkan-alt düzey personel arasındaki kademelerin fazlalığının (seçim dö­nemlerinde yaşanan toplu dalgalanmalar hariç tutulursa), başkanın doğrudan

Page 27: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

46 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz /999

müdahalesine uygun bir ortam oluşturmadığı söylenebilir. Bununla birlikte kü­çük belediyelerde olduğu gibi büyük belediyelerde de özellikle müdürlükleri n vekaleten yürütüldüğü görülmektedir. Bu uygulama daha çok, görevi vekaleten yürüten kişinin bu kadroya atanması halinde uğrayacağı maddi kaybı önlemeye yönelik bir önlem olarak açıklanmaktadır. Örneğin alan araştırması yapılan bir büyükşehir ilçe belediyesinde, personel müdürü müfettiş kökenlidir ve kadro unvanı da müfettiştir. Bu kişi, personel müdürü kadrosuna atandığında müfet­tişiere ödenen birtakım ek ödemelerden mahrum kalacağı için müdürlük görevi­ni vekaleten sürdürınekte, müfettişlik yapmadığı halde müfettişiere ödenen mali haklardan da yararlanmaya devam etmektedir. Yine bir başka büyükşehir ilçe belediyesinde sekiz birim, kadro unvanları müdür olmayan personel tarafından yöneti ı mektedir.

Belediyelerde rastlanan bir başka olgu, boş memur kadrolarının fazlalığıdır. Bu durum, kamuoyunda yaygın olan, "belediyeler siyasi yerlerdir~ kendi yan­daşlarını ihtiyaç olsun olmasın istihdam etme arayışı içindedirler" yargısıyla çe­lişmektedir. Bu çelişkinin bir açıklaması, "merkezi yönetim atama izinlerini sı­

nırlandırmak yoluyla kadroların doldurulmasını engelliyor" olabilir. Ama araş­tırma sırasında yapılan gözlemler ve görüşmeler, boş memur kadrolarının 'salt bu argümana dayanarak açıklanamayacağını göstermiştir.

Belediye başkanının "tek adam" durumunda olduğu küçük belediyelerde, baş­kan yardımcısı ve müdürlük gibi yönetim kadroları fiilen doldunılmamakta, bu görevler genellikle vekalet sistemiyle yürütülmektedir. Bu yöntem, küçük bel­delerde işe uygun nitelikte personelin bulunamaması türünde bir zorunluluktan kaynaklanabildiği gibi, iktidarı paylaşmadan yana olmayan belediye başkanının tercihinin sonucu da olabilmektedir. Başkan yardımcısı kadrosu olduğu halde bu görevin vekaletle siirdürüldüğü, alan araştırması yapılan iki ilçe belediyesin­de, vekil başkan yardımcısının başkan görevde olduğu sürece yönetime hiç ka­rışmaması, ancak başkan görevde olmadığı zamanlarda başkan yardımcılığını yapması, bu tercihin bir göstergesidir. Yine belediyenin boş avukat kadrosuna atama yapmak yerine sözleşmeli avukat çalıştırmayı yeğleyen bir ilçe belediye başkanı bu tercihini, hem fayda-maliyet ilişkisiyle (sözleşıneli avukata yalnızca sözleşme ücreti ödenirken kadrolu avukatın maliyeti sosyal güvenlik primi vb. ödemelerle daha pahalı olmaktadır) hem de kadrolu avukatl\1 kendi işini giiçleş­

tireceği endişesiyle açıklamaktadır. Başkana göre, kadrolu avukat istihdam edil­diğinde bu kişi aynı zamanda hukuk işleri müdürlüğünü yapacak, dolayısıyla encümene girecektir. Böylece, enclimene getirilen her işe, bir hukukçu titizli­ğiyle yaklaşacak ve kimi işlere "bu hukuka uygun değildir, ben imzalamaııı" di­yerek başkanın işini gliçleştirecektir.

Belediyelerde istihdamın bu görünümü, kadronun, belediyeler bağlamında, kamu görevlilerini "sayı, nitelik, derece, ödev, yetki ve sorumluluklar itibariyle

Page 28: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde Kadro ve istıhdam Yapısı 47

gösteren çizelgeı! tanımından uzaklaştırıldığını ve kamu görevlilerini yalnızca sayısalolarak gösteren bir çizelgeye dönüşme süreci içine sokulduğunu göster­mektedir.

Belediyelerin İstihdam Tercihleri

Belediyelerdeki memur-geçici işçi, sürekli işçi ve sözleşmeli personel sırala­masını izleyen istihdam yapısı, belediyelerin istihdam tercihlerini yansıtma­maktadır. Araştırma anketinde, /lbelediye hizmetlerinin daha etkin yürütülmesi için sizce hangi istihdam türü daha uygundur" sorusu sorulmuş ve birden fazla seçeneğin işaretlenmesine olanak tanınmıştır. Anketteki toplam ı 393 tercihin 0/0 48. ı Tsİ memur istihdamının belediye hizmetleri için en uygun istihdam tUrü ol duğu kanısındadır. İstihdamda % O.4'lük bir paya sahip sözleşmeli personel, is­tihdam tercihleri arasında % 27.7 ı 'I ik oranıyla sürpriz bir biçimde ikinci sırada gelmektedir. istihdamda memur ve geçici işçi oranlarının gerisinde kalan sürekli işçi istihdamı, tercihlerde yine % 14.43'lük bir oranla üçüncü sırada gelmekte­dir. % 35.5'lik bir oranla istihdamda memurlara denk bir orana sahip geçici işçi

istihdamı ise % 9.69'luk bir oranla tercihlerin en sonunda gelmektedir. Ankete katılan belediyelerin % ı .2Tsi bu soruyu yanıtlamamıştır (grafik 4).

Grafik 4: BeIedyeIerin IstilmnTercilWi 1Iıtıyıs'98 (Ana Scn.ıçIan-1178 EIeIecIyıfloıiamTercih 1393)

ii&tekli işçi DG:çici işçiYaııtsız

%1.27 D s:ızıeşrreli • Yaııtsız

&:rekli işçi %14.43

lVEmI %48.17

Anketi yanıtlayan belediyeler arasında memur+sürekli işçi kadro istihdamını en uygun bulanların oranı % 9.08, geçici işçİ+sözleşmeli personel istihdamını en uygun bulanların oranı % 0.93, tüm statülerin birarada en uygun olduğunu düşünen belediyelerin oranı ise % 0.33'tür.

Page 29: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

48 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz /999

Belediyeler Personelini N asıl Değerlendiriyorlar?

İnsangücünün sayısal ve niteliksel yeterliliği, bir örgütün ürettiği hizmetlerin verimini, hızını ve kalitesini doğrudan etkileyen bir faktördür. Ankete katılan belediyelerin % 36.9'u personelini hem sayı hem nitelik olarak yetersiz bul­maktadır. Personel sayısını yeterli ama niteliği yetersiz bulan belediyelerin oranı 0/0 26.5'tir. Belediyelerin % 18.3'ü personelin niteliğini yeterli ama sayısını ye­tersiz bulmaktadır. Gerek sayı gerek nitelik olarak personel sorunu olmayan belediyelerin oranı ise % 16.9'dur.

Personel konusunda en hoşnutsuz görünen belediye grubu büyükşehir alt ka­deme belediyeleridir. Bu belediyelerin % 60'1 personelini sayı ve nitelik açısın­dan yetersiz bulmaktadır. Nüfusu 100 binİn üzerinde olan belediyelerde sorunun sayıdan çok nitelik üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bu gruptaki belediye­lerde personelini sayıca yeterli, nitelik açısından yetersiz bulanların oranı % SOlin üzerindedir. Bu oran büyükşehir belediyelerinde % 62,5'e yükselmektedir. Personel sayısının yetersizliğinden en çok yakınan ilçe ve kasaba belediyeleri­dir. İlçe belediyelerinin % 17,7'si, kasaba belediyelerinin % 19,5'j sayı olarak yeterli bulduğu personelini nitelik açısından yetersiz bulmaktadır.

Belediyelerde personel sorununun, tüm belediyeler düzeyinde personelin sayı­sından çok niteliği üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Verilen yanıtlar sayı ve nitelik açısından yetersizliği temel alınarak gruplandırıldığında, personel in sayı­ca yetersiz olduğunu düşünen belediyelerin oranı % 55.2 iken nitelik olarak ye­tersiz olduğunu düşünen bulan belediyelerin oranı % 63.4'e ulaşmaktadır. An­cak yukarıdaki oranlar, küçük belediyelerin daha fazla personele, büyük beledi­yelerin ise daha nitelikli personele ihtiyaç duyduğunu göstermektedir.

Belediye Personeli İçin Ayrı Bir Düzenleme Gerekli midir?

Belediye memurları için 657 sayılı yasa, işçiler için de 1475 sayılı yasa temel referanstır. Ancak ankete katılan belediyelerin büyük bir çoğunluğunun beledi­ye personelinin genel personel rejimi içinde değerlendirilmesinden yana olma­dıkları görülmektedir. Belediyelerin % 70.54'ü, belediye personeli için ayrı bir düzenlemenin gerektiğini düşünmektedir. Bu tür bir ayırımı uygun bulmayan la­rın oranı % 24.36'dır.

Ayrı bir düzenlemeye hayır diyen belediyelerin gerekçeleri başlıca beş baş­Iıkta toplanabilir:

Sistem değil uygulama sorunludur: Sonın yürürlükteki sistemin iyi işletileınemesinden kaynaklanmakta­dır. Sistem iyi işletilirse sorun kalmaz.

Görülen iş aynıdır: Beledİyeler de tipik kamu hizmeti görevini görmektedirler; bu nedenle genel sİstem İ­çinde değerlendirilınelidirler.

Page 30: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediyelerde kadro ve istihdam Yapısı 49

Yeni sorunlar açar: Bu tür bir ayırım. diğer kamu kurumlarıyla olan ilişkilerde. personel nakli vb, konu­larda sorunlar yaratır.

Sistem karışıklığına yol açar: Her hizmet alanının ayrı bir personel rejimine konıı olması sistemin daha da karışmasına neden olur,

Belediyeler yürütemez: Belediyeler ayrı bir personel rejimi ile dlizenlenecek derecede güçlü değillerdir.

Ayrı bir düzenlemeyi gerekli gören belediyelerin başlıca argümanları ise şun­lardır:

Mevzuat karmaşasını giderir: Yürürlükteki sistemde belediyelerle ilgili mevzuaİ. çelişkilerle dolu. takip edilmesi oldukça güç. dağınık durumdadır. Bu sistem. belediye personelini yeterince tanımlayanıamakta. be­lediye personeli kendi özlük hakları konusunda yeterince bilgi sahibi olaınamaktadır.

Personel sorunlarını çözer: Belediye personelinin ekonomik ve sosyal yönden daha güçliL özerk olması. buna bağlı olarak daha kaliteli ve Iiyakatli personelin istihdam edilmesi açısından ayrı bir rejim gereklidir.

Yerel demokrasinin gereğidir: Ayrı personel rejinıi yerel demokrasinin gereğidir. Belediyeler. yöneticile­ri ve karar organları seçimle. personeli merkez tarafından atanmış kişilerden oluşmuş özel bir yapıya sahip kamu kurumlarıdır. Bu nedenle bu özel yapılarına uygun ayrı bir personel rejimine ihtiyaç vardır.

işlevsel farklılaşmanın gereğidir: Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında işlev ve amaçlar yönünden farklılaşma vardır. 1580 sayılı yasada belirtildiği gibi belediyeler. her bir vatandaşın beşikten mezara kadar tüm gereksinimlerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Merkezi yönetim ile yerel yönetimin çalışma biçimleri farklıdiL Merkezi kurumlar genelde sekiz saat hizmet üzerine kurulmuştur. 365 günde 24 saat hizmet veren yerel yönetimler. merkezi yönetime göre halka daha yakın. daha risk taşıyan işlevleri yürüttükleri için hızlı ka­rar alabilme esnekliğinin sağlanması gerekir.

Belediyeler arası dayanışınayı artırır: Ülke çapında üç bine yakın belediye olmasına rağmen. bu beledi­yelerin hemen hemen hiçbir konuda birbirleriyle diyalogları bulunmamaktadır. Ayrı. ortak bir personel rejimi. belediyeler arası dayanışma ve yardımlaşmayı artırır.

Ayrı personel rejiıni+ayrı bakanlık: Içişleri Bakanlığı'nın g.örev alanı yeterince geniştir. Yerel yönetimler bakanlığı ve yerel yönetim personeli kanunu gereklidir.

Belediyeciler devlet içinde varlıklarını hissederler: Belediye personelinin devlet içinde varlığı hissedil­memektediL ikinci derece memur olarak algılanmaktadır.

Özel bütçenin ve tüzel kişiliğin gereğidir: Belediyeler büyük kaynakların işletildiği kamu kurumlarıdır. Kendi bütçelerini yapan, tüzel kişiliği haiz kamu kurumları olduğıı için personel rejimi de ayrı olmalıdır.

Bölgesel farklılıklara yanıt verir: Yerel yönetim hizmetlerinin öncelikleri, bölgeden bölgeye değişmekle­dir. Belediyeler öncelikli işlevleri ve buna bağlı öncelikli personeli. bu personelin özlük haklarını kendilerinin belirleyebileceği bir personel rejimine ihtiyaç duymaktadıriar.

Ayrı bir düzenlemeyi savunan kimi belediyeler, bunun sİyasal baskılara yol a­çacağı endişesini de taşımaktadır. Bunu önlemeye yönelik olarak, "paıtizanca baskılara karşı koyabilmek için merkezi bir personel rejimiyle 'işe alma' konu­sunda standartların belirlenmesi" önerisi getiri Imiştir.

Sonuç

Belediye personeline ilişkin kural koyma ve İstihdamın altyapısını oluşturan kadro yaratma ve bu kadroların kullanımlarını belirleme yetkisi, hukuksal dü­zenlemeler çerçevesinde merkezi yönetimin elinde toplanmış durumdadır ve belediyelerin hareket alanı oldukça sınırlı görünmektedir. Ancak, araştırmada

Page 31: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

SO Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3) Temmuz 1999

elde edilen bulgular ışığında, gerek hukuksal düzenlemelerin gerekse merkezi yönetimin elinde tuttuğu' gücün, uygulamayı yönlendirmede birçok açıdan etki­siz kaldığı söylenebilir.

1. Belediyelerde kadro, memurun yaptığı işi tanımlayan bir ölçüt olmaktan çıkmıştır. Hukuka aykırı olarak, belediye başkanları kadro unval1l ne olursa ol­sun bir memuru istediği herhangi bir işte çalıştırabilmektedir. O halde, kadrola­rın belediye meclisinde başlayan, İB+DPB+MB üçlüsUnün incelemesinden ge­çerek Bakanlar Kurulunda sona eren uzun hikayesi neyi güvenceye almaktadır?

2. Memur ve işçi statüsünün ayrı birer istihdam türü olarak yasalarca tan ım­lanmış olmasının da belediyeler açısından uygulamada bağlayıcılığı kalmamış­tır. Memur işçinin görmesi gereken işte, işçi memunın görmesi gereken işte ça­ltştınlabilmektedir. Daha trajik olanı, asli ve sürekli kamu hizmeti gören kişi o­larak tanımlanan memurun işi geçici işçiler eliyle görülmektedir. Dolayısıyla gerek anayasada gerekse Devlet Memurları Yasası'nda, hizmetin niteliğinin ça­lışanm statüsünü belirlemesi ilkesi de belediyelerde geniş ölçUde devre dışı bı­

raktlmıştır.

3. Öngörülen disiplini sağlamaktan uzak görünen bu mekanizma, uygulamayı tam olarak yönlendiremediği gibi, hem merkezi yönetim kuruluşlarının kendi a­rasında hem de belediye-mülki amirlik-merkezi yönetim arasındaki yazışmalar yoluyla yaz-çizciliği artırmakta, önemli bir zamanı tüketmektedir.

Alan bu kadar sorunlu olduğuna göre yapılması gereken nelerdir? Öncelikle belirtmek gerekir ki, bir yerel yönetim kurumu olarak belediyeler, temel işlevi,

toplumsal düzeni ve üretimi sağlamak olan, kural koyma ve zor kullanma teke­lini elinde tutan devlet aygıtının bir parçasıdır. Dolayısıyla, belediyeler ile dev­let aygıtının diğer parçalarını oluşturan merkezi ya da yerel dUzeydeki kamu ku­ruluşları, birbirlerinin karşısında yer alan değil, belli kamusal hizmetleri kamu yararı doğrultusunda sunmakla görevli birimlerdir. Bu birimlerin yönetim or­ganlarının seçimle ya da atama yoluyla gelmiş olması, onların varoluş nedenin i değiştirmez: Bu neden, kamusal her türlü olanağın en etkin, en ussal bir biçimde kullanılarak kamu yararı ortak hedefi doğrultusunda, üstlenilen kamusal hiz­metlerin üretilmesidir. Bununla birlikte, merkezi yönetim kuruluşları ile beledi­yeler arasındaki kimi farklılıklar da söz konusudur.

a) İşlevsel farklılaşma: Bu farklılıklardan biri "işlev"lerle ilgilidir. Merkezi yönetimin merkez ve taşra kuruluşları genelde tek bir hizmet alanından sorum­ludur (eğitim, sağlık, bayındırlık vb.) ve bu hizmetler merkezdeki ana birimin eşgüdümü içinde yürütülür. Bu anlamda. merkezi yönetim kuruluşlarını tek bir alanda uzmanlaşmış kurumlar olarak görebiliriz. Oysa belediyeler yerel düzey­de, insan yaşamı için zorunlu, vazgeçilmez (su, kanalizasyon, çöplerin toplan­ması, itfaiye vb.) hizmetleri sunmakla görevlidir. Belediyeler. toplumsal yaşa­

Page 32: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

8eledivelerde Kadro ve İstihdam Yapısı S i

mın temel gereksinmelerini karşılamaya yönelik altyapıın hizmetlerini üretirken; merkezi yönetim kuruluşları, daha çok bu altyapı üzerinde temellenebilecek, bu hizmetlerin varolması koşullarında yapılabilecek türden hizmetlerİ sunmaktadır. Demek ki, belediyeler merkezi yönetim kuruluşlarından gördükleri hizmetin tü­rü ve bu hizmetlerin çeşitliliği ile farklılaşmaktadır.

b) Örgütsel farklılaşma: Belediyeler ile merkezi yönetim kuruluşları arasın­daki diğer bir farklılık, örgütlenmelerinde ortaya çıkmaktadır. Merkezi yöneti­min yatırımcı kuruluşları (TCK, DSİ gibi) bölge düzeyinde örgütlü olup, Anka­ra'daki bakanlık ya da genel müdürlük düzeyindeki merkezi birimle organik bağ içerisindedirler. Dolayısıyla, o bölge içine giren iller, araç-gereç, malzeme ve personel konusunda kolayca işbirliğine girebilirler. Oysa belediyeler, birbirin­den çok farklı, insan yaşamlılın öncelikli alanlarında hizmet veren kurumlar ola­rak o yerel alanda "tek başlarına"dırlar.

Belediyeler, çok farklı alanlarındaki hizmetleri, merkezi yönetimin düzenleyi­ci işlemlerinin sınırları içinde, kendi bütçe (bütçelerinin önemli bir bölümü merkezi yönetimce sağlanmış olsa bile) ve personeli ile yürütürken, merkezi yönetimin taşra örgütleri, tek bir hizmet türünü, gerektiğinde merkezi yönetimin bütçe ve personelolanaklarından da yararlanarak ve merkezi yönetimin eşgü­dümüyle yürütmektedir.

c) Personel yapısında farklılaşma: Hizmet alanlarındaki ve örgütlenmele­rindeki bu farklılaşma beraberinde personel yapısında da bir farklılaşmayı ge­tirmektedir. Ancak, kurgusu merkezi yönetim personeline dayanan ve ı 975'teki değişiklikle kapsamına belediye personelinin de dahil edildiği 657 sayılı yasa, bu farklılaşmayı karşılayacak içerikten yoksundur. 657 sayılı yasadaki sınıflan­dırma, belediye hizmetlerinin bu ayırt edici özelliklerini dikkate alan bir yakla­şıma dayanmamaktadır. Bir yandan, belediyeler, özel koşulları dikkate alınmak­sızın 657 sayı i i yasanm genel çerçevesine uyum laştırı lırken, öte yandan, merke­zi yönetimin memur personelinin bir kısmı için, gördükleri hizmetin özel ko­şuııarı dikkate alınarak yasa içinde farklı sınıflar yaratılmıştır (emniyet, milli is­tihbarat, mülki idare gibi). Bunun yanı sıra, bir kısım personelin mali ve özlilk hakları da yasalarla ayrıca düzenlenmiş durumdadır (üniversite, yargı, silahlı

kuvvetler ve KİT personeli gibi).

Öte yandan, belediye memurlarının 657 sayılı yasa kapsamlıla alınması, mev­zuat karmaşasına da yol açmış görünmektedir. Belediye Memurları ve Müstah­demıeri Tüzüğüniin tümüyle yürürlükten kalkıp kalkmadığı, Belediye Zabıta Personeli Yönetmeliğinin 657 sayılı yasa karşısında hangi maddelerinin yürür­lükte olduğu, yerel yönetinıciler arasında hala tartışma konusudur.

ii> Altyapı burada yalnızca teknik anlamda değil, yaşam için vazgeçilmez Iıizmetler anlamındadır.

Page 33: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

52 Çağdaş Yerel Yönetimler 8 (3j Temmuz 1999

d) Personel bileşiminde farklılaşma: Personel bağlamında merkezi yönetim kurumları ile belediyeler arasındaki diğer bir farklılık, personel bileşimindedir. Merkezi yönetimin üstlendiği görevlerin çoğunluğu, niteliği gereği (adı i, idari, ulusal güvenlik, eğitim, koııuk vb.) memurlar eliyle yürütülmesini gerektir­mektedir. Buna karşın, belediye hizmetlerinin önemli bir kısmı (temizlik, park­bahçe, kentsel altyapı, kentsel ulaşım vb.) toplu sözleşme ve grev hakkma sahip işçiler eliyle görülmesi gereken türde hizmetlerdir. Belediyelerde, memurlar e­liyle görülmesi gereken asli ve sürekli hizmetler, idari hizmetler ve kolluk hiz­metleridir. O halde, istihdamın bileşiminin, merkezi yönetim kurumları ile bele­diyelerde farklı olması doğaldır. Bir başka deyişle, üstlenilen hizmetlerin niteli­ği gereği, merkezi yönetimin istihdamı ağırlıkla memurlara dayanırken, beledi­yelerdeki istihdam ın daha çok işçilere dayanması gerekir. Ancak, doğal olma­yan, belediyelerdeki istihdamda, işçi ve memur statülerinin bulanıklaştırı lması ve memurun, işçinin işini~ işçinin, menHIrtın işini yapar hale getirilmiş olması­dır.

Belediyeleri farklılaştıran en önemli unsurlardan biri de karar organlarının se­çimle göreve geliyor olmalarıdır. Belediyeler, seçilmişlerle atanmışların bir ara­da çalıştığı kurumlardır. Belediye başkanı ve meclis üyelerinin mali ve özlük haklarındaki belirsizlikler, uygulamada sıkıntılara, tereddütlere yol açmaktadır. Bu konudaki boşluklar, kimi zaman yargı kararlarıyla (örneğin, belediye baş­kanlarının yurt dışı tedavi giderlerinin belediye bütçesinden karşılanıp karşı la­namayacağı), kimi zaman genelgelerle (örneğin, belediye başkanlarının maaşla­rının alt ve üst sınırlarının belirlenmesi) doldurulmaya, uygulamadaki tereddüt­ler ve farklılıklar giderilmeye çalışılmaktadır.

Yukarıda belirtilen, gerek işlevsel ve örgütsel farklılaşma, gerekse seçilmiş ve atanmışlardan oluşan özgün personel yapısı ve bunlara ek olarak mevzuattaki dağınıklık, belirsizlik. belediye personeli için "ayrı" bir düzenlemenin gereklili­ğini göstermektedir. Ayrı düzenleme, mevzuattaki mevcut dağınıklığı, çelişkile­ri, tereddütleri giderici, belediye görevlilerini atanmış ve seçilmişler düzeyinde görev, yetki ve sorumlulukları ile mali ve özlük hakları açısından ayrı ayrı be­lirleyen içerikte olmalıdır. Ayrı düzenleme, belediyelerdeki farklılaşmayı tam olarak karşılamalı, ama genel personel rejimi ile bağları koparmamalı, atanmış personel açısından kurumlararası personel ilişkilerini engellememelidir. Böyle bir düzenleme, belediye personelinin kendisini ikincil konumda hissetmesine yol açan güvensizliği de giderecektir. Ancak, bu içerikte düzenlenecek yeni re­jim, geçmişte yaşanmış olan devlet memuflı-belediye memuru ayrınlIIla (bu kez belediye memuru lehine de olsa) yol açmamalıdır.

Bu düzenlemeye koşut olarak belediyelerdeki kadro sürecinin işleyişi de ye­niden belirlenmelidir. Çünkü günümüzdeki uygulama, mevzuat düzeyinde mer­kezi yönetimin belirleyiciliğine dayanmaktadır. Fakat kadro belirleme sürecinde

Page 34: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

Belediye/erde Kadro ve Istihdam Yapısı 53

merkezi yönetim mevzuatta öngörülen ölçüde belirleyici olamamaktadır. Mev­zuatta öngörülmeyen, yerel ve ulusal düzeydeki politik tercihler, yerel istihdam baskıları, kimi zaman bu süreçte merkezi yönetimden daha etkili olabilmektedir. Bunun yanında bu işleyiş, yaz-çizciliği artırmakta, zaman kaybına yol açmakta ve yerel hizmet deviniminin gerisinde kalmaktadır.

Bu noktadan hareketle ilk elde yapılması gereken, merkezi yönetim ile bele­diyeler arasındaki görev, yetki ve kaynak paylaşımın netleştirilmesidir. İkinci olarak, belediyelere özgü görev tanımları belirlenmeli ve bu belirlemeye uygun olarak kadro sınıflandırılması yapılmalıdır. Üçüncü aşamada, belediyelerin nü­fusları (ve aynı zamanda nüfustaki hareketlilik), yürütmekle yükümlü oldukları hizmetlerin niteliği, sosyo-ekonomik yapı ları, coğrafi konumları-koşulları vb. etkenler göz öıüinde bulundurularak, ülke düzeyinde kadro standartları merkezi yönetimce saptanmalıdır. Belediyelere ise, bu standartlara uymak koşdluyla,

kendi kadrolarını oluşturma yetkisi verilmelidir. Belediyelerde bu yetkiyi kulla­nacak, karar organı olan belediye meclisidir. Bu yetkinin hukuka uygun olup olmadığını denetleyecek türde mekanizmalara merkezi yönetim sahiptir. Dene­tim mekanizmalarının başında merkezi yönetimin ajanı olan valiler gelmektedir. Vali, hem yerel hizmet özelliklerini hem de merkezi yönetimin beklentilerini bilen bir yönetici olarak, kadro sürecinin en uygun onay merciidir. Böylece ilk denetim de onayaşamasında vali tarafından yapılmış olacaktır. Onay sonrası denetim ise mülkiye müfettişieri. mahalli idareler kontrolörleri, Sayıştay denet­çileri aracılığıyla yapılacaktır.

Bu denetİmıerin yanı sıra bu yetkinin siyasal amaçlarla kötüye kullanılmasını önlemeye yönelik kimi önlemler de geliştirilerek uygulamaya koyulmalıdır.

Ancak burada önemli olan önlemleri getirmek değil, bunların gerçekten bir ön­lem olmasını sağlayabilecek yaptırımları uygulamaktır. Çünkü personel istih­damı belediyelerin seçmen karşısında siyasal zafıyet içine düştükleri bir konu­dur. Bu açıdan, uygulanacak yaptırım bu zafıyetin önüne geçebilecek türde ol­malıdır. Bu çerçevede, istihdamın seçim yatırımı olarak kullanılmasını önlemek üzere, yerel seçimlerin öncesi ve sonrasına denk gelen belli sürelerle kadro ih­dasının ve personel alımının durdurulması; mevzuatta varolan, belediye perso­nel harcamalarının bütçenin belli bir oranını aşmaması ilkesine uymayan bele­diyelere yaptırımlar uygulanması belirtilebilir.

Belediye personelinin kadro ve İstihdamına ilişkin bu genel öneri ler, ancak, daha üst düzeyde kalan konuların tartışılması ve buradan çıkan sonuçlarla bir­likte değerlendirilmesi halinde anlamlı olabilir. Çünkü özellikle istihdam yapı­sındaki bozulma aslında kamu hizmeti kavramındaki, bir hizmete, kamu hizmeti niteliğini veren ölçütlerdeki bozulmadan kaynaklanmaktadır. İstihdamın türünü belirleyen çalışanın değil hizmetin niteliğidir. Bu bozulma yalnızca belediyelere özgü olmayıp, merkezi yönetim kuruluşları için de söz konusudur. Türkiye'de

Page 35: Belediyelerde Kadro ve İstihdam Yapısı

54 Çağdaş Yerel Yöneıimler 8 (3) Temmuz /999

1980 sonrasında izlenen liberal politikalar çerçevesinde kamu hizmeti kavramı­nın içeriği bulanıklaştınlmıştır. O halde, ilk elde yapılması gereken kamu hiz­meti kavramınııı belirsizlikten kurtarılarak netleştirilmesidir. Hatta bundan önce yapılması gereken, nasıl bir devlet istiyoruz sorusunun yal1ltlanmasıdır. Çünkü kamu hizmetinin ne olduğunu belirleyen, topluma egemen olan devlet anlayışı­dır ve kavramııı içi bu anlayışa göre dolduruhnaktadır. Nasıl bir devlete verile­cek yanıt, nasıl bir kamlı hizmeti ve nasıl bir personel rejiminin de yal1ltlarını oluşturacaktır.

Daha özel ölçekte ikinci tartışma konusu, nasıl bir yerel yönetim modeli ya da yapısı olmalıdır. Bu çerçevede belediyelerin kaynak ve işlevleri, hatta temsil yapısı (bu birimlerin yerel demokrasiye nasıl bir katkı sağladıklan) tartışıımalı ve personel konusu bu genel yapı değişimi içinde ele alınmalıdır. Kaynak ve işlevlerle bağlantı kurulmaksızııı salt personel düzleminde yapılacak dUzeltme­ler, kısa dönemli ve geçici iyileştirmelerden öteye gidemeyecektir.