BASINDA ODAMIZ - maden.org.tr · Kaynarca-Pendik-Tuzla, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli,...
Transcript of BASINDA ODAMIZ - maden.org.tr · Kaynarca-Pendik-Tuzla, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli,...
BÖLÜM - 5
BASINDA ODAMIZ
46.DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU 2018 - 2020
102
Metro Hatları Bölgesi İçin Korkutan Uyarı!
6 OCAK 2018 – Sözcü Gazetesi
İSTANBUL – (Sözcü Haber) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından ihalesi iptal edilen Kaynarca-Pendik-Tuzla, Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli, Ümraniye-Ataşehir-Göztepe, Kirazlı-Halkalı, Başakşehir-Kayaşehir, Mahmutbey-Bahçeşehir hatlarının durdurulması metro inşaatlarının başladığı noktalarda ciddi bir güvenlik riski yaratıyor. Konuyla ilgili TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından yapılan değerlendirmede bazı projelerde imalatların yüzde 10'luk kısmının tamamlanmış durumda olduğu belirtilerek “Yeraltında yapılan kazı ve inşaat çalışmaları şehir içinde ve yapılaşmaların yoğun olduğu alanların altında yapılmaktadır. Şehir içi tünelcilikte en önemli unsur yüzeydeki yapıların, yeraltında yapılan kazılardan ve inşaat çalışmalarından etkilenmemesidir. Bu sebeple yüzeyde ciddi bir izleme ve okumalar yapılarak yüzey etki haritaları çıkarılmaktadır” denildi.
Maden mühendisleri metro için açılan tünelleri bekleyen tehlikeyi şöyle anlattılar: “Tünelin beton kaplaması yapılmaz ve olduğu gibi bırakılırsa, bekleme süresince tünel içindeki dikey ve yanal hareketler ölçülemediği için tünel içerisinde gerekli tedbirler alınamaz. Bu da hem tünel içerisinde deformasyonların artmasına hem de yüzeydeki yapıların da bundan etkilenmesine neden olacaktır. Yüzeydeki deformasyonlar, yapılarda/binalarda yapısal hasarlara yol açabilir. Bu nedenle bekleme süresince tünellerdeki deformasyonlar düzenli olarak takip edilmelidir. Tünellerde oluşan deformasyonlar ise işin tekrar başlaması sırasında ilave tahkimatlar yapılmasına, bu da maliyetlerin artmasına sebep olur. Su geliri bulunan tünellerde su gelişinin kesilmesi gereklidir. Suyun tünel içerisine alınması yüzeyde deformasyonlara sebebiyet verebilir. Yeraltı sularının kontrol edilmemesi tünel çevresinde bulunan alt yapıdaki su-kanalizasyon-enerji-iletim-doğalgaz hatlarının zarar görmesine neden olabilir. Durdurulan, kapatılan şantiyeler yaşam alanları içinde bulunduğu için çevre güvenliği sağlanmalıdır.”
103
Madencilerin Sorunları Masaya Yatırıldı
11 Nisan 2018 – FİNANS.HABERLER.COM
ZONGULDAK (Finans Haber) - 11-13 Nisan 2018 tarihleri arasında Zonguldak'ta gerçekleştirilen
Türkiye 21'inci Uluslararası Kömür Kongresi ve Sergisi, açılış konuşmaları ve sergi açılışıyla başladı.
Zonguldak Maden Mühendisleri Odası tarafından gerçekleştirilen kongreye TMMOB Maden
Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, CHP Enerji Grup Komisyonu Başkanı
Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, KESK Eş Başkanı Aysun Gezen, CHP Zonguldak Milletvekilleri
Şerafettin Turpçu ve Ünal Demirtaş, GeNel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci
ve çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan programın
açılış konuşmasını yapan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan
Yüksel, "1978 yılında ilkini yaptığımız Kömür Kongresi olanaksızlığa ve engellemelere rağmen 40
yıldır kesintisiz olarak düzenlenen kongrelerimizin düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve bu
emeğe zemin sunan Maden Mühendisleri Odası teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ülkemizde var olan
stratejik öneme sahip vardıklarından birisi de kömürdür. Dünyada ve ülkemizde projeksiyonda fosil
kaynaklı enerji ham maddelere ihtiyacın olduğu yadsınmaz bir gerçektir, Enerji de dışa
bağımlığımızın giderek arttığı son dönemlerde kömür varlığımızı etkin ve verimli bir şekilde
üretmemiz kömürün önemi daha da artmaktadır. Kömür rezerv verimlilik ve üretim, güvenliği ve
işçi ekonomiklik, yükseltilebilmesi yenilikçilik esaslarına bağlı olmak kaydıyla kömür kalitesi olarak
yönünde büyük önem vermek zorundayız. Bununla birlikte ülkemizde yaygın bulunan linyit
varlığımızın yanında Zonguldak özdeş Karaelmas olarak adlandırdığımız taşkömürü varlığımızı da
stratejik öneme sahiptir. Taşkömürü koklaşabilir özelliğe sahip olduğundan demir çelik sanayinin
vazgeçilmez. Bu nedenle taşkömürü evlerde ve termik santrallerde kullanamayacak kadar çok
değerli bir kaynağımızdır. Ben kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum" ifadelerine yer verdi.
"Her konuşmamızda madencilik sektörünün sorunlarına dikkat veriyor, çözüm önerileri sunuyoruz"
Kongrenin açılışında bir konuşma yapan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı
Ahmet Demirci, "Kuruluş kapasitesi yıllık 5 milyon ton olan Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun üretimi
yıllık sadece 823 bin ton. Çalışan işçi sayısı 7 bin 462. Varlık sebebimiz olan Kardemir ve Erdemir'e
kömür veremiyoruz. TTK'nın düşük kalorili atık kömürünü değerlendirmek üzere kurulan ÇATES'e
bile kömür verilemiyor. TTK dip yaptı, Zonguldak göç veriyor. 20 kez bu kongrelerde ve başta Genel
Maden İşçileri Sendikası olarak bizim yaptığımız kongreler ve etkinlikler başta olmak üzere, hemen
hemen tüm konuşmalarımızda madencilik sektörünün sorunlarına dikkati çekiyor ve çözüm
önerilerimizi sunuyoruz. Bu coğrafyada, Zonguldak Maden Havzası'nda 170 yıllık üretim
kültürümüzden aldığımız derslerden ve ödediğimiz bedellerden söz ediyoruz. 1848 yılından
günümüze Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme ve dağılma dönemlerinde, genç Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin hızla kalkındığı dönemlerde, bölge insanları ve millet olarak yaşadıklarımızı
anlatıyoruz.
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün 1931 yılında söylediği; 'Zonguldak'ın derin toprakları
altındaki Servet-i Madeniyye ne kadar kıymetli ise bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar kıymetli
104
bir vilayetimizdir' sözünü sık sık hatırlatıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, 170 yıllık üretim
kültürüne sahip bu bölge, tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşıyor. 1920'lerden 1980'lere
ülkemizin taşkömürü ihtiyacının neredeyse tamamını karşılayan maden havzamızda, bugün kamu
ve özel sektör olarak taşkömürü üretimi 1,5 milyon ton civarında. Kuruluş kapasitesi yıllık 5 milyon
ton olan Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun üretimi yıllık sadece 823 bin ton. Çalışan işçi sayısı 7 bin
462. Varlık sebebimiz olan Kardemir ve Erdemir'e kömür veremiyoruz. TTK'nın düşük kalorili atık
kömürünü değerlendirmek üzere kurulan ÇATES'e bile kömür verilemiyor. TTK dip yaptı, Zonguldak
göç veriyor" şeklinde konuştu.
"Taşkömürü yeteri kadar değerlendirilmiyor"
Ardından konuşan CHP Enerji Grup Komisyonu Başkanı Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın,
hükumetin Zonguldak'a sahip çıkmadığını söyledi. Zonguldak kömürünün yeteri kadar
değerlendirilmediği ifade eden Akın, "Niyetimiz unutulmaya yüz tutan ve bırakılmış olan taş
kömürünü parlatmak. Yani karaelması yeniden karaelmas yapmak. Burası Cumhuriyetin ilk şehri
Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk şehri buna sahip çıkmakta cumhuriyet sevdalıları olarak hepimizin
görevi. Çok önemli bir konu var yerli milli bunu en iyi anlayan sizler olmanız lazım. Yerli ise yerli,
milli ise milli taş kömürü var. Hem de karaelmasınız var. Fakat bu kömür yeteri kadar
değerlendirilmiyor. Ortaya konulan çareler ortada yok. Bunu ortaya çıkartmak daha çok
değerlendirmek ancak o zaman yerlilikle olur. Yerliyi milliyi savunan insanlar ilk önce Zonguldak'a
sahip çıkmak zorunda" şeklinde konuştu.
Türkiye 21. Uluslararası Kömür Kongresi açılış programının ardından sergi açılışı gerçekleştirildi.
105
Özelleştirme Artarak Devam Edecek
13 Nisan 2018 – BURSADA BUGÜN GAZETESİ
BURSA (Bugün) - Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez'in bu yıl en az 5 kömür sahasının
özelleştirileceği yönündeki açıklamasını değerlendirerek, "Biz bunun ileride daha artarak
devam edeceğini düşünüyoruz" dedi.
Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı Müsteşarı Fatih Dönmez'in Temiz Kömür Teknolojileri Zirvesi'nde bu yıl en az beş
kömür sahasını, ruhsat devri suretiyle işletme hakkının verilmesi yöntemini kullanarak
ihale etmeyi amaçladıklarını, ilk ihalenin de Armutçuk Alacaağzı kömür madeni olduğunu
söylediğini açıkladı. Bakanlığın uzun süredir madenciliğin gerektirdiği bilim, teknik ve
uzmanlıktan uzak, kamu işleyişine aykırı siyasi ve ekonomik ilişkiler içerisinde davranmaya
devam ettiğini söyleyen Yüksel, şöyle konuştu:
"Armutçuk ve Alacaağzı sahalarının özelleştirileceği söylendi. Aslında bu sahalar geçmişte
rödovans karşılığı özel sektöre verilmişti. Şu anda devlet rödovanstan önemli bir gelir elde
ederken elde ettiği gelirlerden feragat edip özel sektöre devretmek istiyor. Sadece şu anda
Armutçuk ile başlayan işlemler Amasra'daki sahaların özelleştirilmesiyle, Zonguldak
merkezindeki küçük ölçekli sahaların özelleştirilmesiyle, TKİ'ye ait sahaların
özelleştirilmesiyle devam edecek. Biz bunun ileride daha artarak devam edeceğini
düşünüyoruz. Bu TKİ'den başlayarak, öncelikle küçük ölçekli işletmeler kapatılıp özel
sektöre devredildikten bir süre sonra, TTK da kapatılacak. Muhtemelen TKİ de
devredilecek."
'ÖZELLEŞTİRME ÇARE DEĞİL'
Özelleştirmenin ölüm getirdiğini yıllardır söylediklerini bunun örneklerini de Zonguldak'ta
ve Soma'daki maden facialarında gördüklerini söyleyen Yüksel, bakanlığın bu politikaları
devam ettikçe aynı acıların yaşanacağını ifade etti. Özelleştirmenin bir çare olmadığını
söyleyen Yüksel, "Sahaları zaten rödövans sisteminde özelleştirmişsiniz, bir şirkete
vermişsiniz. Şimdi tekrar özel sektöre ihale edeceğiz diyorsunuz. O sözleşmeyi niye
yaptınız? Niye fesih ediyorsunuz? Bunun kamuoyuna açıklanması gerekiyor. TTK ve TKİ'nin
işletmediği sahalar deniyor. Niye işletilmediği kamuoyuna açıklanması gerekiyor. Yetkililer
mi işletmedi, yoksa birileri işlettirmedi mi? Bu kavramların ortaya konması gerekiyor. Biz
bu konuda kamuoyunda yetkililerle bunu tartışmaya hazırız" dedi.
106
Soma Holding’e Ait Madenler Devrediliyor
16 NİSAN 2018 – Gazete Manifesto
İSTANBUL (Manifesto İç Açı) – TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Enerji Bakanlığı Müsteşar yardımcısı Zafer Benli’nin Temiz Kömür Teknolojileri zirvesinde bu yıl en az beş kömür ve linyit madenini, ruhsat devri suretiyle işletme hakkının verilmesi yöntemini kullanarak ihale etmeyi amaçladığını söylemesi üzerine bir açıklama yapmıştı. Bakanlık temsilcisinin “Armutçuk‘un ardından ihaleye çıkacak ikinci sahanın, şu anda Soma Kömür İşletmeleri AŞ ile sözleşme altında olan saha olduğu, ancak bu sözleşmenin tasfiye edilerek sahanın ruhsat devri yöntemiyle ihale edileceği”ni hatırlatılan açıklamada bu cümleye özellikle dikkat çekildi: “Bu cümlede Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) yanlış yaptığını gizli olarak itiraf etmektedir. Çünkü bahsettiği tasfiye edilecek sözleşme aslında daha önce rödevans yolu ile yapmış oldukları özelleştirme uygulamasıdır. Ancak ETKB; “bu özelleştirme ile yanlış yaptık” deme cesaretini gösterememekte, yanlışı gizleyerek sadece sözleşmeyi tasfiye edeceklerini belirtmektedir. Haklı olarak sormak istiyoruz: Sözleşmeyi neden tasfiye ediyorsunuz? Bunun gerekçelerini kamuoyuna açıklamayacak mısınız?”
107
Madenciler Ölüm Kalım Savaşı Veriyor
4 ARALIK 2018 – Evrensel Gazetesi
İstanbul (Evrensel) - TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu da Madenciler Günü’yle ilgili bildiri yayımladı. “Dünyanın her yerinde 4 Aralıkları bir mücadele gününe çeviren, coşkuyla kutlayan madenciler; ülkemizde yaşadığımız iş cinayetlerden dolayı acılar içerisinde” denilen bildirgede şu ifadelere yer verildi: “Hepinizin huzurunda başta Soma olmak üzere Ermenek’te, Şırnak’ta, Zonguldak’ta, Elbistan‘da, Yatağan’da ve adını sayamadığımız onlarca yerde canlarını kaybeden, aralarında meslektaşlarımızın da bulunduğu maden emekçilerini saygıyla anıyoruz.” Dünyanın her yerinde yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlanan katliamların ve savaşların devam ettiğine dikkat çekilen bildiride, “TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğimizi, sevgiyi, barışı, dostluğu ve adaleti katleden her türlü terörü kınadığımızı belirtmek istiyoruz” dendi. Bilimden, emekten ve halktan yana olmaya devam edecekleri ifade edilen bildiride, TMMOB ve odaları üzerinde yürütülen baskıya tepki gösterildi: “TMMOB ve odaların idari ve mali denetim ile baskı altına alınmak istenmesi, çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle yetkilerimizin bir bir ortadan kaldırılması mücadelemizi geriye düşürmeyecektir. Çünkü TMMOB ve odaları gücünü halkımızdan ve örgütlü üyelerinden almaktadır. Her yerde, her zaman söyledik ve söylemeye devam edeceğiz çünkü bizler ‘…Yüreğimizdeki insan sevgisi ve yurtseverliği baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde bilim ve tekniği emperyalizmin ve sömürgelerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her
108
çabayı güçlendirme ve sürdürme yolunda inançlıyız, kararlıyız…’ 4 Aralık Dünya Madenciler Günümüz kutlu olsun.”
51 Maddelik Maden Kanunu Teklifi 900 Bin Kişiyi Olumsuz Etkileyecek, İşsizlik Artacak
24 ARALIK 2018 – T24
ANKARA (T24 Politika) - TMMOB Maden Mühendisleri Odası’nın açıklaması şöyle:
AKP Grup Başkanlığı tarafından 7.12.2018 Tarih ve 38 Sayılı yazı ile "Maden Kanununu ile
Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair kanun
teklifi TBMM gündemine getirilmiştir.
Kanun teklifi; meslek odalarının, sektör temsilcilerinin, sendikaların ve üniversitelerin
görüşü alınmadan, tek taraflı olarak hazırlanmış, toplum içerisinde tartışmaya açılmamış,
kapalı kapılar ardında kimi çevrelerin özel talepleri doğrultusunda hazırlanmıştır.
Kanun teklifi; ilk maddesinden son maddesine kadar teklifin amaç maddesinde belirtilen
"milli menfaate" ve ETKB tarafından sürekli olarak dile getirilen "yerli ve milli madencilik"
politikasına aykırı olduğu için derhal geri çekilmelidir.
Kanun teklifi; mesleki denetimden sorumlu olan ve Anayasal bir kuruluş olan meslek
odalarımızı Anayasaya aykırı olarak dernek konumuna getirdiği için derhal geri çekilmelidir.
Kanun teklifi, üyelerinin haklarını korumak ve mesleki gelişimini sağlamak için mücadele
eden meslek odalarının üyeleri ile olan bağlarını yok ederek üyelerini yalnızlaştırdığı için
derhal geri çekilmelidir.
109
Kanun teklifi; daimi nezaretçi olarak çalışan maden mühendislerini günah keçisi ilan ederek
emeğinden ve ekmeğinden edeceği için derhal geri çekilmelidir.
Kanun teklifi; MAPEG`in görev ve sorumluluklarını Daimi Nezaretçilere yüklerken onlara
hiçbir mesleki yetki ve güvence vermeyerek cezalandırdığı için derhal geri çekilmelidir.
Kanun teklifi; Yetkilendirilmiş Tüzel Kişiliklerde (YTK) istihdam edilen maden, jeoloji ve
jeofizik mühendislerini emeğinden ekmeğinden edeceği için derhal geri çekilmelidir.
Kanun teklifi; UMREK kodları üzerinden tamamen yerli ve milli olan 50.000`e yakın maden,
jeoloji ve jeofizik mühendislerinin diplomalarını yok edeceği için derhal geri çekilmelidir.
Kanun teklifi; TTK ve TKİ ye ait olan sahaların rödovans üzerinden devredilerek
özelleştireceği için, işsizliğe, güvencesizliğe ve ölümlere neden olacağı için derhal geri
çekilmelidir.
Kanun teklifi; artırılan cezalar ve ruhsat bedelleri nedeniyle sektörün sorunlarını artıracağı
ve üretimi düşüreceği için derhal geri çekilmelidir.
Kanun teklifi; ruhsat iptallerinde, ihalelerde keyfiliğe, hukuksuzluğa adaletsizliğe neden
olacağı için derhal geri çekilmelidir.
Mühendisler Asgari Ücret Protokolü İstiyor
27 HAZİRAN 2019 – EVRENSEL
Ankara (Evrensel) – TMMOB'ye bağlı Maden Mühendisleri Odası mühendislere asgari ücret
tarifesi uygulanması için kampanya başlattı.
Maden Mühendisleri Odası, mühendislere asgari ücret tarifesi uygulanması için kampanya başlattı.
Oda yöneticilerinden Erşat Akyazılı, SGK tarafından iki yıl önce tek taraflı iptal edilen asgari ücret
110
protokolünün yeniden imzalanması için imza kampanyası düzenlediğini söyledi. Hem SGK’nin hem
de Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün sorumluluğuna dikkat çeken Akyazılı, maden
mühendislerine mücadele çağrısı yaptı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine (TMMOB) bağlı Maden Mühendisleri Odası
mühendislere asgari ücret tarifesi uygulanması için kampanya başlattı. 10 Haziran’da başlayan
kampanyaya özellikle genç mühendislerin ilgisi yoğun. Çalıştıkları şantiyelerden videolar ve
fotoğraflar çekip sosyal medya üzerinden kampanyaya destek veren mühendisler düşük ücrete ve
ücretlerin zamanında alınamamasına karşı bir asgari ücret tarifesi belirlenmesini talep ediyor.
ÖZELLEŞMEYLE BİRLİKTE ÜCRET SORUNU ARTTI
Kampanya sürecini anlatan Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Erşat Akyazılı,
mühendislerin düşük ücret, ücretlerini alamama ya da geç alma, mevsimlik çalışma, uzun çalışma
saatleri gibi sorunlarla karşı karşıya olduklarına dikkat çekti. Özelleştirmeler sonucunda üyelerinin
çoğunun özelde çalışır hale geldiğini belirten Akyazılı, “Dolayısıyla ister düşük ücret, ister ücretin
alınamaması ya da zamanında alınamaması ciddi bir sorun oluşturuyor” dedi. Ücret sorununa
ilişkin 2012 yılında SGK ile imzaladıkları protokolün 2017 yılında tek taraflı iptal edildiğini kaydeden
Akyazılı, iptal gerekçesinde kısmen patron baskılarının kısmen de TMMOB’nin çeşitli mühendislik
projelerine itirazları nedeniyle hükümet ile yaşadığı sıkıntıların rol oynadığını söyledi.
ASGARİ ÜCRET BELİRLEMEK ODALARIN YASAL HAKKI
Asgari ücretle ilgili kampanyalarının birkaç ayağı olacağını anlatan Akyazılı, en önemlisinin imza
kampanyası olduğunu söyledi. Kampanya çerçevesinde odaların asgari ücret belirleme hakkı
olduğunu, bunu yasalara, TMMOB ve mühendislik yasalarına, Oda ana yönetmeliğine dayanarak
ortaya koyduklarını ve anlatmaya çalıştıklarını belirten Akyazılı, kampanyanın iyi destek gördüğünü
ifade etti. Akyazılı, ilk iki gününde imzaların 3 bini bulduğunu söyledi. Kampanya boyunca hem
patronlar hem de Meclise baskı oluşturacaklarını belirten Akyazılı, yeniden protokol imzalanmasını
isteyeceklerini ifade etti.
Ekonominin kayıt altına alınması, prim ve vergilerin tahsili konusunun hem SGK’nin hem de Maden
ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün (MAPEG) asli görevi olduğunu belirten Akyazılı, “SGK’nin iş
sözleşmesindeki ücretlere bakarak, onun bankadan yatırılıp yatırılmadığını, MAPEG’in ise
başvurularda üyelerimizden oda sicili ve vize isteyerek bu süreci denetlemesi gerekiyor. Bu iki
kurumun görevidir aslında bu işi yapmak. Biz bunları yeniden talep ediyoruz” dedi.
MADENLERDEN, ŞANTİYELERDEN GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRELİM
Toplanacak imzaları 10 Temmuz’da hem SGK hem MAPEG önünde basın açıklamalarıyla teslim
edeceklerini açıklayan Maden Mühendisleri Odası asgari ücret tarifesinin acilen uygulanması
gerektiğini vurguladı. Akyazılı, maden mühendislerini emeği ve hakları için madenlerden,
tesislerden, şantiyelerden güçlerini birleştirmeye ve dayanışmaya çağırdı.
111
Maden Mühendislerinden İBB’ ye Durdurulan Metro Tünelleri Uyarısı
2 EKİM 2019 – GAZETE KARINCA
İstanbul (Gazete Karınca) – TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, İstanbul’da
geçtiğimiz hafta meydana gelen depremler sonrası kazı çalışmaları durdurulan metro tünellerinin
yarattığı risk dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) uyarıda bulundu, öneriler sundu.
Açıklamanın tamamını paylaşıyoruz.
İstanbul’da 24 ve 26 Eylül 2019 tarihlerinde meydana gelen depremler sonrası, kamuoyunda
deprem ve durdurulan metro tünellerinde ortaya çıkabilecek tehlikelerle ilgili konular yeniden
gündeme gelmiştir. Metro tünellerinin durdurulması sonrası 5 Ocak 2018 tarihinde Maden
Mühendisleri Odası olarak yaşanabilecek tehlikelerle ilgili linkte* detayları paylaşılan basın
açıklaması ile dönemin İBB yönetimini uyarmış, halkın can güvenliği açısından olası tehlikelere karşı
önlem alınması gerektiğini ifade etmiştik. Açıklamamızdan 11 ay sonra herhangi bir deprem
olmamasına rağmen kazı işlemleri sürerken Bostancı-Dudullu Metro Hattında bir göçük yaşanmış, 2
işçi bu iş cinayetinde yaşamını yitirmiş, İBB ve kamuoyunu konuyla ilgili yeniden uyarmıştık.**
Tüneller projelendirilirken, incelenen bölgelerin depremselliği de dikkate alınmalıdır. Projelerin
uygulanmasından sonraki süreçte de tünel ve yüzey hareketlerinin takip edilmesi gerekmektedir.
Görülen ve ölçülen herhangi bir anomalide, ilgili bölgenin kontrol altına alınması ve desteklenmesi
veya güçlendirilmesi acilen yapılmalıdır. Tünel kazıları ve inşaat faaliyetleri süresince de
112
oluşabilecek deformasyonlara karşı anlık olarak ilgili geoteknik ölçümler ve takipler yapılarak
gerekli önlemler alınmalı, güçlendirme faaliyetleri yapılmalıdır.
Durdurulan metro projeleri ile ilgili tehlikeler ve yapılması gerekenlerle ilgili yaptığımız açıklama*
yaşanan depremlerle ve olası depremlerle çok daha önem kazanması nedeniyle, bugün de
geçerliliğini korumaktadır. Kazıları başlatılan metro tünelleri ile ilgili olası tehlikeleri ve yapılması
gerekenleri bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz:
Yeraltı çalışmaları şehir içinde ve yapılaşmaların yoğun olduğu alanların altında yapılmaktadır. Şehir
içi tünelcilikte en önemli unsur yüzeydeki yapıların, yeraltında yapılan kazılardan ve inşaat
çalışmalarından etkilenmemesidir. Bu sebeple yüzeyde ciddi izleme ve ölçümler yapılarak, yüzey
etki haritaları çıkarılmaktadır.
Yeraltı çalışmalarında;
1- Yeraltında açılan bir boşluk yüzeydeki statik dengeyi, yani doğanın dengesini bozmaktır.
2- Doğa bozulan bu dengeyi eski haline getirmeye çalışacaktır.
3- Doğanın bu davranışına karşı bir kuvvet oluşturmak için tünel içerisinde önce geçici tahkimat
(yapay güçlendirme) yapılır. Tünellerde yapılan bu ilk tahkimat geçici tahkimattır.
4- Geçici tahkimatın gelen yükü taşıma süresi vardır. Bu süre dolmadan nihai tahkimat (Donatılı
veya Donatısız Beton Kaplama) yapılır. Nihai tahkimattan sonra tünel taşıyıcı hale yani güvenli hale
getirilir.
5- Bu tahkimat sayesinde tünel üzerinde oluşan gerilmeler ve yükler homojen şekilde dağıtılarak,
tünelin kabul edilebilir deformasyonlar içerisinde kalması sağlanır.
6- Eğer bu tahkimat/destekleme yapılamaz ise, öncelikle tünel içi deformasyonlarda artış gözlenir,
ardından yüzeyde deformasyonlar başlar.
Yukarıda kısaca belirtilen gerekçeler nedeniyle; durdurulan projelerin yapımına başlanmış ancak
nihai tahkimatı yapılmamış olan şaft ve tünelleri (dikey, yatay ve eğimli yeraltı açıklıkları) açılmış
bölgelerde, tünel ve çevre güvenliği için aşağıda belirtilen tedbirler ve gerekli önlemler ivedilikle
alınmalıdır.
1- Projelerin ne kadar duracağı henüz bilinmediğinden yeraltı kazıları ile açılmış olan
tünellerin/bölgelerin betonlanmasının tamamlanması gerekmektedir.
2- Şaft (dik kuyu) ile ulaşım sağlanan tünellerde şaft üstleri kapatılmalıdır.
3- Tünel beton kaplaması, yani nihai tahkimatı yapılmaz ve tüneller olduğu gibi bırakılırsa, bekleme
süresince tünel içindeki düşey ve yanal hareketler ölçülemediği için tünel içerisinde gerekli
tedbirler alınamaz, bu da hem tünel içerisinde deformasyonların artmasına hem de yüzeydeki
yapıların da bundan etkilenmesine neden olacaktır.
4- Yüzeydeki deformasyonlar, yapılarda/binalarda yapısal hasarlara yol açabilir. Bu nedenle
bekleme süresince tünellerdeki deformasyonlar uygun metotlar kullanılarak düzenli olarak takip
edilmelidir.
5- Tünellerde oluşan deformasyonlar ise işin tekrar başlaması sırasında ilave tahkimatlar
yapılmasına, bu da maliyetlerin artmasına sebep olur.
6- Su geliri bulunan tünellerde su gelişinin kesilmesi gereklidir. Suyun tünel içerisine alınması
yüzeyde deformasyonlara sebebiyet verebilir.
7- Yeraltı sularının kontrol edilmemesi tünel çevresinde bulunan alt yapıdaki su-kanalizasyon-
enerji-iletim-doğalgaz hatlarının zarar görmesine neden olabilir.
113
8- Durdurulan, kapatılan şantiyeler yaşam alanları içinde bulunduğu için çevre güvenliği
sağlanmalıdır.
*Basın açıklaması: İBB Tarafından Çalışmaları Durdurulan Metro Projeleri Hakkında Kamuoyunun
Bilgisine, 5 Ocak 2018
** Basın açıklaması: Bostancı-Dudullu Metro Hattında Yaşanan Göçük Hakkında Kamuoyunun
Bilgisine, 2 Kasım 2018
Maden Mühendisleri Odasından Emekçilere Ödül
8 ARALIK 2019 – HÜRRİYET GAZETESİ
Ankara (Hürriyet) - Maden Mühendisleri Odasınca (TMMOB), "4 Aralık Dünya Madenciler Günü"
dolayısıyla düzenlenen ödül töreninde meslekte 40, 50 ve 60 yılını dolduran maden mühendislerine
minyatür madenci heykeli takdim edildi.
Bir otelde düzenlenen programda konuşan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Ayhan Yüksel, yüzyıllık bir dünya geleneği olan "4 Aralık Dünya Madenciler Günü"
dolayısıyla ülke düzeyinde bir araya gelindiğini belirtti. Yüksel, "Madenciliğimize yıllarca hizmet
veren meslektaşlarımızın, tüm maden mühendislerinin ve madencilerimizin Dünya Madenciler
Günü'nü kutluyor ve mesleğimize yeni başlayan genç meslektaşlarımıza aramıza hoş geldiniz
diyoruz." dedi. Etkinlikte 40, 50 ve 60'ıncı yılını dolduran maden mühendislerine baston ve
minyatür madenci heykeli takdim edildi. Programa, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, HDP
114
Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş, maden mühendisleri
ve öğrenciler katıldı.
CHP’li Özel’e TMMOB Maden Mühendisleri Odası’ndan Ödül
10 ARALIK 2019 – CUMHURİYET GAZETESİ
Ankara (Cumhuriyet) - CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TMMOB Maden Mühendisleri Odası
tarafından 2019 Madenciliğe Hizmet Ödülü’ne layık görüldü.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Madenciler
Günü etkinliği Ankara’da bir otelde düzenlendi. 2019 Madenciliğe Hizmet Ödülü’ne layık gösterilen
CHP’li Özel, ödülünü TMMOB Başkanı Ayhan Yüksel’in elinden aldı. Özel, törende maden
mühendisliğinde 60 yılını olduran 5 üyeye de plaket verdi. Özel, aldığı ödüle ilişkin olarak, TMMOB
Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu ve maden mühendislerine teşekkür etti.
13 MAYIS 2014’TEN BU YANA BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ
Özel, 13 Mayıs 2014 günü Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği maden kazasının Türkiye
tarihinin en büyük işçi katliamı olduğunu belirterek, “Maden mühendisleriyle, TMMOB Maden
Mühendisleri Odası ile yolumuz ne yazık ki o feci katliamda kesişti. O tarihten sonra Soma’da,
TBMM’de ve Soma faciasına ilişkin yargılamanın yapıldığı Akhisar mahkemelerinde birlikte çalıştık.
Soma katliamının gerçek sorumluları yargı önünde hesap verene kadar bu yöndeki mücadelemizi
sürdüreceğiz. Maden ocaklarının daha güvenilir olması, iş sağlığı ve iş güvenliği mevzuatının
madenciler ve maden mühendisleri adına iyileştirilmesi noktasında birlikte mücadele ettik”
ifadesini kullandı. Özel, Soma faciasını araştırmakla görevli TBMM Araştırma Komisyonu’nca tespit
edilen önerilerin önemli bir bölümünün Maden Mühendisleri Odası’nca hazırlanan Soma raporuyla
115
da örtüştüğüne dikkati çekerek, “O rapor ve öneriler idare tarafından dikkate alınmadı. Bugün
Türkiye’de madenler 13 Mayıs 2014’te Soma Eynez ocağı ne kadar güvenliyse o kadar güvenli. Bu
konuda adım atılması noktasında partimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazırız” diye
konuştu.
DAHA GÜVENLİ ÇALIŞMA KOŞULLARI YARATILMALI
Özel, Soma faciasının ardından işsiz kalan madencilere 2020’nin ilk çeyreğine kadar haklarının
ödeneceği sözünün verildiğini, bu sözün takipçisi olmaya devam edeceklerini ifade ederken,
“Atabacası ve Işıklar ocakları ile Uyar Madencilik’te çalışan madencilerin alacaklarına yönelik bir
kanuni düzenleme sözü verildi ancak bu söz şimdiye kadar tutulmadı. Bu sözün bir an önce
tutulması ve yıllardır haklarına kavuşamayan tüm madencilerin haklarına ulaşmaları, madencilerin
ve maden mühendislerinin daha güvenli koşularda çalışmaları için çaba sarf etmeye devam
edeceğiz” ifadesini kullandı.
Uluslararası Mermer ve Doğal Taş Kongresi: Bursa Belediye Başkanı Erdem, Çevreye Duyarlı Olunmasını İstedi
13 ARALIK 2019 – BURSADA BUGÜN GAZETESİ
Bursa (Bugün) - Uluslararası Mermer ve Doğal Taş Kongresi'nde konuşan Başkan Erdem,
Türkiye'nin doğal taş rezervinin zengin olmasının sevindirici olduğuna dikkat çekerek, madencilik
faaliyetlerinde çevresel kirlilik yaratmamaya özen gösterilmesini istedi.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası tarafından Bursa'da düzenlenen Türkiye 10. Uluslararası
Mermer ve Doğal Taş Kongresi yoğun katılımla başladı. Mermer ve doğal taş üretimindeki
sorunların ve sektördeki gelişmelerin ele alınacağı Kongre'nin açılışında bir konuşma yapan Nilüfer
116
Belediye Başkanı Turgay Erdem, madencilik faaliyetlerinin özellikle de mermer ocaklarının çevreye
etkilerine dikkat çekti.
BAOB Akademik Odalar Yerleşkesi'nde gerçekleşen etkinliğe Nilüfer Belediye Başkanı Turgay
Erdem, CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca
Kayışoğlu, geçmiş dönem Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, TMMOB Maden Mühendisleri
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel, Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu
Başkanı Aydın Dinçer ile çok sayıda sektör temsilcisi, akademisyen de katıldı.
Türkiye 10. Uluslararası Mermer ve Doğal Taş Kongresi (MERSEM) Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr.
Murat Yurdakul'un açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlikte, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem
de bir konuşma yaparak, kent yöneticisi olarak konunun çevresel etkilerini gündeme getirdi.
Türkiye'nin dünyanın en eski mermer üreticilerinden biri olduğunu vurgulayan Başkan Turgay
Erdem, "Doğal taş bakımından, jeolojik yapısı itibarıyla zengin bir potansiyele sahip olan Türkiye'nin
sahip olduğu rezerv, ülkemizin doğal taş sektöründe uluslararası bir oyuncu olmasını sağlıyor.
Dünya doğal taş rezervinin yaklaşık yüzde 40'ı bizim ülkemizde. Mermeri hem çıkaran, hem de
işleyerek ihraç eden ülkelerin başında geliyoruz. Bu tablo elbette gurur verici. Dünya pazarlarında
önemli bir yere sahip olan bu sektör ülkemiz için çok önemli bir istihdam kaynağı. Ancak işin
tedbirli olunması gereken yönlerine de dikkat çekmek gerekiyor. İş güvenliği ve çevre gibi önemli
konuların da ele alınması gerekir" dedi.
Mermer üretimi ile işletmeciliğinin çevre sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çeken Başkan Erdem,
"Biliyorsunuz mermer üretiminde ülkemizde genellikle açık ocak işletmeciliği yapılıyor. Üretim
sürecinde topografyanın değişikliğe uğraması, yeraltı suyunun bozulması, hava kirliliği gibi sonuçlar
doğabiliyor. Üretim esnasında ortaya çıkan mermer tozu yaklaşık 800 metrelik bir mesafeye
yayılabiliyor. Mermer tozlarının rüzgar vasıtasıyla tarımsal üretim yapılan çevreye yayılması da
tarım, hayvancılık açısından olumsuz sonuçlar doğurabiliyor ve ekosistemde yaşayan canlılar için de
hayati risk oluşturabiliyor. Bu konuda önlem alınabilir, üretim faaliyetleri öncesinde ağaç dikerek
kuşaklama perdesi gibi bazı basit önlemler alınabilir. Ekosistemde meydana gelen her değişiklik
yeryüzünde yaşayan her canlıya yansıyor. Yani bugün çevreye verdiğimiz her zararın bize geri
döneceğini unutmamalıyız. Çocuklarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğu"
diye konuştu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık da Türkiye'nin maden rezervi açısından zenginliğine
dikkat çekti. Doğal kaynakların doğru kullanılmasına değinen Lale Karabıyık, sektörün sorunlarını
yakından bildiklerini ifade ederek, doğru planlamayla çözümlere ulaşılabileceğini ifade etti.
CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu da Türkiye ekonomisi için önemli yer tutan
madencilik sektörünün çevresel sorunları da beraberinde getirdiğine işaret etti. Kayışoğlu,
madencilik faaliyeti yürütülen bölgelerde bulunan halkın çevresel yönden büyük zarar gördüklerini
belirterek, hep birlikte duyarlı olmaya ve çözüm bulunmasına işaret etti.
117