BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları...

31
1 BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ BANDIRMA 28.11.2017 Sayın Rektörüm, Sayın Dekanlarım, İş Dünyasının Değerli Temsilcileri Değerli Hocalarım, Değerli Öğrenciler,

Transcript of BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları...

Page 1: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

1

BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ

BANDIRMA

28.11.2017

Sayın Rektörüm,

Sayın Dekanlarım,

İş Dünyasının Değerli Temsilcileri

Değerli Hocalarım,

Değerli Öğrenciler,

Page 2: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

2

Bandırma 17 Eylül Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Topluluğu’na bu güzel

davetleri için teşekkür ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bandırma’da bir Ekonomi Zirvesi düzenlenmesi tabii son derece kıymetli çünkü

Balıkesir’in, Marmara Bölgesi ve Türkiye ekonomisi için önemi büyük.

Sanayi bakımından gelişmiş olan Balıkesir, bugün önemli sanayi işletmelerine

ev sahipliği yapıyor.

Üretilen ürünlere baktığımızda da tarımdan kimyaya geniş bir skala görüyoruz.

Fiziki uygunluk ve coğrafi yönden avantajlı bir konumda olması, Balıkesir’i yeni

yatırımların önemli adreslerinden biri yapıyor.

Page 3: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

3

Keza Bandırma özeline baktığımızda da yine yüzümüzü güldüren bir tablo

çıkıyor karşımıza.

Bildiğiniz gibi Bandırma, yumurta ve piliç üretiminde Türkiye’de ilk sırada yer

alıyor.

Bu ürünler başta olmak üzere buradan dünyanın birçok ülkesine çeşitli ürünler

ihraç ediliyor.

Dolayısıyla ülke ekonomisine bu denli katkı sunan bir şehirde bu zirvenin

gerçekleştiriliyor olması ayrıca memnuniyet verici.

Page 4: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

4

Değerli Misafirler,

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik dengelerin değiştiğini görüyoruz.

Dünyanın ve ülkemizin geldiği noktayı daha iyi anlayabilmek için bugün sizlerle

birtakım veriler paylaşacağım…

1.bölüm-istatistikler

2.SLAYT - Grafiğe baktığımızda, 2008 krizinin dünya çapında olumsuz etkilerini

görmekteyiz. Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında

büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası ise büyüme %3,3’e düştüğünü

görüyoruz. 2018-2020 arasında ise %3,8 oranında büyüme bekleniyor. Bu rakamlar

Page 5: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

5

gösteriyor ki, krizin başlangıcından bu yana, mevcut finansal mimarinin yeniden inşası

ve alternatif çözüm önerileri üzerine ortaya konulan pek çok reform önerileri ve

adımları, hâkim paradigmanın dönüşümünde istenen sonucu veremiyor. Alternatif

Nedir? Biraz sonra tartışacağız….

3.SLAYT – Yine küresel büyüme rakamlarına benzer, küresel ticaret hacminde

2002-2007 arasında %7,7 artış sağlanırken, 2008-2017 arasında bu oran %3,2’ye

geriledi. 2018-2020 arasında ise %3,9 olması bekleniyor. Artan korumacılık eğilimi

küresel ticaret hacmi için risk oluşturmayı sürdürüyor.

Page 6: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

6

4.SLAYT- Türkiye artık yüzde 5 üzerindeki büyüme patikasına girdi. Büyümenin

kaynaklarında ise hem iç talep hem de dış talep var. Türkiye en büyük 20 ekonominin

temsil edildiği G20’de en yüksek büyümeyi gerçekleştiren üçüncü ülke. 2007’den bu

yana ilave 8 milyon istihdam sağlandı. Son 1 yılda 1,1 milyon yeni istihdam alanı

oluşturuldu. Büyüme süreci devam ettikçe işsizlik sorunu kademeli bir şekilde

azalacaktır. Ayrıca 2017 3. Çeyrek büyümesini oranlarının çift haneli rakamlarda

olması sürpriz olmaz.

5.SLAYT- Müsiad’ın hazırlamış olduğu Satın alma Müdürleri Endeksi

(SAMEKS), sanayi ve/veya hizmet sektörlerinde faaliyet gösteren işyerlerinin,

ekonomik faaliyetlerinin gidişatına dair değerlendirmelerini temel alarak, Türkiye

ekonomisindeki gelişmeler hakkında bize fikir vermektedir. Endekste gösterilen 50

değeri referans noktası olup 50 üstü gösterge canlılığı işaret ederken 50 altı gösterge

Page 7: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

7

ekonomide ki olumsuz durumları göstermektedir. 2017 yılına baktığımızda ise grafikte

gösterilen 50 referans değerinin üzerinde ki seyrini sürdürerek ekonomide ki canlılığı

işaret ediyor.

Dünya ve Türkiye ekonomisine kısa bir bakış yaptıktan sonra bir sonraki slaytlarda

İslam Dünyasının bugünü ve gelecek vizyonuna ışık tutacak bazı istatistikleri

paylaşmak istiyorum.

6. SLAYT – Dünya kaynaklarının %40’ı İslam Ülkelerinde

İslam alemi olarak çok büyük doğal zenginliklere ve sermaye kaynağı/fonlara

sahip olmamıza rağmen neden çok köklü bir kalkınma hamlesi uygulanamıyor?

Page 8: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

8

Doğru bir strateji ile Allah'ın bize emanet ettiği kaynakların bir mükellefiyet

bilinciyle islam ülkeleri başta olmak üzere az gelişmiş ülkelerin, toplumların gelişmesi

için kullanmalıyız.

7.SLAYT – Dünya Gelirinden İslam Ülkelerinin aldığı pay

Dünya nüfusunun %23 ünü kapsayan, dünyadaki doğal kaynakların %40’ına

sahip olan İslam ülkeleri, dünya ticaretinin yalnızca %9 una tekabül edebiliyor. Bunun

en temel sebebi teknolojik gelişmelerde diğer ülkelere nazaran geride oluşumuz,

bilhassa yenilikler karşısında yalnızca ihtiyaç sahibi konumunu temsil etmemizdir.

Elimizdeki doğal kaynakları değerlendiremeyip batılı devletlere teslim etmek zorunda

oluşumuz ve İslam ülkeleri olarak ortak ticari birlikteliğimizin yetersizliği bu grafiği

kaçınılmaz kılıyor.

Page 9: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

9

8 . SLAYT – İslam Ülkeleri arasındaki Ticaret Hacmi

Dünya ticaretinde pastanın %9 una sahip olan İslam Ülkeleri, kendi arasındaki

ticari ilişkilerde bu hacmi %2 seviyelerine kadar düşüyor. Bu istatistik gösteriyor ki

İslam ülkeleri aralarındaki ticarette dışarıya yani Müslüman olmayan ülke

ekonomilerine akıp giden para 600 milyar dolara tekabül ediyor. Peki bunun başlıca

nedenleri neler? İhtiyaçlarımızı karşılayacak ürünleri üretemememiz mi yoksa yüz

yıllardır İslam aleminin en büyük sorunu olan “birliktelik” problemi mi ?

9-10-11.-SLAYT – İslam Ülkelerindeki Nüfus Artış hızı ve Genç İşgücü

Avantajı

Sanayi İnkılabından sonra Dünyadaki iş gücü ihtiyacı, Devletleri ciddi

sermayelerle nüfus politikaları düzenleme eğilimine sokmuştur. Fakat gelişmiş

devletlerde politikalar istenilen ve öngörülen geri dönüşleri elde edememiş ve

Page 10: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

10

devletlerin nüfus artışı her geçen gün azalmıştır. Günümüzde ise nüfus artış ivmesi

eksi yönlü olan onlarca devlet vardır.

Bir devletin en temel ihtiyacı, istihdam sağlanacak genç nüfusudur. 2017

yılında dünya nüfusunun %23’ünü kapsayan İslam alemi, 2070 yılında 10 milyarı

geçeceği öngörülen Dünya nüfusunun %30’una sahip olacaktır. Bu veriler, İslam

Ülkelerindeki nüfus artış hızı ivmesinin diğer ülkelere nazaran hızla yükselişte

olduğunu göstermektedir.

Bir diğer veriye göre 2100 yılında öngörülen Dünya nüfusu 11 milyarın

üzerinde olup İslam ülkelerinin pastadaki payı %35 olacaktır. Bu da demek oluyor ki

İslam Ülkelerindeki nüfus artışı, yıllarca genç işgücü avantajı olarak kullanılabilecek

ve diğer devletler ise yaşlanan nüfusları hasebiyle genç işgücü avantajından mahrum

Page 11: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

11

kalmakla beraber, yaşlı kesimin devletlerin sırtına yüklediği ekonomik baskının her

geçen gün artması ile kaçınılmaz olan gençlik mahrumiyetiyle yüz yüze kalacaktır.

12. SLAYT İslam ülkelerinde beşeri sermayeye yatırım, eğitimin önemi.

Grafiklerde aşikar olarak görünen hem okur-yazarlık, hem okullaşma hem de

internet erişimleri hususunda dünya ortalamasının dahi altında oluşumuz,

günümüzdeki ekonomik birliktelik, teknolojik entegrasyon ve bilhassa ümmet

bilinçsizliğinin en önemli aktörleridir. Bu uğurda yapılacak yatırımlar, atılacak adımlar

hiç şüphesiz İslam coğrafyasının Dünya geleceğindeki yerini belirlemekle kalmayıp

birlikteliğimizden doğacak kuvveti bizlere kanıtlayacak en çarpıcı gerçektir.

Page 12: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

12

13. SLAYT 2030 ve 2050 de islam ülkelerinin potansiyeli ve ekonomik

büyüklükleri.

Gördüğünüz tabloda yer alan veriler 2050 yılı küresel ekonomik lig sıralamasını

göstermektedir. Tabloya baktığımız da islam ülkelerinin tamamımın bir kalkınma

yarışına girdiğini görmekteyiz. Bu kalkınma yarışını islam ülkeleri arasında tatlı bir

rekabete çevirip, diğer ülkelere karşı birlik olmak için kullanmak, gelecek dünyasında

söz sahibi bir islam alemi olmak için elzemdir. İslam ülkeleri olarak bu veriler ışığında

bir değişim, dönüşüm ve reform içine girerek bu yarışta galibiyetle hep birlikte daha

güçlü bir islam ailemi oluşturmak bizlerin en temel amacıdır. Çünkü biz Müslümanız.

Peygamber efendimiz (sav) bizlere şöyle buyurdular, İman etmedikçe cennete

giremezsiniz, birbirini gerçek mana da sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.

Page 13: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

13

14. SLAYT

Dünyayı oluşturan nüfusun %70 lik kısmı küresel gelirin %2,7 sini

oluştururken, ilginçtir ki dünyanın yaklaşık %1 ini oluşturan topluluk, küresel gelirin

neredeyse yarısına hakimdir. Kısacası en zengin ile en fakir arasında uçurum

yüksektir ve giderek artmaktadır. Dünyanın %70 lik nüfusu 10.000 doların altında

yaşarken; yaklaşık %1 lik nüfus 1 milyon doların üzerinde yaşamaktadır. İşte bu

küresel ölçekte uygulanan faiz temelli bir finansal ve ekonomik sistemin bir

sonucudur.

Page 14: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

14

Sevgili Gençler,

Size “doğru” olarak gösterilen, “en iyisi bu” diye empoze edilmeye çalışılan her

şeye akıl ve bağlı olduğunuz değerlerin ışığında yaklaşmalısınız.

Bizim defaatle üzerinde durduğumuz bir konu var: faiz!

“Faiz” nedir diye baktığımızda, bir “en doğrusu bu” yakıştırmasıyla

karşılaşıyoruz.

Bize yıllardır faiz merkezli sistemin, bizim için ve ekonomiler için en iyi sistem

olduğu fikri dayatıldı.

Page 15: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

15

İş dünyası da bireyler de parayla ilgili bütün süreçlerini, tırnak içinde bu

gerçeği kabul ederek yönetti.

Peki öyle mi gerçekten? Gerçekten faiz olmazsa, faizi merkez alan sistemler

olmazsa mahvolur muyuz?

Kıymetli Misafirler,

Sizlere, kendi varoluş anlayışımızla çatışmayan, ekonomik büyüme ve refahı,

toplumsal kalkınmayı sağlayabilecek, sadece İslami finansla sınırlanamayacak yeni

bir finansal yapılanmaya yönelik görüş ve fikirlerimizi aktarmak istiyorum.

Konuşmama bazı istatistikler üzerinden, İslam Dünyasının bugünü ve gelecek

vizyonunu da içeren küresel bir ufuk turu ile başlamak istiyorum.

Page 16: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

16

İkinci bölümde, yeni finans sistemi olarak nitelendirdiğimiz insani finansı tanımlamaya

çalışırken, bu yeni finans sisteminin temel paradigmalarını aktaracağım. Son olarak

da MÜSİAD olarak bu yeni finans anlayışını destekleyecek iş modellerimizi ve

projelerimizi anlatacağım.

Bildiğiniz gibi, geleneksel finans sistemi, sık sık krizler üretiyor. 1929 Ekonomik

Buhranı’nın ardından temelleri atılan bugünkü ekosistem, 2008 küresel kriziyle

birlikte, daha yüksek sesle eleştirilmeye başlandı. Ancak bu sistem devam ettiği

sürece, krizlerin de süreceği aşikâr. Her bir kriz dönemi, ülke ekonomisine ve

insanlarımıza ciddi zararlar veriyor. Hepimiz maalesef bu dönemleri bizzat yaşadık,

gördük.

Page 17: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

17

Bugün küresel ekonomi yeniden kabuk değiştirirken, bizler de yeni bir arayışın içinde

ve değişimin eşiğindeyiz. Bu arayış, insani değerleri hiçe sayarak, merkezine, sadece

faiz enstrümanını koyan, mevcut ekonomik ve finansal sistemden, İnsan Odaklı

sisteme geçiş arayışıdır.

Çünkü toplumların daha müreffeh seviyeye ulaşması için bir araç olması gerekirken,

onları yöneterek, bir amaç haline gelen mevcut Finansal Sistem, artık işlevini

yitirmiştir.

Gerçek ekonominin değerleri; AR-GE, Yenilikçilik, Yatırım, İstihdam ve Üretimdir.

Bizim, bu değerleri merkeze alan yeni bir finansal sisteme ihtiyacımız var. Bunu

sağlayacak olan da Katılım Finansı modelidir.

Page 18: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

18

Katılım Finans modelinin sahip olduğu varlığa dayanan finansman, etik değerler,

kurumsal yönetim ve sosyal sorumluluk gibi özelliklerle bu sektör, küresel piyasaların

aradığı birçok çözümü ihtiva etmektedir.

Kâr ve zararın paylaşıldığı bir ortaklık anlayışı, tasarruf sahiplerinin ve birikimlerinin

korunması, fonların daha etkin bir şekilde reel sektöre aktarılması ve böylece

sürdürülebilir bir büyüme sürecinin desteklenmesi; Katılım Finansının en belirgin

özellikleridir.

Bu model; özellikle geleneksel yavaş büyüyen sektörlerden çağdaş ve hızlı büyüyen

sektörlere kaynak aktarılması, sanayinin ihtiyaç duyduğu sabit getiri odaklı

finansmanın sağlanması gibi avantajlara sahiptir.

Page 19: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

19

Üretim odaklı bu modelde parayı para ile döndürmek yoktur. Bu nedenle Katılım

Finansı, özellikle kriz dönemlerinde riski dağıtarak piyasalar açısından çok daha

güzel sonuçlar vermektedir.

Yani katılım finansı, krize uygun bir alan açmamakla kalmaz; aynı zamanda

piyasalara sanal bir finansal döngü değil, gözle görülür seviyede reel bir hareketlilik

vaat etmektedir.

Gerçek bir sürecin, belli ölçekler ile zaman üzerinde işletilmesi ya da taklit edilmesine

simülasyon denir. Süreç modellenir, kodlanır ve belli bir zamanda yaşanıyormuş gibi

yapılır. Böylece gerçek olanın yaşanması halinde, ortaya çıkacak olası hatalar,

aksaklıklar, riskler önceden test edilmiş olur. Simülasyon bir mühendislik marifetidir.

Ama yaşamak, bir mühendislik ödevi değildir kıymetli misafirler.

Page 20: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

20

Takas ile başlayıp soluğu 21. Yüzyılda, post modern kapitalizmde alan iktisadi

yolculuğumuzun en sıkıntılı hesabı nedir bilirsiniz: değer, saklama ya da değişim

ölçütlerimizin zaman karşısındaki değerleme işlemleri. Fonların yönetimi ve bunların

ekonomi adına faydalı kullanımları.

Nakit, vadesiz mevduat, nakde çevrilebilir değerler ve gerektiğinde para gibi görev

yapabilecek çeşitli araçlar… Yani fonlar. Fonlar finansın temel araçlarıdır. Ancak, her

fon ve onu izleyen işlemler, zaman değeri denilen bir kısıt içinde hareket eder. Çünkü

finansmanda temel amaç, bugünün değil yarının gereklerini sağlamaktır. Yani riskleri

en aza indirmek ve paranın zaman değerini korumak. Bu bakımdan finansa dair

faaliyetler, aslında birer simülasyondur.

Page 21: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

21

Burada bir durup, kendimize şunu sormamız gerekiyor: bizim yaşadığımız hayat

simülasyon değil, gerçek; o zaman ne için gerçek olmayan bir sistemde işlerimizi

yürütmeye çabalıyoruz?

Tüm bu süreçlerin temelinde yatan kavram nedir? Elbette para… Peki, günümüzde

para tam olarak nedir?

Klasik tanım ve kullanım amacının çok ötesinde bir para ve değerleme, yani finans

sitemiyle karşı karşıyayız.

Para artık; değişim, değer ya da saklama fonksiyonlarının çok ötesinde, bir emtia

haline gelmiştir. Para emtiası üzerinden sürekli artan bir getiri talebi maalesef üretime

ve işgücüne dönmemektedir. Paranın kendi etrafında oluşan kısır ekonomik döngü,

ne verimlilik ne de refah kriterlerini sağlamaktadır.

Page 22: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

22

Para üzerinden değerlenen servet ve refah kavramı reel değildir; bizleri iktisadi

faaliyetin 2 temel piyasasından alıkoymaktadır: emek ve hammadde. Yani insan ve

üretim.

Kıymetli misafirler,

İnsani finansın çıkış noktası, tam da budur. Simülasyonlar içinde yok olmaya terk

ettiğimiz gerçek hayatın, gerçek parametrelerini geri çağırmak.

Nedir bunlar? Kaynaklar ve kaynak kullanımları, hammaddeler, üretim prosesleri, iş

gücü, üretmek adına yatırım, tasarruf, tasarruf adına yatırım, bölüşüm ve bölüşümün

yeniden üretim ve yatırıma sevk edilmesi.

Page 23: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

23

Döngüyü para eksenli değil, mal, hizmetler, işgücü ve refah ekseninde yeniden inşa

etmek. Finans sistemini yok etmek değil, ona alternatifler sunmak. Fon ihtiyacı,

değerleme ya da zaman değeri kavramlarını görmezden gelerek hayali bir balonu

şişirmek değil, finansın temel kavramlarını, insani bir bakış açısıyla yeniden

düşünmek.

Faiz ya da kar payı zorunluluğunu tartışmak, zaman değeri kavramının tanımı

etrafında bu kavramları yeniden şekillendirmek. Toplumların inanç ve yaşam

biçimlerine saygı duyan yeni bir iktisadi zihniyetin olasılıklarını ortaya koymak.

Özgürlük kavramının bu denli itibar kazandığı yeni yüz yılımızda, risk yönetimini

unutmadan, iktisadi faaliyet özgürlüğü hakkını kullanmak.

Page 24: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

24

Bir günde her şeyin, bir dokunuşla değişmeyeceğini elbette biliyoruz; fakat biz, yeni

bir finans anlayışının paradigmasının temellerini atıyoruz. Nedir bu temel

paradigmalar:

• İnsani Değerleri, Finansal Değerlerin Üstünde Tutan,

• İnsanı Para İçin Değil, Parayı İnsan için Çalıştıran,

• Ahlaki Değerleri Finansal Değerlerin Üstünde Tutan,

• Para, Zaman ve Tecrübeyi Buluşturarak Üretime Dönüştüren,

• Tek Bir Bireyin Değil, Toplumun Toplam Kazancını Hesaplayan,

• Toplumsal Büyümeyi Amaçlayan

Page 25: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

25

• İş Süreçleri ve Finansal Araçları İş Modeli İçinde Entegre Eden

• Tüketen, Sömüren, Yok Eden Değil, Üreten, Sürdüren, Var Eden

sistemler kuran

• Birikimleri Bir Araya Getiren, Kazancı ve Riski Paylaşan

• Atıl kaynakları Bir Araya Getiren, Onları Üretime ve Kazanca

Dönüştüren

• Paranın ne iş yaptığını bilen ve

Yatırımcıyı ve Girişimciyi, Ürün ve Süreç Geliştireni Bir Araya Getiren…

İnsani finans budur.

Page 26: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

26

Kıymetli Misafirler,

MÜSİAD olarak üretimi, ortaklığı, yatırımı, istihdamı, katma değerli ihracatı artıran iş

modelleri oluşturmak için tüm paydaşlarla çalışıyoruz.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ile gayrimenkul yatırımlarından elde edilen

geliri, yatırımcılarla paylaşan, yatırımcıların, hangi ölçekte olursa olsun,

projelere ortak olabilmesinin önünü açan, projelerin finansmanı ile ülke

ekonomisine katkı sağlayan

Uzun vadeli, toplumsal kalkınmayı hızlandıran, emeklilik fonlarını kaldıraç olan

kullanan

Katma değerli yatırımları yüzde 50 artıran ve şirketlere akıllı sermaye

sağlayarak büyümelerini destekleyen bir sistem olan Girişim Sermayesi

Page 27: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

27

Fonu’yla, ilgili sektöre uluslararası vizyon verebilecek, büyüme potansiyeli olan

girişimleri veya fikirleri, üretim odaklı finansal modeller ile geliştiren

Sermaye Piyasalarını üretim odaklı besleyen iş modelleri, önceliklerimiz

arasında bulunmaktadır.

Çıktılarıyla ülke ekonomisine çarpan katkısı etkisi sağlayacak tarım ve

hayvancılık sektörü, bilhassa önceliklerimiz arasında bulunmaktadır. Bu

bağlamda Tarımsal Yatırım Fonu’yla yeni bir “tarım iş modeli” oluşturuyoruz.

Girişim Sermayesi Fonu ve Gayrimenkul Yatırım Fonu’ndan sonra Tarımsal

Yatırım Fonu’nun da, fonların ülke ekonomisine kazandırılmasında önemli rol

oynayacağını düşünüyoruz.

Kurduğumuz Karz-ı Hasen Sandığı’yla, üyelerimiz ve vefat eden üyelerimizin

eş ve çocukları arasında yardımlaşma kültürünü oluşturmak amacıyla, ödünç

Page 28: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

28

ya da karşılıksız destek sağlıyoruz. Bunu sağlayabilmek ve sürdürülebilir

kılmak için de Karz-ı Hasen Fonu ve Sosyal Yardım Fonu adında iki fon

kurduk.

Önceliğimiz “para artırmak” değil, insanların refahını yükseltmek ve bunu

sürdürülebilir kılacak bir düzen kurmak.

Peygamber Efendimizin, ticarette de güzel ahlakı, erdemi, adaleti temel alan anlayışı,

her zaman bizlerin iş hayatına ışık olmuştur.

Şimdi amacımız, bu değerli yaklaşımı yalnızca kendi işletmelerimizde, kendi sosyal

çevremizde uygulamakla yetinmeyip, tüm iş dünyasına adapte etmek.

Page 29: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

29

Biz, “helal” anlayışının, yediğimizle, içtiğimizde sınırlı tutulmaması gerektiğine

inanıyoruz. Sosyal hayatta da “helal olanın yasal hale gelmesi” için çalışmalar

yapıyoruz.

MÜSİAD olarak ortak iş modelleri oluşturmayı amaçlıyoruz.

İnsani finansta, bankacılıktan sigortacılığa, yatırım finansmanından, emeklilik

fonlarına kadar finansal sistemin tüm paydaşları için paranın nasıl kazanıldığı en

önemli konudur.

Özetle; paradan para kazanmaz. Modelin merkezine üretimi koyar. Üretime dayalı

ekonomik modeli destekler.

Page 30: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

30

Yatırım yaparken, insani ve ahlaki kriterleri göz önünde bulundurur. Bu model,

insanın para için değil, paranın insan için çalışmasını hedefler.

Bütün bu projelerimiz, MÜSİAD Stratejik Sektörler ve Politikalar başkanlığımız

bünyesinde geliştiriliyor ve arkadaşlarımızın, alternatif modeller üzerine çalışmaları

devam ediyor.

Kıymetli Misafirler,

Biz, ekonomide alternatif finans modelleri ile de iş dünyasının üstündeki yükün

azaltabileceğine inanıyoruz.

Bunun basit bir finansal mekanizma dönüşümü arayışı olmadığını biliyoruz. Bu

sürecin sosyal, ekonomik, siyasal, kültürel ve psikolojik birçok farklı parametresi söz

konusu olacak. Bu temel paradigma dönüşüm sürecini, bu gerçekleri göz ardı

etmeden, tüm paydaşlarla beraber yürüteceğiz.

Page 31: BANDIRMA 17 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ EKONOMİ ZİRVESİ · Küresel ekonomi 2002-2007 yılları arasında ortalama %4,8 oranında büyürken, kriz sonrası dönemde 2008-2017 arası

31

Sözlerimi burada bitirirken, beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyor, sizleri

saygı ve muhabbetle selamlıyorum.

Abdurrahman Kaan

Genel Başkan