bahattin ayhan 11x21Kültür-Turizm adlı kitap ilgi görmüş, kaymakamlık-lar, belediyeler ve...

217
1 SUNUŞ Turizmle henüz tam olarak tanışmamış olan Çan- kırı’yı tanıtım amaçlı bu kitapçığın meraklılarına, araştırmacılara, Çankırı’da ve Çankırı dışında yaşa- yanlara faydalı olacağını umuyorum. Çankırı’da ko- nusunda yayınlanan ilk eser olması bakımından kitapta karşılaşacağınız eksiklikleri anlayışla karşı- layacağınızı umarım. Kitapçığın hazırlanmasında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazı ve resim yönünden katkıda bulunmuştur. Alınan yardımlar çoğu yerde aynen kitaba aktarılmış olup Nusret Acar’a teşvik ve katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca kita- bın hazırlanmasında ‘’Çankırı Tarih Kültür Turizm’’ adlı eser esas alınmış, İl Kültür ve Turizm Müdürlü- ğünce hazırlanan tanıtım broşürleri, kültür envanteri çalışmaları ve fotoğrafları yanında, Çankırı Turizm Derneği’nden, İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce tara- fıma gönderilen bilgilerden yararlanılmıştır. Kitapta konu edinilen yerlerin hemen hemen hep- sine gidilmiş, resim çekilmiş ve bilgi derlenmiştir. Dört sene gibi bir süreyi kapsayan bu çalışmamda her zaman yakın desteğini, sabrını ve anlayışını gördüğüm eşim Gülbahar Ayhan’a da şükran borçlu- yum. Kitabın basım ve dağıtımını gerçekleştirerek, Çankırı turizmine yapmış olduğu katkıdan dolayı Çanfed - İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu üyelerine, yönetim kuruluna ve değerli başkan ÖMER LÜTFİ ÖZENÇ’e teşekkür ediyorum. Çankırı ile ilgili kültürel yayınlara önem ve öncelik vermelerin- den dolayı Çankırı ve Çankırılılar adına çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Kitabın ilk baskısı telif hakkı bilâ ücret kendilerine verilmiştir. Çankırı için böyle bir ılım ve desteği sağlamalarından dolayı Çankırı Turizmi adına ne kadar teşekkür etsek azdır. Bahattin Ayhan Ankara -Ocak 2009

Transcript of bahattin ayhan 11x21Kültür-Turizm adlı kitap ilgi görmüş, kaymakamlık-lar, belediyeler ve...

1

SUNUŞ

Turizmle henüz tam olarak tanışmamış olan Çan-kırı’yı tanıtım amaçlı bu kitapçığın meraklılarına, araştırmacılara, Çankırı’da ve Çankırı dışında yaşa-yanlara faydalı olacağını umuyorum. Çankırı’da ko-nusunda yayınlanan ilk eser olması bakımından kitapta karşılaşacağınız eksiklikleri anlayışla karşı-layacağınızı umarım. Kitapçığın hazırlanmasında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazı ve resim yönünden katkıda bulunmuştur. Alınan yardımlar çoğu yerde aynen kitaba aktarılmış olup Nusret Acar’a teşvik ve katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca kita-bın hazırlanmasında ‘’Çankırı Tarih Kültür Turizm’’ adlı eser esas alınmış, İl Kültür ve Turizm Müdürlü-ğünce hazırlanan tanıtım broşürleri, kültür envanteri çalışmaları ve fotoğrafları yanında, Çankırı Turizm Derneği’nden, İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce tara-fıma gönderilen bilgilerden yararlanılmıştır.

Kitapta konu edinilen yerlerin hemen hemen hep-sine gidilmiş, resim çekilmiş ve bilgi derlenmiştir. Dört sene gibi bir süreyi kapsayan bu çalışmamda her zaman yakın desteğini, sabrını ve anlayışını gördüğüm eşim Gülbahar Ayhan’a da şükran borçlu-yum.

Kitabın basım ve dağıtımını gerçekleştirerek, Çankırı turizmine yapmış olduğu katkıdan dolayı Çanfed - İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu üyelerine, yönetim kuruluna ve değerli başkan ÖMER LÜTFİ ÖZENÇ’e teşekkür ediyorum. Çankırı ile ilgili kültürel yayınlara önem ve öncelik vermelerin-den dolayı Çankırı ve Çankırılılar adına çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Kitabın ilk baskısı telif hakkı bilâ ücret kendilerine verilmiştir. Çankırı için böyle bir açılım ve desteği sağlamalarından dolayı Çankırı Turizmi adına ne kadar teşekkür etsek azdır.

Bahattin Ayhan

Ankara -Ocak 2009

2

Kuruluşundan bu tarafa çok kısa bir zaman geç-miş olmasına rağmen ‘’Çanfed’’ İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu olarak Çankırı turizmine ve Çankırı’nın tanıtımına yardımcı olacağına inandığı-mız tarih-kültür-turizm dizisi-2 adlı kitapla sizlere hizmet etmenin mutluluğu içindeyiz. Sayın Bahattin Ayhan tarafından kaleme alınan ve yayınlanan önce federasyonumuzun 1 nolu yayını olan Çankırı Tarih-Kültür-Turizm adlı kitap ilgi görmüş, kaymakamlık-lar, belediyeler ve orta dereceli okulların tamamına dağıtımı yapılmıştır. Elinizde bulunan Çankırı Gezi Rehberi kitabının da aynı ilgiyi göreceğine ve turizm alanında mevcut olan boşluğu bir nebzede olsa dol-duracağı kesindir. Bundan sonrada her zaman oldu-ğu gibi Canfed olarak Çankırı için yapılacak çalışma-lara destek vereceğimizin bilinmesini isteriz.

Federasyonumuza bağlı tüm dernek, üye ve fede-rasyon yönetim kurulu üyeleri olarak önceden oldu-ğu gibi bilâ ücret bize çalışmasını bağışlayan Bahattin Ayhan’a teşekkür ederiz. Çankırı’mıza ha-yırlı olmasını dileriz.

‘’Çanfed’’

İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu

Başkan

Ömer Lütfi ÖZENÇ

3

ÇANKIRI GEZİ REHBERİ

Geçmişin izlerini, küllenmiş anıları, doğayı, tarihi ve kültürü bir arada yaşarken, Anadolu insanın seve-cenliğini, misafirperverliğini yakından tanımak ister-seniz gelin bizimle olun. Attığınız oltanın başında beklerken, kayak pistinde çizeceğiniz kavisler, orma-nın yeşillikleri arasında dalıp gideceğiniz hülyalar sizinle olsun. Zamana karşı direnen köprüler üzerin-den geçerken sağlı sollu sıralanan papatyalar, gelin-cikler, kır çiçekleri arasında özlemini duyduğunuz kuş sesleri, tepenizde dolanan kartal, atmaca alıp götürecek sizi başka diyarlara. Yoldan geçerken göre-ceğiniz bir dibek, evin kenarına bırakılmış eski bir döven, tüten bir iki baca ve sizi karşılayan çomar.

İsterseniz arabanızla, isterseniz yayan gezin ata-cağınız her adım size yaşam sevinci verecektir. Hitit-ler’den de önce başlayan ve günümüze kadar kesinti-siz yerleşimin izlerini, eserlerini bulabileceğiniz, kar-şılaştığınız otantik kültür öğeleri ile kendinizi keşfe çıkmış bir gezginin o güzel duyguları, heyecanı ve yapacağınız keşiflerle sizi baş başa bırakıyoruz.

Çankırı’ya: Hoş geldiniz.

KARAYOLU ULAŞIMI: Çankırı kent merkezine Ankara’dan Esenboğa yol ayrımından ulaşılabileceği gibi, İstanbul’dan Gerede ayırımı, Kurşunlu-Korgun veya Ilgaz-Korgun üzerinden de gelinebilir. Ankara-Çankırı arası 1 saat 45 dakika, İstanbul-Çankırı arası yaklaşık 7-9 saat sürmektedir. İstanbul Esenler ve Harem terminalleri ile Ankara AŞTİ terminalinden düzenli otobüs seferleri vardır. Ankara-Çankırı ara-sında sabah 06.30-21.00 saatleri arasında otobüs ile ulaşmak mümkündür. Ayrıca Çankırı-İstanbul arasında sabah ve akşam saatlerinde karşılıklı sefer yapan otobüs firmaları bulunmaktadır. Çankırı oto-gar tel. 0376 213121

4

Harita : Çankırı’nın çevre illere ulaşım haritası

Çankırı’nın bazı illere olan uzaklığı (km).

Kaynak: http://www.cankiriturizm.org/ulasim.htm

ÇANKIRI

131 Ankara

497 İstanbul

711 İzmir

114 Kastamonu

312 Zonguldak

675 Antalya

910 Diyarbakır

330 Samsun

804 Erzurum

649 Trabzon

156 Çorum

5

DEMİRYOLU ULAŞIMI :

Çankırı tren istasyonu tel: 0376 2131319

Tren Seferleri

Hareket Yönü Hareket Günü Hareket saati

Çankırı-Zonguldak

Sal-Perşembe-Cumartesi

02.12

Çankırı-Ankara Çarşamba-Cuma-Pazartesi

04.05

Karabük-Çankırı

Çarşamba-Cuma-Pazartesi

00.23

Ankara-Çankırı Pazartesi-Çarşamba-Cuma

22.50

ÇANKIRI İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER

TARİHÇE

Çankırı’nın geçmişi hep 3-7 bin yılla sınırlandı-rılmakla beraber, çevrede bulunan höyük ve yüzeysel buluntular, Çankırı’nın İÖ 7. binden daha önceleri iskan edildiğini doğrulamaktadır. Bölgedeki yerleşi-min Paleolitik-Neolitik döneme kadar uzandığını, yüzey araştırmalarında elde olunan el âletleri ve İnandık kazısında ortaya çıkartılan Hititler dönemine ait kutsal evlenme törenini temsil eden, resimlerle bezenmiş bir vazo ve mülk bağış belgesinden, Ilgaz, Eldivan höyüklerinden çıkarılan eserlerden ve kalın-tılardan anlamaktayız. Adı geçen höyüklerde İlk Tunç Çağına tarihlenen çanak ve çömlekler bulunmuştur. Bölgenin güçlü devleti olan Hititler, Deniz kavimleri-nin göçü sonucu yıkıldı. İÖ 1200 ve daha sonrasında Çankırı değişik kavimlerin egemenliği altına girdi. Bir ara Kafkasya bölgesinde gelerek bölgeyi ellerine geçi-ren Kimmerler, (İÖ 700-650) daha sonraları geri çe-kildiler. İÖ 325’de İskender’in ölümü üzerine impara-torluk parçalandı, iç ve batı Karadeniz bölümünde Çankırı merkez olmak (Çankırı, Kastamonu, Sinop) üzere Paflagonya Devleti kuruldu.

6

El âletleri, Hitit kalesi

Strabon, (İÖ 120) de Başkenti Gangra olan ve Mersias adlı kralın yönetimindeki toprakları, Gangralı olan Galatya kralı Deiotaros’un kendi yöne-timi altına aldığını belirtir.

Romalılar Döneminde Çankırı, büyük dini toplan-tıların yapıldığı ve Germanicopolis adıyla bastırılan sikkelerden de anlaşıldığına göre ekonomik yönden de güçlü bir kenttir.

Romalılar döneminde Çankırı’da basılan paralar

7

8

Ortaçağda Çankırı: Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde, Kızılırmak eyaletinin askeri üssü ve müstahkem kalesi olarak kullanıldı. Heraklius döneminde Kastamonu ve Çankırı’nın içinde bulunduğu temanın başkenti Gangri (Gangra) idi. Doğu Roma (Bizans) dönemi tarihi ise karanlık-tır. Bölge Pers imparatoru Hüsrev Perviz tarafından kısa bir süre ele geçirildi. Emeviler döneminde fethe-dilmek istenmişse de kalesinin sağlamlığı nedeniyle başarılamadı.

1071 Malazgirt Savaş’ı sonrası Türklere Anadolu kapıları açıldı. Alpaslan’ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi, Emir Karatekin’i Çankırı bölgesini fethetmekle görevlendirdi. Emir Karatekin tarafından fethedilen Çankırı, Haçlılarca ele geçirildi ise de tekrar Danişmentliler egemenlik kurdu. Karatekin, ölümüne kadar Danişment emiri olarak Çankırı’yı yönetti. Kent 1132’de Bizanslıların eline geçti ise de Selçuklu Sultanı 1.Mesud Çankırı’yı Bi-zanslılardan geri aldı.

Anadolu Selçuklularının zayıflaması üzerine ku-rulan Candaroğlu beyliğinin sınırlar içinde kalan Çankırı, Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı yöne-

9

timi altına girdi. 1459’da Fatih Sultan Mehmet tara-fından tamamen Osmanlı toprakları içine katıldı.

1464’den itibaren Anadolu eyaletine bağlı bir sancak merkezi olan Çankırı, doğuya yapılan sefer-lerde menzil yeri olarak kullanıldı. 1469’da Şehzade Cem Sultan Kastamonu’ya vali olarak atandı ve II. Bayazıt’ın torunu Osman Çelebi (1481-1512) Çankı-rı’da sancak beyliği yaptı. Osmanlı döneminde: Kas-tamonu, Kütahya, Yozgat ve Ankara’ya bağlı sancak merkezi olarak yönetildi.

Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi olan Çankırı aydınları Milli Mücadeleye olan desteklerini Kasta-monu’da başlattılar. 15 Haziran 1919 günü Açıksöz Gazetesi, Kastamonu’da yayın hayatına başladı. Çankırı’lı Ahmet Talat Onay, Ulusal Bağımsızlık Sa-vaşı konusunda halkı aydınlatmada ve mücadeleyi desteklemede en ön sıralarda yer aldı. Açıksöz Gaze-tesinde yazdığı yazılarla, İtilâf Devletlerine çektiği protesto telgraflarıyla savaşın kazanılmasında katkı-ları oldu.

600 yüz yılı geçkin bir süre Ankara, Kütahya, Yozgat ve son olarak da Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi olarak yönetilen Çankırı (9 Nisan 1925) tarihinde il yapıldı. Dönemin Çankırı Milletvekilleri, Ahmet Talat, Mehmet Rifat, Yusuf Ziya beyler TBMM’ne verdikleri takriri üzerine Kankırı adının Çankırı olarak değiştirilmesine ve il yapılmasına hükümetçe karar verildi

ATATÜRK ÇANKIRI’DA : Atatürk’ün Çankırılılar tarafından karşılanması ve ağırlanmasını Türk Ocağı Başkanı ve Anadolu Ajansı muhabiri Tahsin Nahit (Uygur) Çankırı’da yayınlanan Nejat Gazetesinde (27 Ağustos 1341-1925 tarih ve 77 sayılı nüsha) şöyle anlatılmaktadır: Kalecikten sonra Çankırı sınırı olan Tüneyin Çandır hanında Atatürk: Çankırı mebusları Ziya, Talat (Onay), Rifat, Vali Cemil, Operatör Mira-lay (Albay) Refik, Topçu alay Komutanı Kaymakam (Yarbay) Osman, Halk Fırkası Reisi Müftü Atâ Efendi, Belediye Başkanı Cemal, Türkocagı Reisi Tahsin Na-hit (Uygur) beylerden oluşan bir heyet tarafından

10

karşılandı. Çankırı üzerinden Kastamonu’ya giden Atatürk: Şapka İnkilabını lan ettikten sonra Anka-ra’ya dönüşlerinde bir gece Çankırı’da kaldı. Çankırı-lıların nesini beğendiniz sorusuna Atatürk ‘’İnceliği-ni’’ yanıtını vermiştir.

ÇANKIRI ADI

Çankırı bölgesi Paphlagonia (Paflagonya) olarak geçmekte, çevresinde Pontos, Phyrigia (Firig), Galatia (Galatya), Bithynia (Bitinya) bulunmaktadır. Gangra adı İÖ 1. bin yılın yerel dili olan Paphlagonia dilinde tiftik veya keçi anlamına gelmektedir. Bölgede fazla sayıda tiftik keçisi bulunması nedeniyle bu ad veril-miştir.

Çankırı adının tarihi gelişimini özetleyecek olur-sak Galatlar Döneminde, Gangre, Gangres, Gangra, Gangrea, Gagaris ve Cancari. Paflagonlar döneminde Gangra. Romalılar döneminde Germanikapolis. Bi-zanslılar döneminde Germanicopolis, Kangıra, Gangıra. İslam kaynaklarında ‘’Demir Kale’’ anlamı-na gelen Hısn el Hadid. Arap kaynaklarında Mahrusei Kenkeri, Kangari, Kangen, Kangarı, Kangar. Klasik batı kaynaklarında Kangra, Kankora, Kankıra, Kengiri, Kengürü, Gankaris, Gangora, Güngıra, Gangares, Germanikopolis. Selçuklular Döneminde Kenkir, Gangrakale, Mogollar Döneminde

11

Hısn el Hadid, Osmanlı Döneminde Gangra, Kengiri, Kanglı, Kangırı, Kengari, Kangrı, halk arasında Kangırı, Çengürü, Çengiri, Çangırı, Çankır, Çungara, Ganpara, Cangra, Cancara, Hancara şeklinde söylen-miştir.

COĞRAFYA

Çankırı İli: İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde Kızı-lırmak ile kısmen Batı Karadeniz Bölgesi ana havza-larına geçişte, 40º 30’ 41’’ Kuzey enlemleri ile 32º 30’ 34’’ Doğu boylamları (Greenwich’e göre) arasın-da yer alır. İlçe topraklarının yarısı İç Anadolu bölge-sinde, diğer yarısı Batı Karadeniz bölgesindedir. İlin yüzölçümü 7 404 km² olup Türkiye topraklarının % 0,94’ünü meydana getirir. Denizden yüksekliği (ra-kım) ortalama 723.8 m.dir. Doğu-Batı uzunluğu 128 km. Kuzey-Güney uzunluğu 72 km.dir.

Kuzeyde; Kastamonu, Güneyde; Ankara ve Kırık-kale, Batıda; Bolu, Kuzeybatıda; Karabük, Doğuda; Çorum illeri ile komşudur. Merkez ilçe, Eldivan, Şa-banözü, Korgun, Kızılırmak ilçelerinin tamamı ve Yapraklı ilçesinin bir kısmı İç Anadolu, Çerkeş, Atka-racalar, Orta, Kurşunlu, Bayramören, Ilgaz , Yapraklı ilçeleri ise Batı Karadeniz coğrafi bölgesi sınırları içinde kalır.

Resim: Melan vadisi/Bayramören

12

ÇANKIRI KENTİ

Karatekin parkı

Kuzey-güney yönünde akan Tatlıçay’ın her iki ya-kasında, doğudan gelen Acıçay’ın kuzeyi ile kalenin etekleri arasında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 750 m olup tipik karasal iklim egemendir. Kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. Kentin Tatlıçay bölümü yeşillik olup diğer tarafları çıplaktır. Cumhuriyet Mahallesi, İstasyon Caddesi, Atatürk Bulvarı ve Buğdaypazarı Caddesi ticarethanelerin ve resmi kurumların bulunduğu bölgedir.

Hititler’den bu tarafa varlığı bilinen kent, Helenis-tik, Roma, Bizans dönemlerinde idari ve dîni yönetim birimi olarak önem kazanmıştır. Beylikler döneminin başkenti, Osmanlı döneminin sancak merkezi olmuş-tur. Galatlar döneminde Gangrea, Bizanslılar döne-minde Germanicopoklis, Selçuklula’!dan sonra Kengürü, Çangara ve daha değişik isimlerle anılmış Cumhuriyet döneminde Çankırı olarak anılmaya baş-lanmıştır.

13

GEZELİM GÖRELİM

Harita: Çankırı kent haritası

ÇANKIRI KALESİ: Kentin kuzeyinde ve kente hâ-kim 900 m. rakımlı tepe üzerinde 100 m. X 200 m. lik bir düzlükte kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi konusunda kesin bilgi yoktur. Hititler döneminde yapıldığı tahmin olunmakla birlikte, İlk ve Ortaçağ akropolisi üzerinde yer almaktadır. Doğu tarafta bulunan ve Bey kapısı olarak adlandırılan, Geç Orta-çağ dönemine ait devşirme moloz taş, tuğla ve harç-tan yapılmış iki parça yüksek sur parçası günümüze kadar gelebilmiştir.

Resim: Taşmesçit’ten Çankırı kalesi

14

Park düzenlemesi sırasında çıkan iki sütun başlığı Karatekin Türbesi’nin yanına bırakılmıştır. Kalede Roma dönemine ait kaya mezarı 5 x 5 m. boyutunda kaya tüneli ve sarnıç bulunmaktadır. Geç Roma-Erken Bizans dönemlerine ait seramik parçaları ele geçirilmiştir. Türk-İslam çağına ait Karatekin türbesi buradadır.

Geçmişte Emeviler, Danişmentliler, Bizanslılar ve Haçlılar tarafından kuşatılan, Osmanlı döneminde yerleşimin var olduğu kale 1847 yılında meydana gelen kolera salgını nedeniyle terk edilmiştir. Kalede; 1919’da bir cami ve depremden hasar görmüş eğik minaresinin varlığı bilinmektedir. Piknik alanı olarak kullanılan kale aynı zamanda 150 m. yüksekten panoramik Çankırı manzarası seyretme olanağını sunmaktadır.

ÇANKIRI MÜZESİ: Anıt alanında 100. Yıl Kültür merkezi binasının içinde yer alan müzede (İÖ. 8-7) milyon yıl önceye ait omurgalı fosilleri, Paleolitik ve Neolitik dönemlerden başlayarak yakın zamanlara ait arkeolojik, etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler yanında İslam, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerde müzede yer almaktadır. Müzede İÖ. 3000-2000 yıllarını kapsa-yan Eski Tunç Çağına ait küp mezarlar, pişmiş toprak kaplar, süs eşyaları, figürinler, bronz güneş kursu, silahlar ve Hitit, Frig, Roma, Bizans dönemlerine ait pişmiş toprak kaplar, çeşitli boncuklar, süs eşyaları, bronzdan yapılmış silahlar, tıp âletleri, iğneler, ağır-şaklar, kandiller, parfüm şişeleri, çeşitli heykel parça-ları, değişik dönemlere ait sikkeler sergilenmektedir.

15

Resim: Çankırı müzesinde bulunan değişik objeler

Taşa sarılmış yılan motifi

Güneş kursu Kolye

16

Küpler, sütun başları

Sergilenen cam eserler Hellenistik, Roma ve Bi-zans dönemlerine aittir. Kalıba üfleme, serbest üfle-me ve kalıba döküm teknikleri ile üretilmiştir. Bunlar arasında kâseler, bardaklar, sürahiler, şişeler, parfüm şişeleri, karıştırma çubukları, bilezikler, yüzükler, boncuklar yer alır. Binanın koridorunda ve dışında tretuvarda Hellenistik, Roma, Bizans ve İslami dö-nemlere ait alınlık kitabeleri, aslan protomları, Dor, İon, Korint üslubunda yapılmış sütun başları, kaide-ler, steller, mil taşları, vaftiz teknesi, büyük depo küpleri görülebilir. Çankırı ve çevresine ait elde edilen çeşitli dokumalar, el işlemeleri,hat sanat örnekleri, baskı kalıpları, kıyafetler, silahlar, süs eşyaları ve günlük gereksinimde kullanılan çok sayıda etnoğrafik eşya ve Kurtuluş Savaşı’nda İnebolu-Çankırı-Ankara arasında cephane taşımış bir kağnıda müzedeki müstesna yerini almıştır.

17

ÇORAKTERLER OMURGALI FOSİL YATAĞI.

Çankırı-Yapraklı yolu üzerinde kentin çıkışında olan fosil yatağı Türkiye’de olduğu kadar Dünyada da Geç Miyosen dönemini temsil eden önemli bir lokalitedir. Yaz aylarında kazı çalışmalar devam etmektedir. Hortumlular, gergedangiller, atgiller, domuzgiller, zürafagiller, öküzgiller, kuyruksuz bü-yük maymunlara ait fosiller çıkarılmıştır. Dünyada, Çorakyerler kazısını önemli kılan ‘’Hominioidea’’ ailesine mensup bir fosilin bulunmuş olmasından kaynaklanmaktadır.

Resim: Kazı çalışmalarından görüntüler

Çorakyerler kazısını yürüten Prof. Dr.Ayla Sevim

18

Çorakyerler kazısından görünüm

İNANDIK VAZOSU VE MÜLK BAĞIŞ BELGESİ.

Çankırı-Ankara karayolu üze-rinde, Çankırı kent merkezine 33 km. uzaklıkta bulunan İnandık Höyük’te 1966-1967 yıllarında yapılan kurtarma kazısında elde edilmiştir. İÖ. 1600’lü yıllara tarihlenen İnandık Vazosu, Eski erken Hitit sanatının kabartmalı ve resimli nadir örneklerinden biridir. Kutsal bir evlenme töreni-nin resmedildiği vazo Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Çankırı kent girişinde ve müzede imitasyon birer örneği bulunmaktadır. Hitit Hukuku hakkında bilgi içeren bağış belgesi de döneminin önemli eserleri arasındadır.

İnandık vazosu

19

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

CAMİLER

İMARET (Kâsım Bey) CAMİİ : Beylikler dönemi-nin eserlerinden olup , Candaroğlu Kasım Bey tara-fından 1397 yılında yaptırılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğünün mülkiyeti olan İmaret Camisi XVII. yüzyılda Levent eşkıyası tarafından tahrip edilmiş, 1916, 1924 yıllarında onarım görmüştür.

Cami, dikdörtgen planlı, iki katlı ve sade görünüm-lüdür. Kerpiç duvar örgülü, ahşap saçaklıdır. Caminin tek şerefeli, kaidesi kare ve kesme taştan yapılmış minaresi depremlerde yıkılmış, geriye pabuçluk kal-mışsa da 1984 yılında pabuçlukta yıkılarak, taşları cami bahçesi duvarının kenarına konmuştur.

Çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Caminin giri-şi kuzeyden ve çatal dikdörtgen kapıdandır. Pencere-leri kasalı ve kapı gibi dikdörtgen şekillidir. Tavan ortasında göbek bulunur, mihrab ve mimber işçiliği basittir. Son cemaat yerinden sonra ikinci bir çatal kapıdan geçilerek caminin ana bölümüne ulaşılır.

Girişte ahşap direkler üzerine oturtulmuş bir adet balkon yer alır. Orijinal yapısında onarımlar nede-niyle değişiklikler yapılmış, mimari özellikleri bo-zulmuştur. Yakınında şimdi yok olan bedesten ve kuzeyinde İmaret medresesi vardır. Bahçesinde Candaroğulları beyliğine gelin gelen Fatih Sultan Mehmet’in kız kardeşinin kabri bulunmaktadır.

İmaret camisi

20

BÜYÜK CAMİİ: (1522-1558): Çankırı’da Osmanlı döneminde yapılan ilk ve en büyük mimari yapıdır. 1522 yılında yapımına başlanan cami, aradan 36 yıl geçtikten sonra 1558 yılında Kanuni Sultan Süley-man’ın emri ile Mimar Sinan’ın kalfalarından olan Sadık Kalfa tarafından bitirildi. Mimar Sinan mahal-lesinde bulunan cami: Ulu Cami, Büyük Cami ve Kanuni Sultan Süleyman camisi olarak da bilinir. Kente egemen bir yerde gösterişli bir yapıdır.

Rokok tarzında, zarif süslemeli hat örnekleri ile bezenmiş ve kesme taştan yapılmıştır. Son cemaat yeri dört sütuna basan üç kubbeyle örtülüdür. Ortada büyük bir kubbe ve kubbenin etrafında dört yarım kubbeli kare planlı, duvarları ve minaresi kesme taş, kubbe üstü kurşun kaplamadır. Mihrap istelaktidli, nişli, mimber taştan, kürsü gövdesi yuvarlak ve köşe-li, kapı söveleri mermer, kemerler ise kilit taşı ve içleri olukludur.

Konsol halinde, tek minareli girişteki kapısı geo-metrik desenli, süslü, yarım kubbeler payelere ve duvarlar arasındaki kemerlere oturtulmuştur. Dokuz tane kubbesi vardır, büyük kubbe dört köşeli olup kasnak üzerine oturtulmuş, kubbe üzerine kü-çük pencereler ve iç kısmı geometrik desen ile fil ayağı ile süslüdür.

21

Minaresi giriş kapısının sağ tarafında tek şerefeli ve kesme taştandır. Salon döşemesi tahtadır. Ortasında dört adet paye vardır, avlusu duvarla çevrili, bakımlı ve iyi korunan camiler arasındadır. 1922, 1926, 1935, 1945 yıllarında onarım gördü ve 1994’de restore edildi.

Önceden var olan Selçuklu dönemine ait bir cami üzerine inşa edilen Büyük Cami’nin zaman içinde çevresindeki yapılar yıkılmış, 1898’de on bir adet musluklu abdest alma yeri, mevcut medrese ve kütüphanenin yerine okul, havuz ve şadırvan ilavesi ile güney cephesine payandalarla destek yapılmıştır. Eski caminin kitabesi, Büyük Cami’nin güneyindeki duvardadır.

Büyük Camii

22

ALİ BEY CAMİİ: (1297): Ali Bey mahallesinde bu-lunan caminin yapım tarihi, ilk bânisi bilinmemekte-dir. 1297 yılında yapılan caminin yerine yapılmış olduğu söylenmektedir. Mütesellim Ali Bey tarafın-dan 1609 yılında camiye bir medrese eklenmiştir. Mimari yönden camii; 12x12 m. boyutunda kare planlı kubbeli ve minaresi tek şerefeli, kaidesi kesme taş, gövdesi tuğladır. 1953-1957 yıllarında onarım görmüştür. Mihrabı ve mimberi alçıdan olup süsle-mesiz ve sadedir. Kürsü kesme taştan, gövde ise çok köşeli tuğladan yapılmıştır. Kubbesi kasnaksız, son cemaat yeri ahşap, kapı söveleri mermer üzeri kemer-lidir. Çankırı kent merkezinde Osmanlı Dönemine ait üzeri kubbeli ikinci taş yapıdır.

YENİ CAMİİ: (1720-1723) Çankırı il merkezinde Mimar Sinan mahallesinde Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Camiden çok mescit görünümündedir. Duvarları moloz taşlı harç, sade ve yalın bir yapıdır, çatı ahşap üstü kiremit örtülü, tavan ve döşemesi ahşaptır. Mihrabı alçıdan yapılmış ve basittir.

MİRAHOR (İMRAHOR) CAMİİ: (1796-1797) Çan-kırı merkezde, Karatekin (Mirahor) mahallesindedir. 1797 yılında Tüfekçibaşı İsmail Ağa tarafından yaptı-rılmıştır. Duvarları moloz taşlı harç, mihrap ve mimber sade, döşeme basit, tavan ahşap, çatı ahşap üstü kiremit örtülüdür.

İmrahor Camii

23

BUĞDAY PAZARI CAMİİ: Yapım tarihi kesin ola-rak bilinmemekle beraber, caminin mimari

özelliklerine dayanılarak XVIII. yüzyılda (1797) yapılmış olabileceği tahmin olunmaktadır. Caminin kitabesi kaybolmuştur. Kuzeybatısında , kuzey-güney yönünde sıralanmış medrese odaları vardır. Dikdörtgen planlı, iki katlı sade görünümlüdür. Ker-piç duvar örtülü ahşap saçaklıdır. Kuzeybatısında tek şerefeli, kaidesi kare şekilli ve taştan yapılmış mina-resi yer alır. Kapı ve pencereler dikdörtgen şekillidir. Yapılan onarım ve ilaveler sonucu mimari özellikleri kısman bozulmuştur.

Buğdaypazarı Camisi

24

HACI ŞEYHOĞLU CAMİİ: Doğu ve batı yönünden girişleri olan büyük bir avlunun güneybatısında inşa edilmiştir. Avlunun doğusunda günümüze kadar ulaşabilmiş içinde dört mezar bulunan hazire vardır. 1829 tarihini taşıyan mezar, büyük bir ihtimalle caminin bânisi Hacı Şeyh Zade Hacı Seyyid Mehmet Efendi’ye aittir. Çankırı’da bulunan üzeri kubbeli üç camiden biridir.

KARATAŞ CAMİİ: Yapım tarihi XVII. yüzyılın ilk çeyreği olup bunu kanıtlayacak kitabe camide yoktur. Caminin güneydoğu cephesinde ‘’Katataş Camisi 1220’’ yazılıdır. Tarih Hicri ise Miladi 1805 yılı demek-tir ki XVII. yüzyıl yapımı olduğu konusundaki yargı ile çelişmektedir. Vakıf kayıtlarında 1731 yılında bu-rada bir görevlinin bulunduğu belirtilmiş olup bu du-rum XVIII. yüzyılın ilk yarısında caminin var olduğu-nu, 1805 yılının tamir yılı olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak caminin XVII-XVIII. Yüzyıllarının son ve ilk dönemlerinde yapılmış olabileceği sonucuna bizi götürmektedir. Avlusunda hazire vardır.

Karataş Camii

25

DiĞER CAMİLER

İmraniye Camii: Yapım tarihi XX. yüzyılın ilk çey-reği, İplik Pazarı Camii: Kitabesi bulunamadığı için kesin yapım tarihi de bilinmemektedir. 1950 yılında yıkılmış ve yeniden yaptırılmıştır. Cami 1995’de Ta-şınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir, Kirmanoğlu Camii: İmaret mahallesindedir. Medrese Mescidi. Şeyh Kasım Camii: Taş Mescit mahallesin-de, Kasım Bey Mescidi olarak bilinir. Haznedar Hacı Mehmed Ağa Camii: Yoğurtçu mahallesinde ve vakfı vardı, Hacı Musa Camii: Yoğurtçular mahallesinde bulunan cami hakkında bilgi yoktur. Vakıf kayıtla-rında vakfının olduğu gözükmektedir.

İmraniye camisi

26

KUTSAL MEKANLAR

EMİR KARATEKİN TÜRBESİ: Emir Karatekin Gazi, 1071 Malazgirt Savaşı sonrası, 1074’de Çankırı fet-hini gerçekleştirerek, kendisine kılıç hakkı olarak verilen, kendi adıyla bilinen beyliğin merkezi yaptı. 1090 yılında öldüğü, başka bir kayıtta da 1106 yılın-da Haçlılarla yaptığı savaşta şehit olduğu belirtilmek-tedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında, Türbe-nin Danişmentliler döneminde XII. yüzyılın başların-da yapıldığı kaydedilmektedir. Bu durumda türbe bir Selçuklu eseridir. Değişik zamanlarda çok sayıda onarım görmüş ve özelliğini büyük ölçüde kaybetmiş-tir. 5x5 m. ebatlı Türbe kare planlı, düz ahşap tavan ve kiremitli ahşap kırma çatıyla örtülüdür. Saçaklar dışarıya taşmış, yapı malzemesi olarak moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Doğu cephesi düz olup saçak altında mazgal pencere vardır. Kuzey cephesinin kuzey doğu bölümünde yuvarlak kemerli niş yer alır. Batı köşede giriş kapısının güneyinde daha büyükçe bir niş vardır. Dıştan düz olan güney cephe içte, iç içe iki yuvarlak kemer ile takviye edilmiştir.

Giriş Kuzeybatı köşede yer alan yuvarlak kemerli kapıdandır. Orijinali ahşap olan kapı kanatları demir kanatlıdır. İçeri girildiğinde sağ tarafta yuvarlak kemerli bir niş vardır. Üç cepheye açılan aydınlatma-yı sağlayan mazgal pencereleri vardır. Türbenin için-de güney bölümünde iki adet büyük, kuzey bölü-münde ise iki adet küçük sanduka yer alır. Sanduka-lardan ikisi alçıdan yapılmış üzerlerine tahta sandu-ka konmuştur. Diğer sandukalar tuğla ve kireç har-cıyla yapılmıştır. Karatekin Gazi, güneydoğuda ki sandukada yatmaktadır. Diğer sandukalar eşi ve iki çocuğuna aittir. Karatekin’in manevi değeri vardır. Her sene erguvan çiçeklerinin açtığı döneme rastla-yan Cumartesi günü Çankırılılar Türbeyi ziyaret eder-ler, Emir Karatekin’in anısını yâd ederler. Çankırı’da önde gelen kutsal mekanlardan biridir. Birinci Cihan Savaşı sırasında esaslı bir onarım görmüş, onarımlar zaman zaman devam etmiş ve en son olarak da 1980’de tamir görmüş , tüm cephelerinin sıvası yeni-lenmiştir.

27

Emir Karatekin Gazi türbesi

BİLLUR BEY: (Şeyh Mehdi), (? – 1154): Türbesi, Çankırı il merkezinde, Karataş Mahallesi Kayabaşı caddesinde bir evin bahçesi içerisindedir. Emir Karatekin ile birlikte Çankırı’yı fetheden komutanlar-dan biri olması (?) nedeniyle manevi değeri olan bir kumandandır. Türbenin hiçbir mimari özelliği yoktur, vakfiye bilgilerine göre, ölümünden çok sonra 1272 yılında, bazı kaynaklara göre XII. yüzyılda yapılmış veya onarım görmüştür. Türbe, zamanında tekke olarak kullanılan yapı topluluğunun bir parçasıdır.

28

Diğer kısımlar yok olmuş, yapılan onarımlar nedeniy-le orijinal yapısı bozulmuş günümüze kadar gelebil-miş yapılardan biridir.

Türbeye ahşap bir kapıdan girilir. Dikdörtgen planlı ve kırma sundurma çatılı, üzeri alaturka kire-mit örtülüdür. Moloz taştan yapılmış su basman üzerine ahşap arası kerpiç dolgu malzeme kullanıla-rak yapılmıştır. Girişte sol kısımda üç , diğer cephe-lerde demir korkulukla çevrili birer adet pencere açık-lığı bulunur.Türbenin örtüsü düz dam, dış duvarlar badanadır.

Billur Bey türbesi

SARI YANIK BABA: ( ? - ? ): Kabri, Sarı Baba Me-zarlığının batı kapısında Yapraklı yolu ile Kırklar caddesinin kesiştiği noktadadır. Emir Karatekin’in kumandanlarındandır, Çankırı kalesinin alınmasında yararlılık göstermiş ve hizmetine karşılık, Eldivan ilçe sınırları içerisinde bulunan Gedene, Genek, Mudun ve Sarayköy bölgelerinin aşarı kendisine verilmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bilgi yoktur. Etrafı kare şeklinde ve 1 m. yüksekli-ğinde koruma duvarı ile çevrilidir. Duvarın batı ke-simi üçgen alınlıklıdır. Girişi güneyde bulunan meza-rın boyu 2,5 m. Uzunluğunda olup, baş ve ayak kı-sımlarında birer adet Roma Dönemi sütunu vardır.

29

TAŞ MESCİT VE CEMALEDDİN FERRUH: Kentinin güney batısında bulunan, Yenimahalle Taş Mescit caddesinde, Derbent deresi (Kuruçay) kıyısında, Hıdırlık tepesinin güneyinde küçük ve meyilli bir tepe üzerinde kurulmuştur. Selçuklu Dönemi yapısı olup sanat tarihi ve plastik sanatları açısından önem-li bir eserdir.

Atabeyi Cemaleddin Ferruh tarafından 1235’de Şifa-hane olarak yaptırıldı, 1242’de Darülhadis eklendi. 1892’de Mevlevihane şeyhi Nuri Dede tarafından üç hücre, semahane ve bir adet şeyh dairesi yaptırıldı. 1926 yılında Tekke ve Zâviyelerin kapatılması üzerine Nuri Dede’nin yaptırdığı kısımlar yıktırıldı. Hastane kısmı tamamen yıkılmıştır. Sonradan yaptırılan Darülhadis ile mescit ve türbe günümüze kadar gelebilmiş değerli yapı-lardan biridir. İşlevsel döneminde orman içinde ças ağaç-ları ile çevrili olan yapıda akıl hastaları müzikle tedavi edilir ve sağlıklarına kavuşurdu.

Darülhadis, Tımarhane ve Mevlevihane olarak kullanıldı. Merdivenleri ve kapısı, Selçuklu dönemin-de görülen nadide taş yapılar arasında yer alır. Yıkı-lan Darülşifa moloz taştan, mevcut Darülhadis kes-me taştan yapılmıştır. Taş duvarları oldukça kalın olup, kapı süslemelerinin sanat değeri yüksektir. İki katlı, kesme taştan dışarıdan iki duvar ve bir köşe kulesi ile desteklidir. Taş Mescit’te bulunan ve Çankı-rı Müzesinde sergilenmekte olan gövdesinde yılan sarılı kupa, eczacıların sembolüdür. Ayrıca tıp sem-bolü olan iki yılan kabartma kaybolmuştur.

Çeşitli zamanlarda bilinçsizce onarım gören Taş Mescit’in ayakta kalan kısımları kısmen özelliğini yitirmiş durumdadır. Selçuklu Hükümdarı I. Aladdin Keykubat’ın Çankırı Atabeyi olan Cemaleddin Ferruh kendisinin yaptırmış olduğu Taş Mescit’te medfundur. Kuzeyde bulunan cümle kapısından girildiğinde kesme taştan inşa edilmiş, dört sivri kemerin üstünde tuğla pantandiflere oturtulmuş, tuğla kubbeli küçük bir hacim ve bunun sağ ve sol tarafında kesme taş sivri tonozların örttüğü ve mer-kezi zeminden farklı seviyelerde yükseltilmiş iki ey-vandan ibarettir. Yapı malzemesi olarak alt kısımda

30

kül rengi-kırmızı, üst kısımda gri-beyaz kesme taş kullanılmıştır. Ön cephede ana binaya göre daha ileriye çıkarılmış ve konsol taşlarından yapılmış iki kollu merdiven vardır.

Merdivenlerin bitiminde Selçuklu profilleriyle çev-relenmiş staliktitli niş içinde ana kapı vardır. Bunun altında da basamaklardan oluşan üçgen ortasında, üst kapı aksına tesadüf eden kısım küçük mumyalık girişidir. Taş Mescit’in cümle kapısı düz lentolu ve iki parçadır. Parçalar bugün yeri boş olan ortadan çifte kırlangıç kuyruğu şeklinde bir kilit taşı ile bağlanmış-tır. İki tarafta simetrik ve altıgen şekilli iki kabartma geçme motif işlenmiştir. Yukarda ise staliktitlerin altında Darülhadis’in orijinal kitabesi yer alır.

Taş Mescit

31

ŞEYH HACI BAHAEDDİN: Karataş Mahallesi Kurşane (Kuşhane) semtindedir. Ş.Hacı Bahaeddin XIV. yüzyılda yaşamış Sofi Ahi Türkmen beyidir. 1328 tarihli vakfiyesinden edinilen bilgilere göre: Ahi Evran’ın hocası ve kayınpederi Sofi Evhadiddin Kirmani’nin soyundan gelme Ahi dervişidir. Debbağ olup, keçecilik ve çömlekçilikle uğraşmıştır. Çarşıda dükkânlar yaptırdığı, şehirde bağ, bahçe, tarlalarının olduğu ayrıca Eldivan ilçesinde 6 köyü ve Çiftlik köyünün Kozdiken bağlarını vakfettiği belirtilmekte-dir. Cami, mescit, tekke, zaviye, imaret, çeşme, suyo-lu yaptırmışsa da eserleri günümüze ulaşmamıştır.

TOPRAKBABA TÜRBESİ: Karataş Mahallesi, Kas-tamonu Caddesi üzerindedir. Etrafı yaklaşık 2 m. lik bir duvarla çevrilidir.Kare planlı ve beton temel üzeri tuğladır. Kırma çatılı, üzeri alaturka kiremit örtülü-dür. Girişi kuzey yönündedir, girişin sağ tarafında demir korkuluklu penceresi vardır. Örtüsü düz damlı ve içinde tek bir sanduka bulunur. Dış duvarlar ba-danadır.

Toprak baba türbesi

DİĞER TÜRBELER: Demirci Şeyh Türbesi, Haydar Camii Türbesi, Tekeli Türbesi, Şeyh Mehdi Türbesi. Şeyh Veled Türbesi

32

MEZARLIKLAR-HAZİRELER

ŞEHİR (Sarıbaba) MEZARLIĞI: Adını, Çankırı fa-tihi Emir Karatekin’in kumandanlarından Sarı Yanık Baba’nın adından alan Şehir Mezarlığı; Çankırı – Yapraklı Karayolunun kuzeyi ile Kırklar Caddesinin kuzeydoğusunda yer almaktadır. Çok geniş bir alanı kaplayan mezarlık, Osmanlılar döneminden bu tarafa kullanılmaktadır.

TAHTA KÖPRÜ MEZARLIĞI : Mimar Sinan Mahal-lesi, Büyük Cami sokağının doğusundadır. Güney cephesinde bulunan ev ile bitişik vaziyettedir. Etrafı 1.5 m. yükseklikte bir duvarla çevrilidir. Giriş kuzey yönünde bulunan demir kapıdandır. 4 adet mezarın bulunmaktadır. Mezarların birinde 1244 H. tarihi yazılıdır.

İMARET MEZARLIĞI : Tabakhane mahallesinde Kayabaşı Caddesi ile Hamam Sokağın kesiştiği nok-tadadır. Cadde ve sokak arasındaki kod farkı toprak doldurularak giderilmiş ve üç adet mezarlık bu dolgu üzerine yapılmıştır. Kot farkından dolayı Hamam Sokaktan 4 m. Kayabaşı caddesi tarafından 1.0 m’lik duvar ile çevrilidir.

AKKIZ ÇALISI MEZARLIĞI : İncili çeşme Mahalle-sinde, Mezarlık Caddesinin Akkız Çalısı ile kesiştiği yerdedir. Mezarlık Caddesi tarafı 3.0 m. Batı ve kuzeyi 0.30 m’lik duvarla çevrilidir. Mezarlığın girişi Akkız çalısı yönünde bulunan demir kapıdandır. Mezarlıkta birisi Akkız Sultan’a ait ve birde kavuk şeklinde mezar taşı bulunan toplam beş adet mezar bulunur. Mezar taşının birinde 1290 H. Tarihi yazılıdır.

HACI MUSTAFA KABRİ: Karataş mahallesi, Çeş-me Sokakta 1333 H. tarihini taşıyan Hacı Mustafa’ya ait bir mezarlık vardır. XX. yüzyıl yapısı olan mezar-lığın doğu ve batı yönünde sivri tepeli baş ve ayak ucu taşları vardır. Taşın birinin üzerinde altı sıralı Osmanlıca yazı şeridi yer alır.

ŞEYHOĞLU CAMİİ HAZİRESİ: Karataş Mahallesi, Sudeposu caddesi ile Sudeposu sokağının kesiştiği noktada bulunan Şeyhoğlu Camisinin avlusundadır.

33

Etrafı Mektep sokaktan 4 m, Sudeposu caddesi tara-fından 2.5 m.lik duvarla çevrilidir. İçinde 5 adet me-zar vardır. Mezarlığın giriş kapısı kuzeyde ve avlu-nun içindedir. Ahşap olup , giriş cephesi ahşap par-maklıklarla avludan ayrılmıştır.

İMARET CAMİİ HAZİRESİ: Çankırı’da beylik ya-pan İsfendiyaroğulları’na ait bir mezarlıktır. Ildızım taşından ve mermerden yapılmış mezar taşları üze-rinde rumi, palmet ve bitki süslemeleri vardır. Gü-neybatı yönünde baş ve ayak taşları Roma dönemi sütunlardan yapılmış etrafı demir parmaklıklarla çevrilmiş Fatih Sultan Mehmet’in kız kardeşinin kabri vardır. (bazı kayıtlarda kızı olarak geçmektedir)

İmaret Camii haziresi

GARNİZON ŞEHİTLİĞİ: Kırkevler mahallesindedir. Şehitlik , etrafı taş duvarla çevrilmiş iki bölüm ve bin metrekarelik bir alanı kaplar. Birinci bölümde Kore ve Kıbrıs şehitleri anısına üç basamakla çıkılan zemin ve kare şeklindeki kaide üzerinde geometrik formlu üç betonarme blok yer alır. Bloklardan, Kore şehitlerine ait olanın üzerindeki mermer levhada: Çankırı Merkezden dokuz, Eldivan’dan üç, Yaprak-lı’dan bir, Ilgaz’dan iki, Şabanözü’nden beş, Orta’dan bir şehidin isimleri, rütbeleri ve doğum tarihleri olan

34

1929 yazılıdır. Şehit-liğin doğu yönündeki bölümde teröre kur-ban gitmiş askerle-rimizin kabirleri bulunmaktadır.

Garnizon şehitliği

ATATÜRK ANITI: Anıt alanında İstasyon caddesi ile Atatürk bulvarının kesiştiği noktanın orta yerindedir. Heykeltraş Kemal Yontuç tarafından 1945 yılında yapılmıştır.

Atatürk Anıtı

35

MEDRESELER

ÇİVİTÇİOĞLU MEDRESESİ: Mimar Sinan Mahalle-si, Uncu Sokaktadır. Büyük Caminin kuzeydoğu tara-fında ve cami ile aralarında dar bir sokak bulunan medrese, XVII. yüzyıldan kalma, iyi korunmuş yapı-lardan biridir. Batı yönünde bulunan kapıdan duvar-la çevrili avluya girilir. Avlunun sağ tarafı boşluk ve bina iki katlı olup sol taraftadır. Taş döşeme zemin-den üst kata ahşap merdivenle çıkılır. Her iki katta da medrese odaları sıralanır. Yapı bagdadi tarzda inşa edilmiş, zeminden yaklaşık 1.5 m. yükseklikte bulunan konsollar üzerine çıkma olarak yapılandı-rılmıştır. Çatı ise kırma çatı tarzında ve alaturka kiremitle kaplıdır. Saçaklar geniş tutulmuş ve saçak altları ahşap çıta ile kaplıdır. Saçakların başka bir özelliği de kenarlarının oval şekilli yapılmış olması-dır. Belediyece kültürel amaçlı kullanılmaktadır.

36

Çivitçioğlu medresesi

BUĞDAYPAZARI (Hazimiye) MEDRESESİ:

Sofizade Mustafa Efendi tarafından yaptırılan medrese Buğdaypazarı camisinin kuzey batısında ve kuzey-güney yönünde iki katlı sıralanmış medrese odalarından meydana gelir. Zemin kat toprak seviye-sinden yüksekte ve merdivenle ulaşılır. Gene aynı şekilde zeminden üst kata çıkan ahşap merdiven vardır. Medrese odalarının girişi boydan boya boşluk, balkon şeklindedir. Payandalarla çatıya raptedilmiş ahşap korkuluk ile çevrilidir. Tavan ve çatı ahşap kaplama, çatı kiremit örtülüdür. XVII. yüzyıl yapısı-dır. XIX. yüzyılda faaliyette olan medresenin 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından resto-rasyonu gerçekleştirilmiştir.

Buğdaypazarı medresesi

37

Buğdaypazarı medresesi

İMARET MEDRESESİ: İmaret Camisi ile bitişik ve aynı avluyu paylaşan medrese Osmanlı dönemi yapı-sıdır. İki katlı ve ahşap tonozlu girişlidir. Kuzey ka-pıdan cami avlusuna girildiğinde, girişte sağlı sollu tahta merdivenlerle üst katta bulunan odalara çıkılır. Çatı ahşap üstü kiremit kaplıdır. XVII. yüzyılda Le-vent eşkıyasının tahribatına uğramış, günümüzde ise bakımsız, tahrip edilmiş ve terk edilmiş durumdadır. Yapılan onarımlar ve kullanım nedeniyle medresenin orijinal mimari özelliği büyük ölçüde yok olmuştur.

38

İmaret medresesi

HAMAMLAR

KARATAŞ HAMAMI: Karataş Mahallesi Hamam sokaktadır. Ali Bey Camisinin bitişiğinde olup 1609’da yapılmış, haç biçimli çifte hamamlara örnek-tir. Sıcaklık ve halvet bölümleri çifte kubbelerle örtü-lüdür. Döşeme kesme taşlı, kubbeler sekiz kasnak üzerine oturtulmuştur. Üst kısım yarım kubbeli, or-tada dört köşe göbek taşı üzerinde kubbesi vardır. Soğukluk bölümüne yuvarlak kemerli bir kapıdan geçilir. 8.30x8.30m. boyutunda soyunma yeri ve 8.50x2.00 m. boyutunda soğukluk kısmı vardır. Aynı planlı kadınlar bölümü vardır. Doğusunda kadınlar ve batısında erkekler bölümleri yer alır. Beden duvar-

39

ları moloz taş ve kubbeler tuğladan yapılmıştır. Sı-caklık bölümü kubbeyle örtülü ve dört köşesinde kubbeli halvetler yer alır. Camiyle aynı dönemde yapıldığı ve camiye vakfedildiği tahmin edilmektedir. Soyunma bölümleri mimari özelliklerini kaybetmiştir.

Karataş hamamı

EBCED (Çarşı-Buğdaypazarı) HAMAMI: Mimar Sinan Mahallesi Atarlar Caddesinde bulunan hama-mın yapım tarihi 1800’lü yıllara rastlamaktadır. Döşeme kısmı paket taş, çifte hamam planlı, kadın ve erkek bölümleri aynıdır. Köşelerde üç kubbeli soğuk-luk, üstü kubbeli halvet ve yanları eyvan biçimli, tonozlu sıcaklık bölümlerinden oluşur. Duvarları taş üstü ahşap olup boyutları 12x12 m. kare planlı ha-mamlardandır. Çifte hamamlara örnek olup kadınlar kısmı güneyde erkekler kısmı kuzeydedir. Yapının tamamı kubbe ile örtülü olup sıcak su depoları ve külhan sıcaklık bölümlerinin arkalarındadır.

Buğdaypazarı hamamı

40

ÇEŞMELER

ÇAMAŞIRHANE ÇEŞMESİ (1899): Cumhuriyet mahallesi, Çamaşırhane sokaktadır. Çamaşırhanenin güneyinde dış duvarında ve iki cephelidir. Güneye bakan cephesi düzgün kesme taşla kaplıdır. Cephenin üstünde altı ve üstü profilli kornişle çevrili 0.54x 01.75 cm. boyutunda kitabesi (yazıt) yer alır. Kitabe-den anlaşıldığına göre yapım tarihi 1316 H dır. Kesme taştan yapılmış, aynalı, yalaklı ve tek musluk-ludur.

Çamaşırhane çeşmesi

İNCİLİ ÇEŞME: İnciliçeşme mahallesi Akkız çalısı sokağındadır Saliha Hanım tarafından 1800’de yap-tırılmıştır. Cephesi ince yontma taşla kaplı, her iki taraf yüzeyinde ampir kırması dal ve çiçek motifleri yer alır. İki ayaküstünde dişli iki başlıklı geniş profili, üstte büyük bir rozet vardır. Ön cephedeki sütunlar diş havi silme ve birbirine bağlıdır. Ön cephenin gi-rinti ve çıkıntılarına uygun olan saçak geniş profilli-dir. Saçak altı geometrik bir süs ile motifize edilmiş, kabartmanın altında iki adet kitabe yer alır.

KARATAŞ ÇEŞMESİ: , Karataş mahallesi Çeşme sokaktadır. Yapımına 1800 yılında başlanan çeşme dikdörtgen planlı, üstü profilli, kornişli, yanları

41

gömme kolon şeklinde, aynalığı düzgün kesme taş, yalağı dikdörtgen planlı ve teknelidir. iki yanı basit sütunlu, musluklu ve yalaklıdır. Yazıtından ne za-man yapıldığı okunamamıştır. 1317 Hicride tamir ettirildiği kaydı vardır. Ayrıca tahrip edilen beş satır-lık kitabesinde sene 1217 okunabilmiştir. Bu tarihin çeşmenin yapım yılı olması kuvvetle muhtemeldir .

KAYABAŞI ÇEŞMESİ: Karataş mahallesi Kayaba-şı sokaktadır. Çeşmenin cephesi basık kemerli nişli yanları gömme kolonludur. Aynalık ve diğer kısımlar kesme taş, yalağı dikdörtgen şekilli yekpare taştan-dır. Saçakları profillidir. Basık kemerin içindeki üç satırlık talik uslubu ile yazılmış yazıtında: Hacı Ha-san Efendi ile valideleri Zeliha hanım namına mûcedden tamir ettirmişlerdir. Mevla banisini ve şimdiye kadar tamir ettirenlere gani rahmet eyleye Amin. El tahe Şaban 1330 yazılıdır. Bunlardan başka çeşmelerde vardır . Buğdaypazarı ve Taşpınar çeşme-leri görülebilir.

Buğdaypazarı çeşmesi

42

DİĞER TARİHİ YAPILAR

ÇAMAŞIRHANE: XIX. yüzyılın ikinci yarısında 1885 yılında yapılmıştır. Moloz taş temelli ve ahşap-tır. İçinde ocaklar ve çamaşır yıkama yerleri vardır. Tarihi Çamaşırhane, Türkiye'deki birkaç çamaşırhane arasında en büyüğü olarak bilinmektedir. Mülkiyeti Belediye’ye aittir. Sosyal ve kültürel faaliyetlerde (kına evi ve kültür-sanat sergi salonu ve benzeri ) amaçlı olarak kullanılmaktadır.

Başka bir çamaşırhanede Haydar Camii Çamaşır-hanesidir.

Çamaşırhane

TAŞ MEKTEP (Eski İdadi): Cumhuriyet mahalle-sindedir ve 1885-1891 yılları arası yapılmıştır. İki katlı olup duvarları kesme taşlı, çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Ana giriş kapısı merdivenli ve sütunludur. Son Osmanlı Dönemi eserlerindendir. Güzel Sanatlar Lisesi olarak kullanılmaktadır. M.Kemal Atatürk, 31 Ağustos 1925’te Çankırı’yı ziya-retlerinde okulun 2a ve 3b sınıflarında konaklamış-tır.

43

Taş mektep

44

ATATÜRK ODASI; Çankırı'yı ziyaretleri ile şeref-lendirilen ulu önder ATATÜRK: Şapka Devrimi için Kastamonu’ya gidiş ve dönüşlerinde Çankırı’ya uğra-dılar. Dönüşlerinde bir geceliğine Taş Mektep’te misa-fir edilmişlerdir. Giderken okul salonunda adına verilen yemeğe katılmış fazla durmadan Kastamo-nu'ya hareket etmiştir. Dönüşlerinde ise şimdi okulda Atatürk Odası olarak ayrılan bölümde geceyi geçir-mişlerdir.

Atatürk odası

SAAT KULESİ: Ali Bey mahallesi Güdük Minare sokaktadır. Yapım tarihi tartışmalıdır. Kaynaklarda 1860 veya 1866 tarihlerinde yapıldığı belirtilmekte-dir. Saati İsviçre’de yapılmış, İnebolu yolu ile Çankı-rı’ya getirilmiştir. 2,5x2,5 m boyutunda kare planlı ve dikdörtgen gövdeli olan kule kare platform üzeri-ne oturtulmuştur. Üst kısımda balkon ve dört yönde yuvarlak kadranlı birer saat yer alır. Rakamlar Arap-ça’dır. Üzeri kurşun örtülü olan saatin, kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar ve iki tokmaklı 16 kg. ağırlığında çanı vardır. 24 saatte bir kurulur zincirli-dir. Her yarım saatte bir çalar. Oldukça yüksek bir platform üzerindeki kulenin boyu 15 m.dir. Saat kadranlarının altında bir balkonu ve balkon etrafında madeni korkulukları bulunmaktadır. Üzeri kurşun kaplı bir kubbe ile örtülmüştür. Çan sesinin iyi duyu-labilmesi için saat odasında küçük pencereler açıl-

45

mış ve kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar yer alır . Dışı bağdadi sıva, içi ahşap arası dolgu olarak inşa edilmiş, kule üzeri saç kaplı basık bir kubbe ile örtülüdür.

Saat kulesi

46

HÜKÜMET KONAĞI : Cumhuriye mahallesinde, Valiliğin kuzeyinde ve bitişiğindedir. İnşaatına 1905 yılında başlanmış, İki katlı, dikdörtgen planlı simet-rik bir yapıdır. Dikdörtgen köşeleri çıkıntılıdır. Düz kesme taşlı bodrum kat üzerindeki zemin ve üst kat-lar bağdadidir. Binanın girişi kuzeyden ve üzerinde balkon bulunan sütunlu giriştendir. Onarımlar nede-niyle kısmen mimarisi bozulmuştur. Bodrum katı : Köşelere isabet eden kısımları kesme taştan yapılmış, araları moloz taşla örülerek sıvanmıştır. Ön kısımda ve yanlardaki çıkıntılarda kenarları kesme taştan yapılmış pencereler vardır. Yan yüzlerde üçerden altı adet pencere yer alır. Kenarları düzgün kesme taştan yapılmış, taşları dışarı doğru çıkıntılıdır. Arka kısım-da da ön cephede olduğu gibi çıkıntılarda birer pen-cere bulunmaktadır. Arka kısmın ortasına rastlayan yerde yine kenarları kesme taştan yapılmış bir kapı, kapı kemerinin üstünde bir alınlık vardır. Alınlık kahverengi ve beyaz taşlardan dama şeklinde süs-lenmiştir.

Eski Hükümet konağı (Adliye)

Zemin kat : Betondan yapılmış beş basamaklı bir merdivenle platforma çıkılmaktadır. Sol köşelerinde beton kaideler üzerinde yan yana ikişer adet sütun vardır. Sütunların üst kısımlarında silmeler bulun-makta ve buradan sonra kemer başlamaktadır. İçer-deki sütunların üzerinde olan kemerler ortaya doğru sivrilmekte ve ucu kare biçiminde son bulmaktadır. Bu uç kısımda ağaçtan yapılmış yumurta biçiminde bir süs vardır. Kapının her iki tarafında yarısı duvara gömülü durumda iki ağaç sütun daha vardır. Burada süs olarak birbirine geçmiş elips biçiminde süsleri

47

görmekteyiz. Platformun tavan çıkıntılarında üçerden altı adet pencere bulunur. Bu pencerelerden ortadaki kemerli bir biçimde olup, kemerin tam ortasında kilit taşı şeklinde bir süs yer alır. Yanlarındaki pencereler ise üçgen alınlıklıdır. Günümüzde adliye binası ola-rak kullanılmaktadır.

ESKİ HALK SİNEMASI: Tayyare Caddesi ile Yeni Hale açılan yolun kesiştiği yerdedir. Boyutları 39x13m. Yığma kagir olup, üzeri marsilya kiremitle kaplı ve kırma çatılıdır. Sağlık Müdürlüğü ile kuzey-doğu köşesinden bitişik nizamlıdır. Yuvarlak pence-releri üç yönden bütün cepheyi boydan boya dolan-maktadır. Giriş ve çıkış kapıları çift kanatlı olup, güney cephededir. Sahnesi doğuda, balkon kısmı ise batıdadır. Balkonda seyirci locaları ile makine dairesi yer alır.

Eski Halk sineması

VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ: Zemin + 1 kat ola-rak yapılan binanın doğu cephesi Buğdaypazarı Cad-desine bakmaktadır. 23x15 m. boyutundadır. Üzeri Marsilya kiremitle kaplı ve kırma çatılıdır. Güney-kuzey istikametindeki dispanserin doğu ve batı cep-helerinin köşeye yakın tarafı daha geniş tutularak

48

cepheler hareketlendirilmeye çalışılmıştır. Bu cephe-lerde her katta iki sıralı, içe doğru açılan çift kanatlı pencereler yer alır. Zemin kata Eski Halk Sineması-nın bulunduğu taraftan, 1. kata ise Buğdaypazarı Caddesinden girilmektedir.

Verem savaş dispanseri

SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ BİNASI : Güney Cephesi Tayyare Caddesine bakar, geniş bir bahçesi bulun-maktadır. Zemin + 1 kat olarak yapılan binanın üzeri marsilya kiremitle kaplı olup, kırma çatılıdır. Batı cephesinde her odaya iki adet pencere gelecek şekilde alt ve üst cephelerde simetrik olarak iç tarafa açılan pencereler yer alır. Alt ve üst katta ortada bulunan koridora, oda kapıları açılmakta ve giriş kısmının üzerinde balkonu bulunmaktadır.

ESKİ HALKEVİ BİNASI: Buğdaypazarı Caddesi, Tayyare Sokak ve Yeni Hal’e açılan yolun bulunduğu alanda, yapım tarihi 1930 olup kargirdir. Halk Evi olarak inşa edilmiştir.

TREN İSTASYONU: Cumhuriyet dönemi eserlerin-dendir. 1930’ lu yıllarda yapılmıştır.

49

Tren istasyonu

ESKİ HASTANE: (Çankırı Araştırmaları Merkezi), İstiklal savaşı sırasında hastane olarak kullanılmış-tır. Belediyece restore edilerek Çankırı Araştırmaları Merkezi olarak kullanılmaktadır.

Eski hastane

50

ÇANKIRI ARAŞTIRMALARI MERKEZİ: Çankırı be-lediyesince halktan hibe yoluyla temin edilen çeşitli belgelerin bulunduğu bina: Çankırı üzerine araştırma yapacakların hizmetine sunulmuştur. Eski el yazma-sı belgeler ve Çankırı ile ilgili yayınlanmış eserler bulunmaktadır.

YÂRAN EVİ: Eski bir Çankırı evi restore edilerek otantik Yâren Evi şekline dönüştürülmüştür. 'Yâran Evi' Eski kütüphane binası olup, İl Özel İdaresi büt-çesinden ayrılan ödenekle restore edilmiştir. Yaran sohbetlerinde kullanılması planlanan evin içi tama-men nostaljik eşyalarla donatılmış, Yâren kültürünü sembolize edecek şekilde döşenmiştir.

Yâran evi

51

YÂRAN GELENEĞİ

Ahilikten günümüze kadar gelebilmiş ve yaşatıl-makta olan otantik bir gelenektir. Yâran toplantıları bu maksatla özel olarak döşenmiş evlerde yapılır. Genelde iki katlı olan evlerin alt katında mutfak ve yemek ha-zırlama, üst katıda toplantılar yapılır. Kış gecelerine özgü akşam saatlerinde başlayıp sabaha kadar devam eden eğitim, eğlence ve dayanışma toplantılarıdır. Yâ-ran ocağına girebilmek ve Yâran uşağı olmak Çankırı’da bir ayrıcalıktır. Toplantıların belirli kuralları vardır. Katılacak olan misafirler de bu kurallara uymak zorun-dadır. Başağa, Küçük başağa, Yâran kahyası ve Yâran-lardan meydana gelen bir topluluktur.

Herkes toplantılara giremez ancak mecliste bulu-nan yâran uşağı tarafından misafir olarak götürüle-bilir. Giyim kuşamda dahi kuralların olduğu mecliste suçu olan yâranı yargılayan ve ceza veren bir meka-nizma bile vardır. Yâran ocağından atılmak büyük suçtur. Geçmişte ocaktan atılıp Çankırı’yı terk edenler olmuştur. ‘’Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi, oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi’’ ve ‘’ Yâran uşağı eline, beline, diline sahiptir’’ özdeyişleri ile özetleye-bileceğimiz Yâran geleneği; Anadolu’da yaşatılmakta olan ender geleneklerden biridir. Yaran odasına giriş, oturuş, konuşma, yemek, misafir, oyunlar ve mah-keme usulleri belli kurallara çerçevesinde gerçekleşti-

52

rilir. Toplantılarda tura, şildir şip, yüksük, samut gibi oyunlar oynanır. Türküler söylenir.

Yâran toplantılarına herkes gidemez ancak misa-fir olarak gidebilir. Kış aylarında, Yâran geleneğini tanıtmak amacıyla Çankırı ve köyleri ile diğer illerde halka açık tanıtım amaçlı toplantılar yapılmaktadır. Bu amaçla Çankırı Ahi Yâran Meclisi derneği çalışma-lar yapmaktadır.

Yâran toplantısından görünüm

53

ÇANKIRI EVLERİ

ÇANKIRI EVLERİNİN GENEL ÖZELLİĞİ: Genelde iki katlıdır, günlük hayatın geçtiği, yemek yapılan, oturulan birinci kat, ara kat olup kışlık olarak kulla-nılır. Yazın misafir için kullanılan ikinci katlar ise manzaralı ve gösterişlidir. Sokağa yada avluya çık-ma yapılarak genişletilmiştir. Geniş ve ahşap süsle-mece zenginleştirilmiş baş odalar ikinci katta bulu-nur. Birinci katın üzerine çıkma olarak yapılan şah-nişin, kök boyaların kullanıldığı tavan göbekleri, makat veya oturma sedirleri baş odada yer alır. Oda-ların hepsinde ocak, biri gusülhane olarak kullanılan yüklük denilen tahta dolaplar vardır. Ocaklar alçıdan yapılmış, kenarlarında lamba koymak için şınanay adı verilen çıkıntılı küçük raflar yer alır. Ayrıca do-lapların kenarında uzunca ve dar olarak yapılmış terece adı verilen gözler bulunur. Yamaçta yer alan evler güneye bakar ve birbirinin güneşlenmesini engellemez. Pencere sayısı oldukça az ve çatılar ah-şap üstü oluklu kiremitle kaplıdır.

Her ev bir duvarla çevrilmiş avlu içinde bulunur. Avlu kapıları çift kanatlı olup çatal kapı olarak isim-lendirilir. Kapı tokmakları kendine özgü ve yerli usta-larca imal edilmiş olup sahibinin mesleğine göre farklılık göze çarpar. Kapı açılması ile birlikte arka-sına yerleştirilen çan ses çıkarır ve ev sahibine biri-nin geldiğin uyarısını verir. Bazı evler bitişik nizamlı

54

ve çıkmaz sokaklar üzerine inşa edilmiştir. Sokakları dar moloz taş ile kaplıdır. Eski sokaklar cami ve arasta yönünde açılır. Bitişik nizamlı evler, küçük aralıklarda çıkmaz sokaklar meydana getirmiştir. Sokaklar dar ve taş döşemedir. Kale eteklerindeki evler korumaya alınmış sit alanı içindedir. Görülmeye değer ilginç yapılardan meydana gelir.

55

56

Çankırı eski evleri, Çankırı eski sokakları

Tavan süslemesi

57

YAKIN ÇEVRE

TUZ MAĞARASI: Çankırı merkeze 20 km. uzak-lıkta ve güneydoğusunda yer alır. Kaynaklarda ma-ğaradan Hititler döneminden bu tarafa tuz çıkarıl-makta olduğu kaydedilmektedir. Bugünde yurdumu-zun en büyük kaya tuzu rezervine sahip mağarasıdır. Çok eski dönemlerden bu tarafa işletilmesinin sonucu içinde çok sayıda galeriler açılmıştır. Mağara içinde yer yer tuzdan oluşmuş sarkıt ve dikitlere rastlanır. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Batılı devletlerin Osmanlı’dan alacağına karşılık oluşan Reji yönetimince mağara gelirlerine el konulmuştur.

Günümüzde de üretim yapılmaktadır. Mağara; tu-rizme kazandırılmaya çalışılmaktadır. Kaya tuzunun, doğal iyonlaştırıcı özelliği nedeniyle tuz lambaları yapılmaya başlanmıştır. Tuz lambalarının yorgunlu-ğa,nefes darlığına, astım nöbetlerine, alerjilere, cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

58

Tuz mağarası

Nasıl Gidilir: Çankırı kent merkezinin güneydoğu-sunda yer alan yolutakip edilerek solda Dede mahal-lesi kavşağı geçilir, yaklaşık 3 km. sonra sağa dönü-lür, yön levhasından sonra 6 km. içeriye girilir. Çan-kırı kent merkezine uzaklığı yaklaşık 20.km. dir.

KOCA MEŞE: Yaşı 500 yıl olarak belirlenen Koca Meşe’nin Çapı 12.5 m, gölge alanı 250 metrekaredir. Çankırı’ya 25 km. uzaklıkta Çankırı-Yapraklı yolu üzerinde Karacaözü köyündedir.

Koca meşe

59

GEZİNTİ VE MESİRE YERLERİ: Karaköprü Bahçe-leri, Tatlıçay’ın her iki yakasında ve güneyde bulu-nan Feslikan bahçeleri, Orman Fidanlığı başlıca me-sire yerleridir. Mesire yerleri flora yönünden zengin-dir.

ORMAN FİDANLIĞI: Kastamonu yolu üzerinde kente 5 km uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Tatlıçay vadisinde yer alan fidanlıkta oturma grupları, masa, ocak, çeşme, tuvalet gibi zorunlu ihtiyaçları karşıla-maya yönelik tesisler vardır. Değişik ağaç cinsleri içinde çam çoğunluktadır. Kentin akciğeri konumun-da her zaman gidilebilecek ve gezilecek yerlerdendir.

ÇANKIRI MUTFAĞI

Beslenme tahıla dayanır bu nedenle yemek çeşileri de tahıl ağırlıklıdır. Tava çöreği, yazma çöre-ği, bükme, gözleme, cızlama, tatar böreği, iri hamur, mantı, pıhtı, çullama başta gelir. Tarhana, toyga, şaştım aşı, tutmaç, yarma, dene, cümcük gibi çorba-larda ana madde buğday ürünleridir. Tarhana, bul-gur, keşkek, yarma, erişte vb. yiyecekleri ev ekono-misi çerçevesinde yöre halkı kendisi üretir. Kıyma, kavurma, sucuk gibi etlikler, kurutulmuş fasulye, patlıcan, biber gibi sebzeler, konserveler, değişik meyvelerden yapılan reçeller bunlar arasındadır.

Çankırı mutfağının vazgeçilmezleri: Yaren güveci, bazlama, yağlı gözleme, katmerli, tarhana çorbası, keşkek, mıkla, tutmaç, bamya, yumurta tatlısı, hoşmerim.

Güveç

60

Höşmerim

ALIŞ VERİŞ

Helva, kızılcık ekşisi, ev yapımı hamur işleri, tuz lambası, küpecik peyniri

EL SANATLARI

Çeyiz olarak hazırlanan işleme, nakış, oya gibi el sanatları halı, kilim, eldiven, çorap, kazak gibi emek yoğun el sanatları günümüzde de yaşatılmaya çalışıl-maktadır. Keçe, kilim, cicim, heybe, çorap, eldiven başlı-ca dokuma çeşitleridir. Türkmen kilimi, kolon heybe, çember oyası ve halıcılık merkezde oldukça yaygındır. Çorap ve eldiven tiftik veya yünden yapılır, Hammadde-si tahta olan el sanatlarından tahta kaşık, beşik, çocuk zindanı, sofra altlığı, hey, hey yavrusu, teskere, kavsara, tarım ve hayvancılıkta yararlı olan bitki ve ağaçtan üretilen tarım âletleri, sepetler, seleler, ağaçtan yapılmış çeşitli mutfak gereçleri başta gelmektedir.

61

El sanatları

62

YEREL ETKİNLİKLER

Kaya tuzu ve Karatekin festivali

ÇANKIRI İLİNİN TURİZM POTANSİYELİ

SAĞLIK VE TERMAL TURİZMİ

Akkaya Hamamı ve içmesi: Çerkeş ilçesi İmamlar Köyü yakınlarındaki Akkaya kaynaklarının suları, kaynağında 20°C sıcaklıktadır. Hamam olarak yarar-lanılır. Üst solunum yollarındaki kronik iltihapların ve bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde etkilidir.

Ilısılık Madensuyu: Ilgaz ilçesine 20 km uzaklık-ta, Ilısılık Köyü’ndedir. Mide, karaciğer ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına etkili şifa kaynağıdır. Sıcaklık 18°C İçimi çok güzel, sodyum bikarbonatlı bir sudur.

Hışıldayı İçmesi : Sindirim sistemi ve karaciğer hastalıklarının tedavisinde etkilidir.

Bayramören İçmesi: Sıcaklık 18°C . Mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları, böbrek hastalıklarına iyi gelir.

Derebayınıdır, Buğuören. Orta ilçesindedir

Kükürt köyü İçmesi: Atkaracalar ilçesi, Kükürt Köyü’ndedir. Sıcaklık 19°C Suyu ılık olduğundan içme ve banyo olarak kullanılır. Mide, karaciğer ve safrayolları hastalıklarına iyi gelir. Su, sindirim sis-temi hastalıkları tedavisinde etkilidir.

Tüney İçmesi: Tüney Köyünde tren yolunun ya-kınındadır. Sıcaklık 18°C olup aç karnına içilirse karaciğer, safrayolları hastalıklarında, bağırsak bo-zukluklarında şifa verici etkisi vardır.

Çapar madensuyu: Şabanözü ilçesindedir.

Karaköy Ilıcası: Yapraklı’da.

Karakoçaş Ilıcası: Şabanözü’nde.

Şıhlar Nezlesuyu: Ilgaz, Bozatlı Köyü’ndeki içme-nin suları soğuk, alkalik ve toprak alkalik bikarbonat-lı, karbogaz özlüdür. İçme kürleriyle değerlendirilir.

63

Ödemiş madensuyu: Ilgaz’da. Yaylacık Madensu-yu: Ilgaz’da.

Acısu: Kurşunlu’nun 5 km kuzeybatısında Hacumuslu Köyü yakınlarında olan içmenin suları tuzlu, bikarbonatlı, karbogazöz, demirli ve alkaliktir. Mide, bağırsak, karaciğer, safrakesesi, pankreas has-talıklarında yararlı etkisi olan içme, kanda yedek alkali yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, safra yollarında safra akımını artırıcı bir etki yaratır.

Çavundur termal tesisleri: Kurşunlu ilçe merkezi-ne 9, Çankırı’ya 90 ve E-5 karayoluna 1.5 km. uzak-lıktadır. 54 C° ve 47 lt/sn. sıcak su çıkmaktadır. Ko-naklama tesisi vardır. Deri hastalıklarına, migrene, bulantıya, iştahsızlığa ve kabızlığa iyi gelir. Çavun-dur Ilıcası: İçme ve banyo olarak kullanılır. Çamur banyosu olarak da kullanılır. Ilık su olması nedeniyle ağrı ve spazmı giderir, karaciğer ve safra yolları has-talıklarına fayda sağlar.

KIŞ SPORLARI

Kar kalınlığı mevsime göre 50 – 200 cm arasında değişir. İstanbul’u Karadeniz’e bağlayan transit ka-rayolunun üzerinde Gerede’den 130 kilometre sonra, Tosya’dan ise 30 kilometre önce yer alır. Ulaşım, tur otobüsleri ve özel vasıtalarla sağlanmaktadır. Anka-ra, İstanbul ve diğer illerden Ilgaz ilçesine otobüs ile gelindiğinde ilçeden 13 km uzaklıktaki merkeze ula-şım taksi ve minibüsler ile oldukça kolaydır. Özel araçları ile gelmeyi tercih edenler, Ilgaz Kastamonu karayolu üzerinde Yenice Köy mevkiinden sağa döne-rek 6 km. düz asfalt yolu takip ederek kolayca mer-keze ulaşabilirler. Vadi boyunca merkeze kadar yolun düz olması ulaşımı çok kolaylaştırmaktadır. Mekanik Tesisler ve Pistler: Ilgaz doruk kayak merkezinde bir çift iskemleli telesiyej tesisi ile bir teleksi tesisi bulu-nur. Tesise 3 km uzunluğunda bir otel ile bu otele ait 300 metre uzunluğunda bay – lift tesisi vardır.

Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinde, 2 adet beyb lift ve saatte 1500 kişi taşıma kapasiteli

64

Deta Chable Telesiyej vardır. Kış sporlarına yeni baş-layanlar için 600 m uzunluğunda %25 eğimli ve Yıl-dız tepeden alt istasyona 4000 m uzunluğunda %25 eğimli eğitim pistleri ( Karınca Pisti ve Ay Işığı Pisti )vardır. Orta derece ve ileri derece kayak bilenler için Dikmen pisti 2400 m. uzunluğunda başlangıç yerin-den varış noktası arasındaki yükseklik farkı 400 m. Orman yollarında Kuzey disiplini ve tur kayağı için 10km doğal pistler vardır. Türkiye’de ilk defa düşü-nülen biathlon, tekerlekli kayak ve kayakla atlama pistleri planlanmıştır. Orta ve İleri derece kayakçılar için 4000 m. Büyük Ayı pisti ve 300 m. Küçük Ayı pistleri plan aşamasındadır.(Kaynak: Çankırı Turizm Derneği)

Ilgaz’ dağından görüntü

AVCILIK

Batı Karadeniz-İç Anadolu bölgeleri geçiş alanı içinde bulunması nedeniyle zengin bitki ve hayvan çeşitliği yaratmıştır. Yaban domuzu her zaman avla-nabileceği gibi izin verilen mevsimlerde tavşan, tilki, keklik, bıldırcın, yaban ördeği, kurt, çakal avı yapıla-bilmektedir. Ilgaz Milli Park sınırları içindeki Baldı-ran vadisinde alabalık üretme istasyonu ve göletler, Çerkeş Orman Fidanlığı göletinde olta balıkçılığı yapılır. Orta,Kurşunlu ve Ilgaz ilçelerinden geçen

65

Devrez Çayı,Çerkeş ve Bayramören ilçelerinden geçen Soğanlı çayı ile Kızılırmak ilçesinden geçen Kızılır-mak nehrinde, Şabanözü ilçesi Karaören göleti, Kur-şunlu ilçesi Büyük göl,Korgun Apsarı göleti çevresin-de,Orta ilçesi Güldürcek baraj havzasın da alabalık, yayın, aynalı sazan, levrek, çay balığı ve tatlı su kefalı gibi balık çeşitleri bulunmakta olup kuralları-na uyulmak şartıyla sportif olta balıkçılığı yapılabil-mektedir.

Devrez’de balık avı

HAVA SPORLARI

YAMAÇ PARAŞÜTÜ

Bayramören ilçesinde son yıllarda gelişme göste-ren yamaç paraşütü yapanların ilgisi ve sayısı her yıl gittikçe artmaktadır. Soğanlı çay vadisi jeolojik yapı-sı nedeniyle yamaç paraşütü için çok uygun hava koşulları yaratır. Paraşütü kullananların yükselmele-rini sağlayan hava akımı bu sporu yapanlara çok uzun mesafelere uçma olanağı sağlamaktadır. Henüz gelişme ve başlangıç aşamasında olan yamaç paraşü-tü Çankırı turizmi için oldukça önemli ve gelecek vaat etmektedir. Nitekim yerel yönetimler konuyla ilgilenmekte ve alt yapı tesislerinin yapımına başla-mış bulunmaktadır. Uçuş zamanı ve uçma olanakları hakkında Bayramören belediyesinden bilgi alınabilir.

66

Yukarıda sayılanların dışında Orta, Kurşunlu ve Ilgaz İlçeleri'nden geçen Devrez Çayı, Çerkeş ve Bayramören İlçeleri'nden geçen Soğanlı Çayı ile Kızı-lırmak İlçesi’nden geçen Kızılırmak kıyılarında, Şa-banözü İlçesi Karaören Göleti ile Güdüllü, Çivitçi ve Bayramyeri Bahçelerinde, Kurşunlu İlçesi Büyükgöl yöresinde, Merkez İlçe Apsarı Göleti çevresinde, Orta ilçesi Güldürcek Barajı civarında günübirlik ziyaretler için uygun yerler bulunmaktadır.

Yamaç paraşütü

67

İLÇELER

İlçeler arası mesafe cetveli

ÇANKIRI

64 Atkaracalar

62 30 Bayramören

78 16 46 Çerkeş

18 82 80 96 Eldivan

45 61 59 64 63 Ilgaz

52 116 114 130 70 97 Kızılırmak

18 46 44 60 36 28 70 Korgun

48 16 14 32 66 32 100 30 Kurşunlu

59 32 59 36 41 104 111 77 48 Orta

38 102 100 58 20 83 90 56 70 22 Şabanözü

30 94 92 108 48 75 82 48 78 89 68 Yapraklı

www.cankiriturizm.org

Çankırı İli Merkez İlçe ile birlikte 12 İlçeye, 384 Köye ve 193 köy altı yerleşim birimine sahiptir. İdari taksimatta yer alan bucak sayısı 2’dir. (Ilgaz- Belören ve Yapraklı- İkizören)

İLÇE KÖY BELEDİYE KÖYALTI YERLEŞİM BİRİMİ

Merkez 50 1 25

Atkaracalar 11 1 7

Bayramören 27 1 36

Çerkeş 52 1 44

Eldivan 16 1 7

Ilgaz 75 1 31

Kızılırmak 26 1 3

Korgun 12 1 4

Kurşunlu 29 1 5

Orta 28 1 2

Şabanözü 22 1 6

Yapraklı 42 1 23

TOPLAM 384 12 193

www.cankiriturizm.org

68

MERKEZ İLÇE

Harita: Merkez ilçe

Tuz mağarası, güveci ve takım yemeği , tuz lam-bası, kızılcık eyşisi ile ünlü merkez ilçe, kuzeyinde Ilgaz, kuzeydoğusunda Yapraklı, doğusunda Çorum, güneydoğusunda Kızılırmak. Güneyinde Kırıkkale ve Ankara, batısında Eldivan ve Korgun ilçeleri ile çevri-lidir. Yüzölçümü 1347 km². rakımı 750 m. Köyler dahil nüfusu 80 748. Kent nüfusu ise 68 596dır. (2007). Ankara-Çankırı-Kastamonu karayolu ve An-kara-Zonguldak demiryolu güney-kuzey yönünde merkez ilçenin batısından geçer. Çankırı kent merke-ziyle köyler arasındaki ulaşım otobüs ve dolmuşla sağlanmaktadır. Kent merkezi dışında konaklama imkanı yoktur. Köylerde benzinlik, eczane, lokanta, pastane bulunmaz. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı karasal iklim hâkimdir. Yaz ayların-da 41.8 Cº ye kadar çıkan ve kış aylarında -25 Cº ye kadar düşen sıcaklıklar görülür. Seyahat için en uy-gun zaman yaz ve bahar aylarıdır.

TARİHİ

Merekz ilçenin tarihi genel Çankırı kent tarihi içinde yer alır. Hititlerle başlayan bilinen tarihi deği-şik kavimlerin bölgede hüküm sürmesi, Anadolu’nun Türkler tarafından fethi, Osmanlı döneminden gü-nümüze kadar gelen bir seyir takip eder.

69

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Alaçat (Kente 40 km), Ünür(Kente 53 km), İnandık (Kente 33 km), Aşağıpelitözü (Kente 17 km ), Konak(Kente28 km) , Balıbağı (Kente 17 km), Bozkır Bölgesi (Kente 36 km), Ayan (Kente 9 km): Gavur mezarları denilen bölge vardır Hititler , Frig ve Bizanslılar döneminde önemli bir yerleşim yeri idi. İnandık Höyüğünde Hiti-ler dönemine ait ‘’İnandık Vazosu’’ olarak bilinen vazo ve ‘’Mülk Bağış’’ belgesi bulundu .

Balıbağı nekropol alanı(Kente 17 km ) : Şariçi bölgesinde Hititler döneminde yerleşim yeri olup, nekropol alanı vardır. Yapılan kazılarda bulunan eserlerden bir kısmı Çankırı müzesinde sergilenmek-tedir .

Beşdut Kaya yerleşimi (Kente 61 km ): Çorum il sınırına yakın Beşdut köyündedir. İÖ. VI. yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. Derenin iki yanındaki kayalara oyulmuş vaziyette biri sütunlu, diğeri sütunsuzdur. Sütunlu mezar 10 x2 m. boyutunda 2 m. yüksekli-ğindedir. Kare biçimli giriş ve kaidesiz yuvarlak göv-deli sütunlu ve kaidesizdir. 8x10 m boyutundaki sütunsuz mezar ise sütunlu mezarın yanındadır. Dikdörtgen girişten sonra mezar odasına geçilir. Duvarları ve tavanı düzgündür. Yörede başka mezar-ları da bulunmaktadır.

Beşdut kaya yerleşimi

70

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

TÜRBELER-YATIRLAR: Dedeköy (Kente 29 km): Mahmut Şah Dede, Ocak Evi . İnanç (Kente 9 km): Tekke Yatırı. Ünür (Kente 53 km): Sayılmaz Ziyareti. Ağzıbüyük (Kente 48 km). Sayılmaz Türbesi. Aşağıyanar (Kente 9 km): Karamandede Türbesi. Bayındır (Kente 25 km): Bekyatan Türbesi. Germece : (Kente 25 km) Karatepe Türbesi, Erenler ve Sarıosman Türbeleri.

Konak (Kente 28 km): Köyde Türbesi bulunan Karaşeyh, burada zaviye kurmuş, halkı aydınlatmış-tır. Köy arazisi içinde ve köy dışında başka yerlerde vakfiyeleri vardır. Türbesi, köyün batısında bulunan höyüğün tepesindedir.

TARİHİ KÖY CAMİLERİ: Aşağıpelitözü (Kente 17 km), Germece (Kente 25 km), Yukarıçavuş (Kente 14 km)

Karadayı Köyü Camii (Kente 39 km ): Caminin güneydoğuya bakan duvarında 1821 (1237 H) tari-hini taşıyan levha vardır. XIX. Yüzyılın birinci yarısı-na ait Osmanlı Dönemi eseridir. Mimari herhangi bir özelliği olmayan cami dikdörtgen planlı, ahşap tavan üstü kiremit örtülüdür.

71

ŞİFALI SULAR VE TERMAL KAYNAKLAR

Tüney İçmesi (Kente 40 km): 720 m. yüksekten çıkar. Su kaynağında sıcaklık 14 Cº, suyun debisi 5 lt/san.dir. Turabi sular gurubuna girer. Mide, bağır-sak hastalıklarına iyi gelir, müshil etkilidir.

Tüney’de, karakol olarak kullanılan taş bina var-dır. Tren yolunun yapımı sırasında inşa edilmiş, taş işçiliği görülmeye değer ancak bakımsızlıktan bina yıkılmak üzeredir. 1930 yıllarında yapılmış olan tren istasyonu Cumhuriyet dönemi yapıları arasındadır.

Tüney’de eski karakol binası

72

ATKARACALAR

Harita: Atkaracalar

Hoşislamlar türbesi ve yaylaları ile ünlü olan At-karacalar, kuzeyinde Bayramören, doğusunda Kur-şunlu, güneyinde Orta, batısında Çerkeş ilçeleri ile çevrilidir. Çankırı-Zonguldak demiryolu ilçenin güne-yinden, İstanbul-Samsun karayolu ilçenin içinden geçer. Çankırı il merkezine 105 km. uzaklıkta ve ilin kuzeybatısında bulunur. Yüzölçümü 363 km², deniz-den yüksekliği 1352 m. İlçe merkezi nüfusu 1 673, toplam 3 967. İstanbul yönünden gelecekler E-5 yo-lunu takip ederek, Ankara yönünden gelecekler Kızıl-cahamam-Çerkeş veya Çubuk-Orta yolundan gelebilir-ler. Ayrıca tren yolu ile de ulaşmak mümkündür. İlçe merkezi ile köyler arasındaki ulaşım dolmuşlarla sağlanır. İklim, Karadeniz bölgesi iklim kuşağının tesiri altında olmasına rağmen yükselti nedeniyle kışları çok sert geçer. Dumanlı dağının karı hemen hemen bir yarıyıl boyunca kalkmaz. Yaz mevsimi serin ve kısadır. Yaz aylarında 15-40 C°, kışın -20 C° varan sıcaklıklar görünür. Gezmek için en uygun aylar bahar ve yaz ayıdır.

ADI: Karacalar veya Karaca boyunun burada yer-leşmesi ve boy adlarını buraya vermiş olmaları kuv-vetle muhtemeldir. Ancak ilçenin adı ile ilgili bazı rivayetlerde vardır. Bölgede yetişen atların ün salma-

73

sı ve IV. Murad’ın Bağdat seferi dönüşü halk, Çorak ovasında atlarıyla padişahı karşılaması ile dikkati çekmiş ve IV. Murad ‘’Bundan böyle burasının adı Atkaracalar olsun, bundan sonra sefere giderken atlar burada değişecektir’’ buyurmuştur. İlçenin bu-lunduğu yerin karaçalılık olmasından dolayı bu adı aldığı, ormanlık olması nedeniyle bol karaca bulun-masından esinlenerek Karacalar, Karaca köyü dendi-ği, Evliya Çelebi’de çok at yetişmesinden dolayı bu adı aldığını belirtir.

TARİHİ: Kurşunlu ilçesi sınırları içinde bulunan Hitit eserlerinden ve höyüklerden bölgenin en azın-dan günümüzden 4 bin yıl ve daha öncesinden beri iskân edildiğini ortaya koymaktadır. Karacahöyük köyünde 2, Höyük köyünde 1 adet henüz açılmamış höyük bulunmaktadır. Höyüklerde yapılacak bilimsel kazılarda elde olunacak sonuçların en azından Ilgaz ve Eldivan ilçelerinde bulunan höyükler ile paralellik göstermesi halinde ilçe topraklarında yerleşimin Hititlerden önce başlamış olduğunu varsaymak ger-çekçi bir yaklaşım olacaktır.

Çerkeş ve Kurşunlu ilçe ve köylerinde Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntıların mevcudiyeti, Çartözü’nde, gözyaşı şişesi ve kabının bulunması bölgenin iskân edilmiş olduğu gerçeğini ortaya çı-karmaktadır Atkaracalar’ın geçmişi yapılacak olan arkeolojik kazıların vereceği sonuçlara bağlıdır.

Türklerin Anadolu’ya gelmeleri ile İlçe tarihinin sis perdesi çok hafifte olsa kalkmaktadır. Oğuz boy-larından olan Karacalarlı, Karacalarlı uşağı veya Karaca oymağı 1071 sonrası Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleştirilen ve bu adı taşıyan Türk oymak-larından biridir. Anadolu içlerine hem yurt edinmek hem de Müslümanlığı yaymak amacıyla gelen boylar, bölgede küçük gruplar halinde ve dağınık olarak yerleştiler. Bölgeye yerleşen bu boylar, çevrenin ıssız ve arazinin boş olması, vahşi hayvanların tehdidi, eşkıya hareketleri, kendilerini koruma, daha emin yaşama ve birlikte ibadet etme ihtiyacından dolayı

74

Atkaracalar’da toplandılar. Böylece ilçenin ilk yerle-şim çekirdeği oluştu. Karacalar veya Karaca boyu adından dolayı da Karacaköy adı ile anılmaya baş-landı.

Çankırı ili tarihi ile aynı paralellikte olan ilçe: Karatekin beyliği, Çandaroğulları beyliği ve Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde yer aldı. Atkaracalar ile ilgili bilgiler henüz gün yüzüne çıkmamıştır. Özellikle Osmanlı Şeri’ye ve tapu sicillerinin günümüz Türkçe-sine kazandırılması ile Atkaracalar’ın tarihi ve sosyal yapısı ile bilgileri edinme imkânı olacaktır.

XIX. yüzyıl sonlarında Atkaracalar: Çerkeş kaza-sının Karacaviran (Kurşunlu) nahiyesine bağlı bir köydü, Cumhuriyet’in, ilk yıllarında 1927’de beledi-ye, 1929’da bucak teşkilatının kurulduğunu görmek-teyiz. 2005 yılında yapılan bir çalışmada: belediye teşkilatının 1918, Nahiye teşkilatının 1928 ve Jan-darma karakolunun 1931 yıllarında kurulduğu belir-tilmektedir. 4 Temmuz 1987 tarihinde ilçe statüsüne yükseltilmiş, gelişmekte olan bir ilçedir.

Atkaracalar girişi (At heykeli)

75

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Budakpınar Kö-yü’nün kuzeyinde (Atkaracalar’a 11 km) bulunan Pusatlar Mevkii ve köye 1,8 km. uzaklıkta olup, Aşı-lık sırtlarının güneydoğusunda yer alan bir düzlük-tür. Yüzeyde görülebilen yapının dış duvarlarına ait, yer yer korunmuş olan büyük boyutlu taşlar bulun-maktadır. Yapı, kabaca “L” biçimlidir.

Dış duvara ait taşların çevrelediği alanda bölme duvarlarının olması muhtemeldir, yer yer taşların da görüldüğü yükseltiler bulunmaktadır. Yapının içinde ve çevresinde çok az sayıda seramik ve tuğla parçaları bulunmuştur. Elde olunan parçaların Geç Roma ya da erken Bizans Dönemi’ne ait olduğu belirtilmiştir.

Yapının kuzeyinde yer alan sırtın üzerinde de ya-pının dış duvarlarında kullanılan taşlarla aynı boyut-ta ve cinste taşlar görülmektedir. Ayrıca, yüzeyde mi-mari amaçlı kullanılmış olması muhtemel çok sayıda taş, çok az sayıda tuğla parçasına rastlanmıştır.

HÖYÜKLER Höyük köyü (Atkaracalar’a 7 km): içinde üzeri ağaçlandırılmış, doğal korumaya alınmış bir adet açılmamış höyük vardır

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

TÜRBELER: İlçe merkezinde: Şıh Osman Hamza Pir Sultan, Habib-i Karamani, Hoşlamlar, Yediler, Çamdibi, Zincirli, Mustafa Şıh, Yukarı, Uzun türbele-ri. Köylerde: Eyüpözü Doruk Tepesi, Hüyükköy, Ya-kalı Eren Dede, Çardaklı Şıh Sinan ve Horasan’dan gelme üç yatır bulunmaktadır.

Şeyh Hamza Pir Sultan (1420-1500) Ve Habib-İ Karamani: Horasan Erenlerinden Seyyid Yahya Efen-di’nin müridi olan Şeyh Hamza Pir Sultan’ın Karacalar Köyü Hoşislamlar bölgesine gelerek yerleştiği ve tah-minen 1450-1460 yılları arasında çevrede dağınık halde bulunan Müslümanların ortak ve merkezi bir yerde toplanmalarını, Cuma namazını birlikte kılmala-rını sağlamak amacıyla bugünkü Hamza Sultan Cami-

76

inin bulunduğu yere mescid ve medrese yaptırması sonucu Atkaracalar’da toplanma ve nüfus yoğunlu-ğunu sağlandı. Cami 1960’lı yıllara kadar ayakta idi, bu yıldan sonra yıkıldı ve yerine bugünkü cami yaptı-rıldı. Türbesi, Dumanlı dağının kuzey eteklerinde Elmaçukuru ile Çankaya yaylaları arasında, ilçenin güneyinde ve ilçeye 3 km. mesafede olan Hoşislamlar’da olan Şeyh Hamza, burada müzikle akıl hastalarını tedavi eder, geceleri de medresede tarikat çalışmalarını gerçekleştirirdi. Şey Hamza Kâdiri tarika-tı mensubudur, müridi olan Habib-i Karamani’nin mezarı Yediler olarak bilinir ve Cami içindedir. Burada yatan zatların Habib-i Karamanin’nin müridleri oldu-ğu kabul edilmektedir. Habib-i Karamani’nin Atkara-calar halkının aydınlanmasında ve belli bir merkezde toplanmalarında büyük katkısı olmuştur. Habib-i Karamani’nin 1521’de Niğde Ortaköy’de dünyaya geldiği tahmin olunmaktadır. Bayrami tarikatından olduğu ve Atkaracalar’da görev yaptığı yönünde bilgi-ler var ise de net değildir. Her yıl Hoşislamlar Şöleni tertip edilmekte, adak kurbanları kesilmekte, ibadet yapılmakta ve Atkaracalar halkının tanışması, kay-naşması sağlanmaktadır.

Hoşlamlar (Hoşislâmlar, Hoşnamlar, Hoşlambar, Hoşnanlar): Atkaracalar' ın tanınmasında etkin olan Hoşnanlar türbesi, Atkaracalar İlçesinin güneyinde, Dumanlı Dağı'nın eteğinde olan türbe, ilçeye 3 km. mesafededir. Türbe'de medfun bulunan Pir Hamza Sultan'ın, Fatih Sultan Mehmet Dönemi'nde Horasan'-dan geldiği ve civarda dağınık olarak yaşayan Müslü-manlar için merkezi yerde bir cuma mescidi inşa ettirdiği bilinmektedir."HOŞ İSLAMLAR" Türbesi diye bilinen Şeyh Hamza Sultan Hazretleri’ nin Türbesi, özellikle yaz döneminde çok sayıda ziyaretçi çekmektedir. Hoşlamlar

77

Habibi karamani ve Yediler : Atkaracalar ilçe merkezinin bugünkü bulunduğu yerde kurulmasının ana sebebini teşkil eden "HAMZA SULTAN CAMİİ" içerisinde Şeyh Habib-i Karamani Hazretleri ve altı müridinin yattığı "YEDİLER" adıyla bilinen erenler ile, İlçe merkezinin doğusunda bulunan ve yörede "ÇAM DİBİ" türbesi olarak adlandırılan zat ziyaret edilmek-tedir.

Hamza Sultan camisi

GÂZİ BALIKLAR (Atkaracalar’a 3 km): Ilıpınar kö-yünden çıkan ılık bir suyun yanında küçük havuzda çok sayıda yaralı balık bulunur. Yöre insanı, öteden beri bu balıkların Türk orduları ile birlikte savaş meydanlarına gittiklerine ve bu yaraları savaşta al-dıklarına inanır. Çanakkale, Sakarya hatta Kore’ ye gitmiş ve yara almış balıklar bulunduğu söylenir. 1974 Kıbrıs çıkarmasında yaralı balık sayısında önemli bir artış olduğu köylüler tarafından gözlem-lendiği anlatılmaktadır.

78

Gazi balıklar

CAMİLER

Köylerde bulunan tarihi camiler: Çardaklı camisi (Atkaracalar’a 5 km)

ŞİFALI SULAR – TERMAL KAYNAKLAR

KÜKÜRTLÜ SU (Atkaracalar’a 16 km): İlçenin 14 km. kuzeyindeki Kükürt Köyü'nde bulunan kaynak-tan 19 °C sıcaklığında saniyede 0.5 litre su çıkmakta-dır. Kükürt Köyü Kaynaklarının sindirim sistemi rahatsızlıklarını iyileştirici etkisi vardır . Karbondiok-sitçe zengindir. Sindirim sistemi bozukluklarına ve deri hastalıklarına iyi gelir.

79

YÖRESEL YEMEKLER: Keşkek, toyga, hamurlu, bulgur, mantı, tarhana çorbası, mıklama, höşmerim, göce, kıyma, kavurma, sucuk. Kurutulmuş fasulye, patlıcan, biber. dede çöreği, cizleme, bükme, gözleme, mantı, pıhtı.

SİVİL MİMARİ: Evlerin genel yapısı, İki veya üç katlı olup, birinci kat mutfak görevini yapan aşevi ve yakacak konulan küngelik yer alır. Aşevinde karşıda ortada ocak, yanlarda raf ve dolap bulunur. İkinci kata ahşaptan yapılmış bir merdivenle hayat adı verilen geniş bir antreye çıkılır. Bu katta bulunan odaların bütün kapıları antreye açılır. Bir avlu içinde olan, su basman ve birinci kat taş duvarla, ikinci kat ahşap makaslar arası kerpiçle örülmüş, üstü kiremit kaplıdır. Geleneksel sivil mimari örneklerinden bir kısmı restore edilmiş veya benzerleri yeniden inşa edilmiştir. İlçe merkezinde bu örnekleri görmek mümkündür.

Sivil mimari örnekleri

80

PİKNİK VE MESİRE YERLERİ: : Hüyük köyündeki ormanlıktan, Melan çayı ve Dumanlıda ki yaylalardan mesire yeri olarak faydalanılmaktadır.

Düzlükler ve yaylalar: Karadağ, Yanpınar, Mera, Sa-çak Kırı. Güneyde Dumanlı dağı eteklerinde: Kayalıdere, Çankaya, Soğukoluk, Elmaçukur yayla olarak kullanı-lır. Yaylalarda genellikle koyunculuk yapılır.

Göller: Kükürt köyünde (Atkaracalar’a 16km) Kara-göl ve Sazak gölleri

ETKİNLİKLER: Atkaracalar Hoşislamlar (Hoşnanlar) Şöleni ve ağaç bayramı her yıl (Haziran ayı) düzenlen-mektedir. Çardaklı şöleni.

ULAŞIM-KONAKLAMA-YEME İÇME

ULAŞIM

İstanbul’dan-Gerede-Çerkeş-Atkaracalar.

Ankara’dan-Kızılcahamam-Güvem-Çerkeş - Atkara-calar veya Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta-Atkaracalar. Otobüsle gelecekler İstanbul Esenler ve Harem termi-nallerinden, Ankara otobüs terminalinden Atkaracalar yönüne kalkan otobüslerle gelebilirler. Ankara- Zon-guldak demiryolu ile ulaşmak da mümkündür. Bilgi için TCDD web sitesine bakınız.

Atkaracalar otobüsü 0376 712 19 14-712 15 44

KONAKLAMA

Atkaracalar Belediye Oteli: 0 376 712 10 03

Atkaracalar Öğretmenevi: 0 376 712 15 30

Çavundur Kaplıcaları Belediye Oteli: 0376 485 51 20

Ali Baba Aile Pansiyonu :

Kurşunlu Termal Hotel: 0 376 485 51 60

Atkaracalar Öğretmenevi

YEME-İÇME

06 kebap salonu. Belediye pasajı

Yedekler petrol. Bozkuş mevki (Atkaracalar’a 8 km)

81

BAYRAMÖREN

Harita: Bayramören

Cevizi, balı, tarihi köprüsü ve yamaç paraşütü ile ünlü olan Bayramören kuzeyinde Kastamonu, doğu-sunda Kurşunlu, güneyinde Atkaracalar ve Kurşunlu, güneybatısında Çerkeş ve batısında Karabük ile çevri-li olan Bayramören ilçesinin yüzölçümü 334 km², Çankırı il merkezine uzaklığı 117 km.dir. İlçe merke-zinde 754 kişi olmak üzere toplam nüfusu 2 608 dir (2007) İlçe merkezinin denizden yüksekliği 934 m. Çerkeş-Ilgaz yönünden geçen E-80 karayolundan ilçeye ulaşmak mümkündür. Atkaracalar yönünden gelişte Kurşunlu’ya 3 km. kala sola dönen yol ilçeye ulaşır. Kurşunlu’ya ulaşımı sağlayan otobüslerin Bayramören ilçesi ile bağlantılı seferleri vardır. Her ne kadar karasal iklim hüküm sürse de Karadeniz iklimi özellikleri de görülür. İlk ve sonbahar yağış aylarıdır. Bahar ve yaz aylarında gidilmesi önerilir.

ADI: Geçmiş dönemlerde adının Köpürlübey, Bayramviran olarak kayıtlarda yer aldığını görmekte-yiz. İlçenin ilk yerleşiminin bir bey tarafından kurul-duğunu ve muhtemelen beyin adının da Köpürlübey olduğunu tahmin edebiliriz.

TARİHİ: İlçe hakkında yeterli tarihi bilgi yoktur. Hi-tit yazılı tabletlerinden edinilen bilgilere göre; bölgede ilk yerleşik halk Palalar ve Gasgaslar bulunmaktadır.

82

Hititler’den daha öncesine ait kesin bilgi olamamakla birlikte elde edilen yüzeysel bulgulardan çok eskiden beri iskân edilen bir bölge olduğu söylenebilir.

Çevre tarihi içinde bir değerlendirme yapacak olur-sak Hititler döneminde bölgede Gasgaslar’ın egemen olduklarını görüyoruz. Gasgaslar sonrası Çankırı, daha doğrusu Paflagonya bölgesinde varlık gösteren kavim ve devletlerin yönetimi altında bulundu. Arazisinin sarp ve dağlık olması insanların vahşi hayvanlar ve düşmanlardan korunması için çok elverişli idi. Tarih öncesi ve tarih çağlarına, geçmişe ait ipucu verecek eser ve bilgi henüz yoktur. Zonguldak, Kastamonu ve Çankırı üçgeni içinde yer alması ve bu illerde elde edilen bulgulara göre Hititler’den bu tarafa iskân edil-diği gerçeğini ortaya koymaktadır. Hitit tabletlerinde (Çivi yazısı), Gasgaslar’ın kuzeydeki dağlık bölgede oturdukları, çobanlık yaptıkları ve çok iyi ata binen savaşçı bir kavim oldukları belirtilmektedir. Hitit ülke-sine akınlar yapmışlar ve Hititlere hiç rahat vermemiş-ler, güneydeki Hitit kentlerini yağma talan ettikten sonra yaşadıkları dağlık bölgeye çekildikleri kaydedil-mektedir. Çok iyi ata binen ve savaşçı bir kavim olan Gasgaslar bu bölgede yaşamış oldukları varsayılmakta ve bölgenin 3 500 yıldan bu tarafa iskân edildiği tah-min olunmaktadır. Deniz kavimleri, Paflagonlar, Ro-malılar, Persler, Romalılar ve Bizanslılar bölgede ege-menlik kurmuşlardır. Nitekim Dalkoz köyü başta ol-mak üzere Hitiler dönemini de içine alan zaman dili-mine ait küçük buluntular çıkarılmakta ve bazı antik dönem kalıntıları bulunmaktadır. Anadolu’nun Türk-leşmesi sırasında ise Karatekin Beyliğinin sınırları içinde yer aldı.

Belenli (Ulumelan) Osmanlı döneminde kadılıktı. Bayramören, 18 yy.da Melan kadılığına bağlı bir köydü. Daha sonraları idari yönden Çerkeş, Ilgaz ve Kurşunlu’ya bağlanmıştır. Dalkoz’da 1869 yapımı çeşme vardır. 1955 yılında nahiye (bucak) merkezi yapılmış, 1971 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 9.5.1990 gün 3644 sayılı yasa ile ilçe yapılmıştır. Ünlü şair Tevfik Fikret’in dedesi Dalkoz’lu dur. Eski Başbakanlardan, Refik Saydam’ın babası Erenler (Dolap) köyünden İstanbul’a göçmüştür.

83

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİM YERLERİ

BAYRAMÖREN TÜMÜLÜSLERİ: Bayramören-Dalkoz arasında Melan çayının güneyinde Kızlar, kuzeyinde Kuştepesi adıyla bilinen tümülüsler vardır.

KÖPRÜLER

YURTPINAR KÖPRÜSÜ : Bayram ören ilçe merke-zinin batısında (Bayramören’e 5 km ) Melan çayı üze-rinde, çayın daraldığı yerdedir. Çayın her iki kenarında kaya üzerine oturtulmuş ayaklar, ahşap kalaslarla irtibatlandırılmıştır. Üzeri kiremit örtülü, yanlar kor-kulukludur. Bağlama elemanı olarak tahta kullanılmış olması ile dikkati çekmektedir Bakımsız olan köprü yıkılmaya yüzt utmuş durumda olup halen kullanıl-maktadır. Yapım tarzı bakımından Bayramören köprü-sünün basit benzeridir.

Yurtpınarı köprüsü

BAYRAMÖREN KÖPRÜSÜ: İlçe merkezinin kuzeyin-de, 1 km yakınında ve Melan çayı üzerindedir. Yapılış tarihi bilinmemekle birlikte 100-150 yıllık , 1800’lü yıllarda yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir. İki gözlü, ayakları kesme taştan, diğer kısımları ahşaptan-dır. Üzerinden yayaların ve yük hayvanlarının geçebi-

84

leceği genişlikte inşa edilmiştir. Kesme taş ayaklar üze-rine kalasların bindirilmesi suretiyle yapılmış ve farklı bir mimari tarzı vardır. Köprü, alaturka kiremit kaplı çatı ile örtülerek korunmuştur. Diğer kısımlar çivilerde dahil olmak üzere tamamen ahşaptır. Köprü hakkında teknik bilgiler: 3.40 m. açıklıklı ve 49.21 m. uzunlu-ğunda, taban-çatı yüksekliği 2.35 m.’dir. Köprüde kul-lanılan ağaç Kızılçam olup, boyuna kirişlerin uzunluğu 17.50m. dir. Karayolları Genel Müdürlüğünce aslına uygun olarak restore onarılmıştır.

Bayramöten köprüsü

Firiz (Bayramören’e 25 km ): Fosil örneklerine rastlamak mümkündür. Ayrıca ilçe yakınında ki Kastamonu’ya bağlı Boyalı görülmeye değer yerle-şimlerden biridir.

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Erenler (Bayramören’e 7 km): Beşiroğlu türbesi, Erenler mevki. Topçu (Bayramören’e 28 km) Cami avlusun-da Mustafa Efendi Hazretleri türbesi.

CAMİLER

Tarihi Köy Camileri: Dalkoz (Bayramören’e 3 km), Erenler (Bayramören’e 7km), Harmancık: (Bayramören’e

85

24 km), Topçu (Bayramören’e 28 km), Oymaağaç (Bayramören’e 15 km), Yusufoğlu (Bayramören’e 5 km) köyü camileri.

Aşağı Mahalle Camii (Bayramören’e 3 km): Dalkoz köyündedir. Alaybeyli Ali Ağa tarafından yaptırılmış XIX. Yüzyıl Osmanlı Dönemi eseridir. Dikdörtgen planlı camilerdendir. Bağdadi kubbeli, ahşap üstü kiremit örtülüdür. 1966’da camiye son cemaat yeri ilave edilmiş, minare yapılmıştır.

SİVİL MİMARİ

İlçenin geçirdiği yangın ve depremler nedeniyle es-ki yapılara pek rastlanmaz. Klasik Türk Mimari tar-zında ve 20. Yüzyıl ortalarında inşa edilen evler, ge-nellikle iki katlı olup ilçenin geneline yayılmıştır. Yapı ve işlevselliği açısından görülmeye değer niteliktedir.

Sivil mimari örnekleri

Tevfik Fikret’in atalarının evi (Dalkoz)

86

ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR

BAYRAMÖREN İÇMESİ: Melan içmesi olarak da bilinir. Dolaşlar köyünde Melan çayı kenarındadır. Mide, karaciğer, safra kesesi, bağırsak hastalıklarına iyi gelir. Suyu soğuk, tuzlu, ekşimsi lezzette ve kü-kürt dioksitlidir. Karbondioksitçe zangin, alkalik ve bikarbonatlıdır. Kaynağında suyun sıcaklığı 18 Cº dir. Suyun debisi ise 0.1 litre/saniyedir.

YEMEK KÜLTÜRÜ

Ev usulü keşkek tarifi: Kullanılan Malzemeler, 1 kg. iri yarma, 500 gr. koyun budu, 200 gr. tereyağı, 1 yemek kaşığı çemen, salça, 1 tatlı kaşığı pul biber, tuz, yarım çay bardağı zeytinyağı. Yapılışı: Düdüklü tencereye yarma, et, çemen, salça, yağ, tuz ve bir miktar su konulduktan sonra kapağı kapatılarak yarım saat pişirilir. Pişen keşkek kaba boşaltılarak üzerine tereyağlı biberli sos hazırladıktan sonra üze-rine gezdirilir. Sıcak fırına sürülerek 10-15 dk. kadar pişirilir.

Unutulmaya yüz tutan bir tat (pıhtı) : Bir tence-reye 2 kg su konur ve kaynamaya bırakılır. Kaynamış suyun içine yarım paket margarin yağı ilave edilir. Yeterince tuz eklenir. ½ Kg un azar azar karıştırıla-rak ilave edilir. Her karıştırmada yarım fincan sıcak su eklenir. İşleme 20-25 dakika devam edilir. Tepsi içine ufak parçalar halinde bir sıra ceviz, bir sıra pıhtı yerleştirilir. En üste yine ceviz dökülür. Servis yap-madan önce üzerine eritilmiş tereyağı dolaştırılır. İsteğe bağlı olarak pekmezde dökülebilir

AV VE YABAN HAYATI

Kurt, tilki, çakal, tavşan, sincap, ayı, ceylan, ya-ban domuzu ve Melan çayında birkaç çeşit tatlı su balığı bulunur. Mevsiminde izin alınarak avlanma yapılabilir.

87

PİKNİK ALANLARI-MESİRE YERLERİ

Yeşilin her tonunu görebileceğiniz Karadeniz böl-gesinin etkilerinin görülmeye başladığı nokta da bulunan Bayramören, ormanları ve doğal bitki örtü-süyle müthiş bir atmosfere sahiptir. Günü birlik ziya-retlerin dışında atlı ve yaya yürüyüşü, bisiklet gezisi, manzara seyri, kamping, foto safari ile yaban avı gibi özel ilgi turizmine açık olmasının yanı sıra ilçe sınırlarından geçen Melan çayı etrafı da mesire yeri için uygun mekandır.

HAVA SPORLARI

YAMAÇ PARAŞÜTÜ: Bayramören’de son yıllarda hızla gelişme gösteren spor dallarından biridir. Böl-genin jeolojik yapısına bağlı olarak oluşan atmosfe-rik koşullar yamaç paraşütü için çok uygun ortam yaratmaktadır. Paraşüt start yerinde ihtiyaçların giderilmesi amacıyla küçük bir tesis yapımına baş-lanmıştır. Bayramören’in tanıtımı bakımından gele-cek vadeden spor dallarından biridir.

ETKİNLİKLER: Her yıl yamaç paraşütü müsabaka-ları ve Tarihi köprü tanıtım ve kaynaşma şöleni ya-pılmaktadır.

Yamaç Paraşütü

88

ULAŞIM

İstanbul’dan: Gerede-Çerkeş-Atkaracalar- Kurşun-lu-Bayramören.

Anakara’dan : Kızılcahmama-Çerkeş-Atkaracalar-Kurşunlu-Bayramören. veya Çubuk-Şabanözü-Orta-Atkaracalar-Kurşunlu-Bayramören yolundan gelebi-lecekleri gibi Ankara-Çankırı-Korgun-Kurşunlu-Bayramören yolundan da gelebilirler. Otobüsle gele-cek olanlar İstanbul Esenler ve Harem terminalinden, Ankara’dan gelecek olanlar Aşti terminalinden kal-kan Kurşunlu otobüsleri ile Kurşunlu’ya oradan da servisle Bayramören’e ulaşırlar. Bayramören’e otobüs seferi yoktur. Otobüs telefon 0 376 465 11 40

KONAKLAMA

Öğretmenevi dışında konaklama imkanı yoktur. Telefon : 0 (376) 735 83 99

YEME İÇME

Lokanta yoktur. Bakkal bulunur. Benzinlik yok-tur. Özel arabayla gideceklerin Kurşunlu’dan ikmal yapmaları önerilir.

89

ÇERKEŞ

Harita: Çerkeş

Balı, baklavası, yemekleri ve sivil mimarisi ile ün-lü Çerkeş ilçesinin kuzeyinde Karabük, kuzeybatısın-da Bayramören, doğusunda Atkaracalar, güneyinde Orta, batısında Ankara, Bolu ve Karabük ile komşu-dur. ilçe merkezi Çankırı’ya 115 km. uzaklıkta, yü-zölçümü 986 km² ve denizden yüksekliği ortalama 1140 m. civarındadır. İlçe merkezinde 8672 kişi ol-mak üzere toplam 14 601 kişi yaşamaktadır (1997) . Çankırı kent merkezinden sonra en kalabalık nüfusa sahip ilçedir. Ankara’ya 128 km. İstanbul’a 365 km. uzaklıktadır. Gerede-Çerkeş yoluyla ulaşılabileceği gibi Kızılcahamam-Çerkeş veya Çubuk-Şabanözü -Orta-Çerkeş yolu ile de ulaşmak mümkündür. Ulaşı-mı en rahat olan ilçeler arasında olup Ankara-Çerkeş arasında düzenli otobüs seferleri vardır. Ayrıca Anka-ra-Zonguldak arasında işleyen tren seferlerinden de yararlanılabilinir. Karasal ve nispeten yağışlı Kara-deniz iklim kuşağı geçiş alanı içinde olması nedeniy-le her iki iklimin özellikleri de yaşanır. Yükseltinin fazla olması, kuvvetli hava akımları ikliminin sert olmasına neden olur. Kışlar kar yağışlı ve soğuk geçerken, yazlarda sıcak ve kurak geçmektedir. Gez-mek için en uygun aylar bahar ve yaz aylarıdır.

90

ADI: Çerkeş adının; Ciharköşe, Ceharköşe, Çarköşe, Çeriçeken adlarının zaman içinde Çerkeş’e dönüşmesi sonucu adına Çerkeş denildiği rivayeten anlatılmaktadır. Ahmet Refik Bey, Çerkeş adının: Anadolu’nun Türkleşmesi sırasında Çerkeşlu veya Çerkeşler adlı bir Türk aşiretinin ( Oğuz boyunun, Yürük oymağı) buraya gelerek yerleşmeleri sonucu, şimdiki kenti kurmuş olduklarını ve buraya ‘’Çerkeş’’ adını verdiklerini belirtir.

Farsça kökenli olan Ciharköşe sözcüğü dört yol, Çeriçeken sözcüğü askerlerin toplandığı, tertip edildi-ği anlamlarına gelmektedir. Çerkeş’in içinden geçen Uluçay etrafında önceleri dört köy kurulmuş ilçe merkezide bu dört köyün ortasında ve yol ağzında bulunması nedeniyle Ciharköşe, Ceharköşe adları verilmiştir. İlçenin bulunduğu yer düzlük ve Bağdat yolu üzerindedir. Askerlerin toplanması, sevk edilme-leri ve mola vermeleri için uygun bir yer olması ne-deniyle Çeriçeken denmiş. Batı kaynaklarında ise, ilçeyi İÖ. 41-32 yıllarında Roma İmparatoru Antonius kurmuş ve bu nedenle de Antoniopolis olarak anıl-maktadır.

1860 yılında ilçe olan Çerkeş, Çankırı iline bağlı tarihi bir yerleşim merkezidir.Çerkeş Belediyesi 1876 yılında,Çankırı’nın en eski Belediyesi olarak kurul-muştur. Bugüne değin Çerkeş ve yöresinde yapılan araştırmalar buranın eski bir yerleşim bölgesinin merkezi olduğunu doğrulamaktadır. Hitit, Bizans ve Romalılar dönemlerine özgü kalıntılar bu uygarlıkla-rın yaşandığını göstermektedir. Paflagonya antik çağlarda bir çok işgallere uğramış, dolayısı ile Anado-lu tarihine uygun olarak değişik kültürleri bağrında barındırmıştır. Bu bölgede ve bu tarihi akış içerisinde yer aldığı kesin olan Çerkeş'in, büyük olasılıkla İÖ. 41-32 tarihlerinde Roma Generallerinden Antonios tarafından, Antonipolis adı ile kurulduğu ve ilk kuru-luş yerinin Aydınlar (Kızıllar) köyü olduğu sanılmak-tadır.

TARİHİ: Son yıllarda yapılan yüzey araştırmaları ve buluntular Çerkeş yöresinin Neolitik dönemden bu tarafa iskân edildiğini şüphe götürmez bir şekilde

91

ortaya koymaktadır. Nitekim bölge günümüzden 10 bin yıl ve daha öncesinden beri iskân edildiği yüzey-sel buluntulardan anlaşılmaktadır. Ayrıca eski Tunç devri yerleşimlerine rastlanmıştır.

Anadolu’nun yazılı ve bilinen tarihi Hititler ile başlar. Hititlere ait kil tabletlerinde, Çerkeş’in bu-lunduğu bölgede Kaşka ve Pala adı verilen kavimle-rin varlığından bahsedilir. Hitiler sonrası Anadolu’da hüküm süren Phrigler İÖ. bin yıllarında, Kimmerler İÖ. 700 yılının başlangıcında, İÖ. 600 yılında ise İranlılar (Persler), İÖ. 330’da Büyük İskender ve Paflagonların, irili ufaklı diğer kavimlerin hâkimiyeti altına girmiş ve yönetilmiştir.

Kızıllar (Aydınlar) köyünde (Çerkeş’e 4 km) ; as-lan heykelleri, steller, taş üzerine yapılmış kabartma resimler, heykeller, yazıtlar, köprü ve hamam kalıntı-ları adı geçen köyün ilk yerleşim yeri olduğu gerçeği-ni ortaya koymaktadır. Bölgede Roma ve Bizans dönemleri yerleşimlerine rastlanır.

İÖ. 31-41’ de Roma imparatoru Antonius, kenti kurar ve Antoniopolis adını verir. Antik çağda Çerkeş, Potamis ve Cepora adı ile bilinmektedir. Bölge Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir yerleşim yeridir. Kseitane olarak bilinen Bayındır köyü Antoniopolis’e bağlı bir kent olup, 192 yılında burada dinsel yapı ve tapınaklar yapılmıştır. İlçenin kuzeyinde bulunan Soğanlı çay vadisinde antik yerleşim yerleri vardır.

Daha sonraları Bizans İmparatorluğu yönetimine giren bölgede, Bizans hâkimiyeti 1071 yılına kadar devam etmiştir. 1074 sonrası Türk egemenliğine giren bölgeye, Anadolu içlerine gelerek yerleşen Oğuz boylarından Dodurga, Kayı, Eymür, Bayındır, Avşar, Bedil, Çavundur boyları yerleştikleri yerlere kendi boy adlarını vermişler, günümüzde bu boy adlarını taşı-yan köyler varlıklarını devam ettirmektedirler.

Anadolu’nun Türkleşmesi ile birlikte, Selçuklula-rın yönetimindeki Çerkeş bölgesi 1228 yılında Selçuk-lular-Moğollar arasında yapılan Kösedağ savaşı ile, II. Kılıçaslan döneminde Moğolların hakimiyetine girdi. 1309’da Çandaroğulları beyliği, 1392’de Yıldı-

92

rım Beyazıd döneminde kısmen Osmanlı imparator-luğu, 1402 sonrası tekrar Çandaroğulları beyliği, 1417’de Çelebi Mehmet tarafından Kasım bey’in yö-netimi altında yönetilmiş ve Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461’de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine katılmıştır. Bazı kaynaklarda ise Osmanlı beyli-ğinin ilk kuruluş dönemlerinde bu beyliğin sınırları içine katıldığı belirtilmektedir.

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİM YERLERİ

MAĞARALAR (Çerkeş’e5 km): Örenköy Dereyayla mevkiindedir.

YONCALI KÖYÜ KESMELER BÖLGESİ (Çerkeş’e 15 km): Höyüktepe yamaç yerleşimi. Kızılcahamam – Çerkeş yolu üzerinde sağ taraftadır. Yoncalı köyü-nün yaklaşık 1 km. güney batısında Höyüktepe ola-rak adlandırılan tepenin yol tarafına bakan yamacı ile bağların bulunduğu yamaçtadır. . Seramik parça-larına rastlanmıştır. Yerleşim ise tepenin Sindallı Deresi tarafındaki yamaçlarındadır. Höyüktepe ile Çerkeş yolu arasında yoldan itibaren azda olsa yük-selti kazanan ikinci bir kısım da yüzeyde Bizans geç dönem seramik parçalarına rastlanmaktadır.

YAKUPLAR DEREYAYLA TÜMÜLÜSÜ (Çerkeş’e 10 km): Yakuplar Köyü, Dereyayla bölgesindedir. Köye yaklaşık 2,5-3 km. uzaklıkta, Yakuplar çayının kena-rında, orman arazisi içinde yayla yolunun gidiş yö-nüne göre sağında, çayın hemen üstünde yayla evle-rinin üzerinde, 3,5-5 m. yüksekliğinde, 10-15 m genişliğinde, üzerinde küçük kaçak kazı izleri olan, yaklaşık 200-250 m. yukarısında “Gavur hamamı” mevkii ile ilintili olduğu, karşısında ve vadinin güney cephesinde kaya mezarları, şapel ve kiliselerin yer aldığı bir tümülüstür.

93

KAYA YERLEŞİMLERİ: Yakuplar köyünde (Çerkeş’e 10 km) yayla bölgesinde kaya mezarları, şapel ve kilise mağaralar bulunur. Köye yaklaşık 2,5 – 3 km. uzaklıkta , Yakuplar Çayının kenarında orman arazisi içinde bir vadinin güney yamacındadır. Kayaların oyularak işlenmesinden yapılmış, alt bölümde mağa-ralar, daha yüksekte kaya mezarları, şapel ve kiliseler, gözetleme kulesi, dehliz ve barınak olarak da kullanıl-dığı varsayılan yapılar görülmektedir. Büyük mağara yada şapel girişinde 4x4 m’lik odalar, duvarlarında insan ve doğa resimlerinin duvarlarda işlenmiş olduğu bu mekandan yukarıya doğru 4 kat çıkıldığı ve her katta aynı tipte mekanlar olduğu, tünelin çeşitli bö-lümlerine dağın içine doğru 60-70 m uzunluğunda tünel olduğu, tünelin çeşitli bölümlerinde de aynı tarzda odalar mevcut olduğu, bu yapının üstünde orman içinde kutsal bir mekana ait kilise temelleri

94

olduğu ifade edilmektedir. Buradan götürülen Erken Bizans dönemi sütunlarının Yakuplar Köyü yakının-daki ormanda yer aldığı tespit edilmiştir.

MEYDAN KÖYÜ (Çerkeş’e30 km): Antoniopolis’e (Çerkeş?) bağlı Kimistene’nin güney doğusunda yer alan bu kentte bulunan yazıtlardan (epigrafik eser-lerden) anlaşıldığına göre: Kimisteneliler tarafından tanrıça Artemis için 192’de tapınak ve kutsal alan içinde anıtsal bir yapı inşa ettikleri belirlenmiştir. Özetle Meydan köyü: Eski bir dinsel yerleşim merke-zi, antik bir kent özelliği taşımaktadır. Nitekim bulu-nan eserlerde bunu doğrulamaktadır.

AYDINLAR (KIZILLAR) KÖYÜ (Çerkeş’e 4 km): As-lan heykelleri, steller, taş üzerine yapılmış kabartma resimler, heykeller, yazıtlar, köprü ve hamam kalıntı-ları adı geçen köyün ilk yerleşim yeri olduğu gerçeği-ni ortaya koymaktadır. Bölgede Roma ve Bizans dönemleri yerleşimlerine rastlanır.

KÖPRÜLER

ÇAYLI KÖPRÜSÜ (Çerkeş’e 25 km): Çerkeş ilçe merkezinin kuzeyinde Kuzören-Kabakköy arasında, Melan çayı üzerindedir. Yapan ve yapım tarihi bilin-meyen köprünün XIX. Yüzyıl sonları XX. Yüzyıl baş-larında yapıldığı tahmin edilmektedir. Tamamen ahşap olan köprü yapım tarzı ile Bayramören köprü-süne benzer. Üzeri ahşap ve kiremit kaplı , ayakları kesme taştır. Köprü kullanılmamakta ve kaderine terk edilmiş durumdadır.

Çaylı köprüsü

95

AKBAŞ KÖPRÜSÜ (Çerkeş’e26 km): Çerkeş ilçe merkezinin kuzeyinde, Melan çayı üzerindedir. Köp-rünün kilit taşı sökülmüş olup tarihi hakkında bilgi edinilememiştir. XX. Yüzyılın başlarında Çerkeş’li Gökmen efendi tarafından, Safranbolu’da yerleşik Rum ustalara yaptırıldığı yönünde bilgi vardır. Köprü tamamen taştan yapılmış kemerli ve dört gözlü olup halen kullanılmakta ve iyi durumdadır. Köprünün oturumu dış bükeydir. Her iki yandan alçak olan yol seviyesi köprünün ortasına doğru yükselmektedir.

Akbaş köprüsü

96

ULUSU KÖPRÜSÜ: Uluçay üzerinde bulunan köp-rünün yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi olma-makla beraber 1520-1566 yıllarında Kanuni döne-minde yapıldığı, Mimar Sinan’ın eseri olduğu tah-min olunmakladır. IV. Murad’ın Bağdat seferi sıra-sında yapılmasını emrettiği yönünde rivayeten bilgi varsa da orijinal kilit taşının kaybolması nedeniyle kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Köprü eski bir köprü üzerine mi yoksa yeniden mi yapıldığı konu-sunda tereddüt vardır. Kesme taştan üç gözlü 3.20 m eninde, 50 m. boyunda, taş korkulukları 50 cm yük-sekliğinde taş, zemin taş döşeme ve Ulusu’dan yük-sekliği 5.00 m olan tamamen taştan yapılmıştır. Anahtar taşındaki bilgilere göre 1883’de tamir gör-müştür. Son yıllarda restore edilmiştir.

Ulusu köprüsü

97

HAMAMLAR

IV. MURAD HAMAMI: Muradiye camisine gelir amacıyla IV.Murat tarafından yaptırılmış ve camiye vakfedilmiştir. Yapım tarihi 1623-1640 yıllarına rastlar, çifte hamamdır. Kadın ve erkekler bölümleri ayrıdır. Erkekler kısmı: 8.5x8.5 kare biçimli ahşap soyunma yeri olan ve çatısı yıkılan, içinde sekiler bulunan ve buradan iki kubbeli soğukluk kısmına, 8.5x8.5 haç şeklinde planlanmış yıkanma yerine geçilir. Ilıklık pandandif geçişli iki kubbe, sıcaklık ortada pandandif geçişli ana kubbe, onun etrafında yer alan eyvan ve halvet hücreleri tromp geçişli kub-belerle örtülüdür. Yıkanma yerinde her üç köşenin üstünde 3x3 m. boyutunda kubbeli halvet yer alır. Kadınlar kısmı; yıkanma kısmının önünde 2 kubbeli bir bölüm ve arka tarafta üzerleri kubbeli iki halvet bulunmakta idi. Günümüzde hamam hasar görmüş, soyunma yeri tamamen yıkılmış, kullanılmamakta ve harabe görünümündedir. Hamamın gelirleri Muradi-ye camiine vakfedilmiştir. Ayrıca gene bu dönemde hamama ilaveten köprü hariç günümüzde yok olan , medrese, yüzeli ocaklı 100 adet dükkan yapılmıştır.

Resim: IV:Murat hamamı

98

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Afşar (Çer-keş’e 30 km), Örenli (Çerkeş’e 17 km) türbesi. Ağaca (Çerkeş’e 12 km), Akbaş (Çerkeş’e 10 km) Musa Dede türbesi. Aliözü (Çerkeş’e 7 km), Şıhlar türbesi. Bayın-dır, Erenler türbesi. Bedil, Çam türbesi, Erenler tepesi. Dikenli. Gelik. Kurtdede türbesi. Kabak (Çerkeş’e 18 km). Sivri, Sarıkız, Saf Erenler, Küçük türbeleri. Kadıözü(Çerkeş’e 10 km), Orta Harman, Eskice Bey türbeleri. Karacahüyük (Çerkeş’e 32 km), Çalırat yatı-rı. Kısaç, Aşağı ve Yukarı türbeler. Kuzdere (Çerkeş’e 20 km), Erenler türbesi. Turbaşı . (Çerkeş’e 5 km) 6 adet türbe. Uluköy (Çerkeş’e 28 km), Hıdır Baba tür-besi. Yalakçukurören (Çerkeş’e 19 km): Erenler, Sarı-kız Taşlıbor türbeleri, Yeniköy (Çerkeş’e 30 km): Handede Yumaklı . (Çerkeş’e 17 km) Erenler türbesi.

PÎRİ SANİ ve türbesi: 1743 Çerkeş doğumlu olan ve Halvetiye tarikatının Şabaniye kolunun ikinci pîri olan Şeyh El Hac Mustafa Çerkeş-i’nin türbesi burada-dır. 5x5 m. kare planlı, moloz taştan yapılmış, zemini ve çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. XVIII. Yüzyıl yapımı olup sanduka ve etrafını çevreleyen demir parmaklık vardır. Kadınşah Cami (mescidi) ile bitişik olan türbe halk tarafından ziyaret edilen yerler arasın-dadır. Tarikat ve tarikat mensuplarının durumunu bildiren Türkçe basılmış risalesi vardır. Tarikatın esas kurucusu Şeyh Şaban Veli, Pir-i Sani ise yayıcısıdır. Ailesinden birçok bilim adamı çıkmıştır. Ölüm tarihi (1209 H. 1794 M.), bazı kayıtlarda 1813 tür.

Pir-i Sanî Türbesi: Kutlar Mahallesi, Osman Paşa Caddesinde Pir-i Sani Camiinin içinde ayrılan bir bölümde yer almaktadır. Türbenin 18. yüzyılda ya-pıldığı bilinmektedir. Aynı adı taşıyan mescidin için-de bulunan türbe, moloz taştan 5X5 metrekare ölçü-lerinde kubbeli bir yapıdır. Pir-i Sani olarak anılan Zat Çerkeşli Hacı Mustafa Efendi olup Halveti Tari-katı Şabaniye Kolunun büyüklerindendir. Ünlü âlim-lerden Kuşadalı İbrahim Efendi'nin hocasının hocası

99

olduğu, 1813 yılında Çerkeş'te vefat ettiği, Şabaniye Kolu'nun büyüğü Kastamonu'da medfun bulunan Şeyh Şaban-ı Veli'den sonra geldiği için Pir-i Sani olarak anıldığı bilinmektedir.

Pir-i Sani Türbesi aynı isimli mescidin harimi da-hilindedir. Bina moloz taşından harçla yapılmıştır. Boyutu 5x5 m olan türbenin üzeri kubbeli, döşemesi tahtadır. İçinde bir ağaç sanduka etrafını çevreleyen parmaklık vardır. .

1- Düştü bir tarih âkif bendesinin kalbine

2- Hü deyip firdevs-i vusla erdi Pirim Mustafa ya-zıları okunmaktadır

Piri Sani türbesi

Şeyh Veled Türbesi: İstasyon Mahallesi, Kadıköy Caddesi, Sağlık merkezi bahçesi yanında yer almak-tadır.Etrafı 1 metre yüksekliğinde 20 cm. kalınlığın-da, üzeri beton harçla sıvalı bir duvarla çevrilidir. İçerisinde bir mezar bulunur. Yaşadığı yüzyıl kesin olarak bilinmemekte. Muhtemelen 16.yy. da yaşadığı tahmin edilmektedir. Çevre sakinlerince Şeyh Veled olarak isimlendirilmektedir. Tek mezarın işlenmemiş kavuk şeklinde baş taşı üzerine, küre şeklinde bir taş

100

ilavesi ile oluşturulmuş ayak taşı, silindirik formlu ve bezemesiz bir taştan oluşmaktadır.

Şeyh Veled türbesi

Demirci Şeyh (Timuri) Türbesi (Camii): Kurtlar Mahallesi, Osman Paşa Caddesi, No: 40’da Demirci Şeyh (Timuri) camiinin bitişiğinde küçük bir bölüm-de ahşap tek bir sandukadan oluşan türbe, Demirci Şeyh Mustafa olarak da anılmaktadır. Basit bir yapı içerisinde sade bir sandukadan ibarettir.

Haydar Camii ve Türbesi, Çamaşırhane ve Çeşmesi : Karalar Mahallesi, Haydar Sokak No:36’da dır. Cami içerisinde ki türbe etrafı demir parmaklıkla çevrili tek mezardan oluşmaktadır. Cami, türbe ça-maşırhane ve çeşmeden oluşan bir komplekstir. Tür-be bölümü camii içerisinde ayrılan etrafı demir par-maklıkla çevrili bir ziyaretgahtır. Tek sandukanın yer aldığı türbede yatan şahsın sağlığında salla taşındı-ğını belirleyen bir tahtıravan tavana asılı vaziyette teşphir edilmektedir.

Tekeli Türbesi : İlçenin doğusunda yer alan büyük mezarlığın batı kenarında, mezarlık ile Sırakavaklar Caddesinin köşesinde yer almaktadır. 6x6 m. boyu-tunda, etrafı duvar ve demir parmaklıkla çevrili bir bölüm içindedir. İçerisinde 5 mezarın yer aldığı

101

30x40 m. boyutlu, etrafı duvarla çevrili bir alan içeri-sindedir. Alt tarafında Tekeli Türbesi olarak adlandı-rılan mezarlar bir ziyaretgah durumundadır.

Şehitler (Garipler) Mezarlığı : Kurşunlu karayolu-nun kenarında bulunan İlçe mezarlığının doğu kena-rında yer alan şehitlik, etrafı duvarla çevrili 300 m2 lik bir alanı kaplamaktadır 1944 yılında meydana gelen zelzelede şehit olan erlerin anısına yapılmıştır. Karşılıklı iki sıra halinde mezarlar sıralanmış, üst kısma ise, üst üste iki kare prizma ve silindirik bir sütun parçasından oluşan anıt yerleştirilmiştir.

Anıtın orta bölümünde yer alan mermer levha üzerinde, l944 yılında ki depremde şehit olan erlerin anısına yaptırıldığı yazılıdır.

Mahmut Bey (Ağagil) Mezarlığı Çerkeş ilçesi, Ka-ralar Mahallesi, Sırakavaklar Caddesinin batı kena-rındadır. Mahmut Bey veya Ağagil Mezarlığı olarak adlandırılmaktadır. Mezarlığının batısından geçen Sırakavaklar caddesinin batı kenarında yer almakta-dır. Etrafı 1.5 metre yüksekliğinde taş duvarla çevrili, yaklaşık 225 m2 lik bir alanı kaplamaktadır. Kapı girişi sonradan örülerek kapatılmıştır. İçerisinde yaklaşık 60 kadar mezar vardır.

CAMİLER

Köylerde bulunan tarihi camiler: Akbaş (Çerkeş’e 28 km), Dağçukurören (Çerkeş’e 10 km), Dodurga (Çerkeş’e30 km), Taşanlar (Çerkeş’e 35 km), Yoncalı (Çerkeş’e15 km), Bozoğlu (Çerkeş’e 5 km), Kabak (Çerkeş’e 18 km), Kadıköy (Çerkeş’e 2 km), Karamustafa (Çerkeş’e 10 km), Kısaç (Çerkeş’e 14 km), Aydnlar(Çerkeş’e 4 km) , Kuzören (Çerkeş’e 25 km), Meydan(Çerkeş’e 30 km), Ören (Çerkeş’e 5 km), Örenli (Çerkeş’e 17 km), Yalaközü (Çerkeş’e 14 km), Yeniköy(Çerkeş’e 30 km) , Yıprak (Çerkeş’e 30 km), Yumaklı (Çerkeş’e 17 km)

102

Muradiye Camii. Çerkeş ilçe merkezinde, Osmanlı padişahlarından IV. Murat zamanında Silahtar Mus-tafa Paşa’ tarafından yaptırılan cami, Abdulhamit döneminde onarım görmüş, 1943 depreminde tama-men yıkılmış, yerine 1953’de bugünkü cami yaptı-rılmıştır.

Ören Köyü Camii (Çerkeş’e 5 km): XVII.yüzyılda IV. Murat’ın lalası Mirza Bey tarafından yaptırıldı. Kare planlı, tek kubbeli, dışa baskın su basmanı üzerine inşa edilmiştir. Son cemaat yeri 1944 depre-minde yıkılmış ve köy halkı tarafından tekrar yaptı-rılmıştır. Kesme, devşirme taş ve tuğladan örülmüş duvarları vardır. 1958 yılında Vakıflarca minaresi yenilenmiştir. Değişik zamanlarda onarım görmüş olması nedeniyle otantik özelliğini kaybetmiştir.

SİVİL MİMARİ

Çerkeş evleri: Çoğunluğu 1944 depreminde yıkılan Osmanlı mimarisi özelliklerini yansıtan çok az sayıda sivil mimari örnekleri vardır. Restore edilen Fişek Ali’nin evi Çerkeş mimarisi hakkında bilgi vermekte-dir Çerkeş ilçe çıkışında Kızılcahamam’a giden yolun sağ tarafındadır. Çerkeş Evlerinin genel özellikleri: Su basmanı kesme taş, duvarlar ahşap çatkı arası kerpiç dolgu, çatı yerel olarak imal edilen oluklu kiremitle kaplıdır. İki kat üzerine inşa edilen evlerin ilk katı ara kat kışlık olarak kullanılan günlük hayatın geçti-ği yemek ve oturma odası işlevini görmektedir. İkinci kat ise işlemeli bir başoda ve dışa çıkıntılı şahnişin bulunur. Baş oda süslü tavan göbekli ve kök boya ile boyanmış, işlemelidir. İkinci kattaki diğer odalar ise sedir (peyke) adı verilen ahşap divan, yatak koymak için yüklük adı verilen gömme dolap, yıkanma ve banyo için abdestlik mevcuttur. Odalarda bulunan ocaklıklar en gösterişli yerlerdir. Ocak üstünde bacakbaşı olarak adlandırılan raf, kenarlarda gözgere denilen ahşap küçük gözler, mum koymak için şina-nay adı verilen yerler bulunur.

103

Sivil mimari örnekleri

104

MESİRE VE PİKNİK YERLERİ

Orman içi dinlenme alanları: Işık Dağı (Seybeli), Ilıca, Köse Hamamı ve Akbaş (Melan) Çayı çevresi, Belediye parkı, fidanlık, Hisar çamlık korusu.

Fidanlık. İlçe merkezine 3 km mesafede bulunan halkın piknik yapabileceği bir mesire yeri bulunmak-tadır. Değişik bitki çeşitleri ile yeşillendirilen mesire yerinde Gökkuşağı Alabalığı ve Aynalı Sazan yetişti-rilen sun'i gölet ve piknik alanları mevcuttur. Ayrıca, içerisinde bir şark odası bulunan misafirhane ile ziyaretçilerin ücretsiz olarak girebildikleri mesire yerinde karaca, kurt, tavşan, pekin ördeği ve kaz gibi hayvanlar da beslenmekte ve gölet de sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir.Tesis Orman İşletme Müdürlüğüne aittir.

Seybeli (Işık Dağı) Orman İçi Mesire Yeri: Çerkeş-Kızılcahamam karayolu üzerinde bulunan mesire yeri Çerkeş İlçesi'ne 20 km. mesafededir. Işık Dağı'nın kuzey yamaçlarında yer alan mesire yerinde masabank tipi oturma yerleri, ocaklıklar, çeşmeler, yağmur barınağı, otopark ve genel tuvalet mevcuttur.

105

Işık dağı

Çakmak: Anıt ağaç Dokuz Kardeşler çamı ilçeye 36 km. uzaklıkta bulunan Çakmak’ta dır. Karaçamın çapı 2.8 m. boyu 25 m. tahmini yaşı 200 yıl

Akhasan barajı (Çerkeş’e 10 km): Çerkeş-Kızılcahamam yolunun sağ tarafında, yapım aşama-sındadır.

YABAN HAYATI: Kuzeyde Karaşar-Gökçeler-Meydan, doğuda Uluköy-Kabak-Gelikovacık, güneyde Çerkeş ilçesi, batıda Meydan-Akbaş-Aydınlar köyleri ile çevrili alan yaban hayatı yerleştirme sahası olarak ayrılmıştır.

106

İÇME VE TERMAL KAYNAKLAR

Söğütlü Çeşme Kaplıcası. Romatizmaya iyi gelir

Hışıldayık (Çerkeş’e 12 km): Bayındır köyünde-dir. Kükürtlü gaz çıkaran çukurlar vardır. Hemoroide iyi gelir.

Kükürtlü su. Çerkeş ilçe merkezine 5 km. uzak-lıktadır. Bol kükürt içerir. Cilt hastalıklarına iyi gelir.

Akaya ılıcası : İlçenin batısında İmamlar köyün-dedir. 4 tane kaynağı vardır. Cilt, romatizma, mide ve barsak hastalıklarına iyi gelir. Doğal lezzette, kükürt-lü hidrojen kokuludur. Kaynaklardan birisinin sıcak-lığı fazla diğerleri normaldir. Ayrıca kireçli bir tepede çıkan soğuk, acı lezzette bir su daha vardır ki baz özellikte müshil etkilidir.

Kös hamamı (Çerkeş’e 7 km): İlçenin batısında Bedil köyündedir. Mide, bağırsak, romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir. Banyo olarak da kullanılır. Renksiz ve kokusuz, kalevi, kükürtlü bir sudur.

Şerafettin içmesi: Romatizma ve deri hastalıkları-na iyi gelir. Suyu soğuk ve ekşimsidir.

Bölme içmesi: Romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir.

Bedil (Çerkeş’e 7 km) köyü ılıcası

BEDİL KÖYÜ MÜZESİ (Çerkeş’e7 km)

Çerkeş –Gerede yolu üzerinde Aytaç tesislerinin karşısında ve yola 1. Km uzaklıkta olan Bedil köyün-dedir. Köy ileri gelenleri ve müteşebbisleri tarafından köyde kullanılan tarım, mutfak, etnoğrafik alet ve malzemelerin derlenmesi ile oluşturulmuş bir müze-dir. Çankırı’da başka örneği olmaması ve sergilenen malzemenin ilginç olması nedeniyle mutlaka görül-meye değer yerlerdendir.

107

Bedil köyü müzesinden görüntüler

108

ETKİNLİKLER

Bölgesel kültürün, tarihsel ve turistik değerlerin tanıtılması, bölge ekonomisini oluşturan hayvancılı-ğın geliştirilmesi ve ürünlerinin tanıtılması amacıyla Çerkeş Kültür ve Hayvancılık Festivali (Ağustos ayı) her yıl düzenlenmektedir . Çukurören koru şenliği.

Pazarı: Çarşamba günleri pazar kurulur

YEMEK KÜLTÜRÜ

Çerkeş Mutfağı: Bölge özelliklerine bağlı olarak yemek kültürü tahıl ve sebze ağırlıklıdır, çeşit yö-nünden mutfağı oldukça zengindir. Tarhana, bıhtı, bulgur, para hamur, keşkek, pirhoy, yarma, erişte, badıma, pırasa dolması, sırma baklava, su böreği, lokum, hamur köftesi, alaca aş,

Alaca aş (alaçaş): Kavrulmuş soğan, salça, su ilave edilerek karıştırılır, pişirilir. Diğer tarafta haşla-narak hazırlanmış olan bulgur ve mercimek içine ilave edilerek pişirilir ve kuru soğan, turşu ile birlikte servis yapılır.

Badıma bükmesi-madımak bükmesi: Temizlenen ve yıkanan madımak kıyılarak inceltilir, yeşil soğan ve tereyağı ilave edilerek kavrulur, süt ilave edilir piştik-ten sonra üzerine 3-4 yumurta kırılır, tuz ve karabiber ilave edilir. Başka bir kapta un içine maya ilave edile-rek yapılan hamur gözleme boyutunda açılır, yarısına önceden hazırlanan madımak konur diğer yarısı üze-rine kapatılır. Saç veya tavada pişirilir, piştikten sonra üzerine tereyağı sürülerek servis yapılır.

Pırasa dolması: Pırasanın kök kısmına yakın be-yaz kısımları yaklaşık 10 cm. uzunluğunda kesilir, kaynar suda haşlanır. Başka bir kapta kıyma, yağ, pirinç, salça, karabiber karıştırılarak iç hazırlanır. Haşlanmış pırasa tek tek açılır ve içine çay kaşığı ölçeğinde hazırlanan iç konulur, sigara şeklinde sarılır, tencereye dizilir, üzerine su, salça ve yağ ilave edilerek ocakta pişirilir. Piştikten sonra üzerine limon sıkılarak servis yapılır.

109

Bıhtı: 1 litre kaynayan suya çok az tuz ilave edi-lir, 250 gr un suyun içine azar azar dökülür ve pişe-ne, koyulaşana kadar karıştırılır. Piştikten sonra lokma büyüklüğünde tepsiye dizilir. Üzerine toz şe-ker, rendelenmiş ceviz, eritilmiş tereyağı dökülerek servis yapılır.

Hamur köftesi: Una yumurta, tuz ve su karıştırı-larak yapılan hamur parçalara ayrılır. Avuç içi bü-yüklüğünde koparılan parçalar avuç içi ile bastırıla-rak uzatılır. Yuvarlanmış ve uzatılmış hamur parça-ları yan yana getirilir, işaret parmağı ile bastırılarak inceltilir. Hamur bu şekilde döşendikten sonra üzeri-ne bolca un serpilir. Başka bir kapta kavrulan kuru soğan, salça, tereyağına su ilave edilerek kaynatılır, kaynadıktan sonra hamur içine atılır. Piştikten sonra üzerine ceviz ve sirke dökülerek servis yapılır.

Nokul: İçine yağ, süt, konulan hamur yoğrulur ve kabarmaya bırakılır. Yaklaşık iki saat sonra hamur-dan koparılan parçalar yuvarlayarak uzatılır. 1.5 cm kalınlığa kadar inceltilir. Bir ucu dar diğer ucu geniş olacak şekilde 5 cm. boyutunda kesilir, temiz bir örtü üzerine serilir. Kesme işlemi bittikten sonra yağsız tepsiye dizilerek orta ateşte pembe renk alana kadar fırında pişirilir.

Para hamuru: Yumurta ve su karıştırılarak yapı-lan hamur yaklaşık 2 mm kalınlıkta açılır ve kuru-maya bırakılır. Kuruyan parçalar arasına un serpilir ve üç tanesi birbirinin üzerine konur, ortadan ikiye bölünerek 5 cm genişlikte kesilir. Uzun parçalar kare şeklinde kesilir ve kurutulur. Kış için hazırlanan para hamuru, pişirileceği zaman kaynar suda haşlanır, üzerine önceden hazırlanmış kıyma, yağ, salça, biber sosu ve sarımsaklı yoğurt dökülerek servis yapılır.

Pirhoy: Un içine yumurta ve su katılarak hamur yapılır, ince olarak açılır ve kare şeklinde kesilir. Önceden hazırlanan maydanozlu çökelek karenin köşesine yerleştirilir ve üçgen şeklinde hamur kapatı-lır. Suda haşlanarak pişirilir. Ayrı bir kapta hazır-lanmış olan salça, kırmızıbiber ve tereyağı sosu dö-külerek servis yapılır.

110

Suböreği: 1 kg un, 9-10 yumurta katılarak hamur yapılır. İhtiyaca göre parçalara ayrılan hamur serin bir yerde kurumaya bırakılır. Kuruyan hamurlar tek tek kaynar suda haşlanır. Haşlanan hamur kevgir üzerine alınır, suyu akıtılır, önceden altı yağlanmış tepsiye döşenir ve üzerine yağ sürülür. Soğanla kav-rulmuş maydanoz ve karabiber her üç hamurda üze-rine yayılır ve kavrulmuş kıyma serpilir. Hamurun tamamı tepsiye dizildikten sonra en üste gelen ha-mura hafif yumurta sürülür ve fırına verilir. Piştikten sonra arzu edilen büyüklükte ve şekilde kesilerek servis yapılır.

Sırma (sıyırma) baklava: Süt ilavesi ile yapılan hamur, küçük parçalara ayrılır, üzerine nişasta ser-piştirilerek açılır ve serilir. Kuruyan hamurun kuru kısımları bıçakla kesilir, hamur büzdürülür içine ceviz konur, gevşek şekilde oklavaya sarılır yanlar-dan iki elle büzülür. Oklavadan çıkarılarak tepsiye dizilir, üzerine kaynar tereyağı dökülür ve fırında ağır ateşte pişirilir. Piştikten sonra üzerine şerbet dökülür, soğuduktan sonra servis yapılır.

Keşkek: Buğday haşlanır, içine tereyağı ve parça-lanmış hindi göğüs eti konarak tahta kepçenin arkası ile sakız kıvamına gelinceye kadar dövülür, pilav ile birlikte servis yapılır.

Böğür dolması: Böğür içinin dışı tuz ve biberle kaplanır, içine önceden hazırlanan iç pilav dolduru-lur, deri ile kaburga kısmı dikilir ve birleştirilir, tere-yağında kızartılır sonra az su ile ağır ateşte pişirilir.

Bıktı: Kaynamakta olan suyun içine un dökülür ve karıştırılır. Hamur piştikten sonra kaşık kaşık alınarak tabağa dizilir üzerine tereyağı, şeker ve ceviz dökülerek servis yapılır.

ULAŞIM

İstanbul’dan gelecek olanlar Gerede-Çerkeş, Anka-ra’dan gelecek olanlar Kızılcahamam-Çerkeş veya Çubuk-Şabanözü-Orta-Çerkeş yolundan gelebilirler. Trenle de gelmek mümkündür. Bilgi için TCDD web

111

sitesine bakınız. Otobüsle gelecekler İstanbul Esenler ve Harem terminallerinden, Ankara’dan gelecekler Aşti’den kalkan Çerkeş otobüsleri ile gelebilirler. Telefon 0 376 766 12 81

KONAKLAMA

Çerkeş Akgün Otel :0 376 766 20 33

Çerkeş Öğretmenevi :0 376 766 18 26

Türkdemirler : 0 376 766 18 89

YEME-İÇME

Cömert Lokanta ve Baklava Salonu. Hükümet Cad. No: 24

Kurt Kardeşler 83 Pide ve Kebap Salon. On iki Cad. No: 3

Türkdemirler Tesisleri, İstanbul Yolu 1.km

Boduç Kardeşler Pide Salonu. Eski Belediye Cad. No: 10

Damla Pide Salonu. Taşpınar Cad. No: 2

Eye Dayı Tesisleri. İstanbul Yolu 3.km

Derya Pide Salonu. Hükümet Cad. No:8

Tat Piliç. Eski Belediye Cad. No: 88

Terminal Pastanesi. Belediye Hizmet Binası Altı

Gözde Aile Lokantası

Aytaç Fast Food

Efsane Ev Yemekleri

112

ELDİVAN

Eldivan ilçe haritası

Kirazı, mesire yerleri ve otantik Yâran’ı ile ünlü Eldivan’ın kuzeyinde Korgun, doğusunda Çankırı, güneyinde Ankara, batısında Şabanözü, kuzeybatı-sında Korgun ile komşudur. 341 km² lik bir alana sahip olup rakımı 1 094 m. Çankırı kentine uzaklığı 18 km.dir. Toplam nüfusu 5711 olup bunun 3 246’sı ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). İlçe genelinde kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak kara-sal iklim hâkimdir. Ortalama yaz sıcaklığı 34 ºC iken kışın sıcaklık 1-23 ºC arasında değişir. Ankara’ya Eldivan-Çankırı-Ankara veya Eldivan-Şabanözü-Çubuk- Ankara yolu ile ulaşılır. Bahar ve yaz ayları gezmek için en güzel zamandır.

Kiraz

113

ADI: 1276 tarihli Osmanlı kayıtlarında adı Dumlu olarak geçmektedir. Dumlu adı Dümeli’ye (Dümelli) dönüşmüş ve 1.4.1960 tarihinde bu ad değiştirilerek Eldivan yapılmıştır. Eski adı olan Dümelli adı ilçenin kuzeyini çevreleyen Dümelli ovasından kaynaklan-maktadır. Anadolu’nun Türkleşmesinden sonra, İlçenin yakınında bulunan dağ bir toplanma yeri olmuş ve adına Er divanı denmiş daha sonraları halk arasında İldivan dağı denmeye başlanmıştır. Dümeli yerine Eldivan adı verilirken İldivan, Eldivan olarak benimsenmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.

Geçmişte her yıl panayır yapılır ve panayır sıra-sında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde panayıra gelen sporcular burada güreş müsabakaları yaparmış. Bu nedenle buraya Er divanı adının verilmiş olduğu, adının buradan geldiği rivayeten anlatılmaktadır.

114

TARİHİ: 2000 yılında Paflagonya Yüzey Araştır-maları Projesi kapsamında yapılan çalışmalarda, Eldivan bölgesinde Paleolitik Dönemde insanlar tara-fından kullanılan el âletleri bulundu. Bu dönem gü-nümüzden 10 bin yıl öncesinden daha gerilere 100 bin yıl önceye kadar gitmektedir. Görülüyor ki bölge-nin iskâna açılması çok eskilere dayanmaktadır.

Tarih devirleri içinde, Anadolu’da yazılı tarihin başlangıcı Hititler ile olmuştur. İlçe sınırları içinde: Sarayköy-Hisarcık arasında kale harabeler vardır. Ayrıca Orta ve Son Tunç çağlarına tarihlenen Dümeli Höyüğü’de buradadır. Çanak, çömlek parçaları bu-lunmuştur. Roma ve Bizans dönemlerine ait gözet-leme kuleleri ve kilise temel kalıntılarına rastlanmış-tır. Hisarcıkkayı ve Eldivan dağında Geç Roma, Erken Bizans dönemlerinde metalurjik faaliyetin varlığını kanıtlayan izabe fırın ortaya çıkarılmış ise de halk tarafından yağma edilmiştir.

Hititler sonrası Çankırı’ya hükmetmiş bütün ka-vimlerin varlığı Eldivan’da da sürmüştür. Hititlerin yıkılması ve tarih sahnesinden silinmeleri sonucu başlayan Karanlık Devirde bölgeye çok sayıda Deniz kavmi gelmiş ve yaşam sürmüştür. Pyhrigler, Medler, Galatlar, Makedonyalılar, Paflagonyalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslar olmak üzere daha birçok sa-yıda değişik kavimler gelerek yerleşmiştir.

Çankırı’nın Karatekin Bey tarafından fethi ile bir-likte tahminen bölge 1082-1083’de Karatekin Beyliği sınırları içine dahil edilmiş ve yönetilmiştir. Eldivan: Bizans, Selçuklu, Candaroğulları ve Haçlı ordularının (1135-1137) ve Moğolların kısa sürelerle de olsa egemenliği altına girmiştir. I Mesud, Eldivan’ı Haçlı-ların elinden 1137’de tekrar geri almış ve Eldivan’ın Osmanlı topraklarına katılışı Yıldırım Beyazıt zama-nında 1383 yılında gerçekleşmiştir.

Anadolu’nun Türkleşmesi ve daha sonraları mey-dana gelen Moğol istilası sırasında çok sayıda Alpe-ren Anadolu’ya gelerek gazalarda bulunmuş, tekke ve zâviyeler kurarak halkı irşâd etmiştir. Horasan erenlerinden olan Hacı Murad-ı Veli’de Seydi köye

115

gelerek yerleşmiş ve bölgenin irşâd edilmesinde, İslamlaşmasında yararları olmuştur. Osmanlı döne-minde Çankırı sancağının bir köyü olan Eldivan, 1931’de belediye, 1944 yılında bucak merkezi (nahi-ye), 1 Nisan 1960 yılında Dümeli adı değiştirilerek Eldivan olmuş ve ilçe yapılmıştır.

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Sarayköy,Hisarcık arasında eski dönemlere ait harabelere rastlanmak-tadır.

ELDİVAN HÖYÜĞÜ ; Çankırı’ya 16 km. uzaklık-taki Eldivan İlçesinin yaklaşık olarak 2 km. kuzeyin-dedir. Çankırı-Eldivan karayolunun ise kuzeyinde yer almaktadır. Ova ortasında 15-20 metre yüksekli-ğinde olup, tahmini 125-200 metre çapında yayvan ve oval konumdadır. Yüzeydeki seramik buluntuları, İÖ. 3000-2000 (Eski Tunç Çağı) bin yılı iskanı dışın-da, İÖ. II.binde kuvvetli bir Hitit yerleşmesinin varlı-ğını göstermektedir. Ayrıca Roma Dönemine tarihle-nen buluntular höyüğün milattan sonraki dönemler-de de iskân edildiğini kanıtlamaktadır. Dümeli hö-yüğü: Son Tunç Çağını temsil eder.

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Elmacı (Eldi-van’a 13 km uzaklıktadır) Akbulut mahallesinde Dede Yatırı. Hisarcıkkayı’da (Eldivan’a 54 km uzak-lıktadır) Kadirşah Türbesi. Küçükhacıbey’de (Eldi-van’a 57 km uzaklıktadır) Çam ve Pazarduran türbe-leri. Sarıtarla’da (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır) Hacı Zekeriya türbesi. Seydiköy’de (Eldivan’a 11 km uzak-lıktadır) Hacı Murad-ı Veli türbesi. Sarayköy’de Kız türesi. Gölez’de Horasani Sultan Bedrettin türbesi ( 1738 tarihli).

HACI MURAD-I VELİ TÜRBESİ VE CAMİSİ (Eldi-van’a 11 km uzaklıktadır): Seydi köyde bulunan Cami ve türbe iç içe aynı yapı altındadır, moloz taş-

116

tan yapılmış, yalın, ahşap çatılıdır. Hacı Murad-ı Veli’nin ölüm tarihi 1207 olduğuna göre,türbe bu tarihten sonra yapılmış, Çeşitli dönemlerde yapılan bakım ve onarımlarla bugünkü şeklini almıştır. Cami, boyuna dikdörtgen planlı, düz ahşap tavanlı, türbe kısmının üzerini de kapatacak biçimde alaturka kiremit kaplı çatılıdır. Güneybatı köşede tuğladan sekiz sıra kirpi saçaklı pah yer alır.

Camii'nin doğu duvarına bitişik türbenin kare planlı ve ahşap tavanlı ön mekanında Hacı Murad-ı Veli’nin oğlu ve kızlarının sandukası ile yörede kut-sal sayılan iki göktaşı (yuda taşı) bulunur. Hacı Murad-ı Veli’nin kabrinin bulunduğu asıl türbe, kare planlı ve tromp geçişli kubbe ile örtülüdür.

Mimari olarak büyük bir özelliği bulunmamakla birlikte, Horasan Erenleri'nden olan Hacı Murad-ı Veli'nin Türbe'si olması sebebiyle önem arz etmekte ve çok sayıda ziyaretçi çekmektedir.

H.Muradı Veli türbesi

CAMİLER

Köylerde bulunan tarihi camiler: Küçükhacıbey (Eldivan’a 57 km uzaklıktadır), Seydiköy (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır), Gölez (Eldivan’a 10 km uzaklık-tadır)

117

GÖLEZ ESKİ CAMİS İ (Eldivan’a 10 km uzaklıkta-dır): Gölez köyündedir, giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesinin tahrip olması ve aşınması nedeniyle yapım tarihi okunamamıştır. Caminin orijinali kare planlı ve pandatif geçişli kubbe ile örtülü iken kubbenin yıkıl-ması sonucu ahşap çatı ile örtülmüştür. Nakarnaslı ve taştan olan mihrabı orijinal yapıya aittir. Geometrik desen ve rozetlerin bulunduğu cami otantik durumu-nu kaybetmiştir. Minare; kuzeybatı köşede, kare kai-deli, silindirik gövdeli ve pabuçluktan yukarısı yıkıktır. Taş duvarlı, kare gövde üzerine silindirik minarelidir. Duvarlar kireç taşı, doğu cephede bulunan pencerele-rin korkulukları taştandır. Niş kısmında geometrik desenler, ilk mukarnas dizisinde rozetler görülür. Mihrabı taştan ve kavsarası dört sıra mukarnaslıdır.

PİKNİK VE MESİRE YERLERİ

BÜLBÜL PINARI : Eldivan ilçe merkezine 5 km mesafedeki mesire yerine asfalt bir yolla ulaşılmak-tadır. Geniş bir alana yayılmış olan mesire yerinde masa-bank tipinde oturma yerleri, ocaklıklar, çeşme-ler, umumi tuvaletler, büfe, yağmur barınağı, seyir terası ve kulesi, otopark, çocuk parkı ve telefon ile bungalov tipinde 7 yataklı bir dinlenme evi yer alır. Bülbül Pınarı mesire yerinin dışında Karadere ve Saray göletleri ile orman içindeki çeşme ve su kay-nakları civarında da çok sayıda piknik ve kamp yap-maya elverişli alanlar mevcuttur. Günübirlik ziyaret-çiler her türlü ihtiyaçlarını İlçeden karşılayabilirler.

Bülbül pınarı

118

Anıt ağaç: Eldivan ilçe merkezine 57 km. uzaklık-ta bulunan Küçükhacıbey’de dir. Meşe ağacının çapı 1.9 m boyu 13 m. ve yaşı 700-1000 yıl arasında tahmin olunmaktadır.

Anıt ağaç

119

YEMEK KÜLTÜRÜ

YER SOFRASI: Önce yere sofra bezi yayılır, üzeri-ne ağaç tabla veya kalbur kasnağı bunun üzerine divan sinisi yerleştirilir. Sini üzerine ekmek, kaşık ve yemek konur. Büyükten başlayarak aile fertleri sinin etrafında bağdaş kurarak oturur. Yemek yeme sırası ise varsa önce misafirler, sonra erkekler, kadınlar ve çocuklar sini etrafına dizilir, yemeğe ilk önce büyük-ler başlar, sonra küçükler ve yemeklerini yerler.

Yer sofrası

Yemek yerken önce çorbadan başlanır sonra diğer yemekler ve en son tatlı yenir. Sofrada mümkün olduğunca yemek ve ekmek parçası bırakılmaz, hepsi yenir.

YÖRESEL YEMEKLER: Tarhana, erişte, bulgur, gözleme, cızlama, içli, tatar böreği, tutmaç, yağlı çörek, toyga, cimcük, pıhtı, çullama, palinşka, puska

YÂRAN: Eldivan ilçe merkezi başta olmak üzere, ilçeye bağlı hemen hemen her köyde kış ayları Yâren toplantıları gerçekleştirilir. Yâren toplantıları kendine özgü olup töresi, mutlaka uyulması gereken kuralları vardır. Toplantılara katılmak, toplantılarda bulun-mak kişilere prestij sağlar.

120

Öncelikle toplantıyı yönetecek, liderlik yapacak büyük ve küçük başağa seçimleri yapılır. Toplantı yeri, günü, kimlerin katılacağı, davet edilecek misa-firler önceden tespit edilir. Cumartesi geceleri yapılan Yâran toplantıları için, toplantı yapılacak oda önce-den, gündüzden temizlenir, eksikleri giderilir ve ak-şam yapılacak toplantı için hazırlanır. Yâran sohbet odasındaki yerini aldıktan sonra misafirler gelir. Gelen misafirler yâran tarafından ayakta karşılanır. İçeri giren misafir ‘’Muhabbetiniz bol olsun’’ diyerek yâranı selamlar ve kendilerine gösterilen yere geçerek otururlar. Bir disiplin içinde çay ve kahveler içilir, sohbet toplantısı başlar.

Sohbet eğlenceleri arasında bilmeceler, sorular, saz eşliğinde kaşık oyunları, yüzük oyunu, kukla, eğlendirici taklit oyunları yer alır. Yâran toplantıla-rında yenilecek yemekler sohbete katılan gençler tarafından kararlaştırılır. Gecenin ilerleyen vaktinde yemek yenir ve bunu çay, kahve ikramı takip eder. Konukların gitmesi için Başağanın ikramlar sonrası yaptığı bir baş işareti ile sazcılar Cezayir marşını çalar. Gençler ayağa kalkarak giden misafirleri uğur-lar. Misafirler giderken teker teker gençleri selamlar ve dışarı çıkarlar, yâren odasını terk ederler.

Odada kalanlar, başağanın yönetiminde o günkü toplantıyı değerlendirerek bir sonraki toplantının kimde ve nerede yapılacağını kararlaştırırlar. Yaran giderlerini (masraflarını) karşılamaya ‘’Yâran ocağı yakma ‘’ adı verilir.

ETKİNLİKLER : Kiraz Bayramı geleneğini sürdür-mek amacıyla düzenlenen festival, geleneksel olarak devam ettirilmektedir. Cuma günü başlayan ve üç gün süren etkinliklerin birinci gününde Hacı Murad-ı Veli anılmakta; ikinci gün kiraz yarışmaları, mahalli ve milli oyunlar, gençlik ve halk konserleri, sergiler, THK tarafından paraşüt atlayışları gerçekleştirilmek-te; üçüncü gün ise milli düzeyde yağlı pehlivan gü-reşleri yapılmaktadır.

121

ULAŞIM

Ankara-Çankırı-Eldivan karayolu kullanılacağı gi-bi Ankara-Çubuk-Şabanözü karayolu da kullanılabi-lir. Ankara-Eldivan,İstanbul-Eldivan bağlantısı Çan-kırı terminalinden sağlanmaktadır.

Çankırı il merkezine ulaşım, 08:00 - 20:00 saat-leri arasında karşılıklı olarak çalışan Belediye oto-büsleriyle yapılmaktadır. Telefon: 444 18 18 - 0 376 213 03 03

KONAKLAMA

Eldivan Öğremenevi: 0 376 311 21 63

YEME-İÇME

Lokanta vardır.

122

ILGAZ

ilçe haritası

Kış sporları, yaylaları, ormanları ve eşsiz doğasıy-la ünlü Ilgaz; kuzeyinde ve doğusunda Kastamonu, güneydoğusunda Yapraklı, güneyinde Korgun ve Çankırı merkez ilçe, güneybatısında Kurşunlu ilçeleri ile komşudur. Yüzölçümü 784 km². rakımı 902 m. dir. İlçe merkezinde 6 981 kişi olmak üzere toplam nüfusu 13 517 dir. (2007). Çankırı il merkezine 51 km. İstanbul’a 450 km, Ankara’ya 185 km uzaklık-tadır. Gerede-Çerkeş-Kurşunlu üzerinden ulaşım sağ-lanabileceği gibi Çubuk-Şabanözü-Orta-Atkaracalar-Kurşunlu üzerinden de sağlanabilir. Ankara bağlan-tısı Çankırı üzerindendir. Yörede karasal iklim hâ-kimdir. Step ikliminin yazları sıcak kışları soğuk, Karadeniz ikliminin yağışlı özelliği birbiri içine girmiş durumdadır. Yıl içinde en yüksek sıcaklık ortalaması 28,1 °C (Temmuz ) ve en düşük sıcaklık ortalaması 4 °C ‘dir. En yüksek sıcaklık 36 °C, en düşük sıcaklık-sa -27 °C olarak kaydedilmiştir. Her mevsim gidilebi-lir.

ADI: Antik çağda Kummensa, Climata, Olgassys daha sonraları Kimistene olan Ilgaz adı, eteklerinde kurulmuş olduğu Ilgaz dağından almıştır. Ilgaz dağ-larına Olgasis denmiş olması ve adının bu sözcüğün Ilgaz şekline dönüşmesi yönünde de tez vardır. Ana-dolu’nun Türkler tarafından fethi ile değişik Oğuz

123

boylarının vatanı olan Ilgaz: Beylikler döneminde bir ara yönetimde bulunan Koçhisarlıoğlu beyliğine iza-feten Osmanlı İmparatorluğu döneminde Koçhisar-ı Bâlâ olarak adlandırılmıştır. Ilgaz ile ilgili Osmanlı kayıtlarına 1854 yıllında rastlanır. Kastamonu Sal-namelerinde ilçenin adı Koçhisar veya Koçhisar-ı Bâlâ olarak geçmektedir. Bucura köyü bu tarihlerde ilçenin merkezi konumundadır. Bucura’nın büyük bir yangın felaketine uğraması sonucu bu sefer ilçe mer-kezi şimdiki Belören bucağına nakledilmiştir. Il-gaz’ın 1888 yılında belediye teşkilâtına kavuştuğu yönünde kayda rastlanmışsa da itiyatla karşılamak gerekir. 19.yy’ın ikinci yarısında Çankırı’ya bağlı iken, Kastamonu’ya bağlanmıştır. Osmanlı yönetim birimi içinde Çankırı’ya bağlı bir kadılık merkezi iken, Hicri 1284 tarihinde Mecidiye adını verilerek ilçe yapılmıştır. Ilgaz adını alması 1922 yılında, Çan-kırı’ya bağlanması ise 1929 yılında gerçekleşmiştir. Koçhisar adının Ilgaz olarak değiştirilmesinde Şeref-likoçhisar’ın başındaki şerefli sözcüğünden dolayı onlar şereflide biz değimliyiz diyerek tepki gösterildi-ği ve adının değiştirildiği rivâyeten anlatılmaktadır. Ilgaz adı, Türkçe’de memleket anlamına gelen “il-el” kelimesinin, bölgede bir süre yaşamış olan “Gask”ların Gas’ı ile birleştirilerek “El-gas” şeklinde söylenmesinden türediği öne sürülmekle birlikte, Ilgaz Dağı'nın Paphlagonia'lılar dönemindeki adı olan "Olgassys"den türediği yönünde görüşler bulunmak-tadır.

TARİHİ: Yapılan yüzey araştırmaları ve Ilgaz böl-gesinde bulunan höyüklerden elde edilen eserlerden, Ilısılık, Engine dağlarında rastlanan izabe fırın artık-larından, Paleolitik dönemden bu tarafa iskân edil-diği ortaya konmuştur. Özellikle 2000 yılında Anka-ra’da bulunan İngiliz Arkeoloji Cemiyeti tarafından bölgede yapılan yüzeysel arkeolojik araştırmalarda çok sayıda prehistorik yerleşimlere rastlanmış ve bu dönemlere ait değişik el âletleri toplanmıştır. Yazısız dönemle ilgili söylenebilecek tek bir konu günümüz-den 10 bin yıl öncesi ve daha da eskisinden bu tarafa bölgede insanın yaşadığıdır. Bütün Anadolu’da oldu-ğu gibi yazılı kaynaklara Hititçe yazılmış tabletler

124

sayesinde ulaşılmış bulunulmaktadır. Hitit tabletle-rinde, Hititler bölgeye geldiklerinde Hattiler ve Gasgaslar ile karşılaştıkları yönünde bilgiler vardır. Hitit medeniyeti Hatti medeniyeti üzerine kurulmuş ve gelişmiştir. Hititler Anadolu’da hükümranlıklarını sürdürdükleri dönemde Orta Karadeniz Bölgesinde, Ilgaz dağının iç kısımlarında yerleşik Gasgas (Kaşka) adlı kavimle zaman zaman savaşmışlar, zaman za-manda dost olmuşlardır. Hititler Gasgaslar ile savaş-lara katıldıkları gibi, kendi aralarında anlaşmazlığa da düşmüşler ve aralarında barış antlaşmaları yap-mışlardır. Hititler döneminde bölgenin adı Kummensa olarak adlandırılmaktadır.

İlçe toprakları geçmişte sürekli hareketlilik yaşa-mış, çeşitli kavimlerin yerleşim ve harekât üssü ol-muştur. Bölgenin dağlık ve korunmaya uygun olması farklı kültürlerin kaynaştığı ve bir araya geldiği bir alan olmuştur. İÖ 2000 yılına tarihlenen eserler ya-nında Arkaik, Roma ve Helenistik dönemleri temsil eden çeşitli eserler elde edilmiştir. İnköy, Kurmalar köyü, Cendere ve Ilgaz tümülüsleri bölgenin geçmişi-ne ışık tutan yapıt ve eserlerin kaynağı durumunda-dır. Bölgenin ilk yerlileri: Hattiler ve Proto-Hititler’dir. Orta Asya menşeili oldukları ileri sürülen Hititlerin günümüzden 3 300 yıl önce Mezopotamya veya Do-ğu Anadolu üzerinden Anadolu’nun iç kısımlarına gelerek yerleştikleri ve geldikleri yerlerde bulunan otokton (yerleşik) halkla kaynaştıkları kaydedilmek-tedir. Yerleştikleri bölgede yerli halkı egemenlikleri altına alarak dönemlerinin dünya devletlerinden biri olan, Hititler’in iskân sahası içinde bulunan Ilgaz’da, Tunç çağını temsil eden eserler bulunmuştur, Deniz kavimlerinin özellikle İÖ 1200’ de Dorlar’ın Anado-lu’yu istilâ etmeleri sonucu Hitit devleti yıkılarak Anadolu’da karanlık bir dönem başladı ve bu dönem İÖ 700 yıllarına kadar sürdü. Kafkasya’dan gelen Kimmerler, İÖ 584’de batıdan gelen Lidyalılar, Medler, İÖ. 546’da Persler, İS. 330 sonrası Büyük İskender bölgenin yönetimini ellerine geçirdiler. Gü-nümüz bulgularına göre Ilgaz tarihi bu dönemden sonra sisler içinde kalmaktan yavaş yavaş çıkmaya başladı.

125

İlçenin de içinde bulunduğu, doğuda Kızılırmak, batıda Filyos çayıyla sınırlanan alan, milattan önceki dönemlerde "Paphlagonia" adıyla anılmaktadır. Hitit Devleti öncesinde, İÖ. 1300 sıralarında bölgede Gask (Kaska) adında bir devletin bulunduğu bilinmektedir. Hitit Devleti yıkıldıktan sonra sırasıyla Frigya, Paphlagonia, Lydia , Pers, İS. 334'te Anadolu'ya giren Büyük İskender'in egemenliğine geçen bölge, İÖ 65 yılına kadar Pontus Krallığı'nın elinde kaldı. Romalı-ların, ardından da Bizans'ın egemenliğinde kalan Ilgaz, Malazgirt zaferinden hemen sonra 1082 yılında Türk hakimiyetine geçmiştir. Anadolu Selçuklu Devle-tinin zayıflamasıyla birlikte bölgede Candaroğulları Beyliği'nin hâkimiyeti görülür. 1380 yılında, Yıldırım Beyazıt’ın Candaroğulları Beyliği'ni yıkıp topraklarını ele geçirmesi üzerine bölge Osmanlı İmparatorluğuna bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde, işgalci düşman kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele eden Ilgaz, taşıma kolları oluşturmuş ve taşıma kolla-rına konaklama yeri ve yiyecek sağlayarak Kurtuluş Savaşında önemli bir rol üstlenmiş, lojistik destek sağlamıştır.

İnadğından Ilgaz

126

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİM YERLERİ

Kaleköy (Ilgaz’a 6 km): Antik dönemden kalma harabe vardır. Candaroğulları ve Osmanlılar döne-minde bölgede beylik yapan, Koçhisarlıoğlu beyliği-nin merkezi idi.

Kurmalar (Ilgaz’a 13 km): Köy arazisi içinde tari-hi kalıntılar vardır.

Kuşçayırı (Ilgaz’a 14 km): Antik döneme ait kalın-tılar vardır.

Ödemiş (Ilgaz’a 8 km): Köy yakınlarında kale ha-rabeleri vardır, Candaroğulları döneminde beylik merkezi idi

Kimıate kenti: Dönemin yönetim merkezi, başkenti olmuştur. H.Kiper ve Leonhard. Kentin yerinin İnköy (Ilgaz’a 5 km) tepesinin olduğunu belirtirken, Cendere (Ilgaz’a 3 km): ile Kurmalar (Ilgaz’a 13 km): köyleri arasında olduğunu ileri süren bilim adamları da var-dır. Kimiate kenti, İÖ. 302 yıllarında bir hareket üssü ve İÖ. 228’ de Pontus krallığının ilk başkenti olarak görev yaptı. Strabon ise, Kimiate’yi Olgassyis (Ilgaz) dağlarının eteklerinde kurulmuş sağlam bir kalesi olan kent ve Ilgaz dağında çok sayıda tapınağın var oldu-ğundan bahseder. İÖ. 281’de Mithridates’in torunla-rından Mithridates Eupator (IV.Mithridates) burada güçlü bir Pontus krallığının temellerini attı. Strabon'a göre İÖ 200 yılına kadar uzanan Hellenistik dönemde Ilgaz ilçesinin de içinde bulunduğu Anadolu'nun ku-zey batı kesimi Paflagonya olarak bilinir. Paflagonya'nın dini merkezi Ilgaz'a (Olgassyas) bağlı olarak gösterilen Ilgaz dağıdır. Ilgaz dağının Devrez çayına bakan güney eteklerinde ise günümüzde yeri tespit edilemeyen önemli bir yerleşim birimi olan sağ-lam Kimiate kalesi ve Kimiatene kenti bulunur.

Salman ve Cendere höyüklerinde (Ilgaz’a 3 km): yapılan araştırma ve kazılar sonucunda: Hititler, Phyrigler, Roma dönemlerine ait buluntulara rastlan-

127

dı. Türk Tarih Kurumu tarafından 1979’da yapılan araştırmalarda epigrafik eserler (yazıtlar), keramik ve porselen parçaları elde edilmiştir. Gökçay, Devrez vadileri ve Cendere köylerinde İÖ 3.yy’a ait bazı bu-luntular ile Roma ve Bizans dönemlerine ait yontu, epigrafik taş, bina kalıntıları ve değişik eserler bu-lunmuştur.

Çeltikbaş höyüğü (Ilgaz’a 18 km): Höyük çeltik tarlaları arasında bulunmaktadır. Yaklaşık yüksekliği 8 metredir.

Stoalar: Antik kentlerin çarşılarını meydana geti-ren, halkı kötü hava koşullarından koruyan ve her türlü sosyal etkinliklerin yapıldığı bina grubu olup, bu binalarla ilgili yazıtlar ortaya çıkarıldı. Helenistik kent özelliği ve dokusu içinde yer alan stoa binaları içinde agora, meclis binaları ve tapınaklar yer alır, site özelli-ği taşır. Kurmalar köyü (Ilgaz’a 13 km): Demirciler yaylasında bulunan eserlerden, günümüzden 1900-2000 yıl öncesinde burada yoğun bir nüfusun olduğu ve önemli bir kent olduğu anlaşılmaktadır.

Kurmalar köyü (Ilgaz’a 13 km): : Ilgaz ilçe mer-kezinin kuzeydoğusunda ve 15 km. uzağındadır. Demirciler yaylasında Helenistik çağa ait epigrafik eserler ve keramik parçaları bulundu. Antik kent kalıntıları vardır. Cendere köyüne uzaklığı yaklaşık 10.km.dir.

Ilgaz Tümülüsleri: İlçe merkezinde, Çankırı-Kastamonu karayolunun batısında üç, doğusunda bir adet Tümülüs vardır. Kazılan tümülüsten aslan hey-keli çıkarılmıştır.

İnköy kaya mezarları (Ilgaz’a 5 km): Kastamonu-Çankırı ile İstanbul-Samsun karayolunun n kavşa-ğında ve Devrez çayının güneyinde, vadiye hakim, ilçe merkezine 5 km. uzaklıkta yer alan İnköy’de Helenistik döneme ait kaya mezarları vardır. Volka-nik kayalardan oluşmuş, beş kattan meydana gelir. İlk kattaki odalardan biri kemerli kapı ve tonozlu girişe sahip, duvarları nişlidir, kemerli kapılarla bir-birinden ayrılmıştır. üç oda yer alır. İkinci kat odaları dörtgen biçimli ağaç mimari özelliğini gösteren taş

128

kirişe sahiptir. Tavanlar içten kubbeli, üçüncü oda pencereli ve odalar birbirine geçmelidir. İki oda ve niş, ile ölü sediri bulunur. Üçüncü katta dörtgen ve oval planlı sekiz oda ve niş ile ölü sedirleri vardır. Dördüncü katta iki niş yer alırken beşinci katta bü-yük bir oda bulunmaktadır. Kaya mezarlarına araba ile ulaşmak mümkündür. Bakımsız ve kendi haline terk edilmiş durumdadır.

İndağı kaya mezarları

Cendere Höyüğü (Ilgaz’a 3 km): : Cendere köyü arazisi içinde bulunur. Tümülüsler kazılmış mezar odası ve lahit ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma veya Er Bizans dönemlerine ait olduğu tahmin edilmektedir. Mezar odası 270x190 cm. ve mezar ise 185x80x50 cm. boyutundadır. 1.85x80x0.50 boyutunda ölü yatağı bulunan mezar odası tonozlu, üstü yassı taş-larla kapatılmış ve içinde bir adet lahit bulunmakta-dır.

129

Salman Höyük (Ilgaz’a 3 km): : Cendere köyü sı-nırları içindedir. Höyük yüksekliği 30 m. tepesindeki düzlük 60 m. genişliğindedir. Bakır çağına ait çanak, çömlek bulunmuş ayrıca Roma ve Bizans dönemleri-ne ait kalıntılara tesadüf edildi. Höyüklerin bulundu-ğu Cendere köyü, ilçe merkezinin doğusunda ve Çan-kırı-Kastamonu yolunun batısına düşer. Höyükte ilk çalışmayı 1947’de Kılıç Kökten gerçekleştirdi ve bul-duğu kırmızı boyalı çanak ve çömleklerin ilk Tunç Çağı’na ait olduğunu belirtirken, 1955’de bölgede inceleme yapan C.A. Burney bunların Orta ve son Tunç Çağlarından kaldığını ifade etmiştir.

Höyük etrafında ekim yapılan, işlenen tarlalar vardır. Toprak işleme sırasında zaman zaman çanak çömlek parçaları yüzeye çıkmaktadır. Yüzeye çıkan parçalarda; kum karıştırılarak elle yapılan hamurun nemli iken düzeltildiği, tırtıllı bir aletle perdahlandı-ğı, iç ve dışının kırmızı ve siyah olduğu tespiti yapıl-mıştır. Ayrıca kum karıştırılarak çarkta yapılmış, fırınlanmış çanak çömlek parçaları yanında üzeri kahverengi tonda boyalarla süslenmiş parçalarda bulunmuştur. Çanak çömlek parçalarının yaşı hak-kında kesin bilgi yoktur Bakır Çağı, Hititler, Phyrigler ve Roma dönemlerinden birinde imal edildiği yönün-de varsayım vardır.

Pazar çayı: Bozan deresinin aşağı kısımlarına bu ad verilir. Çay çevresinde yer alan Aşağıdere ve Yazı köylerinde tarihi kalıntılar vardır.

DİĞER ESERLER

ILGAZ HAMAMI: İlçe merkezinin ortasında, çar-şıdadır. Üzeri kubbeli, iki yanı tonozlu, kemerli so-ğukluk ve sıcaklık bölümleri vardır. 1887 yılında yapılan 19. yüzyıla ait son Osmanlı dönemi hamamı olduğu tahmin olunmaktadır. Soyunma, soğukluk ve sıcaklık bölümlerinin üzeri kubbelerle örtülüdür. Köşelerde de kubbeli halvetler bulunmaktadır

ILGAZ JANDARMA ŞEHİTLİĞİ: Ilgaz-Kastamonu yolu üzerinde Derbent mevkiindedir. Pontus eşkıyası

130

tarafından şehit edilenlerin anısına yaptırılmıştır. Küçülerek üst üste binmiş iki dikdörtgen prizma şeklinde kaide ve bu kaidenin üzerinde yükselen ve kitabe kısmını taşıyan uzun prizma şeklindeki üst kısımdan ibarettir. Anıtın alt kaidesi birbirine geçi-şinde kavisli basamaklar teşkil edilmiş ve biri birine geçiş uyumlu hale getirilmiştir.

Anıtın etrafı mermer ve araları mozaik doldurul-muş bir şekilde tanzim edilmiştir. Anıt çevresini, köşelerde yer alan ve üzerinde taş kürelerin bulun-duğu kolonlar belirlemektedir. Ayrıca anıtın ön yü-zünün tam ortasında üzerine piramit gibi olan ve üzerinde madalya şilti ve altında Jandarma şehitliği 1336 yazısı bulunan bir kolon daha bulunmaktadır. Kolonlar birbirlerine zincirlerle irtibatlıdır.

Anıtın üst kısmında ay-yıldızlı arma ve hemen al-tında ana kitabe yer almaktadır.

Anıt

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

CAMİLER

Tarihi köy camileri: Gaziler (Ilgaz’a 5km), Saraycık (Ilgaz’a 18 km), Danişment (Ilgaz’a 8 km), Sazak (Il-gaz’a 10 km), Bükcük (Ilgaz’a 4 km), Alpagut(Ilgaz’a 9 km), Kayı (Ilgaz’a 20 km), Bucura, Çatak (Ilgaz’a 32 km), Yeşildumlupınar, Baslama ( 1419 yapımı). Alpagut (Ilgaz’a 9 km): 1883 yılı yapımı camisi vardır.

131

Türbe, yatır ve ziyaretgâhlar: Mülayim: (Ilgaz’a 17 km) Ali Efendi, Onaç: (Ilgaz’a 10 km) Türbe, Sö-ğütçük. (Ilgaz’a 26 km) Erenlerin doruk. Şeyhyunus: (Ilgaz’a 23 km) Türbe, Yenice (Ilgaz’a 18 km), Yenidemirciler(Ilgaz’a 13 km) , Alıç (Ilgaz’a 21 km), Alpagut (Ilgaz’a 9 km): Kurtbaba türbesi, Aşıklar (Ilgaz’a 22 km), Kayı (Ilgaz’a 20 km), Bozatlı (Ilgaz’a 9 km), Cendere: (Ilgaz’a 3 km) Hacı Kuşçu, Hacı Ba-ba. Ilısılık (Ilgaz’a 16 km), Kızılıbrık (Ilgaz’a 21 km): Hacı İlyas Kız ve Yağlı Dede, Kurmalar (Ilgaz’a 13 km), Kuşçayırı (Ilgaz’a 14 km), Akçaören (Ilgaz’a 18 km), Şıhlar: Karamanlı Hacıbey Çelebi, Yerkuyu: (Ilgaz’a 14 km) Yerkuyu Şeyhi, Cendere (Ilgaz’a 3 km) köylerinde türbe ve yatırlar bulunmaktadır. Yerkuyu’da: (Ilgaz’a 14 km) Nuri Baba (1877- ?), Çörekçiler’de (Ilgaz’a 17 km): Çörekçi Baba (15. veya 16 yy). Ödemiş’te: (Ilgaz’a 8 km) Erenler Karadede, Cendere’de (Ilgaz’a 3 km): Hacı Kuşçu Efendi (19.yy). Mülayim’de: (Ilgaz’a 17 km) Ali Efendi. Şeyh Yu-nus’ta: (Ilgaz’a 13 km) Şeyh Yunus Dede (12 yy) . Yerkuyu’da: (Ilgaz’a 14 km) Aliyel Buka (12.yy). gibi muhterem zatların mezarları bulunur.

Ödemiş: (Ilgaz’a 8 km) Köy de Horasan Erenlerin-den olduğu sanılan Karadede’nin türbesi vardır.

Cendere: (Ilgaz’a3 km) Hacı Kuşçu Efendi: Cende-re köyü sınırları içinde, çevreye hâkim tepede kitabesi olmayan türbesi vardır. Türbenin hemen yanında gelip geçenlerin su içmesi için yapılmış içi oyulmuş ağzı kapaklı bir taş vardır, 19. yy’da yaşadığı sanıl-maktadır.

Çörekçiler: (Ilgaz’a 17 km) Çörekçi Baba, 15-16. yy’da Çörekçiler köyünde yaşadığı sanılmaktadır. Hakkında anlatılan menkıbelerde konu aynı tarih ve şahıslar ise farklıdır. Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli seferine giderken ayrıca IV: Murat Bağdat seferine çıktığı zaman ordunun Çörekçiler köyünde konakla-dığı, Çörekçi Babanın çörekleri ile bütün orduyu do-yurduğu yönünde aynı konu farklı zamanlı rivayeten anlatımlar vardır. IV. Murat’ın Devrez üzerinde bir köprü ve köprünün başına çeşme yaptırdığı kayde-dilmektedir.

132

Mülayım’lı Ali Efendi: (Ilgaz’a 17 km) Devrez ça-yına hâkim bir tepe üzerinde yatmakta olan Ali Efen-di için rivayeten, Balkan Savaşları sırasında kendisi köyde olduğu halde, savaştan dönenler tarafından cephede görüldüğü söylenmiş. Köyde pilav pişiren bir annenin gönlüne oğlunun pilavdan yemesi düşmüş. Cepheden sağ olarak dönen oğlu annesine ‘’ Ali Efendi ile gönderdiğin pilavın tadını hiç unutamam’’ demesi Ali Efendinin ermişliğine atfedilir.

Şeyhyunuz: (Ilgaz’a 23 km) Şeyhyunus Dede, XII: yy’da Horasan’dan gelerek adını verdiği köye yerleş-miş Horasan Ereni’dir. Kabri, köyün kuzeyinde yük-sek bir tepe üzerindedir. Köylüler her yıl yağmur duasına çıkar ve Şeyhyunus Dede’yi dualarla yâd eder.

Yerkuyu: (Ilgaz’a 14 km) Yerkuyu Şeyhi Aliyel Buka, 12. yy’da Horasan’dan gelerek buraya yerleşti-ği, Horasan Erenlerinden olduğu, mezarının yapı-mında geyiklerin kereste taşıdığı rivayeten anlatılır. Kabri mescidin bahçesindedir. Eldivan ilçesi Seydiköy’de bulunan caminin yazıtında Aliyel Buka’nın Hacı Murad-ı velinin babası olduğu ve Ilgaz –Tosya arasındaki Yerkuyu’da yattığı ifade edilmektedir

Sivil mimari

133

Sivil mimari örnekleri

Değirmen

134

Dibek

ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR

Ödemiş Kaplıcası: (Ilgaz’a 8 km) Dağlık bölgeden çıkar. Ilgaz ilçe merkezine 4 km. uzaklıkta ve kuzey-batısındadır. Sular soğuk ve bikarbonatlı, ekşimsi tatlıdır. Hazım bozukluklarına ve mide hastalıklarına iyi gelen kaplıcası vardır.

Bozan Suyu: Ilgaz İlçesi'nin kuzeybatısında bu-lunan termal su kaynağı ve Bozan Hamamı çevresi kapalı iki ayrı havuzdan oluşmaktadır. Suyun sıcak-lığı 16 °C, debisi ise 0.5 litre/saniyedir. Bozan Ha-mamı, banyo uygulamalarında cilt hastalıklarına, romatizma ve kaşıntıya iyi gelir. İçmece olarak ise sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.

Kazancı İçmesi: (Ilgaz’a 14 km) İlçenin kuzeydo-ğusunda ve Ilgaz-Kastamonu karayolu üzerinde 8 km. uzağındadır. Suları soğuk, ekşimsi ve bikarbo-natlı olup midevidir. Mide ve cilt hastalıklarına iyi gelen soğuk, ekşimsi maden suyudur.

Şeyhler Maden suyu: Şeyhler köyünde ve ilçe merkezine 5 km. uzaklıktadır. Bozat deresi kenarın-dan çıkar, suyu ekşimsi ve soğuktur. Hazmı kolaylaş-tırır, mide ve barsak hastalıklarına iyi gelir.

Ilısılık içmesi: (Ilgaz’a 16 km) Soğuk ve kalevi özelliktedir. Tadı ekşi, lezzetli hazmı kolaylaştırır. İlçeye 20 km. uzaklıktadır.

135

Ilgaz ilçe merkezi: Eski öğretmen evinin yanında şifalı su bulunmaktadır. (Not: kaldırılmış olabilir)

ETKİNLİKLER

Her yıl Ilgaz Dağı Kültür ve Sanat Festivali (Temmuz üçüncü haftası) düzenlenmektedir. Yeşildumlupınar Güldağı festivali. Kisecik geleneksel pilav günü.

İlçe pazarı Cumartesi günleri kurulur.

Şenlikler

ILGAZ DAĞI

Ulaşım: Ankara, İstanbul ve diğer illerden Ilgaz il-çesine otobüs ile gelindiğinde ilçeden 16 km uzaklık-taki merkeze ulaşım taksi ve minibüsler ile oldukça kolaydır. Özel araçları ile gelmeyi tercih edenler, Ilgaz Kastamonu karayolu üzerinde Yenice Köy mevkiin-den sağa dönerek 6 km düz asfalt yolu takiben ko-layca merkeze ulaşabilirler. Vadi boyunca merkeze kadar yolun düz olması ulaşımı çok kolaylaştırmak-tadır.

Coğrafya: Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sıra-sındaki Ilgaz Dağları, doğu-batı düzleminde uzan-maktadır. En yüksek noktası 2587 metre olan söz konusu dağ sırasının üzerinde Küçük Hacet tepesi (2546 m.), Büyükhacet Tepesi (2587 m.)dir. Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinin Üç tara-fının dağlar ile çevrili olması kayak severlere kötü

136

hava şartlarında dahi tipi ve fırtına olmadan kayak yapma imkânı sunmaktadır. Kayak için en ideal kar olan kristal toz kar’a sahiptir. Kayak sezonu Ara-lık’tan Nisan’a kadar devam eder. Mevcut otelin yıl boyunca açık olması da yazları doğa sporlarının yapılmasını sağlamaktadır.

Ilgaz dağından kış

Gezinti ve piknik yerleri: Ilgaz dağı, Kırkpınar yaylası, Yıldız tepe, Kadın çayırı, Derbent potansiyel turizm alanlarıdır. Yaylarları ve doğal güzellikleriyle ünlü olan Ilgaz dağları üzerinde Kadın çayırı piknik alanı, Derbent, Kırkpınar yaylası, Çatak yolu üze-rinde Tepelice bölgeleri gitmeye ve gezmeye değer yerlerdir

Ilgaz Doruk Mevkii: 1800 m rakıma sahip olan Il-gaz Dağı Doruk Mevkii Ilgaz’a 23, Kastamonu’ya 40, Çankırı’ya 73, Ankara’ya ise 203 km mesafededir. Tabii güzelliği ve yaban hayatının zenginliği yanı sıra kış sporları imkânlarıyla da yoğun ziyaretçi çekmektedir

Derbent Şehitliği ve Mesire Yeri: Ilgaz'a 24, Çankı-rı'ya 74 km. mesafede yer alan mesire yeri Ilgaz-Kastamonu Devlet Karayolu kenarındadır. 5 hektarlık alana sahip olan mesire yerinde kış sporu yapmak isteyenlerin yanı sıra özel araçlarıyla seyahat eden-lerce kısa süreli dinlenmeler için de tercih edilmekte-dir. Masabank türü oturma yerleri, ocaklıklar, çeşme-leri ve tuvaleti mevcuttur. Sarıçam, karaçam ve kök-

137

nar ağaçlarıyla kaplı olan mesire yerinde elektrik ve telefon imkanları da mevcuttur

Kayak Merkezinde 5 adet devlet konukevi, 2 adet otel bulunmaktadır. Tesise 3 km. uzaklıkta bir otel daha bulunmaktadır. Gerek Kastamonu ve gerekse Çankırı bölgesinde yeni tesisler yapılmış ve işletmeye açılmış, yeni tesis yapımı ise proje aşamasındadır.

Ilgaz Dağı Milli Parkı

Karadeniz Bölgesi, Kastamonu ve Çankırı illeri sı-nırında zirvesi 2850 m. olan Ilgaz Sıradağları üze-rinde, Ilgaz Milli Parkı içerisinde yer alır. Kış turizmi-nin yanı sıra, sahip olduğu doğal güzellikleri ile dört mevsim turizme elverişlidir.

Kastamonu'ya 40, Çankırı'ya 73, Ankara'ya 203 km, İstanbul'a 475 km.dir. Kayak Merkezine, İstan-bul-Kastamonu'ya karayolu ile Ankara-Kastamonu karayolunun kesiştiği noktada yer alan Ilgaz ilçesinib 25 km. kuzeyinden ayrılan mevcut yolla ulaşılabilir. Şehir merkezinden

kayak tesislerine tur otobüsleri ve özel araçlarla ulaşmak mümkündür. Ankara’ya 200 km. mesafede Çankırı-Kastamonu karayolu üzerindedir. Doğa hari-kası olan Ilgaz’da karaçam, sarıçam ve köknar ağaç-ları yanında zengin bitki örtüsü insanı âdeta büyüler. Yazları, kışı ve baharları ayrı güzelliktedir. Çağıltılı akan suları , geyik, karaca, tilki, yaban domuzu ve ayı gibi yaban hayatının hayat bulduğu Milli Park kış sporları içinde bulunmaz güzelliklere sahiptir. Milli Park içinde değişik morfolojik yapı, zengin bitki çeşi-di, vadiler, akarsular, karla kaplı zirve sürekli olarak insanların ilgisini çekmektedir. Çankırı ve Kastamo-nu tarafında kayak merkezi ve konaklama tesisleri vardır. Kayak mevsimi Aralık- Nisan ayları boyunca devam eder. Kar kalınlığı ise 50-200 cm. arasında değişir.

Kuş gözlem alanı: Ankara’ya 203 km, Çankırı’ya 73 km. uzaklıktadır. Kurt, tilki, bıldırcın ve keklik gibi av hayvanları mevsimlik olarak avlanacağı gibi, yaban domuzu her mevsim avlanır.

138

Yıldız Tepe (Kadın Çayırı): Çankırı-Kastamonu ka-rayolunun 5 km içerisinde ve ilçeye 15 km. uzaklık-tadır. Orman ve mesire yeri olup, konaklama tesisi vardır. Kış sporları için elverişlidir. Kadın Çayırı Ilgaz Dağı'ndaki piknik alanları içerisinde en çok rağbet edilenidir. On hektarlık bir alan üzerinde mesire yeri olarak düzenlenmiş, Kamp yapmak için son derece uygundur.

Kadın Çayırı'na Ilgaz-Kastamonu Karayolu'nun 13'üncü kilometresinden doğu yönüne ayrılan 5 ki-lometrelik bir yolla ulaşılıyor. Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezi Türkiye'de kış turizmi için yapılan ilk ciddi ve kapsamlı proje ve Kış Sporları ve Turizm Mastır Plan Çalışmasıdır. Yapılan çalışmada Ilgaz Dağlarının doğal yapısı ve iklimi ile uluslararası kış sporları merkezi niteliğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Projede uluslararası yarışmalar hatta kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği özelliklere uygun olarak planlanmıştır

Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezi. Ay-rıca ünlü Çavundur kaplıcalarına 40 km yakınlıkta olması da kayak severlerin gündüzleri kış ve Doğa sporları yapıp, akşamlarını da kaplıca keyfinden yararlanmalarını mümkün kılmaktadır.

Ilgaz Dağının zirvesi olan Hacet Tepesinin karşı-sındaki düzlükte bulunan ve Dağın kuzey yamacın-daki pistlerin alt istasyonunun bulunduğu alan 1500 m uzunluğunda 700 m genişliğinde ve % 25 eğime sahiptir. Üç tarafı köknar ve sarıçam ağaçlarından oluşan ormanlık açık alanda, oteller, Günübirlik kafeteryalar ve otopark alanları vardır. Merkezin rakımı alt istasyonda 1500 ve üst istasyonda 2100 olup, 600 m irtifa farkı vardır.

139

Yıldıztepe

140

Yıldıztepe projesi

KIŞ SPORLARI VE KAYAK

Mekanik Tesisler ve Pistler: Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinde, 2 adet beyb lift ve Saatte 1500 kişi taşıma kapasiteli Deta Chable Telesiej var. Kış sporlarına yeni başlayanlar için 600m uzunlu-ğunda %25 eğimli ve Yıldız tepeden alt istasyona 4000 m uzunluğunda %25 eğimli eğitim pistleri var-dır. (Karınca Pisti ve Ay Işığı Pisti ). Orta derece ve ileri derece kayak bilenler için Dikmen pisti 2400 m. uzunluğunda başlangıç yerinden varış noktası ara-sındaki yükseklik farkı 400m. Olan Slalom, Büyük slalom ve Snow board Dünya kupalarının yapılabile-ceği pist kurallarına uygunluktadır. Orman yolların-da Kuzey disiplini ve tur kayağı için 10 km doğal pist-ler vardır. Türkiye’de ilk defa düşünülen biathlon, tekerlekli kayak ve kayakla atlama pistleri planlanmış-tır. Orta ve İleri derece kayakçılar için 4000 m. Büyük

141

Ayı pisti ve 300 m. Küçük Ayı pistleri plan aşamasın-dadır. (www.cankiri.gov.tr-www.ilgaz.gov.tr))

Kırkpınar Yaylası: Kise köyünün kuzeyinde, Ilgaz ilçe merkezine 19 km. uzaklıktadır. Kış aylarında ulaşım yoktur. Kırkpınar yaylası Ilgaz merkezden 22 Km uzaklıkta denizden 1800 metre yükseklikte bir yayla gölü, olup adını gölü besleyen 40 pınardan almıştır. Ilgaz Sıradağlarının uzantısı olan 2400 metrelik Emir gazi tepesinin yamaçlarında bulunan yayla Ilgaz Dağlarının kendine özgü florasının eşsiz örnekleri ile doludur. Çiğdem, düğün çiçeği, yabani lale, unutma beni, sari orkide, çuha, salep, orman gülü yaylada rastlayabileceğiniz yüzlerce çiçekten sadece bir kaçı. Fauna içinse yaban ördeği (Angit), kuyruksallayan, karatavuk, mavi ağaçkakan, alakar-ga ve apollon kelebeğini sayabiliriz

En boğucu yaz sıcağında bile, Kırkpınar sizi bahar serinliği ile karşılar. Çam gölgesinde piknik yapmak, golde yüzmek, hamakta sallanmak, göl çevresinde yürüyüş yapmak, çimenler üzerinde yalınayak do-laşmak, uçurtma uçurmanın keyfini sürmek, gölde botla dolaşmak, Kırkpınar’da geçireceğiniz zamanı keyifli kılmak için sizleri bekliyor.

Baharın gelmesi ile birlikte eriyen karların altın-dan filizlenen çeşit çeşit çiçekler yaylayı bir çiçek denizine çevirir. Yaylaya her çıktığınızda başka bir renkteki çiçeğin yaylaya hâkim olduğunu görürsü-nüz...

142

Sansınız yaver giderse yayla evlerinde tereyağının yapılışını izleyebilir, köy ekmeği, taze tereyağı ve yayık ayranından oluşan bir yayla ziyafetine konuk olabilirsiniz...

Yer yer 2000 metreyi gecen yürüyüş parkurları boyunca; essiz panoramik görüntüler, cam ve çiçek kokuları ile yoğrulmuş temiz dağ havası, soğuk pınar suları ve doğanın sizlere sunduğu kanlıca mantarı, ahududu, dağ çileği ve böğürtlenden oluşan zengin acık büfe mönüsü sizlere eşlik edecektir.

Fotoğraf meraklıları için bulunmaz güzellikler ile dolu bu parkura kameranızı almadan kesinlikle çık-mayınız. Apollon kelebeğinin essiz güzellikteki tırtıl-ları, yaban ördekleri, yabani orkideler kameraları ile birlikte gelenleri bekliyor...

Ortasında bir göletin ve çevresinde çam ormanla-rının bulunduğu Kırkpınar Yaylası, görülmeye değer yerler arasında. Ilgaz halkı tarafından, kırk kaynak-tan çıkan suyun akış yolunun ‘‘Hz. Hızır’’ tarafından çizildiği söylenmektedir. Bir efsaneye göre ise Kırkpı-nar'ın tepesinde Hz. Ali'nin devesi, düzlükte ise Hz. Ali'nin kayası varmış. Ilgaz'ın kuzeyinde yer alan yaylaya iki yoldan ulaşılıyor. Ilgaz-Kastamonu yolu-nun onuncu kilometresinden batıya dönülüp, 10 kilometre daha gidilerek veya Ilgaz-Bozan Köyü'nden geçilerek ulaşılıyor.

Tepelice. Ilgaz’a uzaklığı 27 km olan mesire ve piknik alanı

Ne Yenir : Etli ekmek, perişka, cızlama ve keşkek Ilgaz'ın yöresel yemekleri. Etli ekmek, ince yufkanın arasında konan ince et parçacıklarının sacda pişiril-mesiyle yapılıyor. Perişka, bir tür hamurlu yemek. Cevizli veya değişik soslarla yeniliyor. Keşkek, üveyik buğdayından yapılıyor. Buğday taneleri içine et, yağ, su konularak toprak kapta fırına veriliyor. Cızlama ise sıvı hale getirilmiş hamurun, yağlı sac üzerine dökülür ve pişirilir. Yöresel yemeklere etli ekmek dışında pek fazla restoranda rastlanmıyor.

143

ULAŞIM

İstanbul-Gerede-Çerkeş-Kurşunlu- Ilgaz. Ankara-Çankırı-Ilgaz karayolu ile ve İstanbul Esenler-Harem terminalleri, Ankara Aşti terminalinden kalkan oto-büslerle ulaşılır.

KONAKLAMA

Ilgaz Doruk Oteli: 0 376 416 12 10

Ilgaz Derbent Motel:0 376 416 39 48

Ilgaz Öğretmenevi: 0 376 416 17 91

Ilgaz Oteli: 0 376 416 11 65

YEME-İÇME

Lokanta vardır

144

KIZILIRMAK

Kızılırmak ilçe haritası

Kavun, Türkmen kilimi ve pirinci ile ünlü Kızı-lırmak: kuzeyi ve batısında Çankırı merkez ilçe, gü-neyinde Kırıkkale, doğusunda Çorum ili ile komşu-dur. Yüzölçümü 434 km² ile uzaklığı 50 km. Rakımı 664 m. civarındadır. Toplam nüfusu 8 822 olup bu-nun 2 021’i ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). Karasal iklime hâkimdir. Sıcaklığın en fazla olduğu aylar Temmuz ve Ağustos, en soğuk ayları ise Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat’tır. Hâkim rüzgâr yönü kuzey-batıdır sonra sırasıyla kuzey ve batı rüzgarları gelir. Kış mevsimi hariç her zaman gidilebilir.

ADI: Osmanlı İmparatorluğu kayıtlarında İnalli-Ballu veya İnallu Ballu olarak geçmektedir. Bu ad yörede yaşayan İnallı-Ballu aşiretine izafeten veril-miştir Cumhuriyetten önce Kalecik ilçesine bağlı kü-çük bir köyken, Cumhuriyet sonrası Hüseyinli adı ile Çankırı’ya bağlanmıştır. İlçe sınırları içinde bulunan Kızılırmak nehrinden dolayı Hüseyinli adı Kızılırmak olarak değiştirilmiştir.

TARİHİ: Kızılırmak ve çevresi Hitit İmparatorlu-ğunun salt yönetimi altında olan topraklardır. Genel-de Çankırı’da ki yerleşimin Paleolitik dönemde başla-dığı kabul görmekte, yazılı tarihinde Hitiler ile başla-dığı tartışmasız olarak kabul edilmektedir. Prehistor-ya ve tarih çağları içinde yaşayan kavim ve devletle-

145

rin tamamı Kızılırmak bölgesinde de hüküm sürmüş-lerdir. Hitiler, Lidyalılar, Phrigler, Makedonyalılar, Bizanslılar, 1092 ‘de Türklerin eline geçmiştir. Os-manlı topraklarına katılması ise Çelebi Mehmet za-manında gerçekleşmiştir. İlçe sınırları içinde en azın-dan Hititler dönemine ait kalıntıların bulunabileceği-ne kesin gözle bakılmakla beraber, bugüne kadar ciddi her hangi bir araştırma yapılmamıştır.

Anadolu’nun Müslüman Türklerin eline geçme-sinden sonra Karatekin Beyliğinden başlayarak gü-nümüze kadar bir Türk yurdu olmuştur. Türkmen boylarından gelerek bölgeyi kendine yurt edinen boyların başında İnallı aşireti gelmektedir. 1985 yılında belediye teşkilatının kurulmasını takiben 04.07. 1987’de ilçe yapılmıştır.

Kavun

Regülatöı

146

Çeltik tarlasn

GEZELİM-GÖRELİM

Antik yerleşim yerleri: Sakarca köyü Çağeller böl-gesi: Köyün yaklaşık 1 Km mesafe kuzeyindedir. Sakarca köyü ile Karamürsel köyü arasında, asfalt yola dik devam eden ekili arazide sulama kanalının yolla bitiştiği noktada yolun sağında yer almaktadır. Tarla batıya doğru hafif meyillidir. Alan üzerinde iri kum katkılı, kalın cidarlı, kiremit renkli kaba hamur-lu küp parçaları ile kiremit renkli, seramik parçaları yoğun şekilde bulunmakta olup, küçük bir yerleşim alanı niteliği taşımaktadır.

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Hallaçlı ‘da Keramettepe, Yeniyapan’da Türbebaşı.

CAMİLER

Tarihi köy camileri: Kahyalı, Sakarca,

Karamürsel Köyü Camisi: Caminin kitabesi oku-namamış yapım tarihi 1879 olarak tahmin olunmak-tadır.Dikdörtgen planlı, yüksek bir kaide üzerine oturtulmuş, çatı ahşap üstü kiremit ile örtülmüştür.

147

Duvarlar kesme taş ve tuğladan yapılmış mimari bir özelliği yoktur. Karamürsel, Sungurlu’ya bağlı iken 1953’de Irmak bucağına bağlandı.

Sakarca Köyü Camii: Kitabesinden 1839 ‘da ya-pıldığı anlaşılmaktadır.Kızılırmak ilçe merkezindeki Merkez Cani ve Yukarıalagöz camileri, Karamürsel köyü camisi ile aynı özellikleri taşır, aynı tip malze-me kullanılmıştır. XIX. Yüzyıl yapılarıdır

Kızılırmak Merkez Camii: 19. Yüzyılda yapılmıştır.

Yukarıalagöz Camii: Yapım tarihi bilinmemektedir

Kahyalı: 1826 yapım tarihli camisi var.

Türkmen kilimi

PİKNİK VE MESİRE YERLERİ

Kızılırmak Nehri kıyısında günübirlik ziyaretler için uygun mesire yerleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra sportif olta balıkçılığı için de uygun bir mekandır

ETKİNLİKLER

İlçe Pazarı Cuma günleri kurulur.

Ağustos-Eylül aylarında ilçede kavun pazarı ku-rulmakta ve Ağustos ayı ortalarında Kızılırmak ka-

148

vununu tanıtım amacıyla kavun festivali ve teşvik müsabakaları düzenlenmektedir.

ULAŞIM

Ankara’dan gidecek olanlar Çankırı’ya 29 km. ka-la sağa İskilip yoluna saparak ulaşırlar. Çankırı ve Ankara bağlantılı otobüs seferleri vardır.

KONAKLAMA

Kızılırmak Öğretmenevi: 0 376 324 12 71

YEME-İÇME

Lokanta bulunur

149

KORGUN

Korgun ilçe haritası

Taşı ve Ildızım suyu ile ünlü Korgun , kuzeyde Il-gaz, doğuda Çankırı merkez ilçe, güneyde Eldivan, güneybatıda Şabanözü ve batıda Orta ilçesi ile kom-şudur. Yüzölçümü 326 km², rakımı 963 m. dir. Top-lam nüfusu 3 613 olup bunun 1 755’i Korgun ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007) . Çankırı-Korgun 20 Km. Ilgaz 30 Km. Ankara 150 Km.’ dir. İlçenin ya-kında bulunan Ildızım Tren İstasyonunu kullanıla-rak da ilçeye ulaşılabiliyor. Çankırı-Korgun arasında sürekli minibüs seferi vardır. Çankırı-Kastamonu yolu üzerinde bulunan ilçeye ulaşım Ilgaz, Kastamo-nu ve Çankırı otobüsleri ile sağlanmaktadır. İlçede karasal iklim hâkimdir. Kışın ısı -20 C° nin altına kadar düşmektedir. Karlı günler sayısı ortalama 40 gün, kar kalınlığı 50 cm.ye kadar ulaşır. Yağış orta-laması 600-700 mm. Civarında olup kuzey kesimde Karadeniz ikliminin etkisi görülür. Kışın ve bahar aylarında kuzeybatı, yazın batı yönünden esen rüz-gârlar hâkimdir. Kış mevsimi hariç her mevsim gidi-lebilir.

ADI: Adını Kargın boyundan almıştır, Kargın, Karkın, Korgun ve Korhun, Karkin, Karkine sözcük-leri Anadolu’nun değişik yörelerinde farklı şive ile söyleniş biçimleridir. Prof. Dr. Hasan Eren’in Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nde “kargın” kelimesi,

150

eriyen karların oluşturduğu akarsu, karla karışık yağan yağmur, marangozlukta kullanılan bir çeşit rende, biçiminde açıklandıktan sonra; karık, bağ- bahçe sulamak, su yolu, ark, bu arklar arasında ka-lan ve tohum ekmek için kullanılan evlek, sabanla tarlada açılan çizi anlamlarında da geçmektedir.

TARİHİ: Paleolitik dönemden itibaren Korgun’un tarihi, merkez ilçe tarihi ile aynıdır. Ayrıca çok eski bir yerleşim yeri olduğunun kanıtları vardır. Kayıçivi köyünde yer alan mağaralar, zaman zaman toprak-tan çıkarılan toprak kap ve lahit parçaları bunu is-patlamaktadır. Alpsarı ve Ildızım köylerinde Romalı-lar dönemine ait nekropol alanı kalıntıları vardır.

Milattan önce üçüncü yüzyıldan itibaren Korgun’ un da içinde bulunduğu bölge Hititlerin yerleşim alanı içinde kalmıştır. İÖ. 64’te Romalı’lar bölgeye egemen olmuşlar ve bu durum on birinci yüzyıla kadar sürmüştür. 1071 sonrası Oğuz boyları Anadolu içlerine gelmeye ve yurt edinmeye başladılar Daniş-mentliler döneminden itibaren Çankırı bölgesine gelen Türkler kendilerine buraları yurt edindiler.

1071 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Alpars-lan’ın Malazgirt zaferinin ardından ilçe topraklarının da içinde bulunduğu bölge Türklerin egemenliği altı-na girmiştir. Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı Devleti’nin egemenliği altına giren bölgenin, daha önce l309 yılından itibaren de Çandaroğulları ve İsfendiyaroğulları Beyliği’nin toprağı olduğu bilin-mektedir

Çankırı merkez ilçeye bağlı iken 1954’de belde teşkilatı kurulmuş ve 1990’da ilçe olmuştur.

GEZELİM-GÖRELİM

Antik yerleşim yerleri

Nekropol alanları:

İlçenin 4 km güneyinde Çankırı-Korgun yolunun batısında, Çankırı-Zonguldak tren yolunun doğusun-da, Korgun ve Apsarı Çaylarının kesiştiği ovanın

151

içerisinde 10 m yüksekliğinde tepenin etrafında, yaklaşık olarak 200x75 m. Ölçülerindedir. Yerleşim yeri ile Nekropol alanı birbirine sınır olup, nekropol alanının sulama kanalı ikiye ayırmaktadır

Alpsarı (Korgun’a 9 km) ve Ildızım (Korgun’a 8 km) Köyleri yakınlarında Romalılar döneminden kalma mezarlık alanlarına rastlanmaktadır,

Apsarı: (Korgun’a 9 km) Alavlı antik yerleşimi ve nekropol alanı bulunmaktadır.

Mağaralar: (Korgun’a 7 km) Kayçivi köyündedir

Türbeler: Karatepe, Horasan Erenlerinden İmanlı Dede’nin türbesi vardır.

CAMİLER

Doğu Mahallesi Camii: Kare planlı, bagdadi kub-beli XIX. Yüzyıl yapısıdır. Duvar ve kubbesindeki kalem işleri Tosyalı Ali Usta tarafından gerçekleşti-rilmiştir. Son cemaat yeri ve minaresi bulunmaz. planlı, bağdadi kubbeli 19. yüzyıl yapısıdır.

Doğu mahallesi camii

152

Mesire yerleri : Korgun’un gezilecek başlıca yeri (Korgun’a 9 km) Apsarı göletidir.Günü birlik gezilebi-lecek yerler arasındadır. Mesire dışın da kamp ve olta balıkçılığı için uygun bir mekandır.

Apsarı göleti

Sivil mimari

153

ETKİNLİKLER

Sosyal aktiviteler: Yâren geleneği köylerde sürdü-rülmektedir. Maruf Köyü Müzik ve Yağlı Güreş Festivali, Dikenli Geleneksel Pilav Günü, Buğay Yaren Şenliği, Kayıçivi Çağla Festivali, Alpsarı piknik günü, Ildızım dağ gezisi ve piknik. Karatekin çimen festivali.Maruf Köyü Yağlı Pehlivan Güreşleri (Haziran ayı )dır.

Atlet Süreyya Ayhan’ın heykeli

ULAŞIM

Ankara-Çankırı-Korgun yolu ve Gerede-Çerkeş-Kurşunlu-Korgun yolu ile ulaşım sağlanır. Çankırı-Korgun arasında her yarım saatte belediye otobüsü vardır. Trenlede ulaşmak mümkündür. Otobüs tele-fon : 444 18 18- 0 376 213 03 o3

KONAKLAMA

Korgun Öğretmenevi:Telefon: +90 (376) 343 24 11

YEME-İÇME

Ersel Piknik. Büyük Mahalle Mitik Sok.

154

KURŞUNLU

Kurşunlu ilçe haritası

Çiçek balı, keşgegi ile ünlü olan Kurşunlu, kuzey-de Kastamonu ve Bayramören, kuzeydoğuda Ilgaz, doğuda Ilgaz ve Korgun, güneyinde Orta, batısında Atkaracalar ile komşudur. Ankara-Zonguldak demir-yolu ve E-80 Devlet Karayolu üzerinde bulunan ilçe 477 km² lik bir alana sahiptir. Rakımı 1114 m. top-lam nüfusu 8 580 olup bunun 4 221’i ilçe merkezin-de yaşamaktadır (2007). Çankırı’ya olan uzaklığı Ilgaz üzerinden 85 km. Korgun üzerinden 49 km. ‘dir. Ankara’ya 165 km. İstanbul’a 390 km. mesafe-dedir. Ulaşım, Gerede-Çerkeş, Kızılcahamam-Çerkeş, Çubuk-Şabanözü-Orta , Çankırı-Kurşunlu üzerinden sağlanır. Düzenli otobüs seferleri vardır. Trenden de yaralanılabilinir. Kışları soğuk ve uzun süreli karla kaplı, yazın ise yağışsız ve serin bir iklimin etkisi altında, kısa bir ilkbahar, kurak bir yaz, uzun süren yağışsız ve yumuşak bir sonbahar, soğuk bir kış yaşanır. Tipik karasal iklim görünür. Yazın ısı 13-35 C°, kışın ise eksi 15 ila 12 derece arasında değişir. Kış evsimi dışında her zaman gidilebilir.

ADI: Antik dönem kayıtlarında adı Andinata, Os-manlı İmparatorluğu kayıtlarında Karacaviran olarak geçmektedir. İlçeye Kurşunlu adının ne zaman veril-diği ve adının nereden geldiği konusunda kesin bilgi

155

yoktur. Rivayeten anlatılanlara göre Çavundur’da bulunan termal suyun içerdiği metal yönünden ağır olması nedeniyle, kurşun gibi denmiş ve Kurşunlu adı buradan gelmiştir. Başka bir anlatımda, gölgeye gelen Oğuz boyları buraya geldiklerinde kale, kilise ve köprüyü terkedilmiş viran halde buldular, topra-ğın rengine de bağlı olarak buraya Karacaviran adını verdiler. Eski adı Karacaviran olarak bilinen Kurşun-lu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemini korumuştur.

TARİHİ: Devrez vadisinde yer alan Demirciören, Mekören ve Köpürlü köylerinde bulunan kaya mezar-larının varlığı Kurşunlu bölgesinin Paleolitik dönem-den bu tarafa insanların yaşamakta olduğunu kanıt-lamaktadır. Nitekim son yıllarda yapılan Paflagonya bölgesi yüzey araştırmaları ve çevre ilçelerde bulunan geçmiş dönemlere ait çeşitli parçalarda bunu teyid etmektedir.

Tarihi devirler içinde Kurşunlu hakkında ilk yazılı bilgileri bölgede yaşayan Hitit tabletlerinden öğren-mekteyiz. Günümüzden dört bin yıl önceye tarihlenen bu dönemde, Kurşunlu yakınlarında olduğu tahmin olunan ve hâla yeri tespit edilemeyen Devrez Çayı (KUMMESMAHA) yöresinin en önemli yerleşme mer-kezlerinden biri Tilura kentidir. Tilura kenti belirle-nemeyen nedenlerden dolayı, Hitit kralı Mursil’den sonra kral olan HANTILIS döneminde terk edilmiştir. Terk nedenleri arasında, yangın, deprem ve salgın hastalıklar sayılabilir. Hitit İmparatoru III. Hattusil dönemine ait bir tablette “TILIURA Kenti Hantili’nin gününden beri boştu. Babam Mursil, onu yeniden yaptırdı, ama oraya iyice yerleşme sağlayamadı. Oraya silah ile yendiği NAMRA’ları yerleştirdi. Son-radan (Çiftçi olan) Tiliura’nın eski sakinlerini çekip aldım ve ben majeste onları geri getirdim ve onları yeniden TILIURA’ ya yerleştirdim.” İfadesi yer almak-tadır. III. Hattusil döneminde Hitit Devletinin kuze-yinde oturan ve sürekli akınlarıyla tedirginlik yara-tan Gasgaslar’ la Hitit-Gaska sınırında yer alan Tilura kentinde anlaşma yapıldı. Anlaşma, Gasgaslar’ın Devrez çayını geçemeyeceği ve Hitit halkının buraya yeniden yerleşme koşullarını içer-

156

mekteydi. Hiçbir Gaskalı askerin ya da yurttaşın bu kente giremeyeceği, girerse suç işlemiş sayılacağı ve cezalandırılacağı belirtilmekteydi. Hitit halkından bir kişi, Gasgas ülkesinden bir esir alırsa, kente getirme-den kent dışında köle olarak çalıştırılabilecek, Gagsa-lı çoban, köylü veya çiftçiler ile gizli bir anlaşma yapmaları halinde cezalandırılacakları hükmü yer almaktadır. Metinden de anlaşılacağı gibi Hititler döneminde bölgede terk edilmiş, sonradan yeniden hayat bulmuş Kurşunlu civarında bulunan Tilura kentinin varlığı açık olarak belirtilmektedir.

Trak-Firik akınları sonucu Anadolu’ya gelen De-niz Kavimleri Hitit İmparatorluğunun yıkılmasına neden olmuştur. Kzeyde oturan Gasgaslar doğuya çekilerek Mezepotamya’nın kuzeyindeki dağlık yöre-lere yerleştiler. Paflagonlar (İÖ. 1100 sonrası), Kimmerler, Lidyalılar (İÖ. 650 sonrası), Persler (M,M.546), Pontuslar (İÖ.126), Romalılar V.ci yıldan itibaren bölgede hüküm sürdüler. Bu dönemlere ait Kurşunlu ve çevresinde henüz maddi bir unsura rastlanmamış olmakla birlikte ilçenin iki yakasını birleştiren, değişik dönemlerde onarım gören taş köprün (Kara Köprü) ve Eskiahır köyünde bulunan II. yüzyıla ait yazıtlar geçmiş hakkında bilgi vermek-tedir. Bütün bunlar Roma döneminde de Kurşunlu ve çevresinin iskân edildiğini kanıtlamaktadır.

İlçe merkezinde bulunan ve günümüze harabesi ulaşan geçmişte içinde kilise olan Andinata kalesinin Bizanslılar döneminde yapıldığı, ilk kuruluşun bu küçük kale içinde olduğu ve daha sonraları kalenin doğu yamacına doğru yerleşimin genişlediği ve ken-tin çekirdeğini oluşturduğu değişik kaynaklarda belirtilmektedir.

İlçenin kuruluşunun Bizans döneminde gerçekleş-tiği yönünde görüşler bulunmakla birlikte ilçenin iki yakasını birleştiren Roma dönemine ait bir taş köp-rünün varlığı ilçe tarihi hakkında daha gerilere giden bir yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Tümülüs ve kaya mezarlarının bulunması da bu görüşü des-tekler yöndedir. Hitit yazılı belgelerinde o dönemde iskân edildiği açıkça belirtilmiştir. Batılı kaynakların

157

verdiği bilgilere göre Andinata, bir kale etrafında toplanan köylerden meydana gelmiştir. Bizans dö-neminde inşa edilen Andianata-Kurşunlu kalesi için-de, kale içinde ve çevresinde bulunan halk ile köylü-lerin ibadet edebilmeleri için birde kilise yapılmış olup günümüzde izi dahi kalmamıştır. Başka bir bilgide Kurşunlu-Korgun yolunda Devrez çayı üze-rinde bulunan köprünün olduğu yere mamu den-mekte, manastır adının manasur ve buradan da Mamu’ya dönüştüğü belirtilmektedir. Günümüze kadar gelebilen Pazar Cami geçmişte Pazar Kilise olarak bilinmekte olup Bizans dönemi eseridir. Cami-nin kilisenin kendisi mi veya kilisenin yerine yapılan cami mi olduğu konusunda bilgi edinilemedi.

Türk boylarının bölgeye gelişi 1080 ve sonrası yıl-larda gerçekleşti. İlk gelenler Yazır ve Comartlar’dı. Her iki Oğuz boyunun bölgeye gelerek yerleşmeleri ve yurt tutmaları Kurşunlu’yu önemli bir yerleşim yeri haline getirdi. Bölge sırasıyla Karatekin Beyliği, Sel-çuklular, Çandaroğulları beyliklerinin egemenliği altında yönetildi ve Çankırı bölgesinin Osmanlılara katılması ile birlikte bir Osmanlı beldesi oldu. 1882’de bucak, 1944’de ilçe yapılmıştır.

158

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİMLER

Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km) , Demirciören (Kur-şunlu’ya 16 km) ve Mekören-Dağören (Kurşunlu’ya 13 km) köylerinde harabeler, antik kalıntılar vardır. Roma dönemine ait sütun başlıklar çıkarılmıştır.

Sütun başlıkları

159

Dumanlı’da (Kurşunlu’ya 28 km) Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde onarım görmüş Romalılar-dan kalma İÖ.VI. yüzyıla ait bir gölet vardır. Göl, 1854’de Abdulmecit’in emri ile tamir ettirilmiştir.

Taşkaracalar’da (Kurşunlu’ya 32 km) Romalılar döneminden kalma Boruca ve İlezi sarnıcı, Yapım tarihi 1892 olan bir camisi vardır.

Sarnıçlar

İğdir’de (Kurşunlu’ya 4km) kale harabeleri.

Kızılca’da (Kurşunlu’ya 12 km) Sancak tepesi ka-lıntıları. Viyadük

160

Hacımuslu ‘da (Kurşunlu’ya 5 km) Aslanlı köy harabeleri yer alır.

Hoca Hasan yaylasında kilise ve han kalıntısı bu-lunmaktadır.

Devrez Köprüsü, Kurşunlu ilçesi yakınında Mamu adı verilen bölgededir. Köprü yıkılmış olup Devrez çayının her iki kıyısındaki taş ayakları durmaktadır.

Mamu

161

KALELER

Andinata Kalesi: İlçe merkezinin güneyinde ve te-pe üzerinde kurulmuştur. Günümüzde harap bir vaziyettedir, sur kalıntıları dışında başka bir şeye rastlanılmaz. Surlarının uzunluğu yaklaşık 450 m. civarındadır. Surlar bir biri üzerine konmuş harçsız taşlardan yapılmıştır. Yapım tarihi konusunda bilgi yoktur. Değişik dönemlerde onarım gören kale kuv-vetle ihtimal şiddetli depremlerin etkisiyle ayakta kalamamıştır. Belediyece onarılmıştır. Bugünkü Kur-şunlu kalesi diğer adıyla "Andinata Kalesi" Bizans döneminde inşa edilmiştir. Kentin ilk kuruluşu bu küçük kale içinde olmuş ve daha sonra yerleşim kalenin doğu yamacına doğru gelişmiştir. Kalenin aslına uygun olmamakla birlikte belediyece onarımı yapılmıştır.

Dumanlı Kalesi: Dumanlı köyüne 2 km. uzaklıkta Devrez vadisine hâkim bir tepe üzerindedir. Kalenin yaklaşık olarak boyutları 50x60m. civarındadır. 2000 yılında gerçekleştirilen Paflagonya Yüzey Araş-tırmaları sırasında tarihlendirilmesi yapılan kale Hititler dönemine ait olup yaklaşık İÖ. 1500’lerde yapılmıştır. Kalenin yapımı sırasında harçsız blok taşlar kullanılmıştır.

Dumanlı kalesi

Kaya Mezarları: Kızılca, Demirciöreni, Köpürlü ve Mekören köyleri arasında, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10 km) köyüne 3 km mesafede, Devrez’e karışan Yedikapılı deresinin her iki yakasında kayalar oyul-muş kaya mezarları vardır.

162

Yedi kapılı kaya mezarları ve mağaraları: Köpürlü, Mekören ve Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km) köyleri arazisi içinde Kapaklı’ya 3-4 km. uzaklıkta, Devrez Çayının kenarında, “Yedi Kapılar” mevkiinde, Devrez çayının hemen kıyısından başlayarak vadi boyunca devam eden, sarp kayalıkların keskin yüzey-lerinde ulaşılması zor kısımlarda, kaya mezarları ve mağaralar yer almaktadır. Kaya mezarları Devrez çayının iki yakasında da bulunmaktadır. Ancak as-lında çoğunluk çayın kuzey yamacındaki “Yedi Kapı-lar” mevkiindedir. Bu mağaralara ve kaya mezarları-na ulaşım imkanı oldukça zordur. Kaya mezarlarının içlerine girmek ve iç mekanları gözlemlemek çok zor ve tehlikelidir. Yedikapı deresi olarak bilinen ve Devrez'e karışan derenin her iki yamacın da kayalara oyulmuş vaziyette birbirine geçme odalardan meyda-na gelmiş "Yedikapı Kaya Mezarları" içinde ölü sedir-leri bulunur. Derenin kuzeyinde 16, güneyinde 3 oda yer alır. Ayrıca iki adet daha kaya mezarı vardır.

Yedikapılı kaya yerleşimleri

163

Eskiahır yeraltı şehri: (Kurşunlu’ya 15 km) Eskiahır köyünde bulunan yer altı şehrinin sadece iki bölümü açılabilmiş, çökme tehlikesi olabileceği göz önüne alınarak daha fazla gidilmemiştir. Gerekli takviyeler yapılarak yer altı şehrinin diğer bölümleri-ne ulaşılması gerçekleşmeyi beklemektedir

Eskiahır köyü yazıtları: Köyde İS. 2 yy’a ait epig-rafik eserler bulunmuştur. Romalılar döneminde ve ünü Roma’ya kadar yayılmış Hekim Barbars’a ait olan mezar taşı (yazıt), Eskiahır köyünün o dönemde ünlü bir hekimin yaşadığını ve tıp merkezi olduğunu ortaya koymaktadır. Asklepios tapınağının mevcudi-yeti bilinmekle beraber henüz yeri tespit edilememiş-

164

tir.. Barbars’ın ünü Roma’da oturan kraliçe tarafın-dan dahi bilinmektedir. Hekim Barbars yazıtı: Boyu 2.50 m. dir. Hekim Barbars’ın anıtsal mezarı üzerine yazılmış ve yerinden alınarak Çankırı’ya getirilmiştir. Kültür Sarayının yan tarafında mezar taşları arasın-da sergilenmektedir.

Hekim Barbars yazıt

KÖPRÜLER

Kara Köprü: İlçe merkezinde Pazaryeri yakınında yapım tarihi belli olmayan

kesme taştan yapılmış tek gözlü taş köprünün Romalılar döneminden kaldığı tahmin olunmaktadır.

Eskiahır köyü: Köyün karşısında, kuzey tarafında eski yol üzerinde IV.Murat zamanında yaptırılmış

165

tarihi bir köprü vardır. Köyde Roma dönemine ait epigrafik eserler bulunmuştur. İS. V-X yüzyıllarda yapıldığı tahmin olunan yer altı şehri.

Viyadükler : Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km), Kızılca (Kurşunlu’ya 12 km) viyadükleri Cumhuriyet döne-mi eseridir.

Viyadükler

166

Kurşunlu Hamamı: Moloz taş ve harçtan yapıl-mıştır Tonozlu soyunma yeri, tek kubbeli sıcaklık bölümü vardır. 1327 H. ‘de tamir görmüştür. Selçuk-lu dönemi eseri olduğu tahmin edilmektedir. Moloz taş ve harç ile yapılmış tonozlu soyunma yeri ve sıcaklık bölümlü , tek kubbelidir. Konu edilen ha-mam yıkılmıştır. Geçmişte Aşağı mahallede var olan Karakilise ve Karaköprünün varlığından bahseden kaynaklar vardır. Kurşunlu Hamamı : Kurşunlu ilçe-sinde bulunan mevcut hamamın yapım tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Onarım ge-çirmiş olan yapı moloz taştan inşa edilmiştir. Tonoz-lu soyunma yeri ile tek kubbeli sıcaklık bölümlerin-den oluşmaktadır

Çeşmeler: Arkeoloğ Ahmet Gökoğlu tarafından 1950’de 11 adet çeşme tespit edilmiştir. Klasik usluplu olan bu çeşmeler, taştan yapılmış, sivri ke-merli, basit ayna taşlı, musluk ve yalaklıdır. Bir tane-sinde kitabe tespit edilmiştir. Cömertler mahallesi ve Pazar cami yanında bulunan çeşmelerin kitabesinde 1697’de Erzurumlu Duhrirzade Mehmet Ağa tarafın-dan yaptırıldığı belirtilmektedir. Cami önü Çeşmesi, Erzurumlu Muhtarzade Mehmet Ağa Çeşmesi, Karşı Pınar, Aligilin Köy Odası Çeşmesi, Hatıbın Pınarı, Ağa Pınarı, Ayen Çeşmesi, Orta Pazar, Asapınar, Göllüce ve Kapaklı Köyü Çeşmeleri. Çeşmelerin büyük çoğun-luğu yok olmuştur.

167

Türbe-Yatır-Ziyaretgâhlar: Çırdak (Kurşunlu’ya 20 km) türbe ve yatırı, Dağtarla(Kurşunlu’ya 7 km) Dedeler mevki yatırı, Eskiahır (Kurşunlu’ya 15km) Seyit baba yatırı, Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km), Hocahasan Erenler türbesi, İğdir (Kurşunlu’ya 4 km) Zeyve türbesi, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10 km) Zeyve türbesi, Sünürlü (Kurşunlu’ya 22 km) Hacıkürt tür-besi, Taşkaracalar (Kurşunlu’ya 22 km) Erenler tür-besi, Çavundur (Kurşunlu’ya 11 km) Erenler türbesi, Madenli (Kurşunlu’ya 12 km) türbesi.

CAMİLER

Tarihi Köy Camileri; Eskiahır (Kurşunlu’ya 15 km), Hocahasan, (Kurşunlu’ya 12 km) Kapaklı (Kur-şunlu’ya 15km), Kızılca (Kurşunlu’ya 12 km), Sarıalan (Kurşunlu’ya 31 km), Sumucak(Kurşunlu’ya 8 km), Sivricek (Kurşunlu’ya 14 km) , Dumanlı (Kur-şunlu’ya 28 km), Çatkise (Kurşunlu’ya 9 km) köyleri camilerinin tarihi değeri vardır

Pazar Camii: Kare planlı, sekizgen tezgaha otur-tulmuş tuğladan ve basık kubbeyle örtülüdür. Yapım yılının 15. yüzyıl olduğu tahmin edilmektedir. Cami yakınında yapım tarihi bilinmeyen kesme taştan yapılmış ve tek gözü olan bir köprü vardır.

Pazar Kilise (Pazar Cami): İlçe merkezinde Comartlar mahallesindedir. Önceleri kilise olup son-radan camiye çevrildiği söylenen yapının kim tara-fından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kilise iken cami mi yapılmış, yoksa yıkılan Kara Kilise’nin yerine mi cami mi yapılmış olduğu konusunda bilgi yoktur. Minare kürsüsünde 1301 H tarihi kaydı ol-makla beraber cami hakkında kesin bir bilgi verme-mektedir. Onarım tarihi olması kuvvetle muhtemel-dir. Cami minaresi 1763’de yapılmıştır. Caminin ya-pım tarihi konusunda çelişkili bilgiler vardır. Cami-nin XV. Yüzyılda ve minaresinin 1717 ‘de yapıldığı yönünde bilgiler vardır. Cami gövdesi depremlerin etkisiyle zarar görmüş ve desteklenerek yıkılması önlenmiştir. 10.5x10.5 m. boyutunda, kare şekilli, son cemaat yeri yıkılmış, döşeme ve mimberi tahta,

168

mihrab basit, tek kubbeli ve sekiz köşelikasnağa oturtulmuş, üzeri kiremit örtülü, minare kaidesi kesme taş, gövde tuğladır. Mihtap istalaktidli, mina-resi kesme taşta. Çok köşeli ve gövdesi tuğladır. Kul-lanılan malzemeden Selçuklu dönemi eseri olduğu tahmin olunmaktadır. Depremlerden zarar görmesin-den dolayı bazı kısımlara destek atılmıştır. Pazar Camii: Kurşunlu İlçe Merkezi'ndedir. Camii 15. yüz-yılda, minare, kitabesine göre 1717 yılında inşa edilmiştir. 1943 yılında son cemaat yeri yıkılan cami 1982 yılında tamamen restore edilmiştir. Kare planlı ana mekan, sekizgen kasnağa oturan tuğladan basık bir kubbeyle örtülüdür. Mihrap, istalaktidlidir. Mina-renin kaidesi kesme taştan, çok köşeli gövdesi tuğla-dandır. bulunan Pazar Camii 15. yüzyılda, minare kitabesine göre 1717 yılında inşa edilmiştir.Kare planlı ana mekan sekizgen kasnağa oturan tuğladan basık bir kubbeyle örtülüdür. Mihrap, istalaktitlidir. Minarenin kaidesi kesme taştan, çok köşeli gövdesi tuğladandır.

Kurşunlu camii

Dumanlı Camii: Kare planlı, bağdadi kubbeli olan cami, 1897’de Çerkeş’te kadılık yapan Tosyalı Vefa Efendi tarafından, Abdülmecit adına yaptırılmış-tır.Duvarlar kesme taştan ve içinde Abdülmecit’in tuğrası bulunan madalyon vardır.

Taşkaracalar Camii: Dikdörtgen planlı, ahşap ta-vanlıdır. Çatısı alaturka kiremitli, duvarlar moloz taşla

169

yapılmış olup, iç tavan tahta kaplaması ceviz ve ortada sedef işlemeli Mühr-ü Süleyman vardır.Yapım tarihi 1611.

Kapaklı köyü camii, (Kurşunlu’ya 15 km) eski ya-pının üzerine 1947’de inşa edilmiştir. Eski cami 1860 yılında minaresi ise 1792’de inşa edilmiştir.

Eskiahır: (Kurşunlu’ya 15 km) Yusuf Oğlu Hasan Ağa Camii, yapım tarihi 1862’dir.

Madenli : (Kurşunlu’ya 12 km) Çolakzade Mehmet Efendi Camii: yapım tarihi 1890 olup depremler ne-deniyle zarar görmüş ve yenilenmiştir.

Demirciören köyü camii: (Kurşunlu’ya 16 km) Ka-re planlı olan caminin yapım tarihinin XX. Yüzyıl başlarında olduğu tahmin edilmektedir.

Ağılözü köyü camii: (Kurşunlu’ya 14 km) Yapım tarihi 1903’tür, kare planlı camilerdendir.

Hocahasan camii (Kurşunlu’ya 12 km)

Hocahasan camisi

Çatkise’de (Kurşunlu’ya 9 km) kubbeli ve süslü minaresi olan cami,

Taşkaracalar Camii: (Kurşunlu’ya 22 km) Taşkaracalar köyündedir. Kitabesinden anlaşıldığına göre XVII. yüzyılda (1611) inşa edilmiş olduğu ve daha sonra bu caminin yerine şimdiki caminin yapıl-

170

dığı düşünülmektedir. 6.50x 10.48 m. boyutlarında dikdörtgen planlıdır. Ahşap tavan üstü kiremit örtü-lüdür. Moloz taş örgülü, cevizden yapılmış ahşap tavanlıdır. Tavanın ortasında yer alan altı kollu Mühr-ü Süleyman motifi sedeflerle işlenmiştir.

Kayıkçı Şaban Ağa Camii: (Kurşunlu’ya 28 km) Dumanlı köyündedir. Camide bulunan Osmanlı Padi-şahı IV. Mehmet’in tuğrasına dayanarak 1642-1693 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Bazı kaynak-larda da caminin XVIII. Yüzyılda yaptırıldığı Sultan Abdulmecid döneminde 1897’de onarıldığı kaydı vardır. Cami içinde Abdulmecid’in tuğrası bulunur. Cami kare planlı olup sekizgen kasnak üzerine otur-tulmuş ahşap üstü kiremit örtülü çatısı vardır.Kalem işlemeleri XIX. Yüzyılda Tosyalı Ali Usta tarafından yapılmıştır. Dumanlı’da bulunan camii ise, minare kaidesindeki kitabeye göre 18. yüzyılda yapılmış-tır.Yapı kare planlı ve bağdadi kubbelidir. Doğu ve batı cephelerinde yer alan iki ayrı kapıdan girilir. Duvarlar kesme taştan örülmüş, kıble cephesinde yer alan bir madalyon içinde Sultan Abdülmecit’in Tuğ-rası bulunur.

Dumanlı camisi

171

Sivil Mimari: Geçmişte yapılan binalar güneş ışı-ğından azami ölçüde yararlanması amacıyla cephele-ri güneye bakacak şekilde inşa edilmiştir. Su basman kısmı dahil birinci kat taş duvar ikinci katlar ise beşe on büyüklüğündeki tahta malzemenin ağ şeklinde çakılması ve arasının kerpiçle doldurulması (yeydane) şeklinde yapılır. Üzeri ahşap üstü kiremit çatı ile kaplanır.

Kullanım olarak, üç katlı olanlarda zemin depo ve ahır yer alırken, iki katlılarda ara kat, günlük haya-tın geçtiği mutfak, yemek yeme, oturma gibi yerler olarak değerlendirilir. Üst katlar ise alt katlara naza-ran özenle yapılır ve süslenir, oldukça ferah, aydınlık ve manzaralıdır. Yatak odaları bu kattadır. Ahşap işçiliği ve döşemesi yönünden özenilmiş başodası da olan üst katlar yaz aylarında kullanılır.

Üst katlarda bulunan sofaların devamında alt kat girişinin üzerine uzantı olarak çıkma yapılan şahniş (şahnişin) adı verilen yükseklik bulunur. Şahnişine daha çok başodalarda rastlanır.

Odalar içinde sedir (peyke) adı verilen ahşap seki ve divanlar, yüklük adı verilen bazıları kapaklı olan yatak yastık koymaya yarayan dolap yer alır. Genel-de kapı girişinin tam karşısına gelen yerde ocak var-dır. Ocağın her iki yanında terece adı verilen ahşap-tan yapılmış küçük gözler ve sağlı sollu dolaplar bulunur. Geçmişte bu dolaplardan biri yıkanma yeri olarak kullanılıyordu. Ocakların üzerinde ahşaptan yapılmış ve kaşıklık adı verilen çıkma bulunur.

172

YEMEK KÜLTÜRÜ

Sofra Adabı: Yemeğe önce sofrada bulunan büyük başlar, sonra yaşça küçük olanlar. Yemekte fazla konuşulmaz ve gülünmez, buna çok dikkat edilir. Köylerde gelinler ayakta ve ağzı kapalı (yaşmaklı) olarak hizmet için bekler. Yemek sırası çorba ve en son tatlı şeklindedir. Yörenin bilinen yemekleri: tar-hana çorbası, çizleme, keşkek, tatar hamuru, tava, ıslama, çöreği, su böreği, nokul, gözleme, ince ek-mek, tatlılardan lokma ve Bandırma.

ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR

Çavundur ‘da (Kurşunlu’ya 11km) bulunan ter-mal su kaynağı ve kaplıcalar bulunmaktadır. Kar-bondioksitçe zengin olan kaplıca karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir. Bölgede modern havuzlar ve konaklama tesisleri bulunmaktadır. Diğer termal kaynaklar ise:

Hacımuslu acı suyu: (Kurşunlu’ya 5 km) ilçe mer-kezinin 5 km. kuzeydoğusunda Hacımuslu köyünden çıkar acı , ekşimsi ve bikarbonatlıdır. Kaynak sayısı fazla, su sıcaklığı 15 derecedir Demir içerir, alkaliktir. Maden suyu özelliği taşır. Mide, bağırsak, karaciğer ve pankreas hastalıklarına iyi gelir. Kanda yedek alkaliyi yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, sarılık hastalığı sonrasında kanda birikmiş bulunan safra pigmentlerinin temizlenmesini de kolaylaştıran bu maden suyunun, karaciğerin bozulan fonksiyonlarını düzeltici tesiri vardır

Sarıalan köyünün (Kurşunlu’ya 31 km) Uzunoğlu mahallesinden cilt hastalıklarına iyi gelen kükürtlü ve fazlaca tuzlu bir sudur.

Karacaviran ılıcası: İlçenin kuzeybatısındadır. Banyo olarak kullanılır. Romatizmaya iyi gelen sıcak doğal lezzetli, hafif kükürt kokulu ve erimiş madence zengin bir vardır.

Müslim çeşmesi: İyi kalitede memba suyudur.

173

ÇAVUNDUR TERMAL TESİSLERİ

Kurşunlu’ya 11 km uzaklıkta olan Çavundur iç-me ve ılıcası uzlu ve asit asit karbonatlıdır. Mide hastalıklarına, banyosu ise deri ve siyatiğe iyi gelir. Üç kaynaktan çıkan suyun ortalama sıcaklığı 34 derecedir. Kaynaktan 54 °C sıcaklıkta 47 litre/saniye su çıkmaktadır. Sodyum bikarbonat, karbondioksit ve kükürtlü hidrojence zengindir. Alkalik özelliğine bağlı olarak, karaciğer, safrakesesi ve safra yolları yetmezliklerinde kullanılabilmektedir. Sarılık sonrası bozulan karaciğer fonksiyon testlerinin düzeltilmesi amacı ile, pankreasla ilgili kronik hastalıklarda ve Gut hastalığında yararlı olmaktadır. Kronik mide ve bağırsak iltihapları, böbrek ve idrar yolları kronik iltihaplarında, böbrek taşı oluşumunu engellemek için içme kürleri şeklinde değerlendirilebilir. Su, sod-yum iyonu içerdiğinden dolayı üst solunum yolları ve akciğerin alerji ve kronik iltihapların tedavisinde de iyi bir faktör olarak değerlendirilebiliyor.

Çavundur Termal kaynağı yalnızca dertlerine der-man arayanlar için değil, günlük hayatın streslerinden uzaklaşıp dinlenmek isteyenler için de sosyal tesisle-ri,temiz havası ve konaklama imkanlarıyla eşsiz bir tatil imkanı sağlayabilecek donanımlara sahiptir.

Çavundur termal kaynağının; şifa arayanlara şifa olan, lüks ve hijyenik havuzlarından çıktığınızda yaptıracağınız spa masajının ardından ağrılarınızı ve yoğun iş temposunun vücudunuzda oluşturduğu yorgunluğu ve stresi orada bırakıp tekrar gelmeyi düşünerek ayrılacağınız tüm hizmetlere sahiptir.

Resim: Çavundur termal tesisleri

174

Mesire yerleri: Büyük göl ve Saz çayı gezilecek di-ğer yerler arasında Büyük göl ve Devrez Çayı olta balıkçılığı ve mesire yeri olarak tercih edilen mekan-lardandır.

Osman gölü: Kurşunlu'nun doğal güzellikleri ara-sında Dumanlı yaylası, Osman gölü önemli bir yer tutar.Osman gölünde yer yer yoğunlaşan sarıçam, karaçam, köknar, ardıç ağaçları ve zengin orman altı bitki örtüsüyle kaplıdır. Ağaçlıklar arasında otlak olarak kullanılan dağ çayırlarıyla kaplı alanlar yer almaktadır.Havanın elverişli olduğu zamanlarda güzel bir mesire yeri olan Osman gölü,günü birlik ziyaretlerin dışında doğa yürüyüşü, bisiklet gezisi, manzara seyri, kamping, foto safari gibi özel ilgi turizmine elverişlidir. Ayrıca kara avcılığı içinde son derece zengin bir potansiyele sahiptir.

Göller: Bulancak, Çardak gölleri bulunur.

ETKİNLİKLER

Kurşunlu ilçesi çiçek balıyla ünlüdür. Her yıl Ağustos ayında Kurşunlu Bal Festivali, Sivricek Hasat Festivali, Çavundur Kaplıca Şenlikleri, Hocahasan Köyü Yaran Etkinlikleri ve yaz aylarında çeşitli şenlik ve pilav günleri düzenlenmektedir.

İlçe pazarı: Salı günleri kurulur.

ULAŞIM

Ankara-Kızılcahamam-Çerkeş-Kurşunlu veya Çu-buk-Orta-Şabanözü-Atkaracalar-Kurşunlu, İstan-bul’dan gelecekler Gerede-Çerkeş-Kurşunlu karayo-lundan ulaşırlar. İstanbul esenler ve harem terminali ile Ankara Aşti’den kalkan otobüsler ile ulaşım sağ-lanmaktadır, otobüs Tel: 0 376 465 11 40

Ankara’dan Trenle de ulaşmak mümkündür

Kurşunlu Tren İstasyonu Tel: 0 376 465 10 40

175

KONAKLAMA

Kurşunlu Yeni Belediye Oteli :+90 (376) 465 13 18 Kurşunlu Öğretmenevi :+90 (376) 465 13 33 Çavundur Kaplıca Tesisleri :+90 (376) 485 51 20 Kurşunlu Termal :+90 (376) 485 51 60 Ali Baba Aile Pansiyonu:

YEME-İÇME

Amcaoğlu Tesisleri. İstanbul-Samsun Karayolu Sumucak Mevkii

Çamlıca Lokantası. H.Ceylan Cad. Belediye İşhanı No: 1/A

Gökmenoğlu Petrol Tesisleri. Kalekapu Mah. Ben-zinlik ve Sanayi Bölgesi No:40

Karaağaç Dinlenme Tesisleri. Müslüm Mah. Ke-nan Alpay Cad. No:14

Shell Dinlenme Tesisleri. Kalekapu Mah. Benzin-lik ve Sanayi Bölgesi No:24/C

Şekerler Petrol Dinlenme Tesisleri. İstanbul-Samsun Karayolu Çavundur Mevkii

Şen Pide-Kebap ve Sulu Yemek. Çal mahallesi Çar-şı İçi No:17/B

2001 Pide ve Kebap Salonu. H.Ceylan caddesi No:18

176

ORTA

Orta ilçe haritası

Balı ile ünlü Orta ilçesi kuzeyinde Atkaracalar, kuzeydoğusunda Kurşunlu, kuzeybatısında Çerkeş, batısında ve güneyinde Ankara, doğusunda Şabanö-zü ile komşudur. 605 km.² lik bir alana sahip, rakımı 1282 m. Toplam nüfusu 12 272 kişi olup bunun 2.913’ü ilçe merkezinde yaşamaktadır. Çankırı il merkezine uzaklığı 70 km.dir. Ankara-Orta bağlantısı karşılıklı kalkan otobüslerle sağlanmaktadır. Ankara ulaşımı en kolay yapılan ilçeler den biridir . Orta-Çankırı il merkezine günü birlik sefer yapan dolmuş-larla ulaşım sağlanmaktadır. İstanbul yönünden gelecekler Gerede-Çerkeş-Saçak yolunu takip etmeli-dirler. Karasal iklim egemendir. Yazlar geç gelir ça-buk geçer. Uzun ve soğuk kış geçiren ilçede yaz sı-caklığı 13-30, kış sıcaklığı 8-(-30) dereceler arasında değişir. Gezmek için en uygun aylar bahar ve yaz mevsimidir. Yılkı atları (Aydos dağı)

177

TARİH

Adı: 1530 yılına ait Osmanlı, tapu ve şeriye mah-keme kayıtlarında ve o döneme ait haritalarda Kaza-İ Karipazar ve 1800 yılı kayıtlarında KARAPAZAR olarak geçen bugünkü ORTA ilçesinin adının sözlük anlamına bakacak olursak: Kârî = Köylü, köyde oturan, okuyan, okuyucu, Kur’an’ı usulüne göre uygun okuyan Pazar= Pazar günü, alış veriş yeri anlamlarına gelmektedir. Kara Pazar, daha sonra Ortaköy, Şabanözü ilçesine bağlı nahiye merkezi iken 1959 yılında ilçe yapılmış ve Orta adını almıştır

Tarihi: İlçe’de 1999 yılında yapılan yüzey araş-tırmalarında, Salur köyünde Paleolitik (Taş çağı) Alt (Epi) Paleotik ve Orta Paleotik dönemlere ait el alet-leri ile Neolitik ve Kalkolitik dönemlere ait malzeme bulundu. El aletlerinin on bin yıldan daha öncesine ait olduğu belirtilmektedir. Orta-Çerkeş karayolu üzerinde, ilçenin kuzeyinde ve 7 km uzağında bulu-nan Salur Köyü’nün arazisinde 1999 yılında R. Matthews başkanlığında gerçekleştirilen “Paphlagonia Yüzey Araştırması” sırasında, Alt Paleolitik Çağ’a tarihlendirilen el aletler ile Orta Paleolitik Çağ’a tarihlendirilen iki adet âlet toplan-mıştır. TAY Projesi kapsamında yapılan yüzey araş-tırmalarında, Orta Paleolitik Döneme ait âletler, Neolitik ve Kalkolitik malzeme ve çok miktarda Son Tunç Çağı’na ait Phyrig çanak çömleği, ayrıca höyü-ğün yanındaki tarlada İçinde, İlk Tunç Çağına ait çanak çömlek ve bronz parçalar barındıran küp me-zarlar bulunmuştur.

Anadolu’nun Türkler tarafından fethi ile birlikte Karatekin beyliği yönetimi altına girmiş, daha sonra-ları Candaroğlu ve Osmanlı sınırları içinde yer almış-tır. Çankırı’ya bağlı nahiye merkezi iken, Şabanö-zü’nün 1944’de ilçe yapılması üzerine buraya bağ-lanmış ve 1959 yılında ilçe merkezi yapılmıştır.

178

GEZELİM-GÖRELİM

Antik yerleşim yerleri: Kalfat (Orta’ya 4 km) , Ka-raağaç (Orta’ya 6km) Ören şehri.

Yer altı şehri: Höyük köydedir, şehrin kazı çalış-maları devam etmektedir.

Höyük yer altı şehri

Mağaralar: Yeniceköy (Orta’ya 14 km), Kalfat (Or-ta’ya 4 km), Sakaeli (Orta’ya7 km)

Kale harabesi : Kalfat, Karaağaç, Sakaeli

Tümülüsler: Orta ilçe merkezi

Dodurga; (Orta’ya7 km) yapı temeli kazılarında oyma ve işlenmiş taş malzemelere, sütunlara rast-lanmış olması Hititler’den itibaren bölgenin yerleşi-me açık olduğunu göstermektedir. Doğu kısmında halk arasında kilise diye adlandırılan bölgede mezar-lık ve bina kalıntıları mevcuttur.

Orta ilçe merkezi temel kazımı sırasında ortaya çıkarılan ev temelleri, su kanalları, Hititler dönemi-ni simgeleyen küp mezarlar, kale kalıntısı ve insan iskeletlerinin bulunmuş olması ilçenin çok eski bir geçmişi olduğunu ortaya koymaktadır

Harabeler: Hanımoğlu, Bahçeli, Tuvanoğlu, Abdışık, Çakmak, Veysel, Ilıca, Pehlivanoğlu, Mollabekir, Kayadibi harabeleri

179

Kilise: Bayındır’da, Kapaklı adı verilen bölgede üç kilise kalıntısı olduğu söylenmektedir.

KALFAT

Orta ilçe merkezinin kuzeyinde ve 4 km. uzağında yer alan Kalfat oldukça eski bir yerleşim yeridir. Kaya mezarları, höyük, nekropol ve antik yerleşim yerleri vardır.

Asmaca yerleşimi ve nekropol alanı: Asmaca mevkii yolunun sağında yoldan yaklaşık 500 m içer-de Asmaca deresinden yaklaşık 100 m içerde Roma dönemi yerleşim yeri ve nekropol alanı bulunmakta-dır. Mezarlar basit toprak mezarlar olup definecilerce tahrip edilmiştir. Definecilerin etrafa yaydığı seramik parçalarında Roma dönemine ait oldukları anlaşıl-mıştır.

Sekmini kaya yerleşimi: Sekmini mevkii, iki tepe üzerinde doğal kayalara insan eliyle oyulmuş, mağa-ralardır. Birbirine bağımlı birkaç odadan ibarettir. Bölmelerin içinde kandil nişleri havalandırma bacala-rı mevcuttur. Mağara gözleri 2-3 m genişliğinde, yükseklikleri 2-3 m , derinlikleri 4 ila 25 m arasında değişmektedir.

Hatipler mahallesi Ağaçini mevki kaya yerleşimi: Çağşak Çayının batı kenarında bir tepe üzerinde yer alan insan eliyle işlenmiş kaya yerleşimidir. Asmaca mevkiine yaklaşık 2-3 km uzaklıktadır. Kayalar ev şeklinde oyulmuştur. Bir göz oda, pencere, havalan-dırma bacaları kandil nişleri mevcuttur.

Ağıllar gölet mevki yerleşimi: Kalfat’ın kuzeyden Atkaracalara bağlayan yolu üzerinde Kalfat’tan 6-7 km. uzaklıkta, geniş bir alanda çok eski yerleşim yerleri tespit edilmiştir. büyük taşlardan inşa edilmiş yapı kalıntıları ve bol miktarda seramik kalıntılarına rastlanmıştır. Daha iç kısımlara girdikçe yer altında , oda mezar, sarnıç, iskan edilmiş mağaralar yuvarlak formlu temel izleri bulunmuştur. Yüzeyden Tunç Devri I.bin ve klasik dönemlere ait seramik parçaları toplanmıştır.

180

Kale mevki kale höyük: Kalfat’ın kuzeybatısında ve 3 kilometre uzağındadır. Stabilize bir yolla ulaşmak mümkündür. Batı ve güneyi Asarözü deresi ile sınır-lanmaktadır. Yüksekliği 30 m kuzey ve güney doğrul-tusundaki genişliği 100 m. civarındadır. Üç ayrı kot görülmektedir. En üst bölüm yuvarlak platformlu olup, 2 m. kalınlığında harçsız moloz taşı duvar kalın-tısı ile çevrilidir. Höyük üzerinde yapılan yüzey araş-tırmasında el yapımı ve çark yapımı siyah ve kırmızı perdahlı Eski, Orta Tunç Devri Seramikler, Silex ve obsidiyenden işlenmiş taş aletler elde edilmiştir.

Kalfat kaya yerleşimleri

181

SAKAELİ

Orta ilçe merkezinin doğusunda ve 7 km. uzağın-dadır. Çok sayıda kaya mezarı (kaya yerleşimi) in, mağara, kale kalıntısı ve jeolojik oluşum olarak peri bacaları vardır.

Köy İçi Kaya Mezarlar: Köye girişte İnler (Kaya Mezarları) görkemli bir şekilde göze çarpan ve kay-nağını batıdaki Aydos dağından alan Orta, Kurşunlu ve Ilgaz ilçe sınırlarından geçerek 211 km yol kat ettikten sonra, Kızılırmak’a karışmak üzere Çankırı sınırlarını terk eden Devrez Çayı vadisi boyunca kaya mezarları yer alır. Sakaeli köyünden başlayan kaya mezarları vadi boyunca Ilgaz’a kadar bazı yerlerde yoğun bazı yerlerde seyrek olarak devam eder. Köyün sırtını dayadığı kuzey yönündeki sarp kayalar içinde yer alan kaya mezarlarının 125 adedin üzerinde olduğu tahmin olunmaktadır. Çoğu evlere bitişik ve evlerin birer parçası halinde olup kesin rakam veri-lememektedir. Dik kayaların zeminine yakın kısımlar depo, ahır, kiler ve benzeri amaçlarla kullanılmakta-dır. Tortul ve çakıl taşı bileşiminde olan sarp kayalar oyularak mezarların yapımı gerçekleştirilmiştir. Bir-kaç adette doğal in vardır. Yükseklik ve yüzey ölçüle-ri 2.0x5, 1.5x1.5, 10.00x10.00 metreler arasında değişmektedir. İçinde 500 koyun alabilecek genişlikte inler vardır. Kaya mezarlarının toprak seviyesine yakın olanlarına ulaşmak olası ise de diğerlerine

182

ulaşım zordur. Merdiven gerektirir. Bunların arasın-da Dokuz inler ve Sulu in görülmeye değer yerlerdir.

Dokuz İnler örneğinde görüldüğü gibi, tek olanlar olduğu gibi birbirine geçmeli olanlarda mevcuttur. Odaların bir kısmında merdiven ve ışıklandırma pen-cereleri bulunur. Kare, dikdörtgen, yuvarlak düzta-banlı, kubbeli, oval tavanlı yapı şekilleri ile dikkati çeker. Duvarlarda istirahat ve cenaze törenleri için oyularak yapılmış muhtelif büyüklükte nişler, bazıla-rında kemerli giriş ve ölü sediri vardır. Dokuz İnler oldukça tipiktir.

Sulu İn: 40 basamaktan oluştuğu söylenen ve 27 basamağı sayılabilen, su haznesine inen yolu olan in vardır. Sarp kayanın iç yüzeyine oyulmuş ve dibe doğru merdiven yapılarak çay seviyesine ulaşılarak burada meydana gelen su haznesinden faydalanıl-mıştır. Buzdolabının olmadığı dönemlerde suyunun soğuk olması nedeniyle Ramazan ayında köylüler bu inden içme sularını temin etmişlerdir. Sulu İn’e atılan bir elmanın Devrez çayından çıktığı rivayeten anla-tılmaktadır.

Bölük Kaya Ve Dere Bölgesi İnleri:

Pehlivanoğlu dağı : Devrez vadisi boyunca kuzey doğuya doğru gidildikçe, köye on, on beş dakika mesafede Devrez çayının önceleri sol daha sonraları sağ tarafında çok sayıda in yer alır. Üç adet yıkık değirmen geçildikten sonra Pehlivanoğlu dağına ulaşılır. Yol dar olup vasıta geçemez, yayan gitmek gerekir. Pehlivanoğlu dağı eski bir yerleşim yeri olup, tarım amaçlı tarla açılmış ise de, amacın kaçak kazı olduğu bir gerçektir. Yaklaşık 1700 metre yükseklik-teki ören yerinin temel toplanarak bir yere yığılmış, yığılamayanlar ise çukur yerlere doldurulmuş vazi-yettedir. Bu dağ Müslüman kalesi olarak bilinmekte-dir. Aradan Devrez çayının geçtiği karşı dağ ise Ga-vur kalesi olarak adlandırılmaktadır. Dumanlı köyü sınırları içinde kalan Gavur Kalesinin kale duvarları ayaktadır. M.Ö 1.500 yılına tarihlenen bir Hitit Kalesi olduğu Prof. Robert Matthews tarafından belirtilmiş-tir. Hitit Kalesinin sağ tarafında ise Peri Bacası olu-

183

şumları ve bu oluşumların içinde inler yer alır. Bölge üzerinde 1952 li yıllarda inceleme yapan Ahmet Gökoğlu bölgedeki kaya mezarlarının Paflagonlar döneminde yapıldığını belirtmiştir. İlk kilise kayıtla-rında ise Çankırı, Ilgaz ve Sakaeli adları geçmektedir. Dolayısiyle kaya mezarları Hıristiyanlığın ilk dönem-lerinde yoğun olarak iskan edilmiştir. Paflagonların bölgeye gelmeleri İÖ 1.100 yıllarına rastlamaktadır, halbuki tespit edilen Hitit Kalesi ise İÖ 1500 e tarih-lenmektedir. Sakaeli kaya mezarlarının 3.500 yıldan daha fazla bir geçmişi vardır. Toplayıcı, avcı olarak geçinen ilkel toplulukların ilk barınaklarından biri olması Taş Devrinden bu tarafa iskan ediliyor olma-sını ileri sürmek hiçte abartılı bir yaklaşım değildir. Köy içinde çıkarılan sütunlar ise bölgenin Roma ve Bizans dönemi yerleşim yeri olduğunun kanıtıdır.

Oluklu pınar Çeşmesi: Köyün karşı kıyısında yer alır. Köy içinden Devrez çayına paralel yürünür ve taş pabuçlu tarihi köprüden geçildikten sonra karşı-nıza çıkar. Üç kurnası vardır. Geçmişte her üç kurna-da akmaktaydı. Günümüzde sadece birinin suyu akmaktadır. İki kurna yan yana, diğer küçük kurna oluğun güneyinde yer alır, eskiden suyunun şifalı olduğuna inanılırdı. Çeşme üzerinde Osmanlıca bir yazıt ve muhtemelen Roma dönemine ait olan parça-lar vardır.

Peri Bacaları, Gelin Kayaları: Peri bacası oluşu-muna yerel olarak Gelin Kayaları adı verilmektedir. Anlatılan efsaneye göre gelmekte olan gelin alayının önüne Hızır Aleyhisselam çıkar ve gelin alayına katı-lanlardan ekmek ister, onlarda vermezler, bunun üzerine taş olun der ve bütün alay taş olur. Peri baca-ları oluşumu içinde de çok sayıda kaya yerleşimi bulunmaktadır.

184

Sakaeli kaya yerleşimleri, peri bacalarn

185

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

Köylerde bulunan Türbe ev Yatırlar: Orta-Osman Dede türbesi, Yuva-(Orta’ya 4 km) Evliya yatırı, Derebayındır-(Orta’ya 13 km) Evliya yatırı, İncecik-(Orta’ya 23 km) Elaman yatırı, Kayıören-(Orta’ya 21 km) Ahir Şerafettin ve Gökşin türbeleri, Kırsakal-(Orta’ya 6 km) Yukarıerenler ve Ziyaret türbeleri, Salur-(Orta’ya 5 km) Üç türbeler, Sakaeli-(Orta’ya 7 km) Sakababa türbesi,

Yaylakent-(Orta’ya 4 km) Desturun ve Dedeoğlu türbeleri

Dodurga: (Orta’ya 7 km) Malazgirt Gazilerinden olan Hasan Dede’nin türbesi beldenin kuzey yama-cında yer alır.

186

Elmalık: (Orta’ya 12 km) Selçuklu Döneminden bu tarafa yapılmış olan türbelere rastlanır. Bunlar-dan bilineni ve en önemli olanları Elmalık kasaba-sındaki Elvan Seydi Yenice (Orta’ya 14 km) köyde Paşasultan türbesidir.

Osman Dede Türbesi, İlçe merkezindeki İmam Ha-tip Lisesinin doğusundadır aradan bir yol geçer. Tür-be yanında Osmanlı döneminde şehzade Cem tara-fından yaptırılıdığı bilinen caminin taşları bulunmak-tadır. Türbede yatan zatın Cem Sultan döneminde yaşamış, cami ile yakından ilgilenmiş bir kişi olduğu zannedilmektedir.

Elvanseydi Türbesi: Horasan Erenlerinden olan ve Eldivan Seydiköy’de yatmakta olan Hac-ı Murad-ı Velinin oğullarından biri olan Elvan Seydi, çevre halkını irşad için bölgeye gelmiş ve yerleşmiştir. Do-ğum ve ölüm tarihleri hakkında bilgi olmamakla beraber XIII. Yüzyılın ilk yarısında yaşadığını söyle-yebiliriz.

Elvanseydi türbesi

Paşasultan Yatırı: Basit yapılı türbe hakkında bil-gi yoktur. Yığma taş üzeri örtülü binanın herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Yatan zatın ve türbe-nin yapılış tarihi bilinmemektedir. Höyük ve Yenice köyleri arasında Kışla mevkiinde bulunur. Halk ara-sında anlatılan söylenceye göre Timur ile Yıldırım

187

Beyazıt arasında yapılan Ankara Savaşında şehit düşen bir paşaya ait olduğu anlatılmaktadır. Türbe yakınında çıkan ve adı Ağlarkaya olan suyun , şehit düşen paşa ile kızının gözyaşlarından meydana gel-diğine inanılır. Adak yeridir. Türbe yakınında bulu-nan çam; anıt ağaç olarak tescillenmiştir.

Doğanlar: (Orta’ya 11 km) Çerkeş Tarihi adlı yazma eserde, Horasan Erenlerinden olan ve 1227’de Anadolu’ya gelen Mehmed Abdal Dede 1270’de Avreten’e yerleşmiş 1287’de burada vefat etmiştir şeklinde kayıt vardır.

CAMİLER

Cambazzade Ahmet Efendi Camii: 1802’de Cambazzade Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cami, kare planlı ve sekizgen kasnak üzerine otur-tulmuş düz tavanla örtülüdür. Çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Mihrab sade, cami basit yapılı hiçbir mimari özelliği yoktur

Cambazzade Ahmet efendi camisi

Dodurga Camii: (Orta’ya 7 km) Yapım tarihi ke-sin olarak bilinmemektedir. Yanında bulunan çeşme-nin kitabesine ve caminin mimari tarzına bakılarak XIX. Yüzyıl ortalarında (1854) yapılmış olduğu var-sayılmaktadır. Dikdörtgen planlı caminin üstü ahşap çatı üzeri kiremitle örtülüdür. Tavanın etrafın Ku-ran’dan alınmış Ayetler ile bezenmiştir. Mimari özel-

188

liği bulunmamaktadır. Düz ahşap tavan ve kiremit çatılıdır. Duvarlar kesme taştır. Ortada ahşap göbek ve tavanı dolaşan yazı şeridi yer alır.

Dodurga camisi

Bayındır Köyü Camii: 1889’de Ortaköy’lü Musta-fa Usta tarafından yapılmıştır. Cami kare planlı, yük-sek kasnak üzerine oturtulmuş çatı ile örtülüdür. Caminin ikinci katında merdivenle çıkılan kadınlar mahfili yer alır. Mevcut galeri camiyi çepçevre dola-nır. Caminin herhangi bir mimari özelliği yoktur.

Şifalı sular-Termal kaynaklar

Bayındır; Hışıldayık adı verilen kükürt ve gazca zengin basura iyi gelir.

Buğuören: (Orta’ya 8 km) Asit karbonikçe zen-gin, acı lezzetli, soğuk ve asitli hazmı kolaylaştıran maden suyu

Kalfat: (Orta’ya 4km) jeotermal kaynak olarak ılıca bulunur.

Balıklı Hamamı: (Orta’ya 7 km) Dodurga’da ya-pım tarihi bilinmeyen kışları sıcak yazları soğuk suyu bulunan bir hamam ve güney tarafında Hışlak adı verilen sıcak su kaynağı vardır.

Mesire yerleri:

Güldürcek Barajı, Dumanlı Dağı, Sanı Yaylası, Aydoslar başlıca gezilecek yerlerindendir

189

Güldürcek Barajı: Dar olan Devrez vadisindeki arazileri sulamak amacıyla yapılan, sulama sistemle-ri tamamlanan fakat işletmeye açılmayan baraj, Orta, Eldivan ve Çankırı’nın içme suyu temini amacıyla kullanılacaktır. Barajın rakımı 1590 m. dir. Olta ba-lıkçılığı yapılabilir.

Güldürcek barajı

Anıt Ağaç: Orta-Şabanözü ilçe sınırına yakın olup ilçeye 14 km. uzaklıkta bulunan çam ağacına Yenice köyden gidilebilir. Çam ağacı Paşasultan türbesinin yakınında bulunmaktadır.

190

Yemek kültürü.

Yemekler: Tarhana çorbası, un helva, bandırma, çimçük hamuru, toyga, baklava, sarımburma, dövme hamuru, muhallebi, aside, sütlaç, aşure gibi daha ziyade un ağırlıklı yemekler ile şeker ağırlıklı tatlılar yapılır.

Yemek âdabı: Yaygı üzerine serilen bağdaş kurul-duğunda yerden bir dizin altına girebileceği tahta tabla üzerine yemek konur ve herkes ortaya konan yemekten yer. Sofraya kadınlar oturmaz, hatta hiz-meti erkekler yapar. Büyükler başlamadan küçükler yemeğe başlamaz. Misafirler için özel yemekler yapı-lır. Bazlama, gartalaç adları verilen ekmek evde yapı-lırdı. Kanlıca mahallesinde, özel günlerde, bayram-larda, asker uğurlamada, su böreği, bandırma, toyga aşı, ekşili köfte, höşmerim, kötü kız hamuru, şebit, bazlama,çota altı gibi yemekler yapılır.

Etkinlikler: Orta Çoyder derneğince düzenlenen Orta Çocuk Festivalidir.

İlçe pazarı Cumartesi günleri kurulur.

ULAŞIM

Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta veya Gerede-Çerkeş-Orta karayolundan ulaşım sağlanmaktadır. Düzenli otobüs seferleri vardır. Telefon 0 376 615 1057

KONAKLAMA

Belediye oteli 0 376 615 18 64

Öğretmenevi 0 376 615 11 66

YEME-İÇME

Lokanta ve pastane vardır

191

ŞABANÖZÜ

Şabanözü ilçe haritası

Taze fasulyesi, barbunyası ile ünlü Şabanözü ku-zeyinde Korgun ve Orta, batısında Orta, doğusunda Eldivan, güneyinde Ankara ile komşudur. Yüzölçümü 605 km² rakımı 1 115 m. Çankırı’ya 44 km. uzaklık-tadır. Toplam nüfusu 8763 olup, bunun 3 673’ü ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007) Çankırı-Eldivan-Şabanözü-Çubuk-Ankara yolu ilçenin güneyinden, Orta-Çubuk- Ankara yolu batısından geçer. Çubuk’a 40 km. Ankara’ya 85 km, Orta’ya 26 km, Eldivan’a 36 km. uzaklıktadır. Ulaşım, Ankara-Şabanözü-Orta arası sefer yapan firmalar tarafından sağlanır. İstan-bul yönünden gelecekler Gerede-Çerkeş-Orta yolunu takip etmelidirler. İklim yönünden step özelliği göste-riri. Kışlar soğuk, karlı, yazlar ise kurak ve sıcak geçer. Bahar mevsimi çok kısa sürer. Yazın ısı 36 Cº ye kadar çıkar , kışın ise ortalama 7ºC civarında seyreder. Gezmek için kış mevsimi hariç diğer za-manlarda gidilebilir.

TARİH

Şabanözü (İnalözü) Adı: Yerel olarak ‘’öz’’ söz-cüğü, dere yatağı anlamında kullanılmaktadır. Rivayeten anlatılanlara göre Şaban Koca adlı şahıs buraya gelerek yerleşmiş o nedenle de Şaban Ko-ca’nın özü anlamında Şaban ve öz sözcüklerinin

192

birleşmesiyle Şabanözü adını almış. Şağbanözü ola-rak da söylenmektedir.

Tarihi: Çankırı’ya bağlı ilçelerden bir kaçı dışında arkeolojik kazı yapılan yoktur Şabanözü gibi araş-tırma yapılmayan, belge temin edilemeyen ilçelerin tarihini yazarken bu noktadan hareketle, yüzey bu-luntularından, var olan harabelerden, söylencelerden hareketle bir çıkış yolu bulmaya çalıştık.

Ödek, Karaören, Çaparkayı, Mart, Gürpınar, İlçe merkezinde Ören ve Akyazı, Saraycık bölgeleri ile Büyük ve Küçükyakalı köylerinde var olan harabeler ve elde olunan yüzeysel buluntular ilçe tarihini Paleolitik dönemlere kadar götürmektedir. Örneğin, Mart köyünde Asalar bölgesinde bulunan kale ile orman arasında gözetleme yeri olarak yapılan mağa-ralar, Sanı’da bulunan Hortakale ayrıca Çaparkayı köyünde Anadolu’ya yerleşen Oğuz boylarının deği-şik amaçlarla kullandıkları mağaraların mevcudiyeti ilçe tarihinin derin bir geçmişinin olduğunu kanıtla-maktadır. Hititler öncesinden başlayarak Lidyalılar, Phyrigler, Medler, Persler, Paflagonyalılar, Galatlar; Romalılar ve Bizanslılar ile birlikte kısa süreli de olsa değişik kavimler bölgeye egemen olmuşlar ve yönet-mişlerdir.

Oğuz boylarının Anadolu’ya gelmeleri ile birlikte Danişmentlilere bağlı Karatekin Beyliği sınırları için-de yönetilen Şabanözü bölgesi (1082) , bir ara Bi-zanslıların eline geçmişse de 1127’de tekrar Daniş-mentlilerin yönetimi altına girmiştir. Bir ara Anka-ra’yı merkez yapan Ahi Cumhuriyeti tarafından da yönetilen bölge, beylikler döneminde en son İsfendiyaroğlu Kasım Bey’in yönetiminde iken Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı toprakları içine katıldı (1461). 1913 yılında bucak, 1944 yılında ilçe olmuştur.

193

GEZELİM GÖRELİM

KALELER: İlçe içinde üç adet kale harabesi bu-lunmaktadır. (Şabanözü’ne 6 km) Büyük ve (Şaba-nözü’ne 5,5 km) Küçükyakalı köyleri arasında bulu-nan Doruk adı verilen bölgede Çanak, çömlek parça-ları bulunmuş, üç adet küp çıkarılmıştır, küpler Hitit-ler ve Roma dönemlerine ait olabilir ancak tarihle-mesi yapılamadığından dönemi hakkında bilgi edini-lememiştir. Çanak, çömlek kullanımının Hititlerden bu tarafa var olduğu gerçeğinden hareketle bu parça-ların Hititler veya Phyriglere ait olabileceği düşünül-mektedir. Ödek kalesi en bilinenidir. Mart köyünde Asalar mevki olarak bilinen yerde kale ve kale ile orman arasında gözetleme yeri olarak yapılan mağa-ralar vardır. Ayrıca Sanı Yaylasında Horatakale ha-rabeleri bulunmaktadır.

KİLİSE HARABESİ: Aydos dağında, Gümerdiğin-Küçükyakalı köyleri arasında (Şabanözü’ne 5,5 km) doğu yönünde Kilise tepe adı verilen yerde karşılıklı yapılmış iki adet kilise harabesi vardır.

NEKROPOL: Küçükyakalı köyünün batı tarafında bulunan Kör mevkiinde ve Aydos dağının doğu yönünde bulunan Ortaklar veya Orta Koru bölgesin-de yapı temelleri ve mezarlık kalıntıları vardır. Me-zarlıklardan, süs eşyası, madeni para, kulplu toprak kaplar çıkarılmıştır.

ANTİK YERLEŞİM: Aydos, Küçük ve Büyükyakalı köyleri (Şabanözü’ne 6 km) civarında bina temelle-rinden süslemeli, yontulmuş, düzgün ve hafif yapıda taşlar çıkarılmış, köylüler tarafından cami, çeşme ve diğer yapılarda kullanılmıştır. Küçükyakalı, Kumsöğüt mevkinde de çanak çömlek parçalarına rastlanmaktadır. Aydos’un doğu yakasında Ortaklar bölgesinde ev temelleri , (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar köyünda harabeler vardır. Bakırlı (Şabanö-zü’ne 12 km) İnderesi bölgesinde kayalara oyul-muş mağaraların varlığı tarih öncesinden buralarda yaşanmış olduğunu kanıtlamaktadır. Yayla bölgesin-de Hititler dönemine ait küp, Ahlatlı Çukur’da çanak, çömlek, çam eşya parçaları bulunmuştur

194

MAĞARA: (Şabanözü’ne 6,3 km) Çaparkayı kö-yünde, Oğuz Türkleri tarafından yapıldığı tahmin olunan VE çeşitli maksatlar için kullanılan yer altı mağaraları vardır

YER ALTI ŞEHRİ. (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar köyünde. Kızıldeli bölgesinin yaklaşık 1.5 km. doğu-sunda yer altı şehri vardır. Ortaya çıkarıldıktan son-ra tekrar toprakla kapatılmıştır.

İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR

Türbe-Yatır-Ziyaretgahlar:

Bakırlı (Şabanözü’ne 12 km) Hay Hay Dede, Bul-gurcu’da (Şabanözü’ne 6,9 km) Yağmur duası ve adak kurbanlarında ziyaret edilen Ergayıp ve Sarıkız yatırları,

Gümerdiğin (Şabanözü’ne 3,3 km) Şeyh İbrahim, Gündoğmuş Sarıkız, Gürpınar Paşasultan,

Kamışköy (Şabanözü’ne 9,1 km) Cami Tepesi türbeleri.

Kutluşar. (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar’da tür-benin olduğu yerdeki meşe ağaçlar kutsal olarak kabul edilmekte ve kesilmemektedir yaşlarının 500 yıl olduğu tahmin olunmaktadır

Martköyü: Köy, Ahmet Yesevi’nin oğlu Kutbettin Haydar komutasında 1205’de Anadolu’ya gelen ordunun sancaktarı Ali Türabi tarafından kurulmuş-tur. (Teberoğlu,1999).

Camiler

Ulu Camii: Şabanözü ilçe merkezinde Yukarı ca-mi olarak da bilinir. Cami XIII. Yüzyılda yapılan ah-şap direkli Beylikler Dönemi camiler grubundandır. Cami uzunlamasına dikdörtgen planlı, üç sahınlıdır. Orta sahın diğer sahınlardan daha yüksektir. Ahşap tavanı üç adet ahşap direk ve direklere bağlı olan kirişler taşır. Kuzey güney yönünde atılmış ikişerli kirişler mihrap yönüne dik , her birinde iki sıra ahşap sütun tarafından taşınır. Kirişler üzerinde konsollar

195

yer alır. Konsollar üzerinde yer alan kirişler üzerinde ise doğu-batı yönünde atılmış ahşap direkler tavanı meydana getirir.Cami içinde herhangi bir bezeme bulunmamakta ve mimari bir özellik taşımamaktadır. 1977’de Camiye ikinci bir ibadet yeri eklenmiştir.

Tarihi köy camileri: Çerçi, Bakırlı, Bulduk, Büyükyakalı, Çaparkayı, Gümerdiğin, Gündoğmuş, Küçükyakalı, Mart, Ödek, Karahacı.

Özbek. 600 yıllık tarihi geçmişe sahip bir mescit bulunmaktadır

Çerçi köyü camisi : (Şabanözü’ne 7,4km) Kırma çatılı, Marsilya kiremit örtülü olan cami, kareye ya-kın dikdörtgen planlıdır. Zemin yapısına göre meyilli bir alanda yer alan caminin küçük bir avlusu vardır. Sanatsal değeri yüksek ahşap tavanlı kagir bir cami-dir.

Giriş kapısının yer aldığı doğu duvarında aynı zamanda 4 adet ahşap direkle taşınan etrafı açık, üstü ahşap tavanlı bir son cemaat yeri bulunur. İçten ve dıştan çimento sıvalı olan camii badanalı boyalı olup, köşelerde yer alan taşıyıcılar düzgün kesme taşlıdır. Son cemaat yerine açılan yuvarlak kemerli iki penceresi bulunan camiye kuzey-doğu köşesinde yer alan yuvarlak kemer formundaki basit ahşap kapıdan girilir. Girişin hemen sağından merdivenlerle taşınan kadınlar mahfiline çıkılır. Basit ahşap korku-luklu mahfelin tavanı da ahşaptır.

Cami harimi kare planlı olup, mihrabın iki yanın-da birer adet pencere mihrabın hemen üstünde yu-varlak bir pencere vardır. Batı duvarında da bir adet pencere ile cami aydınlatılır. Bitkisel ve geometrik desenlerle süslü zarif bir alçı mihrabı olan caminin basit birde ahşap minberi bulunur. Ahşap işçiliğinin oldukça güzel uygulandığı yöre mimarisine uygun oldukça sekizgen göbeğin içinde merkezden yayılan çok kollu yıldız yer alır. Göbeğin etrafında bulunan alanlar renk kullanımı ile de hareketlendirilmiş orta-da kare formlar ve kareleri çevreleyen altıgenlerle bölümlenmiştir. Tavanın etrafını çevreleyen alçı bö-lümün üzerinde Arapça yazılar mevcuttur. Bu bor-

196

dürden sonra taşıyıcı duvarlara kadar devam eden bölüm yine ahşap kafesleme tekniğinde yapılmıştır.

Çerçi köyü camisi

TAŞ MEKTEP: Şabanözü ilçe merkezindedir. Os-manlı son dönemi eserlerinden olup orijinal yapısı oldukça kaybolmuş, dış mimari kısmen korunmuş ise de iç kısım tadilattan geçirilmiştir. Binanın orijinal hali su basman üzeri iki katlı olup kat bölmesi tah-tadan yapılmış ise de daha sonraları tadilata uğra-mıştır. Bina bakımlı olup okul olarak kullanılmakta-dır.

197

ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR

Çapar köyünün (Şabanözü’ne 6,3 km) kuzeyinde şifalı olduğuna inanılan karbonatlı içme suyu kay-nağı vardır.

Kutluşar. (Şabanözü’ne 9,6 km) sıtmaya iyi gel-diğine inanılan kutsal su

Karakoçaş. soda, kükürt karışımı romatizma ve kaşıntıya iyi gelen su

Göl ve göletler: Göldağı ve Çaparkayı’da doğal göl, Kamış, Gümerdiğin ve Karaören’de gölet vardır. Gümerdiğinde iki, Şabanözü, Kararören ve Mart köy-lerinde sulama amaçlı göletler ile Sanı çayı üzerinde Kamış göleti bulunmaktadır.

Karaören göleti

198

AVCILIK

Göletlerde olta ile balık avcılığı ve mevsiminde izin verile aylarda avcılık yapılabilir.

PİKNİK alanları: Mevsim bahçesi (Güreş Sahası), Karaören ve Gümerdiğin'de bulunan göletler ve Ba-kırlı yaylasıdır. Etrafı çam ve meşe ağaçlarıyla kaplı olan Karaören göleti ve mesire yeri, Şabanözü’ne 6 km uzaklıktadır.

YEREL ETKİNLİKLER

Geleneksel güreş ve Eylül ayında hasat sonu alın teri festivali düzenlenir.

İlçe pazarı: Pazartesi günleri kurulur. Mevsiminde taze sebze ve meyve ile bakliyat gibi yerel üretimler yönünden çeşit yanında fiyatı da oldukça elverişlidir.

Mart köyü: Haziran ayında yayla şenliği düzen-lenmektedir)

ULAŞIM

Ankara-Çubuk-Şabanözü karayolu ile sağlanır. Ankara Aşti’den kalkan otobüsler düzenli sefer yap-maktadır. Telefon. 0376 518 20 50-0 376 518 1764

KONAKLAMA

Şabanözü Öğretmenevi 0376 518 16 00

Belediye misafirhanesi

YEME-İÇME

Konak Lokantası

Merkez Lokantası

Piknik kebap Lokantası

199

YAPRAKLI

Yapraklı ilçe haritası

Küpecik peyniri ile ünlü plan Yapraklı güneyi ve batısı merkez ilçe ile sınırdır. Kuzeyinde Ilgaz ve Kastamonu, Çorum ile komşudur.

yüzölçümü 719 km² ve rakımı ortalama 1 000 m . Toplam nüfusu 10 813 bunun 1 682 kişisi ilçe mer-kezinde yaşamaktadır. Çankırı il merkezi içinden doğuya ayrılan yol, Yüklü köyde ikiye ayrılır. Güneye giden İkizören’e, kuzey doğuya gidende Yapraklı ilçesine ulaşır. Yapraklı’nın il merkezi ile olan tek bağlantı yoludur. İl merkezi Çankırı’ya 29 km, İkizören’e 20 km. uzaklıktadır. Ayrıca Tosya bağlan-tılı orman yolu vardır. Ulaşım Çankırı-Yapraklı ara-sında işleyen minibüslerle sağlanır. Yolculuk süresi yaklaşık yarım saattir. Karasal iklim hakimdir. Yaz ayları sıcaklık 15-30, kış ayları 10 ila -20 dereceler arasında değişir. Gezmek için bahar ve yaz ayları uygundur.

YAPRAKLI ADI : 1806 yılı kayıtlarında Tuht kaza-sı olarak geçmektedir. Adının hangi sözcükten geldiği kesinlik kazanmamış olmakla beraber,Tuht sözcüğü-nün Farsça but sözcüklerinin karşılığı olduğu, top-lanma yeri anlamına geldiği ifade olunmaktadır. Bilindiği gibi Yapraklı panayırı çeşitli yerlerden gelen alıcı ve satıcıların ticaret yaptığı toplanma yer idi.

200

Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilçede bulu-nan kilisede put muhafaza edilmesi nedeniyle But adı zamanla Tuht veya Toht şeklini almıştır. Eskiden Anadolu’da kullanılan elli dirhemlik çekiye tuht adı verilirdi. Ermenice Tuht kağıt anlamındadır adı bura-dan geldiği söylenir. Tuht sözcüğünün anlam ve açıklamasını dil bilimcilere bırakalım.

YAPRAKLI TARİHİ: İlçe sınırları içerisinde bulu-nan nekropol alanları ve kaya mezarlarından ilçenin ve bağlı köylerin, Hititler döneminden de önce yerle-şim alanı olduğu ortaya çıkmaktadır. Kaçak kazılar-da bulunan eserlerin müsadere edilmesi ve Çankırı müzesine teslim edilmesi sonucu eserler üzerinde yapılan incelemelerden, ayrıca yapılan yüzey araş-tırmalarından elde edilen sonuçlar ve höyüklerin mevcudiyeti de bunu kanıtlamaktadır.

Çeşitli dönemlere ait höyükler, düz yerleşimler ve nekropol alanları ve çevresinden elde edilen çeşitli eserler ve seramik parçalarından Yapraklı ilçesinin tarihine ışık tutulmaya çalışılacaktır.

Genelde Çankırı bölgesi Paleolitik dönemden bu tarafa iskan edilen yerler arasındadır. Günümüzden 12 bin yıl ve daha öncesini kapsamaktadır. Kıvçak köyü ve İkizören kaya mezarları, Topuzsaray’da bulunan Phyrigler dönemine ait süs eşyaları bu yer-leşimlerden günümüze kadar gelebilmiş eserlerdir. Eski Hitit seramiğinin bulunduğu yerleşimler yanın-da, Eski Tunç Çağı seramik tipleri ile İÖ. 1. bin yıl ve daha sonrasına ait yoğun Roma yerleşimleri ve me-zarlıkları ile karşılaşılmaktadır.

Çevrecik köyünde bulunan Maltepe höyüğü define avcıları tarafından tahribata uğratılmış ve etrafa kırıp dökerek saçtıkları seramik parçalarının Eski Tunç Çağı’na ve İÖ. II. bin yılına ait olduğu tespiti yapılmıştır. Bölgede soyulmuş Roma dönemi mezar-ları da bulunmaktadır. Şıhosman köyü Tuzdamınkaşı bölgesinden Eski Hitit Dönemine ait çanak çömlek parçaları derlenmiştir. İkizören Alakır Nekropolu ve Alakır Höyüğü alanlarında bulunan İÖ. III. Binyıl sonu II. Bin yıl başlarına tarihlenen testiler Çankırı

201

müzesinde sergilenmektedir. Define avcılarınca kaçak kazılarda çıkarılan madeni eserlerin varlığından bahsedilmekte olup, elde edilemedikleri için dönem tespiti yapılamamıştır. Höyük çevresinde de tahrip edilmiş İÖ. III. Bin yıl sonu ve II.bin yıl başlarına ait seramik parçaları toplanmıştır.

İkizören’de yer alan kubbemsi kaya mezarları Phyrig mimari özelliklerini taşımaktadır. Topuzsaray başta olmak üzere çevrede bulunan heykel, idol ve süs eşyalarının Phyrigler dönemine ait olduğu belir-tilmektedir. Çankırı bölgesini egemenlikleri altında bulunduran Hititler ve sonrası kavimlerden: Phyrigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Makedonya-lılar, Paflagonyalılar, Romalılar, Bizanslılar değişik sürelerde Yapraklı’da hüküm sürmüşlerdir.

M.T.A’ca yapılan araştırmalarda Armutluyelet, Panayırtepe, Dipyurt, Dedeköy, Karatepe, Kaş yaylası bölgelerinde elde olunan curuflardan bin yıl ve daha öncesinde bakır işlendiği tespiti yapılmıştır.

Anadolu’nun Türkleşmesi ve Oğuz boylarının böl-geye gelmeleri Çankırı’nın genel tarihi ile paralel olarak gelişmiştir. Yapraklı: Karatekin beyliği, Candaroğulları beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu yönetimleri içinde yer aldı.

Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Yapraklı. Mo-ğol istilası sırasında Horasan Erenlerinin bölgeye gelerek yerleştikleri anlaşılmaktadır. Nitekim Tatlıpınar köyünün kurucusu ve türbesi orada bulu-nan Şıh Osman bir Horasan Ereni’dir. 1300’lü yıllar-da köyde cami yaptırmıştır. Aynı şekilde Akyazı kö-yünde bulunan Benli Muhiddin, Gürmeç köyünde türbesi bulunan Cami Dede’de Horasan Ereni’dir.

Sultan II. Beyazıd’ın annesi Gülbahar Hatun 1482 tarihli vakfiyesinde Büyük Yayla ve civarını Yapraklı halkının faydalanması için vakfetmiştir. Gülbahar Hatun’un Çankırı’nın başka ilçelerinde de vakfiyeleri vardır. 1953 yılında nahiye ve 1957’de ilçe yapıldı.

202

GEZELİM-GÖRELİM

ANTİK YERLEŞİMLER

KAYA MEZARLARI: Çakırlar (Yapraklı’ya 25 km) , Kıvçak (Yapraklı’ya 20 km) (Kızılyer ve Malkayası), İkizören (Yapraklı’ya 20 km) (Sivritepe) , Çevrecik , Gürmeç (Yapraklı’ya 45 km) köylerindedir.

Çevrecik kaya mezarları: Köyde bulunan kaya mezarları nedeniyle Phyriger döneminden bu tarafa yerleşimin olduğunu doğrulamaktadır. Kaya Mezar-ları Doğal bir tepenin oyulması ile yapılmıştır. Fazla tahrip edilmiş olup girişi batı yönündendir. İçinde ölü sediri ve oyuklar bulunur. İç kısımda göçük vardır. Odalar, değişik boyutta ve yarım kubbe şeklindedir. Göçmüş durumda ikinci bir mezar daha vardır.

Kaya mezarları

Subaşı / Kırzeyve: Nekropol ve kaya mezarları vardır. (Yapraklı’ya 25 km) Paflagonlar döneminden bu tarafa iskân edilmektedir . Gavur evi olarak bili-nen kaya mezarları: Köyün doğusundaki tepede olup içinde ölü sediri ve niş bulunur. Ayrıca lahit tipi me-zarlara da rastlanılmaktadır. Buradan Phyrigler ve Romalılar döneminde de buranın iskan edildiği orta-ya çıkmaktadır. Maalesef kaya mezarları kaçak kazı-lar sonucu, define avcıları tarafından tahrip edilmiş

203

olup sadece birkaç tanesi hasarlı da olsa günümüze kadar gelebilmiştir.

Nekropol alanları: Topuzsaray, Kirliakçe, ikizören, Kullar, Bademçay, Subaşı, Davutlar, Yüklü köylerin-de nekropol alanları bulunur.

İkizören nekropolü : İkizören’in kuzeyinde, Ga-vur Evleri denilen mevkide yer almaktadır. 1/1000 ve 1/5000 ölçekli haritalarda “Tarihi Eski Mezarlık” olarak adı geçen bu antik mezarlık, kuru bir dere yatağının yanında, doğal mermer yatakları oyularak meydana getirilmiştir. Paphlagonia’nın iç iskan böl-gelerinde yer alan İkizören’e en yakın antik kent Gangra-Germanicopolistir. Çankırı yöresinde Erken Bronz Çağı, Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı uygarlıklarına rastlanılmıştır. Prof.Dr. V. M. Ramsay, bu yöreyi Paphlagonia sınırı içinde göster-mektedir. Galatlardan sonra bölge Roma egemenliği-ne geçmiştir. Justinien döneminde kent metropolis olmuştur. Nekropol alanında kaya mezarı (oda me-zar) ve sanduka biçimli ölü gömme mimarisi sap-tanmıştır. Oda mezarlar tonozlu olup, kemerli bir girişe sahiptir. Tavanları tonozlu olan bu mezarlar iki odadan oluşmaktadır. Diktörtgen planlı ön odaya bir dromosla ulaşılmaktadır. İçi toprak dolduğundan mezarlardaki ölü sedirleri görülmemektedir. Bunun dışında alanda doğal mermere oyulmuş sanduka biçimli gömütler yoğunluktadır. Dikdörtgen görü-nümlü bu gömütlerde yön birliği bulunmamaktadır. Defineciler ve eski eser kaçakçıları tarafından soyu-lan nekropol alanında dağınık durumda çok iyi pişi-rilmiş, ince cidarlı parlak kırmızı astarlı, terra-sigillata türü Roma Dönemi seramik ele geçmiştir.

Kaleler : İkizören’in güneyinde, kale mevkiinde 3 km. uzağındadır. Karlas deresi üzerinde, oldukça sarp bir tepe üzerinde yer alan kale tamamen yıkıl-mış durumdadır. Ancak Karlas Deresine bakan surla-rın bir kısmı ayakta kalabilmiştir. İki kuru dere yata-ğı arasına kurulan kalenin doğu yamacındaki surlar, sağdaki dereyi geçerek küçük bir tepeyi de içine al-maktadır. Buradaki surlar moloz taş örülü duvarlar-dan oluşmaktadır. Kale üzeri tarım amacıyla düzel-

204

tilmiştir. Batı yamacında bir amphi çukuru görülmek-tedir. Tepe üzerinde ve eteklerinde bol miktarda Geç Roma-E.Bizans seramiği ele geçmiştir.

Antik yerleşimler: Topuzsaray Phyrig-Bizans yer-leşimi, Şıh Osman (Tatlıpınar) Tuzdamın kaşı Hitit yerleşimi, İğdir Asar tepe mevki. Yüklü köy

Höyükler: Çevrecik köyü Maltepe höyüğü, ikizören Alakır höyüğü

Mağara: Mağara kaşı bölgesinde büyük bir mağa-ra vardır.

İNANÇ TURİZMİ

Türbe-Yatır-Ziyaretgahlar: İlçe merkezinde Fethiye türbesi, Güzelev, Hacı Mustafa Efendi Kabri, Hacı Hafız Efendi Kabristanı, Namazgah Tepesi . Akya-zı’da Benli Muhittin, Sazcağız’ da Şeyh İsmail Rumi Kullar’da Tahta Kılıç, Buluca’da Hatip Ali Efendi, tekke ve türbeleri ayrıca Bademçay’da Dede Çamı ve Hasan Dede, Sarıkaya’da Dikmen ve Yağlı, İkizören: Oyuk Dede, Gürmeç Çam dede, Tatlıpınar Şıh Os-man , Doğanbey, Yukarıöz yatır veya türbeleridir.

Fethiye Türbesi: Yapraklı ilçe merkezindedir, XVII. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Türbe iki katlı ve kare planlıdır. Yol seviyesinin bir kat altında türbe, yol seviyesinin üstünde kalan kısımda da kü-tüphane vardır. Türbeye giriş alçak tavan ve dik bir merdivenle sağlanmaktadır. Türbenin üstü doğu-batı yönünde uzanan beşik tonozla örtülüdür. Türbeye ve kütüphaneye kuzey cephesindeki yoldan girilir. Türbe üzeri tromp geçişli ve tuğla kubbe ile örtülüdür. Kub-be dıştan sekizgen kasnaklı ve üzeri ahşap çatı üstü alaturka kiremit ile kaplıdır. Türbe ve çevresi onarıla-rak inanç turizmine açılması için çalışmalar yapıl-maktadır.

205

Fethiye türbesi

206

Akyazı, Benli Muhiddin türbesi: Doğum ve ölüm tarihleri tespit edilemeyen, Hacı Bayram Veli’nin halifelerinden olan ‘’Benli Muhiddin’’ in türbesi bu-lunmaktadır. XVI. yy’da yaşamış olması muhtemel-dir. 1262 sayfalık 2 ciltten oluşan Tuhfe-i Naili adlı eseri vardır. Buradan hareketle XV. yy’da Akyazı köyünün var olduğunu görüyoruz.

Gürmeç. Çam Dede Türbesi: Horasan Erenlerinden olduğu söylenmekle birlikte kimliği hakkında bilgi yoktur. Köy üzerinde bulunan tepede iki çamın altına defnedilen Çam Dede’nin geyikler tarafından ziyaret edildiği, çamın birini kesen köylünün beş yıl hasta olduktan sonra öldüğü rivayeten anlatılmakta ve çama kimse dokunmamaktadır.

Kullar; Karadede türbesinde tahta kılıç vardır. Tahta kılıcın türbede yatan Karadede’ye ait olduğu söylenmektedir. Yağmur yağmadığı zamanlarda, tahta kılıç suya yatırılır ve sonra yağmur duasına çıkılır. Bundan sonra yağmurun yağacağına inanılır. Karadede’nin, at sırtında tahta kılıç ile savaşlara katıldığı ve savaştığı rivayeten anlatılır.

Tatlıpınar / Şıhosman / Şeyhosman: Moğol istilası döneminde Horasan’dan Anadolu’ya gelen ve Hora-san Erenlerinden olan Şıh (Şeyh) Osman tarafından kurulmuştur. Kendi adına 1301 yılında bir cami yap-tırmış ve türbesi de buradadır.

Horasan Erenleri: Tatlıpınar’da Şıh Osman, Ak-yazı’da Benli Muhittin, Gürmeç’de Cami Dede Türbe-leri

CAMİLER

Tarihi Köy Camileri: Tatlıpınar (Yapraklı’ya 25 km), Kirliakça, Subaşı(Yapraklı’ya 25 km) , Yenice (Yapraklı’ya 25 km) (1800 tarihli), Badiğin ve Yük-lü(Yapraklı’ya 9 km) .

Müsellim: Duvar kalınlığı 90 cm ve 9.90m X 7.87 m boyutundaki ahşap malzemeden yapılan Caminin yapım tarihi bilinmemektedir

207

ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR

Kullar’da (Yapraklı’ya 35 km) böbrek taşı düşür-meye iyi gelen suyun sertlik derecesi sıfrıdır

Akyazı içmesi: (Yapraklı’ya 26,5 km) Hazma iyi gelen karbonatlı su kaynağı vardır

Kavak/Kavakköy: (Yapraklı’ya 10 km). Kavakkköy’ü çeşmesi suyu ekşimsi, bikarbonatlı hazmı kolaylaştırır. Dalak suyu adlı birde içmesi vardır

Aşağıöz /Aşağıbadiğin: Köyde bulunan Yel Suyu romatizmaya iyi gelmektedir.

ANIT AĞAÇ: Koca (Kaba) Meşe: (Yapraklı’ya 3,7 km) Çankırı yönünden Yapraklı’ya gelirken Yüklü köyü ayırımından sola sapıldığında Karacaözü köyü-nün alt tarafında ve yakınında yolun sağında kuru dereyi geçtikten sonra korumaya alınmış Kaba meşe ile karşılaşırsınız. Yapraklı ilçe merkezine 3 km Çan-kırı il merkezine 25 km. uzaklıktadır. Çevresi 12 m. çapı 4.4 m. boyu 12 m. tahmini yaşı 400-500 yıllık olan Koca Meşe halk tarafından kutsal sayılır, gecele-ri ışık saçtığı söylenir.

Koca meşe

BÜYÜK YAYLA. Sarıçam, karaçam köknar ve ardıç ağaçlarıyla kaplı 1600-1700 m. Rakımlı Büyük Yayla ilçenin kuzeyinde geniş bir alanı kaplar. Yaylada alt yapı tesisleri mevcut olup, ilçeye 13 km. uzaklıkta

208

45 yayla evi yapılmıştır. Eko turizm için çok elverişli olan yaylada; kamping, trecking, fotosafari, atlı yü-rüyüş, bisiklet, karavan, manzara seyri, kara avcılığı, yapmak mümkündür. Yayla içinde Güllüalan, Gökçedere, Akyol, Muşgöl, Dedeköy ve Yüklüköy yaylaları günübirlik piknik yapılabilecek yerlerdir. Küçük (Teknekaya) yayla ilçeye 5 km uzaklıkta or-man altı bitkiler ve kekik ile kaplıdır.

Büyük yayla

GÜRGENDERE GÖLETİ. DSİ tarafından sulama amaçlı olarak yapılmış gölet ilçeye 1 km. uzaklıkta-dır. Günübirlik piknik ihtiyacını karşılayacak masabank, çeşme, wc gibi alt yapı tesisleri vardır.

AYSEKİ KÖYÜ GÖĞEM TEPESİ. (Yapraklı’ya 22 km) Köyün 1 km. yakınında bulunan göl çevresi günü birlik piknik yapılabilecek yerlerdendir. Bunlar-dan başka Sarıkaya ve Karakaya ormanlık alanları-nın içinde de piknik yapmak mümkündür.

Yapraklı Subaşı Düdeni, Zindan Dipsizi Obruğu , Eshab-ı Kehf, diğer görülecek yerlerdir.

209

Gölet

ETKİNLİKLER

BAĞBOZUMU: Bağ bozumu geleneği Rumlardan Türklere geçmiş bir gelenektir. Her yıl Eylül sonu ve Ekim ayının başında pazar gününe rastlayan bir gün tespit edilir. Tespit edilen günde bağ bozumu yapılır. Bağ bozumu günü için kuşluk vakti davetliler özel arabalarla bağlara götürülür. En taze ve en iyi üzüm salkımları ile kahvaltı yapılır. Ondan sonra üzümle-rin toplanmasına başlanır.

YAĞLI GÜREŞLER: Her yıl üç gün süre ile ilçeye 8 km. uzaklıktaki Büyükyayla Büyükdüz mevkiinde Yapraklı Yağlı Güreşleri-Kültür ve Yayla Festivali adı altında yapılır, Güreşin yapıldığı yerde panayır kuru-lur ve Yapraklı halkı tarafından ilgi ile karşılanır.

210

Güreşlerin ne zaman yapılacağı Yapraklı belediyesin-den öğrenilebilir.

Yapraklı, Yayla kültür ve turizm festivali, Kültür ve yağlı güreş festivali.Kullar köyü, Tatlı su şenliği. Gürmeç köyü şenliği. İkizörennliler, Kaynaşma daya-nışma günü. Yukarıöz , Kültür ve yağlı güreş festiva-li. Aşağıöz Köy şenliği. Karacaözü, Koca Meşe şenli-ği. Kavakköy, Dalak suyu dağ eteği şenliği. Yenice köy şenliği

İLÇE PAZARI, Cuma günleri kurulur.

SİVİL MİMARİ: Geleneksel sivil mimari örneği ev-ler, iki katlı, içleri ahşap oyma örnekleriyle bezenmiş, kapı, tavan süslemeleri sanatsal olarak işlenmiştir. Geleneksel mimariyle beraber ilçe merkezinde Değir-mendere’nin her iki yamacında çok az örneği kalmış bağ evlerine rastlanır. Bağ evlerine ‘’köşk’’ adı verilir. Su basman taş duvar, üst kısım ahşaptır. Genelde iki odalı, önünde yazlık adı verilen geniş balkonludur.

Yapraklının görülmeye değer İlginç mimarisiyle henüz yıkılmamış eski evlerinde kapı ve tavan süs-lemeleri, ender ağaç oyma işçiliği örnekleri göze çarpmaktadır. El sanatlarına dayalı ağaç oymacılığı, eskiden çok olduğu halde, yavaş yavaş yok olmaya başlamıştır .

211

Tatlıpınar Köyünde 1650’li yıllarda yapıldığı tahmin edilen Zaim Zade İbrahim Ağa Konağı vardır. Konak kısmen tahrip olmuşsa da ana yapı olarak ayaktadır. Konağın içinde bulunan yazılar ve süsle-meleri kayda değer nitelikte sivil mimari örneğidir. (Not: yıkılmış olabilir)

YAPRAKLI’DA YÂREN: Uzun kış gecelerinin vazge-çilmez toplantısı yaren; güzel ahlak, saygı, disiplin ve iyi bir eğitimle birlikte eğlencenin iç içe olduğu Çankı-rı’ya özgü bir toplantı çeşididir. Yapraklı köyleri de bu toplantılardan nasibini almış ve Yâren geleneği ni devam ettirmektedir. Çankırı merkez dahil hemen he-men birkaç ilçe hariç Yâren toplantıları gerçekleştirilir. Toplantılar özde aynı olmakla beraber farklı ilçelerde uygulamalarda değişiklikler göze çarpar.

Toplantıları seçilen bir başağa yönetir. Başağa toplantılarda başköşeye oturur. Başağanın yerine kimse oturamaz. Toplantı boyunca misafirlere ye-mek, çörek, börek, çay, kahve ikram edilir. Yemek bitiminden sonra eğlenceye geçilir. Eğlence sırasında saz eşliğinde fidayda, misket. Genç Osman gibi oyun-lar oynanır. Oyun ve türkülerden sonra sıra yüzük oyunu gibi şakalı ve eğlendirici oyunlara gelir.

ULAŞIM

Ulaşım, Ankara-Çankırı-Yapraklı karayolu ile sağ-lanır.Her saat başı ilçeye ulaşımı sağlayan servisler mevcuttur.Bu servisler Çankırı otogarından kalk-maktadır

KONAKLAMA

Yapraklı Belediye Oteli

Yapraklı Öğretmenevi :0 376 361 20 50

YEME-İÇME

Gözde Lokantası. Terminal Meydanı

CA-FE-RA Piknik. Terminal İçi

Yeşilgöl Dinlenme Tesisleri. Gölet Mevkii

Sevil Pastanesi. Belediye İşhanı No:2/16

212

DEVREZ VADİSİ

İlin batısında bulunan Orta İlçesi topraklarından kaynaklanan Devrez çayı, doğuya doğru uzanan çöküntü oluğunun içinde yer alır. Vadinin oluşumu, kırılma ve çökme olayları sonucu gerçekleşmiş ve Dumanlı dağı, Ilgaz Dağları ile aynı dönemde oluş-muştur. Oluğun bir yamacı daha diktir, Orta-Kurşunlu arasında ve Ilgaz’ın doğu sınırlarına doğru iyice daralarak bir boğaz haline gelir. Bu yapıdan ayrılmayan faylar boyunca, kuzeydeki bölüm, güneye oranla daha fazla doğuya doğru kayıp çökmüş, dola-yısıyla bu alan, yurdumuzun en faal ve tahripkâr deprem kuşağı haline gelmiştir. Devrez Vadisi aynı zamanda Kuzey Batı Anadolu fay hattının tabanını oluşturmaktadır. Birinci derecede deprem kuşağı üzerinde yer alır.

Devrez vadisi

Devrez çayına karışan akarsuların açtıkları vadi-ler yamaçtaki eğim nedeniyle genellikle "V" profillidir. Yamaçtan sonra eğim birden azalır ve bu nedenle sel karakterli derelerin taşıdığı malzeme yığılarak biri-kinti konilerini oluşturur. Bitki örtüsünün de zayıf olmasının etkisiyle erozyon fazlaca olur ve çok mal-zeme taşınır. Aynı zamanda yamaç döküntülerine de rastlanır. Eğime bağlı olarak yerleşen kısa boylu dereler içinde fay çizgileri boyunca yer alanları da vardır. Vadi boyunca yer yer genişleyen alanlara rastlanır.

213

Vadinin daralan kısmı Orta ilçesi Sakaeli köyün-den başlar ve yer yer genişleyerek Ilgaz ilçesini de içine alacak şekilde devam eder. Vadi kanyon özelliği gösterir. Geçit vermeyen dar boğazlar vardır. Jeolojik yapıya bağlı olarak peribacaları oluşumu meydana gelmiştir. Vadide çok sayıda mağara, in, kovuk, kaya yerleşimi, kaya mezarları yer alır. Bunların bir kısmı doğal bir kısmı da insan yapımıdır. Ulaşımın olmadı-ğı yerlerde vadi oldukça vahşidir. Yaban hayatınca zengindir. Trecking ve balık avcılığı için çok elverişli olup fotosafari için bulunmaz bir ortamdır. Orta giriş-li ve Kurşunlu çıkışlı bir yürüyüş 8 saat gibi bir za-man alır. Ayrıca vadi boyunca mağara meraklıları için çok sayıda mağara vardır. Kaya yerleşimleri ise ayrı bir özellik taşır. Vadide yaban domuzu olabilece-ğinden çok dikkat edilmesi gerekmektedir.

GEREDE-MELAN-SOĞANLI ÇAYI VADİSİ

Çerkeş ilçe sınırının batısından başlayarak Atka-racalar ilçe sınırının kuzeyinden devam ederek Bayramören ilçesinden Kastamonu sınırına ulaşır. Vadi dar olmakla birlikte kuzey tarafında Çerkeş-Bayramören arasında vadi boyu uzanan yol vardır. Güney taraftaki yol ise vadiden gittiği gibi iç kısımla-ra uğramaktadır. Vadi, trecking ve balık avcılığı, oto safari için bulunmaz yerlerden biridir. Ayrıca mağara, tarihi köprüler ve köyler vadinin güzelliğine güzellik katmaktadır. Vadiye ulaşım Çerkeş, Atkaracalar ve Bayramören ilçeleri üzerindendir. Dar vadi boyunca eski su değirmenleri yanında ekili dikili alanlar var-dır. Yeşillik olan vadide su seven söğüt, kavak ağaç-ları yanında meyve ve yabani meyveler yetişmekte-dir. Köyler arası mesafe fazla olduğu için gidecekle-rin tedbirli olmaları gerekmektedir.

214

Resim: Melan vadisi

KIZILIRMAK VADİSİ

İl içinde 30 km. lik bir yol kat eden Kızılırmak nehri balık tutmak ve kenarlarında piknik yapmak için çok uygundur. Gidecek olanların ihtiyaçlarını karşılamış ve tedbirlerini almış olmaları gerekmekte-dir.

POTANSİYEL TURİZM AKTİVİTELERİ

İlçe ve köylerde özellikle ilkbahar ve yaz ayları değişik kutlamalar ve anmalar yapılmaktadır. Bu yerel etkinlikler ile birlikte turizme katkısı olabilecek potansiyel yerler vardır. Örneğin,

Eko Turizm, Yapraklı, Eldivan, Orta, Çerkeş ilçele-rine bağlı köylerde korumaya alınmış anıt ağaçlar vardır.

İnanç Turizmi, İlçe ve köylerde türbe, tarihi de-ğerde olan camiler Horasan Erenlerine ait türbeler, yatırlar bulunmaktadır.

Kış Turizmi, Şimdilik alt yapısı tamamlanmış Kış turizmine yönelik tesisler sadece Ilgaz dağında bu-lunmaktadır. :(Ilgaz, Çerkeş, bu konuda Ilgaz dağın-da bazı yatırımlar yapılmış ve tesisler kurulmuştur. Işıkdağı’da (Çerkeş) önemli bir kış turizm alanı olabi-

215

lir. Dağ turizmi yönünden Dumanlı, Aydos, dağları potansiyel durumdadır

Yayla Turizmi, Ilgaz, Eldivan, Şabanözü ve Çerkeş ilçeleri yayla turizmine çok müsait olup henüz değer-lendirilme aşamasına gelmemiştir. Eldivan’da Eldi-van yaylası, Ilgaz’da Kırkpınar yaylası, Şabanö-zü’nde Bakırlı yaylası, Yapraklı’da Büyük yayla.

Av Turizmi. Kara ve tatlı su avcılığı amatör olarak meraklılarınca yapılmaktadır. Av turizmi: (Kara ve su), Bölgede başlıca av hayvanlarından tilki, kurt, çakal, yaban domuzu,, tavşan, keklik, bıldırcın, ya-ban ördeği bulunmaktadır. Kızılırmak, Devrez, So-ğanlı, Melan, Terme çayda ve göletlerde alabalık, tatlı su kefalı, aynalı sazan, çay balığı, levrek. yayın balığı bulmak mümkündür.

Termal Turizmi, Kurşunlu ilçesine bağlı Çavun-dur’da bulunan tesis dışında alt yapısı olan başka tesis henüz yoktur.

Kültür Turizmi: Ahilikten kalma Yâren toplantıla-rının halka tanıtılması çalışmaları varsa da çok ye-tersizdir. Çankırı Yâren kültürü ve Halkoyunları, Çankırı mutfağı önemli kültürel unsurlardır

Kongre Turizmi : Kongre turizminin gereksinimle-rini sağlayacak alt yapı ve tesis mevcut değildir.

Arkeolojik sit alanları, Çok sayıda arkeolojik sit alanı olmakla beraber henüz ziyarete açılmamış, açılması yönünde çalışmalar vardır.

Dağcılık, Çankırı’nın bütün ilçeleri dağcılık yö-nünden cazibeli olmakla beraber hiçbir aktiviteye rastlanmamaktadır.

Sağlık turizmi: (İçme, kaplıca)Çok sayıda hamam, ılıca, içme mevcut olup, sadece KurşunluÇavundur’da tesisi vardır. İlde çok sayıda ılıca, içme ve hamam bulunmaktadır.

Mağara, Soğanlı ve Melan Çay ile Devrez Vadisi, Yapraklı, Ilgaz, Orta, Çankırı Merkez köylerinde çok sayıda mağara vardır. Zaman zaman amatör ekipler-ce ziyaret edilmektedir.

216

Trecking turları, bu konuda hiçbir etkinlik yoktur. Zaman zaman yürüyüş turları yapılmakta ise

Sağlık: Devlet Hastanesi ve bir özel hastane faali-yettedir. İlçelerde Devlet hastanesi bulunur.

Enformasyon

GEZİ GÜZERGAHLARI

KENT ROTASI Ankara-Çankırı-Ankara

MELAN ROTASI Ankara-Kızılcahmam-Çerkeş-Bedil-Aktaş-Bayramören-Kurşunlu-Orta-Şabanözü-Çubuk-Ankara

AYDOS ROTASI Ankara-Çubuk-Yukarı Çavundur-Elmalık-Orta-Güldürcek Barajı-Güvem-Kızılcahamam-Ankara

DUMANLI ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-Höyük-Sakaeli-Kalfat-Çerkeş-Kıılcahamam-Ankara

SANI ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta-Dumanlı-Taşkaracalar-Kurşunlu-Atkaracalar-Çerkeş-Kızılcahamam-Ankara

DERVREZ ROTASI (Devres Boyu Trecking) Anka-ra-Çubuk-Şabanözü-Orta (Başlangıç) Kırsakal-Sakaeli-Dumanlı-Kapaklı-Köpürlü-Kurşunlu yakını köprü (Çıkış)-Kurşunlu-Atkaracalar-Orta-Şabanözü-Çubuk-Ankara

ILGAZ ROTASI Ankara-Çankırı-Korgun-Ilgaz-Ilgaz Dağı-Ilgaz-Korgun-Çankırı-Ankara

SANI ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta-Dumanlı-Taşkaracalar-Kapaklı-Korgun-Çankırı-Ankara

ELDİVAN ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-Eldivan-Çankırı-Ankara

E-80 KARAYOLU ROTASI Anakara-Kızılcahamam-Çerkeş-Atkaracalar-Çavundur-Kurşunlu-Ilgaz-Korgun-Çankırı-Ankara

217

ACI ÇAY ROTASI Ankara-Kızılırmak-Çankırı-Yapraklı-İkizören-Çankırı-Eldivan-Şabanözü-Çubuk-Ankara

TUZ ROTASI Ankara-Kızılırmak-Tuz mağarası- İkizören-Yapraklı-Çankırı-Ankara

BAYRAMÖREN ROTASI Ankara-Kızılcahmam-Çerkeş-Atkaracalar-Kurşunlu-Bayramören-Boyalı-Kurşunlu-Atkaracalar-Orta-şabanözü-Çubuk-Ankara