ARAŞTIRMALARI DERGI • Iisamveri.org/pdfdrg/D01239/2008_19/2008_19_OKUTANBB.pdfDERGI • I •...

19
DERGI I

Transcript of ARAŞTIRMALARI DERGI • Iisamveri.org/pdfdrg/D01239/2008_19/2008_19_OKUTANBB.pdfDERGI • I •...

  • ARAŞTIRMALARI • •

    DERGI I

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET: KADlN GAZE;TESİ.(1947-1950) VE KAIJIJY SESİ (1957-1960) DERGILERI BAGLAMINDA BIR INCELEME

    Birsen Banu OKUTAN

    Womıın ıınıl Na tion in Turkey: A Study witlıin the Context of Katlin Gazetesi (1947-1950) ıınıl Katiili Sesi (1957-1960) Magıızines.

    ABSTRACT

    The relation between woıııan and nation is a controversial issue which covers a signifıcant part in the feminist 1 iterature and gender theories. The fırst and foremost theoretical study about ·'woman and nation" is the theory of Yuva! Davis and Anthias ( 1989) who ho Id that the women are participants of the nation rroııı fıve aspects: "biological reproducers". "reproducers of the boundaries•·. "transmitters of culture". "signifıers of ethnic-national differences" and "participants of national struggles". The aiııı of this study is to exaınine whether it is possible to assert such a relation for Turkey through the discourse analysis of women journals Ka dm Ga::etesi (194 7-1950) and Ka dm Sesi (1957-1960) which are the products of a different periods of the republican regime.

    K ey Words: W o ınan. Nation. Kadııı Gazetesi. Kadııı Sesi

    *

    M.Ü. SBE. İlalıiyat Anabilim Dalı, Din Sosyolojisi Bilim Dalı Doktora Öğrencisi. Bu ça-lışmayı okuyarak gerekli düzeltmeleri yapan Doç. Dr. Ali Coşkun'a teşekkür ederim. Bu çalışına esasen aşağıdaki yüksek lisans tezimizin bir özeti mahiyetindedir. Ayrıntılı bilgi için bak. Okutan. Birsen Banu. 2007. Woman And Nation In Turkey: Kadm Gazetesi ( 1947-1950) and Kadm Sesi ( 1957-1960) (Bilgi Üniversitesi. Uluslararası İlişkiler ABD. Yayınlanınaınış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul).

  • 106 DiN EÖiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    ÖZET

    Feminist yazında ve toplumsal cinsiyeti konu edinen teorilerde önemli bir yer tutan ·'kadın" ve ·'millet., arasındaki ilişki tartışmaya yol açan bir konudur. Bu tartışmalar arasında İlk ve en önemli teorik çalışmanın sahipleri Yuva! Davis ve Anthias'tır. Yazariara göre kadınlar milli davalanı .. doğurucu olarak", .. sınırların yeniden üreticisi olarak" ... kültür aktancısı olarak". ·'milli farklılıkların göstericisi olarak" ve "milli nıücadelelerin aktörü" olarak katılır. Bu ça-lışmanın amacı böyle bir teorik çerçevenin Türkiye için mümkün olup olmadığını. sağlanılaşan Cumhuriyet rejiminin Kadm Ga=elesi ( 1947-1950) ve Kadm Sesi ( 1957-1960) gibi süreli yayınları aracılığıyla incelemektir.

    Anahtar Kelinıeler: Kadııı. Millet. Kadın Gazetesi, Kadııı Sesi

    TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET Kadın erkek arasındaki eşitsizlik Türk toplumunun hala önemle üzerin-

    de durması gereken bir mevzudur. Birçok kadın toplumsal cinsiyet politika-larıyla manipüle edilmekten dolayı şikayetçidir; şikayetçi olmayanlar da ya bulundukları durumu henüz sorgulamamışlar, ya da edindikleri "rölatif kazanımların" ihtiyaçlarını gidermelerinden ötürü kendilerini teşekkür etmek zorunda hissetmişlerdir. Kadın sorununu konu eden, kadmların sosyal, siyasal ve ekonomik alanda yaptıklarını inceleyen bir yığın eser okuyucusuy-la buluşmuş, bunların bir kısmı cumhuriyet rejimiyle gelen uygulamaların kadınlara sunduğu hakları "ebedi kurtuluş yolu" olarak nitelendirmiş, bir kısmı da kadın erkek arasındaki eşitsizliği daha da kökleştirdiği kanısına varmıştır. Elinizdeki çalışma ise, toplumsal cinsiyeti sorgulayan her çalışmanın önemine itimat etmekle birlikte, kadın-erkek arasındaki eşitsizliği "kadın ve millet" bağlamında sorgulamanın daha verimli olacağına, daha saydam bir panorama sunacağına olan inançla hazırlanmıştır.

    Kadınlar, milli projelerin aktif katılımcıları, toplumsal olayların edilgen aktörleridir. Bu argümanı en güzel destekleyen Yuva! Davis ve Anthias'ın ( 1 989) editörlüğünü yaptığı ve ''kadınların toplumsal mücadelelere beş yolla katıldığını" iddia ettiği Kadm-Millet-Devlet (Woman- Nation-State) adlı eserdir. Yazarianınıza göre, kadınlar "biyolojik üretici olarak", "sınırların yeniden üreticisi olarak", "kültür aktancısı olarak", "etnik\milli farkların göstericİsİ olarak" ve "ekonomik, askeri ve politik aktörler olarak" toplumsal mücadelelere katılırlar. Bu beş kategorinin varlığı ve öncelliği ülkelerin genel durumlarına (context) göre değişmektedir. Örnek olay incelemelerinde (case study) kimi zaman kategorilerden biri kadın-millet ilişkisini göstermiş, kimi zaman da öıtiişmelere rastlanmıştır. Bizler de, Türk kadınının vatanla

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET 107

    olan ilişkisini irdelemek adına, bu beş kategorinin Türk toplumunda ne şekilde vücut bulduğunu görmek istedik. Bugüne ait tanımlamalar oluştururken tarihe bakmanın faydalı olduğunu düşündük ve iki kadın gazetesini incelemeye tabi tuttuk.

    Süreli yayınlarımızdan ilki, 1947 yılında basılan ve ömrünü 1979 yılına kadar devam ettiren, İffet Halim Oruz başkanlığındaki Kadın Gazetesidir. Gazete, kamuoyuna "haftalık, siyasi, içtimai kadın gazetesi" olarak lanse edilir. Ataya olan tartışmasız imanla, vatana-millete karşı kendilerini sorum-hi hisseden bir grup "Cumhuriyet Kadını", kadınları aydınlatmayı amaç edinmiş ve Kadın Gazetesini oluştunnuştur. İkinci gazetemiz, Kadm Sesi ise Melahat Faik Gökmen tarafından kurulmuş, cumhuriyet kadınlığını temsil eden, 1957' den 1976'ya kadar yaşayan bir kadın gazetesi dir. Gazete çıkış aıııacını, "haftalık fikir gazetesi" olarak dekiare eder. Fikir gazetesi olmak, belirli davaları savunmak, kadınlığı bilinçlendirmek anlamındadır. Kadınlığın hakiarım isteme gayeleri yoktur; çünkü Cumhuriyetle birlikte gelen inkılaplar, kadına zaten fazlasıyla hak bahşetmiştir. Haykırmadan, çırpınmadan Türk kadınlığına verilen bu haklara şükran duyulmakta ve vatan için vazife yapmaya can atılmaktadır.

    Dönemlerini yansıtan bu iki kadın gazetesini, 1970lere kadar incelemek pratik nedenlerden ötürü mümkün olamayacağı için ve daha yoğunlaştırılmış bilgiler sunabilmek adına, iki gazetenin üçer yıllık yayınları incelenmiştir. Bu üçer yıllık periyotlar, elbette ki tesadüfi olarak seçilmemiştir. Kadın Gazetesinin beslendiği ve pekiştirilmiş olduğu yıllar, 1947 ve 1950 arası, Türk siyaseti açısından son derece önemlidir. Çok partili sisteme geçen Türkiye, rölatif olarak, özgürleşmeye adım atmıştır. Türk kültürüne ve karakterine uygun demokrasi arayışları siyasal, ekonomik ve sosyal alanlar-da da liberal uygulamalara kapılarını açmıştır. Bu yüzden, görece, ılımlı siyaset tarzı ve basma yansıyan güven ortamı Kadın Gazetesinin satırlarında da hissedilir. Sisteme entegre bir gazete olmanın da gurunıyla, dirsek tema-sında bulunmadıkları sosyal, siyasal, ekonomik anlamda bir nokta kalmaz. Kadm Sesi'nin ise beslendiği ortam tamamen farklıdır. 1957 -1960 yılları arası, Demokrat paıiinin tek parti yönetimi gibi davrandığı, sıkı kurallarla hayatın her alanına müdahale ettiği bir dönemdir. Muhalif basmm sustunılması, bu dönemin en tanıtıcı özelliklerinden biri olmasına rağmen, Kadm Sesi kapatılmadan ayakta kalmayı başarabilmiştir. Sosyal olaylardan bahse-den gazete, siyasete bulaşmaktan özellikle kaçmmış, hükümetin nefesini Demoklesin kılıcı gibi ensesinde hissetmiştir. Dönemin başbakanı Aydın Menderes'ten iyi ya da kötü hiçbir surette bahsedilmemiştir. Çok ilginçtir ki, 1959 yılındaki uçak kazasında, Menderes'in uçaktan sağ salim çıkması bile gazetenin sütunlarmda yer bulamamıştır.

  • 108 DiN EGiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    Konjonktür farkiarına rağmen, idealist açıdan kadını toplumsaliaştırmayı amaç edinen bu iki gazetenin, Yuva! Davis ve Anthias'ın gözüyle irdele-mek, Türk toplumundaki "kadın imajının" ne olduğunu anlamak açısından elzemdir. Bunun için, ilerleyen paragraflarda, yazarların beş kategoriden oluşan teorilerinin, Türk kadını ve vatan arasındaki ilişkiyi ne ölçüde açıklayabileceğini gösterıneye çalışacağız.

    Biyolojik Yeniden Üretici Olarak Kadın

    Kadın Gazetesi, kadının biyolojik olarak "üretici" rolüne sıkça atıfta bu-lunur; kadın ilk ve en önce annedir (1948, 55: 1-3; 1948, 93: 1-7; 1949, 142:1-5; 1947, 18:2; 1949, 103:1-6; 1947, 8:8). Kadınlar, bu doğurgan sıfattan asla vazgeçeınezler, çünkü kadın "anne" olmak için yaratılmıştır (1948, 55: 1-3 1949, 103:1-6; 1947, 41:6). Annelik, kadının "gerçek kadın" olabilmesinin yegane yoludur. Eğer bir kadın, anne olmayı reddediyorsa bu vatana karşı bir ihanettir. Anne olmak istemeyen kadınlar, toplumun gözün-de "dejenere olmuş kadın" olarak algılanmaktadır. Ki.iıtaj olmak, bebeğinin canına kıymak ise aileye ve vatana karşı yapılan bir cinayettir. Gazetenin sözleriyle,

    Hilkat, her dişiyi anne olmak için yaratmıştır. Evlenen her kadın mutla-ka anne olmak ister ... Çocuğu olmayan kadınlar birinci derecede kocalarına, sonra ınuhitlerine karşı daima suçlu vaziyettedirler (Eldem, ı 948,55: ı).

    Anne olan kadın ailesinin birliğinden ve huzurundan sorumludur, kocası ve çocuklarıyla ilgilenınek onun en mühim görevidir. Yuvanın dişi kuşu olan "anne kadın"ın, ailesini ihmal etmesi düşünülemez. Çalışan kadınlar ailele-riyle yeteri kadar alakadar olamayabilirler, bu da ailenin birliğini sarsar. Ailelerin huzursuzluğu da vatanın harmonisini bozar. Bu yüzden gazetenin muhtelif köşelerinde "kadının çalışacağı yerin ancak evi" olduğu gibi radikal söylemiere rastlarız.

    Kadın insanlığın kurulduğu günden bu güne kadar ana olarak tanınmıştır. Böyle olması da lazımdır ... Onun mümeyyiz vasfı da analıktır. .. niçin çalışıyor, çalışmas ın evinde çocuklarıyla, kocasıyla meşgul olsun ... (Berke, 1949,137:2).

    Anneliğe özendirme gibi bir misyonu kendine yükleyen Kadın Gazetesi, her annenin potansiyel Mustafa Kemaller doğurma kapasitesi olduğunu öne sürerek, anne olmanın aslında Türk kadını için ayrı bir onur kaynağı olduğunu vurgular. Hiçbir anne böyle kutsal bir vazifeden kaçmak istemeyecektir. "Annelik" gerçek bir yuva kurmak için önemli olduğu kadar, "vatan kur-mak" için de çok önemlidir. Ailedeki çocuk sayısının artması vatan namına demografik güçtür. Zaten "ideal olan her kilometreyi çocuklarla doldurmak-

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET 109

    tır" (Oruz, 1948,91: l ). Anne olmak bir bakıma vatan yaratmaktır, bu yüzden her kadın "anne" olarak düşünülmüştür. Kadın Gazetesinin birçok yerinde "kadın" ve "anne" kelimeleri birlikte kullanılmıştır ( 1949,97: ı; 1949, 118:1; ı 949,1 07).

    1957 yılmda yayımına başlanan Kadm Sesinde de, "annelik" kavramı Kadm Gazetesinden farklı değildir. Kadın Sesine göre de, kadının natürel görevi anne olmaktır; kadın her şeyden önce annedir. Annelik makamı, bir kadının erişebileceği nihai ve en yüce makamdır (Göksel, 1959, 72: U 957, ı :3). Kadın Sesinin, her sayıda kullandığı, "Tanrı kadın olarak en güzel sıfatları anaya vermiştir" sloganı, kadınları anneliğe özendirecek bir araçtır. Bazı pasaj larda, anneler "güneşe" (ı 959, 113: 1 ), bazı yerlerde, "koruyucu meleklere" (1959, 72: ı), bazı yerlerde de abartılarak "tanrıya" (0dyak, ı 958,25:3) benzetilmiştir.

    Kadm Sesine göre de, tüm anneler, vatan yaratıcılardır (1958, 30:3; 1959,81:7, 1957,6:2); bu yüzden, aileler mutlaka çocuk sahibi olmak zorun-dadır (ı959,ı ı3:3). Anneliği teşvik etmek ve annelere hizmet etmek amacıyla, "Annenin Köşesi" adlı bir bölüm yayınlanmaktadır. Anneliğine verilen önem, gazetenin bir sütununda şöyle ifade edilmektedir:

    Anneler Bayramı, Türk Kadınlar Birliğinin yaptığı en güzel iş, Türk cemiyetine verdiği en güzel hediyedir. Bir memleketin anneye verdiği değer, anneye gösterdiği sevgi ve saygı, orada yaşayanların sevgisini, kültürünü sosyal terbiye bakımından gösteren en açık öıçüdür ... Çocuklarım ız, gençle-rimiz, anneliğin kutsal varlığını anlayabilsin, tanıyabilsin, öğrenebilsin ... (Gökmen, ı959,83:1)

    Kültür Aktancısı Olarak Kadın

    Kadm Gazetesine göre, kadının toplumda sayısız görevleri vardır, bun-ların en önemlisi nesilleri ilgilendiren "çocuk eğitimidir". Kutsal anneler, çocuklarına vatanın kutsal değerlerini, geleneklerini, kültürel tatlarını aşılamalıdır. Vatan, millet, bayrak sevgisini çocuk daha okul çağına gelmeden annesinden öğrenmeli (Gökmen, 1948, 66:3), milli davalara çocuklar alıştırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, bugünün çocukları yarının vatan savunucula-rıdır. Vatanın gelişmesi, ilerlemesi çocukların başarılarıyla orantılıdır. Bir anne çocuğuna bireysellikten ziyade kolektifliğin, millet olma bilincinin önemini anlatmalıdır. Çocuk, vatanı uğruna severek canını verebilmeyi annenin ninnilerinden öğrenmeli; şehitlik makamını, kutsal bir görev ve mertebe olarak algılamalıdır. Gazetenin zaviyesiyle,

    Gençlik bir milletin en kuvvetli dayanağıdır ... Vatan toprağı gelecekle-rin omuzlarında yükseltilecektir. Onlar bu kutlu armağanı incitip sarsmadan,

  • ı lO DiN EGiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    kırıp dağıtmadan taşımasını bilmelidir. .. Türk gibi mert, Türk gibi yılmaz, Türk gibi sağlam! Türk genci, ırkına mahsus olan bu meziyetleri öyle bir yüksekliğe çıkar ki, dünya milletleri bize yetişemesinler ve biz seninle övünelim ... ( 1948,64:1 ).

    Vatan için çalışması istenilen çocuk, daha küçük yaşlardayken tutumlu olmayı öğrenmelidir. Ahlaki gelişim çocukların geçici arzularının yerine getirilmesinden çok daha mühimdir (Gökmen, 1948, 68:9). Bunun için çocuklar, vatan millet sevgisinin yanında evrensel, humanistik değerlerle de donatılmalıdır. Sevgi, saygı, şefkat gibi doğru davranışlar çocuklara aşılanmalıdır. Suçlu çocuk yoktur, suçlu anne vardır (Oruz, 1948a, 54:2). Bugünün hırsızları, katilleri beceriksiz, yeteneksiz annelerin mahsulleridir (1948,70:1).

    Kadın Ses; de Kadın Gazetes; gibi, annenin "kültür aktarıcı rolü" oldu-ğuna inanır. Bu aktarıcı rolü, "bir milletin istikbali, anaların yetiştireceği çocuklardır" sloganıyla savunur. Kadınların elinde, çocuklarını şekillendirecek çok mühim bir güç vardır. Okul çağına kadar, bütün gün yavrusuyla birlikte olan anne, çocuğuna millet olma bilincini, vatan sevgisini aşılamalıdır ( 1959, 64:3; 1958,61 :4). Bütün çocuklar, vatanlarm ı anaların dan, babala-rından, kendi canlarından daha çok sevmeye alıştınlmalıdır ( 1958,58:1 ). "Bir Türk dünyaya bedeldir" ( 1 959,80:4) d üsturu çocuklara öğretilm eli, çocuklar damarlarında gezen asil kandan (1 958, 58:7) küçük yaşlarda haberdar edil-melidir. Anneler çocuklarına fedakarlık, yardımseverlik gibi atalarının niteliklerinden bahsetmelidir. Bunun yanmda, anneler, çocukları için hiçbir fedakarlıktan kaçmmamalıdır. Gazetenin bazı sütunlarmda, annenin verici rolü bir hayli abartılmış ve anne yalın bir hizmetçi pozisyonuna düşürülmüştür. "Anne hiçbir beklentisi olmayan, salt vericidir" (Pmar, 1957 ,2:2), "anne onurlu hizmetçidir" (1958, 20:8) gibi söylemler radikal cümlelerden birkaçıdır. Gazetenin çocuk eğitimine verdiği önem zaman zaman çocuklara ses-lenmelerine neden olur; örneğin

    Çocuklar, bu hafta sizinle başbaşayız! Çocuklar, çeşitli sevgiler vardır. Bunların en büyüğü vatan ve millet sevgisidir. Ondan sonra sırayla anne, baba, kardeş, öğretmen ve diğer sevgiler gelir ... ( 1958,61 :4)

    Milli Sınırların Yeniden Üre ticisi Olarak Kadın

    Kadın Gazetesi, kadını yükseltmek gibi bir misyonu kendine yüklediği için, Türk kadmma uygun davramşların neler olduğunu, kadının "ne şekilde" davranırsa mili smırların yeniden üreticisi olma hakkma sahip olacağmı göstermektedir. Davranış belirleme amacı, gazetenin "ideal Türk kadını" imajını oluşturmasına neden olmuştur. Aşağıda söyleyeceğim tüm uygun

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET III

    davranış biçimleri, "ideal olan Türk kadını kimdir" sorusuna cevap vermek-tedir.

    Kuşkusuz ki, Türk milli kültürünün en önemli ayağı "aile" kunna kav-ramıdır, ve resmi nikah, aileyi meşru hale getiren yegane bağdır. Bu yüzden ilk önce, ideal Türk kadını resmi nikah altmda ailesini oluştunnakla mükel-leftir. "Doğru bir evlilik" yapma şartı, Türkün Türk ile evliliğidir. Gazetenin sözleriyle,

    Türk kadmının yabancı erkekle birleşmesini, hiçbirimizin tasvip etme-diği muhakkaktır. .. Sağlam yeni Türk nesilleri üretmek vazife ... bu kabil izdivaçfarı yalnız eski din telakkileri değil, milliyetçi anlayışımızia mütalaa ederek hoş karşılamıyoruz ... ayağımızı denk alalım ... (Coşkun, I 947,21 :2).

    , İdeal Türk kadını yuvasının dişi kuşudur, yuvasını kurmak ve onu idame ettirmekle yükümlüdür. Eğer bir ailede problemler çıkıyorsa bunları çözme görevi kadına aittir. Kadın kurtarıcı, koruyucu pozisyonda olduğunu unut-mamalı, sevgiyle, şefkatle, sabırla, özveriyle ailesini ayakta tutmaya gayret etmelidir. Kadm, erkekten farklı olduğunu bilmeli, kendini" onunla yarış haline sokmamalıdır.

    Hürriyeti kolay elimize geçiren bizler şimdi erkeklerle rekabete girişerek kadmlığımızdan beklenen vazifeleri unuttuk ve kuru bir müsavat yarışına çıkmış bulunuyoruz. Erkek ve kadının cemiyette başka başka rolleri ifa etmek zorunda olduğunu unutarak ... (Kara, 1949, 133: 1-2)

    Kadının bilmesi gereken gerçek, onun aile hizmetçisi, aşçısı, çocukların ve kocanın bakıcısı olduğu gerçeğidir (1948, 58:3). Ev işleri ve hizmetçilik kadın için zevk olmalıdır; işler ne kadar ağır olursa olsun, "ideal kadın" bunların üstesinden gelmeyi bilmelidir. Kadına yüklenen ağır görevlerin yanında, kadının hala neşeyle etrafına gülmesi beklenmektedir. Kadın, kocasına karşı her zaman bakırnit ve hoş görünmelidir. Kadm, kişisel çıkarlarını hertaraf edip, kocasının tavsiyelerini tutmalı ( 1948,1 08:2), erkeğin aradığı tipi temsil etmelidir (1949, 97:6). İdeal Türk kadını güçlü bir ırkın üreticisi olduğu için hem sağlıklı, hem sağlam hem de güzel olmak zorunda-dır. Kısaca, Kadm Gazetesine göre "ideal Türk kadını", temiz, namuslu, fedakar, cömert, özverili, uysal, çalışkan, sadık, barış yanlısı, yapıcı, dürüst, erdemli ve güzeldir.

    Kadm Sesinin çizdiği "ideal kadın profili" de, Kadm Gazetesinden pek farklı değildir. İdeal Türk kadını, başta resmi nikahla evlenen ve anne olan kadındır. Mutlu, huzurlu ve güçlü bir ırk için evlendiği adamm Türk olması gerekmektedir. Kadm sadece kişisel istekleriyle hareket edemez, daima vatana hediye edeceği çocuklarını düşünmek zorundadır. Türk toplumu, damarlarında asil Türk kanı dolaşan çocuklara ihtiyaç duymaktadır

  • ' /

    I 12 DiN EGiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    ( 1958,22:1 ); vatan savunucusu olarak melez bir Türk askeri kabul edilemez (1957, ı ı: 8).

    İdeal Türk kadını ev hanımıdır (1957,7:1; 1957,1:2; ı957,5:3; 1959,71:3), yardımcıdır (1958,ı2:3), kocasının yakın arkadaşıdır (1957,2:2), çocuklarının bakıcısı ve eğiticisidir (ı 959, 97: ı). Kadın, ailesini bir arada tutan, koruyan ve ailenin idamesini sağlayan yegane etkendir. Gazetenin diliyle,

    Türk kadını vefakardır, fedakardır ... Çocukları uğruna her türlü çileye katlanır. Onları yetiştirmek için gençliğini, hayatını feda eder. Çünkü Türk kızıdır, Türk anasıdır. Soyu, özü, ruhu Türk'tür ... Yurdunu seven bir Türk erkeği için aynı zamanda bir vazife ve vicdan borcudur ... (Gökmen, ı 958, 22: 1)

    Kadın, ailesine saadet ve huzur getirmeli, anlaşmazlıkları çözmelidir. Mutlu bir evlilik için sakin ve sesiz durmalıdır, çünkü sükunet, olgunluktan ve asillikten ileri gelir (ı 958, ı 4:3). Ayrıca ideal kadın, kocasına karşı gel-memeli, ona güvenıneli ve onu aşırı kıskanmamalıdır. Bazı zamanlarda erkekler başka kadınlara heves edebilirler; kadın bu durumu sakin ve ağırbaşlı olarak karşılamalı, kocasının eve dönüşünü sağlamalıdır, asla boşanmaya yeltenmemelidir (1959, 79:4). Kadm Sesi, bu tip ideal Türk kadınının, nasıl davranması gerektiğini satırlarında uzun uzadıya ifade eder. Aşağıda görüleceği gibi, gazete kadına mesut bir evlenmenin on şartını gösterir.

    Kocanı sinirlendirme, kocanın yiyecek ve içeceğine dikkat et, uykusunu iyi alınasma dikkat et, parasını iktisatla kullan, kocanın sırlarını kimseye söyleme, onun dostlarıyla dost ol, düşmaniarına karşı düşman, daima düşünerek ve uzlaştırıcı bir tarzda hareket et, ondan fazla şey isteme, onun istek-lerini yerini getir, aşırı kıskanç olma ( 1 958,22:7).

    Milli Farkların Göstericisi Olan Kadın

    Kadın Gazetesinin gözündeki "ideal Türk kadını", cumhuriyetin ve mo-demizasyon projesinin bir sembolüdür. Bir milletin modern olması, başta kadının modernliğine bağlıdır. Modern, Türk kadını eğitimli olmalıdır, kendini her dalda geliştirmelidir çünkü temsil ettiği, sembolü olduğu kutsal varlık "vatandır". Bu düşünceyi, gazete düstur haline getirmiştir ki "yüksek kadın yüksek millet yaratır" sloganını her gazetenin başköşesine yazmıştır. İdeal cumhuriyetçi Türk kadını, Atasına ve onun sunduğu ilkelere bağlı kalır. Mustafa Kemal'e olan derin sevgisi ve hürmeti adına laiklikten asla ödün vermez. Türk kadını modem görünüşlüdür, çarşaf ve peçe gibi karanlık çağ adetlerinden vazgeçmelidir (1947, 34: 2; 1949, 99: 2). Gazete tüm kadınları laikliğe sahip çıkma konusunda seferber etmeye çalışır. Laikliği hediye

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET ı 13

    olarak gören gazeteye göre,

    Harem köşelerine kapatılan siyah çarşafın esrarlı kıvrımları arasında gizlenen Türk kadını, bütün medeni alemin önünde örtülerinden sıyrılıvermiş gibi bir hal arz etmektedir. Evet, bu bir mucize ise bu mucize yerinde, zama-nmda olmuştur (Ağaoğlu, 1949, 113:2).

    Kadm Gazetesine göre, kadın, vatanı sembolize ederken, vatan da kadını sembolize eder. Anavatan ismi "anne" vasfına erişmiş kadından alınmıştır. Vatan tıpkı anne gibi anaç, doyurucu, koruyucu, kurtarıcı, sevgilidir. İnsanlar vatan topraklarını emerek büyür (1947, 9: 8), onun kanatları altında korunur. Bu yüzden halk vatanına karşı, tıpkı annesine gösterdiği gibi saygı &östermelidir. Vatana saldıran düşmanlar, anaya saldırmış demektir, kim annesinin tacize uğramasına razı olabilir? Kadın Gazetesinin anayla vatanı eşleştirmesinin bir örneği şiirde yansıtılmıştır

    SevgiJim benim, anam benim bu toprak

    Ben ona gönül verdim, can verdim

    Can adadım ... (1947,1 1:6).

    Kadm Sesine gelince, Türk kadını, vatanını temsil edebilecek donamma sahip ve layık olmalıdır. Kadın, Atasına, cumhuriyete, cumhuriyetin sundu-ğu hediyelere bağlılığını göstermek zorundadır. ..

    Atatürk kadınlığımıza siyasi ve kültürel bütün hakları verdi. Türk kadınını en yüksek mevkie ulaştırdı. Devletimizin, milletimizin sadık ve fedakar kurtarıcısı, insaniyetİn tanınmış ideal sembolü Atatürk, Türk kadını sana minnettardır ... ( ı 957,3 :2).

    Gazete, özellikle, cumhuriyet ilkelerinden olan laikliğin, kadınlar tara-fından korunmasını istemektedir. Kadzn Sesi birçok pasajında çarşaflı kadınları ilkel olarak niteler (ı 958, 26:2) ve çarşafla, peçeyle mücadele eder (1959,99: 1). Namus denen kavramın örtünmeyle, çarşafa bürünmeyle alakah olmadığını vurgular (1959, 99:1). Bunun yanında türbelerden medet uman, fanatik bir din yobazlığına kapılıp tarikatlardan yardım bekleyen kadınlar, şiddetle eleştirilir (1958, 32:1). Bu gibi "geri" düşüncelerin esiri olmamak için, kadınlar toplu olarak aydınlanma seferberliğine çağırılır. Gazetenin bakış açısından bir parafa bakarsak,

    Bu kadınlar dinin perdesi altında, ninelerinin, annelerinin ne sıkıntılar çektiklerini bilmiyorlar mı? Esir gibi kullanılan, bir meta gibi satılan, boş ol

  • 114 DiN EGiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    kelimesiyle bir eşya gibi atılan kadını unuttular mı?... Son günler-de ... Nurcular çıktı. .. Hangi hanımlaı: bunlar? .. .İik yapılacak iş cahil kadını bu gibi din düşmaniarına alet olmaktan kurtarmaktır. Bu bizim davamızdır ... (Gökmen, 1958, 32: 3).

    Modeı•ıı ve eğitimli kadına vatanı sembolize etme hakkı verildiği gibi, vatanın da kadını simgelediği, gazetenin yazarları tarafından vurgulanmaktır. Vatan anneye benzer, vatan da ana gibi hiçbir şey beklemeden insana hayat verir (Göksel, 1959, 72: 1 ). Üzerinde yaşayan insanlar da annelerine göster-dikleri hürmeti vatana göstermeli, ona sıkıca bağlanmalı, onu canından aziz bilmelidirler (I 958, 43: I -6).

    Milli-Askeri, Ekonomik ve Siyasal Aktör Olan Kadın

    Her iki gazeteye göre de "kadın", milli-askeri, ekonomik ve siyasal ak-tör olarak vatana hizmet etmek zorundadır. Bu hizmet alanlarını bir arada vermek yerine ayrı ayrı incelemenin daha uygun olacağını düşünüyoruz. Bunun için ilerleyen paragraflarda, Kadm Gazetesi ve Kadın Sesi aracılığıyla kadının askeri, ekonomik ve siyasal davalardaki rolü sırayla sunulacaktır.

    Milli-Askeri Davalara Katılımcı Olan Kadın

    Kadm Gazetesi, Türk kadınını askeri mücadelelere katılına konusunda, her zaman yüreklendirir. Türk tarihindeki ve özellikle Milli Mücadeledeki kadınların rollerinden (1948, 81: 2; 1947, 19:2), onların kahraman lıklarından uzun uzadıya söz eder. Gazeteye göre, Türk kadını, özü itibariyle kahraman-dır ve onun her türlü vatan müdafaasında rolü olmak zorundadır. Kadın, sadece cephe gerisinde yaralıları iyileştirmekle, onlara erzak sağlamakla görevli değildir. Aksine silah, mühimmat taşımak, savaş meydanında erkek-lerle omuz omuza düşmanla mücadele etmek zorundadır. Gazete bu minval üzerine yazdığı örneklerden birinde Atatürk'ün manevi kızı ilk kadın pilot Sabiha Gökçen'den bahseder. Onun, evinde ne kadar neşeli, fedakıir bir kadın olduğunu fakat mesleğinde yetenekli bir yönetici gibi davrandığını söyler (Ağaoğlu, 1947,36: I). Sabiha Gökçen, aileyle vatanı en güzel şekilde idame ettiren bir Türk kadını olarak okuyuculara "model" gösterilir.

    Gazete, ayrıca "kızlar" için hazırlanan askeri kamplardan bilgi verir, kızların buralara katılması için onları cesaretlendirir ve katılanları tebrik eder. Ordunun, aile ocağı olduğunu hatırlatarak, her zaman savaşa hazır bulunmak gerektiğini söyler. Bu düşünceyle çocuklar, küçük yaşta "askerli-ğe" hazırlanmalıdır. Gazeteden, bebek kulağına fısıldanan bir ninninin de

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET

    dediği gibi:

    Benim oğlum büyüyecek, asker olacak,

    Düşmanları kıracak ... (Nihai, 1947,31: I)

    115

    Ve bir başka argüman da Türklerin doğuştan asker olduğunu ifade eder:

    Her ananın bağrında vatan sevdası tüter,

    Türkoğlu bu bağırdan sağılan kanı emer

    Bu bağır ki, ilk önce olmuştur ona siper

    Böylece Türk çocuğu bir anadan dağına er ... (1947, 27: I)

    Kadm Sesi de yazılarında "kadının" askeri sahada önemini vurgular ve kadının da milli aşkla Türklüğe bağlanması gerektiğinin altını çizer. Her şeyden önce "Türkiye sevgisi" en büyük erdemdir (1958, 37:3); Türkiye de, Türk olmak da çok kutsaldır (1959, 92:4 ). Türkler damarlarında dolaşan kan ve büyüleyici ateş sayesinde herkesi yenebilir. Türk kadını da cesur, kahra-man, yetenekli ve yaratıcıdır. Dünyadaki hiçbir kadın Ayşelerden, Fatmalar-dan daha kutsal olamaz ( 1958, 43:3 ). Gazetenin diliyle,

    Türk milliyetçiliğinin en yüksek gayesi, Türk halkının manevi şerefini aıttırmak, bunun için de Türk kadınını her türlü lekeli şüphelerden korumak-tır ... En büyük hususiyetimiz, en büyük meziyetimiz Türk oluşumuzdur. En övüniiiecek şeyimiz Türk kadınının bir parçası oluşumuzdur, kim olduğumuzu unutmayalım ... (l957, 10: 8).

    Türklüğe yapılan aşırı vurgu, Türklüğü savunma politikasını da berabe-rinde getirir. Çevredeki düşmaniara karşı en güzel savunma silahı güçlü bir ordudur. Ordu bir yuvadır (1959, 65: 4), milletin okuludur (1958, 53: 4). Ordunun, askeriyenin önemini vurgulamak amacıyla, gazetenin içinde "Asker Köşesi" adlı bir bölüm hazırlanır. Bu köşeden, askerlere, asker yakınlarına seslenilir; kahramanlık hikayeleri anlatılır. Gelen asker mektup-ları ve anıları yayınlaim. Şehitlik makamına erişmek için, kendini gözünü kırpmadan, ölümün kucağına atan (1958, 57:4) çalışkan, yiğit, mert Meh-metçİkler takdir edilir ve gençler de ağabeyleri gibi asker olmaya özendiril ir. Gazetenin başyazarı Gökmen, kadınlara "Asker Köşesinden" şöyle seslenir:

    ... Vatanımı, bayrağımı cammdan aziz tutuyorum. Maziye, atalarıma,

  • 116 DiN EGiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    hatırat ara, gelenekiere bağlıyım. Asker kızı ağlamaz ... asker kızı yılmaz ... sana asker kardeşlerimin, meslektaşlarmın sayfasından hitap ederken, bir parça daha asker ruhuyla dolduğumu hissediyorum ... (Gökmen, 1958, 49: 4).

    Bunun yanında Türk kızları da askerliğe özendirilir (1958, 49: 4; 1958, 53:4; 1958, 54:4). Türk kızları, ırkları, soyları ve ruhları bakımından doğuştan askerdir (Gökmen, 1958, 56: 1 ). Kadın Sesi de, örnek kadın asker olarak ilk kadın jet pilot Leman Bozkurt' u (1959, 79: 5; 1958, 49:4) gösterir. Ayrıca gazetede, ordu~aki kadın askerler hakkında bilgiler verilir, kadın havacılar, askeri okullardaki kızlar yeteneklerinden ve cesaretlerinden ötürü takdir edilir. Bu yazılar bir anlamda kadınlar için askeri seferberliktir.

    Ekonomik Mücadelelere Katılımcı Olarak Kadın

    Kadın Gazetesi kadınların ekonomik alanlarda da çok mühim görevleri olduğunu ispatlama yoluna gider. Yurt genelinde tüketimi azaltmak ve üretime katkıda bulunmak, kadınların ev içinde göstermiş oldukları perfor-mansa bağlıdır. Bu bakımdan, ideal Türk kadını para kazanmaktan ziyade, parayı tasarruflu kullanarak aile ve ülke ekonomisine katkıda bulunmalıdır. Alışveriş merakı, pahalı elbiselere, şapkalara, ayakkabılara, mücevherlere, kürklere, parfumlere düşkünlük aile bütçesini zarara uğratır. Bu yüzden, evin hanımı olan kadın, lüks harcamalardan kaçınmalıdır ( 1 948, 73: 1; 1948, 70:2; 1949, 137:1 ). Kadın Gazetesinin, özellikle üzerinde durduğu "ipek çorap" mevzusu, tasarruf konusundaki gazetenin hassasiyetini gösterir. Tüm kadınlara, dayanıksız ipek çarapiarı kullanmamaları önerisinde bulunur (Oruz, 1947, 1: I; 1949, 122:1; 1947,3:1). Aynı zamanda, kadınlara kendi kıyafetlerini dikmeleri ve böylece aile bütçesine katkıda bulunmaları öneri-lir. Sırf bu amaca hizmet için gazete zaman zaman elbise modelleri verir, nasıl dikecekleri konusunda kadmlara örnekler gösterir (1947, 1: 5; 194 7, 1 5:5; 1948, 67:3). Gazetenin sıkça üzerinde durduğu başka bir konu ise, "yerli malı" kullanma gerekliliğidir. Anneler çocuklarını bu yönde eğitmelidirler. Unutulmamalıdır ki, vatanın bütçesini, mikro düzeyde "aile" bütçesi temsil eder. Aile bütçesinin açık vermesi ,vatanın da bütçesini zora sokar. Kadın hem ailenin hem de vatanın ekonomik belirleyicisidir; ne zaman ~i kadın tasarrufa yönelir, vatan da rahat nefes alır (1947,38:6). Bu manada kadın yuvanın dişi kuşu olarak hem ailesinin hem de vatanının sorumluluğunu üzerinde taşır (1949, 101:2; 1949, 147:1; 1949, 147:6).

    Kadm Sesi'nin de, ideal kadının ekonomi alanındaki rolüne bakış açısı, Kadm Gazetesiyle aynı doğrultudadır. Kadm lüks harcamalardan kaçınmalı ( 1958, 16: 8; 1959, 1 1 6:3; ı 958, 49: 8; ı 959,69:3) ve tüketimi minimum

    ı

    ı ;

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET 117

    aşamada tutmalıdır. Ailenin ve vatanın ekonomik sahadaki başarısı, annenin omuzlarındadır. Ayrıca ülke ekonomisi için de, kadın "yerli malına" yönel-melidir (1958, 18: 2; 1959,74: 8; 1959, 115:2; 1958,16:6). Gazetenin ifade-siyle,

    ... Servetlerimiz bir sel gibi dışarı akarken, biz kadınlar neden elbirliği olmuyoruz, neden kendi ınamullerimizin bizleri tatmin edeceğine inanmıyoruz ... Kürk ınanto ... kıyafet ... vitrinlerde gördüğümüz naclide bir kadın eşyası için deli divane oluyoruz ... Gönlüınüzün, memleketimizin ferahlığı daima ... hanımlarımızm elindedir. Memleketin, cemiyetin kalkınmasına yardımcı olmak da Türk kadınının vazifesidir.(1959, 74: I).

    Ayrıca, gazete iş arayan kadınlara yardım etmek için "Aranan Kadın İşçiler" başlıklı bir köşe yayınlar ve buradan iş anonsları yapar. Aranan kadın 'işçilerin özelliklerine baktığımızda genellikle kasiyer, kuaför, manikürcü, ütücü, bakıcı, hizmetçi gibi yüksek derecede enerji istenmeyen, ileri derece-de bilgi birikimine ihtiyaç duyulmayan işler olduğunu görüyoruz; fakat 1959'1ara geldiğimizde, işe alınmak için aranan kadın öğretmenler (1959,114:7, 1959, 97: 7) karşımıza çıkıyor. Buradan hareketle yapabilece-ğimiz çıkarım, "çalışan kadın" ev ekonomisine katkıda bulunmak için, ciddi manada çalışmaya muhtaç olduğu için ya da vatan gelişınesine katkıda bulunmak için çalışmaya kalkışınalıdır. Aksi takdirde, kişisel çıkarları, zevkleri, hevesleri uğruna kadının çalışınası ve ailesini ihmal etmesi düşünülemez.

    Siyasal Mücadelelerin Katılımcısı Olarak Kadın

    Kadın Gazetesine göre, kadınlar cumhuriyetin getirdikleriyle, zaten si-yasi alanda etkin rol oynama hakkına sahip olmuşlardır. Teorik olarak kadın, her hakkına kavuşmuş, yuıi dışındaki çoğu ülke kadınlarından bile önce özgürleşmiştir. Fakat gazete, pratik manada kadının siyasette etkin söz sahibi olmasını beklemektedir. Dönemin kadm milletvekillerinden Hasene Ilgaz'ın yazılarından edindiğimiz kanı şudur ki, Ilgaz bile gazeteyi isteklerini söyle-mek için bir araç olarak görmüştür. Parlamentoda dile getirileıneyen, getiril-se bile makes bulmayan fikirler, kadın gazetesi aracılığıyla kamuyla paylaşılır. Kadın işçilerin korunması, şartlarının iyileştirilmesi (1949, 148: l-2), veremli işçilere yardım edilmesi (1949, 137:2) gibi konularda Ilgaz'm yoğun yazıları vardır.

    Öte yandan, politikayla da ilgilenen gazetenin sisteme entegre tavrı göz ardı edilemez. Çok partili hayatın ve getirdiği "demokrasi" anlayışının korunması konusunda gazeteden öğütler gelir. Anneler, çocuklarına demok-rasi kültürünü aşılamak zorundadır, böylece demokrasinin okullarda, kurum-

  • 118 DiN EÖİTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    larda ve toplumda gelişmesi sağlanır. Kadını siyasete katmak amacıyla, onlara vatandaşlık hakları anlatılır, oy. verme konusunda kadınlar bilinçlendi-rilir ve sandığa çağrılır. Demokrasiye olan inanç, Iiberalleşmeye sempati ile yaklaşılması sonucunu doğurur. Amerika ve İngiltere Türkiye'nin müttefiki olarak algılanır ve onların dünyaya getirmeye niyetlendikleri barış politikala-rı desteklenir (1948,27:7). Bu düşüncenin tabanında yatan fikir, dönemin güçlü Romüiiizm ideolojisine karşı çıkmak içindir. Türk düşmanı olan şeytan Ruslar karşında, Türkiye'nin müttefiki olan Amerikanın koluna girmek, en tutarlı yol olarak görülür. Tüm komünist düşüncelere karşı çocuklar, anneleri tarafmdan milli duygulada aşılanmalıdır. Bu bağlamda çocuklara verilecek din anlayışı (1948, 63: 1) bile onları şeytani fikirlerden uzak tutacaktır. Elbette ki bahsi geçen "din anlayışı", cumhuriyetin gösterdiği laiklik ilkesine uyumlu olmak m ecburiyetindedir ( 1948, 56: 1 ). Müttefik olan İngiltere'ye de sempatiyle bakılır; gazeteye göre, İngiltere'nin elinin Kıbrıs'ta olması Türk-lerin menfaatinedir ( 1948, 27:7; 1948, 49: 1; 1948, 77:5). Kıbrıslı Türklere de samimiyetle sahip çıkan gazete, onları anavatanın evlatları ve kardeşleri olarak addeder. Hatay sorumı nasıl çözüldi.iyse, Kıbrıs sorunu da öyle çözü-lecektir(l948, 95: 1; 1949, 127:1). Gazetenin diliyle,

    ı 948,80: ı)

    A Kıbrıs, gönül verdim toprağına, taşına

    Hasret dolu bağnma ağular gibi aktın

    Bırakamıyoruz ant ~lsun seni yalnız başına ... (Oruz,

    Kadm Sesi 'nin politikaya yaklaşımı, Kadın Gazetesinden çok farklıdır. Bunun nedeni de beslendikleri siyasal ortamdır. Kadın Sesi, birçok gazetenin kapatıldığı, basının susturulduğu bir dönemde ayakta kalmaya çalışmaktadır. Usta bir cambaz gibi, kaygan ipte durmasını becermiştir. Hem kendi ilkele-rine sıkıca bağlanmış, hem de satır aralarında eleştirilerini yapmaktan ka-çınmamıştır. İç siyasete direkt gönderme yapmayan gazete, kadınları Kıbrıs davası konusunda bilinçlendirmiş, onları Kıbrıs Türkleriyle birlik olmaya çağırmıştır. Kimi zaman, "ya ölüm ya bölünme" (1958, 36: 1) sloganmı kullanarak, kimi zaman da, Kıbrıs Türklerinin bulunduğu durumdan haberler vererek, anavatandaki kadmlar, yavru vatana sahip çıkmaya çağrılmıştır. Gazetenin bakış açısından örneklendirirsek eğer,

    Kıbrısta'ki Türk kadını! Davanız davamız, derdiniz derdimizdir. Büyük davada yalnız değilsin. Ana vatandaki bütün kadınlık seninle beraber, bütün kalpler bir tek kalp halinde senin için çarpıyor. .. Sen ki ... oğlunu ... bin emek vererek yetiştirdikten sonra memleket uğruna seve seve feda eden ananın, Türk kadınmın soyundansın. Kıbrıs'taki Türk kadını, sen soğuk kış günle-

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET ı 19

    rinde cepheye sııtında mermi taşıyan kadınlığın soyundansın, seni hiçbir şey yıldıramaz (1958, 36:1) ...

    Beş Ka!egoriye Ekleme

    Yuva! Davis ve Anthias'ın bizlere sunmuş olduğu beş kategoriden olu-şan profil, Türkiye'de kadının topluma entegrasyonunu açıklamakla birlikte, tüm resmi aydmlatamamaktadır. Kadm Gazetesi (1947-1950) ve Kadm Sesi ( 1957-1 960) incelendiğinde karşımıza çıkan iki önemli noktanın özellikle altını çizmek zorundayız. İlk olarak, Yuva! Davis ve Anthias aile kavramına yeteri kadar atıfta bulunmadıkları halde, İki gazetemiz de, Türk kadmının vatanla olan ilişkisini anlatırken, "aile" kavramının ne derecede elzem oldu-ğunu vurgularlar. Aile mikro seviyede vatanı temsil ettiği için kutsaldır. Bir manada aile vatanın çekirdeğini oluşturmaktadır. Toplumda sosyal birliğin 'oluşması, uyumlu, mutlu ailelerin varlığıyla mümkündür. Yuvayı yapan dişi kuş kadın, ne kadar yükselirse o kadar ilerlemiş bir vatan peydahlanacaktır.

    Bir diğer husus, Yuva! Davis ve Anthias', kadın m "sosyal mücadele le-re" katılımını kategorilerine almadıkları halde, iki gazete de, kadının sosyal hayattaki aktivasyonunun öneminden uzun uzadıya bahseder. Kadının top-lumda aktif üye olması gerektiğinden yola çıkan gazeteler, kadının çocuğunu sosyalleştirmesinin yanında, fakir ve kimsesiz çocükların da sosyalleşmesinden sorumlu olduğunu vurgular (1947, 23:1; 1947,21:1; 1947, 16:3). Kadm Gazetesi, kadınların iyi birer eğitimci olabilmeleri için de oriları yönlendirir. Bir bakıma gazete kadmları sosyalleştirme vazifesini üstüne alır. Kız Sanat Enstitüleri, Akşam Kız Sanat Okulu gibi kızları yetiştirmeyi görev sayan kurumlardan haberler verilir. Kız çocuklarmm dikiş, nakış, aşçılık, ev işleri konusunda bilgilenmeleri için bu gibi kurumlara gitmeleri önerilir. Bu evler, bir bakıma kadınları ideal ev hanımı yapacak aydınlanma yuvalarıdır. Kadın gazetesi, şehirli kadınları sosyalleştirmenin yanında Anadolu kadınıyla da ilgilenir. Ülkenin kalkınması, Anadolu'da yaşayan, medeni şartlardan yok-sun, kahraman, temiz yürekli kadınların da topluma entegre olmalarıyla gerçekleşecektir. Modern Türk kadını, Anadolu köylerini bucak bucak gezerek, kadınları eğitmeli, onlara kimliklerini ve ne yapabileceklerini öğretmelidir. Öte yandan da, "hemşirelik" gibi kurslar düzenlenerek kadınların savaş zamanında da faydalı olmaları amaç edinmiştir. Bunların yanında, kadınlar Yardımsevenler Derneği, Türk Kadınlar Birliği gibi organizasyonlar altında birleşir. Amaç, muhtaç kadınlara ve çocuklara yardım ederek onları hayata katmaktır. Kadınların eğitimi ve çocukların ıslahı, vatanm her mana-da kalkınmasını sağlayacaktır.

    Kadın Sesi de, kadının topluma katılımı yolunda yüreklendirici yazılar yayınlar. Ülkenin kalkınması için, nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan kadınların ve çocukların iyi şartlar altında yaşamaları gerekmektedir. işsiz,

  • 120 DiN EGiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    ezilmiş, zavallı kadınlar, kimsesiz çocuklar, korunmaya muhtaç aileler, cahil, eğitime muhtaç Anadolu kadınları, .şehirli modem kadının yardım elini uzatmasını beklemektedir. Derginin verdiği mesaj, "her şeyi devletten bek-lerneyelim (1957, 2: 24; 1959, 80:1; 1959,65:1; 1958, 25:7; 1958,25:1), birlik olup muhtaçları koruyalım" felsefesidir. Tüm kadın okuyucular, "Türk Kadınlar Birliği" gibi belirli yardım organizasyonianna çağrılır. Burada verilen çeŞitli seminerlerle, kadınların bilgilenmeleri, çarşaf gibi ilkel uygu-lamalardan da vazgeçmeleri beklenir (1959, 65:1; 1957, 10:1; 1959, 65:1; 1958, 25:1). Gazetenin diliyle,

    ... El ele vermek gerek, birlik yıkar her engeli. Sevgi, saygı, anlayış b a-şarın ın temeli. .. Herkes bir fıdan diksin bu vatan bahçesine. Her aydın ışık tutsun cehalet gecesine. Türk kadınlar Birliği açtı büyük bir savaş, okuma yazmaÖgren:ögrefÇabuk arkadaş (1959, 79:7} ...

    Sonuç

    Tüm değerlendirmeler neticesinde oıiaya çıkan sonuç bize göstermekte-dir ki, Türk kadınının vatanla olan ilişkisini, Yuva) Davis ve Anthias'ın öne sürdüğü beş kategorili teori eksikleri olsa da, açıklayabilmektedir. Kadzn Gazetesi de Kadın Sesi de, kadının "doğurucu", "vatan sınırlarının yeniden üreticisi", "kültürel değerlerin taşıyıcısı", "mili farkların göstericisi" ve "milli, askeri, ekonomik, siyasal davaların katılımcısı" olarak nitelendirilen rollerinin önemini vurgulamıştır. Bu rollerin çerçevesinde çizilen ideal Türk kadını, "yuvayı dişi kuş yapar" ve "yüksek kadın, yüksek millet yaratır" sloganlarının arasına sıkışmıştır.

    Evet, kadın ailede de, vatanda da "aktiftir" ama bu aktiflik "görevleri-ni" yerine getiııne manasındadır. Kadının "haklar" konusunda aktif mücade-le etmesi söz konusu bile olamaz, çünkü ona zaten "gereken" haklar veril-miştir. Evet, kadın aile için de vatan için de çok önemlidir, fakat bu önem asla onların "bireysel pozisyonlarından" kaynaklanmaz. Kolektif yararı düşünmeye odaklandırılan kadın, kendi kişiliğini "ailesine", "vatanına" feda etmeye alıştırılmıştır. Bu ise kadının kişisel isteklerini, amaçlarını gerçekleştirme ve kişisel dünya görüşlerini geliştirme imkanını ondan acımasızca çalınıştır. Vatanı temsil etme görevini içselleştiren, "ben" yerine "biz" felsefesine programlanan kadın, kendi varlığıyla ilgili soruları kendisine soramamış ve her şeyin-iyinin de kötünün de müsebbibi sayılmıştır. Böyle-ce, Türk toplumunda beklenen, "adayan kadın" imajı da, gün be gün yerleşmiş, kökleşmiş ve bugün bizlere miras kalmıştır.

  • TÜRKİYE'DE KADlN VE MiLLET 121

    KAYNAKÇA

    Ağaoğlu, M. -1947. "Vatan Hizmetlerine Gönül Veren Kadınlarımız". Kadm Gazetesi . . 36: I.

    Ağaoğlu, M. 1949. "Siyasal ve Sosyal Alanda Kadının Önemi". Kadın Gazetesi, ı 13:2.

    Berke, P. I 949. "Çalışan Kadının Müşteki Olduğu Durum Nedir". Kadm Gazetesi, 137:2.

    Coşkun, N. I 947. "Kolay ve UcuzÜtüNasıl Yapılır". Kadın Gazetesi, 21:2. Eldeın, M. 1948. "Çocuk İsteyen Kadınlar". Kadın Gazetesi, 55:1-3. Gökınen, M. ı948. "Çocuklarıınıza Vatan Millet Aşkını Toprak Bayrak Sevgisini

    Küçük Yaşta Aşılamalıyız". Kadın Gazetesi, 66:3-5. G,ökınen, M. ı958. "Asker Babama". Kadın Sesi, 49:4. Gökınen, M. 1958. "İ thal Malı". Kadm Sesi, 22: I. Gökınen, M. 1958. "Kadın ve Askerlik". Kadın Sesi, 56: ı Göknıen, M. ı958. "Kadın ve Din". Kadın Sesi, 32: ı. Gökmen, M. ı959. "Anneye Saygı". Kadın Sesi, 83: ı. Gökınen, M. ı948. "Para ve Çocuk". Kadm Gazetesi, 68:9. Göksel, S. ı 959. "Anne ve Vatan". Kadm Sesi, 72: ı. Kara, L. ı 949. "Daima Neticesiz Kalmaya Mahkum Olan Bir Münakaşa Mevzuu".

    Kadın Gazetesi, ı33:1-2. Nihai, Ş. ı 947. "Geçmişte Türk kadınının Dili". Kadın Gazetesi, 3ı: 1. Odyak, A. ı 958. "Cemiyetin Gelişınesinde Görevli Olanlar. Kadın Sesi, 25:3. Okutan, Birsen Banu, 2007, Woman and Nation In Turkey: Kadın Gazetesi (1947-

    1 950) and Ka dm Sesi (1957- I 960) (Bilgi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ABD. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul).

    Oruz. İ.H. ı947. "İpek Çorap". Kadm Gazetesi. ı :1-3. Oruz. İ.H. ı948. "Kıbrıs Hakkındaki Yazılarımızia ilgilenen Üniversiteli Gençleri-

    miz". KadmGazetesi, 9ı:ı-2. Oruz. İ. H. ı 948. "Kıbrıs". Kadm Gazetesi, 80: ı. Oruz. İ. H. ı 948. "Yüce Divana Giden Oğul". Kadın Gazetesi, 54:2. Pınar, N. ı957. "Ceıniyette Kadın". Kadın Sesi, 2:2. Yuval-Davis, N. and Anthias, F., 1989. Woman-Nation-State, London: Macınillan.

    Kadın Gazetesi (ı947, 1:5) (1947,3:1) (1947,8:8) (ı947,ı 1:6) (ı947, ı5:5) (1947, 16:3) (1947, ı8:2

    ) (1947, ı9:2) (1947,21:1) (1947, 23:ı) (ı947,27:ı) (1948,27:7) (1947, 34:2) (ı947,38:6) (ı947,4ı:6) (ı948, 49:ı) (ı948, 55:ı-3) (1948, 55:ı-3) (1948, 56:1) (1948, 58:3) (ı948, 63:1) (1948,67:3) (1948,70:1 ) (1948, 70:2) (1948, 73:1) (1948, 81:2) (1948, 93: 1-7) (1948, 95:1) (1948,108:2) (1948,64:1) (ı948,77:5) (ı949,97:ı) (1949, 97:6) (ı949, 99:2) (1949, ıoı:2) (ı949, 103:1-6) (1949, ı ı8:ı) (ı949, ı22:ı) (1949, ı27:ı) (ı949, ı37:ı) (1949, 137:2) (1949, 142:1-5) (1949, 147:1) (1949, 147:6) (1949, 148:1-2).

  • 122 DiN EÖiTiMi ARAŞTIRMALARI DERGiSi

    Kadın Sesi (1957,1:2) (1957,1:3) (1957,2:2) (1957, 2:24) (1957,3:2) (1957,5:3) (1957,6:2)

    (1957,7:1) (1957, 10:1) (1957, 10:8) (1957, 1 1:8) (1958, 16:8) (1958, 18:2) (1958, 20:8) (1958, 25:1) (1958,25:7) (1958, 26:2) (1958, 30:3) (1958, 32:1) (1958, 36:1) (1958,43:3) (1958,43:16) (1958,49:4) (1958,49:8) (1958,53:4) (1958,54:4) (1958,57:4) (1958,58:7) (1958,12:3) (1958,14:3) (1958,16:6) (1958,22:1) (1958,22:7) (1958,25:1) (1958,58:1-7) (1958,61:4)(1959, 64:3) (1959, 65:1)(1959, 65:1)(1959, 65:4) (1959,69:3) (1959, 71:3) (1959, 72:1) (1959, 74:1) (1959, 74:8) (1959, 79:4) (1959, 79:5) (1959, 79:7) (1959, 80:1) (1959, 80:4) (1959, 81:7) (1959, 97:1) (1959, 92:4) (1959, 97:7) (1959, 99:1) (1959,1 13:3) (1959,114:7) (1959,1 15:2)(1959,1 16:3)