ANAYASA MAHKEMESİPKK/KCK Terör örgütü elebaşısının 4 ayaklı paradigmam olarak tabir...

9
ANAYASA BÖLÜM KARAR MEHMET DUMAN 2014/1973) Karar Tarihi: 29/6/2016

Transcript of ANAYASA MAHKEMESİPKK/KCK Terör örgütü elebaşısının 4 ayaklı paradigmam olarak tabir...

  • TÜRKİYE CUMHURİYETİ

    ANAYASA MAHKEMESİ

    İKİNCİ BÖLÜM

    KARAR

    MEHMET DUMAN BAŞVURUSU

    (Başvuru Numarası : 2014/1973)

    Karar Tarihi: 29/6/2016

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi

    Başkan

    Üyeler

    Raportör

    Başvurucu

    Vekili

    : 2014/1973 : 29/6/2016

    İKİNCİ BÖLÜM

    KARAR

    : Engin YILDIRIM

    : Recep KÖMÜRCÜ

    Alparslan ALTAN

    Celal Mümtaz AKINCI

    Muammer TOPAL

    : Hüseyin TURAN

    : Mehmet DUMAN

    : Av. Yılmaz DEMİROGLU

    I. BAŞVURUNUN KONUSU

    1. Başvuru, tutukluluğun makul süreyi aşması, tutukluluğa itiraz incelemelerinde alınan savcılık görüşünün tebliğ edilmemesi ve tutukluluk halinin devamına ilişkin kararlara yapılan itirazların etkili bir şekilde incelenmemesi nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

    il. BAŞVURU SÜRECİ

    2. Başvuru 14/2/2014 tarihinde Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

    3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 21/3/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

    4. Bölüm Başkanı tarafından 31/3/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

    5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık herhangi bir görüş beyan etmemiştir.

    111. OLAY VE OLGULAR

    A. Olaylar

    6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

    7. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan başvurucu ve başka şüpheliler hakkında yapılan soruşturma kapsamında başvurucunun Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/3/2012 tarihli ve 2012/30 Sorgu sayılı kararıyla "atılı suça ilişkin olarak operasyonlarda ele geçen bir kısım belge ve dökümanlar, bunların içerikleri, gizli tanıkların anlatımları, diğer deliller, yüklenen suçun niteliği, atılı suçun CMK 100/3. maddesinde sayılan katalog suçlardan olması" gerekçesiyle tutuklanmasına karar verilmiştir.

    2

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi : 2014/1 973 : 29/6/2016

    8. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianameyle başvurucu ve yedi şüpheli hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri iddiasıyla kamu davası açılmıştır.

    9. İddianamede başvurucu hakkındaki suçlamalar şöyledir: "Şüpheli Mehmet DUMAN'ın, sözde Amed Eyaleti Şehit Brüsk Bölgesinde yasadışı

    PKKIKCK terör örgütü adına silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensupları, Ergani ilçesi kırsal alanında bulunan örgüt mensupları ve sözde Erzurum Eyaletinde PKKIKCK terör örgütü adına silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensupları ile bire bir görüştüğü, bu örgüt mensupları ile ilişki ve irtibat içerisinde olduğu, bazı şahısları kırsal alana götürerek örgüt mensupları ile ilişkilendirdiği,

    PKKIKCK terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunduğu, MİLİSLİK düzeyinde sözde Amed ve Erzurum Eyaletlerinde bulunan yasadışı PKKIKCK terör örgütü adına silahlı olarak faaliyet gösteren örgüt mensupları ile ilişki ve irtibat içerisinde olduğu, bu örgüt mensupları ile bire bir görüşerek sözde örgüt kamplarına gidip geldiği, bu gidiş gelişler esnasında terör örgütüne her türlü lojistik ve yaşamsal malzemeyi temin ettiği, başka bazı şahısları örgüt mensupları ile ilişkilendirerek kuryelik yaptığı,

    PKK/KCK Terör örgütü elebaşısının 4 ayaklı paradigmam olarak tabir ettiği illegal oluşumun basamaklarından olan SİYASET AKADEMİLERİ içerisinde faaliyet yürüten şahıslar ile ilişki ve irtibat içerisinde olduğu, bir üst mevkiine bilgi vermek maksadıyla bu şahısların mahkeme sürecini takip ettiği, Siyaset Akademileri bünyesinde gerçekleştirmiş oldukları illegal faaliyetlerinden dolayı tutuklanan şahıslar ile faaliyetleri esnasında birliktt olduğu, ast üst ilişkisi ile belirli bir hiyerarşiye bağlı kalarak talimatlar verip sorumlu düzeyde faaliyet yürüttüğü, faaliyetlerinin süreklilik ve yoğunluk arz ettiği, üzerine atılı aşarı milliyetçi / ırkçı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği"

    10. Söz konusu davanın Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2012/230 sırasına kaydı yapılmış, 15/5/2012 tarihinde tensip incelemesi yapılmış ve yapılan inceleme sonucunda diğer şüphelilerle birlikte başvurucunun "isnad edilen suçun vasif ve mahiyeti, (mevcut olay tutanakları, görüntüler ve mevcut tanık beyanları nedeniyle) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, mevcut delil durumu, CMK.nun 100/3-a maddesinde belirtilen suçlar kapsamında olması nedeniyle bir tutuklama nedeninin varsayılması, isnat edilen suçun alt ve üst sınırı, sanık hakkında adli kontrol kararının da yetersiz kalacağı" gerekçesiyle tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Ayrıca tensip zaptında tutukluluk incelemelerinin 14/6/2012 ile 13/7/2012 tarihlerinde yapılmasına, duruşmanın 18/7/2012 tarihine bırakılmasına, sanıkların dinlenmesine ve örgütsel konumlarının araştırılması için Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.

    1 1. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/7/2012 tarihli 1. celsesinde başvurucunun tahliye talebi " isnad edilen suçun vasif ve mahiyeti, (mevcut olay tutanakları, Görese Dağında ele geçen dökümanlar, gizli tanık beyanları nedeniyle) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, mevcut delil durumu, CMK.nun 100/3-a maddesinde belirtilen suçlar kapsamında olması nedeniyle bir tutuklama nedeninin varsayılması, isnat edilen suçun alt ve üst sınırı, sanık hakkında adli kontrol kararının da yetersiz kalacağı" gerekçesiyle reddedilmiş ve tutukluluğun devamına karar verilmiştir. Bir kısım sanığın tutuklu kaldıkları süre, mevcut delil durumu ve üzerlerine atılı suç vasfının değişme ihtimali dikkate alınarak tahliyelerine karar verilmiştir. Aynı celsede gizli tanıkların celse arasında dinlenmesi ve sanıklar hakkında başka mahkemelerde devam etmekte olan davalar bulunduğunun belirtilmesi nedeniyle söz konusu davaların ilgili mahkemelerinden istenilmesi için duruşma 17/10/2012 tarihine ertelenmiştir.

    12. Mahkemenin 17/10/2012 tarihli 4. celsesinde başvurucunun tahliye talebi "isnad edilen suçun vasif ve mahiyeti, (mevcut olay tutanakları, Görese Dağında ele geçen

    3

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi : 2014/1973 : 29/6/2016

    dökümanlar, gizli tanık beyanları nedeniyle) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, mevcut delil durumu, CMK.nun 100/3-a maddesinde belirtilen suçlar kapsamında olması nedeniyle bir tutuklama nedeninin varsayılması, isnat edilen suçun alt ve üst sınırı, sanık hakkında adli kontrol kararının da yetersiz kalacağı" gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu celsede davayla ilgili dosyaların araştırılması ve Cumhuriyet savcısına mütalaasını hazırlamak üzere süre verilmesi nedeniyle duruşma 10/11 /2012 tarihine ertelenmiştir.

    13. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 1/4/2013 tarihli 10. celsesinde başvurucunun tahliye talebi "isnad edilen suçun vasif ve mahiyeti, (mevcut olay tutanakları, Görese Dağında ele geçen dökümanlar, gizli tanık beyanları nedeniyle) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, mevcut delil durumu, CMK.nun 100/3-a maddesinde belirtilen suçlar kapsamında olması nedeniyle bir tutuklama nedeninin varsayılması, isnat edilen suçun alt ve üst sınırı, sanık hakkında adli kontrol kararının da yetersiz kalacağı" nedeniyle reddedilmiştir. Bu celsede Savcılığın sunduğu mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere başvurucuya süre verildiği için duruşma 22/5/2013 tarihine ertelenmiştir.

    14. Mahkemenin 5/2/2014 tarihli 15. celsesinde başvurucu tahliye talebinde bulunmuş, mahkemece başvurucunun talebi "isnad edilen suçun vasif ve mahiyeti, (mevcut olay tutanakları, Görese Dağında ele geçen dökümanlar, gizli tanık beyanları nedeniyle) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, mevcut delil durumu, CMK.nun 100/3-a maddesinde belirtilen suçlar kapsamında olması nedeniyle bir tutuklama nedeninin varsayılması, isnat edilen suçun alt ve üst sınırı, sanık hakkında adli kontrol kararının da yetersiz kalacağı" gerekçesiyle reddedilmiştir. Bu celsede sanık müdafilerine mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre verilmesi nedeniyle duruşma 17/3/2014 tarihine ertelenmiştir.

    15. Başvurucunun 5/2/2014 tarihli dilekçe ile yaptığı tahliye talebi, Mahkemenin 7/2/2014 tarihli kararı ile "tutukluluk halinin devamına ilişkin kararda bir isabetsizlik bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmiş, itiraz üzerine Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 7/2/2014 tarihli ve 2014/34 Değişik İş sayılı kararıyla söz konusu itirazın reddine karar verilmiştir. Başvurucu bu kararı 13/2/2014 tarihinde öğrendiğini beyan etmiştir.

    16. Başvurucu 14/2/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. 17. Başvurucu hakkındaki dava 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun'un 1.

    maddesiyle özel yetkili mahkemelerin görevlerinin son bulması üzerine 7/3/2014 tarihinde Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesine devredilmiş olup Mahkemenin E.2014/207 sayısına kaydedilmiştir.

    18. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 31/3/2014 tarihinde yaptığı tensip incelemesinde başvurucunun "hakkında, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren delillerin ve ayrıca, sanıkların kaçacağı, delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapma olasılıklarının bulunması, bunların yanında, sanıkların 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100/3-a maddesinde sayılan suçlardan birini işlediği hususunda yoğun şüphenin varlığı" gerekçesiyle tutukluluğunun devamına karar verilmiştir. Bu celsede sanıkların görevsizlik kararına karşı savunmaları alınmak amacıyla duruşma 5/6/2014 tarihine ertelenmiştir.

    19. Başvurucu bu karara yönelik yaptığı itiraz sonucunda Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2014 tarihli ve 2014/13 Değişik İş sayılı kararı ile tahliye edilmiştir.

    20. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesince 13/6/2014 tarihinde yapılan duruşmada başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir .

    4

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi : 2014/1 973 : 29/6/2016

    21. Başvurucunun temyizi üzerine İlk Derece Mahkemesinin mahkumiyet kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 22/12/2014 tarihli kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

    B. İlgili Hukuk

    22. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 314. maddesi şöyledir:

    (1) Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

    (2) Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

    (3) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.

    23. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesi şöyledir:

    "(]) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

    (2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

    a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

    b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

    1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

    2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

    Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

    (3) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:

    a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;

    2. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83)

    ( 4) Sadece adlf para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. "

    24. 5271 sayılı Kanun'un 104. maddesi şöyledir:

    " ( 1) Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir.

    (2) Şüpheli veya sanığın tutukluluk halinin devamına veya salıverilmesine hakim veya mahkemece karar verilir. Ret kararına itiraz edilebilir.

    (3) Dosya bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya geldiğinde salıverilme istemi hakkındaki karar, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılacak incelemeden sonra verilir; bu karar re'sen de verilebilir. "

    IV. İNCELEME VE GEREKÇE

    25. Mahkemenin 29/6/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

    5

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi : 2014/1973 : 29/6/2016

    A. Başvurucunun İddiaları

    26. Başvurucu; tutukluluğun devamı kararlarının hukuka aykırı olduğunu, tutukluluğun devamına karar veren mahkemenin her seferinde aynı klişe gerekçelerle tahliye taleplerini reddettiğini, adli kontrol hükümlerinin gözetilmediğini, tutukluluğun makul süreyi aştığını, aynı dosyada tutuksuz yargılanan sanıklarla aynı konumda olmasına rağmen tutuklu yargılanmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ve tutukluluk halinin devamına ilişkin kararlara yaptığı itirazların yeterince incelenmediğini, Savcılık mütalaası tebliğ edilmeden itirazların sonuçlandırıldığını, ret kararlarında somut gerekçelerin bildirilmediğini belirterek kişi özgürlüğü ve güvenliği, adil yargılanma ve etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

    B. Değerlendirme 27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki

    nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifıni kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).

    28. Başvurucunun, tutukluluğun devamı kararlarının hukuka aykırı olduğu, tutukluluğun devamına karar veren Mahkemenin her seferinde aynı klişe gerekçelerle tahliye taleplerini reddettiği, adli kontrol hükümlerinin gözetilmediği, tutukluluğun makul süreyi aştığı, aynı dosyada tutuksuz yargılanan sanıklarla aynı konumda olmasına rağmen tutuklu yargılanmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve tutukluluk halinin devamına ilişkin kararlara yaptığı itirazların yeterince incelenmediği ve ret kararlarında somut gerekçelerin bildirilmediği nedeniyle etkili başvuru hakkı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki şikayetlerinin bir bütün olarak kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı kapsamında Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası çerçevesinde, tutukluluğa itiraz üzerine Mahkemece Cumhuriyet savcısından alınan mütalaanın kendisine bildirilmediğine ilişkin şikayetinin ise aynı maddenin sekizinci fıkrası kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

    1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

    a. Cumhuriyet Savcısının Görüşünün Tebliğ Edilmediğine İlişkin İddia

    29. Başvurucu, herhangi bir tarih belirtmeksizin tutukluluğa itiraz üzerine Mahkemece Cumhuriyet savcısından alınan mütalaanın kendisine bildirilmediğini ileri sürmüştür.

    30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 47. maddesinin (3) numaralı, 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19,20).

    31. Somut olayda başvurucu, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde tutuklu olarak yargılanmaktadır. Başvurucu 5/2/2014 tarihli dilekçesi ile tutukluluk halinin devamına ilişkin karara itiraz ederek tahliye talebinde bulunmuş ancak mahkeme tahliye talebini reddederek talebi incelenmek üzere Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir. Mahkeme, 7/2/2014 tarihli kararıyla (bkz. § 19) söz konusu itirazı reddetmiştir. Tahliye talebinin reddi kararı ile itiraz incelemesi kararında savcılık mütalaası alındığına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Bireysel başvuru tarihine kadar mahkeme, her duruşma sonrasında başvurucunun tutukluluk halinin devamına itiraz yolu açık olmak üzere karar vermiştir. Dosya kapsamından bu kararlara itiraz edilip edilmediği, edilmiş ise hangi mahkemeye ve hangi tarihte itiraz edildiği anlaşılmamaktadır.

    6

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi : 2014/1973 : 29/6/2016

    32. Başvuruya konu ihlal iddiasıyla ilgili deliller sunarak olaya ilişkin iddialarını ve hangi Anayasa hükmünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunmak suretiyle hukuki iddialarını kanıtlama yükümlülüğü başvurucuya ait olmasına rağmen başvurucu tarafından soyut şekilde tutukluluğa itiraz üzerine Mahkemece Cumhuriyet savcısından alınan mütalaanın kendisine bildirilmemesi nedeniyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği ileri sürülmekte olup hangi tarihli tutukluluk itiraz ret kararından şikayet edildiği bireysel başvuru formu ve eklerinde açıkça belirtilmediği ve bu hakkın nasıl ihlal edildiğine ilişkin bir açıklamada bulunulmadığı anlaşıldığından başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

    33. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının açıkca dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

    b. Tutukluluğun Makul Süreyi Aştığına İlişkin İddia

    34. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

    2. Esas Yönünden

    35. Başvurucu, tutukluluğun makul süreyi aştığını ve 22 ay 14 gün tutuklu olarak yargılandığını belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

    36. Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:

    "Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir. "

    37. Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrasında bir ceza soruşturması kapsamında tutuklanan kişilerin yargılamanın makul sürede bitirilmesini ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme haklarına sahip olduğu güvence altına alınmıştır.

    38. Tutukluluk süresinin makul olup olmadığı her davanın kendi özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Anayasa'nın 38. maddesinde "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." şeklinde ifadesini bulan masumiyet karinesi, yargılama süresince kişinin hürriyetinin esas, tutukluluğun ise istisna olmasını gerektirmektedir. Masumiyet karinesine rağmen tutukluluğun devamı ancak kişi hürriyetine nazaran daha ağır bir kamu yararının mevcut olması durumunda haklı görülebilir. Bu nedenle bir davada tutukluluğun makul süreyi aşmamasını gözetmek, öncelikle derece mahkemelerinin görevidir. Bu amaçla, belirtilen kamu yararı gereğini etkileyen tüm olayların derece mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi ile serbest bırakılma taleplerine ilişkin kararlarda bu olgu ve olayların ortaya konulması gerekir (Murat Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013, §§ 61, 62).

    39. Devam eden tutukluluğun hukuka aykırı olduğu iddiasıyla yapılan bireysel başvurularda şikayetlerin temel amacı tutukluluğun hukuka aykırı olduğunun ya da devamını haklı kılan sebep veya sebeplerin bulunmadığının tespitidir. Bu tespit yapıldığı takdirde buna bağlı olarak ilgilinin tutukluluk halinin devamına gerekçe olarak gösterilen hukuki sebeplerin varlığı sona erecek ve böylece kişinin serbest kalmasının yolu açılabilecektir. Bu amaçla yapılan bir başvuruda, itiraz kanun yolunda çelişmeli yargılama ve/veya silahların eşitliği gibi ilkelere uygun olarak bir inceleme yapılıp yapılmadığı da dikkate alınacaktır. Dolayısıyla belirtilen nedenlerle ve serbest bırakılmayı temin edebilecek bir karar alma amacıyla yapılacak bireysel başvuruların -olağan kanun yolları tüketilmek şartıyla- tutukluluk hali

    7

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi : 2014/1973 : 29/6/2016

    devam ettiği sürece yapılabilmesi mümkündür (Korcan Pulatsü, B. No: 2012/726, 2/7/2013, § 30).

    40. Tutuklama tedbirine, kişilerin suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunmasının yanı sıra bu kişilerin kaçmalarını, delilleri yok etmelerini veya değiştirmelerini önlemek maksadıyla başvurulabilir. Başlangıçtaki bu tutuklama nedenleri belli bir süreye kadar tutukluluğun devamı için yeterli görülebilirse de bu süre geçtikten sonra uzatmaya ilişkin kararlarda tutuklama nedenlerinin hala devam ettiğinin gerekçeleriyle birlikte gösterilmesi gerekir. Bu gerekçeler "ilgili" ve "yeterli" görüldüğü takdirde yargılama sürecinin özenli yürütülüp yürütülmediği de incelenmelidir. Davanın karmaşıklığı, organize suçlara dair olup olmadığı veya sanık sayısı gibi faktörler sürecin işleyişinde gösterilen özenin değerlendirilmesinde dikkate alınır. Tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesiyle sürenin makul olup olmadığı konusunda bir sonuca ulaşılabilir (Savaş Çetinkaya , B. No: 2012/1303, 21/11/2013, § 53).

    41. Dolayısıyla Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci fıkrasının ihlal edilip edilmediğinin değerlendirmesinde esas olarak serbest bırakılma taleplerine ilişkin kararların gerekçelerine bakılmalı ve tutuklu bulunan kişiler tarafından yapılan tutukluluğa itiraz başvurularında sunulan belgeler çerçevesinde kararların yeterince gerekçelendirilmiş olup olmadığı dikkate alınmalıdır. Öte yandan hukuka uygun olarak tutuklanan bir kişinin suç işlediği yönünde kuvvetli belirti ve tutuklama nedeninin varlığı devam ettiği sürece ilke olarak belli bir süreye kadar tutukluluk halinin makul kabul edilmesi gerekir (Murat Narman, §§ 63, 64).

    42. Makul sürenin hesaplanmasında sürenin başlangıcı, başvurucunun ilk kez yakalanıp gözaltına alındığı durumlarda bu tarih; doğrudan tutuklandığı durumlarda ise tutuklama tarihidir. Sürenin sonu ise kural olarak kişinin serbest bırakıldığı ya da ilk derece mahkemesince hüküm verildiği tarihtir (Savaş Çetinkaya , § 56).

    43. Hukuka uygun olarak tutuklanan bir kişinin, suç işlediği yönünde kuvvetli belirti ve tutuklama nedenlerinden biri veya birkaçının varlığı devam ettiği sürece ilke olarak belli bir süreye kadar tutukluluk halinin makul kabul edilmesi gerekir (Savaş Çetinkaya, § 55) Somut olayda başvurucu 31/3/2012 tarihinde tutuklanmış, 25/4/2014 tarihinde ise tahliye edilmiştir. Bu durumda makul süre açısından dikkate alınması gereken toplam tutukluluk süresi 2 yıl 24 gündür.

    44. Başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklandığı ve hakkında bu suçtan kamu davası açıldığı ve yargılandığı, tutukluluğun devamına ilişkin gerekçe olarak isnat edilen suçla ilgili kuvvetli şüphenin varlığını ortaya koyan deliller, isnat edilen suçun niteliği ve delil durumu, kaçma şüphesi ve suçun katalog suçlardan olması gösterilmiştir. Mahkemece, kuvvetli suç şüphesi altında bulunan başvurucu hakkında verilen tutukluğun devamına ilişkin kararların gerekçeleri, tutukluluğun devamının hukuka uygunluğunu ve tutulmanın meşruluğunu haklı gösterecek özen ve içeriktedir. Tutukluluk süresi dikkate alındığında makul sürenin aşılmadığı ve gösterilen gerekçelerin bu süre bakımından yeterli olduğu kabul edilmelidir. Ayrıca tutukluluk incelemelerinin yapıldığı 17/10/2012, 1/4/2013 ve 5/2/2014 tarihlerinde Mahkemece tutuklama tedbiri yerine adli kontrol hükümlerinin uygulanmasının yeterli olmadığına vurgu yapılmıştır.

    45. Başvurucunun tutukluluk halinin devam ettiği ilk derece yargılaması sürecinde, tutukluluk nedeniyle yargılamanın yürütülmesinde, başvuruculara isnat edilen suçun niteliği, hakkında soruşturma yürütülen kişi sayısı ve soruşturma konusunun kapsamı dikkate alındığında, ayrıca gösterilmesi gereken özen yükümlülüğünün yargılama makamınca gösterilmediği sonucuna varılması için bir neden de bulunmamaktadır.

    8

  • Başvuru Numarası

    Karar Tarihi : 2014/1973 : 29/6/2016

    46. Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

    Alparslan ALT AN bu görüşe katılmamıştır.

    V. HÜKÜM

    Açıklanan gerekçelerle;

    A. 1. Cumhuriyet savcısının görüşünün tebliğ edilmediğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUGUNA, OYBİRLİGİYLE,

    2. Tutukluluğun makul süreyi aştığına ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUGUNA, OYBİRLİGİYLE,

    B. Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının İHLAL EDİLMEDİGİNE, Alparslan Altan'ın karşıoyu ve OYÇOKLUGUYLA,

    C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA OYÇOKLUGUYLA

    29/6/2016 tarihinde karar verildi.

    Üye Başkan Engin YILDIRIM Recep KÖMÜRCÜ

    Üye Alparslan ALTAN

    Üye Celal Mümtaz AKINCI

    Üye Muammer TOPAL

    9