ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin...

9
ANAYASA BÖLÜM KARAR AHMET ALKAN 2014/18601) KararTarihi: 17/11/2016

Transcript of ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin...

Page 1: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

AHMET ALKAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/18601)

KararTarihi: 17/11/2016

Page 2: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi

Başkan

Üyeler

Raportör

Başvurucu

: 2014/18601 : 17/11/2016

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

Burhan ÜSTÜN

Nuri NECİPOGLU

Kadir ÖZKA YA

Rıdvan GÜLEÇ

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Kamil KAYA

Ahmet ALKAN

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, itirazın iptali davasında yemin teklif edilen davalının yemin için davet edildiği günde mahkemede hazır olmadığı ve teklif edilen yemini eda etmekten kaçındığı halde bu durumun dikkate alınmayarak davanın reddine karar verilmesi nedeniyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

il. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 25/11/2014 tarihinde Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 31/3/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 31/3/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık)

gönderilmiştir. Bakanlık, başvuruya ilişkin görüş bildirmemiştir.

111. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu, vekillik görüşmesi yaptığını iddia ettiği kişi (borçlu) aleyhine elden verilen 850 TL borç para ve idareye ödenen 730 TL idari para cezası alacağı olmak üzere toplam 1.580 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatmıştır.

8. Borçlunun, başvurucuya herhangi bir borcu olmadığını belirterek ödeme emrine itiraz etmesiyle takip durmuş; bunun üzerine başvurucu, Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme) 17/1/2014 tarihinde itirazın iptali davası açmıştır.

2

Page 3: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016

9. Başvurucu dava dilekçesinde, aralarında vekillik ilişkisi kurulması konusunda görüştüğü davalı borçlu ile birlikte davalının işi için Ankara iline gitmek üzere yolculuk yaptıklarını, bu yolculuk sırasındaki harcamalara karşılık davalıya elden borç para verdiğini, davalının şoförü tarafından kullanılan araca kesilen idari para cezalarını da kendisinin ödediğini, bu cezalar için yaptığı ödemeler ile elden verdiği borç paranın tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazın haksız olduğunu ileri sürerek borçlunun takibe itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

1 O. Davalı; davaya karşı beyanında dava dilekçesindeki iddiaları reddederek söz konusu yolculuğun kendi işi için yapılmadığını, yolculuk sırasındaki harcamaları kendisinin karşılayacağı konusunda başvurucuyla bir anlaşma yapmadıklarını, bu nedenle başvurucuya herhangi bir borcu bulunmadığını savunmuştur.

1 1. Başvurucu; dava dilekçesinde delil olarak tanık beyanına, ödenen idari para cezalarına ilişkin evrak ve kayıtlara, icra dosyasına ve yemin deliline dayanmış ancak yargılama sırasında Mahkemeye sunduğu 4/7/2014 tarihli dilekçesiyle, diğer delillerden vazgeçerek sadece yemin deliline dayandığını, birlikte yaptıkları yolculuk sırasında elden borç para alıp almadığı, seyahat edilen aracın davalının işi için kiralanıp kiralanmadığı ve davalının şoförü tarafından kullanılıp kullanılmadığı hususlarında davalıya yemin teklifinde bulunduğunu bildirmiştir.

12. Mahkeme, anılan dilekçeyi ihtarlı davetiye ile davalıya tebliğ ederek davalıyı yemın ıçın 9/10/2014 tarihli duruşmaya davet etmiştir. Söz konusu davetiyedeki ihtar şöyledir:

"Yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrünüz olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediğiniz veya gelip de yemini iade etmediğiniz yahut yemini eda etmekten kaçındığınız takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağınız ihtar olunur. (HM.K. 228. Mad.)"

13. Davalı, avukatı aracılığıyla Mahkemeye sunduğu 26/8/2014 havale tarihli dilekçesinde, yemin teklifini kabul etmediğini, senetle ispat kuralı gereğince somut davada yemin deliline dayanılmasının hukuken mümkün olmadığını belirtmiş ve davet edildiği

duruşmada hazır bulunmamıştır.

14. Mahkeme 9/10/2014 tarihli ve E.2014/37, K.2014/575 sayılı kararı ile başvurucunun iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar vermiştir. Karar gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Davacı 730 TL radar cezası ödendiğine ilişkin belge ibraz etmiş, diğer 850 TL için her hangi bir belge ibraz etmemiş, tanık delili ile ispat edeceğini iddia etmesine rağmen yargılama aşamasında bu delilden de vazgeçerek doğrudan yemin deliline başvurmuş, davalı vekili yemini içeriğine göre kabul etmediğini, istemin alacak davası olup belge ile ispat edilmesi gerektiğini ve müvekkili ile davacı arasında vekalet ilişkisinin kurulduğuna ve istenilen bedellerin davacı tarafından ödendiğine ilişkin hiçbir delil olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.

Dosyada bulunan tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacı radar cezalarının ödendiğine ilişkin ödeme makbuzlarını ibraz etmiş ise de, bu miktarın davacı tarafından ödendiğine ilişkin resmi bir belge yoktur. Ayrıca ödediğini beyan ettiği 850 harcama ile ilgili belge de olmayıp sadece davacının beyanı vardır. Yapılan harcama miktarları ve bıı ödemelerin kendisi tarafından yapıldığı ve iddiada belirtildiği şekilde vekalet ilişkisi

kapsamında yolculuk yapıldığı konusunda her hangi bir delil ve belge ibraz edilmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. "

3

Page 4: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016

15. Başvurucu, kesin nitelikli bu kararı gerekçesiyle birlikte 30/10/2014 tarihinde haricen öğrenmiş; 25/11/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

16. 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. "

17. 12/1/2011 tarihli ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 225. maddesi şöyledir:

"(]) Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır. "

18. 6100 Sayılı Kanun'un 228. maddesi şöyledir:

"(]) Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır.

(2) Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır. "

19. 6100 Sayılı Kanun'un 229. maddesi şöyledir:

"(]) Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.

(2) Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıc ispat edilememiş sayılır. "

20. 6100 Sayılı Kanun'un 188. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli

olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez. "

21. 6100 Sayılı Kanun'un 189. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(]) Taraflar, kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahiptir.

(4) Bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verilir."

22. 6100 Sayılı Kanun'un 200. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir neden!t: ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. "

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Mahkemenin 17/11/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

4

Page 5: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016

A. Başvurucunun İddiaları

24. Başvurucu, alacaklı olduğu kişi aleyhine açtığı itirazın iptali davasında

dayandığı tüm delillerini kesin delil olan yemin deliline hasrederek davalıya yemin teklifinde bulunduğunu ancak Mahkemenin davalıya yemin eda ettirmediğini, davalının yemini eda etmekten kaçınması nedeniyle davanın kabulü gerekirken bu durum gözardı edilerek davanın reddine karar verildiğini, teklif edilen yeminin eda edilmekten kaçınıldığı hususunun hüküm verilirken neden dikkate alınmadığının gerekçeli kararda izah edilmediğini belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifıni kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).

26. Başvuru formu ve eklerinin incelenmesi neticesinde başvurucunun, itirazın

iptali davasında yemin teklif ettiği davalının yemini eda etmekten kaçındığı hususunun Mahkemece dikkate alınmamasından ve hüküm kurulurken bu hususun neden dikkate alınmadığına ilişkin gerekçe gösterilmemesinden şikayet ettiği anlaşılmıştır. Bu çerçevede, davaya bakan mahkemelerin tarafların delillerini etkili bir biçimde inceleme göreviyle ilişkili görülen anılan şikayetlerin adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkı yönünden incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

27. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan hakkaniyete uygun yargılanma

hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

28. Başvurucu, itirazın iptali davasında yemin teklifinde bulunduğu davalının

yemini eda etmekten kaçındığını, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken teklif edilen yeminin eda edilmediği hususunun neden dikkate alınmadığının gerekçesi gösterilmeden davanın reddine karar verildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

29. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. "

30. Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Anayasa'da adil yargılanma hakkının kapsamı düzenlenmediğinden bu hakkın kapsam ve içeriğinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Adil yargılanma hakkı " kenar başlıklı 6. maddesi çerçevesinde belirlenmesi gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 22).

31. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı

birçok kararında ilgili hükmü, Sözleşme'nin 6. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı ışığında yorumlamak suretiyle Sözleşme'nin lafzi içeriğinde yer alan ve AİHM içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dahil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi gibi ilke ve haklara Anayasa'nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13, 2/7/2013, § 38).

5

Page 6: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016

32. Sözleşme'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının

hakkaniyete uygun olarak görülmesini isteme hakları güvence altına alınmıştır.

Sözleşme' deki hakların etkili bir biçimde korunması için davaya bakan mahkemelerin Sözleşme'nin 6. maddesine göre "tarafların dayanaklarını, iddialarını ve delillerini etkili bir biçimde inceleme görevi " vardır (Dulaurans/Fransa, B. No: 34553/97, 21/3/2000, § 33).

33. AİHM içtihatlarına göre bir mahkemenin davaya yaklaşımının, mahkemenin, başvurucunun iddialarına yanıt vermekten ve başvurucunun temel şikayetlerini incelemekten kaçınmasına neden olması halinde Sözleşme'nin 6. maddesi davanın düzgün bir biçimde incelenmesi hakkı bakımından ihlal edilmiş olur (Kuznetsov/Rusya, B. No: 184/02, 11/4/2007, §§ 84, 85).

34. Yapılan yargılama sırasında tanık dinletme hakkı da dahil olmak üzere delillerin ibrazı ve değerlendirilmesi adil yargılanma hakkının unsurlarından biri olarak kabul edilen silahların eşitliği ilkesi kapsamında kabul edilmekte olup bu hak ve gerekçeli karar hakkı da makul sürede yargılanma hakkı gibi adil yargılanma hakkının somut görünümleridir ( Güher Ergun ve diğerleri, § 38).

35. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara, tanık delili de dahil olmak üzere delillerini sunma ve inceletme noktasında da uygun imkanların tanınması gerekir (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 19).

36. Belirli bir davaya ilişkin olarak delilleri değerlendirme ve gösterilmek istenen delilin davayla ilgili olup olmadığına karar verme yetkisi esasen derece mahkemelerine aittir. Mevcut yargılamada geçerli olan delil sunma ve inceleme yöntemlerinin adil yargılanma hakkına uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Mahkemenin görevi, başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığının değerlendirmektir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. , B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27). Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, mevcut başvuruda adil yargılanma hakkı kapsamındaki güvencelerden başvurucunun şikayetleriyle bağlantılı görülen davanın düzgün bir biçimde incelenmesi hakkının yerine getirilip getirilmediğini, bir bütün olarak yargılamanın

hakkaniyete uygun yürütülüp yürütülmediğini inceleyecektir.

37. Somut olayda başvurucu, vekillik görüşmesi yaptığını iddia ettiği borçlu aleyhine, elden verilen borç para ve idari para cezası ödemeleri karşılığı toplam 1.580 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatmış; borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi üzerine duran takibin devamı için itirazın iptali davası açmıştır. Başvurucu dava dilekçesinde, yemin delilinin yanı sıra başka delillere de dayanmakla birlikte yargılama sırasında davalıya yemin teklifınde bulunarak diğer delillerden vazgeçmiştir.

38. Mahkeme, davalıyı yemin için duruşmaya davet etmiş ancak davalı, senetle ispat kuralı gereğince somut davada yemin deliline dayanılmasının hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek başvurucunun yemin teklifini kabul etmediğini Mahkemeye bildirmiş ve davet edildiği duruşmada hazır bulunmamıştır. Yargılama sonunda Mahkeme, başvurucunun iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar vermiştir .

39. Başvurucu, davalının teklif edilen yemini eda etmekten kaçınması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu hususun Mahkemece dikkate alınmamasından şikayet etmiştir.

6

Page 7: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/1 8601 : 17/1 1/2016

40. Yemin delili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/6/2015 tarihli ve E.2014/13-37, K.2015/1525 sayılı kararında şöyle tarif edilmiştir:

"Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğrı. olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukunda yemin delili kesin delil niteliğindedir"

41. Yeminin eda edilmemesinin sonuçlarının değerlendirildiği Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 28/3/2016 tarihli ve E. 2014/44145, K.2016/8732 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"Davacı, davalıya elden 240.000,00 TL borç verdiğini, bu borcun ödenmesi için davalıdan bir adet bono almasına rağmen bononun zayi olduğunu, yegane geçerli delilinin yemin teklifi olduğunu ileri sürerek, 240.000,00 TL'nin tahsili için eldeki davayı açmış, dava dilekçesi ve yemin davetiyesi Tebligat Kanunu 'nun 21. maddesine göre davalının "Mernis" adresine tebliğ edilmiş, mahkemece; yemin davetiyesinin Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ edildiği, ancak her davada ispat yükünün ilk önce davacıya düştüğü, iddianın niteliği itibariyle toplanacak bir delilin bulunmadığı, davalının davaya cevap vermemesi sebebiylE ispat yükünün yer değiştirmesinin sözkonusu olmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. "Yemin" kurumu HMK 225 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini eda etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır (6100 sayılı Yasa Md. 227-228). Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı adına çıkarılan yemin davetiyesi Tebligat Kanunu 'na uygun olarak tebliğ edilmiştir. Hal böyle olunca, davalının yemin içir. tayin edilen gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği takdirde yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağından, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı

gerektirir. "

42. Öte yandan 6100 Sayılı Kanun'un 229. maddesinde, yemin için davet edilen kimsenin tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaması yahut hazır bulunup da yemini iade etmemesi ya da yemini eda etmekten kaçınması halinde yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı belirtilmiştir. Aynı

Kanun'un 188. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıaların çekişmeli olmaktan çıkacağı ve ispatının gerekmeyeceği

hüküm altına alınmıştır.

43. Anılan yargısal içtihatlar ve Kanun hükümlerinden, hukuk yargılamasında belli bir vakıanın ispatı için teklif edilen yeminin karşı tarafça eda edilmemesi durumunda yemin konusu olan vakıaların ikrar edilmiş sayılacağı ve çekişmeli olmaktan çıkacağı, bu nedenle yemin teklif eden tarafın yemin konusu olan vakıaları ispatlamak için başkaca bir delil sunma yükümlülüğünün kalmayacağı anlaşılmaktadır. Bu itibarla kesin delil niteliğinde kabul edilen yeminin, eda edilip edilmemesine göre davanın sonucuna doğrudan etki eden bir delil olduğu açıktır.

44. Başvuru konusu davada davalı, kendisine teklif edilen yemini eda etmemesine karşın Mahkeme; başvurucunun iddialarını belge veya herhangi bir başka delille ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Anılan kararın gerekçesinde eda edilmeyen yeminin konusu olan vakıaların neden çekişmeli kabul edildiği, bir başka ifadeyle teklif edilen yemin davalı tarafından eda edilmediği halde bu vakıaların ispat için

7

Page 8: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016

başvurucuya neden belge veya herhangi bir başka delil sunma yükümlülüğünün yüklendiği konusunda bir açıklamaya yer verilmediği gibi davalının teklif edilen yemini eda etmemesinin neden hükme etkili görülmediği ile ilgili bir değerlendirme de yapılmadığı görülmektedir (bkz.§ 14).

45. Öte yandan 6100 Sayılı Kanun'un 189. maddesinde, davanın taraflarının Kanun'da belirtilen süre ve usule uygun olarak ispat hakkına sahip oldukları, bir vakıanın ispatı için gösterilen delilin caiz olup olmadığına mahkemece karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda başvurucu, davasını yemin deliliyle ispatlamak istediğini bildirerek davalıya yemin için davetiye gönderilmesini talep etmiştir. Mahkeme, başvurucunun iddia ettiği

vakıaların yemin deliliyle ispatının mümkün olmadığına ilişkin bir karar vermemiş; aksine başvurucunun bu talebini kabul edip davalıya ihtarlı davetiye göndererek davalıyı yemin için duruşmaya davet etmiştir.

46. Davalıya gönderilen söz konusu davetiyede, geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı ihtar edilmesine karşın tayin edilen duruşmaya katılmayan ve teklif edilen yemini eda etmeyen davalının ihtarda belirtilen sonuçtan sorumlu tutulmadığı ve bunun gerekçesinin gösterilmediği görülmüştür. Mahkeme, başvurucu yemin deliline hiç dayanmamış ve davalı için yemin prosedürü uygulanmamış gibi değerlendirme yaparak karar vermiştir.

4 7. Sonuç olarak başvuru konusu davada iddialarının ispatı için münhasıran yemin deliline dayanan başvurucunun davalıya yemin teklif etmesi üzerine Mahkemece; dava konusu vakıaların yemin deliliyle ispatında usul kurallarına aykırı bir yön tespit edilmeyerek davalının yemin için duruşmaya davet edildiği, duruşmaya katılmaması ya da yemini eda etmekten kaçınmasının sonuçları konusunda davalının ihtar edildiği, buna rağmen yemin eda etmeyen ve duruşmada hazır olmayan davalının ihtar edilen sonuçlardan sorumlu tutulmadığı ve bunun gerekçesinin de gösterilmediği, bunun yanı sıra kesin delil niteliğinde kabul edilen ve davanın sonucuna doğrudan etkili bir delil olan yeminin davalı tarafından eda edilmediği hususunun neden hükme etkili görülmediğinin gerekçesinin gösterilmediği gözönünde bulundurulduğunda davayı gören Mahkemenin bu yaklaşımının mahkemelerin tarafların

iddia ve delillerini etkili bir biçimde inceleme göreviyle bağdaştığı söylenemez.

48. Başvurucu yemin deliline hiç dayanmamış ve davalı için yemin prosedürü uygulanmamış gibi değerlendirme yapılarak sonuca ulaşılması başvuru konusu yargılamayı bir bütün olarak adil olmaktan çıkarmıştır. Bu nedenle mevcut yargılamada başvurucunun hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

49. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

50. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi halinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. . ..

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir.

8

Page 9: ANAYASA MAHKEMESİ...Başvuru Numarası Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016 32. Sözleşme'nin 6.maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişilerin, davalarının hakkaniyete uygun

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/18601 : 17/11/2016

Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar

. " verır.

51. Başvurucu, tazminat talebinde bulunmuştur.

52. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı

kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

53. Adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

54. Dosyadaki belgelerden tespit edilen ve 206, 1 O TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUGUNA,

B. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı

kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİ GİNE,

C. Kararın bir örneğinin adil yargılanma hakkı kapsamında hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

D. 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA

ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması halinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal faiz UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 17/11/2016 tarihinde OYBİRLİGİYLE karar verildi.

Başkan

Burhan ÜSTÜN Üye

Nuri NECİPOGLU Üye

Kadir ÖZKAYA

Üye Üye Rıdvan GÜLEÇ Yusuf Şevki HAKYEMEZ

9