ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r...

84

Transcript of ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r...

Page 1: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

ALA

NTA

R

SİRT9

Page 2: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada
Page 3: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

“Hayatım”ın Sevinç’i

PARİS EKOLÜNÜN SON TEMSİLCİLERİNDEN

RETROSPEKTİF

Sn. “SEVİNÇ

ALA

NTA

R” Anısına...

Page 4: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

2

“Hayatım”ın Sev�nç’� Par�s Ekolünün Son Tems�lc�ler�nden ERDAL ALANTAR’ın RETROSPEKTİF Serg�s�nde emeğ� geçen tüm dostlarıma ve,

Sn N. YAPRAK SOYSALAN ve OğullarımaSn. HÜSNÜ MALKOÇSn. T. OĞUZ ALPÖZEN’neSn. CENT ALANTAR ve ALP ALANTAR’aSn. YASEMİN & MURAT YÜKSEKSn. T ARAÇSn. MELİKE CERİ’yeSn. . ŞEREF DEDESn. Av. ÜNSAL PİROĞLU’na

Fotoğraflar Sn. NECDET KAYGIN’a

Sn. PROF. KAYA ÖZSEZGSn. MEHMET ÜSTÜNSn. HALİLHAN DOSTAL’aSn. ÜMİT GEZGİN’eSn. ABDÜLKADİR GÜNYAZ’aSn. İNAL’Sn. LGÜN PALA’

Danışman / RestorasyonSn. AGOP EGOYAN

Graf�k & TasarımKARTAL ÖZOĞLU’na sonsuz teşekkürler.

Foto

: Ere

dya

Bu serg�, 29 Ocak - 02 Mart 2013 tar�hler� arasında ArtPo�nt Gallery’de gerçekleşecekt�r.

Ahmet Fetgar� (Kalıpçı) Sokak Tamar Apt. No: 12/3 Teşv�k�ye / İSTANBUL www.artpo�ntgallery.com�nfo@artpo�ntgallery.comTel: 0212 260 97 05

Baskı: B�lnet Matbaacılık B�ltur Basım Yayın ve H�zmet A.Ş.Yukarı Dudullu Organ�ze Sanay� Bölges� 1. Cadde No:16Ümran�ye / İSTANBUL Tel: 444 44 03

“Hayatım”ın Sev�nç’� Par�s Ekolünün Son Tems�lc�ler�nden ERDAL ALANTAR’ınRETROSPEKTİF Serg�s�nde emeğ� geçen tüm dostlarıma ve,

Sn N. YAPRAK SOYSALAN ve OğullarımaSn. HÜSNÜ MALKOÇ’aSn. T. OĞUZ ALPÖZEN’eSn. CENT ALANTAR ve ALP ALANTAR’aSn. YASEMİN & MURAT YÜKSEK’eSn. SABİT ARAÇ’aSn. MELİKE CERİ’yeSn. Av. ŞEREF DEDE’yeSn. Av. ÜNSAL PİROĞLU’na

Fotoğraflar Sn. NECDET KAYGIN’a

Met�nSn. PROF. KAYA ÖZSEZGİN’eSn. ABDÜLKADİR GÜNYAZ’aSn. MEHMET ÜSTÜNİPEK’eSn. HALİLHAN DOSTAL’aSn. ÜMİT GEZGİN’eSn. GÜLSELİ İNAL’aSn. NİLGÜN REFİĞ PALA’ya

Danışman / RestorasyonSn. AGOP EGOYAN’a

Graf�k & TasarımKARTAL ÖZOĞLU’na sonsuz teşekkürler.

Page 5: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

3

İstanbul’dak� sanat eğ�t�m�n� tamamladığı 1950’l� yıllarda, b�r daha dön-memek üzere Fransa’ya g�den ve yaşamını o tar�hlerden bu yana orada (İvry) sürdürmekte olan Erdal Alantar, Türk�ye’dek� �lk kapsamlı serg�-

s�n�, n�ce yılların ardından 2002’de açmıştı. Öncek� dönemler�n� de hesaba katarak, soyut sanatın bu öncü �sm�n�n yurt dışındak� yoğun etk�nl�ğ�ne karşın, ülkes� �ç�n kayıp sanatçılar l�stes�nde bulunduğunu söylemek yan-lış olmayacaktır. İlk bakışta aykırı görüneb�l�r; bugün galer�ler ortamında Alantar’ın sanatını b�lmek b�r yana, bu �s�mde b�r sanatçının varlığından habers�z olanlar b�le vardır sanırım.İşte ş�md� Art Po�nt sanat galer�s�, üstes�nden gelmen�n h�ç de kolay b�r �ş olmadığı çok c�dd� b�r g�r�ş�mde bulunuyor, Alantar’la yakın bağ kura-rak, onun en esk�ler� Akadem�’dek� öğrenc�l�k yıllarını kapsayan gen�ş b�r serg�s�n� (retrospekt�f) düzenl�yor. Türk�ye’dek� son serg�s�n�n üzer�nden on yıl g�b� uzun b�r süre geçt�kten sonra, bugüne kadar karanlıkta kalmış ya-pıtlarını b�r araya get�ren bu kapsamlı serg�, Erdal Alantar gerçeğ�ne ışık tutması bakımından b�r eş�ğ�n aşılması anlamına geld�ğ� g�b�, Türk�ye’dek� soyutçu sanat serüven�n�n öneml� b�r tems�lc�s�n� de kapsamlı b�ç�mde �lk kez gün ışığına çıkarmış bulunuyor.Ben�m Alantar’la 1990’lı yıllarda daha çok da haberleşme düzey�nde kısa sürel� b�r dostluk �l�şk�m olmuştu. Gene o yıllarda Ankara’da b�r galer�n�n (M�-Ge) çağrılısı olarak eş� Sev�nç Hanım’la b�rl�kte Ankara’ya gelm�ş, ga-ler�n�n sah�bes� M�ne Hanım’ın ev�nde düzenled�ğ� akşam yemeğ�nde b�r araya gelme olanağı bulmuştuk. B�rkaç kez g�tmeme karşın Par�s’te gö-rüşme olanağı bulamadığım bu renkl� s�ma �le böyle b�r dâvette b�rl�kte olmanın coşkulu ortamını unutmam mümkün değ�l. Daha önce Sev�nç Hanım’ın desteğ�yle ç�z�mler�n� de ekleyerek bana gönderd�ğ� kısa mek-tuplarında bulduğum dost canlısı bu büyük sanatçının espr� dolu dünyası, kahkahalı ve neşel� konuşmalarıyla tamı tamına örtüşmekteyd�. Ses� her tarafı çınlatıyor, çevres�nde b�r hayranlar k�tles�n� toplamayı başarıyordu. Gene o dönemde rulo yaparak bana gönderd�ğ� b�r pastel desen�, bugün Ankara’dak� ev�m�n duvarını süslemekted�r.Art Po�nt’�n sah�b� Onur Soysalan’ın toparlayıp b�r araya get�rd�ğ� yapıtla-rın, bunca esk� tar�hl� örnekler�n�n yanı sıra, en yen� çalışmalarını �çer�yor olması, belk� �lerde b�r yen�s�n� yapmanın mümkün olmayacağı tanıtım olanağı sağlıyor.. Güzel Sanatlar Akadem�s�’nde Cemal Tollu ve Hal�l D�k-men atölyeler�nde çalıştığı yıllara a�t soyutçuluk önces� res�mler�n çoğu, o dönem�n ressamlarında genell�kle tanık olduğumuz g�b�, önlü-arkalı re-s�mler hal�nde çalışılmış. Res�m malzemes� tem�n�nde güçlükler yaşandı-ğının gösterges� olan bu tür çalışmalar, genell�kle hocası Cemal Tollu’nun tekn�ğ�n� yansıtıyor, bunun yanı sıra Alantar’ı daha sonra soyutçuluğa yön-lend�recek olan araştırıcı b�l�nç düzey�ndek� b�l�nen �şler�ne de ışık tutuyor. Söz konusu res�mler arasında, bu tür örnekler�n belk� de son vers�yonların-dan b�r� olması kuvvetle muhtemel 1957 tar�h�n� taşıyan b�r çalışmasının arkasında “�lk soyut” notunun yanı sıra, “Amer�kan Haberler merkez�nde teşh�r ett�m” açıklaması yer alıyor. Buna yakın tar�hler�n �zler�n� taşıyan ötek� res�mler arasında, dönem� �ç�n erken sayılab�lecek kolaj çalışmaları da yer yer ağır basmakta. Bunların yanında az sayıda da olsa Alantar me-raklıları �ç�n �lg�nç sayılab�lecek ahşap ya da farklı malzemeler�n b�r arada kullanıldığı heykel etütler� var. Böyle b�r açılım, Alantar’ın erken dönem �şler�nde çalışmalarına sınır get�rmeyen b�r görüş açısından yola çıkmış olduğunu kanıtlamaktadır.Bu gen�ş serg�n�n yapıtları, Alantar’ın yaz aylarında tat�l�n� geç�rmek üzere geld�ğ� Yalıkavak’tak� yazlığında b�r�kt�rd�ğ� çalışmalardan oluşuyor. Bunca yapıtın, h�çb�r hasara uğramadan bugünlere kalmasında, sanatçının özenl�

korumasının büyük payı var kuşkusuz.Ancak Erdal Alantar adı çevres�nde onun sanatçı k�ml�ğ�n� açıklıkla dışa vurab�lecek örnekler, daha çok son otuz yılını kapsayan soyutçu eğ�l�m�-n� belgeleyen �şlerd�r. Fırçanın ser� ve atak kıvrımlarıyla reng�n etk�ley�c� gücünü vurgulayan bu res�mler, sanatçının k�ş�sel görüş ve deney�mler� doğrultusunda ürett�ğ� çalışmaları kapsamaktadır. O, bu yöndek� çalış-malarında kend�s�ne es�n kaynağı oluşturacak deney�mler�n payına �şaret ederken, suya düşen b�r taş parçasının su yüzey�nde oluşturduğu �ç �çe geçen da�resel formlardan yola çıktığını bel�rtm�şt� b�r yerde. Romant�k ya da ş��rsel b�r �faden�n ürünü olduğuna değ�nd�ğ� bu soyut-gestuel tavrın, kend�s�n� de üyeler� arasında saydığı Asyalı ressamların güneş altındak� çalışmalarından kaynaklandığını söylüyordu. Yaz tat�ller� �ç�n geld�ğ� Bod-rum Yalıkavak’ta b�r keres�nde mürekkep balıklarının koyu kahvereng� su-yuyla yaptığı af�şler� Bodrum ked�ler�n�n yaladığını görünce, soyut resm� ked�ler�n b�le sevd�ğ�ne, dolayısıyla �nsanların bu tarz karşısında yabancılık duygusuna kapılmaması gerekt�ğ�ne �nanmış büyük b�r �çtenl�kle. Gerçekten de Alantar’ın �şlek fırça dev�n�mler� üzer�ne kurulu yalın ve akışkan res�mler�nde doğa gerçekl�ğ�n�n kaynaklık yaptığı “doğal” ve re-s�msel b�r uyum yasasının egemen olduğu kuşku götürmez. Ancak bu do-ğal uyum yasasıyla oluşturduğu ara kes�t, daha 1970’ler�n başında kend� oluşum ç�zg�s� üzer�nden estet�k değerler�yle bağımlı olarak Alantar’ın dünya görüşüyle bütünleşen b�r yönde b�ç�mleşm�ş ve günümüze doğru evr�lerek kend� yörünges�n� bulmuştur. Örneğ�n b�r ırmağın akışında göz-lemleneb�lecek arı-duru uyumsal yapı, onun g�derek az renge �nd�rgenen kompoz�syonlarında seçk�n yapısal b�r özell�ğe dönüşerek yolunu sapta-makta gec�kmez. 1970’lerde özell�kle Amer�kan sanatında gözlemlenen soyut �llüzyon�zmle, b�raz daha az ölçüde de olsa soyut dışavurumculukla ya da aks�yon resm�yle bağlantısı üzer�nde durulacak olsa b�le, Alantar’ın res�mler�ne gerçek k�ml�ğ�n� kazandıran ana damarın, uzun b�r çalışma ve araştırma dönem�n�n arkasından gelen özyapılı b�r fırça ve renk estet�ğ�ne dayalı olduğunu bel�rtmek gerekecekt�r. Erdal Alantar, Akadem� yıllarında dened�ğ� çalışma sürec�nde ed�nm�ş ol-duğu tekn�k deney�mler�n ışığında b�rtakım bulgular elde etmem�ş değ�ld�; ancak bu bulgular, kend� k�ml�ksel araştırmaları devreye g�rd�ğ�nde ger�ye doğru �t�lm�ş, onun yer�n� pür b�r sanat duygusunun etkenl�k gücünü öne çıkaran saf ve yalın b�r gerçekç�l�k almıştır. Geç�rd�ğ� oluşum sürec� göz önüne alındığında, soyut sanatın dayandığı kaynakların karmaşıklığı, �ster �stemez bu genel �s�m altında sınıflandırılan anlayışın ayıklayıcı özell�kle-r�n� temel ölçüt olarak ben�msemeye götürecekt�r b�z�. Bu açıdan Alantar, b�z�m sanatımızda 1950’l� yıllara doğru erken örnekler�ne tanık olduğu-muz soyutçu eğ�l�mlerle bağlantı �ç�nde görünmez. Zaten 1950’l� yılların sonuna doğru ülke dışına yelken açtığı düşünülürse, 1960’lı yıllarda ve onu �zleyen dönemde yapab�lecekler�n�n hesabını kurmuştu kafasında. Dolayı-sıyla sanatının omurgasını oluşturacak temel değerler, yapmak �sted�k-ler�n�n de dökümüdür aslında. N�tek�m 2002’de İstanbul’da açtığı serg�s� neden�yle yayımlanan katalogdak� yazının başlığı da (“Erdal Alantar de-y�ş�yle”) her şey g�b�, sanatı üzer�ne söyleyecekler�n�n “kend�nce” olması gerekt�ğ�n�n açık b�r gösterges�yd�. Resm� de onun “dey�ş�”ne göred�r ve öy-lece b�ç�mlenm�şt�r. Gene kend� �fades�yle, “soyutu soyut olarak” görme-yenlerle �ş� olmamıştır h�çb�r zaman Alantar’ın. Soyut res�mde, doğa �zler� arayanlara her soyutçu ressam g�b� �t�razının dayandığı ana gerekçe, sanat yapıtını sanat yapıtı olarak algılama yet�s�ne sah�p olmayanların yanılgı-sından başka ned�r k�.. Yaşamı boyunca s�par�ş üzer�ne res�m yapmaktan kaçınmış olması da bundan dolayı değ�l m�d�r?

1950’LERDEN GÜNÜMÜZE ERDAL ALANTARALANTAR

Kaya Özsezg�n

Page 6: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

4

Alantar, bu kapsamlı serg s n n açılışını doğum yıldönümüne (29 Ocak) denk get r rken, sağlık sorunları neden yle açılıştan k ay kadar önce İstan-bul Florance N ghtengale hastanes ne yatarak tedav görmeye başlamış-tı. Hastanen n 510 numaralı odasında onu z yarete g tt ğ mde, yıllar önce Ankara’da gördüğüm Alantar’ın bu kez yıpranmış görüntüsüyle karşılaşa-cağımı sanıyordum. Yanılmışım. D z kapaklarındak aşınma neden yle b r koltuğa çakılı oturuyordu ama neşes nden h çb r şey kaybetm ş değ ld . Rod n’ andıran yüz hatları ve kunt yapısıyla öylece duruyordu karşımda.Uzun sohbet m z boyunca gene kahkahalarla bölünen o gür ses yle “vec z” fıkralar anlatıyordu ara vermeden. Bakım ç n odaya g ren doktor ve hem-ş relere takılıyor, onların yakın lg s n körüklemekten büyük b r haz duyu-yordu. Eş Sev nç Hanım’ı geçen yıl kaybetm şt . Gerç hastanede kend s ne

yardımcı olan genç arkadaşı Murat, Alantar’ı yalnız bırakmıyordu ama eş -n n yokluğunun, ondak eks lmeyen coşkuya karşın, kend s d le get rmese b le, büyük b r eks kl k yarattığı bell oluyordu. Sanırım Alantar’ı ayakta tutan güç, res mler ne de yansımış olan nsan sevg s ve der n hüman st duygudan başka b r şey olamazdı. Art Po nt’te düzenlenen bu serg s , öncel kle onu yakından tanımakta geç kalan kend ülkes n n nsanlarına galer aracılığıyla ulaştırılan d r ve ayrın-tılı b r mesajdır aslında. Böylece Erdal Alantar, b r sanatçının ger de kalan b r k m yönünden her nasılsa elde kalmış olan yapıtlarının, ayrı ayrı, b r bütünün hmal ed lmemes gereken parçaları olduğunun ve bu parçaların, Alantar çapında b r sanatçının yaşam gerçekl ğ ne ışık tuttuğunun da altını ç zm ş oluyor.

Sanat eleşt rmen değ l gazetec y m. Res m sanatıyla akt f olarak lg m, portre ç zmekle sınırlı. Üstat Erdal Alantar, yüzünün der n ç zg ler , kesk n bakışları, gür kaşları, bembeyaz saçı ve sakalı,

güçlü prof l le b r portre ç zer nde hemen kara kalem ne sarılma steğ uyandırab l r. B r portre yazarı ç nse, bu heybetl görüntünün arkasında, keşfed lmey bekleyen b r haz ne saklıdır. Erdal Alantar’ın fırçası le tuval ne yansıttığı renkl ç dünyasının kapıları, ben m ç n lk kez 2005 yazında Büyükada’da aralandı. O tar hten, bu satırları yazdığım 2012 sonbaharına kadar h ç kopmadık. Alantar’ın soyut kompoz syonlarına damgasını vuran kıvrak renk kuşakları kadar çarpıcı ve sıra dışı k ş l ğ n yakından tanıma fırsatı buldum ve anladım k , o res-samlığından da öte müth ş b r h kaye anlatıcısıdır. Cepler nde tam zama-nında ortaya çıkarılmaya hazır har ka h kayeler g zl d r. Onları öyle tatlı abartır, öyle renkl anlatır k , gözler n z kend s nden alamazsınız. Zaten anlatış b ç m ve ses yle, b r orkestra şef g b hak m olur çevres ndek le-re, k msen n d kkat n dağıtmasına z n vermez. Bu kadar anekdotu nasıl olup da b r kt rd ğ ne ve nasıl bu kadar teatral b r şek lde d llend rd ğ ne şaşar kalırsınız. Hele çok sevd ğ kırmızı şarabı el ndeyse, h kayeler açılıp saçılab l r, b r sonrak aşamada araya küfürler b le sızab l r. Ancak erkek erkeğe muhabbet de Alantar’a göre değ ld r. Sofrasında bulunan kadın-lara Fransız usulü espr lerle takılmak “flörtöz” Alantar’ı mutlu eder. Yen tanıdığı nsanlara lakap yakıştırmayı sever, çünkü onların s mler n değ l, kend ler n hatırlatan özell kler n aklında tutar. Ebruyla uğraşan hanım “Ebru”, abur cuburu seven “Kestane”, ünlü aktöre benzett ğ b r tanıdığı “Paul Newman”, hematolog ahbabı “Kan Doktoru” adıyla anılacaktır bun-dan böyle...Anlatmayı seven pek çok nsan g b Alantar da çok konuşanlardan haz-zetmez. Onun sofrasında hayatı fazla c dd ye alanlara, hastalık, ölüm g b “sıkıcı” konulara saplanıp kalanlara yer yoktur. 80 yaşında olsa da, öneml sağlık problemler kapıya dayansa da sorulduğunda “dem r g b y m” der. “Güzel şeylerden bahsedel m” sözünü düstur ed nm şt r. Par s’ten İstanbul’u arayıp “nasılsın” d ye hatır sormadan, el ndek bulmacanın ç nden çıkamadığı b r sorusunu yönelteb l r ya da “enfes b r şey öğren-d m, bak d nle” d yerek hemen kısa b r h kaye anlatmaya koyulab l r. Yen h kayeler b r kt rmek ç n okumaktan z yade gözlem gücünden ve tele-v zyon, s nema, belgesel g b görsel kaynaklardan yararlanır. K m ler ne göre “del dolu” k m ler ne göre “çılgın”dır. Yalıkavak’ta tablolarını den ze sokup çıkararak verd ğ pozlar ve ş md Büyükada’dak Adalar Müzes ’nde serg lenmekte olan, balıklara soyutu öğreten kayığı Alantar portres n n unutulmaz parçalarıdır.

Alantar’ın yüksek enerj s ve düş gücü, üretkenl ğ n besler. Sevd ğ batılı müz syenler n senfon ler n d nleyerek büyük tuvaller karşısında gen ş fırçası le jestüel hareketler n serg lemey artık bırakmış olsa da h ç boş durmaz. B r derg den kest ğ , kend dey m le “enfes” martı f gürü le b r k taptan aldığı Van Gogh detayını b rleşt r p kolaj yaratmak b rkaç dak -kasını alır. Kolaj yapmak ç n her türlü malzeme her an el n n altındadır. A lece adadak , Yalıkavak’tak , Par s’tek b rl ktel kler m zde ve yaptığımız yurt ç gez lerde çek p bastırdığım tüm fotoğraflar da onun el nde kolaj malzemes ne dönüşmüştür. Bunlardan unutamadığım b r de Kaz dağ-larında konakladığımız otelde ışıkların sönmes üzer ne Alantar’ın el ne fener alıp masa örtüsünü sarık g b başına dolayarak verd ğ pozdur. Fotoğrafı bastırıp kend s ne verd ğ mde, eş mle ben m res mler m z o fener n ç ne hapsederek kend s n b r büyücü g b gösteren nef s kolajı yaratmıştır. Büyükada, Bodrum, Par s üçgen nde son derece mütevazı b r yaşam süren Alantar’ın sözlüğünde lükse, göster şe yer yoktur. Zaten para taşımayı, alışver ş yapmayı, madd konularla uğraşmayı sevmez. Kend dünyasında, dostları ve sanatsal uğraşlarıyla mutludur. Yaşam sev nc ne en büyük darbe, 2011 sonbaharında eş ve k z oğullarının annes , p yan st ve ç m mar Sev nç Alantar’ın kaybı olmuştur. Alantar bu zor günler n aşmak ç n y ne sanatından güç almıştır. Fransa’da 20 yılı aşkın süre, üç ayrı atölyede haftanın dört günü res m ders öğretmenl ğ yapan, üç günü se ev nde kend s n tablolarına adayan Alantar hakkında bugüne kadar yerl ve yabancı basında sayısız haber, sanat derg ler nde çok sayıda eleşt r yayınlanmıştır. Sanat eleşt rmenler onun yapıtlarını değerlend r rken, soyut dışavurumculuk akımından etk -lend ğ ne, müz ğ n görsel yansımalarını taşıyan eserler yarattığına, Os-manlı tuğraları ve hat sanatından da lham aldığına, an ve çgüdüsel fırça darbeler le loş fonlara ışıklı uzun kurdeleler serp şt rd ğ ne, fırçasının tuval üzer nde uyumlu gez n ş n n yarattığı renk l fler n n doğadak somut kavramları düşündürdüğüne, bunların bazen rüzgarla sah le vuran dalga-ları ya da b r hortumun yüksel ş n bazen de b r nsan beden n n kıvrılışını akla get rd ğ ne, özell kle büyük boyutlu kompoz syonlarındak coşku ve duyarlılığın etk ley c l ğ ne vurgu yapmışlardır. Erdal Alantar, çocukken başlayıp gazetec olunca b r yana bıraktığım kara kaleme ger dönmem ç n ben hep yüreklend rm ş, özenle çalıştığım her portrey övmüş, çala kalem yaptıklarımı eleşt rerek bana yol gösterm şt r. Umarım kara kalem yer ne klavyem kullanarak ç zd ğ m bu portre, onun tarafından beğen len portreler mden b r olur...

ERDAL ALANTAR PORTRESİ...N lgün Ref ğ Pala / Büyükada, Ek�m 2012

Page 7: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

5

IŞIK PARADİGMASI

Erdal Alantar tuvalnde; ışığın dalga boyuna göre helezon frekansla-rının hamleler yaparak uzaklaşması ve yakınlaşması br tür doğanın gzl güçlerne gönderme br tür ışığın gözükmeyen yanını yakalama

ve saptama grşmdr. Galaktk planda algılayamadığımız uzam ve za-man; sanatçının tuvalnde hareketlenen zaman ve dernleşen uzam olarak karşılar bz. Zamanı esneterek çarpıtma, zamanın olduğu mekanlara bz taşıma hedefn koyan sanatçının yüzeyde ‘Acton Pantng’ türü estetk fades farklı gerçeklklere doğru lerlememz sağlar. Tuval yüzeyndek hareket br güneşten gelyormuşcasına kararlı ve dernlere dalıyormuşca-sına örgütlü varoluşun kestlernden oluşur. Hava, ateş, su ve toprak dışın-da beş unsurdan br olan Ether’n sarmallern bolca kullanan sanatçı bu döngüsel hareketn yapısına seslern formlarını da ekler. Müzktek oktavlar üçgens dalga hareketyle belrrken dernlere doğru akslenerek kaybolur. Ressamın bze aktaracağı estetk blg zaman katlarında esneyerek, çar-pılarak, kıvrılıp bükülerek ötek gerçeklklere doğru blgy şfrelemektedr. Resm komposzyonu elpstek zaman eğrs üzernde hareket ederek sade-ce eğr boyunca lerleyp ne zamanın dünyasal ne de gerçeklğn katı olma-dığını keşfetmemz sağlar. Bu aşamada bz başka tür br gerçeklğ deney-lerz. Syah yüzeyde hamlelern yana öne sarkmadan, brden varolan spral helezonk helxler aracılığıyla tamamlanan br estetk yapıyı bze duyurur. Doğa tarafından kullanılan çok çeştl sarmallern ve darenn çoklu yayla-rının devrede olması sanatçı çn komposzyonda elverşllk sağlar. Şöyle k; dare yaylarının, uzamın her yönüne ulaşablr ntelkte olması sanatçının estetk mottosunu kurmada yardımcı olur. Ne de olsa sanatçı neredeyse tek br fırca hareketyle koskoca br uzam-zaman meydana getrmektedr. Öyleyse o da; dış uzaya başlattığı yolculuğu yabancı mgelerle varedp ga-laktk döngünün kendsne katılmakla hç br mahsur görmez. Estetk fade yüzeyde bz de çne çeken br varoluş katmanını renklendrerek, hareket-lendrerek dernlere doğru yok olup gder, gözden kaybolur. Bu hper kom-nkasyon bze şunu letr; ve sanatçı konuşur; herşey dönmektedr, ben de eserlermle bu muhteşem döngüye katılmaktayım. Ancak belk de benm br yaratıcı olarak yolculuğum bu sarmaller vasıtasıyla geçmşe gtmek ve oradan geleceğe dönmektr. Dolayısıyla; ben, der sanatçı; üç zamanlı br varoluş değl zamanın yen boyutlarını duyumsayan br olarak başka kat-manlara doğru gtmekteym. Her olay, her yaşam sürekl olarak etere kaydedlr. Kayıt yaşanırken yapıl-maktadır ve bu olgu bzm rademz dışındadır. Ancak Erdal Alantar başka br frekanstan; yenden yüzey kurarken gerçeklğn örtüsünü kaldırıp gö-rülmeyen, algılayamadığımız dünyanın breysel estetk öznel kaydını yapar. Sanatçılar tanrıdan parçalar taşır. Nesnesz, objesz dünyanın yeryüzüne ndrlmes yaratıcılar vasıtasıyla gerçekleşmştr. Sanatçı bu aşamada güneş ışığından seçtğ renklerle lerler. Hareket ve renk spekturumdan damıttığı tonlar onun dln oluşturarak zaman-uzay arşvne aşkın br ekle-mede bulunur.

Her olumun elektromanyetk ortamında; dünyasal, gezegensel ve geze-genlern Toroldal doğasının ışıkla beslendğ, sanatçıların da bu ışıktan pay alarak lerledkler br evrendr bu. Erdal Alantar kendsne nen blgnn estetk yönünü çzerken en aza nerek fadede çoklu yönler tuvalne kabul etmez. Onun çn öneml olan dış dünyanın sayısız çeştllğ değl sayısız blnemezlğdr. Sanatçı çsel özgürlüğün dürtülern çoktan keşfetmş br olarak beden tapınağına kltlenmş olan herşeye sırtını dönerek bz var eden ışığın dalga boylarının yolculuğunu terch etmştr. Alev alev yanan güneş ışınlarının sıcak doğası, yanar döner mav alevlern karanlık mad-deye doğru yol alan sanal hareket, kara delklerde brden yok beyaz ateş parçaları, yanar döner yeşl uçlu alevlern helezonu, akıl ötes patlamalar, dernlere doğru yol alan spraller sanatçının tek gerçeğdr. Paralel, ayrıksı, başına buyruk, hızlı, eştleyen, olası tüm yol alışlar bu tuvallerde muhte-mel realteler göz önüne serer. Tuvalde görünen; uyum ve yenden uyum olarak gerçeklk motf, helozonk dönüşlerle has yolculuğu sırasında, kay-naktan sona kadar sanatçıyı temsl etmektedr. Erdal Alantar; dış dünyada çevresnden ona gelen konsantrk ışık konsn aşarak fırcayı elne almıştır. Kayıtlanmış blg ardında değldr/ Enter Lapse. / O daha çok son dönem komposzyonlarında görüldüğü gb formu aşarak taze ve yen formları lanse eder. Dış dünyadan gelen akar etksne karşı, bellekte yanlış kayıtlanmış blgy tuvalde slmekte ve yerne yen blg koymakla yükümlüdür. İlk dönem eserleryle soyut dönem arasındak fade farkı buradan kaynaklanır. Böylece görünmeyen görünür kılan, hareket mutlaklaştıran ve anlam boyutlarını yenleyen bu fade; yeter kadar mle-nen evren sanatçıya göre evren bze anlatır. Farkında olmadan dokunduğu alan Yüce le lgldr. Büyük Dzayn’nın özüne ulaşablme arzusu sanatçının saf hareket ve ışık akışlarından oluşan tuvallernde ‘İlk Öz’ün betmlenme-sne dek varır. Böylece soyut sanatın mesenler çağdaş sanat fadesnde yen br cephe açmışlar, modern söylemlerden bütünüyle koparak taze br alana, yen br düşünme bçmne doğru seyretmşlerdr. Yanı sıra Erdal Alantar’ın tuvallernde salt hareketn vurgulanmasıyla este-tk dl şunu söyler: Betmledğm alanlarda hç br şey yoktur, orada her şey vardır, orası teklk alanıdır. Bunun dünyadak karşılığı Ben’dr. Sanatçı kend Ben’n teklk br kp olarak ler sürer ve hçlğe gönderme yapar. Ona göre tuvalde betmlenen, artık düşündüğü varlık olmaktan çıkıp kend benne dönüşmüştür. O artık brdr ve tuvallern hepsdr. İçnde kends de olmak suretyle varlığın duyulur karekteryle br yakalanma, tutulma anıdır bu. Türk resm süreçlernde soyut fadeye geçş 1950’lerden sonraya tarhlenr. Pars Soyut Ekolü çnde yer alan Nejat Melh Devrm lk soyut tuvaln 1947’de ürettğnde Batı sanat platformlarında sanatçılar devasa soyut tuvallerne neredeyse kırk yıldır mzalarını atıyorlardı.

Gülsel� İnal

Roma’ da metafzk ressamla 1958’ de karım ve benm buluşmam: Sevnç Chrco’ya telefon ett ve sekreterne Sabr Berkel’ n öner-syle İstanbul’un br sanat dergsne konuşma yapmak çn randevu

aldı. Fotoğraf maknesn doldurup gttk. Çok büyük salonun kapısı elekt-rkle açıldı ve üstad geld. Güzel Fransızca konuşuyordu. Duvarlarda son resmler, yerde Türk halıları üst üsteyd. Konuşma esnasında hep güzel pozlar veryordu. Ben son yaptığı br tablo hakkında konuşunca…Döndü. “Hakk mesleğnz söyleyn, hayatımda çok gazetec gördüm, bu sual ancak resmden y anlayan sorar” ded. Bz de mecbur kaldık, gaze-tec değlz kmzde ressamız dedk. Bunun üzerne çok rahatlayıp tonton

babacan br oluverd. “Yarın resmlernz getrnde göreym” ded. O za-man soyuta çoktan başlamıştım, -Kocaman br boğa tozu dumana katarak koşuyor, br resmmde TORO görmesne snrlendm. Sevnç’e Türkçe söy-le üstada 1900’lerde tablosuna bskü yapıştıran AVANGARD üstat nçn şmd soyutu ret edyor dedm. – galba genc kızdırdım ded ve lave ett.İstanbul’da Bzans var, güzel yazılarınız var Pars’ e gtmesenz de olur” ded ama bz yne de gttk. (“Hç İstanbul müzesnde benden br şey yok mu” ded; yok dedk. İstese dm yanındak dosyasından verecekt. Şmdk aklım olsa sterdm.)

GIORGIO DE CHIRICO İLE

Page 8: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

6

Renk ve dev�n�m�n ‘haylaz çocuğu’; ERDAL ALANTAR

Hal�lhan Dostal, Aralık 2012, Zeyt�nl�-Balıkes�r

‘Gerçek değerler, alçakgönüllüdürler. Yaşamları sırasında kenarda kalmak kaderlerdr. Ama zaman şaşmaz br yargıç oluyor. Hak-sız ün sağlayan becerkllern brer tortu olarak bzlerde oluştur-

dukları üzüntülern tek tesells de, bu oluyor.’ Güz�n Fuad Okbay

II.Dünya Savaşı sonrasında yaralı Avrupa’da, �çler�nde Par�s’�n de yer al-dığı Berl�n, Londra, Roma, Madr�d g�b� hemen her kültür ve sanat kent�n-de ekonom�k, s�yasal, asker� ve sosyal manada c�dd� sıkıntılar yaşandığı yadsınamaz b�r gerçek. Bütün bu olumsuzluklara, yıkım ve �şgale karşın, en azından düşünsel boyutuyla ayak d�reyen tek başkent Par�s olmuştur.

Bu bağlamda, kent�, edeb�yatın başı çekt�ğ� sanat dünyasının ‘yen�den yapılanma merkez�’ kılması kaçınılmaz b�r sey�rd�r. N�tek�m, başta ‘varo-luşçuluk’ olmak üzere ‘Yen Dalga’ d�ye n�teleyeb�leceğ�m�z akımlar, ma-n�festolar eşl�ğ�nde, dünyanın dört b�r yanından başkente akan sanatçı, b�l�m adamı ve öğrenc�ler�n buluşmasıyla �vme kazanmıştır. Bu kozmo-pol�t yapıda, Osmanlı’dan bu yana Par�s’� ‘knc adres’ ed�nen Türk sanat-çıların da etk�n rol almaları son derece doğaldır.

Süreç �çer�s�nde, b�r ruh yapılanmasına da tanık olunmaktadır. Esk� ku-şağın P�casso, Mat�sse, Braque, Dera�n, Bonnard ve Leger g�b� yaşayan ressamlarına ‘sanat anlayışları aşılmış ve devr tamamlanmış brer usta’ gözüyle bakılıyordu. B�r başka dey�şle, ‘devrmc’ k�ml�ğ�yle öne çıkan ‘soyut’ anlayışın karşısında, f�gür resm� ‘tutucu’ olarak n�telen�yordu. Bununla b�rl�kte, ‘öncü sanatları’, ‘yozlaşmış burjuva değerlern uzantısı’ olarak değerlend�ren b�r kes�m� de yok saymamak gereğ� vardır.

Gel�nen noktada, soyut sanatın potans�yel�n� gözler önüne seren ‘Bauha-us’ anlayışının etk�ler�n� ıskalamak büyük hata olacaktır. N�tek�m kuzey ülkeler�nden başlayan dalga, Mondr�an, Kupka, Doesburg, Brancus� g�b� sanatçılarla Par�s’te yen� b�r gövdesell�k oluşturur. Unutulmamalıdır k�, savaş devam ett�ğ� sürece pek çok sanatçı, serg� olanağı bulamamış, ya-şanan travmaların yansıması/�zdüşümü olarak ‘klask form bütünlüğünü’ farklı metotlar kullanarak parçalamış ve ancak bu ‘dışavurumcu’ �şler�, savaş sonrasında toplumla paylaşab�lme olanağı bulab�lm�şt�r. Bu ps�-koloj� ya da gereks�n�m�n en �lg�nç h�kayes�; var olan gerekçelerle resm� defalarca bırakarak, asıl mesleğ� şarap tüccarlığına yen�den dönen Jean Dubuffet’�n sanattan kopamamasıdır. Del�,öksüz ve yet�m çocuk dram-larının bet�mlend�ğ� yapıtların b�r araya geld�ğ� ‘Art Brut Koleks�yonu’, bunun en somut yansımasıdır.(1)

Egemen anlayışın uzantısında, yüzeyler, salt f�güre dayalı �fadeden ya da kusursuz doğadan değ�l, geleneksel malzemeden dah� arınmıştır.‘Eleşt-rel fgürasyon’, ‘geometrk’ ve ‘lrk soyutlama’ başlıkları altında toplaya-b�leceğ�m�z ‘resmsel dl’, geleneksel tuval resm�n�n kısmen de olsa tah-tını sarsacak, metal, kum, af�ş g�b� malzemen�n sıklıkla kullanıldığı kolaj ve kazıma/serpme tekn�kler�yle üret�len �şlerle, kısa zaman zarfında büyük hayran k�tleler�yle buluşacaktır. Rus Pol�akof, Rothko ve Lanskoy, Alman Hartung, İspanyol Tap�es, İtalyan Burr�, Amer�kalı Sam Franc�s, İranlı Zahar ve Ç�nl� Zao Wou-K� g�b� dünyanın dört b�r yanından başkente gelen sanatçılar, çeyrek yüzyıla damga vuracaklardır.

Gerek devlet bursuyla, gerekse b�reysel olanaklarıyla sanatsal gel�ş�m-ler�n� sürdürme düşünces�yle; Nejat Mel�h Devr�m, Sel�m Turan, Hakkı Anlı, Erdal Alantar, Avn� Arbaş, Ab�d�n D�no ve Fahreln�ssa Ze�d, soluğu

Par�s’te alırlar. Ardından, ‘m�marlık’ ve ‘ekonom�’ alanında eğ�t�mler�n� tamamlamak üzere kente gelen ve ancak gelecekte res�m başta olmak üzere plast�k sanatlar alanında başarılı �şlere �mza atacak olan; Albert B�tran, C�hat Burak, T�raje D�kmen ve Müb�n Orhon bu kervana katılır. Kente sıklıkla gel�p g�den ya da bel�rl� b�r süren�n sonunda yurda dönen Neşet Günal, Adnan Varınca ve Adnan Çoker yanı sıra yıllardır f�gürat�f res�mle yatıp kalkan F�kret Mualla b�le, Par�s’te yaşamın keyf�n� soyut arayışlarda bulunmuşlardır. Soyut anlayış ve gel�ş�me d�renen tek res-sam; Avn� Arbaş, olmuştur. B�r araya gelmey� başarab�lm�ş sanatçılar, en az Rus, Macar ve Polonyalı gruplar kadar etk�n b�r süreç yaşamışlar, hemen her platformda boy gösterm�şlerd�r.

N�tek�m sanatçılarımız, açtıkları b�reysel serg�ler yanı sıra 1946 yılında düzenlenen �k� evrensel etk�nl�kte(2) yapıtlarıyla yer almışlardır. Zek� Fa�k İzer ve Nurullah Berk’�n katılımcı sanatçılarımızı bel�rled�kler� etk�n-l�klerde, ‘14 Kuşağı’ndan, ‘Müstak�ller’, ‘d’ Grubu, ‘Yen�ler’ ve ‘Onlar’ g�b� farklı anlayış ve görüşler� ben�mseyen/savunan oluşumlara mensup ya da ‘bağımsız’ 40’a yakın ressam ve yontucunun yapıtları serg�lenm�şt�r. ‘Farklı sanatsal anlayışların sentez’ olarak n�teleyeb�leceğ�m�z serg�le-r�n eserler�, yetk�nl�kler�yle d�kkat çekm�ş ve dönem�n uzmanlarından olumlu eleşt�r�ler almıştır. Sanat tar�hç� Necm� Sönmez, Par�s’tek� bu katılımları; ‘Türk Sanatı’nın, 1918 tarhl Vyana Sergs(‘Ausstellung der Türkschen Mayer’) sonrası, büyük çaplı uluslararası gösterm’ olarak yorumlar.(3)

Bu başarının altında yatan en büyük gerekçe, Nasyonal�st baskı sonucu topraklarından ayrılmak zorunda kalan b�l�m adamı ve sanatçılara ku-cak açan ülkeler�n başında Türk�ye’n�n gelmes�d�r. Bu gel�ş�me paralel olarak, DGSA Müdürü Burhan Toprak’ın oluşturduğu eğ�t�m kadrosunda ‘Res�m Bölümü’nün başına geçen Leopold Levy, ‘Heykel’ ve ‘M�marlık’ kürsü başkanları; Rudolf Belle�ng ve Bruno Taut’un 1945-60 yılları ara-sında Par�s’te yaşam süren öğrenc�ler�n ağırlıklı kısmını yet�şt�rmele-r� gerçeğ�d�r. Levy’�n �lk �ş�, ‘d’ Grubu’ üyeler�yle ters düşme pahasına, sağlam desen b�lg�s�ne dayanan, Cezanne’den başlayıp soyutlamaya dek uzanan b�r eğ�t�m anlayışını uygulamaya koymak olmuştur.

Elde ed�len başarıda, yapısal eğ�t�m kadar vurgulanması gereken b�r başka gel�ş�me değ�nme gereğ� vardır. ‘1945-60 yılları, Türk ressamla-rının yurt dışı serüven’ olarak tanımlayab�leceğ�z ‘Pars Okulu’ sanatçı-larımızın şans ve ayrıcalığının altını ç�zmek son derece �sabetl� olacaktır. 18.yüzyıldan değ�n�len sürece, Batının kültür ve sanat ortamlarına devlet el�yle burslu olarak gönder�len ya da bu zem�nlerde k�ş�sel olanaklarıyla var olmaya çalışanlar, ya m�syonunu tamamlamış ya da kend�ler�n� �ç�n-de buldukları egemen sanat akımlarıyla beslerken, ‘Par�s Okulu Tems�l-c�ler�’; dönem� b�reb�r/eşzamanlı yaşamak suret�yle salt meslek� değ�l, sosyal, s�yasal ve kültürel açıdan da beslenerek, hareket�n b�r parçası olmuşlardır.

‘Br ülkenn kültür sanat poltkası, toplumsal yaşamı yükseltmek çn alı-nan bütün kararlardır. Sanat poltkası se, alınan bu kararların sanattak yansımasıdır. Kültür poltkası kavramı oldukça dar ve ulusal ve oldukça genş evrensel br kavramdır. Kültür; hayatın her alanına nüfuz eder, her alanda kendn gösterr, bu yüzden br devletn sanat poltkasını eğtm poltkası gb öncelkle kültür poltkası çnde görmek gerekr.

Page 9: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

7

Bu kavram, s�yasetç� �ç�n sanat pol�t�kası, s�v�l toplum örgütler� �ç�n sanat yönet�m�, entelektüeller �ç�n sanat p�yasası, halk �ç�n sanat pazarı olarak adlandırılmaktadır. Sanat pol�t�kası olarak adı konsun ya da konmasın, hang� tanımlama �ç�nde olursa olsun sanat; oluşum ve gel�ş�m sürec�nde, gelecek �ç�n hedef bel�rlemede pol�t�kadan yararlanır. Bu anlamda kültür ve sanat pol�t�kası, b�r ülken�n sanat konusunda yaşanmış, yaşanan ve ya-şanacak olan sanatsal tecrübeler�d�r.(4)’

Doktr�n ve aks�yon adamı olarak n�teleyeb�leceğ�m�z Atatürk’ün üret-m�ş olduğu f�k�rler� uygulamaya geç�reb�lme becer� ve prat�ğ� yanı sıra, Cumhur�yet kab�neler�n desteğ� kısa zamanda köklü b�r kültür ve sanat pol�t�kasını yaşama geç�rm�ş, mevcut yapılar onarılmış, eğ�t�m kurumları yen�den yapılandırılarak d�s�pl�n altına alınmış, müzeler başta olmak üze-re gereks�n�m duyulan yen� b�r�mler tes�s ed�lm�ş, ödüllü serg�ler düzen-lenm�ş, sanatçı üret�mler� satın alınmış veya s�par�şte bulunulmuş, eğ�-t�m kurumlarından başarı �le mezun olan öğrenc�ler meslek� gel�ş�mler�n� tamamlamak adına burslu olarak yurtdışına gönder�lm�şt�r.

Akadem�’de 1949-56 yılları arasında Hal�l D�kmen ve Cemal Tollu atöl-yeler�nde eğ�t�m gördüğü yıllarda eserler� Taks�m Fransız Kültür’de ser-g�lenecek n�tel�kte bulunan Erdal Alantar da, Akadem�’dek� eğ�t�m sürec� sonunda yurtdışına burslu olarak gönder�len başarılı öğrenc�lerden b�r�-s�d�r. 1958 yılında Floransa Güzel Sanatlar Akadem�s�’nde aldığı eğ�t�m�, Roma’da yapacağı fresk çalışmalarıyla taçlandırır. 1959 yılında �se, eş� Sev�nç Hanımla b�rl�kte, soluğu Par�s’te alacaktır. ‘Alantarlar, Par�s’te �lk olarak b�r metal (Sanatçı notu; ‘Fransız Telev�zyon, Metalurj�’) kapla-ma fabr�kasında saat� 3 frank’a �şç� olarak çalışır, geceler� evde resme de-vam etmekted�r. Fabr�ka çok gürültülüdür, 8 saatl�k çalışmanın sonunda b�rdenb�re duran mak�ne sesler� Alantar’ı çok etk�ler ve bu etk� 100x200 cm. ebadında b�r soyut resm�n ortaya çıkmasına neden olur. Tuval�n ya-rısı s�yah fırça darbeler�yle yoğunlaşır, öbür yarısı �se tamamen beyaz b�r boşluktur, (s.n.;’ışıktır’). Yan�, gürültü ve sess�zl�k. Bu res�m, Par�s Güzel Sanatlar Müzes�’nde serg�len�r.’(5) K�m b�l�r? Belk� de bu res�m, Alantar’ın res�mler�nde zaman zaman sıcak lekeler yer alsa da, koyu renkler�n dra-mat�k b�r algı �çer�s�nde başat olmasının m�ladıdır. N�tek�m, bu lekesel terc�he zem�n hazırlayan etkenler�, sanatçı şu şek�lde özetl�yor; ‘B�z As-yalı ressamlarız. Asya’da, güneş altmış derecede olunca, dut ağaçlarının gölges� kara ve ser�nd�r. O s�yah değ�l, güzel b�r yaşantıdır. Avrupa’da �se s�yah karamsarlıktır (s.n.;‘Mezarlıktır’). Bunun neden� de onlarda güneş olmamasıdır. Renge susamışlardır. B�z de, çok güneş olduğu �ç�n gr� ve s�-yaha aşığız (s.n.;‘Susadık’). Ben İsveçl� olsaydım, belk� de kırmızı res�mler yapardım.’(6)

‘Sevmek �ç�n anlamak, b�lmek �ç�n sevmek, anlamak �ç�n b�lmek gerek�r’ anlayışını kend�s�ne felsefe ed�nen sanatçı, s�par�ş üzere res�m yaptığını paylaşacak kadar yüce gönüllü ve sam�m� b�r yapının sah�b�d�r; ‘ Büyüka-dalı b�r dostum; Alantar, Heybel� tarafından gün çok güzel batıyor, bunu resmeder m�s�n?’ d�ye sordu. Ben de, resm� tamamladım ve dostumla paylaştım. Yapıtı gördüğünde, çok beğend�ğ�n� ancak güneş�n nerede ol-duğunu sorduğunda, yanıt çok kısasıydı; Gün (s.n.;’Güneş’) Battı’.

Bu bağlamda Yalçın Savuran’ın aktardığı anekdot(7) somut b�r örnekt�r; sanatçıyı yak�nen tanıyan b�r balıkçı; ‘soyut ned�r’ d�ye sorar, kend�s�ne. Alantar den�z kıyısından büyük b�r taş parçası alır ve suya fırlatır. Önce, taşın suya değmes�yle oluşan boşluk ve da�resel görüntü yanı sıra çıkan köpükler ve çığlığa, ardından balıkçıya dönerek ‘İşte’ der Alantar, ‘soyut, budur’. Balıkçı o günden sonra, resme daha çok �lg� duymaya başlar, çün-kü anlamaya başlamıştır.

Par�s önces� dönemde ‘geometr�k’ res�mler yapan, ardından özell�kle Osmanlı sarayını da etk�s� altına alan ‘barok’ anlayışı, geleneksel hat sa-natıyla bağdaştıran Alantar, özell�kle 1960’dan sonra ‘l�r�k’ soyutlamaya yönelm�şt�r. İç m�mar� ve p�yan�stl�k yanı sıra 30 yıla yakın süre Cocha-Konservatuar’ında solfej öğretmenl�ğ� yapan sevg�l� eş� Sev�nç hanımın

da etk�s�yle, genç yaşlarda başlayan ve özell�kle Mozart, Beethoven, Wagner, Chop�n ve Berl�oz eksen�nde yoğunlaşan klas�k müz�k sevdası, bu senteze ayrı b�r lezzet katan dev�n�m�n adeta altyapısını oluşturur. Barok etk� yaratan renk kuşakları, da�resel küme ve ışığın başat olduğu yapıtlar, �zleyen� sarmalayarak adeta �ç�ne çeker. ‘Alantar’ın kompoz�s-yonlarında büyüley�c� b�r hareketl�l�k, hatta yoğun b�r çılgınlık yer alır. Des-tansı b�r malzeme �le büyüleyen bu sanatçı, loş fonlara serp�l� ışıklı uzun kordelaları andırır, hareket� kütlelerle yüzeyler� sınırlar. Burada dengele-r�n etk�nl�ğ�n� ortaya çıkaran olağanüstünün şaşırtıcılığı değ�l, aks�ne ener-j�, yoğunluk, yüzey� hak�m�yet� altına alacak olan an� ve �çgüdüsel davranış ve görülmeye değer başarılı ışık hareketler�d�r.’(8)

Enerj� ve espr�ler�yle renkl� b�r k�ş�l�k oluşturan ve bu bağlamda, gazetec� Ceng�z Pala’nın dey�m�yle ‘haylaz çocuk’lara taş çıkaran Alantar, yağlıbo-ya ve guvaş tekn�ğ� �le bet�mled�ğ� sayısız yapıta �mza atmış, b�r sanatçıya kolay kolay nas�p olmayacak adette, 130’u aşkın b�reysel serg�s�yle Par�s Okulu’nun en üretken sanatçılarından b�r�s� olagelm�şt�r. İlk b�reysel ser-g�s�n� Par�s’�n Vontadour Galer�s�’nde açan Alantar’ın eserler�; İstanbul ve Ankara Res�m Heykel yanı sıra, Fransa, İng�ltere, Belç�ka, İsv�çre müzeler� yanı sıra pek çok yerl� ve yabancı koleks�yonun duvarlarını süslemekted�r.

Eş� ve en kıymetl� varlığı Sev�nç hanımı Eylül 2011’de y�t�rd�ğ�nde; ‘tüm tablolarımı verey�m, yeter k� Sev�nç’�m� ger� döndürün’ d�yen sevg� adamı-nı ve eserler�n� 10 yıl aradan sonra, öğrenc�l�k yıllarından olgunluk döne-m�ne, toplu olarak �zleyeb�lmen�n heyecan ve mutluluğu �ç�ndey�z. B�zler de, sen� ve ölümsüz eserler�n� sev�yoruz, Alantar.

DİP NOTLARI; (1)Gen�ş b�lg� �ç�n bakınız; Necm� Sönmez, ‘Türk Ressamları ve Par�s Okulu’,(Par�s Okulu ve Türk Ressamları Par�s 1945-60), YKB Yayınları, Mayıs 2011, İstanbul, sf.21. (2)‘UNESCO Expos�t�on Internat�onale d’art Moderne’, Musée d’Art Moderne. - ‘Pe�ntures Turques d’Aulourd’hu� – Turqu�e d’Autrefo�s’, Musée Cernusch�. (3)Necm� Sönmez, a.g.e., sf. 29. (4)Dr.Mutlu Erbay, ‘Kültür Sanat Pol�t�kası ve Atatürk’, Sanat Çevres�, Sayı 246, N�san 1999, İstanbul, sf. 46. (5)Yalçın Savuran, ‘Erdal Alantar Üzer�ne’, Sanat Çevres�, Sayı 287, Eylül 2002, İstanbul, sf. 50. (6)Erdal Alantar’ın Dey�ş�yle, Erdal Alantar Serg� Katalogu, Galer� B�nyıl, 2002, İstanbul, sf.3. (7) Yalçın Savuran, a.g.e.,sf. 51. (8)Chr�st�ne Gle�ny, ‘Erdal Alantar’ın Dey�ş�yle, Erdal Alantar Serg� Katalogu, Galer� B�nyıl, 2002, İstanbul, sf.6.

KAYNAKÇA; -‘Par�s Okulu ve Türk Ressamları Par�s 1945-60’, YKB Yayınları, Mayıs 2011, İstanbul. -Hal�lhan Dostal, ‘Işığı Arayan Adam’(Batılılaşma Sürec�nde Türk Res�m Sanatı Tar�h� 1700-1950), Zeyt�nl� Beled�yes� Kültür ve Sanat Yayınları-2-, Mart 2012, Edrem�t-Balıkes�r. -Dr.Mutlu Erbay, ‘Kültür Sanat Pol�t�kası ve Atatürk’, Sanat Çevres�, Sayı 246, N�san 1999, İstanbul. -Yalçın Savuran, ‘Erdal Alantar Üzer�ne’, Sanat Çevres�, Sayı 287, Eylül 2002,İstanbul. -Erdal Alantar’ın Dey�ş�yle, Erdal Alantar Serg� Katalogu, Galer� B�nyıl,2002,İstanbul.

Page 10: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

8

Her sanatçı kend� varoluşunu yen�den tanımlar. İster müz�k olsun, �ster res�m veya ş��r; sanatçının varoluşsal kaygısını d�le get�rd�ğ� alanlar olarak tar�hten günümüze b�rb�r�n� etk�leyerek, hatta b�ç�mlend�rerek konum almışlardır. Bu yüzden b�r sanat yapıtı aynı zamanda b�leşke sanatsal gerçekl�ğ�n adı olarak konum alır. Her sanatçı da, kend� sanat dalının �ç�ne bu b�leşke gerçekl�ğ� olab�ld�ğ�nce yansıtmak �ster; varolu-şunu daha yetk�n düzleme çıkarab�lmek, ona anlam ve boyut katab�l-mek �ç�n bunu adeta yapmak zorundadır da… Sanat b�leş�k b�r gerçekl�ğ�n değ�şken boyutunda, sürekl� b�r dev�n�m hal�nde varolurken; sanatçı da bu dev�ngenl�k �ç�nde yen� tanımlar gel�ş-t�rmek �ster. Her sanatsal eylem, büyük zorluklarla kotarıldığı g�b�, y�ne sanatçının ulaşmak �sted�ğ� z�rvey� de tuhaf b�r şek�lde ulaşılmaz kılar. Bu yüzden sanat süreçler �ç�nde, sonsuz b�r dev�n�m g�b� gel�r sanatçıya. Ucu bucağı bel�rs�z bu dev�n�m �ç�nde kend� varoluşunu tanımlamak, g�derek yen�den �nşa etmek zorunda kalan sanatçı; �nsanlık tar�h�n�n de öncü varlığı, Don K�şot’u olarak her türlü takd�r�n üzer�nde yer�n� alır.Bana göre res�m, d�ğer sanat dal ve d�s�pl�nler� düşünüldüğünde en zor sanatsal dallardan b�r�d�r. Kolay g�b� görünen zorluğu, başta herkese caz�p görünse de, ne menem b�r gerçekl�ğ� barındırdığı ancak �ç�ne g�r�n-ce bel�rg�nl�k kazanır. Resm�n �ç�ne g�rmek zordur, çıkmak �se �mkansız. Resm�n �ç�ne g�rm�ş sanatçıların önde gelenler�nden b�r� olan Türk resm�n�n de medar-ı �ft�harı Erdal Alantar; varoluşunu sürekl�l�k �ç�nde tanımladığı res�mler�nde, müz�kal b�r coşku yakalamıyor, müz�ğ� görsel-l�kle �fade etm�yor sadece; g�derek b�r müz�k de vared�yor. Res�m, onun çalışmalarında b�zat�h� müz�k hal�ne dönüşüyor. O bunu Beethoven’ı, Chop�n, Wagner ve Berl�oz’u çok sevd�ğ� �ç�n başarmıyor; P�casso’nun dünya kültüründen, sanatından beslenmes�, etk�lenmes�; ama bütün beslenme ve etk�lenme kaynaklarını kend� varoluşu boyutunda değer-lend�rmes� b�ç�m�nde, b�ç�mlend�r�yor, yen�den konumlandırıyor ve gör-sel gerçekl�ğ�n düşünsel real�tes�ne dönüştürüyor. Akadem�k gelenek ve bu Türk usulü geleneğe eklemlenen d�s�pl�ner Rönesans usulü İtalyan ağırlığı ve y�ne onlara eklemlenen Fransız-Par�s bohem�; sanatçının sanatsal kar�yer�nde öneml� k�lometre taşlarına dö-nüşmüş durumda. Ama Erdal Alantar, bazı sanatçılarımızın hayranlıkla

çarpıldıkları ve etk�s�nden bütün b�r ömürler� boyu çıkamadıkları b�r Batı şoku yaşamamış; yaşamışsa da bunu çabuk atlatmış; kend� sanat geleneğ�n� de �çeren tabloları ve sanatsal h�kayes� bunu açıkça ortaya koyuyor çünkü…Sanatçının hocaları Hal�l D�kmen ve Cemal Tollu’nun da onun sanatının güç ve estet�k oluşturan yapısına katkıları olduğu muhakkak. Ama ne Batı geleneğ� ve bohem� ortamındak� hayat algılaması ve ne de Beet-hoven, Chop�n ve d�ğer batılı müz�k otor�teler�n�n müz�kler�; onu Tuğra ve Hat’lar kadar güçlü şek�lde etk�leyemem�ş k�; bütün soyutluklarına rağmen res�mler�nde, bu Doğu’nun güçlü geleneğ�; b�ze a�t geleneğ�n varoluşu tanımlayan real�tes� bel�rg�n b�r şek�lde h�ssed�l�r olmuş. Hatların, tuğraların, belk� Beethoven’le Chop�n ve Wagner’le buluşan, anlamlı ve der�n soyutluğu; sonunda sanatçının kal�bres� çok yüksek pentürler�ne dönüşmüş. Evet, Erdal Alantar’ın res�mler� soyut olmasına soyuttur; alab�ld�ğ�ne soyuttur. İmge dünyası bu soyutluk �ç�nde varol-muş ve yen�den konum almıştır. Ama bu soyutluk y�ne de somut �mge-ler� de çağrıştıran b�r gerçekl�ğe �şaret eder. Bu gerçekl�k Beethoven’ın, Chop�n’�n; Tuğraların, Hat’ların; Doğu’nun sonsuzluğu çağrıştıran, yoğun müz�kal etk�s� olan görsel sanatlarının �ç�nde yoğrulur. En öneml�s� bü-tün bu Doğu-Batı sentez�, kend� estet�ğ�n� meydana get�r�rken, pentür de kalan, boyanın b�zat�h� kend� gerçekl�ğ� olan varlığıyla b�rl�kte estet�ğ� oluştur. Bu günümüz dünyasının artık her şey� d�g�tal hokkabazlıkta bulan sanat uğraşları �ç�nde çok öneml� ve çok ayrıcalıklı b�r durumdur. Pentürün g�tg�de yokluğa ermeye başladığı günümüz dünyası �ç�nde Erdal Alantar resm�; bütün soyut gerçekl�ğ�ne rağmen, pentür resm�n�n ayrıcalıklı, özgün varlığını sürdürüyor olmasıyla b�le başlı başına b�r estet�k real�ted�r. Sonuç olarak Erdal Alantar sadece Türk soyut resm� �ç�n değ�l, dünya soyut resm� �ç�n de öneml� b�r sanatçıdır. İk� farklı meden�yet� sentez-leyen güçlü ve özgün yapısıyla Alantar, gelecek kuşaklara da öneml� estet�k mesajlar vermekted�r…

ERDAL ALANTAR RESMİNDE VAROLUŞUN RİTMİ

Üm�t Gezg�n / Sanat Eleşt�rmen�

Nedir resim?.. Hatta sanat nedir diye de sorgulayabilirsiniz. Her şeyden önce bir ifade, bir anlatım biçimi değil midir? Bir şeyleri belirtmek, duyurmak, vurgulamak… İcabında onu bir eleştiri aracı olarak da kul-

lanmak… Öyle olunca da illa bir zamanlar olduğu gibi gönül çekici güzellikler mi yansıtmak gerekir? Peyzajlar, natürmortlar… Hele eski ustalarda rastlaya geldiğimiz üzere birer fırça maharetinden ileri gidemeyen… Yeni deyimiyle bir bir misyonu, öyle veya böyle, bulunmayan… İşte bir karşı imza, hem de nice uzun yıllardır var olan ve çağdaş kimliğinden asla ödün vermeden süregelen… İşte Erdal Alantar! Ne görüyorum bu sergide sunulacak resimlerde? Bir haykırış deyin dilerseniz. Ya da bir yükseliş, hem de gökyüzüne değil, uzaya doğru bir yükseliş… Hele müzik diliyle konuşacak olursak bir kreşendo yalnızca. Yalın, saf ve ödünsüz… Bir usta şairi Fransa’ nın, Baudelaire “ C’est la musique avant toutes choses – Her beyden önce müzik ” der… Belki Erdal Alantar’ ın çizgisinde, yalın ve olabildiğince güçlü çizgisinde de belki müziği duyarsınız; yer yer fanfarlarla göğe yükselen tınıları misali… Ya da Bach’ ın o ünlü Toccata et Fuque’ ü misali ve simgelerle yücelen…

Her nasıl kabullenirseniz kabullenin Erdal Alantar resmi işte böylesine güçlü bir resimdir. Ne yer yer figürün çekiciliğine kapılır, ne de renklerin albenisine. O azat kılmıştır adeta kendini, tüm figürlerden ve renklerden azade…Erdal Alantar, bir zamanlar İstanbul’un Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ni tamam etmiş, sonrasında Floransa’da fresk dalında eğitimden geçmiş ve 1959’dan bu yana da Paris’ te, yanılmıyorsam Apollinaire’ in mısralarında yaşar olmuştur: “ Sous le pont Mirabeau coule la Seine, et nos amours… ”* diye başlayıp Seiune akıp giden mısralarda…Evet, bir Paris’lidir o, hem de nice uzun yıllardır. Ne var ki oradaki öğreticiliği yanı sıra anayurdundan uzak düşmediği de bilinir, en azından Alman Kültür Merkezi ve Destek Reasürans sergileri, belki bir başkaları daha bilincimizde yerini almıştır. İşte şimdi bu sergide de Onu Erdal Alantar’ ı bir kez daha tanımış, ya da tanıklığımızı katmerlemiş olacağız.

*Mirabeau köprüsü altından Seine akar ve sevdalarımız.

ERDAL ALANTAR RESMİ ÜZERİNE…Abdülkad�r GÜNYAZ

Page 11: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

9

İstanbul, Floransa ve Par�s… Sanat yaşamı, adları sanatla bütünleşm�ş bu üç güzel şeh�rde yoğrulmuş b�r sanatçı Erdal Alantar… Akadem�’dek� öğrenc�l�k dönem� Türk resm�n�n soyut sanatla buluştuğu yıllara denk gelmekted�r. Soyut b�ç�m anlayışının Türk sanatının gelene-ğ�nde varolması ve Türk resm�n�n savaş sonrasında Avrupa ve ABD’de yaşanan gel�şmeler� yakından tak�p etme olanağını bulması Türk sanat-çılarının soyut ben�msemes�n� hızlandırmıştır. 1954 yılında Yapı Kred� Bankası’nın düzenled�ğ� İst�hsal konulu res�m yarışmasında uluslararası eleşt�rmenlerden oluşan jür� Al�ye Berger’�n soyuta yaklaşan b�r resm�ne b�r�nc�l�k ödülü vermekte, aynı yıl b�r grup genç Y�rm� Yen� Türk Ressamı olarak aralarında soyut res�mler�n de bulunduğu eserler�n� serg�lemek-ted�r. Bu dönemde Adalet C�mcoz’un Maya Sanat Galer�s� de zaman za-man genç ressamların soyut eserler�ne yer vermekted�r. Alantar Akadem�’den 1956 yılında mezun olmuştur. Henüz soyut resme yönelm�ş olmasa da soyut anlatım olanakları kafasını kurcalıyor olmalı-dır. Aynı yılın güz mevs�m�nde Beyoğlu’nda İstanbul Amer�kan Haberler Merkez�’n�n salonlarında genç b�r ressam olarak �lk serg�s�n� gerçekleş-t�rm�şt�r.1 1958 yılında Floransa’da ve ardından 1959’da Par�s’te batı resm�n�n kök-lü kültürünü yakından tanıma olanağını bulmuştur. Bu süreç onun sanat-sal anlamda en yoğun arayış dönemler�nden b�r� olmalıdır. İk�nc� Dünya Savaşı Sonrası Par�s Okulu’nun etk�n b�r soyut anlayış ortaya koyduğu koşullarda Par�s’ted�r. “Savaş b�tt�kten sonra �ster Fransız �ster yabancı olsun, Par�s’te yaşayan ve geometr�k olmayan tarzda soyut res�m yapan tüm sanatçıları n�telend�rmek üzere kullanılan…”2 Par�s Okulu tanımı �ç�nde Sel�m Turan, Müb�n Orhon, Nejad Mel�h Devr�m g�b� başka Türk sanatçılarıyla b�rl�kte Alantar da yer alacaktır. Onun soyut resme yönelmes�, bu güçlü akımın b�r tak�pç�s� olmaktan çok mevcut olanakları kend� sanat anlayışı �ç�nde değerlend�rmek doğrultu-sunda olmuştur. Sanatçı bu sürec� şu şek�lde �fadelend�rmekted�r: “F�gü-rat�fle başladım ben. Sonra b�raz heykel yaptım. Kolaj yaptım. Romant�k ve küb�k res�mler�m de oldu. Daha sonra da soyutta buldum kend�m�. Pat d�ye olmadı elbette bu geç�ş... Nehr�n yatağını bulması g�b�, soyut da be-n�m sanatımdak� yer�n� buldu”.3

Sanatçı kısa sürede soyut resm�n müz�kle olan bağlantısına �lg� duyarak çalışmalarını bu doğrultuda gel�şt�rm�şt�r. Ses ve renk, müz�ğ�n akışkan-lığı ve b�ç�m�n espasta hareket� arasındak� �l�şk�ler� �rdeleyen güçlü b�r soyut b�çeme ulaşması onu Par�s Okulu �ç�nde değerlend�r�len Türk res-samları arasında ayrıcalıklı b�r yere sokmuştur. “Hayatının Sev�nc�” mü-z�kt�r ve bu sev�nc� renk ve b�ç�mle dışavurmaktadır Alantar… Eş� Sev�nç Alantar’ın b�r müz�syen olması, onun müz�kle olan bağlarını pek�şt�rm�ş ve Erdal Alantar Müz�ğ� res�mlem�şt�r. Özell�kle klas�k müz�kten ve onun çağlar ötes�, evrensel anlatımından yola çıkan soyut res�mler�nde; kalın, bel�rg�n ve kıvrımlı boya �zler�, ha-reket� ve dolayısıyla müz�ğ�n akışkanlığını ya da b�r d�ğer dey�şle uyumlu ses-d�z�ler�nden oluşan bütünün boşluktak� salınımını çağrıştırmaktadır. Bu kıvrımlı hareket, b�r ya da b�rkaç renkten oluşan b�r espasla b�rl�kte ve onunla uyumlu b�r şek�lde ortaya çıkmaktadır. Müz�k, boşluğu görünür ve elle dokunulur b�r varlık olarak doldurmaz ancak onun görünmeyen ve bu nedenle de gerçek anlamda soyut olan varlığı boşluğu aslında tümüyle doldurur ve b�r sanatsal b�ç�m olarak onu anlamlı kılar. B�r ressamın res�m yüzey� den�len evrende bu boşlu-ğu tanımlama çabası, müz�ğ�, müz�ğ�n ruhunu görünür kılmak arayışıdır. Ve bu zorlu b�r savaştır. Kand�nsky soyut resm� temellend�r�rken resm�n -b�ç�m ve renkler�n- müz�ksel �fades�yle �lg�lenm�ş ve bu zorlu sürec� şu şek�lde tanımlamıştır: “Salt res�msel beste b�ç�m bakımından �k� ödevle

karşı karşıyadır: Bütün resm�n bestes� ve çeş�tl� konumlarda karşı karşıya gelen ve bütünün bestes�ne boyun eğen tek tek b�ç�mler�n bestes�.”Erdal Alantar başından ber� bu zorlu mücadelen�n farkındadır ve bu mücadeley� göze almak onun adına b�r terc�ht�r: “Ben kavgacı adamım. Harb� sever�m, cehennem� sever�m. Bu müz�klerdek� romant�zm�n üstüne boksör g�b� savaşarak resm�m� �şler�m. İk�s�n�n arasındak� karşıtlığı, çel�ş-k�y� yansıtırım (…) Hayatın kend�s� çel�şk�d�r zaten.”4

Alantar, res�mler�nde tek tek b�ç�mler�n bestes�yle bütün resm�n bestes� arasındak� uyumu yakalayab�len, dolayısıyla müz�ğ� res�m yoluyla �çsel-leşt�reb�len b�r ustadır. Avrupa’nın b�rçok kent�nde açtığı serg�ler, aldığı ödüller ve eserler� onun Hayat Sev�nc�’n�n karşılıklarıdır.

DİP NOTLARI; 1 ANONİM; “Ayın Sanat Hareketler�”, Es� Derg�s�, Kasım 1956, S.11, s.7 2 SÖNMEZ, Necm�; “Türk Ressamları ve Par�s Okulu”, Par�s Okulu ve Türk ressamları: Par�s, 1945-1960, (ed. B.TUT), YKY, İstanbul, 2000, s.20 3 Cumhur�yet Gazetes�, 28.08.1996 Çarşamba, s.12 4 Cumhur�yet Gazetes�, 28.08.1996 Çarşamba, s.12

Erdal Alantar’ın Hayatının Sev�nc�: Müz�ğ�n Resm�

Mehmet Üstün�pek

Page 12: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

10

OTOPORTREM KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 197864x48 CM

Page 13: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

11

FİL HAMMALIBU ESER “TAKSİM ŞEHİR GALERİSİ’nde”

SERGİLENMİŞTİR.

DURALİT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI 163x110 CM

Page 14: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

12

ERKEK NÜFloransa

KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 195863x48 CM

KADIN FİGÜRÜ

İVRY SAAT 2 GECE KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 198164x48 CM

Page 15: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

13

KADIN FİGÜRÜ KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI 61x45 CM

ERKEK FİGÜRÜÇİFT TARAFLI (UYUYAN ERKEK 1953)

KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 195254x45 CM

Page 16: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

14

ABLAMÇİFT TARAFLI

KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 15-Ağustos-195332x36 CM

NACİ GİRGİN PORTRESİÇİFT TARAFLI

(FİGÜRLÜ KOMPOZİSYON 1953)MODA’daki

ZURNACIKAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 1954-195552x44,5 CM

Page 17: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

15

KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 15-Ağustos-195332x36 CM

NACİ GİRGİN PORTRESİÇİFT TARAFLI

(FİGÜRLÜ KOMPOZİSYON 1953)

KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 195354x47 CM

ERKEK NÜG.S.A

KAĞIT ÜZERİNE KARA KALEM İMZALI, 19?55,5x41,5 CM

Page 18: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

16

SOYUT KOMPOZİSYONAMERİKAN KÜLTÜR MERKEZİ BEYOĞLU TEŞHİR EDİLDİ.

“İLK SOYUT TABLOM”

TUVAL ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK İMZALI 33x46 CM

Page 19: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

17

SOYUT KOMPOZİSYONİSTANBUL BEYAZID’da YAPTIM.

TUVAL ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK İMZALI, 1957111x155 CM

Page 20: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

18

SOYUT KOMPOZİSYON29. İTALYA SANAT BİENAL’�nde

SERGİLENMİŞTİR. ÇİFT TARAFLI

TUVAL ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK İMZALI, 1957-1958130x85 CM

Page 21: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

19

SOYUT KOMPOZİSYON29. İTALYA SANAT BİENAL’�nde

SERGİLENMİŞTİR.

DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195845x61 CM

ÖRDEK29. İTALYA SANAT BİENAL’�nde SERGİLENMİŞTİR. 1958

(GALERİYE GİREN İLK RESİM) 55

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA, KARIŞIK TEKNİK İMZALI, 17-Ek�m-195646,5x69,5 CM

Page 22: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

20

YAĞLI GÜREŞCİLERTAKSİM SPOR SERGİ SARAYI’nın DUVARI İÇİN

AKADEMİ’de VERİLEN TEMA

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1956116x89,5 CM

Page 23: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

21

ABLAM TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1954-195563x50,5 CM

Page 24: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

22

KADINLAR TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 61x81 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 45x69,5 CM

Page 25: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

23

GÜREŞCİLER TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1954-195585x136 CM

Page 26: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

24

TAHİN - PEKMEZİstanbul

TUVAL ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK İMZALI 81x65 CM

Page 27: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

25

Oğlum “ALP” TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 73x73 CM

Page 28: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

26

AKADEMİ BAHÇE GİRİŞİ AHŞAP ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195034,5x29 CM

GÖNÜL İLKSAVAŞ “BİR TALEBE”AKADEMİ’de

AHŞAP ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195432,5x30 CM

KADIKÖY EVİN ARKA PENCERESİ

Page 29: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

27

AHŞAP ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195432,5x30 CM

KADIKÖY EVİN ARKA PENCERESİ DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195326x26 CM

EVİM KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195036x30 CM

Page 30: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

28

FENERBAHÇEÇİFT TARAFLI

DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 34x21 CM

MODABÜYÜKADA

DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195432x23 CM

Page 31: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

29

DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195432x23 CM

NATÜRMORT SUNTA ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195037,5x26,5 CM

NATÜRMORT SUNTA ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195138x27 CM

Page 32: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

30

MODEL “MELAHAT” SUNTA ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195437x25,5 CM

EYÜP’ ten KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195318,5x22,5 CM

ÇİFT TARAFLI

Page 33: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

31

KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195318,5x22,5 CM

BAHARİYEÇİFT TARAFLI

DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195130x46 CM

MODA’da SOKAK KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195323x33 CM

Page 34: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

32

MODA’da VİRAJ AHŞAP ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195229,5x22 CM

KURBAĞALI DERE DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195221,5x31,5 CM

ÇİFT TARAFLI

Page 35: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

33

DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195221,5x31,5 CM

MODAÇİFT TARAFLI

KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195135x18 CM

MODAÇİFT TARAFLI (NÜ)

KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195135x30 CM

Page 36: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

34

EYÜP’ten KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 23,5x32 CM

MODA’dan KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195331,5x23 CM

Page 37: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

35

KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195331,5x23 CM

AKADEMİ RIHTIMINDA PALTOLU SEVİNÇ DORAL “ALANTAR”

ÇİFT TARAFLI “NÜ 1951”

KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195435,5x46,5 CM

Page 38: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

36

SOYUT KOMPOZİSYON DURALİT ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 195232x23 CM

SOYUT KOMPOZİSYONPar�s

PRESS TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198922x16 CM

ESKİYE HASRET VİRAN BAĞDA LODOS

Page 39: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

37

PRESS TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198922x16 CM

ESKİYE HASRET VİRAN BAĞDA LODOS

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1981-198347x40,5 CM

SOYUT KOMPOZİSYONBODRUM MÜZESİ SERGİSİ 1982

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198241x37 CM

Page 40: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

38

BÜYÜKADA YANGIN’ınaBU ESER “İZMİR - İŞ BANKASI SERGİ

SALONUNDA SERGİLENMİŞTİR.”

KARTON ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1979-1986 Par�s63x47 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 200044x43 CM

6 FİGÜR

Page 41: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

39

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 200044x43 CM

6 FİGÜRPar�s

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 40x30 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 52,5x39,5 CM

Page 42: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

40

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198455x45 CM

SOYUT KOMPOZİSYONBODRUM MÜZESİ SERGİSİ 1982

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198099x80 CM

Sayın Derin’e ufak bir hatıram...

Page 43: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

41

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198099x80 CM

Sayın Derin’e ufak bir hatıram...

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 199242x35 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 200041x33 CM

Page 44: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

42

İLK TANIŞMAMIZYalıkavak

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198241x33 CM

6 FİGÜR TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 200041x33 CM

SOYUT KOMPOZİSYON

Page 45: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

43

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 200041x33 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 60x45 CM

25 FİGÜR “ADALAR İÇİN”Büyükada

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198565x81 CM

Page 46: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

44

SOYUT KOMPOZİSYONPar�s

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1974100x100 CM

WILLIAM TURNERPar�s

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1983100x100 CM

SOYUT KOMPOZİSYON

Page 47: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

45

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1983100x100 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 97,5x97,5 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 97,5x97,5 CM

Page 48: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

46

KOMPOZİSYON IIDYO 8. RESİM YARIŞMASI

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1974 Par�s57x50 CM

Page 49: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

47

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 100x100 CM

Page 50: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

48

KOMPOZİSYONBELÇİKA SERGİSİNDE

SERGİLENMİŞTİR.

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 100x84,5 CM

10 FİGÜRPar�s

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 199853x44 CM

SOYUT KOMPOZİSYON

Page 51: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

49

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 199853x44 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198656x72 CM

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 198280x100 CM

Page 52: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

50

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1983100x105 CM

SOYUT KOMPOZİSYON

Page 53: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

51

SOYUT KOMPOZİSYONPar�s

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 94,5x101 CM

Page 54: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

52

SOYUTBU ESER “ÇAĞDAŞ TÜRK SANATI” KİTABININ 261.

SAYFASINDA YER ALMAKTADIR.

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1973139x110 CM

Page 55: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

53

SOYUT KOMPOZİSYONPar�s

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1973141x111 CM

Page 56: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

54

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 98x118 CM

Page 57: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

55

SOYUT KOMPOZİSYONPar�s

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 10-Mart-1989130x195 CM

Page 58: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

56

SOYUT KOMPOZİSYON I TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1972192x128 CM

Page 59: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

57

SOYUT KOMPOZİSYON II TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 1972192x128 CM

Page 60: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

58

SOYUT KOMPOZİSYON TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 136,5x106 CM

LİKYA MEZARLARI

Page 61: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

59

LİKYA MEZARLARIYalıkavak

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI 61x90 CM

KAYADAKİ ADAMYalıkavak

TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 200141x33 CM

Page 62: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

60

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE GUAJ BOYA İMZALI 50x65 CM

SOYUT KOMPOZİSYONPar�s

KAĞIT ÜZERİNE SULU BOYA İMZALI, 198465x50 CM

Page 63: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

61

KAĞIT ÜZERİNE SULU BOYA İMZALI, 198465x50 CM

PARAFIM KAĞIT ÜZERİNE KEÇELİ KALEM İMZALI, 198850x30 CM

SOYUT KOMPOZİSYONPar�s

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI 1/1 İMZALI, “MONOTYPE”65x49 CM

Page 64: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

62

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI “MONOTYPE” 1/1, İMZALI 32,5x25 CM

PATHETIQUE KAĞIT ÜZERİNE SERİGRAFİ 19/25 İMZALI, 2000 81x65 CM

SOYUT KOMPOZİSYONPar­s

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI 1/1 İMZALI 65x49 CM

KAHVERENGİ MONOCHROME

Page 65: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

63

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SERİGRAFİ 24/25 İMZALI, 200081x65 CM

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI 1/1 İMZALI 65x49 CM

KAHVERENGİ MONOCHROME KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI“MONOTYPE” 1/1, İMZALI 33x25 CM

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI“MONOTYPE” 1/1, İMZALI 32,5x25 CM

Page 66: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

64

KÖRDÜĞÜM KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI 3/5 İMZALI 65x49 CM

OLMAK GRAVÜR E/A 3/5 İMZALI 65,5x50 CM

SOYUT KOMPOZİSYON

Page 67: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

65

GRAVÜR E/A 3/5 İMZALI 65,5x50 CM

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI İMZALI 59,5x49,5 CM

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI“MONOTYPE” 1/1, İMZALI 38x28 CM

Page 68: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

66

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SERİGRAFİ BASKI 1/1 İMZALI 65x49 CM

SARI GRİ KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI“MONOTYPE” 1/1, İMZALI 30x23,5 CM

UBERLAGERUNG - ÇAKIŞTIRMA

Page 69: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

67

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI“MONOTYPE” 1/1, İMZALI 30x23,5 CM

UBERLAGERUNG - ÇAKIŞTIRMA GRAVÜR 11/40 İMZALI 50x38 CM

SOYUT KOMPOZİSYONÇİFT TARAFLI (KÖPEK FİGÜRÜ)

KAĞIT ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK İMZALI, 199149,5x32 CM

Page 70: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

68

SOYUT KOMPOZİSYON GRAVÜR E/A 3/5 İMZALI 39,5x32,5 CM

SOURCE - KAYNAK KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI E/A İMZALI 45,5x33 CM

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI 1/1 İMZALI 65x49 CM

SOYUT KOMPOZİSYON

Page 71: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

69

GRAVÜR E/A 3/5 İMZALI 39,5x32,5 CM

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI 1/1 İMZALI 65x49 CM

SOYUTKOMPOZİSYON

Par�s

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI 1/1 İMZALI 64x49 CM

SOYUT KOMPOZİSYON KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI İMZALI 65x50 CM

SOYUT KOMPOZİSYON GRAVÜR E/A İMZALI 32,5x25 CM

SARI MONOCHROME KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI“MONOTYPE” 1/1, İMZALI26,5x23 CM

Page 72: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

70

CREPUSCULEALACA KARANLIK

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇIBASKISI E/A, İMZALI 50x33 CM

3’lü KAĞIT ÜZERİNE SANATÇI BASKISI İMZALI 64x50 CM

“ALANTAR” BÜYÜKADA BALIKLARINA SOYUT ÖĞRETİYOR...ADALAR MÜZESİ / AYA NİKOLA HANGAR

BÜYÜKADA

Tekne, 1980’ler, Büyükada, Erdal Alantar bağışıTeknen�n �sm�: Büyükada’da balıklara soyut res�m öğreten tekne

Page 73: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

71

KAĞIT ÜZERİNE SANATÇIBASKISI E/A, İMZALI 50x33 CM

Ayaktak�ler - Orta Sıra MUAMMER ÇIN, ORHAN ERSOY, HALİL DİKMEN, SENİH ORKAN, ALTAN ERSON, BERNA İŞMEN, LEYLA En Üst Sıra - VİLDAN, SAİT MADEN, RAFET KÖMEÇ, BEHÇET SEFA, ERDAL ALANTAR, ANTUAN, SEVİNÇ DORAL (ALANTAR)

Oturanlar - SAMİ USLU, SAMİ CANEL, TÜRKAN, SUMRU TUNÇ, SEVİM ŞENOL BORA, NECDET ELAL

Page 74: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

72

SEVİNÇ - ERDAL ALANTARBEYOĞLU EVLENDİRME DAİRESİ 04-MART-1957

SEVİNÇ - ERDAL ALANTARBÜYÜKADA 2008

Page 75: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

73

BODRUM YALIKAVAK

SEVİNÇ ALANTAR

Page 76: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

74

RODİNBİRİCİK KARIM SEVİNÇ’e 10 AĞUSTOS 2006 HEDİYEM NİCE YILLARA

AĞAÇ ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK İMZALI14x35,5 CM

TÜRK HAMAMI AĞAÇ ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK İMZALI 44x20x10 CM

Page 77: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

75

AĞAÇ ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK

14x35,5 CM

Page 78: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

76

BEETHOVEN 1

İLK BOYA KUTUSU

Page 79: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

77

BEETHOVEN 1 TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 201370x60 CM

BEETHOVEN 2 TUVAL ÜZERİNE YAĞLI BOYA İMZALI, 201370x60 CM

Page 80: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

ALANTARKİŞİSEL SERGİLER1954-1957 İstanbul, Türk�ye, Ankara1958 “Ponte Vecch�o” Galer� Floransa, İtalya1963 Galer� 9 Ventadour Par�s1964 “De Beaune” Galer�s�, Par�s1965, “PIER” Scheven�ngen, Hollanda1965 Galer� “L’Angle A�gu” Brüksel, Belç�ka1966 Galer�e “Al Veka”,La Haye The Hague, Hollanda1966 Galer� Türk-Alman Kültür Derneğ�, İstanbul1967 C�té Adm�n�strat�ve, B�arr�tz, Fransa1967 Con�nck S.de Galer�s�, Par�s1968 Expos�t�on dans L’atel�er, Ivry, Fransa1969 FIAP Galer�s�, Par�s1969 C�té Adm�n�strat�ve B�arr�tz, Par�s1969 Pe�ntures - Monotypes - Collages - Tap�sser�es, Foyer Internat�onal d’Accue�l de Par�s1971 La Dr�lle- Toulouse, Fransa1971 Galer�e Daberkow, Frankfurt, Almanya1973 Tourtour Par�s1973 Galer� Kaptana, İstanbul,Türk�ye1973 “Kaptan Peter” Gallery, Londra1974 Galer�e Art du Monde, Par�s1974 Galer�e Daberkow, Frankfurt, Almanya1975 Galer�e de Turm, Bonn, Almanya1975 Galer� Cumalı, İstanbul1976 Galer�e Culturel de I’Hay-les-Roses, Fransa1976 Centre Culturel de Mayenne, Fransa1976 Galer� Cumalı, Istanbul Türk�ye1978 Galer�e Daberkow, Frankfurt, Almanya1978 Us�ne d’Oe�llets Métallurg�ques d’Ivry, Fransa1978 Musée Mér�no, Monshe�m, Almanya1978 V�lle de La Courneuve, France1979 Centre Culturel de Courneuve, Fransa1979 Centre Culturel de V�lleju�f, Fransa1979 Galer� Akbank, İstanbul Türk�ye1980 B�bl�othéque Mun�c�pale de Laval, Fransa1980 Centre Culturel de Laval, Fransa1980 Musée de Bodrum Türk�ye1980 Galer�e Daberkow, Frankfurt, Almanya1981 Galer�e Plant�n Moretus, Par�s Fransa1981 Yapı ve Kred� Bankası Glatasaray Kazım Taşkent 2 Sanat Galer�s�, İstanbul Türk�ye1982 Galer�e I’Encadro�r, Nancy, France1982 Musée de Bodrum Türk�ye

1983 Galer�e Daberkow, Frankfurt, Almanya1983 Centre Culturel de Courneuve, Fransa1984 Musée de Bodrum Türk�ye1984 Hotel de V�lle de Chatenay - Malabry, Fransa1984 Centre Charles Fo�x Adac, Par�s Fransa1984 Salon d’Art Fantast�que – Mantes–la-Jol�e Galer� Destek, İstanbul1984 Melun Culture Lo�s�rs, Pe�ntures - Collages, France1984 İzm�r İş – Sanat Galer�s�, İzm�r, Türk�ye1985 Galer� Destek, İstanbul Türk�ye1985 Galer� İş Bank, İzm�r Türk�ye1987 Galer�e Passage, Par�s Fransa1987 New Morn�ng Concert Chet Baker - Arch�e Shepp, Par�s, Fransa1989 <30 ans de reflex�on a Par�s> Unesco, Par�s, Fransa1989 Soyak Sanat Galer�s� II. İstanbul B�enal�, İstanbul, Türk�ye1990 B�bl�otheque André Breton, Auberv�ll�ers, Fransa1990 Musée Efes, İzm�r, Türk�ye1990 Electrograph�e par Hered�a-Alantar, Montgeron, Fransa1992 Galer�e Modus V�vend�, Zur�ch, Sw�tzerland1992 Musée de Bodrum, Türk�ye1993 Centre Culture Anatol�e, Par�s Fransa1993-94 Treuhand und Rev�s�ons Gesellschaft, Zurıch, Swıtzerland1994 Galer� B, Istanbul, Türk�ye1994 <35 ans en Fransa>, Morgny, Fransa1996 Ma�son des Arts, Chat�ll�on, Fransa1998 Banque Mar�n Ianola, Thonon, Fransa1999 Artem�s, Galer�e d’Art Internat�onale, Vongy, Fransa2002 P�ctural Café Bast�lle, Par�s, Fransa2002 La V�s�tat�on, Thonon, Fransa2002 Galer� BİNYIL, İstanbul, Türk�ye2002-03 Pe�ntures et Sculptures, Chaple de la V�s�tat�on, Thonon, Fransa2005 Tur�ng Kültür Ev�, Büyükada, Türk�ye2009 Jazz Now Sanat Galer�s�, Bodrum, Türk�ye2012 Galer� 53, Retrospekt�f, Fransa29 Ocak – 03 Mart 2013 ART POINT GALLERY ‘’Hayatım’’ın Sev�nç’� RETROSPEKTİF Serg� İstanbul

GRUP SERGİLERİ1958 B�ennale de Ven�se1959 Expos�t�on Graph�que - V�enne1959 Expos�t�on “d’Art Turc d’Aujuord’hu�, Par�s, Bruxelles, Berl�n, Londres1963 B�ennale No�r et Blanc – La Garenne. Salon des Sur�ndépendants - Par�s1964 Expos�t�on “d’Art Turc d’Aujourd’hu�” - Par�s, Bruxelles, Berl�n, Londres Salon des Sur�ndépendants - Par�s1965 B�ennale de Par�s “Schemes 65” Par�s, “Pe�ntres de Notre temps”

29 Ocak 1932 İstanbul’da doğdu.1949-56 İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi1958 İtalya Güzel Sanatlar Akademisi, Floransa 1959 Paris’e gitti1966-1967 Metalurji fabrikasında çalıştı, Paris

1968 Ancona, İtalya Medal of Bienali “İkinci Uluslararası”1970 Val de Marne, Fransa Birincilik Ödülü1972-1998 yılında Güzel Sanatlar öğretmenliği, FransaBayeux Fiyat, Fransa 1980 Şehir1993 En iyi kompozisyon ödülü, Bayeux, Fransa

Erdal Alantar

Page 81: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

Pala�s des Art de Toulouse1966 Salon d’Art Sacré-Par�s “Schémes 66” Rome, İstanbul, Stockholm1967 Salon “Compara�sons” Par�s – B�ennale de Par�s1968 B�ennale Internat�onale d’Art Graph�que Ancona - Ital�e1969 Expos�t�on Internat�onale de Montreal Canada - “500 Gravures Contempora�nes” B�bl�othéque Nat�onele de Par�s1970-73 Salon d’Automne - Par�s1971 Tr�ennale New Delh� - Indes1971 Salon de Ma�-Par�s, Real�tés Nouvelles - Par�s1971-79 Musée de Bayeux- France 1973 “L’Estampe Contempora�ne” B�bl�othéque Nat�onale - Par�s1973 Çağdaş Özgün Baskı, B�bl�othéque Nat�onale - Par�s1973-74 Musée de Toulon1974-78 Musée de P�card�e - Am�ens - France1976 <<le Tra�t>> Par�s1976-78 Musée Bogoto- Colomb�e1976-78 B�enalle Internat�onale de Mér�gnac1976-78 Chateau de Mayenne- France1978 Musée de Toulon- Rétrospect�ve “FIAP 10 ans” Par�s, L’Art 9’78”- Basel- Su�sse, “Nouvelles Acqu�s�t�ons” B�bl�othéque Nat�onale de Par�s1978 Exposat�on Nazım H�kmet, Berl�n1978-79 XIII ve XIV Pr�x Internat�onal d’Art Contempora�n de Monte – Carlo - Musée de Monaco1978 Ertem Gallery-Cultural Centrer Art 9’78 Basel 14-19.6.1978,İstanbul Türk�ye1979 Art 79- Tun�s�e1979 Centre Culturel Jean Houdremont, Fransa1979 Photographes de I’Imag�na�re Pala�s de la Découverte, Par�s1979 Art�stes de I’Impr�me�re Tanguy-Angers-France1979-89 Bayeux Müzes�, Özgün Baskı1980 B�ennale de Mér�gnac, France1980-81 Réal�tes Nouvelles, Par�s1980-83 Jeune Pe�nture Jeune Express�on, Par�s1981 Centena�re d’Atatürk-Unesco, Par�s1982 B�ennale de Cachan, France1982 Ivry 8+2 Pe�ntures, Dess�ns, Gravures, Sculptures Fransa1982 Grabadaj Europeos, İspanya1982-83 Fest�val Internat�onal de la Gravure d’Uzés, France1983 Salon Art Fantast�que- Mantes-la-Jol�e, France1983 Grabados Europeos-Santander-Espagne1983 B�ennale de la Gravure Européenne Baden-Baden-Allemagne1984-85 Galer�e Charles Fo�x L’A.D.A.C.P.A Présente, Par�s1985 Rotary Club, Barcelona1985 Art et Mus�que- AGF Par�s1985 Café de la Pa�x- “La Pa�x”, Par�s1985-86 Salon d’Art Fantast�que-Mantes la Jol�e1985-86 Fest�val des Iles, İstanbul1985-87 Salon d’Art Contempora�n-Dammar�e les Lys1986 Salon du Dess�n et de la Pe�nture a l’eau Par�s1986 1ére B�ennale Internat�onale de Nogent/Se�ne, France1986 Galer�e Tem, İstanbul 1986 Oeuvres sur Pap�er-Galer�e Passage, Par�s1986-87 La gravure Turque Contempora�ne-Sarajevo/Zagreb-Alban�e-F�nlande1986 Fo�re Internat�onale de l’Estampe, Par�s 1987 Portes et Port�ques-Musée de l’Ile de France 1987 X B�ennale No�r et Blanc-Lagarenne-France1988 Galer� Lebr�z,”Orta Kuşaktan” İstanbul Türk�ye1989 Avrupa 1989 Özgün Baskı Sanatçıları1989 II. Uluslararası Nogent B�enal�, “Devr�m”, Fransa

1989 Uluslararası İstanbul Fest�val�, Soyak, Türk�ye1989 Uluslararası Gravür B�enal� Commander�e de V�lled�eu, Fransa1990 Yen� Montparnesse Ekolü, Fransa1990 Türk Sanatçıları ( Pe�ntre Turcs ) Espace AGF, Par�s1991-93 Bayeux Müzes�, Fransa1992 Salon Internasyonal de la Commander�e, France1992 B�ennale Internat�onale d’Art Contempora�n des Pays Francophone, Fransa1993 “Uluslararası Çağdaş Sanat B�enal�” Ypres, Belç�ka1993 EG-C.I.A Avon, Fransa 1993 Musee de Cap d’Agde, Lum�ere de Med�terannee Cap d’Agde, Fransa1995 Salon de Ma�, Par�s1995-96 Salon de Fresnes1996 Memo�re de P�erre-G�vorn�/Ingre1996 “Exl�br�s Carla Bayle”, Fransa-Rotterdam (Hollanda)1998 “Akden�z Fest�val�”, Strasbourg, Fransa1998 “Türk Res�m�nde Soyut Eğ�l�mler” Galer� Baraz Organ�zasyonu Atatürk Kültür Merkez�, İstanbul2000 Galer� BİNYIL 1. Yıl Serg�s�, İstanbul Türk�ye2010 Tunca Sanat Galer�s�, Cumhur�yet’�n 50 Yılında Plast�k Sanatlar – Res�m Heykel Karma Serg�s�

MÜZE ve KOLEKSİYONLARV�ctor�a Albert Museum, LondraAnkara Res�m ve Heykel Müzes�İstanbul Res�m ve Heykel Müzes�Toulouse Müzes�, FransaBayeux Müzes�, FransaB�bl�othéque Nat�onale de Par�sB�bl�othéque Royale de Belg�que Bodrum Müzes�Collect�ons Part�cul�éres en Allemagne, France, Belg�que, Hollande, Turqu�e, U.S.A

ÖDÜLLER1970 1 er Pr�x du VAL de MARNE Pr�x de l’Expos�t�on d’Etat d’Ankara-Turqu�e 2 méda�lles-B�ennale Internat�onale d’Ancona, Ital�e1980 Pr�x de la V�lle de Bayeux1993 Pr�x de la Me�lleure Compos�t�on Eclat, Par�s

YAYINLAR1967 Ayyıldız Matbaası - M�ll� Eğ�t�m Bakanlığı XXVIII. Devlet Res�m ve Heykel Serg�s� s.21967 Ankara Sanat Yayınları - Türk Plast�k Sanatçıları Ans�kloped�s� I. C�lt s.271971 Mars Matbaası - M�ll� Eğ�t�m Bakanlığı XXXII. Devlet Res�m ve Heykel Serg�s� s.21972 Akbank Kültür H�zmetler� - Nurullah Berk, İstanbul Res�m ve Heykel Müzes� s.561976 Mars Matbaası - Kültür Bakanlığı 37. Devlet Res�m ve Heykel Serg�s� s.31983 La Pe�nture En Turqu�e Le Cho�x Des Collect�onneurs s.521986 Remz� K�tabev� - Sezer Tansuğ - Çağdaş Türk Sanatı s.253, 260, 2611989 Damla Yayıncılık - Rehber Galer� - Güzel Sanatlar Derg�s� Sayı.9 s.181998 Türk�ye İş Bankası Kültür Yayınları - Kaya Özsezg�n, Cumhur�yet’�n 75 Yılında Türk Resm� s.571998 Dışbank, Türk Resm�nde Soyut Eğ�l�mler s.16, 172008 Esk� Test� Doktorunun Anıları “Par�s’te Soyuluyorum” s.273, 274, 275, 276, “Yüksel Abla” s.365

Page 82: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

Bu katalog galer�m�z�n kültürel b�r h�zmet�d�r.Katalog 750 adet basılmış ve tümü numaralandırılmıştır. İlk 50 aded� sanatçı tarafından �mzalanmıştır. Para �le satılamaz.

Page 83: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada
Page 84: ALANTAR - Artpoint Gallery3 İ stanbul’dak sanat eğ t m n tamamladığı 1950’l yıllarda, b r daha dön-memek üzere Fransa’ya g den ve yaşamını o tar hlerden bu yana orada

ALA

NTA

RSİRT9