ADOLESAN VOLEYBOLCULARDA …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27159/307994(1).pdfvi ÖNSÖZ Bu tez;...
Transcript of ADOLESAN VOLEYBOLCULARDA …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27159/307994(1).pdfvi ÖNSÖZ Bu tez;...
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ADOLESAN VOLEYBOLCULARDA MENSTRUASYONUN
ANAEROBİK GÜCE VE
AKTİF SIÇRAMA PERFORMANSINA ETKİSİ
Sadi ÖN
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ANABİLİM DALI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Prof.Dr. İbrahim TEKDEMİR
2012-ANKARA
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı
Hareket ve Antrenman Bilimleri Yüksek Lisans Programı
çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıdaki jüri tarafından
Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.
Tez Savuma Tarihi: 23 / 05 / 2012
Prof. Dr. Ġbrahim TEKDEMĠR
Ankara Üniversitesi
Jüri Başkanı
Prof. Dr. Mithat KOZ
Ankara Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Cengiz AKALAN
Ankara Üniversitesi
Doç. Dr. Filiz ÇOLAKOĞLU
Gazi Üniversitesi
Doç. Dr. Sürat MĠNUROĞLU
Ankara Üniversitesi
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay ii
İçindekiler iii
Önsöz vi
Simgeler ve Kısaltmalar vii
Şekiller viii
Çizelgeler ix
Grafikler x
1.GİRİŞ 1
1.1. Araştırmanın Amacı 3
1.2. Problemler 4
1.3. Alt Problemler 4
1.4. Genel Bilgiler 4
1.4.1. Voleybol 4
1.4.2. Voleybol Sporunun Enerji Sistemi 6
1.4.2.1. Anaerobik Enerji Sistemi 6
1.4.2.1.1. Alaktik Anaerobik Enerji Sistemi 6
1.4.2.1.2. Laktik Anaerobik Enerji Sistemi 9
1.4.3. Aktif Sıçrama 10
1.4.4. Menstruasyon 12
1.4.4.1. Menstrual Faz 12
1.4.4.2. Foliküler Faz 12
1.4.4.3. Ovulasyon Fazı 13
1.4.4.4. Luteal Faz 13
1.4.5.Menstrual Döngü Fazlarını Belirleme Yöntemleri 14
1.4.5.1. Hormon Takibi 14
1.4.5.1.1. Menstrual Döngü Hormonları 15
1.4.5.1.1.1. GnRH (Gonadotropin Releasing Hormone) 15
1.4.5.1.1.2. FSH ( Follicule Stimulating Hormone) 15
1.4.5.1.1.3. LH (Luteinizing Hormone) 15
1.4.5.1.1.4. P ( Progesterone ) 15
1.4.5.1.1.5. E2 ( Estradiol ) 15
1.4.5.2. Bazal Vücut Isısı 16
1.4.5.3. Kestirme ( Tahmin ) Yöntemi 16
1.4.6. Egzersizin Menstruasyona Etkisi 16
1.4.7. Menstrual Döngünün Egzersiz Performansına Etkisi 17
1.4.8. Egzersize Bağlı Oluşabilecek Menstrual Rahatsızlıklar 18
1.4.8.1. Dismonera 18
1.4.8.2. Amenora 18
1.4.8.3. Menoragya 19
1.4.8.4. Oligomenora 19
1.2.8.5. Polimenora 19
2.GEREÇ VE YÖNTEM 20
2.1. Araştırma Grubu 20
2.2. Araştırma Yöntemi 20
2.3. Antropometrik Ölçümler 21
2.3.1. Deri Kıvrım Kalınlıkları 21
2.3.1.1. Triceps Deri Kıvrım Kalınlığı 21
2.3.1.2. Subscapula Deri Kıvrım Kalınlığı 21
2.3.1.3. Suprailiac Deri Kıvrım Kalınlığı 21
2.3.1.4. Baldır Deri Kıvrım Kalınlığı 21
2.3.1.5. Uyluk Deri Kııvrım Kalınlığı 22
2.3.2. Çevre Ölçümleri 22
2.3.2.1. Kol Çevresi ( Biceps) 22
2.3.2.2. Fleksiyonda Biceps Çevresi 22
2.3.2.3. Karın Çevresi 22
2.3.2.4. Baldır Çevresi 22
2.3.3. Çap Ölçümleri 22
2.3.3.1. Humerus Kondil Çapı 23
2.3.3.2. Femur Epikondil Çapı 23
2.3.4. Vücut Yağ Yüzdeleri Ölçümü 23
2.4. Performans Testlerinin Ölçümü 23
2.4.1. Aktif Sıçrama testi 24
2.4.1.1. Isınma 24
2.4.1.2. Test 24
2.4.2. Wingate Anaerobik Güç Testi 24
2.4.2.1. Isınma 24
2.4.2.2. Test 24
2.5. İstatistiksel Analizler 25
3. BULGULAR 26
4. TARTIŞMA 34
5. SONUÇ VE ÖNERİLER 40
ÖZET 42
SUMMARY 43
KAYNAKLAR 44
EKLER
EK-1 49
EK-2 50
ÖZGEÇMİŞ 54
vi
ÖNSÖZ
Bu tez; adolesan voleybolcularda menstruasyonun anaerobik güce ve aktif
sıçrama performansına etkisini araştırmak amacıyla sporcuların menstrual
döngülerinin, menstrual fazında ve folliküler fazında yapılmıştır.
Araştırmanın başından sonuna kadar her safhasında bana desteklerini
esirgemeyen tez danışmanın sayın hocam Prof. Dr. İbrahim TEKDEMİR’e ve
Yrd. Doç. Dr. Cengiz AKALAN’a teşekkür ederim. Ölçümlerin alınmasında
yanımda olan ve her türlü sorunumun çözümünde yardımcı olan Araş Gör. Dicle
ARAS’a, yardımlarını esirgemeyen arkadaşım Gürkan Diker’e ve diğer tüm
hocalarıma teşekkür ederim.
Bana bugüne kadar her konuda destek olan eşim Handegül Dilşad ÖN’e,
maddi-manevi tüm destek ve yardımı sağlayan ablam Ayşe ÖN’e ve annem
Naciye ÖN’e teşekkür eder ve sonsuz minnettarlığımı sunarım.
Ayrıca ailemize yeni katılan biricik kızım Neva ÖN’e hayatımıza kattığı
renk ve sevinçten dolayı sevgilerimi iletir, teşekkürler ederim.
vii
SİMGELER VE KISALTMALAR
ADP Adenosin Di Phospate
ATP Adenosine Tri Phospate.
CP Creatine Phospate. (Kreatin Fosfat)
E2 Estadiol ( Östrojen ) Hormonu
FSH Follicle Stimulating Hormone (Folikül Uyarıcı Hormon)
GnRH Gonadotropin Releasing Hormone (Gonadotropin Salımı
Yaptıran Hormon)
LA Laktik Asit.
LH Luteinizing Hormone (Lüteinleştirici Hormon)
O2 Oksijen.
RPM Revolutions Per Minute (Dakika Devir Sayısı)
cm santimetre
ms milisaniye
SPSS Statistical Package for Social Sciences (İstatistik Paket
Programı
n Denek Sayısı
viii
ŞEKİLLER
Şekil 1.1. Enerji Sistemlerinin Yüzdelik Kullanım Değerleri
Şekil 1.2. Voleybolda Smaç Hareketinde Kullanılan Bacak Ekstansör ve Vucüt
Kasları
Şekil 1.3. FSH İle Östrojen Hormonunun Salınım Ve Hedef Bölgeleri
Şekil 1.4. Follikül Gelişimi
Şekil 1.5. Menstrual Döngü Hormon Seviyeleri
ix
ÇİZELGELER
Tablo 1.1 ATP Depolarının Yenilenme Süreleri
Tablo 1.2. Menstrual Fazlarda Östrojen ve Progesteron Hormonu Seviyeleri
Tablo 3.1. Sporcularla İlgili Fiziksel Özellikler ve Vücut Yağ Yüzdeleri
Tablo 3.2. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Vücut Ağırlıkları ve
Vücut Yağ Yüzdeleri Değerlerinin Karşılaştırılması
Tablo 3.3. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Maksimum
Relatif Ortalama ve Relatif Minimum Anaerobik Güç Değerleri
Karşılaştırılması
Tablo 3.4. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Fazda Maksimum ve
Ortalama Aktif Sıçrama Yükseklik Değerlerinin
Karşılaştırılması
Tablo 3.5. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Fazda Maksimum ve
Ortalama Havada Kalma Süresi Değerlerinin Karşılaştırılması
x
GRAFİKLER
Grafik 3.1. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Vücut Ağırlıkları
Grafiği
Grafik 3.2. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Vücut Yağ Yüzdeleri
Grafiği
Grafik 3.3. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Maksimum
Anaerobik Güç Verileri
Grafik 3.4. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Ortalama
Anaerobik Güç Verileri
Grafik 3.5. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Minimum
Anaerobik Güç Verileri
Grafik 3.6. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Maksimum Aktif
Sıçrama Yükseklik Verileri
Grafik 3.7. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Ortalama Aktif
Sıçrama Yükseklik Verileri
Grafik 3.8. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Aktif Sıçrama
Maksimum Havada Kalış Süresi Verileri
Grafik 3.9. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Aktif Sıçrama
Ortalama Havada Kalış Süresi Verileri
1
1. GİRİŞ
Dünya spor tarihi boyunca kadınların spor aktivitelerine katılımı, cinsiyetler arası
ayrım, kadının toplumdaki yeri ve statüsü ele alındığında 19. yüzyıl sonları 20.
yüzyıl başlarında gelişim sağlamıştır. Bu döneme kadar kadınları spor ortamından
uzak tutan olayların başında cinsiyet ayrımı gelmiştir. 19. yüzyıl İngiltere’si, en
parlak dönemini yaşarken ortaya çıkan viktoryen anlayışı buna en iyi örnektir:
“kadın sadece rahimden ibaret bir fizyolojiye sahiptir” . Bu anlayışa göre
kadınların görevi doğurganlık ve ailenin devamını sağlamaktı. Böylece toplumun
devamlılığı sağlanmış olacaktı (Koca, 2011).
Kadınlarla erkekler arasındaki bazı fiziksel ve fizyolojik farklılıklar iki
cinsin bir arada yarışmasını engellemekte ve sportif verimi önemli ölçüde
etkilemektedir (Sevim, 2002). Öncelikle boy uzunluğu ve vücut ağırlığı gibi
fiziksel parametreler farklılık gösterirken, fizyolojik olarak da solunum sistemi,
dolaşım sistemi ve hormonel sistemler farklılık gösterir (Sevim, 2002).
Kadınları erkeklerden ayıran en büyük fizyolojik fark, hormonel sistemin
kontrolü altında olan menstrual döngülerdir. Bu döngüler kadın ile erkek
arasındaki farklılığı ortaya koyarken, performans üzerine etkisi tartışma konusu
olmuştur.
Kadın sporcular için menstruasyon, yapmış oldukları antrenmanlarda veya
katılmış oldukları müsabakalarda çeşitli zorluklara yol açabilir (Kalyon, 2000).
Kadınlar menstruasyon dönemlerinde genellikle antrenmana ve ya müsabakaya
katılmaktan kaçınırlar. Almış oldukları bu önlem teorik olarak anlamlı gözükse de
uygulamalarda bunun tam tersi durumların ortaya konduğu yapılan çalışmalarla
bu durum desteklenmektedir (Sevim, 2002). Araştırmacılar menstruasyonun
performansa etkisinin olup olmadığı konusunda birçok çalışma ortaya çıkarmışlar
ama kesin olarak negatif veya pozitif bir etkisinin olup olmadığı hakkında bir
yargıya varamamışlardır.
2
Literatürde menstruasyonun performansa etkisinin araştırıldığı çalışmalarda;
Wearing ve arkadaşları (1972); sportif performansı, menstrual siklusun dört
fazında irdelemiş ve kadın sporcuların, adet dönemlerinde en düşük performansı
gösterdiklerini ortaya koymuşlar. Ertaş ve Ersöz (2002) 14 düzenli 14 düzensiz
menstruasyona sahip toplam 28 kadın sporcu üzerinde yapmış oldukları
performans testleri sonucu sporcuların en iyi derecelerinin menstruasyon
başlangıcında olduğunu tespit etmişlerdir.
Tsampoukos ve arkadaşları (2010), 8 kadın sporcu üzerinde uyguladığı
sprint testi sonucunda güç çıktılarının değerlerinin değişmediğini
gözlemlemişlerdir. Özdemir ve Küçükoğlu’nun (1993) yaptığı araştırmada ise,
sprint ölçümlerinde, sürat değerlerinin küçük olduğu saptanmıştır.
Lind ve Petrofsky (1976), kas dayanıklılığının foliküler fazın ortasında en
üst düzeyde ve luteal fazın yarısında en düşük seviyede olduğunu belirlemişler.
Kayakçılar üzerinde yapılan çalışmalarda Fomin ve arkadaşları (1989),
performansın erken luteal fazda ve geç foliküler fazda daha iyi olduğunu
belirtmişlerdir. Lebrun (1993), yapmış olduğu çalışmada sporcular en iyi
performans değerlerinin ovulasyon sonrası ve menstruasyon sonrası fazlarda
gösteririken, yüzücüler ise en kötü performans değerlerini premenstrual dönemde
gösterdiğini belirtmiştir.
Hazır ve arkadaşları (2011), düzenli menstruasyona sahip 11 kadın sporcu
üzerinde midfoliküler fazda ve luteal fazda yapmış oldukları tekrarlı sprint testi ve
toparlanma hızı ölçümlerinde menstruasyonun tekrarlı sprint performansına ve
toparlanma hızına bir etkisini bulamamışlardır. Bir başka çalışmada, orta derecede
aktif kadınlarda yaptıkları hem normal menstrual siklüsu olanlarda (n=7) hem de
oral kontraseptif kullananlarda (n=17) Wingate testi sonrası menstrual dönem ve
luteal dönem arasında anaerobik güç farkı olmadığını göstermişlerdir (Bushman
ve ark., 2006). Masterson (1999) ise, 32 kolej sporcusu üzerinde foliküler fazda ve
luteal fazda yaptığı Wingate anaerobik güç testinde fazlar arası anaerobik kapasite
ve üretebildikleri maksimum güç değerleri bakımından farklılık bulmuştur. Test
sonucuna göre, anaerobik kapasite ve maksimum güç değerleri follikuler fazda
luteal faza göre daha yüksek çıkmıştır.
3
Küçük ve Özgider (2010), 72 gönüllü kadın voleybolcu üzerinde yapmış
oldukları anket çalışmasında, sporcular menstruasyonlarının; günlük yaşantılarını,
fiziksel performanslarını etkilediğini bildirmişlerdir. Çolakoğlu ve arkadaşları
(2005), 56 aktif kadın voleybolcu üzerinde yapmış oldukları anket çalışmasında,
egzersiz - menstruasyon ve antrenman yaşı – menstrual döngü düzeni ilişkileri
araştırmış ve sonuç olarak, egzersizin menstruasyonu etkilemediği ve
menstruasyonun ise sportif aktiviteyi psikolojik olarak etkilediğini bulmuşlardır.
Sporculardan menstruasyonun sportif aktiviteyi fiziksel olarak etkilediğini
belirtenlerin oranı % 32.1, psikolojik olarak etkilediğini belirtenlerin oranı % 44.7
ve hiç etkilemediğini belirtenlerin oranı ise % 23.2 olduğunu bildirmişlerdir.
Karacan ve arkadaşları (2009), futbol, basketbol, hentbol ve çim hokeyi
branşlarından Türkiye Birinci Ligi ve Türkiye Süper Lig’lerinden 133 kadın
sporcu üzerinde yapmış oldukları farklı branşların menstruasyonla ilişkisini
araştıran çalışmalarında, menstruasyonun sportif aktiviteyi fiziksel olarak
etkilediğini bunun yanında sportif aktivitenin de menstrual döngüyü etkilediğini
bildirmişlerdir. Karakaş (1987) ise, kadınlar tarafından gösterilen sıra dışı
performans veya dünya rekorlarının menstruel döngünün her fazında alınmış
olduğunu belirtmiştir.
Bu yapılan çalışmalar sonucunda menstruasyonun performansı etkileyip
etkilemediği tam olarak ortaya konamamaktadır. Bu araştırma, testler sonucunda
elde ettiğimiz veriler doğrultusunda adolesan voleybolcuların performanslarının
menstruasyon esnasında ne düzeyde olduğu konusunda, başta teste katılan
sporcular olmak üzere antrenörlerine ve kondisyonerlerine dönütler vererek
performanslarını en verimli biçimde kullanmalarını sağlaması konusunda önem
taşımaktadır.
1.1. Araştırmanın Amacı
Bu çalışma, menstruasyonun adolesan voleybolcuların anaerobik gücüne ve aktif
sıçrama performanslarına bir etkisinin olup olmadığını araştırmak amacıyla
yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda menstruasyonun performansı
etkileyip etkilemediği tespit edilmiş olacaktır.
4
1.2. Problemler
1.2.1. Menstruasyon fazının anaerobik güce etkisi var mıdır?
1.2.2. Menstruasyon fazının aktif sıçrama performansına etkisi var mıdır?
1.3. Alt Problemler
1.3.1. Menstruasyon fazının relatif maksimal anaerobik güce etkisi var
mıdır?
1.3.2. Menstruasyon fazının relatif ortalama anaerobik güce etkisi var mıdır?
1.3.3. Menstruasyon fazının relatif minimum anaerobik güce etkisi var
mıdır?
1.3.4. Menstruasyon fazının maksimal aktif sıçrama yüksekliğine etkisi var
mıdır?
1.3.5. Menstruasyon fazının ortalama aktif sıçrama yüksekliğine etkisi var
mıdır?
1.3.6. Menstruasyon fazının maksimal havada kalış süresine etkisi var
mıdır?
1.3.7. Menstruasyon fazının ortalama havada kalış süresine etkisi var mıdır?
1.4. Genel Bilgiler
1.4.1. Voleybol
Voleybol kısa süreli dinlenme ve yüklenme periyotlarının birbirini takip ettiği
“interval” bir spordur. İnterval, çok kısa süreli, maksimum eforla yapılan bir kaç
kasılma ve ardından yine oldukça kısa bir dinlenme periyodu ile yapılan
çalışmaları içerir. Voleybolun yapısal olarak en büyük özelliği, birbirini hızlı
izleyen değişik ve çeşitli oyun durumlarının çabucak değişmesiyle
bütünleşebilmesidir (Fröhner, 1999).
Bir voleybol müsabakasının ortalama süresi 90 dakika, bir rallinin ortalama
süresi ise sadece 7 (erkeklerde) - 8 (kadınlarda) saniyedir. Rallilerin % 70'i
(erkeklerde) ya da % 60'ı (kadınlarda) 4 saniyeden bile kısadır. Çok az ralli 20 ya
da hatta 30 saniyenin üstünde seyreder. Ancak ralliler arasındaki duraklamalar
5
genelde yaklaşık 15 saniyedir. Bu da ortalama bir rallinin iki katı uzunluktadır
(Baacke, 2008). Bu süre içinde bir oyuncu, özellikle bacak kaslarını etkileyen
250-300 hareket yapar. Hareketlerin oranları, sıçramalar % 50-60, hızlı hareketler
ve yer değişiklikleri yaklaşık % 30 ve düşmeler yaklaşık % 15 olarak tespit
edilmiştir (Stojanović ve Kostić, 2002).
Yapılan sporların aerobik ya da anaerobik olması kullanılan yakıtı da
değiştirmektedir. Voleybol gibi anlık güç gerektiren interval spor dallarında
kullanılan başlıca yakıt anaerobik glikoliz ve kreatin fosfattır.
Voleybolda % 90 ATP-CP ve LA, % 10 ise LA-O2 enerji sistemleri
kullanılmaktadır (Fox, Bowers, Foss, 1999).
Bu spora özgü blok, smaç ve file hareketleri ise ani, patlayıcı gücü
gerektiren hareketlerdir (Kaynak, 1997). Dinlenme periyotlarıyla birlikte smaç ve
blok sıçramalarının patlayıcılık özelliğini Fox (1999), voleybol sporunun % 90
ATP- CP sisteminden ve diğer % 10 'unun ise laktik asit sisteminden sağladığı
şeklinde sınıflandırmıştır. Aerobik sistemin bu dönemde etkisi hiç yoktur. Bu
sonuçlar voleybol sporunun enerji kaynaklarının anaerobik enerji sistemi
olduğunu desteklemektedir.
Genel olarak baktığımızda, voleybol değişen şiddetlerde, dönüşümsüz
bileşik becerilerin kullanıldığı, koordinasyon, hız, çabukluk ve dayanıklılığın
önemli olduğu bir takım sporudur (Yüktaşır ve ark., 2000).
Günümüz voleybolunda, smaç vuruş performansının arttırılması sonuca
gitmenin en etkili yollarındandır. Güçlü hücumlar yaratan bir takım, puan almaya
daha elverişli fırsatlar yakalayacaktır (H.K.P., 1997).
Her bir taraf oyunu kazanmak için oyun eylemini bir güçlü smaç ile
tamamlamaya çalışır. Hücum için hazırlanılırken bütün oyunlar gereklidir, buna
karşı hücumdaki başarı ya da başarısızlık sonucunu belirleyen son öğe smaçtır
(Fröhner, 1999).
İyi bir voleybol oyuncusunda bulunması gereken özellikler; uzun boy, uzun
kol ve geniş omuz yapısı, yüksek aerobik ve anaerobik kapasite, yorgunluk ve
6
baskıya karşı dayanabilme, taktik zekâ ve takım ruhu özelliklerini taşımaktır
(Aracı, 2001).
1.4.2. Voleybol Sporunun Enerji Sistemi
1.4.2.1. Anaerobik Enerji Sistemi
Anaerobik enerji sistemi, çalışma için gereken enerjinin tamamen oksijensiz
ortamda sağlanmasını temin eden sistemdir.
Anaerobik enerji sistemi kendi içinde iki bölüme ayrılır:
a- Alaktik anaerobik enerji sistemi (ATP-CP fosfojen sistemi)
b- Laktik anaerobik enerji sistemi (Anaerobik Glikoliz)
Maksimum efor sırasında enerji ihtiyacı büyük kısmı Tip II fibrillerindeki
kreatin fosfattan sağlanır. Bununla beraber en az 3-4 saniye süren kas kasılması
sırasında ATP yeniden sentezinin %50’si glikolizden sağlanır (Poormans, 2004).
1.4.2.1.1. Alaktik Anaerobik Enerji Sistemi (ATP-CP Fosfojen Sistemi)
Besin maddelerinin parçalanmasıyla oluşan enerji direkt olarak mekanik enerjiye
dönüştürülemeyeceği için, kasta depo edilen ATP nin yapımında görev alır
(Günay, 1999). ATP, nitrojenli bir baz olan adenin, bir pentoz şeker olan riboz ve
üç fosfat kökünden oluşan bir nükleotiddir (Guyton ve Hall, 2001). Bu üç fosfat
kökün moleküle fosfat bağlarıyla bağlıdır. Son iki fosfat ise yüksek enerjili
bağlarla bağlı olup, her bir bağın ayrılmasıyla mol başına 7300 kalori enerji
serbestlemesi (Guyton ve Hall, 2006), potansiyel enerji kaynağı olarak
görülmesine sebeb olmuştur (Günay, 1999). Bu enerji içeriği, diğer organik
bileşiklerdeki kimyasal bağların taşıdığı enerji miktarından çok daha fazladır ve
hücresel reaksiyonları yürütmek için enerji gerektiğinde hemen parçalanabilir
(Guyton ve Hall, 2006).
ATP enerjisi serbestlediği zaman fosforik asit radikallerinden biri kopar ve
adenozin difosfat (ADP) oluşur. Daha sonra hücresel besinlerden elde edilen
enerji, ADP ve fosforik asidin yeniden birleşmesini sağlar. Bu döngü sürekli
7
yinelenir, çünkü tekrar tekrar harcanıp kazanılabilir. Bu döngü, hücrelerin
çoğunda en fazla birkaç dakikada tamamlanır (Guyton ve Hall, 2006).
Kreatinfosfat (CP), ATP den üç ile sekiz kat daha fazla yüksek enerjili
fosfat bağları içeren hücre içinde en yüksek miktardaki bileşiktir. Kreatinfosfat
yüksek enerjili bağı, mol başına yaklaşık 8500 kalori içerir. Kreatinfosfat,
besinlerle hücredeki fonksiyonel sistemler arasındaki enerji transferini ATP ile
karşılıklı olarak yürütür, hücrede fazladan ATP bulunduğu zaman, enerjinin
büyük bölümü kreatinfosfat sentezinde kullanır, böylece bir enerji deposu
sağlamış olur. ATP kullanılmaya başlandığı zaman, kreatinfosfattaki enerji hızla
tekrar ATP’ye, oradan da hücrelerin fonksiyonel sistemlerine geri döner (Guyton
ve Hall, 2006).
Kreatinfosfattaki yüksek enerjili fosfat bağındaki enerji düzeyinin daha
yüksek olmasının (her mol için ATP’dekinden 1000-1500 kalori daha fazla)
herhangi başka yerdeki ATP enerjisinin çok az tüketilmesi halinde bile
kreatinfosfat ile ADP arasındaki reaksiyonu daima hızlı bir şekilde yeni ATP
oluşumuna doğru ilerletir. Kreatinfosfattaki enerji yeni ATP sentezi için kullanılır.
Böylece kreatinfosfat bulundukça ATP konsantrasyonunun hemen hemen sabit
kalması sağlanmış olur (Guyton ve Hall, 2006).
ATP'nin resentez olması için ana kaynak C'nin (kreatin) anorganik P (fosfat)
ayrılması gerekir. Burada serbest kalan enerji ATP'den daha fazla olmasına
rağmen yine de sınırlıdır. Maksimal kasılmalarda 6-8 saniye süre ile yaklaşık 20
kas kasılması uygulanabilir. Bu olayda oksijen harcanmaz ve laktik asit meydana
gelmez (Yaşar, 1997).
Enerji karbonhidrat ve lipid metabolizması yoluyla meydana gelmektedir.
Organik fosfat bileşikleri, bütün hücrelerde bulunan bir kimyasal bileşiktir.
ATP'den bir fosfat kökünün ayrılmasıyla bileşik Adenozin Difosfat’a (ADP)
çevrilir.
ATP ADP + P ENERJİ- KASSAL AKTİVİTE
İyi antrenman yapan sporcuların kaslarında, 5-6 saniye süresince maksimal
egzersize cevap verebilecek ATP bulunabilir (Dündar, 1994). CP enerji kaynağı
olarak kas tarafından doğrudan doğruya ATP gibi kullanılmaz. Fakat CP fosfatını
8
kolayca ADP'ye aktarır. Aktivite sırasında CP hidrolize uğrar, fosfatını ADP'ye
vererek ATP yapar ve kasın acil enerji ihtiyacını kısa yoldan karşılar. İstirahat
halinde glikoz, glikojen ve serbest yağ asidi oksidasyonu sonucu meydana getirilen
ATP bir fosfatını kreatine vererek, CP yapar ve aktivite esnasında kullanılmak
üzere depo eder (Dündar, 1994).
CP C + P ENERJİ
ADP + CP ATP + C
Görüldüğü gibi acil enerji kaynağı ATP'dir. Kullanılan CP deposu da kasın
toparlanması sırasında oksijenli ortamda doldurulur. Gerek ATP gerekse CP
kaslarda sınırlı bulunur. ATP 4-5 mmol/kg yaş kas, CP 17-20 mmol/kg yaş kas
miktarında bulunur. ATP ve CP'nin temin ettiği enerji 3-8 sn'lik eforlara
dayanabilir. Şu halde kas aktivitesi esnasında tükenen ATP yerine süratle yeni
ATP'ler yapılmalıdır.
Şekil1.1. Enerji Sistemlerinin Yüzdelik Kullanım Değerleri (Hazar, 2010).
Teorik olarak, fosfojen sistemi tamamen boşaldıktan sonra, diğer enerji
sistemlerinin fosfojen sistemi 15-30 saniye içinde tamamen yenileyebilecekleri
kabul edilir. Ancak uygulamada olay böyle gelişmez. Çünkü öteki sistemlerin
bütün güçleri ile fosfojen sistemeni yenilemek için görev yapmaları ancak
KREATİN FOSFOFRUKTOKİNAZ
9
fosfojen sistemi tamamen boşaldığında mümkündür. Yenilenme yarı zamanı
normalde 30 saniye civarındadır (Elker, 2005).
Tablo 1.1: ATP Depolarının Yenilenme Süreleri ( Elker, 2005).
Dinlenme Süresi ATP Yenilenmesi (%)
10 sn'den az Çok az
30 sn 50
60 sn 75
90 sn 87
120 sn 93
150 sn 97
180 sn 98
1.4.2.1.2. Laktik Anaerobik Enerji Sistemi (Anaerobik Glikoliz)
Kasta depo edilen glikojen glikoza parçalanabilir. Bu glikoz da daha sonra enerji
için kullanılabilir. Bu sürecin ilk aşamasına glikoliz adı verilir. Bu süreç tamamen
oksijensiz olarak gerçekleştiği için de anaerobik metabolizma olduğu söylenir
(Guyton ve Hall, 2006).
Glikoliz sırasında iki pirüvik asit molekülü oluşur. Ortamda oksijen
olmadığı için sitrik asit döngüsüne giremeyen pirüvik asit laktik aside dönüşür. Bu
arada 3 mol ATP oluşur. Bu yolla ATP oluşturulurken son ürün olarak ortaya
laktik asit çıkmasından dolayı bu sisteme laktik asit sistemi adı verilir (Günay,
1999). Genellikle pirüvik asit molekülü daha sonra kas hücrelerinin
mitokondrilerine girerek oksijenin varlığında daha birçok ATP molekülünün
yapımını sağlar. Eğer glikoz metabolizmasının bu aşamasında (oksidatif aşama)
oksijen yetersizse pirüvik asidin çoğu laktik aside çevrilerek, kas hücrelerinden
interstisyel sıvıya ve kana difüzyona uğrar. Bu nedenle gerçekte kas glikojeninin
büyük bölümü laktik aside çevrilir ve bu sırada hiç oksijen tüketilmeden önemli
miktarda ATP yapılır (Guyton ve Hall,2006).
Glikojen-laktik asit sisteminin başka karakteristiği de, ATP moleküllerini
mitokondrideki oksidatif mekanizmaya göre 2.5 kat daha hızlı oluşturmasıdır.
Böylece kaslarda orta süreli kas kontraksiyonları için büyük miktarda ATP
gerektiğinde, anaerobik glikoliz mekanizması hızlı bir enerji kaynağı olarak
10
kullanılır. Bu fosfajen sistem kadar hızlı değildir; ancak yarısı kadar hızda işler.
Optimal koşullarda glikojen-laktik asit sistemi, fosfajen sistemin sağladığı 8-10
saniyeye ek olarak, 1.3-1.6 dakikalık bir maksimal kas aktivitesi sağlarsa da kas
gücü bir miktar azalır (Guyton ve Hall, 2006).
1.4.3. Aktif Sıçrama
Koşma, yürüme ve sıçrama gibi hareketler esnasında vücut segmentleri periyodik
olarak kuvvet üretirken kaslarda bu kasılma fazlarında genellikle eksentrik
kasılmayı konsentrik kasılma takip eder. Kasın bu doğal kasılma kombinasyonu
“Stretch-Shortening Cycle’’ (Gerilme kısalma döngüsü) olarak isimlendirilir
(Bosco, 1992; Hazır, 1994). Bu tipten bir kasılmaya da “Ekzokinetik” (Eksentrik
kasılmayı konsentrik kasılmanın izlediği durum olarak) denilebilir. Kasın bu tip
davranışında konsentrik evre, salt konsentrik kasılma ile karşılaştırıldığında daha
fazla kuvvet ve güç üretilir (Bosco,1992; Hazır, 1994). Uzayarak hareketlenen
kaslar hemen sonrasında konsentrik olarak kasıldıklarında kuvvet oluşumu artar.
Araştırmacılar, aktif kas eksentrik olarak kasıldığında veya pasif olarak
gerildikten hemen sonra aktive edildiğinde kasta gerilimin ve elastik elementlerde
potansiyel enerjinin arttığı sonucuna varılmıştır (Bosco, 1992; Hartman ve
Tünnemann, 1989). Hareketin eksentrik fazından hemen sonra konsetrik kasılma
takip ederse (Ekzokinetik) depolanan elastik enerjinin büyük bir kısmı dış iş
olarak kullanılır (Akgün, 1992; Hazır, 1994).
Modern voleybol’da; file üstü hareketin yüksekliği, zaferi veya yenilgiyi
belirleyen önemli bir faktördür. Bir voleybol takımının başarısı spor için gerekli
yeteneğin artışı ile birlikte dikey sıçrama yüksekliğindeki artışla ilişkili
bulunmuştur (Mc Gown ark., 1990). File üstünde yüksek oynayabilmek için; uzun
oyunculara, bu oyuncuların iyi sıçrama yeteneklerine ve tekniklerdeki mükemmel
becerileri ile oyun kurarken pasörleri ile uyumlu olma gibi unsurlara gereksinimi
vardır (Dinçer, 1999).
Blok kurmak veya smaç vurmak için sıçrama, voleybol oyuncularının bir
yeteneğidir. Sıçrama kas kasılmasının sürati ve kuvvetinin gelişimine bağlıdır
(Aşçı, 1995). Manşet ve yer savunmasının dışında, blokta, hücumda, pasda ve de
11
son zamanlarda servis atışında sıçrama kullanılmaktadır. Sıçramada belirli bir
yüksekliğe ulaşmak ne kadar önemli ise o yüksekliği maç boyunca devam
ettirmek de o kadar önemlidir. Voleybolda daima en yükseğe sıçramak kavramı
bir voleybolcunun performansını önemli ölçüde etkileyen faktörlerden birisidir
(Küçükdurmaz, 2000). Voleybol dünyasında, patlayıcı sıçrama yeteneği ve
tepkisel yatay hareketlenme elit voleybolcuları, sıradan voleybolculardan ayıran
en önemli özelliklerdendir. En iyi voleybolcular her zaman en etkili smacı
vurabilecek, en etkili ve yüksek bloğu yapabilecek ya da defansı mümkün
görünmeyen topları oyuna kazandırabilecek beceriye sahip olan oyuncular olarak
görülürler (Knight, 1997). Sıçrama, voleybolda çok önemli yeri olan bir olgudur.
Öyleki blok ve smaç gibi iki büyük etkili unsur, sıçramanın kalitesine göre anlam
kazanır.
Renstorm (1994); elit voleybol oyuncularının bir maç süresince ortalama
150 kez sıçraması, voleybol oyuncularının sıçrama ve bacak gücüne olan
ihtiyacını daha iyi ortaya koymakta olduğunu savunmuştur (Kalaycı, 1996).
Voleybol oyuncularında bacak ekstansör kaslarının patlayıcı kuvveti ve sıçrama
gücü şüphesiz önemli nöromuskuler performans özellikleridir.
Şekil 1.2. Sımaç Hareketinde Kullanılan Bacak Ekstansör ve Vücut Kasları
12
1.4.4. Menstruasyon
Menstrual döngü; hipotalamus, hipofiz bezi ve ovaryum hormonları arasında
etkileşim yaratan, sadece kadın üreme sistemi içi ve vücutta birçok değişikliğe yol
açan günlük (sirkadiyan) döngüden sonra belki de en önemli ikinci biyolojik
ritimdir. Dişi üreme sisteminde erkeğinkinden farklı olarak düzenli döngüsel bu
değisiklikler, teleolojik bir yaklaşımla fertilizasyon ve gebelik için yapılan
periyodik hazırlıklar olarak kabul edilebilir (Ganong, 1995). Bu döngü pubertenin
son aşamasında başlar ve menopoza kadar devam eder. Döngü aralığı 20-30’lu
yaşlarda düzenli olarak seyreder (Şahin, 2005).
Her periyod sonunda; gebelik yoksa endometrium dışarı atılır ve bu kendini
4-5 gün süren menstrual kanama ile belli eder. Her döngünün başlangıcını
kanamanın ilk günü oluşturur. Ailesel özelliklerle ilişkili olarak 25-35 günlük
devrelerle yinelenir (ortalama 28 gün) (Kabalak ve ark., 2004).
1.4.4.1. Menstruasl Faz
Döngü içerisinde kanamanın gerçekleştiği fazdır ve 1-4 gün arasında
görülmektedir (Şahin,2005).
1.4.4.2. Folliküler Faz
Menstrual döngünün başlangıcında Follikül Situmule edici Hormon (FSH),
folikülleri olgunlaştırır, Luteinleyici Hormon (LH) ile birlikte etki ederek
granüloza hücrelerinden östrojenlerin çıkışını sağlar (Hatemi, 2002). Buna
menstrüasyonun Foliküler fazı denir. Foliküler faz; bir önceki döngünün luteal faz
bitiminden başlayıp, ovulasyona kadar geçen süredir. Foliküler faz sırasında
Gonadotropin Serbestleyici Hormon (GnRH) salınımı ön hipofizden FSH ve LH
salgılanmasını uyarır. FSH ve LH’nin etkisi altında menstrual döngünün 5.-7.
gününde bir dominant follikül oluşur ve diğerleri atreziye uğrar. Serum FSH
miktarlarındaki artış, gelişen follikül üzerindeki granulosa hücrelerinin sayısını ve
östrojen salgısını arttırır (Kılıç ve ark., 2005).
13
Şekil 1.3. FSH ile Östrojen Hormonunun Salınım ve Hedef Bölgeleri
1.4.4.3. Ovulasyon Fazı
Follikül, periovulatuvar fazda E2 (estradiol) salgılayarak endometriumun daha
fazla proliferasyonuna neden olur. Yükselen LH progesteron salgılanması ve
folliküler granüloza hücrelerinin luteinizasyonunu başlatır. Bunun sonucu olarak
progesteron LH ve FSH’yi daha fazla uyarır. E2’nin yükselmesi LH yükselmesini
tetikler ve sonunda LH düzeyi çok yükselir ve bu da follikülin yırtılarak oositi
atmasına neden olur (Winer-Muram, 1989). Yani olgunlaşmış ovum dışarı atılır
(Hatemi, 2002). Buna da mentrüasyonun ovulasyon fazı denir.
Şekil 1.4. Follikül Gelişimi (Gordon ve Speroff, 2003).
1.4.4.4. Luteal Faz
Folliküler fazda salgılanmaya başlayan GnRH’nın salgılanması daha seyrekleşir.
LH ve FSH düzeyleri yavaşça azalır. Korpus luteum, progesteron ve 17
hidroksiprogesteron salgılar. Endometrium ovulasyondan 8-9 gün sonra
olgunlaşarak yükselen östrojen ve progesteron düzeylerine bağlı olarak sekretuvar
14
faza girer. Östrojen ve progesteron düzeyleri azalır ve menstrual fazda
endometrial tabaka menstrüasyon kanaması olarak dökülür (Winer-Muram,1989).
Her döngü tanım olarak menstrual kanamanın ilk günü başlar ve bir sonraki
kanamanın başlangıcına kadar sürer. Döngü; foliküler faz, ovulasyon fazı, luteal
faz ve mestrual faz olmak üzere dörde ayrılır. Foliküler faz 7-21 gün arası
değişebilir, luteal faz genellikle sabittir ve ortalama 14 gün sürer (Sivaslıoğlu,
2004)
1.4.5. Menstrual Döngü Fazlarını Belirleme Yöntemleri
a. Hormon Takibi
b. Bazal Vücut Isısı Takibi
c. Kestirme (Tahmin) Yöntemi
1.4.5.1. Hormon Takibi
LH ve östrojen hormonlarının takibi, fazları belirleyici bir özellik taşır. LH
yumurtayı harekete geçiren hormondur. Ovulasyondan 24 ile 36 saat öncesi LH
konsantrasyonu 10 ile 20 kat artmaktadır. LH konsantrayonun artışı ve buna bağlı
olarak ovulasyon başlangıcı yapılan idrar testi ölçümleriyle belirlenebilir. Östrojen
hormonu ise alınan tükrük örneğinin kurutulmasından sonra vücutta artan tuz
seviyesinin belirleyicisi olan kristalleşmeye bakılarak anlaşılabilmektedir.
Şekil 1.5. Menstrual Döngü Hormon Seviyeleri
15
Tablo 1.2. Menstrual Fazlarda Östrojen ve Progesteron Hormonu Seviyeleri (Naveed ve Bruce, 2005).
Östrojen Progesteron
Foliküler Faz 2.0 - 8.0 pmol/L 53 - 193 pmol/L
Ovulasyon Fazı 6.0 - 17.1 pmol/L 142 - 522 pmol/L
Luteal Faz 5.5 - 13.2 pmol/L 259 - 979 pmol/L
1.4.5.1.1. Menstrual Döngü Hormonları
1.4.5.1.1.1. GnRH ( Gonadotropin Releasing Hormone)
Hipotalamusun paramedial bölgesinden salgılanır. FSH ve LH salgılanmasını ve
sentezini stimüle eder.
1.4.5.1.1.2. FSH (Follicule Stimulating Hormone)
Beynin adenohipofiz bölgesinden salgılanır. Üreme organları (gonadlar) üzerinde
etkili olduğundan gonadatropin olarak adlandırlır. Overlerdeki yumurtaların
gelişiminden ve östrojen salınımı uyarımından sorumludur (Şahin, 2011).
1.4.5.1.1.3. LH (Luteinizing Hormone)
Kadınlarda ve erkeklerde üreme hormonlarını etkileyen bir gonadotropindir.
Yumurtaların overlerden bırakılmasını sağlar (Şahin, 2011).
1.4.5.1.1.4. P (Progesterone)
Overler tarafından salgılanır. Menstrual döngüde uterustaki değişiklikleri arttırır.
Meme bezlerini etkileyerek gonadotropik hormonların salgılanmasını düzenler
(Şahin, 2011).
1.4.5.1.1.5. E2 (Estradiol)
Kadın cinsiyet hormonudur ve kaynağı overlerdir. Vajina, uterus gibi üreme
organlarının gelişimini sağlar (Şahin, 2011).
16
1.4.5.2. Bazal Vücut Isısı
İnsanın, sabah uykudan uyandığında ölçülen vücut ısısıdır. Düzenli döngüsü olan
bir kadında 28 günlük bir döngünün ilk 14 gününde bazal vücut ısısı 36-37 derece
civarındadır (Weschler, 2002). Vücut ısısı ovulasyondan sonraki gün 0,5 – 1
derece yükselir. Ovulasyon sonrası menstrual döngünün 2. yarısı olan luteal fazda
progestoron hormonunun etkisiyle bazal vücut ısısı 37 derecenin üstünde kalır.
Bir sonraki döngünün ilk gününden itibaren düşmeye başlar. Eğer gebelik olursa
bazal vücut ısısı düşmez ve doğuma kadar 37 derecenin üstünde seyreder. Gün
içersinde alınan sıvı içecekler bazal vücut ısısını düşürebilir.
1.4.5.3.Kestirme Yöntemi
Adet kanamasının başladığı gün "1. gün" olarak kabul edilir ve düzenli bir
döngüsü olan kadında ovulasyonun 13.- 15. gün arasında gerçekleşeceği kabul
edilerek fazların zamanları kestirilmeye çalışılır (Guyton ve Hall, 2006; Horton ve
ark., 2002).
1.4.6. Egzersizin Menstruasyona Etkisi
Antrenmanlar ve egzersizler vücut ağırlığında, vücut yağ oranında, vücut ısısında,
emosyonel durumda ve hormonal sekresyonda belirgin değişiklikler yaratır. Bu
değişikliklerin sonucunda da endokrin sistemin kontrol mekanizması olan
hipotalamus, hipofiz ön lobu ve ovaryumlar etki altında kalarak menstrual
döngüde değişiklikler görülebilmektedir (Karacan, 2000). Egzersizde prolaktin
hormonu artmaktadır (Ayık, 1997). Ancak yapılan bir araştırmada bu artışın
sadece sporcu kadınlarda olduğu bildirilmiştir (Günay, 1999). Bu, hipofiz
bezinden salgılanan bir hormondur. Laktasyona neden olur. Adelosan atletlerde bu
olay prolaktin hormonunu doygun hale getirir. Ovaryumun gelişiminde etkili olan
diğer bir hormon FSH’nin salınımını azaltacağından ovaryumun oluşumu gecikir.
Bu döngü böyle sürer gider ve menarş yaşı gecikir, geçici amenoreler görülebilir
(Ayık, 1997).
Bundan başka özellikle vücut yağ yüzdesi düşük sporcu kadınların, düzenli
olmayan regl durumları ya da reglsiz periyodları oldukları da gözlenebilir. Kadın
17
sporcularda vücut yağı, toplam vücut ağırlığının % 15’inin altına düştüğü zaman,
regl kesilmesi gözlenmektedir (Üstdal ve Köker, 1998).
Sporcu kız çocuklarıyla yapılan incelemelerde, spor yapanların
yapmayanlara oranla daha geç menarş olmaları, sporun menarşı etkilediği
kaygısını uyandırmıştır. Ülkemizdeki kız çocuklarında menarş yaşının 12-14,
Amerikan nüfusunda ise 12.3-12.8 olduğu belirtilmiştir. Amerika’da sporcu kız
çocuklarında menarşın normal yaşıtlarından 12-24 ay daha geç görüldüğü
bildirilmiştir. Ülkemizdeki sporcu kız çocuklarında da menarşın daha geç
başladığı; spora başlamadan ve spora başladıktan sonra menarş olan kız
çocukların yaşları arasında anlamlı fark olduğu bildirilmiştir. Aynı çalısmada,
spora başlamadan menarş olan kızlarla, spor yapmayan kızlar arasında menarş
yaşı açısından fark bulunmuş; ayrıca sporcu kızların menarş yaşları ile spor
yapmamış annelerin menarş yaşları arasında anlamlı ilişki saptanmıştır (Açıkada,
2004).
1.4.7. Menstrual Döngünün Egzersiz Performansına Etkisi
Menstrual döngüde rol alan bu hormonların döngünün her fazında seviyeleri
değişmektedir. Bu değişiklikler yapılan ezgersizi de etkilemektedir. Foliküler
fazda östrojen ve progesteron hormon seviyeleri eğer gebelik oluşmamışsa
giderek azalma göstermektedir (Kabalak ve ark., 2004). Janse de Jonge ve
arkadaşları (2001), menstruasyon esnasında (1-3 gün) östrojen ve progesteron
hormon seviyelerinin göreli olarak düşük olduğunu, geç foliküler fazda östrojenin
yükseldiğini ve progesteron seviyesinin yine düşük olduğunu ve luteal fazda ise
hem ösrojen hem de progesteron seviyesinin yüksek olduğunu rapor etmişlerdir.
Costantini ve arkadaşları (2005), östrojen ve progesteren hormonunun menstrual
döngü boyunca seviyelerinin değişimi egzersiz kapasitesini ve egzersiz
performansını etkilediğini bildirmişlerdir. Bir başka çalışmada ise, luteal fazdaki
östrojen konsantrasyonunun egzersiz esnasında kas glikojen bağımlılığını
azalttığını, serbest yağ asidi oksidasyonunu ve dayanıklılık egzersiz performansını
arttırdığını bildirmişlerdir (Oosthuyse ve Bosch, 2010). Lebrun ve Rumballs
(2001), östrojenin kalp damar sitemini, kemik ve beyni; progesterenun ise
18
öncelikle termoregülasyonu ve solunumu etkilediğini bildirmişlerdir. Menstrual
döngünün foliküler fazında (6.-10. gün), döngüde etkili olan hormonların
seviyeleri düşük bir seyir izlemektedir. Foliküler fazda alınan ölçümlerdeki
performansta oluşabilecek değişikliklerde hormonların rol oynamasının önüne
geçilmiş olacaktır.
1.4.8. Egzersize Bağlı Oluşabilecek Menstrual Rahatsızlıklar
1.4.8.1. Dismenora (Ağrılı Menstruasyon)
Kadınların yarısına yakınında ağrılı menstruasyon “dismenora” bulunur (Kabalak
ve ark., 2004). Menstruasyonla beraber alt abdomen merkezli ağrı mevcuttur.
Adolesan çağda kadınların yaklaşık % 45-% 72’si dismenoraya sahiptir. Çoğu
semptomlar prostaglandin salınımıyla ilişkilidir (Gordon ve Speroff, 2003).
Nedenlerine ve hastanın ağrı eşiğine bağlı olarak şiddeti değişmek üzere ağrıya,
diğer klinik bulgular da eşlik edebilir (Kabalak ve ark.,2004).
Dismenora daha çok aktif kadınlarda daha sık gözlenmektedir; ancak bir
dismenorayı başlatan özel bir sporun olup olmadığını söylemek mümkün değildir.
Ama yoğunluk olarak kadın sporcular arasında, yüzücüler en fazla sıklıkla
dismenoraya yakalanmaktadırlar (Üstdal ve Köker, 1998).
1.4.8.2. Amenora
Üreme dönemindeki bir kadında, en az altı aydan beri görülebilir bir
menstruasyonun olmamasına amenore denilir. Puberte yaşına gelmiş olan bir genç
kızda, menarş olmaması durumunda primer amenore daha önceden
menstruasyonu normal olan bir dişide menstruasyonun olmamasına da sekonder
amenore denir (Kabalak ve ark., 2004). Uzun bir süre menstruasyon göstermeyen
kadınların kemik yoğunluğunda kayıplar da gözlenebilir. Çünkü dolaşım kanında
östrojen azlığı, kemik kitlesinde bir azalma yapabilmektedir. Menstruasyon
düzensizliğindeki kadınlar, sporda kas iskelet yaralanma sıklığı da
göstermektedirler (Üstdal ve Köker, 1998).
19
1.4.8.3. Menoragya (Fazla Menstruasyon)
Kanamalar arasındaki dönemde kanama olmasıdır. Disfonksiyonel uterus
kanamaları (DUK) adı da verilen bu durumlarda endometrium sağlıklı ise,
progesteron eklenince normal kanama görülür. Endometrium sürekli östrojen
uyarısında kalırsa, oligomenore ve amenore oluşur (Kabalak ve ark., 2004).
1.4.8.4. Oligomenora
Döngü uzunluğunun 35 günden daha uzun olmasıdır. Sistemik ve endokrin
nedenler veya ilaçların etkisiyle olabilir (Kabalak ve ark., 2004)
1.4.8.5. Polimenora
Döngü uzunluğunun 21 günden kısa olmasını tanımlar. Foliküler evrenin kısa
olması, Luteal evrenin yetersizliği söz konusudur ve genellikle ovulasyonsuz
döngü vardır (Kabalak ve ark., 2000).
Bu çalışma; adolesan voleybolcularda menstruasyonun, voleybol sporunda
baskın enerji sistemi olarak kullanılan anaerobik enerji sisteminin bir ürünü olan
anaerobik güce ve yine voleybolun oyun dinamiklerinin başında gelen, aktif
sıçrama performansına etkisinin olup olmadığını araştırmak için yapılmıştır.
Literatür taramalarımızda, bu konu hakkında yapılan çalışmalarda elit sporcular
ve yetişkin sporcular üzerinde menstruasyonun performansa etkisi araştırılmış,
fakat adolesan sporcular üzerinde yapılmış herhangi bir çalışmaya
rastlanmamıştır. Bu yüzden menstruasyonun adolesan sporcuların performansları
üzerinde bir etkisinin olup olmadığı hakkında herhangi bir bilgiye
rastlanmamıştır. Yaptığımız bu çalışma ile menstruasyonun adolesan sporcuların
performansını etkileyip etkilemediği ortaya konmuş olacaktır.
20
2. GEREÇ VE YÖNTEM
2.1. Araştırma Grubu
Bu çalışma, Ankara ili kadın voleybol takımlarının alt yapısında faaliyet gösteren,
yaş ortalamaları 16.06 ± 0.04 yıl, boy ortalamaları 173.12 ± 4.28 cm, ortalama
vücut ağırlıkları 65.42 ± 7.61 kg olan, menstrual döngüleri ortalama 29.40 ± 1.58
gün olan, düzenli olarak antrenmanlara katılan, aynı antrenman yaşına sahip (6
yıl), son 6 aydır menstruasyonunu düzenli yaşayan, herhangi bir düzenleyici
(oralkontraseptif) kullanmayan, sağlıklı, 10 kadın aktif sporcu üzerinde
yapılmıştır.
2.2. Araştırma Yöntemi
Yapılan çalışmayla ilgili bilgi veren Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu
sporculara ve ailelerine okutulmuş, sporculara ve ailelerine imzalatılarak izinleri
alınmıştır.
Çalışmaya katılan sporcuların fiziksel (boy uzunluğu, vücut ağırlığı)
ölçümleri, antropometrik (deri kıvrım kalınlıkları, çap ve çevre uzunlukları)
ölçümleri ve sportif performans test (anaerobik güç ve aktif sıçrama performansı)
ölçümleri, spor kıyafetleri (tayt-tişört) ile alınmıştır. Antropometrik ölçümleri
sporcuların sağ tarafından anatomik duruş pozisyonunda iki kez alınarak aritmetik
ortalamaları kaydedilmiştir.
Çalışmaya katılan sporcuların vücut ağırlıkları; vücut kompozisyonu ölçüm
aleti (Jawon Medical Plus Avis 333) ile ölçülmüştür. Çevre ölçümleri mezura ile
yapılmıştır. Çap ölçümleri Holtain (HOLTAIN, U.K.) marka kayan kaliper ile
alınmıştır. Deri kıvrım kalınlıkları yine Holtain (HOLTAIN, U.K.) marka
Skinfold Kaliper ile alınmıştır. Anaerobik güç verileri Monark ( SWEEDEN,
VARBERG) marka PeakBike Ergomedic 894 E modeli ile ölçülmüş ve relatif güç
verileri kaydedilmiştir. Aktif sıçrma yükseklikleri Omega Wave Teknologies/LLC
21
(OREGON/USA) marka sıçrama matı ve bilgisayar programı ile santimetre
cinsinden hesaplanarak kaydedilmiştir.
2.3. Antropomotrik Ölçümler
2.3.1. Deri Kıvrım Kalınlığı Ölçümleri
Deri kıvrım kalınlıkları, Holtain marka Skinfold Kaliper (basınç -10 g/sqmm) ile
sporcuların vücutlarının sağ tarafından ve belirli bölgelerinden, sporcular ayakta
ve oturur durumda iken, birbirini izleyen iki ölçüm yapılmıştır. Aynı bölgelerden
alınan ölçümlerin ortalamaları alınarak kaydedilmiştir. Ölçümlerin
değerlendirilmesi Sloan ve Weir’in vücut yoğunluğu, vücut yağ yüzde (%)
formülleri ile hesaplanmıştır (Günay, 1997).
2.3.1.1. Triceps Deri Kıvrım Kalınlığı
Sporcu ayakta ve kolları yanlara sarkıtılmış durumda iken sağ kolun arka
orta bölümünde akromion ve olekranon arasındaki vertikal düzlemde orta nokta
belirlenerek ölçüm alınmıştır.
2.3.1.2. Subscapula Deri Kıvrım Kalınlığı
Sporcu ayakta ve kolları yanlara sarkıtılmış durumda iken skapulanın alt
kısmından, vücuda diagonal olarak 45o açı ile deri tutularak ölçüm yapılmıştır.
2.3.1.3. Suprailiac Deri Kıvrım Kalınlığı
Sporcu ayakta ve kolları yanlara sarkıtılmış durumda iken midaksillar eksende
iliak krestin üstünde 45o açı ile deri tutularak ölçüm yapılmıştır.
2.3.1.4. Baldır Deri Kıvrım Kalınlığı
Sporcu ayak tabanları yere tam olarak temas eder durumda ve bacakları 90o
fleksiyonda otururken, sağ baldırın en geniş bölgesinden medial eksenden dikey
olarak yapılmıştır.
22
2.3.1.5. Uyluk Deri Kıvrım Kalınlığı
Sporcu vücut ağırlığının büyük kısmını sol bacak üzerine taşıyarak, bacağın
serbest kalması sağlanmıştır. Ölçüm, diz eklemi üstü ve anterio-superior iliak
kavsi arasındaki orta noktadan, uyluğun dikey doğrultusunda alınmıştır.
2.3.2. Çevre Ölçümleri
Çevre ölçümlerinde hassaslık derecesi 0.1 cm olan bükülebilir elastik olmayan 7
mm genişliğinde mezura kullanılmıştır.
2.3.2.1. Kol Çevresi (Biceps)
Sporcu ayakta dik ve kollar serbest şekilde yandadır. Üst kolun orta noktasında
kolun uzun aksisine 90o açıda, akromiyon ve olekranon arasında yatay olarak şerit
belirlenerek, bu şeridin orta noktasından ölçüm alınmıştır.
2.3.2.2. Fleksiyonda Biceps Çevresi
Sporcu ayakta ve kolu 90o fleksiyonda iken akromiyon ve olekranon arasında
belirlenen orta noktadan ölçüm alınmıştır.
2.3.2.3. Karın çevresi
Sporcu üzerinde spor giysileri (tayt ve tişört) ile, ayakta dik, topukları bitişik,
kolları serbest şekilde yanda, karın gevşek göbek deliği bölgesinden yatay olarak
ölçülmüştür.
2.3.2.4. Baldır Çevresi
Sporcu, ayaklarını 20-25 cm aralık olacak şekilde açarak ayakta durur pozisyonda
iken, ekstremitenin en geniş bölgesinden mezura ile ekstremiteye dik ve yere
yatay olarak ölçüm yapılmıştır.
2.3.3. Çap Ölçümleri
Çap ölçümleri için hassaslık derecesi 0.01 cm olan Holtain marka kayan kaliper
kullanıldı. Ölçüm yapılmadan önce, ölçüm yapılacak olan noktalar parmaklar ile
23
belirlenmiştir. Her ölçüm iki defa alındı, hesaplamalarda bu ölçümlerden elde
edilen ortalama değerler kullanılmıştır.
2.3.3.1. Humerus Kondil Çapı
Kol 90o fleksiyon pozisyonunda iken humerusun lateral ve medial kondilleri arası
45o açıda deri tutularak ölçüm yapılmıştır.
2.3.3.2. Femur Epikondil Çapı
Diz eklemi 90o fleksiyonda ve sporcu otururken femurun lateral ve medial
epikondilleri 45o açı ile ölçüm yapılmıştır.
2.3.4. Vücut Yağ Yüzdeleri Ölçümü (VYY) (%)
Sporcuların vücut yağ yüzdeleri belirlenmesinde Sloan ve Weir’in kadınlar için
geliştirdiği formül kullanılmıştır. Bu formülde öncelikle triceps ve suprailiak deri
kıvrımı kalınlıkları kullanılarak vücut yoğunluğu hesaplanmıştır (Sloan ve Weir,
1980).
Vücut Yoğunluğu = 1,0764 - 0,00081.(SDK) - 0,00088.(TDK)
Vücut Yağ Yüzdesi = (4,57/yoğunluk- 4,142).100
(SDK = Suprailiak deri kıvrımı kalınlığı)
(TDK = Triceps deri kıvrımı kalınlığı)
2.4. Performans Testlerinin Ölçümü
Performans testlerinin ölçümleri iki ayrı günde iki test halinde (Wingate anaerobik
güç testi ve aktif sıçrama testi) alınmıştır. Birinci ölçüm, katılımcıların
gözlemlerine ve verdikleri bilgilere göre menstuasyon başlagıcından bir gün sonra
menstruasyonlarının 2. gününde (menstruasyon fazında) alınmıştır. Sporcular
menstruasyonlarının ilk gününü (adet kanamasının gerçekleştiği gün) sesli veya
yazılı iletişim kurarak bildirmişlerdir. İkinci ölçüm ise menstrual döngünün 8.
gününde (foliküler fazda), birinci testten altı gün sonra alınmıştır.
Testler; gün içersinde, 15.00 ile 17.00 saatleri arasında uygulanmıştır.
24
2.4.1. Aktif Sıçrama Testi
2.4.1.1. Isınma: Sporcular test öncesi 5 dakika tempolarını kendilerinin
belirlediği ısınma koşusu yapmışlardır. Isınma koşusundan sonra sporcular
voleybol branşına özgü ve antrenman rutininde uyguladıkları kas esnetme ve
açma hareketlerini kullanmışlardır.
2.4.1.2. Test: Sporcular matın üzerine hafif spor kıyafetleri (tayt ve tişört)
ile çıkıp, dik duruş pozisyonundan aşağı doğru hızlı bir çökme hareketi yaptıktan
sonra, yukarı doğru maksimum kuvvetle sıçrama yapmışlar ve matın üzerine geri
konmuşlardır. Bu sıçrama 5 kez tekrar edilmiştir. Yapılan sıçramalar havada kalış
süresi milisaniye (ms) ve yükseklik santimetre (cm) olarak, en iyi ve ortalama
sıçrama yüksekliği ile en iyi ve ortalama havada kalış süreleri bilgisayar
programından okunup kaydedilmiştir.
2.4.2. Wingate Anaerobik Güç Testi
2.4.2.1. Isınma: Sporcular bisiklet ergometresine oturduktan sonra uygun
oturma yüksekliği ayarlanmıştır. Isınma 4 dakika boyunca 60-70 devir/dk (RPM)
hızda pedal çevirmeyi içermiştir. Sporcu bu ısınma periyodunun başlangıcından 1
dakika 30 saniye sonra ve 2 dakika 30 saniye sonra 3 saniyelik maksimal pedal
çevirme protokolleri uygulanmıştır. Bu maksimal pedal hızlarında sporcunun en
fazla kaç RPM hıza ulaştığı gözlemlenerek, test için gerekli sele bırakma pedal
hızı belirlenmiştir. Isınma bittikten sonra sporcunun tam dinlenmesini sağlamak
amacıyla 4 dakika aktif dinlenmesi sağlanmıştır.
2.4.2.2. Test: Sporcular ilk 5 saniye içersinde maksimal pedal hızına
ulaştığında ağırlık selesi otomatik olarak bırakılmış ve 30 saniye süreyle en
yüksek mekanik gücü sağlayacak şekilde önceden belirlenen sabit yüke karşı
bisiklet ergometresinde maksimal hızda pedal çevirmişlerdir. Uygulanan test
süresince ölçümler otomatik olarak beş saniyede bir altı eşit zaman aralığında
yapılmış ve relatif güç verileri maksimum anaerobik güç (W/kg), ortalama
anaerobik güç (W/kg) ve minimum anaerobik güç (W/kg) olarak kaydedilmiştir.
25
2.5. İstatistiksel Analizler
Elde edilen verilerin istatistikleri SPSS 15.0 paket programında Paired Sample T
Test yöntemiyle yapılmıştır. Test, bir grubun veya örneklemin bir değişkene ait
iki farklı zamandaki ölçümlerine ilişkin ortalamalarının karşılaştırılarak söz
konusu ortalamalar arasındaki farkın belirli bir güven düzeyinde önemli olup
olmadığını test etmek için kullanılmaktadır. Tekrarlı ölçümler ile iki ortalamanın
karşılaştırıldığı bu duruma tipik örnek araştırılmalarda uygulanan ön test-son test
modelidir. Anlamlılık düzeyi olarak P < 0.05 kabul edilmiştir.
26
3.BULGULAR
Çalışmaya, yaş ortalamaları 16.06 ± 0.04 yıl, boy ortalamaları 173.12 ± 4.28 cm,
ortalama vücut ağırlıkları 65.42 ± 7.61 kg ve vücut yağ yüzdeleri 12.87 ± 0.39
(%) ve menstrual döngüleri ortalama 29.40 ± 1.58 gün olan, düzenli olarak
antrenmanlara katılan, aynı antrenman yaşına sahip (6 yıl), son 6 aydır
menstruasyonunu düzenli yaşayan, herhangi bir düzenleyici (oralkontraseptif)
kullanmayan, sağlıklı, 10 kadın aktif sporcu gönüllü olarak katılmıştır.
Menstruasyonun anaerobik güce ve aktif sıçrama performansına etkisinin
araştırıldığı bu çalışmaya Ankara ili voleybol takımlarının alt yapısında faaliyet
gösteren 12 sporcu, çalışmaya katılacaklarını önceden rapor edip onam formunu
imzalamışlardır. İki farklı dönemde yapılan ölçümler arası 6 günlük bir süreyi
kapsamaktadır. Bu süre zarfında katılımcı sporculardan bir tanesi faaliyet
gösterdiği kulübün antrenmanında sakatlanarak çalışmayı yarıda bırakırken, bir
diğer sporcu da kulüp maçlarının yoğunluğu sebebiyle çalışmaya katılamamıştır.
Bu nedenle istatistiksel analizlerin tümünde 10 kadın voleybolcunun
değerleri incelenmiştir.
Sporculara ait fiziksel özellikler ve vücut yağ yüzdeleri Tablo 3.1.’ de
gösterilmiştir.
Tablo 3.1. Sporcularla İlgili Fiziksel Özellikler ve Vücut Yağ Yüzdeleri (%)
N Ortalama Std. Sapma Min. Değer Max. Değer
Yaş ( yıl ) 10 16,06 0,04 16,01 16,11
Boy ( cm ) 10 173,12 4,28 168 180,60
Ağırlık ( kg ) 10 65,42 7,61 54,20 77,60
VYY (%) 10 12,87 0,39 12,56 13,80
27
Tablo 3.2. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Vücut Ağırlıkları ve Vücut Yağ Yüzdeleri Değerlerinin Karşılaştırılması (n=10) (p>0.05)
Grafik 3.1. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Vücut Ağırlıkları Grafiği (n=10),(MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz, VA= Vücut Ağırlığı)
Sporcuların vücut ağırlıkları maksimum, ortalama ve minimum verilerinde
menstruasyon fazı ve foliküler fazı ölçümlerinde sayısal farklılıklar ortaya çıkmış,
fakat istatistiksel anlamda bir fark bulunamamıştır (p>0.05).
Menstrual Faz Foliküler Faz
Min. Maks. Ort. Min. Maks. Ort. t Sig.
VA (kg) 54.20 77.60 65.42 ±7.61 55.20 77.60 65.61± 7.75 ‐.77 .463
VYY (%) 12.56 13.80 12.87 ±0.39 12.50 13.60 12.82 ±0.34 1.9 .089
28
Grafik 3.2. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Vücut Yağ Yüzdeleri Grafiği (n=10), (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz, VYY= Vücut Yağ Yüzdesi).
Sporcuların vücut yağ yüzdeleri maksimum, ortalama ve minimum
verilerinde menstruasyon fazı ve foliküler fazı ölçümlerinde sayısal farklılıklar
ortaya çıkmış, fakat istatistiksel anlamda bir farklılık görülmemiştir (p>0.05).
Tablo 3.3. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Maksimum – Relatif Ortalama ve Relatif Minimum Anaerobik Güç Değerleri Karşılaştırılması (n=10) (p>0.05)
Adolesan voleybolcular üzerinde yapmış olduğumuz Wingate Anaerobik
Güç Testinde, maksimal anaerobik güç, ortalama anaerobik güç ve minimum
Menstrual Faz Foliküler Faz
Min. Maks. Ort. Min. Maks. Ort. t Sig.
Maksimum Anaerobik Güç (W/kg)
8.08 11.85
9.69 ±1.26
7.16
12.81
9.88 ± 1.80
242
.814
Ortalama Anaerobik Güç (W/kg) 5.68
7.35 6.80 ± 0.57
5.80 7.27 6.65 ± 0.55
‐.04
.082
Minimum Anaerobik Güç (W/kg)
2.77 4.80
3.92 ± 0.55 3.27 4.13 3.72 ± 0.36 1.07 .313
29
anaerobik güç relatif değerleri menstrual döngünün menstruasyon fazında ve
foliküler fazda sayısal farklılıklar bulunmuş, fakat istatistiksel açıdan anlamlı bir
farklılık tespit edilmemiştir (p>0.05).
Grafik 3.3. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Maksimum Anaerobik Güç Verileri (n=10), (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz,WAnt=Wingate Anaerobik Test).
Sporcuların relatif maksimum anaerobik güç verilerinde menstruasyon fazı
ve foliküler fazı ölçümlerinde sayısal faklılıklar ortaya çıkmış, fakat istatistiksel
anlamda bir fark bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 3.3) (Grafik 3.3).
Grafik 3.4. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Ortalama Anaerobik Güç Verileri (n=10) (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz,WAnt=Wingate Anaerobik Test).
30
Sporcuların relatif ortalama anaerobik güç verilerinde menstruasyon fazı ve
foliküler fazı ölçümlerinde sayısal faklılıklar ortaya çıkmış, fakat istatistiksel
anlamda bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 3.3) (Grafik 3.4).
Grafik 3.5. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Relatif Minimum Anaerobik Güç Verileri (n=10) (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz,WAnt=Wingate Anaerobik Test).
Sporcuların relatif minimum anaerobik güç verilerinde menstruasyon
fazında ve foliküler fazda sayısal faklılıklar ortaya çıkmış (Tablo 3.3), fakat
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (.313 p>0.05) (Grafik
3.5).
Adolesan voleybolcular üzerinde yapmış olduğumuz aktif sıçrama testinde,
maksimal aktif sıçrama yüksekliği, ortalama aktif sıçrama yüksekliği ve maksimal
havada kalış süresi, ortalama havada kalış süresi değerleri menstrual döngünün
menstruasyon fazında ve foliküler fazda sayısal farklılıklar bulunmuş, fakat bu
farklılık istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır (p>0.05).
31
Tablo 3.4. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Fazda Maksimum ve Ortalama Aktif Sıçrama Yükseklik Değerlerinin Karşılaştırılması (n=10) (p>0.05)
Grafik 3.6. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Maksimum Aktif Sıçrama Yükseklik Verileri (n=10) (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz, AS= Aktif Sıçrama).
Sporcuların maksimum aktif sıçrama yükseklileri maksimum ve ortalama
verilerinde menstruasyon fazı ve foliküler fazı ölçümlerinde sayısal faklılıklar
ortaya çıkmış (Tablo 3.4), fakat istatistiksel anlamda bir fark bulunmamıştır (.057
p>0.05) (Grafik 3.6).
Menstrual Faz Foliküler Faz
Min. Maks. Ort. Min. Maks. Ort. t Sig.
Maksimum Aktif Sıçrama Yüksekliği (cm)
41.00 60.00
47.98 ±6.53
39.90 58.70
47.23 ± 6.27 2.19 .057
Ortalama Aktif Sıçrama Yüksekliği (cm)
5.68 7.35 6.80 ± 0.57 5.80 7.27 6.65 ± 0.55 1.47 .057
32
Grafik 3.7. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Ortalama Aktif Sıçrama Yükseklik Verileri (n=10), (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz, AS= Aktif Sıçrama).
Sporcuların ortalama aktif sıçrama yükseklileri verilerinde menstruasyon
fazı ve foliküler fazı ölçümlerinde sayısal faklılıklar ortaya çıkmış, fakat
istatistiksel anlamda bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 3.4) (Grafik 3.7)
Tablo 3.5. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Fazda Maksimum ve Ortalama Havada Kalma Süresi Değerlerinin Karşılaştırılması (n=10) (p>0.05)
Menstrual Faz Foliküler Faz
Min. Maks. Ort. Min. Maks. Ort. t Sig.
Aktif Sıçrama Maksimum Havada Kalma Süresi (ms)
506 642 541.40
± 51.53
468 600
526.80
± 42.78 2.12
.063
Aktif Sıçrama Ortalama Havada Kalma Süresi (ms)
476 604 527. 30
± 43.57 463 593
519 ± 42.39 2.18 .057
33
Grafik 3.8. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Aktif Sıçrama Maksimum Havada Kalış Süresi Verileri (n=10), (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz, AS= Aktif Sıçrama).
Sporcuların maksimum havada kalış süresi verilerinde menstruasyon fazı ve
foliküler fazı ölçümlerinde sayısal faklılıklar ortaya çıkmış, fakat istatistiksel
anlamda bir farklılık görülmemiştir (p>0.05) (Tablo 3.5) (Grafik 3.8).
Grafik 3.9. Sporcuların Menstrual Faz- Foliküler Faz Aktif Sıçrama Ortalama Havada Kalış Süresi Verileri (n=10), (MF= Menstrual Faz, FF= Foliküler Faz, AS= Aktif Sıçrama).
Sporcuların ortalama havada kalış süresi verilerinde menstruasyon fazı ve
foliküler fazı ölçümlerinde sayısal faklılıklar ortaya çıkmış, fakat istatistiksel
anlamda bir farklılık tespit edilmemiştir (p>0.05) (Tablo 3.5) (Grafik 3.9).
34
4. TARTIŞMA
Ankara ili kadın voleybol takımlarının alt yapısında voleybol oynayan,
sporcuların menstrual döngünün anaerobik gücüne ve aktif sıçrama performansına
etkisini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışma, düzenli olarak antrenmanlara
katılan, aynı antrenman yaşına sahip, son 6 aydır menstruasyonunu düzenli
yaşayan, herhangi bir düzenleyici (oralkontraseptif) kullanmayan, toplam 10 aktif
gönüllü sporcu üzerinde yapılmıştır. Testler menstrual döngünün 2. gününde
(menstrual fazda) ve menstrual döngünün 8. gününde (foliküler fazda) alınmıştır.
Sporcuların yaş, vücut ağırlıkları, boy uzunlukları ve vücut yağ yüzdelerinin
ortalamaları sırasıyla, 16.06 ± 0.04 yıl, 65.42 ± 7.61 kg, 173.12 ± 4.28 cm ve
12,87 ± 0,39 % olarak tespit edilmiştir.
Voleybolcuların menstruasyon faz ile foliküler fazlarda ölçülen VA, Vücut
Yağ Oranları, Skinfold Vücut Yağ Yüzdeleri arasında istatistiksel açıdan bir
farklılık tespit edilmemiştir (p>0.05).
Uluöz (2007), 101 gönüllü voleybolcu üzerinde yapmış olduğu
çalışmasında, sporculara ait boy uzunluklarını 170.08 ± 6.45 cm, yaş
ortalamalarını 18.45 ± 2.39 yıl, vücut ağırlıklarını ortalama 58.06 ± 7.05 kg ve
vücut yağ yüzdelerini 11.40 ± 0.23 % olarak tespit etmiştir. Güvenman (2007), 8
elit sporcu ve 12 sedanter kadın üzerinde yapmış olduğu çalışmada, elit
sporcuların ortalama yaşları 20.38 ± 1.41 yıl, boy uzunlukları ortalamaları 1.70 ±
3.39 cm, vücut ağırlıkları 56.3 ± 4.06 kg, vücut yağ yüzdeleri 11.4 ± 2.1 % olarak
tespit etmiştir. Sedanterlerin ise yaşları ortalamaları 18.50 ± 0.52 yıl, boyları 1.63
± 5.10 cm, vücut ağırlıkları 52.8 ± 3.34 kg, vücut yağ yüzdeleri 13.3 ± 1.4 %
olarak bulmuşlardır.
Anaerobik güç ve kapasite verilerine ulaşılmak için literatürde farklı testler
uygulandığı görülmektedir. İki farklı menstural faz süresince anaerobik güç tespiti
için çalışmamızda literatürdeki bilgiler dahilinde geçerli ve güvenilir olarak sıkça
kullanılan Winagte Anaerobik Güç Testi uygulanmıştır.
35
Çalışmaya katılan voleybolcuların menstrual fazda, relatif maksimum – relatif
ortalama ve relatif minimum anaerobik güç ortalamaları sırasıyla 9.69 ±1.26 (W/kg),
6.80 ± 0.57 (W/kg), ve 3.92 ± 0.55 (W/kg), foliküler fazda ise; 9.88 ± 1.80
(W/kg), 6.65 ± 0.55 (W/kg) ve 3.72 ± 0.36 (W/kg) olarak tespit edilmiştir.
Çalışmamızda, adolesan voleybolcularda menstruasyonun anaerobik güce
herhangi bir etkisi bulunmamıştır (p>0.05). Menstrual döngünün menstruasyon
fazında ve foliküler fazında yapmış olduğumuz testler sonucunda, relatif;
maksimal, ortalama ve minimum anaerobik güç verileri istatistiksel olarak
farklılık göstermemiştir (p>0.05).
Sağlıklı 8 kadın sporcu üzerinde motorsuz treadmill ergometresinde yapılan
üç aşamalı 1 dk dinlenme protokolü olan 30 sn sprint testi sonucunda test ve
yenilenme aşamalarında menstruasyonun her üç fazında (foliküler faz - ovulasyon
fazı - luteal faz) zirve güç çıktılarının ortalamalarını foliküler fazda 463 ± 18 W,
ovulasyon fazında 443 ± 15 W ve luteal fazda 449 ± 18 W olarak; ortalama güç
çıktılarının ortalamalarını ise; foliküler fazda 302 ± 15 W, ovulasyon fazında 298
± 13 W ve luteal fazda 298 ± 14 W olarak tespit etmişler, zirve güç
ortalamalarının ve ortalama güç değerlerinin fazlar arası istatistiksel olarak
farklılık göstermediğini bildirmişlerdir (Tsampoukos ve ark, 2010).
Anaerobik güç verilerini karşılaştırması bakımından çalışmamızı
destekleyen bu araştırmada, Botcazou ve arkadaşları (2006); yaş ortalamaları 19.1
(± 0.9 ) yaş, boy ortalamaları 167.7 (± 5,4) cm ve VA ortalamaları 59.5 (± 4.7) kg
olan 8 sporcu üzerinde bisiklet ergometresi ile yaptığı 6 saniyelik 5 tekrarlı sprint
test sonuçlarının ortalamalarını foliküler fazda 8.1 ± 0.9 W/kg, luteal fazda ise 8.1
± 0.7 W/kg olarak tespit etmişler. Menstrual döngünün, performans değerlerini
foliküler fazda ve luteal fazda değiştirmediğini bildirmişlerdir. Çalışmamızda da
döngünün menstrual ve folliküler fazlarının anaerobik güç değerlerini
etkilemediği ortaya konmuştur.
Çakmakçı ve arkadaşları (2005), menstruasyon dönemi ağrısız ve az ağrılı
geçiren 30 kadın üzerinde yaptığı çalışmada, yaş ortalamaları 19.66 yıl; VA
ortalamaları 56.33 kg ve boy ortalamaları 164.6 cm olarak tespit etmiştir. Wingate
Testi sonuçlarına göre; menstruasyon fazda anaerobik güç değerleri ortalaması
36
429.73 ± 62.58 W, ovulasyon fazında ise 409.68 ± 57.44 W olarak bulmuşlar,
fakat istatistiksel açıdan fazlar arası herhangi bir farklılık görülmemiştir.
Çalışmamıza yakın fazlarda yapılan ve anaerobik güç verileri açısından
çalışmamızı destekleyen bir başka çalışmada, Çavlıca (2006); yaş ortalamaları
20.73 ± 3.5 yaş; boy uzunlukları 171.36 ± 6.30 cm ve VA ortalamaları 65.52 ±
6.45 kg olan 11 kadın voleybolcu üzerinde yapmış olduğu anaerobik güç testini
menstrual faz ve ovulasyon fazlarında uygulamışlar, anaerobik güç değerlerine
ulaşmak için uyguladıkları dikey sıçrama testi ortalamaları menstrual fazda 45.82
± 5.9 cm, ovulasyon fazında ise; 45.72 ± 5.3 cm olarak bulmuşlar. Test
sonuçlarının ortalamalarını menstrual faz ve ovulasyon fazlarında karşılaştırmış,
istatistiki açıdan aralarında anlamlı bir fark bulamamıştır.
Yine iki faz arası anaerobik güç verilerini değerlendiren Smekal ve
arkadaşları (2007); foliküler ve luteal fazlarda uygulanan tüketici bisiklet
egzersizi sonrasında, anaerobik güç çıktısında, oksijen tüketimi, nabız, laktat eşiği
düzeyi açısından dinlenme periyodunda, maksimal yüklenmelerde seçilen
eşiklerde ve artan test basamaklarında fazlar arası uyguladığı testler sonrası
foliküler fazda sırasıyla; 3.32 ± 0.45 (W/kg), 43.2 ± 5.1 (mL/kg/min), 184 ± 8
(bpm), 10.47 ± 1.51 (mM) ve luteal fazda ise; 3.37 ± 0.47 (W/kg), 43.5 ±
(mL/kg/min), 184 ± 10 (bpm), 11.01 ± 1.75 (mM) olarak tespit etmiş, fakat fazlar
arası karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan farklılık olmadığını belirtmişlerdir.
Çalışmamızı hem faz hem de performans testi bakımından birebir benzerlik
taşıyan çalışmada Giacomoni ve arkadaşları (2000) herhangi bir düzenleyici
kullanmayan (NOC) 7 sağlıklı kadın sporcu ve düzenleyici kullanan (OC) 10
kadın sporcu üzerinde menstruasyon fazında, foliküler fazda ve lutal fazda
uyguladığı anaerobik bisiklet testi sonuçlarının ortalamaları herhangi bir
düzenleyici kullanmayan sporcular için sırasıyla; menstruasyon fazında 9.4 ± 0.8
W/kg, foliküler fazda 9.6 ± 1.0 W/kg, luteal fazda 9.5 ± 0.7 W/kg olarak ve
düzenleyici kullanan sporcular için de sırasıyla; menstruasyon fazında 9.3 ± 1.0
W/kg, foliküler fazda 9.3 ± 0.9 W/kg ve luteal fazda 9.4 ± 1.0 W/kg olarak tespit
etmişler. Her iki grup içinde menstruasyon fazında, folliküler fazda ve luteal fazda
herhangi bir farklılık orataya çıkmadığını bildirmişlerdir.
37
Karacan (2000) ise, yaptığı çalışmada hem deney hem de kontrol
gruplarının anaerobik kuvvet testini menstrual döngünün belirlenen dönemlerde
uygulamış ve dönemler arası yapılan karşılaştırmalarda anlamlı bir farklılık tespit
edememiştir. Deney ve kontrol gruplarının menstruasyonun 2. günü ve adet
bitiminden üç gün sonra (folliküler fazda) anaerobik güç değerleri arasındaki
istatistiksel açıdan anlamlı bir farka rastlamamıştır.
Bunun yanında fazlar arasında anaerobik güç değerlerinde farklılılklar
olabileceğini ortaya koyan çalışmalar da vardır. Örneğin Masterson (1999),
haftada 2-3 kez 30 dakikadan az olmamak kaydıyla antrenmanlara katılan 32 kolej
sporcusu üzerinde folliküler fazda ve luteal fazda yaptığı Wingate anaerobik güç
testinde fazlar arası anaerobik kapasite ortalamaları folliküler fazda 355.7 ± 52.0
W, luteal fazda 393.6 ± 56.4 W olarak bulmuşlar ve üretebildikleri maksimum
anaerobik güç değerleri ortalamaları foliküler fazda; 532.3 ± 88.7 W, luteal fazda;
566.0 ± 86.7 W olarak bulmuştur. Test sonuçlarının ortalamalarının fazlar arası
karşılatırılması sonucunda istatistiksel olarak anlamlı farklılık ortaya çıkmıştır.
Test sonucuna göre anaerobik kapasite ve maksimum güç değerleri foliküler fazda
luteal faza göre daha yüksek çıkmıştır.
Menstrual döngünün menstruasyon fazında ve foliküler fazda, benzer test
performanslarının gösterilmesi, sporcuların sahip oldukları antrenman yaşlarıyla
ve performans düzeyleri ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Sporcuların
antrenmanlara sürekli katılımları, farklı zamanlarda maruz kaldıkları benzer yük
ve dirençlere verilen cevapları standart hale getirdiği sanılmaktadır. Çalışmaya
katılan sporcuların üst düzey sporcu olmadıklarından menstruasyon dönemlerinin
performans üzerindeki olası etkilerini ortaya çıkaracak test performansına
ulaşamamış olmaları, farkın oluşmamasına gerekçe olabilir.
Çalışmaya katılan voleybolcuların menstrual fazda, maksimum aktif sıçrama
yükseklikleri ile ortalama aktif sıçrama yükseklikleri 47.98 ± 6.53 cm, 6.80 ± 0.57
cm olarak bulunmuştur. Foliküler fazda ise maksimum aktif sıçrama yükseklikleri
ile ortalama aktif sıçrama yükseklikleri sırasıyla 47.23 ± 6.27 cm, 6.65 ± 0.55 cm
olarak bulunmuştur. İstatistiksel olarak fazlar arası maksimum aktif sıçrama ve
ortalama aktif sıçrama yükseklikleri sürelerinde herhangi bir farklılık
38
bulunmamıştır (p>0.05). Aktif sıçrama testi sonuçlarında fazlar arası oluşan
sayısal faklılıklara göre ise maksimum aktif sıçrama yüksekliği açısından en iyi
değerlerine menstruasyon fazında ulaşmışlardır.
Güvenman (2007), 8 elit sporcu ve 12 sedanter kadın üzerinde yapmış
olduğu çalışmada, elit sporcuların dikey sıçrama testini menstrual döngünün
foliküler fazında, ovulasyon fazında, lutela fazında ve menstruasyon fazında
uygulamış ve sıçrama yükseklik ortalamalarını sporcularda sırasıyla; 46.6 ± 6.5
cm, 46.7 ± 7.7 cm, 47.13 ± 6 cm, 45.7 ± 4.4 cm olarak; sedanterlerde ise sırasıyla
35.8 ± 3.7 cm, 34.3 ± 3.3 cm, 33.9 ± 2.8 cm, 34.5 ± 2.8 cm olarak tespit etmiştir.
Menstruasyonun dört fazında da karşılaştırdığı sıçrama yükseklikleri arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık ortaya çıkmamıştır.
Ertaş ve Ersöz (2002), 14 düzenli menstruasyonu olan ve 14 düzensiz
menstruasyona sahip toplam 28 kadın sporcu üzerinde menstrual faz (2. gün)
ovulasyon fazı (15. gün) ve luteal fazlarda (26. gün), 25 m serbest yüzme ve
dikey sıçrama testleri uygulamışlar ve sırasıyla 25 m serbest yüzme sonuçlarını
menstruasyon fazında ortalama 14.88 ± 0.17 sn, ovulasyon fazında 15.31 ± 0.24
sn ve luteal fazda ise; 15.42 ± 0.21 sn olarak; dikey sıçrama testi sonuçlarını
menstruasyon fazında ortalama 41.57 ± 1.05 cm, ovulasyon fazında 39.21 ± 0.89
cm ve luteal fazda ise; 37.85 ± 0.89 cm olarak bulmuşlardır. Bu sonuçlara göre
sporcuların en iyi derecelerini menstruasyon başlangıcında olduğunu tespit
etmişlerdir.
Türkmen (1999); düzenli menstrual siklüslerine sahip 30 sporcu ve 30
sedanter kadınlar üzerinde yapmış olduğu çalışmada, yaş, boy uzunlukları ve
vücut ağılıkları ortalamaları sırasıyla, 18 ± 3.2 yıl, 165 ± 0.06 cm ve 58 ± 7.13 kg,
sedanterler de ise 18.05 ± 0.8 yıl, 162 ± 0.03 cm ve 55.7 ± 7.09 kg olarak tespit
etmiştir. Toplamda 60 denek üzerinde 3 ay boyunca menstrual döngünün sırasıyla
26-28, 1-6 ve 7-12 günleri arası yapmış olduğu dikey sıçrama test sonuçları
arasında istatistiki açıdan fark bulamamıştır.
Torun (2004), sporcularda menstruasyonun performansa etkisini araştırdığı
çalışmasında menstrual döngünün 2. günü ve 15. günü dikey sıçrama testi
39
uygulamıştır. Elde ettikleri dikey sıçrama testi sonuçlarının istatistiksel açıdan
anlamlı bir farklılık ortaya koymadığını belirtmiştir.
Menstrual döngünün menstrual fazında ve foliküler fazında yapmış
olduğumuz aktif sıçrama testleri sonrası maksimum ve ortalama aktif sıçrama
yüksekliklerinde, maksimum ve ortalama havada kalış sürelerinde herhangi bir
istatistiksek farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Sporcuların benzer sıçrama
performansları ve havada kalış süreleri göstermelerinin nedeni yapmış oldukları
voleybol sporunda, antrenmanlarında ve müsabakaları esnasında uyguladıkları
interval yüklenmeli sıçramalar olduğu düşünülmektedir. Sporcular
antrenmanlarının veya müsabakalarının herhangi bir diliminde birden çok
maksimal yüklenmeli sıçramalar gerçekleştirmektedirler. Aynı zamanda,
laboratuar ortamında yapılan bu testlerin sporcuyu gerçek anlamda yüksek
performans sergilemek için motive edip etmediği ayrı bir tartışma konusudur.
Çalışmaya katılan voleybolcuların menstruasyon fazında maksimum havada
kalış süreleri, 541.40 ± 51.53 ms, ortalama havada kalış süreleri 527.30 ± 43.57
ms olarak, foliküler fazda maksimum havada kalış süreleri 526.80 ± 42.80 ms,
ortalama havada kalış süreleri ise ; 519 ± 42.30 ms olarak bulunmuştur.
İstatistiksel olarak fazlar arası maksimum havada kalış süreleri ve ortalama
havada kalış sürelerinde herhangi bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05).
Giacomoni ve arkadaşları (2000), herhangi bir düzenleyici kullanmayan 7
sağlıklı kadın sporcu ve düzenleyici kullanan 10 sağlıklı kadın sporcu üzerinde
yapmış oldukları squat sıçrama testi sonuçlarına göre, düzenleyici kullanmayan
kadın sporcuların havada kalış süreleri menstruasyon fazında 482 ± 57 ms,
foliküler fazda 501 ± 68 ms, luteal fazda 492 ± 67 ms olarak tespit etmişlerdir.
Düzenleyici kullanan sporcuların havada kalış süreleri ise menstruasyon fazında
499 ± 38 ms, foliküler fazda 497 ± 44 ms, luteal fazda 492 ± 34 ms olarak
bulunmuştur. İki grup arasında ve grup içi yapılan karşılaştırmalarda istatistiksel
olarak herhangi bir farklılık ortaya çıkmamıştır.
40
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu araştırmada, adolesan voleybolcularda menstrual fazın anaerobik güce ve aktif
sıçrama performansına etkisinin olup olmadığı ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu
nedenle Ankara İli kadın voleybol takımlarının alt yapısında aktif olarak spor
yapan 10 kadın voleybolcu anaerobik güç testi ve aktif sıçrama testlerine tabi
tutulmuşlardır.
Araştırma sonucunda, menstrual fazda ve foliküler fazda ölçümleri yapılan,
sporcuların vücut ağırlıklarında ve vücut yağ yüzdeleri ortalamalarında farklılık
tespit edilmiş olmasına rağmen, istatistiksel açıdan anlamlı farklılık
bulunmamıştır (p>0,05).
Performans testlerinden her iki fazda da uyguladığımız anaerobik güç testi
sonucunda elde ettiğimiz maksimal anaerobik güç (p>0.05), ortalama anaerobik
güç (p>0.05) ve minimum anaerobik güç (p>0.05) verilerini relatif değerleri
olarak karşılaştırılmış ve istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Diğer bir performans testi olan ve her iki fazda da uyguladığımız aktif
sıçrama testi sonucunda elde ettiğimiz maksimal aktif sıçrama yüksekliği (cm)
(p>0.05), ortalama aktif sıçrama yüksekliği (cm) (p>0.05) ve maksimal havada
kalış süresi (ms), ortalama havada kalış süresi (ms) verileri karşılaştırılmış ve
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Adolesan sporcuların performanslarının menstrual dönemde etkilenmediği
çalışmamıza paralel birçok araştırma tarafından desteklenmiştir. Ayrıca kadınlar
tarafından gösterilen sıra dışı performans veya dünya rekorlarının menstruel
döngünün her fazında alınmış olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle kadınların
antrenmanlarının veya yarışmalarının menslerine göre düzenlenmesine gerek
olmadığı söylenebilir. Sporcuların göstermiş oldukları dikey sıçrama
performanslarına menstruasyonun herhangi bir etkisi yoktur.
Bu konuda ve konuyla ilgili yapılacak yeni çalışmalarda; ölçüm alınan
fazların sayısı, benzer testlerin ve deneklerin sayıları artırılabilir. Anaerobik enerji
41
sisteminin baskın olduğu diğer branşlarda aynı test protokolü uygulanarak ölçüm
yapılabilir ve sonuçlar karşılaştırılabilir. Yapılan testler öncesi dinlenik laktat
düzeyleri ölçümü yapılıp, test sonrası toparlanma sürelerine bakılabilir. Sıçrama
tekniğinin önemli rol oynadığı farklı branşlarda aynı test protokolü uygulanarak
ölçüm yapılabilir ve sonuçları branşlar arası karşılaştırılabilir. Yaşlar arası ve
sportif düzeyler arası menstruasyonun fazlarında benzer testler yapılabilir, hem
kronolojik hemde antrenman yaşları farklı sporcularda testlere verilen cevaplar
aranabilir. Laboratuar ortamında gerçekleştirilen testler yerine, anaerobik güç ve
kapasitenin rol oynadığı diğer voleybol becerilerini de kapsayan, saha ortamında
uygulanabilen ve topun da dahil olduğu testler seçilerek gerçek sportif
performansları ölçülebilir.
42
ÖZET
Adolesan Voleybolcularda Menstruasyonun Anaerobik Güce Ve Aktif Sıçrama Performansına Etkisi
Bu çalışmanın amacı, kadın voleybolcularda menstruasyonun anaerobik güce ve aktif sıçrama performansına etkisinin araştırılmasıdır.
Araştırmaya, Ankara İli kadın voleybol takımlarının alt yapısında faaliyet gösteren,
yaş ortalamaları 16.06 ± 0.04 yıl, boy ortalamaları 173.12 ± 4.28 cm, ortalama kiloları 65.42 ± 7.61 kg olan, menstrual döngüleri ortalama 29.40 ± 1.58 gün olan, düzenli olarak antrenmanlara katılan, aynı antrenman yaşına sahip (6 yıl), son 6 aydır menstruasyonunu düzenli yaşayan, herhangi bir düzenleyici (oralkontraseptif) kullanmayan, sağlıklı, 10 adolesan aktif sporcu katılmıştır. Sporculara, menstrual döngülerinin menstruasyon fazında ve foliküler fazında Wingate Anaerobik Güç Testi ve Aktif Sıçrama Testleri uygulanmıştır. İstatistiksel analizi Paired Sample T Test kullanılarak yapılmıştır. Testler sonrası elde edilen anaerobik güç değerleri için relatif maksimum, ortalama ve minimum anaerobik güç verileri arasında istatistiksel fark bulunmamıştır (p>0.05). Maksimum ve ortalama aktif sıçrama yükseklikleri ile maksimum ve ortalama havada kalış süresi değerleri arasında sayısal farklılıklar ortaya çıkmış, fakat bu farklılıklar istatistiksel olarak anlam kazanmamıştır (p>0.05).
Çalışma sonucunda, kadın voleybolcularda menstruasyonun anaerobik güce ve
aktif sıçrama performansına bir etkisi bulunmamıştır. Bunun nedeni; menstrual döngünün menstruasyon fazında ve foliküler fazda, benzer test performanslarının gösterilmesi, sporcuların sahip oldukları antrenman yaşlarıyla alakalı olduğu düşünülmektedir. Sporcuların antrenmanlara sürekli katılımları, farklı zamanlarda maruz kaldıkları benzer yük ve dirençlere verilen cevapları standart hale getirdiği sanılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Aktif Sıçrama, Anaerobik Güç, Menstruasyon.
43
SUMMARY
Effect of Menstruation Anaerobic Power and Active Jumping Performance at Adolescent Volleyball Athletes
The aim of this study; to research effect of menstruation to anaerobic power and active jumping performance at female volleyball athletes.
Research, age average 16.06 ± 0.04 years, an average of height 173.12 ± 4.28 cm, mean weight 65.42 ± 7.61 kg, menstrual cycle’s average 29.40 ± 1.58 day, participating regular training sessions, with same training age (6 years) and living their menstrual cycle regularly in the last 6 months, not use any regulator (oral contraceptive), healthily, active player at young categories in Ankara female volleyball teams, 10 adolescent athletes participated. Wingate Anaerobic Power Test and Active Jumping Test applied to athletes during their menstrual phases and follicular phases. Paired Sample T Test has been used for statistical analysis. We were not found any statistical differences between after test values of relative maximum, average and minimum anaerobic power data (p>0.05). We found numerical differences between maximum and average height of active jumping values with maximum and average flying time. But these differences were not significant statistical difference (p>0.05).
Result, menstruation did not influence anaerobic power and active jump performance at adolescent volleyball athletes. Athletes showed similar performance after tests during their menstrual phases and follicular phases. We thought that reason associated with their training ages. Athletes participation to training sessions like continuously, thought that it has made standard answers to the exposed similar workloads and resistances at different times.
Key Words: Active Jumping, Anaerobic Power, Menstruation.
44
KAYNAKLAR
AÇIKADA, C., ERGEN, E. (1990). Bilim ve Spor. Ankara:Büro-tek Ofset.
AKGÜN, N.(1992). Egzersiz Fizyolojisi, 4.baskı. İzmir. GSGM No:113
ARACI, H., (2001). Okullarda Beden Eğitimi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
AŞÇI, A., (1995). Voleybolda Kuvvet Gelişimi. Voleybol Bilim Ve Teknolojisi Dergisi, 1:10-15.
AYIK, A., (1997), Kadın Sporcularda Menstrual Dönemde Maksimal Egzersiz Testi Sonrası Kan
Laktat ve Amonyak Ölçümlerinin Karşılaştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Sivas.
BAACKE, H.,Dr., Voleybol Antrenmanı Üst Düzey Koç ve Takımlar İçin El Kitabı, Cilt 1, s: 16
Çev: Ekim PEKÜNLÜ, Voleybol Antrenörler Derneği, ,İstanbul
BOTCAZOU, M., GRATAS-DELAMARCHE, A., ALLAİN, S., JACOB, C., BENTUE-
FERRER, D., DELAMARCHE, P., ZOUHAL, H. (2006), Influence Of Menstrual Cycle
Phase On Catecholamine Response To Sprint Exercise İn The Women. Appl Physiol Nutr
Metab. Oct;31 (5):604-11.
BRYZCKİ,M. (1988). Pliometrics. Http://Champbooksandvideo.Site.Yahoo.Net. Erişim Tarihi:
2010
BUSHMAN, B., MASTERSON, G., NELSEN, J., (2006). Anaerobic PowerPerformance And The
Menstrual Cycle: Eumenorrheic And Oral Contraceptive Users.
CONSTANTİNİ, NW, DUBNOV G, LEBRUN CM. (2005). The Menstrual Cycle and Sport
Performance. Clin Sports Med. Apr; 24 (2) p.: 51-82.
ÇAKMAKLI, E., SANİOĞLU, A., PATLAR, S., ÇAKMAKÇI, O., ÇINAR, V. (2005).
Menstruasyonun Anaerobik Güce Etkisi, Spormetre, Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri
Dergisi, 3 (4) p.: 145-149.
ÇAVLICA, B. (2006) Menstrual Fazların Elit Voleybolcularda Aerobik, Anaerobik Kapasite, Ağrı
Eşiği ve Ağrı Toleranslarına Etkisi, Yüksek Lisans Tezi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Celal
Bayar Üniveristesi,
DİBREZZO, R.O., FORT, I., (1990). Dynamıc Strength and Work Variatons During Three Stages
of The Menstrual Cycle. Year Book of Sports Medicine 12 (3) p.: 30-32.
DİNÇER, M. H, (1999). Koç Rehberi, İzmir.
45
DOMBOVY, M.L., BONEKAT, H.W., (1987), Exercises performance and ventilatory response in
the menstrual cycle. Med.Sci.Sports Exercises, April; (19), (2), 111-7.
DÜNDAR, U., (l994) Antrenman Teorisi 2. Baskı, Ankara, 17-20.
ELKER, M. E., (2005). http://dksk.styxstudios.com/faydalibilgiler/antrenman/eminelk er/2.php
Erişim Tarihi: 12. 02. 2012
ERTAŞ B, ERSÖZ G., (2002). Bayan Yüzücülerde Farklı Menstruasyon Dönemlerinin Seçilmiş
Performans Kriterlerine Etkileri. 7.Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi. Ekim,
ANTALYA.
FOMİN, S.K., PİVOVAROVA, V.I., VORONOVA, V.I., (1989). Changes in the Working Special
Capacity and Mental Stability of Well-Trained Women Skiers at Various Phases of the
Biological Cycle. Sports Training Med. Rehab. p.: 89-92.
FOX, E. L., BOWERS, R. W. , FOSS, M. L., (1999). Beden Eğitimi ve Sporun Fizyolojik
Temelleri. Ankara, Bağırgan Yayınevi, s.: 290, Ankara.
FRÖHNER, B. (1999). Volleyball Spiele. Çeviri: CENGİZ, A. Ankara, Bağırgan Yayınevi,
1.Baskı.
GAMBERALE, F., STRINDBERG, L., WAHLBERG, I., (1975). Female Work Capacity During
The Menstrual Cycle. Physiological and Psychological Reactions. Scand J Work Environ
Health. Jun;1(2):120-7.
GANONG, W. F., (1995), Tıbbi Fizyoloji, Barış Kitabevi, 17. Baskı,İstanbul..
GİACOMONİ, M., BERNARD, T., GAVARRY, O., et al., (2000). Influence of the menstrual
cycle phase and menstrual symptoms on maximal anaerobic performance. Med Sci Sports
Exercise. 32 (2), p.: 486– 492.
GUYTON, A.C. , HALL, J.E., (2006). Textbook of medical physiology, USA. Elsevier Inc.
Hackney 11th Ed.
GÜNAY, M., (1998) Egzersiz Fizyolojisi. Bağırgan Yayınevi, Ankara, (69), s.: 37-57.
GÜVENMAN, B., (2007) Sporcu ve Sedanter Bayanlarda Menstrual Siklusun Farklı Fazlarında
Bazı Fizyolojik Parametreler ve Reaksiyon Zamanı Etkilenimi, Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya Üniversitesi.
GORDON, J. D., SPEROFF, L., (2003). Klinik Jinekolojik Endokrinoloji ve İnfertilite El Kitabı.
Nobel Tıp Kitabevi 1. Baskı, İstanbul.Çeviren: IŞIK , A.Z., VİCADAN, K.
HATEMİ, H., (2002). Endokrinoloji, Yüce Reklâm Yayım Dağıtım, İstanbul.
HAZAR, S. Egzersiz Fizyolojisi Ders Notları, Niğde Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor
Yüksekokulu, Niğde.
46
HAZIR, T., AKDOĞAN, B., AÇIKADA, C., (2011) Menstrual Döngü Fazlarının Tekrarlı Sprint
Performansı ve Aktif Toparlanma Esnasında Kandan Laktik Asitin Uzaklaştırılma Hızına
Etkisi, Spor Bilimleri Dergisi, Hacettepe Journal Of Sport Sciences, 22 ( 3 ), 115-123
HORTON, T. J., MİLLER, E. K., GLUECK, D., TENCH, K.., (2002). No Effect of Menstrual
Cycle Phase on Glucose Kinetics and Fuel Oxidation During Moderate-İntensity Exercise.
Am J Physiol Endocrinol Metab. 282 (4), p.: E752-E762.
HUMAN KİNETİCS PUBLİSHERS. (1997). Coaching Youth Volleyball. ABD.
Çeviri: YENİÇERİ, S., HİNDİSTAN, Y.S. Beyaz Yayınları, 1998. İstanbul.
JANSE de JONGE, X.A., (2003), Effects of Menstrual Cycle on Exercises Performance. Sports
Med. 33 (11), p.,833-51.
KABALAK, T., YILMAZ, C., TÜZÜN, M., (2004). Endokrinoloji El Kitabı, 2.Baskı, İzmir
Güven Kitabevi, İzmir.
KALYON, T. A., (2000). Spor Hekimliği, Gata Basımevi,5. Baskı, Ankara.
KARACAN, S. (2000). Bayan Sporcularda Menstruasyon ve Premenstrual Sendromun Bazı Temel
Motorik Özelliklere ve Fizyolojik Parametrelere Etkisi, Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve
Spor Anabilim Dalı, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Ankara.
KARAKAŞ, S.E., (1987). Sporcu Sağlığı. Kayseri, Erciyes Üniversitesi Yayınları.
KAYNAK, K. (1997). Türkiye II. Ligindeki Yer Alan Bazı Voleybol Takım Oyuncularının
Müsabaka Dönemindeki Fiziksel Parametrelerinin Karşılaştırılması Erciyes Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kayseri s.: 11- 12, 25- 27.
KILIÇ, İ., DERMAN, O., KANBUR, N., (2005). Adolesan Jinekolojisi. Katkı Pediatri Dergisi;
27(4), s.; 293-316
KNİGHT, C., (1997). Pliometrics: An Explosive Edge. Heat Volleyball Magazine. 1 (3).
KOCA, C., Kadınların Spor Tarihi Bir Mücadele Tarihidir. www.cinisyetvespor.org, Erişim
Tarihi: 18.12.2011.
KÜÇÜK, S., ÖZGİDER, C., (2010) Bayan Voleybolcularda Menstruasyonun Sportif Performans
Üzerine Etkisinin Araştırılması, 3. Ulusal Spor Bilimleri Öğrenci Kongresi, 19-20 Mayıs,
Çanakkale.
KÜÇÜKDURMAZ, A., (2000). “Yıldız Erkek Voleybolcularda Derinlik Sıçramasında Kırılma
Yüksekliği Ve Farklı Kuvvet Değerleri Arasındaki İlişki” (Yayınlanmış Bitirme Projesi).
Ankara, H.Ü. Spor Bilimleri Ve Teknolojisi Y.O.
47
LEBRUN, C.M., RUMBALL, J.S., (2001), Relationship Between Athletic Performance And
Menstrual Cycle. Curr Womens Health Rep. Dec; 1(3), s.; 232-240.
LİND, A. R., PETROFSKY, J. S., (1976). Isometric Strength and Endurance During The
Menstrual Cycle, J. Appl Physiol 35,p; 1-10.
MASTERSON, G., (1999), The Impact of Menstrual Phases on Anaerobic Power Performance in
Collegiate Women, Journal of Strength and Conditioning Research, 13(4), 325–329.
NAVEED, K. S., MD, BRUCE, R. C., MD., (2005). The Norman Menstrual Cycle And The
Control Of Ovulation.endotext.com,
http://www.progesteronetherapy.com/progesteronelevels.html#ixzz1jweZNydx
ÖZDEMİR, R., KÜÇÜKOĞLU, S., (1993). Bayan Sporcularda Menstruasyonun Sürat ve
Dayanıklılığa Etkisi. Spor Bilimleri Dergisi, Cilt: 4, Sayı: 4.
PARK, S.K., STEFANYSHYN, D.J., RAMAGE, B., HART, D.A., RONSKY, J.L., (2009).
Relationship Between Knee Joint Laxity and Knee Joint Mechanics During the Menstrual
Cycle. Br J Sports Med. 43 (3): p.: 174-179.
PETROFSKY, J, AL MALTY A, SUH HJ., (2007). Isometric Endurance, Body and Skin
Temperature and Limb and Skin Blood Flow During The Menstrual Cycle. Med Sci Monit.
13 (3), p.: 111-117.
POORMANS, J.R., (2004) Principles of exercise Biochemistry, Karger, Brussels, 3nd Ed.
RECHİCHİ C, DAWSON, B., (2009). Effect of Oral Contraceptive Cycle Phase on Performance
in Team Sport Players. J Sci Med Sport. 12(1): 190-195.
RECHİCHİ C, DAWSON, B., GOODMAN, C., (2008). Oral Contraceptive Phase Has No Effect
on Endurance Test. Int J Sports Med. 29(4): 277-281.
SEVİM, Y., (2002). Antrenman Bilgisi, Nobel Yayın Dağıtım,7.Baskı, Ankara.
SLOAN, A. WEİR, J., (1980) Nomograms for Prediction of Body Density and Total Body Fat
from Skinfold Measurements. J Sports Med; 20:413-422.
SMEKAL, G., DUVILLARD, S.P.V. , (2007). Menstrual Cycle: No Effect on Exercise
Cardiorespiratory Variables or Blood Lactate Concentration , Institute of Sports Sciences,
Department of Sport Physiology, University Vienna, Vienna, AUSTRIA.
STOJANONİC, T. , KOSTİC, R., (2002). The Effects Of Plyometric Sport Training Model On
The Development Of The Vertical Jump Of Volleyball Players, Facta Universitatis,
Physical Education and Sport, Vol. 1, No 9, p.:11-12.
ŞAHİN, F.N., (2011), Farklı Branşlardaki Kız Sporcuların Spora Başlama Yaşı, Menarş Yaşı ve
Üreme Hormon Seviyelerinin Analizi, Türkiye Klinikleri J Sports Sci 2011; 3(2): 47-55.
48
TORUN, S., (2004), Sporcularda Menstruasyonun Performansa Etkisi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yüksek Lisans Tezi, Sakarya.
TURNAGÖL, H. H., (1995). Voleybol Fizyolojisi, Voleybol Bilim ve Teknolojisi Dergisi, H.Ü.
Spor Bilimleri Teknolojisi Yüksekokulu, Ankara, s.: 14,16,17.
TÜRKMEN, K., (1994). Egzersiz Yapan Bayanlarda Egzersizin Menstruasyona Etkisi, Gazi
Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı, Sağlık Bilimleri
Enstitüsü,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
TSAMPOUKOS, A., PECKHAM, E. A., JAMES, R., NEVİLL, M. E., (2010). Effect of Menstrual
Cycle Phase on Sprinting Performance. Eur J Appl Physiol.
ULUÖZ, E., (2007). 16-22 Yaş Bayan Voleybol Oyuncularında Hipermobilite Ve Bazı
Antropometrik Özellikler İle Yaralanma Durumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi,
Çukurova Üniveristesi Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, Adana.
ÜSTDAL, M., KÖKER, H., (1998). Sporda Yüksek Performans Nasıl Kazanılır, Nobel Tıp
Kitabevi, 1. Baskı, İstanbul.
YAŞAR, S. (1997). Antrenman Bilgisi, Ankara, 1.Baskı, s.: 17-33, 172-216.
YÜKTAŞIR, B. ŞEMŞEK, Ö. , ÇOKNAZ, H., MİRZEOĞLU, D., MİRZEOĞLU, N. (2000). A-2
Liginde Oynayan Bir Bayan Voleybol Takımının Sezon Öncesi Hazırlık Dönemi
Antrenmanlarının, Voleybolcuların Fiziksel ve Fizyolojik Özelliklerine Olan Etkisi,
Voleybol Bilim ve Teknolojisi Dergisi Sayı 1, s.: 16-22
ZORBA, E., (2001). Fiziksel Uygunluk, Gazi Kitabevi ,2.Baskı, Muğla.
WEARİNG, M. P., YUHOZ, M. D., CAMPELL, R., (1972). The Effect of Menstrual Cycle on
Tessts of Physicial Fitness. J. Sports Med Phys Fitness 12, p.:38-41.
WESCHLER, T., (2002). Taking Charge of Your Fertility. New York: HarperCollins. Revised Ed.
WİNER-MURAM, H. T., EMERSON, D. E., MURAM, D., (1989). The sonografic features of
the peripubertal ovaries. Adolesc Pediatr Gynecol. 2: p.: 160.
49
EK‐1
ÖLÇÜM FORMU
Adı Soyadı : ………………………..
Doğum Tarihi : ….. / ….. / ………. Boy Uzunluğu (cm) :
Antrenman Yaşı : ……………………….
Vücut Ağırlığı (kg) :
ANTROPOMETRİK ÖLÇÜMLER
DERİ KIVRIMI ÇEVRE ÇAP
Subscapula : …… / …… Biceps : …… / …… Humerus Bk. : …… /
Triceps : …… / …… Flex. Biceps : …… / …… Femur Bk. : …… /
Biceps : …… / …… El Bileği : …… / ……
Mid‐Axilla : …… / …… Baldır : …… / ……
Abdominal : …… / …… Karın : …… / ……
İliac crest : …… / …… (Suprailiac–1)
Supraspinal : …… / ……
Suprailiac–2 : …… / ……
Uyluk : …… / ……
Baldır : …… / ……
50
Ek 2
Adolesan Voleybolcularda Menstruasyonun Anaerobik Güce Ve Aktif
Sıçrama Performansı Üzerine Etkisinin İncelenmesi Amacı ile Yapılacak Bir
Çalışma İçin
Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu (BGOF)
Düzenli antrenman yapan takım sporcularında menstruasyonun anaerobik
güce ve aktif sıçrama performansı üzerine etkisini araştırmak için bir çalışma
yapmaktayız.
Araştırmamızın adı “Adolesan Voleybolcularda Menstruasyonun Anaerobik
Güce ve Aktif Sıçrama Performansına Etkisi” dir.
Sizin de bu araştırmaya katılmanızı arzu etmekteyiz. Çalışmaya katılım
gönüllülük esasına dayalıdır. Aşağıda araştırma hakkında bilgiler yer almaktadır.
Bu bilgileri okuduktan sonra araştırmaya katılmak isterseniz formu imzalayınız.
Araştırmaya katılmanız; sizin menstrual döneminizde yaptığınız antrenman
ve katıldığınız müsabakalarda; antrenörlerinizin ve spor uzmanlarının ,sizin
,içinde bulunduğunuz durum hakkında daha fazla bilgiye sahip olup, elde edilen
verilere göre size daha uygun bir antrenman programı hazırlamalarını ve
müsabaka içi performanslarınızı kontrol etmelerini sağlayabilecektir. Bütün bu
şartlar göz önünde tutulduğunda menstruasyon döneminizdeki performans verileri
önemli rol oynayacaktır.
Voleybol, kısa süreli maksimal yüklenme ve uygun dinlenme periyotlarının
ardısık biçimde uygulandığı ‘interval özellikli’ bir spor dalıdır. Voleybolda %90
anaerobik enerji sistemi ve %10 aerobik enerji sistemi kullanılmaktadır. Bu
yüzden voleybol sporunda baskın enerji sistemi anaerobik sistemdir. Dikey
sıçrama da, bu spor dalında hücum ve savunma performansını etkileyen önemli
motor becerilerin basında yer alır. Voleybol temel tekniği içinde yer alan, blok,
smaç ve file hareketleri ani patlayıcı gücü gerektirir. Oyun içindeki sıçramalar
genellikle maksimal şiddette hızlanma adımı kullanılarak/kullanılmadan 1 veya
ardısık 2-3 tekrar ile yapılır. Bu süreç içinde uygulanan maksimal şiddetteki
aktivitelerde vücuttaki hazır ATP ve CP’nin baslıca kullanılan enerji yolları
olduğu belirtilmektedir.
51
Günümüz voleybol sporunda sporcuların sahip oldukları anaerobik güç
kapasiteleri, uzun süren ralli ve uzayan setlerdeki performansı etkilemektedir.
Özellikle kadın sporcularda bu anaerobik gücün menstruasyondan nasıl
etkilendiği önem kazanmaktadır.
Menstrual dönem süresince bayanların sportif performansı birçok
araştırmacı tarafından incelenmiştir. Yapılan çalışmalardan da yola çıkarak
follikül dönemin farklı evrelerinde ölçümler alınmasının menstrual döngüdeki
performans değişiklikleri hakkında daha doğru sonuç vereceğini
düşündürmektedir. Menstrual dönemde hormon ve kan değerlerinde değişiklikler
oluşmaktadır. Bu değerlerde oluşan bu dönemsel değişikliğin anaerobik güce ve
aktif sıçrama performansına bir etkisi olup olmadığına bakılacaktır. Bu konu
araştırmacıları menstrual döngünün performans açısından pozitif ve ya negatif
etkileri olup olmadığı konusunda çalışmalar yapmaya yönlendirmiş ve
literatürdeki bu araştırmalar değişik noktaları aydınlatmaya yönelik çalışmalar
olmuştur.
Anaerobik güç kısa süren yüksek şiddetli kas aktivitelerinde bireyin
fosfojen sistemini kullanma yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Anaerobik
kapasite ise anaerobik glikoz ve fosfojen sisteminin kombinasyonundan elde
edilen toplam enerji miktarı olarak tanımlanmaktadır. Anaerobik güç ve
kapasiteyi ölçmeye yönelik testler çok yüksek şiddetle birkaç saniye ya da birkaç
dakikada yapılan egzersizleri içeren testlerdir. Wingate anaerobik testi (WanT) de
anaerobik performansın hem laktasit(ortalama güç) hem de alaktasit(zirve güç)
bileşeni hakkında bilgi verebilen anaerobik özelliği belirlemeye yönelik
testlerden birisidir. WanT testi 30 saniye süresince sabit bir yüke karşı maksimal
hızda pedal çevirmeye dayanır. Uygulanacak sabit yük en yüksek mekanik gücü
sağlayacak şekilde belirlenir.
Aktif sıçrama testi; sporcunun sıçrama yüksekliğini santimetre ( cm )
cinsinden ölçmek için kullanılan bir testtir. Yapılan dikey sıçramaları, uçus süresi
üzerinden kinematik yasalara göre hesaplamaktadır. Uçuş süresinden yola çıkarak
geliştirilen elektronik test aleti (Omega Wave Teknologies / LLC Portland OR /
USA) olarak isimlendirilmiştir. Test şekli katılımcıların matın ( temasa duyarlı
düzenek ) üzerine çıkarak, dik duruş pozisyonundan eller belde olacak şekilde
52
aşağı doğru hızlı bir çökme hareketi ile başlar , yukarı doğru maksimum kuvvetle
sıçraması ve mat üzerine konmasıyla sona erer.
Araştırma için yapılacak harcamalarla ilgili, katılımcı olarak herhangi bir
parasal sorumluluk altına girmeyeceksiniz. Size ve sizin sosyal güvenlik
kurumunuza herhangi bir maddi yük getirmeyecektir. Size de bir ödeme
yapılmayacaktır.
Wingate anaerobik güç testi sırasında oluşabilecek riskler:
1-) Genel olarak yüksek efor ve performansa bağlı olarak test bitiminde
başınız dönebilir.
2-) Düşük bir ihtimal de olsa mide bulantısı baş dönmesi olabilir ve buna
bağlı olarak istifra edebilirsiniz.
Antropometrik Ölçümlerin getirebileceği olası riskler: Bu ölçümlere
bağlı olarak herhangi bir risk söz konusu değildir.
Yapılacak bu testlerin getireceği olası yararlar: Yapılan bu testler
sayesinde menstruasyon döneminde anaerobik güç ile aktif sıçrama performansı
derecelerinin belirlenmesi sağlanacaktır. Böyle bir analiz sonucunda yeni bir
antrenman programı düzenlenebilir.
Araştırmaya 12 kişi katılımcı olarak testlere katılacaktır. Bu katılımcıların
16 yaşında olması arzu edilmektedir.
Bu çalışma Ankara Üniversitesi Tandoğan Kampüsü’nde bulunan Beden
Eğitimi Ve Spor Yüksek Okulu performans laboratuarında yapılacaktır.
Testlerin uygulanması sırasında laboratuar sorumlusu Araş. Gör. Dicle Aras
‘ın kontrolü altında , Sorumlu Araştırmacı Sadi Ön tarafından yapılacaktır.
Bu araştırmaya katılmak zorunda değilsiniz ve katılmayabilirsiniz.
Araştırmaya katılmanız konusunda zorlayıcı bir davranışla karşılaşmayacaksınız.
Katılımcı olarak bu araştırmanın herhangi bir aşamasında mazeret
göstermeksizin araştırmadan ayrılabilirsiniz.
Kişisel bilgilerinizin gizliliği esas alınacaktır.
53
Bu açıklamalar doğrultusunda bir katılımcı adayı olarak;
Bana yapılan tüm açıklamaları ayrıntılarıyla anlamış bulunmaktayım. Kendi
başıma belli bir düşünme süresi sonunda adı geçen bu araştırma projesinde
“katılımcı” olarak yer alma kararını aldım. Bu konuda yapılan daveti gönüllü
olarak kabul ediyorum.
İmzalı bu form kağıdının bir kopyası bana verilecektir.
Katılımcı
Adı, soyadı: Tel.
Adres: İmza
Katılımcı Velisinin
Adı, soyadı: Tel.
Adres: İmza
Görüşme tanığı
Adı, soyadı: Tel:
Adres: İmza:
Katılımcı ile görüşen araştırmacı
Adı soyadı, unvanı: Tel:
Adres: İmza:
54
ÖZGEÇMİŞ
BİREYSEL BİLGİLER
Adı : Sadi
Soyadı : ÖN
Doğum Yeri ve Tarihi : NİKSAR / 10.01.1983
Uyruğu : T.C.
Medeni Durumu : Evli
Askerlik Durumu : Tecilli
İletişim Adresi ve Telefonu : 2.Cadde 63/3 Bahçelievler Çankaya/Ankara 0506 711 96 97
EĞİTİM BİLGİLERİ
2009 - ...... Ankara Üniveristesi Beden Eğitimi Ve Spor Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programı
2003-2008 Hacettepe Spor Bilimleri Ve Teknolojisi Yüksek Okulu Spor Bilimleri Programı
1998-2000 Niksar Danişmend Gazi Lisesi
1994-1998 Niksar Anadolu Lisesi
1989-1994 Niksar Büyük Ata İlkokulu
Yabancı Dili İngilizce / ÜDS 55.00
MESLEKİ DENEYİMİ
2009 – 2012 M.K.E. Ankaragücü Spor Kulübü Bayan Voleybol Takımı P.A.V. Takım Antrenörlüğü
2008 - 2012 M.K.E. Ankaragücü Spor Kulübü Bayan Voleybol Takımı Konsiyonerliği
2008 – 2012 M.K.E. Ankaragücü Spor Kulübü Bayan Voleybol Takımı A Takım Yardımcı Antrenörlüğü (2. Lig Şampiyonluğu)
2008 - 2012 M.K.E. Ankaragücü Spor Kulübü Bayan Voleybol Takımı A Takım Kondisyonerliği(2. Lig Şampiyonluğu)
55
2008 - 2012 M.K.E. Ankaragücü Spor Kulübü Bayan Voleybol Takımı Genç ve Yıldız Takım Antrenörlüğü
09/2008-11/2008 Çankaya Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü A Takım Yardımcı Antrenörlüğü
05/2008-06/2008 Numune Özcan Spor Kulübü Genç Takımı Türkiye Finalleri Yardımcı Antrenörlüğü
04/2008-05/2008 Numune Özcan Spor Kulübü Genç Takımı Türkiye Yarı Finalleri Yardımcı Antrenörlüğü
04/2008-06/2008 Numune Özcan Spor Kulübü Yıldız Takım Antrenörlüğü 09/2007-04/2008 Maliye Gençlik ve Spor Kulübü A Takım Namağlup 2. Lig
Şampiyon Stajer- Yrd. Antrenör
09/2006-05/2007 Spor-Med Kız Voleybol Spor Okulu Antrenörlüğü