ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da...

298
Şaban AKBABA örneklerle BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o yapıtların yararlandığı 1

Transcript of ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da...

Page 1: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Şaban AKBABA

örneklerle

BURSA’DA YAZIN

(EDEBİYAT)

Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o yapıtların yararlandığı kaynakların

yazarlarına, ayrıca yazın çalışmalarından örnekler aldığım yazıncılara saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

1

Page 2: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

İÇİNDEKİLER:

I.BÖLÜM:BURSA’DA YAZIN(EDEBİYAT)INBESLENDİĞİ KAYNAKLAR:*Sekiz bin yıla varan tarihi geçmişi : *Deniz, dağ, ova çeşitlemesinin bireşimi olan doğası:*Osmanlı Devleti’ne yüz yıl kadar başkentlik yapmış olması:*Tarihi boyunca sürgün yeri olarak görülmesi:*Mistik kimliğinin kabul görmesi:*Mitoloji kimliğinin kabul görmesi:*Tarım, sanayi ve turizm kenti olmasıve Anadolu’dan yoğun göç alması:II.BÖLÜM:BURSA’DA YAZINCILAR:YAZARLAR-ŞAİRLER: 1.Eski Bursa Yazını ve Yazıncıları : 2.Osmanlı Öncesi Bursa Yazını ve Yazıncıları : 3.Bursa Yazını ve Yazıncıları3.a)Bursalı Halk Yazını ve Yazıncıları:3.b) Bursalı Divan Yazını ve Şairleri : 3.b BÖLÜMÜ İÇİN ÖRNEKLER EK –A.4.Bursa Yazınında Düzyazı Yazarları ve Yapıtları : 4. BÖLÜM İÇİN ÖRNEKLER EK- B.4.Bursa Doğumlu Yazıncılar : 4.a) Cumhuriyet Öncesi Yaşamış Yazıncılar:4.a BÖLÜMÜ İÇİN ÖRNEKLER EK –C.4.b)Cumhuriyet Sonrası Yaşamış, Yaşamakta Olan Yazıncılar:4.b BÖLÜMÜ İÇİN ÖRNEKLER EK –D.5.Bursa’yı Yapıtlarına Konuk Eden Yazıncılar : 5. BÖLÜM İÇİN ÖRNEKLER EK –E.6.Yazılarında Bursa’dan Söz Eden Yabancı Gezginler : 6. BÖLÜM İÇİN ÖRNEKLER EK –F.III.BURSA’YA DAİR YAPITLAR:A.VEFEYATNÂMELERB.ŞEHRENGİZLERC.DİVANLAR-MESNEVİLER:D.ŞUARA TEZKİRELERİ(ŞİİR ANTOLOJİLERİ):E.ROMAN-ÖYKÜ-ŞİİR-v.d YAZIN KİTAPLARI:F.YAZINLA İLGİLİ SANAT KURUMLARI:G.YAZINSAL ETKİNLİKLER:IV. SÜRELİ YAYINLAR ( YAZIN DERGİLERİ): Cumhuriyetten önce çıkan önemli Bursa dergileri:B)Cumhuriyetten sonra çıkan önemli Bursa Dergileri:1)2008’ kadar var olan dergiler:2)2008 itibariyle yaşayan dergiler:V. YAZINLA İLGİLENEN GAZETELER-TELEVİZYONLAR:VI. BÖLÜM: SONUÇVII.BÖLÜM: DİPNOTLAR-KAYNAKLAR:

2

Page 3: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Şaban AKBABA

1954 yılında Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Bardaklı köyünde doğdu.Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki köylerde ilkokul, Almanya’nın Hamburg kentinde Türkçe ve Kültür

Dersleri Öğretmeni olarak (beş yıl) görev yaptı. Öğretmenliğini Bursa Bilim ve Sanat Merkezi’nde Yönetici olarak sürdürmektedir.

Şiir, öykü ve düz yazıları çeşitli dergilerde, gazetelerde ve antolojilerde yayınlanan Şaban AKBABA’nın birçok ödülü ve yayınlanmış on sekiz kitabı bulunmaktadır.

KAZANDIĞI ÖDÜLLER:*1985/15.Mut Karacaoğlan Kültür-Sanat Şenliği Folklör Araştırması BİRİNCİLİK,*1985/İstanbul Akademi Kitabevi Çocuk Yazını BAŞARI,*1986/ Ankara Oluşum Dergisi, 'Atatürkçü Düşünce Ve Gençliğin Eğitimi'konulu inceleme

yarışması MANSİYON,*1989/ Eşkişehir, 1.Uluslar Arası Yunus Emre Kültür-Sanat Haftası 'Yunus Emre'nin Felsefesi'

Konulu Şiir Yarışması BİRİNCİLİK,*1990/Kırıkkale Petrol İş Sendikası 2. Geleneksel Şiir Yarışması ŞEÇİCİ KURUL ÖZEL ÖDÜLÜ*1990/İstanbul Cumhuriyet Gazetesi 'Yunus Nadi Yayınlanmamış Röportaj' ÜÇÜNCÜLÜK,*1993/Eşkişehir, VIII. Yunus Emre Kültür-Sanat Haftası 'Yunus Emre'nin Felsefesi' Konulu şiir

Yarışması ÜÇÜNCÜLÜK,*1995/Ankara Damar Edabiyat Dergisi ve Çankaya Belediyesi İlkbahar Öykü Şiir Ödülleri, Çocuk

Şiirleri Yarışması ÜÇÜNCÜLÜK Ödülleri...YAYIMLANAN KİTAPLARI:1.GÜNEŞİN KONAĞI, Şiir.2.YÜREĞİM KOYNUNDADIR, Şiir, Gerçek Sanat Yayınları.3.KAFESSİZ BİR DÜNYA, Gerçek Sanat Yayınları, Akademi Kitabevi ‘Başarı Ödüllü’, çocuk romanı.4.GÜNEŞİDE GETİR BİZE, Çankaya Belediyesi yayınları. Damar-Çankaya Belediyesi ‘Üçüncülük

Ödüllü’ çocuk şiirleri.5.NAZİK KIZ, Kültür Bakanlığı Yayınları, Karacaoğlan Kültür-Sanat Şenliği, “Folklor Araştırma”

“Birincilik Ödüllü” öykü.6.KOLONYA KOKULU MENDİL 10+yaş romanı, Ceylan Yayınları.7.IŞIĞA YOLCULUK, 12+yaş romanı, Ceylan Yayınları. 8.PENCEREMDEN SIZAN IŞIK: HAMBURGER YAZILAR, Avrupa ve Almanya (gezi, gözlem,

inceleme ve röportaj) yazıları, Kültür Bakanlığı Yayınları.9.SEVGİ ANA,10+yaş şiirleri, Ceylan yayınları.10.KARDAN ANNE,12+yaş,roman, ATP Yayaınları.11.BAĞDATLI MAYMUN,fantastik kurgu,Papirüs Yayınları.12.ÜLKEMİN GÜZEL YÜZLERİ,şiir, Kül Sanat Yayınları.13.CHE SEVGİSİ, öykü, Ceylan Yayınları.14.GÜLDEREN’İN DEDESİ, çocuklara öykü, Morpa Yay.15.BURSA’DA YAZIN, araştırma, M.K.Paşa Kült.San. Dern. Yay.16.BİLSEMLİ SANATÇILAR,derleme, Bursa Bil. Ve San. Merk. Yay.17.ÖYKÜ DOSTLUĞU, I.Bursa Öykü Günleri bildirileri, söyleşileri, Siyahbeyaz Yay.18.DERİ’N, roman, Sone Yayınları.19.DELİ CİN DİYOR Kİ, Kurgu K. Merk. Yay.

Şaban Akbaba halen Çinikitap ve Patikalar Dergisi Yayın Kurulu Üyesi, Pen Türkiye Merkezi Üyesi,

Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi, Edebiyatçılar Derneği Genel Yönetim Kurulu Üyesi, Bursa Temsilcisi ve

Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) Başkanıdır.

3

Page 4: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

“Su” ayetiyle başlar Bursa Suresi su gibi akar

zamana koşut...” Ş.Akbaba/BURSA SURESİ1

I.BÖLÜM:BURSA’DA YAZIN(EDEBİYAT)IN

BESLENDİĞİ KAYNAKLAR:

Bursa, yazın(edebiyat) bağlamında; görkemli tarihi geçmişine, üstünde oturduğu sekiz bin yıllık kültürel kalıtına ve ülkemizin büyüleyici doğa güzelliğine sahip beşinci büyük “kent”i olmasına karşın görkemli değilse de, göz ardı edilemeyecek; “sorunlu” ama küçümsenemeyecek bir birikime sahiptir. Bu birikimi besleyen temel tarihi, toplumsal, doğal kaynakları birkaç başlık altında toplayabiliriz:

*Sekiz bin yıla varan tarihi geçmişi :

Süleyman Peygamber efsanesiyle başlar Bursa’nın yeryüzündeki varlığı. Sekiz bin yıl önce… Ama kent özelliğini kazanabilmesi için Mys(M.Ö.VII.ve VI.yy.) ve ardılı Bithynia uygarlıklarını (M.Ö.V.yy.) beklemiştir. Daha sonra Roma, Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetiyle süren üç bin yıllık “kent”, tarihi boyunca oldukça önemli uygarlıklara beşiklik etmiş, savaşlarla, göçlerle sürekli ve yoğun alt-üst oluşlar yaşamıştır.

“Prusa, Mysia Olymposu(Uludağ) eteklerinde kurulmuştur ve iyi idare edilen bir kenttir. Phrygyalılar ve Mysialılarla sınır komşusu olan kent

1.Bursa’nın plakasınca 16 bölüm ve kentleşme biçimince çarpık yapılı olan bu şiir Osmangazi Belediyesi “Ahmet Hamdi Tanpınar Şiiri ve 2002 Bursa Şiirleri” adlı kitapta, tam anlamıyla katledilmiş (üç bölümü, birçok dizesi, hatta sözcüğü atılmış ve tüm dizeleri sayfanın soluna yaslanmış) olarak yayımlandığı için bu çalışmanın sonuna aslı alınmıştır.

4

Page 5: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Kroisos’a karşı savaşan Prusias tarafından kurulmuştur.” (Amasylı Strabon, antikçağ gezgini, Geographika adlı yapıtından.)

Buruk bir büyüyle canlandı her şeygarip bir efsunla, yıkılınca Atussa

donunca zaman tek bir soluktaPrusa Bursa oluverdi ansızın.

(Ş.Akbaba, Bursa Suresi adlı şiirinden)

*Deniz, dağ, ova çeşitlemesinin bireşimi olan doğası:

Bütün tarihi boyunca “yeşil” betimlemesini hak ederek yaşayagelen Bursa göz kamaştırıcı, devinimli, renkli ve değişik formlardaki doğal güzellikleriyle yazın insanlarına esin kaynağı olmuştur. On üçüncü yüzyılda yazılan vefeyatnâmelerde, 13-14. yüzyıllardan başlayarak yazılan divanlarda (divan şiirlerinde), Bursa şehrengizlerinde Bursa’nın doğal güzelliklerinden sıkça söz edilmektedir. Özellikle Lamii Çelebi’nin(16.yy.) “Şehrengiz-i Bursa”sı bu bağlamda oldukça önemlidir. Karacaoğlan’ın dizelerinde bile Bursa’nın bu görkemi yansımaktadır:

”Şu benim mekânım şu benim yolumAradım yuvayı Bursa’da buldun Güzeller çok imiş eğlendim kaldımKokar menevşesi gülü Bursa’nın

Hak’tanm’olur bu yerlerin yapısıEvliya mekânı murat kapısıAldı beni güzellerin kokusuKokar menevşesi gülü Bursa’nın.”

Ayrıca çok sayıda çağdaş yazın insanının çok çeşitli yapıtında Bursa’nın bu güzelliklerinden önemli esintiler vardır. Evliya Çelebi’yse Bursa’nın bu bağlamdaki en karakteristik özelliğini bir tümceyle simgeleştirmiştir: “Bursa, sudan ibarettir vesselam!”

*Osmanlı Devleti’ne yüz yıl kadar başkentlik yapmış olması:

5

Page 6: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bursa, Osmanlı’nın ilk başkenti olarak hem başkent olduğu süreçte, hem

de bu misyonunun çeşitli biçimlerde sürmesi gibi nedenlerle Başkent olmadığı zamanlarda da hep ilgi görmüş, önemli külliyelerin, sayısız türbelerin, medreselerin, camilerin, köprülerin, han, hamam kültürlerinin ürediği, yaşama geçtiği, yaşamı doğrudan etkilediği bir kent olmuştur.

Bu süreçte ülkeyi yöneten Osman Bey, Hüdavendigâr Murad Bey, Yıldırım Beyâzid, Emir Süleyman Çelebi, Sultan Mehmed Çelebi, Sultan II. Murad gibi Padişahların şiir yazdığını görüyoruz. En büyük yöneticisi şiir yazan bir ülkenin, kentin en önemli kalıtlarından biri de kültürel-sanatsal birikim olur elbet.

Araştırmacıların ortak görüşü olarak, aslında okuması yazması olmayan Osman Bey’in söylediği şiirlerle başlamış bu serüven. Bir örnek:

“Gönül kerestesiyle bir yeni şehr u Pazar yapZulm eyleme rençberlere her ne istersen var yapEski yeni şehri bari İnegöl’e dek varıKırıp geçirdin ağyarı Bursa’yı da yık tekrar yapKurt olup girme sürüye arslan ol bakma geriyeÇar edip haydi çeriye dil geçidini hisar yapİznik şehrine hor bakma Sakarya Suyu gibi akma İznikmid(İzmit)’i de al her burcunda bir hisar yapOsman Ertuğrul oğlusun Oğuz karahan neslisinHakkın bir kemter kulusun İslâmbolu aç gülzâr yap.Bursa, Edirne’nin Bizans’tan alınmasına (1361) kadar Osmanlı Devletine

başkentlik yapmış ve bu süre içinde sekiz Padişahı ağırlamıştır. Bu padişahların birçoğu yazınla ilgilenmiş, hatta bazıları şiir de yazmıştır. Osman Bey’in yukarıdaki şiirinden sonra Hüdavendigâr Murad’ın şiirlerine rastlıyoruz. Aşağıdaki şiiri, ölmeden önceki günlerinin birinde, yani bir Kosova Savaşı gecesinde yazdığı belirtiliyor. Sanat düzeyi yüksek ve etkileyici bir şiirdir:

Âb-ı rûy-ı Habib-i Ekrem içün(Senin en sevgili kulunun yüzü suyu için)Kerbelâda revân olan dem içün(Kerbelâ’da akan kan için)Şeb-i firkatde ağlayan göz için

6

Page 7: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

(Ayrılık gecesinde ağlayan göz için)Reh-i aşkında sürünen yüz içün(Senin aşkının yakınında sürünen yüz için)Ehl-i derdin dil-i hazini içün(Dertlilerin hüzünlü gönlü için) Câna te'sir eden eninü içün(Ruha işleyen inlemesi için) Eyle yâ Rab lutfunu hem-râh(Yar Rab! Lutfunu yoldaş eyle!)Hıfzını eyle bize puşt’u penâh(Korumanı bize dayanak kıl) Ehl-i İslâma ol mu’ini nasır(Müslümanlara yardımcı ol)Dest-i a'dâyı bizden ele kasir(Düşmanın elini bizden kısa kıl)Bakma yâ Rab bizim günâhımıza(Bakma ya Rab, bizim günahımıza)Nazar et cân u dilden âhımıza(Can ve gönülden ahımıza nazar et) Etme yâ Rab mücâhidini telef(Ya Rab mücahitleri telef etme)Tir-i a'dâya kılma bizi hedef(Düşmanın oklarına bizi hedef etme)Çeşmimiz sakla kerd-i ma'rekeden (Savaş içinde gözümüzü koru) Cünd-i İslâmı bekle mühlikeden(İslam askerlerini tehlikelerden koru)Bunca yıl sa’ y u ictihâdımızı(Bunca yıllık gayret ve cihadımızı)Gazavât içre içre yahşı adımızı(Gazalar içindeki namlı adımızı)Etme yâ Rab kahınile tebâh(Kahrınla, ya Rab, bozma) Bu nâmı halk içinde siyâh(Yüzümü halk içinde kara etme) Râh-ı din içre ben fedâ olayım

7

Page 8: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

(Din yoluna ben feda olayım)Siper-i asker-i hüdâ olayım(Doğru yolun askerinin siperi olayım)Din yolunda beni şehid eyle(Din yolunda beni şehit eyle)Âhıretde beni sa’id eyle(Ahirette beni cennetlik eyle) Mülk_i İslâmı pây-mal etme(Ülke uğrunda beni şehit eyle)Menzil-i fırka-i dalâl etme(Sapkınlar topluluğunun durağı kılma)Keremin çokdur ehl-i İslâma(Senin İslâm ehline cömertliğin çok)Dilerim kim erişe itmâma(Dilerim yardımın erişsin sonuna)

Murat Hüdavendigâr’ın oğlu Yıldırım Beyâzid’in Timur’a gönderdiği mektupların her birinin yazın değeri taşıdığını söyleyebiliriz. Hem zaten o iyi bir şairdi aynı zamanda. Alkol kullanmayı bıraktıktan sonra yazdığı şu beyit onun şair yanının iyi bir örneğidir:

Sepide dem ki şodem mahrem-i Seray-ı sürûr/ (Şafak vakti ki mutluluk sarayından mahrumdum)Şenidem âyet-i ‘tûbû ilâ’llâh’ ez leb-i hûr(Tertemiz bir ağızdan “Alleh’a tövbe edin” ayetini işittim) Yaşamsal deneyimlerini harmanladığı şu şiiri de oldukça güzeldir:Yâri rind-i zamanedir sandım(Sevgiliyi zamanın gönlüdür sandım)Baht-ı valsı terânedir sandım(Kavuşma talihini boş laftır sandım)Ehl-i hicrâna fitne-i ağyâr(Hüzün ehline düşmanın fitnesini) Ortada bir bahânedir sandım(Ortada bir tutamaktır sandım)Göz ucuyla kın kın bakışı(Göz ucuyla hin hin bakışı

8

Page 9: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Dil alup kasdı cânadır sandım(Gönül alıp cana kast eder sandım)Hışmla zahm-nâk-i dil-sûzu(Öfkeyle yaralanmış yanan yüreği)Yıldırım’dam nişanedir sandım(Yıldırım’dan nişane sandım)

Osmanlının beşinci Padişahı Yıldırım Beyzid’in oğlu Emir Süleyman’dır. Sekiz yıl kadar Padişahlık yapmış olan Emir Süleyman’ın şairliği tartışmalı olsa da aşağıdaki şiirin ona ait olduğu üzerinde ortak görüş vardır:

Dirigâ nefs elinden nik-nâmı pâymâl itdim(Yazık! Nafsşm yüzünden şanımı ayak altına aldım)Şarâb-ı âla benzetdim içüb kanım vebâl itdim(Al şaraba benzettim al kanımı içip günah kazandım)Nice zarılık itdimbâğ u râğ-ı mül u devletde(Nice acılar çektimdevletin mağında bahçesinde)Ben ol zenbûra döndüm kim ne mum itdim ne bal itdim(Ne mum ne de bal yapamayan arıya benzedim)Harâmiken yine hürmetler itdim yüzsuyun dökdüm(Haram işlerken bile yüzsuyu döktüm ilgi gösterdim)Adûya göz göre teslim olub kanım helâl itdim(Göz göre göre düşmana teslim odum kanımı helal etdim)Girüb hamâma halvet pûtesinde cângüzâr oldum(Hamamda halver odasında candan geçtim)Zerim kâl olmadı nâ-puhte kaldım nice kâl itdim(Tözüm işed yaramadı çğlik ettim, çok yanlış yaptım)

Timur’un yoğun, yıkıcı saldırıları sonucunda dağılmak noktasına gelen “Osmanlı’yı ikinci kez kuran -bâni-i Sâni devlet- (yedinci) Padişah” olarak da anılan Çelebi Mehmed iyi yetişmiş, kültürlü bir insandı. Her ne kadar Şeyh Bedrettin gibi bir aydın, kadı, şair ve yazarı sürgün etmek ve “Şehy Bedrettin haraketi”ni vahşet derecesinde bir kıyımla yok etmekle kötü bir ünün sahibi de olsa, onun “şair” kimliğini kabul etmek durumundayız.

Cihân hasmolsa Hakdan nusret iste9

Page 10: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

(Bütün dünya düşman olsa Hakdan yardım iste)Erenlerden duâ himmet iste(Erenlerden dua ve destek iste)Çalub din aşkına a’dâya şemşir(Düşmanlara din aşkına kılıç çalıp)Anuben çâr-yâri hidmet iste(Dört halifeyi anarak hizmet iste)Eger leb-teşne isen ey bed endiş(Dudağın susuz isekötü düşünceli)Bu teşne çeşmesinden şerbet iste(Bu susuzluk çeşmesinden şerbet iste)Geçenden geç Demür taşdan sakınma(Geçenden korkma demir taştan sakınma)Demirü mahv idenden kuvvet iste(Demiri mahv edebilenden güç iste)Çevirme yüz muhâlifden Mehmed(Karşı olandan da yüz çevirme Mehmed)Adûyu arsadan sür vüs’at iste(Düşmanı meydandan sür kavuşmak iste!)

Belki de düzene egemen olan yönetici, bürokrat ve sermaye gruplarının yazınla ilgilenmesi, hatta yazılar, şiirler üretmesi gibi bir gelenek yüzünden Bursa’da yazın; bu değerlere ve bu değerleri üretenlere yaslanmıştır hep. Osmanlı döneminde saraya, padişaha, sofraya; Cumhuriyet döneminde de yine devlete, belediye v.b akçalı örgütlere ve zaman zaman da sermayeye gruplarına… Bursa yazını açısından bu çok önemli bir olgudur. Çünkü altyapısal değer taşıyan bu verili gerçek, geleneksel-mistik üstyapının da katkısıyla Bursa yazınını bütün tarihi boyunca olumsuz etkilemiş; seçkinci, suskun, yazgıcı nitelik kazanmasına neden olmuştur.

Şiir dili bağlamında da bu olgunun koşut gelişimini görebiliyoruz. Örneğin Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’in anlaşılır bir dille, duru bir Türkçeyle şiir söylemesine karşın, yedinci Padişah Çelebi Mehmed oldukça ağdalı, Osmanlıca denen bir dille şiirler yazmıştır. Çünkü süreç içinde eğitim

10

Page 11: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

alan, öğretim gören şehzadeler giderek egemen üstyapının, yani İslam düşüncesinin, Arap ve Fars dilinin etkisinde kalmışlardır.

*Tarihi boyunca sürgün yeri olarak görülmesi:

Sanki suçlu bir kent Bursa. Ayıplı, kusurlu… Çünkü neredeyse bütün tarihi boyunca sürgün yeri olarak kabul edilmiştir. Bu olgunun nedenleri şunlar olabilir:

*Bursa’nın, Osmanlı başkenti İstanbul’dan sürgünlerin kolayca yerine ulaştırılabileceği, İstanbul’a hem uzak hem yakın Orhaneli, Keles gibi kuş uçmaz, kervan geçmez yerlerinin olması.

*Bursa sürgünlerinden bazılarının bir biçimde yolunu bulup sürgünlüklerini torpilleyerek kent merkezinde kalmayı başarabilmiş olmaları.

*Bursa’da yerleşim koşullarının uygun olması.*Toplumsal-kültürel yapısındaki çeşitlilik. Bütün bu nedenlerledir ki Bursa’ya paşa da sürgün edilmiştir, toplumcu

düşünürler, bilim insanları ve çiftçiler de; fahişeler, hırsızlar da sürgün edilmiştir kaptanıderyalar, patrikler, Kırım hanları, Mekke şerifleri, tafavvufçular da…

Ermeniler ve Yahudilerle başlatılan, Osmanlı’nın sonunda kendi Danışmanları’nı da (Orhaneli’de adı “Danışman” olan beş köy vardır) sürgün etmesiyle süren, Nâzım’ın hapislikleri ve Aziz Nesin’in sürgünlüğüyle doruğa ulaşan bu işlevi onu ulusal yazınımızla da bütünleştirmiştir.

Orhan zamanında Ermeniler ve Yahudiler, Fatih Sultan Mehmet döneminde Rumlar, İkinci Beyazıt zamanında yine İspanyol Yahudileri (Sefaradlar), Tanzimat ve Cumhuriyet döneminde Kırım’dan, Kafkaslardan, Balkanlardan gelenler isteklerine bakılmaksızın Bursa’ya yerleştirilmiştir.

Bireysel sürgünlerin de önemli bir mekânı olmuştur Bursa.     Yazın insanları dışında birçok bilgin, yönetici ve devlet adamının

Bursa’ya sürgün edildiğini görüyoruz. Fatih’in oğlu, ünlü sürgün Cem Sultan’ın ölüsünden Fatih’in muhasiplerinden şair Ahmet Paşa’ya, vezirlerinden Sinan Paşa(İznik’e)’dan Sultan Abdülaziz döneminin Maliye ve Eğitim Bakanı Mehmet

11

Page 12: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Nevres Paşa’ya, Gazi Osman Paşa'nın ikinci oğlu Damat Kemaleddin Paşa’dan kendi kazdığı kuyuya düşen ünlü hafiye başı Fehim Paşa’ya kadar… Atatürk'ün Bursa'da doğan manevi kızı pilot Sabiha Gökçen de İkinci Abdülhamit tarafından Bursa'ya sürgün edilen vilayet başkatibi Hafız Mustafa İzzet'in kızıdır…  

Yazın ve sanat insanlarına gelince…Döneminin en büyük ve hatta belki de tek toplumcu düşünürlerinden

Simavna Kadısı Oğlu Şeyh Bedrettin de ünlü Bursa(İznik) sürgünlerindendir. Sultan İkinci Beyazıt’ın oğullarından, halk yanlısı Musa Çelebi’nin tahta geçmesi üzerine, ona yakınlığıyla bilinen Şeyh Bedrettin kazaskerliğe tayin edilir. Ancak diğer kardeş Çelebi Mehmet varlıklı sınıfın çabası ve Bizans’ın yardımıyla bütün kardeşlerini yenerek Osmanlı İmparatorluğunun başına geçince Şeyh Bedrettin’i 1000 akçe aylıkla ve ailesiyle birlikte İznik'e sürgün eder(1413.) Oysa Şeyh Bedrettin zamanının en önemli ve tanınan düşünürlerinden biri olarak, Varidat, Meserretü’l Kulûb, Letâ’ifü’l-İşârât, Câmi’ül Gusûleyn gibi çağına tanıklık eden ve geleceğe ışık tutan yapıtların sahibidir.

Bursa sürgünleri arasında başka kimler yok ki… 17.yüzyılın en önemli tasavvufçularından Niyazi Mısri, kendisi de bir şair olan Kanuni döneminin şair Baki’si de Bursa sürgünlerindendir. Abdülhamit döneminde Süleyman Nazif, Mevlânazade Rıfat, gazeteci Hüseyin Avni, divan şairi Haşmet gibi sürgünler bunların tanınmışları.

    İlk Türk gazetesi Tercüman-ı Ahvâl’i(1860) çıkaranlardan biri olan Agah Efendi(1871), şair-yazar Süleyman Nazif, ressam Ferik İbrahim, Mevlânazade Rıfat; II. Abdülhamit’in baskıcı yönetimine karşı verdikleri savaşım yüzünden Bursa’ya sürgün edilmişlerdir.

Ve yalnızca Bursa Valisi olarak bilinen, Osmanlı’ya üç kez sadrazamlık yapmış, üç kez azledilmiş, sürgüne gönderilmiş, Bursa valiliğini bir sürgünlük görevi olarak yerine getirmek zorunda kalmış, Bursa’nın yazın ve tiyatro tarihinde çağdaş bir dönüm noktası işlevi veren Ahmet Vefik Paşa…

Bursa, Cumhuriyet döneminde de sürgün yeri oldu.Ökyü ve roman yazarı Orhan Kemal 1939’da "Maksim Gorki ve Nâzım

Hikmet kitapları okumak", “yabancı rejimler lehine propaganda ve isyana

12

Page 13: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

muharrik” suçundan yargılanıp beş yıl ceza almış, Kayseri ve Adana’daki cezaevlerinden sonra Bursa cezaevine gönderilmiş ve burada üç buçuk yıl kalmıştır.

Bursa’nın ünlü sürgünlerinden biri de Aziz Nesin’dir. Aziz Nesin, Türkiye'ye Amerikan yardımını içeren Truman Doktrini aleyhinde yazdığı, yayımlanmamış bir yazı yüzünden 10 ay hapis, Bursa’da geçirmesi koşuluyla 3 ay 10 gün sürgün cezasına çarptırılmıştı (1947).

Ama en ünlü sürgünü Nâzım’dır Bursa’nın. Çünkü 1940 yılının sonlarında Çankırı cezaevinden Bursa’ya gönderilir ve 10 yıl yatar Bursa hapishanesinde.

“Memleket toprağındadır kökü Bedrettin gibi taşır yükü yatar Bursa kalesinde”

***“Memleketimi seviyorum :Çınarlarında kolan vurdum, hapisanelerinde yattım.Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımımemleketimin şarkıları ve tütünü gibi”

10 yıl boyunca Uludağ’ı izler demir parmaklıklar ardından ve zaman zaman ona döker içini: 

“Yedi yıldır Uludağ’la göz göze bakışır dururuz Ne o kımıldanır yerinden, ne de ben Lâkin birbirimizi yakından tanırız Gerçekten yaşayan her şey gibiKızmasını ve gülmesini bilir            Bazan,Hele kışın, hele geceleri,

13

Page 14: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Hele rüzgâr kıbleden estiği zaman …”

21. yüzyıla girmek üzereyken Bursa’nın bir yazın emekçisi sürgünü de Şaban Akbaba oldu. Bir ayrımla; o Bursa’ya gönüllü gelmiş, ama Bursa içinde iki kez sürgün yemişti. Birinci sürgünü, Osmanlı Danışmanlarının sürgün yeri olarak bilinen Orhaneli’deki bir köyden diğerineydi. Deliballar’dan Eskidanişmend’e… Nedeni; şiir yazması ve Orhaneli Göynükbelen Festivali’nde okumasıydı. İkinci sürgünü, Orhaneli’nin kuş uçmaz kervan geçmez köylerinde sekiz yıl süren sürgünlük döneminden sonra yine gönüllü olarak tayin isteyip beş yıl görev yaptığı Gemlik Narlı köyünden, önce Mustafakemalpaşa’nın Karaköyü’ne, sonra Gemlik’in Şahinyurdu ve Muratoba köylerineydi. Bu sürgünlük zincirinin; Gemlik’te öğretmen sendikacılığını (Eğit-Sen) başlatması, Narlı’daki mevsimlik (alevi) orman işçilerine sahip çıkması, bu işçilerle yaptığı röportajının (Yunus Nadi Yayımlanmamış Röportaj dalında başarı ödülü alarak) Bursa Olay Gazetesi’nin Yeni Gün ekinde yayımlanması gibi birkaç nedeni vardı. Bir de şu vardı: Ödül duyurusunu iyiniyetle haberleştiren Olay Gazetesi, “Şaban Akbaba, Gemlik’in Marmara Denizi kıyılarındaki alevi köylerini ve oralardaki yaşantıyı yazdı,” diye ikinci başlık atınca, Gemlik’in kıyı köyleri “Şaban Akbaba bize “alevi” demiş, “Biz alevi değiliz!” diyerek ayağa kalkınca olanlara tuz biber ekildi.

*Mistik kimliğinin kabul görmesi:

Onlarca tarikatın sürgit yaşama olanağı bulduğu, Osmanlı döneminde tekke ve zaviyelerle altın dönemini yaşadığı dini-mistik Bursa ortamı etkisini kalıtlarıyla bugün de belli oranda sürdürmekte olup, Bursa yazınına önemli katkıların geldiği bir kaynaktır. Özellikle 15. yüzyıl tasavvufun doruğa ulaştığı, bugün de adları çok iyi bilinen tasavvufçuların yüzyılı olmuştur.

Hacı Bayram veli, Süleyman Çelebi, Eşrefoğlu Rumi, Abdullatif Kutsi, Ahmed-i İlahi, Emir Sultan:

“Akar gözlerimden yaş yerine kanZerrece görünmez gözüme cihan

14

Page 15: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Deryalar nûş edip kanmaz iken canÂşıklar kandıran ummânı buldum.

Âşıklar meydana doğru varırlarErenler cem olmuş verir alırlarCümle evliyâlar divan dururlarCevahir bahşolan dükkânı buldum.

Emir Sultan der ne hoş Pazar imişÂşıklar meydan edip gezer imişCümlenin maksudu ol didar imiş

Hak’ka karşı duran divanı buldum. Dede Ömer Sikinki, Ahmed Paşa bunlardan bazılarıdır. On altıncı yüzyıla

damgasını vuran tasavvufçu Lamii Çelebi ve Mehmed Muhiddin Üftade’dir:

“Hakka âşık olanlarZikrullahtan kaçar mı?Ârif olan cevherinBoş yerlere saçar mı?……………Gerçek bu söz yarenlerGördüm demez görenlerKeramete erenlerGizli srrın açar mı?…………..Üftâde yanıp tüterBülbüller gibi öterDervişlere taş atanİman ile göçer mi?”

On yedinci yüzyılda Ahmed Cununi Dede, Bosnalı Abdullah, Ahi, Hüsameddin-i Bursevi, Hudai, Niyaz-i Mısri’yi,

15

Page 16: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

On sekizinci yüzyılda Kaygulu Halil ve İsmail Hakkı Bursevi’yi, On dokuzuncu yüzyılda Gazzizade Abdullatif Efendi ve Mehmed Emin

Efendi’yi görüyoruz. Belki de salt bu özelliği nedeniyledir ki ünlü yazıncı Ahmet Hamdi

Tanpınar’ın adı Bursa’yla birlikte anılmaktadır. Şehrengiz özentisiyle yazdığı “Beş Şehir” adlı kitabından da, “Bursa’da Zaman” adlı şiirinde de Bursa mistik, “uhrevi” bir kent olarak yer alır. Bursa’yı “Evliya mekânı murat kapısı” olarak niteleyen Karacaoğlan için de bu böyledir on altıncı yüzyıl divan şairi Lamii için de.

*Mitoloji kimliğinin kabul görmesi:

Bursa’ya dair birçok mitolojik öykü vardır. Bunlardan en yaygın ve önemlisi Olympos’la ilgili olandır. Birçok kaynağa ve inanışa göre tanrılar tanrısı Zeus’un yaşamının önemli kısmını geçirdiği, tanrılarla önemli toplantılar yaptığı, önemli kararlar aldığı, açıkladığı Olympos Bursa sınırları içinde bulunan ünlü mitoloji mekânı olan Mysius ve Uludağ’dır.

Öte yandan Bursa’nın birçok da efsanesi vardır. Somuncu Baba Efsanesi, Geyikli Baba (Baba Sultan Efsanesi), Okçu Baba, Ali Dede, Sarıkız, Karagöz ve Hacivat, Üç Kuzular, Dere Kızık, Bayındır Kızık, Irgandı Köprüsü, İnkaya Çınarı, İznik Gölü, Kara Demirtaş Hamamı, Kara Mustafa Kaplıcası, Oylat Kaplıcaları, Şehre Küstü, Eskici Mehmed Dede, Hançer Ali Dede, Şengül Hamamı Efsanesi gibi…

Bursa bütün bu estetik değerleri nedeniyle de sık sık şairlere, yazarlara esin kaynağı, izlek ve tema olmuştur.

*Tarım, sanayi ve turizm kenti olması ve Anadolu’dan yoğun göç alması:

Bursa her şeyden önce “ipekyolu” üzerinde bulunan şanslı kentlerden biridir. Bu özelliğinden gelen olanaklarına ipekçilik, şarapçılık, bıçakçılık gibi eski ticaret olanaklarının da eklenmesiyle bütün zamanların en gözde kentlerinden biri olmuştur. Bütün bu özelliklerine ikliminin ılıman,

16

Page 17: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

topraklarının son derece bitek, yeraltı zenginlik kaynaklarının bol olması ve coğrafi konumu nedeniyle Bursa, günümüzde de ulusal ve uluslararası ticaret ağına kolayca eklemlenebilmiş önemli bir sanayi, turizm ve yine ticaret kentidir.

Uluslararası ve ulusal kapitalizmin gelişmesiyle emek gücünü gereksinen Bursa, ülkemizdeki toplumsal dengesizliklerin de katkısıyla son kırk yıl içinde ardı arkası gelmeyen göçlerin çekim alanı olmuş; hem yurt içinden, hem de yurt dışından gelen milyonlarca göçere kapılarını açmak zorunda kalmıştır. Ülke genelindeki eşitsiz gelişim ve toplumsal dengesizlik Bursa’da da hükmünü sürdürmüş ve Bursa bu kez de “öteki Bursa”(EK B/8) olgusuyla yüzyüze kalmıştır. Öteden beri “pilavı plandan” daha değerli bulan egemen ideolojinin sağlıklı ve bilimsel bir kentleşme politikasının olmamasına, kent egemenlerinin ve yöneticilerinin çıkarcı ve aymaz yönetim anlayışları da eklenince kentin kıyılarını kent dışından gelen eğitimsiz, aşsız, işsiz insanların derme çatma gecekondularının oluşturduğu varoşlar sarmış; sağlıksız, keşmekeş, arabesk yapılanma çok geçmeden arabesk kültürünü de oluşturmuştur.

Bütün bu gelişmeler sosyo-ekonomik sonuçlarını da birlikte getirmiş, ağavari de olsa Bursa kentsoylusunun oluşum sürecini hızlandırmış; palazlanan kentsoylu yaşamın diğer alanlarını olduğu gibi yazın ve sanat alanlarını da güdümüne almaya başlamış, bunu bazen kendi(paravan firmaları, şirketler, holdingleri) eliyle, bazen de kurduğu, yönettiği örgütler ve belediyeler aracılığıyla gerçekleştirmiştir.

Sosyo-ekonomik, kültürel-sanatsal yapılanmaya koşut olarak yazınsal yapıdaki geleneksel seçkinci, iktidar (sermaye, belediye) yanlısı arabesk ve sürgün yeri olmasının tarihsel sonucu olarak “korkak” yapılanma Bursa yazınını olumsuz etkilemiş, sağlıklı gelişmesini engellemiştir.

II.BÖLÜM:BURSA’DA YAZINCILAR, YAPITLAR, SÜRELİ YAYINLAR

ve KURUMLAR:

YAZARLAR-ŞAİRLER:

17

Page 18: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

İstanbul’dan sonra en çok yazıncı yetiştiren illerimizden biri olan Bursa’nın yazın insanlarının tümüne böyle bir çalışma içinde yer vermenin olanağı yok. Eski Bursa’da ve Osmanlı döneminde adı sanı bilinen bilinmeyen birçok yazıncısından çok bilinenlerinin adlarına yukarıda değinildi. Diğerlerinden bazıları ve yakın tarihimiz itibariyle bilinmesi gereken isimleri de beş gruba ayırarak anmak gerekiyor.

1.Eski Bursa Yazını ve Yazıncıları :

Bursa’ya dair en eski yazınsal metin, Bithynia valilerinden Plinius’un imparator Tranius’a yazdığı “Mektuplar” ve ondan sonra Bithynia prokonsulü Caius Arbiter Petronius’un yazdığı Satirikon‘dur.

2.Osmanlı Öncesi Bursa Yazını ve Yazıncıları :

Arap-Bizans etkileşimi sürecinde Battal Gazi ve Adülvahap Sancaktari destanları, Abdalan-ı Rum adı verilen gezici dervişlerin söylenceleri Bursa yöresinde dinlenir olmuştur.

3.Bursa Yazını ve Yazıncıları a)Bursalı Halk Yazını ve Yazıncıları :

Osmanlı döneminde Keles Kocayayla’nın Bursa’da sözlü ve yazılı halk yazınının sürdürülmesinde önemli bir mekân rolü oynadığını görüyoruz. Halk yazını; Alp Erenler (Abdal Musa, Abdal Murat, Geyikli Baba ve Alevi söylenceleri), Kocayayla şenliklerinin vazgeçilmezi Âşıklar (Bursalı Âşık Halil,17.yy.,yine Âşık Halil,18.yy.) ve Ozanlar (Şahan baba) ve Tekke Şairleri olmak üzere üç alanda varlığını duyumsatmıştır.

Yalnızca duyumsatmıştır, çünkü; halk yazını Bursa çevresinde, hiçbir zaman örneğin Kars, Erzurum çevresinde olduğu denli köklü bir kültür değeri kazanamamış, gelenekselleşememiş, olduğu kadarıyla da varlığını koruyamamış, giderek yok olmuştur.

18

Page 19: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Tekke şairlerinin en bilinenleri Somuncu Baba, Emir Sultan, Eşrefoğlu Rûmi, Abdurrahim Tırsi(15.yy.), Ümmi Sinan ve Üftade’dir. Bunların dili Türkçedir ve hemen hemen hepsi de Yunus Emre’ye özenmişlerdir.

Günümüz Bursası’nda halk yazınının özge bir biçiminden söz edilebilir. Nesnel ve soyo-kültürel bir geçeklik olarak var olan, yadsınması herhangi bir yarar getirmeyen bir oluşumdur bu. Özellikle Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündemi’nde bir araya gelen, belediyenin bazı olanaklarından yararlandırılan, kendilerine “Yerel Gündem Sanatçı Grubu” adını veren, çoğu emekli insanların yazıya geçirdikleri, hatta kitaplaştırdıkları çalışmalardır bunlar. Ölçülü, uyaklı, hatta mahlaslı manzumeler… Aslında âşıkların ve ozanların sergiledikleri birikim, söz ustalığı, manzume çeşitliliği yanında bu manzumecilerin nicelik olarak da, nitelik olarak da zayıf ve sığ kaldıkları da bir gerçektir.

Bu manzumecilerden bazıları şunlardır: Taştan Çıralar, Şaziye Çelikler, Yüksel Akyüz, Muharrem Demirci, İmre Erten, Ömer Ekinci Micingirt, Orhan Doğan, Nurdane Uzun, Turgut Tüfekçibaşı, Bahtiyar Keskin…

3.b) Bursalı Divan Yazını ve Şairleri :

Bursa ve çevresinde egemen ideolojinin ve devlet politikasının giderek daha da İslâmlaşması sonucunda yazın hem anlayış hem de dil değiştirmiş, ideolojide İslâmın ve dilde Farsçanın, diğer bir deyişle de saray çevresinin ve seçkinlerin egemenliğine girmiştir.

Önemli yapıtlar vererek tanınmış divan yazıncılarından bazıları şunlardır:

XIV.YY: Ahmedi, ünlü “Harnâme” nin şairi Şeyhi, Ahmed Dai, Süleyman Çelebi. Sözün yeri gelmişken Süleyman Çelebi’nin halk arasında “Mevlit, doğum” olarak bilinen ve 1409 yılında Bursa’da yazdığı Vesiletü’n Necat adlı yapıtından örnek vermek gerekir. Bu yapıt güzel bir Türkçeyla yazılmış yazınsal ve estetik değeri olan bir manzumeler bütünüdür. Yapıta adını veren “doğum” bölümünden örnek:

Ol gece kim toğdı ol hayrül-beşerAnesi anda neler gördü neler

19

Page 20: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Her ne kim güründi ise gözüneHem dahi vâkti olanı özüne

Di di gördüm ol habibün anesiBir’aceb nur kim güneş pervanesi

Ber urup çıkdı evümden nâgehânGöklere irdi vü nur oldı cihan

İndi göklerden melekler saf sâfKâbe gibi kıldılar evim tavaf…………………………….XV.YY: Hümami, Muradi (Sultan II.Murad), Cem Sultan, Cemâli, Nakkaş

Sâfi, Gammi, Deli Birader(Gazali), Atai (İvazpaşazade Ahi Çelebi), Ahmed Paşa… Ahmed Paşa’dan bir örnek vermek gerekirse… Buhara’da doğup Bursa’da yaşayan Emir Buhari için yazdığı şiirden onun ne kadar güçlü bir şair olduğunu anlıyoruz:

Ne akdı Ruma bir ulu daryâ senin gibiNe âleme getirdi Buhârâ senin gibi

Cân milkini muhabbetin ârâyiş eylediKimdir cihânda memleket-ârâ senin gibi…………..Ey âlemi—i vilâyete sultân olan EmirVey milk-i Rûma rahmet-i Rahmân olan Emir.

Güzel bir örnek de Ahmed İlâhi’den:

Bu cihân dürür kalma fenâya ey gönülGer ulaşmak ister isen ol bekâya et gönül

Mübtelâ ol gıl anın sevdasını Eyyub-veşKim anın eltâfı çokdur mübtelâya et gönül

20

Page 21: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Âşinâyisen iki âlemden ol bigâne zâtıneÖzge âlemelr virür ol aşinaya ey gönül

Ger şifa bulmak dilersen ol likâfan âkibetDerdine bat iltifât itme devâya et gönül…

XVI.YY: Lamii Çelebi, Bursalı Ulvi, İshak Mustafa Çelebi(Cinani), Rahmi (Pir Mehmed)…

XVII.YY: Niyazi Mısri, Hüdai, Kanii, Sebzi Mehmed Efendi, Bursalı Mehmed,(Şühudi), Haşimi, Baldırzade Selisi…

XVIII.YY: İsmail Hakkı Bursevi, Levhi, Tâlib, İsmail Beliğ (17-18.yy.)…XIX.YY: Eşref Paşa, İffet Mehmed Efendi, XX.YY: Şadi. Cumhuriyet Dönemi: Divan şiiri alanında Cumhuriyet’ten sonra da ürün

verenler olmuştur. Dr. Ziya Kaya(1891-1953), Haşim Nezih Okay(1909-1998), Abdullah Öztemiz Hacıtahiroğlu(1929) bunlardan bazılarıdır.

Bugün Bursa’da yaşayan şairlerimizden Turgut Çelik (1949), divan şiirinin (yazmayı sürdüren) belki de en son ve en genç temsilcisidir:

BİR PETEĞİN SÜZDÜĞÜ ŞİİR

Özdeştir ikiz, bir dolunay bir de güneş var Delmiş bir ipek perdeyi, yarmış ateş almış

Sessizce siyah yelkeni indirdiğim akşam Her şüphe beyaz zambağı sarmış ateş almış

İçlenme, büyük cevheri hiç bilmeyecekler Hüznünde yetim yüzlü bebek, anneyi bekler

Sen hıçkıracaksın, kanat açtıkça melekler

21

Page 22: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

En eski yaran, gizli kanarmış ateş almış

Her dağ tutuşur, inci dökermiş eteğinden Öksüzlüğü kim süzdü gönülsüz peteğinden

Girdim de izinsiz, kızaran narçiçeğinden Döndüm geri, aşkın bu kadarmış ateş almış.

Sevgisi bitmiş gecenin duygusu titrer Tüller çekilir pencerenin uykusu titrer

Son çeşmedeyiz damla düşer sanki su titrer Bir yan bakışın ömre zararmış ateş almış

Gözlerde derin gölgelerin can pınarından Değdim köpüren nehrine, içtim kenarından.

AI goncayı öptüm, alevin aynalarından',Kalbim, ne güzel menzile varmış ateş almış.

BU BÖLÜM İÇİN BAZI ÖRNEKLER EK A:

4.Bursa Yazınında (Eski-Yeni) Düzyazı Yazarları Ve Yapıtları :

Bursa’da düzyazı alanında da 14. yüzyıldan beri ürünler veren birçok yazıncı yetişmiştir. Tarih sırasına göre en çok bilinen isimler ve önemli yapıtları şunlardır:

*14.-15.yy: Molla Şemsettin Fenari (Misbah’ul-Üns), Muslihittin bin Yusuf(Tehafüt), Tursun Bey (Tarih-i Abü’l Feth), Abdullatif-i Kutsi(Hadi’l Kulûb), Sinan Paşa (Tazarruname), Eşref bin Ahmed (Fütüvvetname)...

22

Page 23: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

*16.yy: Mehmet Neşri(Cihannümâ, Gazali/Deli Birader(Letaif), Âşık Mehmet Çelebi(Tezkire-eş Şuara), Kınalızade Hasan Çelebi(Tezkire-eş Şuara).

17.yy: Baldırzâde Mehmed: Tarih-i Vefeyat), Ali bin Mehmed(Misbahü’l Kulüb).

*17.-18.yy: İsmail Hakkı Bursevi(Ruhü’l Mesnevi v.d.), İsmail Beliğ(Güldeste-i Riyaz-i İrfân…), Cizyederzâde Ahmed Bahaeddin(Salihiye)

*19.-20.yy: Mehmet Şemsettin Ulusoy(Yâdigâr-ı Şemsi v.d)*Cumhuriyetle birlikte Bursa kökenli ve Bursa’yla ilgili yazınsal değeri

olan düzyazılarda büyük bir artış olmuş, bu yazıların pek çoğu değişik yayın organlarında ya da kitaplarda yer almıştır. Bu yazılardan bazıları şunlardır:

*Muradiye’de: Yakup Kadri Karaosmanoğlu(1923).*Guraba-Hane-i Lâklâkan: Ahmet Haşim(1928).*Bursa’da Zaman: Ahmet Hamdi Tanpınar(1946).*Bursa Bir “Dış” değil Bir “İç”tir: Hasan âli Yücel(…)*Bursa’nın Daveti: Ahmet Hamdi Tanpınar(1948).*Bursa İçin: Behçet Kemal Çağlar(1949).*Bursa’da Bahar: Abdulbâki Gölpınarlı(1955).*Şehir Asla Unutmaz: Mustafa Armağan(1996).*Yılmaz Akkılıç, Ramis Dara, Nadir Gezer, Raif Kaplanoğlu, Hacı Tonak,

Melih Elal, Nevzat Çalıkuşu, Cevat Akkanat, Şaban Akbaba, Güney Özkılınç, Beyza Ersoy, v.b…. yazıncıların çok sayıdaki yazıları.

4.Bursa Doğumlu Yazıncılar : 4.a) Cumhuriyet Öncesi Yaşamış Yazıncılar:

Cumhuriyet öncesi uzun tarihimiz süresince çok sayıda Bursa doğumlu yazıncımız vardır. Buların hepsinin isimlerini yazmak böyle bir çalışmanın kapsamını aşacağı için yine çok bilinenlerin isimlerini vermekle yetinmek gerekmektedir. Örneğin;

Şair Eşrefzade Seyyid Şeyh Ahmet Ziyaeddin (12.yy.), Ruşeni (15.yy.) , Ahmet Paşa(15.yy), Lamii(d:1472), , Eşrefoğlu Rumi(15.yy., “Tarikatnâme” yazarı), Kınalızade Hasan Çelebi(d:1546), Celili(15-16.yy.), Üftade(16.yy), Abdurrahim Tırsi(16.yy.), Feraizcizade Ahmet Şakir(d:1853), Âşık Halil(18-

23

Page 24: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

19.yy.), Eşref Paşa(19.yy), Hengâmi (19.yy., “Eşrefü’ş Şuara”yazarı), Halil Edip(19.-20.yy), Bursalı Tahir Bey(19.-20.yy, “Osmanlı Müellifleri”) gibi…

4.b)Cumhuriyet Sonrası Yaşamış, Yaşamakta Olan Yazıncılar:

Dr. Ziya Kaya, Fakihe Odman, Nadir Gezer, Doğan Avcıoğlu, Burhan Arpad, İsmet Bozdağ, Mehmet Tahir Bursalı, Nahit Kayabaşı:

Orhan Camii avlusundaOsmanlı kalıtı üç çınarŞiir Sızıyor Dallarından

Şiirin adı Tanpınar.

İbrahim Balaban, Zebercet Coşkun, Nevzat Çalıkuşu, Ali Aksoy, Ahmet Necdet, İhsan Deniz, Metin Güven:

durdum ve kayboldum sonradurdum ve yürüdümşehrin kenarlarınaşehrin rüzgârına/senin gözlerin içinşehrin dalgınlığına ve ufkuna sonra/senin gözlerin içinsen vedağlarda bekleyen çocuklariçin/yürüdüm

24

Page 25: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

çaresiz bir nehrinkenarlarına……….

Neşe Karael, Pınar Kür, Nezihe Meriç, Arkadaş Z. Özger, Hakkı Özkan, Celal Sılay, Füruzan Toprak, Mükerrem Kâmil Su, Yaşar Faruk İnal, Kemal Selçuk, Cemil Kavukçu, Ceyhun Erim, İbrahim Ünal taşkın, Melih Elal, Ahmet Özün, Emin Ülgener:

“BURSAÇınarlar boyunca gölge veren surSükunu dinleyen mermer evliyaYığın yığın halka halka düşen nurVe güvercin inmektedir avluya…...

Konuyla ilgili olarak, önce, bu çalışmanın yapıldığı Nisan 2007 yılı itibariyle en yeni tarihli antoloji olan Hikmet Altınkaynak’ın Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü’ne bir göz atalım. Sözlük hazırlayıcısının Sunuş’ta belirttiği gibi, “… Türk edebiyatının başlangıcından günümüze 1400 seçkin imzasını kapsamaktadır.” Sözlükte (bu iddiaya karşın 1900 öncesi doğumlu olanlarla ilgili bilgiler hem nicelik hem de nitelik açısından yetersiz) 1900 ve sonrası doğumlu yazıncılardan Bursa doğumlu olanların sayısıysa yalnızca 21. 1950 ve sonrası doğumlu olanların sayısı da yalnızca 6’dır.

5.Bursa’yı Yapıtlarına Konuk Eden Yazıncılar :

Yukarıdaki iki madde içinde yer alan yazıncılardan başka çok sayıda yazıncıdan bazıları bir değini biçiminde, bazıları mekân olarak, bazıları bir dizeyle, bir şiirle, bir metinle ya da bütün bir yapıta sindirerek Bursa’yı yazın çalışmalarına konuk etmişlerdir. Cumhuriyet öncesinden yalnızca birkaç örnek vererek daha çok Cumhuriyet sonrası dönemde yaşamış, yazmış yazıncıların isimlerini vermekle yetineceğim:

Evliya Çelebi, Somuncu Baba(14-15.yy.), Emir Sultan((14-15.yy.), Aşık Çelebi(d:1520), Ahmet Cevdet Paşa, Seyfi, Halide Edip, Halide Nusret Zorlutuna, Yakup Kadri, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdulbaki Gölpınarlı, Falih Rıfkı Atay, Sait Faik, Orhan Şaik Gökyay, Sabahattin Selek, Mustafa Necati

25

Page 26: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Sepetçioğlu, Mehmet Asım, Fikret Adil, Ahmet Haşim, Oktay Akbal, İsmet Kür, Aziz Nesin, Orhan Asena, Nurullah Ataç, Hasan Ali Yücel, Şevket Süreyya Aydemir, Yahya Kemal, Abdulbaki Gölpınarlı,Ahmet Muhip Dranas, Orhan Duru, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Kemal Tahir, Reşat Ekrem Koçu, Kemal Özer, Sabahattin Ali, Günsel Ergin, Ünal Koman, İsmail Gerçeksöz, Abdülhak Şinasi Hisar, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Muzaffer Hacıhasanoğlu, Dinçer Sümer, Peyemi Safa, Yüksel Pazarkaya, Haldun Taner, Hasan Hüseyin, Nurer Uğurlu, Atilla İlhan, Halide Edip, İnci Aral, Işıl Özgentürk, Emine Sevgi Özdamar, A. Faik Bercavi, Mustafa Şanlı, Doğan Soydan, Yücel Balku, Nursel Aras, Mustafa Durak, Turgut Uyar, Ahmet Ada, Mehmet Başaran, Salahattin Batu, Osman Atilla, Cengiz Bektaş, Necati Cumalı, Behçet Kemal çağlar, Hasan İzzettin Dinamo, Nahit Kayabaşı, Hakan Akdoğan, İhsan Deniz, Metin Güven, Orhan Veli, Zeki Ömer Defne, Ceyhun Atuf Kansu, Ahmet Kutsi Tecer, Barış Pirhasan, Uluğ Turanlıoğlu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Uysal, Halil Uysal, Halim Yağcıoğlu, Hilmi Yavuz, Halit Fahri Ozansoy, İlhan Geçer, İbrahim Minnetoğlu, Niyazi Akıncıoğlu, Mahmet Ali İnan, Arif Nihat Asya, Niyazi Özsan, Nuri Demirci, Müslim Çelik, İhsan Üren, Hilmi Haşal, Nevzat Çalıkuşu, Ramis Dara, Turgay Nar, Serdar Ünver, Şaban Akbaba, Halime Yıldız, Ahmet Günbaş, Kemal Gündüzalp, Mustafa Emre, Murathan Çarboğa, Cengiz Göral, Ertuğrul Şavkar, Arif Berberoğlu, Fatih Yılmaz, Yılmaz Akkılıç, Raif kaplanoğlu, Halide Yıldırım, Hüsam Kurt, Alev Kutluözen, Muhsin Çolak, Hüsamettin Olgun, Pelin Yılmaz, Mehmet Kaplan, Şenol Yazıcı, Emre Gümüşdoğan, Alaaattin Topçu, Murat Aydınlılar, Şükufe Nihal Başar, Arif Hikmet Par, Zeki Müren, Mehmet Aydın, Kemal İmer, Turgut Çelik, Kekil Şimşek, Recep Nas, Güner Özoğuz, Hasan Akarsu, Orhan Birgit, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Oktay Rıfat, Halit Fahri Ozansoy, Süleyman Diyaroğlu, Ali Nihat Tarlan, Numan Kartal, Mustafa Muharrem Tüfekçi, Şükrü Bilgiç, Eşref Yılmaz, Metin Önal Mengüşoğlu, Yunus Temiz, Fehmi Enginalp, Hakkı Özkan, Zeki Ömer Defne, İbrahim Serhat Canbolat, Bahri Çokkardeş, Şafak Pala, Serap Gökalp, Aysel Karaca, Gülsün Işıldar, Hilmi Soykut, Selami Üney, Serap yenilmez, Pelin Yılmaz, Cüneyt Özkurnaz, Güney Özkılınç, Süreyya Güven, Beyza Ersoy…

6.Yazılarında Bursa’dan Söz Eden Yabancı Gezginler :

26

Page 27: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Yalnızca “Seyahatnamelerde Bursa” konusunda ve bu başlıklı kitapta kırk bir gezginin Bursa’yla ilgili, ya da Bursa üzerine yazdıkları yazınsal değerde gezi yazıları var.

Bu isimlerden en çok bilinenler şunlardır: Evliya Çelebi, İnbi Batuta, Şihabettin El Ömeri, Bertrandon De La Broquıere, Hans Dernschwam, Ogier Ghiselin De Busbeck, Jean Thevenot, Josphus Grelot, Andre Gide,Richard Pockocke, İnatz Von Berner, Henri De Regnier, Baptistin Poujoulat, Karl Aubois Bernard, Polonyalı Simeon, Rıcaut, Ahmed Şerif, Paul Lındau, Charles Texiser, Helmuth Von Moltke, Pierre Loti, Eçmiadzin Kateğıkosu, Georgina Max Muller, Hayrullah İbni Abdülhak Efendi, Miss Julie Pardoe, Robert Walsh, Rıcaut, Edmund D. Shıshull, Carsten Nıebuhr…

YAPITLAR- SÜRELİ YAYINLAR VE KURUMLAR:

Bursa’nın sosyo-kültürel yaşamının belgeleri gibi duran şehrengizler, mesneviler ve vefeyatnâmelerin yazınsal niteliğini göz ardı edemeyiz. Kaldı ki, bu kültürel kalıtların pek çoğu özellikle sanata, yazına ve yazıncılara dairdir ya da onlara gereken yeri ve önemi vermiştir. Bunların dışında çağdaş yazınımızda Bursa’yla doğrudan ya da dolaylı ilgisi olan çeşitli yapıtlar verilmiştir. Şiir, öykü, roman türleridir bunlar daha çok.

A.VEFEYATNÂMELER

Aynı zamanda birer yazın yapıtı olarak da değerlendirebileceğimiz 16-17. yüzyıllardan başlayarak yazılan vefeyâtname(ölmüşler biyografisi)lerin kültür tarihimiz içindeki yeri yadsınamaz. Bu yapıtlarda Bursa’da yaşamış, Bursa’da ölmüş devlet yöneticilerinin, din ve tarikat büyüklerinin, şair, yazar, hattat ve müzik insanlarının yaşamları, yapıtları ele alınıp incelenmiştir.

Türün ilk örneği Molla Câmi’nin yazdığı Fütuhu’l Mücâhidin li-Tervihi Kulubi’l Müşahidin’dir(15.yy). Yirmiyi aşan Bursa vefeyetnâmelerin günümüze kalan ve önemli sayılanları şunlardır:

27

Page 28: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

*Ravza-i Evliya: Baldırzade Seisi Şeyh Mehmed. Bursa’nın alınışından 17. yüzyılın ortalarına kadarki dönemde Bursa’da ölen tasavvufçuları, bilim insanlarını ve şairleri anlatan bir biyografi yapıtıdır.

*Güldeste-i Riyaz-i İrfan: İsmail Beliğ.”Bursa Şuara Tezkiresi de denen bir yapıttır. Vefeyatnâme türünün en olgun örneklerinden biridir

*Bazı Menakıb-ı Meşayıh-ı Salife:Derviş Hasan(18.yy.). Dönemim tasavvufçularından, yazarlarından ve söylencelerinden söz eder.

*Vefeyatnâme: Süleyman Halis(18.yy.) Ravz-i Evliya vefeyetnâmesine ek olarak düşünmüş ve yazmış, o arada İsmail Beliğ’i de vefeyetnâmesini gelenekten kopuk yazdığı için eleştirmiştir.

*Gülzarı Suleha ve Vefayat-ı Urefa: Şair Eşrefzade Seyyid Şeyh Ahmet Ziyaeddin(18.yy.). 1135-1196 tarihleri arasında Bursa’da yaşamış ve ölmüş 216 şair, yazar, hattat ve yöneticinin yaşamöyküsüne yer vermiş.

*Ravzatü’l Muflihun:Gazzizade Abdullatif (13.yy.). Yazın anlamında özel bir önemi bilinmemektedir. Ancak vefeyatnâme geleneğinden bir yapıttır.

*Hulasatü’l Vefayat:Gazizade Abdullatif. Yazın dünyasıyla ilgili içeriği olmamasına karşın yazın diliyle yazılmış iyi bir Bursa monografisi olarak kabul edilmektedir.

*Zübdetü’l Vekayi Der Belde-i Celile-i Bursa: Bakırcı Raşit Mehmet(13.yy.). Diğer vefeyatnâmelere ek olarak yazılmamıştır. Daha çok Osmanlı tarihiyle ilgilenmiş, padişahları, şehzade ve sadrazamları anlatmakla birlikte; birçok bilim insanı, tasavvufçu, şair, hattat, müzisyen, meddah ve doktorlar hakkında da bilgiler vermiştir.

*Gülzar-ı İrfan:Mehmet Fahreddin(13.yy.).Bursa vefeyatnâmeleri içinde içerik ve biçim olarak en geniş kapsamlı olanıdır. Padişah Abdulmecid adına yazmış ve Padişah Bursa’ya geldiğinden kendisine sunmuştur. Yine yazınsal değeri daha çok vefeyetname geleneğine bağlı kalmasıyla ilgildir.

*Yadigar-ı Şemsi:Mehmed Şemseddin Efend(14.yy.).Tekkeler, şeyhler ve otuz kadar postnişin üzerine yazılmış bir veveyatnâmedir.

B.ŞEHRENGİZLER

28

Page 29: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Şehrengizler XVI.yüzyıldan itibaren divan yazınımıza kazandırılmış manzum kent övgüleridir. İlk örneklerini Piriştineli Mesihi ve Balıkesirli Zâti vermiştir. Şehrengizler mesnevilere benzese bile daha çok kentin tarihi, toplumsal, coğrafi yapısı ve doğası üzerine yazılmış nesnel, gerçekçi, bu dünyaya dair yapıtlardır. Yani mistik özellikler taşımazlar. İstanbul, Edirne, Yenişehir, Gelibolu ve diğer birkaç kent üzerine yazılmış toplam 48 şehrengiz bilinmektedir. Bunların yedi tanesi Bursa şehrengizidir.

*Şehrengiz-i Bursa:Üsküplü Kılıççızade İshak Çelebi(16.yy)*Şehrengiz-i Bursa:Aşık Çelebi(Seyyid Pir Mehmed(16.yy)*Şehrengiz-i Bursa:Kadı Çalıkzade Mehmed Mâni(16.yy).*Şehrengiz-i Bursa:Konya Kadısı Bursalı Nazuk Abdullah(17.yy)*Şehrengiz-i Cilve-i Resa ve Ayine-i Habun-ı Bursa:İsmail Beliğ(18.yy).*Şehrengiz-i Bursa:İsmail Beliğ(ikinci şehrengizi).*Şehrengiz-i Bursa:Bursalı Halili(Sarı Halil,18.yy).*Şehrengiz-i Burûsa: Lamii Çelebi(15.yy.). Şehrengizde Bursa üzerine

yazılmış olağanüstü güzel şiirler vardır. “Uludağ”, “Bakacak Zirvesi”, “Gökdere”, “Pınarbaşı”, “Ulucami”,”Sultan Çelebi Mehmed Türbesi”, “Tabii Sıcak Sulu Kaplıcaları”, “Kaplıca Havuzunun Tasviri”, “Nilüfer Çayı” gibi başlıklara yazılmıştır. İki örnek:

BAKACAK ZİRVESİBakacak gibi dün gün çerh-i devvârona olmuş havâdar u kafadar/…/

GÖKDEREMeğer gökten iner ol Nilüfer-Câmonun için ona olmuş Gökdere nâmiki şakk eyleyip ol nehr şehriedipdir behresi sir-âb dehri………………

C.DİVANLAR-MESNEVİLER:

29

Page 30: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bursa Osmanlı döneminde üç yüz kadar divan şairi yetiştirmiştir. “Bursalı Divan Yazıncıları” başlığı altında isimleri geçen şairlerin hemen hemen hepsinin Divan’ları olmamakla birlikte, yayımlanmamış olanları da vardır. Bilinenlerin başlıcaları şunlardır:

*Ahmed-i Dâi: Çengnâme, Vasiyet-i Nuşirevân(mesneviler), Fasça Divan, Türkçe Divan.

Süleymen Çelebi: Vesiletü’n Necât (Mevlid).Üftade Divanı. Celili: Celili Divanı. Cinanı: Cinani Divanı ve Cila’ü-l Kulûb. Deli Birader: Dafi’ü-l Gumûm ve Rafi’ül Humûm. Rahmi: Gül-i Sad-berg’i ve Şah ü Derviş Mesnevi’si. Şühûdi: Şühûdi Divanı. Niyaz-i Mısri: Niyaz-i Mısrı Divanı ve Mavaidül İrfan’ı, İsmail Beliğ: Güldeste-i Riyaz-ı İrfân ve Vefeyat-ı Danişveran-ı

Nadiredân- Ayine-i Huban(Bursa Şehrengizi)’ı, İsmail Hakkı Bursevi: İsmail Hakkı Divanı, Eşref Paşa: Eşrefü’ş Şuara. Senih Süleyman Efendi: Senih Divanı gibi…

D.ŞUARA TEZKİRELERİ(ŞİİR ANTOLOJİLERİ):

Şiir eleştirmeni konumunda sayılabilecek yazıncıların kaleme aldığı şiir antolojileridir. Şuara Tezkiresine alınan şiirlerin estetik düzeyinin yüksek olmasına dikkat edilmiştir. Şairlerin özgeçmişleri verilir, şiirlerinden seçmeler alınır ve ayrıca şiir anlayış ve biçemleri değerlendirilir, eleştirilir. İçinde Bursalı şairlerin bulunduğu bilinen şuara tezkirelerinden bazıları şunlardır:

*Şakaik-i Numaniye: Yazarı bilinmemektedir.*Şakaik-i Numaniye Atai eki(13.yy.). 20’si Bursalı olan 73 şairi

kapsamaktadır.*Latifi Tezkiresi:Latifi(15.-16.yy.) Osmanlı yazınının en önemli antolojisi

olarak kabul edilmektedir. Kitapta yer alan 310 şairden 47’si Bursalıdır.

30

Page 31: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

*Tezkire-i Rıza:Rıza tarafından hazırlanmıştır.(16.-17.yy.) 12’si Bursalı olmak üzere 170 şairi kapsamaktadır.

*Tezkire-i Rıza eki:Safi.(17.18.yy) 41’i Bursalı 475 şairi kapsamaktadır.*Şakaik-i Numaniye Şeyhi Mehmed eki(17.-18.yy.) 59’u Bursalı olan 433

şairi kapsamaktadır.*Hatimetü’l Eşar:Fatin(18.19.yy). Safai’nin antolojisine ek olarak

hazırlanmıştır. 39’u Bursalı 672 şairi kapsamaktadır.*Şakaik-i Numaniye Fındıklı İsmet eki(18.19.yy.) 12’si Bursalı olan 42

şairi kapsamaktadır.*Zübdetü’l Eşar:Kafzade Faizi.*Zübdetü’l Eşar eki:Nubetü’l Asar li-Zeyli Zübdetü’l Eşar:İsmail Beliğ.*Fatin Tezkiresine ek:İbnülemin Kemal İnal.*Son Şairler: İbnülemin Kemal İnal(18-20.yy.) 25’i Bursalı 574 şairi

kapsamaktadır.*En yeni (ve tümüyle Bursa üzerine yazılmış şiirleri kapsayan) Şuara

Tezkiresi de Nahit Kayabaşı’nın hazırladığı, (Bursa Ticaret Odası’nca kitaplaştırılan) “Cumhuriyetten Yarına Bursa Şairleri” antolojisidir. Antolojide 101 şairin 201 şiiri yer almaktadır. Bunlardan yalnızca 12’si Bursa doğumludur.

E.ROMAN-ÖYKÜ-ŞİİR-v.d YAZIN KİTAPLARI: (Tamamı Bursa üzerine yazılmış çağdaş yapıtlar)

Balım Kız Dalım Oğul: Ceyhun Atuf KansuÇalıkuşu: Reşat Nuri Güntekin.İnegöl Hey İnegöl: Ahmet Necdet.Şair Baba ve Damdakiler, İz, Dağda Duruşma, Kalıba Sığmayanalar:

Balaban.Kemal Tahir’le Sohbetler: İsmet Bozdağ.Hanife Nine’den Öyküler, Yürüyen Gece, Puslu Hüzün, Yürek Bağı,

Boşluktaki Adam, Küçük Şirin Evin Gizleri: Nadir Gezer.Kasabam İnegöl’den Şiirler, Tahtakuşlar, Uludağ I.II.:Yaşar Faruk İnal.Pazar Güneşi, Mimoza’da Elli Gram: Cemil Kavukçu.Memleketimden İnsan Manzaraları, Kurtuluş Destanı: Nâzım Hikmet.

31

Page 32: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bir Sürgünün Anıları: Aziz Nesin.Nâzım’la Üç Buçuk Yıl, 72. Koğuş: Orhan Kemal.Nâzım’la 1933-38Yılları: A. Faik Bercâvi.Yeşil Kent:Mustafa Şanlı.Kolonya Kokulu Mendil(gençliğe roman): Şaban AkbabaSeyahatnamelerde Bursa: Nurşen Günaydın-Raif Kaplanoğlu.Saklı Zamanlar (Kent Yazıları), Düş Kazıları (Kent Yazıları), Bursa’nın

Ufak Tefek Taşları (Kent Yazıları):Ramis Dara.Cumhuriyetten Yarına Bursa Şairleri: Nahit kayabaşı.Ahmet Hamdi Tanpınar Şiiri ve 2002 Bursa Şiirleri: Osmangazi

Belediyesi Bursalı Şair Yazar ve Ünlüler Ansiklopedisi:Raif Kaplanoğlu.

Bir Masaldı Bursa:Engin Yenal.Seyahatnamelerde Bursa:Nurşen Günaydın-Raif kaplanoğlu.Edebiyatın Penceresinden Bursa:Osmangazi Belediyesi.Bursa Ansiklopedisi:Yılmaz Akkılıç.

F.YAZINLA İLGİLİ KURUMLAR:

Bursa’da bütün tarihi boyunca doğrudan ya da dolaylı olarak yazınla ilgilenen, (Ekim Sanat Atölyeleri ve Bursa Yazın Sanat Derneği dışında) neredeyse hemen hepsi de iktidar(sermaye) kaynaklı ya da iktidar yanlısı olan bu kurumların nicelik olarak çok az olduğunu biliyoruz. Bugün işlevsel olanlarına göz atalım:

*Ekim Sanat Atölyeleri.*Konak Kültür Evi(Nilüfer Belediyesi).*Tayyare Kültür Merkezi(Büyükşehir Belediyesi)..*Bursa Büyükşehir Kültür Sanat Turizm Vakfı.*Kitabevi Öykü Atölyesi.*Nilüfer Yerel Gündem 21 Öykü Atölyesi.*Kütüphaneler:Bursa’da yaklaşık 24 kütüphane vardır. Bunların 14’ü

ilçelerde bulunmaktadır.                                                                                          *Tiyatrolar:Bursa’da özeller de içinde, ondört tiyatro vardır.

32

Page 33: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

*Bursa Ticaret Borsası: Yayımladığı yazınsal yapıtlarla Bursa yazınına katkı yapmaktadır.

*Alp Kültür Merkezi: Yazın insanlarını Bursalı sanatseverlerle buluşturmak ve Alp/Bursa Kültür-Sanat Bülteni ve Çinikitap adlı dergiler çıkararak Bursa yazınına katkı yapmaktadır.

*Karagöz Sanatevi: Bu sanatevi özellikle sözlü yazınla organik ilişkisi olan “Hacivat’la Karagöz” adlı Geleneksel Türk Gölge oyununu yaşatmak amacıyla kurulmuştur.

Bu bağlamda, Hayali Taceddin Diker’e ait aşağıdaki metni bir yazın örneği olarak değerlendirebiliriz:

Perde kurdum, ışık yaktım, açıldı Bursa’da bahtımGezerken cami yapısında, rastladım bir arkadaşa

Adı Karagöz hem derbeder, konuşunca etraf dinlerUzayıp gidince bu hal, sordu padişah nedir ahval?

Neden yürümez iş acep? Dendi, iki kişi sebepDuyunca padişah köpürdü, ikimizin de başı götürüldü

Sağlığımızda bizi bilen biri, Şeyh alim Küşteri,Deriden yaptı suret, işte dedi, Karagöz-Hacıvat seyret

O gün bugün mekânımız perde, bu Türk oyunu kökleşti her yerde*Bursa Bilim ve Sanat Merkezi(MEB)*Türkiye Edebiyatçılar Derneği Bursa Temsilciliği.*Türkiye Yazarlar Sendikası Bursa Temsilciliği.*Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Temsilciliği.*Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi.*Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi: Bursa’da yaşayan, Bursa’dan

nemâlanan bu iki kurumun da Bursa yazınına hiçbir katkı yapmadığını söylemek büyük bir haksızlık olmaz diye düşünüyorum.

*Mustafakemalpaşa Kültür ve Sanat Derneği: Nisan 1997 ‘de kuruldu. Başkanlığını Kekil Şimşek yürütmektedir. Bir de yayın organı var: Patikalar Dergisi. Dernek tiyatro gösterileri, paneller, söyleşiler, kitap imzası ve müzik etkinlikleri, doğa-çevre eylemleri, radyo, televizyon izlenceleri düzenlemektedir.

*Bursa Yazın ve Sanat Derneği: 2004 yılında kurulan ve kuruluş amacı; "Bursa'da bilim, sanat, yazın ve folklor alanlarında ürün verme çabası içinde olan amatör ya da profesyonel yazıncıları, sanatçıları, sanatseverleri bir araya

33

Page 34: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

getirerek; yazın-sanat atmosferi oluşturmak, yazın ve sanata ilgilerini artırmak; yazınsal ve görsel ürün vermeye özendirmek; ürünlerini ortaya çıkarmak, tanıtmak, basım ve yayın yoluyla okurlara ve sanatseverlere ulaştırılmasını sağlamak; çeşitli bilimsel, sosyal, kültürel, sanatsal etkinlikler yapmak, bunun için maddi ve manevi her türlü desteği bulmak, vermek" olan ve kısaca BUYAZ olarak bilinen derneğin son yıllarda Bursa yazınında ciddi etkileri oldu.

Her yıl şiir ve öykü dalında BUYAZ ONUR ÖDÜLERİ de veren dernek, hazırladığı yıllık yazın etkinlikleri takvimleriyle Bursa yazınında ilk kez bu kadar uzun süreli ve düzenli çalışan bir yazın-sanat kuruluşudur.

Kuruluşundan başlayarak Yönetim Kurulu Başkanlığını Şaban Akbaba’nın yürüttüğü BUYAZ, Bursa’daki yazıncıların hemen hepsinin desteğini ve katılımını almaktadır. Bu yönüyle Dernek, Bursa’daki parçalı yazın dünyasının bir bütünlüğe kavuşması ve bir bütünlük içinde devinmesi başarısını da göstermiştir. Bursa yazınında umudun ve direncin sözcülüğünü de yapan BUYAZ, Bursa yazın ve sanat atmosferine sahip çıkmak ve katkıda bulunmak amacıyla sürdürdüğü özverili çalışmalar nedeniyle; BURSA ÇAĞDAŞ GAZETECİLER DERNEĞİ, 2007 Kültür-Sanat Ödülü’ne değer görülmüştür.

*Bursa Kitap Fuarı: Tüyap bünyesinde yedincisi 2010 yılı Mart ayında onbirincisi gerçekleştirilen Fuarın Bursa’da kurumlaşma yolunda olduğu söylenebilir. Çünkü Fuar etkinliklerine gösterilen ilgi her geçen yıl artarak sürmektedir.

G.YAZINSAL ETKİNLİKLER:

İlki 1996’da düzenlenen Bursa Edebiyat Günleri’den önce Bursa’da bu düzeyde ve gelenekselleşmiş bir yazın etkinliğinin yapıldığına dair herhangi bir bilgiye sahip değiliz. Bu alanda “ciddi” ama “cılız” diye nitelendirebileceğimiz, ancak geleneğini oluşturmuş ya da oluşturabilecek diye düşündüğümüz şu etkinliklerin varlığından söz edebiliriz:

*Bursa Edebiyat Günleri(1996-….)*Buyaz Etkinlikleri:Kurulduğu yıldan başlayarak izlenceli etkinlikler

yapan Buyaz, her yıla özgü ve özge izlenceleriyle dikkat çekmiştir.

34

Page 35: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

*Kitabevi Edebiyat Akşamları.*Ahmet Hamdi Tanpınar Yarışmaları.*Şiirlerarası Yolculuk(Olay TV.,Akif Oktay)*Alp Kültür Merkezi Edebiyat Akşamları(2007-...)*Okuma Günleri(Nilüfer Bel. Yerel Günden21,Melih Elal)*Öykü Atolyeleri.*Mustafakemelpaşa Kütür Sanat Derneği Kültür-Sanat Etkinlikleri.*Bursa Bilim ve Sanat Merkezi Etkinlikleri.*Türkiye Edebyatçılar Derneği Bursa Temsilciliği Etkinlikleri.*Türkiye Yazarlar Sendikası Bursa Temsilciliği Etkinlikleri.*Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Temsilciliği Etkinlikleri.*Bursa Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündem 21 kültür-sanat etkinlikleri.*Nilüfer Yerel Gündem 21 kültür-sanat etkinlikleri.*Yılmaz Akkılıç Kütüphanesi Etkinlikleri.*Bursa Kitap Fuarı Etkinlikleri. Bursa yazın etkinliklerinde de dikkat çekici bir yan vardır: Bursa yazın

etkinlikleri, (iletişim- mekân-konaklama-uygulama-sonuçlandırma bağlamında) Bursa yazınının kendi iç dinamiğinden değil, yine belli odaklardan destek alarak gerçekleştirilmiştir, gerçekleştirilmektedir. Bu gerçeği, Bursa yazınına uzun yıllardan beri değişik boyutlarda emek veren iki yazıncının yazdıklarına baktığımızda daha iyi anlıyoruz.

Birinci örnek:“İlk etkinlik yapılırken Vakfın başında Sayın Ekrem Barışık vardı ve ilk

kitabı (Edebiyat Günleri Bildirileri Kitabı.Ş.A) Ankara merkezli Edebiyatçılar Derneği başkentte bastırmıştı; ikinci kitabı Ekrem Bey görüşmelerimiz sırasında “Biz Bursa’da basalım” dediğinde doğrusu kulaklarıma inanamamıştım. Onu Sayın Ahmet Erdönmez, Ahmet Erdönmez’i Sayın Melek Apaydın izledi, şimdi de Vakfın genel sekreteri Sayın Banu Demirağ. Belirgin herhangi bir sorun çıkmamasının ötesinde Bursa Edebiyat Günleri gelişerek sürüyor bugün.”(Ramis Dara, Bir Gelenek: Bursa Edebiyat Günleri. Çınarlı Kentin Dili,BKSTV Yayınları,s.7,2002)

İkinci örnek:

35

Page 36: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

”… Bursa Ticaret Odası Başkanı Sayın Rıza Aydın, kitabın yayımını üstlenerek Bursalılara armağan etme özverisini coşkuyla kabullendi. Kendisine, Borsa’nın bütün üyeleri huzurunda teşekkür ederek şükranlarımı sunuyorum.”( Nahit Kayabaşı, Cumhuriyetten Yarına Bursa Şiirleri, Bursa Ticaret Odası Yayınları,s.13,1997)

Bursa Edebiyat Günleri bu bağlamda en önemli örneklerden biridir. Bursa Büyükşehir Belediyesi Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı’nın akçalı ve sosyal desteğiyle gerçekleşen etkinliklerin ilk dokuzundan sonra Türkiye’de ve Bursa’da ideolojik(rejimsel) anlamda iktidar değişikliği olunca, 10.,11. ve 12 Bursa Edebiyat Günleri, daha önceki etkinliklere yön veren Bursalı yazın insanları tümüyle dıştalanarak yapıldı, yapılıyor.

2004 yılından beri izlenceli, yaygın, etkili etkinlikler yapan Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) deneyimi, ülkemizde olduğu gibi Bursa’da da kapsamlı yazın etkinliklerinin maddi koşulları gereksindiğini ortaya koymuştur. Öte yandan BUYAZ deneyiminin kanıtladığı bir gerçek daha var: Bazı etkinlikler, örgütlenmenin getirdiği dayanışmayla gerçekleştirilebilir ve ancak (biraz zayıf da olsa) bu yöntemle kesintisiz, sanata daha yakışır, onurlu biçimde sürdürülebilir.

H. YAZIN DERGİLERİ:A) Cumhuriyetten Önce Çıkan Önemli Bursa Dergileri:

Çaylak:Tevfik Bey tarafından 1890 yılında çıkarılır ve 1898’e kadar yayın yaşamını sürdürür.

Nilüfer:Bursa’da yayımlanan ilk edebiyat-sanat dergisi NİLÜFER’dir. 1886-1991 yılları arasında yayımlana derginin kurucusu Feraizcizade Mehmet Şaikir’dir. Dergide birçok şair ve yazarın yanı sıra sıklıkla ürünleri yayımlanan isimler şunlardır: Recep Vahyi, Ağlarcazade Mustafa Hakkı, Hersekli Arif Hikmet.

Gündoğdu: Yayın Yönetmeni Feraizcizade Mehmet Şakir olan dergi 31 Ağustos 1894’de ilk sayısı yayımlanır, üç sayı çıktıktan sonra kapanır.

Fevaid:Murat Emri Efendi’nin yönetiminde haftalık olarak çıkar (1892-1893.)

36

Page 37: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

B)Cumhuriyetten Sonra Çıkan Önemli Bursa Dergileri:1)2010’a Kadar Var Olan Dergiler:

Uludağ:Bursa Halkevi’nin “Dil-Tarih Edebiyat Kolu’nca yayımlanan dergi 1935’den 1950’ye kadar yayın yaşamını sürdürmüştür. Faruk taşkıran, M.Niyazi Akıncıoğlu, Emine Gür, Celal Sılay, Celal Sıtkı Gürler dergide ürün yayımlayanlardan bazılarıdır.

Demet:1944’te yayım yaşamına başlamıştır.Nilüfer:Fahri Dalsar tarafından 1945 yılında yeniden yayımlanır, ancak

ömrü kısa olur.Gençliğin Sesi:5 Mayıs 1951’de yayım yaşamına başlamış ve ancak

dört sayı yayımlanabilmiştir.Yöre:Bursa’nın bir grup ilerici genci tarafından çıkarılan dergi,1960’da

yayım yaşamına başlamış ve dört sayı yayımlanmıştır.Elif:Bir İnegöl dergisidir. Yaşar Faruk İnal, Erol Akyüz, Sevim Polat ve

Ertan Binzet tarafından aylık olarak yayımlanır. Kırk üç sayı(1961-1965) çıkmıştır. Yayım Yönetmenliğini Yaşar Faruk İnal’ın yaptığı dergi her yılın sonundan Elif Yıllığı çıkarmıştır.

Petek:Bursa Eğitim Enstitüsü’nün yayın organı olarak çıkmıştır.Çatı:Elif’in devamı olarak 1963-1966 yılları arasında aylık olarak

yayımlanmış bir dergidir.Yeni Nilüfer:1975’te Selami Üney, Nevzat Çalıkuşu ve Kemalettin

Berksu’nun çıkardığı ve sekiz sayı yayımlanabilen aylık dergidirDuygu:1976’da Selahttin tanyıldız tarafından altı sayı çıkarılabilmiştir.Biçem:Nahit Kayabaşı tarafından çıkarılan dergi, Nisan 1990’da yayım

yaşamına başlamı ve on iki sayı yayımlanmıştır.Ekspres Sanat:Bursa Hakimiyet Gazetesi’nin aylık sanat eki olarak

1991’de çıkmaya başlamış ve on beş sayı yaşamıştır.Prometheus:Yücel Balku’nun çıkardığı bir dergi.1992.Yeni Biçem: Ramis Dara yönetiminde 1993 yılında çıkmaya başlamış,

1999 yılına kadar yayın yaşamını sürdürmüş ve 72.sayıdan sonra kapanmıştır.

37

Page 38: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Düşlem:1997-1999 tarihleri arasında yayımlanan dergi 24 sayı çıkmıştır.

İpek Dili: Mart 1999’da İhsan Deniz’in yönetiminde çıkmaya başladı ve aralıklı olarak on beş sayı yayımlandı.

Bursa Defteri: Mart 1999’da Yılmaz Akkılıç’ın girişimiyle yayımlanmaya başlayan “üç aylık kent kültürü ve düşün   dergisidir. Yayın yönetmenliğini Ramis Dara yapmıştır. Daha sonra kadro değiştiren dergi Nuri Kolaylı, Celil İnce, Sinan Tunç ve Hacı Tonak gibi i,simlerin yönetiminde yayın yaşamını sürdürmektedir. Bursa Defteri, Bursa ve çevresiyle  ilgili incelemelere, denemelere, değinilere ve çok az da olsa şiire yer vermektedir.

Anonim Dergi:Ayrıntı bilgisine ulaşılmadı.Diva:Ayrıntı bilgisine ulaşılamadı.Kimse/Siz: Sahipliğini Fehmi Enginalp’ın, Yayın Yönetmenliğini de

Şenol Yazıcı’nın yaptığı derginin ilk sayısı 15 Mayıs 2002’de çıktı. Dergi beş sayı yayımlandı.

Yıldırımdan Yansımalar: Yıldırım (Eski) İlçe Milli Eğitim Müdürü Zeki Baştürk’ün himayesinde ve Genel Yayın Yönetmenliğinde çıkan, Yayın Kurulu Başkanlığını Şaban Akbaba’nın yaptığı resmi bir dergi. Ancak yazın ağırlıklı olup geniş yelpazede ürün yayımlayan bu aylık dergi on beş sayı yayımlanmıştır.

Mavi Ada: Şenol Yazıcı’nın çıkardığı üç ayda bir yayımlanan kültür-yazın-sanat dergisidir.

Alp/Bursa Kültür-Sanat Bülteni: Sahibi Fehmi Enginalp, Yayın Yönetmeni Şaban Akbaba’dır. Ustalarla çırakların, öğretmenlerle öğrencilerin ürünlerine aynı anda yer veren okul niteliğinde bir dergidir. Alp Kültür Merkezi’nin ücretsiz kültür hizmeti olarak ve iki ayda bir olmak üzere yirmi sayı yayımlanmıştır.

On Altı Kırk Beş: Şair Metin Güven ve arkadaşlarının, Metin Güven’in ölümüne kadar (15 Ağustos 2010) kırkbeş günde bir çıkardığı şiir ağırlıklı dergidir.

Bursa’da Yaşam: Olay Gazetesi’nin Nahit kayabaşı yönetiminde hazırladığı dergi, altı ayda bir yayımlanmakta; çok fazla reklamlar arasında da olsa ciddi yazınsal (ya da yazınla ilgili) ürünlere yer vermiştir.

38

Page 39: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Ölmesiz Doğmasız:2008. Onur Tekin ve arkadaşlarının çıkardığı şiir ağırlıklı bir fanzindir. İki sayısı yayımlandı, yayımını sürdürecek.

2)2010 itibariyle yaşayan dergiler:

Akatalpa: Mayıs 2008 itibariyle 101 sayıya ulaşan derginin sahibi Melih Elal, Yayın Yönetmeni Ramis Dara’dır. Şiir ağırlıklı bir dergidir.

Patikalar:Bursa tarihinde ilçe dergisi olarak 1961 ve 1975’de iki kez yayım yaşamına girerek toplam 58 sayı yayımlanan Elif Dergisinden sonraki en önemli dergidir. Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde yayımlanmaktadır. Mustafakemalpaşa Kültür-Sanat Derneği’nin yayın organıdır. Genel Yayın Yönetmenliğini Kekil Şimşek’in yaptığı dergi ayda bir yayımlanıyor ve daha şimdiden adından söz ettirmeye başlamıştır. On iki sayı yayımlandı. Yayımı sürüyor.

Dem:Şiir Akademisi (sanal) sitesinin sanal dergisi olarak yayın yaşamını sürdürmektedir. Sitenin Yayın Yönetmeni Emre Gümüşdoğan, derginin Yayın Yönetmeni de Hilmi Haşal’dır.

Eliz: Yayın Yönetmenliğini Hilmi Haşal’ın yaptığı dergi Ocak 2009’da yayın yaşamına başladı. Derginin Yayın Kurulunda İhsan Üren, Nuri Demirci, Hilmi Haşal, Halûk Cengiz ve Nemci Selamet yer almaktadır. Aylık olartak yayımlan, şiir ağırlıklı Eliz Dergisi yayınını sürdürmektedir.

Bursa Araştırmaları: Bursa Araştırmaları Vakfı’nın çıkardığı derginin sahipliğini Mehmet Nuri Kolaylı, Yayın Yönetmenliğini de Raif Kaplanoğlu yapmaktadır. 2010 yaz sayısıyla 29 sayıya ulaşan derginin Bursa kent kültürüne ve özellikle de tarihine yaptığı katkı önemsenmesi gereken boyuttadır.

Çinikitap:Yayın Yönetmenliğini Nuri Demirci’nin yaptığı dergi, çıktığı dönem itibariyle Türkiye’de yazıncıların yayımladığı tek dergidir. Hilmi Haşal, Şaban Akbaba, Fehmi Enginalp ve Halide Yıldırım’ın Yayın Kurulu’nda yer aldığı derginin Kasım-Aralık 2010 tarihinde 6. sayısı yayımlandı.

39

Page 40: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

İ.YAZINLA İLGİLENEN GAZETELER-TELEVİZYONLAR:

Hudâvendigâr’la başlayan Bursa gazeteciliği serüveni içinde elli kadar gazete yayımlanmıştır.

Bazı gazetelerin zaman zaman sanat ekleri verdiği, ya da sanat sayfası yaptığı bir gerçek olmakla birlikte, Hakimiyet Gazetesinin önce “Ekspres Sanat”, sonra da 2000 yılında bir süre çıkardığı “Sanat-Kültür” dergi ekleri, Olay Gazetesinin “Yeni Gün” ve “Bursa’da Yaşam” ekleri ve 1990’lı yılların başında Gemlik’te yayımlanan Körfez’e bakış Gazetesi’nin Şaban Akbaba yönetiminde onsekiz ay kadar süren “Sanat Sayfası” dışında Bursa gazeteciliğinin Bursa yazınına ciddi katkısından söz etme olanağı yoktur.

Bursa televizyonlarına gelince… Olay Televizyonu’nda haftada bir yayımlanan ve genel yapısı itibariyle “manzume”den öteye geçemeyen çalışmaların okunduğu “Şiirlerarası Yolculuk” dışında, Bursa yazınıyla doğrudan ve sürekli ilgilenmek gibi bir kaygıları-izlenceleri yoktur. Zaman zaman bazı yazıncılar çağrılarak yapılan izlenceler “hiç yoktan iyi” olmakla birlikte Bursa adına yakışır yeterlikte ve düzeyde değildir.

Bugünkü etkin Bursa televizyonları da tıpkı etkin Bursa gazeteleri gibi “patron medyası” özelliği taşımaktadır çünkü.

III. BÖLÜM:SONUÇ

Bursa yazını, Bursa’nın kendi iç dinamiğinden ve öz kaynaklarından beslenerek ortaya çıkan, ulusal ya da uluslararası düzeyde “çok üstün” sayılabilecek yazın değerleri üretememiştir.

Bu sonucun nedenleri belki de Bursa yazın altyapısının, Bursa yazınını besleyecek kaynakların algılanamaması, özümsenememesi, değerlendirilememesiyle ilgilidir.

Örneğin Bursa yazını, Bursa’nın uğradığı doğal yıkımları ve kentsel sorunları sürekli göz ardı etmiştir. Çarpık yapılaşma, çığ gibi büyüyerek gelen

40

Page 41: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

göç olgusu, varoş yaşamı ve kültürü, emek-yoğun sektördeki işgücünün sorunlarını yok saymıştır.

Özellikle Gemlik, ve Bursa merkezdeki yer altı dünyasına, onun toplumsal yaşama etkilerine, kapitalizmin gelişmesiyle ortaya çıkan, genelevin kapatılmasıyla sokaklara düşen kadın ticaretine, uyuşturucu sektörünün yarattığı insani yıkımlara ve sokak çocukları olgusuna girememiştir. Yağmalanan deniz kıyılarının, doğal yapısı, dengesi, florası bozulan efsanevi

Uludağ’ın, altı-üstü kazılan, siyanürle zehirlenen, tarla ya da turistik tesis edinmek için yakılan-yıkılan ormanlarının, şeftalisi, zeytini sökülüp atılarak yerine dünyanın en çirkin beton yığınlarının kondurulduğu ovasının hesabını tutamamıştır.

Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu’sundan çok fazla bir ayrımı olmayan Uludağ’ın güneyindeki yoksul, karabilmez yaşam alanlarını keşfedememiş, oralardaki “insan” unsurunun sorunları duyumsayamamış, duyumsatmak gibi bir kaygı taşımamıştır.

Bütün bunlara ek olarak; sağlıklı, güçlü, kurumlaşmış sanat örgütlerine, yayınevlerine, dergilere sahip olamamış, görece küçük kent yazını olmasından beklenen bütünsel yazın devinimini başaramamış, hatta zaman zaman yazın üretimini durdurabilecek boyutta kırılmalar, parçalanmalar yaşamış, estetik birikiminin ve geleneğinin oluşması sekteye uğramıştır.

Bütün bu olumsuzluklar Bursa yazın atmosferindeki olası sanatsal ekollerin gelişimini, sağlıklı yazınsal oluşumları engellemiş, kurumsallaşmaları törpülemiş, yazıncıların sayısının azalmasına yol açmış, üretimi nicelik olarak da, nitelik olarak da geriletmiştir.

Çok önemli bir başka nedeni de, Bursa yazınına egemen anlayışın bütün tarihi boyunca ulusal, ya da evrensel düzeyde var olan düşün yapılarının, sanat anlayışlarının içinde ya geleneksel-tutucu, ya da modern-seçkinci olanları seçmesi; sosyo-politik-kültürel yönelimini hep geçmiş özlemi, mistisizm, nihilizm ve postmodernizm sınırları içinde tutmasıdır.

Kısacası, Bursa yazını için çalan alarm zilleri hiçbir zaman susmamış, hatta son çeyrek yüzyıl içinde sesini daha bir duyurur olmuştur.

41

Page 42: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

V.BÖLÜM:DİPNOTLAR-KAYNAKLAR:

1.KAYNAKLAR:*Bursa Ansiklopedisi:Yılmaz Akkılıç.*Bir Masaldı Bursa:Engin Yenal.*Seyahatnamelerde Bursa:Nurşen Günaydın-Raif kaplanoğlu.*Edebiyatın Penceresinden Bursa: Osmangazi Belediyesi.*Ahmet Hamdi Tanpınar Şiiri ve 2002 Bursa Şiirleri: Osmangazi Belediyesi.*Çınarlı Kentin Dili:Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı.*Cumhuriyetten Yarına Bursa Şiirleri:Nahit Kayabaşı.*Bursalı Şair Yazar ve Ünlüler Ansiklopedisi:Raif Kaplanoğlu.*Bursa’da Yaşam Dergisi:Olay Gazetesi Armağanı.*Patikalar Dergisi:Mustafakemalpaşa Kültür Sanat Derneği(ilk 12 sayı)*Tür Edebiyatında Şairler ve Yazarlar Sözlüğü.*Mizandaki Bursa:Özkan Eroğlu.*Bursa Tarihi Kılavuzu: Mülazım Abdülkadir.*Payitaht Bursa’da Kültür ve Sanat, SeMpozyum Kitabı: OsmanGazi belediyesi Yay.*www.bursadakultur.com2.EKLER:

42

Page 43: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

EK-A:

BURSALI DİVAN YAZINI

ŞAİRLERİ

43

Page 44: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Ahmed DAİ(14-15.YY)

“………….Ey bülbül-i dil-haste melûl olma kafesteKim menzilin ol bâğ u gülistân ola bir gün

Hem bâd-i sabâ ire bişâret vere güldenHem gonce dahi gül gibi handân ola bir gün

Hicran sonucu vasla dönüp şâdola DâiBu gamdan anın derdine dermân ola bir gün

Cem SULTAN(15.YY)

Gamzen hayâli çeşmüme hançer degül midür Olan mukâbil ana dil-âver degül midür

İmâna davet eyleme zülf-i siyâhunı Baş vire dine gelmeye kâfır degül midür

Hergiz katında kıymeti yok reng-i rûyumun İksir-i cevrün-ile olan zer degül midür

44

Page 45: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Didi elümde şimdi ne var tutdı laliniBu geldi nâ-geh agzuma şekker degül midür

Didüm ki busene dil ü cân al gey iy peri Bâzârumuz didi ki muhayyer degül midür

Dil bâl ü per şikeste-y-iken raks urur müdâm. Işkun hevâsı-y-ıla kebûter degül mi dür

Cem sinesine şerha çekerse gamun n'ola Işkun tecerrüdinde kalender degül midür

Gelmezse rah-ı ışkuna cândan n'ola Lâ-büd tonuzlıgını komaz har degül midür

GAMMİ(15.YY)

Sûz-i dil artar müdam ol rûy-i ateş-tâbdan Ateş-i sûzan eğerçi sakin olur âbdan

Tır-i bârân atsa gamzen hoş gelür ölmek bana Haste gönlüm hazzeder yağmurlu günde habdan

45

Page 46: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Ateş-i mihrinle ey meh dâğ-ı sûzânım benim Rûşen olmuştur cihânda mihr-i âlem-tâbdan

Piste hayran olup ağzım açtı kaldı Gammi ey Sen hikâyet eyler iken ol dûr-i nâyâbdan

ATAİ (İvazpaşazade Ahi Çelebi,15.YY)

“Gül hayâdan kızarır dost çü gülzâre gelekendinden serv gider yar çü reftâre gele………………….Görse cân-bahş lebin mucizesine sof-i şehrGaybın esrârına vâkıf olup ikrâre gele……………………..Lebine ahır erem derse Atâi cânıÇıka bin def’a ümidiyle lebe vara gele”

46

Page 47: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

AHMET PAŞA(Veliyüddinzade,15.YY)

Karar ü sabrum alan zülf-i bikârarındırHarâb eden beni şol çeşm-i pürhumârındır

Cihan şikârına şehbsaz-i zülfünü sala gör Kebuter-i dil ü cân hep senin şikârındır

Aceb mi bağ kenarında dursa lâle hacilKi lâlezar-i cemalinde har ü zârındır

Nazar fakire kıl ey padişah-ı hüsn ü cemal Ki devlet-i ezeli hüsn-i i’tibârındır

Dem-i baharın ile dü cihânı hurrem eden

47

Page 48: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Nesim-i galiye-i zülf-i müşg-bârındır

Mürûr-i vâ'de-i yâra inanma sen Ahmed Gama inan inanursan ki eski yârındır

48

Page 49: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Niyazi MISRİ(17.YY)

“Bakıp cemâl-i yare çağırırım dost dostDil oldu pâre pâre çağırırım dost dost.

Aşkın ile dolmuşum zühdümü yanılmışımMest-i müdâm olmuşum çağırırım dost dost.

Mescid-ü meyhânede, hânede virânedeKâ’be’de büthânede çağırırım dost dost……………Dünya gamından geçip yokluğa kanad açıpAşk ile dâim uçup çağırırım dost dost.

Aradığım cândadır, cânda hem tendedirBilir iken bendedir çağırırım dost dost………………..Hep görünen dost yüzü andan ayırmam gözüGitmez dilimden sözü çağırırım dost dost.

Deryâ olunca nefes pârelenince kafesTâ kesilince bu ses çağırırım dost dost.……………..Geldim o dost ilinden koka koka gülündenNiyâzi’nin dilinden çağırırım dost dost.

(Bu gazel türkü formunda bestelenmiştir.)

49

Page 50: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

SELİSİ(17.YY)

Gidip ağyâr, geldi yâr ile zevk ü safâ devriBilhamdillah bahar erişti vü gitti şitâ devri

Güzeller ham-be-ham kâkülleriyle gitti gülzâraYine geldi çemende seyr-i zülf-i dil-rubâ devri

Bu devr içre peri-rûylarda ey sofi vefâ yokyurMeğer kim halka-i zikre girip ol vefâ devri……………………….Felek devreyledikçe devletiyle br-karar olsunSelisi hoşdurur ol fazl-ı müşkil-küşâ devri.

İsmail BELİĞ(Bursalı,17.-18.YY)

Bi-mezâk olmuş idi halk-ı zemânKise cem’itmek idi fikri hemân

Ol kadar olmuş idi rağbet-i mâlMühr-ü hemyâne idi mahz-ı kemâl

Nâ-revâc idi o denlü irfânBin hüner bir pula olmuş idi hemân

Öyle güm-kerde idi nâm-ı vefâ

50

Page 51: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Kayd-ı sim ü zer idi halka safâ

Yoğ idi hüsn-ü cemâle rağbetBi-bahâ olmuş idi vuslât

Mey- i dinâr ile ba’zı tarârMest idüp dil-beri eylerdi kenâr…………………..

Nazm-ı pâki acaba kim neylerŞi’ri şimdi kim okur kim dinler.

51

Page 52: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

LAMİİ ÇELEBİ(15.-16.YY)

Gökdere:

Meğer gökden iner ol Nilüfer-câmOnun için ona olmuş Gökdere nam İki şakk eyleyip ol nehr şehri Edipdir behresi sir-âb dehriO cuy-ı Dicle'dir san Bursa Bağdad Konulsa n'ola burc-ı evliyâ ad

Pınarbaşı:

Önünde Nil'e benzer çeşme-sârı Başından avlamış seyret pınarıBürûdet günlerinden hâlis ü nâb Hararet demleri oldukça berf-âb Edip dolaplar su üzre devrânKılarlar yer ve gök ehlini hayrân

Ulucami:

Husûsan nâf-ı şehr ol UlucamiMataf-ı âlemin devletli câmii Kemerler onda baş baş çatılmış Kemandır her biri tiri atılmış Kibâbı pest okur tâk-ı semâya

52

Page 53: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Salar kürsüleri arş üzre sâye

Sultan Çelebi Mehmed TÜrbesi:

Husûsan türbe-i gerdûn ni tâkı Zümürrüddür kamu tâk u ni tâkı Nazirin görmemiştir çeşm-i devrân Kurulmuş sebz-çâdırdır felek-sân Taşından reng uğurlar çerh-i ahdar Tayınır sırçasından pây-ı sarsar

Sıcak sulu kaplıcaları:

Hudâyi şehr önü germâbelerdir Suyu sermâ gamından bi-haberdir Zeminden kaynayıp çıktıkça âbı Salar hurşid ü çerh üstüne tâbı Zer-i hâlis kılar bi-sim halkı Gönülden yur gubârı şevk ü zevki

53

Page 54: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Kaplıca havuzu:

Husûsan çerh-veş şol havz-ı dil-keş Ki vurmuştur güneş canına ateş Girip içine her mâh-ı cihân-tâb Ederler kendisini gün gibi pür-tâb Döker ol havz didem gibi ceyhûn Kabaklarla yüzer her la'l-i mey-gûn

Nilüfer çayı:

Birisi nehr-i lûlûlerdir onunÇekilmiş resmidir devr-i zamanın Kenan cüyâ vermiş cevdel-âyin Katâr-ı lâlesi surh ile tezyinDil-i divâne gibi mest ü medhüş Dem-â-dem ayn-ı âşık gibi pür-çüş

54

Page 55: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

EK-B:

BURSA YAZININDA DÜZYAZI

55

Page 56: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

HASAN ALİ YÜCEL

“BURSA BİR “DIŞ” DEĞİL BİR “İÇ”TİR………………………Bursa, hayat pınarını göğsünde taşıyan bir diyar... Su,

nerede, ondaki kadar varlığını her zerresinden fışklrtır? Bursa'nın bütün yeşilleri, onunla yaşar ve onunla yeşerir. Belki de bunun için Bursa'nın ölüleri insana diri gelir.

Bize koskoca bir devlet veren Osman Bey ve Oğulları, türbelerinde değil evlerinde yatarlar. Emir-Sultan, bu maneviyat hükümranı; Süleyman Çelebi, bu Türkçeyi Allah evine sokan insan, ne kadar aramızda ne kadar bizimle be-raberdirler. Ebedi istirahatgâhında yanına kimseyi istemiyen İkinci Murad'ı ziyaret ettiğim zaman bir türlü oradan ayrılamamıştım. Huzurunda kalıp uzun uzun onun iç menkıbelerini ve gönül cenklerini kendinden dinlemeyi arzulamıştım.

Bursa, bir tarih sergisidir. Hiçbir kitap, onun kadar 1299'Ia 1923 arasındaki olayları bize doğru haber veremez. Osmanlı Şahini, Uludağ'a kurduğu yuvadan havalandı. Kanadının tüyleri, Hint hudutlarından Hicaz ülkesine. Marmara kıyılarından İskenderiye koylarına, Volga boylarından Tuna membalarına kadar uçmaktadır. Hadiselerin rüzgârları, hatta fırtınaları onu yere düşüremedi.

Bursa, benim için bir "dış" değil, bir "iç"tir. Zevksiz eller ona kıyabildiği kadar kıysın. gözümde ve gönlümde hiçbir şeyini değiştiremez. Bu yurd bucağı, bu vatan köşesi, seyahati zaruri kılmayan bir çekicilikle her vakit yüreğim-dedir. Bursa hakikati hayal yapan kutsal bir diyardır. Bursa,

56

Page 57: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

bir coğrafya gerçeği olmaktan çok bir tarih, hatta tarih olmaktan da ileri bir şeydir. Bursa, Türklüğün, Konya gibi beşiklerinden biridir. Her Türk biraz Bursa’da doğar. Onun için Bursalı olmıyan Türk yoktur; diyebiliriz.”

AHMET HAŞİM

GURABA-HÂNE-İ LÂKLÂKAN

On onbeş sene evvel, bir tatil haftasını geçirmek için Bursa'ya gitmiştim. Üç dört saatlik hazin, kirli, eğlencesiz bir vapur seyahatinden sonra, ovalar içinde iri bir tırtıl ağırlığı ile sürüklenen ufak bir şimendifer, beni aynı günün akşamında, karanlık bir duvar gibi semalara kadar yükselen Keşiş'in (Uludağ) eteğindeki yeşil şehre bırakmıştı,

O sırada İstanbul'un okur yazar gençleri arasında "mimari" bir milliyet-perverlik hüküm sürüyordu, Herkes evvelce işitilmemiş eski bir mimar ismini bulmakla iftihar

57

Page 58: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ediyor; makaleler, ihtiyar mermerlerin mana ve asaletinden bahsediyor: şiirler, kemer ve sütunların güzelliğini söylüyordu, Edebiyat lisanı duvarcılık ve marangozluk tâbiratı ile dolmuştu. Türk medeniyetinin ölçüsü münhasıran "mimari" olmuştu. Mimari münakaşaları ile câ-be-câ dostluklar teessüs ediyor, düşmanlıklar vücut buluyordu. Ben bile bir akşam, Köprü'den İstanbul'a geçer-ken, ince ve hafif minareleri, altın semalara teressüm eden Yenicami'in mimarisine dair bir münakaşa yüzünden eski bir mektep arkadaşımla müddet-i hayat için bozuşmuştum, .

Milli şuurun uyandırdığı deruni kuvvetler henüz büyük felaketlerin çekiciyle dövülmemiş, bugünkü rüştünü bulmamıştı. Bu kuvvetler havai fişekler şeklinde, hayatın gecesinde, renkli ateşlerden seyyal nakışlar çizdikten sonra dağılıp gidiyordu.

O sıralarda Bursa'da benim de ne yapacağım tabii belliydi: Abideleri görmek, nakışlar ve çinilere dair tetkikatta bulunmak, sormak, düşünmek, not almak ve nihayet mimarinin "tarih" ve "bedi'i hakkında az çok uydurma yeni bir keşitle zengin, müstakbel münakaşalar için yerinde toplanmış kuvvetli vesikalarla silahlı olarak İstanbul'a dönmekti. Öyle yaptım.

Çekirge'de Hüdavendigâr türbesini ziyaret ettim. Türbedarın bana üçyüz senelik, diye gösterdiği bir Kuran'ın yazı ve tezhibine takdir ve hayretle baktım. Türbenin kutsi ulu 'su Sultan'ın ceylan derisinden bir seccade, bir zırhlı gömlek ve bir miğferden ibaret cengâverane metrukatına haşyetle ellerimi dokundurdum.

Muradiye'ye gittim. Türbenin rengarenk çini bahçesinde, erimiş yakuttan kırmızı lale ve karanfillerin havasında uzun müddet oturtarak düşündüm.

Diğer birgün Yeşil Cami'e gittim. Duvarları kaplıyan yeşil çiniler bu mabedin içine esrarengiz bir deniz altı

58

Page 59: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

aydınlığı veriyordu. O aydınlıkta kayyımla karşı karşıya oturarak nakışlar ve oymalar hakkında uzun uzun konuştuk.… Bana camiin Vefik Paşa zamanında, "Döpar Wille'" isminde bir Fransız mimarın nezareti altında, gömülü olduğu topraklardan çıkarılıp tamir edildiği zaman çalınmış olan çinilerden bahsetti. … Ziyaret için müsaade istemek üzere kendisine yazdığım mektuba aynı günde cevap aldım. Ferdası günü öğleden sonra Sedbaşı'ndaki evinde bana muntazır olacaktı.

……………………………….Evvelâ köşkü gezdirdi. Bu köşkte Muradiye'nin

çinilerini takliden Kütahya'da yaptırılmış renkli bir duvar parçasından başka

dikkate layık bir şey görmedim, Zaten Greguvar Bay, köş-küne fazla kıymet vermiyordu. Hayatının şaheseri bahçenin mehcur bir köşesindeki "Guırabahâne-i Lâklâkanı" idi. Bu gülünç tesmiyenin sebebini Greguvar Bay bana sonra anlattı. Köşkten çıktık ve bahçenin her noktasında uzun uzun durup konuşarak dolaştık. Herbir adımda hane sahibi bahçesinin ayrı bir hususiyeti hakkında tafsilat veriyordu:

……………………………….-Işte Guraba-hâne-i Lâklâkan! dedi. Biliniz ki bahçemin bu

köşesi hakikat şeklini almış kendi hayalimdir. Bu harap üç odayla onları çeviren bu bahçe köşesinde ömrümün bu son günleri sükün ve tahayyül içinde geçiyor. Fırsat buldukça buraya iltica ederim. Zevcem bile bana burada refakat etmez. Bu inzivagâhta arkadaşlarım yalnız sakat ve ihtiyar bir iki leylektir. Bilmem Bursa'yı gezerken gördünüz mü? Haffaflar Çarşısı'nın ortasında bir meydan var. Bu meydan malül bazı hayvanların dar-ül-acezesidir. Kanadı veya bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar, kör ve sağır baykuşlar burada halkın sadakası ile iaşe edilir, Haffaf esnafının aylıkla tuttuğu belki yüz yaşında, baktığı sakat leylekler kadar amelimanda bir ihtiyar, toplanan sadaka parası ile her gün işkembe alır,

59

Page 60: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

temizler, parçalar ve insan merhametine iltica eden bu zavallı kuşlara dağıtır. Haffaflar Çarşısı'ndaki sakat leyleklerin bir iki tanesini buraya aldım. Ben de artık bir ihtiyar sakat leylekten başka neyim? Bu köşe onlar ve benim için bir gurabahânedir. Son günlerimizi burada birlikte yaşayıp bitireceğiz. Onunçün paviyona "Guraba-hâne-i Lâklâkan" ismini verdim.

…………………………..Uzaktan su ve ezan sesleri geliyor, hava akşam

dumanlarının ailevi kokulari ile doluyordu. Yarasalar bize dokunacak kadar yakın geçiyordu. Uhrevi ve sert kokularını aha kuvvetle neşretmeye başlıyan bahçenin her tarafında şimdi yeşil Mevleviler daha vecd ile, daha rahatla dönüyordu...

Bursa'dan ayrıldıktan sonra Greguvar Bay'dan bir daha bahsedildiğini işitmedim. Bursa'da vefat ettiğini pek çok sonra öğrendim. 1928

AHMET HAMDİ TANPINAR

BURSA’NIN DAVETİ

Niçin Bursa'yı bu kadar seviyoruz? Bu sevgi hayatın dışında bir oyun mudur? Kendimize bir güzellik dini, geçmiş zaman kokulu bir âlem, çinilerden, su seslerinden, kemer ve oymalardan, eski kumaşlardan ve geçmiş modalardan, isim ve hatıralardan bir dünya yaratıp onun içinde, o yapma cennette bir takım zihni uyuşturucular veya coşturucular yaşadığımız zamandan uzakta sarhoş olmak mı istiyoruz?

Böyle bir şüpheyi taşıyanlar elbette yanılırlar.Ne Bursa, ne de eski zevkimiz ve sanatlarımız biçim

60

Page 61: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

için bu cinsten bir afyon hokkası de~ildir. Bursa’ya zamanımızın gürültüsünden uzaklaşmak, bir hamam kubbesi çınlayışında kendimizi' kaybetmek için gitmiyoruz. Eskiyi zorla sanatkarca bir rüya temin için sevenlerden değiliz.

Zaten şiir ve sanat hiçbir zaman bu cinsten bir oymalı lâhd uykusu, yahut fildişi kule rüyası olmamıştır. Onun rüyası daima en verimli ve devamlı hareket, daima yaratıcı ve kurtarıcı hamledir. Çünkü asıl hareket dışta de~il ruhtadır. Dışarda seyrettiğimiz, bizi çabuk, beklenmedik gelişmeleriyle, kudretiyle o kadar şaşırtan, hatta zaman zaman büyüklüğüne haklı olarak hayran eden şey ya bu içerdeki itişin bir aksi, iş halinde tercümesidir, yahut da onun yokluğu, o şifasız ruh fakirliği yüzünden küçük realiteler tarafından zaptedilmenin, onlara ka-panmanın, onlar üzerinde küçük ve miskin hulyalar kurmanın kendisidir.

Sanatta kaçış yoktur. Gayesine adeta dikine kanatlanma vardır. Goethe "bidayette hareket idi" derken bu içten gelen hamleyi söyler. Biyolojiden cemiyete ve ferde kadar bütün hamleler içerdendir. İçzenbereklerle kımıldanarak hayatı kurar ve fethederiz.

***

Bursa işte bu hareketin ta kendisi büyük rüyayı aksettiren çerçevelerden biridir. Onun ruhunun mizacına ermekte olan bir millet, birdenbire kendisinde bulduğu hakikatlerin ifadesi olarak

Yollarında dolaşırken, camilerini gezerken, çeşmelerinin sesini dinler ve ağaçlarının hışırtısında düşüncemi uyuştururken bu suallerin cevaplarını, velev müphem bir ürperme şeklinde olsa bile, kendimde duyduğum için Bursa'yı seviyorum. O içimizdeki aydınlığın aynasıdır.

Bu aynaya ve benzerlerine baktıkça sanatımız ferdi bir hüner veya küçük bir hülya olmaktan kurtulacak. Hayatın

61

Page 62: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

mucizesi olan devamı kendimizde bulacağız. Mimarimiz, resmi musikimiz, romanımız ve şiirimiz bizim olacak.

Bursa, şimdiye kadar sakladığı el değmemiş mazi rüyasıyle içimizde en geniş davettir.

62

Page 63: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU

MURADİYE’DE

Uhrevi sükunetin ve uhrevi rahatın ne olduğunu bilmek istiyenler Bursa'da Muradiye Türbesine gitsinler! Ölüm yalnız burada korkunç değildir. Mukaddes kitapların va'dettiği cennet bize yalnız burada mümkün görünüyor. Burada her dakika bir meleğin kanadı gibidir. Başımızın üstünden hayatın bütün hümalarını, gusselerini, şüphe ve endişelerini silen yumuşak ve nemnâk bir tüy temasiyle geçer. Ey bi-karar günül, dakikalara "dur!" diyebileceğimiz yer burasıdır.

Zira, buranın eşiğini aştıktan sonra bize saatlerin, bize günlerin, bize yarının, bize öbür günün lüzumu kalmıyor. Bu dakikaların her birinde edebiydin derin ve lâ-yetegayyer çeşnesini tadıyoruz. Artık hiçbir zevkin daha fazlasını istemiyoruz, burada zevklerin en cavedânisine eriyoruz.

Dışarda bıraktığımız şeyler ne kadar yakıcı, ne kadar acıdır! Sevgilinin bedeni ne çetindir! Dostun eli ne müziçtir! Ana şefkati ne kasvetli, evlât muhabetti ne zahmetlidir! Düşmandan intikam ve ikbalden kâm almak ne kadar gailelidir. Zafer ne zor, hezimet ne kadar müthiştir. Bed-baht burada kal, bu yeşilliğe gömül, bu havalara karış! Dehrin hay-ı huyundan sana ne!

***Kendi kendimize böyle söyliyerek yarı belimize kadar

gömüldüğümüz yeşilliğin içinde tabiatın hayatına karışırız. Ölüm, eğer bu yeşilliğin altında zerre zerre dağılıp erimekse, ölüm eğer, bizdeki özün bu otlardaki usareye damla damla karışması demekse, onu şimdiden özliyelim. Çünkü bu otlar bizden daha güzeldirler ve ömürleri bizim

63

Page 64: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ömrümüzden daha uzundur: Tam altı yüz seneden beri her bahar bu türbeleri sarıyor. İçerde yatanlardan birisi niçin bu otları yetiştiren kara toprağı beyaz mermere tercih et-miş? .

Merkadinin kubbesinde niçin yağmurlara bir menfez bırakmış? Türbedar yavaş bir sesle bize bu sırrı anlatıyor:

- Bahar olunca bu toprağın üstüne bir avuç arpa atarım. Kubbedeki açıktan rahmet yağar, güneş vurur, birkaç hafta içinde mezarın ortası yemyeşil olur.

……………….Şu vahşi ve coşkun otların arasında sanattan

bahsetmek bir küfürdür. Burada hepimiz işlenmemiş bir zümrüt külçesi içinde birer damla ruhuz. Eğer hariçdeki seslerin bize kadar gelmesi mümkün olsa da bize sorsalar ki: "Güzellik nedir?" Hiç düşünmeden: "Bu yeşilliktir,” diyeceğiz. Çünkü biz burada, herhangi bir şeye dışından bakmak hassasını kaybettik; yalnız batıni değil, batın olduk. Biliriz ki hiçbir "eser-i sanat" bize bu hidayeti veremez.1923

64

Page 65: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ABDULBÂKİ GÖLPINARLI

BURSA’DA BAHAR

Baharın ikinci ayına girdik, Nisan bitmek üzere. Esen yel, cana can katıyor. Yağan yağmur, toprağı kabartıyor. Eski bir inanca göre Nisan yağmuru yağarken her yaratık, ağzını açarmış. Sedefin ağzına düşen katre, inci olurmuş, yılanın ağzına düşen zehir.

Büyük hakim Şirazlı Sadi bile; doğunun ikili inancının, fatalist kanaatinin bir sonucunu, "Tabiatındaki letafetten şüphe yokken gene de yağmur lâlelikte lâle bitirir, çalılık çırpılıkta çer-çöp"der. Halbuki çalılıklar, insan eliyle, insan emeğiyle lâlelik oluyor, elverir ki insan eli, tabiat gücünü hizmetine alsın.

Bırakalım felsefeyi; baharın kitap okunmuyor. Bu hava, insanı saran bu güzelim koku, düşünceyi dört duvar içine sokmuyor. Nabızlar atarken insan, içten gelene uyuyor.

Bahar, uyanış çağıdır. Tabiatın, geriniş zamanıdır dünyanın, göz açış demidir yaşayışın. Yorgun insan, derin bir nefes alır, bir an dinlenir, inanır kendisine, yeni bir hamle için kalkar. Uyanan kişi, göz açar, gerinir, boynuna, vücut yapısının üstünde şöyle bir devir gösterir, saçlarını parmaklarıyla tarar ve birden yekinir, dupduru ayaktadır artık. Bir vuslat anından sonra sere-serpe yayılan genç, ilk rehaveti geçirince tekrar duyar kendisini, tekrar sarılır sevgiliye, nabızları tekrar atar. İşte budur bahar; ölmeyen varlık, uyuyan gençlik, uyuşan yaşayış, baharda nefes almadadır, gerinmededir, yeniden hayata sarılmadadır.

Dikkat edin çamlara; koyu yeşil yaprakların uçlarında filizi yeşil, yeni, yepyeni türemeler, uzamalar göreceksiniz.

65

Page 66: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Erguvanlara bakın; menekşe mavisiyle kırmızı arasındaki renkler, yavaş yavaş yeşille işlenmede; bir ay sonra yem-yeşil olacak o dallar. Yağmurdan sonra güneş açınca kırları gördünüz mü? Gözle görürcesine, elle ölçülürcesine bir verim var tabiatta. Toprak gebe, doğuruyor. Cansız sandığımız şeylerde bile bir şeyler oluyor. Bir kayadan bir filiz, bir taştan bir selvi fidanı bitmede. Yaşamıyan, yaşayış potasında madde oluyor, yaşıyacaklara, yaşayış maddesi. Yaşama kabiliyeti, damarlarında atan, varlığında, yaşayış dolaşan, kudreti, yapısında duyan her şey, yenileniyor,yeniden doğuyor.

……………………Bir an, göz yorulunca, bir an düşünce durunca, insan,

nasıl kendi âlemine çekilirse ben de yaşadığım muhite çekiliyorum; fakat onlarda gördüklerimi sözle söyleyenlere, duyduklarımı özle anlatanlara rastlıyorum. Ne olurdu, bir makale kadrosuna, bu canları da sığdırabilseydim.

Bursa; tarihi dile getiren, bir devleti kuran, işlenen çiniye, yüzyıllar boyu emeğin göz nuriyle rengini katan, yeşilin, çeşitli görünüşlerini belirten, baharın türlü neşelerini işleyen, asırları canlandıran, modern resmi fotoğraftan ayıran şehir. Toprağından sular kaynıyan, rutubetiyle verdiği sızıyı, şifalı sulariyle iyileştiren, derdini, dermaniyle beraber bağışlıyan, temizliyen, varlığı yıkıyan, arıtan şehir. Konuşacağım Bursa, konuşacağım seninle ve senin için.(1955)

66

Page 67: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR

BURSA İÇİN

Farzedin ki Bursa’ya yol alan bir uçaktayız.Uçtu uçtu kuş uçtu, Adapzarı'ndan geçti, şimdi Geyve Boğazı'nı aşıyor. Bursa'ya yolcudur. Sıra tepeler rüzgârında hava kayığına binmiş gibi sallanıyoruz. Birden, köylerle benekli, ağaçlıklarla bezenmiş tabak içi bir ova, aşağıda beliriveriyor. Düzlüğe doğru süzülüyoruz. Topraktaki saban izleri esmer bir alındaki çizgileri andırıyor. Solumuzda benek benek karlı Uludağ, sağımızda tümsek tümsek çamlı yaylacıklar, ötede zümrüt düzlükler, aranan bulanık sular, okşıyan rüzgâr, saran sis ve yeşil, yeşil, yeşil!...

67

Page 68: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Toprağın çok büyük çukuru mavi su ile dolunca Akdeniz, Karadeniz, denir de toprağın çok büyük düzlügü yeşil nebat seliyle dolunca, neden "Yeşil Deniz" denmez de "Bursa Ovası" denir, aklımız ermez. Kımıl kımıl, pırıl pırıl, dalga dalga, fakat durgun ve mahmur bir bahar denizi. Ottan, ekinden başlayıp gülden, asmadan geçerek kestaneden selviye doğru kat kat yükselen bir yeşillik. Ovaya serilen bu yeşilliğin üstünden göğe dikilmiş bir beyazlığa doğru uçuyoruz. Gökte, Bursa Ovası'ndan Uludağ'a doğru mavinin içinde yeşilden beyaza. İşte Ulu-dağ'a sürtünecek gibiyiz, çamlar altımızda yeşil kevenler. Kar suları gümüş zincirler. Kavaklarla servilerin arasında minarelerin boyatıp kubbelerin gelişmesi, tarihin değil baharın, insanın değil de tabiatın eseri gibi. Şimdi uçağı bırakmak, göğün maviliğini hiçe saymak, çekirge gibi ağaçtan ağaca, kubbeden kubbeye sıçrayarak Bursa'yı gezmek hevesinin ruhu deli ettiği zamandır. Oh işte Bakacak Tepesi. Geceleri ay Bursa'ya Osman’ın ruhu g1bi oradan doğar. Kitaplar der ki: "Kayıhan kabilesinin Başbuğu Osman Bey, biraz sonra ordusunun kolları arasın-da alacağı güzel şehri oradan bir zafer kartalı edası ile seyrederken masallarda peri kızlarına aşık olanlar gibi ilk görüşte Bursa'yı öyle benimsemiş ki Allah beni buradan ayırmasın demiş ve güneşte pırıl pırıl yanan bir gümüş kümbeti göstererek oraya gömülmesini istemiş: Bakacak'ta Osman'ın ruhu rüzgar olmuş esiyor; ovada ise mazlum cariye, fakat nazlı Sultan Nilüfer'in ruhu çay olmuş kıvranıyor. Bizi tarih havaya ulaşıp kucaklamakta, alıp yere bastırmaya çabalamaktadır. Tarih bizi göğün aydınlığından, yeşilin berraklığından çekip mazinin boşluğuna götürmek hevesinde. Bursa’da eskimemiş, yıpranmamış bir eski zaman nefes alıyor. Bursa yukarıda, havadan ince suların gümüş telleri, inişli çıkışlı kocaman göğsüne gerilmiş bir

68

Page 69: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yeşil saz gibi; şırıltıdan, efiltiden nağmelerle kendiliğinden çalınıp duruyor…..

Biraz daha yükselerek Yeşil Caddesi’nin üstüne doğru geldiniz mi bütün Bursa Yeşil Cami’in alt kat namazgâhına, uçsuz bucaksız avlusuna serilmiş bir seccadedir.

………………………….Aziz okuyucularım, Bursa'da gökten inmeye, yere ayak

basmağa, büyülenip kalmaya, tutulup kekelemiye cesaretiniz var mı? Bursa'da ayak bastığınız her taş görünmez mahzenin acemice konmuş kapağı gibidir. Hayalinizin ayağı bir sürçtü mü, o taş altınızdan çekilir ve zaman, taşma vakti bekliyen büyük sular gibi dört bir yanınızdan fışkırıverir. Bursa'da yaslandığınız her sur parçası bir benttir ki, biraz sonra tarihin seli zorlayıp onu yıkacak, gelip sizi suyuna katacaktır.

Bursa'nın rastgele ağacında bütün bahar, rasgele evinde bütün Bursa barınır. Hangi eve girerseniz orada Bursa'nın bütün semtlerini bezlere oyalar halinde resmedilmiş olarak bulacaksınız. Muradiye'nin çınarları, Emir Sultan'ın servileri, Işıklar'ın pencereleri, şehirde bir semti ve oyada da bir çeşidi gösteren isimlerdir. Mehmet Çelebi çiniden baharının kucağında baygınlaşmış yatıyor. Cem 'in ruhu türbesinin çinilerindeki kırmızı karanfillerde tütüyor. Bursa eski yaratmalarla doludur; yeni yapmaların onları bozmamalarına, bastırmamalarına elbette dikkat edilecektir. Pek farkında değiliz ama, Bursa'yı sayıklarken zamanımız doluverdi. İyisi mi koca bir divandan yer yer mısralar okuyup da eseri acele ile incelemiş görünür gibi, Bursa'nın bir iki güzelliğine dokunup geçerek değil, taşına, toprağına, ağacına, tapmağına değerek gezmek için gelecek cumamızı ayıralım, Size Gönlüferah'ta sabahı, Muradiye'de öğle sonunu, Yeşil'de akşamı anlatmazsam neye yarar? Bursa'nın sisine bürünmek güzel... Ya

69

Page 70: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

havlusuna sarınmak, suyunun şırıltısını dinlemek güzel, ya kaplıcalarının ılıklığına girmek?

Bursa Ovası'nın yeşilinde öyle soğukkanlı ağaç sevgisi duymakla kalamazsınız; dallara ihtirasla sarılmak arzunuz tutar. Orada ahretlik serviler bile ibadette iken de gözleri ihtirasla parıldıyan azizeler gibi sizi baharın koynuna çağırırlar. Göğüs düşmeleri rüzgârla çözülerek, genç bacakları dikenle çimdiklenerek, bekâretini tabiata vermiş eski Yunan Kızı "Bilitis"in şarkılarını bilmezsiniz: "Bir yemyeşil ağacın en uç dalındayım; rüzgâr estikçe bu güzel ağacın yaşadığını duyuyorum. Gövdeyi saran bacaklarımı daha kuvvetle sıkıyor ve aralanan dudaklarımı körpe bir dalın yosunlu kabuğuna yapıştırıyorum." Dişi Bilitis'in şarkısını bırakın da genç Bursa aşığının türkünü dinliyelim:

Yar kendimi vermeye istekli işte deyipBir mevsim baş ucunda ayrılmadan bekleyip Gözüm buğulanarak ilk günahı işlemek: İlk dalında olgunlaşan ilk meyvayı dişlemek! Bu bahardır dokunan nefes gibi derime; Akıp omuzlarımdan dökülsün içerime; Her dal ayrı şadırvan, her çiçek ayrı köpük.. Hâla kuru kalmaktan kollarım yana düşük, Bilmez ki kök salacak bulmaya toprağımı Beklerim seve seve daldırıp ayağımı...

1949

70

Page 71: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

YILMAZ AKKILIÇ

SETBAŞI KÖPRÜSÜ

Bursa'nın Yıldırım ve Osmangazi ilçelerini birbirine bağlayan Setbaşı Köprüsü'nün ne zaman yapıldığı ve yaptıranı belli değildir. Ancak kadı sicillerine yansıyan onarım kayıtlarından, hiç değilse XV. yüzyıl sonlarından bu yana kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bursa araştırmacısı Kamil Kepecioğlu, Bursa kadı sicillerinde yaptığı araştırmalar sonunda, köprünün 1565, 1585, 1680, 1681, 1738 ve 1847 yıllarında onarım gördüğünü belirlemiştir.

XIX. yüzyıl sonlarında çekilmiş fotoğraflarda, ayaklarının kagir, tabliyesinin ise ahşap malzemeden yapıldığı görülen köprü, 1920'lerin sonlarında taş ayaklar üzerinde beton tabliyeli olarak yenilenmiştir. En son İhsan Sabri Çağlayangil'in valiliği döneminde (1954-1960), iki taraftaki kaldırımları da tabliyesine katılmak ve iki yana doğru askılı kaldırımlar yapılmak suretiyle genişletilmiştir.

TEFERRÜÇ

Bir zamanlar Bursa' nın gözde mesirelerinden olan Teferrüç, Mollaarap su deposunun 300 metre doğusundaki büyük bir çınar ağacının bulunduğu, havaya doğru geniş görüş alanı olan yerdir. 1960'lı yıllara gelinceye değin çevresi çimenlik ve ağaçlıktı. Teferrüç, Türkçede "gezinti, gezme" veya "açılma, ferahlama" anlamlarına gelen Arapça "teferrüc" sözcüğünden gelmedir. Bursa'nın bu ünlü mesiresi, gerçekten kuzeye ve batıya doğru kuş bakışı Bursa Ovası'yla Gemlik ve Mudanya sırtlarına değin alabildiğine

71

Page 72: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

geniş manzaralı bir mesire idi. Çevresinde yerleşme yoktu. En yakın binalar Işıklar Askeri Lisesi ile batısındaki Yenimahalle'nin iki katlı evleriydi.

Alanın kuzeyindeki bir çeşmeden ünlü Devrengeç suyu akardı.

72

Page 73: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

HACI TONAK

BURSA'NIN DOĞU YÜZÜ

Yıldırım;Bursa'nın doğu yüzü, doğulu yüzü!Bileşenleri: Horasan, Belh, Buhara'dan soluksuz bir koşu içinde

bin yaşında yağmurcular; Kafkas, Kırım, Balkan, Arap ve Acem'den bin yaşında yol yordam sahipleri; Luvi, Hatti, Hitit, Frig, Bityn ve Roma...

Uçup gelip konup pürüzsüz katıksız şaman, pürüzsüz katıksız tarikat, pürüzsüz katıksız imaret, medrese, cami, türbe, sultan, han ve halis muhlis ipek, koza, çelebi ve ahi olup Uludağ'ın kayaçlarına tutunup kök salıp yoksul evlerinde zengin gönüllerle, biraz ham, biraz dışlanmış, biraz itilmiş: Sultan Yıldırım'ın mirasçıları...

İsmi mi kaderini belirliyor, kaderi mi ismini?Sorumlu olduğu dağınık, hırçın, sakin, eski, yeni, kimi durumda

eciş bücüş, kimi durumda şaşılacak kadar düzenli yüzü, onun ruhuyla da "o" olmasından ne kadar sorumlu?

Yıldırım özge isim, biliniyor.Bayezit ise Aramnca kökenli. Ermenice üzerinden ve tasavvufun

içinden geçip yunup arınıp Türkçenin hazinesine isim olarak giriyor. Ardıl, mirasçı anlamında.

Birincisi: yol açmanın büyük ustasına; ikincisi, erenler bağının sularını bir büyük nehirde toplayıp bilimin, siyasanın ve erkin içinden geçirip arıtıp akıtan birikime tekabül ediyor.

Hükümdar'ın, Yıldırım'a adını veren ve dağı, ovayı ve şehri bir bakışta görebilen "makam"ını seçtiğinde, en yalın dileğinin unutulmamak olduğu söylenebilir.

Page 74: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Unutulmamak, hatırlanmayı gerektirir.Bunun pek çok yolundan birden yürüdüğü inkar götürmez, ama o

tepeden baktığında gördüğü, belki en bel bağladığıydı:Şehrinin, bir hayalde yüzen yeni yüzü!..

***Abdal Musa'nın dediği gibi "Kader okundan gizli yaydan"..Ne var ki araya nice afet girecek, Sultan'ın Bursa için hep

hatırlanmak üzere tasarladığı çehre bulanıklaşıp bozulacaktır.Bir intikam selinden başka şey olan, ama hep öyle gelen Timur,

ardından Fetret ve ardından Karamanoğlu ve ardından başkaları gelecek, bu çehreyi ve tasarımı, atların ayakları altında çiğneyecektir.

Timur'un askerleri, Ulu camiyi süvarilerinin ahırı yapacak, bununla da kalmayıp ateşe vereceklerdir; Yıldırım Camisi, imareti ve darüşşifası da yakılıp yıkılacaktı r.

Musa Çelebi, cansız bedenini şehrine getirdiğinde, nereye defnedeceğini bilemeyecektir bir süre.

Bursa kuşatmasında, İvaz Paşa'nın inatçı direnişine çarpar Karamanoğlu, kemiklerirni çıkarıp ateşe verecek, Musa’nın kaygısının yersiz olmadığını kanıtlayacaktır.

………….

Page 75: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

MUSTAFA ARMAĞAN

ŞEHİR ASLA UNUTMAZ

İktidarların ellerinden alınmasına nasıl bir tepki gösterir şehirler? diye sorsam, eminim ki, çoğunuz benim şehri bir organizma, kanlı-canlı bir mahlük telakki etme yanılgısına düştüğüme hükmedeceksiniz, Ne var ki, bir gerçeğin altını çizmek bana önemli görünüyor: şehir asla unutmaz!

Tabii, bunu farketmenin yolu, şehrin hafızasının karanlık labirentlerinde ter döküp ilerlemeye çalışmaktan geçiyor. İlam medeniyetinin de içinde yer aldığı Doğu bilgeliği, ısrarla şehirlerin ruhundan bahseder. Kuruluşundaki tılsımdan nasıl yok olacağına kadar şehirlerin hayatları tıpkı bir insan hayatı gibi bir kader zinciri içersinde tasvir edilir. Şehirlerin hakikaten bir ruhu, aklı ve hafızası olduğuna inanlardan iseniz, Sultanahmet Meydanı'nda araba yarışçıla-rının canhıraş feryatlarının yeniçerilerin "istemezük"lerine karışıp dalgalar halinde içinizde kırıldığını, Davutpaşa Kışlası'nda taç giyen Bizans İmparatorlarına yapılan tezahüratın aynı yerden Şumnu'ya sefere çıkan Osmanlı askerlerinin hüzünlü gurbet türküleriyle sarmaş dolaş kulağınızda yankılandığını mutlaka hissetmiş ve mekanların karakterinin, üzerinde dolaşan insanlara ne kadar kuvvetle tesir ettiğin duymuş olmalısınız.

Baştaki soruya dönelim: Payitahtlığın kudret ve saadetini bir defa tadan eski başkentler, acaba ellerinden bu kudretin alınışına karşı bir tavır takınmışlar mıdır, yoksa boyunlarını büküp olan bitene razı mı olmuşlardır?

Bu soruya verilen cevaplar çoğunlukla eski başkentlerin bir maddi inkıraza paralel olarak bir moral çöküşe de uğradığı, servet ve kudretin merkezi olan yeni başkentin eskilerce kemal-i suhuletle baştacı edildiği yolunda olmuştur. Bir örnek vermek gerekirse, İtanbul'un başkent yapılışının, eski Osmanlı başkenti Bursa açısından bir nöbet devir-teslimi gibi idrak edildiği söylenir genellikle. Acaba hakikat bu merkezde midir'?

……………….

Page 76: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bütün bu örneklerin de gösterdiği gibi, başkentler hiçbir zaman kimliklerini unutmuyor, kendilerine yaklaşan veya kendilerine yakın buldukları insanlar vasıtasıyla bu taleplerini zaman zaman dışarı vuruyorlar. Ve tıpkı Bursa gibi, birbuçuk asırlık bir şevket devrinin moral üstünlüğünü her fırsatta dile getiriyorlar. Üstad Tanpınar ne demişti: “Bir başkent daima beşkenttir. Ne kadar susturulursa susturulsun yine konuşur.”

ŞABAN AKBABA

BENİM BURSA’M

ÖTE YÜZÜDÜR BURSA’NIN:

Hem payitahttır, hem payitahta isyankâr. Cem Sultan’a mezarına gömülme hakkını da o vermiştir, Duğulu Baba’ya barışı temsil eden tahta kılıcını taşıma erdemini de. Celali Ayaklanması’nda da darbe yemiştir, Cumhuriyet’ten bir adım öncesinde de. Belki de bütün bu nedenlerle, tıpkı benim gibi hep kendini yenilemek derdindedir. Her silkinişinde alt üst olur, ama her altüst oluşundan sonra en güzel güneşlere uyanır.

İlk adımımı böylesi güneşli bir zamanında, erguvanların ışık çağlayanı gibi çiçeğe durduğu, kutsal ve “billur” bir anında atmıştım Bursa’ya. Ilık gökyüzünün ılık yağmurlarıyla ıslanmıştım. Islandıkça sevmiş, sevdikçe ıslanmıştım. Sırılsıklam olmuştum. Çünkü ta Evliya Çelebi’den beri “Su Ayeti”yle başlayan Bursa Suresi” (Ek:E) okunuyordu mistik atmosferinde.

Böceğini gördüğümde çok şaşırmıştım ipeğin. Ama sonra tohumdan çıkan binlerce minik yavrunun gül yaprağının üstündeki ilk buluşmalarına katıldım. Dolunay saydamlığında böceğe; hardal dallarına tırmanarak küçük kar topaklarına benzer biçimde kozaya dönüşüm süreçlerine tanıklık ettim. Yanıbaşlarında oturdum, yay gibi açılıp kapanarak yürümelerini izledim, bir tür senfonik müzik tadında dut yaprağı yemelerini dinledim. Anlıyordum ki İpeğin İpek Başkenti”ndeydim.

İPEĞİN İPEK BAŞKENTİ

I.

İpeğin gümüş kervanı

derin,dingin,duru akan

kıskanç bir nehir gibi

antik gizler taşıyor hurcunda.

II.

Sürgün bir şehzade kadar umsuk

otursam Climboz kıyılarına

Page 77: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

uzatsam Zeus’a elimi

göçebe güvercinler konar parmaklarıma.

Susuz bir evliya gibi sabırla

kursam şadırvanımı Hisar burcuna

dokunsam bekaretine toprağın

zemzem rengi gelir yanaklarıma...

Uzak bir düşü gibidir Anadolu’nun

Marmara’nın bumerangı

konuk biriktiriyor binlerce yıldır

renklerin harmanında

Misi şarabı tadında...

Bir konuğu da benim bu kentin

bu kent biraz da benim

sevdası yasaklı sevdalım

söylesem vururlar kırsal yanımdan

çağların üstüne dökülür

masmavi akan kanım

Antik Mavi’siyle buluşur

İznik toprağında demlenen çinilerin

ağrım biter,sızım diner

ipeğin ipek başkentine

kervanın büyüsü siner.

III.

Aç bir masal bebeği gibi

emsem ışığını (d)olgun memelerinden

alaca türküler doldurur sokaklarını

Tutsam elini, dinlesem kendimi vererek

kanayan sözcükler dökülür dilinden

Kanatları zümrüt işlemeli

gümüş bir kumru gibi

konmuş yüreğimin bam teline

sussam dilim ürker

konuşsam canım...

yekinsem yerimden dünden yarına

pas damlar dudaklarıma

yol tükenir,ömür geçer

yıllar yüzyılları iter

ipeğin ipek başkentinde

kervanın dumanı tüter…

Page 78: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

IV.

Nilüfer uykusunda şimdi

derin,beyaz ve suskun

bu yüzden

bir gün

Mühr-ü Süleyman dilinden

son buyruğumu vereceğim cinlerime

bulacağım varoşlarda kaybolan

“pay-ı taht”ını gönlümün...

Ama öte yüzünde... Her mevsim, hatta her ay farklı bir giysiyle, farklı bir bezekle cilve satan, başı kardan duvaklı, sırtı yaralı, omzu bereli, tanrılar otağı Olympos-Keşiş(Ulu)- Dağı’nın arkasındaki Beyce’ye, yani bir kez daha Arpaçaylı çocukluğumun susuz, bereketsiz kırlarına düşmüştü yolum. Samsun’dan, hepsi birkaç parça olan eşyalarımı eski Bedford kamyona yüklediğim gibi tozlu topraklı, uzun, dolambaçlı bir yolculuktan sonra soluğu Aşağı Demirler köyünde almıştım. Buradan bakıldığında, okulun bulunduğu Yukarı Demirler köyü kayaların başındaki bir kartal yuvası gibi görünüyordu. “Kamyon oraya çıkamaz,” demişlerdi de kulaklarıma inanamamıştım. “Eşyaları traktörle çıkaracağız.” Gerçekten de öyle yapmıştık. Ondan ötesiyse yine çocuklardı. Gözleri ve elleri yoksulluk yorgunu öğrencilerim... Güzel günler geçirmiş, güzel işlere imza atmıştık. Umudu işlemiştik birlikte, özgürlüğü... Akşamları da çipil gözlü ocakbaşı söyleşileriyle renklendirmiştim yalnızlığımı. Bu küçücük ve yoksul köyün küçük kavunlarının o akşamlardan arta kalan tadı hala damağımdadır.

Demirler’deki kısa konukluğumdan sonra bir başka Beyce köyüne düşmüştü yolum. “Atranos’un Kültür Başkenti” diye tanımladığım Deliballar’a... Minareci Mustafa‘nın sürdürümcüsü olduğu Cumhuriyet Gazetesi’ni okuyabildiğim, onun adam ettiği bu küçük ve güzel köyde, gencecik bir öğretmen olarak sevinçle, umutla çalışmaya başlamıştım. Ama ne yazık ki, demeye kalmamış, 12 Eylül fırtınasına yakalanmıştım. Fırtına, kendilerini Beyce’nin gardiyanları olarak gören küçük ruhlu kasaba politikacıları ve onların küçük ruhlu bürokratlarıyla işbirliği yaparak, beni, koğuştan koğuşa yerimin değiştirilmesi gibi, Deliballar’dan Eskidanişment’e savurmuştu. Bir de öyküsü vardı bu sürgünün. Komik bir “tuvalet öyküsü”... Kısacası Beyce benim için sekiz yıl sürecek tutukluluğumun “açık cezaevi”ydi. Ama ben o cezaevini çok

Page 79: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

sevmiş, çok benimsemiştim. O kadar ki, orayı yaşamaktan hiç mi hiç pişman olmamıştım. Şimdi de değilim.

Bu furyanın bürokratik başı, 12 Eylül’ün Bursa Milli Eğitim Müdürü’ydü. İKİ parmağını gözlerime uzatarak, “ya gidip görevine başlayacaksın yeni köyünde, ya da on gün sonra İKİ satır yazımı alacak ve ömür boyu bu kuruma adım atamayacaksın!” demişti. (Kulakları çınlasın ve yüzü kızarsın ilerlemiş yaşında!) Ama asıl kahraman çok daha arkalarda saklanmıştı. O günün bir partisinin ilçe başkanıydı ve daha sonra bu ülkeyi yönetmek üzere milletvekili, hatta Bakan oldu.

Deliballar Köyü benim için çok önemli olmuştu. Birçok ilkime orada imza atmış ve orayı güzel yaşamıştım. Örneğin Gençlik Kulübü’nün düzenlediği “Kaymakamlık Kupası” maçlarında futbol oynamış, düğünlerinde bütün gece gençlerle kafa çekerek halaya durmuş, ince saz eşliğinde “Beyce Pazarı” oynamıştım. Daha önemlisi, “Eğitim Mücadelesi Dergisi”nde yayınlanan ilk şiirimi ve “Edebiyat’81” de yayımlanan ikinci şiirimi burada yazmıştım.

Köyün muhtarı Süreyya Yılmaz da benim için devredeydi. (Onun da kulakları çınlasın ve alnı her zaman olduğu gibi ak olsun.) O günün Bursa Valisi’ne gitmiş, beni geri istemişti. “Olmaz!”demişti Vali. “O gidecek!” Sanki kan davası vardı aramızda. “Para vereyim sana, köyüne bir şeyler yap.” “Hayır,”demişti Muhtar. “Ben öğretmenimi istiyorum.”

Beni geri vermedi Vali Bey, para gönderdi Muhtara. Benim yerime genel tuvalet yapıldı köye. Şimdi adım da verilsin istiyorum. “Öğretmen Şaban Akbaba’nın anısına... “ densin.

Üzüntümü dile getiren şiirimi, o köyden yetişen tek mühendis olan o günkü öğrencim Oğuz Yılmaz’a ithaf etmiş, Öğretmen Dünyası Dergisi’nde yayımlatmış ve tasımı tarağımı, çoluğumu çocuğumu toplayarak kışın ortasında Eskidanişment’e taşınmıştım.

Olsundu, nasılsa her kışın sonunda güzel bir bahar, her sonun sonunda yeni bir başlangıç vardı. Ve “su ayeti”yle başlıyordu “Bursa Suresi.”

Çünkü Bursa uygarlığı (Bizans Kraliçesi Thedora’nın da kösnü uygarlığının ateşini söndüren) büyüleyici bir su uygarlığıydı. Bursa su kokuyordu, sular da Bursa... Ama kralları, kraliçeleri, sultanları ve patronları ağırlayan bu uygarlığın Keşiş’in güneyindeki yanı susuzdu, bit uygarlığı

Page 80: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

dönemini yaşıyordu. Susuz ve bitli, kavruk ve kirli, sıska ve cahil.... Öğrencilerim de bitler gibi umarsız ve bakımsızdılar. İçime dokunuyordu. Saklasam ölürdüm, yazsam gerekti. Şiirlere döktüm içimi, öykülere yerleştirdim tanıklıklarımı. Bit uygarlığın’nın sırtından ödüller aldım. Sonra ilk şiir kitabım geldi bu dağ başına: Güneşin Konağı. Bit uygarlığının başkenti Eskidanişment’teki tavuk kümesine benzeyen evimde(okul lojmanı) bir akşam oturduk, ıslattık onu. Dağ başında bile şiire destek veren dostlarımı sevgiyle anıyorum. Kimler miydi onlar? Fotoğrafa bakıyorum da, kimler yokmuş ki... Tapucu Seyhan Akkuş, üniversite öğrencisi Kamil(soyadını anımsamıyorum), köyün muhtarı Hasan Akdeniz, öğretmen arkadaşlarım Kekil Şimşek, Halim Demirci, Nevzat Karaoğlan, Seyfi Avcı, Beyce hakimi Ercan Kaya, savcısı Hüsnü Gür, doktorları Seyhan ve Handan Civan çifti, şair-öğretmen arkadaşım Eşref Yılmaz, inşaatçı Hikmet Yenigün, PTT’ci (kendi yazımıyla) “Boğazlıyanlı Asgerin oğlu” Kadir Aslan, halıcı Halil(soyadını yazmamış), politikacı Şeref Derse, oto tamircisi Recep Gültekin. Islanan Güneşin Konağı’ndaki el yazılarıyla birlikteyim hep. “Gözlerimden oku!” başlıklı, kitabımdaki son şiirin bildirisini o günlerin bir gerçeği ve bizi buluşturan ortak duyarlık olarak algılamışlardı. İnsanca olan her şey yasaktı çünkü:

GÖZLERİMDEN OKU o kadar çok şeyim var ki anlatacakama çocuğumdinlemek sanaanlatmak bana yasak.O köyden bir öğrencim Bursa Vakıflar Yurdu sınavını kazanmıştı. İstedim

ki su uygarlığının en iyi okulunda okusun. Kalkıp bu kez de ben geldim o Vali’nin ayağına. Muhtarlara karşı ciddi zaafı olan biriydi ve beni çoktan unutmuştu. “Köyün Muhtarının oğludur” dedim. “Erkek lisesinde okusun istiyorum.” Lisenin Müdürü’ne telefon açtı. Oysa ben az önce onun yanındaydım. “Taksimat var,” demişti. “Biz o yurdun öğrencilerini almıyoruz. Onun gideceği okul başkadır. Hem köy çocukları başarısızlıklarıyla okulumuzun başarısını da düşürürler.” Sanki okul babasının malıydı. Telefonda Vali’ye de aynı şeyleri anlattı, ama Vali “gönderiyorum yazıver!” diyerek bizi bir kez daha oraya gönderdi. Okul Müdürü

Page 81: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

istemeye istemeye çocuğu okuluna kaydetti. Çocuk başarılı oldu, okul müdürü de... O kadar ki, o okul müdürü daha sonra Bursa İl Milli Eğitim Müdürü oldu ve sonra da gencecik yaşına karşın öldü.

Beyce, insan sıcaklığıyla yaşayan bir umarsız, bir unutulmuş... İnsanı metropol Bursa’ya, kromu Amerika’ya sürgün... Sekiz yıl boyunca gidip geldiğim çam güzelleriyle süslü dağlarının kokusu, her kezinde midemi ağzıma getiren dolambaçlı yollarının yeşil gizemi, yeşilin koynuna yavaş yavaş biriken Doğancı Barajı’nın atlas mavisisi yüreğimde. Her şeyiyle sevdalımdır...

Eskidanişment’ten gittim askere, eşimi çocuklarımı onlara emanet ettim. Çay parası bile bulmakta güçlük çeken köylüler sevgiyle kucakladıkları yetmiyormuş gibi, avucuma harçlık tutuşturdular, almadığımda üzüldüler, cebime tıkıştırdılar. Her anımsadığımda gözlerimi nemlendiren, boğazımı tıkayan, dünyalar güzeli duygularımdır o anılarımdan bana kalan.

Her köyün bir muhtarı, ama benim yaşamımın iki muhtarı var. Biri Deliballar’ın Muhtarı Süreyya Yılmaz, diğeri de bu köyün muhtarı Hasan Akdeniz. O soylu utangaçlığı ve efendiliğiyle yüreğimin sevgili konuğudur, dostumdur, ağabeyimdir. Bütün bir beş yılın her Salı sabahı kapımı çalarak Beyce’ye pazara gideceğini, isteğimin olup olmadığını sordu. Olduğunda, çoğu kez de anayoldan sırtlayarak, kan-ter içinde getirdi isteklerimi. Bir kez olsun “of!” demedi.

Beyce’deki sekiz yılımdan sonra Marmara Denizi’nin, Gemlik Narlı kıyılarının tuzlu, serin esintisi, Muratoba zeytininin tadı düştü damağıma. Öğretmen olarak Almanya’nın Hamburg kentine giderken, güvenlik soruşturması için Narlılı’lara sordular beni. Narlılılar hakkımı teslim ettiler. Özellikle Tüpçü Hüsamettin Özdemir, “ bizi dünyanın her yerinde en iyi biçimde temsil edebilir,” diyerek büyük bir dürüstlük örneği gösterdi. Bunu böyle söylememin önemli nedenleri var elbet. Bunlardan biri de her anımsadığımda yüreğimi yakan acıklı bir anımla ilgilidir:

İlerici bir eğitim sendikasının Gemlik Kurucularındandım. Devrimci bir genç olan Bülent Ülkü’nün çıkardığı Gemlik Körfeze Bakış Gazetesi’ne destek veriyor, sanat sayfasını hazırlıyordum. Bülent çok hızlıydı, bense deneyimli. “Hızlı koşuyorsun Bülent!” dedim ona. “Çok hızlı koşuyorsun! Düşürürler seni!” Eleştirim sert olduğu için yollarımız ayrıldı. İki yıl sonra Bülent Ülkü Keşiş

Page 82: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yolunda gözünden kurşunlanmış, ayakları, kolları kırılmış olarak bulundu. O öldürülünce karanlık kaynaklardan gönderilen ve bir ucu da bana uzanan kasıtlı, abartılı söylentiler iyice çoğaldı.

Hüsamettin Özdemir o ünlü ve tarihi sözünü böylesi bir zamanda söylemişti işte! Bu yüzden çok önemli ve anlamlıydı.

Hem zaten ben öncelikle köylülerin değilse bile geri kafalı eğitim yöneticilerinin gözüne batıyordum. Şiirler, öyküler, Cumhuriyet Gazetesi’nden ödül bile alabilen röportajlar; Yüreğim Koynundadır, Kafessiz Bir Dünya, Güneşi De Getir Bize gibi ödüllü kitaplar yazdığım Narlı’yı bana çok görmeye başlamışlardı. Kendilerince haklıydılar da. Çünkü Narlı’nın görüş alanına giren Gemlik Körfezi ve kıyıları, örneğin gezip gördüğüm yedi Avrupa ülkesinde bile göremediğim kadar ilginç, güzel ve iç açıcıydı. Dahası, küçük, kürekli bir teknem vardı. Balık tutuyor, ızgara yapıyor, şarabın kırmızı gölgesinde sereserpe güneşleniyordum. Mayıs ayından Ekim ayının sonlarına kadar denize giriyor, toplumsal çelişkilerimizin çetelesini tutuyordum. Böylesine “sakıncalı”(!) biri olduğum için tutamaklar uydurarak müfettişler gönderiyorlardı. Beş yıldır beş sınıfı bir arada okutmak gibisinden çağdışı ve o oranda da ağır çalışma koşulları içinde oluşum yetmiyormuş gibi, bir de kusur arıyorlardı. Bir kez daha sürgün etmek istiyorlardı çünkü. Oysa o sıralarda benim “12 Eylül” kökenli iki ciddi derdim vardı. Biri, demokrasi için örgütlenmekti. Diğeri de “tahditlidir” denerek nitelikli çocuk kitaplarının okullardan kovulması üzerine oluşan “Kemalettin Tuğcu’lu boşluğu” doldurmaya katkı sağlayacak çocuk kitapları yazmaktı. Ne ki değişen bir şey olmadı, Olay Gazetesi’nin o günkü köşe yazarı Yılmaz Akkılıç’ın dışında kimse çığlığımı duymadı ve sürgün edilmekten kurtulamadım. Çığlığımdan artakalan dizelerim Yüreğim Koynundadır adlı şiir kitabımın ilk sayfasına ve oradan da Yılmaz Akkılıç’ın köşesine şöyle düştü:

Akıp geçen sulardan köpük toplamaktır işimneyim ben?... Bildiniz mi?... Öğretmen! Sabırlık çiçeğince bakışlarım uzayıp kısalırken yaşımköprüler kurarım zamandan zamana.Bu kez de Narlı’dan Mustafakemalpaşa’nın Karaköyü’ne, oradan da

Gemlik’in Muratoba’sına köprüler kuracaktım.

Page 83: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Muratoba köyünde görev yaparken yüzlerindeki boz lekeleri yüreğime yara olarak nakşettiğim sevgili öğrencilerimi gözyaşları içinde bırakarak yurtdışına çıkmış ve çoluk çocuğumu bu kez de Muratobalı’lara emanet etmek zorunda kalmıştım. Sahip çıktılar, incitmediler, sonra da tertemiz geri teslim ettiler. Bütün bunlara sevindim, ama bir şeye de gerçekten çok üzüldüm: Beni dağdan dağa sürgün ettiren Gemlik İlçe Milli Eğitim Müdürü de yaşamdan sürgün olmuştu.

Beş yıl sonra döndüğümde öte yüzünün doğusunda ev kurdum Bursa’nın, batısında çalışmaya başladım. Keşiş’in alnını kuşatan otellerin, Çekirge’yi süsleyen villaların tepeden baktığı; Beyceli’lerle, Kelesli’lerin eğri büğrü, çakır çukur, çıkar çıkmaz sokakların umarsızlığıyla, dabakhanelerin ağır leş kokusunu yazgı gibi yaşamlarına sindirmek zorunda kalarak köyleriyle Bursa arasında, kekik ve para kokusunu özleyerek yaşadıkları Soğanlı’da. Birçok Bursa mahallesi gibi Soğanlı da gecekondulaşarak kentleşmesi sürecinde talana ihanete, uğramış olan Bursa Ovası’nın kalbinin tam ortasındaydı. Önce şeftalileri kokusunu yitirmişti, sonra elmaları, armutları ve en son olarak da gülleri. Yeni okulunun (Sabiha Köstem İlköğr. Ok.) müdürlüğünü yaptığım bu mahalleye Gülsüz adını vermiştim bu yüzden. Öğrencilerimin büyük çoğunluğu yıllar önce köylerinde öğretmeni olduğum Beyceli gençlerin çocuklarıydı. Yarım kalan işimi tamamlamaya çalışıyordum sanki.

Her şeye karşın bir gerçeğim daha var: Onlar benim kan kardeşlerim!. Çünkü mide kanamasıyla küçük hastanesine yattığımda sekiz insanının kanı, ve elleri kirli, yüzleri boz benekli öğrencilerimin gözyaşları karıştı kanıma. Hiç unutmam, unutamam; aşırı kan kaybı nedeniyle komaya giriyor, çıkıyor, ölüm-kalım arasında bir yerlerde uyuyordum. Kendime geldiğim anların birinde, Oral Eczanesi’nin sahibi dostlarım Özden ablayla Özcan ağabeyi başucumda buldum. “Kuyruğu dik tut Hocam!”dedi Özcan Sevimli. “Biz buradayız. Doktorlar burada. Üstesinden gelemeyecekleri bir durum olursa seni helikopterle İstanbullara götürürüm. Sonra hastabakıcılara dönerek, “pencereye kaldırın Hocamı, dışarıyı görsün,” dedi. Kaldırdılar. Hastanenin bahçesi ana baba günü gibiydi. Belediye hoparlöründen adım da verilerek kan gereksinmemin olduğu duyurusu yapılmıştı. “Bunlar seni sevenlerdir. Sana kan vermeye gelmişler,” diye

Page 84: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

tamamladı sözlerini. Gözlerim en güzel yaşlarını salıverdiler bu insan sıcağının üstüne.

Bursalı olabilmenin ince sancıları sürerken Edebiyat 81’in yayın yönetmeni Tanju Cılızoğlu’yla, Öğretmen Dünyası, Yaba, Abece, İmece(Sivas), Cumhuriyet v.b birçok dergiyle yazışıyor, eleştiri alıyor, ürünlerimi yayınlatıyordum. Tam o sıralardı, adlarını ve çalışmalarını dergilede okuduğum Bursalı yazar Nadir Gezer ve şair Metin Güven’le tanıştım. (Bütün koşuşturmalarıma, hatta onun Narlı’da beni aramasına karşın Hilmi Haşal’la bir türlü buluşamadım; ben gittiğimde o göreve çıkmıştı, o geldiğinde de ben Gemlik’e inmiştim.) Onların ilgileri, sevgileri ve yazın emekleri karıştı yazın emeğime. Özellikle Nadir Gezer’ (dostluğu ömrümce sürecek olan ağabeyim ve yol göstericim oldu)in... Köyler aşırı koşar gelir, nasibimi alır, döner gider o buluşmaların damağımda kalan tadıyla avunurdum aylarca. O buluşmalardan aldığım güçle yeni şiirler, öyküler yazmaya çalışırdım.

Ayrıca ve özellikle Nâzım’lı bir öyküsü vardı Bursan’nın; iki yüzünü de ilgilendiriyordu. Bir de “Bursalı ben”i...

Çünkü dünyanın hiçbir yerinde, göz göre göre böylesine hazin bir öykü yaşanamazdı! Dünyanın hiçbir ülkesinde bir Nâzım daha yoktu çünkü. Ondan bir tek bizde vardı. Ve o şair (koşut tarihlerde Bursa üzerine yazılar yazan Tanpınar gibileri görmezden gelse de) Bursa hapishanesinde geçirmişti onbir yılını. Bu nedenle o hapishaneden de dünyanın hiçbir ülkesinde yoktu. Ondan da bir tek bizde, Bursa’da vardı. Nâzım’ın ve Türkiye’nin kara yazgısını, ama Bursa’nın şansını anlatıyordu. Çünkü o ülkemizi dünyada yüz akıyla temsil eden, etmeye devam eden en önemli değerlerimizden biridir. Daha sonraları Avrupa’yı dolaşırken Eyfel’in altındaki yeşillikte sevişen Şilili gençlere, Mozambikli müzisyen Dudi’ye, Bolivyalı Hemşire Gladys’e, Alman öğretmen Hanna’ya v.b on altı ülke vatandaşına “Türkiye?” diye sorduğumda ilk, ya da ikinci isimdi söyledikleri: “Nâzım!” Gelin görün ki, o hapishane şimdi, “müze” değil! Hatta yok. Nemesisler öcünü almış, yıkmışlardı Nâzım’ın Yeri’ni. Bu böyle olunca içimden şorlayan kan deresini Yüreğim Koynundadır’a akıttım: “Binalardan Bir Bina” dedim adına.

“... Kalın taş duvarlı binalardan bir binaorada alnında kuşlar

Page 85: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

gözü çok dili yokkenti bir mil uzaktan hüzünleyen bir zamanbeni bir adımşimdi kurtlar bayramındakementte incecik boynu/... .../Utandın mı ey yanlışı koşullayan takvim yüzü kara zamandünya seni suçlu bulacak tarihleri yanlış düşüyorsunyanlışa ayarlıyorsun çitlenbiğin çirtmesiniyanlış yerlerde ve yanlış zamanlarda tüketiyosrun yanlışlarınıyanlışsız kalacaksın/....../ Gücün büyüsün ey çağrışım gizemli gücü şiirinyolla bildirini karıncalar kadar çok olanlarade ki yakın bir yüzü tarihin Bursa’dageçmişini arıyor/....../Selam olsun adı kutsal direnmelerine her şeyin!”Suyun hükmü sonsuz ve adildir: Bursa Ayeti’yle başlayan Bursa Suresi’ni

okuduktan sonra sık sık su uygarlıklarıyla buluşacaktım. Bu kez de Hamburg’da suyu bulmuştum. Ama kanımda hep Bursa vardı. Öylesine çok Bursa’lıymışım ki, Darmstadt’a gittiğimde “kardeş kent Bursa”yı anımsamış, derin derin duygulanmış, hüzünlenmiştim. Öylesine Bursalı’ymışım ki, Hamburg’daki beş yıllık özlemişliğimin başkenti Bursa olmuş; şiirlerim, yazılarım, dokuz kitabımdan yedisi4 Bursa duyarlıklarıyla örülmüş. Bu duyarlıklar ne yalnızca A. Hamdi Tanpınar’ın toplumsal sorunlara sırtını dönerek huzuru yaşadığı “uhrevi ahenk” yanıyla ilgilidir Bursa’nın, ne de Ahmet Haşim’in “abideleri görmek, nakışlar ve çinilere dair tetkikatta bulunmak” amacıyla” geldiği, “Guraba-hane-i Laklakan”ı yazdığı; insansız yanıyla. Çünkü Bursa’da yaşam o kadar yalın değildi ve hiç bir zaman da öyle olmadı. Bursa, Yeşil’in yeşilliğinin yanında, Vatan’ının, Millet’inin çoraklığıyla da bir bütündür. Bir yanında Mimar Sinan’ın Ulu Camisi, öte yanında Çorumlu Hasan’ın gecekondusu var. Bir yanında Zafer “Plaza”(?), As Merkez; diğer yanında veresiye defteri kabarık Hüsam Bakkal... Bir yanında

Page 86: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Keşiş’in kış manzaraları, öte yanında soba zehirlenmeleri tablosu... Bir köşesinde “yeşil Mevleviler döner”(A.Haşim),“Yıldırım, Yeşil ve Muradiye yapıldıkları günün imanile görünür”(A.Hamdi Tanpınar)ken; öte yanında “Çingene Mahallesi”nin sürekli itilip kakılan, esmer ve yetenekli insanları, güneydoğuyu kucaklayan Yavuzselim’in aşsız, işsiz göçmenleri yaşama tutunmanın savaşımını veriyorlar.

Benim Bursa’m öte yüzüdür Bursa’nın; budur, böyledir. Ama beri yüzünü de biliyor, duyumsuyor, seviyorum.. Adı gibi AYDIN bir insan olan Hacı Baba’mı karış karış gezdirdiğim eski sokaklarını, her birinde iki rekat namaz kıldığımız tarihi camilerini, ziyaret ederek saygımızı sunduğumuz, yoksul umutların sömürüldüğü, karabilmezliğin sülük gibi toprağına tutunduğu Ğözetici Baba, Hatuniyye, Şimşirli Dede, Abdürrezzak v.b sayısız türbelerini; balık yiyerek rakı içip dans ettiğim Arap Şükrü’sünü, kiliseyi binaların arasına gömerek görünmez kılmaya çalıştığımız Setbaşı’nı, hanlarını, hamamlarını; her şeyini, her yanını... Ben Bursa’yı, hem de tamamını yalnızca sevmekle, duyumsamakla kalmıyor, şiirleştiresiye yaşıyorum.“Bursayı Yaşamak” diyorum bu yüzden,”gülün oylumuna düşmek gibidir.”

BURSA’YI YAŞAMAK

Bursa’yı yaşamak

hep düşe kalka

bir düşün ardından

koşmak gibidir

Bursa’yı yaşamak Bursa’dan öte

gülün oylumuna düşmek gibidir.

Işığın gözgüsünden süzülen tüller

kutsal ve eskil bir yasak gibidir

yalnızca minberde okunur faslı.

Geçmiş anıları saklayan hanlar

kimliği kaybolmuş kentler gibidir

tözünü çözecek rehberi bekler.

İpeksi öfkesi bedestende

antik notalardan örgü gibidir

Page 87: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Sarıkız’ın sesi dindirir onu.

Çağlar boyunca gencecik kalan

Üstüne çığ düşmüş nergis gibidir

suyun aynasında görünür cismi.

Dinmeyen bir türkü inler derinden

hüznünü dağlara şakır gibidir

Olympos manastırlarında tüten dumanın.

Durup uzaklarda umarsız yeşil

Bursa’yı düşlemek solmak gibidir

Bursa’yı özlemek Hamburg’dan öte

yağlı çıra gibi yanmak gibidir

anlıyorum artık uzak da olsa

Bursa’yı yaşamak Bursa’dan öte

gülün oylumunda kalmak gibidir.

Hamburg,1998

Öte yüzünde başka, bambaşka bir yüzünü daha yaşamışım Bursa’nın; 2006 yılında oğlumun baş kişi olarak kabul edildiği, yıllar süren “mantıksız, haksız, acıklı ve siyasi” bir öykü nedeniyle çok acılar çekmişim, çok ağrılar... Söyleyememişim. Çocuklara yakarıda bulunmuşum Sevgi Ana(2003)’daki “Size Şikayetim Var” adlı şiirimle:

“Size çocuklar sizekimseye değil, sizesize şikayetim var./....../

Sevdalıydı artık oğlumgüzellere sevdalıemeğe, bilime, bilgiyedenize, şiire, müziğebir de bir güzel kıza.Konuşmak istedi bu yüzdenkonuşmak yüksek sesle‘konuşmak yasak!’ dendi.

Page 88: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Şiir okumak istedi bu yüzdentürkü söylemek‘şiir de yasak!’ dendi, ’türkü de!...’Şaşırdı bu işe oğlum/......./

Özgür olmak istiyordu oysaözgürce yaratmak her şeyiözgürce yaşamaközgürleşmiş ülkesindeeğerinde oturmak bağımsızlık atınındeğil uzak terkisinde.bu yüzden konuştu oğlumgün gelecek,gün olacakgün doğacak!’dedi oğlum.‘Vay sen misin bunu diyen,hem söyleyip hem eyleyen!/....../’

Etmeyin dedim günlerceetmeyin eylemeyinfidanımı yolmayınO,daha bir çocuk dedimonu bana geri verinonu bana geri verinyüreğimi alın, dedim...Onu annesine verinyüreğini alın, dedim...Hiç değilse cam ardındanyüzünü gösterin, dedim.Ne geri verdiler kuzumune yüzünü gösterdilerkalınlaştıkça kalınlaştı önümde

Page 89: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

on beş gün boyunca duvarlar/......./

Yetmedi günlerce çekilen acıyetmedi yaşanan bu büyük sancı/....../

Ne oldu sonunda biliyor musunuzyol ldu annesi iki kapılıbeyaz saçlı mahpus yolubir gün uzayıp oğluna gittibir gün döndü yuvasına kör pişmanyüreği iki parçaiki parça çiçeğiumudu iki parçaiki parça emeği...İkiye böldüler onu/......./

Ama unutmayın çocuklar yine de umudum var geçecek elbet bir gündilime düşen acıdinecek zamanın bir kesitindetürküme düşen ağıt./....../

Şiirime düşen gölge kalkacakkalkacak şiirime düşen bu gölge şiirime düşen gölge kalkacak !”

Söyleyemediklerimin birini de gelecek bir kitabım söyleyecek:

Page 90: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

KARDELEN ZAMANIŞimdi kardelen zamanıAh yüreğim deliniyor!Gökyüzü olgun/ dağlar acemiŞimdi kardelen zamanı.Ben seni böyle bir zamanda tanıdım Ömrümün kızıl krizantemi.

Sondan bir önceki söz yine oradan olsun:

BURSA’DA ÖZLEM Salkım söğütlerbencileyin inliyorHacivat Dersi’ninıssız kuytularında.

Bir kuş yuvası yıkılıyordudağımın kıyısındaardından yüreğim uçuyor.

Bursa’nın her yanı bu günsensizlik kokuyor gülümseni özlüyor

Son söz de Bursa Suresi’nden: Bu kentin yazgısı benim de

yazgım

ülkemin aynası, tenimde yangın!

artık, sular bile Bursa’ya dargın!

Page 91: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o
Page 92: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

GÜNEY ÖZKILINÇ

NÂZIM BURSA’DIR, BURSA DA NÂZIM…

1 Haziran 1933- 5 Ağustos 1934; 5 Aralık 1940-8 Nisan 1950 tarihleri arasında, yaklaşık olarak 11 yılını geçirdiği ve en güzel şiirlerini yazdığı Bursa’da bugün hâlâ Nâzım Hikmet’in izlerine rastlamak mümkün.

Bursa’da şu ana kadar yaklaşık yirmi evde Nâzım’la birebir anısı olmuş insanla karşılaştım. Bunun yanı sıra bu evlerde bizzat Nâzım Hikmet tarafından yapılmış yağlı boya tablolara, oyma işi tepsilere ve kendisi tarafından yazıldığı muhtemel bir de şiire rastladım. Bu eserlerin en önemli yanı ilk kez gün yüzüne çıkmaları ve bulundukları evlerde adı geçen isimlerin Nâzım’ın eserlerinde de yer bulmaları.

BURSA’DAKİ GÜZEL GÖZLÜ DOKTOR“Ali: Doktorlar ne dedi?Nuri: Birisi zaten revirin doktoru, hastaydı der mi? Fakat ötekisi, güzel

gözlü, al yanaklı doktor, kendi eliyle parçaladı ölüyü, hemen oracıkta, yolun kıyısında… Ciğerine baktı, sulu satlıcanı varmış Süleyman’cığın. Barsakları da tekmeden ezilmiş…

Güzel gözlü doktor: ‘Siz öldürdünüz herifi, raporu öyle vereceğim,’ diyor.

Ötekisi’ Sen rapor veremezsin, raporu benden istediler, sen kim oluyorsun?’ diyor…

”(Ferhad ile Şirin, Adam Yayınları 1987 s. 144)

Page 93: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Nâzım Hikmet’in “Ferhad ile Şirin” adlı oyunlarının bulunduğu yapıtta geçen “Sabahat” adlı oyunda “güzel gözlü doktor” diye yer verdiği Neşati Üster, onun Bursa’daki doktorudur.

Dr. Neşati Üster’in şu an hâlâ Bursa Verem Savaş Dispanseri ve Nilüfer ilçesinde bulunan Veremle Savaş Derneği’nde kurucu sıfatıyla fotoğrafları asılıdır.

Nâzım Hikmet’in Bursa’da doktorluğunu yapan Neşati Üster’in çok fedakâr ve çok çalışkan bir insan. “Neşati Bey, aynı zamanda Türkiye Ulusal Verem Savaş Derneği’nin de kurucuları arasında. Onunla tam on altı yıl birlikte çalışmış Veli Bey(Şu an hâlâ Verem Savaş’ta çalışıyor)Dr. Neşati için şunları söylüyor:” Ben hayatımda onun gibisini tanımadım. O zamanlarda Verem Savaş’lar bu kadar yaygın değildi. O, sabah kalkar Bursa’dan Çanakkale’ye gider, hastaların filmlerini inceleyip tedavileriyle ilgilenir ve sonra Bursa’ya gelir işlerine devam ederdi.”

1906 Gelibolu doğumlu Dr. Neşati Üster, bir dönem Haydarpaşa’da eğitim veren tıp fakültesine girer. Fakülteye girdiği ilk yıl Darülfünun grevine katılır. Eylemin içinde olan Hasan Ali Ediz’den etkilenir. Bir grup arkadaşıyla birlikte 1924 yılında tutuklanır. İstiklâl Mahkemesinde Hikmet, Şefik Hüsnü ve Hasan Ali Ediz’le birlikte yargılanır. Yargılama sonucunda Nâzım Hikmet, Şefik Hüsnü ve Hasan Ali Ediz’e gıyaplarında 15’er yıl ceza verilirken o da 10 yıl kürek cezasına çarptırılır. Nâzım Hikmet’le ilk kez Aydınlık dergisinde tanışır. Daha sonra çıkan aftan yararlanan Neşati Üster Sivas’a doktor olarak atanır. 1940 yılına kadar Sivas’ta çalışır. Nâzım’ın Çankırı Hapisanesi’nden Bursa’ya nakledildiğini Sivas’tayken öğrenir. Daha sonra Sivas’tan Bursa’ya atanır. Bursa Devlet Hastanesi’nde çalışmaya başlayan Üster, bir gün hastanenin idare binasına çağrılır. Bankta onu bekleyen adam Nâzım’dır ve birbirlerine sarılırlar. Bu onların ikinci buluşmalarıdır. 1944 yılında askere giden Üstel 1945 yılında askerlik dönüşünde Nâzım’la görüşmeye devam eder. 1948 yılında Memleket Hastanesi’nde (Şu anki Devlet Hastanesi) Bursa’daki doktoru Neşati Üster’e şu dizeleri mırıldanır:

“Yarısı buradaysa kalbiminyarısı Çinde’dir doktor.

Page 94: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Sarı nehre doğru akanordunun içindedir.

Sonra her şafak vakti, doktorher şafak vakti kalbimYunanistan’da kurşuna diziliyor

Sonra, bizim burada mahkûmlar uykuya varıprevirden el ayak çekilincekalbim Çamlıca’da bir harap konaktadırher gece,doktor.

Sonra, şu on yıldan bu yanaBenim, fakir milletime ikram edebildiğimbir tek elmam var elimde, doktor,bir kırmızı elma :kalbim…

Ne ateryo skleroz, ne nikotin, ne hapisİşte bu yüzden doktorcuğum, bu yüzdenbende bu angina pektoris…

Bakıyorum geceye demirlerdenVe iman tahtamın üstündeki baskıya rağmenKalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor…”

Bursa- 1948 Bursa’da yaşamını yitirdiği 1986 yılına kadar doktorluk görevini

sürdüren Neşati Üster, Bursa’da başta Piraye olmak üzere Nâzım’ın birçok yakını ve arkadaşıyla tanışır ve Nâzım’ın hastalandığı her an yanında olur.

“… Sağolasın Doktot Neşati imdadıma yetişti ve beni kötü ve ihtilat yapması mümkün bir gripten kurtardı…”( Piraye’ye Mektuplar-2 Nâzım Hikmet, Adam Yayınları 2002)

DR.GALİP UZUNCA: “ÖNCE PİRAYE ARDINDAN NÂZIM GELDİ…”

Page 95: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

1922 Bursa doğumlu olan Dr. Galip Uzunca 1949 yılında tıp fakültesini bitirir ve Nâzım’ın Bursa Hapishanesi’nde doktorluğunu yapan Bursa Verem Savaş Dispanseri’nin kurucusu Dr. Neşati Üstel’in stajyeri olur.

Dr. Galip Uzunca 1981 yılında Verem Savaş Dispanseri’nin başhekimidir. 1985 yılında emekliğe ayrılır. Şu ana kadar dokuz kitabı yayınlanmış ve çeşitli dergilerde yazıları çıkmış Dr. Galip Uzunca, halen Bursa Veremle Savaş Derneği Müdürü olarak görev yapmaktadır.

“Yıl 1942. Ben dayımın işlettiği Çekirge’deki Servinaz Otel’de her zamanki olağan işlerimi yapıyordum. Dışarıda bir fayton sesi işittim. Yanında üç çocuğuyla bir hanım faytondan indi ve bana otelde boş oda bulunup bulunmadığını sordu. Ben de var dedim. O kayıt için içeri girdiğinde bana dayımın kayınvalidesi Şadiye(Gezerayak) Hanım’ı sordu ve onunla görüşmem lazım dedi. Şadiye Hanım’la bu hanım akrabalarmış. Şadiye Hanım’a haber yolladık ve geldi, iki kadın sarmaş dolaş öpüştüler. Meğer bu hanım meşhur Nâzım Hikmet’in eşi Piraye imiş. Daha bavullar odaya taşınır taşınmaz kapıda bir taksi durdu. Bir jandarmayla kıvırcık saçlı, mavi gözlü, oldukça yakışıklı kırk yaşlarında bir zat taksiden inerek bana’ Ben Nâzım Hikmet’ dedi. Kâtip olarak hüviyetlerini kayıt ettikten sonra otelin 4 No’lu odasına girdiler.

1943 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım yaz tatilinde dayımın yanında çalışmaya devam ediyordum. O yaz, Piraye abla ve çocukları yine geldiler.

1943’ten sonra ben de Şadiye Hanım’ın kızıyla evlendim ve Piraye ablayla akraba olduk fakat sonraki yıllarda onların ayrıldıklarını duydum onları o günden sonra hiç görmedim…”

Nâzım, Piraye’ye yazdığı mektuplardan anlaşıldığı üzere kimi zaman yalnız gitmiştir Servinaz Oteli’ne…

“ Karıcığım,Kısacık mektubunu aldım. Yine de sevindim. Yine mektupların

gecikti diye üzülüyordum. Bugün galiba altı aydan beri ilk defa dışarı çıktım. Servinaz’a gittim. Banyo yapacaktım. Doluymuş, banyo yapamadım. Mamafi senin belki yakında geleceğini söyledim. Sonra kooperatife uğrayıp iplik aldım. İplikleri sırtıma yüklenip getirdim. Bütün bu dolaşma bir buçuk saat sürdü. Kunduram ayağımı vurdu.

Page 96: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Servinaz’a gitmek yaralarımı deşti. Velhasıl şimdi sana bunları yazarken pek mahzunum…” ( Piraye’ye Mektuplar, S. 282,Adam Yayınları, Nâzım Hikmet)

O, Piraye ve Nâzım’ı gördüğü ilk günü anlatan ‘Gönülden Nağmeler’ adlı kitabındaki ‘Nâzım’ın Piraye’si şiirin de sahibidir…

Bin dokuz yüz kırk ili yılı Temmuz ayındaLiseyi bitirdiğim henüz gençlik çağımdaServinaz Otelinde sekreterlik yaparkenDayımın yanında tıp hayalleri kurarken

Üç çocuklu bir hanım bana boş oda sorduGarip bir tesadüf o gün boş odalar bolduHemen yerleştirildi bavullar bir odayaVe hanım başladı bana sorular sormaya

Meşhur Nâzım Hikmet’in eşi Piraye imişBüyük bir heyecanla eşini bekler imişŞadiye Hanım yok mu diye sorunca banaBen de haber gönderdim hemen geldi yanıma

İkisi öpüşüp kucaklaştılar hasretleMeğer akrabalarmış konuştular vüs’atleŞadiye Hanım dayımın kayın validesiSonra benim de oldu O zamanla aynısı

Hoş bir taksiden indi aniden iki adamBirisi kıvırcık saçlı mavi gözlü bir endamMeşhur Nâzım Hikmet’miş eşiyle sarıldılarDiğeri bir jandarma yıllarca anıldılar… ÇERKEZ KÖYÜ MUHTARI “SARI SEYFETTİN”

Page 97: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bursa Cezaevi’nde mahkûmların portrelerini yaparken onlarla sohbet eden Nâzım, onlara sorular sorup öykülerini dinlerdi… Onun Bursa Cezaevi’nde yarattığı “Manzaralar” kuşkusuz bu sohbetlerin bir ürünüydü.

Bursa’nın dört bir yanından; ama özellikle köyleri ve ilçelerinden mahpus damına düşen insanlar, önceleri ondan çekiniyor fakat Nâzım’ı tanıdıktan sonra, ona saygı duyuyorlardı.

Sarı Seyfettin de böyle insanlardan biriydi… İnegöl’ün Çerkez köylerinden biri olan Güneykestane Köyü’nün de muhtarlığını yapmıştı Seyfettin

O yılların Çerkez köyünün muhtarı, Sarı Seyfettin (Durmaz) de tek kızı olan Yüksel Durmaz’ın (Elbir) ve torunları Dilber Turan ve Rakım Elbir’in anlatımlarına göre 1940‘lı yılların başında ormancılıkla ilgili bir sorun nedeniyle içeri girer. Ve burada Nâzım Hikmet’le tanışır. Nâzım, 1942 yılında …“Memleketimden İnsan Manzaraları”nda adı geçen Çerkez Köyü Muhtarı, Sarı Seyfettin’in portresini yapar

“… Eskişehirli arabacı Selim:‘-Nafiledir Alaman’ın encamı,’diyordu, ‘nasıl olsa bir yerde devrilip kalacak.Eli bıçaklı, vuran kıran adamın sonu Ya köpek ölümüdür, ya pezevenklik Yahut da mahalle bekçiliği.’ İtiraz etti Sarı Seyfettin ( Çerkez köyünün muhtarı):‘-Bilemem AlamanlarıAma vurucu olan pezevenk olmaz.’ …” Eylül 2008. Sarı Seyfettin’in Bursa’daki evine gidiyoruz. Hürriyet

Mahallesi’nde bir ev. Onların köyden taşındıktan sonra yerleştikleri şirin bir evde Çerkez sıcaklığı ve konukseverliğiyle bizi karşılayan Sarı Seyfettin’in kızı, torunları ve damadı… Her yudumunda dostluğu, güveni pekiştiren bu duyguları yıllar sonrasına götüren kahvelerimizi içip sohbete başladığımızda, Yüksel hanım bize Sarı Seyfettin’in fotoğraflarını göstermeye başladı. Nâzım’la hapis yatan,

Page 98: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Nâzım’ın gözlerine bakan bir çift göz, yıpranmış siyah beyaz bir fotoğrafta bize bakıyordu…

Biz, bu fotoğrafın büyüsüne kapılmış bakarken; Sarı Seyfettin’in torunu Dilber Turan içeri gitti ve bir süre sonra elinde 45x55 cm çapında tuval üzerine yağlı boya ile yapılmış bir portreyle döndü. Portrede Sarı Seyfettin vardı. Fakat o da ne? Portrenin sağ alt köşesinde Nâzım Hikmet, Bursa-1942 diye bir imza! Heyecanım iki kat artmıştı. Bu 66 yıldır gün ışığına çıkmamış tablo, şimdi karşımda duruyordu.

BAŞGARDİYAN MUAVİNİ HASAN BASRİ

“9-2-43 Salı Bu sabah revir matlasında başgardiyan muavini Basri Efendinin

gürültülü konuşmasıyla uyandım. -Hasan da ölmüş. Dünden beri, yani on sekiz saat içinde, âdembabalardan bu üçüncü

kurban. Ölülerden birisini dün çöp arabasıyla götürmüşlerdi. İkincisi bizim odanın bitişiğindeki eczanede.

Hasan deliydi. Yetmiş ikinci koğuş insanlarındandı.”(Nâzım Hikmet, Piraye’ye Mektuplar-2, Adam Yayınları 2002, sayfa 10)

1943 yılında yazdığı mektupta bahsettiği başgardiyan muavini Basri 1896 İstanbul doğumludur. İstanbul’dan Bursa’nın Karacabey ilçesine zabit katibi olarak atanan Hasan Basri Acar’ın seksen bir yaşındaki oğlu Necmettin Acar kendisinin 13-14 yaşından itibaren sürekli Bursa Cezaevi’ne gittiğini anlatıyor.

“Nâzım Hikmet, Bursa Cezaevi’nde sürekli babamın girişteki odasına gelirdi. Hatta ziyaretçilerinin çoğuyla burada görüşürdü. Ben ve ablam Nemciye(Çulfa) sürekli olarak babamın yanına giderdik. Nâzım Hikmet, küçük kardeşim Suzan’ı kucağına oturtur severdi. Ona bol bol domates yemesi gerektiğini tembihlerdi. Hiç unutmam, bir gün ona ‘ben sanata gidiyorum’ demiştim. O da bana ‘okulu bırakmakla hiç iyi etmedin Necmettin’ demiş ve çok kızmıştı. Babamın Nâzım’la diyalogu çok çok iyiydi. Onunla sürekli çay içer ve

Page 99: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

sohbet ederdi. Bu nedenle diğer mahkûmlar idareyi ‘komünist olmakla’ suçlarlardı.”

Seksen üç yaşında olan abla Nemciye Çulfa ise Nâzım Hikmet’in içerde tül perde işiyle uğraştığını hatırlıyor.

“Babam cezaevinden bana tül perdeler getirirdi. Nâzım Hikmet’i cezaevine her gittiğimde babamın odasında görürdüm. Babamın onu çok sevdiğini hatırlıyorum. Daha sonraki senelerde de bize ondan bahsedip durdu. Babamı 1958 yılında kaybettik.”

Necmettin Acar, araya girer: “Nâzım Bursa Cezaevi’nde imtiyazlıydı. Babam da Nâzım Hikmet gibi paşa soyundan geldiği için onu tutardı. O dönem cezaevinde idamlık mahkûmlar da vardı. Babamla fotoğrafı olan Hulusi adlı mahkûm sonradan Heykel Meydanı’nda asıldı.

Bizde Nâzım Hikmet’e ait çok eşya vardı. Ondan kalan, onun yaptığı resimler, yazdığı şiirler… Babam ölmeden önce Nâzım Hikmet yurt dışına çıktığı vakit, bir de Demokrat Parti dönemi olduğu için, evimize gelirler, bizi de komünistlikle suçlarlar düşüncesiyle Nâzım Hikmet’ten kalan eşyaları yok etti. Bir kısmı 1980 dönemine kadar evimizin altındaki bodrumda olan eşyalar çürüdü gitti. Şimdi sadece babamın fotoğrafları bir de Nâzım Hikmet’in babam için yazdığı bir şiir var elimde. Şiiri babama Nâzım Hikmet vermişti. Babam kendisi için yazılan bu şiiri elinde tutmayı riskli bulmuş ve ezberlemişti sürekli okurdu kendi yazısıyla bir kağıda yazmıştı. Ben de ondan duyup ezberledim.”

Bursa, Maskem semti, iki bin dokuz yılının soğuk bir ocak günü, gecenin dokuzu çalan telefonum, arayan yine Nâzım yine Nâzım yine Nâzım. Anılarla, fotoğraflarla, şiirlerle dolu tanıklar. Her biri bir destan kahramanı: Necmettin Bey ve Necmiye Hanım… Necmettin Acar kendisine babası Hasan Basri Acar’ın bıraktığı ve Nâzım Hikmet’e ait olduğunu söylediği şiiri aradan yıllar geçmesine rağmen unutmamış, ezberlemiş ve bir gün birileri sorar ben de okurum diye beklemiş.

Anlatayım size cezaeviniHem mahkûmu hem idare şekliniMuhterem müdürü orta yaşlıdırDerin zekâlı ağırbaşlıdır

Page 100: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Ağaran saçların bir modası varKızdırmaya gelmez ağır bir sopası varİçtiği sigara takımı pek bir güzeldirKırk ikilik Alaman topuna benzer

Sandalyeci Mustafa kumarbazBeş lira kaptı mı başka oynamazMüdürü, mahkûmu hepsi asildirBaşgardiyan muavini Hasan Basri’dir

Hem yazar hem okur hem vakurMahkûmun kalbini gözünden okurBundan daha iyi idare olmazBöyle gardiyanın eşi bulunmaz

Nâzım Hikmet

SON SÖZ Nâzım Hikmet’e vatandaşlık hakkı verildi verilmesine ama çağdaş

uygarlığı ve demokrasi kültürünü yaşayan ülkelerde yöneticiler, bir şairin, bir sanatçının birkaç gün kaldığı oteli, zaman geçirdiği mekânı müzeye dönüştürerek, bir anlamda sanatçısına, aydınına sahip çıkarak uygar dünya içinde saygınlığını arttırırken; bütün dünyada şiirleri okunan Nâzım, Bursa’da unutturulmak, belleklerden silinmek istenmektedir. Şunu sormak gerekiyor: Türkiye ve Bursa’da Nâzım adına bir müze, bir okul adı, bir cadde adı, bir heykel vb. var mı?

Yok değerli dostlar maalesef yok… Peki zaten bir dünya vatandaşı olan Nâzım’ı kağıt üstünde bir değişiklikle vatandaşlığa alıp reklam yapmak ne kadar samimi?

Page 101: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o
Page 102: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

BEYZA ERSOY

BURSA ÖYKÜCÜLÜĞÜ

Bu bildirimizde Bursa’da “Öykü” türünün tarihi ve bugünü kapsamında, Bursa’lı

öykücüleri, Bursa’da bir süre bulunmuş öykücüleri, Bursa’nın mekân olduğu ve anıldığı

öyküleri, Bursa’da öykü adına yapılmış ve süren faaliyetleri, etkinlikleri; özetle geçmişte ve

günümüzde Bursa’daki öykü atmosferini ele almaya çalışacağız.

Bildiride adı geçen yazarların çoğunun öykü türü dışında ürünleri de var, hatta bazı yazarlar

aslında diğer türlerle daha çok anılıyorlar ama biz bu çalışmamızı sadece öyküyle sınırlı tuttuk,

öyküye yer verdik.

Bildiriyi hazırlarken geçmişe göre, internet gibi bir bilgi paylaşım ve iletişim kolaylığı

avantajımız olmasına rağmen, şu bir gerçek ki birçok bilgiye ulaşmak hala güç. Bunda kişisel

tarihlerin de birçok detay içermesinin, özel kalmasının ve geçmişin kolayca sislenmesinin de

etkisi var.

Gönül isterdi ki, ülkemizde ilk basımevi kuruluşundan bu yana, Bursa ve ülke çapındaki

tüm gazetelerde, dergilerde, öykü kitaplarında ve biyografilerde “Bursa Öykücülüğü”nün izini

sürebilelim.

İlerleyen zamanda eksiklerin tamamlanacağını, olası hataların düzeltileceğini umarız.

Bursa doğumlu öykücüler:Aslında nerede doğduğunuzdan çok kendinizi nereye ait hissettiğiniz önemli olsa gerek ve dahası anıldığınız şehri sevmek ve emek vermek; yine de

Page 103: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yaşamamış olsalar bile Bursa doğumlu yazarlar kentimiz için bir gurur vesilesidir, o nedenle bu tespitte bulunalım:

Feridun Andaç’ın “Türk Öykücülüğünün Gelişim Dönemleri” incelemesine göre, Türk edebiyatının Kuruluş-Çağdaşlaşma yolundaki ilk adımlar(1870–1930) döneminde Bursa doğumlu bir yazara rastlamayız. Bu durum Arayış(1930–1940) döneminde de sürer ve Bursa sahneye Gelişme(1940–1949) döneminde Burhan Arpad’la çıkar. Mudanya doğumlu Burhan Arpad (1910)’ın ilk öykü kitabı Şehir: 9 Tablo(1940) yayınlanır.

Modernleşme Yolunda (1950–1960) döneminde bir başka yazar görünür: Gemlik doğumlu Nezihe Meriç(1925), Bozbulanık(1953) adlı öykü kitabıyla yazın dünyasına adım atar ve yine Bursa doğumlu Hakkı Özkan(1926) Bedava(1955)’yı yayınlar.

Öykücülüğümüzün “Yapılanma”(1960–1970) döneminde Bursa doğumlu Celal Sılay (1914) Zorunlu Somut (1969) adlı tek öykü kitabını çıkarır.

Yenileşme(1980–1998) döneminde İnegöl-Eymür Köyü doğumlu Nadir Gezer(1930) Hanife Nine’den Öyküler(1981) kitabını yayınlar. Bu kitapla Nevzat Üstün 1.lik ödülü kazanır(1981). Pınar Kür(1943) Bir Deli Ağaç(1981), yine İnegöl doğumlu Cemil Kavukçu(1951) Pazar Güneşi (1983), Füruzan Toprak(1926) Dövme (1986) ve Semra Özdamar(1956) Sessiz Çığlıklar(1986), Mustafakemalpaşa doğumlu M. Kamil Doruk(1960) Antik Sevgililer(1987) kitaplarını yayınlarlar. Cemil Kavukçu Patika adlı dosyasıyla Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’nü kazanır(1987). Gemlik doğumlu Zebercet Coşkun(1933) Altın Kale’nin Esrarı(1988), Neşe Karel(1943) Yalnız Kadın Irmağı(1991), Mehmet Zaman Saçlıoğlu(1955) Yaz Evi(1994) adlı ilk öykü kitaplarıyla aynı dönemde yer alırlar. 1994’de Ömer Seyfettin Öykü Yarışması’nda Haluk Cengiz(1957) ikinci olur. 1996 yılında Cemil Kavukçu Uzak Noktalara Doğru kitabı ile Sait Faik Hikâye Armağan’ını kazanır. 1997’de Muhsine Arda(1952) Hesap öyküsüyle Ömer Seyfettin Öykü Yarışması’nda ikinci, 1999’da Kemal Selçuk Ağaç Adamlar ile birinci olur.

2000’lere geldiğimizde, Seçköy doğumlu İbrahim Balaban(1921) Tahliyeci Yusuf (2000), Mustafakemalpaşa doğumlu Kemal Selçuk(1971) Ağaç Adamlar (2002), Serap Gökalp Astak Kum Saatinde Akarken(2002), Vecdi Çıracıoğlu(1953) Nehirler Denize Kavuştuğunda(2003) kitaplarını çıkarırlar.

Page 104: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Esra Ersoy Varlık Dergisi Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri öykü dalında Dikkate Değer Ödülü(2005), Serap Gökalp Petrol İş–Kadın Öyküleri Yarışması(2007) birinciliği alır. Nurhan Şahinkaya(1969) Alacaaydınlık(2008) kitabını çıkarır.

Bursa’da bir süre bulunmuş öykücüler:Reşat Nuri Güntekin - (1889 İstanbul–1956 Londra) Öğretmenlik

hayatına, Bursa Sultanisi(Bursa Erkek Lisesi)’nde Fransızca öğretmeni olarak başlamış, (1913–1916) yılları arasında Bursa’da bulunmuş.

Ebubekir Hazım Tepeyran – (1864–1947) Bursa’da Vali olarak görev yapmış (1918). Tek öykü kitabı: Eski Şeyler (1910). (Oktay Akbal’ın anne tarafından dedesidir.)

Sait Faik – (1906 İstanbul–1954 İstanbul) Sait Faik Bursa’ya sürgün edilen edebiyatçılardan. İşin biraz da mizahı tabii bu. Olay şöyle olmuş: Sait Faik İstanbul Erkek Lisesi’nde okurken, sınıf arkadaşlarından biri bir öğretmenin sandalyesine iğne koymuş. Suçlu aranınca, kimse ele vermemiş. Bu da bütün sınıfın Bursa’ya sürülmüş. Sait Faik yaşamının üç yılını burada geçirmiş, ilk öykülerini burada yazmış. Tam tarihlerini verirsek, 1925–1928 yılları arasında Bursa Erkek Lisesi’nde okuyor ve mezun. İlk öyküsünü (İpek Mendil)bir ders ödevi olarak yazmış. Esra(Ersoy) ile bu konuyu konuşurken, şunu fikri önerdi: “Aslında Sait Faik’in ilk öyküsünü Bursa’da yazması ve edebiyata adım atmasından yola çıkarak, örneğin bir “Sait Faik İlk Öykü Yarışması” düzenlenebilir.” Ödül töreni de Bursa Erkek Lisesi’nin tarihi mekânında gerçekleştirilebilir. Birçok Bursa’lı hala işlevde olan böyle tarihi yerlere bir vesile olmadan giremiyor. Ben de görmedim. Tarihi mekânları genele açmak için de bir fırsat olacaktır böyle özel günler.

Bursa Öykü Günleri’ne katkıda bulunan kuruluşların ve Bursa Erkek Lisesi’nin işbirliğiyle bu ödül düzenlenebilir diye düşünüyorum.

Orhan Kemal – (1914–1970) 1940–1943 arasındaki yılları Nazım Hikmet’le birlikte Bursa Cezaevi’nde geçirdi. Nazım Hikmet 1940 Aralık ayında, “Taş Tayyare” dediği Bursa Cezaevi’nden başka bir cezaevinde yatmakta olan Kemal Tahir’e yazdığı mektupta şöyle diyor: “Kemal, Bursa’dayım. 1993 senesinden beri Bursa hapishanesinin duvarları,

Page 105: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

pencereleri, malta boyaları değişmemiş, ne eskimişler ne yenileşmişler. … Sana burasını birçok defalar anlatmıştım, tayyare biçimi bir bina. Benim oda kuyrukta, üçüncü katta, sol tarafta. Ortadaki odadan biraz küçük. İçinde iki kişi yatıyoruz. Oda arkadaşımın adı Kemal. Evet, “Kemal” senin adın gibi. Sana yalnız adı benzemiyor, senin gençliğine benzeyen tarafları da var. Şiire meraklı, heyecanlı.” Nazım Hikmet’in burada bahsettiği “Kemal”, Orhan Kemal’dir. Yaşı 26’dır. Nazım Hikmet ise 39 yaşındadır. (Kaynaklar:7) Bursa sanki bir kırılma noktası, Sait Faik’in öyküye burada başlayışı gibi, Orhan Kemal de Nazım Hikmet’in etkisiyle şiirden vazgeçip öyküye ve romana, burada yönelmiştir.

Aziz Nesin – (1915 İstanbul–1995 İzmir) Sürgün olarak Bursa’da üç ay kaldı. (1947)

Oktay Akbal – (1923 İstanbul) 1950’li yıllarda Bursa’da iki yıl öğretmenlik yapmış.

Ahmet Şerif Şerefli – (1926 Bulgaristan–2000) Öykü kitabı: Şirin (1966) Beş yıl boyunca Bursa’da yayınlanan “Balkanlar’da Türk Kültürü” Dergisinin yazı müdürlüğünü sürdürdü.

Erhan Bener – (1929 Lefkoşe–2007 Ankara) Çocukluğunun bir bölümünü burada geçmiş. Taşındıklarından sonra da yazmak için de sık sık Bursa’ya gelip gitmiş.

Mustafa Necati Sepetçioğlu – (1932 Tokat, Zile–2006) – Bursa Erkek Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Öykü kitapları: Abdürrezzak Efendi(1956), Menekşeler Ölmemeli(1972), Bir Büyülü Dünya ki (1972)

Ahmet Uysal – (1938) Bursa Eğitim Enstitüsü’nün yöneticiliğini yaptı. Harç Kovası adlı öyküsüyle 12.Antalya Festivali Hikâye Yarışması’nda mansiyon aldı. (1975)

Mahmut Alptekin – (1940 Denizli) Bursa’da Eğitim Enstitüsü Türkçe bölümünü bitirdi. Öykü kitapları: Bir Denizin İki kıyısı(1983), Tünel Çıkmazı(1990)(Ömer Seyfettin Ödülü)

İnci Aral – (1944 Denizli) İlk ve ortaokulu Bursa’da okudu. Eserlerinde Bursa’dan sıklıkla bahsetti.

Page 106: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Emine Sevgi Özdamar – (1946 Malatya) Babasının işi sebebiyle, çocukluğu sırasında Bursa’da bulunmuş. 12 yaşında Şehir tiyatrosunda “Kibarlık Budalası” oyununda sahneye çıkmış. Oyuncu olmaya Bursa’da karar vermiş. Yaşamını Almanya’da sürdürüyor. Öykü kitapları: Annedili(1990), Aynadaki Avlu(2001), Kendi Kendinin Terzisi Bir Kambur(2007) Araştırma sırasında Sevgi Özdamar ile Semra Özdamar arasındaki paralellikler dikkatimi çekti. Semra Özdamar Bursa doğumlu. E.Sevgi Özdamar’ın Bursa’da ne kadar kaldığını bulamadım ama aralarındaki yaş farkı düşünülünce, Bursa’da bulundukları zaman çakışıyor gibi geldi. Ayrıca ikisi de önce oyunculuk yapmış, sonra yazmaya başlamış. Semra Özdamar da bir süre Almanya’da bulunmuş. İki yazar arasındaki akrabalık ihtimali olduğunu düşünüyorum. Ama bu konuda bir bilgiye rastlayamadım. Yaptığım bazı yazışmalardan da bir bilgi edinemedim.

Şükrü Bilgiç – (1947)1970’lerde Bursa’da öğretmenlik yaptı. Öykü kitaplarından bazıları: Yaşamaya Sevdalı(1944), Bulutlar Sevilmez mi(1983), Erken Göçen Kuşlar(1990) Oyhan Hasan Bıldırki – (1947 Aydın-Söke) 1968–1971 yılları arasında Bursa’da bulundu. Bursa Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla birlikte Bursa’da Zaman dergisini çıkardılar. İlk öykü kitabı Koçaklar’ı 1975’te yayınladı. Oyhan Hasan Bıldırki’ye “Bursa’da Zaman” dergisini çıkardıkları zamandaki (1969) Bursa öykü atmosferini sorma fırsatım oldu. Cevabı şöyle: O dönem, edebiyatımız için oldukça talihsiz bir dönemdir. Kendimizi biz birdenbire gençlik kavgalarının içinde gördük. Ancak, o tarihlerde Bursa’da ileri teknolojiyi kullanan matbaalar da yoktu. Çıkan üç gazetede de daha çok tefrika romanlara yer veriliyordu. Sizin sorunuzun karşılığını o yıllarda biz de aradık. Bu karşılık Ender Uzer’in “Mektup”unda var: “Kitapçı vitrinlerinde görüp elime aldığım Bursa’da Zaman beni öylesine şaşırttı ki sevinçten olacak. Geç ama temiz oldu Bursa’da Zaman’ı bulmam. Bulmak ne kelime, kavuşmam. Son on senedir Bursa’da çıkan ve onun ozanlarının, onun yazarlarının olan bir dergisi yoktu. Bir ara “Çatı” görüldü ortalıkta. Ama maddî yoksunluk çökertiverdi Çatı’yı.

Page 107: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Şimdi Bursa’da Zaman var karşımda. …  Ne güzel… Ah öylesine ümitlendim, öylesine dilim tutuldu ki. Ve de ne güzel; bu işin öncüsü, benim yuvam. Yıllar önce ilim ve irfan aldığım benim okulum.”

(Ender Uzer, Bursa’da Zaman / 1. Yıl Ekim 1969 5. Sayı – 5. Sayfa)      “Ama maddî yoksunluk çökertiverdi Çatı’yı.” Çatı’nın kaderi, “Bursa’da Zaman” için de yok oluş elbisesi olup çıktı. Mektupta da görüldüğü gibi, Bursa Eğitim Enstitüsü o günlerdeki Bursa edebiyatının çekirdeklerinin yetiştiği bir fidelikti. Sonra enstitü kapatıldı.”

Alper Akçam – (1952 Ardahan) Bursa’da genel cerrah olarak çalıştı. Şu anda Ankara’da yaşıyor. Son öykü kitabı Kiev’de Aşk(2008) ile 62.Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü aldı. Öykü kitaplarından bazıları: Islaktı Gözleri(1999), Soluksuz Sıcaklarda(2000)

Yücel Balku - (1969 Iğdır- 2003 Bursa) Uludağ Üniversitesi IIBF Uluslar arası İlişkiler bölümünü bitirdi. Prometheus dergisini çıkaranlar arasında. Sonraki yaşamını da Bursa’da sürdürdü. İki öykü kitabı yayınladı: Sükut Ayyuka Çıkar (2001) (İnkılâp Kitabevi 2000 Yılı Öykü Ödülü), Goncanın Üçüncü Günü(2004) Aysel Ekiz – (1970 Almanya) Aslen Bursalı. Bursa’da öğretmenlik yaptı. Adana’da görevini sürdürüyor. 2006 Ümit Kaftancıoğlu öykü yarışmasında üçüncü olan Eşik adlı öyküsüyle, aynı yıl yayınlanan kollektif kitapta yer aldı. Diğer ödülleri: Özgür encere Edebiyat Derneği’nin düzenlemiş olduğu kadın öyküleri yarışmasında Çok Kadındım adlı öyküsüyle mansiyon, Bursa Kültür Okulları’ının düzenlemiş olduğu Parlayan Yıldızların Sırrı adlı öğretmen öyküleri yarışmasında Bir Avuç Portakal Çiçeği adlı öyküsüyle bursa birinciliği.

Ferhat Güler – (1982 Van) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öykü kitabı: Bilinmeyene Doğru(2008). Güler, halen İstanbul’da yaşıyor.

Bildirinin sunuluş tarihi itibariyle Bursa’da yaşamını sürdüren öykücülerden bazıları: Nadir Gezer – ( 1930 İnegöl) BUYAZ Derneği kurucularından. Öykü Kitapları: Hanife Nine’den Öyküler(1881), Yürüyen Gece(1988), Puslu Hüzün(1989), Kırılgan Umutlar(1998), Yürek Bağı(2005) Metin Önal

Page 108: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Mengüşoğlu – (1947 Elazığ) Öykü kitapları: Gavur Kayırıcılar(1973), Dr.S(1987), İstanbul Hikâyeleri(2004)

Şaban Akbaba – (1954 Kars) BUYAZ derneği kurucularından ve başkanı. Öykü kitaplarından bazıları: Nazik Kız(2001), Che Sevgisi(2008), Kafessiz Bir Dünya(1992, çocuklara), Gülderen’in Dedesi(2008,çocuklara). Ödülleri: Nazik Kız öyküsü ile Karacaoğlan Kültür Sanat Festivali, Halkbilim yarışmasında birincilik (1985). Erdem Katırcıoğlu – Öykü kitapları: Kehanet ve Saplantı(2001), Son Beste(2002), Adalet ve Aşk(2004)

Nazan Bilgel – (1954 Ankara) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öykü kitapları: Mutlu İnsanların Öyküleri Olmaz (1994), Hayat Bana Hiçbir Şey Öğretmedi (1997)

Şenol Yazıcı – (1956 Trabzon) KimseSiz dergisinde genel yayın yönetmenliği yaptı. Halen Maviada dergisinin gelen yayın yönetmeni. Öykü kitaplarından bazıları: Selam Söyleyin Ayışığına(1997), Benim Kimsem Olsana(1999)

Nursel Aras – (1956 Iğdır) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öykü kitabı: Kara Üzüm Salkımı Hüzünler (2004)

Şafak Pala – (1968 Bilecik, Pazaryeri) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öykü Kitabı: Sızı(2008)

Nurhan Şahinkaya – (1969 Bursa) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Altı yıldır bir derginin yayın kurulu üyeliği yapıyor. Öykü kitabı: Alacaaydınlık(2008)Aysel Karaca – (1970 Ankara) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öyküleri çeşitli dergilerde yer aldı. İlk öykü kitabı Kiraz Mevsimi 2006’da yayınlandı.

Pelin Yılmaz – (1970 Ankara) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öyküleri çeşitli dergilerde yer aldı. Öykü kitabı: Her Kadın Başka Türlü Ölüyor(2008)

Hakan Akdoğan – (1971 Ankara) Halen Nilüfer Belediyesi’nin devam ettirdiği öykü ve yazın atölyesinin yürütücülüğünü sürdürüyor. Tek öykü kitabı: Mermerden Ev (İki Uzun Öykü)(Üniversite Yıllarında yayınlamış.)

Page 109: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Kemal Selçuk – (1971 Mustafakemalpaşa, Bursa) Öykü kitabı: Ağaç Adamlar(2002)

Serap Gökalp – (Bursa) Maden Mühendisleri Odası, Madenci Öyküleri Yarışması 2007 ikinciliği, Abdullah Baştürk İşçi Öyküleri Yarışması 2007 üçüncülüğü ödüllerinden bazıları. ) Öykü kitabı: Astak Kum Saatinde Akarken( 2002)

Serap Yenilmez – (1974 Kırşehir) Bir süre yazın atölyesine devam etti. İlk öyküsü Bursa’da Yaşam dergisinde yayınlandı. Esra Ersoy – (1978 Bursa) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öykü dosyasıyla Varlık Dergisi Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri 2005’te Dikkate Değer Öykücü ödülünü aldı. Öyküleri Mutlu Yaz (Varlık, Temmuz 2005), Nakış (Mahsus Mahal, Kış 2008) dergilerinde yayınlandı.

Fatma Dilek Koca – (1979 Bursa) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Çeşitli dergilerde yazıları yayınlandı. Beyza Ersoy – (1972 Bursa) Bir süre yazın atölyesine devam etti. Öyküleri: Bursa’da Yaşam, Yansımalar, Patikalar dergilerinde yayınlandı.

Ender Uzer – Öyküleri son olarak Çatı dergisi’nde yayınlandı.Gürhan Adana – İlk öykü kitabı: Kırmızı İplikli Salıncak(2008)

Yenişehir’de yaşıyor.

Bursa’da yazılan, yayınlanan, Bursa’da geçen, Bursa geçen öykülerden bazıları:

Tanrı Misafiri – Reşat Nuri Güntekin, (Tanrı Misafiri) Tehdit – Reşat Nuri Güntekin İpek Mendil – Sait Faik Zemberek – Sait Faik Vurma Fatma – Halide Edip Adıvar, İzmir’den Bursa’ya (1922)(belgesel-öykü)(kolektif) Bayrağımızın Altında – Halide Edip Adıvar İzmir’den Bursa’ya (1922)(belgesel-öykü) (kolektif) Selam – Sabahattin Ali (Yeni Dünya)(1943) Sus Payı – Refik Halit Karay (Memleket Hikâyeleri) Günahsız Katil – Samim Kocagöz İznik’li Leylek – Haldun Taner (Onikiye Bir Var) Yaşamaya Bak – Yüksel Pazarkaya (Oturma İzni) Allah’ın Dediği Olur – Işıl Özgentürk Elvan Anahtarını Nasıl Düşürdü? – Orhan Duru 72. Koğuş – Orhan Kemal,

Page 110: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

(72.Koğuş)(Uzun Öykü)(Bursa Hapishanesinde kaldığı döneme dair izlenimlerini anlattığı) Çeşitli Öyküler - İnci Aral (Ağda Zamanı)(1979) İnci Aral bu ilk öykü kitabında Bursa’da geçirdiği dönemden izlere yer verdi. Mavi Mor, Yolum Yolum Dikenli Yolum – Nadir Gezer (Yürek Bağı)(2005)Yasak, Nazik Kız – Şaban Akbaba (Nazik Kız)(2001) Sokaklar, Evler, Pencereler – Haluk Cengiz Hürriyet Deyince – Abdullah Parlak (Bursa’da Zaman dergisi, 1969) Türkmen Kızının Ardından – Adil Yılmaz (Bursa’da Zaman dergisi, 1969) Değirmen – Hüseyin Özkan (Bursa’da Zaman dergisi, 1969) Yazgan Niyazi – Erdem Katırcıoğlu (Son Beste)(2002) Cevşen– Yücel Balku (Goncanın Üçüncü Günü)(2000) abruşak, sisten sonra – Yücel Balku (Sükût Ayykuka Çıkar)(2001) Kaçanlar ve Kovalayanlar, Soluksuz Sıcaklarda, – Alper Akçam (Soluksuz Sıcaklarda)(2000) Düzdeğişmece… — Alper Akçam (Kiev’de Aşk, 2008) Ağaç Adamlar – Kemal Selçuk, Ağaç Adamlar(2002) Çeşitli Öyküler – Cemil Kavukçu (Tüm kitaplarından) Yakası Beyaz Kürklü Taba Rengi Kaban – Murathan Mungan (Kadından Kentler)(2008) Turhan Nasıl Çıldırdı-Ahmet Müfit Müftioğlu, Çağlayanlar(1922) Suç, Şeftali Çiçekleri, Kaderci, Ümit Yorgunu, Kadersiz Başım Oy – Oyhan Hasan Bıldırki, Şahit – Sadrettin Çanga (Uludağ dergisi) Dönüş, Analık – Nursel Aras (Kara Üzüm Salkımı Hüzünler)(2004) Kiraz Mevsimi, Ayak İzim Yoktu, Düşler Evi – Aysel Karaca (Kiraz Mevsimi)(2006) Han Fotoğrafları – Yavuz Bubik (Geniş Zamanlı Hikayeler)(2006) Yitik Şehir – Serap Yenilmez (Bursa’da Yaşam, Mayıs 2004) Gezginin Aşkı – Pelin Yılmaz (Bursa’da Yaşam, Mayıs 2004) Sızı, Unuttu! – Şafak Pala (Sızı)(2008) Meşin Tavuk, Beş Taş – Esra Ersoy Şu Rumeli Diyarı – Fatma Dilek Koca (Bursa’da Yaşam) Binbir Bursa Masalları – Beyza Ersoy (Bursa’da Yaşam, Mayıs 2004)

Ayrıca Ahmet Emin Atasoy’un Bursa’dan Esintiler(2008) adlı Bursa’yla ilgili yirmi beş öyküden oluşan ve Bulgarca basılan bir derleme kitabı bulunmaktadır.

Bursa’da Öykü Faaliyetleri:

Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat yarışması: Tanpınar’ın ölümünün 40. yıldönümüne rastlayan 2001 yılından itibaren Osmangazi Belediyesi’nce her

Page 111: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yıl farklı bir türde düzenleniyor. 2005 yılında Hikâye dalında yapılan yarışmada dereceye giren öyküler Geniş Zamanlı Hikâyeler(2006) adı altında kitaplaştırıldı. Birincilik ödülüne Ceren öyküsüyle İzzet Harun Akçay, ikincilik ödülüne Dolunay öyküsüyle Asuman Güzelce, üçüncülük ödülüne Çocuk ve Kelimeler öyküsüyle Didem Çınar layık görüldü. Ebruzen öyksüyle Sevil Tepe ve Kül ve Mesel öyksüyle Mazlum Dirican ise mansiyon ödülü kazandılar. Kitaba giren on beş öyküden Kırk Sekiz Leblebi öyküsü, Mudanya doğumlu E.Esra Uğur(1979)’a, Han Fotoğrafları öyküsü Bursa Ticaret Lisesi’nden mezun, halen Bursa’da yaşayan Yavuz Bubik(1940)’e ait.

Uludağ Üniversitesi Yazın Şöleni:1996 yılında, etkinliklerin sorumluluğunu Eğitim Fakültesi Dekan

Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Durak’ın üstlendiği, Uludağ Üniversitesi tarafından “Öykü Bildirişimleri” adlı bir yazın şöleni düzenlendi. Bu şölen kapsamında yapılan öykü yarışmasında Arka Oda öyküsüyle Mehmet Güler(1944, Sivas) birinci, Dilim Dilim öyküsüyle Affan Muhlis Bahadıroğlu ikinci, Üç Palamur Sokağı ve Domates Çiçekleri öyküsüyle Sema İşisağ üçüncü oldular. Yazın şölenine konuk olan yazarlardan bazıları: Tahsin Yücel, Semih Gümüş, Feridun Andaç, Füsun Akatlı, Sevim Burak, Buket Uzuner. (Kaynaklar:10)

Bursa Edebiyat Günleri:Bu etkinliklerin ilki, Ramis Dara sorumluluğunda ve Bursa Kültür ve

Turizm Vakfı desteğiyle 27-28 Ocak 1996 yılında düzenlendi. Bu etkinlikler 9 yıl boyunca sürdü. Etkinliklere hem Bursa içinden hem dışından birçok öykücü konuk oldu: Nadir Gezer, Adalet Ağaoğlu, Tomris Uyar, Neşe Karel, Erhan Bener, Cemil Kavukçu, Altay Öktem, Oya Baydar, İnci Aral, Zeynep Aliye, Nursel Duruel, Feyza Hepçilingirler, Ayşe Kilimci, Necati Tosuner, Tahsin Yücel ve diğer birçok yazar…9.etkinlik: 16-18 Nisan 2004 tarihlerinde gerçekleşti. Bu tarihten sonra etkinlik Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenmeye başladı.

Dünya Öykü Günü Etkinlikleri

Page 112: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Dünya Öykü Günü ilk olarak 14 Şubat 2003’te kutlanmıştı. O yıl Bursa’da da Edebiyatçılar Derneği’nin organizasyonuyla Visal Kafe’de kutlanmıştı, BUYAZ’ın 2004 yılında kurulmasından sonra bu kutlamaları BUYAZ üstlendi ve her yıl 14 Şubat’ta öykü etkinliğinin yanı sıra Dünya Öykü Günü Onur Ödülü de vermeye başladı. Ödül alan yazarlar: Nadir GEZER (2005), Oktay AKBAL (2006), Talip APAYDIN (2007), Tarık Dursun K. (2008) Dünya Öykü Günü bu yıl da BUYAZ, Türkiye Edebiyatçılar Derneği, Bursa Eğitime Hizmet ve Eğitimi Geliştirme Derneği, Bursa Çağdaş Hukukçular Derneği, Alp Kültür Derneği ve Dil Derneği Bursa Temsilciliği işbirliği ile bu yıl başlayan 1.Bursa Öykü Günleri kapsamında kutlanıyor.

Yücel Balku Öykü ve Yazın Atölyesi: Bursa’da Öykü adına yapılan faaliyetlerin başında 2003 Senesinden bugüne süren Öykü Atölyesi geliyor. Dilek Çelebi’nin projesi olarak Kitabevi’nde başlayan proje önce Yücel Balku’nun yürütücülüğünde başladı. Yücel Balku’nun dönemin başında vefatıyla yürütücülük görevini Nahit Kayabaşı ve Kemal Selçuk üstlendiler. Atölyenin ikinci yılında yürütücülüğü Hakan Akdoğan devraldı. Kitabevi Nilüfer Belediyesi ile işbirliğine giderek, daha geniş bir katılıma ulaşmasını sağladı. Günümüzde atölyeyi Nilüfer Belediyesi, Hakan Akdoğan’ın idaresinde sürdürüyor. Yazın Atölyesi katılımcılarının ürünlerini paylaştıkları bir site de mevcut: www.yazinatolyesi.com

BUYAZ: Bursa Yazın ve Sanat DerneğiBuyaz kurulduğu günden beri dönem faaliyetlerinde Dünya Öykü Günü

kutlamasına ve öykü panellerine, yazar buluşmalarına yer veriyor. Bu etkinlikler kapsamında Bursa’ya gelen konuk yazarlardan bazıları: Özcan Karabulut, Vecdi Çıracıoğlu, Burhan Günel, Latife Tekin… Buyaz faaliyetlerini Alp Kültür Merkezi’nde sürdürüyor. 2009 itibari ile başlayan bir başka projede BUYAZ Öykü Atölyesi. Harun Cici yönetiminde başlayan atölyede Türk Öykücüler kronolojik sırayla ele alınıyor, öykülerinden okumalar yapılarak, öykücülerin yaşadıkları dönem üzerinden öyküleri analiz ediliyor. BUYAZ hakkındaki bilgilere sitesinden ulaşılabilinir: www.buyaz.org

Page 113: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Melih Elal Okuma Grubu: 2004 Ağustos’unda 'Tarih, Kültür, Felsefe Çalışma Topluluğu'nun toplantısında doğan okuma grubu fikri 2004 Eylül’ünde hayata geçti. Başlangıçta adı Nilüfer Yerel Gündem Okuma Grubu olan topluluk, Melih Elal’ın vefatından sonra, Melih Elal Okuma Grubu adını aldı. Kurulduğundan bu yana her ayın son Salı’sı toplanan grup öykü ve roman okuyup tartışıyor, yazar konuk ediyor. Grupta ele alınan öykü kitaplarından bazıları: Haldun Taner- On İki’ye Bir Var, Sabahattin Ali-Ses, Bilge Karasu-Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı, Çehov-Toplu Öyküler, Maupassant-Ay Işığı…

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Etkinlikleri:Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) AB Bilgi Bürosu’nun iki yıldır

(2007 ve 2008) organize ettiği etkinliklerde Karin Karakaşlı, Sema Kaygusuz ve Ahmet Ümit konuk gelen öykücü yazarlar oldular.

Akkılıç Kütüphanesi Etkinlikleri:Nilüfer Belediyesi Akkılıç Kütüphanesi Perşembe ve Cumartesi

akşamları konuk yazarlarla öykü etkinlikleri düzenliyor. Hasan Ali Toptaş, Murathan Mungan, “İşte Böyle Güzelim” belgesel-öykü kitabı okuma tiyatrosu, “Atölye Yazarları Okuyor” düzenlenmiş etkinliklerden bazıları.

İpek Kozasında Çakıltaşı: Kadın Yazarların Bursa Buluşması PEN Kadın Yazarlar Komitesi, toplam 11 ilde gerçekleştireceği “Kadın Yazarların Anadolu Buluşması” projesine Bursa ile başladı. Bursa dışında etkinlik düzenlenecek iller: Antakya, Balıkesir, Diyarbakır, Konya, Mardin, Mersin, Kayseri, Konya, Trabzon ve Urfa Bursa’daki etkinlik iki gün sürdü. 29 Kasım 2008 Cumartesi günü Nilüfer Belediyesi’nin Uğur Mumcu Sahnesi’nde düzenlenen panelden sonra ve 30 Kasım 2008 Pazar günü katılımcılarla dört oturumlu atölye düzenlendi. Buluşmaya katılan öykücüler: Müge İplikçi, Nalan Barbarosoğlu, Sezer Ateş Ayvaz, Özlem N. Yılmaz.

Dergiler: Bursa’da daha önce yayınlanan ve öyküye yer veren dergilerden bazıları: Bursa Ant, Uludağ, Çatı, Alkım (Bursa Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü yayını),

Page 114: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Elif(İnegöl’de yayınlanmış. 1961-5, 43 sayı), Bursa’da Zaman (1969 Haziran-1969 Kasım, 6 sayı), Çivi, Yarın Pazar, Hacivat, Hacıağa, Yalaza, Nilüfer (1885-1891), Yeni Nilüfer, Biçem(Mayıs 1990-Şubat 1993, 12 sayı), Yeni Biçem(Mayıs 1993- Nisan 1999, sayı, 72 sayı), Düşlem(Mayıs 1997-Nisan 1999, 24 sayı), Yansımalar (Yıldırım ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü yayını, 2002-2003, 11 sayı), KimseSiz (İki ayda bir)(Kasım 2002-Temmuz 2003, 5 sayı)

Güncel dergiler: Öner – İlk sayısı 6 Kasım 1986’da yayınlandı. Aylık dergi. Ocak 2009’da 120.sayısı yayınlandı. http://www.onerdergisi.com

Onaltı Kırkbeş – 2006’da Şiir dergisi olarak başladığı yayın hayatını, öyküye de yer verecek şekilde genişleterek sürdürüyor. “Yılda sekiz defa yanıyor.” Maviada -Ocak 2006’da yayınlanmaya başladı. Üç ayda bir yayınlanan Maviada dergisi öykülere de yer veriyor. http://site.mynet.com/adasanat/

Patikalar -Mustafakemalpaşa’da yayınlanan Patikalar dergisi aylık bir yayın ve öyküye geniş yer ayırıyor. Nisan 2007’de ilk sayısı, Ocak 2009’da 22. sayısı çıktı. http://www.mkpasakulsander.net/index.php?syf=17

Eliz - Ocak 2009 İtibarı ile Bursa’da yayınlanmaya başlayan Eliz dergisi de yayınladığı ürünler arasında öyküye yer veriyor. Dergi hakkındaki bilgilere http://www.siirakademisi.com/index.php?/site/icerik_goster/497 adresinden de ulaşılabilir.

Şiir Akademisi: Emre Gümüşdoğan tarafından kurulan internet sitesi herkesin katılımına açık, Bursa merkezli bir site. Sitede öykü haberlerinin, yarışma ve etkinliklerin, öykü yazarları ve öykülerinin yanında güncel haberleşmenin sağlandığı bir forum da yer alıyor. www.siirakademisi.com

Kaynaklar:

Page 115: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

1. Ünlülerin İlk Yazıları, Saadet Altay, Gür Yayınları, 19882. Yüz Yüze Edebiyat, Zeynep Aliye, Bilgi Yayınevi, 2001

3. Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Behçet Necatigil4. Bursa’da Edebiyat Günleri, 1.cilt, “Kuşbakışı Bir Görünüm:

Edebiyatımızda Bursa Bursa’da Edebiyat”, Nahit Kayabaşı

5. Bursa’da Edebiyat Günleri, 1.cilt, “Sait Faik’in Oluşumunda Bursa’nın Yeri”, Prof. Dr. Ali

Özçelebi6. Bursa’da Edebiyat Günleri, 1.cilt, “Reşat Nuri Güntekin’de Bursa”, Nadir Gezer

7. “Bursa’dan da Geçti Nazım”, M. Ali İnan, Bursa’da Yaşam, Haziran 2007

8. Edebiyatımızın Yol Haritası, Feridun Andaç9. Öykü Kitapları Zamandizini, Ali Şahin, karalamadefterim.azbuz.com

10. Yitikler Arasında Zaman, Nadir Gezer, Güldikeni Yayınları, 2000

Teşekkür:

Araştırmam sırasında benden yardımını esirgemeyerek yükümü paylaşan Esra Ersoy’a, hazine

değerindeki kütüphanesini emanet eden Bedriye Sönmez’e, yaptığı katkılar için Fatma Dilek

Koca’ya ve verdikleri bilgiler, paylaştıkları dokümanlar için Şaban Akbaba, Ramis Dara, Ahmet

Emin Atasoy, Oyhan Hasan Bıldırki, Kemal Selçuk, Alper Can, Mehmet Bursa, Haluk Cengiz ve

Tayfun Sirman’a teşekkür ederim.

Page 116: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

AHMET EMİN ATASOY

BURSA ESİNTİLERİ* HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ

Kişileri, toplumları ve ülkeleri birbirine yakınlaştıran ve zamanla onları sıkı fıkı dost eden etmenlerin başında kültür ge-lir elbette. Kültür olgusunun geniş yelpazesi içinde de, hiç kuşkusuz ki, edebiyatın çok saygın bir yeri vardır. Edebiyat binası ‘dil’ temeli üzerine inşa edilmiştir çünkü. İnsanlar da tüm duygu ve düşüncelerini dil aracılığıyla ifade ettiklerine göre; edebiyat yüzyıllar boyunca, topluluklar içindeki ilişkileri sağlayıp geliştirmek suretiyle, yaşamsal bir gereksinime hizmet etmiştir. Nitekim bunun en açık sentezini çok güzel bir Türk atasözü dile getirmektedir: ”İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa kok-laşa”.

Elinizdeki öyküler derlemesinin amacını da her şeyden önce bu görüşler bağlamında algılamak gerekir. Ülkelerle ulusları birbirine tanıtıp yakınlaştıracak kimselerden söz ederken, akla ilkönce devlet yöneticileriyle diplomatlar geliyor nedense. Oysa edebiyat, sanat, bilim, spor ve daha nice alanlarda uğraş veren kimselerin bu yöndeki katkılarının çok daha etkileyici olabileceğini bilmesine hepimiz biliyoruz da, yeterince değer-lendirmiyoruz sanki.

Biz, Bursa Esintileri kitabıyla böyle bir olanağı denemek ve değerlendirmek istedik.

İstedik ki, Türkiye ile Bulgaristan arasında, zıt ideolojilerin ve çıkarcı siyasetlerin yıllarca çıkmaz sokakta ve donma noktasında tuttukları ilişkileri, iki komşu ve uygar ülkeye yakışır bir düzeye çıkarma görevini, bayat bir alışkanlık üzere, Ankara’yla Sofya’ya ve sadece siyaset cambazlarına bırakıp aynı yanlışlıkların yinelenmesine meydan vermeyelim artık.

Bu görevin çok büyük ve çok kutsal bir iş, hatta bir mis-yon olduğu bilincinden hareketle, onun gerçekleştirilmesinde onur, vicdan ve sağduyu sahibi herkese belli bir sorumluluk yükü düştüğü inancındayız. Hele hele

* Polıh ot Bursa, Düşlem Yayınları, Bursa, 2008

Page 117: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yazarlar, bizim âcizane kanımıza göre, böylesi bir iyicillik girişiminin hem itici, hem de çekici gücü olarak her zaman ön saflarda yer almalıdırlar.

Bursa yazarları, birer barış, dostluk ve kardeşlik elçisi olarak bu işin startını verdikleri için, her türlü övgüye ve alkışlanmaya layıktırlar. Onların, Bursa gibi, Türkiye’nin kültür ve sanat yönünden en önemli merkezlerinden biri sayılan, büyük bir kentin temsilcileri sıfatıyla, Bulgaristan okurlarına ilk olarak takdim edilmiş olmalarının başlıca nedeni, bu kentte yaşamakta olan Rumeli göçmenlerinin büyük yoğunluğu ve bu bağlamda özellikle Bugaristan’ın Bursalılara hiç de yabancı bir ülke olma-dığı gerçeğinde gizlenmektedir. Aslında, sıla özlemi çeken bu insanlarla doğup büydükleri ve sonra da bazı nedenlerle terk etmek zorunda kaldıkları topraklar arasında, manevi bir bağ oluşturma çabasının bir ürünü gözüyle de bakılabilir bu kitaba.

Bursa Esintileri’yle ilgili olarak kısaca belirtilmesi ge-reken şeylere gelince, denilebilir ki, bu derleme, Türk edebiya-tının yakın dostu, değerli çevirmen Aygül Gavazova’nın önerisi üzerine, özel olarak Türk öyküsüne ilgi gösteren Bulgar okurları için hazırlandı. Önce, Bursa’da yaşayan günümüz yazarlarının öykülerinden oluşan küçük bir seçki biçiminde olması düşünül-müşü. Ne ki böyle bir kitapçığın birçok yönden okurların istem-lerini karşılayamayacağı göz önünde bulundurularak, öykü sayısını bir taneye indirmek suretiyle yazarların çoğaltılmasının amaca daha uygun olacağı kanısına varıldı. Bunu yaparken de, yazarların Bursalı olmaları, en azından Bursa’da bir süre yaşamışlıkları, ama mutlak surette bu kentle yakın ilgileri bulunması koşulu getirildi. Seçilen öykülerde de Bursa’dan, yahut da yöresinden söz edilmiş olması özelliğine birinci öncelik tanındı. Rumeli ve göç sorunlarına odaklandırılmış olan öyküler de bi-linçli olarak ayrıcalıklılar arasında tutuldu. Bütün bunlarla birlikte öykülerin seçilişinde, görece sayılsa bile, ölçüt olarak, seçilen yazarın yurt içinde ve dışındaki popüleritesi, yapıtta günümüz Türkçesinin ustaca kullanılışı, kurgu ve sanat tekniklerinin özgünlüğü yönünden belli bir düzey yakalanmış olması gibi hususlara, olanaklar çerçevesinde, dikkat edildi. Kitapta en genç kuşak temsilcilerine yer verilmesi de gerekli ve uygun görüldü.

Page 118: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Seçkiye giren öyküler, genel çizgileriyle, aşk konusunu işleyenler (İpek Mendil, Selam, Uzun Hava, İzadora); sıradan insanların yazgılarını ele alanlar (Bir Boğaz Sabahı, Bu Dağlar Ezi Dağlar, Gatil Garaca); göçmenlerin karmaşık sorunlarına yönelik olanlar(Hortlak, Soydaş Pazarı, Anahtarlı Hayalet, Bir Düşüşün Düşündürüşü); romantik ve masalsı öğelerle beslenmiş kurgular içerenler (İblisin Başkomutanı, Altın Temrenli Oklar, Göl, Resimleşen Bir Sesin Öyküsü); güncel yaşamın çokboyutlu gerçek yüzünü sergileyenler (Kirazlar, Gâvur, Naciye, Koşu, Bebek); anlatıda modern, hatta postmodern arayışlarıyla dikkat çekenler (Akşamın Ahşap Kulübesinde; Basamaklar; Sokaklar, Evler, Pencereler; Ay Battı: Svetlana) şeklinde belirli ortak özelliklerine göre çeşitli öbeklerde ele alınabilirler

Bu haliyle Bursa Esintileri yeni ve çağdaş Türk öykü-cülüğünün genel görünümünü yansıtan bir mini derleme olarak da algılanabilir. Çünkü kitaba giren yazarlardan Reşat Nuri Güntekin, Sait Faik Abasıyanık, Sabahattin Ali, Orhan Kemal ve Aziz Nesin çoktan, yalnız Türk edebiyatının klasikleri arasında hak ettikleri yeri almakla kalmayıp, dünyanın birçok ülkesinde sevilerek okunurken, onları en layık bir biçimde izleyen Bursa kökenli günümüz yazarlarından bazıları da (Nezihe Meriç, İsmet Tokgöz, Cemil Kavukçu, Mehmet Zaman Saçlıoğlu vb.) öykü türünün en seçkin ustaları olarak gelişmiş, en yüksek düzeyde çeşitli ödüllere değer görülmüş ve ülke çapında adlarından en çok söz ettiren yetenekler olarak ün yapmışlardır.

Kitaptaki yazarlardan 8’i bugün yaşayanlar arasında de-ğildir. 7’si halen Bursa ve ilçelerinde, öteki 10’u ise Ankara ve İstanbul’da yaşayıp yaratıcılıklarını sürdürmektedirler.

Bulgar okurlarının beğenisini kazanacağını umduğumuz bu derlemenin, özellikle ilgilenenlere, Türk öykücülüğünün dünü ve bugünüyle ilgili, en azından genel bir tasavvur edinme fırsatı vereceğine de yürekten inanmak istiyoruz.

Bursa Esintileri’nin hazırlanışı seyrinde her tür yardım-larından yararlandığımız Bursalı şair ve yayıncı Nahit Kayabaşı ile Uludağ Üniversitesi Kütüphenesi eski müdürlerinden sayın Aziz Gönül Beye ve

Page 119: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

öykülerin çevirisi üzerinde büyük bir titizlik ve özveriyle çalışan Aygül Gavazova’ya teşekkürlerimizi sunmaktan büyük bir keyif duymaktayız.

Meraklısı için bazı ek bilgiler:1952 -1973* Yılları Arasında Türkiyeli Yazarların Bulgaristan’da

Yayımlanan Öykü KitaplarıFahri Erdinç Âsi 1952 Sabahattin Ali Hikayeler 1954 Aziz Nesin Orkestra Adam 1960 Yaşar Kemal Teneke 1962 Sabahattin Ali Hikayeler ve Şiirler 1963 Sait Faik Zemberek 1963 Mahmut Makal Bizim Köy 1964 Fahri Erdinç Memekimi Anlatıyorum 1964 Fahri Erdinç Diriler Mezarlığı 1964 Mahmut Makal Hayal ve Gerçek 1965 Aziz Nesin Kör Döğüşü 1965 Sabahattin Ali Şiirler ve Hikayeler 1966 Fakir Baykurt Topal Arkadaş (Hikayeler) 1967 Derleme (P.Paruşev) Umut Dünyası 1967 Fahri Erdinç Canlı Barikat 1973 ___________________________* 1973 yılında Bulgaristan’daki Türkçe kitap yayını totaliter Jivkov

rejimi tarafından durdurulmuştur.1951-1992 Yılları Arasında Türkiyeli Yazarların Bulgarca Olarak

Yayımlanan Öykü KitaplarıFahri Erdinç Akrepler 1951 4 000Fahri Erdinç Âsi 1956 4 000Aziz Nesin Deliler Boşandı 1963 13 000Yaşar Kemal Teneke 1964 20 000Fakir Baykurt Ham Meyveyi Kop. Dalından 1966 19 560Aziz Nesin Ah, Biz Eşekler 1967 15 100Sait Faik Bir Takım İnsanlar 1968 5 100Haldun Taner Kızıl Saçlı Amazon 1968 5 100

Page 120: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Nevzat Üstün AkrepÜretim Çiftliği 1968 5 100Mahmut Makal Bizim Köy 1973 15 000Necati Cumalı Acı Tütün ve Susuz Yaz 1976 12 125Fahri Erdinç El-İksir 1976 20 125Halikarnad Balıkçısı Şerhaba Akdeniz 1976 16 100Bekir Yıldız Kaçakçı Şahan 1976 20 149Fahri Erdinç İstridiye Kabuğu 1977 8 100Aziz Nesin Sizinle Bir Yerden Tanışıyoruz 1978 20 200Burhan Arpad Bir Boğaz sabahı 1981 10 000Yaşar Kemal Sarı Sıcak 1982 29 000Nedim Gürsel Uzun Sürmüş Bir Yaz 1982 25 000Fahri Erdinç Uçan Köpekler 1987 3 000Derleme (D. Melamed) Türk Hikayeleri 1951 3 000Derleme (İ. Tatarlı, Par. Par.) Türk Öyküleri 1966 10 090Derleme (İ. Tatarlı) Tanrıların Yargısıi 1973 7 000Derleme (İ. Tatarlı) Türk Deniz Hikayeleri 1980 25 120

Page 121: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

NURSEL ARAS

ŞABAN AKBABA ÖYKÜCÜLÜĞÜ

Karşılıklı yaptığımız bir söyleşinden kısa bir alıntı yaptığımda; Şaban Akbaba, kendi söylemiyle, Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Bardaklı köyünde doğmuş olması nedeniyle, bembeyaz karın, ısırgan gibi dalayan ayazın kavruk çocuğu; yaz sıcaklarının cehenneme çevirdiği bozkırların yalnız atlısı; çiçeğin çiçeği çağırdığı bahar çayırlarının ve yabani haşhaşların süslediği yayla meralarının hüzünlü oğludur.

Caminin, Kur’an’ın, Mevlüt’ün, ilahilerin teslim aldığı bir çocukluk ve gençlik dönemi yaşadıktan sonra Kars Eğitim Enstitüsü’nü bitirerek, Anadolu’nun yoksul köylerinde ilkokul öğretmenliğine atanır.

İşte asıl masal da burada başlar Şaban Akbaba için… Sürekli okur. İslam dinini İhya-i Ulumud-Din’den, Fizilal-il Kur’an’a, Necip Fazıl şiirinden, Minyeli Abdullah romanına kadar… Ardından metafiziği, daha sonra da materyalizmi öğrenme bilincine ulaşır. İlk bağlama çaldığı yıllarda yazdığı ilk şiiri “Eğitim Mücadelesi Dergisi”nde yayımlanır. Toplumcu gerçekçiliğinin ilk ciddi şiirleri ise, “Güneşin Konağı” kitabıyla okurun karşısına çıkar.

12 Eylül 1980 faşist darbesi kıyımının sürdüğü yıllarda, köylerde ilkokul öğretmenliği yapan Şaban Akbaba, çocuklar için yazılmış kitapların da cezalandırıldığını; üstlerine “tahditlidir” damgası vurdurularak okullara sokulmasının yasaklandığını ya da toplatıldığını görünce çok üzülür. Çocuklar kitapsızdır artık. Okuyabilecekleri kayda değer nitelikli hiçbir eser kalmamıştır ortalıkta. Yazan kişi olarak sorumlu hisseder, durumdan vazife çıkarır ve büyükler için yazdığı şiirlerin yanı sıra çocuklar için de yazmaya başlar. Yazdıklarını önce öğrencilerine okur, onlardan aldığı eleştiriler doğrultusunda geliştirdiği metinleri, şiir, öykü ve roman olarak

Page 122: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

kitaplaştırır. Ancak çocuk şiirlerini ve çocuk öykülerini daha fazla önemser. Çünkü bir saptamasına göre; edebiyatımızın en zayıf halkası çocuk edebiyatı, çocuk edebiyatının da en zayıf halkası öykü ve şiirdir.

Çocuk edebiyatımızdaki bu halkaları iyice zayıflatan olgulara gelince… Bu konuda da ilginç ve biraz da sert bir bakış açısı sunuyor Şaban Akbaba. “Bir emperyalist sanat anlayışı ve saldırı aracı olan Postmodernizmin hegemonyasına teslim olan yazar ve şairlerimiz, deve kuşu örneği başlarını kuma gömüp yaptıklarının, ürettiklerinin sanat olduğunu sanarak avunuyorlar. O kadar ki, bu anlayışın kalemşorları çocuklar için öykü şiir üretemedikleri gibi, kitleler için, onların önünde okuyabilecekleri öykü ve şiir de üretememektedirler. Kaldı ki, emperyalizm sanatı bir uyutma, sömürme aracı olarak bunlar eliyle kullanırken bunlar sanatın bir işe yaramaması gerektiğini savunuyorlar. Bundan büyük aymazlık olamaz!” diyor.

“Gülderen’in Dedesi” ve “Kafessiz bir Dünya” adlı çocuklar için yazdığı kitaplarında yer alan öykülerin kahramanları çoğunlukla yine çocuklardan oluşur. Burada amaçlanan şey; bilişsel, duyuşsal, devinişsel gelişim özellikleri göz önüne alınarak, çocukları çocuklara anlatmaktır. Onların hayal dünyasına girerek, özensizce geliştirdiğimiz çarpık kentlerimizde; caddelerden, sokaklardan, ara yollardan men edilen, hatta yasaklar ve ayıplar içerisinde büyümeye mahkum edilmiş çocuklarımızın beyinlerinde somut gerçeklikle soyutun bağlantılarını kurmalarına katkıda bulunmak isteğiyle yazıyor. Onlara hilesiz, katıksız, yalansız, ama bol ışıklı, umut veren bir dünya oluşturmanın dinamiklerini sunuyor. Bunu yaparken, yaşanan ve çoğuna çocukların yakından tanık olduğu yaşamın acımasız yanlarını göstermekten de kaçınmıyor. Çünkü gerçekten de yaşam, çocuklar için de o kadar saf, yalnızca iyiliklerden, güzelliklerden ibaret değildir.

Yazarın toplumcu gerçekçi anlayışının izlerini öykülerinin hemen hemen tümünde görmek mümkün. Ancak bunu didaktik söylemlerle ya da açık politik tavırlarla değil, sanatsallığın gerektirdiği ölçülerde hissettiriyor ve bildiri kadar sanata, sanat kadar da bildiriye önem veriyor. Temel

Page 123: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

kaygısının insana ve çocuğa dair olduğunu hemen görebiliyoruz. Kısası; çocuk edebiyatı alanında bile suya sabuna dokunur türden ürünler veriyor.

Sonrasında büyükler için yazılmış iki öykü kitabı... “Nazik kız” ve “Che Sevgisi.”… Nazik Kız’da sekiz, Che Sevgisi’nde ise yirmi iki öykü yer alıyor. Toplamda otuz öyküye baktığımızda, Şaban Akbaba öykülerinin temelinde, üç faklı coğrafyanın izlerini görüyoruz. İlki; Bardaklı köyünde doğduğu ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde/ köylerinde öğretmenlik yaptığı için genel anlamda Anadolu coğrafyası, ikincisi; uzun süredir Bursa’da yaşadığı için Bursa ve civarı, üçüncüsü ise; Türk çocuklarına öğretmenlik yapmak üzere 5 yıllığına gittiği Almanya… Hamburger Yazılar adlı düzyazılar tolplamında ve Che Sevgisi adlı öykü kitabında, hem Almanya’dan, hem de ülkemizden insanlara ait öyküler yer almaktadır. Pek çok edebiyatçı gibi kendi edebiyatını yaratmaya çalışan Şaban Akbaba için de eserlerinde kurgu ve dil kullanımı kadar önemlidir mekân… Çünkü yazıda derinleşmek ancak böyle mümkündür. En fantastik öyküleri anlatırken bile yaşantının kendisine, insanî olana, olabildiğince yakınlaşma olanağını bulur.

Coğrafi mekân sözkonusu olduğunda belirtmeden geçemeyeceğim bir ayrıntı da Şaban Akbaba’nın öykülerindeki Bursa gerçekliğidir. Onun öykülerindeki mekânlar arasında Kars’ın, Hamburg’un, ama en çok da Bursa’nın öne çıktığını görüyoruz. Çocuklar için de, büyükler için de yazdığı öykülerinde Bursa çok yönlü özellikleriyle ve mekân olarak sıkça yer almaktadır. Şaban Akbaba’nın öykülerini okurken, kent yapısıyla Gülderen’in Dedesi’nde, kırsal yapısıyla da hem Nazik Kız’da, hem de Che Sevgisi’nde Bursa’nın ince ayrıntılarında geziniriz.

Çehov, Brecht, Goethe, Neruda, Vasili Şukşin, Sabahattin Ali gibi çağdaş, toplumcu yazarlardan aldığı etkiyle Şaban Akbaba öyküleri teknik anlamda bir yanıyla batılı gibi görünse de asıl yanıyla doğuludur. Doğuludur, çünkü; kültürel kökeninde, farklı kültürlerin kavşağı olan Kars ve mesleği nedeniyle yıllarca gezinmek zorunda kaldığı Anadolu var. Doğu insanının yaşam biçimi, kadim anlatıları, meselleri, yöresel yemekleri, türküleri- ağıtları, acıları, sevinçleri, yoksullukları, gelenek- görenekleri ve

Page 124: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

konuşulan değişik şiveler/ ağızlar, onun öyküleri aracılığıyla okura ulaşır. Bunun diğer bir anlamı da, bir bakıma onun, yaşadığı metropol kent olan Bursa’dan, ülkemizin en kırsal yerlerinden biri olan Kars’a kadar yaptığı içsel yolculukların öyküsel anlatımıdır. Bu yolculukların tümü kentle köyün yakıcı bireşiminin ağır yükünü taşır. Bursa’da yüreğini kavuran yangın ateşinin harflere dökülmesi/ dönüşmesi, sanki, Bardaklı köyünde yaşayan insanlara adanan bir ağıt gibidir (Che Sevgisi, Bursa’da Yangın)…

Bölümlendirilmiş, ölçülebilir kısacık zaman dilimleri arasına sıkıştırılan, hatta adına da modern yaşam denilerek, insanları; ailesinden, dostlarından, arkadaşlarından, aşklarından, sevdiklerinden, anılarından uzaklaştıran, onları doğanın dışına atan ve hem kendine hem de doğaya yabancı varlıklar haline getiren sanayinin, makinelerin aksine Şaban Akbaba öykülerinde; doğaya ait her şeyi bir kez daha görebiliyor, doğanın nefes alıp verdiğini hissedebiliyoruz. Böylesi bir devinim içinde olduğumuzu anımsayarak sistemlerin ürettiği korkulardan, hurâfelerden, hortlaklardan sıyrılabilmek için gerekli olan kendi düşünce yeteneğimizi de görebiliyoruz.

Öykü üzerine teorik yazılar da yazan Şaban Akbaba’nın, öykücülüğümüze şematik yaklaşımla kattığı bakış açısı bana ilginç geldi. Ona göre Türkiye öykücülüğünün gelişim serüveni “beş taşlar” üzerine oturan halkalar halindedir. Birinci, ikinci, üçüncü beştaşları vardır öykücülüğümüzün. Dördüncü halkada taş sayısı ikiye, üçe düşmekte ve giderek son halka “öykücülüğümüz tekdüze”leşmektedir. Beştaşların her birinin, değişik düşün, yaşam, algı ve sanatsal üretim kanallarını temsil ettiğini belirten Şaban Akbaba, öykücülüğümüzün “beştaşlar” adını verdiği dönemlerinin, aynı zamanda harmanlama, sentez yapabilme yeteneğinin de olduğu dönemler olduğunu ileri sürmekte ve günümüz egemen öykücülüğünün tümüyle bu yeteneğini yitirdiğini, postmodernizmin egemenliğine girdiğini, yozlaştığını, hatta büyük oranda hiçleştiğini savlamaktadır.

Page 125: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Tam da buradan baktığımızda Şaban Akbaba öykücülüğünün iki önemli özelliğinin olduğunu görüyoruz: Bir, öykücülüğümüzün geleneğinde olan eleştirel ve toplumcu damarların bireşimi; iki, postmodern öykü anlayışıyla toplumcu öykü anlayışının bireşimi…

Sanatta içerik(özle) biçim(sanatsal kalıbın) diyalektik bütünlüğünün başarılması gerektiğini hassasiyetle savunan Şaban Akbaba kendi öykülerinde bunu başarmaya çalışmaktadır. Özellikle Che Sevgisi adlı kitabındaki kısa öyküler bu bağlamda onun amacına ulaştığının kanıtı gibidir; okurken sanat tadı aldığımız kadar, birey, toplum, evren sorunsallarının da içine dalıyor, oralardaki ayrıntılarda geziniyoruz.

Hayatın kendisinden, sanatın ve öykülerin kaynağına gitmek, böyle bir şey olsa gerek…

Page 126: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

EK-C:

CUMHURİYET ÖNCESİ BURSA DOĞUMLU

ŞAİRLER

Page 127: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

RUŞENİ (15.yy.) :

Her yere Bursa'dan iner behre, Güvenayın bunun gibi şehre Gün gibi ademisi ruşen-dil, Dil-rübâsı kamu Kamer-çehre Kendu Firdevs bağına benzer, Cuyu Bağ-ı Irem'deki nehre. Ab-ı hayvana benzeten suyunu, Çeşme-i Hızr'ı benzedir zehre. Zühre hoş-hanlarının âvâzın İşüdüp gökte cûş eder Zühre, Ruşeni'nin duası bu her dem, Verdiğünce Hüda şeref dehre Ya latif, eyle lütfunu izhâr Bursa'yı mazhar eyleme kahre. (Bursa Medhiyesi)

Page 128: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Eşrefoğlu Rûmi(15.yy.):

“…..Çok yiyendir doğru yola gitmeyenÇok yiyendir bir işi başarmayan……………….Çok yiyenlerin olur teni ağırÇok yiyenlerin kulakları sağırÇok yiyenler gaflete dalmış dururÇok yiyenler dünya dalmış durur………………………Çok yiyenlerin gözü görmez yoluÇok yiyenlerin zikir etmez diliÇok yemeklik ki ulu mihnetdürür”

“……………..Az yiyenlerin olur nefsi hâlimAz yiyenlerin olur kalbi selimAz yiyenler söylese hikmetdürürAz yiyenin baktığı ibretdürür……….Kim ki az yer az söyler az uyurEylüge yavuzluğu devşirilir…………”

Page 129: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Abdurrahim Tırsi(16.yy.):

“Yücelerden döndüreyimAlçaklara gönül seniAlçaklardan alçaklaraİnidreyim gönül seni.

Yürüyeyim yane yaneAşk odun urayım caneBakmayayım mâsiveyeGeçireyim gönül seni.”

Âşık Halil(18-19.yy.):

“Yine nefr-am oldu uzun saçlılarArkası feraceli koynu taşlılarYüzleri yaşmaklı yaprak başlılarVurun aslanlarım erlik sizdedir.……………….Okkayla terazi kalktı pazardanBezirgânlar gelmez oldu dışardanGayr-i din-ü iman gitti kibardanVurun aslanlarım beylik sizdedir.

Hatt-ı şerif geldi Sultan Selim’denHiç bilmez mi Bursalının halindenHeman dua size Aşık Halil’den

Page 130: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Vurun aslanlarım daylık sizdedir.” (k

oçaklama)Hengâmi (19.yy.):

“Bir gemi yaptırdım ayrık kökiyleBin pare top dizdim taze sovanıMısır darısından hesapsız gülleNiyetim fethetmek Firengistan’ı.

Bin karga götürdüm gemiye bekçiÖrümcek ağası bile yedekçiYüzbin serçe yazdım tüfekçiSivrisinek oynar kılıç-kalkanı.…………..Hengâmi bu cengin methin eyledimHayfâ deryasını gezip belledimYalan yanlış bu destanı söyledimÖmrümde demedim böyle yalanı.

Page 131: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o
Page 132: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

EK- D:

CUMHURİYETTEN SONRA YAŞAMIŞ

YAŞAMAKTA OLAN BURSALI YAZINCILAR

Page 133: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

"'

NADİR GEZER

SÜRTÜK TEYZEöykü

Göz ucunda/Yar burcunda /Konup kalkan /Kırlangıcım/ /Parlak kara /

Bakışına /Rengim ala /Gönül yara/Cıvıl cıvıl /Ötüşüne /Sesin taşır /Taşır beni

/Yalnızlığın/ Ateşine /Sevgi özüm /Kırlangıcım

Kentle içten içe dost olmuş bir çift kırlangıç her yıl boğucu sıcak ülkelerden göçer gelir; kentin üzerinde uçar da uçar, ardından da yorgun argın konarlardı eski yuvalarına... Kentin en işlek anayoluna çıkış sokağının üç katlı kırık dökük yapısının ikinci kat çıkışındaki yuvalarına dala çıka, çatalkuyruklarını titreştire titreştire, ince uzun kanatlarını çırpa çırpa, geniş gagalarını çıtırdata çıtırdata, birer kara boncuğu andıran gözlerini ışıldata ışıldata kentin üzerinde sevinçle dönerek gelip giderlerdi... Sanki kent insanına "Sizi özledik!", dercesine sevinç yüklü seslerini büyütürlerdi... İçten mi içten bir cıvıltı, bir çığırtı sunarlardı.

O yuvanın bulunduğu yol da yoldu işte! Kentin en işleği, anayolunu, çarşı pazarına bağlayan bir çıkış yolu… Bir yanı Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'nun yüksek duvarıyla sınırlanmıştı; öbür yanı da yedi basamaklı bir ayakçakla yükseltilmiş üç katlı yapılarla… İlginç mi ilginç bir yoldu bu işte! Ayakçağın son basamağından sonra birbirine yaslanmış iki ahşap yapı vardı. Sonra da ötekiler gelirdi. Sağlı sollu bu

Page 134: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yapılarla yol daraldıkça daralır, bir boğazı andırırdı! Anayolun araba gürültüleri bu sokakta yansır, yankılanır, büyüdükçe büyürdü. Sabahın körüyle başlardı bu gürültü, günün geç saatlerine dek sürerdi...

Boğazlaşmış bu çıkış yolu yaşlı bir çınar ağacı gibi dal budak olmuş, sokak içinde sokaklarla çarşı pazarı anayola bağlayıverirdi. Bütün bu sokaklar tarihsel geçmişlerinin yükünü taşıyan eğri büğrü, eski püskü yapıların sınırları arasından kurtulur; bir uçlarıyla tarihi Okçular Çarşısı'yla, bu çarşının uzantısı olan Tuzpazarı Anayolu'yla bütünleşirdi. Birbirinin içine girmiş bu iki eklenti, bir yanlarıyla Okçular-Kayhan Altgeçiti'yle, Kayhan'la Bitpazarı'na uzanır; o iki kalabalık bölgenin insan selini çekerdi içine. Öbür yanlarıyla da Uzunçarşı'dan Kapalıçarşı'ya dek uzanırdı. Bu yüzden de bu iki çarşının insan kalabalığı arttıkça artardı. Bu çarşılar dizgesi kadının kızın, gencin yaşlının, oğulların babaların alışveriş için koşuşturduğu bir alandı. Onun için günün her saatinde kıpır kıpırdı. Her yaşa uygun her tür giysinin, her tür pabucun alınıp satıldığı yerdi burası. Bu yoğun kalabalığa bir de satıcıların bağırtısı çağırtısı ekleniverdi mi çekilmez olurdu bu çarşılar. Bunalırdı kalabalık, soluklanacak bir yer arardı. Bu çarşıların bir başka ilginç yanı da insanların bunca bunaltılarına karşın ayaküstü atıştırabilecekleri ne bir "üç köfte, dört köfte" gibi anılan yerler vardı, ne camı çerçevesi parlatılmış tatlıcı dükkânları. Bunalan kalabalık bir süre sonra o ara sokaklara atıverirdi kendini. Bu sokakların bütününü kendine çeken, genişçe bir yay çizerek anayola taşıyan Tuzpazarı Sokağıydı. Bu sokak, Tek, Okul, Hamam ve Nalıncılar sokaklarının yükünü yüklenir, sanki derinden derine soluklanırcasına kırlangıçların cıvıltılarıyla anayola boşaltıverirdi. İşte o boğazlaşmış dar sokak bütün bu korkunç kalabalığın can simidi gibiydi. Çıkışa otuzbeş kırk metre kala bu eski iki köhne yapıyı sevimli kılan da kırlangıçların yuvasıydı. Her yıl yenilenen bu yuvanın cıvıltısı ve çığırtısı bambaşka olurdu. Hele bir de külrengi yavrular başlarını yuvanın dışına uzatıverdiler mi gelen geçen bir an için duraksar, o cıvıltı yüklü yavrulara bakar, sonra da sürdürürdü yürüyüşlerini...

Page 135: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

O yuvanın altındaki kapı eşiğinin uzantısında oturmuş, kirlibeyaz giysili, üstü başı bakımlı bir kadın gelir görünürdü, günün belli saatlerinde. Neredeyse ellisinin üzerinde, ilginç bir kadın... Yüzü belli belirsiz makyajlı, ince dudakları da rujlu olurdu! Kısa kesilmiş kestane rengi saçları taranmış, makyajlı yüzü yaşını gizlemeye çalışsa da ellinin üstünü gösterirdi. Kırlangıçların kente gelişleriyle birlikte o da gelir, kırlangıç yuvasının altındaki kapının eşiğine otururdu. Çay ocağına çayını söyler, bir yandan yudumlarken, bir yandan da yüz kırışıklarındaki sıkıntılı izi büyüterek ''Samsun'' sigarasını tüttürürdü.

Kadının dıştan görünüşüne kızan, öfkelenen kimileri, ona "Sürtük Kumru" derlerdi. Sürtük Kumru! Onun içsel yapısını en güzel oturduğu eşiğin bir yapı ötesindeki Duygum Kasetçilik’in CD'sinden dışa taşan, Gülşen Kutlu'nun sesinde büyüyen "Yüce Dağ Başında" türküsü vuruyordu dışa: "Yüce dağ başında kar katar katar/Eşinden ayrılmış bir keklik öter/Yarimin üstünde bir karış otlar/ Otlar solmayınca gönül mü geçer" diyen sanatçıyla gelen geçenin ve Kumru Teyze'nin duyarlılığı aynı potada birleşir, onun kaygılı duyarlığını çocuklarla birlikte kimi büyükler de benimseyiverirlerdi... Daralan sokakta yankılanan türkü durmadan büyür, insanların yüreklerini hoplatıverirdi. Gelen geçenler bir Kumru Teyze'ye bakarlardı, bir kırlangıçlarla. Onu onların yuvalarıyla bütünleştirir, daha bir içten yaklaşırlardı Kumru Teyze'ye. Kumru Teyze'nin önüne serilmiş mendil bozuk paraların tıkırtısını çekerdi üstüne. Çocuklar ona yardım etmeleri için ana babalarını zorlarlardı. Kendi ceplerini de boşaltırlardı o mendilin üzerine. Bir yanda daralmış sokakta türkü büyür, bir yanda da mendildeki bozuk paralar.

Kumru Teyze genç sayılır yaşında kocasını kanserden yitirmiş, biricik kızını evermiş, ama tam da mutlandığının en güzel evresinde bu kez de kızı eşini aynı sayrılıkla yitirmiş, iki çocuğuyla ana evine sığınıvermişti. Bak şu kör talihe ki kızı da kendisi gibi sıkıntılar içine

Page 136: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

düşüvermişti! O andan sonra da biri kız, öteki erkek iki çocuğun yükü Kumru Teyze'nin omuzlarına yüklenivermişti! Sabahları erken kalkar, ev temizliğine gider, işini bitirdikten sonra da buraya gelirdi. Torunlarının eksiği gereği İçin yapardı bunu. Onlar için katlanırdı kimi aşağılayıcı bakışlara. Ona en yakın şu önünden geçen, sevimli yüzleriyle ona gülümseyen çocuklar olmuştu. Onların sevimli güler yüzleri yaşama sımsıkı bağlardı onu. Onlardan aldığı güçle kendi torunları gözlerinin önüne gelir, daha bir sevecenlikle kucaklardı onları. Böyle anlarda sanki onun iç duyarlığını anlamışlar gibi kırlangıçlar döner de dönerdi insanların başları üzerinde! Bu dönüşlerle o kalabalık duyarlaştıkça duyarlaşır, kuşların çığırtısına, yavruların vıcırtısına daha da verirlerdi kendilerini. O çarşılar ortamından kopup gelen kalabalık akar da akardı anayola doğru. İşte o an, evet o an umudun umuda eklendiği andı!

Gerçek sevginin tomurcuğu o daralan yolda oluşur, büyür, kırlangıçlarla kentin köşe bucağına dağılıverirdi... Yaşamının tanımsız ince dokulu sevinci büyürdü de büyürdü orada...

Page 137: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

CEYHUN ERİM

BURSA EDEBİYAT GÜNLERİ NASIL “ULUSLARARASI” OLDU

Ekim ayının sonlarına doğru tanıdık bir arkadaş cep telefonumdan aradı. Bursa Kültür A.Ş. adına aracı olarak aradığını söyleyerek beni görevli bir bayana devretti. Telefondaki bayan, 3 – 4 Kasım tarihlerinde yapılacak Edebiyat Günleri için “mümkünse” BURSA YAZIN VE SANAT DERNEĞİ’(BUYAZ)ne kayıtlı edebiyatçıların isim, adres, e-posta ya da telefonlarını göndermemi rica ediyordu. Daha önceki yıllarda bu organizasyonun içinde bulunan, dernek üyesi bir iki arkadaşa telefon ettim. Evet, bu arkadaşlar da aynı kuruluştan davet telefonu aldıklarını - Hilmi Haşal’ın dışında -katılmayı düşünmediklerini söylediler. Ben yine de Bursa’da yaşayan edebiyatçıların e- posta adreslerini gönderdim.

“Bursa Edebiyat Günleri”nin Ramis Dara öncülüğünde gerçekleştirilen gönüllü bir “Edebiyat Şöleni” olduğunu Türkiye’deki tüm edebiyat çevreleri bilir. İlki 1996 yılında Nahit Kayabaşı, İhsan Üren, Hilmi Haşal, Mustafa Durak, Nadir Gezer, Ali Özçelebi ve Ali Aksoy’un katkılarıyla yapıldı. Daha sonra Melih Elal, Serdar Ünver, Nuri Demirci’nin de katılımıyla ve maddi bir karşılık beklenmeksizin 9 yıl sürdü. Türkiye’deki edebiyat çevrelerinde ciddi bir organizasyon olarak haklı bir yer edindi. Türk Edebiyatının ünlü romancıları, şairleri, eleştirmen ve denemecileri bu şölene katıldılar. Konuşmaları, o yılın edebiyat günleri kitabında basıldı ve edebiyat tarihimize birer belge olarak kaldı.

Edebiyat günlerinin çalışması aylar öncesinden başlar, o yılın konusu, çağrılacak konuklara bildirilir, konuşma metinleri önceden istenir, editoryal çalışması da yapılarak kitap halinde Bursa Edebiyat Günlerinin ilk gününde konuklara dağıtılırdı. Bursa

Page 138: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Edebiyat Günlerine ait en son 9.Edebiyat Günlerinin kitabı da yayınlandı.

2005 yılı (10.) Edebiyat Günlerinin yapılacağı sırada Bursa Kültür Ve Sanat Vakfına yeni bir sekreter atandı. Edebiyat ile uzak yakın ilişkisi olmayan bu arkadaş, geçmişte 9 kez Edebiyat Günlerini düzenleyen arkadaşlardan, edebiyatçı olduklarına ilişkin, bağlı bulundukları edebiyat kurumlarından belge isteme komikliğinde bulundu. Nuri Demirci Pen Yazarlar Derneğinden, Hilmi Haşal Türkiye Yazarlar Sendikasından, Şaban Akbaba Türkiye Edebiyatçılar Derneğinden, Melih Elal Bursa Yazın Sanat Derneğinden temsilcilik belgelerini Vakıfa verdiler.

Ne var ki, Kasım ayının ilk haftasında, temsilci arkadaşların haberi olmaksızın 10.Edebiyat Günleri yapıldı. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen edebiyatçılar Bursa’daki edebiyatçıların neden katılmadığını soruyorlardı. Katılımcılardan Şair İlhan Berk, Bursa’daki arkadaşları da aralarında görmek istediğini bildirince Bursa Kültür Sanat Vakfınca araya aracılar konuldu ve birkaç arkadaş - İlhan Berk’e saygısından- istemeyerek de olsa yemeğe katılmak zorunda kaldılar.

2006 yılında ise geçmişteki düzenleme kurulunda bulunan arkadaşlara sanki 11.Edebiyat Günleri’ne katılmışlar gibi birer katılım plaketi verilmesi komikliği yaşandı.

Bu yılki (2007) Edebiyat Günlerinin konusu “Günümüz Edebiyatında İnsan ve Özgürlük” tü. Litvanya ve KKTC’den de birer kişi katılınca, adı da -sıkı durunuz!- “ 12. Uluslararası Bursa Edebiyat Günleri” ne dönüşüvermişti. Yani Bursa’da 12 yıldır “Uluslararası” edebiyat günleri yapılıyormuş da bizim haberimiz yokmuş!

Edebiyat Günlerinin ikinci gün oturumlarından birinin konusu da ‘Bursa’da Edebiyat ve Özgürlük’tü. Konuşmacı olarak Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı, Uludağ Üniversitesinden bir İstatistik profesörü, İlahiyat Fakültesinden bir doçent ile - yine Ramis Dara’nın bir dönem yayın yönetmenliğini yaptığı- Bursa Defteri Yayın

Page 139: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Kurulundan, tanıdık bir dostumuz Hacı Tonak katıldı. Hacı Tonak’ın, ne edebiyat günlerine emeği geçen Ramis Dara, Nahit Kayabaşı, İhsan Üren, Hilmi Haşal, Ali Aksoy ve diğer arkadaşların adını anarak, kadirbilirlik örneği göstermesi ne de Melih Elal’ın rahatsızlığından dolayı sağlık dileği oturumu kurtarmaya yetmedi.

Edebiyat ciddi bir iştir, edebiyat günleri de! Yoksa gitar, armonika eşliğinde şiirler okumak, bir iki popüler şair dostumuzu ortaya koyarak göz boyamak, vakfın bu iş için ayrılan bütçesini de paralı danışmanlarla “uluslararası” adı altında heba etmek Bursa’ya yakışmadı. Aynı şeyleri Bursa Yazın ve Sanat Derneği (BUYAZ) çok mütevazı bir bütçeyle gerçekleştiriyor. 12.Edebiyat Günlerinin başına yazılan ‘uluslararası’ sözcüğü, geçmişteki edebiyat günlerinin ışıltısı yanında çok gölgede kaldı maalesef.

Page 140: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

MELİH ELALİLE İLK KİTAP ÇALIŞMASI “DEDE KORKUT” ÜZERİNE

Söyleşen:ŞABAN AKBABA

*Sevgili Melih Elal, “İlköğretim okulları için” DEDE KORKUT adlı (kitap) çalışmanızla, yazın dünyasına farklı bir adım daha atıyorsunuz. DEDE KORKUT üzerine yapılmış, yayımlanmış yüzlerce çalışmayı da göz önüne alarak sormak istiyorum: Neden DEDE KORKUT? Bu çalışmayı hangi amaçla kaleme aldınız.

MELİH ELAL:Her toplum, çocuklarına ve gençlerine öncelikle kendi

klasiklerini okutmak ister. Bu istek, hadi okuyun çocuklar demekle, hiçbir zaman gerçekleşmez. Oysa biz, bugüne değin klasiklerimizi ya olduğu gibi özgün biçimleriyle ya da birkaç sözcüğünü günün konuşma diline uyarlayarak okutmaya çalıştık, okutamadık.

Bu gerçeklerden yola çıkarak, bilimsel verileri de göz önüne alarak Dede Korkut Oğuznameleri’ni çocukların ve gençlerin anlayabileceği şekle dönüştürerek iki ayrı kitap hazırladım. Şimdilik 9-14 yaş grubunun anlayabileceği düzeyde hazırladığım kitap yayınlandı. Gençlik versiyonu ise yayımcısını bekliyor.

*Kitabı okuduğumda “ciddi” bir emek ürünü olduğunu gördüm. Hem kitabın bütünlüğünü, hem de tarihinden gelen özgünlüğünü korumak bağlamında etik değeri olan özgün bir çalışma ortaya koymuşsunuz. Her şeyden önce DEDE KORKUT dili ve bu dilin günümüzün anlaşılır, akıcı Türkçesine dönüştürülmesi üzerine sorumlu bir yazar olarak yoğun bir emek harcamışsınız. İyi de etmişsiniz. Bütün bunlara bir de “ilköğretim” çağı çocuklarını hedef kitle olarak seçmiş olmanızı ekleyince ne büyük ve kutsal bir çalışma sergilediğinizi daha iyi algıladım. Belli ilkeler gözeterek yaptığınız çalışmanın bu anlamdaki özellikleri ve özgünlükleri üzerine söyleyecekleriniz olmalı…

DEDE KORKUT (İlköğretim okulları için), Melih ELAL,Say Yayınları,2006, 260 sayfa. Söyleşi DAMAR EDEBİYAT DERGİSİ’nde yayımlandı.

Page 141: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

MELİH ELAL:Öncelikle özgün metnin dil özelliklerini, örneğin sözdizimini,

bozmamaya çalıştım. Bilimsel veriler, hedef kitlemin metni anlaması için cümlelerin altı sözcüğü geçmemesi gerektiği yönünde… Bu nedenle cümle kuruluşlarında 5-6 sözcüğü geçmemeye çalıştım ve böylece metni çocuklar için anlaşılır kıldım.

İkinci olarak, çocukların sözcük dağarcığını varsıllaştırmayı, anlam ayrıntılarını fark edip günlük dillerinde de kullanmalarını amaçladım. Bu doğrultuda özgün metinde kullanılan “gövermek”, süsmek” gibi sözcükleri olduğu gibi kullandım ve metnin bitimine ayrıntılı bir sözlük ekledim.

9-14 yaş grubunun bir başka özelliği de soyut anlatımları tam olarak kavrayamamalarıdır. Bu nedenle soyut anlatımları içeren deyim ve anlatımları kullanmamaya çalıştım. Kullanmak zorunda kaldığımda da bu söz kalıplarını sözlüğe ekleyerek, açıklamaya çalıştım.

* “…koyunlardan koç kırdırdık”(s.10), “Gördü kimse gelmez”… “Çok kana bulandı”(s.13), “Elini gününü yağmalattı”(s.17), “Canını çok almışım”(s.21), “Çok doyum oldu”(s.47), gibi; daha çok da destansı bölümlerde görülen “Titredi benim canım”(s.20), “Benim akça göğsüme”(s.23),”Benim tatlı canım”(s.26), “Benim mezarım”(s.27), “Neler geldi benim başıma”(s.66), “Çekerim ben göz acısını”(s.89), “Senin boyun posun yok”(s.121), “Senin gözceğizin… senin alıncağızın” (s.164) gibi asıl metne özgü yapıları olduğu gibi almışsınız. Dilimizin tümce yapısı, güzel anlatım ilkesi ve dilbilgisi açısından sorun gibi gözüken bu yapılarda, hedef kitleye olumlu örnek olması açısından günümüz Türkçesine uygun değişikliler yapmanız daha uygun olmaz mıydı? Ayrıca, sözlüğün metinlerden hemen sonuna konulması ulaşılabilirliği daha da artırmaz mıydı?

MELİH ELAL:

Page 142: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bu verdiğiniz örneklerin ve benzerlerinin korunması bence işlevsel bir özellik taşıyor. Öncelikle öğrencilere, günümüzden beş altı yüz yıl öncesine ait bir Türkçe metinle karşı karşıya olduklarını duyumsatıyor. Böylece dilin yaşayan bir varlık olduğunu, yüzyıllar içinde değişip gelişerek yaşamını sürdürdüğünü anlatmamızı sağlıyor. “Benim tatlı canım” derken, adıl yüklem bağlantısındaki gelişimi görüyoruz. Günümüzde kişi adılının bu tür anlatımlarda artık kullanılmadığını, yüklemdeki kişiye yönelik iyelik ekinin bu işlevi üstlendiğini anlatmamıza, öğretmemize yardımcı oluyor. “Çekerim ben göz acısını” örneğinde olduğu gibi, devrik cümlenin yanlış bir kuruluş olmadığını, konuşma diline özgü bir anlatım olduğunu, devrik cümle kullanıldığında konuşma diline daha çok yaklaşılacağını gösteriyor. Fark ettirmeden yazma konusunda öğrencilere yardımcı oluyor.

Sözlük konusuna gelince: Her öyküye çocukların ilgisini çekecek bir ad vermiş ve o öyküyle ilgili sözlükçeyi metnin sonuna eklemiştim. Yayımcım, sözlüğü kitabın arkasına eklemeyi uygun gördü.

Burada bir konuyu daha açıklayayım. Aslında her öyküyü bir kitap olarak tasarlamıştım. Sayfanın tamamı resimlenecek, öykü 12 punto harflerle resmin üstüne basılacaktı. Böylece görsel çekicilik de sağlanacaktı; ama olmadı.

*DEDE KORKUT adlı çalışmanız “100 TEMEL ESER”olarak sunulmuş. O diziden bir yapıt çünkü. Bu konuyla ilgili sayısız yazılar yazıldı, tartışmalar yapıldı; böyle bir diziyi olumlu bulanlar da oldu, olumsuz bulanlar da. Orta öğretim kurumlarında ve hatta üniversitede dilimiz ve yazınımızla ilgili dersler vermiş, uzman bir kişi olarak sizin düşüncelerinizi de alabilir miyim?

MELİH ELAL:Bu tür kısıtlamalara karşıyım. Bizim dilimizde “Vur deyince

öldürür” biçiminde bir deyim vardır ve önemli bir özelliğimizi

Page 143: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yansıtır. Şimdi 100 eser belirlediğinizde ve temel dediğinizde, bunun dışında hiçbir şey okunmayacak ve okullara sokulmayacak gibi bir algı oluşmaktadır ve bu okuma alışkanlığının kazanılması açısından son derece sakıncalıdır.

Oysa öğrencilerin mutlaka okuması gereken yapıtlar vardı ve olmalıdır da… Siz İngiltere’de Shakespeare’nin, Almanya’da Goethe’nin, Fransa’da Victor Hugo’nun eğitim aşamasındaki çocuklara okutulmadığını düşünebilir misiniz? Ama ne yapıyor onlar: Hangi düzeyde öğrenciye seslenmek istiyorlarsa, konunun uzmanı yazarlara ona göre metinler hazırlatıyorlar. Gerekirse resimlerle, gerekirse çizgi roman biçiminde sunuyorlar. Çocuk severek okuyor. Yaşı ilerlediğinde severek okuduğu o metnin aslını merak ediyor ve okuma gereği duyuyor. Böylece kendi kültürünü, sanatını özümsemiş oluyor. Bizse lise çağındaki gence Namık Kemal’in İntibah adlı romanını aslından okutmaya çalışıyoruz. Genç hiçbir şey anlamıyor, öğretmeni ödev verdiği için zorla okuyor ya da okumuş gibi yapıyor. Daha sonraki yaşamında da edebiyat dendi mi, öcü görmüş gibi kaçıyor.

Bana göre her öğrenci Dede Korkut Oğuznameleri’ni, Kutadgu Bilig’i, Yunus Emre’yi, Karacaoğlan’ı, Pir Sultan Abdal’ı, Halit Ziya Uşaklıgil’i, aklıma geliverenler bunlar, okumalıdır. Ama önce bu yapıtlar, sanatçıların yapıtları, onların algılayabilecekleri düzeye getirilmelidir.

*Bu bağlamda yanıtlamanızı istiyorum: Son yıllarda çocuk yazınına dair bir patlamayla karşı karşıyayız. Bu olgunun nicel ve nitel boyutlarıyla ilgili olarak da söyleyecekleriniz olmalı diye düşünüyorum.

MELİH ELAL:Eğitim Fakülteleri’nin kurulması, özellikle de Sınıf

Öğretmenliği Bölümleri’nin çalışmaları, yetiştirdikleri öğretmenler yoluyla yeni yeni meyvelerini vermeye başladı. Ezber odaklı eğitim

Page 144: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yerine, düşünmeye, araştırmaya odaklı eğitim, öğrencileri okuyup araştırmaya yöneltti. Doğaldır ki, bu yönelişten çocuk yazını da payını alacaktı. Öğrencilerde okuma aşkı gelişip talep arttıkça çocuk yazının yönelik gelişmeler de onu izledi.

Burada 80’li yıllarda ortaya çıkan Can ve Gözlem Yayınları’nın nitelikli kitaplarını da göz ardı edemeyiz. Bu yayınevleri güçlü yazarlarımızı çocuk yazınına yöneltti ve nitelik geldi. Günümüzde bu alanda da bir patlama yaşıyoruz. Olumlu yayınların yanında, insanın içini acıtan, bu çocuklara aktardıkları yalanları, sonra nasıl olumluya çevirecekler, yayınlarla da karşılaşıyoruz. Somutlaştırayım: Bir çevirmen Pinokyo’ya dua ettiriyor. Çocuklarımıza ilk öğrettiklerimizden biri de yalan söylememektir. Bu çevirmenin kitabını okuyup dini bilgilerle büyüyen bir çocuk, ergenliğe erişince Pinokyo’nun yazarının kendi dininden olmadığını, çevirinin kimi bölümlerinin yalan olduğunu öğrenince, acaba yetiştiği ortama ne gözle bakacaktır? Ben yalanlarla dolu bir ortamda büyümüşüm demeyecek midir? Burada öğretmenlere büyük görevler düşüyor. Bu tür kitapları ayıklamak ve öğrenciyle buluşmasını önlemek.

*Türk klasikleri bağlamında DEDE KORKUT benzeri başka çalışmalarınız da olacak mı?

MELİH ELAL:Dede Korkut’un gençlik versiyonu üzerinde çalışıyorum. Bir

hayalim de Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’ini çocuklara ve gençliğe kazandırmak.

*Dilimize değgin kaygılarınız, ya da sevinçleriniz var mı? Dilimiz kirleniyor mu, arınıyor mu?

MELİH ELAL:Sevinç değil kaygılar taşıyorum. 70’li yıllarda Saussaure,

Fransızca için “Frangilizce” demişti. Bugün biz de Türkçe için

Page 145: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

“Türkingilizce” diyebiliriz. Televizyonda, radyoda, çarşıda, pazarda bir yabancı dil merakıdır gidiyor. Toplumun büyük bir bölümü ikinci dil olarak İngilizce bilse gam yemeyeceğim. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Bir “plaza!”ya gidiyorsunuz, kapının üzerinde “exit” yazıyor. Çevrenize bakıyorsunuz, hiç yabancı yok. Çevirip birkaç kişiyi sorsanız ne anlama geldiğini, bileceklerini sanmıyorum. Bakın “autlet” ne anlama geldiğini Türkiye’de, o mağazaları açanlar da dahil, kaç kişi biliyor acaba? Ben bir türlü öğrenemedim. Anlamını bilmediği yerlere girip çıkanlar, sorgulamayanlar, dogmaların tuzağına da düşmeye mahkumdurlar.

*Son bir soru da AKATALPA Dergisi’yle ilgili… Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğünü yaptığınız AKATALPA adlı dergiyle ilgili bilgi vermenizi istiyorum. Nasıl bir dergidir, nasıl çıkıyor, yazın dünyamızdaki yeri nedir?

MELİH ELAL:Akatalpa, şiiri kaygı edinen bir dergi. Radikal bir dergi. Her

okura ulaşmayı düşünmüyor ve hiçbir zaman da düşünmedi. Okuru Akatalpa’yı buluyor.

Ramis Dara, Serdar Ünver, Hilmi Haşal, Nuri Demirci ve İhsan Üren’in katkılarıyla ortaklaşa çıkan bir dergi. Ben formalite gereği sahibi ve sorumlusu olarak görünüyorum.

Yazın dünyasındaki yerini ben saptayamam, ama iyi bir yerde olduğumuzu sanıyorum.

RAİF KAPLANOĞLU

BURSA KÜLTÜRÜ

Page 146: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Her şehirde yaşayana şehirli denmez… Şehirli olmak, bir kültür işidir. Yarım asır şehirde yaşayıp da şehirli olamayan insanlar çoktur. Ancak bunun sorumlusu şehirli olamamış hemşerilerimiz değil, bu şehrin yöneticileridir…

Kişi ile mekân arasındaki süren romantik ilişkinin farklı mekâna göç etmekle yarattığı kopuş, bazen, zaman içinde mekânın değişmesiyle de yaşanır. Asırlardır Bursa'da yaşayan Bursalılar bile, son 30-40 yılda şehre yabancılaştı…

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Göç Sempozyumu'da yaptığı konuşmasında İstanbul için ilginç bir saptama yaptı: "Türkiye'deki hemen tüm kırsal alanlarda altyapı sorunlarının çözülmüş olmasına karşın, kentlerde yaşanan onca işsizliğe karşın yine de kırdan kente göçün yaşanması anlaşılır gibi değil. Altyapısı tamamlanan yüzlerce köy, bugün boşalmıştır. İstanbul'a göçler, kitaplarda okutulan o klasik tabirle "Kırın itmesi, kentin çekmesiyle" gerçekleşmiyor.

Bugün İstanbul'a gerçekleşen göçün temelinde yatan en önemli gerekçe şu: Talana, yağmaya, yasadışılığa, gasplara olan duyarsızlık.Kırsal kesimdeki aileler için İstanbul, kısa sürede ranta dönüşebilecek sonsuz işgal alanlarının bulunduğu, fethedilecek topraklar olarak görülmekte...

10. Bursa Edebiyat Günleri, hafta sonunda yapıldı… Büyükşehir Belediyesi ile BKSTV'nin düzenlediği Edebiyat Günleri, Bursa'nın kültürel gelişmesine önemli bir katkı yapıyor.

Tiyatro ve Karagöz sanatçısı olmasam da, yıllardır Bursa'da Karagöz Festivali'ne katkı yapmaya çalışıyorum. Tıpkı edebiyatçı olmadığım halde Bursa'da yayımlanan edebiyat dergilere yaptığım katkılar gibi… Benim Bursa'daki bu tür kültürel etkinliklere ilgim, ne edebiyatçılığımdan ne de Karagöz sanatçısı olmamdan ileri geliyor. Benim bu etkinliklere olan katkımın tek nedeni, bu etkinliklerin kent kültürüne yapacağı katkıdır…

Edebiyat Günleri'nde, bir zamanlar Bursa'ya dair yazıları ve şiirleri taşralılık olarak görüp dergilerinde yayınlamayı sakıncalı bulan bazı edebiyatçı dostlarımızın en güzel şiirlerini ve yazılarını,

Page 147: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bursa'ya dair yazdıklarını sevinerek gördüğümü söylemek isterim. Kent üzerine yazmak, bir edebiyatçı için taşralılık değil, edebiyatın ta kendisidir…

Mekânla kişi arasındaki romantik ilişki.Her şehirde yaşayana şehirli denmez… Şehirli olmak, bir kültür

işidir. Yarım asır şehirde yaşayıp da şehirli olamayan insanlar çoktur. Ancak bunun sorumlusu şehirli olamamış hemşerilerimiz değil, bu şehrin yöneticileridir… Bu hafta sizlerle kent kültürü üzerine söyleşmek istiyorum.

Kişilerle mekânlar arasında romantik bir bağ vardır. Kişiler, çocukluğunun geçtiği mekânlar çok kötü olsa da, yeni ve farklı hatta çok daha güzel bir şehre, mekâna taşındığında bile mutlu olmaz. Her zaman çocukluk yıllarının geçtiği mekânı arar. Uzun süre mekânla kişi arasında bir uyum sağlayamaz. Kişi bu yeni mekânda kendisini yabancı hisseder…

Yerel yöneticiler, yönettikleri şehre, çok farklı mekânlardan kopup gelen hemşerilerimize, halen yaşadıkları ve nesiller boyu yaşamak istedikleri bu şehri tanıtmalı ve onu sevmesini sağlamalı. Çeşitli kent ve kasabalardan gelen insanlar Bursa'yı sevip mutlu olamazsa, kentte yapılan eserleri de koruyamayız...

Midas'ın her tuttuğu altın oldu.Kişi ile mekân arasındaki süren romantik ilişkinin farklı mekâna

göç etmekle yarattığı kopuş, bazen, zaman içinde mekânın değişmesiyle de yaşanır. Asırlardır Bursa'da yaşayanlar Bursalılar bile, son 30-40 yılda şehre yabancılaştı… Orta yaştaki Bursalılar için, çocukluk yıllarındaki şehrin hızla değişmesi, başka kent ve kasabalardan kopup gelen göçmenlerde yarattığı kadar, belki de daha fazla etki yapıyor. Belki de bu nedenle, son yıllarda yayınlanan eski Bursa fotoğrafları bu kadar ilgi görüyor.

Eski Bursalıların istisnasız tümü, değişen Bursa için üzülüyor. Ama ne yazık ki, Bursa'nın bu değişmesinin de sorumlusu bizatihi kendilerinin olduğunu biliyor. Rant ve para için o tarihi evleri,

Page 148: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

mevsimine göre her tür meyve ağacının bulunduğu bahçelerimize apartmanlar diktik…

Frigya kralı Midas’a, oğluna yardım ettiği için, "dile benden ne dilersen" demişti tanrı Dionisos. Aç gözlü kral Midas da "her tuttuğum altın olsun" demişti ya... Sonra da her tuttuğu altın olunca Midas'ın, çevresindeki çocuklarına, sevdiklerine bile dokunamamıştı, buz gibi soğuk ve cansız altın olacağı için. Bursalılar hep bizim evlerimiz bahçelerimiz ne zaman imar planına alınacak, beş kat, altı kat verecek diye diledi, bekledi yıllarca. Dileğim gerçek oldu sevgili Bursalılar, her köşe para, rant oldu. Ovamız yağmalandı, tarihi evleri yakıp yerine apartmanlar yaptık. Şimdi de, dokunacağımız her şey ranta dönüşeceği için, yıkımdan kurtulmuş Bursa'daki bazı değerlere dokunmaya korkuyoruz.

Şehir terbiyesi ne demektir?Bir süre önce, üst kat komşularımızdan biri, çöplerini

pencereden apartman boşluğuna atmıştı. İlk aşamada çok kızıp köpürmüştüm. Ancak çıkıp bu kadınla konuştuğumda, kadının hiç de kötü niyetli olmadığını gördüm. Çünkü kadın, geldiği köyünde de, çöplerini penceresinden atıyordu. Ortadaki tek sorun, bu ailenin yeni yaşam mekânı olan şehir kültürünü tanımamış olmasıydı.

Yerel yöneticiler, Bursa'ya kırsal alandan gelen yeni hemşerilerine, sadece bu kenti sevdirmek için çaba göstermemeli, onlara şehir terbiyesi ve kültürünü de öğretmelidir. Kırsal kesimden şehre gelen göçmenler için en önemli yabancılaşma unsuru da, köyden getirdiği terbiye ve kültürüyle şehirde var olan terbiye ve kültür arasındaki çelişkidir.

Ancak her şehrin terbiyesi ve kültürü de farklıdır. İşte kent kültürü denilen unsur da budur. Eski Bursa'da yaşayan şehir kültüründe, diğer şehirlere göre oldukça farklı özellikler bulunmaktaydı. Örneğin evden eve akan Pınarbaşı suyu nedeniyle bir su kültürü vardır.

Page 149: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Hemen her evde bir müzik aleti bulunur, evlerde özellikle sanat müziği fasılları sık sık yapılır. Bursalılar dinlerine çok bağlı, ama asla tutucu değildir. zengin bir hamam kültürü ve yemek kültürü vardır.

Bursa'nın özellikleriBursa'nın değerleri sürekli yitip gitmekte. Belki yeni yeni

değerler üretilmekte olsa Bursalılar değerlerini istiyor. Bir asır önce Bursa'nın semtleri ve bazı yakın köylerinin özellikleri şöyleydi.

İnkaya'nın fasulyesi, ayısı Atpazarı'nın Çingenesi Atranos'un kayağı Ulucami'nin yazısı ve sufisi Apolyont'un gölü İlbese'nin kömürü İznik'in yeşil madeni Ulucami'ın şadırvanı, Çatalfırın'ın Yahudisi                                                                                                                           Çekirge'nin hamamları... Hisar'ın çirozu Hamzabey'in çakalı Zeyniler'in evliyası Setbaşı'nın Ermenisi,  Soğanlı'nın soğanı Samanlı'nın samanı Somuncubaba'nın fırını Dobruca'nın kalası Kızıklar'ın kestanesi Karamazak'ın Yörüğü Kuruçeşme'nin Yahudisi Gemlik'in tersanesi Kelesen'in baklası Şeyhali'nin nektarı

Page 150: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

 Mollaarap'ın Tatarı Misi'nin pekmezi, üzümü Maksem'in kazı Mihaliç'in peyniri Nilüfer'in odunu Yıldırım'ın Gürcüsü Yenişehir'in dolabı

Değişen BursalılıkBursa'nın hızla kentleşmesi ve yoğun nüfus artışına karşın,

kimliğini her şeye karşın korumasında yerel yönetimlerin fazla bir katkısı yok… Bursa'nın en önemli şansı, gelen nüfusun önemli bir bölümünün Rumeli'nden gelen göçmenler olmasıydı.İki hafta önce katıldığım İstanbul'daki Göç Sempozyumu'nda, bazı kent ve semtlerde, özellikle Güneydoğu Anadolu'dan gelen göçlerin yarattığı sorunlar tartışıldı. Rakamsal istatistiklerle, bu bölgelerden yaşanan göçle söz konusu semt veya şehirlerde gasp, kap-kaç başta olmak üzere suç oranının birkaç misli arttığı vurgulandı.

Oysa Bursa, çok daha şok edici yoğun göçler yaşamış olmasına karşın, İstanbul'a, kırsal kesimlerden gelen göçmenlerin yarattığı sorunları hiçbir zaman yaşamadı. Bu açıdan Bursa çok şanslı sayılabilir. Ancak son günlerde Kapalıçarşı önünde, turistleri bıktırırcasına mendil satmaya çalışan, ya da orada-burada boyacılık, satıcılık yapmaya çalışan, hatta kandil günleri sokağımızı kapatıp adeta zorla para toplamaya çalışan çocuklar türedi. Oysa, bu çocukların yasal olarak çalışmaları yasak değil mi, bu çocukların okullarda olması gerekmiyor mu?

Yine bazı sokakları işgal eden ve zabıtanın bile dokunamadığı işportacılar, köprü altlarında yatan balici gençler de çoğaldı… Sanırım yerel yöneticilerimiz, bu gelişmelere, İstanbul'laştığımız için sessiz kalıyor…

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Göç Sempozyumu’nda yaptığı konuşmasında İstanbul için ilginç bir saptama yaptı: "Türkiye'deki

Page 151: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

hemen tüm kırsal alanlarda altyapı sorunlarının çözülmüş olmasına karşın, kentlerde yaşanan onca işsizliğe karşın yine de kırdan kente göçün yaşanması anlaşılır gibi değil. Altyapısı tamamlanan yüzlerce köy, bugün boşalmıştır. İstanbul'a göçler, kitaplarda okutulan o klasik tabirle "Kırın itmesi, kentin çekmesiyle" gerçekleşmiyor. Bugün İstanbul'a gerçekleşen göçün temelinde yatan en önemli gerekçe şu: Talana, yağmaya, yasa dışılığa, gasplara olan duyarsızlık. Kırsal kesimdeki aileler için İstanbul, kısa sürede ranta dönüşebilecek sonsuz işgal alanlarının bulunduğu, fethedilecek topraklar olarak görülmekte...

Ortaylı'nın İstanbul için ileri sürdüğü bu senaryo umarım Bursa için gerçekleşmez. İstanbul'da yaşanan deneyimi, yerel yöneticilerimiz iyi takip etmeli ve zamanında önlem almalı. Bursa kültüründe, asırlarca yaşamak gayesiyle kentimize gelen her hemşerimize kucağını açmak vardır. Onlara yardım ederiz. Ama bizim kültürümüzde asla, yağmacılık, gasp ve işgalcilik yoktur. Bursalılar, her zaman yasalara ve yerleşmiş değerlere saygı duyar…

Page 152: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

EK-E:

BURSA’YI YAPITLARINA KONUK EDEN

ŞAİRLER

Page 153: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

AHMET HAMDİ TANPINAR

BURSA'DA ZAMAN

Bursa’da bir eski camii avlusu,Küçük şadırvanda şakırdayan su,Orhan zamanından kalma bir duvarOnunla bir yaşta ihtiyar çınarEliyor dört yana sakin bir günüBir rüyadan arta kalmanın hüznüİçinde gülüyor bana derindenYüzlerce çeşmenin serinliğindenOvanın yeşili göğün mavisiVe mimarilerin en ilahisiBir zafer müjdesi burda her isimSanki tek biri anda gün,saat mevsimYaşıyor zihnini geçmiş zamanınHala bu taşlarda gülen rüyanınGüvercin bakışlı sessizlik bileÇınlıyor bir sonsuz devam vehmiyleGümüşlü bir fecrin zafer aynasıMuradiye sabrın acı meyvasıÖmrünün timsali beyaz NilüferTürbeler camiler eski bahçelerŞanlı hikayesi binlerce erinSesi nabzım olmuş hengamelerinNakleder yadını gelip geçeneBu hayalde uyur Bursa her geceHer şafak onunla uyanır gülerGümüş aydınlıkta serviler güllerSerin hülyasıyla çeşmelerinin

Page 154: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Başındayım sanki bir mucizeninSu sesi ve kanat şıkırtısındanBillur bir avize Bursa'da zamanYeşil türbesini gezdik dün akşamDuyduk bir musiki gibi zamandanÇinilere sinmiş Kur'an sesiniFetih günlerinin saf neşesiniAydınlanmış buldum tebessümleİsterdim bu eski yerde seninleBaşbaşa uyumak son uykumuzuBu hayal içinde... Ve ufkumuzuÇepçevre kaplasın bu ziya bu renkHavayı dolduran uhrevi ahenkBir ilah uykusu olur elbetteÖlüm bu tılsımlı ebediyetteBelkide rüyası eski cedlerinBeyaz bahçesinde su seslerinin.

Page 155: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

MERHABA YEŞiLYeşil'e de deli gönül yeşil'e Kara sevda katmer katmer açıla Muhabbet bir ekin alıp yeşertmek Yeşertmiyen ateş alev tutuşa

Yeşil'e de deli gönül sımsıcak' Içimde bir ciinbüş koptu kopacak' Muhabbet bir ekin alıp yeşertmek Bir yeşil kıyamet geldi gelecek.

Yeşil'e de deli gönül uçalım Tepeden tırnağa, çiçek açalım Muhabbet bir ekin alıp yeşertmek Yeşertmiyen yerden yardan geçelim.

Yeşil'e deli gönül gözüne Karışalım ak gürgenin hızına Muhabbet bir ekin alıp yeşertmekCanım kurban katibinin sözüne

Yeşil'e deli gönül hıncinen Başıboş bedava bir sevincinen Muhabbet bir ekin alıp yeşertmekIster kağıt kalem, ister vincinen.

Yeşil'e de deli gönül tümümüz Yeşil bizim diinya ahret düşümüz Muhabbet bir ekin alıp yeşertmek Yeşil tütün gibi tütsün canımız

Page 156: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Yeşil'e de deli gönül merhaba Erikler, vişneler, dutlar, merhaba Muhabbet bir ekin alıp yeşertmek Sahibsiz yoncalar, otlar,merhaba

RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI:BURSA'DA

YUNUS EMRE'YE ARMAĞAN

Yüce dağlar ardından Deniz aşıru geldim; Evliyalar yurdundan Selam tapşuru geldim

Ulu bir şara vardım, Dosta armağanım var; Erenlerin bağından GülIer devşiru geldim.

Busbulanık bir çaydım, Aşk iline baş urdum; Çalkanıp sara buldum, Süzülüp duru geldim...

Yunus'un toprağına Vardım yüzüm sürmeğe; Sildim gönül pasını, Yunuben aru geldim...

Cuşa geldim, çağlarım; Aşık oldum, ağlarım; Canda coşan esrarı Döküp taşıru geldim.

Rıza Tevfik Allahtan

Page 157: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Ayrılma ol dergahtan Ben kurtuldum günahtan. Eğriyim, doğru geldim... (1914)

MUZAFFER HACIHASANOĞLU

GAZEL

“Ne gelir akla Bursa deyincerenkler yeşil, minareler ince

Doruklar ak, enginler maviŞaşırır insan bahar gelince

Dut yaprağını işler bir böcekUnutulur böcek, kızlar giyince

Bursa’da bu dünya, öteki dünyaYaşayıp gidiyor, kişi gönlünce

Page 158: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

BEHÇET KEMAL ÇAĞLAR BURSA DÜŞÜ

Tırtıl tırtıl kımıldardı kavaklar, Sisten kozasında mavi zamanın Mekik mekik minareler uzakta Örerlerdi ipeğini semanın! Nakşi Çelebi'nin modeli üzre...

Servi servi' uğultusu çevrede Ezan seslerine boğuk avanın. Her çeşmede kirkit kirkit su sesi Sonsuz tezgâhında yeşil ovanın; Nakşi Çelebi'nin modeli üzre...

Bu sonsuz gergefin birer ucunda, Kızlar ki kaderi iğne avcunda; Omuzları üzre tutardı ışık -Mavi ipek gömlek, yeşil ot aba-Emir Sultan yahut Geyikli Baba Alnı katmer güller gibi karışık, Nakşi Çelebi'nin modeli üzre..

Bu kat kat halıda emsalsiz bir su; Hışır hışır kıvrım kıvrım Nilüfer. Velhasıl bir an ki her zevk, her hüner Nakşi Çelebi'nin modeli üzre...

Kıvrılıp dikilen ezan sesindeYerden göğe büklüm büklüm bir arzu; Bir bozkurt ağzında sarı bir kuzu Dört köşe Kurdoğlu mahallesinde,

Page 159: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Nakşi Çelebi'nin modeli üzre...

Bir tutam sırmaydı, her şimşek çakış; Bir ince gümüş tel çizgi; her akış; Her tüten dumanda bir silik nakış, Nakşi Çelebi'nin modeli üzre…

ZEKİ ÖMER DEFNE

BURSA’M BENIM

Giyvermişler Bursa'ları buz gibi Gelmiş güzellere yaz serin serinYollara dökülmüş yanıyor Temmuz Geçiyor bir düzbeyaz serin serin.

Ramolmuş köpüğe ipek demişler Suları dokuyup salıvermişlerBen "Bursa" deyim de sen bak, seyreyleOlmuyor mu için biraz serin serin.

Kar beyaz, süt beyazım, Bursa'm benim Nilüfer çayı'na düştü yemenim Üstünde zihnimden, gönlümden düşler Akıp gitmekteyiz biz serin serin.

Kaç muradı varsa insanoğlununO kadar yeşili var burda onun Dinle parklardaki maceramızı Duy ne söyler avaz serin serin.

Maviliklere, dumanlara doğru

Page 160: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Belki de evvel zamanlara doğru Uludağ denir adına, gidiyorBak yukarda bir pervaz serin serin.

İLHAN GEÇER

KUBBELER ŞEHRI

Yeşilin cümbüşünde cilveli oynakBir şehir tüter durur gözümde duman dumanKubbeler serviler ve sokak sokakBir şadırvan bir türbe hatta bir sultanBir şehir tüter durur gözümde duman duman

Belki şimdi üstünde yağmur bulutlan dolaşır Yıkanır avlularda bembeyaz güvercinler Kaybolmuş sevgileri anlatır satır satırSır kutusu çınarların gövdesinde çizgiler

Mermer hamamlarında sedef vücutlu kızlar Yıkanır türkülerle kuğular gibiGeceleri öpüşür Nilüfer'le yıldızlar Uludağ’ın sırtını mehtap kurular gibi

Yollar evler bahçeler boyunca hep Uzar gider hatıralar kervanı Dallarda hazdan çatlamış yemişler Bu şehir sırılsıklam aşık eder insanı

Page 161: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Dağ yeşil ova yeşil türbe yeşil Göklerinde tükenmez şarkılar gibi ezan Kubbeler çeşmeler şehri Bursa'da Yeşil duaların kanadındadır zaman

NİYAZİ AKINCIOĞLU

BURSAAdını ilk defaYedibelâ Rasim’in hançerinde okudum.Çocuktum.Çatal geyik boynuzu kabzasındaİlk Bursalıyı tanıdım:"Bıçakçı Remzi" yazıyordu.Ve kıvrak, söğüt yaprağı çeliğindeBir yara izi gibi kazılmıştı: Bursa.Bilek olursa-Diyordu delikanlılar-Nankör değildir Bursa hançerleri.Ha!. demiye gör, dönmez geri.Ülfetim böyle oldu, methini böyle duydum.Sonra büyüdüm,Kartpostallarda resmini gördüm:Gök mavi, zemin yeşildi.Bir başka resimde:Beş kurnalı şadırvan,Şadırvan başında beş adam;-Yeşil başlı ördekler gibi-Beş yeşil sarıklı

BursalıAbdes alırken mürtesimdi.Ve gök yine mavi, zemin yeşildi.Nihayet devranYolumu Bursaya düşürdü.Üç aziz bahar,

Page 162: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

-Bütün mevsimler dahil-Üç uzun yıl,Bursadan gayri cümle dünyadaBeni nâmevcut okudular.Ve ben mektebinde okudum.Bir rivayete göre adam oldum.Bir rivayete göre kayboldum.İkisi de ayni kapıya çıkar,

Mesele değil.Mesele şu kiBursa eyi, Bursa güzel.Bursa için destan yazılır,Bursa için iğneyle kuyu kazılır;

Fakat yalan:"Bursa'da zaman,Billûr bir avize, gibi değil.

Değil ama,Bir ölmemek arzusu veriyor adama.Dünyayı bırakıp gitme hasreti,Yaşamak hasreti,

Dünya sevgisi;Yeşil yeşil yeşeriyor,Mavi mavi gülüyor.Ve sonra "Yeşil"in türbelerinden,-Daha çok yatsı üstleri,

Yıldızlı gecelerde-Bir aksi cevap yükseliyor perde perde.Zaman-ı evail kokuyor burcu burcuYaprak yaprak dökülüyorİmkânsızlığı ve nimet bolluğu.Korkunçtur bu saatte ezan sesleri;Allahla konuşur müezzinleri,Karşılıklı sâlâ verilir.Bu saatte Bursa'danİki eli kanda olan insan,Koltuk değneklerini unutan,Dost elini kaybeden âma;

Page 163: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Ve herkesKaçıp gitmelidir.Her şeye rağmen dünyayı

Dünyayı bilmelidir.Bursa eyi, Bursa güzel.Eminim ki ben bâsübadelmevt

Orda olurdu:Yalan yazmasa kitapYıkılmasaydı mihrap!..

HALİT FAHRİ OZANSOY

Page 164: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

BURSA'DAAKŞAM

Uludağ'ı yine sisler örtüyor,Bir kuzu meliyor; bir kuş ötüyor. Sonra perde perde ezan sesleri, Bu anda bir rüzgâr gibi her yeri İlahi, derin bir ses dolaşıyor. Yamaçlar büsbütün koyulaşıyor; Yıldızlar iniyor sarmaşıklara; Şimdi Temenye'den ta Işıklar'a Şu yolun indiği hududa kadar Ruha râşe veren bir sessizlik var...İçinden seziyor Bursa yasını, Uzak asırlarm hatırasını.

Page 165: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

OKTAY RIFAT

“ULUDAĞ SOKAK SATICILARI

Girin satıcılar evimin bülbülleriGirin girin aydınlık bahçemden içeriÜzüm satın armut satın nar satın bizeİndirin tüy gibi küfeyi sırtınızdanDağlar görünürken kapıda ardınızdanBir elmada bir mevsim dolsun evimize

Ya sen ey karınca taciri gazeteciAğzının ucunda bir sap ebegümeciKaşlarında macera gözlerinde oyunŞeytan gibi kaçan yollu bisikletinleYırtık çizmelerin kadife kasketinleGetir o eski sevincini çocukluğun

Akşamla bacada mavileşince dumanBiten türkü gibi uzaklaşan kapımdanKayın ağır ağır gündüzden gecenizeEy İstanbul ağzıyla mal satan simitçiÇocukları eşeğine bindiren sütçüHalil İbrahim bereketi kesenize

Page 166: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

CEYHUN ATUF KANSU

BURSA'DA ONBİR TÜRBE

Ölmüşsünüz kiminiz zaferler içinde Kosova Ovasında şafak! Sultan Murat Ölmüşsünüz Kiminiz ıslak bir iple boğularak Sultan Süleyman Oğlu Mustafa,Emerken anası Şehzade küçük Ahmet.

Ölmüşsünüz kiminiz su sesleri, gül dalları. Gülşah Hatun, Kamer Hatun, Bülbül Hatun Aşlarınızda ağu, şarabınızda bir damla kan.

Bir gümüş hançer yarası Cem Sultan! Örtüyor ölümünüzü bir yeşil gökyüzü

Bir bahar bulutu geçmiş gözyaşlarımızdan Çınar uykusunda yağmur sonu on bir türbe

Ölümün güzelliğini ben burada anladım Topraklarınızda gölge otları biterkenOn ikinci türbe, o nerede?Zaferlerinizde akan halkın kanı Saraylarınız yükselirken taşınan taş! Havuzlarınızda delip çıkardığım su Hazinelerinizde parıldayan alın terim Savaşlarınızı yöneten benim gücüm. Bursa çarşısının aslan yürekli erleri

Page 167: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Kıl dokuyanlar, bir yanda kılıç dövenler Demiri eğitenler, saraçlar, dikicilerMustafalar, testiciler, çiniciler, Gülyağcılar, gül memeyi kokutanlar Gümüşü kurtaran, soysuz kabalıktanDal bileklere layık kılan kuyumcularEkenler, toprağı sürenler, yemyeşil edenler Şeftali ağaçlarını büyütenler çocuk gibi Dut yapraklarından Bursa ipeği üretenler Ölmüşler daha çokÖlmüşler, öldükleri unutulmuşOnlardan bir Kapalıçarşı kalmışYaşayıp geldiklerine belge,Ya öldüklerine?Nerede on ikinci türbe?

Page 168: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ATİLLA İLHAN

BURSA'DAN YAYLIMATEŞ

karadeniz boğazı'ndan mudanya körfezi'ne kadar marmara deniziçitlembik gözlü bir martı gibidirsaçları hep öyle perişan nilüfer çayı'nınve bulutlara tünemiş ihtiyar bir akbaba uludağ kanatlarının altında bursa şehri yatar .bu şehir yeşillikler meyveler sular şehridir

şimdi yine gözlerimde bursa şehri varbursa şehri'nde sen varsınellerini kalbinin üstüne koyar camlardan bakarsın ovada çırılçıplak melül mahzun kavaklar biletçisi dumanlı bir otobüsgeçti muradiye'denişte gece işçisi merinos fabrikası'nınbir yağmur bulutu gibi asfalta dökülmüşezan sesleri dağıldı kanat kanat minarelerden hiç bir müezzinin hiç bir surette şüphesi yoktur bilirim bildiririmtanrının elçisi muhammet'ten

Page 169: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ve bakarsın üflenir sokak lambaları şehrin öksüz bir çocuk gibi sabah oluraçılmış bir dev yelpazesine benzer bursa ovası uçsuz bucaksızyudum yudum hürriyet damlar şehrin üstüne cumhuriyet alanı insanlarıyla kaynaşır durur Ulludağ gibi yine kalbine bakar büyür adam zehra kardelinsen siyah kehribar gözlü kızrüzgarda savrulan kuşların kırmızı böceklerin heyecanı bulut bulut dolar göğsüneve sana malum olur kirsiz çapaksızsana malum olur bir ayna gibi devran

uludağ köpükler içinde gözlerine kar yağmış iznik gölü'nden akıyor bir nehir gibi bu rüzgar yelkenleri paramparça bursa şehri'ninbursa şehri demir taramışböyle kavgalı günlerde sen poyraza dönersin küfreder küfür üstüne yumrukları sıkılmış dağlarineceikten bir zehir süzülür gönlünezehra kardelin .hovarda bir çan sesi gibi genişlersin günden güneezberinde kınından sıyrılmış bütün mısralar öyle bursa şehri'nden çıkar şehir şehir gezersin

gazi anadolu'mgaziler gibi yaralıdır büyüktürher köşesi bir çare bekler kendi.derdinekarnında sıtma göğsünde verem gözlerinde trahom saz benizli köylülerimiz yaprak yaprak dökülüryol bulunmaz iz bulunmaz köylerine

Page 170: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

telgraf tellerimiz dile gelir karış karışkimsesizlikten hekimsizliktenayaklarımızın altına yatmış memleketseslenirler çağırırlar serik'ten siverek'tenhayır nedim ahmed değildeğil sevgilim eskidenfikret namına bir şair-i cihan varmışgençler demiş bütün ümmid-i vatan sizdedirlakin bir hayli dem geçmiş fikret öleliyine günler takvimlerde harab takvimlerde sefil alem yine ol alem devran yine ol devranbir esmiş pir esmiş başımızdan kavak yelleribiz genciz kahveler meyhaneler şahitkanımız kararmış avuçlarımızda kadın memeleri dilimizde ucuz şarkılar beynimizde kilityumruk yumruğa görüp hayran oldu bize stadyumlarama sıtmalar veremler trahomlarkaranlık salonlarda mihmankilometrelerce film gördüktelgraf telleriya karış karış telgraf telleriya anamız avradımız ya unumuz buğdayımızya gazi anadolu?

işte bursa şehri secdeye varmışdilsiz bir kar dökülür işte uludağ'danişte kış gecesi simsiyah bayrakları açılmış yeşil'den süzülür kollarına bir kumru inersen akşamlar içinde şol kumru gibi mahzun dağıtır hülyalarını bir tren sesi gelir uzaktan gözlerin serseri saçların rüzgarda yorgun çıldırsın bursa ovası çıldırsın bursa şehri körkandil kavaklar çıldırsın boydan boya

Page 171: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

işte şehrin ışıkları soğuktan tir tir titrerişte kahvelerde kanlı bıçaklı mahalle türkülerigiymiş mor cepkeni süleyman durmuş ağlamaya

zehra kardelinnasıl çıkmış bütün türkiye'yi gezmiş yüreğin arapkir'de damarlarını kesip ağlamış kahrından süphan dağı'nda pekmezle kar yemiştiriki ellerinden öpmüş giresun'da fındık işçileri erzurum'da üşümüş serçeler gibi titremiştir artık uludağ'ı silkip atmak ister alnından şöyle bulutsuz açık denizler gibi genişlemek şöyle rüzgarın gözüne işlemekne çare gazi anadolu bir türlü çıkmaz aklından sen gülmek istersin ne çare kahrolur devran

Page 172: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

İBRAHİM SERHAT CANPOLAT

KUBBELER AL TINDA BURSA'DA

bir çağlayan sesi kulaklarımdave gözlerim semaya uzanmış kubbelerde bir tarihi arar gibi dolaşırkenkimler neler görüyorum karşımda birden

kubbeler altında bengisu dokunuşlarla şadırvandan heybetle kanatlanandevinen, çığıl çığıl inen sularMostar'da bir köprü ki nehre kemerve nehrin öte yakasında yükselen minareden dedelerimin ilk okuttuğu ezan..kubbeler altında bengisu etkili sözlerlebir damarın, bir kılın tendenayrılmazlığı kadar bütün, dinle şadırvandan gelen ses, müsiki mikubbeler arasında yankılanan ne?

ben bilmem bunları

Page 173: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

yakın koldan akrabalarım, yeni bir kimlik taktılar banaBursa'da kubbelere yankıyan sesler hangi çağlardan geliyor bana Osman'ımın Söğüt'te attığı temel Mostar'da Saraybosna'da Üsküp'te Kosova'da yükselirken, güvercinler severlerdi kubbeleri, kelebekler kırmadılar kanatlarını, hararetli ve devasa gelişirken inanç çiçekleri

akrabalarım amaadımı koymayan dedelerime inat bir kimlik taktılar banaşimdi sırtımı verdiğim duvar Bursa'nın ulu şadırvanı önündesırtımı yasladığım duvarzihnim bulanık gezintilerde Yıldırım Beyazıt'a hayır dualarım var

şuracıkta yatan Osman ve Orhan Gaziler sizlerden helallik diliyorumaldanışlara gelerekunutaraksize ve bana yaptıklarınıkucakladığım için Yunanlıyı

kardeşlerim çoğalmışlarşurada burada belkiadımız konulmadığından bizimne onlar beni tanıdı ne ben onları bildim bildiğim şu kiMostar'da kalmış bir kardeşimbir diğeri Üsküp'te öteki Kosova'da

Page 174: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ben ise Bursa'daulvi kubbelere sığınarak el açmışımcihan sulhu için bilmem hangi dualara

ALİ NİHAD TARLAN

İKİNCİ MURAD'IN TÜRBESİNDE

Hurşid idi seririn eflak-i şan içinde;Berk-i cihandı tigın ebr-i cihan içinde...Çok dehre geldi sultan, Şehenşeh-i cihangir Lakin haris ü zalim, tarihi kan içinde...Pay-i feragatinle taht-ı sipihri ezdin;Tac öptü hak-i-payın bin imtihan içinde...Pür-vecd ü pür-tehalük gökten ine Kürsi;Bir taht isteseydin sen asüman içinde...Faniyi anladın sen; bildin nedir bu toprak; Toprak... Değişmiyen şey devr-i zaman içinde... Hak olsun istemişsin lahdinde en büyük süs Toprak ne muhteşemdir kevn ü mekan içinde... Her şey sonunda toprak... Encam-ı ömr toprak; Toprak yaşar müebbet bu hakidan içinde... Hikmet ile şecaat, evsaf-ı tıynetindir;Devrin nasıl yazılsın bin dasitan içinde?... Yat, ey Büyük Şehenşeh,"Sultan Murad-ı Sani", Reyyan-ı ebr-i rahmet bağ-ı cinan içinde...

Page 175: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Yüz sürdüm Asitana, Tarlan, garik-i vecdim; Yükseldi sanki arşa ruhum o an içinde...

Page 176: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

AHMET KUDSİ TECER:

KAPLICADA İHTİYAR ASLAN

Burkulmuş, hummadan erimiş bir dil, Yıllardır dökülen sular ağzından. Geceler onunçün havuzda kandil. Yaratır bin türlü oyun nazından.

Yıpranmış. dökülmüş artık yelesi. Duvardan başını uzatmış, sinsi.

Seyreder ihtiyar aslan herkesi.Gözleri ufalmış gibi hazzından.

Her el bu aslanın okşar başını, Ilınmış bir yosun yalar taşını.Geçmiş dilberlerin söyler yaşını.Yıllardır dökülen sular ağzından..

Page 177: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

NÂZIM HİKMET

ULUDAĞ’A DAİR

Yedi yıldır Uludağla göz göze bakışıp dururuz.Ne o kımıldanır yerinden, ne de ben,Lâkin birbirimizi yakından tanırız.

Gerçekten yaşıyan her şey gibi gülmesini ve kızmasını bilir.

Bazan,hele kışın, hele geceleri,

hele rüzgar kıbleden estiği zaman,karlı senaberlikleri, yaylaları, donmuş gölleriyle

uykusunun içinde şöyle bir kıpırdanır.ve orda, en yukarda, en tepede orturan keşiş,

uzun sakalı darmadağınve etekleri savrularak

Rüzgarın önünde haykıra haykıra iner ovaya

Sonra, bazan, hele Mayısta şafak vakitleri, masmavi, uçsuz bucaksız, koskocaman, hür ve bahtiyar yepyeni bir dünya gibi yükselir.

Page 178: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Sonra bazan, gün olur,gazoz şişelerindeki resimlerine benzer.

Ve ben anlarım ki, görmediğim otelinde kayakçı bayanlar kanyak içerek kayakçı baylarla dalga geçmekteler.

Ve gün olur,şalvarı sarı pırpıt bezinden, kara kaşlı dağlılarından biriMukaddes Mülkiyetin mihrabında kesip komşusunu misafir gelir bize, 71'inci koğuşta on beş yıl yatmaya.

Page 179: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Hilmi YAVUZ

BURSA VE ZAMANZaman balkıyor bursa'ya bilinen budur ve şiirdir adı...

Zaman yoldadır o şiirdesöz'ün yeşili, dilin mavisi düzyazının en hârelisi geliyor, her yerde zakkumlar vardı: kar ezgileri duyuldu, ya da evvelzaman kadınları baladı... hangisiydi bıldır yağanı kar 'ıntanpınar mıydı? -ve yağmayanı villon 'du, kimse anlamadı

şimdi ne kadar üzgünüz, belli gemliğe doğru bir dize tadı bak, ayağım mühürlü benim ve aşkın balmumunu kimdi, ansızın çekip kopardı? bense ikisini birlikte tanımış ve hiç şaşmamıştım; şiiri ve abelard'ı. gül yoktu hiçbir yerde,  ki gül denilen neyse o hiçbir zaman olmadı...

Page 180: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Zaman balkıyor bursa' ya bilinen budur ve şiirdir adı.

Page 181: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI

BURSA'DA AKŞAM

Bugün de sonbahardan süzülüp doğdu akşam Dağların yere indi koyu, serin gölgesi Uludağ etekleri al ipekten bu akşamDüştü yeşil ovaya kubbelerin gölgesi.

Ufuklarda bu akşam ne sis var, ne bulut var ;Selvilerin içinde bir alev Emir Sultanİçten dualar gibi geçiyor sanki rüzgârBir ilahi adaya benzeyen Yıldırım'dan

Ovada ince yollar gölgeleniyor işteKarşıdan renk içinde solgun ay görünüyor Güneşin son nurundan bir damlacık içmiş de Şu karışık kulübe bir saray görünüyor

Gözlerime vurunca kubbelerin gölgesiÖz cenneti gönlümle seyrettim ben bu akşam Göklerde ne bir nefes, ne de bir kanad sesi Uludağ etekleri al ipekten bu akşam

Page 182: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ARİF NİHAT ASYA:

BURSA

Çınarların elinden öp,Saygıyla geç avluları:Bu kemerler, bu kubbelerTârihin kapuları.

Çeşmeleri kim akıtmış,Kim doldurmuş kuyuların?Çekirge'de hangi eller Isıtır, böyle suları?Leyleklerin, fıkır fıkır, Nedir dedikoduları?

Söyleyin: şu yamacın da Koza mıdır kuzuları? Kozalar taşır göğsünde Nilüfer'in kuğuların... Kuğum, kuğum, yollarındanAlıkoyma yolcuları!

Âhûdudu,âhûduduYetiş bardak doluları!

Nakışlardan, çinilerdenGelir çiçek kokularıYeşilin, alın, mâvininAçıkları, koyuları...

Page 183: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Kestâneler, çıtırpıtırKorları yavukluların…Vişne, erik, dut, kiraz, nar,Bâdem... cilve kutuları...Şeftâliler, orucundanEdecek oruçluları.

Yaramazlar, incitmeyinİncitmeyin usluları!Güvercinler sizin olsunBana verin kumrular!Gelin odası olurdu Döşeseniz kutuları.

Âhûdudu,âhûduduYetiş bardak doluları!

Bursa’m, nasıl, gelinlik kızEttin dünkü yavruları?Kıskanırım onlar içinDokunduğun havluları.

Âhûdudu,âhûduduYetiş bardak doluları!

Artık susalım… yolcununBurda kalsın duyguları…Yeşil’den bir çağıran varBaıtılıları, doğuluları…Nerdeyse başlıyor tekbirVe Thlil uğultularıŞadırvanda beni beklerTârihimin uluları.

Page 184: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o
Page 185: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

İHSAN ÜREN

BURSA’DAN…

Zafer Meydanı

1.Zafer Maydanı’nda durdum; yüzümü Tophane’ye, sırtımı çağlayan sulara verip oturdum.Önümde Tophane trverteninin kat kat ağaçları; kimi yeni yırtmış kınını, kimi de yüklenmiş yaprakları, yarılamış baharı…Ağaçları aşıyor çağlayan sarmaşıklar.Sırtımdan itiyor güneşin sıcak okları,Saat Kulesi üzerinden geçiyor lodosun ak bulutları…Karşımdaki traverten mağarasında ibretlik zaman; sarkıttan damlarken donmuş, kurumuş havuzda bekleyen sabırlı derviş olmuş.Al gözüm seyreyle âlemi;Bu anlık donuş, kaç milyon yıllık bir oluş…Gelip üstüne bir varmış bir yokmuş Eski Bursa oturuş.

2.Tophane…

Page 186: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Şimdi çıksam, Gümüşlü Kümbet’e Tophane Parkında otursam:Kırk yıl öncenin gencini yanıma çağırsam; kızarık yüzüne baksam, terleyen ellerinden tutsam sevgili bekleyen coşkusuyla dalga geçsem…Şehâdet Cami’nin oradan; Pınarbaşı’nın Buzlu suları gibi aziz bir kız alsam,Öpüp başıma koysam; olsa kırk yıllık karım…Nafile Bursa, nafile yaşam, yoruyor yıllar;Ne kadar istemesem de araya giriyor, zaman denen canavar bu büyüde aksayan bir yön var.Aldırmasam, bahar yürüse damarımda, delikanlı gibi kükrese; şimdi çıksam, Tophane Parkında olsam, otursam…3.Duaçınarı…

Duaçınarı’nda ilkyazdı Aynı anda gördüm yerde seli, gökte bulutu.Ne olduğunu anlamadan, şaşkın sel ortasında kaldım.Dağın yamacı iniyordu ovaya; Kayalar geçiyordu yanımdan, yöremden, Kendimi yüksekçe bir yere attım…

Uçmüş gitmiş gençliğim; Gömlek çıkarır gibi yılan, Sessiz sedasız anlamadan, Yirmi beş yıl geçmiş aradan.

Page 187: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Nuri DEMİRCİ

BURSA TAŞI

taş dünyadır, dedim ve sustumne kıvrımında uyuyan bir yılan gibi kabardı tenim ne bakışlarıma kartallar kondubıraktım kendimi dümdüz, Misialı ustanın ellerine dedim, canlanır bir gün keskiden bana bulaşan kan taşa işlenmiş sesimle konuşur mirasımbir mazgalın kuytusunda eklendim zamanataşmadan aktım, bildim uslu bir nehir gibi kıyılarımı uykusuz nöbetçiler geçti önümden. Bythinyalı prensesler alınlarında yanan aşk ağrısını duydumfırtına taşıdılar odalarına, gecenin değirmeninden anne kız, baba oğul; ah, nasıl hızla yer değiştirdiler taşındım kavmimin şen mezarlığınasatırlar yağdı üstüme, dizeler; uçuşan sözlerRomalı kızların ipek etekleriylesilindi yüzümdeki mimikleraynı ağıttaydı dua ve kahkahahep aynı parmak izi aktı saatin boğazındanbilge bir gülümsemeyle karşıladım alkışlarısöküldümörüldüm sonra, bir manastırın karanlık duvarınaboyalı bezleri gezindi üstümde Bizanslı ressamların kandiller yandıkça doğruldu içimdeki yoksul çoban uzadı Meryem'in üzgün yüzündeki gölge; kutsaldım kutsadım çarmıhı yeniden çizen, öpülmüş parmakları zaman taşa ninni

Page 188: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

uyandım şadırvanın sesiylemavi bir ayet, bir İznik çinisi asılı üzerimdekurşun kubbeler koruyor şimdi beni

HİLMİ HAŞAL

BURSA’DA AŞK

Sana aşıladı bu aşk beni, bağladı özsuyuna, dalına an yıllara yürüdü; tutundum, tutuldum, filiz tuttum ne badem yadsıdı, ne kiraz, ne de elma; incir, dut öğrendim; hayatmış ağaçlardaki şölen, süreğen uç

kökleri üzerine diz çöktüm çınar, ilk mekanımdı yundum güneşi kıskandıran simli gölgesinde, teri görkemli nakışlarına iksirli mürekkepti; uyandım her çağın şadırvan şehrine, mucize değilmiş cevher

define tuzak bencileyin; ilkin şerbetine kandıydım meğer ki cennet atlasına doğmuşum ipek çığlıkla sonra Tophane taşıyla kesmişim göbeğimi, kalede ikbal mevsimi, koparmış zümrüt kabuğunu gülün

hicranında sınanmışım; zaman nerde Hannibal, iz başlangıcı hani, Prusias mıydı kutsanan, evreni mi ışığıyla sağaltırken, kül kanatlı Anka'yı göğünde dün siluetleri miydi ilk anlam, tescilli sevinç harfi inmiş hüküm, Osman Bey'in işaret

Page 189: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

parmağından kaleye kurulmuş otağ, akıp süzerken surlar ovayı taht çizgileri ölümsüzlüğü dile dolamış, avlularda şimşir, sarmaşık ömürler, sinmiş ruhuna ebruların

Page 190: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Pınarbaşı erguvan şölenine sofraymış, sebil erzakarmağan hep; su sana, su bana, tarihin giz sarnıcı türbe hatları, Hisar'a örümcek ağıyla işlenmiş zırh Keşiş'le arşa çıkıyorken aşktaki sen, sendeki aşk...

güneş şevkle taradı yeşil yamaçlarını, Çekirge'den sokuldu kozasına dünyanın; orada beyaz yalnızlık hayat denen muamma, ipekte yakamoz zarıymış ve kırışığı yokmuş düzeltecek, dünyevi sükut katında

sana aşıladı bu aşk beni, bağladı özsuyuna, dalına an yıllarca sürdü; tutundum, tutuldum, filiz tuttum ne badem yadsıdı, ne kiraz, ne de elma; incir, dut öğrendim; zamanmış bağrındaki nektar, bengisu...

Page 191: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

SÜREYYA GÜVEN

GERÇEK KIRMIZI

terimde yarınlara şekillenirken emek kirpiklerim konak yağmurun yırtmacından sızıyor ruhsatsız fikirler ürküyorum gerçek kırmızı eskiyen yüzüm Bursa sokakları suçlarım iğde kokusu dilim yasak meyve madem ki gönül asi dök nehrini denize

Page 192: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

GÜNEY ÖZKILINÇ

RÜZGÂRGÜLÜ (I)

gölyazı’da bir gül,

rüzgâr gülü

yüzünde mübadele hüznü

salkım salkım tedirginlik

savuruyor gülü rüzgâr

gölyazı’da bir gül,

rüzgâr gülü

RÜZGÂRGÜLÜ (II)

zeytinlikler içinde bir gül,

rüzgârgülü

suyun yüzü vuruyor yüzüne.

rüzgârgülü.

şairin dediği:

siyah güller, ak güller.

benim dediğim:

siyah gül.

boyu uzun, narince,

bir siyah rüzgârgülü...

AĞUSTOS BALADI

gölün yüzüne zeytin dallarıyla

yazılan sesleriniz

göç yollarında gider gelir kuş kanatlarında

çığlığı çalınan bir kadın apollonya

kıyılarında bin yıllık

ağustos baladı

Page 193: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

sabahlarında zeytin acısı

sessiz telaş

bir yakadan ötekine uzanan

gizil hayatlar

temmuz sıcağında

yiten rum ikindisi

apollonya kavuşamamanın baladı

gölün yüzüne zeytin dallarıyla

yazılan sesleriniz

göç yollarında gider gelir kuş kanatlarında

GÖLKADIN

binlerce yıl

keder örmüş

kırmızı kırmızı

gölkadın

kederini örmüş de

suya bırakmış

gölkadın

balık yüzlü

bir hiçseme

bakışında

gölkadın

çözülmeyen düğümleri

hüzünleri gibi

gölkadın

alınyazıları

göle yazılı

gölkadın

Page 194: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

AHMET GÜNBAŞ BURSA SARHOŞU

Yolların yalvacı gitmeye kalkar İndirir dağını Bursa akşamı Çünkü ipeğin de bıçağı var Davranır tez elden işlerliğine Gül şaşkınlığıyla yaralar adamı Dört döner başında çinili kuşlar Sürükler suları gök erimine

Bu kent ki benzersiz eşkıyadır Şiiri kenet gibi kullanalıÜç zamanlı kaftanıyla dolaşalı Asla toz kondurmaz asiliğine Tuğrası çiçekli erguvan dalı Konuğu Nâzım'dır sevdası ağır Anlatır hasreti son dirimine

Bir çınarla şenlenir yorgunluğun Kolları upuzun anaç bir çınar Yatarsın kucağında yüzükoyun Fink atar gölgesinde binbir efsane Bırak düşaynanı rüzgârın olsun Anılara bakar bakar hışırdar Külleri eklenir küllerine

Dost bahsinde durak Arapşükrü'dür Bencileyin yıkılmaz Bursa sarhoşu Kadehinden ne yağmurlar dökülür Kıskanır gümbürtüsünü tophane İncelir ossaat Maksem yokuşuBir aşk düşürürsün çimlenir büyür Setbaşı'nda buluşmamız bahane

Page 195: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o
Page 196: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

MUSTAFA EMRE

BURSA'DA SABAH

Gecenin kederinden dökülen gözyaşı Günü ağartan pembe tel mavi tel Her tel ayrı bir renkle ışırken Kavakların gümüş sesiyle ezgileniriz Şafağından buğusu ile tüter can ve ten

Sabahın mavi aydınlığı yürürGüneş sessizce düşer bağlara bahçelere Toprağın mührü açılır seher yeliyle Yediveren güller alını pembesini toplar gibi Nice geceden nice düşten yol alır zaman Sabahın yemişini ararken kuşların sahibi

Bursa'nın yakutu Yeşil Türbe değil midir Uyumamıştır geceler ve yeşiller boyu Prizmasından geçerken bütün ışıklar Zamanın sarnıcında saklar anıları Renkleri sarar eflatun mor sarmaşıklar

Bursa'da sabah el değmemiş yalın güzellik Bir yoksul evinde dumanı tüten çorba Isıtır içimizi kekik kokan bir duygu ile Çınarların gölgesi düşer düşlereMinik eller dokunur Bursa'nın yüreğine Aşkla savruluruz zamansız mekânsız kuşlara

Page 197: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

AHMET UYSAL

BURSA'DA GECE

Orada, uzun bir sokakta Unutur yolunu zaman, Duyumsarım: Hüsnü Züber Konağında saklı gömü, Hüznün şiir sözlüğüdür.

Yosun rengi duvarlara Dağılır suların ezgisi, Bin yıllık ahşap evlerin Dağladığı dudağımdan, Erguvan harfler dökülür.

"Nâzım"a benzeyen sözler, Güz yaprağıdır çınarlarda; Sakin, nemli külliyeler,Ürpertir tenimi birden, Bilinmezin izi görünür.

Hala eser o eski rüzgâr; Savurur tan pınarlarında Yaz tülünü Kozahan'ın, Orada, her gece avlular, Bursa ipeğine bürünür.

Page 198: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

KEMAL GÜNDÜZALP

İPEK’İN KENTİ/BURSA

Sesini incelterek sesime kat, gecenin hüznünü sar bana Nasıl da ipek bir şal gibi geçtim yollarından gizlenerek

Tarihi kim süslemişti İpek Han'ının taştan duvarlarında? "Bir su içimi kal" dedi sevgilim, Bursa çarşısında ayrılık.

Mevsim su/yazdı ve ben kıyısından geçtim kentinizin İpek Dokunuşlarla perdeleri örtük bir güzelin uykusunu bölerek.

Hadi beni gözlerimden öp, aşk da yalnızlık gibidir ayrılıkla Artık senin gizemli kentindeyim: Bu çarşılar Bursa değil mi?

Ah, sevgilim de Bursa'da kaldı, dağ bir ayrılığı nakışlayarak Sen kaldın! Ben hangi kentin sığınağı olurum uzaklarında?

Page 199: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

FATİH YILMAZTETİKLİ ŞEHİR

Göz çukurlarıma karşıcı bir silah vurdu beni

Gemliğe nişanlanan bir rıhtımın tetiğiyle:

ÖldümTürbeler sardı her yanımı.Ve dokumacılar, böcekli doğanın ipliğiyle...

ÖldümSırtına yaşamın çağıltısını yüklerkenSemeri altına gizlenmiş bir tarihin sessizliğiyle...

Sonra yine öldümİskenderin ayarttığı lezizle sevişenHemşehri bir gazozun fısıltı keyfiyle...

ÖldümDüğüm düğüm oldu maviÇağladı kendini usul bir kaynağın iç-şivesiyle...

ÖldümHiç beklemedi beni kendim.Tekrar tekrar öldü şehrin gelinliğinde...

ÖldümGöğsümdeki bu çığlık dalganın köpüğü gibiÖzlüyorum Bursa'yı, özümün ölümsü rengiyle...

ÖldümNefesimdeki bu son gülümseme

Page 200: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Aşkla taçladığım şehrin güncesinde...

Ben hep iyi tarafından öldüm.'Çünkü deli bir ırmağın ellerinden öperek büyüdüm. Ne kül'e benzer, ne kan'a, ne kor'a;O ırmağın ellerinde biter ancak, hayata düşkünlüğüm...'

Page 201: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ABDULLAH ŞEVKİBURSALI MIYDI BRUCE LEE

Setbaşı köprüsü ne kadar yüksekti altındaki uçurumdanince bir çay akıp giderdi gözlerimin büyüdüğünü hissederdimaşağıya bakarkenkorkularım ard arda intihar ederdi

develer geçerdi tek sıra, kibirli ve ağırhörgüçleri bir aşağı, bir yukarıiner çıkardı, iner çıkardıboyunlarındaki gri bakır çıngıraklarınboş tok madeni sesleri vardıtung tung tıngır, tung ungırdeveler geçerdi caddeden kibirli ve ağır

mersedesti elli altıların belediye otobüsleriheyecan olurdu kapıları benim içinUs tıs ederdi, tıs tıs ederdimersedesti elli altıların belediye otobüslerihala duyuyorum; belleğimdeki madeni seslerini

okuldan yorgun dönerdi annemakşam, mor serin gölgelerini bırakırken Çekirg'ye rüzgar; ağaçların yosunlu gövdelerine sürtünür, inlerdi akardı Zeki Müren'in sesi gibi hüzünlüparke taşlı, ruhların serildiği yollardan şadırvanlardaki siyah-beyaz suyukanaya kanaya içerdi loş kuşlarbir sükûtt, karanlık zencilere ten dikerdi(adını duyduğumdan beri merak ederim hep)

Page 202: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

acaba Bursalı mıydıBruce Lee?

YAŞAR FARUK İNAL

Page 203: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

BURSA

Düşlerimin yıldızı Bursa, Yüreğimin atışı.

Bursa, çocukluğumdaUzun bir hastalık sonrası Nekahatime karar verilen günde Üftâde Camii sırtlarından Doya doya seyrettiğimTahtakale 'yiLeylek gagasında taşınıp Tekrar dünyaya geldiğim andır.

Bursa, Havuzlupark'ta yüzdüğümüz Kültürpark'ta el ele gezdiğimiz Candan özge, canandır.

Bursa havludur, tenimizi okşayan Şeftalidir, şerbeti damlayanNar suyudur, bardaklar dolusu Kestanedir, kış günlerinin sohbeti Bursa ömür boyu örtündüğümüz Yedi renkli yorgandır.

Page 204: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

MURATHAN ÇARBOGA

HER ŞEY

"İçindeki gençlik aşktır" diyor eskizlerde kan - revan eskizlerde ölü doğan imgeler

günler ağulanıyorçorak yokluklar açıyoryavan gülüşümde,aksak maceramdan dökülüyor dönüp dolaşıp sorguya takılan imler "Bursa'da eski bir cami avlusu"nda hala zamanı söylüyor sularve arkaik bir dua gibi ketum topraktan yükseliyor sesler

keder yayılıyor şehreyitik aşklar üzre,her şeyde boşalan bir zembereğin hırıltılı telaşıtükenen bir duyarlığınalacanlı soluğu her şeyde

"Bursa'da eski bir cami avlusu"nda hala zamanı söylüyor sularve yüreğimde geçmişin dilsiz kuyularıyüreğimde su gibi aydınlık aşklar

Page 205: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ÖZGE DİRİKFERMAN

Bursa ve sizBir çiçeğin ilk kökleri idiniz,Zamanla uzaklaşıp, derinlere gömüldünüz

Sancılıydı tarihin doğurgan karnı, Eteklere asılan gecekondularda yaşandı, Betonun yasladığı yeşile hükmü.

Bursa ve sizDağın tanıklığında yüz sürdüğüm aşk, Gölgelere bıraktığım kahkahalardınız.

Deva-sa sularınızda büyüttü içini Yüreği lüle lüle kokan gençliğim, Sırrını dağa bağırsa, şehir Şehre bağırsa, dağ gücenirdi

Çınar altı umutlarımı toplayıp, Dost fakiri kulaklarımı çınlatan Bursa ve sizBir mısradan daha fazlaydınız.

Adınıza orta yollu teselliler düşlerdim İçimdeki konuşma çizgilerinden Beyaz bir eldivendi şarap lekeli kalbim Çıkartıp, bu kente gömdüm.

Bursa ve sizAşka kurgulu üçgenin hipotenüsünde oynadığım, Tehlikeli bir oyundunuz.

Page 206: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

İLHAN ÖZKÜL

ŞEHİR

Sarmada usuldan şimdi her evi Bir güz yangınının solgun alevi

Bu alevle tutuşmuş her yer Hüznün deryasında yunmuş gibidir Sanki Hızır Ab'ı-Hayat'ıBir billur kâseyle sunmuş gibidir

Seda bir alev, kor bu şehirdeEve kapanmak, ah...zor bu şehirde

Su şiir, taş şiir ve hava şiir Usulca ağına düştüğüm şehir

Donuk bir hüzündür Yeşil'de zaman Düşmüş sakinleri havzına bir bir Ebedi vuslatın sisi altındaSaatler apansız durmuş gibidir.

Zamansız bir aşkın düşüp içine Keşfeder derinden zevkini yineUğrayan şi'rin bu taş mabedine Ölümün sırrına ermiş gibidir

Page 207: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

YUNUS KARA

SANA GELDİM

Nurdan bir el gibi alnıma koyup, Her taşını bin defa öpmeye geldim. Çalıp kapısını geçen zamanın, Çileni sineye çekmeye geldim.

Uludağ'da yalnız esen rüzgâra,

Bulutla tüllenen sütten ak kar'a,

Gümüşlü'de anıtlaşan mezara,Bin yıllık sevdamı dökmeye geldim.

Kızıla boyarken hazan, rüzgârı,

Dağların başı ak, eteği sarı.

Tarihin şahidi ulu çınarı,Aşk diye gönlüme ekmeye geldim.

Gözlerimde sensizliğin korkusu,

Yüreğimde ayrılığın tortusu;

Dergahında Osman Bey'in uykusu,

Düşünden atiyi seçmeye geldim.

Dün gece rüyamda üç damla suyu,

Yeşile boyayıp kovdum uykuyu.

Ecdadımın gönlündeki coşkuyu,

Tophane'de sur'a dikmeye geldim.

Page 208: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Sevdanın arkından usulca geçer,

Orhan'ı bekleyen mahzun Nilüfer.

Kendime söz verdim Bursa bu sefer;

Bağrından acıyı sökmeye geldim.

Adını nakşedip şerefe şana,İşte sana geldim, yalnızca sana. Bir erguvan vakti Emir Sultan'a Kapında gözyaşı dökmeye geldim.

Page 209: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ERTUĞRUL ŞAKAR

BİR ÇİÇEK VE KAR MEVSİMİDİR YAŞAMAK

Kalk, Uludağ gibi doğrulalım umutla Bir çiçek ve kar mevsimidir yaşamak

NEDİM UÇAR

YEŞİL BİR SEVDADIR BURSA

Hisar Mahallesi, kaleyi gizler, Saat kulesinde maziden izler,Kapalıçarşı'da gülerken yüzler, Dostluğa uzanır eli Bursa'nın

Mavi bir sevdadır İznik'te çini, Birlikte yaşatmış onlarca dini, Dört kapılı Sur'a döküp içini, İlkbaharı bekler Gölü Bursa'nın.

Gürsu'nun eteği çamdır, meşedir,

Page 210: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Mesire cennetten kalan köşedir, Çekirge akşamı huzur, neşedir, Gün batımı eser yeli Bursa'nın

Page 211: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

HALİME YILDIZ

GERÇEKTE EYLÜLDÜR BURSA

gözlerimden gözlerine bir ipek yolu akar mistik ezgiler yağar iklimimeher ikindiay ışığı çıplaktır ipek mavi ezgi ürkek kervanlar gibi çoğul ve doğurgandır gün ıssız han gibi kuş uçmaz bir diyardır yüreğimburdagerçekte eylüldür Bursa

manastırların serinliği düşer kente

gölgeler yıkanır turuneularlaAnibal Prusa'yı çizer alın yazıma gelincikler rengini soyunurşehzadeler bir nefes daha diler umarsızcaacı bir zeytin tadı kalırson bakışlardagerçekte eylüldür Bursa

koca şairuçmak dilerim gökyüzündeaklım üşürinsan manzaraları öykümde ilk minyatür oysadoğduğum topraklardanrumeli türküleri getirmiştim sana tüketmiştim umudukaybetmiştim ilkyaz günlerinisihirli bir eylülbelki bu yüzdengerçekte eylüldür Bursa

Page 212: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ŞABAN AKBABA

BURSA SURESİ

-çağdaş destan-

SU AYETİ:

Yaşamın başlangıcında SU var bitişinde de SU !

KORO:“Su” ayetiyle başlar Bursa Suresisu gibi akar zamana koşut...I.Buruk bir büyüyle canlandı her şeygarip bir efsunla, yıkılınca Atussa1

donunca zaman tek bir soluktaPrusa Bursa oluverdi ansızın. Gök kubbede duran ışık çağladı,ağdı Ova’ya bir damla su daha sızdı revakta duran kovaya.

Bu yüzdendir belki de toprağındaki bereket

bu yüzdendir gizemindeki soylu kanve kutsanmışlığındaki talan

bu yüzdendir mutlaka“Billur bir avize(dir) Bursa’da zaman.”2

Hannibal’dan3 Hacivat’a

Page 213: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Karagöz’den Mezitler’eHer mevsim erguvan4

her gün erguvann....II.

KORO:İlk suyu Pınarbaşı verdi Bursa’ya

Hisar’da tavlandı demir çeliğekalemin yerini kılıç alınca

kılıcın önüne kalkan gelinceOrhan’ı bu görkem çekti Bursa’yaSusurluk,Adırnaz,Nilüfer derkenOlympos’un göğsü aktı Bursa’ya

Apolyont,İznik,Dalyan göllerisuyun güvenini sundu Bursa’ya.

III.Gökyüzünden yeryüzüneağıp geçen uygarlıklar

bir böceğe ulaştılarhükmüne diz çöktüler

gizine secde ettilersu olup kozanın yüreğine akıncaBursa çekmesi’ne5 ilmik attılar

İpekçe dokudular tarihiBu yüzden ipekçe söyleşir Bursaipekçe gülümser ipekçe güleripekçe sevişir ipekçe sever.IV.“Bursa,sudan ibarettir vesselam!”6

tam da bu yüzdençok su götürür o görkemli serüvenve su

Page 214: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

dolaşıp zamanın çıkmaz sokaklarınıbir nokta olur tarihinde Bursa’nın:

“Yeşil” bir nokta:varsayılan iki dünya

kendini Bursa’dan saymışbu dünyalar birbirine

yeşil bir yolla kavuşmuşmüziğin mistik yanındatasavvufa keman olmuş

V.KORO:Yaşamın bir rengi de çınarcadır Bursa’daİnkaya’nın giz yükü canımı çeker alırseviyi anlatır bana her bahar sevdalanırher yazın gölge verir, her lodos ırgalanır.

Kule-i Cihan’dan7 bakan görür rüyasınıSultan Ahmet Camisi’nin altı minaresiniKarcıbaşı kar getirir İstanbul üzre satarŞeyh Küşteri8 bir oyunla gösterir hünerini.

Kirazlıyayla’ya gittiğim bir günben de içtim badesini sevinin

Page 215: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

sevda defterime konan kuşlarlaben de uçtum Bakacak’tan9 aşağı.

VI.KORO:

“Su” ayetiyle başlar Bursa Suresisu gibi aydınlık,su gibi uzun

ta Thedora’nın10 ıslak bedenindensağarak şehvetli sıcağını

Pythia’da11 örneğin bir Eski Kaplıca’dabu kentin ağrısı suya dökülür

acısı,sızısı suyla sökülürSarıkız’dan12 alıp esin dilini

bin yıldır sulara türkü yakılır: “Bursa’nın üçtür kurnası”Çekirge’den Oylat’a dekum yerine sular akarsular cana canlar katarderince bir felsefedirsular hep uygarlık kokar.VII.KORO:“Su” ayetiyle başlar Bursa Suresiakar Marmara’ya suyla buluşuriyotun gizini söyler tuzlu suyakamoz gösterisinden alıp fosforugetirip Bursa’ya bir çeşni sunar:

Suyun büyüsü yayılırharelenen dalgalarladeniz kızları oynaşır

ebruli zamanlarla.VIII.Ahşap oymanın dili varminberden mihraba kadar

Page 216: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

su gibi konuşur hem deUlucami’de kabartmalar.

İznikli çiniler selam alırlarçininin dilinden selam verirlerİncil’den,İsa’dan,“yarin yanağından başka her şeyde hep beraber” diyenŞeyh Bedrettin ustadan...gönül alır gönül verirler...

IX.Beyce’den13 öteye yollar

dağdan dağa ulanırlarBursa’nın çağdaşlığıncaonlar çağ dışı kalırlar.

“Sürgün lacivert”in14 yurduHarmancık’tan gelir kendi

krom madeninde yazgıkahredici kara yazgı:

Bindirilir Mudanya’dan gemiyeuzun sürgünlere açılır yolu

denizler aşırı giderben de giderim ardındanyüreğim,aklım da gider:

Al olaydı gül olaydıgöllenip bizde kalaydıbizim olan güzellikler

bizlerden saygı göreydi.X.KORO:En güzel şiirlerini Bursa’nın

Page 217: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

Bursalı bıçakçılarbıçaklarıyla yazdılarsu vererek zağ zağ ipildeyen mavi çeliğin ağzınasonu hazin aşklarınınkozmik resmini kazdılar:

İncelttiler çeliğin beğenisinibir yanı yaralı düşlerini dekatarak ağırbaşlı ellerinesivrilttiler kınalı hançeri

yalana,dolana,yanlış olanaumuda sevdaya bileyip hıncıyaşamın kör yanına sundular:

Her gün bir çıban deşilsin diye

sürsün diye suyun hükmü sonsuzca...

XI.İlk adı Olyımpos,Zeus yaylağıson adı Uludağ,tanrılar dağı“gökyüzü senatosu orda toplandı”15

Tazecik gelindir kış boyu beyazbaharda yeşilli,nazlı,zilli kızyazın serin yaylasıdır sevdanınsonbaharda binbir rengin yorumu:

Belki iç yüzü içiminbelki dış yüzü dışımın

bazen yangınıma körükbazen de tuzu aşımın:

Kırk kat kültür ögesidirevrensel çağrıya açıknice bir ulu olsa da

Page 218: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

bülbülü güle dolaşık.XII.Yüzlerce camisi varminareden ormanıyüzlerce meyhaneningeçer kadeh kervanışarabın antik tadındaeder gönül harmanıPrusa’yı Bursa yapanbu evrensel çağrısıözünü,tözünü bilenbilmez yürek sayrısı.

XIII.KORO.

Kibele’nin sütlü göğsü Mysius’da16 gül olduSüleyman uçarken gökte Keşiş Kayası’na17

konduHannibal’in kaçak sesi boğa kanında boğuldu

İskender’in “büyük” gülü Hisar burcunda solduTimur’un hoyrat eli Bizantin’den el aldıSelçuklu’nun adaleti Bursa’yı ziynet bildi

Yıldırım’ın yarım gözü Şüşter Bağı’nda18 kaldı.

Botanik Parkı’nda şimdigüller gülleri çağırır

ne o güller antik şimdine de ötüşen bülbüller.

“Misk-i amber diyarında”19

duman,sis,kirli havaestetiğin divanında da

yargılanır bu dava.

Page 219: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

XIV.“Su” ayetiyle başlar Bursa Suresiakar gider yüzyıllardır serüven

Arkası gelmeyen kavim kardeş göçünden

ürktü,korktu,kimliğini yitirdiHüsn-ü Güzel20 rüyasını bitirdi.

Bitmedi bir türlü kentsel yolcuğudemir filizleri el açıp göğe

minareler gibi duaya durdu.

Yasak konduların izbelerindebinlerce ayıbın çığlığı kaldı.

Ovası elmasız,gülsüz, gülşensizdağları Hera’sız21,merasız kaldı.

Dutları Çin kumaşı sardıipekböcekleri yapraksız kaldı

Duğulu Baba’nın22 türbesi öksüztahta kılıçları anlamsız kaldı

En güzel şiirlerin yazıldığı yerEski Tutukevi23 sahipsiz kaldı

yıkıldı ne varsa Nâzım’a değginBursa Nâzım’sız,Nâzım Bursa’sız

kaldı

Talana uğradı bağı bostanıkokusu kayboldu, tadı bozuldu

Page 220: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

bütün renklerini zamana verdiyerine hazin bir destansı adlı.

KORO:Bu kentin yazgısı benim de yazgımülkemin aynası, tenimde yangın!...Artık, sular bile Bursa’ya dargın!

XV.Şimdi oturup Koza Han’ın kalbinedemli bir çay içesim var dostlarımiçimdeki burukluğu atasım var dostlarımakşam güneşine göğsümü açıpnargilemden çekesim var dostlarımdilimdeki acılardan kaçasım var dostlarımçıkıp Tophane’ye Bursa’ya karşısevdalımı sevesim var dostlarımBursa’yı yaşamaya hevesim var dostlarım!

XVI.KORO:“Su” ayetiyle başlar Bursa Suresi...

Bursa,2002

Page 221: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

EK-F:

YABANCI YAZARLARDAN BURSA’YA DAİR

YAZILAR

Page 222: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ANDRE GİDE

BURSA, YEŞİL CAMİ

Huzur, aydınlık, muvazene yeri. Kutsal, kırışıksız bir mavilik; rûhun kemaliyle sağlığı!

Burada nefis bir tanrı sakindir ey cami! Burada nefis bir Tanrı sakindir ey cami!

Orada, şu yaygın taşın kubbe ve kesiği ortasında, işte tam orada, karşılaşması gereken iki eğriltinin keyfettikleri, duraklayıp dinleniyor oldukları, o gizli, etkili yerde, o buluşma ve sevişme yerinde, ruhâni muâllakiyeti öğütliyen ve mümkün kılan odur.

Ey ince gülümseme! Tam hürriyet içinde oynaşma! Ruhumun nezaketini ne de keyfince benimsiyorsun! .

Bu kutsal yerde uzun uzun düşündüm, ve sonunda anladım ki, burası ibadetlerimizi bekliyen tartışma yeridir, ve çağrısı arınma içindir.

..................................................Çeviren: Akil Koyuncu

Page 223: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

HENRİ DE REGNİER

BURSA

Asya topraklarında, beyaz minarelerinin ve daima yeşil selvilerinin yükselişini gördüğüm Bursa...

Emellerine ve elemlerine makes olarak, kalbimin bütün şehirler arasından seçtiği ilâhi şehir.

Manzarası tek bir günde ve ilk bakışta beni gaşyeden ve şimdi uzaklarda kalan güzelliklerin, hâtıramı büyülemektedir.

O günden beri mezarlarının sükununu daha da derinleştiren çeşmelerinin teranesini dinliyorum.

Çeviren: K Sezencan

Page 224: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

GEORGES PERROT

………………..

Nikomedia/İzmit karşısında, körfezin güney sahilinde, dağdan geçmek için Paşa'nın ısrar ederek bize vermek istediği altı askeri buluyoruz. Bizi bekliyorlardı. Paşa 'nın iddialarına göre bölgede hırsızlar vardı. Zaten Hüdavendigâr denilen bu vilayet, imparatorluğun en kötü üne sahip vilayetlerinden biridir. İstanbul' a yakın olduğu için, başkentten kaçan tüm haydutların barındığı yerdir. Bu maiyetin eşliğinde İznik'e varmak için geçmek zorunda olduğumuz dağa yaklaşıyoruz. İçine giren bir vadiye ulaşmadan önce, saat bire doğru öğle yemeğimizi yemek için bir derenin kenarında ve ceviz ağaçlarının altında duruyoruz. İlk yaprakları henüz kırmızı, az önce tomurcuk halinde idiler. Sanki bizim gibi bu yumuşak Mayıs güneşinden yararlanıyorlardı. Altı koruyucumuz otlara uzanıp ekmek ve pırasa yiyor. Sonra onlardan biri eşyalarının içinde olan üç telli bir saz alıyor ve şarkı söylemeye başlıyor. Gölgede ve bir pınarın yanında olan bu menzil özellikle benim için ifade edilmesi zor bir zerâfet. Nitekim tekdüze ve medeni üç yıllık bir yaşamdan. sonra açık havada ve özgürlük duygusu içinde yediğim ilk yemek bu. Macera önümde. Kendimi birkaç yıl daha genç hissediyorum. Yunanistan' da yaşadığım tüm güzel günler aklıma geliyor. Ata binerek batıya doğru ilerlediğimizde, İznik yolunun kesiştiği vadinin çıkışında ve patikanın sağ tarafında, harap halde ve dikdörtgen şeklinde olan büyük bir kale görüyoruz. Söz konusu kalede açıkça Yunanlılar'ın askeri ve mimari gelenekleri bulunuyor. Bu yapı, İzmit'in İznik'te bulunan bir düşman tarafından tehdit edildiği devreye aittir. Herhalde Müslümanlar artık İznik'e sahip olduklarından dolayı Bizans İmparatorluğu'nun son saatlerini tehdit ediyorlardı. Bizanslılar sağlam kale yapımını son ana kadar sürdürdüler. Bu kaleler sayesinde imparatorluklarının ömrünü uzatıp çok sayıdaki düşmanlarına direndiler. Kuşkusuz Constantinople, mühendis ve işçilerin pratik sanatına birçok asırlık yaşam borçlu.

Burası vadinin kapısı gibidir. Bu viraneden sonra, tepeler birbirine yaklaşıyor. Oldukça yumuşak eğimli olan yamaçlar zirvelere doğru

Page 225: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ağaçlarla dolu. Vadinin dibi işlenmiş. Burada özellikle mısır var. Saat dörde doğru, F. Cooper'in Kızılderililerin köylerinden verdiği betimlere benzeyen bir mezraya yaklaşıyoruz. Burada geceyi geçirmeyi planlıyoruz. Çünkü İznik gölünün kenarına kadar bu köyden başka bir barınak yeri bulunamaz….

Page 226: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ROBERT WALSH

BURSA, ULUDAĞ VE EMİRSULTAN

... Tüm nüfusun geçimini sağlayan ipekböceği yetiştiriciliği için yem sağlamak amacıyla her yere dikilmiş dut ağacının yaprağı kente ayrı bir karakter verir. Bu böceklerin ördüğü ağ çok değerlidir ve Bursa ipeği yalnızca tüm Doğu'da ünlü değil, Asya'ya giden gezginlerin, kendi ülkelerindeki arkadaşlarına gönderdiği, Doğu'ya özgü ilginç şeylerden de biridir.

Ama Bursa'nın en ilginç özelliği eteğine kurulduğu görkemli dağdır. "Hep parlayan" anlamına gelen Olympus sözcüğü eski zamanlarda, dağlar arasında, dikkat çekicilikte daha üstün olan birçok dağa verilmiş bir addır; ama bu devasa ve parlak dağa özellikle tam uyduğu görülmektedir. Bu dağ, çevresi yetmiş millik bir alan üzerinde, ovada tek başına ve tek bir kütleyle yükselir. Truva'nın yakın çevresinde olduğundan, bazıları Homeros'un,

"Zeus' un, gökyüzü senatosunu topladığı yer;" diye nitelediği ve doğasının güzelliği ve görkemiyle ilgili şiirsel kurgular sunduğu yerin burası olduğuna inanırlarım Kentten yukarılara doğru çıkan gezgin, hayret verici büyüklükte ağaçlardan oluşan muazzam bir ormana girer. Orman, dipsiz koyaklarla bölünmüştür ve gezginin yolu hep korkunç derinlikte uçurumların kenarı boyunca gider. Sonunda gezgin, yeşilliğin en zengin olduğu, geniş bir düzlüğe çıkar; bu düzlük, şimdi karşısında devasa bir duvar gibi yükselen

Page 227: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

karlı dağdan hızla inen, büyükçe nehirlerle bölünmüştür. Bu nehirler Küçük Asya'nın başka hiçbir yerinde bulunmayan besleyici balıklarıyla ünlüdür. Bu bölgenin soğuk sularına özgü bu balıklar akıntıyla aşağıdaki sıcak iklime inince ölürler ve oralarda bulunmazlar. Gözüpek gezgin, önünde uzanan karlı engeli tırmanıp aşınca, sonunda, karlı bölgenin geniş bir kuşak gibi çevrelediği çıplak ve açık bir doruğa çıkar. Bu koninin tepesinde, ova seviyesinden 10.500 ayak yükseklikte, Asya ve Avrupa'nın muhteşem bir manzarasını görür; hemen altında Karadeniz ve Ege, onları birleştiren boğazlar ve denizlerle, nehirler gibi kıvrılmaktadır ve "uzaklan gören Ze-us"un, aşağıdaki dünyada olan biteni tepeden görebileceği, bundan daha isabetli bir nokta bulamayacağını hisseder….

Page 228: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

POLONYALI SIMEON VİYANA, 1936

...İstanbul'dan gemi ile hareket ederek ikinci günü, bir iskele olan Mudanya'ya vardık. Burada birkaç hane ermeni ile bir papaz vardı. Fakat kiliseleri yoktu ve bir evin içinde ayin icra ederlerdi. Orada beş gün kalarak, İncilci İoannes'in ve Prokhoron'un çalıştıkları hamamı görmeğe gittik. Bu hamam şimdi câmi'e çevrilmiştir. Mudanya'da pek çok rum vardı.

Mudanya' dan hareket ederek, şimdi Bursa denilen Efesos şehrine kadar olan kara yolunu birbuçuk günde kat ettik. Geniş bir şehir olan Bursa'da üçyüz hane ermeni, beş papaz ve küçük bir ahşab kilise vardı. Burası çok latif ve bol meyvalı bir yer olduğundan bir ay kaldık. Şehrin civarı kâmilen bağ ve bahçelikti; ortasından küçük bir çay akıyordu. Fakat havası çok sert, suları da hastalıklı idi. Orada eski binalar ve büyük yapılar ve cami' e çevrilmiş kubbeli kiliseler vardı. İri taşlarla yapılmış çok büyük bir mescidi Nero'nun yaptırmış olduğunu söylediler.m

Şehir dışında, kral yapısı muazzam, şifa-verici ılıcalar ve kaplıcalar vardı. İçlerinde havuzlar, şadırvanlar bulunan ve müteaddid yerlerden sıcak ve şifalı sular fışkıran bu kaplıcalara bir def'a giren, suyun bolluğundan duyduğu rahatlığa kapılarak bir daha dışarı çıkmak istemez. Kaplıca duvarları kamilen çini ile kaplanmış, zemini mermerle döşenmiş, üstlerine de kilise gibi büyük kubbeler bina edilmişti. Kaplıcaların içi o kadar pak ve berrak tutuluyordu

Page 229: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ki bir kıl bile göze çarpmıyordu. Bu büyük binaların biraz ötesinde onu mütecaviz küçük kaplıcalar vardı. Bunların içine girince rahatlıyor ve bütün sıkıntı ve gurbet acılarını unutuyordum.

Şehrin öbür tarafında, Yedi Genc'in ölüm uykusuna daldıktan sonra tekrar dirildikleri ve mezarlarının hala mevcud bulunduğu Keşişdağı denilen Olkos dağı vardır. Dağın zirvesinde halen harap bir kilise vardır. Erciyes' den daha büyük ve yüksek olan bu dağda, yazın ve kışın daima kar bulunur; fakat karın bozulup kurtlanmış olduğu rivayet ediliyor. Kilisenin bulunduğu yere kadar dağa çıktık; fakat daha yukarıya gidemedik, çünkü yaz olmakla beraber şiddetli bir fırtına vardı ve hava çok soğuktu. Oradan, şehrin yarısının Celâliler tarafından yakılmış ve tahrib edilmiş olduğunu müşahede ettik.

Bursa'dan hareket ederek, sahil yolunu takiben Mıhalıç kasabasına geldik. Burada bir ay beş gün kaldık: çünkü orada yüz hane ermeni ve iki papaz vardı. Mıhalıç'tan sonra, bir günlük yolculukla, bir liman şehri olan Bandırma kasabasına vardık...

Tekirdağ'dan Karamürsel İskelesi'ne geldik. Burada az sayıda ermeni ve İhtiyar bir papaz vardı. Böylelikle, gittiğimiz her yerde ermeniye rastlıyorduk; çünkü toz gibi dağılmış ve yer yüzünde serpilmiş bulunuyorduk. Dört gün Karamürsel' de kaldık.

Karamürsel'den Nikya 'ya geldik. Bu şehre şimdi Çinik İznik denir; çünkü burada türlü türlü çini, fincan ve sürahi imal edilir. İznik büyük bir şehirdi; fakat şimdi büyük bir kısmı harab olmuştur; havası da fenadır. Şehrin dışında şayan-ı hayret binalar, yapılar, temel bakıyeleri ve İstanbul'daki gibi bir dikmetaş vardır. Rivâyete göre, şehir vaktiyle bu taşın bulunduğu yere kadar uzanıyordu ve mel 'un Arianos bu sütunun altında can vermişti. Burada onbeş

Page 230: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

hane ermeni ve iki papaz bulunduğundan oniki gün yanlarında kaldık. Şehrin yanıbaşında büyük bir göl vardır ki Lusavoriç'in oğlu patrik Vırtanes suları öküz ve sapanla sürmüş, gök yüzünü de yarmış ve yağmur yağdırmıştı. Suyun üzerinde sapan izleri hala görülmektedir. 318 aziz patriğin ictima ettiği mevki, şehrin ittisalinde ve gölün kenarında bulunur. Bir az ötede de kubbeli büyük bir kilise vardır. Arianoscular bu kiliseyi bir vakit ortodokslardan gasp etmişlerdi; fakat aziz Basilianos'un duaları sayesinde tekrar ibadete açılmış ve Arianoscular mahçup olmuşlardı. Şimdi çok eskimiş bir halde olan kilise rumların elindedir. Şehrin etrafında büyük surlar ve müteaddid burçlar vardı. Burcların içleri kilisede olduğu gibi, aziz tasvirleri ile süslenmiştir. Girdiğimiz her kulenin de aynı surette tezyin edildiğini gördük; fakat bunlar bugün metruk bir haldedirler. Şehrin kapısında muazzam iki söke taşı vardı. Bunların birisinin üzerinde çok tiksindirici bir vaziyette mel'un Nestor'un, diğerinde de karnı deşik ve eması dışarı sarkmış bir vaziyette Arios 'un resimleri hakkedilmişti. Nestor'un resmi, ağzı açık ve dili boğazına sarkmış olup, korkunç bir manzara arz edi-yordu. Şehrin havası çok sert ve fena olduğundan, şehirde gerek yerli ve gerek dışarıdan gelmiş bütün insanların yüzleri sararmıştı. İznik'ten hareket ettikten sonra, otuz hane ermeni ve bir papazları bulunan Sakarya adlı bir köye geldik...

Page 231: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

ŞİHABEDDİN EL- ÖMERİ (XIII - XV YY)

BURSA MEMLEKETİ

Burası ikinci kuşağın üçüncüsüdür. Bunun sahibi,Orhan bin Tuman (Osman) dır. Buranın merkezi Bursa

şehridir. Bunun mevkii Murad'ed-din Hamza İli'nin doğusunda olup Samsun ve Sinop' un biraz batı tarafına düşmektedir. Cebeli Kassis (Kassis Dağı) bunun batısındadır. Bu il sahibinin elli şehri vardır. Kaleleri ise bundan daha çoktur. Askeri kırkbin atlı kadardır. Piyade askeri bilhassa isteyip toplayacak olursa sayılmayacak kadar çoktur. Fakat denilir ki askerlerinin zenginliği azdır, görünüşü kadar heybetli ve azametli değildir.

Adı geçen Orhan kendi komşularıyla ekseriye sulh halirıde yaşar. Kendisirıe yardım eden olursa o da ona yardım eder. Bununla beraber savaştığı hallerde bazen galip geldiği ve bazen de mağlup olduğu anlar olduğu gibi, birçok harblerinde birtakım adamların burunlarını yere sermekte sebat ve azmi vardır. Askerindeki zenginliğin az olması, halkının doğru dürüst insanlar olmaması ona mücavir olan memleketlerin düşman ve asi olmalarından ileri gelmektedir.

Diyorlar ki, bu Orhan'ın idaresi altında yaşayan halkı fena kişilerdir. İçleri hep kin ile doludur. Sarıklarımekir ve desise üzerine sarılarak dolanmıştır. Bu il'in Dirhemi, tam ve bütün dirhemdir. Halis gümüşden dökülmüştür. Muddu Germiyan'ın muddu gibidir. Eşya fiatı çok zaman ucuzdur. Bu memlekette tam üçyüz ılıca vardır ki, bunlardan sıcak su çıkar. Öksürük ve fek hastalıklarına düçar olanlar bu ılıcalara gelerek orada yıkanırlar ve şifa bulurlar. Ben derim ki, bu ılıcalardan dünyanın her yerinde pek çoktur. Fakat bu şehirdeki gibi hepsinin bir yerde toplandığını başka yerde

Page 232: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

görmedim. Bunun sebebi de bu arazinin kükürtlü ve bataklık olmasından ileri gelmektedir.

Çev. Prof. Dr. Yaşar YÜCEL

Page 233: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

EVLİYA ÇELEBİ(Mehmet Zılli Oğlu)

SEYHATNAME’DEN…

“Bursa sudan ibarettir veselam.”……………………Zülâl kurdu suyunun hassası

Bir erkek cima'dan veya bir kadın çocuk yapmaktan kalsa bu kurdu yiyince Allah'ın emriyle döl döker. İktidar sahibi olur. Gayet kuvvetlidir. Gözleri de kuvvetlendirir. Vel-hasıl, vücutta bulunan çeşitli hastalıkları tedavi edip insanı anasından yeni doğmuş gibi yapar. Bunu bulmak, kimya bulmaktan da güçtür. Meğer padişah istesin... Amma Elbürz dağında köpek kadarı da olur derler. Normal dört ayağı olup, kar içinde yaşar. Dışarıya çıkıp biraz nefeslenir, yine kar içine girermiş. Günahı söyleyenin boynuna.. Ben görmedim.

Keşiş Dağı'nda Süleyman Han Pınarı'ndan yukarısı karsız ve ağaçsız çemenzârdır. Fakat çiçekleri yoktur. Çıplak dağlardır. Oradan tam beş saatte Kule-i Cihan'a vardık. Burası Keşiş Dağı'nın zirvesidir ki, göklere baş kaldırmıştır. Aşağıda, bulutların şehir üzerinden geçtiği görülür. Bursa'dan tam iki günde bu kuleye çıkılır amma çok zordur. Yüksek bir dağ olduğundan kar ve ağaç durmaz. Çıplak, kayalık bir tepedir ki kıble tarafında Kütahiyye Dağı, şark tarafından Söğüt Dağları görünür. Garp tarafından deniz aşırı, Rumeli tarafında Gelibolu Dağları görünür.

Bulutsuz havada güneş, İstanbul Kalesi üzerine vu-runca Yedikuleleri, Sultan Ahmet Camii'nin altı adet minareleri ve Ayasofya Camii görünür. Öyle yüksek bir

Page 234: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

dağdır ki, insan bir kaya arkasına gizlenmese, rüzgâr insanı yorgan pamuğu gibi havaya atar. Çok sert rüzgarı vardır. En tepesinde bir mezarı vardır. Dört tarafının iri taşlarla çevrilmesinden büyük bir adam mezarı olduğu anlaşılır. Bu mezar "Lenduha'nın oğlu Sağdâ'nın mezarıdır." Hz. Hamza'nın korkusundan bu dağda yerleştiği halk arasında söylenir. Bu mezarın yakınında yeraltında bir mağara vardır. Yokuş aşağı hayli gider bir karanlık mağaradır. İçinde yetmiş-seksen kadar mağara vardır. Kefere zamanından İstanbul'da, Ayasofya kubbesinin üstünden papazlar uçarak bu mağaralarda otururlarmış. Bazı kayalarda, ikibin yıllık tarihli hatlar vardır. Teferrüce çıkan erbab-ı maarif'in dahi hüsnü hatları vardır. Seyretmeye değer yüksek bir dağdır.

Bu seyir ve safalardan sonra, yokuş aşağı inerek oniki saatte Kadı Yaylası'na varıp çadırlar dikerek bir gün zevk ve safalar ettik. Oradan aşağı karcılar yoluyla tam on saatte Bursa şehrine geldik, vesselam...

Page 235: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

RICAUT AMSTERDAM, 1686

"Hızreviler hakkında... " Otuz beş yıl devleti yöneten ve seksen üç yaşında

hayata gözlerini kapayan Sultan Orhan'ın devrinde, imparatorluğun merkezi olan Bursa'da Hızır adında çok ünlü bir derviş yaşardı. Çoğu zaman sağa sola gider, kedi ve köpekleri beslemek için koyun, sığır ciğeri alırdı. Fakir bir hayat sürer, oruç tutarak iradesini güçlendirir ve öyle içten ağlardı ki gökteki melekler yeryüzüne inerek ortaya koyduğu nefse eziyeti seyrederlerdi. Ününü duyan Sultan Orhan, kendisini görüp, ağzından hayat hikâyesini dinlemek istemişti. Huzura çıkan Hızır, bir zamanlar Hz. Mu-hammed'in soyundan gelen bir kral olduğunu, Nil, Fırat ve Dicle'nin suladığı topraklarda adaleti ve kılıcı ile hüküm sürdüğünü, adını duyunca herkesin ürperdiğini anlatmıştı. Fakat dünya nimetlerinin boşluğunu anlayınca bütün servetini, ikbalini terk etmiş ve münzevi bir hayat yaşamaya başlamıştı. Bu hikayeyi duyan Sultan Orhan hayretini gizleyememiş, deli veya garip görünüşlü kimseleri küçümsemenin doğru olmadığını, bu görünüşleri altında büyük bir bilgelik saklı olduğunu belirtmişti. Bu yüzden Türkler delilere ve garip görünüşlü kimselere saygılı davranırlar, onların gökten ilham aldıkları için diğer insanlar gibi olamayacaklarım söylerler. "

"Bu Hızır kimya sanatında çok üstündü, tarikatına girenler akça yerine altın verirdi. Yeşil bir cüppe giyer, gayet kanaatkar bir hayat sürer, elbiselerini kendi onarır ve tekkesi için gerekli eti kendi temin ederdi. Cami kurulması için büyük yardımlarda bulunmuş, Kahire' de, Bağdat'ta

Page 236: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

imarethaneler kurmuştu. Türbesi Bursa' da bulunur ve her gün büyük bir kalabalık tarafından ziyaret edilir." İşte şeyhlerden öğrendiklerim bundan ibarettir.. .

Çev. M. Reşat UZMEN

Page 237: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

MARİE DE LAUNAY

BURSA PAZARLARI

Bursa pazarlarının çoğu, kentin merkezindedir. Bu yapılar çok geniş, uzun ve üzerleri kubbelerle örtülü birtakım sokaklardan oluşmuş olup, küçük bir kent görünümündedir. En ünlüsü İpek Hanı' dır. İpek Hanı çok büyük olup, dörtgen şekildedir. Burada, dükkanlar mestur olup her bir ticaret malı satılır. İpek Hanı'nın ortasında, çevresi bazı kemerler üzerinde, kubbeyle örtülü bir tuhaf yapı vardır. Bu yapının merkezinde, içinde su olan havuz bulunur. Bu yapı, ipek gümrüğü memurlarının kaldığı yerdir. İpek Hanı'nın içine, çok büyük beyaz bir kemer altındaki kapıdan girilir. Bu kemerin çevresi, kırmızı ve mavi renkte çinilerle çok güzel bir şekilde süslenmiştir. Bina, Sultan II. Murat tarafından yaptırılmıştır.

Bursa pazarlarında süsleme ve manifatura eşya ile mallar satılır. Çarşıda koyun etini parça parça kesip, büyük bir şişe geçirerek, herkesin iştahını artıracak şekilde fınl fırıl çeviren kebapçılar vardır. Kasap ve ekmekçinin yanında billur şişelerin içinde kurabiye ve badem ezmesi, kırmızı, beyaz renkte sucuk şekerler, her tür izhar ve ismardan yaptığı reçel ve şurubu satan şekerci dükkanı vardır. Yine aynı sırada asma ve sakız kabağı, domatesten yapılmış süsler, ipliklere diziLmiş bamya, Rum Boynuzu askılar ve karnabaharların garip görünüşü içinde sebzeci dükkanı yer alır. Ayrıca sergisini yaymış bir demirci ve çaycı dükkanı arasında, sırma ve sim işlemeli gün be gün renkli kumaşçı dükkanı vardır. Bu dükkanda pamuk ve ipek ipliğinden üretilmiş çiçek işlemeli kumaşlar bulunur. Bu kumaşlar sü-

Page 238: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

rekli yıkandığı halde çekmez, güzelliği ve ucuzluğu başka yerlerle kıyaslanmaz. İşte bu eşya ve mallar, Bursa mağazalarının sermaye ve servetini oluşturur….

Page 239: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

KEŞİŞ DAĞI(ULUDAĞ)

Bithynia Hükümeti’nin sultanı olan Prusias’ın devrinde, Yunan ve Roma tarihçileri Olimpos veya Mysie Olimpos’u olarak anmışlardır. Ancak Bithynia Olimpos 'u demek daha uygun olur. Keşiş Dağı adı ise, bu dağı diğer Olimpos Dağları 'ndan net bir şekilde ayırmaktadır. Bu dağın, önceleri tanrıların barındığı yer olduğu ve Zeus 'un karakaşlı yağmur tanrısının, bulutları toplayarak yıldırım yaptığına inanılırdı. Bu tanrıların burada bir tapınak yaptırdığı da söylenir.

Storete, Afrodit veya Venüs adındaki tanrılara özellikle Venüs Olimposu'na ait bir tapınak yaptırdılar ki, daha sonra Hıristiyanlar bu tapınağı Saint Michael Arjanij adına bir kiliseye çevirmiştir. (Herodot'un söylencesi nakledilir.) Sonradan bu dağa Keşiş Dağı denilmiştir. Eskiden Aynaroz' daki gibi burada da çok sayıda keşiş ve manastır vardı.

Osmanlılar Bursa'yı aldıkları zaman Hıristiyan ke-şişlerin yerini İslam dervişleri almıştır. Bu nedenle dağ eski işlevini sürdürmüştür. Halk da bu dağı eski durumundan dolayı Keşiş Dağı olarak anmaktadır. Sultanlar da burada birçok zaviye ve türbe yaptırmıştır.

İşte bu Keşiş Dağı, ulu tanrılara mesken ve canavarlar ile haydutlara mekan, dervişlerle keşişlere vatan oldu. Selçuklular devrinden itibaren, Karakoyunlu aşireti Türkmenlerine dahi yaylalık yapmıştır. Bu aşiretten her birisinin yaylası vardı. Keçi kılından veya kara yünden yapılan çadırlarında yaşayan Türkmenler, dağın fundalık ile meşelik kısmını tercih ederler.

Yörük Yaylası denilen bu yerlere Bursa'dan üç yolla gidilmektedir. Gaziler Tepesi adı verilen bu yer, Bursa'nın fethi sırasında bir savaş olması nedeniyle bu adı almıştır. Yaylalara Çekirge yoluyla çıkılır. Birinci yol, kestirme giden yoldur. İkinci yol Müslim Köşkü tarafından, Gökdere'nin

Page 240: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

solundan 'gider. Bu yol pek işlek değildir. Üçüncüsü ise; Elmaçukuru Yaylası'ndan Sobran Yaylası'na çıkan yoldur. Bu vadi geniştir.

Yaylalara gitmek için hangi yolu tercih ederseniz edin, karlar eriyip, kabaran suların taşıdığı taşlı bir yoldan gidilir. Yarım saat kadar yürüdükten sonra büyük meşe ağaçlarının, ulu kestanelerin, çınar ağaçlarının bulunduğu ormanın arasından geçilir. Keşiş Dağı çınarlarının letafeti ve yüksekliği 2000 yıllık bir olayı tespit etmektedir. Çünkü bir söylenceye göre bu dağın çevresinde yerleşen Mysialılar'ın adı çınardan gelmekteymiş.

Ormanın içine girildiği zaman Gökdere Vadisi'nde, suların taşıdığı kayaların oluşturduğu görünüm çok hoştur. Bir saat kadar daha meşeliğin serin gölgeleri içinden geçildikten sonra Gazi Yaylası'na gelinir. Bu

Page 241: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

BURHAN CAHİD

NASİHAT HEYETLERİ

Karacabey' deki Karşılama Töreni

Ulubat'dan ayrılırken peşimize Çerkez süvarileri katıldı... Nihayet kadınlı erkekli Türkler ve Rumlar bütün Karacabeylileri yol üzerinde bizi bekler bulduk. Davul her sesi bastıran bir gururla gürlüyor, maniler, dualar birbirine karışıyordu. Biz halkı, halk bizi takip ederek kasabaya yollandık. Karacabey Osmanlı bayraklarına bürünmüştü... Hükümet dairesi önünde öğrenciler marşlar okuyor, halk Padişah duasını gökleri çınlatırcasına tekrarlıyordu. Nihayet sevgili şehzademize hazırlanan konağa vardık. Halk konağın etrafını mahşer gibi çevirmişti. Heyet, yemek yedikten sonra pazar meydanında kurulan kürsüye çıkarak beyannamesini okudu. Sonra müftü efendi etkili bir dua okudu... Gece, Şehzade hazretleri, köy eşrafına mükellef bir ziyafet verdiler ve bizzat katılarak yemeğin sonunda kendilerine gösterilen coşkudan dolayı memnun olduklarını ve teşekkür ettiklerini beyan buyurdular... Karacabey'in havası biraz rutubetli, belediye namına bir eser yok. Hükümet konağı yamru yumru bir ev. Kapısında jandarma durmasa belli olmayacak. Maarifsizlikten halk çok şikayet ediyor. Karacabey' de bütün kasabada 25 bin müslüman, dokuz bin Rum ve 900 Ermeni vardır. RumIarın yaşlılan kesinlikle Rumca bilmiyorlar. Halk Karacabey'de en çok eşkiyadan yılmış... Halkın jandarmaya karşı emniyeti yok. Zaten burada eşkiya kadar halk için jandarma da korkulu görünüyor... Anadolu'nun iki büyük

Page 242: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

derdi var: Halk bunu istiyor. Biri asayiş, öteki maarif.

Heyet Mustafakemalpaşa'da

"Karacabey' de bir gece geçirdikten sonra sabah hareket ettik. Hanedana ait çiftliklerden geçerken bize te-reyağı, süt ve ayran ikram ettiler... Kirmasti'ye geldik, burada askerler ve halk tarafından karşılandık. Kirmasti 'ye (M. Kemal Paşa) girerken şimdiye kadar gördüğümüzün üzerinde bir tezahüratla karşılandık... Belediye dairesine vardık. Şehzade burada eşrafı kabul etti, birlikte öğle yemeğini yedik. Yemekten sonra balkona çıkan Şehzade halka selam-ı şahaneyi tebliğ buyurdular. Heyetten Ali Rıza Paşa beyannameyi okudu. Beyannamenin okunması tamamlanınca "Padişahım Çok Yaşa" duası defalarca tekrarlandı."

Çev. Mevlit ÇELEBİ

Page 243: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

NURSEL ARAS

ŞABAN AKBABA ÖYKÜCÜLÜĞÜ

Karşılıklı yaptığımız bir söyleşinden kısa bir alıntı yaptığımda; Şaban Akbaba, kendi söylemiyle, Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Bardaklı köyünde doğmuş olması nedeniyle, bembeyaz karın, ısırgan gibi dalayan ayazın kavruk çocuğu; yaz sıcaklarının cehenneme çevirdiği bozkırların yalnız atlısı; çiçeğin çiçeği çağırdığı bahar çayırlarının ve yabani haşhaşların süslediği yayla meralarının hüzünlü oğludur.

Caminin, Kur’an’ın, Mevlüt’ün, ilahilerin teslim aldığı bir çocukluk ve gençlik dönemi yaşadıktan sonra Kars Eğitim Enstitüsü’nü bitirerek, Anadolu’nun yoksul köylerinde ilkokul öğretmenliğine atanır.

İşte asıl masal da burada başlar Şaban Akbaba için… Sürekli okur. İslam dinini İhya-i Ulumud-Din’den, Fizilal-il Kur’an’a, Necip Fazıl şiirinden, Minyeli Abdullah romanına kadar… Ardından metafiziği, daha sonra da materyalizmi öğrenme bilincine ulaşır. İlk bağlama çaldığı yıllarda yazdığı ilk şiiri “Eğitim Mücadelesi Dergisi”nde yayımlanır. Toplumcu gerçekçiliğinin ilk ciddi şiirleri ise, “Güneşin Konağı” kitabıyla okurun karşısına çıkar.

12 Eylül 1980 faşist darbesi kıyımının sürdüğü yıllarda, köylerde ilkokul öğretmenliği yapan Şaban Akbaba, çocuklar için yazılmış kitapların da cezalandırıldığını; üstlerine “tahditlidir” damgası vurdurularak okullara sokulmasının yasaklandığını ya da toplatıldığını görünce çok üzülür. Çocuklar kitapsızdır artık. Okuyabilecekleri kayda değer

Page 244: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

nitelikli hiçbir eser kalmamıştır ortalıkta. Yazan kişi olarak kendini sorumlu hisseder, durumdan vazife çıkarır ve büyükler için yazdığı şiirlerin yanı sıra çocuklar için de yazmaya başlar. Yazdıklarını önce öğrencilerine okur, onlardan aldığı eleştiriler doğrultusunda geliştirdiği metinleri, şiir, öykü ve roman olarak kitaplaştırır. Ancak çocuk şiirlerini ve çocuk öykülerini daha fazla önemser. Çünkü bir saptamasına göre; edebiyatımızın en zayıf halkası çocuk edebiyatı, çocuk edebiyatının da en zayıf halkası öykü ve şiirdir.

Çocuk edebiyatımızdaki bu halkaları iyice zayıflatan olgulara gelince… Bu konuda da ilginç ve biraz da sert bir bakış açısı sunuyor Şaban Akbaba. “Bir emperyalist sanat anlayışı ve saldırı aracı olan Postmodernizmin hegemonyasına teslim olan yazar ve şairlerimiz, deve kuşu örneği başlarını kuma gömüp yaptıklarının, ürettiklerinin sanat olduğunu sanarak avunuyorlar. O kadar ki, bu anlayışın kalemşorları çocuklar için öykü ya da şiir üretemedikleri gibi,

1.Atussa:Prusa’dan önce kurulduğu varsayılan küçük bir kent.2 .Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bursa’da Zaman” adlı şiirinden...3 .Hannibal:Prusa’nın kuruluşunda katkısı olmuş Kartacalı komutan.4 .Osmanlı döneminde Bursa’da yapılan “Eguvan Şenliği” çağrışımı.5 Bursa Çekmesi:Bir yol ipek,bir yol iplikten dokunan Bursa kumaşı.6 Evliya Çelebi’nin “Seyehatname”sinden Bursa tanımlaması.7 “Kule-i Cihan:Uludağ’ın en üst noktası.8. Şeyh Küşteri:Karagöz-Hacivat oyununun yaratıcısı.9 Bakacak:Uludağ’ın Bursa’ya bakılan kuzey bir noktası.10 Thedora:Kaplıcaya girmek üzere sık sık Prusa’ya gelen Bizans Kraliçesi.11 Pythia:Çekirge’nin Bitinya dönemindeki adı.12 Sarıkız:Sarıkız adlı Bursa efsanesinin kahramanı.13 Beyce:Orhaneli’nin eski adı.14 Yazarın,krom madenini konu alan bir öyküsünün adı.15 Homeros’un İlyada adlı destanından bir dize... Homeros’a göre Zeus’un bu toplantıyı yaptığı Olympos,Yaunanistan’daki,ama başka kimi yorumculara göre de Bursa’daki Olympos’tur.16 Msyius:Uludağ ve geniş çevresi.17 Keşiş Kayası:Uludağ’daki kayalıklardan biri.18 Şüşter Bağı:Yıldırım Külliyesi’nin bulunduğu bölgenin eski adı.19 Misk-i Amber Diyarı:Karslı aşıkların Bursa tanımlaması.20 Hüsn-ü Güzel:Bursa’da bir kaplıca hamamının adı.21 Hera:Tanrı Zeus’un kardeşi ve eşi.22 Duğulu Baba:Osmanlı döneminde ordunun önünden giden ve tahta kılıç taşıyan bir ermiş.Barış simgesi.23 Eski Tutukevi:Nâzım’ın yattığı,müze olması gerekirken yıkılarak yerine beton bir bina(adliye Sarayı) yapılan eski hapishane.

Page 245: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

kitleler için, onların önünde okuyabilecekleri öykü ve şiir de üretememektedirler. Kaldı ki, emperyalizm sanatı bir uyutma, sömürme aracı olarak bunlar eliyle kullanırken bunlar sanatın bir işe yaramaması gerektiğini savunuyorlar. Bundan büyük aymazlık olamaz!” diyor.

“Gülderen’in Dedesi” ve “Kafessiz bir Dünya” adlı çocuklar için yazdığı kitaplarında yer alan öykülerin kahramanları çoğunlukla yine çocuklardan oluşur. Burada amaçlanan şey; bilişsel, duyuşsal, devinişsel gelişim özellikleri göz önüne alınarak, çocukları çocuklara anlatmaktır. Onların hayal dünyasına girerek, özensizce geliştirdiğimiz çarpık kentlerimizde; caddelerden, sokaklardan, ara yollardan men edilen, hatta yasaklar ve ayıplar içerisinde büyümeye mahkum edilmiş çocuklarımızın beyinlerinde somut gerçeklikle soyutun bağlantılarını kurmalarına katkıda bulunmak isteğiyle yazıyor. Onlara hilesiz, katıksız, yalansız, ama bol ışıklı, umut veren bir dünya oluşturmanın dinamiklerini sunuyor. Bunu yaparken, yaşanan ve çoğuna çocukların yakından tanık olduğu yaşamın acımasız yanlarını göstermekten de kaçınmıyor. Çünkü gerçekten de yaşam, çocuklar için de o kadar saf, yalnızca iyiliklerden, güzelliklerden ibaret değildir.

Yazarın toplumcu gerçekçi anlayışının izlerini öykülerinin hemen hemen tümünde görmek mümkün. Ancak bunu didaktik söylemlerle ya da açık politik tavırlarla değil, sanatsallığın gerektirdiği ölçülerde hissettiriyor ve bildiri kadar sanata, sanat kadar da bildiriye önem veriyor. Temel kaygısının insana ve çocuğa dair olduğunu hemen görebiliyoruz. Kısası; çocuk edebiyatı alanında bile suya sabuna dokunur türden ürünler veriyor.

Sonrasında büyükler için yazılmış iki öykü kitabı... “Nazik kız” ve “Che Sevgisi.”… Nazik Kız’da sekiz, Che Sevgisi’nde ise yirmi iki öykü yer alıyor. Toplamda otuz

Page 246: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

öyküye baktığımızda, Şaban Akbaba öykülerinin temelinde, üç faklı coğrafyanın izlerini görüyoruz. İlki; Bardaklı köyünde doğduğu ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde/ köylerinde öğretmenlik yaptığı için genel anlamda Anadolu coğrafyası, ikincisi; uzun süredir Bursa’da yaşadığı için Bursa ve civarı, üçüncüsü ise; Türk çocuklarına öğretmenlik yapmak üzere 5 yıllığına gittiği Almanya… Hamburger Yazılar’ı adlı düzyazılar toplamında ve Che Sevgisi adlı öykü kitabında, hem Almanya’dan, hem de ülkemizden insanlara ait öyküler yer almaktadır. Pek çok edebiyatçı gibi kendi edebiyatını yaratmaya çalışan Şaban Akbaba için de eserlerinde kurgu ve dil kullanımı kadar önemlidir mekân… Çünkü yazıda derinleşmek ancak böyle mümkündür. En fantastik öyküleri anlatırken bile yaşantının kendisine, insanî olana, olabildiğince yakınlaşma olanağını bulur.

Coğrafi mekân sözkonusu olduğunda belirtmeden geçemeyeceğim bir ayrıntı da Şaban Akbaba’nın öykülerindeki Bursa gerçekliğidir. Onun öykülerindeki mekânlar arasında Kars’ın, Hamburg’un, ama en çok da Bursa’nın öne çıktığını görüyoruz. Çocuklar için de, büyükler için de yazdığı öykülerinde Bursa çok yönlü özellikleriyle ve mekân olarak sıkça yer almaktadır. Şaban Akbaba’nın öykülerini okurken, kent yapısıyla Gülderen’in Dedesi’nde, kırsal yapısıyla da hem Nazik Kız’da, hem de Che Sevgisi’nde Bursa’nın ince ayrıntılarında geziniriz.

Çehov, Brecht, Goethe, Neruda, Vasili Şukşin, Sabahattin Âli gibi çağdaş, toplumcu yazarlardan aldığı etkiyle Şaban Akbaba öyküleri teknik anlamda bir yanıyla batılı gibi görünse de asıl yanıyla doğuludur. Doğuludur, çünkü; kültürel kökeninde, farklı kültürlerin kavşağı olan Kars ve mesleği nedeniyle yıllarca gezinmek zorunda kaldığı Anadolu var. Doğu insanının yaşam biçimi, kadim anlatıları, meselleri, yöresel yemekleri, türküleri- ağıtları, acıları,

Page 247: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

sevinçleri, yoksullukları, gelenek- görenekleri ve konuşulan değişik şiveler/ ağızlar, onun öyküleri aracılığıyla okura ulaşır. Bunun diğer bir anlamı da, bir bakıma onun, yaşadığı metropol kent olan Bursa’dan, ülkemizin en kırsal yerlerinden biri olan Kars’a kadar yaptığı içsel yolculukların öyküsel anlatımıdır. Bu yolculukların tümü kentle köyün yakıcı bireşiminin ağır yükünü taşır. Bursa’da yüreğini kavuran yangın ateşinin harflere dökülmesi/ dönüşmesi, sanki, Bardaklı köyünde yaşayan insanlara adanan bir ağıt gibidir (Che Sevgisi, Bursa’da Yangın)…

Bölümlendirilmiş, ölçülebilir kısacık zaman dilimleri arasına sıkıştırılan, hatta adına da modern yaşam denilerek, insanları; ailesinden, dostlarından, arkadaşlarından, aşklarından, sevdiklerinden, anılarından uzaklaştıran, onları doğanın dışına atan ve hem kendine hem de doğaya yabancı varlıklar haline getiren sanayinin, makinelerin aksine Şaban Akbaba öykülerinde; doğaya ait her şeyi bir kez daha görebiliyor, doğanın nefes alıp verdiğini hissedebiliyoruz. Böylesi bir devinim içinde olduğumuzu anımsayarak sistemlerin ürettiği korkulardan, hurâfelerden, hortlaklardan sıyrılabilmek için gerekli olan kendi düşünce yeteneğimizi de görebiliyoruz.

Öykü üzerine teorik yazılar da yazan Şaban Akbaba’nın, öykücülüğümüze şematik yaklaşımla kattığı bakış açısı bana ilginç geldi. Ona göre Türkiye öykücülüğünün gelişim serüveni “beş taşlar” üzerine oturan halkalar halindedir. Birinci, ikinci, üçüncü beş taşları vardır öykücülüğümüzün. Dördüncü halkada taş sayısı ikiye, üçe düşmekte ve giderek son halkada “öykücülüğümüz tekdüze”leşmektedir. Beş taşların her birinin, değişik düşün, yaşam, algı ve sanatsal üretim kanallarını temsil ettiğini belirten Şaban Akbaba,

Page 248: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

öykücülüğümüzün “beş taşları” adını verdiği dönemlerinin, aynı zamanda harmanlama, sentez yapabilme yeteneğinin de olduğu dönemler olduğunu ileri sürmekte ve günümüz egemen öykücülüğünün tümüyle bu yeteneğini yitirdiğini, postmodernizmin egemenliğine girdiğini, yozlaştığını, hatta büyük oranda hiçleştiğini savlamaktadır.

Tam da buradan baktığımızda Şaban Akbaba öykücülüğünün iki önemli özelliğinin olduğunu görüyoruz: Bir; öykücülüğümüzün geleneğinde olan eleştirel ve toplumcu damarların bireşimi, iki; postmodern öykü anlayışıyla toplumcu öykü anlayışının bireşimi…

Sanatta içerik(özle), biçim(sanatsal kalıbın) diyalektik bütünlüğünün başarılması gerektiğini hassasiyetle savunan Şaban Akbaba kendi öykülerinde bunu başarmaya çalışmaktadır. Özellikle “Che’nin Sevgilisi” adlı kitabındaki kısa öyküler bu bağlamda onun amacına ulaştığının kanıtı gibidir. Okurken sanat tadı aldığımız kadar, birey, toplum, evren sorunsallarının da içine dalıyor, oralardaki ayrıntılarda geziniyoruz.

Hayatın kendisinden, öykülerin kaynağına gidebilmek, böyle bir şey olsa gerek.

Page 249: ŞABAN AKBABA · Web viewŞaban AKBABA. örneklerle. BURSA’DA YAZIN (EDEBİYAT) Bursa’da Yazın’ın ayrıntılarıyla ilgili “Kaynakça”da adı geçen yapıtların ve o

249