9 437 7.5 TL KESENIN AGZI · mak için “2. Teknoloji Transfer Ofisleri Buluşma-sı”nda bir...
Transcript of 9 437 7.5 TL KESENIN AGZI · mak için “2. Teknoloji Transfer Ofisleri Buluşma-sı”nda bir...
ÜRETEN TÜRKİYE’NİN GAZETESİ
/sanayigazetesi.com.tr /sanayigazetesi sanayigazetesi@
Yıl: 9 Sayı: 437 Fiyatı: 7.5 TL 22 Ekim - 28 Ekim 2018
Bülent ÇEBİN
Son Kaynak Tedarik Tarife-si’nde merak edilenler - 1
09 Salih KESKİN Özgür EYİOL Prof. Dr.Hamit SERBEST
01
TÜRK SANAYİSİNDE İVME YÜKSELİYOR
Sanayi üretimi, ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,7 arttı. İlk sekiz aydaki sanayi üretiminde artış ise yüzde 6,6 oldu. En dikkat çekici gelişme ise yüksek teknolojili ürünlerin üretiminde gözlendi. Yüksek teknolojili ürünlerin üretimi yıllık yüzde 26,8 arttı. 2018 yılı Ağustos ayında maden-cilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1,2 artış gösterdi.
TÜBİTAK ARDEBHIZ KESMEDİ
Sanayi için yürütülen bilimsel araştırmaların en büyük destek-çisi TÜBİTAK, Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) aracılığıyla yürüttüğü destek prog-ramlarının bütçesini büyüttü. 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Projelerini Destekleme Programı bütçesi 14 yılda yüzde 100 artarak 720 bin liraya çıktı.
EKİCİ PEYNİRDENYATIRIM ROTASI
Antalya OSB’nin büyük firmalarından yerli peynir markası Ekici, Türkiye’ye yatırım yapmaya de-vam ediyor. Ekici Peynir Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Ekici, “2018 yılında geçen seneye oranla
üç kat fazla yatırım yaptık” dedi.
İKİTELLİ OSB’DENYENİ YER TALEBİ
İkitelli OSB Başkanı Nihat Tunalı, İstanbul sanayisinin doymuşlu-ğunu hatırlatarak, “Biz artık buraya sığmaz
olduk. Bizlere İstanbul ve çevresinde en yakın
ulaşılabilecek yerlerde bedeli mukabilinde yer tahsisi yapılsın” dedi.
EN BAŞARILIGİRİŞİMCİLERE ÖDÜL
Girişimcilik, teknoloji ve ihracat alanlarında girişimciler yetiştiren TİM-TEB Girişim Evleri’nden 10 başarılı girişimci ödüle layık görüldü. 2015’ten itibaren Türkiye’nin geleceğine ışık tutan girişim-cilere katkı sağlayacak TİM-TEB Girişim Evleri’ni açmaya başladıklarını belirten TİM Başkanı İsmail Gülle, bugüne kadar 650’den fazla girişimci yetiştir-diklerini kaydetti.
TEKNOLOJİNİNYILDIZI PARLADI
Güncel durumlarını ve gelecek planlarını tartış-mak için “2. Teknoloji Transfer Ofisleri Buluşma-sı”nda bir araya gelen akademisyenler, sanayiciler ve bürokratlar, Türkiye’de TTO’ların fotoğrafını çekti ve yol haritalarını çıkardı. Etkinlikte konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürü Bilal Macit, TTO’ların kurumsallaşmasının önemine dikkat çekti.
SAVUNMAYA“NÜKLEER” GÖREV
Nükleer Mühendisler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Şule Er-gün, Türkiye’deki savun-ma sanayi firmalarının nükleer enerji alanına
yoğunlaşabileceğini söyle-di. “Yerlileştirme sorunlarının
üstesinden gelmek için savunma sanayi firmala-rının nükleer enerji alanında yer alması gerekiyor” diyen Doç. Dr. Ergün, “Kalite kültürü, iş bitirme yetkinlikleri, özel malzemelerin kullanımı, tasarım kabiliyeti, kalifiye insan gücü, yenileşime açıklık ve tecrübe gibi konularda savunma sanayi firmaları daha yetkin” değerlendirmesini yaptı.
02
03
06
10
05 04
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, milli gelir içindeki Ar-Ge harcamalarının son 14 yılda 2 kat arttığını, teknoparklara 750 milyon lira ödenek
sağlandığını söyledi.
KESENIN AGZI AR-GE ICIN ACILDI
Bulmaca
Teknoloji ……. Ofisi…
Kısa adı AHİKA olan, ……. Kalkınma Ajansı…
İYTE’deki (Teknopark İzmir’deki) TTO’nun adı…
08
YAZI DİZİSİ07
09 09 10
İnovasyon için hangi ülke ne yapmalı?
Başarılı pazarlamanın 4. adımı: “İletişim - 2. Bölüm”
Yıldız TTO, teknoloji transfer ofislerini buluşturdu
MALİYETLERE “FREN” TALEBİBirbiri ardına gelen zamlarla elektrik ve doğal
gaz maliyeti artan OSB’ler, mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyor. OSB Üst Kuruluşu
(OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, “OSB’le-rin 2017 yılında sanayide kullanılan 138
milyar kilovat saat elektriğin yüzde 29’unu kullandığını belirterek, “Son
dönemde enerji ile ilgili çok ciddi maliyet artışlarıyla karşı karşıya-yız. Mutlaka OSB’lerdeki enerji
maliyetlerini aşağı çekecek yeni düzenlemeler yapılmalı” dedi.
“Dağıtım şirketi karşılamalı” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzen-lenen Enerji Tüketici Zirvesi’nde konuşan Kütükcü, geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren “Doğal Gaz Dağı-tım Şirketleri tarafından OSB’lerde Dağıtım Faaliyeti Gerçekleştirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar”ın da yeni-den gözden geçirilmesini istedi. OSBÜK Başkanı, “Ya-yımlanan usul ve esaslarda, ‘dağıtım şirketinin talebi halinde gerektiğinde, OSB içerisindeki işletme binası yapılabilecek yer tahsisi bedelsiz olarak yapılır’ ifadesi düzenlenmeli. OSB’lerde doğal gaz şebekesi yapılması sonucunda bozulan her türlü yüzey kaplamaların eski haline getirilmesi dağıtım şirketinin sorumluluğunda
olmalı” diye konuştu.
Ulusal ve uluslararası bankacılık ve finans sektörünü izleyecek ve analizler yaparak raporlayacak olan Finans Ofis Başkanlığına, Cumhurbaşkanı Kararı ile Prof. Dr. Göksel Aşan atandı. Lisans eğitimini İstanbul Üniver-sitesi Maliye Bölümünde 1987 yılında tamam-layan Aşan, daha sonra aynı yerde araştırma görevlisi olarak çalıştı. Göksel Aşan, doktora derecesini aldıktan sonra 1998 yılından iti-baren İstanbul Bilgi Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev aldı. Uzun yıllardır İstanbul Bilgi Üniversitesinde çeşitli görevler yapan Aşan, ayrıca İstinye Üniversitesi ve Aydın Üniversitesinde de dersler verdi.
FİNANS OFİSİNEMALİYECİ BAŞKAN
Elektrik ve doğal gaz faturalarında
yaşanan artışa karşı
sanayiciler, yeni bir düzenleme
yapılmasını istiyor.
İNOVASYON KARNESİ GÖZ DOLDURDU
Türkiye’nin Ar-Ge ve inovasyon alanında son yıllarda sağladığı başarı dikkat çekici boyutlara ulaştı. Milli teknoloji, güçlü sanayi vizyonuyla çıkılan yolda, bürokrasi azaltıldı, araştırmacıların ve girişimcilerin kaynaklara daha hızlı erişebilmesi sağlandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, geçtiğimiz 14 senede Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları, Ar-Ge kültürü ve insan kaynağı bakımından ciddi bir mesafe kaydettiğini belirterek, “Milli gelir içindeki Ar-Ge harcamalarının payını ikiye katladık. Özel sektörün Ar-Ge harcamaları içindeki payını yüzde 29’dan yüzde 54’e yükselttik” dedi.
İKİ KAT ARTTI
Bakan Varank, beşeri sermaye olmaksızın sadece hibe ve desteklerle yapısal dönüşümü gerçekleştirmenin mümkün olmadığını vurguladı. “Sanayi Doktora Programı” ve “Bilim İnsanlarının Yurda Dönüş Seferberliği Programı”na değinen Varank, tersine beyin göçünü sağlamak adına Uluslararası Lider Araştırmacılar destek programını tasarladıklarını da dile getirdi. Varank, “Bu programı daha önce Cumhurbaşkanımız ilan etmişti. İnşallah, biz şu anda altını dolduruyoruz, yakında çağrıya çıkılacak. Bu program, araştırmacılara sağlanan imkânlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği taşıyor” değerlendirmesini yaptı.
TERSİNE BEYİN GÖÇÜ
Mimar ve Mühendisler Grubu’nca düzenlenen 3. Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi’nde önemli açıklamalarda bulunan Varank, 14 yılda teknoparklara da 750 milyon lira ödenek sağlandığını söyledi. Firmalara sunulan destek ve teşvikler hakkında bilgi veren Varank, “Ekonomimizin bel kemiği olan KOBİ’ler için KOSGEB aracılığıyla bir dizi Ar-Ge desteği sunuyoruz. KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı’yla teknoloji tabanlı ve ihracata yönelik üretimi teşvik ediyoruz” diye konuştu. TÜBİTAK aracılığıyla özel sektöre, üniversitelere ve araştırmacılara yönelik teşvikler verdiklerini hatırlatan Bakan, “Özel sektör için TEYDEB, Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması ve Bireysel Genç Girişimci Programı desteklerimiz aktif bir şekilde devam ediyor” dedi.
TGB’LERE 750 MİLYON TL
Ar-Ge merkezi sayısı: 998
Ar-Ge personeli sayısı: 54 bin
Biten proje sayısı: 21 bin
Faal TGB sayısı: 58
TGB firma sayısı: 5.068
Devam eden proje sayısı:
12 bin
TGB’lerdeki istihdam sayısı:
50.000
02
22 Ekim - 28 Ekim 2018 Yeni Nesil Haber
cilik
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi02 ROPORTAJ
SANAYİCİLER, BU TREN KAÇMASIN!
Türkiye’nin ‘nükleer enerji’ alanında yetiştirdiği önemli isimlerden biri olan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şule Ergün, savunma sanayi firmalarına ışık yaktı. Nükleer enerji sektörünün gelecek vadettiğini söyleyen Ergün, tasarım ve iş
gücü bağlamında yetkin Türk firmalarına sahip olduğumuzu dile getirdi.
SAVUNMAFIRMALARINA CAGRI
NÜKLEER ZİRVESİNEGERİ SAYIMNükleer Enerji Santralleri hakkında bilgi verir misiniz?Nükleer enerji alanında faaliyet gösteren firmalar 6. Uluslararası Nükleer Santraller Zirvesi’nde, 5-6 Mart’ta İstanbul’da buluşa-cak. 2019’da bir araya gelecek yerli ve uluslararası firmalar
Türkiye için son derece önemli. Düzenlenecek olan zirvenin Türk firmaları için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Sanayi firmalarının nükleer enerji alanında faaliyet göster-mesi gerekiyor. Zirvenin ufukları açacağını düşünüyorum.
DÜNYADAN VETÜRKİYE’DEN ÖRNEKLERTürkiye’den örnek sayabilir misiniz?STM yerlileştirme çalışmaları, Figes nükleer güvenlik, ileri reaktör tasarımı, Gedik Döküm nükleer projeler için Sheffield Forgemasters ile iş birliği
yapıyor.Türkiye’de nükleer enerji konu-sunda iş yapabilecek firmalar bu konuda oldukça çekimser kalıyor, bu konuda yeteri kadar yetkinliği olmayan firmalar ise iş yapabilmek için can atıyor.
“YETKİN FİRMALARIMIZ VAR” Bu sorunların üstesinden nasıl gelinebilir?Yerlileştirme sorunlarının üs-tesinden gelmek için savunma sanayi firmalarının nükleer enerji alanında yer alması gere-kiyor. Kalite kültürü, iş bitirme yetkinlikleri, özel malzemelerin kullanımı, tasarım kabiliyeti, kalifiye insan gücü, yenileşime açıklık ve tecrübe gibi konularda
savunma sanayi firmaları daha yetkin. Dünyada bunun çeşitli örnekleri bulunuyor. Rolls-Roy-ce ileri imalat, küçük modüler reaktörler, yerlileştirme, Thales veri işleme, control sistemleri, iletişim ekipmanları, Airbus nükleer güvenlik, kalifikasyon, Bechtel inşaat, proje yönetimi, Asaldo Energia türbinler konu-sunda yatırımlar yapıyor.
BAŞKA ÜLKELERE AÇIK KAPIYatırımlara katkısı nedir?Yatırım maliyetleri oldukça yüksek. Bu yatırımların bir kısmı ürün ve hizmet olarak o ülkenin firmaları tarafından sağlanabiliyorsa önemli bir katkı oluşturuyor. Siz nükleer santrale
ürün sağlayan bir firmaysanız eğer, bu sizi nükleer alana sokmuş oluyor. Sadece kendi ülkenize değil başka ülkelerdeki nükleer enerji projelerine de iş yapabiliyorsunuz.
SÜREKLİ VE GÜVENLİELEKTRİKNükleer enerji santrali ne gibi katkılar sağlıyor?Bir ülkenin nükleer santrali olması sürekli ve güvenli elekt-rik üretmeyi sağlar. Zamanın yüzde 90’ında sizin istediğiniz seviyede kesintisiz elektrik üretilebilir. Dolayısıyla güneş
yok, rüzgâr yok durumu olmaz. Bu gerçekten elektrik ihtiyacı olan bir ülke için çok önemli bir durum. Nükleer santrallerin ülkelere farklı katkıları olabiliyor. Özellikle inşaatları büyük pro-jeler olduğu için işletmelerinde fazla sayıda insan çalışabiliyor.
“ÇİN ÖNEMLİ BİRÜRETİCİ OLACAK”Dünyada nükleer enerji teknolojileri geliştiren kaç ülke var?ABD, Fransa teknolojiyi geliştiren ülkeler. Kore ve Japonya ise teknolojiyi transfer ediyorlar. Ruslar tamamen kendi teknolojilerini üretmiş durumda. Bu ülkeler arasında Kanada’yı unutmamak gereki-
yor. Almanlar ise kısmen kendi teknolojilerini üretti. İngiltere kendi bazı teknolojilerini geliştir-miş durumda ama çok uyum sağlayamadılar. İngiltere de teknoloji alıcısı ülkeler arasında yer alıyor. İlerleyen zamanlarda Çin, önemli bir teknoloji üreticisi haline gelecek.
NÜKLEER ENERJİNİN SESİ OLUYORLAR
Dünya için stratejik bir enerji kaynağı haline gelen, az yer ve maliyetle yüksek enerjiler üreten ve işgücü anlamında firmalara büyük katkılar sağla-yan nükleer enerji santrallerinin yerlileştirilmesi büyük önem arz ediyor. Türkiye’nin nükleer ala-
nında öncü kurumlarından olan Nükleer Mühendisler Derneği
(NMD)’nin Yönetim Kurulu Üyesi olan ve bu konuda önemli çalışmalar yürüten alanının yetkin isimlerinden Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şule
Ergün, Sanayi Gazete-sinin sorularını yanıtladı.
Türkiye’deki savunma sanayi firmalarının nükleer enerji alanına yoğunlaşabileceğini ve dünyada bunun örneklerinin bulunduğunu belirten Ergün, Akkuyu sürecini de değerlen-dirdi. Rusların Akkuyu’da Türk firmalarına kolaylık sağlamadı-ğını dile getiren Ergün, sektörde yaşanan pürüzlere de parmak bastı.
Nükleer Enerji Derneği
Doç Dr. Şule ErgünNükleer Enerji Savunma Sanayi,
Nükleer, Yerlileştirme
Ümit UÇAR [email protected]
TÜRK FİRMALARININAKKUYU İMTİHANINükleer enerji santrallerinin yerlileşmesi konusunda neler söyleyebilirsiniz?Nükleer enerjinin yerlileştirilme-sinde yaşanılan birçok problem var. 20 milyar dolarlık Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’ni inşa eden Ruslar işi ağırdan alıyorlar.
Nükleer enerji santrallerinin yapımında yer alacak Türk fir-malara kolaylık sağlanmıyor ve birçok şirket bu durumdan ra-hatsız. Bu denli önemli projeler ağır yapılabilir ancak suistimal edilmemesi gerekiyor.
YERLİLEŞTİRME SORUNLARIHangi konularda sorunlar yaşanıyor?“Nükleer kod ve standartlara adaptasyon konusunda sorunlar yaşanıyor. Ürün sertifikas-yonları, deneyim yetersizliği,
işletmelerin alım garantisi vermemesi, yüksek yatırım maliyetleri, kalifiye teknik insan kaynakları konularında sıkıntılar yaşanıyor”
KÜÇÜK ÇEKİRDEKTENBÜYÜK ENERJİNükleer enerji nedir, kısaca açıklar mısınız?Nükleer enerji atom çekirdekle-rinin bölünmesiyle açığa çıkan bir enerji, kömür santrali ya da doğal gaz yaptığımız şey onların yanmasından açığa çıkan kim-yasal enerjiyi önce ısı enerjisine çeviriyorsunuz sonra bu ısı enerjisini bir akışkan yardımıyla kullanarak buhar üretiyorsunuz. Daha sonra da elektrik üreterek işlem sonlanıyor. Buhar üretip, elektrik üretme kısmı zaten kö-mür santralleri ile aynı. Sadece nükleer reaktörlerde kömürü yakmak yerine, ısı enerjisini çekirdek bölünmesinden elde ediyorsunuz. Çekirdek bölün-
mesi dediğimiz zaman atomun çekirdeğinin bölünmesinden çok büyük miktarda, o küçücük çekirdekten büyük miktarda enerji açığa çıkarıyorsunuz. Çok küçük bir alanda, çok küçük bir hacimde, çok büyük miktarda enerji üretiyorsunuz. Örneğin 1 kilometrekarelik bir nükleer santral alanında 1200-1300 megavat elektrik üretiyorsunuz. Bu enerjiyi elde ederken ortaya radyasyon çıkarıyoruz. İnsanı-mızın hoşuna gitmeyen kısım bu. Bunun için de yapılması gereken, radyoaktif maddelerin ve radyasyonun dışarı çıkmasını önleyecek tedbirler almak.
Türkiye genelinde marka haline gelen “Ambalaj Ay Yıldızları 2018” yarışmasında finale kalanlar, törende ödüllerine kavuştu. 209 başvurunun yapıldığı, 113 ambalajın finale kaldığı yarışmaya en fazla başvuru gıda, grafik tasarım ve içecek kategorilerinde olurken, toplam başvuruların yaklaşık yüzde 55’ini bu üç kategori oluşturdu. En fazla başvuru ise 50 ürün ile gıda
kategorisinde gerçekleşti. Gıda kategorisini 41 başvuruyla grafik tasarım, 24 başvuruyla içecek kategorisi takip etti. Yarışmayı değerlendiren Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Başkanı Zeki Sarıbe-kir, 2018 yılında ambalaj sektörü olarak, en az 23 milyar dolar pazar büyüklüğü ve 4,5-5 milyar dolar ihracat hedefine ulaşacaklarına inandıklarını söyledi.
Ambalajın“ay yıldız”ları
Trabzon Arsin OSB Başkanı Erkut Çelebi, mesleki eğitim ile sanayi iş birliğinin
öncelikli konuları arasında yer aldığını belirterek, “Meslek lisesinin memleket meselesi olduğunu düşünüyor ve bu liselerden mezun olan öğrencilerimizin donanımlı,
mesleklerinin gereklerini yerine getiren, mesleklerini severek icra eden bireyler olmalarını arzu ediyo-ruz” dedi. Arsin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Süleyman Gümüş, Çelebi’yi ziyaret ederek, Trabzon Arsin OSB’de bulunan yeni binalarına taşındıktan sonraki süreçte kendilerine gösterdikleri maddi ve manevi desteklerden dolayı teşekkür etti.
Meslek lisesimemleket meselesi
Yeni Nesil Haber
cilik SANAYI
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi03
03
22 Ekim - 28 Ekim 2018
MEVCUT ALAN YETERSİZ KALDI
30 bine yakın firmaya ev sahipliği yapan dev sanayi üssü İkitelli OSB, mevcut alanın yetersiz kalmasıyla yeni yer talebinde bulundu. OSB Başkanı Nihat Tunalı, “Bizlere İstanbul ve çevresinde en yakın ulaşılabilecek yerlerde bedeli mukabilinde yer tahsisi yapılsın” dedi.
IKITELLI OSBYER ISTIYOR
DÖNÜŞÜM ŞART
İstanbul İl Müdürü Yüksek Mimar Ümit Ünal ise, sanayide yerli ve milli üretimin öneminin Afrin ve Zeytin Dalı Operasyon-ları ile iyice belirginleştiğini söy-ledi. Sanayide milli ve yerli dö-nüşümün bir gereklilik olduğunu
anlatan Ünal, “2023 hedeflerine giderken eğer dünyanın en büyük 10’uncu ekonomisi olmak istiyorsak, tüm iç ve dış manipü-lasyonlara, algı operasyonlarına rağmen eğer 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak isti-yorsak sanayide yerli ve milli dönüşümü yapmak zorundayız” dedi. Türkiye’nin son 10 yılda Ar-Ge ve inovasyonda büyük ilerleme kaydettiğini belirten Ünal, “Teknopark sayımız 57’ye ulaştı. 10 yıl önce Ar-Ge’den bahsedilmezken, bugün bine yakın Ar-Ge merkezimiz oldu” diye konuştu.
“YERLİ ÜRETİM STRATEJİKDURUŞTUR”Uluslararası piyasada rekabet eden şirketler gibi ülkelerin de bir yarışın içinde olduğunu kaydeden Tunalı, bu yarışta bay-rağı kaldırmanın tek yolunun “milli ve yerli üretim” olduğunu söyledi. Nihat Tunalı, “Sanayide milli ve yerli üretim, Türkiye’nin global ölçüde daha da etkin bir güç olmasına ve sürdürülebilir büyüme sergileyebilmesine katkıda bulunacaktır. Sanayide üretim yeteneğinin gelişmesi ve bilgi birikiminin artması için yeni
yapılara, yeni stratejik yaklaşım-lara ve desteklere ihtiyaç var. Milli ve yerli üretim, bizim için stratejik bir yaklaşım ve stratejik bir duruştur. Özellikle orta ve yüksek teknolojili ürünlerde milli ve yerli üretim ağının genişletil-mesi, dünya ekonomisinde söz sahibi olabilmemizi sağlayacak-tır. Güçlü bir Türkiye için yerli ve milli üretim şarttır. Türkiye artık milli ve yerli üretimi bir kalkınma politikası olarak benimsemiştir” değerlendirmesini yaptı.
60-70 İLDEN FAZLAİkitelli OSB Başkanı Tunalı, enerji zamlarına da değindi. Elektriğe son 8 ay içinde yüzde 117 zam geldiğini dile getiren Tunalı, “Daha önce dağıtım lisansımız olduğu için ihaleye çıkıyor, enerji üreten firmalardan en ucuza enerjiyi alıyor, aldığımız fiyata da iletip dağıtımını yapıyorduk. EPDK’nın çıkardığı bir değişiklikle tek terimli tari-feden 50 milyon kilovat saati aşan elektrik kullanan sanayi kuruluşları yüksek tüketimli
aboneler olarak kabul edildi ve ‘Son Kaynak Tedarik Tarifesi’yle faturalandırıldı. Bizim tek bir işletmemiz bu rakamı aşıyor, biz milyonlarca kilovat saat elektrik tüketiyoruz. Bu da 60-70 ilden fazla aylık elektrik tüketimimiz olduğu anlamına geliyor. Bu dü-zenlemeyle, OSB dışında kalan enerji tüketenden daha pahalıya enerji tüketir hale dönüştük. Bunu ilgili kurum ve kuruluşlara ilettik” diye konuştu.
YER SIKINTISI VURGUSUBünyelerindeki firmaların yer sı-kıntısı çektiğine değinen Tunalı, devletten destek istedi. Tunalı, bulundukları bölgeye 30 küsur yıl önce gelip yerleştiklerini, o dönemde OSB çevresinde hiçbir bulunmadığını anımsatarak, şöyle devam etti:“ O dönemlerde buraya gelince dükkan metrekarelerimiz büyümüştü, çok büyük yerlerde çalışıyoruz zannetmiştik. Gelgelelim teknoloji gelişti, şartlar değişti, İkitelli OSB de-nilen alanda kuş uçmaz kervan geçmezken, dört bir yanımız konut oldu. Yine eskisi gibi şehrin göbeğinde kaldık. Bizler büyümek istiyoruz. Ülke ekono-
misine katkı sağlamak istiyoruz. Bizlere İstanbul ve çevresinde en yakın ulaşılabilecek yerlerde bedeli mukabilinde yer tahsisi yapılsın. Büyümek isteyen, istihdam yaratmak isteyen, ülke ekonomisine katkı sağlamak isteyen 30 bin iş yerinden bazı-ları derhal oraya gitsin. Devlet katkısı da olmadan, bedelini de ödeyerek, iş yerini de kendimiz yaparak taşınmak istiyoruz. Bu, TOKİ, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı marifetiyle ama diğer kanallarla yapılabilir. Elimizden tutun, destek olun. Bedelini ödeyelim, ülke ekonomisine katkı sağlayalım.”
10 MİLYAR DOLARLIK KATKI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü, KOSGEB, İstanbul İkitelli OSB ve Şebinka-rahisarlı Sanayici ve İş Adamları Derneği tarafından organize edilen Sanayide Yerli ve Milli Dönüşüm Paneli, sanayicileri ve bürokratları buluşturdu.
Panelde kamu-üniversite ve sa-nayi iş birlikleri, Ar-Ge teşvikleri ve teknolojide markalaşarak dünyaya açılma deneyimleri konuşuldu. Burada konuşan İki-telli OSB Başkanı Nihat Tunalı, bölgelerinin Türkiye’deki OSB’ler içinde sayısal veriler olarak en büyüğü olduğunu söyledi. İkitel-li OSB’nin 38 sanayi sitesinden oluştuğunu anlatan Tunalı, “Kar-ma bir OSB’yiz. 30 bine varan iş-letmemiz, 300 binin üzerindeki çalışanımız, 10 milyar doları aşan yıllık ihracatımızla ülke ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyoruz” dedi.
“ELİMİZDEN TUTUN”Türkiye’nin en büyük sanayi üsleri arasında yer alan İkitelli OSB, 30 bine yakın firmasıyla kabuğuna sığmıyor. İkitelli OSB bünyesinde düzenlenen Sanayide Yerli ve Milli Dönüşüm Paneli’nde konuşan İkitelli OSB Başkanı Nihat Tunalı, sınırları aşan sanayi yoğunluğunu temel göstererek devletten yer istedi.
Tunalı, “Elimizden tutun, destek olun. Bedelini ödeyelim, ülke ekonomisine katkı sağlayalım” dedi. Sanayi ve Teknoloji Ba-kanlığı İstanbul İl Müdürü Ümit Ünal da üretmeyi hedefleyen sanayici için her türlü desteği sağlayacaklarını belirterek, “her zaman yanınızdayız” mesajı verdi.
Nihat Tunalı Ümit Ünalİkitelli OSB Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KOSGEB
Şebinkarahisarlı Sanayici ve İş
Adamları Derneği
“Dijital dünyaya bağlıyız”
ODTÜ, İTÜ ve Bilgi Güvenliği Der-neğinin düzenlediği Siber Güvenlik ve Blockchain Teknolojisi Konferansı (ISC Turkey 2018), BTK bünyesinde akademisyenlerden iş insanlarına, KOBİ’lerden kurum yetkililerine ve öğrencilere kadar yüzlerce katılım-cının yoğun ilgisiyle gerçekleştirildi. HAVELSAN Genel Müdürü ve Bilgi Güvenliği Derneği Başkanı Ahmet Hamdi Atalay’ın konuşmalarıyla açılan etkinlik, 7 milyarlık dünya nüfusunun yaklaşık 5 milyar civarının iletişim şebekelerine bağlı nesne-lere sahip olduğu bilgisiyle başladı. HAVELSAN, ASELSAN, Turkcell, Huawei, Chomar, NETAŞ, STM, For-tinet, Türk Telekom, Vodafone, Ve-rify, Arista, HIKVISION, Turksat, Atar Labs, Biznet, Labris, Epati, Metric ve ESET gibi büyük markaların spon-sorluğunda gerçekleşen konferansta, firmalar stant açarak endüstriye bir adım daha yaklaşma ve yeni iş birlikleri kurma fırsatı buldu.
“Casusluk” uyarısıBilgi güvenliği serüveninin boyut değiştirdiğini söyleyen Atalay, “Artık siber dönemdeyiz. Mahremiyet, bütünlük ve ulaşılabilirlik bilginin önemli nitelikleridir. Önümüzdeki dönem ise blockchain dünyada tar-tışılacak ve ulusal güvenliğimizin ay-rılmaz parçası haline gelecek” dedi. Atalay, siber güvenlik hizmetlerinin yeri geldiğinde “başkalarına” hizmet edebileceğini vurgulayarak, “Kendi teknolojimizi ortaya koymamız şart” diye konuştu.
Kumanda ‘Büyük Veri’deBTK Başkanı Ömer Abdullah
Karagözoğlu ise, blockchainin her geçen gün daha fazla yatırım aldı-ğını ve güvenli altyapısıyla şeffaflık vadettiğinin altını çizdi. Otomasyon ve büyük verinin geleceği kumanda edeceğini söyleyen Başkan, siber gü-venliğin risklerini elimine etmek ve bu alanda farkındalık yaratmak için paydaşlarla kesintisiz koordinasyon içerisinde olduklarını ifade etti.
Ulusal güvenliğin parçasıUlaştırma Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan ise, şifrelenmiş işlemler yapan dağıtık model olarak tanımlanan blockchainin bankacılık başta olmak üzere birçok sektörde kurtarıcı görevi gördüğünü ve tercih edildiğini dile getirdi. Alıcı ve satıcı arasındaki güvenin blockchain ile tesis edildiğinin söyleyen Kaya, “Bu teknoloji aynı zamanda masrafları da azaltıyor. Ar-Ge’sinin ise 2024’e kadar 9,6 milyar dolara ulaşması bekleniyor” şeklinde konuştu. Siber güvenliğin Cumhurbaşkanı Erdo-ğan’ın da belirttiği gibi milli güven-liğin bir parçası olduğun vurgulayan Kaya, “Yerli ve milli teknolojileri üreten ve ihraç eden ülke olmak zorundayız. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezimiz (USOM)’de 2 bin 700’ün üzerindeki siber güvenlik uzmanının, Türk mühendislerinin oluşturduğu iletişim altyapısını kul-landığını söyleyen Bakan Yardımcısı, firmalara bu alanda yatırım yapma-ları hususunda çağrıda bulundu.
Gelecek BLOCKCHAIN’deHUAWEI’in Kıdemli Strateji ve İş Geliştirme Yöneticisi Fatih Baştan da 5G iletişimi ile 2020’de bambaşka bir döneme girileceğini vurguladı.Programa konuşmacı akademisyen olarak davet edilen TOBB ETÜ Bil-gisayar Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Aydın Selçuk ise, sanal paraların uzun vadede geleceği olabileceğini belirterek, gelecekte bu olgunun internet kadar önemli olacağını vurguladı ve blockchainin güvenli, verimli ve hızlı bir seçenek olduğunu söyledi.
Siber tsunamiye yerli set
Ali ŞAHİN
Tuğçe EROL
04
04 SANAYI Yeni Nesil Haber
cilik
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi
BAKAN’DAN RAHATLATAN AÇIKLAMA:
2018 yılı Ağustos ayında sanayi üretim endeksi, piyasa beklentilerine kıyasla olumlu gerçekleşti. Bakan Mustafa Varank, “Artık sanayimiz için zorlu dönem geride
kalmaya başlamıştır” dedi.
“ZORLU DONEM GERIDE KALDI”
“ÖNCELİĞİMİZ YÜKSEKKATMA DEĞER”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan “100 Günlük İcraat Programı”n-daki taahhütlerini birer birer hayata geçirdiklerini kaydeden Varank, “İkinci 100 Günlük İcraat Programı’na yönelik çalışmaları-mızı da zaman kaybetmeksizin başlattık. Enflasyonla Topyekûn Mücadele için; sanayicilerimizin finansman maliyetlerini aşağıya çekmek, yüksek katma değerli üretimi desteklemek ve itha-latı azaltmak üzere atacağımız
adımları ilan ettik. Bakanlığımız ve ilgili kuruluşlarımızın tüm imkânları; araştırmacılar, giri-şimciler, KOBİ’ler ve sanayiciler için seferber edilmiş durum-dadır. ‘Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi’ vizyonumuzla, yüksek katma değerli üretim en temel önceliğimizdir. Hiç şüphe yok ki bu öncelik, ülkemiz ekonomi-sinin güçlü ve sürdürülebilir büyüme performansında kilit rol oynayacaktır” açıklamasında bulundu.
YÜZDE 6,6 YÜKSELDİVarank, ağustos ayında ana sanayi gruplarında en yüksek artışın sermaye malı üretiminde gözlendiğini kaydetti. Bu kalemde geçen yıla göre yüzde 5,3 ve bir önceki aya göre yüzde
2’lik bir artış meydana geldiğini ifade eden Bakan Varank, “Bu tablo, üretime dönük yatırımla-rın devamı açısından olumlu bir göstergedir” değerlendirmesini yaptı.
ARTIŞ TRENDİSanayi ve Teknoloji Bakanı Mus-tafa Varank, 2018 yılı Ağustos ayına ait sanayi üretim en-deksini değerlendirdi. 2018 yılı Ağustos ayında sanayi üretim endeksinin piyasa beklentilerine kıyasla olumlu gerçekleştiğini belirten Varank, “Endeks geçen yıla göre yüzde 1,7 artış gösterdi.
Bu veriler, döviz kurundaki belirsizliğin ve dışsal şokların en yoğun biçimde yaşandığı dö-nemde gelmesine rağmen, Türk sanayisinin gücünü ve direncini bir kez daha kanıtlamıştır. Artık sanayimiz için zorlu dönem geride kalmaya başlamıştır” ifadelerini kullandı.
TEKNOLOJİK ÜRETİM Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mus-tafa Varank, 2018 yılı Ağustos ayında sanayi üretim endeksinin piyasa beklentilerine kıyasla olumlu gerçekleştiği müjdesini verdi. Döviz kurundaki belirsiz-liğin ve dışsal şokların en yoğun biçimde yaşandığı dönemde gelmesine rağmen, Türk sanayi-sinin gücünü ve direncini bir kez daha kanıtladığını dile getiren Varank, “Artık sanayimiz için zorlu dönem geride kalmaya
başlamıştır” dedi. Bakan, Ağus-tos ayı ile birlikte ilk sekiz ayda sanayi üretimindeki artış yüzde 6,6 olduğuna dikkat çekerek, “En dikkat çekici gelişme ise; yüksek teknolojili ürünlerin üretimindeki yıllık yüzde 26,8’lik ve aylık yüzde 9’luk artıştır. Bu durum, Yeni Ekonomi Progra-mı’ndaki yüksek katma değerli üretime geçiş hedefini destekler niteliktedir” dedi.
Sanayi üretim endeksini değerlendiren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Endeks geçen yıla göre yüzde 1,7 artış gösterdi. Bu veriler, döviz
kurundaki belirsizliğin ve dışsal şokların en yoğun biçimde yaşandığı dönem-de gelmesine rağmen, Türk sanayisinin gücünü ve direncini bir kez daha
kanıtlamıştır” dedi.
Kasım ayında yapılacak Savunma Sanayi Zirvesi’ne hazırlanan sektör firmaları, talep ve önerilerini rapor haline getirmek için kolları sıvadı.
Son dönemde önemi giderek artan savunma sanayi, Hükümetin ilk 100 Günlük Eylem Planı’nda yer alan Savunma Sanayi Zirvesi’ne hazırlanıyor. Kasım ayında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşecek Savunma Sanayi Zirvesi’ne hazırlık yapmak, görüş ve önerilerini raporlaştırmak için SAHA İstanbul-Savunma ve Havacılık Kümelen-mesi Derneği öncülüğünde düzenlenen çalıştayda bir araya gelen sektör firmaları, önemli konu başlıklarında bilgilerini pekiştirdi. Rapora girecek konuları belirlemek için İstanbul Teknik Üniversi-tesinde düzenlenen çalıştaya, sektör temsilcileri yoğun ilgi gösterdi.
Talepler raporlaştırılacakSAHA İstanbul Başkanı Haluk Bayraktar,
SAHA İstanbul olarak bu tür çalışmalara önem verdiklerini söyledi. SAHA İstanbul’un amacının, sektör firmalarının birbirini destekleyecek şekilde iş yapmalarını sağlamak olduğuna dikkat çeken Bayraktar, sektöre ve yeni programlara baktıkla-rında amaçlarını gerçekleştirdiklerini gördüklerini kaydetti. Genel Sekreter İlhami Keleş de firma temsilcilerinin şikayet ve taleplerinin rapor haline getirilip Cumhurbaşkanı Erdoğan ile paylaşılacağı-nı ifade etti. Rapor için pek çok firmadan görüş al-dıklarını anlatan Keleş, “Bu çerçevede önemli konu başlıkları belirlendi. Bu başlıklar İhale Kanunu, ana yüklenici ve tedarikçi bağlantıları, üretim ortamı, krediye erişim, imalat ile ihracat teşvikleri, kalifiye eleman, ileri teknoloji gibi konular” dedi.
SAVUNMADAN ZİRVEYE HAZIRLIK
Çerkezköy OSB Başkanı Eyüp Sözdinler, Bireysel Emeklilik ve Otomatik Katılım Sistemleri (BES) konusunda çalışanlara daha çok özendirici formüller üretilirse katılım oranlarının ve sistemde kalma oranlarını artacağını söyledi. BES ko-nusunda Çerkezköy OSB Konferans Salonu’nda düzenlenen panelde konuşan Sözdinler bölgelerinde 41’i uluslararası yatırımcı olmak üzere 245 fabrikada yaklaşık 72 bin çalışan-la üretime katkı sunduklarını söyledi.
Tüm çalışanlar açısından özel sektörde 2017 yılında başlayan BES çalışmasında yüzde 50’nin üzerinde bir kesimin BES’ten çıktığını dile getiren Sözdinler, “Çalışanlar açısın-dan, bireysel emeklilik bilinci yüksek kişilerin zaten daha öncesinde kişisel olarak emeklilik için katılım sağladıklarını biliyoruz. Ancak ücret seviyesi daha düşük olan çalışanların bireysel emeklilik konusunda çok istekli olmadıkları aşikar. Kısa va-dede önce mecburi giriş olup daha sonra ayrılmaların devam edeceğini öngörebiliyoruz. Gerek bölgemiz bünyesinde gerekse firmalar bazında tüm çalışanlar konu kapsamında ilgili firmalar tarafından bilgilendirildi. Ancak ifade ettiğimiz üzere daha sonra çalışanların yaklaşık yarısı cayma hakkını kullandı. Uygulama açısından çalışanlara daha çok özendirici formüller üretilirse katılım oranlarının ve sistemde kalma oran-larını artacağını düşünüyoruz” dedi.
Sözdinler’den BES önerisi
Çevre dostu İstanbul Tuzla OSB, Tür-kiye’nin su yönetimi, sektördeki yeni teknolojiler ve su endüstrisinin gele-ceğine dair oturumların gerçekleş-tirildiği, sektörün öncü firmalarının ürünlerini sergilediği İSTSU İstanbul Su Kongresi ve Fuarı’nda yerini aldı. Bünyesindeki arıtma tesisinde yılda 1 milyon metreküp suyu arıtan İstanbul Tuzla OSB, fuarda açtığı
stantta ziyaretçilere arıtma tesisi ve çevreci üretim anlayışı hakkında bilgi verdi. Fuarda ayrıca, Su Yönetimi ve Arıtma Teknolojileri, Atık Su Arıtma ve Yeniden Kullanım, Kazısız Tek-nolojiler ve Altyapı Rehabilitasyon, Çamur Yönetimi, Su Endüstrisi ve Endüstri 4.0 olmak üzere 5 ana konu başlığı ele alındı.
Çevreci OSB stant açtı
TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığınca dü-zenlenen “Üniversite Öğrencileri Proje Yarışması”nın Samsun Bölge Sergisi; Samsun ve Ankara bölge-lerinin katılımıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Mühendislik Fakültesinde yapıldı. Mühendislik Fakültesinin zemin katında açılan sergiye; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kuran, TÜBİTAK Samsun Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Hasan İçbudak ve Samsun Sanayi ve Tek-noloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy da katıldı. Samsun Bölge Sergisi; “2238-Girişimcilik ve Yenilikçilik”, “2241-Özel Sektöre Yönelik Lisans Bitirme Tezleri” ve “2242-Öncelikli Alanlar” kategorisinde yarışan pro-jelerden oluştu. TÜBİTAK Samsun Bölge Koordinatörü Prof. Dr. Hasan İçbudak, “Yarışmanın 6’ncısı ilk kez bölgelerde düzenleniyor. 3 alan ve 8 farklı kategoriden 50 proje sergimize davet edildi. Değerlendirmeler ne-
ticesinde 16 finalist proje, Ankara’da Samsun bölgesini temsil edecek” dedi. Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy ise sergiye katılan projeleri ziyaret ede-rek öğrencileri tebrik etti. Altunsoy, ticarileşme potansiyeli gördüğü 2 proje ile ilgili öğrencilere yardımcı olabileceğini belirterek, deneysel çalışmaların devam ettirilmesi ve iletişimin koparılmaması yönünde tavsiyelerde bulundu. Üç gün süren Samsun Bölge Sergisi’ne davet edilen toplam 50 proje içinden, 12-15 Kasım tarihlerinde Ankara’da yapılacak Türkiye Finali’ne katılacak olan 16 proje, sergi aşamasında jüriler tarafından belirlendi. Dereceye girenlerin ödülleri Rektör V. Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Kuran, Samsun Sanayi ve Teknoloji İl Mü-dürü Selahattin Altunsoy ve Samsun Teknopark Genel Müdürü Buğra Çolak tarafından takdim etti.
Girişimci gençler belirlendi
22 Ekim - 28 Ekim 2018
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Mustafa Varank
Sanayi üretim endeksi
Artış oranı: 8 ayda yüzde 6,6
Ali ŞAHİN
05
05IHRACAT/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi
Yeni Nesil Haber
cilik
22 Ekim - 28 Ekim 2018
TÜRKİYE’NİN EN İYİLERİNİ BULUŞTURDU
Bu yıl ilk kez TİM-TEB Girişim Evleri’nden 10 başarılı girişimci ödüllendirildi. TİM Başkanı İsmail Gülle, bugüne kadar 650’den fazla girişimci yetiştirdiklerini kaydetti.
GIRISIM EVLERINE ODUL YAGMURU
12 UYGULAMA PROGRAMITİM-TEB Girişim Evleri, yeni kurulan girişimciler için kuluçka merkezi olarak verdiği hizmet-lerin yanı sıra mevcut teknoloji firmalarının ihtiyaç duyduğu iş yönetimi hizmetlerini de sunuyor. Devlet destekleri ile kurulmuş teknoloji firmaları-nın kalıcı ve güçlü şirketlere dönüşmesinde önemli bir misyon edinen TİM-TEB Girişim
Evleri’nin iş modeli, ülke ihtiyaç-larına en uygun danışmanlık ve eğitim uygulamaları ile sürekli geliştiriliyor. Kuruluş döneminde 3 program türü ile hizmetler yürütülürken, bugün yeni kurulan start-up işletmelerin-den, teknolojik ürünler ihraç eden büyük işletmelere kadar geniş bir hedef kitle için 12 farklı uygulama programı bulunuyor.
10 İLDE FAALİYETTEİstanbul, İzmir, Denizli, Gazian-tep, Edirne, Bursa, Konya, Mersin, Trabzon ve Erzurum olmak üzere 10 ilde faaliyet gösteren TİM-TEB Girişim Evleri; kapsamlı programları ile yenilikçi, yüksek katma değerli ve ihracat potansiyeline sahip girişimcileri geliştirme ve güçlendirmeye yönelik faali-yetlerini sürdürerek Türkiye’nin girişimcilik, teknoloji ve ihracat alanlarında gelişme müca-delesine katkıda bulunuyor.
Türkiye’nin en kapsamlı ve yaygın girişimcilik ailesi olan TİM-TEB Girişim Evleri, 3 yılda 650’yi aşkın girişimci yetiştirerek ekonomiye kazandırdı. 2018 yıl-sonuna kadar İstanbul, Ankara ve Kocaeli-Gebze’de 3 yeni mer-kezde daha açılması planlanan ve 2019 yılında iki yeni programı sunmaya hazırlanan TİM-TEB Girişim Evleri, girişimcilere ofis, mentorluk ve network desteği vermeye devam ediyor.
“DAHA İLERİ TAŞIYACAĞIZ”TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici ise “Girişimciliğin önü-müzdeki dönemde en önemli kelimelerden biri olacağını düşünüyorum. Türkiye’yi bu-lunduğu yerden daha da ileriye taşıyacak olan girişimcilik ruhu ve anlayışıdır” dedi. Türkiye’nin inovasyonda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu kaydeden Leblebici, “Bugün
Türkiye ürettiği askeri ve tıp tek-nolojileriyle, girişimcileriyle ve ihracatçılarıyla dünyada önemli bir konumdadır. Ve bu alanda ayak sesleri gümbür gümbür duyulan bir ülkedir. Bizim girişimcilik ruhumuzu koruyarak ve girişimciliği destekleyerek bu ekosistemi daha ileri taşımamız lazım” dedi.
330 MİLYONLUK CİROTİM-TEB Girişim Evleri bün-yesinde yer alan girişimcilerin geçtiğimiz yıl 330 milyon lira ciroya ulaştığını anlatan Gülle girişimcilerin birçok teknolojik gelişmeyi başarıyla tamamla-dığını vurguladı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ı ilk kez ziyaret ettiklerinde kendilerine verdiği ilk talimatın “Girişimcilik üzerine
gerçekleştirdiğiniz çalışmaları artırın, yeni girişimcilik projeleri hayata geçirin” olduğunu söy-leyen Gülle, TİM’in bu yönde yaptığı çalışmalara yenilerini ekleyeceğini ve yeni nesle, “iyi bir iş bulma hedefini” değil, “iyi bir fikir ile iş kurma hedefini” göstereceklerini vurguladı.
650’DEN FAZLAGİRİŞİMCİ YETİŞTİTİM Başkanı İsmail Gülle ise yaptığı konuşmada, 2018 Küre-sel Girişimcilik Endeksi’ne göre Türkiye’nin 137 ülke arasında 37’nci sırada yer aldığını, “start-up yetenekleri” ve “yenilikçi-lik”te ise çok daha üst sıralarda olduğunu söyledi. 2015 yılında
TEB ile yola çıkarak Türkiye’nin geleceğine ışık tutan girişimci-lere katkı sağlayacak TİM-TEB Girişim Evleri’ni açmaya başla-dıklarını belirten Gülle, bugüne kadar 650’den fazla girişimci yetiştirdiklerini kaydetti.
EKONOMİNİN YÜKLEMİGirişimciliğin, bir ekonominin yüklemi olduğunu belirten Bakan Pekcan, “Yüklem olmadan cümle kuramazsınız. Yeni ürünler, yeni iş yapma teknikler ve yenilikçi fikirler girişicilerin eseridir. Girişimci zihinler bir ülkenin zenginleridir. Bu girişimci fikirleri harekete geçirecek tüm yaratıcı fikirleri
desteklemeli, yüreklendirmeli ve girişimci zihinler için gerekli ekosistemi yaratmak için her türlü çabayı birlikte gösterme-liyiz. Bu nedenle TİM ve TEB’in hayata geçirdiği ve bugün 10 ilimizde faaliyet gösteren Girişim Evleri’ni Bakanlık olarak çok önemsiyor ve destekliyo-ruz” dedi.
500 KATILIMCILI TÖRENBaşarılı girişimcilerin ödül-lendirildiği tören, Ticaret Bakanlığının himayelerinde Çırağan Sarayı’nda düzenlendi. Türkiye’nin Girişimcileri Ödül Töreni’ne Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminden 500’ü aşkın katılım gerçekleşti. Gecenin açılış konuşmalarını Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TİM Başkanı İsmail Gülle ve TEB
Genel Müdürü Ümit Leblebici gerçekleştirdi. Gecede konuşan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, başta kadın girişimciler olmak üzere girişimciliğe çok önem verdiğini belirterek, “Türkiye’nin 21. yüzyılda müreffeh geleceği-nin, Türkiye’nin girişimcilik ka-pasitesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum” dedi.
MEYVELERİNİ VERDİTürkiye’nin girişimcilik, teknoloji ve ihracat alanlarında gelişimine katkı vermek amacıyla hayata geçirilen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) ortaklığında ha-yata geçirilen “TİM-TEB Girişim Evleri” ilk meyvelerini verdi. TİM-TEB Girişim Evleri’nden 10 başarılı girişimci ödüle layık
görüldü. Ayrıca, İyilik Kolyeleri ile sosyal girişimcilik alanında Ayşe Arman ve Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği Başkanı Ali Erkin; İlham Veren Girişimciler Ödülünü, İstanbul Teknik Üni-versitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi ise Ekosisteme Değer Katanlar Özel Ödülünü aldı.
Dünyanın önde gelen moda ve teks-til fuarları arasında yer alan Premiere Vision İstanbul’un 9’uncusu, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliğinin (UTİB) katkıları ile kapılarını İstanbul Kongre Merkezi’nde açtı. Fuara iplik, kumaş, denim, aksesuar ve desen alanında faaliyet gösteren 120 şirket katıldı. Fuarın açılışında bir konuşma yapan UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, 2018 yılının 9 ayında UTİB üyesi
firmaların geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 artış ile 944 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiğini söy-ledi. Engin, “Aynı dönemde Türkiye tekstil ihracatı da yüzde 6,6 artış ile 6 milyar 335 milyon dolar oldu. 2018 yılsonunda UTİB olarak yaklaşık 1,3 milyar dolar, ülke olarak da 8,5 milyar dolar civarında bir ihracat değerine ulaşacağız” dedi.
Türk tekstilidünyayı sarıyor
Türkiye ekonomisine en çok katkı sağlayan sektörlerin başında gelen plastik, 2018 yılının ilk yarısında büyüme performansını sürdürdü. Ya-yınladığı raporlarla sektörün nabzını tutan Plastik Sanayicileri Vakfının (PAGEV) verilerine göre, 2018 yılının ilk altı ayında plastik mamul üretimi bir önceki yılın aynı dönemine
kıyasla miktarda yüzde 7,2 artışla 5,1 milyon tona, değerde ise yüzde 9,3 artışla 19,4 milyar dolara ulaştı. Yılın ilk yarısında plastik mamul üretimin-den en çok payı 2,2 milyon ton ile plastik ambalajlar alırken ambalajı 1,1 milyon tonluk üretim ile plastik inşa-at malzemeleri izledi. TOBB Plastik Kauçuk Kompozit Sanayi Meclisi ve PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Önü-müzdeki tablo sektörümüzün ikinci yarı rakamlarında kârlılık oranlarının ilk yarının gerisinde kalacağını gös-teriyor. Ayrıca ikinci yarıda özellikle yatırımlardaki pozitif görünümün tersine dönme riski bulunuyor. Plastik sektörü yarattığı istihdam ve ekonomiye katkısını bu zor şartlar altında da devam ettirmek için var gücüyle çalışıyor” dedi.
19,4 milyonlukdolarlık ihracat
Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi A. Emre Sarar, Eskişehir sanayisinin ilerlemesinin temel noktasında ihracat olduğunu belirterek, “İhracat için potansiye-limiz var bunu iyi değerlendirmek zorundayız. Eskişehir’in ihracatı şuan 2,29 milyar dolar. Ancak bunu arttırmak zorundayız. Oda olarak yoğunlaştığımız işlerin başında bu geliyor” dedi. Eskişehir İhracat Performansı ve Ur-Ge Projeleri De-ğerlendirme toplantısında konuşan
Sarar, Odanın ihracat alanında bir misyonu olduğunu kaydetti. İhracatı nasıl arttıracaklarıyla ilgili çalışma yaptıklarını anlatan Sarar, “Bunla ilgili de Ur-Ge projelerine önem vermekteyiz. İlk Ur-Ge projemiz yaklaşık 33 firmanın katılımıyla Eskişehir’deki yapı malzemeleri sektöründe bir çalışma yapacağız. Bu proje başlandıktan sonra amaç hangi ülkede, hangi sektörde neler ihraç edebiliriz bunun çalışmalarına başlayacağız” bilgisini verdi.
Hedef 5 milyardolar
HAFTADA BİR YAYIMLANIR Genel Yayın Yönetmeni
Şenol AYDIN
İMTİYAZ SAHİBİ
SANAYI GAZETECILIK Matbaacılık Reklam Prodüksiyon ve
İnternet Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. adına;
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ümit UÇAR
Haber Müdürü
F. Tuğçe EROL
Mali İşler Sorumlusu
Nuran AYAR
Haber Merkezi
Helin AYGÜN
İnternet Editörü
Fatih AĞARMAN
Reklam ve Halkla İlişkiler
Ali ŞAHIN
Grafik Tasarım
Aydanur UZEL
Dağıtım
Organize Yayın Dağıtım
ANKARA MERKEZ
Mustafa Kemal Mh. 2127. Sk. No:14/3
ÇANKAYA0 312 417 11 44
KOCAELI OFIS
Güzeller OSB Fatih Sultan Mehmet Cad.
No:17 Gebze0 262 777 00 44
Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın
[email protected]@sanayigazetesi.com.tr
www.sanayigazetesi.com.tr
0 (262) 777 00 40
Ofset Hazırlık: Sanayi Gazetecilik Ltd. Şti.Baskı: Akademi Basın Yayın
Davutpaşa Cd. Güven Sanayi Sitesi C Blok No: 230Topkapı/İSTANBUL Tel: 0212 493 24 67-68-69E-posta: [email protected]
Baskı Tarihi: 18 Ekim 2018
22 Ekim - 28 Ekim 2018 Yıl: 9 Sayı: 437
TÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI 10 GİRİŞİMCİSİ
• Türkiye’nin en hızlı büyüyen girişimcisi ödülünü Delphisonic,• En yüksek ihracata ulaşan girişimci ödülünü REM People,• En fazla ülkeye ihracat yapan girişimci ödülünü Miops,• En fazla yatırım alan girişimci ödülünü Segmentify,• En motive edici başarı hikâyesi ödülünü Dermis Pharma,• Uçtan uca girişimcilik ödülünü Indisera,• Anka Kuşu-küllerinden doğanlar ödülünü Scotty,• İlk göz ağrısı ödülünü Gastroclub,• Çevreye en duyarlı girişim ödülünü Reengen,• En başarılı kadın girişimci ödülünü Artge aldı.
Gecede Türkiye’nin en başarılı 10 girişimcisi, ödüllerini Ticaret Bakanı Ruhsar
Pekcan, TİM Başkanı İsmail Gülle ve TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici’den aldılar.
TİM TEB İsmail GülleRuhsar PekcanÖdül töreni
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi YATIRIM Yeni Nesil Haber
cilik
06
06EKİCİDEN 10 MİLYON LİRALIK ATAK
Antalya OSB’nin başarılı firmalarından Ekici Peynir, sene başından bu yana peynir üretiminde 10 milyon liralık yatırım yaptı. Ekici Peynir Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Ekici, “2018 yılında geçen seneye oranla 3 kat fazla yatırım yaptık” dedi.
YATIRIM TUTARINIUCE KATLADI
YERLİ ÜRETİME DESTEKEnflasyon oranlarına bakıldı-ğında, 2018 yılının ilk yarısında peynir sektörünün ciro bazında yüzde 19 büyüdüğünü kay-deden Mustafa Ekici, “Peynir alışverişinde gramajlar düşse de Türk halkı sofrasından peyniri eksik etmiyor. Biz de tüketicile-rimizin gıda sektöründeki fiyat artışlarından peynir bazında mi-nimum etkilenmesi için çalışıyo-
ruz. Bu nedenle ürünlerimizde maliyet avantajı sağlamak için sürekli iyileştirmeler yapıyoruz. Bu doğrultuda yurt dışından temin ettiğimiz malzemeleri, yurt içinden almaya başladık. Yerli üretimi de desteklediği-miz bu yaklaşımımızı bundan sonraki dönemlerde de devam ettireceğiz” dedi.
YENİ PAZAR ODAKLIİHRACAT STRATEJİSİ2018’in ilk yarısında Azerbaycan pazarına giriş yaptıklarını ve Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin ve Güney Kore olmak üzere dört yeni pazar ile de görüşmelerini neticelendir-mek üzere olduklarını belirten Ekici Peynir Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ekici, “Firma olarak Türkiye’nin gıda ihracatını artırmayı, hâkim olduğu pa-zarlardaki rekabetçi konumunu pekiştirmeyi hedefliyoruz. Bir
Türk markası olarak Ekicinin dış pazarlarda daha yaygın olması bizim için öncelikli. Bu sene yurt dışı satışlarımızdaki payımızı arttırmak için yeni atılımlarda bulunmaktayız. Ülkemize döviz girdisi sağlamak, ihracattaki payımızı artırmak için çalışma-larımızı sürdürüyoruz. İlerleyen dönemlerde yeni pazarlara girmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
MAKİNELERİ YENİLEDİEkici Peynir Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ekici, 2017 yılına oranla bu sene yatırımla-rını 3 kat arttırdıklarını söyledi. Mustafa Ekici, “Türkiye’nin peyniri Ekici olarak kökleri-mizden güç almayı kendimize misyon edindik. Bu doğrultuda ülkemizin peynir üretimine katkı sağlamaya, yeni yatırımlar yap-
maya devam ediyoruz. Kapasite ve verimlilik artışına yönelik bu yatırımlarla makinelerimizi ye-niledik, süzme peynir hattımıza bir yenisini daha ekledik. Bugün günde 75 ton peynir üretiyoruz. Yenilikçi ürünlerimizle modern sofralarda peynirin yerini güç-lendiriyoruz” dedi.
20 BİN TON KAPASİTELİİstanbul Sanayi Odası verilerine göre Türkiye’nin büyük 665’inci sanayi kuruluşu olan Ekici, yeni yatırımlarla giderek güçleniyor. 60 yıldır Türk tüketicisinin damak tadına uygun peynirler üreterek hem ülke ekonomisine hem de sofralara katkıda bulu-nan yerli peynir markası Ekici, 2018 yılında yerli peynir üreti-mine 10 milyon lira değerinde yatırım yaptı. Ekici bu yatırımla
süzme peynir üretimini 3 kat ar-tırırken; tek kullanımlık tereyağı ve krem peynir kapasitesini 4 katına çıkardı. Yılda yaklaşık 100 milyon litre süt işleyen ve her yıl 20 bin ton peynir üreten dev bir işletme haline gelen, 30’un üzerinde peynir çeşidi ile sofra-ları zenginleştiren Ekici Peynir böylece, ihracat kapasitesini de geliştirdi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının, Ağustos 2018 dönemi yatırım teşvik belgesi listesi Resmi Gazete’de ya-yımlandı. Buna göre, ağustosta 330 yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Belge alan projelerin sabit yatırım tutarı 10 milyar 706 milyon 840 bin 386 lira olarak hesaplandı. Bu
yatırımların gerçekleştirilmesiyle 16 bin 982 kişinin istihdam edilmesi planlanıyor. Öte yandan bu dönem-de sabit yatırım tutarı 93 milyon 504 bin 10 lira olan ve 491 kişinin istihdam edilmesi öngörülen 26 yatırım teşvik belgesi iptal edildi.
330 yatırımateşvik belgesi
Ege Soğutma Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ESSİAD) öncülü-ğünde Tire OSB’ye (TOSBİ) iklimlen-dirme laboratuvarı kuruluyor. Kısa süre içinde yatırım çalışmalarına başlayacak olan endüstriyel hava-landırma, iklimlendirme ve soğutma cihazları sektör laboratuvarı, EHİS LAB Akredite Test ve Analiz Merkezi için bilgilendirme toplantısı Tepeku-le Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. İZKA Güdümlü Proje desteği ile hayata geçirilecek olan laboratuvar ile sektör firmaları artık ürünlerini
yurt dışında test ettirmek zorunda kalmayacak. ESSİAD Başkanı Hakan Semerci, “Laboratuvar ile teçhizat ve bilgi birikimi bakımından daha da gelişecek sektör, Türkiye’ye daha çok ekonomik katkı sağlayacak” dedi. TOSBİ Müteşebbis Heyet Başkanı Metin Akdaş da Türkiye ekonomisine katma değer kazandı-racak, cari açığın azalmasına katkı sağlayacak ve yerli üretimi teşvik edecek bu yatırımın bölgelerinde yapılmasından mutlu olduklarını kaydetti.
Testler artıkİzmir’de yapılacak
Ürettiği daha yüksek tonajlı, daha büyük tablalı, daha hızlı, endüstri 4.0 uyumlu preslerle kullanıcılarını rekabette bir adım öne geçiren Dirinler Makina, yeni bir yatırımla Almanya’da şirket kurdu. Tüm Avrupa satışlarını gerçekleştirecek olan Dirinler GMBH, aynı zamanda yeni makinelerin tasarlanacağı bir Ar-Ge merkezi de olacak. İzmir Atatürk OSB’deki üretim tesislerin-den dünyanın 50 ülkesine ihracat
yapan Dirinler, Almanya’da kurduğu Dirinler GMBH ile hem satış hem servis odaklı hizmet verecek. Di-rinler GMBH Genel Müdürü Nihan Dirin, “Dirinler Makina olarak 2018 hedeflerimizin tamamı gerçekleşti. Yeni hedefimizi teknolojik büyüme olarak belirledik. Bunun için Almanya’nın sayılı üniversiteleriyle Ar-Ge iş birliği yapacağız” dedi. Yeni merkezin satış odaklı olduğu gibi aynı zamanda ihraç edilen makinelere “yerinde” servis hizmeti verilmesi için de önemli bir görev üstlendiğini anlatan Dirin, Türk sanayisinin Endüstri 4.0 üretimi için daha hızlı yol alması gerektiğine de dikkat çekti.
Dirinler krizdinlemedi
Ekici Peynir Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ekici, 2018 yılında yerli peynir üretimine 10 milyon lira değerinde yatırım yapan firmalarının, Türkiye’nin gıda ihracatını artırmayı, hâkim olduğu pazarlardaki rekabetçi konumunu
pekiştirmeyi hedeflediklerini belirterek, “Bir Türk markası olarak Ekicinin dış pazarlarda daha yaygın olması bizim için öncelikli. Bu sene yurt dışı satışları-
mızdaki payımızı arttırmak için yeni atılımlarda bulunmaktayız” dedi.
22 Ekim - 28 Ekim 2018
Marmara’nın önemli üretim noktalarından olan Balıkesir’in Dursunbey ilçesini ekonomik olarak canlandıracak Dursunbey OSB, 2019 Eylül ayında hazır olacak.
Teşvikleri ve avantajları ile yatırımcıların ilgisini çekmeye başlayan Dursunbey OSB’de, yatırımcı ta-lepleri gelmeye başladı. Altyapı ihalesi tamamlanan ve yer tesliminin yapıldığı Dursunbey OSB’de altyapı çalışmaları için gün sayılıyor. Yaklaşık 50 milyon liralık yatırım ile 2 bin kişilik istihdam sağlanmayı hedefleyen bir firmanın yetkilileri bölgede inceleme
yaptı. OSB’de yürütülen çalışmaları yerinde görmek isteyen otomotiv sektörüne parça üreten bir şir-ketin yetkilileri, Belediye Başkanı Ramazan Bahça-van’dan OSB ve araziler ile ilgili bilgi aldı. Yatırım için her daim destekçi olacaklarını ifade eden Başkan Bahçavan, OSB’nin lojistik avantajları ve teşvikleri ile ilgili de yetkililere bilgi verdi. Bu fabrikanın ilçeye
kazandırılması halinde geri göçün de başlayacağını firma yetkililerine ifade eden Başkan Bahçavan, ka-lifiye eleman sorununun yaşanmayacağını belirtti. Bahçavan, OSB’nin 2019 Eylül ayında altyapısı ile birlikte hazır olacağını da ifade etti.
Metrekare fiyatı 16 TLDursunbey OSB’nin yüzde 80 teşvik ile bölgedeki en cazip yatırım bölgesi olacağını hatırlatan Beledi-ye Başkanı Ramazan Bahçavan, metrekare bedeli olarak 80 lira ücret belirlediklerini, bu bedelin teşvik sonrası ödeme tutarının 16 lira olacağını söyledi. Alt-yapısı ve üstyapısı ile 2019’da faaliyete başlayacak olan OSB’nin yatırım için çok cazip olduğunu söyle-yen Başkan Bahçavan, yatırımcıların da ilgisinin her geçen gün arttığını sözlerine ekledi. Dursunbey’den oldukça memnun ayrılan firma yetkilileri, gerekli ya-tırım değerlendirmelerinin yapılarak tekrar inceleme için Dursunbey’e geleceklerini ifade ettiler. Yatırımın 2019 yılında netleşmesi bekleniyor.
OSB’DE İLK KAZMA VURULUYOR
Ekici Mustafa Ekici1957 10 milyon TL
TESVIKYeni Nesil Haber
cilik
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi
07
07YAZI DİZİSİ: DEVLET DESTEKLERİ REHBERİ
22 Ekim - 28 Ekim 2018
Bilgi ve teknolojinin hizmet ve ürüne dönüştürülmesi yoluyla topluma kazandırılması için Ar-Ge faaliyetlerini yürüten bilim insanlarına sağlanan TÜBİTAK ARDEB destek
programlarının limiti yükseldi. 1001 Destek Programı’nın üst limiti yüzde 100 arttı.
14 YILDA YUZDE100 ARTTI
HIZLI DESTEĞE 45 BİN TLÜniversitelerde, araştırma hastanelerinde ve araştırma enstitülerinde, istasyonlarında yürütülecek acil, kısa süreli, küçük bütçeli araştırma ve geliştirme projelerine destek sağlamak amacıyla yürütülen 1002-Hızlı Destek Programının limiti de yükseldi. Hâli hazırda
yılın her günü başvuruya açık olan 1002-Hızlı Destek Progra-mı’nın da 30 bin lira olan bütçe üst limiti, yüzde 50 artışla 45 bin TL olarak değiştirildi. Söz konu-su programlarda lisans, yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası personeline sağlanan destek tutarı da artırıldı.
YÜZDE 50 ARTTITeknolojik dışa bağımlılığı azal-tacak ve uluslararası arenada Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak ürünler, süreçler ve yöntemler geliştirme amacına yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla 2013 yılında yürürlüğe alınan 1005-Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Prog-ramı kapsamında da verilen
destekler artırıldı. Araştırmacılar 1005 programına da artık 365 gün başvurabilecek. Çıktıların niteliğini artırmak ve daha geniş ekiplerle çalışmaya olanak sağlamak amacıyla, 200 bin lira olan bütçe üst limiti, yüzde 50 artışla 300 bin liraya yüksel-tildi. Seyahatlere sağlanan üst limit de 10 bin liradan 30 bine çıkarıldı.
İKİ DÖNEM DEĞİL 365 GÜN Ar-Ge yapmak isteyen herkesin en büyük destekçisi olan TÜBİ-TAK, araştırmacıların projelerine verdiği desteği artırarak devam ettiriyor. Bu kapsamda, daha önce mart ve eylül ayında son başvuru tarihleri olmak üzere her yıl 2 dönemde başvuru kabul edilen programlardan bazıları, 365 gün araştırmacılara açık hâle getirildi. Doktorasını veya tıpta uzmanlığını almış
olan genç araştırmacılara yöne-lik olan 3501-Kariyer Geliştirme Programına, yılda 2 dönem değil, bundan böyle 365 gün başvuru yapılabilecek. Bu yeni-liğe ilaveten programın bütçe üst limiti de yüzde 60 oranında arttırılarak 360 bin lira olarak güncellendi. Destek kapsamında seyahatlere sağlanan destek üst limiti 25 bin liradan 40 bin liraya yükseltildi.
ÖNCELİKLİ ALANLARABÜYÜK DESTEKTÜBİTAK ARDEB tarafından 2013 yılında, Türkiye’de belirle-nen öncelikli alanlarda iş birliğini artırmak ve bu alanlarda küresel rekabet avantajı sağlamak için geliştirilen 1003-Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destek-leme Programı, kısa zamanda amacına ulaştı. TÜBİTAK Enerji, Su, Gıda, Sağlık, Savunma-Uzay, Makine-İmalat Teknolojileri, Bilgi İletişim Teknolojileri ve Otomotiv alanında açılan çağrılar sayesinde iş birliğini
artırdı, katma değerli ürünlerin yurt içinde geliştirilmesine ve üretilmesine büyük destek sağladı. Çıktıları nitelik ve nicelik bakımından artırmak, çağa uygun araştırma imkânlarının oluşmasını sağlamak ve kritik alanlarda araştırmacı potansiyeli gelişimine öncü olabilmek ama-cıyla programın bütçe üst limiti artırıldı. 2013 yılından bu yana 2,5 milyon lira olarak uygulanan üst limit, yüzde 50 artışla 3,75 milyon TL’ye yükseltildi.
HIZLI BAŞVURU İMKÂNI1001 programında, seyahatlere sağlanan destek üst limiti, 10 bin liradan 30 bin liraya çıkarıldı. Bunların yanında, reddedilen 1001 projelerinden geliştirilebilir düzeyde puan alanlarla, bir sonraki dönemi beklemeden bir kereye mahsus olmak üzere yeniden hızlı bir şekilde başvuru yapılabilme olanağı sağlandı. Ayrıca, ARDEB tarafından yürütülmekte olan programla-ra; proje yürütücüsü olarak hiç başvurmamış ya da başvurmuş ancak projesi bilimsel değerlen-
dirme alınmadan iade edilmiş olan araştırmacılara, 1001 prog-ramına başvuruda bulunmaları ve projelerinin bilimsel değer-lendirmeye alınması hâlinde, bir defaya mahsus olmak üzere panel puanına ek olarak ekstra puan verilmesi kararlaştırıldı. 1001 programı, yeni bilgiler üretilmesi, bilimsel yorumla-rın yapılması veya teknolojik problemlerin çözümlenmesi için bilimsel esaslara uygun olan projeleri desteklemek amacıyla yürütülüyor.
ÜST LİMİTİ YÜKSELDİ TÜBİTAK tarafından derlenen bilgilere göre, 1965 yılından bu yana kurumun en önemli destek programlarından olan 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destek-leme Programı kapsamında desteklenen projeler için bütçe üst limiti arttı. 1001 programı için 2004 yılından bu yana 360 bin lira olarak uygulanıyordu. Projelerde yapılan çalışmaların çeşitliliğini ve proje çıktılarının niteliğini artırmak amacıyla, 14 yıl aradan sonra üst limit, yüzde
100 oranında artırılarak 720 bin liraya yükseltildi. Bu bütçe limi-tine, proje ekibinin başarılarıyla orantılı olarak aldıkları Proje Teşvik İkramiyesi (PTİ) ve pro-jenin yürütüldüğü kuruluşlara, Ar-Ge süreçlerinde harcanması için proje bütçesinin yüzde 10’u ilâ yüzde 50’siarasında ödenen Kurum Hissesi dâhil edilme-di. Son 10 yılda desteklenen toplam 6 bin projeye aktarılan 2,2 milyar TL’lik bütçenin, bu gelişmeden sonra hızla artmaya devam edeceği bekleniyor.
2019’DA E-İMZABilimsel araştırma projelerinin desteklenmesi, yürütülmesi ve başarıyla sonlandırılması konularında çalışmalar yürüten TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığı (AR-DEB), yürüttüğü destek prog-ramlarının bütçesini büyüttü. ARDEB kapsamında yürütülen programlarda ve süreçlerde önemli değişiklikler yapıldı. 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Progra-mı, 1002 Hızlı Destek Programı,
1005 Ulusal Yeni Fikirler ve Ürünler Araştırma Destek Programı ve 3501 Ulusal Genç Araştırmacı Kariyer Geliştirme Programı’nın destek üst limitleri artırıldı. Bursiyerlerlere sağlanan destek miktarları yükseltildi. Ayrıca tüm programların baş-vuru ve değerlendirme formları güncellenerek hâli hazırda hem e-imza, hem de ıslak imza ile yapılan başvuruların, 2019 yılın-dan itibaren e-imza ile yapılması zorunlu hâle getirildi.
İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) mali desteği ile hayata geçirilecek olan İzmir Ekonomi Üniversitesinin (İEÜ) “İzmir Teknotest İzmir Bilimsel Araş-tırma, Uygulama, Test ve Sistem Geliştirme Laboratuvarları” güdümlü projesi, bölgenin sanayi iklimini canlandıracak. Projeye ilişkin imza töreni, İzmir Valisi ve İZKA Yönetim Kurulu Başkanı Erol Ayyıldız ile İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener arasında yapıldı. Proje ile kurulması planlanan Test Merkezinin ana hedefi, başta elektronik, makine, medikal, otomotiv yedek parça ve bilişim sektörlerine yönelik gelişmiş bir Ar-Ge laboratuvarının ve CE ona-yı verebilecek akredite bir merkezin sanayimizin hizmetine sunulması olarak belirlendi. Testlerin İzmir bölgesinde yapılmasıyla, İzmirli sa-nayiciye maliyet ve zaman avantajı sağlanarak mevcut durumda yurt dışı test merkezlerine gönderilmek-te olan ürünlerin testlerinin bölgede yapılabilmesi sağlanacak; böylece,
sektörün lojistik ve bununla bağlan-tılı maliyetleri düşecek. Uygulama süresi iki yıl olan projenin toplam bütçesi 9,9 milyon TL olurken, bu tutarın yüzde 75’ine karşılık gelen 7,2 milyon lirası İZKA tarafından finanse edilecek. İzmir Valisi ve İZKA Yöne-tim Kurulu Başkanı Erol Ayyıldız, Ajansın bölgede üniversite-sanayi iş birliğinin desteklenmesine yönelik sürdürdüğü çalışmaların ve destek-lerin geliştirilerek sürdürüleceğine; bugüne değin bölgede önemli bir eksiklik olarak ortaya çıkan akredite test merkezi projesinin hayata geç-mesi ile bölge sanayisine önemli bir katkı yapılacağına inandığını söyledi. Vali Ayyıldız, güdümlü proje destek-leri kapsamında Ajans tarafından günümüz fiyatlarıyla toplam bütçesi 73,9 milyon lira olan 7 projeye 49 milyon lira destek sağlandığını; teklif çağrısı ve diğer araçlar yoluyla bölgeye aktarılan toplam kaynağın ise 406 milyon lira olduğunu belirtti.
Bölge sanayisine yeni soluk
Mevlana Kalkınma Ajansı (MEVKA), Karaman’ın öncül sektörü olan Bisküvi, Çikolata, Şekerli Mamul-ler Sektörü ve bu sektörün ana girdilerinden olan Kakao sektörünün durumunun ortaya konulmasına ilişkin olarak hazırladı. Bu sektörlere yönelik analiz, çalışma ve stratejileri içeren raporda, sektörün yaşadığı sorunlar ve bu sorunların çözüm önerileri ile sektörün talepleri ayrıntılı olarak el alındı. Raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan
MEVKA Genel Sekreter V. Savaş Ülger, “Karaman’da günümüzden 50 yıl önce başlayan bisküvi ve şekerli mamuller imalatı, bugün dünya standartlarının üzerinde bir kaliteye ulaşmış durumdadır. Bu tesislerde 400 çeşit bisküvi ve diğer şekerli mamuller üretilmektedir. Bu firmalar her sene uluslararası sahada kalite ödülü almaktadır. Karaman’da bulunan bisküvi tesisleri üretimle-rinin büyük bir kısmını yurt dışına ihraç ederek ülkemize önemli ölçüde döviz girdisi sağlamaktadırlar. Bis-küvi ve şekerli mamuller sanayisinin gelişmesi, beraberinde ambalaj, gıda makine üretimi, ana sanayiye ham madde üreten farklı sektörlerin de ilerlemesini sağlamıştır” dedi.
Sektöre ışık tuttu
Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA), 2018 yılı içerisinde toplam 37,5 milyon lira bütçeye sahip olan 3 mali destek programı daha ilan etti. 2018 yılının ilk yarısında uygulama-sına geçilen Mesleki Eğitimin Geliş-tirilmesi Mali Destek Programının devamı niteliğinde olan ve toplam 7,5 milyon lira bütçeli “Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi 2 Mali Destek Programı”; TR22 Güney Marmara Bölgesi turizm potansiyelinin etkin ve yenilikçi yöntemler kullanılarak dört mevsim gerçekleştirilebilir tu-rizm faaliyetleri ile marka değerinin ve turizm altyapısının güçlendiril-
mesi amacıyla KOBİ’ler, dernekler ve vakıflar için toplam 15 milyon lira bütçeli “Turizmin Geliştirilmesi Mali Destek Programı” ile kâr amacı güt-meyen kurum kuruluşlara yönelik 15 milyon lira bütçeli “Turizm Altya-pısının Geliştirilmesi Küçük Ölçekli Altyapı Mali Destek Programı” ilan edildi. Her bir mali destek programı için çevrimiçi başvuru için son tarih 23 Kasım 2018 olarak belirlendi. Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi 2 Mali Destek Programı ile maksimum 15 ay uygulama süresi olan projeler için azami 1 milyon lira destek verilebile-cek. Program kapsamında; mesleki eğitimde kalitenin yenilikçi model ve yöntemler kullanımıyla artırılması, iş dünyası ile meslek eğitimi veren kurumlar arasında iş birliğinin artırılması, mesleki eğitime erişimde güçlük çeken kesimlerin mesleki eğitime erişiminin sağlanması hedefleniyor.
Mesleki eğitime 7,5 milyon TL
TÜBİTAK DESTEKLERİ HIZLA BÜYÜDÜ
Helin AYGÜN
TÜBİTAK ADDEB destekleri2018 yılı toplam
destek tutarı:15 milyon TL
Destek programları: 1001, 1002, 1005, 3501
Destek, araştırma, proje, sanayi
08 Yeni Nesil Haber
cilik
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi
IHALE
08
03 Nisan - 09 Nisan 2017
ÜST BAŞLIK
SPOT
ANABAŞLIK
IHRACAT
Çözümü haftaya... Hazırlayan: Ahmet DÖNMEZ
09/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi
Yeni Nesil Haber
cilik YORUM
Ülkelerin sosyo-ekonomik ilerlemesini belirleyecek konuların başında inovasyon gelmektedir.
Hem Küresel Yenilik Endeksi hem de Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Re-kabetçilik Raporu’nda, yeniliğin, ekonomik büyümenin önemli bir sürücüsü olduğu vurgulanmıştır.
Rapordaki ekonomistlerden biri olan Margareta Drzeniek Hanouz, inovas-yonun, forum raporundaki 12 sütundan biri olduğu ve son derece önemli bir rol oynamaya hazır olduğu belirtiyor. Ha-nouz, ayrıca şunları söylüyor: “Gelecekte, bir ülkenin sosyo-ekonomik ilerlemesi, inovasyon yapma ve yeni çevrelere hızlı adapte olma becerisi ile giderek daha fazla belirlenecektir. Bilimsel ve teknolojik araştırma ve geliştirme, yaratıcılık, yeni iş fikirleri ve yeni iş modelleri uygulayabilme becerisi de giderek bir ülkenin başarısını belirleyecektir.”
İnovasyon bu kadar önemliyken ülkeler hangi inovasyonlara yoğunlaşacaklarını da belirlemiş durumdadır.
Her ülke öne geçmeyi planladığı birkaç konuda stratejik inovasyon alanlarını açıklamışlardır.
Ülkemiz yatırım yapacağı 9 stratejik inovasyon alanı belirlemiştir:
1. Nükleer Teknolojiler2. Yaşam Bilimleri3. Mühendislik ve Malzeme
Bilimleri4. Tarım Gıda - Veterinerlik5. Bilgi İletişim Teknolojileri6. Nanoteknoloji7. Enerji-Çevre8. Savunma Uzay9. Yer BilimleriBirden fazla alan belirlemek avantaj
gibi gözükse de çok gerçekçi ve sürdürüle-bilir değildir. Hatta bazı konularda önemli mesafe kat etmiş ülkelerle rekabet etmek, enerjimizi gereksiz yere harcamamız anlamına gelecektir.
Bir veya iki inovasyon alanında dünyada en iyi olmayı hedeflemek, diğer ülkelere göre görece daha güçlü olduğu-muz konulara odaklanmak daha akıllıca bir iş olacaktır.
Küresel Yenilik Endeksine göre inovas-yonda hangi ülkenin hangi inovasyonda daha iyi olduğu her yıl belirlenmektedir. 2017 Endeksine göre Türkiye, Endüstriyel tasarım uygulamalarında birinciliği almış durumdadır.
Bu konudaki öncülüğümüzü güçlendirmek için, endüstriyel tasarım uygulamalarını ayrıca bir başlık olarak öne çıkartmakta fayda vardır.
Türkiye Bilişim-Teknoloji İthalat ve İhracatında En Düşük Sıralarda
Endekse göre, küresel inovasyon konuları sıralamasında Türkiye, bilişim teknoloji ithalatında ve ihracatında en düşük sıralarda. Türkiye, ithalatta 118, ih-racatta 116’ncı sırada. Online yaratıcılık alt başlıklarından Youtube’a içerik yükleme alanlarında 56. sırada yer bulan Türkiye, bilim-teknoloji ithalat ve ihracatına kıyasla üst sıralarda yer alıyor.
Eğitime Katılım Yüksek, Harcama Düşük
Küresel İnovasyon Endeksi’nde İnsan Sermayesi ve Araştırma kriterinin alt kategorileri, ülkelerin eğitimdeki duru-munu da ortaya koyuyor. Türkiye insan sermayesi ve araştırma kategorisinde 128 ülke arasında 43’üncü sırasında yer alıyor.
Türkiye’nin eğitim kategorilerinde en yüksek sıralaması “yükseköğretime kayıt” kriterinde, en düşük sıralaması ise eğitim harcama kriterinde. Türkiye yükseköğreti-me kayıtta 16’ncı, eğitim harcamalarında ise 103’üncü sırada yer alıyor.
Küresel Yenilik Endeksi 2017 sonuç-larına göre inovasyon için mükemmel bir dünyada hangi ülke ne yapmalı? Başlığında en iyi ülkeler ve ekonomiler sı-ralandı. Bu verilere göre WIPO tarafından “İnovasyon için mükemmel bir dünyada hangi ülke ne yapmalı?” başlıklı bir liste oluşturuldu. İşte ülkeler ve en iyi olduğu alanlar:
Hangi Ülke Hangi İnovasyonda Uçuşa geçiyor?
İnsan Kaynağı ve Araştırma başlığında; Ar-Ge harcamaları GSYİH payı olarak
KORE’yi örnek almalı ve yüksek dereceli kadın konusunda ise RUSYA’yı takip etmeliyiz.
Üniversite kalitesinde, BİRLEŞİK KRAL-LIK birinci sırada bulunuyor.
Eğitim Başlığında;Öğrenci başı eğitim harcamalarında
MOZAMBİK ilk sırada.Okuma, matematik, fen ve öğrencilerin
performansında ise ÇİN.Öğrenci-öğretmen oranında GÜRCİS-
TAN öne geçerken,Bilim ve mühendislik mezunlarında
İRAN birinci durumda.Yaratıcı Çıktılar Başlığında;Ticari marka başvurularda, PARAGUAY,Endüstriyel tasarım uygulamalarında
TÜRKİYE en fazla endüstriyel tasarım başvuruyla birinciliği göğüslemiş durum-da.
BİT ve örgütsel yenilikte ESTONYA,Yaratıcı endüstri İhracatta KOSTA RİKA,Yayıncılık endüstrisine ise LÜBNAN ilk
sırada bulunuyor.Kurumlarda;Yasal düzen kalitesinde HONG KONG
(ÇİN),İş kurma kolaylığında YENİ ZELANDA
başı çekiyor.İş Gelişmişliği Başlığında;Bilgi yoğun bir istihdamda, SİNGAPUR,Üniversite ve sanayi araştırma iş birli-
ğinde, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ,Küme gelişim durumunda ise BİRLEŞİK
ARAP EMİRLİKLERİ öncü rolünde.Altyapı Konusunda;Bilgi teknolojilerinin kullanımında,
DANİMARKA,Sermaye ve altyapı yatırımlarında,
CEZAYİR,Çevresel Performansta ise FİNLANDİYA
birinci sırada.Bilgi ve Teknoloji Çıktılarında;PCT uluslararası patent başvurularında
JAPONYA başı çekerken,Bilimsel yayınların kalitesinde ALMAN-
YA,Verimlilik artışında ENDONEZYA,Yüksek ve orta teknolojili imalatta
İSVİÇRE,Yüksek teknoloji ürünü ihracatında
MALEZYA,BİT hizmet ihracatında ise, HİNDİSTAN
birinci sırayı göğüslemiş durumda.Son olarak, Pazar Gelişmişliğinde;Kredi alma kolaylığı konusunda
RUANDA,GSYİH payına göre mikro finans
vermede KAMBOÇYA,Girişim sermayesi fırsatlarında ise
İSRAİL’in birinciliği söz konusu.
www.inovasyonuzmani.com
İnovasyon için hangi ülke ne yapmalı?
Öncelikle burada, düşük ve yüksek tüketimli tüketiciler olarak bir ayrım olduğunu söylemek lazım. 2018 yı-lındaki durum için konuşacak olursak bir önceki yıl (2017) toplam tüketimi 50 Milyon kilovat saat tüketimi aşan tüketiciler Son Kaynak Tedarik Tari-fesi’ne (SKTT) giriyor. Bu tüketimin altında kalıp Son Kaynak Tarifesi’ne dâhil olan tüketiciler için farklı husus-lar vardır. Bu yazıda yüksek tüketimli tüketiciler için konu ele alınacaktır.
Son Kaynak Tedarik Tarifesi (SKTT) fiyatının nasıl hesaplandığına gelelim. EPDK tarafından çıkartılan tebliği incelediğinizde ileri düzey matematik bilmiyorsanız veya piyasa uzmanı değilseniz bu hesabın formülü size ol-dukça karmaşık gelecektir. Son Kay-nak Tedarik Tarifesi’ndeki en önemli iki unsur serbest piyasada oluşan (PTF) Piyasa Takas Fiyatları (arz ve talebe göre belirlenen fiyatlardır) ve YEKDEM Bedeli’dir. YEKDEM Bede-li’ni tahmin etmek oldukça güçtür. YEKDEM; Yenilenebilir Enerji Kay-naklarını Destekleme Mekanizması anlamına gelmektedir. Yenilenebilir enerji santralleri üzerinden elektrik üreten santraller her sene YEKDEM’e dâhil olmak üzere başvuru yaparlar. Başvuru sonucunda bu mekaniz-madan elektrik üretecek santrallerin üretim kapasitesi belli olur.
Bu santraller üretim kaynaklarına göre dolar kuru üzerinden destek
alırlar. Günlük elektrik üretimi ile o günkü dolar kuru ile çarpılarak “YEKDEM Bedeli” hesaplanır. Buraya kadar sorun yok. Sorun olan kısım, bu santrallerin günlük olarak ne kadar üretim yapacaklarını tahmin etmenin zor olmasıdır. Bu santraller üretim koşullarını etkileyen gelişme-ler sonucunda az veya çok üretim yapabilecekleri gibi, arızalardan sebep üretimlerini planlanan şekilde yapamayabilirler.
Tekrar YEKDEM Bedelleri’ne dönersek, günlük olarak artan ya da düşen dolar kuru, ödenecek miktarın artmasına veya eksilmesine yol aça-bilir. Dolar kuru ile yapılan destekler döviz kurundaki dalgalanmalardan çok etkilenirler. Bu hususlar değer-lendirildiğinde ay sonunda tüm ülke için ödenecek YEKDEM desteğini sıfır hata ile hesaplamak mümkün değil-dir. EPDK, YEKDEM ile ilgili referans fiyatlar yayımlamaktadır. Elbette bu fiyatlar da birebir tutmuyor ancak en azından teklif aldığınız lisans sahibi elektrik şirketlerinin sizleri yanlış ve taraflı değerlendirmeler ile yanıltmasını önlemiş oluyorlar. Ancak son dönemlerdeki döviz kurundaki artışlar sonrası EPDK, YEKDEM tahminlerini güncellemedi. Buda referans fiyatlarını piyasa gerçeklerin-den uzaklaştırmıştır.
Piyasa Takas Fiyatı (PTF) ve YEK-DEM haricinde oluşacak aktif enerji
fiyatına etki edecek üçüncü unsur ise sözleşme imzaladığınız tedarikçiye ödediğiniz kar marjı miktarıdır. Bu marj sabit bir bedel olabileceği gibi yüzdesel oran da olabilmektedir. 2018 yılı içerisinde birbirinden çok farklı fiyatlar gördük. Bu fiyatlar anlaşma koşullarına göre değişmek-tedir. Dolayısı ile ödenecek kar marjı tedarikçiden tedarikçiye değişecektir. Aynı husus Finansman ve Dengesizlik Maliyetleri için de geçerlidir.
Dengesizlik Maliyetini, tüketeceği-niz elektrik miktarının saatlik olarak doğru tahmin edilememesinden ötürü tedarikçilerde oluşan maliyet olarak açıklayabiliriz. Her gün saatlik ne kadar elektrik tüketeceğinizi söylemenin oluşturduğu “Dengesizlik Maliyeti” her firmaya göre değişecek-tir. Örneğin sipariş ile üretim yapan bir fabrikanın, belirsizlik yüzünden ne kadar elektrik tüketimi yapaca-ğını önceden söylemesi mümkün olmayacaktır. Oysaki Son Kaynak Tedarik Tarifesi’nde (SKTT) ne kadar elektrik tüketeceğinizi söylemeniz maliyetinizi azaltacak bir unsurdur. Tüketeceğiniz elektrik konusunda yaptığınız saatlik tahminlerde yanıl-ma miktarınız sıfıra ne kadar yakın olursa bu size fiyat avantajı olarak yansıyacaktır. Bir diğer yöntem ise yapacağınız anlaşmada “Dengesizlik Maliyeti”ni tedarikçinize yüklemek olabilir. Ancak bunu yaptığınızda size
oluşan maliyetten kurtulamazsınız. Sadece gözle görülmeyen maliyetten kaynaklı bir rahatlama olacaktır. Ancak şu unutulmamalıdır ki, bu ma-liyeti siz üstlenmediğinizde elektriği daha ucuza mal etmiş olmazsınız. Dengesizlik Maliyeti azaltılabilir ancak sıfır olması mümkün değildir. Bu maliyetin azaltılması ya da kont-rollü hale getirilmesi mümkündür. Tüketiminizi yönetebiliyor iseniz bu maliyeti kendiniz üstlenebilirsiniz.
Serbest tüketici günlük saatlik tüketim tahmini çekişi ve saatlik PTF çarpımından oluşan bedeli (GÖP) Gün Öncesi Piyasası’na günlük ödeme peşin yapılır. Dolayısı ile peşin ödeme olmasına rağmen gecikmeli tahsilat yapıldığında oluşan bir finansman maliyetti vardır. Oluşan bu finans maliyeti yapacağınız anlaşmayı etkileyecektir. Ön ödeme yaparak yapacağınız anlaşmada elektrik tedarikçinize ödeyeceğiniz komisyon tutarını düşürebilirsiniz. Mevduat ve kredi faizleri bu haldeyken finansman maliyetini lisans sahibi elektrik şir-ketinde kalacaksa tedarik anlaşması yaparken ödeyeceğiniz komisyon oranı artacaktır. Son kaynak tedarik tarifesi, YEKDEM ve PTF maliyetleri toplamı üzerinden yüzde 12,8 (2018 için) kâr marjı olarak belirlenmişti. Rekabet, detaylar derken tavan fiyat olarak yüzde 12,8 kâr marjını düşür-meniz olanaklı hale gelecektir.
Tüketici gözlüğümüzü taktığımızda her birimizin
sadık müşterisi olduğumuz bir ya da birkaç marka
vardır. Lego, kimileri için öyle bir markadır mesela.
Ürün niteliğinin üst düzeyde oluşunun ötesinde
müşteri ilişkileri açısından da bahse değer bir firmadır.
Satışa çıkardığı setlerin hiçbirinde eksik parça problemi
yaşamazsınız. Ya da parçalardan herhangi birinde
uyumsuzluk problemine şahit olamazsınız. Ama yine
de hata yapabilirler, yaptılar da…
Bir keresinde, Lego’nun parça koleksiyonunda bu-
lunan standart bir piston mekanizmasının, ürettikleri
bir set için uygun olmadığı ortaya çıktı. Parçanın kendi-
sinde bir sorun yoktu aslında (yani her zaman üretildiği
gibi üretilmişti) ancak kullanıldığı sette o parçanın
kaldırması gereken kısım biraz ağır olduğundan bu
parçanın kısa zamanda deforme olduğu görüldü. Belli
ki, o sete mahsusen o parçanın bir miktar modifiye
edilmesi gerekiyordu. Firma, konuyu incelediklerine ve
çözüm üreteceklerine ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Bir süre sonra aynı ebatta, aynı görüntüde, aynı işlevde
ancak güçlendirilmiş şekilde yeni piston mekanizma-
larının üretildiğini duyurdular. Bu esnada ülkemizden
bir tüketici de firmanın internet sitesinde bir iletişim
formu doldurarak anılan setten bir tanesine de kendi-
sinin sahip olduğunu ve ne yapması gerektiğine ilişkin
fikrinin olmadığını yazmıştı. Anılan bu tüketici, konuyu
bir süre sonra unutmuştu bile. Bir gün bu Lego severin
evine bir paket geldi. Paketi Danimarka’da bulunan
Lego merkez ofisi göndermişti. Paketin içerisinden, bir
özür mektubunun yanı sıra, firmanın yeniden ürettiği
ve sette değiştirilmesi gereken parçaların tümü çıktı.
Paketin içindekilerin değeri yaklaşık 50$ civarındaydı.
Beklenmedik bir şey gerçekleşmişti. Bu kişiden ne
fatura istediler ne de sete gerçekten sahip olup olma-
dığını sorguladılar. Üstelik yeni parçaların gönderilmesi
için ekstra bir form doldurmasını istemediler ya da yeni
parçaları gönderebilmeleri için eskilerini iade etmesi
gerektiğine ilişkin bir şart öne sürmediler. Bir iletişim
kutucuğunda dile getirilen “ben ne yapmalıyım?”
sorusu ve akabinde olanlar… Elbette Lego’nun sadık
müşterisi olunur. Bu tip ürünlerde, sadık müşteri
grupları nezdinde, talebin fiyat esnekliği de son derece
düşüktür yani ürünün kullanıcılarının, ürünün fiyatına
olan duyarlılıkları oldukça zayıftır.
Tüm bunlarla birlikte, Lego, müşteri iletişiminde
efsanevi bir duruş sergilemeyi başararak markaya olan
bağımlılığı adeta perçinlemeyi de başarmıştır.
Firmaların, günümüzün boğucu rekabet baskısı
altında, etkili, marka sadakatini perçinleyen, viral pa-
zarlamayı tetikleyen ve firmayı adeta efsaneleştirecek
bazı müşteri iletişimi yaklaşımlarına gereksinimi var.
Bu hafta, markayı, müşteri gözünde “efsaneleştirecek”
iletişim yöntemlerine yakından bakmaya devam
edeceğiz.
Bu noktada, müşteri iletişiminin ne olup ne olmadı-
ğına ve doğru müşteri iletişiminin kritik yapı taşlarının
neler olduğuna yakından bakalım:
Müşteri iletişimi, sadece tatlı dil, güler yüz, doğru
diksiyon ya da müşteriyle yapılan kibarca sohbetten
ibaret değildir. Hatta bunlar, işin en küçük parçalarıdır.
Etkili müşteri iletişimi, müşteriye kendisini ayrıcalıklı
hissettiren ve marka algısını dürüstlük temeli üzerine
inşa eden tüm temaslardır. Bu temasların da, anlamlı
olması ve stratejik olarak iyi tanımlanmış bir bütünlük
içerisinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Müşteri iletişiminin kritik unsurları ise şunlardır:
1. Tanımlanmış bir müşteri iletişimi stratejisi
çerçevesinde bütünlüklü bir yapıda olmalıdır.
2. İletişim, firmadan müşteriye doğru “mono-
log” şeklinde değil karşılıklı “diyalog” olarak
yürütülmelidir.
3. Etkili iletişim kanalları kullanılmalı, bu
anlamda da geleneksel alışkanlıklardan vaz
geçilebilmelidir.
4. Müşteriden yana bir tavır sergilenmeli ve bu
kapsamda risk almaktan çekinilmemelidir.
5. Samimi, özenli, duyarlı, dürüst ve gerçekten
müşteri dostu duruş içtenlikle ortaya
koyulmalıdır.
6. Her koşulda müşteriye kendisinin ayrıcalıklı,
kıymetli ve özel olduğu hissettirilmelidir.
7. İnovatif, farklı ve müşteri deneyimine
dayalı iletişim modelleri tasarlanmalı ve
uygulanmalıdır.
8. Her ne olursa olsun, müşterinin kalbine
temas edecek “insan dokunuşu” sergilen-
melidir.
Saydığımız bu unsurları açıklayalım…
Müşteri iletişimi, firma yönetim unsurlarının hemen
hepsinde olması gerektiği gibi, bir stratejiye dayandı-
rılmalıdır. Mesele sadece müşteriye bir mesajı iletmek
değildir. Söz gelimi, geliştirilmiş yeni tip bir elektrikli
süpürgenin hangi özelliklere sahip olduğu, fiyatının ne
olduğu ya da nerelerde bulunabileceğini ifade etmek
“tek yönlü iletim” olarak değerlendirilmelidir ve bu tek
yönlülük de eksiklikler barındırmaktadır. Müşterilerin
talep, beklenti ve ihtiyaçlarını doğru anlayacak şekilde
onlara kulak vermek, sonrasında ise müşteriye vaat
edileni ifade etmek üzere bir diyalog başlatılmalıdır. Bu
diyalog katiyen bitirilmemelidir. Onlara kulak verip, alı-
nan mesajın işlenmesi ve yapılan geliştirmelerin tekrar
iletilmesi süreçleri sürekli devam etmesi gereken bir
döngü olarak görülmelidir. Elbette bu noktada, mesa-
jın hangi mecralarla iletilmesi gerektiği sorusu ortaya
çıkacaktır. Burada da, inovatif yöntemler bulunması ve
ürün kullanıcılarının doğasına uygun mecraların kulla-
nılması gerektiği unutulmamalıdır. Örneğin Red Bull,
ekstrem spor karşılaşmalarına sponsor olarak bunu
gerçekleştirmektedir. Harley Davidson, HOG - Harley
Owners Group (Harley Sahipleri Grubu) festivallerini
mesajlarını iletecekleri mecra olarak kullanır. Ya da
iPhone’un hiçbir reklam mecrasını kullanmadığı da (ve
kullanması gerekmediği de) unutulmamalıdır. Sayısı
artırılabilecek çok örnekte de görülebileceği gibi,
geleneksel mecraların müşteri üzerindeki etkisi son
derece azalmış durumdadır.
Haftaya devam edeceğiz…
İnovasyon Uzmanı
Başarılı pazarlamanın 4. adımı: “İletişim – 2. Bölüm”
Nova Rekabet Stratejileri Eğitim & Danışmanlık
Özgür EYİOL
Son Kaynak Tedarik Tarifesi’nde tüketiciler açısından merakedilenler - 1
Enerji Tüketicileri Derneği Genel Başkanı / AFA Danışmanlık
Bülent ÇEBİN
Salih KESKİN
22 Ekim - 28 Ekim 2018
09
“Eğer günün sonunda tüketicileri yaratıcılıkla şaşırtamıyorsak,
ikna edemiyorsak, onlara meydan okuyamıyorsak o takdirde
CRM ölmüştür, o teknoloji ölmüştür, veritabanı yönetimi ölmüştür.”
John A. Lynn
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi AR-GE Yeni Nesil Haber
cilik10
10
EKSİKLİKLER VE BEKLENTİLER ELE ALINDI
2. Teknoloji Transfer Ofisleri Buluşması, Yıldız Teknopark ev sahipliğinde düzenlendi. Türkiye’nin dört bir yanındaki TTO’ların katıldığı etkinlikte, TTO’ların güncel durum
değerlendirmesi yapılarak, sanayicilerin TTO’lardan beklentileri de masaya yatırıldı.
İKİ PANEL DÜZENLENDİÜSİMP Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. A. Hamit Serbest’in de konuşmacılar arasında yer aldığı etkinlikte, sanayicilerin üniversitelerden ve TTO’lar-dan beklentileri ile akademik kuluçkalarda sürdürülebilirlik ve ticarileşme konulu iki ayrı panel gerçekleştirildi. Prof. Dr. Ahmet Ekerim’in moderatörlüğün-deki ilk panele Bıçakcılar Tıbbi Cihazlar Ar-Ge Yöneticisi Emre Tokmak, Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder ve Aktek Bilgi İletişim Teknolojisi İş Geliştirme
ve Teknoloji Entegrasyon Müdürü Murat Tunçer katıldı. Akademik girişimcilerin yer aldığı ikinci panelin katılımcıları ise İÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Leyla Türker Şener’in moderatörlüğünde, Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Koyun, Koç Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Kiraz ile Yıldız Teknik Üniversite-si Elektrik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Faruk Bakan oldu.
“AR-GE PAYI ARTMALI”Etkinlikte söz alan diğer bir isim olan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ise GSYH içinde Ar-Ge’ye ayrılan payın arttığını ancak yeterli olmadığını ifade ederek, “Üniversitenin bilgi üretme noktasında çabası var ama bunun talep oluşturma kısmında, sanayide bir güçlük var. Sanayide Ar-Ge’ye yönelik
nicelik açısından insan kaynağı sayısının daha da artırılması gerekiyor. Patent sayısının artması sevindirici ancak bunların ticarileşmeye yönelik olanlarının sayısının çoğalması için çalışmalıyız. Türkiye, Küresel Rekabetçilik Endeksi’nde, 137 ülke arasında 53’üncü sırada bulunuyor.” dedi.
HAZIRLIKLAR BAŞLIYORAr-Ge Teşvikleri Genel Müdürü Bilal Macit, Bugün Türkiye’de devletin, uzun bir süredir Ar-Ge, üniversite-sanayi çıktısı olsun diye teşvik mekanizmalarını çok ciddi anlamda kullandığına dikkat çekti. Bunların genelde muafiyetler olabildiği gibi özellikle TÜBİTAK üzerinden çok somut nakdi destekler de olabildiğini kaydeden Macit,
“Ancak bunların hepsi bir gün bitecek. Sonrası için şimdiden hazırlığa başlıyoruz. TTO’lar için de süreli destekler olabiliyor. Bir gün bütün bu destekler ortadan kalktığında da bütün bu ekosis-temin mekanizmalarını öyle bir sistemleştirmemiz gerekiyor ki; sistem kendi kendine yürüyebil-sin” dedi.
KURUMSALLAŞMA ŞARTTeknoparkların önemli bir mekanizmasının da TTO’lar olduğunu dile getiren Macit, “Mesele, sadece üniversitedeki akademisyenlerin, girişimcilerin sanayiye destek vermeleri değil. Topyekûn bütün bölgedeki, hem firmaların hem sanayinin hem üniversitelerin bilginin ticarileşmesi noktasında,
büyük bir emek ve çıktı ortaya koyabileceklerine inanıyorum. Kurumsallaşmayı da çok önem-siyorum. Çok iyi girişimcilerimi-zin, mühendislerimizin, hatta TTO’muzun kurumsallaşmayı sağlayamadığı için sürdürebilir olamadığını görüyorum” diye konuştu.
UYUMUN ADRESİTEKNOPARKLARSanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Mü-dürü Muhammet Bilal Macit, dünyada kendi kendine yetme anlayışının kalmadığını ancak katma değeri yüksek ürünler ortaya koyarak ülkenin daha ileriye taşınabileceğini söyledi. Doğru enstrümanları bir araya getirmenin önemli olduğunu vurgulayan Macit, ürünlerde
katma değeri öne taşıyacak olanın, bir yönetim mekaniz-ması ile doğru paydaşları bir araya getirebilmek olduğunu kaydetti. Macit, üniversiteler ve kamu-sanayi arasındaki uyumu sağlamanın yolunun teknopark-lar olduğunu belirterek, tekno-parkların, bulunduğu şehir ve ülkeye dair söz söyleyebileceğini ve iş yapabileceğini söyledi.
BİLİMİN MUTFAĞIEtkinliğin açılış konuşmasını yapan Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner, üniversitelerin bilimin mutfağı olduğunu ve zaman içerisin-de üniversitelerin dayandığı temel anlayışın da geliştiğini belirtti. Sadece eğitim temelli üniversite anlayışının yerini eğitimle birlikte araştırmaya ve ticarileşmeye de önem veren 3. nesil üniversitelere bıraktığını
söyleyen Güner, “Bu nedenle, birçok üniversitemiz stratejik planlarında araştırma ve eği-timle eşit önemde yeni hedefler belirlemeye başlamış durumda-lar. Bununla birlikte, Türkiye’nin girişimcilik iklimi açısından teknoloji transfer ofislerinin kritik bir noktada bulunduğu da bir gerçek. TTO buluşmasının ikincisini gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.
GENİŞ KATILIMSanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayesinde, Yıldız TTO ev sahipliğinde düzenlenen 2. Teknoloji Transfer Ofisleri Buluşması, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-Ge Teşvikleri Genel Müdürü Muhammet Bilal Macit, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Bahri Şahin, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Temel Kotil, Üniversite Sanayi İş Birliği Merkezleri Platformu (ÜSİMP) Başkanı Prof. Dr. Hamit Serbest ve Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner’in katılımıyla Yıldız Teknoparkta gerçekleş-tirildi.
İKİNCİ BULUŞMAAkademisyenler ile sanayici-ler arasında karşılıklı güvene dayalı, sürdürülebilir iş birlikleri sağlamayı amaçlayan Yıldız Teknoloji Transfer Ofisi (TTO), “2. Teknoloji Transfer Ofisleri Buluşması” ile inovasyon ekosisteminin nabzını tuttu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkilileri ile Türkiye’deki pek çok TTO’yu bir araya getiren etkinlik,
bir taraftan büyüme süreci devam eden TTO ekosisteminin sağlıklı bir şekilde gelişebilme-sine katkıda bulunurken, diğer yönden akademik kuluçkalarda sürdürülebilirlik ve ticarileşme konularının ele alınmasını sağ-ladı. Buluşmada, sanayicilerin, üniversitelerden ve TTO’lardan beklentileri de ele alındı.
Yıldız TTO, teknoloji transfer ofislerini buluşturdu
15 Ekim Pazartesi günü, Yıldız Teknik
Üniversitesi (YTÜ) Teknoloji Transfer Ofisi
(TTO) güzel bir buluşmaya ev sahipliği
yaptı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı hima-
yesinde düzenlenen etkinlikte ülkemizde-
ki TTO’lar bir araya geldiler. Aynı sıkıntıları
yaşayan, benzer sorunlarla boğuşan
insanların buluşmaları çok büyük yarar
sağlıyor. Başta YTÜ Rektörü Sayın Prof.
Dr. Bahri Şahin olmak üzere, Yıldız Tekno-
park Genel Müdürü Sayın Prof. Dr. Mesut
Güner ve ekibini kutlarım.
Bu buluşmayı önemli ve verimli kılan
tabii ki Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Ar-
Ge Teşvikleri Genel Müdürü Muhammet
Bilal Macit ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr.
Hasan Mandal’ın da toplantıya katılmış
olmalarıydı.
Sayın Bilal Macit’in Ar-Ge Teşvikleri
Genel Müdürlüğü görevine Teknopark
İstanbul Genel Müdürlüğünden gelmiş
olması kendisine birçok özel bilgiyi de
kazandırmış durumda. Konuşmasında
vurguladığı hususlar sorunlara ve eko-
sistemde iyileşmeye açık hususlara vakıf
olduğunu açıkça gösterdi. Her konuda
olduğu gibi, teori ile sınırlı kalan bir
bilginin yanında ona saha deneyimlerini
de katabilmiş olmak çok önemli. Dile ge-
tirdiği hususlar ülkemiz adına ümit verdi.
Sayın Hasan Mandal, TÜBİTAK’ın yeni
vizyonunu oldukça eğitici bir biçimde
anlattı, kendimi sınıfta ders dinliyormuş
gibi hissettim. Konuşmasını bitirdiğinde
süresini aşmış olduğunu ifade etti ama
Sayın Mandal konuşurken hiç kimsenin
saatine bakmış olabileceğini sanmıyo-
rum. Ülkemiz bilim, teknoloji ve yenilik
sistemine yeni bir bakış açısı getirildiğini
ve sonuç odaklı destek mekanizmalarının
artık uygulanacağını en yetkili ağızdan
duymak sevindiriciydi. Tabii yıllardır
yakındığımız bürokrasi kademelerindeki
koordinasyon eksikliğinin giderilmesi
konusunda her türlü iş birliğine açık
olduklarını söylemesi de çok önemliydi.
Sayın Mandal, TÜBİTAK’ın TTO’lara ba-
kışı konusunda da önemli bilgiler paylaştı.
TTO’ların kendi belirleyecekleri hedefler
kapsamında artık “performans odaklı”
bir mekanizma ile desteklenecekleri bil-
gisini verdi. Bu desteklerin sonsuz kadar
devam etmemesi gerektiğini belirterek
TTO’ların sürdürülebilikleri açısından gelir
kaynaklarını çeşitlendirmek ve geliştir-
mek zorunda olduklarını söyledi.
TÜBİTAK 2012 yılında TTO programını
açıkladığında yılda bir milyon TL destek
çok büyük ilgi uyandırmıştı. Hem destek
miktarı itibariyle hem de ilk etapta 5 yıl,
başarılı olduğu takdirde bir 5 yıl daha
desteklenecek olması çok cazip gelmişti.
ÜSİMP – Üniversite Sanayi İşbirliği
Merkezleri Platformunun kurulduğu
2007 yılından itibaren anlatmaya çalıştığı
“arayüz” modeli TÜBİTAK TTO Programı
ile geri geliyordu. Ülkemizin ilk arayüz
modeli olan ÜSAMP (Üniversite Sanayi
Ortak Araştırma Merkezleri Programı)
destek programı da yine TÜBİTAK
tarafından 1997 yılında başlatılmıştı.
Tüzel yapısı hakkındaki olumsuz hukuki
mütalaalar nedeniyle sadece altı merkez
açılabilmiş ve 2006 yılı sonunda program
kapatılmıştı. Programın ansızın bitirilmesi
ÜSAMP merkezlerini hazırlıksız yakaladı
ama her şeye rağmen, sanayi paydaş-
larıyla ortak tüzel kimlikler edindiler ve
yola devam etmeyi başardılar. ÜSİMP’in
kurucuları da bu ÜSAMP merkezleri oldu.
Bu kısa açıklamayı yapmamın nedeni
TTO’lar ile ÜSİMP kurucuları arasındaki
köken ilişkisini açıklayabilmekti.
ÜSİMP kendi üyeleri olan TTO’larla
düzenli toplantıları ilk 10 TTO’nun destek-
lenmeye başladığı tarihten bu yana yap-
maktadır. Ama artık TTO’ların tamamının
ÜSİMP üyesi olduklarını iddia etmek
imkânsız, çünkü üniversiteler kendi im-
kanlarıyla da TTO kuruyorlar. Toplantının
açılışında Sayın Prof. Güner’in belirttiğine
göre, Türkiye’de 92 TTO faaliyet gös-
termekte imiş. Bunların yarısı TÜBİTAK
tarafından desteklenen yapılar ise yarısı
da üniversiteler tarafından desteklen-
mekte demektir. Tabii, destek konusunda
teknoloji geliştirme bölgelerinin katkısını
özellikle belirtmek gerekir. YTÜ Rektörü
Sayın Prof. Şahin’in ifade ettiği gibi
Üniversitelerin TGB’leri yönetmesi işhanı
işletmek gibi olmamalıdır. Üniversite ile
sanayi arasında köprü görevi görmelidir;
YTÜ’nün bu konuda çok güzel ve başarılı
uygulamalar geliştirdiğini de öğrenmek
sevindiriciydi. Aşağıda iki başarı örneğini
kısaca özetlemek istiyorum.
Yıldız TGB’de faaliyet gösteren firma-
ların Yıldız TTO’da kuluçka kurmalarını
sağlamak bence önemli bir başarıdır.
Yıldız TGB’de faaliyet gösteren Uyumsoft
firmasına kendi girişimcilerini seçme fırsa-
tı verilmiş ve hepsi Yıldız TTO kuluçkasına
Uyumsoft adına alınmışlar. Girişimcinin
çalışmasını Uyumsoft yakından izleyecek,
isterse sadece destekleyecek, mentorluk
yapacak veya ortak olacak; her iki taraf
için de önemli bir kazanç. Aynı amaca
hizmet edecek başka uygulamalar da var
tabii; Eczacıbaşının çözüm ortağı kabul
ettiği kuluçkalardan girişimci seçmesi ve
kendi adına hizmet verilmesini sağlaması
veya Arçelik firmasının kendi bünyesinde
TÜBİTAK BiGG programı açması gibi.
Belirli bir yetkinlik seviyesine gelmiş
firmaların bu örnekleri çeşitlendirerek
artırmasını diliyorum.
TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay
Sanayiinin YTÜ’de uyguladığı Stajyer
Mühendis Programı’nın da ilginç ve
önemli olduğunu belirtmeliyim. Bu prog-
ramdan üniversitelerin; Elektrik-Elekt-
ronik, Haberleşme, Bilgisayar, Makine,
Mekatronik, Havacılık, Uçak, Uzay,
Kimya, Metalürji-Malzeme Mühendisliği
bölümlerinin 3. veya 4. sınıf öğrencileri
yararlanabiliyor. Stajyer mühendisler
haftada en az 1 tam gün çalışıyorlar, bu
çalışmaları için de TUSAŞ ücret ödüyor.
Ayrıca, çalıştıkları süre zarfında da sigorta
primleri üniversiteleri tarafından karşıla-
nıyor. Öğrencilerin ilgisi merak edilebilir,
ne de olsa stajı öğrencilerin “angarya”
olarak gördükleri kanısı hakimdir. TUSAŞ
Genel Müdürü Sayın Dr. Temel Kotil’in
söylediğine göre, stajyer mühendis aday-
larını mülakat ile seçiyorlarmış ki bu da
ilginin ne kadar yoğun olduğunu gösterir.
Yıldız TTO’nun Teknoloji Transfer
Ofisleri Buluşuyor toplantısına davet et-
tikleri ve ÜSİMP Yürütme Kurulu Başkanı
olarak görüşlerimi katılımcılarla paylaşma
fırsatı verdikleri için teşekkür ederim.
Daha nice başarılı toplantılarla ekosis-
teme katkı yapmaları dileğiyle.
Çukurova ÜniversitesiMühendislik-Mimarlık Fakültesi /ÜSİMP Yürütme Kurulu Başkanı
Prof. Dr.Hamit SERBEST
TTO’LARDAN “YILDIZLI” YOL HARITASI
22 Ekim - 28 Ekim 2018
Yıldız TTOProf. Dr. Hasan
MandalProf. Dr.
Mesut GünerMuhammet Bilal Macit
2. TTOBuluşması
/sanayigazetesi.com.tr
@sanayigazetesiwww.sanayigazetesi.com.tr
sanayigazetesi@
/sanayi-gazetesi
11
TÜRKİYE’DE İLK KEZ ÜRETİLECEK
11Yeni Nesil Haber
cilik URETIM
Türkiye’nin ilk ve tek turbo kompresör üreticisi IHI Dalgakıran Makine, Dilovası Fabrikasını hizmete açtı. Tesiste, IHI Dalgakıran Ar-Ge ekibi öncülüğünde, hizmet
verilen her sektörde farklı basınç ve kapasitelerde beş model IHI Dalgakıran Turbo Kompresörler üretiliyor.
EN SON TEKNOLOJİIHI Dalgakıran CEO’su Kazuo Kobayashi de Çin ve Güney Doğu Asya başta olmak üzere alanlarında Japonya’nın bir nu-maralı şirketi olduklarını vurgu-ladı. Bu kompresörlerin dünya-nın her yerinde kullanılabildiğini ve önem derecesi bakımından çok üst seviyede olduğunu
anlatan Kobayashi, “Açtığımız bu tesis, Çin ve Japonya’dan sonra en son teknolojiye sahip üçüncü fabrika konumunda. 100 kişiden fazla çalışana sahip olan bir fabrika olmayı hedefliyoruz. 5 yıl içerisinde yılda 300 adetten fazlasını üretmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
YENİ FABRİKA MÜJDESİ
IHI Dalgakıran ve Dalgakıran Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, ürettikleri turbo kompresörleri ihraç ettiklerini söyledi. IHI Dalgakıran Turbo
Kompresör üretim tesisini Türkiye’ye kurarak hem ithalat oranını düşüreceklerini hem de ihracata katkı sağlayacaklarını vurgulayan Dalgakıran, ihracat başarılarının altını çizerek, Ukrayna’da THY’den sonra en çok tanınan ikinci Türk markası olduklarını kaydetti. Adnan Dalgakıran, 2019 yılının Haziran ayında IHI Dalgakıranın yakının-da yeni bir 50 bin metrekarelik kompresör fabrikasının açılışını yapacaklarını da ifade etti.
YERLİLİK ORANIYÜZDE 70’E ÇIKACAKTürkiye’nin ilk ve tek kompresör fabrikasının açılış nedeniyle yapılan törene; IHI Dalgakıran CEO’su Kazuo Kobayashi, IHI Dalgakıran ve Dalgakıran Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, IHI tepe yöneti-cilerinden Hideaki Ishige, IHI Yönetim Kurulu Üyesi Masafu-mi Nagano, TİM Başkanı İsmail Gülle, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan ve çok sayıda davetli katıldı. IHI Dalgakıran Genel Müdürü Yakub Tüfekci, yaptığı açılış konuşmada, “Şirketimiz Şubat 2017’de resmi olarak kuruldu ama bu yatırım
yaklaşık 10 yıllık bir çalışmanın ürünü. Ar-Ge bölümümüzde Japon ve Türk ortaklıkla hizmet sunuyoruz. Çok yakın bir zamanda da IHI Dalgakıran resmi Ar-Ge Merkezini açmış olacak. Turbo kompresörlerle petrokimya, otomotiv, tekstil gibi alanlarda büyük olan firma-lara hizmet sunuyoruz. Yaklaşık iki ay içerisinde yerlilik oranımızı yüzde 70’lere çıkaracağız. Ticari faaliyetlerine yeni başlayan IHI Dalgakıran bünyesinde yaklaşık 40’a yakın kompresörümüzü hizmete sunduk ve yüzde 100 memnuniyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
AR-GE MERKEZİ DEKURACAKTürkiye’de üretilen IHI Dalga-kıran Turbo Kompresörleri, Almanya’dan Çin’e ihraç ediliyor. IHI Dalgakıran, Turbo Komp-resör üretim tesisini Türkiye’ye kurarak hem ithalat oranını düşürmüş hem de ülkenin ihracat oranına katkı sağlamış olacak. Japonya’nın önde gelen teknoloji şirketlerinden Japon IHI Corporation ile Dalgakıran Makine ortaklığıyla 2017 yılında kurulan IHI Dalgakıran Makine, Dilovası üretim tesislerinde büyük bir yapılanmayla Ar-Ge Merkezi olma yönünde ilerliyor. IHI Dalgakıranın toplam istihdamının yüzde 40’ı alanında
uzman mühendis kadrosundan oluşuyor. Japon ve Türk mü-hendislerinin ortak çalışmaları ile Türkiye’de üretilen ilk ve tek turbo kompresör olan IHI Dalgakıran Turbo Kompresör-leri, demir çelikten otomotive, tekstilden madencilik sektörüne kadar sanayinin birçok alanına hizmet veriyor. Türk ve Japon mühendislerden oluşan IHI Dal-gakıran Ar-Ge ekibi öncülüğün-de, hizmet verilen her sektörde farklı basınç ve kapasitelerde T2A, TRA, TRE, T3A ve TRX model IHI Dalgakıran Turbo Kompresörler üretiliyor.
YÜZDE 35 TASARRUFTürkiye’nin en büyük endüst-riyel kompresör üreticisi ve ihracatçısı Dalgakıran Makine, IHI firmasıyla yaptığı anlaşma sonucu ürün grupları arasına turbo kompresörleri de ekledi. Türkiye’nin tamamında satış ve servis hizmeti sunan IHI Dalgakıran, ürünlerini Avrupa, Orta Doğu, Türk Cumhuriyetleri ve Afrika pazarlarına sunuyor. Klasik kompresör teknoloji-lerine göre yüzde 35’e varan
enerji tasarrufu sağlayan IHI Dalgakıran Turbo Kompresör-leri, yüzde 100 yağsız basınçlı hava üretiyor, üretim sırasında basınçlı hava ihtiyacı sık değişti-ği için müşterilere özel optimal dizaynlar sunuyor. İleri teknoloji uygulamaları ve dünya çapında pazarlama ağı ile IHI Dalgakıran, Türkiye’nin ilk ve tek turbo kompresör üreticisi konumunda bulunuyor.
TÜRK-JAPON ORTAKLIĞIJaponya’nın önde gelen teknoloji şirketlerinden Japon IHI Corporation ile Dalgakıran Makine ortaklığıyla 2017 yılında kurulan IHI Dalgakıran Makine, yeni açılan Kocaeli Dilovası üre-tim tesislerinde büyük bir yapı-lanmayla üretime geçti. Kocaeli İMES OSB’de üretime geçen IHI Dalgakıran bünyesinde 40’a ya-kın kompresör hizmete sunuldu. Otomobil, gıda, kimya ve tekstil endüstrisi gibi geniş bir alanda
kullanılan turbo kompresörler, sağladıkları enerji verimliliğiyle de dikkat çekiyor. IHI Dalgakıran ve Dalgakıran Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, üret-tikleri turbo kompresörleri ihraç ettiklerini belirterek, “IHI Dalga-kıran Turbo Kompresör üretim tesisini Türkiye’ye kurarak hem ithalat oranını düşüreceğiz hem de ihracata katkı sağlamış olacağız” dedi. Schneider Electric’in Ekonomiyi
Güçlendirmek ve Dijitalleştirmek amacıyla düzenlediği Innovation Summit Istanbul, kamu, STK’lar, endüstri ve iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Hızla dijitalleşen dünyada daha güçlü bir ekonomi yaratmanın yollarını ara-yan uzmanlar, Schneider Electric’in yeni çözümleri ve öncü teknoloji-siyle tanışma şansı yakaladı. Orta Doğu ve Afrika bölgesinde yılın ilk ve tek inovasyon buluşması olan zirveye, Schneider Electric global
ve yerel üst yönetimi, müşterileri, iş ortakları ve tedarikçileri başta olmak üzere 1.500’ü aşkın profesyo-nel ilgi gösterdi. Etkinlikte konuşma yapan Schneider Electric Dünya Başkan Yardımcısı Luc Rémont; “Türkiye’deki sağlam ve uzman-laşmış organizasyonel yapımız, gerçekleştirdiğimiz yatırımlar ve büyüyen ekosistemimizle ülke ekonomisinin dijitalleşmesine destek sağlamaya ve katma değer sunmayı sürdürmeye hazırız” dedi.
Dijital ekonomiye enerji kattı
Bağlantı elemanları alanında özellikle dünya devi otomotiv firmalarının tedarikçisi durumunda olan ve bu anlamda sektöründe Türkiye’nin en büyüğü olan Norm Holding, Avrupa’dan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne de açılıyor. Norm Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nedim Uysal, Norm FastenersCo adı ile faaliyete
geçen şirketin Amerika Birleşik Devletleri’nin Michigan eyaletinin başkenti ve 6’ncı büyük şehri olan Lansing’de, Lansing Belediye Başkanı Andy Shor’un da katılım gösterdiği şirket açılışında bir konuşma yaparak ABD’ye açılım sürecini anlattı. Norm FastanersCo şirketi ile ABD pazarına daha kolay ulaşma ve daha efektif operasyon-lar yürütme şansı yakalayacaklarını söyleyen Uysal, önceliklerinin satış ve pazarlama, depo ve lojistik süreçlerinde mükemmelliği öne çıkarmak olduğunu belirtti. Norm Holding olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde bir de lojistik üssü kurduklarını vurgulayan Uysal, “2 bin metrekarelik bir depo ve 20 kişilik bir ekiple müşterilerimize hizmet edeceğiz.
Norm Holdingden ABD açılımı
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) öncülüğünde Türk savun-ma sanayiinin milli teknolojik yatırımları önemli bir boyut kazandı. SSB iştiraki STM Savunma Teknolojileri, 2013 yılında Pakistan Deniz Kuvvetleri için geliştirmeye başladığı Denizde İkmal Gemisi’ni teslim etti. Teslim törenine Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Pakistan Savunma Üretim Bakanı Zobaida Jalal, Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ve STM Üst
Yönetimi katıldı. Dost ve kardeş ülke Pakistan ile Türkiye arasında askeri gemi inşası konusunda bir ilk olan Denizde İkmal Gemisi Projesi, en özgün askeri iş birliklerinden biri olarak tarihe geçti. STM’nin ana yüklenici olduğu ve Pakistan Deniz Kuvvetlerinin ihtiyaçlarına göre STM tarafından sıfırdan tasarımı yapılan Denizde İkmal Gemisi ‘PNS MOAWIN’, Pakistan Savunma Üretim Bakanlığı tarafından Karaçi Tersanesi’nde inşa edildi.
Pakistan’a gemi teslim etti
TURBO KOMPRESORE DALGAKIRAN IMZASI
22 Ekim - 28 Ekim 2018
DalgakıranAdnan
Dalgakıran2017 İMES OSB
SPOT
12
ÜRETEN TÜRKİYE’NİN GAZETESİ/sanayigazetesi.com.tr /sanayigazetesi sanayigazetesi@
ÜST BAŞLIK
ANA BAŞLIK