791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça...
Transcript of 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça...
791 gençten bilişim sektörüne merhaba • 1995-1996 öğretim yılında 17
üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği
bölümüne toplam 791 öğrenci alındı.
104 öğrenci ile istanbul Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü en
fazla öğrenci alan üniversite oldu.
9 Eylül, Çanakkale, Selçuk ve Sakarya
üniversitelerinin bu öğretim yılında
açılan Bilgisayar Mühendisliği
bölümlerine alınan öğrenci sayısı
ise 150.
# Bilgisayar mühendisliği
bölümlerinin eğitiminde çok iyi bir
altyapının -personel, donanım ve
yazılım açısından- gerekliliği artık
tartışılmazken, bu yıl eğitime
başlayacak bölümlerin ise bu konuyla
ilgili olarak çok büyük eksikliklerinin
olduğu belirtiliyor.
# Bilgisayar eğitimiyle ilgili olarak
ortaya çıkan ilginç bir diğer konu ise
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde
yaşanıyor. Daha önce de belirttiğimiz
gibi ülkemizde 17 üniversite Bilgisayar
Mühendisliği eğitimi vermek amacıyla
toplam 791 öğrenci alırken, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 5 özel
üniversite bu öğretim yılında 1,935
öğrenci alıyor. Kısaca bu
üniversitelerde bilgisayar eğitimi
görmek istiyorsanız ÖSYM sınavında
sadece 4 matematik sorusunu doğru
yanıtlamanız yeterli. Üstelik bu
üniversitelerin mezunlarının iş bulmak
için tekrar Türkiye'ye geleceği
düşünüldüğünde sorunun önemi bir
kat daha artıyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 3 'de)
Bu sayıda...
• Türkiye'nin
tanıtımı CD'de
(Sayfa 8)
• Asya ülkelerinde
yatırım patlaması
(Sayfa 10)
• Albim: "Notebook
pazarındaki boşluğu
doldurduk"
(Sayfa 13)
• Tektronix'den yeni
yazıcılar
(Sayfa 16)
• İST yeniden canlanıyor
(Arka sayfa)
• Yeni ama deneyimli bir
kuruluş: Ultima
(Arka sayfa)
Kültür
Koleji'nde A'dan
Z'ye teknoloji
1960 yılında Fehamettin
Akıngüç tarafından öğretime
açılan Kültür Koleji, ilk kez
1985 yılında bilgisayarla çalış
maya başladı. O zamanlar ol
dukça kısıtlı alanlarda kullanı
lan bilgisayar, her yıl gittikçe
yenilenen sistemlerle, şimdi
A'dan Z'ye hemen hemen tüm
birimlere girmiş durumda.
(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)
İTÜ, Bay Networks
çözümleriyle ATM
teknolojisine geçti Türkiye'nin ilk ATM
projesi olarak adlandırı
lan istanbul Teknik Üni-
versitesi'nin ATM bağ
lantısı, Ağustos ayının
başında gerçekleşti. 5-6
aylık bir gecikmeyle
devreye giren proje, şu
anda kampusa bağlı fa
kültelere kesintisiz hiz
met sunuyor. Söz konu
su projenin yatırım maliyeti, ATM donanımları ve
altyapı dahil, 250 bin dolara ulaşmış durumda.
(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)
Etiketlerde doların yerini
Türk Lirası alıyor 23 Şubat 1995 tarih ve 4077 sayılı "Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun" 8 Eylül 1995 tari
hinde yürürlüğe girdi. Kanunun garanti belgesi
ile satılması gereken sanayi mallan, etiket, tarife
ve fiyat listelerini düzenleyen maddelerinde de
yeni düzenlemelere gidildi. Garanti belgesi dü
zenlenecek ürünler arasında bilgi teknolojisi
ürünleri de bulunuyor.
(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)
Bilgisayar teknolojisi,
sokak reklamlarına da girdi Alfanorm, yönlendirme sektörüne yönelik olarak
bilgisayar destekli yüksek teknoloji ürünlerinin dağı
tıcılığını yaparak Türkiye'de de bu pazarın gelişme
sine yardımcı oluyor. Şirket özellikle sokak reklam
ları konusunda da özel çalışmalar yürütüyor.
Son yıllarda bilgisayarlı sisteme hızlı bir geçiş
olduğuna dikkat çeken Alfanorm yetkilileri, "Yakın
zamana kadar Türkiye'de satılan malzeme kesim
sistem sayısı 20yi geçmezken, bugün binin üzerinde
sistem var" dediler.
(Ayrıntılı haber sayfa 6'da)
Turgut Oğuz:
O aslında hızlı bir rallici
IBM Türk'te 32 yıllık bir geçmi
şe sahip olan, bugün de I-Bimsa'-
nın Genel Müdürlüğünü yürüten
Turgut Oğuz'un bilinmeyen yönle
ri İnsanlar' sayfalarımızda.
{Sayfa 18-19'da)
Bilgi teknolojisi ile AB'ye erişim İktisadi Kalkınma Vakfı
(İKV), Türkiye'nin Gümrük
Birliği'ne hazırlandığı bu
günlerde, Avrupa Birliği ile
olan ve bilgi teknolojisi ara
cılığıyla kurduğu bilgi alış
verişi bağlantılannı sürdürü
yor. İKV Genel Sekreteri
Emre Gönen, AB Komisyo-
nu'nun en kapsamlı veri
bankası Celex ve X-25 bağ
lantıları hakkında bilgi verdi.
(Ayrıntılı haber sayfa 7'de)
2 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Kültür Koleji'nde A'dan Z ye teknoloji ŞEBNEM NURAYDIN
Kültür Koleji'nin Ana-
okul, İlkokul, Lise ve
Fen Lisesi bölümleri
nin tüm idari birimlerinde
kalem kağıdın yerini bilgisa
yar almış. Kültür Koleji Bilgi
İşlem Merkezi (BİM) Müdü
rü Necla Aydın, idarede hiç
kimsenin elle işlem yapma
dığını söylüyor. İlk bilgisa
yarlarını, bugün artık antika
diye bir kenara kaldırdıkları
nı belirten Necla Aydın, Kül
tür Koleji'nde Bilgi Siste-
mi'nin dünü ve bugününü
anlattı.
Teknolojiyle adım adım
1985 yılında Kültür Kole-
ji'ne ilk olarak giren bilgisa
yarın DMV adı verilen NCR
markalı kişisel bir bilgisayar
olduğunu belirten Aydın, o
günden bugüne çok yol kat
edildiğini, öyleki önümüzde
ki öğretim yılında da Win
dows 95'le çalışmayı hedef
lediklerini söyledi.
İlk kurulan sisteme daha
sonra çok kullanıcılı bir sis
tem olan NCR-Tower'ı ekle
diklerini belirten Aydın,
1987-88 öğretim yılı sonun
da ilk defa öğrenci karnele
rini bilgisayardan çıkardıkla
rını söyledi.
Bu sistemin, bazı gereksi
nimlere cevap vermek için
yapılan ek modüllerle 1990-
91 öğretim yılına kadar hiz
met verdiğini söyleyen Nec
la Aydın, bugüne nasıl gel
diklerini şöyle anlattı:
"1991 yılında veritabanı
kullanmaya başladık. Bir
IBM RISC/6000 bilgisayar
sistemi ve Oracle veritabanı
yazılımı alındı. Öğrenci iş
lemlerinin hassaslığı nede
niyle hiç bir zaman paket
program kullanmadık. Öyle
ki, notlarda yapılacak her
hangi "ufak" bir yanlışlık bi
le öğrencinin bütün hayatını
etkilemesi anlamına gelir.
Bu nedenle program konu
sunda çok titiz davranmak
zorundaydık. Bu titiz çalış
malarımız sonucu, bugüne
kadar en küçük bir aksaklık
la bile karşılaşmadık. Bilgi
sayar mühendisi arkadaşları
mız programları isteğimize
göre yaptılar. Aklımıza gelen
her yeni uygulamayı ve de
ğişikliği anında programa
eklediler.
"Bununla birlikte Kültür
Koleji bünyesinde Genel
Müdür Yardımcılarına birer
terminal verilerek, bilgisayar
kullanımı yaygınlaştırılmaya
başlandı. Daha sonra da bü
tün öğretmenlere verilen
eğitim sonucunda, not bilgi
lerinin tümü öğretmenler ta
rafından bilgisayara girildi."
Sistemin güvenlik sorunu
nu ise her öğretmene bir şif
re vererek çözdüklerini be
lirten Necla Aydın, öğret
menlerin bankamatik kartı
benzeri bir sistemle bilgisa
yara girdiklerini ve dolayı
sıyla hiç bir öğretmenin ken
di bilgileri dışındaki bilgilere
ulaşmasının mümkün olma
dığını söyledi. Bir öğretme
nin, kendi öğrencisinin diğer
notlarını öğrenmek isterse
idareye başvurduğunu ve
başvuru kabul edilirse göre
bildiğini söyleyen Necla Ay
dın, şu ana kadar bu konuda
hiç bir sorun yaşamadıkları
nı vurguladı.
Kalem yerine klavye
Bilgi İşlem Merkezi'nde
var olan RISC sistemi saye
sinde hiç bir öğretmenin ve
idare üyelerinin kalem kağı
da gereksinimleri kalmadığı
nı belirten Aydın, Milli Eği
tim Bakanlığı'nın da onayını
aldıktan sonra artık karne
dökümü dahil bütün işlem
leri bilgisayarda yaptıklarını
söyledi. Aydın, okul bünye
sinde bilgisayarla yapılan iş
lemleri şöyle sıraladı:
"Okul, öğrenci ve yöne
timle ilgili her türlü bilgiyi
bilgisayara geçirdik. Müdür
yardımcıları, müdür ve öğ
retmenler odasında bilgisa
yar var. Okuldaki bütün bil
gisayarlar Bilgi işlem Merke-
zi'ne bağlı. Tüm notlar bilgi
sayarda olduğu için başarı
grafiklerini çıkarabiliyoruz.
Ayrıca her katta bulunan
rehberlik bürolarımızda da
bilgisayar var. Bir öğrenci
hakkında psikolojik sorunla
rından tutun da bugüne ka
dar gösterdiği başarı grafiği
ne kadar her türlü bilgiyi tu
tabiliyoruz. Öğrencinin oku
la gelmediği günleri bilgisa
yara girerek devamsızlık du
rumunu takip edebiliyoruz.
Kredi sisteminde devamsız
lık çok önem taşıyor; çünkü
sınıf geçmeyi doğrudan etki
liyor. Karneleri de bilgisayar
dan alıyoruz. Matbaada ha
zırlanmış karneleri yazıcıya
giriyoruz ve çok kısa sürede
dökümü alıyoruz. Okula ka
yıt işlemleri de bilgisayarla
yapılıyor. Kütüphanede, mu
hasebede, revirde, kısacası
bir okulda yapılması gere
ken, aklınıza gelebilecek her
türlü işlemde bilgi teknoloji
sini kullanıyoruz."
Masaüstü yayıncılık
sistemi
Necla Aydın'ın saydığı bü
tün bu işlemlerin dışında,
Kültür Koleji'nde masaüstü
yayıncılık sistemi de mevcut.
Kültür Koleji Haber Bülteni
ve Bilgi İşlem Merkezi'ndeki
gelişmeleri anlatan BÎMCE
dergisi de bilgi sistemiyle çı
karılıyor.
Kültür Koleji'nin ilkokul
ve lise bölümlerinde öğren
cilere bilgisayar dersleri veri
liyor, ilkokul bölümünde ve
rilen bilgisayar derslerinde
oyunlar ağırlık taşırken, lise
öğrencilerine Basic, Pascal
gibi program dilleri öğretili
yor ve yazılım paketleri ve
riliyor. Necla Aydın, bilgisa
yar derslerinin amacını şöyle
özetliyor: "Bilgisayar dersle
rinin amacı öğrenciyi bir
programcı olarak yetiştirmek
değil. Ancak okuldan mezun
olup bir işin başına geçtiğin
de, yaptığı iş ne olursa ol
sun, onu bilgisayarla çalış
maya yönlendirmek ve bilgi
sayar kullanımına vakıf ol
masını sağlayabilmek."
Bilgisayarla Anadolu
Liseleri'ne hazırlık
ilkokul 3-4 ve 5. sınıfların
katıldığı "Anadolu Liselerine
Hazırlık" projesinde de bilgi
sayar kullanılıyor. Testler ve
ölçme değerlendirme ile öğ
rencilerin programları yakın
dan takip edilebiliyor ve ve
liler bilgilendirilebiliyor.
Velileri bilgilendiren bir
başka unsur da sesli yanıt
sisteminin uygulandığı ve 24
saat hizmet veren "Alo Kül
tür Servisi". Çocuğuyla ilgili
bilgi almak isteyen bir veli
bu servisi arayarak, öğrenci
nin şifresini girebiliyor ve
öğrenciye ait tüm not bilgile
rini, haftalık ders programını,
devamsızlık durumunu ve
öğretmen-veli görüşme gün
leri gibi bilgileri alabiliyor.
"Hedefimiz
Windows 9 5 "
TÜBİTAK aracılığıyla In
ternets bağlandıklarını be
lirten Aydın, 1985 yılından
bu yana her geçen yıl bilgi
sistemlerini geliştirdiklerini;
ama yine de yeniliklere doy
madıklarını söyledi. 1995-96
öğretim yılında bütün bu iş
lemleri Windows altında ge
liştirmeyi hedeflediklerini
açıklayan Aydın, önümüzde
ki günlerde Windows 95 iş
letim sistemine geçeceklerini
söyledi.
Bilgi işlem Merkezi'nde
80'den fazla PC ve yaklaşık
25 tane de Macintosh bulun
duğunu vurgulayan Aydın,
bilgi teknolojisine bugüne
kadar 100 bin dolardan fazla
yatırım yapıldığını söyledi.
Kültür Koleji Bilgi İşlem MerkeziKültür Koleji Bilgi işlem Merkezi çalışanları (üstte) ve BİM Müdürü Necla Aydın (altta).
I960 yılında Fehamettin Akıngüç tarafından
öğretime açılan Kültür Koleji, ilk kez 1985
yılında bilgisayarla çalışmaya başlıyor.
O zamanlar oldukça kısıtlı alanlarda kullanılan
bilgisayar, her yıl gittikçe yenilenen sistemlerle,
şimdi A'dan Z'ye hemen hemen tüm birimlere
girmiş durumda.
Kültür Koleji'nde bilgi teknolojisiyle
yapılan işlemler:
Öğrenci kayıt işlemleri
Öğrencilerin not çizelgeleri
Sınavlara hazırlıkta testleri ölçme-değerlendirme
sistemi
Öğrenci başarı grafiği
Öğrenci devam takibi
Psikolojik rehberlik bölümünün işlemleri
Revir işlemleri
Karne dökümü
Kütüphane işlemleri
Masaüstü yayıncılık
Öğrencilere verilen bilgisayar dersleri
Alo Kültür Servisi
Muhasebe bölümü
18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 h a b e r 3
Bu yıl 791 genç, bilgisayar
mühendisi adayı oldu 1995-1995 öğretim yılında 17 üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği
bölümüne toplam 791 öğrenci alındı. 9 Eylül, Çanakkale, Selçuk ve
Sakarya üniversitelerinin bu öğretim yılında açılan Bilgisayar Mühendisliği
bölümlerine alınan öğrenci sayısı ise 150.
GÜNEŞ KAZDAGLI
1995-1996 öğretim yılı
Ekim ayında yine so
runlarla birlikte başlı
yor. Bu sorunların başında
ise öğretim elemanı yetersiz
liği, öğrenci sayısındaki artış,
gelişen teknolojinin çok ge
risinde kalan donanım ve
yazılım parkı geliyor. Bütün
bu sorunlar yaşanırken yine
bu öğretim yılında 4 üniver
sitede daha Bilgisayar Mü
hendisliği bölümleri açıldı
ve eğitime başlanacak.
Özel üniversiteler de da
hil olmak üzere ülkemizde
17 üniversitede Bilgisayar
Mühendisliği eğitimi verili
yor. 1995-1996 öğretim yılın
da bu üniversitelere alınan
öğrenci sayısı 791. Bilgisayar
Mühendisliği eğitimi verme
ye bu öğretim yılında başla
yan 9 Eylül, Çanakkale, Sa
karya ve Selçuk Üniversite
lerine alınan öğrenci sayısı
ise 150. Daha önce söz etti
ğimiz ve özellikle Bilgisayar
Mühendisliği eğitiminde ol
dukça önemli olan altyapı
eksikliği bu üniversitelerde
başlı başına büyük bir so
run.
Bilgisayar Mühendisliği
bölümlerine en fazla öğrenci
alan üniversite istanbul Üni
versitesi, istanbul Üniversite
si ikinci öğretimi de dahil ol
mak üzere bu yıl 104 öğren
ci aldı. Bu üniversiteyi Orta
Doğu Teknik Üniversitesi
(82 öğrenci) ve Ege Üniver
sitesi (62 öğrenci) izliyor.
Kıbrıs Üniversiteleri bu
yıl 1,935 öğrenci alıyor
Kuzey Kıbrıs Türk Cum-
huriyeti'nde bilgisayar eğiti
mi konusunda yaşananlar
ise oldukça düşündürücü ve
ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde
niz, Girne Amerikan, Lefke,
Uluslararası Amerikan ve
Yakın Doğu Üniversitelerin
de bu öğretim yılı için bilgi
sayar eğitimi konusunda
açıklanan öğrenci kontenja
nı 1,935. Türkiye'deki 17
üniversite için alınan öğren
ci sayısının 2 katından fazla.
Bu özel üniversitelerin bilgi
sayar bölümlerine girmek
için ÖSYM sınavında sadece
4 matematik sorusunu doğru
yanıtlamak yeterli.
Özellikle öğretim elemanı
yetersizliği, bu üniversitele
rin ve dolayısıyla ilgili bö
lümlerin en büyük sıkıntısı.
Teknik donanımdaki yeter
sizlik ise, bir başka büyük
sonın. Bu bölümlerden me
zun olanların iş bulmak için
geleceği yerin de ülkemiz
olduğu düşünülürse sanıyo
ruz konunun oldukça dü
şündürücü olduğu bir kez
daha ortaya çıkar.
Parlamenter Bilgi Sistemi-ll-
M. TıNAZ TITIZ
Geçen hafta, Uluslararası Parlamento Kütüphaneci
leri Birliği'nin toplantısında, Parlamenter Bilgi Sis-
temi'nden beklentiler konusunda söylediklerimi bura
da özetlemeye başlamıştım. Bu hafta tamamlıyorum:
Buraya kadar sayılan gereksinimler genelde fiziki
bileşenlerdir. Bilgi ihtiyacı kapsamı içinde düşünülme
si gereken bir başka bileşen daha vardır ki, o hepsinden
daha önemlidir.
Parlamenterin bilgi lenme kümesi içinde önemli bir
yeri de hükümetlerden sorduğu sorulara alacağı yanıtlar
oluşturur. İşte bu bileşen, parlamenterin hükümete yö
nelteceği soruların, bilgi içermeyen (0 bit içerik) ifade
lerle yanıtlanmış sayılması geleneği nin yıkılmasıdır.
Bilindiği gibi, 1 bitlik enformasyon, mevcut olasılıkları
yarıya indiren bilgi miktarıdır.
Ü lkemizde, gelenek denilemese dahi yaygın olan ve
özell ikle de son yıl larda iyiden iyiye yaygınlaşan bir
pratik, sorulan soruların yetersiz enformasyon içeriğine
sahip ifadelerle cevaplanmasıdır. Bunun bir küçük bölü
münün iletişim becerisi yetersizliği ile açıklanması
mümkünse de, önemli bir kısmı bilerek yapılmakta ve
daha da acısı, hoş ve fakat boş söz söylemek bir be
ceri sayılmaktadır.
Buradan çıkarılabilcek somut sonuç, PaBİS ' in, bu bi
leşeni de içerecek şekilde yeniden tasarımlanması gere
ğidir.
Dördüncü nokta, politik sınıfın kalitesinin yükseltil
mesinde PaBİS ' in kullanışlı bir araç olabileceğidir.
Politik sınıfın kalitesinin yükseltilmesi gerekliliğinde
genel bir uzlaşı vardır. Tam bir karşılıklıl ık yoksa da, Pa
BİS'in sunacağı hizmetlerin, parlamenterlerin sorun
çözme profilleri ni bir ölçüde etkilemesi ümit edilir.
Ö z e l l i k l e , PaBİS içinde şimdi bulunmayan ama bu
lunması önerilen bileşenler mevcut olduğunda, tam
temsilci rolündeki parlamenterin dahi öncü misyo
nuna doğru itileceği beklenmelidir.
Son bir nokta en az diğerleri kadar önem taşımakta
dır: Mevcut PaBİS'in, öncü misyonuna sahip parla
menter için yetersiz olduğu bir gerçektir. Bu gerçeğin
kuşkusuz ki birçok nedeni vardır.
Sorun çözme sanatı1 run altın kural'ı denilebilecek bir
kural şöyle diyor: Sorunlar çözülemez, ancak o sorun
lara yol açan nedenler ortadan kaldır ı labi l i r .
Bu altın kural'a göre, PaBİS'in hizmet verme düzeyi
ile parlamenterin bilgi ihtiyaçlarının niçin düşük bir
düzeyde kesiştiği analiz edilmelidir. Bu, gerek PaBİS ile
gerekse parlamenterin hizmet kalitesi ile ilgilenen her
kesin, üzerinde düşünce üretmesi gereken bir sorudur.
KKTC'de Bilgisayar
Mühendisliği eğitimi
Özel Doğu Akdeniz
Üniversitesi: Bilgisayar
Mühendisliği bölümü 205
öğrenci, Bilgisayar Tek
nolojisi ve Enformatik
Bölümü 253-
Özel Girne Amerikan
Üniversitesi: Bilgisayar
Mühendisliği 100 öğren
ci, Bilgi İşlem Sistemleri
100 öğrenci.
Özel Lefke Üniversitesi:
Bilgisayar Bilimleri 151
öğrenci, Özel Ulus
lararası Amerikan Üniver
sitesi Bilgisayar ve Enfor
masyon Sistemleri 270
öğrenci.
Özel Yakın Doğu
Üniversitesi: Bilgisayar
Teknolojisi ve Enfor
matik Bölümü 202 öğ
renci, Bilgisayar Mühen
disliği 352 öğrenci, Bil
gisayar Enformatik
Mühendisliği 302 öğren
ci.
Toplam 1953 öğrenci
4 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Sabır, inat, umut M . S İ N A N O Y M A C I
Trio Çözümevi Yönetici Ortağı
Bu üç kelime, Türkiye'den on-line olarak Internet
kullanmaya çalışan kişilerin, sahip olmaları ge
reken nitelikleri belirtiyor. Sabırlı olmalılar, inatçı
olmalılar ve hiç bir zaman umutlarını yitirmemeli-
ler.
Niç in bunu yazmak zorunda kaldığımı biraz
açıklayayım. Yaklaşık on gündür, siz bu yazıyı
okuduğunuzda onbeş gün olacak, ikiyüzelli ki
lobyte civarında bir dosyayı, yurtdışından "ftp" ara
cılığı ile getirmeye uğraşıyorum. Henüz başarılı
olamadım.
Ancak, sabırlı olduğum, inatçı olduğum söyle
nir. Ümidimi de yitirmiş değilim demeyi çok ister
dim.
Akl ima gelebilecek her metodu deniyorum.
Son günlerde denediğim metod, günün çeşitli sa
atlerinde çalışmak. Belki boş bir anını yakalarım
diye ümit ediyorum. Ancak, son ümidim olan, ge
ce yarısından sonra rahatlar, işimi halledebilirim
de, dün akşam suya düştü. G e c e yarısından sonra
dahi, dosyayı yurtdışından almakta, başarılı olama
dım.
Sistemin yavaşlığını sadece Türkiye tarafında
aramak çok doğru değil. Yurtdışında da benzer şi
kayetler var. Dört milyon'un üzerinde hizmet veri
ci bilgisayar sisteminin olduğu bir ağın içerisinde,
gerekli sürati sağlayamayan sistemlerle karşılaşma
nız olası. Zaman içerisinde nasıl düzeltileceğini
merak ediyorum.
Özell ikle, grafik ortamlarla çalışıyorsanız, bir
ahbabımın dediği gibi, "Ekranlar arasında geçiş bu
kadar yavaş olduktan sonra, hiç kullanmam diyebi
lirsiniz."
Y ine de, başlıkta yazdığım gibi, sabır ve inat
sizde mevcutsa, her zaman kullanırsınız. Kızdığı
nız anlar da olabilir; ancak bir gün düzeleceği ümi
di içinizde yaşadıkça, kullanmaya devam edersi
niz.
* * * * *
Orac le ' ın geçtiğimiz hafta, "Workgroups 2 0 0 0 "
dağıtıcıları Link ve Logo'nun yeni kuracakları şir
ketleri ile birlikte, uygulanacak satış politikalarını
ve ürünlerin niteliklerini aktardığı toplantı, başarılı
idi. Bu toplantının, biraz daha genişletilerek, kulla
nıcılara da yapılmasında yarar var. Özet bilginin
verilmesi ile kullanıcılar, bu ürünleri niçin kullana
caklarını, hangi ürünü ne zaman alacaklarını anla
yabilirler. Oracle'ın öncülüğünde, Link'te Logo'da
ayrı ayrı düzenleyebilecekleri gibi, bir arada da
organize edebilirler.
* * * * *
Önümüzdeki hafta, Bilişim Kurultay'ı başlaya
cak. Herhalde gelmemeyi düşünmüyorsunuz. Çok
güzel bir program hazırlanmış durumda. Özellikle,
açılış konuşmacıları, özenle belirlenmiş ve kesin
likle kaçırılmaması gereken kişiler.
Diğer günlerde de, çok değerli kişilerin sunula
rı var. Şimdiden hangilerini izleyeceğinizi belirle
yip, programınızı yapın. Kesinlikle izlemeliyim di
yeceğiniz sunuları bulacağınızdan hiç kuşkum yok.
Ayrıca, 29 Eylül günü, 1 0 : 0 0 - 1 2 : 4 5 arasında
"Outsourcing - Dış Kaynak Kullanımı" konulu ça
lışma grubu gerçekleşecek. Bu konu enine boyu
na, sektörden kişiler tarafından değerlendirilecek
ve görüşler bildirilecek. Hepinizi bekliyorum.
* * * * *
Geçtiğimiz senelerde okuduğum bir kitap elime
tekrar geçti. Şöyle bir göz atınca, çok keyiflendim
ve sizlere de önermeliyim dedim. Kitabın adı;
"Harvard İşletme Okulu'nda Öğretilmeyenler", ya
zarı, Mark H. McCormack. Bu kitabı ilk olarak
duyduğumda elde etmek için ne kadar uğraştığımı
hatırladım. Kitap Cenajans tarafından Türkçeleşti-
rilip, dağıtılıyordu. Şimdi, hafızam beni yanıltmı
yorsa, kitapçılarda da satılıyor. Bu kitaptan aldı
ğım, yazarın başından geçen bir olayı, özetleyerek,
aktarmak istiyorum.
" B i r k a ç yıl önce, Rolex saatlerinin yönetim ku
rulu başkanı, Andre Heineger ile yemek yiyorduk.
Bir dostu masamıza gelerek 'Saat işi nasıl gidiyor'
diye sordu.
Heineger, 'Hiç fikrim yok' diyerek yanıt verdi.
Dostu buna güldü. Dünyanın en saygın saat üre
ticisi olan bir kuruluşun başkanı, kendi endüstri da
lında ne olup bittiğini bilmediğini söylüyordu.
Ancak, Heineger bu sözleri çok ciddi olarak
söylemişti. 'Rolex, bir saat işi değildir' diye ekledi,
'Biz lüks endüstrisindeyiz."
Bilgisayar, lüks endüstrisi olmadığına göre, bil
gi teknolojisi sektöründe neler olup bittiğini bilmek
zorundayız. Kendimizi, çevremizden soyutlayanla
yız. Hele, bilgi teknolojisi sektöründe, asla.
İletişim adresi: E-mail: [email protected]
İTÜ, iletişim
teknolojisini yeniledi NURAY ÖZKAN
•
İstanbul Teknik Üniversi-
tesi'nde 1994 yılında baş
latılan bilgi işlem altyapı
sını yenileme ve geliştirme
projesi altında yürütülen
ATM teknolojisine geçiş iş
lemleri, nihayet meyvesini
vermeye başladı. Düne ka
dar İTÜ'nün tüm bilgi işlem
hizmetleri IBM anabilgisayar
sistemiyle veriliyordu. Ancak
söz konusu sistem bugünkü
teknoloji gözönüne alındı
ğında yetersiz kalmaya baş
ladı. Her geçen gün daha
çok fakülte ve birim, merke
zi sisteme bağlandığından,
bilgi işlem hacmi de çoğaldı.
Bunun yanı sıra ağ sistemle
ri de önem kazanmaya baş
layınca üniversite, doğal ola
rak IBM sisteminin belli kısıt-
lamalarıyla karşılaştı. Bu yüz
den üniversitede 1994'te bil
gi işlem altyapısını 'yeniden
kurma' projesi başlatıldı.
Şu anda projenin önemli
bir bölümünün temeli atılmış
durumda. ÎTÜ, yaklaşık iki
yıl sonra IBM sistemini dev
reden çıkarmayı; merkezi
sistemden dağıtık sisteme,
yerel ağlara ve Internet tek
nolojisine ağırlık vermeyi
planlıyor. Proje kapsamında
kampus içinde bir optik ağ
kurulması fikri benimsenme
sinden sonraki gelişmeleri
tTÜ Bilgi İşlem Merkezi Mü
dürü Prof. Dr. Emre Har
mancı ve Araştırma Görevlisi
Hakan Aydın'dan alıyoruz.
Hakan Aydın, başlangıçta
kampusta FDDI ve ATM tek
nolojisi konusunda geniş bir
araştırmanın yapıldığını söy
leyerek standartları henüz
oturmamış ve gelişmeye açık
olan ATM teknolojisini, otur
muş standartlara sahip ancak
önü kapalı bir teknoloji olan
FDDI'a tercih ettiklerini dile
getirdi. Hakan Aydın, geliş
meyi şöyle özetledi: "Başlan
gıçta bütün proje FDDI ola
rak tasarlanmaya başladı. Bu
arada ATM'in standartlarının
oturmamış olması da bizi dü
şündürüyordu. Ancak hoca
mız Emre Harmancı'nın ön
görüsüyle ATM'e dönüldü.
Önce kampus içine fiber op
tik kablo döşendi ve ATM
ihalesine çıkıldı. Ancak pro
jemiz sadece ATM ağının ku
rulmasıyla sınırlı değil. Bu
nun en önemli kalemlerin
den biri de fakültelerde yerel
ağların yaygınlaştırılması idi.
Ayrıca Ayazağa ve şehir
kampuslarında bağlantının
hızlandırılması projesi vardı.
Merkeze sunucu sistemlerin
ve yönlendiricilerin alınması
nın bir kısmı gerçekleşti. Ye
rel ağlar, bir bakıma bu pro
jenin şu anda geliştirilmeye
en ihtiyaç duyulan kısmı. As
lında yerel ağları etkin kulla
nan fakülteler var. Ancak
önümüzdeki 1 yılda ağa bağ
lanacak fakülte sayısı da
azımsanmayacak sayıda."
Yetkililer, ATM teknoloji
sini seçme kriterlerini şöyle
sıralıyor: "Biz kampusa bir
optik ağ kurmayı ve omurga
nın en az erişim hızının 100
megabit olmasını planladık.
Bu şartları koyduğunuzda,
akla hemen FDDI ve ATM
geliyor. ATM'in 155 megabit-
lik yüksek bir performans
sunması ve çokluortam uy
gulamalarını destekliyor ol
ması seçimimizde gözönüne
alınan kriterler oldu."
"Sonucu değerlendirmek
için henüz erken"
Emre Harmancı, sistemin
ilk kez 27 Temmuz 1995 ta
rihinde çalışmaya başladığını
belirterek, daha sonra fakül
telere gidip sırayla onların
bağlantılarını sağladıklarını
söyledi. Harmancı, elde et
tikleri sonucu değerlendir
mek için henüz erken
olduğunu söyleyerek, "ATM
donanımımız 24 saat çalışı
yor. Yalnız ATM teknoloji
sinden tam olarak yararlana
cağımız nokta, belki de kam
pus içindeki yerel fakülte
trafiğinin oldukça arttığı bir
dönemde söz konusu ola
cak. Bir bakıma asıl test orta
mı, yeni dönemin başlangıcı
olacak. Sistemimiz şu anda
normal kapasitenin onda bi
riyle çalışıyor; ancak önü
müzdeki dönemde artacak.
Çünkü fakültelerde bağlı ağ
lar daha henüz tam kullanıl
mıyor; önümüzdeki günler
de üniversite bazında 300-
400 uç daha devreye alaca
ğız. 1996 yılı başında sistem
aşağı yukarı tam olarak otur
muş olacak" dedi.
İTÜ'nün ATM projesini
gerçekleştiren Internet, çö
züm olarak Türkiye temsilci
lerinden olduğu Bay Net
works şirketinin ürünlerini
kullandı. Normal şartlarda
Mart ayında devreye girmesi
beklenen projenin gecikme
sinin nedenini Emre Har
mancı şöyle dile getiriyor:
"ATM teknolojisini Türki
ye'de ilk uygulayan olmamı
zın 6 ay kadar cezasını çek
tik. Ürünler zamanında tes
lim edilemedi; çünkü ürün
ler yurtdışında hazır değildi.
Cihazlar buraya geldikten
sonra kurulma aşaması bek
lediğimizden hızlı bir şekilde
gelişti. 3 günde kurduk, ça
lıştırdık. Biz üniversite oldu
ğumuz için böyle bir projeyi
riske edebiliyoruz. Bir banka
ya da bir başka kuruluş bu
nu yapamaz. Büyükçe bir
üniversite kampusunda bir
optik omurganın ATM tek
nolojisine dayandırılması ve
bütün fakültelerdeki Internet
trafiğinin buradan aktanlma-
sı boyutuna baktığınızda, bu
konuda dünyada sayılı üni
versite örneği var. Avrupa'da
bu büyüklükte ATM projesi
olan 3'üncü kuruluş olduğu
muz ortaya çıktı."
İTÜ, ATM teknolojisiyle
birlikte çokluortam projeleri
ne ağırlık verecek. Bu an
lamda telekonferans, video
aktarımı gibi uygulamalar
olacağı gibi İTÜ'deki video
eğitim merkezi de ATM alt
yapısını kullanacak.
Üniversitenin ATM proje
sine yaptığı yatırımın bilan
çosu; sadece optik ağ altya
pısı için 100 bin dolar. Bu
yatırım üniversitenin önü
müzdeki 25 yıllık gereksini
mini karşılayacak şekilde ta
sarlanmış. Onun üzerine de
yaklaşık 120 bin dolarlık bir
ATM donanımı satın alınmış
durumda.
6 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Pazar kurmak N E Z İ H K U L E Y İ N
SEMOR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
"A damın biri ölmüş ve öbür dünyada
orgunlanma sırasını bekliyormuş. Bu
arada cennet ve cehennemin kapısının açık
olduğu gözüne ilişmiş. Bunu fırsat bilerek ka
pılardan bir göz etmeye karar vermiş. İki kapı
dan içeri baktığında ne görsün, cennet ve ce
hennem de tıpatıp birbirinin aynı değil mi? iki
tarafta da upuzun, binbir yiyecekle donanmış,
kuş sütünün bile olduğu ziyafet sofrası. Ama
birşey garibine gitmiş adamın. Sofralardaki
servis tabaklarının yanındaki çatal, bıçak ve
kaşıklar birer metre uzunluğunda. Niye böy
lesine uzun diye düşünürken, sofranın etrafın
da sıra sıra oturan adamlara bir göz atmış. Ce
hennem sofrasında oturanların hepsi zayıf,
çelimsiz, renkleri solgun, bitkin ve mutsuz gö
rünüyorlar. Cennettekiler ise neşeli şen şak
rak, son derece sağlıklı, canlı ve mutlular.
Bu farkın nedenini anlayamamış adam. İki
tarafta da sunulan şeyler aynı iken bu farklı
lık niye? Bir süre daha olan biteni gözlediğin
de farkın nedenini anlamış. Davranışta. Ce-
hennemdekiler bu upuzun çatal kaşıklarla
kendilerini beslemeye çalıştıkları için lokma
ları bir türlü ağızlarına isabet ettiremiyorlar
ve güzelim yiyecekleri yerlere döküp saçıyor-
larmış. Bu yüzden de beslenemiyorlar ve za
yıf düşüyorlarmış. Cennettekiler ise uzun
saplı çatal kaşıkları karşılarında oturan kişile
re uzatıp birbirlerini besliyorlarmış. Böylece
hem herkes besleniyor, hem de herşeyi pay
laşmanın hazzıyla güle oynaya, neşeli bir şe
kilde ziyafetin hazzına varıyorlarmış."
Bu hikayeyi Nil Cün'ün "Kuraldışı ve Öte
si" adlı kitabında okuduğumuz zaman bugü
ne kadar pazar geliştirme stratejileri konu
sunda yazdıklarımızın ne derece sağlam kül
türel kanıtları olduğunun farkına vardık. Pa
zar geliştirme stratejisi ile şirketlerin gelişme
stratejileri ancak üstüste oturduğunda gerçek
anlamda bir gelir elde etmek olanaklı idi.
Amerikan iş idaresi eğitimi cehennem ya
ratma stratejisi üzerine kurulmuştur. Sürekli
olarak öğretilen 'fırsatını yakala rakibini yok
et"den başka bir şey değildir. Her yok olan
rakip aslında çok zengin bir deneyim ile bir
likte karanlık bir denizde yok olmaktadır. Kı
sa vadeli bir perspektif ile bakıldığı zaman
bu, firmaya iki temel zarar vermektedir. Bi
rinci zarar, yok eden firmanın karşısında pa
zarı kendi yöntemleri dışında etkileyen ve bu
sayede de daha farklı bir müşteri grubunu o
ürün için talepkâr konumda tutan bir sektör
bileşeninin yok olmasından doğan zarardır.
Her şirket pazarda kendi ürününü biraz diğer
ürünlerden farklılaştırarak satmak zorunda
dır; bu durum istense de istenmese de o
ürünler çevresinde bir taraftar kitlesi oluşma
sına neden olmakta ve bu sayede de sektörel
bazda geniş bir alıcı kitlesi yelpazesi oluş
maktadır. Yok olan her şirket aynı zamanda
yok eden şirkete karşı bir tavrın her an des
tekçisi olarak ya ürün tüketiminde olabildi
ğince geri durmaya ya da o şirketin yerini
doldurabilecek bir şirket beklemeye başla
maktadır.
İkinci büyük kayıp ise, yok olan şirketin
yok eden şirketin doğrudan kendisine verdiği
zarardır. Bu zararın boyutları zaman zaman
birinci zarardan daha da fazla olabilmekte
dir. Bu zarar çalışanların bu iş bitti anlayışına
kapılarak tüketici eğilimlerini gözardı etme
lerinden doğan zarardır. Çalışanlar rakibin
yok olması ile birlikte şöyle düşünmeye baş
lamaktadırlar: 'Bizim şirketimiz bu konuda
en iyi şirket olduğunu ve en iyi ürün sundu
ğunu ispat etmiş ya da etmektedir. Bu neden
le ürettiğimiz üründen daha iyisini de zaten
kimse sunamayacağı gibi artık her türlü fiyat
belirleme ve pazar yönlendirmenin tekeli bi
zim elimizdedir'. İşte gerçek sonun başlangı
cı bu düşünce ile doğmaktadır.
Microsoft'un bu aşamaya gelmesinin ne
deni şüphesiz Apple gibi iyi bir işletim siste
mi sunan bir firmanın varlığı idi. Bu bir ger
çek; fakat bir de madalyonun diğer yüzüne
bakalım. Acaba Apple'ın bu duruma gelmesi
nin nedeni, kendi işletim sistemi ve ürün mi
marisini başkaları ile paylaşmaktan büyük bir
inatla kaçması olmasın?
Bilgisayar teknolojisi,
sokak reklamlarına da girdi Alfanorm, yönlendirme
sektörüne yönelik
bilgisayar destekli yüksek
teknoloji ürünlerinin
dağıtıcılığını yaparak
Türkiye'de bu pazann
gelişmesine yardımcı
oluyor. Şirket özellikle
sokak reklamlan
konusunda özel
çalışmalar yürütüyor.
NURAY ÖZKAN
1980'li yılların sonunda
yönlendime (sign) sek
törünün Türkiye'de
oluşmasına öncülük eden
Alfanorm, özellikle birçok
bilgisayar destekli yazı kesim
ya da malzeme kesim sis
temlerinin Türkiye dağıtıcılı
ğını yürütüyor. Aynı zaman
da özel bir baskı teknoloji
siyle büyük ebatlı sokak rek
lamlarının üretimini yapan
sistemlerin de Türkiye tem
silcisi. Alfanorm'un kurucu
larından Muzaffer Öztan, son
yıllara kadar yazı ya da mal
zeme kesim sistemlerinin ye
teri kadar yaygın olmadığına
dikkat çekerek, genellikle
eski yöntemle (el ile) üretim
yapıldığını dile getiriyor.
Son yıllarda bilgisayarlı
sisteme hızlı bir geçiş oldu
ğunu söyleyen Öztan, "Ya
kın zamana kadar Türkiye'de
satılan malzeme kesim ya da
yazı kesim sistemi sayısı 15-
20 iken, bugün Türkiye'de
binin üzerinde sistem var"
dedi. Birçoğunun batıdaki
teknolojilerle aynı anda Tür
kiye'ye geldiğini söyleyen
Öztan, özellikle folyo kesim
yapan sistemlerin önemli bir
yer oluşturduğunu belirtti.
"Bilgisayarlı sistem deyince,
kesici bir çizici (plotter), onu
yöneten bir bilgisayar, bir ta
rayıcı ve bir yazıcıdan oluşan
sistem olarak özetleyebiliriz.
Bu sistemi artık pek çok ta
belacı kurmaya başladı ve
böylelikle yazılı tabela piya
sası da gelişti. Bunun yanı sı
ra reklam ajansları bugün
TV, basılı medyada çok ba
şarılı; ancak tasarımda henüz
2 boyut ile 3 boyut arasında
ki açık hava tasarımlarına
çok fazla el atmış değil. Biz
bu konuda yoğun çalışmaya
başladık" diyen Öztan, Alfa
norm'un bu konuda son 2
yıldır Vutek sistemlerinin
temsilciliğini yaptığını belirti
yor.
Alfanorm, kesici çizici sis
temlerinde Japon Roland
ürünlerinin Türkiye genelin
de dağıtımını yapıyor. Koç-
Unisys tarafından ithalatı ya
pılan Roland ürünlerinin ge
çen yıl bütün modelleri yeni
lendi. Yeni modellerde dik
kat çeken en önemli özellik,
kesici çizici ile renkli baskı
yapan bütünleşik bir sistem
olması. Bu konuda Türkiye
genelinde 5 ana bayi ile çalı
şan Alfanorm, bilgisayar şir
ketleriyle de işbirliğine gide
biliyor. Bunun yanı sıra şir
ket freze makine sistemleri,
SignMetal'in laminasyon ma
kineleri gibi pek çok siste
min de dağıtımını yapıyor.
Şirketin Türkiye genelinde
pazarlamaya başladığı ürün,
Vutek. Vutek sistemleri açık
havada rahatlıkla kullanılabi
lecek, fotoğraf kalitesinde is
tenilen ebatlarda baskı alına
bilen özellikte ürünler.
Muzaffer Öztan,
son yıllarda yönlen
dirme sektörüne hiz
met veren fotoğraf
baskı sistemlerinin
gelişmesiyle açık ha
vada rengi bozulma
yan, yüksek kaliteli
çıktıların alınabildiği
ni söylüyor. Vutek'in
açık havada kullanı
labilecek büyük
ebatlı baskı yapan
yeni teknoloji ürün
lerinin yatırımı ol
dukça maliyetli. 1993
yılından beri Vutek sistemle
rinin satışı ile uğraşan şirket,
başarılı olamayınca bir şirket
kurmaya karar veriyor. Öz
tan, "Euro Print Center adın
da bir şirket kurarak Türki
ye'de ilk kez Vutek sistemini
oraya sattık. Böylelikle Alfa
norm sadece ithalat yapan,
Euro Print Center ise Vutek
sistemleriyle üretim yapan
iki ayrı şirket oldu. Şirketin
Vutek baskı sistemi için har
cadığı yatırım maliyeti, 1 mil
yon dolar" şeklinde açıklama
yapıyor.
Euro Print Center'ın yöne
ticisi Ateş Öztan ise, bugüne
kadar açıkhava ürünlerinin
serigraf sistemiyle basıldığı
nı; Vutek'in yeni modelleri
nin termal baskı sistemiyle
sayısal (digital) olarak basıl
dığını belirtiyor. Öztan, siste
min çalışma ilkesini şöyle
açıklıyor:
"Vutek sistemi, bilgisayar
da hazırlanan fotoğraf ya da
grafiği, doğrudan sayısal ola
rak bir malzemenin üzerine
birkaç boyutta basabiliyor.
En geniş ebadı 5 metre enin
deki rulo olan her türlü mal
zemeye baskı yapabiliyor.
Bilgisayarda yapılan her ça
lışmayı, 4 renk olarak malze
meye aktarıyor ve InkJet tek
niğiyle çalışıyor. Biz burada
ki üretim grubumuzu Macin
tosh sistemleri yerine, baştan
PC sistemleri ile kurduk. Bu
günlerde elektrostatik baskı
yapabilen bir yazıcı sistemi
de kuruyoruz. Yazılım olarak
da genellikle PhotoShop,
CorelDraw kullanıyoruz."
18-24 Eylül 1 9 9 5 - Sayı: 34 h a b e r 7
Bilgi teknolojisi ile AB ye erişim ŞEBNEM NURAYDIN
1992 yılından bu yana
Avrupa Birliği (AB)
mevzuat bilgilerine ula
şabilen İktisadi Kalkınma
Vakfı (İKV), bunu Avrupa
Birliği Komisyonu'nun en
kapsamlı veri bankası olan
Celex ile kurduğu X-25 bağ
lantısı sayesinde gerçekleşti
riyor. İktisadi Kalkınma Vak
fı Genel Sekreteri Emre Gö
nen, Celex veri bankası ve
bu bankayla olan X-25 bağ
lantıları hakkında bilgi ver
di.
Gönen, AB Komisyonu'
nun Eurobasic adı verilen 8
ayrı veri bankası bulundu
ğunu ve bunların en kap
samlısının ise Celex olduğu
nu söyledi. Celex'in 1950'
lerden itibaren Avrupa Top
luluğu mevzuat bilgilerini
oluşturduğunu belirten Gö
nen, bu mevzuatın içinde
genelgeler, yönergeler, tü
zükler, tavsiye kararlan, bil
diriler, Avrupa Topluluğu
Adalet Divanı kararlan, ön
raporlar, ön projeler, üçün
cü ülkelerle yapılan anlaş
malar, ticaret anlaşmaları gi
bi bilgiler bulunduğunu söy
ledi. Celex veri bankasına X-
25 aracılığıyla bağlanılabildi-
ğini vurgulayan Gönen, bu
bilgilerin ayrıca CD-ROM'lar
üzerinde sektördeki şirketle
re de satıldığını söyledi. Gö
nen CD-ROM'ların üç ayda,
Celex'in ise, özellikle resmi
gazetede çıkan bölümlerinin
haftada bir yenilendiğini, bu
nedenle de veri bankasının
daha avantajlı olduğunu
söyledi. Gönen, veri banka
sında bulunan bilgilerin çok
fazla ve kapsamlı olması ne
deniyle, bu bağlantıyı çok
iyi kullanabilmek ve Avrupa
Birliği hakkındaki bilgiler
içinde neyin nerede olduğu
nu bilmek gerektiğini söyle
di. Veri bankalarının ödeme
li olduğunu söyleyen Gö
nen, "Örneğin Celex'in 1 sa
ati için 104 ECU, yani yakla
şık 90 dolar gibi bir rakam
ödemek gerekiyor. Ayrıca
telefon ücreti de bu miktarın
üzerine ekleniyor. Brüksel'le
olan görüşmenin ücretini,
tahmini olarak eklersek 1 sa
atlik bir bağlantı yaklaşık
150 doları buluyor" dedi.
Veri bankasındaki bilgile
ri bazı nedenlerden dolayı,
şimdilik etkin olarak kulla
namadıklarını söyleyen Em
re Gönen, bu nedenleri şöy
le anlattı: "Vakıf olarak Türk
iş dünyasına hizmet vermek
durumundayız. Odalar ve
gözlemci üyelerimize bir ta
kım hizmetler sunuyoruz.
Ancak bize AB'yle ilgili so
rulan soruların çoğu genel
ve geçmişe yönelik. Bunları
da zaten, AB'nin yayınladığı
yayınlarda bulabiliyoruz.
Ayrıca, 1985 yılından bu ya
na da Lüksemburg'da şube
miz bulunuyor. Orayla bağ
lantıya geçerek bilgi alabili
yoruz."
Türkiye'de birçok sektör
de, yakın zamana kadar Av
rupa Birliği'ne bir ilgi olma
dığını belirten Gönen, Güm
rük Birliği'nin tamamlanma
sına yaklaşık 4 ay kalması
nın merak ve ilgiyi artırdığı
nı söyledi. IKV olarak hedef
lerinin geleceğe yönelik ol
duğunu vurgulayan Gönen,
Gümrük Birliği'nin tamam
lanmasından sonra, Celex'i
daha etkin olarak kullanabi
leceklerini söyledi.
Mercedes, Çin'de nasıl kazandı? YUSUF BITON
Karma Bilgisayar Genel Müdürü
Mercedes'in Çin'de kurulacak fabrika için Amerikan firmalarını geride bırakması
nın bilgisayar sektörüyle ne ilişkisi var diyeceksiniz. İlk anda gözükmese bile oldukça ilişkisi var.
Haziran ayında Tayvan'ın Başkanı Lee Teng-hiu Amerika'yı ziyaret etti ve ne olduysa ondan sonra oldu. Çin, Tayvan'ı ayrı bir ülke olarak tanımıyor ve diğer ülkelerin Tayvan'ı bir ülke olarak tanımalarına da karşı çıkıyor. Bu nedenle Tayvan Başkanı'nın Amerika'yı ziyareti, Çin'in bu temel politikasına aykırı, Tayvan için ise tanınma yolunda çok önemli bir adım.
Çin, bu olaydan sonra Amerika'ya da, Tayvan'a da bazı sorunlar yaratmaya başladı. Amerikan firmalarının Çin'de kurulacak olan kamyonet fabrikası için verdiği teklifleri geri çevirip, işi Mercedes'e verdi. Diğer yandan da Tayvan'ın yanı başında "füze denemeleri" yapmaya başladı. Aslında bu denemeler, Tayvan'a "istediğim anda seni yutarım" mesajı idi. Füze denemelerinin başlamasıyla beraber, Tayvan borsasında hisse senetleri düşmeye başladı. Yatırımcılar Tayvan'a yapacakları yatırımları durdurma kararı aldılar. Tayvan firmaları da diğer yandan Çin'de yapmayı planladıkları yatırımları durdurdular. Tahmin ettiğiniz gibi, gerek Çin'deki gerekse Tayvan'daki bu yatırımların önemli bir kısmı bilgisayar ile ilgili idi. Örneğin, söylentilere bakılırsa, Texas Instruments, Tayvan'da yapacağı çok önemli bir yatırımını durdurmuş. Diğer yandan Çin, kazanılan paranın yurtdışına
transferi konusunda Tayvan ve Amerikan asıllı firmalara zorluklar çıkarmaya başladı.
Tayvan'ın bugünlerde zorlanması, sonuçlarını sene sonuna doğru verecektir. Yıl sonunda zaten yaşanması beklenen mal eksikliği bu nedenle daha yüksek boyutlarda olacaktır. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz ay Windows 95 piyasaya çıktı. Windows 95 ile beraber bilgisayar satışlarında büyük bir artışın olması bekleniyor. Özellikle ABD'de bu yıl sonunda çok büyük satış rakamları hedefleniyor. Ancak bu rakamları sağlayacak üretim kapasitesi mevcut değil. Büyük bilgisayar firmaları, büyüklüklerini kullanıp, çeşitli fabrikaların kısıtlı üretim kapasitesinden daha büyük pay almaya çalışıyorlar. Bu da, bu yıl sonuna doğru, küçük bilgisayar firmalarının ve özellikle de uluslararası belli çapta olmayan bilgisayar üreticilerinin oldukça zor günler yaşayacağı anlamına geliyor.
Tayvan'da ve Çin'de yatırımların durması ise, daha uzun vadede daha büyük sorunlara yol açacaktır. 1996 'da beklenen mal arzında yükselme belki de gerçekleşemeyecek, mal sıkıntısı 1 9 9 6 yılı boyunca devam edecektir. Bu da, aslında yukarıda izah ettiğim şekilde, konumları ve güçleri gereği, büyük bilgisayar firmalarına yarayacaktır. Şu anda bilgisayar üreticilerinin en büyük derdi, doğru ilişkileri kurup, malsız kalmaktan kurtulmak.
Gördüğünüz gibi, Mercedes ile bilgisayar sektörü arasında böylesine dolaylı bir ilişki var. Bekleyelim ve görelim, sonunda ne olacak.
8 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Yatırım bankacılığında on-line işlem kolaylıkları HÜSEYİN KAYACAN Vakıfbank Yat. Bank İstatistik&Araştırma Müdürü
D kkat edilecek ana özellikler:
• Hisse Senedi, Gelir Ort. Senedi, Sabit Get. Men. Kıy., alım/sa
tım işlemleri, Emanet giriş/çıkışı modelin temelidir.
• Sistemde kağıt bazında tanımlama yapılmalıdır.
• iç ve dış raporlar sistemce otomatik üretilmelidir.
• Her türlü alım/satım işleminin, gerekirse iptali aynı gün içinde
yapılmalıdır.
• İşlem türüne göre, işlem bazında kâr/zarar sistemce otomatik
hesaplanır.
• Müşteri bakiyesini (Emanet/Cari hesap) terse dönüştüren iş
lemler yetki onayı almadan sistemce kayıt yaratmamakta, onaydan
sonra fiş üretilmektedir.
• Sisteme valörlü işlem girilebilmekte, muhasebe kayıtları valör
gününde otomatik yaratılarak, işlem güncellenmektedir.
• Şubelerin repo talebi, sistemden merkeze iletilip, onaylanınca,
onaylanmış repo teklifi işleme alınmaktadır.
• Tüm işlemler istatistik olarak kodlanmaktadır.
• Yeni işlemler parametriktir. Bu işlem programlarda fazla deği
şiklik yaptırmadan gerçekleşmektedir.
• Dövize endeksli kağıtlar sistemde takip edilmelidir.
• Ödenmiş, iptal edilmiş, yasaklı senetler, sistemden sorgulan
makta ve yasaklılara uyarı vermektedir.
• Müşteri emanetlerinde vadesi dolanların otomatik dağıtımı ve
muhasebe kaydı otomatikman yapılmaktadır.
• Müşteri emanetindeki kıymetlere nominal bazda bloke konu
labiliri*), ya da kaldırılabilir.
• Günlük fiyat/oran ile müşteri portföyünün günlük izlenmesi
yapılır.
• Portföydeki hisse senetlerinin bedelli/bedelsiz sermaye artırı-
mı otomatik yapılır.
• Geçmişe dönük belirli tarihler arası alım/satım izlenebilir.
• Vergilerin otomatik hesaplanıp muhasebeleşmesi yapılır.
• Otomatik mutabakat sağlanır.
• Menkul reeskontları gün sonunda otomatik yapılmaktadır.
Bizler bu kadar parayı müşteri memnuniyeti için harcarken, bir
de bankacılara havale, komisyon oranı yüksek diye yükleniliyor!
Sinan'ın müsaadeleriyle ben de bir Einstein fıkrası anlatayım.
Einstein'in mutfak kapısında köpeği ve kedisi için iki tane kapı
varmış. Sormuşlar niye tek kapıdan girip çıkmıyorlar diye, "vallahi
hiç düşünmedim" demiş.
(*) Kredili işlemlerde kurumun açığa düşmemesi için müşteri alımına oran dahilinde blokeli işlem yaptırması açısından sistemde son derece önemlidir. Çünkü T+2 alımdan iki gün sonrası yatırımcının garantisini kurum ancak blokajlarla garantiye almaktadır.
Turkıye nın
tanıtımı CD'de
Ankara merkezli Fi Bilgisayar, Tür
kiye'nin tanıtımına ilişkin bilgile
rin yer aldığı ve turizmle ilgili altyapı
nın da bulunduğu bir CD hazırladı. Fi
Bilgisayarın Genel Müdürü Fikret
Çamlı, ürünün 3-7 Kasım 1995 tarihin
de İstanbul'da yapılacak Uluslararası
UTTA Toplantısı'nda katılımcı 1200
yurtdışı seyahat acentası temsilcisine
dağıtılacağını söyledi.
Elektronik yayıncılık konusunun
çerçevesinin Insight Into Information
Bilgi Yönetim Sistemi ile kendileri açı
sından çok daha genişlediğini belirten
Çamlı şöyle dedi: "İlk uygulama pro
jemiz olan turizm sektörüne yönelik
'Insight Into Turkey' serisinin 'Ho-
tels&Resorts' CD'sinin birinci basımı
hazırlandı. CD-ROM, Turizm Bakanlı
ğı Belgesi almış tüm tesislere ilişkin
bilgileri, seyahat acentaları, araba ki
ralayan şirketleri ve havayolları şirket
leri ile birlikte Türkiye'nin tanıtımına
ilişkin bilgileri de içeriyor. Ayrıca bu
CD-ROM'daki verilerin sektördeki yıl
lık gelişme ve değişimlere paralel
güncelleştirilecek yıllık basımları da
planlanıyor."
Insight Into Information Bilgi Yö
netim Sistemi'nin "Full Text" ve "Mul-
ti Lingual", görüntü, yazı ve sesi bir
araya getiren çokluortam özellikleri
kullanılarak hazırlanan CD-ROM ile
dil ve klavye bağımlılığı da ortadan
kaldırılıyor.
Öte yandan söz konusu Bilgi Yö
netim Sistemi yazılımıyla ilgili olarak
bu yazılımın Türkiye temsilcisi TES
şirketinin Genel Müdürü Şevket Cive-
lek'le de görüştük. Bilgiye Erişim'in,
CD-ROM ortamında elektronik yayın
cılık yapmak ve tam erişimi sağlamak
üzere geliştirilmiş değişik dillerde ça
lışabilen güçlü ve çok yetenekli bir
yazılım paketi olduğunu belirten Ci
velek, "Bu paket bir veritabanından
toplanacak bilgilerin alt veritabanında
gruplandırılmasına ve ayrı CD-ROM
olarak hazırlanabilmesine olanak sağ
lıyor. Bilgiye Erişim çoklu ortam ola
nakları gibi bilgisayar alanındaki en
gelişmiş teknoloji ile üstün erişim
yöntemlerini de biraraya getiriyor."
Enigma şirketinin bir ürünü olan ve
1995 yılının ilk aylarında piyasaya
sürülen bu yazılımın en temel özelliği
çok gelişmiş, benzerlerinden farklı
tasarlanmış bir geri çağırma mekaniz
ması.
18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 h a b e r 9
Etiketlerde doların yerini TL alıyor 23 Şubat 1995 tarih ve 4077
sayılı 'Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun" 8 Eylül 1995
tarihinde yürürlüğe girdi.
Kanunun garanti belgesi ile
satılması gereken sanayi
mallan, etiket, tarife ve fiyat
listelerini düzenleyen
maddelerinde de yeni
düzenlemelere gidildi.
Tüketiciyi koruma yasası
kapsamında yer alan etiket,
tarife ve fiyat listeleri yönet
meliği ile, garanti belgesi ile satıl
mak zorunda olan sanayi malları
nın ve bu malların arızalarının ta
miri için gereken süreler hakkında
ki tebliğ Resmi Gazete'de yayınlan
dı. Etiket, tarife ve fiyat listelerini
düzenleyen yönetmelik, etiket ve
listelere satış fiyatlarının Türk Lira
sı olarak yazılması zorunluluğunu
getiriyor. Garanti belgesi ile satılan
malları ilgilendiren tebliğ ise, ithal
edilen ya da üretilen tüm sanayi
mallarının, garanti belgesi ile satıl
masını zorunlu kılıyor.
29 Ağustos 1995 tarihli Resmi
Gazete'de yayınlanan ve 23 Şubat
1995 tarih ve 4077 sayılı "Tüketici
nin Korunması Hakkında Kanun"a
dayandırılan, etiket, tarife ve fiyat
listeleri yönetmeliği, bütün pera
kende satışlarda, satılan malların
üzerinde etiket bulundurulması zo
runluluğunu getiriyor. Etiket bu
lundurulması mümkün olmayan
hallerde ise etiketteki bilgileri kap
sayan listelerin görünebilecek bir
yere asılması ya da konulması ge
rekiyor. Etiket ve listelere satış fi-
yatlannın Türk Lirası olarak yazıl
ması da şart koşuluyor. Etikette ya
da listelerde bulunması zorunlu
olan bilgiler ise yönetmelikte şöyle
sıralanmış:
Malın üretim yeri, cinsi, alış fiya
tı ya da imalat fiyatı, satış fiyatı,
mal ithal edilmişse ithal edildiği ve
üretildiği ülke ismi. Ayrıca indirim
li satışlarda da indirimli fiyatın eti
kete yazılması gerekiyor. Toptan
ve perakende satışların birlikte ya
pıldığı durumlarda ise yönetmelik
hükümleri yalnızca perakende sa
tışlar için uygulanıyor. Yönetmelik
hükümleri, Turizm Bakanlığı tara
fından belgelendirilmiş işletmelerin
dışında kalan dükkan, mağaza,
alışveriş merkezi gibi yerlerin tü
müne uygulanıyor. Dolayısıyla bu
yönetmelik, bilgisayar sektörünü
de yakından ilgilendiriyor.
Garanti belgesi zorunlu
Yine 23 Şubat 1995 tarih ve 4077
sayılı "Tüketicinin Korunması Hak
kında Kanun"un 13 ve 31- madde
lerine dayandırılan ve garanti bel
gesi ile satılan malları ilgilendiren
tebliğ ise 2 Eylül 1995 tarihli Resmi
Gazete'de yayınlandı. İthalatçı ya
da üretici şirketlere, ithal ettikleri
ya da ürettikleri sanayi mallarını,
garanti belgesi, tanıtma ve kullan
ma kılavuzu ile satma zorunluluğu
getiren tebliğ, bu malların arızaları
nın tamiri için gereken azami süre
yi de bir ay olarak belirlemiş. Ga
ranti belgesi verme zorunluluğu
getirilen sanayi mallarının kapsa
mında, elektronik iletişim alet ve
cihazları, bilgisayar sistemleri
(klavye, ekran ve yazıcı dahil), ya
zar kasalar ve yazı makineleri de
bulunuyor. Tebliğ'de garanti bel
gesi şöyle tanımlanmış: "İmalatçı
veya ithalatçıların imal ve/veya it
hal ettikleri sanayi malları için dü
zenlenen ve malın garanti süresi
içerisinde meydana gelebilecek
arızalarının en az bir yıl süreyle üc
retsiz olarak tamirinin veya yeni
siyle değiştirilmesinin taahhüt edil
diğini ve satıcı ile tüketicinin yü
kümlülüklerini gösteren belge."
Tebliğ'de garanti belgesinde bu
lunması zorunlu bilgiler ise şöyle
sıralanmış:
İmalatçı ve ithalatçı firmanın un
vanı, adresi ile yetkilinin imzası ve
kaşesi, satıcının unvanı, adresi ile
yetkilisinin imzası ve kaşesi, fatura
tarih ve sayısı, malın cinsi, marka
sı, modeli ile bandrol ve seri nu
marası, malın tüketiciye teslim tari
hi ve yeri, garanti süresi, azami ta
mir süresi, malın bütün parçaları
dahil olmak üzere tamamının en az
bir yıl garanti kapsamında olduğu.
Yeni zorunluluklar getiren ve tü
ketici haklarını korumaya yönelik
düzenlemeler içeren Tüketicinin
Korunması Hakkında Kanun, teb
liğ ve yönetmelikler, 8 Eylül 1995
tarihinden itibaren yürürlükte bu
lunuyor. Kanuna aykırı hareket
edenler hakkında cezai yaptırımlar
uygulanacağı da maddeler arasın
da yer alıyor.
10 d ü n y a d a n 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Asya ülkelerinde yatırım patlaması Asya ülkelerinde büyük değişim yaşanıyor. Her ülkenin
kendine özgü reformlarının yanı sıra, tüm ülkelerde büyük
bir altyapı hamlesi gözleniyor. Elektrikten karayollanna, su
şebekelerinden telefon santrallanna değin yapılması
düşünülen bu yatınmlar, trilyonlarca dolar kaynak
gerektiriyor. Bu da yabancı sermayeyi Asya ülkelerine
çekiyor.
Derleyen: AMİL KUNT
Asya'nın ekonomik kalkın
ması bu kıtanın her ülkesin
de büyük değişimlere ne
den oluyor. Her ülkenin kendine
özgü ekonomik reformlarının yanı
sıra tüm ülkelerin ortak yanı, yatı
rımların karayollarına, limanlara,
elektrik santrallerine, su şebekele
rine, havaalanlarına, demiryolları
na ve telefon sistemlerine yönelik
olması. Bütün bu yatırımların tril
yonlarca dolar gerektirmesi kamu
görevlilerini ve bankacıları da de
rinden düşündürüyor.
Tayvan, demiryolları için 17 mil
yar, Endonezya telekomünikasyon
için 7.5 milyar dolarlık yatırımlar
için finansman kaynakları ararken,
Çin de hemen her türlü yatırım
projeleri için çok büyük parasal
kaynaklar peşinde. Japonya ise
Kobe depreminin yaklaşık 100 mil
yar dolarlık faturasını ödemek zo
runda. Bütün yatırımlar finansman
olanaklarını zorlarken, faizlerin de
yükselmesine neden oluyor.
Diğer taraftan finansman kay
naklarını bulmak ne denli güç
olursa olsun Asya ülkeleri projele
rini gerçekleştirmekte son derece
kararlı. Bu nedenle her türlü yolu
deneyen, kendi ülkelerindeki kısıt
lamaları kaldırarak yabancı serma
yeyi bu projeler için özendirmek
çabası içindeki bu ülkeler için,
şimdi yeni fırsatlar doğuyor. Önce
ki yıllarda kalkınmakta ve sanayi
leşmekte olan ülkeler bu denli ge
niş kapsamlı projeler için gerekli fi
nansmanı Dünya Bânkası'ndan, ih-
racat-ithalat bankalarından ya da
yabancı ülkelerin yardımlarından
sağlarlardı.
Şimdi bu gibi kaynakların kısıt
lanması ülkeleri başka finansman
kaynaklarına yöneltiyor. Bugüne
dek içine kapalı Hindistan şimdi
doğrudan ya da dünya borsaları
kanalıyla yabancı sermayeyi davet
ediyor. Asya ülkelerinin hemen
hepsinde banka kuralları daha es
nek bir hale getirilip, hükümetlerin
değil, piyasanın kredilerin nerede
kullanılması gerektiğine karar ver
mesi olanağı sağlanıyor. Büyük bir
bölümü Avrupa sermaye piyasala
rında olmak üzere Asya şirketleri
tahvil ile finansman yolunu seçe
rek her yıl milyarlarca dolarlık kay
nak yaratıyorlar ve yol, enerji sant
ralleri ve bunlara benzer projeler
özel yatırımcılar tarafından gerçek
leştiriliyor.
Asya ülkelerinde yatırımlar çok
değişik gereksinimlere yönelmiş
bulunuyor. Örneğin dünyanın en
işlek limanlarından biri olan Singa
pur, küresel deniz nakliyatı içinde
başta gitmek amacıyla limanını en
modern tesislerle donatma yatırım
larına başlamak üzere. Nepal ise
her temel altyapı gereksinimi için
yatırımlar peşinde.
Çok çabuk gelişen ekonomiler
de ise ciddi darboğazlar yaşanıyor.
Bangkok'ta tüm yollarda trafik sıkı
şıklığı, Manila'da susuzluk yaşanı
yor. Çin'de ise demiryollarının ye
tersizliği yüzünden kömür nakliya
tının yeterli yapılamaması nedeniy
le elektrik enerjisi kısıtlanan bazı
bölgelerdeki fabrikalar, haftada iki
gün tatil yapmak zorunda kalıyor
lar.
7.9 trilyon dolarlık
yatırım gerekiyor
Toplu olarak Asya'nın altyapı
gündemi çok büyük boyutlara ula
şıyor. Çin'in listesindeki bir düzine
havaalanı, 120 bin km. karayolu,
100 milyon hatlık telefon şebekesi
için önümüzdeki on yıl içinde ge
reken yatırımların tutarı 700 milyar
dolara ulaşıyor. Japonya sadece
Kobe'yi yeniden inşa etmek ile kal
mayıp, pek çok sayıda hastahane
ve sayısı gittikçe büyüyen yaşlı nü
fus için huzurevleri açmak zorun
da. Asya Kalkınma Bankası'na gö
re on yıl içinde Japonya hariç, As
ya ülkelerinin yatırımları 1.5 trilyon
doları geçecek. Japonya ile bera
ber bu miktarın 7.9 trilyon dolar
olacağı bekleniyor.
Bankada para biriktirmeye çok
meraklı olarak tanınan Asyalıların
gelirleri gün geçtikçe artarken, ban
ka tasarruf hesaplarında ve banka
kredilerinde de büyük artışlar göz
leniyor.
Ancak bu olumlu gelişme, bu
kadar bütün yatırımlar için gerçek
ten yeterli mi? Tayland ve Malezya
gibi zenginleşen bazı ülkelerdeki
bankalar bu ülkelerin yatırımlarını
karşılayacak kaynaklara sahip de
ğil. Bugünkü yatırım ve harcamalar
planına göre bankalardaki 5.5-6.0
trilyon dolarlık global tasarrufu As
ya ülkeleri beş ya da altı yıl içinde
tüketebilir. Kısaca Asya'nın finansal
gereksinimleri ticari banka ya
da düşük maliyetli devlet
kredilerinin çok daha üstün
de.
'Yap, İşlet, Devret'
modeli uygulanıyor
Bu nedenle yabancı ser
maye, yatırımların finansma
nı için tek çıkar yol gözükü
yor. Bu tür finansman için
yabancı sermaye daha şimdi
den borsalar yoluyla ve Fili-
pinler'de telekomünikasyon
tekelinin sona erdirilip özel
leştirilmesinde olduğu gibi,
kamu işletmelerinin satılma
sıyla sağlanmaya başladı.
Endonezya ise 53 milyar
dolarlık altyapı yatırımlarının
üçte birini önümüzdeki dört
yıl içinde Japon yatırımcıları
ile karşılamak amacında. Bu
yüzyılın sonuna kadar 1 tril
yon dolar yatırım gücü ola
cak Japonya'nın 1980'li yıl
lardaki yatırımlarının yansı
Kuzey Amerika'daki otellere,
iş merkezlerine, golf sahala
rına ve hazine bonolarına
yönelikti.
Şimdi bu yatırımların
"Yap, İşlet ve Devret" mode
liyle Asya ülkelerine yayıl
ması bekleniyor. 1990'lı yılla
rın başında Filipinler'in en
kalabalık adası Luzon'daki
enerji darboğazı bu yöntemle yapı
lan üç santral ile giderildi ve bu
modelin son derece başarılı olması
sonucu yatırımlar bu ülkeye akın
etmeye başladı. Bugün yatırım sü
recinde bulunan 70 proje bu şekil
de finanse edilirken, "Yap, İşlet ve
Devret" Asya ülkelerinin yatırımları
için çok büyük bir umut kaynağı
oluşturuyor.
Yabancı sermaye temkinli
Ancak özel yatırımcıların dikkat
li olması gerekiyor. Hemen pek
çok Asya ülkesinde altyapı yatırım
larının çoğunda diğer ortak, o ül
kenin hükümeti olup, çok kez bü
rokratik engeller ve sorunlar yatı
rımların çıkmaza girmesine ya da
beklenen sonucun gerçekleşme
mesine neden oluyor. Örneğin bir
kaç yıl önce Tayland'da paralı bir
yol inşa eden Japonya'nın Kuma-
gai Gumi şirketi gelirlerin paylaşıl
ması konusunda hükümet ile an
laşmazlığa girdi. Tayland hüküme
ti ise yolu Kumagai'nin izni olma
dan trafiğe açtı; bu nedenle yaban
cı sermaye şimdi Tayland altyapı
projelerine karşı son derece ihtiyat
lı davranıyor.
Çin'de de buna benzer bir du
rum bir enerji santrali projesinde
yaşandı. Yap, İşlet ve Devret mo
deli ile birçok proje için 1994 yılın
da yabancı yatırımcıları yüzde 18
oranında bir kâr garantisi ile davet
eden Çin, daha sonra tek taraflı
olarak bu oranı yüzde 12 'ye düşür
dü. Bu projelerin büyük bir bölü
münü üstlenmek üzere olan çok
ünlü bir Hong Kong inşaat şirketi
bunun üzerine geri adım atıp Fili
pin ve Pakistan'daki yatırımlara yö
nelince Çin teklifini yüzde 15'e
yükseltti. Ne var ki çok geç kalın
mıştı; şirket bu ülkelerde yatırımla
ra başlamıştı bile.
Asya ülkeleri hükümetlerinin
amacı, çok çalışkan olan vatandaş
larının yaşamlarına Batı standartla
rını yerleştirmek. Bundan böyle
dokuz yıl içinde sadece Çin 90 mil
yon hatlık yeni telefon şebekeleri
için yapacağı 42 milyar dolarlık ya
tırımla her 100 kişiye 12 telefon
sağlayacak. Çin'in ileri ülkelerin
ekonomik düzeyine ulaşmasının
maliyetinin 55 trilyon dolar olacağı
hesaplanıyor. Bu kadar büyük yatı
rımlar için gerekli kaynak buluna
bilecek mi?
Tayvan'da 1991 yılında hükümet
1997 yılma kadar bitirilmek üzere
775 altyapı projesi için 302 milyar
dolarlık yatırım yapılacağını açıkla
mıştı.
Ancak geçen yıl bu projelerin
sayısı ve yatırımlar sırasıyla 326'ya
ve 76 milyar dolara indirildi. Kısa
ca, Tayvan bu yükün altından kal
kamadı. Asya ülkelerinin yatırımla
rı sınır tanımıyor; ancak bu yatırım
lar için gerekli sermaye ve finans
man olanakları da belirli sınırlar
içinde kalıyor.
18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 d u n y a d a n 11
Novell, 1995'in üçüncü çeyreğinde kârını arttırdı 1 995 yılının üçüncü üç aylık dö
neminde (üçüncü çeyrek) No
vell'in kârı, bir önceki yıla göre
yüzde 33 oranında arttı. Bu artışla
gelirini 102 milyon dolara yüksel
ten Novell, bir önceki yıl aynı dö
nemi 77 milyon dolarlık gelir ile
kapatmıştı. Novell'in 1994 yılının
üçüncü çeyreğinde hisse başına
düşen kârı 0.21 dolar iken, 1995
yılının aynı döneminde 0.27 dolar
olarak gerçekleşti. Bu dönemin
geliri geçen yıl ile karşılaştırıldı
ğında yüzde 10 oranında artış gös
tererek, 489 milyon dolardan, 538
milyon dolara yükseldi.
Gelir artışı sırf bu çeyrekle sınır
lı kalmayan Novell, geçen yıl ilk
üç çeyrekte toplam 1 milyar 432
milyon dolar gelir elde ederken,
1995 yılının ilk üç çeyreği sonun
da gelirini 1 milyar 56l milyon do
lar olarak açıkladı. Novell Yönetim
Kurulu Başkanı Robert J. Frank-
berg, NetWare ağ işletim sistemi
nin şirket toplam kazancını yüzde
54 artırdığını belirterek, sözlerine
şöyle devam etti: "Bu grup içeri
sinde NetWare 4'ün getirdiği ka
zancın yarısına eşit oldu. Novell ağ
yazılım kategorilerinden Group-
Wise ve ManageWise'dan her ikisi
de iki kattan fazla kazanç getirdi.
Kazanç bütün kategorilerde arttığı
halde, kişisel verimlilik uygulama
larında azaldı. Bu uygulamaları
mızda kazanç yüzde 35 azalarak,
toplam geliri yüzde 16 oranında
düşürdü. PerfectOffice ve Word
Perfect, Novell'in bu kategoride
başta gelen ürünleri. Windows uy
gulamalarına olan talep Windows
95 beklentisi nedeniyle azaldı. No
vell'in Windows 95'te çalışan tek
ve grup uygulamaları ve yeni işle
tim sisteminin özelliklerini kulla
nan uyarlamaları 1996'nın başında
pazarda olacaktır".
Avrupa BT
Konferansı,
Kasımda... Avrupa BT (Bilgi Teknolojisi) Kon
feransı (EITC'95) 27-29 Kasım 1995
tarihleri arasında, Belçika'nın Brüksel
kentinde yapılacak. Avrupa BT Kon
feransında bu yıl özellikle yüksek se
viyeli ve halka yönelik uygulamalar
ve Bilgi Toplumu'na geçişte adaptas
yon konuları tartışılacak. 2000'den
fazla delegenin katılması beklenen
Avrupa BT Konferansı'na, endüstri
kuruluşlarından temsilciler, araştırma
cılar, politik ve ulusal yöneticilerle,
Avrupa Parlementosu temsilcileri de
katılacak. Konferansta yer alan bazı
konular arasında. Bilgi Yönetimi,
Akıllı Arabirimler ve Etkileşimli Or
tamlar, Mobil Kullanım, Çokluortam,
Kaynak Yönetimi ve Profesyonel
Uygulamalar için Akıllı Arabirimler
gibi başlıklar bulunuyor. Ayrıca kon
ferans çerçevesinde "BT Forumu" ve
"Avrupa BT Ödülleri" etkinlikleri de
yer alıyor.
Sybase gelirini
yüzde 26 arttırdı Sybase, 1995 yılının Nisan, Mayıs,
Haziran aylarını kapsayan ikinci çey
rek dönemi gelirini 240 milyon dolar
olarak açıkladı. Sybase'in 1994 yılının
ikinci çeyrek döneminde geliri 189.9
dolar olarak gerçekleşmişti.
1995 yılında bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 2 6 l ı k bir gelir
artışı elde eden Sybase'in gelirlerinde
önemli bir artış gözleniyor. Şirketin
Başkanı Mark Hoffman, bu büyüme
nin güçlü uluslararası ilişkilere, Po
wersoft gelirlerine ve tüm dünyadaki
stratejik müşterilerilerle gerçekleştiği
ni belirtiyor.
Sundan borsa
aracı kurumlarına
yeni bir çözüm Sun ve Market Vision Corp., Inter
net ya da IP (Internet Protocol) ta
banlı ağlar üzerinde eş zamanlı (real
time), dinamik erişimlilik özelliğine
sahip dünyanın ilk pazar veri brow
ser uygulamasını pazara sundu. Sun
Microsystems tarafından bir süre ön
ce duyurulan Java programlama dili
kullanarak geliştirilen yeni pazar veri
uygulaması, Internet'e erişim için kul
lanılacak birçok çokluortam özelliği
sunuyor. Market Vision Corp. şirketi
nin bu uygulaması sayesinde, hisse
senedi ve değerli kağıt alım satımı ile
ilgilenenler, piyasa bilgilerini ve veri
lerini eş zamanlı olarak masaüstü sis
temlerinde tümleşik hale getirebili
yor. Gerekli hesaplamaları yaptıktan
sonra oluşan yeni bilgileri hesap tab
lolarına ve diğer kağıt izleme tablola
rına aktarabilen uygulama, belirli ko
talar, fiyat listeleri, kurumsal haraket-
ler ve hisseler ortak bir ağ üzerinde
gözlenip, yönetilebiliyor.
12 s e k t ö r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
ETA, POS uygulamalarını bayilerine tanıyor ETA Bilgisayar, geliştirdiği POS uygulamalarını düzenlediği bir dizi seminer ile bayilerine
tanıtıyor. Şirket bu nedenle Sapanca ve Adana'da seminerler düzenledi.
Sapanca Oteli'nde yapılan seminere Sakarya, izmit, Gebze ve Bolu'daki ETA bayileri ka
tıldı. Seminer programında POS modülünün tanıtımının yanı sıra, barkod uygulamaları, OL-
5000 yazar kasa uygulamaları ile satış ve fiyatlandırma teknikleri yer aldı. Bu seminerlerin
ikincisi Adana'da Seyhan Oteli'nde gerçekleştirildi. Buradaki seminere ise Gaziantep, Ada
na ve Mersin'de faaliyet gösteren bayiler katıldı. Ayrıca ETA Bilgisayar, Datateknik'in bayi
lerine de POS uygulamasını tanıttı.
Erdemir Bilgi
işlem Merkezi,
CA'yı seçti Ereğli Demir Çelik İşletmele
ri (Erdemir) Bilgi işlem Merke
zi'nde, bilgisayar entegre yazı
lım projeleri için Computer As-
sociates'in CA-1 Tape Manage
ment System, CA-7 Job Schedu
ling and Workload Manage
ment System, CA-11 Rerun/Res
tart System yazılımlarının kuru
lumu gerçekleştiriliyor. CA Tür
kiye yetkilileri, önümüzdeki
dönemde Bilgi İşlem Merkezi
operasyon elemanlarının eğiti
minden sonra söz konusu ürün
lerin kullanıma açılacağını be
lirtiyorlar.
Yıldız Elektronik
bayi toplantısı yaptı
Casper bilgsayarlarının Türkiye'de montajını yapan
Yıldız Elektronik, 2. bayi toplantısını 9 Eylül 1995 tari
hinde, istanbul Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirdi. Top
lantıda bir konuşma yapan Yıldız Elektronik Genel Mü
dürü Altan Fakılı, Yıldız Elektronik'i 1991 yılında dört ki
şiyle kurduklarını, bugün ise oldukça kalabalık bir kad
ro ve 150'yi aşkın bayiyle çalıştıklarını söyledi. Yeni ürün
tanıtımlarının yapıldığı ve şirketin pazarlama ve satış he
deflerinin konuşulduğu toplantıya mizah ustası Gani
Müjde de konuşmasıyla renk kattı.
Interpro Pazar Araştırma Merkezi'nin yaptığı "Bilgi
Teknolojisi Sektörü ilk 100 Şirketi" araştırmasında 1993
yılında ilk yüze giren, 1994 yılında ise 26. sıraya yükse
len Yıldız Elektronik, satışlarını ağırlıklı olarak Karadeniz
Bölgesi'nde gerçekleştiriyor.
Yıldız Elektronik Pazarlama Müdürü Yalçın Yıldırım,
1994 yılındaki 5 Nisan krizinden en az etkilenen şirket
lerden biri olduklarını vurgulayarak, geçen yıl yaklaşık 8
bin adet PC satışıyla rekor düzeye geldiklerini söyledi.
1995 yılının ilk 9 ayını da değerlendiren Yıldırım, mon
taj alanında hemen hiç bir rakiplerinin kalmadığını ileri
sürdü. Şu ana kadar 7 bin PC sattıklarını, yıl sonu hedef
lerinin ise 17 bin PC satışı olduğunu söyleyen Yıldırım,
Türkiye'nin hemen bütün bölgelerinde güçlü olduklarını
ama özellikle Karadeniz başta olmak üzere Doğu ve Gü
neydoğu Anadolu bölgelerinde en yüksek satışları ger
çekleştirdiklerini açıkladı. Bu yıl başından itibaren Mic
rosoft ile de işbirliğine giden Yıldız Elektronik, yazılım
olarak Logo, yazıcı olarak ise Panasonic/Pancom ile ça
lışıyor.
Boğaziçi Bilgisayar yeni Aidata
mağazalarım açtı
Aidata PC'lerinin Türkiye'de montajını ve dağıtımını
yapan Boğaziçi Bilgisayar, Ağustos sonunda Antakya, is
kenderun ve Eskişehir'de Aidata Show Room'lar açtı.
Boğaziçi Bilgisayar yıl sonuna kadar Aidata Show Ro-
om'larının sayısını artırmayı hedefliyor. Antakya mağaza
sının bir bölümü, bilgisayar kursu dersanesi olarak hiz
met verecek. Eskişehir'deki mağazayı, Yonga Bilgisayar
hizmete açtı.
Makedonya'nın veri
iletişimi Netaş'tan
Netaş tarafından kurulan Make
donya Paket Anahtarlamalı Veri ile
tişim Şebekesi (MAKPAK), 7 Eylül
1995 tarihinde hizmete girdi.
Açılış konuşmasında Netaş Genel
Müdürü Tanju Argun, Makedonya
PTT'si ve Netaş arasında 4 yıldır de
vam eden işbirliğinin sonuçlarını
verdiğini belirterek, bugün Netaş'ın
11 merkezde toplam 10 bin hatlık
sayısal telefon santralı bulunduğunu
ve 1995 Haziran ayında yapılan an
laşmayla da yıl sonuna kadar 1000
adet Millennium akıllı kartlı telefon
makinesinin Makedonya şebekesin
de kullanıma sunulacağını belirtti.
Sağlık Bakanlığı ihalesi
DigitaTın
Sağlık Bakanlığı'nın otomasyon projesi ihalesini Digi
tal kazandı, ihale sonucu Digital şirketi Sağlık Bakanlı-
ğı'na 1 adet Alpha Server 2100 4/275, 1 adet Alpha Ser
ver 1000 4/200, 36 adet Prioris XL 590 PC server ve 218
adet Venturis PC kuracak. Sağlık Bakanlığı'nın reform
planları çerçevesinde ilk aşamada uygulamaya aldığı
otomasyon projesi, hasta takip, tedavi, kontrol, lojistik,
sevk ve idari işleri kapsıyor.
18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 s e k t ö r 13
Albim: 'Notebook pazarındaki boşluğu doldurduk' Bu yılın başında Mitac notebooklannın Türkiye dağıtıcılığını üstlenen
Albim, notebook satışında oldukça iddialı. Şirket, seyahat çantalan ve
evlerden yavaş yavaş ofislere girmeye başlayan notebook pazarından
ortalama yüzde 10 pay almayı hedefliyor.
NURAY ÖZKAN
Albim, Verbatim ye-
dekleme ürünleri,
Star yazıcıları ve Exi-
de Electronics kesintisiz güç
kaynaklarından sonra 1995
yılının başında Mitac note
booklannın da Türkiye dağı
tıcısı oldu. Dağıtıcılığını yü
rüttüğü ürünler arasında hiç
PC markası olmayan Albim,
çalıştıkları birçok şirketin PC
satıcısı olması nedeniyle, bu
şirketlerle rekabet etmek is
temedikleri için PC satışını
tercih etmiyor.
Dağıtıcılığını yürüttüğü
ürünlerin arkasında profes
yonel üreticilerin yer aldığını
söyleyen Albim Genel Mü
dürü Mürşit Arpalıgil, kendi
lerinin de ürünlerin hakkını
vermeye, pazarda hak ettik
leri konuma getirmeye çalış
tıklarını dile getirdi. Türkiye
pazarında PC'de çok fazla
rekabet yaşandığını, dolayı
sıyla etkin olmanın oldukça
zor olduğunu belirten Arpa
lıgil, notebook satışında ise
daha düzeyli bir rekabet ya
şandığını bildirdi.
Mürşit Arpalıgü'in belirtti
ğine göre, dünyada notebo
ok pazarı PC pazarına oran
la daha fazla büyüyor. Bu yıl
PC pazar payının ortalama
yüzde 10 artacağı, buna kar
şılık notebook'un pazar pa
yının yüzde 20-30 civarında
büyüyeceğinin tahmin edil
diğini belirten Mürşit Arpalı
gil, Mitac'ın da pazardaki ge
lişmenin dışında kalmadığını
vurguladı.
Notebook pazarının, ma
saüstü PC'lerden pazar payı
aldığını dile getiren Arpalı
gil, bunun önümüzdeki yıl
larda daha güçlü bir şekilde
hissedileceğine dikkat çekti.
Arpalıgil, bunun nedenini
şöyle açıkladı: "Hareket ha
linde kullanma olanağı sun
ması, tasarımının artık doyu
ma ulaşmış olması, değişime
uğramaması, PCMCIA stan
dartlarıyla çok rahatlıkla
faks/modem, Ethernet bağ
lantısı sağlanabilmesi, ekran
büyüklüğünün artmış olması
gibi etkenler notebook'a
olan talebi çoğaltıyor.
Tahminlere göre artık
notebook satışlarının
çok büyük bir bölümü
şehir şebekesiyle besle
necek türde olacak. Bu
demektir ki, notebo
ok'un ofiste kullanımı
artacak. Araştırmacılar,
gelişmiş notebookların
yüzde 85'inin şehir cere-
yanıyla beslemesinin söz
konusu olabileceğini
söylüyor. Biz bile satışla
rımızda PC'sini notebo
ok ile değiştirenlere sık
ça rastlıyoruz."
"1000 adet notebook
satacağız"
Mürşit Arpalıgil, Mitac
notebooklannın dağıtı
mına başlamalarıyla bir
likte pazardaki notebook
boşluğunu doldurdukla
rını belirtiyor. Arpalıgil
bunu, "Türkiye'de note
book'ta iddia ediyorum
ki, bizim bu işe girme
mizden önce PC'ye göre,
pazarda notebook alına
cak şirket sayısı çok faz
la değildi. Mitac'tan önce
bizi arayan müşterileri
mizin notebook gereksi
nimlerine yanıt veremi-
yorduk. Pek çok kişi,
'pazarda çok önemli bir
boşluk vardı, siz o boş
luğu çok iyi görmüşü
nüz' dediler. Pazarda
notebook sorunlu, destek
gerektiren bir ürün olarak
akılda kalmış. Dolayısıyla
notebook'un belirli bir gü
venceyle satılması gerekiyor.
Bu yüzdendir ki, sadece
faksla yaptığımız tanıtımla
kısa sürede çok sayıda Mitac
sattık."
Albim, bu yıl sonunda pa
zarda 1000 adet notebook
satışı hedefliyor. Pazarda no
tebook satış tahminlerinin
genellikle 7 bini geçmeyece
ği yorumu yapıldığını, oysa
rahatlıkla 9 bini bulabilece
ğini söyleyen Arpalıgil, ken
dilerinin de ortalama yüzde
10 pazar payına sahip olabi
leceklerini ekledi.
Yurtdışında yapılan bir
araştırmaya göre, 1995'te 10
milyon, 1996'da 12.5 milyon
adet notebook satışı olacağı
nın tahmin edildiğini belir
ten Arpalıgil, Mitac'ın da
önemli bir satış rakamına
ulaşmak için notebook ko
nusunda atağa geçtiğini vur
guladı.
Arpalıgil, Mitac'ın ulusla-
rararası dağıtıcılar toplantı
sında yapılan açıklamaya
göre 1995 yılında yarım mil
yon notebook üretecek şe
kilde üretim kapasitesini ar
tırdığına dikkat çekti. Mitac
yetkililerinin PC'yi sezonluk
bir ürün olarak tanımladıkla
rını söyleyen Mürşit Arpalı
gil, bu ürünlerin ömrünün
ortalama 10 ayı geçmeyen
moda ürünler olduğuna dik
kat çektiklerini söyledi.
Albim, notebook stratejisi
ni Mitac'ın politikaları doğ
rultusunda belirtiyor. 1 ay
sonra Pentium'lu notebook
modellerinin pazara sunula
cağını, dolayısıyla bu model
lerin satışına başlayacakları
nı belirten Arpalıgil, şu anda
tek renk ekranlı notebook
modellerini yoğun olarak
sattıklannı sözlerine ekledi.
Tek renk notebooklar, Mitac
satışlarını artıran önemli bir
unsur; çünkü bu modeller,
renkli notebooklardan or
talama 700 dolar daha ucuza
satılıyor.
14 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Login'den İGDAŞ'a Informix çözümü
Informix veritabanınm Türkiye
temsilciliğini yapan Login, IG-
DAŞ'm abonelerinin takibi için pro
je geliştirdi, istanbul doğalgaz abo
nelerinin takibi için Login tarafın
dan geliştirilen ve yaklaşık 1.5 yıl
dır kullanımda olan yazılımlar
OLTP uygulamaları için ideal ortam
olarak tanımlanan Informix Online
5.0 veritabanı üzerinde bulunuyor.
IGDAŞ otomasyon projesi başvuru,
gaz açma-kapama, tahakkuk, tahsi
lat, fesih gibi abonelik işlemleri ile
birlikte abonelik öncesi olan servis
hattı, servis kutusu ve bina için te
sisat projelerinin takibini de içeren
modüllerden oluşuyor. Modüller,
Login'in ticari yazılımlarıyla da bü
tünleşik çalışabiliyor. Yetkililer, IG-
DAŞ'ın veritabanınm en az 1 mil
yon abone kapasitesinde olmasını
istediğini belirterek, oluşturulacak
adres bilgilerinin tüm birimler tara
fından ortak kullanılmasının planla
dığını belirtiyor. Şu anda 1 milyon
abonenin ilçe, semt, cadde, sokak
bazmda kodlama yapılarak sisteme
girişi sağlanmış durumda.
Bursa Plastik'in ağ altyapısı yenilendi Otomotiv sanayinde termoplastik parçaların üreti
mini yapan B Plas Bursa Plastik A.Ş. iki ayrı fabrika
sı arasındaki yerel ağ iletişim hızını ve performansı
nı HP 100 VG-AnyLan kullanarak artırdı. Monitor Di
gital Teknik şirketi tarafından kurulan sistem, büyük
grafik dosyaların aktarım ve işlemlerinde yüksek hız
artışı getiriyor. Bu projede 1 adet level 5 seviyesinde
RAID ile donatılmış HP Netserver LM 5/90 Dataser-
ver, 1 adet HP Netserver 5/75 Application Server ile
birlikte 24 adet HP iş istasyonu bulunuyor. İşletim
sistemleri olarak Novell Netware 4.1 ve Microsoft NT
Back Office kullanılıyor.
Monitor Digital Teknik şirketinin Satış Müdürü
Turgut Bozüyük, uygulama konusunda şu bilgiyi
verdi: "Kuruluşta kağıt üzerinde çok yoğun bir pro
je, çizim, rapor gibi doküman akışı var. Bu kağıtlar,
önce tarayıcı kanalıyla doküman arşivleme sistemine
aktarılıyor. Genel Müdür, bu evraklara doküman ar
şivleme sisteminden ulaşıyor. Yorumlarını ya da ya
pılmasını istediği değişiklikleri ekleyerek ilgili bölüm
müdürlerine yine elektronik posta yoluyla aktarıyor.
Bölüm müdürleri de işlemlerini yapıyor ya da bö
lümde çalışanlara yolluyor. Kuruluş 10 MB/sec 10
Base UTP ortamında sıkıntı çekerken, 100 MB/sec
hızındaki 100 VG-AnyLan yapısına geçmekle bu iş
lemlerdeki yavaşlıkla ilgili sorunları ortadan kalktı."
Yelkenli'den
yeni mağaza Mikro Yazılımevi yetkili satıcısı
olan Yelkenli Bilgisayar, yeni mağa
zasını Bursa'da açtı. 1985 yılından be
ri faaliyetini sürdüren Yelkenli Bilgi
sayar yetkilileri, Bursalı bilgisayar
kullanıcılarına hizmet vermeye de
vam edeceklerini, ayrıca satış sonrası
verdikleri teknik hizmetin artarak de
vam edeceğini belirtiyorlar. Yelkenli
mağazasında Mikro Yazılımevi ürün
lerinin yanı sıra Olivetti PCler, Pana
sonic yazıcılar satılacak.
Program Hastanesi
Ankara ofisini açtı Program Hastanesi'nin Ankara şu
besi faaliyete başladı. Link, Logo, Eta,
Mikro Yazılımevi ve Microsoft ürün
lerine hizmet veren Program Hasta
nesi Ankara şubesi ile Iç Anadolu'da
ki kullanıcılara da hizmet verebile
cek. Program Hastanesi Ankara şube
sinin adres ve telefonları şöyle:
İzci Sokak No: 26/8 Gaziosmanpa
şa/ANKARA Tel: 0312- 4464687
Program Hastanesi ayrıca İstan
bul'daki merkezini Şişli'deki yeni ofi
sine taşıdı. Toplam 700 metrekare
alanda faaliyetlerini sürdürecek Prog
ram Hastanesi'nin yeni adres ve tele
fonları şöyle:
Halaskargazi Cad. Etfal Sokak Kent
Sitesi 288/5 Şişli/ÎSTANBUL
Tel: 0212-230 00 20
Mikrosistem'de
faks değişikliği
Mikrosistem Bilgi İşlem'in faks nu
marası değişti. Yeni faks numarası
şöyle: 0212-212 49 57
Internet'in
telefonları değişti Internet iletişim Teknoloji A.Ş.'nin
telefon ve faks numaraları değişti.
Yeni telefon ve faks numaralan şöy
le: Tel: 0212- 212 45 50
Faks:0212-212 4605
Linkplus taşındı Linkplus'ın yeni adres ve telefonu
şöyle: Cemil Topuzoğlu Caddesi Tıbaş
Sitesi E Blok Kat: 8 D: 16 Feneryolu/lS-
TANBUL Tel: 0216- 411 69 76
18-24 Eylül 1995 . Sayı: 34 s e k t ö r 15
Tübisad Eğitim
Seminerleri
düzenliyor Türkiye Bilgi İşlem Hizmetleri Der
neği (Tübisad), BT sektörü çalışanla
rına yönelik eğitim seminerleri dü
zenliyor. Tübisad Bilişim'95 Etkinlik
leri kapsamında yapılacak olan 3 eği
tim semineri ile sektöre katkı verme
yi hedefliyor. Tübisad yetkilileri, BT
şirketleri çalışanlarına yönelik bu eği
tim seminerlerinin, 'daha kaliteli hiz
met' ilkesini amaçladığını belirterek,
oldukça yararlı olacak bu seminerlere
çok sayıda şirket çalışanını bekledik
lerini söylediler. Ücretli olan ve kayıt
ların devam ettiği Tübisad Eğitim Se-
minerleri'nin başlıkları şöyle:
Satış Teknikleri
28 Eylül 1995 günü saat 14-17.45
arasında Hilton Oteli Fatih L Salo-
nu'nda yapılacak olan Satış Teknikle
ri Eğitim Semineri'ni istanbul Üniver
sitesi Üretim Yönetimi ve Pazarlama
Ana Bilim Dalı Başkanı Murat Ferman
verecek.
Stratejik Planlamada Pazar Analizinin
Yeri
29 Eylül 1995 saat 14.00-17.45 ara
sında IDC'den Hakan Kaynaroğ-
lu'nun vereceği seminer, Hilton Oteli
Fatih L Salonu'nda yapılacak.
PC Onarım Teknikleri
30 Eylül 1995 saat 14.00-17.45 ara
sında Hilton Oteli Fatih L Salonu'nda
yapılacak semineri IBM Türk'ten ih
san Zeki Aksu ve Selçuk Çağtaş
verecek.
Seminerlere ilişkin daha ayrıntılı bilgi
ve katılım için Tübisad'ın 0212- 268 66
15 nolu telefonundan Fazilet Kurşunoğ-
lu aranabilir.
Akdeniz CAD/CAM
Etkinlikleri
yapılıyor
Bilgisayar Destekli Tasarım ve Üre
tim Teknolojisi Etkinlikleri adı altında
kullanıcı, akademisyen ve CAD/CAM
endüstrisi iletişimi sağlamak amacıyla
17-20 Ekim 1995 tarihleri arasında
Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler
Meslek Yüksekokulu'nda bir etkinlik
yapılacağı bildirildi. 4 gün sürecek
konferansta Akdeniz yöresindeki mi
marları, mühendisleri, müteahhitleri,
teknik elemanları, endüstri kuruluşla
rını ve akademisyenleri bilgilendir
mek için CAD/CAM, mimari, tasarım,
iç mimarlık ve diğer sektörlere yöne
lik çözümler ve tanıtım seminerleri
düzenleniyor.
Ayrıntılı bilgi için 0242- 227 47 83
numaralı telefonu arayabilirsiniz.
Kets'e yeni kanlar
Ofis otomasyonu konusunda proje
geliştiren Kets şirketinin yönetim ka
demesine iki yeni kişi atandı. Daha
önce Romar'da Bölge Satış Sorumlu
su olarak görev yapan Ahmet M. Şey-
hoğlu Kets'de Pazarlama Müdürü ola
rak göreve başladı. Şirketin Özel Pro
jeler ve Yazılım Müdürlüğüne ise Ser
dar Savaşan getirildi.
Mac sistemleri de Internet'e
bağlantı sağlıyor Windows 95'in pazara sunulmasıyla birlikte PC kullanımı daha yo
ğun olarak gündeme gelmeye başladı. Windows 95'in Microsoft Net
work özelliğinin ve Internet bağlantısının ön plana çıkması Apple'ı da
harekete geçirdi. Apple'ın Türkiye temsilcisi Bilkom, Macintosh sistem
leriyle kullanıcıların neler yapabileceğini anlatmak için tanıtımlarını
hızlandırdı. Macintosh sistemleri ve MacOS işletim sisteminin Internet
bağlantılarında tarcih edildiğini hatırlatan Bilkom, bu konuda Türki
ye'de uygulanmış örnekler de veriyor. Örnekler arasında şunlar yer alı
yor: Aktüel dergisinin Internet'te yer alması, elektronik radyo Po-
werFM'in Rumeli Caddesi Vakkorama'da açılan Internet Cafe ve Mimar
Sinan Üniversitesi'nde Türk ressamlarının eserlerinin sergilendiği elekt
ronik sanat müzesi Macintosh sistemleri ile gerçekleştirilmiş.
Chase Manhattan ve Citibank'da
Internet çözümleri Internet, Citibank'ın Ankara Ata-
kule'deki yeni ofisine yerel iletişim
ağı kurdu. Bağlantıda Bay Net-
works'un 5000 ürün ailesi kullanıl
dı. Merkez hub 5005NT ile banka
nın en önemli gereksinimi olan gü
venilirlik ve 5505P host modülleri
ile de 'Per-port anahtarlama' sağ
landı. Bu özellik, banka ağında
kablo bağlantılarına müdahale
edilmeksizin kullanıcıların sadece
yazılımla bir ringten diğer ringe
kolayca atanmasını sağlıyor. Proje
de yaklaşık 18 bin metre UTP kab-
lolama yapılacak.
Öte yandan Citibank da istanbul
Kozyatağı'ndaki yeni binasının ağ
altyapı işlemleri için interneti seç
ti. Binada, Bay Networks'un
SynOptics 3000 ürünleri kullanıldı.
Citibank, 3000 serisi ürünlerin Et
hernet modülleri yelpazesinde yer
alan yüksek güvenlik özelliğine sa
hip Lattis Secure modülleri ile ye
rel iletişim ağını her türlü izinsiz
kullanıma engellemiş oluyor.
16 s e k t ö r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Tektronix ten yeni yazıcılar Tektronix, geçtiğimiz günlerde
üç yeni renkli yazıcının duyuru
sunu yaptı.
Phaser 3001
Phaser 3001, özellikle geniş ve
büyük yüzeylere baskı için gelişti
rilmiş, ağ ortamlarında çalışabilen
bir model. 300 dpi çözünürlüğe sa
hip olan yazıcı, phase-charge ink
jet color baskı teknolojisine sahip.
Standart olarak 10 MB bellek ile su
nulan yazıcının belleği 22 MB'a ka
dar yükseltilebiliyor. 24 Mhz saat
hızında çalışan AMD 29000 RISC iş-
lemcisiyle desteklenen Phaser
300I'nin üzerinde LocalTalk, para
lel, RS-232 seri ve SCSI çıkışları
standart olarak bulunuyor.
En fazla 29.7 x 44.5 cm boyu
tundaki yüzeylere baskı yapabilen
yazıcı, Adobe PostScript Level 2,
HP-GL, PCL 5 ve Phaser 3001 baskı
dillerini destekliyor. Ayrıca Phaser
3001, DOS, Macintosh, Windows,
OS/2, SiliconGraphics, Sun, HP işis-
tasyonları, IBM, DEC ULTRLX ve
DEC VMS anabilgisayar sistemleri
ne bağlanabiliyor. 39 adet font ile
gelen yazıcı, renkli modda bir daki
kada çıkış alabiliyor.
Phaser 440
300 dpi çözünürlüğe sahip olan
Phaser 440, dye-sub renkli baskı
teknolojisiyle, yüksek kaliteli renkli
çıkışlar verebiliyor. Standart olarak
16 MB bellekle sunulan yazıcının
belleği 64 MB'a kadar yükseltilebi
liyor. Adobe PostScript Level 2 bas
kı dilini destekleyen Phaser 440, 24
MHz saat hızında çalışan AMD
29000 RISC işlemcisine sahip. Stan
dart olarak üzerinde AppleTalk, pa
ralel, RS-232 seri ve SCSI arabirim-
leriyle gelen yazıcı, DOS, Macin
tosh, Windows, OS/2, SiliconGrap
hics, Sun, HP, IBM, DEC ULTRLX,
DEC VMS ve anabilgisayar sistem
lerine bağlanabiliyor. 50 sayfalık
kağıt kasetine sahip olan Phaser
440, A4 boyutundaki yüzeylere
baskı yapabiliyor. Siyah-beyaz bas
kı hızı 1.1 dakika, üç renk baskı hı
zı 1.9 dakika ve dört renk baskı hı
zı 2.5 dakika olan Phaser 440, 39
adet font ile birlikte geliyor.
Phaser 4 8 0 X
Dye-sub renkli baskı teknolojisi
ni kullanan Phaser 480X, yüksek
kaliteli renkli baskıya ihtiyacı olan
kullanıcılar için geliştirilmiş bir
ürün. 300 dpi çözünürlüğe sahip
olan yazıcı, standart olarak 32 MB
bellekle sunuluyor. Belleği 112
MB'a kadar yükseltilebilen Phaser
480X, Adobe PostScript Level 2
baskı dilini kullanıyor. A4, A3, Let
ter, Tabloid ve Tabloid Extra boyu
tundaki yüzeylere baskı yapabilen
yazıcı, letter boyutunda siyah-be
yaz çıkışı 1.2, üç renk renkli çıkışı
2.3, dört renk renkli çıkışı 2.8 daki
kada verirken, Tabloid Extra boyu
tunda ise siyah-beyaz çıkışı 1.5, üç
renk renkli çıkışı 3.2 ve dört renk
renkli çıkışı 4 dakikada basabiliyor.
AppleTalk, paralel, RS-232 seri ve
SCSI arabirimlerine sahip olan Pha
ser 480X, DOS, Macintosh, Win
dows, OS/2, SiliconGraphics, Sun,
HP, IBM, DEC ULTRLX, DEC VMS
ve anabilgisayar sistemlerine bağla
nabiliyor.
Tektronix yazınları
Bilgi için: ++44-1628-403640
18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 s e k t ö r 17
Bay Networks'ten yüksek performanslı
Ethernet çözümleri Bay Networks, geçtiğimiz günlerde 100
BaseT (hızlı Ethernet) stratejisinin bir parçası
olan yeni ürünlerini pazara sundu. Bu ürün
duyurusu ile Lattis Switch 28800 Fast Ether
net anahtarlama ailesine yeni 100 BaseT yön
lendirici arabirimleri, yeni 100 BaseT stac-
kable hub'ları ve yine 10/100 Ethernet çalış
ma grubu anahtarlayıcıları eklenmiş oldu.
Bay Networks'ün sunduğu bu yeni ürünler
Optivity yönetim yazılımı ile yüzde 100
uyumlu. Yine bu ürünler Optivity yönetim
yazılımıyla kontrol edilebiliyor. Bu arada
yüksek performanslı omurga gereksinimleri
için de 28104 kodlu sekiz fiber optik çıkışa
sahip bir anahtarlayıcı Lattis Switch 28800 ai
lesine dahil edildi. Yeni duyurulan 100 BaseT
yönlendirici modülleri ile ASN ve BN yönlen
diricilerin bu omurgaya ve ATM/ FDDI gibi
omurgalara da bağlantısı sağlanmış oldu.
Bay Networks Ürünleri
Bilgi için: Vis, 0212- 274 73 75
İnternet, 0212- 212 45 50
HP LaserJet 5L HP yeni yazıcısı LaserJet 5L'i içinde
bulunduğumuz hafta tüm dünyada
duyurdu. 600 dpi çözünürlüğe sahip olan
LaserJet 5L'in LaserJet 4L ailesinin yerini
alması planlanıyor.
HP'nin REt (Resolution Enhancement
technology) teknolojisiyle desteklenen
yazıcı, 26 adet True Type font ile
sunuluyor. Dakikada 4 sayfalık baskı
hızına sahip olan LaserJet 5L, HP'nin
Enhanced Printing System for Windows ve
beklemesiz baskı tekniğini kullanıyor.
Dokümanların ilk sayfasını ısınma zamanı
duraksaması olmaksızın 20 saniye gibi kısa
bir sürede basabilen yazıcı, Windows 95
uyumlu. 100 sayfalık kağıt besleme kasedi
ile gelen LaserJet 5L, ayda yaklaşık dört bin
sayfalık baskı yükünü kaldırabiliyor.
HP LaserJet 51
Bilgi için: HP, 0212- 224 59 25
Sekom'dan Patton
ürünleri
Sekom İletişim, geçtiğimiz günlerde
Patton Electronics'in iki yeni ürünü
nü Türkiye'de satışa sundu.
Patton Model 2703
Patton Model 2703, sayısal bir mo
dem. Yapılanmış G.703/E1 ağlarına
2.048 Mbps hızda sayısal erişim ola
nağı tanıyan Patton Model 2703, hem
ağ hem de terminal donanımları için
seçimli arabirim çevirimini gerçekleş
tirmekle beraber, terminal veri hızla
rının da seçimli olarak kullanıcı tara
fından kontrol edilmesine olanak ta
nıyor. Koaksiyel ya da twisted pair
tip G.703 iletişim ağlarına bağlanabi
len Patton Model 2703, standart ola
rak üzerinde BNC ve RJ-45 çıkışla ge
liyor. Modem ayrıca üzerinde bulu
nan DIP switch'ler yardımı ile, X.21,
V.35, RS-530 ve RS-422/V.36 tip ter
minal arabirimine bağlantı için ayar
lanabiliyor.
Patton Model 1205
Dağıtıcıdan-dağıtıcıya (host-to-
host) 32-144 Kbps arası iletişim hızla
rını destekleyen Patton Model 1205,
iki V.35 tip senkron DTE'nin bağlan
malarını sağlarken, zamanlama, veri
ve kontrol sinyallerini otomatik ola
rak ayarlayacak şekilde tasarlanmış.
Bir model eliminator cihazı olan Pat
ton Model 1205, seçimli olarak 32,
56, 64, 72, 112, 128 ve 114 Kbps hız
larına ayarlanabiliyor. Patton Model
1205, ayrıca arama (dial-up) ve kira
lık devre (leased line) modem servis
benzeşimi modunda da kullanıla
biliyor.
Patton Electronics Ürünleri
Bilgi için: Sekom, 0312- 468 23 73
18 i n s a n l a r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
Bakmayın siz O'nun yıllarca IBM Türk'ün Genel Müdürlüğünü, simde de I-Bimsa'nın
Genel Müdürlüğü'nü yürütmesine... Turgut Oğuz, Türkiye otomobil sporlarında birincilik
dereceleri olan, şampiyonalarda co-pilot olarak canını dişine takıp birinciliğe koşan hızlı
bir rallici aynı zamanda. Sektörde bu yönüyle çok az tanınan Turgut Oğuz ile iş ve günlük
yaşamındaki hız derecelerini de konuştuk. İş hayatını ralliye benzettiğinde daha çok
pilotluk görevi üstlendiğini, ama birçok co-pilotu olan şanslı bir pilot olmanın da aynca
çok keyifli olduğunu söylemeden geçemiyor Turgut Oğuz.
Turgut Oğuz:
0 aslında hızlı bir rallici! NURAY ÖZKAN
İnsanların yaşamında spor ge
nellikle biricik uğraş alam de
ğil. Yüzme, koşma, kayak, te
nis gibi pek çok spor dalı, kişilerin
asıl işlerinin yanında hobi ve eğ
lence olarak yaptıkları uğraşlar
oluyor. Öyle ki, çoğu zaman bir ra
hatlama, stresten ve iş yoğunlu
ğundan uzaklaşma gibi düşünülü
yor. Ancak yapılan sporlar arasın
da son derece -hele bir de birinci
liğe koşuyorsanız- tehlikeli olanlar
da var. Turgut Oğuz da bilgi işlem
gibi zor bir sektörde faaliyet göste
ren şirketin üst düzey yöneticiliğini
yürütürken aynı zamanda yaptığı
sporun tehlikesini an be an içinde
hissetmiş. 1962 yılında girdiği bilgi
işlem sektöründe bugün hâlâ aktif
görevde bulunmasında belki de
yaptığı sporların katkısı büyüktür,
kimbilir!
Turgut Oğuz, IBM'de geçirdiği
32 yıllık yaşam diliminin arasına
bir de ralli şampiyonluğunu sığdır
mış. O'nunla herşeyi bir kenara bı
rakıp öncelikle bilinmeyen yüzü
üzerine söyleştik.
Rallide co-pilot,
iş hayatında pilot
Yıl 1972. Turgut Oğuz'un anıla
rında o yıllar dün gibi. Başlıyor an
latmaya. "IBM'de çalıştığım arkada
şımın ralli merakı vardı. Ben de iyi
otomobil kullanırım. 1972'de Gü
naydın gazetesi yerli üretim oto
mobiller arasında bir ralli düzenle
di ve beraber katılmamızı istedi. O
pilot, ben Co-pilot olarak katıldım.
O arkadaşımla berabar çok araba
kullanmıştım. Renault marka araba
ile katıldık. Sonuç, birincilik." Da
yanamayıp soruyorum. "Tesadüfen
mi birinci oldunuz?" Düşündüğü
mün aksine epey çekişmeli geç
miş. Her boş zaman bulduklarında
bol bol antreman yapmışlar. Önce
den verilen güzergah üzerinde 4
gün boyunca notları birbirlerine
bağırarak anlatmışlar. Öyle ki son
ra sesleri çıkmaz olmuş.
Turgut Oğuz, ralli yarışında pi-
loda co-pilotun anlaşmasının, aynı
dili konuşmasının çok önemli oldu
ğunu söylüyor. "Pilotun, co-pilotun
verdiği bilgiye göre kendi yeteneği
nin üst noktasıyla, kullandığı aracın
yeteneğinin üst noktasını yönete
rek kullanması gerekir" diyen Tur
gut Oğuz, kendi iş hayatında ise
hep pilotluk görevi üstlenmiş.
İş hayatını ralliye benzettiğinde
daha çok pilotluk görevi üstlendi
ğini, ama birçok co-pilotu olan
şanslı bir pilot olmanın da ayrıca
çok keyifli olduğunu söylemeden
geçemiyor Turgut Oğuz.
Ralli çılgınlığı yalnız bir yılla sı
nırlı kalmıyor Turgut Oğuz'un ha
yatında, iki yıl sonra 1974'te tekrar
yarışmaya katılıyorlar. O yıl önceki
gibi parlak geçmiyor. "Onda da bi
rinci geldik. Fakat rallilerde değişik
nedenlerle ralliyi erken bitirmiş ar
kadaşlar genelde bazı kritik viraj
larda akbabalar gibi tünerler ve
'şimdi bu ne yapacak' diye seyre
derler. Bizim geldiğimiz viraj da or
ta yerinde asfalttan toprak zemine
geçen bir virajdı. Orada bizi seyre
den arkadaşlarımıza el sallamak is
teyince virajı alamayıp 3 takla atıp
durduk. Bu nedenle ikinci olarak
bitirdik" diye özetliyor ikinci ralli
macerasını.
Emeklilik ve ikinci yaşam
Turgut Oğuz bugün iş yaşamın
da ikinci baharını yaşıyor. 1962 yı
lında bir gazete ilanı ile girdiği IBM
Türk'ten 32 yıl sonra Genel Müdür
iken emekli oluyor. Ancak kendini
iş yaşamından da emekliye ayırma
yı tercih etmiyor. Birikimlerini, de
neyimlerini bir şekilde değerlendi
rebileceği bir başka iş öneriliyor o
sırada. I-Bimsa'nın Genel Müdürlü
ğü. "Benim yıllardır hem Sabancı
hem de IBM topluluğuna çok ya
kınlığım vardı. IBM ve Sabancı
Topluluğu'nun yüzde 50 hisselerle
I-Bimsa'yı kurmasıyla birlikte o gö
reve geldim" diyor.
Turgut Oğuz, aslında Ankara
Gazi Üniversitesi Edebiyat ve Sos
yal Bilimler mezunu. Yıllarını bilgi
işlem sektörüne adaması ise hoş
bir raslantı. Turgut Oğuz'un kaderi
o dönemde yine IBM'in uzun yıllar
Genel Müdürlüğünü yürüten Ersin
Sümer ile oldukça benzerlik göste
riyor. Çünkü Turgut Oğuz da Ersin
Sümer gibi Amerikan Hava Kuvvet-
leri'nde çalışırken gazetede gördü
ğü ilan üzerine IBM'e başvuranlar
dan. Yine Ersin Sümer gibi O da
pazarlama bölümünde işe başlıyor.
IBM'in bütün basamaklarından O
da bir bir geçiyor. O zamanlar bil
gi işlem kavramı onun için hiç bir-
şey ifade etmiyor. O aslında öğret-
18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 i n s a n l a r 19
men olmayı hayal etmiş hep. Ve
olmuş da... 1 yıl süreyle Kars Erkek
Sanat Enstitüsü'nde edebiyat öğret
menliği yapmış. Ama sonra birden
bire öğretmenliğin beklediği mane
vi tatmini vermesine karşın hiçbir
maddi kazanç sağlamadığını fark
etmiş. Daha sonra İstanbul'a gelip
iş aramaya başlamış ve neden son
ra IBM, arayışlarının son durağı ol
muş.
Bir I B M sohbeti
32 yılını IBM'de geçiren biriyle
IBM dışında bir sohbet yapmak
mümkün mü? Değil elbette. Her
kes gibi Turgut Oğuz'un da
IBM'deki ilk yılları eğitimle geçi
yor. Ardından en büyük müşterile
rini edinmeye başlıyor. Demirdö-
küm Fabrikaları, Profilo gibi. Ama
en zorlu müşterisini de hiç unut
muyor, ilaç sektöründe faaliyet
gösteren bir şirket, bilgi işleme ge
çişte zor anlar yaşatıyor O'na. O
günlerden kalma taze bir anısını
anlatmadan geçemiyor:
"O zamanlar bir kuruluşa gittiği
niz zaman çalışmaya başlarken iş
leri nasıl yaptıklarını, bilgi işleme
geçince nasıl yapılması gerektiğini
beraberce görüşürdük. Bilginin gi
rişi için belli formlar üzerinde nasıl
delineceğinden başlardık. Delgi
operatörlerinin işleri kolay değildi.
O noktadan başlayıp sonra ne ya
pılacağını anlatırdık. Hatta kartların
tasarımını da birlikte yapardık.
Bankacılık uygulaması dendiği za
man ne olacağını bilirdik. Üretimle
ilgili saptamalar birlikte gözden ge
çirilirdi. O'na göre program yazıl
mazdı, ama kart uygulamaları yapı
lırdı. Hatta sorunları bile oturup
düşünürdük. Bugün çok rahatlıkla
kullandığımız 'acaba eskiden bu
nasıldı?' diye düşünmediğimiz, de
vamlı form dediğimiz kağıt şekli
var. O zamanlar Türkiye'de yoktu.
Döviz sıkıntısı yüzünden ithal de
edilemiyordu. 6 ay kadar bir bası
mevi ile birlikte çalıştık. Çare bul
duk. Çare de çok büyük insan
emeği isteyen bir yoldu. Formlar
basılıyordu, ondan sonra da yüz
yüze, tersyüz gelecek şekilde elle
çiziliyordu, iki tarafından yapıştırı
lıyordu. Bir bu tarafından bir öbür
taraftan çıkıyordu sürekli hale gel
sin diye. Böyle ilkel yöntemlerle
çalıştık."
IBM'de ilk yöneticilik görevi
1968 yılında veriliyor Turgut
Oğuz'a. Pazarlama Müdürlüğü'nü 1
yıl yürüttükten sonra Ankara'ya
atanıyor. Personel Müdürlüğü, Baş
kan Yardımcılığı derken yurtdışı
görevine gidiyor. 3 ay sonra dönü
şünde kendini Genel Müdür olarak
buluyor. Ardından yurtdışı görevle
rine gönderiliyor, tş yaşamının ara
sında çok fazla tatil yapmadığını
düşünüyor. Ancak tatil dönemle
rinde ralli dışında kayak yapıyor.
Turgut Oğuz belki de aynı zaman
da hiç yüzme bilmeyen ama Türki
ye Yüzme Federasyonu üyesi olan
ender kişilerden biri. "Çocukları
mın yüzücü olması nedeniyle yüz
me ile ilgileniyorum. Ama uzaktan.
Nasıl oluyor diye sorarsanız, çok il
ginçtir. Yıllardır denize girerim, su
belime kadar gelir orada dururum,
sonra çıkarım. Ama Türkiye Yüz
me Federasyonu üyesiyim!" diyor.
Turgut Oğuz, bunun yanı sıra
Galatasaray Kulübü üyesi (Bu ara
da IBM Türk'ün şu andaki Genel
Müdürü Acar Bumin de Galatasaray
Kulübü üyesi, insanın aklına 'acaba
IBM'e genel müdür olmak Galata
saray'dan mı geçiyor' sorusu geli
yor!). Çok iyi bir taraftar olmaması
na karşın sempatisini hâlâ sürdürü
yor. Sektör derneklerinde de za
man buldukça yer alıyor, ilgileni
yor. Turgut Oğuz'a yaşam felsefesi
ni soruyorum. "Hiç bir zaman 'şöy
le bir yere geleceğim, şunları yapa
cağım' diye hedefler seçmedim, tş
hayatına girip de 'tamam bu şirket
te emekli olana kadar kalacağım'
diye düşünmedim. IBM'de dunım
böyle aslında, çalışan emekli olana
kadar kalıyor. Çocuklarımı da öyle
yetiştirmeye çalışıyorum" diyor.
Belli bir tempoda hayatı devam
ettirmek en büyük dileği. Çalışma
dan geçecek bir günün hayalini
dahi kuramıyor. "Günümün büyük
bir bölümünün boş geçeceğini dü
şünemiyorum bile. Çünkü ne ya
pacağımı bilemem" diyor.
Turgut Oğuz'un en mutlu anısı
yine IBM'le ilgili. Anısını şöyle an
latıyor. "IBM Türk'te bütün yöneti
min Türk olduğu bir dönemdi. Ben
Genel Müdür olduğum sırada mali
işlerde yabancı bir kişi vardı. Onun
görev süresi bittiğinde yerine bir
Türk arkadaşımızın geçmesini dü
şündük. IBM'in hiç alışık olmadığı
bir tarz. Ama arkadaşımız Miray
Tekelioğlu'nun bu görevde çok iyi
olduğunu gördüler. Ondan sonra
da Avrupa'da da kendisine mali iş
ler direktörlüğü görevini verdiler.
O olayla çok gururlanırım."
30 yılı aşkın iş yaşamında Turgut
Oğuz pek çok başarı, başarısızlık
görmüş, yaşamış. Şimdi deneyimli
biri olarak genç bilişimcilere ilet
mek istediği anlamlı bir mesajı var.
Genç bilişimcilere şöyle sesleniyor:
"Kariyer ve etiket kaygısıyla hare
ket etmek, kişiye hiç birşey kazan
dırmaz. En önemlisi, iş ahlakına
her zaman sahip olmak, insan be
raber çalıştığı kişilere fırsat verme
li, ilerleyeceğim diye birbirinin üs
tüne basarak gitmek doğru değil."
20 i n s a n k a y n a k l a r ı 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34
22 m e s a i s o n r a s ı 18-24 Eylül 1 9 9 5 . S a y ı : 34
FORMAT ALTUG OZGENLIK
Merhaba. İşte yeni ve rutin işlerle geçe
cek bir haftaya daha başlıyoruz. Her za
manki gibi benim masam dağınık, işler gün
geçtikçe artıyor. Özellikle Bilişim Etkinlik
leri sezonuna girmemiz, bizim buralarda iş
leri oldukça yoğun olarak artırdı.
T ü m bunlar bir yana, bu hafta oldukça
sinirlendim. Daha doğrusu şu Türkiye-Ma-
caristan maçı sonrasında tepem attı. Maçın
oynandığı 6 Eylül akşamı biz her zamanki
gibi ofiste geç saatlere kadar çalışan mut
suz bir azınlık olarak gazeteyi yetiştirmeye
çalışıyorduk. Maç bitti ve olanlar oldu:
Üçüncü Dünya Savaşı. Maçın bitmesiyle
beraber ateşli, ateşsiz, nükleer, konvansiyo-
nel eline herhangi bir silah geçiren herkes
sokaklarda terör estirmeye başladı. Evet,
"terör" diyorum, çünkü bunun başka bir
adı olamaz. Dakikalarca değil saatlerce in
sanlar ateş etti. Sanki Mars'a falan insan
gönderdik. Bir ara insanlar o kadar yakında
ateş etmeye başladı ki, ofis içinde camların
önünden sürünerek geçmem gerekti. Bazı
larınız abarttığımı düşünebilir ama değil.
Evet doğru. Format yazalım derken canı
mızdan oluyorduk. Bu insanlar, bu ülkeyi
ne zannediyorlar doğrusu çok merak edi
yorum. Hani bir deyim vardır: "Burası Te
xas mı?", diye. Ama Texas'ta bile artık böy
le şeyler olmuyordur. Örneğin CNN'de hiç
Washington Redskins şampiyon olduğunda,
sokaklara çıkan kalabalık taraftarın şehir
meydanında havaya ateş ederken insanları
öldürdüklerini gördünüz mü? Ya da en
azından havaya ateş ettiklerini.
Neyse biraz saçmaladım galiba. Ama bu
konudan söz etmişken aklıma Türk ulusu
nun spor konusundaki düşünceleri geldi.
Sanırım 2000 yılı Olimpiyatlarının istan
bul'da gerçekleşmemesinin nedenlerinden
biri de futboldan başka spor tanımamamız
dan kaynaklanıyor. Yani spor kültürümüz
de yok (aynı bilgisayar konusunda olduğu
gibi). Örneğin, "Spor Pazarı" diye bir TV
programı var. Ama nedense futboldan baş
ka birşey konuşulmuyor. Bir de futbol oto
riteleri var ki, sormayın. Peki hep futbol
konuşulacaksa, neden programın adı "Fut
bol Pazarı" değil. Tabii bu sadece araların
dan seçilmiş bir örnekti, daha bir sürü var.
O yüzden spor kültürü olmadan "Olimpi-
yat'lar İstanbul'da yapılsın", "Kıtaların bu
luştuğu yerde buluşalım" vb. kuru laflara
Uluslararası Olimpiyat Komitesi pabuç bı
rakmaz. Düşünsenize, atletizm ya da çim
hokeyi karşılaşmalan oynanıyor ve tribün
lerde parmakla sayılacak kadar seyirci var.
Ne büyük bir utanç kaynağı.
T a b i i haksızlık etmemek lazım. Futbol
dan başka yağlı güreşi de acayip severiz.
Ne güzeldir ama seyretmesi. Baştan aşağı
vıcık vıcık pehlivanlar, çayırda sabah ak
şam yuvarlanır. Peki niye acaba bu pehli
vanlar zeytin yağı yerine, güneş yağı sür
mez. Yoksa saçma sapan bronzlaşıp, soyul
maktan korkmazlar mı? Neyse ben ata spo
rumuzla uğraşmayı bırakıp, tekrar şu futbol
otoritelerine döneyim. Özellikle pazar ge
celeri tüm kanallar onlarla dolu. Kuruluyor
lar koltuğa, sonra başlıyorlar atışmaya. Yok
efendim, onun hareketi neden off side de
ğilmiş de, bunun hareketi neden penaltı
olurmuşmuş. Bir de kritik ve yorumlar ya
pılıyor ki- acayip. Tabii bunlar programı
uzattıkça uzatıyor. Zaman içinde de koltuk
tan yavaşça aşağıya doğru kaymaya başlı
yor ve kelimeleri ağırlaşıyor. Zaten ağızla
rından çıkanı anlamak için alt yazı ya da
simültane çeviri gerekiyor. Bir de bu otori
teler gevşeyince tam bir felaket oluyor. Bir
kaç kez seyretmeye çalıştım ama kesinlikle
başaramadım.
Sanırım yine uçmaya başladım. Esasında
bu hafta şiddetten daha ayrıntılı söz etmeyi
ve toplumdaki yansımaları üzerinde analiz
ler yapmayı hedefliyordum; ama bir anda
olan oldu, aklıma o anda gelenleri yaz
maya başladım. Tabii kabak her zamanki
gibi Format'ın ve siz Format'çıların başına
patladı. Ama haftaya daha iyi bir konu var.
İp ucu vermiyorum. Haftaya ne olduğunu
düşünerek kendiniz bulun. Bulamazsanız
isteme adresini biliyorsunuz (gazetenin
ikinci sayfasında, künyede yazıyor).
Haftaya kadar hoşçakalın ve kendinize
iyi davranın.
Yeni, ama deneyimli bir kuruluş: Ultima Ultima henüz çok yeni bir kuruluş.
Ancak deneyimleri oldukça eskiye
dayanıyor. Ultima, Bilpa deneyimli
kadrosuyla, bankacılık ve finans
alanı ile endüstriyel otomasyon
konularında hizmet veriyor.
ŞEBNEM NURAYDIN
Yaklaşık 3 ay önce kurulan Ultima'nın
kadrosunu, kısa bir süre öncesine ka
dar Yapı Kredi Bankası'nın bilgi işlem
hizmetlerini yürütmüş olan Bilpa A.Ş.'den
ayrılan bir grup oluşturuyor. Ultima'nın kad
rosunun, geçmişte gerçekleştirdikleri proje
ler arasında şunlar bulunuyor: THY Bilgi İş
lem Merkezi'nin ve on-line rezervasyon sis
teminin kurulması, Yapı Kredi Bankası bilgi
sistemlerinin kuruluşu (istemci/sunucu, şu
be otomasyon sistemi, şube ve ATM bilgi
ağı, perakende otomasyon sistemi, kredi
kartı sistemi, sesli yanıt sistemleri uygulama
ları, görüntü işleme uygulamaları). Şirketin
genç ve deneyimli kadrosu ile Ultima ve he
defleri üzerine görüştük.
Deneyim önemli
Daha önce Bilpa'da Genel Müdür Yar
dımcılığı görevinde bulunan, Ultima Genel
Müdürü Abdullah Beysel, deneyimin çok
önemli olduğunu vurgulayarak, Bilpa'da sa
hip oldukları deneyimi bundan böyle Ultima
çerçevesinde sürdüreceklerini belirtti.
Ultima'nın fikir olarak 1995 yılının başla
rında oluştuğunu belirten Beysel, 3-4 aylık
bir sürede gerekli çalışmaları yapıp 27 Hazi
ran 1995'te de Ultima'yı resmen kurdukları
nı söyledi. Ultima'nın bilgi birikimi çok faz
la ve yüksek kaliteli bir kadrodan oluştuğu
nu belirten Beysel, dolayısıyla finans sektö
ründe ve endüstriyel otomasyon ortamında
Türkiye'de çok önemli bir boşluğu doldur
mak üzere yola çıktıklarını dile getirdi. Ulti
ma'nın güvenilirliği ve kalitesi tartışılmaz bir
hizmeti ilke edindiğini vurgulayan Beysel,
kaliteye önem veren ve sürekliliği sağlayan
bir kuruluş olacaklarını söyledi.
Ultima'nın vizyonu ve misyonu
Ultima Bankacılık ve Finans Yönetmeni
Sinan Çilesiz, Ultima'nın faaliyetleri hakkın
da bilgi verdi. Belli bir bilgi teknolojisi viz
yonuna sahip olduklarını belirten Çilesiz,
şirket olarak bu vizyonu destekleyecek bir
misyonları bulunduğunu belirtti. Çilesiz,
misyonlarının, müşterilerini, Ultima vizyo
nunda yer alan bilgi teknolojisi olanaklarını
kullanmalarında yardımcı olarak, çok üst
düzeyde verimliliğe ulaşmalarını sağlamak
olduğunu söyledi. Belli başlı bütün büyük
bilgisayar şirketleriyle iletişime geçtiklerini
belirten Çilesiz, IBM'in finans alanında çö
züm ortağı olduklarını söyledi. IBM'in Lo-
tus'u satın almasından sonra, Notes'un çö
züm ortaklarından biri olduklarını ve daha
önce de Yapı Kredi Bankası'nda çok büyük
bir Lotus Notes projesi gerçekleştirdiklerini
söyleyen Çilesiz şöyle devam etti:
"Özellikle, daha önce çalıştığımız, deği
şim mühendisliği alanında da deneyimimiz
var. Yani, bir bankanın sıfırdan alınıp bütün
işlemlerinin gözden geçirilip yeniden tasar
lanması ve bunun otomasyona geçirilmesi
konusunda çalışıyoruz. Bunu yaparken
"groupware" yazılım araçlarını kullanıyoruz
ki, bunlardan biri de Lotus Notes. Bu alanda
Notes'a bağlantı yapacak diğer yazılımlarla
da ilgileniyoruz."
Ultima'nın endüstriyel otomasyon konu
sundaki yönetmeni Boğaç Giritlioğlu da,
Üretim Kaynakları Planlaması (MRP-II), MES
(Manufacturing Execution Systems-Üretim
işletme Sistemi) ve SCADA (Supervisory
Control and Data Acqusition-Proses Kontrol
ve Veri Toplama) alanlarında da çalışmaları
nı sürdüreceklerini söyledi. Giritlioğlu, Ho
neywell ile bu alanlarda işbirliği içinde ol
duklarını ve SCADA çözümü olarak Intellu-
tion'ı da kullanacaklarını söyleyerek şöyle
dedi:
"Ayrıca, nesne tabanlı, istemci/sunucu mi
marisinde uygulama geliştirme ortamı (SQL
Windows) ve veritabanı yönetimi (SQL Ba
se) gibi dünyanın ileri ürünlerine sahip olan
GUPTA'nın Türkiye temsilcilerinden biriyiz"
Metodoloji şart
Abdullah Beysel ise, finansman ve en
düstriyel otomasyon konuları dışında ağ sis
temi, iş-akışı yönetimi, danışmanlık ve sis
tem entegrasyonu konularının da Ulti
ma'nın çalışma alanları içinde olacağını söy
ledi. Doğal olarak bütün bunları yapmak
için belirli bir metodolojinin olması gerekti
ğini söyleyen Beysel, "Sahip olduğumuz bil
gi birikimi, teknolojinin kullanılması ve Ulti
ma'nın ilkelerinin oluşturduğu bir metodolo
ji içinde bu sözünü ettiğimiz ürünlerin bü
tünleştirilmesi ve çözüm üretme stratejimizi
belirliyoruz" dedi.
Ultima Yönetim Kurulu Başkanı Kerim
Kahyagil, istanbul Üniversitesi'nin bütün
kampuslarında, Internet bağlantısının fizibi
lite çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. He
deflerinin, sadece Türkiye'de değil, yurtdı
şında da pazar payı almak olduğunu söyle
yen Kahyagil, şu anda Türki Cumhuriyetleri
ile ilişki içinde olduklarını ve bazı projeler
üzerine görüşmelerin devam ettiğini söz
lerine ekledi.
IST, yeniden canlanıyor
1990lı yılların başında yerli
montaj marka denildiğinde
akla gelen bir-iki marka
dan biridir 1ST. 1989 yılında
kurulan şirketin ilk yıllarında,
Türkiye PC pazarında yerli
marka sıralamasında ön sıralar
da yer alması dikkat çekiciydi.
Şirket bu süre içinde iki tane
kriz atlattı. Körfez krizi ve geç
tiğimiz yıl ülkemizde yaşanan
ekonomik kriz, IST'nin satışla
rının oldukça düşmesine ve
şirketin küçülmesine yol açtı.
1995 yılı ile birlikte pazarda
PC'ye olan talebin de artmasıy
la şirket, 1ST markasını yeni
den canlandırma ve pazara ta
nıtma çabası içine girdi.
Bugüne kadar sınırlı sayıda
montaj yapan 1ST, üretim ka
pasitesini ve teknik servis eki
bini genişleterek, 'kaliteli yerli
marka' imajını ön plana çıkarı
yor.
1ST A.Ş. Genel Müdürü Ke
mal Akman, bu yıl satılacak
PC'lerin yarısının yerli marka
olacağını tahmin ettiklerini be
lirterek, pazarda IST'nin satışla
rını da iyi bir noktaya getirmek
istediklerini söyledi. Akman,
"Bu yıl yerli markalarda ilk 3'e
girmek gibi bir iddiamız yok,
ama bu yılın sonuna kadar
1500 adet 1ST satmayı hedefli
yoruz" dedi.
IST'ye ağırlık vermelerinin
nedenini, IST'yi tekrar eski
imajına kavuşturmak olduğunu
söyleyen Akman, 1993'ün ikin
ci yansından itibaren kaliteden
ödün vermemek için piyasada
rekabet edemez durumda kal
dıklarını, buna karşılık küçü-
lüp pazarm canlanmasını bek
lediklerini açıkladı.
Şu anda yıllık üretim kapasi
telerinin 7 bin 500 adet oldu
ğunu söyleyen Akman, 1ST
PC'lerini 15 bayi ile pazarlama
ya başlayacaklarını dile getirdi.
"15 olan bayi sayımızı, IST'ye
ciddiyetle yatırım yapacak 20
bayiye çıkarmayı planlıyoruz"
şeklinde açıklama yapan Ke
mal Akman, geçmişte 35 kadar
bayilerinin olduğunu, küçülme
politikası ile birlikte bayi sayı
sını azaltma yoluna gittiklerini
söyledi.
Bu arada 1ST PC'lerini bilgi
sayar mağazalarında da pazar
layacaklarını söyleyen Akman,
bu konuda Centrum, Jenerik
gibi mağazalarla çalışmaya
başladıklarını belirtti. Şirketin
hedefi, 1ST PC'lerinde özellikle
Pentium satışına ağırlık ver
mek. Yapacakları tanıtım kam
panyasıyla ve pazara sunacak
ları modellerle Pentium ve
çokluortam satışlarına olumlu
yönde etki yaratacaklarını be
lirten yetkililer, gelecek yıl iti
barıyla Pentium modellerinin
satışının yüzde 50'yi yakalaya
bileceğini dile getirdiler.
Kemal Akman, Türkiye'de
bilgisayarlaşmanın devlet poli
tikalarıyla ve devletin yönlen
dirmesiyle ancak etkin düzeye
gelebileceğini söyleyerek, tü
keticinin alım gücünün kısıtlı
olması dolayısıyla bankaların
bilgisayar ürünlerinde de tüke
tici kredisi uygulaması gerekti
ğini belirtti. IST'nin yakında bir
banka ile anlaşarak tüketici
kredisiyle satış yapacağını da
sözlerine ekledi.
IST'ler vadeli satılacak
1ST, mikroişlemci seçenekle
rini 486 ve Pentium olarak iki
bölümde değerlendiriyor. 486
işlemcili modeller, Futurust ve
Stylist olmak üzere ikiye; çok
luortam ürünleri ise ofis, ev ve
stüdyo modeli olarak 3 katego
riye ayrılmış. Pentium modelle
rinin tümü çokluortamı destek
liyor. Tüm PC'ler yakın bir
tarihte PCI veriyolu mimarisine
geçecek. 1ST PC'ler, 3 ve 5 ay
lık vadeli fiyaüarla da satışa
sunulacak.