791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça...

24
791 gençten bilişim sektörüne merhaba • 1995-1996 öğretim yılında 17 üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği bölümüne toplam 791 öğrenci alındı. 104 öğrenci ile istanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü en fazla öğrenci alan üniversite oldu. 9 Eylül, Çanakkale, Selçuk ve Sakarya üniversitelerinin bu öğretim yılında açılan Bilgisayar Mühendisliği bölümlerine alınan öğrenci sayısı ise 150. # Bilgisayar mühendisliği bölümlerinin eğitiminde çok iyi bir altyapının -personel, donanım ve yazılım açısından- gerekliliği artık tartışılmazken, bu yıl eğitime başlayacak bölümlerin ise bu konuyla ilgili olarak çok büyük eksikliklerinin olduğu belirtiliyor. # Bilgisayar eğitimiyle ilgili olarak ortaya çıkan ilginç bir diğer konu ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yaşanıyor. Daha önce de belirttiğimiz gibi ülkemizde 17 üniversite Bilgisayar Mühendisliği eğitimi vermek amacıyla toplam 791 öğrenci alırken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 5 özel üniversite bu öğretim yılında 1,935 öğrenci alıyor. Kısaca bu üniversitelerde bilgisayar eğitimi görmek istiyorsanız ÖSYM sınavında sadece 4 matematik sorusunu doğru yanıtlamanız yeterli. Üstelik bu üniversitelerin mezunlarının iş bulmak için tekrar Türkiye'ye geleceği düşünüldüğünde sorunun önemi bir kat daha artıyor. (Ayrıntılı haber sayfa 3 'de) Bu sayıda... Türkiye'nin tanıtımı CD'de (Sayfa 8) Asya ülkelerinde yatırım patlaması (Sayfa 10) Albim: "Notebook pazarındaki boşluğu doldurduk" (Sayfa 13) Tektronix'den yeni yazıcılar (Sayfa 16) İST yeniden canlanıyor (Arka sayfa) Yeni ama deneyimli bir kuruluş: Ultima (Arka sayfa) Kültür Koleji'nde A'dan Z'ye teknoloji 1960 yılında Fehamettin Akıngüç tarafından öğretime açılan Kültür Koleji, ilk kez 1985 yılında bilgisayarla çalış- maya başladı. O zamanlar ol- dukça kısıtlı alanlarda kullanı- lan bilgisayar, her yıl gittikçe yenilenen sistemlerle, şimdi A'dan Z'ye hemen hemen tüm birimlere girmiş durumda. (Ayrıntılı haber sayfa 2'de) İTÜ, Bay Networks çözümleriyle ATM teknolojisine geçti Türkiye'nin ilk ATM projesi olarak adlandırı- lan istanbul Teknik Üni- versitesi'nin ATM bağ- lantısı, Ağustos ayının başında gerçekleşti. 5-6 aylık bir gecikmeyle devreye giren proje, şu anda kampusa bağlı fa- kültelere kesintisiz hiz- met sunuyor. Söz konu- su projenin yatırım maliyeti, ATM donanımları ve altyapı dahil, 250 bin dolara ulaşmış durumda. (Ayrıntılı haber sayfa 4'de) Etiketlerde doların yerini Türk Lirası alıyor 23 Şubat 1995 tarih ve 4077 sayılı "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" 8 Eylül 1995 tari- hinde yürürlüğe girdi. Kanunun garanti belgesi ile satılması gereken sanayi mallan, etiket, tarife ve fiyat listelerini düzenleyen maddelerinde de yeni düzenlemelere gidildi. Garanti belgesi dü- zenlenecek ürünler arasında bilgi teknolojisi ürünleri de bulunuyor. (Ayrıntılı haber sayfa 9'da) Bilgisayar teknolojisi, sokak reklamlarına da girdi Alfanorm, yönlendirme sektörüne yönelik olarak bilgisayar destekli yüksek teknoloji ürünlerinin dağı- tıcılığını yaparak Türkiye'de de bu pazarın gelişme- sine yardımcı oluyor. Şirket özellikle sokak reklam- ları konusunda da özel çalışmalar yürütüyor. Son yıllarda bilgisayarlı sisteme hızlı bir geçiş olduğuna dikkat çeken Alfanorm yetkilileri, "Yakın zamana kadar Türkiye'de satılan malzeme kesim sistem sayısı 20yi geçmezken, bugün binin üzerinde sistem var" dediler. (Ayrıntılı haber sayfa 6'da) Turgut Oğuz: O aslında hızlı bir rallici IBM Türk'te 32 yıllık bir geçmi- şe sahip olan, bugün de I-Bimsa'- nın Genel Müdürlüğünü yürüten Turgut Oğuz'un bilinmeyen yönle- ri İnsanlar' sayfalarımızda. {Sayfa 18-19'da) Bilgi teknolojisi ile AB'ye erişim İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV), Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne hazırlandığı bu- günlerde, Avrupa Birliği ile olan ve bilgi teknolojisi ara- cılığıyla kurduğu bilgi alış- verişi bağlantılannı sürdürü- yor. İKV Genel Sekreteri Emre Gönen, AB Komisyo- nu'nun en kapsamlı veri bankası Celex ve X-25 bağ- lantıları hakkında bilgi verdi. (Ayrıntılı haber sayfa 7'de)

Transcript of 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça...

Page 1: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

791 gençten bilişim sektörüne merhaba • 1995-1996 öğretim yılında 17

üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği

bölümüne toplam 791 öğrenci alındı.

104 öğrenci ile istanbul Üniversitesi

Bilgisayar Mühendisliği Bölümü en

fazla öğrenci alan üniversite oldu.

9 Eylül, Çanakkale, Selçuk ve Sakarya

üniversitelerinin bu öğretim yılında

açılan Bilgisayar Mühendisliği

bölümlerine alınan öğrenci sayısı

ise 150.

# Bilgisayar mühendisliği

bölümlerinin eğitiminde çok iyi bir

altyapının -personel, donanım ve

yazılım açısından- gerekliliği artık

tartışılmazken, bu yıl eğitime

başlayacak bölümlerin ise bu konuyla

ilgili olarak çok büyük eksikliklerinin

olduğu belirtiliyor.

# Bilgisayar eğitimiyle ilgili olarak

ortaya çıkan ilginç bir diğer konu ise

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde

yaşanıyor. Daha önce de belirttiğimiz

gibi ülkemizde 17 üniversite Bilgisayar

Mühendisliği eğitimi vermek amacıyla

toplam 791 öğrenci alırken, Kuzey

Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde 5 özel

üniversite bu öğretim yılında 1,935

öğrenci alıyor. Kısaca bu

üniversitelerde bilgisayar eğitimi

görmek istiyorsanız ÖSYM sınavında

sadece 4 matematik sorusunu doğru

yanıtlamanız yeterli. Üstelik bu

üniversitelerin mezunlarının iş bulmak

için tekrar Türkiye'ye geleceği

düşünüldüğünde sorunun önemi bir

kat daha artıyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 3 'de)

Bu sayıda...

• Türkiye'nin

tanıtımı CD'de

(Sayfa 8)

• Asya ülkelerinde

yatırım patlaması

(Sayfa 10)

• Albim: "Notebook

pazarındaki boşluğu

doldurduk"

(Sayfa 13)

• Tektronix'den yeni

yazıcılar

(Sayfa 16)

• İST yeniden canlanıyor

(Arka sayfa)

• Yeni ama deneyimli bir

kuruluş: Ultima

(Arka sayfa)

Kültür

Koleji'nde A'dan

Z'ye teknoloji

1960 yılında Fehamettin

Akıngüç tarafından öğretime

açılan Kültür Koleji, ilk kez

1985 yılında bilgisayarla çalış­

maya başladı. O zamanlar ol­

dukça kısıtlı alanlarda kullanı­

lan bilgisayar, her yıl gittikçe

yenilenen sistemlerle, şimdi

A'dan Z'ye hemen hemen tüm

birimlere girmiş durumda.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

İTÜ, Bay Networks

çözümleriyle ATM

teknolojisine geçti Türkiye'nin ilk ATM

projesi olarak adlandırı­

lan istanbul Teknik Üni-

versitesi'nin ATM bağ­

lantısı, Ağustos ayının

başında gerçekleşti. 5-6

aylık bir gecikmeyle

devreye giren proje, şu

anda kampusa bağlı fa­

kültelere kesintisiz hiz­

met sunuyor. Söz konu­

su projenin yatırım maliyeti, ATM donanımları ve

altyapı dahil, 250 bin dolara ulaşmış durumda.

(Ayrıntılı haber sayfa 4'de)

Etiketlerde doların yerini

Türk Lirası alıyor 23 Şubat 1995 tarih ve 4077 sayılı "Tüketicinin

Korunması Hakkında Kanun" 8 Eylül 1995 tari­

hinde yürürlüğe girdi. Kanunun garanti belgesi

ile satılması gereken sanayi mallan, etiket, tarife

ve fiyat listelerini düzenleyen maddelerinde de

yeni düzenlemelere gidildi. Garanti belgesi dü­

zenlenecek ürünler arasında bilgi teknolojisi

ürünleri de bulunuyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 9'da)

Bilgisayar teknolojisi,

sokak reklamlarına da girdi Alfanorm, yönlendirme sektörüne yönelik olarak

bilgisayar destekli yüksek teknoloji ürünlerinin dağı­

tıcılığını yaparak Türkiye'de de bu pazarın gelişme­

sine yardımcı oluyor. Şirket özellikle sokak reklam­

ları konusunda da özel çalışmalar yürütüyor.

Son yıllarda bilgisayarlı sisteme hızlı bir geçiş

olduğuna dikkat çeken Alfanorm yetkilileri, "Yakın

zamana kadar Türkiye'de satılan malzeme kesim

sistem sayısı 20yi geçmezken, bugün binin üzerinde

sistem var" dediler.

(Ayrıntılı haber sayfa 6'da)

Turgut Oğuz:

O aslında hızlı bir rallici

IBM Türk'te 32 yıllık bir geçmi­

şe sahip olan, bugün de I-Bimsa'-

nın Genel Müdürlüğünü yürüten

Turgut Oğuz'un bilinmeyen yönle­

ri İnsanlar' sayfalarımızda.

{Sayfa 18-19'da)

Bilgi teknolojisi ile AB'ye erişim İktisadi Kalkınma Vakfı

(İKV), Türkiye'nin Gümrük

Birliği'ne hazırlandığı bu­

günlerde, Avrupa Birliği ile

olan ve bilgi teknolojisi ara­

cılığıyla kurduğu bilgi alış­

verişi bağlantılannı sürdürü­

yor. İKV Genel Sekreteri

Emre Gönen, AB Komisyo-

nu'nun en kapsamlı veri

bankası Celex ve X-25 bağ­

lantıları hakkında bilgi verdi.

(Ayrıntılı haber sayfa 7'de)

Page 2: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

2 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Kültür Koleji'nde A'dan Z ye teknoloji ŞEBNEM NURAYDIN

Kültür Koleji'nin Ana-

okul, İlkokul, Lise ve

Fen Lisesi bölümleri­

nin tüm idari birimlerinde

kalem kağıdın yerini bilgisa­

yar almış. Kültür Koleji Bilgi

İşlem Merkezi (BİM) Müdü­

rü Necla Aydın, idarede hiç

kimsenin elle işlem yapma­

dığını söylüyor. İlk bilgisa­

yarlarını, bugün artık antika

diye bir kenara kaldırdıkları­

nı belirten Necla Aydın, Kül­

tür Koleji'nde Bilgi Siste-

mi'nin dünü ve bugününü

anlattı.

Teknolojiyle adım adım

1985 yılında Kültür Kole-

ji'ne ilk olarak giren bilgisa­

yarın DMV adı verilen NCR

markalı kişisel bir bilgisayar

olduğunu belirten Aydın, o

günden bugüne çok yol kat

edildiğini, öyleki önümüzde­

ki öğretim yılında da Win­

dows 95'le çalışmayı hedef­

lediklerini söyledi.

İlk kurulan sisteme daha

sonra çok kullanıcılı bir sis­

tem olan NCR-Tower'ı ekle­

diklerini belirten Aydın,

1987-88 öğretim yılı sonun­

da ilk defa öğrenci karnele­

rini bilgisayardan çıkardıkla­

rını söyledi.

Bu sistemin, bazı gereksi­

nimlere cevap vermek için

yapılan ek modüllerle 1990-

91 öğretim yılına kadar hiz­

met verdiğini söyleyen Nec­

la Aydın, bugüne nasıl gel­

diklerini şöyle anlattı:

"1991 yılında veritabanı

kullanmaya başladık. Bir

IBM RISC/6000 bilgisayar

sistemi ve Oracle veritabanı

yazılımı alındı. Öğrenci iş­

lemlerinin hassaslığı nede­

niyle hiç bir zaman paket

program kullanmadık. Öyle

ki, notlarda yapılacak her­

hangi "ufak" bir yanlışlık bi­

le öğrencinin bütün hayatını

etkilemesi anlamına gelir.

Bu nedenle program konu­

sunda çok titiz davranmak

zorundaydık. Bu titiz çalış­

malarımız sonucu, bugüne

kadar en küçük bir aksaklık­

la bile karşılaşmadık. Bilgi­

sayar mühendisi arkadaşları­

mız programları isteğimize

göre yaptılar. Aklımıza gelen

her yeni uygulamayı ve de­

ğişikliği anında programa

eklediler.

"Bununla birlikte Kültür

Koleji bünyesinde Genel

Müdür Yardımcılarına birer

terminal verilerek, bilgisayar

kullanımı yaygınlaştırılmaya

başlandı. Daha sonra da bü­

tün öğretmenlere verilen

eğitim sonucunda, not bilgi­

lerinin tümü öğretmenler ta­

rafından bilgisayara girildi."

Sistemin güvenlik sorunu­

nu ise her öğretmene bir şif­

re vererek çözdüklerini be­

lirten Necla Aydın, öğret­

menlerin bankamatik kartı

benzeri bir sistemle bilgisa­

yara girdiklerini ve dolayı­

sıyla hiç bir öğretmenin ken­

di bilgileri dışındaki bilgilere

ulaşmasının mümkün olma­

dığını söyledi. Bir öğretme­

nin, kendi öğrencisinin diğer

notlarını öğrenmek isterse

idareye başvurduğunu ve

başvuru kabul edilirse göre­

bildiğini söyleyen Necla Ay­

dın, şu ana kadar bu konuda

hiç bir sorun yaşamadıkları­

nı vurguladı.

Kalem yerine klavye

Bilgi İşlem Merkezi'nde

var olan RISC sistemi saye­

sinde hiç bir öğretmenin ve

idare üyelerinin kalem kağı­

da gereksinimleri kalmadığı­

nı belirten Aydın, Milli Eği­

tim Bakanlığı'nın da onayını

aldıktan sonra artık karne

dökümü dahil bütün işlem­

leri bilgisayarda yaptıklarını

söyledi. Aydın, okul bünye­

sinde bilgisayarla yapılan iş­

lemleri şöyle sıraladı:

"Okul, öğrenci ve yöne­

timle ilgili her türlü bilgiyi

bilgisayara geçirdik. Müdür

yardımcıları, müdür ve öğ­

retmenler odasında bilgisa­

yar var. Okuldaki bütün bil­

gisayarlar Bilgi işlem Merke-

zi'ne bağlı. Tüm notlar bilgi­

sayarda olduğu için başarı

grafiklerini çıkarabiliyoruz.

Ayrıca her katta bulunan

rehberlik bürolarımızda da

bilgisayar var. Bir öğrenci

hakkında psikolojik sorunla­

rından tutun da bugüne ka­

dar gösterdiği başarı grafiği­

ne kadar her türlü bilgiyi tu­

tabiliyoruz. Öğrencinin oku­

la gelmediği günleri bilgisa­

yara girerek devamsızlık du­

rumunu takip edebiliyoruz.

Kredi sisteminde devamsız­

lık çok önem taşıyor; çünkü

sınıf geçmeyi doğrudan etki­

liyor. Karneleri de bilgisayar­

dan alıyoruz. Matbaada ha­

zırlanmış karneleri yazıcıya

giriyoruz ve çok kısa sürede

dökümü alıyoruz. Okula ka­

yıt işlemleri de bilgisayarla

yapılıyor. Kütüphanede, mu­

hasebede, revirde, kısacası

bir okulda yapılması gere­

ken, aklınıza gelebilecek her

türlü işlemde bilgi teknoloji­

sini kullanıyoruz."

Masaüstü yayıncılık

sistemi

Necla Aydın'ın saydığı bü­

tün bu işlemlerin dışında,

Kültür Koleji'nde masaüstü

yayıncılık sistemi de mevcut.

Kültür Koleji Haber Bülteni

ve Bilgi İşlem Merkezi'ndeki

gelişmeleri anlatan BÎMCE

dergisi de bilgi sistemiyle çı­

karılıyor.

Kültür Koleji'nin ilkokul

ve lise bölümlerinde öğren­

cilere bilgisayar dersleri veri­

liyor, ilkokul bölümünde ve­

rilen bilgisayar derslerinde

oyunlar ağırlık taşırken, lise

öğrencilerine Basic, Pascal

gibi program dilleri öğretili­

yor ve yazılım paketleri ve­

riliyor. Necla Aydın, bilgisa­

yar derslerinin amacını şöyle

özetliyor: "Bilgisayar dersle­

rinin amacı öğrenciyi bir

programcı olarak yetiştirmek

değil. Ancak okuldan mezun

olup bir işin başına geçtiğin­

de, yaptığı iş ne olursa ol­

sun, onu bilgisayarla çalış­

maya yönlendirmek ve bilgi­

sayar kullanımına vakıf ol­

masını sağlayabilmek."

Bilgisayarla Anadolu

Liseleri'ne hazırlık

ilkokul 3-4 ve 5. sınıfların

katıldığı "Anadolu Liselerine

Hazırlık" projesinde de bilgi­

sayar kullanılıyor. Testler ve

ölçme değerlendirme ile öğ­

rencilerin programları yakın­

dan takip edilebiliyor ve ve­

liler bilgilendirilebiliyor.

Velileri bilgilendiren bir

başka unsur da sesli yanıt

sisteminin uygulandığı ve 24

saat hizmet veren "Alo Kül­

tür Servisi". Çocuğuyla ilgili

bilgi almak isteyen bir veli

bu servisi arayarak, öğrenci­

nin şifresini girebiliyor ve

öğrenciye ait tüm not bilgile­

rini, haftalık ders programını,

devamsızlık durumunu ve

öğretmen-veli görüşme gün­

leri gibi bilgileri alabiliyor.

"Hedefimiz

Windows 9 5 "

TÜBİTAK aracılığıyla In­

ternets bağlandıklarını be­

lirten Aydın, 1985 yılından

bu yana her geçen yıl bilgi

sistemlerini geliştirdiklerini;

ama yine de yeniliklere doy­

madıklarını söyledi. 1995-96

öğretim yılında bütün bu iş­

lemleri Windows altında ge­

liştirmeyi hedeflediklerini

açıklayan Aydın, önümüzde­

ki günlerde Windows 95 iş­

letim sistemine geçeceklerini

söyledi.

Bilgi işlem Merkezi'nde

80'den fazla PC ve yaklaşık

25 tane de Macintosh bulun­

duğunu vurgulayan Aydın,

bilgi teknolojisine bugüne

kadar 100 bin dolardan fazla

yatırım yapıldığını söyledi.

Kültür Koleji Bilgi İşlem MerkeziKültür Koleji Bilgi işlem Merkezi çalışanları (üstte) ve BİM Müdürü Necla Aydın (altta).

I960 yılında Fehamettin Akıngüç tarafından

öğretime açılan Kültür Koleji, ilk kez 1985

yılında bilgisayarla çalışmaya başlıyor.

O zamanlar oldukça kısıtlı alanlarda kullanılan

bilgisayar, her yıl gittikçe yenilenen sistemlerle,

şimdi A'dan Z'ye hemen hemen tüm birimlere

girmiş durumda.

Kültür Koleji'nde bilgi teknolojisiyle

yapılan işlemler:

Öğrenci kayıt işlemleri

Öğrencilerin not çizelgeleri

Sınavlara hazırlıkta testleri ölçme-değerlendirme

sistemi

Öğrenci başarı grafiği

Öğrenci devam takibi

Psikolojik rehberlik bölümünün işlemleri

Revir işlemleri

Karne dökümü

Kütüphane işlemleri

Masaüstü yayıncılık

Öğrencilere verilen bilgisayar dersleri

Alo Kültür Servisi

Muhasebe bölümü

Page 3: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 h a b e r 3

Bu yıl 791 genç, bilgisayar

mühendisi adayı oldu 1995-1995 öğretim yılında 17 üniversitenin Bilgisayar Mühendisliği

bölümüne toplam 791 öğrenci alındı. 9 Eylül, Çanakkale, Selçuk ve

Sakarya üniversitelerinin bu öğretim yılında açılan Bilgisayar Mühendisliği

bölümlerine alınan öğrenci sayısı ise 150.

GÜNEŞ KAZDAGLI

1995-1996 öğretim yılı

Ekim ayında yine so­

runlarla birlikte başlı­

yor. Bu sorunların başında

ise öğretim elemanı yetersiz­

liği, öğrenci sayısındaki artış,

gelişen teknolojinin çok ge­

risinde kalan donanım ve

yazılım parkı geliyor. Bütün

bu sorunlar yaşanırken yine

bu öğretim yılında 4 üniver­

sitede daha Bilgisayar Mü­

hendisliği bölümleri açıldı

ve eğitime başlanacak.

Özel üniversiteler de da­

hil olmak üzere ülkemizde

17 üniversitede Bilgisayar

Mühendisliği eğitimi verili­

yor. 1995-1996 öğretim yılın­

da bu üniversitelere alınan

öğrenci sayısı 791. Bilgisayar

Mühendisliği eğitimi verme­

ye bu öğretim yılında başla­

yan 9 Eylül, Çanakkale, Sa­

karya ve Selçuk Üniversite­

lerine alınan öğrenci sayısı

ise 150. Daha önce söz etti­

ğimiz ve özellikle Bilgisayar

Mühendisliği eğitiminde ol­

dukça önemli olan altyapı

eksikliği bu üniversitelerde

başlı başına büyük bir so­

run.

Bilgisayar Mühendisliği

bölümlerine en fazla öğrenci

alan üniversite istanbul Üni­

versitesi, istanbul Üniversite­

si ikinci öğretimi de dahil ol­

mak üzere bu yıl 104 öğren­

ci aldı. Bu üniversiteyi Orta

Doğu Teknik Üniversitesi

(82 öğrenci) ve Ege Üniver­

sitesi (62 öğrenci) izliyor.

Kıbrıs Üniversiteleri bu

yıl 1,935 öğrenci alıyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cum-

huriyeti'nde bilgisayar eğiti­

mi konusunda yaşananlar

ise oldukça düşündürücü ve

ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde­

niz, Girne Amerikan, Lefke,

Uluslararası Amerikan ve

Yakın Doğu Üniversitelerin­

de bu öğretim yılı için bilgi­

sayar eğitimi konusunda

açıklanan öğrenci kontenja­

nı 1,935. Türkiye'deki 17

üniversite için alınan öğren­

ci sayısının 2 katından fazla.

Bu özel üniversitelerin bilgi­

sayar bölümlerine girmek

için ÖSYM sınavında sadece

4 matematik sorusunu doğru

yanıtlamak yeterli.

Özellikle öğretim elemanı

yetersizliği, bu üniversitele­

rin ve dolayısıyla ilgili bö­

lümlerin en büyük sıkıntısı.

Teknik donanımdaki yeter­

sizlik ise, bir başka büyük

sonın. Bu bölümlerden me­

zun olanların iş bulmak için

geleceği yerin de ülkemiz

olduğu düşünülürse sanıyo­

ruz konunun oldukça dü­

şündürücü olduğu bir kez

daha ortaya çıkar.

Parlamenter Bilgi Sistemi-ll-

M. TıNAZ TITIZ

Geçen hafta, Uluslararası Parlamento Kütüphaneci­

leri Birliği'nin toplantısında, Parlamenter Bilgi Sis-

temi'nden beklentiler konusunda söylediklerimi bura­

da özetlemeye başlamıştım. Bu hafta tamamlıyorum:

Buraya kadar sayılan gereksinimler genelde fiziki

bileşenlerdir. Bilgi ihtiyacı kapsamı içinde düşünülme­

si gereken bir başka bileşen daha vardır ki, o hepsinden

daha önemlidir.

Parlamenterin bilgi lenme kümesi içinde önemli bir

yeri de hükümetlerden sorduğu sorulara alacağı yanıtlar

oluşturur. İşte bu bileşen, parlamenterin hükümete yö­

nelteceği soruların, bilgi içermeyen (0 bit içerik) ifade­

lerle yanıtlanmış sayılması geleneği nin yıkılmasıdır.

Bilindiği gibi, 1 bitlik enformasyon, mevcut olasılıkları

yarıya indiren bilgi miktarıdır.

Ü lkemizde, gelenek denilemese dahi yaygın olan ve

özell ikle de son yıl larda iyiden iyiye yaygınlaşan bir

pratik, sorulan soruların yetersiz enformasyon içeriğine

sahip ifadelerle cevaplanmasıdır. Bunun bir küçük bölü­

münün iletişim becerisi yetersizliği ile açıklanması

mümkünse de, önemli bir kısmı bilerek yapılmakta ve

daha da acısı, hoş ve fakat boş söz söylemek bir be­

ceri sayılmaktadır.

Buradan çıkarılabilcek somut sonuç, PaBİS ' in, bu bi­

leşeni de içerecek şekilde yeniden tasarımlanması gere­

ğidir.

Dördüncü nokta, politik sınıfın kalitesinin yükseltil­

mesinde PaBİS ' in kullanışlı bir araç olabileceğidir.

Politik sınıfın kalitesinin yükseltilmesi gerekliliğinde

genel bir uzlaşı vardır. Tam bir karşılıklıl ık yoksa da, Pa­

BİS'in sunacağı hizmetlerin, parlamenterlerin sorun

çözme profilleri ni bir ölçüde etkilemesi ümit edilir.

Ö z e l l i k l e , PaBİS içinde şimdi bulunmayan ama bu­

lunması önerilen bileşenler mevcut olduğunda, tam

temsilci rolündeki parlamenterin dahi öncü misyo­

nuna doğru itileceği beklenmelidir.

Son bir nokta en az diğerleri kadar önem taşımakta­

dır: Mevcut PaBİS'in, öncü misyonuna sahip parla­

menter için yetersiz olduğu bir gerçektir. Bu gerçeğin

kuşkusuz ki birçok nedeni vardır.

Sorun çözme sanatı1 run altın kural'ı denilebilecek bir

kural şöyle diyor: Sorunlar çözülemez, ancak o sorun­

lara yol açan nedenler ortadan kaldır ı labi l i r .

Bu altın kural'a göre, PaBİS'in hizmet verme düzeyi

ile parlamenterin bilgi ihtiyaçlarının niçin düşük bir

düzeyde kesiştiği analiz edilmelidir. Bu, gerek PaBİS ile

gerekse parlamenterin hizmet kalitesi ile ilgilenen her­

kesin, üzerinde düşünce üretmesi gereken bir sorudur.

KKTC'de Bilgisayar

Mühendisliği eğitimi

Özel Doğu Akdeniz

Üniversitesi: Bilgisayar

Mühendisliği bölümü 205

öğrenci, Bilgisayar Tek­

nolojisi ve Enformatik

Bölümü 253-

Özel Girne Amerikan

Üniversitesi: Bilgisayar

Mühendisliği 100 öğren­

ci, Bilgi İşlem Sistemleri

100 öğrenci.

Özel Lefke Üniversitesi:

Bilgisayar Bilimleri 151

öğrenci, Özel Ulus­

lararası Amerikan Üniver­

sitesi Bilgisayar ve Enfor­

masyon Sistemleri 270

öğrenci.

Özel Yakın Doğu

Üniversitesi: Bilgisayar

Teknolojisi ve Enfor­

matik Bölümü 202 öğ­

renci, Bilgisayar Mühen­

disliği 352 öğrenci, Bil­

gisayar Enformatik

Mühendisliği 302 öğren­

ci.

Toplam 1953 öğrenci

Page 4: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

4 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Sabır, inat, umut M . S İ N A N O Y M A C I

Trio Çözümevi Yönetici Ortağı

Bu üç kelime, Türkiye'den on-line olarak Internet

kullanmaya çalışan kişilerin, sahip olmaları ge­

reken nitelikleri belirtiyor. Sabırlı olmalılar, inatçı

olmalılar ve hiç bir zaman umutlarını yitirmemeli-

ler.

Niç in bunu yazmak zorunda kaldığımı biraz

açıklayayım. Yaklaşık on gündür, siz bu yazıyı

okuduğunuzda onbeş gün olacak, ikiyüzelli ki­

lobyte civarında bir dosyayı, yurtdışından "ftp" ara­

cılığı ile getirmeye uğraşıyorum. Henüz başarılı

olamadım.

Ancak, sabırlı olduğum, inatçı olduğum söyle­

nir. Ümidimi de yitirmiş değilim demeyi çok ister­

dim.

Akl ima gelebilecek her metodu deniyorum.

Son günlerde denediğim metod, günün çeşitli sa­

atlerinde çalışmak. Belki boş bir anını yakalarım

diye ümit ediyorum. Ancak, son ümidim olan, ge­

ce yarısından sonra rahatlar, işimi halledebilirim

de, dün akşam suya düştü. G e c e yarısından sonra

dahi, dosyayı yurtdışından almakta, başarılı olama­

dım.

Sistemin yavaşlığını sadece Türkiye tarafında

aramak çok doğru değil. Yurtdışında da benzer şi­

kayetler var. Dört milyon'un üzerinde hizmet veri­

ci bilgisayar sisteminin olduğu bir ağın içerisinde,

gerekli sürati sağlayamayan sistemlerle karşılaşma­

nız olası. Zaman içerisinde nasıl düzeltileceğini

merak ediyorum.

Özell ikle, grafik ortamlarla çalışıyorsanız, bir

ahbabımın dediği gibi, "Ekranlar arasında geçiş bu

kadar yavaş olduktan sonra, hiç kullanmam diyebi­

lirsiniz."

Y ine de, başlıkta yazdığım gibi, sabır ve inat

sizde mevcutsa, her zaman kullanırsınız. Kızdığı­

nız anlar da olabilir; ancak bir gün düzeleceği ümi­

di içinizde yaşadıkça, kullanmaya devam edersi­

niz.

* * * * *

Orac le ' ın geçtiğimiz hafta, "Workgroups 2 0 0 0 "

dağıtıcıları Link ve Logo'nun yeni kuracakları şir­

ketleri ile birlikte, uygulanacak satış politikalarını

ve ürünlerin niteliklerini aktardığı toplantı, başarılı

idi. Bu toplantının, biraz daha genişletilerek, kulla­

nıcılara da yapılmasında yarar var. Özet bilginin

verilmesi ile kullanıcılar, bu ürünleri niçin kullana­

caklarını, hangi ürünü ne zaman alacaklarını anla­

yabilirler. Oracle'ın öncülüğünde, Link'te Logo'da

ayrı ayrı düzenleyebilecekleri gibi, bir arada da

organize edebilirler.

* * * * *

Önümüzdeki hafta, Bilişim Kurultay'ı başlaya­

cak. Herhalde gelmemeyi düşünmüyorsunuz. Çok

güzel bir program hazırlanmış durumda. Özellikle,

açılış konuşmacıları, özenle belirlenmiş ve kesin­

likle kaçırılmaması gereken kişiler.

Diğer günlerde de, çok değerli kişilerin sunula­

rı var. Şimdiden hangilerini izleyeceğinizi belirle­

yip, programınızı yapın. Kesinlikle izlemeliyim di­

yeceğiniz sunuları bulacağınızdan hiç kuşkum yok.

Ayrıca, 29 Eylül günü, 1 0 : 0 0 - 1 2 : 4 5 arasında

"Outsourcing - Dış Kaynak Kullanımı" konulu ça­

lışma grubu gerçekleşecek. Bu konu enine boyu­

na, sektörden kişiler tarafından değerlendirilecek

ve görüşler bildirilecek. Hepinizi bekliyorum.

* * * * *

Geçtiğimiz senelerde okuduğum bir kitap elime

tekrar geçti. Şöyle bir göz atınca, çok keyiflendim

ve sizlere de önermeliyim dedim. Kitabın adı;

"Harvard İşletme Okulu'nda Öğretilmeyenler", ya­

zarı, Mark H. McCormack. Bu kitabı ilk olarak

duyduğumda elde etmek için ne kadar uğraştığımı

hatırladım. Kitap Cenajans tarafından Türkçeleşti-

rilip, dağıtılıyordu. Şimdi, hafızam beni yanıltmı­

yorsa, kitapçılarda da satılıyor. Bu kitaptan aldı­

ğım, yazarın başından geçen bir olayı, özetleyerek,

aktarmak istiyorum.

" B i r k a ç yıl önce, Rolex saatlerinin yönetim ku­

rulu başkanı, Andre Heineger ile yemek yiyorduk.

Bir dostu masamıza gelerek 'Saat işi nasıl gidiyor'

diye sordu.

Heineger, 'Hiç fikrim yok' diyerek yanıt verdi.

Dostu buna güldü. Dünyanın en saygın saat üre­

ticisi olan bir kuruluşun başkanı, kendi endüstri da­

lında ne olup bittiğini bilmediğini söylüyordu.

Ancak, Heineger bu sözleri çok ciddi olarak

söylemişti. 'Rolex, bir saat işi değildir' diye ekledi,

'Biz lüks endüstrisindeyiz."

Bilgisayar, lüks endüstrisi olmadığına göre, bil­

gi teknolojisi sektöründe neler olup bittiğini bilmek

zorundayız. Kendimizi, çevremizden soyutlayanla­

yız. Hele, bilgi teknolojisi sektöründe, asla.

İletişim adresi: E-mail: [email protected]

İTÜ, iletişim

teknolojisini yeniledi NURAY ÖZKAN

İstanbul Teknik Üniversi-

tesi'nde 1994 yılında baş­

latılan bilgi işlem altyapı­

sını yenileme ve geliştirme

projesi altında yürütülen

ATM teknolojisine geçiş iş­

lemleri, nihayet meyvesini

vermeye başladı. Düne ka­

dar İTÜ'nün tüm bilgi işlem

hizmetleri IBM anabilgisayar

sistemiyle veriliyordu. Ancak

söz konusu sistem bugünkü

teknoloji gözönüne alındı­

ğında yetersiz kalmaya baş­

ladı. Her geçen gün daha

çok fakülte ve birim, merke­

zi sisteme bağlandığından,

bilgi işlem hacmi de çoğaldı.

Bunun yanı sıra ağ sistemle­

ri de önem kazanmaya baş­

layınca üniversite, doğal ola­

rak IBM sisteminin belli kısıt-

lamalarıyla karşılaştı. Bu yüz­

den üniversitede 1994'te bil­

gi işlem altyapısını 'yeniden

kurma' projesi başlatıldı.

Şu anda projenin önemli

bir bölümünün temeli atılmış

durumda. ÎTÜ, yaklaşık iki

yıl sonra IBM sistemini dev­

reden çıkarmayı; merkezi

sistemden dağıtık sisteme,

yerel ağlara ve Internet tek­

nolojisine ağırlık vermeyi

planlıyor. Proje kapsamında

kampus içinde bir optik ağ

kurulması fikri benimsenme­

sinden sonraki gelişmeleri

tTÜ Bilgi İşlem Merkezi Mü­

dürü Prof. Dr. Emre Har­

mancı ve Araştırma Görevlisi

Hakan Aydın'dan alıyoruz.

Hakan Aydın, başlangıçta

kampusta FDDI ve ATM tek­

nolojisi konusunda geniş bir

araştırmanın yapıldığını söy­

leyerek standartları henüz

oturmamış ve gelişmeye açık

olan ATM teknolojisini, otur­

muş standartlara sahip ancak

önü kapalı bir teknoloji olan

FDDI'a tercih ettiklerini dile

getirdi. Hakan Aydın, geliş­

meyi şöyle özetledi: "Başlan­

gıçta bütün proje FDDI ola­

rak tasarlanmaya başladı. Bu

arada ATM'in standartlarının

oturmamış olması da bizi dü­

şündürüyordu. Ancak hoca­

mız Emre Harmancı'nın ön­

görüsüyle ATM'e dönüldü.

Önce kampus içine fiber op­

tik kablo döşendi ve ATM

ihalesine çıkıldı. Ancak pro­

jemiz sadece ATM ağının ku­

rulmasıyla sınırlı değil. Bu­

nun en önemli kalemlerin­

den biri de fakültelerde yerel

ağların yaygınlaştırılması idi.

Ayrıca Ayazağa ve şehir

kampuslarında bağlantının

hızlandırılması projesi vardı.

Merkeze sunucu sistemlerin

ve yönlendiricilerin alınması­

nın bir kısmı gerçekleşti. Ye­

rel ağlar, bir bakıma bu pro­

jenin şu anda geliştirilmeye

en ihtiyaç duyulan kısmı. As­

lında yerel ağları etkin kulla­

nan fakülteler var. Ancak

önümüzdeki 1 yılda ağa bağ­

lanacak fakülte sayısı da

azımsanmayacak sayıda."

Yetkililer, ATM teknoloji­

sini seçme kriterlerini şöyle

sıralıyor: "Biz kampusa bir

optik ağ kurmayı ve omurga­

nın en az erişim hızının 100

megabit olmasını planladık.

Bu şartları koyduğunuzda,

akla hemen FDDI ve ATM

geliyor. ATM'in 155 megabit-

lik yüksek bir performans

sunması ve çokluortam uy­

gulamalarını destekliyor ol­

ması seçimimizde gözönüne

alınan kriterler oldu."

"Sonucu değerlendirmek

için henüz erken"

Emre Harmancı, sistemin

ilk kez 27 Temmuz 1995 ta­

rihinde çalışmaya başladığını

belirterek, daha sonra fakül­

telere gidip sırayla onların

bağlantılarını sağladıklarını

söyledi. Harmancı, elde et­

tikleri sonucu değerlendir­

mek için henüz erken

olduğunu söyleyerek, "ATM

donanımımız 24 saat çalışı­

yor. Yalnız ATM teknoloji­

sinden tam olarak yararlana­

cağımız nokta, belki de kam­

pus içindeki yerel fakülte

trafiğinin oldukça arttığı bir

dönemde söz konusu ola­

cak. Bir bakıma asıl test orta­

mı, yeni dönemin başlangıcı

olacak. Sistemimiz şu anda

normal kapasitenin onda bi­

riyle çalışıyor; ancak önü­

müzdeki dönemde artacak.

Çünkü fakültelerde bağlı ağ­

lar daha henüz tam kullanıl­

mıyor; önümüzdeki günler­

de üniversite bazında 300-

400 uç daha devreye alaca­

ğız. 1996 yılı başında sistem

aşağı yukarı tam olarak otur­

muş olacak" dedi.

İTÜ'nün ATM projesini

gerçekleştiren Internet, çö­

züm olarak Türkiye temsilci­

lerinden olduğu Bay Net­

works şirketinin ürünlerini

kullandı. Normal şartlarda

Mart ayında devreye girmesi

beklenen projenin gecikme­

sinin nedenini Emre Har­

mancı şöyle dile getiriyor:

"ATM teknolojisini Türki­

ye'de ilk uygulayan olmamı­

zın 6 ay kadar cezasını çek­

tik. Ürünler zamanında tes­

lim edilemedi; çünkü ürün­

ler yurtdışında hazır değildi.

Cihazlar buraya geldikten

sonra kurulma aşaması bek­

lediğimizden hızlı bir şekilde

gelişti. 3 günde kurduk, ça­

lıştırdık. Biz üniversite oldu­

ğumuz için böyle bir projeyi

riske edebiliyoruz. Bir banka

ya da bir başka kuruluş bu­

nu yapamaz. Büyükçe bir

üniversite kampusunda bir

optik omurganın ATM tek­

nolojisine dayandırılması ve

bütün fakültelerdeki Internet

trafiğinin buradan aktanlma-

sı boyutuna baktığınızda, bu

konuda dünyada sayılı üni­

versite örneği var. Avrupa'da

bu büyüklükte ATM projesi

olan 3'üncü kuruluş olduğu­

muz ortaya çıktı."

İTÜ, ATM teknolojisiyle

birlikte çokluortam projeleri­

ne ağırlık verecek. Bu an­

lamda telekonferans, video

aktarımı gibi uygulamalar

olacağı gibi İTÜ'deki video

eğitim merkezi de ATM alt­

yapısını kullanacak.

Üniversitenin ATM proje­

sine yaptığı yatırımın bilan­

çosu; sadece optik ağ altya­

pısı için 100 bin dolar. Bu

yatırım üniversitenin önü­

müzdeki 25 yıllık gereksini­

mini karşılayacak şekilde ta­

sarlanmış. Onun üzerine de

yaklaşık 120 bin dolarlık bir

ATM donanımı satın alınmış

durumda.

Page 5: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası
Page 6: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

6 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Pazar kurmak N E Z İ H K U L E Y İ N

SEMOR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

"A damın biri ölmüş ve öbür dünyada

orgunlanma sırasını bekliyormuş. Bu

arada cennet ve cehennemin kapısının açık

olduğu gözüne ilişmiş. Bunu fırsat bilerek ka­

pılardan bir göz etmeye karar vermiş. İki kapı­

dan içeri baktığında ne görsün, cennet ve ce­

hennem de tıpatıp birbirinin aynı değil mi? iki

tarafta da upuzun, binbir yiyecekle donanmış,

kuş sütünün bile olduğu ziyafet sofrası. Ama

birşey garibine gitmiş adamın. Sofralardaki

servis tabaklarının yanındaki çatal, bıçak ve

kaşıklar birer metre uzunluğunda. Niye böy­

lesine uzun diye düşünürken, sofranın etrafın­

da sıra sıra oturan adamlara bir göz atmış. Ce­

hennem sofrasında oturanların hepsi zayıf,

çelimsiz, renkleri solgun, bitkin ve mutsuz gö­

rünüyorlar. Cennettekiler ise neşeli şen şak­

rak, son derece sağlıklı, canlı ve mutlular.

Bu farkın nedenini anlayamamış adam. İki

tarafta da sunulan şeyler aynı iken bu farklı­

lık niye? Bir süre daha olan biteni gözlediğin­

de farkın nedenini anlamış. Davranışta. Ce-

hennemdekiler bu upuzun çatal kaşıklarla

kendilerini beslemeye çalıştıkları için lokma­

ları bir türlü ağızlarına isabet ettiremiyorlar

ve güzelim yiyecekleri yerlere döküp saçıyor-

larmış. Bu yüzden de beslenemiyorlar ve za­

yıf düşüyorlarmış. Cennettekiler ise uzun

saplı çatal kaşıkları karşılarında oturan kişile­

re uzatıp birbirlerini besliyorlarmış. Böylece

hem herkes besleniyor, hem de herşeyi pay­

laşmanın hazzıyla güle oynaya, neşeli bir şe­

kilde ziyafetin hazzına varıyorlarmış."

Bu hikayeyi Nil Cün'ün "Kuraldışı ve Öte­

si" adlı kitabında okuduğumuz zaman bugü­

ne kadar pazar geliştirme stratejileri konu­

sunda yazdıklarımızın ne derece sağlam kül­

türel kanıtları olduğunun farkına vardık. Pa­

zar geliştirme stratejisi ile şirketlerin gelişme

stratejileri ancak üstüste oturduğunda gerçek

anlamda bir gelir elde etmek olanaklı idi.

Amerikan iş idaresi eğitimi cehennem ya­

ratma stratejisi üzerine kurulmuştur. Sürekli

olarak öğretilen 'fırsatını yakala rakibini yok

et"den başka bir şey değildir. Her yok olan

rakip aslında çok zengin bir deneyim ile bir­

likte karanlık bir denizde yok olmaktadır. Kı­

sa vadeli bir perspektif ile bakıldığı zaman

bu, firmaya iki temel zarar vermektedir. Bi­

rinci zarar, yok eden firmanın karşısında pa­

zarı kendi yöntemleri dışında etkileyen ve bu

sayede de daha farklı bir müşteri grubunu o

ürün için talepkâr konumda tutan bir sektör

bileşeninin yok olmasından doğan zarardır.

Her şirket pazarda kendi ürününü biraz diğer

ürünlerden farklılaştırarak satmak zorunda­

dır; bu durum istense de istenmese de o

ürünler çevresinde bir taraftar kitlesi oluşma­

sına neden olmakta ve bu sayede de sektörel

bazda geniş bir alıcı kitlesi yelpazesi oluş­

maktadır. Yok olan her şirket aynı zamanda

yok eden şirkete karşı bir tavrın her an des­

tekçisi olarak ya ürün tüketiminde olabildi­

ğince geri durmaya ya da o şirketin yerini

doldurabilecek bir şirket beklemeye başla­

maktadır.

İkinci büyük kayıp ise, yok olan şirketin

yok eden şirketin doğrudan kendisine verdiği

zarardır. Bu zararın boyutları zaman zaman

birinci zarardan daha da fazla olabilmekte­

dir. Bu zarar çalışanların bu iş bitti anlayışına

kapılarak tüketici eğilimlerini gözardı etme­

lerinden doğan zarardır. Çalışanlar rakibin

yok olması ile birlikte şöyle düşünmeye baş­

lamaktadırlar: 'Bizim şirketimiz bu konuda

en iyi şirket olduğunu ve en iyi ürün sundu­

ğunu ispat etmiş ya da etmektedir. Bu neden­

le ürettiğimiz üründen daha iyisini de zaten

kimse sunamayacağı gibi artık her türlü fiyat

belirleme ve pazar yönlendirmenin tekeli bi­

zim elimizdedir'. İşte gerçek sonun başlangı­

cı bu düşünce ile doğmaktadır.

Microsoft'un bu aşamaya gelmesinin ne­

deni şüphesiz Apple gibi iyi bir işletim siste­

mi sunan bir firmanın varlığı idi. Bu bir ger­

çek; fakat bir de madalyonun diğer yüzüne

bakalım. Acaba Apple'ın bu duruma gelmesi­

nin nedeni, kendi işletim sistemi ve ürün mi­

marisini başkaları ile paylaşmaktan büyük bir

inatla kaçması olmasın?

Bilgisayar teknolojisi,

sokak reklamlarına da girdi Alfanorm, yönlendirme

sektörüne yönelik

bilgisayar destekli yüksek

teknoloji ürünlerinin

dağıtıcılığını yaparak

Türkiye'de bu pazann

gelişmesine yardımcı

oluyor. Şirket özellikle

sokak reklamlan

konusunda özel

çalışmalar yürütüyor.

NURAY ÖZKAN

1980'li yılların sonunda

yönlendime (sign) sek­

törünün Türkiye'de

oluşmasına öncülük eden

Alfanorm, özellikle birçok

bilgisayar destekli yazı kesim

ya da malzeme kesim sis­

temlerinin Türkiye dağıtıcılı­

ğını yürütüyor. Aynı zaman­

da özel bir baskı teknoloji­

siyle büyük ebatlı sokak rek­

lamlarının üretimini yapan

sistemlerin de Türkiye tem­

silcisi. Alfanorm'un kurucu­

larından Muzaffer Öztan, son

yıllara kadar yazı ya da mal­

zeme kesim sistemlerinin ye­

teri kadar yaygın olmadığına

dikkat çekerek, genellikle

eski yöntemle (el ile) üretim

yapıldığını dile getiriyor.

Son yıllarda bilgisayarlı

sisteme hızlı bir geçiş oldu­

ğunu söyleyen Öztan, "Ya­

kın zamana kadar Türkiye'de

satılan malzeme kesim ya da

yazı kesim sistemi sayısı 15-

20 iken, bugün Türkiye'de

binin üzerinde sistem var"

dedi. Birçoğunun batıdaki

teknolojilerle aynı anda Tür­

kiye'ye geldiğini söyleyen

Öztan, özellikle folyo kesim

yapan sistemlerin önemli bir

yer oluşturduğunu belirtti.

"Bilgisayarlı sistem deyince,

kesici bir çizici (plotter), onu

yöneten bir bilgisayar, bir ta­

rayıcı ve bir yazıcıdan oluşan

sistem olarak özetleyebiliriz.

Bu sistemi artık pek çok ta­

belacı kurmaya başladı ve

böylelikle yazılı tabela piya­

sası da gelişti. Bunun yanı sı­

ra reklam ajansları bugün

TV, basılı medyada çok ba­

şarılı; ancak tasarımda henüz

2 boyut ile 3 boyut arasında­

ki açık hava tasarımlarına

çok fazla el atmış değil. Biz

bu konuda yoğun çalışmaya

başladık" diyen Öztan, Alfa­

norm'un bu konuda son 2

yıldır Vutek sistemlerinin

temsilciliğini yaptığını belirti­

yor.

Alfanorm, kesici çizici sis­

temlerinde Japon Roland

ürünlerinin Türkiye genelin­

de dağıtımını yapıyor. Koç-

Unisys tarafından ithalatı ya­

pılan Roland ürünlerinin ge­

çen yıl bütün modelleri yeni­

lendi. Yeni modellerde dik­

kat çeken en önemli özellik,

kesici çizici ile renkli baskı

yapan bütünleşik bir sistem

olması. Bu konuda Türkiye

genelinde 5 ana bayi ile çalı­

şan Alfanorm, bilgisayar şir­

ketleriyle de işbirliğine gide­

biliyor. Bunun yanı sıra şir­

ket freze makine sistemleri,

SignMetal'in laminasyon ma­

kineleri gibi pek çok siste­

min de dağıtımını yapıyor.

Şirketin Türkiye genelinde

pazarlamaya başladığı ürün,

Vutek. Vutek sistemleri açık

havada rahatlıkla kullanılabi­

lecek, fotoğraf kalitesinde is­

tenilen ebatlarda baskı alına­

bilen özellikte ürünler.

Muzaffer Öztan,

son yıllarda yönlen­

dirme sektörüne hiz­

met veren fotoğraf

baskı sistemlerinin

gelişmesiyle açık ha­

vada rengi bozulma­

yan, yüksek kaliteli

çıktıların alınabildiği­

ni söylüyor. Vutek'in

açık havada kullanı­

labilecek büyük

ebatlı baskı yapan

yeni teknoloji ürün­

lerinin yatırımı ol­

dukça maliyetli. 1993

yılından beri Vutek sistemle­

rinin satışı ile uğraşan şirket,

başarılı olamayınca bir şirket

kurmaya karar veriyor. Öz­

tan, "Euro Print Center adın­

da bir şirket kurarak Türki­

ye'de ilk kez Vutek sistemini

oraya sattık. Böylelikle Alfa­

norm sadece ithalat yapan,

Euro Print Center ise Vutek

sistemleriyle üretim yapan

iki ayrı şirket oldu. Şirketin

Vutek baskı sistemi için har­

cadığı yatırım maliyeti, 1 mil­

yon dolar" şeklinde açıklama

yapıyor.

Euro Print Center'ın yöne­

ticisi Ateş Öztan ise, bugüne

kadar açıkhava ürünlerinin

serigraf sistemiyle basıldığı­

nı; Vutek'in yeni modelleri­

nin termal baskı sistemiyle

sayısal (digital) olarak basıl­

dığını belirtiyor. Öztan, siste­

min çalışma ilkesini şöyle

açıklıyor:

"Vutek sistemi, bilgisayar­

da hazırlanan fotoğraf ya da

grafiği, doğrudan sayısal ola­

rak bir malzemenin üzerine

birkaç boyutta basabiliyor.

En geniş ebadı 5 metre enin­

deki rulo olan her türlü mal­

zemeye baskı yapabiliyor.

Bilgisayarda yapılan her ça­

lışmayı, 4 renk olarak malze­

meye aktarıyor ve InkJet tek­

niğiyle çalışıyor. Biz burada­

ki üretim grubumuzu Macin­

tosh sistemleri yerine, baştan

PC sistemleri ile kurduk. Bu­

günlerde elektrostatik baskı

yapabilen bir yazıcı sistemi

de kuruyoruz. Yazılım olarak

da genellikle PhotoShop,

CorelDraw kullanıyoruz."

Page 7: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1 9 9 5 - Sayı: 34 h a b e r 7

Bilgi teknolojisi ile AB ye erişim ŞEBNEM NURAYDIN

1992 yılından bu yana

Avrupa Birliği (AB)

mevzuat bilgilerine ula­

şabilen İktisadi Kalkınma

Vakfı (İKV), bunu Avrupa

Birliği Komisyonu'nun en

kapsamlı veri bankası olan

Celex ile kurduğu X-25 bağ­

lantısı sayesinde gerçekleşti­

riyor. İktisadi Kalkınma Vak­

fı Genel Sekreteri Emre Gö­

nen, Celex veri bankası ve

bu bankayla olan X-25 bağ­

lantıları hakkında bilgi ver­

di.

Gönen, AB Komisyonu'­

nun Eurobasic adı verilen 8

ayrı veri bankası bulundu­

ğunu ve bunların en kap­

samlısının ise Celex olduğu­

nu söyledi. Celex'in 1950'

lerden itibaren Avrupa Top­

luluğu mevzuat bilgilerini

oluşturduğunu belirten Gö­

nen, bu mevzuatın içinde

genelgeler, yönergeler, tü­

zükler, tavsiye kararlan, bil­

diriler, Avrupa Topluluğu

Adalet Divanı kararlan, ön

raporlar, ön projeler, üçün­

cü ülkelerle yapılan anlaş­

malar, ticaret anlaşmaları gi­

bi bilgiler bulunduğunu söy­

ledi. Celex veri bankasına X-

25 aracılığıyla bağlanılabildi-

ğini vurgulayan Gönen, bu

bilgilerin ayrıca CD-ROM'lar

üzerinde sektördeki şirketle­

re de satıldığını söyledi. Gö­

nen CD-ROM'ların üç ayda,

Celex'in ise, özellikle resmi

gazetede çıkan bölümlerinin

haftada bir yenilendiğini, bu

nedenle de veri bankasının

daha avantajlı olduğunu

söyledi. Gönen, veri banka­

sında bulunan bilgilerin çok

fazla ve kapsamlı olması ne­

deniyle, bu bağlantıyı çok

iyi kullanabilmek ve Avrupa

Birliği hakkındaki bilgiler

içinde neyin nerede olduğu­

nu bilmek gerektiğini söyle­

di. Veri bankalarının ödeme­

li olduğunu söyleyen Gö­

nen, "Örneğin Celex'in 1 sa­

ati için 104 ECU, yani yakla­

şık 90 dolar gibi bir rakam

ödemek gerekiyor. Ayrıca

telefon ücreti de bu miktarın

üzerine ekleniyor. Brüksel'le

olan görüşmenin ücretini,

tahmini olarak eklersek 1 sa­

atlik bir bağlantı yaklaşık

150 doları buluyor" dedi.

Veri bankasındaki bilgile­

ri bazı nedenlerden dolayı,

şimdilik etkin olarak kulla­

namadıklarını söyleyen Em­

re Gönen, bu nedenleri şöy­

le anlattı: "Vakıf olarak Türk

iş dünyasına hizmet vermek

durumundayız. Odalar ve

gözlemci üyelerimize bir ta­

kım hizmetler sunuyoruz.

Ancak bize AB'yle ilgili so­

rulan soruların çoğu genel

ve geçmişe yönelik. Bunları

da zaten, AB'nin yayınladığı

yayınlarda bulabiliyoruz.

Ayrıca, 1985 yılından bu ya­

na da Lüksemburg'da şube­

miz bulunuyor. Orayla bağ­

lantıya geçerek bilgi alabili­

yoruz."

Türkiye'de birçok sektör­

de, yakın zamana kadar Av­

rupa Birliği'ne bir ilgi olma­

dığını belirten Gönen, Güm­

rük Birliği'nin tamamlanma­

sına yaklaşık 4 ay kalması­

nın merak ve ilgiyi artırdığı­

nı söyledi. IKV olarak hedef­

lerinin geleceğe yönelik ol­

duğunu vurgulayan Gönen,

Gümrük Birliği'nin tamam­

lanmasından sonra, Celex'i

daha etkin olarak kullanabi­

leceklerini söyledi.

Mercedes, Çin'de nasıl kazandı? YUSUF BITON

Karma Bilgisayar Genel Müdürü

Mercedes'in Çin'de kurulacak fabrika için Amerikan firmalarını geride bırakması­

nın bilgisayar sektörüyle ne ilişkisi var diye­ceksiniz. İlk anda gözükmese bile oldukça ilişkisi var.

Haziran ayında Tayvan'ın Başkanı Lee Teng-hiu Amerika'yı ziyaret etti ve ne olduy­sa ondan sonra oldu. Çin, Tayvan'ı ayrı bir ül­ke olarak tanımıyor ve diğer ülkelerin Tay­van'ı bir ülke olarak tanımalarına da karşı çı­kıyor. Bu nedenle Tayvan Başkanı'nın Ameri­ka'yı ziyareti, Çin'in bu temel politikasına ay­kırı, Tayvan için ise tanınma yolunda çok önemli bir adım.

Çin, bu olaydan sonra Amerika'ya da, Tayvan'a da bazı sorunlar yaratmaya başladı. Amerikan firmalarının Çin'de kurulacak olan kamyonet fabrikası için verdiği teklifleri geri çevirip, işi Mercedes'e verdi. Diğer yandan da Tayvan'ın yanı başında "füze denemeleri" yapmaya başladı. Aslında bu denemeler, Tay­van'a "istediğim anda seni yutarım" mesajı idi. Füze denemelerinin başlamasıyla bera­ber, Tayvan borsasında hisse senetleri düşme­ye başladı. Yatırımcılar Tayvan'a yapacakları yatırımları durdurma kararı aldılar. Tayvan firmaları da diğer yandan Çin'de yapmayı planladıkları yatırımları durdurdular. Tahmin ettiğiniz gibi, gerek Çin'deki gerekse Tay­van'daki bu yatırımların önemli bir kısmı bil­gisayar ile ilgili idi. Örneğin, söylentilere ba­kılırsa, Texas Instruments, Tayvan'da yapaca­ğı çok önemli bir yatırımını durdurmuş. Diğer yandan Çin, kazanılan paranın yurtdışına

transferi konusunda Tayvan ve Amerikan asıl­lı firmalara zorluklar çıkarmaya başladı.

Tayvan'ın bugünlerde zorlanması, sonuç­larını sene sonuna doğru verecektir. Yıl so­nunda zaten yaşanması beklenen mal eksikli­ği bu nedenle daha yüksek boyutlarda ola­caktır. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz ay Windows 95 piyasaya çıktı. Windows 95 ile beraber bilgisayar satışlarında büyük bir artışın olma­sı bekleniyor. Özellikle ABD'de bu yıl sonun­da çok büyük satış rakamları hedefleniyor. Ancak bu rakamları sağlayacak üretim kapa­sitesi mevcut değil. Büyük bilgisayar firmala­rı, büyüklüklerini kullanıp, çeşitli fabrikaların kısıtlı üretim kapasitesinden daha büyük pay almaya çalışıyorlar. Bu da, bu yıl sonuna doğ­ru, küçük bilgisayar firmalarının ve özellikle de uluslararası belli çapta olmayan bilgisayar üreticilerinin oldukça zor günler yaşayacağı anlamına geliyor.

Tayvan'da ve Çin'de yatırımların durması ise, daha uzun vadede daha büyük sorunlara yol açacaktır. 1996 'da beklenen mal arzında yükselme belki de gerçekleşemeyecek, mal sıkıntısı 1 9 9 6 yılı boyunca devam edecektir. Bu da, aslında yukarıda izah ettiğim şekilde, konumları ve güçleri gereği, büyük bilgisayar firmalarına yarayacaktır. Şu anda bilgisayar üreticilerinin en büyük derdi, doğru ilişkileri kurup, malsız kalmaktan kurtulmak.

Gördüğünüz gibi, Mercedes ile bilgisayar sektörü arasında böylesine dolaylı bir ilişki var. Bekleyelim ve görelim, sonunda ne olacak.

Page 8: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

8 h a b e r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Yatırım bankacılığında on-line işlem kolaylıkları HÜSEYİN KAYACAN Vakıfbank Yat. Bank İstatistik&Araştırma Müdürü

D kkat edilecek ana özellikler:

• Hisse Senedi, Gelir Ort. Senedi, Sabit Get. Men. Kıy., alım/sa­

tım işlemleri, Emanet giriş/çıkışı modelin temelidir.

• Sistemde kağıt bazında tanımlama yapılmalıdır.

• iç ve dış raporlar sistemce otomatik üretilmelidir.

• Her türlü alım/satım işleminin, gerekirse iptali aynı gün içinde

yapılmalıdır.

• İşlem türüne göre, işlem bazında kâr/zarar sistemce otomatik

hesaplanır.

• Müşteri bakiyesini (Emanet/Cari hesap) terse dönüştüren iş­

lemler yetki onayı almadan sistemce kayıt yaratmamakta, onaydan

sonra fiş üretilmektedir.

• Sisteme valörlü işlem girilebilmekte, muhasebe kayıtları valör

gününde otomatik yaratılarak, işlem güncellenmektedir.

• Şubelerin repo talebi, sistemden merkeze iletilip, onaylanınca,

onaylanmış repo teklifi işleme alınmaktadır.

• Tüm işlemler istatistik olarak kodlanmaktadır.

• Yeni işlemler parametriktir. Bu işlem programlarda fazla deği­

şiklik yaptırmadan gerçekleşmektedir.

• Dövize endeksli kağıtlar sistemde takip edilmelidir.

• Ödenmiş, iptal edilmiş, yasaklı senetler, sistemden sorgulan­

makta ve yasaklılara uyarı vermektedir.

• Müşteri emanetlerinde vadesi dolanların otomatik dağıtımı ve

muhasebe kaydı otomatikman yapılmaktadır.

• Müşteri emanetindeki kıymetlere nominal bazda bloke konu­

labiliri*), ya da kaldırılabilir.

• Günlük fiyat/oran ile müşteri portföyünün günlük izlenmesi

yapılır.

• Portföydeki hisse senetlerinin bedelli/bedelsiz sermaye artırı-

mı otomatik yapılır.

• Geçmişe dönük belirli tarihler arası alım/satım izlenebilir.

• Vergilerin otomatik hesaplanıp muhasebeleşmesi yapılır.

• Otomatik mutabakat sağlanır.

• Menkul reeskontları gün sonunda otomatik yapılmaktadır.

Bizler bu kadar parayı müşteri memnuniyeti için harcarken, bir

de bankacılara havale, komisyon oranı yüksek diye yükleniliyor!

Sinan'ın müsaadeleriyle ben de bir Einstein fıkrası anlatayım.

Einstein'in mutfak kapısında köpeği ve kedisi için iki tane kapı

varmış. Sormuşlar niye tek kapıdan girip çıkmıyorlar diye, "vallahi

hiç düşünmedim" demiş.

(*) Kredili işlemlerde kurumun açığa düşmemesi için müşteri alımına oran dahilinde blokeli işlem yaptırması açısından sistemde son derece önemlidir. Çünkü T+2 alımdan iki gün sonrası yatırımcının garantisini kurum ancak blokajlarla garantiye almaktadır.

Turkıye nın

tanıtımı CD'de

Ankara merkezli Fi Bilgisayar, Tür­

kiye'nin tanıtımına ilişkin bilgile­

rin yer aldığı ve turizmle ilgili altyapı­

nın da bulunduğu bir CD hazırladı. Fi

Bilgisayarın Genel Müdürü Fikret

Çamlı, ürünün 3-7 Kasım 1995 tarihin­

de İstanbul'da yapılacak Uluslararası

UTTA Toplantısı'nda katılımcı 1200

yurtdışı seyahat acentası temsilcisine

dağıtılacağını söyledi.

Elektronik yayıncılık konusunun

çerçevesinin Insight Into Information

Bilgi Yönetim Sistemi ile kendileri açı­

sından çok daha genişlediğini belirten

Çamlı şöyle dedi: "İlk uygulama pro­

jemiz olan turizm sektörüne yönelik

'Insight Into Turkey' serisinin 'Ho-

tels&Resorts' CD'sinin birinci basımı

hazırlandı. CD-ROM, Turizm Bakanlı­

ğı Belgesi almış tüm tesislere ilişkin

bilgileri, seyahat acentaları, araba ki­

ralayan şirketleri ve havayolları şirket­

leri ile birlikte Türkiye'nin tanıtımına

ilişkin bilgileri de içeriyor. Ayrıca bu

CD-ROM'daki verilerin sektördeki yıl­

lık gelişme ve değişimlere paralel

güncelleştirilecek yıllık basımları da

planlanıyor."

Insight Into Information Bilgi Yö­

netim Sistemi'nin "Full Text" ve "Mul-

ti Lingual", görüntü, yazı ve sesi bir

araya getiren çokluortam özellikleri

kullanılarak hazırlanan CD-ROM ile

dil ve klavye bağımlılığı da ortadan

kaldırılıyor.

Öte yandan söz konusu Bilgi Yö­

netim Sistemi yazılımıyla ilgili olarak

bu yazılımın Türkiye temsilcisi TES

şirketinin Genel Müdürü Şevket Cive-

lek'le de görüştük. Bilgiye Erişim'in,

CD-ROM ortamında elektronik yayın­

cılık yapmak ve tam erişimi sağlamak

üzere geliştirilmiş değişik dillerde ça­

lışabilen güçlü ve çok yetenekli bir

yazılım paketi olduğunu belirten Ci­

velek, "Bu paket bir veritabanından

toplanacak bilgilerin alt veritabanında

gruplandırılmasına ve ayrı CD-ROM

olarak hazırlanabilmesine olanak sağ­

lıyor. Bilgiye Erişim çoklu ortam ola­

nakları gibi bilgisayar alanındaki en

gelişmiş teknoloji ile üstün erişim

yöntemlerini de biraraya getiriyor."

Enigma şirketinin bir ürünü olan ve

1995 yılının ilk aylarında piyasaya

sürülen bu yazılımın en temel özelliği

çok gelişmiş, benzerlerinden farklı

tasarlanmış bir geri çağırma mekaniz­

ması.

Page 9: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 h a b e r 9

Etiketlerde doların yerini TL alıyor 23 Şubat 1995 tarih ve 4077

sayılı 'Tüketicinin Korunması

Hakkında Kanun" 8 Eylül 1995

tarihinde yürürlüğe girdi.

Kanunun garanti belgesi ile

satılması gereken sanayi

mallan, etiket, tarife ve fiyat

listelerini düzenleyen

maddelerinde de yeni

düzenlemelere gidildi.

Tüketiciyi koruma yasası

kapsamında yer alan etiket,

tarife ve fiyat listeleri yönet­

meliği ile, garanti belgesi ile satıl­

mak zorunda olan sanayi malları­

nın ve bu malların arızalarının ta­

miri için gereken süreler hakkında­

ki tebliğ Resmi Gazete'de yayınlan­

dı. Etiket, tarife ve fiyat listelerini

düzenleyen yönetmelik, etiket ve

listelere satış fiyatlarının Türk Lira­

sı olarak yazılması zorunluluğunu

getiriyor. Garanti belgesi ile satılan

malları ilgilendiren tebliğ ise, ithal

edilen ya da üretilen tüm sanayi

mallarının, garanti belgesi ile satıl­

masını zorunlu kılıyor.

29 Ağustos 1995 tarihli Resmi

Gazete'de yayınlanan ve 23 Şubat

1995 tarih ve 4077 sayılı "Tüketici­

nin Korunması Hakkında Kanun"a

dayandırılan, etiket, tarife ve fiyat

listeleri yönetmeliği, bütün pera­

kende satışlarda, satılan malların

üzerinde etiket bulundurulması zo­

runluluğunu getiriyor. Etiket bu­

lundurulması mümkün olmayan

hallerde ise etiketteki bilgileri kap­

sayan listelerin görünebilecek bir

yere asılması ya da konulması ge­

rekiyor. Etiket ve listelere satış fi-

yatlannın Türk Lirası olarak yazıl­

ması da şart koşuluyor. Etikette ya

da listelerde bulunması zorunlu

olan bilgiler ise yönetmelikte şöyle

sıralanmış:

Malın üretim yeri, cinsi, alış fiya­

tı ya da imalat fiyatı, satış fiyatı,

mal ithal edilmişse ithal edildiği ve

üretildiği ülke ismi. Ayrıca indirim­

li satışlarda da indirimli fiyatın eti­

kete yazılması gerekiyor. Toptan

ve perakende satışların birlikte ya­

pıldığı durumlarda ise yönetmelik

hükümleri yalnızca perakende sa­

tışlar için uygulanıyor. Yönetmelik

hükümleri, Turizm Bakanlığı tara­

fından belgelendirilmiş işletmelerin

dışında kalan dükkan, mağaza,

alışveriş merkezi gibi yerlerin tü­

müne uygulanıyor. Dolayısıyla bu

yönetmelik, bilgisayar sektörünü

de yakından ilgilendiriyor.

Garanti belgesi zorunlu

Yine 23 Şubat 1995 tarih ve 4077

sayılı "Tüketicinin Korunması Hak­

kında Kanun"un 13 ve 31- madde­

lerine dayandırılan ve garanti bel­

gesi ile satılan malları ilgilendiren

tebliğ ise 2 Eylül 1995 tarihli Resmi

Gazete'de yayınlandı. İthalatçı ya

da üretici şirketlere, ithal ettikleri

ya da ürettikleri sanayi mallarını,

garanti belgesi, tanıtma ve kullan­

ma kılavuzu ile satma zorunluluğu

getiren tebliğ, bu malların arızaları­

nın tamiri için gereken azami süre­

yi de bir ay olarak belirlemiş. Ga­

ranti belgesi verme zorunluluğu

getirilen sanayi mallarının kapsa­

mında, elektronik iletişim alet ve

cihazları, bilgisayar sistemleri

(klavye, ekran ve yazıcı dahil), ya­

zar kasalar ve yazı makineleri de

bulunuyor. Tebliğ'de garanti bel­

gesi şöyle tanımlanmış: "İmalatçı

veya ithalatçıların imal ve/veya it­

hal ettikleri sanayi malları için dü­

zenlenen ve malın garanti süresi

içerisinde meydana gelebilecek

arızalarının en az bir yıl süreyle üc­

retsiz olarak tamirinin veya yeni­

siyle değiştirilmesinin taahhüt edil­

diğini ve satıcı ile tüketicinin yü­

kümlülüklerini gösteren belge."

Tebliğ'de garanti belgesinde bu­

lunması zorunlu bilgiler ise şöyle

sıralanmış:

İmalatçı ve ithalatçı firmanın un­

vanı, adresi ile yetkilinin imzası ve

kaşesi, satıcının unvanı, adresi ile

yetkilisinin imzası ve kaşesi, fatura

tarih ve sayısı, malın cinsi, marka­

sı, modeli ile bandrol ve seri nu­

marası, malın tüketiciye teslim tari­

hi ve yeri, garanti süresi, azami ta­

mir süresi, malın bütün parçaları

dahil olmak üzere tamamının en az

bir yıl garanti kapsamında olduğu.

Yeni zorunluluklar getiren ve tü­

ketici haklarını korumaya yönelik

düzenlemeler içeren Tüketicinin

Korunması Hakkında Kanun, teb­

liğ ve yönetmelikler, 8 Eylül 1995

tarihinden itibaren yürürlükte bu­

lunuyor. Kanuna aykırı hareket

edenler hakkında cezai yaptırımlar

uygulanacağı da maddeler arasın­

da yer alıyor.

Page 10: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

10 d ü n y a d a n 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Asya ülkelerinde yatırım patlaması Asya ülkelerinde büyük değişim yaşanıyor. Her ülkenin

kendine özgü reformlarının yanı sıra, tüm ülkelerde büyük

bir altyapı hamlesi gözleniyor. Elektrikten karayollanna, su

şebekelerinden telefon santrallanna değin yapılması

düşünülen bu yatınmlar, trilyonlarca dolar kaynak

gerektiriyor. Bu da yabancı sermayeyi Asya ülkelerine

çekiyor.

Derleyen: AMİL KUNT

Asya'nın ekonomik kalkın­

ması bu kıtanın her ülkesin­

de büyük değişimlere ne­

den oluyor. Her ülkenin kendine

özgü ekonomik reformlarının yanı

sıra tüm ülkelerin ortak yanı, yatı­

rımların karayollarına, limanlara,

elektrik santrallerine, su şebekele­

rine, havaalanlarına, demiryolları­

na ve telefon sistemlerine yönelik

olması. Bütün bu yatırımların tril­

yonlarca dolar gerektirmesi kamu

görevlilerini ve bankacıları da de­

rinden düşündürüyor.

Tayvan, demiryolları için 17 mil­

yar, Endonezya telekomünikasyon

için 7.5 milyar dolarlık yatırımlar

için finansman kaynakları ararken,

Çin de hemen her türlü yatırım

projeleri için çok büyük parasal

kaynaklar peşinde. Japonya ise

Kobe depreminin yaklaşık 100 mil­

yar dolarlık faturasını ödemek zo­

runda. Bütün yatırımlar finansman

olanaklarını zorlarken, faizlerin de

yükselmesine neden oluyor.

Diğer taraftan finansman kay­

naklarını bulmak ne denli güç

olursa olsun Asya ülkeleri projele­

rini gerçekleştirmekte son derece

kararlı. Bu nedenle her türlü yolu

deneyen, kendi ülkelerindeki kısıt­

lamaları kaldırarak yabancı serma­

yeyi bu projeler için özendirmek

çabası içindeki bu ülkeler için,

şimdi yeni fırsatlar doğuyor. Önce­

ki yıllarda kalkınmakta ve sanayi­

leşmekte olan ülkeler bu denli ge­

niş kapsamlı projeler için gerekli fi­

nansmanı Dünya Bânkası'ndan, ih-

racat-ithalat bankalarından ya da

yabancı ülkelerin yardımlarından

sağlarlardı.

Şimdi bu gibi kaynakların kısıt­

lanması ülkeleri başka finansman

kaynaklarına yöneltiyor. Bugüne

dek içine kapalı Hindistan şimdi

doğrudan ya da dünya borsaları

kanalıyla yabancı sermayeyi davet

ediyor. Asya ülkelerinin hemen

hepsinde banka kuralları daha es­

nek bir hale getirilip, hükümetlerin

değil, piyasanın kredilerin nerede

kullanılması gerektiğine karar ver­

mesi olanağı sağlanıyor. Büyük bir

bölümü Avrupa sermaye piyasala­

rında olmak üzere Asya şirketleri

tahvil ile finansman yolunu seçe­

rek her yıl milyarlarca dolarlık kay­

nak yaratıyorlar ve yol, enerji sant­

ralleri ve bunlara benzer projeler

özel yatırımcılar tarafından gerçek­

leştiriliyor.

Asya ülkelerinde yatırımlar çok

değişik gereksinimlere yönelmiş

bulunuyor. Örneğin dünyanın en

işlek limanlarından biri olan Singa­

pur, küresel deniz nakliyatı içinde

başta gitmek amacıyla limanını en

modern tesislerle donatma yatırım­

larına başlamak üzere. Nepal ise

her temel altyapı gereksinimi için

yatırımlar peşinde.

Çok çabuk gelişen ekonomiler­

de ise ciddi darboğazlar yaşanıyor.

Bangkok'ta tüm yollarda trafik sıkı­

şıklığı, Manila'da susuzluk yaşanı­

yor. Çin'de ise demiryollarının ye­

tersizliği yüzünden kömür nakliya­

tının yeterli yapılamaması nedeniy­

le elektrik enerjisi kısıtlanan bazı

bölgelerdeki fabrikalar, haftada iki

gün tatil yapmak zorunda kalıyor­

lar.

7.9 trilyon dolarlık

yatırım gerekiyor

Toplu olarak Asya'nın altyapı

gündemi çok büyük boyutlara ula­

şıyor. Çin'in listesindeki bir düzine

havaalanı, 120 bin km. karayolu,

100 milyon hatlık telefon şebekesi

için önümüzdeki on yıl içinde ge­

reken yatırımların tutarı 700 milyar

dolara ulaşıyor. Japonya sadece

Kobe'yi yeniden inşa etmek ile kal­

mayıp, pek çok sayıda hastahane

ve sayısı gittikçe büyüyen yaşlı nü­

fus için huzurevleri açmak zorun­

da. Asya Kalkınma Bankası'na gö­

re on yıl içinde Japonya hariç, As­

ya ülkelerinin yatırımları 1.5 trilyon

doları geçecek. Japonya ile bera­

ber bu miktarın 7.9 trilyon dolar

olacağı bekleniyor.

Bankada para biriktirmeye çok

meraklı olarak tanınan Asyalıların

gelirleri gün geçtikçe artarken, ban­

ka tasarruf hesaplarında ve banka

kredilerinde de büyük artışlar göz­

leniyor.

Ancak bu olumlu gelişme, bu

kadar bütün yatırımlar için gerçek­

ten yeterli mi? Tayland ve Malezya

gibi zenginleşen bazı ülkelerdeki

bankalar bu ülkelerin yatırımlarını

karşılayacak kaynaklara sahip de­

ğil. Bugünkü yatırım ve harcamalar

planına göre bankalardaki 5.5-6.0

trilyon dolarlık global tasarrufu As­

ya ülkeleri beş ya da altı yıl içinde

tüketebilir. Kısaca Asya'nın finansal

gereksinimleri ticari banka ya

da düşük maliyetli devlet

kredilerinin çok daha üstün­

de.

'Yap, İşlet, Devret'

modeli uygulanıyor

Bu nedenle yabancı ser­

maye, yatırımların finansma­

nı için tek çıkar yol gözükü­

yor. Bu tür finansman için

yabancı sermaye daha şimdi­

den borsalar yoluyla ve Fili-

pinler'de telekomünikasyon

tekelinin sona erdirilip özel­

leştirilmesinde olduğu gibi,

kamu işletmelerinin satılma­

sıyla sağlanmaya başladı.

Endonezya ise 53 milyar

dolarlık altyapı yatırımlarının

üçte birini önümüzdeki dört

yıl içinde Japon yatırımcıları

ile karşılamak amacında. Bu

yüzyılın sonuna kadar 1 tril­

yon dolar yatırım gücü ola­

cak Japonya'nın 1980'li yıl­

lardaki yatırımlarının yansı

Kuzey Amerika'daki otellere,

iş merkezlerine, golf sahala­

rına ve hazine bonolarına

yönelikti.

Şimdi bu yatırımların

"Yap, İşlet ve Devret" mode­

liyle Asya ülkelerine yayıl­

ması bekleniyor. 1990'lı yılla­

rın başında Filipinler'in en

kalabalık adası Luzon'daki

enerji darboğazı bu yöntemle yapı­

lan üç santral ile giderildi ve bu

modelin son derece başarılı olması

sonucu yatırımlar bu ülkeye akın

etmeye başladı. Bugün yatırım sü­

recinde bulunan 70 proje bu şekil­

de finanse edilirken, "Yap, İşlet ve

Devret" Asya ülkelerinin yatırımları

için çok büyük bir umut kaynağı

oluşturuyor.

Yabancı sermaye temkinli

Ancak özel yatırımcıların dikkat­

li olması gerekiyor. Hemen pek

çok Asya ülkesinde altyapı yatırım­

larının çoğunda diğer ortak, o ül­

kenin hükümeti olup, çok kez bü­

rokratik engeller ve sorunlar yatı­

rımların çıkmaza girmesine ya da

beklenen sonucun gerçekleşme­

mesine neden oluyor. Örneğin bir­

kaç yıl önce Tayland'da paralı bir

yol inşa eden Japonya'nın Kuma-

gai Gumi şirketi gelirlerin paylaşıl­

ması konusunda hükümet ile an­

laşmazlığa girdi. Tayland hüküme­

ti ise yolu Kumagai'nin izni olma­

dan trafiğe açtı; bu nedenle yaban­

cı sermaye şimdi Tayland altyapı

projelerine karşı son derece ihtiyat­

lı davranıyor.

Çin'de de buna benzer bir du­

rum bir enerji santrali projesinde

yaşandı. Yap, İşlet ve Devret mo­

deli ile birçok proje için 1994 yılın­

da yabancı yatırımcıları yüzde 18

oranında bir kâr garantisi ile davet

eden Çin, daha sonra tek taraflı

olarak bu oranı yüzde 12 'ye düşür­

dü. Bu projelerin büyük bir bölü­

münü üstlenmek üzere olan çok

ünlü bir Hong Kong inşaat şirketi

bunun üzerine geri adım atıp Fili­

pin ve Pakistan'daki yatırımlara yö­

nelince Çin teklifini yüzde 15'e

yükseltti. Ne var ki çok geç kalın­

mıştı; şirket bu ülkelerde yatırımla­

ra başlamıştı bile.

Asya ülkeleri hükümetlerinin

amacı, çok çalışkan olan vatandaş­

larının yaşamlarına Batı standartla­

rını yerleştirmek. Bundan böyle

dokuz yıl içinde sadece Çin 90 mil­

yon hatlık yeni telefon şebekeleri

için yapacağı 42 milyar dolarlık ya­

tırımla her 100 kişiye 12 telefon

sağlayacak. Çin'in ileri ülkelerin

ekonomik düzeyine ulaşmasının

maliyetinin 55 trilyon dolar olacağı

hesaplanıyor. Bu kadar büyük yatı­

rımlar için gerekli kaynak buluna­

bilecek mi?

Tayvan'da 1991 yılında hükümet

1997 yılma kadar bitirilmek üzere

775 altyapı projesi için 302 milyar

dolarlık yatırım yapılacağını açıkla­

mıştı.

Ancak geçen yıl bu projelerin

sayısı ve yatırımlar sırasıyla 326'ya

ve 76 milyar dolara indirildi. Kısa­

ca, Tayvan bu yükün altından kal­

kamadı. Asya ülkelerinin yatırımla­

rı sınır tanımıyor; ancak bu yatırım­

lar için gerekli sermaye ve finans­

man olanakları da belirli sınırlar

içinde kalıyor.

Page 11: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 d u n y a d a n 11

Novell, 1995'in üçüncü çeyreğinde kârını arttırdı 1 995 yılının üçüncü üç aylık dö­

neminde (üçüncü çeyrek) No­

vell'in kârı, bir önceki yıla göre

yüzde 33 oranında arttı. Bu artışla

gelirini 102 milyon dolara yüksel­

ten Novell, bir önceki yıl aynı dö­

nemi 77 milyon dolarlık gelir ile

kapatmıştı. Novell'in 1994 yılının

üçüncü çeyreğinde hisse başına

düşen kârı 0.21 dolar iken, 1995

yılının aynı döneminde 0.27 dolar

olarak gerçekleşti. Bu dönemin

geliri geçen yıl ile karşılaştırıldı­

ğında yüzde 10 oranında artış gös­

tererek, 489 milyon dolardan, 538

milyon dolara yükseldi.

Gelir artışı sırf bu çeyrekle sınır­

lı kalmayan Novell, geçen yıl ilk

üç çeyrekte toplam 1 milyar 432

milyon dolar gelir elde ederken,

1995 yılının ilk üç çeyreği sonun­

da gelirini 1 milyar 56l milyon do­

lar olarak açıkladı. Novell Yönetim

Kurulu Başkanı Robert J. Frank-

berg, NetWare ağ işletim sistemi­

nin şirket toplam kazancını yüzde

54 artırdığını belirterek, sözlerine

şöyle devam etti: "Bu grup içeri­

sinde NetWare 4'ün getirdiği ka­

zancın yarısına eşit oldu. Novell ağ

yazılım kategorilerinden Group-

Wise ve ManageWise'dan her ikisi

de iki kattan fazla kazanç getirdi.

Kazanç bütün kategorilerde arttığı

halde, kişisel verimlilik uygulama­

larında azaldı. Bu uygulamaları­

mızda kazanç yüzde 35 azalarak,

toplam geliri yüzde 16 oranında

düşürdü. PerfectOffice ve Word­

Perfect, Novell'in bu kategoride

başta gelen ürünleri. Windows uy­

gulamalarına olan talep Windows

95 beklentisi nedeniyle azaldı. No­

vell'in Windows 95'te çalışan tek

ve grup uygulamaları ve yeni işle­

tim sisteminin özelliklerini kulla­

nan uyarlamaları 1996'nın başında

pazarda olacaktır".

Avrupa BT

Konferansı,

Kasımda... Avrupa BT (Bilgi Teknolojisi) Kon­

feransı (EITC'95) 27-29 Kasım 1995

tarihleri arasında, Belçika'nın Brüksel

kentinde yapılacak. Avrupa BT Kon­

feransında bu yıl özellikle yüksek se­

viyeli ve halka yönelik uygulamalar

ve Bilgi Toplumu'na geçişte adaptas­

yon konuları tartışılacak. 2000'den

fazla delegenin katılması beklenen

Avrupa BT Konferansı'na, endüstri

kuruluşlarından temsilciler, araştırma­

cılar, politik ve ulusal yöneticilerle,

Avrupa Parlementosu temsilcileri de

katılacak. Konferansta yer alan bazı

konular arasında. Bilgi Yönetimi,

Akıllı Arabirimler ve Etkileşimli Or­

tamlar, Mobil Kullanım, Çokluortam,

Kaynak Yönetimi ve Profesyonel

Uygulamalar için Akıllı Arabirimler

gibi başlıklar bulunuyor. Ayrıca kon­

ferans çerçevesinde "BT Forumu" ve

"Avrupa BT Ödülleri" etkinlikleri de

yer alıyor.

Sybase gelirini

yüzde 26 arttırdı Sybase, 1995 yılının Nisan, Mayıs,

Haziran aylarını kapsayan ikinci çey­

rek dönemi gelirini 240 milyon dolar

olarak açıkladı. Sybase'in 1994 yılının

ikinci çeyrek döneminde geliri 189.9

dolar olarak gerçekleşmişti.

1995 yılında bir önceki yılın aynı

dönemine göre yüzde 2 6 l ı k bir gelir

artışı elde eden Sybase'in gelirlerinde

önemli bir artış gözleniyor. Şirketin

Başkanı Mark Hoffman, bu büyüme­

nin güçlü uluslararası ilişkilere, Po­

wersoft gelirlerine ve tüm dünyadaki

stratejik müşterilerilerle gerçekleştiği­

ni belirtiyor.

Sundan borsa

aracı kurumlarına

yeni bir çözüm Sun ve Market Vision Corp., Inter­

net ya da IP (Internet Protocol) ta­

banlı ağlar üzerinde eş zamanlı (real

time), dinamik erişimlilik özelliğine

sahip dünyanın ilk pazar veri brow­

ser uygulamasını pazara sundu. Sun

Microsystems tarafından bir süre ön­

ce duyurulan Java programlama dili

kullanarak geliştirilen yeni pazar veri

uygulaması, Internet'e erişim için kul­

lanılacak birçok çokluortam özelliği

sunuyor. Market Vision Corp. şirketi­

nin bu uygulaması sayesinde, hisse

senedi ve değerli kağıt alım satımı ile

ilgilenenler, piyasa bilgilerini ve veri­

lerini eş zamanlı olarak masaüstü sis­

temlerinde tümleşik hale getirebili­

yor. Gerekli hesaplamaları yaptıktan

sonra oluşan yeni bilgileri hesap tab­

lolarına ve diğer kağıt izleme tablola­

rına aktarabilen uygulama, belirli ko­

talar, fiyat listeleri, kurumsal haraket-

ler ve hisseler ortak bir ağ üzerinde

gözlenip, yönetilebiliyor.

Page 12: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

12 s e k t ö r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

ETA, POS uygulamalarını bayilerine tanıyor ETA Bilgisayar, geliştirdiği POS uygulamalarını düzenlediği bir dizi seminer ile bayilerine

tanıtıyor. Şirket bu nedenle Sapanca ve Adana'da seminerler düzenledi.

Sapanca Oteli'nde yapılan seminere Sakarya, izmit, Gebze ve Bolu'daki ETA bayileri ka­

tıldı. Seminer programında POS modülünün tanıtımının yanı sıra, barkod uygulamaları, OL-

5000 yazar kasa uygulamaları ile satış ve fiyatlandırma teknikleri yer aldı. Bu seminerlerin

ikincisi Adana'da Seyhan Oteli'nde gerçekleştirildi. Buradaki seminere ise Gaziantep, Ada­

na ve Mersin'de faaliyet gösteren bayiler katıldı. Ayrıca ETA Bilgisayar, Datateknik'in bayi­

lerine de POS uygulamasını tanıttı.

Erdemir Bilgi

işlem Merkezi,

CA'yı seçti Ereğli Demir Çelik İşletmele­

ri (Erdemir) Bilgi işlem Merke­

zi'nde, bilgisayar entegre yazı­

lım projeleri için Computer As-

sociates'in CA-1 Tape Manage­

ment System, CA-7 Job Schedu­

ling and Workload Manage­

ment System, CA-11 Rerun/Res­

tart System yazılımlarının kuru­

lumu gerçekleştiriliyor. CA Tür­

kiye yetkilileri, önümüzdeki

dönemde Bilgi İşlem Merkezi

operasyon elemanlarının eğiti­

minden sonra söz konusu ürün­

lerin kullanıma açılacağını be­

lirtiyorlar.

Yıldız Elektronik

bayi toplantısı yaptı

Casper bilgsayarlarının Türkiye'de montajını yapan

Yıldız Elektronik, 2. bayi toplantısını 9 Eylül 1995 tari­

hinde, istanbul Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirdi. Top­

lantıda bir konuşma yapan Yıldız Elektronik Genel Mü­

dürü Altan Fakılı, Yıldız Elektronik'i 1991 yılında dört ki­

şiyle kurduklarını, bugün ise oldukça kalabalık bir kad­

ro ve 150'yi aşkın bayiyle çalıştıklarını söyledi. Yeni ürün

tanıtımlarının yapıldığı ve şirketin pazarlama ve satış he­

deflerinin konuşulduğu toplantıya mizah ustası Gani

Müjde de konuşmasıyla renk kattı.

Interpro Pazar Araştırma Merkezi'nin yaptığı "Bilgi

Teknolojisi Sektörü ilk 100 Şirketi" araştırmasında 1993

yılında ilk yüze giren, 1994 yılında ise 26. sıraya yükse­

len Yıldız Elektronik, satışlarını ağırlıklı olarak Karadeniz

Bölgesi'nde gerçekleştiriyor.

Yıldız Elektronik Pazarlama Müdürü Yalçın Yıldırım,

1994 yılındaki 5 Nisan krizinden en az etkilenen şirket­

lerden biri olduklarını vurgulayarak, geçen yıl yaklaşık 8

bin adet PC satışıyla rekor düzeye geldiklerini söyledi.

1995 yılının ilk 9 ayını da değerlendiren Yıldırım, mon­

taj alanında hemen hiç bir rakiplerinin kalmadığını ileri

sürdü. Şu ana kadar 7 bin PC sattıklarını, yıl sonu hedef­

lerinin ise 17 bin PC satışı olduğunu söyleyen Yıldırım,

Türkiye'nin hemen bütün bölgelerinde güçlü olduklarını

ama özellikle Karadeniz başta olmak üzere Doğu ve Gü­

neydoğu Anadolu bölgelerinde en yüksek satışları ger­

çekleştirdiklerini açıkladı. Bu yıl başından itibaren Mic­

rosoft ile de işbirliğine giden Yıldız Elektronik, yazılım

olarak Logo, yazıcı olarak ise Panasonic/Pancom ile ça­

lışıyor.

Boğaziçi Bilgisayar yeni Aidata

mağazalarım açtı

Aidata PC'lerinin Türkiye'de montajını ve dağıtımını

yapan Boğaziçi Bilgisayar, Ağustos sonunda Antakya, is­

kenderun ve Eskişehir'de Aidata Show Room'lar açtı.

Boğaziçi Bilgisayar yıl sonuna kadar Aidata Show Ro-

om'larının sayısını artırmayı hedefliyor. Antakya mağaza­

sının bir bölümü, bilgisayar kursu dersanesi olarak hiz­

met verecek. Eskişehir'deki mağazayı, Yonga Bilgisayar

hizmete açtı.

Makedonya'nın veri

iletişimi Netaş'tan

Netaş tarafından kurulan Make­

donya Paket Anahtarlamalı Veri ile­

tişim Şebekesi (MAKPAK), 7 Eylül

1995 tarihinde hizmete girdi.

Açılış konuşmasında Netaş Genel

Müdürü Tanju Argun, Makedonya

PTT'si ve Netaş arasında 4 yıldır de­

vam eden işbirliğinin sonuçlarını

verdiğini belirterek, bugün Netaş'ın

11 merkezde toplam 10 bin hatlık

sayısal telefon santralı bulunduğunu

ve 1995 Haziran ayında yapılan an­

laşmayla da yıl sonuna kadar 1000

adet Millennium akıllı kartlı telefon

makinesinin Makedonya şebekesin­

de kullanıma sunulacağını belirtti.

Sağlık Bakanlığı ihalesi

DigitaTın

Sağlık Bakanlığı'nın otomasyon projesi ihalesini Digi­

tal kazandı, ihale sonucu Digital şirketi Sağlık Bakanlı-

ğı'na 1 adet Alpha Server 2100 4/275, 1 adet Alpha Ser­

ver 1000 4/200, 36 adet Prioris XL 590 PC server ve 218

adet Venturis PC kuracak. Sağlık Bakanlığı'nın reform

planları çerçevesinde ilk aşamada uygulamaya aldığı

otomasyon projesi, hasta takip, tedavi, kontrol, lojistik,

sevk ve idari işleri kapsıyor.

Page 13: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 s e k t ö r 13

Albim: 'Notebook pazarındaki boşluğu doldurduk' Bu yılın başında Mitac notebooklannın Türkiye dağıtıcılığını üstlenen

Albim, notebook satışında oldukça iddialı. Şirket, seyahat çantalan ve

evlerden yavaş yavaş ofislere girmeye başlayan notebook pazarından

ortalama yüzde 10 pay almayı hedefliyor.

NURAY ÖZKAN

Albim, Verbatim ye-

dekleme ürünleri,

Star yazıcıları ve Exi-

de Electronics kesintisiz güç

kaynaklarından sonra 1995

yılının başında Mitac note­

booklannın da Türkiye dağı­

tıcısı oldu. Dağıtıcılığını yü­

rüttüğü ürünler arasında hiç

PC markası olmayan Albim,

çalıştıkları birçok şirketin PC

satıcısı olması nedeniyle, bu

şirketlerle rekabet etmek is­

temedikleri için PC satışını

tercih etmiyor.

Dağıtıcılığını yürüttüğü

ürünlerin arkasında profes­

yonel üreticilerin yer aldığını

söyleyen Albim Genel Mü­

dürü Mürşit Arpalıgil, kendi­

lerinin de ürünlerin hakkını

vermeye, pazarda hak ettik­

leri konuma getirmeye çalış­

tıklarını dile getirdi. Türkiye

pazarında PC'de çok fazla

rekabet yaşandığını, dolayı­

sıyla etkin olmanın oldukça

zor olduğunu belirten Arpa­

lıgil, notebook satışında ise

daha düzeyli bir rekabet ya­

şandığını bildirdi.

Mürşit Arpalıgü'in belirtti­

ğine göre, dünyada notebo­

ok pazarı PC pazarına oran­

la daha fazla büyüyor. Bu yıl

PC pazar payının ortalama

yüzde 10 artacağı, buna kar­

şılık notebook'un pazar pa­

yının yüzde 20-30 civarında

büyüyeceğinin tahmin edil­

diğini belirten Mürşit Arpalı­

gil, Mitac'ın da pazardaki ge­

lişmenin dışında kalmadığını

vurguladı.

Notebook pazarının, ma­

saüstü PC'lerden pazar payı

aldığını dile getiren Arpalı­

gil, bunun önümüzdeki yıl­

larda daha güçlü bir şekilde

hissedileceğine dikkat çekti.

Arpalıgil, bunun nedenini

şöyle açıkladı: "Hareket ha­

linde kullanma olanağı sun­

ması, tasarımının artık doyu­

ma ulaşmış olması, değişime

uğramaması, PCMCIA stan­

dartlarıyla çok rahatlıkla

faks/modem, Ethernet bağ­

lantısı sağlanabilmesi, ekran

büyüklüğünün artmış olması

gibi etkenler notebook'a

olan talebi çoğaltıyor.

Tahminlere göre artık

notebook satışlarının

çok büyük bir bölümü

şehir şebekesiyle besle­

necek türde olacak. Bu

demektir ki, notebo­

ok'un ofiste kullanımı

artacak. Araştırmacılar,

gelişmiş notebookların

yüzde 85'inin şehir cere-

yanıyla beslemesinin söz

konusu olabileceğini

söylüyor. Biz bile satışla­

rımızda PC'sini notebo­

ok ile değiştirenlere sık­

ça rastlıyoruz."

"1000 adet notebook

satacağız"

Mürşit Arpalıgil, Mitac

notebooklannın dağıtı­

mına başlamalarıyla bir­

likte pazardaki notebook

boşluğunu doldurdukla­

rını belirtiyor. Arpalıgil

bunu, "Türkiye'de note­

book'ta iddia ediyorum

ki, bizim bu işe girme­

mizden önce PC'ye göre,

pazarda notebook alına­

cak şirket sayısı çok faz­

la değildi. Mitac'tan önce

bizi arayan müşterileri­

mizin notebook gereksi­

nimlerine yanıt veremi-

yorduk. Pek çok kişi,

'pazarda çok önemli bir

boşluk vardı, siz o boş­

luğu çok iyi görmüşü­

nüz' dediler. Pazarda

notebook sorunlu, destek

gerektiren bir ürün olarak

akılda kalmış. Dolayısıyla

notebook'un belirli bir gü­

venceyle satılması gerekiyor.

Bu yüzdendir ki, sadece

faksla yaptığımız tanıtımla

kısa sürede çok sayıda Mitac

sattık."

Albim, bu yıl sonunda pa­

zarda 1000 adet notebook

satışı hedefliyor. Pazarda no­

tebook satış tahminlerinin

genellikle 7 bini geçmeyece­

ği yorumu yapıldığını, oysa

rahatlıkla 9 bini bulabilece­

ğini söyleyen Arpalıgil, ken­

dilerinin de ortalama yüzde

10 pazar payına sahip olabi­

leceklerini ekledi.

Yurtdışında yapılan bir

araştırmaya göre, 1995'te 10

milyon, 1996'da 12.5 milyon

adet notebook satışı olacağı­

nın tahmin edildiğini belir­

ten Arpalıgil, Mitac'ın da

önemli bir satış rakamına

ulaşmak için notebook ko­

nusunda atağa geçtiğini vur­

guladı.

Arpalıgil, Mitac'ın ulusla-

rararası dağıtıcılar toplantı­

sında yapılan açıklamaya

göre 1995 yılında yarım mil­

yon notebook üretecek şe­

kilde üretim kapasitesini ar­

tırdığına dikkat çekti. Mitac

yetkililerinin PC'yi sezonluk

bir ürün olarak tanımladıkla­

rını söyleyen Mürşit Arpalı­

gil, bu ürünlerin ömrünün

ortalama 10 ayı geçmeyen

moda ürünler olduğuna dik­

kat çektiklerini söyledi.

Albim, notebook stratejisi­

ni Mitac'ın politikaları doğ­

rultusunda belirtiyor. 1 ay

sonra Pentium'lu notebook

modellerinin pazara sunula­

cağını, dolayısıyla bu model­

lerin satışına başlayacakları­

nı belirten Arpalıgil, şu anda

tek renk ekranlı notebook

modellerini yoğun olarak

sattıklannı sözlerine ekledi.

Tek renk notebooklar, Mitac

satışlarını artıran önemli bir

unsur; çünkü bu modeller,

renkli notebooklardan or­

talama 700 dolar daha ucuza

satılıyor.

Page 14: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

14 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Login'den İGDAŞ'a Informix çözümü

Informix veritabanınm Türkiye

temsilciliğini yapan Login, IG-

DAŞ'm abonelerinin takibi için pro­

je geliştirdi, istanbul doğalgaz abo­

nelerinin takibi için Login tarafın­

dan geliştirilen ve yaklaşık 1.5 yıl­

dır kullanımda olan yazılımlar

OLTP uygulamaları için ideal ortam

olarak tanımlanan Informix Online

5.0 veritabanı üzerinde bulunuyor.

IGDAŞ otomasyon projesi başvuru,

gaz açma-kapama, tahakkuk, tahsi­

lat, fesih gibi abonelik işlemleri ile

birlikte abonelik öncesi olan servis

hattı, servis kutusu ve bina için te­

sisat projelerinin takibini de içeren

modüllerden oluşuyor. Modüller,

Login'in ticari yazılımlarıyla da bü­

tünleşik çalışabiliyor. Yetkililer, IG-

DAŞ'ın veritabanınm en az 1 mil­

yon abone kapasitesinde olmasını

istediğini belirterek, oluşturulacak

adres bilgilerinin tüm birimler tara­

fından ortak kullanılmasının planla­

dığını belirtiyor. Şu anda 1 milyon

abonenin ilçe, semt, cadde, sokak

bazmda kodlama yapılarak sisteme

girişi sağlanmış durumda.

Bursa Plastik'in ağ altyapısı yenilendi Otomotiv sanayinde termoplastik parçaların üreti­

mini yapan B Plas Bursa Plastik A.Ş. iki ayrı fabrika­

sı arasındaki yerel ağ iletişim hızını ve performansı­

nı HP 100 VG-AnyLan kullanarak artırdı. Monitor Di­

gital Teknik şirketi tarafından kurulan sistem, büyük

grafik dosyaların aktarım ve işlemlerinde yüksek hız

artışı getiriyor. Bu projede 1 adet level 5 seviyesinde

RAID ile donatılmış HP Netserver LM 5/90 Dataser-

ver, 1 adet HP Netserver 5/75 Application Server ile

birlikte 24 adet HP iş istasyonu bulunuyor. İşletim

sistemleri olarak Novell Netware 4.1 ve Microsoft NT

Back Office kullanılıyor.

Monitor Digital Teknik şirketinin Satış Müdürü

Turgut Bozüyük, uygulama konusunda şu bilgiyi

verdi: "Kuruluşta kağıt üzerinde çok yoğun bir pro­

je, çizim, rapor gibi doküman akışı var. Bu kağıtlar,

önce tarayıcı kanalıyla doküman arşivleme sistemine

aktarılıyor. Genel Müdür, bu evraklara doküman ar­

şivleme sisteminden ulaşıyor. Yorumlarını ya da ya­

pılmasını istediği değişiklikleri ekleyerek ilgili bölüm

müdürlerine yine elektronik posta yoluyla aktarıyor.

Bölüm müdürleri de işlemlerini yapıyor ya da bö­

lümde çalışanlara yolluyor. Kuruluş 10 MB/sec 10

Base UTP ortamında sıkıntı çekerken, 100 MB/sec

hızındaki 100 VG-AnyLan yapısına geçmekle bu iş­

lemlerdeki yavaşlıkla ilgili sorunları ortadan kalktı."

Yelkenli'den

yeni mağaza Mikro Yazılımevi yetkili satıcısı

olan Yelkenli Bilgisayar, yeni mağa­

zasını Bursa'da açtı. 1985 yılından be­

ri faaliyetini sürdüren Yelkenli Bilgi­

sayar yetkilileri, Bursalı bilgisayar

kullanıcılarına hizmet vermeye de­

vam edeceklerini, ayrıca satış sonrası

verdikleri teknik hizmetin artarak de­

vam edeceğini belirtiyorlar. Yelkenli

mağazasında Mikro Yazılımevi ürün­

lerinin yanı sıra Olivetti PCler, Pana­

sonic yazıcılar satılacak.

Program Hastanesi

Ankara ofisini açtı Program Hastanesi'nin Ankara şu­

besi faaliyete başladı. Link, Logo, Eta,

Mikro Yazılımevi ve Microsoft ürün­

lerine hizmet veren Program Hasta­

nesi Ankara şubesi ile Iç Anadolu'da­

ki kullanıcılara da hizmet verebile­

cek. Program Hastanesi Ankara şube­

sinin adres ve telefonları şöyle:

İzci Sokak No: 26/8 Gaziosmanpa­

şa/ANKARA Tel: 0312- 4464687

Program Hastanesi ayrıca İstan­

bul'daki merkezini Şişli'deki yeni ofi­

sine taşıdı. Toplam 700 metrekare

alanda faaliyetlerini sürdürecek Prog­

ram Hastanesi'nin yeni adres ve tele­

fonları şöyle:

Halaskargazi Cad. Etfal Sokak Kent

Sitesi 288/5 Şişli/ÎSTANBUL

Tel: 0212-230 00 20

Mikrosistem'de

faks değişikliği

Mikrosistem Bilgi İşlem'in faks nu­

marası değişti. Yeni faks numarası

şöyle: 0212-212 49 57

Internet'in

telefonları değişti Internet iletişim Teknoloji A.Ş.'nin

telefon ve faks numaraları değişti.

Yeni telefon ve faks numaralan şöy­

le: Tel: 0212- 212 45 50

Faks:0212-212 4605

Linkplus taşındı Linkplus'ın yeni adres ve telefonu

şöyle: Cemil Topuzoğlu Caddesi Tıbaş

Sitesi E Blok Kat: 8 D: 16 Feneryolu/lS-

TANBUL Tel: 0216- 411 69 76

Page 15: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1995 . Sayı: 34 s e k t ö r 15

Tübisad Eğitim

Seminerleri

düzenliyor Türkiye Bilgi İşlem Hizmetleri Der­

neği (Tübisad), BT sektörü çalışanla­

rına yönelik eğitim seminerleri dü­

zenliyor. Tübisad Bilişim'95 Etkinlik­

leri kapsamında yapılacak olan 3 eği­

tim semineri ile sektöre katkı verme­

yi hedefliyor. Tübisad yetkilileri, BT

şirketleri çalışanlarına yönelik bu eği­

tim seminerlerinin, 'daha kaliteli hiz­

met' ilkesini amaçladığını belirterek,

oldukça yararlı olacak bu seminerlere

çok sayıda şirket çalışanını bekledik­

lerini söylediler. Ücretli olan ve kayıt­

ların devam ettiği Tübisad Eğitim Se-

minerleri'nin başlıkları şöyle:

Satış Teknikleri

28 Eylül 1995 günü saat 14-17.45

arasında Hilton Oteli Fatih L Salo-

nu'nda yapılacak olan Satış Teknikle­

ri Eğitim Semineri'ni istanbul Üniver­

sitesi Üretim Yönetimi ve Pazarlama

Ana Bilim Dalı Başkanı Murat Ferman

verecek.

Stratejik Planlamada Pazar Analizinin

Yeri

29 Eylül 1995 saat 14.00-17.45 ara­

sında IDC'den Hakan Kaynaroğ-

lu'nun vereceği seminer, Hilton Oteli

Fatih L Salonu'nda yapılacak.

PC Onarım Teknikleri

30 Eylül 1995 saat 14.00-17.45 ara­

sında Hilton Oteli Fatih L Salonu'nda

yapılacak semineri IBM Türk'ten ih­

san Zeki Aksu ve Selçuk Çağtaş

verecek.

Seminerlere ilişkin daha ayrıntılı bilgi

ve katılım için Tübisad'ın 0212- 268 66

15 nolu telefonundan Fazilet Kurşunoğ-

lu aranabilir.

Akdeniz CAD/CAM

Etkinlikleri

yapılıyor

Bilgisayar Destekli Tasarım ve Üre­

tim Teknolojisi Etkinlikleri adı altında

kullanıcı, akademisyen ve CAD/CAM

endüstrisi iletişimi sağlamak amacıyla

17-20 Ekim 1995 tarihleri arasında

Akdeniz Üniversitesi Teknik Bilimler

Meslek Yüksekokulu'nda bir etkinlik

yapılacağı bildirildi. 4 gün sürecek

konferansta Akdeniz yöresindeki mi­

marları, mühendisleri, müteahhitleri,

teknik elemanları, endüstri kuruluşla­

rını ve akademisyenleri bilgilendir­

mek için CAD/CAM, mimari, tasarım,

iç mimarlık ve diğer sektörlere yöne­

lik çözümler ve tanıtım seminerleri

düzenleniyor.

Ayrıntılı bilgi için 0242- 227 47 83

numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Kets'e yeni kanlar

Ofis otomasyonu konusunda proje

geliştiren Kets şirketinin yönetim ka­

demesine iki yeni kişi atandı. Daha

önce Romar'da Bölge Satış Sorumlu­

su olarak görev yapan Ahmet M. Şey-

hoğlu Kets'de Pazarlama Müdürü ola­

rak göreve başladı. Şirketin Özel Pro­

jeler ve Yazılım Müdürlüğüne ise Ser­

dar Savaşan getirildi.

Mac sistemleri de Internet'e

bağlantı sağlıyor Windows 95'in pazara sunulmasıyla birlikte PC kullanımı daha yo­

ğun olarak gündeme gelmeye başladı. Windows 95'in Microsoft Net­

work özelliğinin ve Internet bağlantısının ön plana çıkması Apple'ı da

harekete geçirdi. Apple'ın Türkiye temsilcisi Bilkom, Macintosh sistem­

leriyle kullanıcıların neler yapabileceğini anlatmak için tanıtımlarını

hızlandırdı. Macintosh sistemleri ve MacOS işletim sisteminin Internet

bağlantılarında tarcih edildiğini hatırlatan Bilkom, bu konuda Türki­

ye'de uygulanmış örnekler de veriyor. Örnekler arasında şunlar yer alı­

yor: Aktüel dergisinin Internet'te yer alması, elektronik radyo Po-

werFM'in Rumeli Caddesi Vakkorama'da açılan Internet Cafe ve Mimar

Sinan Üniversitesi'nde Türk ressamlarının eserlerinin sergilendiği elekt­

ronik sanat müzesi Macintosh sistemleri ile gerçekleştirilmiş.

Chase Manhattan ve Citibank'da

Internet çözümleri Internet, Citibank'ın Ankara Ata-

kule'deki yeni ofisine yerel iletişim

ağı kurdu. Bağlantıda Bay Net-

works'un 5000 ürün ailesi kullanıl­

dı. Merkez hub 5005NT ile banka­

nın en önemli gereksinimi olan gü­

venilirlik ve 5505P host modülleri

ile de 'Per-port anahtarlama' sağ­

landı. Bu özellik, banka ağında

kablo bağlantılarına müdahale

edilmeksizin kullanıcıların sadece

yazılımla bir ringten diğer ringe

kolayca atanmasını sağlıyor. Proje­

de yaklaşık 18 bin metre UTP kab-

lolama yapılacak.

Öte yandan Citibank da istanbul

Kozyatağı'ndaki yeni binasının ağ

altyapı işlemleri için interneti seç­

ti. Binada, Bay Networks'un

SynOptics 3000 ürünleri kullanıldı.

Citibank, 3000 serisi ürünlerin Et­

hernet modülleri yelpazesinde yer

alan yüksek güvenlik özelliğine sa­

hip Lattis Secure modülleri ile ye­

rel iletişim ağını her türlü izinsiz

kullanıma engellemiş oluyor.

Page 16: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

16 s e k t ö r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Tektronix ten yeni yazıcılar Tektronix, geçtiğimiz günlerde

üç yeni renkli yazıcının duyuru­

sunu yaptı.

Phaser 3001

Phaser 3001, özellikle geniş ve

büyük yüzeylere baskı için gelişti­

rilmiş, ağ ortamlarında çalışabilen

bir model. 300 dpi çözünürlüğe sa­

hip olan yazıcı, phase-charge ink

jet color baskı teknolojisine sahip.

Standart olarak 10 MB bellek ile su­

nulan yazıcının belleği 22 MB'a ka­

dar yükseltilebiliyor. 24 Mhz saat

hızında çalışan AMD 29000 RISC iş-

lemcisiyle desteklenen Phaser

300I'nin üzerinde LocalTalk, para­

lel, RS-232 seri ve SCSI çıkışları

standart olarak bulunuyor.

En fazla 29.7 x 44.5 cm boyu­

tundaki yüzeylere baskı yapabilen

yazıcı, Adobe PostScript Level 2,

HP-GL, PCL 5 ve Phaser 3001 baskı

dillerini destekliyor. Ayrıca Phaser

3001, DOS, Macintosh, Windows,

OS/2, SiliconGraphics, Sun, HP işis-

tasyonları, IBM, DEC ULTRLX ve

DEC VMS anabilgisayar sistemleri­

ne bağlanabiliyor. 39 adet font ile

gelen yazıcı, renkli modda bir daki­

kada çıkış alabiliyor.

Phaser 440

300 dpi çözünürlüğe sahip olan

Phaser 440, dye-sub renkli baskı

teknolojisiyle, yüksek kaliteli renkli

çıkışlar verebiliyor. Standart olarak

16 MB bellekle sunulan yazıcının

belleği 64 MB'a kadar yükseltilebi­

liyor. Adobe PostScript Level 2 bas­

kı dilini destekleyen Phaser 440, 24

MHz saat hızında çalışan AMD

29000 RISC işlemcisine sahip. Stan­

dart olarak üzerinde AppleTalk, pa­

ralel, RS-232 seri ve SCSI arabirim-

leriyle gelen yazıcı, DOS, Macin­

tosh, Windows, OS/2, SiliconGrap­

hics, Sun, HP, IBM, DEC ULTRLX,

DEC VMS ve anabilgisayar sistem­

lerine bağlanabiliyor. 50 sayfalık

kağıt kasetine sahip olan Phaser

440, A4 boyutundaki yüzeylere

baskı yapabiliyor. Siyah-beyaz bas­

kı hızı 1.1 dakika, üç renk baskı hı­

zı 1.9 dakika ve dört renk baskı hı­

zı 2.5 dakika olan Phaser 440, 39

adet font ile birlikte geliyor.

Phaser 4 8 0 X

Dye-sub renkli baskı teknolojisi­

ni kullanan Phaser 480X, yüksek

kaliteli renkli baskıya ihtiyacı olan

kullanıcılar için geliştirilmiş bir

ürün. 300 dpi çözünürlüğe sahip

olan yazıcı, standart olarak 32 MB

bellekle sunuluyor. Belleği 112

MB'a kadar yükseltilebilen Phaser

480X, Adobe PostScript Level 2

baskı dilini kullanıyor. A4, A3, Let­

ter, Tabloid ve Tabloid Extra boyu­

tundaki yüzeylere baskı yapabilen

yazıcı, letter boyutunda siyah-be­

yaz çıkışı 1.2, üç renk renkli çıkışı

2.3, dört renk renkli çıkışı 2.8 daki­

kada verirken, Tabloid Extra boyu­

tunda ise siyah-beyaz çıkışı 1.5, üç

renk renkli çıkışı 3.2 ve dört renk

renkli çıkışı 4 dakikada basabiliyor.

AppleTalk, paralel, RS-232 seri ve

SCSI arabirimlerine sahip olan Pha­

ser 480X, DOS, Macintosh, Win­

dows, OS/2, SiliconGraphics, Sun,

HP, IBM, DEC ULTRLX, DEC VMS

ve anabilgisayar sistemlerine bağla­

nabiliyor.

Tektronix yazınları

Bilgi için: ++44-1628-403640

Page 17: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 s e k t ö r 17

Bay Networks'ten yüksek performanslı

Ethernet çözümleri Bay Networks, geçtiğimiz günlerde 100

BaseT (hızlı Ethernet) stratejisinin bir parçası

olan yeni ürünlerini pazara sundu. Bu ürün

duyurusu ile Lattis Switch 28800 Fast Ether­

net anahtarlama ailesine yeni 100 BaseT yön­

lendirici arabirimleri, yeni 100 BaseT stac-

kable hub'ları ve yine 10/100 Ethernet çalış­

ma grubu anahtarlayıcıları eklenmiş oldu.

Bay Networks'ün sunduğu bu yeni ürünler

Optivity yönetim yazılımı ile yüzde 100

uyumlu. Yine bu ürünler Optivity yönetim

yazılımıyla kontrol edilebiliyor. Bu arada

yüksek performanslı omurga gereksinimleri

için de 28104 kodlu sekiz fiber optik çıkışa

sahip bir anahtarlayıcı Lattis Switch 28800 ai­

lesine dahil edildi. Yeni duyurulan 100 BaseT

yönlendirici modülleri ile ASN ve BN yönlen­

diricilerin bu omurgaya ve ATM/ FDDI gibi

omurgalara da bağlantısı sağlanmış oldu.

Bay Networks Ürünleri

Bilgi için: Vis, 0212- 274 73 75

İnternet, 0212- 212 45 50

HP LaserJet 5L HP yeni yazıcısı LaserJet 5L'i içinde

bulunduğumuz hafta tüm dünyada

duyurdu. 600 dpi çözünürlüğe sahip olan

LaserJet 5L'in LaserJet 4L ailesinin yerini

alması planlanıyor.

HP'nin REt (Resolution Enhancement

technology) teknolojisiyle desteklenen

yazıcı, 26 adet True Type font ile

sunuluyor. Dakikada 4 sayfalık baskı

hızına sahip olan LaserJet 5L, HP'nin

Enhanced Printing System for Windows ve

beklemesiz baskı tekniğini kullanıyor.

Dokümanların ilk sayfasını ısınma zamanı

duraksaması olmaksızın 20 saniye gibi kısa

bir sürede basabilen yazıcı, Windows 95

uyumlu. 100 sayfalık kağıt besleme kasedi

ile gelen LaserJet 5L, ayda yaklaşık dört bin

sayfalık baskı yükünü kaldırabiliyor.

HP LaserJet 51

Bilgi için: HP, 0212- 224 59 25

Sekom'dan Patton

ürünleri

Sekom İletişim, geçtiğimiz günlerde

Patton Electronics'in iki yeni ürünü­

nü Türkiye'de satışa sundu.

Patton Model 2703

Patton Model 2703, sayısal bir mo­

dem. Yapılanmış G.703/E1 ağlarına

2.048 Mbps hızda sayısal erişim ola­

nağı tanıyan Patton Model 2703, hem

ağ hem de terminal donanımları için

seçimli arabirim çevirimini gerçekleş­

tirmekle beraber, terminal veri hızla­

rının da seçimli olarak kullanıcı tara­

fından kontrol edilmesine olanak ta­

nıyor. Koaksiyel ya da twisted pair

tip G.703 iletişim ağlarına bağlanabi­

len Patton Model 2703, standart ola­

rak üzerinde BNC ve RJ-45 çıkışla ge­

liyor. Modem ayrıca üzerinde bulu­

nan DIP switch'ler yardımı ile, X.21,

V.35, RS-530 ve RS-422/V.36 tip ter­

minal arabirimine bağlantı için ayar­

lanabiliyor.

Patton Model 1205

Dağıtıcıdan-dağıtıcıya (host-to-

host) 32-144 Kbps arası iletişim hızla­

rını destekleyen Patton Model 1205,

iki V.35 tip senkron DTE'nin bağlan­

malarını sağlarken, zamanlama, veri

ve kontrol sinyallerini otomatik ola­

rak ayarlayacak şekilde tasarlanmış.

Bir model eliminator cihazı olan Pat­

ton Model 1205, seçimli olarak 32,

56, 64, 72, 112, 128 ve 114 Kbps hız­

larına ayarlanabiliyor. Patton Model

1205, ayrıca arama (dial-up) ve kira­

lık devre (leased line) modem servis

benzeşimi modunda da kullanıla­

biliyor.

Patton Electronics Ürünleri

Bilgi için: Sekom, 0312- 468 23 73

Page 18: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18 i n s a n l a r 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Bakmayın siz O'nun yıllarca IBM Türk'ün Genel Müdürlüğünü, simde de I-Bimsa'nın

Genel Müdürlüğü'nü yürütmesine... Turgut Oğuz, Türkiye otomobil sporlarında birincilik

dereceleri olan, şampiyonalarda co-pilot olarak canını dişine takıp birinciliğe koşan hızlı

bir rallici aynı zamanda. Sektörde bu yönüyle çok az tanınan Turgut Oğuz ile iş ve günlük

yaşamındaki hız derecelerini de konuştuk. İş hayatını ralliye benzettiğinde daha çok

pilotluk görevi üstlendiğini, ama birçok co-pilotu olan şanslı bir pilot olmanın da aynca

çok keyifli olduğunu söylemeden geçemiyor Turgut Oğuz.

Turgut Oğuz:

0 aslında hızlı bir rallici! NURAY ÖZKAN

İnsanların yaşamında spor ge­

nellikle biricik uğraş alam de­

ğil. Yüzme, koşma, kayak, te­

nis gibi pek çok spor dalı, kişilerin

asıl işlerinin yanında hobi ve eğ­

lence olarak yaptıkları uğraşlar

oluyor. Öyle ki, çoğu zaman bir ra­

hatlama, stresten ve iş yoğunlu­

ğundan uzaklaşma gibi düşünülü­

yor. Ancak yapılan sporlar arasın­

da son derece -hele bir de birinci­

liğe koşuyorsanız- tehlikeli olanlar

da var. Turgut Oğuz da bilgi işlem

gibi zor bir sektörde faaliyet göste­

ren şirketin üst düzey yöneticiliğini

yürütürken aynı zamanda yaptığı

sporun tehlikesini an be an içinde

hissetmiş. 1962 yılında girdiği bilgi

işlem sektöründe bugün hâlâ aktif

görevde bulunmasında belki de

yaptığı sporların katkısı büyüktür,

kimbilir!

Turgut Oğuz, IBM'de geçirdiği

32 yıllık yaşam diliminin arasına

bir de ralli şampiyonluğunu sığdır­

mış. O'nunla herşeyi bir kenara bı­

rakıp öncelikle bilinmeyen yüzü

üzerine söyleştik.

Rallide co-pilot,

iş hayatında pilot

Yıl 1972. Turgut Oğuz'un anıla­

rında o yıllar dün gibi. Başlıyor an­

latmaya. "IBM'de çalıştığım arkada­

şımın ralli merakı vardı. Ben de iyi

otomobil kullanırım. 1972'de Gü­

naydın gazetesi yerli üretim oto­

mobiller arasında bir ralli düzenle­

di ve beraber katılmamızı istedi. O

pilot, ben Co-pilot olarak katıldım.

O arkadaşımla berabar çok araba

kullanmıştım. Renault marka araba

ile katıldık. Sonuç, birincilik." Da­

yanamayıp soruyorum. "Tesadüfen

mi birinci oldunuz?" Düşündüğü­

mün aksine epey çekişmeli geç­

miş. Her boş zaman bulduklarında

bol bol antreman yapmışlar. Önce­

den verilen güzergah üzerinde 4

gün boyunca notları birbirlerine

bağırarak anlatmışlar. Öyle ki son­

ra sesleri çıkmaz olmuş.

Turgut Oğuz, ralli yarışında pi-

loda co-pilotun anlaşmasının, aynı

dili konuşmasının çok önemli oldu­

ğunu söylüyor. "Pilotun, co-pilotun

verdiği bilgiye göre kendi yeteneği­

nin üst noktasıyla, kullandığı aracın

yeteneğinin üst noktasını yönete­

rek kullanması gerekir" diyen Tur­

gut Oğuz, kendi iş hayatında ise

hep pilotluk görevi üstlenmiş.

İş hayatını ralliye benzettiğinde

daha çok pilotluk görevi üstlendi­

ğini, ama birçok co-pilotu olan

şanslı bir pilot olmanın da ayrıca

çok keyifli olduğunu söylemeden

geçemiyor Turgut Oğuz.

Ralli çılgınlığı yalnız bir yılla sı­

nırlı kalmıyor Turgut Oğuz'un ha­

yatında, iki yıl sonra 1974'te tekrar

yarışmaya katılıyorlar. O yıl önceki

gibi parlak geçmiyor. "Onda da bi­

rinci geldik. Fakat rallilerde değişik

nedenlerle ralliyi erken bitirmiş ar­

kadaşlar genelde bazı kritik viraj­

larda akbabalar gibi tünerler ve

'şimdi bu ne yapacak' diye seyre­

derler. Bizim geldiğimiz viraj da or­

ta yerinde asfalttan toprak zemine

geçen bir virajdı. Orada bizi seyre­

den arkadaşlarımıza el sallamak is­

teyince virajı alamayıp 3 takla atıp

durduk. Bu nedenle ikinci olarak

bitirdik" diye özetliyor ikinci ralli

macerasını.

Emeklilik ve ikinci yaşam

Turgut Oğuz bugün iş yaşamın­

da ikinci baharını yaşıyor. 1962 yı­

lında bir gazete ilanı ile girdiği IBM

Türk'ten 32 yıl sonra Genel Müdür

iken emekli oluyor. Ancak kendini

iş yaşamından da emekliye ayırma­

yı tercih etmiyor. Birikimlerini, de­

neyimlerini bir şekilde değerlendi­

rebileceği bir başka iş öneriliyor o

sırada. I-Bimsa'nın Genel Müdürlü­

ğü. "Benim yıllardır hem Sabancı

hem de IBM topluluğuna çok ya­

kınlığım vardı. IBM ve Sabancı

Topluluğu'nun yüzde 50 hisselerle

I-Bimsa'yı kurmasıyla birlikte o gö­

reve geldim" diyor.

Turgut Oğuz, aslında Ankara

Gazi Üniversitesi Edebiyat ve Sos­

yal Bilimler mezunu. Yıllarını bilgi

işlem sektörüne adaması ise hoş

bir raslantı. Turgut Oğuz'un kaderi

o dönemde yine IBM'in uzun yıllar

Genel Müdürlüğünü yürüten Ersin

Sümer ile oldukça benzerlik göste­

riyor. Çünkü Turgut Oğuz da Ersin

Sümer gibi Amerikan Hava Kuvvet-

leri'nde çalışırken gazetede gördü­

ğü ilan üzerine IBM'e başvuranlar­

dan. Yine Ersin Sümer gibi O da

pazarlama bölümünde işe başlıyor.

IBM'in bütün basamaklarından O

da bir bir geçiyor. O zamanlar bil­

gi işlem kavramı onun için hiç bir-

şey ifade etmiyor. O aslında öğret-

Page 19: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34 i n s a n l a r 19

men olmayı hayal etmiş hep. Ve

olmuş da... 1 yıl süreyle Kars Erkek

Sanat Enstitüsü'nde edebiyat öğret­

menliği yapmış. Ama sonra birden­

bire öğretmenliğin beklediği mane­

vi tatmini vermesine karşın hiçbir

maddi kazanç sağlamadığını fark

etmiş. Daha sonra İstanbul'a gelip

iş aramaya başlamış ve neden son­

ra IBM, arayışlarının son durağı ol­

muş.

Bir I B M sohbeti

32 yılını IBM'de geçiren biriyle

IBM dışında bir sohbet yapmak

mümkün mü? Değil elbette. Her­

kes gibi Turgut Oğuz'un da

IBM'deki ilk yılları eğitimle geçi­

yor. Ardından en büyük müşterile­

rini edinmeye başlıyor. Demirdö-

küm Fabrikaları, Profilo gibi. Ama

en zorlu müşterisini de hiç unut­

muyor, ilaç sektöründe faaliyet

gösteren bir şirket, bilgi işleme ge­

çişte zor anlar yaşatıyor O'na. O

günlerden kalma taze bir anısını

anlatmadan geçemiyor:

"O zamanlar bir kuruluşa gittiği­

niz zaman çalışmaya başlarken iş­

leri nasıl yaptıklarını, bilgi işleme

geçince nasıl yapılması gerektiğini

beraberce görüşürdük. Bilginin gi­

rişi için belli formlar üzerinde nasıl

delineceğinden başlardık. Delgi

operatörlerinin işleri kolay değildi.

O noktadan başlayıp sonra ne ya­

pılacağını anlatırdık. Hatta kartların

tasarımını da birlikte yapardık.

Bankacılık uygulaması dendiği za­

man ne olacağını bilirdik. Üretimle

ilgili saptamalar birlikte gözden ge­

çirilirdi. O'na göre program yazıl­

mazdı, ama kart uygulamaları yapı­

lırdı. Hatta sorunları bile oturup

düşünürdük. Bugün çok rahatlıkla

kullandığımız 'acaba eskiden bu

nasıldı?' diye düşünmediğimiz, de­

vamlı form dediğimiz kağıt şekli

var. O zamanlar Türkiye'de yoktu.

Döviz sıkıntısı yüzünden ithal de

edilemiyordu. 6 ay kadar bir bası­

mevi ile birlikte çalıştık. Çare bul­

duk. Çare de çok büyük insan

emeği isteyen bir yoldu. Formlar

basılıyordu, ondan sonra da yüz

yüze, tersyüz gelecek şekilde elle

çiziliyordu, iki tarafından yapıştırı­

lıyordu. Bir bu tarafından bir öbür

taraftan çıkıyordu sürekli hale gel­

sin diye. Böyle ilkel yöntemlerle

çalıştık."

IBM'de ilk yöneticilik görevi

1968 yılında veriliyor Turgut

Oğuz'a. Pazarlama Müdürlüğü'nü 1

yıl yürüttükten sonra Ankara'ya

atanıyor. Personel Müdürlüğü, Baş­

kan Yardımcılığı derken yurtdışı

görevine gidiyor. 3 ay sonra dönü­

şünde kendini Genel Müdür olarak

buluyor. Ardından yurtdışı görevle­

rine gönderiliyor, tş yaşamının ara­

sında çok fazla tatil yapmadığını

düşünüyor. Ancak tatil dönemle­

rinde ralli dışında kayak yapıyor.

Turgut Oğuz belki de aynı zaman­

da hiç yüzme bilmeyen ama Türki­

ye Yüzme Federasyonu üyesi olan

ender kişilerden biri. "Çocukları­

mın yüzücü olması nedeniyle yüz­

me ile ilgileniyorum. Ama uzaktan.

Nasıl oluyor diye sorarsanız, çok il­

ginçtir. Yıllardır denize girerim, su

belime kadar gelir orada dururum,

sonra çıkarım. Ama Türkiye Yüz­

me Federasyonu üyesiyim!" diyor.

Turgut Oğuz, bunun yanı sıra

Galatasaray Kulübü üyesi (Bu ara­

da IBM Türk'ün şu andaki Genel

Müdürü Acar Bumin de Galatasaray

Kulübü üyesi, insanın aklına 'acaba

IBM'e genel müdür olmak Galata­

saray'dan mı geçiyor' sorusu geli­

yor!). Çok iyi bir taraftar olmaması­

na karşın sempatisini hâlâ sürdürü­

yor. Sektör derneklerinde de za­

man buldukça yer alıyor, ilgileni­

yor. Turgut Oğuz'a yaşam felsefesi­

ni soruyorum. "Hiç bir zaman 'şöy­

le bir yere geleceğim, şunları yapa­

cağım' diye hedefler seçmedim, tş

hayatına girip de 'tamam bu şirket­

te emekli olana kadar kalacağım'

diye düşünmedim. IBM'de dunım

böyle aslında, çalışan emekli olana

kadar kalıyor. Çocuklarımı da öyle

yetiştirmeye çalışıyorum" diyor.

Belli bir tempoda hayatı devam

ettirmek en büyük dileği. Çalışma­

dan geçecek bir günün hayalini

dahi kuramıyor. "Günümün büyük

bir bölümünün boş geçeceğini dü­

şünemiyorum bile. Çünkü ne ya­

pacağımı bilemem" diyor.

Turgut Oğuz'un en mutlu anısı

yine IBM'le ilgili. Anısını şöyle an­

latıyor. "IBM Türk'te bütün yöneti­

min Türk olduğu bir dönemdi. Ben

Genel Müdür olduğum sırada mali

işlerde yabancı bir kişi vardı. Onun

görev süresi bittiğinde yerine bir

Türk arkadaşımızın geçmesini dü­

şündük. IBM'in hiç alışık olmadığı

bir tarz. Ama arkadaşımız Miray

Tekelioğlu'nun bu görevde çok iyi

olduğunu gördüler. Ondan sonra

da Avrupa'da da kendisine mali iş­

ler direktörlüğü görevini verdiler.

O olayla çok gururlanırım."

30 yılı aşkın iş yaşamında Turgut

Oğuz pek çok başarı, başarısızlık

görmüş, yaşamış. Şimdi deneyimli

biri olarak genç bilişimcilere ilet­

mek istediği anlamlı bir mesajı var.

Genç bilişimcilere şöyle sesleniyor:

"Kariyer ve etiket kaygısıyla hare­

ket etmek, kişiye hiç birşey kazan­

dırmaz. En önemlisi, iş ahlakına

her zaman sahip olmak, insan be­

raber çalıştığı kişilere fırsat verme­

li, ilerleyeceğim diye birbirinin üs­

tüne basarak gitmek doğru değil."

Page 20: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

20 i n s a n k a y n a k l a r ı 18-24 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 34

Page 21: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası
Page 22: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

22 m e s a i s o n r a s ı 18-24 Eylül 1 9 9 5 . S a y ı : 34

FORMAT ALTUG OZGENLIK

Merhaba. İşte yeni ve rutin işlerle geçe­

cek bir haftaya daha başlıyoruz. Her za­

manki gibi benim masam dağınık, işler gün

geçtikçe artıyor. Özellikle Bilişim Etkinlik­

leri sezonuna girmemiz, bizim buralarda iş­

leri oldukça yoğun olarak artırdı.

T ü m bunlar bir yana, bu hafta oldukça

sinirlendim. Daha doğrusu şu Türkiye-Ma-

caristan maçı sonrasında tepem attı. Maçın

oynandığı 6 Eylül akşamı biz her zamanki

gibi ofiste geç saatlere kadar çalışan mut­

suz bir azınlık olarak gazeteyi yetiştirmeye

çalışıyorduk. Maç bitti ve olanlar oldu:

Üçüncü Dünya Savaşı. Maçın bitmesiyle

beraber ateşli, ateşsiz, nükleer, konvansiyo-

nel eline herhangi bir silah geçiren herkes

sokaklarda terör estirmeye başladı. Evet,

"terör" diyorum, çünkü bunun başka bir

adı olamaz. Dakikalarca değil saatlerce in­

sanlar ateş etti. Sanki Mars'a falan insan

gönderdik. Bir ara insanlar o kadar yakında

ateş etmeye başladı ki, ofis içinde camların

önünden sürünerek geçmem gerekti. Bazı­

larınız abarttığımı düşünebilir ama değil.

Evet doğru. Format yazalım derken canı­

mızdan oluyorduk. Bu insanlar, bu ülkeyi

ne zannediyorlar doğrusu çok merak edi­

yorum. Hani bir deyim vardır: "Burası Te­

xas mı?", diye. Ama Texas'ta bile artık böy­

le şeyler olmuyordur. Örneğin CNN'de hiç

Washington Redskins şampiyon olduğunda,

sokaklara çıkan kalabalık taraftarın şehir

meydanında havaya ateş ederken insanları

öldürdüklerini gördünüz mü? Ya da en

azından havaya ateş ettiklerini.

Neyse biraz saçmaladım galiba. Ama bu

konudan söz etmişken aklıma Türk ulusu­

nun spor konusundaki düşünceleri geldi.

Sanırım 2000 yılı Olimpiyatlarının istan­

bul'da gerçekleşmemesinin nedenlerinden

biri de futboldan başka spor tanımamamız­

dan kaynaklanıyor. Yani spor kültürümüz

de yok (aynı bilgisayar konusunda olduğu

gibi). Örneğin, "Spor Pazarı" diye bir TV

programı var. Ama nedense futboldan baş­

ka birşey konuşulmuyor. Bir de futbol oto­

riteleri var ki, sormayın. Peki hep futbol

konuşulacaksa, neden programın adı "Fut­

bol Pazarı" değil. Tabii bu sadece araların­

dan seçilmiş bir örnekti, daha bir sürü var.

O yüzden spor kültürü olmadan "Olimpi-

yat'lar İstanbul'da yapılsın", "Kıtaların bu­

luştuğu yerde buluşalım" vb. kuru laflara

Uluslararası Olimpiyat Komitesi pabuç bı­

rakmaz. Düşünsenize, atletizm ya da çim

hokeyi karşılaşmalan oynanıyor ve tribün­

lerde parmakla sayılacak kadar seyirci var.

Ne büyük bir utanç kaynağı.

T a b i i haksızlık etmemek lazım. Futbol­

dan başka yağlı güreşi de acayip severiz.

Ne güzeldir ama seyretmesi. Baştan aşağı

vıcık vıcık pehlivanlar, çayırda sabah ak­

şam yuvarlanır. Peki niye acaba bu pehli­

vanlar zeytin yağı yerine, güneş yağı sür­

mez. Yoksa saçma sapan bronzlaşıp, soyul­

maktan korkmazlar mı? Neyse ben ata spo­

rumuzla uğraşmayı bırakıp, tekrar şu futbol

otoritelerine döneyim. Özellikle pazar ge­

celeri tüm kanallar onlarla dolu. Kuruluyor­

lar koltuğa, sonra başlıyorlar atışmaya. Yok

efendim, onun hareketi neden off side de­

ğilmiş de, bunun hareketi neden penaltı

olurmuşmuş. Bir de kritik ve yorumlar ya­

pılıyor ki- acayip. Tabii bunlar programı

uzattıkça uzatıyor. Zaman içinde de koltuk­

tan yavaşça aşağıya doğru kaymaya başlı­

yor ve kelimeleri ağırlaşıyor. Zaten ağızla­

rından çıkanı anlamak için alt yazı ya da

simültane çeviri gerekiyor. Bir de bu otori­

teler gevşeyince tam bir felaket oluyor. Bir­

kaç kez seyretmeye çalıştım ama kesinlikle

başaramadım.

Sanırım yine uçmaya başladım. Esasında

bu hafta şiddetten daha ayrıntılı söz etmeyi

ve toplumdaki yansımaları üzerinde analiz­

ler yapmayı hedefliyordum; ama bir anda

olan oldu, aklıma o anda gelenleri yaz­

maya başladım. Tabii kabak her zamanki

gibi Format'ın ve siz Format'çıların başına

patladı. Ama haftaya daha iyi bir konu var.

İp ucu vermiyorum. Haftaya ne olduğunu

düşünerek kendiniz bulun. Bulamazsanız

isteme adresini biliyorsunuz (gazetenin

ikinci sayfasında, künyede yazıyor).

Haftaya kadar hoşçakalın ve kendinize

iyi davranın.

Page 23: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası
Page 24: 791 gençten bilişim sektörüne merhababthaber.com/PDF/22YilOncesi/34.pdf · ise oldukça düşündürücü ve ilginç. Kıbrıs'ta Doğu Akde niz, Girne Amerikan, Lefke, Uluslararası

Yeni, ama deneyimli bir kuruluş: Ultima Ultima henüz çok yeni bir kuruluş.

Ancak deneyimleri oldukça eskiye

dayanıyor. Ultima, Bilpa deneyimli

kadrosuyla, bankacılık ve finans

alanı ile endüstriyel otomasyon

konularında hizmet veriyor.

ŞEBNEM NURAYDIN

Yaklaşık 3 ay önce kurulan Ultima'nın

kadrosunu, kısa bir süre öncesine ka­

dar Yapı Kredi Bankası'nın bilgi işlem

hizmetlerini yürütmüş olan Bilpa A.Ş.'den

ayrılan bir grup oluşturuyor. Ultima'nın kad­

rosunun, geçmişte gerçekleştirdikleri proje­

ler arasında şunlar bulunuyor: THY Bilgi İş­

lem Merkezi'nin ve on-line rezervasyon sis­

teminin kurulması, Yapı Kredi Bankası bilgi

sistemlerinin kuruluşu (istemci/sunucu, şu­

be otomasyon sistemi, şube ve ATM bilgi

ağı, perakende otomasyon sistemi, kredi

kartı sistemi, sesli yanıt sistemleri uygulama­

ları, görüntü işleme uygulamaları). Şirketin

genç ve deneyimli kadrosu ile Ultima ve he­

defleri üzerine görüştük.

Deneyim önemli

Daha önce Bilpa'da Genel Müdür Yar­

dımcılığı görevinde bulunan, Ultima Genel

Müdürü Abdullah Beysel, deneyimin çok

önemli olduğunu vurgulayarak, Bilpa'da sa­

hip oldukları deneyimi bundan böyle Ultima

çerçevesinde sürdüreceklerini belirtti.

Ultima'nın fikir olarak 1995 yılının başla­

rında oluştuğunu belirten Beysel, 3-4 aylık

bir sürede gerekli çalışmaları yapıp 27 Hazi­

ran 1995'te de Ultima'yı resmen kurdukları­

nı söyledi. Ultima'nın bilgi birikimi çok faz­

la ve yüksek kaliteli bir kadrodan oluştuğu­

nu belirten Beysel, dolayısıyla finans sektö­

ründe ve endüstriyel otomasyon ortamında

Türkiye'de çok önemli bir boşluğu doldur­

mak üzere yola çıktıklarını dile getirdi. Ulti­

ma'nın güvenilirliği ve kalitesi tartışılmaz bir

hizmeti ilke edindiğini vurgulayan Beysel,

kaliteye önem veren ve sürekliliği sağlayan

bir kuruluş olacaklarını söyledi.

Ultima'nın vizyonu ve misyonu

Ultima Bankacılık ve Finans Yönetmeni

Sinan Çilesiz, Ultima'nın faaliyetleri hakkın­

da bilgi verdi. Belli bir bilgi teknolojisi viz­

yonuna sahip olduklarını belirten Çilesiz,

şirket olarak bu vizyonu destekleyecek bir

misyonları bulunduğunu belirtti. Çilesiz,

misyonlarının, müşterilerini, Ultima vizyo­

nunda yer alan bilgi teknolojisi olanaklarını

kullanmalarında yardımcı olarak, çok üst

düzeyde verimliliğe ulaşmalarını sağlamak

olduğunu söyledi. Belli başlı bütün büyük

bilgisayar şirketleriyle iletişime geçtiklerini

belirten Çilesiz, IBM'in finans alanında çö­

züm ortağı olduklarını söyledi. IBM'in Lo-

tus'u satın almasından sonra, Notes'un çö­

züm ortaklarından biri olduklarını ve daha

önce de Yapı Kredi Bankası'nda çok büyük

bir Lotus Notes projesi gerçekleştirdiklerini

söyleyen Çilesiz şöyle devam etti:

"Özellikle, daha önce çalıştığımız, deği­

şim mühendisliği alanında da deneyimimiz

var. Yani, bir bankanın sıfırdan alınıp bütün

işlemlerinin gözden geçirilip yeniden tasar­

lanması ve bunun otomasyona geçirilmesi

konusunda çalışıyoruz. Bunu yaparken

"groupware" yazılım araçlarını kullanıyoruz

ki, bunlardan biri de Lotus Notes. Bu alanda

Notes'a bağlantı yapacak diğer yazılımlarla

da ilgileniyoruz."

Ultima'nın endüstriyel otomasyon konu­

sundaki yönetmeni Boğaç Giritlioğlu da,

Üretim Kaynakları Planlaması (MRP-II), MES

(Manufacturing Execution Systems-Üretim

işletme Sistemi) ve SCADA (Supervisory

Control and Data Acqusition-Proses Kontrol

ve Veri Toplama) alanlarında da çalışmaları­

nı sürdüreceklerini söyledi. Giritlioğlu, Ho­

neywell ile bu alanlarda işbirliği içinde ol­

duklarını ve SCADA çözümü olarak Intellu-

tion'ı da kullanacaklarını söyleyerek şöyle

dedi:

"Ayrıca, nesne tabanlı, istemci/sunucu mi­

marisinde uygulama geliştirme ortamı (SQL

Windows) ve veritabanı yönetimi (SQL Ba­

se) gibi dünyanın ileri ürünlerine sahip olan

GUPTA'nın Türkiye temsilcilerinden biriyiz"

Metodoloji şart

Abdullah Beysel ise, finansman ve en­

düstriyel otomasyon konuları dışında ağ sis­

temi, iş-akışı yönetimi, danışmanlık ve sis­

tem entegrasyonu konularının da Ulti­

ma'nın çalışma alanları içinde olacağını söy­

ledi. Doğal olarak bütün bunları yapmak

için belirli bir metodolojinin olması gerekti­

ğini söyleyen Beysel, "Sahip olduğumuz bil­

gi birikimi, teknolojinin kullanılması ve Ulti­

ma'nın ilkelerinin oluşturduğu bir metodolo­

ji içinde bu sözünü ettiğimiz ürünlerin bü­

tünleştirilmesi ve çözüm üretme stratejimizi

belirliyoruz" dedi.

Ultima Yönetim Kurulu Başkanı Kerim

Kahyagil, istanbul Üniversitesi'nin bütün

kampuslarında, Internet bağlantısının fizibi­

lite çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti. He­

deflerinin, sadece Türkiye'de değil, yurtdı­

şında da pazar payı almak olduğunu söyle­

yen Kahyagil, şu anda Türki Cumhuriyetleri

ile ilişki içinde olduklarını ve bazı projeler

üzerine görüşmelerin devam ettiğini söz­

lerine ekledi.

IST, yeniden canlanıyor

1990lı yılların başında yerli

montaj marka denildiğinde

akla gelen bir-iki marka­

dan biridir 1ST. 1989 yılında

kurulan şirketin ilk yıllarında,

Türkiye PC pazarında yerli

marka sıralamasında ön sıralar­

da yer alması dikkat çekiciydi.

Şirket bu süre içinde iki tane

kriz atlattı. Körfez krizi ve geç­

tiğimiz yıl ülkemizde yaşanan

ekonomik kriz, IST'nin satışla­

rının oldukça düşmesine ve

şirketin küçülmesine yol açtı.

1995 yılı ile birlikte pazarda

PC'ye olan talebin de artmasıy­

la şirket, 1ST markasını yeni­

den canlandırma ve pazara ta­

nıtma çabası içine girdi.

Bugüne kadar sınırlı sayıda

montaj yapan 1ST, üretim ka­

pasitesini ve teknik servis eki­

bini genişleterek, 'kaliteli yerli

marka' imajını ön plana çıkarı­

yor.

1ST A.Ş. Genel Müdürü Ke­

mal Akman, bu yıl satılacak

PC'lerin yarısının yerli marka

olacağını tahmin ettiklerini be­

lirterek, pazarda IST'nin satışla­

rını da iyi bir noktaya getirmek

istediklerini söyledi. Akman,

"Bu yıl yerli markalarda ilk 3'e

girmek gibi bir iddiamız yok,

ama bu yılın sonuna kadar

1500 adet 1ST satmayı hedefli­

yoruz" dedi.

IST'ye ağırlık vermelerinin

nedenini, IST'yi tekrar eski

imajına kavuşturmak olduğunu

söyleyen Akman, 1993'ün ikin­

ci yansından itibaren kaliteden

ödün vermemek için piyasada

rekabet edemez durumda kal­

dıklarını, buna karşılık küçü-

lüp pazarm canlanmasını bek­

lediklerini açıkladı.

Şu anda yıllık üretim kapasi­

telerinin 7 bin 500 adet oldu­

ğunu söyleyen Akman, 1ST

PC'lerini 15 bayi ile pazarlama­

ya başlayacaklarını dile getirdi.

"15 olan bayi sayımızı, IST'ye

ciddiyetle yatırım yapacak 20

bayiye çıkarmayı planlıyoruz"

şeklinde açıklama yapan Ke­

mal Akman, geçmişte 35 kadar

bayilerinin olduğunu, küçülme

politikası ile birlikte bayi sayı­

sını azaltma yoluna gittiklerini

söyledi.

Bu arada 1ST PC'lerini bilgi­

sayar mağazalarında da pazar­

layacaklarını söyleyen Akman,

bu konuda Centrum, Jenerik

gibi mağazalarla çalışmaya

başladıklarını belirtti. Şirketin

hedefi, 1ST PC'lerinde özellikle

Pentium satışına ağırlık ver­

mek. Yapacakları tanıtım kam­

panyasıyla ve pazara sunacak­

ları modellerle Pentium ve

çokluortam satışlarına olumlu

yönde etki yaratacaklarını be­

lirten yetkililer, gelecek yıl iti­

barıyla Pentium modellerinin

satışının yüzde 50'yi yakalaya­

bileceğini dile getirdiler.

Kemal Akman, Türkiye'de

bilgisayarlaşmanın devlet poli­

tikalarıyla ve devletin yönlen­

dirmesiyle ancak etkin düzeye

gelebileceğini söyleyerek, tü­

keticinin alım gücünün kısıtlı

olması dolayısıyla bankaların

bilgisayar ürünlerinde de tüke­

tici kredisi uygulaması gerekti­

ğini belirtti. IST'nin yakında bir

banka ile anlaşarak tüketici

kredisiyle satış yapacağını da

sözlerine ekledi.

IST'ler vadeli satılacak

1ST, mikroişlemci seçenekle­

rini 486 ve Pentium olarak iki

bölümde değerlendiriyor. 486

işlemcili modeller, Futurust ve

Stylist olmak üzere ikiye; çok­

luortam ürünleri ise ofis, ev ve

stüdyo modeli olarak 3 katego­

riye ayrılmış. Pentium modelle­

rinin tümü çokluortamı destek­

liyor. Tüm PC'ler yakın bir

tarihte PCI veriyolu mimarisine

geçecek. 1ST PC'ler, 3 ve 5 ay­

lık vadeli fiyaüarla da satışa

sunulacak.