5.Boyutta Insan

222
Adem KORKMAZ | Adem Korkmaz ADEM KORKMAZ 5.BOYUTTA İNSAN

description

...

Transcript of 5.Boyutta Insan

Page 1: 5.Boyutta Insan

Adem KORKMAZ

| Adem Korkmaz

ADEM

KORKMAZ 5.BOYUTTA İNSAN

Page 2: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

2

Page 3: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

3

Yazarı

Adem Korkmaz

5. Boyutta İnsan

Page 4: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

4

5.Boyutta İnsan

Yazarı Adem Korkmaz Hicran Yayınları

6 Tefekkür Dizisi

4 Yayın Yönetmeni

İsmail Göktepe Dizgi

Hülya Yıldızel Düzeltme

Ha'tke Gül'er

Kapak Tasarım Rumeyza Nurcan

Baskı Hicran Dergisi

1.Baskı

Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi Piri paşa Mah.Yıldırım Sok No:88/B Hasköy Beyoğlu İstanbul

Tel Fax: 0212 256 26 84 GSM: 0535 517 78 29

www.hicrandergisi.com [email protected] www.ademkorkmaz.com [email protected]

Page 5: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

5

Euzü billahi mineşşeytanirracim.

Bismillah ir Rahman ir Rahim.

Allah’ın rahmetinden uzak olan ve gazabına uğrayarak

dünyada ve ahirette helak olan şeytandan, Allah’a

sığınırım. Ruhuma karışıp benimle ahirette beden

olmasından Allah'a sığınırım.

Rahmân, Rahim, Allah'ın ismi ile başlıyorum.

Page 6: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

6

“Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi

bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak

üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. Andolsun,

birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz.

O halde düşünseniz ya!.."

(Vakıa/60,61,62)

Buyurun kitap boyunca düşünmeye başlayalım.

"Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek" (?)

"Sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak

üzere" (?)

"Bilemeyeceğiniz şekilde"

Beden olarak düşünmeyin çünkü bedeni biliyoruz.

Bu işarete dikkat edin.

"İlk yaratılışı biliyorsunuz." (?)

Bütün hayatı dünyaya sıkıştıranlar ilk yaratılıştan bile

habersizken bu eseri nasıl anlayabilirler?

Page 7: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

7

''Sadece ALLAH’A güvenin. Hiç kimse ALLAH kadar

güvene layık olamaz.'' (Ahzab/3)

''..Ey insanlar! Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba çeker.'' (Düşüncelerinizden mesulsünüz.(?)) (Bakara/284)

Page 8: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

8

Sunum

5. Boyutta İnsan isimli eserimizi yazmak için oldukça

uzun bir gayret ortaya koymaya çalıştım.

Rabbim bilir ama insanlara hiç görmedikleri,

duymadıkları, işitmedikleri bir şeyi anlatmak ne kadar

zor tahmin edemezsiniz.

Bir tek kelimeyi anlatabilmek için bazen kitap bile

yazmanız gerekiyor.

Kitabın adını '5. Boyutta İnsan' koydum ama esasında

4. boyutu anlatmaya çalışacağım.

Çünkü 4. boyutu anlamadan 5. boyutu anlayamayız ki!

Ve eseri okuduğunuzda 5. boyut bilgisinden sonra

İnsanın adının anılmadığını göreceksiniz.

Her ne kadar kitap, içeriği itibari ile 4. boyuttan

bahsetse de 4. boyutu anlayan insan, Ahiret konusunu

çok daha rahat anlayacaktır.

Ayrıca konusu itibariyle hazmedilmesi, sindirilmesi,

daha doğrusu anlaşılması oldukça zor bir eser olacağı

kanısındayım.

Bu yüzden şimdi arkanıza yaslanın, her ne iş

yapıyorsanız onu bırakın ve hayatınızın en büyük

yolculuğuna bırakın kendinizi...

Zorlu birkaç gün sizi bekliyor...

Page 9: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

9

Boyut Nedir?

Sık sık boyut kavramı gündemimize oturmakta ve

insanlar tarafından telaffuz edilmektedir. Ama hala

halkımızın çok büyük bir kısmı boyut nedir, bunu

bilmemektedir.

Yani genellikle 3D sinema filmlerindeki 3 boyutlu

dünyadan bahsediliyor gibi algılamaktadırlar. Gelin

şimdi ansiklopedik bir bilgiyle tırnak içinde alıntı

yapayım. Boyut nedir bilmeyenler için rehber, bilenler

için ise hafıza tazeleme olsun.

"Bir, iki ve üç boyuttan sonra tıkanıyor, yani dört

boyutlu bir cisme örnek veremiyoruz. Bizim bildiğimiz

ve kafamızda canlandırabildiğimiz dünya üç boyuta

kadar çıkıyor. Daha yüksek boyutlu uzayları matematik

diliyle ifade edip hususiyetleri üzerinde kafa yorsak da,

bunu zihnimizde canlandırmamız oldukça zor.

Bu sınırlılığı 1880′lerde hikâyeleştiren Edwin A. Abbott,

Düz Ülke (Flatland) romanında iki boyutlu bir

dünya anlatır. Bu dünya, bir kâğıt sayfası gibi yassı ve

düz, yani iki boyutludur. Kare ve Daire Beyler bu

dünyanın sakinlerindendir. Bu yassı fertlerin

hareketleri, görmeleri, tasavvurları hep bu iki boyutlu

dünyayla sınırlıdır.

Meselâ Kare Bey, Daire’nin içini hiç görmemiştir, çünkü

görebilmesi için Daire’yi çevreleyen çemberin bir

yerinde açılma olması gerekir.

Page 10: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

10

Bir gün bu yassı, yani iki boyutlu dünyanın dışından üç

boyutlu bir Küre, Kare Beyle sohbete başlar. Küre,

Kare’ye üç boyutlu uzayı anlatmaya çalışır; fakat bir

türlü anlatamaz. Sonra Kare’ye bir fikir vermesi için

Küre, yavaşça Kare’nin iki boyutlu dünyasının bir

tarafından girip öbür tarafına geçer.

Suya batan bir top gibi, Küre iki boyutlu dünyada önce

bir nokta şeklinde görülür (düzleme temas noktası).

Sonra gittikçe büyüyen bir daire olur. Sonra tekrar

küçülmeye başlar ve bir noktaya indikten sonra

kaybolur. Kare, hayretler içinde kalsa da, üç boyutun

nasıl bir şey olduğunu kafasında canlandıramaz, tâ ki

bir şekilde hapsolduğu iki boyutlu dünyanın yukarısına

çıkıp o dünyanın bütün sakinlerini (yani daire vs. gibi

şekilleri) yukarıdan görünceye kadar."

Ve gariptir ki, 2 boyutlu dünyada yaşayanların 3.

boyutu gösterecek parmakları bile yoktur. Neye

benzediklerini tam olarak asla bilemezler.

Boyutlar konusuna eserimiz boyunca algı düzeyi ile

bakacağız. Zira gerçekte tüm boyutlar aynı anda

mevcuttur. Sorun şu ki bizler henüz farkında değiliz.

Bütün bu izahlardan sonra bile 4. boyut nedir sorusuna

tam olarak doğru bir cevap vermek oldukça zor

görünüyor. Ama sizin anlayacağınız ve benim

anlatabileceğim bir üslupla boyut hakkında en kestirme

Page 11: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

11

ve en kolay yol ile şöyle diyebiliriz: Ön ve arka

yönler, sağ ve sol yönler, yukarı ve aşağı yönler.

Dolayısıyla içinde bulunduğumuz dünya âleminde

bütün boyutlar olmasına rağmen 3 tane boyutu

hissedip, algılayıp yaşamaktayız. Fakat bu; 4.boyut,

5.boyut veya 6.boyut yok anlamına gelmiyor. Bizim

anladığımız, algılama tarzımız ancak 3 boyutla kâfi

gelmekte, 3. boyutla yetinmektedir. Ve gerçekte

diğer boyutlarda da bize ait bir şeyler

bulunmaktadır.

İşte kitabımızın esas konusu ise İnsan bedeninin

3. boyuttan algılandığı gibi olmayışıdır.

Algıladığımız bedenimiz; yukarı ve aşağı yönlerde

uzunluğu ile, ön ve arkada bu uzunluğun kalınlığı ile,

sağ ve solda ise bedenin genişliği ile 3 boyutta da aynı

anda mevcuttur.

Bu yüzden biz boyut nedir dediğimizde, kendi

bedenimize bakıp daha rahat bir şekilde boyutun

tasvirini elde edebiliriz. İleri ve geri, sağ ve sol, yukarı

ve aşağı dediğimizde 3 boyutu da tanımlamış oluruz .

Bu tanımlama bedenimizin bildiğimiz tüm boyutlarda

yer kapladığını gösterir.

Esasında bütün varlığın, canlı olan her şeyin 4. boyutta

bizlerin görüp de henüz anlayamadığı bedenleri vardır.

Bu açıdan kesin olarak gördüğünüz hiç bir şey

göründüğü gibi değildir.

Tabir uygun olursa “devede kulak” bile olmaz.

Page 12: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

12

En ufak karıncadan, börtü böceğine kadar her

varlığın göremediğiniz 4. boyutta mevcudiyetleri

vardır.

Bu dünyada gördüğünüz ve bazen çirkin, gereksiz

bulduklarınız 4. boyuta göre inanılmaz özel varlıklar

olabilirler.

Ve aslında buradaki (dünyadaki) çalışmaları ile kendileri

(Batında Allah) oluşturmaktadırlar. 'İnsan Yaratılmadı'yı

okuyan dostlarımız işaret ettiğim manayı

anlayacaklardır.

Bir böceğe iyilik yapan aslında daha farklı bir şeye iyilik

yapmıştır. Zamanı gelince bunu anlayacaktır.

Yukarıda ifade ettiğim mana bizlerin algısındaki

yetersizlik üzerinedir. Zaten mevcut olan boyutları biz

henüz algılayamadık. Ve örneklere bakarken, eşyanın

şekli açısından değil algıdaki boyutları kavrama

yetisinin eksikliği açısından anlamaya çalışınız.

Parmak ucunuza 3. boyutun bilgisinden mahrum bir

halde "ben" dediğiniz bilincinizi versek ve bedeni

oradan yönetse, gözlerinizi güneş zannederdi...

Ayak parmaklarınızı kendine bir rakip olarak

görür ve kıskançlığın meydana getirdiği hal ile

aptal bir varlık olarak tanımlardı.

Beden üzerindeki kılları fırsat buldukça yakar değersiz

bir böcek olarak ve bazen ağaç olarak bile görebilirdi.

Parmak ucundaki 3. boyut bilgisinin olmadığı

Page 13: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

13

bilincinize ne anlatırsak anlatalım, hor gördüğü,

işkence ettiği ve kızdığı şeylerin kendine ait

olduğunu asla kabul etmezdi.

Kabul etmesi ve hakikati anlaması için 3. boyut bilgisini

vermemiz gereklidir. İşte ölümle beraber geçeceğiniz

yerde 4. boyut bilgisi ile ciddi anlamda şok

olacaksınız...

Page 14: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

14

Boyutlar

Şimdi insan bedeni şayet 2 boyutta yaşasaydı, uzunluk

bilgisi olmasaydı ki buna yukarı ve aşağı 3. boyut

diyoruz, o zaman genellikle uzun boylu, kısa boylu

gibi kavramlar tamamen hayatımızdan silinmiş bir

vaziyette olurdu; yani yukarı ve aşağı terimleri

olmadığı taktirde sadece ileri-geri, sağ ve sol

kavramları hayatımızda olurdu. İşte 3. boyut bilgisinden

mahrum olduğumuz taktirde, yani 2. boyut ve 1.

boyuta alışmış bir hayat sürdüğümüz taktirde, 3.

boyutun varlığı bizde hiçbir şekilde anlam bulamazdı ve

asla kavrayamazdık. Öte yandan bunu bilmemek bizim

boyumuzun uzamasına engel teşkil etmezdi.

4. boyutu anlatabilmem için 3. boyutla 2. boyutun

kesinlikle doğru bir şekilde kıyaslamasını yapmam

gerekiyor. Eğer size 2. boyutla 3. boyutu doğru bir

şekilde anlatabilirsem, 4. boyutu çok rahat bir

şekilde anlayabilirsiniz.

Ama mutlaka 2. boyutla 3. boyutun kıyaslamasını

yapmalı ve bunu doğru ifadelerle sunmalıyım. Çünkü

ülkemizde boyut konusunda çok fazla tanıtım olmadığı

gibi henüz bu kavramlara çok yabancı dostlarımız

mevcuttur. Bu yüzden bir hafızın ezber yaptığı gibi

boyut açıklamalarını başa sararak nakletmek

zorundayım. Kitabın özellikle bu bölümlerini sakin ve

acele etmeden, anlayarak okumalısınız.

İşte 2 boyutlu algı ile dünyamızda yaşayan varlıklar, 3.

boyutu asla anlayamazlar.

Page 15: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

15

Ve insanlardan hiçbir şekilde bilgileri yoktur. Bunun için

2 boyutlu bir dünyaya örnek vermem gerekirse; şu

anda baktığınız monitördeki dünya 2 boyutludur. Yani

bilgisayarınızda 2 boyut vardır; bütün dosyalar,

klasörler kendi dünyalarında 2. boyuttadırlar ve 3

boyutlu dünyanın bilgisini taşırlar, ancak bu bilgiyi 3.

boyuttakiler anlar. 2. boyuttakiler ne olduğunu

bilmeden sadece bilgisini taşırlar. Boyut kavramları

sizde daha rahat anlam bulmaya başladı ise

örneklerimize geçebiliriz.

Page 16: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

16

Tohumlar ve 2. Boyut

Bu örnek anlaşılmadığı taktirde bu eserle anlatmak

istediklerim anlaşılmaz. Ve kitapta yer alan birçok

konuda bu örneğe atıfta bulunacağımız için

anlaşılması çok önemlidir. Lütfen anlamadan

diğer konulara geçmeyiniz.

Bir çeşit süper bilinçli tohum kümesi düşünün.

Bunlar kullandıkları suya göre yaşadığımız

dünyada bitkiye, ağaca, meyveye ve hatta uçan

kuşa dönüşebilmektedir.

“O, sizi bir tek candan yaratandır.“ (Enam/98)

Tohumlar; hareketlerine göre sertlik kazanan ve bazen

bataklık olabilen toprağın birkaç santim altında

tamamen 2 boyuttan oluşan bir dünyada yaşıyorlar.

Dünyalarında İleri-geri, sağ ve sol var.

Bu iki boyut istikametinde gelişme gösteren,

kabukları hakkında tüm bilgilere vakıf olan ve bu

3 boyutlu dünyanın 2 boyutlu algısı ile yaşayan

varlıkları örneğimiz gereği tohumlar olarak

düşünelim.

Bu tohumlar, Allah’ın Cömert ve Adl olmasından

kaynaklı bir sebeple henüz ne tohumu olduklarını ne kendileri biliyor ne de bizler biliyoruz. Bunun sebebi ise tohumların özlerinin bilinçli olması nedeni ile suyu

kullanış şekilleri onların hangi ağaç olacaklarını belirleyecektir.

Page 17: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

17

Öte yandan algıları 2. boyutu sezdiği için tohumların

hepsi birbirlerini aynı görmektedir. Küçük farklar olsa

da genel itibariyle tohumlar, aynı, insanların et ve

kemikten ibaret olması gibi, büyük oranda birbirlerine

benzemektedirler.

Kendi aralarında küçük dekorasyon farkları tabii ki

mevcut olacaktır. Çünkü 2 boyutlu dünya olduğu için

herkesin eni aynı olmayabilir veya çapı aynı olmayabilir.

İşte farklı, uzak, geri, sağ, sol gibi etkenler aynı

olmadığı için, bunların popüler olanları, ileri ve geri

mesafesi uzun olanları olabilir veya farklı farklı

devirlerde dar olanları daha popüler olabilir. Daha iyi

anlamanız için; spor bir vücut, yahut 90, 60, 90

popüler ölçüleri gibi bir takım kabuk beğenileri

mevcut olmuştur.

İşte bu tohumlar kendi dünyalarında, kendi yaptıkları

fiiller neticesinde hangi meyvenin tohumu olacaklarına,

hangi meyve ağacının veya sebzenin veya bitkinin

tohumu olacaklarına kendi yaptıkları fiiller

doğrultusunda karar verecektirler. Bu oluşumda ise

suyu nasıl kullandıkları üzerinedir her şey.

Zira onlar toprakla, bataklık karışımı bir yerdedirler.

Buna 3. boyut bilgisi ile ''çamur'' denmektedir.

''Sizi çamurdan yaratıp, sonra bir ecel koymuştur.

Belirli bir ecel de kendi katındadır. Böyle iken siz

hala kuşkulanıyorsunuz.'' (Enam/2)

Burada da yine Rahman’ın adil olmasından kaynaklanan bir hal yaşanmaktadır. Zira Allah o kadar adildir ki 2

Page 18: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

18

dünyalı bu tohumlara karşı, kendi dünyalarında, kendi kararları ile ortaya koydukları fiiller neticesinde 3.

boyutta yer edinecektirler.

"Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle

işledikleriniz yüzündendir." (Şura/30)

Tohumların var oldukları yerde su diye bir şey daha

vardır. 3 boyutu da algılayan insan için zaman neyse

bunlar için de su odur ve çok önemlidir. Su hayat

demektir tohumların yaşadığı 2 boyutlu âlemde. Çünkü

su, hayatlarının tam merkezindedir. Ne kadar önemli

ise o kadar önemsiz ve ne kadar üzücü ise o kadar

eğlencesi olan bir şeydir. 2 boyutlu tohumların

yaşadığı bu dünyada su o kadar değerlidir ki,

bütün hayatlarını suya göre entegre etmiş, suya

göre ayarlamışlardır. Ancak 3. boyut içinse çok temiz

bir kaynak suyuna gerek vardır. Buna bizim 3. boyutlu

dünyamızda ''Allah’ın Rahim oluşu'' denmektedir.

Tasvirini yaptığım dünya hepinizin aklına geldiği gibi

bizim dünyamızdır. İnsanla bağlantısına geçeceğiz.

Ancak bilindiği gibi yerküremizin çekirdeğinde dünya

yüzeyinde hiç kimsenin görmediği kadar bir ateş topu

mevcuttur. Bu ateş hareket kapasitesi ve

akışkanlığı ile suya benzeyen dehşet bir şeydir ve

adına lav demekteyiz.

Ve adına lav dediğimiz bu dehşet ateş hakkında 2

boyutlu yaşamı algılayan ve lav bilgisinden de mahrum

olan kara cahil tohumları uyarmamız gerekli. Ancak

Page 19: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

19

lav’ın nereden yaklaştığını uyarmakta gerçekten acizlik

çekiyoruz. Çünkü anlamaları nerdeyse imkansız.

Zira aşağı kavramı yok. Aşağıyı gösteren parmak

bilgisi yok.

Aşağıdan yaklaşmakta olan tehlike her geçen gün

büyümektedir. Ateş ve aşağı bilgisinden mahrum

olan bu tohumların dünyasını anlatmaya devam

edelim.

3 Boyutlu Dünyada kullanılan “AN”, ”ZAMAN”

değerlendirildikçe zenginlik gelir. Nasıl ki maaş almak

için 30 gün/zaman/an gerekli ise ve bir otomobil almak

için gerekli parayı kazanmaya ne kadar

süre/zaman/an/gün/yıl çalışmak gerekli ise, 2 boyutlu

bu dünyada da suyu verimli kullanmak zenginlik

getirmektedir. Tabi ki suyun birçok çeşidi vardır. Ancak

özü koruyan kabukları ile suyun ilgisi olmadığı için

bu 2 boyutlu dünyada bütün sular aynı gibi

görünmektedir.

Bu tohumlar süper tohum olduğu için yapıları

nedeni ile oluşan hal gereği zilleri, kökleri aşağı

doğru hızlı bir büyüme gerçekleştirmektedir.

Ancak 2. boyut bilgisi ile yaşayan kabuk içindeki

tohum, toprak altındaki balçık deryasında aşağı

doğru gerçekleşen ziller ve kökler olarak 3.

boyutta ifade edilen açılımdan, hareketten

bilgisizdir.

Aşağıdan yaklaşmakta olan lav tehlikesi çamuru, ısısı

ile önce kayaya dönüştürecek sonra ise elmasa

Page 20: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

20

dönüşen kayanın içindeki tohumun köklerini, zillerini

ebedi yakacaktır. Çamur içindeki kabuğun

hareketinin devam edeceği sanrısında, 2. boyut

bilgisi ile yaşamına devam eden tohumun

köklerinin yok oluşunu kayanın ısı karşısında

oluşturduğu yapı olan elmas önlerken, lavın ateşini

de kusursuzca köklere iletecektir.

İşte aşağı doğru çamurun da etkisi ile açılım

gerçekleştirmenin çok kolay olduğu 2 boyutlu dünyada

yaşayan tohumların dünyasında, bu tehlikeyi bildiren ve

bu tehlikeye karşı nasıl önlem almaları gerektiğini

söyleyen yapının bir adı vardır: DİN. Din; tohumlara,

onların anlayacağı dil ile bu tehlikeyi haber verir. Ayrıca

bazı kurallar koyar. Kesinlikle temiz su

kullanılmalıdır. Aksi halde tuzlu su kabuğu

kurutacak ve zayıf kalan öz çamurun etkisi ile

aşağı doğru çok daha hızlı ve erken bir büyüme

gerçekleştirecektir.

3. boyutta bu tohumların hangi bitki ya da hangi ağaç

olacağına 2. boyuttaki suyu doğru şekilde kullanmaları

ile karar verilmektedir. Ve bu da 3. boyut gerçekleri,

2. boyuta, onların anlayacağı yöntem ile Kutsal

kitaplar olarak, rehber olarak sunulmuştur.

Genel olarak özet ise; 2. boyutun varlıklarının ortaya

attığı fikirler, inanışlar, duruşlar, yaptıkları hareketler

neticesinde, neyin hangi ağacın tohumu olduğuna karar

verilmektedir. Bu durum ise 2. boyutta ''Sevap ve

Günah'' oalrak mana bulmaktadır. Suyu doğru

kullanmak sevap; israf etmek, çarçur etmek, çok acı

Page 21: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

21

olan tuzlu su kullanmak ise günahtır. Sevap ile

yukarıya (cennete) günah ile de

aşağıya(cehenneme) ulaşılır.

Bu noktada şu izah iyi anlaşılmalı: Cennet veya

Cehennem kavramları aşağı yukarı kavramları gibidir.

Yani ileri geri manaları gibidir. Yani 4. boyut için aşağısı

Cehennem olarak tabir edilirken yukarısı da cennet

olarak tabir edilmiştir. Bu, anlatımda bir örnek ve

nitelemedir. Sizi kilitlemesin. Cennet ve cehennem 4.

boyut için 3. boyuttaki boyutsal özelliğin 2 zıt

istikameti; yukarı ve aşağı, sağ ve sol gibidir.

Bu noktanın mutlaka anlaşılmasını isteyerek

yineliyorum:

''Cennet ve Cehennem kavramları 4. boyut için iki zıt

yerdir.''

3 boyutlu dünyada 1.ve 2. boyutun bilgisi ile yukarı ve aşağı algısı da vardır.

2 boyutlu dünyada ise 1. boyutun bilgisi ile sağ ve sol algısı da vardır.

1 boyutlu dünyada ileri ve geri algısı vardır.

4 boyutlu alemde de 1., 2. ve 3. boyut bilgisi ile Cennet ve Cehennem vardır.

İşte 2 boyutlu tohumların dünyasında böylesine bir hal,

böylesine bir yaşam vardır.

Çeşitli dinler gelir, çeşitli peygamberler gelir bunlara;

sürekli olarak 3. boyuttan bahseder.

Birçoğu inanmaz fakat gelen kutsal kitaplar bazen şöyle

derler tohumlara:

Page 22: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

22

“Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın.”

(Allah’ın size öğrettiği şekilde kulanın suyu.)

(Bakara/239)

Tebliğ ediciler: ''Bakın şu an BİLİNCİNİZİN etrafındaki

kabuk sizin gerçek bedenleriniz değil, o yok olup

gidecek. Sizin gerçek bedeniniz temiz suyu kullanarak

dönüştürdüğüz şeylerdir. 3. boyutta hayat bulmakta, 3.

boyutta sizi beklemektedir.” diye sık sık uyarırlar.

Bugün bize: ''Sizi ahirette bir şeyler bekliyor.''

dedikleri gibi. İşte bu tohumlar yapıları itibariyle 3.

boyut bilgisinden tamamen mahrum oldukları için

sürekli olarak yukarıya veya aşağıya doğru açılım

gerçekleştirmektedirler. 2. boyut ve 3. boyut aynı anda

gerçekleşmektedir. Ancak 3. boyutu algılama

potansiyelleri olmadığı için dinlerin ortaya attığı

manaları anlamamaktadırlar. Bu yüzden

inanmayanlar kendilerini deniz suyuna bırakarak

çamurun da etkisi ile açılımı kökler ve ziller nispetinde

aşağı doğru yapmaktadırlar. Belki kısmen bir ıspanak

kadar yukarıda yer edinebilenler de olacaktır. Yine tatlı

suyu belirtilen anlarda alarak hangi ağaç olacaklarını

bile belirleyerek yukarı doğru açılım gerçekleştirenler

de mevcuttur.

"Neden acaba siz, sizi şekilden şekile sokarak

yaratan Allah’ın büyüklüğünü kabul

etmiyorsunuz?" (Nuh/13,14)

Öte yandan yukarı doğru gelişme gösteren ve

kendini kabuk zanneden ancak 3. boyutta ciddi

Page 23: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

23

gelişim gösteren ihlaslı bir ceviz kendinden

bihaber, acaba benim yaptığım işler ne oluyor,

ben sevap alıyor muyum, ahirette beni ne

bekliyor diyerek 3. boyutu hep merak etmektedir.

Ayrıca 3. boyuta çok özel ağaca dönüşmek üzere olan,

fakat 3. boyutu algılama bilgisini henüz almamış

(ölmemiş), yani kabuk çürümemiş ceviz, armut veya

elma çekirdeği; 3. boyuttaki hallerden habersiz 2.

boyutta hayat sürerken, sık sık yer elması gibi aşağıya

uzanan çeşitli çalılar, otlar, kökler, ziller, havuçlar,

turplar tarafından düşmanca hareket görüp, kendilerini

bu çer çöple aynı keseye koyabilir ve yanlışlıkla isyan

batağına saplanmaları da mümkün olabilir. Eğer bu tip

çer çöpün içerisinde durmaya ve onlara uymaya

devam ederse 3. boyuttaki ağacı kurumaya

başlayıp, çer çöp çekirdeği boğarak açılımı

aşağıya bile çevirebilecektir.

İşte bu tohumlara peygamberleri vasıtasıyla 3. boyut

bilgisi sürekli verilir ve denir ki: ''Bakın temiz suya

ihtiyacınız var. Mevcut su lağım suyudur, tuzludur,

deniz suyudur, sizler denizin de ne olduğunu

bilmezsiniz, lağımın da..

Temiz su, kaynak suyu 2. boyutta bulunmaz. O su,

Alemlerin Rabbi olan Allah'tadır. Ve o çok Rahman'dır.

O’ndan temiz su istemelisiniz. Tek çareniz bütün varlığı

var eden Rahman olan Allah’a sığınmaktır.

Kara cahil 2 boyutlu tohumlar dünyası bir türlü

anlamak istemiyor. Ama içlerinde merhametli

olanlara ulaşmaya çalışıyor, temiz su, kaynak

Page 24: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

24

suyu kullanmalarını istiyorsunuz. Rahmet sahibi

bütünün ve her türlü suyun sahibi yukarı açılım

gerçekleştirmek isteyenlere kaynak suyu vereceğini,

sürekli olarak kaynak suyu istenmesini söylüyor.

“Bana dua edin, duanıza cevap vereyim"

(Mü'min/60)

Zira yukarı çıkmak için kaynak suyuna gerek

vardır.

Kaynak suyun yegane sahibi ise her şeyin Maliki

olan HU'dur.

O'ndan kaynak suyu istenmelidir.

Ve kıyaslama yaparken ''3. boyut için, 2. boyutun

suyu Zaman'dır.'' ifademi yenilemem gereklidir.

''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım. Ve

(Benden su isteyin ki ben de vereyim.)''

(Bakara/152)

2. boyutun halkına bunu anlatmak istiyorsunuz

fakat onlar sürekli işleri birbirine karıştırıyor.

Ve bunu görüp Rabbimizden kaynak suyu istemeleri için

bir çok yöntem öğretiyorsunuz. Zira kaynak suyu

istemeyenleri acı bir durum beklemektedir.

''Ne var ki: 'Andolsun ki cehennemi, cinlerle ve

insanlarla dolduracağım.' diye kesin bir söz

çıkmıştır benden." (Secde/13)

İşte bu mana ile ortaya çıkan korkunç gerçekten

Page 25: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

25

kendinizi kurtarmanın tek yolu, O’nun tarafından

anılmaktan geçmektedir. 3. boyutta büyümeye devam

eden bir ağacın yüzde 90’ı sudur. Ve hatta insan

bedeninin dahi yüzde 90 civarı sudan oluşmaktadır.

Nasıl ki kaynak suyu çok önemli ve dönüştürülebiliyorsa

ve suyun dönüşmüş şekli 3. boyutta ağaç gövdesi

olarak görünüyorsa, 3. boyut için zaman da aynı

şekilde dönüşmektedir. Allah’ın anıldığı zamanlar; temiz

kaynak suyu iken, anılmadığı zamanlar ise o anki hale

göre lağım suyu, tuzlu su, çamaşır suyu, deniz suyu

gibi mana bulmaktadır.

Bütün bu izahların yanında 2. boyutun çamurunu doğru

bir şekilde toprak olarak tutmak gerekecektir.

Bin bir türlü yorgunluk ile elde ettiğiniz toprağı çok

fazla kurutmadan ve çok cıvıtmadan dengede tutarak

geçiş sürecine yani ölüme de hazırlanmak gerekecektir.

Çok fazla sertleşen toprağa karşı iş hayli zor

olabilecekken, çok yumuşayan toprak ise suyun da

etkisi ile aşağı doğru çökmeye neden olabilecektir.

Bu yüzden çevrenizdeki tohumların toprağına yardım

ederek destek alınabilmektedir.

Kendinizle birlikte onları da hazırlarsanız

açılımınız kolaylaşır, yukarı doğru bir açılım

gerçekleştirir ve 3. boyuttaki devasa anlamda

koskoca çınar ağacı, ceviz ağacı, nar ağacı

olabilirsiniz.. Ve belki de kimsenin bilmediği, ucu

bucağı olmayan ve her çeşit meyvenin olduğu bir

ağaç...

Her durumda da siz kabuk, yani beden değilsiniz

Page 26: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

26

gerçeği karşımıza çıkmaktadır.

İşte 3. boyut bilgisinden tamamen mahrum olan bu

tohumlar, bazen bu peygamberlerle dalga geçer,

Kuran’a inanmaz, temiz su nedir, kaynak suyu nedir

bilmez ve maalesef büyümeyi aşağı istikamette, yani

adına cehennem dediğimiz yön doğrultusunda

gerçekleştirir ve 3. boyutta tamamen kaybeder.

Zira 3. boyuttakiler bilmektedirler ki, yerkürenin tam

merkezinde, çekirdeğinde “lav” vardır. İşte o çekirdeğe

ulaşan tohumlar ancak 3. boyut bilgisini elde ettikleri

zaman bir ayaklarının, zillerinin, köklerinin aslında lav

dediğimiz ateşten daha sert yakıcı bir volkana ulaştığını

anlayacaktırlar ama iş işten geçmiş olacaktır.

Zira tohumlar 2. boyutta iken 3. boyut bilgisinin sahibi

tarafından uyarılmalarına rağmen, Rahman’ın rahmeti

yanı başlarında olmasına rağmen, suyu

değerlendirmeyip, savurup sürekli aşağıya doğru

büyüyerek yaptıklarının neticesiyle karşılaşacaklardır.

Bir nevi kaderlerini kendileri yazmıştır.

“De ki; eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne

ehemmiyetiniz var?" (Furkan/77)

İşte duası olmayanların, kaynak suyunu talep

etmeyenlerin, yahut gelen suyu doğru kullanmayanların

maalesef hiçbir ehemmiyeti olmayacaktır.

Kabuğun işlevini yitirmesi ile hakikat ortaya çıkacak ve

3. boyut bilgisiyle tanışan bilinçler müthiş bir şaşkınlığa

uğrayacaklardır.

Page 27: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

27

2. boyutta ünlü bir artist olan veya 2. boyutun çok

ünlü yazarı, bilim adamı, emrinde bir sürü eleman

çalıştıran fabrikatörü, falancası, filancası olan

tohumların; zamanı, Allah’ın dilediği gibi

kullanmamalarından dolayı, kaynak suyunu

almadıkları için ve hatta saçma bulup alaya

aldıkları için 3. boyutta ısırgan otu, firez, çer çöp

vs. olduğunu göreceksiniz..

Öte yandan 3. boyut için algısı açılan kişi; 2.

boyutta mütevazi, hiç sesi çıkmayan, hep iyilik

yapan, hiç böbürlenmeyen ve Rabbini sık sık anan

ve maalesef azgın, arsız 2. boyut tohumları

tarafından silik, zavallı olarak tanımlanıp, bir kere

bile adı anılmamış mümin kişilerin; her türlü

meyveyi verme kapasitesi olan, koskoca portakal,

çınar ağacı olduğunu ve hatta ucunun bucağının

görülmediği devasa bir varlık olduğunu

görecektir.

İşte bazıları da vardır ki 2. boyutta sürekli eziyet ettiği,

adam yerine koymadığı, parasız pulsuz olarak nitelediği

kişilerin 3. boyuttaki hallerini görünce utançlarından ne

yapacaklarını şaşıracaklardır. Buna benzer

tutumlarından dolayı ancak marul olarak kendini bulan

bu zavallı tohum; adam yerine koymadığı bu Mümin'i

muhteşem bir gökkuşağını andıran yaprakları ile sonu

görünmeyen bir ağaç olarak gördüğünde pişmanlığı ve

acısı ihtişamlı olacaktır.

Çünkü geriye dönüp tohum olma, suyu doğru kullanma

gibi bir şansı yok! Zira süreç tamamlandı.

Page 28: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

28

Yaratılma son buldu. Artık Allah ve Yarattıkları

var. Alem “Allah var başka bir şey yok” alemi

yerine Allah ve yarattıkları var alemine yani bir

üst boyuta geçmiştir.

"Siz cansız iken sizi dirilten Allah’ı nasıl inkâr

ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine

diriltecektir. En sonunda O’na

döndürüleceksiniz.'' (Bakara/28)

İşte böylesine bir ciddi konu İnsanlığı beklemektedir.

Ayrıca bir yerlere kaçacağını zanneden dostlara

hatırlatmam gerek; bin bir türlü pişmanlık olsa da

biliyorsunuz ağaçlar yürüyemez arkadaşlar. Marullar,

kabaklar, ağaçlar hareket edemez; ağaçlar

yerlerindedir. Ne yaparlarsa fidanken yaparlar. Büyüme

tamamlandığı zaman maalesef ağaçta yeni bir yol, yeni

bir açılım gerçekleşmez. Ve ilerleyen satırlarda bu

konuya geleceğim. Hakikatte, insan da ancak bir ağaç

kadar hareket edebilir. Kendi yörüngesinde bir çeşit

hayat sürmektedir. Tohumlardan aşağı doğru açılım

gerçekleştirenler ise maalesef kaçtıkça batağa

saplanırlar..

İşte tohumların dünyasında, onlarda henüz 3. boyut

bilgisi yok iken dehşet şeyler olur. Kaynak suyunun

önemini ve kıymetini bilmeyen tohum, suyu doğru

kullanmadığı zaman ve yahut günde beş kez, altı kez,

yedi kez sudan istifade etmediği zaman 3. boyutta

büyüyemez. Öte yandan dışarıyı gözlemleyen bir

Page 29: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

29

turp tohumu veya marulun ise, arka mahallede hor

gördüğü portakal çekirdeğini izlediğinden ve O’na

derin bir hayranlık duyduğundan hiç haberi dahi

olmayacaktır.

Bu yüzden insan doğası gereği, 4. boyut

bilgisinden mahrum olduğu için aynı 2. boyutta

yaşayan tohumların hali gibidir sevgili dostlar.

Zira tohumlar bütün bu bilgilerden yoksun oldukları için

3. boyutu asla kıyaslayamamış, anlayamamış ve büyük

kayıplar yaşamışlardır.

İşte Kuran da Resuller de Nebiler de hep bize 4.

boyutu/ahireti anlatmak, 4. boyuttaki/ahiretteki

durumumuzu, 4. boyuttaki halimizi bize izah etmek için

bin bir gayret göstermiş, çaba harcamış ve Allah Azze

ve Celle rahmetinden ötürü kutsal dediğimiz çok önemli

bilgi kaynağı kitaplarla yer yer insanlığı uyarmıştır. En

son Kur’an-ı Kerim bize bu bağlamda çok büyük bir

hediye, büyük bir rahmet olarak gelmiştir.

Bu eserde beni bu noktalara getiren de hikmetli

Kuran'dır.

“O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar

kılma (3. boyut) yeriniz, bir de emanet (4. boyut)

bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için

âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.“ (Enam/98)

İşte onu doğru okumak, doğru değerlendirmek bizlere

Page 30: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

30

müthiş katkılar sağlayacaktır. Bu yüzden 2. boyuttaki

tohumların gafleti gibi gafil olmamamız gerekmektedir.

Tohumların dünyasına farklı açılardan bakmaya

devam edelim.

2. boyuttaki bu tohumlar; 3. boyut bilgisinden

tamamen mahrum bir halde aradan yıllar, binlerce yıl

geçer ve bunlar bir çeşit teknolojiler elde ederler.

Devasa teleskoplar elde yapmaya başlarlar. İşte bu

elde ettikleri teleskoplarla 3. boyutun semalarını, ki 2.

boyuta göre 3. boyuttan görünen yukarıda yukarı

kavramı yoktur, ama düz bir bakışla çok uzakları

görmeye başlarlar..

Çünkü dünya gezegeninde de aslında yukarı

kavramı yoktur bilginiz olsun, rastgele bakarız

aşağı neredir, yukarı neredir, çıkın uzaya bakın.

Her yerin bir başka yer olma ihtimalinin olduğu,

kavranamaz bir boşluk ve bir takım parlak

yıldızlar, galaksiler görünmektedir.

İşte 2. boyuttaki bu varlıklar halleri itibariyle bir çeşit

teknolojiler geliştirip kibirli bir halde çok bildiklerini

zannederek dışarıyı anlamaya, daha doğrusu uzakları

çözmeye çalışırlar. Bir çeşit teleskoplarla 3. boyutun 2.

boyut cephesi ile algılanan bir ağacın meyvesini

görürler. Mesafenin çok uzak olması sürekli kargaşaya

neden olmaktadır. Zira meyvenin içindeki çekirdek

hiçbir şekilde akıllarına dahi gelmemektedir.

2 boyutlu algı ile portakal çekirdeği, izlediği

portakalın kendisi olabileceğine zerrece ihtimal

Page 31: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

31

veremeyecektir. Zira bu düşünce uçuk kaçık, saçma

sapan, delice bir şey olacaktır. Ancak muhteşem bir

gerçektir. Öte yandan dışarıyı gözlemleyen bir

turp tohumunun veya marulun ise arka mahallede

hor gördüğü portakal çekirdeğini izlediğinden ve

O’na derin bir hayranlık duyduğundan hiç haberi

dahi olmayacaktır. Aptal bir kibirle oralara

yolculuk yapmak için milyar dolarlar

harcayacaktır..

Bu örnekle neyi anlatmaya çalıştığımı ufku geniş dostlar

anlamışlardır.

Şaşırdınız değil mi?

Bu muhteşem gerçek ilk kez bu eserde çok net ve

bir çok delil ile karşınıza çıkıyor.

Derin uzayda şeftali ağacının rengarenk meyvesine

bakıyorlar. Aslında o şeftali tohumu hemen yanı

başında. Tohumdan ziyade o şeftali ağacını yürüten,

yöneten, koordine eden beyin cevizin içinde, öz orada.

Oradaki özün inançları, davranışları, hareketleri,

fiilleri doğrultusunda yukarıdaki 3. boyuttaki

fidan şekil bulmakta, ağaç genişlemekte,

ilerlemekte ve büyümekte. Ancak bilinç, kabuğunda

olduğu için henüz bunu anlayamadı, keşfedemedi ve

hayatına yerleştiremedi, deneyimleyemedi.

Page 32: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

32

Bu insan için şuna benziyor: Küçük ceviz, kabuğunda

iken hem 2. boyutu (buna Allah’ın Rahman oluşu

diyoruz) hem de kaynak suyunu sahibinin çizdiği

hatlarda kullanarak dönüştürme işini yaptı ve 3.

boyutta ilerledi. (Buna Allah’ın Rahim oluşu diyoruz).

İkisi de beden olarak aynı anda gerçekleşti.

Biraz sakinleşmeniz ve okuduklarınızı sindirmeniz için

burada Allah’ın hem Rahman hem Rahim oluşu

hakkında birkaç satır düşmem lazımdır.

Page 33: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

33

Rahman (Dünya) Rahim (Ahiret) Anda

İnsanlar çok alıştıkları için çevrelerindeki muhteşem

şeyleri göremezler. Bir bardak suya ulaşmak muhteşem

iken onu bedenden çıkarmak yine bir o kadar

muhteşemdir. Bu akışta herhangi bir aksama

olduğunda hayat diye bir şey kalmaz.

İşte insan bu akışa kendisinin ulaştığını sanır. Bedeni

bir fabrika gibi akşam yemeğini sindirme mücadelesi

verirken "ben" duygusunun bunlardan hiç haberi

yoktur. Rahatı yerinde yeni yiyecek ve içeceklerin

şeklini planlar.

İnsanoğlunun benzer şekilde muhteşem bin bir türlü

halini Allah'ın Rahman oluşu organize eder.

Nankör insanların aklı öyle sığdır ki, çevresindeki

muhteşem olayları et parçası midenin, yahut et parçası

beynin yaptığını veya et parçası dilin tat aldığını

zannederek teşekkür ve şükürden mahrum kalır. Bütün

marifeti kendine yükler.

Mümin, İslam ve Müslüman olmanın güzelliği burada

başlar. Zira insan sadece bu dünyada değil beden yapısı

ile Ahirette de vardır.

Ahiret/4. Boyut buradayken yaşanır. Şükredenler ve

besmele çekenler bu hareketleri ile Allah'ı anarlar. Ve

tabii ki Allah da onları anar.

Page 34: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

34

Zira esas gaye Allah'ın anmasına yöneliktir.

Zaten namazdan oruca kadar tüm hesap Allah'ın

anmasına göredir.

“Öyleyse siz beni anın; Ben de sizi anayım"

(Bakara/152)

Allah'ın onları anması ile; ahiretteki/4. boyuttaki,

aslında şimdiki bedenlerinden hiç ayrılmayan ancak et

gözle göremedikleri, kelimelerden, düşüncelerden ve

niyetlerden oluşan bedenlerine yani sizin anlayacağız dil

ile ruhlarına Rahim esması tecelli eder.

Rahman ve Rahim oluşu aynı anda gerçekleşmiş olur.

Mümin kabuk olan bedenini terk edince buradan

gönderdiğini bulur ve göz yaşı içinde, hayretler içinde

şükretmeye devam eder..

Page 35: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

35

Yıldızlar Ve İnsanlar

Düşünün bir sineği bile boş yere yaratmayan, bir

sineğin kanadının bile bir hikmetini yaratan Allah Azze

ve Celle, dünya gibi kat kat büyük toprakları olan

büyük devasa yerleri boş yere mi yarattı?

Ayrıca nasıl ki aslında enerji deposu olan bir mandalina

elimizde katı bir oyuncak, turuncu çocuk topu gibi

görünüyorsa, 4. boyut ta gerçek şekli ile saf enerji

hali ile okunmaktadır. Ve insanın beyni bu

dönüştürmenin motorudur. 3. boyutun manalarını

4. boyuta göre tercüme etmektedir. Keza 4.

boyutun manalarını da 3. boyutun dili ile

yorumlamaktadır.

Ve beyin diye isim koymam anlamanız içindir. “Allah de

ötesini bırak” prensibi gereği kesinlikle her şeyi sürekli

olarak yaratan Rahman ve Rahim olan Aziz Allah’tır.

Page 36: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

36

Balon Adam

Sınırsızca esneyebilen ancak havasızken sıradan olan

bir balon hayal edin.

Bu balonun şişirilen, hava basılan ağız kısmını

yuvarlak değil de insan bedeni olarak kurgulayın.

Bu balonun, içine sürekli hava aldığını hayal edin.

İnsanın beden yapısına yüzde yüz uyumlu bu balonun

ağız kısmı ile sürekli içine hava alan arka kısmı

arasında, boyun diyebileceğimiz bir uzunluk ve o

uzunluğun peşi sıra 3. boyut algısına göre, çok ötelerde

yuvarlak bir vücut görmek mümkündür.

Balonun ağzı 3. boyutta iken gövdesi tam anlaşılır

şekli ile 4. boyuttadır.

Ancak balon 3. boyuttan dışarıya bakmak istedikçe

esasında çok uzaklarda bir gezegen, bir yıldız, bir

galaksi görünür.

4. boyut için bir çeşit enerji ve en yakın tarif ile

kuantum bir yapı olan beden, 3. boyutta toprak,

su, buz, ateş vb. olarak yorumlanır.

Page 37: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

37

Mandalina Nasıl Görünür?

Mandalina 4. boyutta ışınsal bir enerji olarak

görünürken 3. boyutta turuncu, yuvarlak, elle tutulan

bir şey olarak karşımıza çıkar. Mandalinanın veya

toprağın ne olduğu gerçeğini değiştirmez.

Ancak nasıl göründüğü gerçeğini değiştirir.

Öz aynı olsa da yapı tamamen farklıdır.

İşte bu farkı 3. boyuttaki kişi değerlendiremez. 4.

boyut için sevimli bir koyunun ruhu/enerjisi bir

insan ruhu ile bütünleşmiş büyük bir mertebe

almışken 3. boyut için acımasız bir insan

tarafından yenmiş olarak gözükür.

Siz küçük ceylana bakmaya kıyamazsınız, lakin

timsahın ruhu ile bütünleşmesi lazımdır. Çünkü

timsahın ruhunda öğrenilmesi gerekenler vardır. Ve

timsah yavru ceylanın kabuğunu kırarak bu güzelliği

verir. 4. boyut için bu berekettir. Çünkü ceylanın ruhu

da, timsahın ruhu da yeni bir zenginlik elde etmiştir.

Bu, 4. boyut için ortada bereket, ihtişam, nimet ve

güzellik olarak okunurken, 3. boyut için sistemin

acımasızlığı ve merhametsizliği olarak okunur.

Page 38: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

38

Ruhun ne olduğunu bilmediğimiz gibi boyutları da

hiç bilmiyoruz. Bu sebeple Kuran rahmet olarak

karşımıza çıkmakta ve Subhan Allah çizgisine

davet etmektedir. Çünkü Ruh dediğimiz yapı için

buradan gönderdiği vardır. Buradan neye inanırsa

onu bulmaktadır.

Hakikatte buradan gördüğünüz uzay 3. boyuttan

4. boyuttaki ağacımıza gönderdiğimiz kodların 3.

boyuttan algılanış şeklidir. Ve uzay dediğimiz yapı

bilgi ile ruh denizidir.

İnsan bedenini yani kabuğu yıpratan durumlar 4.

boyutta gerçekleşen açılımlardır.

Zaman’ın gençlikle, ihtiyarlıkla alakası yoktur.

Ama buna rağmen zaman üzerinden hesap

yaparlar. Ve hatta kilo almanın bile sebebi yer

çekimidir. Ve yer çekimi müthiş sırlar saklıyor. Üzerinde

tefekkür etmek lazımdır.

Page 39: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

39

4. Boyutta Yer Çekimi Nedir?

Yer çekimi balon örneğimizde ifade ettiğimiz

ağızla gövde arasındaki boyundur. Dünya üzerinde

gördüğünüz tüm canlıların durumu aynıdır.

Yer çekimi o kadar etkilidir ki düşünceleriniz, fikirleriniz

ve inançlarınız yer çekimi tarafından çok sıkı bir şekilde

4. boyuta aktarılır.

Tohumların büyümesi gibi..

Zaman bitince göreceğiniz yere gönderilir.

3. boyuttan galaksi, yıldız, gezegen gibi görünen

devasa yapılar insan ruhlarıdır.

Rüyalarımızda anlamadığımız bir alemin bilgilerini insan

beyni en yakın ve en iyi şekli ile tercüme eder.

İşte beni yine bu noktaya getiren başka önemli bir delili

sizlerle paylaşıyorum.

Altını çizdiğim manalara dikkat ederek konuyu

okuyunuz.

Page 40: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

40

Yusuf (a.s) ve Rüyası

Hz. Yusuf, Kur'an-ı Kerim'de adı geçen

peygamberlerden birisi olup, Hz. Yakub'un oğludur.

Nesebi Hz. İbrahim'e kadar varır.

Kur'an-ı Kerim'de kendi adını taşıyan bir sure vardır.

Tamamı 111 ayet olan bu surenin 98 ayeti (4-101) Hz.

Yusuf'tan bahseder. Bu ayetlerde anlatıldığına göre Hz.

Yusuf'un hayat hikayesi özetle şöyledir:

Hz. Yusuf'un on bir tane erkek kardeşi vardı. Yusuf

fevkalade güzel ve son derece zeki idi. Babaları Hz.

Yakub en çok Hz. Yusuf'u seviyordu. Bu sevgiyi

ağabeyleri kıskanıyorlardı.

Yusuf (a.s) bir gece rüyasında on bir yıldızın, güneş

ve ayın kendisine secde ettiklerini gördü. Bu rüyayı

babasına anlattı. Babası rüyanın, Hz. Yusuf'un büyük

bir adam olacağına işaret olduğunu anladı ve Hz.

Yusuf'a rüyasını ağabeylerine anlatmamasını

tembihledi. Ancak, ağabeyleri bundan haberdar oldular

ve Hz. Yusuf'u öldürüp bir yere atmayı planladılar.

Babalarından izin alarak, gezip eğlenmek bahanesiyle

Hz. Yusuf'u alıp kırlara götürdüler. Onu bir kuyuya

attılar, gömleğini de kana bulayarak, "Yusuf'u kurt

kaptı" diye babalarına yalan söylediler.

Kuyunun yanından geçmekten olan bir kafile Yusuf'u

buldu ve köle olarak satmak üzere alıp, Mısır'a

götürdüler. Orada az bir fiyatla onu Azîz'e (maliye

bakanı) sattılar.

Page 41: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

41

Aziz'in hanımı Hz. Yusuf'a göz koydu. Onu kendisiyle

beraber olmaya çağırdı. Yusuf (a.s) bunu kabul

etmeyince, ona iftira edip kocasına şikayet etti ve

hapse attırdı.

Hz. Yusuf senelerce hapiste kaldı. Orada hükümdarın

şerbetçisi ve aşçısı ile tanıştı. Onlara gördükleri

rüyaların yorumunu yaptı. Birisinin, kurtulup efendisinin

hizmetine devam edeceğini, diğerinin ise öldürüleceğini

söyledi. Sonunda dediği çıktı. Hz. Yusuf kurtulandan,

kendisini efendisinin yanında anmasını istedi.

Hükümdar bir gece rüyasında yedi zayıf ineğin yedi

semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru

başak gördü. Bu rüyanın yorumunu yaptırmak istedi.

Hz. Yusuf'un rüya yorumu yaptığını öğrendi ve onu

hapisten çıkarıp, rüyasını anlattı. Hz. Yusuf, yedi sene

bolluk olacağını, peşinden gelen yedi senenin ise kıtlıkla

geçeceğini söyledi. Bunun üzerine hükümdar, Hz.

Yusuf'u maliye bakanlığına getirdi. Yusuf (a.s) bolluk

yıllarında bütün ambarları zahire ile doldurttu; kıtlık

yılları gelince bu zahireyi halka dağıtmaya başladı. Aynı

kıtlık, Hz. Yusuf'un babasının memleketi olan Kenan

diyarında da yaşandı.

Yusuf (a.s)'un kardeşleri de zahire almak için iki kez

Kenan ilinden Mısır'a geldi. Sonunda Yusuf (a.s)

kardeşlerine kendini tanıttı ve onları affettiğini

belirterek, "Bugün azarlanacak değilsiniz, Allah sizi

bağışlar, o merhametlilerin merhametlisidir"

Page 42: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

42

(Yusuf/92) dedi. Yusuf (a.s); babası, annesi ve

kardeşlerinin tamamını Mısır'a davet etti.

Ailesi Mısır'a vardığında Yusuf (a.s) anne ve babasını

tahta oturttu; diğer on bir kardeşi ise Hz. Yusuf'un

önünde eğildiler. O zaman Yusuf (a.s): "Babacığım,

işte bu vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır.

Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan benimle

kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni

hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim,

bana pek çok iyiliklerde bulundu. Doğrusu

Rabbim, dilediğine lütufkardır. O şüphesiz,

bilendir, hakimdir." (Yusuf/100) dedi. Bir süre

sonra Yakub (a.s) vefat etti. Yusuf (a.s), Allah Teala'ya

şöyle münacatta bulundu: "Rabbim, bana hükümdarlık

verdin, rüyaların yorumunu öğrettin. Ey göklerin ve

yerin yaratanı! Dünya ve ahirette koruyanım sensin!

Benim canımı, Müslüman olarak al! Ve beni iyilere kat!"

(Yusuf/101). Yusuf (a.s)'un hayat hikayesi Kur'an-ı

Kerim'de "Ahsenü'l-Kasas, Kıssaların en güzeli"

ünvanını aldı. Pek çok olayları içeren bu hayat hikayesi

için Allah Teala şöyle buyurdu: ''Andolsun ki, Yusuf

ve kardeşlerinin olayında, soranlara nice ibretler

vardır." (Yusuf/7)

Dostlarımız bilir, çok zaman rüya yorumlama

konusunda oldukça yoğun gayretlerim olmuştur.

Sevgili peygamberimizin (s.a.v.) işaret ettiği mana

doğrultusunda insanlar uykudadır. Zaten uykudayız şu

anda ve yıldızlar görüyoruz. Rüyada 4. boyutun bilgisini

bize 3. boyut gerçeği ile yıldız gibi manalarla beynimiz

Page 43: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

43

yorumlamaktadır.

Yukarıda, Kuran'da anlatılan kıssada bahsedilen rüyayı

irdelerseniz ilk merhalede yıldız, ay ve güneş secde

ediyor.

“İlk yaratılışı (aşamayı, karar kılma yerini)

bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?"

(Vakıa/62)

İkinci merhalede ise yıldızlar olarak görünen

kardeşleri secde ediyor. Bu da bize Rabbimiz bilir

ancak tefekkür açısından aslında ilk merhalede

olduğumuzu, bu dünyadan görünen ve yıldız gibi, güneş

gibi algılanan şeylerin insanlarla alakalı olduğunu

gösteriyor.

Bir takım itirazlar olacaktır. Ve biraz sonra size

nakledeceğim mevzu sizi bir daha derinden sarsacaktır.

Page 44: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

44

Güneşimiz ve Allah Resulü

Biliyorum ortaya koyduklarımız ve sizlere anlamanız

için baskı yaptığım şeyleri direk kabul etmeniz hayli

zor. Ancak her şeyinde hikmet olan Rahman ve

Rahim olan Yüce Rabbimiz, Allah, boş yere hiçbir

şeyi yaratmamıştır.

Devasa uzay ve devasa yerler buradan göründüğü ve

algılandığı gibi değildir.

4 boyutlu algıları olan birinin sayısız eli vardır.

3. Boyutta saçlarını taradığı gibi beden üzerinden tüm

organlara hakimdir.

Bedenindeki tüm organları tüm açıları ile görür,

hisseder.

İşin garip tarafı ise şuurlu olduğu kesinleşen

bakterilerle konuşabilir.

Ve bakteriler için işler hayli karışır..

Onların dili ile anlatmadığınızda hiçbir şey anlamazlar.

4. boyutu algılayan biri kendi kendini bir kaç saniyede

ameliyat bile edebilir.

Öte yandan 3. boyut bilgisi olmayan 2. boyutta

yaşayanlar, yukarıyı veya aşağıyı gösterecek parmakları olmasına rağmen, bu algının yokluğundan dolayı hiçbir yeri gösteremezler.

İşin sorunlu tarafı sizin parmağınızı bile çözemezler.

Kitap boyunca anlatmaya çalıştığım ve 4. boyut diye

bahsettiğim yer kuşkusuz Ahirettir.

Konuların anlaşılması için ilk 3 boyut üzerinden

giderken 4. boyut kelimesini kullanmak

anlaşılmayı kolaylaştırmaktadır.

Page 45: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

45

İşte anlatması bu kadar zor olan bir zamanda geçen,

sevgili Peygamberimizin (s.a.v.), Annemiz Ayşe ile bir

konuşmasına yer veriyorum..

Öyle bir gece ki gecelerin en güzeli...

Güzelliği O'ndan gelen...

Hz. Aişe'nin dizlerine yaslamıştı mübarek başını...

Gökyüzünü ve birbirinden parlak yıldızları

seyrediyorlardı...

Biraz sonra Hz. Aişe'nin gözyaşlarının yüzüne

damladığını fark etmişti...

... -Niçin ağlıyorsun ya Aişe dedi...

Dedi ki: ''En sevgilinin sevgilisi''...

-Ya Rasulallah, bir Ay'a bakıyorum bir de sizin

yüzünüze, sizin yüzünüz Ay'dan daha parlak!..

Ve cevap verdi Güllerin Efendisi...

-Bilmez misin ya Aişe Ay, nurunu benden alır...

Bunun dışında aşağıda yer verdiğim konu da çok

yaygındır ve bu güne kadar konuyu mecaz almayan,

okuduğu gibi yorumlayan ve buna bir çok delil sunan ilk

eser bu kitaptır.

Buna göre Cebrail (a.s), Efendimiz (s.a.v)’in, Câbir b.

Abdillah (r.a)’a hitaben,

“Allah’ın yarattığı ilk şey, senin peygamberinin

nurudur ey Câbir” şeklindeki sözünü hayretle

karşılayınca ona kaç yaşında olduğunu sorar.

Page 46: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

46

O şöyle cevap verir: “Bilmiyorum ey Allah’ın Resulü.

Ancak (bildiğim şu ki), dördüncü perdede, 70 bin yılda

bir kere doğan bir yıldız var ve ben o yıldızı 70 bin kere

gördüm.”

Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v): “Rabbimin izzetine

yemin olsun ki, işte ben o yıldızım” buyurur.

(Kaynak:Ebu'l-Hasan el-Laknavi, el-Asaru'l-Merfu)

Ki bu yıldızın, dünya üzerindeki tüm yaşamın güneş

üzerinden foto sentezle dönüştüğü ve ayın da nurunu

güneşten aldığı hesaba katılırsa, değişik bir mana

bulması söz konusudur. Ve bize ulaşan bu bilgilerin her

ne kadar değişeceği göz önünde bulunsa da insan–

yıldız ilişkisini anlatan bu manalar dikkate alınmaya

değerdir.

Ve sindirmesi zor olsa da Kainat içinde güneş gibi bir

yıldızın veya Hz.Aişe annemize “-Bilmez misin ya

Aişe Ay, nurunu benden alır...” demesi de bizi

doğrular niteliktedir. Güneşin veya güneşin

beslendiği başka bir yapının Allah Resulünün ruhu

olması muhtemeldir.

Page 47: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

47

Boyut, Su ve Zaman

2. boyut izahında kullandığımız su tanımlaması 3.

boyut için zamandır. Zira balıklar için su neyse,

insanlar için de zaman odur. İnsan bir ev alabilmek için

hesaplayın kaç gününü feda etmek zorundadır. Yahut

en iyisinden bir otomobil alabilmek için kaç gün

çalışmak zorundadır.

Ve sizler ne kadar zaman verirseniz akşam

televizyonlarda yayınlanan diziler o kadar popülerdir.

Zaman insanların bir türlü kadrini, kıymetini

bilmedikleri çok önemli bir şeydir. Bir şeyleri elde

etmek için kullandıkları kredidir zaman. Yahut hayat

dediğimiz deryada yüzen gemilerinin yakıtıdır zaman.

Çok kıymetli ve muhteşem bir şey olmasına rağmen bir

türlü doğru kullanılmamaktadır. Ve hatta bu gün

belgesel yapımcılarının bile gözünden kaçan muhteşem

bir yapıdır zaman. O kadar sığ alınmıştır ki; içinde

yolculuk yapılabilme ihtimali üzerinde binlerce

eser yazılmıştır.

İnsanların ihtiyarlıkları veya gençlikleri ile zamanın

hiçbir alakası yoktur. Daha önce de vurguladığım gibi

insan kabuğu olan beden üzerindeki etkinin tek nedeni

yer çekimidir. Ve yer çekimi o kadar kuvvetli bir şeydir

ki; tüm fikirlerinizi, düşüncelerinizi, niyetlerinizi ve

kelimelerinizi bile kuvvetlice çeker. Ve balon

örneğindeki 4. boyutta yer alan sınırsız yapınızın içine

sizin tetiklemenizle/üretmenizle üfler. 3. boyutta

toprak/mandalina gibi görünen bu yapı 4. boyutta

Page 48: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

48

kuantum/c vitamini olan enerji gibi algılanır.

Hakikati ise 5. boyutta anlaşılır. Ancak 3. ve 4. boyut

için en yakın oluşlar ve kelimeler sizlerin kolayca

anlamanız açısından tarafımdan seçilmektedir.

İnsanın 3 boyutlu algısı kadar, bu çekimin yüzey

üzerinde son bulduğunu zannederler.

Öte yandan kelimeler ve düşünceler bir dağ kadar

büyük kütlelere sahiptirler. Ancak 3. boyutta bu asla

anlaşılamaz. Kafanızdan geçen ve düşünceleriniz olarak

size lanse edilen şeyler Allah’ın alim olması ile 5.

boyuttan rızık olarak aldığınız nimetlerdir.

''Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler.

Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.'' (Rûm

/7)

Bu eseri de maalesef çok az sayıda insan

anlayacak ve bilecektir.

Öyle ki her şeyin yegane sahibi Allah’tır. Bu noktada bu

eseri yazdıranın Allah olduğunu söylediğimde bu 3.

boyuttaki kabuğu içine hapsolmuş kişiler tarafından

''Adem KORKMAZ’ a Allah kitap yazdırıyormuş! Vahiy

alıyormuş.'' gibi çok uç bir noktada anlaşılırken, ben

yazdım, bana ait dediğimde ise biraz hikmeti

anlayanlar, Allah’a ait olanı sahiplendi. Adem Korkmaz

nankördür, hırsızdır olarak bile algılayacaktır. İşte insan

boyutu, ara boyut, 5. boyut gibi bakışlarda herkes farklı

olarak, bilgi seviyelerinde yorum yaparlar. Ve herkes

Page 49: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

49

kendi katında haklıdır. Ancak kelimeler farklıdır. Ve

kaos başlar.. Bu yüzden karmaşa bitmez.

Bütün bu karmaşalara son vermek için Enam-91:

”Allah de, ötesini bırak.” prensibi gereklidir.

Ancak bu prensip hayata ilim vasıtası ile girebilir.

Diğer türlü içinden itiraz ile dilin Allah der ancak gönlün

bırakmaz. Ve kendi dünyanızda Allah’ı yargılamaya ve

yaptığınız iyiliği farklı bir anlam ile başa kakmaya

başlarsınız. Zaten bu eserin yazılış gayelerinden biri, bu

ayetin kitabın okurlarının hayatına tecelli etmesine

katkı sağmaktır.

Bu noktada 5. boyut konusunda bir takım düşünceler

oluşabilir. Ancak 4. boyutu sizlere izah edemeden 5.

boyut kelimesini kullandığımda iş iyice çığırından çıkar

ve bir çok okurumuz bu noktada bocalar durur. Öte

yandan boyutlar için verdiğimiz örnekleri ve

nitelemeleri, 3. boyut bilgisi ile en yakın kelimeleri

seçerek anlatmaya çalışıyorum. Aksi halde akıl sürekli

olarak bir takım ışınsal ve dalgasal yapı tasavvur

edecektir.

Ancak lav diye bildiğimiz sıvı yapının hareketi ile

su dediğimiz kaynağın hareketi ve yer tutuşu,

şekil alış vaziyeti aynıdır. Ancak dehşet farklar

vardır. Bu farkları gözünüzün önünde

canlandırınız.

Page 50: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

50

Verilen örneklerin genel olarak işleyişini hesaba katarak

olaylara bakınız. Gidilen yollar ve yapılan kıyaslamalar

gerçekten mevzuları anlaşılmaz kılabilir.

Nihayetinde bu alemde İnsan’ın yolcu olduğunu bilmesi

gereklidir. Zira: ''Yolcu, vatanına gitmeyi isteyen,

yoldan geçen kimse demektir.'' Dünyada insan,

efendisi tarafından bir ihtiyacını görmek üzere bir

başka beldeye gönderilen köleye benzer. Bu

kölenin yapması gereken, ne için gönderilmişse o işi bir

an önce yapmasıdır.”

Biraz kafanızın dağılması ve Allah’ın alim oluşu ile

nasıl bağ kurarız bunu boyut kavramından

uzaklaşarak daha farklı kelimelerle, kısa birkaç

satırla izah etmeye çalışalım.

Page 51: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

51

Hatırlamak ve Unutmak

İnsanı hayata bağlayan şey hatırlamasıdır. Hatırlamak

ve unutmak, Allah'ın sisteminde çok önemli iki şeydir.

Hatırlamak Allah'ın Alim esması ile aramızdaki bağlantı

kablosu, unutmak ise düğme dersem anlaşılmaya

yaklaşabilirim. O kadar önemlidir ki..

Mesela kapı dışında son model en pahalısından

otomobiliniz olduğunu hatırlamazsanız yoktur.

Gözünüzün önünde paramparça etseler bile

umursamazsınız.

Bütün ilimler ve var zannetme gibi kavrayışlar esasında

Allah'ın Alim olması ile Rahman olan Allah'a ait

şeylerdir.

Allah'ın varlığı ile var olan Alim esmasının işaret ettiği

bir çeşit bilgi havuzudur. Bu havuzdan neyi isterseniz

onu alıyorsunuz. Ve havuzun en değerli hazinesi ise

Allah'ın ayetine göre onun zikridir.

”Allah’ı anmak en büyük şeydir! Allah

Yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut/45)

O’nun anılmasıdır. Ki bu şekilde siz de anılın.

''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım.''

(Bakara/152)

Ömrünü bir çeşit spor takımlarının peşinde, sağcı,

solcu, şucu bucu ile geçirmiş, cemaat kavgaları ile

hırsını almış birinin, bunların yanında daha iyi ev, daha

Page 52: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

52

iyi araba peşinde koşulan bir hayat ile Allah'ın

hazinesinden en gereksiz şeyleri aldığı için ebediyete

nasıl gideceğini düşünün artık..?

Ben varım demek için bile hatırlamaya ihtiyacınız var.

Hatırladığınız sürece var olanlar, unuttuğunuzda hiç

yaşanmamış gibidir. Hatırlamadığınızda siz yoksunuz

demektir. Uykuda iken bu örnek çok aşikardır.

Hatırlamak sizi var eden şeydir.

Uyku esnasında hatırlama kavramı geçici olarak saf dışı

kalır. Aslında uyumaya çalışırken bile hatırlama (bilme)

kablosunu koparmaya çalışıyorsunuzdur.

Konu çok taze ve ilk kez bizim işaret ettiğimiz bir

konudur.

Çok gayret gösterip, yüce kitabı okumaya başlarsanız

idrakiniz genişler.

Çünkü siz beden değilsiniz..

İnsanlar genelde bu noktadan sonra kopuyorlar.

(Anlamıyorlar.) Bu alemde Allah'ın Alim olması ile bu

hatırlama bağlantısı sürekliliğini ve olabildiğince

zenginliğini korumaktadır.

Ancak ölümle beraber bu dünyada Allah'ın Alim

olmasından kaynaklı aldığınız/aradığınız bilgiyle ve

ancak o bilgiye bağlı bir hatırlama işlemi ile

karşılaşacaksınız.

Page 53: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

53

Şöyle izah edeyim.

Bağlantı düğmelerinin kablolarını değiştirsek

kendinizi Hz. İbrahim (a.s.) bile

sanabilirsiniz/olabilirsiniz. Vel hasıl dünyada

gelmiş geçmiş kim varsa o olabilirsiniz. Bu

imkanınız varken siz aptal bir futbolcu veya bir

şarkıcı olma derdindesiniz.

Bu ifadeler Mümin kardeşlerime düşünmeleri için ortaya

koyduğum satırlardır.

Bizim unutmak ve hatırlamak üzerine tefekkürümüz

tamamlandığında daha geniş bir bakış açısını kitap

içerisinde sık sık vurguladığımı göreceksiniz. Bu konu

anlaşıldığı taktirde reenkarnasyon kavramından cinlere

kadar bir çok şeyi sıra ile çözeceklerdir..

Anlayanlara selam olsun...

Page 54: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

54

Zamanı Gösteren İşaretler

Gerçek saadeti elde etmenin yolu da zamanı doğru

kullanmaktır. Zamanı doğru kullanmak bir berekettir.

Dolayısıyla müminlerin, dünyadaki bütün insanların işi

zamanla alakalıdır. Bu nasıl oluyor, şöyle anlatalım: Su

ne? Suyu nasıl kullanırız? Yıkanırız, temizleniriz,

birtakım bir şeyler yaparız. Örneği hatırlayınız. 2.

boyuttakiler temiz suyu yukarı doğru açılım

gerçekleştirmek için dönüştürmüştü.

Dolayısıyla zaman da biz insanlar için buna benzer bir

şeydir. Çünkü 4. boyut bilgisi bizlerde olmadığı için

zamanın ne olduğunu tam olarak idrak edip

kavrayamıyoruz. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’e göre

dünyadaki en büyük iş Allah’ın zikridir.

”Allah’ı anmak en büyük şeydir! Allah

Yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut/45)

Peki insanlar zamanla ne yapar, bir de ona bakalım.

Zamanla her şeyini yaparlar sevgili dostlar. Şimdi

zaman su gibi bir şeydir dedik ya. Yani 2. boyutta su

neyse 3. boyutta da aslında zaman o. Hani her şeyi

dönüştürüyoruz ya çeşitli hallere, şekillere, işte zamanı

da aslında biz dönüştürüyoruz. Zamanı 4. boyutta

bizimle alakalı bir şeylere dönüştürüyoruz.

Nasıl oluyor buna geleceğim şimdi.

Zamanı bir şeylere dönüştürüyoruz. Düşünün, elma

Page 55: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

55

yersiniz. Elmanın posasını atar, özünü beyniniz

vasıtasıyla birtakım enerjiye dönüştürürsünüz ve bu

genelde daha rahat anlayacağınız bir dili kullanmam

gerekirse, siz elmayı yedikten sonra elma bedeninizden

parmağınız olur, kulağınız olur, gözünüz olur.

Gözünüzle gördüğünüz dünyadaki gıdalar, kabuğumuzu

yani bedeni takviye ve tedarik eder. Güç verir.

İçinde olup da gözle göremediğiniz “zaman” 4.

boyuttaki sizin bedeninizin, kuantum yapısını

oluşturan bir çeşit gıdasıdır.

Müthiş bir gıda. Yani nasıl ki kaynak suyunu özümseyen

tohum 3. boyuttaki bedenini devasa bir varlığa, yani 2.

boyuttaki bedenine göre devasa bir varlığa, bir ağaca,

yaprağa, müthiş güzelliklere dönüştürüyorsa; zaman da

müminler için, insanlar için 4. boyutta, daha doğrusu

adına ahiret dediğimiz yerde sizler için dönüştürülüyor.

Sizler için kuantum bir yapıya/başka bir şeye

dönüşüyor. (?)

Buna asırlardır 'ruh' adını vermişlerdir. Ancak

bedene indirgenen ruh tabiri kabuk gibi algılanarak bir

çok hakikat perdelenmiştir.

Ve su örneğinde olduğu gibi su ile çay da, kahve de

yapılır. Her ikisi de sudan olsa da tatları çok farklıdır.

Örneği çoğaltabiliriz.

Zaman aslında su gibidir ve bu konuda bir iddia daha

ortaya atabilirim. Suya dikkat edin, dünyada su biterse

zaman da biter. Aslında su ile yerçekiminin henüz

Page 56: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

56

anlayamadığımız bir bağlantısı var. Hatta balon

yapıdaki insan örneğimizi hatırlarsanız yer çekimine

karşı su sanki bir çeşit süzgeç görevi üstleniyor

diyebiliriz. Zira abdest dediğimiz kavram ile,

oluşturduğumuz negatif yapının 4. boyutta

gelişen ruhumuza iletilmesini engelliyor. Ve

negatif yapı aşağı doğru bir açılım yapmaktadır. Bugün

adına Cehennem dediğimiz yöne doğru. Tohumların

aşağı doğru gelişimini hatırlayın.

İşte bu kadar kıymetli bir şey insan diline ve

kelimelerine o kadar sinmiştir ki, görmemek neredeyse

imkansız. Ayrıca sadece Türkçede değil, bütün dillerdeki

biraz sonra vurgulayacağım kelimelerin içinde “an’a''

işaret vardır. Tabi ki milletlerin kültürleri doğrultusunda

oluşan mana ile hep göz önündedir.

Israrla dikkat çekilmektedir.

İşte o kelimelerden çok önemli bazıları. Ve parantez ile

kısaca benim tarafımdan nasıl okunuyor buna da

değineceğim.

RahmAN: Allah’ın anıldığı ve rahmete dönüşmüş 4.

boyut/ahirette Rahim olarak yansımış anlardır.

Enfal 45: ''Ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz.''

ŞeytAN: İçinde televizyon dizileri, dedikodular,

gereksiz dünya işleri, particilik, spor takımları bulunan,

velhasıl Allah’ın anılmadığı, hatırlanmadığı 4.

boyut/ahiret için gazaba dönüşmüş, pişmanlığa

dönüşmüş anlardır.

Page 57: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

57

Munafikun 9: ”Ey İman Edenler! Sizi, mallarınız ve

çocuklarınız Allah'ı anmaktan alıkoymasın; böyle

olanlar hüsrana uğrayanlardır.”

Haşr 19: ”Allah'ı unutup da (anmayan), Allah'ın da

kendilerini kendilerine unutturduğu kimseler gibi

olmayın; onlar, yoldan çıkmış kimselerdir.”

KurAN: ZamAN’ı 4. boyut/Ahiret için nasıl

tasarlamamız ve nasıl kurmamız gerektiğini öğreten

muhteşem bir zamAN rehberi.. Kaderi yazarken

bakmamız gereken Aliy, Azim olan Allah tarafından

rahmet olarak insanlığa hediye edilmiş kitap.

Bakara 239: ”Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu

anın.”

Araf 171: "Size verdiğimi (Kitabı) kuvvetle tutun

ve içinde olanı hatırlayın ki korunasınız" dedik.

İnsAN: 3. boyutta adı ins olup 4. boyutta İnsan olma

şerefini kazanan mahluk. Doğru “AN” lar varsa

bahtiyar, yanlış “AN” lar varsa bedbaht varlık.

İbrahim 7: ''Hatırlayın ki Rabbiniz size; Eğer

şükrederseniz (doğru an) elbette size (nimetimi)

artıracağım ve eğer nankörlük (yanlış an)

ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir!''

Rahman 55: ''Ey cin ve ins cemaati! Eğer göklerin

ve yerin çevrelerinden çıkıp gitmeye gücünüz

yeterse hemen çıkıp gidiniz. Halbuki, bir kuvvet

olmadıkça siz çıkıp gidemezsiniz."

Page 58: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

58

Rahman süresinde Arapça orijinal kelime olarak ayette

ins olarak belirtilen bu varlık, bütün zamanını tüketmiş

ve artık an kalmamış, yahut henüz an’ı almamış

insANdır. Üzerinde düşünmenizi önerim.

CAN: Zamanın dönüşmüş şeklinden oluşan ruhun diğer

adı. Ayrıca bazı Kuran alimlerimiz cin ile can aynı şeydir

demişlerdir.

İmAN: Büyük rehber KurAN’ın kurduğu ölçü ile zamanın

değerlendirilişidir. Ve KurAN’ın kurguladığı zamanı

kabullenerek elde edilmiş zamandır.

Ra'd 28: ''Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ı

anmakla mutmain olur.''

MüslümAN: Allah’ın rab oluşu ile terbiye edilmiş

zamanın sahibidir. Berrak, pırıl pırıl bir anların sahibidir.

Yusuf (a.s)'un elde etmek istediği kusursuz temizlikteki

anlardır.

Yusuf Suresi 101: ”Göklerin ve yerin Yaratıcısı,

dünyada ve ahirette benim velim Sensin.

MüslümAN olarak benim hayatıma son ver ve beni

salihlerin arasına kat. “

DüşmAN: Allah’ın zikrini yapacağın zamanı engelleyen

şeydir. Zaman’ı Allah’ı anarak dönüştürmene engel olan

ve bu zamanı elinden almak için çaba sarf eden

şeylerdir. Dikkat edin Televizyonlar zaman hırsızı ciddi

bir düşmandır.

Mücâdele 19: ”Şeytan onları etkisi altına aldı da

Page 59: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

59

kendilerine Allah'ı anmayı unutturdu. İşte onlar

şeytanın yandaşlarıdır.”

UyAN: Zamanın ne olduğunu, kadrini, kıymetini

anlamaktır. Ve böylelikle şeytanlı zamanları terk

etmektir.

Mücâdele 19: ”..Allah'ı anmayı unutturdu. İşte

onlar şeytanın yandaşlarıdır.”

TAN: Seher’in en yakın olduğu, karanlığın bitmek üzere

olduğu andır. Bu tanımlamayı “şey” ile birlikte okuyun

ve tefekkürü artırın diye verdim.(?)

EzAN: Değerli vakitleri bildiren duyuru. Mutlaka Fatiha

ile dua edilmeli.

Zaman ve AN Kavramları sizi çok boğmasın. Konuya

kaldığımız yerden devam edeceğiz. Bize zamanın ne

kadar kıymetli olduğunu öğreten sevgili

peygamberimizin zamanına gidip onun evlilikleri

hakkında birkaç kelam edelim. Dikkatinizi biraz

dağıtalım ki geri döndüğünüzde daha tecrübeli bir zihin

ile devam edelim.

Page 60: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

60

Peygamberimizin Evlilikleri

Simsiyah bir cehalet hala dünyanın üzerinde. Afrika'da

bazı kabileler için özürlü, hasta çocukların köpek

yavrusu kadar bile değeri maalesef yok. Anadolu'da

çobanların köpekleri dişi yavru yaptığında bu hoş

karşılanmaz; bu yüzden ovaya, şehre başı boş

bırakırlar. Hatta kedi yavrularına bile bu akıbeti

yaşatırlar.

İşte Anadolu'da bu hayvanlara gösterilen tutumdan

daha feci bir hal ile Afrika'da bazı kabilelerde çocuklar,

uğursuz nitelenerek gömülmektedirler. Bu konuda web

sitem üzerinden videolarda belgesellere denk

gelebilirsiniz.

İşte böyle zamanlarda, cehaletleri bu kadar şiddetli olan bir zamanda İslam teşrif etmiştir.

Arabistan'da ve dünyanın bir çok yerinde insanlar için kız çocukları ve kadınlar bugün Anadolu'da köpek ve kediler neyse oydu. Yani o kadar

değersizdi ki bir köylünün ahırındaki inekler kadar bile kıymeti yoktu. Bu, orta çağın sonuna

kadar müşrik toplumlarda devam etti.

Bir baba öldüğünde kadınları çocuklarına miras kalır, paylaşırlardı.

Kadın kız doğurduğunda ve 3 yaşına geldiğinde, diri diri toprağa gömerlerdi. Çünkü eğrelti idi.

Page 61: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

61

İşte böylesine bir zamanda akıllı, yakışıklı, genç, zeki bir delikanlı olan Hz Muhammed (s.a.v.) kendisinden 15

yaş büyük annemiz Hz. Hatice ile evlilik yaptı. Ve bir zaman sonra bu sefer de kendinden yaşça daha küçük

Hz. Ayşe annemizle evlenecekti. İnsanlar kendilerini beden zannederek şeytanın da kışkırtması ile müthiş gerçeklerden perdeleniyorlar. İnsan beden değildir. Ve

yaş konusu yer çekimi ile ilgilidir. İnsan çok daha özeldir. Bu yüzden bedensel özellikleri algılayarak

hakikatlerden perdelenirler. Bedenler üzerinden hesap yapanlar iftiralara kurban giderken, gelenek dini ile gelen Kuran dışı kaynakların ortaya attığı iğrenç

iftiraları sahiplenip daha beterini hayata lanse edenler de maalesef mevcut.

Bu yüzden Kuran'a sımsıkı sarılın ayeti aklımıza tecelli etmek zorundadır. Ve Kuran ise evlilik yaşını Reşit olma, Karar verme yetisi olarak belirlemiştir. Bugünki

yasalarda insanın Anne ve Baba'nın korumasından çıkma yaşı ve oy kullanma yaşı olan 18 'i; reşit olma, karar verme yetisinin kesinlik kazandığı zaman olarak

belirlemişlerdir. Ülkeye göre yaşlarda farklılık oluşsa da Reşit olma ve Karar verme yetisinin hakim olduğu evre

mutlak çizgidir. Öyle ki Kuran bu reşit olayı için Peygamberlik verdiği insanlardan bahsederken: ''Reşit olduğunda peygamberilik verdik.'' diyerek ayrıca kendi

içinde reşit kelimesinden kastın ne olduğunu vurgular.

Yine böylesi bir zamanda, kadının alınıp satıldığı ve cinsiyeti kadın olanların yaşama hakkının alınıp diri diri

gömüldüğü bir zamanda ve herkesin 20-30 ve şaşıracaksınız 40 tane kadını olduğu zamanda, bu genç insan Hz. Muhammed (s.a.v.) ancak bir kadınla

annemiz Hz. Hatice ile evli idi. Annemizin vefatından sonra peygamberimizin (s.a.v.) evlilikleri oldu.

Annemizin, vefatından sonra bütün zenginliği bugün

Page 62: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

62

size bu dinin ve bu yazıların ulaşması için İslam yolunda harcanmıştır. O kadar ki Hz. Muhammed

(s.a.v) açlıktan karnına taş bağlamış ve daha nice zorluklar, sıkıntılar çekmiştir. Bazı iftiracıların bu

noktaları görmemeleri ilginçtir.

Düşünün bütün servetini İslam için harcamış ve bir gün akşam eve geldiğinde Hz. Ayşe annemize:

-Sabah yiyecek bir şeyler var mı Ayşe? -Yok ya Allah Resulü! -O zaman oruç tutalım ya Ayşe.. demiştir.

Evde yiyeceği olmayan ve ilk eşi Hz. Hatice annemizden

kalan bütün birikimi bu yolda harcayan, yetmez gibi çok değerli arkadaşı Ebu Bekir’in de bütün servetini, o kadar ki; mescide giderken giyebileceği elbise

bulamayacak kadar bir şey bırakmadan bu yolda sarf eden Allah Resulünün evlilikleri sık sık gündeme

getirilir.Malum birtakım ateist, agnostik vb. çevrelerin usta teknik ve manevralarıdır.

Gelin şimdi kadınların konusuna bir bakalım, ki mevcut

siyasi şartlar, savaşlar sonrası dul kalan kadınların sahiplenilmesi gibi şeyleri hepiniz okudunuz. Fakat şu nokta gözden kaçmaktadır. Sadece Hz. Muhammed

(s.a.v.)' in değil, o devirde yaşayan tüm erkeklerin onlarca eşi bulunmaktadır. Bugün

Anadolu'da bir ahır dolusu ineği olan insanların ülkesini bir zaman sonra Hindistan'da ineğe tapan bir halk işgal edip ele geçirse ve aradan ineklerin dokunulmadığı

1500 yıl geçse bu ahırlarda inek besleyen, onları sağan, kesen insanlar için her şeyi söylerlerdi. Örnekten kasıt,

değişen kültür anlayışıdır. Kölelik kavramı bile henüz yeni kalktı. Köleliğin de sınıfları, grupları, en aşağısı gibi çeşitliliği vardı.

Page 63: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

63

İslam yeni bir din. Kadının hayvandan daha aşağı sayıldığı müşriklerle evlenmeleri ve hayatlarını devam

ettirmeleri diye bir şey söz konusu değil. Mevcut zamanın gereksinimlerini bilmeyen, bugün 14 yaşından

itibaren başlayan ve ahlaklı ise 30 yaşına kadar devam eden, adını flört koydukları, bu 16 yıllık süreç içerisinde de onlarca birliktelik ve yaşanan halleri normal

karşılayan, kavrayışı kıt nasipsizleri rahatsız etmektedir.

Çeşitli savaşlarda, bir çok kadının sahibi olan sahabelerin şehit olması ile ortada kalan mü’min sahabe kadınlar, bu gün bir kedi yavrusunun yahut

köpek yavrusunun bakıma ne kadar ihtiyacı varsa o gün de kadınların desteklenmeye ve sahip çıkılmaya o kadar çok ihtiyacı vardı.

Zira sahipsiz kadın bugünki sokak köpeği kadar bile değerli değildi. Bırakın 1500 yıl önceyi daha

ortaçağ sonları, batılıların kadınlara bakışını gösteren ilanına bakın. Belgeleri ile bu ve benzer

ilanlar isbatlıdır. İlan şu şekilde: ''Atım kayboldu; bulana 5 (lira) İngiliz lirası.'' Birkaç gün sonra

aynı adamın evden kaçan karısı için verdiği ilânsa şöyledir: ''Karım kayboldu, bulup getirene 4 (kuruş) şilin.''

İşte kadının bu kadar aşağılık ve değersiz olduğu bir toplumda kim müşrik ailelerde kalmak ister ki? Hangi

kadın İslam’ın verdiği değeri görüp müşrik toplumlarda hayatını sürdürmeye devam eder?

Tabii ki etmez. Bu açıdan aslında İslam; gariban, fakirler, köleler ve kadınlar tarafından daha çok tercih

edilmekteydi.

Page 64: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

64

İşte kadının durumu böyle iken ve Hz. Muhammed (s.a.v)'e mahsus olmayan, sahabelerin ve müşriklerin

de çok evlilik yaptığını görüyoruz. Yani bu toplumsal ve kültürel bir olaydır. Daha düne kadarki geçmişimiz bu

tip evliliklerle doludur.

Ama kör ve nasipsizlerin buradan, bu kültürden cımbızla Hz. Muhammed (s.a.v)'i çekmeleri ve onun görülmesi gereken, emin olması gibi nice faziletli işleri

dururken bunu ön plana çıkartmaları aslında yine kendilerinin nasipsizliğini göstermektedir.

Ve hepsinden ötesi Hz. Muhammed (s.a.v)'i bir insan olarak görmemektedirler. İnsan, doğası gereği nasıl

yemek yerse, erkek de fıtratı gereği kadınlara ilgi duymak zorundadır.

Bunu helal kılmak için yüzyıllardır süregelen evlilik denilen hayat ortaklığı kavramı vardır. Evlilik, hayat ortaklığıdır. İşte helal, yani rıza alınarak

topluma duyurularak yapılan bu işe evlilik denir.

Sadece peygamberimiz değil, o devirde dünyadaki tüm erkekler imkanları doğrultusunda, bugün Anadolu'da ahır dolusu ineği olan köylü gibi kadın sahibi idiler.

Oysa peygamberimiz, o şanslı kadınlar olan Annelerimiz ile hayatını birleştirmiş ve ortak

olmuştur. Bu olay da zamanın, Arabistan’ın ve dünyanın geri kalanının kölelik kavramı gibi genel kültürü idi.

Kadınlar müminlerin annesi olmak gibi bir unvanı almıştır. Ve olay baştan sona özel hayattır. 1400 yıl önceki bir aile babası olan bir insanın özel hayatıdır. O ne kadar anlatmışsa o kadar bilinir. Ötesindeki

olumsuz yorumlar çok iğrençtir.

Page 65: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

65

İşte bunlardan biri olan Zeyd ibn Harise (r.a)'nin boşanmasından sonra, O’nun eşi ile evlenmesidir.

Özellikle bel altı edebiyatçıları ahlaksızca hikayeler vızırdayarak genç beyinleri İslam’ı anlamadan kaçırma

yoluna gitmektedirler.

“Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve

Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah

daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle

evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda

mü’minlere bir zorluk olmasın. Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir..” (Ahzap/37)

Kuran müthiş bir kitaptır. Zalimleri kendine yaklaştırmaz. İşte Ahzap Süresi 37. ayet bunlardan

biridir. Kuran bu kainata ve adını sonsuzluk koyduğumuz bütün zamanlara hükmeder. Kuran’ı

değerlendirirken zamanımızdaki birkaç bin yıla göre değil, bütün alemlere göre değerlendirmemiz gerekmektedir. Bir zaman gelecek müminler yetim,

öksüz ve bakıma muhtaç çocukları büyütecekler, evlendirecekler ve bazıları bunları boşayacak.

Siz de hayatı ortak kurgulamak isteyebileceksiniz. Buna mecbur kalabileceksiniz. Zaten Ahzap 37'de Müminler

için bir töre kaldırılmıştır. Bu da bir erkeğin evlenmesi yasak olan mahrem diye vurguladığımız listesinden 1.

derece akraba dışında kalan tüm statüleri iptal etmiştir. Yani bir erkek, kız kardeşi ile, annesi ile, annesinin

Page 66: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

66

kardeşi, babasının kardeşi ile, yeğenleri ve evladının eşi ile evlenemez. Geriye reşit olmuş,

şartlar oluşmuş, rıza doğmuş durumlarda tüm kadınlarla evlilik, yani hayat ortaklığı yapılabilir.

Olay bu kadar net iken ayeti bir yerlere çekmek, iftiralara ortak olmak tehlikelidir.

Çünkü Dünya Yeryüzü Değil ve Mümin için her şey yeni başlıyor. Siz her şeyin bu dünyada olup bittiğini mi

sanıyorsunuz? Kuran varoluşun %100'üne inmişken ve biz insanlar varoluşun ancak %2'sini biliyorken, nasıl her şey bu kadar diyebiliriz? Ve nasıl %2 ile anlamaya

çalışırız?

İslam’ın amaçlarından biri bütün dünyayı içindekilerle verseler de dönüp bakmayacak adamlar yetiştirmektir. İyi de neden? Bu kişiler ne yapacak? İşte bel altı

edebiyatçıları buna cennet’te şaraplar, gelsin huriler olarak açıklamışlardır. Oysa müminler için 'halifelik'

dediğimiz, yeryüzüne varis olma konusu vardır. Ve bu yaşanacaktır. Bu yaşanırkenki farklı konular daha önce zaten toplumlarda yaşanmıştır. Daha şiddetli hali ile

yaşandığında HAYAT ortaklığı gerekli olabilecektir.

Bu yüzden “Kur'an'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacagiz.” (Hicr/9) ayetine müsaade edeceğiz ve gönlümüze tecelli edecek.

Bir başka ayet ise şudur:

“Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH'ın sana bağışladığı elinin

altındakileri, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışısızdır.

Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini inananlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe

Page 67: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

67

eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında üzerlerine

yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır,

Rahimdir.” (Ahzab/50)

Ayet helal kılınanları yazdığı halde değişik manalarda

algılanabiliyor. Örneğin; bir erkeğe şöyle desek: ''Sana dünyadaki 1.dereceden akraban olmayan tüm kadınlar helaldir.''

Bu ifade sanki bütün kadınları kendine eş yap olarak anlaşılmasıyla algı konusunda sıkıntı

oluşturmaktadır.

Bir erkeğe asansördeki kadınlar sana helaldir derseniz, şu manaya gelir: Asansördeki bayanlarla dilersen evlilik yapabilirsin. Ayette

nebiye Mehirsiz evlikte bir serbestlik var. Mehirsiz manası mevcut. Mehir güven için ortaya konan bir

şeydir. Peygamber zaten insani mertebe bakımından en üstün yerdedir. Bu açıdan güven kavramını konuşmak bile yersizdir. Diğer

müslüman olan bizler için mehirsiz evlilik yapamaz manası da mevcuttur.

Bütün bunların yanında kadının aslında bir nimet olduğunu ve bugün toplumsal şartlanmaların ortaya

koyduğu baskı ile tek evliliğin kutsandığını, buna rağmen toplumun büyük çoğunluğunda zinanın

engellenemediğini görüyoruz.

Yöntem helal olduğu taktirde, rıza da varsa hiç kimse birden fazla evliliğe itiraz edemez. Ayrıca Hz.Muhammed (s.a.v.) bir insandı ve erkekti. Helal yol

Page 68: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

68

ile bu özgürlüğünü ortaya koydu. Aradan geçen yüzlerce yıldan sonra, dünyada değişen mozaik,

kültürel yapı ve daha bir çok unsur ortada iken ve bunların da yanında kendini beden olarak görüyorken

benzer ayetler kişiyi Kuran'a yaklaştırmaz.

Allah bilir ama her şeyinde hikmet olan Alemlerin Rabbi Allah’ın bu ayetlerle bir çok kişiyi Kuran'dan ve böylelikle zikirden uzaklaştırdığını seziyorum. ” Allah

kimi dilerse onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola iletir.” (Enam/39)

İşte yukarıdaki ayetler aslında bazen Kuran’ı bazı kişilerden saklayabiliyor. Zira her şeyinde hikmet

olan Allah pek yüce, pek Kaviyydir. Cebbardır; öyle ki dilerse Kuran’ı yeniden yazar. Ve bunu hiç kimse kavrayamaz.

Bütün mesele her şeyinde hikmet olan Allah’a güvenmektir. Allah’a güveniyorsan geriye teslim

olmak kalır. Zira hayatın %100’üne (SONSUZLUĞA) inmiş Kuran’ı %000000,1’e

(?1400 yıla) göre değerlendirmek ne kadar cahilce olur.

Bu sebeple hayatın sahibine güvenmeliyiz. Kaderimizi bu dünyada yazdığımızı bilerek emanetin ne

olduğunu düşünüp, emaneti tanıma gayretinde olmalıyız.

Aksi halde emanetin ne olduğunu bilmeyen nasıl teslim edecek...?

Şeytan hep başkalarını gösterir ve insan'ın cevabını bulması gereken çok acil ve daha önemli

soruları varken, maalesef kişinin dikkatini, hakikati perdelen oyalayıcı konulara yönlendirir..

Page 69: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

69

Ruh Nedir Ne Kadar Biliriz

Anlayabildiğim kadarı ile Kur’an da izah edilen ruh ile

insanın yapısında bulunan bilinç(ruh) aynı şey değildir.

Kelime yetersizliği insan ruhu deyip olayı kapatmıştır. Ve bu karmaşaya neden olmaktadır.

İnsanın yapısında bulunan ruh manası ile Kuran'da anlatılan ruh birbirinden çok uzak ve

farklı şeylerdir. Bu nokta iyi anlaşılmalı.

Çünkü :"De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir."İsra/85

Burada ifade edilen ruh kuranda şöyle anlatılmıştır:

Bakara/87:"Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik. Ve onu, Ruhu'l-Kudüs ile destekledik."(İnsan ruhu ile olsaydı insanla

destekledik olurdu.) "Melekler ve Ruh, oraya, miktarı ellibin yıl olan

bir günde yükselip çıkar." Me’âric/ 4 Mücadele 22 :"İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları

desteklemiştir."(Allah'ın katında ki ruhu bilemiyoruz) Kadir 4 :"O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve

Ruh, her iş için iner dururlar." (Bilemediğimiz ruh kadir gecesi bir takım işler için iniyor.?) "Onu Ruhu'l-emin indirdi."Şu’arâ 193 (Mealciler

parantez ile Cebrail yazmışlardır.Yine insan ruhu yoktur burada.)

Page 70: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

70

Meryem/71:"Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan

şeklinde göründü." (Ruh dünya dili ile insan şeklinde görünebiliyor.)

İşte bizlerin hakkında Kuranda bildirilen kadar bildiğimiz RUH ayetlerde olduğu gibi anlatılmıştır. Bu

ruh ile insana atfettiğimiz ruhun alakası yoktur.

İsra/85:"Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir."

Bu ayeti insan ruhu ile ilişkilendirmek yanlıştır.Zira

yukarıda ki ayetlerde Rabbimizin emrinde olan Ruh dan bahsedilmiştir. Ve hakkında pek az bir bilgiye sahibiz.

Bu açıdan ara sıra satırlarımızın arasına sıkıştırdığımız insan bilincini (ruhunu) izah ederken İsra 85 ile bize cevap veren dostlarımızın yukarıda ki ve daha fazlası ise Kuran da ki Ruhu pek az hali ile tanımaları

gerekmektedir.

Öte yandan ilgili ayetin Yahudiler için söylendiği de ifade edilir.Ama bana göre bu zorlama bir anlatımdır. Yorumdur..

Çünkü Kuranda anlatılan ruh hakkında pek az şey biliyoruz.Öte yandan insan ruhu (bilinci)

hakkında bize göre çok şey biliyoruz..

Page 71: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

71

Reenkarnasyon ve İnsan

İnsanın doğumu ile başlayan ön yargıları o’nu öyle sarar ki bir türlü kurtulamaz.Kendini beden zannetme üzerine olan bu bağı koparmak

imkânsıza yakın bir zordur. Etrafında cereyan eden tüm olayları buna göre değerlendirir.Ve bir süre sonra konu inanç kavramına gelir.

İşte bu noktadan sonra dünya üzerinde yaklaşık olarak 1 milyar kişi tarafından kabul gören Reenkarnasyon gibi bir muamma üzerinde birkaç kelam etmem gerekecek.

Türkçe anlamı yeniden dirilmek olan bu kavramı herkes kendine göre yorumlamaktadır. Doğrusu nedir desek

karşımıza on tane birbirine zır,farklı bakış açısı çıkar.Bunlardan birine göre reenkarnasyon da ruh’un ulaşmak istediği en yüksek makam

ilahlıktır.(Bu tanımı onlardan daha farklı gruplara sorsak yakın olmak,temiz olmak gibi farklı açılara

sevimli yönlere çekerler.) Her dinden kendilerine delil bulurlar.İşte Kuran’ı Kerimde elde ettikleri delil şu ayettir;

“Derler ki: "Rabbimiz! Bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin. Artık günahlarımızı itiraf ettik.

Şimdi çıkış için bir yol var mı?" Mü’min / 11 Oysa dikkat edin ayette daha önceki ölümlerini bilen ve

günah işlediklerini itiraf eden insanlardan bahsedilmektedir. Oysa;“Reenkarnasyon, yani başka bir deyişle

yeniden dünyaya gelme, gizemci ve ruhsal bir olaydır. Ölen birinin ruhunun başka bir vücutta

yeniden hayat bulacağı inancı dünyanın en eski ve yaygın inançlarındandır. Bu inanca göre ruh 2 kere veya birkaç kere doğar ve önceki hayatını

hatırlamaz.”

Page 72: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

72

İfadeleri ile bir reenkarnasyon tanımı vardır.

Ayet net bir şekilde kendini bilen,hatırlayan ve af isteyen insanlardan bahsederken reenkarnasyonda

unutma vardır.Sorumluk yoktur.Af dilemek yoktur.Bağışlama yoktur. Ve İslam da unuttuğunda,hatırlamadığında sorumlu

olmazsın.Bu açıdan günah ortadan kalkar.

İlgili ayet kesinlikle bir delil teşkil etmemektedir. Bu izahların yanında Reenkarnasyon inancına delil teşkil ettiği sanılan hipnoz ise çok sıkıntılı bir muammadır.

Çünkü insan beden değildir. Her uzvun kendine ait

görevleri vardır.Göz görür,dil tatar ve konuşur. Burun koku alır. Burunu konuşturup dil’e koku aldıramazsınız.

Kolektif bilinç veya insanlığın ortak hafızası dediğimiz bir havuzdan varlık sürekli olarak yayın alır.Ve bu

yayını değerlendiren “ben” kendini sürekli olarak geliştirir.Merhameti öğrenir,sevgiyi,şefkati ve

aşkı..Ancak dil uzvu ise "ben"in kontrolü dışında bu havuzdan gelen bilgileri görevi icabı değerlendirir.Ve bizler tarafından konuşuluyor olarak

OKUnur.

İslam bütün bu hazların kaynağını ve yaratıcısını Allah olarak anlatmıştır. Farklı isimlerle ve manalarla her inanç grubu bu olaya değişik

isimler vermişlerdir.

İnsan bedeni “ben” için bir gemidir. Bu gemi ile dünyayı deneyimler.Ve Allah muhteşem bir şekilde insan’a yaratılışını ayrıca göstermektedir.

Page 73: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

73

İnsan Yaratılmadı kitabımızı okuyanlar anlayacaktır.İşte bazen “Ruh” bazen “Bilinç” dediğimiz bu yapı

bilgi,görgü,ahlak,niyet ve inançlar doğrulusunda gelişim gösterir.Pişer kıvama erer. Zaten ihtiyarlık,gençlik gibi

konular zamanla alakalı değil yer çekimi ile alakalıdır. Yerçekiminin baskın gücü karşısında çok direnemeyen

bu beden gemisi “ruh” yani “ben” pişince saf dışı kalır. Kendi kurguladığı dünyasında yaşmaya yelken açar.

İşte hipnoz sırasında “ben” bedenin hakimiyetinden uzaklaşır.Uykuda olduğu gibi beden ve uzuvlar kontrol

dışı hallere girer. Sadece hipnozda değil çok insan uyku esnasında da genellikle saçma sapan şeylerden bahseder konuşurlar. Ve hatta dünya üzerinde hiç

kimsenin bilmediği dillerde bile sayıklarlar. İnanın bazı insanlar vardır ki hiç bilmediği halde uykusunda

İbranice konuşmaktadır. Buna tıp Literatür’ü “Sayıklama” demiştir.

İnsan bedeninde ki her uzuv sadece “ben”in değil işlevi ile ilgili her türlü komuta cevap vermektedir.Yani dilinizi

başka birine ameliyat ile nakletseler tat ve konuşma işlevini yerine getirir.Bütün azalarınız için aynı şey geçerlidir.

Bu açıdan siz dil değilsiniz,göz,kaş,et,kemik yani beden

değilsiniz. Ve bu içerde ki özel ve hassas muhteşem bir siz bulunmaktadır. Bu siz değişim değil gelişim gösterir. Bunu biraz açarsak; Matematik de 1- den

100- e kadar sayabilen ilkokul 1.sınıf öğrencisi üniversiteye geldiğinde sonsuza kadar sayma

kapasitesi elde eder.Değişim 1.sınıfda iken okul değiştirmek gibidir.Gelişim ise üniverseteye ve

Page 74: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

74

hatta hayata girmek anlamı taşır. Dünya üzerindeki durum farklı bedenler birinci sınıfa

gidenin sürekli okul değiştirmesi gibidir.Ve bu durum İslamın ahiret tanımlamasına aykırıdır.

İşte bedeni komuta eden ve bedenle bu dünyayı deneyimleyen “ben”in gelişimi sossuza kadar

sayacak kapasiteye ulaşmaya yöneliktir.Ve unutmaz.Unuttuğunda gelişim değil değişim olur.

Öte yandan Reenkarnasyon’un da haklı olduğu yönler vardır. Bir kuş gübresi toprağa düşer,topraktan

buğdaya hayat verir.Buğday ekmek olur.Ekmeği bir fare yer.Fareyi kedi yer.Kediyi kurt yer.Vahşi kurdu aç

sırtlanlar parçalar.Sırtlanların gübresi yeniden toprakla buluşur ve otlara hayat verir.Otları inekler yer.İneği insan bedeni yer. Ve insan ölünce bedeni yeniden

toprak olur. Bu süreç dünya üzerinde sürekli olarak devam eder.Ve bütün bunlar bedenle ilgili şeylerdir.

Ve siz beden değilsiniz.

Page 75: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

75

Kuantum Ruh ve İnanç

Boyut kavramlarını bir çok örnekle anlatmaya çalıştım.

Yıldızlarla insan arasındaki bağlantıya işaret etmenin

sebebini ise bu başlık ile daha kolay anlayacaksınız. Siz

kuantum bir yapıdan oluşan, eskilerin adına ruh dediği

bir varlık oluşturuyorsunuz. Bu yapınız dünyadan yani

3. boyuttan yıldız olarak anılmakta ve

gözlemlenmektedir.

“Kuantum kuramına göre varlık bir enerji

alanından türer ve kendisi de yoğunlaşmış

enerjidir. Varlık enerji ise, enerjinin dönüşüp

değiştiği gibi değişir ve dönüşür. Enerji kapalı bir

hacim içinde korunur. Yani, sabit kalır. Ama canlı

veya cansız tüm var olanlar çevreleri ile etkileşim

içinde olduklarından asla kapalı değildirler.

Kuantum kuramı için kesin sınırları olan, belli bir

yer kaplayan ve durağan bir varlık tanımı yoktur.

Enerji sürekli dönüştüğü için varlıklar da sürekli

değişim ve dönüşüm içindedirler. Bu durum

özellikle insan için geçerlidir. İnsan çevresi ile

sürekli etkileşen bir varlık olduğundan açık bir

yapısı vardır.”

İşte bu açık yapı, sürekli dönüşen enerji; insanın

inanması, fikirleri, düşünceleri ve niyeti ile alakalıdır.

Yönlendirme, elden geçirme ve şekil vermenin mümkün

olduğu bir etkileşimdir. Şöyle düşünün 4. boyutta

mandalinanın kuantum yapısına inanarak

müdahale edebiliyorsunuz. Yani mandalina

inanırsanız elmaya dönüşebiliyor.

Page 76: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

76

Bu 4. boyut için çok kolay iken 3. boyut için imkansız

bir şey gibidir. Çünkü kuantum yapıyı tam olarak

çözüp, nasıl müdahale edeceğimizi bilemediğimiz için

imkansız gibi durmaktadır. Ancak imkansız olan

görüntüsünün ve yapısının değişmesidir. İmkanlı

olansa tadının elmaya dönüşmesidir.

Siz kişiyi mandalina yerken görseniz de kişi esasında

inandığı için elma yediğini zannetmektedir. Ve tat

konusunda elma yemektedir.

Ayrıca bu konuda, çok çalışarak, farklı doğa üstü diye

tanımlanan işler yapabilen insanlar hakkında yığınla

haber gezmektedir.

İşte inanç doğrultusunda, 4. Boyutta İnsan için en

yakın ifade olan Kuantum bir Ruh meydana

gelmektedir. Kişi ahirete her şeyi, inanarak kendi

göndermektedir.

Ayrıca 5. boyuta göre bütün eşyanın şekli aynı ve

tek olarak görünürken, 3. boyutta bu, inanç ile

törpülenip, 4. boyutta mana ve şekil bulmaktadır.

Lütfen satırları anlamadan geçmeyin. Sakin bir şekilde

idrak ederek ilerleyiniz.

İşte bu ruh, balon adam örneğinde olduğu gibi kuantum

dediğimiz şekil gereği, inandığı konular üzerinden

sınırsıza doğru bir şişme gerçekleşir. 3. boyutta

sıradan bir şey olan mana, kelimeye dökülünce bir dağ

kadar gerçekte kütlesi olabilir. Ancak bu kütleyi 3.

boyutun taşıması mümkün değildir.

Page 77: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

77

Nasıl ki muhteşem bir malikanenin tapusu olan bir A4

ölçüsündeki kağıt cebe girmesine karşın, malikane yapı

itibarı ile binlerce metrekarelik alana sığması mümkün

değildir.

İşte bu 3 boyutlu dünya üzerinde fikirlerimiz,

kelimelerimiz, düşüncelerimiz, inançlarımız 4.

boyutun tapusudur. Ve sürekli olarak aldığımız

yer 5. boyuttur. Allahın katındandır.

Mesela "Lâ ilâhe İllallah" kelimesini zikretmenin,

inanmanın faziletini Allah'ın Resulü şöyle açıklıyor:

"Kulun yaptığı her iyilik kıyamet günü teraziye konur.

Yalnız "Lâ ilâhe İllallah" kelimesi konmaz. Eğer onu

koysalar, yedi kat gökten, yerden ve onun

içindekilerden ağır gelir. " Hadis-i Şerif (Taberani) İşte

hadiste ifade edilen ''Lâ ilâhe İllallah" kelimesinin

oluşturduğu mana bu kadar büyük ve ağır bir kütleye

sahipken, dünya üzerindeki her türlü fikir, düşünce,

inanç ve kelimelerin bir çeşit manaları ve kütleleri

mevcuttur. Yer çekimi esas bunlar üzerinde aklın

alamayacağı şekilde etkilidir. Ve balon adam

örneğinde olduğu gibi 4. boyuttaki/ahiretteki size

yansıtır.

3. boyutta gördüğünüz ve yaptığınız her şey 4. boyut

için zaman verip satın aldığınız şeylerin tapusudur.

İşte Kuran burada devreye girerek neyin kıymetli,

neyin kıymetsiz olduğunu bildiriyor. Çok net ifade

ile Allah’ın anıldığı an ve diğer An’lar...

Resulullah (s.a.v): “Allah’ı zikreden kimse dışında

Page 78: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

78

herkes susamış bir halde ölür.”

Buraya kadar anlaşıldı ise Rahman olan Allah'ın rahmeti

nedir buna değinelim. Ve lütfen anlayarak ilerleyiniz.

Çünkü çoğu konularda manaların kapsamlı bir şekilde

anlaşılması için beyindeki çift lopların aynı anda

çalışması gerekli olmaktadır. Daha önceden konular

üzerinde tefekkür yapanlar kolayca kavrayacaklardır.

Page 79: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

79

ALLAH

Bu ismi, bu manayı anlatmama imkan yoktur. Dünya

üzerinde eli kalem tutan ne kadar insan varsa bir araya

toplasınız ve yaz demeye başlasanız, sonsuz ömür

verseniz asla bitiremezlerdi.

Durum böyle iken benim gibi kıytırık bir kalem erbabı

böyle bir başlığı koyarak hadsizlik etmiştir..

O Allah öyle bir Allah ki;

“Rabbimin sözleri(ni yazmak) için deniz

mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini (bir o

kadarını) dahi getirsek, Rabbimin sözleri

tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi."

(Kehf/109)

"Eğer yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz

de arkasından yedi deniz daha kendisine destek

olduğu halde mürekkep olsa, yine de Allah'ın

kelimeleri yazmakla tükenmez. Şüphesiz ki Allah

çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. "

(Lokman/27)

Çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah;

defalarca merhametli olduğunu, salih amellerde

bulunan, merhametli kullarının refaha ereceğini

vurgulamış ve insanların bir konu hakkında söz

verdiğini hatırlatmıştır. Bu, çok meşhur kalubela

diye isim verip Rahman olan’a 'Rabbimizsin!'

dediğimiz andır.

Page 80: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

80

“..Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demişti. Onlar

da, “Evet, şahit olduk (ki Rabbimizsin)”

demişlerdi.." (A'râf/172)

Ve yukardaki ifade edilen yüceler yücesi Allah’ı

hakkı ile idrak etmek insan için mümkün değildir.

İnsan hangi kelimeyi, hangi sözü kullanırsa kullansın

Subhan Allah demedikçe şirk halini yaşar. Ve Subhan

Allah ise Kuran’ın anlattığı ve Allah resulünün 99

adı ile tanırsanız kurtulabilirsiniz dediği, en alt

sınır çizgi ile Rabbul Alemin olan Allah’ı

tanımaktır.

"...ALLAH’ı hakkıyla idrâk edemediler." (Hac/74)

İşte bu ölçü İslam dininin kesin bir çizgisidir. Bu mutlak

çizgiye insan ne kadar yaklaşırsa Ahiret’i o kadar

bahtiyar olmaktadır.

5. boyuttaki durumu ile gözünüzün gördüğü her

şey Allah’a aittir. Dünyada farklı, ahirette farklı olarak

zikredilse dahi esas ve öz olan 5. boyut ve üstleri için

Mülk her daim Allah’ındır. Bu durum insanların katında

başka isimlerle, başkalarına ait gibi görünmektedir.

Mandalina 4. boyutta, 3. boyutta, 5. boyutta ve tüm

boyutlarda aynı anda varlığı ile mevcuttur. Her boyut

onu farklı algılar. Değişik isimler verir.

İşte kişi mandalinaya bakarken; 3. boyut için bilgi ve

algı yetersizliği nedeni ile o mandalina gibi algılanırken,

4. boyutta bir çeşit kuantum enerji olarak görünür ve

daha üst boyutlarda bilginin artması ile algılanışı

Page 81: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

81

değişir. Ve şu meşhur ayeti böylelikle anlar:

"Doğu da batı da ALLAH'ındır. Nereye yönelirseniz

ALLAH'ın yüzü oradadır. ALLAH her şeyi kuşatan

ve her şeyi bilendir." (Bakara/115)

Ve kişi nereye dönerse dönsün mutlaka Allah’ın vechini

görür. Ancak bulunduğu boyut nedeni ile eşyayı

çözemez. Ve bu kişi algısının eksikliği nedeni ile

mandalinayı ilah edindiğinde Allah’ın cisim olarak

değil isim olarak MANDALİNA ismini ilah edinmiş

ve Subhan Allah demeyerek şirke düşmüştür.

Ve Allah’ın rahmet olarak sunduğu kitabı Kuran

bilgisinden mahrum olarak mandalina ismini ilah olarak

kabul etmenin mutlak getirisini 4. boyutta yaşayacaktır.

Konu Allah’ın Rezzak adını ilah edinip diğerlerini

inkar etmek gibidir. Bütün bu durumlarda Rahman

olan Allah için bir ihtiyaç, bir gereksinim söz konusu

değildir. Bütün mesele insanın kendisi ile ilgilidir.

Zira aslında kim neye taparsa tapsın, neyi ilah edinirse

edinsin zaten orada Allah’ın olduğu ifade edilmiştir.

"Gözünüzü açın! Göklerde kim var yerde kim varsa

Allah'ındır! Allah'ın yanında başka şeylere yalvaranlar,

ortak koştuklarına uymuyorlar/Allah'ın yanında

ortaklara yalvaranlar neyin ardı sıra gidiyorlar? Onlar

sadece sanıya uyuyorlar ve onlar sadece

saçmalıyorlar." (Yunus/66)

Çünkü Allah ilah kavramından bile beridir. Öte yandan

Page 82: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

82

Kuran kesin bir ifade ile ilah olarak Rabbimizi

tanıtmaktadır. Ve ''O’na iman ettik.'' diyenleri imtihan

edeceğini vurgulamaktadır.

"Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak

tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri

düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir

bildiridir." (İbrahim/52)

“Hâzâ belâgun lin nâsi ve li yunzerû bihî ve li ya’lemû

ennemâ HUVE İLAHUN vâhidun ve li yezzekkere ûlul

elbâb.”

Ayette, birazcık Arapça bilenler anlarlar, kesin bir ifade

ile Lâ manası ve kelimesi olmadan HUVE İLAHUN

kavramı vardır. Yani O ilahınızdır. Benzer şekilde

onlarca ayet mevcuttur. Bu konuda kelime-i tevhidin

ilahlık kavramını ret ettiği söylenemez.

İşte bu noktadan sonra Kuran ne anlatmaya

çalışıyor sorusunun cevabı netleşebilir.

Allah; İnsanların bir ilah’ı olduğunu vurgulamıştır.

Ancak Allah’ın hangi ismini seçip seçmeme

konusunda insanları özgür bırakmıştır. Şayet öyle

olmasa bu kadar çok din dünyada olmazdı.

Hindulardan, Budistlere, Yahudilerden, Hiristiyanlara,

Mecusilerden, yıldızlara tapanlara varıncaya kadar

herkes tek olan özde Allah’ın farklı farklı tecellilerinden

birini kendilerine ilah edinmektedirler. Kim neye

inanırsa inansın, kim neyi kabul ederse etsin 5. veya 6.

boyuta göre Allahın bir ismini, tecellisini kabul etmiştir.

Page 83: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

83

Yani rahman olan varken, ilahlık hiç kimsenin haddine

değildir. Ateistlerden Agnostiklere kadar herkes

varoluşuna bir anlam yükleyerek Allah’ın vasfını bir

isme, bir manaya vermektedirler.

Bu hareketleri kesin olarak Kuran’a göre şirktir. Ve

bunun çok ağır bedelleri vardır.

Bir daha ifade etmeliyim. Diğer dinler; Allah’ın bir çok

adından biri ile inanç oluşturup, Allah’ın sadece Rahman

oluşunu kabul edip, Alim, Gaffar gibi bir çok diğer

özelliklerini ret etmektedirler.

Bu konudaki ayetler şunlardır:

Bakara 115: ''Nereye yönelirseniz ALLAH'ın yüzü

oradadır.''

Hadid 3: “Evvel, âhir, zâhir (görünen) ve bâtın

O’dur. O her şeyi bilir”

Enfâl 17: "Attığında sen atmadın, atan ALLAH`tı!"

Kaf: 16: ''Biz ona (İnsana) şahdamarından daha

yakınız.''

Hud: 56: "Hiç bir canlı yoktur ki yeryüzünde,

Rabbim alnında çekip götürmesin!"

İnsanın, ne yaparsa yapsın Allah’ı Kuran’ın dışındaki

kaynaklarla doğru bir şekilde tanıması mümkün

değildir.

Page 84: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

84

Olayı biraz daha anlaşılır kılayım:

Dünya üzerindeki bütün dinlerin ilahlarını ve kişilerin

var oluşlarına yükledikleri anlamları kıyaslayınız.

Hiçbir ilah anlayışı Kuran’ın anlattığı Allah kadar büyük

değildir. Bakın anlayışlardan bahsediyorum. Bu nokta

çok iyi anlaşılmalı. Yani cisimlere gitmeyin. Kişilerin

kendilerine ilah olarak seçtikleri şeyler Allah’ın Kahhar

olan adını seçmeleri gibidir. Ve bu açıdan Allah’ı en

iyi ve en geniş olarak sunan rahmet kitabı

Kuran'dır. En az 99 isimle de bir mananın, bir

yüceliğin adı çizilmiştir.

Allah öyle Rahmandır ki İnsanlara şöyle demektedir:

''İlah ancak Allah'tır. Ve Allah kuluna kulun dilediğini

verir.'' Yani kul Allah’ı nasıl tanımlarsa tanımladığı

isim ve o ismin özellikleri ile tecelli eder. Ve kul

bunun getirisini mutlaka yaşar.

Düşünün Kahhar olarak inanıp kabul ettiğinizde

diğer vasıflarını kabul etmediğiniz yani

inanmadığınız için Kahhar oluşunu göreceksiniz.

Bu eşyanın kuralıdır. Örnek Allah’ın taş adını ilah

kabul ettiğinizde ve tecelli gerçekleştiğinde

taştan topraklık veya su gibi farklı özellikler

bulamazsınız.

Bu sünnetullah’a aykırıdır. Bu konuda Kuran’ın

çizgileri vardır.

"Allah'ın sünnetinde bir değişiklik bulamazsın."

Page 85: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

85

(Fetih/23)

Bu noktaya kadar konu mutlaka anlaşılmalı. Şayet

kavrayamadıysanız lütfen sakince konunun üzerinden

bir daha gidiniz.

İşte daha önceki ''İnsan Henüz Yaratılmadı'' isimli

eserimizde vurguladığımız bir gerçek olan Dünyanın

kalubela olabileceği ve burada herkesin kendi dili ile

“Evet Rabbimizsin!” dediğini hatırlayınız.

Burada iman eden tüm insanlar için, Kutsal kelimesi ile

isimlendirilen kitaplar hep bu yönde kişileri uyarmaya

çalışmıştır.

Ve bu açıdan Kuran Allah’ı, Ahirette en az zararla

kurtulacağımız şekli ile anlatan gerçekten

muazzam bir kitaptır. Kıymetini bilene..

''İnsanlar (sadece) “İman ettik” diyerek,

sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?

Andolsun, onlardan öncekileri sınadık; Allah,

gerçekten doğruları da bilmekte ve gerçekten

yalancıları da bilmektedir. (Ankebut/1,4)

Ayette inananlar değil, insanlar ifadesi vardır. İşte

şimdi sınanma konusuna geçelim. Ve bu konuya

geçmeden önce şirk bu dünyada nelere sebebiyet verir

inceleyelim.

Page 86: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

86

Şirk Deyip Geçmeyin

Şirkin her türlüsü her iki alemde de insanı mahveder.

Zaten bugün insanlığın başındaki belaların da nedeni şirktir. Esasında Allah'ın; O'nu bulmamız, O'na ulaşmamız için verdiği duyguların, O'ndan gayrısına

kaymasının, O'na ulaşmamız için verilen duyguyu başka şeylerde kullanmanın ve NETİCESİNİ yaşamanın

adıdır şirk. Daha anlaşılır bir mana ile ihanetin adıdır Şirk!.. Ortak bulmanın adıdır şirk.

Ve Şirk deyince üzerinde düşünmeden geçmeyin. Çünkü en büyük tehlikedir. Zira ya Allah'a

ulaşmak var, yahut gayrısına. Üçüncü bir yol yok. Aslında ikinci bir yol dahi yoktur. Lâkin sizin alayacağınız dile indirgenmiştir. Zira Allah hem

Kahhar hem Rahim'dir. Allah'ın hem serinliği vardır,hem ateşi.

Ahiret için bu kadar büyük tehlike arzeden böylesi bir şey dünyaya neler yapar kısaca bakalım;

Rabbi Para olanlar; parası olmayanları pek sevmezler, itibar etmezler, sevgi beslemezler, doğal

olarak küçük görürler ve nihayetinde kibirin, kıskançlığın, gıybetin tam merkezinde rableri olan para

ile yaşam sürerler. Çevrelerindeki insanlara para için herşeyi yapar ve yaptırırlar. Bu duygu öyle güçlüdür ki

parayı elde edemediklerinde kendilerini de sevmezler. Rabbi makam olanlar içinse makamsızlar ayak

takımıdır.

Gereksiz, böcek gibi bir şeydirler. Hatta köle kadar bile yokturlar. Nihayetinde makamı olmayan ailelerin çocuklarını bile küçümserler. Bütün dünyaları makam

Page 87: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

87

üzerinedir. Bu gayret içerisinde dünya hayatlarını heder eder tüketirler. Makam sahibi olmak veya makam

sahibine yakın durmak için akıl almaz şeyler yapabilirler. Amaçlarına ulaşamayanlar ise bunalıma

girerek ve bazen kendilerini böcek gibi bir şey görerek ciddi sorunlar yaşarlar.

Rabbi şöhret olanlar ise, şan ve şöhret üzerine bir çizgi çeker ve bu çizginin etrafında değer yargıları

oluştururlar. Bizler gibi şöhretsiz insanlar ağzı ile kuş tutsa çektiği çizgiye uzak olduğu için değersiz ve önemsiz kalır. Hatta bu çizginin uzağındakiler sadece

numaradır, sayıdırlar. Bir kaç milyon insanın ölmesi bile ilgisini çekmez. Çünkü önemli olan çektiği çizgiye olan

mesafedir. Bu yüzden çizginin merkezinde olmak ve bu merkezdekilere yakınlık elde etmek için herşeyi yapar. Ulaşamayanlar da bir çeşit kaybolmuşluk duygusu ile

perişan olurlar.

Rabbi şehvet ve tutku olanlar için bütün hesaplar

buna göredir. Arkadaşlık ilişkilerinden çalışma ortamlarına kadar Rableri olan şehvetin rızasını

gözetirler. Hatta facebook gibi ortamlarda şehvetlerinin onayladığı kişilerle saatlerce hiç alaksız sohbete katlanırlar. Bununla da yetinmez, şekilden şekile

girerler. Rableri şehvet olanların samimiyetlerini kendileri dahil hiç kimse bilemez. Ve şehvetin olmadığı

hiç bir etkinlik dikkatlerini çekmez, çok sıkıcı gelir. Bu bağımlıkları onları asla doğru düşündürmez. Buna rağmen şehvetlerinin 4 dakikalık rızası uğruna ömür

boyu zindana atılmayı göze alabilirler. Şehvetin rızasına ulaşamayanlar ise ciddi sapkınlıklara düşebilirler.

Abartılı makyajlar, saçma sapan estetik operasyonları gibi akıl almaz, gereksiz gizli huylar bile taşıyabilirler.

Page 88: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

88

Başaramadıklarında bir çeşit acayip bunalım ile belki de psikologlarda soluğu alırlar.

Bu sıralama o kadar uzar ki yazının mesajını bile

unutursunuz.

Sonuç olarak Allah'a bu dünyada ulaşamayan, maalesef yukarıdaki hastalıklardan, tövbe etmemişse/Allah'a yönelmemişse, ölünce de kurtulamaz. Bu durum şirki

Allah'ın affetmemesi olarak vurgulanmıştır. Zira dünyada çok merkezi (!) yerde çok değerli bir arsayı kapatmaya veya müşteri bulmaya konsantre olmuş,

Rabbi para olan bir iş adamına, gel sana galaksi vereyim deseniz de asla sizi dikkate almayacaktır.

Maalesef kendi aç gözlülüğünün kurbanı olacaktır. Zira galaksi nedir, merkezi yerde mi, alıcısı var

mı, piyasası nasıl gibi bir yığın vesvese kişiyi hakikatlerden perdeleyecektir. Sözde sağlamcılık

yaparak elindekini korumak adına Allah'a ulaşması için verilen duyguları paraya yönlendirdiği ve arsanın da para kazandıracağını bildiği için şirkinin neticesi olarak

galaksi teklifinizi reddeder. Zira kişi Allah'a ulaştığında şirki son bulur. Ve o kişiye bütün kainatı teklif etseniz

bile saptıramazsınız. Allah der ötesini bırakır. Zaten islamın amaçlarından biri şirksiz bireyler yetiştirmektir.

Rahman ve Rahim olan Allah'a sığınıp şirkin her türlüsü

için çok içten, ısrarla dua etmekden ve merhametli olmaktan başka çaremiz yoktur.

Kuran’ın bizim dikkatimize sunduğu müthiş bir mana

mevcuttur. Ve bu mana şudur:

Page 89: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

89

''LÂ İLÂHE İLLALLAH" Rahmettir

O Allah öyle bir Allahtır ki; İnsanlara ilahlarını bile

seçme özgürlüğü vermiştir. Kim nasıl inanırsa ve neyi kendine ilah edinirse ebedi olarak O' nun kulu olacaktır.

Ancak Rahman oluşundan kaynaklanan rahmet sebebi ile de "LÂ İLÂHE İLLALLAH" hediyesi

bizleri bulmuştur. Allahtan gayrı bir ilahın olması söz konusu değildir. Kim neyi ilah edinirse edinsin orada Allah vardır.

İnsanın zannı var diye taş ilah olmaz.

İçeriye mana yönü ile işaret vardır. Paranın kulu ile Allah'ın kulu bir midir? İnsan'ın kulu ile Allah'ın kulu bir midir?..

İlah'ınız ne kadar büyükse siz de o kadar büyük

olursunuz. İlah demekse tutku ile bağlanıp, uğruna her şeyi

feda edebileceğiniz, gözü kara bir muhabbetle bağlandığınız, bir genç kızın hayranı olduğu

Tarkan'ı gördüğündeki gibi çılgınlığı göstereceğiniz şeylerdir İlah.

Kişinin ilahı futbolcu ise ancak gol aşkı ile yanan seyirci

olur. Kişinin İlahı mal, mülk, otomobilse ancak otomobilin tamircisi olur. Kişinin ilahı şeyhi olursa ancak onun halifesi, hizmetçisi olur.

Örnekleri daha net bir çizgiye çekersek, Bulgaristan

Başbakanı'nın temsilcisi ile ABD başkan'ının temsilcisi bir midir?

Page 90: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

90

Bu sıralamayı uzatmak mümkündür.

Bütün mesele sizinle ilgilidir. Yoksa taşın veya paranın yahut başka şeylerin ilah olup olmaması ile alakalı

değildir.

Bütün mesele sizin neyin kulu olacağınız ve neye kulluk edeceğiniz üzerinedir. Şirk insanın kendisi için beladır. Yoksa bir Tanrıyı kızdırmanın neticesi üzerine gelen bir

bela değildir.

Ve işte bu açıdan şirksiz iman edenler için "LÂ İLÂHE İLLALLAH" rahmettir.

Page 91: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

91

İmtihan ve Şirk

İşte yukarıdaki her iki konu başlığı ile biraz sonra daha

detaylı ifade edeceğim konuya sizleri ısındırmak istedim. Artık biraz daha aklınıza yatmış olarak, konuyu sindirmiş olacağınızı umuyorum. Böylece biraz daha

anlamaya yaklaştınız.

Ankebut 1: ''İnsanlar (sadece) “İman ettik”

diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı

sandılar?''

Bu dünyada herkes kendi hali ile ve aklı ile Allah’ın bir

ismini, sıfatını veya bir yöndeki vechini kendine ilah

edinerek sorumlu oldu. Bu manayı çokları

sindiremeyecek ve kaldıramayacaktır ancak sabırlı olup

okumaya devam ediniz.

Hindulardan, Hristiyanlara kadar herkes kendine en

uygun ilah’ı seçmekte. Bütün seçtikleri Allah’ın ayrı ayrı

isim ve manaları, yani vechidir. Bunun hakikatte boyut

örnekleri ile nasıl olduğunu vurgulamıştım.

İşte Hristiyanlar ölümle beraber, yani yaratılış

tamamlanınca verdikleri söz gereği imtihana tabi

olacaklar. Kuran Allah’ın rahmet yüzünü ilah

edinmemizi önerirken Hristiyanlar ‘O’na oğul vererek,

‘O’nu insan makamına indirgemişlerdir. Ve İnsan ilah

olursa nasıl olur düşünün bakalım. Nasıl ki taşı ilah

kabul etmek ve toprağı inkar etmek taşın özelliğini

değiştirmezse, maalesef Hristiyanlar “iman ettik”

sözüne nispeten imtihan olacak ve çoğunluğu

kaybedecektir. Zira bir taş gibi insanın da

geleneksel bir doğası vardır. Ve bu doğa tarih

Page 92: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

92

boyunca halkına neler yapmış defalarca

göstermiştir.

Züntikam olan Allah muhteşem bir final

hazırlamıştır. Bu olay İslam kültüründe kabir

hayatı, berzah hayatı gibi betimlenmiştir. Zaman

kavramının ne olduğunu vurguladık zaten. Zaman

dışı bir imtihan gerçekleşecektir. Yer çekiminin

etkilerini zaman’a vererek hesap gibi acayip bir hal

oluşturup trilyon yıl gibi saçmalıklarla uğraşmaktayız.

Yani iş çok farklı olmaktadır.

Kabir hayatı dediğimiz 4. boyutta yaşanan bu hal

kişinin kendi eli ile gerçekleşmektedir.

"Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle

işledikleriniz yüzündendir." (Şura/30)

Çünkü kişi ineği kendine ilah edindiğinde bunun nasıl

bir şey olduğunu çok feci bir şekilde yaşayarak, isyan

edip imtihanı kaybedecektir. Zira en küçük serçeden

kartala kadar her yerde hazır ve nazır olan isimlerinden

biri Şehid olan rabbimiz var karşımızda. Şehid şahit

gibi manalar taşısa da muhteşem bir ifade ile ”Her an

her yerde, hazır ve nazır” manası taşımaktadır.

İşte Allah’ı ilah kabul etmeyen ne kadar düşünce, ekol

varsa asla baş edemeyecekleri ve kazanamayacakları

bir imtihan onları beklemektedir..

Düşünsenize bir insanı ilah kabul etmenin getirisini..

Dünya üzerindeki mükemmel düzeni her daim ayakta

tutup, yaratılışı devam ettireni görmeyip, ondan

Page 93: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

93

gayrısını görmenin neticesi olarak maalesef kişi

bunun getirisini yaşar. Bu dünyada ilah edindiği

varlığı orada karşısında ilah olarak bulur. Ve

büyük sancı, ıstırap başlar. Çünkü burada

mükemmel olan yüz hatları bile orda karışık olur;

gözü arkasında, bazen görüp, bazen kör, kulağı

ayağının altında ve ancak bir ineğin zekası

nispetinde inanmanın ve şirk koşmanın sonucu ile

kafasında oluşturduğu tanrı, bu kişiye ilahlık

yapar.

Bu dünyada Rahman olan Allah’ın inanılmaz, muhteşem

düzenine öyle hasret kalır ki! İş işten geçmiştir. Ve

bazen adına cehennem dediğimiz kabus başlar. Kişi bu

ilahı kendi yaratmıştır. Ve ne ile imtihan olacağını kendi

belirlemiştir.

Maide 46-47:"İncil ehli Allah'ın onda indirdiği

ile hükmetsin. Allah'ın indirdiği ile

hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.

(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab'ı (Kur'an'ı)

hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları

gözetici olarak indirdik. Artık Allah'ın

indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen

haktan ayrılıp ta onların arzularına uyma.

Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol

koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek

bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi

imtihan etmek için ümmetlere (?) ayırdı. Öyle

ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü

Page 94: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

94

Allah'adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş

olduğunuz şeyleri size bildirecektir. "

"Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol

koyduk. Eğer Allah dileseydi elbette sizi tek

bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi

imtihan etmek için ümmetlere ayırdı."(?)

Her kes için bir model,bir yol koyan Allah bunu

şuanda yaratıyor.Herkes beğendiği bir dini kabul

ediyor.Orta da yanlış yok! Eğer Rahman dileseydi

tabi ki tek bir ümmet olurdu.Ancak buradan

aldıklarınızla sizi imtihan etmek için bir kolaylık

olarak ümmetlere ayırdığını söylüyor..

Ve Allah’ın Şehid olması, Kahhar olması ile

Musavvir oluşu insanın zannı ölçüsünde bu kişinin

oluşturduğu vasıflardaki ilah olarak bu kişiyi

imtihan eder.

Örnek;

İnsan Allah’ı bir sistem olarak tanırsa ve bu

sistemden rahmeti ve merhameti kaldırdığında

göçtüğü alemde aynen inandığı gibi bir şey

bulacaktır. Ve iş hayli zorlaşacak. Merhametin

olmadığı, laftan anlamayan muhteşem bir makine

ile başı belaya girecek!

Veya Vahdeti Vücud inancı ile göçtüğü alemde

hiçbir yere adım atmayacak, utancından

Page 95: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

95

kıpırdayamayacaktır. Bütün bu kurguları

çoğaltmak kesinlikle mümkündür.

Kuran’ın anlattığı Allah’ı esmalarla öğrenerek

baktığımızda, Subhan Allah çizgisinin dışındaki

her duruşun final noktası çok sıkıntılı duruyor.

Rabbim hepimizin yardımcısı olsun!

Sonuçta muhteşem bir durum karşımıza çıkmaktadır.

Kul er ya da geç anlayacaktır ki bütün başına

açtıkları kendi yüzündendir. Ve anlayacaktır ki

Allah hiç kimseye zulmetmez.

Bu satırları okuyanlar artık aşağıdaki ayetin nasıl

kusursuzca yaşandığını anlamış olmalılar. Aksi halde

yeniden anlayarak konuları okuyunuz.

"Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle

işledikleriniz yüzündendir.'' (Şura/30)

Bu olayların, kuantum dediğimiz ve kitabımızın da

konusu olan boyut konuları ile işleyişini anlatmam

uygundur.

Kitap boyunca sürekli olarak insanların 4. boyutta bir

açılım gerçekleştirdiğini ifade etmiştim. Bu konuyu

netleştirelim şimdi..

"Her nefes alışımızda ciğerlerimize yarım Litre temiz

hava dolar: böylece Günde 12,000 litre hava tüketiriz,

yani, Havanın litresi 1,29 gram geldiğine göre, 15

kilogramdan fazla.

Page 96: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

96

Hava renksiz, tatsız ve kokusuz olduğu için, varlığını,

rüzgâr biçiminde esmedikçe, hiç belli etmez."

Bir günde 12 bin litre hava tüketmek ve bunu yaparken

havadan hiç bir şey eksilmemesi çevremizde

gerçekleşen sayısız olağanüstü işlerden birinin her gün

içimizde gerçekleşirken hiç bir şekilde görmeyip fark

etmemek başka önemli gözden kaçanların olduğunu

gösteriyor..

Page 97: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

97

İnsanın Ağacı Olan Ruh

İnsanlar genelde ruhlarını bedenleri gibi

zannetmektedirler. Bu büyük bir yanılgıdır. Zira insan

bedeni, tohum örneğimizde vurguladığımız gibi 3

boyutlu dünyayı algılayan bir tohumun kabuğudur. Ve

bu kabuk 4. boyuttaki ağaç sebebi ile yıpranmaktadır.

''Sizi çamurdan yaratıp, sonra bir ecel koymuştur.

Belirli bir ecel de kendi katındadır. Böyle iken siz

hala kuşkulanıyorsunuz." (Enam/2)

İşte çamurdan yaratılan bedenimizin bir eceli bir de

ruhumuzun eceli vardır. İnsan ruhu tohum örneğimizde

vurguladığımız 4. boyutta sürekli gelişen bir ağaç

gibidir. Herkesin Rahman olan Rabbimizi anması

nispetinde gelişim gösteren ancak 3. boyuttakiler

tarafından fark edilmeyen bedenleri mevcuttur.

Ve bu bedenler kuantum bir yapıdan AN’ın

değerlendirilmesi ile açılım yapılmaktadır. Yani

büyümektedirler.

Bu açıdan sevgili peygamberimiz (s.a.v.) bu noktayı

şöyle belirtmiştir: ”Dünya ahiretin tarlasıdır, ne

ekerseniz onu biçeceksiniz.”

Page 98: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

98

Nasıl ki insanın, 3 boyutlu dünyamızda

algıladığımız bedeninin yüzde 90’ını su

oluşturmakta ise, 4. boyuttaki bedenimiz de

kelimelerle, fikirlerle, düşünce ve niyetlerle

dönüştürülerek biriktirilen anlardan

oluşmaktadır. Ve bu beden’e ne gönderirsek onu

bulacağız.

Bu bazen Allah’ın isimlerini düşünerek geçirdiğimiz

dakikalardan olur, bazen de namaz için ayırdığımız

yaklaşık 40 dakikalık anlardan oluşur. Bütün anların

yegane gayesi Rabbimiz olan Allah’ı anmak üzerinedir.

Rabbimizi andığımız zaman dilimlerini 4. boyuttaki,

adına 'ruh' dediğimiz bedenimize, dünyamıza

göndeririz. Kuantum bir yapı olarak algıladığımız bu

ruhun özelliği inanma üzerine kurulu oluşundandır.

Yani bir şeyi yapmasak bile çok istediğimizde o an

geleceğe yani ağacımıza/4. boyuta din kültürü dili ile

Ahiret’e gönderilmiştir.

"Her insan, geleceğe ne gönderdiğine baksın."

(Haşr/18)

Bu yüzden şirksiz inanmak hayati bir önem

taşımaktadır. Çünkü kabuğun yani bedenimizin

iflasından sonra gönderdiklerimizi bulacağız. Eğer

Kuran’ın ifade ettiği en az 99 ismi ile bir Allah’ı tanırsak

bu, ağacımızı inanılmaz bir şekilde dönüştürecektir.

Aksi halde kim ne kadar Allah’ı tanıyorsa o kadar

bulacaktır.

Page 99: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

99

"Her insan geleceğe ne gönderdiğini, geride ne

bıraktığını bilecek." (İnfitar/5)

Ahiret ve bu dünya aynı anda gelişmektedir. Bu

dünyadan yıldız veya galaksi gibi görünen yapılar 4.

boyut için düşsel bir ruhtur. Nasıl ki 3. boyutta toprak

olarak gördüğümüz şey 4. boyutta bir takım ışınsal yapı

olarak görünüyorsa, dünya üzerinden görünen o sayısız

yıldız, galaksi gibi şeyler de balon insan örneğinde

olduğu gibi, bu dünya üzerindeki gelmiş, geçmiş tüm

canlıların buradan gönderdikleri ile oluşturdukları bir

alemdir.

İşte bu alem inandığımız ve elde ettiğimiz ilimle

şekillenmektedir. Yaptığımız zikirle dönüşen zaman

neye inanıyorsak kuantum yapı gereği bize onu

hazırlamaktadır.

Bu alemde başarılı bir duruş sergileyen ve eğitimini en

iyi derece ile tamamlayan müminler için Halifelik

dediğimiz muazzam bir emanet söz konusudur.

Bir çok İslam alemi bu halifelik kavramının içini

dolduramamış ve açıklayamamışlardır. Ayrıca bir

devlet memuru olmak için yıllarca eğitim gören

insan Halife olmak için de Rabbimiz tarafından

şirksiz bir hayata davet edilerek eğitilmektedir.

"Rabbin meleklere, ben yeryüzünde mutlaka bir

halife yaratacağım demişti." (Bakara/30)

Eğitim sonunda şirksiz inanmayı başarabilen; Allah’tan

aldığı ile, kendi kelimeleri ve zikirleri ile zamanı

Page 100: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

100

dönüştürmesi neticesinde oluşan ve binlerce dünyası

olan bir galaksiye 4. boyuta hakim bir şekilde halifelik

yapacaktır.

Bu dünyadan galaksi gibi algılandığı için uzay konulu

kelimeleri kullanmak zorundayım. Ancak Allah’a vekil

olmak, Allah’a halife olmak ancak şirksiz inananlar

içindir. Bu kişilerin ruhları kuantum bir yapı iken algıları

dilerse 3. boyutlu bir dünyada diledikleri kişi olarak

yaşamlarını sürdürebilirler.

İnsanlar şirksiz inanırlarsa bu dünya üzerinde

gördükleri tüm yüzleri Allah esasında halife dediğimiz

yaratılış amacı için bu insanlara öğretmek adına

yaratmaktadır. Bu kişiler gördükleri hiçbir yüzü,

duydukları hiçbir sözü asla kaybetmeden 4. boyuttaki

kuantum yapılarına bilinç dışı gönderebilmektedir. Buna

bazıları hafıza demektedir

4. boyuttaki kuantum yapıyı parçalayarak 3. boyuta

insan bedeni olarak yansıtmanız mümkündür. İşte bu

bedenlere yüz vermek istediğinizde, bu 3 boyutlu

dünyada eğitim esnasında gördüğünüz yüzlerden

dilediğinizi verebilecek ve hatta halife dediğimiz siz

gömlek gibi kullanabileceksiniz. Bütün bunları 4. boyutu

algılayan biri bu dünya üzerinde gerçekleştirebilir. Ve

çok basittir.

İşte şirksiz iman edenler için bu olay son imtihandır da

diyebiliriz. Bu yüzden insanlara 'inandıkları vardır'

derken 4. boyuttaki ağacın büyüyüşünü

kastetmekteyim.

Page 101: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

101

Bu izahlarda çok sıkıntılı manalar vardır. Ancak başka

türlü anlatmam mümkün görünmüyor. Bu yüzen bu ip

uçlarını kendi dünyanızda değerlendirip elekten

geçirmeniz uygundur.

Bu noktada Namaz konusuna değinmeden

edemeyeceğim. Çünkü namaz şirksiz inanmaya bizi

götüren çok önemli bir şeydir. Zamanı doğru bir şekilde

kullanmaya ısrarla teşvik vardır. Ve anmak başka dilde

olmaz. Allah’ı anmak ana dildedir.

Bu anma esnasında İslam, Allah’ı en gelişmiş bir bilgi

ile insanlara hatırlatmaktadır. Oruçtan, namaza,

zekattan, sadakaya kadar yegane hedef Allah’ın

hatırlanması üzerinedir ki Allah da bizleri hatırlasın.

İşte bu noktada uzun yıllar bir türlü cevap veremediğim

ana dilde ibadet konusu hakkında birkaç satır fikir

beyan etmem sizleri daha net bir çizgiye getirecektir.

Page 102: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

102

Türkçe Zikir ve Türkçe İbadet

İmam Hatip Lisesi yıllarım boyunca kafamı karıştıran ve bir türlü cevap bulamadığım gibi hocalarımın

doyurucu ve ikna edici bir cevap da veremediği bir konu aradan geçen yıllar sonrasında cevap buldu.

Bu konu benim kadar hepinizin kafasına takılmıştır. İşte bugün 5. Boyutta İnsan isimli okuduğunuz kitapta bu konu Rabbime şükürler olsun açıldı.

Ve bununla beraber tüm konular tespih taneleri gibi geldi.

Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği kanısındayım. İslam'da Rahman’ın adı olan Allah ismi hariç her şeyin

Türkçe yapılabileceğini söylüyorum. Yıllardır çeşitli kurallar ve kaideler bilerek veya bilmeyerek Müslümanlara sunuldu.

Kimi başardı kimi başaramadı. Dini kaidelerin toplumsal bazda tek bir amacı vardır.

Doğadaki olayların tek amacı vardır. Hatta etrafınızda cereyan eden olayların bile amacı aynıdır.

Yağan yağmurdan, kardan tutun da toprak kaymasından, depreme kadar; rengarenk

kuşlardan, yılanlara ve balıklara kadar her şeyin bir tek amacı vardır. Etrafınızda cereyan eden olaylar, hastalığınız, açlığınız, yoksulluğunuz,

zenginliğiniz, dostlarınız ve çocuklarınız..

Bu amaç insanla ilgilidir.

Bu amaç ALLAH’I hatırlatmaktır.

Şu an gözlerinizin ve algılarınızın size sunduğu onca şeyin nedeni, sizin Allah’ı anmanız içindir.

Gökten yağan birbirine benzemeyen kar tanelerine bakarak, bu eşsizlik karşısında

Page 103: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

103

Yaratanı düşüneceksiniz.

Göreceksiniz ki; yağmur dünyaya belli bir miktarla yağar. Ölçümlere göre, dünyadan bir saniyede 16

milyon ton su buharlaşmaktadır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona ulaşır. Yine her yıl Dünya'ya aynı

miktarda yani 505 trilyon ton yağmur yağar. İşin ilginç yanı bu miktar her yıl aynıdır, hiç değişmez. Ve daha

onlarca sebep size sürekli olarak Allah’ı hatırlatacak.

Bütün çevresel olaylar yetmez gibi Kuran baştan sona anmaya davet etmektedir.

''Allah’ı anmak en büyük şeydir!..'' (Ankebut/45)

''O halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz.'' (Araf/69)

Daha çok sayıda ayet bu noktaya işaret etmektedir. Tüm gaye anmaya, hatırlamaya

yöneliktir.

İşte bu noktadan sonra ikinci bir pencereden bakışa ihtiyaç duyulmaktadır.

Çünkü insanlar bütün bu işleri Allah’a tapınma mertebesine taşımış, bazıları daha farklı manalar yüklemiş ve konu anlaşılmaz haller almıştır.

Kuran ise şayet kul Allah’ı anarsa Allah’ın da kulu anacağını hiç tartışmasız vurgulamıştır.

Ayet şöyledir: ''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım.'' (Bakara/152)

İşte esas mesele ve mutlak mesele ve bekli de hakkında on kadar kitap yazılabilecek ayet:

''Öyle ise Beni anın ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin ve Beni inkâr etmeyin.'' (Bakara/152)

İşte ibadetlerin, iyiliklerin ve hatta aklınıza ne gelirse

Page 104: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

104

her şeyin arka planındaki gerçek!

Şeytanın gözden kaçırdığı müthiş hakikat.

Kitapta çok sık vurguladığım ve genişçe izah ettiğim

üzere zaman su gibi kullanılan bir şeydir. Su veya okyanus 2 boyutlu dünyada neyse zaman algısı da 3 boyutlu dünyada odur.

Su nasıl ki bedenimizin 4/3'dür. İşte zaman da 4. boyuttaki bedeninizin gıdasıdır.

Siz Allah’ı anarak zamanı dönüştürürsünüz. 4. boyutta kelimeler, fikirler ve düşüncelerden oluşan kuantum

bir varlığınız mevcuttur. Ve bu varlık zamanın dönüşmüş şeklinden oluşmaktadır.

Mesela 2 boyutlu bir dünyada yaşayan küçük yuvarlak cevizi tasavvur ediniz. Cevizin toprağa ekildiğini hayal ediniz. Diyorsunuz ki cevize: ''Dünya ahiretin tarlasıdır. Bu suyu doğru kullan.

Ne ekersen onu biçeceksin.''

Zavallı ceviz ahirette/3. boyutta kendinden bağımsız bir şeyler hayal edip bir türlü taşları yerine oturtamıyor.

Oysa cevizin 3. boyutta kendinden hiç ayrılmayan bir dünyası vardır. 3. boyutta yaşayanlar buna ağaç demektedirler.. (?)

Daha önceki kitaplarımızda insanın yaratılma sürecinin tamamlanmadığını, aşama aşama durumların devam ettiğini ve bu dünya hayatının da aşamalardan biri olduğunu vurgulamıştım.

İşte küçük, yuvarlık ceviz; suyu doğru kullanırsa devasa bir ağaca ve her çeşitten meyveye ve daha nice şeylere dönüşebilmektedir. Ceviz kendini kabuk

zannederek gerçek kendinden yani ağaçtan bilgisiz olduğu gibi belki de milyarlarca insan bu bilgiden

mahrum bir şekilde kendilerini beden yani kabuk

Page 105: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

105

zannederek 4. boyutta dönüştürdükleri zamandan bihaber hayat sürüyorlar.

İşte bütün mesele insanın Allah’ı anması ile ilgilidir.

Ahirette kullanmak üzere sürekli olarak an biriktirir, dönüştürürsünüz. Suyla çay da yapılır, kahve de yapılır. Allah'ı andığınız an ne kadar çok ise o kadar cennet

vardır..

(Konular hakkında çok fazla bilgi kitapta verilmiştir.)

İşte Allah’ı anmak her şeydir. Zira asıl gaye ise Allah’ın kulu anmasıdır. Yoksa Allah’a yağcılık,

hoşafçılık vb.. konular değildir din.

4. boyutta cevizin ağacı gibi düşünceleriniz, fikirleriniz, kelimelerinizden oluşan kuantum varlığınız için, 4.

boyutun yapısı itibarı ile 3. boyutun yukarı-aşağı tanımlaması gibi 4. boyutta cennet ve cehennem tanımlaması bulunmaktadır.

Şehvet vb. tutkularla heder ettiğiniz zaman bugün kontrolsüz gıdaların fazla kiloya neden olup sağa ve sola genişleme olduğu gibi 4. boyutta da

cehenneme doğru açılım gerçekleşir.

(Konular hakkında kitapta detaylar ve çok fazla açıklama mevcuttur.)

İşte namaz yani salat “O”nu anmak ve “O”na ulaşmaktır ki böylece O bize ulaşsın. Nasıl ki ceviz ağacının budanmaya, bakıma, GÜNEŞ GÖRMEYE ihtiyacı varsa, ahiret dediğimiz 4. boyutta bizlerin de

bakıma ve ilgiye ihtiyacı var. İnsan zamanı Allah’ı anarak dönüştürüp Allah’ın rahim oluşunu doyasıya

yaşar.

İşte bütün mesele Allah’ı anmak üzerinedir.

Şimdi etrafına bak! İğneden ipliğe incele. Seni neler Allah'ı anmaktan uzaklaştırıyorsa oradan

Page 106: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

106

veba varmış gibi kaç! Aksi halde başın beladadır.

İşte ibadetler; dünya hayatına dalıp, araba, ev, yat, kat, makam peşinde koşan insanlara Allah’ı hatırlatmak

üzerine kural olarak konmuştur. Zira Allah’ın anılmadığı namaz olmamıştır, yahut oruç veya sadaka, zekat...

Allah’ın anılmadığı anlarla yapılan işleri Kur’an riya, kibir, gösteriş olarak zaten betimlemiştir.

Öte yandan kişi matematik kitabını okurken Allah’ı anıyorsa, diğeri Kuran'ın Arapçasını okuyup aklı başka yerlerdeyse Allah’ı anmayan Kuran okumuyordur.

Kuran’ın en büyük etkisi Allah’ı hatırlatmasıdır. Ve en

faziletli iş Kuran’ın mealini okumaktır.

İşte konu başlığımız burada cevap buluyor. İnsanlar Arapça bilmedikleri taktirde, dilleri okurken akılları biraz sonra başlayacak dizide, yahut maaşındaki prim

artışında veya çocuğun okul masrafında olacaktır.

Maalesef bundan kaçış yoktur. Ya Arapça öğrenerek yaklaşmalı, ki bu hayli zordur, ya da geriye tek yol

kalıyor; ibadet dilinin Türkçe olmasıdır.

Bu konuda bütün mesele Allah’ı anmaktır, ki kitap boyunca bu konulara sık sık vurgu yaptım. İnsan Allah’ı

anarak zamanı dönüştürüyor, ki buna su örneğini verdim. Kaynar su ile serin su bir değildir.

İnsan, Allah’ın adı hariç, O’nu andığı sürece hangi dili konuştuğunun asla önemi yoktur. Mesele zamanı

dönüştürmektir.

Kişi namaz esnasında Fatiha’nın Türkçesi ile zamanı müthiş bir şeye dönüştürebilir.

Yeter ki vesveseye düşmesin.

"Andolsun ki Kuran’ı öğüt olsun diye

Page 107: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

107

kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?'' (Kamer/17) İnsan anlamaz ise nasıl öğüt alacak?..

''Biz, onu anlayasınız diye, Arapça bir Kur'an olarak indirdik." (Yusuf/2) Anlamak vurgusuna dikkat.

"Bu indirip, hükümlerini kesinleştirdiğimiz suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdik." (Nur/1)

"Doğrusu bu Kur'an sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız." (Zuhruf/44)

Bütün mesele Allah’ın kulu anmasıdır. İşte insan,

zamanı anarak dönüştürür. Ve bu yüzden hangi kelimeyi, hangi dili kullandığınızın zerrece önemi yoktur. Yeter ki Rabbimizin Adı Allah’ı hatırlayın,

anın.

Esmalarla da zikretmek aynı şeydir. Kişi isimlerin manası ile birlikte mutlaka ama mutlaka Allah

adını zikrederse, amaç fazlası ile hasıl olur.

Mesela Kaviyy; Zaafa ve Zayıflığa uğramayan, çok güçlü Allah! demektir.

Türkçe olarak anlayarak ve algılayarak zikretmek aynı sonucu verir.

Aynı hedefe ulaştırır.

Öyle yürekten Allah diyenler vardır ki bütün esmalar ile zikretmiş gibi olurlar. İşte siz kelimeler üzerindeki

manalar ile rabbimizi anarsanız o andığınız zaman sizin olur. Çay bir kelime ise, su bir zamandır. Bu açıdan bütün duaların ve salavatların ve daha bütün kuralların

yegane amacı Allah’ı hatırlatmaktır. Zaman çok değerlidir. Bu açıdan Allah’ı anarak dönüştürdüğünüzde,

4. boyuttaki düşünceleriniz ve kelimeleriniz ve

Page 108: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

108

fikirlerinizden oluşan varlığınız, cennet yönüne doğru açılım gerçekleştirir.

(Kitabımızı tümden okuyunca ciddi anlamda İslam’ı anlama adına fikirlerinizde devrim meydana gelecektir.)

Allah öyle Rahmandır ki, O’nu hatırlamanız için gördüğünüz her şeyi yaratmış ve size yakın kılmıştır. Arka planda Rahim esmasını kulun

yaşaması vardır.

Sonuç olarak Allah’ı anabiliyorsanız, ibadetin veya zikrin hangi dilini kullanırsanız kullanın...

''Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi,

hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın.'' (Bakara/200)

''Sayılı günlerde Allah'ı anın.'' (Bakara/203)

''Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın.'' (Bakara/239)

''..Ve üzerine Allah'ın adını anın.'' (Maide/4)

''..Allah'ın ismini anınız.'' (Hac/36)

Bir de şu ayet üzerinde düşünün: "Onlar her daim namazdadırlar." (Mearic/23) Ayette devam vurgusu

gözden kaçmasın.

Bu konudan sonra, bütün bu bilgileri idrak ettikten

sonra, Allah’ın bir isminden, bir özelliğinden bahsetmek

istiyorum. Özellikle konumuza devam edeceğiz. Ancak

bu ismi bilip, bu isimle rabbimize dua etmeyi ve onu

anmayı ihmal etmeyiniz.

Page 109: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

109

Allah'ın FALİKUL İSBAH İsmi

''Şüphesiz Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp

filizlendirendir. Ölüden diriyi çıkarır. Diriden de ölüyü çıkarandır. İşte budur Allah! Peki (O’ndan) nasıl çevriliyorsunuz?" (Enam/95)

"O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap

ölçüsü kıldı. Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir (ölçüp biçmesidir).

(Enam/96)

FALİKUL İSBAH: Tan yerini ağartan/yaran. (Enam/96)

FALİKUL HANNİ VE'N-NEVA: Çekirdeği Yarıp Filizlendiren. (Enam/95)

Allahın bu Falikul işareti ile başlayan ismi esma el hüsna kitapçıklarında ve izahatların da bulunmaz. İbni

Abbas: ''Falik yaratmaktır.'' derken başkaları da ''yarmaktır'' demiştir. Şöyle izahı mümkündür; bir çekirdeği yarıp ondan faydalı ve yararlı şey çıkartan iki

manayı da bir noktada birleştirmektedir. Tan yerini ağartan, sabahı getiren, karanlığı kovan gibi

anlamları vardır. Aynı zamanda 5 tane ismi mana yönü ile kapsamaktadır. Karanlık cahillikle eş değerdir. Cahilliği ancak bilgelik ve irade kovalar. Bu da Allah'ın

Alim esması ile Murid esmasını yani bilge ve iradeyi görürüz. Çekirdeği yarıp yararlı şeyler yaratması yani

hayat vermesi ise Hayy yani hayat veren oluşunu hatırlarız. Bu esmalar Kadir oluşu ile çekirdeğe hayat verirken, aydınlatması ile de Nur tecelli eder..

FALİKUL işareti ile başlayan Falikul İsbah Esması;

Hayy, Kaviy, Alim, Murid ve Nur isimlerini

Page 110: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

110

kendinde toplar. Bu esmayı cehaletten kurtulmak için dua ederken

zikrediniz. Anlaması ve idraki zor şeyleri okurken bu esma ile

Allahı zikretmek ve yardım talep etmek işleri kolaylaştırır. Derslerini anlamayan çocuklara bu esmayı manası ile öğretiniz.

Özellikle faydasız ilmin ve karanlığın kol gezdiği sabaha hasret kaldığımız ve fitnenin her yeri kuşattığı

günümüzde şu şekilde ısrarla dua etmeliyiz:

''Ey FALİKUL İSBAH (Karanlıkları kovalayan, tan yerini ağartan) Rahman ve Rahim olan Allahım! Bu karanlıkları kaldır. Hayatımı aydınlat.

İşlerimi kolaylaştır ve cehaletimi gider. Amin.

Gücümüz ve idrarımız yettiğince izaha çalıştık. Kusurlarımız mutlaka vardır..

Page 111: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

111

İnsan ve Yörüngesi

Sürekli kafamı kurcalayan ve bir türlü ucunu

yakalayamadığım ve hala tam olarak aynı anda göremediğim bir konuyu şimdi size açacağım.

İstanbul istikametinden Kayseri’ye giderken otobüse baktım ve Dünya’nın uzaydaki yeri gibi konuları düşündüm. “Milyonlarca ton ağırlığındaki yıldızlar,

gezegenler, galaksiler ve galaksi kümeleri uzay içinde müthiş bir süratle hareket ederler. Üzerinde

yaşadığımız Dünya saatte 1670 km hızla kendi ekseni etrafında, 108.000 km hızla güneşin etrafında

döner. Güneş sisteminin galaksi merkezi etrafındaki dönüş sürati saatte 720.000 km iken, Samanyolu Galaksisi'nin uzaydaki hızı saatte

950.000 km'dir. Durmaksızın devam eden hareket öylesine yoğundur ki, Dünya ve Güneş Sistemi her sene

bir önceki sene bulunduğu yerden 500 milyon kilometre uzakta bulunur.

İşte biz de son derece astronomik hızlarda hareket eden bu gök cisimlerinden birinde yaşamımızı sürdürüyoruz. Üstelik üzerinde bulunduğumuz Dünya

tüm evrenle kıyaslanınca son derece küçük ve sıradan kalır.

Bu inanılmaz dengeler, aslında dünya üzerindeki hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğunu ortaya

koymaktadır. Bana göre ise inanılmaz bir çizgidir bu. Gök cisimlerinin hareket ettikleri yörüngelerdeki

milimetrik değişimler, kaymalar çok önemli sonuçlar doğurabilir. Hatta öyle ki, Dünya üzerinde yaşamak mümkün olmayabilir. Dünya üzerinde yaşamak!

“İnsan ise dünyanın dönüş hızını dahi hissetmeden(?)

Page 112: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

112

çok kararlı ve güvenli bir sistemin içinde yaşarmışçasına hayatını sürdürür.”

Bazı insanlar bu anlatılanları fazla düşünmezler;

düşünmedikleri için de gerçekte ne derece olağanüstü koşullarda hayat sürdürdüklerini fark edemezler. İçinde yaşadığımız evrenin belli bir amaçla var edilmiş

olduğunun kendileri için ne kadar önemli olduğunu bilmezler. Bu dünyada neden bulunduklarını, bu kadar

hassas dengenin evrende nasıl oluştuğunu merak bile etmeden yaşayabilirler.”

Konunun en başına dönüş yaptığımızda aslında Kayseri'nin bana getirildiğini hissettim. Zira saatte

1670 km, düşünen biri için korkunç bir hızdır. Bu hızda giden bir şey üzerinde daha hızlı gitmediğiniz sürece hiçbir yere hareket edemezsiniz. Ancak kendi

ekseninizde dolaşır durursunuz.

Bir an, içinde bulunduğum otobüsün aslında hareket etmediği, saatte 1670 km hız yapan dünyanın ve bu hızla oluşan yer çekiminin etkisinden kurtulmak adına

direndiği zannındaydım. Çünkü otobüs direnç gösterirken yerçekiminden ve bu hızdan 10 saat kadar

kendimi koruduğumda, Kayseri'nin bana geldiğini görüyorum. İlginçtir. Bu direnci bıraktığımda, bu sefer benim hareketim ve talebim olmadan Dünyanın, oluşan

yer çekimi ile beni aslında yine bir çivi gibi yere mıhlamış olduğunu tasavvur ediyorum.

Konu hakkında bir çok makale, belgesel, bilimsel video aramama rağmen size verdiğim bilgiler dışında pek bir

şeye denk gelmedim. Tüm bu anlattıklarımı kafanızda canlandırmanız için çift loblarınızın aynı anda çalışması gerekmektedir. Aksi halde 1670 Km hız ile hem kendi

ekseninde hem uzayda giden bir şeyin içinde bu akışı

Page 113: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

113

hissetmeden durmak, direnmek pek mümkün görünmüyor. Ve gidiyorum, yürüyorum zannederken

sadece yer çekimine ve bu hıza karşı bir çeşit direnç göstermekteyiz.

Bir örnek vereyim. Bir an için yer çekiminden kurtulduğunuzu düşünün. Aslında sadece yer

çekiminden kurtulup yerinizde sabit olmanıza rağmen dönüş devam ettiği için tüm hareket edenler tarafından

uçuyor ve hareket ediyor görünürsünüz. Oysa hareket eden seyirciler ve dünyadır.

Kuşlar da, gemiler de aslında yer çekimine karşı bir çeşit direnç sağlayarak dünyanın hareketi ile hareket

eden bizler tarafından uçuyor, yüzüyor veya gidiyor olarak algılanmaktadır. Bilimsel olarak, aklın kavrayacağı şekli ile giden dünyanın hızına takılmış

bizlerizdir.

Bu nokta sanıyorum anlaşıldı. Nasıl ki bedenlerimiz bir yere gitmek istediğinde aslında orası bize gelir. Siz akışa çok küçük sabit olduğunuz yerde bir kanat çırpma

kadar müdahale ederek mekanın kendinize gelmesini sağlarsınız.

İnsanın ayağına sadece mekanlar gelmez. Aslında istemesine bağlı olarak rızık da benzer şekilde sunulur.

İnsan’a sadece yürekten istemek kalır. Makam, mevki, şan, şöhret, eş, dost, aile ve geri kalan her şey istemesi nispetinde kişiye Allah tarafından verilir. Sadece

istemesini bilmek yeterli. Buna dua diyoruz. Ve 3. boyuttan bu, kişiler kendi yapıyor gibi görünür. Kuşların

aslında uçmadığını düşününüz.

Bu durumda insanı bir kez daha 4. boyuttaki ağacına bağlı bir tohum çizgisine çeker ve galaksilerle, yıldızlarla bir ortak noktası daha oluşur.

Page 114: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

114

İnsan hakikatte bir yörüngededir. Kendi ekseninde bazı hareketler yapmak dışında yörünge dışına

çıkamaz. Uzayda izlediğimiz gezegenler gibi mutlaka bir eksene bağlı kalmak zorundadır.

Bu noktaya kadar konuları mutlaka sindirmeniz gereklidir. Boyutlara ve burçlara geçmeden önce

konumuzun dışında gibi görünse de işaret ettiği manalarla aynı yere gelen bazı makalelere yer vermek

istiyorum. Ayrıca ölüm azabı hakkında mutlaka bilmeniz gereken konular bulunmaktadır.

Page 115: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

115

Ölüm Azabı ve Ölüm Anında Olanlar

Ölüm azabının belki de en şiddetlisi maalesef şöhret ve

makam sahibi insanları bulur...

Onlar ölünce her yer bir çalkalanır ve bu kişiler bu alemdekiler tarafından öldü sanılıyor.

Öldü öylece kabire geçti. Maalesef işler buradan göründüğü gibi kolay değil.. Hayır, hayır kesinlikle hayır..

Kişilerin ölümünde ve duruşunda hikmet aramak gerekir. Kavga etmeden kendi duruşumuza bakmak gereklidir..

Belki bu şekilde ibret alır kendimizi düzeltiriz. Bilmelisin ki sevgili dost kabir azabı, ölüm azabı diye tasvir edilen hakikatler çok dehşettir.

Yine bilmelisin ki öldüğünü bilen kişiye elinde

değneklerle ıstırap çektirecek bir yapı, sünnetullah da mevcut değildir..

Zaten Kuran'a göre de herkes kendi eli ile yaptıklarının neticesini yaşar.

Çok sevdiğiniz veya nefret ettiğiniz haber sunucusu yahut sanatçı veya ünlü kişilik bulunduğu makamı,

mevkii, şanı, şöhreti, başarıyı ve maddi imkanları elde etmek için ömür harcar.

Çok çalışmak zorundadır. Kazanılması bu kadar zor olan şeyleri terketmek yine

bir o kadar zordur.

Çok sevdiğiniz veya nefret ettiğiniz bu kişi; size göre

Page 116: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

116

bir çırpıda vefat etti gibi görünür. Bir de bunun O'na göresi vardır.

Bilmelisin ki dostum bu dünyaya ait şeylerle ahirete

geçemezsin. Bu dünyaya (3. boyuta) ait tutkularla ahireti (4. boyut) algılayamazsın.

Bütün sahip olduklarını terk etmelisin. Bunu ya aklın başındayken gönüllü yaparsın, yahut son bir ders

olarak Rabbin/öğretmenin zorla yaptırır. Sahip olduğun hiç bir şey gerçekte göründüğü gibi

değildir. 3. boyutta yoktur. Ancak daha tehlikeli 4. boyutta yer almaktadır.

Var sandıkların deneme yurdu olan bu dünyada eşyayı öğrenmen için ve büyük imtihana hazırlık için karşına çıkartılan ve şükretmen gereken, gerçeğin bilgisini

taşıyan sanrılardan ibarettir.

Maalesef özünde Allah olmayan yoklar; mevki, şan, şöhret, başarı, zenginlik adı ile ruhunu ve

zamanı kirleten putlardır. Bu duyguları terketmek bedeni terketmek gibi

değildir.

Çevrenizdeki yahut medyadaki başarılı, şöhretli ve daha bir çok vasıflı insan size göre ölmüştür.

Ancak kendilerine göre hastaneden taburcu olmuş, bir şekilde yaşamını sürdürdüklerini zannetmektedirler..

Bu söylemlerim size çok garip geldi değil mi? Hayır garip gelmesin ve anlattığım asla mecaz

değildir.

Page 117: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

117

Ölüm azabındaki insan; dünyasında sıra ile önce makamını, sonra şöhretini, sonra parasını, vel

hasıl bu dünyaya ait neleri varsa hepsini kazandığı gibi bin bir türlü zorlukla kaybetmek

zorundadır.

Bu aleme geldiği gibi gitmek zorundadır.

Ve bu süreç maalesef çok ağır ve zorlu işleyecektir.

Çünkü kazanırken verdiği uğraşın daha fazlasını ortaya koymak zorundadır..

Şöhret, zenginlik ve makam gibi dünyaya ait şeylere malik olmanın cazibesini hiç kimse kolay

kolay terk edemez. Bu olaylar ölüm azabı olarak zaten betimlenmiştir.

Kendine göre 20-30 yıl ve belki daha uzun süren bir hal ile elindekileri tek tek kaybetmenin acısını yaşayacaktır.

İşten atılacak, rakipleri onu alt edecek, parasını kaybedecek, hapse atılacak ve daha nice

sıkıntıları karşısında bulacaktır..

Taa ki öldüğünü anlayana kadar!

"Benim" iddiasından bir şekilde vazgeçene kadar

yaşamı devam eder.

Nasr süresinin çok önemli olduğunu ve an gelir nerede olduğunuzu anlamadığınız bir durumla karşılaşırsanız okuyunuz dediğimi hatırlayın.

Kişi neredeyim sorusunu düşünüp cevap ararken dünyasında, Nasr süresini okusun!

Umalım ki OKU diyeni ciddiye alsın!

Öldüğünü bilen birine ne kabir azabı, ne de ölüm

Page 118: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

118

azabı bir şey yapmaz. "Zaten öldüm çok da tın" deyimi meşhur bir sokak sözüdür.

Bu yüzden şöhret gibi, makam gibi şeylerin sahibi olanlar için işler hayli zordur. Artık Onlara faydanız olmaz.

Kendinizi hazırlayın. Kazandıklarınız tek tek elinizden alınacak. Tüm itibarınız

yerle yeksan olacak. Ne kadar değer verdiğiniz şey varsa en iğrenç şekilde sizden uzaklaşacak.

Bütün biriktirdiğiniz parayı tapıyorcasına sevdiğiniz evladınız çarçur edip pavyonlarda yiyecek!

Korktuğunuz herşey iğrenç senaryolarla başınıza gelecek! Zerrece itibarınız kalmayacak..

Ve bütün bunlar olurken yaşıyorum zannedeceksiniz..

Benim dediğiniz, bana ait dediğiniz herşeyden vazgeçmelisiniz.

Ve sevgili dostum ilk kez ölüm azabı nedir soruna doğru cevabı buldun.

Kendini hazırla..

Page 119: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

119

30 Kitap Okumaya Denk Yazı

En baştan beri anlatmaya çalışıyorum. Belki kitapla ilgili

kısa bir özet olacak ama makaleyi yeni bir tekrar olarak ele alınız.

Bilmelisin ki dostum bazen bir kaç satır yazı okumak 30 kitap okumaya denktir. Umalım ki bu yazı da onlardan olsun.

Kişi herşeyi kendi eliyle yapar. Ahirette sürekli gelişen bir siz bulunmaktadır. Bu siz; şimdiki sizle aynı anda gelişmekte olan baştan sona kadar kuantum bir yapıdan oluşmaktadır.

Bu muhteşem oluş ahirete geçtiğimizde son bulacaktır ve o gün kul artık yaratılmıştır.

"Neden acaba siz, sizi şekilden şekile sokarak yaratan Allah’ın büyüklüğünü kabul etmiyorsunuz?" (Nuh/13,14)

Bu süreçte İnsan kendi eliyle yaptıklarının sonucunu yaşayacaktır.

Zira kuantum kelimesi ile ahireti birleştirenler için müthiş hakikatler açığa çıkacaktır.

İslamda Allah'ı hatırlatan herşey sevaptır. Bu, bu

kadar basittir. Çünkü hatırladığın anlar senindir. Arka planda Allah'ın sizi anması yatmaktadır.

Siz O'nu andığınızda O da sizi anar. "Beni anın ki ben de sizi anayım." (Bakara/152) İbadetlerin bütün

amacı Allah'ın kulu anmasına yöneliktir. Kul anmalı ki Allah da kulu ansın.

Kuantum yapıya göre neye nasıl inanırsan o olur.

Page 120: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

120

Dersen ki İsa İlah'ın oğlu! Evet öyle olur ve çağlar boyu bir insana kulluk etmenin ağır kederini

yaşarsın.

Dersen ki İnekler ilahdır. Evet bu inancın ahiret dediğimiz 4. boyutta yaşanır. Şekil bulur..

Dersen ki Allah bir sistemdir veya sistemde merhamet yok! Evet kurduğun sistemde

zerre kadar merhamet olmaz, gerçekten çok ağır şartlar oluşur ve bunu, yarattığın sen de yaşarsın.

"Başınıza ne musibet gelirse, kendi elinizle işledikleriniz yüzündendir." (Şura/30)

Desen ki ilah yok. Her şey tesadüf! Evet öyle olur ve gerçekten düzensiz, kontrolsüz ve dehşet bir şeyi çağlar boyu karşında bulursun.

Bu kadar nettir ve her şey bu kadar basittir. Neye

inanır, neyi tasavvur edersen onu bulacaksın! Oysa yapılması gereken tek şey gayb için ve Hakk

için SubhanAllah demektir. 99 ismi ile bir Allah tanımak en kazançlı olma noktasıdır.

Allah hiç kimseye zulmetmez. Yukarıda anlatmak istediğim konu hakkında bir çok kitap yazılabilir. Zaten bu eserde sıkça vurguladım.

Anlatmak istediğim manalar anlaşırsa İnsan’ın

düşünce ve inanç dünyasında yer alan bütün manalar netleşir ve fitne son bulur.

İnşallah

Page 121: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

121

İslam ve İbadetler Hakkında

Kuran'ın ana gayelerinden biri kulun Allah'ı anmasına

sebep olmasıdır. Kul Allah'ı andığında Allah da kulu anar. İslam da ki A'dan Z'ye tek amaç eser boyunca da

gördüğünüz gibi budur. İslami kaynakların, yığınla kitapların ve daha nice

eserlerin anlatmak istediği bir bilgidir bu. Namazdan, zekata, oruçtan güzel ahlaka kadar tüm amaç Allah'ın anılmasıdır ki böylece Allah da kulu

ansın. Allah'ı hatırlatmayan şeylerin İslamla ilgisi

yoktur. Konu bu kadar basittir. Bir şey sevap mı, günah mı diye sorduğunuzda

cevap şudur. Allah'ı hatırlatan her şey Allah'ın da sizi hatırlamasına vesile olur ve Allah Velidir. Onu

hatırlayanlar Allah'ın veli olmasını doyasıya yaşar. "Siz beni anın ben de sizi anayım" ayetini hatırlayınız.

Kulun 4. boyuttaki (diğer alem) bedeni 3. boyuttaki (bu dünya) anma neticesi ile Allah'ın

veli oluşunu yaşar. Ve ilerlemesini cennet istikametinde yapar. Zaten günah dediğimiz konu da içinde bulunduğumuz

yer çekimi kanunu gibi bizi sürekli aşağıya bağlayan bir hal gibidir.

Allah'ın yardımı olmadığı taktirde bundan hiç kimse kurtulamaz. Bu bir kanundur.

Page 122: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

122

Cennet veya Cehennem kavramları aşağı yukarı kavramları gibidir. Yani ileri geri manaları gibidir.

4. boyut için aşağı Cehennem olarak tabir edilirken yukarı da cennet olarak tabir edilmiştir.

Bu anlatım da bir örnek ve nitelemedir. Sizi kitlemesin.

Cennet ve cehennem 4. boyut için, 3. boyuttaki boyutsal özelliğin 2 zıttı istikameti yukarı, aşağı, sağ, sol gibidir.

İşte insan 4. boyuttaki açılımını yer çekimi kanunu nedeni ile bugün çok uzun saçlı birinin

saçlarının aşağıya doğru büyümesi gibi mecburen cehennem istikametine doğru yapmaktadır. Ve bu günah diye adlandırılmıştır.

İşte Allah'ı andığınızda Allah da sizi anar ve Allah velidir. Veli oluşu tecelli eder.

Kul O'nu anarak, onun yardımı ile bu dünyada iken Cennete doğru açılım gerçekleştirir.

Kul Rabbini secdede andığında kendi evinde, tam yörüngesinde yani yuvasında Allah'ı anmıştır.

Page 123: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

123

Bu sefer Allah'ın Veli oluşundan çok daha belirgin

Rahim oluşu kulu 4. boyutta muazzam açılımlara götürür.

Bu yüzden secde çok kıymetlidir ve kul mutlaka hergün secdede Fatiha süresi ile Rabbini anmalıdır ki buna Rahman olan Allah'ın değil, kulun ihtiyacı vardır.

Daha eski bir dil ile çok sevaptır.

Secde yuvaya dönüştür. Secdede kulun algısı 3.

boyutta değildir. Sebebi ise kul aslında yere değil

kabuğa ait olan kafatasındaki alna secde etmiş ve

algılarını 2. boyuta çekmiştir. Bu noktada ne olduğu ve

neden durup düşünmek gerektiği hakkında Oruç ve 4.

Boyut başlıklı konumuzu okuyunuz.

Page 124: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

124

Allah En Mükemmel Öğretmendir

Kuran okuyanlar bilir. Sık sık ve çok kez tekrar eden ve

meali şu şekilde olan ifadeler vardır: "Kesinlikle O'na döndürüleceksiniz." (Kasas/70) Henüz Rabbimizin yani öğretmenimizin bu ayetine

muhattap değiliz. Çünkü kendimizi "O" sanarcasına Ondayız..

Tabir uygunsa anne karnındaki bebek gibiyiz. Ve O öyle bir öğretmen ki bize şahdamarımızdan daha yakın. "Çünkü Biz ona şahdamarından daha

yakınız." (Kaf/16)

An gelir öğrenci mezun olur, o zaman araya algılamaya göre değişen mesafeler girer. Kimi 50 bin yıl der, kimi 1000 yıl. Bütün bu sayılar kişilerin eğitim seviyesine göre değişir.

Rabb demek ise öğretmen demektir.

O öyle bir öğretmendir ki, "O dilemeden siz dileyemezsiniz." O öyle bir öğretmendir ki, taşı attığınızda size ben

atıyorum hissi verir. Ve o öyle mükemmel bir öğretmendir ki, öğrencinin hiç

bir mazereti olamaz.

O öyle bir öğretmendir ki, eğitim sırasında ''Kendilerine bir iyilik dokunsa "Bu Allah’tan" diyenler, başlarına bir kötülük gelince de "Bu

başkasındandır" diyenlere "Hepsi Allah’tandır." (Nisa/78) derken artık öğrenci olmayan mezunlara

şöyle demektedir: "Sana ne iyilik gelirse Allah’tandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir. " (Nisa/79)

Page 125: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

125

Kitabımızın geçmiş sayfalarında insanların kendi seçtikleri ilah anlayışından ötürü başlarına bela

aldıklarını vurgulamıştık. Bu ölçü ile yorumlamaya ayrıca gayret gösteriniz.

Öte yandan dersi cehenneme yolculuk olan öğrenciler

ise Nisa/78'i görüp Nisa/79'DAN PERDELENMEYE devam etmektedir. Yahut aksi yönde Nisa 79'u görüp 78'i

görmemeye perdelenmektedir..

İyi de öğretmen neyi öğretiyor? Diploma alanlar ne yapıyor? Gelsin cennet, huriler, şaraplar mı? Yani

herşey bunun için mi? Hayır kesinlikle hayır. Rabbim (Öğretmenim) ders kitabım Kuran'da buna cevap veriyor.

''Rabbin meleklere, ben yeryüzünde mutlaka bir halife yaratacağım demişti." (Bakara/30)

Ve okuduğunuz bu eser boyunca Halife gibi bir kavramın söz konusu olduğunu vurguladık. Lütfen üzerinde tefekkür ediniz.

Arayın bu cevabı...

Page 126: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

126

Sübhane Rabbiye’l-A’lâ Tesbihi "Tesbih et Rabbinin A'la (yüce) ismini." (A'lâ/1)

Bazı esma tanımlamalarında Allah'ın Alâ diye ismi vardır diye yazılmışsa da bazı alimlerimiz daha farklı mana vermişlerdir.

Bana göre ise Alâ diye bir adı vardır. Bu MÜTEAL olarak da bazen zikredilir. Onun Alâ olması mekan, mesafe ve zaman kavramından ayrıdır. Zaten o bütün

bunlardan münezzehtir. Ayrıca isimleri anlama kapasitemiz, matematik

dendiğinde birden ona kadar saymayı zanneden ilk okul 1.sınıf öğrencisi gibidir. Oysa matematik oldukça geniş ve hayatı saran bir nitelemedir.

Onu anarken, salat ederken, ruku esnasında "Sübhane Rabbiye’l-Azim" ile tesbih yaparken

secdede "Sübhane Rabbiye’l-A’lâ" demekteyiz. Secde çok hasas bir yerdir. Allah'ın Settar (gizleyen

örten) oluşuna denk gelen Sübhane Rabbiye’l-A’lâ zikriniz eğer hazırsanız sizi başka bir boyuta (Miraca)

geçirebilir/yükseltebilir.

Hergün 300 kez "Sübhane Rabbiye’l-A’lâ " ve ''Sübhane Rabbiye’l-Azim'' zikrini yapmak ancak 5

dakikanızı alacaktır. Fırsat buldukça Sübhane Rabbiye’l-A’lâ demeyi ihmal etmeyiniz.

Anlamı ise "Büyük olan (A'lâ olan) Rabbim her türlü kusurdan uzaktır/münezzehtir."

Page 127: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

127

Oruç ve 4. Boyut

İnsan algısını bilince aktaran ve buna 3. boyut bilgisi ile

beyin dediğimiz yapı sürekli olarak enerji harcamaktadır. Bildiğim kadarı ile gıdalardan temin ettiğimiz enerjinin yüzde yirmisi beynimiz tarafından

kullanılmaktadır. Hiçbir iş yapılmasa bile, beynin tükettiği bu enerji yüzünden insanların gıda alması

gereklidir. Bu da çok zaman yer çekiminin oluşturduğu etki ile kilo yapmaktadır.

Ve ne garip ki kilolarımızın bile sebebi yer çekimidir.

İşte oruçlu insanın 4. boyuttaki ağacına bakım yapılması, budanması, fazla gübre almışsa bunun dengeye oturtulması gibi işleri vardır.

Oruçlu kişi niyet doğrultusunda Rahman'ın organizasyonunda hareket eden beyne bu izni verir.

Niyet güvendir. Ve kişi artık gıdaları tüketmekle uğraşmak yerine 4. boyuttaki bedenle uğraşır. O beden

ramazan dediğimiz değerli zamanı Allah’ı oruç süresince anarak, dönüştürerek dinginlik ve güzellik katar. Ramazan ayı da özel bir zamandır ve

bu zamanda Allah’ın anılması ile 4. boyutta her gün için Cehennem dediğimiz yönden insanı Dünya ile Güneş

arasındaki mesafe kadar uzaklaştırır.

Peygamberimiz (s.a.v.): ”Bir kimse Allah rızası için bir gün oruç tutarsa, bu gün sebebiyle Cehennem ile arası yetmiş yıllık yol kadar

uzaklaştırılır.” buyurmuştur.

Her hafta Perşembe zamanlarını dönüştürmek sizde inanılmaz etkilere neden olur. Mutlaka en azından ara sıra oruç tutmayı ihmal etmeyin. Hem bu dünyada yer

alan bedeniniz rahat eder hem ahiretteki varlığınız..

Page 128: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

128

Birilerine oruç açtıran kişi de o kişinin dönüştürdüğü, Allah’ı andığı zamana ortak olmuştur. Bu açıdan iyilik

yapma fırsatını kaçırmayınız.

Zaten kitap boyunca vermeye çalıştığım bu bilgilerin amacı okurlara karşılıksız iyilik yapma gücünü iletebilmektir.

İnsan için namaz esnasında secdede iken de oruçlu iken olan şeyler olur. Secde esnasında Fatiha süresini

anlamını düşünerek okuyunuz.

Ve zikirlerde sayı belirtenlerin aslında zaman belirttiğini biliniz. Saat kavramı, dakika kavramı dünya için yeni

şeylerdir. Oysa 1400 yıl evvel saat ve dakika kavramı yoktu. Bu yüzden sayı ile yine zamana işaret vardır. Ayrıca sayı ile de ifade yetersizdir. Mutlaka

inanarak söylenmelidir. İnanmadan papağan gibi tekrarlar yerine inanarak ihlasla tekrar önem arzeder.

Zavallı insanların her yanları düşman dolu. Herkes insanın elindeki en değerli zamanı çalmak ve insanı hüsrana uğratmak için bilerek veya bilmeyerek savaş

veriyor. Ömrünü bu dünyaya adamış ve Allah’ı anmadan geçirilmiş zaman kadar başa bela zaman var

mıdır?

Page 129: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

129

Şu anda bile milyonlar televizyonlar tarafından katlediliyor. Elinize yüzlerce sayfası olan bir kitap

alıyorsunuz. İçinde binlerce kelime var ama Allah yok! Ne kadar bahtsız bir toplum içinde yaşadığınızı bilin ve

tir tir titreyin. Görün ki Cehennemi ins ve cinlerle dolduracağım sözü nasıl gerçekleşiyor. Şirk içinde yarattıkları oluşumda, kaybetmeye mecbur bir hal

ile dünya üzerinde yaşamlarına devam ediyorlar.

Dostum bu kadar bilgi hala sende karşılıksız iyilik yapma duygusu oluşturmadı ise bu eseri okumana gerek yoktur. Bir işine yaramamışsa sağda solda,

ucundan berisinden kırparak milletin zamanını çalarak sırtına yük alırsın. Kapat sayfayı.

Page 130: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

130

Namaz ve 4. Boyut

İnsan için en değerli hazine namaz için ayırdığı süredir.

Kişiye hadi Allah’ı düşün desen birkaç saniye odaklanmadan sonra akıl başka yere kayacaktır. Bu yüzden Allah’ın bize öğrettiği gibi O’nun belirlediği

zamanlarda dua ile O'nu anarak (tohumlar için verdiğim örneği hatırlayın) zamanı en yararlı bir şekilde

kullanmalıyız.

"Ve yakîn sana gelinceye kadar Rabbine salat (an) et." (Hicr/99)

Hani kişi ölürken gideceği yeri görür derler ya, işte 4. boyuttaki bedeni görene kadar sıkıca ve bolca namaza sarılmalıyız. Bütün amaç Allah’ın bizi anmasına

yöneliktir. Ve daha ötede Arş’ı Ala’nın yörüngesine girmekle ilgilidir iş. Yörünge konusuna başka bir başlıkla döneceğim.

İşte namaz Allah’ın bize anlattığı yol ile O'nu anma şeklidir.

''Allah'ın size öğrettiği şekilde(zamanlarda) O'nu

anın.'' (Bakara/239)

Ve mutlaka sıkı bir şekilde yolculuğu başlatarak

dualarımıza şu 7 kelimeyi eklemeliyiz: ''Rabbim

ölmeden önce sana ulaşmayı nasip et!''

Hangi zamanlar işaret edilmiş ve mealciler namaz diye

tercüme etmiş bunun için hikmetli Kuran’a bakıyoruz:

''Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a

saygı ve bağlılık içinde namaz kılın.'' (Bakara/238)

''Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde

Page 131: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

131

namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir.

Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.''

(Hûd/114)

''Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı

bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir

de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir.''

(İsrâ/78)

''Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir

nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni,

övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin.''

(İsrâ/79)

''Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.''

(Müzzemmil/2)

Garip ama 7 tane altı çizik zaman ortaya çıktı. Eskiden

kuşluk namazı olduğunu dedelerinize ve ninelerinize

sorduğunuzda anlatacaktır. Ayrıca Vitir yani gece

namazının ise zorluk olmasın diye yatsıya bağlandığını

da hatırlatmalıyım. Netice olarak;

Sabah+Kuşluk+Öğle+İkindi+Akşam+Yatsı+ Vitir= 7

Vakitle karşılaşıyoruz. Fatiha’nın 7 ayet olması, göklerin

7 kat olması bana sanki 7 boyut var gibi görünüyor.

Rabbimiz bilir. Hepsi onun katındadır. Bütün

yaptıklarımız O’na yakın olmak adına bir tefekkür ve

ilmi çalışmadır.

Ezanı işittiğinizde duaya ve Fatiha'ya sarılın. Bu vakitler

Allah’ın öğrettiği ve değerlendirilmesi gereken

zamanlardır. Zaten örneklerimizde bir çok kez

vurguladık. Cemaat ile namaz kılmak çok daha

üstündür. Zira cemaatte kaç kişi varsa o kadar çok

zaman hanenize yani ruhunuza, 4. boyuttaki size yansır

Page 132: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

132

ve orada açılım gerçekleşir. Bu konuda cemaatle namaz

kılmanın üstünlüğü bir çok kez vurgulanmıştır. Namaz

süresi 15 dakika ise ve cemaatte kaç kişi varsa onunla

15 dakikayı çarpın, ne kadar zaman kazandığınızı

görün. Bu yüzden Cuma namazları berekettir. Bir

cemaatte bazen binlerce kişi olabilmektedir. Keşke

bayan kardeşlerimiz de bundan istifade etse.

Salat için hiçbir şekilde mani yoktur

Allah’ı anmanın engeli olur mu? Bu yüzden O’nu nasıl

anabiliyorsanız öylece anın..

”Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle,

kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için

için zikret. Gaflete kapılanlardan olma.”

(Araf/205)

Bütün bunların yanında 'Dua ve Tefekkür'

kitabımızda 'Nasıl dua etmeliyiz?' hakkında bazı

kelamlarımız olmuştur. O kısa yazıyı hafıza

tazelemek için ve öneminden dolayı buraya da

eklemek istiyorum.

Page 133: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

133

Önemli Bir Dua Yöntemi

Hani genelde yabancı film ve dizilerde denk gelirsiniz ve

şöyle başlar:

Sevgili günlük! .. Lütfen eğer müminlerdenseniz bu tavsiyemi ihmal etmeyin. Her gece başınızı yastığa koyduğunuzda bir günlüğe yazar gibi Rahman ve Rahim olan Allah ile

türkçe konuşun.

Gün içerisindeki karşılaştığınız olaylardan bahsedin.

Yapmasam iyi idi dediğiniz hatalarınızı itiraf edip bir daha yapmamayı ve bağışlanmayı dileyin. Sorunun nasıl başladığını dillendirip çözüm için

verdiğiniz çabalardan bahsedin.

Neyi bilmiyorsanız bilmediğinizi ve öğrenmek istediğinizi ve bunu öğretmesini söyleyiniz..

"O"nun hakkında yanlış düşünüp, yanlış şeyler söylediyseniz bunları bağışlamasını ve doğru olanları öğretmesini isteyiniz.

Uzaklarda bir yerde değil size sizden daha yakın olan Allah'a seslendiğinizi bilerek mırıldanın..

Kısaca Sevgili Rahman ve Rahim olan Rabbim diye başlayın..

Dilinizin sürtmesinden korkmadan, merasimden, şekilcilikten, edebiyat özentisinden, ezbercilikten tamamen uzak en yalın ve saf hali ile

düşüncelerinizi dillendirin..

Allah bilir ama bu dua bir gece namazı kılmak kadar ve daha fazla sizi Rahman'a yakın kılacaktır. "De ki; eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne

Page 134: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

134

ehemmiyetiniz var." (Furkan/77)

Lütfen bu şekildeki duayı hem siz yapın, hem dostlarınıza/ÇOCUKLARINIZA tavsiye edin.. "O"

Nasip ederse bir süre sonra gece olmasını dört gözle bekleyeceksiniz.. Ve hatta günde beş kez günlüğe yazmak için koşacaksınız..

Ses tonunuz ise düşünmek ve çok yüksek ses yerine hafif bir mırıldanma ile olsun. "Rabbini sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret.

Gaflete kapılanlardan olma." (Araf/205)

Page 135: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

135

Burçlar ve Bir Sır

Kitap boyunca insan ile yıldızların, gezegenlerin ve

galaksilerin bağlantısı olduğunu ve bunu algılayışımızda sorun oluştuğunu ifade etmiştim.

Biraz sonra okuyacağınız konuları hayatınızda ilk kez duyacak olabilirsiniz fakat doğru anlamadığınız taktirde adına şirk dediğimiz

durumların tam merkezinde kalacağınızı da belirtmem gerekir.

Bu konuyu anlayanlar yüzlerce yıldır tartışılan burçlar ve burçlara göre insan özellikleri

mevzularını bir çırpıda anlayacak ve çok şaşıracaklardır. Israrla bu sırrı sizlerle paylaşmak

istedim. Biliyorsam bir hikmeti vardır ve doğru anlatırsam insanlarda oluşan büyük bir yanlış anlamayı düzeltirim düşüncesi ile yazmaya karar verdim.

“Burç, insanın doğum anında Güneş'in hangi pozisyonda olduğunu gösteren göksel bir alanın sembolik ifadesidir. Eğer doğduğunuz noktadan gökyüzüne, Güneş’e doğru hayali bir çizgi çizer ve

bu çizgiyi sonsuza doğru uzatırsanız, bu çizginin bir burca ulaştığını görürsünüz.”

İnsanın gerçekte bir yörüngede olduğu söylediğimi hatırlayın. Esasında yörüngede olan insanın yıldızıdır.

Her insanın çabasına ve gayretine göre balon örneği ile bahsettiğim sınırsız yapı genişleme göstererek 4.

boyutta anlam bulurken 3. boyutta ise yıldız/gezegen gibi görünür. Toprağın 4. boyut yorumu ile 3. boyut yorumu çok farklıdır. Bu fark toprağın ne olduğunu

değiştirmez.

Page 136: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

136

Hakikatin işleyişi aslında çok farklı olsa da doğru anlaşılmadığı taktirde sıkıntı oluşturacak bir yöntem ile

3. boyut dilini kullanarak uzay dediğimiz yerlerde ne oluyor anlatmaya çalışayım ama mutlaka 3. boyut dilini

kullandığımı ve esasında 4. boyut için her daim Allah’ın huzurunda olduğumuzu asla aklınızdan çıkartmayın.

3. boyut dili ile; kainatın tam merkezinde bir Arşı Ala vardır. Sayısız galaksiler, sayısız yıldızlar ve sayısız güneşler daimi bir yörüngede Arş çevresinde

dönmektedirler. Hiçbir insan aklının alamayacağı kadar muazzam olan bu tavaf kabedeki gibi 7şer tur ile

aralıksız devam etmektedir.

Her tur 4. boyutun izahı ile bin yıldır. Ve her yaratılmış şuurlu bir varlık üçüncü boyutta yıldız, gezegen gibi

görünmektedir. Ve dünya üzerindeki insan Allah’ın ilminde sorumlu olmak üzere eşyayı öğrenip bir ağaç

gibi şekillenmekte ve aynı zamanda güneş gibi de büyümektedir.

İşte insan için hakikatte içerisi, dışarı; dışarısı da içeridir ve insanın etrafı zamanını katleden düşmanlarla doludur. Dünyadaki kısacık ve sorunlu hayatla baş

edemeyenler, mümin olmayı başaramayanlar ne kaçırdıklarından bilgisizdirler.

Bu anlattığım mevzular 4. boyut için çok farklı işlemektedir. Bütün bu izahlarda Rahman olan

Allah’ın zatı yönünde bir mana oluşturmayın. Zira akıl kapasitemiz doğru anlamaya müsait değildir.

Page 137: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

137

Ve aslında şu anda hem de şimdi Kuantum vb. ifadelerle çok popüler olan bilim ve bu bilim eşliğinde

ilerleyen Tasavvuf henüz Allah’ın yarattığı insan’ı keşfetti. Bu keşif öylesine mükemmel ki İnsan

olabileceğini kabul edemiyorlar. Böylesine mükemmel bir İnsan’ın yaratılıyor olduğuna şahitlik etmek müthiş bir duygu.

Daha derinde Rahman olan rabbimizin Halife yarattığını görmek gerçekten bizleri titretiyor, haşyete düşürüyor ve bu bilgiyi bizim dilimizle size ulaştırıyor. Bu benim gibi zavallı, bu dünyada kıyıda köşede kalmış,

kabuğuna sıkışmış biri için muhteşem bir nimet.

Şükrümü nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum.

İşte 3. boyut dili ile Arş’ı Ala’nın yörüngesindeki Rahman’a yakın kullar sınırsız uzayda bir galaksi gibi görünürken dünyada da bazen peygamber, bazen evliya ve bazen veli olarak isimlendirilmişlerdir. Bu

akışın kontrolü Rabbimiz Allah’a aittir. Annenizin sizi doğurduğunu görüp beni Annem yarattı demek ne

kadar bela ise, bu akışta Rahmanın yaptığını başka bir şeylere yüklemek 4. boyuttaki

ruhunuzu/ağacınızı/yıldızınızı şirkin sardığı pis su ile kirletmek ve bu kirin getirisini de yaşamak anlamına gelecektir.

Bu konuyu özellikle kitabın son sayfalarına bıraktım. O kadar önemli konular varken yanlış anlaşılıp bu

durumdan nemalanan da maalesef bunun bedelini çok ağır bir şekilde ödeyecektir.

Dünyayı düşünün Güneşin yörüngesindedir. Ay ise Dünyanın yörüngesindedir. Bu 3. boyuttan sanki dünya

ayı evirip çeviriyor gibi gözükse de ilk aşamada güneş ve güneşin çekim gücü bilgisinden mahrum

Page 138: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

138

olduğumuzu gösterir. Güneş dünyayı görünmez iplerle sarmıştır. Buna bizler yörünge demekteyiz ve dünya

üzerinden de uydumuz Ay’ı etkisi altına almıştır. Ancak 4. boyut itibariyle iş çok farklıdır.

Ve 3. boyut algısı ile bile. Güneş de başka bir yörüngede dönmektedir ve bu Arş-ı Ala'ya kadar devam

eder. Ancak bu anlattığım çok sıkıntılı 3. boyut düzeyinde en yakın algı metodudur. Gerçekten doğru

anlaşılmadığında iş saçma sapan yerlere gider ve çok üzülürüm.

''Burçlar takımyıldızlardır. Horoskop olarak çizdiğimiz göksel haritada ise 360 derecelik tam daire üzerinde,

yaklaşık 30'ar derecelik 12 bölümdürler.

Sıralamada Koç burcu ilk burç olarak kabul edilir. Bunun nedeni ilkbahar noktasında bulunmasıdır. Takvimimiz 4 önemli döngüyü kabul eder. Bunlardan her biri bir ekinokstur. İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış

ekinoksları bütün yılı 4 parçaya böler ve 3’er burcun içinde gruplandığı 4 farklı yapı ile karşılaşırız. Her 3

burç mevsimlerinin döngülerini taşır. Koç burcu 21 Mart’ta gündüz ve gecenin eşit olduğu ve günlerin

uzamaya başladığı zaman başlar. Sembolik olarak günün geceyi yendiği bir zamandır. Güneş'in yaşam için çok önemli bir kaynak olduğunu düşünürsek, bunu

önemsememek mümkün değil.”

Öte yandan Güneş bile başka bir burcun tesiri altındadır.

Ve burçlar konusunda biraz sonra izah edeceğim mananın anlaşılması için kısa bir alıntı ekleyeceğim:

“Tam doğum anınızda Güneşin Zodyak'a göre Koç, Boğa, İkizler, vs. gibi belirli bir burçta aldığı pozisyon,

Page 139: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

139

astronomlar tarafından hesaplanır. Bunun adı astrolojik takvimdir. Güneş, her yıl aynı zamanda Zodyak'ın

hemen hemen aynı burcunda yer alır.

Böylece siz, fazlaca hesaba gerek kalmadan hangi burçtan olduğunuzu ve dolayısıyla yaşamınızı etkileyecek kişilik özelliklerinizin neler olduğunu

önceden tahmin edebilirsiniz.

Elbette bu, yazgınızı ön görmek anlamına gelmez. Birçok kişi hepsi birbirinden farklı olan insanların nasıl olup da on iki kategoriye sokulabileceğini sorarak

astrolojiye inanmazlar.

Ama tıpatıp olmasa da insanların, burçlarındaki kişilik özelliklerini az ya da çok taşıdıkları gözlenebilir. Tüm gezegenlerin doğum anınızda gökyüzündeki konumu,

sizin doğum haritanızdır.”

İşte burç yorumlarının tutmamasının ve bir çok insan

tarafından sıklıkla reddedilmesinin nedeni sürekli değişik olmasından kaynaklanmaktadır.

Mesela çok değerli bir mümin salih ameller noktasında 4. boyuttaki varlığını arş‘a yakınlaştırdığında direkt olarak kendi burcundaki tüm insanları etkiler. Çünkü

arş’ın yörüngesindeki bu kişi Mümin olmayı başarmış ve Allah’ın öğrettiği şekil ile artık yakın elde etmiştir. Yakın elde eden kişi arşın yörüngesine girerek kendisinin bu

konuda bir yönlendirmesi olmadan kendi burcundaki kişileri etkiler. Ve bütün tasarruf Allah'dadır.

Page 140: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

140

Bu kul mümindir ve müminler velidirler. İşte bu durum değişik yorumlanmış, müminin kendi

dünyasındaki/galaksisindeki Süleyman a.s gibi halifelik yaptığı yerler karıştırılmıştır; işler sarpa sarmış ve her

kafadan bir ses çıkmaktadır. Oysa Kuran “Allah de ötesini bırak'' demiştir.

Ancak fitnelere son vermek adına bu bilgiyi paylaşmayı uygun buldum. Bütün mesele yine içeri ile ilgili ve

dışarıya içeriden gitmek zorundayız.

Her burç grubunun Allah’a en fazla yakınlık etmiş kişisi kendi burcundaki kişileri etkiler. O kişinin ruh hali ve bazı karakter özellikleri kendi burcunda olan kişilerde

izlenir ve bu sürekli olarak değişim gösterir. Bu konuda bir kalıp yoktur. Zaten tartışmaların nedeni de bu olabilir.

Allah’ın bulutları rüzgarla sürüp yağmur yağdırması gibi bir şeydir mevzu. Bunun dışında insan ruhunu ölmeden

yani 4. boyut bilgisi yüklenmeden asla bilinçli olarak şekillendiremez. Ancak kendi cennetinde Kuran’ın

ifadesi ile her dilediğine güç yetirecektir.

Bunun nasıl işlediğini zaten vurguladık. Bu dünyadaki tek gayemiz olan şirksiz bir yaşam ile ''Allah de ötesini bırak'' deyip gönül rahatlığı ile salih amel

yarışını yapmalıyız.

Kitap boyunca bunu anlatmaya çalışıyorum.

Ancak kişi bu mesajı almaz ve dünyayı etkileme

konusunda bir çeşit ruh haline bürünüp Allah’ın kudretinden rol çalma havalarına girerse, yıllarca elde ettiği güzel şeyleri çirkine çevirir ve

hayatının en büyük hatasını yapar.

Page 141: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

141

Ölümle gittiği yerde kendisinin vasfı neyse o kadar aciz ve zavallı bir ilah bulur ve zavallının hiçbir şeye gücü

yetmez. Bir solucan gibi yardım bekler. İşte şirkin getirisi. Kitap boyunca ayetlerle bunu anlatıyorum

zaten fakat hala kuantum diye bahsettiğimiz ruhun oluş şeklini kavrayamayanlar kitabı baştan başlayarak sakince lütfen yeniden okusunlar. Kuantum kelimesi ile

işaret ettiğim mananın çok yetersiz kaldığını ve bunu anlaşılır olmaya en yakın konu olduğu için ele aldığımı

biliniz.

S.A.V buyurdu ki: "Dünya ahiretin tarlasıdır." ve

tarlaya ne ekiyorsan onu biçeceksin.

Kur'an diyor ki:

"Rahman olan Allah'ı anmayı görmezlikten gelene, yanından hiç ayrılmayacak bir şeytanı arkadaş veririz. Şüphesiz onlar bunları yoldan alıkoyarlar, bunlar da

doğru yola eriştiklerini sanırlar."

"Sonunda bize gelince arkadaşına: "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arasındaki kadar uzaklık olsaydı, sen ne kötü bir arkadaşmışsın!" der.

Pişmanlığın bugün size bir faydası olmaz, zira haksızlık etmişsiniz, şimdi azabda birleşiniz." (Zuhruf/36,39)

Page 142: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

142

Hallacı Mansur'un Durumu

Haddimiz olmayarak kıt aklımızla şu an itibari ile

buradan görünen şekli ile izah etmeye çalışalım. Güneşi bilmeyenler ışığı gece parıl parıl parlayan ay ve yıldızların ürettiğini zannederler.

Aslında ışıkları olmasa onların varlığını bile bilmeyeceğiz.

İnsanlar bunu anlamayabilir. (2,5 yaşındaki tatlı kız çocuğunun bile ışığı başka bir var sayesindedir. Ne

mutlu bunu bakarken anlayanlara) Öte yandan ay ve yıldızlar çok iyi biliyorlar ki

bilinmelerinin nedeni güneş... Aksi yönde iddialar varlığı Firavun olma yoluna götürebilir. Eser boyunca bu işleyişin nasıl

olduğunu bir çok kez vurguladım.

Güneş'e mesafesi yaklaşan varlık başlangıçta çok parlak durur! Bu parlaklık yakınlık artıkça isim değişikliği

yoluna gider. Kendi fiziki varlığı kaybolurken bunu hissedemez. Başka bir varlığın yani güneşin direkt etkisine

girer.

Bazı iyi niyetli kişilerin Mehdilik iddiası ile ortaya çıkmalarının nedeni Mehdi frekansına/yıldızına yakınlaşmalarındandır. Yaptıkları iyi bir iş, bir

hayır, bir zikir arşa giden yolda hız kazandırmış ve o Mehdi yıldızının yörüngesi nedeni ile

kendilerine o frekansın özetini yüklemişlerdir. Bunu, uydumuz Ay’ın kendini dünya zannetmesi gibi düşün. Dünya'nın, güneşi ekseninde tuttuğunu

zannetmesi gibi bakın konuya. İşte örneğimizde varlığın yakınlaşma ile güneşe

Page 143: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

143

teslim ettiği şey aslında bedenidir. Ama büyük bir hataya düşerek ruhunu teslim ettiği sanrısına

kapılır.

Çünkü bedensizlik kavramı varlıkta/3. boyutta mevcut değildir.

Doğası gereği, üzerine vazife değilken, yapmaması gerekirken, bilinç 3. boyutta iken,

bedensizliğin oluşturduğu kaos nedeni ile Güneş'in vücudunu sahiplenir.

Ruh ise Güneş'in varlığına çok yaklaşması nedeni ile kişiliğini kaybederek Güneş zannında eğlenir. Bu

kendini çok tatlı bir uykuya teslim etmeye benzer. Tam uyuyacakken gerçeği öğrense de artık uykunun naif

tadı onu içine çeker..

Bu durum ateşe yaklaşan herkesi ateşin yakması gibidir.

Kendini mecburen Güneş zanneder. Bedeni yok olduğu için bunu hem kendine hem gayrısına açıkça isbat edebilir.

Bu duruşun neticesinin ne olacağını niyeti ve inançları

belirleyecektir. Bu noktadan sonra bir fikir beyan etmek bizleri yanlışa sevk edebilir. Ortada aşk varsa bizlere susmak düşer.

Page 144: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

144

Putlara Dikkat

Dünya hayatının tuzakları sizi Kuran'dan alıkoymasın.

Eğer ölümden çok korkuyorsanız sebebini mutlaka bulun ve ortadan kaldırın.

İşte dünya hayatına sıkıca sarılanlar için ayetler:

''Kafir olanlar için dünya hayatı cazip kılındı.'' (Bakara/212) ''Dinlerini bir oyuncak ve bir eğlence edinen ve

dünya hayatının aldattığı kimseleri (bir tarafa) bırak!'' (En’âm/70) ''Bizimle karşılaşmayı ummayan ve dünya

hayatından hoşnut olup ona bağlananların ve ayetlerimizden habersiz bulunanların, işte

bunların kazandıklarına karşılık varacakları yer cehennemdir. '' (Yunus/7,8)

''Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına

dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.'' (Enam/130) ''Onlar dünya hayatıyla şımardılar.'' (Ra’d/26)

''Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının

çekiciliğine gözlerini dikme!'' (Tâ-Hâ 131) ''Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan, Allah'ın

affına güvendirerek sizi kandırmasın.'' (Lokman/33)

''Onun için sen bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimselere yüz verme.'' (Necm/29)

Dünyaya ait putları olanlar için genel olarak ölmek bir

Page 145: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

145

şey değildir de Fenerbahçe şampiyon olacak mı olmayacak mı dadır endişe..

Sımsıkı bağlandığı partiyi düşünür durur. Acaba iktidara

gelecek mi? Sırf bu yüzden ölmek istemez.

Kişiyi, bankadaki zekatını vermediği parasını harcamadan ölmek çok korkutur.

Öte yandan emekli olmuştur ki hayat garantidir. Asla ölmek istemez! Ömrü boyunca emekliliğe güvendiği kadar Allah'a güvenmemiş bir hal ile

bağlanır hayata.. En çok da emekliler sever hayatı.

Başka bir şey ise 'Evlat sevgisidir'. Öldükten sonra çocuğuna kim bakacaktır. Yaşarken

çocuğunu kendisinin beslediğini zanneder. Aslında sorun gizli şirkten kaynaklanmaktadır.

Evladını merak eder. Dert eder. Doğası gereği Allah'a güvenmez.

Sevdiği kızın veya erkeğin bedenini düşünür aşk taklidi yapan şahıs. Bedendeki et ve kemik onu dünyaya sımsıkı bağlar.

Çok sevdiği diziyi hesaba katar. Sezon finali, bilmem kaçıncı bölümü gibi acayip meraklardan bağlanır dünyaya.

Page 146: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

146

Makamı vardır. Adını bizler için yazması bile zor olan bir kurumun müdürüdür. Unvanları vardır,

şanı, şöhreti vardır. İyi maaşı vardır. Bu kişiler de ölümden nefret eder.

Sosyal ağlarda çok popülerdir, kendisine hayran bir çok arkadaşı vardır. Öksürse bile herkes beğeniyor ,onu kusursuz görüyordur. Bu kişi de

profilini asla kaybetmek istemez. Hatta şarjı bitmeyen, internet bağlantısı olan laptopla kabirde sonsuza dek yatmaya hazırdır.

Başka bir korku ise İslam diye bir şey duymuştur ama sadece bu vardır. Çok korkarlar..

Namaz kılmayanlar, oruç tutmayanlar, haramzadeler de dünya hayatına sımsıkı

bağlanmışlardır.

Bazı cahil cesurlar vardır. Onlar ise korkmuyorum taklidini öyle ustaca yaparlar ki ölümden korkmadıklarını sanırlar..

Kirada oturmayıp kendi evinde yaşayanlar, dertleri tasaları olmayanlar, mal mülk sahibi olanlar, sıhhatleri iyi olanlar da ölümden pek korkarlar.

Page 147: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

147

Malesef bu sıralama uzar gider. "Bedevîler «inandık» dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama «İslâm

olduk.» deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi.." (Hucurat/14)

Velhasıl başınıza gelen musibetler ve sıkıntılar sizi dünya hayatından soğutur. Her şeyi dengede tutmak

zorundayız. Kuran okumayı engelleyen, ahiret için çalışma yapmaya fırsat vermeyen, Allah'a ulaşmayı

engelleyen tüm her şey puttur.. Ayrıca ölüm azabı konulu yazımızı okuyanlar anlayacaktır ki kişi bu putlardan kurtulmadan 4. boyuta

geçemeyecektir. Geldiğimiz gibi gitmek vardır ve maalesef büyük bir çoğunluğun henüz iman

kalbine yerleşmedi. Putsuz bir hayat yaşamanız dileği ile..

Page 148: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

148

Başkaları Siz Olabilir Eğer hiç kimse isen herkes olabilirsin anlamına geliyor.

Zira kendini beden kabul etmediğinde şeklini göremediğimiz bir bilinç ortaya çıkıyor. Bu bilinç ise bilgiye muhtaç bir varlık ve bilgi ise kesin olarak Alim

olan Allah’a ait. Her türlü duygularımızın kaynağı O'dur. Merhametten sevgiye kadar... Hatta gıdaların tatlarına

varıncaya kadar Rezzak oluşu ile O'na aittir.

Bütün bu yazdıklarımı bilim farklı bir dil ile ifade etmektedir.

"Unutma" kavramı ise bilginin frenidir. Eğer unutma olmasaydı yemek gibi müthiş birşey değersiz olurdu. İlk

karşılaştığımız proplemin getiriside bizi gerçekten insanlıktan çıkartırdı.

Bu durumda "Unutmak" çok özel bir nimet ve

hayatla ilgili önemli sırlar içeriyor. Unutmak insanlığa öylesine bir tecelli ediyor ki..

Bu yüzden mütevazilik ve şükür tavsiye edilmiştir. Birilerinin zalimliğini, birilerinin sıkıntılı ve kötü

durumlarını gördüğünüzde yahut cehaletini sezdiğimizde;

-Rabbim bana o hali yaşatmadığın, beni öyle kılmadığın için sana şükürler olsun! duası edilmeli ve asla böbürlenmemek, kibirlenmemek, bir çeşit

havalara girmemek gerekir.

Zira Allah'ı ve Adil oluşunu maalesef insancıklar henüz tanımıyor. Eser boyunca muhteşem yapının nasıl işlediği hakkındaki tefekkürlerimiz sizleri

gerçekten sarsmıyorsa ne diyebilirim ki?

Page 149: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

149

Beni anlamayanlar için şöyle anlatayım;

Televizyonlarda, gazetelerde yahut çevrenizde şahit olduğunuz ve iğrenç bulduğunuz havadisler var ya!

Hani hırsızlık, tecavüz, katillik gibi en alçak olaylar..

Hatta bir çeşit insan durumları; sümüklü bir burun, orantısız bir yüz, size göre kalitesiz bir meslek, tam bir çapulcu olarak düşünüp,canları cehenneme dediğiniz ve

hakareti haketmiş olarak gördüğünüz kişiler..

Allah adına bu cürümleri işleyenlerek, küfrederek ceza verdiğiniz kişiler var ya, İşte o kişi veya kişiler siz olabilirsiniz diyorum.. Düz okuyun, gerçekten siz olabilirsiniz.

Çünkü Allah kişiyi Hakim koltuğuna oturtup, kişiye yaşadıklarını unutturarak, kişiyi kendisine yargılatıp,

kendi kararıyla kişiyi adına cehennem dediğimiz ortamlara gönderebilir. Kişi hatırladığında söyleyecek tek söz bulamaz!

İşte muhteşem bir hikmet!

Bugün hakaret edip cehenneme layık gördüğüz grupların bireyleri unuttuğunuz siz olabilirsiniz. Cahil yobaz gördüğünüz kişi de siz olabilirsiniz.

Kemalist yahut şeriatçı ve daha nice şuan izlediğiniz kişiler siz olabilirsiniz.

Hatta Filistin’i bombalayan İsrail başbakanı veya bir haber sitesinde, hakkında iğrenç bir suç işlediği yazılan kişi.. Birkaç satır yorumla kendi gideceğiniz yeri

hazırlamış olabilirsiniz.

Bütün bunlardan Allah'a sığınırım.

Page 150: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

150

Bu sebeple doğru yolda olmadığını düşündüğünüz kişiler için hidayet ve yardım istemek akıllıca bir

harekettir.

Özellikle bizi hiç ilgilendirmeyen, konuşmamız etki yapmayacak konularda mutlaka hayırlı tarafından bakıp insanların iyiliğini istemeliyiz.

Çünkü "O" kişi siz olabilirsiniz!..

Şeytan Haris adında bir melek iken bu anlattıklarımı aynen yaşamıştır

Konu kısaca şöyle: Şeytan Haris adında bir melek iken cennetin duvarında bir isim görür ve o ismin yaptığı isyanları, günahları okur!

Şaşkınlık içinde o kişiye öylesine lanet eder ki.. Onu düşünce dünyasında ebedi cehenneme mahkum eder ve bir zaman gelir o duvarda gördüğü ismin kendine ait

olduğunu farkeder!

Hiç birimiz Allah'ı hakkı ile tanımıyor bilmiyoruz!..

O yüzden merhamet edin, anlayış gösterin, hoş görün, şükredin diye hem kendi nefsime hem sizlere tavsiyeler yazmaktayım. Hele kuantum yapısı ile düşünce ve

fikirlerinizden oluşan bir siz, sizi beklerken çok dikkat etmelisiniz.

"Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın.

Onlar yoldan çıkan kimselerdir." (Haşr/9)

''Ey insanlar! Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız

Page 151: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

151

da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba çeker. (Düşüncelerinizden mesulsünüz.)''

(Bakara/284)

Düşüncelerinizi temizlemek adına ve tefekkür dünyanızı genişletmek için eserin bu bölümüne bazı notlar

düşmek istiyorum.

Konuya geri döneceğiz.

Page 152: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

152

Bütün Hastalığın Sorumlusu Kibirdir

İnsana ait duyguları terk etmek gerçekten zordur. İçlerinden biri var ki kalınlaştıkça ince görünür. Kendini

gizler ve diğer bütün duyguları o yönetir. En çok birilerini bağışlayacak ve hak etmeyen birilerine

hakkınızı helal edecek olduğunuzda kendini belli eder.

Bu duygu müthiş ihtişamı ile KİBİR diye ifade edilmiştir. Bu yüzden aşağıdaki duayı ara sıra edelim:

''Ey tevazunun yaratıcısı Hafız olan Rahman ve Rahim Rabbim, beni ve sevdiklerimi kibirden koru ve varsa kibirden arındır.''

Page 153: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

153

Kuran Müslümanlığı

"Elif Lâm Râ. Bu Kur’an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla

haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı

açıklanmış bir kitaptır.” (Hud/1,2)

Demek ki Kuran dışı açıklama yapan kaynaklara uymak Allah’tan başkasına kulluk etmek manasına gelebilir!..

Ayet üzerinde lütfen tefekkür ediniz.

Page 154: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

154

İyi Geçinmenin Püf Noktası

Aslında hiç kimse geçinemez; herkesin sıkıntıları, problemleri, takıntıları mevcuttur.

Bu yüzden kimseye imrenmeyin.

Bütün bunların aşmanın yolu affetmek ve anlayış göstermektir.

İyi geçinmenin püf noktası bağışlamaktır.

Evli çiftlere duyurulur.

Page 155: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

155

Tuzaklar

Bir yerlerde birikmiş paranız yoksa, arabanız, eviniz de yoksa buna rağmen bankalara, şuraya, buraya borçlu iseniz..

Bu borçlar yüzünden İslami duruşunuz sekteye

uğramasın. Zira rızkı veren Allah'tır.

Allah'ın verdiği rızkı sizden çalmak için tuzak

kurmuşlardır. Bu tuzağın amacı da arka planda sizi bunalıma sokup,

tefekkürünüzü engelleyip Allah'ı anma işini elinizden almaktır.

Daha da ötesinde yalan ve dolanla sizi de kendileri gibi yapmak ve değerli zamanı boş şeyler peşinde

harcatmak, böylece daha acımasız olmaya davet etmektir.

Ve bu plan çok zaman hedefine ulaşır. Sakın bu tuzaklara kapılmayın.

“Şeytan sizi fakir olacaksınız diye korkutur, sizi cimriliğe ve çirkin şeylere teşvik eder. Allah ise kendi katından bir af ve lütuf vaat buyurur.

Allah'ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilir.” (Bakara/268)

Dua etmenize engel olmasın.

Dini yaşamınızı, vesveseye düşmeden duru bir hal ile devam ettirin.

Page 156: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

156

Kartal mı, İnek mi ? Beğenmediğiniz ve hor gördüğünüz İnek bütün varlığı

ile insanoğluna hizmet ederken, imrendiğiniz Kartal oldukça hain, kendisi için yaşayıp,, insanlığa hiç bir

katkı sağlamayan bencil, egoist bir hayvandır.. Sorsanız ki Kartal mı olmak istersin, İnek mi ?

Yüzde 99'un kartal olmak isterim dediği bir dünyada yaşadığınızı bilin!..

Eğer geri kalan yüzde birdenseniz ve bunu yürekten, ihlasla onaylıyorsanız; tüm yaşamınızla çevrenizdekilere

bir inek gibi her şekilde katkı sağlıyorsanız gerçekten cennetliksiniz!

Gerçekten müthiş bir insansınız! Hayırlı olsun..

Page 157: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

157

Bakterilerle İletişim

"Allah dileseydi mutlaka hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir

ve herhalde hepiniz, bütün yaptıklarınızdan sorumlu olacaksınız." (Nahl/93) Esasında Rahmanın yardımı olmasa hiç kimse doğru

yolu bulamazdı. Yani yığınlar sapkınlık içerisinde yaşam sürmeye devam edip yaptıkları ile yüzleşecek ve lağım

çukuruna (Cehenneme) gidecekti. Herkese yaptığı vardır. Lakin Rahman insanlığın işaret ettiği mekana ve zamana tabi tanrı kavramından münezzehtir.

Vücudumuzdaki şuurlu bakterilerle iletişim kurmaya

çalışsak bizi ne kadar anlarlar? Onlara bedenden çıkış yolları göstersek, bedenin kurallarını vurgulasak; ter ile çıkma yolu, göz yaşı ile çıkma yolu, dışkı ve sidik kanalı

ile çıkma yolu! Ve çıktıktan sonraki varış yerleri..

Terle çıkanı göğe yükselme ve bulutlarla gezme ve yağmur olma gibi fırsatlar beklerken bağırsılık yolundan

gideni ise lağım çukurları beklemektedir.. Sistemin sahibi bizim anlayacağımız dil ile bunu anlatmaktadır ve bu kesinlikle "aşama aşama"

olacaktır.. Ayrıca ilk aşamayı görüp bütün sistemi ilk aşmaya göre

değerlendirmek doğru değildir. Lağıma ulaşana oraya nasıl vardığını soracaklar, yahut bulutlara ulaşana yine soracaklar.. Tüm bu sorma

olayını hesaba çekme gibi algılamak kişiye göre değişir..

Rahman'a ve sisteme bakışımızdaki cehalet perdesi olduğu sürece devamlı olarak bir şeyleri suçlayacağız. Esasında anlayışımızı genişletmeli ve cahilliğimizi

gidermeliyiz..

Page 158: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

158

Taklitten Kurtulmak

Kuran'ı Kerim okumayanların hiç sancıları yoktur. Zira başkaları onların yerine okumuştur. Bu gruplara göre dosdoğru olmak demek düz bir çizgi

çekip bu çizgiyle aynı hizaya gelen ayetleri alıp, zıttı yönde bir çok izahı bulunan ve sahih olmayan hadislerle

destekleyerek inanç kurgulamaktır. Çektikleri çizginin çok dışında yer alan ayetleri ve işaret

edilen manaları hiç görmezler bile.. Şeyhleri, hocaları, liderleri, takip ettikleri onların yerine

düşünmüştür. İçleri rahat bir şekilde yaşamlarını sürdürür ve bu insanların yılmaz birer savunucusu olurlar.

Oysa yaklaşmakta olan fırtınada saman çöpü gibi

olacaklardır. Kişi bütün gerçekliği ile, bütün yönleri ile zamanı

varken Kuran ile yüzleşmek zorundadır. Bu yüzleşmeyi yapmayanlar taklitçi olup olmadıklarını

asla bilemezler. Bu dünyada bu yüzleşmeyi yapmayanlar ölümle

beraber geçtikleri yerde asla yapamayacaklardır.

Page 159: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

159

Hakikatlerin Kapanışı İşte sevgili dostum anlatmaya çalıştığım manalar yüz

binlerce insanın arayıp da ulaşamadığı ve Allah’ın vermediği muazzam bir nimettir ve anlatmaya çalıştığım öyle bir sorunun cevabıdır ki ancak o soru

yanlarında olanlar tarafından anlaşılan kıymetli bir hazinedir.

Sevgililer sevgilisi Allah Resulü ve onun yolundan gidenler zamanı doğru değerlendirmek için bir çok

yöntem ortaya koymuşlar ve bunları tatbik etmişlerdir. Bütün yöntemlerin yegane ve biricik amacı Allah’ın

anılmasına, hatırlanmasına yöneliktir. Bu işlem hakikat olan ruhunuzun yapı taşıdır. Çünkü ruhunuz; fikirleriniz, düşünceleriniz, niyetleriniz,

inançlarınız doğrultusunda şekillenmektedir. Allah’ın muhteşem ilmi ile kul bunu kendi yapmaktadır.

Allah’ın övülmeye, zikire, tapılmaya hiçbir şekilde ihtiyacı söz konusu bile değildir. Bütün ihtiyacı olan zavallılar biz insanlarız. Her boyutta farklı anılan Allah

inancının yegane davası da kişinin çıtasını yükseltmektir.

Allah’ı ne kadar tanırsa gittiğinde O’nu öyle bulacaktır. Her yerde hazır, nazır ve şehit olan Allah’tan kabı kadar

alanlar kaplarına bakarak, Allah’ı bu ölçüde değerlendirerek hayatlarının en büyük hatalarını yapmaktadırlar.

Çünkü okyanusun kıyılarına gelip suya kabını daldırıp, bütün suyu kabındaki kadar zanneden ve bu zannın

doğrultusunda gittiği alemde doldurduğunu bulan kişiler maalesef büyük bir hüsran yaşayacaklardır. Kişi şirki nedeni ile kendine göre ölçtüğünü bulacaktır.

İşte dünya üzerindeki gördüğünü değerlendirme,

Page 160: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

160

yaşadığını yorumla ile; fikirleri, düşünceleri ve niyetleri ile sahip oldukları din eşliğinde bu okyanusun kıyısına

gelenler buradan ahiret dediğimiz/4. boyuttaki ağacına/kabına/gezegenine yer çekiminin de gücü ile

sürekli olarak göndermektedir. Kim nasıl bilirse, ne gönderirse öyle bulacak ve bulduğu

ile yüzleşecektir. Bunun bedelini maalesef kendi ödeyecektir.

Bütün rızkı kendi kazandığı düşüncesi ile şirke giren biri kuantum ruhuna bu inançla bir sistem yerleştirir ve bununla yüzleşir. Netice çok bellidir.

İstisnalar olur mu bilemeyiz.

Ancak Allah iyilik yapanların gayretlerinin boşa gitmeyeceğini vurgulamıştır.

Kuran’ın çevresinde müthiş bir kalkan bulunmaktadır. Öyle ki kalın olan hiçbir şey O’ndaki manaya

dokunamaz. Bu yüzden zalimlik yapanlar O’nu anlamayı ummasınlar. Çünkü o zırhı geçmek için merhametin

yörüngesine girip yıkanmak, temizlenmek gereklidir. “Kitaba temiz olmayanlar dokunamaz” derken kesin bir bilgi mevcuttur. Ayet; dokunmasın, dokunmayın

demiyor, dokunamaz diyor. Yani bir emir yok .Bir kesin ifade var.

Dünya'da isim verdiğiniz her kelimenin bir yıldızı vardır. Her duygunun bir gezegeni ve yörüngesi vardır.

Şehvet, şöhret, aşk, makam, ihtiras, haset, kibir gibi her

yapının sizin anlayacağınız dil ile bir gezegeni vardır. Güneş gibi, Venüs gibi..

İnsanın 4. boyutta ışınsal/kuantum manalar gibi geçiş

Page 161: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

161

yapan fikirlerinden, düşüncelerinden, niyet ve inançlarından oluşan yapısı bu dünya üzerinden bir çeşit

gezegen ve yıldız gibi görünür. İşte yıldızın/ruhun Kuran’ı rehber etmediğinde mutlaka

bunlardan birinin yörüngesine girer. Arşı-Ala'ya istiva eden Rahman’a yakınlık elde

etmek gibi muhteşem bir şeyi erteleyerek ağır bedellerini öderiz.

İyilik yapmak, infak etmek gibi erdemlerin arka planında ruhunuz için doğru yörüngede olma çabası söz konusudur.

Sizin için küçük görünen şeyler hakikatte çok büyük ciddi bir tehlike arz etmektedir ve bu tehlike ruhunuzu

önce yörüngesine, sonra içine alarak yutar. Cehennem diye tarif ettiğimiz dehşet bir durum ortaya çıkar.

Bütün bunlar bizim katımızda bu isimlerle anılırken her boyutta görünüşü farklıdır.

Zengin içerikli bir çok örnek vermekteyim. Siz beden değilsiniz, anlamanız gerek. Yıldız da değilsiniz. 3.

boyuttaki gözler için bu şekilde algılanmaktasınız. Başka bir açı sunayım; ruhunuz sonsuz uzayda bir yörüngede 5 tane uydunuzla yer almaktadır. Bu uydular

beş duyu organınız olarak size lanse edilmektedir.

Bu uydularınız vasıtası ile arşa istiva eden, Rahman'dan yapılan yayınları yorumlamaktasınız ve bu 5 duyunuzla aldığınız tüm yayınların sahibi,

maliki Allah’tır. Bu bilgi her boyutta farklı anlatılır fakat hepsi

eksiktir, sorunludur. Bu yüzden Kuran Subhan Allah çizgisine davet etmektedir.

Ruhunuz her an Allah tarafından ve hikmeti ancak

Page 162: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

162

Allah’ın bildiği sebeple, yaratılan başka şeylerin yörüngesine kapılabilir.

Her şey bir şekilde hem kendi ekseninde, hem başka bir şeyin yörüngesindedir ve bu sürekli olarak

genişleyerek Arş’ı Ala’ya kadar uzanır. Bu izah 3 boyutlu algı ile tercüme edilişidir. Tam hakikati anlatmak mümkün değildir ve sadece örnek

olarak kalmalıdır. Zira bu noktadan sonra kurcalamak şeytanın ekmeğine

yağ sürmek olur. Çok değerli olan zamanını çaldırırsın.

Dünya üzerinde gördüğün bütün canlıların 4. boyutta varlıkları vardır ve her kişi buradan gönderdiğini

bulacaktır. Bu buluş kişiye göre değişmektedir. Hiç uyanmayan biri çöl gibi bir yerde yaşam sürdüğü

zannına devam edecektir. İçinde bulunduğu, suyun olmadığı dehşet kurak ve

çöllerden oluşan dünyayı; kendi inanış ve fikirleri, düşünceleri, niyetleri ile Allah’ın muhteşem yaratma

bilgisi sayesinde oluşturduğunu asla bilemeyecektir. Bu oluşumdan sorumlu olacağını ve bunun hesabını mutlaka Aziz Allah’a vereceğini de tefekkür ediniz.

Öte yandan Halife olan kişi ise 4. boyut bilgisine hakim bir şekilde 3. boyutta yaşam sürebilecektir. Şehit

olacaktır. Kuantum bir yapı ile her an her yerde, hazır ve nazır olabilecektir. Bu dünyada gördüğü tüm yüzleri bir ressam gibi çizebilecek ve Allah’ın hay ismi ile

tezahür gerçekleştirecektir.

Her yerde Rahman’ı gören için izlediği sinema yapımları bile müthiş bir bereket olacakken, diğerleri içinse zombilerle dolu, iğrenç bir dünya

olarak yer edinecektir.

Page 163: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

163

Özellikle fuhuş ve göz zinası ile dönüştürülen zaman

ruhumuzu şehvetin yörüngesinde bırakacaktır. Öte yandan her yerde Rahman’ı idrak eden için ise

durum Şeytan’ını Müslüman etmiş olarak yorumlanır. Ancak hayat inişli çıkışlıdır. Bir hafta şeytanı Müslüman olan kişinin başka hafta şeytanlığı

devam edebilir. Bu yüzden kutsama tehlikelidir.

Filimlerde bile bir çeşit zenginlik elde etmek böylelikle mümkündür. İşte mümin için ahir zamanda olmanın, başarılı olursa,

bereketi buna benzer şeylerdir.

Ayrıca ahir zaman olarak ifade edilebilen bugünki kadar çok zaman düşmanı/hırsızı/azılı şeytanı dünya görmemiştir.

Doğru kullanılmayan;

İnternet/TV/Radyo/Gazete/Diziler/ Müthiş bir zaman katilidir ve Deccal’ın/Şeytan’ın insanların çok değerli zamanlarını çalarak yerine ıstırap yüklü çirkin zamanlar

koymak için kullandığı araçlardır.

Beden üzerine hesap yapanlar anlattığım şeylerden hiçbir şey anlamazlar.

Ve bütün bu anlatmaya çalıştıklarım sizin yani 3. boyutu algılayanların kolayca anlayacağı türden

kolaylaştırılmış ve bu boyutun anlayışına indirgenmiş kelimelerden ibarettir.

Page 164: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

164

İşte bu kavram kargaşası Allah’ı anmaya davet eden Kuran’ı iyi niyet adına bugün bu hale getirmiştir.

Youtube gibi siteler ve televizyonlar üzerinde muhterem hoca efendiler her türlü fetva verirken, zıttı yönünde

başka bir muhterem hocanın da fetva verdiğini görmek mümkündür.

Ben hangi fetvayı verirsem vereyim mutlaka bir mezhebin safında kendimi bulurken, farkında olmadan

da karşı tarafa cephe almış olacağım. Karmaşa had safhaya gelmiş durumda. Ancak bu eseri okuyanlar için artık karmaşa ve kaos

sona ermiştir.

Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği şekilde İbadetlerin amacının Allah’ı anmak olduğunu bir çok delille ortaya koymaktayız..

Yani şöyle bir soru kurgulayın:

-Hocam çiçekli baş örtüsü takmak uygun mu?

Eğer başörtüsü onu görenlere Allah’ı hatırlatıyorsa bu müthiş olumlu bir şeydir. Ancak şehvete ve benzer duygulara neden oluyorsa ciddi sıkıntı vardır. Zira

zaman dediğimiz an ruhumuzda, canımızda istemediğimiz bir manaya sebebiyet verecektir. Bulaşık

suyu ile pınar suyu bir midir? Mümin kadın, çevresindekilerin zamanı kirli bir şekilde dönüştürmelerine engel olarak Allah’ın rahmetini

üzerine çekecektir ve etrafındakilere bu duruşu ile Rahman’ı hatırlatacak böylece cemaat ile kılınan

namazlardaki gibi hatırlattığı anların sahibi olacaktır. “İyiliğe sebep olan yapmış gibidir.” Bütün mesele Allah’ın hatırlanması üzerinedir. Böylece Allah da

hatırlayanı hatırlar.

Page 165: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

165

İşte bu cevap İslami konulardaki her şeyi kapsamaktadır. Bunun dışındaki kavga, iftira, dedikodu

gibi şeyler sizin biricik hazineniz zamanı olumsuz değerlendirmenize ve böylelikle kaybetmenize yönelik

şeytan tarafından tezgahlanmış oyunlardır. Özde her şey bu kadar basittir ama maalesef öyle bir

hale gelmiş ki, kavgalar sebebi ile insanlar Allah’ı anmaz olmuşlar.

Allah’ı isimleri ile gücümüz yettiğince etrafımıza duyurup, O’nu herkese tanıtma gayretinde olmalıyız ki elde edilen güzel zamanlar katlanarak hanemize

yazılsın.

İnsanların çoğunluğu bulunduğu boyut şekli ile Subhan Allah kavramına iman etmediği için Kuran’a bir çizgi çeker ve bu çizginin dışında kalan ayetlere, manalara

kör kalır. Bu çizgiyi bir takım uydurma hadislerle destekleyip

çizginin dışından gayrısını görmez ve iş küfre kadar uzanabilir.

Kitap boyunca izah ettiğim sırlar bu kişileri Subhan Allah çizgisine çekmediğinde şeyhlerinin, üstatlarının

yıldızını aramaya başlarlar. Yıldızın parlaklığına hayranlık duyarak ,arkasındaki mutlak hakikati ve

mutlak nuru görmeyerek kendilerini mahvederler ve ben bu uyarıyı yaptım diye onlarca cahil vb. ithamlarla karşılaşırım.

Velhâsıl bu kişiler hakikati anlamak istemezler.

Dikkat edin sabah yakını bir insanı uyandırmaya çalıştırdığınızda sizi gerçekten sevmez. Çünkü uyku tatlıdır. Bu tadı ellerinden aldığınızı

düşünürler ve uyanana kadar sizden nefret ederler.

Page 166: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

166

"..Bu insanlara ne oluyor ki hakikati anlamaya

yanaşmıyorlar!?" (Nisa/78)

Uyanmaları lazımdır. Çünkü adına cehennem dediğimiz bir ateş yaklaşmaktadır.

Konu hakkında izahlarımız devam edecek ancak bazı notlarımız üzerinde tefekkür etmeniz size fayda

sağlayacaktır.

Page 167: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

167

Gerçek Seni Uyandırır

''Kim seni bütünüyle, koşulsuzca kabul ederse değişmeye başlarsın. Onun kabulü sana böyle bir cesaret verir. Olduğun gibi kabul edilmen seni

bütünleştirir, seni kendine güvenli kılar, seni kendin gibi hissettirir. O zaman beklentileri yerine getirmene gerek

yoktur, sen olabilirsin. Bu yüzden sevgi bu kadar besleyicidir.'' (Osho)

Bunu yapabilmek için elinde olan bir yol söyleyeceğim. Hayatında var olan her şeyi sadece 21 gün koşulsuz

kabul et. Zorla da olsa gülmeye çalış. 21 gün içerisinde hiç kimseye sıkıntını ve üzüntünü

bildirme. Kusursuz bir ahlakı yaşa.

Hiç bir şeye kızma. Kabul etmenin getirisini yaşa. Başarabilirsen cesaretin zirve yapar.

Başarabilirsen bütünleşirsin.

Artık gerçek sen olmaya başlarsın. Seni ancak sen; koşulsuzca, kaşına, gözüne, kilona,

boyuna, huyuna aldırış etmeden şükrünü yaşayabilirsen kabul etmiş olursun..

21 gün karşılaştığın her şeyi yaratana ve yaratmaya devam edene teşekkür et..

Böylece gerçek seni O'ndan aldığına şahit olursun.. Bu alış senenin geri kalan günlerine huzur güneşi

olarak doğar..

Page 168: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

168

Allah İsteyen için Ne Kadar Yakındır? ''Allah kullarına şah damarından daha yakındır.'' (Kaf/16)

''Allah ile aralarına aracılar koyan ve Allah’ı uzak ilah ilan edenler yalancı kafirlerdir.'' (Zümer/3)

''Allah her dua edene icabet eder tüm kullarına eşit yakınlıktadır.'' (Bakara/186) ''Allah ile kulları arasında protokol oluşturup, çeşitli

isimler altında yaklaştırıcılar varsaymak tam bir küfürdür.'' (Maide/73)

Page 169: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

169

Bir Tesbit “Hala anlayamadınız değil mi?

Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil. Kavganın kazananı yoktur. Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz.

Önemli olan kalp kırmamak.

Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek. Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır.

Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol

etmeye devam edecek. Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.“ A.E

Page 170: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

170

Sizden Sizedir Anlaşılabilen üst boyuttan bakabildiğimizde şu ilginç

gerçeği görebiliyoruz. Bu satırlarda dahil paylaşım yaptığınız ve başkalarının görmesini istediğiniz, başkalarında tespit ettiğinizi

zannettiğiniz, eksiklikler ve noksanlık olarak gördükleriniz kesin olarak sizinle ilgilidir.

Yani derinlerde bir türlü sesini duyamadığınız gerçek sizin size duyurmak istediği şeylerdir.

Yani sizden size gelmektedir.. "Herkes kendindekini görür." ifadesinin işaret ettiği

muhteva çok daha geniştir. Bunu bilimsel olarak da ispat etmek mümkündür.

Şimdi bu bilgiden sonra neleri gözden kaçırmışsınız anlamak için sizden gayrısının duyması için paylaştığınız

şeyleri görünen yanı ve zıttı ile sakince objektif olarak değerlendirmeye çalışın. Bu kitabı sizin kadar ben de yeniden ve yeniden,

gözden neler kaçmış diyerek, anlamaya gayret ederek okumaya devam edeceğim.

Sadi'nin şu tespiti kayda değerdir: ''Düşünceli insanlar dünyadan götürecekleri her şeyi yanlarına alırlar, alçak adamlarsa mallarını hasretle arkalarında bırakırlar.''

Anlatılana göre Hz. Hüseyin (r.a) bir gün aile fertlerine şu soruyu sormuştur: "Rabbim sizlerden razı olsun,

ancak siz ondan razı mısınız?"

Allah'tan nasıl razı olunur? Gerçek anlamda kimler Rabbinden ve verdiklerinden, yaşattıklarından razı?

Page 171: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

171

Doğunca Ne Olacaksın?

"Tanıdığım en güzel insanlar yenilgiyi, acıyı, mücadeleyi

ve kaybı yaşamış olan ve diplerden çıkış yolunu kendileri bulmuş olan insanlardır. Bu kişiler yaşama karşı geliştirdikleri kendine has takdir, direniş, duyarlılık

ve anlayışla; şefkat, nezaket, bilgelik ve derin sevgiden kaynaklanan bir ilgi ve sorumlulukla doludurlar. Güzel

insanlar öylece ortaya çıkmazlar, Onlar oluşurlar"

Yani bu başıma gelenlerden yoruldum demeyi kesmelisin artık!

Çünkü sen muhteşem olacaksın!

Cenap Şahabettin'e göre fikir değiştirebilenler fikirlerin sahibi iken, değiştirmeyenler kölesidir. Bu açıdan fikirlerinizin kölesi olmayın. Yeniliklere açık olun.

Page 172: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

172

Dünya'nın Zıttı (?)

"..Haksızlık edenler (Zalimler), hangi dönüşe

(DÜNYADAKİ HALLERİN ZITTINA) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir."

(Şuara/227) Her şey zıttı ile bilinir. Esasında bu dünya üzerinde

yaşayan hiç kimse henüz Dünya'nın zıttını görmedi! Sevimli hayvanlar yerine azgın zorlu dehşet saçan

varlıklar! Tertemiz billur sular yerine irin ve salya sümükten

oluşan iğrenç sular! Masmavi serin sular taşıyan beyaz bulutlu gök yerine simsiyah asit taşıyan bulutları olan gökler!

Yüzlerce çeşit leziz meyveler yerine adına zakkum dedikleri tiksindirici tadı ile hayal bile edemeyeceğiz

iğrençlikte yiyecek! Simasında simetri olup, eli yüzü düzgün insanlar yerine

dili karnına kadar uzamış, dişi damağını yarmış, derisi kavlamış çirkin insanlar..

Adem ile Havva'nın Cennetten atılmış olmasının suçunu ben çekiyorum diyen insan yerine Cennetten kovulduğunu ve Ona anlatılan, cennetten çıkarılan

Adem hikayesinin baş kahramanının kendisi olduğunu öğrenmiş insan!

Bu liste uzayıp gidecek. Hala sende bir anlam bulmuyorsa bu satırlar ve umursamıyorsan; zalimliğe, haksızlık etmeye, kibirli

yaşamaya, aç gözlülüğe ve parayı putlaştırmaya devam edebilirsin. Oturduğun yörünge nedeni ile bir süre sonra

bedelini ödeyeceksin.

Page 173: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

173

Fırsata Dönüştürdüğümüz Din Anlayışı Ah be dostum!

Artık fark et! Yığınla milyonlar çaresizliklerini fırsata dönüştürmüş kendi dünyalarında kibirle hayat sürmekteler!

-İmtihan! Neyin imtihanı be güzel kardeşim!

Ben o dediğine çaresizlik diyorum! Sen tek tuşa basarak kimsenin haberi olmadan çok ihtiyacın varken ve bir çok kişiden bu eksiklikten dolayı

hakarete uğrarken, 1 milyar doları çalma imkanın varken, çalmadığında imtihan diyebilirsin..

Çok dindar olduğunu söyleyen zevat bile Çeçenistan’a yahut Filistin’e yardım etmek mazereti ile kendini kandırıp mutlaka çalardı.

Yahut ihtiyacı oldukça çalardı.

Yasalar, kanunlar, çaresizlik insanları kitlemiş durumda! Paraları yok, fırsatları yok! Gücü yetmiyor! Gücü yetse kim bilir neler yapardı!

Bu çaresizliği fırsata dönüştürüp, imtihan ve Allah için yaptığını düşünen; bu duruşla da Müslümanlığı yerine

getirdiği zannıyla yaşayan; bir cennet hayali ile Allah’ı tanımaktan ve gerçek dinden mahrum kalan milyonlar,

şeytanların rehberliğinde çok hazin bir yere doğru yolculuk yapmakta!

Lütfen Rabbim bizi ihlaslı kıl! Kendini kandıranlardan eyleme!

Cahillikten muhafaza et! Ve Fatiha’da müjdelediğin iyilerin yanında et!

Page 174: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

174

Biliyor musunuz? Bir tefekkür

Aşağıdaki vurguladığım manalar 3. boyut, yani insan

algısı ile betimlenmiştir.

Biliyor musunuz? Güneş dünyadan bihaberdir. Yani tüm dünyaya içindekilerle birlikte hayat vermeye aracı olduğundan zerrece haberi yoktur..

Kuşlardan insanlara böceklerden bitkilere kadar tüm yaşam Güneş'e bağlı iken bundan Güneşin haberinin

olmaması ne ilginçtir ve biz bunları biliyorken Güneşin bizi bilmeyip kendini değerlendirmeye başladığında şöyle düşündüğünü duyar gibiyim:

-Neye yarıyorum ki? Boş yere yaratılmışım! Benden evrende tirilyonlarca var! Bir işe yaramıyorum! Ölsem

kimsenin haberi olmaz! Hiç kıymetim yok! Değersizim!.. İşte değerli dostum And olsun sen de Güneş gibisin!

Var olman o kadar gerekli ki nelere nasıl hayat verdiğinden şu anda haberin yok!

Bazı varlıklar için çok değerlisin! Çok özelsin! Hayatın kıymetli!

Moralini bozma, neşeni yitirme! İsyan etme! Namazı, abdestlerini ve nafile orucu ihmal etme! İyilik yapmayı

ve sabrı elden bırakma!.. Zamanı gelince bu gerçekleri deneyimleyecek ve göz yaşı içinde Rabbine Hamdi senalarda bulunacaksın! Sadece sabırlı ol! Zamanı

doğru değerlendir..

Page 175: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

175

Ah Merhamet!

Herkes kendindekini okur.

Bu satırlar dahil olmak üzere varlıktaki bütün ilim, bütün yazılar, satırlar; denizlerin mürekkep ve

ağaçların kalem olup yaza yaza bitiremeyeceği Azim, Aziz ve Alim olan Allah'ındır.

Okuduğunuz kitaptan, duyduğunuz müziğe kadar her şeyin sahibi "O"dur. Mutlaka gördüğünüz başarıların ve

sevdiğiniz şeylerin hakikatinde sahibinin kim olduğunu bilerek doğru bir şekilde hayranlık duyunuz.

Eğer hayatı okumanızda ve duyduğunuz hayranlıkta Rahman, Latif, Habir ve Metin olan Allah yoksa

içinizdeki cehennemi okuyorsunuz demektir. Kitap boyunca size hep bunun nasıl olduğunu anlattığımı hatırlayın.

Bu durumda şu an okuduğunuz satırların verdiği

mesaja kalbiniz kapalıdır. Büyük ihtimalle hiç bir şey anlamamış veya tam anlayacakken birileri engel olmuş olacaktır.

Akıbetiniz bir türlü dilimize alamadığımız, köre körsün demediğimiz, topala topalsın demediğimiz gibi bir

durumdur. Bu halde olanlara da açıktan körsün diyemem! Çünkü geri tepmesi muhaldir.

Kesin bir gerçek var ki zalimler asla iflah olmayacaktır..

Tüm varlığımızla Rahman’ı tanıyıp, O’nu tanıtıp, merhamete yönelmeli ve çevremizi merhamete

davet etmeliyiz..

Page 176: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

176

Kötü ve İyi

Bilmelisin ki dünyada değişmez kurallar vardır. Bir kural

vardır ki oldukça ilginçtir..

Kısaca izah edersem; bir kişi ne kadar iyi insan ise, etrafında o kadar kötü kişi veya kişiler vardır.

İnsanlığın Babası Hz.Adem (a.s.)'in yanında kurnazlığı ve hainliği ile ünlü İblis dururken, Hz.İbrahim(a.s.)’in yanında kalbi mühürlü putperest babası ve Nemrut yer

almıştı. Musa (a.s)'nın yanında da dillere destan zulmü ile Firavun bulunmuştu. Bu sıralama uzayıp gideceği için son olarak insanlığın efendisinin yanında ise

maalesef akrabası, baba yarısı diye ifade ettiğimiz amcaları olmuştu.

Tabloyu iyi inceleyin.

O çok sevdiğiniz ve yaşayan olarak alemde en üstün, EN İYİ İNSAN zannettiğiniz kişilerin uzaklarına değil

hemen yanlarında bakın. (Hayali oluşturdukları saçma sapan evhamlarından ortaya çıkan klasik ve yapmacık kötülerden bahsetmiyorum...) Ebu Leheb gibi, Firavun

gibi zalim kötüler yanlarında var mı?

Eğer şeyhiniz, hocanız, efendiniz, üstadınız, öğretmeniniz size göre dünyanın en iyi insanı ise mutlaka yanında dünyanın en kötü insanı olmak

zorundadır.

Eğer bu yoksa, O kişinin dünyanın en iyi insanı olduğu PALAVRADIR.

Page 177: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

177

Kur'an Çok Açık ve Nettir

Esasında adına Dünya dediğimiz bu alem için anlama

metodu okunduğu gibi olmasıdır. Bazı dostlarımız ısrarla okunduğu gibi olduğunu kabul

etmez ve parantez içindeki kavramlara koşar. Bu şuna benzer: ''2+2=?'' ile karşılaşan matematik dahisi cevabın 4 olacağını asla kabul etmez. Daha

doğrusu edemez. Çünkü herkes onun 4 olacağını bilir.

O herkes değildir! Bu düşüncedeki dostumuza kibir öyle gizli yaklaşır ki

kendini tevazu gibi sunar. Başlar ayeti yorumlamaya. Bunu akıl adına yaptığı izleniminin yanı sıra Allah adına da yapar.

2+2'nin sonucu ile baştaki ikiyi çarpar, 8 Sayısına ulaşır. Bu sefer 8'i ondaki 2 ile çarpar 16 rakamını

bulur. Bu sefer 16 rakamı ile bir de baştaki 2 ile çarpar. Ulaştığı 32 'yi ilk sonucunda i 8 ile çarpar...

Bu işlem uzar gider. Bütün bu işlemi yapan ve buna tanıklık eden kişiler öylesine hayran kalırlar ki!

Mucizedir bu! Demekten kendilerini alamazlar. Bütün bu hesaplamalar yapılırken çok açık ve net olan 2+2 toplamının sonucu olan 4 gözden kaçar.

Kuran’ın verdiği mesaja maalesef ısrarla kulak

tıkanmaktadır ve şeytan kaynaklı olan bu hal maalesef bir çoklarını sağır ve kör etmektedir. Oysa dünya hayatı yani zaman manevi açıdan gerçek

bir nimettir. Kuranı (İhlas Süresi'ni ve Ayetel Kürsi'yi) hergün bolca okuyor/manaları yönünde düşünüyor

olduğumuz sürece bunu değerlendiriyoruz demektir. Rahman bizleri de hakikati görenlerden eylesin!

Page 178: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

178

Allah’ın Rahmetinin İşaretleri Namaz kılmak, oruç tutmak, iyilik yapmak, MERHAMET

etmek gibi amellerin karşılığı olarak cenneti almış olmayız. Zira bu alemde yaptığımız hiç bir şey bize cenneti alamaz.

İlla ki Allah'ın rahmeti gereklidir.

Üzerimizde bulunan oruç, namaz, iyilik yapmak, zikir ve Merhamet gibi unsurlar bizlere rahmet edildiğinin

işaretidir.

Bu kelamdan sonra üzerinde bu işaretleri taşımayanlar durumlarını acilen kontrol etmelidir. Bu tanımlamalar sizlerin anlayacağı üslup ile izah

edilmiştir. Kitabımızın bir çok sayfasında bu işleyiş hakkında bir

çok örnek sunduğumu hatırlayınız.

Page 179: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

179

Aşk’a Giriş Allah'a inanıp da "O"na şiddetli bir aşk duymayan kalbi

Şeytan kandırmıştır. O kalp Allah'a inandığını zannediyordur.

İnsan nasıl olur da gördüğü her şeyi Müsavvir oluşu ile

şekillendireni merak etmez? Nasıl olur da yediği gıdaları Rezzak oluşu ile

tatlandırana hayranlık ve aşk duymaz?

Bütün bunları bilip de hala kalbinde putlar taşıyanları ise gerçekten anlamıyorum...

Page 180: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

180

Her Şeye Rağmen İyiliği, hoş görüyü, ibadeti, güler yüzü, sadakayı,zekatı

ve daha nice ahiret için güzellikleri YAPMA MÜCADELESİNİ bırakıp SUBHANALLAH kavramından bihaber Allah'a ve Rahman'a vasıflar sınırı koyan,

vasıflara yüklemeye çalışanlar kaybettikleri şeylerin farkına bile varmadan diğer aleme göçecekler.

"Sabredip, mücadeleye devam ederek, kendinizi eğitip sıkıntılara katlanarak, kötülüğe engel olup iyilik yaparak, namazları kılarak Allah’tan medet

umun, size arka çıkmasını isteyin. Bunlar, tam bir teslimiyetle Allah’a imanın, kulluk ve itaatin şuuruna erip saygılı davrananların dışındakilere

ağır gelen kulluk görevleridir." (Bakara/45)

Maalesef kendi elleri ile kendilerine kıyacaklar.

"Bu Kuran; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir." (İbrahim/52)

Page 181: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

181

Esas Soru Bilmek Nedir ?

Hikâyeye göre "Kızılderililer, Karayıp Adalarındaki yerli Amerikan Kızılderililer Columbus’un gemilerinin yanaştığını gördükleri zaman onları hiçbir şekilde

görememiş. Çünkü daha önce gördükleri hiçbir şeye benzemiyormuş ve görememişler.

Columbus’un donanması Karayiplere vardığı zaman hiçbir yerli gemileri göremedi, ufukta var olmalarına

rağmen.

Gemileri göremeyişlerinin nedeni beyinlerinde yelkenlilerin var olduğuna dair bir bilgi ya da deneyim bulunmamasıydı.

Bu yüzden bakan, okyanusta dalgalanmalar olduğunu fark eder. Fakat hiç gemi görmez.

Sonuca ne sebep oluyor diye merak etmeye başlar. Böylece her gün çıkıp bakar, bakar ve bakar ve belli bir

zaman sonra gemileri görebilir. Bir kez gemileri gördüğü zaman gemilerin orada var olduğunu herkese

anlatır. Çünkü herkes ona inanmıştır ve güvenmiştir, onlar da görürler."

İşte sürekli zikrettiğimiz gibi gören göz değildir! İnsanlar bilmediğini göremezler.

Kitap boyunca yanımızda olup da göremediğimiz şeyleri izah etmeye gayret gösterdim.

Görmek bilmektir... Esas soru ise, O halde bilmek nedir?

Page 182: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

182

Hikmet Aramak

Zalim bir adam kendisine ait yüzlerce koyunu var

zannediyordu. Öte yandan tüm köylü de o adam gibi düşünüyordu. Adam ticaret adına koyunlara özel çoban ayarlıyor, yiyeceklerini tedarik ediyor, ilaçlarını

ayarlıyor ve yavru kuzuları anneleri olan koyunlarla birlikte hayata hazırlıyordu. Adamın kafasındaki hesaba

göre adam ticaret yapıyor ve zenginleşiyordu..

Ahiret veya zekat gibi kavramlardan nefret eden bu gaddar adam dünyadaki en zor iş olan koyunlara bakım konusunda ömrünün çoğunu harcamıştı. Nihayet yaşı

60 olduğunda vefat etti.

Tüm köylü ve çevresi o adamı yüzlerce koyunun sahibi olarak görmüş ve Allah'ın nasıl olup da böylesine bir

adama nimet vermiş olduğuna şaşıyorlardı.

Başka bir hesaba göre ise o adam belki de zalimliğin bedeli olarak koyunlara ve koyun köpeklerine kölelik

yani çağdaş isimle hizmetçilik yapmıştı. Esasında hayvanlar o adamın sahibi idi.

Bizlere ibret almak düşerse bu mecaz olarak algılamanız gereken hikayede size anlatmaya

çalıştığım; karşılaştığınız olaylar hakkında peşin hüküm vermeden, ön yargısız düşünmeniz gerektiğidir..

Durduğunuz yeri kontrol etmeniz gereklidir.

Sahibi olduğunuzu zannettiğiniz mallar sizin sahibiniz olabilir.

Herkesin hesabı varsa Rahman'ın da istisnasız herkes ve herşey hakkında hesabı vardır. O'na güvenin!..

Zalimliğin her çeşidinden uzak durun.

"Ve sabret, çünkü Allah, gerçekten de iyilik edenlerin ecrini zâyi etmez." (Hud/115)

Page 183: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

183

Oruç Hakkında Bir Tefekkür

Rahman bilir ama anlayabildiğimiz kadarı ile oruç çok önemlidir.

Bir savaştır esasında!..

Hasta olan ölmek pahasına, gazi olmak pahasına tutmaya çalışmalıdır.

Ölürse de zararı yoktur! Zaten herkes ölecek! Önemli olan ne için ve ne yaparken öldüğümüzdür.

Oruç için ölmek ve oruç şehidi olmak her kula nasip olmaz...

Bu savaşı daha doğrusu savaş provasını burada yapmayan ölümden sonraki cennete yolculuk sırasında açlıkla geçecek binlerce yılda çaresizlik içinde pişmanlık

içinde karnı iğrenç gıdalarla dolu bir halde bedelini maalesef ödeyecektir çünkü Rahman kimseye zulmetmez! Kul kendine zulmeder!.. Bütün bu izaha

rağmen tutamayanlardansanız tutanlara iftar yaptırabilirsiniz!..

Burada yaptığınız her şeyin diğer alemde bir karşılığı olduğunu ve kaderinizi yazdığınızı unutmayın.

Page 184: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

184

Müminlerin Bazı Özellikleri Onlar - " Yolda Kalmışlara Yardım ederler . " Bakara /

177 Onlar - " İnsanların Kusurlarını Affederler . " Ali İmran / 134

Onlar - " Yalnızca Allah'a Dayanıp Güvenirler . " Mücadele / 10

Onlar - " Yeryüzünde Alçak Gönüllü Olarak Yürürler . " Furkan / 63 Onlar - " Yoksulluk Yüzünden Evlatlarını Öldürmezler . "

En'am / 151 Onlar - " Hakk'ı Bile Bile Gizlemezler . " Bakara / 42

Onlar - " İnananlara ' Sen Mü'min Değilsin ' Demezler." Nisa / 94 Onlar - " Namuslarını ( Irzlarını ) Korurlar . " Mü'minun

/ 5 Onlar - " Anne Ve Babalarına Öf Bile Demezler . " İsra /

23 Onlar - " Kötü Zandan Ve Gıybetten Kaçınırlar . " Hucurat / 12

Onlar - " Ahidlerine ( Sözlerine ) Sadıktırlar . " Mü'minun / 8

Onlar - " Zekatlarını Hakkıyla Verirler . " Bakara / 177 Onlar - " Mü'minlere Karşı Alçak Gönüllüdürler . " Maide

/ 54 Onlar - " Darlıkta Ve Bollukta Da İnfak Ederler . " Ali İmran / 134

Onlar - " Gerçekten Felaha Kavuşanlardır . " Mu'minun / 1

Onlar - " Allah'ın Ayetlerini Az Bir Menfaatle Değiştirmezler . " Ali İmran / 199 Onlar - " Rasullerden Hiç Birini Birinden Ayırt Etmezler

." Bakara / 136 Onlar - " Allah'ın Adı Anıldığı Zaman Kalpleri Ürperir . "

Page 185: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

185

Enfal / 2 Onlar - " Allah'a Asla Şirk Koşmazlar . " Furkan / 68

Onlar - " ( Her Türlü ) Zinaya Asla Yaklaşmazlar . " Furkan / 68

Onlar - " Namazlarını Huşu İçinde Ve Dosdoğru Kılarlar . " Mü'minun / 2 Onlar - " Boş Şeylerden Tümüyle Yüz Çevirirler . "

Mü'minun / 3 Onlar - " Mallarıyla Ve Canlarıyla Cihad Ederler . "

Tevbe / 20 Onlar - " Cahillerle Asla Tartışmazlar . " Furkan / 63 Onlar - " Kınayıcının Kınamasından Hiç Bir Zaman

Korkmazlar . " Maide / 54 Onlar - " Emanetlerine İhanet Etmezler . " Mu'minun /

8 Onlar - " Söz Verdiklerinde Sözünde Dururlar ." Bakara / 177

Page 186: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

186

Miraç Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Miraç; Arapçada merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek

anlamlarını dile getirir.

İslam'da Hz. Muhammed (s.a.v)'in yükselişini anlatır.

Bu yükselişi madde aleminde göğe çıkmak olarak anlaşılmasın. Zira döndüğünde yatağı hala sıcaktı.

Mekansızlık boyutuna/4. boyuttaki varlığı ile/Ruhu ile

yaptığı içsel yolculuğun mekana muhtaç kelimelerle anlatılışıdır.

Biz de zaten kitap boyunca benzer bir şey anlatmaya çalışıyoruz.

Müminlerin namaz kılmalarındaki nihai hedef bu yükselişi gerçekleştirmek ve doğru yörüngeye

ulaşmaktır.

Bu gece Kuran'da İsra (Yükseliş) Süresi'nde zikredilmiştir.

Bu geceye yükseliş gecesi dersek doğru söylemiş oluruz.

Allah'ın hepimize miracı yaşatması dileği ile..

Kuran'da şu şekilde bahsedilmiştir:

“Ayetlerimizden bir kısmını göstermek için kulunu

bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Şüphesiz ki O her şeyi

hakkıyla işiten, her şeyi hakkıyla görendir.” (İsra/1)

Page 187: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

187

Yükseliş (Miraç) Kandili hediyeniz aşağıda, hayırlı olsun.

Denmiştir ki: "Gece ve gündüz 1000 defa Ayetel Kürsiyi 40 gün okuyana ruhani alem kapısı açılır. Melekler ziyaretine gelir. Tüm sırlara vakıf olmaya başlar. İstek

ve arzuları gerçekleşir. Resulullah (s.a.v.) Efendimizi rüyasında görme şerefine erer."

Bizde deriz ki İşte burada izah edilen 40 güne bedel bir gecedir bu gece...

Samimi bir yürek ile, anlamını bilerek, bütün başlarda besmele ile bu ayet (Taa Kursi'ye kadar uzanan

merdiven Ayet-el Kursi) 1000 kez (Bin adım)/bir zaman dilimi/ zikredilirse kabınız kadar Ruhani alem kapısı

açılır.

Ve belki doğru yörüngeye geçersiniz.

İnşa Allah!..

Page 188: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

188

Bağımlılıklardan Kurtulmak

Bir gün adamın biri zamanının bilge kişilerinden birini

ziyarete gelmiş ve ona şu soruyu sormuş:

“Önyargılarımdan ve bağımlılıklarımdan nasıl kurtulabilirim?”

Bilge kişi ona cevap vermek yerine ayağa kalkmış ve yakında bulunan bir sütuna kollarını dolayarak bağırmaya başlamış ''Beni bu sütundan kurtarın!!!''

Adam şaşkınlıkla bakarak, bilge kişinin deli olduğunu düşünmüş ve ona şöyle demiş: ''Neden böyle

yapıyorsun? Ben senin akıllı birisi olduğunu düşünerek ruhsal bir soru sormaya geldim ama görüyorum ki sen

salağın tekisin, sütunu sen tutuyorsun, sütun seni tutmuyor! Bırak gitsin!''

Bilge, sütunu bırakmış ve şöyle demiş:

“Bu söylediğini gerçekten derinlemesine anlayabilirsen, kendi cevabını vermiş olacaksın. Bağımlılıkların seni tutmuyor, sen onları tutuyorsun! Bırak gitsin!”

Kendini değiştirmeli insan. Yaşananlara bakış açısını değiştirmeli. Özeleştiri yapabilmeli kendine. Önce

kendini yargılayabilmeli. Sonrasını BIRAK GİTSİN…"

Önyargısız olan kişiler yaşama farklı gözle bakabilen kişilerdir...

Kalemimizi Boyut meselemize yeniden çevirelim. Bu kadar teneffüs yeter sanırım.

Page 189: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

189

4. Boyut, Yörünge ve Tasavvuf

Bu eser; sorusu olan, anlamaya çalışan değerli

kardeşlerimin tüm sorularına şimdilik cevap vermektedir. Tasavvuf; her yerde kusursuzca var edeni görüp, razı bir hayat sürüp, zamanı en iyi şekilde

değerlendirme yoludur. İşte bunu en güzel ve halis kalp ile gerçekleştirenler ne bahtiyardırlar. Kaplarını

genişletip Allah’ı Kuran’ın anlattığı kadarı ile bilip dünya gurbetindeki insanlar arasından zamanı en iyi değerlendiren gurbetçilerdir. Otuz yıl önce yurt dışına

çıkan ve zengin olup dönen gurbetçilerimiz gibidirler. Bu açıdan şu an dünya üzerindeki en esaslı yollardan

biridir.

Ancak bunu bilen şeytan en sinsi oyunlarını yine en değerli yer olan bu yollara kurar.

Allah, şöyle dedi: “Sen o bilinen vakte (kıyamet gününe) kadar mühlet verilenlerdensin.” (Sad/80,81)

Benzer Hicr süresinde yer alan ayetlerde de gördüğümüz üzere şeytan kıyamet gününe kadar,

bilinen vakite kadar insanla birliktedir.

İnsanın kıyametten önce 4. boyutta bir hayatı söz konusudur. Bu hayat berzah, kabir gibi anlatılmıştır fakat gerçekten bu zaman ve yer kavramları çok

zikredilmesine rağmen ciddi bir bilgisizliğimiz vardır.

Dünya/Kabir/Berzah/Araf/Ahiret/Mahşer/Kıyamet gibi zamanlar söz konusudur ki her biri ayrı boyut olabilir. Ancak bu sıralamada kıyametin yeri önemlidir. Adını

bile anmadığımız daha nice şeyler vardır.

Maalesef Abd-ul-Kadir Geylani gibi güneşlerin

Page 190: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

190

arkasından gidenlere durumları izah etmekten konu bizi bekleyen şeyleri konuşmaya gelmemiştir.

Kıyametin dürülmesine kadar görevi olan Şeytan Allah’ı

anmaktan perdelemek adına dikkati “Gavs” gibi kavramlarla kişiler üzerine çekerek bizlerin cahil kalmasını ve elimizdeki kıymetli zamanı çalmayı

dilemektedir.

Nasibi olanlar oradaki tuzaktan da geçer. Ancak çok fazla kişi orada takılır kalır. 3. boyut bilgisinin getirdiği şartlanma ile çok ince titreşimlerin olduğu yollardaki

mana anlaşılmaz bir yöne kayar ve dilinde bir duaya dönüşür:

“Yetiş YA GAVS – I – AZAM” (En büyük yardımcı) Bunu yazmaktan Allah’a sığınırım. Birileri işi hemen 4.

boyuttan okumak isteyebilir. Ancak bir sırrı bilmek başkadır, yaşamak başkadır. Zira kuantum ruh kavramı ile Allah'tan alıp oluşturduğunuz dünyada bütün bu

dualar, haller karşılık bulur ve bundan sorumlu olursunuz. Ciddi bedeller ödenebilir. Zamanı Allah’ı

anarak değerlendirmeniz gerekirken önemli bir kısmını başka bir insanı anarak geçirmenize neden olur.

İşte bu yoldakileri bekleyen mana kargaşaları sıkıntıya ve Rahman'dan perdelenmeye sebebiyet verebilir.

Geylani'e güneş derken güneşin de başka bir yörüngede olduğunu idrak etmek lazımdır.

Çünkü ilim öyle özeldir ki insanların; elinde olmayarak ruhlarının yörüngeye girmesi ile bunu kendilerine

sunanlara karşı ön kabul oluştururlar. Bu mevzuyu kutsama olarak isimlendirebiliriz.

Bu kitabı okurken satırların sahibine verdiği bilgileri görüp derin bir hayranlık duyabilirsiniz. Bu insan

Page 191: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

191

doğasının ürünüdür. Ancak marifet Allah’ı görmektedir.

Allah’ı gördüğünde Ruha/Ahirete/4. boyutta ağaca/Rahim isminin manası ile rahmet yağar.

Bu da dönüştürdüğün zamanın orada şekil bulmasıdır. Bu yüzden ibadet konuları için vurguladığım konu her

alanda geçerlidir. Bütün ana tema Allah’ı anımsamak, hatırlamak ile ilgilidir. Gaye Allah’ın

sizi anması ve Rahim oluşunu doyasıya yaşamaktır.

Bunun işleyişi de AN ile birleşen fikirlerinizin, düşüncelerinizin, niyetinizin, inançlarınızın yer çekiminin de katkısı ile 4. boyutta yer edinmesidir.

Önümüzdeki yıllarda bu eserin de Tasavvuf çevrelerinde konuşulmaya başlaması ile; boyutlar, yıldızlar ve insan

ilişkisi ile ilgili olarak konuşmalar ve tefekkürlerde artış olacaktır. Bilim alanındaki yürekli insanlar bu konuları irdeleyecek, belgeseller ortaya koyacaklardır. Yıldızın

adı ile yeni kelimeler dilimize girecektir.

İnsan uyurken rüya esnasında kitap boyunca izah ettiğim kuantum yapıdan oluşan bu ruhu yaşar.

Bu açık şekli ile rüyalarda oluşur. Fikirlerden, niyetlerden, düşüncelerden ve inançlardan oluşan bu

yapıda, dünya üzerinden elde ettiği elmaya ait bilgiler olduğu için rüyada iken ortada elma olmadığı halde gerçekten elma yenir. Rezzak adı ile haz yaşanır.

Eğer dünya hayatı tecrübesinde elmanın limon gibi tadı olduğuna iman etse idi rüya esnasında elma yediğini

görüp limonun tadı ile yüzleşecekti.

İşte rüyadaki yaşanan bu bilgiler dünya hayatımızda deneyimlediğimiz inançlar, kelimeler, fikirler ve

Page 192: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

192

düşüncelerdir. Bu yüzden elma hakkında şirk koşarak elde edilen inancın getirisi olan elmadan limon tadı

alma durumu mutlaka yaşanacaktır ve geri düzelme şansımız yoktur. Değiştirmeli ve en faydalı hali ile

elmanın ne olduğunu bilmeliyiz. İşte bu dünya hayatındaki ruh dediğimiz yapının oluşumu ve şirke girdiğinde karşılaşacağı durum. Allah’ı Kuran’ın

anlattığı gibi ilah edinmeyenlerin hali dumandır. Zira gerçek hayat ölümden sonra başlayacak ve tövbe kapısı

kapanacaktır.

Bir daha tövbe etme düzeltme şansı söz konusu değildir. İnsan Yaratılmadı isimli eserde vurguladığım gibi ölünce imtihan diye betimlenen durum bitmiyor.

Kıyametin kopmasına kadar süreç işlemektedir. Gözünüzle yıldızların, galaksilerin, kainatın dürüldüğünü görmediğiniz sürece sorumluluk

devam etmektedir. Başka bu durumu sizlere nasıl anlatabilirim ki?

Herkes çalışmasının neticesine erecektir.

İşte Kuantum Ruh diye anlatmaya çalıştığım gerçek varlığınız/ağacınız/ruhunuz buradan sürekli olarak fikir ve düşünce gibi şeyler gönderilerek yaratılmaktadır.

Gönderdiklerimiz 4. boyutta bir çok çeşit programların kodları gibi görünürken 3. boyutta ise toprak, taş, deniz, ateş, yanardağ gibi gezegeni, galaksiyi oluşturan

yapılar olarak görünmektedir.

Mesela benim mesleğim Web tasarımıdır. Bana göre kodlardan oluşan şu anda gezdiğiniz web sitesi size düzgün yapılı, şık bir tasarımdan oluşan bir hatıra

defteri gibidir.

Page 193: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

193

Hangisi doğrudur?

İşte 3. boyuttan sizin niyetleriniz, fikirleriniz, düşünceleriniz ftp programı aracı ile hostinge

gönderilen kodlar gibi 4. boyuttaki ruhunuzu/hostinge gönderilmektedir.

Hostinge/4. Boyuta gönderilen kodlar/fikir, düşünce, niyet, kelimeler 3. boyuttan dünya gibi bir gezegen/şık

bir web sitesi, fotoğraf, hatıra defteri gibi görünmektedir.

Bu, işleyişin nasıl olduğunu anlattığım bir çok örnekten biridir. İşte bu yüzden bizim Allah’ın en güzel isimlerine ihtiyacımız vardır. Öte yandan “Ne yana dönersen onun

vechini görürsün” Evvel, ahir, zahir, batın O'dur” açıklamalarının manası gereği bütün isimler O'nundur.

Bütün kodlar O'nundur. Ama siz gider sınırlı bir ilaha inanırsanız bundan sorumlu olur ve kaybedersiniz. Bu izahım okunduğu gibi üç beş kelime ancak 3. boyutun

çokluk kavramına göre sayısız yıllar demektir.

Allah’a bizim bu yüzden ihtiyacımız var. Kitapta sürekli bu konuya değiniyorum zaten.

İşte bu yıldızlar, gezegenler, galaksiler sürekli olarak Rahman’ın istiva ettiği Arş’ı Ala yörüngesinde dönerler.

Ancak onlar genelde çevrelerinde 5 adet Dünyamızdaki Ay'a benzer uyduları/duyu organları ile sizlerin ruhu, hakikatleri olarak bunu

yaparlar. Bu konuda normal insan kabuğu olan bedenin bile kendi ekseni dışında hareket edemediğini,

bir yörüngede gitmiş olduğunu daha önceki satırlarda ifade ettiğimi hatırlayın.

Tüm anlattıklarım 4. boyutta sizden hiç ayrılmayan balon örneğindeki sınırsız yapıdaki bedeniniz olarak

Page 194: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

194

fikirleriniz, düşünceleriniz, inançlarınız ve niyetleriniz ile oluşan ağacınızdır.

3. boyut için arada boşluk var gibi, uzak gibi

görünmekte ve anlam kargaşasına neden olmaktadır. Oysa bir milim dahi boşluk yoktur. Bu bilgide 4. boyut için böyledir. Ancak 5. boyuttan sonra insanın bir adı

olduğunu zannetmiyorum.

Velhasıl dünya üzerinde hayat süren bizler kıyas yapacak kadar dahi bilgin değiliz. Çok ciddi bilgisizliğimiz ve ön yargılarımız mevcuttur.

Milliyeti ile böbürlenmeyi, kibirlenmeyi başaran insana bir yıldız, bir gezegen, bir galaksi olduğunu bir çok delil

ile ortaya koymam mümkün görünmüyor.

Büyük ihtimalle anlaşılmayacak. İnsan Yaratılmadı isimli kitapta olduğu gibi üç beş arkadaş bu özel bilgilerin sahibi olacak.

İşte dünyanın böylesine barbar olduğu bir durumda

Tasavvuf imdada yetişmektedir. Ancak hazinenin peşinde şeytanın da olduğu hesaba katılmalıdır.

Mevlana ise bu alanda herkesçe bilinen bir dahidir. İşte bu eseri okuyan dostlarımız

Mevlana’nın neden ellerini açıp da döndüğünü ilk kez bu kadar net anlamış oldular.

Mevlana bunu bir türlü izah edemedi.Zira yıldızları kandil bilen bir toplum için doğru kelimeyi bulması mümkün değildi.

Page 195: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

195

Kabe, İnsan ve 4. Boyut

Dünyanın ekvatorundaki bir noktanın dönüş hızı

saniyede 467 metredir yani bu noktada koltuğunda oturan biri zaten bu hızla hareket etmektedir.

Dünyamız Güneş'in etrafında daireye yakın eliptik bir yörüngede dönerken hızı saniyede 30 kilometredir.

İşte bu akış da hac zamanı olan kurban bayramı zamanlarında, dünya burada adını zikredemeyeceğim

anlayamadığımız bir alana yaklaştığında hacca giden insan kabe de dönerken yıldızı da yörünge denemeler yapar..

Kabe de senenin ancak belirli bir zamanında ruh ile bilinç bir bütün olup aynı hareketleri yaparak ortaya muhteşem bir serenomi çıkar.

Mümin ölümü ile ruhunu bulduğunda bu deneyimin neden gerekli olduğunu kavrar.

Yine gözyaşı içinde Rabbine teşekkür eder. Mevlana bu keşfi gönül aleminde yapmış ve ruhuna bağlı

kalmayı deneyimlemek, aynı akışı yakalamak adına bu çalışmayı ortaya koymuş olabilir.

Bunları hissederek siz de ara sıra dönmeyi deneyin. Özellikle “kurban bayramı” olarak belirtilen zaman

yaklaştığında bir de siz dönün ve şaşırın.

''Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez kendileri de gölgeleri de sabah akşam Allah'a secde ederler.'' (Rad/15)

Page 196: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

196

Esmalar ve 4. Boyut

Bu konuda Dua ve Tefekkür isimli eserde boyut

kavramlarına girmeden esmaları nasıl öğrenmeli ve ne yapmalıyız diye ifade etmiştim.

Esmalar müminler için önem teşkil etmektedir. Mümin için bu dünyada gördüğü her yüz,(sima,çehre) kuantum ruhuna bir portatif olarak gönderilmektedir. İzlediği

filmlerde gördüğü yüzlerden, sosyal ağlarda gördüğü insan çehrelerine kadar tümünü bu alemden kendi

dünyasına göndermektedir.

Şehit esması hakkında eserde birkaç kez açıklama yaptım. Her an, her yerde, hazır ve nazır.

İşte bu durum müminler için 4. boyutta gerçekleşecektir.

Ancak 3. boyut algısı için bu konu bedenimize hakim olmak gibidir. İnsan bedeninin aynı anda her

yerindedir.En ücra yerlerine kadar beden yüzeyinde ki hareketleri algılar.

Allah’ın halife yaratacağım dediği kullardan olabilecek müminler için esmaları bilmek ve esmalar ile Allah’ı anmak, zikredilen ismin manası yönünde yayınları

tercüme eden bir uyduya kavuşmak demektir. Bu uydu Rahman’ın istiva ettiği/edeceği Arşı Ala'dan kesintisiz

yayın alır ve yorumlar. Her esma için bir uydu demek, her isimle Rahman’ı anmak demektir. Esmalarda

belirtilen sayı zaman için kullanılmıştır. Saatin olmadığı zamanlarda, zamanın ölçümü adına sayı belirtilmiştir. Bu açıdan Allah’ı daha iyi tanımak ve her gün 4-5 farklı

ismi ile O’na dua etmek inanılmaz değerlidir. Ayrıca bizim bir çalışmamız var. Site üzerinde Allah’ın isimleri

katalog olarak basılmaya uygun hale getirip manaları

Page 197: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

197

ile birlikte kolayca öğrenilecek şekilde sunum yaptım.

Bazı değerli dostlar sayısı 10 bini bulan rakamlarda baskı yaptırdı. Bunu dağıtıyoruz. Buna benzer iyilik

yapılmamış o kadar alan var ki! Tebliğ yapmak, Allah’ın adını yaymak için tam anlamı ile bakir topraklar mevcut. Bu mümin için gerçekten büyük fırsat.

Bulunduğun illerde, camilerde Cuma günlerini bu

kataloğu dağıtmakla geçiriniz. Bir isim öğrenip çıtasını yükselten her yıldızın itme gücü sizi Rahman’ın istiva ettiği arşa biraz daha yaklaştırır. Bu güç kartopu gibi

büyüyerek gidebilir.

İşte herkese çalıştığı vardır.

Kimse ahirette bir şey bulamayacak. Kim ne gönderirse onu bulacak. Eserde sık sık farklı örneklerle bunu anlatmaya çalışıyorum. İşte dua ve Allah'ın isimlerini manaları ile öğrenip öğretmek zengin olmaktır.

''Kim zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa, onu

görecektir.'' Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapıyorsa ,onu görecektir." (Zilzal/7,8)

Page 198: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

198

Kur’an – ı Anlamak ve Cinler

"Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete

inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.Ve kalblerinin üzerine, Kur'ân'ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve

kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur'ân'da bir tek olarak andığın zaman da ürkerek

arkalarına döner kaçarlar." İsra 45-46 Yani Kur’an'ın işaret ettiği manaları ortaya

koyduğunuzda anlamayanlar için görünmez bir perde söz konusu..Ağzınızla kuş tutsanız anlamıyorlar..

Mesela diyoruz ki ;

İblis kıyamet saatine kadar izinlidir. Ölseniz dahi yer ve göklerin dürüldüğünü görmedikçe kim ne derse desin

sorumluluklarınızı ertelemeyin. Diyoruz ki öldüğünüzde cinleri göreceksiniz. Öldüğünüzde bir takım canlılar "Allah" yoktu!

Diyebilecek.

Gerçekten uzunca bir süre bu sorgulamayı kendinize yapabileceksiniz.

Ve bu dünyada göremediğiniz cinler var ya işte orda göreceksiniz..

Milyarlarca insan onları başlangıçta melek zannedecek. Ve insanların ekseriyetini kandırabilecekler. Bir çok

insan onlara sığınacak.

Onlara sığınanların ortak özellikleri hiç biri Felak,Nas,Ayetel Kursi gibi ayetleri ve sureleri okumayan kişilerdir.

Page 199: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

199

İlk tehlike cinler.Felak,Nas Ayetel Kursi gibi tavsiye edilen okumaları manalarını düşünerek sık,sık

okuyun.Orda arayacaksınız..Okuduklarınızı arayacaksınız.Orda yeni bir okumadan ziyade bur da

okuduklarınız mevcut.

İblis zaten cinlerdendir.

İsra 62: İblis(Şeytan) Dediki"Şu benden asâletli,

şerefli kıldığını görüyor musun? Yemin ederim ki, eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında, onun neslini kendi buyruğum altına

alacağım, onları kendime bağlayacağım.' dedi."

Bakın bu noktaya dikkat;Kıyamete Kadar...

(Arapça tartışmasız Kıyame olarak geçer..) Siz ölseniz dahi kıyamet'e şahit olmadığınız

sürece iblis size musallat olmak için izin istiyor.

İsra 63 de ise;"Allah buyurdu ki: «Haydi defol! Onlardan her kim sana uyarsa, biliniz ki cehennem de sizin cezanızdır, hem de mükemmel

bir ceza!"

Bu yüzden ölüm sonrası için hazırlık yapıyoruz. Bizim Kurandan anladığımıza göre cinler bu dünya değiller.

Kuran cinleri göremeyeceğimizi söylemez dedikçe bizi cinni sanan akıl sahiplerini anlamak mümkün değil.

Page 200: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

200

Zora geldikçe ortaçağ papazları gibi karşısındakini suçlamaktalar..

Bizleri cinni ilan edip akşama kadar cinden korunma adına cini zikreden akıl sahipleri (!) ..

Cini zikretmeye ayıracağın zamanın bir kısmını Kuranı anlamaya ayırsan daha isabetli olabilecek..

"Ben onları (İblis ve soyunu ve cinleri) ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına şahit tuttum. Saptıranları da hiçbir

zaman yardımcı edinmiş değilim." 18/51 (Kehf Suresi iblis ve soyundan bahseden ayetlere

beraber sure gelen ayet) Ayeti tekrar ediyorum.

Üstüne basarak özenle düşün üzerinde..

"Ben onları (İblis ve soyunu ve cinleri) ne göklerin ve yerin yaratılışına, ne de kendilerinin yaratılışına

şahit tuttum."

Cinler yaratılışa asla şahit olamıyor. Bilemiyor.. Ancak insanın şahit olduğunu görmekteyiz.

"Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O

Page 201: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

201

halde düşünseniz ya!.." Vakıa/62

Bu dünyada cin arayanları tefekküre davet ediyorum.. Zaten İnsan yaratılmadı isimli eserimizde konu

hakkında geniş detaylar verdik.

"Andolsun, birinci yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O

halde düşünseniz ya!.." Vakıa/62 Rabbim gönlümüz aç. Kuranla aramıza perde koyma!

Ve bize doğru düşünmeyi öğret.

Bize yardım edenlere yardım

Page 202: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

202

4. Boyut ve Cinler

Cinler için güvenilir alimlerimiz İnsandan önce

yeryüzünde bulunan canlılar tarifi yapmışlardır.

4. boyutta herkesin kendi dünyasında göreceği cinler mutlaka olacaktır ve 4. boyut yeryüzüdür. Ancak Kuran’ın anlattığı açık ca görünen bir cin tarifinin dışına çıkıp Allah’ın mükemmel olarak nitelediği dünyamızı

kirletemeyiz.

Ancak Cin ve Can aynı şeydir diyen alimlerimiz aslında CAN kelimesi ile zamana atıfta bulunmuş olabilirler.

İnsan için büyük imtihan ölümle başlayacaktır ve sonsuz diye ifade ettiğimiz çok büyük bir süreç

içerisinde cinleri dünya üzerinde bir yere oturtamadık. Ancak Dünya kainatta yok gibidir.

Yok gibi olan bir yerde cin aramak hayli zor olmaktadır.

Ayrıca Şeytan’a ait bazı vasıfları Cin’e yüklemek de işi iyice karmaşaya sokmaktadır. Biraz kurcalasak Şeytan’ın kendini gizlemek adına ortaya Cinleri sürmüş

olduğunu görebiliriz.

Çünkü Şeytan gerçek sinsi bir düşmandır.

Arapça bir kelime olan Cin ifadesinin anlamını biraz

zorladığımızda; gözle görülemeyen canlılar olarak bir mana çıkmaktadır. Elmalılı Hamdi Yazır, gözle görülemeyen olarak manalandırmıştır.

5 duyu ve 3 boyut algısı ile anlayamadığımız cin

meselesi hakkında şu ayet üzerinde düşünmenizi öneririm:

"Bir de tuttular Allâh’a Cinleri (gizli mahlûkları) ortak

Page 203: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

203

koştular, halbuki O onları yarattı, bundan başka O'na oğullar ve kızlar saçmaladılar, ne dediklerini bildikleri

yok, onun zatı sübhanîsi semavât ve yerin mübdii, ona veled nasıl tasavvur edilir ki bir eşi bulunmak mümkün

değil, O her şeyi yaratmış ve her şeye alim." (Enam/ 100,101)

Bu açıdan Allah’a doğru sözlüdür ve doğru sözlü olan Allah; İnsan’ı eşrefi mahlukat olarak ifade etmiştir.

“Yani en şerefli, yaratılmış en üstün varlık”

Tutun ki bu gibi tanımlamalar bile bu kitabın, insanların ruhu yıldızlar, gezegenler ve galaksilerdir tezini ayrıca destekliyor.

Eşrefi Mahlukat olan İnsan’a Şeytan bir sürü tuzak kurar. İmanı saptırmak, kendini küçük görmek, beden göstermek adına her işi yapar. Ancak bunu yaparken dikkati cinler üzerine yöneltir.

Çok sinsi ve kurnaz bir taktik.

İnsan Yaratılmadı isimli eserde okuyanlar bilecektir.

Merak edenler oradan daha detaylı baksın lütfen.

Page 204: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

204

4. Boyut ve Reenkarnasyon

Bütün kişilikler, hatıralar ve duyguların kaynağı

Allah’tır; insan beden değildir.

Beden olmayan insan üzerinden bir takım hipnozları delil olarak almak Kuran’ın içinde zaman olan bu dünyaya geri dönüşün mümkün olmadığı işaretine aykırıdır.

Dünya üzerinde elde edilen ve yaşanılan bütün bilgiler Allah’ın Alim olması sebebi ile O'nun ilim havuzundadır.

Bir beden hipnoza uğratılarak bilinç uyutulur. Dil ise insanın Allah’tan aldığını tercüme eden, insanın uydularından biridir. 3. boyut için dil gibi görünse de

hakiki yapısı insan ruhunun uydusudur.

İşte Rahman’ın istiva ettiği Arş'tan kesintisiz gelen yayınları alarak size cevap verir.

İnsan bilinci dünya üzerindeki et ve kemikten oluşan bedenin dilini kullanmadığında, Allah’ın ilim havuzunda bunu Kuran 'vahyetmek' olarak izah etmiştir. Bu açıdan

Rahman’ın istiva ettiği Arş’tan gelen yayın, vahiy dilde tercüme olur ve daha önce yaşamış bir bilgiyi okur ve bu kayıtlar insan bedeninin dilinden hipnozcuya ulaşır.

Bu durumda insanı beden zanneden kişiler kanar. Sizin bilincinizi “ben” duygunuzu alsak bir kediye yerleştirsek kedi mi olursunuz? Yahut başka bir insanın bedenine koysak.. Sizin bilinciniz bilme yolu ile mükemmel bir

dünyada, çok güvenilir sularda bilgi ile yaratılıyor ve eşyayı öğreniyor.

Zaten 4. boyutu bilen bir yapıya hakim olabilen, asıl varlığının farkında olan ve Halifelik dediğimiz Allah’ı

Page 205: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

205

temsil makamındaki kişi Hz. Süleyman veya Hz. Davut örneği gibi yapacak.

Çünkü bu iki kişi de Kuran’a göre halifedir. Daha arka

planda ise Rahman’ın istiva ettiği Arş'tan gelen 'vahiy' dediğimiz yayındır. Orada bile Allah vardır. Diğer türlü yaşamın olması zaten imkansızdır. Mutlak güç olmadan

olması söz konusu değildir.

İşte Halife dediğimiz tanımlamalardan bir kısmına yer verip esas konuya dönelim:

''Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Heva ve hevese uyma, sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Doğrusu

Allah'ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır." (Sâd/ 26)

"..Kulumuz Davud'u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah'a yönelirdi." (Sad/17)

''Andolsun, Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik.

"Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık.” (Sebe/10)

Reenkarnasyona Kuran’a rağmen dünya üzerinde yaşanan bir olaymış gibi inanç, fikir, niyet oluşturan kişi

maalesef gittiği yerde aynen O’nu bulacak ve O'nunla imtihan olup ilk fırsatta isyan ederek kaybedecektir. Çünkü Kuran bütün yolların hüsrana ulaştığını

vurgulamaktadır.

Zira kişi oluşturduğu dünyasına reenkarnasyonu koydu. Arkası kesilmeyen bir zülüm o kişiyi boğacaktır. Öldüğü zannı ile kah böcek olacak, kah sinek.. Mevcut bilinci

kendi oluşturduğunun getirisi olarak mahlukatı sürekli deneyecek ve bu durum büyük bir azaba dönüşecektir.

Page 206: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

206

Zira sürekli başa dönmek, durmadan kah köpek olarak gelmek, kah özürlü gelmek gibi kendi kurguladığı

inançla yüzleşerek en sonunda isyan bayrağını çekecek ve burada verdiği sözü tutamayacak çok ağır bir şekilde

bedelini ödemek zorunda kalacaktır.

Bütün bunları kendi eli ile yapmıştır ve Kuran’ın Allah’ını sıfatları ile bilmekten başka bütün yollar karanlığa çıkarken ancak secde ederek bilenleri, kabul edenleri

Allah karanlıktan Nur’a ulaştıracaktır.

''Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tağuttur, onları

aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.” (Bakara/257)

Page 207: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

207

Kim Olmak İstiyorsun?

İşte sevgili dostum, bu bilgilerden sonra Allah’ın ilminde

olmamızdan dolayı ve bu bilginin sana gelmesinden ötürü bunu değerlendirmelisin.

Allah’ın muhteşem bir yaratma sanatı mevcut. O en kusursuz yaratan. O’nda zerrece kusur görmek mümkün değildir.

İşte Allah’ın ilminde olduğumuz için tövben geçerlidir.O’nun ilminde olduğumuzu bilmemiz bizi daha çok duaya yöneltmeli.

Zira bütün ihtişamı ile meydan okuyan ayetleri görünce insanın eli ayağına dolaşıyor.

''Rabbiniz dedi ki: Bana dua edin, size icabet edeyim..” (Mü'min/60)

Böylesine muhteşem bir meydan okuma ortada iken kişi bunu değerlendirmediği için dünyadan

gittiği alemlerde ebedi hüsranlık ve pişmanlık içinde yaşayacaktır.

Ayrıca kitap boyunca Allah tarafından her düşüldüğünüzün, her fikrinizin, her niyetinizin ve her

duanızın size nasıl verildiğini anlatıyorum.

Buna delil olması için rüyaya giden elma bilgisinin, ortada elma yok iken yaşandığını ifade ettim. Yani rüyada gördüklerinizi bu alemde Allah'tan alıyorsunuz.

Onların tümü sizi oluşturuyor. Ruhunuz dediğimiz yapıyı oluşturuyor.

Page 208: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

208

Böylesine mükemmel bir esneme, genişleme ve kaplarımızı doldurma şansını sonsuza dek ele

geçiremeyeceğiz. Ömründe dünya üzerinde elma görmeyen birinin rüyasında elma görmesi veya tatması

mümkün değildir.

Bu durumda, zamanın ne kadar kıymetli olduğu ortada

iken kavgalarla,cemaatler arası hesaplaşmalarla Allah’ın anılmadığı zamanları yanımıza alarak kendi isteklerimizle başımıza dert alıyoruz.

Allah’ın hiç birimize ihtiyacı söz konusu değildir. Tapınılmaya, bizim tarafımızdan övülmeye ve insanca

ne kadar bakış varsa tümünden münezzehtir. Bütün mesele bizimle ilgilidir.

Önümüzdeki üç beş yıla kadar Kuantum kavramının biraz farklı bir betimleme ile aslında

4. boyutun yasası olduğunu daha net anlayacaklar. Zira bu eserle rüyalara gönderdiğimiz

şeyleri nasıl daha sonra yaşadığımız konusuna en yakın cevap kuantumdur. Beyin diye adlandırdığımız organ Rahman’ın İstiva ettiği Arş'tan sürekli olarak gelen

yayını tercüme eden bir çeşit yapıdır ve Kuran bunu Allah’ın bal arısına bile 'vahyi' olarak vurgulamıştır.

“De ki; eğer duanız olmasa Rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var." (Furkan/77)

Allah böylesine muazzam, böylesine ihtişamlı ve

böylesine muhteşem bir zenginliğin tüm kapılarını açmış, tüm hazinelerini sunmuş ve ne alırsanız alın demiştir. Ancak sahneye çıkıp sirk gösterisi sunan

şeytanı izlemek için heybeni doldurman gereken bütün zamanı israf ediyorsun ve sürekli olarak, sonsuza dek

Page 209: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

209

bu hazinede şeytanın sirk gösterisini izleyeceğini sanıyorsun.

''Sonunda şeytan ona vesvese verdi. Dedi ki: ‘Ey

Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve hiç bitmeyecek bir saltanatı göstereyim mi?'' (Taha/116,120)

Futbolcu olmak istiyorsun, sirk gösterisi yapan şeytana çırak durup sen de soytarı olmak istiyorsun. Siyasi

partilerle, ölmüş bir takım adamlarla, elinde mikrofon bir çeşit şarkılarla, sürekli gösteri yapan şeytan senin açılan hazineleri almanı engelliyor. Eline bazen bir kukla

alıp ismini değiştirip kah cin oluyor, kah vampir oluyor, kah zombi oluyor. Velhasıl her türlü başarıyı gösteriyor.

Ben seni uyarmaya çalıştıkça, bir uykucunun uyandırana kızıp, bağırıp çağırması gibi bana kızıyorsun.

Bu hazine odası kapanacak. Kilitler vurulacak ve

ne aldıysan O’nu bulacak, onunla yaşacaksın..

İşte bu hazineden kim olmak istiyorsan “O” olabilirsin. Bu konuda 'dua et vereyim' diyen

yüceler yücesi Allah’ın Rahmetini görmen gereklidir.

Çok iste İbrahim ol! Çok iste Musa.. Ve belki Meryem! Ve Hatta İsa..

Page 210: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

210

Her şey olman mümkün!

Dostum her şey senin duana bağlı! Bu kadar değerli şeyi korumak, iyi değerlendirmek zorundasın!

Zira her yanın hırsız dolu! Her yanın tuzak ve her yanın

düşman! Uyan dostum Uyan. Şeytan her yeri panayır alanına çevirmiş.

Artık sonsuz zaman yalanları ile seni kandırmasına izin verme! Zaman nedir neye yarar gibi kitapta defalarca

izah ettim. Senin en değerli hazinenin yağmalanmasına fırsat verme!

Page 211: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

211

Bir Animasyon Senaryosu

Bu konuda imkanları olan ve bu eseri okuyan

arkadaşlardan bir ricamdır.

Salih amel dediğimiz faaliyetleri ortaya koymak başkalarına yardımcı olmaktır. Şeytanın avucunun içinde keskin bir uykuya dalmış mümin adayı, güzeller güzeli insanları uyandırmak ve onlara kapasiteleri kadar

Allah’ı tanıtmak, Rahmanla tanıştırmak İlah’ı Kelimetullah olarak anlatılan en büyük hizmetlerden

biridir.

İnternet teknolojisini doğru kullanmak ve bir video yapmak ile bizden önceki zamanlarda yaşamış çok özendiğiniz bir alimin elde ettiği başarının yüzlerce

katını hanenize yazabilirsiniz.

Çünkü birkaç hafta içinde milyonlara ulaşmak mümkün. 10 milyon insanın izlediği bir video 10 milyon dakika anlamına gelir ve kitap boyunca zamanın değerini izah

ettik.

İşte biraz önce, hazine odasına giren kişilere iblisin sirk kurup hazine odasına gelenlere hiçbir şey aldırmadan elleri boş bir şekilde gidişini resimleyip, animasyona

çevirebilecek dostlara iyilik tavsiyemdir. Çok fazla kişi tarafından izlenecektir. Bu da çok değerli zaman kazanmak demektir.

Diğer senaryomuz ise balon adamlar üzerinedir.

Balonun ağız kısmı ezanı duydukça secdeye yönelir ve Allah’ı anar.

Rahman’ın istiva ettiği Arş'tan tam ezan saatleri gönderilen zaman nimetini Allah’ı anarak ahiretteki dünyasına güzellikler gönderdiği tasvir edilir.

Page 212: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

212

Bu işleyişlerin hem mantık çerçevesinde hem ayetler eşliğinde hayata akışını izah ettim.

Öte yandan diğer kişi ne secde eder, ne rüku! Akan

vahiyleri kullanmaz ve balon pörsür. Aşağı doğru yerküredeki lav denizine doğru yavaş yavaş çekilir.

Ayrıca bu iki balon adamı ara sıra bir araya getirip cırcır böceği ve karınca hikayesindeki diyalog temaya göre

düzenleyerek animasyon sonlandırılır.

Mesaj nettir. Allah’ı anmak üzerinedir. Bazı ayetlerle kişilere yaptıkları vardır, vurgulanır.

Bu animasyona kaynak olarak bu eser gösterilir. Bu kadar önemli cevap heder olmamış olur. Kişi daha detaylı ve geniş bir açı ile gerçeklere hakim olur ve

artık şeytanın düzeni yıkılır. Zaman Rahman’a dönüşür.

“Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri Rableri katındadır, onlara

korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara/262)

İşte bu animasyon veya artık daha iyi bir yol bulursanız yüz binlerce kişinin dikkatini çekecek bu çalışmayı ben

yapmadan elinizi çabuk tutun siz yapın/yaptırın.

“Onlar iyilikte yarışırlar” ayeti tam gönlümüze tecelli eder ve bu muhteşemdir.

Page 213: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

213

İki Yol Var! Ya Rahman’a Ya Şeytan’a

Tefekkür anlamında yazı yazmaya başlamadan

önce roman, şiir, eleştirel makaleler yazmakta idim. Ve İHL mezunu olmama rağmen dini yaşamak adına dalgalı bir hayat verdi Allah.

Tövbe ettiğim günahlarım bugün aklıma geldikçe; Kuyruğunu bacak arasına alan zavallı bir köpekçik gibi

saklanacak köşe, bucak bakıyor ve gizlenecek yer bulamıyorum.

Hayatım normale döndüğünde kibir, böbürlenme, kendini bir şey sanma gibi yörüngelerden

uzaklaştığıma şahit oldum.

Hidayet gelmeden önce kız çocuğunu diri diri gömen ve bunun ıstırabını hayat boyu yaşamış Hz.Ömer(a.s.) gibi bir kalp nasıl elde edilirin bir cevabı idi bu.

Eğer günahlarım olmasa idi; Allah korusun bu kitapları kendi aklımın yazdığını zannedecek, bunu sık sık ima

edecek ve fırsat buldukça başa kakacaktım.

Günahlarım olmasa idi ücretsiz versem bile teşekkür

bekleyecektim.

Oysa Rahman’a şükürler olsun hiç kimseden teşekkür bile beklemiyorum. Çünkü buna değmem! Aksine ben

teşekkür ederim. Zaman’ınızı verdiniz. Bu benim için en büyük kazançtır.

Page 214: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

214

İşte bu ruh halindeki yapım tefekkür konulu bu eserler öncesinde; kaleme aldığım yüzlerce şiiri ve makaleyi,

romanları kolayca yayından kaldırmama sebebiyet verdi. Zira 16-26 yaş aralığında kaleme aldığım

eserlerin bir bölümünün anı doğru kullanma kaygısı adına mana yönü ile Şeytan’a ulaşma tehlikesi mevcuttur. Bu sebeple fırsat buldukça yönünü

Rahman’a çevirebildiğim şiirleri yeniden sunacağım.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım konu Faydalı ilim Zararlı ilim konusunda yaptığım tercihlerin ne olacağı ile ilgilidir.

İçinde Allah’ı hatırlatmayan her türlü yol, ilim

faydasızdır. Tövbe eşliğinde, özellikle insanların zamanlarını alacak hizmetlerinizin, işlerinizin size ne kazandırdığını gözetleyiniz.

Kesin olarak bu alemde iki yol dışında 3. bir yol yoktur.

Yollar ya Nur’a ulaşır, ya karanlığa.. 3. bir yol yok.

Bu dünyada iyiler ve kötüler vardır. Üçüncü bir tanımlama çelişkiye neden olacağı için asla doğru çizgiye oturmaz.

İşte böyle bir dünyada bütün işlerimizde ayıracağımız zaman, bizleri ya Rahman’a ulaştırır

yahut Şeytan’a.

Şeytan ve İnsana düşmanlığı konusunda verdiğim bu bilginin hakikatinin çok farklı olduğunu ancak bu dünyadaki en doğru anlaşılacak şeklinin bu tür

bir izah olduğunu biliniz.

Page 215: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

215

Sonuç Olarak

Evet sevgili dost, 3. boyutta her şeyin adı farklı iken 4. boyut hali ile bir takım gezegenler olarak

algılanmaktadır.

Senin ruhun bir zaman sonra ya cennet yahut cehennemin olacaktır.

Şehvet, şöhret, haysiyet gibi kavramların yapısı vardır.

Kuran'daki tüm ayetler Allah’ın kulları gibidir. Hepsinin bir şuuru ve yapısı vardır.

Bir boyut vardır ki orada herşey ve herkes aynı gözükür.

Bir başka boyut vardır ki herkes ve herşey bir birine düşman gözükür.

Hangisine baksan şaşırırsın!

Kimin haklı kimin haksız olduğunu, neyin doğru neyin yanlış olduğunu Allah'tan başka bir varlığın bilmesinin imkanı yoktur.

"..Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip çekici kıldı." (Hucurat/7)

Allah; imanı bir bereket ve güzellik olarak bize sevdirdi ve çekici kıldı. Öte yandan Allah’ın katında her huy

farklıdır.

Şu anda size uzaydaki yıldızlar aynı gözüküyor değil mi? Oysa hiç sevmediğiniz Z partisinin mensuplarının ruhları olabilir. Yahut kibir duygularını yayan ve

yörüngesine çekecek insan ruhu arayan bir çeşit alem olabilir.

Page 216: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

216

İşte tüm bu izahlar sonuç olarak bize Subhan Allah demeyi öğretiyor. Tüm bu yorumlarım bilinmeli ki

İslam’ın temel esaslarına, kurallarına veyahut inanış biçimine hiçbir şekilde ters düşmeyip bir sesli

düşünmedir ve daha cesaret edip de yazamadığım, belki de yazamayacağım konular vardır.

Kitap bir eksik varsa yazılır. Yani söylenmemiş sözler varsa insanlığa en kısa kelimelerle sunulur.

Neredeyse hiç kimsenin kitap okumadığı zamanımızda bir iki satırla derdini en iyi anlatan ayakta kalacak ve

meramını anlatacaktır.

Belki de onlarca kitap olacak konuları en net, en kestirme ve en kolay örnek ve yöntemle size aktarmaya gayret gösterdim.

Eğer bir cemaatim olsaydı ve geçimimi sağladığım sizler gibi normal bir işim olmasaydı her ay biraz da ihya ile

harmanlar bilgiyi sulandırır bir kitap çıkartır cemaat mensuplarıma satardım.

Bununla yetinmezdim, çünkü “Allah verdiği nimeti üzerinde görmek ister” fikri ile faize bulaşır; son

model otomobiller, havuzlu villalar alırdım.

Sonra bunların borcunu ödemek için kırk takla atmak, sirkte görev almak gerekirdi.

Çünkü girdiğin hazine odasında şeytanın seyircilerini görünce yanına bir tezgah da ben açayım derdine giriyorsunuz.

Çünkü şeytan sirki öyle süslemiş ki insancıklar ilk gördüğünde 4 yaşındaki çocuklar gibi heyecanlanıyor.

Page 217: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

217

Bir süre hayran hayran izleyip sonra ise sirkte görev alıp içinden çıkılmaz bir dünyada zenginleştiğini

zannederek yoksullaşmaktalar.

Şeytan’ın sirkinin ne olduğunu tüm dostlarımız anlamıştır umuyorum.

İşte Alemlerin Rabbi olan Allah’a şükürler olsun ki bedenimin dili ile bize bu hakikatleri açtı.

Rabbim bilir ama artık yeni bir kitap yazmama gerek kalmaz inşallah. Sessizce şöhret, makam, para gibi

belalara bulaşmadan bu dünyayı terk etme müjdesini alabilirsek yeterlidir.

Bu eserle yüz binlerce soruya cevap verdiğimizi düşünüyorum.

En az din bilgisi olan ve bu eseri anlayarak okuyan bir kişinin bile; ilahiyatçı bir prof. hocadan, fetva bilgisi

almaya gerek duymayacak kadar Kuran'dan istifade edeceğini ve Allah’ı hatırlamak üzere kurgulanan bir

dünyada olduğumuz gerçeği ile net bir şekilde İslami meselelerde olaylara vakıf olacağını ve şüpheye yer kalmadan hakikati anlayacağını düşünüyorum.

Şahid olun ki Adem KORKMAZ Mümin olma gayreti doğrultusunda elinden gelenin en iyisini ortaya

koymaya çalıştı.

Hatalar, kusurlar, yanlışlarımız mutlaka vardır ve bana

göre olmalı. Zira kusursuz bir 'ben’i taşıyabilmem mümkün değildir.

Page 218: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

218

Tefekkür amaçlı ortaya konmuştur. Geri adım atmam ve her şeyi yanlış anladım demem muhaldir.

Bu sebeple asla kutsamadan eseri okuyunuz.Ve anlattıklarımın tümünü sizin idrak düzeyinize,3.boyuta

çektiğimi hesaba katara SUBHANALLAH çizgisi ile değerlendiriniz. Size lazım olanı alın. Arının bal

yapmak için gösterdiği gayret gibi titiz bir çaba sarf edin ve sözün en güzeline uyun.

"Onlar ki, sözü dinler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah'ın kendilerini hidayete erdirdikleridir ve onlar akıl sahipleridir." (Zümer/18)

İnsanların yüreğinde, gönlünde Allah vardır.

Kuran müminlerin bunu anlaması gerektiğini vurgular.Ve insanlar bir birlerini severken sevilen

Allah’tır.Kişi bunu fark ederse bahtiyar olur.Zira Allah'ın olmadığı yer söz konusu değildir.Bunu fark eden ebedi

olarak sevdiğinden uzak kalmaz.

Çünkü Allah her şeyi kuşatmış her zerreye hakim olmuştur.Allah'dan ayrı kalmak diye bir şey söz konusu değildir.

Ancak "zan" ve "inanç" yönü ile fark edemeyerek ayrı kalınır..

"Nefisleriniz (Yüreğiniz de) de. Hâlâ bakıp görmeyecek misiniz?" Kuran 51/21

Siz yinede affetmeye devam edin."..Yinede onları

affet.Allah ihsan edenleri sever"Maide 13

Yani affetmek en güzel ihsandır..

Page 219: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

219

Allah affedenleri sevmektedir..

Sevilmek için affetmeliyiz..

Allah’ın Selameti sizinle olsun! Ve Arş'a İstiva eden Rahman sizlere güzellikler versin.

Sevgi ile.. Adem KORKMAZ

www.ademkorkmaz.com [email protected]

Fatiha;

Allah’ın rahmetinden uzak olan ve gazabına uğrayarak

dünyada ve ahirette helak olan şeytandan, Allah’a

sığınırım. Ruhuma karışıp benimle Ahirette beden

olmasından Allah'a sığınırım.

Rahmân, Rahim, Allah'ın ismi ile Bitiriyorum.

Page 220: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

220

Adem Korkmaz Kimdir

Adem Korkmaz 1979 Kayseri doğumludur. Aynı zamanda İstanbul'da yaşamaktadır. En büyük amacı mü’min olarak yaşayıp mü'min olarak hayata gözlerini yummaktır. Bütün çalışmaları bu amaca yöneliktir. Adem Korkmaz’ın kitap yazma çalışmalarının hiçbir ticari gayesi yoktur. Ziyaretçi çoğaltmak,ünlü olmak, cemaati sevindirmek veya üzmek, tepki çekmek, taraftar toplamak, gözden düşmek, göze girmek ve bir takım liderlerin/adamların/vb. rızasını aramak gibi amacı da yoktur. Tek gayesi Kur’an okumak ve anladıklarını paylaşarak Allah'ın rızasını aramaktır. Ortaya koydukları bir çeşit sesli düşünmedir. Mana yönü ile yıllarca sonra gelen neslin anlayacağı türden bilgilerdir. Kuran mealini sorgulayarak okumayanlar, soruları olmayanlar Adem Korkmaz'ı anlamazlar. Ezbercilerin moralini bozar, anlamazlar. Ortaya koydukları özgün ve daha önce söylenmemiş manalardır. Adem Kokmaz'a göre daha önce söylenmiş bir şey mahremini yitirmiştir. Bu yüzden tekrar etmek manayı bozar. Değersiz dünya hayatına tapan, onu bunu kutsayan kişiler ve samirileri

olanlar Adem Korkmaz'ı anlamazlar. Adem Korkmaz'a göre herkes haklıdır ancak eksiklikler vardır.Genel olarak hayatı sorgulamaya ve tefekküre davet etmektedir. Kuran'ı yazanı değil, yazılanı aramaya davet etmektedir. SubhanAllah çizgisine davet etmektedir. Gelenek dininin mensupları tarafından kutsamak için bir arayışa girenlere göre değildir. Ne bu site ne kitapları ne de Adem Korkmaz! Hataları ile kusurları ile vasat bir insan/kul kabul edenlere göredir. Yüce, efendi, ulu birilerini arayanlara göre değildir ve olmayacaktır. Bu konuda en net hali ile bilginin ulaşmasından yanadır.Kelimelerle oynayıp, sığ manaları çok kelime katıp derinleştirdiğini düşünerek kitapların sayfa sayısını artırıp sevenlerine satmak gibi bir derdi yoktur ve olmayacaktır. Yazılarında ve kitaplarında (".") kullanmadan yazdığı her şey Allah'ın hediyesi olup vasat bir kul Adem Korkmaz imzası taşımaktadır. "Bir büyük ulu, her dediği doğru KUTSANMIŞ şahıs azam Ulemaya/Gavsa/Hocaya/Üstada yahut "büyük efendi büyük Şeyh'e" ait değildir. Bu şu anlama geliyor. Sorgulanabilir. Ret edilebilir. Kabul edilmeyebilir. Alternatif yollar düşünülebilir. Tefekkür edilebilir. Tüm yayınlarını ücretsiz okur, dinler, bilgisayarınıza indirebilir, çoğaltabilir bireysel veya toplumsal iletişim araçlarıyla, internet üzerinden veya her yoldan kaynak göstererek çevrenizle paylaşabilirsiniz.

Page 221: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

221

Tefekkür Konulu Adem Korkmaz Eserleri

Dünya Yeryüzü Değil/İnsan Yaratılmadı

Kitap bir çeşit sesli düşünmedir.Birtakım eksikliklerde

mevcuttur.Mana yönü ile ateistlik gibi bir çok fikrin oluşmasına sebebiyet verecek kaynakların önünü

tıkamaktadır. Kuran mealini sorgulayarak okumayanların

bu kitap işine yaramaz.Kitapla ilgili okuyucu görüşleri

"Hayatımı sarsan 2.eser oldu." Mehmet .Ş. H.

"Yıllardır her türlü kitabı okudum araştırdım ama bunun

gibi mükemmelini görmedim."N. A.

"O kadar çok soruma cevap buldum ki Artık Müslüman

olduğuma eminim.." Y. Kutlu

"Bütün İslam alemini ve hatta Hıristiyan alemini dahi

birleştirecek tek eser."Sümeyye M.

"Bu kitap seçilmiş çok az şanslı kişiye

ulaşacaktır.Bunlardan biri olduğum için çok mutluyum.."

M.Şeyma K.

Yarım Kalan Dua

Gençlere okuma alışkanlığı katabilecek bir gençlik

romanıdır.Ayrıca bir not:Kitabın matbaa baskısı Meneviş

yayınları tarafından yapılarak okuyucuya buluşturuldu.

Kitabın tarafıma verilen yüzde 10 telifi ise İHH ya

bağışlandı.

Okur Yorumu;"SELAMÜNALEYKÜM ALLAH SİZDEN AHIR

ZAMANA KADAR RAZI OLSUN İLKEZ BİR KİTABI SONUNA

GETİRDİM VE BU ACİZ YAŞLAR BENDEN HABERSİZ BENİ

TERK ETTİVE EPEYDİR AĞLAYAMADIĞIM İÇİN BUNALIMDAYDIM SAĞOLUN BİRAZ DA OLSA İÇİMİ

YIKADINIZ ALLAH HEP YANINIZDA VE YARDIMCINIZ

OLSUN."

Dua ve Tefekkür

o Dünyada ki en hikmetli ve en değerli işlerden

biri Kuran ve mealini okumaktır.Bu dünyayı değerli kılan "O" Dilemeden siz dileyemezsiniz"

hükmünün olmasıdır.İşte Kuran aslında bir

başka özelliği de dua rehberi

olmasıdır.Peygamberlerin,Salih

kulların,meleklerin nasıl dua ettiğini

vurgular.İşte bu eserde Kuranda ki dualarla

bütünleşmek nasıl olur en kısa ve en net

yöntemle izah edilmeye çalışılmıştır.

Page 222: 5.Boyutta Insan

5.BOYUTTA İNSAN | ADEM KORKMAZ

222