43. DÖNEM KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI (NĠSAN 2012...

150
43. DÖNEM KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI (NĠSAN 2012-NĠSAN 2013) YILLIK ÇALIġMA RAPORU

Transcript of 43. DÖNEM KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI (NĠSAN 2012...

43. DÖNEM

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

(NĠSAN 2012-NĠSAN 2013)

YILLIK ÇALIġMA RAPORU

ĠÇĠNDEKĠLER SAYFA

43. DÖNEM YÖNETİM KURULLARI 1

KMO Yönetim Kurulu 2

KMO Onur Kurulu 2

KMO Denetleme Kurulu 2

TMMOB Temsilcisi 2

Şube/Bölge Temsilcileri Yönetim Kurulu 3-5

KMMOB 42.Dönem Çalışma Gruplarına KMO adına Katılan Üyelerimiz

6

Kurumsal Düzeyde Odamızı Temsil Eden Üyelerimiz 6

TMMOB Etkinlikleri Düzenleme Kurulunda Yer alan Üyelerimiz 6

Odalar Kongre-Sempozyum Kurullarına Katılım 6

KURUMSAL YAZIŞMALAR 7-19

VERGİ DAVALARINDA VE MESLEK ALANLARIMIZ İLE

İLGİLİ AÇILAN DAVALAR 20-22

KMO ETKİNLİKLERİ 23-29

TMMOB VE DİĞER ÖRGÜTLERLE İLİŞKİLER 30-39

KAMU-ÜNİVERSİTE İLİŞKİLERİ 40-42

MEVZUAT ÇALIŞMALARI 43-44

KONGRE VE SEMPOZYUMLAR 45-60

KİMSEM 61-71

BASIN AÇIKLAMALARI 72-86

ORTAK BASIN AÇIKLAMALARI 87-97

BASINDA ODAMIZ 98-104

BİRİMLERİMİZ BASIN AÇIKLAMALARI 105-133

AJANDA/YAYINLAR 134-135

EKLER 136-138

MALİ RAPOR 139-145

1

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

43. DÖNEM YÖNETĠM

KURULLARI

2

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Mehmet BESLEME

II. BaĢkan : Dr. Ali UĞURLU

Sekreter Üye : Halil KAVAK

Sayman Üye : M. Nurten AKBULUT

Üye : Ġhsan YaĢar ÖZTÜRK

Üye : Ayfer GÜÇLÜ ARAS

Üye : Hasan KOÇ

KMO YÖNETĠM KURULU YEDEK ÜYELER

Niyazi ÖZGÜR

Ömer ĠÇEMER

Kemal AKBAY

M.Cevat BOZ

Berker ALPARDA

Ali KARAÇOBAN

Zekai DÜZĞÜN

KMO ONUR KURULU

Gürel NĠġLĠ

MürĢit PEKĠN

Tarık KARAYEL

Hanifi SARAÇ

BeĢer BAYDAR

KMO ONUR KURULU YEDEK ÜYELER

Seza BAġTUĞ

Mustafa DEMĠRCĠOĞLU

Osman ÖZGÜN

Münevver YEġĠL

Ömer DUYSAL

KMO DENETLEME KURULU

Necmi MADEN

Hale Nur OYMAK

Ramazan TÜMEN

Ömer DUYSAL

Emin DEMĠR

KMO DENETLEME KURULU YEDEK ÜYELER

Fuat SARIOĞLU

Saim AYAZ

Hüseyin ÖZTÜRK

Emre AKKEÇĠ

Murat ÖZTÜRK

TMMOB KMO YÖNETĠM KURULU ÜYESĠ

Ġrfan ĠNAN

3

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO ANKARA ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Ġbrahim AKYÜREK

II. BaĢkan : Erkin ETĠKE

Sekreter Üye : Berker ALPARDA

Sayman Üye : Ali NAR

Üye : Demet EVYAPAN

Üye : Mehmet DĠLAVER

Üye : MüĢra ZEREN

KMO BURSA ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Ali ULUġAHĠN

II. BaĢkan : Serpil AYDIN

Sekreter Üye : Hakan SIKÇALI

Sayman Üye : Yasemin BAYRAKTAR

Üye : Canel SĠNMEZ

Üye : Ayhan ÇAKMAK

Üye : Nazif DAĞDELEN

KMO DENĠZLĠ ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : ġeyda YEġĠL

II. BaĢkan : Zehra VURAL

Sekreter Üye : Arda ARPACI

Sayman Üye : Atıf UYANIK

Üye : Orhan BOZKURT

Üye : Yusuf BAġAL

Üye : Deniz ERASLAN

KMO EGE BÖLGE ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Saadet ÇAĞLIN

II. BaĢkan : Hasan DURAN

Sekreter Üye : Esin DENĠZ AYAN

Sayman Üye : ġenay ÇAĞIRAN

Üye : Dr. Erkan ERSÖZ

Üye : Ferda ÖNEN

Üye : Semra KARTAL

KMO GÜNEY BÖLGE ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Ali ÇELĠK

II. BaĢkan : Ġsa ÜNLÜKURT

Sekreter Üye : Cennet ÇELĠK

Sayman Üye : Gökhan ACIMIġ

Üye : Zeynep KARCI

Üye : Galip ÇĠĞġAR

Üye : Gökhan TÜRKMEN

4

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO ĠSTANBUL ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : HaĢmet CAMCI

II. BaĢkan : Onur GÖKULU

Sekreter Üye : S.Selin TOP

Sayman Üye : Özlem KĠZĠR

Üye : Ersan SARIGÜL

Üye : S. Mert SOMTÜRK

Üye : Beril AKAYDIN

KMO KOCAELĠ ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : M. Halim KARABEKĠR

II. BaĢkan : Rüknettin BIÇAKLI

Sekreter Üye : Tuncay ACAR

Sayman Üye : Nagihan MAVĠ

Üye : Hanife GÜLEN TOM

Üye : Yasin PEKEROĞLU

Üye : S. Seda ÖZGÜMÜġ

KMO SAMSUN ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Ersan YAPICI

II. BaĢkan : Bayram YAVUZYĠĞĠTOĞLU

Sekreter Üye : Hale ÖZALEMDAR

Sayman Üye : Volkan AġAN

Üye : Emel KOCAMAN

Üye : Engin KÖKSAL

Üye : Fuat ZAĠM

KMO TRAKYA BÖLGE ġUBE YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Salih Zeki DEĞĠRMENCĠ

II. BaĢkan : Behçet ERTOK

Sekreter Üye : Candeğer ERĠBOL KARAOĞLU

Sayman Üye : Göksel TOSUN

Üye : Cenker AKDEMĠR

Üye : Muzaffer KIRCI

Üye : Burak MERĠÇ

5

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO ESKĠġEHĠR BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Kenan ÇALIġIR

II. BaĢkan : E. Zafer HOġGÜN

Sekreter Üye : Y. Batuhan KARACA

Sayman Üye : Emre ACITAġ

Üye : Derya YILDIZ

KMO TRABZON BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : ġadan DEMĠR

II. BaĢkan : Mehmet ÇALIK

Sekreter Üye : Zekeriya VURAL

Sayman Üye : Uğur ÇAMOĞLU

Üye : Aydın ÇELĠK

KMO GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ YÖNETĠM KURULU

BaĢkan : Suat ÖNEN

II. BaĢkan : Niyazi KAVAR

Sekreter Üye : Z.Ahmet BAġIBÜYÜK

Sayman Üye : Ġbrahim ORAK

Üye : Muammer ÖZHAN

6

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB 42.DÖNEM ÇALIġMA GRUPLARINA KMO ADINA KATILAN ÜYELERĠMĠZ

ÇALIġMA GRUPLARI ADI SOYADI

Enerji ÇalıĢma Grubu

Ergül AYAZ

Deniz ERASLAN

TMMOB ĠĢçi Sağlığı Ve ĠĢ Güvenliği ÇalıĢma Grubu Zekai DÜZGÜN

Ethem BOZDOĞAN

TMMOB Gıda Politikaları ÇalıĢma Grubu Saadet ÇAĞLIN

Hasan KOÇ

TMMOB LPG ÇalıĢma Grubu Niyazi ÖZGÜR

Saim AYAZ

TMMOB LPG GeniĢletilmiĢ ÇalıĢma Grubu Halil KAVAK

TMMOB ÖzelleĢtirme ve Sonuçlarının Takibi ÇalıĢma

Grubu

Engin KÖKSAL

Ülkü ABBASOĞLU

Funda ALTUN

TMMOB Kadın ÇalıĢma Grubu Didar YEġĠLBAġ

ġenay ÇAĞIRAN

TMMOB Yapı Denetim ÇalıĢma Grubu

Ömer ĠÇEMER

Ersan YAPICI

TMMOB BilirkiĢilik ÇalıĢma Grubu Engin TOSUNOĞLU

Cavit HACIOSMANOĞLU

TMMOB Mesleki Denetim Uygulamaları ÇalıĢma Grubu Arda ARPACI

Gamze UĞURLU YAVUZ

TMMOB Kentsel DönüĢüm Uygulamaları ÇalıĢma

Grubu

Hale ÖZALEMDAR

Ersan YAPICI

TMMOB Yerel Yönetimler ÇalıĢma Grubu Halil KAVAK

TMMOB ETKĠNLĠKLERĠ DÜZENLEME KURULUNDA YER ALAN ÜYELERĠMĠZ TMMOB 3. Kadın Kurultayı Düzenleme Kurulu Didar YEġĠLBAġ

KURUMSAL DÜZEYDE ODAMIZI TEMSĠL EDEN ÜYELERĠMĠZ Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Kimya Teknik Komitesi

Halil KAVAK

Osman ÖZGÜN

Niyazi ÖZGÜR

KOSGEB Mehmet BESLEME

Mesleki Yeterlilik Kurumu

Kimya ĠĢkolu Standart Hazırlama Komitesi Hasan Tahsin DURMUġ, H.Ġbrahim GÜMÜġ

ODALAR KONGRE-SEMPOZYUM KURULLARA KATILIM

Makina Mühendisleri Odası TMMOB Sanayi Kongresi 2013

Düzenleme Kurulu

Mehmet BESLEME

Halil KAVAK

Elektrik Mühendisleri Odası

TMMOB Enerji Sempozyumu

Düzenleme Kurulu

Dr. Ali UĞURLU

7

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KURUMSAL YAZIġMALAR

8

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

13 Haziran 2012

T.C. ÇEVRE VE ġEHĠRCĠLĠK BAKANLIĞI

Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü

Yapı Malzemeleri Daire BaĢkanlığı’na,

ANKARA

Bakanlığınızca “Hazır Betonlara ĠliĢkin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Ġçin Numune Alınması,

Deneyler, Deney Sonuçlarının Değerlendirilmesi ve Ġdari Yaptırımlar Hakkında Tebliğ” çalıĢmasının

taslak olarak hazırlandığını öğrenmiĢ bulunmaktayız.

Önem verdiğimiz bu tebliğe yönelik uzmanlarımızın hazırlamıĢ olduğu teknik

değerlendirmeler ekte tarafınıza gönderilmiĢtir.

Hazırlanacak tebliğde bu uzman görüĢlerinin dikkate alınması hususunu önemle bilgilerinize

arz/rica ederiz.

Saygılarımızla,

TMMOB

Kimya Mühendisleri Odası YK a.

Mehmet BESLEME

BaĢkan

Bilgi: TMMOB ĠnĢaat Mühendisleri Odası

9

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

08.06.2012

HAZIR BETONLARA ĠLĠġKĠN PĠYASA GÖZETĠMĠ VE DENETĠMĠ ĠÇĠN NUMUNE

ALINMASI, DENEYLER, DENEY SONUÇLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ VE ĠDARĠ

YAPTIRIMLAR HAKKINDA TEBLĠĞ HAKKINDA GÖRÜġLERĠMĠZ

Çevre ve ġehircilik Bakanlığının, “Betonun Piyasa Denetimi ve Gözetimi” çerçevesinde uygulamaya

esas olacak uygulama kriterlerinin ne olacağı hususundaki değerlendirme aĢağıda bilgilerinize

sunulmuĢtur.

TS EN 13791’E GÖRE UYGUNLUK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

TS EN 13791‟e göre yeni yapıda dökülen bir betonun yapıdaki uygunluğu ile ilgili 9. Maddeye göre

değerlendirme yapılabilir. Uygun çıkmaması durumunda yeterliliğin değerlendirilmesi amacı ile

yapısal analiz/statik proje incelemesi yapılır.

TS EN 13791 e göre beton dayanımının uygun olması veya olmaması durumunda yapılması

gerekenler:

TS EN 13791 Madde 9‟da uygunluk değerlendirmesi için üç tane farklı alternatif vardır. Bu

alternatifler beton miktarına ve dolaylı yöntemlerin kullanımına göre değiĢmektedir.

Çok harmanlı betonlarda (Büyük temel, çok geniĢ tabliyelerde yapılabilecek bir uygulama

1. DEĞERLENDĠRME

15 tane karot alarak istatistiksel olarak denetimde;

fm(n),is > 0.85 x (fck +1,48 x s)

fis, en düĢük > 0,85x (fck-4) sağlaması aranır.

fm(n),is, ; n Adet Yerinde Basınç Dayanımının Ortalaması

fis, en düĢük ;Yapıdaki Basınç Dayanımlarından En DüĢüğü

fck Standard ;Numune Karakteristik Basınç Dayanımı

s ;Standard sapma

Yapının yeterli dayanıma sahip olup olmadığı TS EN 13791 Madde 9 uygulanarak tayin edilir (Uygun

ise) yapıdaki beton kabul edilir .

(Uygun değil ise) Yeterliliğin, yapısal analiz yoluyla daha ileri Ģekilde araĢtırılması ve sorumluluğun

belirlenmesi gerekir.

2. DEĞERLENDĠRME

15 dolaylı ölçüm (Schmidt Çekici gibi) sonucu alınarak, en düĢük Schmidt Çekici ölçümü çıkan

yerden alınan iki karottan her birinin;

fis, en düĢük > 0,85x (fck-4)’ü sağlaması halinde bölgedeki beton dayanımının yeterli olduğunun

kabul edilir.

fis, en düĢük; Yapıdaki Basınç Dayanımlarından En DüĢüğü

10

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

fck; Standard Numune Karakteristik Basınç Dayanımı

Standard da verilen bu ikinci alternatifte dolaylı yöntem yardımı ile en düĢük dayanımın çıkması

muhtemel yer belirlenerek sadece 2 karot alınmasıyla uygunluk değerlendirmesi yapılabilmektedir.

3. DEĞERLENDĠRME

Az harmanlı betonlarda iki karot alınarak her iki karotun ;

fis, endüĢük >0,85x (fck-4)ü sağlaması aranır.

fis, en düĢük; Yapıdaki Basınç Dayanımlarından En DüĢüğü

fck; Standard Numune Karakteristik Basınç Dayanımı

TS 500’ E GÖRE BETONDA NĠTELĠK DENETĠMĠ VE KABUL KOġULLARI

Her parti ortalaması, fcm ≥ fck + 1,0 MPa

Her partide en küçük grup ortalaması, fcmin ≥ fck - 3,0 Mpa

Nitelik deneylerinden elde edilen sonuçlar yukarıda belirtilen koĢulları sağlamıyorsa, yapının veya söz

konusu yapı elemanlarının taĢıma güçleri, yukarıdaki koĢullardan elde edilmiĢ olan düĢük beton

dayanımına göre yeniden değerlendirilir. Önemli dayanım azalması belirlenirse, önlem alınması

gerekir.

SertleĢme deneyi gereken durumlarda, alınacak numuneler Ģantiye koĢullarında saklanacak ve amaca

uygun zamanda denenecektir. En az 3 numuneden oluĢması gereken sertleĢme deneyinin amacı, beton

bakımının ve beton saklama yönteminin yeterli olup olmadığının denetlenmesi ve kalıp alma süresinin

belirlenmesidir.

TS EN 206 BETON BASINÇ DAYANIMI ĠÇĠN UYGUNLUK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Çizelge 14 : Basınç dayanımı için uygunluk kriterleri

Ġmalât

Grupta elde edilen basınç

dayanımı deney sonucu adedi "n"

1. Kriter 2. Kriter

"n" adet deney sonucunun

ortalaması (fcm),N/mm2

Herhangi tek deney

sonucu

(fci),N/mm2

BaĢlangıç 3 fck + 4 fck - 4

Sürekli 15 fck + 1,48 fck - 4

11

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TS EN 206-1’ĠN UYGULAMASINA YÖNELĠK TAMAMLAYICI STANDARD

DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

TS EN 206-1, Çizelge 14‟ten hareketle yüksek dayanımlı beton için aĢağıdaki kriterler

uygulanmalıdır;

BaĢlangıç imalatı için:

Kriter 1 : 5cm ckf f

Kriter 2 : 5ci ckf f

Sürekli imalat için:

Kriter 1 : 21,48 ; 5 N/mmcm ckf f

Kriter 2 : 0,9ci ckf f

Çizelge 14‟te sürekli imalat satırında Kriter 1 kolonuna aĢağıdaki Ģart eklenmiĢtir;

20,05 N/mmckf 3 MPa

Çizelge 15‟te kolon 1‟in son satır aĢağıdaki iki satır ile değiĢtirilmiĢtir.

6-14 fck +3,0

≥ 15 ≥ 1,48ckf

Yapılan değerlendirmeyi dikkatle irdeleyecek olursak; beton numunesini bazen 3 bazen 15, sıklıkla

olmamakla beraber test edilen yapı kütlesine göre daha fazla numune alarak beton testi yapılmaktadır.

Dolayısıyla farklı sayılarda alınan betonu en az sayıda alınan kriterle değerlendirilmesi (minimum tek

değere ait kriterlerle değerlendirilmesi) ilgili orijin standartta da aykırı, yanlıĢ bir değerlendirme

olacaktır.

DIN 1045-2 madde 7.2.2 de numune alma baĢlığı altında beton basınç dayanımı kabul kriterlerin de

“Betonun hem ortalama basınç dayanımını hem de minimum tek değer kriterlerini bir arada

sağlaması halinde kabul edilir” ifadesi bu konuya yeterli açıklık getirmektedir.

Aynı değerlendirme TS EN 206-1 EK B B 3.1 bölümünde ; “”her iki kriterinde belirlenmiĢ

hacimdeki betondan alınan n adet deney sonucu kullanılarak sağlanmasıyla betonun guruba ait

olduğu kabul edilir” anlaĢılmaz olmakla birlikte belirtilmiĢtir.

Kaldıki fcmin fck -4,0)değerlendirmesi kabul edildiğinde, piyasa gözetimi kriterleri ile 4708 yapı

denetim yasası gereği yapılan değerlendirme birbiriyle çeliĢecek 10 yılda piyasa tarafından zor

algılanan uygulama kriterleri hepten karmakarıĢık bir hale bürünecektir.

12

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Yukarıda birbirinden farklı verilen beton nitelik değerlendirmelerinin ortak paydası, görüldüğü üzere

beton basınç dayanımlarında minimum ve ortalama değerlerin bir arada aranması adeta bir

zorunluluk olarak benimsenmiĢ olmasıdır.

Kaldı ki yaĢadığımız coğrafya ya ait depremsellik nedeniyle her saniye deprem yaĢayan ülkemizde

(dün Ġstanbul‟da 5.1 Ģiddetinde depremi birlikte yaĢadık!!) betonun dayanıklılığı ve yeterli basınç

dayanımında olması konusunda çok daha sınırlayıcı ağır önlemler alınması gerekirken giderek bir

önceki uygulama kriterlerinin altında beton dayanım sınıfı kriteri aranması tek baĢına yeterli değildir.

Bilindiği üzere TS EN 10465 karot standardında aranan sertleĢmiĢ beton kriteri yerine ikame edilen

TS EN 13791 standardında bir önceki standarda göre daha düĢük dayanımla beton basınç dayanımı

kriteri aranması, bilinip de bir Ģeyler yapılmaması en basit anlamıyla kendi insanımızın can ve mal

emniyetini hiçe saymaktır.

Dolayısıyla betonun Piyasa Denetimi ve Gözetimi çerçevesinde yapılacak denetimlerde beton

uygulama kriteri olarak tek baĢına minimum tek değerin (fcmin fck -4,0) sağlanması yanında

ortalama basınç dayanımı(amaç dayanımı) olarak (fcm fck +4,0) veya ≥ 1,48ckf uygulama

kriterlerinin birlikte aranması doğru olacaktır.

Bu kriterin sağlanmasında zorluk çekilmesi halinde TS 500 kriterlerinin aynen geçerli olması

doğru olacaktır..

Konu hakkında bilginizi ve gereğini saygılarımızla arz ederiz.

Kimya Mühendisleri Odası

Yapı Denetim Komisyonu

13

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

25 Haziran 2012

T.C. MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI

HAYAT BOYU ÖĞRENME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Kimya Mühendisleri Odası 2010 yılından bu yana yüzme havuzlarında çalıĢan personele

yönelik havuz suyu operatörü yetiĢtirmek üzere sertifikalı eğitmenleri tarafından eğitimler

vermektedir.

Yeni Modül Sistemi yürürlüğe girdikten sonra Halk Eğitim Merkezleri çoğu bölgelerde Kimya

Mühendisleri Odası ile Protokol yapmayarak; Havuz Kimyasalları ve ekipmanları ticareti yapan

firmalar ile birlikte modül sistemine uygun olmayan eğitimlerin verildiği bilinmektedir. Ayrıca

eğitimler sertifikasız ve uzman olmayan kiĢiler tarafından verildiği de gözlenmiĢtir. Bu eğitimlerin

amacı dıĢına çıkabileceği ihtimal dahilindedir. Çünkü doğal olarak ticari firmalar daha fazla kimyasal

ürün pazarlama düĢüncesinde olacaklardır.

Bu olumsuz eğitimlerin sonucunda duyduğumuz kaygılar süreç içinde ortaya çıkmıĢtır.

Yayınlanan Modül Sisteminde değiĢtirilmesinde yarar gördüğümüz maddeler ekte sunulmuĢtur.

Bilinçli Havuz Suyu Operatörü yetiĢtirilmesi için Kimya Mühendisi ve Biyomühendis

üyelerimizin havuz suları ile ilgili özel bir eğitimden geçirilerek sertifikalandırıldıklarını bir kez daha

vurgular, Türkiye Genelinde Halk Eğitim Merkezi Müdürlükleriyle iĢbirliği içinde söz konusu

eğitimleri yapabileceğimizi bilgilerinize arz ederiz.

Saygılarımızla,

TMMOB

Kimya Mühendisleri Odası YK a.

Halil KAVAK

Sekreter Üye

Oda Sicil No: 13086

14

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM ORTAMLARI VE DONANIMLARI:

1-Mesleki Eğitim Merkezleri, sektördeki iĢletmeler, sektördeki dernekler çıkarılacak.

GEREKÇE-

1-Havuz Suyu ĠĢletmeciliği ve buna bağlı olarak Havuz Suyu Operatörlüğü özel uzmanlık

gerektirdiğinden Mesleki Eğitim Merkezlerinde eğitim verilmesi ifadesi kaldırılmalıdır.

2-TANIMLAR: Sektördeki iĢletmeler; Havuz Suyu Kimyasalları ve ekipmanları satan firmalardır.

Sektördeki dernekler; Havuz Suyu Kimyasalları ve ekipmanları satan firmaların

bir araya gelerek kurdukları derneklerdir.

Ticari firmaların ve kurdukları derneklerin amacı daha fazla kimyasal ürün pazarlamak

düĢüncesinde olacaklardır. Verecekleri eğitimlerin amacı dıĢına çıkması kaçınılmazdır.

BU BÖLÜME ĠLAVE EDĠLECEK METĠN: Halk Eğitim Merkezleri ve ilgili meslek odası (Kimya

Mühendisleri Odası) iĢbirliği ile eğitimler verilmektedir.

GEREKÇE:

1- Kimya Mühendisleri Odası 1954 yılında 1954 yılında 7303 yasa ile kurulan Anayasanın 135.ci

maddesine göre kamu tüzel kiĢiliğine sahiptir. Bu nedenle ticari bir faaliyeti olmadığı gibi,

ticari bir kaygısı da yoktur.

2- Söz konusu yönetmelikte Havuz Suyu Operatörünün tarifi net bir Ģekilde yapılmıĢ olup, görevi

Havuz Suyunu kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik yönden kullanıma hazır hale getirmektir.

Bu nedenlerden dolayı eğitimlerinin kimya Mühendisleri Odası tarafından verilmesi

uygundur.

15

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

EĞĠTĠMCĠLER:

1-ÇIKARILACAK BÖLÜM: Programın uygulanmasına Makine ve Tesisat Teknolojisi Hizmetleri

alanında eğitim almıĢ ibaresi çıkarılacak.

GEREKÇE: Havuz Suyu; kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolik yönden kullanıma hazır hale

getirileceğinden ağırlıklı olarak Kimya ile ilgili konuları kapsamasından dolayı çıkartılması uygundur.

EKLENECEK METĠN: Programın uygulanmasında Kimya konusunda eğitim almıĢ ve sektör

deneyimi olan, konusunda sertifika almıĢ Kimya Öğretmenleri görev almalıdır.

2-ÇIKARILACAK BÖLÜM: Programın uygulanmasında sektör deneyimi olan Makina, Elektrik,

Elektronik, ĠnĢaat, Çevre Mühendisleri bölümünün çıkartılması uygundur.

GEREKÇE: Yönetmelikte Havuz Suyu Operatörünün tarifi yapılmıĢ olup, görevi; Havuz Suyunu

kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik yönden kullanıma hazır hale getirmektedir. Bu nedenle Havuz

Suyu Operatörlerinin eğitiminde Kimya Mühendisleri görev almalıdır. Çünkü YETERLĠK VE

MODÜL tablosunda bulunan eğitim konuları Makine, Elektrik, Elektronik, ĠnĢaat ve Çevre

Mühendislik bölümlerinin ilgilendirmemektedir.

EKLENECEK METĠN: Programın uygulanmasında sertifikası olan Kimya Mühendisleri görev

almalıdır.

B- HAVUZ SUYU KĠMYASI VE KĠMYASALLARI

ĠLAVE EDĠLECEKĠ: B-1‟in o) bendi “Diğer Dezenfektanlar” p) bend6i havuz suyunda kullanılan

diğer kimyasallar r) bendi Bağlı klor, s bendi Ģok klorlama,

B-2 b‟nin “II.bendi Serbes Klor, Bağlı Klor, Toplam Klor Ölçümü

B-2‟nin b IV bendi Siyanürik Asit Ölçümü

16

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

05 Temmuz 2012

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Sekreterliği

Konu: Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin Ġstatistiki Sınıflaması (NACE) Kodları Hk.

Kompozit Sektörü, her geçen gün geliĢmekte olup, özellikle yenilenebilir enerji, savunma

sanayi, havacılık, denizcilik, ulaĢım, otomotiv ve inĢaat sektörlerine sağladığı katma değeri yüksek

ürünler ile ithal ikamesini azaltacak yönde geliĢerek ulusal ekonomimize bugün olduğu gibi gelecekte

de büyük kazanımlar sağlayacaktır.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası adına, TOBB Kimya Sektör Meclisi Kompozit ÇalıĢma

Grubunda temsilcimiz bulunmaktadır. Sektördeki geliĢmeleri yakından izliyor ve 9-11 Kasım 2012

tarihinde III. Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyum, Sergi ve ÇalıĢtayı‟nı gerçekleĢtirerek

sektörün bilim insanlarını, sanayicisini, çalıĢanlarını ilgili tüm kamu kurum ve kuruluĢlarını bir kez

daha bir araya getirerek, sektör ile ilgili bilimsel çalıĢmaların, ihtiyaçların ve sorunların tartıĢılarak

paylaĢılmasını sağlayacağız.

Kompozit sektörünün zaman içinde artan önemi, günlük hayatta kullandığımız ürünlerdeki

çeĢitliliğin artması ve hayatımızın her safhasında yer almaya baĢlamıĢ olması dikkate alınarak TOBB

Kimya Sektör Meclisi‟nde bir alt grup oluĢturulması sektöre verilen önemi daha da ortaya çıkarmıĢtır.

Ancak; NACE 2 6. Kodlarında kompozit sektörüne yönelik herhangi bir kod bulunmaması,

bulunan kodların yetersizliği ve sektör temsilcilerinin farklı gruplar altında yeterince etkin olamama,

birlikte karar alma ve uygulama yeteneğini geliĢtirememesi gibi olumsuzluklara neden olmaktadır.

Kompozit alanını kapsayacak, sektörün geliĢmesinde ve temsiliyetinde büyük önem arz eden, NACE

kodlarının oluĢturulması hususunu bilgi ve değerlendirmelerinize sunarız.

Saygılarımızla,

TMMOB

KMO Yönetim Kurulu a.

Mehmet BESLEME

BaĢkan

17

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

05 Temmuz 2012

Türkiye Ġstatistik Kurumu BaĢkanlığı

ANKARA

Konu: Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin Ġstatistiki Sınıflaması (NACE) Kodları Hk.

Kompozit Sektörü, her geçen gün geliĢmekte olup, özellikle yenilenebilir enerji, savunma

sanayi, havacılık, denizcilik, ulaĢım, otomotiv ve inĢaat sektörlerine sağladığı katma değeri yüksek

ürünler ile , ithal ikamesini azaltacak yönde geliĢerek ,ulusal ekonomimize bugün olduğu gibi

gelecekte de büyük kazanımlar sağlayacaktır.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası adına, TOBB Kimya Sektör Meclisi Kompozit ÇalıĢma

Grubunda temsilcimiz bulunmaktadır. Sektördeki geliĢmeleri yakından izliyor ve 9-11 Kasım 2012

tarihinde III. Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyum, Sergi ve ÇalıĢtayı‟nı gerçekleĢtirerek

sektörün bilim insanlarını, sanayicisini, çalıĢanlarını ilgili tüm kamu kurum ve kuruluĢlarını bir kez

daha bir araya getirerek, sektör ile ilgili bilimsel çalıĢmaların, ihtiyaçların ve sorunların tartıĢılarak

paylaĢılmasını sağlayacağız.

Kompozit sektörünün zaman içinde artan önemi, günlük hayatta kullandığımız ürünlerdeki

çeĢitliliğin artması ve hayatımızın her safhasında yer almaya baĢlamıĢ olmasına rağmen NACE 2 6.

Kodlarında kompozit sektörüne yönelik herhangi bir kod bulunmaması, bulunan kodların yetersizliği

ve sektör temsilcilerinin farklı gruplar altında yeterince etkin olamama, birlikte karar alma ve

uygulama yeteneğini geliĢtirememesi gibi olumsuzluklara neden olmaktadır. Kompozit alanını

kapsayacak, sektörün geliĢmesinde ve temsiliyetinde büyük önem arz eden, NACE kodlarının

oluĢturulması hususunu bilgi ve değerlendirmelerinize sunarım.

Saygılarımızla,

TMMOB

KMO Yönetim Kurulu a.

Mehmet BESLEME

BaĢkan

18

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

06 Kasım 2012

T.C.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu BaĢkanlığı’na,

Bilindiği üzere 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan ĠĢyeri Açma ve

ÇalıĢma Ruhsatlarına ĠliĢkin Yönetmeliğin 25 inci maddesinde: “ĠĢletmenin faaliyet alanında mesleki

yeterliliğe sahip bir sorumlu müdür çalıĢtırılması zorunludur” hükmü yer almaktadır.

Ayrıca 5307 sayılı LPG Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda DeğiĢiklik

Yapılmasına Dair Kanuna dayanılarak hazırlanan LPG Sorumlu Müdür Yönetmeliğinde sorumlu

müdür olacak kiĢinin LPG nin özellikleri olan parlayıcı, patlayıcı, yanıcı vb özellikler ile patlamadan

korunma metotları, iĢ sağlığı ve güvenliği, yangın güvenliği ile mesleki yeterliliğe sahip olmasını ve

mühendislik dalları olan kimya, makine, petrol ve çevre mühendisi olmasını zorunlu kılmaktadır.

Diğer taraftan Madeni Yağların Ambalajlanması ve Piyasaya Sunumu Hakkında Tebliğde;

“Madeni yağ üretim faaliyetlerinin yürütüldüğü tesislerde makine, kimya, petrol, çevre ve endüstri

mühendisleri ile 4 yıllık kimya bölümlerinden mezun ve iĢletmenin faaliyet alanında mesleki

yeterliliğe sahip bir sorumlu müdürün tam zamanlı çalıĢtırılması zorunludur” hükmü yer almaktadır.

LPG otogaz istasyonları ve madeni yağ tesislerinde sorumlu müdür zorunluluğu olmakla

birlikte 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında yer alan akaryakıt istasyonlarında mesleki

yeterliliğe sahip sorumlu müdür çalıĢtırılması zorunluluğu bulunmamaktadır.

Ekonomi baĢta olmak üzere yaĢamımız üzerinde büyük etkileri bulunan ve hep olumsuz

haberlerle gündeme gelen akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele de baĢta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı

olmak üzere, ĠçiĢleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, UlaĢtırma, Denizcilik ve

HaberleĢme Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından oluĢturulan Koordinasyon Kurulu tarafından çalıĢmalar

yürütülmektedir.

Akaryakıt Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı kapsamında yürütülen çalıĢmalara ilave

olarak akaryakıt istasyonlarında otogaz istasyonlarında olduğu gibi mesleki yeterliliğe sahip sorumlu

müdür bulundurulmasının akaryakıt kaçakçılığı ile mücadelede etkili önlemlerden birisi olacağı bir

gerçektir.

Ülkemizde kimya, makine, petrol ve çevre mühendislerinin en fazla 5 otogaz istasyonunda

sorumlu olduğu, otogaz istasyonları büyük ölçüde akaryakıt istasyonları içinde faaliyet

göstermektedir. Otogaz istasyonlarında halen sorumlu müdür olarak çalıĢan mühendislerin akaryakıt

istasyonlarının sorumlu müdürlüklerini de yürüteceklerinden akaryakıt istasyonlarına ek bir mali yük

getirmeyecektir.

19

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Ayrıca Kimya Mühendisleri Odası tarafından otogaz istasyonlarının büyük ölçüde akaryakıt

istasyonları içinde olmasından dolayı otogaz istasyonlarının yanında akaryakıt istasyonlarının

özellikleri dikkate alınarak sorumlu müdürlük eğitimlerinde akaryakıt konusuna yer verilmiĢ olup,

eğitim sonunda yapılan sınav sonrasında baĢarılı olan üyelerimize “Akaryakıt ve LPG Sorumlu

Müdürlük Belgesi” verilmektedir.

5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununda değiĢiklik çalıĢmalarının sürdürüldüğü ve akaryakıt

kaçakçılığının önlenmesinde alınacak mücadele tedbirleri içinde akaryakıt istasyonları için sorumlu

müdürlük uygulamasının 5015 sayılı Kanunda yapılacak değiĢiklik çalıĢmalarında esas alınmasının

uygun olacağı kanısındayız.

Sözü geçen mevzuat çalıĢmalarında yukarıdaki görüĢlerimizin dikkate alınacağı hususunu

bilgilerinize sunarız.

Saygılarımızla,

Mehmet BESLEME

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

BaĢkanı

20

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

VERGĠ DAVALARI VE MESLEK

ALANLARIMIZ ĠLE ĠLGĠLĠ

AÇILAN DAVALAR

21

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Vergi Davaları

Ankara Vergi Dairesi BaĢkanlığının Odamız adına 14.5.2012tarihinde tebliğ ettiği

2011/1,2,3,4,5,6,7,8, 9, 10, 11, 12 yılına ait 12 adet Ba-Bs verilmemesi üzerine kesilen ceza ile ilgili

olarak Vergisi Beyannamesinin e-beyanname yoluyla beyan edilmediğinden dolayı toplam 12 adet

Vergi-Ceza ihbarnamelerine istinaden Ankara 1. Vergi Mahkemesi BaĢkanlığı‟na dava açılmıĢtır.

(2012-61,60,59,58,57,56,55,54,53,52,51,50 Esas Numaralı davalar) Açılan davaların tamamı lehimize

sonuçlanmıĢtır. Dosyalar, Ģu an temyiz aĢamasındadır.

31.07.2012 Ve 28370 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü

Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Ġptali Davası

31.07.2012 ve 28370 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü

Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. Maddesinin Ġptali Ve

Yürütmesinin Durdurulması talebiyle DanıĢtay‟da dava açıldı. DanıĢtay 14. Dairesi‟nde 2012 /8173 E.

sayılı dosya kapsamında görülen davada, yürütmeyi durdurma talebiyle ilgili henüz karar verilmedi.

Dava devam ediyor.

Ġtirazın Ġptali Davaları

BirikmiĢ üye aidat borçları ile ilgili yürütülen icra takipleri kapsamında ödeme emrine itiraz eden

Üyeler Servet Hekimoğlu, Ferda Gürağaç Özmal, NeĢe Can, Akif Bora Önder, Orkide Donma, Funda

Demirel, Cahit Murat Budak, Ahmet Macit Karaboran‟ın itirazlarının iptali talebiyle itirazın iptali

davası açılmıĢtır. Dava açılması sonrasında üyeler Ferda Gürağaç Özmal, Funda Demirel, Cahit Murat

Budak, Ahmet Macit Karaboran‟ın borçlarını ödemeleri nedeniyle açılan davalardan feragat edilmiĢtir.

Servet Hekimoğlu, NeĢe Can, Akif Bora Önder, Orkide Donma hakkında açılan davalar devam

etmektedir.

Üye Özkan Öztürk Hakkında Suç Duyurusu

Sahte Akaryakıt ve LPG Sorumlu Müdürlük belgesi düzenleyen ve kullanan Kimya Mühendisleri

Odası Ankara ġubesi üyesi Özkan Öztürk hakkında Ankara Cumhuriyet BaĢsavcılığı‟na suç

duyurusunda bulunulmuĢtur. Dosya soruĢturma aĢamasındadır.

Üye Engin Yağmur Hakkında Suç Duyurusu

Sahte Sorumlu Müdürlük belgesi düzenleyen ve kullanan kullanan Kimya Mühendisleri Odası

Ġstanbul ġubesi Engin hakkında Ankara Cumhuriyet BaĢsavcılığı‟na suç duyurusunda bulunulmuĢtur.

Dosya soruĢturma aĢamasındadır.

Kozak- Yerlitahtacı Maden Ocağı ÇED Ġzni;

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir Bergama-Yerlitahtacı Köyü

civarında kurulması planlanan “Yerlitahtacı Altın Madeni Açık Ocak ĠĢletmeciliği Projesi” ile ilgili

olarak 18/09/2009 tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin ĠPTALĠ davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin

2010/533 Esas sayılı dava dosyası üzerinden görülen dava, 28.12.2012 tarihli karar ile kabul edilmiĢtir.

Bergama-Ovacık 22.02.2008 tarihli Atık Deposu Yükseltme ÇED Ġzni;

Çevre ve Orman Bakanlığı‟nın, Bergama- Ovacık Altın Madeni ĠĢletmesi bünyesinde bulunan Atık

Deposunun boyunun yükseltilmesi amacıyla yapılan “Atık Deposu Yükseltmesi” Projesi için

22.02.2008 tarihli ÇED Olumlu Kararı”nın iptali davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2008/978 Esas

sayılı dava dosyası üzerinden görülen dava 28.12.2012 tarihli karar ile reddedilmiĢtir. Dosya temyiz

aĢamasında

22

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Kozak- Çukuralan Maden Ocağı ÇED Ġzni;

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir Bergama-Kaplan Köyü

civarında kurulması planlanan “Çukuralan Altın Madeni Ocağı Projesi” ile ilgili olarak 02/09/2009

tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin ĠPTALĠ davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2009/1705 Esas

sayılı dava dosyası üzerinden görülen dava 28.12.2012 tarihli karar ile reddedilmiĢtir. Dosya temyiz

aĢamasında

Kozak- Çukuralan Maden Ocağı 1. Kapasite artırımı ÇED Ġzni;

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir Bergama-Kaplan Köyü

civarında kurulması planlanan “Çukuralan Altın Madeni Açık Ve Kapalı Ocak ĠĢl. Kap. Art.

Projesi” ile ilgili olarak 03/11/2010 tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin öncelikle Yürütmesinin

Durdurulması ve ĠPTALĠ davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2011/665 Esas sayılı dava dosya

üzerinden görülen dava 28.12.2012 tarihli karar ile reddedilmiĢtir.

Kozak- Çukuralan Maden Ocağı 2. Kapasite artırımı ÇED Ġzni;

Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir-Dikili civarında kurulması

planlanan “Çukuralan Altın Madeni ĠĢletmesi Ġkinci Kapasite Artırımı Projesi” ile ilgili olarak

11/03/2011 tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin öncelikle Yürütmesinin Durdurulması ve ĠPTALĠ

davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2011/1041 sayılı dava dosya üzerinden görülen dava 31.12.2012

tarihli karar ile reddedilmiĢtir. Dosya temyiz aĢamasındadır.

Efemçukuru Deneme Ġzni;

“Ġzmir Ġli, Menderes Ġlçesi, Efemçukuru Köyü sınırları içinde Tüprag Metal Madencilik San.

ve Tic. Ltd.ġti.ne altın ve gümüĢ madeni iĢletmesi için ĠĢyeri Açma ve ÇalıĢma Ruhsatlarına

ĠliĢkin Yönetmeliğin 20. maddesi gereğince Ġzmir Ġl Öze idaresi tarafından verilen 01.06.2011

tarihli bir yıl süreli deneme izni”nin iptali davası Ġzmir 1.Ġdare Mahkemesi‟nin 2011/1664 E.

sayılı dosya üzerinden görülen dava, 23.11.2012 tarihli karar ile kabul edilmiĢtir. Dosya temyiz

aĢamasındadır.

23

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

ETKĠNLĠKLERĠ

24

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

43. Dönem Yönetim Kurulu Üyeleri ile ilk toplantısını yaparak görev dağılımını yapmıĢtır.

20 Nisan 2012 tarihinde KMO Ankara ġube Erzurum, Van, Kayseri, Konya, Elazığ,

Zonguldak Ġl Temsilcilikleri atamaları yapıldı.

Gıda Güvenliği Dergisine Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME tarafından “Halk

Sağlığı Üreticinin ve Piyasanın Ġnsafına Terk Edildi.” konulu yazı gönderildi.

27 Nisan 2012 tarihinde EFCE Proses GeliĢtirme ÇalıĢma Grubu Üyesi Dr. Bora AYDIN,

Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL Hacettepe

Üniversitesinde çalıĢmalar ve bunların Türkiye‟ye taĢınması konusunda ortak toplantı yapıp

görüĢ alıĢveriĢinde bulundular.

Emekçilerin birlik, mücadele ve dayanıĢma günü olan 1 Mayıs, Ankara'da toplanan

üyelerimiz, TMMOB„ye bağlı diğer odalar ile birlikte TMMOB pankartı altındaki mimar,

mühendis ve Ģehir plancısı; memur ve iĢçi sendikaları, meslek örgütleri, öğrenci grupları,

dernekler ve siyasi partiler ile birlikte mitingin gerçekleĢtirileceği Sıhhiye Meydanına gelen

tüm gruplar ve emekçilerle birlikte büyük bir coĢku ile kutlandı.

01 MAYIS MĠTĠNGĠ

Akdeniz Ġhracatçı Birlikleri Ev Sahipliğinde Kimya Sektör Platformu iĢbirliğinde 02-03 Mayıs

2012 tarihlerinde düzenlenen VI. Kimya Endüstrisi GeliĢim ġurasına Yönetim Kurulu BaĢkanı

Mehmet BESLEME katıldı.

05 Mayıs 2012 tarihinde yeni dönem ve eski dönem Yönetim, Denetim, Onur Kurulu

Üyelerimiz ile ortak toplantı yapıldı.

YENĠ VE ESKĠ YÖNETĠM KURULU, DENETĠM VE ONUR KURULU

ÜYELERĠMĠZ ORTAK TOPLANTISI

25

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

05 Mayıs 2012 tarihinde KMO Güney Bölge ġube Gaziantep, Hatay, KahramanmaraĢ,

Mersin, Osmaniye Ġl Temsilcilikleri ve Ġskenderun Ġlçe Temsilciliği atamaları yapıldı.

19 Mayıs 2012 tarihinde KMO 43.Dönem 1.DanıĢma Kurulu Toplantısı “Birimlerimizin

ÇalıĢma Programlarının görüĢülmesi, KMO 43. Dönem Program Taslağının oluĢturulması,

TMMOB Genel Kuruluna yönelik KMO görüĢlerinin oluĢturulması, Dilek ve öneriler”

gündemi ile Ankara‟da Oda Merkezinde 28 kiĢilik katılımla gerçekleĢtirildi.

KMO 43. DÖNEM 1.DANIġMA KURULU TOPLANTISI – ANKARA

06 Haziran 2012 tarihinde Biyomühendislik Bülteni 5.sayısı web sayfamızda yayınlandı.

08 Haziran 2012 tarihinde CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet KESĠMOĞLU, Ankara Tabip

Odası BaĢkanı Özden ġENER ve Oda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ile Biber

gazı kullanımı ile ilgili basın toplantısı düzenlendi.

22-27 Haziran 2012 tarihlerinde Ġspanya‟da yapılan ANQUE Kimya Mühendisliği Kongre

faaliyetlerine Odamızı temsilen Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL katıldı.

24 Haziran 2012 tarihinde yapılan KMO Samsun ġube I. DanıĢma Kurulu Toplantısına

Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.

Sözcü gazetesine bor madenleri ile ilgili bilgi verildi.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair

Yönetmelik 19 Temmuz 2012 tarihinde 28358 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlandı.

25 Temmuz 2012 tarihinde KMO Denizli ġube Antalya Ġl Temsilcisi ataması yapıldı.

Mühendis, mimar ve Ģehir plancılarının düĢük ücretle çalıĢtırılmaları ve alınan ücretin Sosyal

Güvenlik Kurumu‟na eksik bildirilmesinin önüne geçmek için Sosyal Güvenlik Kurumu ile

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği arasında imzalanan protokol hakkında birimlerimize

bilgi verildi.

26

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Avrupa Kimya Mühendisliği Federasyonu (EFCE) toplantısında KMO IChemE (ECCE 10)

Avrupa Kimya Mühendisliği Kongresi adaylığı sunumunu yapmak, KMO adına gerekli

durumlarda temsil ve imza yetkisi Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL yetkilendirilmiĢ ve 25

Ağustos 2012 tarihinde Prag‟da yapılan EFCE Yönetim Kurulu Toplantısına katılım için

üyemiz Bülent ATAMER ve Avrupa Kimya Mühendisliği Kongresi adaylığı sunumunu

yapmak üzere Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL katıldı.

28 Ağustos 2012 tarihinde Biyomühendislik Bülteni 6.sayısı web sayfamızda yayınlandı.

01 Eylül 2012 tarihinde “1 Eylül Dünya BarıĢ Günü” konulu basın açıklaması yapıldı.

22 Eylül 2012 tarihinde Biyomühendislik Meslek Dalı Ana Komisyonu ve

Biyomühendislik Meslek Dalı Komisyonları KuruluĢ ve ÇalıĢma Esasları Uygulama

Yönetmeliği kabul edildi.

14 Eylül 2012 tarihinde “Kırtasiye Malzemeleriyle Okul Araç Ve Gereçlerine Dikkat!”

konulu basın açıklaması yapıldı.

01 Ekim 2012 tarihinde “Bazı Yönetmeliklerin Kriterleri DeğiĢtirilerek Veya Yürürlük

Tarihleri Ertelenerek Kirliliğe, Hastalıklara Ve Ölümlere Davetiye Çıkarılıyor!” konulu

basın açıklaması yapıldı.

09 Ekim 2012 tarihinde üyemiz Akif Bora ÖNDER Odamıza hakaret ve iftira içeren

beyanlarda bulunması nedeniyle KMO Onur Kuruluna sevk edildi.

15 Ekim 2012 tarihinde Yenimahalle Belediyesi ve FAO ortaklığında yapılan “Tarım

Kooperatifleri Dünyayı Beslemenin Anahtarı” temalı Dünya Gıda Günü kutlamalarına

Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.

22 Ekim 2012 tarihinde Tarım Kooperatifleri Birliği Dergisi tarafından sorulan sorulan

üzerine hazırlanan röportaj metni Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME tarafından

yanıtlandı.

03 Kasım 2012 tarihinde KMO 43. Dönem II. DanıĢma Kurulu Toplantısı “KMO I.

DanıĢma Kurulu kararları, 2013 ġube-Bölge Temsilcilikleri etkinliklerin görüĢülmesi ve

değerlendirilmesi, Mali durum, Dilek ve öneriler” gündemi ile 28 kiĢilik katılımla KMO

Güney Bölge ġubesi Adana‟da gerçekleĢtirildi.

27

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO 43. DÖNEM II. DANIġMA KURULU TOPLANTISI-ADANA

06 Kasım 2012 tarihinde “Ölüm Haberleri Değil, Çözüm Haberleri Duymak Ġstiyoruz!”

konulu basın açıklaması yapıldı.

09-11 Kasım 2012 tarihlerinde KMO Ege Bölge ġubemiz tarafından gerçekleĢtirilen III.

Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyumu, Sergisi ve ÇalıĢtayına Yönetim Kurulu

BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.

Sempozyumda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME açılıĢ konuĢması yaptı.

29 Kasım 2012 tarihinde yapılan KOSGEB Genel Kuruluna Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet

BESLEME katıldı.

04 Aralık 2012 tarihinde AKP‟nin kapalı kapılar ardında hazırladığı, TMMOB‟yi bölmeye,

parçalamaya, etkisizleĢtirmeye yönelik yasa değiĢikliğini kabul etmiyor, örgütüme sahip

çıkıyorum” baĢlığıyla Birliğimiz web sayfasında yer alan imza kampanyası hakkında

üyelerimize duyuru yapıldı.

06-09 Aralık 2012 tarihlerinde KMO Bursa ġubemiz tarafından gerçekleĢtirilen I. Uluslararası

Endüstriyel Su Teknolojileri Sempozyumu ve Fuarına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet

BESLEME, II. BaĢkan Dr. Ali UĞURLU, Sekreter Üye Halil KAVAK, Sayman Üye

M.Nurten AKBULUT, Yönetim Kurulu Üyeleri Ġhsan YaĢar ÖZTÜRK ve Hasan KOÇ katıldı.

Sempozyumda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME açılıĢ konuĢması yaptı.

09 Aralık 2012 tarihinde TMMOB Yasasında yapılmak istenen değiĢikliklerin ve 2013 yılı

KMO etkinliklerinin görüĢüldüğü Oda Yönetim Kurulu, ġube ve Bölge Temsilcilikleri

BaĢkanları Toplantısı 29 kiĢilik katılımla Bursa‟da yapıldı.

15 Aralık 2012 tarihinde TMMOB Yasa değiĢikliğine iliĢkin Oda Sekreter Üyeleri

toplantısında alınan karar gereğince; torba yasaya karĢı yapılacak mücadeleye katılımın

sağlanması amacıyla, öğrenci üyelerimize, halkımıza yönelik baĢlatılan imza kampanyası

hakkında duyuru yapıldı.

17 Aralık 2012 tarihinde BĠYOMEDAK Komisyon Üyeleri oluĢturuldu.

22 Aralık 2012 tarihinde KMO Trakya Bölge ġubemiz tarafından yapılan eğitimleri ve LPG

eğitimlerine yönelik konuları görüĢmek üzere Trakya Bölge ġube DanıĢma Kurulu

toplantısına Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi

M. Nurten AKBULUT ve TMMOB Temsilcimiz Ġrfan ĠNAN katıldı.

22 Aralık 2012 tarihinde 13 Kasım 2010 tarihinde kaybettiğimiz KMO II. BaĢkanlığı yapmıĢ

ve bir çok çalıĢmanın içinde bulunarak Odamıza emek vermiĢ Hasan AYÇIK anısına Oğuz

TÜRKYILMAZ‟ın konuĢmacı olarak katıldığı “Türkiye’de Enerji Görünümü” konulu

söyleĢiye katılındı.

Aralık 2012 tarihinde Su El Kitabı basıldı.

Ocak 2013 tarihinde "Kimya, Kimya Mühendisliği ve Çevre Terimleri Kılavuzu"nun

GeniĢletilmiĢ 5. Baskısı yapıldı.

28

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO 2013 Ajandalarının dağıtımı yapıldı.

Sahte Akaryakıt ve LPG Sorumlu Müdürlük Belgesi düzenlemesi ve istasyonda çalıĢması ile

ilgili olarak Odamız üyesi Özkan ÖZTÜRK hakkında 12 Ocak 2013 tarihinde ön inceleme

kurulu oluĢturuldu.

Sahte Sorumlu Müdür belgesi düzenleyen Odamız üyesi Engin YAĞMUR hakkında 05 ġubat

2013 tarihinde inceleme kurulu oluĢturuldu.

20 ġubat 2013 tarihinde KMO Ege Bölge ġube UĢak Ġl Temsilciliği ataması yapıldı.

23-24 ġubat 2013 tarihlerinde KMO 43. Dönem III. DanıĢma Kurulu toplantısı "Geçen bir

yılın değerlendirilmesi, 2013 yılı etkinliklerinin görüĢülmesi, mali durum, dilek ve öneriler"

gündemiyle 49 kiĢilik katılımla Antalya‟da yapıldı.

KMO 43.DÖNEM III. DANIġMA KURULU TOPLANTISI-ANTALYA

08 Mart 2013 tarihinde “Kadınlar BarıĢ Ġstiyor! SavaĢa, Yoksulluğa, Kadın Katliamlarına

Cinsiyet Ayrımcılığına Ve Emeğimizin Sömürüsüne KarĢı Direnerek Örgütleniyoruz!”

konulu basın açıklaması yapıldı.

KMO Bursa ġubemizin yazısı gereğince KMO Balıkesir Ġl Temsilcisi Sadık AġIK hakkında

inceleme yapmak üzere 13 Mart 2013 tarihinde inceleme kurulu oluĢturuldu.

18 Mart 2013 tarihinde Best FM haber bültenine Damacana sularında bulunan bisfenol A,

kirlilik konusunda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME röportaj verildi.

Ġnceleme Kurul Raporları üzerine üyelerimiz Özkan ÖZTÜRK ve Engin YAĞMUR‟a iliĢkin

tüm dosyalarla birlikte 20 Mart 2013 tarihinde KMO Onur Kuruluna sevk edildi.

12 Nisan 2013 tarihinde Odamız üye hizmetlerinin yürütüleceği, uygulama yazılımlarının

kurgulanması, üretilmesi, uygulanması, güncellenmesi ve ilgililerin eğitilmesi amacıyla KEY

Ġnternet Hizmetleri Bilgisayar Yazılım Donanım Mühendislik MüĢavirlik Sanayi ve Ticaret

Ltd.ġti. ile sözleĢme imzalandı.

13 Nisan 2013 tarihinde KMO EskiĢehir Bölge Temsilciliği tarafından düzenlenen Geleneksel

Mesleki DayanıĢma Gecesine Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU ve Sekreter Üye

Halil KAVAK katıldı.

19 Nisan 2013 tarihinde Ostim davası duruĢmasına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet

BESLEME ve Odamız Avukatı Cömert Uygar ERDEM katıldı.

29

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

24 Nisan 2013 tarihinde KMO Ankara ġube tarafından Meslekte 30.yılını doldurmuĢ üyeler

için yapılan törene Yönetim Kurulu Üyelerimiz katıldı.

Odamız Sorumlu Müdür Komisyonu, Kadın Komisyonu, Yayın Komisyonu, Ücretli ÇalıĢan

ve ĠĢsiz Mühendis Komisyonu, Örgütlenme Komisyonu, Yapı Denetimi Komisyonları ilk

toplantıları 27 Nisan 2013 tarihinde Oda Merkezinde yapıldı.

KMO KOMĠSYONLARI ĠLK TOPLANTISI

30

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB VE DĠĞER

ÖRGÜTLERLE ĠLĠġKĠLER

31

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TBMM gündeminde bulunan 4840 sayılı kanunun 2. Maddesinin değiĢtirilmesi önerisine

yönelik olarak Türkiye Maden-ĠĢ, Petrol-ĠĢ, Türk Enerji Sen, KESK-ESM sendikaları ile

TMMOB'ye bağlı Odamız, Jeoloji, Maden ve Metalurji Mühendisleri Odalarınca ortak basın

açıklaması yapıldı.

BOR`DA ÖZELLEġTĠRMEYE KARġI ORTAK BASIN AÇIKLAMASI

5 Mayıs 2012 tarihinde TMMOB IV. DanıĢma Kurulu Toplantısına 16 kiĢi ile katılındı.

Bugün gazetesinde TMMOB`ye ve bağlı odalarına saldırı niteliğinde ve kamuoyunu yanlıĢ

bilgilendirmeye yönelik yayınlanan haberler üzerine TMMOB`ye bağlı 22 Oda 10 Mayıs 2012

tarihinde bir basın toplantısı düzenledi. 22 odanın imza attığı “Toplumsal YaĢamın

Bilimsel-Teknik Ölçütlere Göre Düzenlenmesini Savunmaya Devam Edeceğiz”

konulu metin TMMOB Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet SOĞANCI tarafından

okundu.

10 MAYIS 2012 TARĠHLĠ BASIN TOPLANTISI

31 Mayıs-1-2 Haziran 2012 tarihlerinde düzenlenen TMMOB 42. Olağan Genel Kuruluna

katılındı.

Bergama Elele Hareketinin BaĢkanını yalnız bırakmamak için 05 Haziran 2012 tarihinde

Yargıtay 4.Hukuk Dairesinde yapılan duruĢmaya katılındı.

08 Haziran 2012 tarihinde Ostim-Ġvedik patlamalarının Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde

devam eden 7. duruĢmasına katılındı.

32

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

11 Haziran 2012 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Gıda Mühendisleri

Odası BaĢkanı Petek ATAMAN ve Ziraat Mühendisleri Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER

bir araya gelerek Dünya Gıda Günü 2012 etkinlikleri, istihdamı zorunlu personel taban

ücretleri ve gıda güvenliği uygulamaları konusunda görüĢ alıĢveriĢinde bulundular.

KMO-GMO-ZMO BAġKANLAR TOPLANTISI

23 Haziran 2012 tarihinde yapılan TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda BaĢkanları

toplantısına Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU katıldı.

TMMOB YÖNETĠM KURULU-ODA BAġKANLARI TOPLANTISI

Gözaltına alınan KESK‟li yöneticilerin Ankara Adliyesine çıkarılması nedeniyle 27 Haziran

2012 tarihinde Emek Demokrasi Güçleri dayanıĢma sağlandı.

Sivas Madımak Otelinde 19 yıl önce yaĢanan katliamın yıldönümünde Sivas Katliamını

Lanetlemek için “Sivas’ı Unutmadık. Unutturmayacağız” Mitingine katılındı.

02 Temmuz 2012 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Gıda Mühendisleri

Odası BaĢkanı Petek ATAMAN ve Ziraat Mühendisleri Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER

bir araya gelerek, Dünya Gıda Günü 2012 etkinliklerinin 13 Ekim 2012 tarihinde "Gıda

Güvencesinin Yapı TaĢları Tarımsal Kooperatifler" konusu ile yapılmasına karar verildi.

33

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO-GMO-ZMO BAġKANLAR TOPLANTISI

11 Temmuz 2012 tarihinde, TMMOB‟nin 1973-1980 yılları arası baĢkanlığını yapmıĢ

mühendis-mimar hareketinin toplumcu bir çizgiye sahip olmasında önder ve yiğit kiĢiliği ile

hep ön saflarda yer almıĢ TMMOB ile bütünleĢmiĢ örgütleĢmiĢ olan Teoman ÖZTÜRK‟ü

ölümünün 18. yılında anıldı.

Aralarında Odamızın da bulunduğu TMMOB`ye bağlı odalar, ĠnĢaat Mühendisleri Odası`na

yapılan saldırı üzerine 1 Ağustos 2012 tarihinde “ĠnĢaat Mühendisleri Odamıza Yapılan

Çirkin Saldırıyı Tarafımıza YapılmıĢ Sayıyor Ve Kınıyoruz.” adlı bir ortak açıklama

yapıldı.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri

Odası„nca 13 Ekim 2012 tarihinde Çankaya Belediyesi ÇağdaĢ Sanatlar Merkezi„nde

gerçekleĢtirilecek olan Dünya Gıda Günü Sempozyumu ile ilgili olarak 9 Ağustos 2012

tarihinde Gıda Mühendisleri Odası„nda bir hazırlık toplantısı yapıldı. Yönetim Kurulu BaĢkanı

Mehmet BESLEME, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK, Yönetim Kurulu Üyesi

Hasan KOÇ'un katılım sağladığı toplantıda, "Gıda Güvencesinin Yapı TaĢları Tarımsal

Kooperatifler" teması ile düzenlenecek Sempozyumun üç oturum olarak gerçekleĢtirilmesine

ve programın ayrıntılarının bir sonraki toplantıda netleĢtirilmesine karar verildi.

Düzenleme Kurulu toplantısının devamında 3 Oda BaĢkanı gündemdeki geliĢmeleri ele alarak,

sektörde çalıĢan meslektaĢlarımızın sorunlarının, tüm tarafların katılımı ile yapılacak bir

çalıĢtayda tartıĢılması ve çözüm yollarının belirlenmesi konusunda görüĢ birliğine vardı.

DÜNYA GIDA GÜNÜ SEMPOZYUMU HAZIRLIK TOPLANTISI

34

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

09 Ağustos 2012 tarihinde TMMOB Ġzmir Ġl Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanan

Aliağa Bölgesi Değerlendirme Raporu kamuoyunun bilgisine sunuldu.

16 Ağustos 2012 tarihinde “Türkiye’nin Nükleer Enerjiye Ġhtiyacı Yok!” konulu basın

açıklaması yapıldı.

28 Ağustos 2012 tarihinde, TMMOB Kimya, Gıda ve Ziraat Mühendisleri Odalarınca 13

Ekim 2012 tarihinde Çankaya Belediyesi ÇağdaĢ Sanatlar Merkezi„nde gerçekleĢtirilecek olan

Dünya Gıda Günü Sempozyumu„nun 3. Hazırlık toplantısı Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi

Halil KAVAK katıldı.

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU 3. HAZIRLIK TOPLANTISI

01 Eylül Dünya BarıĢ Günü nedeniyle gerçekleĢtirilen mitinge TMMOB pankartı altında

katılındı.

Dünya Gıda Günü Sempozyumu Düzenleme Kurulu Toplantısı 14 Eylül 2012 tarihinde

Odamızda yapıldı." Sempozyum programı üzerinde görüĢlerin paylaĢıldığı bu toplantıya;

Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Sekreter Üye Halil KAVAK, Teknik Personel

Ġmren TAġKIRAN, Gıda Mühendisleri BaĢkanı Petek ATAMAN ve Ziraat Mühendisleri

Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER katıldılar.

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU HAZIRLIK TOPLANTISI

15 Eylül 2012 tarihinde DĠSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından 4+4+4 kesintili eğitim

sistemine karĢı düzenlenen mitinge TMMOB pankartı altında katılındı.

19 Eylül 2012 tarihinde TMMOB Mühendis, Mimar ve ġehir Plancıları DayanıĢma Günü

etkinliğine katılındı.

29 Eylül 2012 tarihinde Elektrik Mühendisleri Odasında gerçekleĢtirilen Nükleer KarĢıtı

Platform EĢgüdüm Toplantısına Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU katıldı.

35

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB‟ye bağlı 22 Oda, termik santralle kömür sağlayan 2172 sayılı yasa ile

devletleĢtirilen, daha sonra 2840 sayılı yasa ile devlet eliyle iĢletilecek madenler kapsamına

alınan linyit sahalarının özelleĢtirilmesine yönelik yasal düzenlemeler üzerine KESK, ESM

ve Türk Enerji Sen ile birlikte “PeĢkeĢ Çekilme Sırası Kütahya-Seyitömer’de” konulu bir

basın açıklaması yapıldı.

05 Ekim 2012 tarihinde TMMOB`ye bağlı 23 Oda, Suriye`deki iç savaĢ ve son günlerde

yaĢanan geliĢmeler üzerine “Ülkede, Bölgede, Dünyada BarıĢ, BarıĢ Hemen ġimdi!”

konulu bir basın açıklaması yaptı.

06 Ekim 2012 tarihinde TMMOB 42. Dönem I. DanıĢma Kurulu Toplantısına 17 kiĢi ile

katılım sağlandı.

09 Ekim 2012 tarihinde 2840 sayılı yasa tasarısına iliĢkin Maden Mühendisleri Odasında

yapılan toplantıya Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.

10 Ekim 2012 tarihinde 2840 sayılı Bor Tuzları, Trona ve benzeri sahaları düzenleyen Kanun

Tasarısı üzerine TBMM Sanayi ve Enerji Alt Komisyonunda yapılan toplantıya katılındı.

2840 SAYILI YASA’DA DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA ĠLĠġKĠN TASARISI

TBMM ALT KOMĠSYONUNDA TOPLANTI

11 Ekim 2012 tarihinde Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürü Dr. Orhan Yılmaz ile Yönetim

Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME bor ile ilgili telefon görüĢmesi yaptı.

13 Ekim 2012 tarihinde yapılan TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyeleri ve Oda Onur

Kurulları Toplantısına Onur Kurulu Üyelerimizden Prof. Dr. Gürel NĠġLĠ, Prof. Dr. Hanifi

SARAÇ ve BeĢer BAYDAR Onur Kurulu Üyelerimiz katıldı.

13 Ekim 2012 tarihinde Odamız, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası ile

“Gıda Güvencesinin Yapı TaĢları Tarımsal Kooperatifler” Dünya Gıda Günü 2012

Sempozyumu düzenlendi.

36

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU

15 Ekim 2012 tarihinde Odamız, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası

ile Dünya Gıda Günü, “Açlık Günü” Olmasın! konulu ortak basın açıklaması yapıldı.

Günümüzde kamuoyunda çok çeĢitli nedenlerle tartıĢma konusu olan SU ile ilgili, Odamız

Ankara ġubesi, Ankara Tabip Odası, ASKĠ-SUKA DER, Halkevleri, Çevre Mühendisleri

Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası,

ĠnĢaat Mühendisleri Odası, Tüketici Dernekleri Federasyonu ve Tüketici Hakları Derneği

tarafından oluĢturulan "Su ve YaĢam" raporu 18 Ekim 2012 tarihinde gerçekleĢtirilen basın

toplantısıyla kamuoyuna sunuldu.

20 Ekim 2012 tarihinde DĠSK, KESK, TTB ve TMMOB „nin tüm yurtta “Zamlara, ĠĢsizliğe,

Yoksulluğa, SavaĢa Son” teması ile yapılan kitlesel basın açıklamasına katılındı.

2 Kasım 2012 tarihinde Odamız, Petrol ĠĢ Sendikası, KESK-ESM, TMMOB Jeoloji

Mühendisleri Odası, TMMOB Maden Mühendisleri Odası ve TMMOB Metalurji

Mühendisleri Odası ile ortak “Bor Madenlerinin ĠĢletilmesinin Özel Sektöre Devri Açık

Bir ÖzelleĢtirmedir.” konulu basın açıklaması yapıldı.

AKP‟nin kapalı kapılar ardında TMMOB Yasası‟nda yapmayı planladığı değiĢiklikler üzerine

12 Kasım 2012 tarihinde yapılan TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda BaĢkanları

Toplantısına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.

TMMOB YÖNETĠM KURULU VE ODA BAġKANLARI TOPLANTISI

37

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

14 Kasım 2012 tarihinde TMMOB‟ye bağlı Oda Sekreter/Yazman Üyeleri ortak toplantısında,

SGK Güvenlik Kurumu ile imzalanan protokol gereğince 2013 yılı için mühendis, mimar,

Ģehir plancıları asgari ücretinin belirlenmesi konusunda görüĢ alıĢveriĢinde bulundu.

Toplantıya Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK katılarak Odamız görüĢleri

aktarıldı.

16 Kasım 2012 tarihinde TMMOB`ye bağlı odalar, TMMOB Yasası`nda değiĢiklik yapmak

üzere kapalı kapılar ardında yürütülen çalıĢmalar üzerine “Mesleklerimize, Odalarımız ve

Birliğimize Sahip Çıkıyoruz Kapalı Kapılar Ardında Hazırlıkları Yapılan TMMOB’siz

TMMOB Yasasını Kabul Etmeyeceğiz.” baĢlıklı basın açıklaması yapıldı.

20 Kasım 2012 tarihinde Torba Yasa içerisinde TMMOB Yasası‟na yönelik yapılmak istenen

değiĢikler üzerine yapılan TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üye ortak toplantısına Yönetim

Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK katıldı.

24 Kasım 2012 tarihinde TMMOB Denetleme Kurulu Üyeleri, Oda Denetleme Kurulu

Üyeleri ve Saymanları ortak toplantısına, Denetleme Kurulu Üyelerimizden Ramazan

TÜMEN, Hale Nur OYMAK, Emin DEMĠR ve Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz M. Nurten

AKBULUT katıldı.

04 Aralık 2012 tarihinde AKP Ġktidarı tarafından yürütülen TMMOB Yasası`nda değiĢiklik

hazırlıkları üzerine yürütülecek mücadele konusunda yapılan TMMOB Oda

Sekreter/Yazman Üyeleri toplantısına, Yönetim Kurulu Üyesi Hasan KOÇ katıldı.

15 Aralık 2012 tarihinde TMMOB Ankara ĠKK tarafından düzenlenen TMMOB Yasası

değiĢikliği gündemli “Ġktidarın Saldırısı ve Yasal Düzenlemeler” baĢlıklı panele katılındı.

20 Aralık 2012 tarihinde AKP Hükümeti`nin TMMOB`ne yönelik yürüttüğü baskı ve

TMMOB Yasası değiĢikliği giriĢimine karĢı destek toplantısına Ġstanbul Bağımsız Milletvekili

Levent Tüzel ve EMEP Genel BaĢkanı Selma Gürkan TMMOB`a bağlı Odaların Yönetim

Kurulu BaĢkanlarını ziyaret etti. Toplantıya Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME

katıldı.

08 Ocak 2013 tarihinde TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üyeleri toplantısına Yönetim

Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK katıldı.

14 Ocak 2013 tarihinde TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen Tarım

2013 Sempozyumuna Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.

15 Ocak 2013 tarihinde yapılan TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üyeleri toplantısına

Yönetim Kurulu Üyesi Hasan KOÇ katıldı.

38

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

30 Ocak 2013 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, TMMOB Gıda

Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu BaĢkanı Petek ATAMAN ve TMMOB Ziraat

Mühendisleri Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık

Bakanlığı, Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire BaĢkanı Dr. Neslihan ALPER„i makamında

ziyaret ettiler. Gıda ĠĢletmelerinin Kayıt ve Onay ĠĢlemlerine Dair Yönetmelikte yapılan

değiĢiklik ve muhtemel olumsuz etkileri, bu konuda yapılabilecek iĢbirlikleri; kapasite

raporları ile ilgili olarak yaĢanan sıkıntılar ve çözüm önerileri; TAR-GEL projesi kapsamında

sözleĢmeli olarak istihdam edilen personelin Gıda Denetçisi Kurslarına katılım konusundaki

sıkıntıları görüĢüldü.

22 Ocak 2013 tarihinde Odamız, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu BaĢkanları, Gıda ĠĢletmelerinin Kayıt ve Onay ĠĢlemlerine Dair Yönetmelikte

DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik, IV. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu

düzenlemeleri ve genel konuları görüĢmek üzere bir araya geldiler.

01 ġubat 2013 tarihinde “Kazalar, Yangınlar ve Ölümler Üzerine Bir Kez Daha

Hatırlatıyoruz.” konulu basın açıklaması yapıldı.

05 ġubat 2013 tarihinde TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üye Toplantısına Yönetim Kurulu

Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.

13 ġubat 2013 tarihinde TMMOB Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisleri ile ilgili Yenimahalle

Belediyesi ile yapılan protokolün 1.yıldönümü nedeniyle TMMOB Öğrenci Evi ve Sosyal

Tesisleri ġantiyesinde Yenimahalle Belediye BaĢkanı, BaĢkan Yardımcıları ve yetkilileri,

TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri ve Oda BaĢkanlarının incelemelerde bulunduğu buluĢmaya

Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Sekreter Üye Halil KAVAK katıldı.

TMMOB ÖĞRENCĠ EVĠ VE SOSYAL TESĠSLERĠ PROTOKOLÜNÜN

1. YILI

2 Mart 2013 tarihinde TMMOB 42. Dönem 2. DanıĢma Kurulu toplantısına katılındı.

18 Mart 2013 tarihinde, 31 Ekim-02 Kasım 2013 tarihleri arasında Denizli‟de Odamız, Gıda

ve Ziraat Mühendisleri Odaları ile Pamukkale Üniversitesi ortaklığında düzenlenecek olan 2.

Ulusal Bağcılık ve ġarap Sempozyumu düzenleme kurulunu temsilen bir heyet Ankara„da üç

baĢkanla toplantı yaptılar. Sempozyum çalıĢmaları hakkında bilgi veren heyet, BaĢkanların

görüĢlerini aldı ve talep ettikleri destekleri dile getirdi.

39

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisleri‟nin mali durumu ve iĢletimine iliĢkin konularda

görüĢ alıĢveriĢinde bulunmak üzere 09 Nisan 2013 tarihinde yapılan TMMOB Yönetim

Kurulu ve Oda BaĢkanları Toplantısına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME

katıldı.

TMMOB YK-ODA BAġKANLARI TOPLANTISI

40

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KAMU – ÜNĠVERSĠTE

ĠLĠġKĠLERĠ

41

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

ETKB tarafından hazırlanan, Bakanlar Kurulu ve BaĢbakan'ın imzası ile 20 Mart 2012

tarihinde TBMM BaĢkanlığına gönderilen, "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile

Nükleer Enerji Hammaddelerinin ĠĢletmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini

Düzenleyen Konuda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" hakkındaki kaygılarımızı

içeren açık mektup, TBMM'deki tüm Milletvekillerine gönderildi.

24 Aralık 2011 tarih ve 28152 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan Risk Değerlendirme

Komite ve Komisyonlarının ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik gereğince

oluĢturulan ĠstiĢare Komitesine Odamız adına üyemiz Osman ÖZGÜN ismi 05 Haziran 2012

tarihinde T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü‟ne

bildirildi.

26 Haziran 2012 tarihinde T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel

Müdürlüğü tarafından hazırlanan havuzsuyu operatörleri modül eğitim programı ile ilgili

olarak Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK, KMO Antalya Ġl Temsilcisi Celal

GÜZELYÜREK ve Denizli ġube eski baĢkanı Ömer DUYSAL, Eğitim Komisyon BaĢkanı

Ali AKYOL‟u makamında ziyaret ettiler. Havuzsuyu operatörleri eğitimleri konusunda

KMO‟nun 2 yıllık çalıĢmaları, verilecek eğitimlerin içerikleri ve Türkiye genelinde Halk

Eğitim Müdürlükleriyle iĢbirliğine yönelik görüĢ alıĢverinde bulundular. Yönetmeliğe iliĢkin

değiĢiklik taleplerimiz yazılı olarak bildirildi.

31 Ekim 2012 tarihinde yapılan Mesleki Yeterlilik Kurumunun 7. Genel Kuruluna katılındı.

02 Kasım 2012 tarihinde SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Eğitim ve Sorumlu

Müdür Yönetmeliği taslağının eğitime iliĢkin hükümleri hakkında, T.C. Enerji Piyasası

Düzenleme Kurumu ile yapılan toplantıya Odamız adına LPG ÇalıĢma Grubu Üyemiz Niyazi

ÖZGÜR katıldı.

06 Kasım 2012 tarihinde T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu BaĢkanlığına Akaryakıt

Sorumlu Müdürlük hakkında yazı gönderildi.

20 Kasım 2012 tarihinde T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Genel Müdürlüğü‟nün

ATEX 6. Toplantısına Baturay ÇELĠK katıldı.

20 Kasım 2012 tarihinde T.C. Ankara Valiliği Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü tarafından

düzenlenen Yapı Malzemeleri Eğitim Seminerine Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali

UĞURLU katıldı.

12 Aralık 2012 tarihinde T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KĠMTEK 11.

Toplantısına Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU katıldı.

04 Ocak 2013 tarihinde SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Eğitim ve Sorumlu

Müdür Yönetmeliği hakkında, T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile yapılan toplantıya

Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.

01 ġubat 2013 tarihinde SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Eğitim ve Sorumlu

Müdür Yönetmeliği ve mevcut yönetmelik kapsamında eğitim ve belgelendirme konularını

42

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

görüĢmek üzere T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile yapılan toplantıya Yönetim

Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.

12 ġubat 2013 tarihinde TSC Otomasyon ve Bilgi Sistemleri Sanayi Ticaret Limited ġirketine

Odamız logosunu izinsiz kullanması nedeniyle uyarı yazısı gönderildi.

15 ġubat 2013 tarihinde Ankara Barosunun düzenlediği “Çevre Ġçin BuluĢuyoruz.”

etkinliğine Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK ve Odamız Avukatı Cömert

Uygar ERDEM katıldı.

20 ġubat 2013 tarihinde T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu BaĢkanlığına hazırlanan

LPG yeni belgeleri gönderildi.

26 Mart 2013 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Madeni Yağ

Sempozyumu Düzenleme Kurulu BaĢkanı Çetin KAYAM ve Ankara ġube Müdürü Gülay

BAġKAYA yapılacak Madeni Yağ Sempozyumu ve Sergisi hakkında Elektrik Üretim A.ġ.

Genel Müdür Yardımcısı Nurettin KULALI ve Eğitim Müdürü Mehmet DÜZGÜN ile görüĢ

alıĢveriĢinde bulundular.

10 -11 Nisan 2013 tarihlerinde Türkiye Petrol Jeologları Derneği (TPJD) ve TMMOB Jeofizik

Mühendisleri ile ortaklaĢa düzenlenen TUROGE 2013-12. Türkiye Uluslar arası Petrol ve Gaz

Konferansı ve Sergisine Yönetim Kurulu Üyesi Ayfer GÜÇLÜ ARAS katıldı.

TMMOB ve SGK BaĢkanlığı arasında yapılan iĢbirliği protokolüne aykırı olarak davranan,

2013 yılı için belirlenen brüt 27000 TL‟nin altında mühendis istihdam eden iĢyerleri listesi

10 Nisan 2013 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu BaĢkanlığı‟na iletildi.

15 Nisan 2013 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Sekreter Üyesi

Halil KAVAK Boren Enstitü BaĢkanı Dr. ġükrü ÖZTÜRK makamında ziyaret ederek Oda

çalıĢmaları, Bor‟un genel durumu ve Odanın düzenleyeceği Sempozyum ve Kongrelere

katılım ve katkılar konusunda görüĢ alıĢveriĢinde bulundular.

16 Nisan 2013 tarihinde T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel

Müdürlüğü yapı malzemesi olarak kullanılan kimyasal malzemeler, yapı malzemelerinde

kullanılan kimyasal katkılar ile yapı malzemesi olarak kullanılan kimyasallar ve kimyasal

katkılar hakkındaki yasal kısıtlamaların ve düzenlemelerin görüĢüldüğü çalıĢma toplantısına

Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Ali UĞURLU ve Yedek Yönetim Kurulu Üyesi Ömer ĠÇEMER

katıldı.

43

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

MEVZUAT ÇALIġMALARI

44

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

• 19 Temmuz 2012 tarih, 28358 sayılı Resmi Gazete‟de TMMOB KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ

ODASI ANA YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR

YÖNETMELĠK yayımlandı.

20 Aralık 2008 tarih, 186 no.lu KMO Yönetim Kurulu kararı ile iç yönetmelik olarak

yayınlanan ve halen yürürlükte olan “TMMOB KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI LPG

YETKĠLĠ PERSONEL EĞĠTĠMLERĠ UYGULAMA YÖNETMELĠĞĠ”nin 2012-2013

yılları için düzenlemesi 17 Aralık 2012 tarihinde yapıldı.

22 Eylül 2012 tarihinde BĠYOMÜHENDĠSLĠK MESLEK DALI ANA KOMĠSYONU VE

BĠYOMÜHENDĠSLĠK MESLEK DALI KOMĠSYONLARI KURULUġ VE ÇALIġMA

ESASLARI UYGULAMA YÖNETMELĠĞĠ kabul edildi.

45

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KONGRE VE SEMPOZYUMLAR

46

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012

GIDA GÜVENCESĠNĠN YAPI TAġLARI

TARIMSAL KOOPERATĠFLER

13 EKĠM 2012-ANKARA

47

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU

“GIDA GÜVENCESĠNĠN YAPI TAġLARI TARIMSAL KOOPERATĠFLER”

PROGRAM

13 EKĠM 2012

(ÇSM Konferans Salonu – ANKARA)

09:00 – 09:30 Kayıt

09:30 – 11:15 AçılıĢ KonuĢmaları

Öğrenci Temsilcisi 3 Oda adına

Dr.Turhan TUNCER (TMMOB Ziraat Müh.Odası YK BaĢkanı (3 Oda adına)

Mehmet SOĞANCI (TMMOB Yönetim Kurulu BaĢkanı)

Mustapha SINACEUR (FAO Türkiye Temsilcisi)

Bülent TANIK (Çankaya Belediyesi BaĢkanı)

Dr.M.Mehdi EKER (Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı)(Katılımları halinde)

Siyasi Parti Temsilcileri (Katılımları halinde)

11:15 – 11:30 Kahve Arası

11:30 – 13:00 I. OTURUM

“GIDA HAMMADDESĠ ÜRETĠMĠNDE ÖRGÜTLENME – TARIMSAL

KOOPERATĠFLER”

OTURUM BAġKANI:Prof. Dr. Melahat AVCI BĠRSĠN

Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 2. BaĢkanı

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi

11:30 – 11:50 Dr. AyĢegül AKIN

FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı

11:50 – 12:10 Yakup YILDIZ

Köy-Koop Merkez Birliği Yönetim Kurulu BaĢkanı

12:10 - 12:30 Ziya OKUMUġOĞLU

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü

TeĢkilatlanma Dairesi

12:30 – 12:50 Prof. Dr. BÜLENT GÜLÇUBUK

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi

12:50 – 13:00 TartıĢma

13:00 – 14:00 Öğle Yemeği Arası

48

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

14:00 – 15:30 II. OTURUM

“UYGUN OLMAYAN GIDALARIN KAMUOYUNA BĠLDĠRĠLMESĠ”

OTURUM BAġKANI: Petek ATAMAN

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu BaĢkanı

14:00 – 14:20 Dr. Bediha DEMĠRÖZÜ

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 2.BaĢkanı

14:20 – 14:40 Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü yetkilisi

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

14:40 – 15:00 Ġlknur MENLĠK

Türkiye Gıda ve Ġçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu

15:00 – 15:20 Doç. Dr. A.Argun AKDOĞAN

TODAĠ

15:20 – 15:30 TartıĢma

15:30 – 16:00 Kahve arası

16:00 – 18:30 PANEL

“GIDA FĠYATLARI SORUNSALI”

PANEL BAġKANI: Mehmet BESLEME

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu BaĢkanı

PANELĠSTLER: Prof. Dr. Numan AKMAN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi

Prof.Dr. Abdullah ÖKTEM Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Erdoğan GÜNEġ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi

M.Ülkü KARAKUġ TÜRKĠYEM-BĠR Yönetim Kurulu BaĢkanı

Dr. F. Figen AR PANKOBĠRLĠK APK Müdür Yardımcısı

18:30 – 20:00 KapanıĢ Kokteyli

49

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası, "Dünya

Gıda Günü" nedeniyle 13 Ekim 2012 tarihinde, "Gıda Güvencesinin Yapı TaĢları:Tarımsal

Kooperatifler"konulu sempozyum düzenlendi.

Çankaya Belediyesi ÇağdaĢ Sanatlar Merkezi`nde yapılan sempozyumun açılıĢında, düzenleyici üç

oda adına Öğrenci Temsilcisi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi`nden Ece ĠRĠCE, Ziraat

Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER TMMOB BaĢkanı Mehmet

SOĞANCI, FAO Temsilcisi Mustapha SINACEUR, Çankaya Belediye BaĢkanı Bülent TANIK,

MHP Genel BaĢkan Yardımcısı Hamit AYAYDINve CHP Genel BaĢkan Yardımcısı, Ziraat

Mühendisleri Odası önceki dönem baĢkanlarından Doç. Dr. Gökhan GÜNAYDIN konuĢma yaptılar.

Alanında uzman akademisyenler, siyasetçiler ve sivil toplum örgütü yetkililerinin katıldığı Dünya

Gıda Günü Sempozyumu kapsamında, "Gıda Hammaddesi Üretiminde Örgütlenme - Tarımsal

Kooperatifler" ve "Uygun Olmayan Gıdaların Kamuoyuna Bildirilmesi" baĢlıklı oturumlar ile "Gıda

Fiyatları Sorunsalı" konulu bir panel gerçekleĢtirildi. Gıda Fiyatları Sorunsalı konulu Panel Oda

BaĢkanımız Mehmet BESLEME'nin yönetiminde sona erdi. Panelin bitiminde ilgiyle izlenen

sempozyum verilen kokteyl ile sona erdi.

50

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

III. ULUSLARARASI POLĠMERĠK KOMPOZĠTLER

SEMPOZYUMU, SERGĠSĠ VE ÇALIġTAYI

09-11 KASIM 2012 - ĠZMĠR

51

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

52

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

53

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

54

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

55

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

III. Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyumu,Sergisi ve ÇalıĢtayı 09-11 Kasım 2012 tarihleri

arasında Ġzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde 250 kiĢinin katılımı ile gerçekleĢtirildi. Oda

BaĢkanımız Mehmet BESLEME'nin açılıĢ konuĢması ile baĢlayan sempozyumun, ikinci gününde

Körfez turu eĢliğinde kokteyl düzenlenmiĢ, üçüncü günü KMO Ege Bölge ġube BaĢkanı Saadet

ÇAĞLIN'ın baĢkanlığında "Dünyada ve Ülkemizde Polimerik Kompozit Sektörünün Bugünkü

Durumu ile Geleceğe Yönelik Öneriler ve Sürdürülebilirlik" konulu Panel ile sona ermiĢtir.

Oda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME'nin açılıĢ konuĢması:

Değerli katılımcılar,

Sevgili meslektaĢlarım, Neredeyse gelenekselleĢmiĢ hale gelen ve her iki yılda bir Kasım ayında Ġzmir‟de düzenlediğimiz,

“Polimerik Kompozitler Sempozyum ve Sergisini” nin, üçüncüsüne hoĢ geldiniz diyor, hepinizi

Kimya Mühendisleri Odası ve Ģahsım adına saygı ile selamlıyorum.

Basitçe polimer yapıya sahip iki molekülün birleĢtirilmesinden oluĢan malzemeler dediğimiz

polimerik kompozitler, diğer malzemelere oranla bugün daha fazla tercih edilir durumdadır.

Çok hafif olmaları, korozyona ve aĢınmaya karĢı dayanıklılığı, kolay iĢlenebilir ve kolay Ģekil

verilebilirliği, yüzey uygulamaları ve kalıplama kolaylıkları, yanmazlık ve Ģeffaflık gibi özellikleri bu

tercihin ana nedenleridir.

Ülkemizde özellikle yapı malzemeleri olarak, bu polimerlerin çok büyük bir önemi vardır. Bugün

dünyada üretilen polimerlerin yaklaĢık %30u inĢaat ve yapı endüstrisinde kullanılmaktadır. Yine

otomotiv, gıda, iletiĢim, ulaĢım, sağlık, uzay araçları, enerji vb. alanlar için bu malzemeler önemli bir

girdi oluĢturmaktadır.

Polimer kompozit malzeme teknolojisi hızla geliĢmekte, sektör neredeyse her gün piyasaya yeni bir

ürün sunmaktadır. AlıĢılmıĢ malzemelere karĢı, fiziksel ve kimyasal avantajları sayesinde pek çok

alanda geleceğin malzemeleri olmaya devam edecektir. Hatta akıllı malzeme altyapısı nedeniyle,

endüstriyel açıdan farklı yeni açılımlar sunacağı da kesindir.

Kompozit Sektörü, her geçen gün geliĢmekte olup, özellikle yenilenebilir enerji, savunma sanayi,

havacılık, denizcilik, ulaĢım, otomotiv ve inĢaat sektörlerine sağladığı katma değeri yüksek ürünler ile

ithal ikamesini azaltacak yönde geliĢerek ulusal ekonomimize bugün olduğu gibi gelecekte de büyük

kazanımlar sağlayacaktır.

Değerli katılımcılar;

Önceki sempozyumlarda da dillendirdiğimiz bazı bölümleri yeniden hatırlatmakta fayda görüyorum.

Sempozyuma ilk baĢladığımız 2006 yılından beri etkinlikten çıkarılan sonuçlardan önemli görülenleri,

ilgililere ve yetkili kurumlara Ģöyle özetlemiĢtik;

1. Türkiye‟de Polimerik yapıda malzeme üreten ve ürün geliĢtiren üretici ve alanda çalıĢan

teknik personel, bilim ve teknoloji üretimine ıĢık tutan disiplinlerarası, birlikte çalıĢmanın

bilincindedir.

2. Doğru geliĢmenin bu yolla sektöre, ülkeye ve topluma getireceği yararın kaçınılmaz

olduğunun farkındadır. Düzenlediğimiz sempozyumlarda, doğru geliĢme için yetiĢmiĢ insan

gücü gereksinimi uzman ve ara eleman eğitiminin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıĢtır.

3. Bu nedenle eğitim, bu alana iliĢkin meslek okullarında, meslek yüksek okullarında,

üniversitelerde lisans düzeyinde ilgili dersler açılarak, yüksek lisansta ise ayrı bir dal olarak

yapılmalıdır. Bu gereksinim yurtdıĢından katılan değerli uzmanlarca da dile getirilmiĢtir.

4. Malzeme biliminde ve uygulamalarında katma değeri yüksek pek çok yönden daha iyi

özelliklere sahip ve sürekli yeniliklere açık bir alan olan kompozitlerin, ülkemizde dünyadaki

diğer ülkelere göre (% 3-7 arasında) daha hızlı geliĢme(%9) göstermesi önemli bir pazar

hacmi oluĢturmaktadır.

5. Kompozit sektörünün, otomotivden kara, deniz, hava ulaĢımı ve uzay çalıĢmalarına, tarım,

sağlık, inĢaat, enerji ve pek çok alanda uygulanabilmesi için çeĢitli platformlarda temsil

edilmesi gerekliliği açıktır.

6. Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin Ġstatistiki Sınıflaması olarak bilinen NACE

kodlarında kompozit sektörüne yönelik herhangi bir kod bulunmaması, bulunan kodların

yetersizliği ve sektör temsilcilerinin farklı gruplar altında yeterince etkin olamama, birlikte

karar alma ve uygulama yeteneğini geliĢtirememesi gibi olumsuzluklara neden olmaktadır.

Kompozit alanını kapsayacak, NACE kodlarının oluĢturulması gerekmektedir.

56

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

7. Amaç bu alanda ülkenin gücünün arttırılması için sağlıklı ve güvenli çalıĢma ortamlarını

sağlayarak, dıĢa bağımlılığı azaltan kaliteli ürün üretmek hedeflenmeli ve bunun için gerekli

destek sağlanmalıdır.

8. Yine özellikle hammaddeye yönelik sıkıntıları mevcuttur. Ülkemizde girdi sağlayan, Petkim

ve Cam Elyaf gibi kuruluĢlar sektörün ihtiyacını tek baĢlarına karĢılayamamaktadır. Bunun

için yeni yatırımların desteklenmesi gerekmektedir.

9. Avantajlı konumu gereği kompozit malzemelere olan ilginin artması, ürün altyapısında

kalitesizliğe ve kayıt dıĢılığa yol açmıĢ, dolayısı ile sektörde haksız rekabet ortamını

yaratmıĢtır. Bu nedenle, doğru planlama ve denetim zorunluluğu ortaya çıkmıĢtır.

10. Polimerik kompozit alanında, ürün kalite kontrolünü, uluslararası test ve standartlara uygun

çalıĢma yapacak tam donanımlı akredite laboratuvarlara ihtiyaç ne yazık ki halen

giderilememiĢtir.

11. Özellikle kompozit sektöründeki iĢçi sağlığı ve güvenliği, atıkların yok edilmesi ve geri

kazanılması, enerjide kullanılması, bunun için toplama sistemine iliĢkin üretici, devlet, meslek

odaları, yerel yönetimlerin katılımlarıyla bir koordinasyon oluĢturulması, bölgesel bir atık

bankası kurulması ayrı bir önem taĢımaktadır.

Alana yönelik değerlendirmelerimizi kısaca böyle özetleyebiliriz.

Değerli katılımcılar,

Odamız tarafından düzenlenen bu etkinlikte 3 gün boyunca, bilim insanlarımız, sektörde görev alan

meslektaĢlarımız yeni tespitlerde ve önerilerde bulunacaklardır. Sizlerin aktif katılımları ile ülkemizin

polimerik kompozitler alanında geleceğine yönelik yeni ufuklar açacağımızı düĢünüyoruz.

Değerli katılımcılar,

Her ürün gibi bu kongremiz de bir emeğin sonucudur. Bu nedenle düzenleme, bilim, danıĢma ve

yürütme kuruluna, katkı sağlayan bildiri sahiplerine, sergi alanında yer alan sektör temsilcilerine,

odamız çalıĢanlarına, öneri ve soruları ile sempozyumu zenginleĢtirecek siz değerli katılımcılarımıza

teĢekkür ediyoruz.

Kimya mühendislerini ve sevgili öğrenci arkadaĢlarımı, KMO çatısı altında bizlerle birlikte öneri ve

düĢünce geliĢtirmeye, birlikte üretmeye, bilgi ve deneyimlerimizi paylaĢmaya çağırıyoruz.

Sempozyumun ülkemize ve Kompozit Malzemeler alanına katacağı değerin, bundan sonraki yapılacak

çalıĢmalarla daha da ileri götürülmesi umuduyla KMO adına saygılarımı sunuyorum.

Mehmet BESLEME

KMO YK. BaĢkan

57

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

I.ULUSLARARASI ENDÜSTRĠYEL SU

TEKNOLOJĠLERĠ

SEMPOZYUMU VE FUARI

06-09 ARALIK 2012 – BURSA

58

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

ENSUTEK 1. ULUSLARARASI ENDÜSTRĠYEL SU TEKNOLOJĠLERĠ

SEMPOZYUMU

SEMPOZYUM PROGRAMI 6 ARALIK 2012

12:00 – 13:00 AÇILIġ TÖRENĠ VE AÇILIġ KONUġMALARI

1.OTURUM 14.00-15.00

“Göller Bölgesinde Bulunan Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi”

Ġbrahim DĠLER - Süleyman Demirel Üniversitesi Su Enstitüsü

“Su Yönetiminde Yasal Mevzuat”

Serhan AKAR - Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü

“Kobilere Sağlanan KOSGEB Destekleri”

Yelkan GÜVEN - KOSGEB

15:00 –15:30 ARA

2.OTURUM 15.30 – 16:30

"Pms/Uv-C Oxidation of the Endocrine Disrupting Compounds Triton X45 And Bisphenol A: Process

Optimization, Kinetics and Toxicity Assessment"

Duygu DURSUN – Ġstanbul Teknik Üniversitesi

"OSB’lerde Arıtılmış Atık Suyun Endüstriyel Geri Kullanımı"

Deniz DÖLEN – Dokuz Eylül Üniversitesi

" Kırmızı Çamurun Endüstriyel Atık Su Arıtımında Kullanımı Üzerine Bir Araştırma"

Elif Tuğçe ERSÖZ – Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi

"İşlem Görmüş Tavuk Tüyünün Atık Sulardan Ağır Metal İyonlarını Uzaklaştırmada Biyotutucu

Olarak Kullanımı"

Günseli ÖZDEMĠR – Ege Üniversitesi

7 ARALIK 2012

1.OTURUM 10.30-11.30

"Defluoridation of Natural Waters of South Tunisian by Coagulation - Flocculation"

Missaoui KHAOULA - El Manar University, TUNISIA

"Adsorptive Removal of Phenol from Aqueous Solution over Granular Activated Carbon: Optimization

through Experimental Design Methodology"

Tabassi DORRA - El Manar University, TUNISIA

“A Strategic Plan for Olive Mill Wastewater Management for the Island of Crete

Evan DIAMANTOPOULOS – Technical University of Crete

11:30 – 12:00 ARA

2.OTURUM 12.00-13.00

"Türkiye’de Su ile İlgili Standartlar"

Erhan ÖZBEY – Türk Standartları Enstitüsü

“Water: A Perspective on Sustainability of This Essential Commodity”

Jayesh Chandra Kant GANDHI – ASTM International

“Disinfection in Municipal Wastewater Treatment Plant Applications”

“Improved Digester Performance”

Bengt Hans, David Normington -KEMĠRA , HĠDROSĠS

13:00 – 14:00 ÖĞLE YEMEĞĠ

59

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

3.OTURUM 14.00-15.00

“Soğutma Suyu Islahı ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Teknolojiler”

Recep ÖZGAN - NALCO

" TÜBİTAK Destekleri ve ACQUEAU - Su Teknolojileri”

Hasan Burak TĠFTĠK - TÜBĠTAK EUREKA

15:00 – 15:30 ARA

4.OTURUM 15.30-16.30

"Soğutma Suyu Şartlandırmasında Korozyon, Kabuklaşma İnhibitörü ve Biyosid Olarak Bitkisel Bazlı

Tek Ürün Kullanımı"

Erdinç ĠKĠZOĞLU – Ege Üniversitesi

"20. Yüzyıl Başlarında Nilüfer Çayı’nın Temizlik ve Islahı Suretiyle Bursa Ovasının İrva ve Iskası

Projesi: Teknik İmkânlar, Finansman Kaynakları ve İşletme İmtiyazı"

Güler YARCI – Marmara Üniversitesi

“Strategies for Waste Water Minimization in the Textile Industry”

Erhan ÖNER – Marmara Üniversitesi

"Deri Üretim Proseslerinde Atık Su Yönetimi"

Selime MENTEġ ÇOLAK – Ege Üniversitesi

8 ARALIK 2012

1.OTURUM 10:30 – 11:30

"Deniz Suyunun Tekstil Terbiyesinde Kullanımı"

Aslıhan DELĠTUNA – Namık Kemal Üniversitesi

"Electro-Oxidation of Hydrogen Sulfide Containing-Artificial Sea-Water”

AyĢe Elif SANLI – Turgut Özal Üniversitesi

“Deniz Suyunun Yüksek Verimle Saflaştırılması: Pervaporasyonla Tuz Giderimi"

Filiz Uğur NĠGĠZ – Kocaeli Üniversitesi

11:30 – 12:00 ARA

2.OTURUM 12:00 – 13:00

"İşletmelerin Atık Sularını Kanalizasyona Deşarj Standartları"

Erdinç ÇINGAY - BUSKĠ

“Application of Adsorption – Ultrafiltration Hybrid Process for Removal of Bisphenol A from Water"

Ġdil YILMAZ ĠPEK – Ege Üniversitesi

" Nanokompozit Polimerik Membranların İçme Suyu Arıtımında Kullanılması"

Derya KARġI – Ġstanbul Teknik Üniversitesi

13:00 – 14:00 ÖĞLE YEMEĞĠ

60

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

PANEL 14:00 – 15:00

“ENDÜSTRİDE SU YÖNETİMİ İLE KAYNAKLARIN VERİMLİ KULLANILMASI"

Panel Yöneticisi

Mehmet BESLEME - TMMOB Kimya Mühendisleri Odası YK BaĢkanı

Panelistler

“Zorlu Enerji Su Yönetimi ve Atık Su Geri Kazanım Uygulaması”

Esra ÇETĠN – Zorlu O&M

“Türkiye’de Su Yönetimindeki Gelişmeler ve Endüstriyel Su Yönetimine Yönelik Çalışmalar Üzerine

Bir Değerlendirme”

GökĢen ÇAPAR – Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü

“Su Ayak İzi”

Semra CAN – Bureau Veritas Türkiye

15:00 – 16:00 KAPANIġ TÖRENĠ

61

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KĠMSEM

62

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

BĠRĠM ETKĠNLĠK EĞĠTMENLER TARĠH SAYI

ANKARA ġB.

LPG Otogaz yada Dolum

Tesisi Sorumlu Müdürlük

(Erzurum) Eğitimi

Prof.Dr.Hanifi SARAÇ,

Niyazi ÖZGÜR

Ruhi ÖKTEM

21-23 Nisan 2012 69

ANKARA ġB.

LPG Otogaz yada Dolum

Tesisi Sorumlu Müdürlük

Eğitimi

Niyazi ÖZGÜR, Saim

AYAZ, Ruhi ÖKTEM,

ġeref ÖNAL,

Müjdat AYDIN

Dr.Arif MÜEZZĠNOĞLU

26-28 Nisan 2012 27

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Kayseri)

Niyazi ÖZGÜR

Dr. Öner KÜÇÜK 18-19 Mayıs 2012 25

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara)

Niyazi ÖZGÜR

Saim AYAZ 29-30 Mayıs 2012 30

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara)

Niyazi ÖZGÜR

Saim AYAZ

14-15 Haziran

2012 24

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara)

Niyazi ÖZGÜR

Saim AYAZ

18-19 Temmuz

2012 27

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Konya) Saim AYAZ

09-10 Ağustos

2012 21

ANKARA ġB.

Tehlikeli Kimyasalların

Güvenli Kullanımı Eğitimi

(MAN Türkiye A.ġ.

Personeli)

Turgay BODUROĞLU

Zekai DÜZGÜN 07-08 Eylül 2012 12

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Konya)

Mümin SEMERCĠ

Dr. Sami ALTINOK 22-23 Eylül 2012 35

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara)

Niyazi ÖZGÜR

Saim AYAZ 27-28 Eylül 2012 43

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Kayseri) Niyazi ÖZGÜR 28-29 Eylül 2012 18

ANKARA ġB.

LPG Otogaz yada Dolum

Tesisi Sorumlu Müdürlük

Eğitimi

Niyazi ÖZGÜR-Ruhi

ÖKTEM-Saim AYAZ-

Dr.Arif MÜEZZĠNOĞLU-

Zekai DÜZGÜN

Müjdat AYDIN

04-06 Ekim 2012 27

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara)

Niyazi ÖZGÜR, Saim

AYAZ 08-09 Kasım 2012 17

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Konya)

Mümin SEMERCĠ

Dr. Kemal BAġARAN 08-09 Aralık 2012 18

ANKARA ġB.

ISO 9001-2008 Kalite

Yönetim Sistemleri Temel

Eğitimi

Ceren BESLEME

15-16 Aralık 2012 19

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara)

Niyazi ÖZGÜR

Saim AYAZ 18-19 Aralık 2012 20

ANKARA ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi

(Van)

Enes SUSAR, Birsen

ALTAÇLI 22-23 Aralık 2012 13

ANKARA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonlarında

Sorumlu Müdürlük Eğitimi

Zekai DÜZGÜN

Niyazi ÖZGÜR, Saim

AYAZ, Ruhi ÖKTEM

Dr.Arif MÜEZZĠNOĞLU

28-30 Ocak 2013 18

ANKARA ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Mehmetçik Vakfı

Otogaz Ġstasyonu)

Niyazi Özgür-Saim AYAZ 28-29 Ocak 2013 13

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara) Niyazi Özgür-Saim AYAZ 24-25 Ocak 2013 35

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Konya)

Mümin SEMERCĠ-

Dr.Kemal BAġARA 26-27 Ocak 2013 29

ANKARA ġB.

TS EN ISO/IEC 17025

Kapsamında Ölçüm

Belirsizliği Eğitimi (ETĠ

SODA A.ġ Personeli)

Taylan ÇORUH 04-05 ġubat 2013 7

63

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

ANKARA ġB.

TS EN ISO/IEC 17025

Kapsamında Ölçüm

Belirsizliği Eğitimi (ETĠ

SODA A.ġ Personeli)

Taylan ÇORUH 11-12 ġubat 2013 13

ANKARA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonlarında

Sorumlu Müdürlük Eğitimi

Zekai DÜZGÜN, Niyazi

ÖZGÜR, Saim AYAZ,

Dr.Tahir KASAPOĞLU

14-16 Mart 2013 19

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Konya)

Mümin SEMERCĠ

Dr. Kemal BAġARA 02-03 Mart 2013 40

ANKARA ġB.

TS EN ISO/IEC 17025

Laboratuvar ve Deney

Akreditasyonu kapsamında

Hizmet ÇalıĢtayı (ETĠ SODA

A.ġ Personeli)

Taylan ÇORUH 11 Mart 2013 20

ANKARA ġB. GBF Hazırlayıcısı Eğitimi Mustafa Cüneyt GEZEN 25-27 Mart 2013 19

ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Ankara) Niyazi Özgür-Saim AYAZ 20-21 Mart 2013 8

ANKARA ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (Konya) (SeydiĢehir

Otogaz Ġstasyonu)

Mümin SEMERCĠ 30-31 Mart 2013 10

ANKARA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonlarında

Sorumlu Müdürlük Eğitimi

Niyazi ÖZGÜR

Zekai DÜZGÜN

Saim AYAZ

18-20 Nisan 2013 42

BURSA ġB. Havuz Suyu Operatörü

Eğitimi - Balıkesir

Ġlker TUNCA, Sadık AġIK,

Dr. Mehmet ÇALIġKAN,

Zafer AYHAN

14-19 Mayıs 2012 14

BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım

personeli Eğitimi Bursa

Metin AYDIN,

Mürvet ÇAVUġ ARI,

Ali TURHAN

21-22 Mayıs 2012 5

BURSA ġB. BTSO Ġtfaiye müdürlüğü Ümit YILDIZHAN 02 Haziran 2012 23

BURSA ġB. Havuz Suyu Operatörü

Eğitimi - Balıkesir

Sadık AġIK

Dr. Mehmet ÇALIġKAN

Zafer AYHAN

08-13 Haziran

2012 27

BURSA ġB.

Tehlikeli Gazlara KarĢı

Alınması Gerekli Önlemler

Eğitimi (BUSKĠ)

Ali TURHAN 25-26-27 Temmuz

2012 97

BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım

personeli Eğitimi Bursa

Metin AYDIN,

Mürvet ÇAVUġ ARI

Ali TURHAN

15-16 Ağustos

2012 15

BURSA ġB. 6269 Sorumlu Müdür

Eğitimi

Ali ULUġAHĠN

Ali TURHAN

Kenan ERGUS

28-29-30 Eylül

2012 12

BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım

personeli Eğitimi Bursa

B.Sabit ERMERAK,

Mürvet ÇAVUġ ARI

Ali TURHAN

15-16 Kasım 2012 11

BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım

personeli Eğitimi Bursa

B.Sabit ERMERAK,

Meltem CEYHAN

Ali TURHAN

19-20 Aralık 2012 9

BURSA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

B.Sabit ERMERAK,

Mürvet ÇAVUġ ARI, Ali

TURHAN

30-31 Ocak 2013 5

BURSA ġB.

Buhar ve Yağ Kazanları

Eğitimi

(M.K.PaĢa Beld. Ġtfaiye

Pers.)

Ali TURHAN 02 ġubat 2013 21

BURSA ġB. 6269 Sorumlu Müdür

Eğitimi

Ali TURHAN, Ali

ULUġAHĠN

Dr.Kenan ERGUS

8-9-10 Mart 2013 11

BURSA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

B.Sabit ERMERAK, Ali

TURHAN

Doç.Dr. Egemen DERE

15-16-17 Mart

2013 15

64

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

BURSA ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

B.Sabit ERMERAK

Merih ESKĠCĠOĞLU

Ali TURHAN

1-2 Nisan 2013 21

BURSA ġB.

Güvenlik Bilgi

Formu(MSDS) Hazırlayıcısı

Eğitimi ve Sınavı

Mustafa Cüneyt GEZEN 11-12-13 Nisan

2013 23

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Adil OĞUZ 28-29 Nisan2012 55

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (TÜP Dağ. Eğitimi) Adil OĞUZ 29 Nisan 2012 8

DENĠZLĠ ġB. Havuz suyu numune alma-

MANAVGAT

Nadi ÇELĠK

Celal GÜZELYÜREK

Ömer DUYSAL

12-25-26-27 Nisan

2012 11

DENĠZLĠ ġB. 17025 Eğitimi

MANAVGAT Taylan ÇORUH

1-3 Mayıs-13-17

Mayıs 20-24 Mayıs

2012

11

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE 4-5 Mayıs 2012 15

DENĠZLĠ ġB. Havuz Suyu Operatörü

Eğitimi Nadi ÇELĠK 7-14 Mayıs 2012 23

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE 12-13 Mayıs 2012 14

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Adil OĞUZ

Zübeyde ĠSĠSCE 9-10 Haziran 2012 34

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (TÜP Dağ. Eğitimi) Zübeyde ĠSĠSCE 10 Haziran 2012 4

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE

30 Haziran -1

Temmuz 2012 14

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Ömer DUYSAL

24-25 Temmuz

2012 24

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Ömer DUYSAL 01-02 Eylül 2012 18

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Ömer DUYSAL 22-23 Eylül 2012 9

DENĠZLĠ ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ömer DUYSAL,

Dr Ömer KARAAĞAÇ

28-29-30 Eylül

2012 14

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE 10-11 Kasım 2012 44

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (TÜP Dağ. Eğitimi) Zübeyde ĠSĠSCE 11 Kasım 2012 3

DENĠZLĠ ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ömer DUYSAL

Dr Ömer KARAAĞAÇ

21-22-23 Aralık

2012 16

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ömer DUYSAL

Zübeyde ĠSĠSCE 19-20 Ocak 2013 29

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ömer DUYSAL

M.Emin KAKAN 16-17 ġubat 2013 27

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ömer KARAAĞAÇ,

Zübeyde ĠSĠSCE 23-24 ġubat 2013 17

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ömer DUYSAL

Dr.Sümer DOĞAN 2-3 Mart 2013 16

DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ömer DUYSAL

M.Emin KAKAN 30-31 Mart 2013 19

EGE BÖL. ġB. Çevre Görevlisi Sınavına

Hazırlık Eğitimi

Funda KURT

Erdinç ĠKĠZOĞLU

Cem YALIN

Tuğba KESKĠN,

Saadet ÇAĞLIN

Yavuz TOPRAK

16-21 Nisan 2012

16

65

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ġltekin AKSAKOĞLU,

Ertuğrul BARKA

Nizam ÖZEN,

Tuğrul ġAHBAZ,

Nurcan TÜTÜNCÜ

Sibel BAYÇIN

25-27 Nisan 2012

18

EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ertuğrul BARKA,

Nurcan TÜTÜNCÜ,

Tuğrul ġAHBAZ,

Sibel BAYÇIN

30-31 Mayıs 2012

13

EGE BÖL. ġB. Kozmetik Sektörüne Yönelik

GMP EĞĠTĠMĠ Asuman ARKIġ

21-22 Haziran

2012

21

EGE BÖL. ġB. LPG Tüplü Dağıtım Per.

Eğitimi /AYDIN

Orhan ġAHĠN

Yavuz SAVAġ 15 Temmuz 2012 18

EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ġltekin AKSAKOĞLU,

Celal TOPRAKÇI

Sibel BAYÇIN,

Nurcan TÜTÜNCÜ,

Ertuğrul BARKA,

Özgür CANLI,

Tuğrul ġAHBAZ

19-21 Eylül 2012

15

EGE BÖL. ġB.

Enerji yönetimi- Enerji

Uzmanlığı Bilgilendirme

Eğitimi

Aylin ÖZKURT

Nilay TEKER 24 Eylül 2012 13

EGE BÖL. ġB. Entegre Yönetim Sistemi

Eğitimi Asuman ARKIġ 27-28 Eylül 2012 22

EGE BÖL. ġB.

Serbest Kimya Mühendisliği

Mevzuatı Bilgilendirme

Eğitimi

Hüseyin ÖZKAN 19 Ekim 2012

16

EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Sibel BAYÇIN,

Nurcan TÜTÜNCÜ,

Tuğrul ġAHBAZ,

Ġltekin AKSAKOĞLU

18-19 Ekim 2012

20

EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ġltekin AKSAKOĞLU,

Tuğrul ġAHBAZ,

Feridun ÖZTÜRK,

Nurcan TÜTÜNCÜ

05-06 Ekim 2012

23

EGE BÖL. ġB. BilirkiĢilik Eğitimi

Ġbrahim AKYOL

Ġbrahim ERĠġĠR

Nurdan AKKIN

Birgül TÜRKEL,

Saadet ÇAĞLIN

22-24 Ekim 2012

12

EGE BÖL. ġB.

ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği

Mevzuatı Bilgilendirme

Eğitimi

Celal TOPRAKÇI

03 Aralık 2012 42

EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ertuğrul BARKA, Sibel

BAYÇIN, Nurcan

TÜTÜNCÜ, Ġltekin

AKSAKOĞLU, Tuğrul

ġAHBAZ, Özgür CANLI

26-28 Aralık 2012

19

EGE BÖL. ġB.

Kozmetik Sektörüne Yönelik

(Ġyi Üretim Uygulamaları)

GMP Eğitiimi

Asuman ARKIġ 16.-17 Ocak 2013 11

EGE BÖL. ġB. ISO 9001: 2008 Kalite

Yönetim Sistemi Eğitimi Emel ÖNCEVARLIK 22 ġubat 2013 46

EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ertuğrul BARKA, Tuğrul

ġAHBAZ, Sibel BAYÇIN,

Ġletkin AKSAKOĞLU

05-06 Mart 2013 12

66

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

EGE BÖL. ġB. ISO 14001 Çevre Yöentim

Sistemi Eğitimi Emel ÖNCEVARLIK 08 Mart 2013 30

EGE BÖL. ġB. OHSAS: 18001 ĠĢ Güvenliği

ve ĠĢçi Sağlığı Emel ÖNCEVARLIK 22 Mart 2013 30

EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)/UġAK

Ertuğrul BARKA, Nail

KEÇELĠ, Feridun

ÖZTÜRK

27-28 Mart 2013 11

EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ġltekin AKSAKOĞLU,

Ertuğrul BARKA, Sibel

BAYÇIN, Tuğrul

ġAHBAZ, Özgür CANLI,

Feridun ÖZTÜRK

27-29 Mart 2013 16

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi-Adana Gökhan ACIMIġ 22 Nisan 2012 12

GÜNEY BÖL.

ġB.

Sorumlu Müdürlük/ĠZP

Eğitimi-Adana

Ethem BOZDOĞAN,

Ġlkyrd. Uzm.Mehmet

Özbulat, Yrd. Doç.Dr. Sait

Say, Prof. Dr. Zerrin

ERGĠNKAYA, Fuat

SARIOĞLU, Gıda Müh.

Zeynep KIRILMIġ

9-13 Nisan 2012 10

GÜNEY BÖL.

ġB.

Tıbbi Atıkların Yönetimi

Eğitimi-Adana Cennet ÇELĠK 18-20 Nisan 2012 22

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi-Adana

Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 4 Mayıs 2012 18

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -Adana

Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet Özbulat 28 Mayıs 2012 13

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -Kozan

Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 29 Mayıs 2012 22

GÜNEY BÖL.

ġB.

Havuz Bakım Elemanı

Eğitimi- Adana

Kimya Müh. Ömer

Duysal,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT

7-12 Mayıs 2012 33

GÜNEY BÖL.

ġB.

Havuz Bakım Elemanı

Eğitimi Mersin/Erdemli

Ömer DUYSAL, Ethem

BOZDOĞAN, Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet Özbulat

28 Mayıs-2

Haziran 2012 29

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi-Adana

Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 8 Haziran 2012 35

GÜNEY BÖL.

ġB.

Çevre Kanunu ve SEVESO

II-Adana

Cennet ÇELĠK, Çevre

Müh.Ali KARAKUġ,

Çevre Müh.Hakan

ORTAÇBAYRAM

13-15 Haziran

2012 21

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür

Eğitimi/ADANA

Anıl DELĠKANLI,Doç. Dr.

Nuriye PEKER SAY, Prof.

Dr. Gülseren AĞRIDAĞ,

Ethem BOZDOĞAN

27-29 Haziran

2012 11

GÜNEY BÖL.

ġB.

Havuz Bakım Elemanı

Eğitimi Mersin/Erdemli

Ömer DUYSAL, Ethem

BOZDOĞAN, Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT

2-7 Temmuz 2012 14

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi-Adana

Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 27 Temmuz 2012 62

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -Adana

Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 2 Ağustos 2012 30

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi- Tarsus

Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet Özbulat 28 Ağustos 2012 26

GÜNEY BÖL.

ġB.

Tıbbi Atıkların Yönetimi

Eğitimi- Hatay

Mehtap KALENDER

ÜNSAL 5-7 Eylül 2012 13

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi-Adana

Ethem BOZDOĞAN,Anıl

DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT

20 Eylül 2012 19

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi- Mersin

Anıl DELĠKANLI,Dr.

Atilla ERKENDĠRCĠ 3 Ekim 2012 21

67

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

GÜNEY BÖL.

ġB.

Tıbbi Atıkların Yönetimi

Eğitimi- Mersin

Yrd. Doç. Dr. Ferda

GÖNEN 15-16 Ekim 2012 9

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür

Eğitimi/ADANA

Anıl DELĠKANLI,Doç. Dr.

Nuriye PEKER SAY, Prof.

Dr. Gülseren

AĞRIDAĞ,ETHEM

Bozdoğan

17-19 Ekim 2012 16

GÜNEY BÖL.

ġB.

Tehlikeli Kimyasalların

Yönetim Sistemi Uzmanı

Eğitimi

Ethem BOZDOĞAN,

Mesut DEMĠRCĠOĞLU,

Özlem ÖZKILINÇ

19-23 Kasım 2012 24

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi- Adana

Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 29 Kasım 2012 20

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi- Hatay

Melek Lora SAKARLI,

Dr.Ali KANATLI 30 Kasım 2012 38

GÜNEY BÖL.

ġB. BilirkiĢilik Eğitimi -Adana

End.Müh.Mahmut

TEBERĠK, Av. Sinan

TUMLUKOLCU,

ArĢ.Gör.Gonca

KOZANOĞLU(Ç.Ü.Hukuk

Fak.)

04-06 Aralık 2012 6

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -KahramanmaraĢ

Ethem

BOZDOĞAN,Ġlkyrd. Uzm.

Ahmet AVAN

20 Aralık 2012 35

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -Gaziantep

Ethem

BOZDOĞAN,Ġlkyrd. Uzm.

Fadime GÜNEY AĞCA

21 Aralık 2012 38

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -Ġskenderun

Melek Lora SAKARLI,

Ġlkyrd. Uzm.Nihat CANLI 26 Aralık 2012 34

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -Adana

Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 25 Ocak 2013 36

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi -Adana

Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT 26 ġubat 2013 14

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi - KahramanmaraĢ

Melek Lora

SAKARLI,Ġlkyrd. Uzm.

Ahmet AVAN

28 ġubat 2013 32

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi - Adana

Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.

Uzm.Kemal ÇALIġKAN 13-14 Mart 2013 20

GÜNEY BÖL.

ġB.

LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür

Eğitimi/ADANA

Ethem BOZDOĞAN, Anıl

DELĠKANLI,. Fuat

SARIOĞLU Ġlkyrd.

Uzm.Mehmet ÖZBULAT

20-22 Mart 2013 20

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (

Pompacı+Tanker ġoförü )

M.Yavuz SAVAġ,

DR.Levent BEDEN 11-12 Ocak 2012 15

ĠSTANBUL

ġB.

ISO 22000 GIDA

GÜVENLĠĞĠ YÖNETĠM

SĠSTEMĠ

Gıda Müh.OkĢan

BĠTĠRMĠġ KARDEġ 20-21 Ocak .2012 7

ĠSTANBUL

ġB.

Endüstride Kimyasallardan

Kaynaklanan Risklerin

Yönetimi

Serkan KÜÇÜK 27 Ocak 2012 17

ĠSTANBUL

ġB. YapıĢtırıcılar Eğitimi Feramuz KAYA 3 ġubat 2012 17

ĠSTANBUL

ġB. GMP Eğitimi Fatma Nesrin ÖZGÖR 24 ġubat 2012 12

ĠSTANBUL

ġB.

Ġġ SAĞLIĞI VE

GÜVENLĠĞĠ RĠSK

DEĞERLENDĠRME

EĞĠTĠMĠ

Huriye KUMRAL 3 Mart 2012 21

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi

( Pompacı+Teknik Per.)

Ġ.Kudret RODOPMAN-

M.Yavuz SAVAġ-

DR.Levent BEDEN

03-04 Mart 2012 13

68

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Sorumlu Müdürlük

Eğitimi

Ġ.Kudret RODOPMAN-

M.Yavuz SAVAġ-

DR.Levent BEDEN-Huriye

KUMRAL

15-16-17 Mart

2012 13

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M.Yavuz SAVAġ,

DR.Levent BEDEN 22-23 Mart 2012 11

ĠSTANBUL

ġB.

Sorumlu Müdür

Temel Eğitimi

Ġ.Kudret RODOPMAN-

M.Cüneyt GEZEN-

DR.Berivan BĠNGÖL-

Huriye KUMRAL-Evin

NAS-Onur GÖKULU

29-30-31 Mart

2012 24

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi

( pompacı+tüp dağ. Per:)

Ġ.Kudret RODOPMAN-

M.Yavuz SAVAġ-

DR.Levent BEDEN

18/19 Nisan 2012 17

ĠSTANBUL

ġB. Kimyasalların Depolanması Huriye KUMRAL 21 Nisan 2012 18

ĠSTANBUL

ġB.

Renkli Kozmetik

Uygulamalarında Temel

Formülasyon Ve

Hammeddeler Bilgilendirme

Eğitimi

Osman Serdar KIRBAġ 30 Nisan 2012 14

ĠSTANBUL

ġB. Boya Eğitimi

Mehmet AYABAKAN,

Sabit Mert SOMTÜRK 11-12 Mayıs 2012 11

ĠSTANBUL

ġB.

Korozyondan Korunma

Önlemleri Eğitimi Cihangir ġEN 18 Mayıs 2012 10

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Sorumlu Müdürlük

Eğitimi

Ġ.KUdret RODOPMAN-

M.Yavuz SAVAġ-

DR.Levent BEDEN

24-25-26 Mayıs

2012 14

ĠSTANBUL

ġB.

Tehlikeli Kimyasalların

Güvenli Depolanması Huriye KUMRAL 30 Mayıs 2012 16

ĠSTANBUL

ġB.

TS EN ISO 17025

LAB.AKREDĠTASYON

EĞĠTĠMĠ

Bekir Taylan ÇORUH 07-08-09 Haziran

2012 10

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Ġ.Kudret RODOPMAN-

M.Yavuz SAVAġ-

DR.Levent BEDEN

12-13 Haziran

2012 11

ĠSTANBUL

ġB. Havuz Operatörü Eğitimi

Kemal BEKTAġ Hadiye

ÇADIRCI Dr.Levent

BEDEN Suat GÜNEġ

18-23 Haziran

2012 16

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M.Yavuz SAVAġ

14-15 Haziran

2012 10

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi

( Tüp Dağıtım Per.)

M.Yavuz SAVAġ 24 Haziran 2012 32

ĠSTANBUL

ġB.

Kozmetik Gmp Ġyi Ġmalat

Uygulamaları Bilgilendirme

Eğitimi

Osman Serdar KIRBAġ 15 Eylül 2012 24

ĠSTANBUL

ġB.

Patlayıcı Ortam

Tehlikelerinden ÇalıĢanların

Korunması Eğitimi

Gülay YASAN 22 Eylül 2012 15

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Sorumlu Müdürlük

Eğitimi

Ġ.Kudret RODOPMAN-

M.Yavuz SAVAġ-Huriye

KUMRAL-DR.Levent

BEDEN

27-28-29 Eylül

2012 20

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M.Yavuz SAVAġ 01-02 Ekim 2012 14

ĠSTANBUL

ġB.

Güvenlik Bilgi Formu

Hazırlayıcı Bilgilendirme

Eğitimi

Mustafa Cüneyt GEZEN 12-13 Ekim 2012 11

ĠSTANBUL

ġB. Hijyen ve sanitasyon eğitimi

OkĢan BĠTĠRMĠġ

KARDEġ 20 Ekim 2012 12

69

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

ĠSTANBUL

ġB.

Kimyasalların çevreye etkisi

ve önleme yöntemleri eğitimi Prof.Ġlhan TALINLI 02-03 Kasım2012 9

ĠSTANBUL

ġB.

LPG yetkili personel eğitimi

(POMPACI) M.Yavuz SAVAġ 03-04 Kasım 2012 12

ĠSTANBUL

ġB.

Plastikler ve katkı maddeleri

eğitimi Feramuz KAYA

09-10 KASIM

2012 12

ĠSTANBUL

ġB. Havuz operatörü eğitimi

Üzeyir ULUDAĞ

Hadiye ÇADIRCI

Levent BEDEN,Suat

GÜNEġ

12-17 Kasım 2012 20

ĠSTANBUL

ġB.

OHSAS 18001:2007 ĠĢ

Sağlığı Ve ĠĢ Güvenliği

Yönetim Standardı Temel

Sistemi

Huriye KUMRAL 16-17 Kasım 2012 12

ĠSTANBUL

ġB.

LPG yetkili personel eğitimi

( pompacı+tüp dağ. Per:)

M.Yavuz SAVAġ,

DR.Levent BEDEN 21-22 Kasım 2012 10

ĠSTANBUL

ġB.

Kimya endüstrisinde risk

analizi ve hazop

bilgilendirme eğt

Ruhi ÖKTEM 25 Kasım 2012 24

ĠSTANBUL

ġB.

KamulaĢtırma bilirkiĢi

eğitimi

Av.Kemal TUNCAELLĠ

Mimar Selma SÖKMEN-

Ġ.Kudret RODOPMAN

29 -30 Kasım -1

Aralık 2012 14

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Sorumlu Müdürlük

Eğitimi

Ġ.Kudret RODOPMAN-

M.Yavuz SAVAġ

Huriye KUMRAL

DR.Levent BEDEN

06-07-08

Aralık2012 13

ĠSTANBUL

ġB.

ISO 14001 Çevre Yönetim

Sistemi Bilgilendirme Eğt. Yahya Kemal KÖSALĠ 15 Aralık 2012 9

ĠSTANBUL

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M.Yavuz SAVAġ 21-22 Aralık 2012 12

ĠSTANBUL

ġB. GMP Eğitimi Fatma Nesrin ÖZGÖR 23 Aralık 2012 16

KOCAELĠ ġB.

LPG Yetkili Personeli

Eğitimi (Tanker ġoförleri-

Pompacı)

Ġsa TAġKIRAN

GülĢen ÇELEBĠ 24-25 Mayıs 2012 19

KOCAELĠ ġB.

LPG Yetkili Personeli

Eğitimi

(Tanker ġoförleri-Pompacı-

LPG Teknik Personeli)

Ġsa TAġKIRAN

Nükhet KÖROĞLU 28-29 Kasım 2012 19

KOCAELĠ ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi

(Tanker ġoförleri-Pompacı-

Dolum Personeli)

Ġsa TAġKIRAN

Nükhet KÖROĞLU 03-04 Ocak 2013 16

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit. Ersan YAPICI 28-29 Nisan 2012 15

SAMSUN ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Ersan YAPICI 26-27 Mayıs 2012 10

SAMSUN ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ersan YAPICI,Hüseyin

BAġ,DR Saffet ERTAġ

15-16-17 Haziran

2012 9

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit. Ersan YAPICI

28-29 Temmuz

2012 5

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit.

Ersan YAPICI,Hüseyin

BAġ,Dr. Saffet ERTAġ 08-09 EylülL 2012 14

SAMSUN ġB. LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Ersan YAPICI 29-30 Eylül 2012 5

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit.

Ersan YAPICI ,HÜSEYĠN

BAġ 03-04 Kasım 2012 10

SAMSUN ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ersan YAPICI ,HÜSEYĠN

BAġ,Ġsmail TURAN

07-08-09 Aralık

2012 13

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit.

Ersan Yapıcı,Ġsmail

TURAN 29-30 Aralık 2012 10

70

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit.

Ersan YAPICI ,Ġsmail

TURAN 02-03 ġubat 2013 12

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit.

Ersan YAPICI ,Hüseyin

BAġ 30-31 Mart 2013 13

SAMSUN ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Ersan YAPICI

Ġsmail TURAN

Cavit

HACIOSMANOĞLU,

DR Saffet ERTAġ

22-23-24 Mart

2013 10

SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel

Eğit.

Ersan YAPICI

Hüseyin BAġ 30-31 Mart 2013 13

TRAKYA BÖL.

ġB. LPG.Pompacı Eğitimi

M. Fesih SÖĞÜT -

Dr.H.IġIKALP 29-30 Nisan 2012 17

TRAKYA BÖL.

ġB.

Sor.Müd.Ġs.Zor.Pers.Sertifika

Eğt.

E.VURUK

A.KÖSEM-H.IġIKALP 25-27 Mayıs 2012 32

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

S.Oktay ALTAN

Dr.H.IġIKALP 11-12 Mayıs 2012 29

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP

04-05 Haziran

2012 21

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

S.Oktay ALTAN

Dr.H.IġIKALP 08-09Haziran 2012 39

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) Dr.H.IġIKALP

06-07 Temmuz

2012 23

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. FESĠH SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP

21-22 Temmuz

2012 18

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP

04-05 Ağustos

2012 20

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP

14-15 Ağustos

2012 18

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP 04-05 Eylül 2012 15

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP 15-16 Eylül 2012 21

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP 19-20 Eylül 2012 16

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

S.Oktay ALTAN

Dr.H.IġIKALP 16-17 Ekim 2012 16

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP 18-19 Ekim 2012 56

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP 20-21 Ekim 2012 64

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. FESĠH SÖĞÜT

Dr.H.IġIKALP 22-23 Ekim 2012 38

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

S.Oktay ALTAN -

Dr.H.IġIKALP 09-10 Kasım 2012 5

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT-

Dr.H.IġIKALP 15-16 Kasım 2012 79

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

M. Fesih SÖĞÜT-

Dr.H.IġIKALP 17-18 Kasım 2012 65

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 01-02Aralık 2012 31

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 04-05 Aralık 2012 51

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 07-08 Aralık 2012 56

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 09-10 Aralık 2012 23

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 11-12 Aralık 2012 64

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 15-16 Aralık2012 33

71

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI) S.Oktay ALTAN 11-12 ġubat 2013 11

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

S.Oktay ALTAN -

Dr.H.IġIKALP 11-12 Mart 2013 16

TRAKYA BÖL.

ġB.

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

S.Oktay ALTAN -

Dr.H.IġIKALP 17-18 Nisan 2013 13

ESKĠġEHĠR

BÖL..

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

ISO 9001/2008 Kalite

Yönetim Sistemleri Temel

Eğitimi

Ceren BESLEME 21-22 Nisan 2012 24

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

ISO 9001/2008 Kalite

Yönetim Sistemleri Temel

Eğitimi

Ceren BESLEME 5-6 Mayıs 2012 24

ESKĠġEHĠR

BÖL. ġB.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

ISO 9001/2008 Kalite

Yönetim Sistemleri Temel

Eğitimi

Ceren BESLEME 3-4 Kasım 2012 19

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

TS-EN ISO/IEC 17025:2010

Deney ve Kalibrasyon

Laboratuvarlarının Yeterliliği

Ġçin Genel ġartlar Temel E.

Taylan ÇORUH 17-18 Kasım 2012 20

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

ISO 9001/2008 Kalite

Yönetim Sistemleri Temel

Eğitimi

Ceren BESLEME 24-25 Kasım 2012 20

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

"ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği" ve

"Risk Analizi Eğitimi" Nurettin ÇELĠK

14-15-16 Aralık

2012 20

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

LPG Yetkili Personel

Eğitimi (POMPACI)

Metin AYDIN -ÖMER

ĠYĠGÜN 13-14 Eylül 2012 18

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

LPG Otogaz Ġstasyonları

Sorumlu Müdürlük Eğitimi

Niyazi ÖZGÜR- Nurettin

ÇELĠK- Ömer ĠYĠGÜN

22-23-24 Mart

2013 18

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

ISO 9001/2008 Kalite

Yönetim Sistemleri Ġç

Denetçi Eğitimi

Ceren BESLEME 30-31 Mart 2013 17

ESKĠġEHĠR

BÖL.

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

ISO 9001/2008 Kalite

Yönetim Sistemleri Temel

Eğitimi

Ceren BESLEME 6-7 Nisan 2013 21

GÜNEYDOĞU

ANADOLU

BÖLGE

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

Akaryakıt ve LPG Eğitici

Eğitimi

Zuhal YAZICI, Fazıl

AKġĠT, Oktay

KARAMAN, Hüsamettin

SEYĠTOĞLU, Mehmet

SAKIN

13-16 Eylül 2012 10

GÜNEYDOĞU

ANADOLU

BÖLGE

TEMSĠLCĠLĠĞĠ

LPG Otogaz Ġstasyonu

Sorumlu Müdür Eğitimi

Süleyman TALMAÇ,

Niyazi KAVAR,

Hüsamettin

SEYĠTSEYĠTOĞLU,

Mehmet SAKIN, Fazıl

AKġĠT

16-18 Mart 2013 12

72

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

BASIN AÇIKLAMALARI

73

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

16 Ağustos 2012

TÜRKĠYE'NĠN NÜKLEER ENERJĠYE ĠHTĠYACI YOK!

Bilindiği üzere Hükümet bundan önceki hükümetler zamanında da mahcup bir Ģekilde dillendirilen

Nükleer Enerji konusunda kararlı bir tavır göstererek yatırım için gerekli anlaĢmaları Ruslarla

imzaladı. Yakında Mersin ilimize bağlı Akkuyu beldesinde Nükleer Santral yapımına baĢlanacak.

Biz 25 000 Kimya Mühendisini temsilen bu anlaĢmanın çok ağır koĢullarla imzalandığını ve

“Türkiye‟nin bu enerjiye ihtiyacı var, yoksa ülkemiz elektriksiz kalır” diye yaratılan kamuoyunun

yanlıĢ ve yapay olduğunu belirtmek istiyoruz.

AnlaĢma KoĢulları Neden Ağır?

1. Öncelikle bu enerji, iĢletme riskinin yüksek olması nedeniyle güvenilir değildir. Avrupa gibi

bilinçli bir toplum nükleer enerjiden çıkıĢ için 2022-2023 yıllarını bir milat olarak

belirlemiĢtir. Avrupa‟da geçen yıl 19 nükleer santral kapatılmıĢtır. Dört ülke bu enerjiyi

tamamen terk edeceğini deklare etmiĢtir. Bu geliĢmelere karĢılık biz yatırım kararı alıyoruz.

2. Nükleer santrali inĢa edecek olan Rus Rosatom firması dünyada bu alanda iĢ gören firmaların

en zayıflarından birisi olup sorunludur. WikiLeaks belgelerinden öğrendiğimize göre firmanın

ciddi anlamda finansman ve üretim alt yapısı ile ilgili sorunları vardır. Yetersiz makine

altyapısı ve eğitimli - deneyimli uzman eksikliği nedeniyle Rosatom firmasının bu yatırımın

altından kalkması ilgili çevrelerce kuĢku ile karĢılanmaktadır.

3. Nükleer santral iĢletmesinin sürdürülebilir olması için nükleer endüstrisinin de gerekli Ģartları

sağlaması gereklidir. Rosatom‟un önemli tedarikçilerinden Siemens 2022 yılından itibaren bu

sektörden çekileceğini ve santraller için yedek parça üretmeyeceğini belirtmiĢtir. Türkiye daha

iĢin baĢında ciddi bir yedek parça sorunu ile karĢı karĢıya kalacaktır.

4. Yapılan bir diğer yanlıĢ da reaktör seçimi ile ilgilidir. ġöyle ki; Akkuyu santralinde dünyada

hala simülasyon aĢamasında ve hiçbir santralde denenmemiĢ olan ve Avrupa‟daki

kuruluĢlardan lisans alamamıĢ olan WWER – 1200 model reaktör seçimi yapılmıĢtır. Türkiye

deneme tahtası mıdır?

5. Rusya ile Türkiye arasında imzalanan anlaĢmaya göre santralde üretilen elektriğin kWh‟ i

12,35 cent+KDV üzerinden alınacak. Bu fiyat oldukça yüksek bir fiyattır. Ruslara 15 yılda

yaklaĢık 70 milyar dolar ödenecektir. Bu söz konusu santralin yatırım bedeli olan 22 milyar

doların yaklaĢık 3 katıdır. Akkuyu NGS ġirketi tarafından sunulan ÇED dosyasından

anlaĢılacağı üzere, enerjinin birim maliyeti kapsamı içine risk maliyetleri katılmamıĢtır. Bu

maliyet kalemi enerjinin üretim maliyetine yansıtılmadığında gerçek anlamda projenin ne

kadara mal olduğu bilinemez. Ancak maliyet olarak iĢletme ve kurulma aĢamalarına

yansıtılmayan bu risk maliyetinin, enerjinin satılması aĢamasında topluma bir maliyet olarak

yükleneceği de unutulmamalıdır.

74

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

6. Her Ģeye rağmen santralin kurulduğunu ve fahiĢ fiyattan elektrik alınmasına rağmen günün

birinde olasılık dahilinde olan bir kazanın yaĢanması durumunda ülkemiz ortaya çıkacak olan

ve santralin yatırım bedelinin yaklaĢık on katına bedel olabilecek bir tazminat yükünü nasıl

karĢılayacaktır.

7. Bu anlaĢmanın sonucunda doğalgazın da büyük bir bölümünü ve diğer enerji kaynağı

maddelerinde bir kısmını Rusya‟dan temin ettiğimiz için ülkemiz Rusya‟ya daha çok bağımlı

hale gelmeyecek mi? Ülkenin dıĢ politikası ve ekonomi açısından bu ne kadar doğrudur?

8. 2017 yılında tam kapasiteyle üretime geçmesi düĢünülen Akkuyu nükleer santrali toplam

kurulu gücü 4.800 MW olacak. Ġkinci ve üçüncü nükleer santraller; Zonguldak ve Sinop ile

birlikte 2025 yılı sonunda nükleer kurulu gücün 9.600 MW'lık artıĢla toplam 14.400 MW'a

ulaĢtırılması hedeflenmektedir. Akkuyu Santralinin toplam maliyetinin 20 milyar dolar

civarında olması ve bunun %20'lik bölümünün Türkiye, kalan %80'lik bölümün ise minimum

15 yıllık enerji alım garantili olarak Rusya Federasyonu‟nca finanse edilmesi konusunda

mutabakat sağlanmıĢtır.

9. Deprem bölgesi riski, atık depolama riski, iĢletme teknik personelinin

Deneyimsizliği ve yokluğu, iletim hatlarının yetersizliği, çevre etkilerinin değerlendirilmemesi ve

elektrik üretim maliyetinin yüksek olması ve en önemlisi dıĢa temelden bağımlılığı göz önüne

alınmadan ısrarcı olunmasının nedenleri yetkililerce

açıklanamamaktadır.

Türkiye’nin Nükleer Enerjiye Ġhtiyacı Yoktur! !

1. 2012 yılı itibari ile Türkiye‟nin elektrik enerjisi mevcut kurulu gücü 53 bin MW‟ tır. Yine

aynı Ģekilde 42 bin MW‟lık elektrik enerjisi yatırımının halen inĢaatı devam etmektedir.

EPDK verilerinden yaptığımız hesaplamalara göre de 117 bin MW‟lık bir kurulu güç için

lisans müracaatı vardır.

2. EÜAġ‟ın hazırlayıp yayınladığı 2010 Elektrik Üretimi Sektör Raporuna göre ülkemiz 2009

yılında 193 milyar kWh, 2010 yılında ise yaklaĢık 208 milyar kWh elektrik enerjisi tüketimi

gerçekleĢtirmiĢtir.

3. Yine EÜAġ‟ın verilerine göre 2010 yılında EÜAġ ve bağlı ortaklıkları 95 milyar kWh ve özel

sektör de 115 miyar kWh elektrik enerjisi üretmiĢtir. Toplamda üretilen elektrik enerjisi 210

milyar kWh‟ tir. Üretim yedeği olarak 38.789 Milyon kWh bulunmaktadır. 2011 yılının 11

aylık döneminde TÜKETĠM 196,6 Milyar kWh olmuĢtur. 2010 yılı aynı dönemine göre artıĢ

% 8 olmuĢtur.

4. ETK Bakanlığına bağlı TEĠAġ‟ın hazırladığı projeksiyonlara göre ülkemizde artan talebe

uygun olarak ileriki yıllarda bir enerji açığı ortaya çıkacaktır. Bu açık elbette ki yeni

yatırımlarla önlenebilir. Bunun yolu ve akılcı olanı yerli kaynakların değerlendirilerek elektrik

üretiminin arttırılmasıdır. Mevcut üretim ve tüketim yukarıda verilen rakamlardan da

75

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

anlaĢılacağı üzere baĢa baĢtır. Devam eden 42 bin MW‟lık yatırım da düĢünüldüğünde ortaya

çıkacak olan arz talebi karĢılayacaktır. Hele ki lisan aĢamasındaki 117 bin MW gücündeki

yatırım düĢünüldüğünde “ Türkiye elektriksiz kalacak“ savının bir kamuoyu aldatmacası

olduğu anlaĢılacaktır. Akkuyu‟da inĢa edilecek olan ve 2017 yılına yetiĢtirilmesi beklenen

santralin 4800 MW kurulu gücüne arz ve talep dengesi açısından bakıldığında bunun bir

ihtiyaçtan çok tercihe dayandığı görülecektir. Bu tercih güvenli olmayan, dıĢa bağımlı ve

pahalı bir tercihtir. ETK Bakanlığının böylesine yanlıĢ bir tercihi yasallaĢtırması yerine daha

güvenli, milli, ucuz ve yenilenebilir tercihleri desteklemesi gereklidir.

5. Ülkemizdeki elektrik enerjisi politikalarına bakıldığında mevcut sistemin plansızlığı ve

sürdürülemezliği görülecektir. Enerjide planlama; iklim değiĢikliğine uygun, yerli ve

sürdürülebilir doğal kaynakların kullanılması esasına dayanmadığı müddetçe enerji her zaman

bir kriz örgüsü olarak karĢımızda duracaktır. Bu açık elbette ki yeni yatırımlarla önlenebilir.

Ancak bu yatırımların bedeli daha fazla enerjinin ve doğal kaynağın plansızca heba edilmesine

yol açacaktır. Bu hesaplamalar yapılmadığında daha belirsiz bir gelecek ile karĢı karĢıya

kalacağımız açıktır. Enerji sorununa sadece, üretim ve tüketim dengeleriyle yaklaĢıldığında

mevcut durumda bir iyileĢtirme sağlanması mümkün görünmemektedir. Ġhtiyaçlar ideolojisi

bu haliyle kendini dayatırsa hiçbir Ģekilde enerji açığı sorunu ortadan kaldırılamayacaktır.

KMO Yönetim Kurulu

76

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

31 Ağustos 2012

1 EYLÜL DÜNYA BARIġ GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

Egemenler dünya kurulduğundan buyana ve özellikle de kapitalizmin 20 yüzyıldaki bunalımını aĢmak

üzere çatıĢmanın, düĢmanlığın ve savaĢın dilini egemen kılmaya çalıĢıyor. Bu uğurda insanlar, halklar,

ülkeler birbirine düĢman ediliyor. Ülkeler iĢgal ediliyor, parçalanıyor. Daha kolay sömürmek için,

daha kolay ezmek için yapay nedenler, insani olmayan fiili durumlar yaratılıp savaĢlar çıkarılıyor.

Oysa dünyamız zengin, herkese yetecek kadar kaynak var. Yeter ki adalet olsun. BarıĢın olması için,

yoksulluğun yok olması için, sömürünün yaĢanmaması için, odalardan alanlara, alanlardan sınırlara

kadar Dünya‟nın bütün coğrafyalarında adalet duygusunun yerleĢmesi gerek… Adaletin olmadığı

yerde barıĢ olmaz, kardeĢlik olmaz, sevgi olmaz… Kapitalizmin bunalım döneminin bir aĢaması olan

emperyalizm daha çok sömürmek, pastadan daha çok pay almak için farklılıkları düĢmanlık için

kullanmaktadır. Oysaki farklılıklarımız zenginliktir. Demokrasi de bu farklılıklarla birlikte yaĢamaktır.

YaĢadığımız dünyada bu gün sadece farklı bir ulustan olduğu için, bizimle aynı düĢünmediği için,

inançlarımızı paylaĢmadığı için insanlar sürülüyor, baskıya maruz bırakılıyor, öldürülüyor. SavaĢ

egemenleri cahillikleri kullanıyor, milliyetçiliği kullanıyor, daha çok kar hırsını kullanıyor. Bu nedenle

dilleri kirli, inançları kirli, yürekleri kirli, beyinleri kirli… Bilime inanmıyorlar, adalet duygusuna

inanmıyorlar… Sadece daha çok pay almak için her türlü rezilliğe çalıĢıyor beyinleri… Bunun için

silahlar üretiyorlar, farklılıkların düĢmanlık gibi algılanmasına çalıĢıyorlar, düĢmanlıklar yaratıyorlar.

BarıĢın ve kardeĢliğin uzak olduğu bir dünyada barıĢtan bahsetmek zor olacaktır elbette. Yoğunluklu

bir paylaĢım savaĢının yaĢandığı zamanlardan geçiyoruz. ABD emperyalizminin orta doğuda enerji

kaynaklarına sahip olma ve neo-liberal sömürü düzenini Ortadoğu ve Asya‟ya kaydırma amacıyla

yürüttüğü sömürü politikaları örtülü ve açık müdahalelerle devam ediyor.Suriye‟de hayata geçirilen iç

savaĢ stratejileriyle Suriye ve Ortadoğu da etnik mezhepsel düĢmanlık giderek güçleniyor.

Irak‟a sözde kimyasal silah yalanıyla doğrudan saldıran ABD bu kez Ortadoğu ve Suriye‟de ABD

politikalarının taĢeronluğunu yürüten AKP eliyle Türkiye‟yi Suriye‟de ki iç savaĢın merkez üssü

haline getirdi. Hatay‟da kamp kuran ve eğitim alan gerici güçlerin halka yönelik saldırıları içerde de

mezhepsel bir çatıĢmanın dinamiklerini açığa çıkartıyor.

Diğer taraftan AKP „nin Kürt sorununda operasyonlarla uyguladığı askeri Ģiddet politikası bölgede

çatıĢmayı daha da derinleĢtiriyor. BarıĢ umutlarının tükendiği yerde çözüm yine Ģiddet ve savaĢ

politikalarında aranıyor. Yıllardır Kürt sorununun çözümü olarak sunulan Ģiddet politikalarının

sorunun çözümünde bir iĢe yaramadığı görülüyor. Emperyalist güçlerin savaĢ politikalarının sonucu

ise kardeĢ halkları birbirine düĢman etmekten öteye gitmediği ortadadır. BarıĢa giden yol ancak

demokratik çözümle örülebilecektir.

ġimdi ülkede, bölgede ve dünyada barıĢ sesimizi yükseltmenin, kardeĢ halkların kalplerini körelten kin

ve nefret söylemlerine karĢı sevgi tohumları ekmenin, özlem duyduğumuz barıĢ ve kardeĢlik için

mücadele etmenin zamanıdır.1 Eylül Dünya barıĢ gününde emperyalist müdahalelere AKP‟nin savaĢ

politikalarına karĢı halkların kardeĢliği için barıĢın sesini yükseltmeye çağırıyoruz.

TMMOB

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

YÖNETĠM KURULU

77

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

14 Eylül 2012

KIRTASĠYE MALZEMELERĠYLE OKUL ARAÇ VE GEREÇLERĠNE DĠKKAT !

Yeni eğitim döneminde okula yeni baĢlayan 2,3 milyon öğrenciyle birlikte 18 milyona yakın

öğrenci 17 Eylül'de ders baĢı yapmaya hazırlanıyor. Çocukların tükettiği gıdalar kadar, kullandıkları

eĢyaların da güvenli olması gerektiğine dikkat çekmek istiyoruz. Kimya Mühendisleri Odası olarak,

çocukların kullanacağı kırtasiye malzemelerindeki kimyasal risklerin kontrol altında tutulması

gerekliliğini kamuoyuna duyuruyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların düĢlerini süsleyen ve

özellikle ilköğretim çağında okul stresini eğlenceye dönüĢtüren kırtasiye ürünleri, bilinçsizce yapılan

alıĢ veriĢ sonucunda çocukların sağlığını bozabilen tehlikelere dönüĢebiliyor. Hangi malzemeden

yapıldığı belli olmayan, güvenlik sınırını aĢan kimyasal madde katkılı kırtasiye ürünleri,

çocuğunuzun sağlığını bozmasın... Raflarda yerini alan ucuz, hangi maddelerden yapıldığı ve içeriği

belli olmayan ve güvenlik sınırını aĢan kimyasal madde katkılı, abartılı albenili kalem, silgi, su

matarası beslenme çantası gibi kırtasiye malzemeleri, ayakkabılar, okul giysileri çocuklarımızın

sağlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Gıdalarının konduğu plastik beslenme çantaları ve suluklar

da eğer kalitesiz ise büyük risk oluĢturmaktadır.

Kırtasiye malzemeleriyle okul araç ve gereçlerinde fitalatlar (katkı maddesi olarak), azo

boyalar ve bazı ağır metaller kullanılmaktadır. Fitalatlar plastiğin sert ve kırılgan özelliğini

yumuĢatmak ve bazı malzemelerde kullanılan boya ve kokuların uzun süre dayanmasını sağlamak

amacıyla kullanılan toksik kimyasallardır. Tükürük ve ter yolu ile vücuda geçerek hormonal sisteme

(üreme sistemi), endokronik sisteme ve karaciğere zarar vermektedir. Azo boyar maddeleri ise doğal,

rejenere ve sentetik elyafların boyanmasında ve renklendirilmesinde kullanılmaktadır. Ġki binden fazla

çeĢidi vardır. Bu durum kullanım alanını geniĢletmektedir. Azo boyar madde ile iĢlem görmüĢ

malzemelerin uzun süreli ve vücut ile temas hali sonrasında insanlarda bazı kanser türlerine ve

karaciğer hastalıklarına yol açtığı ve mutajenik etkiler yaratığı bilinmektedir. Yine aynı Ģekilde

antimon, arsenik, baryum, kadmiyum, nikel, krom, kurĢun, civa ve selenyum gibi ağır metaller de

değiĢik amaçlarla okul malzemelerinde kullanılmaktadır. Biyoduyarlılık sınır değerlerinde verilen

limitlerin aĢılması durumunda ter ve tükürük yolu ile vücuda taĢınan bu maddeler vücutta birikmekte

ve vücuttaki yararlı minerallerle yer değiĢtirmektedir. Bu durum da insanlarda bazı kanser türlerinin

görülmesinde ve bazı nörolojik sorunların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yine

sanayide boya inceltmek amacıyla kullanılan ve çok çabuk buharlaĢabilen (uçucu) toluen, xylol,

aseton, benzen, trikloretan, perkloretilen, halojenli hidrokarbonlar ve benzeri maddeler yapıĢtırıcı

malzemeler Sağlık Bakanlığının “Uçucu Maddelerin Zararlarından İnsan Sağlığının Korunması

Hakkında Yönetmelik” gereğince yasaklamasına rağmen kullanılmaktadır.

Yukarıda saydığımız bu tehlikeli kimyasalların bazıları 2011 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan “Bazı Tüketici Ürünlerinin Tehlikeli Kimyasal Madde İçeriğine Yönelik Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin Tebliğ” ile sınırlandırılmıĢtır. Bu geliĢmelere rağmen piyasa denetimsizdir. Sorun sadece okulların açılması sırasında akla gelmekte ve göstermelik denetimler yapılmaktadır.

Rakamlarla kırtasiye sektörü Türkiye'de 350 adet tedarikçi, üretici ve toptancı ile 28 bin adet de perakendeci firma faaliyet

gösteriyor. Kırtasiye sektörünün büyüklüğü ise yaklaĢık 4.5 milyar dolar civarında. Kırtasiye pazarının

da yüzde 70'i ithal, yüzde 30'u yerli ürünlerden oluĢuyor. Çin, sektörün en büyük üreticisi

sıralamasında birinci sıraya yerleĢirken, Türkiye ise dünya ofis ve kırtasiye ürünleri ihracatında 11'inci

sırada bulunuyor. Özellikle merdiven altı üretimlerde ve bazı dıĢ alım yapılan ülke ürünlerinde

yukarıda saydığımız tehlikeli kimyasallar limit sınırların üzerinde kullanılmıĢtır. 2011 yılında

GTB‟lığın almıĢ olduğu numuneler üzerinde yapılan deneylerin yaklaĢık % 50‟ si olumsuz çıkmıĢtır.

Bu durumun vahametini göstermektedir.

Hangi ürünlerde ne tür riskler var? Pastel boya, suluboya, oyun hamuru, silgi ve diğer boyalar: Bu ürünlerde kanserojen olduğu

için yasaklanan azo boyarmaddeler ve plastik ürün, baskı ve boyalarda yumuĢatıcı olarak katılan

fitalatlar kullanılabiliyor. Aynı zamanda kanserojen olan fitalatlar, insanlarda ve hayvanlarda hormon

sistemine zarar veriyor. Ayrıca astım ve üreme bozukluğuna da neden olan bu kimyasal, pastel

78

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

boyalarda da bulunabiliyor. Çocuklarda sinir, bağıĢıklık sistemini tahrip eden ağır metaller de boyalar

içerisinde tespit ediliyor. Kanserojen boyarmaddeler ise deri ile temas sonucu deri tarafından direkt

emilir.

Makas, kalemtıraĢ, zımba: Öğrencilerin hemen her gün kullandığı bu ürünlerde, ağır metaller

ve fitalatlar kullanılabileceğinden test edilmesi önemli. Nikel, alaĢım numunelerin kaplamasında,

korozyona karĢı direncinin artırılmasında ve sertliklerinin artırılmasında kullanılan bir madde. Uzun

süre nikel içeren aksesuarlarla temas halinde olmak ciltte tahriĢe ve alerjiye neden olmaktadır..

Çanta, beslenme çantası, kalem kutusu, matara ve kaplıklar: Bu ürünlerde de fitalatlar, azo

boyarmaddeler, alerjen boyarmaddeler ve kanserojen boyarmaddeler bulunabiliyor. Kanserojen

oldukları için yasaklanan poliaromatik hidrokarbonlar (PAH) ve tekstilde buruĢmazlık, çekmezlik

apresi, boya ve baskının korunmasında kullanılan formaldehit, çantaların risklerinden. Alerji, tahriĢ,

egzama ve akciğer kanserine neden olan bu kimyasal; önlük, pantolon ve çorap gibi tekstil ürünlerinde

de bulunabilmektedir.

Kırtasiye malzemesi ve gereçleri satın alırken ne yapmalı?

Tercih edilecek ürün üzerinde TSE ve CE iĢaretlerinden en az birinin olmasına dikkat

edilmelidir. Çocukların kullanacağı mataralar, ĢiĢeler ve beslenme çantalarının plastik olmamasına

dikkat edilmeli, kokulu ve boyalı ürünlerden kaçınılmalıdır. Solvent bazlı kalemler kesinlikle satın

alınmamalı, satın almada su bazlı, alkol bazlı kalemler tercih edilmelidir. Keza yapıĢtırıcı alımında da

içerinde uçucu madde olan yapıĢtırıcılar kesinlikle satın alınmamalıdır.

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz.

TMMOB

Kimya Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

79

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

01 Ekim 2012

BAZI YÖNETMELĠKLERĠN KRĠTERLERĠ DEĞĠġTĠRĠLEREK VEYA YÜRÜRLÜK

TARĠHLERĠ ERTELENEREK KĠRLĠLĠĞE, HASTALIKLARA VE ÖLÜMLERE

DAVETĠYE ÇIKARILIYOR!

Çevre ve ġehircilik Bakanlığı, 16 Haziran 2012 tarihinde ülkemiz için çok önemli olan Sanayi

Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’ n de değiĢiklik yapılmasına ve 31 Temmuz 2012

tarihinde Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik’ in ise yürürlük tarihini iki

yıl erteleyerek, olabilecek hava kirliliğine, kazalara, maddi kayıplara ve ileride olabilecek hastalık

ve ölümlere alt yapı hazırlamıĢtır.

ÇġB‟lığı gittikçe sanayileĢen ama bu sanayileĢme ile birlikte yeryüzünü, gökyüzünü kirleterek

insanların yaĢam alanlarını kısıtlayan sanayi tesisleri tarafında yer alarak Sanayi Kaynaklı Hava

Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinde kamuya, ilgili meslek kuruluĢlarına herhangi bir açıklama

yapmadan, görüĢünü almadan ve gerekçesiz olarak çok önemli bir değiĢikliğe gitmiĢtir.

Bu Yönetmeliğin amacı, sanayi ve enerji üretim tesislerinin faaliyeti sonucu atmosfere yayılan is,

duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halindeki emisyonları kontrol altına almak; insanı ve çevresini hava

alıcı ortamındaki kirlenmelerden doğacak tehlikelerden korumak; hava kirlenmeleri sebebiyle çevrede

ortaya çıkan umuma ve komĢuluk münasebetlerine önemli zararlar veren olumsuz etkileri gidermek ve

bu etkilerin ortaya çıkmamasını sağlamaktır.

ÇġB yaptığı değiĢikliklerle yönetmelik kapsamında belirtilen kriterlerin yer aldığı, limit değerlerin

sunulduğu Ek-1 yerine Ek-7‟ nin esas alınması gerektiğini ifade ederek yönetmelik kabul kriterlerini

ve sınır değerleri değiĢtirmiĢtir. Esas alınması istenilen Ek-7‟ deki sınır değerlerin bazıları

yumuĢatılarak limitler esnetilmiĢtir.

Daha önce uygulanan bazı sınırlamalar yeni ekte ortadan kaldırılmıĢ, tablolarda verilen ve sınırlanması

istenen Asbest gibi bazı kanser yapıcı ve zararlı kimyasallar tablolardan çıkartılmıĢtır. Yine bu

tablolarda verilen zararlı, kanser yapıcı gibi bazı kimyasallar ise sınıf değeri düĢürülerek daha az

zararlı olarak zikredilmiĢtir.

Yine aynı bakanlık Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik’ inde ise

yürürlük tarihini iki yıl erteleyerek olabilecek kazalara, hastalıklara ve ölümlere alt yapı hazırlamıĢtır.

Söz konusu yönetmelik tehlikeli maddeler bulunduran kuruluĢlarda büyük endüstriyel kazaların

önlenmesi ve olası kazaların meydana gelmesi halinde insanlara ve çevreye zararının daha az olmasını

sağlamak amacıyla yapılması gereken yaptırım ve sınırlamaları tanımlayan bir yönetmeliktir.

SanayileĢme ile birlikte; bu alandaki kontrolsüzlüğün de etkisi ile birlikte ülkemizde son yıllarda

meydana gelen patlama, yangın gibi endüstriyel kazalar hatırlandığında söz konusu yönetmeliğin

yürürlük tarihini iki yıl ertelemenin kazalara ve ölümlere davetiye anlamına geldiği görülecektir.

Ertelemenin hangi gerekçe ile yapıldığı açıklanmamaktadır. Ülkemiz topraklarının % 92‟ sinin ve

büyük sanayi merkezlerimizin % 98‟ inin deprem kuĢağı içerisinde yer aldığı düĢünüldüğünde bu

ertelemenin hangi ölçüde risk taĢıdığı daha iyi anlaĢılacaktır.

Geçen yıl Ostim‟de ve geçtiğimiz ay da Tuzla‟da ve Afyon‟daki patlamalar ve sonucunda meydana

gelen maddi kayıplar ile trajik ölümlerin ardından söz konusu yönetmeliğin neden iki yıldır yürürlüğe

girmediğini sorgularken, yönetmeliğin önümüzdeki iki yıl da yürürlüğe girmeyeceğini ve ertelendiğini

öğreniyoruz. Ġlgililerden kamuoyuna erteleme nedenleri ile birlikte gerekli açıklanmaların yapılmasını

talep ediyoruz.

80

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Ġlginçtir aynı yönetmelikte; daha dün Afyon'daki askeri alanda meydana gelen ve 24 yurttaĢımızın

hayatını kaybettiği cephanelik patlaması yok sayılarak askeri kuruluĢ ve tesisler, petrol ve doğalgaz

boru hatları ve taĢımacılığı, rıhtım, liman ve iskelelerde yapılacak yükleme ve boĢaltmalar ve

minerallerin kimyasal iĢletmeciliği istisna sayılarak bu yönetmeliğin dıĢında bırakılmıĢtır.

ÇġB'nı yaptığı bu hatalı uygulamadan derhal vazgeçmeye yönetmeliklerdeki değiĢiklikleri iptal

etmeye ve yönetmelikleri derhal yürürlüğe koymaya davet ediyoruz. Aksi durumda bu iki uygulama

yönetmeliğinin ertelenmesi nedeni ile olabilecek kirliliklerin, kazaların, hastalıkların ve ölümlerin

müsebbibi olacaktır.

Kimya Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

81

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

06 Kasım 2012

ÖLÜM HABERLERĠ DEĞĠL, ÇÖZÜM HABERLERĠ DUYMAK ĠSTĠYORUZ!

12 Eylül 2012 tarihinden bu yana 66 cezaevinde 685 kiĢi açlık grevinde. Bu sürede açlık grevinde

olanlar için kritik süre aĢılmıĢtır. Açlık grevi bugün bırakılsa dahi grevdeki yurttaĢlarımız,

bedenlerinde kalıcı hasarlarla yaĢamaya devam edeceklerdir.

Bu durumu “aç yok” ya da “bir kiĢi var” sözleriyle önemsizleĢtiremeyiz. Açlık grevinde bir kiĢi bile

olsa sözünü ettiğimiz varlık insandır, bizim insanımızdır, yurttaĢımızdır, kardeĢimizdir.

Siyasi görüĢü, ideolojisi ne olursa olsun her insanın, sırf "insan" olduğu için, açlık grevindeki

insanlarımızın taleplerine ses vermesi, seslerine ses olması gerekir.

Bu eyleme duyarsız kalınmamalı, çözüm için tüm demokratik yollar denenerek ölümler

engellenmelidir. Geçen her dakika hepimizin aleyhinedir, olası ölümler karĢısında tarih, hepimizi bir

kıyımın sorumluları olarak anacaktır.

Bizler daha önce Hayata DönüĢ operasyonlarıyla yaĢadığımız acı sürecin tekrarlanmasını istemiyoruz.

Bir an önce sorunun çözülmesi için siyasal iktidarın harekete geçmesini ve çözüm için çağrı yapan

emek, meslek ve demokrasi güçlerinin sağduyu çağrılarına olumlu yanıt verilmesini bekliyoruz.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

KMO Yönetim Kurulu

82

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

18 Aralık 2012

AKP TMMOB YASASI DEĞĠġĠKLĠĞĠYLE MESLEĞĠMĠZĠ ODALARIMIZI VE

BĠRLĠĞĠMĠZĠ TESLĠM ALMAYA ĠġLEVSĠZLEġTĠRMEYE VE PARÇALAMAYA

ÇALIġMAKTADIR.

DeğiĢtirilmek Ġstenen Emekten, Bilimden, Ġnsandan Yana Kimliğimizdir!

TESLĠM OLMAYACAĞIZ!

AKP iktidarı döneminde baĢlayan Odalarımız ve Birliğimiz Türk Mühendis ve Mimar Odaları

Birliği-TMMOB‟nin mevzuatını düzenlemeye yönelik çalıĢmalar, bugün doğrudan TMMOB Yasasını

değiĢtirmeye yönelmiĢtir. Anayasa‟nın 123, 124 ve özellikle 135. maddelerinden hareketle yayımlanan

6235 sayılı TMMOB Yasasının değiĢtirilmesi yoluyla TMMOB örgütlülüğü ve mühendis, mimar,

Ģehir plancılığı disiplinlerinin meslek örgütlülükleri, kapalı kapılar ardında yapılan hazırlıklarla tasfiye

edilmek istenmektedir.

Bizler Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği„ne bağlı Kimya Mühendisleri Odası‟nın ,

üyelerimizin demokratik ve katılımcı bir biçimde yapılan seçimleri ile görevi baĢında olan ġube

BaĢkanları , Bölge /Ġl Temsilciliği BaĢkanları olarak; mesleğimize, meslektaĢlarımıza ve Odalarımıza

sahip çıkacak, birliğimiz TMMOB„ye yönelen her türlü tasfiye giriĢimine karĢı birlikte ve yan yana

duracağız.

Yakın zamanda çıkarılan "Afet Riski Alanların DönüĢtürülmesi Hakkındaki Kanun" "BüyükĢehir

Yasası" gibi talan ve rant yasalarından sonra, torba yasa içinde yer alan tüm bu yasal düzenlemelerle

kıyılar, kırsal alanlar, meralar yapılaĢmaya açılıp, yapı denetim sistemi de buna uygun yeniden

Ģekillendirilerek, kentlerimiz, tarım arazilerimiz, kıyılarımız, meralarımız ve doğal yaĢam alanlarımız

sermaye birikim alanına dönüĢtürülmektedir.

Bugün meslek disiplinlerimiz ile kamusal hizmet ve kamusal mesleki denetim esaslı örgütlülükler

tasfiye edilmek istenmektedir. Bu yapılar Ģekli yapılara dönüĢtürülerek AKP çevresinde kümelenmiĢ

rantiye tarafından sürdürülen talan politikalarına hizmet edecek, özetle sermayeye taĢeronluk hizmeti

vermek üzere yeniden biçimlendirilecektir. Kamuoyuna tarafsız ve bilimsel temellerle gerçeklikleri

aktaran; gerektiğinde etkin bir biçimde hukuk yolunu kullanarak yapılan yanlıĢlarla mücadele eden

TMMOB„ye yönelik tasfiye politikaları bu kapsam içindedir.

DeğiĢtirilmesi planlanan yeni kanunla kurulması düĢünülen Ġl odalarıyla, odaların piyasaya hizmet

üretmesi sağlanmaya çalıĢılmakta ve meslek örgütleri birer ticarethaneye dönüĢtürülmek

istenmektedir. Oysa kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak çalıĢan TMMOB kamu adına

yaptığı denetimlerle topluma daha güvenli binalar, daha güvenli/ kaliteli gıdalar, daha güvenli bir

yaĢam sunmaktadır. Bu yasayla TMMOB‟nin bağımsız ve toplumcu kimliği yok edilmek

istenmektedir.

Bizler yaĢanan süreçleri meslektaĢlarımıza anlatarak,onlarında desteği ile odalarımıza yapılan

saldırılara karĢı duracağız ve bu süreçten örgütlülüğümüzü daha da güçlendirerek çıkacağız.

Hazırlanan torba yasa taslağında; Yapı Denetimi Hakkında Kanun, Ġmar Kanunu, Kat Mülkiyeti

Kanunu, Belediye Gelirleri Kanunu, Kıyı Kanunu, Ġskan Kanunu, Mera Kanunu, Kamu Kurum ve

KuruluĢlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması

Hakkında Kanun, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve

TMMOB Kanunu ile ilgili düzenlemeler bulunuyor.

Torba yasa taslağının bütününe bakıldığında neoliberal zihniyetin kentlerimizi, tarım arazilerimizi,

kıyılarımızı, meralarımızı ve doğal yaĢam alanlarımızı bir sermaye birikim alanı olarak hedef aldığı

görülmektedir. AKP„ye göre bu alanlarda gerçekleĢecek mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı

83

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

hizmetlerinin kamusal-toplumsal fayda anlayıĢından arındırılması gerekiyor. Tarım arazileri, dereler,

doğal kaynaklar, içme suyumuz bile günümüzde metalaĢtırılmakta, halkın kullanımından alınarak

sermayenin inisiyatifine terk edilmektedir. TMMOB yaĢamın talanının önünde bir engel olarak

görülmektedir. Bu nedenle sürece ayak direyen, izin vermeyen TMMOB‟nin parçalanması,

dağıtılması gerekiyor. Sonuç olarak TMMOB‟nin etkisiz-yetkisiz bir hale getirilmesi, Bakanlığa

bağlanması, merkezi bütünlüklü yapısının parçalanması hedeflenmektedir.

Bu güne kadar halktan ve emekten yana yaptığımız mücadele ve kamu kaynaklarının, çevrenin tarihi

ve kültürel değerlerimizi korumak gelecek kuĢaklara sağlıklı, güvenli yaĢanabilir bir kent bırakmak

adına açtığımız davalar TMMOB‟yi iktidarın hedefi haline getirmiĢtir.

TMMOB‟nin, AKP‟nin istediği Ģekilde biçimlendirilmesi demek bilimin ve teknolojinin halkın değil,

bir avuç sömürücünün hizmetine sunulması demektir.

Bir kez daha söylüyoruz önümüzdeki temel görev, bu saldırıya geçit vermemektir. Bizler Türk

Mühendis ve Mimar Odaları Birliği„ne bağlı Kimya Mühendisleri Odası‟nın, üyelerimizin demokratik

ve katılımcı bir biçimde yapılan seçimleri ile görevi baĢında olan ġube BaĢkanları , Bölge/Ġl

Temsilciliği BaĢkanları olarak ; mesleğimize, meslektaĢlarımıza ve Odalarımıza sahip çıkacak, birlik

ve beraberlik içinde bağımsız ve demokratik meslek kuruluĢlarımızın tasfiyesine dur diyeceğiz. Bunun

bir kamusal görev olduğunu tekrar hatırlatıyor, iktidarı uyarıyor ve bu giriĢimlerinden vazgeçmeye

çağırıyoruz.

Yaşasın TMMOB, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz

Kamuoyuna saygılarımızla.

KMO Merkez Yönetim Kurulu KMO Ankara ġube Yönetim Kurulu

KMO Bursa ġube Yönetim Kurulu KMO Denizli ġube Yönetim Kurulu

KMO Ege Bölge ġube Yönetim Kurulu KMO Güney Bölge ġube Yönetim Kurulu

KMO Ġstanbul ġube Yönetim Kurulu KMO Kocaeli ġube Yönetim Kurulu

KMO Samsun ġube Yönetim Kurulu KMO Trakya Bölge ġube Yönetim Kurulu

KMO EskiĢhir Böl.Tem. Yönetim Kurulu KMO Trabzon Böl.Tem.Yönetim Kurulu

KMO G.Anadolu Böl.Tem. Yönetim Kurulu KMO Adıyaman Ġl Temsilciliği

KMO Antalya Ġl Temsilciliği KMO Amasya Ġl Temsilciliği

KMO Aydın Ġl Temsilciliği KMO Balıkesir Ġl Temsilciliği

KMO Batman Ġl Temsilciliği KMO Bayburt Ġl Temsilciliği

KMO Çanakkale Ġl Temsilciliği KMO Çorum Ġl Temsilciliği

KMO Elazığ Ġl Temsilciliği KMO Erzurum Ġl Temsilciliği

KMO Erzincan Ġl Temsilciliği KMO Gaziantep Ġl Temsilciliği

KMO Giresun Ġl Temsilciliği KMO Hatay Ġl Temsilciliği

KMO Ġskenderun Ġl Temsilciliği KMO KahramanmaraĢ Ġl Temsilciliği

KMO Kayseri Ġl Temsilciliği KMO Konya Ġl Temsilciliği

KMO Manisa Ġl Temsilciliği KMO Mersin Ġl Temsilciliği

KMO Muğla Ġl Temsilciliği KMO Ordu Ġl Temsilciliği

KMO Osmaniye Ġl Temsilciliği KMO Rize Ġl Temsilciliği

KMO Sinop Ġl Temsilciliği KMO Sivas Ġl Temsilciliği

KMO ġanlıurfa Ġl Temsilciliği KMO Tokat Ġl Temsilciliği

KMO UĢak Ġl Temsilciliği KMO Van Ġl Temsilciliği

KMO Zonguldak Ġl Temsilciliği

84

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

01 ġubat 2013

KAZALAR, YANGINLAR VE ÖLÜMLER ÜZERĠNE BĠR KEZ DAHA

HATIRLATIYORUZ.

31 Temmuz 2012 tarihinde Çevre ve ġehircilik Bakanlığı Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü

Hakkında Yönetmeliğin yürürlük tarihini iki yıl erteleyerek olabilecek kazalara ve ölümlere alt yapı

hazırlamıĢtır. KMO görevini yaparak 1 Ekim 2012 tarihinde bir basın toplantısı ve duyurusu

gerçekleĢtirerek Bakanlığı ve kamuoyunu uyarmıĢtır. Söz konusu basın bildirisinde "Ostim, Tuzla ve

Afyondaki patlamaların son değil, eğer böyle devam ederse bu kazaların kaçınılmaz olacağı ve

devamının geleceği” uyarısını yapmıĢtır.

Nitekim çok geçmeden 28 Ocak 2013 tarihinde Önce Bursa- Yalova da Aksa fabrikasında ve 30 Ocak

2013 tarihinde de Gaziantep' teki bir galvaniz fabrikasında maddi ve manevi kayıplara yol açan ve 8

kiĢinin ölümü ile sonuçlanan kazalar meydana gelmiĢtir. Yürürlük tarihi hiçbir gerekçe gösterilmeden

iki yıl ertelenen söz konusu yönetmelik tehlikeli maddeler bulunduran kuruluĢlarda büyük endüstriyel

kazaların önlenmesi ve olası kazaların meydana gelmesi halinde insanlara ve çevreye zararının daha az

olmasını sağlamak amacıyla yapılması gereken yaptırım ve sınırlamaları tanımlayan bir yönetmeliktir.

Ġlgililerden kamuoyuna erteleme nedenleri ile birlikte gerekli açıklamaların yapılmasını talep

ediyoruz.

Türkiye‟de üretim ve kar hırsı ile artık neredeyse her gün bir endüstriyel kaza ve bunun sonucu kitlesel

ölümler meydana gelmektedir. 2011 yılında iĢ kazalarındaki ölüm sayısı 1700 kiĢidir. Eminiz ki 2012

istatistikleri açıklandığında bu rakamın daha da arttığı görülecektir. Türkiye ilgili bakanın

açıklamasına göre kazalı ölümlerde Avrupa'da birinci dünyada ise üçüncü sıradadır. Afrika ve Asya

ülkelerinde bile bile bu rakamlar daha düĢüktür.

Yeni iĢ güvenliği yasası çıkarılıyor ama diğer yanda da kazaların önlenmesi için iĢverence alınması

gerekli önlemlerin uygulanmasına yönelik yönetmelikler gerekçesiz olarak 2 yıl ertelenebiliyor. Bu

durum için samimiyet testi yapmaya gerek var mı?

Ġlgili bakanlığı yaptığı bu hatalı uygulamadan derhal vazgeçmeye yönetmeliklerdeki değiĢiklikleri

iptal etmeye ve yönetmelikleri derhal yürürlüğe koymaya davet ediyoruz. Aksi durumda söz konusu

yönetmeliğinin ertelenmesi nedeni ile yeni çıkarılan ĠĢ Güvenliği Yasasının da uygulamada olabilecek

kazaları ve ölümleri önleyemeyeceğini kamuoyuna duyurmak istiyoruz.

KMO Yönetim Kurulu

85

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

08 Mart 2013

KADINLAR BARIġ ĠSTĠYOR!

SAVAġA, YOKSULLUĞA, KADIN KATLĠAMLARINA CĠNSĠYET

AYRIMCILIĞINA VE EMEĞĠMĠZĠN SÖMÜRÜSÜNE KARġI DĠRENEREK

ÖRGÜTLENĠYORUZ!

1857 yılında ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma iĢçisi daha iyi çalıĢma koĢulları istemiyle

bir tekstil fabrikasında greve baĢladı. Ancak polisin iĢçilere saldırması ve iĢçilerin fabrikaya

kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında iĢçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması

sonucunda çoğu kadın 129 iĢçi can verdi. Kopenhag'da 1910 yılında toplanan Uluslararası Sosyalist

Kadınlar Konferansı'nda Alman sosyalist Clara Zetkin‟in önerisi ile katledilen kadın iĢçilerin anısına 8

Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edildi. 1975 yılını Dünya Kadınlar Yılı ilan

eden BirleĢmiĢ Milletler Örgütü tarafından 1977 yılında Kadın Hakları için Uluslararası Mücadele

Günü olarak 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü ilan edildi.

Erkek egemen toplumsal yapı ve sermayenin emek sömürüsüyle sarmallanarak kadına dayatılan bu

sistemde, 156 yıl önce emekçi kadınların talepleriyle baĢlayan direniĢ bugün de anlamını koruyor.

Mevcut siyasi yapı, eĢitsizlik, sömürü, Ģiddet ve gericiliğe paralel olarak kadınların emek ve beden

sömürüsünü arttırıyor. Çıkarılan yasalarla, görünür ve görünmez uygulamalarla yeniden düzenlenen

hayat biçimi kadınları her yönden vuruyor. Yüzlerce yıllık erkek egemen zihniyet tüm ağırlığıyla,

kadınları iĢte, evde ve sokakta baskı altına almaya çalıĢıyor.

Bugün, dünyanın her yerinde ve Türkiye‟nin dört bir yanında kadınlar yaĢam hakları için, cinsel,

ulusal ve sınıfsal sömürüye son demek için, barıĢ için, gerçek eĢitlik için sokaklarda olacak, taleplerini

haykıracak.

Bu 8 Martta; Tecavüz ve cinayetlere karĢı alanlardayız!

Bizler kadın olmanın bedelini , Ģiddetle, iĢkencelerle, öldürülmeyle, recmle , idamla ödeyen kadınlar

için sokağa çıkıyoruz. Bizler öldürülüyor, tacize ve tecavüze uğruyoruz. Hukuk ise bizleri değil erkeği

koruyor. Kadın bedeni üzerinde söz sahibi olmaya çalıĢan erkek devlet bizim yerimize tecavüzcüyü

affediyor. Bizim yerimize katili aklıyor. Kadınlar sokaklarda katlediliyor. Hukuk sistemi ve hükümet

de erkeğe destek veriyor.

Bu 8 Martta; "Benim Bedenim Benim Kararım" demek için alanlardayız!

Devlet, bizim yerimize doğurup doğurmayacağımıza karar veriyor. Kaç tane doğuracağımızı

belirliyor.

Bu 8 Martta; Kadının ve Toplumun özgürlüğü için alanlardayız!

Bizi evlere kapatmaya, bizi güçsüzleĢtirmeye, ötekileĢtirmeye çalıĢan erkek egemen sisteme karĢı

“kadın özgürleĢmeden toplum özgürleĢemez.” diyoruz

Bu 8 Martta; Emeğimize sahip çıkmak için alanlardayız!

Ev içinde ve kamusal alanda görünmeyen, değersizleĢtirilen emeğimize sahip çıkıyoruz. Kadın

emeğini yok sayan istihdam yasalarına, emeğimizin ucuza satılmasına karĢı yükseltiyoruz sesimizi.

86

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Bu 8 Martta; BarıĢ için alanlardayız!

Bu topraklarda süren birincil mağduru olduğumuz savaĢa karĢı barıĢın sesini duyurmak için çıkıyoruz

sokaklara. SavaĢın en ağır bedelini ödeyen biz kadınlar savaĢ politikalarının artık bir son bulmasını

istiyoruz. BarıĢa yatırıyoruz umutlarımızı. Acılı annelerin barıĢ taleplerini, yıllardır verdiği

mücadeleyi omuzlarımıza yükleyip çıkıyoruz alanlara. Türkülerimizi, Türkçe, Kürtçe, Ermenice,

Lazca, Çerkezce söylüyoruz. Türkiye‟de barıĢın olması ancak ve ancak barıĢın toplumsallaĢması ile

mümkün. Oysa bu eril kültür barıĢı toplumsallaĢtırmaya niyetli görünmüyor. Türkiye‟de ta en

baĢından beri barıĢ mücadelesinin en ön saflarında yer aldı kadınlar. Erkek devlet bilmeli ki barıĢ ve

demokratikleĢme kadınlar olmadan ve toplumsallaĢmadan gerçekleĢemez.

Bu 8 Martta; Kadınların dayanıĢma ve mücadelesi için alanlardayız!

Erkek devlet politikalarının bizim önümüze koyduğu sınırları tanımıyoruz. Bizler kadınız. Dünyanın

yarısıyız ve dünyanın yarısı özgürleĢene kadar bu alanları, bu sokakları terk etmiyoruz.

YAġASIN KADIN MÜCADELEMĠZ

YAġASIN 8 MART

YAġASIN DÜNYA EMEKÇĠ KADINLAR GÜNÜ

87

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

ORTAK BASIN AÇIKLAMALARI

88

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

20 Nisan 2012

BORLA ĠLGĠLĠ YASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ KĠME HĠZMET EDECEK ? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart

2012 tarihinde BaĢbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji

Hammaddelerinin ĠĢletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini Düzenleyen

Kanunda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" BaĢbakan„ın imzasıyla, 20 Mart 2012

tarihinde B.02.0.KKG.0.10/101 - 487/1319 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığı„na

gönderilmiĢtir.

Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen fıkrada "Bu madenlerin üretilmesi ve zenginleĢtirilmesi,

teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734

sayılı Kamu Ġhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncü Ģahıslara

gördürülebilirler. Ancak üçüncü Ģahıslara gördürülecek iĢlerin ihale süresinin üç yıldan fazla

olması durumunda konuya iliĢkin talepler Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara

bağlanır." denilmektedir. Ġstenen yasa değiĢikliğiyle bor üretiminin özel sektörce yapılmasının

önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Özel sektörün üreteceği bor ürünlerinin devletçe alımı

garantilenmektedir. Bu tasarı kabul edildiğinde, yıllardır yapılamayan "borların özelleĢtirilmesi"

baĢarılacaktır !!! Gerekçesi ne olursa olsun bu değiĢiklik, 2840 sayılı Kanunla Devlet eliyle iĢletilmesi

gereken bor madeninin özelleĢtirilmesi demektir. Mülkiyetin ruhsat sahibinde kalması, hiçbir anlam

ifade etmemektedir. Böyle bir özelleĢtirme modeli, baĢtan beri Bor madenlerini isteyen çevrelerin

talebidir.

Bor, stratejik bir madendir. Bor minerallerinin; son derece özel kimyasal yapıları nedeniyle,

hammadde, rafine ürün ve nihai ürün Ģeklinde, büyük çoğunluğunda alternatifsiz olmak üzere, 250„yi

aĢkın kullanım alanı mevcuttur. Bor mineralleri, ilave edildikleri malzemelerin katma değerlerini

olağanüstü yükseltmekte, bu nedenle sanayinin tuzu olarak adlandırılmaktadır. Halen yürürlükte olan

haliyle bor madenlerinin arama ve iĢletme çalıĢmaları Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü

tarafından yürütülmektedir. 2840 sayılı yasa doğrultusunda Bor madenlerinin Devletçe iĢletilmeye

baĢlanması ile birlikte bor madenlerinin iĢletilmesi ve değerlendirilmesi amacıyla çok önemli adımlar

atılmıĢtır. Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan arama ve rezerv tespit

çalıĢmaları ile Türkiye„nin dünya toplam bor rezervlerinin % 72„sine sahip olduğu belirlenmiĢtir.

Bor rezervlerini 1978 yılından bu yana kamu adına iĢletmekte olan Eti Maden; bugüne kadar

gerçekleĢtirmiĢ olduğu yatırımlar ile Türkiye„nin bor teknolojisi konusundaki en deneyimli kadrosunu

bünyesinde bulundurmaktadır, bor tesislerinin kurulması için gerekli mühendislik deneyimi ve

tesislerin iĢletilmesi için gerekli üretim deneyimi açısından en iyi kadroya sahiptir, dünyadaki en

büyük bor üreticisi ve en güvenilir bor ürünleri sağlayıcısıdır, bugün itibarıyla % 40 Pazar payıyla

Dünya bor pazarı lideridir. Eti Maden„in bu konuma gelmesi sadece 30 yıl gibi bir sürede

gerçekleĢmiĢtir. Bu süre içinde herhangi bir kurum ya da kuruluĢun iĢletme, mühendislik, pazarlama,

finans desteğine ihtiyaç duyulmamıĢ ve tüm geliĢme kurumun kendi olanakları ile sağlanmıĢtır.

Rezervlerin iĢletilmesinden maksimum fayda sağlanmaktadır ve dünya pazarının en büyük payı Eti

Maden„e aittir.

Bütün bunlara rağmen yapılmak istenen; uzun vadeli hizmet alımları adı altında ve aslında Eti

Maden„den daha birikimli ve ekonomik olanaklara sahip olmayan kuruluĢlar aracılığı ile

özelleĢtirmenin gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmasıdır. En büyük doğal zenginliğimiz olan borun gözlerden

uzak tutularak bir yasa değiĢikliği ile sessizce yeniden gündeme getirilmesi, ülkemizde küreselleĢme

ve liberalleĢme rüzgarları altında özelleĢtirilmemiĢ tek alan olan Bor madenlerimizin ulusötesi

tekellere devredilmesi sonucunu doğuracaktır.

Bor üretimi ve zenginleĢtirme hizmetlerinden baĢlanılarak, yarın bir bütün olarak Bor madenlerimizin

ve endüstrimizin ulusötesi tekellere devredilmesine dün olduğu gibi bugün de izin vermeyeceğimizi

belirtiyoruz. Yapılması gereken, Eti Maden„in teknolojik olarak önünün açılması, gerekli personel

alımı, yatırımların yapılması ve uç ürün üretiminin artırılması için çalıĢmaların hızlandırılması

olmalıdır.

89

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Rafine bor ve özel bor ürünlerine yatırım yapılarak bor minerallerine dayalı tesislerin ülkemizde

kurulması sağlanmalıdır. Bor ürünlerinin hammadde olarak kullanıldığı sanayi alanlarının geliĢmesine

yönelik yatırımlar teĢvik edilmelidir. Türkiye„nin hedefi nihai ürün pazarları olmalıdır.

Rezervleri ve kaynak türleri açısından en zengin ülke olan ve rafine bor ürünleri için teknoloji

geliĢtirip önemli yatırımlar yapan bir ülke olarak ülkemizin çıkarının borlarımızı tekellere devretmekte

değil; aramasından, iĢletmesine ve uç ürüne dönüĢtürülmüĢ ürünün pazarlanmasına kadar her

aĢamasının kamu eliyle yürütüldüğü geliĢtirilmiĢ bir bor endüstrisinin bu ülke ve insanının yararına

olduğunu ifade ediyor, "Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve iĢletilmesi Devlet

eliyle yapılır" yasa hükmünün değiĢtirilmeyerek korunması ve bu tasarının derhal geri çekilmesi

gerektiğini belirtiyoruz.

TÜRKĠYE MADEN Ġġ SENDĠKASI TMMOB JEOLOJĠ MÜH.ODASI

PETROL Ġġ SENDĠKASI TMMOB KĠMYA MÜH.ODASI

TÜRK ENERJĠ SEN TMMOB MADEN MÜH. ODASI

KESK-ESM TMMOB METALURJĠ MÜH. ODASI

90

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

10 Mayıs 2012

TOPLUMSAL YAġAMIN

BĠLĠMSEL-TEKNĠK ÖLÇÜTLERE GÖRE DÜZENLENMESĠNĠ

SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞĠZ

1954 yılında 6235 Sayılı Yasa ile kurulan ve 23 Odanın üst birliği olan TMMOB, kökleri 1900„lü

yılların baĢına dayanan bir örgütlenme ve mücadele geleneğinin ürünüdür. TMMOB ve bağlı Odaları,

bir yandan meslek-meslektaĢ haklarını koruyup geliĢtirirken, diğer yandan bilimsel-teknik mesleki

bilgi birikimini ve örgütsel gücünü kamu ve toplum yararına sunmak için faaliyet yürüten ve yasal

dayanağını Anayasa„nın 123, 124, 135. maddelerinden alan kamu kurumu niteliğinde, kamu tüzel

kiĢiliğine sahip meslek kuruluĢlarıdır ve yerinden yönetim esasına dayanırlar.

Bilinen bu gerçeklere rağmen, 7, 8 ve 9 Mayıs 2012 tarihli Bugün Gazetesinde yayınlanan "Odalara

da Reform ġart" ,"Reform Talebine Destek Yağdı" ve "Meslek Odalarına Reform Yolda"

manĢetleri altında kamuoyunu yanlıĢ bilgilendirmeye yönelik sözde "haber" ve yorumlar yer almıĢtır.

Odalarımıza ve Birliğimize saldırı niteliğinde olan bu "haberlerle", kamuoyu nezdindeki saygın

konumumuza gölge düĢürülmeye, mesleki faaliyetlerimiz hakkında kuĢku uyandırılmaya ve

karalamaya çalıĢılmaktadır.

Meslek camiamızdan dahi olmayan bir takım kiĢilere ve adı belirtilmeyen bir-iki mühendise

dayandırılan "haberler" ve yorumlar sübjektif bir kurgu ile oluĢturulmuĢtur.

Bu "haberlerin" neden yapıldığını değerlendirirken Bugün gazetesinin sahibinin kim olduğunun

bilinmesinde fayda vardır.

Gazetenin sahibi, Koza davetiye iĢi ile baĢlayıp, Eti-GümüĢ ihalesine giren, ardından Bergama Altın

Madenlerini Normandy Madencilik„ten devralan kiĢidir. TMMOB„nin Bergama„daki altın arama ve

çıkarma faaliyetleri nedeniyle davalık olduğu Koza Grubunun sahibidir. Bu nedenle Bugün

gazetesinde bu tür haberlerin yayınlanması çok da ĢaĢırtıcı olmamıĢtır.

Söz konusu gazetenin haberlerinde Odalarımızın Bakanlıkların verdiği yetkiyle ya da yerel

yönetimlerle yaptıkları protokoller kapsamında yürüttüğü LPG sızdırmazlık kontrolleri, asansör

periyodik kontrolleri gibi çalıĢmaları sorun oluĢturuyormuĢçasına sunulmuĢtur. Bu durum en hafif

tabirle vermekte olduğumuz kamusal hizmete saygısızlıktır. Zira Odalarımız bu kontrolleri, "hizmetin

niteliğini artırma" amacıyla yapmaktadır.

"Haber" içeriğinde "Meslek odaları; üye olma zorunluluğu, aidatları, keyfi uygulamaları, denetim

yetersizliği gibi nedenlerle tartıĢma konusu olmaya devam ediyor" ifadelerine yer verilerek sanki

kamuoyunda Odalar hakkında bir tartıĢma varmıĢ gibi gerçek dıĢı bir izlenim yaratılmaktadır. Oysa,

kamu kurumları dıĢında özel sektörde çalıĢan mühendislerin Odalara üye olma zorunluluğu; kamu

düzeni ve toplumun can ve mal güvenliği açısından uzmanlık gerektiren iĢlerdeki proje onayı, belge

alma zorunluluğu ve tüm bu iĢlemler için alınan bedeller, Yasa ve Yönetmeliklerle belirlenmiĢtir.

Dünya genelindeki uluslararası meslek örgütlerinde de, meslek mensupları meslek odalarına üye

olmak zorundadırlar. GeliĢmiĢ demokrasilerde mühendislik, mimarlık veya Ģehir plancılığı gibi her

biri ayrı bir bilim dalı olan, belirli ilkelere göre uygulanması gereken mesleklerin, denetim, mesleki

yeterlilik gibi kamu sağlığını ve güvenliğini güvence altına alan süreçlerle birlikte iĢletilmesi gerektiği

bilinmekte, mesleklere ve meslek örgütlerine böyle bir anlayıĢla yaklaĢılmaktadır.

Söz konusu "haberler"de TMMOB ve bağlı odaların gelirlerine yönelik kurumlarımızı karalamayı

amaçlayan mesnetsiz ve yanlıĢ görüĢlere yer verilerek, varlığı anayasa ile güvence altına alınmıĢ kamu

kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının aynı zamanda meslektaĢlarına ve topluma hizmet veren

kuruluĢlar olduğu gerçeği örtbas edilmektedir.

91

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB ve bağlı Odaları birer ticarethane ya da Ģirket değildir. Binlerce mühendise, mimara ve Ģehir

plancısına hizmet veren Odalarımızın hizmetleri karĢılığında gelir elde etmesi olağandır. Odalarımızın

dönemsel çalıĢma raporları gelirlerimizin ve giderlerimizin tüm açıklığıyla ortaya konulduğu yazılı

kaynaklardır. Sanıldığı gibi kozmik odalarda saklanmayıp tüm üyelerimizin bilgi edinme hakkı

saklıdır.

Odalarımızın gelir giderlerinin Genel Kurullarda bir sayfa olarak çıkarıldığı gibi ahlaksız bir yorumun

kabul edilmesi mümkün değildir. Gerçek haberciler için, kendi denetim mekanizmalarının yanı sıra

ilgili Bakanlıkların mali ve idari denetimine de açık olan, bütçesi bakımından Ģeffaflığı ve açıklığı ilke

edinmiĢ olan Odalarımızın mali raporlarına eriĢim son derece basit ve kolaydır. Ancak doğru bilgi

vermek için öncelikle "Haberler"e imza atanların "doğru habercilik" anlayıĢına ve "mesleki etik

değerlere" sahip olmaları gerekir.

Yine aynı "haber"lerde TMMOB ve bağlı Odalarımızın iĢleyiĢine müdahale edilmekte, siyasi iktidar

eliyle birliğin daha sembolik ve iĢlevsiz hale getirilmesi, yeniden yapılanma gibi önerilere de yer

verilmektedir.

TMMOB ve bağlı Odaları olarak, bu tür art niyetli tutumlarda asıl olarak neyin hedeflendiğini çok iyi

bilmekteyiz. Plansız ve denetimsiz hareket eden özel sektöre karĢılık, insan hayatını merkeze alan,

meslek etiğini ve mesleğin bilimsel esaslara uygun olarak hayata geçirilmesini savunan kurumlarımız,

önünde hiçbir engel görmek istemeyen bir anlayıĢ tarafından "engel" olarak görülmektedir.

Oysa bizler yine bilmekteyiz ki, katliam gibi iĢ cinayetlerinin sorumlusu bu anlayıĢtan baĢka bir Ģey

değildir. Mesleklerimiz insan hayatıyla ilgilidir, insan hayatını ve kamu yararını savunan

kurumlarımızın "ideolojik" bulunması, ancak ve ancak "ideolojik" bir yaklaĢımı benimseyenler

tarafından yapılabilecek bir yorumdur. Bu anlamda Liberal DüĢünce Topluluğunun "liberalizm" gibi

bir ideolojinin penceresinden mesleklerimize ve meslek odalarımıza yönelik yorumlarını ve

çalıĢmalarını nesnel bulmamız mümkün değildir. Aynı ideolojinin mensuplarının meslek odalarının

birer sivil toplum kuruluĢu haline getirilmesini savunması da ĢaĢırtıcı değildir. Zira sivil toplumdan

anlaĢılan kendilerinin de ifade ettiği üzere "apolitik" olmak, eleĢtirmemek ve koĢulsuz bir Ģekilde itaat

etmektir. Meslek odalarının kamu kuruluĢu niteliğinin ortadan kaldırılmasını savunmak, mesleklerin

kimi bilimsel esaslara uygun bir Ģekilde, insan hayatının değeri üzerine kurulan bir etik anlayıĢla icra

edilmesinin bir kamu görevi olduğunu inkâr etmektir. Bu anlamda mesleğimizin icrası, kamu

sağlığını, hayatını ve yararını ilgilendirdiğinden kamu niteliği taĢımaktadır. Aksini savunmak

ilkesizliğin ilke edinilmesi anlamına gelmektedir ve "bırakınız yapsınlar" anlayıĢıyla kamu sağlığını ve

güvenliğini hiçe saymaktır.

Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri; çevre ve kentleĢme politikalarının dinamik

güçlerinin baĢında yer alırlar. Ciddi bilim-teknik politikaları, olağan koĢullar ve toplumsal bir

kalkınma perspektifi içinde mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığının yeri, konumu v.b. böyledir,

böyle olmalıdır. Ancak Türkiye„nin kalkınma dönemlerinde belirli bir yeri olan meslek disiplinlerimiz

bugün bilimsel gereklerden hızla uzaklaĢan bir tarzda ve çok yönlü olarak etkisizleĢtirilmeye,

itibarsızlaĢtırılmaya çalıĢılmakta, mesleki deformasyon, iĢsizlik ve yoksullukla yüz yüze

getirilmektedir.

Öyle ki meslek disiplinlerimiz yakın dönemin ekonomi politikalarına bağlı olarak siyasi iktidarlar

tarafından ikinci plana itilmiĢ, bazı alanlardaki yetkiler uluslararası sermaye kuruluĢlarına devredilmiĢ,

bazı alanlar neredeyse ortadan kaldırılmıĢ; mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerinin ana

sektörleri kamusal fayda anlayıĢından çıkarılıp serbestleĢtirme, özelleĢtirme, ticarileĢtirmenin

arpalıkları haline getirilmiĢtir.

Kentler rantlara göre Ģekillendirilmekte, plansızlık egemen kılınmaktadır. ÇalıĢma yaĢamı,

mühendislik bilimlerinin uygulanması gereken iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği önlemlerinin dıĢında

tutulmaktadır. Ġnsanca barınma hakkının ve deprem gerçeğinin gerektirdiği, yapı denetimi, enerji,

tarım, orman, su kaynakları ve kentlerin yönetimi gibi alanlarda mühendislik, mimarlık, Ģehir

plancılığının mesleki denetim, periyodik kontrol, ölçüm v.b. bilimsel-teknik kriterleri devre dıĢı

bırakılmaktadır.

92

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Son yıllarda yapılan mevzuat değiĢiklikleri ile meslek disiplinlerimizin uygulama alanları

daraltılmıĢtır. Bunlara, son bir yıl içinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yeni

halkalar eklenmiĢ ve kamu yönetiminin tekelci/otoriter nitelikte yeniden düzenlenmesinin yanı sıra,

gerek mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı gerekse TMMOB mevzuatının Anayasa ve yasalara

açıkça aykırılık oluĢturacak bir Ģekilde iktidar bürokrasisi tarafından düzenlenmesi öngörülmüĢ ve bu

yönde adımlar da atılmıĢtır.

Bu düzenlemeler, Anayasa ve Ġdare Hukuku çerçevesinde merkezi idare ile özerk yerinden yönetim

kuruluĢları arasında olması gereken vesayet denetimini aĢan, tekelci, otoriter bir yönetim anlayıĢının

ürünü olarak bazı özerk kamu tüzelkiĢiliklerinin özerkliğini ortadan kaldırmakta, bazılarını da

doğrudan bakanlık bünyesine almaktadır. Ana amaç, mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı meslek

örgütlerinin yürüttüğü kamusal hizmetleri, kamu otoritesi yoluyla serbestleĢtirip, piyasaya sunmak ve

rant alanlarına dönüĢtürmektir.

Demokrasiden yürütme erkinin tahakkümünü anlayanların, meslek örgütlerini ve sivil toplumun

"apolitik" olmasını, bu örgütlenmelerin siyasal iktidarın güdümünde çalıĢmalar yürütmesini

savunanların, kamu yararını, halk sağlığını ve can güvenliğini sermayenin önünde bürokratik engeller

olarak görenlerin TMMOB ve bağlı odalarını hedef tahtasına oturtması bizler için olsa olsa bir

onurdur.

TMMOB ve Odalarımızı karalama, yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiĢ iç iĢleyiĢimiz hakkında yanlıĢ

kanılara sebebiyet verme ve kuĢku uyandırma içerikli bu "haberler"e yönelik örgütlü üyemiz ile

birlikte gereken mücadeleyi vereceğimizi ve yargı iĢlemlerini baĢlattığımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

TMMOB ve bağlı Odaları, ülkeye, topluma, mesleğe ve meslektaĢlarına iliĢkin sorumluluklarını aynı

anlayıĢla yürütme kararlığındadır.

YaĢasın TMMOB örgütlülüğü

ÇEVRE MÜHENDĠSLERĠ ODASI

ELEKTRĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI

FĠZĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI

GEMĠ MAKĠNALARI ĠġLETME MÜHENDĠSLERĠ ODASI

GIDA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

HARĠTA VE KADASTRO MÜHENDĠSLERĠ ODASI

ĠÇ MĠMARLAR ODASI

ĠNġAAT MÜHENDĠSLERĠ ODASI

JEOFĠZĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI

JEOLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

MADEN MÜHENDĠSLERĠ ODASI

MAKĠNA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

METALURJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI

METEOROLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI

MĠMARLAR ODASI

ORMAN MÜHENDĠSLERĠ ODASI

PETROL MÜHENDĠSLERĠ ODASI

PEYZAJ MĠMARLARI ODASI

ġEHĠR PLANCILARI ODASI

TEKSTĠL MÜHENDĠSLERĠ ODASI

ZĠRAAT MÜHENDĠSLERĠ ODASI

93

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

01 Ağustos 2012

ĠNġAAT MÜHENDĠSLERĠ ODAMIZA YAPILAN ÇĠRKĠN SALDIRIYI

TARAFIMIZA YAPILMIġ SAYIYOR VE KINIYORUZ

01.08.2012 tarihinde (bugün) sabah saat 07.00 civarında ĠnĢaat Mühendisleri Odası hizmet binasına

bir grup tarafından zorla girilmiĢ, merdiven ve asansör kullanımı engellenmiĢ, binanın 8. Katı maddi

hasar verilerek kullanılamaz hale getirilmiĢtir.

Bugün yaĢanan olay bir süredir kasıtlı olarak devam ettirilmekte olan Odalarımıza yönelik saldırıların

fiziki Ģiddete dönüĢmesinin bir göstergesidir. ĠnĢaat Mühendisleri Odamıza yapılan bu çirkin saldırıyı

tarafımıza yapılmıĢ sayıyor ve kınıyoruz.

Emekten ve halktan yana çalıĢmalarla bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunan TMMOB„ye bağlı

Odalar olarak bu saldırılara prim vermeyeceğimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaĢıyoruz.

Çevre Mühendisleri Odası

Elektrik Mühendisleri Odası

Fizik Mühendisleri Odası

Gemi Makine ĠĢletme Mühendisleri Odası

Gıda Mühendisleri Odası

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

Ġçmimarlar Odası

Jeofizik Mühendisleri Odası

Jeoloji Mühendisleri Odası

Kimya Mühendisleri Odası

Maden Mühendisleri Odası

Makina Mühendisleri Odası

Metalurji Mühendisleri Odası

Meteoroloji Mühendisleri Odası

Mimarlar Odası

Petrol Mühendisleri Odası

Peyzaj Mimarları Odası

ġehir Plancıları Odası

Tekstil Mühendisleri Odası

Ziraat Mühendisleri Odası

94

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

18 Eylül 2012

Mesleğimize, Halkımıza, Ülkemize Sahip Çıkıyoruz

19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve ġehir Plancıları DayanıĢma Günü’nde Alanlarda

Olacağız

19 Eylül 1979 günü, mühendis, mimar ve Ģehir plancıları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

(TMMOB)‟nin çağrısıyla ekonomik, demokratik talepleri için ülke çapında bir günlük iĢ bırakma eylemi

gerçekleĢtirmiĢlerdi. Bu uyarı eylemine 49 ilde 443 iĢyerinde mühendis ve mimarların yanı sıra iĢçi,

teknik eleman, memur ve sağlık görevlilerinin de katılımı ile 100 bini aĢkın kamu çalıĢanı katılmıĢ,

teknik eğitim gören öğrenciler de eylemi desteklemiĢlerdi.

19 Eylül 1979‟da gerçekleĢen eylem, TMMOB 41. Dönem Olağanüstü Genel Kurulunda ve Birlik

Yönetim Kurulunca alınan karar çerçevesinde 19 Eylül‟ün “TMMOB Mühendis, Mimar ve ġehir

Plancıları DayanıĢma Günü” olarak kutlanması kararıyla iki yıldan beri kutlanmakta, anımsanmakta ve

yeni sorunlarımızla bütünlenerek mücadele geleneğimiz sürdürülmektedir.

Günümüz koĢullarında mimarlık, mühendislik, Ģehir plancılığı meslek disiplinleri daha komplike

ekonomik, demokratik, mesleki, sosyal sorunlar yumağı içinde bulunmaktadır. Bilim, teknoloji, Ar-Ge,

inovasyon, sanayi, tarım, orman, enerji, ulaĢım, madenler, tüm doğal kaynaklar, gıda, çevre ve kentleĢme

politikalarının dinamik gücü olması gereken mühendis, mimar, Ģehir plancıları, siyasi iktidarlar

tarafından hep ikinci plana itilmiĢ, bazı alanlarda yetkiler uluslararası sermaye kuruluĢlarına devredilmiĢ,

bazı alanlar ise neredeyse ortadan kaldırılmıĢtır. Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerinin

ana sektörleri kamusal fayda anlayıĢından çıkarılıp serbestleĢtirme, özelleĢtirme, ticarileĢtirmenin

arpalıkları haline getirilmiĢtir. Kentler rantlara göre ĢekillendirilmiĢ ve plansızlık egemen kılınmıĢtır.

Aynı zamanda çalıĢma yaĢamının büyük kısmı iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği önlemlerinin dıĢında

tutulmakta, insanca barınma hakkı ve deprem gerçeğinin gerektirdiği yapı denetimi, enerji, tarım, orman,

su kaynakları ve kentlerin yönetimi gibi alanlarda mühendislik–mimarlık–Ģehir plancılığının mesleki

denetim ve bilimsel–teknik kriterleri devre dıĢı bırakılmakta, Kanun Hükmünde Kararnamelerle, yasa ve

yönetmeliklerle yapılan düzenlemeler bilimsel-teknik mesleki gereklilikleri tasfiye etmektedir.

AKP iktidarının Birliğimiz ve Odalarımıza yönelik sınırlayıcı, tasfiye edici, toplum yaĢamını bilimsel

teknik gerekliliklerin dıĢında rant amacıyla düzenleme iĢlemleri diğer iktidar icraatlarıyla bütünlenmekte,

piyasacılığın ve gericiliğin bilim, teknik ve halk karĢıtı çabaları ülkemizi sarmaktadır. Bu koĢullarda

siyasi iktidarın mesleğimize ve örgütümüze yönelik etkisizleĢtirme çabalarına karĢı duruĢ bizler için bir

görevdir.

TMMOB‟ye bağlı biz aĢağıda imzası bulanan Odalar, 19 Eylül ÇarĢamba günü, ülke çapında TMMOB

Ġl Koordinasyon Kurullarınca düzenlenecek olan dayanıĢma etkinliklerine örgütlü bir Ģekilde katılarak

alanlardaki yerimizi alacağımızı kamuoyuna duyururuz. Bilgisayar Mühendisleri Odası

Çevre Mühendisleri Odası

Elektrik Mühendisleri Odası

Fizik Mühendisleri Odası

Gemi Mak. ĠĢletme Mühendisleri Odası

Gıda Mühendisleri Odası

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

Ġçmimarlar Odası

ĠnĢaat Mühendisleri Odası

Jeofizik Mühendisleri Odası

Jeoloji Mühendisleri Odası

Kimya Mühendisleri Odası

Maden Mühendisleri Odası

Makina Mühendisleri Odası

Metalurji Mühendisleri Odası

Meteoroloji Mühendisleri Odası

Mimarlar Odası

Petrol Mühendisleri Odası

Peyzaj Mimarları Odası

ġehir Plancıları Odası

Tekstil Mühendisleri Odası

Ziraat Mühendisleri Odası

92

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

04 Ekim 2012

PEġKEġ ÇEKĠLME SIRASI KÜTAHYA - SEYĠTÖMER’DE Tüm dünyada enerji alanında yürütülen serbest piyasa uygulamaları sorgulanırken, enerji arz

güvenliği sorunuyla karĢı karĢıya bulunan ülkemizde AKP Hükümeti, enerji alanında özelleĢtirmeleri

sürdürmektedir. TBMM‟de bir gece operasyonu ile torba yasanın içine termik santrallere kömür sağlayan

2172 sayılı yasa ile devletleĢtirilen, daha sonra 2840 sayılı yasa ile devlet eliyle iĢletilecek madenler

kapsamına alınan linyit sahalarının, 4046 sayılı özelleĢtirme yasası kapsamında özelleĢtirilmesini sağlayan bir

hüküm konulmuĢtur. Bu hükümle; Türkiye Kömür ĠĢletmelerinin (TKĠ) iĢlettiği ve termik santrallere kömür

sağlayan bütün linyit sahalarının, termik santraller ile birlikte yerli-yabancı enerji tekellerine verilmesi

amaçlanmıĢtır.

TKĠ‟nin elinde bulunan bu linyit sahaları, yerli kaynak niteliğiyle ülkemizin enerji güvenliğinin

stratejik teminatı durumundadır. ÖzelleĢtirme ile bu tek yerli teminat da ortadan kalkmıĢ olacaktır. Yasanın

çıkmasıyla birlikte, Türkiye'nin açık iĢletme yöntemiyle üretim yapılan ve en düĢük maliyetli kömür

sahalarından Seyitömer ĠĢletmesi, Türkiye Kömür ĠĢletmeleri'nden (TKĠ) ayrılarak Elektrik Üretim A.ġ' ye

(EÜAġ) bağlanmıĢ ve özelleĢtirme çalıĢmaları baĢlatılmıĢtır. TKĠ‟ye ait kömür sahası ile EÜAġ‟e ait termik

santral birleĢtirilip birlikte özelleĢtirilecektir. Söz konusu kömür iĢletmesinde (SLĠ), 176 milyon ton görünür

rezerv bulunmakta ve yaklaĢık 8 milyon ton/yıl linyit kömürü üretimi yapılmaktadır. ĠĢletmeye, 2011 yılında

2.200.000 TL. yatırım yapılmıĢ ve iĢletme 2011 yılında 160 milyon TL. kar etmiĢtir. ĠĢletmede 793 kiĢi

çalıĢmaktadır. Santralda ise, 2011 yılında 3.896.000.000 kW elektrik üretimi yapılmıĢtır. Santralda üretilen

elektriğin üretim maliyeti yaklaĢık 5.8 cent/kWsaat civarındadır. Böyle verimli ve karlı iĢletmeler ne hikmetse

!!! elden çıkarılmaya çalıĢılmaktadır. Bunun peĢinden diğer kömür ve elektrik santrallerinin satıĢı

planlanmıĢtır.

BaĢta enerji alanında olmak üzere diğer sektörlerde de uygulanan neoliberal politikaların ve

özelleĢtirmelerin; iĢsizliği, pahalılığı ve dıĢa bağımlılığı artırdığı, sanayileĢmeyi engellediği, gelir dağılımını

bozduğu, kamu kaynaklarının sömürgenlere aktarılmasının aracı olarak kullanıldığı defalarca görülmüĢtür.

Kamu tekelinin yıkılarak yerine özel tekellerin oluĢturulduğu bu sistemde halkımızın ve ülkemizin gelecekte

daha ağır bedeller ödeyeceği bilinmelidir. ÖzelleĢtirmeler; ekonominin düzelmesine, devletin gelir elde

etmesine olanak sunmadığı gibi daha az hizmet, daha fazla külfet ve daha fazla vergi olarak topluma

dönmektedir. ġimdiye kadar yapılan özelleĢtirmelerde bunlar yaĢanmıĢtır. Bugüne kadar yaĢanan

deneyimlerden ders alınarak, merkezi ve stratejik bir planlamayla geleceği kurgulayarak, ülkemizin özgün

koĢullarına uygun, insan odaklı ve kamu yararı öncelikli enerji politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi

gerekmektedir.Bu yanlıĢ uygulamalara karĢı mücadele etmek ve karĢı durmak öncelikle bir yurtseverlik

görevidir. AĢağıda imzası bulunan sendikalar ve meslek odaları, bu anlamda verilecek her türlü mücadeleye

destek verecek ve içinde olacaktır. Ancak, bu mücadelelerin baĢarılı olmasının yolu da tüm emek güçlerinin

birlikte hareket etmesinden geçmektedir. Bu anlamda tüm örgütler sorumluluklarının bilincinde olmak

durumundadır. Bunun dıĢındaki davranıĢlar, sonuçta sermayenin yararına olacaktır.

Günümüzde enerjiye ulaĢmak en doğal insani bir ihtiyaçtır. Ekonomik/sosyal kalkınma ve insanca

yaĢam için; güvenilir, ucuz ve temiz enerji arzı günümüzün en önemli sorunu haline gelmiĢtir. Elektrik

alanında bugüne kadar sürdürülen özelleĢtirme ve serbest piyasa uygulamaları ülkemizi enerji sıkıntısı ve

pahalı elektrik fiyatlarıyla karĢı karĢıya bırakmıĢtır.

Enerjinin temel bir insan hakkı olduğunun bilinciyle, kamu çıkarını savunmayı temel ilke olarak gören

aĢağıda imzası olan sendikalar ve meslek odaları, yeraltı ve yerüstü servetlerimizin talanına, enerji

güvenliğimizin yok edilmesine ve ülkemiz enerji sektörünün dıĢ kaynaklara bağımlılığının daha da artmasına

yol açacak uygulamalara karĢı mücadelesini sürdürmeye kararlıdır.Kamuoyuna saygıyla duyurulur. KESK - ESM

TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası

TMMOB Fizik Mühendisleri Odası

TMMOB Gemi Makinaları ĠĢletme Müh. Odası

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

TMMOB Ġçmimarlar Odası

TMMOB ĠnĢaat Mühendisleri Odası

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası

TÜRK ENERJĠ SEN

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

TMMOB Maden Mühendisleri Odası

TMMOB Makina Mühendisleri Odası

TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası

TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası

TMMOB Mimarlar Odası

TMMOB Petrol Mühendisleri Odası

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

TMMOB ġehir Plancıları Odası

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

93

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

15 Ekim 2012

DÜNYA GIDA GÜNÜ, "AÇLIK GÜNÜ" OLMASIN! Sermayenin doğayı, insanı ve emeği tarumar ettiği, 1 milyar insanın açlıktan, bir o kadar insanın ise dengesiz

ve sınırsız gıda tüketimi yani obeziteden kaynaklanan sağlık sorunları yaĢadığı bir ortamda, Dünya Gıda

Günü„nü hep birlikte yeniden kutluyoruz (!)

BirleĢmiĢ Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) bu yılki kutlamanın ana temasını "Dünyayı Beslenmenin

Anahtarı Tarımsal Kooperatifler" olarak benimsemiĢ ve ilan etmiĢtir.

Özellikle son yıllarda gündem iĢgal etmekte olan temel ürünlerin yetiĢtirildiği ülkelerde yaĢanan doğal afetler,

iklimdeki istikrarsızlıklar ve bir yanda gıda artıklarını çöpe atan ülkeler varken, bir yanda açlığın yaĢanıyor

oluĢu ve bu koĢullarda gıda ticaretinin tümüyle serbestleĢtirilmesi; tarımsal fiyatların ve üretimin dıĢ etkilere

ve spekülasyona daha açık hale gelmesi; tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak politikaların

önemini de bir kez daha gözler önüne sermiĢtir.

Artık gıdanın silah kadar önemli bir madde olduğu kabul edilmektedir. Açlık tehlikesi bu kadar belirgin iken,

gıdanın serbest piyasa ekonomisinin insafına bırakılamayacağı bilinmektedir. Dünya Bankası„nın rakamlarına

göre temel gıda fiyatları son dört yılda % 100„e yakın artmıĢtır.

Daha önce söyledik, yine söylüyoruz: Dünyada yaĢanan açlık ve yetersiz beslenmenin nedeni üretim

yetmezliği değil, üretim ve tüketimin adaletli bir Ģekilde sağlanamamasıdır. Kontrol altına alınamayan gıda

fiyatları sorunu, dünyada ve ülkemizde sıklıkla gündeme gelmektedir. Doğru politikalar belirlenememesi

halinde, bu durumun ülkeler için bağımsızlık sorunu haline geleceğinden kimsenin Ģüphesi olmamalıdır.

YaĢanan bu olumsuzluklar, birincil üretimle uğraĢan çiftçiyi, üreticiyi üretimden uzaklaĢtırmamalıdır. Kırsal

ve kentsel hayatta yoksulluk artmakta; üretici tarımsal üretimden vazgeçerek Ģehirlere göç etmekte, üreticinin

etkin bir örgütlülük içinde olmaması bu süreci hızlandırmaktadır. Tarımsal üretimle uğraĢanlar zorlu bir

yaĢam içerisindedirler. Üretime küsen üreticiyi daha sonra geri döndürmek mümkün olmayacaktır.

Yeterli ve uygun fiyatta gıda arzının sağlanması için tarımsal üretimin sürekli olarak yapılması kaçınılmazdır.

Uygulanan her politikanın, verilen desteklerin üretimi kısıtlayıcı yönde olmaması ve doğru yönlendirilmesi

temel hedef olmalıdır. Küçük üreticinin korunması, üretimden uzaklaĢtırılmaması bir diğer hedef olmalıdır.

Tarımsal üretim ve buna bağlı olarak küçük üreticinin hayatta kalması ve etkin üretim yapmasının biricik yolu

olan tarımsal kooperatifler ve üretici örgütleri; aynı zamanda güvenli üretimin biricik anahtarlarıdır. Tarımsal

kooperatifler ve üretici örgütleri olmaksızın izlenebilirliğin sağlanması olanaksızdır.

Ülkemizde, 12 Eylül sonrasında sendikalar sadece ekonomik bir çıkar birlikteliğine dönüĢürken, sosyal ve

siyasal aidiyet de zayıflamıĢtır. Kent yoksulları temel geçim araçlarından uzaklaĢırken, kır emekçileri de

kapitalizmin acımasız koĢullarıyla rekabet edemez hale gelmiĢtir. Bütün bu süreç kır ve kentte yoğun bir emek

ve doğa sömürüsüyle perçinlendiğinde, yaĢama ve dayanıĢma olanakları giderek daralmıĢtır.

Bu çerçevede uzun yıllar boyunca kooperatiflerin yapılanması siyasi olarak pek tercih edilmeyen yapılar

olarak değerlendirilmiĢtir. Ancak gelinen noktada; bu örgütlenme modelinin önemi FAO tarafından da altı

çizilerek vurgulanmaktadır.

Kırdaki bu yıkıcılık karĢısında direnmeye ve ayakta kalmaya çalıĢan üreticiler birlikte üretmek, paylaĢmak ve

birbirlerinin sorunlarından haberdar olmak durumundadır. Kırsaldaki üreticinin ürününü aracısız alıcısına

ulaĢtırmasının sağlanması, geleneksel tarımda ısrar ederek geçimini sağlayan bu yapıların, Ģirketlerin emeği

artıklaĢtırma, doğayı atık haline getirme süreçlerine direnebilmeleri için, ekonomik açıdan güçlü bir konum

elde etmeleri gerekmektedir.

Kırsalda üretim yapanların tasfiyesi eninde sonunda bir siyasal iktidar ve kapitalist modelin sonucudur. Ancak

bu siyasal yönelimin tekrar sorgulanmasının vazgeçilmez olduğu günümüzde, kooperatifler yoluyla birincil

üreticilerin gerçek anlamda birlikteliğini sağlamanın yollarını aramamız gerekmektedir.

94

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Bir dayanıĢma, iĢinin gerçek sahibi olma modeli olarak kooperatifler, yoğunlaĢmalıdır. Bu kapsamda kentsel

dönüĢüm alanlarında yaĢanan sorunlarla, madencilik, enerji, su ve gıda ekseninde kırda yaĢanan sömürü bir

arada düĢünülmelidir. Özellikle kırsalda yıkım politikalarına maruz kalan emekçilerin tarımsal ürünlerini,

tüketiciye direkt ulaĢtıracak kooperatiflere ihtiyaç vardır. Dikkate alınması gereken diğer bir yapı ise; bu

kooperatiflerin ürünlerinin tüketiciye yine aynı etkinlik ve ekonomiklikle ulaĢtıracak örgütlenme modellerinin

oluĢturulmasıdır. Kentlerde kurulacak kooperatifler de hem tüketicilerin gıda ihtiyacının, güvenli, sağlıklı,

ucuz teminine yönelik olmalı, hem de kooperatif ortaklarının bu ürünlerin satıĢından elde ettikleri geliri kendi

yaĢam alanlarında verecekleri mücadelede harcamaları sağlanmalıdır.

Sonuç olarak; sömürü düzeninin giderek yerleĢtiği günümüzde, doğayı ve emeği birlikte geliĢtirecek, üreticiyi

üretimden uzaklaĢtırmayacak üretim tarzlarına ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaç aynı zamanda kendi geçim

araçlarımızı üretme, geleceğimiz üzerinde söz sahibi olma ve temelde de kendi kendimizi yönetebilme

gerekliliğinden doğmaktadır.

Yıllardır her gıda gününde söylediğimiz gibi, tohumdan sofraya, tarladan üreticiye tüm aĢamalarda gıda

güvenliği ve güvencesinin sağlanması ile halkın ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaĢabilmesi; kooperatifleĢmeyi bir

kez daha hedeflenen faydayı sağlamak üzere bu yapıları sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasal bir

mücadele bütününün bileĢeni olarak görmekle mümkün olabilecektir.

Halkımıza saygı ile duyuruyoruz.

Gıda Mühendisleri Odası Kimya Mühendisleri Odası Ziraat Mühendisleri Odası

Petek ATAMAN

BaĢkan

Mehmet BESLEME

BaĢkan

Dr. Turhan TUNCER

BaĢkan

95

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

02 Kasım 2012

BOR MADENLERĠNĠN ĠġLETĠLMESĠNĠN ÖZEL SEKTÖRE DEVRĠ AÇIK BĠR

ÖZELLEġTĠRMEDĠR

Bilindiği üzere, yürürlükteki 2840 sayılı Kanun Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve

iĢletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk

tüzelkiĢilerine verilmiĢ olan ruhsatlar iptal edilmiĢtir." Ģeklinde düzenlenmiĢtir.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012

tarihinde BaĢbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji

Hammaddelerinin ĠĢletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini Düzenleyen Kanunda

DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" BaĢbakan„ın imzasıyla, 20 Mart 2012 tarihinde

B.02.0.KKG.0.10/101 - 487/1319 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığı„na gönderilmiĢtir.

TBMM Komisyonlarında görüĢülen ve en son olarak 31 Ekim 2012 tarihinde ana komisyonda karara

bağlanan Kanun tasarısı önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulunda görüĢülecektir. Bu süreçlerde aĢağıda

imzası bulunan meslek odaları ve sendikalar, olaya müdahil olmaya çalıĢmıĢ ve tasarının geri çekilmesi için

mücadele etmiĢlerdir.

Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen ve komisyonda kabul edilen fıkrada;

"Bu madenlerin ruhsat sahaları ve rezervleri Devletin mülkiyetinde kalmak ve elde edilecek ürün ve atıkların

satıĢı Devlet eliyle yapılmak kaydıyla; dekapaj, ürün çıkarma, kırma eleme, ayıklama ve yıkama, paketleme,

tahmil - tahliye, nakliye ile temizlik ve diğer benzeri iĢler ihale yoluyla üçüncü Ģahıslara gördürülebilir."

denilmektedir.

Ġstenen yasa değiĢikliğiyle bor, toryum ve uranyum madenlerinin üretiminin özel sektörce yapılmasının

önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Özel sektörün üreteceği ürünlerin devletçe alımı garantilenmektedir. Bu

tasarı kabul edildiğinde, madencilikte bir özelleĢtirme yöntemi olan "iĢletme hakkının devredilmesi"nin bor

madenlerimiz için yolu açılacak ve yıllardır yapılamayan "borların özelleĢtirilmesi" baĢarılacaktır. Hükümet

yetkililerinden gelen tüm aksi iddialara karĢın ve gerekçesi ne olursa olsun bu değiĢiklik, 2840 sayılı Kanunla

Devlet eliyle iĢletilmesi gereken bor madeninin özelleĢtirilmesi demektir Bor madenlerinin iĢletmesinin

devredilmesi yoluyla gerçekleĢtirilecek böyle bir özelleĢtirme modeli, baĢtan beri bor madenlerini isteyen

çevrelerin talebidir.

Bu değiĢiklikle toryum ve uranyum gibi nükleer enerji hammaddelerinin üretimi de devlet tekelinden

çıkarılacaktır. Bunun sonucunda; ülkemizin geleceği açısından oldukça önem arzeden bor, toryum ve

uranyum madenlerimiz uzun vadede çok uluslu Ģirketlerin eline geçecektir.

Rezervlerin ve ruhsat sahasının mülkiyetinin devlette kalması, hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü;

kiralama yoluyla madenin rezervi tükendiğinde mülkiyet kavramı, içi boĢaltılmıĢ bir kağıt parçasından ibaret

olacaktır. Anayasanın 168. maddesi, "Tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Bunların aranması ve iĢletilmesi hakkı Devlete aittir..." demektedir. Bu maddeye göre zaten mülkiyetin

devredilmesi söz konusu olamaz. Ayrıca, elde edilecek ürün ve atıkların satıĢının devlet tarafından nasıl ve ne

Ģekilde yapılacağı da belirsizdir.

Bu gerekçelerle; aranmasından, iĢletmesine ve uç ürüne dönüĢtürülmüĢ ürünün pazarlanmasına kadar her

aĢamasının kamu eliyle yürütüldüğü geliĢtirilmiĢ bir bor endüstrisinin ülkemizin ve halkımızın yararına

olduğuna inanıyoruz. Uranyum ve toryum gibi nükleer enerji sektörünün girdileri olan madenlerimizin

korunmasını ülkemizin güvenliği açısından oldukça önemli buluyoruz.

Sonuç olarak, "Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve iĢletilmesi Devlet eliyle yapılır"

yasa hükmünün değiĢtirilmeyerek korunması ve bu tasarının yasalaĢmaması gerektiğini bir kez daha

belirtiyoruz.

Bu konuda, Türkiye Büyük Millet Meclisinde karar verecek milletvekillerinin ülkemizin geleceğini düĢünerek

karar vereceklerine inanıyor, konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. PETROL Ġġ SENDĠKASI

KESK-ESM

TMMOB JEOLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI

TMMOB KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

TMMOB MADEN MÜHENDĠSLERĠ ODASI

TMMOB METALURJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI

96

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

16 Kasım 2012

MESLEKLERĠMĠZE, ODALARIMIZ VE BĠRLĠĞĠMĠZE SAHĠP ÇIKIYORUZ

KAPALI KAPILAR ARDINDA HAZIRLIKLARI YAPILAN TMMOB’SĠZ TMMOB

YASASINI KABUL ETMEYECEĞĠZ.

Son yıllarda gündeme gelen Odalarımız ve üst Birliğimiz Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği-TMMOB‟nin

mevzuatını düzenlemeye yönelik adımlar, bugün doğrudan TMMOB Yasasını değiĢtirmeye yönelmiĢtir.

Anayasa‟nın 123, 124 ve özellikle 135. maddelerinden hareketle yayımlanan 6235 sayılı TMMOB Yasasının

değiĢtirilmesi yoluyla TMMOB örgütlülüğü ve mühendis, mimar, Ģehir plancılığı disiplinlerinin meslek

örgütlülükleri, kapalı kapılar ardında yapılan hazırlıklarla tasfiye edilmek üzeredir.

CumhurbaĢkanlığı Devlet Denetleme Kurulu‟nun ülkemizdeki bütün meslek kuruluĢlarıyla ilgili 29.09.2009

tarihli, 799 sayfa ve 1.062 sayfa eki bulunan raporunun BaĢbakanlığa gönderilmesinin ardından 2011 yılında

çıkarılan birçok Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu yönetimi tekelci otoriter bir tarzda yeniden

düzenlenmiĢtir. Bu kapsamda gerek mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri ve gerekse TMMOB

mevzuatının Anayasa ve yasalara açıkça aykırılık oluĢturacak bir Ģekilde Çevre ve ġehircilik Bakanlığı

tarafından düzenlenmesi öngörülmüĢtür. Bu düzenlemeler, Anayasa ve Ġdare Hukuku çerçevesinde merkezi

idare ile özerk yerinden yönetim kuruluĢları arasında olması gereken vesayet denetimini aĢan, tekelci otoriter

bir yönetim anlayıĢı ile bazı özerk kamu tüzelkiĢiliklerinin özerkliği ortadan kaldırılmıĢ, bazıları da doğrudan

bazı bakanlıkların bünyesine katılmıĢtır.

Bugün ülkemizde egemen olan sermaye birikim politikaları, sanayide gerçekleĢen dönüĢüm, fason üretimin

artması, 2B ile kamu arazileri ve kentsel dönüĢüm süreçleri, bütün ülkenin imara açılması gibi rant yönelimli

politikalar, mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerini doğrudan olumsuz olarak etkilemektedir. Bu

meslek disiplinleri ile kamusal hizmet ve kamusal mesleki denetim esaslı örgütlülüklerinin, Ģekli yapılara

dönüĢtürülerek tasfiye edilmesi amaçlanmaktadır. Kamuoyuna tarafsız ve bilimsel temellerle gerçeklikleri

aktaran; gerektiğinde etkin bir biçimde hukuk yolunu kullanarak yapılan yanlıĢlarla mücadele eden

TMMOB‟ye yönelik tasfiye politikaları da bu kapsam içindedir.

Bu noktada öncelikle belirtmek isteriz ki, TMMOB Yasasını değiĢtirme ya da ortadan kaldırmaya yönelik

giriĢimler mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerini kamusal niteliğinden arındırarak rant

politikalarına açma amacını gütmektedir. Ayrıca hazırlanıĢ süreci, Ģekli ve içerik itibarıyla TMMOB’siz

TMMOB Yasası değiĢikliklerini yüz binlerce üyemizin ve bizlerin asla kabul etmeyeceği bilinmelidir. Yapılacak yeni değiĢikliklerle mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri ve ilgili meslek örgütleri,

böl-parçala-küçült-yönet-etkisizleĢtir yaklaĢımıyla demokratik ve merkezi yapılardan rekabetçi yerel yapılara

dönüĢtürülerek merkezi kamu yönetimine bağlanacaktır. Odalarımız ve Birliğimiz TMMOB, bugüne kadar

izin vermediğimiz siyasi iktidarların ve siyasi partilerin rant ve rekabet temelli müdahalelerine açık bir yapıya

ve arka bahçelerine dönüĢtürülecektir.

Diğer yandan belirtmek isteriz ki, mühendislik bilimleri ile mimarlık ve Ģehir plancılığı bilim ve disiplinleri,

multi disipliner (çok disiplinli-çokbilimli) mesleki hizmetleri gerektirmekte ve gerek kendi içlerinde gerekse

aralarında mesleki, bilimsel, teknik geçiĢ gereklilikleri bulunmaktadır. Dolayısıyla meslek alanlarının ve

hizmetlerinin tarifi, sınırı ve ülke genelindeki ortak uygulamaları, ancak TMMOB‟nin mevcut yapısı gibi

bütünsel bir kurum tarafından gerçekleĢtirilebilir.

Bu nedenle meslek alanlarımızın ve aralarındaki iliĢkilerin düzenlenmesi otoriter ve rekabetçi bir kanun

yapma zihniyeti ve böl-parçala-küçült-aĢırı parçalı yapıları yönet yaklaĢımıyla düzenlenemez. Meslek

alanlarımız ve aralarındaki iliĢkilerin, bilim, teknik ve toplumsal yarar doğrultusunda ancak TMMOB ve

Odalarımızın demokratik iĢleyiĢi içinde belirlenebilir, düzenlenebilir bir konu olduğu unutulmamalıdır.

Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri gerçekte bilim, teknoloji, Ar-Ge, inovasyon, sanayi, tarım,

orman, enerji, ulaĢım, madenler, tüm doğal kaynaklar, gıda, çevre ve kentleĢme politikalarının dinamik

gücüdür, böyle olması gerekir. Ancak ne yazık ki bu gerçekler hemen hemen tüm siyasi iktidarlar tarafından

97

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

hep ikinci plana itilmiĢ, bazı alanlarda yetkiler uluslararası sermaye kuruluĢlarına devredilmiĢ, bazı alanlar ise

neredeyse ortadan kaldırılmıĢtır. Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerinin ana sektörleri kamusal

fayda anlayıĢından çıkarılıp serbestleĢtirme, özelleĢtirme, ticarileĢtirmenin arpalıkları haline getirilmiĢtir.

Kentler, tarım arazileri, kamu arazileri, madenler, enerji ve tüm alanlar rantlara göre ĢekillendirilmiĢ ve

plansızlık egemen kılınmıĢtır.

Aynı zamanda çalıĢma yaĢamının büyük kısmı iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği önlemlerinin dıĢında tutulmakta,

insanca barınma hakkı ve deprem gerçeğinin gerektirdiği yapı denetimi, enerji, tarım, orman, su kaynakları ve

kentlerin yönetimi gibi alanlarda mühendislik-mimarlık-Ģehir plancılığının mesleki denetim ve bilimsel-teknik

kriterleri devre dıĢı bırakılmakta, KHK‟lerle, yasa ve yönetmeliklerde yapılan düzenlemelerle bilimsel-teknik

mesleki gereklilikler tasfiye edilmektedir. Bu nedenle iĢ cinayetlerinden yapı denetimsizliğine, depremlerin

toplumsal yıkımlara dönüĢmesine dek bir dizi acı olay artık kanıksanır hale gelmektedir. Bu koĢullarda

ülkemize, halkımıza, mesleklerimize karĢı bilimsel-toplumsal sorumluluklarımızı terk etmeyeceğimizi,

TMMOB‟siz TMMOB Yasasını değiĢtirmeye yönelik giriĢimlere karĢı biz aĢağıda imzası bulanan

TMMOB‟ye bağlı Odalarımız olarak, birlik içinde karĢı çıkarak mücadele edeceğimizi, bağımsız ve

demokratik meslek kuruluĢlarının tasfiyesine dur demenin kamusal bir görev olduğunu; iktidarın söz konusu

giriĢimleri askıya alarak sesimize kulak vermesi gerektiğini kamuoyuna duyururuz.

Bilgisayar Mühendisleri Odası

Çevre Mühendisleri Odası

Elektrik Mühendisleri Odası

Fizik Mühendisleri Odası

Gemi Makinaları ĠĢletme Mühendisleri Odası

Gıda Mühendisleri Odası

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası

Ġçmimarlar Odası

ĠnĢaat Mühendisleri Odası

Jeofizik Mühendisleri Odası

Jeoloji Mühendisleri Odası

Kimya Mühendisleri Odası

Maden Mühendisleri Odası

Makina Mühendisleri Odası

Metalurji Mühendisleri Odası

Meteoroloji Mühendisleri Odası

Mimarlar Odası

Orman Mühendisleri Odası

Petrol Mühendisleri Odası

Peyzaj Mimarları Odası

ġehir Plancıları Odası

Tekstil Mühendisleri Odası

Ziraat Mühendisleri Odası

98

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

BASINDA ODAMIZ

99

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

MĠLLĠYET GAZETESĠ - 08 HAZĠRAN 2012

CHP'DEN BĠBER GAZI KULLANIMINI SINIRLANDIRMAK ĠÇĠN TEKLĠF

CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, polisin biber gazı kullanımının

sınırlandırılması için kanun teklifi verdi. Teklife göre “göz yaĢartıcı gazlar veya tozlar” maddi

güç olarak tanımlanan hizmet araçları arasından çıkarılırken polis, “göz yaĢartıcı gazlar veya

tozlar”ı maddi güç olarak kullanamayacak CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu,

TBMM’de, "Polisin biber gazı kullanımının sınırlandırılması" konulu basın toplantısı

düzenledi.

Basın toplantısına Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kimya Mühendisleri Odası BaĢkanı Mehmet

Besleme ve Ankara Tabip Odası BaĢkanı Dr. Özden ġener de katıldı. Kesimoğlu, “Bu toplantımıza görsellik

katmak için biber gazı getirmek istedim ama maalesef 2. Abdulhamit zamanında olmayan jurnal teĢkilatı

ülkemizde olduğu için milletvekillerinin her hareketi takip ediliyor bu bakımdan bize onu temin eden Emniyet

mensubumuzun baĢı derde girmesin diye öyle bir yola baĢvurmadık ama bireysel kullanımda değerlendirilen

bir biber gazını bir zenginlik olması için yanımda getirdim” dedi.

CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, TBMM BaĢkanlığı‟na Polis Vazife ve Selahiyet

Kanunu‟nunun Ġki Maddesinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi‟ni sundu.

-GEREKÇE-

Gerekçede, polisin kimyasal silahları ölçüsüzce kullanarak Türk Ceza Kanunu‟nda düzenlenen pek çok suç

tipini de ihlal ettiği iddia edilerek, kimyasal gazların polis tarafından kullanımının zorlaĢtırılarak

sınırlandırılması gerektiği ifade edildi.

Teklifin gerekçesinde kanunda yapılan değiĢiklikler hakkında bilgi verilerek Ģöyle denildi: “DeğiĢiklikle,

kanunun polisin „zor kullanma‟ yetkisini tanımlayan maddesinde söz konusu kimyasal gazlar „maddi güç‟

olarak tanımlanan bir hizmet aracı olmaktan çıkarılarak silahla eĢdeğer bir kategoriye alınmakta ve bu

gazların kullanımı zorlaĢtırılarak sınırlandırılmaktadır. DeğiĢiklikle, bu gazlar ve tozlar ancak, bedeni kuvvet

ve maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniĢ karĢısında, bu direniĢi kırmak amacıyla ve kıracak

ölçüde kullanılabilecektir.”

-BĠBER GAZI HANGĠ HALLERDE KULLANILACAK-

Gerekçede, biber gazının ne zaman kullanılacağı konusunda da Ģöyle denildi: “Polis nasıl ki ancak; meĢru

savunma hakkının kullanılması kapsamında, bedeni kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği

direniĢ karĢısında, bu direniĢi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde, hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla

getirme kararı veya yakalama emri verilmiĢ olan kiĢilerin ya da suçüstü halinde Ģüphelinin yakalanmasını

sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde,silah kullanabiliyorsa, göz yaĢartıcı gazlar ve tozları da ancak bu

durumda kullanabilecektir.”

-TEKLĠF NE GETĠRĠYOR-

DeğiĢiklikle “göz yaĢartıcı gazlar veya tozlar” maddi güç olarak tanımlanan hizmet araçları arasından

çıkarılırken böylelikle polis, “göz yaĢartıcı gazlar veya tozlar”ı maddi güç olarak kullanamayacak.

DeğiĢiklikle göz yaĢartıcı gazlar veya tozların kullanımı, silah kullanımı ile eĢdeğer hale getirilirken diğer zor

kullanma aĢamalarına baĢvurulmadan ve beden gücü ile maddi güç kullanımının sonuçsuz kaldığı görülmeden

kimyasal silahlar kullanılamayacak.

100

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

CUMHURĠYET GAZETESĠ ENERJĠ EKĠ - 07 AĞUSTOS 2012

101

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

102

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Okul araç ve gereçlerine dikkat

HÜRRĠYET GAZETESĠ ANKARA EKĠ - 17 EYLÜL 2012-

Kimya Mühendisleri Odası çocukların kullanacağı kırtasiye malzemelerindeki kimyasal risklerin

kontrol altında tutulması gerekliliğini vurguladı.

Kimya Mühendisleri Odası yaptığı yazılı açıklamada Ģu uyarılara yer verdi:

“Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların düĢlerini süsleyen ve özellikle ilköğretim çağında okul stresini

eğlenceye dönüĢtüren kırtasiye ürünleri, bilinçsizce yapılan alıĢ veriĢ sonucunda çocukların sağlığını

bozabilen tehlikelere dönüĢebiliyor. Hangi malzemeden yapıldığı belli olmayan, güvenlik sınırını aĢan

kimyasal madde katkılı kırtasiye ürünleri, çocuğunuzun sağlığını

bozmasın. Raflarda yerini alan ucuz, hangi maddelerden yapıldığı ve içeriği belli olmayan ve güvenlik sınırını

aĢan kimyasal madde katkılı, abartılı albenili kalem, silgi, su matarası beslenme çantası gibi kırtasiye

malzemeleri, ayakkabılar, okul giysileri çocuklarımızın sağlığını ciddi biçimde tehdit etmekte. Gıdalarının

konduğu plastik beslenme çantaları ve suluklar da eğer kalitesiz ise büyük risk oluĢturmakta.

Kırtasiye malzemesi satın alırken ne yapmalı?

Tercih edilecek ürün üzerinde TSE ve CE iĢaretlerinden en az birinin olmasına dikkat edilmelidir. Çocukların

kullanacağı mataralar, ĢiĢeler ve beslenme çantalarının plastik olmamasına dikkat edilmeli, kokulu ve boyalı

ürünlerden kaçınılmalı. Solvent bazlı kalemler kesinlikle satın alınmamalı, satın almada su bazlı, alkol bazlı

kalemler tercih edilmeli. Keza yapıĢtırıcı alımında da içerinde uçucu madde olan yapıĢtırıcılar kesinlikle satın

alınmamalı.”

Ne tür riskler var

Kimya Mühendisleri Odası yaptığı yazılı açıklamada hangi ürünlerde ne risk olduğunu Ģu Ģekilde açıkladı:

“Pastel boya, suluboya, oyun hamuru, silgi ve diğer boyalar, kanserojen olduğu için yasaklanan azo

boyarmaddeler ve plastik ürün, baskı ve boyalarda yumuĢatıcı olarak katılan fitalatlar kullanılabiliyor. Makas,

kalemtıraĢ, zımba gibi ürünlerde, ağır metaller ve fitalatlar kullanılabileceğinden test edilmesi önemli. Uzun

süre nikel içeren aksesuarlarla temas halinde olmak ciltte tahriĢe ve alerjiye neden olmakta. Çanta, beslenme

çantası, kalem kutusu, matara ve kaplıklar da fitalatlar, azo boyarmaddeler, alerjen boyarmaddeler ve

kanserojen boyarmaddeler bulunabiliyor. Kanserojen oldukları için yasaklanan poliaromatik hidrokarbonlar

(PAH) ve tekstilde buruĢmazlık, çekmezlik apresi, boya ve baskının korunmasında kullanılan formaldehit,

çantaların risklerinden.”

103

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

SABAH GAZETESĠ ANKARA EKĠ - 06 ARALIK 2012

104

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

MĠLLĠYET GAZETESĠ ANKARA EKĠ - 05 TEMMUZ 2012

105

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

BĠRĠMLERĠMĠZ

BASIN AÇIKLAMALARI

106

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO ANKARA ġUBE

05 Temmuz 2012

ANKARA'NIN SUYUNDA KĠRLĠLĠK SAPTANDI!

KĠRLĠLĠK GĠDERĠLENE KADAR MUSLUK SUYUNUN ĠÇĠLMEMESĠNĠ ÖNERĠYORUZ.

Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı İbrahim AKYÜREK ve II. Başkanı Erkin ETİKE 5

Temmuz 2012 Perşembe günü saat 11:30'da Oda merkezinde yaptıkları basın toplantısında şunları belirttiler:

Sağlık Bakanlığı Laboratuvarı Ankara'nın Ģebeke suyunda kirlilik saptadı. Sudaki Alüminyum

miktarı izin verilenin dört kat üstünde. Merkez ilçelerin hemen hemen tümünde saptanan kirlilik bir

aydır sürüyor. Sağlık Bakanlığı ve Ankara BüyükĢehir Belediyesi derhal önlem almalıdır.

Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Ģebeke sularının kalitesini ve insan sağlığına olası olumsuz

etkilerini incelemek üzere sürekli çalıĢmalar yürütmektedir. Bu çalıĢmalar sırasında son günlerde Ankara'nın

sularındaki alüminyum miktarının yükseldiğini öğrenmiĢ bulunmaktayız. Ankara'nın Ģebeke sularını düzenli

olarak takip eden Sağlık Bakanlığına bağlı Ankara Ġl Halk Sağlığı Laboratuvarı yaklaĢık bir aydır süren bu

kirliliği saptamıĢ bulunmaktadır. En fazla 200 µg/L (mikrogram bölü litre) olmasına izin verilen alüminyum

miktarı 22.06.2012 tarihli raporlara göre aĢağıdaki gibidir:

Çankaya'daki bir noktada : 838.31 µg/L

Yenimahalle'deki bir noktada : 518.58 µg/L

Mamak'taki bir noktada : 884.81 µg/L

Etimesgut'taki bir noktada : 611.87 µg/L

Bundan bir hafta sonra aynı noktalardan odamızca alınan numunelere yaptırdığımız analizlere ait

03.07.2012 tarihli resmi raporlardaki değerler de Ģöyledir:

Çankaya'daki noktada : 276.62 µg/L

Yenimahalle'deki noktada : 244.10 µg/L

Mamak'taki noktada : 277.74 µg/L

Etimesgut'taki noktada : 246.25 µg/L

Ġçme-Kullanma sularının kalitesi, 17.02.2005 tarihli ve 25730 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan

“Ġnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre denetlenmektedir. Bu

yönetmelikte alüminyum için belirlenen sınır değer 200 µg/L'dir. Yönetmeliğin 11. maddesine göre:

“Parametre değerlerinin ya da şartlarının ihlali halinde, bu ihlalin insan sağlığı için

herhangi bir risk oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilir. İnsan sağlığını korumak

amacıyla gerekli olması halinde su kalitesini iyileştirmek için gerekli düzeltici önlemler

alınır.

Düzeltici önlemlerin alınmasını gerektiren ihlalin ciddi boyutlarda olması durumunda

tüketiciler bilgilendirilir.”

Sınır değerin aĢıldığı resmi raporlarla saptanmıĢtır. Bu aĢımlar yaklaĢık bir aydır sürmektedir. Sınır

değerin dört katını aĢan miktarlardaki alüminyumun insan sağlığı için tehlikeli sonuçları olabilir. Yüksek

miktardaki alüminyumun özellikle sinir sistemi hastalıklarına yol açabildiği bilinmektedir. Ayrıca çocuklarda

hafıza kaybı, öğrenme güçlüğü gibi ciddi sonuçları olabilmektedir. Kronik böbrek rahatsızlığı olanların

durumlarını kötüleĢtirdiği bildirilmektedir. Ayrıca vücutta alüminyum birikmesinin çeĢitli kemik

hastalıklarına, eklem ağrılarına, kanda eritrosit yapımında bozulmaya ve bağıĢıklık sisteminde hasara yol

açtığı saptanmıĢtır.

Bu nedenle Sağlık Bakanlığını ve Ankara BüyükĢehir Belediyesini sudaki alüminyum kirliliği

hakkında açıklama yapmaya davet ediyoruz. Ankaralılara temiz ve içilebilir suyu sağlamak Ankara

BüyükĢehir Belediyesinin görevidir. Yetkililer tatmin edici bir açıklama yapana kadar ve sudaki alüminyum

değerlerinin normale döndüğünü ilan edene kadar Ankaralılara musluk suyu içmemelerini öneriyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

Ankara ġubesi Yönetim Kurulu

107

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

12 Temmuz 2012

ANKARA BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYESĠ, SAĞLIK BAKANLIĞININ SAPTADIĞI

KĠRLĠLĠĞĠ ĠNKAR EDECEĞĠNE ÖNLEM ALMALIDIR! Açıklamamızın arkasındayız. Sağlık Bakanlığı Laboratuvarı, Ankara'nın Ģebeke suyunda

kirlilik saptamıĢtır. Raporlar Bakanlık arĢivlerinde duruyor. Merkez ilçelerin önemli bir bölümünde

saptanan kirlilik bir aydır sürüyor. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu konuyla ilgili “Bilim Kurulu”nu

toplamıĢtır.

Sağlık Bakanlığına bağlı Ankara Ġl Halk Sağlığı Laboratuvarı'nın Ģebeke suyunda yaklaĢık bir

aydır süren kirliliği saptamıĢ bulunduğu, Kimya Mühendisleri Odası (KMO) tarafından 5 Temmuz 2012 günü

kamuoyuna açıklanmıĢtı. En fazla 200 µg/L (mikrogram bölü litre) olmasına izin verilen alüminyum

miktarının bunun kat kat üzerinde olduğunu resmi verilere ve raporlara dayanarak duyurmuĢtuk.

Bunun üzerine gazetelere açıklama yapan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu BaĢkanı konuyla ilgili

“Bilim Kurulu”nu topladıklarını belirterek Ģunları söylemiĢtir:

“ASKĠ aldığı tedbirle musluktan akan sudaki alüminyum oranını düĢüremezse belki Kurtboğazı

suyunu keseriz.”

Sınır değerin aĢıldığı Sağlık Bakanlığına bağlı Ankara Ġl Halk Sağlığı Laboratuvarının resmi

raporlarıyla saptanmıĢtır. Bu aĢımlar yaklaĢık bir aydır sürmektedir. Sebebi de Türkiye Halk Sağlığı Kurumu

BaĢkanı tarafından açıklanmıĢtır. Bütün bunlar ortadayken Ankara BüyükĢehir Belediyesinin kirliliğin sebebi

olarak binaların eski tesisatlarını göstermesi bilimsel gerçeklerle bağdaĢmamaktadır. Paslı olan tesisat ile

sudaki alüminyum oranı arasında bir iliĢki bulunmamaktadır. Tesisatın paslı olması durumunda suda

alüminyum değil, demir miktarı artabilir.

Ankara BüyükĢehir Belediyesi kirliliği inkar edeceğine Sağlık Bakanlığının raporlarını incelemeli ve

bu kirliliğe bir çözüm bulmalıdır.

Suyu kaynatmak alüminyum kirliliğini yok etmez. Sınır değerin dört katını aĢan miktarlardaki

alüminyumun insan sağlığı için tehlikeli sonuçları olabilir. Ankara Tabip Odası, alüminyumun vücutta

birikmesi halinde organ yetmezliğine ve kalıcı sakatlıklara neden olabileceğini açıklamıĢtır.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri tatmin edici bir açıklama yapana kadar ve sudaki alüminyum değerlerinin

tüm Ankara'da 200 µg/L'nin altına düĢtüğünü ilan edene kadar Ankaralılara musluk suyu içmemelerini

öneriyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

Ankara ġubesi Yönetim Kurulu

108

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

01 Ağustos 2012

SAĞLIKLI ve GÜVENĠLĠR ĠÇME ve KULLANMA SUYU HERKESĠN HAKKI !

ÜZGÜNÜZ, BU HAKKIN ÖNÜNDE ENGELLER VAR !

BĠZLERĠN de AÇIKLAMA BEKLEDĠĞĠMĠZ TESPĠTLERĠ VAR !

Değerli basın mensupları,

Ülkemizde yaĢayan her yurttaĢın çok iyi bilmesi gerektiği gibi sağlıklı, temiz, güvenilir su, en temel sağlık ve

insan hakkıdır. Bu hakka herkes eĢit düzeyde ulaĢabilmelidir. Bu temel kabulün gereği olarak da sağlıklı ve

güvenilir içme - kullanma suyuna ulaĢımın önündeki ekonomik ve sosyal adaletsizlik ve fiziksel, kimyasal ve

biyolojik kirlilik gibi her engel ivedilikle ortadan kaldırılmalıdır. Ekonomik ve sosyal engellerin olmaması

için güçlü ve toplumda herkesi eĢit kılan üretim-tüketim iliĢkisi; kimyasal, fiziksel ve biyolojik kirlilik gibi

sorunlar için ise bu yaklaĢımın yanı sıra güçlü izleme ve değerlendirme sistemleri, laboratuvar olanaklarının

yeterli olması gibi ek yapılanmalara gereksinim bulunmaktadır. Ġçme - kullanma sularının çoğunlukla

enfeksiyon etkenleri, zehirli maddeler, kimyasallar, radyoaktif kirleticiler vb. tarafından kirletildiği

bilinmektedir.1[1],2[2]

Geçtiğimiz günlerde TMMOB Kimya Mühendisler Odası (KMO) tarafından yapılan basın açıklamasında

belirtildiği gibi, Ankara Ģebeke suyunda alüminyum değerlerinin yüksekliği nedeniyle halkın musluktan akan

suya olan güveni tıpkı yıllar önce Kızılırmak suyu nedeniyle yaĢanılan sürece benzer bir Ģekilde

zedelenmiĢtir. Bugünlerde Ġstanbul‟da da halkın ne yazık ki Ģebeke suyuna güvenemeyip, “daha güvenilir”

olarak kabul ederek satın aldığı damacana sularıyla ilgili pek çok tartıĢma kamuoyuna yansımıĢtır. Ne yazık

ki, her iki güncel örnek ve yarattığı sorunlar farklı kentlerde de olsa aslında çarpıcı gerçekleri göz önüne

sermiĢtir:

Toplumun “en ekonomik yolla” ulaĢtığı Ģebeke suyuna güven sarsılmıĢtır. Oysa, herkesin gönül

rahatlığı ile Ģebeke suyunu güvenle içebilmesi sağlık açısından kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Ancak, ülkemizde yaĢanan bu vb. sorunlar musluktan akan su yerine kiĢileri güvenli suya

ulaĢmak için daha yüksek bedeller ödedikleri değiĢik seçeneklere yöneltmektedir. (damacana, pet

ĢiĢe, vb).

Ġstemediğimiz halde halkın farklı su kaynaklarına yönelmiĢ olması da sağlıklı su tüketildiği

anlamını ne yazık ki taĢımamaktadır. Damacana sularında kirlilik saptanmıĢ olması, bu seçeneğin

de aslında yeterli çözüm olmadığını açıkça gözler önüne sermiĢtir.

Değerli basın mensupları, bu gün burada sizlere kentimizde Ģebeke suyunda yaĢadığımız alüminyum

kirliliğinin yol açma olasılığı olan sağlık sorunlarından ayrıntılı olarak söz etmek mümkün. Ama burada tek

bir konuya odaklanmaktansa, daha bütüncül bir bakıĢ açısıyla değerlendirme yapmayı tercih ediyoruz. Çünkü,

Ankara Ģebeke suyunda alüminyum kirliliği ile ilgili yaĢadığımız sorunları baĢka günlerde farklı baĢlıklarda

[1]http://www.who.int/topics/drinking_water/en/. Erişim:31.7.2012.

1[2]GuidelinesforDrinkingWater. 4th Ed. WHO publications, 2011.

http://whqlibdoc.who.int/publications/2011/9789241548151_eng.pdf. EriĢim:9.7.2012.

109

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

yaĢayabiliyoruz. Bunun da en yakın örneği olarak içme -kullanma sularına “arsenik” karıĢması konusunda

2008‟de yaĢanan sorunu sanırız hepimiz hatırlıyoruz. Burada sorularınız olursa tek tek yanıt da verebiliriz.

Burada bulunan meslek örgütleri olarak aĢağıdaki sorulara hem Ġstanbul hem de Ankara sorun örnekleri ile

ilgili olarak halen yanıt bulamadığımızı bir kez de sizlerin aracılığı kamu sağlık yetkililerine iletmek istiyoruz:

Bir süre önce TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tarafından Ģebeke suyunda alüminyum

düzeyinin 4 kata dek yüksek bulunmasının nedeni nedir? Kamuoyuna Ģimdiye kadar

yansıyan“Alüminyum düzeyinde artıĢ görülen derenin Çamlıdere Barajı‟na akıĢının

durdurulduğu” Ģeklindeki açıklamalar ne yazık ki tatmin edici değildir. 4 kat dolayındaki

yüksekliğin temel nedeni nedir? Bu duruma Ġvedik arıtma tesislerindeki çöktürme havuzlarında

kullanılan alüminyum sülfatta doz ayarlamasındaki hatalar sebep olabilir mi? Bir bulaĢma ise

kaynağı tespit edilmiĢ midir?

Kontrollerin/analizlerin yapılmadığı diğer su kaynaklarında durum nasıldır?

Ġçme– kullanma suyu kaynakları, arıtım ve dağıtım sistemleri ayrıntılı olarak incelenip kaynağa

yönelik araĢtırmalar yapılmıĢ, önlemler alınmıĢ mıdır?

Bundan sonrası için nasıl bir planlama düĢünülmektedir?

YaĢam alanlarımızın tümünde, Ģebeke suyundan uzaklaĢarak daha pahalı su seçeneklerine

yönelmenin durdurulması için, toplumun Ģebeke suyuna olan güvenini YENĠDEN KAZANMAK

için neler planlanmaktadır?

Yapılan su analizleri sonuçlarına, halkın sürekli olarak saydam bir biçimde ulaĢabilmesi için neler

planlanmaktadır?

Diğer su kaynaklarının da sağlıklı ve güvenilir olması için alınması gereken önlemler nelerdir?

Devlet bu sorumluluğunu nasıl yerine getirmeyi planlamaktadır?

Değerli basın mensupları,

Kamuoyunu meĢgul eden bu ve benzeri sorunların ivedilikle yetkililer tarafından açıklanması gerekmektedir.

SAYDAMLIK yetkililerin izlediği yol olmalıdır. Aksi takdirde kamuoyunda oluĢan güvensizlik artarak

sürecektir.

Saygılarımızla.

ANKARA TABĠP ODASI

ÇEVRE MÜHENDĠSLERĠ ODASI

GIDA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

HALKEVLERĠ GENEL MERKEZĠ

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

PEYZAJ MĠMARLARI ODASI (ANKARAM PLATFORMU DÖNEM SÖZCÜLÜĞÜ)

SUKA-DER

TÜKETĠCĠ HAKLARI DERNEĞĠ

ZĠRAAT MÜHENDĠSĠLERĠ ODASI

110

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

26 Aralık 2012

SOBA ZEHĠRLENMELERĠNE DĠKKAT

Havaların soğuması ve kıĢ aylarına girmiĢ olmamız nedeni ile soba kullanımı ve bundan dolayı oluĢan

zehirlenmeler artmıĢtır. Soba kazaları önceden tahmin edilemeyen sebeplerden, cehalet ve ihmalden,

unutkanlık ve dikkatsizlikten meydana gelir. Geçtiğimiz yıllarda da sobadan yayılan karbon monoksit

gazından zehirlenmeler ve ölümler yaĢanmıĢtır. Ölümlerin bu yıl da yaĢanmaması için TMMOB Kimya

Mühendisleri Odası vatandaĢlarımızı soba kullanımı konusunda uyarmaktadır.

Kömür gibi karbon taĢıyan yakıtların yeterli oksijenin yokluğu sebebiyle eksik yanmaları sonucunda

açığa çıkan karbon monoksit gazı, kapalı bir ortamda yoğun miktarda solunduğu takdirde zehirlenmelere ve

bu nedenden dolayı ölüme sebep olur. Havada binde bir oranında olsa bile öldürücü bir etkiye sahip olan

karbon monoksit (CO) renksiz, kokusuz ve irrite etmeyen (rahatsız etmeyen) bir gaz olduğundan solunum

yapılırken fark edilmez.

Soba ile ısıtma yapılan hanelerde, soba yeterli miktarda oksijen barındırmadığından verimli

çalıĢamamasından ve yakılan kömürün kalitesiz olması ve safsızlık içermesi (yabancı maddeler içermesi)nden

dolayı, tam yanma ortamı oluĢmaz ve karbon monoksit gazı ortama yayılır.

Zehirlenmelere karĢı soba kurulumu, yakılma ve baca temizliği ile ilgili uyulması gereken kurallar

vardır.

Apartmanların baca yüksekliği 3.5 - 5 metre ve bacanın yüksekliği çatının en üst noktasından 1 metre

daha yüksekte olmalı, en yakın binadan da 6 metre mesafesi olmalıdır. Özellikle lodoslu havalarda sobayı

söndürmeden, yanıyorsa kömür sobasının olduğu yerde yatılmaması gerekmektedir. Lodosun etkisini

azaltan bacalar kullanılmalı, rüzgâr yönüne göre değiĢen baca kapakları taktırılması gerekmektedir. Lodos için

uyarıların etkinliği artırılmalı, tüm yazılı ve görsel kanallardan duyuru yapılarak ulaşılmamış vatandaş

kalmamalıdır. Ayrıca linyit kömürü kovalı sobada ve (uçucusu yüksek olduğu için) üstten tutuĢturularak

yakılmalı, sobanın arkasındaki duman çıkıĢ borusundaki krepe sürekli açık tutulmalı; taĢ kömürü ve sabit

karbonlu yüksek yakıtlar tuğlalı sobada ve (uçucusu düĢük olduğu için) alttan yakılmalıdır.

Zehirlenmeler; baĢ ağrısı, baĢ dönmesi, yüzde pembe renk, terleme, kulak çınlaması, bulantı, kusma,

solunum zorluğu, siyanoz (oksijen yetersizliği nedeni ile derinin mavimsi bir renk alması), bayılma hissi,

hipotansiyon (tansiyon düĢüklüğü), kaslarda aĢırı gevĢeme ve hareket edememe, Ģuur kaybı gibi belirtiler

gösterir, sonucu koma ve ölümdür. Zehirlenme durumlarında hasta bulunduğu yerden temiz havalı bir yere

taĢınmalı ve hemen suni solunum yaptırılmalı. Ardından hasta vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluĢuna

götürülmelidir.

Konutların ısıtılması için her hanede doğalgaz kombisi ve kömür sobası sistemi kurulması, ısınma için

verimsiz, tehlikeli ve sorunlu bir yöntemdir. Binalar için merkezi ısıtma sistemleri ve hatta mahallelere

kurulacak ısı merkezleri ile konutların ısıtılması sorunu güvenli, ekonomik ve verimli bir çözüme

kavuĢturulabilir.

Kimya Mühendisleri Odası bilgi birikimini; soba zehirlenmelerinin yeniden olmaması için yapılacak

düzenleme, proje ve etüd, kontrol, denetim ve ölçüm faaliyetlerinde halkın sağlığı ve güvenliğinden yana

kullanmaya hazır olduğunu bildirir, kamuoyuna saygı ile duyurur.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara ġubesi Yönetim Kurulu

111

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

01 Nisan 2013

ANKARA’DA DOĞAL GAZ GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT ALTINDA MI?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, BaĢkent Ankara’da doğalgazın tüketicilere

güvenli bir Ģekilde iletilmesini ve acil durumda merkezden müdahale ile anında kesilmesini sağlayacak

sistemin kısmen çalıĢtığını itiraf etti.

BaĢkentimizde doğalgazın tüketicilere güvenli bir Ģekilde iletilmesini ve acil durumda merkezden

müdahale ile anında kesilmesini sağlayacak sistem kısmen çalıĢıyor. Yıldız, Supervisory Control and Data

Acquisition (SCADA-Uzaktan Veri Toplama ve Kontrol) sisteminin 577 istasyondan 200'üyle elektrik ve

haberleĢme problemi nedeniyle iletiĢim sağlanamadığından kullanılamadığını itiraf etti.

SCADA terimi “Supervisory Control And Data Acquisition kelimelerinin baĢ harflerinden

oluĢturulmuĢtur. Türkçe‟ye “ DanıĢmalı Kontrol ve Veri Toplama Sistemi “ veya “Uzaktan Kontrol ve

Gözleme Sistemi “olarak çevrilebilir. Kısaca bilgisayarlardan, haberleĢme aletlerinden, algılayıcılardan veya

diğer aygıtlardan oluĢturulmuĢ denetlenebilen ve kontrol edilen bir sistemin genel adıdır. En genel olarak

enerji scadası (Elektrik-Su-Doğalgaz) ve proses scadası (fabrika-tesis otomasyonu) olarak ikiye ayrılır.

Sistemin doğal gaz güvenliği ile temelde bir iliĢkisi vardır. Acil durumlarda (basınçtaki ani değiĢiklikler vb.)

sistem üzerinde veriler gözlenerek gerekli müdahalenin yapılması sağlanmaktadır. BaĢkent gaz, doğal gaz

güvenliği ile doğrudan ilgisi olmadığını gezici ekiplerle gaz kaçaklarını kontrol edildiğini söylese de

BaĢkentin yüzlerce noktasında dedektörle sağlıklı kontrol yapılması mümkün görünmemektedir. Sistemin

kullanım amacı, kontrol ekranından veriler izlenerek ani bir basınç düĢmesi gibi bir durum gözlendiğinde bir

gaz kaçağına iĢaret ettiği için gerekli iĢlemlerin kısa sürede yapılmasını sağlamaktır.

EPDK Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve MüĢteri Hizmetleri Yönetmeliği‟nin 60. Maddesinde “doğal gaz

güvenliği için altı aydan az olmamak Ģartı ile ekipler uygun dedektörlerle kaçak kontrolü yaparlar” ifadesi

vardır. Bu durum doğal gaz alt yapı bilgi sistemi ve uzaktan kontrol ve gözleme sisteminin tam olarak

çalıĢtığında ekstra güvenlik önlemi olarak düĢünülmüĢtür. Kaçak kontrolü altı ayda bir gözlenebilecek bir

parametre değildir. Doğal gaz gibi yanıcı, patlayıcı bir kimyasalın güvenli koĢullarda kullanıcıya ulaĢtırılması

aynı yönetmelikte ilgili firma sorumluluğuna verilmiĢtir.

Yönetmelikte “Madde 63- Dağıtım Ģirketi; sadece, doğal gaz kaçağı, güvenliğin ciddi bir risk altında olması

ile doğal gazın kalitesi, basıncı ve diğer özelliklerinin can ve mal güvenliği açısından tehlikeye neden olması

durumlarında doğal gazı kesebilir.” Ġfadesi vardır. SCADA sisteminin istasyonların 200‟ünde çalıĢmadığı bir

durumda bu madde hükmü nasıl uygulanabilir yetkililerin bu soruya tatmin edici cevaplar vermesi gerekir.

Aynı yönetmeliğin geçici maddesinde veri sisteminin en geç 18 ay içinde iĢletilmesini sağlaması hükme

bağlanmıĢtır. SCADA sistemi 2006 yılında iĢletmeye alınmıĢ olmasına ve sisteminin kurulması amacıyla

2004'te yapılan ihalede 14.6 milyon dolarla verilmesine, bugüne kadar 17 milyon dolar ödeme yapılmasına

rağmen halen sağlıklı çalıĢmamaktadır.

Kimya Mühendisleri Odası Ankara ġube Yönetim Kurulu olarak, güvenlik önlemlerinin ivedilikle

alınmasını, halkımıza sağlıklı güvenilebilir bilgi verilmesini talep ediyoruz. BaĢkent Gaz ve Enerji ve Tabii

Kaynaklar Bakanlığı‟nı görevlerini yapmaya davet ediyoruz.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

Ankara ġubesi

Yönetim Kurulu

112

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO BURSA ġUBE

07 Nisan 2012

BOR MADENĠ ĠLE ĠLGĠLĠ YASAL DÜZENLEMELER BĠZĠ KAYGILANDIRIYOR!

Yapıdan sağlığa, enerji üretiminden fiberglassa kadar birçok sektörde kullanılan ve dünyada en fazla

üretiminin ülkemizde yapıldığı bor stratejik bir madendir. Bilindiği gibi Türkiye, en çok bor rezervine sahip

ülke durumundadır.

Bor Madenlerinin çıkarılması, iĢletilmesi ve pazarlanması ile ilgili olarak bugüne kadar birkaç yasal

düzenleme yapıldı ve yapılmaya devam etmektedir.

14.10.1978 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2172 sayılı Devletçe ĠĢletilecek Madenler

hakkında kanun ile daha önce özel kiĢilere verilmiĢ arama ve ruhsatnameleri ve iĢletme haklarının devlet

tarafından geri alınması düzenlenmiĢ, bor madenlerinin devletçe iĢletilecek madenler arasında olması kabul

edilmiĢtir.

13.06.1983 tarih, 18076 sayılı Resmi gazetede yayınlanan “Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile

Nükeer Enerji Hammaddelerinin ĠĢletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini “ düzenleyen

2840 sayılı kanun yürürlüğe girmiĢtir. Amaç "2172 sayılı Devletçe ĠĢletilecek Madenler Hakkında Kanun" la

kamu kuruluĢlarına devredilen maden haklarını yeniden düzenlemek” olarak belirlenmiĢtir.

15.06.1985 tarih 18785 sayılı Resmi Gazetede yayınlana 3213 sayılı Maden Kanunu ile 2840 sayılı kanun

hükümlerinin saklı kalması kaydıyla, 2840 sayılı kanunun yürürlük tarihinden sonra bulunacak bor, trona ve

asfaltit madenlerinin aranması ve iĢletilmesi bu kanun hükümlerine tabi olmuĢtur. Bunların ihracatına ait usul

ve esasların bakanlar kurulunca tespit edileceği belirlenmiĢtir.

5 Haziran 2004 tarihli 25483 sayılı Resmi Gazete yayınlanan; Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda

DeğiĢiklik yapılmasına ĠliĢkin 5177 sayılı kanun ile bor madenlerinin aranması ve iĢletilmesi konusu

aĢağıdaki madde ile yeniden 2840 sayılı yasa ile belirlenen Ģekilde kabul edilmiĢtir. “MADDE 22.- Maden

Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. 2840 sayılı Kanun hükümleri

saklıdır. Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bulunmuĢ ve sonra bulunacak bor madenlerinin aranması ve

iĢletilmesi 2840 sayılı Kanun hükümlerine tâbidir.”

2840 sayılı kanun “Madde 2 - (DeğiĢik birinci cümle:16/2/1994-3971/1 md.) Bor tuzları, uranyum ve toryum

madenlerinin aranması ve iĢletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu

gereğince gerçek ve özel hukuk tüzel kiĢilerine verilmiĢ olan ruhsatlar iptal edilmiĢtir.” Ģeklindedir.

Halen yürürlükte olan haliyle Bor Madenlerinin arama ve iĢletme çalıĢmaları Eti Maden ĠĢletmeleri

Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.

2000-2001 yıllarında bor madenlerinin özelleĢtirilme çalıĢmaları gündeme geldiğinde de vurguladığımız gibi,

2840 sayılı yasa doğrultusunda Bor Madenlerinin Devletçe iĢletilmeye baĢlanması ile birlikte bor

madenlerinin iĢletilmesi ve değerlendirilmesi amacı ile çok önemli adımlar atılmıĢtır.

Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan arama ve rezerv tespit çalıĢmaları ile Türkiye‟nin

dünya toplam bor rezervlerinin %72 „sine sahip olduğu belirlenmiĢtir. 2012 yılında bor kimyasalları ve

eĢdeğeri ürün kurulu kapasitesi, 1.705.000 t/yıl miktarına eriĢmiĢtir. Dünya Fiberglass üretiminin önemli bir

miktarının gerçekleĢtirildiği Uzakdoğu ülkelerinde hammadde olarak Türkiye‟de üretilen dünyada cevher

olarak baĢka bir alternatifi olmayan öğütülmüĢ kolemanit yani kalsiyum borat minerali kullanılmaktadır.

Yeni düzenleme çalıĢmaları ile mevcut kanunun aĢağıdaki Ģekilde değiĢmesi talep edilmektedir;

113

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

“Madde 1- 10/06/1983 Tarihli ve 2840 sayılı “Bor tuzları, trona, asfaltit madenleri ile nükleer enerji

hammaddelerinin iĢletilmesini, linyit ve demir sahalarının bazılarının iadesini düzenleyen kanunda değiĢiklik

yapılmasını öngören kanunun” 2. maddesine aĢağıdaki fıkra eklenmiĢtir. “Bu madenlerin üretimi ve

zenginleĢtirilmesi, Teknik, Ticari ve Ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti teĢekkülde kalmak üzere ihale

yoluyla üçüncü Ģahıslara gördürülebilir. Ancak üçüncü Ģahıslara gördürülecek iĢlerin 3 Yıldan fazla olması

durumunda konuya iliĢkin talepler yüksek planlama kurulu tarafından karara bağlanır.”

Yapılmak istenen düzenlemede; bor madenlerinin üretimi ve zenginleĢtirilmesinin, “Teknik, Ticari ve

Ekonomik“ sebeplerle ürünün mülkiyeti teĢekkülde kalmak üzere ihale yoluyla üçüncü Ģahıslara

gördürülebilir...” denilmektedir. DeğiĢiklik ile ilgili genel gerekçede de “...“Temel faaliyet alanı olan üretim

aĢamasında günün teknolojisine uygun(?) üretim yöntem ve Ģekillerini kullanmak ya da ekonomik fayda

sağlamak suretiyle kanun kapsamındaki madenlerden beklenen gelir(?) sağlanmıĢ olacaktır. Böylece özellikle

bor madeninde pazar payının azalması riski ortadan kalkacaktır…” ifadesi yer almaktadır.

Bor madenlerinin üretim ve zenginleĢtirilmesinde halen hiçbir teknik eksiklik ya da destek ihtiyacı söz konusu

değildir. Bugün gelinen üretim kapasitesi, kurulan tesislerin mühendislik ve teknik yeterlilik durumu üst

düzeydedir. Bu düzeye, yıllardan beri Eti Maden bünyesinde çalıĢanların geliĢtirdiği bilgi birikimi ile

ulaĢılmıĢtır. Üretim prosesi tüm dünyada uygulanan prosestir. Kullanılan tüm ekipmanlar da amaca en uygun

ekipmanlar olarak seçilmiĢ ve imal edilmiĢlerdir. Kanunun gerekçesinde ve daha sonra yapılan açıklamalarda

belirtildiği gibi, borun yüksek teknoloji ile buluĢması için de Eti Maden‟in teknik desteğe ihtiyacı yoktur.

Yüksek teknoloji ile kastedilen bazı özel bor ürünlerinin üretimine zaten Türkiye‟de ihtiyaç duyulmamaktadır.

Bu ürünler genellikle üreticileri tarafında tüketilen ve ticareti yapılmayan ürünlerdir. Kaldi ki, 2003 yılında

kurulmuĢ olan Ulusal Bor AraĢtırma Enstitüsü desteklemekte olduğu projeler ile bu alanda da çeĢitli projeler

sonuçlandırmıĢ ve patent baĢvuruları yapma noktasına gelmiĢtir. Ticari potansiyeli olan özel bor ürünleri Eti

Maden tarafından kendi araĢtırma olanakları çerçevesinde geliĢtirilmekte ve ticari boyutta üretilmektedir.

Üretimine baĢlanmıĢ olan Eidot-67, üretimi planlanmakta olan çinko borat ve yatırım çalıĢmaları baĢlamıĢ

olan sodyum bor hidrür buna en güzel örneklerdir.

Eti Maden‟in ticari ve ekonomik açıdan da tesislerinin ya da rezervlerinin baĢka kuruluĢlarca iĢletilmesine

ihtiyacı yoktur. Bugüne kadar yapılageldiği gibi, Eti Maden tüm yatırımlarını kendi kaynakları ile

gerçekleĢtirmektedir. Eti Maden bor ürünleri satıĢı 2010 yılında bir önceki yıla göre tutar bazında %43 artarak

647 milyon US$ olmuĢtur. Eti Maden dünya pazarında birinci sırada yer alırken, bunu kendi pazarlama

stratejisini, kendi olanakları ve kendi çalıĢanları ile birlikte gerçekleĢtirmiĢtir. Bu konuda Eti maden‟den daha

geniĢ bilgi birikimi ve olanaklara sahip baĢka bir kurum ya da oluĢumun olması söz konusu değildir.

Dünya bor pazarındaki dağılım itibariyle değerlendirme yapıldığında, 1980‟li yılların ortalarında % 25 olan

ülkemizin miktar bazındaki pazar payı 2010 yılında %40 olarak gerçekleĢmiĢtir. Bu oran ile Eti Maden 2005

yılından bu yana dünya bor pazarındaki liderliğini korumaktadır.

Bütün bunlara dayanarak söylenebilir ki, yapılmak istenen; uzun vadeli hizmet alımları adı altında ve aslında

Eti Maden‟den daha birikimli ve ekonomik olanaklara sahip olmayan kuruluĢlar aracılığı ile iĢletilerek,

özelleĢtirmenin gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmasıdır.

Özet olarak, bor rezervlerini 1978 yılından bu yana kamu adına iĢletmekte olan Eti Maden;

Bugüne kadar gerçekleĢtirmiĢ olduğu yatırımlar ile Türkiye‟nin bor teknolojisi

konusundaki en deneyimli kadrosunu bünyesinde bulundurmaktadır,

Bor tesislerinin kurulması için gerekli mühendislik deneyimi ve tesislerin iĢletilmesi için

gerekli üretim deneyimi açısından en iyi kadroya sahiptir,

Dünyadaki en büyük bor üreticisi ve en güvenilir bor ürünleri sağlayıcısıdır,

Son 5 yıldan bu yana %40,1 pazar payıyla Dünya bor pazarı lideridir.

Eti Maden‟in bu konuma gelmesi sadece 30 yıl gibi bir sürede gerçekleĢmiĢtir. Bu süre

içinde herhangi bir kurum ya da kuruluĢun iĢletme, mühendislik, pazarlama, finans desteğine

ihtiyaç duyulmamıĢ ve tüm geliĢme kurumun kendi olanakları ile sağlanmıĢtır. Rezervlerin

iĢletilmesinden maksimum fayda sağlanmaktadır ve dünya pazarının en büyük payı Eti Maden‟e

aittir.

114

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası olarak önerimiz; Hizmet alımı adı altındaki yasal düzenlemeler

özelleĢtirmelere ön açacaktır. Kamuoyu, ilgili bakanlıklar tarafından da bor madeni ve bor ürünleri

konusunda Türkiye‟nin üretim kapasitesi ve teknolojisi hakkında doğru Ģekilde bilgilendirilmelidir. Dünyada

bor rafinasyonunda ve pazarlamasında lider kuruluĢ olan Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğünün

çalıĢmaları 2840 sayılı kanun çerçevesinde devam etmelidir.

ÇalıĢmaların sağlam temeller üzerinde devam edebilmesi için Türkiye, elde ettiği bor tecrübesini, ürün

çeĢitliliğini, üretim kalitesini, alanındaki bütün çalıĢanları ile daha da ileri götürerek uç ürün pazarındaki

payını arttırmalıdır. Nihai ürün pazarı birincil hedef olarak belirlenip araĢtırma ve geliĢtirme çalıĢmaları,

birçok ürünün hammaddesini oluĢturan bor ürünlerinin kullanıldığı sanayi alanlarının geliĢtirilmesi teĢvik

edilmelidir.

Saygılarımızla,

TMMOB

Kimya Mühendisleri Odası

Bursa ġubesi

Yönetim Kurulu

115

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

25 Haziran 2012

1. ULUSLARARASI - 14. ULUSAL TEKSTĠL TEKNOLOJĠSĠ VE KĠMYASINDAKĠ

SON GELĠġMELER SEMPOZYUMU

Değerli Basın Mensupları,

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa ġubesi‟nin, 26 yıldır her iki senede bir geleneksel olarak

düzenlediği “Tekstil Teknolojisi ve Kimyasındaki Son GeliĢmeler Sempozyumu”nun on dördüncüsü bu kez

08-09-10Mayıs 2013 tarihlerinde Tekstil Mühendisleri Odası Bursa ġubesi iĢbirliği ile ilk kez uluslararası

olarak “Ġnovatif ve Uygulanabilir Teknikler” temasıyla Bursa Akademik Odalar Birliği YerleĢkesinde

gerçekleĢtirilecektir.

Sempozyumda bu yıl;

Tekstil Teknolojisindeki Yenilikler

Tekstil Kimyası ve Terbiyesindeki Yenilikler

Teknik ve Fonksiyonel Tekstiller

Ġnsan, Çevre, Enerji, Ekonomi

Standartlar

baĢlıkları ele alınacaktır. Bu baĢlıklarla ilgili olarak araĢtırmacılar, akademisyenler ve tekstil boya-yardımcı

kimyasalları sektöründe faaliyet gösteren öncü firmaların değerli bildiri sunumları gerçekleĢtirilecektir.

Tekstil sektörü uzun yıllar istihdam, üretim ve ihracat bakımından etkin olmasına rağmen günümüzdeki

küresel rekabet Ģartları altında her geçen gün giderek güç kaybetmektedir. Hem bu güç kaybını durdurmak,

hem de dünya pazarlarına olan coğrafi konumu dolayısı ile ülkemiz için son derece önemli olan tekstil

sektörünün sürdürülebilir güç sahibi olabilmesi için, bir yandan üretimde verimlilik ve kaliteyi artırması, diğer

yandan da katma değeri yüksek yenilikçi ürünlere yönelmesi Ģarttır.

Tekstil sanayisinin ülke ekonomisi ve dünya pazarındaki etkinliğini sürdürmesi, bu etkinliğin yeni alanlara ve

ürünlere yayılması; tekstil makineleri ve teknolojileri üretimiyle AR-GE çalıĢmalarına gerekli önem

verilmesiyle ve dünya ölçeğinde marka haline gelmeyi sağlayacak yenilik ve farkındalıkların geliĢtirilmesiyle

mümkün olacaktır.

Tekstil sektörü, inovasyonla biçimlenen bir vizyon ile bugünkü sıkıntılarını aĢarak varlığını koruma ve

güçlendirme donanım ve yetisine sahiptir. Bursa‟nın kimliğine iĢlemiĢ olan tekstil sektörünün geliĢmesi

amacıyla devlet halk bütünleĢmesini tesis ederek sektörü layık olduğu yere getirmek için üniversite sanayi

meslek kuruluĢları arasında oluĢturulacak iĢbirliği ile tekstildeki sorunların çözümü noktasında tüm

dinamiklerimize görevler düĢmektedir.

Oda, araĢtırmacı ve sanayici Ģeklinde tüm sektör paydaĢlarının katılımıyla gerçekleĢtirilecek olan bu

etkinlikte, tekstil sektörünün acil çözüm bekleyen sorunları için çözüm önerileri içeren bir yol haritası elde

edileceğine inanmaktayız.

Saygılarımızla,

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa ġubesi

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Bursa ġubesi

116

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

23 Temmuz 2012

KĠRLENEN DOĞANIN SORUMLUSU SADECE KĠRLETENLER DEĞĠL, GEREKEN

DENETLEMEYĠ YAPMAYAN ve GÖZ YUMAN YETKĠLĠLERDĠR.

Ġlimiz merkez Yıldırım ilçesi sınırları içerisinden geçen ve Nilüfer Çayını besleyen en önemli kollardan biri

olan Deliçay, her yanı çevre felaketleriyle dolup taĢmaya baĢlayan ülkemizde ısrarla gündemimizde kalmaya

devam ediyor.

“Deliçay kan akıyor!” manĢetleriyle bir yanılgıyla gündemimize gelmiĢ olsa da, Deliçay‟da akan kan olmasa

da, mecazi anlamda Deliçay kan akmaya, kanamaya devam ediyor.

Bu konunun gündeme gelmesinin ve bizim çalıĢma baĢlattığımızı açıklamamızın üzerinden 15 gün geçti ve

dün yaptığımız incelemede Deliçay‟a halen atıkların kontrolsüz bir Ģekilde bırakılmaya devam ettiği gerçeği

ile karĢılaĢtık.

Bu süreç içerisinde bizler de almıĢ olduğumuz numunelerin Tübitak-Butal‟de yapılan analiz sonuçlarını aldık

ve tablonun ne denli vahim olduğu gerçeği ile bir kez daha yüzleĢtik:

Bırakılan atık içerisindeki Toplam Katı madde miktarı olması gerekenin 3 katı üstünde,

Yağ ve gres miktarı limitlerin üzerinde,

Toplan Sülfür miktarı limitlerin 8 kat üzerinde,

Renk limitlerin 5 katından daha fazla üzerinde.. Bu değerlerin ne anlam ifade ettiği konusunu da dilerseniz maddeler halinde paylaĢalım:

Öncelikle yağ ve gres gibi maddelerin fazla olması ilk olarak sudaki oksijeni tüketeceğinden

sudaki canlı hayatını bitirecek ve aerobik(yararlı) bakteriler yaĢayamayacağından su

içerisindeki safsızlıkları bertaraf etme yeteneğini kaybedecektir.

Yüksek Sülfür, sülfat ile dönüĢüm içerisinde olacak ve hem sudaki oksijeni tüketecek, hem de

sülfat‟ın toksik etkisi ile su kirlenmiĢ olacaktır.

Yüksek sülfür, hidrojen sülfür olarak uçacak ve ortamda son derece rahatsız edici bir koku

oluĢacaktır.

Yüksek miktarda olan toplam katı madde miktarı ise içeriğinin detaylı belirlenmesi gereken,

ağır metaller içerme olasılığı taĢıyan bir unsur olarak karĢımızda durmaktadır.

Yüksek renk suya güneĢ ıĢınlarının ulaĢmasını azaltacak ve yine sudaki yararlı bakterilerden

olan aerobik bakterilerin yaĢama Ģansını azaltacaktır.

Sudaki aerobik bakterilerin ölümü, sudaki anaerobik (çürükçül) bakterilerin çoğalmasına

neden olacaktır. Bu artık hem ortama çok ciddi koku salgılanmasını sağlayacak, hem de

sağlık açısından son derece zararlı olan bir bataklık tablosunun oluĢmasını sağlayacaktır. Endüstriyel atık suların, doğru iĢletilen arıtma tesisleriyle uygun Ģekle dönüĢtürülmesi mümkündür. Arıtma

tesisleri mutlaka doğru Ģekilde denetlenmeli, uygun çalıĢmayanlar için mutlaka yaptırımlar uygulanmalıdır.

Arıtma tesisleri sanayici için bir maliyet kalemi gibi görünmektedir. Devlet bu konuda teĢvik sağlamalıdır

ancak kaybettiğimiz doğanın bir maliyeti olamaz.

Deliçay yaĢanılan çevre felaketlerinden sadece bir tanesinin adı. Deliçay örneğinde olduğu gibi onlarca

kontrolsüz deĢarjın var olduğunu çok iyi biliyor ve yetkilileri uyarıyoruz. Denetimsizlik doğamızı yok ediyor

ve bunun sorumlusu göz yumanlardır.

TMMOB

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODSI

BURSA ġUBE YÖNETĠM KURULU A.

ALĠ ULUġAHĠN

BaĢkan

117

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

5 Aralık 2012

ENDÜSTRĠDE DOĞRU SU YÖNETĠMĠ ĠLE DOĞAL KAYNAKLARIMIZ GERÇEK

SAHĠPLERĠ OLAN DOĞAYA VE CANLILARA GERĠ DÖNÜYOR

Basına ve kamuoyuna,

Su tüm dünya için yaĢamın kaynağını oluĢturmaktadır. Birçok ülkenin ekonomisi su üzerine kuruludur.

Ülkemiz için de durum benzerdir aslında. Küresel ısınmaya bağlı olarak dünya su kaynaklarının günden güne

azalıyor olması, kaynaklarımızın verimli kullanımı konusunu ülkemizin gerçek gündemi arasında üst sıralara

taĢımaktadır.

Yeryüzünün üçte ikisinin sularla kaplı, ancak bu suların %97‟sinin tuzlu su, yalnızca %3‟ünün tatlı su olduğu

ve bu yüzde 3‟lük payın da büyük kısmının buzullar ve yer altı sularının oluĢturduğu, dolayısıyla kullanılabilir

su miktarının sadece %1 oranında olduğu, su konusunun geçtiği her platformda konuĢulan ve ezberlene

gelmiĢ bir bilgidir.

Su kaynaklarımızın verimli kullanılması, su Ģartlandırma teknolojilerinin en üst düzeyde çıkartılması ve konu

ile ilgili mühendislik hizmetlerinin yeterli düzeyde sağlanması ile mümkündür.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası olarak bizler “Su kaynaklarının verimli kullanılması ve

sürdürülebilirlik” teması ile ülkemizde ilk kez organize edeceğimiz “1. Uluslararası Endüstriyel Su

Teknolojileri Sempozyumu ve Fuarı”nı 06 - 09 Aralık 2012 tarihlerinde Tüyap Bursa Fuar Merkezi‟nde

gerçekleĢtireceğiz.

Sempozyumda ele alınacak konular,

Su Hazırlama Sistemleri

Endüstriyel Su Sistemlerinde Korozyon

Endüstriyel Su Sistemlerinde Mikrobiyolojik Faaliyet ve Dezenfeksiyon

Endüstriyel Su Sistemlerinde Kireçlenme ve Depozitlenme

Ölçüm Teknolojileri

Endüstriyel Atık Suların Yeniden Kullanımı

Kimyasal ġartlandırma Teknolojileri

Endüstride Deniz Suyu Kullanımı

Endüstride Jeotermal Su Kullanımı

Bu sempozyum, sürdürülebilirlik anlayıĢı ile su kaynaklarımızın verimli kullanılması, doğru ve çevreci

programlar ile Ģartlandırılması ve atık sularımızın en üst teknolojiler yardımı ile arıtılması konularında siz

değerli katılımcıların bilgi ve teknoloji birikimlerini sanayicimiz ve meslektaĢlarımızla buluĢturmayı

hedeflemektedir.

118

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

3 ETKĠNLĠK BĠRARADA!

Etkinliğimiz; sempozyum, fuar ve ikili iĢ görüĢmelerini aynı anda sunarak TÜYAP Fuar alanında 6-

9Aralık 2012 tarihleri arasında “Ġkili ĠĢbirliği Etkinliği”nde katılımcıları bir araya getirmeyi hedefliyor.

Etkinlik, 31 ülkeden yaklaĢık 36000 ziyaretçinin katıldığı Eleco, Metal ĠĢleme Teknolojileri, Sac ĠĢleme

Teknolojileri ve Hırdavat ve ĠĢ Güvenliği Fuarları ile eĢ zamanlı olarak gerçekleĢtirilecektir.

KOSGEB tarafından desteklenen EEN Projesi kapsamında 51 farklı ülkeden firmalar ile iletiĢime

geçilmiĢtir. Ġkili iĢ görüĢmeleri sayesinde Türk firmaları ile uluslararası firmalar prestijli bir platformda

buluĢturularak yeni iĢ birliği fırsatları geliĢtirilecektir.Detaylı bilgiye www.ensutek.org adresinden

ulaĢabilirsiniz.

Su ile ilgili standartlar, ASTM International –Standard Worldwide-„dan katılacak davetli konuĢmacı ve

TSE tarafından yapılacak sunum ile masaya yatırılacak ve tartıĢılacaktır. Ankara ve Süleyman Demirel

Üniversiteleri bünyesindeki Su Enstitülerinin ve diğer üniversitelerin ilgili bölümlerinden değerli

akademisyenlerin de katılımı ile güçlenen etkinlikte

“ENDÜSTRĠDE SU YÖNETĠMĠ ĠLE KAYNAKLARIN VERĠMLĠ KULLANILMASI” konulu bir panel düzenlenecektir. Panelde Türkiye‟de su yönetimindeki geliĢmeler ve endüstriyel su

yönetimine yönelik çalıĢmalar üzerine değerlendirmeler yapılarak konunun Zorlu Enerji‟deki uygulaması

katılımcılar ile paylaĢılacaktır.

Etkinliğin üniversite, sanayi, sivil toplum örgütleri ve kamu kurumlarının, kısacası tüm paydaĢların sanayide

su tüketimini azaltarak doğaya ve halkımıza hizmet etmesi amaçlanmaktadır.

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Ali ULUġAHĠN

TMMOB KMO Bursa ġubesi

Yönetim Kurulu a.

BaĢkan

119

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

12 Aralık 2012

Suyumuzu yerel yönetim eliyle ticarileĢtiren ve “parası olmayan sağlıklı su içmesin” anlamına

gelen bu proje için BüyükĢehir Belediye BaĢkanlığımızı uyarıyoruz.

Su Hayattır, Satılamaz !!!

Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe dün basına yansıyan açıklamasında ambalajlı su yatırımını

BUSKĠ'nin 2013 yılı bütçesine aldığını duyurdu. Açıklamaya göre fabrika Kaplıkaya'da belediyeye ait 11,6

dekarlık alanda 5 bin 800 metrekare üzerine kurulacak ve kapasitesi 10 litre/saniye olacak. Kurulacak tesis

Türkiye‟nin üç büyük kapasiteli tesislerinden biri olacak.

Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe‟ye göre, Uludağ'ın su Ģebekesine verilen, mineralli

kaynak sularını cam ve plastik ambalajlarda halkımızın sofralarına getirilecek. Bina ve ĢiĢeleme tesisleri

yaklaĢık 15 milyon liraya mal olacak belediye kaynak suyu tesislerinde Ģu anda piyasada olmayan 0,33 ile

0,50 ve 0,70 litrelik cam dönüĢümlü ambalaj kullanılacak. Ayrıca 1 ve 1,5 Litre plastik ĢiĢe ile 19 Litrelik

polikarbonat damacana ambalajlarda da su dolumu yapılacak.

Öncelikle Gürpınar kaynaklarından gelen su tüketilecek ardından Uludağ'ın zirvesinden Teferrüç'e kadar özel

hatla indirilen Kırkpınarlar kaynakları da kullanılacak.

Açıklamaya göre tüketimin azaldığı dönemlerde kaynak suyu eskiden olduğu gibi Ģebekeye verilmeye

devam edecek.

Bu durumda bizler bir kez daha uyarıyoruz.

Bursa‟mızda çeĢmelerden akan su sağlıklıdır ve Bursa‟mızın ambalajlı suya ihtiyacı

bulunmamaktadır.

Cam ya da polikarbonat malzemeden üretilmiĢ olması fark etmeksizin geri dönüĢümlü ambalajla

halkımıza sunulacak sular özellikle mikrobiyolojik açıdan son derece risk taĢımaktadır ve bu durum

tarafımızca defalarca açıklanmıĢtır.

ÇeĢmeden akan suyun sağlıksız olması endiĢesi halkımızı ev tipi arıtma cihazlarına yönlendirmekte

ve sağlık açısından son derece riskli olan bu sistemler halkımızca tercih edilir hale gelmektedir.

Halkımızı ev tipi arıtma cihazları kullanmamaları konusunda bir kez daha uyarmak istiyoruz.

Bursa‟mız, Uludağ‟dan tüm Türkiye‟ye su tedarik eden bir kent haline getirilmiĢtir. Ancak Uludağ‟da

su kaynaklarımız günden güne azalmaktadır. Özellikle yaz aylarında Uludağ‟dan gelen dere ve

akarsularımızın neredeyse tamamı kurumakta ya da debileri çok azalmaktadır. Bu sebeple Nilüfer

çayı ve besleyen tüm kolları su olmadığından atık nehrine dönüĢmektedir. Bu durum ve sonuçları

defalarca raporlanmıĢ insan sağlığı ve doğa açısından riskleri ortaya konulmuĢtur. Bu tesis için ayrılan

15 Milyon Lira kaynak Nilüfer çayını kirleten arıtma tesislerinin uygun deĢarj limitlerine getirilmesi

amacıyla kullanılmalıdır.

Su kaynaklarımız sadece insanlar için değil, doğadaki tüm canlılar için gereklidir. Bu sebeple canlıları

ve doğayı susuz bırak anlamında yapılan ambalajlı su tesisi projelerinden derhal vazgeçilmelidir.

Ülkemizde su metalaĢtırılmıĢtır, suyun ticarileĢtirilmesine meĢruluk kazandıran bu projeyi kabul

etmiyoruz.

120

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Sağlıklı içilebilir suyu halkımızın çeĢmelerinden akar hale getirmek belediyelerin ve devletin en temel

görevidir. Belediyeler ticarethane değildir. Bursa‟mızda Türkiye‟nin en pahalı suyu çeĢmelerimizden

akmaktadır.

Her aileye içilebilir kalitede aylık 10m3 su ücretsiz verilmelidir.

“Bursa’da Su ÇeĢmeden Ġçilir” kampanyası ile çok yakın bir geçmiĢte tüm reklam panolarını

kaplayan BüyükĢehir Belediye BaĢkanı bugün neden ambalajlı su tesisine ihtiyaç duyduğunu

açıklamalıdır.

Sn.Altepe’nin açıklamasına göre bu proje ile mineral açıdan zengin su ambalajlanacak ve

sadece parası olan insanlar faydalanabilecek, çeĢmelerden akan suyun kalitesi olumsuz

etkilenecek veya su Ģehri olarak bilinen Bursa’mızın çeĢmelerinden akan su bütünüyle

kesilecektir. Eğer ambalajlı suya talep olmazsa bu su Ģebekeye verilecektir. Bu açıkça halkımıza

ücretsiz su da yok demektir ki bu anlayıĢtan derhal vazgeçilmelidir.

Saygılarımızla,

BAOB – BURSA AKADEMĠK ODALAR BĠRLĠĞĠ

TMMOB – BURSA ĠL KOORDĠNASYON KURULU

BURSA SU PLATFORMU

NĠLÜFER ÇAYI TEMĠZ AKSIN PLATFORMU

121

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

31 Mart 2013

14. ULUSAL & 1.ULUSLARARASI TEKSTĠL TEKNOLOJĠSĠ VE KĠMYASINDAKĠ

SON GELĠġMELER SEMPOZYUMU

Değerli Basın Mensupları

Tekstil uygulamaları, teknolojiyi yöneten ve öncülük yapan mühendislik konuları içinde büyük ölçüde Ar-

Ge‟ye dayalı ve birden çok disiplinin uyumlu biçimde sonuca yönelik çalıĢmasını gerekli kılar.

Tekstil sektörü istihdam, üretim ve uluslar arası ticaret bakımından etkin olmasına rağmen, günümüz küresel

rekabet Ģartları, ekonomik krizler, ortaya çıkan çevresel, sosyal ve etik sorunlar ile dönem dönem güç

kaybetmektedir. Hem uluslar arası pazarların kesiĢimdeki coğrafi konumu hem de iplik üretim, dokuma ve

örgü tesisleri devamında, kurulu 1500 civarında boyahane kapasitesi nedenleriyle, tekstilin, Türkiye için

vazgeçilmezliği açıktır.

Güç kaybının önüne geçmek ve geliĢimi sürdürülebilir kılmak için, üretimde verimlilik ve kalitenin

artırılması, diğer yandan da katma değeri yüksek yenilikçi ürünlere yönelinmesi Ģarttır. Sektördeki teknik

personel açığının giderilmesi için de, eğitimin, bu hedeflere yönelik olarak geliĢtirilmesi zorunludur.

Tekstil sanayisinin ekonomik anlamda dünya pazarlarında etkinliğinin sürdürülmesi ve bu etkinliğin, yeni

alanlar ile ürünlere yayılması; ekonomik tekstil proses ve makineleri ile ilgili teknolojilerin üretimi, Ar-Ge

çalıĢmalarına gereken önemin verilmesi ve dünya ölçeğinde marka haline gelmeyi sağlayacak yenilik ile

farkındalıkların geliĢtirilmesiyle mümkün olmaktadır.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tarafından 26 yıldır geleneksel olarak düzenlenen Tekstil Teknolojisi

ve Kimyasındaki Son GeliĢmeler Sempozyumu‟nun 14 üncüsü, TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası

iĢbirliği ile bu kez uluslararası düzeyde “Yenilikçi ve Uygulanabilir Teknikler” ana temasıyla 08-10

Mayıs 2013 tarihlerinde Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) YerleĢkesinde düzenlenecektir.

Bu sempozyum, “Tekstil Teknolojisi ve Kimyası” ile ilgili en yeni bilimsel çalıĢmalar, endüstriyel bilgi,

deneyim ve sonuçların paylaĢılması amacıyla, ulusal ve uluslararası uzman ile araĢtırmacıları ve

uygulayıcıları, bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Sempozyumun son günü yapılacak olan “Yenilikçi ve Sürdürülebilir YaklaĢımla Türk Tekstilinin

Rotasının Belirlenmesi” konulu panelde değerli akademisyen ve sanayiciler ile sektörün durumu ve geleceği

tartıĢılacaktır.

3 gün boyunca 3 salonda devam edecek sempozyumda akademik ve endüstriyel sunumların yanı sıra

uluslararası düzeyde bilgi ve tecrübeleri ile tanınan Prof. Dr. XUNGAI WANG -Deakin University ve Ass.

Prof. LAURENT MONTES - IMEP-Lahc, çağrılı konuĢmacı olarak yer alacaklardır. Üniversite, kamu ve

birçok sanayi kuruluĢunun destek verdiği sempozyumun gala yemeğinde ise Faruk Saraç Meslek Yüksek

Okulu tarafından hazırlanan defile sergilenecektir.

Tüm sektör paydaĢlarının sempozyuma katılımı bizleri onurlandıracaktır.

Detaylı bilgi için: www.textile2013.org

Saygılarımızla,

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa ġubesi

TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Bursa ġubesi

122

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

17 Nisan 2013

SIRADA HANGĠ KĠMYASAL KAZA VAR? Değerli Basın Mensupları,

Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Laboratuvarı‟nda yüksek lisans öğrencisi olan Hande

Özyürek‟in geçirdiği talihsiz kaza sebebiyle üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz ve kendisine acil Ģifalar

diliyoruz.

Ġddiaya göre Hande Özyürek yağ analizi yaptığı sırada elindeki tüpü düĢürüp açığa çıkan hekzan gazının

parlaması sonucu alevler arasında kalmıĢ ve vücudunun %40‟ında oluĢan yanıklar sebebiyle yoğun bakıma

alınmıĢtı.

Kolay alevlenir olarak sınıflandırılan hekzan gazı, laboratuvarda yağ çözücü olarak kullanılmaktadır.

Hekzan kolay alevlenebilir olmasının yanı sıra aĢağıdaki sağlık risklerini de beraberinde bulundurmaktadır:

Heptan veya oktanın yağı daha iyi çözmesine ve sağlık açısından daha güvenli olmasına karĢın hekzan kolay

bulunur olması ve ucuz olması sebebiyle tercih edilmektedir.

Yağlı tohumlardan yağ çıkarmak için de kullanılan hekzan gazı, kuvvetli oksidanlar ile Ģiddetli tepkimeye

girerek yangına ve patlamaya neden olabilir. Bu yüzden kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılmıĢ

yerlerde, ısıdan ve tutuĢmaya yol açabilecek her Ģeyden uzak depolanması gerekmektedir. AĢağıda alınması

gereken önlemler sıralanmıĢtır:

Hekzan buharı havadan ağır olduğu için, zeminde yayılarak uzak mesafelerde tutuĢmalara neden

olabilmektedir. Atmosfer sıcaklığındaki hava ile patlayıcı karıĢımlar oluĢturabilir ve yangın durumunda

tehlikeli yanıcı gazlar veya buharlar geliĢebilir. Bu sebeple kullanılan laboratuvarda mutlaka çok iyi bir

havalandırma sistemi bulunmalıdır.

Laboratuvarda bulunan tüm kimyasal malzemeler –düĢük miktarlarda depolansa da- tehlike içerir. Hekzan,

bunlardan sadece biridir, Hande Özyürek de bu kazazedelerden biri…

Bu sebeple kimyasal malzemelerle çalıĢmalarda alınması gereken güvenlik önlemleri hem akademisyenler

hem de öğrenciler tarafından titizlikle uygulanmalıdır. Kullanılacak her bir kimyasal maddenin Güvenlik

Bilgi Formları mutlaka incelenmeli ve bilinmelidir. Laboratuvar güvenliği ve çalıĢma kuralları konularında

gerekli eğitimlerin ve altyapının sağlanması, teorik bilgilerin pratiğe dönüĢtüğü laboratuvarda öncelik

olmalıdır. AlıĢılagelmiĢ yöntem olan “kazalara müdahale” yerine kazaları oluĢturabilecek riskleri önceden

tespit edip, gerekli tedbirleri alarak riskleri minimize etmek, kazaların oluĢmasına fırsat vermemek konusunda

çalıĢma yürütülmelidir.

Benzer kazaların yaĢanmaması için öncelikle üniversitelerimizi ve tüm ilgilileri, çalıĢmalarını bu hassasiyette

sürdürmeye davet ediyoruz.Saygılarımızla,

Ali ULUġAHĠN

BaĢkan

123

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO GÜNEY BÖLGE ġUBE

12 Mayıs 2012

BÜYÜK ENDÜSTRĠYEL KAZALAR

Türkiye aktif bir deprem kuĢağı üzerinde bulunmaktadır ve dolayısıyla sanayinin de büyük bir kısmı

bu deprem kuĢağı içinde yer almaktadır. Bu sanayi kuruluĢlarından herhangi birinin, olası bir depremde

kimyasal patlama veya yangına sebebiyet verme riski çok büyüktür. Özellikle Organize Sanayi Bölgelerinde

oluĢacak patlama ve yangınlar, domino etkisi yaratıp kent için bir felakete neden olabilir. Bu durum, kazaların

önceden alınacak tedbirlerle önlenebileceği de göz önüne alındığında sanayide kullanılan kimyasalların doğru

depolanması, doğru kullanılmasının sağlanması ve tehlikeli kimyasalların envanterinin çıkartılması, olası

birçok endüstriyel kazanın yaĢanmasını engellemesi bakımından önem taĢımaktadır.

Bilindiği üzere Ġlimizde üretim yapan tüm iĢletmelerde bir çok kimyasal madde kullanılmaktadır. Bu

kimyasal maddelerin uygun kullanılmaması ve depolanmamasından dolayı ölümlü - maddi bir çok kayıplar ve

çevre felaketi ( hava-su-toprak kirliliği ve bundan dolayı günümüzde bir takım öldürücü hastalıkların aĢırı

artması v.b.) vuku bulmaktadır.

Tehlikeli maddeler (kimyasallar) bulunduran kuruluĢlarda büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve

muhtemel kazaların insanlara ve çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi amacıyla, yüksek seviyede, etkili

ve sürekli korumayı sağlamak için alınması gerekli önlemler ile ilgili KMO‟ya büyük görev düĢmektedir.

Herhangi bir kuruluĢun iĢletilmesi esnasında, kontrolsüz geliĢmelerden kaynaklanan ve kuruluĢ içinde

veya dıĢında çevre ve insan sağlığı için anında veya daha sonra ciddi tehlikeye yol açabilen bir veya birden

fazla tehlikeli maddenin sebep olduğu büyük bir emisyon, yangın veya patlama olayı yani büyük kazalar sık

sık vuku bulmaktadır.

Tehlikeli maddenin, güvenli bir yerde gerekli Ģartlar sağlanmıĢ depolama alanlarında

kimyasalların özelliklerine göre havada yayılma ve dağılma hızlarına göre ve birbirleriyle reaksiyona

girmeyecek kimyasalların aynı alanda depolanması ve bulundurulan tehlikeli maddeleri veya tehlikeli

maddeler kategorisini tanımlamak için yeterli bilgi,

Bulundurulan tehlikeli madde veya maddelerin miktarı ve fiziksel hali, tesislerde veya depolama

yerlerinde yürütülen veya yürütülecek faaliyetler, kuruluĢun yakın çevresinde bulunan ve büyük bir kazaya

neden olabilecek veya bunun sonuçlarını ağırlaĢtırabilecek unsurların detayları,

Kimyasal maddenin buharlaĢma-yayılma hızları, sıcaklığa duyarlılıkları ve Güvenlik Bilgi Formunda

bulunan tüm özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir.

Büyük kazaların önlenmesi ile ilgili politikalar, Bu politika, uygun araçlar, yapılar ve yönetim sistemleri

kullanılması ve çevre ve insanlar için yüksek seviyede bir koruma sağlayacak Ģekilde belirlenmesi

gerekmektedir. Bunları en iyi Ģekilde belirleyecek meslek grubu ise KMO‟dır.

Ali ÇELĠK

TMMOB

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI

GÜNEY BÖLGE ġUBE BAġKANI

124

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

21 Mayıs 2012

BASINA VE KAMUOYUNA

Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte havuz kullanımı artmaktadır. Havuz kullanıcılarının havuza

girmeden önce mutlaka havuz suyunun nasıl olduğu konusunda değerlendirme yapmaları gerekmektedir.

Havuz suyunuz berrak olabilir. Havuzun dibini görerek temiz denilmesi yanlıĢtır. Havuzun berrak olması

havuz suyunun temiz olması anlamına gelmez. Havuz suyu kimyasal maddeler kullanılarak temiz tutulmaya

çalıĢılır. Havuza giren herkes kimyasal madde çözeltisine girdiğini unutmamalıdır. Havuz kimyasalları doğru

kullanılmadığı takdirde kanserojen özellik taĢıyabileceği gibi astıma, ortakulak iltihabına, gözlerde ve vücutta

kızarıklıklara neden olabilir. Ayrıca yeterli değerlerde kullanılmadığında göz, cilt ve çeĢitli mikrobik

rahatsızlıklarla karĢı karĢıya kalınabilir. Bu duyarlılık ile KĠMYA MÜHENDĠLERĠ ODASI olarak Adana ve

çevre illerde havuzlardan sorumlu kiĢilere 6 gün eğitim vererek HALK EĞĠTĠM MÜDÜRLÜKLERĠ ile

birlikte sertifikalandırmaktayız. Havuzların iĢletilmesi mutlaka ehliyetli kiĢiler tarafından yapılması

gerekmektedir.

Bu bilince sahip olan odamız, 07-12/05/2012 tarihleri arasında Adana‟da 34 kiĢinin katılımıyla bu

eğitimi düzenlemiĢtir. Ayrıca Mersin Valimiz Sayın Hasan Basri Güzeloğlu‟nun da destekleri ve konuya olan

duyarlılığı ile 28 Mayıs 2012 tarihinden itibaren altı gün boyunca Mersin‟in Erdemli ilçesinde tekrar Havuz

Operatörlerine yönelik bu eğitimi Erdemli Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü ile birlikte vermeyi

planlamaktayız.

Sağlığımızı tehlikeye atmamak için tüm havuzlardaki operatörlerin mutlaka bu eğitimlere katılarak

bilinçlenmeleri gerektiğini kamuoyuna bildiririz.

Sağlıklı havuz sularının olması dileğiyle…

Saygılarımızla

Ali ÇELĠK

ġube BaĢkanı

Sicil No: 2494

125

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

10 Temmuz 2012

Kimya Mühendisleri Odası’ndan “Temiz Havuz Atağı”

Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubesi yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte “Temiz Havuz

Atağı” projesi baĢlattı.

KMO Güney Bölge ġube BaĢkanı Ali Çelik ve KMO Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye,

KahramanmaraĢ, Gaziantep Ġl Temsilcilerimiz halk sağlığını çok yakından ilgilendiren havuzların sağlığa

uygun hale getirilmesi için yoğun çalıĢma içerisindedirler.

Hava sıcaklıklarının artması ve mavi bayraklı plajların azlığı nedeniyle bölgemizde halkımızın

serinlemek için en çok tercih ettiği yerler havuz olmaktadır.

Havuzların suyunun berrak olması ve dibi görüldüğü için temiz denilmesi büyük bir yanlıĢlıktır.

Havuzu berrak ve temiz tutmaya çalıĢmak bir takım kimyasal maddeler kullanılarak mümkündür. O

nedenle havuza giren herkes kimyasal madde çözeltisine girdiğini unutmamalıdır.

Havuz sularında kimyasallar doğru kullanılmadığı takdirde kanserojen özellik taĢıyabileceği, astıma,

ortakulak iltihabına, gözlerde ve vücutta kızarıklıklara neden olabileceği gibi göz, cilt ve tedavisi oldukça güç

çeĢitli mikrobik rahatsızlıklara da neden olabilir.

O nedenle, Havuzların bakımı ve sorumluluğu mutlaka ehliyetli kiĢiler tarafından yapılması gerektiği

için “Kimya Mühendisleri Odası” olarak Adana ve çevre illerde havuzlardan sorumlu kiĢilere Halk Eğitim

Müdürlükleri ile birlikte altı gün eğitim vererek sertifikalandırmaktayız.

Mesleki sorumluluğun bilinciyle, Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubemiz bu yaz Adana,

Mersin, Hatay, Osmaniye, KahramanmaraĢ, Gaziantep illerinde yüzlerce kiĢiye Havuz Operatör Eğitimi

vererek bilinçlendirilmiĢ ve sertifikalandırılmıĢtır.

Özellikle ülkemiz turizmden büyük pay alması nedeniyle turistlerin ve halkımızın sağlığını tehlikeye

atmaması için yasa gereği tüm havuz operatörlerinin bu eğitimlere mutlaka katılmaları kendileri ve halk

sağlığı için gerekmektedir.

Kanun ve Yönetmelikler karĢısında suçlu duruma düĢülmemesi için havuz suyu hazırlanmasından

sorumlu elemanların bu eğitime katılmalarının gerekli olduğunu ve yönetmeliklerde belirtilen talimatlar

gereği yaz boyunca yapılacak denetimlerde kurallara uygun olmayan havuz ve sorumluları hakkında Sağlık

Müdürlükleri tarafından 24.04.1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gereğince cezai iĢlem

yapılacağını da sorumluluk taĢıyan kiĢilere bildirmeyi görev sayıyoruz.

Saygılarımla.

Ali Çelik

ġube BaĢkanı

KMO Sicil No:2494

126

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

09 Nisan 2013

Kimya Mühendisleri Odası’ndan “Temiz Havuz Atağı”

(Kimyasallar bizim iĢimizdir…)

Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubesi yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte her yıl olduğu

gibi “Temiz Havuz Atağı” projesi baĢlattı.

KMO Güney Bölge ġube BaĢkanı Ali Çelik ve KMO Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye,

KahramanmaraĢ, Gaziantep Ġl Temsilcilerimiz halk sağlığını çok yakından ilgilendiren havuzların sağlığa

uygun hale getirilmesi için yoğun çalıĢma içerisindedirler.

Hava sıcaklıklarının artması ve mavi bayraklı plajların azlığı nedeniyle bölgemizde halkımızın

serinlemek için en çok tercih ettiği yerler havuz olmaktadır.

Havuzların suyunun berrak olması ve dibi görüldüğü için temiz denilmesi büyük bir yanlıĢlıktır.

Havuzu berrak ve temiz tutmaya çalıĢmak bir takım kimyasal maddeler kullanılarak mümkündür. O

nedenle havuza giren herkes kimyasal madde çözeltisine girdiğini unutmamalıdır.

Havuz sularında kimyasallar doğru kullanılmadığı takdirde kanserojen özellik taĢıyabileceği, astıma,

ortakulak iltihabına, gözlerde ve vücutta kızarıklıklara neden olabileceği gibi göz, cilt ve tedavisi oldukça güç

çeĢitli mikrobik rahatsızlıklara da neden olabilir.

O nedenle, Havuzların bakımı ve sorumluluğu mutlaka ehliyetli kiĢiler tarafından yapılması gerektiği

için “Kimya Mühendisleri Odası” olarak Adana ve çevre illerde havuzlardan sorumlu kiĢilere Halk Eğitim

Müdürlükleri ile birlikte altı gün eğitim vererek sertifikalandırmaktayız.

Mesleki sorumluluğun bilinciyle, Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubemiz Adana, Mersin,

Hatay, Osmaniye, KahramanmaraĢ, Gaziantep illerinde yüzlerce kiĢiye Havuz Operatör Eğitimi vererek

bilinçlendirilmiĢ ve sertifikalandırılmıĢtır.

Özellikle ülkemiz turizmden büyük pay alması nedeniyle turistlerin ve halkımızın sağlığını tehlikeye

atmaması için yasa gereği havuz operatörlerinin bu eğitimlere mutlaka katılmaları kendileri ve halk sağlığı

için gerekmektedir.

Kanun ve Yönetmelikler karĢısında suçlu duruma düĢülmemesi için havuz suyu hazırlanmasından

sorumlu elemanların bu eğitime katılmalarının gerekli olduğunu ve yönetmeliklerde belirtilen talimatlar

gereği yaz boyunca yapılacak denetimlerde kurallara uygun olmayan havuz ve sorumluları hakkında Sağlık

Müdürlükleri tarafından 24.04.1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gereğince cezai iĢlem

yapılacağını da sorumluluk taĢıyan kiĢilere bildirmeyi görev sayıyoruz.

Saygılarımla.

Ali Çelik

ġube BaĢkanı

KMO Sicil No:2494

127

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO ĠSTANBUL ġUBE

16 Ağustos 2012

ĠSTANBUL HALKI MUSLUKTAN KANA KANA SU ĠÇMEK ĠSTĠYOR!

Ülkemizde sağlıklı ve içilebilir nitelikte suya eriĢim devletin vatandaĢlara sağlamakla yükümlü olduğu ve

anayasal haktır. Halkın bu talebi kamu hizmeti olarak sağlanmalı ve her vatandaĢ bu hakka eĢit olarak

ulaĢabilmelidir. Buda ancak Ģebeke suyu ile mümkündür. Günümüzde su ticarileĢtirilerek, su kaynakları ve

özellikle doğal kaynak suları halk yararına değil, sermayenin kar amacına yönelik kullanıma sunulmuĢtur.

Geçtiğimiz günlerde bazı ambalajlanmıĢ içme suları ile ilgili olarak ortaya atılan çeliĢkili açıklamalar, süreci

takiben yapılan; Halk Sağlığını korumaktan ziyade sermaye koruma orijinli ve Ģeffaflıktan uzak

açıklamalar, Halk Sağlığını çok yakından ilgilendiren sağlıklı ve güvenli suya eriĢme konusundaki tartıĢmaları

tekrar gündeme taĢımıĢ ve sağlıklı içilebilir nitelikte Ģebeke suyunun önemini bir kez daha ortaya çıkarmıĢtır.

Ġnsan sağlığına zararlı olabilecek mikroorganizmaları ve kimyasalları içermeyen ancak sağlık için gerekli

mineralleri yeterli ve dengeli miktarda içeren, sağlığa zarar verebilecek bütün kirleticilerden arındırılmıĢ su

renksiz, kokusuz ve berrak olan su SAĞLIKLI ve GÜVENLĠ sudur.

Halka sunulan içilebilir nitelikteki su; fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve radyolojik nitelikleri bakımından

yasal mevzuattaki Ģartları sağlayacak Ģekilde arıtılmalı ve bu nitelikleri bozulmayacak Ģekilde musluklardan

akan suda sağlanmalı ve halka ulaĢtırılmalıdır.

Ġstanbul‟da Ģebeke suyu ĠSKĠ‟nın 12 adet içme suyu arıtma tesisinden temin edilmektedir. ĠSKĠ tarafından

yayınlanan su kalite analiz raporlarına göre arıtılmıĢ suların arıtma tesisi çıkıĢında yasal Ģartları sağladığı

görülmektedir. ġebekeye verilen suyun burada da yaklaĢık 350–400 noktada izlendiği belirtilmekle birlikte

halkın bilgilendirilmesi ve Ģebeke suyuna yönlendirilmesi açısından bu sonuçlar halkla paylaĢılmalı ve halkta

yerleĢen musluk suyu içilmez kültürünün gerçeği yansıtmadığı ispat edilmelidir.

Su en temel yaĢam hakkıdır ve halk sağlığı açısından halka içilebilir nitelikte Ģebeke suyu temin ederken kar

amacı güdülmemeli, insani tüketim amaçlı tüketilen su parasız olmalı ve su ticari bir meta olmaktan

çıkarılmalıdır. Bunun için de içme suyu temin edilen ve edilmesi planlanan yüzeysel sular ve yer altı suları

kaynağında korunmalı, havzalarda mutlak koruma alan sınırları daraltılmamalı, bu alanlarda yapılaĢmanın

önüne geçilmeli ve sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmemelidir. Ġçme suyu temin edilen su

kaynaklarına evsel ve endüstriyel atık suların deĢarjları engellenmeli, denetimler sıklaĢtırılmalı, düzeltici -

önleyici tedbirler görünürde değil gerektiği Ģekilde uygulanmalıdır. Aksi halde yoğun kirlilikten dolayı içme

suyu kaynağı olmaktan çıkan Alibeyköy Barajı gibi diğer kaynaklarda hızla kaybedilecektir.

Ġstanbul‟un Ģebeke suyunun bir kısmı il sınırları dıĢından taĢınarak sağlanmaktadır. Bu durum Ģebeke suyunun

birim maliyetini arttırmakta, suyu pahalılaĢtırmakta ve halkın Ģebeke suyuna eriĢimine baskı oluĢturarak

sosyal adaletsizliğe sebep olmaktadır. Diğer taraftan su sıkıntısına çözüm olarak tasarruf amaçlı Ģebeke suyu

birim fiyatları arttırılmaktadır. Çağımızda su tasarrufu; suyun birim maliyetlerini arttırarak değil, halkın

yaĢam kalitesini değiĢtirmeden tasarrufa yönelik mevcut en iyi teknolojiye yatırım yapacak aynı zamanda

yoğun su tüketilen sanayide ve tarım da kullanılan suyu kontrol altına alacak ve bu kültürün oluĢmasını

sağlayacak yönde olmalıdır. Ayrıca yurt sathına yayılmayan ekonomi politikaları devam ettiği ve Ġstanbul

kontrolsüz Ģekilde göç almaya devam ettiği sürece gün gelecek taĢıma suda yetmeyecektir.

128

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

Geçtiğimiz günlerde yaĢanan süreç, ambalajlanmıĢ suların içilebilir nitelikte Ģebeke suyunun alternatifi

olamayacağını göstermiĢtir. AmbalajlanmıĢ sular ancak anormal ve acil durumlarda düĢünülmelidir. Bu

durumda da ambalajlanmıĢ suların temin yerlerinin ve temin Ģeklinin uygunluğu, ambalaj malzemeleri,

nakliye ve ara depolama Ģartları, su kalitesinin izlenmesine yönelik analizler ve denetim süreçleri de yeterli ve

etkin Ģekilde izlenmeli ve halkla Ģeffaf Ģekilde paylaĢılmalıdır.

Son toplamda, biz aĢağıdaki meslek örgütleri, kurum ve kuruluĢlar halkın içilebilir nitelikte Ģebeke suyuna

eriĢiminin önündeki engelleri kaldırabilmek ve yetkilileri bu konuda göreve davet etmek için; musluktan akan

sularla ilgili olarak bir çalıĢma yapmayı planlıyoruz. Bu çalıĢma ilerleyen günlerde siz basın kuruluĢları ve

kamuoyu ile paylaĢılacaktır.

Kamuoyuna duyurulur

Saygılarımızla…

Çevre Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi

Ġstanbul Tabip Odası

Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi

Ġ.Ü.Ġstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

129

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

17 Ağustos 2012

DEPREMDEN SONRA KĠMYASALLARDAN KAYNAKLI ĠSTANBUL’DA YAġANACAK

FELAKETLER

17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleĢen Marmara Depremi‟nin acı hatıraları hala hafızamızda canlı olarak

durmaktadır. Uzmanlara göre ise Ġstanbul‟da büyük bir deprem beklenmektedir. Peki geçmiĢte yaĢananlar bize

ders oldu mu? Ya da olası bir depreme hazır mıyız?

Kimya Mühendisliği mesleğinin halktan yana ve kamu yararına icra edilmesi ilkesine sahip olan KMO

Ġstanbul ġubesi olarak söylememiz gerekir ki; Ġstanbul‟u etkileyecek depreme birçok açıdan hazır

olmadığımız gibi, ikincil tehlikeler açısından hiç hazır değiliz.

KMO Ġstanbul ġubesi olarak gerçekleĢtirilecek her türlü hazırlığa katkı koyma arzu ve irademizin olduğunun

bilinmesini isteriz. Bilim insanı ve teknik kadroların örgütü olarak, 17 Ağustos 1999 Depremi‟nin

yıldönümünde, sızıya dönüĢen acımızı unutmadığımızı, meslek alanımızla ilgili kısımlarını

unutturmayacağımızı söylüyor ve ilgili olan tüm kesimleri uyarıyoruz.Kimyasallardan kaynaklanan

tehlikelerin iyi yönetilememesi sonucu zaman zaman daha ağır olaylar da yaĢanmıĢtır ve yaĢanmaktadır.

Özellikle son zamanlarda organize sanayi bölgelerinde yaĢanan patlamalar ve yangınlar savımızı doğrular

niteliktedir.

13 yıl önce yaĢadığımız acı depremin yıldönümünde de depremi bekleyen bir kent olan Ġstanbul‟da,

kimyasalların yönetiminin çok önemli olduğunu, eğer gerekli önlemler alınmazsa yaĢanacak olası bir

depremle birlikte kimyasallardan kaynaklanacak tehlikelerin çok fazla can ve mal kaybının muhtemel

olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi olarak 2011 yılında hazırladığımız „Deprem, Kimyasallar ve

Tehlikeler‟ baĢlıklı rapora göre Ġstanbul‟daki kimyasal miktarları aĢağıdaki gibidir.

Alanlar Tahmini En Çok Miktar

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü GeçiĢi 732 bin 600 ton

Ġstanbul Boğaz GeçiĢi 144 milyon 500 ton

LPG Sektörü 400 bin ton

Akaryakıt Sektörü 408 bin 820 metreküp

Ana Kimya Sanayi Üretim Kapasitesi 44 milyon 500 ton

Doğalgaz Kullanımı YaklaĢık 5 milyar metreküp

Yaptığımız tüm çalıĢmalar, depremin ardından Ġstanbul‟da binlerce kiĢinin kimyasallardan kaynaklanan

yangın, patlama, sızıntı gibi sebeplerle zarar göreceğini ve öleceğini ortaya koyuyor.

17 Ağustos 1999 depreminin acı hatırasından ders çıkarmak için bir kez daha kamuoyunu bilgilendirmek,

yetkililere hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz.

130

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

1. Ġstanbul‟un finans ve turizm merkezi ilan edilmesi ve buna göre yapılandırılması sürecinde, sanayi

sektörleri plansızca kent çeperlerine sürüklenmemelidir. Özellikle kimya sanayiinin yarattığı risklerin

yönetilebilmesi için Organize Kimya Sanayi Bölgelerinin kurulması teĢvik edilmelidir. Bu bölgelerin

yer seçimi, risklerinin belirlenmesi, denetimi ve eğitimi konularında KMO her zaman açıkladığı gibi,

bilgi birikimini kamu yararına sunmaya hazırdır.

2. Ġstanbul için, deprem sonrası, doğalgazdan kaynaklanan çok ciddi bir yangın ve patlama potansiyeli

mevcuttur. Doğalgaz kullanılan tüm binalarda, gaz algılama ve kesme düzeneklerinin eksiksiz

bulunması gerekmektedir.

3. Deprem esnasında, kimyasal madde depolanan tankların, bağlantı noktalarının ve borularının kırılma

potansiyeli mevcuttur. Bunun önüne geçmek için, „Sismik Tesisat Koruması‟ konusunda ulusal ve

bölgesel kuralları belirleyen yaptırımların hayata geçirilmesi zorunludur.

4. Ġstanbul boğazındaki kimyasal madde taĢıyan tanker trafiği gözetilerek, artık daha fazla gecikilmeden

bir deniz itfaiyesi kurulmalıdır. KMO Ġstanbul ġubesinin bu konudaki birikimi ve rehberliğinden

yararlanılması kaçınılmazdır. Ġstanbul‟u yönetenlerin gündeminde bu konu üst sıralarda yer almalıdır.

5. Kimyasal madde kazalarında müdahale yöntemini belirleyen, karar üretme süreçlerinin bilgi temelli

hale dönüĢtürülmesi ve coğrafi bilgi sistemlerinin bu açıdan geliĢtirilmesi gerekmektedir.

6. Tehlikeli bir kimyasalın üretiminden son ürününe kadar oluĢumu aĢamalarında meydana gelecek her

türlü emisyon, imisyon ve ortaya çıkacak atık miktarlarının tespitinin yanı sıra; doğal afet ve olası

kazalarda can ve mal güvenliğini önlemeye önemli katkı sağlayacağı nedeniyle il ve bölge bazında

"Tehlikeli Kimyasal Maddeler Envanteri" çıkartılması gerekmektedir. Kent içindeki kimyasalların

envanteri tek bir elde toplanmalı ve kamu ile paylaĢılmalıdır.

7. Tüm kimyasalların güvenlik bilgi formlarının iĢyerlerinde ve ilgili birimlerde bir veri tabanı

çerçevesinde bulunmasını sağlayacak organizasyonel yapı kurulmalıdır.

8. Büyük Endüstriyel Kazalara yönelik acil durum planları hazırlanarak, kamuoyu ile paylaĢılmalı ve

vatandaĢlar hangi durumda tahliye olacakları vb. bilgilere sahip olmalıdırlar.

9. Kimyasal madde üreten ve kullanan iĢletmelerde, 1954 yılından çıkarılan Kimyagerlik ve Kimya

Mühendisliği Hakkında Kanun‟a göre bir „Sorumlu Müdür‟ bulundurulması zorunludur. Artık

iĢverenlerin ve yerel yönetimlerin bu zorunluluğun ne kadar önem arz ettiğini anlamaları ve kanunda

yazanı hayata geçirmeleri gerekmektedir.

10. Yerel Yönetim, Kimya Sanayicileri, Valilik, KMO ve ilgili diğer kurumlardan oluĢan kentsel risk

yönetimi kurulları – komiteleri – birimleri - oluĢturulmalıdır. Ġstanbul için hazırlanan Afet

Planlarında, boğaz köprüsünden geçen kimyasalların denetiminde KMO‟nun katkısının alınması için

binlerce insanın ölmesi, çevrenin geri dönülemez biçimde tahrip edilmesi mi beklenmektedir.

Kimyasalların yönetimine dair gerekli önlemlerin alınması ve gerekli denetimlerin yapılması, Ġstanbul için

ertelenemeyecek bir duruma gelmiĢtir. Bizler kamusal sorumluluğumuz gereği üzerimize düĢen görevleri

yerine getireceğimizi kamuoyuna bildiririz. Daha geç olmadan, daha fazla canı kaybı yaĢanmadan gerekli

önlemleri almak için yetkilileri bir an önce göreve davet ediyoruz.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası

Ġstanbul ġubesi Yönetim Kurulu

131

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

19 Aralık 2012

ODTÜ'LÜ ARKADAġLARIMIZA, ÜNĠVERSĠTELERE VE BĠLĠME YAPILAN

SALDIRILARI KINIYORUZ!

18 Aralık'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Göktürk uydusunun uzaya gönderilişini canlı izlemek

bahanesiyle ODTÜ'ye gitti. Çıkarma yaparcasına; 105 koruma aracı, 20 zırhlı araç ,8 TOMA, 3600 polisiyle

birlikte. Üniversitelerinde Tayyip Erdoğan'ı istemeyen ODTÜ'lüler 'bilimi satan, emperyalist savaş

çığırtkanlığı yapan Tayyip ODTÜ'den defol' pankartıyla TÜBİTAK'a yürüyüşe geçti.Ancak polis ODTÜ'lülere

hiçbir uyarı yapmadan sert müdahalede bulundu. ODTÜ'lü arkadaşlarımızdan 26'sı gözaltına alındı, 1'i ağır

olmak üzere onlarcası yaralandı. Daha önce de ODTÜ'lüler tarafından protestolarla karşılanmış olan ve bir

daha ODTÜ'ye gelmemesi konusunda uyarılan Tayyip Erdoğan'ın hazırlığının boşuna olmadığı da gözler

önüne serilmiş oldu. Üniversiteliler ise tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdürerek polis ve Tayyip

Erdoğan okulu terk etmeden üniversitelerinden ayrılmadılar.

Medya ise öğrencilerin protestonun sebebini saptırarak; uzaya fırlatılan ilk Türk uydusuna karşı yapılmış

olarak gösterdi ve öğrencilerin bilim karşıtlığı yaptığını savundu.Göktürk 2'nin ODTÜ'lüler tarafından

tasarlanmış olduğunu gözardı ederek.

ODTÜ'lü arkadaşlarımız ise medyada yer bulan haberlerin aksine, üniversiteleri ticarethanelere çevirmek

isteyenlere karşı bilimin yanında yer aldıklarını göstermiş ve üniversitelerine sahip çıkmışlardır.

Peki AKP ve temsilciliğini üstlenen Tayyip Erdoğan üniversiteler konusunda neden bu kadar ''hassas''tır.

Kuşkusuz bunun yanıtı ;üniversiteleri, kendisinin ve patronların kontrolü altına sokmayı 'yeni yök yasası' adı

altında formülleştirmesinde gizlidir. Üniversite yönetimini iki AKP'linin ve iki patronun paylaşacağı bir

üniversite yönetiminin özgür üniversite mantığında hiçbir yeri yoktur.

Üniversiteler patronların kar hırsı yüzünden halk için bilim üreten kurumlar olmaktan çıkarılıp sermayenin

eline teslim edilmek istenmektedir. Bologna süreci, yetkin mühendislik adı altında yapılan düzenlemeler de bu

düzlemde kendini açıkça belli etmektedir.AKP üniversitelerin piyasalaşması sürecini' yeni yök yasası' ile

tamamlamaya çalışmaktadır . Öğrenciyi müşteriye, akademisyeni piyasanın hizmetine sunulan ucuz bilim

emekçisine dönüştürmektedir. Üniversitelerin birer işletme mantığı ile rekabet etmeleri istemekte ve bu

rekabetin konusunu ise bilimsel çalışma niteliği değil, kar hırsı olarak belirlemektedir. Bu yaklaşım; bilimi

piyasanın hizmetine sunarken, bilim emekçisini değersizleştirmektedir.

Biz, Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Öğrenci Komisyonu olarak üniversitelerimizin halk için bilimin

üreten yerler olması ve toplumun ilerici yüzünün temsilciliğini üstlenmesi gerekliliğini savunuyoruz. Halk için

bilimin yerine sermaye için bilimi koymaya çalışanlara karşı üniversitelerimize sahip çıkacağımızı

belirtiyoruz.

ODTÜ'lü arkadaşlarımıza yapılan saldırıları sonuna kadar kınıyoruz.

ODTÜ'lü arkadaşlarımızın direnişini destekliyor, selamlıyoruz.

KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI ĠSTANBUL ġUBE ÖĞRENCĠ KOMĠSYONU

132

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

14 ġubat 2013

KĠMYA ALANINDA SON DÖNEMDE YAġANAN YANGIN, PATLAMA VE ĠġÇĠ

ÖLÜMLERĠ ÜZERĠNE YETKĠLĠLERE ÇAĞRIMIZDIR!

Kimya alanında son dönemde arka arkaya yaĢanan kazalar, bu alanda var olan tehlikeleri bir kez daha

gözler önüne sermiĢtir. Bu denli sık kazaların yaĢanması ile iĢçi ölümlerinde diğer ülkelere göre en üst

sıralarda olmamız paralellik göstermektedir.

Yasal mevzuatın uygulanmaması, yaptırımların yetersizliği, iĢçilerin örgütsüzlüğü ve uygulamalarda

kamusal denetimin yapılmaması bu kazalara neden olmaktadır. Hal böyle iken, alınacak çok basit tedbirlerle

kazaların, iĢçi ölümlerinin önüne geçilmesi mümkünken, bu yapılmamaktadır. Netice de düĢük ücretlerle, iĢ

güvencesinden yoksun, esnek ve uzun çalıĢma saatleri altında çalıĢmakta olan iĢçiler ölmekte ve

yaralanmaktadırlar. Daha da kötüsü bu kazalar ve iĢçi ölümlerinden ders dahi çıkarılmamakta, aynı iĢletmede

tekrar kazalar olmakta, yine iĢçiler ölmektedir. Ölümleri engellemek bu kadar basitken, bunlara “kaza, kader”

denilerek, sonuçları kaçınılmaz, engellenemez gibi gösterilmektedir. Bizler bunun kazadan öte “cinayet”

olduğunu söyleyerek, durumun vahametini baĢka bir Ģekilde de belirtmeye çalıĢıyoruz.

Son 10 günde üç fabrikada, özel olarakta boya sektöründe son 1 yıl içinde birçok fabrikada yaĢanan

yangın ve patlamalar dikkat çekiyor. Tuzla Boya ve Vernikçiler Sanayi Sitesi‟nde yaĢanan patlama ve yangın

bu sektörün ne kadar tehlikeli olduğunu göstermektedir. Her ne kadar bu olayda iĢçi ölümü olmasa da, bir

dahaki benzer bir olayda olmayacağı anlamına gelmemektedir. GerçekleĢen olay üzerine basında yer alan

birçok haber durumun önemli boyutlarını ele almak yerine, yangın sonucu ortaya çıkan yangın gazlarının

çevreye ve çevrede yaĢayan insanlara etkisini ele almaktadır. Bu konu da çok önemli olmakla birlikte, çoğu

toksik ve kolay uçucu olan bu kimyasallar üretim ya da kullanım esnasında bile kimyasalları üreten,

depolayan, kullanan, soluyan ve temas eden iĢçilere de yeterli tedbirler alınmazsa zarar vermekte, bir

yangın/patlama durumunda ölüm ve yaralanmaların olması da kaçınılmaz olmaktadır. Boya ya da boya

hammaddeleri üreten, depolayan firmalarda çok sayıda yanıcı, parlayıcı/patlayıcı, toksik kimyasal maddelerin

bulunması bu yerleri adeta patlamaya hazır bomba haline getirmektedir. Saha incelemelerimizde çoğu küçük

ya da orta ölçekli olan bu firmalarda iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliğine yeterli önem verilmediğini görmekteyiz.

Yanıcı, parlayıcı-patlayıcı madde depolayan böyle iĢletmelerde, iĢçi sağlığı ve güvenliğinden sorumlu ve 6269

sayılı Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanun‟a göre istihdam edilmesi gereken personelin

olması ve bu kiĢilerin yasal mevzuata ve bilim-tekniğe göre kimyasal maddeleri depolaması bu gibi kazaların

önüne geçilebilecekken iĢverenler tarafından bu, mali bir yük getireceği kaygısıyla yapılmamaktadır. Ancak

kazaların sonuçları irdelendiğinde yaĢanan can ve mal kayıpları bununla kıyaslanamayacak kadar önemli ve

büyük ölçektedir. GerçekleĢen bu patlama/yangınların getireceği sonuçların büyüklüğünü etkileyecek çok

önemli nokta da itfaiye gibi acil müdahale ekiplerinin olaya, hızlı ve doğru bir Ģekilde müdahalesidir. YaĢanan

tecrübelerden organize sanayi bölge/sitelerinde bile itfaiye teĢkilatının yetersiz kalması, yanlıĢ müdahalesini

ve personelin eğitimsiz olduğunu ya da yetersiz ve yanlıĢ eğitim aldığını görmekteyiz. Kimya Mühendisleri

Odası Ġstanbul ġubesi olarak bu konuda her türlü katkıyı koymaya hazır olduğumuzu bir kez daha bildiririz.

Bu olayları azaltmak için, firmalarda yeteri kadar ilgili mühendislik dallarında eğitim almıĢ kiĢilerin

istihdamı, kamusal denetim, iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği bilincinin iĢçilere ve iĢverenlere yerleĢtirilmesi,

tedbirler konusunda firmalara yaptırım uygulanması gerekmektedir.

Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi olarak her zaman emeğin ve emekçinin yanında olan

bizler, bu kazaların takipçisi olacağımızı bildirir, yetkilileri acilen göreve çağırırız.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi Yönetim Kurulu

133

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

KMO ESKĠġEHĠR BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ

09 Ocak 2013

SOBA VE ġOFBENLER BĠLĠNÇLĠ KULLANILSIN

ÖLÜM VE PATLAMALAR OLMASIN! Bilindiği gibi sonbahar kıĢ mevsimi geldiğinde soba ve Ģofben zehirlenmeleri vakaları artmakta ve

hemen her gün basında ölüm haberleri yer almaktadır. Kimya Mühendisleri Odası olarak insanlarımızın

hayatını kaybetmesine yol açan bu vahim olaylarla ilgili olarak aĢağıdaki açıklamayı yapmayı görev

sayıyoruz.

Tüp gaz havadan ağırdır ve yerde birikir. Doğalgaz havadan hafiftir ve tavanda birikir. Her ikisi de

kokusuzdur ve sonradan kokulandırılmıĢtır. Bunların sızması durumunda kokuları vasıtası ile hissedilir.

Bulunulan ortamı doldurmaya baĢladıklarında ortamdaki havayı kovarak boğulmaya neden olurlar. Bu da

daha çok zaman alan bir süreçtir. Hâlbuki özellikle oksijenin az olduğu ortamda, yanma sonucu meydana

gelen baca gazındaki karbon monoksit, çabucak kanla birleĢerek insanı zehirlemekte ve halsiz bırakarak

ölümüne yol açmaktadır. Ġnsan zehirlendiğini anladığı anda halsizlik nedeni ile bulunduğu ortamdan

çıkamamaktadır.

O halde Ģofben ve benzeri cihazların bulunduğu ortamın iyi havalanması Ģarttır. Özellikle

mutfakta bulunan havalandırmayı sağlayan menfezlerin, soğuk geliyor diye kapatılmaması

gerekir! Kapatıldığı takdirde belli bir hacime ulaĢan gaz, ufak bir kıvılcımla patlamaya neden

olmaktadır. Baca ve bağlantılarının sızdırmadığından ve çekiĢin iyi olduğundan emin olunmalıdır.

Güvercin, tuğla, kar, harç vb. Ģeylerin bacayı tıkamadığından emin olunmalı ve senede en az iki kere

bacalar temizletilmelidir.

Banyoda buhar, oksijenin yerini alır. Banyolarda hacim genellikle küçüktür. Daha çok ısınmak için,

içeri soğuk hava girmesi istenmez. Dolayısı ile içerde cihazınızla oksijen alma savaĢı baĢlar. Cihaz sizi

düĢünmeden oksijeni alacaktır. Kendi havanızı sağlamadan, sağlama almadan banyoya girmeyiniz. Bu

nedenle Ģofbenin yeri banyo değildir. Unutmayınız evinizin nefes borusu da bacanızdır. Her ikisi de tıkalı

olmamalıdır.

Elektrik sobası hariç, gazyağı, fuel oil, tüp gaz, doğalgaz, odun veya kömürle çalıĢan her soba,

mangal, katalitik soba, Ģofben, kombi veya kazan bulunduğu ortamdan oksijen alır ve

karbondioksit verir. Tıpkı insanlar gibi… Bir farkla ki ortamda oksijen azaldığında cihaz bu kez

zehirli bir gaz olan karbonmonoksit vermeye baĢlar. Bacanın geri tepmesi, baca bağlantısının,

sobanın veya boruların sızdırması ile karbonmonoksit bulunduğunuz ortama yayılır ve sizi

zehirler. Bu gaz ortamdan yeterince uzaklaĢtırılırsa bu defa da yakıt tam yanmadan atıldığı için

enerji boĢa harcanmıĢ olur, çevre kirletilmiĢ olunur.

Aynı yerde yatan aile bireylerinin topluca ölmesi yoluyla ocaklarının sönmesine yol açan bu riski

yaĢamak yerine sobanın söndürülmesi daha akılcı bir yöntemdir. Eskilerin deyimi ile korkulu rüya

görmektense uyanık yatmalı, özellikle lodoslu havalarda yatmadan önce soba söndürülmelidir.

Sobaya yanmakta iken özellikle yatarken yeni kömür atılmamalıdır. 2/3 ünden fazla kömür

konmamalı ve linyit kömürü üstten kok kömürü alttan yakılmalıdır.

Sobanızın bacasının çektiğinden emin olunmalı, bacalar en az altı ayda bir temizletilmeli, baca kapağı

hep kapalı olmalı ve baca çatı en üst seviyesinden 1 metre üste kadar uzatılmalıdır. Kullanılan yakıtın

standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalıdır. Binaların

yangından korunması yönetmeliklerine mutlaka uyulmalıdır.

TSE 4900 Türk Standartlı soba satın alınız ve sobanın hangi kömürle nasıl yakılacağına iliĢkin

bilgilendirme formu isteyiniz.

Katalitik sobaları, Japon sobası denilen gaz sobalarını çok iyi havalanmayan yerlerde kullanmak

doğru değildir.

Gri duman, tam tutuĢmadan çıkan yanıcı gazdır. Sıcaklık azsa oluĢur. Siyah duman ise hava az

olduğunda karbon isi oluĢması ile meydana gelir.

Doğalgaz ile ilgili her hangi bir kaçak nedeniyle koku hissedildiğinde; doğalgaz EskiĢehir

dağıtım Ģirketi olan ESGAZ’ın 24 saat açık 187 no.lu telefonundan yardım istenebilir.

Kazasız günler dileğimizle.

KMO EskiĢehir Bölge Tem.Y. K.a.

Kenan ÇALIġIR – BaĢkan

134

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

AJANDA/YAYINLAR

135

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

136

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

EKLER

137

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

2012–2013 TARĠHLERĠ ARASI ÜYE SAYILARI

(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)

20.04.2012–31.12.2012 01.01.2013–27.04.2013 TOPLAM

ANKARA ġB. 95 34 129

BURSA ġB. 43 15 58

DENĠZLĠ ġB. 15 5 20

EGE BÖLGE ġB. 91 27 118

GÜNEY BÖLGE ġB. 36 21 57

ĠSTANBUL ġB. 71 73 144

KOCAELĠ ġB. 34 12 46

SAMSUN ġB. 28 7 35

TRAKYA BÖLGE ġB. 24 6 30

ESKĠġEHĠR BÖL. TEM. 22 6 28

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖL. TEM. 9 2 11

TRABZON BÖL. TEM. 5 1 6

TOPLAM 682

YABANCI UYRUKLU ÜYE SAYISI 7

ĠSTĠFA EDEN ÜYE SAYILARI

(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)

ANKARA ġB. 20

BURSA ġB. 9

DENĠZLĠ ġB. -

EGE BÖLGE ġB. 5

GÜNEY BÖLGE ġB. 7

ĠSTANBUL ġB. 7

KOCAELĠ ġB. 2

SAMSUN ġB. 5

TRAKYA BÖLGE ġB. 3

ESKĠġEHĠR BÖL. TEM. 1

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖL. TEM. -

TRABZON BÖL. TEM. -

TOPLAM 59

138

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

ġUBE/BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ ÖĞRENCĠ ÜYE SAYILARI

20 Nisan 2012-27 Nisan 2013

ANKARA ġB. 702

BURSA ġB. 3

DENĠZLĠ ġB.

EGE BÖLGE ġB. 309

GÜNEY BÖLGE ġB. 2

ĠSTANBUL ġB. 40

KOCAELĠ ġB. 28

SAMSUN ġB.

TRAKYA BÖLGE ġB.

ESKĠġEHĠR BÖL. TEM. 126

G.DOĞU ANADOLU BÖL. TEM.

TRABZON BÖL. TEM.

TOPLAM 1210

YÖNETĠM KURULU TOPLANTI VE KARAR SAYILARI

(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)

YILLAR TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI

20 Nisan 2012–31Aralık 2012 15 134

01 Ocak 2013–27 Nisan 2013 12 103

TOPLAM 27 237

GELEN EVRAK SAYISI

(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)

20 Nisan 2012–31 Aralık 2012 1011

01 Ocak 2013–27 Nisan 2013 687

TOPLAM 1698

GĠDEN EVRAK SAYISI

(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)

20 Nisan 2012–31 Aralık 2012 490

01 Ocak 2013- 27 Nisan 2013 316

TOPLAM 806

139

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

MALĠ RAPOR

140

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI

2012 YILI GELİR BÜTÇESİ

GELİR KALEMLERİ TAHMİNİ GELİR

GERÇEKLEŞEN GELİR

GERÇEKLEŞME ORANI ( % )

GELİR DAĞILIMI

( % )

ÜYE GELİRLERİ 711.520,00 603.586,60 85 28,4

HİZMET KARŞILIĞI GELİRLER 1.652.745,72 1.069.003,08 65 50,3

YAYIN GELİRLERİ 61.525,00 28.045,50 46 1,3

DİĞER GELİRLER 75.836,35 51.556,90 68 2,4

BELGE GELİRLERİ 349.873,00 369.199,50 106 17,4

İL TEMSİLCİLİK GELİRLERİ 69.100,00 0,00 0 0,0

FAİZ GELİRLERİ 10.650,00 4.587,18 43 0,2

TOPLAMLAR 2.931.250,07 2.125.978,76 73 100

TMMOB

KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI 2012 YILI GİDER BÜTÇESİ

GİDER KALEMLERİ TAHMİNİ GİDER

GERÇEKLEŞEN GİDER

GERÇEKLEŞME ORANI ( % )

GİDER DAĞILIMI

( % )

YÖNETİM GİDERLERİ 30.287,22 23.719,54 78 1,1

PERSONEL GİDERLERİ 856.022,78 828.986,73 97 38,8

DIŞARDAN SAĞ. HİZMET ALIM GİD. 202.614,00 189.779,19 94 8,9

ÇEŞİTLİ GİDERLER 234.008,00 188.894,28 81 8,8

AMACA YÖNELİK ÇEŞİTLİ GİDERLER 1.071.457,60 595.610,11 56 27,9

BÜRO GİDERLERİ 71.930,00 53.618,21 75 2,5

YAYIN GİDERLERİ 65.801,14 41.951,21 64 2,0

VERGİ RESİM VE HARÇLAR 8.286,00 6.125,17 74 0,3

ŞB. VE TEM.ORT. ETKİN. VE İ.K.K. GİD. 61.880,84 40.215,14 65 1,9

TMMOB HİSSESİ 202.000,00 32.096,00 16 1,5

KIYMET ALIMLARI 126.962,49 135.058,54 106 6,3

TOPLAMLAR 2.931.250,07 2.136.054,12 73 100

GELİR - GİDER FARKI

GELİR 2.125.978,76

GİDER 2.136.054,12

FARK -10.075,36 TL

141

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

142

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

143

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

144

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)

145

KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU

(Nisan 2012 – Nisan 2013)