43. DÖNEM KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI (NĠSAN 2012...
Transcript of 43. DÖNEM KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI (NĠSAN 2012...
ĠÇĠNDEKĠLER SAYFA
43. DÖNEM YÖNETİM KURULLARI 1
KMO Yönetim Kurulu 2
KMO Onur Kurulu 2
KMO Denetleme Kurulu 2
TMMOB Temsilcisi 2
Şube/Bölge Temsilcileri Yönetim Kurulu 3-5
KMMOB 42.Dönem Çalışma Gruplarına KMO adına Katılan Üyelerimiz
6
Kurumsal Düzeyde Odamızı Temsil Eden Üyelerimiz 6
TMMOB Etkinlikleri Düzenleme Kurulunda Yer alan Üyelerimiz 6
Odalar Kongre-Sempozyum Kurullarına Katılım 6
KURUMSAL YAZIŞMALAR 7-19
VERGİ DAVALARINDA VE MESLEK ALANLARIMIZ İLE
İLGİLİ AÇILAN DAVALAR 20-22
KMO ETKİNLİKLERİ 23-29
TMMOB VE DİĞER ÖRGÜTLERLE İLİŞKİLER 30-39
KAMU-ÜNİVERSİTE İLİŞKİLERİ 40-42
MEVZUAT ÇALIŞMALARI 43-44
KONGRE VE SEMPOZYUMLAR 45-60
KİMSEM 61-71
BASIN AÇIKLAMALARI 72-86
ORTAK BASIN AÇIKLAMALARI 87-97
BASINDA ODAMIZ 98-104
BİRİMLERİMİZ BASIN AÇIKLAMALARI 105-133
AJANDA/YAYINLAR 134-135
EKLER 136-138
MALİ RAPOR 139-145
2
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Mehmet BESLEME
II. BaĢkan : Dr. Ali UĞURLU
Sekreter Üye : Halil KAVAK
Sayman Üye : M. Nurten AKBULUT
Üye : Ġhsan YaĢar ÖZTÜRK
Üye : Ayfer GÜÇLÜ ARAS
Üye : Hasan KOÇ
KMO YÖNETĠM KURULU YEDEK ÜYELER
Niyazi ÖZGÜR
Ömer ĠÇEMER
Kemal AKBAY
M.Cevat BOZ
Berker ALPARDA
Ali KARAÇOBAN
Zekai DÜZĞÜN
KMO ONUR KURULU
Gürel NĠġLĠ
MürĢit PEKĠN
Tarık KARAYEL
Hanifi SARAÇ
BeĢer BAYDAR
KMO ONUR KURULU YEDEK ÜYELER
Seza BAġTUĞ
Mustafa DEMĠRCĠOĞLU
Osman ÖZGÜN
Münevver YEġĠL
Ömer DUYSAL
KMO DENETLEME KURULU
Necmi MADEN
Hale Nur OYMAK
Ramazan TÜMEN
Ömer DUYSAL
Emin DEMĠR
KMO DENETLEME KURULU YEDEK ÜYELER
Fuat SARIOĞLU
Saim AYAZ
Hüseyin ÖZTÜRK
Emre AKKEÇĠ
Murat ÖZTÜRK
TMMOB KMO YÖNETĠM KURULU ÜYESĠ
Ġrfan ĠNAN
3
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO ANKARA ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Ġbrahim AKYÜREK
II. BaĢkan : Erkin ETĠKE
Sekreter Üye : Berker ALPARDA
Sayman Üye : Ali NAR
Üye : Demet EVYAPAN
Üye : Mehmet DĠLAVER
Üye : MüĢra ZEREN
KMO BURSA ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Ali ULUġAHĠN
II. BaĢkan : Serpil AYDIN
Sekreter Üye : Hakan SIKÇALI
Sayman Üye : Yasemin BAYRAKTAR
Üye : Canel SĠNMEZ
Üye : Ayhan ÇAKMAK
Üye : Nazif DAĞDELEN
KMO DENĠZLĠ ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : ġeyda YEġĠL
II. BaĢkan : Zehra VURAL
Sekreter Üye : Arda ARPACI
Sayman Üye : Atıf UYANIK
Üye : Orhan BOZKURT
Üye : Yusuf BAġAL
Üye : Deniz ERASLAN
KMO EGE BÖLGE ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Saadet ÇAĞLIN
II. BaĢkan : Hasan DURAN
Sekreter Üye : Esin DENĠZ AYAN
Sayman Üye : ġenay ÇAĞIRAN
Üye : Dr. Erkan ERSÖZ
Üye : Ferda ÖNEN
Üye : Semra KARTAL
KMO GÜNEY BÖLGE ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Ali ÇELĠK
II. BaĢkan : Ġsa ÜNLÜKURT
Sekreter Üye : Cennet ÇELĠK
Sayman Üye : Gökhan ACIMIġ
Üye : Zeynep KARCI
Üye : Galip ÇĠĞġAR
Üye : Gökhan TÜRKMEN
4
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO ĠSTANBUL ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : HaĢmet CAMCI
II. BaĢkan : Onur GÖKULU
Sekreter Üye : S.Selin TOP
Sayman Üye : Özlem KĠZĠR
Üye : Ersan SARIGÜL
Üye : S. Mert SOMTÜRK
Üye : Beril AKAYDIN
KMO KOCAELĠ ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : M. Halim KARABEKĠR
II. BaĢkan : Rüknettin BIÇAKLI
Sekreter Üye : Tuncay ACAR
Sayman Üye : Nagihan MAVĠ
Üye : Hanife GÜLEN TOM
Üye : Yasin PEKEROĞLU
Üye : S. Seda ÖZGÜMÜġ
KMO SAMSUN ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Ersan YAPICI
II. BaĢkan : Bayram YAVUZYĠĞĠTOĞLU
Sekreter Üye : Hale ÖZALEMDAR
Sayman Üye : Volkan AġAN
Üye : Emel KOCAMAN
Üye : Engin KÖKSAL
Üye : Fuat ZAĠM
KMO TRAKYA BÖLGE ġUBE YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Salih Zeki DEĞĠRMENCĠ
II. BaĢkan : Behçet ERTOK
Sekreter Üye : Candeğer ERĠBOL KARAOĞLU
Sayman Üye : Göksel TOSUN
Üye : Cenker AKDEMĠR
Üye : Muzaffer KIRCI
Üye : Burak MERĠÇ
5
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO ESKĠġEHĠR BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Kenan ÇALIġIR
II. BaĢkan : E. Zafer HOġGÜN
Sekreter Üye : Y. Batuhan KARACA
Sayman Üye : Emre ACITAġ
Üye : Derya YILDIZ
KMO TRABZON BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : ġadan DEMĠR
II. BaĢkan : Mehmet ÇALIK
Sekreter Üye : Zekeriya VURAL
Sayman Üye : Uğur ÇAMOĞLU
Üye : Aydın ÇELĠK
KMO GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ YÖNETĠM KURULU
BaĢkan : Suat ÖNEN
II. BaĢkan : Niyazi KAVAR
Sekreter Üye : Z.Ahmet BAġIBÜYÜK
Sayman Üye : Ġbrahim ORAK
Üye : Muammer ÖZHAN
6
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB 42.DÖNEM ÇALIġMA GRUPLARINA KMO ADINA KATILAN ÜYELERĠMĠZ
ÇALIġMA GRUPLARI ADI SOYADI
Enerji ÇalıĢma Grubu
Ergül AYAZ
Deniz ERASLAN
TMMOB ĠĢçi Sağlığı Ve ĠĢ Güvenliği ÇalıĢma Grubu Zekai DÜZGÜN
Ethem BOZDOĞAN
TMMOB Gıda Politikaları ÇalıĢma Grubu Saadet ÇAĞLIN
Hasan KOÇ
TMMOB LPG ÇalıĢma Grubu Niyazi ÖZGÜR
Saim AYAZ
TMMOB LPG GeniĢletilmiĢ ÇalıĢma Grubu Halil KAVAK
TMMOB ÖzelleĢtirme ve Sonuçlarının Takibi ÇalıĢma
Grubu
Engin KÖKSAL
Ülkü ABBASOĞLU
Funda ALTUN
TMMOB Kadın ÇalıĢma Grubu Didar YEġĠLBAġ
ġenay ÇAĞIRAN
TMMOB Yapı Denetim ÇalıĢma Grubu
Ömer ĠÇEMER
Ersan YAPICI
TMMOB BilirkiĢilik ÇalıĢma Grubu Engin TOSUNOĞLU
Cavit HACIOSMANOĞLU
TMMOB Mesleki Denetim Uygulamaları ÇalıĢma Grubu Arda ARPACI
Gamze UĞURLU YAVUZ
TMMOB Kentsel DönüĢüm Uygulamaları ÇalıĢma
Grubu
Hale ÖZALEMDAR
Ersan YAPICI
TMMOB Yerel Yönetimler ÇalıĢma Grubu Halil KAVAK
TMMOB ETKĠNLĠKLERĠ DÜZENLEME KURULUNDA YER ALAN ÜYELERĠMĠZ TMMOB 3. Kadın Kurultayı Düzenleme Kurulu Didar YEġĠLBAġ
KURUMSAL DÜZEYDE ODAMIZI TEMSĠL EDEN ÜYELERĠMĠZ Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Kimya Teknik Komitesi
Halil KAVAK
Osman ÖZGÜN
Niyazi ÖZGÜR
KOSGEB Mehmet BESLEME
Mesleki Yeterlilik Kurumu
Kimya ĠĢkolu Standart Hazırlama Komitesi Hasan Tahsin DURMUġ, H.Ġbrahim GÜMÜġ
ODALAR KONGRE-SEMPOZYUM KURULLARA KATILIM
Makina Mühendisleri Odası TMMOB Sanayi Kongresi 2013
Düzenleme Kurulu
Mehmet BESLEME
Halil KAVAK
Elektrik Mühendisleri Odası
TMMOB Enerji Sempozyumu
Düzenleme Kurulu
Dr. Ali UĞURLU
8
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
13 Haziran 2012
T.C. ÇEVRE VE ġEHĠRCĠLĠK BAKANLIĞI
Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü
Yapı Malzemeleri Daire BaĢkanlığı’na,
ANKARA
Bakanlığınızca “Hazır Betonlara ĠliĢkin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Ġçin Numune Alınması,
Deneyler, Deney Sonuçlarının Değerlendirilmesi ve Ġdari Yaptırımlar Hakkında Tebliğ” çalıĢmasının
taslak olarak hazırlandığını öğrenmiĢ bulunmaktayız.
Önem verdiğimiz bu tebliğe yönelik uzmanlarımızın hazırlamıĢ olduğu teknik
değerlendirmeler ekte tarafınıza gönderilmiĢtir.
Hazırlanacak tebliğde bu uzman görüĢlerinin dikkate alınması hususunu önemle bilgilerinize
arz/rica ederiz.
Saygılarımızla,
TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası YK a.
Mehmet BESLEME
BaĢkan
Bilgi: TMMOB ĠnĢaat Mühendisleri Odası
9
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
08.06.2012
HAZIR BETONLARA ĠLĠġKĠN PĠYASA GÖZETĠMĠ VE DENETĠMĠ ĠÇĠN NUMUNE
ALINMASI, DENEYLER, DENEY SONUÇLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ VE ĠDARĠ
YAPTIRIMLAR HAKKINDA TEBLĠĞ HAKKINDA GÖRÜġLERĠMĠZ
Çevre ve ġehircilik Bakanlığının, “Betonun Piyasa Denetimi ve Gözetimi” çerçevesinde uygulamaya
esas olacak uygulama kriterlerinin ne olacağı hususundaki değerlendirme aĢağıda bilgilerinize
sunulmuĢtur.
TS EN 13791’E GÖRE UYGUNLUK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
TS EN 13791‟e göre yeni yapıda dökülen bir betonun yapıdaki uygunluğu ile ilgili 9. Maddeye göre
değerlendirme yapılabilir. Uygun çıkmaması durumunda yeterliliğin değerlendirilmesi amacı ile
yapısal analiz/statik proje incelemesi yapılır.
TS EN 13791 e göre beton dayanımının uygun olması veya olmaması durumunda yapılması
gerekenler:
TS EN 13791 Madde 9‟da uygunluk değerlendirmesi için üç tane farklı alternatif vardır. Bu
alternatifler beton miktarına ve dolaylı yöntemlerin kullanımına göre değiĢmektedir.
Çok harmanlı betonlarda (Büyük temel, çok geniĢ tabliyelerde yapılabilecek bir uygulama
1. DEĞERLENDĠRME
15 tane karot alarak istatistiksel olarak denetimde;
fm(n),is > 0.85 x (fck +1,48 x s)
fis, en düĢük > 0,85x (fck-4) sağlaması aranır.
fm(n),is, ; n Adet Yerinde Basınç Dayanımının Ortalaması
fis, en düĢük ;Yapıdaki Basınç Dayanımlarından En DüĢüğü
fck Standard ;Numune Karakteristik Basınç Dayanımı
s ;Standard sapma
Yapının yeterli dayanıma sahip olup olmadığı TS EN 13791 Madde 9 uygulanarak tayin edilir (Uygun
ise) yapıdaki beton kabul edilir .
(Uygun değil ise) Yeterliliğin, yapısal analiz yoluyla daha ileri Ģekilde araĢtırılması ve sorumluluğun
belirlenmesi gerekir.
2. DEĞERLENDĠRME
15 dolaylı ölçüm (Schmidt Çekici gibi) sonucu alınarak, en düĢük Schmidt Çekici ölçümü çıkan
yerden alınan iki karottan her birinin;
fis, en düĢük > 0,85x (fck-4)’ü sağlaması halinde bölgedeki beton dayanımının yeterli olduğunun
kabul edilir.
fis, en düĢük; Yapıdaki Basınç Dayanımlarından En DüĢüğü
10
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
fck; Standard Numune Karakteristik Basınç Dayanımı
Standard da verilen bu ikinci alternatifte dolaylı yöntem yardımı ile en düĢük dayanımın çıkması
muhtemel yer belirlenerek sadece 2 karot alınmasıyla uygunluk değerlendirmesi yapılabilmektedir.
3. DEĞERLENDĠRME
Az harmanlı betonlarda iki karot alınarak her iki karotun ;
fis, endüĢük >0,85x (fck-4)ü sağlaması aranır.
fis, en düĢük; Yapıdaki Basınç Dayanımlarından En DüĢüğü
fck; Standard Numune Karakteristik Basınç Dayanımı
TS 500’ E GÖRE BETONDA NĠTELĠK DENETĠMĠ VE KABUL KOġULLARI
Her parti ortalaması, fcm ≥ fck + 1,0 MPa
Her partide en küçük grup ortalaması, fcmin ≥ fck - 3,0 Mpa
Nitelik deneylerinden elde edilen sonuçlar yukarıda belirtilen koĢulları sağlamıyorsa, yapının veya söz
konusu yapı elemanlarının taĢıma güçleri, yukarıdaki koĢullardan elde edilmiĢ olan düĢük beton
dayanımına göre yeniden değerlendirilir. Önemli dayanım azalması belirlenirse, önlem alınması
gerekir.
SertleĢme deneyi gereken durumlarda, alınacak numuneler Ģantiye koĢullarında saklanacak ve amaca
uygun zamanda denenecektir. En az 3 numuneden oluĢması gereken sertleĢme deneyinin amacı, beton
bakımının ve beton saklama yönteminin yeterli olup olmadığının denetlenmesi ve kalıp alma süresinin
belirlenmesidir.
TS EN 206 BETON BASINÇ DAYANIMI ĠÇĠN UYGUNLUK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
Çizelge 14 : Basınç dayanımı için uygunluk kriterleri
Ġmalât
Grupta elde edilen basınç
dayanımı deney sonucu adedi "n"
1. Kriter 2. Kriter
"n" adet deney sonucunun
ortalaması (fcm),N/mm2
Herhangi tek deney
sonucu
(fci),N/mm2
BaĢlangıç 3 fck + 4 fck - 4
Sürekli 15 fck + 1,48 fck - 4
11
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TS EN 206-1’ĠN UYGULAMASINA YÖNELĠK TAMAMLAYICI STANDARD
DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
TS EN 206-1, Çizelge 14‟ten hareketle yüksek dayanımlı beton için aĢağıdaki kriterler
uygulanmalıdır;
BaĢlangıç imalatı için:
Kriter 1 : 5cm ckf f
Kriter 2 : 5ci ckf f
Sürekli imalat için:
Kriter 1 : 21,48 ; 5 N/mmcm ckf f
Kriter 2 : 0,9ci ckf f
Çizelge 14‟te sürekli imalat satırında Kriter 1 kolonuna aĢağıdaki Ģart eklenmiĢtir;
20,05 N/mmckf 3 MPa
Çizelge 15‟te kolon 1‟in son satır aĢağıdaki iki satır ile değiĢtirilmiĢtir.
6-14 fck +3,0
≥ 15 ≥ 1,48ckf
Yapılan değerlendirmeyi dikkatle irdeleyecek olursak; beton numunesini bazen 3 bazen 15, sıklıkla
olmamakla beraber test edilen yapı kütlesine göre daha fazla numune alarak beton testi yapılmaktadır.
Dolayısıyla farklı sayılarda alınan betonu en az sayıda alınan kriterle değerlendirilmesi (minimum tek
değere ait kriterlerle değerlendirilmesi) ilgili orijin standartta da aykırı, yanlıĢ bir değerlendirme
olacaktır.
DIN 1045-2 madde 7.2.2 de numune alma baĢlığı altında beton basınç dayanımı kabul kriterlerin de
“Betonun hem ortalama basınç dayanımını hem de minimum tek değer kriterlerini bir arada
sağlaması halinde kabul edilir” ifadesi bu konuya yeterli açıklık getirmektedir.
Aynı değerlendirme TS EN 206-1 EK B B 3.1 bölümünde ; “”her iki kriterinde belirlenmiĢ
hacimdeki betondan alınan n adet deney sonucu kullanılarak sağlanmasıyla betonun guruba ait
olduğu kabul edilir” anlaĢılmaz olmakla birlikte belirtilmiĢtir.
Kaldıki fcmin fck -4,0)değerlendirmesi kabul edildiğinde, piyasa gözetimi kriterleri ile 4708 yapı
denetim yasası gereği yapılan değerlendirme birbiriyle çeliĢecek 10 yılda piyasa tarafından zor
algılanan uygulama kriterleri hepten karmakarıĢık bir hale bürünecektir.
12
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Yukarıda birbirinden farklı verilen beton nitelik değerlendirmelerinin ortak paydası, görüldüğü üzere
beton basınç dayanımlarında minimum ve ortalama değerlerin bir arada aranması adeta bir
zorunluluk olarak benimsenmiĢ olmasıdır.
Kaldı ki yaĢadığımız coğrafya ya ait depremsellik nedeniyle her saniye deprem yaĢayan ülkemizde
(dün Ġstanbul‟da 5.1 Ģiddetinde depremi birlikte yaĢadık!!) betonun dayanıklılığı ve yeterli basınç
dayanımında olması konusunda çok daha sınırlayıcı ağır önlemler alınması gerekirken giderek bir
önceki uygulama kriterlerinin altında beton dayanım sınıfı kriteri aranması tek baĢına yeterli değildir.
Bilindiği üzere TS EN 10465 karot standardında aranan sertleĢmiĢ beton kriteri yerine ikame edilen
TS EN 13791 standardında bir önceki standarda göre daha düĢük dayanımla beton basınç dayanımı
kriteri aranması, bilinip de bir Ģeyler yapılmaması en basit anlamıyla kendi insanımızın can ve mal
emniyetini hiçe saymaktır.
Dolayısıyla betonun Piyasa Denetimi ve Gözetimi çerçevesinde yapılacak denetimlerde beton
uygulama kriteri olarak tek baĢına minimum tek değerin (fcmin fck -4,0) sağlanması yanında
ortalama basınç dayanımı(amaç dayanımı) olarak (fcm fck +4,0) veya ≥ 1,48ckf uygulama
kriterlerinin birlikte aranması doğru olacaktır.
Bu kriterin sağlanmasında zorluk çekilmesi halinde TS 500 kriterlerinin aynen geçerli olması
doğru olacaktır..
Konu hakkında bilginizi ve gereğini saygılarımızla arz ederiz.
Kimya Mühendisleri Odası
Yapı Denetim Komisyonu
13
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
25 Haziran 2012
T.C. MĠLLĠ EĞĠTĠM BAKANLIĞI
HAYAT BOYU ÖĞRENME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Kimya Mühendisleri Odası 2010 yılından bu yana yüzme havuzlarında çalıĢan personele
yönelik havuz suyu operatörü yetiĢtirmek üzere sertifikalı eğitmenleri tarafından eğitimler
vermektedir.
Yeni Modül Sistemi yürürlüğe girdikten sonra Halk Eğitim Merkezleri çoğu bölgelerde Kimya
Mühendisleri Odası ile Protokol yapmayarak; Havuz Kimyasalları ve ekipmanları ticareti yapan
firmalar ile birlikte modül sistemine uygun olmayan eğitimlerin verildiği bilinmektedir. Ayrıca
eğitimler sertifikasız ve uzman olmayan kiĢiler tarafından verildiği de gözlenmiĢtir. Bu eğitimlerin
amacı dıĢına çıkabileceği ihtimal dahilindedir. Çünkü doğal olarak ticari firmalar daha fazla kimyasal
ürün pazarlama düĢüncesinde olacaklardır.
Bu olumsuz eğitimlerin sonucunda duyduğumuz kaygılar süreç içinde ortaya çıkmıĢtır.
Yayınlanan Modül Sisteminde değiĢtirilmesinde yarar gördüğümüz maddeler ekte sunulmuĢtur.
Bilinçli Havuz Suyu Operatörü yetiĢtirilmesi için Kimya Mühendisi ve Biyomühendis
üyelerimizin havuz suları ile ilgili özel bir eğitimden geçirilerek sertifikalandırıldıklarını bir kez daha
vurgular, Türkiye Genelinde Halk Eğitim Merkezi Müdürlükleriyle iĢbirliği içinde söz konusu
eğitimleri yapabileceğimizi bilgilerinize arz ederiz.
Saygılarımızla,
TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası YK a.
Halil KAVAK
Sekreter Üye
Oda Sicil No: 13086
14
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
EĞĠTĠM-ÖĞRETĠM ORTAMLARI VE DONANIMLARI:
1-Mesleki Eğitim Merkezleri, sektördeki iĢletmeler, sektördeki dernekler çıkarılacak.
GEREKÇE-
1-Havuz Suyu ĠĢletmeciliği ve buna bağlı olarak Havuz Suyu Operatörlüğü özel uzmanlık
gerektirdiğinden Mesleki Eğitim Merkezlerinde eğitim verilmesi ifadesi kaldırılmalıdır.
2-TANIMLAR: Sektördeki iĢletmeler; Havuz Suyu Kimyasalları ve ekipmanları satan firmalardır.
Sektördeki dernekler; Havuz Suyu Kimyasalları ve ekipmanları satan firmaların
bir araya gelerek kurdukları derneklerdir.
Ticari firmaların ve kurdukları derneklerin amacı daha fazla kimyasal ürün pazarlamak
düĢüncesinde olacaklardır. Verecekleri eğitimlerin amacı dıĢına çıkması kaçınılmazdır.
BU BÖLÜME ĠLAVE EDĠLECEK METĠN: Halk Eğitim Merkezleri ve ilgili meslek odası (Kimya
Mühendisleri Odası) iĢbirliği ile eğitimler verilmektedir.
GEREKÇE:
1- Kimya Mühendisleri Odası 1954 yılında 1954 yılında 7303 yasa ile kurulan Anayasanın 135.ci
maddesine göre kamu tüzel kiĢiliğine sahiptir. Bu nedenle ticari bir faaliyeti olmadığı gibi,
ticari bir kaygısı da yoktur.
2- Söz konusu yönetmelikte Havuz Suyu Operatörünün tarifi net bir Ģekilde yapılmıĢ olup, görevi
Havuz Suyunu kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik yönden kullanıma hazır hale getirmektir.
Bu nedenlerden dolayı eğitimlerinin kimya Mühendisleri Odası tarafından verilmesi
uygundur.
15
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
EĞĠTĠMCĠLER:
1-ÇIKARILACAK BÖLÜM: Programın uygulanmasına Makine ve Tesisat Teknolojisi Hizmetleri
alanında eğitim almıĢ ibaresi çıkarılacak.
GEREKÇE: Havuz Suyu; kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolik yönden kullanıma hazır hale
getirileceğinden ağırlıklı olarak Kimya ile ilgili konuları kapsamasından dolayı çıkartılması uygundur.
EKLENECEK METĠN: Programın uygulanmasında Kimya konusunda eğitim almıĢ ve sektör
deneyimi olan, konusunda sertifika almıĢ Kimya Öğretmenleri görev almalıdır.
2-ÇIKARILACAK BÖLÜM: Programın uygulanmasında sektör deneyimi olan Makina, Elektrik,
Elektronik, ĠnĢaat, Çevre Mühendisleri bölümünün çıkartılması uygundur.
GEREKÇE: Yönetmelikte Havuz Suyu Operatörünün tarifi yapılmıĢ olup, görevi; Havuz Suyunu
kimyasal, fiziksel ve mikrobiyolojik yönden kullanıma hazır hale getirmektedir. Bu nedenle Havuz
Suyu Operatörlerinin eğitiminde Kimya Mühendisleri görev almalıdır. Çünkü YETERLĠK VE
MODÜL tablosunda bulunan eğitim konuları Makine, Elektrik, Elektronik, ĠnĢaat ve Çevre
Mühendislik bölümlerinin ilgilendirmemektedir.
EKLENECEK METĠN: Programın uygulanmasında sertifikası olan Kimya Mühendisleri görev
almalıdır.
B- HAVUZ SUYU KĠMYASI VE KĠMYASALLARI
ĠLAVE EDĠLECEKĠ: B-1‟in o) bendi “Diğer Dezenfektanlar” p) bend6i havuz suyunda kullanılan
diğer kimyasallar r) bendi Bağlı klor, s bendi Ģok klorlama,
B-2 b‟nin “II.bendi Serbes Klor, Bağlı Klor, Toplam Klor Ölçümü
B-2‟nin b IV bendi Siyanürik Asit Ölçümü
16
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
05 Temmuz 2012
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Sekreterliği
Konu: Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin Ġstatistiki Sınıflaması (NACE) Kodları Hk.
Kompozit Sektörü, her geçen gün geliĢmekte olup, özellikle yenilenebilir enerji, savunma
sanayi, havacılık, denizcilik, ulaĢım, otomotiv ve inĢaat sektörlerine sağladığı katma değeri yüksek
ürünler ile ithal ikamesini azaltacak yönde geliĢerek ulusal ekonomimize bugün olduğu gibi gelecekte
de büyük kazanımlar sağlayacaktır.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası adına, TOBB Kimya Sektör Meclisi Kompozit ÇalıĢma
Grubunda temsilcimiz bulunmaktadır. Sektördeki geliĢmeleri yakından izliyor ve 9-11 Kasım 2012
tarihinde III. Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyum, Sergi ve ÇalıĢtayı‟nı gerçekleĢtirerek
sektörün bilim insanlarını, sanayicisini, çalıĢanlarını ilgili tüm kamu kurum ve kuruluĢlarını bir kez
daha bir araya getirerek, sektör ile ilgili bilimsel çalıĢmaların, ihtiyaçların ve sorunların tartıĢılarak
paylaĢılmasını sağlayacağız.
Kompozit sektörünün zaman içinde artan önemi, günlük hayatta kullandığımız ürünlerdeki
çeĢitliliğin artması ve hayatımızın her safhasında yer almaya baĢlamıĢ olması dikkate alınarak TOBB
Kimya Sektör Meclisi‟nde bir alt grup oluĢturulması sektöre verilen önemi daha da ortaya çıkarmıĢtır.
Ancak; NACE 2 6. Kodlarında kompozit sektörüne yönelik herhangi bir kod bulunmaması,
bulunan kodların yetersizliği ve sektör temsilcilerinin farklı gruplar altında yeterince etkin olamama,
birlikte karar alma ve uygulama yeteneğini geliĢtirememesi gibi olumsuzluklara neden olmaktadır.
Kompozit alanını kapsayacak, sektörün geliĢmesinde ve temsiliyetinde büyük önem arz eden, NACE
kodlarının oluĢturulması hususunu bilgi ve değerlendirmelerinize sunarız.
Saygılarımızla,
TMMOB
KMO Yönetim Kurulu a.
Mehmet BESLEME
BaĢkan
17
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
05 Temmuz 2012
Türkiye Ġstatistik Kurumu BaĢkanlığı
ANKARA
Konu: Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin Ġstatistiki Sınıflaması (NACE) Kodları Hk.
Kompozit Sektörü, her geçen gün geliĢmekte olup, özellikle yenilenebilir enerji, savunma
sanayi, havacılık, denizcilik, ulaĢım, otomotiv ve inĢaat sektörlerine sağladığı katma değeri yüksek
ürünler ile , ithal ikamesini azaltacak yönde geliĢerek ,ulusal ekonomimize bugün olduğu gibi
gelecekte de büyük kazanımlar sağlayacaktır.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası adına, TOBB Kimya Sektör Meclisi Kompozit ÇalıĢma
Grubunda temsilcimiz bulunmaktadır. Sektördeki geliĢmeleri yakından izliyor ve 9-11 Kasım 2012
tarihinde III. Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyum, Sergi ve ÇalıĢtayı‟nı gerçekleĢtirerek
sektörün bilim insanlarını, sanayicisini, çalıĢanlarını ilgili tüm kamu kurum ve kuruluĢlarını bir kez
daha bir araya getirerek, sektör ile ilgili bilimsel çalıĢmaların, ihtiyaçların ve sorunların tartıĢılarak
paylaĢılmasını sağlayacağız.
Kompozit sektörünün zaman içinde artan önemi, günlük hayatta kullandığımız ürünlerdeki
çeĢitliliğin artması ve hayatımızın her safhasında yer almaya baĢlamıĢ olmasına rağmen NACE 2 6.
Kodlarında kompozit sektörüne yönelik herhangi bir kod bulunmaması, bulunan kodların yetersizliği
ve sektör temsilcilerinin farklı gruplar altında yeterince etkin olamama, birlikte karar alma ve
uygulama yeteneğini geliĢtirememesi gibi olumsuzluklara neden olmaktadır. Kompozit alanını
kapsayacak, sektörün geliĢmesinde ve temsiliyetinde büyük önem arz eden, NACE kodlarının
oluĢturulması hususunu bilgi ve değerlendirmelerinize sunarım.
Saygılarımızla,
TMMOB
KMO Yönetim Kurulu a.
Mehmet BESLEME
BaĢkan
18
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
06 Kasım 2012
T.C.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu BaĢkanlığı’na,
Bilindiği üzere 10.08.2005 tarih ve 25902 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan ĠĢyeri Açma ve
ÇalıĢma Ruhsatlarına ĠliĢkin Yönetmeliğin 25 inci maddesinde: “ĠĢletmenin faaliyet alanında mesleki
yeterliliğe sahip bir sorumlu müdür çalıĢtırılması zorunludur” hükmü yer almaktadır.
Ayrıca 5307 sayılı LPG Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair Kanuna dayanılarak hazırlanan LPG Sorumlu Müdür Yönetmeliğinde sorumlu
müdür olacak kiĢinin LPG nin özellikleri olan parlayıcı, patlayıcı, yanıcı vb özellikler ile patlamadan
korunma metotları, iĢ sağlığı ve güvenliği, yangın güvenliği ile mesleki yeterliliğe sahip olmasını ve
mühendislik dalları olan kimya, makine, petrol ve çevre mühendisi olmasını zorunlu kılmaktadır.
Diğer taraftan Madeni Yağların Ambalajlanması ve Piyasaya Sunumu Hakkında Tebliğde;
“Madeni yağ üretim faaliyetlerinin yürütüldüğü tesislerde makine, kimya, petrol, çevre ve endüstri
mühendisleri ile 4 yıllık kimya bölümlerinden mezun ve iĢletmenin faaliyet alanında mesleki
yeterliliğe sahip bir sorumlu müdürün tam zamanlı çalıĢtırılması zorunludur” hükmü yer almaktadır.
LPG otogaz istasyonları ve madeni yağ tesislerinde sorumlu müdür zorunluluğu olmakla
birlikte 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında yer alan akaryakıt istasyonlarında mesleki
yeterliliğe sahip sorumlu müdür çalıĢtırılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ekonomi baĢta olmak üzere yaĢamımız üzerinde büyük etkileri bulunan ve hep olumsuz
haberlerle gündeme gelen akaryakıt kaçakçılığı ile mücadele de baĢta Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
olmak üzere, ĠçiĢleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, UlaĢtırma, Denizcilik ve
HaberleĢme Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından oluĢturulan Koordinasyon Kurulu tarafından çalıĢmalar
yürütülmektedir.
Akaryakıt Kaçakçılığı ile Mücadele Eylem Planı kapsamında yürütülen çalıĢmalara ilave
olarak akaryakıt istasyonlarında otogaz istasyonlarında olduğu gibi mesleki yeterliliğe sahip sorumlu
müdür bulundurulmasının akaryakıt kaçakçılığı ile mücadelede etkili önlemlerden birisi olacağı bir
gerçektir.
Ülkemizde kimya, makine, petrol ve çevre mühendislerinin en fazla 5 otogaz istasyonunda
sorumlu olduğu, otogaz istasyonları büyük ölçüde akaryakıt istasyonları içinde faaliyet
göstermektedir. Otogaz istasyonlarında halen sorumlu müdür olarak çalıĢan mühendislerin akaryakıt
istasyonlarının sorumlu müdürlüklerini de yürüteceklerinden akaryakıt istasyonlarına ek bir mali yük
getirmeyecektir.
19
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Ayrıca Kimya Mühendisleri Odası tarafından otogaz istasyonlarının büyük ölçüde akaryakıt
istasyonları içinde olmasından dolayı otogaz istasyonlarının yanında akaryakıt istasyonlarının
özellikleri dikkate alınarak sorumlu müdürlük eğitimlerinde akaryakıt konusuna yer verilmiĢ olup,
eğitim sonunda yapılan sınav sonrasında baĢarılı olan üyelerimize “Akaryakıt ve LPG Sorumlu
Müdürlük Belgesi” verilmektedir.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununda değiĢiklik çalıĢmalarının sürdürüldüğü ve akaryakıt
kaçakçılığının önlenmesinde alınacak mücadele tedbirleri içinde akaryakıt istasyonları için sorumlu
müdürlük uygulamasının 5015 sayılı Kanunda yapılacak değiĢiklik çalıĢmalarında esas alınmasının
uygun olacağı kanısındayız.
Sözü geçen mevzuat çalıĢmalarında yukarıdaki görüĢlerimizin dikkate alınacağı hususunu
bilgilerinize sunarız.
Saygılarımızla,
Mehmet BESLEME
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
BaĢkanı
20
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
VERGĠ DAVALARI VE MESLEK
ALANLARIMIZ ĠLE ĠLGĠLĠ
AÇILAN DAVALAR
21
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Vergi Davaları
Ankara Vergi Dairesi BaĢkanlığının Odamız adına 14.5.2012tarihinde tebliğ ettiği
2011/1,2,3,4,5,6,7,8, 9, 10, 11, 12 yılına ait 12 adet Ba-Bs verilmemesi üzerine kesilen ceza ile ilgili
olarak Vergisi Beyannamesinin e-beyanname yoluyla beyan edilmediğinden dolayı toplam 12 adet
Vergi-Ceza ihbarnamelerine istinaden Ankara 1. Vergi Mahkemesi BaĢkanlığı‟na dava açılmıĢtır.
(2012-61,60,59,58,57,56,55,54,53,52,51,50 Esas Numaralı davalar) Açılan davaların tamamı lehimize
sonuçlanmıĢtır. Dosyalar, Ģu an temyiz aĢamasındadır.
31.07.2012 Ve 28370 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü
Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin Ġptali Davası
31.07.2012 ve 28370 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü
Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. Maddesinin Ġptali Ve
Yürütmesinin Durdurulması talebiyle DanıĢtay‟da dava açıldı. DanıĢtay 14. Dairesi‟nde 2012 /8173 E.
sayılı dosya kapsamında görülen davada, yürütmeyi durdurma talebiyle ilgili henüz karar verilmedi.
Dava devam ediyor.
Ġtirazın Ġptali Davaları
BirikmiĢ üye aidat borçları ile ilgili yürütülen icra takipleri kapsamında ödeme emrine itiraz eden
Üyeler Servet Hekimoğlu, Ferda Gürağaç Özmal, NeĢe Can, Akif Bora Önder, Orkide Donma, Funda
Demirel, Cahit Murat Budak, Ahmet Macit Karaboran‟ın itirazlarının iptali talebiyle itirazın iptali
davası açılmıĢtır. Dava açılması sonrasında üyeler Ferda Gürağaç Özmal, Funda Demirel, Cahit Murat
Budak, Ahmet Macit Karaboran‟ın borçlarını ödemeleri nedeniyle açılan davalardan feragat edilmiĢtir.
Servet Hekimoğlu, NeĢe Can, Akif Bora Önder, Orkide Donma hakkında açılan davalar devam
etmektedir.
Üye Özkan Öztürk Hakkında Suç Duyurusu
Sahte Akaryakıt ve LPG Sorumlu Müdürlük belgesi düzenleyen ve kullanan Kimya Mühendisleri
Odası Ankara ġubesi üyesi Özkan Öztürk hakkında Ankara Cumhuriyet BaĢsavcılığı‟na suç
duyurusunda bulunulmuĢtur. Dosya soruĢturma aĢamasındadır.
Üye Engin Yağmur Hakkında Suç Duyurusu
Sahte Sorumlu Müdürlük belgesi düzenleyen ve kullanan kullanan Kimya Mühendisleri Odası
Ġstanbul ġubesi Engin hakkında Ankara Cumhuriyet BaĢsavcılığı‟na suç duyurusunda bulunulmuĢtur.
Dosya soruĢturma aĢamasındadır.
Kozak- Yerlitahtacı Maden Ocağı ÇED Ġzni;
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir Bergama-Yerlitahtacı Köyü
civarında kurulması planlanan “Yerlitahtacı Altın Madeni Açık Ocak ĠĢletmeciliği Projesi” ile ilgili
olarak 18/09/2009 tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin ĠPTALĠ davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin
2010/533 Esas sayılı dava dosyası üzerinden görülen dava, 28.12.2012 tarihli karar ile kabul edilmiĢtir.
Bergama-Ovacık 22.02.2008 tarihli Atık Deposu Yükseltme ÇED Ġzni;
Çevre ve Orman Bakanlığı‟nın, Bergama- Ovacık Altın Madeni ĠĢletmesi bünyesinde bulunan Atık
Deposunun boyunun yükseltilmesi amacıyla yapılan “Atık Deposu Yükseltmesi” Projesi için
22.02.2008 tarihli ÇED Olumlu Kararı”nın iptali davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2008/978 Esas
sayılı dava dosyası üzerinden görülen dava 28.12.2012 tarihli karar ile reddedilmiĢtir. Dosya temyiz
aĢamasında
22
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Kozak- Çukuralan Maden Ocağı ÇED Ġzni;
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir Bergama-Kaplan Köyü
civarında kurulması planlanan “Çukuralan Altın Madeni Ocağı Projesi” ile ilgili olarak 02/09/2009
tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin ĠPTALĠ davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2009/1705 Esas
sayılı dava dosyası üzerinden görülen dava 28.12.2012 tarihli karar ile reddedilmiĢtir. Dosya temyiz
aĢamasında
Kozak- Çukuralan Maden Ocağı 1. Kapasite artırımı ÇED Ġzni;
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir Bergama-Kaplan Köyü
civarında kurulması planlanan “Çukuralan Altın Madeni Açık Ve Kapalı Ocak ĠĢl. Kap. Art.
Projesi” ile ilgili olarak 03/11/2010 tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin öncelikle Yürütmesinin
Durdurulması ve ĠPTALĠ davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2011/665 Esas sayılı dava dosya
üzerinden görülen dava 28.12.2012 tarihli karar ile reddedilmiĢtir.
Kozak- Çukuralan Maden Ocağı 2. Kapasite artırımı ÇED Ġzni;
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Koza Altın ĠĢletmeleri A.ġ.‟ye Ġzmir-Dikili civarında kurulması
planlanan “Çukuralan Altın Madeni ĠĢletmesi Ġkinci Kapasite Artırımı Projesi” ile ilgili olarak
11/03/2011 tarihinde verilen ÇED Olumlu iĢleminin öncelikle Yürütmesinin Durdurulması ve ĠPTALĠ
davası Ġzmir 4.Ġdare Mahkemesi‟nin 2011/1041 sayılı dava dosya üzerinden görülen dava 31.12.2012
tarihli karar ile reddedilmiĢtir. Dosya temyiz aĢamasındadır.
Efemçukuru Deneme Ġzni;
“Ġzmir Ġli, Menderes Ġlçesi, Efemçukuru Köyü sınırları içinde Tüprag Metal Madencilik San.
ve Tic. Ltd.ġti.ne altın ve gümüĢ madeni iĢletmesi için ĠĢyeri Açma ve ÇalıĢma Ruhsatlarına
ĠliĢkin Yönetmeliğin 20. maddesi gereğince Ġzmir Ġl Öze idaresi tarafından verilen 01.06.2011
tarihli bir yıl süreli deneme izni”nin iptali davası Ġzmir 1.Ġdare Mahkemesi‟nin 2011/1664 E.
sayılı dosya üzerinden görülen dava, 23.11.2012 tarihli karar ile kabul edilmiĢtir. Dosya temyiz
aĢamasındadır.
23
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
ETKĠNLĠKLERĠ
24
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
43. Dönem Yönetim Kurulu Üyeleri ile ilk toplantısını yaparak görev dağılımını yapmıĢtır.
20 Nisan 2012 tarihinde KMO Ankara ġube Erzurum, Van, Kayseri, Konya, Elazığ,
Zonguldak Ġl Temsilcilikleri atamaları yapıldı.
Gıda Güvenliği Dergisine Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME tarafından “Halk
Sağlığı Üreticinin ve Piyasanın Ġnsafına Terk Edildi.” konulu yazı gönderildi.
27 Nisan 2012 tarihinde EFCE Proses GeliĢtirme ÇalıĢma Grubu Üyesi Dr. Bora AYDIN,
Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL Hacettepe
Üniversitesinde çalıĢmalar ve bunların Türkiye‟ye taĢınması konusunda ortak toplantı yapıp
görüĢ alıĢveriĢinde bulundular.
Emekçilerin birlik, mücadele ve dayanıĢma günü olan 1 Mayıs, Ankara'da toplanan
üyelerimiz, TMMOB„ye bağlı diğer odalar ile birlikte TMMOB pankartı altındaki mimar,
mühendis ve Ģehir plancısı; memur ve iĢçi sendikaları, meslek örgütleri, öğrenci grupları,
dernekler ve siyasi partiler ile birlikte mitingin gerçekleĢtirileceği Sıhhiye Meydanına gelen
tüm gruplar ve emekçilerle birlikte büyük bir coĢku ile kutlandı.
01 MAYIS MĠTĠNGĠ
Akdeniz Ġhracatçı Birlikleri Ev Sahipliğinde Kimya Sektör Platformu iĢbirliğinde 02-03 Mayıs
2012 tarihlerinde düzenlenen VI. Kimya Endüstrisi GeliĢim ġurasına Yönetim Kurulu BaĢkanı
Mehmet BESLEME katıldı.
05 Mayıs 2012 tarihinde yeni dönem ve eski dönem Yönetim, Denetim, Onur Kurulu
Üyelerimiz ile ortak toplantı yapıldı.
YENĠ VE ESKĠ YÖNETĠM KURULU, DENETĠM VE ONUR KURULU
ÜYELERĠMĠZ ORTAK TOPLANTISI
25
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
05 Mayıs 2012 tarihinde KMO Güney Bölge ġube Gaziantep, Hatay, KahramanmaraĢ,
Mersin, Osmaniye Ġl Temsilcilikleri ve Ġskenderun Ġlçe Temsilciliği atamaları yapıldı.
19 Mayıs 2012 tarihinde KMO 43.Dönem 1.DanıĢma Kurulu Toplantısı “Birimlerimizin
ÇalıĢma Programlarının görüĢülmesi, KMO 43. Dönem Program Taslağının oluĢturulması,
TMMOB Genel Kuruluna yönelik KMO görüĢlerinin oluĢturulması, Dilek ve öneriler”
gündemi ile Ankara‟da Oda Merkezinde 28 kiĢilik katılımla gerçekleĢtirildi.
KMO 43. DÖNEM 1.DANIġMA KURULU TOPLANTISI – ANKARA
06 Haziran 2012 tarihinde Biyomühendislik Bülteni 5.sayısı web sayfamızda yayınlandı.
08 Haziran 2012 tarihinde CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet KESĠMOĞLU, Ankara Tabip
Odası BaĢkanı Özden ġENER ve Oda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ile Biber
gazı kullanımı ile ilgili basın toplantısı düzenlendi.
22-27 Haziran 2012 tarihlerinde Ġspanya‟da yapılan ANQUE Kimya Mühendisliği Kongre
faaliyetlerine Odamızı temsilen Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL katıldı.
24 Haziran 2012 tarihinde yapılan KMO Samsun ġube I. DanıĢma Kurulu Toplantısına
Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.
Sözcü gazetesine bor madenleri ile ilgili bilgi verildi.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ana Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik 19 Temmuz 2012 tarihinde 28358 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlandı.
25 Temmuz 2012 tarihinde KMO Denizli ġube Antalya Ġl Temsilcisi ataması yapıldı.
Mühendis, mimar ve Ģehir plancılarının düĢük ücretle çalıĢtırılmaları ve alınan ücretin Sosyal
Güvenlik Kurumu‟na eksik bildirilmesinin önüne geçmek için Sosyal Güvenlik Kurumu ile
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği arasında imzalanan protokol hakkında birimlerimize
bilgi verildi.
26
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Avrupa Kimya Mühendisliği Federasyonu (EFCE) toplantısında KMO IChemE (ECCE 10)
Avrupa Kimya Mühendisliği Kongresi adaylığı sunumunu yapmak, KMO adına gerekli
durumlarda temsil ve imza yetkisi Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL yetkilendirilmiĢ ve 25
Ağustos 2012 tarihinde Prag‟da yapılan EFCE Yönetim Kurulu Toplantısına katılım için
üyemiz Bülent ATAMER ve Avrupa Kimya Mühendisliği Kongresi adaylığı sunumunu
yapmak üzere Prof. Dr. Ahmet Rıfat ÖZDURAL katıldı.
28 Ağustos 2012 tarihinde Biyomühendislik Bülteni 6.sayısı web sayfamızda yayınlandı.
01 Eylül 2012 tarihinde “1 Eylül Dünya BarıĢ Günü” konulu basın açıklaması yapıldı.
22 Eylül 2012 tarihinde Biyomühendislik Meslek Dalı Ana Komisyonu ve
Biyomühendislik Meslek Dalı Komisyonları KuruluĢ ve ÇalıĢma Esasları Uygulama
Yönetmeliği kabul edildi.
14 Eylül 2012 tarihinde “Kırtasiye Malzemeleriyle Okul Araç Ve Gereçlerine Dikkat!”
konulu basın açıklaması yapıldı.
01 Ekim 2012 tarihinde “Bazı Yönetmeliklerin Kriterleri DeğiĢtirilerek Veya Yürürlük
Tarihleri Ertelenerek Kirliliğe, Hastalıklara Ve Ölümlere Davetiye Çıkarılıyor!” konulu
basın açıklaması yapıldı.
09 Ekim 2012 tarihinde üyemiz Akif Bora ÖNDER Odamıza hakaret ve iftira içeren
beyanlarda bulunması nedeniyle KMO Onur Kuruluna sevk edildi.
15 Ekim 2012 tarihinde Yenimahalle Belediyesi ve FAO ortaklığında yapılan “Tarım
Kooperatifleri Dünyayı Beslemenin Anahtarı” temalı Dünya Gıda Günü kutlamalarına
Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.
22 Ekim 2012 tarihinde Tarım Kooperatifleri Birliği Dergisi tarafından sorulan sorulan
üzerine hazırlanan röportaj metni Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME tarafından
yanıtlandı.
03 Kasım 2012 tarihinde KMO 43. Dönem II. DanıĢma Kurulu Toplantısı “KMO I.
DanıĢma Kurulu kararları, 2013 ġube-Bölge Temsilcilikleri etkinliklerin görüĢülmesi ve
değerlendirilmesi, Mali durum, Dilek ve öneriler” gündemi ile 28 kiĢilik katılımla KMO
Güney Bölge ġubesi Adana‟da gerçekleĢtirildi.
27
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO 43. DÖNEM II. DANIġMA KURULU TOPLANTISI-ADANA
06 Kasım 2012 tarihinde “Ölüm Haberleri Değil, Çözüm Haberleri Duymak Ġstiyoruz!”
konulu basın açıklaması yapıldı.
09-11 Kasım 2012 tarihlerinde KMO Ege Bölge ġubemiz tarafından gerçekleĢtirilen III.
Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyumu, Sergisi ve ÇalıĢtayına Yönetim Kurulu
BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.
Sempozyumda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME açılıĢ konuĢması yaptı.
29 Kasım 2012 tarihinde yapılan KOSGEB Genel Kuruluna Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet
BESLEME katıldı.
04 Aralık 2012 tarihinde AKP‟nin kapalı kapılar ardında hazırladığı, TMMOB‟yi bölmeye,
parçalamaya, etkisizleĢtirmeye yönelik yasa değiĢikliğini kabul etmiyor, örgütüme sahip
çıkıyorum” baĢlığıyla Birliğimiz web sayfasında yer alan imza kampanyası hakkında
üyelerimize duyuru yapıldı.
06-09 Aralık 2012 tarihlerinde KMO Bursa ġubemiz tarafından gerçekleĢtirilen I. Uluslararası
Endüstriyel Su Teknolojileri Sempozyumu ve Fuarına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet
BESLEME, II. BaĢkan Dr. Ali UĞURLU, Sekreter Üye Halil KAVAK, Sayman Üye
M.Nurten AKBULUT, Yönetim Kurulu Üyeleri Ġhsan YaĢar ÖZTÜRK ve Hasan KOÇ katıldı.
Sempozyumda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME açılıĢ konuĢması yaptı.
09 Aralık 2012 tarihinde TMMOB Yasasında yapılmak istenen değiĢikliklerin ve 2013 yılı
KMO etkinliklerinin görüĢüldüğü Oda Yönetim Kurulu, ġube ve Bölge Temsilcilikleri
BaĢkanları Toplantısı 29 kiĢilik katılımla Bursa‟da yapıldı.
15 Aralık 2012 tarihinde TMMOB Yasa değiĢikliğine iliĢkin Oda Sekreter Üyeleri
toplantısında alınan karar gereğince; torba yasaya karĢı yapılacak mücadeleye katılımın
sağlanması amacıyla, öğrenci üyelerimize, halkımıza yönelik baĢlatılan imza kampanyası
hakkında duyuru yapıldı.
17 Aralık 2012 tarihinde BĠYOMEDAK Komisyon Üyeleri oluĢturuldu.
22 Aralık 2012 tarihinde KMO Trakya Bölge ġubemiz tarafından yapılan eğitimleri ve LPG
eğitimlerine yönelik konuları görüĢmek üzere Trakya Bölge ġube DanıĢma Kurulu
toplantısına Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi
M. Nurten AKBULUT ve TMMOB Temsilcimiz Ġrfan ĠNAN katıldı.
22 Aralık 2012 tarihinde 13 Kasım 2010 tarihinde kaybettiğimiz KMO II. BaĢkanlığı yapmıĢ
ve bir çok çalıĢmanın içinde bulunarak Odamıza emek vermiĢ Hasan AYÇIK anısına Oğuz
TÜRKYILMAZ‟ın konuĢmacı olarak katıldığı “Türkiye’de Enerji Görünümü” konulu
söyleĢiye katılındı.
Aralık 2012 tarihinde Su El Kitabı basıldı.
Ocak 2013 tarihinde "Kimya, Kimya Mühendisliği ve Çevre Terimleri Kılavuzu"nun
GeniĢletilmiĢ 5. Baskısı yapıldı.
28
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO 2013 Ajandalarının dağıtımı yapıldı.
Sahte Akaryakıt ve LPG Sorumlu Müdürlük Belgesi düzenlemesi ve istasyonda çalıĢması ile
ilgili olarak Odamız üyesi Özkan ÖZTÜRK hakkında 12 Ocak 2013 tarihinde ön inceleme
kurulu oluĢturuldu.
Sahte Sorumlu Müdür belgesi düzenleyen Odamız üyesi Engin YAĞMUR hakkında 05 ġubat
2013 tarihinde inceleme kurulu oluĢturuldu.
20 ġubat 2013 tarihinde KMO Ege Bölge ġube UĢak Ġl Temsilciliği ataması yapıldı.
23-24 ġubat 2013 tarihlerinde KMO 43. Dönem III. DanıĢma Kurulu toplantısı "Geçen bir
yılın değerlendirilmesi, 2013 yılı etkinliklerinin görüĢülmesi, mali durum, dilek ve öneriler"
gündemiyle 49 kiĢilik katılımla Antalya‟da yapıldı.
KMO 43.DÖNEM III. DANIġMA KURULU TOPLANTISI-ANTALYA
08 Mart 2013 tarihinde “Kadınlar BarıĢ Ġstiyor! SavaĢa, Yoksulluğa, Kadın Katliamlarına
Cinsiyet Ayrımcılığına Ve Emeğimizin Sömürüsüne KarĢı Direnerek Örgütleniyoruz!”
konulu basın açıklaması yapıldı.
KMO Bursa ġubemizin yazısı gereğince KMO Balıkesir Ġl Temsilcisi Sadık AġIK hakkında
inceleme yapmak üzere 13 Mart 2013 tarihinde inceleme kurulu oluĢturuldu.
18 Mart 2013 tarihinde Best FM haber bültenine Damacana sularında bulunan bisfenol A,
kirlilik konusunda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME röportaj verildi.
Ġnceleme Kurul Raporları üzerine üyelerimiz Özkan ÖZTÜRK ve Engin YAĞMUR‟a iliĢkin
tüm dosyalarla birlikte 20 Mart 2013 tarihinde KMO Onur Kuruluna sevk edildi.
12 Nisan 2013 tarihinde Odamız üye hizmetlerinin yürütüleceği, uygulama yazılımlarının
kurgulanması, üretilmesi, uygulanması, güncellenmesi ve ilgililerin eğitilmesi amacıyla KEY
Ġnternet Hizmetleri Bilgisayar Yazılım Donanım Mühendislik MüĢavirlik Sanayi ve Ticaret
Ltd.ġti. ile sözleĢme imzalandı.
13 Nisan 2013 tarihinde KMO EskiĢehir Bölge Temsilciliği tarafından düzenlenen Geleneksel
Mesleki DayanıĢma Gecesine Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU ve Sekreter Üye
Halil KAVAK katıldı.
19 Nisan 2013 tarihinde Ostim davası duruĢmasına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet
BESLEME ve Odamız Avukatı Cömert Uygar ERDEM katıldı.
29
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
24 Nisan 2013 tarihinde KMO Ankara ġube tarafından Meslekte 30.yılını doldurmuĢ üyeler
için yapılan törene Yönetim Kurulu Üyelerimiz katıldı.
Odamız Sorumlu Müdür Komisyonu, Kadın Komisyonu, Yayın Komisyonu, Ücretli ÇalıĢan
ve ĠĢsiz Mühendis Komisyonu, Örgütlenme Komisyonu, Yapı Denetimi Komisyonları ilk
toplantıları 27 Nisan 2013 tarihinde Oda Merkezinde yapıldı.
KMO KOMĠSYONLARI ĠLK TOPLANTISI
30
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB VE DĠĞER
ÖRGÜTLERLE ĠLĠġKĠLER
31
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TBMM gündeminde bulunan 4840 sayılı kanunun 2. Maddesinin değiĢtirilmesi önerisine
yönelik olarak Türkiye Maden-ĠĢ, Petrol-ĠĢ, Türk Enerji Sen, KESK-ESM sendikaları ile
TMMOB'ye bağlı Odamız, Jeoloji, Maden ve Metalurji Mühendisleri Odalarınca ortak basın
açıklaması yapıldı.
BOR`DA ÖZELLEġTĠRMEYE KARġI ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
5 Mayıs 2012 tarihinde TMMOB IV. DanıĢma Kurulu Toplantısına 16 kiĢi ile katılındı.
Bugün gazetesinde TMMOB`ye ve bağlı odalarına saldırı niteliğinde ve kamuoyunu yanlıĢ
bilgilendirmeye yönelik yayınlanan haberler üzerine TMMOB`ye bağlı 22 Oda 10 Mayıs 2012
tarihinde bir basın toplantısı düzenledi. 22 odanın imza attığı “Toplumsal YaĢamın
Bilimsel-Teknik Ölçütlere Göre Düzenlenmesini Savunmaya Devam Edeceğiz”
konulu metin TMMOB Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet SOĞANCI tarafından
okundu.
10 MAYIS 2012 TARĠHLĠ BASIN TOPLANTISI
31 Mayıs-1-2 Haziran 2012 tarihlerinde düzenlenen TMMOB 42. Olağan Genel Kuruluna
katılındı.
Bergama Elele Hareketinin BaĢkanını yalnız bırakmamak için 05 Haziran 2012 tarihinde
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinde yapılan duruĢmaya katılındı.
08 Haziran 2012 tarihinde Ostim-Ġvedik patlamalarının Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde
devam eden 7. duruĢmasına katılındı.
32
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
11 Haziran 2012 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Gıda Mühendisleri
Odası BaĢkanı Petek ATAMAN ve Ziraat Mühendisleri Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER
bir araya gelerek Dünya Gıda Günü 2012 etkinlikleri, istihdamı zorunlu personel taban
ücretleri ve gıda güvenliği uygulamaları konusunda görüĢ alıĢveriĢinde bulundular.
KMO-GMO-ZMO BAġKANLAR TOPLANTISI
23 Haziran 2012 tarihinde yapılan TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda BaĢkanları
toplantısına Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU katıldı.
TMMOB YÖNETĠM KURULU-ODA BAġKANLARI TOPLANTISI
Gözaltına alınan KESK‟li yöneticilerin Ankara Adliyesine çıkarılması nedeniyle 27 Haziran
2012 tarihinde Emek Demokrasi Güçleri dayanıĢma sağlandı.
Sivas Madımak Otelinde 19 yıl önce yaĢanan katliamın yıldönümünde Sivas Katliamını
Lanetlemek için “Sivas’ı Unutmadık. Unutturmayacağız” Mitingine katılındı.
02 Temmuz 2012 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Gıda Mühendisleri
Odası BaĢkanı Petek ATAMAN ve Ziraat Mühendisleri Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER
bir araya gelerek, Dünya Gıda Günü 2012 etkinliklerinin 13 Ekim 2012 tarihinde "Gıda
Güvencesinin Yapı TaĢları Tarımsal Kooperatifler" konusu ile yapılmasına karar verildi.
33
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO-GMO-ZMO BAġKANLAR TOPLANTISI
11 Temmuz 2012 tarihinde, TMMOB‟nin 1973-1980 yılları arası baĢkanlığını yapmıĢ
mühendis-mimar hareketinin toplumcu bir çizgiye sahip olmasında önder ve yiğit kiĢiliği ile
hep ön saflarda yer almıĢ TMMOB ile bütünleĢmiĢ örgütleĢmiĢ olan Teoman ÖZTÜRK‟ü
ölümünün 18. yılında anıldı.
Aralarında Odamızın da bulunduğu TMMOB`ye bağlı odalar, ĠnĢaat Mühendisleri Odası`na
yapılan saldırı üzerine 1 Ağustos 2012 tarihinde “ĠnĢaat Mühendisleri Odamıza Yapılan
Çirkin Saldırıyı Tarafımıza YapılmıĢ Sayıyor Ve Kınıyoruz.” adlı bir ortak açıklama
yapıldı.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri
Odası„nca 13 Ekim 2012 tarihinde Çankaya Belediyesi ÇağdaĢ Sanatlar Merkezi„nde
gerçekleĢtirilecek olan Dünya Gıda Günü Sempozyumu ile ilgili olarak 9 Ağustos 2012
tarihinde Gıda Mühendisleri Odası„nda bir hazırlık toplantısı yapıldı. Yönetim Kurulu BaĢkanı
Mehmet BESLEME, Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK, Yönetim Kurulu Üyesi
Hasan KOÇ'un katılım sağladığı toplantıda, "Gıda Güvencesinin Yapı TaĢları Tarımsal
Kooperatifler" teması ile düzenlenecek Sempozyumun üç oturum olarak gerçekleĢtirilmesine
ve programın ayrıntılarının bir sonraki toplantıda netleĢtirilmesine karar verildi.
Düzenleme Kurulu toplantısının devamında 3 Oda BaĢkanı gündemdeki geliĢmeleri ele alarak,
sektörde çalıĢan meslektaĢlarımızın sorunlarının, tüm tarafların katılımı ile yapılacak bir
çalıĢtayda tartıĢılması ve çözüm yollarının belirlenmesi konusunda görüĢ birliğine vardı.
DÜNYA GIDA GÜNÜ SEMPOZYUMU HAZIRLIK TOPLANTISI
34
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
09 Ağustos 2012 tarihinde TMMOB Ġzmir Ġl Koordinasyon Kurulu tarafından hazırlanan
Aliağa Bölgesi Değerlendirme Raporu kamuoyunun bilgisine sunuldu.
16 Ağustos 2012 tarihinde “Türkiye’nin Nükleer Enerjiye Ġhtiyacı Yok!” konulu basın
açıklaması yapıldı.
28 Ağustos 2012 tarihinde, TMMOB Kimya, Gıda ve Ziraat Mühendisleri Odalarınca 13
Ekim 2012 tarihinde Çankaya Belediyesi ÇağdaĢ Sanatlar Merkezi„nde gerçekleĢtirilecek olan
Dünya Gıda Günü Sempozyumu„nun 3. Hazırlık toplantısı Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi
Halil KAVAK katıldı.
DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU 3. HAZIRLIK TOPLANTISI
01 Eylül Dünya BarıĢ Günü nedeniyle gerçekleĢtirilen mitinge TMMOB pankartı altında
katılındı.
Dünya Gıda Günü Sempozyumu Düzenleme Kurulu Toplantısı 14 Eylül 2012 tarihinde
Odamızda yapıldı." Sempozyum programı üzerinde görüĢlerin paylaĢıldığı bu toplantıya;
Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Sekreter Üye Halil KAVAK, Teknik Personel
Ġmren TAġKIRAN, Gıda Mühendisleri BaĢkanı Petek ATAMAN ve Ziraat Mühendisleri
Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER katıldılar.
DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU HAZIRLIK TOPLANTISI
15 Eylül 2012 tarihinde DĠSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından 4+4+4 kesintili eğitim
sistemine karĢı düzenlenen mitinge TMMOB pankartı altında katılındı.
19 Eylül 2012 tarihinde TMMOB Mühendis, Mimar ve ġehir Plancıları DayanıĢma Günü
etkinliğine katılındı.
29 Eylül 2012 tarihinde Elektrik Mühendisleri Odasında gerçekleĢtirilen Nükleer KarĢıtı
Platform EĢgüdüm Toplantısına Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU katıldı.
35
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB‟ye bağlı 22 Oda, termik santralle kömür sağlayan 2172 sayılı yasa ile
devletleĢtirilen, daha sonra 2840 sayılı yasa ile devlet eliyle iĢletilecek madenler kapsamına
alınan linyit sahalarının özelleĢtirilmesine yönelik yasal düzenlemeler üzerine KESK, ESM
ve Türk Enerji Sen ile birlikte “PeĢkeĢ Çekilme Sırası Kütahya-Seyitömer’de” konulu bir
basın açıklaması yapıldı.
05 Ekim 2012 tarihinde TMMOB`ye bağlı 23 Oda, Suriye`deki iç savaĢ ve son günlerde
yaĢanan geliĢmeler üzerine “Ülkede, Bölgede, Dünyada BarıĢ, BarıĢ Hemen ġimdi!”
konulu bir basın açıklaması yaptı.
06 Ekim 2012 tarihinde TMMOB 42. Dönem I. DanıĢma Kurulu Toplantısına 17 kiĢi ile
katılım sağlandı.
09 Ekim 2012 tarihinde 2840 sayılı yasa tasarısına iliĢkin Maden Mühendisleri Odasında
yapılan toplantıya Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.
10 Ekim 2012 tarihinde 2840 sayılı Bor Tuzları, Trona ve benzeri sahaları düzenleyen Kanun
Tasarısı üzerine TBMM Sanayi ve Enerji Alt Komisyonunda yapılan toplantıya katılındı.
2840 SAYILI YASA’DA DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA ĠLĠġKĠN TASARISI
TBMM ALT KOMĠSYONUNDA TOPLANTI
11 Ekim 2012 tarihinde Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürü Dr. Orhan Yılmaz ile Yönetim
Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME bor ile ilgili telefon görüĢmesi yaptı.
13 Ekim 2012 tarihinde yapılan TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyeleri ve Oda Onur
Kurulları Toplantısına Onur Kurulu Üyelerimizden Prof. Dr. Gürel NĠġLĠ, Prof. Dr. Hanifi
SARAÇ ve BeĢer BAYDAR Onur Kurulu Üyelerimiz katıldı.
13 Ekim 2012 tarihinde Odamız, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası ile
“Gıda Güvencesinin Yapı TaĢları Tarımsal Kooperatifler” Dünya Gıda Günü 2012
Sempozyumu düzenlendi.
36
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU
15 Ekim 2012 tarihinde Odamız, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası
ile Dünya Gıda Günü, “Açlık Günü” Olmasın! konulu ortak basın açıklaması yapıldı.
Günümüzde kamuoyunda çok çeĢitli nedenlerle tartıĢma konusu olan SU ile ilgili, Odamız
Ankara ġubesi, Ankara Tabip Odası, ASKĠ-SUKA DER, Halkevleri, Çevre Mühendisleri
Odası, Gıda Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası,
ĠnĢaat Mühendisleri Odası, Tüketici Dernekleri Federasyonu ve Tüketici Hakları Derneği
tarafından oluĢturulan "Su ve YaĢam" raporu 18 Ekim 2012 tarihinde gerçekleĢtirilen basın
toplantısıyla kamuoyuna sunuldu.
20 Ekim 2012 tarihinde DĠSK, KESK, TTB ve TMMOB „nin tüm yurtta “Zamlara, ĠĢsizliğe,
Yoksulluğa, SavaĢa Son” teması ile yapılan kitlesel basın açıklamasına katılındı.
2 Kasım 2012 tarihinde Odamız, Petrol ĠĢ Sendikası, KESK-ESM, TMMOB Jeoloji
Mühendisleri Odası, TMMOB Maden Mühendisleri Odası ve TMMOB Metalurji
Mühendisleri Odası ile ortak “Bor Madenlerinin ĠĢletilmesinin Özel Sektöre Devri Açık
Bir ÖzelleĢtirmedir.” konulu basın açıklaması yapıldı.
AKP‟nin kapalı kapılar ardında TMMOB Yasası‟nda yapmayı planladığı değiĢiklikler üzerine
12 Kasım 2012 tarihinde yapılan TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda BaĢkanları
Toplantısına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.
TMMOB YÖNETĠM KURULU VE ODA BAġKANLARI TOPLANTISI
37
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
14 Kasım 2012 tarihinde TMMOB‟ye bağlı Oda Sekreter/Yazman Üyeleri ortak toplantısında,
SGK Güvenlik Kurumu ile imzalanan protokol gereğince 2013 yılı için mühendis, mimar,
Ģehir plancıları asgari ücretinin belirlenmesi konusunda görüĢ alıĢveriĢinde bulundu.
Toplantıya Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK katılarak Odamız görüĢleri
aktarıldı.
16 Kasım 2012 tarihinde TMMOB`ye bağlı odalar, TMMOB Yasası`nda değiĢiklik yapmak
üzere kapalı kapılar ardında yürütülen çalıĢmalar üzerine “Mesleklerimize, Odalarımız ve
Birliğimize Sahip Çıkıyoruz Kapalı Kapılar Ardında Hazırlıkları Yapılan TMMOB’siz
TMMOB Yasasını Kabul Etmeyeceğiz.” baĢlıklı basın açıklaması yapıldı.
20 Kasım 2012 tarihinde Torba Yasa içerisinde TMMOB Yasası‟na yönelik yapılmak istenen
değiĢikler üzerine yapılan TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üye ortak toplantısına Yönetim
Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK katıldı.
24 Kasım 2012 tarihinde TMMOB Denetleme Kurulu Üyeleri, Oda Denetleme Kurulu
Üyeleri ve Saymanları ortak toplantısına, Denetleme Kurulu Üyelerimizden Ramazan
TÜMEN, Hale Nur OYMAK, Emin DEMĠR ve Yönetim Kurulu Sayman Üyemiz M. Nurten
AKBULUT katıldı.
04 Aralık 2012 tarihinde AKP Ġktidarı tarafından yürütülen TMMOB Yasası`nda değiĢiklik
hazırlıkları üzerine yürütülecek mücadele konusunda yapılan TMMOB Oda
Sekreter/Yazman Üyeleri toplantısına, Yönetim Kurulu Üyesi Hasan KOÇ katıldı.
15 Aralık 2012 tarihinde TMMOB Ankara ĠKK tarafından düzenlenen TMMOB Yasası
değiĢikliği gündemli “Ġktidarın Saldırısı ve Yasal Düzenlemeler” baĢlıklı panele katılındı.
20 Aralık 2012 tarihinde AKP Hükümeti`nin TMMOB`ne yönelik yürüttüğü baskı ve
TMMOB Yasası değiĢikliği giriĢimine karĢı destek toplantısına Ġstanbul Bağımsız Milletvekili
Levent Tüzel ve EMEP Genel BaĢkanı Selma Gürkan TMMOB`a bağlı Odaların Yönetim
Kurulu BaĢkanlarını ziyaret etti. Toplantıya Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME
katıldı.
08 Ocak 2013 tarihinde TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üyeleri toplantısına Yönetim
Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK katıldı.
14 Ocak 2013 tarihinde TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen Tarım
2013 Sempozyumuna Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.
15 Ocak 2013 tarihinde yapılan TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üyeleri toplantısına
Yönetim Kurulu Üyesi Hasan KOÇ katıldı.
38
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
30 Ocak 2013 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, TMMOB Gıda
Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu BaĢkanı Petek ATAMAN ve TMMOB Ziraat
Mühendisleri Odası BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı, Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire BaĢkanı Dr. Neslihan ALPER„i makamında
ziyaret ettiler. Gıda ĠĢletmelerinin Kayıt ve Onay ĠĢlemlerine Dair Yönetmelikte yapılan
değiĢiklik ve muhtemel olumsuz etkileri, bu konuda yapılabilecek iĢbirlikleri; kapasite
raporları ile ilgili olarak yaĢanan sıkıntılar ve çözüm önerileri; TAR-GEL projesi kapsamında
sözleĢmeli olarak istihdam edilen personelin Gıda Denetçisi Kurslarına katılım konusundaki
sıkıntıları görüĢüldü.
22 Ocak 2013 tarihinde Odamız, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu BaĢkanları, Gıda ĠĢletmelerinin Kayıt ve Onay ĠĢlemlerine Dair Yönetmelikte
DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik, IV. Geleneksel Gıdalar Sempozyumu
düzenlemeleri ve genel konuları görüĢmek üzere bir araya geldiler.
01 ġubat 2013 tarihinde “Kazalar, Yangınlar ve Ölümler Üzerine Bir Kez Daha
Hatırlatıyoruz.” konulu basın açıklaması yapıldı.
05 ġubat 2013 tarihinde TMMOB Oda Sekreter/Yazman Üye Toplantısına Yönetim Kurulu
Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.
13 ġubat 2013 tarihinde TMMOB Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisleri ile ilgili Yenimahalle
Belediyesi ile yapılan protokolün 1.yıldönümü nedeniyle TMMOB Öğrenci Evi ve Sosyal
Tesisleri ġantiyesinde Yenimahalle Belediye BaĢkanı, BaĢkan Yardımcıları ve yetkilileri,
TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri ve Oda BaĢkanlarının incelemelerde bulunduğu buluĢmaya
Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Sekreter Üye Halil KAVAK katıldı.
TMMOB ÖĞRENCĠ EVĠ VE SOSYAL TESĠSLERĠ PROTOKOLÜNÜN
1. YILI
2 Mart 2013 tarihinde TMMOB 42. Dönem 2. DanıĢma Kurulu toplantısına katılındı.
18 Mart 2013 tarihinde, 31 Ekim-02 Kasım 2013 tarihleri arasında Denizli‟de Odamız, Gıda
ve Ziraat Mühendisleri Odaları ile Pamukkale Üniversitesi ortaklığında düzenlenecek olan 2.
Ulusal Bağcılık ve ġarap Sempozyumu düzenleme kurulunu temsilen bir heyet Ankara„da üç
baĢkanla toplantı yaptılar. Sempozyum çalıĢmaları hakkında bilgi veren heyet, BaĢkanların
görüĢlerini aldı ve talep ettikleri destekleri dile getirdi.
39
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB Öğrenci Evi ve Sosyal Tesisleri‟nin mali durumu ve iĢletimine iliĢkin konularda
görüĢ alıĢveriĢinde bulunmak üzere 09 Nisan 2013 tarihinde yapılan TMMOB Yönetim
Kurulu ve Oda BaĢkanları Toplantısına Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME
katıldı.
TMMOB YK-ODA BAġKANLARI TOPLANTISI
41
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
ETKB tarafından hazırlanan, Bakanlar Kurulu ve BaĢbakan'ın imzası ile 20 Mart 2012
tarihinde TBMM BaĢkanlığına gönderilen, "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile
Nükleer Enerji Hammaddelerinin ĠĢletmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini
Düzenleyen Konuda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" hakkındaki kaygılarımızı
içeren açık mektup, TBMM'deki tüm Milletvekillerine gönderildi.
24 Aralık 2011 tarih ve 28152 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan Risk Değerlendirme
Komite ve Komisyonlarının ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik gereğince
oluĢturulan ĠstiĢare Komitesine Odamız adına üyemiz Osman ÖZGÜN ismi 05 Haziran 2012
tarihinde T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü‟ne
bildirildi.
26 Haziran 2012 tarihinde T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel
Müdürlüğü tarafından hazırlanan havuzsuyu operatörleri modül eğitim programı ile ilgili
olarak Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK, KMO Antalya Ġl Temsilcisi Celal
GÜZELYÜREK ve Denizli ġube eski baĢkanı Ömer DUYSAL, Eğitim Komisyon BaĢkanı
Ali AKYOL‟u makamında ziyaret ettiler. Havuzsuyu operatörleri eğitimleri konusunda
KMO‟nun 2 yıllık çalıĢmaları, verilecek eğitimlerin içerikleri ve Türkiye genelinde Halk
Eğitim Müdürlükleriyle iĢbirliğine yönelik görüĢ alıĢverinde bulundular. Yönetmeliğe iliĢkin
değiĢiklik taleplerimiz yazılı olarak bildirildi.
31 Ekim 2012 tarihinde yapılan Mesleki Yeterlilik Kurumunun 7. Genel Kuruluna katılındı.
02 Kasım 2012 tarihinde SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Eğitim ve Sorumlu
Müdür Yönetmeliği taslağının eğitime iliĢkin hükümleri hakkında, T.C. Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu ile yapılan toplantıya Odamız adına LPG ÇalıĢma Grubu Üyemiz Niyazi
ÖZGÜR katıldı.
06 Kasım 2012 tarihinde T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu BaĢkanlığına Akaryakıt
Sorumlu Müdürlük hakkında yazı gönderildi.
20 Kasım 2012 tarihinde T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Genel Müdürlüğü‟nün
ATEX 6. Toplantısına Baturay ÇELĠK katıldı.
20 Kasım 2012 tarihinde T.C. Ankara Valiliği Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü tarafından
düzenlenen Yapı Malzemeleri Eğitim Seminerine Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali
UĞURLU katıldı.
12 Aralık 2012 tarihinde T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KĠMTEK 11.
Toplantısına Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Dr. Ali UĞURLU katıldı.
04 Ocak 2013 tarihinde SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Eğitim ve Sorumlu
Müdür Yönetmeliği hakkında, T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile yapılan toplantıya
Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME katıldı.
01 ġubat 2013 tarihinde SıvılaĢtırılmıĢ Petrol Gazları (LPG) Piyasası Eğitim ve Sorumlu
Müdür Yönetmeliği ve mevcut yönetmelik kapsamında eğitim ve belgelendirme konularını
42
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
görüĢmek üzere T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile yapılan toplantıya Yönetim
Kurulu Sekreter Üyesi Halil KAVAK katıldı.
12 ġubat 2013 tarihinde TSC Otomasyon ve Bilgi Sistemleri Sanayi Ticaret Limited ġirketine
Odamız logosunu izinsiz kullanması nedeniyle uyarı yazısı gönderildi.
15 ġubat 2013 tarihinde Ankara Barosunun düzenlediği “Çevre Ġçin BuluĢuyoruz.”
etkinliğine Yönetim Kurulu Sekreter Üyemiz Halil KAVAK ve Odamız Avukatı Cömert
Uygar ERDEM katıldı.
20 ġubat 2013 tarihinde T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu BaĢkanlığına hazırlanan
LPG yeni belgeleri gönderildi.
26 Mart 2013 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME, Madeni Yağ
Sempozyumu Düzenleme Kurulu BaĢkanı Çetin KAYAM ve Ankara ġube Müdürü Gülay
BAġKAYA yapılacak Madeni Yağ Sempozyumu ve Sergisi hakkında Elektrik Üretim A.ġ.
Genel Müdür Yardımcısı Nurettin KULALI ve Eğitim Müdürü Mehmet DÜZGÜN ile görüĢ
alıĢveriĢinde bulundular.
10 -11 Nisan 2013 tarihlerinde Türkiye Petrol Jeologları Derneği (TPJD) ve TMMOB Jeofizik
Mühendisleri ile ortaklaĢa düzenlenen TUROGE 2013-12. Türkiye Uluslar arası Petrol ve Gaz
Konferansı ve Sergisine Yönetim Kurulu Üyesi Ayfer GÜÇLÜ ARAS katıldı.
TMMOB ve SGK BaĢkanlığı arasında yapılan iĢbirliği protokolüne aykırı olarak davranan,
2013 yılı için belirlenen brüt 27000 TL‟nin altında mühendis istihdam eden iĢyerleri listesi
10 Nisan 2013 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu BaĢkanlığı‟na iletildi.
15 Nisan 2013 tarihinde Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME ve Sekreter Üyesi
Halil KAVAK Boren Enstitü BaĢkanı Dr. ġükrü ÖZTÜRK makamında ziyaret ederek Oda
çalıĢmaları, Bor‟un genel durumu ve Odanın düzenleyeceği Sempozyum ve Kongrelere
katılım ve katkılar konusunda görüĢ alıĢveriĢinde bulundular.
16 Nisan 2013 tarihinde T.C. Çevre ve ġehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel
Müdürlüğü yapı malzemesi olarak kullanılan kimyasal malzemeler, yapı malzemelerinde
kullanılan kimyasal katkılar ile yapı malzemesi olarak kullanılan kimyasallar ve kimyasal
katkılar hakkındaki yasal kısıtlamaların ve düzenlemelerin görüĢüldüğü çalıĢma toplantısına
Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Ali UĞURLU ve Yedek Yönetim Kurulu Üyesi Ömer ĠÇEMER
katıldı.
44
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
• 19 Temmuz 2012 tarih, 28358 sayılı Resmi Gazete‟de TMMOB KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ
ODASI ANA YÖNETMELĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR
YÖNETMELĠK yayımlandı.
20 Aralık 2008 tarih, 186 no.lu KMO Yönetim Kurulu kararı ile iç yönetmelik olarak
yayınlanan ve halen yürürlükte olan “TMMOB KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI LPG
YETKĠLĠ PERSONEL EĞĠTĠMLERĠ UYGULAMA YÖNETMELĠĞĠ”nin 2012-2013
yılları için düzenlemesi 17 Aralık 2012 tarihinde yapıldı.
22 Eylül 2012 tarihinde BĠYOMÜHENDĠSLĠK MESLEK DALI ANA KOMĠSYONU VE
BĠYOMÜHENDĠSLĠK MESLEK DALI KOMĠSYONLARI KURULUġ VE ÇALIġMA
ESASLARI UYGULAMA YÖNETMELĠĞĠ kabul edildi.
46
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012
GIDA GÜVENCESĠNĠN YAPI TAġLARI
TARIMSAL KOOPERATĠFLER
13 EKĠM 2012-ANKARA
47
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
DÜNYA GIDA GÜNÜ 2012 SEMPOZYUMU
“GIDA GÜVENCESĠNĠN YAPI TAġLARI TARIMSAL KOOPERATĠFLER”
PROGRAM
13 EKĠM 2012
(ÇSM Konferans Salonu – ANKARA)
09:00 – 09:30 Kayıt
09:30 – 11:15 AçılıĢ KonuĢmaları
Öğrenci Temsilcisi 3 Oda adına
Dr.Turhan TUNCER (TMMOB Ziraat Müh.Odası YK BaĢkanı (3 Oda adına)
Mehmet SOĞANCI (TMMOB Yönetim Kurulu BaĢkanı)
Mustapha SINACEUR (FAO Türkiye Temsilcisi)
Bülent TANIK (Çankaya Belediyesi BaĢkanı)
Dr.M.Mehdi EKER (Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanı)(Katılımları halinde)
Siyasi Parti Temsilcileri (Katılımları halinde)
11:15 – 11:30 Kahve Arası
11:30 – 13:00 I. OTURUM
“GIDA HAMMADDESĠ ÜRETĠMĠNDE ÖRGÜTLENME – TARIMSAL
KOOPERATĠFLER”
OTURUM BAġKANI:Prof. Dr. Melahat AVCI BĠRSĠN
Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 2. BaĢkanı
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi
11:30 – 11:50 Dr. AyĢegül AKIN
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı
11:50 – 12:10 Yakup YILDIZ
Köy-Koop Merkez Birliği Yönetim Kurulu BaĢkanı
12:10 - 12:30 Ziya OKUMUġOĞLU
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü
TeĢkilatlanma Dairesi
12:30 – 12:50 Prof. Dr. BÜLENT GÜLÇUBUK
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi
12:50 – 13:00 TartıĢma
13:00 – 14:00 Öğle Yemeği Arası
48
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
14:00 – 15:30 II. OTURUM
“UYGUN OLMAYAN GIDALARIN KAMUOYUNA BĠLDĠRĠLMESĠ”
OTURUM BAġKANI: Petek ATAMAN
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu BaĢkanı
14:00 – 14:20 Dr. Bediha DEMĠRÖZÜ
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 2.BaĢkanı
14:20 – 14:40 Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü yetkilisi
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
14:40 – 15:00 Ġlknur MENLĠK
Türkiye Gıda ve Ġçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu
15:00 – 15:20 Doç. Dr. A.Argun AKDOĞAN
TODAĠ
15:20 – 15:30 TartıĢma
15:30 – 16:00 Kahve arası
16:00 – 18:30 PANEL
“GIDA FĠYATLARI SORUNSALI”
PANEL BAġKANI: Mehmet BESLEME
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu BaĢkanı
PANELĠSTLER: Prof. Dr. Numan AKMAN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi
Prof.Dr. Abdullah ÖKTEM Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Erdoğan GÜNEġ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi
M.Ülkü KARAKUġ TÜRKĠYEM-BĠR Yönetim Kurulu BaĢkanı
Dr. F. Figen AR PANKOBĠRLĠK APK Müdür Yardımcısı
18:30 – 20:00 KapanıĢ Kokteyli
49
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, Gıda Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası, "Dünya
Gıda Günü" nedeniyle 13 Ekim 2012 tarihinde, "Gıda Güvencesinin Yapı TaĢları:Tarımsal
Kooperatifler"konulu sempozyum düzenlendi.
Çankaya Belediyesi ÇağdaĢ Sanatlar Merkezi`nde yapılan sempozyumun açılıĢında, düzenleyici üç
oda adına Öğrenci Temsilcisi, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi`nden Ece ĠRĠCE, Ziraat
Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu BaĢkanı Dr. Turhan TUNCER TMMOB BaĢkanı Mehmet
SOĞANCI, FAO Temsilcisi Mustapha SINACEUR, Çankaya Belediye BaĢkanı Bülent TANIK,
MHP Genel BaĢkan Yardımcısı Hamit AYAYDINve CHP Genel BaĢkan Yardımcısı, Ziraat
Mühendisleri Odası önceki dönem baĢkanlarından Doç. Dr. Gökhan GÜNAYDIN konuĢma yaptılar.
Alanında uzman akademisyenler, siyasetçiler ve sivil toplum örgütü yetkililerinin katıldığı Dünya
Gıda Günü Sempozyumu kapsamında, "Gıda Hammaddesi Üretiminde Örgütlenme - Tarımsal
Kooperatifler" ve "Uygun Olmayan Gıdaların Kamuoyuna Bildirilmesi" baĢlıklı oturumlar ile "Gıda
Fiyatları Sorunsalı" konulu bir panel gerçekleĢtirildi. Gıda Fiyatları Sorunsalı konulu Panel Oda
BaĢkanımız Mehmet BESLEME'nin yönetiminde sona erdi. Panelin bitiminde ilgiyle izlenen
sempozyum verilen kokteyl ile sona erdi.
50
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
III. ULUSLARARASI POLĠMERĠK KOMPOZĠTLER
SEMPOZYUMU, SERGĠSĠ VE ÇALIġTAYI
09-11 KASIM 2012 - ĠZMĠR
55
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
III. Uluslararası Polimerik Kompozitler Sempozyumu,Sergisi ve ÇalıĢtayı 09-11 Kasım 2012 tarihleri
arasında Ġzmir Tepekule Kongre ve Sergi Merkezinde 250 kiĢinin katılımı ile gerçekleĢtirildi. Oda
BaĢkanımız Mehmet BESLEME'nin açılıĢ konuĢması ile baĢlayan sempozyumun, ikinci gününde
Körfez turu eĢliğinde kokteyl düzenlenmiĢ, üçüncü günü KMO Ege Bölge ġube BaĢkanı Saadet
ÇAĞLIN'ın baĢkanlığında "Dünyada ve Ülkemizde Polimerik Kompozit Sektörünün Bugünkü
Durumu ile Geleceğe Yönelik Öneriler ve Sürdürülebilirlik" konulu Panel ile sona ermiĢtir.
Oda Yönetim Kurulu BaĢkanı Mehmet BESLEME'nin açılıĢ konuĢması:
Değerli katılımcılar,
Sevgili meslektaĢlarım, Neredeyse gelenekselleĢmiĢ hale gelen ve her iki yılda bir Kasım ayında Ġzmir‟de düzenlediğimiz,
“Polimerik Kompozitler Sempozyum ve Sergisini” nin, üçüncüsüne hoĢ geldiniz diyor, hepinizi
Kimya Mühendisleri Odası ve Ģahsım adına saygı ile selamlıyorum.
Basitçe polimer yapıya sahip iki molekülün birleĢtirilmesinden oluĢan malzemeler dediğimiz
polimerik kompozitler, diğer malzemelere oranla bugün daha fazla tercih edilir durumdadır.
Çok hafif olmaları, korozyona ve aĢınmaya karĢı dayanıklılığı, kolay iĢlenebilir ve kolay Ģekil
verilebilirliği, yüzey uygulamaları ve kalıplama kolaylıkları, yanmazlık ve Ģeffaflık gibi özellikleri bu
tercihin ana nedenleridir.
Ülkemizde özellikle yapı malzemeleri olarak, bu polimerlerin çok büyük bir önemi vardır. Bugün
dünyada üretilen polimerlerin yaklaĢık %30u inĢaat ve yapı endüstrisinde kullanılmaktadır. Yine
otomotiv, gıda, iletiĢim, ulaĢım, sağlık, uzay araçları, enerji vb. alanlar için bu malzemeler önemli bir
girdi oluĢturmaktadır.
Polimer kompozit malzeme teknolojisi hızla geliĢmekte, sektör neredeyse her gün piyasaya yeni bir
ürün sunmaktadır. AlıĢılmıĢ malzemelere karĢı, fiziksel ve kimyasal avantajları sayesinde pek çok
alanda geleceğin malzemeleri olmaya devam edecektir. Hatta akıllı malzeme altyapısı nedeniyle,
endüstriyel açıdan farklı yeni açılımlar sunacağı da kesindir.
Kompozit Sektörü, her geçen gün geliĢmekte olup, özellikle yenilenebilir enerji, savunma sanayi,
havacılık, denizcilik, ulaĢım, otomotiv ve inĢaat sektörlerine sağladığı katma değeri yüksek ürünler ile
ithal ikamesini azaltacak yönde geliĢerek ulusal ekonomimize bugün olduğu gibi gelecekte de büyük
kazanımlar sağlayacaktır.
Değerli katılımcılar;
Önceki sempozyumlarda da dillendirdiğimiz bazı bölümleri yeniden hatırlatmakta fayda görüyorum.
Sempozyuma ilk baĢladığımız 2006 yılından beri etkinlikten çıkarılan sonuçlardan önemli görülenleri,
ilgililere ve yetkili kurumlara Ģöyle özetlemiĢtik;
1. Türkiye‟de Polimerik yapıda malzeme üreten ve ürün geliĢtiren üretici ve alanda çalıĢan
teknik personel, bilim ve teknoloji üretimine ıĢık tutan disiplinlerarası, birlikte çalıĢmanın
bilincindedir.
2. Doğru geliĢmenin bu yolla sektöre, ülkeye ve topluma getireceği yararın kaçınılmaz
olduğunun farkındadır. Düzenlediğimiz sempozyumlarda, doğru geliĢme için yetiĢmiĢ insan
gücü gereksinimi uzman ve ara eleman eğitiminin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıĢtır.
3. Bu nedenle eğitim, bu alana iliĢkin meslek okullarında, meslek yüksek okullarında,
üniversitelerde lisans düzeyinde ilgili dersler açılarak, yüksek lisansta ise ayrı bir dal olarak
yapılmalıdır. Bu gereksinim yurtdıĢından katılan değerli uzmanlarca da dile getirilmiĢtir.
4. Malzeme biliminde ve uygulamalarında katma değeri yüksek pek çok yönden daha iyi
özelliklere sahip ve sürekli yeniliklere açık bir alan olan kompozitlerin, ülkemizde dünyadaki
diğer ülkelere göre (% 3-7 arasında) daha hızlı geliĢme(%9) göstermesi önemli bir pazar
hacmi oluĢturmaktadır.
5. Kompozit sektörünün, otomotivden kara, deniz, hava ulaĢımı ve uzay çalıĢmalarına, tarım,
sağlık, inĢaat, enerji ve pek çok alanda uygulanabilmesi için çeĢitli platformlarda temsil
edilmesi gerekliliği açıktır.
6. Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin Ġstatistiki Sınıflaması olarak bilinen NACE
kodlarında kompozit sektörüne yönelik herhangi bir kod bulunmaması, bulunan kodların
yetersizliği ve sektör temsilcilerinin farklı gruplar altında yeterince etkin olamama, birlikte
karar alma ve uygulama yeteneğini geliĢtirememesi gibi olumsuzluklara neden olmaktadır.
Kompozit alanını kapsayacak, NACE kodlarının oluĢturulması gerekmektedir.
56
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
7. Amaç bu alanda ülkenin gücünün arttırılması için sağlıklı ve güvenli çalıĢma ortamlarını
sağlayarak, dıĢa bağımlılığı azaltan kaliteli ürün üretmek hedeflenmeli ve bunun için gerekli
destek sağlanmalıdır.
8. Yine özellikle hammaddeye yönelik sıkıntıları mevcuttur. Ülkemizde girdi sağlayan, Petkim
ve Cam Elyaf gibi kuruluĢlar sektörün ihtiyacını tek baĢlarına karĢılayamamaktadır. Bunun
için yeni yatırımların desteklenmesi gerekmektedir.
9. Avantajlı konumu gereği kompozit malzemelere olan ilginin artması, ürün altyapısında
kalitesizliğe ve kayıt dıĢılığa yol açmıĢ, dolayısı ile sektörde haksız rekabet ortamını
yaratmıĢtır. Bu nedenle, doğru planlama ve denetim zorunluluğu ortaya çıkmıĢtır.
10. Polimerik kompozit alanında, ürün kalite kontrolünü, uluslararası test ve standartlara uygun
çalıĢma yapacak tam donanımlı akredite laboratuvarlara ihtiyaç ne yazık ki halen
giderilememiĢtir.
11. Özellikle kompozit sektöründeki iĢçi sağlığı ve güvenliği, atıkların yok edilmesi ve geri
kazanılması, enerjide kullanılması, bunun için toplama sistemine iliĢkin üretici, devlet, meslek
odaları, yerel yönetimlerin katılımlarıyla bir koordinasyon oluĢturulması, bölgesel bir atık
bankası kurulması ayrı bir önem taĢımaktadır.
Alana yönelik değerlendirmelerimizi kısaca böyle özetleyebiliriz.
Değerli katılımcılar,
Odamız tarafından düzenlenen bu etkinlikte 3 gün boyunca, bilim insanlarımız, sektörde görev alan
meslektaĢlarımız yeni tespitlerde ve önerilerde bulunacaklardır. Sizlerin aktif katılımları ile ülkemizin
polimerik kompozitler alanında geleceğine yönelik yeni ufuklar açacağımızı düĢünüyoruz.
Değerli katılımcılar,
Her ürün gibi bu kongremiz de bir emeğin sonucudur. Bu nedenle düzenleme, bilim, danıĢma ve
yürütme kuruluna, katkı sağlayan bildiri sahiplerine, sergi alanında yer alan sektör temsilcilerine,
odamız çalıĢanlarına, öneri ve soruları ile sempozyumu zenginleĢtirecek siz değerli katılımcılarımıza
teĢekkür ediyoruz.
Kimya mühendislerini ve sevgili öğrenci arkadaĢlarımı, KMO çatısı altında bizlerle birlikte öneri ve
düĢünce geliĢtirmeye, birlikte üretmeye, bilgi ve deneyimlerimizi paylaĢmaya çağırıyoruz.
Sempozyumun ülkemize ve Kompozit Malzemeler alanına katacağı değerin, bundan sonraki yapılacak
çalıĢmalarla daha da ileri götürülmesi umuduyla KMO adına saygılarımı sunuyorum.
Mehmet BESLEME
KMO YK. BaĢkan
57
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
I.ULUSLARARASI ENDÜSTRĠYEL SU
TEKNOLOJĠLERĠ
SEMPOZYUMU VE FUARI
06-09 ARALIK 2012 – BURSA
58
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
ENSUTEK 1. ULUSLARARASI ENDÜSTRĠYEL SU TEKNOLOJĠLERĠ
SEMPOZYUMU
SEMPOZYUM PROGRAMI 6 ARALIK 2012
12:00 – 13:00 AÇILIġ TÖRENĠ VE AÇILIġ KONUġMALARI
1.OTURUM 14.00-15.00
“Göller Bölgesinde Bulunan Su Kaynaklarının Sürdürülebilir Yönetimi”
Ġbrahim DĠLER - Süleyman Demirel Üniversitesi Su Enstitüsü
“Su Yönetiminde Yasal Mevzuat”
Serhan AKAR - Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü
“Kobilere Sağlanan KOSGEB Destekleri”
Yelkan GÜVEN - KOSGEB
15:00 –15:30 ARA
2.OTURUM 15.30 – 16:30
"Pms/Uv-C Oxidation of the Endocrine Disrupting Compounds Triton X45 And Bisphenol A: Process
Optimization, Kinetics and Toxicity Assessment"
Duygu DURSUN – Ġstanbul Teknik Üniversitesi
"OSB’lerde Arıtılmış Atık Suyun Endüstriyel Geri Kullanımı"
Deniz DÖLEN – Dokuz Eylül Üniversitesi
" Kırmızı Çamurun Endüstriyel Atık Su Arıtımında Kullanımı Üzerine Bir Araştırma"
Elif Tuğçe ERSÖZ – Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi
"İşlem Görmüş Tavuk Tüyünün Atık Sulardan Ağır Metal İyonlarını Uzaklaştırmada Biyotutucu
Olarak Kullanımı"
Günseli ÖZDEMĠR – Ege Üniversitesi
7 ARALIK 2012
1.OTURUM 10.30-11.30
"Defluoridation of Natural Waters of South Tunisian by Coagulation - Flocculation"
Missaoui KHAOULA - El Manar University, TUNISIA
"Adsorptive Removal of Phenol from Aqueous Solution over Granular Activated Carbon: Optimization
through Experimental Design Methodology"
Tabassi DORRA - El Manar University, TUNISIA
“A Strategic Plan for Olive Mill Wastewater Management for the Island of Crete
Evan DIAMANTOPOULOS – Technical University of Crete
11:30 – 12:00 ARA
2.OTURUM 12.00-13.00
"Türkiye’de Su ile İlgili Standartlar"
Erhan ÖZBEY – Türk Standartları Enstitüsü
“Water: A Perspective on Sustainability of This Essential Commodity”
Jayesh Chandra Kant GANDHI – ASTM International
“Disinfection in Municipal Wastewater Treatment Plant Applications”
“Improved Digester Performance”
Bengt Hans, David Normington -KEMĠRA , HĠDROSĠS
13:00 – 14:00 ÖĞLE YEMEĞĠ
59
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
3.OTURUM 14.00-15.00
“Soğutma Suyu Islahı ve Sürdürülebilir Kalkınma İçin Teknolojiler”
Recep ÖZGAN - NALCO
" TÜBİTAK Destekleri ve ACQUEAU - Su Teknolojileri”
Hasan Burak TĠFTĠK - TÜBĠTAK EUREKA
15:00 – 15:30 ARA
4.OTURUM 15.30-16.30
"Soğutma Suyu Şartlandırmasında Korozyon, Kabuklaşma İnhibitörü ve Biyosid Olarak Bitkisel Bazlı
Tek Ürün Kullanımı"
Erdinç ĠKĠZOĞLU – Ege Üniversitesi
"20. Yüzyıl Başlarında Nilüfer Çayı’nın Temizlik ve Islahı Suretiyle Bursa Ovasının İrva ve Iskası
Projesi: Teknik İmkânlar, Finansman Kaynakları ve İşletme İmtiyazı"
Güler YARCI – Marmara Üniversitesi
“Strategies for Waste Water Minimization in the Textile Industry”
Erhan ÖNER – Marmara Üniversitesi
"Deri Üretim Proseslerinde Atık Su Yönetimi"
Selime MENTEġ ÇOLAK – Ege Üniversitesi
8 ARALIK 2012
1.OTURUM 10:30 – 11:30
"Deniz Suyunun Tekstil Terbiyesinde Kullanımı"
Aslıhan DELĠTUNA – Namık Kemal Üniversitesi
"Electro-Oxidation of Hydrogen Sulfide Containing-Artificial Sea-Water”
AyĢe Elif SANLI – Turgut Özal Üniversitesi
“Deniz Suyunun Yüksek Verimle Saflaştırılması: Pervaporasyonla Tuz Giderimi"
Filiz Uğur NĠGĠZ – Kocaeli Üniversitesi
11:30 – 12:00 ARA
2.OTURUM 12:00 – 13:00
"İşletmelerin Atık Sularını Kanalizasyona Deşarj Standartları"
Erdinç ÇINGAY - BUSKĠ
“Application of Adsorption – Ultrafiltration Hybrid Process for Removal of Bisphenol A from Water"
Ġdil YILMAZ ĠPEK – Ege Üniversitesi
" Nanokompozit Polimerik Membranların İçme Suyu Arıtımında Kullanılması"
Derya KARġI – Ġstanbul Teknik Üniversitesi
13:00 – 14:00 ÖĞLE YEMEĞĠ
60
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
PANEL 14:00 – 15:00
“ENDÜSTRİDE SU YÖNETİMİ İLE KAYNAKLARIN VERİMLİ KULLANILMASI"
Panel Yöneticisi
Mehmet BESLEME - TMMOB Kimya Mühendisleri Odası YK BaĢkanı
Panelistler
“Zorlu Enerji Su Yönetimi ve Atık Su Geri Kazanım Uygulaması”
Esra ÇETĠN – Zorlu O&M
“Türkiye’de Su Yönetimindeki Gelişmeler ve Endüstriyel Su Yönetimine Yönelik Çalışmalar Üzerine
Bir Değerlendirme”
GökĢen ÇAPAR – Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü
“Su Ayak İzi”
Semra CAN – Bureau Veritas Türkiye
15:00 – 16:00 KAPANIġ TÖRENĠ
62
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
BĠRĠM ETKĠNLĠK EĞĠTMENLER TARĠH SAYI
ANKARA ġB.
LPG Otogaz yada Dolum
Tesisi Sorumlu Müdürlük
(Erzurum) Eğitimi
Prof.Dr.Hanifi SARAÇ,
Niyazi ÖZGÜR
Ruhi ÖKTEM
21-23 Nisan 2012 69
ANKARA ġB.
LPG Otogaz yada Dolum
Tesisi Sorumlu Müdürlük
Eğitimi
Niyazi ÖZGÜR, Saim
AYAZ, Ruhi ÖKTEM,
ġeref ÖNAL,
Müjdat AYDIN
Dr.Arif MÜEZZĠNOĞLU
26-28 Nisan 2012 27
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Kayseri)
Niyazi ÖZGÜR
Dr. Öner KÜÇÜK 18-19 Mayıs 2012 25
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara)
Niyazi ÖZGÜR
Saim AYAZ 29-30 Mayıs 2012 30
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara)
Niyazi ÖZGÜR
Saim AYAZ
14-15 Haziran
2012 24
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara)
Niyazi ÖZGÜR
Saim AYAZ
18-19 Temmuz
2012 27
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Konya) Saim AYAZ
09-10 Ağustos
2012 21
ANKARA ġB.
Tehlikeli Kimyasalların
Güvenli Kullanımı Eğitimi
(MAN Türkiye A.ġ.
Personeli)
Turgay BODUROĞLU
Zekai DÜZGÜN 07-08 Eylül 2012 12
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Konya)
Mümin SEMERCĠ
Dr. Sami ALTINOK 22-23 Eylül 2012 35
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara)
Niyazi ÖZGÜR
Saim AYAZ 27-28 Eylül 2012 43
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Kayseri) Niyazi ÖZGÜR 28-29 Eylül 2012 18
ANKARA ġB.
LPG Otogaz yada Dolum
Tesisi Sorumlu Müdürlük
Eğitimi
Niyazi ÖZGÜR-Ruhi
ÖKTEM-Saim AYAZ-
Dr.Arif MÜEZZĠNOĞLU-
Zekai DÜZGÜN
Müjdat AYDIN
04-06 Ekim 2012 27
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara)
Niyazi ÖZGÜR, Saim
AYAZ 08-09 Kasım 2012 17
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Konya)
Mümin SEMERCĠ
Dr. Kemal BAġARAN 08-09 Aralık 2012 18
ANKARA ġB.
ISO 9001-2008 Kalite
Yönetim Sistemleri Temel
Eğitimi
Ceren BESLEME
15-16 Aralık 2012 19
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara)
Niyazi ÖZGÜR
Saim AYAZ 18-19 Aralık 2012 20
ANKARA ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi
(Van)
Enes SUSAR, Birsen
ALTAÇLI 22-23 Aralık 2012 13
ANKARA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonlarında
Sorumlu Müdürlük Eğitimi
Zekai DÜZGÜN
Niyazi ÖZGÜR, Saim
AYAZ, Ruhi ÖKTEM
Dr.Arif MÜEZZĠNOĞLU
28-30 Ocak 2013 18
ANKARA ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Mehmetçik Vakfı
Otogaz Ġstasyonu)
Niyazi Özgür-Saim AYAZ 28-29 Ocak 2013 13
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara) Niyazi Özgür-Saim AYAZ 24-25 Ocak 2013 35
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Konya)
Mümin SEMERCĠ-
Dr.Kemal BAġARA 26-27 Ocak 2013 29
ANKARA ġB.
TS EN ISO/IEC 17025
Kapsamında Ölçüm
Belirsizliği Eğitimi (ETĠ
SODA A.ġ Personeli)
Taylan ÇORUH 04-05 ġubat 2013 7
63
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
ANKARA ġB.
TS EN ISO/IEC 17025
Kapsamında Ölçüm
Belirsizliği Eğitimi (ETĠ
SODA A.ġ Personeli)
Taylan ÇORUH 11-12 ġubat 2013 13
ANKARA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonlarında
Sorumlu Müdürlük Eğitimi
Zekai DÜZGÜN, Niyazi
ÖZGÜR, Saim AYAZ,
Dr.Tahir KASAPOĞLU
14-16 Mart 2013 19
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Konya)
Mümin SEMERCĠ
Dr. Kemal BAġARA 02-03 Mart 2013 40
ANKARA ġB.
TS EN ISO/IEC 17025
Laboratuvar ve Deney
Akreditasyonu kapsamında
Hizmet ÇalıĢtayı (ETĠ SODA
A.ġ Personeli)
Taylan ÇORUH 11 Mart 2013 20
ANKARA ġB. GBF Hazırlayıcısı Eğitimi Mustafa Cüneyt GEZEN 25-27 Mart 2013 19
ANKARA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Ankara) Niyazi Özgür-Saim AYAZ 20-21 Mart 2013 8
ANKARA ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (Konya) (SeydiĢehir
Otogaz Ġstasyonu)
Mümin SEMERCĠ 30-31 Mart 2013 10
ANKARA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonlarında
Sorumlu Müdürlük Eğitimi
Niyazi ÖZGÜR
Zekai DÜZGÜN
Saim AYAZ
18-20 Nisan 2013 42
BURSA ġB. Havuz Suyu Operatörü
Eğitimi - Balıkesir
Ġlker TUNCA, Sadık AġIK,
Dr. Mehmet ÇALIġKAN,
Zafer AYHAN
14-19 Mayıs 2012 14
BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım
personeli Eğitimi Bursa
Metin AYDIN,
Mürvet ÇAVUġ ARI,
Ali TURHAN
21-22 Mayıs 2012 5
BURSA ġB. BTSO Ġtfaiye müdürlüğü Ümit YILDIZHAN 02 Haziran 2012 23
BURSA ġB. Havuz Suyu Operatörü
Eğitimi - Balıkesir
Sadık AġIK
Dr. Mehmet ÇALIġKAN
Zafer AYHAN
08-13 Haziran
2012 27
BURSA ġB.
Tehlikeli Gazlara KarĢı
Alınması Gerekli Önlemler
Eğitimi (BUSKĠ)
Ali TURHAN 25-26-27 Temmuz
2012 97
BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım
personeli Eğitimi Bursa
Metin AYDIN,
Mürvet ÇAVUġ ARI
Ali TURHAN
15-16 Ağustos
2012 15
BURSA ġB. 6269 Sorumlu Müdür
Eğitimi
Ali ULUġAHĠN
Ali TURHAN
Kenan ERGUS
28-29-30 Eylül
2012 12
BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım
personeli Eğitimi Bursa
B.Sabit ERMERAK,
Mürvet ÇAVUġ ARI
Ali TURHAN
15-16 Kasım 2012 11
BURSA ġB. LPG Dolum-BoĢaltım
personeli Eğitimi Bursa
B.Sabit ERMERAK,
Meltem CEYHAN
Ali TURHAN
19-20 Aralık 2012 9
BURSA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
B.Sabit ERMERAK,
Mürvet ÇAVUġ ARI, Ali
TURHAN
30-31 Ocak 2013 5
BURSA ġB.
Buhar ve Yağ Kazanları
Eğitimi
(M.K.PaĢa Beld. Ġtfaiye
Pers.)
Ali TURHAN 02 ġubat 2013 21
BURSA ġB. 6269 Sorumlu Müdür
Eğitimi
Ali TURHAN, Ali
ULUġAHĠN
Dr.Kenan ERGUS
8-9-10 Mart 2013 11
BURSA ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
B.Sabit ERMERAK, Ali
TURHAN
Doç.Dr. Egemen DERE
15-16-17 Mart
2013 15
64
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
BURSA ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
B.Sabit ERMERAK
Merih ESKĠCĠOĞLU
Ali TURHAN
1-2 Nisan 2013 21
BURSA ġB.
Güvenlik Bilgi
Formu(MSDS) Hazırlayıcısı
Eğitimi ve Sınavı
Mustafa Cüneyt GEZEN 11-12-13 Nisan
2013 23
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Adil OĞUZ 28-29 Nisan2012 55
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (TÜP Dağ. Eğitimi) Adil OĞUZ 29 Nisan 2012 8
DENĠZLĠ ġB. Havuz suyu numune alma-
MANAVGAT
Nadi ÇELĠK
Celal GÜZELYÜREK
Ömer DUYSAL
12-25-26-27 Nisan
2012 11
DENĠZLĠ ġB. 17025 Eğitimi
MANAVGAT Taylan ÇORUH
1-3 Mayıs-13-17
Mayıs 20-24 Mayıs
2012
11
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE 4-5 Mayıs 2012 15
DENĠZLĠ ġB. Havuz Suyu Operatörü
Eğitimi Nadi ÇELĠK 7-14 Mayıs 2012 23
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE 12-13 Mayıs 2012 14
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Adil OĞUZ
Zübeyde ĠSĠSCE 9-10 Haziran 2012 34
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (TÜP Dağ. Eğitimi) Zübeyde ĠSĠSCE 10 Haziran 2012 4
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE
30 Haziran -1
Temmuz 2012 14
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Ömer DUYSAL
24-25 Temmuz
2012 24
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Ömer DUYSAL 01-02 Eylül 2012 18
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Ömer DUYSAL 22-23 Eylül 2012 9
DENĠZLĠ ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ömer DUYSAL,
Dr Ömer KARAAĞAÇ
28-29-30 Eylül
2012 14
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Zübeyde ĠSĠSCE 10-11 Kasım 2012 44
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (TÜP Dağ. Eğitimi) Zübeyde ĠSĠSCE 11 Kasım 2012 3
DENĠZLĠ ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ömer DUYSAL
Dr Ömer KARAAĞAÇ
21-22-23 Aralık
2012 16
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ömer DUYSAL
Zübeyde ĠSĠSCE 19-20 Ocak 2013 29
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ömer DUYSAL
M.Emin KAKAN 16-17 ġubat 2013 27
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ömer KARAAĞAÇ,
Zübeyde ĠSĠSCE 23-24 ġubat 2013 17
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ömer DUYSAL
Dr.Sümer DOĞAN 2-3 Mart 2013 16
DENĠZLĠ ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ömer DUYSAL
M.Emin KAKAN 30-31 Mart 2013 19
EGE BÖL. ġB. Çevre Görevlisi Sınavına
Hazırlık Eğitimi
Funda KURT
Erdinç ĠKĠZOĞLU
Cem YALIN
Tuğba KESKĠN,
Saadet ÇAĞLIN
Yavuz TOPRAK
16-21 Nisan 2012
16
65
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ġltekin AKSAKOĞLU,
Ertuğrul BARKA
Nizam ÖZEN,
Tuğrul ġAHBAZ,
Nurcan TÜTÜNCÜ
Sibel BAYÇIN
25-27 Nisan 2012
18
EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ertuğrul BARKA,
Nurcan TÜTÜNCÜ,
Tuğrul ġAHBAZ,
Sibel BAYÇIN
30-31 Mayıs 2012
13
EGE BÖL. ġB. Kozmetik Sektörüne Yönelik
GMP EĞĠTĠMĠ Asuman ARKIġ
21-22 Haziran
2012
21
EGE BÖL. ġB. LPG Tüplü Dağıtım Per.
Eğitimi /AYDIN
Orhan ġAHĠN
Yavuz SAVAġ 15 Temmuz 2012 18
EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ġltekin AKSAKOĞLU,
Celal TOPRAKÇI
Sibel BAYÇIN,
Nurcan TÜTÜNCÜ,
Ertuğrul BARKA,
Özgür CANLI,
Tuğrul ġAHBAZ
19-21 Eylül 2012
15
EGE BÖL. ġB.
Enerji yönetimi- Enerji
Uzmanlığı Bilgilendirme
Eğitimi
Aylin ÖZKURT
Nilay TEKER 24 Eylül 2012 13
EGE BÖL. ġB. Entegre Yönetim Sistemi
Eğitimi Asuman ARKIġ 27-28 Eylül 2012 22
EGE BÖL. ġB.
Serbest Kimya Mühendisliği
Mevzuatı Bilgilendirme
Eğitimi
Hüseyin ÖZKAN 19 Ekim 2012
16
EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Sibel BAYÇIN,
Nurcan TÜTÜNCÜ,
Tuğrul ġAHBAZ,
Ġltekin AKSAKOĞLU
18-19 Ekim 2012
20
EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ġltekin AKSAKOĞLU,
Tuğrul ġAHBAZ,
Feridun ÖZTÜRK,
Nurcan TÜTÜNCÜ
05-06 Ekim 2012
23
EGE BÖL. ġB. BilirkiĢilik Eğitimi
Ġbrahim AKYOL
Ġbrahim ERĠġĠR
Nurdan AKKIN
Birgül TÜRKEL,
Saadet ÇAĞLIN
22-24 Ekim 2012
12
EGE BÖL. ġB.
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği
Mevzuatı Bilgilendirme
Eğitimi
Celal TOPRAKÇI
03 Aralık 2012 42
EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ertuğrul BARKA, Sibel
BAYÇIN, Nurcan
TÜTÜNCÜ, Ġltekin
AKSAKOĞLU, Tuğrul
ġAHBAZ, Özgür CANLI
26-28 Aralık 2012
19
EGE BÖL. ġB.
Kozmetik Sektörüne Yönelik
(Ġyi Üretim Uygulamaları)
GMP Eğitiimi
Asuman ARKIġ 16.-17 Ocak 2013 11
EGE BÖL. ġB. ISO 9001: 2008 Kalite
Yönetim Sistemi Eğitimi Emel ÖNCEVARLIK 22 ġubat 2013 46
EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ertuğrul BARKA, Tuğrul
ġAHBAZ, Sibel BAYÇIN,
Ġletkin AKSAKOĞLU
05-06 Mart 2013 12
66
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
EGE BÖL. ġB. ISO 14001 Çevre Yöentim
Sistemi Eğitimi Emel ÖNCEVARLIK 08 Mart 2013 30
EGE BÖL. ġB. OHSAS: 18001 ĠĢ Güvenliği
ve ĠĢçi Sağlığı Emel ÖNCEVARLIK 22 Mart 2013 30
EGE BÖL. ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)/UġAK
Ertuğrul BARKA, Nail
KEÇELĠ, Feridun
ÖZTÜRK
27-28 Mart 2013 11
EGE BÖL. ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ġltekin AKSAKOĞLU,
Ertuğrul BARKA, Sibel
BAYÇIN, Tuğrul
ġAHBAZ, Özgür CANLI,
Feridun ÖZTÜRK
27-29 Mart 2013 16
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi-Adana Gökhan ACIMIġ 22 Nisan 2012 12
GÜNEY BÖL.
ġB.
Sorumlu Müdürlük/ĠZP
Eğitimi-Adana
Ethem BOZDOĞAN,
Ġlkyrd. Uzm.Mehmet
Özbulat, Yrd. Doç.Dr. Sait
Say, Prof. Dr. Zerrin
ERGĠNKAYA, Fuat
SARIOĞLU, Gıda Müh.
Zeynep KIRILMIġ
9-13 Nisan 2012 10
GÜNEY BÖL.
ġB.
Tıbbi Atıkların Yönetimi
Eğitimi-Adana Cennet ÇELĠK 18-20 Nisan 2012 22
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi-Adana
Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 4 Mayıs 2012 18
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -Adana
Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet Özbulat 28 Mayıs 2012 13
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -Kozan
Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 29 Mayıs 2012 22
GÜNEY BÖL.
ġB.
Havuz Bakım Elemanı
Eğitimi- Adana
Kimya Müh. Ömer
Duysal,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT
7-12 Mayıs 2012 33
GÜNEY BÖL.
ġB.
Havuz Bakım Elemanı
Eğitimi Mersin/Erdemli
Ömer DUYSAL, Ethem
BOZDOĞAN, Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet Özbulat
28 Mayıs-2
Haziran 2012 29
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi-Adana
Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 8 Haziran 2012 35
GÜNEY BÖL.
ġB.
Çevre Kanunu ve SEVESO
II-Adana
Cennet ÇELĠK, Çevre
Müh.Ali KARAKUġ,
Çevre Müh.Hakan
ORTAÇBAYRAM
13-15 Haziran
2012 21
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür
Eğitimi/ADANA
Anıl DELĠKANLI,Doç. Dr.
Nuriye PEKER SAY, Prof.
Dr. Gülseren AĞRIDAĞ,
Ethem BOZDOĞAN
27-29 Haziran
2012 11
GÜNEY BÖL.
ġB.
Havuz Bakım Elemanı
Eğitimi Mersin/Erdemli
Ömer DUYSAL, Ethem
BOZDOĞAN, Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT
2-7 Temmuz 2012 14
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi-Adana
Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 27 Temmuz 2012 62
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -Adana
Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 2 Ağustos 2012 30
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi- Tarsus
Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet Özbulat 28 Ağustos 2012 26
GÜNEY BÖL.
ġB.
Tıbbi Atıkların Yönetimi
Eğitimi- Hatay
Mehtap KALENDER
ÜNSAL 5-7 Eylül 2012 13
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi-Adana
Ethem BOZDOĞAN,Anıl
DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT
20 Eylül 2012 19
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi- Mersin
Anıl DELĠKANLI,Dr.
Atilla ERKENDĠRCĠ 3 Ekim 2012 21
67
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
GÜNEY BÖL.
ġB.
Tıbbi Atıkların Yönetimi
Eğitimi- Mersin
Yrd. Doç. Dr. Ferda
GÖNEN 15-16 Ekim 2012 9
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür
Eğitimi/ADANA
Anıl DELĠKANLI,Doç. Dr.
Nuriye PEKER SAY, Prof.
Dr. Gülseren
AĞRIDAĞ,ETHEM
Bozdoğan
17-19 Ekim 2012 16
GÜNEY BÖL.
ġB.
Tehlikeli Kimyasalların
Yönetim Sistemi Uzmanı
Eğitimi
Ethem BOZDOĞAN,
Mesut DEMĠRCĠOĞLU,
Özlem ÖZKILINÇ
19-23 Kasım 2012 24
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi- Adana
Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 29 Kasım 2012 20
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi- Hatay
Melek Lora SAKARLI,
Dr.Ali KANATLI 30 Kasım 2012 38
GÜNEY BÖL.
ġB. BilirkiĢilik Eğitimi -Adana
End.Müh.Mahmut
TEBERĠK, Av. Sinan
TUMLUKOLCU,
ArĢ.Gör.Gonca
KOZANOĞLU(Ç.Ü.Hukuk
Fak.)
04-06 Aralık 2012 6
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -KahramanmaraĢ
Ethem
BOZDOĞAN,Ġlkyrd. Uzm.
Ahmet AVAN
20 Aralık 2012 35
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -Gaziantep
Ethem
BOZDOĞAN,Ġlkyrd. Uzm.
Fadime GÜNEY AĞCA
21 Aralık 2012 38
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -Ġskenderun
Melek Lora SAKARLI,
Ġlkyrd. Uzm.Nihat CANLI 26 Aralık 2012 34
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -Adana
Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 25 Ocak 2013 36
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi -Adana
Gökhan ACIMIġ,Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT 26 ġubat 2013 14
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi - KahramanmaraĢ
Melek Lora
SAKARLI,Ġlkyrd. Uzm.
Ahmet AVAN
28 ġubat 2013 32
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi - Adana
Anıl DELĠKANLI,Ġlkyrd.
Uzm.Kemal ÇALIġKAN 13-14 Mart 2013 20
GÜNEY BÖL.
ġB.
LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür
Eğitimi/ADANA
Ethem BOZDOĞAN, Anıl
DELĠKANLI,. Fuat
SARIOĞLU Ġlkyrd.
Uzm.Mehmet ÖZBULAT
20-22 Mart 2013 20
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (
Pompacı+Tanker ġoförü )
M.Yavuz SAVAġ,
DR.Levent BEDEN 11-12 Ocak 2012 15
ĠSTANBUL
ġB.
ISO 22000 GIDA
GÜVENLĠĞĠ YÖNETĠM
SĠSTEMĠ
Gıda Müh.OkĢan
BĠTĠRMĠġ KARDEġ 20-21 Ocak .2012 7
ĠSTANBUL
ġB.
Endüstride Kimyasallardan
Kaynaklanan Risklerin
Yönetimi
Serkan KÜÇÜK 27 Ocak 2012 17
ĠSTANBUL
ġB. YapıĢtırıcılar Eğitimi Feramuz KAYA 3 ġubat 2012 17
ĠSTANBUL
ġB. GMP Eğitimi Fatma Nesrin ÖZGÖR 24 ġubat 2012 12
ĠSTANBUL
ġB.
Ġġ SAĞLIĞI VE
GÜVENLĠĞĠ RĠSK
DEĞERLENDĠRME
EĞĠTĠMĠ
Huriye KUMRAL 3 Mart 2012 21
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi
( Pompacı+Teknik Per.)
Ġ.Kudret RODOPMAN-
M.Yavuz SAVAġ-
DR.Levent BEDEN
03-04 Mart 2012 13
68
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Sorumlu Müdürlük
Eğitimi
Ġ.Kudret RODOPMAN-
M.Yavuz SAVAġ-
DR.Levent BEDEN-Huriye
KUMRAL
15-16-17 Mart
2012 13
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M.Yavuz SAVAġ,
DR.Levent BEDEN 22-23 Mart 2012 11
ĠSTANBUL
ġB.
Sorumlu Müdür
Temel Eğitimi
Ġ.Kudret RODOPMAN-
M.Cüneyt GEZEN-
DR.Berivan BĠNGÖL-
Huriye KUMRAL-Evin
NAS-Onur GÖKULU
29-30-31 Mart
2012 24
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi
( pompacı+tüp dağ. Per:)
Ġ.Kudret RODOPMAN-
M.Yavuz SAVAġ-
DR.Levent BEDEN
18/19 Nisan 2012 17
ĠSTANBUL
ġB. Kimyasalların Depolanması Huriye KUMRAL 21 Nisan 2012 18
ĠSTANBUL
ġB.
Renkli Kozmetik
Uygulamalarında Temel
Formülasyon Ve
Hammeddeler Bilgilendirme
Eğitimi
Osman Serdar KIRBAġ 30 Nisan 2012 14
ĠSTANBUL
ġB. Boya Eğitimi
Mehmet AYABAKAN,
Sabit Mert SOMTÜRK 11-12 Mayıs 2012 11
ĠSTANBUL
ġB.
Korozyondan Korunma
Önlemleri Eğitimi Cihangir ġEN 18 Mayıs 2012 10
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Sorumlu Müdürlük
Eğitimi
Ġ.KUdret RODOPMAN-
M.Yavuz SAVAġ-
DR.Levent BEDEN
24-25-26 Mayıs
2012 14
ĠSTANBUL
ġB.
Tehlikeli Kimyasalların
Güvenli Depolanması Huriye KUMRAL 30 Mayıs 2012 16
ĠSTANBUL
ġB.
TS EN ISO 17025
LAB.AKREDĠTASYON
EĞĠTĠMĠ
Bekir Taylan ÇORUH 07-08-09 Haziran
2012 10
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Ġ.Kudret RODOPMAN-
M.Yavuz SAVAġ-
DR.Levent BEDEN
12-13 Haziran
2012 11
ĠSTANBUL
ġB. Havuz Operatörü Eğitimi
Kemal BEKTAġ Hadiye
ÇADIRCI Dr.Levent
BEDEN Suat GÜNEġ
18-23 Haziran
2012 16
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M.Yavuz SAVAġ
14-15 Haziran
2012 10
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi
( Tüp Dağıtım Per.)
M.Yavuz SAVAġ 24 Haziran 2012 32
ĠSTANBUL
ġB.
Kozmetik Gmp Ġyi Ġmalat
Uygulamaları Bilgilendirme
Eğitimi
Osman Serdar KIRBAġ 15 Eylül 2012 24
ĠSTANBUL
ġB.
Patlayıcı Ortam
Tehlikelerinden ÇalıĢanların
Korunması Eğitimi
Gülay YASAN 22 Eylül 2012 15
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Sorumlu Müdürlük
Eğitimi
Ġ.Kudret RODOPMAN-
M.Yavuz SAVAġ-Huriye
KUMRAL-DR.Levent
BEDEN
27-28-29 Eylül
2012 20
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M.Yavuz SAVAġ 01-02 Ekim 2012 14
ĠSTANBUL
ġB.
Güvenlik Bilgi Formu
Hazırlayıcı Bilgilendirme
Eğitimi
Mustafa Cüneyt GEZEN 12-13 Ekim 2012 11
ĠSTANBUL
ġB. Hijyen ve sanitasyon eğitimi
OkĢan BĠTĠRMĠġ
KARDEġ 20 Ekim 2012 12
69
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
ĠSTANBUL
ġB.
Kimyasalların çevreye etkisi
ve önleme yöntemleri eğitimi Prof.Ġlhan TALINLI 02-03 Kasım2012 9
ĠSTANBUL
ġB.
LPG yetkili personel eğitimi
(POMPACI) M.Yavuz SAVAġ 03-04 Kasım 2012 12
ĠSTANBUL
ġB.
Plastikler ve katkı maddeleri
eğitimi Feramuz KAYA
09-10 KASIM
2012 12
ĠSTANBUL
ġB. Havuz operatörü eğitimi
Üzeyir ULUDAĞ
Hadiye ÇADIRCI
Levent BEDEN,Suat
GÜNEġ
12-17 Kasım 2012 20
ĠSTANBUL
ġB.
OHSAS 18001:2007 ĠĢ
Sağlığı Ve ĠĢ Güvenliği
Yönetim Standardı Temel
Sistemi
Huriye KUMRAL 16-17 Kasım 2012 12
ĠSTANBUL
ġB.
LPG yetkili personel eğitimi
( pompacı+tüp dağ. Per:)
M.Yavuz SAVAġ,
DR.Levent BEDEN 21-22 Kasım 2012 10
ĠSTANBUL
ġB.
Kimya endüstrisinde risk
analizi ve hazop
bilgilendirme eğt
Ruhi ÖKTEM 25 Kasım 2012 24
ĠSTANBUL
ġB.
KamulaĢtırma bilirkiĢi
eğitimi
Av.Kemal TUNCAELLĠ
Mimar Selma SÖKMEN-
Ġ.Kudret RODOPMAN
29 -30 Kasım -1
Aralık 2012 14
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Sorumlu Müdürlük
Eğitimi
Ġ.Kudret RODOPMAN-
M.Yavuz SAVAġ
Huriye KUMRAL
DR.Levent BEDEN
06-07-08
Aralık2012 13
ĠSTANBUL
ġB.
ISO 14001 Çevre Yönetim
Sistemi Bilgilendirme Eğt. Yahya Kemal KÖSALĠ 15 Aralık 2012 9
ĠSTANBUL
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M.Yavuz SAVAġ 21-22 Aralık 2012 12
ĠSTANBUL
ġB. GMP Eğitimi Fatma Nesrin ÖZGÖR 23 Aralık 2012 16
KOCAELĠ ġB.
LPG Yetkili Personeli
Eğitimi (Tanker ġoförleri-
Pompacı)
Ġsa TAġKIRAN
GülĢen ÇELEBĠ 24-25 Mayıs 2012 19
KOCAELĠ ġB.
LPG Yetkili Personeli
Eğitimi
(Tanker ġoförleri-Pompacı-
LPG Teknik Personeli)
Ġsa TAġKIRAN
Nükhet KÖROĞLU 28-29 Kasım 2012 19
KOCAELĠ ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi
(Tanker ġoförleri-Pompacı-
Dolum Personeli)
Ġsa TAġKIRAN
Nükhet KÖROĞLU 03-04 Ocak 2013 16
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit. Ersan YAPICI 28-29 Nisan 2012 15
SAMSUN ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Ersan YAPICI 26-27 Mayıs 2012 10
SAMSUN ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ersan YAPICI,Hüseyin
BAġ,DR Saffet ERTAġ
15-16-17 Haziran
2012 9
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit. Ersan YAPICI
28-29 Temmuz
2012 5
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit.
Ersan YAPICI,Hüseyin
BAġ,Dr. Saffet ERTAġ 08-09 EylülL 2012 14
SAMSUN ġB. LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Ersan YAPICI 29-30 Eylül 2012 5
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit.
Ersan YAPICI ,HÜSEYĠN
BAġ 03-04 Kasım 2012 10
SAMSUN ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ersan YAPICI ,HÜSEYĠN
BAġ,Ġsmail TURAN
07-08-09 Aralık
2012 13
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit.
Ersan Yapıcı,Ġsmail
TURAN 29-30 Aralık 2012 10
70
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit.
Ersan YAPICI ,Ġsmail
TURAN 02-03 ġubat 2013 12
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit.
Ersan YAPICI ,Hüseyin
BAġ 30-31 Mart 2013 13
SAMSUN ġB. LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Ersan YAPICI
Ġsmail TURAN
Cavit
HACIOSMANOĞLU,
DR Saffet ERTAġ
22-23-24 Mart
2013 10
SAMSUN ġB. LPG Karma Yetkili Personel
Eğit.
Ersan YAPICI
Hüseyin BAġ 30-31 Mart 2013 13
TRAKYA BÖL.
ġB. LPG.Pompacı Eğitimi
M. Fesih SÖĞÜT -
Dr.H.IġIKALP 29-30 Nisan 2012 17
TRAKYA BÖL.
ġB.
Sor.Müd.Ġs.Zor.Pers.Sertifika
Eğt.
E.VURUK
A.KÖSEM-H.IġIKALP 25-27 Mayıs 2012 32
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
S.Oktay ALTAN
Dr.H.IġIKALP 11-12 Mayıs 2012 29
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP
04-05 Haziran
2012 21
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
S.Oktay ALTAN
Dr.H.IġIKALP 08-09Haziran 2012 39
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) Dr.H.IġIKALP
06-07 Temmuz
2012 23
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. FESĠH SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP
21-22 Temmuz
2012 18
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP
04-05 Ağustos
2012 20
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP
14-15 Ağustos
2012 18
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP 04-05 Eylül 2012 15
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP 15-16 Eylül 2012 21
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP 19-20 Eylül 2012 16
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
S.Oktay ALTAN
Dr.H.IġIKALP 16-17 Ekim 2012 16
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP 18-19 Ekim 2012 56
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP 20-21 Ekim 2012 64
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. FESĠH SÖĞÜT
Dr.H.IġIKALP 22-23 Ekim 2012 38
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
S.Oktay ALTAN -
Dr.H.IġIKALP 09-10 Kasım 2012 5
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT-
Dr.H.IġIKALP 15-16 Kasım 2012 79
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
M. Fesih SÖĞÜT-
Dr.H.IġIKALP 17-18 Kasım 2012 65
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 01-02Aralık 2012 31
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 04-05 Aralık 2012 51
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 07-08 Aralık 2012 56
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 09-10 Aralık 2012 23
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 11-12 Aralık 2012 64
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) M. Fesih SÖĞÜT 15-16 Aralık2012 33
71
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI) S.Oktay ALTAN 11-12 ġubat 2013 11
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
S.Oktay ALTAN -
Dr.H.IġIKALP 11-12 Mart 2013 16
TRAKYA BÖL.
ġB.
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
S.Oktay ALTAN -
Dr.H.IġIKALP 17-18 Nisan 2013 13
ESKĠġEHĠR
BÖL..
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
ISO 9001/2008 Kalite
Yönetim Sistemleri Temel
Eğitimi
Ceren BESLEME 21-22 Nisan 2012 24
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
ISO 9001/2008 Kalite
Yönetim Sistemleri Temel
Eğitimi
Ceren BESLEME 5-6 Mayıs 2012 24
ESKĠġEHĠR
BÖL. ġB.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
ISO 9001/2008 Kalite
Yönetim Sistemleri Temel
Eğitimi
Ceren BESLEME 3-4 Kasım 2012 19
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
TS-EN ISO/IEC 17025:2010
Deney ve Kalibrasyon
Laboratuvarlarının Yeterliliği
Ġçin Genel ġartlar Temel E.
Taylan ÇORUH 17-18 Kasım 2012 20
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
ISO 9001/2008 Kalite
Yönetim Sistemleri Temel
Eğitimi
Ceren BESLEME 24-25 Kasım 2012 20
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
"ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği" ve
"Risk Analizi Eğitimi" Nurettin ÇELĠK
14-15-16 Aralık
2012 20
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
LPG Yetkili Personel
Eğitimi (POMPACI)
Metin AYDIN -ÖMER
ĠYĠGÜN 13-14 Eylül 2012 18
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
LPG Otogaz Ġstasyonları
Sorumlu Müdürlük Eğitimi
Niyazi ÖZGÜR- Nurettin
ÇELĠK- Ömer ĠYĠGÜN
22-23-24 Mart
2013 18
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
ISO 9001/2008 Kalite
Yönetim Sistemleri Ġç
Denetçi Eğitimi
Ceren BESLEME 30-31 Mart 2013 17
ESKĠġEHĠR
BÖL.
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
ISO 9001/2008 Kalite
Yönetim Sistemleri Temel
Eğitimi
Ceren BESLEME 6-7 Nisan 2013 21
GÜNEYDOĞU
ANADOLU
BÖLGE
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
Akaryakıt ve LPG Eğitici
Eğitimi
Zuhal YAZICI, Fazıl
AKġĠT, Oktay
KARAMAN, Hüsamettin
SEYĠTOĞLU, Mehmet
SAKIN
13-16 Eylül 2012 10
GÜNEYDOĞU
ANADOLU
BÖLGE
TEMSĠLCĠLĠĞĠ
LPG Otogaz Ġstasyonu
Sorumlu Müdür Eğitimi
Süleyman TALMAÇ,
Niyazi KAVAR,
Hüsamettin
SEYĠTSEYĠTOĞLU,
Mehmet SAKIN, Fazıl
AKġĠT
16-18 Mart 2013 12
73
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
16 Ağustos 2012
TÜRKĠYE'NĠN NÜKLEER ENERJĠYE ĠHTĠYACI YOK!
Bilindiği üzere Hükümet bundan önceki hükümetler zamanında da mahcup bir Ģekilde dillendirilen
Nükleer Enerji konusunda kararlı bir tavır göstererek yatırım için gerekli anlaĢmaları Ruslarla
imzaladı. Yakında Mersin ilimize bağlı Akkuyu beldesinde Nükleer Santral yapımına baĢlanacak.
Biz 25 000 Kimya Mühendisini temsilen bu anlaĢmanın çok ağır koĢullarla imzalandığını ve
“Türkiye‟nin bu enerjiye ihtiyacı var, yoksa ülkemiz elektriksiz kalır” diye yaratılan kamuoyunun
yanlıĢ ve yapay olduğunu belirtmek istiyoruz.
AnlaĢma KoĢulları Neden Ağır?
1. Öncelikle bu enerji, iĢletme riskinin yüksek olması nedeniyle güvenilir değildir. Avrupa gibi
bilinçli bir toplum nükleer enerjiden çıkıĢ için 2022-2023 yıllarını bir milat olarak
belirlemiĢtir. Avrupa‟da geçen yıl 19 nükleer santral kapatılmıĢtır. Dört ülke bu enerjiyi
tamamen terk edeceğini deklare etmiĢtir. Bu geliĢmelere karĢılık biz yatırım kararı alıyoruz.
2. Nükleer santrali inĢa edecek olan Rus Rosatom firması dünyada bu alanda iĢ gören firmaların
en zayıflarından birisi olup sorunludur. WikiLeaks belgelerinden öğrendiğimize göre firmanın
ciddi anlamda finansman ve üretim alt yapısı ile ilgili sorunları vardır. Yetersiz makine
altyapısı ve eğitimli - deneyimli uzman eksikliği nedeniyle Rosatom firmasının bu yatırımın
altından kalkması ilgili çevrelerce kuĢku ile karĢılanmaktadır.
3. Nükleer santral iĢletmesinin sürdürülebilir olması için nükleer endüstrisinin de gerekli Ģartları
sağlaması gereklidir. Rosatom‟un önemli tedarikçilerinden Siemens 2022 yılından itibaren bu
sektörden çekileceğini ve santraller için yedek parça üretmeyeceğini belirtmiĢtir. Türkiye daha
iĢin baĢında ciddi bir yedek parça sorunu ile karĢı karĢıya kalacaktır.
4. Yapılan bir diğer yanlıĢ da reaktör seçimi ile ilgilidir. ġöyle ki; Akkuyu santralinde dünyada
hala simülasyon aĢamasında ve hiçbir santralde denenmemiĢ olan ve Avrupa‟daki
kuruluĢlardan lisans alamamıĢ olan WWER – 1200 model reaktör seçimi yapılmıĢtır. Türkiye
deneme tahtası mıdır?
5. Rusya ile Türkiye arasında imzalanan anlaĢmaya göre santralde üretilen elektriğin kWh‟ i
12,35 cent+KDV üzerinden alınacak. Bu fiyat oldukça yüksek bir fiyattır. Ruslara 15 yılda
yaklaĢık 70 milyar dolar ödenecektir. Bu söz konusu santralin yatırım bedeli olan 22 milyar
doların yaklaĢık 3 katıdır. Akkuyu NGS ġirketi tarafından sunulan ÇED dosyasından
anlaĢılacağı üzere, enerjinin birim maliyeti kapsamı içine risk maliyetleri katılmamıĢtır. Bu
maliyet kalemi enerjinin üretim maliyetine yansıtılmadığında gerçek anlamda projenin ne
kadara mal olduğu bilinemez. Ancak maliyet olarak iĢletme ve kurulma aĢamalarına
yansıtılmayan bu risk maliyetinin, enerjinin satılması aĢamasında topluma bir maliyet olarak
yükleneceği de unutulmamalıdır.
74
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
6. Her Ģeye rağmen santralin kurulduğunu ve fahiĢ fiyattan elektrik alınmasına rağmen günün
birinde olasılık dahilinde olan bir kazanın yaĢanması durumunda ülkemiz ortaya çıkacak olan
ve santralin yatırım bedelinin yaklaĢık on katına bedel olabilecek bir tazminat yükünü nasıl
karĢılayacaktır.
7. Bu anlaĢmanın sonucunda doğalgazın da büyük bir bölümünü ve diğer enerji kaynağı
maddelerinde bir kısmını Rusya‟dan temin ettiğimiz için ülkemiz Rusya‟ya daha çok bağımlı
hale gelmeyecek mi? Ülkenin dıĢ politikası ve ekonomi açısından bu ne kadar doğrudur?
8. 2017 yılında tam kapasiteyle üretime geçmesi düĢünülen Akkuyu nükleer santrali toplam
kurulu gücü 4.800 MW olacak. Ġkinci ve üçüncü nükleer santraller; Zonguldak ve Sinop ile
birlikte 2025 yılı sonunda nükleer kurulu gücün 9.600 MW'lık artıĢla toplam 14.400 MW'a
ulaĢtırılması hedeflenmektedir. Akkuyu Santralinin toplam maliyetinin 20 milyar dolar
civarında olması ve bunun %20'lik bölümünün Türkiye, kalan %80'lik bölümün ise minimum
15 yıllık enerji alım garantili olarak Rusya Federasyonu‟nca finanse edilmesi konusunda
mutabakat sağlanmıĢtır.
9. Deprem bölgesi riski, atık depolama riski, iĢletme teknik personelinin
Deneyimsizliği ve yokluğu, iletim hatlarının yetersizliği, çevre etkilerinin değerlendirilmemesi ve
elektrik üretim maliyetinin yüksek olması ve en önemlisi dıĢa temelden bağımlılığı göz önüne
alınmadan ısrarcı olunmasının nedenleri yetkililerce
açıklanamamaktadır.
Türkiye’nin Nükleer Enerjiye Ġhtiyacı Yoktur! !
1. 2012 yılı itibari ile Türkiye‟nin elektrik enerjisi mevcut kurulu gücü 53 bin MW‟ tır. Yine
aynı Ģekilde 42 bin MW‟lık elektrik enerjisi yatırımının halen inĢaatı devam etmektedir.
EPDK verilerinden yaptığımız hesaplamalara göre de 117 bin MW‟lık bir kurulu güç için
lisans müracaatı vardır.
2. EÜAġ‟ın hazırlayıp yayınladığı 2010 Elektrik Üretimi Sektör Raporuna göre ülkemiz 2009
yılında 193 milyar kWh, 2010 yılında ise yaklaĢık 208 milyar kWh elektrik enerjisi tüketimi
gerçekleĢtirmiĢtir.
3. Yine EÜAġ‟ın verilerine göre 2010 yılında EÜAġ ve bağlı ortaklıkları 95 milyar kWh ve özel
sektör de 115 miyar kWh elektrik enerjisi üretmiĢtir. Toplamda üretilen elektrik enerjisi 210
milyar kWh‟ tir. Üretim yedeği olarak 38.789 Milyon kWh bulunmaktadır. 2011 yılının 11
aylık döneminde TÜKETĠM 196,6 Milyar kWh olmuĢtur. 2010 yılı aynı dönemine göre artıĢ
% 8 olmuĢtur.
4. ETK Bakanlığına bağlı TEĠAġ‟ın hazırladığı projeksiyonlara göre ülkemizde artan talebe
uygun olarak ileriki yıllarda bir enerji açığı ortaya çıkacaktır. Bu açık elbette ki yeni
yatırımlarla önlenebilir. Bunun yolu ve akılcı olanı yerli kaynakların değerlendirilerek elektrik
üretiminin arttırılmasıdır. Mevcut üretim ve tüketim yukarıda verilen rakamlardan da
75
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
anlaĢılacağı üzere baĢa baĢtır. Devam eden 42 bin MW‟lık yatırım da düĢünüldüğünde ortaya
çıkacak olan arz talebi karĢılayacaktır. Hele ki lisan aĢamasındaki 117 bin MW gücündeki
yatırım düĢünüldüğünde “ Türkiye elektriksiz kalacak“ savının bir kamuoyu aldatmacası
olduğu anlaĢılacaktır. Akkuyu‟da inĢa edilecek olan ve 2017 yılına yetiĢtirilmesi beklenen
santralin 4800 MW kurulu gücüne arz ve talep dengesi açısından bakıldığında bunun bir
ihtiyaçtan çok tercihe dayandığı görülecektir. Bu tercih güvenli olmayan, dıĢa bağımlı ve
pahalı bir tercihtir. ETK Bakanlığının böylesine yanlıĢ bir tercihi yasallaĢtırması yerine daha
güvenli, milli, ucuz ve yenilenebilir tercihleri desteklemesi gereklidir.
5. Ülkemizdeki elektrik enerjisi politikalarına bakıldığında mevcut sistemin plansızlığı ve
sürdürülemezliği görülecektir. Enerjide planlama; iklim değiĢikliğine uygun, yerli ve
sürdürülebilir doğal kaynakların kullanılması esasına dayanmadığı müddetçe enerji her zaman
bir kriz örgüsü olarak karĢımızda duracaktır. Bu açık elbette ki yeni yatırımlarla önlenebilir.
Ancak bu yatırımların bedeli daha fazla enerjinin ve doğal kaynağın plansızca heba edilmesine
yol açacaktır. Bu hesaplamalar yapılmadığında daha belirsiz bir gelecek ile karĢı karĢıya
kalacağımız açıktır. Enerji sorununa sadece, üretim ve tüketim dengeleriyle yaklaĢıldığında
mevcut durumda bir iyileĢtirme sağlanması mümkün görünmemektedir. Ġhtiyaçlar ideolojisi
bu haliyle kendini dayatırsa hiçbir Ģekilde enerji açığı sorunu ortadan kaldırılamayacaktır.
KMO Yönetim Kurulu
76
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
31 Ağustos 2012
1 EYLÜL DÜNYA BARIġ GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
Egemenler dünya kurulduğundan buyana ve özellikle de kapitalizmin 20 yüzyıldaki bunalımını aĢmak
üzere çatıĢmanın, düĢmanlığın ve savaĢın dilini egemen kılmaya çalıĢıyor. Bu uğurda insanlar, halklar,
ülkeler birbirine düĢman ediliyor. Ülkeler iĢgal ediliyor, parçalanıyor. Daha kolay sömürmek için,
daha kolay ezmek için yapay nedenler, insani olmayan fiili durumlar yaratılıp savaĢlar çıkarılıyor.
Oysa dünyamız zengin, herkese yetecek kadar kaynak var. Yeter ki adalet olsun. BarıĢın olması için,
yoksulluğun yok olması için, sömürünün yaĢanmaması için, odalardan alanlara, alanlardan sınırlara
kadar Dünya‟nın bütün coğrafyalarında adalet duygusunun yerleĢmesi gerek… Adaletin olmadığı
yerde barıĢ olmaz, kardeĢlik olmaz, sevgi olmaz… Kapitalizmin bunalım döneminin bir aĢaması olan
emperyalizm daha çok sömürmek, pastadan daha çok pay almak için farklılıkları düĢmanlık için
kullanmaktadır. Oysaki farklılıklarımız zenginliktir. Demokrasi de bu farklılıklarla birlikte yaĢamaktır.
YaĢadığımız dünyada bu gün sadece farklı bir ulustan olduğu için, bizimle aynı düĢünmediği için,
inançlarımızı paylaĢmadığı için insanlar sürülüyor, baskıya maruz bırakılıyor, öldürülüyor. SavaĢ
egemenleri cahillikleri kullanıyor, milliyetçiliği kullanıyor, daha çok kar hırsını kullanıyor. Bu nedenle
dilleri kirli, inançları kirli, yürekleri kirli, beyinleri kirli… Bilime inanmıyorlar, adalet duygusuna
inanmıyorlar… Sadece daha çok pay almak için her türlü rezilliğe çalıĢıyor beyinleri… Bunun için
silahlar üretiyorlar, farklılıkların düĢmanlık gibi algılanmasına çalıĢıyorlar, düĢmanlıklar yaratıyorlar.
BarıĢın ve kardeĢliğin uzak olduğu bir dünyada barıĢtan bahsetmek zor olacaktır elbette. Yoğunluklu
bir paylaĢım savaĢının yaĢandığı zamanlardan geçiyoruz. ABD emperyalizminin orta doğuda enerji
kaynaklarına sahip olma ve neo-liberal sömürü düzenini Ortadoğu ve Asya‟ya kaydırma amacıyla
yürüttüğü sömürü politikaları örtülü ve açık müdahalelerle devam ediyor.Suriye‟de hayata geçirilen iç
savaĢ stratejileriyle Suriye ve Ortadoğu da etnik mezhepsel düĢmanlık giderek güçleniyor.
Irak‟a sözde kimyasal silah yalanıyla doğrudan saldıran ABD bu kez Ortadoğu ve Suriye‟de ABD
politikalarının taĢeronluğunu yürüten AKP eliyle Türkiye‟yi Suriye‟de ki iç savaĢın merkez üssü
haline getirdi. Hatay‟da kamp kuran ve eğitim alan gerici güçlerin halka yönelik saldırıları içerde de
mezhepsel bir çatıĢmanın dinamiklerini açığa çıkartıyor.
Diğer taraftan AKP „nin Kürt sorununda operasyonlarla uyguladığı askeri Ģiddet politikası bölgede
çatıĢmayı daha da derinleĢtiriyor. BarıĢ umutlarının tükendiği yerde çözüm yine Ģiddet ve savaĢ
politikalarında aranıyor. Yıllardır Kürt sorununun çözümü olarak sunulan Ģiddet politikalarının
sorunun çözümünde bir iĢe yaramadığı görülüyor. Emperyalist güçlerin savaĢ politikalarının sonucu
ise kardeĢ halkları birbirine düĢman etmekten öteye gitmediği ortadadır. BarıĢa giden yol ancak
demokratik çözümle örülebilecektir.
ġimdi ülkede, bölgede ve dünyada barıĢ sesimizi yükseltmenin, kardeĢ halkların kalplerini körelten kin
ve nefret söylemlerine karĢı sevgi tohumları ekmenin, özlem duyduğumuz barıĢ ve kardeĢlik için
mücadele etmenin zamanıdır.1 Eylül Dünya barıĢ gününde emperyalist müdahalelere AKP‟nin savaĢ
politikalarına karĢı halkların kardeĢliği için barıĢın sesini yükseltmeye çağırıyoruz.
TMMOB
KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
YÖNETĠM KURULU
77
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
14 Eylül 2012
KIRTASĠYE MALZEMELERĠYLE OKUL ARAÇ VE GEREÇLERĠNE DĠKKAT !
Yeni eğitim döneminde okula yeni baĢlayan 2,3 milyon öğrenciyle birlikte 18 milyona yakın
öğrenci 17 Eylül'de ders baĢı yapmaya hazırlanıyor. Çocukların tükettiği gıdalar kadar, kullandıkları
eĢyaların da güvenli olması gerektiğine dikkat çekmek istiyoruz. Kimya Mühendisleri Odası olarak,
çocukların kullanacağı kırtasiye malzemelerindeki kimyasal risklerin kontrol altında tutulması
gerekliliğini kamuoyuna duyuruyoruz. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların düĢlerini süsleyen ve
özellikle ilköğretim çağında okul stresini eğlenceye dönüĢtüren kırtasiye ürünleri, bilinçsizce yapılan
alıĢ veriĢ sonucunda çocukların sağlığını bozabilen tehlikelere dönüĢebiliyor. Hangi malzemeden
yapıldığı belli olmayan, güvenlik sınırını aĢan kimyasal madde katkılı kırtasiye ürünleri,
çocuğunuzun sağlığını bozmasın... Raflarda yerini alan ucuz, hangi maddelerden yapıldığı ve içeriği
belli olmayan ve güvenlik sınırını aĢan kimyasal madde katkılı, abartılı albenili kalem, silgi, su
matarası beslenme çantası gibi kırtasiye malzemeleri, ayakkabılar, okul giysileri çocuklarımızın
sağlığını ciddi biçimde tehdit etmektedir. Gıdalarının konduğu plastik beslenme çantaları ve suluklar
da eğer kalitesiz ise büyük risk oluĢturmaktadır.
Kırtasiye malzemeleriyle okul araç ve gereçlerinde fitalatlar (katkı maddesi olarak), azo
boyalar ve bazı ağır metaller kullanılmaktadır. Fitalatlar plastiğin sert ve kırılgan özelliğini
yumuĢatmak ve bazı malzemelerde kullanılan boya ve kokuların uzun süre dayanmasını sağlamak
amacıyla kullanılan toksik kimyasallardır. Tükürük ve ter yolu ile vücuda geçerek hormonal sisteme
(üreme sistemi), endokronik sisteme ve karaciğere zarar vermektedir. Azo boyar maddeleri ise doğal,
rejenere ve sentetik elyafların boyanmasında ve renklendirilmesinde kullanılmaktadır. Ġki binden fazla
çeĢidi vardır. Bu durum kullanım alanını geniĢletmektedir. Azo boyar madde ile iĢlem görmüĢ
malzemelerin uzun süreli ve vücut ile temas hali sonrasında insanlarda bazı kanser türlerine ve
karaciğer hastalıklarına yol açtığı ve mutajenik etkiler yaratığı bilinmektedir. Yine aynı Ģekilde
antimon, arsenik, baryum, kadmiyum, nikel, krom, kurĢun, civa ve selenyum gibi ağır metaller de
değiĢik amaçlarla okul malzemelerinde kullanılmaktadır. Biyoduyarlılık sınır değerlerinde verilen
limitlerin aĢılması durumunda ter ve tükürük yolu ile vücuda taĢınan bu maddeler vücutta birikmekte
ve vücuttaki yararlı minerallerle yer değiĢtirmektedir. Bu durum da insanlarda bazı kanser türlerinin
görülmesinde ve bazı nörolojik sorunların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynamaktadır. Yine
sanayide boya inceltmek amacıyla kullanılan ve çok çabuk buharlaĢabilen (uçucu) toluen, xylol,
aseton, benzen, trikloretan, perkloretilen, halojenli hidrokarbonlar ve benzeri maddeler yapıĢtırıcı
malzemeler Sağlık Bakanlığının “Uçucu Maddelerin Zararlarından İnsan Sağlığının Korunması
Hakkında Yönetmelik” gereğince yasaklamasına rağmen kullanılmaktadır.
Yukarıda saydığımız bu tehlikeli kimyasalların bazıları 2011 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan “Bazı Tüketici Ürünlerinin Tehlikeli Kimyasal Madde İçeriğine Yönelik Piyasa Gözetimi ve Denetimine İlişkin Tebliğ” ile sınırlandırılmıĢtır. Bu geliĢmelere rağmen piyasa denetimsizdir. Sorun sadece okulların açılması sırasında akla gelmekte ve göstermelik denetimler yapılmaktadır.
Rakamlarla kırtasiye sektörü Türkiye'de 350 adet tedarikçi, üretici ve toptancı ile 28 bin adet de perakendeci firma faaliyet
gösteriyor. Kırtasiye sektörünün büyüklüğü ise yaklaĢık 4.5 milyar dolar civarında. Kırtasiye pazarının
da yüzde 70'i ithal, yüzde 30'u yerli ürünlerden oluĢuyor. Çin, sektörün en büyük üreticisi
sıralamasında birinci sıraya yerleĢirken, Türkiye ise dünya ofis ve kırtasiye ürünleri ihracatında 11'inci
sırada bulunuyor. Özellikle merdiven altı üretimlerde ve bazı dıĢ alım yapılan ülke ürünlerinde
yukarıda saydığımız tehlikeli kimyasallar limit sınırların üzerinde kullanılmıĢtır. 2011 yılında
GTB‟lığın almıĢ olduğu numuneler üzerinde yapılan deneylerin yaklaĢık % 50‟ si olumsuz çıkmıĢtır.
Bu durumun vahametini göstermektedir.
Hangi ürünlerde ne tür riskler var? Pastel boya, suluboya, oyun hamuru, silgi ve diğer boyalar: Bu ürünlerde kanserojen olduğu
için yasaklanan azo boyarmaddeler ve plastik ürün, baskı ve boyalarda yumuĢatıcı olarak katılan
fitalatlar kullanılabiliyor. Aynı zamanda kanserojen olan fitalatlar, insanlarda ve hayvanlarda hormon
sistemine zarar veriyor. Ayrıca astım ve üreme bozukluğuna da neden olan bu kimyasal, pastel
78
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
boyalarda da bulunabiliyor. Çocuklarda sinir, bağıĢıklık sistemini tahrip eden ağır metaller de boyalar
içerisinde tespit ediliyor. Kanserojen boyarmaddeler ise deri ile temas sonucu deri tarafından direkt
emilir.
Makas, kalemtıraĢ, zımba: Öğrencilerin hemen her gün kullandığı bu ürünlerde, ağır metaller
ve fitalatlar kullanılabileceğinden test edilmesi önemli. Nikel, alaĢım numunelerin kaplamasında,
korozyona karĢı direncinin artırılmasında ve sertliklerinin artırılmasında kullanılan bir madde. Uzun
süre nikel içeren aksesuarlarla temas halinde olmak ciltte tahriĢe ve alerjiye neden olmaktadır..
Çanta, beslenme çantası, kalem kutusu, matara ve kaplıklar: Bu ürünlerde de fitalatlar, azo
boyarmaddeler, alerjen boyarmaddeler ve kanserojen boyarmaddeler bulunabiliyor. Kanserojen
oldukları için yasaklanan poliaromatik hidrokarbonlar (PAH) ve tekstilde buruĢmazlık, çekmezlik
apresi, boya ve baskının korunmasında kullanılan formaldehit, çantaların risklerinden. Alerji, tahriĢ,
egzama ve akciğer kanserine neden olan bu kimyasal; önlük, pantolon ve çorap gibi tekstil ürünlerinde
de bulunabilmektedir.
Kırtasiye malzemesi ve gereçleri satın alırken ne yapmalı?
Tercih edilecek ürün üzerinde TSE ve CE iĢaretlerinden en az birinin olmasına dikkat
edilmelidir. Çocukların kullanacağı mataralar, ĢiĢeler ve beslenme çantalarının plastik olmamasına
dikkat edilmeli, kokulu ve boyalı ürünlerden kaçınılmalıdır. Solvent bazlı kalemler kesinlikle satın
alınmamalı, satın almada su bazlı, alkol bazlı kalemler tercih edilmelidir. Keza yapıĢtırıcı alımında da
içerinde uçucu madde olan yapıĢtırıcılar kesinlikle satın alınmamalıdır.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunuyoruz.
TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
79
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
01 Ekim 2012
BAZI YÖNETMELĠKLERĠN KRĠTERLERĠ DEĞĠġTĠRĠLEREK VEYA YÜRÜRLÜK
TARĠHLERĠ ERTELENEREK KĠRLĠLĠĞE, HASTALIKLARA VE ÖLÜMLERE
DAVETĠYE ÇIKARILIYOR!
Çevre ve ġehircilik Bakanlığı, 16 Haziran 2012 tarihinde ülkemiz için çok önemli olan Sanayi
Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği’ n de değiĢiklik yapılmasına ve 31 Temmuz 2012
tarihinde Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik’ in ise yürürlük tarihini iki
yıl erteleyerek, olabilecek hava kirliliğine, kazalara, maddi kayıplara ve ileride olabilecek hastalık
ve ölümlere alt yapı hazırlamıĢtır.
ÇġB‟lığı gittikçe sanayileĢen ama bu sanayileĢme ile birlikte yeryüzünü, gökyüzünü kirleterek
insanların yaĢam alanlarını kısıtlayan sanayi tesisleri tarafında yer alarak Sanayi Kaynaklı Hava
Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğinde kamuya, ilgili meslek kuruluĢlarına herhangi bir açıklama
yapmadan, görüĢünü almadan ve gerekçesiz olarak çok önemli bir değiĢikliğe gitmiĢtir.
Bu Yönetmeliğin amacı, sanayi ve enerji üretim tesislerinin faaliyeti sonucu atmosfere yayılan is,
duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halindeki emisyonları kontrol altına almak; insanı ve çevresini hava
alıcı ortamındaki kirlenmelerden doğacak tehlikelerden korumak; hava kirlenmeleri sebebiyle çevrede
ortaya çıkan umuma ve komĢuluk münasebetlerine önemli zararlar veren olumsuz etkileri gidermek ve
bu etkilerin ortaya çıkmamasını sağlamaktır.
ÇġB yaptığı değiĢikliklerle yönetmelik kapsamında belirtilen kriterlerin yer aldığı, limit değerlerin
sunulduğu Ek-1 yerine Ek-7‟ nin esas alınması gerektiğini ifade ederek yönetmelik kabul kriterlerini
ve sınır değerleri değiĢtirmiĢtir. Esas alınması istenilen Ek-7‟ deki sınır değerlerin bazıları
yumuĢatılarak limitler esnetilmiĢtir.
Daha önce uygulanan bazı sınırlamalar yeni ekte ortadan kaldırılmıĢ, tablolarda verilen ve sınırlanması
istenen Asbest gibi bazı kanser yapıcı ve zararlı kimyasallar tablolardan çıkartılmıĢtır. Yine bu
tablolarda verilen zararlı, kanser yapıcı gibi bazı kimyasallar ise sınıf değeri düĢürülerek daha az
zararlı olarak zikredilmiĢtir.
Yine aynı bakanlık Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik’ inde ise
yürürlük tarihini iki yıl erteleyerek olabilecek kazalara, hastalıklara ve ölümlere alt yapı hazırlamıĢtır.
Söz konusu yönetmelik tehlikeli maddeler bulunduran kuruluĢlarda büyük endüstriyel kazaların
önlenmesi ve olası kazaların meydana gelmesi halinde insanlara ve çevreye zararının daha az olmasını
sağlamak amacıyla yapılması gereken yaptırım ve sınırlamaları tanımlayan bir yönetmeliktir.
SanayileĢme ile birlikte; bu alandaki kontrolsüzlüğün de etkisi ile birlikte ülkemizde son yıllarda
meydana gelen patlama, yangın gibi endüstriyel kazalar hatırlandığında söz konusu yönetmeliğin
yürürlük tarihini iki yıl ertelemenin kazalara ve ölümlere davetiye anlamına geldiği görülecektir.
Ertelemenin hangi gerekçe ile yapıldığı açıklanmamaktadır. Ülkemiz topraklarının % 92‟ sinin ve
büyük sanayi merkezlerimizin % 98‟ inin deprem kuĢağı içerisinde yer aldığı düĢünüldüğünde bu
ertelemenin hangi ölçüde risk taĢıdığı daha iyi anlaĢılacaktır.
Geçen yıl Ostim‟de ve geçtiğimiz ay da Tuzla‟da ve Afyon‟daki patlamalar ve sonucunda meydana
gelen maddi kayıplar ile trajik ölümlerin ardından söz konusu yönetmeliğin neden iki yıldır yürürlüğe
girmediğini sorgularken, yönetmeliğin önümüzdeki iki yıl da yürürlüğe girmeyeceğini ve ertelendiğini
öğreniyoruz. Ġlgililerden kamuoyuna erteleme nedenleri ile birlikte gerekli açıklanmaların yapılmasını
talep ediyoruz.
80
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Ġlginçtir aynı yönetmelikte; daha dün Afyon'daki askeri alanda meydana gelen ve 24 yurttaĢımızın
hayatını kaybettiği cephanelik patlaması yok sayılarak askeri kuruluĢ ve tesisler, petrol ve doğalgaz
boru hatları ve taĢımacılığı, rıhtım, liman ve iskelelerde yapılacak yükleme ve boĢaltmalar ve
minerallerin kimyasal iĢletmeciliği istisna sayılarak bu yönetmeliğin dıĢında bırakılmıĢtır.
ÇġB'nı yaptığı bu hatalı uygulamadan derhal vazgeçmeye yönetmeliklerdeki değiĢiklikleri iptal
etmeye ve yönetmelikleri derhal yürürlüğe koymaya davet ediyoruz. Aksi durumda bu iki uygulama
yönetmeliğinin ertelenmesi nedeni ile olabilecek kirliliklerin, kazaların, hastalıkların ve ölümlerin
müsebbibi olacaktır.
Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
81
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
06 Kasım 2012
ÖLÜM HABERLERĠ DEĞĠL, ÇÖZÜM HABERLERĠ DUYMAK ĠSTĠYORUZ!
12 Eylül 2012 tarihinden bu yana 66 cezaevinde 685 kiĢi açlık grevinde. Bu sürede açlık grevinde
olanlar için kritik süre aĢılmıĢtır. Açlık grevi bugün bırakılsa dahi grevdeki yurttaĢlarımız,
bedenlerinde kalıcı hasarlarla yaĢamaya devam edeceklerdir.
Bu durumu “aç yok” ya da “bir kiĢi var” sözleriyle önemsizleĢtiremeyiz. Açlık grevinde bir kiĢi bile
olsa sözünü ettiğimiz varlık insandır, bizim insanımızdır, yurttaĢımızdır, kardeĢimizdir.
Siyasi görüĢü, ideolojisi ne olursa olsun her insanın, sırf "insan" olduğu için, açlık grevindeki
insanlarımızın taleplerine ses vermesi, seslerine ses olması gerekir.
Bu eyleme duyarsız kalınmamalı, çözüm için tüm demokratik yollar denenerek ölümler
engellenmelidir. Geçen her dakika hepimizin aleyhinedir, olası ölümler karĢısında tarih, hepimizi bir
kıyımın sorumluları olarak anacaktır.
Bizler daha önce Hayata DönüĢ operasyonlarıyla yaĢadığımız acı sürecin tekrarlanmasını istemiyoruz.
Bir an önce sorunun çözülmesi için siyasal iktidarın harekete geçmesini ve çözüm için çağrı yapan
emek, meslek ve demokrasi güçlerinin sağduyu çağrılarına olumlu yanıt verilmesini bekliyoruz.
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
KMO Yönetim Kurulu
82
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
18 Aralık 2012
AKP TMMOB YASASI DEĞĠġĠKLĠĞĠYLE MESLEĞĠMĠZĠ ODALARIMIZI VE
BĠRLĠĞĠMĠZĠ TESLĠM ALMAYA ĠġLEVSĠZLEġTĠRMEYE VE PARÇALAMAYA
ÇALIġMAKTADIR.
DeğiĢtirilmek Ġstenen Emekten, Bilimden, Ġnsandan Yana Kimliğimizdir!
TESLĠM OLMAYACAĞIZ!
AKP iktidarı döneminde baĢlayan Odalarımız ve Birliğimiz Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Birliği-TMMOB‟nin mevzuatını düzenlemeye yönelik çalıĢmalar, bugün doğrudan TMMOB Yasasını
değiĢtirmeye yönelmiĢtir. Anayasa‟nın 123, 124 ve özellikle 135. maddelerinden hareketle yayımlanan
6235 sayılı TMMOB Yasasının değiĢtirilmesi yoluyla TMMOB örgütlülüğü ve mühendis, mimar,
Ģehir plancılığı disiplinlerinin meslek örgütlülükleri, kapalı kapılar ardında yapılan hazırlıklarla tasfiye
edilmek istenmektedir.
Bizler Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği„ne bağlı Kimya Mühendisleri Odası‟nın ,
üyelerimizin demokratik ve katılımcı bir biçimde yapılan seçimleri ile görevi baĢında olan ġube
BaĢkanları , Bölge /Ġl Temsilciliği BaĢkanları olarak; mesleğimize, meslektaĢlarımıza ve Odalarımıza
sahip çıkacak, birliğimiz TMMOB„ye yönelen her türlü tasfiye giriĢimine karĢı birlikte ve yan yana
duracağız.
Yakın zamanda çıkarılan "Afet Riski Alanların DönüĢtürülmesi Hakkındaki Kanun" "BüyükĢehir
Yasası" gibi talan ve rant yasalarından sonra, torba yasa içinde yer alan tüm bu yasal düzenlemelerle
kıyılar, kırsal alanlar, meralar yapılaĢmaya açılıp, yapı denetim sistemi de buna uygun yeniden
Ģekillendirilerek, kentlerimiz, tarım arazilerimiz, kıyılarımız, meralarımız ve doğal yaĢam alanlarımız
sermaye birikim alanına dönüĢtürülmektedir.
Bugün meslek disiplinlerimiz ile kamusal hizmet ve kamusal mesleki denetim esaslı örgütlülükler
tasfiye edilmek istenmektedir. Bu yapılar Ģekli yapılara dönüĢtürülerek AKP çevresinde kümelenmiĢ
rantiye tarafından sürdürülen talan politikalarına hizmet edecek, özetle sermayeye taĢeronluk hizmeti
vermek üzere yeniden biçimlendirilecektir. Kamuoyuna tarafsız ve bilimsel temellerle gerçeklikleri
aktaran; gerektiğinde etkin bir biçimde hukuk yolunu kullanarak yapılan yanlıĢlarla mücadele eden
TMMOB„ye yönelik tasfiye politikaları bu kapsam içindedir.
DeğiĢtirilmesi planlanan yeni kanunla kurulması düĢünülen Ġl odalarıyla, odaların piyasaya hizmet
üretmesi sağlanmaya çalıĢılmakta ve meslek örgütleri birer ticarethaneye dönüĢtürülmek
istenmektedir. Oysa kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak çalıĢan TMMOB kamu adına
yaptığı denetimlerle topluma daha güvenli binalar, daha güvenli/ kaliteli gıdalar, daha güvenli bir
yaĢam sunmaktadır. Bu yasayla TMMOB‟nin bağımsız ve toplumcu kimliği yok edilmek
istenmektedir.
Bizler yaĢanan süreçleri meslektaĢlarımıza anlatarak,onlarında desteği ile odalarımıza yapılan
saldırılara karĢı duracağız ve bu süreçten örgütlülüğümüzü daha da güçlendirerek çıkacağız.
Hazırlanan torba yasa taslağında; Yapı Denetimi Hakkında Kanun, Ġmar Kanunu, Kat Mülkiyeti
Kanunu, Belediye Gelirleri Kanunu, Kıyı Kanunu, Ġskan Kanunu, Mera Kanunu, Kamu Kurum ve
KuruluĢlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması
Hakkında Kanun, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve
TMMOB Kanunu ile ilgili düzenlemeler bulunuyor.
Torba yasa taslağının bütününe bakıldığında neoliberal zihniyetin kentlerimizi, tarım arazilerimizi,
kıyılarımızı, meralarımızı ve doğal yaĢam alanlarımızı bir sermaye birikim alanı olarak hedef aldığı
görülmektedir. AKP„ye göre bu alanlarda gerçekleĢecek mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı
83
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
hizmetlerinin kamusal-toplumsal fayda anlayıĢından arındırılması gerekiyor. Tarım arazileri, dereler,
doğal kaynaklar, içme suyumuz bile günümüzde metalaĢtırılmakta, halkın kullanımından alınarak
sermayenin inisiyatifine terk edilmektedir. TMMOB yaĢamın talanının önünde bir engel olarak
görülmektedir. Bu nedenle sürece ayak direyen, izin vermeyen TMMOB‟nin parçalanması,
dağıtılması gerekiyor. Sonuç olarak TMMOB‟nin etkisiz-yetkisiz bir hale getirilmesi, Bakanlığa
bağlanması, merkezi bütünlüklü yapısının parçalanması hedeflenmektedir.
Bu güne kadar halktan ve emekten yana yaptığımız mücadele ve kamu kaynaklarının, çevrenin tarihi
ve kültürel değerlerimizi korumak gelecek kuĢaklara sağlıklı, güvenli yaĢanabilir bir kent bırakmak
adına açtığımız davalar TMMOB‟yi iktidarın hedefi haline getirmiĢtir.
TMMOB‟nin, AKP‟nin istediği Ģekilde biçimlendirilmesi demek bilimin ve teknolojinin halkın değil,
bir avuç sömürücünün hizmetine sunulması demektir.
Bir kez daha söylüyoruz önümüzdeki temel görev, bu saldırıya geçit vermemektir. Bizler Türk
Mühendis ve Mimar Odaları Birliği„ne bağlı Kimya Mühendisleri Odası‟nın, üyelerimizin demokratik
ve katılımcı bir biçimde yapılan seçimleri ile görevi baĢında olan ġube BaĢkanları , Bölge/Ġl
Temsilciliği BaĢkanları olarak ; mesleğimize, meslektaĢlarımıza ve Odalarımıza sahip çıkacak, birlik
ve beraberlik içinde bağımsız ve demokratik meslek kuruluĢlarımızın tasfiyesine dur diyeceğiz. Bunun
bir kamusal görev olduğunu tekrar hatırlatıyor, iktidarı uyarıyor ve bu giriĢimlerinden vazgeçmeye
çağırıyoruz.
Yaşasın TMMOB, Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz
Kamuoyuna saygılarımızla.
KMO Merkez Yönetim Kurulu KMO Ankara ġube Yönetim Kurulu
KMO Bursa ġube Yönetim Kurulu KMO Denizli ġube Yönetim Kurulu
KMO Ege Bölge ġube Yönetim Kurulu KMO Güney Bölge ġube Yönetim Kurulu
KMO Ġstanbul ġube Yönetim Kurulu KMO Kocaeli ġube Yönetim Kurulu
KMO Samsun ġube Yönetim Kurulu KMO Trakya Bölge ġube Yönetim Kurulu
KMO EskiĢhir Böl.Tem. Yönetim Kurulu KMO Trabzon Böl.Tem.Yönetim Kurulu
KMO G.Anadolu Böl.Tem. Yönetim Kurulu KMO Adıyaman Ġl Temsilciliği
KMO Antalya Ġl Temsilciliği KMO Amasya Ġl Temsilciliği
KMO Aydın Ġl Temsilciliği KMO Balıkesir Ġl Temsilciliği
KMO Batman Ġl Temsilciliği KMO Bayburt Ġl Temsilciliği
KMO Çanakkale Ġl Temsilciliği KMO Çorum Ġl Temsilciliği
KMO Elazığ Ġl Temsilciliği KMO Erzurum Ġl Temsilciliği
KMO Erzincan Ġl Temsilciliği KMO Gaziantep Ġl Temsilciliği
KMO Giresun Ġl Temsilciliği KMO Hatay Ġl Temsilciliği
KMO Ġskenderun Ġl Temsilciliği KMO KahramanmaraĢ Ġl Temsilciliği
KMO Kayseri Ġl Temsilciliği KMO Konya Ġl Temsilciliği
KMO Manisa Ġl Temsilciliği KMO Mersin Ġl Temsilciliği
KMO Muğla Ġl Temsilciliği KMO Ordu Ġl Temsilciliği
KMO Osmaniye Ġl Temsilciliği KMO Rize Ġl Temsilciliği
KMO Sinop Ġl Temsilciliği KMO Sivas Ġl Temsilciliği
KMO ġanlıurfa Ġl Temsilciliği KMO Tokat Ġl Temsilciliği
KMO UĢak Ġl Temsilciliği KMO Van Ġl Temsilciliği
KMO Zonguldak Ġl Temsilciliği
84
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
01 ġubat 2013
KAZALAR, YANGINLAR VE ÖLÜMLER ÜZERĠNE BĠR KEZ DAHA
HATIRLATIYORUZ.
31 Temmuz 2012 tarihinde Çevre ve ġehircilik Bakanlığı Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü
Hakkında Yönetmeliğin yürürlük tarihini iki yıl erteleyerek olabilecek kazalara ve ölümlere alt yapı
hazırlamıĢtır. KMO görevini yaparak 1 Ekim 2012 tarihinde bir basın toplantısı ve duyurusu
gerçekleĢtirerek Bakanlığı ve kamuoyunu uyarmıĢtır. Söz konusu basın bildirisinde "Ostim, Tuzla ve
Afyondaki patlamaların son değil, eğer böyle devam ederse bu kazaların kaçınılmaz olacağı ve
devamının geleceği” uyarısını yapmıĢtır.
Nitekim çok geçmeden 28 Ocak 2013 tarihinde Önce Bursa- Yalova da Aksa fabrikasında ve 30 Ocak
2013 tarihinde de Gaziantep' teki bir galvaniz fabrikasında maddi ve manevi kayıplara yol açan ve 8
kiĢinin ölümü ile sonuçlanan kazalar meydana gelmiĢtir. Yürürlük tarihi hiçbir gerekçe gösterilmeden
iki yıl ertelenen söz konusu yönetmelik tehlikeli maddeler bulunduran kuruluĢlarda büyük endüstriyel
kazaların önlenmesi ve olası kazaların meydana gelmesi halinde insanlara ve çevreye zararının daha az
olmasını sağlamak amacıyla yapılması gereken yaptırım ve sınırlamaları tanımlayan bir yönetmeliktir.
Ġlgililerden kamuoyuna erteleme nedenleri ile birlikte gerekli açıklamaların yapılmasını talep
ediyoruz.
Türkiye‟de üretim ve kar hırsı ile artık neredeyse her gün bir endüstriyel kaza ve bunun sonucu kitlesel
ölümler meydana gelmektedir. 2011 yılında iĢ kazalarındaki ölüm sayısı 1700 kiĢidir. Eminiz ki 2012
istatistikleri açıklandığında bu rakamın daha da arttığı görülecektir. Türkiye ilgili bakanın
açıklamasına göre kazalı ölümlerde Avrupa'da birinci dünyada ise üçüncü sıradadır. Afrika ve Asya
ülkelerinde bile bile bu rakamlar daha düĢüktür.
Yeni iĢ güvenliği yasası çıkarılıyor ama diğer yanda da kazaların önlenmesi için iĢverence alınması
gerekli önlemlerin uygulanmasına yönelik yönetmelikler gerekçesiz olarak 2 yıl ertelenebiliyor. Bu
durum için samimiyet testi yapmaya gerek var mı?
Ġlgili bakanlığı yaptığı bu hatalı uygulamadan derhal vazgeçmeye yönetmeliklerdeki değiĢiklikleri
iptal etmeye ve yönetmelikleri derhal yürürlüğe koymaya davet ediyoruz. Aksi durumda söz konusu
yönetmeliğinin ertelenmesi nedeni ile yeni çıkarılan ĠĢ Güvenliği Yasasının da uygulamada olabilecek
kazaları ve ölümleri önleyemeyeceğini kamuoyuna duyurmak istiyoruz.
KMO Yönetim Kurulu
85
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
08 Mart 2013
KADINLAR BARIġ ĠSTĠYOR!
SAVAġA, YOKSULLUĞA, KADIN KATLĠAMLARINA CĠNSĠYET
AYRIMCILIĞINA VE EMEĞĠMĠZĠN SÖMÜRÜSÜNE KARġI DĠRENEREK
ÖRGÜTLENĠYORUZ!
1857 yılında ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma iĢçisi daha iyi çalıĢma koĢulları istemiyle
bir tekstil fabrikasında greve baĢladı. Ancak polisin iĢçilere saldırması ve iĢçilerin fabrikaya
kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında iĢçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması
sonucunda çoğu kadın 129 iĢçi can verdi. Kopenhag'da 1910 yılında toplanan Uluslararası Sosyalist
Kadınlar Konferansı'nda Alman sosyalist Clara Zetkin‟in önerisi ile katledilen kadın iĢçilerin anısına 8
Mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak kabul edildi. 1975 yılını Dünya Kadınlar Yılı ilan
eden BirleĢmiĢ Milletler Örgütü tarafından 1977 yılında Kadın Hakları için Uluslararası Mücadele
Günü olarak 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü ilan edildi.
Erkek egemen toplumsal yapı ve sermayenin emek sömürüsüyle sarmallanarak kadına dayatılan bu
sistemde, 156 yıl önce emekçi kadınların talepleriyle baĢlayan direniĢ bugün de anlamını koruyor.
Mevcut siyasi yapı, eĢitsizlik, sömürü, Ģiddet ve gericiliğe paralel olarak kadınların emek ve beden
sömürüsünü arttırıyor. Çıkarılan yasalarla, görünür ve görünmez uygulamalarla yeniden düzenlenen
hayat biçimi kadınları her yönden vuruyor. Yüzlerce yıllık erkek egemen zihniyet tüm ağırlığıyla,
kadınları iĢte, evde ve sokakta baskı altına almaya çalıĢıyor.
Bugün, dünyanın her yerinde ve Türkiye‟nin dört bir yanında kadınlar yaĢam hakları için, cinsel,
ulusal ve sınıfsal sömürüye son demek için, barıĢ için, gerçek eĢitlik için sokaklarda olacak, taleplerini
haykıracak.
Bu 8 Martta; Tecavüz ve cinayetlere karĢı alanlardayız!
Bizler kadın olmanın bedelini , Ģiddetle, iĢkencelerle, öldürülmeyle, recmle , idamla ödeyen kadınlar
için sokağa çıkıyoruz. Bizler öldürülüyor, tacize ve tecavüze uğruyoruz. Hukuk ise bizleri değil erkeği
koruyor. Kadın bedeni üzerinde söz sahibi olmaya çalıĢan erkek devlet bizim yerimize tecavüzcüyü
affediyor. Bizim yerimize katili aklıyor. Kadınlar sokaklarda katlediliyor. Hukuk sistemi ve hükümet
de erkeğe destek veriyor.
Bu 8 Martta; "Benim Bedenim Benim Kararım" demek için alanlardayız!
Devlet, bizim yerimize doğurup doğurmayacağımıza karar veriyor. Kaç tane doğuracağımızı
belirliyor.
Bu 8 Martta; Kadının ve Toplumun özgürlüğü için alanlardayız!
Bizi evlere kapatmaya, bizi güçsüzleĢtirmeye, ötekileĢtirmeye çalıĢan erkek egemen sisteme karĢı
“kadın özgürleĢmeden toplum özgürleĢemez.” diyoruz
Bu 8 Martta; Emeğimize sahip çıkmak için alanlardayız!
Ev içinde ve kamusal alanda görünmeyen, değersizleĢtirilen emeğimize sahip çıkıyoruz. Kadın
emeğini yok sayan istihdam yasalarına, emeğimizin ucuza satılmasına karĢı yükseltiyoruz sesimizi.
86
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Bu 8 Martta; BarıĢ için alanlardayız!
Bu topraklarda süren birincil mağduru olduğumuz savaĢa karĢı barıĢın sesini duyurmak için çıkıyoruz
sokaklara. SavaĢın en ağır bedelini ödeyen biz kadınlar savaĢ politikalarının artık bir son bulmasını
istiyoruz. BarıĢa yatırıyoruz umutlarımızı. Acılı annelerin barıĢ taleplerini, yıllardır verdiği
mücadeleyi omuzlarımıza yükleyip çıkıyoruz alanlara. Türkülerimizi, Türkçe, Kürtçe, Ermenice,
Lazca, Çerkezce söylüyoruz. Türkiye‟de barıĢın olması ancak ve ancak barıĢın toplumsallaĢması ile
mümkün. Oysa bu eril kültür barıĢı toplumsallaĢtırmaya niyetli görünmüyor. Türkiye‟de ta en
baĢından beri barıĢ mücadelesinin en ön saflarında yer aldı kadınlar. Erkek devlet bilmeli ki barıĢ ve
demokratikleĢme kadınlar olmadan ve toplumsallaĢmadan gerçekleĢemez.
Bu 8 Martta; Kadınların dayanıĢma ve mücadelesi için alanlardayız!
Erkek devlet politikalarının bizim önümüze koyduğu sınırları tanımıyoruz. Bizler kadınız. Dünyanın
yarısıyız ve dünyanın yarısı özgürleĢene kadar bu alanları, bu sokakları terk etmiyoruz.
YAġASIN KADIN MÜCADELEMĠZ
YAġASIN 8 MART
YAġASIN DÜNYA EMEKÇĠ KADINLAR GÜNÜ
88
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
20 Nisan 2012
BORLA ĠLGĠLĠ YASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ KĠME HĠZMET EDECEK ? Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart
2012 tarihinde BaĢbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji
Hammaddelerinin ĠĢletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini Düzenleyen
Kanunda DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" BaĢbakan„ın imzasıyla, 20 Mart 2012
tarihinde B.02.0.KKG.0.10/101 - 487/1319 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığı„na
gönderilmiĢtir.
Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen fıkrada "Bu madenlerin üretilmesi ve zenginleĢtirilmesi,
teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere 4734
sayılı Kamu Ġhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek suretiyle üçüncü Ģahıslara
gördürülebilirler. Ancak üçüncü Ģahıslara gördürülecek iĢlerin ihale süresinin üç yıldan fazla
olması durumunda konuya iliĢkin talepler Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara
bağlanır." denilmektedir. Ġstenen yasa değiĢikliğiyle bor üretiminin özel sektörce yapılmasının
önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Özel sektörün üreteceği bor ürünlerinin devletçe alımı
garantilenmektedir. Bu tasarı kabul edildiğinde, yıllardır yapılamayan "borların özelleĢtirilmesi"
baĢarılacaktır !!! Gerekçesi ne olursa olsun bu değiĢiklik, 2840 sayılı Kanunla Devlet eliyle iĢletilmesi
gereken bor madeninin özelleĢtirilmesi demektir. Mülkiyetin ruhsat sahibinde kalması, hiçbir anlam
ifade etmemektedir. Böyle bir özelleĢtirme modeli, baĢtan beri Bor madenlerini isteyen çevrelerin
talebidir.
Bor, stratejik bir madendir. Bor minerallerinin; son derece özel kimyasal yapıları nedeniyle,
hammadde, rafine ürün ve nihai ürün Ģeklinde, büyük çoğunluğunda alternatifsiz olmak üzere, 250„yi
aĢkın kullanım alanı mevcuttur. Bor mineralleri, ilave edildikleri malzemelerin katma değerlerini
olağanüstü yükseltmekte, bu nedenle sanayinin tuzu olarak adlandırılmaktadır. Halen yürürlükte olan
haliyle bor madenlerinin arama ve iĢletme çalıĢmaları Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü
tarafından yürütülmektedir. 2840 sayılı yasa doğrultusunda Bor madenlerinin Devletçe iĢletilmeye
baĢlanması ile birlikte bor madenlerinin iĢletilmesi ve değerlendirilmesi amacıyla çok önemli adımlar
atılmıĢtır. Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan arama ve rezerv tespit
çalıĢmaları ile Türkiye„nin dünya toplam bor rezervlerinin % 72„sine sahip olduğu belirlenmiĢtir.
Bor rezervlerini 1978 yılından bu yana kamu adına iĢletmekte olan Eti Maden; bugüne kadar
gerçekleĢtirmiĢ olduğu yatırımlar ile Türkiye„nin bor teknolojisi konusundaki en deneyimli kadrosunu
bünyesinde bulundurmaktadır, bor tesislerinin kurulması için gerekli mühendislik deneyimi ve
tesislerin iĢletilmesi için gerekli üretim deneyimi açısından en iyi kadroya sahiptir, dünyadaki en
büyük bor üreticisi ve en güvenilir bor ürünleri sağlayıcısıdır, bugün itibarıyla % 40 Pazar payıyla
Dünya bor pazarı lideridir. Eti Maden„in bu konuma gelmesi sadece 30 yıl gibi bir sürede
gerçekleĢmiĢtir. Bu süre içinde herhangi bir kurum ya da kuruluĢun iĢletme, mühendislik, pazarlama,
finans desteğine ihtiyaç duyulmamıĢ ve tüm geliĢme kurumun kendi olanakları ile sağlanmıĢtır.
Rezervlerin iĢletilmesinden maksimum fayda sağlanmaktadır ve dünya pazarının en büyük payı Eti
Maden„e aittir.
Bütün bunlara rağmen yapılmak istenen; uzun vadeli hizmet alımları adı altında ve aslında Eti
Maden„den daha birikimli ve ekonomik olanaklara sahip olmayan kuruluĢlar aracılığı ile
özelleĢtirmenin gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmasıdır. En büyük doğal zenginliğimiz olan borun gözlerden
uzak tutularak bir yasa değiĢikliği ile sessizce yeniden gündeme getirilmesi, ülkemizde küreselleĢme
ve liberalleĢme rüzgarları altında özelleĢtirilmemiĢ tek alan olan Bor madenlerimizin ulusötesi
tekellere devredilmesi sonucunu doğuracaktır.
Bor üretimi ve zenginleĢtirme hizmetlerinden baĢlanılarak, yarın bir bütün olarak Bor madenlerimizin
ve endüstrimizin ulusötesi tekellere devredilmesine dün olduğu gibi bugün de izin vermeyeceğimizi
belirtiyoruz. Yapılması gereken, Eti Maden„in teknolojik olarak önünün açılması, gerekli personel
alımı, yatırımların yapılması ve uç ürün üretiminin artırılması için çalıĢmaların hızlandırılması
olmalıdır.
89
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Rafine bor ve özel bor ürünlerine yatırım yapılarak bor minerallerine dayalı tesislerin ülkemizde
kurulması sağlanmalıdır. Bor ürünlerinin hammadde olarak kullanıldığı sanayi alanlarının geliĢmesine
yönelik yatırımlar teĢvik edilmelidir. Türkiye„nin hedefi nihai ürün pazarları olmalıdır.
Rezervleri ve kaynak türleri açısından en zengin ülke olan ve rafine bor ürünleri için teknoloji
geliĢtirip önemli yatırımlar yapan bir ülke olarak ülkemizin çıkarının borlarımızı tekellere devretmekte
değil; aramasından, iĢletmesine ve uç ürüne dönüĢtürülmüĢ ürünün pazarlanmasına kadar her
aĢamasının kamu eliyle yürütüldüğü geliĢtirilmiĢ bir bor endüstrisinin bu ülke ve insanının yararına
olduğunu ifade ediyor, "Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve iĢletilmesi Devlet
eliyle yapılır" yasa hükmünün değiĢtirilmeyerek korunması ve bu tasarının derhal geri çekilmesi
gerektiğini belirtiyoruz.
TÜRKĠYE MADEN Ġġ SENDĠKASI TMMOB JEOLOJĠ MÜH.ODASI
PETROL Ġġ SENDĠKASI TMMOB KĠMYA MÜH.ODASI
TÜRK ENERJĠ SEN TMMOB MADEN MÜH. ODASI
KESK-ESM TMMOB METALURJĠ MÜH. ODASI
90
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
10 Mayıs 2012
TOPLUMSAL YAġAMIN
BĠLĠMSEL-TEKNĠK ÖLÇÜTLERE GÖRE DÜZENLENMESĠNĠ
SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞĠZ
1954 yılında 6235 Sayılı Yasa ile kurulan ve 23 Odanın üst birliği olan TMMOB, kökleri 1900„lü
yılların baĢına dayanan bir örgütlenme ve mücadele geleneğinin ürünüdür. TMMOB ve bağlı Odaları,
bir yandan meslek-meslektaĢ haklarını koruyup geliĢtirirken, diğer yandan bilimsel-teknik mesleki
bilgi birikimini ve örgütsel gücünü kamu ve toplum yararına sunmak için faaliyet yürüten ve yasal
dayanağını Anayasa„nın 123, 124, 135. maddelerinden alan kamu kurumu niteliğinde, kamu tüzel
kiĢiliğine sahip meslek kuruluĢlarıdır ve yerinden yönetim esasına dayanırlar.
Bilinen bu gerçeklere rağmen, 7, 8 ve 9 Mayıs 2012 tarihli Bugün Gazetesinde yayınlanan "Odalara
da Reform ġart" ,"Reform Talebine Destek Yağdı" ve "Meslek Odalarına Reform Yolda"
manĢetleri altında kamuoyunu yanlıĢ bilgilendirmeye yönelik sözde "haber" ve yorumlar yer almıĢtır.
Odalarımıza ve Birliğimize saldırı niteliğinde olan bu "haberlerle", kamuoyu nezdindeki saygın
konumumuza gölge düĢürülmeye, mesleki faaliyetlerimiz hakkında kuĢku uyandırılmaya ve
karalamaya çalıĢılmaktadır.
Meslek camiamızdan dahi olmayan bir takım kiĢilere ve adı belirtilmeyen bir-iki mühendise
dayandırılan "haberler" ve yorumlar sübjektif bir kurgu ile oluĢturulmuĢtur.
Bu "haberlerin" neden yapıldığını değerlendirirken Bugün gazetesinin sahibinin kim olduğunun
bilinmesinde fayda vardır.
Gazetenin sahibi, Koza davetiye iĢi ile baĢlayıp, Eti-GümüĢ ihalesine giren, ardından Bergama Altın
Madenlerini Normandy Madencilik„ten devralan kiĢidir. TMMOB„nin Bergama„daki altın arama ve
çıkarma faaliyetleri nedeniyle davalık olduğu Koza Grubunun sahibidir. Bu nedenle Bugün
gazetesinde bu tür haberlerin yayınlanması çok da ĢaĢırtıcı olmamıĢtır.
Söz konusu gazetenin haberlerinde Odalarımızın Bakanlıkların verdiği yetkiyle ya da yerel
yönetimlerle yaptıkları protokoller kapsamında yürüttüğü LPG sızdırmazlık kontrolleri, asansör
periyodik kontrolleri gibi çalıĢmaları sorun oluĢturuyormuĢçasına sunulmuĢtur. Bu durum en hafif
tabirle vermekte olduğumuz kamusal hizmete saygısızlıktır. Zira Odalarımız bu kontrolleri, "hizmetin
niteliğini artırma" amacıyla yapmaktadır.
"Haber" içeriğinde "Meslek odaları; üye olma zorunluluğu, aidatları, keyfi uygulamaları, denetim
yetersizliği gibi nedenlerle tartıĢma konusu olmaya devam ediyor" ifadelerine yer verilerek sanki
kamuoyunda Odalar hakkında bir tartıĢma varmıĢ gibi gerçek dıĢı bir izlenim yaratılmaktadır. Oysa,
kamu kurumları dıĢında özel sektörde çalıĢan mühendislerin Odalara üye olma zorunluluğu; kamu
düzeni ve toplumun can ve mal güvenliği açısından uzmanlık gerektiren iĢlerdeki proje onayı, belge
alma zorunluluğu ve tüm bu iĢlemler için alınan bedeller, Yasa ve Yönetmeliklerle belirlenmiĢtir.
Dünya genelindeki uluslararası meslek örgütlerinde de, meslek mensupları meslek odalarına üye
olmak zorundadırlar. GeliĢmiĢ demokrasilerde mühendislik, mimarlık veya Ģehir plancılığı gibi her
biri ayrı bir bilim dalı olan, belirli ilkelere göre uygulanması gereken mesleklerin, denetim, mesleki
yeterlilik gibi kamu sağlığını ve güvenliğini güvence altına alan süreçlerle birlikte iĢletilmesi gerektiği
bilinmekte, mesleklere ve meslek örgütlerine böyle bir anlayıĢla yaklaĢılmaktadır.
Söz konusu "haberler"de TMMOB ve bağlı odaların gelirlerine yönelik kurumlarımızı karalamayı
amaçlayan mesnetsiz ve yanlıĢ görüĢlere yer verilerek, varlığı anayasa ile güvence altına alınmıĢ kamu
kurumu niteliğindeki meslek kuruluĢlarının aynı zamanda meslektaĢlarına ve topluma hizmet veren
kuruluĢlar olduğu gerçeği örtbas edilmektedir.
91
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB ve bağlı Odaları birer ticarethane ya da Ģirket değildir. Binlerce mühendise, mimara ve Ģehir
plancısına hizmet veren Odalarımızın hizmetleri karĢılığında gelir elde etmesi olağandır. Odalarımızın
dönemsel çalıĢma raporları gelirlerimizin ve giderlerimizin tüm açıklığıyla ortaya konulduğu yazılı
kaynaklardır. Sanıldığı gibi kozmik odalarda saklanmayıp tüm üyelerimizin bilgi edinme hakkı
saklıdır.
Odalarımızın gelir giderlerinin Genel Kurullarda bir sayfa olarak çıkarıldığı gibi ahlaksız bir yorumun
kabul edilmesi mümkün değildir. Gerçek haberciler için, kendi denetim mekanizmalarının yanı sıra
ilgili Bakanlıkların mali ve idari denetimine de açık olan, bütçesi bakımından Ģeffaflığı ve açıklığı ilke
edinmiĢ olan Odalarımızın mali raporlarına eriĢim son derece basit ve kolaydır. Ancak doğru bilgi
vermek için öncelikle "Haberler"e imza atanların "doğru habercilik" anlayıĢına ve "mesleki etik
değerlere" sahip olmaları gerekir.
Yine aynı "haber"lerde TMMOB ve bağlı Odalarımızın iĢleyiĢine müdahale edilmekte, siyasi iktidar
eliyle birliğin daha sembolik ve iĢlevsiz hale getirilmesi, yeniden yapılanma gibi önerilere de yer
verilmektedir.
TMMOB ve bağlı Odaları olarak, bu tür art niyetli tutumlarda asıl olarak neyin hedeflendiğini çok iyi
bilmekteyiz. Plansız ve denetimsiz hareket eden özel sektöre karĢılık, insan hayatını merkeze alan,
meslek etiğini ve mesleğin bilimsel esaslara uygun olarak hayata geçirilmesini savunan kurumlarımız,
önünde hiçbir engel görmek istemeyen bir anlayıĢ tarafından "engel" olarak görülmektedir.
Oysa bizler yine bilmekteyiz ki, katliam gibi iĢ cinayetlerinin sorumlusu bu anlayıĢtan baĢka bir Ģey
değildir. Mesleklerimiz insan hayatıyla ilgilidir, insan hayatını ve kamu yararını savunan
kurumlarımızın "ideolojik" bulunması, ancak ve ancak "ideolojik" bir yaklaĢımı benimseyenler
tarafından yapılabilecek bir yorumdur. Bu anlamda Liberal DüĢünce Topluluğunun "liberalizm" gibi
bir ideolojinin penceresinden mesleklerimize ve meslek odalarımıza yönelik yorumlarını ve
çalıĢmalarını nesnel bulmamız mümkün değildir. Aynı ideolojinin mensuplarının meslek odalarının
birer sivil toplum kuruluĢu haline getirilmesini savunması da ĢaĢırtıcı değildir. Zira sivil toplumdan
anlaĢılan kendilerinin de ifade ettiği üzere "apolitik" olmak, eleĢtirmemek ve koĢulsuz bir Ģekilde itaat
etmektir. Meslek odalarının kamu kuruluĢu niteliğinin ortadan kaldırılmasını savunmak, mesleklerin
kimi bilimsel esaslara uygun bir Ģekilde, insan hayatının değeri üzerine kurulan bir etik anlayıĢla icra
edilmesinin bir kamu görevi olduğunu inkâr etmektir. Bu anlamda mesleğimizin icrası, kamu
sağlığını, hayatını ve yararını ilgilendirdiğinden kamu niteliği taĢımaktadır. Aksini savunmak
ilkesizliğin ilke edinilmesi anlamına gelmektedir ve "bırakınız yapsınlar" anlayıĢıyla kamu sağlığını ve
güvenliğini hiçe saymaktır.
Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri; çevre ve kentleĢme politikalarının dinamik
güçlerinin baĢında yer alırlar. Ciddi bilim-teknik politikaları, olağan koĢullar ve toplumsal bir
kalkınma perspektifi içinde mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığının yeri, konumu v.b. böyledir,
böyle olmalıdır. Ancak Türkiye„nin kalkınma dönemlerinde belirli bir yeri olan meslek disiplinlerimiz
bugün bilimsel gereklerden hızla uzaklaĢan bir tarzda ve çok yönlü olarak etkisizleĢtirilmeye,
itibarsızlaĢtırılmaya çalıĢılmakta, mesleki deformasyon, iĢsizlik ve yoksullukla yüz yüze
getirilmektedir.
Öyle ki meslek disiplinlerimiz yakın dönemin ekonomi politikalarına bağlı olarak siyasi iktidarlar
tarafından ikinci plana itilmiĢ, bazı alanlardaki yetkiler uluslararası sermaye kuruluĢlarına devredilmiĢ,
bazı alanlar neredeyse ortadan kaldırılmıĢ; mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerinin ana
sektörleri kamusal fayda anlayıĢından çıkarılıp serbestleĢtirme, özelleĢtirme, ticarileĢtirmenin
arpalıkları haline getirilmiĢtir.
Kentler rantlara göre Ģekillendirilmekte, plansızlık egemen kılınmaktadır. ÇalıĢma yaĢamı,
mühendislik bilimlerinin uygulanması gereken iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği önlemlerinin dıĢında
tutulmaktadır. Ġnsanca barınma hakkının ve deprem gerçeğinin gerektirdiği, yapı denetimi, enerji,
tarım, orman, su kaynakları ve kentlerin yönetimi gibi alanlarda mühendislik, mimarlık, Ģehir
plancılığının mesleki denetim, periyodik kontrol, ölçüm v.b. bilimsel-teknik kriterleri devre dıĢı
bırakılmaktadır.
92
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Son yıllarda yapılan mevzuat değiĢiklikleri ile meslek disiplinlerimizin uygulama alanları
daraltılmıĢtır. Bunlara, son bir yıl içinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yeni
halkalar eklenmiĢ ve kamu yönetiminin tekelci/otoriter nitelikte yeniden düzenlenmesinin yanı sıra,
gerek mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı gerekse TMMOB mevzuatının Anayasa ve yasalara
açıkça aykırılık oluĢturacak bir Ģekilde iktidar bürokrasisi tarafından düzenlenmesi öngörülmüĢ ve bu
yönde adımlar da atılmıĢtır.
Bu düzenlemeler, Anayasa ve Ġdare Hukuku çerçevesinde merkezi idare ile özerk yerinden yönetim
kuruluĢları arasında olması gereken vesayet denetimini aĢan, tekelci, otoriter bir yönetim anlayıĢının
ürünü olarak bazı özerk kamu tüzelkiĢiliklerinin özerkliğini ortadan kaldırmakta, bazılarını da
doğrudan bakanlık bünyesine almaktadır. Ana amaç, mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı meslek
örgütlerinin yürüttüğü kamusal hizmetleri, kamu otoritesi yoluyla serbestleĢtirip, piyasaya sunmak ve
rant alanlarına dönüĢtürmektir.
Demokrasiden yürütme erkinin tahakkümünü anlayanların, meslek örgütlerini ve sivil toplumun
"apolitik" olmasını, bu örgütlenmelerin siyasal iktidarın güdümünde çalıĢmalar yürütmesini
savunanların, kamu yararını, halk sağlığını ve can güvenliğini sermayenin önünde bürokratik engeller
olarak görenlerin TMMOB ve bağlı odalarını hedef tahtasına oturtması bizler için olsa olsa bir
onurdur.
TMMOB ve Odalarımızı karalama, yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiĢ iç iĢleyiĢimiz hakkında yanlıĢ
kanılara sebebiyet verme ve kuĢku uyandırma içerikli bu "haberler"e yönelik örgütlü üyemiz ile
birlikte gereken mücadeleyi vereceğimizi ve yargı iĢlemlerini baĢlattığımızı kamuoyuna duyuruyoruz.
TMMOB ve bağlı Odaları, ülkeye, topluma, mesleğe ve meslektaĢlarına iliĢkin sorumluluklarını aynı
anlayıĢla yürütme kararlığındadır.
YaĢasın TMMOB örgütlülüğü
ÇEVRE MÜHENDĠSLERĠ ODASI
ELEKTRĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI
FĠZĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI
GEMĠ MAKĠNALARI ĠġLETME MÜHENDĠSLERĠ ODASI
GIDA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
HARĠTA VE KADASTRO MÜHENDĠSLERĠ ODASI
ĠÇ MĠMARLAR ODASI
ĠNġAAT MÜHENDĠSLERĠ ODASI
JEOFĠZĠK MÜHENDĠSLERĠ ODASI
JEOLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI
KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
MADEN MÜHENDĠSLERĠ ODASI
MAKĠNA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
METALURJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI
METEOROLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI
MĠMARLAR ODASI
ORMAN MÜHENDĠSLERĠ ODASI
PETROL MÜHENDĠSLERĠ ODASI
PEYZAJ MĠMARLARI ODASI
ġEHĠR PLANCILARI ODASI
TEKSTĠL MÜHENDĠSLERĠ ODASI
ZĠRAAT MÜHENDĠSLERĠ ODASI
93
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
01 Ağustos 2012
ĠNġAAT MÜHENDĠSLERĠ ODAMIZA YAPILAN ÇĠRKĠN SALDIRIYI
TARAFIMIZA YAPILMIġ SAYIYOR VE KINIYORUZ
01.08.2012 tarihinde (bugün) sabah saat 07.00 civarında ĠnĢaat Mühendisleri Odası hizmet binasına
bir grup tarafından zorla girilmiĢ, merdiven ve asansör kullanımı engellenmiĢ, binanın 8. Katı maddi
hasar verilerek kullanılamaz hale getirilmiĢtir.
Bugün yaĢanan olay bir süredir kasıtlı olarak devam ettirilmekte olan Odalarımıza yönelik saldırıların
fiziki Ģiddete dönüĢmesinin bir göstergesidir. ĠnĢaat Mühendisleri Odamıza yapılan bu çirkin saldırıyı
tarafımıza yapılmıĢ sayıyor ve kınıyoruz.
Emekten ve halktan yana çalıĢmalarla bilimi ve tekniği halkımızın hizmetine sunan TMMOB„ye bağlı
Odalar olarak bu saldırılara prim vermeyeceğimizi bir kez daha kamuoyuyla paylaĢıyoruz.
Çevre Mühendisleri Odası
Elektrik Mühendisleri Odası
Fizik Mühendisleri Odası
Gemi Makine ĠĢletme Mühendisleri Odası
Gıda Mühendisleri Odası
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Ġçmimarlar Odası
Jeofizik Mühendisleri Odası
Jeoloji Mühendisleri Odası
Kimya Mühendisleri Odası
Maden Mühendisleri Odası
Makina Mühendisleri Odası
Metalurji Mühendisleri Odası
Meteoroloji Mühendisleri Odası
Mimarlar Odası
Petrol Mühendisleri Odası
Peyzaj Mimarları Odası
ġehir Plancıları Odası
Tekstil Mühendisleri Odası
Ziraat Mühendisleri Odası
94
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
18 Eylül 2012
Mesleğimize, Halkımıza, Ülkemize Sahip Çıkıyoruz
19 Eylül TMMOB Mühendis, Mimar ve ġehir Plancıları DayanıĢma Günü’nde Alanlarda
Olacağız
19 Eylül 1979 günü, mühendis, mimar ve Ģehir plancıları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği
(TMMOB)‟nin çağrısıyla ekonomik, demokratik talepleri için ülke çapında bir günlük iĢ bırakma eylemi
gerçekleĢtirmiĢlerdi. Bu uyarı eylemine 49 ilde 443 iĢyerinde mühendis ve mimarların yanı sıra iĢçi,
teknik eleman, memur ve sağlık görevlilerinin de katılımı ile 100 bini aĢkın kamu çalıĢanı katılmıĢ,
teknik eğitim gören öğrenciler de eylemi desteklemiĢlerdi.
19 Eylül 1979‟da gerçekleĢen eylem, TMMOB 41. Dönem Olağanüstü Genel Kurulunda ve Birlik
Yönetim Kurulunca alınan karar çerçevesinde 19 Eylül‟ün “TMMOB Mühendis, Mimar ve ġehir
Plancıları DayanıĢma Günü” olarak kutlanması kararıyla iki yıldan beri kutlanmakta, anımsanmakta ve
yeni sorunlarımızla bütünlenerek mücadele geleneğimiz sürdürülmektedir.
Günümüz koĢullarında mimarlık, mühendislik, Ģehir plancılığı meslek disiplinleri daha komplike
ekonomik, demokratik, mesleki, sosyal sorunlar yumağı içinde bulunmaktadır. Bilim, teknoloji, Ar-Ge,
inovasyon, sanayi, tarım, orman, enerji, ulaĢım, madenler, tüm doğal kaynaklar, gıda, çevre ve kentleĢme
politikalarının dinamik gücü olması gereken mühendis, mimar, Ģehir plancıları, siyasi iktidarlar
tarafından hep ikinci plana itilmiĢ, bazı alanlarda yetkiler uluslararası sermaye kuruluĢlarına devredilmiĢ,
bazı alanlar ise neredeyse ortadan kaldırılmıĢtır. Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerinin
ana sektörleri kamusal fayda anlayıĢından çıkarılıp serbestleĢtirme, özelleĢtirme, ticarileĢtirmenin
arpalıkları haline getirilmiĢtir. Kentler rantlara göre ĢekillendirilmiĢ ve plansızlık egemen kılınmıĢtır.
Aynı zamanda çalıĢma yaĢamının büyük kısmı iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği önlemlerinin dıĢında
tutulmakta, insanca barınma hakkı ve deprem gerçeğinin gerektirdiği yapı denetimi, enerji, tarım, orman,
su kaynakları ve kentlerin yönetimi gibi alanlarda mühendislik–mimarlık–Ģehir plancılığının mesleki
denetim ve bilimsel–teknik kriterleri devre dıĢı bırakılmakta, Kanun Hükmünde Kararnamelerle, yasa ve
yönetmeliklerle yapılan düzenlemeler bilimsel-teknik mesleki gereklilikleri tasfiye etmektedir.
AKP iktidarının Birliğimiz ve Odalarımıza yönelik sınırlayıcı, tasfiye edici, toplum yaĢamını bilimsel
teknik gerekliliklerin dıĢında rant amacıyla düzenleme iĢlemleri diğer iktidar icraatlarıyla bütünlenmekte,
piyasacılığın ve gericiliğin bilim, teknik ve halk karĢıtı çabaları ülkemizi sarmaktadır. Bu koĢullarda
siyasi iktidarın mesleğimize ve örgütümüze yönelik etkisizleĢtirme çabalarına karĢı duruĢ bizler için bir
görevdir.
TMMOB‟ye bağlı biz aĢağıda imzası bulanan Odalar, 19 Eylül ÇarĢamba günü, ülke çapında TMMOB
Ġl Koordinasyon Kurullarınca düzenlenecek olan dayanıĢma etkinliklerine örgütlü bir Ģekilde katılarak
alanlardaki yerimizi alacağımızı kamuoyuna duyururuz. Bilgisayar Mühendisleri Odası
Çevre Mühendisleri Odası
Elektrik Mühendisleri Odası
Fizik Mühendisleri Odası
Gemi Mak. ĠĢletme Mühendisleri Odası
Gıda Mühendisleri Odası
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Ġçmimarlar Odası
ĠnĢaat Mühendisleri Odası
Jeofizik Mühendisleri Odası
Jeoloji Mühendisleri Odası
Kimya Mühendisleri Odası
Maden Mühendisleri Odası
Makina Mühendisleri Odası
Metalurji Mühendisleri Odası
Meteoroloji Mühendisleri Odası
Mimarlar Odası
Petrol Mühendisleri Odası
Peyzaj Mimarları Odası
ġehir Plancıları Odası
Tekstil Mühendisleri Odası
Ziraat Mühendisleri Odası
92
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
04 Ekim 2012
PEġKEġ ÇEKĠLME SIRASI KÜTAHYA - SEYĠTÖMER’DE Tüm dünyada enerji alanında yürütülen serbest piyasa uygulamaları sorgulanırken, enerji arz
güvenliği sorunuyla karĢı karĢıya bulunan ülkemizde AKP Hükümeti, enerji alanında özelleĢtirmeleri
sürdürmektedir. TBMM‟de bir gece operasyonu ile torba yasanın içine termik santrallere kömür sağlayan
2172 sayılı yasa ile devletleĢtirilen, daha sonra 2840 sayılı yasa ile devlet eliyle iĢletilecek madenler
kapsamına alınan linyit sahalarının, 4046 sayılı özelleĢtirme yasası kapsamında özelleĢtirilmesini sağlayan bir
hüküm konulmuĢtur. Bu hükümle; Türkiye Kömür ĠĢletmelerinin (TKĠ) iĢlettiği ve termik santrallere kömür
sağlayan bütün linyit sahalarının, termik santraller ile birlikte yerli-yabancı enerji tekellerine verilmesi
amaçlanmıĢtır.
TKĠ‟nin elinde bulunan bu linyit sahaları, yerli kaynak niteliğiyle ülkemizin enerji güvenliğinin
stratejik teminatı durumundadır. ÖzelleĢtirme ile bu tek yerli teminat da ortadan kalkmıĢ olacaktır. Yasanın
çıkmasıyla birlikte, Türkiye'nin açık iĢletme yöntemiyle üretim yapılan ve en düĢük maliyetli kömür
sahalarından Seyitömer ĠĢletmesi, Türkiye Kömür ĠĢletmeleri'nden (TKĠ) ayrılarak Elektrik Üretim A.ġ' ye
(EÜAġ) bağlanmıĢ ve özelleĢtirme çalıĢmaları baĢlatılmıĢtır. TKĠ‟ye ait kömür sahası ile EÜAġ‟e ait termik
santral birleĢtirilip birlikte özelleĢtirilecektir. Söz konusu kömür iĢletmesinde (SLĠ), 176 milyon ton görünür
rezerv bulunmakta ve yaklaĢık 8 milyon ton/yıl linyit kömürü üretimi yapılmaktadır. ĠĢletmeye, 2011 yılında
2.200.000 TL. yatırım yapılmıĢ ve iĢletme 2011 yılında 160 milyon TL. kar etmiĢtir. ĠĢletmede 793 kiĢi
çalıĢmaktadır. Santralda ise, 2011 yılında 3.896.000.000 kW elektrik üretimi yapılmıĢtır. Santralda üretilen
elektriğin üretim maliyeti yaklaĢık 5.8 cent/kWsaat civarındadır. Böyle verimli ve karlı iĢletmeler ne hikmetse
!!! elden çıkarılmaya çalıĢılmaktadır. Bunun peĢinden diğer kömür ve elektrik santrallerinin satıĢı
planlanmıĢtır.
BaĢta enerji alanında olmak üzere diğer sektörlerde de uygulanan neoliberal politikaların ve
özelleĢtirmelerin; iĢsizliği, pahalılığı ve dıĢa bağımlılığı artırdığı, sanayileĢmeyi engellediği, gelir dağılımını
bozduğu, kamu kaynaklarının sömürgenlere aktarılmasının aracı olarak kullanıldığı defalarca görülmüĢtür.
Kamu tekelinin yıkılarak yerine özel tekellerin oluĢturulduğu bu sistemde halkımızın ve ülkemizin gelecekte
daha ağır bedeller ödeyeceği bilinmelidir. ÖzelleĢtirmeler; ekonominin düzelmesine, devletin gelir elde
etmesine olanak sunmadığı gibi daha az hizmet, daha fazla külfet ve daha fazla vergi olarak topluma
dönmektedir. ġimdiye kadar yapılan özelleĢtirmelerde bunlar yaĢanmıĢtır. Bugüne kadar yaĢanan
deneyimlerden ders alınarak, merkezi ve stratejik bir planlamayla geleceği kurgulayarak, ülkemizin özgün
koĢullarına uygun, insan odaklı ve kamu yararı öncelikli enerji politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi
gerekmektedir.Bu yanlıĢ uygulamalara karĢı mücadele etmek ve karĢı durmak öncelikle bir yurtseverlik
görevidir. AĢağıda imzası bulunan sendikalar ve meslek odaları, bu anlamda verilecek her türlü mücadeleye
destek verecek ve içinde olacaktır. Ancak, bu mücadelelerin baĢarılı olmasının yolu da tüm emek güçlerinin
birlikte hareket etmesinden geçmektedir. Bu anlamda tüm örgütler sorumluluklarının bilincinde olmak
durumundadır. Bunun dıĢındaki davranıĢlar, sonuçta sermayenin yararına olacaktır.
Günümüzde enerjiye ulaĢmak en doğal insani bir ihtiyaçtır. Ekonomik/sosyal kalkınma ve insanca
yaĢam için; güvenilir, ucuz ve temiz enerji arzı günümüzün en önemli sorunu haline gelmiĢtir. Elektrik
alanında bugüne kadar sürdürülen özelleĢtirme ve serbest piyasa uygulamaları ülkemizi enerji sıkıntısı ve
pahalı elektrik fiyatlarıyla karĢı karĢıya bırakmıĢtır.
Enerjinin temel bir insan hakkı olduğunun bilinciyle, kamu çıkarını savunmayı temel ilke olarak gören
aĢağıda imzası olan sendikalar ve meslek odaları, yeraltı ve yerüstü servetlerimizin talanına, enerji
güvenliğimizin yok edilmesine ve ülkemiz enerji sektörünün dıĢ kaynaklara bağımlılığının daha da artmasına
yol açacak uygulamalara karĢı mücadelesini sürdürmeye kararlıdır.Kamuoyuna saygıyla duyurulur. KESK - ESM
TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası
TMMOB Fizik Mühendisleri Odası
TMMOB Gemi Makinaları ĠĢletme Müh. Odası
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
TMMOB Ġçmimarlar Odası
TMMOB ĠnĢaat Mühendisleri Odası
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
TÜRK ENERJĠ SEN
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
TMMOB Maden Mühendisleri Odası
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası
TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası
TMMOB Mimarlar Odası
TMMOB Petrol Mühendisleri Odası
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB ġehir Plancıları Odası
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası
93
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
15 Ekim 2012
DÜNYA GIDA GÜNÜ, "AÇLIK GÜNÜ" OLMASIN! Sermayenin doğayı, insanı ve emeği tarumar ettiği, 1 milyar insanın açlıktan, bir o kadar insanın ise dengesiz
ve sınırsız gıda tüketimi yani obeziteden kaynaklanan sağlık sorunları yaĢadığı bir ortamda, Dünya Gıda
Günü„nü hep birlikte yeniden kutluyoruz (!)
BirleĢmiĢ Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO) bu yılki kutlamanın ana temasını "Dünyayı Beslenmenin
Anahtarı Tarımsal Kooperatifler" olarak benimsemiĢ ve ilan etmiĢtir.
Özellikle son yıllarda gündem iĢgal etmekte olan temel ürünlerin yetiĢtirildiği ülkelerde yaĢanan doğal afetler,
iklimdeki istikrarsızlıklar ve bir yanda gıda artıklarını çöpe atan ülkeler varken, bir yanda açlığın yaĢanıyor
oluĢu ve bu koĢullarda gıda ticaretinin tümüyle serbestleĢtirilmesi; tarımsal fiyatların ve üretimin dıĢ etkilere
ve spekülasyona daha açık hale gelmesi; tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak politikaların
önemini de bir kez daha gözler önüne sermiĢtir.
Artık gıdanın silah kadar önemli bir madde olduğu kabul edilmektedir. Açlık tehlikesi bu kadar belirgin iken,
gıdanın serbest piyasa ekonomisinin insafına bırakılamayacağı bilinmektedir. Dünya Bankası„nın rakamlarına
göre temel gıda fiyatları son dört yılda % 100„e yakın artmıĢtır.
Daha önce söyledik, yine söylüyoruz: Dünyada yaĢanan açlık ve yetersiz beslenmenin nedeni üretim
yetmezliği değil, üretim ve tüketimin adaletli bir Ģekilde sağlanamamasıdır. Kontrol altına alınamayan gıda
fiyatları sorunu, dünyada ve ülkemizde sıklıkla gündeme gelmektedir. Doğru politikalar belirlenememesi
halinde, bu durumun ülkeler için bağımsızlık sorunu haline geleceğinden kimsenin Ģüphesi olmamalıdır.
YaĢanan bu olumsuzluklar, birincil üretimle uğraĢan çiftçiyi, üreticiyi üretimden uzaklaĢtırmamalıdır. Kırsal
ve kentsel hayatta yoksulluk artmakta; üretici tarımsal üretimden vazgeçerek Ģehirlere göç etmekte, üreticinin
etkin bir örgütlülük içinde olmaması bu süreci hızlandırmaktadır. Tarımsal üretimle uğraĢanlar zorlu bir
yaĢam içerisindedirler. Üretime küsen üreticiyi daha sonra geri döndürmek mümkün olmayacaktır.
Yeterli ve uygun fiyatta gıda arzının sağlanması için tarımsal üretimin sürekli olarak yapılması kaçınılmazdır.
Uygulanan her politikanın, verilen desteklerin üretimi kısıtlayıcı yönde olmaması ve doğru yönlendirilmesi
temel hedef olmalıdır. Küçük üreticinin korunması, üretimden uzaklaĢtırılmaması bir diğer hedef olmalıdır.
Tarımsal üretim ve buna bağlı olarak küçük üreticinin hayatta kalması ve etkin üretim yapmasının biricik yolu
olan tarımsal kooperatifler ve üretici örgütleri; aynı zamanda güvenli üretimin biricik anahtarlarıdır. Tarımsal
kooperatifler ve üretici örgütleri olmaksızın izlenebilirliğin sağlanması olanaksızdır.
Ülkemizde, 12 Eylül sonrasında sendikalar sadece ekonomik bir çıkar birlikteliğine dönüĢürken, sosyal ve
siyasal aidiyet de zayıflamıĢtır. Kent yoksulları temel geçim araçlarından uzaklaĢırken, kır emekçileri de
kapitalizmin acımasız koĢullarıyla rekabet edemez hale gelmiĢtir. Bütün bu süreç kır ve kentte yoğun bir emek
ve doğa sömürüsüyle perçinlendiğinde, yaĢama ve dayanıĢma olanakları giderek daralmıĢtır.
Bu çerçevede uzun yıllar boyunca kooperatiflerin yapılanması siyasi olarak pek tercih edilmeyen yapılar
olarak değerlendirilmiĢtir. Ancak gelinen noktada; bu örgütlenme modelinin önemi FAO tarafından da altı
çizilerek vurgulanmaktadır.
Kırdaki bu yıkıcılık karĢısında direnmeye ve ayakta kalmaya çalıĢan üreticiler birlikte üretmek, paylaĢmak ve
birbirlerinin sorunlarından haberdar olmak durumundadır. Kırsaldaki üreticinin ürününü aracısız alıcısına
ulaĢtırmasının sağlanması, geleneksel tarımda ısrar ederek geçimini sağlayan bu yapıların, Ģirketlerin emeği
artıklaĢtırma, doğayı atık haline getirme süreçlerine direnebilmeleri için, ekonomik açıdan güçlü bir konum
elde etmeleri gerekmektedir.
Kırsalda üretim yapanların tasfiyesi eninde sonunda bir siyasal iktidar ve kapitalist modelin sonucudur. Ancak
bu siyasal yönelimin tekrar sorgulanmasının vazgeçilmez olduğu günümüzde, kooperatifler yoluyla birincil
üreticilerin gerçek anlamda birlikteliğini sağlamanın yollarını aramamız gerekmektedir.
94
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Bir dayanıĢma, iĢinin gerçek sahibi olma modeli olarak kooperatifler, yoğunlaĢmalıdır. Bu kapsamda kentsel
dönüĢüm alanlarında yaĢanan sorunlarla, madencilik, enerji, su ve gıda ekseninde kırda yaĢanan sömürü bir
arada düĢünülmelidir. Özellikle kırsalda yıkım politikalarına maruz kalan emekçilerin tarımsal ürünlerini,
tüketiciye direkt ulaĢtıracak kooperatiflere ihtiyaç vardır. Dikkate alınması gereken diğer bir yapı ise; bu
kooperatiflerin ürünlerinin tüketiciye yine aynı etkinlik ve ekonomiklikle ulaĢtıracak örgütlenme modellerinin
oluĢturulmasıdır. Kentlerde kurulacak kooperatifler de hem tüketicilerin gıda ihtiyacının, güvenli, sağlıklı,
ucuz teminine yönelik olmalı, hem de kooperatif ortaklarının bu ürünlerin satıĢından elde ettikleri geliri kendi
yaĢam alanlarında verecekleri mücadelede harcamaları sağlanmalıdır.
Sonuç olarak; sömürü düzeninin giderek yerleĢtiği günümüzde, doğayı ve emeği birlikte geliĢtirecek, üreticiyi
üretimden uzaklaĢtırmayacak üretim tarzlarına ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyaç aynı zamanda kendi geçim
araçlarımızı üretme, geleceğimiz üzerinde söz sahibi olma ve temelde de kendi kendimizi yönetebilme
gerekliliğinden doğmaktadır.
Yıllardır her gıda gününde söylediğimiz gibi, tohumdan sofraya, tarladan üreticiye tüm aĢamalarda gıda
güvenliği ve güvencesinin sağlanması ile halkın ucuz ve sağlıklı gıdaya ulaĢabilmesi; kooperatifleĢmeyi bir
kez daha hedeflenen faydayı sağlamak üzere bu yapıları sadece ekonomik değil, aynı zamanda siyasal bir
mücadele bütününün bileĢeni olarak görmekle mümkün olabilecektir.
Halkımıza saygı ile duyuruyoruz.
Gıda Mühendisleri Odası Kimya Mühendisleri Odası Ziraat Mühendisleri Odası
Petek ATAMAN
BaĢkan
Mehmet BESLEME
BaĢkan
Dr. Turhan TUNCER
BaĢkan
95
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
02 Kasım 2012
BOR MADENLERĠNĠN ĠġLETĠLMESĠNĠN ÖZEL SEKTÖRE DEVRĠ AÇIK BĠR
ÖZELLEġTĠRMEDĠR
Bilindiği üzere, yürürlükteki 2840 sayılı Kanun Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve
iĢletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk
tüzelkiĢilerine verilmiĢ olan ruhsatlar iptal edilmiĢtir." Ģeklinde düzenlenmiĢtir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu tarafından imzalanarak 5 Mart 2012
tarihinde BaĢbakanlığa iletilen "Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji
Hammaddelerinin ĠĢletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini Düzenleyen Kanunda
DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" BaĢbakan„ın imzasıyla, 20 Mart 2012 tarihinde
B.02.0.KKG.0.10/101 - 487/1319 sayılı yazıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi BaĢkanlığı„na gönderilmiĢtir.
TBMM Komisyonlarında görüĢülen ve en son olarak 31 Ekim 2012 tarihinde ana komisyonda karara
bağlanan Kanun tasarısı önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulunda görüĢülecektir. Bu süreçlerde aĢağıda
imzası bulunan meslek odaları ve sendikalar, olaya müdahil olmaya çalıĢmıĢ ve tasarının geri çekilmesi için
mücadele etmiĢlerdir.
Mevcut Kanunun 2. maddesine eklenen ve komisyonda kabul edilen fıkrada;
"Bu madenlerin ruhsat sahaları ve rezervleri Devletin mülkiyetinde kalmak ve elde edilecek ürün ve atıkların
satıĢı Devlet eliyle yapılmak kaydıyla; dekapaj, ürün çıkarma, kırma eleme, ayıklama ve yıkama, paketleme,
tahmil - tahliye, nakliye ile temizlik ve diğer benzeri iĢler ihale yoluyla üçüncü Ģahıslara gördürülebilir."
denilmektedir.
Ġstenen yasa değiĢikliğiyle bor, toryum ve uranyum madenlerinin üretiminin özel sektörce yapılmasının
önünde hiçbir engel kalmayacaktır. Özel sektörün üreteceği ürünlerin devletçe alımı garantilenmektedir. Bu
tasarı kabul edildiğinde, madencilikte bir özelleĢtirme yöntemi olan "iĢletme hakkının devredilmesi"nin bor
madenlerimiz için yolu açılacak ve yıllardır yapılamayan "borların özelleĢtirilmesi" baĢarılacaktır. Hükümet
yetkililerinden gelen tüm aksi iddialara karĢın ve gerekçesi ne olursa olsun bu değiĢiklik, 2840 sayılı Kanunla
Devlet eliyle iĢletilmesi gereken bor madeninin özelleĢtirilmesi demektir Bor madenlerinin iĢletmesinin
devredilmesi yoluyla gerçekleĢtirilecek böyle bir özelleĢtirme modeli, baĢtan beri bor madenlerini isteyen
çevrelerin talebidir.
Bu değiĢiklikle toryum ve uranyum gibi nükleer enerji hammaddelerinin üretimi de devlet tekelinden
çıkarılacaktır. Bunun sonucunda; ülkemizin geleceği açısından oldukça önem arzeden bor, toryum ve
uranyum madenlerimiz uzun vadede çok uluslu Ģirketlerin eline geçecektir.
Rezervlerin ve ruhsat sahasının mülkiyetinin devlette kalması, hiçbir anlam ifade etmemektedir. Çünkü;
kiralama yoluyla madenin rezervi tükendiğinde mülkiyet kavramı, içi boĢaltılmıĢ bir kağıt parçasından ibaret
olacaktır. Anayasanın 168. maddesi, "Tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.
Bunların aranması ve iĢletilmesi hakkı Devlete aittir..." demektedir. Bu maddeye göre zaten mülkiyetin
devredilmesi söz konusu olamaz. Ayrıca, elde edilecek ürün ve atıkların satıĢının devlet tarafından nasıl ve ne
Ģekilde yapılacağı da belirsizdir.
Bu gerekçelerle; aranmasından, iĢletmesine ve uç ürüne dönüĢtürülmüĢ ürünün pazarlanmasına kadar her
aĢamasının kamu eliyle yürütüldüğü geliĢtirilmiĢ bir bor endüstrisinin ülkemizin ve halkımızın yararına
olduğuna inanıyoruz. Uranyum ve toryum gibi nükleer enerji sektörünün girdileri olan madenlerimizin
korunmasını ülkemizin güvenliği açısından oldukça önemli buluyoruz.
Sonuç olarak, "Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve iĢletilmesi Devlet eliyle yapılır"
yasa hükmünün değiĢtirilmeyerek korunması ve bu tasarının yasalaĢmaması gerektiğini bir kez daha
belirtiyoruz.
Bu konuda, Türkiye Büyük Millet Meclisinde karar verecek milletvekillerinin ülkemizin geleceğini düĢünerek
karar vereceklerine inanıyor, konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. PETROL Ġġ SENDĠKASI
KESK-ESM
TMMOB JEOLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI
TMMOB KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
TMMOB MADEN MÜHENDĠSLERĠ ODASI
TMMOB METALURJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI
96
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
16 Kasım 2012
MESLEKLERĠMĠZE, ODALARIMIZ VE BĠRLĠĞĠMĠZE SAHĠP ÇIKIYORUZ
KAPALI KAPILAR ARDINDA HAZIRLIKLARI YAPILAN TMMOB’SĠZ TMMOB
YASASINI KABUL ETMEYECEĞĠZ.
Son yıllarda gündeme gelen Odalarımız ve üst Birliğimiz Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği-TMMOB‟nin
mevzuatını düzenlemeye yönelik adımlar, bugün doğrudan TMMOB Yasasını değiĢtirmeye yönelmiĢtir.
Anayasa‟nın 123, 124 ve özellikle 135. maddelerinden hareketle yayımlanan 6235 sayılı TMMOB Yasasının
değiĢtirilmesi yoluyla TMMOB örgütlülüğü ve mühendis, mimar, Ģehir plancılığı disiplinlerinin meslek
örgütlülükleri, kapalı kapılar ardında yapılan hazırlıklarla tasfiye edilmek üzeredir.
CumhurbaĢkanlığı Devlet Denetleme Kurulu‟nun ülkemizdeki bütün meslek kuruluĢlarıyla ilgili 29.09.2009
tarihli, 799 sayfa ve 1.062 sayfa eki bulunan raporunun BaĢbakanlığa gönderilmesinin ardından 2011 yılında
çıkarılan birçok Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu yönetimi tekelci otoriter bir tarzda yeniden
düzenlenmiĢtir. Bu kapsamda gerek mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri ve gerekse TMMOB
mevzuatının Anayasa ve yasalara açıkça aykırılık oluĢturacak bir Ģekilde Çevre ve ġehircilik Bakanlığı
tarafından düzenlenmesi öngörülmüĢtür. Bu düzenlemeler, Anayasa ve Ġdare Hukuku çerçevesinde merkezi
idare ile özerk yerinden yönetim kuruluĢları arasında olması gereken vesayet denetimini aĢan, tekelci otoriter
bir yönetim anlayıĢı ile bazı özerk kamu tüzelkiĢiliklerinin özerkliği ortadan kaldırılmıĢ, bazıları da doğrudan
bazı bakanlıkların bünyesine katılmıĢtır.
Bugün ülkemizde egemen olan sermaye birikim politikaları, sanayide gerçekleĢen dönüĢüm, fason üretimin
artması, 2B ile kamu arazileri ve kentsel dönüĢüm süreçleri, bütün ülkenin imara açılması gibi rant yönelimli
politikalar, mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerini doğrudan olumsuz olarak etkilemektedir. Bu
meslek disiplinleri ile kamusal hizmet ve kamusal mesleki denetim esaslı örgütlülüklerinin, Ģekli yapılara
dönüĢtürülerek tasfiye edilmesi amaçlanmaktadır. Kamuoyuna tarafsız ve bilimsel temellerle gerçeklikleri
aktaran; gerektiğinde etkin bir biçimde hukuk yolunu kullanarak yapılan yanlıĢlarla mücadele eden
TMMOB‟ye yönelik tasfiye politikaları da bu kapsam içindedir.
Bu noktada öncelikle belirtmek isteriz ki, TMMOB Yasasını değiĢtirme ya da ortadan kaldırmaya yönelik
giriĢimler mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerini kamusal niteliğinden arındırarak rant
politikalarına açma amacını gütmektedir. Ayrıca hazırlanıĢ süreci, Ģekli ve içerik itibarıyla TMMOB’siz
TMMOB Yasası değiĢikliklerini yüz binlerce üyemizin ve bizlerin asla kabul etmeyeceği bilinmelidir. Yapılacak yeni değiĢikliklerle mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri ve ilgili meslek örgütleri,
böl-parçala-küçült-yönet-etkisizleĢtir yaklaĢımıyla demokratik ve merkezi yapılardan rekabetçi yerel yapılara
dönüĢtürülerek merkezi kamu yönetimine bağlanacaktır. Odalarımız ve Birliğimiz TMMOB, bugüne kadar
izin vermediğimiz siyasi iktidarların ve siyasi partilerin rant ve rekabet temelli müdahalelerine açık bir yapıya
ve arka bahçelerine dönüĢtürülecektir.
Diğer yandan belirtmek isteriz ki, mühendislik bilimleri ile mimarlık ve Ģehir plancılığı bilim ve disiplinleri,
multi disipliner (çok disiplinli-çokbilimli) mesleki hizmetleri gerektirmekte ve gerek kendi içlerinde gerekse
aralarında mesleki, bilimsel, teknik geçiĢ gereklilikleri bulunmaktadır. Dolayısıyla meslek alanlarının ve
hizmetlerinin tarifi, sınırı ve ülke genelindeki ortak uygulamaları, ancak TMMOB‟nin mevcut yapısı gibi
bütünsel bir kurum tarafından gerçekleĢtirilebilir.
Bu nedenle meslek alanlarımızın ve aralarındaki iliĢkilerin düzenlenmesi otoriter ve rekabetçi bir kanun
yapma zihniyeti ve böl-parçala-küçült-aĢırı parçalı yapıları yönet yaklaĢımıyla düzenlenemez. Meslek
alanlarımız ve aralarındaki iliĢkilerin, bilim, teknik ve toplumsal yarar doğrultusunda ancak TMMOB ve
Odalarımızın demokratik iĢleyiĢi içinde belirlenebilir, düzenlenebilir bir konu olduğu unutulmamalıdır.
Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetleri gerçekte bilim, teknoloji, Ar-Ge, inovasyon, sanayi, tarım,
orman, enerji, ulaĢım, madenler, tüm doğal kaynaklar, gıda, çevre ve kentleĢme politikalarının dinamik
gücüdür, böyle olması gerekir. Ancak ne yazık ki bu gerçekler hemen hemen tüm siyasi iktidarlar tarafından
97
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
hep ikinci plana itilmiĢ, bazı alanlarda yetkiler uluslararası sermaye kuruluĢlarına devredilmiĢ, bazı alanlar ise
neredeyse ortadan kaldırılmıĢtır. Mühendislik, mimarlık, Ģehir plancılığı hizmetlerinin ana sektörleri kamusal
fayda anlayıĢından çıkarılıp serbestleĢtirme, özelleĢtirme, ticarileĢtirmenin arpalıkları haline getirilmiĢtir.
Kentler, tarım arazileri, kamu arazileri, madenler, enerji ve tüm alanlar rantlara göre ĢekillendirilmiĢ ve
plansızlık egemen kılınmıĢtır.
Aynı zamanda çalıĢma yaĢamının büyük kısmı iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği önlemlerinin dıĢında tutulmakta,
insanca barınma hakkı ve deprem gerçeğinin gerektirdiği yapı denetimi, enerji, tarım, orman, su kaynakları ve
kentlerin yönetimi gibi alanlarda mühendislik-mimarlık-Ģehir plancılığının mesleki denetim ve bilimsel-teknik
kriterleri devre dıĢı bırakılmakta, KHK‟lerle, yasa ve yönetmeliklerde yapılan düzenlemelerle bilimsel-teknik
mesleki gereklilikler tasfiye edilmektedir. Bu nedenle iĢ cinayetlerinden yapı denetimsizliğine, depremlerin
toplumsal yıkımlara dönüĢmesine dek bir dizi acı olay artık kanıksanır hale gelmektedir. Bu koĢullarda
ülkemize, halkımıza, mesleklerimize karĢı bilimsel-toplumsal sorumluluklarımızı terk etmeyeceğimizi,
TMMOB‟siz TMMOB Yasasını değiĢtirmeye yönelik giriĢimlere karĢı biz aĢağıda imzası bulanan
TMMOB‟ye bağlı Odalarımız olarak, birlik içinde karĢı çıkarak mücadele edeceğimizi, bağımsız ve
demokratik meslek kuruluĢlarının tasfiyesine dur demenin kamusal bir görev olduğunu; iktidarın söz konusu
giriĢimleri askıya alarak sesimize kulak vermesi gerektiğini kamuoyuna duyururuz.
Bilgisayar Mühendisleri Odası
Çevre Mühendisleri Odası
Elektrik Mühendisleri Odası
Fizik Mühendisleri Odası
Gemi Makinaları ĠĢletme Mühendisleri Odası
Gıda Mühendisleri Odası
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Ġçmimarlar Odası
ĠnĢaat Mühendisleri Odası
Jeofizik Mühendisleri Odası
Jeoloji Mühendisleri Odası
Kimya Mühendisleri Odası
Maden Mühendisleri Odası
Makina Mühendisleri Odası
Metalurji Mühendisleri Odası
Meteoroloji Mühendisleri Odası
Mimarlar Odası
Orman Mühendisleri Odası
Petrol Mühendisleri Odası
Peyzaj Mimarları Odası
ġehir Plancıları Odası
Tekstil Mühendisleri Odası
Ziraat Mühendisleri Odası
99
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
MĠLLĠYET GAZETESĠ - 08 HAZĠRAN 2012
CHP'DEN BĠBER GAZI KULLANIMINI SINIRLANDIRMAK ĠÇĠN TEKLĠF
CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, polisin biber gazı kullanımının
sınırlandırılması için kanun teklifi verdi. Teklife göre “göz yaĢartıcı gazlar veya tozlar” maddi
güç olarak tanımlanan hizmet araçları arasından çıkarılırken polis, “göz yaĢartıcı gazlar veya
tozlar”ı maddi güç olarak kullanamayacak CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu,
TBMM’de, "Polisin biber gazı kullanımının sınırlandırılması" konulu basın toplantısı
düzenledi.
Basın toplantısına Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kimya Mühendisleri Odası BaĢkanı Mehmet
Besleme ve Ankara Tabip Odası BaĢkanı Dr. Özden ġener de katıldı. Kesimoğlu, “Bu toplantımıza görsellik
katmak için biber gazı getirmek istedim ama maalesef 2. Abdulhamit zamanında olmayan jurnal teĢkilatı
ülkemizde olduğu için milletvekillerinin her hareketi takip ediliyor bu bakımdan bize onu temin eden Emniyet
mensubumuzun baĢı derde girmesin diye öyle bir yola baĢvurmadık ama bireysel kullanımda değerlendirilen
bir biber gazını bir zenginlik olması için yanımda getirdim” dedi.
CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Kesimoğlu, TBMM BaĢkanlığı‟na Polis Vazife ve Selahiyet
Kanunu‟nunun Ġki Maddesinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi‟ni sundu.
-GEREKÇE-
Gerekçede, polisin kimyasal silahları ölçüsüzce kullanarak Türk Ceza Kanunu‟nda düzenlenen pek çok suç
tipini de ihlal ettiği iddia edilerek, kimyasal gazların polis tarafından kullanımının zorlaĢtırılarak
sınırlandırılması gerektiği ifade edildi.
Teklifin gerekçesinde kanunda yapılan değiĢiklikler hakkında bilgi verilerek Ģöyle denildi: “DeğiĢiklikle,
kanunun polisin „zor kullanma‟ yetkisini tanımlayan maddesinde söz konusu kimyasal gazlar „maddi güç‟
olarak tanımlanan bir hizmet aracı olmaktan çıkarılarak silahla eĢdeğer bir kategoriye alınmakta ve bu
gazların kullanımı zorlaĢtırılarak sınırlandırılmaktadır. DeğiĢiklikle, bu gazlar ve tozlar ancak, bedeni kuvvet
ve maddi güç kullanarak etkisiz hale getiremediği direniĢ karĢısında, bu direniĢi kırmak amacıyla ve kıracak
ölçüde kullanılabilecektir.”
-BĠBER GAZI HANGĠ HALLERDE KULLANILACAK-
Gerekçede, biber gazının ne zaman kullanılacağı konusunda da Ģöyle denildi: “Polis nasıl ki ancak; meĢru
savunma hakkının kullanılması kapsamında, bedeni kuvvet ve maddî güç kullanarak etkisiz hale getiremediği
direniĢ karĢısında, bu direniĢi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde, hakkında tutuklama, gözaltına alma, zorla
getirme kararı veya yakalama emri verilmiĢ olan kiĢilerin ya da suçüstü halinde Ģüphelinin yakalanmasını
sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde,silah kullanabiliyorsa, göz yaĢartıcı gazlar ve tozları da ancak bu
durumda kullanabilecektir.”
-TEKLĠF NE GETĠRĠYOR-
DeğiĢiklikle “göz yaĢartıcı gazlar veya tozlar” maddi güç olarak tanımlanan hizmet araçları arasından
çıkarılırken böylelikle polis, “göz yaĢartıcı gazlar veya tozlar”ı maddi güç olarak kullanamayacak.
DeğiĢiklikle göz yaĢartıcı gazlar veya tozların kullanımı, silah kullanımı ile eĢdeğer hale getirilirken diğer zor
kullanma aĢamalarına baĢvurulmadan ve beden gücü ile maddi güç kullanımının sonuçsuz kaldığı görülmeden
kimyasal silahlar kullanılamayacak.
100
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
CUMHURĠYET GAZETESĠ ENERJĠ EKĠ - 07 AĞUSTOS 2012
102
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Okul araç ve gereçlerine dikkat
HÜRRĠYET GAZETESĠ ANKARA EKĠ - 17 EYLÜL 2012-
Kimya Mühendisleri Odası çocukların kullanacağı kırtasiye malzemelerindeki kimyasal risklerin
kontrol altında tutulması gerekliliğini vurguladı.
Kimya Mühendisleri Odası yaptığı yazılı açıklamada Ģu uyarılara yer verdi:
“Her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların düĢlerini süsleyen ve özellikle ilköğretim çağında okul stresini
eğlenceye dönüĢtüren kırtasiye ürünleri, bilinçsizce yapılan alıĢ veriĢ sonucunda çocukların sağlığını
bozabilen tehlikelere dönüĢebiliyor. Hangi malzemeden yapıldığı belli olmayan, güvenlik sınırını aĢan
kimyasal madde katkılı kırtasiye ürünleri, çocuğunuzun sağlığını
bozmasın. Raflarda yerini alan ucuz, hangi maddelerden yapıldığı ve içeriği belli olmayan ve güvenlik sınırını
aĢan kimyasal madde katkılı, abartılı albenili kalem, silgi, su matarası beslenme çantası gibi kırtasiye
malzemeleri, ayakkabılar, okul giysileri çocuklarımızın sağlığını ciddi biçimde tehdit etmekte. Gıdalarının
konduğu plastik beslenme çantaları ve suluklar da eğer kalitesiz ise büyük risk oluĢturmakta.
Kırtasiye malzemesi satın alırken ne yapmalı?
Tercih edilecek ürün üzerinde TSE ve CE iĢaretlerinden en az birinin olmasına dikkat edilmelidir. Çocukların
kullanacağı mataralar, ĢiĢeler ve beslenme çantalarının plastik olmamasına dikkat edilmeli, kokulu ve boyalı
ürünlerden kaçınılmalı. Solvent bazlı kalemler kesinlikle satın alınmamalı, satın almada su bazlı, alkol bazlı
kalemler tercih edilmeli. Keza yapıĢtırıcı alımında da içerinde uçucu madde olan yapıĢtırıcılar kesinlikle satın
alınmamalı.”
Ne tür riskler var
Kimya Mühendisleri Odası yaptığı yazılı açıklamada hangi ürünlerde ne risk olduğunu Ģu Ģekilde açıkladı:
“Pastel boya, suluboya, oyun hamuru, silgi ve diğer boyalar, kanserojen olduğu için yasaklanan azo
boyarmaddeler ve plastik ürün, baskı ve boyalarda yumuĢatıcı olarak katılan fitalatlar kullanılabiliyor. Makas,
kalemtıraĢ, zımba gibi ürünlerde, ağır metaller ve fitalatlar kullanılabileceğinden test edilmesi önemli. Uzun
süre nikel içeren aksesuarlarla temas halinde olmak ciltte tahriĢe ve alerjiye neden olmakta. Çanta, beslenme
çantası, kalem kutusu, matara ve kaplıklar da fitalatlar, azo boyarmaddeler, alerjen boyarmaddeler ve
kanserojen boyarmaddeler bulunabiliyor. Kanserojen oldukları için yasaklanan poliaromatik hidrokarbonlar
(PAH) ve tekstilde buruĢmazlık, çekmezlik apresi, boya ve baskının korunmasında kullanılan formaldehit,
çantaların risklerinden.”
103
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
SABAH GAZETESĠ ANKARA EKĠ - 06 ARALIK 2012
104
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
MĠLLĠYET GAZETESĠ ANKARA EKĠ - 05 TEMMUZ 2012
105
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
BĠRĠMLERĠMĠZ
BASIN AÇIKLAMALARI
106
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO ANKARA ġUBE
05 Temmuz 2012
ANKARA'NIN SUYUNDA KĠRLĠLĠK SAPTANDI!
KĠRLĠLĠK GĠDERĠLENE KADAR MUSLUK SUYUNUN ĠÇĠLMEMESĠNĠ ÖNERĠYORUZ.
Kimya Mühendisleri Odası Ankara Şube Başkanı İbrahim AKYÜREK ve II. Başkanı Erkin ETİKE 5
Temmuz 2012 Perşembe günü saat 11:30'da Oda merkezinde yaptıkları basın toplantısında şunları belirttiler:
Sağlık Bakanlığı Laboratuvarı Ankara'nın Ģebeke suyunda kirlilik saptadı. Sudaki Alüminyum
miktarı izin verilenin dört kat üstünde. Merkez ilçelerin hemen hemen tümünde saptanan kirlilik bir
aydır sürüyor. Sağlık Bakanlığı ve Ankara BüyükĢehir Belediyesi derhal önlem almalıdır.
Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Ģebeke sularının kalitesini ve insan sağlığına olası olumsuz
etkilerini incelemek üzere sürekli çalıĢmalar yürütmektedir. Bu çalıĢmalar sırasında son günlerde Ankara'nın
sularındaki alüminyum miktarının yükseldiğini öğrenmiĢ bulunmaktayız. Ankara'nın Ģebeke sularını düzenli
olarak takip eden Sağlık Bakanlığına bağlı Ankara Ġl Halk Sağlığı Laboratuvarı yaklaĢık bir aydır süren bu
kirliliği saptamıĢ bulunmaktadır. En fazla 200 µg/L (mikrogram bölü litre) olmasına izin verilen alüminyum
miktarı 22.06.2012 tarihli raporlara göre aĢağıdaki gibidir:
Çankaya'daki bir noktada : 838.31 µg/L
Yenimahalle'deki bir noktada : 518.58 µg/L
Mamak'taki bir noktada : 884.81 µg/L
Etimesgut'taki bir noktada : 611.87 µg/L
Bundan bir hafta sonra aynı noktalardan odamızca alınan numunelere yaptırdığımız analizlere ait
03.07.2012 tarihli resmi raporlardaki değerler de Ģöyledir:
Çankaya'daki noktada : 276.62 µg/L
Yenimahalle'deki noktada : 244.10 µg/L
Mamak'taki noktada : 277.74 µg/L
Etimesgut'taki noktada : 246.25 µg/L
Ġçme-Kullanma sularının kalitesi, 17.02.2005 tarihli ve 25730 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
“Ġnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre denetlenmektedir. Bu
yönetmelikte alüminyum için belirlenen sınır değer 200 µg/L'dir. Yönetmeliğin 11. maddesine göre:
“Parametre değerlerinin ya da şartlarının ihlali halinde, bu ihlalin insan sağlığı için
herhangi bir risk oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilir. İnsan sağlığını korumak
amacıyla gerekli olması halinde su kalitesini iyileştirmek için gerekli düzeltici önlemler
alınır.
Düzeltici önlemlerin alınmasını gerektiren ihlalin ciddi boyutlarda olması durumunda
tüketiciler bilgilendirilir.”
Sınır değerin aĢıldığı resmi raporlarla saptanmıĢtır. Bu aĢımlar yaklaĢık bir aydır sürmektedir. Sınır
değerin dört katını aĢan miktarlardaki alüminyumun insan sağlığı için tehlikeli sonuçları olabilir. Yüksek
miktardaki alüminyumun özellikle sinir sistemi hastalıklarına yol açabildiği bilinmektedir. Ayrıca çocuklarda
hafıza kaybı, öğrenme güçlüğü gibi ciddi sonuçları olabilmektedir. Kronik böbrek rahatsızlığı olanların
durumlarını kötüleĢtirdiği bildirilmektedir. Ayrıca vücutta alüminyum birikmesinin çeĢitli kemik
hastalıklarına, eklem ağrılarına, kanda eritrosit yapımında bozulmaya ve bağıĢıklık sisteminde hasara yol
açtığı saptanmıĢtır.
Bu nedenle Sağlık Bakanlığını ve Ankara BüyükĢehir Belediyesini sudaki alüminyum kirliliği
hakkında açıklama yapmaya davet ediyoruz. Ankaralılara temiz ve içilebilir suyu sağlamak Ankara
BüyükĢehir Belediyesinin görevidir. Yetkililer tatmin edici bir açıklama yapana kadar ve sudaki alüminyum
değerlerinin normale döndüğünü ilan edene kadar Ankaralılara musluk suyu içmemelerini öneriyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
Ankara ġubesi Yönetim Kurulu
107
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
12 Temmuz 2012
ANKARA BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYESĠ, SAĞLIK BAKANLIĞININ SAPTADIĞI
KĠRLĠLĠĞĠ ĠNKAR EDECEĞĠNE ÖNLEM ALMALIDIR! Açıklamamızın arkasındayız. Sağlık Bakanlığı Laboratuvarı, Ankara'nın Ģebeke suyunda
kirlilik saptamıĢtır. Raporlar Bakanlık arĢivlerinde duruyor. Merkez ilçelerin önemli bir bölümünde
saptanan kirlilik bir aydır sürüyor. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu konuyla ilgili “Bilim Kurulu”nu
toplamıĢtır.
Sağlık Bakanlığına bağlı Ankara Ġl Halk Sağlığı Laboratuvarı'nın Ģebeke suyunda yaklaĢık bir
aydır süren kirliliği saptamıĢ bulunduğu, Kimya Mühendisleri Odası (KMO) tarafından 5 Temmuz 2012 günü
kamuoyuna açıklanmıĢtı. En fazla 200 µg/L (mikrogram bölü litre) olmasına izin verilen alüminyum
miktarının bunun kat kat üzerinde olduğunu resmi verilere ve raporlara dayanarak duyurmuĢtuk.
Bunun üzerine gazetelere açıklama yapan Türkiye Halk Sağlığı Kurumu BaĢkanı konuyla ilgili
“Bilim Kurulu”nu topladıklarını belirterek Ģunları söylemiĢtir:
“ASKĠ aldığı tedbirle musluktan akan sudaki alüminyum oranını düĢüremezse belki Kurtboğazı
suyunu keseriz.”
Sınır değerin aĢıldığı Sağlık Bakanlığına bağlı Ankara Ġl Halk Sağlığı Laboratuvarının resmi
raporlarıyla saptanmıĢtır. Bu aĢımlar yaklaĢık bir aydır sürmektedir. Sebebi de Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
BaĢkanı tarafından açıklanmıĢtır. Bütün bunlar ortadayken Ankara BüyükĢehir Belediyesinin kirliliğin sebebi
olarak binaların eski tesisatlarını göstermesi bilimsel gerçeklerle bağdaĢmamaktadır. Paslı olan tesisat ile
sudaki alüminyum oranı arasında bir iliĢki bulunmamaktadır. Tesisatın paslı olması durumunda suda
alüminyum değil, demir miktarı artabilir.
Ankara BüyükĢehir Belediyesi kirliliği inkar edeceğine Sağlık Bakanlığının raporlarını incelemeli ve
bu kirliliğe bir çözüm bulmalıdır.
Suyu kaynatmak alüminyum kirliliğini yok etmez. Sınır değerin dört katını aĢan miktarlardaki
alüminyumun insan sağlığı için tehlikeli sonuçları olabilir. Ankara Tabip Odası, alüminyumun vücutta
birikmesi halinde organ yetmezliğine ve kalıcı sakatlıklara neden olabileceğini açıklamıĢtır.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri tatmin edici bir açıklama yapana kadar ve sudaki alüminyum değerlerinin
tüm Ankara'da 200 µg/L'nin altına düĢtüğünü ilan edene kadar Ankaralılara musluk suyu içmemelerini
öneriyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
Ankara ġubesi Yönetim Kurulu
108
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
01 Ağustos 2012
SAĞLIKLI ve GÜVENĠLĠR ĠÇME ve KULLANMA SUYU HERKESĠN HAKKI !
ÜZGÜNÜZ, BU HAKKIN ÖNÜNDE ENGELLER VAR !
BĠZLERĠN de AÇIKLAMA BEKLEDĠĞĠMĠZ TESPĠTLERĠ VAR !
Değerli basın mensupları,
Ülkemizde yaĢayan her yurttaĢın çok iyi bilmesi gerektiği gibi sağlıklı, temiz, güvenilir su, en temel sağlık ve
insan hakkıdır. Bu hakka herkes eĢit düzeyde ulaĢabilmelidir. Bu temel kabulün gereği olarak da sağlıklı ve
güvenilir içme - kullanma suyuna ulaĢımın önündeki ekonomik ve sosyal adaletsizlik ve fiziksel, kimyasal ve
biyolojik kirlilik gibi her engel ivedilikle ortadan kaldırılmalıdır. Ekonomik ve sosyal engellerin olmaması
için güçlü ve toplumda herkesi eĢit kılan üretim-tüketim iliĢkisi; kimyasal, fiziksel ve biyolojik kirlilik gibi
sorunlar için ise bu yaklaĢımın yanı sıra güçlü izleme ve değerlendirme sistemleri, laboratuvar olanaklarının
yeterli olması gibi ek yapılanmalara gereksinim bulunmaktadır. Ġçme - kullanma sularının çoğunlukla
enfeksiyon etkenleri, zehirli maddeler, kimyasallar, radyoaktif kirleticiler vb. tarafından kirletildiği
bilinmektedir.1[1],2[2]
Geçtiğimiz günlerde TMMOB Kimya Mühendisler Odası (KMO) tarafından yapılan basın açıklamasında
belirtildiği gibi, Ankara Ģebeke suyunda alüminyum değerlerinin yüksekliği nedeniyle halkın musluktan akan
suya olan güveni tıpkı yıllar önce Kızılırmak suyu nedeniyle yaĢanılan sürece benzer bir Ģekilde
zedelenmiĢtir. Bugünlerde Ġstanbul‟da da halkın ne yazık ki Ģebeke suyuna güvenemeyip, “daha güvenilir”
olarak kabul ederek satın aldığı damacana sularıyla ilgili pek çok tartıĢma kamuoyuna yansımıĢtır. Ne yazık
ki, her iki güncel örnek ve yarattığı sorunlar farklı kentlerde de olsa aslında çarpıcı gerçekleri göz önüne
sermiĢtir:
Toplumun “en ekonomik yolla” ulaĢtığı Ģebeke suyuna güven sarsılmıĢtır. Oysa, herkesin gönül
rahatlığı ile Ģebeke suyunu güvenle içebilmesi sağlık açısından kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Ancak, ülkemizde yaĢanan bu vb. sorunlar musluktan akan su yerine kiĢileri güvenli suya
ulaĢmak için daha yüksek bedeller ödedikleri değiĢik seçeneklere yöneltmektedir. (damacana, pet
ĢiĢe, vb).
Ġstemediğimiz halde halkın farklı su kaynaklarına yönelmiĢ olması da sağlıklı su tüketildiği
anlamını ne yazık ki taĢımamaktadır. Damacana sularında kirlilik saptanmıĢ olması, bu seçeneğin
de aslında yeterli çözüm olmadığını açıkça gözler önüne sermiĢtir.
Değerli basın mensupları, bu gün burada sizlere kentimizde Ģebeke suyunda yaĢadığımız alüminyum
kirliliğinin yol açma olasılığı olan sağlık sorunlarından ayrıntılı olarak söz etmek mümkün. Ama burada tek
bir konuya odaklanmaktansa, daha bütüncül bir bakıĢ açısıyla değerlendirme yapmayı tercih ediyoruz. Çünkü,
Ankara Ģebeke suyunda alüminyum kirliliği ile ilgili yaĢadığımız sorunları baĢka günlerde farklı baĢlıklarda
[1]http://www.who.int/topics/drinking_water/en/. Erişim:31.7.2012.
1[2]GuidelinesforDrinkingWater. 4th Ed. WHO publications, 2011.
http://whqlibdoc.who.int/publications/2011/9789241548151_eng.pdf. EriĢim:9.7.2012.
109
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
yaĢayabiliyoruz. Bunun da en yakın örneği olarak içme -kullanma sularına “arsenik” karıĢması konusunda
2008‟de yaĢanan sorunu sanırız hepimiz hatırlıyoruz. Burada sorularınız olursa tek tek yanıt da verebiliriz.
Burada bulunan meslek örgütleri olarak aĢağıdaki sorulara hem Ġstanbul hem de Ankara sorun örnekleri ile
ilgili olarak halen yanıt bulamadığımızı bir kez de sizlerin aracılığı kamu sağlık yetkililerine iletmek istiyoruz:
Bir süre önce TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tarafından Ģebeke suyunda alüminyum
düzeyinin 4 kata dek yüksek bulunmasının nedeni nedir? Kamuoyuna Ģimdiye kadar
yansıyan“Alüminyum düzeyinde artıĢ görülen derenin Çamlıdere Barajı‟na akıĢının
durdurulduğu” Ģeklindeki açıklamalar ne yazık ki tatmin edici değildir. 4 kat dolayındaki
yüksekliğin temel nedeni nedir? Bu duruma Ġvedik arıtma tesislerindeki çöktürme havuzlarında
kullanılan alüminyum sülfatta doz ayarlamasındaki hatalar sebep olabilir mi? Bir bulaĢma ise
kaynağı tespit edilmiĢ midir?
Kontrollerin/analizlerin yapılmadığı diğer su kaynaklarında durum nasıldır?
Ġçme– kullanma suyu kaynakları, arıtım ve dağıtım sistemleri ayrıntılı olarak incelenip kaynağa
yönelik araĢtırmalar yapılmıĢ, önlemler alınmıĢ mıdır?
Bundan sonrası için nasıl bir planlama düĢünülmektedir?
YaĢam alanlarımızın tümünde, Ģebeke suyundan uzaklaĢarak daha pahalı su seçeneklerine
yönelmenin durdurulması için, toplumun Ģebeke suyuna olan güvenini YENĠDEN KAZANMAK
için neler planlanmaktadır?
Yapılan su analizleri sonuçlarına, halkın sürekli olarak saydam bir biçimde ulaĢabilmesi için neler
planlanmaktadır?
Diğer su kaynaklarının da sağlıklı ve güvenilir olması için alınması gereken önlemler nelerdir?
Devlet bu sorumluluğunu nasıl yerine getirmeyi planlamaktadır?
Değerli basın mensupları,
Kamuoyunu meĢgul eden bu ve benzeri sorunların ivedilikle yetkililer tarafından açıklanması gerekmektedir.
SAYDAMLIK yetkililerin izlediği yol olmalıdır. Aksi takdirde kamuoyunda oluĢan güvensizlik artarak
sürecektir.
Saygılarımızla.
ANKARA TABĠP ODASI
ÇEVRE MÜHENDĠSLERĠ ODASI
GIDA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
HALKEVLERĠ GENEL MERKEZĠ
KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
PEYZAJ MĠMARLARI ODASI (ANKARAM PLATFORMU DÖNEM SÖZCÜLÜĞÜ)
SUKA-DER
TÜKETĠCĠ HAKLARI DERNEĞĠ
ZĠRAAT MÜHENDĠSĠLERĠ ODASI
110
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
26 Aralık 2012
SOBA ZEHĠRLENMELERĠNE DĠKKAT
Havaların soğuması ve kıĢ aylarına girmiĢ olmamız nedeni ile soba kullanımı ve bundan dolayı oluĢan
zehirlenmeler artmıĢtır. Soba kazaları önceden tahmin edilemeyen sebeplerden, cehalet ve ihmalden,
unutkanlık ve dikkatsizlikten meydana gelir. Geçtiğimiz yıllarda da sobadan yayılan karbon monoksit
gazından zehirlenmeler ve ölümler yaĢanmıĢtır. Ölümlerin bu yıl da yaĢanmaması için TMMOB Kimya
Mühendisleri Odası vatandaĢlarımızı soba kullanımı konusunda uyarmaktadır.
Kömür gibi karbon taĢıyan yakıtların yeterli oksijenin yokluğu sebebiyle eksik yanmaları sonucunda
açığa çıkan karbon monoksit gazı, kapalı bir ortamda yoğun miktarda solunduğu takdirde zehirlenmelere ve
bu nedenden dolayı ölüme sebep olur. Havada binde bir oranında olsa bile öldürücü bir etkiye sahip olan
karbon monoksit (CO) renksiz, kokusuz ve irrite etmeyen (rahatsız etmeyen) bir gaz olduğundan solunum
yapılırken fark edilmez.
Soba ile ısıtma yapılan hanelerde, soba yeterli miktarda oksijen barındırmadığından verimli
çalıĢamamasından ve yakılan kömürün kalitesiz olması ve safsızlık içermesi (yabancı maddeler içermesi)nden
dolayı, tam yanma ortamı oluĢmaz ve karbon monoksit gazı ortama yayılır.
Zehirlenmelere karĢı soba kurulumu, yakılma ve baca temizliği ile ilgili uyulması gereken kurallar
vardır.
Apartmanların baca yüksekliği 3.5 - 5 metre ve bacanın yüksekliği çatının en üst noktasından 1 metre
daha yüksekte olmalı, en yakın binadan da 6 metre mesafesi olmalıdır. Özellikle lodoslu havalarda sobayı
söndürmeden, yanıyorsa kömür sobasının olduğu yerde yatılmaması gerekmektedir. Lodosun etkisini
azaltan bacalar kullanılmalı, rüzgâr yönüne göre değiĢen baca kapakları taktırılması gerekmektedir. Lodos için
uyarıların etkinliği artırılmalı, tüm yazılı ve görsel kanallardan duyuru yapılarak ulaşılmamış vatandaş
kalmamalıdır. Ayrıca linyit kömürü kovalı sobada ve (uçucusu yüksek olduğu için) üstten tutuĢturularak
yakılmalı, sobanın arkasındaki duman çıkıĢ borusundaki krepe sürekli açık tutulmalı; taĢ kömürü ve sabit
karbonlu yüksek yakıtlar tuğlalı sobada ve (uçucusu düĢük olduğu için) alttan yakılmalıdır.
Zehirlenmeler; baĢ ağrısı, baĢ dönmesi, yüzde pembe renk, terleme, kulak çınlaması, bulantı, kusma,
solunum zorluğu, siyanoz (oksijen yetersizliği nedeni ile derinin mavimsi bir renk alması), bayılma hissi,
hipotansiyon (tansiyon düĢüklüğü), kaslarda aĢırı gevĢeme ve hareket edememe, Ģuur kaybı gibi belirtiler
gösterir, sonucu koma ve ölümdür. Zehirlenme durumlarında hasta bulunduğu yerden temiz havalı bir yere
taĢınmalı ve hemen suni solunum yaptırılmalı. Ardından hasta vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluĢuna
götürülmelidir.
Konutların ısıtılması için her hanede doğalgaz kombisi ve kömür sobası sistemi kurulması, ısınma için
verimsiz, tehlikeli ve sorunlu bir yöntemdir. Binalar için merkezi ısıtma sistemleri ve hatta mahallelere
kurulacak ısı merkezleri ile konutların ısıtılması sorunu güvenli, ekonomik ve verimli bir çözüme
kavuĢturulabilir.
Kimya Mühendisleri Odası bilgi birikimini; soba zehirlenmelerinin yeniden olmaması için yapılacak
düzenleme, proje ve etüd, kontrol, denetim ve ölçüm faaliyetlerinde halkın sağlığı ve güvenliğinden yana
kullanmaya hazır olduğunu bildirir, kamuoyuna saygı ile duyurur.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ankara ġubesi Yönetim Kurulu
111
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
01 Nisan 2013
ANKARA’DA DOĞAL GAZ GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT ALTINDA MI?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, BaĢkent Ankara’da doğalgazın tüketicilere
güvenli bir Ģekilde iletilmesini ve acil durumda merkezden müdahale ile anında kesilmesini sağlayacak
sistemin kısmen çalıĢtığını itiraf etti.
BaĢkentimizde doğalgazın tüketicilere güvenli bir Ģekilde iletilmesini ve acil durumda merkezden
müdahale ile anında kesilmesini sağlayacak sistem kısmen çalıĢıyor. Yıldız, Supervisory Control and Data
Acquisition (SCADA-Uzaktan Veri Toplama ve Kontrol) sisteminin 577 istasyondan 200'üyle elektrik ve
haberleĢme problemi nedeniyle iletiĢim sağlanamadığından kullanılamadığını itiraf etti.
SCADA terimi “Supervisory Control And Data Acquisition kelimelerinin baĢ harflerinden
oluĢturulmuĢtur. Türkçe‟ye “ DanıĢmalı Kontrol ve Veri Toplama Sistemi “ veya “Uzaktan Kontrol ve
Gözleme Sistemi “olarak çevrilebilir. Kısaca bilgisayarlardan, haberleĢme aletlerinden, algılayıcılardan veya
diğer aygıtlardan oluĢturulmuĢ denetlenebilen ve kontrol edilen bir sistemin genel adıdır. En genel olarak
enerji scadası (Elektrik-Su-Doğalgaz) ve proses scadası (fabrika-tesis otomasyonu) olarak ikiye ayrılır.
Sistemin doğal gaz güvenliği ile temelde bir iliĢkisi vardır. Acil durumlarda (basınçtaki ani değiĢiklikler vb.)
sistem üzerinde veriler gözlenerek gerekli müdahalenin yapılması sağlanmaktadır. BaĢkent gaz, doğal gaz
güvenliği ile doğrudan ilgisi olmadığını gezici ekiplerle gaz kaçaklarını kontrol edildiğini söylese de
BaĢkentin yüzlerce noktasında dedektörle sağlıklı kontrol yapılması mümkün görünmemektedir. Sistemin
kullanım amacı, kontrol ekranından veriler izlenerek ani bir basınç düĢmesi gibi bir durum gözlendiğinde bir
gaz kaçağına iĢaret ettiği için gerekli iĢlemlerin kısa sürede yapılmasını sağlamaktır.
EPDK Doğalgaz Piyasası Dağıtım ve MüĢteri Hizmetleri Yönetmeliği‟nin 60. Maddesinde “doğal gaz
güvenliği için altı aydan az olmamak Ģartı ile ekipler uygun dedektörlerle kaçak kontrolü yaparlar” ifadesi
vardır. Bu durum doğal gaz alt yapı bilgi sistemi ve uzaktan kontrol ve gözleme sisteminin tam olarak
çalıĢtığında ekstra güvenlik önlemi olarak düĢünülmüĢtür. Kaçak kontrolü altı ayda bir gözlenebilecek bir
parametre değildir. Doğal gaz gibi yanıcı, patlayıcı bir kimyasalın güvenli koĢullarda kullanıcıya ulaĢtırılması
aynı yönetmelikte ilgili firma sorumluluğuna verilmiĢtir.
Yönetmelikte “Madde 63- Dağıtım Ģirketi; sadece, doğal gaz kaçağı, güvenliğin ciddi bir risk altında olması
ile doğal gazın kalitesi, basıncı ve diğer özelliklerinin can ve mal güvenliği açısından tehlikeye neden olması
durumlarında doğal gazı kesebilir.” Ġfadesi vardır. SCADA sisteminin istasyonların 200‟ünde çalıĢmadığı bir
durumda bu madde hükmü nasıl uygulanabilir yetkililerin bu soruya tatmin edici cevaplar vermesi gerekir.
Aynı yönetmeliğin geçici maddesinde veri sisteminin en geç 18 ay içinde iĢletilmesini sağlaması hükme
bağlanmıĢtır. SCADA sistemi 2006 yılında iĢletmeye alınmıĢ olmasına ve sisteminin kurulması amacıyla
2004'te yapılan ihalede 14.6 milyon dolarla verilmesine, bugüne kadar 17 milyon dolar ödeme yapılmasına
rağmen halen sağlıklı çalıĢmamaktadır.
Kimya Mühendisleri Odası Ankara ġube Yönetim Kurulu olarak, güvenlik önlemlerinin ivedilikle
alınmasını, halkımıza sağlıklı güvenilebilir bilgi verilmesini talep ediyoruz. BaĢkent Gaz ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı‟nı görevlerini yapmaya davet ediyoruz.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
Ankara ġubesi
Yönetim Kurulu
112
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO BURSA ġUBE
07 Nisan 2012
BOR MADENĠ ĠLE ĠLGĠLĠ YASAL DÜZENLEMELER BĠZĠ KAYGILANDIRIYOR!
Yapıdan sağlığa, enerji üretiminden fiberglassa kadar birçok sektörde kullanılan ve dünyada en fazla
üretiminin ülkemizde yapıldığı bor stratejik bir madendir. Bilindiği gibi Türkiye, en çok bor rezervine sahip
ülke durumundadır.
Bor Madenlerinin çıkarılması, iĢletilmesi ve pazarlanması ile ilgili olarak bugüne kadar birkaç yasal
düzenleme yapıldı ve yapılmaya devam etmektedir.
14.10.1978 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2172 sayılı Devletçe ĠĢletilecek Madenler
hakkında kanun ile daha önce özel kiĢilere verilmiĢ arama ve ruhsatnameleri ve iĢletme haklarının devlet
tarafından geri alınması düzenlenmiĢ, bor madenlerinin devletçe iĢletilecek madenler arasında olması kabul
edilmiĢtir.
13.06.1983 tarih, 18076 sayılı Resmi gazetede yayınlanan “Bor Tuzları, Trona ve Asfaltit Madenleri ile
Nükeer Enerji Hammaddelerinin ĠĢletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının Bazılarının Ġadesini “ düzenleyen
2840 sayılı kanun yürürlüğe girmiĢtir. Amaç "2172 sayılı Devletçe ĠĢletilecek Madenler Hakkında Kanun" la
kamu kuruluĢlarına devredilen maden haklarını yeniden düzenlemek” olarak belirlenmiĢtir.
15.06.1985 tarih 18785 sayılı Resmi Gazetede yayınlana 3213 sayılı Maden Kanunu ile 2840 sayılı kanun
hükümlerinin saklı kalması kaydıyla, 2840 sayılı kanunun yürürlük tarihinden sonra bulunacak bor, trona ve
asfaltit madenlerinin aranması ve iĢletilmesi bu kanun hükümlerine tabi olmuĢtur. Bunların ihracatına ait usul
ve esasların bakanlar kurulunca tespit edileceği belirlenmiĢtir.
5 Haziran 2004 tarihli 25483 sayılı Resmi Gazete yayınlanan; Maden Kanununda ve Bazı Kanunlarda
DeğiĢiklik yapılmasına ĠliĢkin 5177 sayılı kanun ile bor madenlerinin aranması ve iĢletilmesi konusu
aĢağıdaki madde ile yeniden 2840 sayılı yasa ile belirlenen Ģekilde kabul edilmiĢtir. “MADDE 22.- Maden
Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrası aĢağıdaki Ģekilde değiĢtirilmiĢtir. 2840 sayılı Kanun hükümleri
saklıdır. Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce bulunmuĢ ve sonra bulunacak bor madenlerinin aranması ve
iĢletilmesi 2840 sayılı Kanun hükümlerine tâbidir.”
2840 sayılı kanun “Madde 2 - (DeğiĢik birinci cümle:16/2/1994-3971/1 md.) Bor tuzları, uranyum ve toryum
madenlerinin aranması ve iĢletilmesi Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden Kanunu
gereğince gerçek ve özel hukuk tüzel kiĢilerine verilmiĢ olan ruhsatlar iptal edilmiĢtir.” Ģeklindedir.
Halen yürürlükte olan haliyle Bor Madenlerinin arama ve iĢletme çalıĢmaları Eti Maden ĠĢletmeleri
Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
2000-2001 yıllarında bor madenlerinin özelleĢtirilme çalıĢmaları gündeme geldiğinde de vurguladığımız gibi,
2840 sayılı yasa doğrultusunda Bor Madenlerinin Devletçe iĢletilmeye baĢlanması ile birlikte bor
madenlerinin iĢletilmesi ve değerlendirilmesi amacı ile çok önemli adımlar atılmıĢtır.
Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan arama ve rezerv tespit çalıĢmaları ile Türkiye‟nin
dünya toplam bor rezervlerinin %72 „sine sahip olduğu belirlenmiĢtir. 2012 yılında bor kimyasalları ve
eĢdeğeri ürün kurulu kapasitesi, 1.705.000 t/yıl miktarına eriĢmiĢtir. Dünya Fiberglass üretiminin önemli bir
miktarının gerçekleĢtirildiği Uzakdoğu ülkelerinde hammadde olarak Türkiye‟de üretilen dünyada cevher
olarak baĢka bir alternatifi olmayan öğütülmüĢ kolemanit yani kalsiyum borat minerali kullanılmaktadır.
Yeni düzenleme çalıĢmaları ile mevcut kanunun aĢağıdaki Ģekilde değiĢmesi talep edilmektedir;
113
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
“Madde 1- 10/06/1983 Tarihli ve 2840 sayılı “Bor tuzları, trona, asfaltit madenleri ile nükleer enerji
hammaddelerinin iĢletilmesini, linyit ve demir sahalarının bazılarının iadesini düzenleyen kanunda değiĢiklik
yapılmasını öngören kanunun” 2. maddesine aĢağıdaki fıkra eklenmiĢtir. “Bu madenlerin üretimi ve
zenginleĢtirilmesi, Teknik, Ticari ve Ekonomik sebeplerle ürünün mülkiyeti teĢekkülde kalmak üzere ihale
yoluyla üçüncü Ģahıslara gördürülebilir. Ancak üçüncü Ģahıslara gördürülecek iĢlerin 3 Yıldan fazla olması
durumunda konuya iliĢkin talepler yüksek planlama kurulu tarafından karara bağlanır.”
Yapılmak istenen düzenlemede; bor madenlerinin üretimi ve zenginleĢtirilmesinin, “Teknik, Ticari ve
Ekonomik“ sebeplerle ürünün mülkiyeti teĢekkülde kalmak üzere ihale yoluyla üçüncü Ģahıslara
gördürülebilir...” denilmektedir. DeğiĢiklik ile ilgili genel gerekçede de “...“Temel faaliyet alanı olan üretim
aĢamasında günün teknolojisine uygun(?) üretim yöntem ve Ģekillerini kullanmak ya da ekonomik fayda
sağlamak suretiyle kanun kapsamındaki madenlerden beklenen gelir(?) sağlanmıĢ olacaktır. Böylece özellikle
bor madeninde pazar payının azalması riski ortadan kalkacaktır…” ifadesi yer almaktadır.
Bor madenlerinin üretim ve zenginleĢtirilmesinde halen hiçbir teknik eksiklik ya da destek ihtiyacı söz konusu
değildir. Bugün gelinen üretim kapasitesi, kurulan tesislerin mühendislik ve teknik yeterlilik durumu üst
düzeydedir. Bu düzeye, yıllardan beri Eti Maden bünyesinde çalıĢanların geliĢtirdiği bilgi birikimi ile
ulaĢılmıĢtır. Üretim prosesi tüm dünyada uygulanan prosestir. Kullanılan tüm ekipmanlar da amaca en uygun
ekipmanlar olarak seçilmiĢ ve imal edilmiĢlerdir. Kanunun gerekçesinde ve daha sonra yapılan açıklamalarda
belirtildiği gibi, borun yüksek teknoloji ile buluĢması için de Eti Maden‟in teknik desteğe ihtiyacı yoktur.
Yüksek teknoloji ile kastedilen bazı özel bor ürünlerinin üretimine zaten Türkiye‟de ihtiyaç duyulmamaktadır.
Bu ürünler genellikle üreticileri tarafında tüketilen ve ticareti yapılmayan ürünlerdir. Kaldi ki, 2003 yılında
kurulmuĢ olan Ulusal Bor AraĢtırma Enstitüsü desteklemekte olduğu projeler ile bu alanda da çeĢitli projeler
sonuçlandırmıĢ ve patent baĢvuruları yapma noktasına gelmiĢtir. Ticari potansiyeli olan özel bor ürünleri Eti
Maden tarafından kendi araĢtırma olanakları çerçevesinde geliĢtirilmekte ve ticari boyutta üretilmektedir.
Üretimine baĢlanmıĢ olan Eidot-67, üretimi planlanmakta olan çinko borat ve yatırım çalıĢmaları baĢlamıĢ
olan sodyum bor hidrür buna en güzel örneklerdir.
Eti Maden‟in ticari ve ekonomik açıdan da tesislerinin ya da rezervlerinin baĢka kuruluĢlarca iĢletilmesine
ihtiyacı yoktur. Bugüne kadar yapılageldiği gibi, Eti Maden tüm yatırımlarını kendi kaynakları ile
gerçekleĢtirmektedir. Eti Maden bor ürünleri satıĢı 2010 yılında bir önceki yıla göre tutar bazında %43 artarak
647 milyon US$ olmuĢtur. Eti Maden dünya pazarında birinci sırada yer alırken, bunu kendi pazarlama
stratejisini, kendi olanakları ve kendi çalıĢanları ile birlikte gerçekleĢtirmiĢtir. Bu konuda Eti maden‟den daha
geniĢ bilgi birikimi ve olanaklara sahip baĢka bir kurum ya da oluĢumun olması söz konusu değildir.
Dünya bor pazarındaki dağılım itibariyle değerlendirme yapıldığında, 1980‟li yılların ortalarında % 25 olan
ülkemizin miktar bazındaki pazar payı 2010 yılında %40 olarak gerçekleĢmiĢtir. Bu oran ile Eti Maden 2005
yılından bu yana dünya bor pazarındaki liderliğini korumaktadır.
Bütün bunlara dayanarak söylenebilir ki, yapılmak istenen; uzun vadeli hizmet alımları adı altında ve aslında
Eti Maden‟den daha birikimli ve ekonomik olanaklara sahip olmayan kuruluĢlar aracılığı ile iĢletilerek,
özelleĢtirmenin gerçekleĢtirilmeye çalıĢılmasıdır.
Özet olarak, bor rezervlerini 1978 yılından bu yana kamu adına iĢletmekte olan Eti Maden;
Bugüne kadar gerçekleĢtirmiĢ olduğu yatırımlar ile Türkiye‟nin bor teknolojisi
konusundaki en deneyimli kadrosunu bünyesinde bulundurmaktadır,
Bor tesislerinin kurulması için gerekli mühendislik deneyimi ve tesislerin iĢletilmesi için
gerekli üretim deneyimi açısından en iyi kadroya sahiptir,
Dünyadaki en büyük bor üreticisi ve en güvenilir bor ürünleri sağlayıcısıdır,
Son 5 yıldan bu yana %40,1 pazar payıyla Dünya bor pazarı lideridir.
Eti Maden‟in bu konuma gelmesi sadece 30 yıl gibi bir sürede gerçekleĢmiĢtir. Bu süre
içinde herhangi bir kurum ya da kuruluĢun iĢletme, mühendislik, pazarlama, finans desteğine
ihtiyaç duyulmamıĢ ve tüm geliĢme kurumun kendi olanakları ile sağlanmıĢtır. Rezervlerin
iĢletilmesinden maksimum fayda sağlanmaktadır ve dünya pazarının en büyük payı Eti Maden‟e
aittir.
114
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası olarak önerimiz; Hizmet alımı adı altındaki yasal düzenlemeler
özelleĢtirmelere ön açacaktır. Kamuoyu, ilgili bakanlıklar tarafından da bor madeni ve bor ürünleri
konusunda Türkiye‟nin üretim kapasitesi ve teknolojisi hakkında doğru Ģekilde bilgilendirilmelidir. Dünyada
bor rafinasyonunda ve pazarlamasında lider kuruluĢ olan Eti Maden ĠĢletmeleri Genel Müdürlüğünün
çalıĢmaları 2840 sayılı kanun çerçevesinde devam etmelidir.
ÇalıĢmaların sağlam temeller üzerinde devam edebilmesi için Türkiye, elde ettiği bor tecrübesini, ürün
çeĢitliliğini, üretim kalitesini, alanındaki bütün çalıĢanları ile daha da ileri götürerek uç ürün pazarındaki
payını arttırmalıdır. Nihai ürün pazarı birincil hedef olarak belirlenip araĢtırma ve geliĢtirme çalıĢmaları,
birçok ürünün hammaddesini oluĢturan bor ürünlerinin kullanıldığı sanayi alanlarının geliĢtirilmesi teĢvik
edilmelidir.
Saygılarımızla,
TMMOB
Kimya Mühendisleri Odası
Bursa ġubesi
Yönetim Kurulu
115
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
25 Haziran 2012
1. ULUSLARARASI - 14. ULUSAL TEKSTĠL TEKNOLOJĠSĠ VE KĠMYASINDAKĠ
SON GELĠġMELER SEMPOZYUMU
Değerli Basın Mensupları,
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa ġubesi‟nin, 26 yıldır her iki senede bir geleneksel olarak
düzenlediği “Tekstil Teknolojisi ve Kimyasındaki Son GeliĢmeler Sempozyumu”nun on dördüncüsü bu kez
08-09-10Mayıs 2013 tarihlerinde Tekstil Mühendisleri Odası Bursa ġubesi iĢbirliği ile ilk kez uluslararası
olarak “Ġnovatif ve Uygulanabilir Teknikler” temasıyla Bursa Akademik Odalar Birliği YerleĢkesinde
gerçekleĢtirilecektir.
Sempozyumda bu yıl;
Tekstil Teknolojisindeki Yenilikler
Tekstil Kimyası ve Terbiyesindeki Yenilikler
Teknik ve Fonksiyonel Tekstiller
Ġnsan, Çevre, Enerji, Ekonomi
Standartlar
baĢlıkları ele alınacaktır. Bu baĢlıklarla ilgili olarak araĢtırmacılar, akademisyenler ve tekstil boya-yardımcı
kimyasalları sektöründe faaliyet gösteren öncü firmaların değerli bildiri sunumları gerçekleĢtirilecektir.
Tekstil sektörü uzun yıllar istihdam, üretim ve ihracat bakımından etkin olmasına rağmen günümüzdeki
küresel rekabet Ģartları altında her geçen gün giderek güç kaybetmektedir. Hem bu güç kaybını durdurmak,
hem de dünya pazarlarına olan coğrafi konumu dolayısı ile ülkemiz için son derece önemli olan tekstil
sektörünün sürdürülebilir güç sahibi olabilmesi için, bir yandan üretimde verimlilik ve kaliteyi artırması, diğer
yandan da katma değeri yüksek yenilikçi ürünlere yönelmesi Ģarttır.
Tekstil sanayisinin ülke ekonomisi ve dünya pazarındaki etkinliğini sürdürmesi, bu etkinliğin yeni alanlara ve
ürünlere yayılması; tekstil makineleri ve teknolojileri üretimiyle AR-GE çalıĢmalarına gerekli önem
verilmesiyle ve dünya ölçeğinde marka haline gelmeyi sağlayacak yenilik ve farkındalıkların geliĢtirilmesiyle
mümkün olacaktır.
Tekstil sektörü, inovasyonla biçimlenen bir vizyon ile bugünkü sıkıntılarını aĢarak varlığını koruma ve
güçlendirme donanım ve yetisine sahiptir. Bursa‟nın kimliğine iĢlemiĢ olan tekstil sektörünün geliĢmesi
amacıyla devlet halk bütünleĢmesini tesis ederek sektörü layık olduğu yere getirmek için üniversite sanayi
meslek kuruluĢları arasında oluĢturulacak iĢbirliği ile tekstildeki sorunların çözümü noktasında tüm
dinamiklerimize görevler düĢmektedir.
Oda, araĢtırmacı ve sanayici Ģeklinde tüm sektör paydaĢlarının katılımıyla gerçekleĢtirilecek olan bu
etkinlikte, tekstil sektörünün acil çözüm bekleyen sorunları için çözüm önerileri içeren bir yol haritası elde
edileceğine inanmaktayız.
Saygılarımızla,
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa ġubesi
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Bursa ġubesi
116
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
23 Temmuz 2012
KĠRLENEN DOĞANIN SORUMLUSU SADECE KĠRLETENLER DEĞĠL, GEREKEN
DENETLEMEYĠ YAPMAYAN ve GÖZ YUMAN YETKĠLĠLERDĠR.
Ġlimiz merkez Yıldırım ilçesi sınırları içerisinden geçen ve Nilüfer Çayını besleyen en önemli kollardan biri
olan Deliçay, her yanı çevre felaketleriyle dolup taĢmaya baĢlayan ülkemizde ısrarla gündemimizde kalmaya
devam ediyor.
“Deliçay kan akıyor!” manĢetleriyle bir yanılgıyla gündemimize gelmiĢ olsa da, Deliçay‟da akan kan olmasa
da, mecazi anlamda Deliçay kan akmaya, kanamaya devam ediyor.
Bu konunun gündeme gelmesinin ve bizim çalıĢma baĢlattığımızı açıklamamızın üzerinden 15 gün geçti ve
dün yaptığımız incelemede Deliçay‟a halen atıkların kontrolsüz bir Ģekilde bırakılmaya devam ettiği gerçeği
ile karĢılaĢtık.
Bu süreç içerisinde bizler de almıĢ olduğumuz numunelerin Tübitak-Butal‟de yapılan analiz sonuçlarını aldık
ve tablonun ne denli vahim olduğu gerçeği ile bir kez daha yüzleĢtik:
Bırakılan atık içerisindeki Toplam Katı madde miktarı olması gerekenin 3 katı üstünde,
Yağ ve gres miktarı limitlerin üzerinde,
Toplan Sülfür miktarı limitlerin 8 kat üzerinde,
Renk limitlerin 5 katından daha fazla üzerinde.. Bu değerlerin ne anlam ifade ettiği konusunu da dilerseniz maddeler halinde paylaĢalım:
Öncelikle yağ ve gres gibi maddelerin fazla olması ilk olarak sudaki oksijeni tüketeceğinden
sudaki canlı hayatını bitirecek ve aerobik(yararlı) bakteriler yaĢayamayacağından su
içerisindeki safsızlıkları bertaraf etme yeteneğini kaybedecektir.
Yüksek Sülfür, sülfat ile dönüĢüm içerisinde olacak ve hem sudaki oksijeni tüketecek, hem de
sülfat‟ın toksik etkisi ile su kirlenmiĢ olacaktır.
Yüksek sülfür, hidrojen sülfür olarak uçacak ve ortamda son derece rahatsız edici bir koku
oluĢacaktır.
Yüksek miktarda olan toplam katı madde miktarı ise içeriğinin detaylı belirlenmesi gereken,
ağır metaller içerme olasılığı taĢıyan bir unsur olarak karĢımızda durmaktadır.
Yüksek renk suya güneĢ ıĢınlarının ulaĢmasını azaltacak ve yine sudaki yararlı bakterilerden
olan aerobik bakterilerin yaĢama Ģansını azaltacaktır.
Sudaki aerobik bakterilerin ölümü, sudaki anaerobik (çürükçül) bakterilerin çoğalmasına
neden olacaktır. Bu artık hem ortama çok ciddi koku salgılanmasını sağlayacak, hem de
sağlık açısından son derece zararlı olan bir bataklık tablosunun oluĢmasını sağlayacaktır. Endüstriyel atık suların, doğru iĢletilen arıtma tesisleriyle uygun Ģekle dönüĢtürülmesi mümkündür. Arıtma
tesisleri mutlaka doğru Ģekilde denetlenmeli, uygun çalıĢmayanlar için mutlaka yaptırımlar uygulanmalıdır.
Arıtma tesisleri sanayici için bir maliyet kalemi gibi görünmektedir. Devlet bu konuda teĢvik sağlamalıdır
ancak kaybettiğimiz doğanın bir maliyeti olamaz.
Deliçay yaĢanılan çevre felaketlerinden sadece bir tanesinin adı. Deliçay örneğinde olduğu gibi onlarca
kontrolsüz deĢarjın var olduğunu çok iyi biliyor ve yetkilileri uyarıyoruz. Denetimsizlik doğamızı yok ediyor
ve bunun sorumlusu göz yumanlardır.
TMMOB
KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODSI
BURSA ġUBE YÖNETĠM KURULU A.
ALĠ ULUġAHĠN
BaĢkan
117
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
5 Aralık 2012
ENDÜSTRĠDE DOĞRU SU YÖNETĠMĠ ĠLE DOĞAL KAYNAKLARIMIZ GERÇEK
SAHĠPLERĠ OLAN DOĞAYA VE CANLILARA GERĠ DÖNÜYOR
Basına ve kamuoyuna,
Su tüm dünya için yaĢamın kaynağını oluĢturmaktadır. Birçok ülkenin ekonomisi su üzerine kuruludur.
Ülkemiz için de durum benzerdir aslında. Küresel ısınmaya bağlı olarak dünya su kaynaklarının günden güne
azalıyor olması, kaynaklarımızın verimli kullanımı konusunu ülkemizin gerçek gündemi arasında üst sıralara
taĢımaktadır.
Yeryüzünün üçte ikisinin sularla kaplı, ancak bu suların %97‟sinin tuzlu su, yalnızca %3‟ünün tatlı su olduğu
ve bu yüzde 3‟lük payın da büyük kısmının buzullar ve yer altı sularının oluĢturduğu, dolayısıyla kullanılabilir
su miktarının sadece %1 oranında olduğu, su konusunun geçtiği her platformda konuĢulan ve ezberlene
gelmiĢ bir bilgidir.
Su kaynaklarımızın verimli kullanılması, su Ģartlandırma teknolojilerinin en üst düzeyde çıkartılması ve konu
ile ilgili mühendislik hizmetlerinin yeterli düzeyde sağlanması ile mümkündür.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası olarak bizler “Su kaynaklarının verimli kullanılması ve
sürdürülebilirlik” teması ile ülkemizde ilk kez organize edeceğimiz “1. Uluslararası Endüstriyel Su
Teknolojileri Sempozyumu ve Fuarı”nı 06 - 09 Aralık 2012 tarihlerinde Tüyap Bursa Fuar Merkezi‟nde
gerçekleĢtireceğiz.
Sempozyumda ele alınacak konular,
Su Hazırlama Sistemleri
Endüstriyel Su Sistemlerinde Korozyon
Endüstriyel Su Sistemlerinde Mikrobiyolojik Faaliyet ve Dezenfeksiyon
Endüstriyel Su Sistemlerinde Kireçlenme ve Depozitlenme
Ölçüm Teknolojileri
Endüstriyel Atık Suların Yeniden Kullanımı
Kimyasal ġartlandırma Teknolojileri
Endüstride Deniz Suyu Kullanımı
Endüstride Jeotermal Su Kullanımı
Bu sempozyum, sürdürülebilirlik anlayıĢı ile su kaynaklarımızın verimli kullanılması, doğru ve çevreci
programlar ile Ģartlandırılması ve atık sularımızın en üst teknolojiler yardımı ile arıtılması konularında siz
değerli katılımcıların bilgi ve teknoloji birikimlerini sanayicimiz ve meslektaĢlarımızla buluĢturmayı
hedeflemektedir.
118
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
3 ETKĠNLĠK BĠRARADA!
Etkinliğimiz; sempozyum, fuar ve ikili iĢ görüĢmelerini aynı anda sunarak TÜYAP Fuar alanında 6-
9Aralık 2012 tarihleri arasında “Ġkili ĠĢbirliği Etkinliği”nde katılımcıları bir araya getirmeyi hedefliyor.
Etkinlik, 31 ülkeden yaklaĢık 36000 ziyaretçinin katıldığı Eleco, Metal ĠĢleme Teknolojileri, Sac ĠĢleme
Teknolojileri ve Hırdavat ve ĠĢ Güvenliği Fuarları ile eĢ zamanlı olarak gerçekleĢtirilecektir.
KOSGEB tarafından desteklenen EEN Projesi kapsamında 51 farklı ülkeden firmalar ile iletiĢime
geçilmiĢtir. Ġkili iĢ görüĢmeleri sayesinde Türk firmaları ile uluslararası firmalar prestijli bir platformda
buluĢturularak yeni iĢ birliği fırsatları geliĢtirilecektir.Detaylı bilgiye www.ensutek.org adresinden
ulaĢabilirsiniz.
Su ile ilgili standartlar, ASTM International –Standard Worldwide-„dan katılacak davetli konuĢmacı ve
TSE tarafından yapılacak sunum ile masaya yatırılacak ve tartıĢılacaktır. Ankara ve Süleyman Demirel
Üniversiteleri bünyesindeki Su Enstitülerinin ve diğer üniversitelerin ilgili bölümlerinden değerli
akademisyenlerin de katılımı ile güçlenen etkinlikte
“ENDÜSTRĠDE SU YÖNETĠMĠ ĠLE KAYNAKLARIN VERĠMLĠ KULLANILMASI” konulu bir panel düzenlenecektir. Panelde Türkiye‟de su yönetimindeki geliĢmeler ve endüstriyel su
yönetimine yönelik çalıĢmalar üzerine değerlendirmeler yapılarak konunun Zorlu Enerji‟deki uygulaması
katılımcılar ile paylaĢılacaktır.
Etkinliğin üniversite, sanayi, sivil toplum örgütleri ve kamu kurumlarının, kısacası tüm paydaĢların sanayide
su tüketimini azaltarak doğaya ve halkımıza hizmet etmesi amaçlanmaktadır.
Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Ali ULUġAHĠN
TMMOB KMO Bursa ġubesi
Yönetim Kurulu a.
BaĢkan
119
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
12 Aralık 2012
Suyumuzu yerel yönetim eliyle ticarileĢtiren ve “parası olmayan sağlıklı su içmesin” anlamına
gelen bu proje için BüyükĢehir Belediye BaĢkanlığımızı uyarıyoruz.
Su Hayattır, Satılamaz !!!
Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe dün basına yansıyan açıklamasında ambalajlı su yatırımını
BUSKĠ'nin 2013 yılı bütçesine aldığını duyurdu. Açıklamaya göre fabrika Kaplıkaya'da belediyeye ait 11,6
dekarlık alanda 5 bin 800 metrekare üzerine kurulacak ve kapasitesi 10 litre/saniye olacak. Kurulacak tesis
Türkiye‟nin üç büyük kapasiteli tesislerinden biri olacak.
Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe‟ye göre, Uludağ'ın su Ģebekesine verilen, mineralli
kaynak sularını cam ve plastik ambalajlarda halkımızın sofralarına getirilecek. Bina ve ĢiĢeleme tesisleri
yaklaĢık 15 milyon liraya mal olacak belediye kaynak suyu tesislerinde Ģu anda piyasada olmayan 0,33 ile
0,50 ve 0,70 litrelik cam dönüĢümlü ambalaj kullanılacak. Ayrıca 1 ve 1,5 Litre plastik ĢiĢe ile 19 Litrelik
polikarbonat damacana ambalajlarda da su dolumu yapılacak.
Öncelikle Gürpınar kaynaklarından gelen su tüketilecek ardından Uludağ'ın zirvesinden Teferrüç'e kadar özel
hatla indirilen Kırkpınarlar kaynakları da kullanılacak.
Açıklamaya göre tüketimin azaldığı dönemlerde kaynak suyu eskiden olduğu gibi Ģebekeye verilmeye
devam edecek.
Bu durumda bizler bir kez daha uyarıyoruz.
Bursa‟mızda çeĢmelerden akan su sağlıklıdır ve Bursa‟mızın ambalajlı suya ihtiyacı
bulunmamaktadır.
Cam ya da polikarbonat malzemeden üretilmiĢ olması fark etmeksizin geri dönüĢümlü ambalajla
halkımıza sunulacak sular özellikle mikrobiyolojik açıdan son derece risk taĢımaktadır ve bu durum
tarafımızca defalarca açıklanmıĢtır.
ÇeĢmeden akan suyun sağlıksız olması endiĢesi halkımızı ev tipi arıtma cihazlarına yönlendirmekte
ve sağlık açısından son derece riskli olan bu sistemler halkımızca tercih edilir hale gelmektedir.
Halkımızı ev tipi arıtma cihazları kullanmamaları konusunda bir kez daha uyarmak istiyoruz.
Bursa‟mız, Uludağ‟dan tüm Türkiye‟ye su tedarik eden bir kent haline getirilmiĢtir. Ancak Uludağ‟da
su kaynaklarımız günden güne azalmaktadır. Özellikle yaz aylarında Uludağ‟dan gelen dere ve
akarsularımızın neredeyse tamamı kurumakta ya da debileri çok azalmaktadır. Bu sebeple Nilüfer
çayı ve besleyen tüm kolları su olmadığından atık nehrine dönüĢmektedir. Bu durum ve sonuçları
defalarca raporlanmıĢ insan sağlığı ve doğa açısından riskleri ortaya konulmuĢtur. Bu tesis için ayrılan
15 Milyon Lira kaynak Nilüfer çayını kirleten arıtma tesislerinin uygun deĢarj limitlerine getirilmesi
amacıyla kullanılmalıdır.
Su kaynaklarımız sadece insanlar için değil, doğadaki tüm canlılar için gereklidir. Bu sebeple canlıları
ve doğayı susuz bırak anlamında yapılan ambalajlı su tesisi projelerinden derhal vazgeçilmelidir.
Ülkemizde su metalaĢtırılmıĢtır, suyun ticarileĢtirilmesine meĢruluk kazandıran bu projeyi kabul
etmiyoruz.
120
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Sağlıklı içilebilir suyu halkımızın çeĢmelerinden akar hale getirmek belediyelerin ve devletin en temel
görevidir. Belediyeler ticarethane değildir. Bursa‟mızda Türkiye‟nin en pahalı suyu çeĢmelerimizden
akmaktadır.
Her aileye içilebilir kalitede aylık 10m3 su ücretsiz verilmelidir.
“Bursa’da Su ÇeĢmeden Ġçilir” kampanyası ile çok yakın bir geçmiĢte tüm reklam panolarını
kaplayan BüyükĢehir Belediye BaĢkanı bugün neden ambalajlı su tesisine ihtiyaç duyduğunu
açıklamalıdır.
Sn.Altepe’nin açıklamasına göre bu proje ile mineral açıdan zengin su ambalajlanacak ve
sadece parası olan insanlar faydalanabilecek, çeĢmelerden akan suyun kalitesi olumsuz
etkilenecek veya su Ģehri olarak bilinen Bursa’mızın çeĢmelerinden akan su bütünüyle
kesilecektir. Eğer ambalajlı suya talep olmazsa bu su Ģebekeye verilecektir. Bu açıkça halkımıza
ücretsiz su da yok demektir ki bu anlayıĢtan derhal vazgeçilmelidir.
Saygılarımızla,
BAOB – BURSA AKADEMĠK ODALAR BĠRLĠĞĠ
TMMOB – BURSA ĠL KOORDĠNASYON KURULU
BURSA SU PLATFORMU
NĠLÜFER ÇAYI TEMĠZ AKSIN PLATFORMU
121
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
31 Mart 2013
14. ULUSAL & 1.ULUSLARARASI TEKSTĠL TEKNOLOJĠSĠ VE KĠMYASINDAKĠ
SON GELĠġMELER SEMPOZYUMU
Değerli Basın Mensupları
Tekstil uygulamaları, teknolojiyi yöneten ve öncülük yapan mühendislik konuları içinde büyük ölçüde Ar-
Ge‟ye dayalı ve birden çok disiplinin uyumlu biçimde sonuca yönelik çalıĢmasını gerekli kılar.
Tekstil sektörü istihdam, üretim ve uluslar arası ticaret bakımından etkin olmasına rağmen, günümüz küresel
rekabet Ģartları, ekonomik krizler, ortaya çıkan çevresel, sosyal ve etik sorunlar ile dönem dönem güç
kaybetmektedir. Hem uluslar arası pazarların kesiĢimdeki coğrafi konumu hem de iplik üretim, dokuma ve
örgü tesisleri devamında, kurulu 1500 civarında boyahane kapasitesi nedenleriyle, tekstilin, Türkiye için
vazgeçilmezliği açıktır.
Güç kaybının önüne geçmek ve geliĢimi sürdürülebilir kılmak için, üretimde verimlilik ve kalitenin
artırılması, diğer yandan da katma değeri yüksek yenilikçi ürünlere yönelinmesi Ģarttır. Sektördeki teknik
personel açığının giderilmesi için de, eğitimin, bu hedeflere yönelik olarak geliĢtirilmesi zorunludur.
Tekstil sanayisinin ekonomik anlamda dünya pazarlarında etkinliğinin sürdürülmesi ve bu etkinliğin, yeni
alanlar ile ürünlere yayılması; ekonomik tekstil proses ve makineleri ile ilgili teknolojilerin üretimi, Ar-Ge
çalıĢmalarına gereken önemin verilmesi ve dünya ölçeğinde marka haline gelmeyi sağlayacak yenilik ile
farkındalıkların geliĢtirilmesiyle mümkün olmaktadır.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası tarafından 26 yıldır geleneksel olarak düzenlenen Tekstil Teknolojisi
ve Kimyasındaki Son GeliĢmeler Sempozyumu‟nun 14 üncüsü, TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası
iĢbirliği ile bu kez uluslararası düzeyde “Yenilikçi ve Uygulanabilir Teknikler” ana temasıyla 08-10
Mayıs 2013 tarihlerinde Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) YerleĢkesinde düzenlenecektir.
Bu sempozyum, “Tekstil Teknolojisi ve Kimyası” ile ilgili en yeni bilimsel çalıĢmalar, endüstriyel bilgi,
deneyim ve sonuçların paylaĢılması amacıyla, ulusal ve uluslararası uzman ile araĢtırmacıları ve
uygulayıcıları, bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.
Sempozyumun son günü yapılacak olan “Yenilikçi ve Sürdürülebilir YaklaĢımla Türk Tekstilinin
Rotasının Belirlenmesi” konulu panelde değerli akademisyen ve sanayiciler ile sektörün durumu ve geleceği
tartıĢılacaktır.
3 gün boyunca 3 salonda devam edecek sempozyumda akademik ve endüstriyel sunumların yanı sıra
uluslararası düzeyde bilgi ve tecrübeleri ile tanınan Prof. Dr. XUNGAI WANG -Deakin University ve Ass.
Prof. LAURENT MONTES - IMEP-Lahc, çağrılı konuĢmacı olarak yer alacaklardır. Üniversite, kamu ve
birçok sanayi kuruluĢunun destek verdiği sempozyumun gala yemeğinde ise Faruk Saraç Meslek Yüksek
Okulu tarafından hazırlanan defile sergilenecektir.
Tüm sektör paydaĢlarının sempozyuma katılımı bizleri onurlandıracaktır.
Detaylı bilgi için: www.textile2013.org
Saygılarımızla,
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa ġubesi
TMMOB Tekstil Mühendisleri Odası Bursa ġubesi
122
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
17 Nisan 2013
SIRADA HANGĠ KĠMYASAL KAZA VAR? Değerli Basın Mensupları,
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Laboratuvarı‟nda yüksek lisans öğrencisi olan Hande
Özyürek‟in geçirdiği talihsiz kaza sebebiyle üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz ve kendisine acil Ģifalar
diliyoruz.
Ġddiaya göre Hande Özyürek yağ analizi yaptığı sırada elindeki tüpü düĢürüp açığa çıkan hekzan gazının
parlaması sonucu alevler arasında kalmıĢ ve vücudunun %40‟ında oluĢan yanıklar sebebiyle yoğun bakıma
alınmıĢtı.
Kolay alevlenir olarak sınıflandırılan hekzan gazı, laboratuvarda yağ çözücü olarak kullanılmaktadır.
Hekzan kolay alevlenebilir olmasının yanı sıra aĢağıdaki sağlık risklerini de beraberinde bulundurmaktadır:
Heptan veya oktanın yağı daha iyi çözmesine ve sağlık açısından daha güvenli olmasına karĢın hekzan kolay
bulunur olması ve ucuz olması sebebiyle tercih edilmektedir.
Yağlı tohumlardan yağ çıkarmak için de kullanılan hekzan gazı, kuvvetli oksidanlar ile Ģiddetli tepkimeye
girerek yangına ve patlamaya neden olabilir. Bu yüzden kabı sıkıca kapalı olarak kuru ve iyi havalandırılmıĢ
yerlerde, ısıdan ve tutuĢmaya yol açabilecek her Ģeyden uzak depolanması gerekmektedir. AĢağıda alınması
gereken önlemler sıralanmıĢtır:
Hekzan buharı havadan ağır olduğu için, zeminde yayılarak uzak mesafelerde tutuĢmalara neden
olabilmektedir. Atmosfer sıcaklığındaki hava ile patlayıcı karıĢımlar oluĢturabilir ve yangın durumunda
tehlikeli yanıcı gazlar veya buharlar geliĢebilir. Bu sebeple kullanılan laboratuvarda mutlaka çok iyi bir
havalandırma sistemi bulunmalıdır.
Laboratuvarda bulunan tüm kimyasal malzemeler –düĢük miktarlarda depolansa da- tehlike içerir. Hekzan,
bunlardan sadece biridir, Hande Özyürek de bu kazazedelerden biri…
Bu sebeple kimyasal malzemelerle çalıĢmalarda alınması gereken güvenlik önlemleri hem akademisyenler
hem de öğrenciler tarafından titizlikle uygulanmalıdır. Kullanılacak her bir kimyasal maddenin Güvenlik
Bilgi Formları mutlaka incelenmeli ve bilinmelidir. Laboratuvar güvenliği ve çalıĢma kuralları konularında
gerekli eğitimlerin ve altyapının sağlanması, teorik bilgilerin pratiğe dönüĢtüğü laboratuvarda öncelik
olmalıdır. AlıĢılagelmiĢ yöntem olan “kazalara müdahale” yerine kazaları oluĢturabilecek riskleri önceden
tespit edip, gerekli tedbirleri alarak riskleri minimize etmek, kazaların oluĢmasına fırsat vermemek konusunda
çalıĢma yürütülmelidir.
Benzer kazaların yaĢanmaması için öncelikle üniversitelerimizi ve tüm ilgilileri, çalıĢmalarını bu hassasiyette
sürdürmeye davet ediyoruz.Saygılarımızla,
Ali ULUġAHĠN
BaĢkan
123
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO GÜNEY BÖLGE ġUBE
12 Mayıs 2012
BÜYÜK ENDÜSTRĠYEL KAZALAR
Türkiye aktif bir deprem kuĢağı üzerinde bulunmaktadır ve dolayısıyla sanayinin de büyük bir kısmı
bu deprem kuĢağı içinde yer almaktadır. Bu sanayi kuruluĢlarından herhangi birinin, olası bir depremde
kimyasal patlama veya yangına sebebiyet verme riski çok büyüktür. Özellikle Organize Sanayi Bölgelerinde
oluĢacak patlama ve yangınlar, domino etkisi yaratıp kent için bir felakete neden olabilir. Bu durum, kazaların
önceden alınacak tedbirlerle önlenebileceği de göz önüne alındığında sanayide kullanılan kimyasalların doğru
depolanması, doğru kullanılmasının sağlanması ve tehlikeli kimyasalların envanterinin çıkartılması, olası
birçok endüstriyel kazanın yaĢanmasını engellemesi bakımından önem taĢımaktadır.
Bilindiği üzere Ġlimizde üretim yapan tüm iĢletmelerde bir çok kimyasal madde kullanılmaktadır. Bu
kimyasal maddelerin uygun kullanılmaması ve depolanmamasından dolayı ölümlü - maddi bir çok kayıplar ve
çevre felaketi ( hava-su-toprak kirliliği ve bundan dolayı günümüzde bir takım öldürücü hastalıkların aĢırı
artması v.b.) vuku bulmaktadır.
Tehlikeli maddeler (kimyasallar) bulunduran kuruluĢlarda büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve
muhtemel kazaların insanlara ve çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi amacıyla, yüksek seviyede, etkili
ve sürekli korumayı sağlamak için alınması gerekli önlemler ile ilgili KMO‟ya büyük görev düĢmektedir.
Herhangi bir kuruluĢun iĢletilmesi esnasında, kontrolsüz geliĢmelerden kaynaklanan ve kuruluĢ içinde
veya dıĢında çevre ve insan sağlığı için anında veya daha sonra ciddi tehlikeye yol açabilen bir veya birden
fazla tehlikeli maddenin sebep olduğu büyük bir emisyon, yangın veya patlama olayı yani büyük kazalar sık
sık vuku bulmaktadır.
Tehlikeli maddenin, güvenli bir yerde gerekli Ģartlar sağlanmıĢ depolama alanlarında
kimyasalların özelliklerine göre havada yayılma ve dağılma hızlarına göre ve birbirleriyle reaksiyona
girmeyecek kimyasalların aynı alanda depolanması ve bulundurulan tehlikeli maddeleri veya tehlikeli
maddeler kategorisini tanımlamak için yeterli bilgi,
Bulundurulan tehlikeli madde veya maddelerin miktarı ve fiziksel hali, tesislerde veya depolama
yerlerinde yürütülen veya yürütülecek faaliyetler, kuruluĢun yakın çevresinde bulunan ve büyük bir kazaya
neden olabilecek veya bunun sonuçlarını ağırlaĢtırabilecek unsurların detayları,
Kimyasal maddenin buharlaĢma-yayılma hızları, sıcaklığa duyarlılıkları ve Güvenlik Bilgi Formunda
bulunan tüm özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir.
Büyük kazaların önlenmesi ile ilgili politikalar, Bu politika, uygun araçlar, yapılar ve yönetim sistemleri
kullanılması ve çevre ve insanlar için yüksek seviyede bir koruma sağlayacak Ģekilde belirlenmesi
gerekmektedir. Bunları en iyi Ģekilde belirleyecek meslek grubu ise KMO‟dır.
Ali ÇELĠK
TMMOB
KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI
GÜNEY BÖLGE ġUBE BAġKANI
124
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
21 Mayıs 2012
BASINA VE KAMUOYUNA
Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte havuz kullanımı artmaktadır. Havuz kullanıcılarının havuza
girmeden önce mutlaka havuz suyunun nasıl olduğu konusunda değerlendirme yapmaları gerekmektedir.
Havuz suyunuz berrak olabilir. Havuzun dibini görerek temiz denilmesi yanlıĢtır. Havuzun berrak olması
havuz suyunun temiz olması anlamına gelmez. Havuz suyu kimyasal maddeler kullanılarak temiz tutulmaya
çalıĢılır. Havuza giren herkes kimyasal madde çözeltisine girdiğini unutmamalıdır. Havuz kimyasalları doğru
kullanılmadığı takdirde kanserojen özellik taĢıyabileceği gibi astıma, ortakulak iltihabına, gözlerde ve vücutta
kızarıklıklara neden olabilir. Ayrıca yeterli değerlerde kullanılmadığında göz, cilt ve çeĢitli mikrobik
rahatsızlıklarla karĢı karĢıya kalınabilir. Bu duyarlılık ile KĠMYA MÜHENDĠLERĠ ODASI olarak Adana ve
çevre illerde havuzlardan sorumlu kiĢilere 6 gün eğitim vererek HALK EĞĠTĠM MÜDÜRLÜKLERĠ ile
birlikte sertifikalandırmaktayız. Havuzların iĢletilmesi mutlaka ehliyetli kiĢiler tarafından yapılması
gerekmektedir.
Bu bilince sahip olan odamız, 07-12/05/2012 tarihleri arasında Adana‟da 34 kiĢinin katılımıyla bu
eğitimi düzenlemiĢtir. Ayrıca Mersin Valimiz Sayın Hasan Basri Güzeloğlu‟nun da destekleri ve konuya olan
duyarlılığı ile 28 Mayıs 2012 tarihinden itibaren altı gün boyunca Mersin‟in Erdemli ilçesinde tekrar Havuz
Operatörlerine yönelik bu eğitimi Erdemli Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü ile birlikte vermeyi
planlamaktayız.
Sağlığımızı tehlikeye atmamak için tüm havuzlardaki operatörlerin mutlaka bu eğitimlere katılarak
bilinçlenmeleri gerektiğini kamuoyuna bildiririz.
Sağlıklı havuz sularının olması dileğiyle…
Saygılarımızla
Ali ÇELĠK
ġube BaĢkanı
Sicil No: 2494
125
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
10 Temmuz 2012
Kimya Mühendisleri Odası’ndan “Temiz Havuz Atağı”
Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubesi yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte “Temiz Havuz
Atağı” projesi baĢlattı.
KMO Güney Bölge ġube BaĢkanı Ali Çelik ve KMO Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye,
KahramanmaraĢ, Gaziantep Ġl Temsilcilerimiz halk sağlığını çok yakından ilgilendiren havuzların sağlığa
uygun hale getirilmesi için yoğun çalıĢma içerisindedirler.
Hava sıcaklıklarının artması ve mavi bayraklı plajların azlığı nedeniyle bölgemizde halkımızın
serinlemek için en çok tercih ettiği yerler havuz olmaktadır.
Havuzların suyunun berrak olması ve dibi görüldüğü için temiz denilmesi büyük bir yanlıĢlıktır.
Havuzu berrak ve temiz tutmaya çalıĢmak bir takım kimyasal maddeler kullanılarak mümkündür. O
nedenle havuza giren herkes kimyasal madde çözeltisine girdiğini unutmamalıdır.
Havuz sularında kimyasallar doğru kullanılmadığı takdirde kanserojen özellik taĢıyabileceği, astıma,
ortakulak iltihabına, gözlerde ve vücutta kızarıklıklara neden olabileceği gibi göz, cilt ve tedavisi oldukça güç
çeĢitli mikrobik rahatsızlıklara da neden olabilir.
O nedenle, Havuzların bakımı ve sorumluluğu mutlaka ehliyetli kiĢiler tarafından yapılması gerektiği
için “Kimya Mühendisleri Odası” olarak Adana ve çevre illerde havuzlardan sorumlu kiĢilere Halk Eğitim
Müdürlükleri ile birlikte altı gün eğitim vererek sertifikalandırmaktayız.
Mesleki sorumluluğun bilinciyle, Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubemiz bu yaz Adana,
Mersin, Hatay, Osmaniye, KahramanmaraĢ, Gaziantep illerinde yüzlerce kiĢiye Havuz Operatör Eğitimi
vererek bilinçlendirilmiĢ ve sertifikalandırılmıĢtır.
Özellikle ülkemiz turizmden büyük pay alması nedeniyle turistlerin ve halkımızın sağlığını tehlikeye
atmaması için yasa gereği tüm havuz operatörlerinin bu eğitimlere mutlaka katılmaları kendileri ve halk
sağlığı için gerekmektedir.
Kanun ve Yönetmelikler karĢısında suçlu duruma düĢülmemesi için havuz suyu hazırlanmasından
sorumlu elemanların bu eğitime katılmalarının gerekli olduğunu ve yönetmeliklerde belirtilen talimatlar
gereği yaz boyunca yapılacak denetimlerde kurallara uygun olmayan havuz ve sorumluları hakkında Sağlık
Müdürlükleri tarafından 24.04.1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gereğince cezai iĢlem
yapılacağını da sorumluluk taĢıyan kiĢilere bildirmeyi görev sayıyoruz.
Saygılarımla.
Ali Çelik
ġube BaĢkanı
KMO Sicil No:2494
126
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
09 Nisan 2013
Kimya Mühendisleri Odası’ndan “Temiz Havuz Atağı”
(Kimyasallar bizim iĢimizdir…)
Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubesi yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte her yıl olduğu
gibi “Temiz Havuz Atağı” projesi baĢlattı.
KMO Güney Bölge ġube BaĢkanı Ali Çelik ve KMO Adana, Mersin, Hatay, Osmaniye,
KahramanmaraĢ, Gaziantep Ġl Temsilcilerimiz halk sağlığını çok yakından ilgilendiren havuzların sağlığa
uygun hale getirilmesi için yoğun çalıĢma içerisindedirler.
Hava sıcaklıklarının artması ve mavi bayraklı plajların azlığı nedeniyle bölgemizde halkımızın
serinlemek için en çok tercih ettiği yerler havuz olmaktadır.
Havuzların suyunun berrak olması ve dibi görüldüğü için temiz denilmesi büyük bir yanlıĢlıktır.
Havuzu berrak ve temiz tutmaya çalıĢmak bir takım kimyasal maddeler kullanılarak mümkündür. O
nedenle havuza giren herkes kimyasal madde çözeltisine girdiğini unutmamalıdır.
Havuz sularında kimyasallar doğru kullanılmadığı takdirde kanserojen özellik taĢıyabileceği, astıma,
ortakulak iltihabına, gözlerde ve vücutta kızarıklıklara neden olabileceği gibi göz, cilt ve tedavisi oldukça güç
çeĢitli mikrobik rahatsızlıklara da neden olabilir.
O nedenle, Havuzların bakımı ve sorumluluğu mutlaka ehliyetli kiĢiler tarafından yapılması gerektiği
için “Kimya Mühendisleri Odası” olarak Adana ve çevre illerde havuzlardan sorumlu kiĢilere Halk Eğitim
Müdürlükleri ile birlikte altı gün eğitim vererek sertifikalandırmaktayız.
Mesleki sorumluluğun bilinciyle, Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge ġubemiz Adana, Mersin,
Hatay, Osmaniye, KahramanmaraĢ, Gaziantep illerinde yüzlerce kiĢiye Havuz Operatör Eğitimi vererek
bilinçlendirilmiĢ ve sertifikalandırılmıĢtır.
Özellikle ülkemiz turizmden büyük pay alması nedeniyle turistlerin ve halkımızın sağlığını tehlikeye
atmaması için yasa gereği havuz operatörlerinin bu eğitimlere mutlaka katılmaları kendileri ve halk sağlığı
için gerekmektedir.
Kanun ve Yönetmelikler karĢısında suçlu duruma düĢülmemesi için havuz suyu hazırlanmasından
sorumlu elemanların bu eğitime katılmalarının gerekli olduğunu ve yönetmeliklerde belirtilen talimatlar
gereği yaz boyunca yapılacak denetimlerde kurallara uygun olmayan havuz ve sorumluları hakkında Sağlık
Müdürlükleri tarafından 24.04.1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu gereğince cezai iĢlem
yapılacağını da sorumluluk taĢıyan kiĢilere bildirmeyi görev sayıyoruz.
Saygılarımla.
Ali Çelik
ġube BaĢkanı
KMO Sicil No:2494
127
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO ĠSTANBUL ġUBE
16 Ağustos 2012
ĠSTANBUL HALKI MUSLUKTAN KANA KANA SU ĠÇMEK ĠSTĠYOR!
Ülkemizde sağlıklı ve içilebilir nitelikte suya eriĢim devletin vatandaĢlara sağlamakla yükümlü olduğu ve
anayasal haktır. Halkın bu talebi kamu hizmeti olarak sağlanmalı ve her vatandaĢ bu hakka eĢit olarak
ulaĢabilmelidir. Buda ancak Ģebeke suyu ile mümkündür. Günümüzde su ticarileĢtirilerek, su kaynakları ve
özellikle doğal kaynak suları halk yararına değil, sermayenin kar amacına yönelik kullanıma sunulmuĢtur.
Geçtiğimiz günlerde bazı ambalajlanmıĢ içme suları ile ilgili olarak ortaya atılan çeliĢkili açıklamalar, süreci
takiben yapılan; Halk Sağlığını korumaktan ziyade sermaye koruma orijinli ve Ģeffaflıktan uzak
açıklamalar, Halk Sağlığını çok yakından ilgilendiren sağlıklı ve güvenli suya eriĢme konusundaki tartıĢmaları
tekrar gündeme taĢımıĢ ve sağlıklı içilebilir nitelikte Ģebeke suyunun önemini bir kez daha ortaya çıkarmıĢtır.
Ġnsan sağlığına zararlı olabilecek mikroorganizmaları ve kimyasalları içermeyen ancak sağlık için gerekli
mineralleri yeterli ve dengeli miktarda içeren, sağlığa zarar verebilecek bütün kirleticilerden arındırılmıĢ su
renksiz, kokusuz ve berrak olan su SAĞLIKLI ve GÜVENLĠ sudur.
Halka sunulan içilebilir nitelikteki su; fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve radyolojik nitelikleri bakımından
yasal mevzuattaki Ģartları sağlayacak Ģekilde arıtılmalı ve bu nitelikleri bozulmayacak Ģekilde musluklardan
akan suda sağlanmalı ve halka ulaĢtırılmalıdır.
Ġstanbul‟da Ģebeke suyu ĠSKĠ‟nın 12 adet içme suyu arıtma tesisinden temin edilmektedir. ĠSKĠ tarafından
yayınlanan su kalite analiz raporlarına göre arıtılmıĢ suların arıtma tesisi çıkıĢında yasal Ģartları sağladığı
görülmektedir. ġebekeye verilen suyun burada da yaklaĢık 350–400 noktada izlendiği belirtilmekle birlikte
halkın bilgilendirilmesi ve Ģebeke suyuna yönlendirilmesi açısından bu sonuçlar halkla paylaĢılmalı ve halkta
yerleĢen musluk suyu içilmez kültürünün gerçeği yansıtmadığı ispat edilmelidir.
Su en temel yaĢam hakkıdır ve halk sağlığı açısından halka içilebilir nitelikte Ģebeke suyu temin ederken kar
amacı güdülmemeli, insani tüketim amaçlı tüketilen su parasız olmalı ve su ticari bir meta olmaktan
çıkarılmalıdır. Bunun için de içme suyu temin edilen ve edilmesi planlanan yüzeysel sular ve yer altı suları
kaynağında korunmalı, havzalarda mutlak koruma alan sınırları daraltılmamalı, bu alanlarda yapılaĢmanın
önüne geçilmeli ve sanayi tesislerinin kurulmasına izin verilmemelidir. Ġçme suyu temin edilen su
kaynaklarına evsel ve endüstriyel atık suların deĢarjları engellenmeli, denetimler sıklaĢtırılmalı, düzeltici -
önleyici tedbirler görünürde değil gerektiği Ģekilde uygulanmalıdır. Aksi halde yoğun kirlilikten dolayı içme
suyu kaynağı olmaktan çıkan Alibeyköy Barajı gibi diğer kaynaklarda hızla kaybedilecektir.
Ġstanbul‟un Ģebeke suyunun bir kısmı il sınırları dıĢından taĢınarak sağlanmaktadır. Bu durum Ģebeke suyunun
birim maliyetini arttırmakta, suyu pahalılaĢtırmakta ve halkın Ģebeke suyuna eriĢimine baskı oluĢturarak
sosyal adaletsizliğe sebep olmaktadır. Diğer taraftan su sıkıntısına çözüm olarak tasarruf amaçlı Ģebeke suyu
birim fiyatları arttırılmaktadır. Çağımızda su tasarrufu; suyun birim maliyetlerini arttırarak değil, halkın
yaĢam kalitesini değiĢtirmeden tasarrufa yönelik mevcut en iyi teknolojiye yatırım yapacak aynı zamanda
yoğun su tüketilen sanayide ve tarım da kullanılan suyu kontrol altına alacak ve bu kültürün oluĢmasını
sağlayacak yönde olmalıdır. Ayrıca yurt sathına yayılmayan ekonomi politikaları devam ettiği ve Ġstanbul
kontrolsüz Ģekilde göç almaya devam ettiği sürece gün gelecek taĢıma suda yetmeyecektir.
128
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
Geçtiğimiz günlerde yaĢanan süreç, ambalajlanmıĢ suların içilebilir nitelikte Ģebeke suyunun alternatifi
olamayacağını göstermiĢtir. AmbalajlanmıĢ sular ancak anormal ve acil durumlarda düĢünülmelidir. Bu
durumda da ambalajlanmıĢ suların temin yerlerinin ve temin Ģeklinin uygunluğu, ambalaj malzemeleri,
nakliye ve ara depolama Ģartları, su kalitesinin izlenmesine yönelik analizler ve denetim süreçleri de yeterli ve
etkin Ģekilde izlenmeli ve halkla Ģeffaf Ģekilde paylaĢılmalıdır.
Son toplamda, biz aĢağıdaki meslek örgütleri, kurum ve kuruluĢlar halkın içilebilir nitelikte Ģebeke suyuna
eriĢiminin önündeki engelleri kaldırabilmek ve yetkilileri bu konuda göreve davet etmek için; musluktan akan
sularla ilgili olarak bir çalıĢma yapmayı planlıyoruz. Bu çalıĢma ilerleyen günlerde siz basın kuruluĢları ve
kamuoyu ile paylaĢılacaktır.
Kamuoyuna duyurulur
Saygılarımızla…
Çevre Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi
Ġstanbul Tabip Odası
Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi
Ġ.Ü.Ġstanbul Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı
129
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
17 Ağustos 2012
DEPREMDEN SONRA KĠMYASALLARDAN KAYNAKLI ĠSTANBUL’DA YAġANACAK
FELAKETLER
17 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleĢen Marmara Depremi‟nin acı hatıraları hala hafızamızda canlı olarak
durmaktadır. Uzmanlara göre ise Ġstanbul‟da büyük bir deprem beklenmektedir. Peki geçmiĢte yaĢananlar bize
ders oldu mu? Ya da olası bir depreme hazır mıyız?
Kimya Mühendisliği mesleğinin halktan yana ve kamu yararına icra edilmesi ilkesine sahip olan KMO
Ġstanbul ġubesi olarak söylememiz gerekir ki; Ġstanbul‟u etkileyecek depreme birçok açıdan hazır
olmadığımız gibi, ikincil tehlikeler açısından hiç hazır değiliz.
KMO Ġstanbul ġubesi olarak gerçekleĢtirilecek her türlü hazırlığa katkı koyma arzu ve irademizin olduğunun
bilinmesini isteriz. Bilim insanı ve teknik kadroların örgütü olarak, 17 Ağustos 1999 Depremi‟nin
yıldönümünde, sızıya dönüĢen acımızı unutmadığımızı, meslek alanımızla ilgili kısımlarını
unutturmayacağımızı söylüyor ve ilgili olan tüm kesimleri uyarıyoruz.Kimyasallardan kaynaklanan
tehlikelerin iyi yönetilememesi sonucu zaman zaman daha ağır olaylar da yaĢanmıĢtır ve yaĢanmaktadır.
Özellikle son zamanlarda organize sanayi bölgelerinde yaĢanan patlamalar ve yangınlar savımızı doğrular
niteliktedir.
13 yıl önce yaĢadığımız acı depremin yıldönümünde de depremi bekleyen bir kent olan Ġstanbul‟da,
kimyasalların yönetiminin çok önemli olduğunu, eğer gerekli önlemler alınmazsa yaĢanacak olası bir
depremle birlikte kimyasallardan kaynaklanacak tehlikelerin çok fazla can ve mal kaybının muhtemel
olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi olarak 2011 yılında hazırladığımız „Deprem, Kimyasallar ve
Tehlikeler‟ baĢlıklı rapora göre Ġstanbul‟daki kimyasal miktarları aĢağıdaki gibidir.
Alanlar Tahmini En Çok Miktar
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü GeçiĢi 732 bin 600 ton
Ġstanbul Boğaz GeçiĢi 144 milyon 500 ton
LPG Sektörü 400 bin ton
Akaryakıt Sektörü 408 bin 820 metreküp
Ana Kimya Sanayi Üretim Kapasitesi 44 milyon 500 ton
Doğalgaz Kullanımı YaklaĢık 5 milyar metreküp
Yaptığımız tüm çalıĢmalar, depremin ardından Ġstanbul‟da binlerce kiĢinin kimyasallardan kaynaklanan
yangın, patlama, sızıntı gibi sebeplerle zarar göreceğini ve öleceğini ortaya koyuyor.
17 Ağustos 1999 depreminin acı hatırasından ders çıkarmak için bir kez daha kamuoyunu bilgilendirmek,
yetkililere hatırlatmalarda bulunmak istiyoruz.
130
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
1. Ġstanbul‟un finans ve turizm merkezi ilan edilmesi ve buna göre yapılandırılması sürecinde, sanayi
sektörleri plansızca kent çeperlerine sürüklenmemelidir. Özellikle kimya sanayiinin yarattığı risklerin
yönetilebilmesi için Organize Kimya Sanayi Bölgelerinin kurulması teĢvik edilmelidir. Bu bölgelerin
yer seçimi, risklerinin belirlenmesi, denetimi ve eğitimi konularında KMO her zaman açıkladığı gibi,
bilgi birikimini kamu yararına sunmaya hazırdır.
2. Ġstanbul için, deprem sonrası, doğalgazdan kaynaklanan çok ciddi bir yangın ve patlama potansiyeli
mevcuttur. Doğalgaz kullanılan tüm binalarda, gaz algılama ve kesme düzeneklerinin eksiksiz
bulunması gerekmektedir.
3. Deprem esnasında, kimyasal madde depolanan tankların, bağlantı noktalarının ve borularının kırılma
potansiyeli mevcuttur. Bunun önüne geçmek için, „Sismik Tesisat Koruması‟ konusunda ulusal ve
bölgesel kuralları belirleyen yaptırımların hayata geçirilmesi zorunludur.
4. Ġstanbul boğazındaki kimyasal madde taĢıyan tanker trafiği gözetilerek, artık daha fazla gecikilmeden
bir deniz itfaiyesi kurulmalıdır. KMO Ġstanbul ġubesinin bu konudaki birikimi ve rehberliğinden
yararlanılması kaçınılmazdır. Ġstanbul‟u yönetenlerin gündeminde bu konu üst sıralarda yer almalıdır.
5. Kimyasal madde kazalarında müdahale yöntemini belirleyen, karar üretme süreçlerinin bilgi temelli
hale dönüĢtürülmesi ve coğrafi bilgi sistemlerinin bu açıdan geliĢtirilmesi gerekmektedir.
6. Tehlikeli bir kimyasalın üretiminden son ürününe kadar oluĢumu aĢamalarında meydana gelecek her
türlü emisyon, imisyon ve ortaya çıkacak atık miktarlarının tespitinin yanı sıra; doğal afet ve olası
kazalarda can ve mal güvenliğini önlemeye önemli katkı sağlayacağı nedeniyle il ve bölge bazında
"Tehlikeli Kimyasal Maddeler Envanteri" çıkartılması gerekmektedir. Kent içindeki kimyasalların
envanteri tek bir elde toplanmalı ve kamu ile paylaĢılmalıdır.
7. Tüm kimyasalların güvenlik bilgi formlarının iĢyerlerinde ve ilgili birimlerde bir veri tabanı
çerçevesinde bulunmasını sağlayacak organizasyonel yapı kurulmalıdır.
8. Büyük Endüstriyel Kazalara yönelik acil durum planları hazırlanarak, kamuoyu ile paylaĢılmalı ve
vatandaĢlar hangi durumda tahliye olacakları vb. bilgilere sahip olmalıdırlar.
9. Kimyasal madde üreten ve kullanan iĢletmelerde, 1954 yılından çıkarılan Kimyagerlik ve Kimya
Mühendisliği Hakkında Kanun‟a göre bir „Sorumlu Müdür‟ bulundurulması zorunludur. Artık
iĢverenlerin ve yerel yönetimlerin bu zorunluluğun ne kadar önem arz ettiğini anlamaları ve kanunda
yazanı hayata geçirmeleri gerekmektedir.
10. Yerel Yönetim, Kimya Sanayicileri, Valilik, KMO ve ilgili diğer kurumlardan oluĢan kentsel risk
yönetimi kurulları – komiteleri – birimleri - oluĢturulmalıdır. Ġstanbul için hazırlanan Afet
Planlarında, boğaz köprüsünden geçen kimyasalların denetiminde KMO‟nun katkısının alınması için
binlerce insanın ölmesi, çevrenin geri dönülemez biçimde tahrip edilmesi mi beklenmektedir.
Kimyasalların yönetimine dair gerekli önlemlerin alınması ve gerekli denetimlerin yapılması, Ġstanbul için
ertelenemeyecek bir duruma gelmiĢtir. Bizler kamusal sorumluluğumuz gereği üzerimize düĢen görevleri
yerine getireceğimizi kamuoyuna bildiririz. Daha geç olmadan, daha fazla canı kaybı yaĢanmadan gerekli
önlemleri almak için yetkilileri bir an önce göreve davet ediyoruz.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası
Ġstanbul ġubesi Yönetim Kurulu
131
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
19 Aralık 2012
ODTÜ'LÜ ARKADAġLARIMIZA, ÜNĠVERSĠTELERE VE BĠLĠME YAPILAN
SALDIRILARI KINIYORUZ!
18 Aralık'ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Göktürk uydusunun uzaya gönderilişini canlı izlemek
bahanesiyle ODTÜ'ye gitti. Çıkarma yaparcasına; 105 koruma aracı, 20 zırhlı araç ,8 TOMA, 3600 polisiyle
birlikte. Üniversitelerinde Tayyip Erdoğan'ı istemeyen ODTÜ'lüler 'bilimi satan, emperyalist savaş
çığırtkanlığı yapan Tayyip ODTÜ'den defol' pankartıyla TÜBİTAK'a yürüyüşe geçti.Ancak polis ODTÜ'lülere
hiçbir uyarı yapmadan sert müdahalede bulundu. ODTÜ'lü arkadaşlarımızdan 26'sı gözaltına alındı, 1'i ağır
olmak üzere onlarcası yaralandı. Daha önce de ODTÜ'lüler tarafından protestolarla karşılanmış olan ve bir
daha ODTÜ'ye gelmemesi konusunda uyarılan Tayyip Erdoğan'ın hazırlığının boşuna olmadığı da gözler
önüne serilmiş oldu. Üniversiteliler ise tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdürerek polis ve Tayyip
Erdoğan okulu terk etmeden üniversitelerinden ayrılmadılar.
Medya ise öğrencilerin protestonun sebebini saptırarak; uzaya fırlatılan ilk Türk uydusuna karşı yapılmış
olarak gösterdi ve öğrencilerin bilim karşıtlığı yaptığını savundu.Göktürk 2'nin ODTÜ'lüler tarafından
tasarlanmış olduğunu gözardı ederek.
ODTÜ'lü arkadaşlarımız ise medyada yer bulan haberlerin aksine, üniversiteleri ticarethanelere çevirmek
isteyenlere karşı bilimin yanında yer aldıklarını göstermiş ve üniversitelerine sahip çıkmışlardır.
Peki AKP ve temsilciliğini üstlenen Tayyip Erdoğan üniversiteler konusunda neden bu kadar ''hassas''tır.
Kuşkusuz bunun yanıtı ;üniversiteleri, kendisinin ve patronların kontrolü altına sokmayı 'yeni yök yasası' adı
altında formülleştirmesinde gizlidir. Üniversite yönetimini iki AKP'linin ve iki patronun paylaşacağı bir
üniversite yönetiminin özgür üniversite mantığında hiçbir yeri yoktur.
Üniversiteler patronların kar hırsı yüzünden halk için bilim üreten kurumlar olmaktan çıkarılıp sermayenin
eline teslim edilmek istenmektedir. Bologna süreci, yetkin mühendislik adı altında yapılan düzenlemeler de bu
düzlemde kendini açıkça belli etmektedir.AKP üniversitelerin piyasalaşması sürecini' yeni yök yasası' ile
tamamlamaya çalışmaktadır . Öğrenciyi müşteriye, akademisyeni piyasanın hizmetine sunulan ucuz bilim
emekçisine dönüştürmektedir. Üniversitelerin birer işletme mantığı ile rekabet etmeleri istemekte ve bu
rekabetin konusunu ise bilimsel çalışma niteliği değil, kar hırsı olarak belirlemektedir. Bu yaklaşım; bilimi
piyasanın hizmetine sunarken, bilim emekçisini değersizleştirmektedir.
Biz, Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Öğrenci Komisyonu olarak üniversitelerimizin halk için bilimin
üreten yerler olması ve toplumun ilerici yüzünün temsilciliğini üstlenmesi gerekliliğini savunuyoruz. Halk için
bilimin yerine sermaye için bilimi koymaya çalışanlara karşı üniversitelerimize sahip çıkacağımızı
belirtiyoruz.
ODTÜ'lü arkadaşlarımıza yapılan saldırıları sonuna kadar kınıyoruz.
ODTÜ'lü arkadaşlarımızın direnişini destekliyor, selamlıyoruz.
KĠMYA MÜHENDĠSLERĠ ODASI ĠSTANBUL ġUBE ÖĞRENCĠ KOMĠSYONU
132
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
14 ġubat 2013
KĠMYA ALANINDA SON DÖNEMDE YAġANAN YANGIN, PATLAMA VE ĠġÇĠ
ÖLÜMLERĠ ÜZERĠNE YETKĠLĠLERE ÇAĞRIMIZDIR!
Kimya alanında son dönemde arka arkaya yaĢanan kazalar, bu alanda var olan tehlikeleri bir kez daha
gözler önüne sermiĢtir. Bu denli sık kazaların yaĢanması ile iĢçi ölümlerinde diğer ülkelere göre en üst
sıralarda olmamız paralellik göstermektedir.
Yasal mevzuatın uygulanmaması, yaptırımların yetersizliği, iĢçilerin örgütsüzlüğü ve uygulamalarda
kamusal denetimin yapılmaması bu kazalara neden olmaktadır. Hal böyle iken, alınacak çok basit tedbirlerle
kazaların, iĢçi ölümlerinin önüne geçilmesi mümkünken, bu yapılmamaktadır. Netice de düĢük ücretlerle, iĢ
güvencesinden yoksun, esnek ve uzun çalıĢma saatleri altında çalıĢmakta olan iĢçiler ölmekte ve
yaralanmaktadırlar. Daha da kötüsü bu kazalar ve iĢçi ölümlerinden ders dahi çıkarılmamakta, aynı iĢletmede
tekrar kazalar olmakta, yine iĢçiler ölmektedir. Ölümleri engellemek bu kadar basitken, bunlara “kaza, kader”
denilerek, sonuçları kaçınılmaz, engellenemez gibi gösterilmektedir. Bizler bunun kazadan öte “cinayet”
olduğunu söyleyerek, durumun vahametini baĢka bir Ģekilde de belirtmeye çalıĢıyoruz.
Son 10 günde üç fabrikada, özel olarakta boya sektöründe son 1 yıl içinde birçok fabrikada yaĢanan
yangın ve patlamalar dikkat çekiyor. Tuzla Boya ve Vernikçiler Sanayi Sitesi‟nde yaĢanan patlama ve yangın
bu sektörün ne kadar tehlikeli olduğunu göstermektedir. Her ne kadar bu olayda iĢçi ölümü olmasa da, bir
dahaki benzer bir olayda olmayacağı anlamına gelmemektedir. GerçekleĢen olay üzerine basında yer alan
birçok haber durumun önemli boyutlarını ele almak yerine, yangın sonucu ortaya çıkan yangın gazlarının
çevreye ve çevrede yaĢayan insanlara etkisini ele almaktadır. Bu konu da çok önemli olmakla birlikte, çoğu
toksik ve kolay uçucu olan bu kimyasallar üretim ya da kullanım esnasında bile kimyasalları üreten,
depolayan, kullanan, soluyan ve temas eden iĢçilere de yeterli tedbirler alınmazsa zarar vermekte, bir
yangın/patlama durumunda ölüm ve yaralanmaların olması da kaçınılmaz olmaktadır. Boya ya da boya
hammaddeleri üreten, depolayan firmalarda çok sayıda yanıcı, parlayıcı/patlayıcı, toksik kimyasal maddelerin
bulunması bu yerleri adeta patlamaya hazır bomba haline getirmektedir. Saha incelemelerimizde çoğu küçük
ya da orta ölçekli olan bu firmalarda iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliğine yeterli önem verilmediğini görmekteyiz.
Yanıcı, parlayıcı-patlayıcı madde depolayan böyle iĢletmelerde, iĢçi sağlığı ve güvenliğinden sorumlu ve 6269
sayılı Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliği Hakkında Kanun‟a göre istihdam edilmesi gereken personelin
olması ve bu kiĢilerin yasal mevzuata ve bilim-tekniğe göre kimyasal maddeleri depolaması bu gibi kazaların
önüne geçilebilecekken iĢverenler tarafından bu, mali bir yük getireceği kaygısıyla yapılmamaktadır. Ancak
kazaların sonuçları irdelendiğinde yaĢanan can ve mal kayıpları bununla kıyaslanamayacak kadar önemli ve
büyük ölçektedir. GerçekleĢen bu patlama/yangınların getireceği sonuçların büyüklüğünü etkileyecek çok
önemli nokta da itfaiye gibi acil müdahale ekiplerinin olaya, hızlı ve doğru bir Ģekilde müdahalesidir. YaĢanan
tecrübelerden organize sanayi bölge/sitelerinde bile itfaiye teĢkilatının yetersiz kalması, yanlıĢ müdahalesini
ve personelin eğitimsiz olduğunu ya da yetersiz ve yanlıĢ eğitim aldığını görmekteyiz. Kimya Mühendisleri
Odası Ġstanbul ġubesi olarak bu konuda her türlü katkıyı koymaya hazır olduğumuzu bir kez daha bildiririz.
Bu olayları azaltmak için, firmalarda yeteri kadar ilgili mühendislik dallarında eğitim almıĢ kiĢilerin
istihdamı, kamusal denetim, iĢçi sağlığı ve iĢ güvenliği bilincinin iĢçilere ve iĢverenlere yerleĢtirilmesi,
tedbirler konusunda firmalara yaptırım uygulanması gerekmektedir.
Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi olarak her zaman emeğin ve emekçinin yanında olan
bizler, bu kazaların takipçisi olacağımızı bildirir, yetkilileri acilen göreve çağırırız.
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Ġstanbul ġubesi Yönetim Kurulu
133
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
KMO ESKĠġEHĠR BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ
09 Ocak 2013
SOBA VE ġOFBENLER BĠLĠNÇLĠ KULLANILSIN
ÖLÜM VE PATLAMALAR OLMASIN! Bilindiği gibi sonbahar kıĢ mevsimi geldiğinde soba ve Ģofben zehirlenmeleri vakaları artmakta ve
hemen her gün basında ölüm haberleri yer almaktadır. Kimya Mühendisleri Odası olarak insanlarımızın
hayatını kaybetmesine yol açan bu vahim olaylarla ilgili olarak aĢağıdaki açıklamayı yapmayı görev
sayıyoruz.
Tüp gaz havadan ağırdır ve yerde birikir. Doğalgaz havadan hafiftir ve tavanda birikir. Her ikisi de
kokusuzdur ve sonradan kokulandırılmıĢtır. Bunların sızması durumunda kokuları vasıtası ile hissedilir.
Bulunulan ortamı doldurmaya baĢladıklarında ortamdaki havayı kovarak boğulmaya neden olurlar. Bu da
daha çok zaman alan bir süreçtir. Hâlbuki özellikle oksijenin az olduğu ortamda, yanma sonucu meydana
gelen baca gazındaki karbon monoksit, çabucak kanla birleĢerek insanı zehirlemekte ve halsiz bırakarak
ölümüne yol açmaktadır. Ġnsan zehirlendiğini anladığı anda halsizlik nedeni ile bulunduğu ortamdan
çıkamamaktadır.
O halde Ģofben ve benzeri cihazların bulunduğu ortamın iyi havalanması Ģarttır. Özellikle
mutfakta bulunan havalandırmayı sağlayan menfezlerin, soğuk geliyor diye kapatılmaması
gerekir! Kapatıldığı takdirde belli bir hacime ulaĢan gaz, ufak bir kıvılcımla patlamaya neden
olmaktadır. Baca ve bağlantılarının sızdırmadığından ve çekiĢin iyi olduğundan emin olunmalıdır.
Güvercin, tuğla, kar, harç vb. Ģeylerin bacayı tıkamadığından emin olunmalı ve senede en az iki kere
bacalar temizletilmelidir.
Banyoda buhar, oksijenin yerini alır. Banyolarda hacim genellikle küçüktür. Daha çok ısınmak için,
içeri soğuk hava girmesi istenmez. Dolayısı ile içerde cihazınızla oksijen alma savaĢı baĢlar. Cihaz sizi
düĢünmeden oksijeni alacaktır. Kendi havanızı sağlamadan, sağlama almadan banyoya girmeyiniz. Bu
nedenle Ģofbenin yeri banyo değildir. Unutmayınız evinizin nefes borusu da bacanızdır. Her ikisi de tıkalı
olmamalıdır.
Elektrik sobası hariç, gazyağı, fuel oil, tüp gaz, doğalgaz, odun veya kömürle çalıĢan her soba,
mangal, katalitik soba, Ģofben, kombi veya kazan bulunduğu ortamdan oksijen alır ve
karbondioksit verir. Tıpkı insanlar gibi… Bir farkla ki ortamda oksijen azaldığında cihaz bu kez
zehirli bir gaz olan karbonmonoksit vermeye baĢlar. Bacanın geri tepmesi, baca bağlantısının,
sobanın veya boruların sızdırması ile karbonmonoksit bulunduğunuz ortama yayılır ve sizi
zehirler. Bu gaz ortamdan yeterince uzaklaĢtırılırsa bu defa da yakıt tam yanmadan atıldığı için
enerji boĢa harcanmıĢ olur, çevre kirletilmiĢ olunur.
Aynı yerde yatan aile bireylerinin topluca ölmesi yoluyla ocaklarının sönmesine yol açan bu riski
yaĢamak yerine sobanın söndürülmesi daha akılcı bir yöntemdir. Eskilerin deyimi ile korkulu rüya
görmektense uyanık yatmalı, özellikle lodoslu havalarda yatmadan önce soba söndürülmelidir.
Sobaya yanmakta iken özellikle yatarken yeni kömür atılmamalıdır. 2/3 ünden fazla kömür
konmamalı ve linyit kömürü üstten kok kömürü alttan yakılmalıdır.
Sobanızın bacasının çektiğinden emin olunmalı, bacalar en az altı ayda bir temizletilmeli, baca kapağı
hep kapalı olmalı ve baca çatı en üst seviyesinden 1 metre üste kadar uzatılmalıdır. Kullanılan yakıtın
standartlara uygunluğu kontrol edilmeli, izin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalıdır. Binaların
yangından korunması yönetmeliklerine mutlaka uyulmalıdır.
TSE 4900 Türk Standartlı soba satın alınız ve sobanın hangi kömürle nasıl yakılacağına iliĢkin
bilgilendirme formu isteyiniz.
Katalitik sobaları, Japon sobası denilen gaz sobalarını çok iyi havalanmayan yerlerde kullanmak
doğru değildir.
Gri duman, tam tutuĢmadan çıkan yanıcı gazdır. Sıcaklık azsa oluĢur. Siyah duman ise hava az
olduğunda karbon isi oluĢması ile meydana gelir.
Doğalgaz ile ilgili her hangi bir kaçak nedeniyle koku hissedildiğinde; doğalgaz EskiĢehir
dağıtım Ģirketi olan ESGAZ’ın 24 saat açık 187 no.lu telefonundan yardım istenebilir.
Kazasız günler dileğimizle.
KMO EskiĢehir Bölge Tem.Y. K.a.
Kenan ÇALIġIR – BaĢkan
137
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
2012–2013 TARĠHLERĠ ARASI ÜYE SAYILARI
(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)
20.04.2012–31.12.2012 01.01.2013–27.04.2013 TOPLAM
ANKARA ġB. 95 34 129
BURSA ġB. 43 15 58
DENĠZLĠ ġB. 15 5 20
EGE BÖLGE ġB. 91 27 118
GÜNEY BÖLGE ġB. 36 21 57
ĠSTANBUL ġB. 71 73 144
KOCAELĠ ġB. 34 12 46
SAMSUN ġB. 28 7 35
TRAKYA BÖLGE ġB. 24 6 30
ESKĠġEHĠR BÖL. TEM. 22 6 28
GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖL. TEM. 9 2 11
TRABZON BÖL. TEM. 5 1 6
TOPLAM 682
YABANCI UYRUKLU ÜYE SAYISI 7
ĠSTĠFA EDEN ÜYE SAYILARI
(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)
ANKARA ġB. 20
BURSA ġB. 9
DENĠZLĠ ġB. -
EGE BÖLGE ġB. 5
GÜNEY BÖLGE ġB. 7
ĠSTANBUL ġB. 7
KOCAELĠ ġB. 2
SAMSUN ġB. 5
TRAKYA BÖLGE ġB. 3
ESKĠġEHĠR BÖL. TEM. 1
GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖL. TEM. -
TRABZON BÖL. TEM. -
TOPLAM 59
138
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
ġUBE/BÖLGE TEMSĠLCĠLĠĞĠ ÖĞRENCĠ ÜYE SAYILARI
20 Nisan 2012-27 Nisan 2013
ANKARA ġB. 702
BURSA ġB. 3
DENĠZLĠ ġB.
EGE BÖLGE ġB. 309
GÜNEY BÖLGE ġB. 2
ĠSTANBUL ġB. 40
KOCAELĠ ġB. 28
SAMSUN ġB.
TRAKYA BÖLGE ġB.
ESKĠġEHĠR BÖL. TEM. 126
G.DOĞU ANADOLU BÖL. TEM.
TRABZON BÖL. TEM.
TOPLAM 1210
YÖNETĠM KURULU TOPLANTI VE KARAR SAYILARI
(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)
YILLAR TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI
20 Nisan 2012–31Aralık 2012 15 134
01 Ocak 2013–27 Nisan 2013 12 103
TOPLAM 27 237
GELEN EVRAK SAYISI
(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)
20 Nisan 2012–31 Aralık 2012 1011
01 Ocak 2013–27 Nisan 2013 687
TOPLAM 1698
GĠDEN EVRAK SAYISI
(20 Nisan 2012–27 Nisan 2013)
20 Nisan 2012–31 Aralık 2012 490
01 Ocak 2013- 27 Nisan 2013 316
TOPLAM 806
140
KMO 43. DÖNEM YILLIK ARA ÇALIġMA RAPORU
(Nisan 2012 – Nisan 2013)
TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI
2012 YILI GELİR BÜTÇESİ
GELİR KALEMLERİ TAHMİNİ GELİR
GERÇEKLEŞEN GELİR
GERÇEKLEŞME ORANI ( % )
GELİR DAĞILIMI
( % )
ÜYE GELİRLERİ 711.520,00 603.586,60 85 28,4
HİZMET KARŞILIĞI GELİRLER 1.652.745,72 1.069.003,08 65 50,3
YAYIN GELİRLERİ 61.525,00 28.045,50 46 1,3
DİĞER GELİRLER 75.836,35 51.556,90 68 2,4
BELGE GELİRLERİ 349.873,00 369.199,50 106 17,4
İL TEMSİLCİLİK GELİRLERİ 69.100,00 0,00 0 0,0
FAİZ GELİRLERİ 10.650,00 4.587,18 43 0,2
TOPLAMLAR 2.931.250,07 2.125.978,76 73 100
TMMOB
KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI 2012 YILI GİDER BÜTÇESİ
GİDER KALEMLERİ TAHMİNİ GİDER
GERÇEKLEŞEN GİDER
GERÇEKLEŞME ORANI ( % )
GİDER DAĞILIMI
( % )
YÖNETİM GİDERLERİ 30.287,22 23.719,54 78 1,1
PERSONEL GİDERLERİ 856.022,78 828.986,73 97 38,8
DIŞARDAN SAĞ. HİZMET ALIM GİD. 202.614,00 189.779,19 94 8,9
ÇEŞİTLİ GİDERLER 234.008,00 188.894,28 81 8,8
AMACA YÖNELİK ÇEŞİTLİ GİDERLER 1.071.457,60 595.610,11 56 27,9
BÜRO GİDERLERİ 71.930,00 53.618,21 75 2,5
YAYIN GİDERLERİ 65.801,14 41.951,21 64 2,0
VERGİ RESİM VE HARÇLAR 8.286,00 6.125,17 74 0,3
ŞB. VE TEM.ORT. ETKİN. VE İ.K.K. GİD. 61.880,84 40.215,14 65 1,9
TMMOB HİSSESİ 202.000,00 32.096,00 16 1,5
KIYMET ALIMLARI 126.962,49 135.058,54 106 6,3
TOPLAMLAR 2.931.250,07 2.136.054,12 73 100
GELİR - GİDER FARKI
GELİR 2.125.978,76
GİDER 2.136.054,12
FARK -10.075,36 TL