2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür...

17
05 ÇÖZÜMLER KAMU PERSONEL KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI SEÇME SINAVI DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TÜRKİYE TÜRKİYE GENELİ GENELİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ 1. B 26. C 2. B 27. A 3. B 28. E 4. E 29. B 5. E 30. A 6. C 31. B 7. A 32. D 8. B 33. C 9. A 34. E 10. B 35. E 11. D 36. A 12. B 37. A 13. A 38. E 14. B 39. D 15. D 40. B 16. E 41. C 17. C 42. B 18. D 43. C 19. C 44. B 20. C 45. E 21. B 46. D 22. D 47. B 23. C 48. A 24. B 49. C 25. E 50. B

Transcript of 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür...

Page 1: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

05

ÇÖZÜMLER

KAMU PERSONELKAMU PERSONELSEÇME SINAVISEÇME SINAVI

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ

TÜRKİYETÜRKİYEGENELİGENELİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ

1. B 26. C

2. B 27. A

3. B 28. E

4. E 29. B

5. E 30. A

6. C 31. B

7. A 32. D

8. B 33. C

9. A 34. E

10. B 35. E

11. D 36. A

12. B 37. A

13. A 38. E

14. B 39. D

15. D 40. B

16. E 41. C

17. C 42. B

18. D 43. C

19. C 44. B

20. C 45. E

21. B 46. D

22. D 47. B

23. C 48. A

24. B 49. C

25. E 50. B

Page 2: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

1. İbadetin biri geniş diğeri dar olmak üzere iki anlamı var-dır. Geniş anlamda ibadet, mükellef yani yükümlü olan her-kesin Allah’a karşı duyduğu saygı ve sevginin sonucu olarak O’nun rızasına uygun ve iradeye dayalı bütün davranışları-nı içine alır. Buna göre tamamen dinî olan görevler yanında, kişilerin Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaptığı her fi il, niyet, düşünüş ve söz ibadet olarak nitelendirilir. Bu amaç-la fert ve toplum yararına gerçekleştirilen her olumlu davra-nış dinî ve manevî bir anlam kazanır ve ibadet sayılır. Allah’ın emirlerine itaat edip yasaklarından kaçmak da ibadettir. Bu anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde canlı tut-mak, O’nu anmak ve varlığını benliğinde duyabilmektir. Fi-kir boyutu, Allah’ın sıfatları ve evrende yarattığı eşsiz eserle-ri hakkında düşünmektir. Şükür ise, bütün bu nimetlerine kar-şı minnettarlığını bildirmektir. Dar ve özel anlamda ibadet ise, Allah ve Hz. Peygamber tarafından yapılması istenen, niye-te bağlı olarak yaratana karşı saygı ve boyun eğmeyi ifade eden ve yapana sevap kazandıran belirli davranış biçimleri-dir. Fıkıh literatüründe ibadet yaygın olarak bu özel anlam-da kullanılmaktadır. Buna göre ibadet, dinî içerikli belli ve dü-zenli yapılan davranış biçimleridir. Bunlara sistematik ve şek-le bağlı ibadetler (ibâdât-ı mersûme) de denir. İslam’ın temel şartlarını oluşturan namaz, oruç, zekât, hac bu tür ibadetle-rin belli başlılarıdır. Bunların yanında, kurban kesme, i‘tikâf, Kur’an-ı Kerim okuma gibi davranışlar da bu anlamıyla iba-

detin en meşhur örnekleridir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

2. Mekkelilerin Hz. Peygamber’in tebliğine yönelik tepkile-

ri, onlarla iletişim kurabilmesine imkân vermez duruma gel-

mişti. Hz. Peygamber’in amcası Ebû Talib vefat ettikten son-

ra diğer amcası Ebû Leheb Hâşimoğulları’nın lideri olmuştu.

Ebû Leheb, başından beri Hz. Peygamber’in getirdiği dine

karşı çıkmıştı. Kabile lideri olduktan sonra bir süre lider ol-

manın gerektirdiği şekilde Hz. Peygamber’i koruduğu imajını

verdiyse de daha sonra desteğini geri çekti. Hz. Peygamber

Taif’e giderek burada yaşayan Sakif kabilesi mensuplarından

destek almaya karar verdi. Yanına evlatlığı Zeyd b. Hârise’yi

alarak Taif’e gitti (Nübüvvetin 10. yılı/M. 620). Şehrin ileri ge-

lenleriyle görüşerek desteklerini istedi. Ancak umduğu deste-

ği bulamadı.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

Page 3: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

3. Hükümler konulurken bireyler değil, toplum; parça değil

bütün düşünüldüğünden, bazı durumlarda yüklenen sorum-

luluklar bazı kimseler hakkında sıkıntı ve zorluklar doğura-

bilir. Böyle durumlarda Şâri bu kimseler için zaruret halinde

zararı ortadan kaldırmak ve ortaya çıkan sıkıntıyı gidermek

üzere ruhsatlar koymuştur. Ruhsatta asıl olan hafi fl etmek ve

sıkıntıyı ortadan kaldırmaktır. İşte ruhsat, insanların özürle-

rinden dolayı kendilerine bir kolaylık ve müsaade olmak üze-

re ikinci derecede meşru kılınan şeydir. Örnek: Allah Rama-

zan ayında oruç tutmayı farz kılmış, ancak seferde olanlar,

hastalar, hamile olan ve çocuğunu emzirmek zorunda olan

kadınlar için oruç tutmama ruhsatını koymuştur. Aynı şekilde

ayakta namaz kılamayan kimseye, oturarak ya da gücü yetti-

ği şekilde namaz kılması için ruhsat koymuştur. Seçeneklerde

ruhsat ile karıştırılabilecek seçenek azimettir. Şâriin mükellef-

lerin tamamı için her durumda bağlayıcı kıldığı, genel bir kural

olarak baştan itibaren koyduğu hükümlere azîmet denir. Örne-

ğin, namaz bu şekilde konulmuş bir hükümdür. Her mükelle-

fi , bütün hallerde bağlayıcı bir özellik taşımaktadır. Oruç, hac,

zekât gibi, Allah’ın kullarını sorumlu tuttuğu bütün dinî vecibe-

ler azîmete örnek olarak gösterilebilir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

4. “ed-darûrât tubîhu’l mahzûrât” ilkesinin Türkçe karşılığı,

“zaruretler, yasaklanmış ve sakıncalı olan şeyleri mubah kı-

lar.” İslam fıkhı, zaruret halinde mahzurlu olan şeyleri de mu-

bah kılmıştır. Bu sebeple, bu hüküm İslam fıkhında, genel bir

ilke haline gelmiştir.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

5. Hz. Peygamber’in Sünnet’i, Kur’anda yer alan ancak ye-

teri kadar açık olmayan hükümleri açıklar, onların mahiyeti-

ni izah eder. Örneğin, Kur’anda “Namaz kılınız.” “Zekât ve-

riniz.” “Haccediniz.” vb. şekilde emirler bulunmaktadır. An-

cak bu ibadetlerin nasıl yapılacağı açıklanmamıştır. Nama-

zın rekâtları, nasıl kılınacağı, zekâtın hangi maldan ne ka-

dar verileceği, Hz. Peygamber tarafından açıklanmıştır. Hz.

Peygamber’in, Kur’an’ı açıklayan Sünnet’ine örnek olarak,

“Haccı nasıl yapacağınızı, “Menâsikini benden alın.” “Ben

nasıl namaz kılıyorsam siz de namazlarınızı öyle kılın.” ha-

disleri gösterilebilir. Bu Sünnet’e de, “Sünnet-i mübeyyine/

açıklayıcı sünnet” adı verilmektedir.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

Page 4: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

6. Sünnet’in, Kur’an’ı açıklayıcı öneminden dolayı hadis

âlimleri Hz. Peygamber’in hadislerini korumaya ve tedvine

büyük bir önem göstermişlerdir. Sahabîler, Hz. Peygamber’in

sözlerini, yemesi, içmesi, uykusu, oturması, kalkmasına va-

rıncaya kadar bütün fi illerini nakletmişlerdir. Daha sonra ge-

len âlimler, Hz. Peygamber’in hadislerini musannef, müsned

ve sünen türü eserlerinde toplamışlardır. İşte Fıkıh bâblarına

göre telif edilmiş hadis mecmualarına sünen adı verilir. Sü-

neni ile meşhur olan bazı âlimler şunlardır: Ebû Dâvûd, İbn

Mâce ve Tirmizî’dir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

7. Tilavet Secdesi, Kur’an ’da secde kelimelerini içeren

ayetlerden birini okuduktan veya dinledikten sonra yapılan

secdeye denir. Kur’an -ı Kerîm ’de 14 secde ayeti vardır. Ha-

nefi lere göre secde ayetini okuyan ve dinleyen kimseye ti-

lavet secdesi vacip olur. Aynı secde ayetinin aynı mecliste

tekrarlanması secdenin tekrarlanmasını gerektirmez. Tilavet

secdesi yapılırken ayakta durulur, kıbleye dönülür, niyet edi-

lir, eller kulaklara götürülmeden “Allahu Ekber” diyerek sec-

deye gidilir, secdede üç kere “Subhane rabbiyel a’la” denir,

tekbir alınarak ayağa kalkılır. Ayağa kalkıldığında “Semi’na

ve eta’na ğufraneke Rabbena ve ileyke’l masir” denir ve ti-

lavet secdesi tamamlanmış olur. A şıkkındaki yanlışlık tilavet

tekbir alınırken eller kulaklara götürülmez.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

8. Mantık hakkında pek çok tanım yapılmaktadır. Bu tanım

çokluğunun kaynağı, farklı bakış açılarının olmasıdır. Bunun

yanında her bilimin belli bir konusu, amacı ve yöntemi olma-

sı açısından mantık bilimi de konusuna, amacına yöntemine

göre de tanımlanmaktadır. Mantık konusuna göre şu şekilde

tanımlanır: “Bilinenden bilinmeyenin elde edilmesine vasıta

olan bilimdir”; “hakikata sevk eden zihin işlemlerinin bilimi-

dir.” Mantığın amacına göre tanımı ise şöyledir: “Mantık zihni

hatadan koruyan bir fen, bir alettir; “Mantık şeylerin bilgisin-

de aklını iyi kullanma sanatıdır.” Burada mantık bir düşünme

sanatı olarak görülmektedir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

Page 5: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

9. İslam’ın doğup yayılmaya başladığı dönemde kulla-nılan ve harfl erinin tamamı düz, köşeli, hendesî ve donuk olan Arap yazısına, Ma’kilî hattı denmektedir. Bu yazı hem İslam öncesi, hem de İslâm sonrası dönemde âbide hattı olarak kullanılmıştır. Kur’an-ı Kerim’in ilk hattatları olan va-hiy kâtiplerinin Kur’an yazımında kullandıkları yazı çeşidi de Ma’kilî hattı idi. Sülüs, kelime olarak üçte bir anlamına gelir. Sülüs yazıda harfl erin üçte ikisi düz; üçte biri ise yuvarlak-tır. Muhakkak türde harfl erin kalınlığı Sülüs yazısı ile aynı-dır. Ancak düzlük ve yuvarlaklık oranı farklıdır. Reyhânî hat-tı, Muhakkak hattına tâbidir. Muhakkak yazıdan şekil bakı-mından değil imlâ yönüyle farklılık gösteren Reyhânî yazı-da uzun harfl er amûdî, yassı harfl er ise ufkî istikâmette uza-tılmıştır. Daha çok Kur’an-ı Kerim ve dua kitaplarının yazı-mında kullanılmıştır. Siyakat ise İranlıların şikeste, Türklerin kırma, Arapların da siyakat adını verdikleri hat çeşididir. Os-manlı arşiv belgelerindeki yazılar içinde, okunması en güç olan bir yazıdır. Bir nevi şifreli yazı kabul edilen siyakat hattı-nın okunmasında kelimenin öncesi ve sonrası yani sibak ve siyakı ipuçları verir.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

10. Hz. Peygamber döneminde Müslümanlar arasında önemli kelami bir sorun ortaya çıkmamıştı. Çünkü Müslü-manlar ortaya çıkan sorunları Peygamberle çözüyorlardı. Ancak onun vefatından sonra imamet, büyük günah ve ka-der gibi önemli sorunlar ortaya çıkmıştı. İlk kelami tartışma-lar bu alanlarda yapılmıştı. Bunlara daha sonra Kelâmullâh ve sıfatlar sorunu da eklendi. Dolayısıyla nübüvvet yani pey-gamberlik ilk kelam tartışmalarından değildir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

11. Allah’ın kelam sıfatı kelam ilminde önemle tartışılan ko-nulardandır. Öncelikle Kur’an Allah’ın insanlara gönderdiği hidayet rehberi ilahi bir kelamdır. Kur’an Allah’ın kelam sıfatı olarak kabul edilir. Selef uleması kelam sıfatını Allah’ın eze-li sıfatlarından saydığı için, bu sıfatın somut bir ürünü duru-mundaki Kur’an’ı da ezeli ve kadim saymıştır. Bunun karşı-tı olarak Mutezile, meseleye beşer idrakine sunulmuş somut Kur’an noktasından yaklaşmakta ve eldeki bu metni mahlûk (yaratılmış) saymaktadır. Maturidî çizgisindeki âlimler kela-mı, ‘nefsi’ ve ‘lafzi’ olmak üzere ikiye ayırmıştır. Nefsi kelam diğer sıfatlar gibi Allah’ın zatı ile kaim bulunan, harf ve ses gibi beşeri unsurlar taşımayan, başka varlıklar tarafından al-gılanması mümkün olmayan kadim kelamdır. Lafzi kelam ise bu nefsi kelamın insan idrakine uygun olarak ses ve harfl e ifade edilmiş biçimidir, yani Kur’an’dır. Dolayısıyla D seçene-ği yanlıştır. Çünkü selef bilginleri Kur’an-ı Kerim’i ezeli ve ka-dim saymıştır.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

Page 6: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

12. İslam düşüncesinde Gaye ve Nizam, İhtira ve Hikmet,

İnayet Delili olarak bilinen Teleolojik Delil, evrende gözlenen

düzenin kendiliğinden meydana gelemeyeceğine, bu varlığın

arkasında hikmetiyle buna yön veren bir kudretin var olduğu-

na dikkat çekmektedir. Bu delil Hudûs delilindeki gibi yaratma-

yı değil, âlemdeki ince ayar giden düzeni vurgulamaktadır.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

13. Herhangi bir akıl yürütme ya da delillendirmeye gerek

olmadan zihinde oluşan bilgidir. Zorunlu bilgiye ulaşmak için

herhangi bir istidlal yöntemine başvurulmasına gerek yoktur:

zira kişi acıktığını, susadığını, üzüldüğünü ya da sevindiğini

bilmek için herhangi bir vasıtaya ihtiyaç duymaz; bunlar ki-

şide doğrudan ve aracısız ortaya çıkmaktadır. İslam litera-

türünde bedihi veya zaruri olarak yer alan bu bilgi çeşidinin

Batı felsefesindeki karşılığı a priori bilgidir. A priori yani zo-

runlu bilginin iki temel özelliği vardır: zorunlu ve evrensel ol-

ması. Zorunlu bilginin türleri de şunlardır: Bedihi olanlar (ev-

veliyat ve fıtriyyat): Bedihi bilgi, aklın hemen kavradığı bil-

gidir: Bir, ikinin yarısıdır; bütün bekârlar evlenmemiştir, gibi.

Bekâr kavramının, evlenmemiş olmayı içermesi sebebiyle,

başka bir ifadeyle, yüklem yani evlenmemiştir ifadesi özne-

yi yani bekârı da içerdiği için bu önermelere analitik önerme

adı verilmektedir. Duyu Verileri (Müşahedeler ve Tecrübeler):

Dış duyularla elde edilen bilgiler: Ateşin yakıcılığına hükmet-

mek gibi. Mütevatir Haber: Farklı kişilerden duyduğumuz ha-

berleri, ayrı bir soruşturmaya gerek kalmadan zorunlu olarak

kabul ederiz: Bir ülkenin varlığına dair haberler gibi.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

14. Kur’an akıldan değil akletmekten bahsetmektedir. Aklet-

mek de insanın bütün bilme yetilerinin aynı anda devreye so-

kulması demektir. Bu bilme yetileri Kur’an’da kalp, fuâd (gö-

nül), sadr, lübb, nühâ (insanı kötülük yapmaktan alıkoyan),

hicr (insanın kötü bir konuma düşmekten engelleyen) gibi te-

rimlerle ifade edilmektedir. Bütün bu yetileri bir çarkın dişlile-

ri gibi düşündüğümüzde, akletmek de bu çarkın bir bütün ha-

linde çalıştırılması demektir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

Page 7: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

15. Kur’an, Bilgi, Hikmet ve Kitap kelimelerini, çoğu zaman

birlikte kullanmaktadır. İlim, öğretileni alabilme yeteneğini,

hikmet ise öğretilmeyeni kendi kendine keşfetme gücünü

gösterir. Kur’an’ da bu durum şöyle ifade edilmektedir: “Kime

hikmet verilirse, ona gerçekten büyük bir hayır verilmiş olur”

(Bakara 2: 269). Bilgi sadece bir keşif değil, aynı zamanda

inşa çabasıdır. Allah insana sadece bilgiyi değil, hikmeti de

vermektedir. Hikmet, verilen bilgiyi kullanarak bize verilme-

yeni de keşfetme, böylece asırlara yayılan kollektif bir bilgi

birikimi inşa etme imkânı demektir.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

16. Hadislerin az da olsa yazıldığı erken dönemden sonra,

onları “derleme, toparlama, belli bir defterde biraraya getir-

me, divan oluşturma” anlamına gelen ‘Tedvin’ dönemi baş-

ladı. Herhangi bir konuya yahut râvîye göre gruplandırmak-

sızın yapılan bu tedvin faaliyeti, İbn Şihâb, Salih b. Keysân,

Abdullah b. Zekvân gib özel gayretlerle yapıldığı gibi, halife

Ömer b. Abdulaziz’in (99-101/717-720) emri ve Medine Vali-

si Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm’a ve Medine hal-

kına talimatında olduğu üzere resmi görevlendirmeler şeklin-

de de gerçekleşmiştir. Tedvin faaliyetinin en güzel örneği hiç

şüphesiz, Hemmâm b. Munebbih’in, hocası Ebû Hureyre’den

yazdığı Sahîfetu Hemmâm b. Munebbih adlı 138 hadis ihtiva

eden derlemedir. Hadislerin tedvin edilmesinden sonra hic-

ri ikinci asrın ilk çeyreğinden itibaren ‘tasnif faaliyeti’ başla-

dı. Kısaca hadislerin sınıfl andırılması, belli bir yöntem çer-

çevesinde planlı bir şekilde derlenmesi anlamına gelen tas-

nif, farklı şekillerde gerçekleştirildi. Her dönemin âlimleri ken-

di şartları ve ihtiyaçları doğrultusunda tasnifl er ortaya koy-

dular. Dolayısıyla hadislerin tedvin ve tasnifi yle ilgili verilen

bilgiler içerisinde Resmî tedvin faaliyetinin halife Ömer b.

Abdulaziz’in emri ile başlamışı seçeneği doğrudur. Diğerle-

ri yanlıştır.Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

17. Hadislerin sıhhatini tespit etmekte yahut onların hata-

lı veya uydurma olduğunu belirlemede başvurulan yöntem-

lerden birisi de “Metin Tenkidi” denilen ameliyedir. Diğer bir

ifade ile bu, çeşitli kriterler doğrultusunda bir metnin Hz.

Peygamber’e ait olup olamayacağını değerlendirmektir. Bu

konuda yaygın kullanılan kriterler ise Kur’an’a, sarih sünne-

te, tarihi verilere, dil ve mantık kurallarına ve fıtrata arzdır.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

Page 8: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

18. Hadisin Türkçe karşılığı şudur: “Allah’ın kadın kullarının

mescide gitmelerine mani olmayınız; ancak onlar da (cami-

ye) koku sürünmemiş olarak gitsinler.” Dolayısıyla hadisin te-

mel mesajı kadınların camiye gitmelerine engel olunmama-

sıdır.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

19. Hadis metinlerinde görülen ihtilafl ar ile müşkiller hadis

ilminin müstakil bir dalı olan muhtelifu’l-hadis alanının esas

konusunu teşkil eder. Dış görünüşü itibariyle birbirlerine ay-

kırı manalar taşıyan iki hadis ile bunların arasını birleştirmek

ve birleşmesi mümkün olmayanlardan birini tercih etmeye

muhtelifu’l-hadis denir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

20. Bugün meydana çıkarılmış otuz kadar Emevi sarayla-

rının en önemlileri, Ürdün’ün doğusunda, Lût Gölü’nün ku-

zey kıyısı hizasında bulunan Kusayru Amra, yine aynı gö-

lün doğusunda bulunan Kasru’l- Mişatta ve Tedmür şehri

yakınlarında bulunan Kasrü’l hayri’l- garbî ve Kasrü’l-hayri’ş-

şarkî’dir. El-Hamra Nasriler dönemine aittir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

21. Felsefenin diğer alanları gibi ahlak/etik de kendisini be-

lirleyen, alanını tanımlayan bir takım temel kavramları araş-

tırır. Bunlar, iyi, erdem, özgürlük, vicdan, sorumluluk, ahlaki

eylem, ahlaki doğruluk gibi kavramlardır.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

22. Natüralizm, doğa dışında hiçbir varlığın bulunmadığı-

nı, doğanın, doğa dışındaki sebeplerle açıklanamayacağını,

doğa-üstü bir gücün varlığının iddia edilemeyeceğini savu-

nan, doğayı Tanrı yokmuşcasına ele alan görüştür; bu an-

lamda natüralizm, materyalizm ve ateizm ile kardeş bir gö-

rüştür.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

Page 9: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

23. Ahlak kelimesi Arapca ‘hulk’ veya ‘huluk’ kelimesinin ço-

ğulu olup Türkçede tekil olarak kullanılmaktadır. Batı dillerin-

de ahlak karşılığında kullanılan ethics ve moral kelimeleri, Yu-

nanca ve Latince’den türetilmiş iki kelime olup, ‘ethics’, Yunan-

ca ‘ethos’dan; ‘moral’, “Latince ‘moralis’ kelimesinden türetil-

miştir. İslam düşüncesinde ahlak kelimesi, nefsin bir melekesi

veya hâli olarak görülmüştür. İrade dışı ve gelip geçici durum-

ların meleke ile dolayısıyla ahlak ile ilgisi yoktur. Bu tür psiko-

lojik olaylar ile nefes almak, kalbin çalışması, ani ışıktan gözün

kamaşması gibi biyolojik olaylar “iyi” veya “kötü” gibi ahlakî de-

ğerlendirmelere konu olmaz. Çünkü bir davranış veya duru-

mun “ahlakî” değerlendirmeye konu olmasının öncelikli şartı,

iradî olarak yapılmış olmasıdır. Bundan dolayı ahlak, “fertle-

rin iradî hareketleriyle ilgilenen bir alan” olarak da tarif edilebil-

mektedir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

24. Bilindiği gibi Kur’an ayetleri gerekli sebepler ortaya çık-

tıkça nazil olmuştur. Bunda gözetilen amaç, yeni hükümlere

insanları hazırlamak ve yeni hükümlere uymalarını kolaylaş-

tırmaktır. Tedrîc, hükümlerin bir defada değil, insanların ihti-

yaçlarına göre parça parça inmesidir. Örneğin, içki ve kumar,

Araplarda yerleşmiş bir alışkanlıktı. İslâm bunları yasaklamak

istediğinde, insanın yaratılışına/fıtratına uygun olarak birden-

bire yasaklamamıştır. Zina fi ilinin cezası da başlangıçta söz

ile eziyet vermek ve evde hapsetmekti: “Kadınlarınızdan fu-

huş yapanlara karşı aranızdan dört şahit getirin. Eğer şahitlik

ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye yahut Allah on-

lara bir yol açıncaya kadar evlerde hapsedin.” (4. Nisâ, 15.)

Daha sonra bu cezadan daha ağır ve adalete uygun hüküm

nazil oldu: “Zina eden kadın ve zina eden erkekten her biri-

ne yüz sopa vurun; Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız,

Allah’ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız

tutmasın. Mü’minlerden bir grup da onlara uygulanan cezaya

şahit olsun.” (24. Nûr, 2.) Namaz da aynı şekilde ilk zamanlar-

da sabah ve akşam olmak üzere günde iki vakit ve iki rekât

olarak farz kılınmıştı. İnsanların gönlü buna ısınınca ve günde

iki vakit namaza alışınca, beş vakit namaz farz kılındı.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

Page 10: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

25. Sedd-i zerâi, kötülüğe/mefsedete götüren yolların ya-

saklanması demektir. Zerâî, “vesîle”, “yol” anlamına ge-

len zerîânın çoğuludur. Kötülüğe giden yolları kapamaya

“seddü’z-zerâi”, iyiliğe giden yolları açmaya da “fethu’z-zerâi”

denmektedir. İslam Hukukunda hüküm koymada şerî delil

olarak kabul edilen seddu’z-zerâi şer’an yasak olan bir so-

nuca yol açması sebebiyle aslında caiz olan fi illerin yasak-

lanması anlamına gelmektedir. Sedd-i zerâi, şerî hükümle-

rin belirlenmesinde esas alınan dayanaklardan biri olarak bü-

tün İslam Hukukçuları tarafından kabul edilmiştir. Hanefi le-

rin de kullanmış olmalarına rağmen hüküm çıkarırken, sedd-i

zerâi esasını en geniş şekliyle yorumlayarak uygulayanlar

Mâlikîler olmuştur.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

26. Osmanlı döneminde berid posta, şurta polis-güvenlik,

kethüdalik hazine, şehreminliği ise belediye hizmetlerini yü-

rüten kurumlardır. Kazaskerlik ise yargı mensuplarının tayin

işlerini yürüten kurumdur.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

27. Hindu inancına göre ölüm, iyilikle kötülük arasındaki

dengeyi ve evrenin hiyerarşisini korumak, yerde ve gökyü-

zünde aşırı kalabalıklaşmayı engellemek veya yalnızca insan

hayatına ölçü ve değer vermek için bir araçtır. Ölüm, aynı za-

manda acılı ve ıstıraplı hayattan kurtulmanın da bir aracıdır.

Hindu görüşüne göre ölümsüzlük, hayatın sonsuzluğu değil,

hayatın tadının çıkarılmasıdır. Tanrılar da dâhil olmak üzere,

her varlık, zamanı geldiğinde mutlaka ölümü tadar.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

Page 11: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

28. Dine ilişkin olarak din bilimcilerinin savunduğu görüşler

şunlardır. Din, müntesiplerini “cemaat halinde ibadet” faaliye-

tine sevk etme özelliğine sahiptir. Kierkegaard ve Whitehead

gibi dinin “ferdî ve özel” karakterine dikkat çekenler de söz

konusudur. Soren Kierkegaard’a göre dinî imanın hakikati;

her ferdin “varoluşsal olarak ve varoluşu içinde” kavraması

gereken bir şeydir; iman, kişinin özel bir meselesidir. A. North

Whitehead için de “din, bireyin kendi başına yaptığı şeydir.

Buna göre din, bireylerin, içinde hakikatleri kendilerine mal

ettikleri ve bu hakikatlerin hayatlarını şekillendirmesine izin

verdikleri bir yolun adı olmaktadır. Bunlara ilave olarak, di-

nin müntesiplerine “kurtuluş” vaat etmesiyle temayüz ettiğine

vurgu yapanlar da vardır. James Henry Leuba’ya göre din’in

ne olduğunu belirleyen özellik, bu kurtuluşa erdiren unsurdur.

Dinin üzerinde durulan diğer iki özelliği de, “kutsallık” ifade

etmesi ve değerlerimizin somutlaştığı bir alan olmasıdır. Nat-

han Söderblom kutsallığın, dinde en önemli kavram olduğu-

nu, hatta onun Tanrı kavramından daha temel bir kavram ol-

duğunu yazar. Rudolf Otto da kutsallığı, ‘din alanına has olan

bir değerlendirme ve yorumlama kategorisi’ olarak görür. Do-

layısıyla din bilimcileri tarafından din sadece değer koyma ve

değer biçme olarak değerlendirilmez.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

29. Tusî 13. yüzyılın en aktif ve üretken; matematik, astro-

nomi, felsefe, mantık, ahlak, edebiyat, kelam ve diğer dini bi-

limler alanlarında 70’den fazla eser vermiş ansiklopedist bir

İslam bilgini olarak şöhret bulmuştur. O 1201 ile 1274 yıl-

larında yaşamış olup Meraga rasathanesinin kurucusu ola-

rak tanınmıştır. Tusî, hem bir fi lozof hem de bir bilim ada-

mıdır. Tusî, matematik ve astronomi alanlarında yazdığı te-

lifl er yanında Arşimed, Batlamyus ve Öklid gibi ünlü bilgin-

lerin eserlerini düzeltmelerle yazdığı tahrirleriyle ünlüdür. İs-

lam Felsefesi tarihinde başarılı bir İbn Sina yorumcusu ola-

rak kabul edilen Nasireddin Tusî’nin İşârât şerhi ise Râzi’nin

tenkitlerine cevap niteliğini taşımaktadır. Tusi, Râzi’nin eleşti-

ri ve tenkitlerine karşı İbn Sina’yı savunmuş ve onun eserinin

doğru anlaşılmasını amaç edinmiştir. Dolayısıyla Tusi ile ilgili

verilen bilgilerden Gazalî’nin Tehâfüt’üne yazdığı Tehâfütü’l-

Felâsife adlı eseriyle tanınması seçeneği yanlıştır. Söz konu-

su eser zaten Gazali’ye aittir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

Page 12: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

30. Es-Samed kelimesi Kur’an-ı Kerim’de özellikle İhlas

sûresiyle bütünleşmiş bir kelimedir. İhlas sûresinin ikinci aye-

tinde Yüce Allah’ın Samed olduğu bildirilir. Yüce Allah’ın Sa-

med olması her şeyin O’na muhtaç olduğu O’nun hiçbir şeye

muhtaç olmadığı anlamına gelir.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

31. Her toplum, kendi nesnelleşmiş manalarını, değerleri-

ni, davranış kalıplarını sonraki kuşaklara aktarır. Sosyalleş-

me adı verilen bu süreçte birey, nesnelleşmiş manaları öğ-

renmekle ve onlara sahip olmakla kalmaz, onları hem ifade,

hem de temsil eden biri olur.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

32. Şiilik, Hz. Ali ile Emeviler arasında vuku bulan ihtilafa

dayanmaktadır. Üçüncü halife Hz. Osman’ın şehit edilmesi

Müslümanların ikiye ayrılmasına yol açmış, Muaviye’nin Hz.

Ali’ye isyanı ve mücadelesi bu ayrılığı güçlendirmiş ve Ali ta-

raftarları Şia-i Ali olarak adlandırılmıştır. Hz. Ali’nin şehit edil-

mesi ve hilafetin Emevilere geçmesi, Ali taraftarlarının, hila-

fetin Hz. Ali’nin soyundan gelenlere ait olduğuna dair nazari-

yeler geliştirmelerine imkân vermiş, bu arada Hz. Hüseyin’in

Kerbela’da şehit edilmesi konunun dini niteliğe bürünmesini

teşvik etmiştir. Şu halde Şiilik, sosyal ve siyasi olaylar sonu-

cu İslam’da ana dini gruptan ayrı bir cemaat olmaya çalışır-

ken, cemaatleşmesine doktriner yönden takviye etmek için

İmamet, Mehdilik, Takiyye, Velayet, Rucu vb. gibi nazariyeler

geliştirmekten de geri kalmamıştır.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

33. Arapça bir kelime olan ibadet sözlükte “boyun eğmek,

alçak gönüllü olmak, İtaat etmek, kulluk, tapmak, tapınmak,

çalışmak” gibi anlamlara gelir. Dinî bir terim olarak ibadetin

genel anlamı, her şeyin yaratıcısı olan Allah’a içten gelerek

ve gönüllü olarak yönelmek, boyun eğmek ve itaat etmektir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

34. İbadetlerin temel özelliklerinden birisi de sürekli oluşla-

rıdır. Şekil ve şartları belli olan namaz, oruç, zekât ve hac

gibi ibadetlerde zaman önemli bir unsurdur. Diğer bir ifade

ile bu ibadetlerin belli zaman dilimi içinde ifası öngörüldüğün-

den, zaman tekrarlandıkça farz ibadetlerin de zamana bağ-

lı olarak tekrarlanması zorunludur. Hz. Peygamber’in “Han-

gi amelin daha faziletli olduğu?” sorusuna verdiği “Az da olsa

sürekli olanı.” (Buhari, İman, 32) biçimindeki cevabı, ibadet-

lerde sürekliliğin önemini vurgulamaktadır.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

Page 13: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

35. İslâm, iktisadî gelişmelerin ve davranışların sağlıklı bir

çizgi izlemesine çok önem verir. Bireysel servetin amaçsız

harcanmasından ve israftan sakınılmasını öngörür. Aynı za-

manda, ülke iktisadının vurgunculuk, karaborsacılık, kumar,

dolandırıcılık, kötüye kullanma gibi yollarla çökmesinin önü-

ne geçilmesini ister. Bunun İslâm, zekât, sadaka, fi tre baş-

ta olmak üzere çeşitli konularda getirdiği malî yükümlülük-

lerle Müslümanlar, hatta Müslüman olmayanlarla bile ekono-

mik dayanışmanın yollarını açmıştır. Şöyle ki: Zekât ve sa-

daka: Zekât bir bağış veya ihsan değildir. Aksine sosyal bir

haktır. Bunun yanında zekât miktarı düşük derecede tutuldu-

ğu için milletin çoğunluğunun katılabileceği bir sosyal daya-

nışma ve yardımlaşma aracıdır. Sadaka ise kişinin isteyerek

yaptığı yardımdır. Daha çok maddî yardım olmakla beraber,

güzel sözden güler yüze kadar sadakanın alanı geniştir. Fı-

tır sadakası da bir şükür nişânesi olarak verilir. Vakıf: Bir çe-

şit sadaka-i câriye niteliğindeki vakıf da sosyal dayanışma

kurumlarının başında gelmektedir. İslam dünyasının hemen

her yerinde çok çeşitli alanlarda -din hizmeti, eğitim ve kül-

tür, askerî amaçlı, ekonomik amaçlı, sosyal amaçlı, su ile il-

gili, spor ile ilgili vb. vakıfl ar kurulmuştur. Defi neler, Hazine-

ler: İslâm yeraltında keşfedilen, bulunan maden ve paralar-

dan sosyal yardım için harcanmak üzere bir miktar ayrılma-

sını öngörmüştür. Nezirler: Müslüman, Allah için - meşrû ola-

cak şekilde- bir şeyin belli bir miktarını adarsa bu nezrini ye-

rine getirmesi gerekir. Bu hususta ortaya konulan kurallar ta-

mamen sosyal dayanışmaya yöneliktir. Kefâretler: İslam me-

deniyetinde kefâret dinin belirli yasaklarını ihlâl eden kişinin

hem ceza, hem de Allah’tan mağfi ret dilemek amacıyla yü-

kümlü tutulduğu köle azat etme, fakiri doyurma ve giydirme

gibi malî nitelikli ibadetlerin de yer aldığı bir sosyal dayanış-

ma vesilesidir. İslam’ın öngördüğü köle azad etmek, sadaka

vermek gibi maddî yükümlülükler bir şekilde sosyal yardıma

dönüşerek topluma yansımıştır. Kurban: Hali vakti yerinde

olan Müslümanların yılda bir defa kestikleri kurban, muhtaç-

ların yararlanmalarına sunulduğu için tam anlamıyla bir sos-

yal dayanışma aracıdır. Pay Ayırma: Tarım ürünlerinin ha-

sat mevsiminde - özellikle meyve devşirme zamanı - maddî

imkânsızlıkları sebebiyle alıp yiyemeyenlere bedava dağıtıl-

ması Kur’an tarafından öngörülmüştür (En’âm Sûresi, 141).

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

Page 14: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

36. Tefsir ilminde Kur’an-ı Kerim ayetleri açıklanırken ta-

rih, dil, hadis gibi birçok ilimlerden yararlanılır. Ancak bütün

bunlardan önce Kur’an-ı Kerim’in kendisine bakılır. Çünkü

Kur’an’da yer alan bir ayet bir başka ayetle açıklanmış olabi-

lir. Ancak bu aşamadan sonra diğer ilimlerin verilerinden ya-

rarlanmak gerekir.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

37. Hz. Peygamber, Kıyâme Suresi’nde işaret edildiği gibi kendisine inen vahyi ashaba okuyor ve vahiy kâtiplerine de yazdırıyordu. Yazıldıktan sonra da ayetlerin korunmasının sağlamlığı için kâtibe yazdığını okumasını istiyordu. Hz. Pey-gamber her sene Ramazan ayında, o ana kadar inen Kur’an-ı Kerim ayetlerini Cebrail ile mukabele ederdi ki buna “arza” de-nilmektedir. Vefatından önceki son Ramazan ayında bu arza

iki defa gerçekleşmişti ki buna da “Arza-i Âhire” denmektedir.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

38. Vücûh, yani eş adlılık, bir dil içinde, birbirinden ayrı iki ya

da daha çok kavramın ses ya da yazım açısından aynı nitelik-

teki göstergelerle dile getirilmesidir. Yani bir göstergenin birçok

anlama sahip olmasıdır. Eşanlamlılık da anlama yakın öğeler

ayrı ayrı göstergelerle dile getirilmektedir. Yani yazılışları ve

söylenişleri (gösterileni) aynı fakat anlamları (göstereni) fark-

lı kelimelere denilmektedir. Istılahi olarak da “bir kelimenin bir

ayette ifade ettiği mana ile yine aynı kelimenin diğer ayetlerde

ifade ettiği anlamların aynı olmamasına” vücûh denilmektedir.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

39. Mukatta’a harfl eri Kur’an-ı Kerim’de 29 sûrenin başın-

da yer almaktadır. Bu harfl erin tek bir harften ibaret olanla-

rı olduğu gibi, iki, üç, dört veya beş harften meydana gelen

şekilleri de vardır (Nûn, Kâf, Yâsîn, Elîf Lâm Râ, Elîf Lâm

Mîm Râ, Hâ Mîm ‘Ayn Sîn Kâf, Kâf Hâ Yâ ‘Ayın Sâd gibi).

Kur’an-ı Kerim’in sûre başlarında yer alan bu harfl erin tama-

mı 14 farklı harf olup 14 ayrı şekil altında görünmektedirler.

Mukatta’a harfl eriyle başlayan sûrelerin 27’si Mekkî, ikisi de

Medenî’dir. Bakara ve Âl-i İmrân sûreleri Medine’de, diğerle-

ri ise Mekke’de nazil olan sûrelerdir.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

Page 15: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

40. İslam eğitim tarihinde Nizamülmülk tarafından Bağdat’ta

kurulan sistemli medreselerden önce İslam dünyasında eği-

tim ve öğretim faaliyetleri başta Mescid/camiler olmak üze-

re Küttâblar, kitapçı dükkânları, bâdiye/çöl, ulema evleri, ilim

ve edeb meclisleri ve Beytü’l-Hikme gibi tercüme kurumları

ve kütüphanelerde yapılmıştır. Dâru’l-Huffâzlar ise medrese

sonrası dönemde açılmış ihtisas medreselerindendir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

41. Günümüzde dini, araştırma konusu edinen, özellikle din

psikolojisi ve din sosyolojisi gibi, sosyal bilim alanlarında dinin

beş farklı boyutta kendini gösterdiği kabul edilmektedir. Bun-

lar: a) İnanç boyutu b) Uygulama boyutu (ibadetler, ritüeller) c)

Bilgi boyutu d) Dini tecrübe boyutu ve e) Etki boyutudur.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

42. Tasavvufun başlangıçtan itibaren birçok tanımları yapıl-

mıştır. Genelde Kur’an ve sünnet merkeze alınarak yapılan

tanımlardan bazıları şunlardır: Tasavvuf zühddür. Tasavvuf

güzel ahlaktır. Tasavvuf tasfi yedir, kalp temizliğidir. Tasavvuf

tezkiyedir; nefs ile mücâhededir. Tasavvuf, kitap ve sünnete

sarılmak ve edebe riâyettir. Tasavvuf İslamî ruh hayatıdır.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

43. İfrat ve Tefrit İslam ve klasik felsefi ahlakta erdemsiz-

lik olarak kabul edilen ve aşırılıkları ifade etmede kullanılan

kavramlardır. İfrat, herhangi bir konuda çok ileri gitme, ölçü-

yü aşma, aşırı davranma manasına gelir. Tefrit ise herhangi

bir konuda geri kalma, yeterli ölçüde olmama durumudur. Ör-

neğin çok uyumak ifrat, çok az uyumak tefrittir. İslam dininde

ifrat ve tefritin yeri yoktur. İslam orta yolda olmayı emreder.

Bir hadiste “İşlerin hayırlısı vasat olanıdır.” buyrulur.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

Page 16: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

44. Erdal Öğretmen’in öğrencilerinin karar verme yetileri-

ni geliştirerek din ve ahlakla ilgili karşılaştıkları problemle-

ri üst düzey bilişsel fonksiyonları kullanarak çözmelerini he-

defl emesi ifadeleri problem çözme becerisinin özellikleridir.

Bu beceriyi kazandırmak için Erdal Öğretmen din derslerin-

de problemi fark etme, problemi tanımlama ve sınırlandırma,

problemin çözümüne yönelik hipotezler ortaya koyma, hipo-

tezleri test etmek için veri ve kaynak araştırması yapma ve

hipotezleri test etme ve çözüme varma aşamalarını izlemesi

gerekir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

45. A, B, C ve D seçeneklerinde verilen ifadeler dua ede-

bilme becerisiyle ilgilidir. Ancak bu becerisiyle ilgili en temel

ilke, istediği dilde her zaman ve her yerde dua edebileceği-

dir. Bu ilke, dua öğretiminde öğrenciye kazandırılması gere-

ken en temel ilkedir.

Doğru yanıt “E” seçeneğidir.

46. Karakter eğitiminde öğrencilere sözlü törel ölçülerin an-

latılması, buna ilişkin kitaplar okutulması, alıştırmalar yapıl-

ması ve bazı kalıpların verilmesi de önemlidir. Ancak kar-

şılaştığı törel/ahlaki sorunlarında öğrenciye kılavuzluk yap-

mak, karakter eğitimindeki en etkili yoldur. Diğer seçenekler

de etkili olabilir. Fakat etkisi öğrencinin yaşadığı bir problem

üzerinde konuşup onlara rehberlik etmek kadar etkili değildir.

Çünkü karakter eğitimi sadece bilişsel bir süreç değildir.

Doğru yanıt “D” seçeneğidir.

47. Piaget’ye göre Filiz ahlaki gerçekçilik dönemindedir. Bu

dönemde olan bireyler olayın altındaki niyetleri ve genel ilke-

leri yorumlayamazlar. Sadece dışsal somut gerçekliğe odak-

lanırlar. Filiz’in cevaplandırılan soru ile cezanın doğru orantı-

lı olması konusundaki vurgusu bununla ilgilidir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.

Page 17: 2018 Dijital 05 oabt Din tg cozum kit - Uzman Kariyer...anlamda ibadetin zikir, fi kir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin zikir boyutu, Allah inancını zihinde

48. Beyin fırtınası tekniği uygulanırken süreç sonuna kadar

ortaya çıkan fi kirler ve öneriler konusunda değerlendirme ya-

pılmaz. Çünkü değerlendirme yapılması öğrencilerin yaratıcı

fi kirler bulmasını engelleyeceği için değerlendirme kısmı sü-

recin sonunda yapılır. Dolayısıyla beyin fırtınası uygulanır-

ken dersin başlangıcında öğrencilerin birbirlerini değerlendir-

mesi gibi bir tutum ve davranış bu teknikle uyuşmaz ve uy-

gun değildir.

Doğru yanıt “A” seçeneğidir.

49. Soru-cevap yöntemi daha çok öğretmenin bir konunun

tekrarını sağlama, öğrenme düzeyini belirleme gibi amaç-

larla kullanılır. Tekniği etkili kullanmak için sorular aşamalı-

lık ilkesine uygun, kolaydan zora, basitten karmaşığa doğru

bir düzen içinde hazırlanmalı ve öğrencilerin sahip oldukla-

rı hazırbulunuşluk düzeyleri dikkate alınmalıdır. Bu sebeple

Sinem Öğretmen öğrencilerin hazırbulunuşluklarını dikkate

alarak kolaydan zora, basitten karmaşığa doğru soruları sor-

maya dikkat etmelidir.

Doğru yanıt “C” seçeneğidir.

50. Metin Öğretmen, öğrenci takımları başarı grupları tek-

niğini kullanmıştır. Bu teknikte sınıfta önce heterojen grup-

lar oluşturulur ve öğretmen konuyu sunar. Daha sonra takım

üyeleri konuyu birbirlerine öğretirler. Tüm gruplar öğrenene

kadar çalışma sürer. Takım üyeleri bireysel olarak sınava gi-

rer ve her üyenin aldığı ilerleme puanına göre takım puanı

hesaplanır. En çok ilerleme kaydeden takım ödüllendirilir.

Doğru yanıt “B” seçeneğidir.