2009 27 Eylül

66

Transcript of 2009 27 Eylül

Page 1: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 1/65

Page 2: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 2/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 1

KAPAK

TÜRKYE

YAZILARIYLA

DOU PERNÇEK 2 • HKMET ÇÇEK 30HÜSEYN MACT YUSUF 35 • YILDIRIM KOÇ 36ARSLAN BAER KAFAOLU 47 • FKRET OTYAM 56ULE PERNÇEK 62 • ÖNEY OLCAYTU 63MECT ÜNAL 64

İÇİNDEKİLER

Neyi ispat etmek istiyorsunuz?KÜRTLER BU VATAN ÇN SAVAMADI MI! 5

ORG. LKER BABU:Temel sorunumuz halk aalardan kurtarmaktr 102004’TEK ANLAMA KIBRIS AÇILIMIYLA YENDEN SAHNEDETayyip Erdoan-Mehmet Ali TalatKKTC’nin bitirilmesinde anlat! 12ALMAN NEUES DEUTSCHLAND GAZETESNN DDASI:Pentagon’un plan Türkiye’ye mobil füze kalkan 14BR AYLIK URAA RAMEN, OBAMA RANDEVU VERMEDTayyip Erdoan’a BOP Ebakan muamelesi 17ISMARLAMA PROJELERN YANDA STK’LARIAKP “açlmlar” için hep ayn örgütlerle görüüyor 18

AÇILIMLARIN LK ADIMLARI EKM’DEAKP, Ermenistan tavizine TBMM onay istiyor 19MAHKEMEYE DLEKÇE GÖNDERENLER HER GEÇEN GÜN ARTIYOR‘Beni de aln’ diyen aydnlar Silivri’de 20ERGENEKON SAVCILARINI KORUMAK ÇN YEN TAKTKAdalet Bakanl’ndan ‘Güz Kararnamesi’ öncesi ayak oyunu 23EMNYET GENEL MÜDÜR YRD. EMN ARSLAN AYDINLIK’A KONUTU:Nasrna bastklarma bakn! 24ARKASI GELECEK!‘Suriye vizesi’ Avrasyacln zaferidir! 26FORUM / MEHMET AL GÜLLEROrtadou Birlii mi, Bat Asya Topluluu mu? 28

SEL GTT, ENKAZI DURUYORHükümet selzedeleri kaderine terk etti 34ÖZEL SEKTÖRÜ DE ETKLENECEKKatlm paynda fatura hastaya 37FORUM / SMET GÖRGÜLÜ20 Ekim’i Gençlie Hitabe Günü yapalm! 38

EKONOM / EMEK

DÜNYA

ALMANYA MLLYETÇ PARTS YNE SAHNEDE…Almanya seçimlerinde Türklere kar rkçlk 48ABD ‘EGEMEN GÜÇ’ MAJINI YTRYORgal politikas ie yaramad srada ‘ibirlii’ var 50HONDURAS’TA DARBECLER ÇIKMAZDAManuel Zelaya ülkesine döndü 51

Ayd›nl›k Yerel Haftal›k Haber Yorum Dergisi 27 EYLÜL 2009 Say›: 1158

Sahibi: GÜNEY REKLAMCILIK YAYINCILIK MATBAACILIKORGANZASYON SANAY ve TCARET LMTED RKET

Sorumlu Müdür: Z. Ruhsar enolu

Genel Yayn Yönetmeni: Deniz YldrmYazileri Müdürü: Özlem Konur UstaHaber Aratrma: Hikmet ÇiçekAnkara Temsilcisi: Fikret Akfratçi-Sendika: Esin Ergenç Turhan Ekonomi: Z. Ruhsar enoluD Haberler: Merve Aksuna Yurt Haberler: Emine DölekAriv : Ercan Dolapç Fotoraf : Alpay TuluDatm-Abone: Ergin OnaySayfa Tasarm: Melih Yldrm - Mahmut enTeknik Sorumlu: Mutlu Selçuk

BÜROLARstanbul: Gizem Erturul Koç, Ufuk Akkaya, Serkan Koç,Meral Akkaya, Veli Sivasl, Sare Bakolu, Seza Özdemir,Önder Öztürk, Hakan Eröz, Naci Eri, Didem Öztürk,Can Karadut, Anl TanercanAnkara: Levent Ak, Murat Arsoy, Umut Albayrak, Can Özçelik,Bülent Akbua, Sabri Kara, Murat Karabulut, Didem Özderzmir: Teoman Alver, Hayati Özcan, Ali Karlayan, Belma Yücel, enol CarkAdana: Erkan imekAntalya: Devrim Akn Karasoy Burdur: Fatih ÖzcanÇanakkale: Zuhat Yoku Hatay: Hüseyin Güler, Mansur ErkIsparta: Bora Tüfekli Kayseri: Ekrem Demir

Kahramanmara: Cafer Sincer Krkkale: Hasan ensesMersin: Yusuf Çelik Mu: Cevat Dani Ordu: Namk CanikSamsun: Srr Turan Siirt: Haydar Evin Sivas: Hakan SertanTokat: Ali Yönel Zonguldak: Nazm Ayarolu Avrupa: Ali Mercan

ADRES VE TELEFONLAR

Yönetim Yeri: Alemdar Mah. Divanyolu CaddesiErçevik han No: 54/311Sultanahmet, Eminönü-STANBUL Tel: (0212) 520 04 94E-posta:[email protected]://www.aydinlik.com.trOFSET HAZIRLIK VE DAITIM ORGANZASYONToros Yaynclk Yapmclk Matbaaclk Reklamclk ve TurizmOrganizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. ti. Tel ve Faks: (0212) 251 51 22stiklal Caddesi, Deva Çkmaz 7/3 Beyolu- stanbulAnkara: Tel: (0312) 229 52 52 Faks: (0312) 229 15 20zmir: Tel: (0232) 445 27 26 Faks: (0232) 445 46 64Mersin: Kuvayi Milliye Cad. Akel merkezi K.4 No: 63 (0324) 3364550Adana: Fevzi Çnar Tel: (0532) 467 43 27Almanya: Eylem Demirel Boral-Frankenallee 39, 60327-Frankfurt/MTel: 0049-69736253 Faks: 0049-6975009310Cep: 0049-1788547974 e-posta: [email protected]: Musa Ballkaya

Tel: 0044 2085213525 Faks: 0044 2085093069 Cep: 0044 7961953300Azerbaycan: Agil Alesger Tel: 0099 412 409 66 65Basld Yer: Rotamat Basn Yayn Limited irketiTurgut Özal Cad. No: 117/B Çelik-Yenal Endüstri Merkezikitelli-STANBUL

DAITIM: Turkuvaz Datm Pazarlama A

ABONE KOULLARI

Yurtd abone:

Almanya; A. Aslandoan, Postbank Essen 837 839 437, BLZ: 36010043

Hollanda; Av. Mahir Önel

Tel: 0031640184484

sviçre; Gülay Snac Tel: 0041 32 724 58 54

Cep Tel: 0041 76 302 39 51

e-posta: [email protected], [email protected]

Banque cantonale neuchâteloise, compte no 1003.00.73.3

ABONE BEDEL

6 Aylk Yllk

TÜRKYE 90 180 TL

AVRUPA 70 125 Euro

SVÇRE 120 230 Fr.

ABD VE UZAKDOU 75 150 Euro

AVRUPA SATI FYATI: Avrupa 2.5 Euro, sviçre 5 Fr.

Aydnlk’ta yaymlanan yazlarn iktibas hakk sakldr.

ISSN 1301-6579 Ayd›nl›k Bas›n Meslek ‹lkelerine uymay› taahhüt eder

letiim/Abone Tel-faks: (0212) 251 51 22 e-posta: [email protected]

SZ ÇNN EVNDE BAYRAMEvlerinde bir tek ‘eker’ bayram hatrlatyor 42ANKARA’YA YÜRÜYEN KENT A ÇLERYLE UAK’TA BR GÜN…

Genel- Baykal’dan çözüm bekliyor 44

TOPLUMYEN DÖNEMDE ÜÇ VAZGEÇLMEZ DERS TIRPANLANDIMEB: Resim, müzik ve beden eitimine gerek yok! 54

KÜLTÜR / SANATSKELEMZE YANAMAKTA OLAN MÜZK, AKDENZ’E AÇILACAKTIR…skelede ‘Akdeniz’ yolcusu kalmasn! 58

HALUK ÇETN’LE R VE MÜZK ÜZERNE…‘airlerin Müzisyeni’ ilk solo albümünü çkard 59

SPOR  / PERDE ARKASIYldrm Daum’a neden randevu vermiyor! 60

Page 3: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 3/65

2 G Ayd›nl›kG 27 EYLÜL 2009

Son zamanlarda, Doğu halkının,özellikle Kürtlerin Kurtuluş Savaşı’nakatılmadığı yargısını ispatlama gayret-

lerine rastlanıyor. Bu görüşü öne sü-renler arasında değerli yazarlarımız vesiyasetçilerimiz de var. Oysa halkın ka-tılmasının da ötesinde, Kurtuluş Sa-vaşı’nın stratejisi, öncelikle Doğu böl-gemize ve Doğu halkımıza dayanmaküzerine kurulmuştu.

Doğu’da dayanak yaratarakbütün vatanı kurtarma stratejisi, Mustafa Kemal Paşa’nın ka-fasında daha Cihan Savaşı yıllarında oluşmaya başlamıştı.Mondros Ateşkesi’nden sonra İstanbul’da geçen Altı Ay için-de karara dönüştü, uygulandı ve zafere ulaştı.

O Altı Ay’da bu stratejiye ilişkin tartışmaları ilerde, değer-li öncü aydınlarımızdan Alev Coşkun’un kitabı bağlamındaayrıca ele alacağız.

NİÇİN KONYA DEĞİL DE ERZURUM?

Bir soruyla başlayalım:Mustafa Kemal, Samsun’a çıktıktan

sonra, Millî Mücadeleyi örgütleme çalışma-sında, öncelikle niçin Konya’ya, Kayseri’ye,Yozgat’a, Eskişehir’e, Aydın’a, Antalya’ya,Mersin’e vb değil de, Erzurum’a ve dahasonra Sivas’a yönelmiştir?

Bu sorunun cevabı, Doğu’ya dayanarakbütün vatanı kurtarma planındadır.

Bu planı belirleyen üç olgu bulunuyordu:Birincisi, dayanılacak özgücü birleştir-

mekle ilgilidir; Türk-Kürt birliğini yaratmaişine Doğu’dan başlanması gerekiyordu.

İkincisi, düşmanın durumuyla ilgilidir; ül-kenin batısı ve kıyıları esas olarak yabancıdevletlerin işgali altındadır.

Üçüncüsü, dostun konumuyla ilgilidir;Sovyetler Doğu’dadır. Bolşeviklerin yönettiğiSovyet Rusya ile aradaki İngiliz işbirlikçisiMenşevik yönetimleri bertaraf ederek bağ-lantı kurmak ve Doğu’da sağlam bir cephegerisi yaratmak öncelikli bir meseleydi.

MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN FORMÜLÜ

Mustafa Kemal, Millî Hareketin Doğu’da dayanak yarat-ma stratejisini, Enver Paşa’ya yazdığı 4 Ekim 1920 günlümektupta açıkça belirtmiştir:

“Ankara Hükümeti (...) Doğuda bir istinat [dayanak] nok-tası sağlanması lüzumuna kanaat getirmiş olduğundan, Bolş-evik Rusya Cumhuriyeti ile ortak maksadın sağlanmasına aitbir anlaşma akdine teşebbüs etmiş, (...) bu teşebbüste başarınoktasına yaklaşmış bulunuyor.”1

Bu stratejik planın ilk kıvılcımlarının, Atatürk’ün beyninde,daha Birinci Dünya Savaşı yıllarında çaktığı görülüyor. 1916yılı sonlarında Silvan’da Kürt ileri gelenlerinden birine şu so-ruyu yöneltmiştir:

“Mehmet Bey, bir gün bu taraflara gelirsem Hazro dağla-rı beni saklar mı?”2

DOĞU VİLAYETLERİNE KUMANDA YETKİSİNİN SIRRI

Öncelikle Doğu’da dayanak yaratma planı, Millî Mücade-le önderlerinin Anadolu’ya geçmelerinden önce, 11 Nisan1919 günü Mustafa Kemal Paşa’nın Şişli’deki evinde, KâzımPaşa (Karabekir) ile buluşmasında “mahrem” olarak görü-şülmüştür.

Kâzım Paşa, Mustafa Kemal‘e şunları söylediğini belirtir:“Derhal Anadolu’ya ordu başına geliniz. Hem de doğuya;

milletin kurtuluş anahtarı Doğu’dur. Orda her şey mümkün-dür. Ordu da kuvvetlidir, halk da beraber gider. Ben kesin ka-rarımı verdim. Planım basittir. Millî bir hükümet teşkili veDoğu Vilâyetlerini istilaya hazırlanan Ermenistan’ı, bize güzelbir barış rehinesi olarak elde tutmak, sonra hâdiselere görebatıya dönmektir.”

Mustafa Kemal Paşa, bu plana, Kâzım Paşa’nın anlattığı-

na göre, “Bu da bir fikirdir, durum günden güne size hak ver-diriyor” diye cevap vermiştir.3

Oysa Atatürk, İstanbul’da tayinini yaptırır-ken, Doğu’da dayanak yaratma fikrinde ol-duğunu belirtir. Genelkurmay İkinci BaşkanıDiyarbakırlı Kâzım (İnanç) Paşa’dan, Doğu vi-lâyetlerinde komuta yetkisi içeren bir talimat-name yazmasını istemiştir:

“İstediğim bir madde, Samsun’dan başla-yarak, bütün Doğu vilâyetlerinde bulunankuvvetlerin kumandanı olmaklığım ve bukuvvetlerin bulunduğu vilâyetler valilerine

doğrudan doğruya emir verebilmekliğimdi.”4

“DOĞU HALKI BİRLİK VE FEDAKÂRLIKLÜZUMUNUEN ÖNCE TAKDİR EDİYOR”

Nitekim Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşıpratiği, Samsun’a ilk adımın atılmasından iti-baren Doğu’da dayanak yaratmaya yönelik-tir. Bu pratiğin dayandığı saptamaları, BüyükDevrimci Önder, 16 Haziran 1919 günü Erzu-rum’da Kolordu Komutanı Kâzım KarabekirPaşa’ya yolladığı şifrede şöyle özetlemiştir:

“Doğu vilâyetleri halkı, (…) birlik ve feda-

kârlık lüzumunu en önce takdir ettikleri ifti-harla görülmektedir. Fakat Anadolu’nun öteki tarafları böyledeğildir. (…) Merkezi hükümetin adeta esir vaziyette olması,payitahtın kuvvetli bir askeri işgal altında bulunması hasebiy-le milletin mukadderatının yine millet iradesiyle hallini zarurikıldığı zatıâlilerince teslim edilmiştir. Bu sebeple ben Kürtleride bir öz kardeş olarak ağuşumuza (bağrımıza) katıp tekmilmilleti bir nokta etrafında birleştirmek ve bunu dünyaya Mü-dafaai Hukuku Milliye cemiyetleri vasıtasıyla göstermek kararve azmindeyim.”5

Doğu halkının mücadeleye daha hazır olduğu, Türk veKürdü birleştirme zorunluluğu, Doğu vilâyetlerindeki örgüt-

lenme durumu, İstanbul’un işgal altında bulunması, bütünbu gerçekler; Millî Mücadele için öncelikle Doğu’da bir daya-nak oluşturulmasını gerekli kılıyordu.

Kâzım Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkmasınaçok sevinir ve Millî Mücadele önderliğinin stratejik planınışöyle belirtir:

‘Şarkta istinat yaratarak İzmir’i kurtarmak’

BAŞYAZI

DOĞU PERİNÇEK

M “Dou vilâyetleri

halknn birlik ve

fedakârlk lüzumunu en

önce takdir ettikleri

iftiharla görülmektedir.

Fakat Anadolu’nun öteki

taraflar böyle deildir.

Bu sebeple ben Kürtleri

de bir öz karde olarak

auumuza (barmza)

katp tekmil milleti bir

nokta etrafnda

birletirmek karar ve

azmindeyim.” L

Page 4: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 4/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›kG 3

“Bir kere Erzurum Kongresi’nde bir dayanak, bir hareketnoktası tesisinden sonra teşkilâtça, kuvvetçe, maddî, mânevî heybetli bir çığ gibi batıya yuvarlanmak kolaydı ve doğu za-ferine dayanarak İzmir’i de kurtarmak mümkün bir emel olur-du.”6

SİVAS’TA TOPLANAMAYAN KONGRE

ERZURUM’DA TOPLANDI

Bilindiği gibi, başlangıçta Kongre yeri olarak Sivas uygungörülmüştü. Müdafaai Hukuk Cemiyetleri’nin Millî Kongresi,10 Temmuz 1919 günü Sivas’ta toplanacaktı. Atatürk, 2 Ha-ziran 1919 günlü genelgesinde ve 21-22 Haziran 1919 tarih-li Amasya Genelgesi’nde bu kararı bildirmişti.7 Ancak Musta-fa Kemal Paşa’nın Sivas’ta tutuklanması için, bizzat DahiliyeNâzırı Ali Kemal Bey uğraşmaktadır. Gerçi Mustafa Kemal,tertibi boşa çıkarır ve Sivas’ta törenle karşılanır. Ancak 27-28Haziran 1919 gecesini hiç uyumadan geçirir ve hemen osabah Erzurum’a hareket eder.8

Kemalist önderliğin güveneceği dayanak, başlangıçta Si-

vas’ın bile doğusundadır. Millî Mücadelede ilk örgütlenme vehareketlenmeler, Doğu’da başlamıştır. Bölge halkı, ellerinde-ki silahlarla Kuvayı Milliye grupları oluşturmuştu.9 Şehir vekasabalarda Millî Şûralar örgütlendi. 5 Kasım1918’de Kars’ta İslam Şûrası toplandı. 18Ocak 1919’da Kars, Ardahan ve Batum’dangelen delegelerin bir araya geldiği Kars Kon-gresi’nde, “Cenubî Garbî Kafkas HükümetiMuvakkatei Milliyesi” (Güneybatı Kafkas Ge-çici Millî Hükümeti) adı altında bir hükümetkuruldu. 12 Nisan’da İngilizlerin saldırısınauğrayan Cihangiroğlu İbrahim hükümetininüyeleri Malta’ya sürüldü. 7 Ocak 1919’da Ar-dahan, Ahıska, Kağızman, Oltu ve Akbabadelegelerinin katıldığı Ardahan Kongresi top-landı. Bölge, tek yönetim altında birleştirildi.7 Mayıs’ta Oltu’da Şûra (Sovyet) Hükümetikuruldu ve İngilizlerin saldırısıyla karşılaştı. İn-gilizlerin Kars’ı işgali üzerine teşkilatlanmanınmerkezi Erzurum’a geçti.10 6 Mart 1919günü Vilayeti Şarkiye Müdafaai Hukuku Milli-ye Cemiyeti (VŞMHMC)‘nin Erzurum şubesiaçıldı. Özetleyecek olursak, Doğu’da dayanakyaratmak için gerekli birikim, 1919 yılının ilkaylarında oluşmuştu.

Millî Hareketin önce Doğu’da geliştiğini, Müdafaai HukukCemiyeti’nin ilk önderlerinden Cevat Dursunoğlu da saptar.Atatürk, durumu ve ilerisini görmüş ve “memleketin birçokyerlerinde başlayan millî hareketler arasında Erzurum’u seçe-rek” oradaki hareketin başına geçmiştir.11

Kemalist önderliğin Doğu’da bir dayanak yaratma çaba-larını, yabancı devletler de görmüşlerdir. 30 Ekim 1919 tarih-li bir Fransız raporunda “Kemalist kurmayın, Kürdistan soru-nuna Ermenistan ve İzmir’in işgalinden daha fazla önem ver-diği” belirlenmektedir.12 Bu saptama, çok önemlidir. Türk veKürtlerin birliği, İzmir’i kurtarmanın koşulu olarak görülmüş-tür.

Türkiye’nin millî devriminin Türk ve Kürt kitlesinin birbiri-ne karıştığı bölgede başladığı, yabancı araştırmacıların dadikkatinden kaçmamıştır.13

ANADOLU’DA HÜKÜMET KURMA DOĞU’DAN BAŞLADI

Doğu Anadolu’da bir dayanak yaratılarak Türk ve Kürdü

birleştirmenin kilit görev olduğunu, Mustafa Kemal ve arka-daşları saptamış, Erzurum Müdafaai Hukuk Cemiyeti MerkezHeyeti de bu konuyu görüşmüş ve tutanakla belirlemiştir.14

Millî Mücadelenin Anadolu’da bir hükümet kurmaya yö-nelik ilk örgütlenmesi, Erzurum’da yapılan Şark VilâyetleriMüdafaai Hukuk Cemiyeti (ŞVMHC) Kongresi’dir. Cemiyet,

bu kongrede, Şarkî Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti(ŞAMHC) adını almıştır.Kongre, kabul ettiği Nizamname’nin 4. maddesinde, Os-

manlı hükümetinin büyük devletlerin baskısıyla Doğu’yu“terk ve ihmal zorunluluğunda” kalması halinde, Doğu Ana-dolu’da bir “geçici idare” oluşturulmasını kararlaştırmıştır. Bugeçici idare, “mülki ve askeri” bütün kamu kurumlarının yö-netimini üstlenecek ve kanunları uygulayacaktır.15

Görüldüğü gibi, Doğu’da bir dayanak yaratma planı, bellikoşullarda Doğu Vilâyetlerini kapsayan bir hükümet oluştur-ma kararına kadar varmıştır. Atatürk, Anadolu’da bir Millî Teşkilat yaratma ve hükümet oluşturma fikrini, daha Haziranayında Amasya’da yapılan gizli Komutanlar Toplantısına ge-

tirmişti. Bu görüş hemen kabul görmese bile, hayat milletinbütün kaynaklarını seferber edecek devrimci bir iktidar yara-tılmasını dayatmıştır. Bunun sonucu Erzurum Kongresi’nin

seçtiği Heyeti Temsiliye, İstanbul hükümeti-ne rakip bir hükümet işlevi yüklendi.

Sivas Kongresi, bu fiili duruma hukukilikkazandıracaktır. Anadolu ve Rumeli Müda-faai Hukuk Cemiyetleri’nin temsil edildiği,ulusal çaptaki Sivas Kongresi’nde HeyetiTemsiliye’ye Batı vilâyetlerinden altı kişi ekle-nir. Mustafa Kemal Paşa, 20 Eylül 1919günü Kâzım Karabekir Paşa’ya çektiği telde,

Heyeti Temsiliye’deki Doğu ağırlığını şöyleifade eder:“Bugün Anadolu ve Rumeli Müdafaai

Hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi genişadını alan Heyeti Temsiliye, Erzurum Kon-gresi’nde seçilen Heyeti Temsiliye’den başkabir şey değildir. Batı Anadolu fedakârlık ede-rek, Doğu Anadolu’nun Heyeti Temsiliye-si’ne güvenini bildirmiş, Millî Hareket onauymayı tam bir içtenlikle kabul eylemiştir.Yüksek mâlûmunuzdur ki Doğu AnadoluHeyeti Temsiliyesi’nin adedi on altı kişidir.Batı Anadolu delegeleri içinden altı kişi alın-

mıştır.”16

MUSTAFA KEMAL PAŞA ERZURUM NÜFUS KÜTÜĞÜNDE

Millî Mücadelenin uygulanan planı gereği, Mustafa KemalPaşa’nın kendisi de, deyim yerindeyse Doğululaşmış ve Erzu-rum nüfusuna kaydolmuştur.17 Doğu İlleri Erzurum Kongre-si’ne Erzurum delegesi olarak katılmıştır. İlerde Büyük Nu-tuk’ta Erzurum halkından “Bana kucak açan” diye söz ede-cektir.18 Yine Mustafa Kemal Paşa, Doğu İlleri Heyeti Temsi-liyesi’ne seçilmiş ve başkan olmuştur. Mustafa Kemal Paşa,ulusal düzlemdeki Sivas Kongresi’ne “Doğu Anadolu adına”katılmıştır. Nutuk’ta Sivas Kongresi’ni anlatırken, Kongre’nin

başında “şöyle bir belge yazdım” der:“Yukarda adları yazılı kişiler Doğu Anadolu adına SivasKongresi’nde bulunmak üzere Erzurum Kongresi’nce görev-lendirilmişlerdir.”19

Mustafa Kemal, Meclisi Mebusan’a da Erzurum Mebususeçilmiştir. Ancak toplantılara katılmamıştır.20

M “Ankara Hükümeti

Dou’da bir istinat

noktas salanmas

lüzumuna kanaat

getirmi olduundan,

Bolevik RusyaCumhuriyeti ile ortak

maksadn salanmasna

ait bir anlama

teebbüsünde baar

noktasna yaklam

bulunuyor.” L

Page 5: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 5/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›kG 4

Mustafa Kemal, Meclis’in İstanbul’da değil, Anadolu’datoplanmasında ısrar eder. Bu tutum da Anadolu’da oluşturu-lan dayanağı terk etmemek anlamını taşımaktadır ve stratejikplana uygundur. Nitekim Mustafa Kemal Paşa haklı çıkar. 16Mart 1919 günü Meclisi Mebusan İngiliz işgalcilerinin müda-halesiyle kapatılır.

Daha önce 27 Aralık 1920 günü Mustafa Kemal, Anka-ra’ya gelmiştir. Batı‘dan gelen düşman saldırısına karşı, Doğubu kez sağlam cephe gerisi işlevini üstlenir. Aradaki Azerbay-can, Gürcistan ve Ermenistan Menşevik hükümetleri temizle-nerek, Doğu’da Sovyet yönetimiyle Devrimci Türkiye arasın-daki bağlantı kurulur. Arkasından Antep Urfa Maraş cephe-sindeki direniş ve Fransa ile yapılan Ankara Anlaşması gelir.Böylece, Millî Hareket, birkaç cephede savaşma sorunundankurtulur ve Doğu’yu tamamen sağlama alarak yüzünü Batı‘yadöner.21

“DERSİM DAĞLARI BİZİ SAKLAR MI”

İşte bu koşullarda, Yunan orduları gelip Polatlı‘ya dayan-dığı zaman, Meclis, Doğu’ya taşınmayı tartışacaktır. MustafaKemal ise, anlaşılan daha olumsuz gelişmeler olabileceğini dehesaba katarak, Dersim Mebusu Diyab Ağa’ya Dersim dağla-rı ve mağaralarında mücadeleyi sürdürmeşartları olup olmadığını soracaktır.22

Devrim, Batı‘dan gelen saldırıya karşı,Doğu’yu gereğinde geri çekilecek bir alanolarak görmektedir.

30 Ağustos 1922 zaferi ve arkasından 9Eylül günü İzmir’e giren Millî Ordu, KurtuluşSavaşı‘nın başında saptanan, Doğu’da birdayanak yaratarak bütün vatanı ve İzmir’i

kurtarma planının gerçekçi olduğunu kanıt-lamıştır.

BİZ TOPRAK İÇİN DEĞİLKAYALAR UĞRUNA ŞEHİT OLDUK

Biz Kemaliyeliler, Sakarya savaşı öncesin-de Mustafa Kemal Paşa’ya çektiğimiz tel-grafla övünürüz: “Dayanın 500 atlıyla geli-yoruz.”

Gazi Paşa, Eğinlilere bu kararlı tutumlarınedeniyle 1922 yılında bir Hükümet Karar-namesiyle kendi adını vermişti. Atatürk’ünadını taşırız.

Kemaliyeli yerdeşlerime şunu söylemişim-dir: “Herkes toprak için şehit düşer. Biz kayalar için.”

Bizim Kemaliye’de toprak pek bulunmaz; kayalar üzerineyapılan sekilere avuç avuç toprak emekle serilmiştir. Her tarafdağ ve taştır. Ama o taşların üzerine köylerimizde 40 odalıkonaklar yapmışızdır.

Biz bunları konuşurken, hiç unutmam Sırakonak KöyüMuhtarı Mehmet Karagöz söz aldı ve şunları söyledi:

“Perinçek haklı. Kayalar uğruna savaşanlar, toprak uğru-na savaşanlardan daha fedakâr oluyor. Bizim Sırakonak kö-yünden 93 Harbi’ne 54 delikanlı gitmiş, ancak sekizi geri dö-nebilmiştir.”

Tek bir köyümüzün 93 Harbi’ndeki (1877 Rus Savaşı) şehitsayısı 46’dır. Köyün genç ve orta yaşlı nüfusunun neredeysetamamına yakınıdır. Diğer köylerimiz de öyledir. Ama bunla-rın sözü edilmez, ayıptır. Birinci Dünya Savaşı sonuna gelin-diği zaman, köylerde neredeyse erkek kalmamıştır. Kayalariçin şehit olmak gerekirse, yine de 500 atlıyla yola çıkmaya

hazırdır o fedakâr insanlar.Özdemir İnce dostumuzun Hürriyet’te yayımladığı Kurtu-

luş Savaşı Batı Cephesi şehitleri listesine bakıyorum, Erzincan40 şehit.

Peki bunun Doğu cephesi, Güney cephesi, Birinci CihanSavaşı, 93 Harbi şehitleri?

Daha önemlisi, neyi ispatlamaya çalışıyoruz?Doğuluların bu vatan için daha az fedakârlık yaptıklarını

mı?Doğuluyu hor görerek hangi “zafere” koşuyorlar?Birliğimizi bu anlayışla mı pekiştireceğiz?Hem gerçek değil, hem de günün ihtiyacına uygun değil.Mustafa Kemal Paşa, 16 Haziran 1919 günü ne diyor:“Doğu vilâyetleri halkı, birlik ve fedakârlık lüzumunu en

önce takdir ettikleri iftiharla görülmektedir.”Savaşan ve birleştiren devrimci önderliğin tutumu budur! GDipnotlar(1) Sadi Borak, Atatürk’ün Özel Mektupları, s.181; BTTD, sayı

72, s.5.(2) Silvan Günlüğü, 7 Kasım-24 Aralık 1916’dan aktaran şevket

Beysanoğlu, Atatürk ve Diyarbakır, Diyarbakır, 1981, s.86.(3) Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, I, s.55.

(4) Atatürk’ün Anıları, s.205.(5) Atatürk’ün Bütün Eserleri, II, s.390 vd.(6) Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, s.69.

Doğan Avcıoğlu da, bu planın haklı çıktığını sap-tar.

(7) Nutuk/Söylev, III, s.1232. Belge 26; I, s.42.(8) Aynı eser, I, s.56 vd.(9) Doğu’da Kuvayı Milliye hareketi konusun-

da bilgi için bkz. Abdulhalûk M. Çay-Yaşar Kala-fat, s.20 vd.

(10) Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi DavasıSavunma, Kaynak Yayınları, 4. basım, İstanbul,Mart 1992, s.158 vd.

(11) Dursunoğlu, s.7 vd.(12) Fransız Dışişleri Bakanlığı Arşivi, E-Levant

La Turquie, vol.187, s.181’den aktaran Hasan Yıl-dız, XX. Yüzyıl, s.63.

(13) Robert Olson, The Emergence, s.36.(14) BTTD, sayı 61, s.11.(15) Mahmut Goloğlu, Erzurum Kongresi,

s.188.(16) Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, I,

s.290.(17) Atütürk Haftası Armağanı, No: 6, s.113,

117, 121.(18) Gazi M. Kemal, Nutuk/Söylev, c.II, s.646.(19) Nutuk/Söylev, c.I, s.113.(20) Türk Parlamento Tarihi 1919-1923, III, s.87; Atatürk Hafta-

sı Armağanı, s.117.(21) Nutuk/Söylev, I, s.446 vd.(22) Diyab Ağa’dan aktaran Nuri Dersimi, Kürdistan, s.164. Bu

anlatım, Atatürk’ün görüş ve tutumuna uyuyor. Çünkü birincisi, birhattın değil, fakat vatan sathının (düzeyinin) savunulması gerektiği-ni savaş ilkesi olarak kabul etmişti. İkincisi, Kurtuluş Savaşı sırasında,29 Mayıs 1919 günü Kolordu komutanlarına yazdığı yazıda olsun, 3Temmuz 1920 günü Meclis’in gizli oturumunda yaptığı konuşmadaolsun, silahlı halkı küçük birlikler halinde örgütleyerek “gerilla tarzı

savunmaya”, “Harbi Sagir”e, yani düzensiz küçük birliklerle savaşayöneltme olanakları üzerinde durmuştu (Atatürk’ün Bütün Eserleri,2, s.338, Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, I, s.72; Atatürk, GizliOturumlardaki Konuşmalar, s.74; Selahattin Tansel, III, s.175 vd).

www.doguperincek.infowww.doguperincek.com.tr

M Bizim Kemaliye’de

toprak pek bulunmaz;

her taraf da ve tatr.

Srakonak köyü Muhtar

Mehmet Karagöz unlar

söyledi: Kayalar urunasavaanlar, toprak

uruna savaanlardan

daha fedakâr oluyor.

Bizim köyden 93 Harbi’ne

54 delikanl gitmi,

ancak sekizi geri

dönebilmitir. L

Page 6: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 6/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 5

Erzurum, Sütnian, Yanıkde-re, Aziziye, Sivili, Mah-mutpaa, Gölbaı, Küçük

enyurt, Kargapazar, Tekmezar,

Kopdaı, Hasan Baba, Camiike-bir, Azap, Veli Baba, Beyaz Ta,Tekman, Çarpı, Küllük, Merkez,Kırklar, Arslanpaa, Kale Buza-ı, Karatepe, Çamlıca, Karacao-lan, Kotek, Ali Çavu, Kanlı,Köprüköy, Yapaık, Allahüek-ber, Çiçekli, Tortum, Deirmen-suyu, Idır, Kaızman, Kars, Sa-rıkamı.

Corafya dersi vermiyoruz.Kurtulu Savaımızda Dou ille-

rimizde canlarını verenler, ite buehitliklerde yatıyorlar.Niçin gerekti? Aydınlık, niçin

bu ehitliklerin adını tek tek sayı-yor?

Basında ve televizyonlarda,Kürt kökenli vatandalarımızınKurtulu Savaı’nda savamadık-ları öne sürülür oldu. Özdemirnce, Kurtulu Savaı ehitlerimi-

zin illere göre daılımını yazdı(Hürriyet, 28 Austos 2009).Hak ve Eitlik Partisi Genel Ba-kanı E. Tümg. Osman Pamuko-

lu, Haber Türk televizyonunda,u açıklamayı yaptı: “Kürtler Ça-nakkale’de savamadı. Yan yanaçarpıtıımız bir yalandır.” (Bal-çiçek Pamir’in programı, 14Eylül 2009)

İNTERNET SAFSATALARI

Bunların yanında internettede bazı kıkırtıcı yazılar dolaı-yor. Bunlardan birinin altındaPosta Gazetesinin Ankara temsil-

cisi Hakan Çelik’in imzası var.“Bir Türk olarak soruyorum:Kürtler bu ülkeye bugüne kadarne vermitir?” diye balayan yazıözetle; Kürtlerin bu ülkeye olum-lu anlamda hiçbir katkılarınınolmadıını, tam tersine bütünolumsuzlukların Kürtlerden kay-naklandıını iddia” ediyor.Hakan Çelik bir açıklama yaptı

ve söz konusu yazı ile bir ilgisi-nin olmadıını söyledi.

Gene nternette dolaan birbaka yazı ise, Kurtulu Savaın-da Kürtlerin ve Türklerin birliktesavatıkları iddiasının bir “efsa-ne” olduunu ve gerçek olmadı-ını söylüyor.

Bu görüün kanıtı olarak iseÇanakkale savaında ve KurtuluSavaının Batı Cephesinde ehit-lerin illere göre daılımını göste-

ren tablolar veriliyor. Batı’danrastgele alınan be il ile Dou veGüneydou’dan alınan be ile aitrakamlar yan yana konuyor vearadaki farka iaret edilerek usöyleniyor:

“Görüldüü üzere KurtuluSavaında Kürtler yoktur. Dolay-sıyla Kürtler daha en baındanberi bu ülkeye yabancı olan vekarısında olan unsurlardır.”

İSMET PAŞA’NIN CEVABI

Lozan’da da ngiliz emperya-listleri benzer iddialarda bulun-mular ve smet Paa onlara ucevabı vermiti:

“Son savalarda Kürtlerinkötü dövümü olduklarının söy-lenmesine gelince, Türk TemsilciHeyeti, Dünya Savaı’na ve Ba-ımsızlık Savaı’na katılmı Türk

Sivas Kongresisrasnda çekilmibir fotoraf.

NEY SPAT ETMEK STYORSUNUZ?

Kürtler bu vatan için savaşmadı mı!AKP Hükümeti’nin “açlm” tartmalar sorunu “amak” için mi, yoksaTürkiye halknn kendi arasnda binyllardr ördüü birlik an “açmak”için mi gündemde? Bu sorunun kesin ve net yant, son dönemdekitartmalarla günyüzüne çkm durumda. “Kürtler Kurtulu Sava’nakatlmad!” propagandas bu nedenle önem kazanm durumda. Pekigerçek durum nedir? Aydnlk aratrd...

KAPAK

Page 7: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 7/65

Ordusunun bütün komutanları-nın, yurdun kurtuluu için Kürthalkının yaptıı hizmetleri vekatlandıı fedakârlıkları saygı vehayranlıkla belirttiklerini söyle-meyi bir ödev bilmektedir. Özel-likle, Sultan’a ve [imdi] ortadan

kalkmı stanbul hükümetinekarı savata dümanlarımızınsaldırısına uramı Anadolu’nunçeitli cephelerinin savunulma-sında olduu gibi, Yunanlılarıntam bir bozgunuyla sonuçlanansaldırıda, aynı amaca varmak veaynı ülküyü gerçekletirmek içinKürtlerle Türkler tam bir ibirliiiçinde çalımılardır.” (Dou Pe-rinçek, Kemalist Devrim-4 Kur-tulu Savaı’nda Kürt Politikası,

Kaynak Yayınları, Kasım 1999.s. 125)

İZMİR’E İLK GİRENLER

Ama imdi acı olan, yurtseveryazar ve siyasetçilerimizin benzeriddiaları gündeme getirmeleridir.

spatlanmak istenen nedir?Kürtler ve hatta Dou halkı,

bu vatan için savamadıysa, neyikazanmı olacaklar ve hangi so-runu çözmü olacaız?

Oysa gerçek hiç de öyle deil.

Özdemir nce de, yazısındabelirtmi, verdii sayılar, Batıcephesindeki ehitler. Oysa Kur-tulu Savaı, Batı cephesindenibaret deil. Dou Cephesi var,Güney Cephesi var. Dou illeri-mizin katılımı, elbette youn ola-rak Dou ve Güney cephelerindeolmutur. Dahası, bizim stiklalSavaımız, 1914 yılında baladıve 1922’ye kadar sürdü. BirinciDünya Savaı, Türkiye açısından

1922’ye kadar sürdü. Dümanlaraynıydı. 30 Ekim 1918 MondrosAtekesi’nden sonra silahlarınkonumadıı ara bir buçukaydır. Hatay Dörtyol’da ilk kur-un 19 Aralık 1918 günü Fransızemperyalistlerine atılmı ve sava

devam etmitir.Aydınlık, Dou halkımızın ve

Kürtlerimizin Kurtulu Savaı’nakatılımlarını aratırdı.

Yalnız Dou ve Güney cephe-lerinde deil, doal olarak Batıcephesinde de Türk ve Kürt bir-likte savamıtır. Bu gerçei,Dumlupınar dahil birçok ehit-likte, askerlerin anıtlardaki vemezar talarındaki künyelerindegörmek mümkündür.

DERSİM MEBUSU DİYAB AĞA:“BİZ BURAYA KAÇMAYA DEĞİL

SAVAŞMAYA GELDİK”

Düman saldırısının Ankarayakınlarına dayandıı koullardaKürt illerinden gelen mebuslar,kararlı konumalar yapmılardır.Yunan orduları Polatlı’ya gelin-ce, Meclis’in Kayseri’ye taınma-sı eiliminin güçlendiini görenDersim Mebusu Diyab Aa kür-süye çıkarak unları söyler:

“Bizler buraya Ankara’dankaçmak için gelmedik, dümanlasavamak için geldik; bir yere kı-pırdamayız. Meclis’in Anka-ra’dan ayrılması millette korkuyaratır. Burada kalıyoruz ve ka-lacaız.” (age s. 124)

Aynı gün söz alan ErzurumMebusu Mustafa Durak Bey dekararlılıını u sözlerle açıkla-mıtır:

“Biz bugün burada öleceiz,

6 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Prof. Dr. Nejat Kaymaz:

Kürtler, emperyalistlerinhazırladığı haritalaradestek vermedi

Kürtlerin büyük çounluu emperyalistler tara-fından ülkenin parçalanmaması için mücadele et-milerdir. Ancak emperyalistler amaçlarınaulamak için Ermenilerin büyük çounluunu,Kürtlerin de bir kısmını kendi çıkarları için kullan-mılardır. Kürtler içinden küçük bir azınlık birta-kım heveslere kapılarak emperyalist devletlerin çı-karlarına hizmet edecek uygulamalara girimiler-dir. Ancak bu bütün Kürtlere maledilemez, çünküTürkler içinden de emperyalist devletlerle birliktehareket eden gruplar olmutur. Türk toplumuylabütünleen Ermenilerden bir kısmı bile Kurtulu

savaı saflarında yer alırken, Türklerden birçokfirar eden olmutur. Osmanlı’nın daılma sürecin-de Mustafa Kemal hareketini baltalamak için bir‘Ali Galip Olayı’ yaanmıtır. ngiliz ajanı Covber-tin Noel, bir sürü paralar akıtarak Kürtlerin des-teini almak istemitir. Kürtler de emperyalist dev-letlerin amaçlarını biliyorlardı, emperyalist devlet-lerin üzerinde anlatıkları haritalardan haberlerivardı; ancak Kürtlerin büyük çounluu bu gi-riime destek olmamıtır. 12 Ocak 1920’de stan-bul’da Meclis-i Mebusan açıldıı zaman Dou veGüneydou’dan bir çok milletvekili orada yer al-mıtır. Bu milletvekilleri 16 Mart 1920’de ngiliz-

lerin Meclis’i basmasının ardından Ankara’ya gel-miler ve Kurtulu Savaı mücadelesine katılmılar-dır. Büyük Millet Meclisi’nin aldıı ilk kararlardanbiri milli bir ordunun kurulmasıdır. Bu orduya daDou ve Güneydou Bölgesinden askerlerin katıl-ması salanmıtır. Ancak bu o bölgedeki aalık,eyhlik düzeninden dolayı kolay olmamıtır. Onuniçin mezar talarını sayarak ‘u kadar kii savaakatılmıtır, unlar katılmamıtır’ demek yanlıtır.Sonuca bakmak gerekir . Sonuçta Türkiye halkıbirlikte mücadele ederek ülkesini kurtarmıtır.

Page 8: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 8/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 7

tam o gün gelmitir. Büyük Mil-let Meclisi üyeleri birer tüfek al-sınlar, burada top patlayıncayakadar burada kalsınlar. (...) Ka-nımızı canımızı feda etmek içingeldik.” (age s. 124)

“DERSİM’DE YÜKSEK DAĞLAR VE

BÜYÜK MAĞARALAR VAR MI”

Ankara’nın tehdit altına dü-tüü bu kritik günlerde, MustafaKemal’in zorunlu kalınırsa,Dou Bölgesi dalarına çekilmeve savaı oradan sürdürme olası-lıı üzerinde de durduu anlaılı-yor. Diyab Aa’nın anlattıınagöre, Mustafa Kemal, bir günkendisine; “ayet Ankara’dan çı-karak Dersim’e gelsem, mücade-lemizi baa çıkarmak için yüksekdalarınız ve büyük maaraları-nız var mıdır” diye sormutur.(age s. 124)

smet Paa, 1969 yılında hatı-ralarını anlatırken, Kurtulu Sa-vaı’ndaki Türk-Kürt beraberli-ini öyle dile getirmitir:

“Kürtler, (...) Millî Mücade-le’nin devamınca canla bala be-raberlik gösterdiler.” (age s. 124)

KAZIM PAŞA’NIN KOMUTASINDA

KANLARINI DÖKENLERDou Cephesi’nden balaya-

lım. Kürt airetlerinin MenevikErmenistan kuvvetlerine karı,ark harekâtında önemli bir kuv-vetle savatıkları biliniyor.

Cephe Komutanı Kâzım Karabe-kir Paa, stiklâl Harbimiz kita-bında bu katılımı anlatır. (age s.122) Ermenistan Tanak Partisiliderlerinden, milletvekili GaroSasuni, Malazgirt ve Erci’inHaydaranlı Aireti Reisi Kör Hü-

seyin Paa kumandası altındakibüyük sayıda Kürt süvari birlik-lerinin Kars ve Aleksandropolçatımalarında savatıklarını be-lirtmektedir. (age s. 122)

Türk ve Kürtlerin ortak va-tanları için omuz omuza sava-

Kürt Mebuslar:‘Türklerle beraber kanımızı döktük’LÜTF BEY (Siverek Mebusu)

Efendiler bugün bendeniz Kürdistan mebusuyum(…)Fransız Ordusunu Urfa’damalup eden, hakikatte isyan telakki ettii Kürt askerleridir, hakikatte Kürt airetlerisayesinde olmutur. Nihat Paa’nın askerleri sayesinde deildir. (22 Temmuz 1922,

TBMM Gizli Celse Zabıtları, III, s.564 vd.)YUSUF ZYA BEY (Bitlis Mebusu)

Avrupalılar diyorlar ki, “Türkiye’de yaayan azınlıkların en büyüü, en çou Kürt-lerdir.” Bendeniz Kürtolu Kürdüm. Dolayısıyla bir Kürt mebusu olmak sıfatıyla eminolunuz ki, Kürtler hiçbir ey istemiyorlar. Yalnız büyük aabeyleri olan Türklerin saa-det ve selametlerini istiyorlar. (Alkılar) Biz Kürtler vaktiyle Avrupa’nın Sevr paçavra-sı ile verdii bütün hakları, hukukları ayaklarımız altında çinedik ve bütün mânâsıy-la bize hak vermek isteyenlere iade ettik. Nasıl ki El Cezire cephesinde çarpıtık. (Al-kılar) Nasıl ki Türklerle beraber kanımızı döktük, onlardan ayrılmadık, ayrılmak is-temedik ve istemiyiz. (3 Kasım 1922, Türk Parlamento Tarihi 1919-1923, II, s.343 vd.)

HAKKI BEY (Van Mebusu)

Kürtler hiçbir suretle kendilerini Türklerden ayrı saymadıkları ve Türklerle beraberson dakikaya kadar ve sonsuza kadar kutsal vatanı savunmada kanlarını döktükleri vesonsuza kadar dökecekleri için ırkî azınlıklar meselesi yoktur. Avrupalılar bizde Türkve Kürt’ten baka bir ırk kuruntusu içindeyseler hezeyandır. (3 Kasım 1922, Türk Par-lamento Tarihi 1919-1923, II, s.366)

HACI LYAS SALH (Mu Mebusu)Gazetelere göre, Lord Curzon’un barı masasındaki görümelerde harcanmı iki

irenç kelimesi var. Biri, balı olmakla övündüü soy ve milletimin tahkiri. kincisi,Kürt temsilcilerinin Mustafa Kemal Paa’nın tayini ile mebus oldukları. (…) ngilizler;Türk, Kürt ve türlü namlar altında birleip birlik olmu bir toplumun, tek bir milletinbulunduunu çok iyi bildikleri için, bunları ayrılıa, anlamazlıa, ayaklanmaya yö-neltmek istiyorlar. (…) Bence Lord Curzon’a söylenecek iki ey vardır. Kazım Karabe-

kir Paa komutasında Elviyei Selase (Kars, Ardahan, Artvin)’de yazdıı zafer tarihle-rinde bayraın, mızraını atını oynatan, temiz Kürt soyu ve Kürt milleti idi. Yunan gibiadi ve alçak dümanı kaderi olan felaket çukuruna gömerken, dökülen kanlar yineTürk ile Kürt’ün kanı idi. (4 Ocak 1923, TBMM Zabıt Ceridesi’nden aktaran MahmutKololu, Türkiye Cumhuriyeti, s.75 vd.)

“Açlm” tartmalar ile

birlikte son derece tehlikeli

bir etnik ayrma rotasna

girdik. Türkiye’nin etniktemelde yeniden

yaplandrlmas eklinde

özetleyebileceimiz

Amerikan politikasnn bir

parças olarak, milletin

etnik kökenlerine göre

dalma sürecine girmesi,

bir etnik boazlamay ciddibir tehlike olarak

Türkiye’nin önüne

getirmektedir.

Fevzi Paşa,Mustafa Kemal veKazm Karabekir.

Page 9: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 9/65

tıkları gerçei, TBMM kürsüsün-den de sık sık ve cokulu ifade-lerle dile getirilmitir.

Mu Mebusu Hacı lyas SamiBey’in sözlerini örnek olarak ve-riyoruz:

“Kazım Karabekir Paa ko-mutasının Elviyei Selase (Kars,Ardahan, Artvin)’de yazdıı

zafer tarihlerinde bayraını, mız-raını, atını oynatan, temiz Kürtsoyu ve Kürt milleti idi. (...) dü-manı, kaderi olan felâket çuku-runa gömerken, dökülen kanlaryine Türk ile Kürt’ün kanı idi.Bundan ötürü, u iki fedakârlııyapan ve kendi çıkarını Türk’ünkurtuluunda bulan Kürtler,

mutluluu da Türkle Kürt’ünbirliinde bilirler.” (age s. 123)

URFA ANTEP VE MARAŞ CEPHESİ

Bütün kaynaklar, Millî Mü-cadele basını, Kürt milliyetçileri,Ermeni milliyetçileri ve Batı kay-nakları, Kürt airetlerinin büyükçounluunun Kurtulu Savaı

8 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

smet Paa:

‘Canla başla beraberlikgösterdiler’

“Sevr Antlaması ile Kürtler, Türkler gibi kendivatanlarını tehlikeye maruz gördüler. Çünkü SevrAntlaması hükümlerine göre, Dou Anadolu’dabir Ermenistan hududu bitiiinde bir KürdistanDevleti kurulacaktı. Kürtler, Türk vatanının kendi-leriyle beraber, bilhassa douda, Ermeni tehlikesi-

ne maruz kalacaını biliyorlardı. Millî Mücadele-nin devamınca canla bala beraberlik gösterdiler.”(Dou Perinçek, Kemalist Devrim-4 Kurtulu Sa-vaı’nda Kürt Politikası, Kaynak Yayınları, Kasım1999 s. 107)

Dou Cephesi.

Page 10: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 10/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 9

saflarında yer aldıklarını sapta-maktadırlar. Bu gerçei HarpTarihi Vesikaları Dergisi’nde ya-yımlanan raporlarda ve aratır-macı N. Fahri Ta’ın, Babakan-lık Osmanlı Arivi’ni tarayarakbulduu belgelerde de görebili-

yoruz. (age s. 121)Antep, Mara ve Urfa’nın

Fransız emperyalizminden kurtu-luunda, Türk ve Kürt airetleribirlikte savatılar. Badıllı, Döer-li, Seyhanlı, Baziki, Borova,Aneze, Kabalar, Beziki, Baakairetleri ve Suruç airetinin sa-vaçıları, millî kuvvetleri olutur-dular. Urfa’da Millî Mücadeleyidüzenleyen Revandizli JandarmaSubayı Ali Saip’e “Ursava” so-

yadını Atatürk vermitir. Ursa-va, unları söylemektedir:“Ben Kürdüm ve bunu inkâr

etmem, tam tersine onunla övü-nürüm. Kürtler olmasaydı, Tür-kiye’yi Rus ve Ermeniler ta Ak-deniz’e kadar istilâ ederlerdi.”(age s. 123)

Güney cephesinde kazanılanzaferde, Kürt airetlerinin oyna-dıı rol, Meclis kürsüsünden dedile getirilmitir. Siverek MebusuLütfi Bey, öyle der:

“Fransız ordusunu Urfa’damalup eden hakikatte isyan te-lakki ettii Kürt askerleridir, ha-kikatte Kürt airetleri sayesindeolmutur.” (age s. 123)

ATEŞLE SINANAN BERABERLİK

Kürt airetleri ve ileri gelenle-ri, Kurtulu Savaı’nın bütün kri-tik anlarında Millî Hareketle bir-likte olmulardır. Kürt halkınıntemsilcileri, Büyük Ermenistan

projesi uygulamaya konunca,Yunan orduları zmir’e çıkınca,Paris Konferansı’nda erif Paa-Boos Nubar ikilisi ortak muhtı-ra verince, Sevr Antlaması imza-lanınca, hep açık ve kararlı bir

tavırla, ngiltere’yi hedef almılar

ve ngiliz mandası istemedikleri-ni vurgulayarak belirtmilerdir.(age s. 107)

MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN

DENKLEMİ

Atatürk, Türk ve Kürdü bir-letirme denklemini, savaın ba-ında kurmu ve uygulamıtır.

Samsun’a çıktıktan bir ay geç-meden 16 Haziran 1919 günüKâzım Karabekir Paa’ya “Türk

ve Kürdü birletirme azminde-yim” diye ifre çektikten iki günsonra, Edirne’deki 1. KolorduKomutanı Cafer Tayyar Beyefen-di’ye, “Kürtler de Türklerle bir-leti” haberini vermesi, strateji-nin hayata geçmekte olduunuifade eder.

Kürt halkının Kurtulu Sava-ı’na destei, her alandadır, ak-tiftir. Müdafaai Hukuk Cemiyet-lerinin örgütlenmesinde, Erzu-rum ve Sivas Kongrelerinde,

Büyük Millet Meclisi’nde ve si-lahlı mücadelede Kürtler Türk-lerle birliktedir. Türk ve Kürttekmil milletin birlii, her eydenönce sava cephelerindedir.

MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN

ZAFER ŞİFRESİ

Mustafa Kemal Paa’nın Kur-tulu Savaımızdaki zafer ifresiüç maddede özetlenebilir:

– Dou halkına güven,– Kürtleri barımıza katarak,

tekmil milleti birletirmek ve ör-gütlemek,

– Böylece zaferi salayacakkuvveti yaratmak. G

M ErzurumluKarafatma hercephede savat.

Mustafa KemalDersim MebusuDiyap Aa ilebirlikte.

Page 11: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 11/65

10 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Genelkurmay Bakanı Orgeneral

lker Babu, Kara KuvvetleriKomutanı, Jandarma GenelKomutanı ve 2’nci Ordu Komutanı ilebirlikte, Bayramın ikinci gününü Mar-din’de geçirdi. Org. Babu, Irak sını-rındaki Sınırtepe Karakolu ve Sınırtepeköyünü, köy evlerini ziyaret etti. Sınırkarakolunda askerlerle tek tek bay-ramlaan Org. Babu, öle yeme-inden sonra Karakol önünde bir ko-numa yaptı. Org. Babu’un konu-masından bir özet sunuyoruz. Arabalıklar bize ait:

EN BÜYÜK ZARARI BÖLGE İNSANI ÇEKTİ

Tek çıkar yol silahlarınızı bırak-maktan geçiyor.

Bu ülke çok büyük bir ülke. Buülke bütün vatandalarına yeter.Mardin Ovası’nı gördükten sonraneyi paylaamıyoruz. Bu ülkenin

gelecei güzel. Tarihi Mezopotam-

ya’nın kuzeyindeyiz. Dünyanın enverimli yeri. Bütün insanlarımızayeter.

Bu terörden en büyük zararıbölge insanı çekti, çekmeye devamediyor

Bu bölge halkının öncelikli ikitemel ihtiyacı var: 1 – sizlik,geçim sıkıntısı, ekonomik sıkıntı. 2– Eitim sistemi. Eitim yalnız bu-ranın sorunu deil ama buradakiproblem dier bölgelerden dahabüyük.

VATANDAŞ, BİRLİKTE YAŞAMA

KARARINDADIR

Bu bölgede hâlâ Türkçe okumayazma bilmeyenlerin oranı yüzde20. Türkiye ortalaması yüzde 8.Anayasa’nın 2. maddesi açık: Türk-çe resmi dil. Türkçe aynı zamandaortak iletiim dili. Türkçe aynı za-manda ekonomik dil.

Cumhuriyetin kurulduu ilkgünden beri Türkiye Cumhuriyeti

vatandalarının ezici bir çounluubirlikte yaama kararındadır. Her-hangi bir vatandaımızın neredeolursa olsun kendisini ezik hisset-mesi de bizim sorunumuzdur

Özellikle bu bölgedeki insanla-rımız aalardan çekti. Zamanınaalarından çeken insanlarımızimdi maalesef siyaset ve terör aa-larından muzdarip. Esas sorunlar-dan biri de halkımızın siyaset veterör aalarından kurtarılması.

AYRILIK TOHUMU GİREN TARLADANNİFAK ÇIKAR

Rahmetli Kinyas Kartal’ın söz-lerine uyarsak yenemeyeceimizihiçbir güçlük yok: Ayrılık tohumu

giren tarladan nifak ve nefret çıkar.Bu milletin evlatları kaderlerininortak olduunu örenmelidir.

Birbirimizi yeteri kadar sever-sek baka sevgiye muhtaç olmayız.Herhalde bu bayram gününde engüzel mesaj bu olmalı.

Elbette yaanmakta olan geli-

melerden tedirgin olan vatandala-rımız var. Merak etmesinler. TSKmilletimizden aldıı güç ve azimlegörevinin baındadır. te Mehmet-çikler. Bakıyorsunuz bu Mehmet-çiklere. Arılısı var, Bitlislisi var, s-tanbullusu var… Bu tablo bu ordu-nun milli olduunu göstertiyor.Bizim için Karslı da Erzurumlu daaynıdır. Hepsi bizim Mehmetçii-miz.

TÜRK ORDUSU MİLLETİN ORDUSUDUR

Bu orduyu burada görüyorsu-nuz. Bazıları bu orduyu karıtırı-yorlar. Bu ordu hiçbir grubun or-dusu deildir. Bu ordu milletin or-dusudur. Bunu bozdurmayız. Bizimgücümüz bu. Türk ordusunun ar-kasında millet var. Türk ordusu ku-rulduundan beri millilik vasfı var-dır ve ilelebet devam edecektir. Ta-rihsel geçmiimiz, tecrübemiz, aklı-mız var.

Güçlüyüz, özgüvenimiz tam.

Milletimizin saduyusuna, kahra-manlıına, aklına ve vicdanına gü-veniyoruz

Nereye giderseniz gidin Edir-ne’de de Ankara’da da Urfa’da dabunu göreceksiniz. Burada olmak,her yere gitmekle eanlamlıdır.

SURİYE’NİN DESTEĞİ ÇOK CİDDİ

ETKİLER

Genelkurmay Bakanı Org.lker Babu, Mardin ziyaretindensonra gazetecilerin sorularını yanıt-ladı. Sorulardan biri, Suriye DevletBakanı Bear Esad’ın Suriye uy-ruklu PKK’lı teröristlerin dadaninmesi halinde ülkelerince kabuledilecei yolundaki açıklamasıyla

M Org. Babu,köylüleri de ziyaretetti. “Milletimizegüveniyoruz!”

ORG. LKER BABU:

Temel sorunumuz

halkı ağalardan kurtarmaktırOrg. Babu, u mesajlar verdi: 1- Bölge aalardan kurtulmal.2- Herkese i, a, eitim salanmal. 3- Bölge ülkelerinin destei,Türkiye’nin terörle mücadelesini çok ciddi etkiler. 4- Bu milletinevlatlar kaderlerinin ortak olduunu örenmelidir. 5- Türk ordusumilletin ordusudur, biz de milletimize güveniyoruz.

TÜRKİYE

Page 12: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 12/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 11

ilgiliydi. Org. Babu, Suriye’nindesteinin çok önemli bulduunuanlattı:

(Suriye’nin tutumu) Çok ciddietkiler. Olumlu buluyorum. Te-rörle mücadele bir süreçtir. Bununbir sihirli formülü yok. Ne kaza-

nırsanız artı hanenize yazacaksı-

nız. Hemen her eyi sıfırlamakmümkün deil. PKK’daki Suriyelisayısı 1500 deniliyor. Bir kısmıörgütten koparsa terörle mücade-lemizi çok ciddi etkiler. Hemensona ermesini beklemeyin. 1500’üde tıpı tıpı gelecek, böyle bir ey

olmaz. 300-500 ne koparsa kop-

sun, ama mucize formül yok.Irak’ın kuzeyindeki PKK varlıınıparçalayamazsanız olmaz. Önce-lik yurtiçinde, yurtdıında denil-mesi, bunlar yanlı. Her fırsattanistifade ederek darbe vuracaksı-nız. Mutlaka Irak’ın kuzeyindeki

varlıının çözülmesi lazım.G

Genelkurmay Bakanı Org. lkerBabu, dikkatleri Güneydou’dakiaalık düzenine çekerek, halkın aydın-lanması yolunda fitili ateledi.

Yeniça gazetesi 24 Eylül’de “Gü-neydou Aa Dolu” manetini attı.Haberde, “Bölge halkının etinden, sü-tünden, iliinden, kemiinden faydala-

nanlar sadece siyaset ve terör aalarıdeil... Airet, din ve toprak aalarınınzulüm rejimini yok sayabilir miyiz?”ifadelerine yer verildi. Selcan Talı im-zalı haberde, Dicle Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Sosyoloji BölümüÖretim Üyesi Doç. Dr. Rüstem Er-kan’ın, 2002 yılında yaptıı çalımayayer verildi. Rüstem’in yaptıı çalıma,

dönemin siyasi partilerinin, 3 Kasım2002 seçimlerindeki adaylarının önem-li bir kısmının airet aası olduunugözler önüne seriyordu.

Emre Kongar da aynı gün Cumhuriyetgazetesindeki köesinde, “Terör bataolmak üzere isizlik gibi, eitim ve salıkhizmetlerinden yeterince yararlanamama

gibi bütün sorunların altında önce bu feo-dal yapı yatmaktadır” dedi. “Çarpık dü-zenden yana olanlar, yıllardır Dou’dakive Güneydou’daki feodal yapıyı görmez-den geliyorlar. Çünkü bu yapıdan nema-lananlar, siyasal istismar yoluyla egemen-liklerini sürdürenler. ‘Aalık’ yapısının si-yasal rantını yediklerinden asla bunu de-itirmek istemiyorlar.

Vatan Gazetesi yazarı GüngörMengi de, 23 Eylül günkü köe yazısı-nı bu konuya ayırdı.

Yazısına “Güneydou ve DouAnadolu’daki aalık düzeni bu bölgehalkının ayaındaki pranga, önünü tı-kayan duvardır” sözleriyle balayanMengi “Aalık yıkılmadan, bölge hal-

kına toprak daıtılmadan açılım yapıl-dıına inanmak güçtür” dedi. Mengi,‘din sömürüsü yapan parti‘ olarak nite-ledii AKP’nin mayınlı arazileri bölgehalkına daıtması gerektiini söyledi.

Hükümete yakınlııyla tanınan ga-zeteler ise hafta boyu, aalık düzeniniaklama çabasıyla yazılar, airet üyesisiyasetçilerle röportajlar yayımlandı.

Güneydou’daki aalık düzeni tartıılmaya balandı

BAŞSAĞLIĞI

Merkez Karar Kurulu üyemizMehmet Akkaya’nın değerli eşiFiliz Akkaya hayatını kaybetti.Arkadaşımızın acısını paylaşır,ailesine, yakınlarına başsağlığı

ve sabır dileriz.

İşçi PartisiAnkara Öncü Kadın

Yönetim Kurulu

BAŞSAĞLIĞI

Avcılar İlçe yöneticilerimizCelal, Yavuz, Garip Demirel ve

üyelerimiz Zeynep Işık, Eylem Boral,Hasan Demirel, Sibel Dermanlı’nın anneleri

Besi Demirel’i kaybettik.Demirel ailesine, yakınlarına ve

dostlarına başsağlığı dileriz.

Erkan Önselİşçi Partisi

Genel Başkan Yardımcısıİstanbul İl Başkanı

Page 13: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 13/65

12 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Son zamanlarda Rus yetkilimakamları KKTC’nin tanın-ması karılıında Türki-

ye’nin de Gürcistan’dan baım-sızlıını ilan eden Güney Osetyave Abhazya’nın tanıması konu-

sunu gündemde tutuyor. Rus-ya’da yetkili makamların bu ko-nuda giriimler yaptıı da belirti-liyor. Hatta bazı kaynaklarKKTC, Abhaz ve Oset yetkililer-

le Türk ve Rus temsilcilerin biraraya gelecei toplantıların plan-landıını belirtiyorlar. Bütün bugelimelerin ötesinde bazı yaban-cı kaynaklarda konuyla ilgili ha-berler yer alıyor.

MİLLİYET 21 EYLÜL’DE YAZDI

Milliyet gazetesi de benzer birhaberi 21 Eylül Pazartesi günüinternet sitesinde duyurdu haber-de son dönemde Kafkasya’dayakın ibirlii içinde bulunanAnkara ile Moskova’nın sürprizbir hamleyle karılıklı olarak Ab-hazya ile Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyeti’nin (KKTC) baım-sızlıını tanıyabilecei belirtili-

yor. Milliyet’in haberinde yeralan bilgilerde u bölümler öneçıkıyor:

“Geçmite de zaman zamantartıılan tanıma konusu Dıile-ri Bakanlıı Müstear YardımcısıBüyükelçi Ünal Çeviköz’ün yak-laık iki hafta önce Abhazya’nınbakenti Suhum’a yaptıı ziyare-tin ardından yeniden gündemegeldi. Türk yetkililer, DıileriBakanı Ahmet Davutolu’nunGürcistan’ın bakenti Tiflis’eyaptıı geziden hemen sonra ger-çekleen ziyaretin Gürcistan’ınbilgisi dahilinde yapıldıını ve“ilikileri iyi tutmayı amaçladıı-nı” söyledi. Abhazya 1992’de“egemenlik” ilan ederek Gürcis-tan’la balarını koparmı, geçenyılki Rus-Gürcü savaının ardın-dan da Moskova, Abhazya ileGüney Osetya’yı “baımsız dev-let” olarak tanımıtı. Rusya’yı,Nikaragua ile Venezuela izlemi-

ti.”

“ERMENİSTANLA YAKINLAŞMADAN

DAHA İNANILMAZ DEĞİL”

“Avrasya uzmanı Paul Goble,“Moscow News” gazetesindeki

yazısında, Moskova’nın Nikara-gua ve Venezuela’nın iki cumhu-riyetin baımsızlıını tanımasınısalamak amacıyla bu ülkelerebüyük miktarda kredi verdiiniileri sürdü. Goble, “Ama imdiresmen yalanlamasına karınTürkiye’nin tanınma konusunda-ki ambargoyu kırma ansı var gö-rünüyor. Çünkü Kafkasya bölge-sinde daha önemli rol oynamakisteyen Ankara’nın KKTC’yi tek

tanıyan ülke olarak deneyimi var.Ayrıca ülkesinde yaayan Abhazve Çerkez topluluklarının etkisisöz konusu” dedi. Yorumda ayrı-ca, “Belki Moskova, Ankara’nınAbhazya’yı tanımasını salayacakmaddi bir tevik sunamaz amaKuzey Kıbrıs konusundaki tutu-munu deitirebilir. Bu tür hamle-ler Güney Kafkasya’daki siyasisatrançta olaanüstü ve inanıl-maz görünebilir ama Türkiye’nin

Ermenistan’la yakınlamasındandaha inanılmaz olmaz” denildi.Internetteki “polit.ru” sitesi, ikicumhuriyet arasında benzerliklerbulunduunu belirtti veKKTC’den “Abhazya’nın aabe-yi” diye söz etti. Kafkasya uzma-nı Sergey Arutyunov ise, “RusyaTürkiye’nin Abhazya’yı tanıması-nı salamaya çalıabilir ama önceKKTC’yi tanıması lazım” dedi.”

ULUSLARARASI AVRASYA HAREKETİ

ÖNERMİŞTİ

Milliyet gazetesinde yer alanhaberde bu vurgular yapılırkenakıllara 3 Mayıs 2009 tarihli Ay-dınlık Dergisi’nde yayımlananbir haber geldi. Aydınlık’a özelbir demeç veren liderliini Ale-xandar Dugin’in yaptıı Uluslar-arası Avrasya Hareketi sözcüsüPavel Zarrifulin unları belirt-miti:”Güney Osetya’yı bir tek

Rusya tanıdı, Kuzey Kıbrıs’ı birtek Türkiye. Türkiye GüneyOsetya’yı tanır, Rusya’da KuzeyKıbrıs’ı. Moskova ile Ankara’nınbu konuda anlaması yeterli ola-caktır.”G

Avrasya uzmanPaul Goble: Bu türhamleler siyasisatrançta inanlmazgörünebilir amaTürkiye’ninErmenistan’layaknlamasndandaha inanlmaz

olmaz.

UluslararasAvrasya Hareketisözcüsü PavelZarrifulin unlarbelirtmiti: “GüneyOsetya’y bir tekRusya tand, Kuzey

Kbrs’ bir tekTürkiye. TürkiyeGüney Osetya’ytanr, Rusya’daKuzey Kbrs’”.

TÜRK VE RUS BASINI GÜNDEME GETRD

Rusya’dan KKTC’yi tanıma teklifiRusya, Güney Osetya ve Abhazya’nn tannmas karlnda KKTC’yitanyabilir. Bu yönde gelimeler ve haberler d basnda ve Türkbasnnda yer almaya balad. Hatta baz Rus kaynaklar KKTC, Abhazve Oset yetkililerle Türk ve Rus yetkililerin bir araya geleceitoplantlarn planlandn belirtiyorlar.

Page 14: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 14/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 13

Tayyip Erdoan ve KKTC Cum-

hurbakanı M. Ali Talat,KKTC’nin bitirilerek Türkkesiminin Rum kesimine yaman-masında anlatılar. Kıbrıs’ta sür-dürülen Talat-Hristofyas görü-melerinde de bu konuda ilke ka-rarı alındıktan sonra, yeni “dev-letin” “Cumhurbakanlıı”,“Cumhurbakanı Yardımcılıı”gibi kurumlarının müzakeresinegeçildi.

Tayyip Erdoan ve M. Ali Talat2004 yılında da Kıbrıs’ta balatıla-

cak yeni müzakere sürecindeKKTC’nin sonlandırılmasında an-lamılardı. Talat bugünkü müza-kerelerde de 2004 anlamasında ol-duu gibi, “iki devletli” çözümdenhiç söz etmedi. 2004 yılının Mayıs-Haziran aylarını anımsayalım.KKTC ve Rum kesimindeki AnnanPlanı oylamasından yeni çıkılmı.Annan Planı Rum kesiminde yüzde76 hayır oyuyla reddedilmesineramen, Türk kesiminde yüzde 65

oy evet almıtı.HALK OYLAMASI KKTC’YE SON

VERMEK İSTEYENLERİN İŞTAHINI

KABARTTI.

te bu koullarda Tayyip Erdo-an’la, o günlerde ana muhalefetpartisi CTP’nin lideri Mehmet AliTalat, KKTC’ye son verecek bir çö-zümün kabulü konusunda anlamayaptılar. Annan Planı’nın Türk ta-rafında ezici bir çounlukla kabuledildii bu koullarda artık “ikidevletli”, “iki kesimli” çözümünlafı bile edilmeyecekti. Anlaan ta-raflara göre, o günlerde Annan Pla-nı’na karı çıkan CumhurbakanıRauf Denkta oylama sonucunda

itibar kaybetmi ve bitmiti. Artık

bundan böyle O’nu muhatap kabuletmeye, hatta adını bile anmayagerek yoktu.

Tayyip Erdoan-M. Ali Talatanlamasının esası, KKTC üzerin-deki “ambargoların” ve “uluslar-arası tecrit politikalarının” yumu-atılmasını salayarak, Rum kesi-mini çözüme zorlamaktı. AB, 2004Aralık’ında Türkiye ile müzakerele-rin balamasını, görüecekti. AByetkilileri müzakerelerin balaması-nı, Kıbrıs sorunun çözümü koulu-

na balamıtı. Bu yüzden TayyipErdoan’lar Kıbrıs’ta ‘çözüm’ yaniKKTC’yi bitirme ve Kıbrıs’ı bütü-nüyle Rum kesimine teslim etmekonusunda aceleci davranıyorlardı.

Bu konuda artık ikinci bir refe-randum yapılmasının olanaksız ol-duunu düünerek, çözümün Rumparlamentosu tarafından onaylan-ması formülünü (rlanda’nın LizAnlaması modelini) Rum yöneti-mine önerme konusunda da anla-

tılar.ANLAŞMA 2004’TE YAPILDI

Tayyip Erdoan ve M. Ali Talat2004’te referandumdaki yüzde 65oya ramen KKTC’yi ortadan kal-dırmayı baaramadılar. Ambargo-ların yumuatılması ise söz konusubile edilmedi. Buna ramen 2004Aralık’ın da Türkiye’yi daha derinyıkım süreçlerine sokacak AB ilemüzakereleri balattılar.

Tayyip Erdoan ve M. AliTalat 2004’te baaramadıklarıKKTC’yi sonlandırma giriimleri-ni, ABD’nin dayatmalarıylabugün yeniden gündemlerine aldı-lar. Türkiye ve KKTC’de “Ergene-

kon” tertibiyle yurtseverleri sindi-receklerini hesap ederek KKTC’yipeke çekmek amacıyla Rum yö-netimiyle yeniden masaya oturdu-lar. Ama ne Türkiye’de ne deKKTC’de yurtseverleri sindireme-diler. Erdoan-Talat ikilisininKKTC’de 2009 Nisan seçimlerin-deki oyları yüzde 29’a kadar geri-ledi. Yüzde 65’le yapılamayanbugün yüzde 29’la nasılyapacak?G

2004’TEK ANLAMA KIBRIS AÇILIMIYLA YENDEN SAHNEDE

Tayyip Erdoğan-Mehmet Ali Talat

KKTC’nin bitirilmesinde anlaştı!Talat bugünkü müzakerelerde 2004 anlamasnda olduu gibi, “iki devletli”çözümden hiç söz etmedi. Talat ve Erdoan 2004 ylnda Kbrs’tabalatlacak müzakere sürecinde KKTC’nin sonlandrlmasndaanlamlard. Anlaan taraflara göre, Annan Plan’na kar çkanCumhurbakan Denkta oylama sonucunda ‘itibar kaybetmi ve bitmiti’.

KKTC Cumhurbakanı Mehmet Ali Talat,ABD Dıilikiler Konseyi’ne Kıbrıs için özel tem-silci ataması çarısında bulundu. 23 Eylül’deWashington’da Kıbrıs sorunuyla ilgili brifingveren Talat, Amerikan yönetiminden Kıbrıs Türkhalkına uygulanan izolasyonların kaldırılmasını

da talep etti. Talat, Rum lider Dimitris Hristof-yas’ın “hakemlik ve takvimleri kabul etmiyoruz”açıklamasını da deerlendirerek, takvim olma-yan bir sürecin sonuç vermeyeceini, açıklama-nın isteksizlik göstergesi olduunu söyledi.

M. Ali Talat: ‘ABD,Kıbrıs’a özel temsilci atasın’

Page 15: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 15/65

14 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

AL MERCAN /Frankfurt

Almanya’da yayımlanan sos-yalist gazete Neues De-utschland, 18 Eylül günü,

ABD’nin füze kalkanı planlarınailikin u iddiayı haber yaptı:“Amerikan ordusu çoktan berialternatifini gelitirdi. Silah ima-latçısı bir kurulu seyyar bir füzekalkanı projesini hayata geçiri-yor. Yeni sistem, Polonya’ya ko-nulandırılması düünüleni geri-de bırakacak özellikte. Bir kay-

naa göre Pentagon gemileremonte edilmi seyyar füze kalka-nını srail, Türkiye ve Balkanlarayerletirecek. Ayrıca Amerika‘ran’ın füze sisteminde ilerlemekaydetmesi ihtimaline karı’ eskisistemi gözden çıkarmıyor.”

Önümüzdeki günlerde Akde-niz havzasından Asya’nın merke-zine kadar olan alanda önemligelimeler bekleniyor. 1 EkimdeABD ile ran; ngiltere, Fransa,Rusya, Çin ve Almanya’yı da

aralarına alarak görüecekler.

FÜZE KALKANI BİÇİM DEĞİŞTİRİYOR

“Avrupa’da füze kalkanınıimha ettiimizi söyleyenler yayanlı bilgi almılar ya da gerçeiters yüz ediyorlar.” Bu açıklamaBush kabinesinden Obama ekibi-ne alınan Savunma Bakanı Ro-bert Gates’e ait. Füze kalkanı ne-deniyle de youn eletirilere u-rayan Obama’ya arka çıkan

Cumhuriyetçi Pentagon efiGates, yeni planlarının Akde-niz’de kısa ve orta menzilli füze-lere karı koruyucu kuak olu-turmak olduunu açıkladı(Frankfurter Rundsachau (FR),

19 Eylül 2009).Benzer bir açıklama da Rusya

Genel Kurmay Bakanı NikolayMakarov’dan geldi. ABD ileRusya arasındaki silahsızlanmagörümeleri için Zürih’e gider-ken gazetecilerin sorularını ya-nıtlayan Makarov, Beyaz Sa-ray’ın füze kalkanı projesini rafakaldırdıının doru olmadıınıbelirterek “Projenin rafa kaldı-rıldıına dair bir karar bulunmu-

yor. Ancak plan üzerinde dei-iklikler var” dedi.

ABD Bakanı Obama 17Eylül günü Prag’ı arayıp ÇekCumhuriyeti Babakanına “Bo-hemya ormanlarına yerletirile-cek radar sistemlerinin montajın-dan vazgeçildiini” iletti. WallStreet Journal da sistemin durdu-rulduu haberini verdi. Haberde“ran’ın uzun menzilli füze yer-letirmesinin sanıldıı gibi hızlıgitmedii” gerekçesi yer aldı.Obama’nın açıklaması üzerinenükleer silahlardan arınmı birdünya özleminin gerçekleme ih-timalinin belirdii, souk savaınortadan kalkacaı gibi memnuni-yet açıklamaları ortalıı kapladı.

ALMAN NEUES DEUTSCHLAND GAZETESNN DDASI:

Pentagon’un planı

Türkiye’ye mobil füze kalkanı“Silah imalatçs bir kurulu seyyar bir füze kalkan projesini hayatageçiriyor. Yeni sistem Polonya’ya konulandrlmas düünüleni geridebrakacak özellikte. Bir kaynaa göre Pentagon gemilere monteedilmi seyyar füze kalkann srail, Türkiye ve Balkanlarayerletirecek.”

Cumhuriyetçi Pentagon efi Gates, yeni

planlarnn Akdeniz’de ksa ve orta menzilli

füzelere kar koruyucu kuak oluturmak

olduunu açklad.

(Frankfurter Rundsachau,

19 Eylül 2009).

Page 16: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 16/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 15

PUTİN: OBAMA’NIN AÇIKLAMASININ

DEVAMINI GÖRELİM

Obama ve Rasmussen’in “Si-lahsızlanma için el ele verelim”çarılarından sonra Rusya

Babakanı Putin “Bu kararındevamı olan adımları görelim.

Amerika, Rusya’nın yüksek tek-noloji alımına yönelik engellerikaldırmalı ve Dünya Ticaret Ör-gütü’ne girmesi için aırlıınıkoymalı” dedi. Rusya’nınNATO elçisi Rogosin de “Rusya,bakalarının hatasından doanzararları karılamak zorunda de-ildir” dedi.

Obama BM Genel Kuru-lu’nda “Sorunları ortak çözelim,tek taraflı davranmak yanlıtır,

gerçi biz çözümlere öncülük ede-riz ama el ele çalımamız gere-

kir” içerikli bir konuma yaptı.BM Genel Kurulunda Rusya

Devlet Bakanı Medvedev de“Öncelikle Ortadou’yu atom si-lahlarından arınmı bir bölge ya-palım” dedi.

NÜKLEER SAVAŞTA ABD’YE

MUTLAK ÜSTÜNLÜK

Bush 2006’da, Füze kalkanıprojesinin ran ve Kuzey Koregibi “eytan üçgenine dahil ülke-lerin saldırılarını önlemek için”planlandıını açıklamıtı. Rusya“Kapılarının önüne Amerikanfüzeleri dikerek tehdit edildikle-rini” belirterek projeye sert tepkigöstermiti. Rusya, Polonya sını-rında bulunan Kaliningrad’a s-kender füzeleri yerletirmeyiplanladı. Polonya ve Çek Cum-

huriyeti halkı füze kalkanı proje-sine karı etkili eylemler taptılar.Bunu üzerine Obama projeningözden geçirileceini açıkladı.

Polonya ve Çek Cumhuriye-ti’ne yerletirilmesi planlananfüze kalkanı projesinin gerçek

amacı ran deildi. Onların Av-rupa’nın merkezine ulaacakuzun menzilli füzeleri zatenyoktu. Proje, nükleer savataAmerika’ya tek taraflı mutlak üs-tünlük salama amacını güdüyorve Rusya’nın karılık verme ola-sılıını elinden almayı amaçlıyor-du.

DAHA KULLANIŞLI FÜZE KALKANI!

18 Eylül’de Frankfurter All-gemeine Zeitung (FAZ) u habe-re yer verdi: “Daha ucuz, kulla-nılı ve hedef aırmayan sistemgeliyor. Avrupa için düünülenyeni füzesavar mimarisi mütte-fikleri ve orada konulandırılmıAmerikan askerlerini imdiyekadar olduundan daha hızlı vekapsamlı olarak korumayı amaç-lıyor. Obama, denenmi özellik-lere ve ekonomik sisteme vurguyapıyor. Ayrıca Bush dönemin-deki Avrupa füze kalkanı projesi-

nin üçüncü ayaı olan uzun men-zilli füze kalkanından vazgeçil-medi, devralındı. Fort Grellyrampasında ve Vandenberg havaüssünde iki düzine füzesavar kul-lanıma hazır bekliyor. Sene sonu-na kadar bunların sayısı otuzolacak. u anda Avrupa’da onsekiz adet kısa ve uzun menzillifüzesavar faaliyete hazır vaziyet-te bulunuyor.”

22 Eylül tarihli FAZ’da yer

alan Günter Nonnenmacher’inyorumunda u tesbit yer alıyor:“Rusya, füze kalkanı projesinitek kutupluluk dayatmasının zir-vesi olarak görüyordu. Gürcis-tan ve Ukrayna’nın NATO üyeli-i de bununla birlikte düünül-düünde Washington’un Rusya-Batı yakınlamasına sıcak bak-madıı sonucu çıkıyor.” GünterNonnenmacher’e göre “u anABD için Rusya ile ilikilerönemli deil. ABD’nin amacı,ran ve Kuzey Kore’nin nükleerprogramlarına Rusya’nın deste-ini önlemek. Rusya’nın yardım-cı olmamasını salamak. Aynı e-kilde srail-Filistin sorunun çözü-

Obama ve Tayyip Erdoan. Bu corafyada en talihsiz durumda olan ülke Türkiye bukark gidie çanak tutan bir e bakanlkla yönetiliyor!

Page 17: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 17/65

münde, Körfez ve ran sorunun-da, Afganistan-Pakistan’da istik-rar salanması yolunda Rus-ya’nın desteini almak. Rus-ya’nın ran politikası iki yönlü:Atom bombalı bir komu pek se-vimli deil ama ekonomik iliki-ler aır basmı izlenimi veriyor.”

AVRUPA KARTLARIYENİDEN KARIYOR

Von Andreas Schwarzkopf (FR) 19-20 Eylül 2009 tarihli ga-zetelerde yer alan analizinde unoktalara deiniyor: “lk olarakObama Dou Avrupa’da konu-landırılması düünülen füze kal-kanı projesinin iptalini açıklıyor,peinden NATO Genel SekreteriRasmussen dünya güvenlii ama-cıyla birlikte çalımak üzere Rus-

ya’ya elini uzatıyor. Dahası, n-giltere atom denizaltılarını hur-daya çıkartmak istiyor.”

Yazar haklı olarak soruyor:“Dünya daha barıçı mı oldu?”Schwarzkopf analizini öyle sür-dürüyor:

“Yeni Amerikan yönetimi birtaraftan sava uçakları ve eskisavunma planına balı mühim-matın milyarlarca dolarlık aırödeneklerini çiziyor. SonuçtaABD Ordusu asimetrik çatıma-lar döneminde yüksek askeri tek-nolojiyle donanmı hızlı müda-hale birlikleri ve gerillaya karıpek faydası olmayan sava uçak-ları yerine hareketli panzer araç-

lara ihtiyaç duyuyor. Bu projedeiiklikleri için Amerika büyükprojeleri çizerek kaynak olutu-ruyor. Washington ‘silahsızlan-ma planlarına’ ramen askeriolarak bugünden yarına tersinedönüecek deildir.” Yazar, Av-rupa’nın kartları yeniden kardı-ını, AB’nin kendi savunma siste-

mi ve ortak ordu projeleriyleABD ile aynı göz hizasına gelme-ye zorlandıını belirtiyor.

Yukarda yazısından alıntıyaptıımız FAZ Yazarı Nonnen-macher bu görüü baka bir açı-dan tamamlıyor: “Rusya-Gürcis-tan savaından Batı da dersler çı-karttı. Kimse eskiden olduu gibiRusya ile ilikilerin dondurulma-sını ve souk savaa geri dönül-mesi riskini istemiyor. Orta ve

dou Avrupa ülkeleri için budönem acı tecrübeler içeriyor.”

AMERİKA’YA STRATEJİ

DAYANMIYOR

Irak’tan çekileceini açıkla-yan Obama yönetimi dier taraf-tan savaı Afganistan üzerindenPakistan’a doru yayıyor. Afga-nistan’da balayan saldırılar Pa-kistan’da kuvvetlendirilerek sür-dürülüyor. 23 Eylül 2009 tarihliAlman Jungewelt gazetesine göreiki yetkili Amerikalı, “Birlikleri-nin Hindiku’la sınırlı kalamaya-caını, hava saldırıları desteindePakistan’daki hedeflere yönel-diklerini” belirtiyorlar. Bu yetki-

liler bir yol deiiklii içinde ol-duklarını, Obama’nın baa geç-mesinden beri 30 saldırı gerçek-letirdiklerini açıklıyorlar. Busaldırılarda çou çocuk ve kadınolmak üzere 300 kiinin öldüügelen haberler arasında. Bölgede-

ki ABD komutanı Stanley McChrystal’in “Ek kuvvet gönderinyoksa kaybediyoruz” çarısıAmerika’nın strateji deiikliiy-le de ilgili. Afganistan’a acil ola-rak 10 bin ila 45 bin asker ihti-yacı belirtiliyor. Müttefiklerinhiç biri asker vermiyor, bir kısmıda olan askerlerini geri çekiyor.Obama’nın danımanları yenistrateji üzerinde çalımak için za-mana ihtiyaçları olduunu belir-

tiyorlar.AVRUPA, RUSYA İLE İLİŞKİLERİNİ

GELİŞTİRİYOR

FAZ’dan Matthias Rübb“Afganistan’la ilgili inandırıcı biraçıklama yok. Obama çok konu-uyor ama yapılan bir ey yok”yorumunu yaptı.

Almanya’da 27 Eylül’de yapı-lacak genel seçimlerde gündemdeolan en önemli konulardan biri“Afganistan’da ne olacak?” Sol

Parti “Derhal ve koulsuz olarakAfganistan’dan çıkalım” politi-kasını seçim programının en ba-ına aldı ve büyük puan topladı.

Obama yönetiminde de Ame-rika bütün cephelerde geriliyor.Le Figaro’dan Yues de Kerdel“Obama bakan olduunu sananadamdır. Sarkozy bile iki yıldırdayanıyor, Obama’nın kredisialtı ayda bitti” diye yazdı.

Rusya’ya di geçiremeyen

Amerika geri adım attı. Avras-ya’ya ilerlemek için Avrupa’yı ar-kasına almayı planlamıtı. Bu dayürümüyor. Aksine Almanya ek-senli Avrupa, Rusya ile ilikileri-ni gelitiriyor. ran ve Kore De-mokratik Halk Cumhuriyeti teh-ditlere boyun emiyorlar.Irak’tan sonra Afganistan’danimdat sesleri yükseliyor. Böylezor duruma dümü bir Ameri-ka’nın silahsızlanma ve barıçarıları ne kadar inandırıcıdır?

Yıldızı çabuk sönen Oba-ma’nın aceleyle maceralara atıl-ması olasıdır. Amerika’nın herzamankinden daha çok acelesivar.G

L Obama veRasmussen’in“Silahszlanmaiçin el eleverelim”çarlarndansonra Rusya

Babakan Putin“Bu kararndevam olanadmlar görelim.Amerika,Rusya’nn yüksekteknoloji almnayönelik engellerikaldrmal veDünya TicaretÖrgütü’ne

girmesi içinarlnkoymal” dedi.

16 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Page 18: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 18/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 17

Erdoan ve Türk yetkililer

22 Eylül’de, Clinton Kü-resel Giriimi’nde yapa-

caı konuma için gittii NewYork Shereton Oteli’ne geldi-inde, CIA ajanları tarafından“Obama otelden ayrılacak”gerekçesiyle 100 metre uzaagönderildi.

Erdoan, CIA ajanlarının is-teini kabul ederek, aracıyla bir-likte otelden yüz metre uzaagitti. Aracı orada bırakan Erdo-

an, bu kez yüz metrelik yolu yü-rüyerek yeniden otelin kapısınayöneldi ancak CIA ajanları, Er-doan’ı daha binaya yaklama-dan yine engelledi. Otele girmeyibir türlü baaramayan Erdoan,yeniden aracına kadar yürüyerekoradan ayrıldı. Basın ise olayıkorumaların kavgası olarakverdi.

“DAVETSİZ MİSAFİRLER”

Erdoan’ın bakanlıındakiTürk heyetine yapılanlara “dip-lomatik teamüller” çerçevesindeen küçük bir cevap verilemedi-inden, Amerikan gizli servis yet-kilileri daha da pervasızlatı.Amerikan basınına konuanAmerikan Gizli Servisi sözcüsüEd Donavan olayın tarafı olanTürk yetkililer ve korumalar için“kafaları karıık”, “davetsiz mi-safirler” gibi ifadeler kullandı.

Türk heyetine, sömürge ülkeyetkilisi muamelesi yapılmasıkadar; bu muameleye gereken ce-vabın verilmemesi de tepkileribüyüttü.

Diplomatik çevrelerde de a-kınlık yaratan bu suskunluk vekabulleni sonrası herkesin aklı-na “nerede Davos fatihi Erdo-an?” sorusu geldi.

OBAMA, ERDOĞAN’A

RANDEVU BİLE VERMEDİ

ABD’de muameleye maruzkalan Erdoan, Obama’dan özelgörüme için haftalarca randevualmaya çalıtı. Erdoan’ın ABDgezisi kesinletii günden beribabakanlık ve dıileri büro-kratları Obama’dan randevu ko-

parmak için her yolu denediancak bir sonuç elde edemedi.Erdoan, BM Genel SekreteriBan Ki- Mun’un verdii öle ye-mei öncesinde Obama ile sadecetokalaabildi.

“VAN MİNÜT” TİYATROSUNUN

SONU!

Tayyip Erdoan, ABD’deayaının tozuyla Musevi cemaatitemsilcileriyle de biraraya geldi.

Yahudi lobisinin önemli organi-zasyonlarından biri olarak kabuledilen ADL Bakanı Foxman, Er-doan’ın Amerika’ya gelir gel-mez kendileriyle görümesinin s-rail’e ne kadar önem verdiinigösterdiine dikkat çekti.

Erdoan da, Musevi temsilci-lerinden Türkiye ile Ermenistanarasındaki ilikilerin gelitirilme-si için destek istedi.G

BR AYLIK URAA RAMEN, OBAMA RANDEVU VERMED

Tayyip Erdoğan’a

BOP Eşbaşkanı muamelesiBirlemi Milletler ve G-20 Zirveleri için 21 Eylül’de ABD’ye gidenRecep Tayyip Erdoan sömürge ülke yetkilisi gibi karland.Toplantlarda Türkiye’yi temsil eden Erdoan ve beraberindeki heyetitayan araçlar, Obama çkacak diye otelden uzaklatrld. Buaalayc tutuma Türkiye Cumhuriyeti devleti adna en küçük bircevap verilmemesi diplomatik çevrelerde aknlk yaratt.

Page 19: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 19/65

18 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

AKP açılımlar için ilgili-ilgi-siz tüm yandaları dinliyor.Hükümet açılım çalımala-

rını, bazıları tabela örgütü ol-maktan öteye geçemeyen, bazıla-rı ise açıktan Türkiye’nin bölün-mesi için faaliyet yürüten örgüt-lerle birlikte yürütüyor. AncakHükümet, Türkiye‘nin en büyükkitle örgütlerinin görülerini al-maktan kaçınıyor.

AYNI ÖRGÜTLER PİYASAYA

SÜRÜLÜYOR

Hem çileri Bakanı BeirAtalay’ın yürüttüü “Güneydo-u açılımı”, hem de Necdet Su-baı’nın baında olduu “Aleviaçılımı” kapsamında AKP’nindinledii örgütler aynı. çileriBakanı Beir Atalay, açılım çer-çevesinde bazı örgütlerle 15

Austos günü bir araya gelmi-ti. Toplantıya Mazlum-Der,Kadın Adayları DesteklemeDernei (KADER), nsan Hak-ları Dernei, Liberal DüünceTopluluu, Türkiye YazarlarBirlii Vakfı gibi AKP’ye yakınörgütler katılmıtı. AKP Hükü-meti’nin açılımlarından bir di-eri de “Alevi açılımı”. “Aleviaçılımı” çalıtaylarının 4’üncü-sü 30 Eylül günü sivil toplum

örgütleri temsilcilerinin katılı-mıyla Ankara’da yapılacak. Netesadüf ki Atalay’ın yürüttüüaçılım çalımalarının toplantısı-na katılan örgütlerle, Alevi ça-lıtayına davet edilen örgütleraynı. Alevi çalıtayına Atalay’ıngörütüü örgütlerin yanı sıraSoros destekli TESEV, Genç Si-viller gibi yanda örgütler de

davet edildi.

BİZLER AB FONLARINDAN

NEMALANMIYORUZ

Bütün kesimlerin görüünü al-dıklarını ileri süren AKP yönetimiTürkiye’nin en büyük kitle örgüt-lerinin görülerini almıyor. Bun-lardan biri 118 bin üyeli Atatürk-

çü Düünce Dernei. ADD GenelSekreteri zzet Polat Ararat, açı-lım çalımalarına davet edilme-melerini öyle deerlendirdi:

“Sadece yanda kurulular-dan görü alınarak kamuoyu ya-nıltılmaya çalıılıyor. Bize sorul-saydı unları söylerdik: Güney-dou’da yapılması gereken i de-mokratik devrimdir. Bunun engüzel örnei Cumhuriyet köylü-lerinin yaptıklarıdır. Toprak re-formunun yapılması, toprak aa-larının ortadan kalkması, ıhla-rın, eyhlerin güçlerinin azaltıl-ması gerekir. Bu da bütünlükçübir politikayla yapılabilir.”

Türkiye Gençlik Birlii GenelBakanı Osman Yılmaz da Tür-kiye’nin baımsızlıını savunanörgütlerin görülerinin alınma-masının, bu açılımların Türki-ye’nin çıkarına olmadıının birgöstergesi olduunu kaydetti.“AKP’nin görü aldıkları bir

kısmı kendilerinin yönlendirdik-leri ya da AB fonlarından nema-lanan, emperyalist devletlerin ya-rarına çalıan kurulular” diyenYılmaz, emperyalist devletlerin‘Alevi açılımı’ ya da dier açılım-ları kendi çıkarları için kullan-dıklarını belirtti.

Cumhuriyet Kadınları Derne-i Genel Bakanı Av. enal Sarı-han, 50’nin üzerinde ubesi olanbir örgüt olarak kendilerinden

görü alınmamasını öyle deer-lendirdi: “Açılım adı altında ya-pılmak istenenler emperyalizmingüdümünde ısmarlama projeler-dir. Bu sorun Türkiye‘nin iç güç-leriyle çözülebilir”.G

M AKP’nin3 Haziran’dayanda örgütleriyledüzenledii “AleviÇaltay”,

ISMARLAMA PROJELERN YANDA SVL TOPLUM KURULULARI

AKP ‘açılımlar’ için

hep aynı örgütlerle görüşüyorAKP, “toplumun her kesiminden olduu gibi kitle örgütlerinden degörü alyorum” iddiasyla kendisiyle ayn görüleri savunankurulularla bir araya geliyor. Ancak AKP, Türkiye’nin bütünbölgelerinde örgütlü ve üye saylar yüz binleri bulan kurululargörmezden geliyor. Aydnlk’a konuan kitle örgütü temsilcileri,sadece yanda kurululardan görü alnarak kamuoyunun yanltlmayaçalldn belirtiyor.

Page 20: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 20/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 19

Üç aylık yaz tatilinin ardın-dan yeni yasama yılına 1Ekim’de balayacak olan

TBMM’nin öncelikli gündemmaddeleri Ermeni açılımı ve ‘de-mokratik’ açılım. çileri Baka-nı’nın koordinatörlüünde yürü-tülen çalımaların ardından Hü-kümet, nasıl bir açılım yapmakistediini TBMM Genel Kuru-lu’nda açıklayacak. Daha önce

açılım oturumunun kapalı olaca-ını açıklayan AKP, tepkiler üze-rine oturumu açık yapmak zo-runda kaldı.

ERMENİSTAN’A VERİLECEK TAVİZE,

TBMM’DEN ONAY ALINACAK

Ermeni açılımı 11-12Ekim’de TBMM’nin gündemin-de olacak. 2009 baında Erme-nistan’la imzalanan iki protokol,31 Austos’ta sviçre’deki görü-meler sonrası varılan mutabaka-

tın hemen ardından kamuoyunaaçıklanmıtı. Protokoller dorul-tusunda, her iki ülkenin 6 haftaiçinde iç siyasi istiareleri bitir-mesi, ardından da iki ülke mecl-islerinde onaylanması kararlatı-rılmıtı. Tayyip Erdoan proto-kolü, 14 Ekim’deki Türkiye-Er-menistan milli maçından iki günönce TBMM Genel Kurulu’nagöndereceklerini açıkladı.

SINIR ÖTESİ TEZKERE SÜRESİ 17

EKİM’DE DOLUYOR

Türk Silahlık Kuvvetleri’nesınır ötesi operasyon yapma yet-kisi veren tezkerenin süresi 17Ekim’de sona erecek. Sabah Ga-

zetesi, 16 Eylül’de Hükümetin,açılım kapsamında tezkere süre-sini uzatmayacaını yazmıtı.Genelkurmay Genel SekreteriTümgeneral Ferit Güler bu ha-berden iki gün sonra düzenlediibasın toplantısında yetki tezkere-si süresinin uzatılması ile ilgili ta-lebin 14 Eylül günü Babakan-lık’a gönderildiini açıkladı.

Erdoan, BM ve G-20 zirvele-

ri için ABD’ye hareket etmedenhemen önce, konuyla ilgili müs-tearına gerekli talimatı verdii-ni, döndüünde ilk Bakanlar Ku-rulu toplantısında, TBMM’yegönderilecek ekilde hazırlıklarınyapılacaını söyledi.

Erdoan, “Gazetelerde yo-rumlandıı ekilde ‘yapılmaya-cak, edilmeyecek’ bu tür eylersöz konusu deil. Bizler parla-mentoya bu konuyla ilgili yazı-mızı göndereceiz” dedi.

AKP, AÇILIMLA BİRLİKTE YASALARI

DA GÜNDEME GETİREBİLİR!

Aynı günlerde, açılım paketi-nin birer parçası niteliindekibazı yasa deiikliklerinin deTBMM’ye sevk edilmesi bekleni-yor. Bunlar arasında Anaya-sa’daki Türk vatandalıı tanımı-nın deitirilmesini öngören birAnayasa deiikliinin de Ekimayı içinde gündeme getirilebilece-i konuuluyor. Geni kapsamlıbir affın çıkarılması ve alfabeyeq, w, x harflerinin konulması ileilgili yasal düzenlemenin de ola-

caı belirtiliyor.Öte yandan, geçen yasama yı-

lından kalan Kamu GüvenliiMüstearlıı’nın kurulu kanu-nunun da, açılım kapsamındaGenel Kurul gündemine alınabi-lecei konuuluyor.G

M TBMM, iktidarve muhalefetin

kapmasnahazrlanyor.

Açlmlarngörüülecei Genel

Kuruloturumlarndatansiyon yine

yükselecek.

AÇILIMLARIN LK ADIMLARI EKM’DE

Hükümet, Ermenistan tavizine

TBMM onayı istiyorYeni yasama ylnn balayaca 1 Ekim’den itibaren hem TürkiyeBüyük Millet Meclisi’nin, hem de Türkiye’nin yeni bir tartmal sürecegirecei kesin. Ekim’in hemen banda, hem AKP’nin “demokratik”adn takt açlm paketinin TBMM Genel Kurulu’nda tartlacakolmas, hem Ermenistan’la paraflanan protokollerin ay ortasndaTBMM onayna sunulacak olmas, hem de TSK’ya snr ötesioperasyon yapma yetkisi veren tezkerenin süresinin 17 Ekim’de sonaerecek olmas, Ekim ayn kritik hale getiriyor.

Page 21: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 21/65

20 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Ergenekon tertibine karı,“Yurtseverlik suçsa, benide alın!” diyen aydınlar,

28 Eylül günü Silivri’ye gidi-yorlar. Duruma salonu önün-de açıklama yapacak olan ay-dınlar, davaya bakan stanbul13. Aır Ceza Mahkemesi’neilettikleri dilekçeyi de ilk kez

basının karısında okuyacak-lar. Aydınlar, basın açıklama-sının ardından, yargılananyurtsever aydınlara destekolmak için duruma salonun-da davayı izleyecekler.

HALİT REFİĞ, KAMPANYADAN ÖNCE

“BENİ DE ALIN” DEMİŞTİ

Öte yandan Türkiye’ninönde gelen yazarlarının, sanat-çılarının ve bilim insanlarının

ilk imzaları attıı ‘Beni de alın’kampanyasına katılım her geçengün artıyor. Ergenekon mahke-mesine gönderilecek dilekçeninaltına yeni imza atan aydınların

soyadlarına göre alfabetik sıra-lanmı listesini, yan sütunda bu-lacaksınız.

Listeye yeni eklenen isimlerarasında, hastanede tedavi gör-mekte olan Türk sinemasınınmihenk taı Halit Refi de var.Aslında Halit Refi “Beni dealın!” diyen ilk aydınımız. Zira

usta yönetmen, Temmuz ayındaAydınlık’a verdii röportajda“Benim vatanseverlikte neyimeksik ki bana ilien olmuyor?”demi; Aydınlık muhabirinin“Beni de alın mı demek istiyor-sunuz?” sorusunu öyle yanıtla-mıtı: “Tabii, çünkü bu ülkeiçin deerine, namusuna, bilgi-sine çok inandıım birçok dos-tum bugün cezaevlerinde çileçekmektedir…”

CANLI YAYINDA İMZALADI

u sıralar “Hergelekon” adlıoyunuyla izleyici karısınaçıkan tiyatrocu Seden Kızıltunç,

Ergenekon mahkemesine gön-derilecek dilekçeyi, canlı yayın-da yazıp imzaladı. 21 Eylülgünü Ulusal Kanal’da yayınla-nan Televizyon Gazetesi adlıprogramda Halil Nebiler’in ko-nuu olan Kızıltunç, “Atatürk-çü ve yurtseverim. Beni de alın”diye yazdı. Seden Kızıltunçkampanya için unları söyledi:“Bunun sonucu u olur. Bütünvatandalar imza koyacaı içinbiz evlerimizde kalacaız,bunun aksini düünenler içeriyegirecek o zaman. Yurtseverlik,Atatürkçülük suç olabilir mi?”

Peki, kampanyaya imza atandier aydınlar ne diyor? Aydın-lık, ‘Beni de alın” diyen yazar,sanatçı ve akademisyenlerlegörütü.

ESN AFAR (Sanatç)

‘Suç ne’ sorusununyanıtı yok

Darbe elbette arzu edilecekbir ey deil ancak Türkiye’nin

aydınları, bilim insanları, gaze-tecileri, siyasetçileri Ergenekontertibiyle tutuklandı. Birçouhastalandı. Suçlarının ne oldu-unu sorduklarında yanıt dahi

MAHKEMEYE DLEKÇE KAMPANYASI ÇI GB BÜYÜYOR

‘Beni de alın’ diyen aydınlar Silivri’de“Yurtseverlik suçsa, beni de aln!” kampanyasna aydnlarn katlm hergeçen gün artyor. Kampanyaya onlarca yeni yazar, sanatç ve bilim insankatld. Tiyatro sanatçs Seden Kzltunç, dilekçeyi canl yaynda yazp

imzalad. Kampanyaya yurttalar da youn ilgi gösteriyor. Ulusal Kanal’ncanl yaynlarna yüzlerce imzal mesaj gönderiliyor.

Esin Avşar BedriBaykam

TuncerCücenolu

Page 22: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 22/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 21

alamamaktalar, çou suçununne olduunu dahi bilmiyor. Hü-kümetin en kısa zamanda buuygulamaya son vermesini bek-liyoruz.

SEVDA AKTOLGA

(Senarist, oyuncu)Tek baımıza deil,bir arada güçlüyüz

Ulusalcıları, küresellemeninönündeki en büyük engel olarakgörüyorlar. Tek baımıza oldu-umuzda hiçbir ey yapamaya-caımızı biliyorlar. Ancak bir

araya gelince Kurtulu Savaıyapabileceimizi de biliyorlar.Yurtseverlik suçsa beni de alın.

BEDR BAYKAM (Ressam)

Aldıım en güzelhaber

Yurtdıı sergimden Türki-ye’ye döndüümde aldıım engüzel haber aydınların kampan-yası oldu. Çok yerinde bir hare-ket. Türkiye’nin bütün aydın in-sanlarının, bu tavrın arkasındaolması lazım. Burada yargıla-nan Cumhuriyetçilik ise, Ata-

türkçülük ise, laik demokratikTürkiye ise, “Biz de bunun birparçasıyız” diyerek bütün Tür-kiye’nin ayaa kalkması lazım.Son derece yerinde bir çıkı, al-tına imzamı atıyorum.

TUNCER CÜCENOLU(Oyun yazar)

Yürekli bir giriim,içindeyim

Bu kampanyada yer alanbütün arkadalarıma içtenliklekatılıyorum. Ben de bu yürekligiriimin içindeyim.

Aydınların balattıı kampanyaya yurttalarda youn ilgi gösteriyor. Ulusal Kanal’da canlı ya-yınlanan Televizyon Gazetesi adlı programa birgünde yüzlerce imzalı mesaj ulatı. Üstelik bazıyurttalar, açık adreslerini bile mesajlarının sonu-na yazıyorlar. te onlardan bazıları…

Aydınlık yarınlar için, birlik beraberliimiziçin o aydınlarla yatmaya beni de alın. Bu kam-panyayı sonuna kadar destekliyorum.

(Zuhal Düzbakan)Lütfen beni de alsınlar. Silivri Üniversitesi’nde

okumak istiyorum. Silivri’ye selam olsun. Dönendönsün, ben dönmezem yolumdan.

(Atila Gencer)Kambersiz düün olmaz. O zaman beni de

alın. Haksız olarak içeride tutulan yurtseverlere

selam olsun.

(Ümit Çetin/ zmir)Türkiye’nin gelecei ve kurtuluu için ne gere-

kiyorsa yaparız. Gecikmeli olduunu düündüü-müz bu kampanyayı yürekten destekliyoruz. Siliv-ri’de bayraklı bir miting yapılmasını öneriyorum.

(ehnaz Bahtm -Veteriner Hekim / Sakarya)Sayın Tayyip Erdoan ve Abdullah Gül, size

Türkiye’yi böldürtmeyeceiz. Bizi de alın kam-panyasına katılmak istiyorum. zmir’den KürtAhmet Dinç. Ne mutlu Türk’üm diyene!

Aydınlar içeride, hainler dıarıda. Bu onurludavranıta ben de varım, beni de alın.

(Mehmet Aktürk)

Bir günde yüzlerce kii, ‘Beni de alın’ diyor

Osmanahin

Ahmet Say

MacideTanr

Balaban ErolBilbilik

HasanHüseyin

Demirel

Page 23: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 23/65

HALL KUMOVA (Oyuncu)

Ülkemi seviyorum,ben de varım

Emperyalistlerin besleme ço-cukları karı devrim ataında.Bütün vatanseverler içeride. Bir-lik bütünlüümüz için bir yaradırbu sindirme operasyonları. Onuniçin bu kampanyada ben devarım. Ben de vatanımı, ülkemiçok seviyorum. Birinci Cumhuri-yetçiyim; ikinci, üçüncü diye birey kabul etmiyorum.

OSMAN AHN (Yazar)

Taburları deil,aaların topraklarını

kazsınlarTaların balandıı, köpekle-

rin salıverildii hain bir dönem-deyiz. Pek çok yurtsever AKP fa-izminin Silivri esir kampında tu-tuluyor. Yaadıımız süreç tambir karı devrimdir. Ülkemizdeen çok demokrasiden söz edili-yor, özgürlük deniyor, ülkemizdebunların hiçbirisi yoktur. AKPyöneticileri 7 yıldır iledikleriaır suçun kirli çamuruna, gırt-

laklarına kadar batmılardır.Korkuyorlar aslında. Onlarınsuçlarını, on tane Yassıada biletemizleyemez. Yüce Divan’dayargılanacaklardır. Kürt açılımı

adı altında aylardır insanlarımızıoyalıyorlar. Mecliste silahsızPKK’lılar var. Her gün isyandan,bölünmeden söz edip tehdit edi-yorlar. Sen ayrı bir devlet misin,senin devletini mi ele geçirdik?

Bunu soran yok, soracak olanlariçeri atılmı. Cumhuriyet savcıla-rı toprak aaları hakkında nedendava açmıyorlar? Türk Ordu-su’nun taburlarını kazacakları-na, o toprak aalarının arazileri-ni kazsınlar!

RFAN YALÇIN (Yazar)

Katılmak görevimBir yazar olarak bu kampan-

yaya katılmak benim görevim.

Bırakın Türkiye tarihini, dünyatarihinde görülmemi bir olayyaanıyor. Bu nedenle bu çarı-ya tabii ki olumlu yanıt vere-cektim.G

22 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

çi Partisi’nin yurt çapında balattıı, “Ata-türk Devrimi’ni savunmak ve yurtseverlik

suçsa, beni de alın!” kampanyası kapsamında23 Eylül’de Adana’da da imza masaları açıldı.P l Bakanı Hayrettin Çavuolu, “Ergenekontertibini bozmak için, Silivri’de tutuklu aydınla-rın yalnız olmadıklarını haykırmak için, bütünmilletimizi kampanyaya destek olmaya çaırı-yoruz” dedi. Aynı saatlerde

Yeni Parti üyeleri de Tuncay Özkan’ın bir yılönce tutuklanmasını protesto ettiler. YP l Ba-kanı Hülya Yuvasız’ın basın açıklamasındansonra partililer nönü Parkı’na gittiler ve P’ninmasasını ziyaret ederek kampanyaya imzalarıy-la destek verdiler. Kampanyaya destek verenlerarasında ADD, ÇYDD, Müdafa-i Hukuk Hare-keti ve Biz Kaç Kiiyiz Platformu üyeleri de yeraldı.

Erkan imek/ Adana

Partiler ve kitle örgütleri,Adana’daki imza masasında bulutu

Sanatçı veaydınlardan yeniimzalarEsin Afar (Diplomatik sanatçı)

Doç. Dr. Cüneyt AkalınSevda Aktolga (Senarist-Oyun-cu)smet Arslan (Yayıncı)Yetkin Aröz (Yazar)brahim Balaban (Ressam)Rafet Ballı (Gazeteci)Deniz Banolu (Gazeteci)Bedri Baykam (Ressam)Erol Bilbilik (Aratırmacı-Yazar)Prof. Dr. Bengi BugayTuncer Cücenolu (Oyun yazarı)

Hasan Hüseyin Demirel (Müzis-yen)lhan Gülek (Ulusal Sivil ToplumKuruluları Birlii Dönem Sözcü-sü)Hidayet Karaku (air)Halil Kumova (Oyuncu)Halil Nebiler (Gazeteci)Seyyit Nezir (air)Halit Refi (Yönetmen)Ahmet Say (Yazar)Ali Sirmen (Yazar)Macide Tanır (Tiyatro sanatçısı)Öner Yacı (Yazar)rfan Yalçın (Yazar)Ahmet Yıldız (Yazar)

ÖnerYac

Page 24: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 24/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 23

UMUT ALBAYRAK

Hâkimler ve Savcılar YüksekKurulu’nun (HSYK) yüzlercehâkim ve savcıyı kapsayacak

2009 yılı sonbahar kararnamesi çalı-malarına önümüzdeki hafta bala-ması bekleniyor. Adalet Bakanlıı Per-sonel Genel Müdürlüü tarafındanhazırlanan atama-yer deitirme tas-laına son ekli Hâkimler ve SavcılarYüksek Kurulu veriyor. Güz kararna-mesi sürecinde Ergenekon savcılarınındurumunun da ele alınması bekleniyor.

BAKANLIK İNCELEMEYİ GECİKTİRME

AMACINDA

Ergenekon savcı ve hâkimlerihakkında yapılan ikâyetleri ara-tırmak için Bakanlık tarafından gö-revlendirilen iki müfetti 7 Eylül’destanbul’da çalımaya baladı. Ba-kanlıın, inceleme sürecini uzata-rak, Güz Kararnamesi görümele-rinde “inceleme henüz sürüyor” ge-rekçesi ile suç duyurularını yine

HSYK gündeminden kaçırmakamacında olduu belirtiliyor. Ada-let Bakanlıı’nın bu ekilde Ergene-kon savcılarına koruma kalkanı ya-ratma amacında olduu kaydedili-yor.

HSYK üyeleri Ergenekon savcı-ları hakkında yapılan ikâyetlerinHSYK gündemine getirilmesini is-temi, Adalet Bakanı ve BakanlıkMüstearının aleyhte oylarına ra-men oy çokluu ile bu öneri kabul

edilmiti. HSYK’nın Temmuz ayısonunda aldıı bu karara ramenAdalet Bakanlıı, Ergenekon savcı-ları hakkında inceleme yapılmasıiçin Eylül ayı baına kadar bekledi.

Ergenekon savcıları hakkında

yapılan onlarca ikâyet, öncekiAdalet Bakanı Mehmet Ali ahin

ve Bakan Sadullah Ergin’in soru-turma izni vermemesi nedeniyleHSYK gündemine getirilmemiti.Yaz kararnamesi görümelerindeHSYK üyeleri birçok ikâyet yapıl-dıını belirterek; yasalara aykırıolarak yapılan telefon dinlemeleri,usulsüz arama ve el koymalar, özelhayatın gizliliinin ihlal edilmesi,stanbul’dan tüm Türkiye’yi kapsa-yan soruturma yürütülerek yetkiaımı yapılması, soruturmaların

ucu açık yürütülmesi gibi uygula-maları gündeme getirmiti.

BAKANLIĞIN YARGIYA BASKISI

SÜRÜYOR

Öte yandan AKP, Güz Karar-

namesi sürecinin ardından “YargıReformu”nu TBMM gündeminegetirerek HSYK’nın yapısını dei-tirmeyi planlıyor. AKP’nin hazırla-dıı taslakta HSYK’ya TBMM’ninüye seçmesi öngörülüyor.

Adalet Bakanlıı’nın Ergenekontertibi kapsamında hâkim ve savcı-lar hakkında balattıı inceleme vesoruturmalar da sürüyor. Yüze

yakın hâkim ve savcı hakkında in-celeme ve soruturma yapılıyor. Sa-dece stanbul’da 30’a yakın hâkimve savcı inceleme altında. Ankara,zmir, Adana, Erzincan adliyeleribata olmak üzere Türkiye’nin çe-itli illerinde incelemeler yapılırken,soruturulanlar arasında birçokaır ceza mahkemesi hâkimi vecumhuriyet basavcısı olduunubelirtiyor. Adalet Bakanlıı müfett-ileri 21 Ocak 2007 tarihinde yü-

rürlüe giren Tefti Kurulu Yönet-melii’ne dayanarak, Türkiye’ninçeitli illerinde görev yapan hâkimve savcılar hakkında mahkemeler-den telefon dinleme kararları aldırı-yorlar.G

M Ergenekonsavclar hakkndayaplan onlarcaikâyet AdaletBakan Sadullah

Ergin’in soruturmaizni vermemesinedeniyle HSYKgündeminegetirilmedi.

ADALET BAKANLII’NDAN ERGENEKON SAVCILARINI KORUMAK ÇN YEN TAKTK

‘Güz Kararnamesi’ öncesi

ayak oyunuAdli ve idari yargda güz kararnamesi süreci balyor. Hâkimler ve SavclarYüksek Kurulu’nun 500’e yakn hâkim ve savcnn görev yerlerinideitirmesi bekleniyor. Ergenekon savclarnn durumunun da Kurultoplantlarnda ele alnmas bekleniyor. Adalet Bakanl ise Ergenekonsavclarn korumak için, balatlan inceleme sürecini kararname sonrasnakadar uzatmak amacnda.

Bakanln, Ergenekon

savc ve hâkimleri

hakknda balatlan

inceleme sürecini uzatarak,

Güz Kararnamesi

görümelerinde “inceleme

henüz sürüyor” gerekçesi

ile suç duyurularn yine

HSYK gündeminden

kaçrmak amacnda olduu

belirtiliyor. Adalet

Bakanl’nn bu ekilde

Ergenekon savclarnakoruma kalkan yaratma

amacnda olduu

kaydediliyor.

Page 25: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 25/65

24 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

UFUK AKKAYA

Nöbetçi hâkim Faik Sabantarafından 16 Eylül’deserbest bırakılan Emniyet

Genel Müdür Yardımcısı EminArslan 10 gün sonra 26 Eylülgünü stanbul 13. Aır CezaMahkemesi heyeti tarafından tu-tuklandı. Mahkeme, Arslan ilebirlikte tutuksuz yargılanmaküzere serbest bırakılan emniyetmüdürleri Murat Nemutlu veMustafa Aral hakkında da tutuk-

lama kararı verdi.Aydınlık karar üzerine Emni-

yet Genel Müdür YardımcısıArslan’a ulatı. Tutuklama kara-rının kendisine tebliedilmediini söyle-yen Arslan, Em-niyet GenelM ü d ü r l ü -ü’ne tutuk-lama kararı

bilgisinin resmen ulamadıınıancak bazı yetkililere bildirildii-

ni söyledi. Emin Arslan öyle ko-nutu:

ADIM ÖZELLİKLE YIPRATILIYOR

“Tebligat zaten önce basınayapılıyor. Bana tebligatın ula-maması normal. stanbul’da birsoruturma yürütülüyor dahabenim adım geçmezken basın‘Emin Arslan yarın savcıya ifadeverecek’ diye haberler yapıyor.Yargılama basın üzerinden yürü-tülüyor. Emin Arslan adı özellik-le yıpratılıyor.”

AYDINLIK- Neden yıpratılı-yorsunuz?”

ARSLAN- Marjinal gruplarahedef gösteriliyorum.

Emin Arslan’ın kimolduu ortada,

neden yıpratıldııda ortada. Yaptı-ı operasyonlarave duruuna

bakın bunu anlarsınız. Dürüstlü-ü ortada. Leke almamı bir em-niyet mensubudur. çileri Baka-nı Saadettin Tantan’ın balattıısoruturmaya bakın o zaman an-larsınız neden yıpratıldıımı.

KİMSEDEN KORKUM YOK

AYDINLIK- Adınızın uyutu-rucu operasyonuna dâhil edilme-si emniyet içinde bazı gruplarınçatımasından kaynaklandıı id-dialarını nasıl deerlendirdiniz?

ARSLAN- Siz daha iyi biliyor-sunuz bu konuları. Herkes EminArslan’ı tanıyor, biliyor dürüst-lüüme de güveniyor. Boazım-dan tek kuru haram lokma geç-memitir. Kimseden korkum veçekincem yok. Yargılama sonu-cunda her ey ortaya çıkacak.”

EMNİYET KAYNAKLARI:

F TİPİ EKİBİN İŞİ

Aydınlık geçen hafta Arslan’aemniyet içindeki F tipi ekip tara-fından operasyon düzenlendiiniöyle yazmıtı. “Emniyet kay-nakları, Emniyet Genel MüdürYardımcısı Emin Arslan’a ope-rasyon düzenlendiini belirtiyor.Kaynaklar, operasyonda polisiçindeki ‘F tipi’ yapılanmanın ro-lüne dikkat çekiyor. Bir yetkiliEmin Arslan’a yapılan operasyo-

EMNYET GENEL MÜDÜR YRD. EMN ARSLAN AYDINLIK’A KONUTU:

Nasırına bastıklarıma bakın

anlarsınız!Uyuturucu operasyonuna ad kartrlan Emniyet Genel Müdür YardmcsEmin Arslan tutukland. Emin Arslan, teslim olmadan önce Aydnlk’a uaçklamay yapt: “Adalet tecelli edecektir, herkes Emin Arslan’n kimolduunu çok iyi biliyor. Tebligat önce basna yaplyor. Emin Arslan adözellikle ypratlyor. çileri Bakan Saadettin Tantan’n balattsoruturmaya bakn o zaman anlarsnz neden ypratldm!”

“Tebligat zaten önce basna

yaplyor. Bana tebligatn

ulamamas normal.

stanbul’da bir soruturma

yürütülüyor daha benim adm

geçmezken basn

‘Emin Arslan yarn savcya

ifade verecek’ diyehaberler yapyor.

Yarglama basn

üzerinden yürütülüyor.”

Page 26: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 26/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 25

nu u örnekle anlatıyor: ‘EmniyetOrkestrası’nda 2 emniyet MüdürYardımcısı sürekli yanlı notayabasıyor. Orkestra efi bu durum-dan rahatsız. Orkestrayı bozankiilerin yerine yeni isimlerin ge-tirilmesi planlanıyor.’ Emniyet

kulislerinde de operasyonunEmin Arslan’ı tasfiye etmeye yö-nelik olduu konuuluyor”

CNNTURK VE KANAL D’NİN

ASİMETRİSİ

Mehmet Ali Brand’ın GenelYayın Yönetmeni olduuCNNTURK ve ana haber sunu-culuunu yaptıı Kanal D tel-evizyonları Emin Arslan’ın gö-revden alındıı iddia etti. HattaArslan’ın görevden alınmak içinhazırlanan kararnamenin Cum-hurbakanlıı’na gönderildii deson dakika olarak ekrandan yan-sıtıldı. Çok geçmeden Doangrubunun televizyonları haberiyalanlandı. Arslan’ın görevdenalınmadıı ve Kök’e hakkındabir kararname gönderilmediiörenildi.

GAZETECİ AHMET AKPAK, “BARON”

İLE ARSLAN İLİŞKİSİNİ ANLATTI

Emniyet Genel Müdür Yar-dımcısı Emin Arslan’a yöneltilensuçlamalar, “uyuturucu baronuolduu iddia edilen Habip Ka-nat’a bilgi sızdırmak. Habip Ka-nat’ı himaye etmek.”

Habip Kanat’ı Emin Arslanile tanıtıran 32 yıllık polis mu-habirlii yapmı gazeteci AhmetAkpak Aydınlık’a konutu:

“Habip Kanat mobilya ticare-ti yapıyordu. Kanat, Bulgaris-

tan’dayken Selim Gezer’le (TilkiSelim) bir trafik kazası sonucu

tanııyor. Tilki Selim Kanat’ı ka-çırıyor ve ailesinden 2 milyondolar fidye istiyor. Habip Kanat,bilei yaralanarak Tilki Selim’inelinden kaçıyor. stanbul’a dönü-yor ve kızlarının kaçırılacaınıduyunca çılgına dönüyor. Emni-

yet Genel Müdürlüü’ne gidiyorTilki Selim ve ekibinin uyuturu-cu kaçakçılıı yaptıını anlatı-yor.

HABİP KANAT’I EMİN ARSLAN’IN

YANINA BEN GÖTÜRDÜM

“Emniyet Genel Müdürlü-ü’ne Emin Arslan’ın yanınaHabip Kanat’ı ben götürdüm.Kayseri’de caminin altında cap-togon ve sentetik hap imalatha-nesi kurduklarını anlattı. TilkiSelim’in ekibinin isim isim ihbaretti. Çou da akrabası köylüsü,Tilki Selim’inde uyuturucu trafi-ini Bulgaristan gizli servisi ileyönettiini balantılarıyla anlat-tı. Tilki Selim dâhil herkesi tektek yakalattı. Operasyonları da odönemde Kaçakçılık ve OrganizeSuçlarla Mücadele Dairesi Ba-kanı olan Emin Arslan gerçekle-tirdi. Arslan’a operasyon talima-tı veren de dönemin çileri Baka-

nı Sadettin Tantan. Habip Kanatbu olaydan sonra da Emin Ars-lan’a bilgiler vermeyi sürdürmü.

“Habip Kanat, Amca kodadlı Bulgar gizli servisinin elema-nının restoranının mobilya iiniyaptı. Be yüz binin üzerinde ala-caı var. Ama beni öldüreceklerdiye Bulgaristan’a gidemiyor.Kanat’ın Bulgaristan’da arandııiddia ediliyor böyle bir ey de sözkonusu deil. Operasyonlardan

sonra 2004 yılında Habip Kanat,Emin Arslan ve ben bir araya gel-

dik. Emin Arslan, Kanat’a ‘seninsayende iyi operasyonlar yaptık’diye teekkür etti.

HABİP KANAT’I CEZAEVİNDE

ÖLDÜRECEKLER

“Ben Habip Kanat’ın hasta-lıklarına kadar bilirim. ekertansiyon hastasıdır, Ei kalp krizigeçirdi… Haftada iki, üç kez gö-rüürdüm. Bana da hap getirdi.Ben diyaliz hastasıyım. ‘Sana hapgetiriyorum’ dedii telefon ko-numalarım var neden bu konu-malara bakarak emniyet, savcılıkbenim ifademe bavurmuyor?Porasemit diye bir hapı istedim,Avrupa’dan getirtti. Ben de hapistedim ise beni neden almadılariçeri? Ben bu olayın gerçek tanı-ıyım. Habip Kanat’ı polisinmuhbiri diye öldürecekler. Ka-nat’ı da ailesini de

yaatmazlar.”[email protected]

Yurt Partisi Genel Bakanı SadettinTantan, çileri Bakanlıı yaptıı dönem-de tüm organize suç operasyonlarını bir-likte yürüttüü eski çalıma arkadaı Em-niyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Ars-lan’ın dürüst bir polis olduunu söyledi.

Tantan, “Çeteleri çökertmek için içerideneleman kullanılır. O elemanlarla herzaman temas edilir” dedi. Arslan’ın “kös-tebeklerle” temas kurduunu ifade edenTantan, unları söyledi:

“Benim tanıdıım Emin Arslan sonderece dürüst ve baarılı bir polistir.çileri Bakanlıım dönemindeki bütünorganize çete operasyonlarını EminArslan yürüttü. O hayvan adlarıylaanılan operasyonların hepsinde Emin

Arslan’ın imzası var. Sadece yurtiçindedeil, uluslararası çaptaki organize suçörgütlerinin de üzerine gitti. Hakkın-daki suçlamayı tam bilemiyorum amaunu söyleyebilirim ki; bu tür istihba-

rat ilerinde, organize çetelerin içinesızmak gerekir. Her operasyonda mut-laka içeriden bir eleman vardır. Bu ele-manlar aranır, bunlarla konuulur. Çe-teler bu sayede çökertilir. Bu eleman-larla sadece operasyon zamanı konu-

ulacak diye bir ey de yoktur. Operas-yonlardan önce de, sonra da konuu-lur. Bunların hepsi ayrıca resmi evrak-ta kayıt altındadır. Bu elemanlar bakazamanda da aranır.”

SADETTN TANTAN:

Emin Arslan’ın her operasyonunda içeriden elamanı vardır

L GazeteciAhmet Akpak

Page 27: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 27/65

26 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Cüneyt Akaln

Türkiye ile Suriye’nin vizeyikaldırmaları haberi kalpleriısıttı, ulusumuzu sevindirdi.

Umarız, vize kararı bir balangıçolur, iki ülke arasında kapsamlı biribirliinin yolunu açar.

Bu kararın en bata Avrasyacı-ları, ulusumuzun bölgedeki kom-ularıyla ilikilerini gelitirmesiniher fırsatta savunanları sevindir-diini belirtmek gerekir. Dahası,hükümetin bu kararında Avrasya-cıların son yıllarda vermi olduk-

ları büyük mücadelenin payı ol-duunu bilmek ve vurgulamak,gerçeklere balı kalmanın, dü-rüstlüün gereidir. Tereddüdüolanlar arivlere bakabilirler.

Yanda medyanın, bu kararıAKP’nin hanesine yazmak için ça-balaması gerçei yansıtmıyor.AKP’ninki yükselen bir dalgayakapılıp sürüklenmektir.

Türk Avrasyacıları, en bataçi Partisi, Suriye ile dostluun

yaamsal önemine dikkat çektiler;

son be yıl içinde her fırsatta Suri-yeli dostlarla bir araya geldiler.öyle bir hatırlayalım:

MECLİS BAŞKANI MAHMUT EL

ABRAŞ-PERİNÇEK GÖRÜŞMESİ

lk adım, Dou Perinçek, E.Korgeneral Yaar Müjdeci, Türk-men lider Prof. Ümit Akkoyunlu,Prof. Semih Koray, Doç. Sencermer, Mete Göknel ve Özcan Bu-ze’den oluan heyet tarafındanatıldı. am Üniversitesi StratejikAratırmalar Merkezi’nin davetli-si olarak 16-20 Ocak 2006 tarih-leri arasında am’a giden AvrasyaTürk Heyeti, gezi sırasında üstdüzeyde temaslarda bulundu, Su-riye Meclis Bakanı Mahmut ElAbra ve Yüksek Eitim BakanıProf. Hani Murtada tarafındankabul edildi. Perinçek bakanlı-ındaki heyeti kabul eden MeclisBakanı Mahmut El Abra “Geç-miteki kopmalardan esef duydu-unu” belirtti, Bear Esad’ın sü-reçteki rolüne iaret etti. MeclisAnayasa Komisyonu Bakanı

Prof. Faysal Kaltum konuklarla

yakından ilgilendi. Görümeler sı-rasında Faysal Kaltum Türk heye-tine “Arap dünyasında Türki-ye’nin lobiciliini yapma” sözüverirken, “Gelin sınırları kaldıra-lım” çarısında bulundu. Ziyaretsırasında am Üniversitesi Strate-jik Aratırmalar Merkezi ile Av-rasya Hareketi Türkiye Milli Ko-mitesi arasında ibirlii protokol-

leri imzalandı.

BAŞBAKAN NACİ OTRİ-İLSEVER

GÖRÜŞMESİ

Türkiye Avrasya Hareketi ileSuriyeli yetkililer arasındaki üstdüzey ikinci temas Suriye Baba-kanı Naci Otri ile çi PartisiGenel Sekreteri Ferit lsever’inbakanlıındaki heyet arasında11 Eylül 2006’da am’da gerçek-leti.

Görümede taraflar, dile geti-rilen görüler arasındaki yakınlı-a dikkat çektiler ve “Türkiye-Su-riye Stratejik Ortaklıı”nı bir ihti-yaç olarak tespit ettiler.

Bu gezileri akademisyenlerintemasları izledi. Elazı Üniversite-si’nin sempozyumuna davetligelen Suriyeli akademisyenler,Kasım 2006’da

stanbul’da da aırlandılar.Ziyaretten akıllarda “Bizim Reis

(B. Esad’ı kastediyor) Türkiye’ninönemini çok iyi anladı” sözlerikaldı.

Suriye Meclisi Anayasa Ko-misyonu Bakanı Faysal Kaltum,Kasım 2006’da Gazi Üniversite-si’nde düzenlenen Avrasya Sem-pozyumu’nda sıcak bir konumayaptı.

AKADEMİSYENLERİN TEMASLARI

Bu satırların yazarı Dr. Cü-

neyt Akalın üç kez Suriye’yi ziya-ret etti: Birincisi 2007’de amÜniversitesi’nin konuu olarakMarmara Üniversitesi’nden aka-demisyenlerle birlikte; ikincisi2008 ubatı’nda yine am Üni-

M Suriye MeclisBakan Mahmut ElAbra, AvrasyaTürk heyetinikabulünde heyetbakan DouPerinçek’le birlikte(17 Ocak 2005).Aydnlk görümeyi“Suriye de KKTC’yeaçlyor” balyla

kapak yapt.

ARKASI GELECEK!

‘Suriye vizesi’

Avrasyacılığın zaferidir!Türk Avrasyaclar son be yl içinde Suriye heyetleri ile onlarca kezbir araya geldiler. Bu temaslarn ana temas “snrlar ortadankaldralm” oldu. Türkiye-Suriye ortakl stratejik önemdedir ve‘Bat Asya Topluluu’nun anahtardr. Türk Avrasyaclar bu hedefekilitlendik, adm adm ilerleyeceiz.

Page 28: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 28/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 27

versitesi’nin ev sahipliini yaptıı“Avrasya Sempozyumu’na” Pbakan yardımcısı E. General Ser-vet Cömert ile birlikte; üçüncüsü2008 Aralık’ında P MerkezKarar Kurulu üyeleri ule Perin-çek ve Haluk Dural ile Ü asistanı

Mehmet Perinçek’in de içinde yeraldıı heyetle birlikte. Bu temas-larda ana tema dostluk ve yakın-lamaydı.

AKP’Lİ POLİTİKACILARIN BASKILARINA

RAĞMEN…

Aslında süreç karmaıktı.

Türk Avrasyacıları giriimlerinisürdürdükçe kötü niyetliler “Öca-lan ve Suriye” sayfalarını karıtı-rıyorlardı. srail’le düüp kalk-maktan çekinmeyen AKP’li politi-kacılar da, çi Partisi’ni iaretedip Suriyeli yetkilileri arkasın-

dan çekiyorlardı.Bu süreci çi Partisi’nin ileri

görülü politikaları ile aabildik.Öte yandan Suriyeli yetkililerkendilerini çok iyi anlayan bu Av-rasyacı dostları ile her türlü ilikiiçine girmeye hazır olduklarınıher fırsatta ifade ediyorlardı. An-kara’dan gelen baskılara ramenTürk Avrasyacılarla ilikiyi hepsıcak tuttular.

Türk Avrasyacıları olarak

dostluu gelitirmek için nemümkünse yaptık. imdi bununhaklı gururunu yaıyoruz. Çor-bada tuzumuz var! Bütün engel-lere ramen o sınırı bıkmadanusanmadan aındıran oförlergibi, iadamları gibi, oralara ça-lımaya giden içiler gibi, Suriyeüzerinden hacca giden yurttalargibi, bu davaya emek veren ga-zeteciler ve düün adamlarıgibi... Tuzun ötesi var ama onu

da ben yazmayayım; amaztanık tarih nasıl olsa bir gün ko-nuur.

DAHA İLERİLERE… AVRASYA’NIN

DERİNLİKLERİNE

Bu bir baarıdır ancak bunun-la asla yetinemeyiz, yetinmeyece-

iz. Bu davanın gerçek öncülerin-den P Genel Bakanı Dou Perin-çek, içine domu gibi, 4 Eylül2009 tarihli Aydınlık dergisine Si-livri’den yolladıı yazıda bu ko-nuyu ilemi; dahası Perinçekönümüze daha büyük hedefler

koyuyor. “Batı Asya Topluluu”balıklı yazısında bakın nelerdiyor:

“Ulusal devletimiz ancak Suri-ye-Irak-ran-Azerbaycan ile olu-turulacak Batı Asya Topluluuiçinde yaar ve Kemalist Devrimrayına oturur!”

Türk Avrasyacıları bu hedefekilitlendik, adım adım ilerleyece-iz.

“Suriye vizesi” küçük çaplı bir

zaferdi, büyük zaferlerin önünüaçtı.G

Ey TC yurttaları, ey yarenler, ey

kardeler…Benden söylemesi: Suriye çok güzelbir ülke. Lazkiye, Tartus gibi tarihi li-manların yer aldıı Akdeniz kıyıları,Akdeniz kültürünün bir parçası. Bunakarılık am, Hama, Humus Arap kül-türünün en seçkin tarihsel kentleri ara-sında yer alıyor. Çöl’ün ortasındakikervanlar kenti Palmira bizdekiEfes’ten görkemli. Halep ise hem Türkhem Arap kültürüne ait, iyi korunmuesiz güzellikte bir kent. Halep’ten sını-ra kadar uzanan bölge yemyeil ovalar-la kaplı.

Suriye’nin insanları sıcak, neeli,içten. yi eitilmi çada insanlar.

Suriye Arap dünyasının hem (dü-ünsel planda) en gelikin, hem de en

birikimli ülkesi.

Mustafa Kemal Paa’nın Halep’tekaldıı otel hâlâ yerinde duruyor.slamın ilk büyük anıtı Emeviler

Camii’ni gezebilir, Sinan’ın bir bakabayapıtı Selimiye Camii’ni seyredebi-lir, slamın büyük komutanı SelahattinEyyûbi’nin mütevazı türbesi önündederin düüncelere dalabilir, Türbe’nin

hemen yanı baındaki Türk havaehitlerinin ruhuna Fatiha okuyabilirsi-niz.

Unutmayalım; Suriye, 1918’deMondros Mütarekesi ile Türkiye’denkoparıldı, Türklerin ve Arapların irade-sine ramen koparıldı. Bir delinin attııtaı kırk akıllı çıkartamazmı… Amaakıllı sadece kırk deil, 40 binlerce...Kafa kafaya verip engelleri aacaız.

Anadolu Suriye’nin kardeidir, Su-

riye de Anadolu’nun. Corafyanın ya-rattıını, tarihin yaptıını kullar ancakbir süre için bozabilir.

Arkadalar, dostlar, olanaı olanyurttalar, yarenler, kardeler... Atla-yın arabanıza, atlayın Adana’dan, An-takya’dan, Antep’ten her gün onlarcakez kalkan otobüslerden birine… An-talya’ya, Adana’ya, Aydın’a gider gibiHalep’e, Lazkiye’ye uzanın. Tatile, gez-meye, ibadete; artık gönlünüz neyi çe-kerse… Vize engeli de kalmadı, elinizikolunuzu sallayarak gidebilirsiniz.Orada hem tarihimizden izlerle karıla-ıp duygulanacak, hem kendiniz gibiinsanlarla tanıacak, yeni dostluklarkuracaksınız.

Benden söylemesi!

Bir Avrasyacıdan yurttalara çarı!

Suriye Babakan Naci Otri ile çiPartisi Genel Sekreteri Ferit lseverbakanlndaki heyet 11 Eylül 2006’daam’da görütü.(17 Eylül 2006, Aydnlk) Suriyeli

akademisyenlerinstanbul’da çiPartisi’ni ziyaretindeam ÜniversitesiEdebiyat FakültesiDekan SosyologProf. Samir HassanBear Esad için“Bizim Reis,Türkiye’nin öneminiçok iyi kavrad”demiti.(5 Kasm 2006,Aydnlk)

Page 29: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 29/65

28 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Mehmet Ali Güller

Dıileri Bakanı Ahmet Davutolu,Irak ve Suriye ile önemli anlamalaraimza attı. Örnein Suriye ile vizelerin kar-ılıklı kaldırılmasından, “ortak kabine”üzerinde mutabakata varılmasına kadaruzanan gelimeler yaandı. Davuto-lu’nun formüle ettii bir ‘Ortadou Birli-i’nin altyapısı oluturuldu: “Türkiye-Irak-Suriye arasında gerçeklemeye bala-yan bu ibirliine, Avrupa Birlii’ni kurananlamalar gibi bir anlama oluur diye

bakılırsa, o zaman geleceimiz parlakolur. Ortadou bölgesini birlikte inaetme sorunuyla karı karıyayız” (Hürri-yet, 18 Eylül 2009)

Öte yandan DTP Ebakanı AhmetTürk de, Erbil’den, “Bölgesel YönetiminParlamentosu”ndan AKP’ye destek çıktı:“Avrupa Birlii bir birliktir. Neden Orta-dou halkları arasında da bir birlik olu-masın ve birbirlerini tanımasınlar”. (Hür-riyet, 18 Eylül 2009)

AKP ve DTP’nin “Ortadou Birlii”

önerisinden önce ise çi Partisi GenelBakanı Dou Perinçek’in “Batı AsyaTopluluu” önerisi vardı. (Aydınlık, 6Eylül 2009, Sayı:1155)

ki öneri arasında ise çok temel fark-lar bulunuyor. Sıralarsak:

1. ran açısından;AKP ve DTP’nin “Ortadou Birlii”

önerisi, somut anlamda bölgeden ran’ıdılamak içindir. Türkiye üzerinden Suri-ye, ran’a karı tarafsızlatırılmaya hattatam karısına alınmaya çalıılmaktadır.

Perinçek’in “Batı Asya Topluluu”önerisi ise tam tersine ran’ı da içine alanbir birliktir: “Türkiye, Suriye, ran veAzerbaycan; ekonomiden güvenlie uza-nan bir kurumlamaya gitmek durumun-dalar. KKTC, Türkiye ile bütünleerek bu

beraberliin içinde olacaktır.”AKP ve DTP’nin “Ortadou Birlii”

önerisi, Türkiye’yi bölgesel bir güç olanran’la karı karıya getirirken, Perin-çek’in “Batı Asya Topluluu” içinde yanyana getirmektedir.

Araplar açısından;“Ortadou Birlii” önerisi, ran’a

karı ekillendii için, Araplar arasındaayrılık yaratacaktır.

“Batı Asya Topluluu” ise hem Arap-ları birletirir; hem de Türkiye’yi Araplar-la birletirir.

Kürtler açısından;

AKP ve DTP’nin “Ortadou Birlii”önerisi, Kürtler açısından bölgesel fela-ketlere yol açacak niteliktedir.

DTP Ebakanı Ahmet Türk, Er-bil’den “Ortadou Birlii”ne destek ver-

dii konumasında, “4 parça Kürdis-

tan’da Kürtler zorluk içinde ve baskı gö-rüyor” iddiasında bulundu ve Kürtler açı-sından çözümü “Ortadou Birlii”ndegördüünü söyledi. (Hürriyet, 18 Eylül2009)

Aynı sıkıntılı bakı açısı Davuto-lu’nda da var. Ortadou Birlii ile “yep-yeni bir ortaklık modeli” hayata geçire-ceklerini savunan Davutolu, “sınır boy-larımızda iki karde halk geleceklerinibirlikte ekillendireceklerdir” dedi. (Hür-riyet, 18 Eylül 2009)

“Ortadou Birlii”, 4 parçadaki yaniTürkiye, Irak, Suriye ve ran’daki Kürtle-rin kendi aralarındaki bir entegrasyonuhedefliyor. Ki bu durum en bata Kürtle-ri felakete götürecektir.

Perinçek’in “Batı Asya Topluluu”

ise, “Türkiye’yi yalnız kendi Kürdüyledeil, bölgenin bütün Kürtleriyle birletir-

meyi” hedefliyor.Türkler ve Türkiye açısından;ran’ı dılayan hatta ran’a karı ko-

numlanan “Ortadou Birlii”, ran’dayaayan Azerileri hatta Azerbaycan’ı dakarısına alacaktır.

“Batı Asya Topluluu” ise “Türki-ye’yi Irak’ın, Suriye’nin, ran’ın ve Azer-baycan’ın Türkleriyle birletirir.”

Yüzde 84’ü ABD karıtı olan Türki-ye’de, bu proje ile deil “Ortadou Birli-i”, Türkiye Birlii bile kurulamaz! “Or-

tadou Birlii”nin üst projesi olan BOP,zaten Türk’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e veTürk’ü Türk’e düman etmektedir.

“Batı Asya Topluluu” ise yıllardıratılan ayrılık tohumlarını ortadan kaldı-rır; Türkiye’yi birletirir!

ABD açısından;“Ortadou Birlii” yapı ve hedef iti-

bariyle ABD’nin Büyük Ortadou Projesiiçerisindedir. “Batı Asya Topluluu” iseABD’ye karı, bölge merkezlidir.

“Ortadou Birlii” ile Büyük Ortado-u Projesi ABD lehine ilerler. Bölge halk-ları, Ortadou halkları birbirine düer.

“Batı Asya Topluluu” ise tam tersi-ne, hem bölge halklarını ABD’ye karıbirletirir; hem de “Washington’u caydı-rır ve ABD’yi çılgın maceraların getirece-i felaketlerden kurtarır”.

Dünya açısından;“Ortadou Birlii” ABD’nin Büyük

Ortadou Projesi içinde olduundan,(son tahlilde gerçekleemeyecekse de)“Tek Kutuplu Dünya”ya hizmet edecek-tir.

“Batı Asya Topluluu” ise, emperya-lizme karı ulusal devletleri savunduun-dan, “Çok Kutuplu Dünya”ya hizmetedecektir. Orta ve Dou Asya’da angaybirlii Örgütü, Güney Amerika’daALBA gibi bölgemizde de “Batı AsyaTopluluu” ABD’nin karısında yeni birodak, yeni bir kutup olacaktır. Bölgeselodakların sayısı ve gücü, AB’yi, ABD kar-ısında daha da tarafsızlatıracaktır.

Sonuç olarak;ABD’nin Büyük Ortadou Projesi’nin

alt balıı olan “Ortadou Birlii”, “Di-yarbakır’ı merkez” yapar! Türkiye’yidaha da ayrıtırır! Ulusal Devleti yıkar!

“Batı Asya Topluluu” ise Türkiye’yibirletirir! Ulusal Devleti yaatır, ayaktatutar!G

Ortadoğu Birliği mi, Batı Asya Topluluğu mu?

FORUM

M ABD’nin Büyük Ortadou

Projesi’nin alt bal olan

“Ortadou Birlii”,

“Diyarbakr’ merkez” yapar!

Türkiye’yi daha da ayrtrr!

Ulusal Devleti ykar!

“Bat Asya Topluluu” ise

Türkiye’yi birletirir!

Ulusal Devleti yaatr,

ayakta tutar!L

Page 30: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 30/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 29

Page 31: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 31/65

“Özellikle bu bölgedeki insanları-mız, vatandaşlarımız, Doğu Anadoludahil olmak üzere ağalardan çekti.Bugün bu noktadaysak, altında yatantemel nedenlerin bir tanesi bu. Bu za-manın ağalarından çeken insanları-mız, siyaset ağalarından, terör ağala-

rından muzdarip. Esas temel sorunlardan bir tanesi de halkı-mızın siyaset ağalarından, terör ağalarından kurtarılması.”

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un bayramın

ikinci günü yaptığı açıklamada bu sözler dikkat çekti.Başbuğ’un gezisine katılan gazetecilerden bazıları bu söz-leri aktarırken sanki tarihte kalan bir sorundan söz ediliyor-muşçasına “geçmişte”, “vaktiyle”, “zamanında” gibi sözcük-lerle ifade ettiler.

Kemalist Devrim’in ortaçağın kurum ve ilişkileriyle yarımkalan hesaplaşmasının “geçmişte” kaldığını söylemek kuşku-suz ideolojik bir tutumdur.

Ama meseleye böyle bakmayan yazarlar da var. GüngörMengi, Vatan’da 23 Eylül günlü başyazısına yukarıdaki başlığıatmış. Mengi şöyle diyor:

“Güneydoğu ve DoğuAnadolu’daki ağalık düzenibu bölge halkının ayağında-ki pranga, önünü tıkayanduvardır. (…)

“Güneydoğu’daki aşiretdüzeni ağa kullarını vatan-daş haline getirme çabaları-nın önüne sürekli utanç du-varı örüyor. (…)

“Neymiş? ‘Aşiretler Gü-neydoğu’nun bir gerçeği,yıllardır var olan bir realite’imiş!

“Cumhuriyetimizin maa-lesef en büyük başarısızlığı-dır bu realiteye boyun eğmek! (…)

“Kürt açılımının da başarı anahtarı demokratikleşmedir.Demokratikleşme sürü anlayışına dayalı aşiret düzenini yerlebir etmek, herkesi kendisinin efendisi yapmak ve insan hakla-rı ile taçlanmış onurlu vatandaşlar haline getirmektir.”

30 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

HAFTANIN NOTLARI

HİKMET ÇİÇEK

‘Realite değil

utanç verici bir yenilgi’

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan 23 Eylül günlü “General Ve-li’ye bin selam olsun” başlıklı yazı-sında, Silivri Cezaevi’ndeki aydınlaraselam gönderen CHP Genel BaşkanıDeniz Baykal’ı eleştirdi. Kendisininasla böyle bir selam gönderemeye-ceğini yazdı.

“Maalesef zihnim ve kalbim, Er-genekon sanıkları konusunda birazboz bulanık… General Veli Küçükya da Binbaşı Muzaffer Tekin gibiisimleri de selamlamış olurum ki,aman Allah muhafaza…” dedi.

“Ne kadar ilgisiz olduğun belli kiemekli olduğum rütbeden bile bihabersin!”

Ergenekon davasının en kıdemli tutuklusu emekli YüzbaşıMuzaffer Tekin, Ahmet Hakan’a yazdığı mektupta böylediyor.

Muzaffer Tekin Ahmet Hakan’a Ergenekon gerçeğini öğ-renmek istiyorsa duruşma tutanaklarını okumasını ve Silivri’yegelerek duruşmaları izlemesi çağrısında bulunuyor. “Gerçekle-rin bilinmesini istiyorsanız gelin, izleyin” diyor.

Ergenekon’un “asrın davası” değil “asrın en büyük tertibi”olduğunu belirten Tekin, “Cumhuriyet tarihinin, medya des-tekli en büyük komplosuna maruz kaldım” diye ekliyor.

Danıştay saldırısına adının karıştırıldığını duyunca canınakastettiğini hatırlatan ve “bizler Yarbay Reşat (Çiğiltepe) kül-türünden geliyoruz” diyen Tekin’in mektubu şöyle bitiyor:

“Bizi aslanların önüne atsalar mertçe dövüşürüz, ağrımagitmez de, ama farelerin kemirmesi, uyurken üfleyerek uyuş-turup yemeye kalkışmaları çok ağrıma gidiyor.”

Muzaffer Tekin’den Ahmet Hakan’a mektup

“Ülkenin ve dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güçlükler için-de bulunduğu bir dönemde Genelkurmay Başkanı olan Orgeneralİlker Başbuğ, hizmet dönemine damgasını vuruyor. Ama işi zor.Hem 22 Temmuz seçimlerinden sonraki havayı unutturacak, hemde TSK’nın yasal sınırlar içinde kalarak ulusal, Cumhuriyet kaza-nımlarını kaybetmek kaygısı içinde olanlara güven verecek. ‘Tedir-ginlik duyanlar merak etmesin. Görevimizin başındayız.’ diyor. (…)

“Başbuğ’un hedefleri arasında, hizmet dönemi 2010 Ağus-tos’unda sona ermeden önce, TSK’nın halk nezdindeki eski ağırlı-

ğını kazanmasını sağlamak var. (…)“Başbuğ ısrarla ordunun milletin ordusu olduğunu, gücünü

ulustan aldığını sık sık vurguluyor. Böylece siyasi iktidarlar ve onla-rın karşısında olanların sorunlarından ziyade, temel prensipleri belliCumhuriyet için var olduklarını yineliyor. (…)

Başbuğ TSK’nın Cumhuriyet’in, ülkenin ve toplumun en genişkesimini simgeleyen özünü temsil ettiğini, ince bir üslup ile ifadeediyor.”

(Mehmet Ali Kışlalı, Radikal, 23 Eylül 2009)

lker Babu damga vuruyor

Page 32: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 32/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 31

HAFTANIN NOTLARI

“Tükenmez kalem”, “sokak lambası”, “dilovası”, “gurbet”,“anadolu”… uzayıp gidiyor. Ergenekon’un gizli tanıkları. İçlerindenbir tane, ama bir tane olsun şöyle sıradan bir vatandaşımız yok. PKK

ya da Dev-Sol itirafçıları, cinayetten ya da uyuşturucudan hükümgiymiş, bu mahkûmiyetten kurtulmak için her türlü yalanı, istenilenbeyanı vermeye hazır tipler. Başka kanıtlarla doğrulanmayan akıldı-şı suçlamalar.

Bunlardan biri de “kıskaç”. Ergenekon’un üçüncü iddianamesi-nin gizli tanıklarından. 30 Kasım 2008 günü İstanbul TEM’de verdi-ği ifade dava klasöründe bulunuyor.

“İstanbul Ülkü Ocakları Başkanlığını yapmış olan Levent Te-miz’le, İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek’in oğlu Mehmet Perinçek’iaynı eylemde buluşturan güç, aslında baştan beri bu grupları kont-rol eden güçtür. Bu kişiler kirli tezgâhta köşe başlarına oturtturulangörev adamlarıdır.”

Böyle diyor “kıskaç” ifadesinde. Bu yalanın başı ya da devamıyok. Bu kadar. Birileri “şunu da söyle” demiş, “kıskaç” da söylüyor!

Eski CHP Sivas milletvekili Ziya Halis’in “PKK’ya eleman topladı-

ğını”, 2 Temmuz 1993 Sivas kışkırtmasının, “ateist yazar Aziz Ne-sin’in halkın inançlarını tahkir edici konuşmasından” çıktığını, katli-amda kaybettiğimiz ozan Hasret Gültekin’in “DHKP/C’li” olduğunu

eklemeyi unutmuyor.“Kıskaç”, 19 sayfalık ifadesinde kendisini jandarmanın “istihba-

rat elemanı” olarak tanıtıyor. Sivas’ta muhbirliğinden dolayı köylü-lerden dayak yediğini de anlatıyor. Sabancı’nın vurulacağı bilgisinede ulaşmış “kıskaç”, ancak ihbarına itibar eden olmamış!

Osman Gürbüz hakkındaki davasından vazgeçmesi için VeliKüçük kendisine “1 milyon dolar” teklif etmiş ama “kıskaç” kabuletmemiş!

2007 yılının Nisan ayında Çamlıca Kız Lisesi’nin bir “örgüt top-lantısına” tanık oluyor “kıskaç”. Toplantıda Bekir Öztürk, Oktay Yıl-dırım, Aziz Ergen, Birol Başaran, Ahmet Ceyhan, Kuddusi Okkır,Ergün Poyraz, Güler Kömürcü ve Neriman Aydın ve hatta “resmi el-biseli askeri öğrenciler” bile var!

Toplantıya “katılanlardan” Birol Başaran “Ben Çamlıca Kız Lise-si’nin yerini bilmem ki, hayatımda oraya hiç gitmedim” diyor.

‘Kıskaç’

22 Eylül 2009 günlü Yeni Şafak tam sayfasını Şamil Tayyar’lasöyleşiye ayırmış.

Tayyar, Ergenekon tertibiyle adını duyuran, adı neredeyse buoperasyonla özdeşleşen bir “gazeteci”.

Tayyar’ın gazetecilikteki başarı hanesi, emniyet ve savcılar ta-rafından bizzat sızdırılan ifade ve haberlerle dolu. Kitapları ise

gazetecilik okullarında “yalan haber nasıl yazılır”a örnek niteli-ğinde.

Yeni Şafak’taki söyleşi de farklı değil. “1 numara” edebiyatıdevam ediyor. “Ergenekon’la bağlantılı olduğunu düşündüğü“bir gazeteci, susması için Tayyar’a 1 milyon dolar rüşvet teklifetmiş!

Şamil Tayyar, “özel hayatın gizliliğini ihlal”den 1 yıl 6 ayhapse mahkûm oldu, cezası ertelendi. Bu cezayı “bekliyordum”diyor:

“Zaten bekliyordum. 2010 sonu veya 2011 başında cezaevi-ne girme ihtimalini yüksek gördüğüm için sürpriz olmadı.”

Tayyar böyle yazıyorsa bir bildiği var demektir!

2010’da parmaklıklar arkasında! 99 Yüz“Bir yılı aşkın bir

süredir aradığım ve birtürlü bulamadığımCemal Süreya’nın “99Yüz” adlı kitabına, so-nunda kavuştum. Bu

hafta sonu onunla il-gileneceğim. Tüm ki-tapçılara bir eleştirimolacak, sattığınız oncaçöpün arasında ‘99Yüz’e de küçük bir yerayırsanız fena mıolur?”

Akşam’ın haftasonları yazan ve ilgiyleokunan yazarlarındanTuğçe Tatari böyle yazdı. (20 Eylül 2009)

Bir gün sonra bu kez aynı konuya Ahmet Hakan devam

etti. (Hürriyet, 21 Eylül 2009)“Türkiye’nin en iyi portre yazarı kimdir diye sorulsa hiç

tereddütsüz Cemal Süreya derim… Vaktiyle ‘İki BineDoğru’ adlı dergiyi sırf onun yazdığı portreler için alırdık…Sonra o portre yazıları bir kitapta toplandı: “99 Yüz” adlıkitap, her yeni yetme yazarın ‘üslup ve yazarlık için ders ki-tabı’ olacak nitelikte… Fakat Tuğçe Tatari’nin dünkü yazı-sından anlıyorum ki piyasada pek bulunmuyormuş… Yayı-nevlerinden ricamdır; lütfen bu kitapla ilgilenir misiniz? Sa-tışı garanti…”

Geçen hafta Türk futbolunun “Taçsız Kral”ı Metin Ok-tay’dan söz ederken onu, Cemal Süreya’nın izdüşümleriy-

le tanıtmıştık.Bu hafta da iki yazarımız Süreya’nın portrelerini böyle

anlattı.Kaynak Yayınları’nın bu çağrıya kısa zamanda yanıt ve-

rerek kitapevlerini ’99 Yüz’ ile donatacağını umuyoruz.

Page 33: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 33/65

32 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

HAFTANIN NOTLARI

Ulus devlet mi,ulusal devlet mi?

Hangisi Türkçe?Ulus devletin neresi Türkçe?İngilizce veya Fransızcadan çevirirseniz, güzelim

Türkçeyi de Frenkçeye çevirmiş olursunuz.İngilizceden “Nation-State” diyorlar. İngilizceye ka-

rışacak değiliz.Ama Türkçede “ulus devlet” diye bir kavram olmaz.

Doğrusu: Ulusal devlet’tir.Ne yazık ki, üniversitelerimizde, siyasal hayatta,

hatta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dil dağarcığında, ulusaldevleti de Tarzan Türkçesiyle ulus devlet yaptık.

“Parasal güç” yerine “para güç” demek gibi birşey!

Ulusal devleti bozuk Türkçeyle savunabilir miyiz?Savunabilenlere aşkolsun!Ulusal devleti kurtaracaksak, öncelikle dilimizi em-

peryalist esaretten kurtaralım.Sert mi oldu?

GÜZEL TÜRKÇEMİZ

‘Ulus devlet’çiliimiz bile

Frenkçe!

‘Yürü, atıl devir karanlıı’Birkaç yıl önce Öğretmen Dünyası’nda Göksel Olcaytu’nun

yaptığı söyleşiyi keyifle okumuş, ne çok sevinmiştim. 1960’lı yıl-larda Ankara Gazi Lisesi’nden müzik hocamız Faik Canselen’lekonuşmuştu Olcaytu.

Başta “İleri” olmak üzere Faik Canselen’in coşkulu marşla-rıyla büyüdü birkaç kuşak. Cumhuriyet’in öncü aydınlarından,“10. Yıl Kuşağı”nın seçkin temsilcilerinden. Cumhuriyet tarihi-nin ilk çağdaş Türk müziği beste yarışmasını 1935 yılında Cum-huriyet gazetesi düzenliyor. Birinciliği kazanan Faik Canselen.

100 yıllık bir çınar. Balmumcu Öksüzler Yurdu’ndan Paris

Devlet Konservatuvarı’na uzanan bir eğitim.Sonra ortaokul ve liselerde müzik öğretmenliği. Piyano,

keman ve nefesli çalgılar için sayısız beste ve marşlar. Hâlâ ses-lendirilmemiş birçok eser. Sonra “ninni fısıldayan ağaçlar”a,“yeşil gölgeli çamlar”a rağmen gençliği karanlığa karşı yürü-meye çağıran “İleri marşı”.

19 Eylül günü Kilyos Mezarlığı’na, son yolculuğuna uğur-landı Faik Canselen. İstiklal Marşı’nı doğru okumayı sen öğret-miştin bizlere Faik Hocam.

Danziger, Radikal, 23 Eylül 2009

Ercan Akyol, Çiziyorum, Milliyet, 22 Eylül 2009

Page 34: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 34/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 33

EĞRİYE EĞRİ / DOĞRUYA DOĞRU

Oral Çalışlar

Devletin direnişiPKK… saldırı planlamadığını açıklamayı sürdürüyor.

Hâl böyleyken PKK’lılara saldırı sürdürülüyorsa, yani

operasyonlar yapılıyorsa, -ki öyle olduğu anlaşılıyor- dev-let içindeki direniş sürüyor demektir.

Radikal, 19 Eylül 2009

Asaf Savaş Akat

DestekliyorumLafı uzatmayalım. Hükümetin iç ve dış politikada gi-

riştiği cesur açılımları destekliyorum.

Vatan, 20 Eylül 2009

Cengiz Çandar

Özal’ın yerini almış!Arka planda Tayyip Erdoğan’ın sesi… Bir şiir bukadar mı güzel okunur… Başbakanın gözleri ıslanmışvaziyette, cebinden mendilini çıkartıp göz yaşlarını sili-yor.

Radikal, 20 Eylül 2009

Fatih Çekirge

CHPBir sosyaldemokrat parti nasıl bu hale düşer?...

“Mustafa Kemal’in yolundayız” diye garip, anlamsız,içine kapalı aşırı milliyetçi bir çemberin içinde CHP.

Hürriyet, 21 Eylül 2009

Mehmed Niyazi

Atatürkçüler ve liberallerBatılılaşma konusunda Atatürkçüler ile liberaller ara-

sında metot hariç bir fark olmadığını görürüz.

 Zaman, 21 Eylül 2009

Ahmet Altan

Orduyu ilgilendirmez!Bu “açılım” siyasi bir hareket, siyasiler tarafından gö-

türülmesi gerekiyor ve orduyu hiç ama hiç ilgilendirmi-yor.

Taraf, 22 Eylül 2009

Oral Çalışlar

Albay Cemal TemizözTemizöz’ün halen Kayseri Jandarma Komutanlığı

görevinde bulundurulması, ‘Kürt açılımı’na bir cevap…bir direnme gösterisi olarak değerlendirilebilir.

Radikal, 23 Eylül 2009

Fehmi Koru

Sebep yok!Bizim ordumuz ve askerlerimizin dünyadaki benzer-

lerinden farklı olması için bir sebep yok.

Yeni Şafak, 23 Eylül 2009

Ergin Yıldızoğlu

Kriz ve ÇinÇin, ABD’deki ekonomik yavaşlamanın da yardımıyla, hızla

dünyanın en büyük ekonomisi olmaya doğru gidiyor.

Cumhuriyet, 21 Eylül 2009Can Ataklı

Q, X ve WBu harflerle başlayan kelimemiz yok ki. İcat mı edeceğiz.

Vatan, 21 Eylül 2009Melih Aşık

TerörTayyip Erdoğan, “dağdakilere af”tan söz ediyor ama terör ör-

gütünü dağdan indirmekten hiç söz etmiyor.

Milliyet, 22 Eylül 2009

Nihal KemaloğluDenizler’in mezarı

Onların Karşıyaka Mezarlığı’nda her daim çiçeklerle kaplı me-kanlarında 37 yıl geride kalmıştır… “Gerçek evlatlarını” dualarlakucaklayan halkın sıcaklığı size de geçmiştir.

 Akşam, 22 Eylül 2009

Hikmet Çetinkaya

Gün senin…Bu ülkede gerçeğe aykırı belge düzenlemek, bunu yayımla-

mak, yasadışı telefon dinlemek suç değil artık.

Cumhuriyet, 22 Eylül 2009

Can Ataklı

Halit Refiğ’e sevgi seliRefiğ’in sağlık durumu her geçen gün biraz daha düzeliyor.

Sanırım bunda gördüğü sevginin moral etkisi de büyük rol oynu-yor.

Vatan, 22 Eylül 2009

Hıncal Uluç

GalatasarayBakmayın 6’da 6’ya… Galatasaray maçları üstün ayakları sa-

yesinde kazanıyor, futbol oynayarak değil.

Sabah, 23 Eylül 2009

Nail Güreli

Cumhuriyet’e tele tacizDemokratik açılımcıları neredesiniz?… Cumhuriyet’e yapılan

tele tacizi Milliyet, Haber Türk ve TGC’nin Bizim Gazete’sindenbaşka geniş biçimde veren gazete olmadı.

Milliyet, 23 Eylül 2009

Hikmet Bila

Terör ağalarıGüneydoğu’nun çaresiz insanları feodal beylerin, hanımlarınzulmü altında Ortaçağ karanlığında sürünürken, o beyler ve ha-nımlar keyif çatıyor.

Vatan, 23 Eylül 2009

Page 35: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 35/65

34 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

BAAK TUNCEL

Sel felaketinin 20. günündeÇatalca’daydık. Selzedelerindurumunda hiçbir iyileme

yok. Selzedeler kaderine terkedilmi, yardım elinin uzanması-

nı bekliyor. stanbul Çatalca’daDere Sokak kaderine terk edilenyerlerden yalnızca biri. Sel fela-keti birçok kiinin canına malolmu bölge çalımalarına hız ve-rilmi ama felaketin üzeriden 17gün geçtikten sonra… Yurttala-rın verdii bilgiye göre SK de suve kanalizasyon çalıması içinbölgeye 20 gün sonra gitmi.

Çatalcalılar hükümete tepkili.Yurtta, “oy zamanı kapıları tek

tek çalan hükümet, imdi nere-de” diye soruyor. Sel felaketininardından yalnız bırakıldıklarınısöyleyen selzedeler, Valilik ve s-tanbul Büyükehir Belediye-

si’nden kendilerine hiçbir deste-in yapılmadıını belirttiler.Yurttalar bu artlar altında ya-ayan çocuklarının hasta olma-sından korkuyor, geleceklerin-den endie duyuyorlar. Türki-ye’de ders zili 24 Eylül günü

çaldı ancak bölgede çocuklarokula dahi gidemiyor.

AYÇİÇEKLERİ BOĞAZINA KADAR

SUYA BATMIŞ

Çatalcalı selzedelerin büyükbölümünün geçim kaynaı tarım.Çatalca’da sel tarım arazileriniyerle bir etmi. Ayçiçekleri boa-zına kadar suya batmı. Çiftçinindurumu perian araziler yokolmu, seralar yerle bir olmu.

DERE SOKAK KALDIRILACAK MI?

Aydınlık’a konuan ÇatalcaBelediye Bakanı Cem Kara AKPiktidarına “Dere Sokak’ta yaam

sürdürülecek mi yoksa sokakkaldırılacak mı?” diye soruyor.

Belediye Bakanı Kara, AKP’ninselzedelere yapacaı yardımı ha-tırlatıyor.

Dere Sokak’ta 131 konut var.40’ı girilemez durumda. 10 güniçerisinde selzedeler prefabrikleretaınacak fakat bu da geçici birçözüm. Kalıcı bir çözüm için iseÇatalca Belediyesi hükümettenyardım bekliyor. Ayrıca seldezarar gören birçok yere de doku-nulmamı, ters dönmü bir araç

halen eski halinde, aaçlar dev-rik, elektrik direkleri yıkık.

“Önümüz kı ve selzedeler te-dirgin. Her yamur damlasındaev ve i yerleri sular altındakalma tehlikesiyle karı karıya”diyen Çatalca Belediye BakanıCem Kara, borçlu bir belediyedevraldıklarını, yaraları tama-men saramadıklarını fakat 24Eylül tarihi itibariyle çalımalarabaladıklarını söyledi.

Çatalca’da 22 köprü var vehepsi hasarlı. Ancak 500 yıllıkta köprü dimdik ayakta, seldenen ufak bir zarar dagörmemi.G

M Bu araba 20gün sonra hâlâkaldrlmaybekliyor.Sel yollar delipgeçmi.Kanalizasyonborular patlam,kanalizasyon yolaakyor.

SEL GTT, 17 GÜN SONRA ENKAZI HÂLÂ DURUYOR

Hükümet selzedeleri kaderine terk ettiÇatalcal selzedelerin durum unda hiçbir iyileme yok. Yurttalar, “oy

zaman kaplar tek tek çalan hükümet, imdi nerede” diye soruyor. Ailelerçocuklarn hastalanmasndan korkuyor. Selzede çocuklar okula gidemiyor.Selde zarar gören birçok yere de dokunulmam, ters dönmü bir araçhalen eski halinde, aaçlar devrik, elektrik direkleri ykk.

Page 36: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 36/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›kG 35

Anavatan Türkiye Başbakanı Recep

Tayyip Erdoğan AKP iktidara gelir gel-mez 50 yıldır çözülemeyen Kıbrıs so-rununu çözeceğini, KKTC KurucuCumhurbaşkanı Denktaş’ın çözümönünde engel oluşturduğunu, siyase-tin sorunları çözmek sanatı olduğu-nu, çözüm halinde kazan-kazan for-mülü ile kazanan tarafın hem Rumlar

hem de Türkler olacağını vurgulayarak yürütmekte olduğu-muz Kıbrıs Milli Davamızı bir gecede alt üst ederek değiştir-mişti. Erdoğan’ın Kıbrıs siyasetindeki değişiklikte başta ABDve AB emperyalistlerinin rolü ve payı olduğu gizlenemez birgerçektir. AKP iktidarının, emperyalistlerle işbirliği yaparak,Annan Planı denen ve aslında Kıbrıs Türkü’nü adada yok et-meyi öngören, şer planını desteklediği unutulmamalıdır. Er-doğan’ın “Kıbrıs yerinde duruyor; satmadık, bir karış toprakvermedik” beyanatları Rum’un Annan Planına ‘hayır’ demesisayesinde gerçekleşebilmiştir. Yoksa Rum hata yapıp AnnanPlanına ‘hayır’ demeseydi bugün Garantörümüz AnavatanTürkiye’nin Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri adadan çekil-miş; yüzlerce Türk yerleşim bölgesi Rumlara devredilmiş,Anadolu’dan Kıbrıs’a gelerek o kutsal toprakları vatan yap-mış binlerce KKTC vatandaşı kardeşimiz Anadolu’ya geridönmek zorunda kalmış ve binlerce Kıbrıslı Türk de topraksızkalarak göçe zorlanmış olacaktı…

RUM TARAFININ UZLAŞMAZLIĞI SÜRECEK…

Bilindiği gibi Kıbrıs’ta sürdürülen müzakerelere AKP iktida-rının desteği vardır. Başbakan Erdoğan Annan Planı sonrasın-da ABD, AB ve Rum-Yunan ikilisini kastederek ‘kandırıldık’diye veryansın ederken, yaşananlardan hiç ders almamış ola-cak ki, bugün hâlâ daha Rum’la anlaşma olabileceğine inan-maktadır. Masada müzakere etmemizin taktiksel bir anlayışlayapıldığına inanmıyoruz. Emperyalistlerin yeni oyunlarına aletolup yeni bir dayatma planla karşı karşıya kalabileceğimiz kor-kusunu yaşamaktayız. Adayı bir Yunan adası yapma hedefin-de olan Rum tarafı ile anlaşma olamayacağını anlayamayanla-rı şaşkınlıkla ve ibretle izlemekteyiz. Rum tarafının uzlaşmazlı-ğı ve Tük düşmanlığı her zamanki gibi maalesef sürmektedir,sürecektir de…

AÇIKLANAN RUM MİLLİ HEDEFLERİ

Rum Ulusal Konseyi’nin dört gün süren toplantıları sonun-da saptanan ve 10 maddede toparlanan Rum tarafının kırmızıçizgilerle milli hedefleri geçen hafta açıklanmıştır. AçıklananRum milli hedefleri şöyledir:

1- Türkiye, AB İlerleme Raporu’nun onaylanacağı Aralıkayına kadar daha önce taahhüt ettiği şekilde limanlarını Rumgemi ve uçaklarına açmazsa, Rum yönetimi ile ilişkilerini nor-malleştirmezse (Kıbrıs Cumhuriyeti adlı Rum devletini tanımaz-

sa) tam üyelik müzakereleri bloke edilecektir. Bu bağlamda ilkaşamada yeni müzakere başlıklarının açılması engellenirken,son aşamada da AB üyeliği veto edilecektir.

2- Müzakerelerde hedef, BM kararlarının öngördüğü şe-kilde iki toplumlu-iki kesimli federasyon temelinde tek devlete,tek egemenliğe, tek Halka, tek vatandaşlığa, tek temsiliyete,

tek ekonomiye dayalı olacak şekilde Kıbrıs’ı yeniden birleştir-

mek olacaktır.3- Varılacak çözüm, tüm Türk askerlerinin ve tüm TC kö-kenlilerin adadan çıkarılmasını sağlamalıdır…

4- Bu amaçla çözümden önce uluslar arası kabul gören birkuruluş tarafından adanın Kuzeyinde bir nüfus sayımı yapılma-lıdır.

5- AB üyesi bir ülkede garantörlere ihtiyaç olmaması ne-deniyle Garanti ve İttifak Anlaşmaları feshedilmelidir.

6- Varılacak çözüm, yeni bir devlet yaratmayı ve bakir do-ğumu öngörmemeli, AB ve BM üyesi mevcut Kıbrıs Cumhuri-yeti’nin devamını ve anayasasının değiştirilmesi suretiyle ikieyaletli merkezi yanı güçlü bir federasyona dönüşmesini, buçerçevede, ülkenin, Halkın, ekonominin ve kurumların yenidenbirleşmesini öngörmelidir.

7- Varılacak anlaşmanın AB’nin birincil hukuku olması vebu bağlamda AB müktesebatından daimi sapmalar kabul edil-meyecektir.

8- Varılacak çözüm, BM kararlarına ve sözleşmesine, ABilke ve değerlerine, AB hukukuna, insan hakları sözleşmelerineuygun olmalıdır.

9- İngiliz üsleri dahil olmak üzere askersizleşme sağlanmalıve ada tüm yabancı askerlerden arındırılmalıdır.

10- Görüşme sürecini dar zamanlarla kısıtlayacak şekildeboğucu takvimlere ve dıştan plan empoze edilmesini öngörenhakemliğe karşı çıkılmaya devam edilecektir.

DENKTAŞ: MECLİS,MİLLİ KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZİ DÜNYAYA AÇIKLAMALI

KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Rum UlusalKonseyi’nin açıklamalarını “baştan başa bir meydan okuma”olarak nitelendirmiş ve “Cumhurbaşkanı Sayın Talat ve onudevamlı surette desteklediğini açıklayan Türk hükümeti, artıkRum Milli Konseyinin kararlarını iyice değerlendirmeli ve kırmı-zı çizgilerimizi dünyaya duyurmalıdır” diyerek tepkisini göster-miştir.

Meclise de görev düştüğünü belirten Denktaş, “SayınTalat, kırmızı çizgilerimizi açıklamaktan çekiniyorsa, Meclis,milli kırmızı çizgilerimizi tespit edip dünyaya açıklamakla mü-

kelleftir” şeklinde konuşmuştur.Rum Ulusal Konseyi’nin dört günlük maraton toplantı-

dan sonra milli kararlarını teyit ettiklerini belirten kurucuCumhurbaşkanı Denktaş, “Rumların vizyonuyla bizim hak-kımızın ve Türk milletinin Kıbrıs’la ilgili vizyonu asla bağda-şamaz. Artık kendi kendimizi kandırmaktan vazgeçelim”demiştir.

Bu şartlarda Kıbrıs’ta anlaşma olmasını beklemek ne dere-cede gerçekçidir? Bu şartlardaki bir anlaşma Kıbrıs Türkü’nüntükenmesi değil midir? Müzakerelere Rum tarafının belirlenenmilli çizgilerinden sapmayacağını bile bile devam etmek nekadar doğrudur? Müzakere masasında kaybedilen zamanın

çocuklarımıza, gençlerimize ve gelecek nesillerimize maliyetihesaplanmakta mıdır? Devletimiz KKTC’ye top yekûn sarılıp,tanınmasını istemenin zamanı gelmemiş midir? Artık KKTC’sizve Anavatan Türkiye’siz, koskocaman bir Hiç olduğumuzu an-lamamakta ısrar etmenin faydası olmadığını göremeyecekmiyiz?G

Rum Ulusal Konsey kararlarınıTayyip Bey’e arzederim…

ULUSAL GÖRÜŞ

HÜSEYİN MACİT YUSUF

Page 37: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 37/65

36 G Ayd›nl›kG 27 EYLÜL 2009

Sendikaların ana gelir kaynağı, üye-lerinin ödediği ödentilerdir. Gerçi birdönem sendikaların gelirleri içinde faiz-

lerin de payı artmıştı; ancak gerek faizoranlarının düşmesi, gerek faizde para-sı olan sendika sayısının azalması nede-niyle, üyelerin ödediği ödentiler önemi-ni artırdı.

ÜYE ÖDENTİLERİNİN ELDENTOPLANMASI

1950’li yıllarda sendika ödentileri genellikle elden toplanır-dı. Birkaç kamu işyerinde sendika ile işve-ren arasında yapılan anlaşmalara dayanı-larak sendika ödentilerinin işveren tarafın-dan işçinin ücretinden kesilerek sendikaya

aktarılması uygulaması vardı. Ancak buuygulama istisnaydı. Sendikacıların büyükçoğunluğu, elde makbuz, üye peşindekoşardı. Hatta bazı sendikalar, makbuzlasendika aidatı toplayan kişilere belirli birkomisyon bile öderlerdi. Hem sendikalarınüye sayısının azlığına, hem de eldenödenti toplamada karşılaşılan zorluklarabağlı olarak sendikalar yoksuldu. Hiçbirsendikanın şimdiki gibi binası yoktu. Sen-dikacılar arasında sendika arabasına bine-bilme lüksünü yaşayan da son derece

azdı. Türk-İş’in 1957 yılında yapılan üçün-cü genel kurulu, şimdiki gibi güzel salon-larda değil, inşaat işkolunun ünlü sendi-kacısı Tahir Öztürk’ün (Fukara Tahir)Ulus’ta Rüzgârlı Sokak’taki kahvesindetoplanabilmişti.

1963 yılında kabul edilen 274 sayılıSendikalar Yasası ile (belirli koşulların ye-rine getirilmesi durumunda) sendikaödentilerinin işveren tarafından kesilmesiuygulaması başladı. Bu konuda hiçbir kı-sıtlama yoktu. Sendika, tüzüğü ve genel kurul kararları uygun-sa, ödenti dışındaki bazı kesintileri de işverene yaptırtabiliyor-du. Örneğin, birçok sendika, toplusözleşme zammı yapıldığın-da, ilk ay zam farkını da alırdı. Ayrıca, sendika ödentilerine birüst sınır da konmamıştı. Bazı sendikalar, konfederasyon öden-tisini de üyeden keserdi. Bu düzenleme, sendikaların gelirleriniiyice artırdı. İyi mi oldu, kötü mü oldu, bunu ayrıca tartışmakgerek.

12 EYLÜL DE DENEMİŞTİ

12 Eylül darbesinden sonra ilginç bir gelişme yaşandı.Darbecilerin atadığı kişilerden oluşan Danışma Meclisi’nde

kabul edilen Anayasa taslağında, “üye, aidatını sendikayadoğrudan öder” sözleri yer alıyordu. Diğer bir deyişle, sendika

ödentilerinin işveren tarafından kesilmesi zorunluluğu sonaeriyor, hatta yasaklanıyordu. Sendikacılar büyük bir sıkıntı ya-şadı. Herhalde bu ara belirli görüşmeler ve pazarlıklar yapıldı.Milli Güvenlik Konseyi, Danışma Meclisi’nin kabul ettiği Ana-yasa taslağından bu düzenlemeyi çıkardı. 1983 yılında kabuledilen 2821 sayılı Sendikalar Yasası’na da sendika ödentileri-

nin işveren tarafından kesilmesi düzenlemesi yeniden kondu.Bunları niçin hatırlattım?

ÜYE, AİDATINI SENDİKAYA DOĞRUDAN ÖDERSE…

Hasan Tahsin’in “www. t24.com.tr” sitesinde geçen haftayayımlanan yazısında çok ilginç bazı gelişmeler anlatılıyor. Du-yumlara göre, hükümet yeni bir yasa tasarısı hazırlamış ve butasarıda sendika ödentilerinin işveren tarafından kesilmesi uy-gulaması sona erdirilecekmiş.

Düşünebiliyor musunuz ne olacağını? Sendika şube yöneti-cisi, elinde makbuz, üyelerin peşinde koşacak. Üye, ödediğiödenti karşılığında hizmet isteyecek. Şube delege seçiminden

sonra işyerine uğramayan sendikacı büyüksıkıntı yaşayacak. Sendika üyesi bugüneline geçen net ücrete bakıyor, sendikayaödediği ödentiyi ücretten bile saymıyor.

Ancak şimdi eline geçen net ücretten birödenti vermeye başladığında, daha farklıhareket edecek. “Bugün git, yarın gel”başlayacak. Bazı işçiler pazarlık yapacak;“bu ay bir miktarını vereyim, gelecek aytamamlarım” diyecek. Bir kısım muhalifişçi, ödenti vermeyerek sendikacıyı ceza-landıracak. Bu tür olası tavırları daha dauzatabilirsiniz.

SENDİKALAR MALİ AÇIDAN ZAYIFLAR

Sendika ödentisinin elden toplanması,

sendikacıyı üyeye muhtaç bırakır; sendika-içi demokrasinin gelişmesine katkıda bulu-nur. Buna karşılık, sendikayı da mali açı-dan zayıflatır. Sendikanın mali açıdan za-yıflaması ne anlama gelir? Grev fonları mıküçülür, yoksa sendikacıların arabaları mı?Özetle; sendika ödentisinin işveren tara-fından kesilmesinin veya kesilmemesinin,iyi ve kötü yanları vardır. Bunu tartışmaktayarar var.

Zaten galiba ortada bir tehdit söz ko-nusu. Hükümet, ölümü gösterip sıtmaya razı etme politikasınıuyguluyor, sendikaları iyice sessizleştirmeye, teslim almaya ça-lışıyor. Ancak burası Türkiye, ne olacağı da belli olmaz. Baka-lım sendikaların hükümete karşı tavrı nasıl gelişecek.G

Sendika ödentileri ne olacak?

SINIF GÖZLÜĞÜ

YILDIRIM KOÇ

M Sendika ödentisinin elden

toplanmas, sendikacy üyeye

muhtaç brakr; sendika-içi

demokrasinin gelimesine

katkda bulunur.

Buna karlk, sendikay da

mali açdan zayflatr.

Sendikann mali açdan

zayflamas ne anlama gelir?

Grev fonlar m küçülür, yoksa

sendikaclarn arabalar m?

Özetle; sendika ödentisinin

iveren tarafndan kesilmesinin

veya kesilmemesinin,

iyi ve kötü yanlar vardr.

Bunu tartmakta yarar var. L

BAŞSAĞLIĞI

İlçe yöneticilerimizCelal, Yavuz, Garip Demirel ve

üyemiz Zeynep Işık, Hasan Demirel,Sibel Dermanlı, Fatma İyitoğlu ve Eylem Boral’ın

anneleri, Niyazi Işık ve Ercan Boral’ın kayınvalidesiBesi Demirel’i kaybettik.

Ailesine, yakınlarına vedostlarına başsağlığı dileriz.

İşçi PartisiAvcılar İlçe Başkanlığı

Page 38: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 38/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 37

Salık harcamalarında 2010yılında 3 milyar lira tasarruf hedefleyen hükümet, uzun

süredir tartıılan önlemleri haya-ta geçiriyor. Bakanlar Kurulu,hem ilaç giderlerini azaltacak

hem de tedavi giderlerinde hastapayını artıracak önlemleri uygu-lamaya baladı.

1 Ekim’den itibaren geçerliolacak yeni tedavi teblii ile me-murlar, Sosyal Güvenlik Kuru-mu’na balı sigortalılar ve yeilkartlıların hastanelerdeki tedaviücretine katılım payı artıyor.

Yeni düzenleme, daha önceücret alınmayan salık ocaklarıve aile hekimlii muayenelerin-

den 2 lira katkı payı öngörüyor.Halen 2 lira olan ikinci ve üçün-cü basamak resmi salık kurum-larındaki katkı payı 8 liraya, özelhastanelerdeki 2 liralık katkıpayı ise 15 liraya yükseliyor.

Artıa yönelik ilk yorumlar,uygulamanın, özellikle düük ge-lirli sigortalı grubunun özel has-

tanelere ilgisini azaltacaı yö-nünde.

‘15 LİRAYI ONAYLAMIYORUZ’

Özel Hastaneler ve Salık Ku-ruluları Dernei (OHSAD)

Genel Bakanı Doktor ReatBahat, düzenlemeyle hastalarıncezalandırılacaını vurgulayarak“sektörü de halkı da bitirecek birdüzenleme. Bu yapılmaması ge-reken son eydi onu da yaptılar”deerlendirmesinde bulundu.

“15 lirayı hiçbir zaman onay-layamayız” diyen Bahat, “Zatenbizlere 14 lira ödeniyor. 15 liraalınmasıyla 1 liralık menfaat sa-lanıyor” diye konutu.

‘HASTA MAĞDUR OLACAK’

Hükümet uygulamayla birlik-te salıkta tasarruf salayacaınıve suistimalleri önleyeceini söy-lüyor. Doktor Bahat ise suistima-lin sona ereceini ancak hastala-rın madur olacaını vurguladı.“Uygulama, salık hizmetine

ulaımı engelledii için gerçekhastanın ciddi maduriyetinesebep olur. Salıkta suistimali sı-fıra indireyim derken karılıın-da baka madurlar yaratmıolursunuz.”

Hükümete güvenerek birçoközel hastanenin açıldıını hatırla-tan Doktor Bahat, özel hastane-leri zor günlerin beklediini desöyledi. Bahat, “Bu kararla bera-ber 21 bini doktor, 18 bin beyüzü uzman, 200 bine yakın sa-

lık çalıanı olan salık sektörükapanmayla karı karıya kala-cak” dedi. G

ÖZEL SEKTÖR DE ETKLENECEK

Katılım payında fatura sigortalıya

Hasta katlm paylar arttrld, fatura yine hastaya çkarld. Katlm pay,1 Ekim’den itibaren resmi salk kurumlarnda 2 ile 8 lira arasnda,özel hastanelerde ise 15 lira olacak. Özel Hastaneler ve SalkKurulular Dernei Genel Bakan Doktor Reat Bahat, düzenlemehakknda “sektörü de halk da bitirecek” dedi.

SGK’nın reklamı bakauygulaması baka

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 1 Ekim2008’de yürürlüe giren Sosyal Güvenlik Yasasıçıktıktan hemen sonra televizyon kanallarına gön-derdii reklam filminde halkın salık hizmetlerin-

den daha fazla yararlanmasının önünün açıldııiddia ediliyor. Reklamlar ve uygulama arasındabir kıyaslama yapıldıında ise yapılan propagan-danın gerçekleri yansıtmadıı ortaya çıkıyor.

Sosyal Güvenlik Yasası’nın tanıtım filmindecebinde nüfus cüzdanı taıyan herkesin bu yasanıngetirilerinden faydalanacaı öne sürülüyor. Yasaile 18 yaından küçükler için hiçbir koul aran-maksızın bütün salık hizmetlerinden ücretsiz ya-rarlanabilecei iddia ediliyor. Ancak ne devlet nede özel hastanelerde bu uygulama geçerli deil.Muayene parası yatırmayan hastalar ilem yaptı-

ramıyor. Reklam filminde “anlamalı özel hasta-nelerin kapısını halka açtık” deniyor. Yeni uygu-lamayla salık ocaklarından balayarak alınanhasta katılım payları gözlerden kaçırılıyor.

Reklam filminde geçen “laç kuyrukları bu hal-kın kaderi olamaz dedik, bütün eczaneleri ilaçları-nı alabilmesi için halkımıza açtık” ifadeleri de ger-çei yansıtmıyor. Yasa kapsamında muayene üc-retlerinin eczaneler tarafından alınması gerekiyor.Muayene ücretini yatırmayan hastaya ilaç da ve-rilmiyor.

Konuyu TBMM gündemine taıyan CHP An-kara Milletvekili Zekeriya Akıncı, Salık BakanıRecep Akda’ın yanıtlaması istemiyle verdii soruönergesinde SGK’nın reklamlarının halkı aldat-tıını ifade etti.

Can Özçelik

Page 39: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 39/65

38 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

SMET GÖRGÜLÜBakent Üniversitesi Öretim Üyesi

Atatürkçü Düünce Dernei, 6 Eylül2009 tarihinde yaptıı Genel Yönetim Ku-rulu toplantısında Genel Yönetim KuruluÜyesi smet Görgülü’nün önerisiyle, 20Ekim gününü “Gençlie Hitabe Günü”ilan etti. Atatürk, Gençlie Hitabe’yi Nu-tuk’un sonunda, 20 Ekim 1927 günüokudu.

ADD, “Gençlie Hitabe, Atatürk’ünTürk ulusuna bıraktıı emanetlerine yöne-lik ulusal vasiyeti olarak deerlendirilme-li” diyor. smet Görgülü’nün, Gençlie Hi-tabe’nin neden ve nasıl Atatürk’ün ulusalvasiyeti olduuna, bu vasiyeti ile nelerinmuhafaza ve müdafaa edilmesi gerektiinedair yazısını okurlarımıza sunuyoruz.

ATA’NIN ULUSA VASİYETİ

Yüce Atatürk’ün vasiyeti denildiinde

genelde mal varlıına yönelik bıraktıı va-siyeti anlaılır. Oysa bilinen vasiyeti ile bı-raktıkları, bir Türk yurttaını dorudan il-gilendirmez. Fakat her Türk’ü ilgilendiren,ilgilendirmesi gereken, Türk ulusuna bı-raktıı miras vardır. Bu mirasın varlıınıkabul eden her aklın, mirasın kullanılma-sını düzenleyen bir vasiyetinin olması ge-rektiini düünmesi, aratırması gerekir.Ulusa bıraktıı miras karısında, ulusa va-siyeti nedir, ne olabiliri sorgulaması gere-kir.

Atatürk, kendisi dorudan “ulusa vasi-yetimdir” dememitir ama kazandırdıkla-rını, yani mirasını emanet ettii adresi be-lirtmitir. Nutuk’u bitirirken der ki: “Efen-diler, bu nutkumla, milli varlıı sona ermisayılan büyük bir milletin, istiklalini nasıl

kazandıını… milli ve çada bir devleti

nasıl kurduunu anlatmaya çalıtım… Busonucu, Türk gençliine emanet ediyo-rum.”

Ata neyi kime emanet ediyor? Millivarlıı, baımsızlıı ve devleti Türk gençli-ine emanet ediyor.

MİLLİ VARLIĞIMIZ

Milli varlık nedir? Ulusça ortak üreti-len ve sahip olunan maddi ve manevi un-surlardır. Unsurları ise; vatan, ulus, devlet,ekonomik kıymetler ve ulusal kültürdür.

Baımsızlık, öncelikle devlet unsurununvazgeçilmez bir nitelii olmakla beraberdier dört unsur için de bir kouldur. Do-layısıyla Ata’nın emaneti, milli varlıımız-dır denebilir. Bunlara bir ekleme daha ya-pılmadıında emaneti eksik kalmaktadır.Gerçi Ata “ilim ve bilimin en son esasları-na dayanan milli ve çada bir devlet” der-ken, diyeceimizi ifade etmekte ve anaya-

sal düzenimize iaret etmektedir ama bizdaha somut belirtelim. Altıncı emaneti,anayasal düzenimizin dayanaı ve millivarlık unsurlarımızı kazandıran, koruyupdevamlılıını salayan Kemalizm/ Ata-türkçülük’tür.

Ata’nın emaneti; vatandır, millettir,devlettir, ekonomik kıymetlerdir, ulusalkültürdür ve bunları kazandıran, koruyanKemalizm’dir. Bu emanetleri ise ulusa mi-rasıdır. te Türk gençliine bu mirasınıemanet etmitir.

GENÇLİK TANIMI

Peki Türk gençlii kimdir? 20-30 ya

grubu mudur? Yaı genç olan mıdır? Ya-

nıtını Ata’dan alalım:“Benim anladıım gençlik, bu devri-

min fikirlerini ve ideolojisini benimseyipgelecek kuaklara götürecek kimselerdir.Benim nazarımda yirmi yaında bir yobazihtiyardır, yetmi yaında bir idealist degüçlü bir gençtir.”

Ulusa mirasını Türk gençliine emanetettiini söyledikten sonra; “Ey Türk gen-çlii! Birinci vazifen, Türk istiklalini, TürkCumhuriyeti’ni sonsuza kadar muhafazave müdafaa etmektir. Varlıının ve gelece-

inin biricik temeli budur. Bu temel seninen kıymetli hazinendir.” diye devam eder.te burada mirasını emanet ettikleri-

nin, mirasına yönelik ne yapacaklarını be-lirtmektedir ki, bu nedenle “Gençlie Hi-tabe” Ata’nın vasiyetidir. Böyle anlaılma-sı ve anlatılması hem Türkiye’nin gelecei-nin güvencesi olacak, hem de Atatürk’ündoru anlaılmasını salayacaktır. Ayrıcaülkesine karı sorumluluk duyanların yolubelirginleecek, duymayanları da sorumlu-luunu yerine getirmeye davet kolaylaa-caktır.

BAĞIMSIZLIK VE CUMHURİYETİN

MUHAFAZA VE MÜDAFAASI

Mirasına yönelik verdii birinci vazife-ye baktıımızda, özne olarak Türk gençli-i demesine ramen, vazifenin kapsamıTürk cumhuriyetine vatandalık baı ilebalı herkesi ilgilendirmektedir. Çünkübaımsızlık zarar görür veya biterse, heryurtta bundan zarar görür. Cumhuriyetzarar görür ve baka bir sistem için müca-dele balarsa, bunun sonucu kan ve göz-

yaıdır. Bu durumda muhafaza ve müda-faa vazifesi tüm yurttalara, ulusa aittir.Dolayısıyla vasiyetini, “Ulusa vasiyeti”olarak anlamak ve kabul etmek dahadoru olacaktır. Çünkü birinci vazife ola-rak muhafaza ve müdafaa edilecek olanbaımsızlık ve cumhuriyet, ulusal varlııntemelidir. Ulusal varlık ise tüm ulusa aittir.Ulusal varlıın korunması için baımsızlıkve cumhuriyetin muhafaza ve müdafaasıda tüm ulusa ait olmaktadır.

BURSA NUTKU SEÇENEĞİ

Gençlie Hitabe’yi ulusa vasiyeti ola-rak kabulde, Bursa Nutku’nu seçenek ola-rak ileri sürecekler olabilir. Bursa Nutkuiçe yöneliktir, Gençlie Hitabe ise hem içehem dıa yöneliktir. Ulusa mirasını, dıa

20 Ekim’i Gençliğe Hitabe Günü yapalım!

FORUM

M Ata, mirasn emanet

ettiklerinin, mirasna yönelikne yapacaklarn belirtmektedir

ki, bu nedenle “Gençlie

Hitabe” Ata’nn vasiyetidir.

Böyle anlalmas ve

anlatlmas hem Türkiye’nin

geleceinin güvencesi olacak,

hem de Atatürk’ün doru

anlalmasn salayacaktr.

Page 40: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 40/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 39

ve içe karı korumayı düzenlemektedir. Bunedenle, Gençlie Hitabe’yi vasiyeti olarakkabul, daha doru olmaktadır.

Gençlie Hitabe’yi Ata’nın vasiyeti ola-rak benimseme önemli bir adımdır, ancakilk adımdır. Arkası ulusa mirasının korun-masını salayacak etkinlikler olarak gel-

melidir. Mirasının korunmasının, her ey-den önce kiisel çıkarların korunması ol-duu gerçei ile ve bunun yurtta olmanıngetirdii bir görev olduu bilinciyle, vasi-yetin istekleri yerine getirilmelidir.

GÜN SAVUNMA GÜNÜ

Vasiyetin, her yurttatan ve tüm ulus-tan beklediklerini, yapılmasını istediklerinikısaca irdeleyelim.

Yüce Atatürk “Ulusa Vasiyeti”nde,ulusal varlıın ve gelecein yegâne temelive en kıymetli hazine olarak Türk baım-sızlıını ve Türk Cumhuriyeti’ni gösterir veher yurttaa baımsızlıın ve Cumhuri-yet’in muhafaza ve müdafaasını birinci va-zife olarak verir.

Baımsızlıı öne alması rasgele deil-dir. Bilinçlidir. Baımsız deilseniz, cum-huriyet de olamazsınız, ulusal varlıınızıda koruyamazsınız, rejiminizi de yaata-mazsınız. ç ve dı barıı da salayamazsı-nız. Mezarınızı size kazdırırlar, sizin üzeri-nizde gizli ajandaları olanlar, niyetlerinigerçekletirmek için emek ve para sarf ede-

rek kendi yapacaklarını size yaptırırlar.Peki, Türkiye bugün baımsız mıdır? Ba-ımsızdır diyen, ibirlikçilerin ve Soros ço-cuklarının dıında çıkar mı? O halde biz,ulusça hayatımızın, refahımızın ve erefi-mizin dayanaını baka ellere teslim etmi-iz demektir. Ata ne diyordu; baımsızlıımuhafaza ve müdafaa birinci vazifen, di-yordu. Türk ulusu baımsızlıa yönelik bi-rinci vazifesinin ilk ayaını, yani muhafazasürecini kaçırmıtır. Gün muhafaza deilsavunma günüdür. Savunma ise göz kulak

olmakla deil; eylemle, ile, demokratikhaklarını kullanarak, demokratik kitle ör-gütleri veya siyasi partilerle cephe tutmak-la olur. Savunma ancak mücadele ile ger-çekleir. Mücadele ise ulusal varlıın ortaksahibi ulusun, sahipliin gerektirdii so-rumluluunun gereini yerine getirmesi ilemümkündür.

BAĞIMSIZLIK YOKSA CUMHURİYET DE YOK!

Vasiyetin öngördüü yükümlülük, ba-ımsızlıın arkasından Cumhuriyet’in,ulusal varlık unsurlarının ve Kemalizm’inkorunmasını ve savunulmasını gerektir-mektedir.

Baımsızlık yoksa, yani halkın bizi yö-netsinler diye seçtikleri dıtan yönetiliyor-sa, bu düzenin ismi cumhuriyet deildir.

En azından Atatürk’ün Cumhuriyeti deil-dir. Tarikat ve airetlerin var olduu vehatta egemen olduu bir halk ile, kii öz-gürlüü yitirildii için, ulusal egemenliksistemi iletilemez, Cumhuriyet devam etti-rilemez. Cumhuriyet’in de korunmasıdeil, savunulması gerekmektedir.

Vatan tehlikededir. Satılıyor, üzerindekoloniler oluturuluyor. Adım adım Türkulusunun olmaktan çıkarılıyor. Dou Ka-radeniz’de Pontus, Dou Anadolu’nun birbölümünü Ermenistan’a katma, Karade-niz’e çıkıı olan Kürdistan kurma, BatıAnadolu’yu yonya yapma, stanbul’uuluslararası kontrol bölgesi haline getirmeprojeleri açıktan yürütülmektedir.

ÇÖZÜLME

Vatanı savunacak olan ulus, sosyal çö-zülme yaratılarak “biz” duygusundanuzaklatırılıyor, etkisiz-tepkisiz kılmak içinmedya ile uyutuluyor, gün boyu elendiri-liyor, gerçeklerle arasına sis perdesi çekili-yor, mistik yayınlarla uyuturuluyor, hızlafakirletiriliyor. Türk ulusu halklar, ulus-lar durumuna getirilmek isteniyor. Bu ulu-

sal felaketin balangıcı olur. Her ey ulusolmakla balar, ulus olmaktan çıkmaklabiter. Ulus olmaktan çözülme, vatanı tehli-keye düürür, bütünlüünü tartımalı halegetirir. Ayrıca devletin teklii, ulusallııbiter; ulusal kültür yerine çok kültürlülükegemen olur, bu da biz duygusunu bitirir,ulusun bölünmesini dourur. Bunun sonu-cu ise kan, gözyaı ve mandacılıktır. Vata-nı savunmak için ulusu korumak, ulusunelden çıkmasını önlemek; ulusu korumakiçin de Atatürk milliyetçiliinin ve ulus ta-nımının anlaılmasını salamak çok önem-li görülmelidir. Etnik milliyetçiliin emper-yalizmin bir vasıtası olduu gerçei ortayakonmalıdır.

İÇTE EGEMEN, DIŞTA BAĞIMSIZ DEVLET

Devletin, içe karı egemen, dıa karıbaımsız, etkin, saygın, iradesine karı ko-nulamayan, devlet edenlerin devletin siste-mi ile sorunu olmayan, devlet organlarınınbirbiriyle mücadele halinde deil uyumiçinde olduu, kamu görevlilerinin hükü-

metin deil devletin memuru oldukları biryapıda olması gerekir. Bunlara olumluyaklaılamıyorsa devletin de korunamadı-ı, savunulma sürecinde bulunulduu ka-bullenilmelidir.

Ekonomik kıymetler ile ulusal kültürunsurlarına gelince, çok kısa belirtelim,her iki ulusal varlık unsuru da büyük ölçü-de ulusal olmaktan çıktı ve çıkıı devamediyor. Bunların da koruma deil savunul-ması gerekiyor.

KEMALİZM TEKRAR HAYATA DÖNDÜRÜLMELİ

Vasiyete göre korunması ve savunul-ması gereken Kemalizm ise en önde gelenolmalıdır. Çünkü ulusal varlık unsurları-mız Atatürk Devrimi’nin, Atatürk Devrimide Kemalizm’in ürünüdür. Varlık unsurla-rımızı kazandıran Kemalizm’dir, koruya-rak devam ettirecek de Kemalizm’dir. Terkedildii için Türkiye bugünleri yaamakta-dır. çten ve dıtan, Türkiye üzerine niyet-leri olanlar tarafından, sürekli saldırıya vekötülemeye urayan Kemalizm’in bugünüile ilgili sadece bir bilgi aktarmakla yetine-lim. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulu fel-sefesi olan Kemalizm, Kemalizm’in kurdu-u TBMM’de 2006’ya kadar son on yıldaon kez kullanılmıtır. Bu durum ise koru-ma ve savunma görevinin geride kalmı ol-duunu, Kemalizm’in tekrar hayata dön-dürülmesinin gerektiini göstermektedir.

Kemalizm’in hayata döndürülmesiYüce Atatürk’ün mirası ve vasiyetinin ge-rei olduu için; Türkiye’nin, Türk ulusu-nun bütünlüü için; Türkiye’nin getirildiidurumun bedelini halka kanla ödetmemek

için zorunludur.Bu kısa irdeleme gösteriyor ki, Ata-

türk’ün Ulusa vasiyeti olan Gençlie Hita-be, Türk ulusunun ve her bir yurttaıngünü ve gelecei için, bir yol haritasıdır.

20 Ekim günlerinde “Gençlie Hita-be”yi anlama etkinlikleri yapmayı öneri-yorum. Bu etkinliklerde Atatürk’ün ema-netlerinin mevcut durumu masaya yatırıl-malı, muhafaza edilip edilmediinin muha-sebesi yapılmalı, muhafaza edilmedii so-nucu çıkarsa nasıl müdafaa edileceinin

yolları belirlenmelidir. Böylece ülkesinekarı sorumluluk duyanların yolu belirgin-leecek, duymayanları da sorumluluunuyerine getirmeye davet kolaylaacaktır. Sa-dece “söz”de deil, “i”te de birlik ortamıyaratılabilecektir.G

M Devletin, içe kar egemen,

da kar bamsz, etkin,

saygn, iradesine kar

konulamayan, devlet edenlerin

devletin sistemi ile sorunu

olmayan, devlet organlarnn

birbiriyle mücadele halinde

deil uyum içinde olduu, kamu

görevlilerinin hükümetin deil

devletin memuru olduklar bir

yapda olmas gerekir.

Page 41: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 41/65

40 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

SEYİR DEFTERİ

DP Genel Bakanı Cindoruk:‘Ergenekon davasının avukatıyım’

Demokrat Parti Genel Bakanı Hüsamettin Cindoruk, Erge-

nekon davasının avukatı olduunu söyledi. 17 Eylül’de partisi-nin Ordu’da düzenledii fındık paneline katılan Cindoruk, öylekonutu: “Biz darbeye karıyız ama hükümetin darbesine dekarıyız. Kendisine muhalefet eden yazarları, televizyoncuları,profesörleri, üniversite rektörlerini tutuklamak bir demokratikdevlette babakana yakıır mı? Babakan bu davanın savcısıdeil mi? O bu davanın savcısıysa ben de bu davanın avukatı-yım. Adamlara haksızlık yapıyorsunuz. Ve kesin söylüyorum odava haksız bir davadır. O davada cezaevinde yatanların bir

kısmı ölmütür, birkısmı hasta olmutur,bir kısmı da baka bir

taraftan beraat ede-cektir. Doru kararalmak lazım. BanaErgenekoncu diye-cekler diye hakkı sa-vunmaktan vazgeç-mem.”

CHP GenelBakanı Deniz Baykalda 21 Eylül’de parti-sinin genel merkezin-de yapılan bayram-lama töreninde, “Bumemleketin hiç haketmedikleri halde çokbüyük hukuksuzluk-lara maruz bırakılmıolan dürüst, namusluaydınlarını, Silivri’detutuklu vatanseverlerisaygıyla selamlıyo-rum” diye konutu.

‘stanbul’da35 bin öretmen açıı var’

Türk- Eitim Sen stanbul Bölge Bakanı Hanefi Bos-tan, l Milli Eitim Müdür Yardımcısı Mucip Kına’nın“100 bin kiilik örenim kadrosuyla yeni döneme hazı-rız” sözlerine tepki gösterdi. 14 Eylül’de yapılan atama-larla birlikte stanbul’da 64 bin 800’ü kadrolu, 4 bin800’ü sözlemeli olmak üzere toplam 69 bin 600 öret-

men hizmet veriyor. Milli Eitim Bakanlıı’nın stanbuliçin belirledii zorunlu öretmen sayısı ise 94 bin. TürkEitim Sen stanbul Bölge Bakanı Hanefi Bostan 21 Ey-lül’de yaptıı açıklamada Bakanlıın yaklaık 25 binkiilik farkı, girdii ders baına 6 lira alan ücretli öret-menlerle kapatmaya çalıtıını söyledi. “40- 50 kiilik sı-nıflarda eitim görüldüünde bile yalnızca stanbul’da35 bin öretmene daha ihtiyaç var” diyen Hanefi Bostan,açıın i bekleyen Türkiye çapındaki 220 bin öretmenadayının atanmasıyla kapatılabileceini söyledi.

E. Org. Baer: ABD’nin PKK’ya yardımı belgeliEmekli Orgeneral Edip Baer, 19 Eylül’de katıldıı bir televizyon programında, ABD’ninPKK’ya desteini anlattı. Özel temsilci olarak görev yaptıı dönemde, elerindeki bir CD’yi ABD’liyetkililere de gösterdiklerini belirten Baer, söz konusu CD’de PKK’nın Irak’ın kuzeyinden lojistikdestek aldıını gösterir fotoraflar olduunu söyledi. Baer, bu fotoraflardan birinde, PKK’ya

malzeme götüren aracın ön koltuundaABD’li bir yetkilinin görüldüünü açıkladı.CD’yi dönemin Terörle Mücadele Koordina-

törü Joseph Ralston’a verdiini belirten Baer,ABD’lilere “Mesud Barzani üzerinde baskıkurun, lojistik destei kesin” dediklerini ak-tardı. Baer, ABD’nin bu talebi yerine getir-

memesi karısında, Türkiye olarak kendileri-ni kandırılmı hissettiklerini söyledi. E. Org.Edip Baer AKP’nin Kürt açılımının Türki-ye’yi bir yol ayrımına götürdüüne dikkatçekti ve bölünme riskinin altını çizdi.

Page 42: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 42/65

SEYİR DEFTERİ

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 41

Yargıtay: Yasadıı dinlemelerdeçileri Bakanlıı kusurlu

Mahkeme kararı olmaksızın telefon görümeleri dinlenenFuat A., çileri Bakanlıı aleyhine tazminat davası açtı. çileriBakanlıı ise tazminatın, dinlemeyi yapan emniyet görevlilerin-den alınması istemiyle mahkemeye bavurdu. Ankara 10. AsliyeHukuk Mahkemesi de, davayı kabul etti. Yasadıı dinlemeleri

yaptıkları iddia edilen emniyet mensupları kararı temyiz etti vedosya Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne geldi. Yargıtay, yasadııdinleme yapan emniyet görevlilerinin tazminatla sorumlu tutul-mu olmalarını usul ve yasaya uygun bulmayarak, Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararını oy birliiyle bozdu.çileri Bakanlıını kusurlu bulan Yargıtay’ın kararında, öyledenildi: “Yasal düzenlemelere uygun bir dinleme odası varkenidarenin bilgisi dıında, aynı binanın bir baka katında ayrı birdinleme odası kurulmasının büyük teknik destek ve zorluk ge-rektirecei göz ardı edilemez. Ayrıca, davalıların bu zorlua kat-lanarak teknik dinleme odası kuracaklarının kabul edilmesi dehayatın olaan akıına aykırı olacaktır.”

AHM’den Türkiye’ye iki mahkûmiyetAvrupa nsan Hakları Mahkemesi (AHM), 22 Eylül’de açıkladıı

kararlarında Türkiye’yi iki davada birden mahkûm etti. Mahkeme,Kıbrıs’ta taınmaz malları bulunan 18 Kıbrıslı Rum’un Türkiye’yekarı açtıı mülkiyet davasında Türkiye’yi haksız bulurken herhangibir tazminat belirlemedi. Ancak Türkiye’den malların iadesini ya datazminatlarının verilmesini talep etti. AHM, Türkiye’yi transit ülkeolarak kullanmak isteyen rejim muhalifi iki ranlının sınır dıı edilmekistenmesiyle ilgili davada da, yine Türkiye’yi haksız buldu. Türkiye,toplam 43 bin 500 Avro tazminat ödemeye mahkûm oldu. ran vatan-daı Muhsin Abdülkani ve Hamid Karimniya, Türkiye üzerinden Ka-nada’ya geçmek istemi; Türkiye de iki ranlıyı sınırdıı etmeye ça-lımıtı. Mahkeme, Türkiye’nin Avrupa nsan Hakları Sözlemesi’nin“kötü muamele” ve “bavuru haklarının engellenmesi” gibi maddeleri-nin ihlal ettiine hükmetti.

Eitim-: Örenciler cemaatyurtlarına mahkûm ediliyorEitim- Genel Mali Sekreteri Engin Çoal, devlet

yurtlarının sayıca yetersizliine dikkat çekti ve AKP’ninihtiyaca ramen yeni yurtlar açmayarak tarikat yurtları-nın ön plana çıkmasına öncülük ettiini söyledi. ÇoalAydınlık’a verdii demeçte, Kredi Yurtlar Kurumu’nunörencilere ucuz yurt imkânı salaması gerektiini belirt-ti. Tarikatların üniversite örencileri için ucuz yurtlar aç-tıına deinen Çoal, “gençlerimiz tarikatların eline bıra-kılıyor” dedi.

Page 43: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 43/65

42 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

DDEM ÖZTÜRK

Tarih: 20 Eylül 2009… Ra-mazan Bayramı’nın ilk günü…

Sinter Metal direniçilerindenHasan Avcı’nın Dudullu Organi-ze Sanayi Bölgesi-Esenehir’dekievindeyiz. Ailenin babası HasanAvcı, 22 Aralık 2008 tarihindeSinter Metal’deki iinden sendi-kalı olduu gerekçesiyle atılmıtı.O günden beri de isiz. Avcı aile-sinin üçüncü çocuu Aslı, direni-in birinci ayında dünyaya gel-mi. Be nüfuslu Avcı ailesi, üçkatlı bir binanın ikinci katında

oturuyor. Eski binanın çevresin-de yalnızca iyerleri var. Komu-luk ilikileri, sosyal yaantılarıbir bina içinde geçiyor. Çocukla-ra arkada bile yok… Avcı ailesi,bizi her eye ramen kapıda güleryüzle karılıyor…

YAKLAŞIK 1 YILDIR KİRA

ÖDEYEMİYORLAR

Aileyle bayramlatıktan sonraHasan Avcı’ya soruyoruz, “Sa-nayi sitesinin ortasındaki tekevde yaam nasıl?” Avcı anlatı-yor: “Ben istemez miyim bin lira

maaım olsun, gideyim merkezi

bir yerde oturayım, daha iyi art-larda evimin geçimini salaya-yım. Mahalle ortamı yok burada.Binadaki komularımızla mu-habbetimiz oluyor. Ekmek alma-ya gidiyorum sabah, üç km yolyürüyorum. Tek avantajı ieyakın olmasıydı; artık onun dabir anlamı yok. Kaynayan kaza-nımız durdu artık…”

Oturdukları ev kira, her ay350 lira ödemeleri gerekiyor.Ancak Hasan Avcı iten atıldı-ından beri ödeme yapamamı-lar. Daha öncesinden de birikmiborçları var; çünkü çalıtıklarıdönemde Sinter Metal iverenimaaları zamanında ve tam ola-rak ödememi. Üstelik bu neden-le bir de bankaya borçlanmılar.Avcı, iverenin özel bir bankaylaanlama yaptıını ve talep eden

içilere kredi verildiini anlattı.

Hasan Avc, oluArda, ei GülcanAvc ve 8 aylk kzAsl. “Çocuklara dahiç bir eyalamadm. Bayramadair hiç bir ey

yok. Sadeceekerimizialabildik. ekerlekandrdkçocuklarmz!”

SZ ÇNN EVNDE BAYRAM

Evlerinde bayramı

bir tek ‘şeker’ hatırlatıyoreker Bayram’nn ilk günü Sinter Metal direniçilerinden HasanAvc’nn evine konuk olduk. Ailenin en küçüü Asl babas itenatldktan 1 ay sonra domu… Bayram, ebeveynler açsndan burukgeçiyor. Baba, üç çocuuna bayram yaatamad için üzgün. Amadeil bayram hediyeleri, peynir zeytin bile artk Avc ailesi için lüks…

Page 44: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 44/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 43

“veren maa vermedii için birkısmımız gittik kredi çektik. Ço-umuz borçlandı bankaya. Artıkkredi kartlarından yemeye bala-dık o dönemde. Bir sürü borçoldu.”

AİLENİN GELİR (!) KAYNAKLARI

Hasan Avcı, iten atılan 380arkadaıyla beraber, sendika ara-cılııyla Ocak’ta kur’a müraca-at etmi. Bavuruya ubat ayındayanıt veren Kurum’dan yalnızca6 ay, 467 lira isizlik maaı ala-bilmi; o da iki ay önce kesilmi.Geçim kaynakları imdilik, Birle-ik Metal- Sendikası’nın servisücreti adı altında verdii aylık vekur’a balı kaynak kursundankazandıı 300 lira. Sendika’nınverdii ile faturalarını ödüyor,mutfak masraflarına yetimeyeçalııyorlar. Kaynak kursu ise ikiay sonra bitecek. Avcı, “Eldeavuçta yine bir ey kalmayacak”diyor.

PEYNİR ZEYTİN LÜKS OLDU

Avcı ailesinin evinde bayram,ebeveynler açısından buruk geçi-yor. Baba hayıflanıyor: “Çocuk-lara da hiç bir ey alamadım.

Bayrama dair hiç bir ey yok. Sa-dece ekerimizi alabildik. ekerlekandırdık çocuklarımızı! Gezme-ye gitmek, Kadıköy’e, Üsküdarsahile ya da bir parka… Biz onuyapamıyoruz.”

O sırada Hasan Avcı’nın eiGülcan Hanım giriyor söze; biryandan bize bayram ekerlerin-den ikram ediyor, bir yandan daiçinde biriktirdiklerini anlatıyor:“Direni baladıında bebeime

hamileydim. Arabamız vardı ozaman, iten çıkarılınca sattık.Kısıtlı imkânlarla yaamaya çalı-ıyoruz. dare ediyoruz, çorba-mız kaynıyor. Kaynamadıı gün-ler de oluyor. Biz idare etsek deçocuklar anlamıyor.”

Hasan Avcı, einin yarım bı-raktıı yerden tamamlıyor:“Kırık pirinçle yayla çorbası…Bizim kahvaltımız bu. Peynir,zeytin lüks oldu artık. Üç çocukvar, en küçüü sekiz aylık. Sütalamıyoruz, süt! Et yemek üçsene öncesinde kaldı. Neden Tür-kiye vatandaı olmuum düün-cesi bile aklıma düüyor. nsanıninsanca yaama hakkı olur.

Bizim ülkemizde ise parası çokolanın hakkı var.”

ÇOCUĞUNU OKULA GÖNDEREMEDİ,

ÇORUM’A GÖNDERDİ

Evin büyük olu Hakan, yediyaında. Bu sene ikinci sınıfa ba-

lıyor. Avcı ailesi geçen sene Ha-kan’ı Çorum’a aile büyüklerininyanına göndermeye mecbur kal-mı. Hasan Avcı nedenini öyleaçıklıyor: “Geçen sene memle-kette okuttum çocuu, stan-bul’da okula yazdıramadım. Bu-rada okul bize uzak, servis para-sı, okul parası… Devlet okulakayıt için para almıyoruz diyor.Kayıt için 100 lira istiyorlar.

“Bu sene getirelim dedik,iten atıldık. Parasızlık sardı bizi.Nakil yaptıralım dedik; okullaraçılıyor, biz hâlâ nakil yaptıraca-ız. Burada yer bulamazsak,mecburen yine memlekete gön-dereceim. Çocuk orada annesizbabasız yapamıyor, anneyi baba-yı özlüyor, biz de özlüyoruz.”

DİRENİŞİN ÖYKÜSÜ

Hakan Avcı 3,5 yıl çalıtııSinter Metal’de nasıl eyleme geç-tiklerini de anlattı. “Çalıırken

536 lira maa alıyordum. e ilkbaladıımda artlar çok iyiydi.Bütün haklarım veriliyordu, amason dönemlerde ikramiyemizikesti, erzakımızı kesti, primimizikesti, bütün sosyal haklarımızıelimizden aldı. Hatta maaları-mızı bile taksit taksit ödemeyebaladı. Bütün haklarımızı kal-dırdıktan sonra ‘Çalııyorsanız536 lira maa’ dedi. Biz de dü-ündük taındık, arkadalarla bir

karar verdik. Artık dedik buböyle gitmez, 536 lira neye yeter.Bu ie bir dur diyelim. Arkada-lar arasında örgütlendik, gittikBirleik Metal- Sendikası’namüracaat ettik. 19 Aralık günüsendikaya üye olduk. Hafta sonupatron rahat durmadı. yerindegece-gündüz vardiyası vardı. Cu-martesi pazar bütün içileri tektek arayarak, “Pazartesi sabahie saat 8:00’de gelin. Sabah ça-lıma olacak”dedi. 22 Aralık Pa-zartesi sabahı ie gittim, bir bak-tım ki kapıları kilitlemi patron.Her yere zincir vurmu, kaynakatmı; içeriye giremiyoruz. Dıa-rıya bir hoparlör asmı. Oradan

381 arkadaın ismini tek tek, tektek saydı. Sonra ‘ekonomik kriz-den dolayı 381 arkadaımızın iakdi feshedilmitir’ dedi. Biz deiyerine girdik, iyerini igal ettiküç gün. veren içeride bütün ka-pıları kilitlemi, kaynak atmıkapılara. 9 aydır direni yapmakkolay deil. Ne tazminatımızıverdi, ne ikramiyelerimizi. eiade davalarımız ise devam edi-

yor.”

İKTİDARA ÇAĞRI

Hasan Avcı’nın son olarakbir çarısı var, 9 aydır süren di-renilerini görmezden gelenlere:

“Babakan, Cumhurbakanı,dokuz aydır bir kez olsun direnialanımıza gelmediler. Biz yazılıolarak bildirdik, gelip bir incele-mede bulunmadılar. Müfettilergeldi, onların raporlarıyla kaldı.

Dier partilerden destee gelen-ler oldu. Ama AKP’den ne baba-kan, ne milletvekili, hiç birisigelip bizim patronun yasadıı uy-gulamalarına bakmadılar bile.Bu bayram günü çarıda bulunu-yorum, gelip Dudullu OrganizeSanayi Bölgesi’nde Sinter Metalpatronu Olgun Tanberk’in içiyeyaptıı haksızlıkları görsünler.Buna bir çözüm getirsinler, 9 ayoldu. 381 kii az deil. Bu insan-lar bir sürü zorluklar yaıyorlar.

Kimisini evden atıyorlar. Artıkyasalar bile iverenden yana çalı-ıyor. Hukuk aır ilese de günü-müzde, biz bu mücadelenin so-nunu baarıyla getireceiz.”G

L 3 yandakiArda babasna çokdükün. Ziyaretimizboyunca babasnnkucandan hiçinmedi.

Page 45: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 45/65

44 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Belma Yücel / zmir

Yaklaık be ay önce iten çı-karılan zmir KarıyakaBelediyesi’ne balı Kent A

içileri, Ramazan Bayramı’nı An-kara yollarında geçirdi. Bazı içi-ler, sendikanın saladıı olanak-larla, aileleriyle yüz yüze bay-ramlaabildiler.

çiler, 16 Eylül’de balayanyürüyüün sekizinci gününde,180 km yol kat ederek Uak’aulatılar. zmir-Ankara yürüyü-üne iten çıkarılan 300 içiden60’ı katıldı. zmir’de kalan içi-ler, aileleriyle birlikte Örnekköyantiyesinde nöbet tutmayadevam ediyorlar. AralarındaGenel- Sendikası Genel BakanıErol Ekinci’nin de bulunduu 5genel merkez yöneticisi, içilerle

birlikte yürüyor.çilerle 23 Eylül günü

Uak’ta bir dinlenme tesisindebulutuk. Sendika Genel BakanıErol Ekinci’yle içilerin mücade-lesini konutuk, içilerden yol hi-

kâyelerini dinledik. Biz tesisevardıımızda, dört içi ayaklarıparçalandıı için tedavi ediliyor-du. Sendikanın temin ettii am-bulans, yaanabilecek salık so-runlarına karı korteje elik edi-yor; içiler her durakta kontrol-den geçiriliyor.

çilerin en büyük moral kay-naı, yol boyunca karılatıkları

yurttalardan aldıkları destek.Uak duraında içileri, zmirBüyükehir Belediyesi’nin 1993yılında iten çıkardıı belediye i-çisi Ahmet Bey ziyaret etti.Ahmet Bey de iten çıkarıldııiçin 28 gün boyunca zmir’denAnkara’ya yürümü, haleflerine“Sizleri görünce o günleri tekraryaıyorum, yanınızdayım” dedi.

AKP, BELEDİYELERİ BÖLÜNCE…

Genel- Genel Bakanı ErolEkinci, sorunun AKP’nin beledi-yeleri bölmesiyle ortaya çıktıınıanlattı. Yerel seçimlerden önceAKP, Bayraklı’yı Karıyaka’dan,Karabaları da Konak’tan ayır-

mıtı. CHP, bu düzenlemeleremuhalefet ederek Anayasa Mah-kemesi’nde dava açmıtı. Ekincibu kararla balayan süreci öyleanlattı: “Seçimden bir ay sonraKarıyaka Belediyesi, hizmetalanlarının daralmasını ve gelir-lerinin dümü olmasını gerekçegöstererek 30 Nisan’da 300 ar-kadaımızın i akdini fes etti. Biz-lerle masaya oturarak bu sürecinasıl aabiliriz diye bir öneri geti-rilmedi. Belediye, 1 Mayıs aka-mı da stanbul’dan Alta firma-sıyla 340 kiilik ihaleye girdi.Demek ki gerekçe içi fazlalııdeil. Bugüne kadar yamur

çamur demeden Karıyaka halkı-na hizmet eden 300 arkadaımı-zın yerine, Alta adlı taeron birfirmayla ihale yaptılar. Arkada-larımızın yerine 340 insan geldi.Konak ve Karabalar’da böylebir sorun çıkmadı. Bu belediyele-rin de hizmet alanları daraldı vegelirleri dütü ama her iki beledi-ye bakanı sorumluluk hissede-rek bin 200’e yakın içiyi payla-tı.”

“AÇIKLARSAM UTANIRLAR”

DEDİKLERİ KONUŞMA

Karıyaka Belediye BakanYardımcısı Hüseyin Çalıkan,“Görümelerde yapılan konu-

çiler, 16 Eylül’debalayanyürüyüünsekizinci gününde,180 km yol katederek Uak’aulatlar. zmir-Ankara yürüyüüneiten çkarlan 300

içiden 60’ katld.

ANKARA’YA YÜRÜYEN KENT A ÇLERYLE UAK’TA BR GÜN…

Genel-İş Baykal’dan çözüm bekliyorlerini geri almak için Ankara’ya yürüyen zmir Kent A içilerininUak molasnda, onlarla beraberdik. Yürüyüün sekizinci günündeayakkablar eskimi, tabanlar yara olmutu… Sendika GenelBakanlar da onlarla beraber yürüyordu. Öykülerini hem Genel-

Bakan Erol Ekinci’den, hem de kendilerinden dinledik.

Page 46: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 46/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 45

maları açıklarsam utanırlar” de-miti. Ekinci “O masada ne ko-nuuldu?” sorumuza öyle yanıtverdi:

“O toplantıya sendika yöneti-cileriyle gittik. Karıyaka Beledi-yesi yetkilileriyle süreci konu-tuk. Alta firmasıyla anlamayapmasaydınız ayrılmayla birlik-

te çıkan bu sorunu anlardıkdedik. 300 içinin geri alınmasınıtalep ettik. Çalıkan, 300 içininfazla olduunu söyledi. Ben Al-ta’la yaptıkları ihaleyi fes etme-lerini önerdim. ‘300 arkadaı-mızdan 150 tanesini siz alın 150tanesini Bayraklı Belediyesi alsın.

Siz sorumluluunuzu yerine geti-rin. Bayraklı Belediyesi içileri al-mazsa biz burada balatılan eyle-mi Bayraklı Belediyesi önüne ta-ıyacaız’ dedik. ‘Açıklarsamutanırlar’ dedii ey budur.Baka bir ey konuulmadı.

BAYKAL’A ŞİŞE FIRLATAN, İŞÇİ

OLMAYABİLİR

Ekinci, sorunun Deniz Bay-kal’la çözüleceine inanıyor,“Aracı kullanmadan her eyiBaykal’la paylaacaız” diyor.28 Austos’ta zmir’e giden Bay-kal’ı, içiler havaalanında protes-toyla karılamı, Baykal’a grup-tan biri pet ie fırlatmıtı. Ekin-ci’ye bu olayı da sorduk. “O petieyi ben kendime atılmı sayı-yorum” diyen Ekinci, pet ieyifırlatanı henüz tespit edemedikle-rini belirterek, bu olayı gerçek-letirenin içiler dıında eylemekatılanlardan biri de olabilecei-ni söyledi. Ekinci, “çilerin ogünkü psikolojilerinin de gözönüne alınması lazım” dedi.

ONLAR İÇİN HA ÖLMEK,

HA İŞSİZ KALMAK…

Erol Ekinci’yle söyleimizin

ardından içilerle de sohbet ettik.Yürüyüün ikinci gününde Bel-kahve’den çıktıklarında, jandar-ma güvenli olmadıı gerekçesiyleiçilerin yoldan yürümelerine izinvermemi. çiler, Kemalpaa’yıda yolu üzerinden amılar. He-defleri, 12 Ekim’de Ankara’ya

ulamak. Günde 20-25 km yolalıyorlar. Tabanları yara için-de… Geceleri uyku tulumlarınıniçinde dıarıda konakladıklarınıanlatan içiler, her türlü ihtiyaç-larını da dıarıda gideriyorlar. -çilerden bazıları -Kur’dan 500milyon lira isizlik parası alıyor.Yetmedii için de sürekli borçla-nıyorlar.

Celal Ünal’ın üç çocuu var.

Biri üniversiteyi bu yıl kazanmı,Ünal çocuunu yolcu edemediiiçin üzgün, “Zor koullarda gö-rüüyoruz” diyor. Celal Ünal’agöre, “Bir insanın ölmesiyle isizkalması arasında fark yok.”“Önümüze ne engel çıkarsa çık-sın, ayaklarımız da parçalansa,iimizi geri almak için kararlılık-la yürümeye devam edeceiz.”

Ata Kaya 46 yaında, altıçocuk babası. En küçük çocuu

iki, en büyüü 9 yaında. AilesiÖrnekköy antiyesinde nöbet tu-tuyor. Bülent Erba da 4 senedirKent A içisi; onun da üç çocu-u var. Erba, “Büyüklerimizdenepara arak geçiniyoruz” diyor.47 yaındaki dris Açıkgöz’ün 2çocuundan biri lise, dieri üni-versite örencisi. Bayramı çocuk-larıyla bayram gibi geçirememe-nin ezikliini yaadıını anlatı-yor.

Biri üniversiteli üç çocuk ba-bası Ercan Çelik “Biz kimseyikırmadan hakkımızı almaya ça-lıtık” diyor ve soruyor: CHP’yeseçim kazandırdıımız için mi ii-mizden olduk?”G

Biz tesise vardmzda, dört içi ayaklar parçaland için tedavi ediliyordu.Sendikann temin ettii ambulans, yaanabilecek salk sorunlarna kar kortejeelik ediyor; içiler her durakta kontrolden geçiriliyor.

L Genel- GenelBakan Erol Ekinci.“Arac kullanmadanher eyi Baykal’lapaylaacaz.”

“Alta’la yaptklar ihaleyi

fes etmelerini önerdik.

‘300 arkadamzdan 150

tanesini siz aln 150

tanesini Bayrakl Belediyesi

alsn. Siz sorumluluunuzu

yerine getirin. Bayrakl

Belediyesi içileri almazsa

biz burada balatlan

eylemi Bayrakl Belediyesi

önüne tayacaz’ dedik.

Belediye Bakan Yardmcs

Hüseyin Çalkan’n,

‘Açklarsam utanrlar’dedii ey budur.”

Page 47: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 47/65

46 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

VARDİYA

Tüm naat çileri Derneizmir’de kuruldu

zmir Fuar Açık hava Tiyatrosunda 23 Eylül 2009 günü Tümnaat Dernei’nin kurulu enlii düzenlendi. Prof. AlpaslanIıklı ve ODTÜ ktisat Fakültesi Öretim Görevlisi YıldırımKoç’un konumacı olarak katıldıı gecede sanatçı Fevzi Kurtu-lu sahne aldı. Gecenin açılı konumasını yapan, Tüm naatçileri Dernei Genel Bakan Adnan Boa; ülkemizde 15 mil-yon çalıan içinin bulunduunu söyleyerek, bunlardan sadecesekiz yüz bin içinin sendikalı olduunu hatırlattı. Boa; bu or-tamda bir milyon inaat içisinin de bir örgütü olmadıını söz-lerine ekledi. Açılı konumasından sonra söz alan Yıldırım Koçise, çi sınıfının eylemlerini artıracaını, bunun önümüzdekigünlerde görüleceini belirtti. Alpaslan Iıklı da; içi sınıfınınartık ylnızca toplu sözleme ve sendikal haklar temelinde gele-

cei yakalamasının mümkün olmadıını, siyasallama zorunlu-luunun arttıının altını çizdi. zmirli sendikacılar ile direnitekiKent A. içileri adına temsilcilerin ve çi Partisi zmir l Baka-nı ile yönetim kurulu üyelerinin de katıldıı enlik, hep bir aız-dan “Avusturya çi Marı”nın söylenmesiyle sona erdi.

eker : Özelletirmeye karıtüm gücümüzle mücadele edeceiz

Özelletirilmesi defalarca gündeme gelen, ancak ihalesi yapı-lamayan Türk eker A..’ye ait Çaramba, Çorum, Kastamonu,Kırehir, Turhal ve Yozgat fabrikaları 11 Eylül’de Özelletirmedaresi Bakanlıı tarafından tekrar ihaleye açıldı. eker Sen-dikası Genel Bakanı sa Gök, 18 Eylül’de yaptıı yazılı açıkla-ma ile özelletirmenin en önemli amacının Türkiye’nin pancarüretimini bitirmek olduuna dikkat çekti. sa Gök, Türkeker’in özelletirilmesiyle, dou bölgelerinde kalkınma ve istih-dam amacıyla kurulmu fabrikaların, kâr güdüsüyle hareketeden özel sektör tarafından kapatılacaına vurgu yaptı. Gök“Bu fabrikaların kapanması durumunda bata dou bölgeleri-miz olmak üzere pek çok yörede pancar tarımı bitme noktasınagelecek, sektörel üretim ve istihdam daralacak, ülkemizin köy-den kente göç ve terör gibi sosyal sorunları aırlaacaktır.” dedi.sa Gök özelletirme giriimlerine karı tutumunu; “Pancar çift-çileri, eker içileri ve sendikamız; Türk eker Sektörü için, ül-kemizi pazar haline getirmek isteyenlere karı, Türkiye için tümgücüyle, birlik ve bütünlük içinde mücadele edecektir.” sözleriy-le ifade etti.

zbeton içisinden toplusözleme için oturma eylemi

zmir’de altı aydır toplu sözleme bekleyen zbetoniçileri eylemde. Türk-’e balı Belediye- sendikasındaörgütlü olan içiler, 18 Eylül günü zmir Büyükehir Be-lediyesi önünde toplandı. çeride meclis toplantısının ya-pıldıı saatlerde bir araya gelen içiler zmir BüyükehirBelediye Bakanı Aziz Kocaolu’nu ve Meclis üyeleriniprotesto etti. çiler adına Belediye Sendikası 6 Noluube Bakanı Adnan Güntay konutu. Güntay; Bü-yükehir Belediyesi bünyesinde bulunan dier irketlerdetoplu sözleme imzalanmasına ramen, kendilerinin 6aydır beklediklerini söyledi. Türk-i 3. Bölge TemsilcisiMustafa Kundakçı, CHP’li Menemen Belediye Bakanı

Tahir ahin, çi Partisi zmir l Bakanı Tugay en eyle-me destek verdiler. “Sözlemelerde çifte standardahayır” , “Fiyatlara deil, ücretlere zam” yazılı dövizlerletoplanan zbeton içileri meclis toplantısı bitene kadaroturma eylemi yaptılar.

Türkiye Kamu-Seneylemlilik süreci balattı

Türkiye Kamu-Sen Genel Bakanı Bircan Akyıldız,

konfederasyonun Trabzon l Temsilcilii’ndeki bayram-lama töreninin ardından basın toplantısı düzenledi.Kamu çalıanlarının haklarını alabilmesi için ‘‘eylemliliksüreci’’ balattıklarını ifade eden Akyıldız, 21 Eylül’deyaptıı toplantıda “Sözün bittii yere gelinmitir. Baba-kan yollarının yapılmasını isteyen Çankayalılara, ‘Çan-kaya belediyesi’nin önünde oturun’ diyebilecek kadar ey-lemi göstermi, kamu çalıanları da haklarını almak içineylemlilik sürecini balatmıtır.” dedi. Bircan Akyıldız,kamu kurum ve kurulularının önlerinin bundan sonraeylem alanları olduunu belirterek, “Kamu hizmetlerindeaksamalar olabilecektir. Ama bunların sorumluları kamu

çalıanları ve Türkiye Kamu-Sen deildir. Bundan sonra-sı siyasetin sorumluluundadır.” dedi.

Page 48: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 48/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›kG 47

Ekonomi yönetimimizde çokbüyük önem taşıyan OVP (Orta Va-

deli Program) yaz başında ilan edi-lecek iken büyük bir gecikmeyle 16Eylül günü Başbakan’ın ekonomikonusundaki yardımcısı Ali Baba-can tarafından kamuya duyuruldu.Kısaca OVP diye anılan bu prog-ramda 2009, 2010, 2011 ve 2012yıllarına ait ekonomik veriler sapta-nıyor. Aslında

önemli olan dördüncü çeyreğine girmeküzere olduğumuz 2009 yılına ait verilerbüyük önem taşıyor. Çünkü bu yılın ilk iki

çeyreğine ait kesine yakın veriler Türkiyeİstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından büyü-me ve önemli birçok veriler kesine yakınbiçimde kamuya duyurulduğundan 2008yılında başlayan resesyonun ülkeye verdi-ği zarar daha sonraki yıllara ait hesaplar-dan daha kolay hesaplanacaktır.

ÖNCE KÜÇÜK GÖSTERDİLER

Başbakan kendine ait konuşma tarzıy-la önce “Kriz Türkiye’ye teğet geçmiştir”diyerek uğranılan zararı yurttaşlara

küçük göstermeye çalışmıştır. Oysa yılınilk üç ayındaki TÜİK verileri ortaya çıktı-ğında Milli Gelir’in bu dönemde TL cin-sinde yüzde 13,8 ve Dolar cinsinde yüzde31 küçüldüğü anlaşılmıştır.

Ne gam ola ki Başbakan aynı yukar-dan salvolarına, dünyadaki en büyük kü-çülmesi karşısında da devam etmekten vazgeçmemiştir.Palavrada dünyanın en ileri sözcüleri olan Türkiye ekono-mistleri, yine de hiç sıkılmadan yılın ikinci çeyreğinde kü-çülmenin kesildiği ve bu çeyrekte GSMH’nin önce yüzde4 ve sonra yüzde 3,6 büyüme olacağını ilanda beis gör-

memişlerdir.Oysa 16 Eylül’de yüzde 3,6 büyüme değil YÜZDE 7

küçülmeyle ikinci çeyrekten çıkıldığı itiraf zorunda kalın-mıştır. Şimdi iki çeyrek de GSMH’nin yüzde 10,65 ora-nında küçüldüğü anlaşılmış ve bu sonuç halka bildirilmiş-tir. Türkiye ekonomistleri, sadece yüzde 3,6’lık büyüme-yi, yüzde 6 küçülmeyle değiştirmekle kalmamış, aylarcaönce yüzde 13,8 diye duyurulan birinci çeyrek sonucunuyüzde 14,3’le geriye çekmiştir. İki üç aylık dönemdekiküçülme yüzde 20,3’ü bulmuştur. Ortalama küçülme iseyüzde 10,65.

İNANMAK ZOR

Tahminler sürmüş ve 3 ile 4. çeyrekte kazanılacak bü-yümelerle 2009 yılında küçülmenin yüzde 6’ya ineceğibelirtilmiştir. Bu iki çeyrekteki yüzde 10,65 küçülme dün-yadaki ülkeler arasında en yüksek küçülmelerden biridir.Kaldı ki her ünitesini aynı şiddetle vurmuyor. Küçülme

sadece global. Örneğin ABD’de, global olarak küçülmeyanında Kaliforniya ve Teksas gibi eyaletlerde ekonomik

küçülme bu eyaletlerde yaşamı çekilmez hale getirdiğigibi, ülkemizde de birçok belediye işlerini yürütemez halegelmiştir.

OVP hesapları ilan olunurken 2009 yılı son çeyreğin-den itibaren büyümenin başlayacağı hesaplanıyor. Bura-dan sonra gelen üç yılda büyüme sürecek:

2010’da yüzde 3,6 2011’de yüzde 4,00 2012’deyüzde 5,00 olacak büyüme deniyor. Ancak bu rakamlara

inanmak çok zor. 2009’da yılın ikinciçeyreğinde yüzde 4 büyüme denip sonrabunu yüzde 7 küçülmeyle düzelten birresmi kaynağa nasıl inanılır?

İŞSİZLİK RAKAMLARI

OVP açıklamalarında dört yıllık istih-dam rakamları da verilmiş. Duyuruyagöre 2009 yılında yüzde 14,8 olan işsiz-lik dördüncü yıl sonunda sadece yüzde1,5 eksilerek 2012’de yüzde 13,3 ine-cek. Bu rakamlar da milli gelirin eksiyüzde 6’dan 2012’de yüzde 5’e yüksele-ceği tahminini de yalanlıyor. İşsizlik ra-kamları sadece yüzde 13,3’te kalacaksaGSMH’nin yüzde 5’e kadar yükselme

olanağı yoktur.Kaldı ki ortalama yüzde 5’e kadar çı-karsa bunun Güneydoğu ve Doğu Ana-dolu’da ekside kalacağı kesin. Çünkü ya-tırımların büyük kısmı bu iki bölge dışın-da kalacaktır. Güneydoğu ve Doğu Ana-dolu’da (Gaziantep dışında) 21 ilde yapı-

lan yatırım toplamı bir tek Bursa’da yapılan yatırımlar eşi-tindedir.

Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt halkları RTE tarafındanbu nedenle kışkırtılıyor. ABD kışkırtmasıyla Ermeni kışkır-tılması, Kıbrıs’taki Rumların istemlerine yumuşak davra-

nılması da. Ne var ki avantaj kapmak için girilen bu yol-larda AKP avantaj sağlayamıyor. Halk ve ordu emperya-lizmden gelen bu girişimleri yurtseverlikle karşılıyor. Budirenç sonunda AKP iktidarı sendeliyor. İlerlediğini sananRTE belki de “seçime erken gitme yolunu arayacak”diyen yerli ve yabancı yorumcuların bu tahminleri tutarsabu iktidardan kurtulmamız geç olmayacak.G

Sendeleyen AKP

EMEK DÜNYASI

ARSLAN BAŞERKAFAOĞLU

M Güneydou ve Dou

Anadolu’da -Gaziantep

dnda- 21 ilde yaplan

yatrm toplam

bir tek Bursa’da

yaplan yatrmlar

eitindedir.

Dou ve Güneydou’daki

Kürt halklar

Recep Tayyip Erdoan

tarafndan

bu nedenle

kkrtlyor. L

BAŞSAĞLIĞI

Ulusal Kanal program yapımcısı, arkadaşımız

Can Karadut’un babasıNaci Karadut’u kaybettik.

Karadut ailesinin acısını paylaşır, başsağlığı dileriz.

Aydınlık ve Ulusal Kanal Çalışanları

Page 49: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 49/65

48 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Federal Almanya Genel seçimleriöncesinde Türklere karı yine ırk-çılık yapılıyor. 27 Eylül’de yapı-

lacak seçimler öncesinde aırı sacı veırkçı Almanya Milliyetçi Partisi (NPD)yabancı kökenli adaylara kıkırtıcımektuplar gönderdi. Mektupta, “Al-manyayı derhal terketmeleri gerektii”yazıldı.

ki sayfalık metnin balıı ka-muoyuna açıklama. Mektubun al-tında “Yabancıları sınırdıı etme

görevlisi” ibaresi bulunuyor.NPD’nin mektup gönderdii

Berlin Eyalet Milletvekili ÖzcanMutlu “Bana gönderilen mektupAlmanya’daki Türklerin varlıınıortadan kaldırmak isteyen bir zih-niyete aittir” dedi. Mutlu, yaklaık30 adaya gönderilen bu mektuphakkındaki soruturmanın bir anönce sonuçlandırılmasını istedi.

Mektubu alanlardan Sol Partiadayı Figen zgin, partisinin de suç

duyurusunda bulunduunu söyledi.

TÜRKLER ÜLKELERİNE DÖNSÜN

NPD yetkilisi, haberi yayınla-yan Der Tagesspiegel’i doruladı.NPD Berlin Bakanı Jörg Höhnelimzalı mektupla ilgili olarak Savcı-lık “halkı kıkırtma” suçlamasıyla

soruturma balattı. NPD yetkilisibu mektubun “be adımda yaban-cıları ülkelerine yollama” planınınbir parçası olduunu söyledi. NPDyetkilisi, “yabancılar bir an önce ül-kelerinde i ve kalacak yer ayarla-maya baksınlar” dedi. Mektuptauzun süredir isiz olan ve olaylarakarıan yabancıların üç ay içindeAlmanya’yı terk etmeleri de isteni-yor. Almanya’da hedef alınan ya-bancı kavramı, esas olarak Türkle-

M Bir Türkapartmannda çkanyangnda ailesi birbebein hayatnonu pencereden

atarak kurtarmt.Yangn rkçlarnçkarttna dairciddi üphelerolumutu. (4ubat 2008)

ALMANYA MLLYETÇ PARTS YNE SAHNEDE…

Almanya seçimlerinde

Türklere karşı ırkçılıkDevlet yardmndan faydalanan bu rkç partilerin yandalarnn suçdosyalar kabark. Yalnzca bu yln Temmuz ay içinde 56 iddeteylemi ve toplam 228 suç ilemi, bir kii öldürülmü 68 kii deyaralanmt. Daha önce kapatma davas açlan partinin aktifmilitanlarnn istihbarat eleman olduu belirlenmi, partikapatlamamt.

Yasaa ramen Türk düman afiler asyorlar.“Daha az yabanc, daha iyi eitim, önce Almanlara i” (solda)

Pazardan dönen baörtülü Türk kadnlarn resminin bulunduu afilerin üzerinde de“Almanya’ya deil ülkenize göçün” yazyor.

DÜNYA

Page 50: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 50/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 49

ri kastediyor.

MİLİTANLAR İSTİHBARAT ELEMANI

Berlin Basavcılıının sorutur-ma balattıı NPD bürosuna polisbaskın yaptı. 2003 yılında da yineTürklere karı ırkçı kampanyalar

nedeniyle bu parti hakkında kapat-ma davası açılmıtı. Uzun süren du-rumalar sonunda parti kapatıla-mamıtı. Çünkü partideki aktif mi-litanlar ve eylemlerde örgütleyicirol oynayanların istihbarat elemanıolduu belirlenmiti. Bunların de-ifre olmaması için kapatma dava-sından vazgeçilmiti.

Bazı siyasi partiler ve kitle ör-gütleri NPD’nin kapatılması talep-lerini ısrarla tekrarlıyorlar. Ancak

ırkçılıa karı tepkilerin zayıf kaldı-ı genel bir yakınma konusu. Dev-let yardımından faydalanan buırkçı partilerin yandalarının suçdosyaları oldukça kabarık. Yalnız-ca bu yılın temmuz ayı içinde 56iddet eylemi ve toplam 228 suç i-lemi, bir kiiyi öldürmü 68 kiiyide yaralamılardı. Bu ırkçı partilereödenen ve vergi gelirlerinin önemlibir kısmı Türk içi ve iverenlerin-den alınıyor.

ADAYLARI HEDEF ALAN SALDIRILAR

Lübeck’ten Eyalet Meclisi’neaday Yıldız Yüce’nin afileri GamalıHaçla boyandı. Yüce, o kadarafi’in içinden kendisinin afiinin se-çilmesinin planlı olduunu açıkladı.

Hamburg Eyalet Meclisi Millet-

vekili Nebahat Güçlü de ırkçı parti-nin internet sitesinde hedef gösteril-di. Sitede,“size sabrettiimize duaedin, biz hiç bir zaman Türklerleeit olamayız” denildi.

Yine Kuzey Almanya’daki Lü-beck kentinde Neo Naziler SolParti binasını basmak istediler.Parti binası önüne masa açmı olanüç Sol Parti üyesini tartaklayan sal-dırganların parti bürosuna girmeçabaları önlendi.

Irkçı partiler, yasaklanmasınaramen Türk dümanı afileri as-maya devam ediyorlar. Afilerde,“daha az yabancı, daha iyi eitim,önce Almanlara i” yazılı. Pazar-dan dönen baörtülü Türk kadınla-rı resminin bulunduu afilerin üze-rinde de “Almanya’ya deil ülkeni-ze göçün” yazılı.

BOMBALI SİLAHLI PARTİ GÖREVLİSİ

Seçim çalımalarının ilk baladı-

ı günlerde NPD Freiburg Gençliksorumlusu bomba yapımına yara-yan patlayıcı malzeme ve silahlarlayakalanmıtı. Yapılan açıklamalar-da solculara ve yabancılara yönelikırkçı saldırıların artacaı ifade edil-miti. Propaganda ile belirli bir yeregelen ırkçı partiler, dikkat çekmekiçin saldırgan eylemler planlıyorlar.

Özellikle Almanya’da Türklerekarı ırkçılık hiç gündemden dü-müyor. Geçen yıl Hessen Eyalet se-çimlerinde ırkçılarca “Ali Bana su-lanma”, “Camiler stanbul’a” gibiafiler asılmıtı. Türklerin ev ve i-yerlerinin bir biri ardı sıra yakıldııve birçok Türk’ün diri diri yandııolayların polis tarafından “olayın

nedeni belli deil” diye geçitirildiihafızalarda.

Irkçı partiler yabancıları birseçim malzemesi olarak deerlendi-ren ve yabancı haklarını ikide biryontarak onları hedef haline geti-ren büyük sistem partilerininürünü. Kriz nedeniyle artan isizlikve yoksuluun yarattıı honutsuz-luk yabancılar aleyhine kanalizeediliyor. G

BAŞSAĞLIĞI

Merkez Karar Kurulu üyemiz veİşçi Sendika Büro Başkanımız

Mehmet Akkaya’nın değerli eşiFiliz Akkaya hayatını kaybetti.Arkadaşımızın, ailesinin ve tüm

partimizin başı sağ olsun.

İşçi Partisi

Ankara İl Başkanlığı

BAŞSAĞLIĞI

Değerli ArkadaşlarımızCelal, Yavuz Demirel ve

Zeynep Işık, Eylem Boral’ın anneleriBesi Demirel’i kaybettik.

Demirel ailesine,dostlarına, sevenlerine sabır ve

başsağlığı dileriz.

Aydınlık ve Ulusal KanalÇalışanları

BAŞSAĞLIĞI

MKK üyemiz ve İşçi SendikaBüro Başkanımız

Mehmet Akkaya’ nın değerli eşiFiliz Akkaya’ nın vefatını

üzüntüyle öğrendik.Arkadaşımızın acısını paylaşır,

tüm sevenlerine başsağlığı dileriz.

İşçi PartisiÇankaya İlçe Başkanlığı

BAŞSAĞLIĞI

Avrupa Temsilciliğimizde görevliarkadaşımız Eylem Demirel’in

annesi, yönetim kurulu üyemizErcan Boral’ın kayınvalidesi

Besi Demirel vefat etmiştir.Demirel ve Boral ailelerine

başsağlığı diler acılarını paylaşırız.

Ali Mercanİşçi Partisi Avrupa Temsilcisi

BAŞSAĞLIĞI

Partimizin değerli üyelerindenRamazan Çoşar’ın torunu

Yaren İrem Dedevefat etmiştir.

Arkadaşımızın acısını paylaşır,ailesine ve yakınlarına

başsağlığı dileriz.

İşçi PartisiMamak İlçe Başkanlığı

BAŞSAĞLIĞI

Partimizin yiğit savaşcısıIşık Soner’in

ölümünü üzüntüyle öğrendik.Genel Başkan

Doğu Perinçek ve

ailesine başsağlığı dileriz.

İşçi PartisiBerlin Örgütü

Page 51: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 51/65

50 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

MERVE AKSUNA

Ekonomide büyük bir darboa-zın içine giren ve hızla derinle-en ekonomik krize çare ürete-

meyen ABD dı politikadaki hâki-miyetini de kaybediyor. Obama,ABD’nin hâkimiyet kaybını, 23 Ey-lül’deki Birlemi Milletler GenelKurul toplantısında “tehditlerle mü-cadele edebilmek için çok taraflı i-birlii” çarısıyla ortaya koydu.

ABD’NİN KAYIP CEPHELERİ

Daha göreve gelmeden etki ala-nını Irak’tan Afganistan ve Pakis-

tan’a kaydıracaını açıklayanObama yönetimi Afganistan’dabüyük bir çıkmazın içine girdi.

ABD’li komutanların “Afga-nistan’da durumumuz kötüye gidi-yor” açıklamaları ve bölgeye ekasker talepleri ABD’nin Afganis-tan savaındaki durumunu gözlerönüne seriyor. ABD’de yapılanson kamuoyu yoklamaları da,ABD halkının büyük çounluu-nun Afganistan savaının kazanıl-masına olan inancını kaybettiiniortaya koyuyor. Afganistan’da

ABD’nin gölgesinde yapılan seçim-lere katılım oranı yüzde 38 olur-ken, Taliban’ın çarısına kulakveren Afgan halkının yüzde 62’si-nin seçimleri boykot etmesi dikkatçekti. Son olarak, Obama yöneti-mi Afganistan’a ek asker gönder-me planının askıya alındıını açık-ladı.

İRAN VE KORE DHC’NİN NÜKLEER

PROGRAMINI DURDURAMADI

ABD ran ve Kore DemokratikHalk Cumhuriyeti’nin nükleer ça-lımalarına ve yeni füze denemele-rine tüm çabalarına ramen engelolmadı. Obama ran’a uygulananyaptırımları bir yıl daha uzatması-na karın nükleer çalımaları, Af-ganistan’daki direnile mücadelegibi konuları görümek üzereran’la masaya oturabileceklerimesajını verdi. ABD’nin tehditleri-ne boyun emeyen ran yönetimi

ise, nükleer çalımalarını barıçılamaçlı sürdürmeye devam edecek-lerini söyledi. Pyongyang yönetimide, nükleer çalımalarının ve füzedenemelerinin askıya alınması gibibir durumun söz konusu olmadıı-

nı açıkladı.

JAPONYA’DA 64 YILLIK ABD

EGEMENLİĞİ SON BULDU

 Japonya’da Liberal Demokrat-ların iktidarının son bulması ve Ja-ponya Demokratik Partisi’nin eldeettii büyük seçim baarısıABD’nin Japonya’daki nüfuzununazalması olarak yorumlanıyor. Ja-

ponya’nın yeni babakanı YukioHatoyama Japonya’nın daha Asyamerkezli ve ABD’den daha baım-sız bir politika izleyeceinin sinya-lini verdi. ABD Kongre AratırmaServisi’nin hazırladıı bir raporise, Japonya’nın giderek ABD’denuzaklama eiliminde olduunuortaya koyuyor.

GÜRCİSTAN’DA RUSYA’NIN ATAĞINA

KARŞI ÇARESİZ KALDI

Rusya ile Gürcistan arasındaAustos 2008’de çıkan savaın ar-dından Rusya Abhazya ve GüneyOsetya’yı baımsız devlet olaraktanıdı. Ayrıca, Rusya, Abhazya veGüney Osetya Nisan ayında sınır-ların korunmasına yönelik anla-ma imzaladılar. ABD Rusya’nınbu ataı karısında somut hiçbiradım atamadı.

EN SON ÇARE: ÇOK TARAFLI İŞBİRLİĞİ

Gürcistan, ran, Afganistan ve Japonya’daki gelimeler ABD’nindı politikadaki etkisinin daraldı-ını gözler önüne seriyor. Dı poli-tikada köeye sıkıan ABD Baka-nı Obama 23 Eylül’deki BirlemiMilletler Genel Kurul toplantısın-da dünyanın karı karıya bulun-duu tehditlerle mücadele edebil-mek için “çok taraflı ibirlii” ça-rısında bulundu. Dier yandanObama dünyada hızla yükselen

Amerikan karıtlıını engellemekiçin elinden geleni yapacaını söy-lerken u cümlesi ilgi çekiciydi:“Kimse ülkemin çıkarlarını koru-duum için benden özür bekleme-sin”G

ABD ‘EGEMEN GÜÇ’ MAJINI YTRYOR

İşgal politikası işe yaramadı

sırada ‘işbirliği’ varHzla derinleen ekonomik krize çare bulamayan ABD, d politikada da“egemen güç” olma imajn yitiriyor. Gürcistan, ran, Afganistan veJaponya’daki gelimelerle köeye skan Obama, 23 Eylül’deki BirlemiMilletler Genel Kurul toplantsnda dünyann kar karya bulunduutehditlerle mücadele edebilmek için çok tarafl ibirlii çarsnda bulundu.Konuma “ABD artk tek bana karar alamayacak” eklinde yorumland.

Page 52: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 52/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 51

AL RIZA TADELEN

A

merikalılar için Bolivar-cı ittifak’ın (ALBA) televizyonu

Telesur’a konuan Latin Ameri-ka Devlet Bakanları Zelaya’nın Hon-duras’a döndüünü ve Brezilya Bü-yükelçilii’nde bulunduunu açıkla-dılar.

BBC, CNN ve Reuters gibiBatılı haber ajans ve televizyon-ları ise Darbeci hükümet bakanıMicheletti’nin açıklamalarınıöne çıkararak Zelaya’nın Hon-duras’da deil Nikaragua’da ol-duu haberini yaydılar. Haberin

duyulmasıyla birlikte binlerceHonduraslı Brezilya Büyükelçili-i önünde toplanarak Zelaya’yasahip çıktı. Darbeye Karı UlusalCephe genel koordinatörü JuanBarahona yaptıı açıklamada“Honduras halkı galip geliyor.Darbecilerin durumu kontrol al-tına alması neredeyse imkânsız.”dedi. Köylü Direni Örgütü lide-ri Rafael Alegria “Milyonlarcakiinin sokaa çıkacaını” söyle-di. Zelayanın Salı günü Büyükel-

çilik balkonundan toplananhalka yaptıı konumanın gö-rüntülerinin tüm dünya kamuo-yuna yayılmasıyla darbeci hükü-met ve yandalarının yalanlarıuzun sürmedi. Zelaya kendinidesteklemeye gelen halka “ Kimdemi Zelaya Honduras’a döne-meyecek? te buradayım, biziburadan kimse çıkaramaz. Tutu-mumuz ya vatan ve iktidarın tek-rar alınması ya da ölümdür” diye

seslendi.DARBECİLER ŞAŞKIN VE ÇARESİZ

Darbeci hükümetinbaı Micheletti ikinci gün sokaaçıkma yasaı ilan ederek Büyükelçi-

lik önünde toplanan halka saldırıemri verdi. Geçen salı gününden buyana saldırılarda 10 kii öldü, yüz-lerce kii yaralandı ve tutuklananlar

Chochy-Sosa stadına dolduruldu.Brezilya Büyükelçiliinin elektrik, suve telefonları kesildi. Havalimanla-rını uçua kapatıldı. GösterilerinBakentin dıında San Pedro Sul vedier kentlere de yayıldıı belirtili-yor. Halkın direnii ve uluslararasıkamuoyunun baskısına dayanama-yan darbeciler Perembe günü soka-a çıkma yasaını kaldırmak zorun-da kaldı ve Zelaya’ya diyalog çaırı-sında bulundu.

ALBA üyesi ülkeler Çaramba

günü bir bildiri yayınladı. Vene-züela Dıileri bakanı Beatriz delValle tarafından açıklanan bildiri-de, darbeci hükümetten “Hondu-ras yasal devlet bakanı ManuelZelaya’nın bulunduu Brezilya Bü-yükelçilii’ne karı takındıı dü-manca tavra son vermesini” istedi.“Sonuna kadar Zelaya ve ailesininyanındayız, Onların baına gelecekher eyden darbeci hükümeti so-rumlu tutacaız” denilen açıklama-

da darbeci hükümetin büyükelçili-in etrafını sarmasının Viyana

Konvensiyonu’nda tanımlanan

uluslararası ilikiler normlarının ih-lali olduunun altı çizilerek, BM veAmerika Devletler Örgütü’ne(ADÖ) çaırıda bulunundu ve Ze-laya’nın ülkenin baına geçmesiiçin bir çalıma balatması istendi.

BM’DE LATİN AMERİKA RÜZGÂRI

24 Eylül Perembegünü yapılan BM 64. Genel Ku-rulu’nun aynı haftaya denk gel-mesi darbeci hükümeti daha dazorladı. BM kürsüsü darbecilereve ABD’ye karı çok iyi kullanıl-dı. Hugo Chavez yaptıı konu-mada “ABD darbeden haberdar-dı. Soruyorum acaba iki Oba-ma’mı var ? Biri darbeyi destek-leyen, dieri mahkûm eden. teObama’nın çelikisi” dedi. BMGenel Kurulunda yaptıkları ko-numalarda Brezilya devlet ba-kanı Lula ve spanya babakanıZapatero, Paraguay Devlet Ba-kanı Fernando Lugo, Guatemala

Devlet Bbakanı Alvaro Colom,Arjantin Devlet Bakanı CristinaFernandez ve dierleri Hondu-ras’da darbeye son verilmesi veZelaya’nın derhal ülkenin baınageçmesi çaırısında bulundular.

Lula, BM Güvenlik Konseyinikonuyu görümek üzere acil toplan-tıya çaırdı. Darbeden sonra bü-yükelçilerini Honduras’dan çekenADÖ ve AB ülkeleri Brezilya bü-yükelçiliine destek vermek üzere

büyükelçilerini yeniden Honduras’agönderme kararı aldı.G

MHonduras DevletBakan ManuelZelaya 21 EylülPazartesi günügizlice BakentTequcigalpa’yagelerek BrezilyaBüyükelçiliine

snd.

MANUEL ZELAYA ÜLKESNE DÖNDÜ

Honduras’ta darbeciler çıkmazda28 Haziran’da Amerikanc bir askeri darbeyle ülkesinden zorla çkarlan

Honduras Devlet Bakan Manuel Zelaya 85 günlük sürgün dönemindehavadan ve karadan olmak üzere açkça iki kez ülkesine dönmeyi denemifakat girii askeri yönetim tarafndan engellenmiti. Bu kez ustacahazrlanm ve zamanlamas BM Genel Kurulu toplantsnn yaplacahaftaya denk getirilen bir planla 21 Eylül Pazartesi günü gizlice BakentTequcigalpa’ya gelerek Brezilya Büyükelçiliine snd.

Page 53: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 53/65

52 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

BEŞ KITADAN Hazrlayan: Ahu Yalçn/ afak Terzi

ran’dan Dolar’a aır darberan devlet radyosunun 22 Eylül’deki

haberine göre ran Cumhurbakanı Ahmedi-nejad 12 Eylül’de ülkedeki döviz rezervininAvro’ya dönütürülmesi için talimat verdi.Dolar da o tarihten bu yana Avro karısındayüzde 1’in üzerinde deer kaybetti. 2009 yılıbaında ran, ihracatının yüzde 80’inioluturan petrol satılarında dolar yerineAvro’yu kullanmaya balayacaını açıkla-mıtı. 2008 yılı sonu itibarıyla ran’ın altın-la birlikte 96 milyar 500 milyon dolar tuta-rında döviz rezervine sahip olduu belirtili-yor.

Libya da, ran gibi petrol ihracatını dolaryerine Avro ile yapmak istediini açıkla-

mıtı. kili anlamalarla ülkeler arasındaki ticarette ulusal parakullanımı giderek yayılıyor. BRIC olarak adlandırılan Brezilya,Rusya, Hindistan ve Çin de rezerv para birimi olarak dolar ye-rine baka para birimlerinin gelitirilmesi gerektiini açıkçaifade ediyorlar.

ran - Irak Savaı’nın yıldönümü kapsamında 22 Eylül’degerçekletirilen tatbikatta konuan Ahmedinejad, hiçbir ülkeninran’a saldırmaya cesaret edemeyeceini ve ülkesine yönelikherhangi bir saldırıya sert yanıt verileceini söyledi. Ahmedine-jad, “Silahlı kuvvetlerimiz dünyanın neresinde olursa olsun bizekarı elini tetie götürmek isteyenlerin kollarını kökünden kıra-cak” diye konutu. Ahmedinejad ABD ve Avrupa ülkelerine

gönderme yaparak, “Onlar, bölgemize yılda milyarlarca dolartutarında silah satıyorlar, bir de kalkıp dierlerini bölge güven-liini tehdit etmekle suçluyorlar” dedi.

Karamanlis: Türkiye’den taleplerimiziAB’nin taleplerine dönütürdük

Yunanistan’da 4 Ekim’de yapılacak seçimler öncesi bir tel-evizyon programına katılan Yunanistan Babakanı Kostas Ka-ramanlis, Yunanistan’ın Türkiye’den taleplerini, AB’nin Türki-

ye’den taleplerine dönütürmeyi baardıklarını söyledi. Yunanis-tan’ın, Türkiye’nin AB’ye karı olan tüm yükümlülüklerini yerinegetirmesi durumunda AB’ye tam üyeliini desteklediini belirtenKaramanlis, Avrupa Birlii kurallarına uyum salayan bir Türki-ye’nin Yunanistan’ın çıkarına olduunu söyledi.

AB broşüründeTürkiye hindi şeklinde

resmedildiAvrupa Parlamentosu Özgürlük ve Demokrasi Grubu,rlanda’da 2 Ekim’de gerçekletirilecek olan LizbonAntlamas referandumu öncesinde datt “AnlamaHakknda Gerçekler” balkl broürlerde, Türkiye’yi hindieklinde resmetti. “Çok daha fazla göç ister misiniz?”balkl broürde, boynunda krmz beyaz bir ip bulunan veipin ucunda “75 milyon insan için özgür dolam” yazanbir hindi yer alyor. Broürde, Türkiye’nin “az gelirli içi ve

küçük çiftçilerden” olutuu öne sürülerek, referandumdan“evet” çkmas halinde Türklerin Avrupa’ya akn edeceiiddia ediliyor.

Page 54: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 54/65

BEŞ KITADAN

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 53

Amerika’dan tersine beyin göçü“USA Today” gazetesinin 22 Eylül tarihli haberine göre,

özellikle yüksek eitimli Çinliler ABD’yi giderek yükselen hızlaterk ederek Çin’e geri dönüyorlar. “China Daily” gazetesindeyer alan deerlendirmede de, küresel krizin etkileriyle ABD’ninbilim ve teknoloji gibi alanlarda mutlak üstünlüünü kaybetme-si beyin göçünün asıl nedenleri olarak gösterildi. Gazeteye göre,eitim seviyesi yüksek olan Hintliler de ülkelerine göçüyor. Bu-siness Week dergisinde yer alan verilere göre, Amerika’yı terkeden Çinlilerin ya ortalaması 33. Yönetim, bilim ve teknolojialanında eitim almı Çinliler göç edenlerin çounluunuoluturuyor. Dergiye göre, ülkelerine dönen Çinlilerin yüzde51’i yüksek lisans, yüzde 41’i ise doktora derecesine sahip. Öteyandan Ekonomik krizin ABD’yi vurmasıyla birlikte, özellikleyüksek eitimli ve genç Amerikalıların da anslarını Çin’de ara-maya baladıkları belirtiliyor. “New York Times” gazetesinde

yer alan bir makalede, Amerikalı gençlerin bata anghay vePekin olmak üzere Çin’in sanayi ve ticaret merkezlerindeki ulus-lararası irketlerde kariyer arayıına girdii ifade edildi.

Pentagon karı çıktı‘Washington Post’ yayımladı

“Washington Post” gazetesi, Pentagon’un karı çıkmasınaramen, Afganistan’daki Amerikan ve NATO kuvvetlerinin ko-

mutanı Amerikalı General Stanley McChrystal’ın hazırladıı 66sayfalık raporu yayımladı. Pentagon yetkililerinin “Yayımlarsa-nız, Afganistan’daki askerlerimizin hayatı tehlikeye girer” dediiraporda, Afganistan’a ek kuvvet gönderilmesi gerektii, aksihalde direniçilere karı verilen mücadelede baarıya ulaılama-yacaı yer aldı. McChrystal ABD’nin yeni bir Afganistan stra-tejisine de ihtiyaç duyduunu söyledi. General McChrystal dahaönce de Obama yönetimine bölgeye acil asker gönderme çarısıyapmıtı. ABD’de son yapılan bir kamuoyu yoklamasında isehalkın yüzde 58’i Afganistan savaına karı olduunu söylemive bölgeye ek asker gönderilmesine olumsuz bakmıtı. Obamada geçen hafta yaptıı açıklamada Afganistan’a ek asker gönde-rilmesinin yakın bir gelecekte söz konusu olmadıını söyledi. Öte

yandan “Independent” gazetesi yazarı Rupert Cornwell, Afga-nistan’ın giderek Vietnam’ı andırdıını, iki sava arasındaki ben-zerliklerin arttıını yazdı. Cornwell, Amerika’nın tıpkı Viet-nam’da olduu gibi Afganistan’da da, halkın çounluunun des-teini alamayan çürümü bir rejimi desteklediini kaydetti.

Katolik-Ortodoks savaı deil

orduyu bölme hamlesiTEOMAN ALL

Yugoslavya Federasyonu’nun daılma sürecinde ilk ça-tımalar daha çok paramiliter milis kuvvetleri arasında geçti. Bugüçler özellikle nispeten fakir olan Kosova ve Bosna’daki sivil-leri hedef alıyordu. Bu bir bakıma hakimiyetin kimde olduunugöstermek açısından aırı milliyetçi çevrelerin kullandıı birbaskı ve propaganda yöntemiydi. Ancak esas tehlike hızla yak-laıyordu. 1990 yılının sonunda ekonomik anlamda sıkıntılargün yüzüne çıktı. Askeri olarak bütün gücü kendi elinde topla-

maya çalıan Sırplar Yugoslavya Federasyon Ordusu’na ait si-lahların kendi Sırp kontrolüne geçmesi için çarılar yaptı. Aır-lıklı olarak Sırplardan oluan kuvvet komutanları ve alay ko-mutanları merkezi güce ait silahların Belgrad’ın kontrolüne ve-rilmesi için baskı uygulamaya baladı. Silah teslim emirlerine ilkkarı çıkanlar Hırvatlar oldu. Hırvatlarla birlikte Slovenler desilahlarını teslim etmeyeceklerini ve Federasyon Ordusu’nunSlovenya’daki birimlerinde silahların kalacaını açıkladı.

Slovenlerin bu açıklaması üzerine Sırp paramiliter güçler,özellikle Gestapo modeli bir yapılanması olan ve Yugoslav po-lisi içinde çok etkin bir konuma sahip bulunan Arkan’ın Tigrigrubu Slovenya’da saldırılar yapmaya baladı. Bunun ardın-dan saldırıları engelleme bahanesiyle Sırp kökenli ordu men-

supları çatımalara katıldılar ama esas olarak Arkan’a destekverdiler. Hırvat milliyetçileri olan Uztailer tam bu noktadadevreye girdiler ve “Katolik kardelerimiz” dedikleri Slovengüçlere yardım ettiler. Çatıma ortamı derinletiinde dıarı-dan bakan herkes Yugoslavya’da bir Katolik-Ortodoks ça-tıması yaandıını iddia etti. Hatta savaın önlenmesi bahane-siyle Birlemi Milletler, Papa, Rus Patrii, Hırvat ve Sırp diniliderlerinin bir toplantı yapmasını, toplantı sonrasında da barıbildirisi yayınlamasını istedi. Ancak bu talep gerçeklemedi.Çünkü bütün dini liderler yaanmakta olanın aslında bir haki-miyet meselesi olduunu biliyorlardı.

“ORDUNUN BÖLÜNMESİ İÇİN ZAMAN KAZANIYORLAR”

Batı’nın olayı bir din savaı olarak gösterme çabasının ne-denini en iyi açıklayan kurum Yugoslavya Bilim Adamları Bir-lii’ydi. Birlik adına açıklama yapan Ord. Prof. Dr. TomeYarev öyle demiti: “Batı Slovenya’da yaanan çatımalarımezhep çatıması olarak göstermeye çalııyor. Bu bir oyalamataktiidir. Slovenya olayları Yugoslavya’yı ortadan kaldırmakisteyen emperyalist güçlerin ekmeine ya sürdü. Onlar olayla-rın mezhep çatıması olduunu savunarak Katolik ve Orto-doksları birbirine düürme niyetinin yanında, esasen ordununbölünmesi için zaman kazanıyorlar. Çünkü çatımanın asıl ne-deni hakimiyet kavgası ve bu kavga Yugoslav Federasyon Or-dusu içindeki ayrımaları derinletiriyor. Batı savaı Sloven-

ya’da balattı ama korkarız yakın zamanda Hırvatistan’a kay-dıracak. Bu da Ordu’nun daılması demektir. Ordu daılırsakendimizi neyle savunacaız?”

(Haftaya: Ate Hrvatistan’da/ Vukovar sava)

Yugoslavya dersleri

Page 55: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 55/65

54 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

MERAL AKKAYA

Milli Eitim BakanlııTalim Terbiye Kurulu,ortaöretim ders çizelge-

lerini, 2010 yılından itibaren uy-gulanmaya balanacak olan yeniüniversiteye giri sistemini baha-ne göstererek yeniden deitirdi.

2009-2010 eitim ve öretimyılından itibaren Beden Eitimi,Resim ve Müzik dersleri doku-

zuncu sınıftan itibaren tek dersolarak ve zorunlu dersler arasınaalındı. Örenci Beden Eitimidersini aldıysa müzik ya daResim dersini alamayacak. Eskiuygulamada yalnız Beden Eiti-mi dersi Lise 1. sınıfta zorunluolarak haftada 2 saat okutulu-yordu. Resim ve Müzik dersleriise seçmeliydi.

Lise 2., 3. ve 4. sınıflarda ise1 saate düürüldü. Deyim yerin-

deyse bu dersler adeta kaldırılmıoldu.

Ders çizelgesindeki deiikli-in nasıl uygulanacaı ise tartı-malı. Yeni düzenlemede tuhaf olansa “resim, müzik ve bedeneitimi” derslerinin tek bir dersolarak ele alınması ve bu dersin“zorunlu” ders olduunun belir-tilmesi. Böylece tek bir ders yapı-lan resim, müzik ve beden eitimiaynı anda hem zorunlu ve hem

de seçmeli oluyor.

UYGULAMA DOĞRU DEĞİL

MEB VAZGEÇMELİ

Türk Eitim-Sen üç dersinayrı ayrı deerlendirilmesi gerek-tiini belirerek, “Sınıf GeçmeYönetmeliine ne kadar uygun-dur?” sorusunu gündeme getirdi.stanbul Bölge Bakanı HanefiBostan imzasıyla yapılan açıkla-mada, “Yeni uygulamayla Beden

Eitimi dersi yarı yarıya azaltıl-makta ve bu dersi veren binlerceöretmen okullarında normkadro fazlası konumuna düü-rülmektedir. Bu doru bir uygu-lama deildir. MEB bu uygula-madan vazgeçerek Beden Eitimidersini dier derslerden ayırmalı

ve bütün ortaöretim örenimiboyunca bu dersin haftada en aziki saat zorunlu olarak verilmesi-ni salamalıdır” denildi.

Açıklamada sorular pepeyesıralandı. “Beden Eitimi ders sa-atleri neden düürülüyor? Bununpedagojik gerekçesi nedir? Ö-renci hangi derste dearj olacakve hangi derste sosyalleecek?Sonra getirilen bu yeni uygulamaSpor urasının Tavsiye kararları-

na ne kadar uygundur?”Bostan uygulamayla ilgili u

deerlendirmeleri yaptı. “Bir ta-rafta iddetten, kötü alıkanlık-lardan ve obeziteden ikayet ede-ceiz, dier taraftan da okulları-mızda Beden Eitimi derslerinikua çevireceiz. Dier yandanda sporcu yetitirmeden ve spor-cu kaynaklarını kurutarak olim-piyatlara aday olacaız. Bu neyaman çelikidir”

YEN DÖNEMDE VAZGEÇLMEZ ÜÇ DERS TIRPANLANDI

MEB: Resim, müzik ve

beden eğitimine gerek yok!Ortaöretim ders çizelgesinde deiiklie giden Milli Eitim Bakanl“resim, müzik ve beden eitimi” derslerini tek ders olarak ele ald derssaatlerini düürdü. Cumhuriyetin eitim felsefesininvazgeçilmezlerinden olan, örencilere farkl bak açs kazandran,yeteneklerini becerilerini ortaya çkaran bu derslerin trpanlanmastartmalar ve tepkileri de beraberinde getirdi.

M “Beden eitimi

derslerini kaldrarakfen ve matematikderslerine daha fazlaarlk verilmekisteniyor. Ancak pekçok ülkede yaplanbilimselaratrmalarnsonuçlargöstermitir ki,müzik, resim gibigüzel sanat eitimiprogramlarn etkinbir ekildeuygulayan ve bunaönem veren eitimsistemlerindeokuyan örencileringenel akademikbaarlar dayükselmektedir.”

TOPLUM

Page 56: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 56/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 55

“SİZ SPOR YAPMAYIN BİZ

DIŞARIDAN ALIRIZ” DİYORLAR

“Beden eitimi fuzuli görülü-yor” diyen Marmara ÜniversitesiBeden Eitimi Spor Yüksekokuluöretim üyesi Yard. Doç. Dr.lhan Aırba u deerlendirme-lerde bulundu: “Türk gençlerinesiz spor yapmayın biz dıarıdanalırız diyorlar.”

Örencinin sınavlardan baı-nı kaldıramadıını vurgulayanAırba, “SBS’ler ÖSS’ler der-ken; zaten 12 yaından itibarenörenci sınavla yatıp kalkıyor.

‘Salıklı kafa salıklı vücutta bu-lunur’ lafını bir kenara bıraktık.20 yaında sorunları olan, salık-sız bir toplum yaratılıyor. Oysaspor iddet, kötü alıkanlık,uyuturucu gibi eylerden uzak-latırır” dedi. Okullardaki 2 sa-atlik beden eitiminin bile yeter-siz olduunu belirten Aırba“Okulların imkanı yetersiz, okulbahçeleri otopark olarak kullanı-lıyor, asfaltlanıyor. Buralara

spor yapılabilecek alanlar dahikurulmuyor” dedi.

MÜZİK’E ÖNEM VERİRSEN DİĞER

DERSLERDEKİ BAŞARI ARTAR

19 Mayıs Üniversitesi EitimFakültesi Güzel Sanatlar EitimiBölümü Müzik Eitim Anabilimdalı Bakanı Doç Dr. SüleymanTarman yapılmak istenileni usözlerle açıkladı: “Müzik, Resimve Beden eitimi derslerini kaldı-

rarak fen ve matematik dersleri-ne daha fazla aırlık verilmek is-teniyor. Ancak pek çok ülkedeyapılan bilimsel aratırmalarınsonuçları göstermitir ki, müzik,resim gibi güzel sanat eitimi

programlarını etkin bir ekildeuygulayan ve buna önem vereneitim sistemlerinde okuyan ö-

rencilerin genel akademik baarı-ları da yükselmektedir. Yani,müzik dersine önem verirsenizmatematik, fen ve dier dersler-deki akademik baarıyı da arttı-rırsınız.”

Derslere bran öretmeniningirmemesinin sıkıntı yarattıınıvurgulayan Tarman, “Bu dersle-re alanın uzmanı kiiler girmesigerek ama bakanlık, uzman ö-retmenler dururken farklı bran-

tan öretmenleri bu derslere sok-tuu için, çocukların müzikal ge-liimleri de olumsuz etkileniyorve bu yüzden bu dersler gereksiz-mi gibi görülmeye balanıyor.‘O zaman bu dersleri kaldıralım,gereksiz zaten’ deniyor. Örneinlköretimde müzik dersine 5. sı-nıfa kadar sınıf öretmeni giri-yor. Halbuki müzik öretmenleriyetitiriyoruz biz her yıl, amaatanmıyorlar. Lisede örneinmüzik dersine matematik öret-

meni giriyor. Böylesi bir müzikörenimine gereksiz bakılıyortabii” dedi.

BU DERSLER

FARKLI BAKIŞ AÇISI KAZANDIRIR

Resim, Müzik, Beden eitimigibi derslerin “çocuun gelii-minde önemli midir önemsizmidir” tartımasının yürütülme-sinin bile gereksiz olduunu be-lirten Pedagog Tanzer Yılmaz,

“Nasıl bir sınav maratonun ya-andıı ortada. Kaygı ve heyecananlarında adrenalin artıı fazlaolur. Yapılan bir aratırmada ö-rencilerdeki adrenalin oranınıngenel cerrahi hastalarından bile

yüksek olduu ortaya çıktı. Ad-renalini normal düzeye çevirme-nin yolu fiziksel aktivitedir. Sına-

va hazırlanan bir örenci keke elverse de 3-4 saat beden eitimiyapıp adrenalini normal seviyeyeindirebilse. Bu örenmeyi de ko-laylatıracaktır” dedi.

Yılmaz, bu derslerle bireyinifade özgürlüünün gelitiinivurgulayarak unları söyledi:

“Sürekli test çözen bir ören-ci hep mutlak cevaplar vermekzorunda. ki artı iki dört yapar.Resim, Müzik, Beden eitimi

dersleriyse kesin dayatmalarınolmadıı derslerdir. Ben elmayımaviye boyarım, sen yeile. Bendo notasına basarım sen mi nota-sına. Çocukların rahatlaması vefarklı seçenekleri ortaya koymasılazım. Bu dersler farklı bakıaçısı kazandırır. Bireysel ifadeözgürlüünü gelitirir.”

YETENEKLERİ ORTAYA ÇIKARMAK

LAZIM

Köy Enstitüsü mezunu ve yıl-

larca beden eitimi öretmenliiyapan yazar Osman ahin deders çizelgelerindeki deiiklie“Ilımlı islam iktidarına yakıanbir düzenleme” sözleriyle tepkigösterdi. Beden eitimine, resme,müzie, Atatürk döneminde çokönem verildiini hatırlatan,ahin sözlerini söyle sürdürdü:“49 yıl önce Malatya Lisesi’ndebeden eitimi öretmenlii yap-tım. Kız örenciler kısa eteklerle,

erkekler de ortlarla törenlerdegeçit yaptık. Halk da bizleri al-kılardı. Gençlere beden eiti-minde, resimde, müzikte imkansalamak lazım. Yetenekleriniortaya çıkarmak lazım.” G

“Yaplan biraratrmadaörencilerdeki

adrenalin orannngenel cerrahihastalarndan bileyüksek olduuortaya çkt.Adrenalini normaldüzeye çevirmeninyolu fiziksel aktivite”

Page 57: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 57/65

56 G Ayd›nl›kG 27 EYLÜL 2009

….Eski ekmek teknem Cumhuriyet gazetesinde 8 sütun başlık:“ANKARA BÜROMUZDA ÇALIŞAN GAZETECİLERİN GÖRÜŞ-

MELERİ YASA DIŞI OLARAK KAYDA ALINDI, DAVA DOSYASINAKONULDU”

Kocaman ikinci başlık:“GAZETEMİZ DİNLENİYOR”Hiç şaşmadım! İşte hiç şaşmadığımın belgesi 35 yıl öncesin-

den:“TC/ ULAŞTIRMA BAKANLIĞI/ TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞI/ 

S: Y-214-873/140/ ANKARA 25/ 2/ 1974SAYIN FİKRET OTYAMCumhuriyet gazetesi

yazarıAnkaraCumhuriyet gazetesi-

nin 18.12.1973 günkünüshasında ‘Telefonum-daki ses’ başlığı altındayayımlanan yazıda belirti-

len konular üzerine, ba-kanlığımızca gerekli ince-lemeler yaptırılmış veolayda kusuru görülenpersonelin tecziyesi ciheti-ne gidilmiştir.

Ayrıca, benzeri olayların tekrarına mani olucu gerekli tedbir-ler de alınmıştır.,

Bilginizi saygılarla rica ederim.Ferda Güley

Ulaştırma Bakanı (imza)Yani 35 yıldır değişen bir şey yok! neden şaşayım? Kimileri

cumhuriyet buyruklarını dinlemiyor adını taşıyan gazeteyi sözümona yasa dışı gizlice dinlemeyi marifet sayıyor! Bendeniz dinle-

meyi sezdikçe bildiğim tüm küfürleri mukabele-i bilmisil olarakaynen iade ediyordum!

Nedir bu yasa dışılık diyen yok en acısı da bu! Haaa sahineden olsun ki ?

EY DİYANET İŞLERİ BAŞKANI

Ülkeyi cami önleri ve duvarları önünde irşat eyleyen muhte-rem din kardeşlerimiz siyasetçiler için oraya bir kürsü ve ses yük-selticisi koymanız, allah katında da makbul kılınacak inancında-yım.

Buyrun bakalım, cami çıkışlarına!Cumhurbaşkanı bay Gül, bayram namazını Sultanahmet ca-

miinde kılmış ve cami çıkışında bermutad bir konuşma yapmış,kapı önündekilere demiş ki: “Birbirimizi dinlemeli empati kur-malıyız.”

Cami önündekiler de başlamışlar empati kurmaya, gelen ha-berlere göre yetmiş metreyi bulmuş! Onlardan birisi “Baba em-pati nedir yahu?” dedi. “Bana ne soruyorsun lan, söyleyene sor-

“ERGENEKON SAVUNMASI”KİTABININ 404 VE 405’İNCİSAYFALARINA GELDİM. 404’ÜN SONLARINDAN BİR BÖLÜMÜNÜTARİFSİZ İSYANLA YAZIMA KATIYORUM:“…BUGÜN TÜRKİYE, GLADYO’NUN DİKTATÖRLÜĞÜ

ALTINDADIR. ERGENEKON OPERASYONU, TÜRKİYE TARİHİNDEKİEN DERİN, EN KAPSAMLI, EN ŞİDDETLİ GLADYOOPERASYONUDUR. SÜPER NATO, ARTIK DOĞRUDAN DOĞRUYACUMHURİYETİ TASFİYE ETMEKTEDİR.BU TARİHİN EN DERİN GLADYO OPERASYONUNUN TEPESİNDEABDULLAH GÜL, TAYYİP ERDOĞAN -FETHULLAH ÜÇLÜSÜ

BULUNMAKTADIR. GLADYO ARTIK FETHULLAHÇI GLADYODUR.”DOĞU PERİNÇEK’İN SAVUNMASI İNANIN TÜRK ADALET TARİHİNE

EN ACI/ UTANDIRICI/ EN GERÇEKÇİ BELGELERLE DOLU, YAPILAN, REVAGÖRÜLEN ŞEYLERİN TEK TEK BELGELERLE YANITLANDIĞI, İDDİALARIN BU

BELGELERLE REZİL EDİLDİĞİNİ GÖSTEREN İBRET ALINACAK TARİFSİZ BİRSAVUNMADIR. OKURKEN NİCE KONULARDA OLANLAR SAHİDEN ÜLKEMDE Mİ, ONUNMAHKEMESİNDE Mİ OLDU/ OLUYOR DİYE BU GÜNLERİ YAŞAMAMIN DA RAĞMINADEHŞETE DÜŞTÜM! ADALETİ YARALAYAN, KARALAYAN, ONA GÜVENİ SARSANDÜZMECELİ ERGENEKON “ŞEYİ” KEŞKE OLMASAYDI, KEŞKE DOĞUPERİNÇEK BÖYLE BİR SAVUNMA YAPMA DURUMUNA DÜŞÜRÜLMESİYDİ..AMA OLDU, NEDENİ TÜM İDDİALARA KARŞI BELGELERLE YANITI BU TARİHİSAVUNMADA VAR……ASIL CUMHURİYET DİNLENECEKKEN, BAZI KAFALAR TANIĞI OLDUĞUM1974 YILINDAN BERİ CUMHURİYET GAZETESİNİ DİNLİYOR!

…. EY DİYANET İŞLERİ BAŞKANI, ALLAH RIZASI İÇİN CAMİ KAPI ÖNLERİNE BİR KÜRSÜVE SES YÜKSELTİCİSİ KOYDUR Kİ SİYASETÇİ MUHTEREM DİN KARDEŞLERİMİZ KAPIÖNÜ DEMEÇLERİNİ BURADAN EDA ETSİNLER !

FİKRET OTYAM

Page 58: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 58/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›kG 57

sana!” deyivermişim!Başbakanımız da Saraçhane Şehzade Camii’nde eda etmiş

bayram namazını.. O da bermutad bir konuşma yapmış.Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç , İçişleri

Bakanı Beşir Atalay Kocatepe Camii’nde eda etmişler bayramnamazlarını.. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Saadet Partisi Başkanı

Kurtulmuş Fatih Camiini tercih buyurmuşlar.CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da torunlarıyla birlikte An-kara Ümitköy Nazmi Beğen Cami’ni beğenmişler. Bayram na-mazlarını ora kılmışlar. Hepsi cami çıkışlarında hiç sektirmedenkonuşmuşlar…Niyaz ederim, Bunlar Allah nezdinde kabul göre!Bildiğim kadarıyla dini bütünlük halk nezdinde makbuldur, amabunun kullanılması tanrı nezdinde nedir?

‘CEZA DEDİĞİN BÖYLE OLUR EY MİLLET!’

Toprak Holding Halis toprak ve dahi Doğan Yayın HoldingAydın Doğan “2”ye “Dünyada eşi görülmemiş ceza:3.755.000.000 TL/üç milyar yedi yüz elli beş milyon Türk Lirası!Maliye Bakanlığı, Doğan Yayın Holding’e bağlı şirketlerin hissedeğişim işlemlerini, muafiyetlerini tümüyle hiçe sayarak,ortadaalım satım varmış gibi değerlendirerek 3 milyar 755 milyon lirayeni bir vergi cezası verdi!

New York Times gazetesinin bu konudaki başlığı “basını sus-turmanın tüyler ürpertici bir örneği” Yazıda, Gazetecileri Koru-ma Komitesi Başkanı Joel Simon’un “bu denli yüksek cezalargenellikle baskıyı gizlemek için kullanılan paravanlar gibidir” gö-rüşü yer alıyor ve dünya bu cezayla çalkalanıyor!

Çok şükür Bayram Namazını Saraçhane Şehzade Camii’nde

eda eden başbakanımızın bu ceza ile uzaktan yakından ilgisi yok..

AĞLAYAN AĞLAYANA!

Ne duygulu halkız, başbakan şiir dinlerken ağladı, Devlet Ba-kanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da başbakanı dinler-ken ağladı! ABD buyrukçusufethullahocaefendihazretleri ,ce-

maatı irşad ederken duygulanır sümüğünü çeke çeke ağlar, şe-yini ani bir hareketle koluna silerdi ‘temizlik imandan gelir’ buy-ruğu gereği !

Ağlama modasına uyup bendeniz de hüngür hüngür ağla-maya başladım! Niye mi ? Niye olacak yahu elbette memleketinhaline!

YÜREKTEN KUTLUYOR BAŞARILAR DİLİYORUM!

“Çorum – AKP İl Başkan Yardımcısı’nın 4 müdürlük verilecek“süper müdür” yapıldığı Çorum Belediyesı’nde bir cami imamıda “özel kalem müdürü” olarak atandı.”

Allah razı olsun!

‘ADIM HIDIR/ İŞİM BUD UR’

Ögrencileri kazalardan korumak için , 12 yaşından büyükaraçların okul servisinde çalışması yasaktı. Milletvekili Hıdır ne-dense bakanlığa başvurdu ve yönetmeliği değiştirip yaş sınırını20’ye yükseltti!

Bakanlık kabul etmiş ama, dileriz tanrı kabul etmesin çocuk-ları korusun! “Hıdır kazaları” başlıklar olmasın, amin!G

Antalya, Geyikbayırı Köyü; 24 Eylül 2009

Page 59: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 59/65

58 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

KRAZ PERNÇEK KARAVT

Haydarpaa…Anadolu’nun stanbul’a açıl-

dıı, stanbul’un Anadolu’ya da-ıldıı kapı. Orada bütün raylarstanbul’a çıkar; bütün raylar s-tanbul’dan Anadolu’ya daılır.Orada rayların bittii yerde, de-nizle karılaır Anadolu; trendeniner inmez denize dümemek içinparmak uçlarında zor durur. Ba-vulu elinden düüverir Anado-lu’nun; çünkü o deniz “Akde-niz”dir!

Besteci ve piyanist TuluyhanUurlu ile kendisine elik edenmüzik topluluu, 17 Eylül aka-mı Haydarpaa Garı’nın mermer

merdivenlerinde, sanatçınınTemmuz baında çıkan son albü-mü “Akdeniz”i seslendirdi. Bukonserle, 23 Eylül’de 153 yaınabasan Devlet Demiryolları dakutlandı. Türk ve Batı müziienstrümanlarından oluan müziktopluluunun tek rakipleri ise,gar binasını yuva seçen kırlangıç-lar ile vapur düdükleri oldu.

ÖNÜM, ARKAM, SAĞIM, SOLUM

AKDENİZ!

500’e yakın Akdeniz görüntü-sünden oluan görsel bir sunumeliinde gerçekleen konser için,Tuluyhan Uurlu neden Haydar-

paa Garı’nın merdivenlerini seç-mi olabilir? Bu sorunun son de-rece bilimsel bir yanıtı var: Biliminsanlarına göre Karadeniz veMarmara, Akdeniz’in sularıylaoluan denizler. Osmanlı döne-minde Ege adı yoktur. Bu denizin

adı da Akdeniz’dir. Marmara’yaise “Küçük Akdeniz” denilir. Bunedenle Mustafa Kemal, Kurtu-lu Savaı’nı noktalarken ordula-ra Ege sahillerini iaret ederek:“lk hedefiniz Akdeniz’dir” ko-mutunu verir.

ISLANARAK HEMHAL OLAN

NOTALAR...

“Piyanonun büyüsü”, “viyo-lanın kararlı ve marur duygu-

sallıı” Batı’dan vapurla gelmi-ler, Akdeniz’i anlatmak için…“Kavalın hüzünlü melodileri”,“balamanın Anadolu tınıları”çıktıkları o tıngır mıngır tren yol-culuunun sonunda varmılarHaydarpaa’ya… Hiç yorulma-mılar; öyle ya, geldikleri yer anadoluysa, beik de doludur, trenbeik olmu onlara… Garda ku-caklamı piyano, viyola, kavalve balama. Her biri yanlarındagetirdikleri bavulları açıp notala-

rı, havaları, nameleri bir ieyedoldurmu ve denize bırakmı-lar, Marmara Denizi’ne. Bütündenizler birbirine balı, bütün

denizler komu, bütün denizlerkarında, bütün denizler Akdenizolduu için, Boaz’dan geçerekEge üzerinden Akdeniz’e ula-mılar. Denize bırakılan hermesaj bir gün mutlaka karayaulaır ya, ite bu deniz yolculu-unun sonunda iyice kaynaıphemhal olan dost notalar “Akde-niz” olmular!

UYGARLIĞIN ÖLÜMSÜZ

SAVAŞÇILARINA ADANMIŞTIR...

Tuluyhan Uurlu “Akdeniz”projesinde Akdeniz’i yalnızca birdenizin çevresindeki sahiller bü-tünü olarak ele almıyor; on bin-lerce yıllık kültürü içindeki bircorafyayı, bir karalar ve deniz-ler bütününü anlatıyor. Merdi-venlerden yayılan Akdeniz co-kusu naralar attırtıyor,“heeey”ler çektirtiyor, vapur dü-düüyle selam çaktırtıyor… Ak-deniz hüznü ise iç titretiyor…

Yaayan müzik yaayan me-kânlara ne de güzel yakııyor!Notalara, bavul tekerleklerinintıkırtıları, yolcu telaları veanonslar karııyor: “skelemizeyanamakta olan gemi…”

Demiryollarının denize, sula-rın raylara, yolcuların dinleyici-lere, anonsların notalara karıtııbu Akdeniz yolculuunda, “ıııtanrıların elinden alıp insanlıaveren devrimci Prometeus”tanAnadolu Aydınlanması’na, ora-

dan da Fransız Devrimi’ne kırı-yoruz dümenleri… Kaptan Uur-lu, “Akdeniz” albümünü binler-ce yıldır yaadıımız dünyayayeni bir mesaj veren “uygarlıınölümsüz savaçılarına” armaanetmi. Sanatçı, sekiz bölümdenoluan albümün felsefesini öyleanlatıyor: “Biz Akdeniz’in ço-cuklarıyız. Dalgalı bir deniz gibi,öfkeli, heyecanlı, neeli ve affedi-ciyiz… Bilgi için denizler aıp,

örendiklerimizi denizler ötesiylepaylamıız… Afrikalı, Ortado-ulu, Anadolulu, Balkan, Avru-palı, Asyalı ama hepimiz Akde-nizliyiz.”G

SKELEMZE YANAMAKTA OLAN MÜZK, AKDENZ’E AÇILACAKTIR…

İskelede ‘Akdeniz’ yolcusu kalmasın!

Besteci ve piyanist Tuluyhan Uurlu, 17 Eylül akamHaydarpaa Gar’nn mermer merdivenlerinde, Temmuz bandaçkan son albümü “Akdeniz”i seslendirdi. Bu konserle, 23 Eylül’de153 yana basan Devlet Demiryollar da kutland.

Page 60: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 60/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 59

Seza Özdemir

Müzisyen Haluk Çetin, 15 yıldır

air Ataol Behramolu’ylaTürkiye’yi dolaıyor. Dinleti-

lerinde iir ve müzii birletiriyorlar.Haluk Çetin, iirin hayatın dıına itil-dii bir zamanda, yedi airin iirlerin-den arkılar besteliyor ve “iiriçi ar-kılar” adlı ilk solo albümünü çıkarı-yor.

ŞİİR, ÇÜNKÜ…

Aydınlık- Neden iir?Haluk Çetin- ki nedeni var di-

yebilirim. Birincisi benim annemCumhuriyet kuaının son öret-menlerinden, aabeyim 68 kuaı-nın devamı, ODTÜ’lü. Devrimcibir aileden geliyorum. Ailemdeokumak çok önemliydi. lkokuldanberi kitapla, iirle ve müzikle younbir alıveri söz konusuydu. kincineden de Ataol Behramolu ile kar-ılamak. Bu karılama hayatım-daki kırılma noktalarından birioldu. airlerin müzisyeni gibi

oldum. Bugüne kadar hep airlerleortak albümler yaptım. “iiriçi ar-kılar” benim ilk solo albümüm. Bualbüm, tamamen gönül ilikilerinebalı olarak kotarıldı. Bu nedenlealbümün düzenlemelerini yapanVedat Sakman’a, fotorafları çekensa Çelik’e, iirleriyle katkıda bulu-nan tüm airlere ve Ada Müzik’eteekkür borçluyum.

300’Ü AŞKIN DİNLETİ YAPTIK

Aydınlık- air Ataol Behra-molu’yla ortak çalımanız nasılbaladı, nerelerde iir dinletileriyaptınız?

Haluk Çetin- Ataol Aabey’leilk etkinliimizi 1994 Ekim’inde

Antalya’da yaptık. O, yurda yenidönmütü. O dönem “Yurdumadönsem de âıklar gibi, Veysel gibi,

Mayakovski gibi ülkemi iirlerokuyarak dolasam” diye düünür-mü. Fakat deneyimlerinden biliyorki tek baına iir okumak bir yer-den sonra sıkıyor insanları, amamüzikle iiri birletirmek akıcılıksalıyor. Ataol Behramolu’ylaTürkiye’deki ilk biletli iir dinletisi-ni yaptık. Ücreti önemli deildi,maksat ciddiyeti salamaktı ve tık-lım tıklım bir salonla karılatık. Ogün izlemeye gelenler arasında AzizNesin de vardı. Yanımda AtaolBehramolu, karımda AzizNesin… Aziz Nesin’in Sivas olayla-rından sonra çıktıı ilk yurtiçi gezi-siydi. Bir ara ııklar söndü. Herkesürktü, Sivas’ın etkisi var hâlâ tabii.Ataol Aabey “Devam ediyormuyuz Haluk?” dedi. “Tabii, aa-bey” dedim ve biz mikrofonsuzdevam ettik. Sonra geldi ııklarama anlaılmadı mesele. Dıarıdapolis geni güvenlik önlemi almıtı.Böyle baladık ve sonra Ataol Aa-

bey’le Bursa’ya, Diyarbakır’a, Ga-ziantep’e, Konya’ya, Samsun’a,Kars’a, Artvin’e, Van’a, Hakkâ-ri’ye, Edirne’ye gittik. Yurtiçi veyurtdıında 300’ü akın dinleti yap-tık.

İŞLEVİ OLAN BİR ŞEY YAPIYORUZ

Aydınlık- Anadolu’da nasıl tep-kiler aldınız?

Haluk Çetin- Olaanüstü güzeltepkiler aldık. Özellikle son yıllarda

yaanan olumsuzluklar toplumu veözellikle gençleri kötü etkiliyor,ama bizim dinletimizden çıktıkla-rında kimisi umudunu tazeliyor ki-misi de kendini sorguluyor. Gençleriçin de etkisi bambaka. Ataol Beh-

ramolu orada bir sembol tabii.Onu okuyarak baka airlere yöne-liyorlar. Bu böyle bir akıtır. leviolan bir ey yapıyoruz.

Aydınlık- Bundan sonra da sü-recek mi iir dinletileri?

Haluk Çetin- Ataol Behramo-lu’yla dinletilerimiz devam ediyortabii. Dinletilerden haberdar olmakisteyenler www.halukcetin.com ad-resinden takip edebilirler..G

HALUK ÇETN’LE R VE MÜZK ÜZERNE…

‘Şairlerin Müzisyeni’ ilk solo

albümünü çıkardı‘airlerin müzisyeni gibi oldum’ diye tarif ediyor kendini Haluk Çetin.air Ataol Behramolu’yla Türkiye’yi kar kar dolap iirle müziibuluturuyorlar. imdi de müzisyenin ilk solo albümü ‘iiriçi arklar”dinleyicisiyle bulutu. Müzisyen, albümdeki arklar, yedi airiniirlerinden kendisi bestelemi…

Page 61: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 61/65

60 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

Yıldırım, Daum’a neden randevu vermiyor!PERDE ARKASI Hazrlayan: Frat Kayra

Fenerbahçe lige iyi, Avrupa kupalarına kötü başladı. Twen-te karşısında kendi sahasında aldığı yenilgi, her ne kadar bu

durumu kabul etmeseler de Daum ve Aziz Yıldırım’ın AvrupaKuplarında ki hedefsizlikleriyle açıklanıyor. Ve yine kabul et-meseler de iki isim arasında sorun yaşandığı kulislerde konu-şuluyor. Yakın zamanda bu ciddi bir kriz halini de alabilir.

Biraz geriye giderek erken başlayan sorunların nedeni bu-lunabilir. Sezon başında yeniden başkan olan Yıldırım teknikdirektör olarak Daum’u seçti. Daum’un üstüne de Sportif Di-rektör olarak Aykut Kocaman’ı getirdi. Kurumsallık adına herne kadar iyi bir girişim olarak değerlendirilse de bu üç isminortak çalışmasından normal bir sonuç çıkmayacağı spor ka-muoyunda sıklıkla konuşuldu. Bir yanda Yıldırım, ortadaDaum ve diğer yanda Kocaman. Üç ismin tek ortak noktasıfutbol ama konu kulüp yönetimi durum farklılık gösteriyor.Tıpkı Aziz Yıldırım’ın başkan seçilmeden önce o zaman Fener-bahçe’de oynayan Kemalettin Şentürk’ü çok sevmesi ve tut-ması, göreve gelir gelmez de önce Kemalettin’i takımdan gön-dermesi kadar ironik bir durum bu üçlünün bir arada olması.

Nitekim ortalıkta dolaşan iddialar basit değil. Teknik Direk-tör Daum’un Aziz Yıldırım’dan görüşmek için randevu istediğiancak Yıldırım’ın randevu vermediği konuşuluyor. Aziz Yıldı-rım’ın “Sportif Direktör Aykut Kocaman, ben onunla görüşü-rüm. Daum eğer bana mesaj iletmek istiyorsa Aykut ile görüş-sün” dediği konuşuluyor. Acaba neden Yıldırım Daum’a erkencephe aldı ya da iddialara göre neden randevu vermiyor?Merak konusu…

Murat Aksuyu neden destekliyorlar?Beşiktaş’ta Ocak ayında seçim var. Görünen iki aday var. Yıldırım

Demirören ve eski yönetici Murat Aksu. Yıllardır çok eleştirilen Demi-rören’in bu seçimde işi hiçte kolay değil. Çünkü Aksu seçimlere güçlüşekilde hazırlanıyor. Gelen haberler göre kulübün ağır isimleri eskibaşkan Serdar Bilgili, eski yöneticiler Fikret Orman ve İsmail Ünal, MuratAksu’yu destekliyor. Peki neden? Camiada konuşulanları sıralayalım:

İsmail Ünal, CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı. Ancak AKP’li Aksu’yasırt vermesinde başka hesaplar var.

Serdar Bilgili, eski başkan. Demirören’i sevmiyor ya da istemiyor. Bukoşullarda Demirören’in kulübü kolay kolay bırakmayacağını düşünü-yor. Bunun için tek çare güçlü bir isim. O da şimdilik Aksu.

Fikret Orman, Demirören’e karşı seçim kaybetti. Demirören’in git-mesi için Aksu’nun yanında. Hatta Aksu’nun Orman’a yöneticilik teklifettiği de konuşuluyor.

Arda’yı nereye koymalı?Kuşkusuz Türk futbolunun en iyi futbolcularından.

Hatta model olabilecek bir yapıda. Kulübüne bağlılığıtakdir edilmeli. Hep gündemde. Gelen haberler görepsikolojik desteğe ihtiyacı var. Çünkü çok yorgun, ka-

fası çok dolu. Geleceği olan Arda’yı meşgul eden enbüyük sorun her zaman olduğu gibi kendisine ol-duğundan fazla anlam yüklenmesi. Sürekli komik birşekilde Messi ile kıyaslanması gibi. Futbol otoriteleri“kendi değerimize bu haksızlığı yapıp yormayalım”görüşünde…

Page 62: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 62/65

27 EYLÜL 2009 G Ayd›nl›k G 61

Hayati Aslyazc

Mersin Devlet Opera ve Balesi(MDOB), sınırlı sanatçı kad-rosuna karın ilgi çeken ba-

arılara imza atıyor. Kurum imza atarmı, diyenler olabilir. Evet, kolektif ba-

arıya kurum imza atar.Birkaç örnek vermek gerekirse,MDOB’de zmir Devlet Opera veBalesi solisti Aye Tek, Yılın En Ba-arılı Soprano Sanatçısı seçildi. Er-tesi yıl, Mersin çevresinde geçen ta-rihi olayı ileyen “Kraliçe Aba” ba-lesi, ulusal balemize saladıı katkıve getirdii baarıdan ötürü YılınEn Baarılı Bale Yapımı seçildi. Hü-seyinov’un müziiyle amil Teregu-lov’un koreografisini yaptıı “Kra-liçe Aba”, baarılı bir yapım oldu.

Dansçıları Leonora Kuvatova çalı-tırıyordu. Sonra beklenmedik birmüdür deiiklii yaptı MeriçSümen, gelen müdür deneyimsizdi.Sözünü ettiim iki sanatçı ülkeleri-ne geri gönderildi. Baarılarınınödüllendirilii böyle mi olmalıydı?Her iki sanatçı, dünyaca tanınmı-lardı.

LUISA MILLER

Verdi’nin “Luisa Miller” opera-

sı, MDOB’de büyük bir baarıylaoynanıyor. Luisa Miller, sanırımVerdi’nin 16. operası; baarılı ya-pıtları arasında bulunduu bilin-mektedir. 1849’da Napoli’de ilkkez oynanmıtır. Ülkemizdeki ilkgösterimi 2009’da MDOB’de ger-çekleti.

Luisa Miller, Devlet Opera veBale kurumlarımızın orkestraları-nın Genel Müzik Yönetmeni Sel-man Ada’nın Müdürlüü ve SanatYönetmenlii’nde, Kenan Korbektarafından sahneye kondu. Baarılıyapımın orkestrasını, Selman Adayönetiyor. MDOB Orkestrası’nın,Luisa Miller operasını yöneten ef Selman Ada ile ne kadar deitiini

görmütük. Ada’nın müzikalitesiniyıllardan beri yakından izlediimiçin böylesine bir baarıyı yadırga-madım. Bizim orkestralarımız, iyiyönetildiinde gerçek baarıları or-taya çıkıyor.

KENAN KORBEK…

Kenan Korbek’in MDOB’debütün opera rejilerini gördüm. Z-DOB’de sahneye koyduu Pucci-ni’nin “La Boheme” operasını daizlemitim. Kenan Korbek, baarılı,genç bir bariton. Sahneye koyduuopera rejilerinde kendini yenileyenbir grafik çiziyor. Bu satırları yazdı-ım sırada Kenan Korbek, AntalyaDevlet Opera ve Balesi’nde,Ekim’in ilk haftasında gösterisi ya-pılacak bir opera sahneye koyuyor.

Opera ve Bale dallarında, müzik devar, seçici kurul (jüri) bakanı ola-rak ülkemiz opera ve balelerini izli-yorum. Bu nedenle eletirmen ola-rak neredeyse tüm gösterilere gidi-yorum.

VERDİ’YE YARAŞAN YORUM

Tartımasız Verdi Operası, tal-yan ve dünya opera repertuarınınölümsüz bestecisidir. Büyük yapıt-ların, büyük bestecisi diye tanımla-manın doru olacaını düünüyo-

rum.

Luisa Miller’in kolektif bir ba-arının ürünü olduunu belirtiyo-rum. Selman Ada’nın efliinden,Kenan Korbek’in rejisine kadar,düzeyi yüksek çalımanın uzantı-sında; bütünleen ekip çalımasın-da solistler var; baarılı yorumlarıy-la inanılmaz güzellik katıyorlar ya-pıta. Bariton Sedat Öztoprak, ulus-lararası düzeydeki yorumu, oyunuve seslendirdii parçalarla “LuisaMiller”e renk kattı. “Luisa”da,soprano Iıl Cavga, baarısıyla ilgiçekiyordu. Bu rolünde, birkaç ba-samak daha yüksee doru tırman-dı. Müzikalitesi de çok güzeldi.“Miller”deki Sedat Öztoprak ileVerdi’ye yaraan yorum sundular.“Kont Walter”de Hasan Berk,“Rodolfo”da Hakan Bölükbaı,“Federica”da Aye Pınar Balay,“Wurm”da Hasan Alptekin özel-likleriyle baarılarını pekitirdiler.Alptekin de grafii yükselenlerden.“Laura”da Gülden Berber de aynı

baarıyı paylaanlardan. Dorusuya, bütün ekip, büyük bir baarıylasergiledi, “Luisa Miller”i.

“Luisa Miller”in görselliini,iitselliiyle bütünletiren, yapıtaayrı bir deer kazandıran dekor ta-sarımıyla A. Seyhan Ütamer, giysi-lerin çizimiyle G. Çimen Somuncu-olu, ıık tasarımıyla Tarı Denizrenk kattılar “Luisa Miller”e. Koroefi Aleksey Vinagradski’nin baa-rısı da operaya koro ile katkı sala-

dı.G

DEVLET OPERA VE BALES’NN BAARILI ÇALIMASI

Verdi’nin ‘Luısa Miller’i Mersin’deVerdi’nin “Luisa Miller” operas, Mersin Devlet Opera ve Balesi’nde

büyük bir baaryla oynanyor. Selman Ada’nn Müdürlüü ve SanatYönetmenlii’nde, Kenan Korbek tarafndan sahneye kondu.Orkestralarmz iyi yönetildiinde gerçek baarlar ortaya çkyor.

Page 63: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 63/65

Çocuklarımızı ayırıyorlarRobert Kolej’de Milli Eitim’in izniyle “Barı

Dersi”nde “demokratik açılım” eitimine geçen yılbalamılar. Hazırlık sınıfı örencilerinin alınlarına

derste “Kürt”, “Türk”, “Ermeni”, “Rum”, “Yahu-di” diye etiketler yapıtırmılar. Böylece çocuklar yanı baında oturan sıra arka-daına önyargılı ve ayırımcı davranmayacakmı.

Onlar o etiket alınlarına yapıtırılana kadar birdi. Örenciydi. Sıfırcı öretme-nine karı tek tipti.

Ders kırmak, sınav erteletmek, yalı saf öretmenini iletmek konusunda el bir-lii ederdi.

Kutlarız açılımcıları! Bir karı boyundaki çocuklarımıza “meer bizim kendiaramızda böyle bir ayrılık gayrılık varmı... Alnımızda etiketler yapııkmı da ha-berimiz yokmu” dedirttiler.

“Babaannem Ermeni, anneannem Kürt’tü. Babam ve annem memur çocuuydu.Biri Edirne, biri Rize doumlu, ben zmir. imdiye kadar bu rengârenk etiketleri ba-rındıran Türküm, doruyum diyordum. Hay Allah demek hepsi yalanmı!..”

Türkiye’de ilk kez böylesine derin bir kültürel ve ideolojik ayrımcılık balıyor.Gerçekten zoru baarıyorlar.

62 G Ayd›nl›k G 27 EYLÜL 2009

ŞULE PERİNÇEK

[email protected]

RÜZGARGÜLÜ

O benim resmigörüüm

Bazı iadamları basına “ekonomi

düzeliyor, gelimeler umut verici”türünden açıklamalar yapıyorlar.Aynı iadamları ile özel görüme-

lerinizde ise tam tersini sayıp dökü-yorlar: “ler çok kötü, hükümet neyaptıını bilmiyor… krizin sahibiyok… bakanlar havanda su dövü-yorlar…. yaptıkları tek i ceplerinidoldurmak… artık Türkiye’nin enzenginleri AKP’liler oldu… hem deterlemeden…”

Bir iadamı, geçenlerde bir dos-tumuzla sohbet ederken benzer söz-

ler etmi. Bizimki hemen gazetedekiaçıklamalarını hatırlatıp nedenböyle yaptıını sormu ve u yanıtıalmı:

-Basına söylediklerim resmi gö-rülerim. Bunlar özel görülerim.Ben salak mıyım, bunları söyleyip demaliyecileri peime takayım. Sen ga-zete okumuyor musun?

Koskoca hükümet yaparken biriadamı yapmı kabahat mi!

Hatta “gazeteleri okuyunca”

iadamına öyle bir öneride bulun-mak daha anlamlı olurdu:- Kendini Citibank’la ilikilendir,

hükümetin suyuna git; trilyonlukborcunu bile silerler! Ne o açıkla-malarla filan uraıyorsun…

Can derdindeki Türkiye’de haberlerCem Garipolu bu toplumun yarattıı hastalıklı bir çocuk. Bu tür bir cinayet

imdiye kadar hiç ilenmemi de deil. Evlatlarını yitiren ailenin iin peini bırak-maması çok doal.

Ama Türkiye’nin gündemi yalnızca bu mudur?Sanki bir tül perde.Uzmanlar konuuyor, elde kameralar bir oraya bir buraya bütün muhabirler

kouturuyor, adli tıp uzmanları ve olay yeri inceleme elemanları gibi büyük bir ti-tizlikle bilir bilmez söyleiler, tahminler yapılıyor. 45 dakikalık akam haberlerininyarısından fazlası akıp gidiyor.

Türkiye’m elden gidiyor.Can derdindeyiz.Cambaz seyrediyoruz.

Page 64: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 64/65

27 EYLÜL G Ayd›nl›k G 63

RÜZGARGÜLÜ

imdilerde Türklüü hor görmek moda ya, medeniyetmuhabbetlerinde iki kadehten sonra sıra u soruya gelir:

-Türklerin icat ettii ne var, bir tek örnek verebiliyormusun? Hadi, söyle bakalım...

te söylüyoruz.catların en büyüü Türkler’e ait.Kanıtı mı?Tula tula Sumer yazıları!Dünya dillerinde bilinen ilk “Allah” sözcüü Türkçe!Tingir!Daha sonraki Türkçede Tengri ve bugün Tanrı!

Var mı daha büyüü?Tanrı sözcüünün bilinen 6 bin yıllık geçmii var ve pan-tenti Türkçenin!

Dahası Türkler ‘Tanrı’yı icat etmekle kalmamı, bütündünyaya ihraç etmi.

Mezopotamya’ya ihraç etmi, bir!kincisi Çin’e de ihraç etmi.MÖ 1116’da Çin’in tepesine oturan Chou hanedanı, ç

Asya’daki eski yurtlarından Çin’e Tengri’yi de getirmiler.Çin’deki Shang hanedanından kalma eski geleneksel ‘Al-lah’ın (Shang-ti) yanına oturtmular. Tengri sözcüü Çin ya-zısıyla Tien* diye okunuyor.

Ünlü Arap gezgin bn Fadlan’ın aktardıına göre o sıra-

larda slam’a henüz girmi olan Ouz Türkleri herhangi birzorluk ile karılatıklarında gökyüzüne bakıp “Bir Tengri”derlermi. Bata Kagarlı Mahmud olmak üzere slami dö-nemin birçok yazarı Allah anlamında “Tengri” adını kulla-nıyor. Her ie, söze kutlu bir nitelik kazandırmak amacıyla

ilk önce “Ulu Tengri’nin adı” anıldıktan sonra balanmasıgerektii söyleniyor.

Yakut dilinde Tangara; Kuman dilinde Tengre; Karaimdilinde Tangrı; Çuva Türkçesinde Tura; Hakas dilindeTigir; Tuva dilinde Deyri; Kırgız-Kazak Türkçesinde Tengri;Tatar dilinde Tengre; Karaçay-Malkar Türkçesinde Teyri;Azerbaycan Türkçesinde Tarı/Tanrı; Türkiye TürkçesindeTanrı olarak kullanılıyor.

Bir de deniyor ki, dı ticaretimiz büyük açık veriyor. Me-zopotamya’dan Çin ve Maçin’e kadar Tanrı kavramını ihraçeden bir kavmin dı alıveriinde açık olur mu?

Bırakın Batı’yı, Çin medeniyeti bile bin yıl daha urasa,bu açıı kapatamaz!Evet, dünyanın en büyük ih-

racatçısı Türkler!tirazı olan kaldı mı?*Wilhelm Koppers, “Urtür-

kentum und Urindogermanen-tum”, Belleten, c.V, sayı 20,Kasım 1941, s. 493’ten aktaranDou Perinçek, Osmanlı’danBugüne Toplum ve Devlet, Ge-niletilmi 4. basım, Kaynak Ya-yınları, stanbul, Temmuz 2009,

s. 136.Minyatür: Rafael Bezerti-

nov’s, “Tengrianism: Religıon of Turks and Mongols”, Nabe-rezhnye Chelny, 2000.

VAY ANASINA!

En büyük ihracatçı Türkler!

AB muhalefeti mi,halk muhalefeti mi

Hürriyet gazetesi AB yöneticilerinden Olli Rehnve Barroso’nun sözlerini birinci sayfanın birinci ha-

beri yapmıtı:“Bu ceza AB üyeliini olumsuz etkiler!”Doan Grubu kendisine AKP tarafından kesilen

cezalara AB üzerinden muhalefet etmeye çalııyor.Bir yaptırım gücü olabilir mi?Türkiye’de AB’yi destekleyenlerin oranı sürekli

düüyor. Buna karılık AKP’ye karı çıkanlarınoranı artıyor. Hele sizin bir anlamda “özür” yayın-larınız olmasa…

AKP’ye yazarlarınızı kurban vermeye baladınızmı, bugünleri görmeye de hazır olmanız gerekirdi.

Taviz üstüne taviz. Nereye kadar?

kinci Dünya savaında Hitler’e taviz vererekkurtulmaya çalıanlar en önce faizmin çizmelerialtında ezilmedi mi?

Oysa basının elinde büyük bir yaptırım gücü var.Önemli bir yol ayrımına doru gidiyor Türkiye.Bunlar iyice tehlikeli iler.

Boynunuzu bu kadar eersenizBiz ne yapsak yeridir. Ancak dı ülkelerde yapılanlar Türkiye

Cumhuriyeti’nin bir makamını hedef alıyor. O makamda oturankiiye, açıklamayı kaleme alan CIA memuru “davetsiz misafir” diyor.“Söylenenleri anlamıyorlar, bakanımıza üç metreden fazla yaklatır-mamayı baardık” diyor.

New York kaldırımlarında iko iko Amerikalılar, ufaın ufaıkoruma memurları Erdoan’ı itip kakıyorlar. Koskoca Türkiye’ninbabakanlık koltuunda oturan kii etrafında bakanlarıyla birliktesüklüm püklüm metrelerce yaya yürüyor…

Oysa onların bakanları geldiinde bizimkilerin baları sanki göeeriyordu, lütfetti geldi diye. Caddelerimizde bütün kent yaamınısaygı duruuna geçiriyorlardı.

Gazetecileri dalga geçiyor. Erdoan balamı uzun uzun delikpabuç öyküsü anlatmaya. “Lütfen” diyor bir gazeteci “somut konu-lardan söz edin...” O yine anlamıyor, gevrek gevrek gülüyor. “Ben be-lediye bakanlıı yaptım, anlarım bu ilerden... tüketim, verim...”

diye bir eyler geveliyor. Neyse ki biri çıkıp da “nedir o stan-bul’unuzun hali” diye sormuyor.

Böyledir. Boynunuzu bu kadar eerseniz, baınızı tepelerler.Daha kim bilir neler göreceiz.Görmek istemiyorum.niniz oradan! Yetti artık.

Page 65: 2009 27 Eylül

7/27/2019 2009 27 Eylül

http://slidepdf.com/reader/full/2009-27-eyluel 65/65

“Doğruyu Aradım Güzeli Sev-dim”, Halit Refiğ’in, Irmak Zileli’ninyayına hazırladığı, Bizim Kitaplar Ya-

yınevi’nce geçen aylarda yayımlananson kitabı. Kitap, yönetmenin1950’lerden 2000’lere kadar yarımyüzyılda yazdığı, kimisi dergi ve ga-zetelerde yayınlanıp orada unutul-muş, kimisi bazı kitaplarına girmiş,kimisi ise konulduğu dosyalardakalmış yazılarından oluşuyor.

Ancak, “Doğruyu Aradım Güzeli Sevdim”, salt belli konu-lara göre bölümlere ayrılıp düzenlenmekle yetinilmiş birderleme değil.

Kitapta, bir yandan Halit Refiğ’in

bu yarım yüzyıllık sürede düşüncele-rinde zamanla değişen, derinleşip ol-gunlaşan yanlar ile o günlerde anlaşıl-mayan, yanlış anlaşılan ve çarpıtılanyanları ortaya koyarken bir yandanda, elli yıl önce yazdıklarına bugünnasıl baktığını öğrenmemizi sağlayanbir boyut daha var. Bunun için de üçbölüme ayrılmış kitapta, her bölümünbaşına bir çeşit güncelleme de diyebi-leceğimiz röportajlar konulmuş.Önce, Irmak Zileli’nin sorup Halit Re-

fiğ’in yanıtladığı röportajları, sonra obölüm başlığı altında toplanan yazıla-rı okuyorsunuz.

FUAT UZKINAY VE TÜRK SİNEMASININBAŞLANGICI

“Doğruyu Aradım Güzeli Sev-dim”; “Sinema Üzerine”, “Kültür,Sanat ve Edebiyat Üzerine” ve “Me-kânlar, İnsanlar, Toplum ve Tarih Üze-rine” başlıklı üç bölümden oluşuyor.

“Sinema Üzerine” başlıklı ilk

bölüm, Refiğ’in “Ulusal Sinema Kav-gası” adlı kitabındaki Türk sinemasıüzerine görüşlerini tamamlayan, zenginleştiren olaylar,anılar, çeşitli anekdotlar ile gezi notlarından oluşuyor.

Halit Refiğ, Fuat Uzkınay’ın çektiği ileri sürülen Yeşil-köy’deki Rus anıtının yıkılışı filmini ilk Türk filmi, bu filminçekildiği 14 Kasım (1914) gününü ise Türk sinemasınınbaşlangıcı kabul eden yaygın görüşü, ortaya koyduğu bi-limsel verilerle çürütüyor. Yerine önerdiği tarih ve dayan-dırdığı olay 1915 yılı ve Enver Paşa’nın emriyle kurulan

adı bu üç sinemacımızla birlikte anılan yönetmenin hemne denli nesnel, hem de ne denli alçakgönüllü olduğunugösteriyor. Refiğ, “Sinemamızın Büyük Ustası Lütfü

Akad’a Öznel Bir Yaklaşım”ı 2005’te yazmış. “SinemadaKişilik-Metin Erksan” başlıklı yazı ise, 1968, 1971 ve 1972yıllarındaki yazdığı üç yazıdan oluşuyor. Yönetmenin AtıfYılmaz ile ilgili 2001 tarihli yazısının başlığı ise, “Atıf Yıl-maz Benim Ustamdır”. Her üç yazı da salt sinemamızdadeğil, edebiyatımızda da bir ustanın kendisi dışındaki us-talara nasıl bakması gerektiğini göstermesi bakımındanönemli birer örnektir.

Refiğ, Cüneyt Arkın, Hülya Koçyiğit ve Yılmaz Güney gibisinemacılara da aynı tür bir nesnellikle yaklaşmaktadır.

HALİT REFİĞ’DEKİ KEMAL TAHİR

Kitabın ikinci bölümü “Kültür,Sanat ve Edebiyat Üzerine” ise sine-macının edebiyatla ilişkisi dışında, si-nemacının edebiyatçı ile ilişkisine deörnektir. Refiğ’in Kemal Tahir hayranıolduğu bilinmektedir. Refiğ, bunun daötesinde kimilerince Kemal Tahir’in iz-leyicisi olarak da görülmektedir. Kita-bın bu bölümünde Refiğ’in Kemal Ta-hir’e nasıl baktığı daha yakından gö-rülebilir.

Refiğ’in, Kemal Tahir’in özellikle

“Devlet Ana” romanı üzerine düşün-celeri ile buradan yola çıkarak oluştur-duğu Türkiye üzerine düşünceleri bir-birini tamamlamaktadır. Kemal Ta-hir’in Refiğ’i etkilediği, yönetmenin dekabul ettiği bir gerçektir. Ancak Refiğ,Irmak Zileli’nin sorularına verdiği ya-nıtlardan anlaşıldığına göre Kemal Ta-hir’de daha başka şeyler de bulmuşturki, bunları da “Doğruyu Aradım Güze-li Sevdim”i okuyarak öğrenmek gerek.

HALİT REFİĞ’İN BAKTIĞI YERDEN

BAKMAK“Doğruyu Aradım Güzeli Sevdim”, salt sinema ve ede-

biyatla sınırlı bir kitap değil; bir sinemacının müziğe, mima-riye, bir caddeye, bir şehre nasıl baktığını göstermesi açısın-dan da oldukça ilginç ve önemli bir kitap. Ünlü müzik insa-nımız Ahmet Adnan Saygun’u, mimarımız Sedad Hakkı El-dem’i, hariciyecimiz Semih Günver’i, eski cumhurbaşkanla-rımızdan Celal Bayar’ı bir de Halit Refiğ’in gözünden gör-mek; İstanbul’a, Zonguldak’a, Beyoğlu’na, kedilere, sökümiçin tersanelere çekilmiş “ölü gemi”lere adalara insan ül

Halit Refiğ’in elli yıllık yazıları

İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER

MECİT ÜNAL

M “Doruyu Aradm GüzeliSevdim” ile ünlü müzik insanmz

Ahmet Adnan Saygun’u,

mimarmz Sedad Hakk Eldem’i,

hariciyecimiz Semih Günver’i,

eski cumhurbakanlarmzdan

Celal Bayar’ Halit Refi’in

gözünden görmek; stanbul’a,

Zonguldak’a, Beyolu’na,kedilere, söküm için tersanelere

çekilmi “ölü gemi”lere, adalara,

insan-ülkelere Halit Refi’in

bakt yerden bakmak, bak

açmz olduu gibi, görüümüz

yannda görgümüzü de

zenginletirecektir. L