2. İZM İR KENT İ PLANLAMA TAR İHİ ğ ş ğ ş ğ ş ğ ş İ ş ğ ş · 2006. 12. 29. ·...
Transcript of 2. İZM İR KENT İ PLANLAMA TAR İHİ ğ ş ğ ş ğ ş ğ ş İ ş ğ ş · 2006. 12. 29. ·...
63
2. İZMİR KENTİ PLANLAMA TARİHİ
Gerek coğrafi yapısı, gerekse 19.yy.da Avrupa-Akdeniz ticaretindeki önemli konumu
nedeni ile Anadolu’nun batısındaki en gelişmiş yerleşme olmasına karşın, İzmir ve
yakın çevresinin Cumhuriyet dönemine kadar kapsamlı bir planlama çalışmasına
konu olduğu söylenemez. 1925 yılına gelindiğinde, İzmir’in ilk planlarının Fransız
Rene ve Raymond Danger kardeşler tarafından hazırlandığı görülmektedir. Yine bir
yabancı olan Fransız plancı Prost’un katkılarıyla yapılmış olan plan ise benzer
biçimde yangın alanları ve yakın çevresiyle sınırlı kalmıştır. Her iki planın da genel
şeması, geometrik düzen, geniş caddeler ve düzenlemenin merkezini toplayan büyük
park alanıdır.
Belediyenin mali olanaksızlıkları ve ülkenin kısıtlı koşulları nedeniyle 1930’lu yıların
ortalarına kadar bu plana bağlı olarak sınırlı bir bölgede gelişme sağlanmıştır.
Plandaki park alanı ise, Behçet Uz’un döneminde daha da büyütülerek Kültürpark’a
dönüştürülmüştür. Belediyenin talepleriyle sürekli değiştirilen Danger planları yetersiz
ve işlemez hale gelmiş olduğundan yeni planlama arayışları başlamış ve bu amaçla
Fransız Mimar Le Corbusier İzmir’in planlama çalışması için Bakanlık tarafından
1939 yılında görevlendirilmiştir. İkinci dünya savaşı sürecinde, 1931-1945 yılları
arasında İzmir’de imar ve inşaat faaliyetleri önemli ölçüde durmuştur. Le Corbusier
1948 yılında İzmir için bir plan eskizi (taslağı) hazırlamışsa da bu eskiz hiçbir zaman
uygulama aşamasına getirilememiştir.
1950 yılında kent nüfusu 230 bin iken, 2000 yılında 400 bine ulaşacağı hesabı ile
Uluslararası İzmir Şehir İmar Planı yarışması düzenlenmiştir. Prof. Mimar Kemal
Ahmet Aru, mimar Emin Canbolat, mimar Gündüz Özdeş’ten oluşan ekibin kazandığı
yarışma sonunda hazırlanan imar planları 1955 yılında onanmıştır. Henüz
bütünleşmiş bir plana sahip olan İzmir, 1950’lerin sonlarında hızlanan göç, göçe
dayalı nüfus artışı, ve gecekondulaşma karşısında yeniden planlama arayışına ve
kapsamlı revizyon çalışmalarına ihtiyaç duymaya başlamıştır. 2000 yılı için öngörülen
400000 kişilik nüfus, 1960’lı yılların ilk yarısında aşılmıştır.
Tam da bu dönemde, 1960’lı yılların Planlı Kalkınma Politikaları sonucunda Devlet
Planlama Teşkilatı kurulmuş, ülke genelinde gelişmeyi ve ana yatırım kararlarını
64
İZMİR METROPOLİTEN ALAN NAZIM İMAR PLANI – 1973
mekana yansıtacak planlama eylemi için İmar ve Planlama Genel Müdürlüğü ve
Metropoliten Alan Nazım İmar Planı Büroları kurulmuştur. İzmir Metropoliten Alan
Nazım İmar Planı Bürosu da bu Genel Müdürlüğe bağlı olarak 1965 yılında
kurulmuştur. Ayrıntılı araştırmalarla yapılan çalışmalar sonunda bu büronun
hazırladığı 1/25000 ölçekli İzmir Metropoliten Alan Nazım İmar Planı ve raporu 1973
yılında İmar ve İskan Bakanlığınca onanmıştır.
Bu plan çalışması, Bölge - Metropoliten Alan
ve İzmir Büyükşehir Bütünü olmak üzere üç
farklı alansal kademede yürütülmüştür.
Metropoliten alan sınırları; İzmir Merkez İlçe,
Karşıyaka, Bornova, Karaburun, Çeşme, Urla,
Seferihisar, Selçuk, Torbalı, Bayındır,
Kemalpaşa, Menemen, Foça, Dikili, Bergama,
Kuşadası, Manisa Merkez İlçesi sınırları
içinde kalan alan olarak tarif edilmiştir.
Aliağa, Torbalı, Turgutlu, Kemalpaşa, Manisa’nın nüfus çekici merkezler olarak
gelişmesi, Çeşme, Karaburun, Seferihisar, Gümüldür, Foça, Dikili, Çandarlı,
Bergama yerleşmelerinin Turizm gelişme alanları olarak planlanmaları, Kuzey-güney
gelişme aksında Menemen ve Cumaovası ile Urla-Güzelbahçe yerleşimlerinin uydu
merkezler oluşturmaları, bu planın bölge ölçeğinde öneri kararları olarak
okunabilmektedir.
1973 Planı’nın metropoliten alan ölçeğinde getirmiş olduğu kararlar, Aliağa, Torbalı,
Turgutlu ve Manisa’nın metropoliten alanın nüfus çekici merkezleri olarak
geliştirilmeleri, Çeşme-Karaburun yarımadası, Seferihisar-Sığacık-Gümüldür-
Ahmetbeyli-Selçuk-Kuşadası sahil bandı, Foça-Yenifoça çevresi, Dikili, Çandarlı,
Bergama yerleşimleri ve çevrelerinin turizm amaçlı fiziki planlamalarının yapılması,
Çeşme yönünde, Urla ve Güzelbahçe’nin birleşerek farklı fonksiyonda (konut) bir
uydu yerleşmeye dönüşmesi, korunacak alüvyon ve tarımsal potansiyeli yüksek ürün
deseni ve verim için projeksiyonların planlamanın alt ölçeklerinde geliştirilmesi,
Samson dağı, Spil dağı, Dilek Yarımadası, Efes ve Bergama Milli Parkları ile
Bozdağ’ın kış sporları merkezi olarak düzenlemelerinin yapılması, turistik hac yolu
için Seferihisar – Ahmetbeyli - Selçuk arasındaki bağlantının gerçekleştirilmesi,
65
Aliağa bölgesinde limanın kullanılmasına dönük petrol rafinerisi önerisi ve akaryakıt
depolama tesislerine ilaveler yoluyla bu bölgedeki endüstri potansiyelinin arttırılması
ile kimya ve kağıt sanayi için birikim yaratacak kararlar zincirinin geliştirilmesi, Aliağa
- Menemen - Manisa ve Aliağa - Menemen - İzmir Büyükşehir Bütünü - Cumaovası -
Torbalı banliyö ray şebekelerinin çift hat olarak elektrifikasyonunun
gerçekleştirilmesi, Çiğli Çamaltı Tuzlası bölgesinde Fuar Alanı ve kombine büyük
endüstri limanı (Free Port statüsünde) teklifi ve tersanelerin yeni liman sahası içinde
geliştirilmesi, bölge ölçeğinde deniz ulaşımını çözümleyecek liman, iskele ve barınak
kararları, Alsancak limanı, Pasaport turistik tali yat limanı, İnciraltı yat limanı ve
balıkçı barınağı, Bostanlı yat limanı ve balıkçı barınağı, Güzelbahçe ve Narlıdere
balıkçı barınağı, Çeşme tali turizm limanı, Dikili iskelesi, Kuşadası ana yat limanı,
Urla tarım limanı, Sığacık tarım limanı, Çandarlı turizm limanı, Aliağa yat limanı
önerilerinin gerçekleştirilmesi, ve diğer bölgesel altyapı kararları çerçevesinde enerji
ve su rezervleri (barajlar-göletler) için ayrıntılı projelendirmeler yapılması biçiminde
özetlenebilir.
1973 Planı, İzmir kenti ve yakın çevresindeki 13 belediye ile bunlara bağlı 31 köyü
kapsayan alanı Büyükşehir Bütünü olarak tanımlamıştır. 1985 yılı hedeflenerek
Büyükşehir Bütünü için 1 197 000 nüfus öngörülmüştür. Büyükşehir Bütünü planlama
bölgesi 74 608 hektarlık bir alanı kapsamakta olup bunun 18 622 hektarı kentsel
kullanışlara, diğer kalan alan ise tarım, orman ve rekreasyon alanlarına ayrılmıştır.
Kentin gelişmesinde, öncelikle kolay ve yakın erişme olanakları, altyapı maliyetlerinin
düşüklüğü vb. saptamalara dayalı olarak doğrusal (lineer) bir makroform
öngörülmüştür. Planın Büyükşehir Bütünü’ne ilişkin kararları ise bu formu olanaklı
kılacak müdahaleler içermektedir. Örneğin, Kemalpaşa ve doğu aksında aşırı su
kullanımına yönelik sanayi türlerinin kısıtlanması, gelişmenin bu aksta önlenmesi,
üniversite ve demiryolu erişimi nedeniyle Bornova’ya sınırlı bir gelişme önerilmesi,
batı aksında Balçova-Narlıdere’deki tarım alanlarının korunarak tarımsal niteliğin
güçlendirilmesi, kuzey-güney gelişme aksında, kuzeyde Şemikler, Çiğli, Ulucak,
Menemen, Aliağa ile güneyde Gaziemir-Cumaovası yerleşmeleri arasında sanayi
gelişmesi, kuzey-güney aksında demiryolunun planlama aracı olarak geliştirilmesi,
Menemen-Gaziemir-Cumaovası DDY hattının çift hatta çıkarılarak elektrifikasyonla
hızlandırılmış banliyö işletmesine dönüştürülmesi, Bornova, Basmane hattının da bu
sisteme bağlı olarak geliştirilmesi ile Halkapınar’da ana gar tesisi önerilmesi,
66
NAZIM PLAN REVİZYONU-1989
Alsancak Limanının tevsii ile Çiğli Çamaltı Tuzlası çevresinde Serbest Liman
statüsünde bir sanayi limanı tesisi ile Halkapınar’da ana gar tesisinin oluşturulması
ve Çiğli Havaalanının tamamen sivil havaalanı işlevine dönüştürülerek uluslararası
hava trafiğine açılması, 1973 planının Büyükşehir Bütünü’ne ilişkin kararları olarak
görülmektedir.
Planın yukarıda özetlenen kabul ve kararlarında süreç içinde önemli sapmalar ve
öngörülmeyen şehirsel yüklemeler gerçekleşmiştir. Örneğin, denizdeki sığlık
nedeniyle Çiğli Çamaltı Tuzlası’nda önerilen serbest liman oluşamamış, bu bölgede
arıtma tesisleri yer seçimi yapılmıştır. Öte yandan, Cumaovası (Adnan Menderes)
Havaalanı uluslararası amaçlı yapılıp işletildiğinden Çiğli’de önerilen havaalanı askeri
amaçlı kalmıştır. Güneyde 51.000 ha. büyüklüğünde Tahtalı Barajı Havzası kararı
getirilmiş ve koruma alanı belirlenmiştir. Adnan Menderes Havaalanı ve Tahtalı Barajı
Havzasının oluşturduğu eşik nedeniyle Cumaovası bölgesinde önerilen gelişme
gerçekleşmemiştir. Gaziemir yerleşiminin kuzeyinde 220 ha’lık bir alanda Serbest
Bölge planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. DDY’da öngörülen yatırımlar
gerçekleştirilemediğinden, Metro HRS uygulamaları nazım planın ulaşım şemasını
önemli ölçüde değiştirmiştir. Doğu aksında tarım alanı olarak korunması öngörülen
alanda 260 ha.lık OSB planlanmıştır. Pınarbaşı ve Karabağlar kesiminde küçük
sanatlar alanları ayrılmıştır. Yeşildere ticaret merkezine dönüştürülmüş, çevreye
zararlı etkileri olan deri sanayi Menemen Maltepe’ ye yönlendirilmiştir. Merkezde yer
alan otogar ve hal getirdikleri trafik yükü nedeniyle Otogar Işıkkent’de, Toptancı Hali
Buca-Kaynaklarda planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. İmar Affı Kanunu kapsamında,
uygulanan ıslah planlarıyla önemli
büyüklükte kentsel alanda yoğun
uygulamalar gerçekleşmiştir.
04.01.1973 tarihinde İmar İskan
Bakanlığınca onaylanan 1/25000
ölçekli İzmir Metropoliten Alan
Nazım İmar Planı, kentte bugüne
kadar yapılmış çeşitli plan ve
uygulamalar nedeniyle geçerliliğini
67
fiilen yitirmiş olduğu gerekçesiyle, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9.maddesi gereği
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 07.05.2003 tarihinde iptal edilmiştir.
1973 Planı’nın ana kararlarını değiştiren ve yukarıda tanımlanan yatırım kararları ve
uygulamalar nedeniyle çeşitli ölçeklerdeki güncel planlar esas alınarak 1989 tarihinde
1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Nazım Plan Revizyonu yapılmıştır.
1989 Planı’nda, Mevcut kentsel yeşil alanların ve tarım alanlarının korunması kararı
getirilmiş, orman alanlarının sınırları o günkü verilerle planda belirlenmiş, onaylı
otoyol şeması yeni şekliyle plana işlenmiş, serbest bölge ve Havaalanı nedeniyle
gelişeceği var sayılarak Gaziemir’de yaklaşık 300 hektarlık bir “ticaret seçenekli
konut bölgesi” ile 50 hektarlık bir “kentsel çalışma alanı” önerilmiştir. Ayrıca,
Balçova’nın güney ve güney doğusunda, eşikler dikkate alınarak, 30 hektarlık alanın
iskana açılması, kuzeyde “Doğal Sit Alanı” olarak kararı alınmış “Kuş Cenneti”nin
planda Milli Park olarak belirlenmesi, Tuzlanın 1973 Planı’ndaki şekliyle korunması,
Ege Üniversitesi güneyi ile Işıkkent sanayi alanının kuzeyindeki alanların mevcut
kullanım biçiminin planda belirlenmesi, Güzelbahçe köy yerleşik alanının batısında
160 hektarlık alanın düşük yoğunluklu yapılaşma koşulu ile plan içine alınması, ve
Işıkkent’in doğusu ile Pınarbaşı’nın batısı arasında kalan yaklaşık 65 hektarlık alanın
otoyolun batısında kalan kesiminin sanayi, doğusunda kalan kesiminin ise kentsel
çalışma alanı olarak belirlenmesi 1989 Planı’nın ana kararları olarak
okunabilmektedir.
1989 Planı, 2005 yılına ilişkin olmak üzere toplam 4.200.000 kişilik bir nüfus
büyüklüğünü hedeflemiş ve 37 926 hektarlık bir alanı kapsamıştır. Bu toplam alanın
24 442 hektarlık kesimi kentsel kullanımlardan, kalanı ise orman, tarım ve yerleşim
dışı alanlardan oluşmaktadır. Anılan plan da 2002 yılında, Büyükşehir Belediyelerinin
1/25000 ölçekli plan yapma yetkisinin bulunmadığı gerekçesi ile geçersiz kılınmıştır.
İzmir Kentsel Bölge sınırları içerisinde, değişik tarihlerde onaylanan ve halen
yürürlükte olan dört adet Çevre Düzeni Planı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi,
Tahtalı Barajı Çevre Düzeni Planı, 1996 yılında onaylanmış olup su kaynaklarının
korunması statüsündeki alanları ve yerleşmeleri kapsamaktadır. Havza alanı 55 400
hektar olup, bunun 40 000 hektarı 5216 Sayılı yasa öncesi statüsü gereği İBŞB
68
ONAYLI ÇEVRE DÜZENİ PLANLARI
mücavir alanında kalmaktaydı. Bugün ise planın tamamı İBŞB sınırları içerisinde yer
almaktadır. 2002 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca Tahtalı Barajı Çevre
Düzeni Planı revizyonu yapılmıştır. Plan notlarındaki bazı düzenlemeler ile birlikte
yapılanma koşulları ve sınırlar yeniden belirlenerek, 1/25000 ölçekli Tahtalı Barajı
Çevre Düzeni İmar Planı 2.Revizyonu, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca 2.9.2003
tarihinde onanmıştır.
Bunun dışında, Seferihisar-Dilek
Yarımadası Kıyı Kesimi Çevre
Düzeni Planı ile Çeşme-
Karaburun Çevre Düzeni
Planı’nın bazı bölümleri, Foça-
Yeni Foça Kıyı Kesimi Nazım
İmar Planı’nın ise tamamı
bugünkü İBŞB sınırları
içerisinde kalmaktadır.
Dolayısıyla, İzmir kentinin
planlama tarihinin önemli bir
bölümünü de bu çevre düzeni
planları oluşturmaktadır.
İzmir kentinin mekansal etkisi, kuşkusuz, bugünkü Büyükşehir Belediyesi sınırları
dışında da süren bir kentsel bölgeyi kapsamaktadır. Nüfus değişim analizleri kent
merkezinden itibaren yaklaşık 90 km. yarıçaplı bir bölgenin İzmir’in etkisi ile geliştiğini
göstermektedir. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ise İzmir Büyükşehir
Belediyesinin yeni alanını 50 km. yarıçaplı bir alan ile sınırlı tutmuştur. İzmir kentinin
mekansal gelişmesi coğrafi eşikler ve özellikle ulaşım akslarının belirlediği
koridorlarda ya da bu koridorların çevresinde yoğunlaşmaktadır. Bu gelişme
eksenleri üzerinde yer alan yerleşmeler kendi sosyo-ekonomik dinamikleri dışında
İzmir’in etkisiyle gelişime veya değişime uğramaktadır.
Tanımlanan değişim sosyo-ekonomik alanda nüfus artışı, nüfus ve işgücü
kompozisyonunun değişimi, toplumsal yapı değişiklikleri sektörel kaymalar biçiminde
olurken, mekansal yapıda sanayi, organize sanayi bölgeleri, toplu işyerleri, toplu
69
konutlar, gecekondulaşma, turizm ve ikinci konut gelişmesi olarak ortaya çıkmaktadır.
Farklı karar süreçleri altında bütünsel bir planlamadan yoksun olarak yaşanan söz
konusu değişimler, rasyonel ve güvenli olmayan bir düzen ile birlikte, doğal kaynaklar
ve kültürel çevre üzerinde yaratığı olumsuz etkilerin yanı sıra, altyapı yatırımlarının
da maliyetini yükselten bir yerleşme deseni yaratmaktadır. Bugünkü Büyükşehir
Belediyesi sınırları içini Kentsel Bölge olarak tanımlarsak, özellikle merkez kentin
aşırı yoğunlaşmasından ve bazı kentsel fonksiyonların desantralize olma
eğilimlerinden önemli ölçüde etkilendiği görülmektedir. Böyle bir etkilenmenin, imar
hakları artışları ya da plansız gelişmeler şeklinde ortaya çıktığı söylenebilir.
Bundan sonraki bölümde, tanımlanan süreçlerin daha geniş bir alanda ve 5216 sayılı
kanunla oluşturulan yeni sınırlar içi ve yakın çevresinde ve bütünsel bir yaklaşımla
ele alınması, giderek planlama aşamasında ise merkez kent ve kentsel bölge
arasındaki ilişkilerin bütününde, mekansal gelişme süreçlerinin planlı müdahalelerle
geliştirilmesi, yönlendirilmesi, ve denetlenmesi benimsenmiştir. İzmir Kentsel Bölge
Nazım İmar Planı da bu yaklaşımdan hareketle hazırlanmaktadır.