13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014....

10
__________________________________________________________________________________________ 161 _______ Jeotermal Enerji Semineri JEOTERMAL SANTRALLERİN ÇEVRESEL ETKİLERİ Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından Türkiye’nin önemli havzalarından birisidir. Bu havzanın kuzeyinde, Aydın-Germencik’ten Denizli-Kızıldere’ye kadar uzanan ve Pamukkale’yi de içerisine alan Menderes Grabeni’ndeki tektonik fay hatları boyunca yüksek potansiyele sahip jeotermal kaynaklar bulunmaktadır. Bu kaynakların geliştirilerek çeşitli amaçlarla yöre insanı ve ülkenin hizmetine sunulması çok büyük önem arz etmektedir. Ancak, bu doğal kaynakların geliştirilmesi esnasında, havzadaki su ve toprak gibi diğer önemli doğal kaynakların zarar görmemesi için oluşabilecek potansiyel olumsuz çevresel etkilerin uygun bir şekilde bertaraf edilmesi gerekmektedir. Çünkü jeotermal suların içerisinde çevreyi olumsuz etkileyebilecek oranda zararlı maddeler özellikle yüksek oranda bor elementi yer almaktadır. Bu elementin ise su ve topraklarda fazla oranda bulunması, bu kaynakların sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemekte ve özellikle bu elemente karşı çok duyarlı olan narenciye gibi endüstriyel bitkilerinin zarar görmesine neden olmaktadır. Bu çalışmada, Havzada uzun süredir işletme halinde olan Denizli-Sarayköy Jeotermal Santrali ile işletmeye yeni açılan Aydın-Salavatlı Jeotermal Santrali’nin Büyük Menderes Nehri’ne deşarj edilen jeotermal atık sularının; nehir suyunda ve bu su ile sulanan verimli tarım arazileriyle bu arazilerde üretimi yapılan narenciye bitkisinde oluşturduğu zararlı etkiler araştırılacaktır.. Anahtar Kelimeler: Bor, Büyük Menderes Nehri, narenciye, jeotermal atık su, Kızıldere sahası, Türkiye. ABSTRACT Buyuk Menderes River Basin is one of the most important basins of Turkey regarding agricultural potential. High potential geothermal hot water springs are found in Menderes Graben along with tectonic fault line which are in the north of the basin and cover the area from Aydın-Germencik to Denizli-Kızıldere including Pamukkale. It is very important to develop and provide these resources to the benefit of local people and the country for some purposes. However, appropriate way of eliminating the potential negative environmental impacts of these resources to other important natural resources such as soil and water in the basin while developing them are being required. Since these resources contain harmful substances, particularly high concentration of boron, they have negative impacts to the environment. High concentration of boron in water and soil affects the sustainability of these resources negatively and has negative impacts to the industrial crops particularly citrus trees, which are over sensitive to boron element. In this study, Environmental negative impacts of geothermal wastewater of the Kızıldere Geothermal Power Plant, which has been in operation for a very long time and Aydın-Salavatlı Geothermal Power Plant which has newly put into operation, discharge directly into Buyuk Menderes River, to the river water and productive land irrigated with this water and also citrus trees being cultivated in the area will be searched. Key Words: Boron, Buyuk Menderes River, Citrus Trees, Geothermal Wastewater, Kızıldere Field, Turkey.

Transcript of 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014....

Page 1: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 161 _______

Jeotermal Enerji Semineri

JEOTERMAL SANTRALLERİN ÇEVRESEL ETKİLERİ

Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından Türkiye’nin önemli havzalarından birisidir. Bu havzanın kuzeyinde, Aydın-Germencik’ten Denizli-Kızıldere’ye kadar uzanan ve Pamukkale’yi de içerisine alan Menderes Grabeni’ndeki tektonik fay hatları boyunca yüksek potansiyele sahip jeotermal kaynaklar bulunmaktadır. Bu kaynakların geliştirilerek çeşitli amaçlarla yöre insanı ve ülkenin hizmetine sunulması çok büyük önem arz etmektedir.

Ancak, bu doğal kaynakların geliştirilmesi esnasında, havzadaki su ve toprak gibi diğer önemli doğal kaynakların zarar görmemesi için oluşabilecek potansiyel olumsuz çevresel etkilerin uygun bir şekilde bertaraf edilmesi gerekmektedir. Çünkü jeotermal suların içerisinde çevreyi olumsuz etkileyebilecek oranda zararlı maddeler özellikle yüksek oranda bor elementi yer almaktadır. Bu elementin ise su ve topraklarda fazla oranda bulunması, bu kaynakların sürdürülebilirliğini olumsuz etkilemekte ve özellikle bu elemente karşı çok duyarlı olan narenciye gibi endüstriyel bitkilerinin zarar görmesine neden olmaktadır.

Bu çalışmada, Havzada uzun süredir işletme halinde olan Denizli-Sarayköy Jeotermal Santrali ile işletmeye yeni açılan Aydın-Salavatlı Jeotermal Santrali’nin Büyük Menderes Nehri’ne deşarj edilen jeotermal atık sularının; nehir suyunda ve bu su ile sulanan verimli tarım arazileriyle bu arazilerde üretimi yapılan narenciye bitkisinde oluşturduğu zararlı etkiler araştırılacaktır.. Anahtar Kelimeler: Bor, Büyük Menderes Nehri, narenciye, jeotermal atık su, Kızıldere sahası, Türkiye. ABSTRACT Buyuk Menderes River Basin is one of the most important basins of Turkey regarding agricultural potential. High potential geothermal hot water springs are found in Menderes Graben along with tectonic fault line which are in the north of the basin and cover the area from Aydın-Germencik to Denizli-Kızıldere including Pamukkale. It is very important to develop and provide these resources to the benefit of local people and the country for some purposes. However, appropriate way of eliminating the potential negative environmental impacts of these resources to other important natural resources such as soil and water in the basin while developing them are being required. Since these resources contain harmful substances, particularly high concentration of boron, they have negative impacts to the environment. High concentration of boron in water and soil affects the sustainability of these resources negatively and has negative impacts to the industrial crops particularly citrus trees, which are over sensitive to boron element. In this study, Environmental negative impacts of geothermal wastewater of the Kızıldere Geothermal Power Plant, which has been in operation for a very long time and Aydın-Salavatlı Geothermal Power Plant which has newly put into operation, discharge directly into Buyuk Menderes River, to the river water and productive land irrigated with this water and also citrus trees being cultivated in the area will be searched. Key Words: Boron, Buyuk Menderes River, Citrus Trees, Geothermal Wastewater, Kızıldere Field, Turkey.

Page 2: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 162 _______

Jeotermal Enerji Semineri

1. GİRİŞ Türkiye’nin Güneybatısında yer alan Büyük Menderes Havzası, ülkede en verimli tarım alanlarının bulunduğu havzalardan birisidir. Büyük Menderes grabeninde aynı zamanda ülkenin en büyük jeotermal kaynakları bulunmaktadır. 1968 yılında ortaya çıkarılan Kızıldere jeotermal alanı bu kaynakların en önemlilerinden birisidir. Bu alanda, yüksek derecede sıcak su ve doygun su buharı hidrolik olarak rezervuarla irtibat halindedir [1].

Kızıldere jeotermal alnında 12-15 MW dolaylarında elektrik enerjisi üreten bir jeotermal santral inşa edilerek 1984 yılında işletmeye açılmıştır. Bu santral tam kapasite ile çalıştırıldığında 140-150oC’ deki yaklaşık 1500-1800 ton/saat sıcak atıksu doğrudan Büyük Menderes Nehri’ne deşarj edilmektedir. Bu atıksuyun içeriğinde 25–30 mg/l Bor elementi bulunmakta ve elektrik kondaktivitesi 4000 micromhos/cm, Sodyum Absorbsiyon Oranı ise (SAR) 57 dolaylarındadır. Bu üç parametre, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği Teknik Usuller Tebliği’nde belirtilen en önemli sulama suyu kriterlerini oluşturmaktadır. Bu tebliğde sulama sularındaki asgari değerler Bor için 1 mg/l, Elektriki Kondaktivite için 2000 micromhos/cm ve SAR için 26 olarak verilmiştir. Atıksuyun deşarj edildiği Büyük Menderes Nehri suları, havzada birçok kültür bitkisini sulanmasında kullanılmaktadır.

Bor, bitki büyüme ve gelişmesi için zorunlu olan elementlerden birisidir. Ancak, bu elementin sulama sularındaki miktarı veya topraktaki çözünürlüğü bitkilerin ihtiyaçlarından fazla olduğunda bitki büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Bu çalışmada, Devlet Su İşleri tarafından yapılan su analizleri, Menemen Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan toprak analizleri ve İzmir Zeytincilik Araştırma Enstitüsü ile Aydın İl Tarım Müdürlüğü tarafından yapılan narenciye yaprak analizlerinden yararlanılarak Bor Elementi’nin su-toprak ve dolayısıyla bitkilere olan olumsuz etkileri değerlendirilmiştir. 2. MATERYAL VE YÖNTEM

Jeotermal atıksuyun Büyük Menderes Nehri’ne deşarj edildiği noktadan hemen sonra başlayan Aşağı Büyük Menderes Havzası, bu çalışmada esas alınmıştır. Havzanın bu kısmında 130 000 hektar civarında sulanabilir verimli tarım arazisi bulunmakta olup bu arazinin yaklaşık 60%-70%’i Menderes Nehri’nin taşıdığı sedimentlerle oluşan alluvial orijinlidir. Bu alandaki topraklar; derin profilli ve çoğunlukla orta bünyelidir. İyi permeabilitede olan toprakların pH değerleri genellikle 7,5-8, çok yüksek olan kalsiyum karbonat oranları %37-40,92 arasında değişmekte ve oldukça düşük olan organik madde miktarı ise alanın önemli kısmında %1 den daha az oranda bulunmaktadır. Bu alanlarda tarımı yapılan önemli bitki türleri; narenciye, pamuk, zeytin, incir, meyve, mısır, çilek ve sebzeden oluşmaktadır. Jeotermal atıksu deşarjından sonra nehirden alınan su ile ilk sulanan alanlar olan Kuyucak ve Nazilli civarlarındaki toplam 22 hektar alanda narenciye tarımı yapılmaktadır. Kuyucak yöresindeki ekim alanlarının dağılımı Tablo 1’de, meyve ürünleri ekim alanları ise Tablo 2’de verilmiştir. Çalışma alanındaki arazilerin tamamına yakınında sulu tarım yapılmaktadır. Sulama suyu kaynağı ise Büyük Menderes Nehri ve yan kollarıdır.

DSİ tarafından jeotermal atıksuların nehire deşarjından önce ve sonra nehrin birçok noktasından 1992 yılından itibaren periyodik olarak su örnekleri alınıp bor elementi analizleri yapılmakta ve bu noktalarda nehir suyunun debisi de ölçülmektedir. Nisan 2006 tarihine ait ölçümler Şekil 1’de, bu noktalardan alınan su örneklerinin 2001–2004 yılları arsındaki bor içerikleri Tablo 3’te, atıksu deşarjından önce ve sonra alınan toprak örneklerindeki Elektriki Kondaktivite, Değişebilir Sodyum Yüzdesi (ESP) ve Bor miktarları Tablo 4’te, narenciye yapraklarındaki bor değerleri Tablo 5’te, bitkilerin sulama sularındaki bor elementine toleransları da Tablo 6’da verilmiştir. Sulama suyunda tespit edilen Bor Konsantrasyonları ve bitkilerin bu konsantrasyonlara karşı toleransları Tablo 6’daki değerlerle karşılaştırılmıştır.

Su ve toprak örneklerindeki bor miktarları, Colorimetric Karmen Metodu [2] ile Elektriksel Kondaktivite, doygun exstrakta ve doygun toprak çamurunda Wheatstone bridge yöntemi (U.S. Salinity Lab. Staff, 1954) ile yaprak örneklerindeki bor konsantrasyonu ise Azomethin-H Metodu[3] ile belirlenmiştir.

Page 3: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 163 _______

Jeotermal Enerji Semineri

Tablo 1. Kuyucak İlçesi Kültür Arazilerinin Dağılımı (Kuyucak Tarım İlçe Müdürlüğü, 2006)

Arazi Kullanımı Alan (ha) Külltür Arazisine Oranı (%)

Toplam Alana Oranı ( % )

Tarla Ürünleri 14,276 60,00 21,85

Meyve Ürünleri 8,814 37,00 13,48

Sebze Ürünleri 721 3,00 1,10 Toplam 23,811 100 36,43

Tablo 2. Kuyucak İlçesi Arazilerindeki Meyve Ürünleri Ekim Alanları (Kuyucak Tarım İlçe Müdürlüğü, 2006)

ÜRÜN ADI Alan (ha.) Ağaç Adedi Meyve Alanına Oranı (%)

1-ARMUT 23 7.000 0,20

2-AYVA 8 2.000 0,10

3-ELMA (Golden) 231 57.750 2,70

4-ELMA (Starking) 529 138.250 6,00

5-ELMA (Amasya) 3 750 0,10

6-ELMA (Diğer) 34 8.500 0,40

7-YENİDÜNYA 1 250 0,10

8-ERİK 27 8.250 0,30

9-KAYISI 3 1.000 0,10

10-KİRAZ 190 40.200 2,20

11-VİŞNE 26 7.750 0,30

12-ANTEP FISTIĞI 21 7.500 0,20

13-BADEM 1 300 0,10

14-CEVİZ 39 7.320 0,50

15-KESTANE 42 10.440 0,50

16-ÇİLEK 1 60.000 0,10

17-İNCİR 1999 361.260 22,60

18-NAR 2 5.250 0,10

19-MANGALİNA (Satsuma) 3 1.000 0,10

20-MANDALİNA (Clementine) 3 1.750 0,10

21-MANDALİNA (King) 1 1.250 0,10

22-PORTAKAL (Washington) 1466 411.040 16,20

23-PORTAKAL (Yafa) 3 840 0,10

24-TURUNÇ 3 900 0,10

25-ZEYTİN (Yağlık) 2272 501.600 25,30

26-ZEYTİN (Sofralık) 1883 415.140 21,40

Toplam 8.814 100

Page 4: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 164 _______

Jeotermal Enerji Semineri

ÇÜRÜKSU ÇAYI Şekil 1. Büyük Menderes Nehri Yenice - Söke Regülatörleri Arası Bor Değişimi Şeması.

B.Menderes Nehri Yenice Regülatörü Q = 0,894 m3/s B = 0,2 ppm

Yenice Hamamları Q = 1,0 lt/sn

Yenice Hamamları Q = 1,5 lt/sn B = 2,8 ppm

B.Menderes Nehri Sarayköy Köprüsü Q = 14,220 m3/s

Tekke Ilıcaları Q = 1,182 m3/s B = 4,2 ppm

B. Menderes Nehri Feslek Regülatörü Q = 12,700 m3/s B = 1,1 ppm Dandalas Çayı

Başaran-Azizabat Köprüsü Q = 0,840 m3/s B = 0,2 ppm

B. Menderes Nehri Akçay Regülatörü Q = 1,800 m3/s B = 0,0 ppm

B. Menderes Nehri Aydın Köprüsü Q = 30,000 m3/s B = 0,2 ppm

B. Menderes Nehri Koçarlı Köprüsü Q = 31,200 m3/s B = 0,2 ppm

B. Menderes Nehri Söke Regülatörü Q = 65,400 m3/s B = 0,3 ppm

Kızıldere Jeotermal Q = 0,198 m3/s B = 27,0 ppm

B. Menderes Nehri Kızıldere Jeotermal Santral Suyu Karıştıktan Sonra Q = 12,834 m3/s

B. Menderes Nehri Çubukdağ Köprüsü Q = 12,700 m3/s

B. Menderes Nehri Nazilli Köprüsü Q = 18,600 m3/s B = 0,4 ppm

Ortaklar Gümüşçay Karayolu Köprüsü Q = 0,100 m3/s B = 2,9 pmm

Hıdırbeyli Göleti Baraj Aksı Q = 0,181 m3/s B = 4,9 ppm

B. Menderes Nehri Yenipazar Köprüsü Q = 21,000 m3/s B = 0,2 ppm

Yatay uzaklık 14,75 km

Yatay

uzaklık 12,71 km

Y

atay uzaklık

3,78 km Y

atay uzaklık

43,78 km

Page 5: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 165 _______

Jeotermal Enerji Semineri

Tablo 3. Büyük Menderes Nehri’nden 2001–2004 Yıllarında Alınan Su Örneklerinin Bor İçerikleri (mg/l)

Page 6: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 166 _______

Jeotermal Enerji Semineri

Tablo 3. Devam

Page 7: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 167 _______

Jeotermal Enerji Semineri

Tablo 4. Jeotermal Atıksuyun Büyük Menderes Nehri’ne Deşarjından Önce ve Sonra Topraklardaki Bazı Parametre Değerleri [4].

Deşarj Öncesi

Deşarj Sonrası

Toprak Profili

Derinliği (cm)

EC25 x 106

(mikrosiemens)

ESP

Bor (ppm)

EC25 x !06

mikrosiemens)

ESP

Bor

(ppm)

0-20

0,349

8,67

0,15

4,46

55,30

13,90

20-40

0,259

9,41

0,08

4,03

12,03

11,71

40-60

0,386

7,24

0,11

2,15

43,51

2,31

60-80

0,251

8,17

0,06

1,96

31,85

4,49

80-100 0,158 7,15 0,19 1,93 21,12 3,66

Tablo 5. Kuyucak Ve Nazilli Alanlarındaki Narenciye Yapraklarında Tespit Edilen Bor Değerleri (ppm) [4].

KUYUCAK ARAZİLERİ Yıl Minimum Ortalama Maksimum Alınan Önek Adedi 1992 77 418 441 27 1994 338 528 734 29 1996 330 340 344 6 1997 302 397 443 9 NAZİLLİ ARAZİLERİ 1989 103 221 849 41 1990 180 372 575 50 1991 76 296 716 118

Page 8: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 168 _______

Jeotermal Enerji Semineri

Tablo 6. Çeşitli Bitkilerin Sulama Sularında Dayanabildikleri Bor Limitleri [5].

Etkili bor limiti 2 - 4 ppm 1 - 2 ppm 0,3 - 1 ppm

Direnç durumu Dayanıklı Yarı dayanıklı Duyarlı Bitki Türleri Kuşkonmaz Ayçiçeği Ceviz

Hurma Patates Kuru fasulye

Pancar Pamuk Erik

Yonca Domates Armut

Glayöl Bezelye Elma

Bakla Zeytin Asma

Soğan Arpa İncir

Turp Buğday Kiraz

Lahana Mısır Şeftali

Marul Darı Kayısı

Havuç Yulaf Kara dut

2 ppm Bal kabağı Portakal

Dolmalık biber Altıntop

1 ppm Limon 0,3 ppm

NOT: Tabloda sıralanan her grup bitkide başta olanlar maksimum derecede dayanıklı olup sona doğru dayanıklılık minimuma düşmektedir.

SONUÇ VE TARTIŞMA Şekil 1’de görüldüğü gibi Büyük Menderes Nehri üzerinde jeotermal atıksu deşarjından sonra ilk gözlem noktaları olan Çubukdağ Köprüsü ile Feslek Regülatörü’nde, nehrin bor konsantrasyonu 1,1 ppm (mg/l) olarak tespit edilmiştir. Kuyucak ve Nazilli ovaları Feslek Regülatörü’nden alınan su ile sulanmaktadır. Tablo 6’nın son sütununda vurgulandığı gibi 1,1 ppm bor, bu elemente duyarlı birçok bitkinin sulama sularında dayanabildikleri bor limitinin üzerindedir. Şekil 1’de, yine jeotermal santralin membasında yer alan Yenice Hamamları’ndaki bor miktarının da önemli oranda yüksek olduğu görülmektedir. Ancak, bu hamamlardaki suyun debisi ile bor konsantrasyonunun jeotermal atıksuyun debisi ve bor miktarından oldukça düşük olduğu görülmektedir. Bu nedenle, Yenice Hamamları’ndaki bor miktarının Büyük Menderes Nehri suyundaki bor konsantrasyonu artışına etkisi çok fazla olmamaktadır.

Tablo 5’te, Kuyucak ve Nazilli yörelerinde yetiştirilen narenciye yapraklarındaki maksimum bor miktarlarının çok yüksek olduğu, hatta Kuyucak Yöresi’nde minimum değerlerin bile sınır değerlerin üzerinde olduğu görülmektedir. Bitkiler sulama suyundan aldıkları Bor’u yapraklara taşıyarak yaprakların uç ve kenar kısımlarında depolamaktadırlar. Olgun bir yapraktaki bor miktarı 50-100 ppm dır. Yapraklarda 20 ppm kadar bor miktarı bor noksanlığını, 250 ppm’den fazlası da toksik birikimi göstermektedir [5].

Page 9: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 169 _______

Jeotermal Enerji Semineri

Kuyucak Yöresi’nde üretimi yapılan narenciyelerde yüksek miktardaki bor elementinin zararlı etkileri, yaprak uçlarında; önce sararma sonra kahverengiye dönüşme daha sonra da yaprak uçlarının tamamen kuruması şeklinde tespit edilmiş, dolayısıyla bitkilerin önemli oranda zarar görerek ürün kalite ve miktarının dikkate değer ölçüde düştüğü gözlenmiştir. Bu zararı en aza indirmek için yaz aylarında özellikle sulama suyunun yoğun olarak kullanıldığı bitki gelişim sürecinde jeotermal santral, ilgili kurumlarla çiftçilerin yoğun talepleri üzerine yaklaşık iki ay boyunca çalıştırılmayarak bakıma alınmaktadır. Temmuz ve Ağustos aylarında bakıma alınan santralin etkileri Tablo 3’teki analiz sonuçlarından izlenebilmektedir. Santralin faaliyeti; 2001 ve 2002 yıllarında Temmuz ve Ağustos aylarında kısmen, 2003, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında ise aynı aylarda tamamen durdurulmuştur. Şekil 1’de; Jeotermal atıksuyun deşarj edildiği noktadan hemen önceki istasyonda yer alan Sarayköy Köprüsü’nde Büyük Menderes Nehri’ndeki Bor miktarının çok düşük olduğu ancak, atıksuyun deşarj edildiği noktadan sonra gelen ilk ve ikinci gözlem noktaları olan Çubukdağ Köprüsü ile Feslek Regülatörü’nde oldukça yüksek olduğu görülmektedir. Aynı sonuçlar Tablo 3’ te, her üç istasyon için analiz sonuçları bulunan tüm aylarda izlenebilmektedir. Feslek Regülatörü’nden sonraki gözlem istasyonlarında nehirdeki Bor miktarının tekrar düştüğü görülmektedir. Bunun nedeni ise birbirlerine yaklaşık 43,78 km mesafe bulunan Feslek Regülatörü ile Nazilli Köprüsü arasında, birçok yan kolun nehire boşalması sonucu nehirdeki suyun debisinin yükselmesi dolayısıyla nehir suyundaki Bor konsantrasyonunun düşmesi olarak açıklanabilir. Tablo 3 ‘teki analiz değerlerinden çıkarılan diğer önemli bir sonuç ise santralin faaliyetinin durdurulması ile ortaya çıkmaktadır. Bu durumda; Çubukdağ Köprüsü ile Feslek Regülatörü’ndeki bor değerleri Sarayköy Köprüsü’ndeki değerler kadar düşük olmakta, Santralin Eylül ayında çalıştırılmasından sonra, Ekim ayında değerler tekrar yükselmektedir. Bu irdeleme; Büyük Menderes Nehri’ne deşarj edilen Sarayköy Jeotermal Santrali atıksularının, özellikle yukarı havzalarda nehir suyundaki bor konsantrasyonunu önemli derecede arttırdığını açıkça göstermektedir. Ancak, özellikle yağışın çok yüksek olduğu dönemlerde nehirdeki suyun debisinin yükselmesiyle birlikte bor konsantrasyonunda da azalma meydana gelmektedir. Bu durum Tablo 3’te, Şubat 2001 ve Aralık 2003 değerlerinde izlenebilmektedir. Tablo 4 incelendiğinde, jeotermal atıksuyun Büyük Menderes Nehri’ne deşarjından sonra toprakların özellikle 0-20 ve 20-40 cm profil derinliklerinde; Elektriksel Kondaktivite’nin 9-10 kat, ESP’nin 6-7 kat, Bor’un ise 60-70 kat arttığı görülmektedir. Bu ise atıksu deşarjından sonra sulama suyunda konsantrasyonu yükselen Bor elementinin topraklarda da birikerek sorun oluşturduğunun açık göstergesidir. Topraklardaki bor miktarının olumsuz etkileri toprağın nem miktarına bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin, topraklarda ortalama 17 ppm Bor, kurak iklimlerde yararlı, ancak 0,1-2,5 ppm Bor ılıman iklimlerde zararlı etkiler göstermektedir. Aynı şekilde organik madde miktarı düşük ve tabansuyu yüksek olan topraklarda, çözünürlüğü yüksek olan Bor’un bitkiler tarafından alınması kolay olmaktadır [6]. Ana tarımsal faaliyetin narenciye olduğu Feslek Nazilli Ovası topraklarında, organik madde miktarı çok düşük toprak nemi ise oldukça yüksektir [7]. Bu nedenle topraklarda bulunan yüksek orandaki Bor, bu alandaki narenciye bitkisinin büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Tablo 2’de, Kuyucak Yöresi’ndeki diğer bazı bitkilerin ekiliş oranlarının yüksek olduğu görülmesine karşın bu bitkilerden bazıları, yüksek eğimli arazilerde kuru koşullarda yetiştirilmektedirler. Ova kısımda özellikle sulu tarım alanlarında hakim ürün narenciyedir. Sonuç olarak Büyük Menderes Nehri’ne deşarj edilen jeotermal atıksular, hem sulama suyunda hem de bu su ile sulanan topraklarda olumsuz etkiler oluşturmakta dolayısıyla bu alanlarda tarımı yapılan bitkilere özellikle de Bor’a çok duyarlı olan narenciye ağaçlarına zarar vermektedir. Bu nedenle, jeotermal santrallerin atıksuları kesinlikle yüzey ve yeraltısularına deşarj edilmemeli, bu suların re-enjeksiyon yoluyla Akiflere tekrar geri basılması olanakları araştırılmalıdır. Bu yöntem, jeotermal atıksuların olumsuz çevresel etkilerinin ortadan kaldırılması, aynı zamanda jeotermal rezervuar basıncının korunması ve kapasitesinin sürdürülebilirliği bakımından en akılcı yol olarak düşünülmektedir.

Page 10: 13 Doğan AKAR - teskon kütüphanemmoteskon.org/wp-content/uploads/2014/12/2009JEO-13.pdf · 2014. 12. 23. · Doğan AKAR ÖZET Büyük Menderes Havzası tarımsal potansiyeli bakımından

__________________________________________________________________________________________ 170 _______

Jeotermal Enerji Semineri

Sıcak su rezervuarındaki Akifer koşulları nedeniyle re-enjeksiyonun mümkün olmadığı durumlarda, deniz ekosistemini dikkate almak kaydıyla derin deniz deşarjı alternatif bertaraf etme yöntemi olarak incelenmelidir. KAYNAKLAR [1] SATMAN,A., SERPEN, U., ve MIHCAKAN, I.M., “Assessment of Reinjection Trials in Kizildere

Geothermal Field, Proceedings World Geo[1]. thermal Congress”, Kyushu- Tohoku, Japan, 2000.

[2] RICHARDS, L. A., “Diagnosis and Improvement of Saline and Alkali Soils”, U.S. Agricultural Handbook No: 60, 159, Riverside, California, 1954.

[3] WOLF, B., “The Determination of Boron in Soil Extract, Plant Materials, Composts, Manures and Nutrient Solution”, Soil Sci. and Plant Anl; 2(5): 363-374, 1936.

[4] ORUÇ, N., “Büyük Menderes Havzasında Jeotermal Enerji Üretimi ve Bor Kirliliği”, Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Aydın, 1998.

[5] OZGUL, S., (1994). Tuzluluk ve Sodiklik, Teknik Rehber, 04.02- 02. Ankara: Uluslararasi Sulama ve Drenaj Komisyonu Turk Milli Komitesi.

[6] CALMASIR, A., OGUĞ, T.,“ Bitki-Su-Toprak İlişkileri Yönünden Bor ve Borun Marmara Bölgesinde Yarattığı Sorunlar”, DSI I. Bölge Müdürlüğü, Bursa, 1981.

[7] AKAR, D., “Büyük Menderes Havzasındaki Sulamaların Çevreye Olan Olumsuz Etkileri ve Bu Etkilerin Giderilmesi Üzerine Bir Araştırma”, Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Bornova, İzmir, 1998.

[8] AKAR,D.,”Potential Boron Pollution in Surface Water, Crop, and Soil in the Lower Buyuk Menderes Basin”,Environmental Engineering Science, Volume 24, Number 9, Page 273-1279, 2007.

ÖZGEÇMİŞ Doğan AKAR 1955 yılı Erzurum Şenkaya doğumludur. 1979 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kültürteknik ve Makine Bölümünü bitirmiştir. 1991 yılında Amerika Birleşik Devletleri Colorado State Üniversitesinde, Sulama ve Drenaj konusunda Mastır Programını tamamlayarak Yüksek Mühendis Unvanı, 1998 yılında ise Ege Üniversitesi’nde, Büyük Menderes Havzasındaki Sulama ve Drenaj Projelerinin Çevreye Olan Olumsuz Etkileri ve Bu Etkilerin Giderilmesi Üzerine Bir Araştırma konulu doktora programını tamamlayarak Doktor Unvanını almıştır. 1979-2007 yılları arasında DSİ 21. Bölge Müdürlüğü, Aydın’da; arazi sınıflandırması, drenaj ve çevre konularında çalışmıştır. 2007 yılı Kasım ayından itibaren Birleşmiş Milletler Türkiye Ofisi’nde göreve başlayarak Tarım Bakanlığınca, Birleşmiş Milletlerin Teknik Desteği ile yürütülen uluslararası kredili Sivas-Erzincan Kalkınma Projesi’nin Proje Koordinatörlüğü’nü yürütmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.