0*398*1 ) 3 2 å-9å>& &3&1å?å > 39*21*7å3å3 ,*1å...
Transcript of 0*398*1 ) 3 2 å-9å>& &3&1å?å > 39*21*7å3å3 ,*1å...
2
BİF (Bornova İçin Fikirler) …
Bir kenti tasarlamak, o kent için bir yașam hayal etmek ve bu hayali gerçekleștirmeye çalıșmak, yerel yönetimlerin en
önemli görevleri arasındadır. Bornova Belediyesi olarak, bu görevi yerine getirirken en önem verdiğimiz unsurlardan bir tanesi
ortak akıl ilkesidir. Bizler Bornova’da, Bornova için üretilen tüm fikirleri kentimizde yer alan tüm yerel inisiyatiflerin ve paydașların
katılımı ile ele alıyor ve geliștiriyoruz. Bu sebeple, kentimizde yașayan tüm paydașlarımızı koordine edip yönlendirmeyi de önemli
önceliklerimiz arasında görüyoruz.
Bu doğrultuda hedefimiz tüm paydașlarımızla beraber kent yașamını tasarlamak ve sürdürmektir. Özellikle üniversitelerle
birlikte geliștirdiğimiz ve geliștirmeye devam ettiğimiz projelerle bu hedefimize bir adım daha yaklaștığımızı düșünmekteyiz.
Göreve geldiğimiz günden itibaren Kentsel Tasarım Müdürlüğümüz koordinasyonunda pek çok üniversite ile ortak
proje üretilmektedir. Üretilen bu projeler, Bornova’nın geleceğinin tasarlanması için ortaya konan fikirler ve hayallerdir. Bu fikir ve
hayallerin tamamını hayata geçirmek belki olanaksızdır ancak, Bornova’nın geleceğinin tasarlanması noktasında ortaya konan
her bir düșünce, her bir fikir, ulașmak istediğimiz hedef için feyz alacağımız önemli basamak tașlarını olușturmaktadır.
Tüm bu çalıșmalardan seçilen projeleri BİF (Bornova İçin Fikirler) ana bașlığı ile yayımlayarak Bornova’nın geleceğine
dair fikirleri paylașmak istedik.
Sonuç olarak, BİF Yayınlarının bir bașlangıç olması ve yerel yönetimler ile bilginin üretim merkezi olan üniversitelerimizin
iș birliğinin geleneksel hale gelmesini diliyor, ortak projelerde bizlerle birlikte çalıșan üniversitelerimize, öğretim görevlilerimize ve
öğrenci arkadașlarımıza sonsuz teșekkürler ediyoruz.
3
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, Bilimsel Araștırma Projeleri (BAP) Koordinatörlüğü tarafından desteklenen bu çalıșma Bornova
Belediyesi’nin üniversiteler ile ortak çalıșma hazırlama ve kentin sorunlarına ortak çözüm üretme düșüncesinin sonucu olarak
üretilmiștir. Çalıșma kapsamında proje ekibi ile birlikte gerçekleștirdiğimiz alan araștırmalarının yanı sıra Bornova Belediyesi,
Kentsel Tasarım Müdürlüğü ile toplantılar gerçekleștirilmiș ve fikir paylașımlarında bulunulmuștur.
Çalıșma konusunun belirlenmesi ve ilgili verilerin sağlamasında kolaylık ve ilgileri için öncelikle Bornova Belediye Bașkanı,
Y.Mimar, Kentsel Tasarım Uzmanı, Sayın Olgun ATİLA’ya, Kentsel Tasarım Müdürü Y.Mimar Deniz DAYANGAÇ’a, Y.Șehir
Plancısı Özlem ȘENYOL KOCAER’e, Șehir Plancısı Aysun ÇAKAR’a ve tüm Bornova Belediyesi, Kentsel Tasarım Müdürlüğü
çalıșanlarına teșekkürlerimizi sunarız. Ayrıca projemize finansal katkılarından dolayı (Proje Numarası: 2014-1-MÜH-16) İzmir
Katip Çelebi Üniversitesi Bilimsel Araștırma Projeleri Koordinatörlüğüne sağladığı desteklerinden dolayı teșekkürlerimizi sunarız.
5
3
5
Kentsel dönüșüm projelerinde mahalle sakinlerinin (kullanıcıların) memnuniyeti önemli bir konudur. Batılı ülkelerde; kentsel dönüșüm
projelerinde kullanıcı memnuniyeti, araștırmacılar için önemini korumakta ve elde edilen veriler değerlendirilerek, uygulama sonrası
projelerle ilișkileri sorgulanmaktadır. Türkiye’de ise, șu ana kadar kentsel dönüșüm ihtiyaç analizi ve konut memnuniyeti için yapılan
araștırmalar, kentsel dönüșüm projesinde küçük bir paya sahiptir. Türkiye’deki üçüncü büyük șehir olan İzmir, kırsal yerleșimlerden
gelen așırı göçten dolayı yașanan hızlı nüfus artıșını yașayan șehirlerden biridir. Kentsel dönüșüm, sorunlu kentsel alanlarda fiziksel,
sosyo-kültürel ve ekonomik yönlerden sürdürülebilir çözümler üreten çok boyutlu ve koordineli bir süreçtir. Ancak katılım, yasal mevzuat,
örgütlenme gibi konularda yașanan sorunlar ve bölgenin dinamiklerine yönelik uygulanmayan projeler, dönüșümlerin bașarılı olmasına
engel olmaktadır. Bunun sonucunda kullanıcıların ihtiyaçlarını karșılayamayan, niteliksiz yapı ve alanlar ile birlikte haksız kazanç, rant,
sosyal dıșlanma, hukuksuzluk gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla kentsel yașam kalitesine uygun, kentle bütüncül ve bașarılı
dönüșümler gerçekleștirebilmek için kentsel dönüșüm süreci sonunda nitelikli yapı üretilebilmesi gereklidir. Bornova-Kızılay Mahallesi de,
düșük kaliteli konut yapısı ile belediyesi tarafından kentsel dönüșüm için dikkat çekmiș olan benzer bir alandır.
Bu çalıșmada, Kızılay Mahallesi konut alanı yapı kalitesi bölge sakinlerinin bakıș açısından değerlendirilmiștir. Hem bina ölçeğinde
hem de mahalle ölçeğinde veri toplamak amacıyla bir anket düzenlenmiștir. Bina ölçeğinde incelenen faktörler: (i) yapı durumu ve bina
yașı; (ii) mimari özellikler; (iii) uygulanmıș değișiklikler ve tamir/renovasyon istekleri; (iv) fiziksel durum ve enerji verimliliği; (v) mülkiyet
durumu. Mahalle ölçeğinde incelenen faktörler: (i) sosyal yapı; (ii) imkanlar; (iii) ekonomik yapı; (iv) mimari özellikler; (v) altyapı durumu; (vi)
toplu tașıma ve yol kalitesi; (vii) sağlık ve güvenlik. Burada yapılan çalıșmanın amacı bina ölçeğinde ve mahalle ölçeğindeki kriterler ve
kullanıcıların beklentileri doğrultusunda etkili bir kentsel dönüșüm sürecinin nasıl olușturulabileceğidir. Projeyi, çalıșma alanında yașayan
kullanıcıların bakıș açısından görmek ve analiz etmek projenin bașarısı için çok önemlidir. Mahalle sakinlerinin yapıları ve çevreyi nasıl
kullandıkları, nasıl hissettiklerini anlamak bașarılı kentsel dönüșüm projelerinin hayata geçirilmesinde gerekli fırsatlar sunabilir. Proje
alanında yașayanların ne istedikleri, neleri korumak istedikleri ve nelere ihtiyaç duydukları çalıșma kapsamında ana gösterge olarak
kullanılmıștır. Çalıșma alanı olarak seçilen Bornova-Kızılay Mahallesi’nde elde edilen anketler ve veriler Fuzzy Delphi Metodu (FDM)
yöntemiyle değerlendirilmiștir. Bina ve mahalle ölçeğinde kullanıcıların ihtiyaçlarını anlamak amacıyla hazırlanan sorular ve göstergeler
arasındaki ilișkiler, konusunda uzman 33 kișilik bir grup tarafından belirlenmiștir. Bornova-Kızılay Mahallesi çalıșması ile; kentsel dönüșüm
sürecinde halkın katılımı ve kentsel dönüșüm ihtiyaç analizinin nasıl gerçekleștirilebileceğine yönelik araștırmalar yapılmıș ve önerilerde
bulunulmuștur.
Anahtar Kelimeler: Kentsel Dönüșüm; İhtiyaç Analizi; Katılımcılık; Kullanıcı Memnuniyeti; Fuzzy Delphi Method (FDM); Bornova-Kızılay
Mahallesi
8
Ülkemizdeki hızlı nüfus artışı, kentlerin hızla büyüyerek apartmanlaşmasına
veya gecekondulaşmasına sebep olmuştur. Ardından gelen süreçte, ruh-
satlı ve ruhsatsız yapılașmalarla birlikte kent içindeki yerleșim alanları merkez
dıșına doğru yayılmıștır. Gecekondu alanlarının iyileștirilmesi amacı ile gün-
deme gelen kentsel dönüșüm projeleri ülkemizde yașanan; göç, nüfus yı-
ğılmaları, hızlı ve çarpık kentleșme, kaçak yapılașma, altyapı sorunları, tarihi
değerlerin korunamaması, doğal afetlere dayanıklılığın yeterli olmaması gibi
sorunlara çözüm üretme amacını tașımaktadır. İșbirliğinin ve katılımın önemli
oranda etkilediği kentsel dönüșüm, son yıllarda yasalarda ve gündemde yer
almaya bașlamıștır. Kentsel dönüșüm; sorunlu hale gelen bir kentsel alanın
fiziksel, sosyal ve ekonomik yönlerden çözümlere kavușturulmasını kapsa-
yan koordineli bir süreçtir. Kullanıcıların ihtiyaçlarını karșılama ve kentsel ya-
șam kalitesine uygun nitelikli alanlar olușturma amacında olan kentsel dönü-
șüm, uygulandığı bölgenin fiziksel, sosyal ve ekonomik amaçlarına yönelik
gerçekleștirilmektedir. Günümüzde, uygulanacağı bölgenin özelliklerine göre
değișen kentsel dönüșüm, tarihsel dönemlere göre değișiklikler göstermiș
ve korumacı veya müdahaleci yaklașımlar içermiștir.
Geçmiște yenileme, iyileștirme, koruma, canlandırma gibi parçacıl amaçlı
eylemlerle yapılan kentsel dönüșümler günümüzde daha kapsamlı ve farklı
boyutlarıyla ele alınarak, kentle ilgili bütüncül planlamaları ve katılımı sağlaya-
rak gerçekleștirilmektedirler. Dönüșümün toplumla ve kentle ilgili olmasından
dolayı süreç boyunca, bașta dönüșüm yapılan bölgedeki yerel kullanıcılar
olmak üzere kent içerisinde sivil halk ve kurulușların katılımının sağlanma-
sı dönüșümün bașarısında etkili olmaktadır. Gelișmiș ülkelerde katılımın
yoğun olmasına karșın ülkemizde katılımla ilgili sorunlar yaşanmaktadır ve
dönüșüm stratejileriyle ilgili farklı yaklașımlar olması, ülkemizdeki ve diğer
ülkelerdeki dönüșümler arasında farklı sonuçlar ortaya çıkmasına sebep
olmaktadır. Bașta Batı ülkeleri olmak üzere kent biçimlenmesine yönelik
müdahalelerle gerçekleștirilen dönüșüm, zamanla toplum dinamiklerine ve
topluma özgü kurumsal yapıların varlığına yönelik olarak geliștirilmiștir. Fi-
ziksel, sosyo-kültürel, ekonomik ve çevresel etkenler çerçevesinde uygula-
nan dönüșüm sürecinde toplumsal, yasal ve yönetsel koșullar da ön planda
tutulmaktadır. Bölgedeki sorunlara sürdürülebilir çözümler üretmeye çalıșı-
lırken bölge kullanıcılarının sürece katılımlarının sağlanmasını ve dönüșüm
sonrası yașadıkları bölgede kalmalarını öngören projelerin gerçekleștirilmesi
hedeflenmektedir. Ayrıca olușturulan örgütlenme modelleriyle farklı aktörler
de projeye dâhil edilerek dönüșümün sağlıklı bir șekilde uygulanması ve de-
netlenmesi mümkün olmaktadır.
Ülkemizde ise bilinçli bir stratejik planlama olarak görülmeyen kentsel
dönüşüm kavramı daha çok politik, fiziksel veya ekonomik nedenlerle
gündeme gelmektedir. Genellikle kent alanlarının fiziksel yapısının değişmesi
ya da yenilenmesi şeklinde uygulanan kentsel dönüşümler kentsel ve
toplumsal bağlamda başarılı olamamanın yanı sıra, rantın öne çıktığı ve
haksız kazanç uygulamalarının gerçekleștiği dönüșümler olarak değerlendi-
rilebilmekte ve olumsuz tepkiler alabilmektedir. Sürece bölge kullanıcılarının
dâhil edilmemesi veya dönüşüm sonrası kullanıcıların bölgeyi terk etmesi
bunun yanında proje nedeniyle bölgenin rant değerinin artması dolayısıy-
la da bazı kiși ve kurulușların haksız kazanç elde etmesi, genellikle kamu
kurum ve kurulușları tarafından gerçekleștirilen dönüșüm projelerine olan
güveni azaltmaktadır. Dönüșümlere olan güvenin sağlanması için yasal çer-
çevede katılım ve örgütlenmeye dayalı dönüșümler gerçekleștirerek nitelikli
yapı üretimini sağlamak gerekmektedir. Fiziksel, sosyal ve ekonomik sorun-
lar yașayan alanlarda uygulanan dönüșümlerle üretilen yapıların nitelikli olup
olmadığının belirlenmesi, kullanıcıların dönüșüm sonucunda üretilen yapılar-
dan memnun olup olmamasına bağlıdır. Dolayısıyla kullanıcı memnuniyetini
etkileyen nitelikli yapı kriterleri belirlenmeli ve dönüșümün bașlangıcında bu
kriterler doğrultusunda planlamalar yapılmalıdır.
Gecekondu veya yasadıșı müdahaleler Türkiye’de genel bir olgudur, insanla-
rın 1960’larda göç nedeniyle karșı karșıya kaldığı konut sıkıntısı ortak bir tep-
ki olmuștur. Deneyimsizlik ve ekonomik sıkıntıdan kaynaklanan kentleșme
biçimi; mahallelerin bütünündeki hayat kalitesinin bozulmasına dolayısıyla da
memnuniyetsiz bireyler meydana gelmesine neden olmuștur. Konut kıtlığına
karșın, Türkiye sismik bir bölgededir ve Marmara Depremi bunun örnekle-
rinden biridir. Zarar tespit durumuna göre 17 Ağustos 1999 Marmara Dep-
remi; 213,843ü konut ve 30,540’ü ofis olmak üzere toplamda 244,383 bina
zarar görmüștür. Ciddi anlamda hasar alan konut ve ofis binası sayısı ise
154,511’dir. İnsanlara bu olanları unutturmak amacıyla; birçok yeni bina inșa
edilmiș ve birçok yabancı mimarlar farklı mimari projeler ve yarışmalar için
davet edilmiştir. Kentsel dönüşüm projeleri hazırlanmış ve depremden zarar
gören insanları daha hızlı bir şekilde konutlara alabilmek amacıyla bu proje-
lerin zamanları kısıtlı kalmıș olup projeler istenilen șekilde uygulanamamıștır.
Kentsel dönüșüm uygulamalarındaki en kritik faktörlerden biri kullanıcı
memnuniyeti olmalıdır. Bunu yaparken, kullanıcıların bireysel, fiziksel ve psi-
kolojik toplumsal yașam, psikolojik ve sosyo-kültürel ihtiyaçlarının tasarımı
ve planlama kriterleri içerisinde ele alınması gerekmektedir. Bu çalışma, yeni
planlanmış kentsel dönüşüm projelerindeki göz ardı edilebilir problemleri,
kullanıcıları dinleyerek belirlemeyi amaçlamaktadır. Toplanan bütün veriler,
tasarım sürecinden uygulama sürecine kadar yarar sağlamakta, verilerin
kullanımları olası problemleri azaltmakta ve kullanıcı memnuniyetini arttır-
maktadır. Kullanıcılardan mahallelerini geliștirmek amacıyla alınan bilgiler,
uzmanlara bir bașlangıç noktası sunmaktadır. 1970’ten beri, araștırmacılar,
kullanıcı memnuniyeti ve konut bölgesinin fiziksel, sosyal etkenlerinin arasın-
daki ilișkiyi sürekli olarak incelemektedirler. (Türk and Altes 2010).
Bazı kentsel dönüșümler yapıldığı alanın, kent içindeki önemini ve kentin bü-
tününü tamamlayıcı etkisi göz önünde bulundurularak, kentsel alan niteliği
kazandıracak her türlü mekân ve donatı içerikli yapılırken; bazıları ise yıkılan
mevcut yapıların yerine yeni yapılar üretilerek fiziksel yenileme odaklı yapıl-
maktadır. Bu durumda dönüșümün yapısal anlamda çözümler üretmek-
ten farkı olmamakta ve kentin değerlerinden kopuk bir kentsel alan ortaya
çıkmaktadır. Kentsel alanlarda yapılan dönüșümlerde bölge kullanıcılarının
anlașma yapmıș oldukları durumlar da dâhil olmak üzere, süreç boyunca
dönüșüm dıșında tutulmaları nitelikli yapı üretilmesine engel olmaktadır. Bazı
durumlarda bölge kullanıcıları, süreçte rol almalarına rağmen dönüșüm so-
nucunda üretilen yapılar ve fiziksel çevrelerin daha önceki yașam biçimlerine
uygun olmaması sebebiyle bölgeyi terk edebilmektedirler. Dolayısıyla kent-
sel dönüșüm sürecinde nitelikli yapılar üretebilmek için bölge kullanıcıları-
nın sürece dâhil edildiği bir modelle birlikte, dönüșüm sonunda da bölgede
kalmalarını sağlayacak projelerin gerçekleștirilmesi gerekmektedir. Yapılan
araștırmanın amacı, sürdürülebilir kentsel ve mimari mekân yaratma bağla-
mında yașanabilir, sağlıklı ve nitelikli yapılı çevreler olușturulmasına katkıda
bulunmaktır. Bunun yanında kentsel dönüșüm sürecinde nitelikli yapılar üre-
timini araștıran çalıșma ile yapı sektöründe çağdaș tasarım ve uygulama-
ları desteklemek, yeni-yaratıcı fikirleri özendirmek ve çözümler geliștirmek,
kavramsal yaklașımdan çözüme uzanan tasarım ve uygulama düșüncesinin
yaygınlașmasına katkı sağlamak üzere, yapılması düșünülen çalıșmalara ıșık
tutmak istenmiștir.
Kentsel dönüșüm, ‘‘kentsel sorunların çözümünü sağlayan ve değișime uğ-
rayan bir bölgenin ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koșullarına kalıcı bir
çözüm sağlamaya çalıșan kapsamlı bir vizyon ve eylem’’ olarak tanımlana-
bilir (Rhodri 2012). Dolayısıyla bir bölgede kentsel dönüșüm kavramının or-
taya çıkması için o bölgede sosyal, ekonomik, fiziksel ve çevresel yönlerden
sorunlar ortaya çıkması ve bölge kullanıcısının ihtiyaçlarının karșılanamaz
durumda olması gereklidir. Bölgede değișim isteğinin bașlamasıyla birlikte
kentsel dönüșüm süreci bașlar ve mevcut dinamikleri ile kentsel alanın bo-
zulma sebepleri araștırılarak sorunlara kalıcı çözümler üretilmeye çalıșılır.
Bu süreçte kentsel dönüșümün bașlıca üç ayırt edici özelliği vardır. Birincisi,
bir yerin doğasını değiștirmeyi ve yerleșik halk ile söz konusu yerin gelece-
ğinde söz hakkı bulunan aktörleri sürece dâhil etmeyi amaçlamasıdır. İkincisi,
bölgenin özel sorun ve potansiyellerine bağlı olarak, devletin temel ișlevsel
sorumlulukları ile kesișen çeșitli hedef ve faaliyetleri içermesidir. Üçüncüsü,
süreçle ilișkili kurumsal yapılar değișkenlik gösterse de, farklı ilgi grupları ara-
sında ișleyen ortaklıkların olușturulmasını gerektirmektedir (Deffner 2011).
Bu özelliklere sahip kentsel dönüșüm, ulașılmak istenen hedefleri belirledik-
ten sonra birbirinden farklı ve çözüme katkı sağlayacak birçok bileșeni bir
araya getirerek nitelikli, çağdaș, sürdürülebilir kentler olușturmaya çalıșır. Bu
hedef doğrultusunda eylemler gerçekleștirilirken, farklı kiși, kurum ve kuru-
lușlar arasında uygun görüșme ortamlarının olușturulması ile disiplinler arası
koordinasyonun sağlanması, dönüșüm sürecinin bașarılı bir șekilde yürütül-
mesi ve doğru sonuçlar alınması açısından önemlidir.
Bașka bir tanımda, Roberts (2000) kentsel dönüșümü ‘‘kapsamlı ve bütün-
leșik bir vizyon ve eylem olarak, bir alanın ekonomik, fiziksel, toplumsal ve
çevresel koșullarının sürekli iyileștirilmesini sağlamaya çalıșmak’’ olarak be-
lirtmiștir. Bir bașka deyișle, yitirilen bir ekonomik etkinliğin yeniden geliștiril-
mesi ve canlandırılması, ișlemeyen bir toplumsal ișlevin ișler hale getirilmesi;
toplumsal dıșlanma olan alanlarda toplumsal bütünleșmenin sağlanması;
çevresel kalitenin veya ekolojik dengenin kaybolduğu alanlarda bu dengenin
tekrar kurulmasıdır (Roberts and Sykes, 2000).
Kentsel yerleșimler; yașam șartlarının etkisiyle zamanla değișir ve dönüșür-
ler. Bu değișim ve dönüșüm örgütlenerek yapılan bir planlama ile görev,
sorumluluk paylașımları içerisinde yönetmek ve kontrol etmek gereklidir.
Çünkü dönüșümü, tek bir yöntemle ve dönüșüm uygulanacak bölgeden
bağımsız alınacak kararlarla hayata geçirmek mümkün değildir. Dolayısıyla
kentsel bölgelerin sahip olduğu özellikler ve ihtiyaç duyduğu gereksinimler,
uygulanacak yöntemi belirlemede yol gösterici öğeler olmalıdır. Kentsel böl-
genin; özgün kimliği, mekân ve yapı potansiyeli, ekonomik durumu, sosyal
değerleri, fiziksel çevresi, kullanıcı profili gibi mevcut dinamikleri bașarılı so-
nuçlar alınabilmesi için dönüșüm süreci içerisinde değerlendirilmelidir.
Kentsel dönüșüm süreci ise genel olarak üç așamadan olușabilir: Hazırlık,
planlama ve uygulama. İlk olarak, dönüșüm stratejilerinin ve politikalarının
planlanmasına geçmeden önce dönüșümün gerçekleșeceği alanın bağlam-
sal özelliklerinin ve dinamiklerinin anlașılması gerekmektedir. Bu dönüșüm
sürecine katılacak grupların belirlenmesi, politik özelliklerinin anlașılması, ye-
rel halkın ihtiyaçlarının belirlenmesi hatta gerekiyorsa yerel halkın kișisel ve
toplumsal kapasitesinin arttırılması gibi konuları içerir. İkincisi, dönüșümün
planlaması sürecidir. Bu dönüșüm alanı ile ilgili yerel iddia sahipleriyle birlik-
te gelecek tasarımı yapmayı, dönüșüm amacının, stratejilerin ve projelerin
saptanıp, eylem planlarının geliștirilmesini içerir. Son așama dönüșüm karar-
larının uygulandığı, izlendiği, değerlendirildiği, gerekiyorsa karar değișiklikle-
rinin yapıldığı așamadır (Akkar 2011). Bu așamalarda kentsel dönüșüm farklı
birçok etkenin ortak çalıșmaları sonucu olușur. Çalıșmaların iyi bir șekilde
koordine edilmesi ve planlanması ile uygulanacak yöntemler belirlenir ve çö-
züme yönelik kararlar alınarak hedefler gerçekleștirilir. Bu hedeflere ulașmak
için ise öncelikle, dönüșüm yapılacak olan alana ait kapsam ve amaçlar
belirlenmelidir.
Kentlerin yașadıkları fiziksel, ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm üretme
amacıyla ortaya çıkan kentsel dönüșümün öncelikli hedefi; bu sorunlara yö-
nelik kalıcı çözümler üretebilmek ve kullanıcıların ihtiyacını karșılayan sağlıklı,
sürdürülebilir kentler olușturmaktır. Kentlerde meydana gelen toplumsal bo-
zulmalar, fiziksel ve sosyal çevrenin uyumsuz etkileșimi gibi etkenler fiziksel
çöküntülere neden olmaktadır. Kentsel dönüșüm bu bozulmaların sebeple-
rini araștırıp çözüm üretmeye çalıșırken bu bozulmaların yanında, dönüșüm
alanında ekonomik canlılığı da sağlayıp kullanıcılara yașam kalitesi yüksek,
nitelikli alanlar olușturur. Bu olușum sürecinin sağlıklı șekilde sonuca ulașa-
bilmesi için koordineli ve planlanmıș kentsel dönüșüm politikaları gerçek-
leștirilmeli; mevcut değerlerin korunduğu, gelecek nesillere aktarılabilecek
alanlar olușturulmalıdır. Bu hedeflere ulașabilmek için dönüșümün kapsam
ve amaçlarının iyi bir șekilde belirlenmesi önemlidir. Roberts’e (2000) göre
kentsel dönüșüm;
Kentsel alanın detaylı analizi temeline dayanması
Fiziksel dokunun, sosyal yapının, ekonomik tabanın ve çevresel
koșulların eșzamanlı adaptasyonunun amaçlanması
Eș zamanlı adaptasyon sürecinde, problemlerin çözümü için
kapsamlı ve bütünleșik stratejilerin dengeli bir biçimde ortaya
konulması ve en olumlu yaklașım ile çözüm üretilmesi
Stratejilerin geliștirilmesinde sürdürülebilir gelișme temeline da-
yanan uygulama programlarının çıkarılması
Yaklașımların, imkân ve olanaklar dâhilinde, uygulamaya yönelik
bir șekilde açık ve net olarak ortaya konması
Doğal kaynakların, ekonomik imkânların, yapılı çevrenin ve top-
lumsal yapının en iyi șekilde analizi ile alanın var olan karakterinin
ortaya çıkarılması
Uygulamanın gerçekleștirilebilmesi yönünde kaynak sağlanması
için yatırımcıların araștırılması ve bunun kararının ortak bir fikir
olarak alınması
Kentsel alanda meydana gelecek dönüșümün kente nasıl yan-
sıyacağının çeșitli yöntem ve stratejilerle belirlenmesi ve tanım-
lanması
gibi temel kararlar bağlamında ele alınması gereken planlı, programlı, çok
aktörlü ve farklı boyutlarda gerçekleșen geniș kapsamlı bir süreçtir.
3
Roberts’e (2000) göre dönüșüm sürecinin bașlangıcında düșünülmesi ge-
reken, kentsel dönüșümün hizmet edeceği beș temel amaç ise șunlardır:
Kentin fiziksel koșulları ile toplumsal problemleri arasında doğru-
dan bir ilișki kurulmasıdır. Kentsel alanların çöküntü alanı haline
gelmesindeki en önemli nedenlerden birisi toplumsal çökme ya
da bozulmadır. Kentsel dönüșüm projeleri, temelde toplumsal
bozulmanın nedenlerini araștırmalı ve bu bozulmayı önleyecek
önerilerde bulunmalıdır.
Kentsel dönüșüm; kent dokusunu olușturan birçok öğenin fizik-
sel olarak sürekli değișim ihtiyacına cevap vermelidir. Bir bașka
deyișle, kentsel dönüșüm projeleri kentin hızla büyüyen, değișen
ve bozulan dokusunda ortaya çıkan yeni fiziksel, toplumsal, eko-
nomik, çevresel ve altyapısal ihtiyaçlara göre, kent parçalarının
yeniden geliștirilmesine olanak sağlamalıdır.
Kentsel refah ve yașam kalitesini artırıcı bir ekonomik kalkınma
yaklașımını ortaya koymalıdır.
Fiziksel ve toplumsal bozulmanın yanı sıra, kentsel alanların çö-
küntü bölgeleri haline gelmelerinin en önemli nedenlerinden birisi,
bu alanların ekonomik canlılıklarını yitirmesidir. Kentsel dönüșüm
projeleri fiziksel ve toplumsal çöküntü alanları haline gelen kent
parçalarında ekonomik canlılığı yeniden getirecek stratejileri ge-
liștirmeyi ve böylece kentsel refah ve yasam kalitesini artırmayı
amaçlamalıdır.
Kentsel alanların en etkin biçimde kullanımına ve gereksiz kentsel
yayılmadan kaçınmaya yönelik stratejiler ortaya konulmalıdır.
Kentsel dönüșümün hedeflerine ulașabilmesi, yörede yașam ve çevre koșul-
larının iyileștirilmesine, sosyal ve ekonomik zeminin güçlendirilmesine, eksik
yönlerin giderilmesine, yenilemenin yörede yașayanların katılımıyla ve orada
yașamalarına izin verilmesiyle, özel sektör ve kamunun ișbirliği yapmasıyla
mümkündür (Sarıoglu 2014). Kentsel dönüșüm projelerinin amacı özetlene-
cek olursa; fiziksel, sosyal, ekonomik yönlerden sorunlar yașayan ve nitelik
kaybına uğramıș kent parçalarına kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üreterek
alanı sağlıklı, ișleyen, nitelikli, çevresiyle uyumlu ve kent içinde değerli ko-
numa getirmektir. Bu hedefler doğrultusunda kentsel dönüșüm sürecinin,
yasalara uygun, bölgenin sahip olduğu potansiyelleri değerlendiren ve de-
ğerlerine sahip çıkan, ortak fikirler alınarak yürütülen kapsamlı bir eylem ola-
rak gerçekleștirilmesi bașarılı olunması ve amaçlara ulașılması için önemlidir.
5
3
Bornova, Neolitik Çağ’dan bu yana insanların yerleșmek için tercih ettiği bir
alan olmuștur. Kușkusuz bu süreçte Bornova Ovası’nın coğrafi konumu ve
sahip olduğu coğrafi özellikleri büyük ölçüde etkili olmuștur. Nitekim kent,
kuzeyden Menemen ve doğudan Kemalpașa ovaları ile Gediz Ovasının ve-
rimli topraklarına, güneyden Melez Çayı vadisi ile Küçük Menderes Ovası’nın
verimli topraklarına açılmaktadır. Kentin tarımsal potansiyeli yüksek olan bu
büyük ovalara yakınlığının yanı sıra kıyıda yer alması ve korunaklı bir limana
sahip olması, iklim koșullarının uygun olması gibi faktörler kentin cazibesi-
ni artırmıș ve kurulușundan günümüze sürekliliğini sağlamıștır. Söz konusu
coğrafi avantajlar sayesinde binlerce yıllık yerleșme tarihine sahip olan ova
tabanında günümüzde çeșitli yerlerde eski yerleșme kalıntıları bulunmak-
tadır. Bunlar arasında en çok araștırılan ve en iyi bilinenlerini Yeșilova ve
Bayraklı höyükleri olușturmaktadır. Ovanın orta bölümünde yer alan tarihi
Yeșilova Höyüğü 8500 yıl öncesine uzanan geçmiși ile İzmir’in bilinen en eski
yerleșmesidir. Bununla birlikte ovanın kuzeybatısında yer alan Bayraklı Hö-
yüğü (Symrna) 5000 yıl geriye giden yerleșme tarihi ile ovanın arkeolojik açı-
dan bir diğer önemli yerleșim alanıdır. Tarihi çağlardan beri insan yerleșimine
sahne olmuș Bornova Ovası, günümüzde de İzmir kent nüfusunun önemli
bir kısmının yașadığı bir alandır. XX. yüzyılın bașlarında körfez çevresinde dar
bir kușak olarak yayılım gösteren yerleșim alanı, hızlı nüfus artıșı ve kentleș-
me sonucu günümüzde doğuda Belkahve’ye, güneyde Kalabak Tepe’nin
yamaçlarına ve kuzeyde Yamanlar Dağı’nın yamaçlarına kadar genișleyerek
tüm ova tabanını kaplamıștır.
Tarihsel dönem ve aletsel dönem deprem verileri dikkate alındığında İzmir
Körfezi ve çevresinde M.Ö 496 ile M.S. 1949 arasında orta büyüklükte 20
adet yıkıcı deprem belirlenmiștir. Yapılan araștırmalar 1668 depreminin İz-
mir Fayı üzerinde oluștuğunu belirtmektedir. Bu deprem İzmir Körfezi doğu
ucunda etkili olmuș ve İzmir șehrinin yarısından fazlasının hasar görmesine
ve 19000 kișinin ölmesine yol açmıștır. Bununla birlikte İzmir șehrinin 1778
tarihli bir depremle de yıkılmıș olduğu bilinmektedir. Bu veriler, saha bulgu-
larının azlığına rağmen İzmir Fayı’nın aktif bir fay olarak değerlendirilmesini
gerektirmektedir (Sözbilir ve ark., 2008). Nitekim araștırma alanı ve çevresin-
de tarihsel dönem ve aletsel dönemde meydana gelen depremler incelendi-
ğinde Bornova Ovası’nın güney kesiminde İzmir Fayı üzerinde magnitüdü 4
ile 7 arasında birçok deprem kaydedildiği gözlenmektedir. Karșıyaka fayı ise
neotektonik dönemde gelișmiș bir fay olup, Kuvaterner içerisinde gösterdiği
aktiviteye ait mevcut bir veri bulunmamaktadır. Bu nedenle bölgede deprem
potansiyeli düșük faylar olarak değerlendirilmektedir (Emre vd, 2005). İzmir
çevresinde depremsellik riski üzerine yapılan çalışmalar İzmir Körfezi ve Ege
grabenlerindeki kısa fayların harekete geçmesi ve birbirini tetiklemesi sonucu
yörede en çok 6,5-7,0 M arasında bir kaç büyük deprem olabileceğini
ortaya koymuştur. Bunun yanında, birbirine yakın fayların birbirini tetiklemesi
durumunda, orta büyüklükte depremlerin olma olasılığının daha yüksek
olduğu belirlenmiştir. Söz konusu durum, İzmir deprem yöresinde yer alan
araștırma alanında büyük depremlerin olușma olasılığını dikkate alma zorun-
luluğunu ortaya çıkarmaktadır.
Bornova 1881 yılında belediye, 1957 yılında ise ilçe olmuștur. Deniz seviye-
sinden yüksekliği 20 ile 200 metre arasında değișmektedir. Dağlık bölgeler-
de bu yükseklik 600 metreye kadar çıkmaktadır. İlçe merkezinin güneyinde
yer alan geniș düzlük, Bornova Ovası olarak adlandırılmaktadır. Bornova
Ovası; Bozalan, Hacılarkırı, Karasuluk, Mersinli ve Bayraklı Ovalarının birleș-
mesinden olușmuștur, ilçenin nüfusu 220 km2’dir. 2015 yılında ilçe nüfusu
435.162 kișiye ulașmıștır. Bornova, hızla büyüyen bir yerleșim alanı ve bir
üniversite ilçesi olmasının yanısıra gelișmiș bir sanayi yöresidir. Günümüz-
de sanayi-ticaret-eğitim ve lojistik üssü olarak İzmir’in en gelișmiș ilçeleri
arasında yer almaktadır. Ayrıca ilçede 3.700 dekar alana sahip olan 60 yıllık
geçmișe sahip Ege Üniversitesi ve 2001 yılında kurulan Yașar Üniversitesi
bulunmaktadır.
İlçede bulunan Yeşilova Höyüğü’nde yapılan kazılarda elde edilen bulguların
ardından, Anadolu’nun en eski yerleşimlerinden biri olduğu anlaşılmıştır.
Bornova Belediyesi tarafından yaptırılan Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi
ücretsiz ve haftanın 5 günü ziyarete açıktır. 15. yüzyılda yapıldığı sanılan
Erzene Mahallesinde bulunan Yıkık Minare Camisi, Katolik Santa Maria Ki-
lisesi ve Protestan Kiliseleri, 14. Yüzyılda yaptırıldığı düșünülen Büyük Cami
(Hüseyin İsa Bey Camisi), Sultan 2. Abdülhamit tarafından 1878’ de yaptı-
rılan Çiçekli Köyü Camisi ve Nif çayı üzerinde bulunan ve M.S.300 yılında
yapıldığı varsayılan Roma Köprüsü ve Manisa-İzmir-Aydın Kervan (Osmanlı
Kaldırım) Yolu ilçede bulunan tarihi eserlerden bazılarıdır. Yine Erzene Ma-
hallesinde bulunan Dramalılar Köșkü Bornova Belediyesince satın alınarak
Restorasyon çalıșmaları 2012 yılı itibariyle tamamlanmıș ve hizmete sunul-
muștur.
İlhan Tekeli’ye göre, İzmir’de ilk gecekondulașma Kadifekale’nin körfeze
bakan yamaçlarında bașlamıș, daha sonra Meles çayı vadisinin batı yamaç-
larından Kadifekale sırtlarına kadar tırmanmıștır. Gecekondular için ilk çekim
odağı Kadifekale’nin kuzey ve doğu yamaçları olmuștur. Sonraki gelișme
Bayraklı’da demiryolunun doğusuna yönelmiștir. Bunu Bornova ovasına ba-
kan tepelik kesimde Samantepe, Ferahlı, İstiklal, Boğaziçi, Gültepe ile Me-
les çayı vadisinin güneye acılan kesiminde Ballıkuyu, Gürceșme,1.Kadriye,
2.Kadriye, Kadifekale mahallelerindeki gecekondulașma izlemiștir. Bu yayı-
lım 1960’lı yıllarda gerçekleșmiș; 1960 sonrasında bu gecekondu alanları
kendi çevrelerine yayılmıștır. Yeni gecekondu yayılmaları Bayraklı ve Yaman-
lar dağı bölgelerinde doğuda Çay ve Çiçek, kuzeyde ise M. Erener mahal-
lelerinde; bir bașka gecekondu gelișmesi de, Kadifekale’nin Batı-Güneybatı
yamaçlarında İmariye, Yeșilyurt, Cennetoğlu, Vezirağa ve Bozyaka mahalle-
lerinde ortaya cıkmıș ayrıca eski bir koy olan Altındağ’da ve oradan Borno-
va ovasında uzanan düzlükte Çamdibi ve Mersinli gecekondu bölgelerinde
gerçekleșmiștir. 1970’ler sonrasında Karșıyaka-Gediz düzlüğünde Güneyde
Naldöken, Kuzeyde Emek, Örnekköy’ün bir kısmı ve Cumhuriyet, Yamaç,
İmbat, Maltepe, Gümüșpala, Balatçık ve Güzeltepe gecekondu mahalleleri
olușmuștur. Buca’nın doğu ve kuzey doğusunda Ufuk, Camlık, Bahçekapı
ve Adatepe, kuzey batısındaki ovada Kozağac, Gediz, Fırat ve Çaldıran ge-
cekondu mahalleleri ortaya çıkmıștır. Buca gecekondu bölgesinin güneye
uzanan bolumu Gaziemir bölgesinde olușan gecekondu mahallesiyle bü-
tünleșerek 9 Eylül ve Irmak gecekondu mahallelerini olușturmuștur. Ayrıca
Narlıdere’de dik yamaçlarda 2.İnönü, Çamtepe ve Narlı, Güzelbahçe’de de
Șafak ve Yaka gecekondu mahalleleri gelișmiștir. Bu gelișmeler sonucu kent
nüfusunun yüzde 40’ı gecekondu alanlarında yașamaya bașlamıștır (Tekeli,
2014).
1970’li dönemlerde, kentin büyümesi, genel olarak tek tek binaların eklen-
mesiyle kenti dıșa bağlayan karayolları boyunca, bir yağ lekesinin yayılması
biçiminde olmuștur. Bu dinamik içinde, ana yollar boyunca olușan sanayi
yığılmaları gözlenmeye bașlanmıștır. Kentin 1950-1960 arasındaki sanayi
gelișmesi; Halkapınar’dan Bayraklıya uzanan eksende ve Ișıkkent- Pınar-
bașı çevresinde olușmuștur. 1960 sonrasında ise üç yeni eksende; birincisi
kuzeyde Bayraklı’dan Menemen’e uzanan eksende, ikincisi İzmir- Ankara
Karayolu boyunca, üçüncüsü ise güneyde Karabağlar-Cumaovası ekse-
nindeki kümelenmeler ortaya çıkmıștır. Elbette bu gelișmelerle, gecekondu
alanlarının yayılımı arasında karșılıklı bir belirleyicilik bulunmaktadır.
Gecekondu alanlarının ve gecekondulu nüfusun artarak İzmir’in sağlıklı-ya-
șanabilir kent dokusunu tehdit eder duruma gelmesi ve kentteki yoğun
ancak çarpık yapılașma modeli nedeniyle yeni yerleșim alanları yaratma
konusunda karșılașılan sorunlar, kentteki gecekondu alanlarının planlı çalıș-
malarla yenilenerek kente kazandırılmasını zorunlu hale getirmiștir. İzmir’deki
ilk kentsel dönüșüm projeleri de, buna uygun olarak İzmir’in ilk ve en büyük
gecekondu alanlarını temsil eden Bayraklı ve Kadifekale semtleri için plan-
lanmıștır (Karadağ & Miroğlu, 2012). Bornova’da kentsel yapının gelișiminde
plan kararlarıyla mülkiyet dokusunda önemli müdahalelerde bulunulduğu
görülmüștür. 1964 yılında gerçekleștirilen imar planı değerlendirildiğinde;
bölgenin mülkiyet dokusunu dikkate almayan büyük yapı adalarının yer al-
dığı görülmektedir. Ege Üniversitesi Kampüs Alanı, bölge içinde en büyük
mülkiyete sahip alandır. Kentin ticaret merkezi tarihi merkez olan arastanın
olduğu alanda yer almaktadır.
1979 yılındaki planla birlikte ada düzeninde yapılașmanın gündeme geldiği
görülmektedir. Bu dönemdeki planlama çalıșmalarının yüksek yoğunluk-
lu yapılașmanın bașlangıcını olușturmaktadır. Geleneksel çarșı dokusu ve
çevresi de aynı șekilde yoğun konut bölgeleri olușturulmuștur. Ayrıca bu
dönemdeki planlama çalışmalarında Kızılay, Ergene ve Erzene Mahallesi
sınırlarına giren organik geleneksel dokunun bulunduğu alan için Atrium
Nizamı (AT) getirilmiştir. Bunun nedeni, bu bölgenin geleneksel dokusunu ve
düşük yoğunluklu yapısını korumaya yönelik yan avlulu iki katlı yapılaşma tipi
olmasıdır. 1983 yılında özel bir Atrium Planı üretilmiştir. Bu planlarda mevcut
kadastro parseli imar parseli olarak belirlenmiştir. Atrium nizam; yan avlulu
ev düzeninde olup en çok iki katlı mevcut geleneksel dokunun korunmasına
yönelik kararlar getirmektedir. 1983 yılı Atrium Planı Kızılay, Erzene ve Erge-
ne Mahallelerini kapsamaktadır. Hazırlanan bu planlar ile bölgedeki gelenek-
sel ada formlarının korunması amaçlanmıștır.
8
Bornova tarihi kent merkezine ilișkin, 1990 yılında onaylanan 1/1000 ölçekli
Koruma Amaçlı İmar Planı ile tescilli yapıların ve arasta bölgesinin koruma
altına alındığı görülmektedir. 33 mahallesi bulunan Bornova ilçesinin Erze-
ne, Ergene ve Kızılay tarihi izlerinin okunabildiği köklü mahalleleridir. İlçenin
önemli yönetim binaları, Bornava Belediyesi, Hükümet Konağı, eğitim yapı-
ları, Ege Üniversitesi Rektörlüğü, sosyo-kültürel merkezler, park alanları ve
ticaret alanları bu mahalleler içerisinde yer almaktadır.
Çalışma alanı olarak seçilen Bornova-Kızılay Mahallesi 1/25.000 ölçekli
Çevre Düzeni Planında rekreasyon alanı ve meskun konut alanı olarak be-
lirlenmiștir. Yine aynı șekilde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında rekreas-
yon alanı ve meskun konut alanında yer aldığı görülmektedir. Çalıșma alanı
olarak seçilen Kızılay Mahallesi, Bornova Kent Merkezinin hemen yanında
konumlanmaktadır.
Yürürlükteki Bornova 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı 2010 yılında onay-
lanmıștır. Ancak bu plan 1983 yılına ait 1/1000 ölçekli İmar Plan kararla-
rının büyük bir kısmını aynen sürdürmekte, yeni kararlar getirmemektedir.
1983 yılına ait imar planlarıyla belirlenen yüksek yoğunluklu, bitișik ve blok
nizamda ilçe șekillendirilmektedir. Ancak ilçe genelinin aksine, 1983 yılındaki
planlama çalıșmalarıyla çalıșma alanımız Atrium Nizam olarak 2 katlı konut
dokusu aynen korunmuștur. Atrium nizam yapılașma koșulları:
Yapı düzeni avlulu ev tipinde olup en fazla iki katlıdır.
Çatı katı yapılamaz.
Mevcut kadastro parseli imar parseli olarak belirlenmiștir.
Parsel alanının %25’i avlu olarak bırakılır.
Diktörtgen avlunun kenarları arasındaki oran 2/3’tür.
Tarihsel kent merkezinin hemen yanında yer alan Kızılay Mahallesi Borno-
va’nın yoğun ticaret kullanımının yer aldığı bölgeye yürüme mesafesindedir.
Yine aynı șekilde Hükümet Konağı, Bornova İlçe Belediyesi, Büyük Park,
Küçük Park ve Așık Veysel Rekreasyon Alanı çalıșma alanına yakın konum-
dadır.
Birinci kat ve ikinci kat arazi kullanım kararlarında genellikle konut kullanımı
olduğu görülmektedir. Arazi kullanım çalıșmalarında yapılar iyi, orta ve kötü
durumda konut yapıları olarak sınıflandırılmıșlardır. Gerçekleștirilen arazi ça-
lıșmaları sırasında parsel düzeni ve yapı-parsel ilișkisinin değișmiș olmasına
karșın, sokak dokularının korunduğu görülmektedir. Çalışma alanında tescilli
yapı olmamasına karşın organik sokak dokuları ve yer yer meydancıkların
oluştuğu tespit edilmiș, sosyal anlamda da komșuluk ilișkilerinin devam et-
tirildiği gözlemlenmiștir.
3
Konutun ve çevresinin, konutta yașayanların beklentileri, ihtiyaçları için uy-
gunluğunu tespit etmek ve memnuniyet seviyesini ölçme ihtiyacı her zaman
karșımıza çıkmaktadır. Konutta kullanıcı memnuniyeti, insanların yașadığı
çevreyle ne kadar oranda içli dıșlı olduğunu göstermekte ve çevreye olan
bakıș açılarını yansıtmaktadır. Araștırmalarda belirli tekniklerle yapılan ana-
lizler ve veri toplama ile kullanıcı memnuniyetini belirleyen fiziksel, sosyal ve
düzenleyici faktörler ölçülebilir. Bununla birlikte, mevcut konut alanı ile ilgili
özellikler ve yeni yapılacak konut alanlarının niteliklerinin artırılması için de
gerekli bilgilere ulașılabilmektedir (Temelova & Dvorakova 2012).
Jacobs ve Appleyard (1987) kullanıcı memnuniyetini așağıdaki maddeler ile
ifade etmiștir;
a) Konut herkesin göreli olarak rahat yașayacağı yer olmalıdır.
b) Yașam çevresi, çocukların büyüyebileceği, uyunabilir, kișiselliği olan, ye-
mek yenebilen, rahat davranıșlar sergilene bilinen, kendilerini yenileyebilen
bir çevre olmalıdır.
c) İyi düzenlenmiș, gürültüden, kalabalıktan, tehlikeden, hava kirliliğinden,
çöpten ve diğer kötü șeylerden uzak bir çevre olmalıdır.
Konut kullanıcısı, konut alanından memnun olmalıdır, çünkü kullanıcılar ge-
nellikle konutlarda uzun süre ikamet etmektedirler. Eğer konut, kullanıcıya
uygun bir șekilde tasarlanmamıșsa, konut alanı kullanıcıları olumsuz olarak
etkileyebilir. Bu memnuniyetsizlik, konut çevresinin değiștirilmesiyle giderile-
bilir. Sağlıklı ve düzgün bir yașam olması açısından, kullanıcı memnuniyetinin
maksimize edildiği, fiziki, psikolojik ve sosyal faydaların birlikte düșünüldüğü
bir memnuniyet ortamı olușturulmalıdır (Varady & Carrozza 2000). Șunu da
belirtmek gerekir ki, memnuniyet derecesi, kișiye, zamana, sosyal ölçüle-
re ve beklentilere göre değișiklik göstermektedir. Fazla deneyimi olmayan
kullanıcılar, memnun olmaya meyilli olmaktadırlar. Eğer daha iyi bir durumu
kafalarında șekillendirebiliyorsalar durumdan daha fazla memnun olmadık-
larını ifade edebilirler.
Memnuniyetin ölçülmesinde unutulmamalıdır ki, bu ölçme zaman, yer ve
örneklerle sınırlıdır.
Francescato, Weidemann ve Anderson’a (1985) göre;
a) Önce problem ortaya konulmalıdır. Problemler ortaya konulduğunda, po-
litikaların, stratejilerin ve programların bașarı șansı artacaktır.
b) Konutun esas amaçlarından biri kullanıcısını memnun etmektir. Konut
memnniyetinin ölçülmesinin, konut kullanıcısının, konut konusundaki dav-
ranıșları ile ilgili olarak neye istekli, ne hissettiği, bu konuda hangi politika
olușturulması gerektiğini anlamak için önemli bir adım atılmıș olur.
c) Memnuniyetsizliğin, genel memnuniyetsizlikle ilișkili olduğu, çözüme ka-
vușturulmak istenen konunun gerçek memnuniyetsizlik sebebi olmayacağı
gözönüne alınmalıdır.
Bazı araștırmacılar kullanıcı memnuniyetini duygusal bileșenlere dayandır-
makta, bazıları ise algılamanın etkin olduğu tanımları yapmaktadırlar (Rioux
& Werner (2011).
Duygusal bileșenlerin ağırlıklı olduğu tanımlarda (Ghorbanian 2011), yașa-
nılan mekandan olușan memnuniyet ve mutluluk hissinin yașanılan mekana
karșı duyulmasıdır. Algılamanın ağırlıklı olduğu tanımlarda (Temelova & Dvo-
rakova 2012) memnuniyet, içinde bulunulan durum ve standartlar arasında-
ki beklenti ve isteklerin karșılaștırılmasından olușmaktadır.
Konut alanı kullanıcı memnuniyeti, dönemsel ve dinamik sürecin -karșı karșı-
ya olan kișinin her özel konut alanı durumu için kendine uyarladığı- ürünüdür
(Delmelle, Haslauer, & Prinz 2013).
Kullanıcı niteliklerini yaș, cinsiyet, eğitim düzeyi, sosyo-kültürel yapı, sos-
yo-ekonomik yapı, geçmiș deneyimler, beklentiler, önyargılar, yașam tarzı
ve dünya görüșü belirleyebilir. Buna göre, her kullanıcının beğenileri deği-
șebilmekte, çevreden memnuniyet düzeyi de farklı olmaktadır. Kullanıcıların
memnuniyeti açısından doğru tasarlanmıș, doğru hesaplanmıș, doğru uygu-
lanmıș kaliteli konut sunumu önem kazanmaktadır. Aksi takdirde, ülkemizde
gözlemlendiği gibi konutu ile bütünleșemeyen kullanıcılar durmaksızın tadilat
yapmakta, bir yerleri değiștirmekte ya da ilaveler yapmaya çalıșmaktadırlar
(Sarıoglu 2014).
Konut ve konut yerleșimleri, insanın bașını sokabileceği çatı olarak değil,
insan ve kentle birlikte yoğrulması gereken bir doku olarak anlașılmalıdır.
Böylece, bir konut veya konut yerleșimi tasarımında kullanıcının kim ya da
kimler olacağı, bu insanların yașam biçimlerinin nasıl olduğu, konut bölgele-
rinin planlanması ve tasarlanmasında son derece önem tașımaktadır. Konut
tasarımının bașarısı, doğru yerde, doğru zamanda, doğru insan için doğru
örgütlenme olmaktadır. Kullanıcıya göre mimari, insan etkinlikleri ve uygun
davranıșları için hazırlanmıș bir gösterge dizgesidir. Araștırmaların kullanıcı-
nın örf, adet ve gereksinimlerine eğilmediği durumlarda, Anadolu gibi çok
kültürlü ve sürekli evrim gösteren değișim toplumlarında, çoğulculuk, değiș-
kenlik ve esneklik gibi tasarım kavramlarının konut tasarım ve planlamasında
temel ölçütler olarak değerlendirilmesi, konut kimliği ve kent kimliği arasın-
daki ilișkinin sağlanabilmesi açısından çok büyük önem tașımaktadır. Konut,
mimari bir problem olarak değil, sosyal bir sorun olarak görülürse konuya
daha doğru bir yaklașım olacaktır.
Konut sorununu en aza indirmek için çoğunlukla inșa edilen toplu konutlar,
kullanıcının konut ile arasında bir ilișki sorununu ortaya koymuștur. Konut-
ların inșa așamasında kullanıcının belirsiz olması, konutların geniș kullanıcı
özelliklerine göre tasarlanması, toplu konut üretiminde kullanıcı-konut ilișki-
sini negatif etkilemektedir. Sonuçta, konut sorununun sadece fiziksel olarak
ele alınmaması gerektiğini, kullanıcı ihtiyaç ve isteklerinin en iyi bir șekilde
karșılanmasına yönelik çözümleri de içinde barındırması gereken sosyal,
kültürel bileșenleri de karșılaması gerektiğini ortaya koymaktadır. Konut ve
kullanıcı her zaman etkileșim içerisindedir. Bu nedenle konut kullanıcısının
demografik, sosyal, ekonomik, kültürel özelliklerinin neler olduğu oldukça
önem arz etmektedir.
Çalışmanın amacı, uygulanacak dönüşüm projelerine daha iyi çözümler
bulmak amacıyla gecekondu tasfiyesi sonrası dönüşüm sürecinin etkilerini
tanımlamaktır. Yeni konut memnuniyetini ve yeni kullanıcıların eski ve yeni
komşuluk aktivitelerini anlamak amacıyla örnek bir proje üzerinde çalıșılmıș-
tır. Kullanıcı gereksinimlerinin karșılanmasında, konutun kullanıcısı tarafından
rahat kullanılabilmesi ve rahat bir yașama ortamı sunması gerekmektedir.
Alan çalıșması sonucunda kullanıcıların konutlarıyla ve çevreleriyle ilgili mem-
nuniyet ve memnuniyetsizlikleri belirlenmiș, sorunların asgariye indirilmesi
için gerekli kriterlerin belirlenmesine çalıșılmıștır. Her kullanıcıyı memnun et-
mek, yașamın doğası gereği imkansızdır. Önemli olan büyük çoğunluğun
mutlu olabileceği ortamlar sağlayabilmektir.
5
Bu çalıșmada; kullanıcı memnuniyeti değerlendirilmesi, belirlenen bölgede
henüz kentsel dönüșüm projesi bașlamamıșken ona yön verecek olan ve-
rileri bulma amaçlı olarak yapılmıștır. Belirlenen bölgede yapılan gözlem ve
50 kișiden elde edilmiș olan birebir anketler, kullanıcı memnuniyetini ortaya
çıkarmıștır. Kısa görüșmeler ve bazı sorular da bunlarla beraber kullanılmıștır.
Çalıșma; bu bölgeyi aktif olarak kullanan, günlük hayatında bölge içerisinde
bulunan bireylere ve ev hanımlarına odaklanmıștır. Ev hanımlarına genel ola-
rak daha iyi çözümlemek amacıyla bina ölçeğindeki sorular yöneltilmiștir. Bu
anket Eylül 2015 tarihinde, seçilen çalıșma alanının sokaklarında farklı çalıș-
ma günlerinde ve farklı zaman aralıklarında yapılmıștır. Anketlerden toplanan
veriler, Microsoft Excel programı, haritalar, tablolar aracılığıyla değerlendiril-
miș ve bütün sonuçlar sunulmuștur.
Anket formüle edilen dört bölümle bașlar:
Kullanıcı-bina ilișkileriyle alakalı genel bilgi,
Bina,
Mahalle,
Kentsel dönüșüm
Bina ölçeği bölümünde çalışılan faktörler:
(i) Yapı durumları ve binanın yașı,
(ii) Mimari özellikler,
(iii) Uygulanmıș değișiklikler ve tamir/renovasyon istekleri
(iv) Fiziksel durum ve enerji verimliliği,
(v) Mülkiyet durumları
Mahalle ölçeğinde,
(i) Sosyal yapı,
(ii) İmkanlar,
(iii) Ekonomik yapı,
(iv) Mimari özellikler,
(v) Altyapı durumu,
(vi) Toplu tașıma ve yol kalitesi,
(vii) Sağlık ve güvenlik.
Kentsel dönüșümde çalıșılan faktörler: (i) kullanıcı katılımı, (ii) finansal yardım,
(iii) Kentsel dönüșüm uygulamaları süreç yönetimi. Bu sonuçların değerlen-
dirilmesi; bina ve mahalle ölçeğindeki yeni gerekleri kullanıcı memnuniyetle-
rine dayanarak kentsel dönüșüm uygulamaları için ipuçları verir ve uygulama
așamasını kolaylaștırır. Kızılay Mahallesi bu çalıșma için seçilmiștir.
Bornova, Kızılay Mahallesi İzmir’deki en eski mahallelerden biridir. 2015’de,
(TUİK) Türkiye İstatistik Kurumu’na göre, Bornova ilçesinin nüfusu 435.162
ve %98,6 kentleșme oranıyla İzmir’in gelișmiș bir ilçesidir. Önceleri Borno-
va’nın eteklerinde kalan Kızılay Mahallesi, günümüzde ilçe merkezine 0,7
km uzaklıkta, Konak Meydanı’nın 8,7 km kuzeydoğusunda ve İzmir Körfez
kıyısının en iç noktasının 5,7 km batısında kalmaktadır. Yeni gelișen alanlarla
tarihi Bornova merkezinin arasında kalmıș bir bölge olarak; kentsel dönü-
șüm projelerine hedef olarak kalmıștır. Bölgenin konumu arazi değerlerini
yükseltecek gibi olsa da binaların düșük kalitesi ve kötü çevre kalitesi kira
değerlerini düșük tutmaktadır. Ege Üniversitesi, Yașar Üniversitesi ve Șifa
Üniversitesi ile aynı ilçe içinde kaldığından; bölgeyi içerisinden ana ulașım
yollarının geçtiği bir öğrenci ve üniversite merkezi haline getirmiștir. Topoğ-
rafya eğrilerinin bölge içindeki sıklığının az olarak kalmaktadır ve kuzeydoğu
alanı düzenli imar planıyla olușmușken güneybatı alanı organik bir șekilde
gelișmiștir. Kızılay Mahallesi için 1982’de tasarlanan ilk imar planını; ticari
alanların bulunmadığı, avlulu ve en fazla 2 katlı konutların yapılabileceği bir
alan olarak tasarlanmıștır. Bu çalıșma 0.37 km2 alanı, 594 binayı ve memnu-
niyetleri ölçülen 2400 kișilik bir nüfusu kapsamaktadır. Bina kalitesi ve ma-
halle kalitesi, mahalle sakinlerinin yașamlarını etkilemektedir. Bu sebepler-
den ötürü hazırlanan anket soruları bu iki ölçeğe dayandırılarak derlenmiștir.
Yapı Durumları ve Binaların Yașları
Bina/konut kalitesi memnuniyeti seviyesi, analiz edilen kriterlerin sonucuna
göre, bina güvenliği ve gürültü kontrolü yetersiz konutlarda oldukça düșük-
tür. Anket sonuçlarına göre, ikamet edilen konutların %42’si 16-25 yıllık ve
güvenli olarak gösterilebilecek 15 yașında binalar sadece %18’ini oluștur-
maktadır. Kullanılan binaların %20’si 26-40 yıllık ve %20’si de 40 yașından
büyüktür. Mahalle sakinlerinin %32’si binalarının yangına karșı güvenli ve
depreme dayanıklı olduğuna kesinlikle inanmamakta sadece %14’ü aksini
söyleyebilmektedir.
Binaların/Konutların Mimari Özellikleri
Mimari estetik özelliklerden memnuniyet seviyesine bakıldığında, bina gü-
venliğiyle benzer olarak, binaların güvenli olmadığına inanan %32’lik dilim,
binalarının onları ișlevsel olarak memnun ettiğine inanmaktadırlar. Sadece
%4’ü yaşam alanlarının kendileri için uygun olmadığına inanmamakta ama
%42’si kendi plan çözümlerinden memnundur. Bölgedeki insanların %54’ü
yașadıkları konutların 2 yatak odası ve 1 salondan oluștuğunu yani tipoloji
olarak 2+1 olduğunu, %40 ise 3+1 tipinde bir evde yașadığını söylemek-
tedir.
Uygulanmıș Eklentiler ve Tamir/Renovasyon İstekleri
Kullanıcılar; kullanıcılar tarafından yapılması gerektiğini düșündükleri/kanık-
sadıkları değișiklikler/eklemeler, konut kullanıcılarının kullandıkları yapıların
günlük ihtiyaçlarını tam anlamıyla karșılamadığını göstermektedir. Kapatılan
balkonlar, dikeye ve yatay eklemeler gibi kullanıcı tarafından ihtiyaçlarına
yönelik çözüm olarak bulunmuş yapısal eklemeler, Kızılay Mahallesi’ne
dikkati yoğunlaştıran konulardan biridir. Bakım-tamir çalışmaları, kullanılan
malzemeler ve düşük kalite işçilikten ötürü, topluluğun %30’u küçük onarım/
yenileme tamamen katılmakta ve %22’si ise katılmaktadır fakat yapısal
kararsızlıktan, görünür çatlaklardan, işçilik problemlerinden ve sistemlerin
entegre olamamasından ötürü %36’sı binalarının ciddi onarım/yenileme ihti-
yacı olduğunu savunmaktadır. Binalarındaki ihtiyaçlarını kendilerinin karșıla-
mıș olduğuna %28’i kesinlikle katılmakta ve %22’si de katılmaktadır. %26’sı
ise kötü ekonomik koșullardan dolayı buna katılmamaktadır.
Binanın/konutun fiziksel durumu ve enerji verimliliği
Mahalle sakinlerinin memnuniyeti binalarındaki fiziksel koșullar açısından
yetersiz görülmektedir. Sakinlerin %40’ı binalarında rutubet sorunu oldu-
ğunu söylemekte, %28’i ses izolasyonu olmadığını, %26’sı da iç sesleri
kontrol için yeterli ses izolasyonu olduğunu söylemektedirler.
Günıșığı kriteri diğer kriterlere göre memnuniyetin daha yüksek olduğu bir
kriter olarak görülmüștür. %58 yeterli gün ıșığına sahip olduğunu, %24’ü de
gün ıșığının yettiğini söylemiștir ve sadece %4’ü yetersiz bulmakta olduğu-
nu söylemiștir. Enerji verimliliği konusunda ise; konușulanların %44’ü ısınma
problemleri olmadığını söylerken, %26’sı problemleri olduğunu söylemekte-
dir. Yaklașık %64’ü ısınma için odun sobası kullanırken, %14’ü klima, %10’u
doğal gaz, %4’ü kalorifer kullanmaktadır. %50’si ise soğutma problemlerinin
olmadığını sadece %22’sinin yeterince memnun olduğu sonucuna varılmıș-
tır.
Mülkiyet Durumu
Tek kattan dört kata kadar düșük katlı konutlardan olușan Kızılay Mahallesi,
zaman içinde gecekondu olarak adlandırdığımız yasal olmayan dönüșümler
geçirmiștir. Yatay ve dikey eklentilerin daha çok alan ihtiyacını gösteren bi-
rer gösterge olsa da, Bornova Belediyesi Arșivleri’nden alınan bilgiye göre,
bölgedeki 594 binadan 261’i yasal değildir ve buna rağmen sakinlerden
sadece %18’i mülkiyet/ruhsat sorunu olduğunu söylemektedir. %60’ı ta-
mamen reddetmiștir. %10’u da imar affından yararlandıklarını kabul ederken
%48’i reddetmiștir.
Sosyal yapı
Mahalle sakinlerinin memnuniyeti, bina kalitesi bir yana, genel olarak ma-
halledeki fiziksel, sosyal ve ekonomik çevreye bağlıdır. Ankette yer alan
%28’i binalarının depreme dayanıklı olmadığını söylerken %38’i kararsız
kalmıș, %10’uysa bu durumu tamamen reddetmiștir. Sadece strüktürel
güvenliğinden değil aynı zamanda sosyal yapıdan memnun değiller. Mahal-
ledeki hijyen, güvenlik ve bașıboș hayvan problemleri de memnuniyetsizlik-
lerini arttırmaktadır. Nüfusun yoğun olduğunu %34’ü kabul ederken, %26’sı
kararsız kalmıș ve sadece %8’i bu duruma karșı çıkmıștır.
Şekil 28. Sosyal Yapı ve Nüfus Yoğunluğu
Göç alımından ve mahallede doğup büyüyüp orada kalanların oranının az-
lığından dolayı mahalle halkı yeni gelenlerden memnun olmuyor ve de eski
komșuları özlediklerini dile getiriyorlar. Elde edilen bilgilere göre %38’lik dilim
komșuluk ilișkilerinin iyi olduğunu ve aynı binada yașadıkları diğer komșula-
rıyla da aynı kararlara ulașabildiklerini söylemektedirler.
Şekil 29. Komșuluk İlișkileri ve Ev Sahiplerinin Ortak Anlașabilmesi
İmkanlar
Sağlanan imkanlar, mahalle sakinlerinin memnuniyeti için önemli bir rol
oynar. Anket sonuçlarına göre; %22’lik bir kesim yeterli yeșil alanın oldu-
ğunu kesinlikle savunmakta, %26’sı yeterli bulmakta, %8’i ise bu duruma
katılmamaktadır. %46’lık bir grup bir araya gelmek için ortak alanlar, çocuk
parkları, çocuklar ve yetișkinler için spor alanlarına ihtiyaçları olduğunu söy-
lemektedir. Grafikte görüldüğü üzere; %22’lik bir kesim eğitim tesislerinin
kesinlikle yetersiz olduğunu söylemekte, %18 ise yetersiz bulmakta fakat
bunların tam aksine %12’lik kesim tamamen yeterli olduğunda kararlı ve
%28’lik bir kesimse sadece yeterli olduğunu düșünmektedir. Genel olarak
eğitim tesislerinin yeterli olduğunu fakat eğitim kalitesinin yetersiz olduğunu
düșünmektedirler.
Mahallenin konumunun Bornova eski çarșısına ve Bornova organik pazarına
yakınlığından ötürü alıșveriș alanlarına erișim kolay ve hızlıdır. Anket yapılan-
ların %30’u, %8’inin aksine, bu yakınlığa tamamen katılmaktadır. Mahallenin
konumunun alıșveriș alanlarına yakınlığının olmasının yanı sıra; genel eko-
nomi ve topoğrafyadan ötürü mahalle içerisinde yeni alanlar istendiği dile
gelmektedir.
Mahalle ekonomik yapısı
Ekonomilerinden ötürü Kızılay Mahallesi’ndeki sonuçlara göre; %28’inin
genel ailelerin orta gelir sınıfında olduğunu kesinlikle söylemesi ve %32’lik
bir kesimin de bu duruma katılmasından söyleyebiliriz ki sakinler memnu-
niyetsizdir. %32’lik kısma göre azımsanamayacak kadar aile sosyal yardım
almakta ve %20’si de katılmaktadır.
Kızılay Mahallesindeki Binaların Mimari
Kızılay Mahallesi’nden elde edilen sonuçların %46’sına göre binalar alçak
katlı yalnızca %2’si yüksek katlıdır. Binaların kat sayılarından olan memnuni-
yetleri mahalledeki binaların kalitesinin memnuniyetiyle aynı değildir. Sadece
%4’ü binaların iyi göründüğünü ve kaliteli olduğunu söylerken; %18 kesinlik-
le karșı çıkmakta, %32 katılmamakta ve %26’sı kararsız kalmaktadır. Bina-
larda küçük tamir/yenileme ihtiyaçları sorulduğundaysa, %34’ü katılmakta,
%30 tamamen katılmakta ve sadece %2’si karșı çıkmaktadır. %48’i tamir/
yenileme ișlerine kesinlikle ihtiyaç olduğunu söylemekte, %28’i bu durumun
kesinlikle arkasında durmakta ve yine sadece %8’i katılmamaktadır.
8
Kızılay Mahallesi’ndeki altyapı durumu
Mahalle sakinlerinin bakıș açından içme suyu servisiyle alakalı bir problem
gözükmemektedir. Su hizmetinden %8i hiç memnun değiller, %16sı mem-
nuniyetsiz, %14ü kararsız durumdadır fakat; %28i yeterli su hizmeti aldığını
düșünmekte ve %36sı da bu durumun kesinlikle arkasında durmaktadır. Su
hizmetlerinden farklı olarak; yağmur suyu toplama konusunda mahalle sa-
kinlerinin %50si memnuniyetsizdir ve sadece %10 memnundur. Bulunduk-
ları topoğrafyanın dahi yağmur suyu tașımada yeteriz kaldığı anlașılmaktadır.
Kızılay Mahallesi’nde toplu tașıma ve yol kalitesi
İş yeri, okul/üniversite, hastane, rekreasyon alanları ve alıșveriș alanları gibi
spesifik bölgelere ulașım bölge sakinlerinin memnuniyetini arttıran faktörler-
dendir. Seçilen bölge; Bornova ilçe merkezi, Așık Veysel Rekreasyon Alanı,
Buz Sporları Merkezi, Peterson Köșkü, Büyük Park, Askeri alan, kültür mer-
kezi ve diğer mahallelerle iyi bir bağlantı halindedir fakat; otobüs duraklarına
yaya olarak uzaklıklara bakınca, genel mesafe-bazı yerlerde 700m’ye kadar
çıkmasına ragmen-500m gibidir. Şekil 35’de otobüs duraklarına olan mesa-
feler gösterilmiștir.
Anket sonuçlarına göre; %12’lik bir kesim toplu tașımanın yeterli olduğuna
kesinlikle katılmazken, %34’ü katılmamaktadır. %20’si kararsızdır, %24’ü
yeterli olduğunu söylemekte ve %10’u da kesinlikle katılmaktadır. Toplu ta-
șımadan memnun ve memnun olmayan sakinlerin yanısıra; yolların kaliteli
olduğuna %30’u kesinlikle katılmamakta ve %32’si de yolların kalitesiz oldu-
ğuna inanmaktadır. %16’sı kararsızken, %16’sı kaliteli olduğunu düșünmek-
te ve sadece %6’sı yol kalitesinden memnun olmaktadır.
Sağlık ve Güvenlik
Kendilerinin ve çocuklarının sağlıklarını önemsediklerinde ötürü, Kızılay Ma-
hallesi sakinleri, hijyen problemlerinden ve bașıboș hayvanlardan șikayetçi-
lerdir. %34ü yeterli temizlik servisi olmadığını düșünürken %12’si kesinlikle
olmadığını söylüyor ve sadece %24’lük bir kesim olduğunu düșünüyor. %20
’si ise bu konuda kararsızlar. Hastaneler ve acil durum merkezleri gibi sağlık
tesisleri bölge sakinlerine hizmet sunmalı ve kolay ulașılabilir olmalıdır. Kızılay
Mahallesi sakinlerinden %60’ı sağlık merkezlerinin kesinlikle yetersiz oldu-
ğunu, %16’sı yetersiz olduğunu, %6’sı yeterli olduğunu ve %10’u kesinlikle
yeterli olduğunu düșünmektedir. %8’i ise kararsızdır.
Kızılay Mahallesi’ndeki kentsel dönüșüm
Mahallerinde mutlu yașayan insanlar o bölgenin kimlik ve karakteristiğini sev-
melidir. Kızılay Mahallesi’nde insanların %32’si bu karakteristik özelliklerin ve
kimliğin korunması gerektiğine kesinlikle katılmıyor, %6’sı katılmıyor, %16’sı
katılıyor, %28’si kesinlikle katılıyor ve %16’sı ise bu durumda kararsız. Bu
durumda memnuniyetsizlikleri artmış halde ve bu sonucun genel sorumlusu
ise konutların inşa kalitesinin düşük oluşu. İnsanların %46’sı başka
tipolojilerdeki konutlarda yaşayabileceklerine kesinlikle katılıyor ve sadece
%20’si kesinlikle bu duruma katılmıyor.
Kentsel dönüșümün her așamasında kullanıcı katılımı, bütün diğer așama-
lar arasında, çok önemlidir. Belediye temsilcileri, dernekler, özel șirketler ve
halktan katılımcılar dahil olmak üzere, projenin bütün paydașlarıyla toplan-
tılar düzenlenmelidir. Kızılay Mahallesi’nde kentsel dönüșümle ilgili yeterli
toplantı düzenlendiğine; insanların %30’u kesinlikle katılmamakta, %26’sı
katılmamakta, %8’i katılmakta, %12’si kesinlikle katılmakta ve %22’lik bir di-
limse bu konuda kararsız kaldığını belirtmektedir. Ekonomik durumlarından
ötürü, kentsel dönüșüm süreci boyunca, kira bedellerini kentsel dönüșüm
süreci aktörlerinin karșılamasıyla ilgili cevaplar alındı. %74’ü uygulama süreci
boyunca kira bedellerinin kesinlikle ödenmesi kanaatinde bulundular. %12’si
bu duruma katıldı, %4’ü kararsız kaldı, %6’sı katıldı ve %4’ü de kesinlikle
katılmadı.
Mahalle sakinleri edindikleri duyumlara veya deneyimlerine göre Kızılay Ma-
hallesi’ndeki kentsel dönüșüm sürecini kimlerin yönetmesini/uygulamasını
istediklerini belirttiler. Anketlerde kentsel dönüșüm uygulamalarının yöneti-
mi/uygulaması sorulurken; TOKİ tarafından yapılmalı, özel sektör tarafından
yapılmalı ya da İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmalı seçenekleri
sunulmuștur. Așağıdaki grafikte görüldüğü gibi; TOKİ ișbirliğine %32 ile ke-
sinlikle katılmazken, özel sektör işbirliğine de %30’la karșı durmaktadırlar.
%30’luk kısım İzmir Büyükșehir Belediyesi yönetimine kesinlikle katılırken,
%24’lük bölüm de bu yönetimi istemektedir.
3
3
3
5
Fuzzy Delphi method Murray tarafından (Murray et al., 1985), Delphi met-
hoduyla Fuzzy Set teorisi birleștirilerme düșüncesiyle olușturuldu. Standart
Delphi yöntemi, anketler kümelerinden en güvenilir sonucu alan yöntem
olarak Dalkey ve Helmer (1963) tarafında geliştirilmiştir. Uzmanlar Fuzzy Set
teorisi kullanılarak, Delphi yönteminin çıktılarını anlamak açısından bu ‘bu-
lanıklığa’ çözüm bulmaya çalıșılmıștır. Bulanık Set teorisi; insanın akıl yürüt-
mesi içinde, yaklașık bilgilerin kullanımı ve kararlarındaki belirsizliğin olușumu
benzetebilen bir yaklașımdır. Belirsizliği matematiksel olarak temsil etmek,
içsel tutarsızlıkla ve birçok sorunla bașa çıkmak için resmi bir gereç sağlama
amacıyla özel olarak tasarlanmıștır. (Kahraman et al., 2004; Williams, 2003;
Zadeh, 1965) Kızılay Kentsel Dönüșüm Projesinde, yapılan analiz ile, Fuzzy
Set teorisinin önerdiği faktörlerin objektif değerlendirmesiyle; anket sonuçla-
rının verimli bir șekilde değerlendirilmiștir.
Toplamda, bina kalitesi açısından değerlendirilmek üzere 594 bina incelen-
miștir ve bölgedeki nüfus yaklașık 2400’dür. Bölgenin güneybatı tarafında
organik bir doku hakimken kuzeydoğu tarafında daha düzenli alanlar bulun-
maktadır. Kat sayıları 1-4 arası değișen düșük katlı yapılar zamanla, “gece-
kondu” olarak adlandırdığımız yasal olmayan eklemelerde bulunmușlardır.
Dikey ve yatay olarak devam eden eklemeler, açıkça daha çok alan gerek-
sinimi olduğuna ișaret eder. Bornova Belediyesi Arșivleri’nden elde edilen
verilere göre 594 binadan 261’i yasal değildir. Binaların cephelerinden dahi,
strüktürel değișkenlik ve materyallerin uygunsuz birleșimleri belli olmaktadır.
Mülk sahipleri tarafından yapılan yasal olmayan eklemeler de mimari değer-
lerin düșük olduğunu da göstermektedir.
Kızılay Mahallesi Fuzzy Delphi sisteminde altı tane girdi kullanılmaktadır: ya-
pısal durum, sosyal durum, ekonomik durum, mimari özellikleri, altyapı ve
ulașım. Bunlardan sonra sadece bir çıktı vardır: mahalle değerlendirmesi.
Strüktürel durum dereceleri girdileri ise șöyledir: güvenli değil, orta seviye
güvenli, güvenli. Sosyal yapı, ekonomik durum, mimari özellikler, altyapı ve
ulașım dereceleri girdileri ise șöyledir: kötü, normal, iyi. Bu girdiler (iyi, nor-
mal, kötü) mahalle değerlendirmesinin de çıktılarıdır. Bu derecelendirmeler
Şekil 43 de gösterilmektedir.
Genel Fuzzy Delphi sistemde, ilk iki bulanık sistemin çıktıları girdi olarak
kullanılır. Yani iki tane girdi bulunmaktadır: bina değerlendirmesi ve mahalle
değerlendirmesi. Sadece bir çıktı vardır: kentsel dönüșüm. Bina değerlen-
dirmenin derecelendirme girdileri: yık, tamir et, kal. Mahalle değerlendirme
derecelendirme girdileri: kötü, normal, iyi. Son olarak, kentsel dönüșüm de-
recelendirme çıktıları: kentsel dönüșüm gerekli, müdahaleler gerekli, kentsel
dönüșüm gerekli değil.
33
Sonuçlar ve Tartıșmalar
Her bir sistemin ișlemesinden, yazarlar 50 kișiden gelen cevapları kullandı.
Bina bulanık sisteminin girdi parametrelerinin değerleri șunları içerir:
Bu değerler daha sonra bina değerlendirme sistemindeki bina tamiri değe-
riyle eșleștirilir. Bulanık kurala göre “Eğer (sütrüktürel güvenlik güvenli değil)
ve (mimari özellikler normal) ve (fiziksel durum normal) ve (enerji verimliliği
normal) ve (mülkiyet durumu normal) ise (bina değerlendirmesi yık)”; önerilen
bulanık sistem kesin bina değerlendirme çıktısı için, girdi değerleri 65,9 de-
ğerini karșılamalı. Bina değerlendirmesi bulanık mantık modeli, Kural Ekranı
Arayüzü ve Yüzey Ekranı Arayüzü Şekil 45’de gösterilmektedir.
Mahalle bulanık sisteminin girdi parametreleri șunları da içermektedir:
Bu değerler mahalle değerlendirmesinde kötü-normal aralığındaki değerler-
le denk düșmektedir. Bulanık kurala göre “Eğer (sütrüktürel güvenlik güvenli
değil) ve (sosyal durum normal) ve (ekonomik durum normal) ve (mimari
özellikler normal) ve (altyapı normal) ve (ulașım normal) ise (mahalle de-
ğerlendirmesi kötü)”; önerilen bulanık sistem kesin mahalle değerlendirme
çıktısı için, girdi değerleri 51,6 değerini karşılamalı. Mahalle değerlendirmesi
bulanık mantık modeli, Kural Ekranı Arayüzü ve Yüzey Ekranı Arayüzü Şekil
46’da gösterilmektedir.
Kentsel dönüșüm Fuzzy Delphi sisteminin girdi parametreleri șunları da
içermektedir:
Bu değerler kentsel dönüșüm Fuzzy Delphi sisteminde müdehaleye denk
düșmektedir. Fuzzy Delphi kurala göre “Eğer (bina değerlendirme tamir
et) ve (mahalle değerlendirmesi normal) ise (kentsel dönüșüm müdehale)”;
önerilen bulanık sistem kesin kentsel dönüşüm değerlendirme çıktısı için,
girdi değerleri 117 değerini karşılamalı. Kentsel dönüșüm değerlendirmesi
bulanık mantık modeli, Kural Ekranı Arayüzü ve Yüzey Ekranı Arayüzü Şekil
47 de gösterilmektedir.
3
35
3
3
Kızılay Mahallesi’nde, düșük inșa kalitesinden ve mülkiyet problemlerinden
ötürü genel memnuniyet seviyesi düșüktür. Binaların cephesinden de görü-
lebildiği gibi, mülk sahipleri tarafından yapılan yasal olmayan eklentiler, strük-
türel dengesizlik, farklı malzemelerin bir arada kullanımı, mimari değerlerini
düșürmekte, fiziksel çevre koșullarını zayıflaștırmakta ve enerji verimliliğini
de kötü etkilemektedir. Bu problemlerin hepsi kullanıcıların memnuniyetiyle
doğrudan ilișkilidir. Mahalle ölçeğinde baktığımızda; kullanıcı memnuniyeti
çevredeki okul, park, yeșil alanlar gibi imkânlardan ve mahalledeki genel
sakinlikten ötürü daha yüksektir. Buna karșın; altyapı problemleri, ulașım,
sağlık ve güvenlik, düșük ekonomik durumlar gibi sebeplerden ötürü de böl-
gedeki memnuniyet azalmaktadır. Kızılay Mahallesi’nde yapılabilecek daha
verimli bir kentsel dönüșüm projesi için, mahalle sakinlerinin de memnuniyeti
ve seslerinin duyulabilmesi için, bütün sonuçlar ayrı ayrı ciddi șekilde ince-
lenmeli ve çalıșılmalıdır.
Bu çalıșma bilimsel bir yönden belirli bir alanın kentsel dönüșüme ihtiyaç
duyup duymadığını anlamak amacıyla yaplmıștır. Bu çalışmada Fuzzy Delphi
mantık metodu kullanılarak, uzman ve kullanıcı görüșlerine dayanarak so-
nuca ulașılmıștır. Genel olarak, uzmanlar ve/veya kentsel dönüșüm aktörleri
kararlarını, deneyime ve anketlerden, arazi gezilerinde elde edilen bilgilere
göre almıșlardır. Bu modelde bir çalıșma; uygulanan projenin final sonuç-
larını etkileyen kendi bulanıklığını kendi yaratır. Bulanıklık; bulanık teoriyle
çözülmüș olan anket sonuçlarını anlama teșebbüsünde bulunur. Bu konu-
da, bölge sakinlerinin cevapları tasarlanmıș olan bulanık mantık sistemiyle
kontrol edildi. 50 bölge sakinine ve 33 uzmana dayanılarak, bina ve mahalle
ölçeğinde müdehalelerin gerekli olduğu sonucuna ulașılmıștır. Bu verilerin
kentsel dönüșümden sorumlu paydașlarla paylașımı, mümkün kentsel dö-
nüșüm projelerinin uygulama senaryolarını belirlemede yardımcı olabilir.
38
Akkar Ercan M. (2011) Challenges and conflicts in achieving sustainable
communities in historic neighbourhoods of Istanbul, Habitat Inter-
national, 35, pp. 295-306.
Altınörs, A., Demirden, E., Hekimoğlu, D. & Cengiz, E. (2015) Bir Kentsel
Koruma Planlaması Denetimi; İzmir Bornova Tarihsek Kent Merkezi,
BİF Bornova için Fikirler Dergisi, 1, pp. 1-91.
Berköz, L. & Türk, Ș.Ș. (2009). Environmental Quality and User Satisfac-
tion in Mass Housing Areas, European Planning Studies. 17 (1):
161–74.
Beyru R. (2011) The City of Izmir in 19th Century. Istanbul: Literatür Pub-
lishing.
Cetin, C.C. (2013). Disaster Crises Management in Turkey: 1999 Marma-
ra Earthquake Case. International Journal of Human Sciences. 10 (2):
628-637.
Dalkey N. & Helmer O. (1963) An experimental application of the Delphi
method to the use of experts, Management Science, 9, pp. 458-
467.
Delmelle, E.C., Haslauer, E., Prinz, T. (2013). Social Satisfaction, Com-
muting and Neighbourhood. Journal of Transport Geography. 30 (1):
110–116.
Deffner, A. (2011). Defining the Quality of Urban Life: Which Factors Should
be Considered?.Proceedings of the 51st ERSA Congress. 785-793.
Dulgeroglu, Y., Aydınlı, S., Pulat, G. (1997). The Problem of Quality in Mass
Housing. Housing Research. 4 (1): 261-271.
Emre, Ö., Özalp, S., Doğan, A., Özaksoy, V., Yıldırım, C. & Göktaş, F.
(2005). İzmir çevresinin diri fayları ve deprem potansiyelleri. MTA Rapor
No:107, 80 s (yayınlanmamıș).
Egercioglu, Y. & Ertan, T. (2014). Enhancement of Urban Life Quality in Ur-
ban Regeneration Projects: Izmir-Bayraklı Urban Regeneration Project.
1st International Academic Conference Places and Technologies. 230-
238.
Francescato, G., Weidemann, S. & Anderson, J.R. (1985). Residential Sa-
tisfaction: Its Uses and Limitations in Housing Research. In: Van Vliet,
Choldin, Michelson and Popenoe.
Ghorbanian, M. (2011). Recognizing neighborhood satisfaction dimensions
and assessment factors. International Journal of Academic Research.
3(1), 273-282.
Islamoglu, O. & Usta, G. (2014). User Considerations about Dwelling and its
Environment Trabzon Turkey TOKI Dwelling Sample. Journal of Acade-
mic Research. 6 (3): 65–72.
Jacobs, A & Appleyard, D. 1987. “Toward an Urban Design Manifesto” - in
Le Gates, R and Stout, F (eds) 1996. The City Reader. Routledge. New
York pp 165-175.
Karadağ, A. & Miroğlu, G. (2012). “Bayraklı Kentsel Dönüșüm Projesi Üzeri-
ne Coğrafi Değerlendirmeler”, Türk Coğrafya Dergisi, Sayı 57, S. 21-32,
İstanbul.
Kahraman C., Cebeci U. & Ruan D. (2004) Multi-attribute comparison of
catering service companies using fuzzy AHP: The case of Turkey,
International Journal Production Economics, 87, pp. 171-184.
Maeso J. L., & Lesvinge M. V. (2013) Smyrna in 18th and 19th Centuries: A
western Perspective, Izmir: Mas Printery.
Murray T., Pipino L. & Gigch J. (1985) A pilot study of fuzzy set modification
of Delphi, Human Systems Management, pp. 6-80.
Rhodri, T. (2012). Eventful Cities: Cultural Management and Urban Revitali-
zation. Tourism Management, 33, 721-729.
Posthumus, H., Bolt, G., Van Kempen, R. (2014). Victims or Victors? The
Effects of Forced Relocations on Housing Satisfaction in Dutch Cities.
Journal of Urban Affairs. 36 (1): 13-32.
Rioux, L. & Werner, C. (2011). Residential Satisfaction Among aging People
Living in Place,. Journal of Environmental Psychology. 31: 158-169.
Roberts P. & Sykes H. (2000) Urban Regeneration A Handbook (SAGE Pub-
lications).
Sarıoglu, G.P. (2014). Well-Being of Renters in Ankara: An Empirical Analy-
sis. Habitat International. 48: 30-37.
Sengur, S., Atabeyoglu, O., Erdem, U. (2015). Climate Change and Effecti-
ve Factors and Evaluation of Edremit Coastal Areas. Journal of Environ-
mental Protection and Ecology, 16 (2): 764-770.
Sözbilir, H., Uzel, B., Sümer, Ö., İnci, U., Ersoy, E.Y., Koçer, T., Demirtaș, R.
& Özkaymak. Ç. (2008). D-B Uzanımlı İzmir Fayı ile KD-Uzanımlı Seferi-
hisar Fayı’nın birlikte çalıștığına dair veriler: izmir körfezi’ni olușturan aktif
faylarda kinematik ve paleosismolojik çalıșmalar, Batı Anadolu. Türkiye
Jeoloji Bülteni, Cilt 51, Sayı 2, 91-114.
Taș, N. & Coșgun, N. (2007). A Qualitative Evaluation of the After Earthqua-
ke Permanent Housing in Turkey in Terms of User Satisfaction-Kocaeli,
Gündoğdu Permanent Housing Model. Building and Environment. 42:
3418-3431.
Tekeli İ (2014). Kent, Kent Hakları, Kentleșme ve Kentsel Dönüșüm, Tarih
Vakfı Yurt Yayınları.
Temelova, J. & Dvorakova, N. (2012). Residential Satisfaction of Elderly in
the City Centre: The Case of Revitalizing Neighbourhoods in Prague.
Cities. 29: 310-317.
Türk, S.S. & Altes, K. (2010). Potential Application of Land Readjustment
Method in Urban Renewal: Analysis of Turkey. Journal of Urban Planning
and Development. 137(1): 7-19.
Turkoglu, H.D. (1997). Residents’ Satisfaction of Housing Environments:
The Case of Istanbul, Turkey. Landscape and Urban Planning. 39 (1):
55-67.
Williams E. (2003) Forecasting material and economic flows in the global
production chain for silicon, Technology Forecasting and Social
Change, 70, pp. 341-357.
Varady, D.P. & Carrozza, M.A. (2000). Toward a Better Way to Measure
Customer Satisfaction Levels in Public Housing: A Report from Cincinn-
nati. Housing Studies. 15 (6): 797-825.
Yılmaz, F. & Yekkin, S. (2003). Izmir in Postcards 1900. İzmir Büyükşehir
Belediyesi Kültür Yayını.
Zadeh L. A. (1965) Fuzzy sets, Information Control, 8, pp. 338-353.
3