ı,MO sa ed-Düvall es-Sarlfi'ye de ( ö. 790/ 1388) aynı adla bir kitap nisbet edilmek...

2
MADA üzerine yerine geçen Ebu Yusuf Ya'küb el-MansOr da Mada'dan bu görevi sürdürmesini istedi. Yeni S82' de (1186) Tunus'a sefere ka- Mada Kayrevan' da Bunun üzerine görevin- den aziediidiyse de tekrar Bica- ye getirildi. Bir süre sonra sebebiyle görevinden Ma- da , son Endülüs'e ge- len E bO Yusuf el -MansOr'u için Endülüs'e gitti (585/1 89). yer- kendini tamamen ilme verdi. 27 Cemaziyelahir S92'de (28 1196) vefat etti ve Babülcevher bulunan defnedildi. hadis. dil ve ilimleri da ve matematik da bilgi sahibi olan ara- Dihye el-Kelbl, Abdullah b. Sü- leyman b. Havtullah, Ebü'I-Hasan el-Gafikl, Ömer b. Muhammed bln, ZerkOn ve Galib b. Abdurrahman gibi alimler dönemde Kuzey Afrika ve Endülüs'te Maliki mezhebi yay- Bu Muvahhidler Devleti'nin temellerini atmaya TOmert mezhep taassubuna, özellikle Maliki mez- hebi bir hareket Devleti yerine kurulan Muvahhidler Devleti de Kuzey Af- rika ve Endülüs'tek.i Malikilik taassubuna resmi mezhep olarak be- Endülüs'te Maliki tah- sil eden Mada. geçip Muvah- hidler Devleti'nde görevine tayin edilince Zahiri mezhebini kabul etti. - nemin büyük Zahiri fakihlerinden bir i olan Mada, Zahiri mezhebi sunda nahiv alimle- rinin ve de oldu. Kur'an ayetlerinin za hirini bir tarafa yorum- larla hem gayesin- den sebep hem de n ah iv bunun ise kendi riyle tefsir etmeyi yasaklayan hadisiere ters ileri sürdü (Kita'r-Red s. 88, 92-93; a.e. M. ei-Benna [. s. 70). üç eser- le nahivcilerin dil konusundaki Mada'ya göre kelimenin cümle için- de merfO, mansub, mecrur. meczum ol- sebebi nahivcilerin cümlede var fiil, edat vb. am iller ko- 164 kendisidir. öyle söyle- için kelime mansub, mecrur veya meczum yani amil konu- kendisidir. Buna olarak car- mecrur ile zarfa müteallak tayinine, mü- nada, tenazQ' ve tahzir da bir amil. fiil ve fiil) fail zam ir takdirine ihtiyaç yoktur. Bü- tün bunlar takdir ve te 'vile gerek kalma- dan gibi kabul edilmelidir. Yine ona göre nahiv ilgili ikinci ve üçüncü derecedeki soru ve cevaplar ve yürütmeler de gereksizdir. Belli kök- ten vezinde bir kelime türetilir gibi sorular yersiz ve lüzumsuzdur. Zira böyle sorular dilde bulunmayan birçok kelimenin türetilmesine sebep için Daha önce Cah i z, Cin ni ve özellikle Hazm da nahivcilere itirazlar de rileri kadar ve sistematik dil me- selelerine bu men- sup Zah ir iyye doktrininin etkisi görülmektedir. bu XX. kadar itibar edil- bu ilk Ma- örnek alarak kon usunda bu arada bir eser kaleme Fa- kat pek söylene- mez (Mu hammed Ali en-Neccar, bk. bibl.; M. Abdülhalik üd ayme. bk. bi b l. ; Ali el- Am mar!, bk. bibl.) Eserleri. Mada nahiv, tefsir, ve hadis alimleriyle ihtiva eden eserler kaleme 1. Kitdb ü 'r-Red Dayf (Kah ire 1366/ 1947, 1977. 1982) ve Muhammed el-Benna (Kah i re 1399/ 1979) Ebu Abdullah Muhammed b. MO sa ed-Düvall es-Sarlfi'ye de ( ö. 790/ 1388) adla bir kitap nisbet edilmek- tedir( SüyOtl, 252: Hansarl, 100). z. fi Mada'- Kitdbü'r-Redd'inde Dayf, s. 107) sözünü nahvin bütün ko- içeren bu eser muhtemeldir. 3. Tenzihü 'l- Kur'dn 'amma Id yeli]fu bi'l-beydn. nahiv, tefsir ve alimleri- nin Kur'an'la ilgili yö!ltemlerine içermektedir. Müellifin Ha- rOf en-Nahvl 609/1 2 I 2) bu esere Ten- zihü 'amma nüsibe ileyhim ve 's-sehv bir reddiye da Mada onun tenkitlerini ifade tir (Abdül ve hh ab b. MansOr. III , 359 ) 4. el- Bem dm ec. biyografileriyle onlardan kitaplar ve ica- zetlere dairdir. : M ada, er-Red 'ale 'n-nil!:zat ( Oayf). Kahir e 1366/1947, s. 1-76; a.e. M. ei-Benna). Kahi - re 1399/1979, s. 3-52; Ca- hiz, Kitabü '1-/:fayeuan, 1, 91-92; Hazm. et- Tal):rlb li -!:zaddi'l-man(li): ihsan Abbas). Beyrut 1959, s. 202; Zehebi, Ma'rifetü'l-l):ur- ra' kula ç), lll, 1123-1124; Dabbi , Bugye - tü '1-mültemis, s. 192; Münziri. et- Tekmile, 254-255; et-Tekmile el-Ebyari), Kahire 14 10/ 1989, s. 109-llO (ra- kam 234 ): Hallikan, Ve{eyat, VII, ll ; Fer- hün, ed-Dlbacü '1-mü;; h eb, 1, 208-21 1; Süyüti. Bugyetü '1-uu 'at, 1, 252, 323; '?-?Un ün, 1, 494-495, 839; ll , 1693; Ahmed Emin. lam, Kahire 1962, lll, 96-98; Ömer Ferruh, Ta- rli)u 'l-edeb, V, 512-515; Abdülvehhab b. Man- sü r, A'lamü'l -Magr ibi ' l-'Arabi, Rabat 1403/ 1983, lll, 357 -3 60; Muaz es-Seretavi. Maçia' ur( u bi u e cühüdühü 'n-na!:zuiyye, Amma n 1988, tür . ye r.; Awad M. ei-Ubeydl, en- Na!:zuü '1-'Arabi ue menahicü 't-te' lif u e 't-ta!:zlll, 1989, s. 419-438; Abdülkerlm Muham- med ei - Esed, el-Vas!( fi tarii)i'n -nal:wi'l-'Arabl, Riyad 14B/1992, s. 156-1 59; Abdülvehhab es- 'Uyünü'l-mü'ellefat Mahmüd Fa- hOri) , Hal ep 1992, 1, 270-271; Muhammed Ali en-Neccar, Maç!a, el-Kurtubl ve reddühü 'a l e'n -nül)at", ME, XIX/1 ( 1949). s. 233 -239; XI X/3 ( 1949) , s. 524 -5 30; XIX/4 ( 1949). s. 611- 616; XIX/6 ( 1949). s. 898-905; M. Udayme, "I:lavle er-Red a.e., XIX/ 5 ( 1949) . s. 805-81 O; Ali ei-Ammari. Maç!a' ve ( 1960). s. 698- 706; Selahaddin ez-Za'belavi, ve'n- nüh;jt", MMLADm., LIV/4 ( s. 868-870 ; M. Abdüddaim. "et-Ta<lll lll, Mekke 1980, s. 151-157; Faruk Toprak. "Refor- mist Bir Arap Gramereisi M aza'", DTCFD, XXXVII (1994). s. 207-2 12; Köjirö Nakamura. "Ib n Maçla's: Criticism of Ara b i c Grammarians". Orient, X (1974), s. 89- 113;F. delaGranja, "Ibn Ma <;la'" , EJ2 lll, 855-856; Fa- tih-i Nejad, Maç!a'" , IV, 626 -628. L li! HuLOsi MAHAN ( 0!') b. isa b. Mahan (ö. 195/811) Abbasi ve valisi. _j Aslen Beni olan lsa b. Mahan, Abbasiler'in ih- tilal hareketine erken dönemde ve Merv'deki nakibler ise kaynaklarda

Transcript of ı,MO sa ed-Düvall es-Sarlfi'ye de ( ö. 790/ 1388) aynı adla bir kitap nisbet edilmek...

Page 1: ı,MO sa ed-Düvall es-Sarlfi'ye de ( ö. 790/ 1388) aynı adla bir kitap nisbet edilmek tedir(SüyOtl, ı , 252: Hansarl, vııı. 100). z. el-Müşrilf fi ışldJ:ıi'l-mantılf.

İBN MADA

mü üzerine yerine geçen oğlu Ebu Yusuf Ya'küb el-MansOr da İbn Mada'dan bu görevi sürdürmesini istedi. Yeni sultanın S82'de (1186) Tunus'a yaptığı sefere ka­tılan İbn Mada Kayrevan'da bulundukları sırada hastalandı. Bunun üzerine görevin­den aziediidiyse de iyileşince tekrar Bica­ye kadılığına getirildi. Bir süre sonra yaşlı­lığı sebebiyle görevinden ayrıldı. İbn Ma­da, hayatının son yıllarında Endülüs'e ge­len E bO Yusuf el-MansOr'u karşılamak için Endülüs'e gitti (585/1 ı 89). Ardından yer­leştiği İşblliye 'de kendini tamamen ilme verdi. 27 Cemaziyelahir S92'de (28 Mayıs 1196) vefat etti ve şehrin Babülcevher dı­şında bulunan kabristanına defnedildi.

Fıkıh. hadis. dil ve kıraat ilimleri yanın­da tıp ve matematik sahalarında da bilgi sahibi olan İbn Mada'nın öğrencileri ara­sında İbn Dihye el-Kelbl, Abdullah b. Sü­leyman b. Havtullah, Ebü'I-Hasan eş-Şarrl el-Gafikl, Ömer b. Muhammed eş-Şelev­bln, İbn ZerkOn ve Galib b. Abdurrahman eş-Şerrat gibi alimler bulunmaktadır.

İbn Mada'nın yetiştiği dönemde Kuzey Afrika ve Endülüs'te Maliki mezhebi yay­gındı. Bu yıllarda Muvahhidler Devleti'nin temellerini atmaya çalışan İbn TOmert mezhep taassubuna, özellikle Maliki mez­hebi taraftariarına karşı bir hareket baş­latmış. yıkılan Murabıtlar Devleti yerine kurulan Muvahhidler Devleti de Kuzey Af­rika ve Endülüs'tek.i Malikilik taassubuna karşı resmi mezhep olarak Zahirlliği be­nimsemişti. Endülüs'te Maliki fıkhı tah­sil eden İbn Mada. Mağrib'e geçip Muvah­hidler Devleti'nde kadılık görevine tayin edilince Zahiri mezhebini kabul etti. Dö­nemin büyük Zahiri fakihlerinden biri olan İbn Mada, Zahiri mezhebi doğrultu­sunda yaptığı çalışmalarda nahiv alimle­rinin görüş ve düşünceleriyle de meşgul oldu. Onların Kur'an ayetlerinin zahirini bir tarafa bırakıp yaptıkları çeşitli yorum­larla hem Allah'ın kelamını asıl gayesin­den uzaklaştırmaya sebep olduklarını. hem de n ah iv öğretimini zorlaştırd ıkları­nı, bunun ise Kur'an'ı kendi şahsi görüşle­riyle tefsir etmeyi yasaklayan hadisiere ters düştüğünü ileri sürdü (Kitabü'r-Red ı nşr. Şevki Dayfı , s. 88, 92-93; a.e. ı nşr. M. İbrah im ei-Benna[. s. 70). Yazdığı üç eser­le nahivcilerin dil öğretimi konusundaki görüşlerini eleştirdi.

İbn Mada'ya göre kelimenin cümle için­de merfO, mansub, mecrur. meczum ol­masının sebebi nahivcilerin cümlede var saydıkları fiil, edat vb. am iller değil ko-

164

nuşanın kendisidir. Konuşan öyle söyle­diği için kelime merfı1. mansub, mecrur veya meczum olmuştur ; yani amil konu­şanın kendisidir. Buna bağlı olarak car­mecrur ile zarfa müteallak tayinine, mü­nada, iştigal , tenazQ' ve tahzir konuların­da ayrı bir amil. fiil ve sıfatiarda (şibh-i fiil) fail zam ir takdirine ihtiyaç yoktur. Bü­tün bunlar takdir ve te'vile gerek kalma­dan oldukları gibi kabul edilmelidir. Yine ona göre nahiv kurallarıyla ilgili ikinci ve üçüncü derecedeki soru ve cevaplar ve akıl yürütmeler de gereksizdir. Belli kök­ten şu vezinde bir kelime nasıl türetilir gibi sorular yersiz ve lüzumsuzdur. Zira böyle sorular dilde bulunmayan birçok kelimenin türetilmesine sebep olacağı için zararlıdır. Daha önce Cahiz, İbn Cin ni ve özellikle İbn Hazm da nahivcilere bazı itirazlar yöneltmişlerse de onların eleşti­rileri İbn Mada'nınkl kadar kapsamlı ve sistematik değildir. İbn Mada'nın dil me­selelerine bu şeklide yaklaşımında, men­sup olduğu Zahiriyye doktrininin etkisi açıkça görülmektedir. İbn Mada'nın bu görüşlerine XX. yüzyıla kadar itibar edil­memiş. bu yüzyı lın ilk yarısında İbn Ma­da'yı örnek alarak Arapça'nın kolaylaştı­rılması konusunda bazı çalışmalar yapıl­mış . bu arada İbrahim MustafaİJ:ıyd'ü'n­naJ:ıv adıyla bir eser kaleme almıştır. Fa­kat bunların pek başarılı olduğu söylene­mez (Mu hammed Ali en-Neccar, bk. bibl.; M. Abdülhalik üdayme. bk. bi bl. ; Ali el­Am mar!, bk. bibl.)

Eserleri. İbn Mada nahiv, tefsir, kıraat ve hadis alimleriyle onların metotlarına

yönelttiği eleştirileri ihtiva eden bazı eserler kaleme almıştır. 1. Kitdb ü 'r-Red 'ale'n-nüJ:ıdt. Şevki Dayf (Kah ire 1366/

1947, 1977. 1982) ve Muhammed İbrahim el-Benna (Kah i re 1399/ 1979) tarafından

neşredilmiştir. Ebu Abdullah Muhammed b. MO sa ed-Düvall es-Sarlfi'ye de ( ö. 790/

1388) aynı adla bir kitap nisbet edilmek­tedir(SüyOtl, ı , 252: Hansarl, vı ıı. 100). z. el-Müşrilf fi ışldJ:ıi'l-mantılf . İbn Mada'­nın Kitdbü'r-Redd'inde (n ş r. Şevki Dayf, s. 107) sözünü ettiği, nahvin bütün ko­nularını içeren eleştiri ağırlıklı kitabın bu eser olması muhtemeldir. 3. Tenzihü 'l ­Kur'dn 'amma Id yeli]fu bi'l-beydn. İbn Mada'nın nahiv, tefsir ve kıraat alimleri­nin Kur'an'la ilgili yö!ltemlerine itirazları­nı içermektedir. Müellifin çağdaşı İbn Ha­rOf en-Nahvl (ö 609/1 2 I 2) bu esere Ten­zihü e 'immeti'n-naJ:ıv 'amma nüsibe ileyhim mine'l-{ıata' ve 's-sehv adıyla bir reddiye yazmışsa da İbn Mada onun

tenkitlerini önemsemediğini ifade etmiş­tir (Abdülvehhab b. MansOr. III , 359) 4. el­Bem dm ec. Hocalarının biyografileriyle onlardan okuduğu kitaplar ve aldığı ica­zetlere dairdir.

BİBLİYOGRAFYA : İbn M ada, er-Red 'ale 'n-nil!:zat ( nşr. Şevki

Oayf). Kahire 1366/1947, neşredenin girişi ,

s. 1-76; a.e. (nşr. M. İ brahim ei-Benna). Kahi ­re 1399/1979, neşredenin girişi, s. 3-52; Ca­hiz, Kitabü '1-/:fayeuan, 1, 91-92; İbn Hazm. et­Tal):rlb li -!:zaddi'l-man(li): (nş r. i hsan Abbas). Beyrut 1959, s. 202; Zehebi, Ma'rifetü'l-l):ur­ra' (A ltı kula ç), lll, 1123-1124; Dabbi, Bugye­tü '1-mültemis, s. 192; Münziri. et- Tekmile, ı,

254-255; İbnü' I -Ebbar. et-Tekmile (nşr İbrahim el-Ebyari) , Kahire 14 10/ 1989, s. 109-llO (ra­kam 234 ): İbn Hallikan, Ve{eyat, VII, ll ; İbn Fer­hün, ed-Dlbacü '1-mü;;heb, 1, 208-21 1; Süyüti. Bugyetü '1-uu 'at, 1, 252, 323; Keşfü '?-?Un ün, 1, 494-495, 839; ll , 1693; Ahmed Emin. ~uhrü'l-İs­lam, Kahire 1962, lll , 96-98; Ömer Ferruh, Ta­rli)u 'l-edeb, V, 512-515; Abdülvehhab b. Man­sür, A'lamü'l-Magribi ' l-'Arabi, Rabat 1403/ 1983, lll , 357 -360; Muaz es-Seretavi. İbn Maçia' el-~ ur( u bi u e cühüdühü 'n-na!:zuiyye, Amma n 1988, tür. ye r.; Şa'ban Awad M. ei-Ubeydl, en­Na!:zuü '1-'Arabi u e menahicü 't-te' lif u e 't-ta!:zlll, Dımaşk 1989, s. 419-438; Abdülkerlm Muham­med ei-Esed, el-Vas!( fi tarii)i'n-nal:wi ' l-'Arabl, Riyad 14B/1992, s. 156-1 59; Abdülvehhab es­SabCıni, 'Uyünü'l-mü'ellefat (nşr. Mahmüd Fa­hOri) , H alep 1992, 1, 270-271; Muhammed Ali en-Neccar, "İbn Maç!a, el-Kurtubl ve reddühü 'ale'n-nül)at", ME, XIX/1 ( 1949). s. 233 -239; XIX/3 ( 1949) , s. 524 -530; XIX/4 ( 1949). s. 611-616; XIX/6 ( 1949). s. 898-905; M. Abdülhali~ Udayme, "I:lavle er-Red <aJe'n-nül:ıat", a.e., XIX/ 5 ( 1949) . s. 805-81 O; Ali ei-Ammari. "İbn Maç!a' ve taJ:ır1rü'n-nal:ıv" , a.e.,XXXı/7 ( 1960). s. 698-706; Selahaddin ez-Za'belavi, "en-NaJ:ıv ve'n­nüh;jt", MMLADm., LIV/4 ( ı 979). s. 868-870; M. Haşim Abdüddaim. "et-Ta<lll 'inde'n-nüJ:ıat",

Mecelletü'l-Ba!:zşi'l-'ilml ue't-türaşi'l-İslaml, lll, Mekke 1980, s. 151-157; Faruk Toprak. "Refor­mist Bir Arap Gramereisi İbn M aza'", DTCFD, XXXVII (1994). s. 207-2 12; Köjirö Nakamura. "Ib n Maçla's: Criticism of Ara b i c Grammarians". Orient, X (1974), s. 89- 113;F. delaGranja, "Ibn Ma <;la'" , EJ2 ( İn g.). lll, 855-856; İnayetullah-ı Fa­tih-i Nejad, "İbn Maç!a'" , DMBİ, IV, 626-628.

L

li! HuLOsi Kıuç

İBN MAHAN ( .:.ı~ı.. 0!')

Alı b. isa b. Mahan (ö. 195/811)

Abbasi kumandanı ve valisi. _j

Aslen İranlıdır. Beni Huzaa'nın azatlısı olan babası lsa b. Mahan, Abbasiler'in ih­tilal hareketine erken dönemde katılmış ve Merv'deki nakibler arasına girmişti. Oğlu İbn Mahan'ın adına ise kaynaklarda

Page 2: ı,MO sa ed-Düvall es-Sarlfi'ye de ( ö. 790/ 1388) aynı adla bir kitap nisbet edilmek tedir(SüyOtl, ı , 252: Hansarl, vııı. 100). z. el-Müşrilf fi ışldJ:ıi'l-mantılf.

ilk defa Eb Cı Ca'fer el-Mansur'un ölümün­den sonra yeğeni lsa b. Musa'ya biat et­meyişi sebebiyle rastlanır. Mehdi - Billah döneminde (775-785) muhafız alayının ku­mandanlığına, i 63 (780) yılından itibaren de genç veliaht Hadi'nin sahibü'l-haresli­ğine getirildi ve onun en yakın askeri da­nışmanı oldu. İbn Mahan'ın muhafız alayı kumandanlığı HarCınürreşld devrinde de (786-809) devam etti. Halife daha sonra onu Yahya b. Halid ei-Bermekl'nin muha­lefetine rağmen Horasan valiliğine getir­di.

İbn Mahan'ın on yıl kadar süren Hora­san valiliği, halka eziyet etmesi ve bilhas­sa koyduğu ağır vergiler yüzünden isyan­larla geçti. Önce Sistan'da Har ici Ham­za b. Edrek (Etrek) ayaklan dı. i 80 (796) yılında İbn Mahan'ın görevlendirdiği Am­raveyh b. Yezld, 6000 kişilik bir kuwetle Hamza b. Edrek'e karşı çıktı, çatışmada yeniidi ve askerlerinin çoğu öldürüldü. İbn Mahan, hakkındaki şikayetler üzeri­ne HarCınürreşld tarafından i 83'te (799) Bağdat'a çağrıldıysa da yeniden Hora­san 'daki görevine gönderildi. Bu arada onun Bermekller'e karşı komplo hazır­ladığı ve Musa b. Yahya'yı Horasanlılar'la mektuplaşarak onları halifeye karşı kış­kırtma girişiminde bulunmakla suçladı­ğı, bunun üzerine halifenin Musa'yı hapse attırdığı ve daha sonra da serbest bırak­tığı rivayet edilmektedir. İbn Mahan'ın ha­lifenin yanına gittiği sırada Nesa'da Ebü'I­Haslb liderliğinde yeni bir isyan başladı. İbn Mahan geri döndüğünde Ebü'I-Ha­slb'e eman verdi. Fakat Ebü'I-Haslb er­tesi yıl yeniden isyan etti; Nesa, Eblverd, TGs. Serahs ve Nlşabur'u kontrolü altına almayı başardı; ancak Merv' i kuşatmak­tan bir sonuç alamayınca Serahs'a çekil­di. İbn Mahan i 86 (802) yılında Ebü'I-Ha­slb'in üzerine yürüdü ve yapılan savaşta onu öldürüp ailesini esir aldı.

i 89'da (805) Horasan ileri gelenlerinin İbn Mahan'ın kendilerine kötü muame­lede bulunduğu, haksız yere mallarını el­lerinden aldığı hususunda şikayette bu­lunmaları üzerine HarCınürreşld eyalette işlerin nasıl gittiğini bizzat görmek için Horasan'a doğru yola çıktı. Rey'de halife­yi karşılayan İbn Mahan ona hakkındaki ihbarların doğru olmadığını anlatarak gö­revinde kalmayı başardı. 190'da (806) İbn Mahan'ın sert siyasetinin de etkisiyle Ra­fi' b. Leys Semerkant'ta ayaklandı. Dih­kanlar tarafından önemli ölçüde destek­lenen isyan ın bastırılamaması üzerine du­rumun kötüye gittiğini gören halife İbn

Mahan'ı görevinden alarakyerine Herse­me b. A'yen'i tayin etti. Bu sırada Rafi ' b. Leys Maveraünnehir'in tamamına hakim olm u ş ve çok güçlenmişti. İ syanın son de­rece tehlikeli bir duruma geldiğini gören HarCınürreşld, yanına oğullarından Me'­mCın ve Salih'i alarak ordusunun başında Horasan'a hareket etti; Emln'i işlerin ida­resi için Bağdat'ta bırakınıştı ( 192/808 ) TCıs'a ulaşan HarCınürreşld Me'mCın'u

Merv'e gönderdi; fakat arkasından ra­hatsızlanarak burada öldü ( 193/809)

İbn Mahan, Emin ile Me'mCın arasında başlayan hilafet mücadelesinde Emin'in yanında yer aldı ve Me'mCın'un veliahtlık­tan aziedilmesi hususunda etkili oldu. Ha­life Emin 195 (81 1) yılında onu ei-Cibal, Hemedan, İsfahan ve Kum valiliğine ge­tirerek Me'mCın'un , Tahir b. Hüseyin ku­mandasında gönderdiği 4000 kişilik kuv­vete karşı hazırladığı 40.000 kişilik ordu­ya kumandan tayin etti. Fakat askerleri­ne mal dağıtılan, silah ve techizat bakı­mından daha mükemmelinin, sayı bakı­mından daha kalabalığının görülmediği rivayet edilen bu ordu , Rey yakınlarında karşılaştığı Tahir b. Hüseyin'in çok iyi sa­vaşan disiplinli küçük ordusu tarafından bozguna uğratıldı ve büyük bir kısmı im­ha edildi; öldürülenler arasında İbn Ma­han da vardı (Şaban 195/Mayıs 811 ). Tahir b. Hüseyin. İbn Mahan'ın kesik başını ve­zir Fazi b. Sehl'e gönderdi (ibnü't-Tıktaka. S. 214)

İbn Mahan'ın oğlu , Suriye birlikleri ku­mandanı Hüseyin b. Ali kısa bir müddet sonra isyan ederek Halife Emln'i hapset­mişse de sadık adamlarının çabalarıyla hapisten kurtulan ve tekrar halife ilan edilen Emin tarafından öldürülmüştür (Receb 196/Nisan 812)

BİBLİYOGRAFYA :

Dlnever1, el·A/].b!'ırü 't-(wal, s. 390-391, 396· 397; Taber1. Tarif]. (Ebü'I·Fazl}. bk. indeks; Ceh­şiyar1. e[. Vüzera' ue'l-küttab, b k. İndeks; Mes­'Qd1 . fl1ürücü'?·?eheb (Abdülha mld), lll , 398-400; Hamza ei-İsfahan1, TarTI]. u sini mülCıki'l­arz ue '/ -enbiya', Beyrut 1961, s. 170-171; İb ­nü'I -Eslr. el-Kamil, VI, 34 , 75, 103, 150-151, 163 -166, 174, 177, 184, 191 , 195,203-205, 215, 227 -230 , 233 , 235, 239-246, 256; ib­nü 't·Tıktaka . el-Fal].ri, s. 213-214; İbn Halli­kan, Vefeyat, ı, 340; ll , 517-518, 522; IV, 39, 42, 76 -77; D. Sourdel. Le u izirat 'abbaside, Damas 1959,1, 120, 152,162,192,200-201, 219 ; ll, 653; a.mlf .. "Ib n Mahan", E/ 2 (İng.), lll, 859; Zi rikl1. el-A'lam, V, 133; H. Kennedy, The Early Abbasid Caliphate, London 1986, s. 79, 96, 97, 104-105, 121, 122, 124, 130,139,152, 176, 181 -183, 186-187; ayrıca bk . indeks; Fik­ret lşıltan . "Tfıhir b. Hüseyin", İA, Xl, 632; Ch . Pellat, " 'Alı b. ' lsa", Elr., ı, 852.

liJ NAHİDE BozKURT

iBN MAHLED, EbO Muhammed

1 · ı IBN MAHLED, Ebii Muhammed

L

(..ilio:.o.:r.1~~~)

EbCı Muhammed el-Hasen b. Mahled b. el-Cerrah

(ö. 267/880-81)

Abbasi veziri. _j

209'da (824) Bağdat'ın güneyinde Dicle kenarındaki Deyrükunna'da doğdu. Beni Cerrah kabilesine mensup hıristiyan bir ailenin çocuğudur. İbn Mahled ihtida et­tikten sonra Abbas! divan teşkilatma girdi. Halife Mütevekkil-Alellah devrinde (847-86 1) katip olarak bir süre hizmette bulun­du. İbrahim b. Abbas b. Muhammed es­SCıll vefat edince Olvanü'd-dıya'ın başkan­lığına getirildi (243/857-58)

251 (865) yılında meydana gelen karı­şıklıklarda Ahmed b. İsrail ile birlikte Ve­zir Ubeydullah b. Yahya'yı destekleyen İbn Mahled. 255'te (869) Halife Mu'tez-Bil­lah'ın annesi Kablha'nın katibi olarak sa­rayda önemli bir mevkiye yükseldi. Aynı yıl Salih b. Vaslf. Bayık Beg ve Musa b. Bo­ğa el-Keblr'in başlattığı isyan sonunda Mu'tez tahttan indirildi. İbn Mahled de Ahmed b. İsrail ve lsa b. İbrahim ile birlik­te hapse atıldı ve malları müsadere edil­di. Müstaln- Billah halife olunca İbn Mah­led'i kendisine vekaleten Mu'tez ve Mü­eyyed'in mallarını satın almakla görevlen­dirdi (258/872)

Mu'temid-Alellah halife olduğu zaman daha önce vezirlikten aziedilen Ubeydul­lah b. Yahya'yı yeniden vezir tayin etti. Ubeydullah ölünce yerine İbn Mahled ge­tirildi (263/877). Aynı zamanda Halife Mu'­temid'in kardeşi ve Abbas! hanedanının güçlü siması Muvaffak-Billah'ın sır katibi olan İbn Mahled, Musa b. Boğa Samerra'­ya gelince Halife Mu'temid'den izin alarak Bağdat'a kaçtı. Musa'nın isteği üzerine halife onun yerine Süleyman b. Vehb'i ve­zir tayin etti. Süleyman. Musa b. Boğa'­dan aldığı destekle Bağdat'a giderek İbn Mahled'i hapsetti. Ancak Musa b. Boğa'­nın ölümü üzerine Süleyman b. Vehb'in gücü zayıflayınca İbn Mahled'den aldığı toprakları iade etti. Bir süre sonra Halife Mu'temid-Aiellah Süleyman'ı vezaretten aziedip oğlu Ubeydullah ile birlikte hapse attı. Bu arada İbn Mahled ikinci defa vezir tayin edildi (Zilkade 2641 Temmuz 878) Bu olay halife ile Muvaffak-Billah'ın ara­sının iyice açılmasına sebep oldu, ancak ipierin kopma noktasına geldiği bir sıra­da anlaşma sağlandı. Muvaffak-Billah'ın müdahalesiyle İbn Mahled aziedildi (265/ 879) ve İsmail b. Bülbül vezirliğe getirildi.

165