ZAFERİN ANAHTARI

Post on 23-Jun-2015

177 views 3 download

Transcript of ZAFERİN ANAHTARI

1

ZAFERİNANAHTARI

2

ن�ون� ؤ�م� ال�م� ح� ر� ي�ف� ئ�ذ� ي�و�م� و�الل��ه� ر� ب�ن�ص�

اء� ي�ش� م�ن� ر� ي�ن�ص�حيم� �الر" �ال�ع�زيز و ح�و�ه� ح�

Rum4-5

3

O gün Allah’ın zafer vermesiylemü’minler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir. Rum4-5

4

İslâm dünyasının her bölgesinden kan ve barut kokusu gelmektedir.Müslümanları köleleştirmeye veyıllarca hâkimiyetlerini sürdürenzalimlerin devirleri kapanmak üzeredir inşaallah.

5

ل& ا�ج� ة� ا�م" ل�ك�ل*م� ل�ه� ا�ج� اء� ج� ا�ذ�ا

اع�ة. س� ون� ر� ت�ا�خ� ي�س� ال� ف�د�م�ون� ت�ق� ي�س� .و�ال�

Yunus-49

6

Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiği zaman artık ne bir saat geri kalırlar ne de ileri giderler. Yunus-49

7

Sayısız işkence ve zulümlere maruz kalan müslümanlar, yeniden canlanmakta ve derinden derine uyanmaktadır. Bu uyanış tüm zalim güçlerikorkutmaktadır.

8

Bu korkularından dolayı, ellerindeki tüm şeytanî silâhları kullanmakta ve milyonlarca müslümanı şehid etmek sûretiyle İslâm topraklarını bir kan deryâsıhaline getirmektedirler.

9

Gerek dıştaki zalim güçler, gerekse onların yerli uşakları, ne yaparlarsa yapsınlar, en sonunda zafer, İslâm'ın ve müslümanların olacaktır. Bu kudsî zaferi, âlemlerin Rabbi olan Allah şöyle vaad ediyor:

10

ال� ف� الل��ه� ك�م� ر� ي�ن�ص� ا�ن�ل�ك�م� غ�ال�ب�

ذ�ل�ك�م� ي�خ� ا�ن� و�ح� د� ع� ب ع� د� ع ك� ك� ك� ع� ب� ح�ى �� ب ا ب�ا ع� ب� ب�

ل�ي�ت�و�ك"ل� ف� الل��ه� و�ع�ل�ىن�ون� ؤ�م� ال�م�

(3/Âl-i İmrân, 160 )

11

Eğer Allah size yardım ederse, artık size gâlip gelecek kimse yoktur.Ve eğer size yardımını keserse, bundan sonra size kim yardım edebilir? Mü’minler ancak Allah’a tevekkül etmeli, sadece O’na güvenip dayanmalıdır.” (3/Âl-i İmrân, 160)

12

Demek ki Zaferin anahtarı Allah'ın elindedir. O'ndan başka hiçbir güç ve silâha tam olarak güvenmeye gerek yoktur.Esas olan, Allah'ın yardımıdır.

13

Silâh ve araçlar ise, birer vesiledir...Yalnız ve yalnız Allah'a dayanıp güvenen Allah’ın erleri, çok az sayıda da olsa, bu iman, ihlâs ve Allah'a bağlılıklarından dolayı nice kalabalık orduları mağlûp etmiştir,yine de edecektir.

14

الل��ه� وا ق� م�ال� م� �ن"ه� ا ي�ظ�ن@ون� �ال"ذين� ال ح�ق�ة. ير� .ك�ث ئ�ة ف� غ�ل�ب�ت� ليل�ة� �ق� ئ�ة ف� م�ن� ح�ك�م� �ح

الل��ه� ب�ا�ذ�ن�اب�رين� �الص" م�ع الل��ه� ح�و�

(2/Bakara, 249 )

15

"Allah'a kavuşacaklarına İman edenler şöyle dediler: 'Nice az bir topluluk vardır ki, Allah'ın izniyle çok topluluğa gâlip gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir." (2/Bakara, 249)

16

Bu, sünnetullah'tır. Sünnetullah'ta hiçbir değişme yoktur. Kim Allah'ın dinine yardım ederse, İslâm’ı yeryüzüne hâkim kılmak ve Allah’ın düşmanlarını alaşağı etmek için çalışırsa, Allah da ona yardım eder:

17

ن�وا ا�م� اال"ذين� �ي@ه� ا ح�ي�اك�م� ر� ي�ن�ص� الل��ه� وا ر� ت�ن�ص� ا�ن�

ك�م� د�ام� ا�ق� ي�ث�ب*ت� و�(47/Muhammed, 7 .)

18

"Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder; ayaklarınızı hakkı koruma yolunda sağlam tutar." (47/Muhammed, 7).

19

Peki, mü'minler Allah'a nasıl yardım edebilirler ki, yardımına nâil olabilsinler?"

20

Bir zat bu soruyu şöyle cevap veriyor: 1- Kendilerini Allah uğruna adayıp gizli-açık hiçbir şeyi O'na şirk koşmamaları, 2- Ruhlarında Allah'tan başka hiçbir şeyin sevgisine yer bırakmamaları

21

3- Sevdikleri ve beğendikleri her şeyden çok, Allah'a muhabbet besleyip bütün faâliyet ve çabalarında O'nun hükmüne râm olmaları...

22

İşte Allah'a yardımın ifâde ettiği mânâ budur. Allah'a yardım demek, O'nun dinini ve nizamını hâkim kılmak ve istisnâsız olarak bütün hayatı O'nun emrine râm etmektir.

23

م�ن� الل��ه� ن" ر� ل�ي�ن�ص� و�ه� ر� ي�ن�ص�

Jع�زيز& و�ى ل�ق� الل��ه� ح�ا�ن"(22/Hacc, 40 .)

24

Şüphesiz ki Allah, kendi dinine yardım edene mutlaka yardım eder. Şüphesiz ki Allah, çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.(22/Hacc, 40).

25

Peki, Allah’ın dinine yardım edenler kimlerdir? Onları, Allah bize şöyle târif etmektedir:

26

ض� �ر� اال� ف�ى ك"ن"اه�م� م� ا�ن� �ل"ذين� ح�اك�وة� الز" ا �ت�و� ا و� ل�وة� الص" ام�وا ا�ق�

ع�ن� و�ا ن�ه� و� وف� ع�ر� ب�ال�م� وا ر� ا�م� و�ن�ك�ر� ال�م�

�م�ور� اال� ب�ة� ع�اق� ل�ل��ه� و�(22/Hacc, 41 .)

27

Onlar öyle kimseler ki, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namazı kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten menederler.Bütün işlerin âkıbeti Allah’a aittir.(22/Hacc, 41).

28

İşte zafere ulaşacakların veulaşmışların vasıfları bunlardır. Allah'ın yardım vaadi bu gerçek mü'minler içindir:

29

ر� ن�ص� ع�ل�ي�ن�ا ا Oق ح� و�ك�ان�نين� ؤ�م� ح�ال�م�

Mü'minlere yardım etmeküzerimize bir haktır. (30/Rûm, 47)

30

ل�ع�ب�اد�ن�ا ت�ن�ا ك�ل�م� ت� ب�ق� س� د� ل�ق� و�لين� س� ح�ال�م�ر�

ون� ور� ن�ص� ال�م� م� ل�ه� م� �ن"ه� اال�غ�ال�ب�ون� م� ل�ه� ن�د�ن�ا ج� ا�ن" و�

(37/Sâffât, 171-173 .)

31

Andolsun ki, peygamberkullarımıza şu sözleri vermişizdir. (171)

Onlar mutlaka zafere ulaşacaklardır. (172)

Ve gâlip gelecek olanlar,mutlaka Bizim ordumuzdur. (173)(37/Sâffât, 171-173).

32

İşte zaferin şartları bunlardır. Zafer, iman edip cihadını yalnız Allah için yapanlarındır!"

33

الن"اس� ب�ي�ن� ا ل�ه� ن�د�او� �ي"ام� اال� ت�ل�ك� و�(3/Âl-i İmrân, 140 .)

34

O günleri biz insanlar arasındadöndürür dururuz. Yani zaferi bazen bir toplumabazen öteki topluma nasip ederiz. (3/Âl-i İmrân, 140).

35

Allah, kullarını varlıkla da yoklukla da imtihan ettiği gibi; gâlibiyet de mağlûbiyet gibi birer sınavdır Müslümanların Bedir’leri gibiUhud’ları da olacaktır.

36

Gâye, küfre ve fitneye karşıgâlip gelip onu yıkmak, ve islamı yeryüzüne hâkim kılmak isebu amaca götüren araç veyöntemler de ona göre seçilir.

37

Amaç, Allah’ın rızâsını kazanmaktır. Müslümanlar mücadele ve salih amel yapmakla yükümlüdür. Bu mücadele ve amelin sonucuAllah’a bağlıdır.Allah takdir etmektedir.

38

Allah’ın sünneti odur ki, her zaman müslümanlar dünya ölçeğinde başarılı olamayabilirler. Ama ayni zamanda unutmamak gerekir ki, Allah mü’minlere yardım için söz vermektedir.(30/Rûm, 47; 2/Bakara, 214).

39

ل�ز�ل�وا و�ز� اء� ر" و�الض" اء� ال�ب�ا�س� م� ت�ه� م�س"ن�وا ا�م� ال"ذين� �و� ول س� الر" ول� ي�ق� ت��ى ح�ح�

ع�ه� م��ق�ريب& الل��ه ر� ن�ص� ا�ن" ا�ال� الل��ه� ر� ن�ص� ت�ى ح�م�

(2/Bakara, 214 .)

40

Peygamber ve onunla beraber mü’minler,“Allah’ın yardımı ne zaman?” diyecek kadar darlığa ve zorluğauğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır. ( 2/Bakara, 214).

41

Bu dini yok etmek,Mü’minlere egemenlik kurmak içinAllah kafirlere asla yol vermez.

42

ى ب! ب" ب� ح�� د� ب$ا ع! د� ك% ل�! � ا ب' ب� ع) ب� ع� ب� ب( يال. ب �س� ؤ�م�نين ح*ال�م� ح�

Allah, mü’minlerin aleyhine kâfirlere hiçbir yol vermeyecektir. Nisa-141

43

Kafirlere rağmenMüşriklere rağmenTağurlara rağmen Allah dinini hakim kılipve nurunu tamamlama hususundaMü’minlere söz vermiştir.

44

الل��ه� ن�ور� ا ؤ� ل�ي�ط�ف� ح�ي�ريد�ون�م� ه� و�اه� ب�ا�ف�

ك�ر�ه� ل�و� و� ن�ور�ه ت�م@ م� الل��ه� ح�و�ون� ر� ال�ك�اف�

(61/Saff, 8)            

45

“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de Allah nûrunu tamamlayacaktır. (61/Saff, 8)

46

ول�ه� س� ر� ل� س� ا�ر� �ال"ذى و ح�ه�ق* ال�ح� د�ىو�دين� ح+ب�ال�ه�ح% ل! ك� د� ��� ح ا� ب!ى ب" ك� ب� د- ع. ك/ د�

ر�ك�ون� ال�م�ش� ك�ر�ه� ل�و� و�(61/Saff, 9)            

47

Müşrikler istemeseler de, dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidâyet vehak ile gönderen O’dur. (61/Saff, 9)

48

ن�وا ا�م� اال"ذين� �ي@ه� ا ح�ي�اة� ار� ت�ج� ع�ل�ى �د�ل@ك�م� ا ه�ل�

�ا�ليم� ع�ذ�اب م�ن� ح�ت�ن�جيك�م� ح0 (61/Saff, 10 )           

49

Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticâreti size göstereyim mi? (61/Saff, 10)

50

ح% د� ك2و �ب ب( د% ل�! دا� ب� ك�و د� ع3 ك4الل��ه� يل� ب ىس� ف د�ون� اه� ت�ج� ح*و� ح5

ك�م� س� �ن�ف� ا و� ال�ك�م� و� ب�ا�م�ت�ع�ل�م�ون� ك�ن�ت�م� ا�ن� ل�ك�م� ي�ر& خ� ذ�ل�ك�م�

(61/Saff, 11 )           

51

Allah’a ve Rasûlüne iman eder, mallarınızla ve canlarınızlaAllah yolunda savaşırsınız.Eğer bilirseniz bu sizin içindaha hayırlıdır. (61/Saff, 11)

52

ذ�ن�وب�ك�م� ل�ك�م� ر� ي�غ�ف�م�ن� �ت�ج�رى ن"ات ج� ل�ك�م� ي�د�خ� ح�و�

ار� �ن�ه� اال� ا ت�ه� ت�ح�ن"ات� ج� فى ط�ي*ب�ة. اك�ن� ح5و�م�س�

ع�د�ن� �ال�ع�ظيم� و�ز ال�ف� ح6ذ�ل�ك�

(61/Saff, 12)            

53

İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi zemîninden ırmaklar akancennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. (61/Saff, 12)

54

ر& ن�ص� ا ب@ون�ه� ت�ح� ى ر� ا�خ� و�الل��ه� م�ن�

&ق�ريب& ت�ح ح�و�ف�نين� ؤ�م� �ال�م� ر ب�ش* ح�و�

(61/Saff, 13)            

55

İşte en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz başka bir şey daha var: Allah’tan yardım, zafer ve yakın bir fetih. Mü’minleri bununla müjdele!(61/Saff, 13)

56

Birçok peygamber gelmiş, ömürlerini Allah’ın rızâsıdoğrultusunda tebliğ ve mücadelede tüketmişler.

57

Fakat bazıları küçük bir grup bile oluşturamadan gitmişlerdir.Bu, mağlûbiyet mıdır? Maddî ve zâhirî yönden “evet!” Hz. Nûh da, dünya ölçeğinde mağlup olduğunu belirtiyordu:

58

ر� ان�ت�ص� ف� غ�ل�وب& م� �ا�ن�ى ب"ه ر� د�ع�ا ��ف� ح “Nûh Rabbine; ‘Ben mağlûb oldum, yenik düştüm, bana yardım et!’ diye yalvardı.” (54/Kamer, 10).

59

O Nûh (a.s.) ki, her türlü yöntemi denemiş, gece-gündüz, gizli-açık tebliğ etmiş :

60

ل�ي�ال. و�مى �ق� د�ع�و�ت *ا�ن�ى ب ر� ال� ح7ق� �� حا ار. ن�ه� و�(Nûh:) ‘Rabbim! dedi, doğrusu ben, kavmimi gece gündüz imana dâvet ettim; (71/Nûh, 5).

61

ا ار. ر� ف� ا�ال" ى �د�ع�ائ ي�ز�د�ه�م ل�م� ح8ف� fakat benim dâvetim, ancak kaçmalarını artırdı. (71/Nûh, 6).

62

م� ت�ه� د�ع�و� ا ك�ل"م� ا�ن�ى ��و� حم� ل�ه� ر� ل�ت�غ�ف�

ى ح� ع ك- ب� د ا ب9 با ا و ك! ب� ب:م� �ذ�ان�ه� ا

م� ث�ي�اب�ه� ا و� ت�غ�ش� و�اس�وا ت�ك�ب�ر� و�اس� وا ر@ ا�ص� و�

ا ت�ك�ب�ار. اس�(71/Nûh, 7 .)

63

Gerçekten de, imana gelmeleri ve böylece günahlarını bağışlaman için onları ne zaman dâvet ettiysem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler. (71/Nûh, 7).

64

ا ار. ه� ج� م� ت�ه� د�ع�و� "ا�ن�ى ��ث�م حSonra ben kendilerine haykırarak dâvette bulundum. (71/Nûh, 8).

65

م� ل�ه� ت� ر� ر� ا�س� و� م� ل�ه� ا�ع�ل�ن�ت� "ا�ن�ى ��ث�م حا ار. ر� ا�س�Üstelik, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum.” (71/Nûh, 9).

66

Ama, hakikatte ve âhiret ölçeğinde onlar başarılıydı, gâlipti, gâyelerine ulaşmışlardı. Onlar, ne yaptılarsa Allah rızâsı için yapmışlar ve o rızâyı da kazanmışlardı.

67

İnsan, sadece kulluk yapmak içinAllah’ın emir ve yasaklarınauyup O’na teslimiyetle itaat için yaratıldığına göre, Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diyeyarattım. (51/Zâriyât, 56),

bu görevlerini yapandan daha başarılı kimse olur mu?

68

Başarı ve zafer Allah’ın elindedir. O dilemeden hiç kimse gâlip gelemez.

69

İnsan, dâvâsının savaşçısıdır. ى ح� ب� و ك! د4 ا ب; ك� ا و ك� ب� لا ب� ح�� �� ب با

الل��ه� يل� ب ح*س�ى ح� ب� و ك! د4 ا ب; ك� ا ) ك� ب> ب� ب� ح�� �� ب ا ب(

الط"اغ�وت� يل� ب ح*س�ي�ط�ان� الش" ل�ي�اء� ا�و� ات�ل�وا ق� ف�

ا عيف. �ض� ك�ان ي�ط�ان� الش" ك�ي�د� ح=ا�ن" (4/Nisâ, 76 .)

70

“İman edenler Allah yolunda savaşırlar,kâfirler de tâğut yolunda savaşırlar. Öyle ise o şeytanın dostlarıyla savaşın. Şüphesiz ki şeytanın hilesi zayıftır.” (4/Nisâ, 76).

71

Bu hak-bâtıl savaşında savaşçı olarak yer almayan kimseler,kâfirlerle mü’minlerin arasında tercih yapamayan münâfıklardır ki, onlar da bu tavırlarıyla kâfirlerincephesinde kabul edilirler.

72

İnsan, savaşı önce kendi içinde kazanır ya da kaybeder. Mü’min, Allah’ın, Rasûlünün ve O’nun ipine bağlı olanların gâlip olduğuna hiç şüphe etmeyen insandır.

73

Esas gâlibiyet, Hem geçici dünyada hem de ebedî hayatta Allah’ın rızasını kazanıp felâha ermektır.

74

Uhud Savaşından mağlûp çıkan müslümanlara verilen mesaj:

ن�وا ز� ت�ح� و�ال� ن�وا ت�ه� و�ال��ع�ل�و�ن� اال� �ن�ت�م� ا و�

نين� ؤ�م� �م� ك�ن�ت�م ح�ا�ن�(3/Âl-i İmrân, 139 .)

75

Ey mü’minler! Gevşemeyin, üzülmeyin. Eğer gerçekten mü’min iseniz üstün olan sizlersiniz. (3/Âl-i İmrân, 139).

76

Gerçek gâlibiyet, mağlûp olma korkusunu yenebilmektir.Üşenme, erteleme, vazgeçme.Allah’ın yardımına güven

77

Unutmayınız ki Allah’ın kuluna verdiği en büyük yardımı kuluna zikrini unutturmamasıdır.Efendimiz şöyle diyor:Hiç birşey, Allah-u Teâlâ’nın bir kuluna kendini zikretmesi için verdiği muvaffakiyetten daha üstün değildir.

78

"Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki haddi aşmalarımızı bağışla.Ayaklarımızı sabit kıl . Kafirlere karşı bize yardım et!"