YAZIM KURALLARI Bir dilin kurallara göre yazılmasına o dilin Yazım Kuralları denir.

Post on 13-Jan-2016

149 views 0 download

description

YAZIM KURALLARI Bir dilin kurallara göre yazılmasına o dilin Yazım Kuralları denir. Kimi sözcüklerin yazımı zaman içinde değişmektedir. Yazım kılavuzunun görevi, o ülkedeki doğru yazıma öncülük etmektir. UZUN ÜNLÜ – DÜZELTME İŞARETİ. - PowerPoint PPT Presentation

Transcript of YAZIM KURALLARI Bir dilin kurallara göre yazılmasına o dilin Yazım Kuralları denir.

YAZIM KURALLARI Bir dilin kurallara göre yazılmasına o

dilin

Yazım Kuralları denir.

Kimi sözcüklerin yazımı zaman içinde değişmektedir.

Yazım kılavuzunun görevi, o ülkedeki doğru yazıma öncülük etmektir.

UZUN ÜNLÜ – DÜZELTME İŞARETİ

Türkçe kökenli sözcüklerde uzun ünlü yoktur. Sadece ses düşmesi olduğunda üzün ünlü okunabilir. (Ahmet Amca – Amet Amca) Dilimize Arapça’dan ve Farsça’dan giren sözcüklerde uzun ünlü vardır. Şa-ir, Numune, iman vb. Uzun ünlüler genellikle yazıda gösterilmez.

Düzeltme işaretinin iki görevi vardır: Uzatma ve inceltmeDüzeltme işaretlerini özellikle anlam

farklılığı oluşturan durumlarda kullanırız. Zorunlu kullanıldığı yerlere örnekler:

Uzatma : adet - âdet, alem – âlem, aşık – âşık

İnceltme : hala – hâlâ, kar – kâr, kâğıtNispet i’si : Türk askeri, askerî okul, İslam dini, dinî bilgiler

EKEYLEMLERİN YAZIMI

Ekeylem (isim fiil) denen ve imek eylemine bağlanan idi, imiş, ise sözcükleri, bağlandıkları sözcükten ayrı yazılabilir; bu durumda kendi ünlülerini korur: Gelmiş idi, hasta imiş, koşuyor ise...

Sözcüklerde çokluk bitişik yazılır: Ünlüyle biten bir sözcükle bitiştirilirse, başlarındaki –i sesi yerine -y sesi gelir ve ünlü uyumlarına uyar. Bildi-ydi, hasta-ymış, sulu-ymuş, Zonguldaklı-ymış, belli-yse, gamlı-ysa, geldi-yse, yaşlı-ydı... Ünsüzle biten sözcüklere eklendiğinde başındaki ünlüsünü yitirir ve ünlü uyumlarına uyar: var+idi vardı, alır+idi alırdı, gelir+ise gelirse, güzel+imiş güzelmiş... 

ÜNLÜ İLE BAŞLAYAN EKLERİN BİTİŞMESİ

a) –i, -e, -en, -ecek, -iş...gibi, ünlü ile başlayan ekler, ünlü ile biten bir ad ya da ad görevindeki eylem gövdesine doğrudan eklenmez; bu durumda iki ünlü arasına “y” ünsüzü girer: (Buna ünsüz türemesi-türemiş ünsüz kaynaştırma, koruyucu ünsüz denir.)

ova-y-a, dere-y-i, bekçi-y-e, sakla-y-acak, boya-y-ış, tekle-y-en iki-ş-er, araba-n-ın, araba-s-ı ...

b) –me eki ile biten eylemliklerin sonuna –e, -i eki gelirse araya “y” sesi konur: Gezme-y-e, yazma-y-ı

c) –ar, -er ekiyle türetilen bazı sözcüklerde, sözcüklerin köklerindeki ünlülerde düşme veya aşınma olur:

Sarı-ar>sarar, kara-ar>karar,

kızıl-ar>kızar, yeşil-er>yeşer...

“Kİ” EKİ “-Kİ” BAĞLACI

“Ki” bağlacı da başlı başına bir

sözcüktür; Önceki sözcükten hep ayrı

yazılır.

Ki bağlacının özellikleri •Genelde eylemlerden sonra gelir ve iki cümleyi açıklamalı bir biçimde

birbirine bağlar:

Öyle anlaşılıyor ki bu konuyu öğreneceksin (Temel cümle) (Açıklayıcı cümle)

Yar yüreğin yar, gör ki neler var.

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Zannetme ki ne güldür ne de lale.

Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta.

Atatürk diyor ki!..

Arıyorum yıllar var ki ben onu.

Her kim ki bu sırra mahzar.

•Kimi zaman pekiştirme göreviyle kullanılır. Bu durumda adlardan sonra gelebilir:

•Bir ev ki, görmeye değer.

•Kimi sözcüklerle birleşip kalıplaştığından, bitişik yazıldığı olur:

Sanki, mademki, halbuki, oysaki,

çünkü, belki...

• Ki bağlacı, kesinlikle ünlü uyumlarına uymaz:

Görülüyor kü (Y) görülüyor ki (D)

sandım kı (Y) sandım ki (D)...

• “-ki” ekinin üç değişik görevde kullanılır

• Temel görevi, ilgi zamiri olup bir adın yerini tutmak ve onun kiminle ilgili olduğunu belirtmektir: Kalemini verir misin; benimki yazmıyor.

• Bıçağın ağzı kör, makasınki keskin.

Bu görevde iken cümleye aşağıdaki soruları yöneltsek yanıt alabiliriz:

Benimki yazmıyor. (Kiminki?) Mutfağınki yanmıyor. (Nereninki?) Makasınki keskin. (Neyinki?)

• “-ki” ekini alan sözcük bir adla tamlama kurmuşsa sıfat niteliği kazanır ve “hangi?”sorusuna yanıt verir:

Evdeki hesap çarşıya uymadı.

•Zaman sözcüklerine doğrudan gelebilir.

• Geceki film güzeldi.

• İster zamir, ister sıfat göreviyle kullanılsın, cümleden çıkarıldığında genellikle cümle bozulur ya da cümlenin anlamı değişir.

• Bu ek büyük ünlü uyumuna hiç uymaz, yani “-kı” olmaz:

Akşamki dizi güzeldi.

• “Dünkü, çünkü, günkü” sözcüklerinin dışında küçük ünlü uyumuna da uymaz.

• Ek olan “-ki” her zaman bitişik yazılır.

“DE” BAĞLACI “-DE” EKİ“De” bağlacı başlı başına bir sözcük olduğundan, kendisinden önceki sözcüklerden hep ayrı yazılır.

Bu bağlaç, genellikle

“dahi, hatta, bile, üstelik, ayrıca”

bağlaçlarının yerini tutar.

Büyük ünlü uyumuna uyar;

de/da biçimleri vardır:

Gelsen de bulamazdın.

Alsan da kullanamazdın.

Ünsüz sertleşmesine uymaz; te / ta biçimi yoktur:

Zonguldak ta deniz kıyısındadır.(Y)

Zonguldak da deniz kıyısındadır.(D)

Özel adlardan sonra gelse bile kesme işaretiyle (‘) belirtilmez; çünkü ayrı yazılır:

Mehmet’te bizimle gelecek. (Yanlış)

Mehmet de bizimle gelecek. (Doğru)

“-De” ekinin özellikleri •Kendinden önceki sözcüğe hep bitişik yazılır: Evde ekmek yok. Büyük ünlü uyumuna uyar;

-de/-da biçimleri vardır:

Kasada para kalmamış. Bende de yok.

•Ünsüz sertleşmesine uyar; •-te/-ta biçimleri vardır:

Sandıkta ne var? Gömlekte düğme yok.

•Özel adlardan sonra kullanılırsa, kesme işareti (‘) ile belirtilir:

Zonguldak’ta kömür madeni var.

“De” bağlacı ile “-de” ekinin ayırt edilebilmesinin kolay çözümü: • Cümleden “de” yi çıkardığımızda cümle bozuluyorsa (anlamca düşük cümle) ektir, bozulmuyor ama anlamda çok az bir değişme oluyorsa bağlaçtır:Elimde para var. Elim para var. (Cümle bozuldu; ektir.) Gelsen de bulamazdın. (Dahi, bile anlamı katmış; bağlaçtır.)

UYARI: Bu çözüm kimi zaman geçerli değildir:

Elimde yandı.

(Ek mi, bağlaç mı belli değil.)

2. Kolay Çözüm: Cümlenin öznesiyle ya da nesnesiyle birlikte “kimde?, nerede?, ne zaman? Sorularını cümlenin yüklemine sorunuz. Cevap alıyorsanız ektir; almıyorsanız bağlaçtır:

Ayşe’de kitap var. Ek (Kimde kitap var?) Kümeste horoz yok. Ek (Nerede horoz yok?)

Ayda bir milyon kazanır. Ek ( Ne kadar zamanda bir milyon kazanır?) Ellisinde bir adamdı. (Kaçında?) Ek Çalışmakta kararlıydı. (Nede?) Ek Bu anlayışta görülen... (nasıl?) Ek

Sema da bizimle gelecek. Yukarıdaki sorulara cevap veremeyeceğinden bağlaçtır.

“Mİ” SORU EDATININ YAZIMI “Mi” soru edatı da bağımsız bir sözcük olup, kendisinden önceki sözcükten hep ayrı yazılır.

Bu edata “soru eki” demek, eklerin bitişik yazıldığı düşünülürse, yanlış olur.

Beni soran sen miydin?

•Kendinden önceki sözcükten her zaman ayrı yazılan “mi”, kendinden sonraki eklerle birleşir:

Gelecek misiniz? Alacak mısınız?...

•“Mi” soru sözcüğü, kip eklerinden kimi zaman önce, kimi zaman sonra kullanılır.

• Bütün basit zamanlı eylemlerin üçüncü

kişiye göre çekiminde zaman ve kişi

eklerinden sonra gelir:

Okudular mı?

Görüyor mu?...

Üçüncü kişiler dışında “-mış, -yor, -ecek, -r, -meli” ekleriyle çekime giren eylemlerde ise kişi eklerinden önce gelir:

Dinliyor musun? Gelmiyor musunuz? Koşar mısın?Almış mısınız? Gelmeli miyim?...

“-Di”li geçmiş zaman, dilek-koşul, istek ve emir kipleriyle çekimlenen eylemlerde kişi eklerinden sonra gelir: Duydun mu?

Geleyim mi?

Gitsek mi?

Okusunlar mı?...

UYARILAR:•“Mi” soru edatını, “-yor” ekinin daralttığı –me/-ma ekiyle karıştırmayınız: Bu akşam, bize niçin gelmiyorsunuz? Bu cümlenin yazımı doğrudur. Buradaki “mi” soru edatı “mi” değil, olumsuzluk eki “-me”nin, “-yor” ekinin etkisiyle daralmış biçimidir. Cümleye soru anlamını “niçin” katmaktadır. Dolayısıyla buradaki “-mi” bitişik yazılır.

• “Mi” soru edatını ayrıca “-im” iyelik eki ve “-i” durum ekinin birleşmesiyle oluşan “-imi” ile karıştırmayınız.

Bu karışıklık, yazım kuralları ve noktalamayla giderilir:

Evimi yıktın. (Benim evimi yıktın) –im iyelik eki, -i durum eki

Evi mi yıktın? (Bilinen bir evi mi yıktın?)

“De” bağlacıyla “mi” soru edatının birlikte kullanımı.

Bu iki sözcük kimi cümlelerde yan yana gelebilir. Bu durumda birbirlerinden ayrı yazılırlar. Çoğu zaman, cümle, soru cümlesi değil ünlem cümlesi olur:

Sen de mi Brutus! (Şaşma, üzüntü)

Sen de mi geleceksin? (Soru)

“e”, “a” İle Biten Ek Gövdelerine -yor Ekinin Getirilmesi

“-yor” eki getirildiğinde eylemin sonundaki “a”lar “ı”, “e”ler “i” olur:

Atlayor değil atlıyor,

Bekleyor değil bekliyor,

Kucaklayor değil kucaklıyor...

Diye,

niye,

yiyen sözcükleri kalıplaşmıştır.

Bunun dışındaki “y” ünsüzünden önceki daralmalar yazıda gösterilmez.

Gel-me-y-en

“İLE” BAĞLAÇ VE EDATININ YAZILIŞI İle sözcüğünün edat mı bağlaç mı olduğunu anlamak için yerine “ve” bağlacının getiririz, anlam bozulmazsa bağlaç bozulursa edat olur.Okula babamla (ve) gittim. Edat

Elini bıçakla (ve) kesti. Edat

Çocukla (ve) annesi geldi. Bağlaç

“İle” sözcüğü bağlaç da edat da olsa bitişik yazılabilir.

Annesiyle konuştum. Arabayla gittik.

Özel ada gelirse kesme işaretiyle ayrılır.

Oktay’la uzun zamandır görüşmedik.

“İle” başlı başına bir sözcük olmasına

karşın, önceki sözcükle birleşerek

ekleşebilir.

“ile” ayrı yazıldığında hiçbir değişikliğe uğramaz; ama ek olarak kullanıldığında değişikliklere uğrar:

Ünsüzle biten sözcüklere ek olarak getirildiğinde başındaki “i” ünlüsünü yitirir ve büyük ünlü uyumuna uyar:

Kitap ile kitapla, defter ile defterle...

dikkatla (Y) dikkatle (D)bıçağıyle (Y) bıçağıyla (D)

Ünlü ile biten sözcüklere ek olarak getirildiğinde başındaki “i” ünlüsü “y” ünsüzüne dönüşür ve büyük ünlü uyumuna uyar:

Araba ile arabayla

gemi ile gemiyle

radyo ile radyoyla...

“-KEN” EKİNİN YAZIMI“-ken” ekinin aslı “iken” dir.

Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur...

Ancak bu yazım biçimi yaygınlığını yitirmiştir.

“iken” eyleminin bitişik yazımı daha yaygın kullanılmaktadır.

Ünsüzle biten bir sözcüğe eklendiğinde başındaki ünlüsünü yitirir, ama büyük ünlü uyumuna uymaz: Alır+iken alırken, gider+iken giderken...Ünlü ile biten bir sözcüğe eklendiğinde önce araya “y” ünsüzü girer, sonra başındaki ünsüzünü yitirir. Bu durumda da büyük ünlü uyumuna uymaz: Yaşlı+iken yaşlıyken (uyum yok)konuşuyor+iken konuşuyorken (uyum yok)Güçlü+iken güçlüyken (uyuma uyar)güler+iken gülerken (uyuma uyar)

BİLEŞİK SÖZCÜKLERİN YAZIMIBir kavramı karşılamak üzere, iki ya da daha çok sözcükten oluşan öğelere bileşik sözcük denir.

Bileşik sözcüklerin çoğu ad soyludur

Bileşik sözcük biçiminde eylemler de vardır.

Bileşik sözcükler üç yolla oluşur:

A.Anlam Kayması

B. Ses Kayması

C. Tür Kayması

Anlam kayması yoluyla oluşan ad bileşikleri bitişik, Eylem bileşikleri –herhangi bir ses olayı

yoksa- ayrı yazılır:

1. Ad Bileşikleri: Kuşüzümü, balkabağı, kafatası, başvuru...2. Eylem Bileşikleri: Ayağını kaydırmak, kafası kızmak,

tepesi atmak...

Ses değişmesiyle oluşan bileşik sözcükler bitişik yazılır:

Bileşik sözcükler oluşurken, sözcüklerin ünlüleri kaynaşabilir,

ünlülerden biri ya da bir ses öbeği düşebilir,

bir ünsüz türeyebilir ya da başka bir ünsüze dönüşebilir

cuma+ertesi – cumartesi (“e” düşmüştür.)güllü+aş – güllaç (“ü” düşmüş, “ş”de “ç” olmuştur.) sütlü-aş – sütlaç kayın+ana – kaynana (“ı” düşmüştür.)pazar+ertesi – pazartesi (“er” ses öbeği düşmüştür.)pek+iyi – peki (“yi” ses öbeği düşmüştür.)his+etti – hissetti (“s” ünsüzü türemiştir.)hasta+hane – hastane (“ha” öbeği düşmüştür.)

Af + etti – affetti (f ünsüzü türemiş)

Farsça “hane” sözcüğüyle birleşen sözcükler;a) Ünsüzle bitiyorsa, “hane” sözcüğü (birkaç sözcük dışında, örneğin: Tersane...) eksiksiz birleşir: Balıkhane, rasathane, baruthane, darphane, dershane...b) Ünlüyle bitiyorsa, “hane” sözcüğünün ilk hecesi (birkaç sözcük dışında, örneğin: Boyahane...) eksiksiz düşer: Eczane, hastane, pastane...

“Bugün” Sözcüğünün Yazımıİçinde bulunulan zamanı ya da günü karşılıyorsa bitişik, geçmişle ilgili bir tarihi karşılıyorsa ayrı yazılır.

Bugün okula gitmeyeceğim. Bu konu bugün dahi tartışılmaktadır.İstanbul’un fethedildiği bu günde çeşitli etkinlikler düzenlendi.

“Ev, ocak ve yurt” sözcükleriyle yapılan bileşik isimler yeni yazım kılavuzuna göre ayrı yazılır. (Eski yazım kılavuzuna göre aşevi vb. bitişik yazılır.)

Doğum evi

ceza evi

sağlık yurdu

Sözcük türü kaymasıyla oluşan bileşik sözcükler bitişik yazılır:Bileşiği oluşturan sözcüklerden birinin ya da ikisinin türünün kayması ile oluşan bileşiklerdir: Şıpsevdi, dedikodu, biçerdöver, akarsu, hanımeli, imambayıldı, vurdumduymaz... iki sözcük biri ya da ikisi fiilken, tür değiştirerek isim olmuştur. Tür kaymasıyla oluşan bileşiklerde aynı zamanda anlam kayması da görülebilir.

NOT :

Biraz, birazı, birkaç, birkaçı, birtakım, birçok, birçoğu, hiçbir, hiçbiri bitişik yazılır. Bir şey , her şey ayrı, herhangi bitişik yazılır.

Perver, perest, name, zade sözcükleri bitişik yazılır: Misafirperver, hayalperest, Recaizade, beyanname...

Kahverengi bitişik, bakır rengi, menekşe rengi ayrı yazılır.

Eylem anlamlı bileşikler:Yardımcı eylemle oluşanlarda bir ses olayı(düşme, türeme, değişme) oluyorsa bitişik, olmuyorsa ayrı yazılır: Hapis+etti hapsetti, his+etti hissetti, af+etmek affetmek, red+etmek reddetmek,

sabır+etmek sabretmek, kayıp+etmek kaybetmek...

yardım etti, rica etti, terk etti, arz eylemek, yol olmak, el etmek...

Özel (kurallı) bileşik eylemler

(isteklenme eylemi ”gülesi gelmek, göresi gelmek...) dışında bileşik yazılır:

Girivermekyapabilmekdüşeyazmak bakakalmaksüregelmek gidedurmak...

Anlamca kaynaşmış bileşik eylemlerden, tam kaynaşmış olanlar bitişik; yarı kaynaşmış ve deyimleşmiş olanlar ayrı yazılır:Tam kaynaşmışlar: Başvurmak, elvermek, öngörmek...Yarı kaynaşmışlar: Kahkaha atmak, göz kırpmak...Deyimleşmişler: küplere binmek, etekleri zil çalmak...

İKİLEMELERİN YAZIMIAynı sözcüğün yinelenmesinden; yakın anlamlı, karşıt anlamlı ya da sesleri birbirini andıran sözcüklerin yan yana kullanılmasından oluşan ikilemeler ayrı yazılır:

Yavaş yavaş, ağır ağır, aşağı yukarı, ileri geri, ufak tefek, yarım yamalak...

UYARILAR:İkilemelerin kimileri kaynaşmış olup bileşik yazılır:

Çıtçıt, gırgır, iriyarı, kellifelli, kaçgöç, kapkaç, karmakarışık, suspus...

Dır dır konuşup durma. (ikileme-zarf)

Bıktım artık dırdırından. (ad)

İkilemelerin arasına hiçbir noktalama işareti konmaz. İkilemeleri, birbirini tamamlayan ve aralarına (-) işareti konan kavramlarla karıştırmayınız:

Eğitim-Öğretimin temel görevi, çağdaş insan yetiştirmektir.

Aradaki (-) işareti “ve” anlamına gelmektedir.

PEKİŞTİRMELERİN YAZIMI

Genellikle nitelik bildiren, sıfat göreviyle kullanılabilecek sözcüklerin ilk heceleri “m, p, r, s” ünsüzlerinden biriyle kapatılır. Bu yolla oluşturulan sözcükler, pekiştirilmiş sözcüklerdir. Pekiştirmeler bir tek sözcük olarak yazılırlar: Dapdaracık, tertemiz, tastamam, kaskatı...

UYARI: Bazı pekiştirmelerde arada fazladan bir ünlü ya da ses öbeği türeyebilir: sapsağlam sap-a-sağlam, çepçevre çep-e-çevre, sırsıklam sır-ıl-sıklam... Bu sözcükler her iki biçimiyle kullanılır ve yazılabilir.

 TERİMLERİN YAZIMIİki ya da üç sözcükten yapılan ve bileşik sözcük niteliği gösteren terimler bitişik yazılır: İğneyapraklılar(yeni kılavuzda ayrı), atardamar, toplardamar, mercanbalığı (yeni kılavuzda ayrı), denizaltı, uçaksavar, alyuvar, merkezkaç, omurilik, sıradağ...

Kimi terimler tamlama biçimine ayrı yazılırlar: Kapalı hece, ters orantı, dik üçgen, pi sayısı, ana toplardamar, karşılaştırmalı dilbilim...

İlk sözcük belirleyici, niteleyici durumunda ise ayrı yazılır: Uçan memeliler, dere alabalığı, açık eğretileme, sözcük vurgusu, dışters açılar, içbükey ayna, kafatası kesiti...

İkinci sözcüğü eylem olan kimi terimler ayrı yazılırlar: Mat etmek, haber atlamak...

 

DEYİMLERİN YAZIMI

Deyimler, en az iki sözcükten oluşan,

genellikle mecaz anlamlı sözcüklerdir.

Deyimleri oluşturan sözcükler ayrı yazılır:

Ağzı var dili yok, eli açık, kulağı delik,

sırtı pek, tez canlı...

UYARI:Anlam kaymasına uğramış ve kalıplaşmış deyimler bitişik yazılır:

Açıkgöz, ağırbaşlı, başıboş, yüzkarası...

YERLEŞİM BİRİMLERİN YAZIMI

İki ya da daha çok sözcükten oluşan

yerleşim birimlerinin adları bitişik yazılır:

Kahramanmaraş

Gümüşhacıköy

Şanlıurfa...

BATI DİLLERİNDEN GELEN SÖZCÜKLERİN YAZIMI

a) Çift ünsüzle başlayan sözcükler, ünsüzler arasına ünlü almadan yazılır:

Blok, flüt, flama, grev, glikoz, plak, plan, problem...

b) Çift ünsüzle biten sözcükler de ünsüzler arasına ünlü almadan yazılır:

Boraks, lüks, teyp...

c) Sözcüğün içindeki “g” ler korunur:

Demografi, program, biyografi, miligram,

propaganda, paragraf, telgraf...

Kalıplaşmış kimi sözcükler bu kuralın

dışındadır: Coğrafya, fotoğraf...

d) “g” sesi Türkçe sözcüklerin sonunda

kullanılmaz. Yabancı sözcüklerin sonunda

bulunan “g” ler aynen kalır:

Arkeolog, psikolog, Türkolog Diyalog,

katalog, jeolog, monolog...

e) Sözcüğün içindeki “ua” sesi korunur,

araya “v” ünsüzü konmaz: Fermuar, kuaför,

puan, şampuan...

Kalıplaşmış kimi sözcükler bu kuralın

dışındadır: kruvazör...

f) Sonları “-zm” ile biten sözcükler araya

ünlü getirilmeden yazılır: Realizm,

romantizm, sembolizm...

Süreksiz yumuşak harflerle ilgili kural:

Türkçe’de sözcük sonlarında süreksiz

yumuşak harfler “b, c, d, g” bulunmaz.

Bunların sertleri olan “p, ç, t, k” bulunur:

Ağaç, kitap, yurt, ayak, kalp, saç, harp...

Sert ünsüzlerin yumuşaması

(ünsüz değişimi):

“p, ç, t, k” sert ünsüzlerinden biriyle biten sözcüklerden sonra ünlü ile başlayan bir ek(-ı, -i, -in, -a, -e) ulanırsa bu ünsüzler yumuşayarak “b, c, d, g” ünsüzlerine dönüşürler:

Kitap-a kitaba, bıçak-ı bıçağı,

geçit-in geçidin, ağaç-a ağaca,

renk-e renge...

Ünsüz sertleşmesi (ünsüz benzeşmesi):

Sert ünsüzlerle “p, ç, t, k; f, h, s, ş” biten bir

sözcüğe “c, d, g” ile başlayan bir ek

ulanırsa, ekin başındaki yumuşak ünsüz

sertleşerek “ç, t, k” ya dönüşür:

Saatçi, yavaşça, kuşcağız, ağaççık, ayakta

kitaptan, yurttaş, atkı, seçkin, çalışkan,

kıskaç...

• UYARI :

• Alıntı sözcüklerde “s” ünsüzünden sonra gelenler “p” ile yazılır : İspat, kispet, müspet, nispet, tespih, tespit...

• diğer sert ünsüzlerden sonra “b” – “p” ye dönüşmez: Makbul, teşbih, tatbik...

• Bazı Arapça’dan giren sözcüklerde sert ünsüzlerden sonra gelen “c”ler korunmuştur. Mescit, tehcir, tescil...

d-t değişimi : Farsça’dan geçen –dar ekinin “d”si “t”ye dönüşmüştür.

Taraftar, emektar, minnettar...

Arapça’dan dilimize geçmiş birçok

sözcükte sert ünsüzden sonra gelen “d”

ünsüzü korunmuştur.

Takdim, takdir, takdis, tasdik, tekdir...

“ğ”- “v” değişimi :

döğmek – dövmek, söğmek – sövmek,

öğmek – övmek ...

“v”li yazmak daha doğrudur.

n-m değişimi:

saklambaç (saklanbaç), pembe (penbe),

cambaz (canbaz)

“y” – “v” türemesi : fiyat (fiat)

fayda (faide) zayıf (zaif) tuval, tuvalet

SAYILARIN YAZIMI

• Sayılar kullanıldığı alana göre rakamla ya da yazıyla yazılabilir. Yazıyla yazıldığı zaman her sözcüğü ayrı olur:

Kırk iki, yedi yüz elli sekiz...

Satır sonunda hecelerin bölünmesi :

....................................Türk-

çenin güncel sorunları.....

............................... Atatürk ‘

ün ileri görüşlülüğü ..........(Özel adlarda)

........................................19’

un katları ........................... (Rakamlarda)

UYARILAR:

1- Parasal işlemlerde sayıların bitişik yazılması zorunludur: Onmilyonyüzellibin, ikimilyonbeşyüzellibin...

2- Kesinlik aranmayan durumlarda küçük sayılar yazı ile gösterilir: “Üç yıldır özlem çekiyor”, “Henüz on beş yaşında”, “Buralardan beş yaşında ayrıldı”...

3- Bilimsel yazılarda sayılar rakamla gösterilir: Dava konusu tarlanın yüzölçümü 1700 metre karedir.

4- Çok sıfırlı sayıların ana sayılarından sonraki basamaklar yazı ile gösterilebilir: 7 trilyon... gibi.

5- Yazıya geçirilmiş sayıların her rakamı ve basamağını gösteren sözcük ayrı yazılır: Yüz elli, üç bin yetmiş beş...

6- Rakamla yazılmış bir sayıya gelen ekler, kesme imi (‘) ile ayrılır: 1948’de, 22’yi, 0,4’ten sonra, 245’ten 500’e kadar...

7- 3, 4, 5, 40, 60, 70 ile biten sayılardan sonra gelen “-de ve –den” ekleri, ünlü uyumlarına ve ünsüz sertleşmesine uyarak “-te/-ta ve –ten/-tan” olur: 1923’te, 1940’tan...

8- Sonu ünlü ile biten sayılara ünlü ile başlayan ek getirilirse araya “n, s, ş, y” kaynaştırma ünsüzlerinden biri girer ve ek ünlü uyumlarına uyar: 2’ye, 7’nin, 6’yı, 50’nin, 50’si...

9- Sayılardan sonra gelen “-( ) nci “ eki sayının son sesine göre biçimlenir. Sayıdan sonra nokta (.) konmuşsa (-nci) eki kullanılmaz:

1.inci sınıf (Yanlış) 1.sınıf (Doğru)

2’inci sınıf (Yanlış) 2’nci sınıf (Doğru)

3’ncü sınıf (Yanlış) 3’üncü sınıf (Doğru)

10- Saat (17.30), para tutarı(1.500.000), ölçü(25 kg. 15 metre), istatistik veriler rakamla yazılabilir.

Saat ve dakikalar yazıyla da yazılabilir.

Saat onda..., dokuzu beş geçe, yediye çeyrek kala.....

11- Yüzyıllarda, hükümdar adlarında, kitap ve dergi ciltlerinde Romen rakamı kullanılabilir. XX. Yüzyıl, 111. Selim, X11. yüzyıl

Selim 3 (yanlış) 3. Selim (Doğru)

12. Sayılarda kesirler virgülle ( , )le ayrılır. (15,2 ; on beş tam onda iki)

13- Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir. (üçer, onar ...)

 

TARİHLERİN YAZIMI

Belli bir günü bildiren tarihler için en

uygun yazımlar şöyledir:

29 Ekim 1923

29.X.1923

29.10.1923

29/X/1923

Ay ve gün adları bir rakamla beraber kullanılıyorsa

büyük harfle başlar ve gelen ek kesme işretiyle ayrılır.

12 Eylül 1999 Perşembe 20 Temmuz Pazar günü

toplantı yapılacak.

Gün ve ay adları, yanlarında sayı olmadığı ve belirli

bir tarihi göstermediği zaman küçük harfle yazılır:

Her eylül içime hüzün çöker.

Geçen cumartesi onunlaydık.

Her cuma, bizim orada pazar kurulur.

KISALTMALARIN YAZIMI

1- Kısaltmalarda genellikle sözcüğün ilk üç harfi alınır. Özel adların ve sanların kısaltmalarında ilk harf büyük yazılır.

Kısaltmaların sonuna nokta konur: Md.(Müdür), Ank.(Ankara), Alb.(Albay), Cad.(Cadde), doğ.(doğumu)...

2- Tek heceli sözcüklerin kısaltmalarında ilk ses kullanılır: a.(ad), c.(cilt)...

3- Bileşik sözcüklerin kısaltmalarında birinci sözcük üç harfli ise genellikle aynen alınır ve ikinci sözcüğün ilk harfi kullanılır: gökb.(gökbilim),

yerb.(yerbilim),

sesb.(sesbilim)...

4- Bileşik sözcüğün ilk sözcüğü iki harfli ise, ilk iki harf ve diğer sözcüğün ilk harfi kullanılır: Adb.(adbilim)...

5- Kurum ve kuruluş adları, bunları oluşturan sözcüklerin ilk harfleri alınarak kısaltılır. Harflerin hepsi büyük yazılır ve aralarına nokta(.) konmaz.

TDK(Türk Dil Kurumu)

TMO(Toprak Mahsulleri Ofisi)

TEK(Türkiye Elektrik Kurumu)

TBMM(Türkiye Büyük Millet Meclisi)...

UYARILAR:

1- Uluslar arası kısaltmalar, silahlı kuvvetlerle ilgili kısaltmalar, devlet kurumlarınca saptanmış kısaltmalar bu kuralın dışındadır:

Atğm.(Asteğmen),

Bçvş.(Başçavuş),

As.(Arsenki),

H(Hidrojen)...

2- Kısaltmalarda sonra gelen ekler kesme işaretiyle (‘) belirtilir ve eklerin sesleri kısaltmanın okunuşuna uyar:

TMO’ya (Doğru), TMO’ne(Yanlış)

TRT’ye (Doğru), TRT’na (Yanlış)

TEK’ten (Doğru), TEK’dan (Yanlış)

TBMM’yi(Doğru), TBMM’ni (Yanlış)

BÜYÜK HARFLERİN KULLANILDIĞI YERLER

1- Cümlenin ilk harfi büyük yazılır. “Gerçeklerin savaşçısı olmak ne güzel.”

“Bir insanı sevmekle başlar her şey.”

Cümle rakamla başlıyorsa ilk harf büyük yazılmaz. “622 numaraya bakınız”

2- Şiirlerde her dize(mısra) büyük harfle başlar:

“Neler yapmadık şu vatan için!

Kimimiz öldük,

Kimimiz nutuk söyledik.” (O.Veli)

3- Nokta, soru işareti, iki nokta üç nokta ve ünlem işaretlerinden sonra başlayan cümlelerin ilk harfi büyük yazılır.

Bu işaretler, cümle sonlarından başka yerlerde kullanılmışsa kendinden sonra gelen sözcükler büyük harfle başlamaz:

“Ben gönlümce yazabilmek için evime çekiliyorum.”

“Montaigne, Denemeleri’nde ‘Kusur korkusuyla suç işliyoruz.’der.”

“Acaba gelecek miydi? Bunu kendisi de bilmiyordu.”

“Acaba gelecek mi diye düşündü.”

“Atatürk şöyle der: Yurtta barış, dünyada barış.”

“-men ekiyle türemiş sözcükler: öğretmen, seçmen, yazman, sayman...”

“Çabuk buraya gel! Yoksa karışmam!”

“Atatürk bu söylevini, ne mutlu Türküm, diyene! sözüyle bitirir.”

4- Bütün özel adlar büyük harfle başlar:a)Kişi adları ve soyadları: Kemal, Zeynep, Halide Edip Adıvar...b)Hayvanlara verilen adlar: Minnoş, Karabaş, Pamuk...c) Ulus adları ve bu adlardan türetilen dil adları: Türk, Türkçe, Alman, Almanca, Japon, Japonca...d) Ülke ve uyruk adları: İngiltere, İngiliz, Arabistan, Arap...

e) Köy, kasaba, kent adları:

Çayırhisar, Örencik, Bafra, Samsun...

f) Semt ve mahalle adları:

Çankaya, Emirefendi Mahallesi...

g) Bulvar, cadde, sokak, alan adları:

Atatürk Bulvarı, Anafartalar Caddesi,

Sanat Sokak, Hürriyet Meydanı...

h) Kıta, bölge, dağ, ova, deniz, göl, akarsu, orman gibi coğrafya adları: Asya, Avrupa, Karadeniz Bölgesi, Uludağ, Ağrı Dağı, Çukurova, Bafra Ovası, Ege Denizi, Van Gölü, Kızılırmak, Belgrat Ormanı...

(İkisi birden kastedilen kavramı karşılıyorsa ikinci büyük harfli olur : Tuna nehri, Alp dağları.....)

ı) Yer, yön, yöre, bölge bildiren ve özel adlarla birlikte kullanılan sözcükler(batı, doğu, kuzey, güney, iç, orta) birlikte kullanıldıkları özel adlardan ayrı yazılır ve bunların her sözcüğü büyük harfle başlar:

Kuzey Amerika, Güney Afrika, Doğu Beyrut, Batı Almanya, İç Anadolu Bölgesi,

Orta Amerika... Amerikanın kuzeyi...

Doğu Karadeniz, Karadeniz’in doğusu

i) Kurum ve kuruluş, parti, dernek adları, saray, köşk, han, kale,köprü, anıt vb.:

Boğaziçi Köprüsü, Beyazıt Kulesi,

Yerebatan Sarayı, Üçüncü Ahmet Çeşmesi,

Efes Harabeleri...

j) Din, mezhep, tarikat adları: İslamiyet, Bektaşilik, Mevlevilik...

k) Yasal antlaşma, yapıt, kitap, dergi, gazete adları: Montrö Antlaşması, Kuğu Gölü Balesi,

Silahlara Veda, Bilim ve Teknik, Sabah, Hürriyet, Zaman...

l) Bir özel ada bağlı saygı sözcükleri, sanlar, takma adlar:

Bay Bülent Çelik,

Profesör Doktor Muhittin Aşkın,

Albay Ali Yılmaz,

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa,

Çolak Ramazan, Parmaksız Salih...

m) Özel adlardan türeyen bütün ad, eylem ya da sıfatlar:

Türkçe, Atatürkçülük, Türkçeleştirmek...

n) Kitap, dergi adları,başlıklar:

Edebiyatın İşlevi, Leyla ile Mecnun...

(Başlıklardaki ve, de, ile, ki, ya da

bağlaçları, soru bildiren mi küçük harfle

yazılır. Mai ve Siyah)

o) Mektup başlığı ve zarf üzerindeki sözcükler: Değerli dayıcığım ve yengeciğim, (Eski yazım kılavuzunda her sözcük büyük harfle başlar.Sayın Konuklar, Değerli Öğretmenim) Seslenmeler (hitaplar) ilk harfler büyük harfle başlar: Ey Türk Gençliği, Canım anneciğim, Erzurum Valiliği’ne

Millî Eğitim Müdürlüğü’ne

Resmi Yazışmalarda

Sayın Bakan, Sayın Vali, Sayın Başkan.....

ö) Kısaltmaların çoğu büyük harfle başlar:

TC, TCDD, TBMM, TMO, TEK...

Not: Kısaltmaların eklerinin yazımı kısaltmanın okunuşuna uygun olur:

TEK’e, TV’ye, TBMM’ye... Doç., Sn.

p) Güneş, Dünya ve Ay sözcükleri gökbilim ve coğrafya ile ilgili kullanıldığında büyük harfle, öteki kullanımlarda küçük harfle başlatılır:

“Dünya, Güneş’in çevresinde, Ay da Dünya’nın

çevresinde döner.”

“Bu işi dünyada yapmam.”

Bütün yıldız ve gezegen adları büyük harfle başlar:

Merkür, Venüs, Uranüs...

Bu akşam Kutup Yıldızı’nı göremedim.

Derken fıstık ağaçlarının arasında ay doğdu.(Terim anlamı yok.)

r) Özel adlarda ses düşmesi söylenişte belirtilir, ama yazımda gösterilmez:

Anıtkabrin(Söyleyiş) / Anıtkabirin(Yazım)...

s) Özel adlardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle (‘) ayrılır:

İbrahim Öztürk’e

Ş- Levhalar ve açıklama yazılarıBaşkan, Doktor, Otobüs durağı 1.blok

t- Antep fıstığı, İngiliz anahtarı, Van kedisi, Maraş dondurması, Hindistan cevizivb.de ikinci sözcükler küçük harflidir.