Post on 06-Sep-2019
130
BD EYLÜL 2012
›n›f›m›zda müzik konusundaen yeteneksiz oldu¤unu dü-flündü¤ümüz kiflilere bilede¤iflik müzik aletleri çald›r-
may› baflarm›flt›. Flüt, mandolin, ba¤-lama, gitar ve darbuka... S›radan birlisede müzik dersleri, öylesine dersler-dir. Bizim lisede de öyleydi; ta ki BayRam gelinceye dek.
S›n›fa ilk geldi¤i günü an›ms›yo-
Yanl›flYapmaktanKorkmay›n
Bay Ram, çok ilginçbir müzik ö¤retmeniydi.Asl›nda okul yaflam›mboyunca onun kadarilginç bir ö¤retmengörmemifltim.
SYazan: GÜLEN KATIRCIO⁄LU
131
BD EYLÜL 2012
rum. ‹çeri büyük birspor çantayla gir-miflti ve bize müzikdersiyle ilgili ne dü-flündü¤ümüzü sormufl-tu. Birkaç›m›z›n yalandan“Müzik dersini seviyoruz,hofllan›yoruz” demesinden sonra BayRam “Müzik dersinden hiç s›k›lm›yormusunuz?” diye sordu ve ekledi:
“Ben lisedeyken çok s›k›l›rd›m”dedi.
Bay Ram’›n sözlerinden cesaretbulup, elimi kald›rd›m, söz istedim:
“Hocam, ben s›k›l›yorum” dedim.“Bak postac› geliyor parças›n› flütleçalmaya çal›flmak, sol-fejle u¤raflmak hiç dee¤lenceli de¤il.”
S›n›fta benim gibibaflka s›k›lan olup ol-mad›¤› sordu. Birkaçkifli daha el kald›rd›.Bay Ram, hepimizebir soru sordu:
“Peki, özel ya-flamlar›n›zda ne dinle-meyi seviyorsunuz?”dedi.
Birkaç kifli yan›tverdi bu soruya. Bunun üzerine BayRam, büyük spor çantas›n›n içindentafl›nabilir bir müzik seti ç›kard› vealbümleri içinden bizim sevdi¤imizparçalar› çalmaya bafllad›. ‹lk parçay›çalmadan önce, her parçay› çald›¤›ndabizim de ellerimizi s›raya hafifçe vu-rarak, parçaya uygun tempo tutmam›z›istedi. Aç›kças› çok flafl›rm›flt›k. Amaparçan›n çalmaya bafllamas›yla birlikteherkes elleriyle tempo tutmaya baflla-
m›flt› bile. Bay Ram,müzi¤in sesini k›st›.Bu kez, bizim elleri-
mizle tutturmaya ça-l›flt›¤›m›z tempo öne
ç›kt›. Birkaç›m›z ritmi bo-zuyorduk. Bir arkadafl›m›z on-
lar› uyard›. Fakat hoca da onu uyard›:“B›rak›n yanl›fl yaps›nlar” dedi
ve s›n›f›n tümüne döndü:“Yaln›zca tempo tutmaya çal›fl›n
ve yanl›fl yapmaktan korkmadan” de-di. “Yaparsan›z da, bu yanl›fl›n›z› sak›ndüzeltmeye çal›flmay›n. Yaln›zca veyaln›zca tempoyu kendi do¤an›z için-de tutturmaya çal›fl›n.”
Ders, avuçlar›m›z› coflkuyla bir-birine vurarak ç›kard›¤›m›z alk›flsesleriyle bitti. S›n›ftan ç›karken, he-pimiz biraz önceki parçalar›n seslen-dirilmesinde kendimizin de rol ald›¤›-m›z›n ay›rd›ndayd›k.
‹zleyen derslerde hoca bize çal-mak istedi¤imiz müzik ayg›t› olup ol-mad›¤›n› sordu. ‹çimizden kimilerigitar, ba¤lama, flüt gibi müzik aletleriçalmak istediklerini söylediler. Hoca
Hocahatalar›m›zla
bar›fl›k olmam›z›sa¤l›yordu
Ünlü bir yazar, her ay dergisine yaz› gönderir ve flunotu eklerdi: “Kusura bakmay›n, yetifltirebilmek için, yinenoktalama iflaretlerini koyamad›m...”
Bir-iki derken, dergi yönetmeninin can› bu ifle öyles›k›lm›flt› ki... Bir yazar da bu ifli yeterince önemsemezve beceremezse kim becerirdi?.. Sonunda, yazara flöylek›sa bir mektup yazd›: “Say›n Yazar, Yaz›n›z için teflekkür
ederiz. Yine iflinizin çoklu¤u nedeniyle noktalama iflaretlerini koyamam›fls›n›z.Sizden ricam›z, önümüzdeki ay siz noktalama iflaretleri gönderin. Yaz›y› biz yazar›z. Sayg›lar›m›zla... Editör”132
bir biçimde bunlar› bize sa¤lad› vehepimizle birer birer ilgilenerek bun-lar› çalmay› ö¤retti.
ma anlatmak istedi¤imbu de¤il... Hoca durma-dan bizi hata yapmam›ziçin cesaretlendiriyordu.
Daha do¤rusu hatalar›m›zla bar›fl›kolmam›z› sa¤l›yordu. Kim bir flark›çal›yor ya da söylüyor ve hata yap›yor-sa, “Hataya ald›rma devam et” anla-m›nda bir iflaret yap›yordu.
“Yaln›zca yap›n, çekinmeden,yanl›fl yapmaktan korkmay›p, yaln›zcayap›n” diyordu ve sonra da bu sözleri-nin anlam›n› aç›kl›yordu: “‹nsano¤lu neyi nas›l yapaca¤›n›ancak yaparak bulur, yaparak ö¤renir”diyordu. “Yanl›fl yapmaktan korkaninsan hiçbir ifl yapamaz, yaln›zca ha-reketsiz durur. ‹nsan hata yaparakö¤renir. Yapt›¤› en baflar›l› iflini ise,yanl›fl yapmaktan korkmad›¤› an›ndagerçeklefltirir.”
Biz, böyle bir yaklafl›m› daha öncehiç görmemifltik. Tüm okul yaflam›m›zboyunca ö¤retmenlerimiz ve büyüks›n›flardaki a¤abeylerimiz, ablalar›m›z
hep, bizim yanl›fllar›m›z› yüzümüzevurmakla ve onlar› düzeltmekle u¤rafl-m›fllard›. Hatas›z bir yaflam sürmemiz,vard›. Bu bask› nedeniyle ise bir fleyyapmaktan, bir fley söylemekten çe-kiniyor, korkuyorduk. Fakat Bay Rambize de¤iflik bir fley söylüyordu:
‹nsan›n hata yapa yapa, hata yap-may› do¤al kabul ederek do¤ru ve gü-zeli yapmay› ö¤renece¤ini söylüyordu.Hiç unutmuyorum, son s›navda flütlebir parçay› çal›yordum ve hata yap-m›flt›m. Bay Ram yine “Devam et”iflareti yapt›. Yine hata yapt›m. Bizesa¤lad›¤› tüm rahatl›¤a karfl›n iki dam-la yafl yanaklarımdan süzüldü. Çal-maya devam ettim ve yine hata yap-t›m. Bay Ram, “Hata yapman önemlide¤il, geçeceksin, yeter ki yaln›zcahata yapmaktan korkmadan çal” dedi.Parçay› bafltan ve hiç hatas›z çald›m.
O andan sonra yaflam›mda hatayapmaktan korkmuyorum. Hata yapt›-¤›m zaman küçük görülmekten, baflka-lar›n›n olumsuz düflüncelerinden etki-lenmiyorum.
Hepinize, yaflam›n›z›n bir an›ndasizi hatalar›n›zla bar›flt›racak Bay Ram’larla karfl›laflman›z› dilerim. •
BD EYLÜL 2012
A
ED‹TÖRTEN YAZARA!