Post on 04-Jul-2018
Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS)
Eylül 2014 September 2014
Yıl 7, Sayı XIX, ss. 581-599. Year 7, Issue XIX, pp. 581-599.
DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh600
PAZARÖREN KÖY ENSTİTÜSÜ’NÜN SOSYO-MEKÂNSAL
ETKİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE BİR KIRSAL
TARİH ARAŞTIRMASI (1938-1954)
Seda ÇALIŞIR HOVARDAOĞLU
Özet
Cumhuriyetin ilk yıllarında, ülke nüfusunun yaklaşık % 75’i sosyal ve ekonomik
olanaklar açısından yetersiz koşullara sahip kırsal alanda yaşamaktaydı. Bu dönem,
kırsalın yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, geliştirilmesi ve kalkınmada kır-kent
dengesinin kurulabilmesi için ulusal düzeyde yoğun çabaların başladığı bir dönemi
temsil eder. Bunların başlıcaları arasında, ülke genelinde temel eğitim, uygulamalı ve
teorik tarım derslerinin verildiği enstitülerin kurulması yer almaktadır. Bunlar kırsal
nüfusun modernleşmesine odaklanan, tarımsal üretim ilişkilerini modernleşmeyle
uyumlu biçimde yeniden üretebilmeyi amaçlayan ve ulusal düzeydeki kalkınma
çabasının kırsal bileşeni olarak anlaşılabilecek önemli uygulamalardan biriydi. Bu
çalışmada, Kayseri İli Pazarören yerleşmesinde 1938 yılında kurulan ve yapıları büyük
oranda günümüze ulaşan Pazarören Köy Enstitüsü’nün, 1938-1954 yılları arası
dönemde sosyo-mekânsal etkilerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Günümüzde
öğretmen okulu olarak varlığını devam ettiren eğitim kompleksi hem yakın çevresinin
tarihsel sürecinde önemli bir parça olmuştur, hem de yapılarıyla ve bu yapıların
oluşturduğu mekânsal organizasyonuyla Cumhuriyet dönemi modernleşme çabalarının
özgün bir mekânsal örneğini temsil etmektedir.
Anahtar kelimeler: Pazarören Köy Enstitüsü, sosyo-mekânsal etki, kırsal tarih
araştırması.
Yrd. Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü.
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[582]
A Rural History Research Assessing Socio-Spatial Influences Of Pazarören
Village Institute (1938 – 1954)
Abstract
During the first years after the declaration of the Republic, almost 75 % of the
total national population had been living in the rural areas with extremely low levels of
social and economic amenities. This period represents an era in which intensified
national attempts were begun to trigger economic and social development in the rural
areas. Establishing nationwide institutes for fundamental, theoretical and practical
education was among them. They have focused on modernization of rural communities,
and had been the rural component of the national development efforts. This study aims
at assessing the socio-spatial influences of Pazarören Village Institute in Kayseri
Province in the period between 1938 and 1954. This education complex is still
functioning as a Teacher School and it has been an important actor for surrounding
settlements throughout the history. This institute also represents a unique spatial
example of modernization efforts within the first years of Republic of Turkey.
Keywords: Pazarören Village Institute, socio-spatial influences, rural history research.
Giriş
Cumhuriyetin ilk yılları, ulusal düzeyde hem kentsel alanda hem de kırsal
yerleşmelerde topyekûn modernleşme çabasının yoğun olarak başladığı bir
dönemi temsil eder. Bu nedenle ulusal kalkınma amaçlı birçok politika ve proje
bu dönemde kırsal yerleşmelerde de uygulanma olanağı bulmuştur. Özellikle
kırsal nüfusun sadece tarımsal üretim ilişkilerini değil, aynı zamanda toprakla
olan ilişkilerini de yeniden üreten politikalar bu dönemde öne çıkmaktadır. Bu
dönemde ulusal düzeydeki böyle politikaların en belirgin hale gelenlerinin
eğitimli, tarım ve zanaat becerisi arttırılmış bireyler yetiştirilmesine ve yaşam
kalitesinin arttırılmasına yönelik eğitim amaçlı düzenlemeler ile kırsal konut
alanları tasarımı ve ulaşım kararlarına yönelik politikalar olduğu söylenebilir.
Bu çalışmada eğitim alanında gerçekleştirilen uygulamalardan biri olan köy
enstitülerinden, Pazarören Köy Enstitüsü’nün Pazarören yerleşmesi özelindeki
sosyo-mekânsal etkileri incelenmektedir.
Köy Enstitüleri her ne kadar 17 Nisan 1940 tarihinde TBMM’de
onaylanan 3803 sayılı Köy Enstitüsü Yasası sonrası uygulanmaya başlanmış bir
politika olsa da, bu politikaya hayat veren kırsal kalkınma düşüncesi,
cumhuriyetin ilanıyla birlikte başlayan kalkınmadaki merkezi politikalardan
biridir. Örneğin 1923 yılında gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi’nde, her
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[583]
bölgede birbirine yakın köyler için yeteri kadar toprağı olan yatılı birer okul
açılması ve temel eğitim yanında uygulamalı ve teorik basit tarım derslerinin
öğretilmesi planlanmıştır. Ayrıca köylerdeki ilkokulların beş dönümlük bir
bahçesi, modern üretim tekniklerine uygun küçük ve büyükbaş hayvan
barınakları, öğretmen lojmanı inşa edilmesi düşünülmüştür. Toprağın uygun
büyüklükteki parçalarının sebzecilik, fidancılık ve çiçekçiliğe ayrılarak,
öğretmenlerin kontrolü altında toprağın öğrenciler tarafından işlenmesi; bu
tarımsal faaliyetlerdeki harcama ve gelirin köy öğretmenlerinin sorumluluğunda
olması ve bu yolla öğrencilere uygulamalı olarak çiftçiliğin öğretilmesi ve aydın
kişilerin köylere yerleşmelerinin teşviki aranmıştır (Hasol, 2009). Bu
değerlendirme köydeki eğitimin düşünsel temellerinden birini oluşturmaktaydı.
1924-1934 yılları arasında Amerika ve Avrupa’dan birçok uzman Türkiye’ye
davet edilerek özellikle kırsal alandaki eğitim sorunlarına çözüm aranmıştı ve
1933 yılında kurulan Kırsal Eğitimi İnceleme Komisyonu bu arayışın en
belirgin kurumsal yansımasıydı.
1930’ların sonuna doğru Milli Eğitim Bakanlığı, İlköğretim Genel
Müdürü İsmail Hakkı Tonguç1, tarımla ilişkili kırsal eğitimin oluşturulması için
ülke genelinde yer alan köy tiplerini inceleyerek, Macaristan, Romanya,
Yugoslavya, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde bu konularda araştırmalar yaptı
ve enstitülerin kurulması ve içeriği hakkında bir rapor hazırladı. Türkiye
Cumhuriyeti’nin tarıma dayalı ekonomisi için yararlı olacağı düşünülen
“üretime dayalı eğitim” ilkesine göre eğitim kurumları oluşturulması kararı
alındı (Türkoğlu, 2009: 151-163). 17 Nisan 1940 tarihinde TBMM’de
onaylanan 3803 sayılı Köy Enstitüsü Yasası’yla “köy öğretmeni ve köye
yarayan meslek adamı yetiştirilmek üzere, tarıma elverişli toprağı bulunan
yerlerde, Milli Eğitim Bakanlığı’nca Köy Enstitüleri açılması”na karar verildi
(3803 sayılı Köy Enstitüsü Yasası, Madde I). Bu kararla Türkiye genelinde 21
Köy Enstitüsü kuruldu. Şekil 1, kurulan 21 Köy Enstitüsü’nün ulusal düzeydeki
mekânsal dağılımını göstermektedir.
1 İsmail Hakkı Tonguç: 1893 yılında Bulgaristan’ın Tataratmaca Köyü’nde doğmuş, İstanbul
Öğretmen Okulu’ndan mezun olduktan sonra, 1919’da öğretmenliğe başlamıştır. 1935’de Milli Eğitim Bakanlığı, İlköğretim Genel Müdürü olmuş ve 1946 yılına kadar bu görevde kalmıştır. 1960’da vefat eden Tonguç, köy enstitülerinin hayata geçmesindeki çalışmaları ve bu
konudaki eserleriyle tanınmaktadır.
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[584]
Şekil 1: Türkiye genelinde Köy Enstitüleri’nin yerleri ve kuruluş tarihleri.
Tonguç (1998) bu kuruluşta göz önünde tutulan esasları şu şekilde
sıralamaktadır:
-Enstitünün yerini seçmek ve bölgesini tayin etmek,
-Gelecekte göreceği işlere ve alacağı öğrencilerin sayısına göre vaziyet planı ile
binaları için açılacak müsabakanın ana şartnamesinin esaslarını tespit etmek,
-Ülke mimarları arasında yarışmalar açarak birinciliği kazanan projeyi Köy Enstitüsü
öğrencilerine inşaat ve sanat derslerinde uygulatmak (s. 530).
1937-1938 ders yılı içinde arazi, sulama, iklim, ulaşım ve haberleşme
özellikleri bakımından Orta Anadolu’da önemli bir yeri olan Pazarören
yerleşmesinde bir eğitmen kursu açılmasına karar verildi. Bu kursun 1940’da
kabul edilen Köy Enstitüleri Kanunu’yla birlikte Kayseri, Sivas, Yozgat,
Kırşehir ve Niğde köylerinden öğrenci alan bir Köy Enstitüsü haline
dönüştürülmesi uygun görüldü. Köy eğitimi sorunlarının çözümü için gündüzlü
ve yatılı “Bölge Okulları” düşüncesinin gerçekleştirildiği 1930’larda
Pazarören’de Pazarören Yatılı Bölge Okulu inşa edilmişti. Enstitü, bu binada
(Ana bina) eğitime başlamış ve bu yapının yakın çevresini içine alacak biçimde
yerleşke sınırı belirlenmiştir. 27 Ocak 1954 tarihinde çıkan 6234 sayılı yasa ile
Köy Enstitülerinin, İlköğretmen Okulu’na dönüştürülmesi kararına dek
Pazarören Köy Enstitüsü bu yerleşke alanı içinde faaliyet göstermiş, bu tarihten
Kayseri
Pazarören
(1940)
Kırklareli
Kepirtepe
(1938)
Balıkesir
Savaştepe
(1940)
İzmir
Kızılçullu
(1937)
Aydın
Ortaklar
(1944)
Sakarya
Arifiye
(1940)
Eskişehir
Çifteler
(1937)
Isparta
Gönen
(1940)
Antalya
Aksu
(1940)
Konya
İvriz
(1941)
Ankara
Hasanoğlan
(1940)
Samsun
Akpınar
(1940)
Adana
Düziçi
(1940)
Trabzon
Beşikdüzü (1940) Kars
Cılavuz (1940)
Sivas
Yıldızeli
(1942)
Erzurum
Pulur
(1942)
Malatya
Akçadağ
(1940) Diyarbakır
Dicle
(1944)
Van
Erciş
(1948)
Kastamonu
Gölköy
(1939)
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[585]
sonra ise, Mimar Sinan Anadolu Öğretmen Lisesi olarak aynı yerleşke sınırları
içinde eğitime devam edilmiştir.
I. Enstitünün kuruluşu ve enstitüde eğitim
I.1. Ulusal Mimarlık Yarışması
3803 sayılı yasayla, Köy Enstitüsü yapılarının inşasında, Ulusal Mimarlık
Yarışması ile mimari projelerinin ve vaziyet planlarının gerçekleştirilmesi
zorunluluğu getirilmiştir. Pazarören Köy Enstitüsü de 8 projenin katıldığı bir
yarışmayla projelendirilmiştir. Maarif Vekilliği’nce yapılan yarışmanın
şartnamesinde proje içeriği, müelliflerin uyması gerekli koşullar ve
projelendirilecek yapılar hakkında bilgiler yer almaktadır. Pazarören Köy
Enstitüsü yarışma şartnamesinde 58 adet bina inşa edilmesi gerekli görülmüştür.
Bu yapılar, okul binası (16 adet), toplantı binası (1 adet), atölye binası (4 adet),
mutfak, çamaşırhane ve banyo (1 adet), idare binası (1 adet), tavla, ahır ve
kümesler (9 adet), depolar (11 adet), revir (1 adet), umumi helalar ve yüz
yıkama yerleri (2 adet) ve öğretmen evleri (12 adet) olarak belirlenmiştir.
Yarışma sonucunda, şartname ile belirlenen amaç ve isteklere uygunluk
açısından Y. Mimar Ahsen Yapaner ve Mualla Eyüpoğlu Anhegger tarafından
gerçekleştirilen Pazarören Köy Enstitüsü Projesi birinci seçilmiştir. Birincilik
kazanan projenin Açıklama Raporu’na göre enstitü yerleşim planı ve yer seçim
kararları şöyledir (Pazarören Proje Açıklama Raporu, 1938):
Pazarören’de kurulacak enstitü köye hakim güneye bakan yamaçlar üzerinde
kurulacaktır. Güneyden kuzeye doğru çıkan yol üzerine uzun cephelerini güneye arz
eden binalar bu yol istikametinde sıralanmaktadır. Toplantı binası, spor meydanı,
parklar mutfak ve atölyeler merkezi olarak tertip edilmiştir. Revir en sakin yere köyden
ve merkezden en uzak şekilde konulmuştur. Zirai binalarla ahırların halen mevcut
bulunan ahırlar ve hayvan reviri yakınına yapılması doğru görülmüştür. Esasen
enstitünün asıl ziraat alanı da 7 km. mesafededir. Enstitü binalarının esas ve servis
yolları mükemmel ve iktisadi şekilde birbirine bağlanmaktadır. Kuzeydeki membadan
getirtilecek su en yüksek kısma taş duvarla ucuz olarak yapılacak bir nazım depo ile
bütün binalara tazyikli olarak verilecektir. Kanalizasyon güneyde sebze bahçelerinin
başlangıcına yapılacak bir fosseptikle raptedilecektir.
Köy Enstitüleri’nin gerçekleşme fikrinin özünde, kendine yeterli bir
ulusal ekonomi yaratma çabası olduğunu belirtmek mümkündür. Yarışma
projelerinin uygulanma süreci de bu fikirle uyumlu bir şekilde gerçekleşmiştir.
Yarışma sonrasında dereceye giren projeler, maketleriyle birlikte enstitülerine
gönderilmiş (Türkoğlu, 2009: 203) ve yapıların inşa sürecine başlanmıştır.
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[586]
Projenin uygulanması öğretmen, öğrenci ve ustaöğreticiler tarafından yapı ve
sanat dersleri kapsamında gerçekleştirilmiş ve enstitü yapıları birkaç yıl içinde
tamamlanmıştır.
I.2. Enstitüde eğitim ve eğitim yapıları
1943 yılında yürürlüğe giren Köy Enstitüleri Öğrenim Programı’na göre,
kuramsal ve uygulamalı olarak toplam beş yıllık (260 hafta) eğitim verilmesi
planlanmıştır. Bu sürenin 114 haftası kültür dersleri, 58 haftası ziraat dersleri ve
uygulamaları, 58 haftası teknik dersler ve uygulamaları, 30 haftası ise tatilden
oluşmaktadır. Köylünün modern esaslara uygun tarımsal faaliyette bulunması
için ziraat dersleri ve teknik dersler okutulurken, aynı zamanda zirai işletmeler
ekonomisi ve kooperatifçilik gibi derslerle de köylünün üretim dallarında
örgütlenmesi ve çağdaş bir kalkınma anlayışının kazandırılması hedeflenmiştir.
Eğitim ve uygulamanın bir arada gerçekleştirilmesi, enstitülerin mekânsal
organizasyonunun da birincil belirleyicilerindendir. Bu amaca uygun olarak
Pazarören Köy Enstitüsü de iki kısımdan oluşturulmuştur: bunlar idari, eğitim
ve uygulama alanları, barınma, sosyo-kültürel ve sportif aktivitelerin yer aldığı
kısım ile enstitü uygulama alanının bulunduğu bölümdür. Birinci kısım,
Kayseri-Malatya Yolu’nun batısındaki Pazarören yerleşmesinin merkezinde,
eğimli bir arazi üzerinde, çevresi bahçe duvarlarıyla sınırlandırılmış, yaklaşık
9,6.hektarlık bir alana yerleşmiştir (Şekil 2, Resim 1). Yapıların geneli, 1-2
katlı, yerel malzeme (taş) kullanılarak inşa edilmiştir. Yapılarda kullanılan
malzeme, yukarıda da belirtilen kendi kendine yeterli ekonomi fikrine uygun
olarak, okulun yakınındaki taş ocağından sağlanmaktadır.
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[587]
Şekil 2: 1940’larda Vaziyet Planı (Harita: A. Salman Arşivi).
İdare Binası
Garaj-depo Kooperatif
Ana Bina
Kızlar
Yatakhanesi-Atelye Derslik
Hamam
Çamaşırhane Fırın
Gülcemal
Yatakhanesi
Atelye
Yatakhane
Öğretmen
Evleri
Sinema-
Spor Salonu
Revir Postane
Misafirhane
Beşgen Çeşme
Tuvaletler
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[588]
Resim 1: Postane (1), Revir (2), İdari Bina (3), Kooperatif (4), Derslikler ve
Yatakhane (5) (T. Gedikli Arşivi).
Ana Bina, 1935 yılında Gesili Ethem Bey’in öncülüğünde Yatılı Bölge
Okulu olarak kullanılması amacıyla iki katlı olarak inşa edilmiştir (Resim 2).
Enstitünün ilk yıllarında eğitim yapısı, sonrasında ise idari birim olarak
kullanılmıştır. Yapının bahçesi öğrencilerin idari konularda bilgilendirilmesi,
posta dağıtımının yapılması ve sabah etkinliklerinin gerçekleştirilmesi gibi
amaçlarla da kullanılmıştır.
(a) (b)
Resim 2: Ana Bina’dan Görünümler (Hovardaoğlu, 2014).
Enstitü içinde demircilik, dülgerlik, marangozluk, duvarcılık, motorculuk,
dokumacılık, dikiş gibi konularda uygulamalı olarak teknik bilginin sağlandığı,
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[589]
bilgi ve becerinin geliştirildiği, aynı zamanda enstitünün ihtiyacı olan çoğu
aracın yapıldığı işlik ve tamirhaneler de bulunmaktadır (Resim 3).
(a) (b)
Resim 3: Tamirhane ve İş Makinalarından Bir Görünüm (Hovardaoğlu, 2014).
Enstitüde fen ve sosyal bilimler, dil, edebiyat ve beden eğitimi, resim ve
müzik gibi güzel sanatlara yönelik derslerin uygulamalı olarak yapıldığı çok
sayıda derslik de bulunmaktaydı. Ayrıca yatılı bir eğitim gerçekleştirilmesi
nedeniyle yurtlar ve enstitüdeki öğretmenler ve özellikle öğrenci misafirlerinin
de kullanabileceği Öğretmen Evleri ve Misafirhane de inşa edilmişti (Resim
4.a). Öğrenci yurtları, kızlar ve erkekler için ayrı olarak tasarlanmıştı. Kızlar
yatakhanesi, idari binanın yanında ve tek katlı taş bir yapıydı. Bir kısmının işlik
olarak kullanıldığı da bilinmektedir (Resim 4.b).
(a) (b)
Resim 4: Lojman (a) ve Kızlar Yatakhanesinden (b) Görünümler (Hovardaoğlu,
2014).
Erkek yatakhaneleriyse üç farklı yerde tasarlanmıştır: Ana Bina,
Öğretmen Evlerinin yanındaki yurtlar ve Gülcemal Yatakhanesi (Resim 5).
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[590]
Enstitüde ortak kullanımlar için gerçekleştirilmiş hamam, çamaşırhane ve fırın
gibi yapılar da bulunmaktadır (Resim 6.a). Enstitüdeki sinema-spor salonu,
haftalık ve dönem sonu sosyo-kültürel ve sportif aktivitelerin gerçekleştirilmesi
için tasarlanmıştır (Resim 6.b).
(a) (b)
Resim 5: Gülcemal Yatakhesi Kuzey ve Batı Cephesinden Görünümler
(Hovardaoğlu, 2014).
(a) (b)
Resim 6: Hamam, Çamaşırhane, Fırın (a) ve Sinema ve Spor Salonundan (b)
Görünüm (Hovardaoğlu, 2014).
Ülkenin büyük kesiminde olduğu gibi, bu kurumların da hiçbirinde ilk
inşa edildikleri dönemde elektrik bulunmamaktaydı. Her enstitü, bölgesinin
olanaklarına göre, öğretmen ve öğrencilerle birlikte elektrik santrali ve jeneratör
binası kurmuştu. Tuvaletler, enstitü alanı içerisinde çeşitli noktalarda yer almıştı
(Resim 7.a). Garaj ve depo ise, Ana Bina’nın kuzeyinde olup günümüzde yıkık
durumdadır (Resim 7.b).
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[591]
(a) (b)
Resim 7: Tuvaletler (a) ve Garajdan (b) Bir Görünüm (Hovardaoğlu, 2014).
İkinci kısım, tarımsal faaliyetlerin gerçekleştiği uygulama alanı (Enstitü
Çiftliği) olarak yerleşim merkezinden ve enstitü alanından yaklaşık 7 km.
uzakta, Kayseri-Malatya yolunun doğusunda yer almaktadır. Zamantı Irmağı
kıyısında, verimli tarım topraklarında kurulan bu alan, yaklaşık 200 hektardır.
İçinde ahır, ağıl gibi birçok yapının varlığı bilinmekle beraber, alanda dinlenme
ve restoran amaçlı iki katlı, taş malzemeden bir yapı da inşa edilmiştir (Resim
8).
(a) (b)
Resim 8: Çiftlik Binası ve Alanı’ndan Bir Görünüm (Mimar Sinan Anadolu
Öğretmen Lisesi Arşivi, Hovardaoğlu, 2013).
II. Kırsal yaşamda enstitünün sosyo-mekânsal etkileri üzerine
Cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekleştirilen sanayi yatırımlarının birçoğu,
sadece fabrika alanları biçiminde tasarlanmayıp, sosyo-kültürel faaliyet
alanlarıyla birlikte bütünsel bir mekânsal organizasyona sahiptir. Bu nedenle,
söz konusu büyük yatırımlar sadece modern üretim biçimlerinin değil, modern
toplumsal ilişkilerin de ulusal coğrafyaya yayılmasında önemli rol oynamıştır.
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[592]
Sınırlı bir alanda yerleşen ve çoğu tarımla uğraşanların yaşadığı kırsal
yerleşimler için enstitü alanları da benzer bir rolü üstleniyor görünmektedir.
Oldukça geniş bir alana yayılmış ve çok çeşitli işlevlerin gerçekleştiği Köy
Enstitüleri, bu özellikleri ile hem yerleşim alanları hem de etkiledikleri alanlar
açısından kırsal yaşam içinde önemli birer aktör olarak değerlendirilebilirler.
Aynı zamanda çevre illerin tümünden öğrenci alarak, yerleşimler arasında
sosyo-kültürel ve ekonomik ilişkiler de kurmakta ve çok daha geniş bir etki
alanında var olmaktadır. Enstitünün etkilediği bu kırsal yaşam, yereldeki
kalkınma pratikleri ve hatta yerel yaşam kalitesindeki artışlarla daha belirgin
hale gelmektedir. Yaşam kalitesi, ekonomik göstergelerin yanı sıra nitelikli bir
yapılı çevrede yaşayabilme, fiziksel ve zihinsel sağlık, eğitim ve kültürel
olanaklara erişim, çalışma dışı zamanlarda insanların bireysel gelişimini ve
farklı ilgi alanlarını destekleyecek çeşitlilikte hizmetlere erişim ve sosyal aidiyet
gibi göstergeleri de içerebilmelidir (Hovardaoğlu, 2012: 290). Kırsal alanda
sadece ekonomik hareketliliklerin oluşmasını tetiklemek ya da bunların
önündeki engelleri kaldırmak kalkınma açısından yeterli olmayacaktır. Gerçek
anlamda bir kırsal kalkınma çabası, kırsal yerleşmelerdeki yaşam kalitesi
olanaklarının artırılmasını gözetmeyi öncelikli amaçlarından biri haline
getirebilmelidir (Hovardaoğlu, 2012: 292). Bu düşünceyle ele alındığında kırsal
yaşam kalitesinin iyileştirilmesi açısından enstitünün ortaya çıkardığı sonuçlar
şu başlıklar altında ele alınabilir:
II.1. Mimari ve kentsel açıdan genel bir değerlendirme
Türkiye’de 1930’lu yıllarda ulusal düzeyde kentsel ve kırsal hizmetlerin
iyileştirilmesi yönünde projelendirme ve uygulamalara başlanması kararları
alınmış ve yerel yönetimlere de bu süreci gerçekleştirici yeni yetkiler verilmiştir
(Tekeli ve Ortaylı, 1978: 27). 1923’te İskân ve İmar Vekâleti’nin kurulması,
1924’te 442 sayılı Köy Kanunu’nun çıkarılması, konut finansman kaynaklarının
yaratılması için “bina ve üzerine inşaat yapacak arsa sahiplerine borç para
vermek” amacıyla 1926 tarih ve 884 sayılı Kanun ile Emlak ve Eytam
Bankası’nın kurulması, 1933’te 2301 sayılı Kanun ile Belediyeler Bankası adı
altında bir bankanın açılması ve bankanın adının 1945 yılında 4759 sayılı
Kanun ile İller Bankası olarak değiştirilerek faaliyet alanının il ve köy idareleri
ile bu idarelere bağlı kurumların bayındırlık işlerini de kapsayacak şekilde
genişletilmesi ve mali olanaklarının arttırılması da bu bakışa uygun
gerçekleştirilen düzenlemelerden bazılarıydı. Bu düzenlemelerle birlikte kırsal
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[593]
yerleşmelerin mekânsal organizasyonuna yönelik yeni köy projeleri ve konutları
için ulusal düzeyde yarışmalar açılmaya ve projeler geliştirilmeye başlandı.
Ancak bu projelerin en çok tartışılan tarafı, projelerin kırsal yaşamın doğal,
mekânsal ve ekonomik verileriyle olan uyumluluğu üzerineydi. 1930’lar sadece
kırsalda değil, ülke genelinde de eski ile yeni, geleneksel ile çağdaş, arasındaki
karşıtlıklara dayalı, ideolojik olarak yüklenmiş ikici bir düşünme tarzının
başlangıcıydı ve bütün mimarlık söylemi bu karşıtlıklar içinde kurulup
meşrulaştırılacaktı (Bozdoğan, 2002: 34). Bu dönemde kırsalda Ulusal
Mimarlık Projeleri ile enstitü yapılarının inşası gündeme geldi. Geleneksel
kırsal yerleşmeler, enstitülerin kuruluşlarıyla birlikte kısmen yeni bir yapılanma
süreci ile karşılaştı. Bu mimarinin belirleyicileri Yarışma Şartnamesi’nde temel
başlıklarla açıklanmıştı:
Yapılacak projelerde mahalli hususiyetlerin, manzara ve arsanın karakteristik
durumunun, köy evlerinin vaziyet ve stillerinin, orman ve deniz gibi esaslı unsurların
göz önünde tutulması; projelerin bilhassa vaziyet planlarının hem maksada yarayıcı
olma ve hem de bu bakımlardan işlenmeleri şarttır.
Enstitülerde, Ulusal Mimarlar tarafından özellikle yerel malzeme ve
inşaat tekniklerinde inşa edilmiş, geleneksel yapılarla uyumlu, ancak modern
özelliklere de sahip yapılar oluşturuldu. Enstitülerin geneli düzenli ve sıra takip
eden düzgün geometrik formlar, açık alanlar ve yapılar şeklinde modern
mimarinin biçim anlayışı ve süsten uzak, yalın ve ekonomiye önem veren bir
tavırda gerçekleştirildi. Gerçekte bu yapılaşma kırda yeni bir mimari sürecin
başlamasının öncülü olduğu kadar, yeni bir imar hareketinin de oluşmasını
beraberinde getirdi. Çünkü enstitüler, kendi içlerindeki düzenlemeler kadar
yakın çevrelerini de etkilemekteydi. Pazarören Köy Enstitüsü özelinde ele
alındığında, enstitü yapıları geleneksel kırsal mimari ile ilişkilendirilen yeni
mimari akımların birlikteliğinde yerel malzeme (taş) ile inşa edildi. Bina ölçeği
dışındaki su kuyuları gibi yapılanmalarda da yerel tercihlere uyumlu hareket
edilmesi Proje Raporu’nda da ele alındı. Enstitü içindeki yapılar bir ana aks
(dershane yolu) çevresinde konumlanmıştı. Bu ağaçlıklı dershane yolu,
yerleşme ile bağlantıyı da sağlayan enstitü girişine yönlenmekteydi. Enstitü
girişi, ticari alanlar ve yakın çevre ilişkisini sağlayan ulaşım bağlantıları ile
ilişkilendirilmişti. Enstitü girişindeki ticari alanlar, geneli tek katlı ve bitişik
düzende sokağın her iki tarafında yerleşmeye başladı (Resim 9). Köy Odası,
cami, çeşme gibi ortak kullanımlar bu alanın hemen yakınında yer alıyor ve
konutlar tarafından alan çevreleniyordu.
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[594]
(a) (b)
Resim 9: Enstitü girişi ve ticari alanlar (Hovardaoğlu, 2014).
Sınırlı nüfusa sahip Pazarören’de, enstitü nüfusu yerleşmede bir
hareketlilik oluşturmak için yeterliydi. Kısa sürede ticari alanda canlılık ve
kırsal hareketlilikte önemli bir ivmelenme kaydedildi. Enstitü ve çevresi, sosyo-
kültürel ve sosyo-ekonomik açıdan yerleşmenin en hareketli alanı haline geldi.
Gerek eğitim, gerek ticari ilişkilerle yerleşmenin yakın çevre ilişkilerinin
artması da bu değişimin sonuçları olarak değerlendirilebilir. 1950 yılında
yerleşmenin içinden geçen Kayseri-Malatya yolunun dışarıya alınması, enstitü
eğitim sisteminin değiştirilmesi ve zamanla enstitü girişinin yeni yol ile ilişkili
olarak düzenlenmesi, yerleşmenin merkezinin değişmesini gündeme getirdi.
1976 yılında yapılan ilk imar planında ticari ve idari alanın yeni ulaşım
akslarıyla da ilişkili olarak değiştirilmesiyle birlikte kırsal eski merkez önemini
kaybetti ve zamanla terkedildi.
II.2. Sosyo-kültürel aktiviteler ve yerel halkın katılımı
Enstitüler kırsalda hem bireysel hem de toplumsal gelişimi sağlayabilmek
için sosyo-kültürel ve sportif faaliyetleri de yönlendiren ve geliştiren bir yapıya
sahipti. Her öğrencinin sanatla ilgilenmesi ve sportif aktivitelere katılması
bekleniyordu. Bu nedenle enstitü içinde çok sayıda eğitim amaçlı araç gereçler
ve enstrümanlar bulunmaktaydı (Resim 10). Diğer yandan enstitülerde yaz tatili
gibi bir olgu yoktu ve yılda nöbetleşe 45 gün kadar izin kullanabilen öğretmen
ve öğrenciler sürekli okuldaydı. Tüm gün enstitü içinde ve çevresinde kalan
öğrenci ve öğretmenler, okulu bir sosyal aktivite alanı haline de dönüştürmüştü.
Haftanın belirli günlerinde, özellikle Cumartesi günleri enstitülerde eğlenceler
düzenlenirdi (Uygun, 2003). Sanat etkinlikleri sadece öğrencileri değil, aynı
zamanda Pazarörenlileri de sanatla buluşturuyordu.
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[595]
Enstitünün eğlence, müzik ve temsil işlerini idare eden bir müsamere kolu vardır (..).
Cumartesi akşamı eğlence ve müsamere akşamıdır. Bütün gruplar bu gecelerde sıra ile
eğlence yaparlar. Öğrenci, öğretmen ve köylüler eğlence grubu ve grubun öğretmeni
tarafından o eğlenceye davetlidirler (…). Bahçede veya salonda öğrenci, öğretmen ve
köylüler bir aradadırlar (Gedikoğlu, 1944: 294).
(a) (b)
Resim 10: Mimar Sinan Anadolu Öğretmen Lisesi’nde Sergilenen Film Makinesi
ve Enstrümanlar (Hovardaoğlu, 2014).
II.3. Tarımsal ve hayvansal üretimin ve çeşitliliğinin artması,
kooperatifleşme
Her enstitüde el sanatları üretimine ağırlık veren atölyeler yanı sıra
tarımsal ve hayvansal üretimin geliştirilmesi için bahçe, koruluk ile kümes, ahır
gibi hayvan üretim çiftlikleri de yer alıyordu. Bu tesisler ve alanlar eğitimin bir
parçası olmanın yanı sıra enstitünün gereksinimlerini de karşılıyordu. Ayrıca
yerel kırsal üretim biçimi ve çeşitliliğini yönlendirici ve destekleyiciydiler.
Enstitü öğrencileri, kendi yaşamlarını idame ettirirken bilgi ve görgülerini
Pazarörenlilerle de paylaşmaktaydı.
Büyük oranda tarımsal üretim odaklı kurulan kırsal yerleşimler için
üretim kapasitesi ve çeşitliliğin arttırılması, kırda yaşam sürekliliğinin
sağlanması ve yaşam kalitesinin artması için en önemli belirleyicilerden biriydi.
Enstitü eğitimi, yakın çevre kırsalından gelen farklı üretim görgü ve bilgisine
sahip bireyler arasında mevcut tarımsal üretim bilgisini de ortaya çıkarıyordu.
Türkiye kırsalı genelinde tarımsal faaliyetler, nesilden nesile aktarılan, gelenek
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[596]
ve göreneklere göre saptanmış usullere göre öğrenilirdi. Tarım, aile içindeki
tüm bireylerin katıldığı bir üretim biçimiydi. Oysa enstitülerde amaç, tarımı bir
meslek haline getirmek, modern araç ve yöntemlerle işleyerek, tarımı sürekli ve
çok verimli halde bulundurmaktı. Enstitüler ürettikleri ürünlerin fazlasını,
fidanlıklardaki fazla fidanları ve ürettikleri elektriğin bir kısmını çevre köylerin
faydalanması için kullanıyorlardı. Diğer yandan enstitüler kooperatif de
kurabilmekteydi. Türkoğlu’nun (2009: 234), Tonguç’un Öğretmen
Ansiklopedisi ve Pedagoji Sözlüğü’nden (s.343) alıntısına göre:
4272 sayılı yasanın 62. Maddesi’ne göre Köy Enstitüleri’nde ve Köy
Okulları’ndaki öğretmen, eğitmen ve öğrencilerin ve köy halkının gereksinimleri göz
önünde tutularak, ana statüsü Milli Eğitim Bakanlığı’nca hazırlanan ve Bakanlığın
gözetimi altında işletilen birer Köy Enstitüsü ya da Köy Okulu Tüketim ya da Üretim
Kooperatifi kurulabilmektedir. Köy Enstitüleri’nin tamamında bir kooperatif
kurulmuştur. Pazarören’de köylüler de kooperatife ortak edilmişti ve burada ürünlerini
pazarlayabilmekteydi.
Pazarören Köy Enstitüsü Müdürlerinden Şevket Gedikoğlu’da bu konuda şöyle
bir değerlendirme yapmıştır (1944):
Öğrencinin, öğretmenlerin ve hatta köylünün ihtiyaçlarını karşılamak ve öğrenciye
kooperatif ruh ve fikrini verebilmek maksadıyla bir istihlak ve satış kooperatifi
mevcuttur. Bu da öğrenciler tarafından idare edilmektedir (…) bugün yalnız komşumuz
olan Pazarören, Araplar, Gülabi ve Yeregeçen köylerinden üyesi mevcutttur.
Önümüzdeki baharda ayrıca ve her türlü ihtiyacı karşılayacak bir kooperatif binası
yapılacaktır.
Pazarören Kooperatifi, enstitünün yakın çevresindeki kırsaldan da
üyelerinin bulunduğu bir kooperatifti ve enstitünün üretimi yanı sıra köylünün
ürününü de değerlendiren bir yapıya sahipti. Bu sayede yerel ekonomik yapıda
bir hareketlilik, diğer yandan üretim bilgisi ve ürün çeşitliliğinde yenilikler
ortaya çıkmıştı.
II.4. Karma eğitim ve kız öğrencilerin kırsal yaşamda etkin rol
alması
Enstitüler karma yatılı eğitimin verildiği eğitim kuruluşları olarak
tasarlanmış ve uygulamalar bu yönde gerçekleştirilmiştir. Ders programlarından
enstitü alanının tasarlanmasına kadar ki her aşamada karma bir eğitimin
gerçekleşmesi için çaba gösterilmiştir. Enstitüler, kırsal yaşamın sürekliliği ve
modernizasyonunu sağlamayı hedefleyen bir süreci gerçekleştirirken, kırsal
nüfusun önemli bir bölümünü üstlenen kadın nüfusun kırsal gelişimde payı
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[597]
olduğunu düşünmektedir. Geleneksel kırsal yaşam aile temelli kurulmuş olup;
her bireyin aile içindeki görevleri büyük oranda tanımlanmıştır. Kadın özellikle
eviçi düzenin sağlanmasında baskındır, aynı zamanda tarımsal faaliyetlerde en
önemli yardımcıdır. Enstitü eğitimi, öğretmen yetiştirmekle birlikte, yeni
meslekler kazanma ve modern bir aile yaşantısı içinde anne ve eş rollerinin
yeniden tanımlanmasını da beraberinde getirmiştir. Eğitimli ve bilinçli aktif aile
bireyleri oluşturmada sadece erkek odaklı bir yaklaşımdan öte tüm bireylere eşit
haklar veren bir yaklaşım söz konusudur.
III. Sonuç
Cumhuriyetin ilk yıllarında gerçekleştirilen sanayi ve eğitim gibi
yatırımların çoğu, sadece yapı ve yerleşim alanlarının fiziksel özellikleri
bağlamında tasarlanmayıp, sosyo-kültürel faaliyet alanlarıyla birlikte bütünsel
bir mekânsal organizasyon olarak ele alınmıştır. Bu nedenle, söz konusu büyük
yatırımlar sadece yerel olanakları değerlendiren modern üretim biçimlerinin
değil, modern toplumsal ilişkilerin de ulusal coğrafyaya yayılmasında önemli
rol oynamıştır. Tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştığı kırsal yerleşimler için Köy
Enstitüleri de benzer bir rolü üstleniyor görünmektedir. Oldukça geniş bir alana
yayılmış ve çok çeşitli işlevlerin gerçekleştiği bütüncül mekânsal
organizasyonlar olan Köy Enstitüleri, bu özellikleri ile hem yerleşim alanları
hem de etkiledikleri alanlar açısından kırsal yaşam içinde önemli birer aktör
olarak değerlendirilebilirler.
1930’lu yıllarda Kayseri kent merkezinden yaklaşık 81 km uzaklıktaki
kırsal bir yerleşim olan Pazarören’de çevre illerden ve yakın kırsaldan birçok
öğrencinin yerel bilgi ve görgüleriyle katıldıkları bu eğitim yapıları, Pazarören
için sosyo-mekânsal açıdan özel bir deneyimdir. Enstitünün etkilediği kırsal
yaşam, yereldeki kalkınma pratikleri ve hatta yerel yaşam kalitesindeki artışlarla
daha belirgin ifade edilebilir. Enstitü yapıları gerek mimari, gerek yerleşim
özellikleri açısından geleneksel ve modern arasındaki ilişkinin yerel olanakları
değerlendiren bir yaklaşımla ortaya çıkarılmıştır. Diğer yandan enstitü alanına
girişlerin yer aldığı çevre, kırsalın idari, ticari ve ulaşım gibi ilişkilerinin en
hareketli noktalar haline gelmesi açısından da önemli bir paya sahiptir. Bu
açıdan bakıldığında, enstitü yapıları nitelikli bir yapılı çevrede yaşayabilmeyi
sağlamış, bir yandan kırsaldaki mimari gelişime yön verirken diğer yandan
kırsalda ekonomik, sosyal ve kültürel hareketliliği ivmelendirmiştir. Ayrıca
gerek eğitim gerek uygulama alanlarında gerçekleştirilen sosyo-kültürel ve
Seda Çalışır Hovardaoğlu
[598]
sportif aktiviteler, Pazarörenlilerin de fiziksel ve zihinsel sağlık, kültürel
olanaklara erişim, bireysel gelişimini ve farklı ilgi alanlarını destekleyecek
olanaklar sunmuştur.
Diğer yandan enstitüler, Türkiye kırsalı genelinde nesilden nesile
aktarılan, gelenek ve göreneklere göre saptanmış usullere göre öğrenilen
tarımsal faaliyetleri, çok verimli ve sürekli hale getirebilmek açısından
yönlendirici ve destekleyiciydiler. Kooperatifler, tarımsal üretimdeki değişime
paralel ortaya çıkan ürün çeşitliliği ve miktarını değerlendiren önemli
oluşumlardı.
Sonuç olarak, enstitüler kırsal yaşamın yerele özgü koşullarını
değerlendiren ve kırı kentle karşılaştırmak yerine kırsalı geliştirmeyi hedefleyen
bir yaklaşımla kurulmuşlardır. Kayseri kentinin yıllar içinde sosyo-ekonomik ve
sosyo-kültürel açıdan gelişmişlik düzeyinin artışı ve Pazarören’in kent
merkezine yakınlığı, Enstitü uygulama alanlarında üretilen ürünlerin ve yerel
tarımsal ürünlerin de satıldığı kooperatifleşme sürecinin 1970 sonrasında büyük
oranda sekteye uğraması, eğitim sistemindeki değişiklikler ve çevre
yerleşimlerden gelen öğrenci sayısının azalması, tarım ve hayvancılıkla geçinen
yerleşme nüfusunun yıllar içinde azalmasına neden olmuştur. Literatürde sınırlı
düzeyde bilgiye ulaşılan enstitü yapı ve açık alanları, günümüzde yeni
yapılanmalar arasında bakımsızlık nedeniyle büyük oranda yok olmaya yüz
tutmuş ya da yıkılmıştır. Ayrıca enstitüler, uygulama alanlarıyla bir bütün
olmasına karşılık, çoğu zaman bu alanlar ve içindeki yapılar koruma amaçlı
değerlendirmeye konu olmamıştır. Oysa bu alanlarda da tespit edilmesi gereken
yakın döneme ait eserler mevcuttur.
KAYNAKÇA
3803 sayılı Köy Enstitüleri Yasası, Tebliğler Dergisi, 1940.
4274 sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Yasası, Tebliğler Dergisi,
1942.
Arkitekt Aylık Yapı Sanatı, Şehircilik ve Dekoratif Sanatlar Dergisi,
1941, Yıl:11, İstanbul.
Bozdoğan, S., (2002), Modernizm ve Ulusun İnşası, Metis Yayınları,
İstanbul.
Gedikli, T. Fotoğraf Arşivi, Kayseri.
Gedikoğlu, Ş., (1944), Köy Enstitüsü-II, Milli Eğitim Bakanlığı Yayını,
Ankara, s.285-296.
Pazarören Köy Enstitüsü’nün Sosyo-Mekânsal Etkilerinin Değerlendirilmesi Üzerine
Bir Kırsal Tarih Araştırması (1938-1954)
[599]
Hasol, D., (http//www.yapi.com.tr/Haberler/doğan hasol yazısı), (alındığı
tarih 01.02.2009).
Hovardaoğlu, O., (2012), Kırsal Kalkınma, Yaşam Kalitesi ve ‘Yakın-
Kırsal’: Türkiye’de Kırsal Kalkınma Stratejileri için bir Kavramsal Çerçeve
Önerisi, TÜCAUM VII Coğrafya Sempozyumu, 18-19 Ekim 2012, Ankara, ss.
288-296.
Kayseri-Pazarören Köy Enstitüsü Müsabaka Projesi Açıklama Notu
(Rumuz:17537) (Birincilik kazanan proje)
Köy Enstitüleri Binalarının Avan Projelerine Ait Müsabaka Şartnamesi
(İ.H. Tonguç Arşivi)
Köy Enstitüleri Öğretim Programı, (1943), Türkiye Cumhuriyeti Maarif
Vekilliği, Maarif Matbaası, Ankara.
Mimar Sinan Anadolu Öğretmen Lisesi Arşivi, Kayseri.
Salman, A., 2002, Köy Enstitüsü Binaları, Müdafaa-i Hukuk Dergisi,
Yıl:4, Sayı:44, Ankara.
Şartname I, (1940), Köy Enstitüleri Binalarının Avan Projelerine Ait
Şartnamesi, Tebliğler Dergisi, 2, Mayıs, 199-204.
Tekeli, İ., Ortaylı, İ., (1978), Türkiye’de Belediyeciliğin Evrimi,
belediyecilik araştırma projesi, (Ed. Ergun Türkcan), Türk İdareciler Derneği,
Bilimsel Araştırma Dizisi-2, Ayyıldız Matbaası A.Ş., Ankara.
Tonguç, İ.H., (1941), Pazarören Köy Enstitüsü Kuruluşu, İlk Öğretim
Dergisi, Ankara, Sayı:71, s.810-814.
Tonguç, İ.H., (1998), Eğitim Yolu ile Canlandırılacak Köy, Köy
Enstitüleri Eğitim Vakfı Yayınları, Ankara.
Türkoğlu, P., (2009), Tonguç ve Enstitüleri, Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, Genel Yayın: 450, İstanbul.
Uygun, S., (2003), Türkiye’de öğretmenlik mesleğine ilişkin bir sözlü
tarih araştırması (1937-1954), Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi,
(Yayınlanmamış doktora tezi), Ankara.