Post on 06-Aug-2015
 H Î
Beñli Hasan
[1476 Tirsinik - 1517 Kara-ferye]
D Î V Â N
Hazırlayanlar
Mehmet Ali TANYERİ
Mustafa S. KAÇALİN
İSTANBUL - 1994
2
Mevlânâ Âhî rahmetu ’llâhi ‘aley-hi
Beñlü Hasan démek-ile meşhûrdur. Mevlidi Tuna yalısında olan Nigebolı nâm kal‘adur. ‘Ulûm-ı
mütedâvileye tetebbu‘ édüp görmiş édi. Kara-vireye [Verroria] ’de müderris iken fevt oldı. [98b] Mezârı
andadur. Hôş-âyende garrâ gazelleri, mestâne ra‘nâ matla‘ları var. Ve cümle eş‘ârından bu matla‘ anuñdur.
Matla‘.
Uçmasun yañlış haberler ol humanuñ üstine
Âşiyân-ı zâğa varmak düşmez anuñ üstine
[=O devlet kuşunun üstüne yanlış haberler gitmesin.
Ona, karga yuvasına gitmek yakışmaz.
Mesnevîye [=manzum roman] haylî gûşiş étmişdür. Husrev u Şîrîn üslûbında Gül ü Husrev adlu bir
kitâbı var. Mevlânâ Şeyhî [ö. 1431]’ye peyrev olmış. Mesnevîsi güzel ve matbû‘ ve nazmı latîf ve masnû‘.
Müsveddesin beyâz étmege ihmal ü iğmâz eylemegin kem-yâm ve nâ-yâbdur. Ve inşâ tarzında Hüsn ü Dil
adlu bir kitâbı dahı var gâyeti güzel ve bî-bedel yazmışdur. Ve bu kıt‘a ol kitabındandur ki zikr olundı.
Kıt‘a.
Bu fülk-i şeş cihetde göñül çâr-mîh olup
Saldı muhît-i hayrete mellâh-i emr-i kün
Mevc-i havâdis-ile helâk oldı ‘âkıbet
Bu bahr-ı pür-hatarda ki yok aña ka‘r u bün
Deryâ-dil ol cihânda ki bu rûzigârdur
Cerâ ’r-riyâhu leyse ke-mâ teştehâ ’s-süfün
[=Bu altı yönlü gemide gönül dört çiviye çakıldı.
Kaptanın ol buyruğu şaşkınlık denizine attı.
Bu ibi dibi belirsiz tehlike dolu denizde
Sonunda hadiselerin dalgasıyla battı.
Cihanda geniş gönüllü ol, bu devirde
Yel bile geminin istediği gibi esmemekte.]
SEHÎ [ö. 1548]: Heşt Behişt [=Sekiz Cennet]: Yzl. 1538 Yay. Günay KUT, Harvard 1978 [Süleymaniye
Ktp. Ayasofya Kit. O. 3544. sy. 98a/11-98b yr.]; [Çev.] Mustafa İSEN, İstanbul 1980, 188-189. sf.
*
ZÂTÎ [ö. 1546]: Letâyif-nâme: ÇAVUŞOĞLU, Mehmed [ö. 1987]: “Zâtî’nin Letâyifi [I]”, İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi: İstanbul 1970, XVIII. c. 28. sf.
Hakkında: YÜKSEL, Sedit: “Gün Işığına Kavuşturulan İki Eser (M. Çavuşoğlu: “Taşlıcalı
Dukakinzâde Yahya Bey’in İstanbul Şehr-engîzi; Letaif name)”, Türk Dili: Ankara 1971 (Haziran),
XXIV. c. 237. sy. 207-212. sf.
3
Latîfe: Bir zamânda Leglek Seyyid dirler bir emîr var édi, mansıbına Kâdî ‘arz vérmiş. Bir kimse
dahı var édi, Ahı Hasan dérlerdi, anuñ mansıbına dahı ‘arz vérmişler. ‘Arz getürenler Kâdî-‘askere
sunmışlar. Kâdî-‘asker efendi fakîre adam göndermiş, vardum, du‘â eyledüm. Eyitdi: Bir kaç
kimsenüñ mansıbına kâdîları ‘arz virmiş, birini sen al. Ben dahı mezkûr Hasanla Leglegin mansıbın
taleb étdüm. Efendi eyitdi: Yâ Hasan ne yésün? Bey eyitdüm: Hasan ağu yésün. Güldi, eyitdi: Anı
koy a. Ben eyitdüm: Leglegüñ yérin vérüñ. Efendi eyitdi: Yâ leglek ne yisün? Ben eyitdüm: Leglek
yılan yisün. Efendi eyitdi: Éki suâle éki cevâb vérdüñ, mansıb degül dünyâ deger. Leglegüñ yéri éki
karye édi, on biñ biñ béş yüz altmış akça yazardı. Efendi Sultân Selîm Hazretlerine ‘arz itdi; bu
latîfeyi bile. Hôş gelmiş, ol köyleri baña sadaka eyledi. 36. sf.
Latîfe: Bir şâ‘ir var édi, Beñli Hasan dérlerdi, mahlası Âhî édi. Hüsrev ü Şîrîne nazîre kasd étmiş.
Bir gün bir nâzük ol didügi kitâbdan bir haber getürdi, gördüm, ben eyitdüm: Söz yok. Ol yâr varup
Âhî’ye eyitmiş: Senüñ dédügüñ kitâbı Zâtî begenmedi. Âhî dahı bize selâm vérmez oldı. Bu kıt‘ayı
dédüm, gönderdüm. Kıt‘a:
Bize éller sözi ile şîve vü nâz eyleme Âhî
Götürme sözlerinden anlaruñ ‘âlemde nâzük çok
Baña bir cüz getürdiler kitâbuñdan anı gördüm
Dédiler nice şu bi ’llâhi Zâtî ben dédüm söz yok 42. sf.
*
‘ÂŞIK ÇELEBÎ [ö. 1571]: Meşâ‘irü 'ş-Şu‘arâ [=Şairlerin Duyuları]: Yzl. 1566. Yay. G. M. MEREDITH-
OWENS London 1971, 53a/9. yr.
*
İlâhî ve Sonsuz Hazinelerin Hazinecisi
Mevlânâ Âhî
-Allah rahmet eylesin-
Rumeli’ndeki Niğbolu’dan ve çağımız şairlerindendir. Benli Hasan sanıyla tanınan, şiir alanında
beğenilip övülen biridir. Şiir ve inşası ile büyük ün kazanmıştır. Rumeli’deki Kara-ferye [Verroria] ’de
müderris iken ölmüştür. Osmanlı şairlerinin seçkin ve müstesnâlarından, son dönem gazel şairlerinin en
iyilerindendir. Şiirlerinde güzel bir üslup, Husrev’in şiirindeki yakıcılık, Selman’ın sanatları ve Kemal’in
hayalleri onda sayılamayacak kadar çoktur. Doğrusunu söylemek gerekirse şiiri, inşası ve mutluluk veren
gazelleri renk, laf, söz ve mânâ bakımından bütün dünya söz ustaları tarafından makbul, matlâ söylemedeki
başarısı ise herkesçe kabul edilmektedir. Bu birkaç matlâ ve beyit onun gazellerindendir.
Matlâ: Oklaruñ cân almağa tîğüñle yoldaş oldılar
Sînelerde kan yalaşdılar karındaş oldılar
[=Okların can almak için kılıçlarınla yoldaş oldular
Sinelerden kan yaladılar ve kardeş oldular.]
4
Matlâ: Saçların çözsün bulutlar ra‘d kılsun nâleler
Kabrüm üzre haşra dek yansun göyünsün lâleler1
[=Butular saçlarını çözsün, iniltiler gök gibi gürlesin
Haşre dek kabrimin üzerinde lâleler yansın, yakılsın.]
Matlâ: Döndüren fânûs-ı çarhı dûd-ı âhumdur benüm
Yanduran hurşîdi âh-ı subhgâhımdır benüm
[=Şu güneşi yandıran, sabah vaktinde çıkan ahımdır
Küre biçimindeki dünyayı döndüren de âhımın dumanıdır.]
Şairlerin öncüsü Mevlânâ Şeyhî’nin Husrev ü Şirîn’ine nazîre olarak, “Şirîn ile Pervîz ve rivayet-i
Gülgûn u Şebdîz” hikâ’esini şiirleştirmiştir. Bu manzumede güzel dikkatler ve yeni tasarruflarla kapalı ve
sanatlı beyitler söylemiştir. Özellikle bölüm başlarındaki matlâlar ile sabah ile akşamın anlatıldığı gönül
alan beyitlerin her biri şaşılacak nitelikte, sıhr-ı halal örneği sayılacak güzelliktedir. Sabahı anlatan ve
Husrev’in doğumunu dile getiren bu nükteli birkaç beyit o büyüleyici kitaptandır.
Mesnevî: Meger bir subh-dem bu zâl-i gerdûn
Sipihrüñ dâmenin kılmışdı pür-hûn
Meger kim vaz‘-ı haml étmişdi Nâhîd
Anuñ’çün kan içinde toğdı hôr-şîd
Toğurdı subh-dem bânû-yi devrân
Bir altun başlu sırma saçlu oğlan
Çü devlet matla‘ından toğdı ol mâh
Melekler dédi gökden zâde-hâ ’llâh
On on béş günde Husrev bedre döndi
Saçı bir yılda leyl-i kadre döndi
Ayağın durmağa başladı servi
Terennüm kıldı bâğınuñ tezrevi
Dehân-ı goncasına düşdi jâle
Ruhınuñ dâğ-dârı oldı lâle
[=Bir sabah vakti bu yaşlı felek
Sanki gökyüzünün eteğini kana bulamıştı.
Meğer Nâhîd onu doğuruyordu,
Bu yüzden güneş kanlar içinde doğdu.
1 Yüce dağlaruñ başında salqım salqım olan bulutSaçuñ çözüp benüm içün yaşın yaşın ağlar mısın Yûnus Emre [ö. 1320]
5
Sabah vakti dünya kadını altın başlı,
Sırma saçlı bir oğlan doğurdu.
Çünkü o ay yüzlü güzel mutluluğun doğuş yerinden doğdu
Melekler gökten Allah arttırsın dediler.
On on beş günde Husrev dolunaya döndü
Saçı bir yılda kadir gecesi kesildi.
Servi gibi ayakta durmaya başladı
Bahçesinin sülünü şakımaya başladı.
Goncanın ağzına çiy düştü
Ve yanağının yarası lâle gibi oldu.]
Ama şiirin inceliklerini bilenlerin hepsi, bu büyülü şiiri kendi tarzında makbul ve seçkin ama
hikâyenin tahriri içinde hikâye tekniğine uygun olmadığı, hayal benzetme ve sanatların tekellüfü ile
hadiselerin akışının hikâyenin konusundan uzaklaşığı kanaatindedirler. Bu kitabını bitirmeye fırsat el
vermemesi, çeşitli bağların eserin tamamlanmasına mani olması yüzünden buradaki beyitlerin çoğunu
uygun fırsatlar düşürüp Hüsn ü Dil adlı kitabına dahil etmiştir. Doğrusunu söylemek gerekirse Hüsn ü Dil
adlı kitabı inşa üslubunda yeni bir tarza sahip, seçkin kişilerin beğendiği bir eserdir. İnşa tarzında eski
münşilerin yolundan gitmemiştir. İbare ve istiarelerde uygun olmayan sözlerle kısır tezhipleri seçmemiştir.
Üslûbu açık seçik, akıcı ve gönül çeken anlatımı, tatlı ve güzeldir. Nesrinde güzel ifadeler ve akıcılık, şiir
ve mesnevide güzellik ve zarafet bundan fazla ne kimseye nasip olur ne de tasavvur edilir. Kısacası gazeli,
nesri ve gönül çeken şiiri birbirinden üstün ve baştan sona kusursudur. Ama vefasız ömrü vefa gösterip
yeterli süreyi tanımadığı için, hiçbir eserini dikkatle gözden geçirip tamamlayamadı. “Her parti kendi
yanındakiyle sevcinmektedir.” (30. Rûm 32) ayeti gereği bu birkaç beyit, Hüsn ü Dil adlı kitabındandır.
Câhilüñ fahri cem‘-i mâl-iledür
‘Ârifüñ ‘izzeti kemâl-iledür
‘Işk u şevk ehli vecd ü hâl ister
Ne kemâl ister ü ne mâl ister
Bizi gör kim ne hâlümüz vardur
Ne kemâl ve ne mâlumuz vardur
[=Cahil insanların övünç kaynağı makam vemaldır
Âriflerin büyüklüğü de olgunluk iledir.
Aşık olanlar vecd ve hâl isterler
Ne olgunluk ne de mal isterler.
Bizim ne olgunluğumuz ne de malımız var
Fakat nasıl bir hayatımız var gel bir gör.]
Aynı anlamda bir başka beyit:
6
Mansıb ile iftihâr étmek ögünmek câh ile
Ehl-i fazla ‘ârdur gerçi şerefdür câh ile
[=Bir görev ile gururlanmak, makamla övünmek
Erdemli insanlara ardır, fakat cahillere şereftir.]
Başka: Budur ‘âdet ezelden ehl-i mâle
Ki mâla meyl eder bakmaz kemâle
[=Mal düşkünleri mala eğilim gösterir, olgunluğa bakmazlar
Bu eskiden beri görenektir.]
LATÎFÎ [ö. 1582]: Tezkiretü 's-Şu‘arâ ve Tabsıra-i Nuzamâ [=Şiirciler Anımlığı ve Dizimciler Tanımlığı]:
İstanbul Yzl. 1546, Haz. Mustafa İSEN, Latîfî Tezkiresi, Ankara 1990, 89-93. sf.
*
BEYÂNÎ [ö. 1597]: Tezkire: Yzl. 1592 İstanbul Üniversitesi Merkez Ktp. Türkçe Yazmalar Kit. 2568. sy.
Millet Ktp. Tarih Kit. 757. sy.
*
GELİBOLULU Mustafâ ‘Âlî b. Ahmed [ö. 1599]: Kunhu 'l-Ahbâr va Lavâkihu 'l-Afkâr [=Bildirme
Kaynakları Düşünce Aşıları]: Yzl. 1591-1599. 1597’ye değin. İstanbul Üniversitesi Merkez Ktp.
Türkçe Yazmalar Kit. 5959. sy. 20a-b, 241b. yr. [Ayrıca bkz. Arkeoloji Müzesi Ktp. 361. sy.;
Beyazıt Devlet Ktp. Beyazıt Kit. 14024. sy.; Hacı Selim Ağa Ktp. 765. sy.; Nuruosmaniye Ktp.
3406. sy.; 3407. sy.; Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Kit. 2162. sy.; Süleymaniye Ktp. Fatih Kit.
4225. sy.; 4465. sy.; Süleymaniye Ktp. Hekimoğlu Ali Paşa Kit. 795. sy.; Topkapı Sarayı Müzesi
Ktp. Emanet Hazinesi Kit. 1392. sy.; Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Hazine Kit. 1359. sy.; Topkapı
Sarayı Müzesi Ktp. Revan Köşkü Kit. 1117. sy.; 1118. sy.; 1120/2. sy.; 1122. sy.]
*
Âhî
Rûméli’nden Nigbolı’ndan babasına Seydî Hvâce dérler mâlik-i dirhem ve dînâr bir mâldâr tâcir édi.
Nâmı Hasan’dur. Babası vefât étdükde cânib-i medîne-i ‘ilm ü kemâle şedd-i rihâl édüp İstanbul’a gelüp
tahsîli ma‘ârif ve kemâlâta müdâvim ve tarîk-i pür-tevfîk-i ‘ilme sülûk étmekle mülâzım olmışdur. Hakkâ
ki şu‘arâ-i Rûm’uñ a‘lâlarından ve bu tâifenüñ mümtâz ve müstesnâlarındandur. Eş‘âr-ı dil-küşâ ve ebyât-ı
cân-ferâsı makbûl ve müsellem ve memdûh-i cümle suhan-verân-ı ‘âlemdür. «Husrev ü Şîrîn» démişdür. Fî
’l-vâki‘ kitâb-ı mezbûr bir nazm-ı metîn ve kitâb-ı rasîndür ki ebyât-ı şîrîn ve kemâlât-ı rengîn Nizâmî
görse tahsîn édüp Husrev hezâr âferîn dér édi. Merhûm ol kitâb-ı belâğat-şi‘âra çûn cevâhir-i âbdâr harac ve
ol nazm-ı fesâhat-âyînde ol deñlü dürr-i semîn derc étmişdür ki aklâm-ı müşgîn-erkâm ile kâbil-i takrîr ü
i‘lâm degüldür. Bu bir éki ebyât ol kitâb-ı belâğat simâtdandur.
7
Der Vasf-ı Subh
Meger bir subh-dem bu zâl-i gerdûn
Sipihrüñ dâmenin kılmışdı pür-hûn
Meger kim vaz‘-ı haml étmişdi Nâhîd
Anuñ’çün kan içinde toğdı hôr-şîd
Toğurdı subh-dem bânû-yi devrân
Bir altun başlu sırma saçlu oğlan
Çü devlet matla‘ından toğdı ol mâh
Melekler dédi gökden zâde-hâ ’llâh
On on béş günde Husrev berde döndi
Saçı bir yılda leyl-i kadre döndi
Der Gamgîn
Nedendür ey meh-i âyîne-ruhsâr
Ruhuñ jengâr-ı gam tutmış kamer-vâr
Mubârek hâtıruñ ey çeşme-i cân
Karanulukdadur çün Âb-ı Hayvân
Göñül âyînedür sevmez gubârı
Götürmez câm-ı Cemşîd inkisârı
Der Âmeden-i Yâr
Göründi bir gubâr-ı tûtiyâ-vâr
Güzeller hattı gibi ‘anberîn-bâr
Tozup tozup gelür gül-zâr içinde
Hatt-ı dilber gibi ruhsâr içinde
Şikâr ardınca uçmış bâz gibi
Kanat bükmüş gelür şeh-bâz gibi
Der Tasavvuf
Nedendür dilde nâyuñ sûz u sâzı
Delüklü sîneler añlar bu râzı
Ne fehm étsün defüñ derd-i dilinden
Tapança yémeyen üstâd elinden
Ne bilsün şol ki oldı dârdan dûr
Ki çemberde hallâc-idi Mansûr
8
Rivâyet olunur ki merhûm Selîm bin Bâyezîd Han -‘aley-hi ’r-rahmeti ve ’l-ğufrân- kitâb-ı
mezbûrdan bir éki varak gördükde ol zamânda kâdî-‘askerler olan Zeyrek-zâde [ö. ] ve Kemâl-pâşâ-zâde [ö.
1534] ’ye Âhî’nüñ sinn ü sâl ve vasf-ı hâlinden suâl étdükde «dahı mansıba duhûl étmemiş silk-i
mülâzimînde ve sâli hudûd-ı erba‘înde» dérler. Merhûm-ı merkûm ehl-i hüner ve ahâlî-i perver ü me‘âlî-
güster olmağın buyurur ki «mebâde bu gonca-i nev-şükûfte henûz açılmadın girîbânî dâmen-i gül gibi hâr-i
noksân elinde sad-çâk ve dahı bûy-i dil-cû-yı müşgîn-demi meşâm-i ‘âlemi mu‘attar étmedin hazân-i zevâl
ile me‘âk-i ihtifâda âlûde-i hâk olan mezbûre ri‘âyet édüñ ki intizâm-ı hâl cevdet-i tab‘a bahâne ve himmet-
i pâdişâh-i deryâ-nevâl semend-i zihne tâziyânedür» dédükde anatolı kâzî-‘askeri olan merhûm Kemâl-
pâşâ-zâde hemân ol ân yégirmi akça ile Brusa’da Zeyrek-zâde [ö. ] mezbûrı yârdan uçurup «pâdişâh-ı pür-
re’fet ve ‘inâyetüñ saña küllî ri‘âyet olunmağa fermân-ı kadr-i kudretleri cilveger-i minassa-i zuhûr
olmışdur. Bu mertebe ile kanâ‘at-i mahz-ı denâet belki ‘âlî-himmet olanlar yanında ‘ayn-i şenâ‘atdür» déyü
mezbûra kabûl-i medreseden nefret vérüp bi ’l-âhere ‘adem-i kabûl-i ihsânı ma‘rûz-ı südde-i sultânî
oldukda sebeb-i tekeddür-i hâtır-ı ‘âlî-şânî olup mezbûr dahı zillet-i mülâzemetden ferâğat étmemiş
«şimden gérü anı min ba‘d baña ‘arz eylemeñ». déyü buyurur. Ba‘dehu Ahmed Pâşâ [ö. 1497] ve Necâtî
[ö. 1509] ’nüñ egri redîf gazeline nazîresinde bu beyti déyüp:
O kadd bâlâ ve zülf egri diyâr-ı hüsn pür-âşûb
Memâlik-i fitne şe zâlim ‘alem serkeş sipâh egri
Sem‘-i pâdişâha vâsıl oldukda gadabı dahı ziyâde ve müştedd olup ebvâb-ı lutf u ihsânı bi ’l-külliyye
münsedd olur. Âhiru ’l-emr nice mülâzemet ve hezâr zillet ve felâketden soñra Kara-Ferye medresesin
vérirler. Ol takrîb-ile Manastır’da teehhül édüp Hâverî’nüñ hemşîresini alup Manastır’da vefât étmişdür ve
merhûmuñ bir te’lîfi dahı «Hüsn ü Dil» dür. Hakkâ ki bir inşâdur ki hüsn gibi vasf-ı hüsni hâric-i hîta-i
dâire-i imkâna ve dil gibi makbûl ve memdûh-ı dil ü cân-ı ins ü cândur. Manzûmât-ı dil-âvîzi cemâl-i
dilberân gibi tarab-efzâ ve mensûrât-ı lutf-âmîzi hâl-i ‘âşıkân gibi engüşt-nümâ dekâik-i ‘ibârâtında i‘câz-ı
suhan-ârâyı peydâ ve hakâik-i kinâyâtında esâr-ı mu‘ciz-nümâyı vâzıh ve hüveydâdur. Lâkin ol kitâb-ı
belâğat-nizâm itmâm ve encâm bulmadın sipihr-i nâfiz-câm mezbûrı mahmûr-i câm-ı himâm étmişdür.
Kitâb-ı mezkûr ‘illet-i sevâd-ı kamer ve mahs-i kazâ ve kader gibi beyâza çıkmağın irtibâtı haylî
müşkilterdür. Kitâb-ı mesfûrda olan ebyâtdandur:
Âb-ı hayvân cihânda bir sudur
Ki anuñ ötesi karañudur
Nice İskender’i o çeşme-i cân
Suya éltüp susuz getürdi revân
Câhilüñ fahri cem‘-i mâl-iledür
‘Ârifüñ ‘izzeti kemâl-iledür
‘Işk u şevk ehli vecd ü hâl ister
Ne kemâl ister ü ne mâl ister
Bizi gör kim ne hâlümüz vardur
Ne kemâl ve ne mâlumuz vardur
Bu bir éki eş‘âr anuñ netâic-i güftâr ve âsâr-ı kilk-i sehârındandur:
9
Bir hasîrüm yoğ-iken külbe-i ahzânumda
Bûriyâ nakşı görinür ten-i ‘üryânumda
Ne musâhib bulunur derd ü gam-ı yâr gibi
Ne ferâğat yéri var gûşe-i hammâr gibi
Bir bölük başına gün toğmaduk üftâdeleri
Yérlere çalma igen sâye-i dîvâr gibi
Getürüp nokta gibi ortaya atdı beni çarh
Başladı kendi kıyı çizmege pergâr gibi
Ol kıyâmet beni ferdâya salup Âhî yine
Yarına kıldı işüm va‘de-i dîdâr gibi
Seg-i kûyuñ ne ceng eyler bu cism-i nâ-tuvân-içün
Ne lâzım bunca gavğâlar bir éki üstühân içün
Hey ne fitne başıdur turre-i tarf-ı külehüñ
Zâlimüñ öte ucıdur ser-i zülfi siyehüñ
Tâlib-i iksîr-i ‘aşkım rûy-i zerdüm var benüm
İşüm altun eyledüm kimden ne derdüm var benüm
Bir elif çekdi yine sîneme cânân bu géce
Sañ sarıldı baña bir serv-i hırâmân bu géce
Ayuñ on dördi gibi dün géce meclisde édüñ
Kanda ahşamlayasın ey meh-i tâbân bu géce
Seni dün géce rakîb-ile görüp sohbetde
Düşdi yaluñ kılıca şem‘-i şebistân bu géce
Zâhidâ içseñ eger sen de bizim-i şerbetümüz
Gün gibi zâhir olurdı saña keyfiyyetümüz
Devr-i la‘lüñde senüñ şöyle yasağ oldı meye
Ki şarâb-ile harâm oldı bizüm sohbetümüz
Hey ‘azîzüm nice bir ‘âleme dellâl olalum
Yûsuf-i Mısr bizüm bilmeyecek kıymetümüz
KINALI-ZÂDE Hasan Çelebî [ö. 1604]: Tezkiretü 'ş-Şu‘arâ [=Şiircileri Andırma]: Yzl. 1586 Haz. İbrahim
KUTLUK [ö. 1976]: I. c. Ankara 1978, 191-196. sf.
*
10
KÂF-ZÂDE Fâizî [ö. 1622]: Zübdetü 'l-Eş‘âr [=Şiirlerin Özü]: İstanbul Üniversitesi Merkez Ktp. Türkçe
Yazmalar Kit. 1646. sy.
*
RİYÂZÎ Mehmed b. Mustafâ [ö. 1644]: Riyâzu 'ş-Şu‘arâ [=Şiirciler Bahçesi]: Yzl. 1609 İstanbul
Üniversitesi Merkez Ktp. Türkçe Yazmalar Kit. 3250, 4098. sy. Millet Ktp. Tarih Kit. 765. sy.
*
HAMMER-PURGSTALL, Joseph Freiherr von [ö. 1856]: Geschichte des Osmanischen Dichtkunst
[=Osmanlı Şiir Sanatı Tarihi]: 1836, I. c. 209. sf.
*
GIBB, E[lias] J. W. [ö. 1901]: A History of Ottoman Poetry [=Osmanlı Şiiri Târihi]: London 1902 2. c.
196. sf.; 6. c. sf.
*
KÖPRÜLÜZÂDE, [Mehmed] Fuad [ö. 1966]: “Harâbât Erenleri: Âhî”, Yeñi Mecmû‘a: İstanbul 1918, III.
c. 25-26. sf.
*
ERGUN, Sadeddin Nüzhet [ö. 1946]: Türk Şairleri: [İstanbul] [1936] 1. c. 20. sf.
*
ERGUN, Sadeddin Nüzhet [ö. 1946]: Türk Musikisi Antolojisi: İstanbul 1943 1. c. 121, 181. sf.
Bir elif çekti sineme cânân bu géce 92. gazel bestelenmiştir.
*
ÜLKÜTAŞIR, M[ehmet] Şakir [ö. 1981]: “Âhî”, İslâm-Türk [Muhitülmaarif(i)] Ansiklopedisi Mecmuası:
İstanbul 1360 / 1941-1943, 157-158. sf.
*
Âhî Niğboluludur. Babası Seyyid Hoca (Seydî Hvâce) adında varlıklı bir tüccar imiş. Babasının
ölümünden sonra onun yolunda gidip dükkân açmış fakat annesinin evlendiğini duyunca herşeyi yüz
üstüne bırakıp İstanbul’a gelmiş2. Burada bilim yolunu ticarete tercih ederek öğrenime başlamış ve kırk
yaşlarında iken “Kara Balı„ dan mülâzım olmuştur.
Anlatıldığına göre I. Selim Han [1512-1520] “Âhî„nin “Husrev ve Şirin„inden bir kaç parça görüp
onu Kazasker Kemal-paşa-zâde [ö. 1534] ile Zeyrek-zâade [ö. ] ’den sormuş onlar da,
2 ‘ÂŞIK ÇELEBÎ [ö. 1571]: Meşâ‘irü 'ş-Şu‘arâ: Yzl. 1566. Yay. G. M. MEREDITH-OWENS London 1971, 53a/9. yr.
11
Revân yél gibi éndi bâd-pâdan
Gül-i ra‘nâ gibi bâd-ı sabâdan
Buyurdı kondılar ol dağa karşu
Sanavberler gibi yaylağa karşu
TARLAN, Ali Nihad [ö. 1978]: Şiir Mecmualarında XVI ve XVII. asır Divan Şiiri Revanî-Hayretî-Haverî-
Ahî-Peyamî-Sani Fasikül: 4: İstanbul 1949.
*
GÖLPINARLI, Abdülbâki [ö. 1982]: Divan Şiiri XV. - XVI. Yüzyıllar: İstanbul 1954, 18-19, 80-89. sf.
*
TİMURTAŞ, Faruk K[adri] [ö. 1982]: “Türk Edebiyatında Hüsrev ü Şirin ve Ferhad ü Şirin Hikâyeleri”,
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi: İstanbul 1959, IX. c. 65-88.
sf.
*
XV. yüzyıl şâirlerinden olan Âhî, Niğbolu dolayında Tirsinik’lidir; Benli Hasan lakabıyla ünlüdür.
Tüccar olan babasının ölümünden ve annesinin başkasıyla evlenmesinden sonra gurbete çıktı ve İstanbul’a
gelerek öğrenimini sürdürdü. Medresedeyken şiire heves etmişti. Öğrenimini bitirdikten sonra bilim yoluna
girdi. Bir yandan şiirle uğraşıyordu. Şeyhî [ö. 1431] ’nin Husrev ü Şîrin’i o zamana değin benzersiz
kalmıştı. Âhî, buna bir nazîre yapmak istedi. Fakat, Hikâye-i Şîri ü Pervîz ve Rivâyet-i Gülgûn u Şebdîz
adını verdiği3 eserini, Nakşibendî şeyhi Mahmûd Çelebi [ö. ] ’nin etkisiyle bitiremedi. Şeyhin «böyle
ateşperest hikâyelerini diriltmenin ve Peygamberimizin nâmesini yırtan Husrev’in mâcerâsını nazm
etmenin beğenilen ve geçerli olan bir davranış olmadığı» hakkındaki sözleri üzerine mesneviyi yarıda
bıraktı.4
Bu arada Âhî’nin eserinin ünü I. Selim Han [1512-1520]’a dek gitmişti. Pâdişah onu terfi ettirmek
istedi. Fakat Âhî, Rumeli kadıaskeri Zeyrek Çelebi [ö. ] ’nin iğfali ile, verilen memurluğa kanaat
etmeyerek kabul etmedi5. Bu hâdise ve «egri» redifli gazel6 dolayısıyla Yavuz ona kızdı ve «bana bir daha
ondan söz etmeyin» dedi.
3 Bursalı M. Tahir, bu ibareyi iki eserin adı sanmıştır. (bk. BURSALI Mehmed Tâhir [ö. 1925]: ‘Osmânlı Müellifleri: İstanbul 2. 1333 [=1917], 60. sf. Ahmed Remzi [AKYÜREK] [ö. 1944]: Miftâhu 'l-Kulûb va Asâmî-i Muallifîn: İstanbul 1346 / 1928.)
4 GELİBOLULU Mustafâ ‘Âlî b. Ahmed [ö. 1599]: Kunhu 'l-Ahbâr va Lavâkihu 'l-Afkâr [=Bildirme Kaynakları Düşünce Aşıları]: Yzl. 1591-1599. 1597’ye değin. İstanbul Üniversitesi Merkez Ktp. Türkçe Yazmalar Kit. 5959. sy. 241b. yr.
5 KINALI-ZÂDE Hasan Çelebî [ö. 1604]: Tezkiretü 'ş-Şu‘arâ [=Şiircileri Andırma]: Yzl. 1586 Haz. İbrahim KUTLUK [ö. 1976]: I. c. Ankara 1978, 193. sf.
6 Bu gazel, O kad bâlâ vü zülf eğri diyâr-ı hüsn pür-âşûbMemâlik fitne şeh zâlim ‘alem serkeş sipâh eğri
beytini içeriyordu. (bk. KINALI-ZÂDE, 193. sf.).
12
Sonunda şâir, uzun süre mülâzemette kaldı. Ancak çok sonraları Kara-ferye [Verroria]
müderrisliğine tâyin edildi. Şâir Hâverî [ö. 1565]’nin bacısıyla evlenen Âhî, 1517 yılında Kara-ferye
[Verroria] ’de ölmüştür7.
Âhî’nin Hüsn ü Dil adlı tamamlanmamış bir eseri daha vardır8. Bu eser, İran şâirlerinden Nişâbûrlu
Fettâhî [ö. 1449]9 ’nin, Lâmi‘î [ö. 1532] tarafından da tanzir edilen, aynı addaki mensur eserine nazîredir.
Âhî’nin divanı da mevcuttur10. Hikâyet-i Şîrîn ü Pervîz’in İstanbul kütüphanelerinde yazması
buunmuyor. Esasında yazıldığı devirde bile az; hattâ hiç rastlanmadığını bildiğimiz 11 eserin, çoğu beyitleri
ilgi ve yer gözetilerek Hüsn ü Dil içine alınmıştır12. Hüsn ü Dil 1277 [=1860-1861] yılında İstanbul’da
Çaylak Tevfîk tarafından bastırılmıştır.
1976 yılında Yugoslavya Priştine Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Nimetullah HÂFIZ’ın
babasından kalan yazmalardan bir dergi içinde rastlanılan Hikâyet-i Şîrîn ü Pervîz hakkında III.
Milletlerarası Türkoloji Kongresi’ne bir bildiri sunulmuştur13.
Hilâlî [ö. 1543] gazel tarzında kendisini izlemiştir.14
ŞEYHÎ [ö. 1431]: Husrev ü Şîrin: Yay. Faruk K[adri] TİMURTAŞ: Şeyhî'nin Husrev ü Şîrin'i İnceleme -
Metin: İstanbul 1963; Şeyhî ve Husrev ü Şîrin'i İnceleme - Metin: 2. bs. İstanbul 1980, 40-41. sf.
*
İZ, Fahir: Eski Türk Edebiyatında Nazım XIII. yüzyıldan XIX. yüzyıl ortasına kadar yazmalardan seçilmiş
metinler: I. Cild I. Bölüm İstanbul 1966, 219-222. sf.
*
7 MEHMED SÜREYYÂ [ö. 1908] ölüm yılını 910 [=1504] olarak göstermiştir ki, yanlıştır. (bk. Sicill-i ‘Osmânî yâxûd Tezkire-i Meşâhir-i ‘Osmâniyye [=Osmanlı Kütüğü yada Osmanlı Ünlüleri Tezkiresi]: İstanbul 1311 [=1893] 2. c. 119. sf.)). Sûz-ı âhı ile tutuşdı cihân kanadı, ebced hesabiyle, ölümünün 923 [=1517] yılında olduğunu gösterir. (bk. KÂF-ZÂDE Fâizî [ö. 1622]: Zübdetü 'l-Eş‘âr [=Şiirlerin Özü]: İstanbul Üniversitesi Merkez Ktp. Türkçe Yazmalar Kit. 1646. sy. 8b yr.). Âhî’nin ölüm yeri tartışmalıdır. KINALI-ZÂDE Manastır’ı gösteriyor. 193. sf.
8 Mevzuun hülâsası için bk. GIBB, E[lias] J. W. [ö. 1901]: A History of Ottoman Poetry [=Osmanlı Şiiri Târihi]: London 1902 2. c. 296-310. sf.
9 HUART, Cl[ément] [Imbault] [ö. 1926]: “Fettahî”, İslâm Ansiklopedisi: İstanbul 1947 IV, 37. cz. s. 582.
10 İstanbul Üniversitesi Merkez Ktp. Türkçe Yazmalar Kit. 1942/2, yr. 75-98 yr.; Topkapı Sarayı Mütesi Ktp. Revan Kit. 1669. sy. 164-182. yr. İslâm Ansiklopedisi’nde «Âhî’nin bir divanı olsa gerektir» biçiminde kapalı bir ifade kullanılmıştır. (bk. İstanbul 1941 I. c., 3. cz. 157. sf.).
11 SEHÎ [ö. 1548]: Heşt Behişt [=Sekiz Cennet]: Yzl. 1538 Yay. Günay KUT, Harvard 1978 [Süleymaniye Ktp. Ayasofya Kit. O. 3544. sy. 98b yr.]; [Çev.] Mustafa İSEN, İstanbul 1980, 188. sf.
12 Latifi Tzk, basma, s. 98. LATÎFÎ [ö. 1582]: Tezkiretü 's-Şu‘arâ ve Tabsıra-i Nuzamâ [=Şiirciler Anımlığı ve Dizimciler Tanımlığı]: İstanbul Yzl. 1546, Haz. Mustafa İSEN, Latîfî Tezkiresi, Ankara 1990,
13 TİMURTAŞ, Faruk K.: “Ahî’nin Husrev ü Şirin’i ve dili üzerine notlar”, III. Milletler Arası Türkoloji Kongresi (24-29 Eylül 1979) Program: İstanbul 1979, 22. sf. 27 Eylül 1979 Perşembe Saat: 9.30.
14 LATÎFÎ [ö. 1582]: Tezkiretü 's-Şu‘arâ ve Tabsıra-i Nuzamâ [=Şiirciler Anımlığı ve Dizimciler Tanımlığı]: İstanbul Yzl. 1546, Haz. Mustafa İSEN, Latîfî Tezkiresi, Ankara 1990, 241. sf.
HACITAHİROĞLU, Abdullah Öztemiz: “Ahî Benli Hasan”, Diriliş: İstanbul 1976, 42. sy.; 1977 (Mart
10) 43. sy. 2. sf.; (Mart 17) 44. sy. 2. sf.; (Mart 24) 45. sy. 2. sf.; (Mart 31) 46. sy. 2. sf.; (Nisan 7) 47. sy.
2. sf.
*
ÇAVUŞOĞLU, Mehmed [ö. 1987]: “Âhî”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi: İstanbul 1977 1. c. 50-51.
sf.
*
TOLASA, Harun [ö. 1983]: Sehî, Latîfî, Âşık Çelebi Tezkirelerine göre 16. y.y.’da Edebiyat Araştırma ve
Eleştirisi I: 1983 İzmir.
*
Niğbolu’da Seydi Hoca ile Melek Kadın’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Benli Hasan sanıyla tanındı.
Ticaretle uğraştı. İleri bir yaşta öğrenime başladı. Yazdığı şiirlerle devrin padişahı I. Selim Han [1512-
1520]’ın dikkatini çekti ve kendisiyle ilgilenilmesini istedi. Bunun üzerine Kazasker Kemal-paşa-zâde [ö.
1534] ’nin teklif ettiği medreseyi, çevrenin: “Sen daha büyüğüne lâyıksın” yollu telkinlerine kanarak kabul
etmedi. Böylece kendisine kızan padişah ona yeni bir görev verilmesini engelledi. Bir süre Kara-ferye
[Verroria] medresesine müderris olarak atandı. Manastırlı şair Hâverî [ö. 1565]’nin bacısıyla evlendi. Çok
geçmeden Kara-ferye [Verroria] ’de öldü.
Kaynaklar, Âhî’nin büyük bir şair olduğunu belirtmektedirler. Arkadaşı Bursalı Celîlî [ö. 1564] gibi
“Hüsrev ü Şîrîn” yazmaya başladıysa da nakşî şeyhi Mahmûd Efendi [ö. ] ’nin engellemesi üzerine bu
eserini yarım bıraktı. Daha sonra Fenârî-zâde [ö. ] ’nin teşvikiyle Anadolu alanında türünün en güzeli
olduğu belirtilen “Hüsn ü Dil” e başladı. Bunu da tamamlayamadan öldü. Bu eser Hâverî [ö. 1565]
tarafından tamamlandı.
Kaynaklar, mesnevisinin gazellerinden üstün olduğunu belirtirler.
Latîfî [ö. 1582], ilk eserinin Şeyhî [ö. 1431] ’ye nazire olduğunu ve bunun bazı bölümlerinin şairce,
daha sonra yazdığı “Hüsn ü Dil’de kullanıldığını söyler.
İPEKTEN, Halûk [ö. 1992] - İSEN, Mustafa - TOPARLI, Recep - OKÇU, Naci - KARABEY, Turgut:
Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı İsimler Sözlüğü: 1988 Ankara. Eleştirisi: Ali YILMAZ, Ankara
Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi XXXI: Ankara 1989 14-15. sf. 108. sf. ? ö. 1592 ?.
*
İSEN, Mustafa: “Âhî”,Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi: İstanbul 1988 1. c. 527. sf.
*
SUNGUR, Necati: Âhî Divânı (İnceleme-Metin): Ankara, Kütlür Bakanlığı Yayınları / 1617, Yayımlar
Dairesi Başkanlığı Türk Klasikleri Dizisi / 32, 1994 XIV+223 s.
*
Yazmalar
T 1. Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Revan Kit. 1969. sy.
T 2. Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Hazine Kit. 1067. sy.
Ü1. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 1942. sy.
Mecmû‘a-i Eş‘ârlar
A1. Millet Ktp. Manzum Kit. 674. sy. [17 Gazel]
A2. Millet Ktp. Manzum Kit. 563. sy. [?? Gazel]
A3. Millet Ktp. Manzum Kit. 636. sy. [2 Gazel]
A4. Millet Ktp. Manzum Kit. 681. sy. [1 Gazel]
A5. Millet Ktp. Manzum Kit. 635. sy. [1 Gazel]
N. Nuruosmaniye Ktp. 4915. sy. Edirneli Nazmî, Mecmû‘atü ’n-Nezâir, [37 Gazel]
S1. Süleymaniye Ktp. Halet Efendi Eki Kit. 244. sy. [34 Gazel]
S2. Süleymaniye Ktp. Tahir Ağa Kit. 285. sy. [26 Gazel]
S3. Süleymaniye Ktp. Hasan Hüsnü Paşa Kit. 1031. sy. [14 Gazel]
S4. Süleymaniye Ktp. Ali Nihat Tarlan Kit. 62. sy. [13 Gazel]
S5. Süleymaniye Ktp. Hamidiye Kit. 1186. sy. [11 Gazel]
S6. Süleymaniye Ktp. Fatih Kit. 4078. sy. [7 Gazel]
S7. Süleymaniye Ktp. Fatih Kit. 4077. sy. [4 Gazel]
S8. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Kit. 3343. sy. [2 Gazel]
S9. Süleymaniye Ktp. Ali Nihat Tarlan Kit. 76. sy. [2 Gazel]
S10. Süleymaniye Ktp. Ali Nihat Tarlan Kit. 68. sy. [1 Gazel]
S11. Süleymaniye Ktp. Ali Nihat Tarlan Kit. 59. sy. [1 Gazel]
S12. Süleymaniye Ktp. Esad Efendi Kit. 3398. sy. [1 Gazel]
T 3. Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Kit. Bağdat Köşkü Kit. sy. Pervane Beg Mecmû‘ası 406. sy. [50 Gazel]
T 4. Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Revan Kit. 1972. sy. Mecmû‘atü ’n-Nezâir [30 Gazel]
Ü2. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 4025. sy. [7 Gazel]
Ü3. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 1724. sy. [7 Gazel]
Ü4. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 1547. sy. Mecmû‘atü ’n-Nezâir [6 Gazel]
Ü5. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 2955. sy. [5 Gazel]
Ü6. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 3563. sy. [3 Gazel]
Ü7. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 752. sy. [1 Gazel]
Ü8. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 3552. sy. [1 Gazel]
Ü9. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 105. sy. [1 Gazel]
Ü10. İstanbul Üniversitesi Merkez Kit. Türkçe Yazmalar Kit. 5758. sy. Muhibbî, Dîvân, [1 Gazel]
T E V H Î D
1.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
01. Ey nesîm-i kudretüñ nefhinde âdem bir nefes
V’ey harîm-i gülşen-i lutfuñda ‘âlem hâr ü has
02. Zikr-i hamdüñdür ki her milletden oldı âşikâr
Ka‘be’den âvâz-ı hû büthâneden bâng-i ceres
03. Sensin ol bî-çün ki birdür saña nisbet her mekân
Kurb u bu‘d u taht u fevk ü sağ u sol u pîş ü pes
04. Nâr-ı Mûsî’dür celâlüñ şemmesinden bir eser
Nûr-ı Ahmed’dür cemâlüñ pertevinden bir kabes
05. Tâlib-i dîdâr olan dil-teşne vü nem-dîdeler
Cûy-i hûn akıtdılar gözden çü Ceyhûn u Aras
06. Zâlim ü bî-dâd içün dergâh-ı ‘adlüñdür penâh
Zulm-i bî-feryâd içün yâduñ durur feryâd-res
07. Bulmasa tañ mı cihân zindânı bendinden halâs
Aña kim bu şeb-rev-i İblîs-i nefs oldı ‘ases
08. Dâne içün dâm-ı hırsa düşse tañ mı murğ-ı cân
Anda Âdem gözleye gendüm Halîlu ’llâh ‘ades
0 1 Ey kudret esintisinin soluğunda âdem bir soluk olanVe ey senin lutfunun gülşeninin harîminde âlem çör çöp olan.gülşen-i: Ü. R. gülşeni.
0 2 Her milletten sana hamd sesleri yükseldiKabe’den hu ünü put evinden çan sesi geldi.
0 3 Sana göre yakın uzak, alt üst, sağ sol, ön arkaYani her mekân bir olan eşsiz mutlak sensin.
0 4 Musa’nın ateşi ise senin celâlinin kıvılcımından bir çıtırtı,Ahmed’in nuru ise senin cemâlinin ışıltısından bir parlak ateş közüdür.bir qabes: Ü. muqtebes.
0 5 Sevgiliyi özleyen yanık bağırlar ve gözyaşları,Ceyhun ve Aras gibi gözlerinden kan ırmağı akıttılar.5 ~ 6: R. H. yer değiştiriyor.
0 6 Zalim ve adaletsiz için senin adalet eşiğin bir sığınaktır.Ses kesen zulüm için adının anılması bir yardıma koşmadır.
0 7 Cihan, zindanı ve bağından kurtulmasa şaşılmaz.Zira bu gece gezen nefs iblisi, cihana gece bekçisi oldu.İblîs ü: Ü. İblîs. zindân: Ü. R. H. zindânı.
0 8 Âdem’in buğday, İbrâhîm’in mercimek gözlediği bir yerde.Can kuşunun bir göz tane için hırs tuzağına düşmesine şaşılır mı?murğ-ı cân: R. H. murğ-ı dil.
209. Kankı nâkesdür kese senden ümîdin kahr ile
Ni‘met-i lutfuñla çün mahrûm kalmaz hîç kes
10. Ravza-i ‘ışkuñda cân murğını ta‘lîm étmege
Bu dokuz çarhı aña kılduñ müşebbek bir kafes
11. Ko senâ vü medhi gel Âhî du‘â-yı Hazret ét
Kim bu varlıkdan kamu ol bir du‘âdur saña bes
12. Dâyim el üstinde tut devlet du‘âsın Âhi’yâ
Şükr ü minnet Râzık’a el yüze sürmekdür meges
Ü. 74b, R. 37a, H. 78b.
0 9 Senin lutuf nimetinle hiç kimse mahrum kalmadığı haldeKahredip senden umudunu kesen hangi cimri ola ki?
1 0 Aşk bahçende can kuşunu eğitmek içinBu dokuz gezegeni ona bir kafes ağı ördün.
1 1 Âhî, övgüyü bir yana bırak da gel Allah’a yalvar,Zira bu varlıktan sana kalacak olan topu topu bir duadır.
1 2 Âhî, kutluluk duasını daima el üstünde tut.Nimeti verene verdiği nimeti açığa vurmanın şekli, sinek gibi eli yüze sürmektir (sen de öyle yap).
3
M U R A B B A ‘
2.
Mef‘ûlü Mefâ‘îlü Mefâ‘îlü Fe‘ûlün
- - + / + - - + / + - - + / + - -
I.
Sevdüm yine bir ruhları gül gonca-dehânı
Bülbüllerini iñledici şûh-ı cihânı
Yolına revân eyleyeyin cism ile cânı
Şol âfet-i devrân dénür adına Sânî
II.
Bir gözleri nergis yüzi gül saçları reyhân
Bir lâle-ruh u gonca-dehen serv-i hırâmân
Étdi dil ü cân murğını bülbül gibi giryân
Şol âfet-i devrân ki dénür adına Sânî
III.
Dil düşdi yine bir sanemüñ ‘ışkına nâ-gâh
Bend oldı saçı dâmına dîvâne olup âh
Kıldum bu göñül tahtına ol hüsn iyesin şâh
Şol âfet-i devrân ki dénür adına Sânî
IV.
Duş olalıdan çeşmüme ol hûb-ı dilârâm
Bir lahza dahı eylemez ansuz bu dil ârâm
Rüsvâ-yı cihân eyleyüp étdi beni bed-nâm
Şol âfet-i devrân ki dénür adına Sânî
I Yine al yanaklı tomukcuk dudaklıBülbüllerini inleten bir cihân şahını sevdim.Adına Sâni [=İkinci] denen o zamane güzelininYoluna canımı tenimi bile veririm.
I I Nergis gözlü, gül yanaklı, reyhan saçlıLale beniz, tomurcuk dudak, servi boyCan ve gönül kuşunu bülbül gibi inlettiAdına Sâni [=İkinci] denen o zamane güzeli.
I II Ah, gönül yine bir resim gibi bir güzelin aşkına yandı.Deli olup saçının teline kapıldı.Adına Sâni [=İkinci] denen o zamane güzelinin.
I V Gönülmün huzuru güzel gözüme çarpalıdan beriBu gönül bir an bile onsuz rahat edemez.Beni cihana rüsvây edip adımı kötüye çıkardı.Adına Sâni [=İkinci] denen o zamane güzeli.
4V.
Oldı göñül Âhî yine bir dilbere meftûn
Görse saçı zencîrini Leylî ola Mecnûn
Ahvâlümi derdâ ki benüm étdi digergûn
Şol âfet-i devrân ki dénür adına Sânî
Ü. ? R. 44b, Halet Efendi Eki Kit. 244/353a.
V Âhî, gönül yine bir gönül gönül hırsızına tutkunSaçının zincirini Leylâ görse Mecnûn [=deli] olurdu.Yazık ki benim hâllerimi değiştirdiAdına Sâni [=İkinci] denen o zamane güzeli.
5
T A H M Î S - İ G A Z E L - İ N E C ÂT Î
3.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
I.
Hüsnüñ şu‘âı ‘âleme nûr u ziyâ yiter
La‘lüñ dil-i şikesteye bir dem devâ yiter
Cân gülşeninde sidre-kadüñ müntehâ yiter
Dil kişverine zülf-i siyâhuñ belâ yiter
Yıkmağa bu vilâyeti ol ejdehâ yiter
II.
Meydân-ı ‘ışk içinde ayakları kemân
Gamzeñ okına eylemişem sînemi nişân
Cevrüñden özge cevr ideli çarh-ı bî-amân
Geh yaş gelür gözümden ü geh yaş yirine kan
Derd-i derûnı bilmege bu mâ-cerâ yiter
III.
İzüñ tozını eyleyeli başum üzre tâc
Oldum şehâ bu vechile halk ortasında aç
Derdüñ olalı dilde devâ-yı sitem-mizâc
Bîmâr-ı ‘ışka şerbet ile eyleme ‘ilâc
Var ey tabîb ko beni derdüm baña yiter
I Güzelliğinin parıltısı âleme aydınlık ve ışık olarak yeter.Dudağın kırık gönüle bir solukluk ilaç yeter.Can güllüğüne sedir gibi boyun uç nokta olarak yeter.Gönül ülkesine kara saçın belâ olarak yeter.Bu ili yıkmak için o ejderha (saçın) yeter.
I I Aşk alanı içinde ayakları yayBakışının okuna göğsümü nişan eylemişim.Acımasız felek cevrinden başka cevr edeliden beriGözümden kimi zaman yaş kimi zaman yaş yerine kan gelir.İç acımı bilmeğe bu macera yeter.
I II A şah, izinin tozunu başım üzre tac eyledim deböylece halk ortasında aç kaldım.Derdin gönülde sitem mizaçlı ilaç olalıAşk sayrısına şerbet ile ilaç eylemeEy tabip, bırak git beni benim derdim bana yeter.
6IV.
Şol deñlü eyledüñ sanemâ cânuma cefâ
Mu‘tâd oldı dil dilemez kim süre safâ
Dil-ber yolında yitmedi çekdügüm belâ
Ey çarh sen de yâr gibi olma bî-vefâ
Zîrâ bu deñlü ‘âleme bir bî-vefâ yiter
V.
‘Âlemde Âhî olmaz ise vuslat olmasun
Tek ara yirde dil-ber ile fetret olmasun
Aç ol cihânda minnetle ni‘met olmasun
Tek yérde gökde zerre kadar minnet olmasun
Örti döşek Necâtî’ye bir bûriyâ yiter
P. 94b, R. 44b, Halet Efendi Eki Kit. 244/353a. Necâtî’nin 108. gazeline nazîre yazmıştır.
I V A resim gibi güzel, öylesine canıma cefâ eyledin kiAlıştı gönül, sefa sürmek istemez.Çektiğim belâ dilber yolunda yitmediEy felek, sen de yâr gibi vefâsız olmaZira bu denli âleme bir vefâsız yeter.
V Âlemde Âhî olmaz ise kavuşma olmasın.Tek ara yerde dilber ile açıklık olmasın.Aç ol da cihânda yük altında kalmakla varlık olmasın.Tek yerde gökte zerre denli yük altında kalmak olmasın.Örtü döşek olarak Necâtî’ye bir hasır yeter.
7
G A Z E L İ Y ÂT
ELİF
4.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Şol melek-hû kim kılur şimdi felek ikbâl aña
Rahm éde şâyed göñül var eyle ‘arz-ı hâl aña
2. Çihre-i zerdüm benüm fâş étmesün déyü gamuñ
Çekdi hûn-ı dîdeden eşküm nikâb-ı al aña
3. Lâleler sanmañ görinen dâmen-i kühsârda
Çeşm-i pür-hûnum geyürmişdür kabâ-yı al aña
4. Pâymâl olalı zülfüñ gibi cânâ dér gören
Olmasun bir kâfire vaki‘ olan ahvâl aña
5. Gark olur deryâ-yı gamda Âhî-yi âşüfte-hâl
Hızr gibi yetişüp rahm étmeseñ fî ’l-hâl aña
Ü. 75a, R. 34a, H. 79a, P. 45b, Tahir Ağa Kit. 285/51b, TARLAN 62/108, TARLAN 70/I.
1 Gönül, şimdi feleğin ağırladığı melek huylu sevgiliyeGit halini arz et belki sana acır.
2 Gamın sarı benzimi açığa vurmasın diyeGöz yaşım göz kanından ona kızıl şal örttü.
3 Dağın eteklerinde görüneni lâleler sanmayınKanla dolu gözlerim ona kırmızı giysi giydirmiştir.
4 A sevgili, sgönlümün saçın gibi ayaklar altına düştüğünü görenler,bu hal kâfirin başına bile gelmesin der.
5 Hemen Hızır gibi anında yetişip kurtarmasanDerbeder Âhî gam denizinde boğulur.
8
5.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Gözlerüm yaşı şarâb-ı erğavân oldı baña
Senden ayru içdügüm ey dôst kan oldı baña
2. ‘Akl u sabrum kârbânın urdı bir kâfir benüm
Hey müselmânlar meded kim çok ziyân oldı baña
3. Seyre çıkdum yâr ile ağyârı gördüm nâgehân
Vay bu kâfir hôş belâ-yı nâgehân oldı baña
4. Câm-ı meyden añladum ‘aks-i lebüñ esrârını
‘Âlem-i ervâhdan bir sır ‘ayân oldı baña
5. Dutmayınca ‘âlemi âhum ben Âhî olmadum
Kendü âhum ‘âkıbet nâm ü nişân oldı baña
Ü. 75a, R. 33b, H. 79a, P. 50a, Halet Efendi Eki Kit. 244/115a, Revan Kit. 1972/115b, Tahir Ağa Kit.
285/51b, İZ 219.
Çavuşoğlu 232. sf.
1 Gözlerimin yaşı bana kızıl şarap oldu.A sevgili, senden ayrı içtiğim bana kan oldu.
2 Akıl ve sabrımın kervanımı bir kafir yağmaladıA müslümanlar, bu yolda bana çok ziyan oldu.
3 Sevgiliyle gezmeye çıktım o anda sevgilinin tayasınıgördüm.Aman bu kafir bana zamansız şimdi ansızın gelen bela oldu.
4 Dudağının yansımasının sırlarını içki kadehinden bildim.Böylece ruhlar âleminden bir sır açılmış oldu.
5 Âhım gökleri tutmayınca Âhî [=ah eden] olmadım.Sonunda kendi ahım bana ad san oldu.
9
6.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Kim geyürdi gül gibi bu câme-i alı saña
Kimler öğretdi bu alı hey Hasan Balı saña
2. Vasluñuñ ‘îdine kurbân étdügüñ’çün ‘âlemi
Şol kemân-ebrûñ içün kurbânlar olmalı saña
3. Şem‘ gibi başuma ‘ışkuñ ne odlar yakduğın
Bir géce tenhâ bulup yansam birez hâli saña
4. Ol güzeller şâhına Âhî kuluñdan déyesin
‘Işk meşk étmiş durur kim Rûm abdâlı saña
Ü. 75a, R. 33b.
1 Gül gibi bu al şalı sana kim giydirdi?A Hasan Balı [=Deli Hasan], bu hileyi sana kimler öğretti?
2 Sana kavuşma bayramında âlemi kurban ettiğinden dolayıO yay kaşların için sana kurbanlar olmalı.
3 Aşıkının mum gibi başıma ne ateşler yaktığını,Bir gece seni yalnız bulup biraz sana yanabilsem.
4 Ben Âhî kulundan o güzeller şahına diyesinBir Anadolu dervişi sana aşkı geçmiştir.diyesin: R. eydesin.
10
7.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Hâ çeker yaşum beni durmaz bu deryâdan yana
Seyre çıkmışdur meger dilber Kalata’dan yana
2. Kandasın ey serv kim bâğuñ gül ü nergisleri
Göz kulağ olmış durur sen serv-i bâlâdan yana
3. Her harâmî gamze âhû-çeşm olan dilberlere
Yüz çevirmek mi gerekdür böyle sahrâdan yana
4. Ka‘be hakkı ol Firenk oğlanı kıblem olmasa
Kâfirem ger bir kadem bassam kilîsâdan yaña
5. İrmedin şâm-ı ecel Âhî nasîbüñ var iken
Vaktidür şimden gérü ‘azm eyle Me’vâ’dan yana
Ü. 75b, R. 34a, H. 79a, (1031 H. H. 33a) 5b, Halet Efendi Eki Kit. 244/172a, Revan Kit. 1972/114a/5,
Millet Ktp. 674/33b/5, Millet Ktp. 681/16b.
Hacı Kemâl’de olacak bakıla. Millet Ktp. 681/16b.
1 Göz yaşım beni denizden yana durmadan çeker.Öyle sanıyorum ki sevgili, Galata’dan yana seyre çıkmış olmalı.
2 Ey servi boylu sevgili, bağın gül ve nergislerisenin gelmeni beklemekteler, nerede kaldın.Biçim yönünden nergis göze gül kulağa benzetiliyor.olmış: H. H. tutmış. 244.
3 Her yol kesen bakış, ceylan gözlü güzellere doğruBöyle kırdan yana yüz mü çevirmelidir.
4 Ka‘be üzerine ant içerim ki, o Firenk oğlanı kıblem olmasaydı,kiliseden yana bir adım atarsam kâfir olayım.Gözlerüm yaşı deñizler gibi oldı qandadurOl sanem seyr étmege gelmez mi deryâdan yana[=Göz yaşlarım denizler gibi oldu, kan içindedirO put gibi güzel nerededir, denizden yana gezmeye çıkmaz mı?]
5 Âhî, ölüm akşamı gelmeden, daha fırsat var ikenAslıl yurduna doğru yola çıkmanın şimdi tam zamanıdır.
11
8.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Gamzeñ okına nişân olmağa cân ü ten baña
Halka halka dâğlar geydürdi bir cevşen baña
2. Lâle gibi çünki ben sahrâ-nişînler şâhıyam
Kırmızı eyvân yeter bu kanlu pîrâhen baña
3. Gözlerüm berg-i semen gibi ağardı kandasın
Pîrlik vaktinde gel ey serv-i sîmîn-ten baña
4. Hasteyem ma‘zûr tut bi ’llâh eglendümse gel
Ey ecel kûy-ı ‘ademde bir nefes eglen baña
5. Hançerinden çekdüğüm şerh olmaz Âhî ol şehüñ
Diller olsa haşra dek kabrümde her sûsen baña
Ü. 75b, R. 33b, H. 78b, HACITAHİROĞLU 3b.
1 Bedenime yaktığım halka halka dağlar,Canla gönlün, bakışının oklarına hedef olması için bana zırh giydirdi.
2 Ben, lâle gibi, ovada oturanların padişahıyımOnun için bu kanlı gömlek kemerli bir bina, bir saray olarak yeter bana.
3 Neredesin? Gözlerim, yasemin yaprağı gibi ağardıEy gümüş tenli servi boylu sevgili, hiç olmazsa yaşlılık çağında gel bana.
4 Hastayım, eğlendim, gelemediysem mâzur tut beni,Ey ölüm, gel yokluk çevresinde bir solukçuk da eğlen, bana biraz süre ver.
5 Ey Âhî, o padişahın hançerinden çektiğim anlatılamaz:Kabrimde biten her susam yaprağı bir gül olsa da kıyamete dek söylese yine bitmez.
12
9.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Saña yanmağa yeter hâlümi geh gâh baña
Elif-i sîne ile dâğ-ı dilüm âh baña
2. Kimler ile géceler kimler ile ahşamlar
Kim éki hafta durur gelmedi ol mâh baña
3. Tîr-i gamzeñ yine sînemde éki zahm urdı
Éki göz ile nazar eyledi ol şâh baña
4. ‘Işkı terk eyle baña ‘akluñ ile ol yüri dér
Gör ne ağular éder bu dil-i güm-râh baña
5. Rûz-ı fürkat nicedür gösterem Âhî’ye démiş
Baña ol günleri göstermesün Allâh baña
Ü. 76a, H. 79b, P. 43b, Tahir Ağa Kit. 285/52a.
1 Ah, zaman zaman halimi sana anlatmak için banaGöğsüm elif biçimindeki yara ile gönlüm yuvarlak biçimdeki yara yeterlidir.
2 İki hafta geçti o ay gibi güzel bana gelmedi.Kimler ile geceler, kimler ile akşamlar acaba?
3 O şah bana iki gözüyle bakıncaOka benzeyen süzgün yan bakışı, yine bağrımda iki yara açtı..
4 O bana derki aşkı aklın ile bırak var gitBu yolunu şaşırmış gönül bana ne zehirler eder.
bu dil-i: P. zâhid-i. Bk. Tahir Ağa Kit. 285/52a.5 Sevgili, Âhî’ye ayrılık günü nasıldır bir göstereyim demiş.
Aman, Allah bana o günleri göstermesin.
13
10.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Rûz-ı mahşerde a‘yân olmağa ol hâl baña
Bir levendüm ki refîk oldı bir abdâl baña
2. Dil-i tecrîd ki baş koşdı ben âvâre ile
Bir levend-nâme yeter nâme-i a‘mâl baña
3. Matla‘-ı subh-ı safâdur saña ol surh kabâ
Zulmet-i şâm-ı belâdur bu kara şâl baña
4. Sen varup hâne-i ağyâra kadem basduğuña
Başmağuñ na‘lçesi nakşı yeter dâl baña
5. Haşra dek pîr-i muğân ayağın elden komayam
Âhi’yâ el vére ger devlet-i ikbâl baña
R. 34a, Halet Efendi Eki Kit. 244/62b.
1 Mahşer gününde yüzündeki o ben, bana göründüğünden beri,Bir levende gezginci dervişe benzeyen o ben, yol arkadaşı oldu.
2 Aylak gezen benimle yarışa giren bu donyadan arınmış, soyunmuş gönüle bir serserilik, tembellik kitabı; bana da amellerimin kitabı yeter.
3 O kızıl aba sana safa sabahının doğduğu yerdir.Bu kara şal da bana bela akşamının karanlığıdır.
4 Senin, sevgilinin tayasının evine gittiğine ayakkabının yerdeki izi, işaret olarak bana yeter.Başmağuñ na‘lçesi naqşı: Riyâzî Kevkeb ü na‘lçenüñ naqşı Tarlan 82 s. Tez.
5 Ey Âhî, baht açıklığı bana yardım edersemahşere değin meyhanecinin kadehini elden bırakmam.devlet-i: Ü. 244 devlet ü.
14
11.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Ol büt-i kâfir kim oldum zâr ü ser-gerdân aña
Nakş-i deyrem gûyiyâ kim olmışam hayrân aña
2. Dil sarâyın halvet-i hâs eyledüm ol mâh içün
Tâze tâze dâğum oldı şemse-i eyvân aña
3. Ol bu hüsn ile cihâna sığmaz iken bilmezem
Kim ne vech ile mekân oldı dil-i vîrân aña
4. ‘Âşık-ı bî-dillere cevr ü cefâ kılmaklığı
Yâ o çarha ögredür yâ çarh-ı ser-gerdân aña
5. Nâme-i a‘mâlüm oldı rûz-ı mahşerde benüm
Şol mahabbet-nâme kim nâmuñ durur ‘unvân aña
6. Ey ecel öldürme lutf ét Âhî-yi bî-çâreye
Ola kim bir çâre éde ol tabîb-i cân aña
P. 4a.
1 O kâfir puttur ben de onun için ağlamada kendimden geçmedeyim.Ben sanki kilise ikonuyum (gözleri dört açılmış) ona şaşkın şaşkın bakmadayım.
2 O ay için gönül sarayını özel buluşma yeri eyledim.Eyvan güneşi ona taze taze dağım oldu.
3 O bu güzellik ile cihana sığmaz iken bilmemki yıkık gönül ona neyüzle mekân oldu.
4 Gönüllüz âşığa cevir ve cefa kılmayıya o feleğe ya da başı dönmüş çarh ona öğretiyor.
5 Başlığı adın olan sevgi mektubumahşer gününde benim amel defterim oldu.
6 A ölüm, çaresiz Âhî’ye acı, öldürmebelki o can tabibi ona bir ilaç bulabilir.
15
BÂ
12.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Sâkiyâ fasl-ı bahâr oldı getür câm-ı şarâb
Mutribâ sâza el ur sen de kanı çeng ü rebâb
2. Yine nergis gibi gülşende gözüñ fikriyle
İçelüm bâde-i gül-reng olalum mest ü harâb
3. Bezm-i gamda sanemâ câm-ı lebüñ hasretine
Cigerüm âteş-i hicrânuñ ile oldı kebâb
4. Görüben yüzüñi ussum da gédüben düşdük
Acıyup merdüm-i çeşmüm saçar üstüme gül-âb
5. Haste-dil derdine em sordı lebinden nice kim
Ol tabîb-i dil ü cân vérmedi bir kerre cevâb
6. Ger gör e lü’lü’-i lâlâ sanemâ dişlerüñi
Hacletinden sadef içinde eriyüp ola âb
7. Âferîn tab‘-ı güher-bâruña Âhî ki senüñ
Silk-i nazm içre dizer söz yérine dürr-i hôş-âb
Ü. 76a, 79b.
1 A suvarıcı, ilkyaz geldi şarap kadehini getirA çalgıcı sen de çalgıya el vur, hani çeng ve rebap nerde.
2 Yine nergis gibi gül bahçesinde gözünü düşüne düşünegül renkli şarap içelim geçelim yıkılalım.
3 A güzel, gam meclisinde dudağının kadehi özlemineciğerim ayrılık ateşin ile yanıp kavruldu.
4 Yüzünü görünce aklım da gidince düştükgöz bebeğim acıyıp üstüne gül suyu saçar.
5 Yaralı gönül derdinde, ilaç emdi dudağından öyle kio gönül ve can tabibi bir kez olsun yanıt vermedi.
6 A güzel parlak inci dişlerini görseutancından sedef içinde eriyip su olur.
7 Âhî, senin inci saçan huyun yaşasınNazım dizisi içinde söz yerine tatlı su incisi dizer.
16
TÂ
13.
Mef‘ûlü Mefâ‘îlü Mefâ‘îlü Fe‘ilün
- - + / + - - + / + - - + / + + -
1. ‘Uşşâkuñı öldürmek ise sende mürüvvet
Ahsent senüñ bâzûña kollaruña kuvvet
2. Rahm eyleyüben dâr-ı şifâsında habîbüm
Nâfi‘ déyüp içürdi bu sevdâyîye şerbet
3. Dâyim baña cevr ile cefâdur işüñ ammâ
Şimden gérü ét mihr ü vefâ kâr be-nevbet
4. Hışm ile nazar eyleyüp âşüfteñe her dem
Öldürmege kasd étme behey gözleri âfet
5. Cânına cefâlar édeyüm dér imiş ol yâr
Andan ne gelürse görürüm cânuma minnet
6. Kaddüm bükülüp çenge döner sînem olur def‘
Ağyâr ile ol mâh kaçan kim éde sohbet
7. Ger hâr u hakîr étse be Âhî seni ol yâr
Éncinme ki ‘uşşâka odur ‘izzet ü hürmet
Ü. 76b, H. 79b, P. 79a, TARLAN 70/II. 1031 H. H. 70a. 62 A. N. T. 117.
1 Sendeki erlik âşıklarını öldürmek iseaferin pazına kuvvet kollarına.‘Uşşâquñı öldürmek ise sende: ‘Âşıqlaruñ öldürmege var sende H. H. 62.
2 Sevgiler hastahanesinde acıyıpyarar diye bu sevda hastasına şerbet içirdi.dîvâneye H. H. 62.
3 İşin bana hep cevr ü cefadır amaşimdiden sonra sırayla sevgi ve dostluk kazan.
4 Ey gözleri ölüm saçan, yosmana her an öfke ile bakıpöldürmeyi kurma.
5 O sevgili, canına cefalar edeyim dermişcanıma minnet sayarım.
6 O ay eler ile görüştükçebelim bükülüp çenge döner göğsüm def olur.kim ide: eylese. H. H. 62.
7 Âhî, o sevgili kimi hor hakir etse deincinme âşıklara ululayıp ağırlama odur.itse be Âhî seni ol yâr: eylese Âhî seni - yâruñ H. H. 62. ‘izzet ü hörmet: hörmet ü ‘izzet: H. H. 62. odur: budur 62. itse be: eylese. 62.
17
DAL
14.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Güle ta‘n étse ruhuñ vechi var ey serv-i bülend
Yaraşur la‘l-i lebüñ eyler ise goncaya hand
2. Öykünür zülfine yâruñ varur elden ele misk
Görmedüm ancılayın dahı yüzi kara levend
3. Lebi vasfın éşidenler ısırup barmağını
Dédiler kanda bulunur ola bunuñ gibi kand
4. Gördüm eydür baña düş var anuñ hançerine
Beni başdan çıkarur bu dil-i düşvâr-pesend
5. Âhî’nüñ irmez eli zülfüñe ey yâr senüñ
Atdı evc-i felege himmet ile gerçi kemend
P. 109a, 1547 ÜTY 81a, 1972 R. 159a, Tahir Ağa Kit. 285/79a, ÜTY 4025/158a.
1 A servi boylu, beninin güle dil uzatmasına bir sebep olsa gerekLa’l dudağın da tomurcuğa gülse hani yakışır da.
2 Misk elden ele gezer yarin zülfüne benzemek dileröylesine yüzü kara levend görmedim.Levend sözcüğünün bugün kullanılan‘denizci yeniçeri’ anlamına ek olarak ‘tembel, ayyaş, içkici, zampara, kabadayı, hizmetçi, gündelikçi, çırak, ibne’ gibi bir çok anlamı yanında ‘namussuz kadın’ anlamı burada kasdedilen olmalıdır. misk özellikle anber’in rengi karadır, kötülerin de yüzü karadır.varur: varup.
3 Dudağının vasfını işitenler parmağını ısırıpbunun gibi şeker nerde bulunabilir ki dediler.
4 Gördüm bana düş anlatır, onun hançerine gitbu müşkülpesent gönül beni baştan çıkarır.Gördüm: Göñlüm.
5 Ey yar senin zülfüne Âhî’nin eli ermezGöğün ucuna kement attı, himet ile geçti.Atdı: Atar.
18
RÂ
15.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Dérler ki ‘âşık olana yâ sabr u yâ sefer
Sabrum dükendi lâzım olupdur baña sefer
2. ‘Işkuñ müsâfirini igen yakma gün gibi
 kıble-gâh-ı Ka‘be-i maksûdum â sefer
3. Dil bir yaña çeker saña cân bir yana beni
El-kıssa vâcib oldı baña bir yana sefer
4. Görsem yüzüñi göñlüme ölmek gelür hemân
Zîrâ begüm mübârek olur gün toğa sefer
5. Dilber mahallesinden ırağ étme Âhî’yi
Yazuk degül mi eyleye bir mübtelâ sefer
Ü. 76b, R. 35b, H. 80a, P. 200b, ÜTY 1724/59a, Tahir Ağa 285/52a.
1 Âşık oldana ya katlanmak ya yola koyulmak gerektir.Sabrım tükendi bana yola koyulmak gerekti.
2 Aşk konuğunu güneş gibi çok yakmaA maksad Kabe’min kıblesi a sefer.müsâfirini igen: ÜTY. müsâfirim gel.
3 Gönül bir yana çeker, sana can bir yana beniUzun sözün kısası bana bir yana yolculuk vacip oldu.
4 Yüzünü görsem hemen ölmek hatırıma gelirzira beğim gün doğusuna sefer kutlu olur.olur: ola.
5 Sevgilinin mahallesinden Âhî’yi ırak etmeBir tutkunun yollara düşmesi kötü değil mi?étmeñ.
19
16.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Nigârâ hâsılum zülf-i semen-bûyuñda bir bûdur
Ki ‘ömr-i dırâzumda benüm varum da bir budur
2. Benüm ebrûlarum sanmañ bu éki hattı alnumda
Başumda ey kemân-ebrû yazılmış kara yazudur
3. İzüñ tozını tutarsam n’ola gözümle yollarda
Efendüm cevherüñ kadrin bilene göz terâzûdur
4. Akıtduñ kara yérlere su gibi kanlu yaşumı
Saña bu göz yaşı neyler dahı ey durudur
5. Yazardum hatunuñ vasfın devât-ı çeşm-i Âhî’den
Velî bu kan olacağuñ içi igen kara sudur
Ü. 76b, R. 35b, H. 80a, P. 181b.
1 A güzel, kazancım yasemin kokulu saçının zülfünde bir kokudur.Ki uzun ömrümde beni varım da bir tek budur.dırâzum da: Ö. dırâzumda. varum da: Ö. varumda. benüm: Ö. hemîn.
2 Alnımdaki bu iki çizgiyi benim kaşlarım sanmayınA yay kaşlı başıma yazılmış kara yazıdır.
3 Yollarda gözümle izinin tozunu tutarsam ne olur kibeğim, cevherin değerini bilene göz terazidir.tutarsam: Ö. dürtersem.
4 Kara yerlere su gibi kanlı yaşımı akıttınsana bu gözyaşı neyler artık ey durudur.Aqıtduñ: Ö. Efendüm. serv-i dil-cûdur. göz yaşı neyler: Ö. göz neler eyler.
5 Ayva tüylerinin vasfını Âhî’nin gözü divitinden yazardımgelgelelim bu kan olacağın içi pek (mürekkep değil) kara sudur.xatunuñ: Ö. xatt-ı leb.
20
17.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Bağrına taşlar basup ben haste içün ağlar
Kabrüm üzre saçların çözmiş bulutlar ağlar
2. Şol kerem étmiş ki cûy-i nev-bahâr-ı hüsn-i dôst
Deşt ü sahrâlarda zencîrin sürer ırmağlar
3. Nice bir kucsun seni altun beñeklü câmeler
Nice bir yaksun beni bu kanlu kanlu dâğlar
4. Ben bu gurbethâne-i fürkatde eylerdüm sefer
Yaşlarum kanlı sular gibi yolumı bağlar
5. Su gibi çağlar geçer ‘ömrüm güzellik çağı da
Sanma Âhî sen benüm eşk-i revânum çağlar
Ü. 77a, R. 35b, H. 80a, P. 223b, 1031 H. H., Millet Ktp. 674/71a, Revan Kit. 1972/172b, Tahir Ağa Kit.
285/52a, ÜTY Kit. 1724/149b. GÖLPINARLI II, İZ 220, HACITAHİROĞLU.
1 Bulutlar kabrimin üstünde saçlarını çözmüş deben hasta için bağırlarına taşlar basıp ağlamaktadır.ağlar: H. H. tağlar. bulutlar ağlar: H. H. meger ırmağlar.
2 Dost güzelliğinin ilkbaharı ırmağı kerem etmiş de,ırmaklar kırlarda yazılarda zincirini sürer.Şol kerem itmiş ki çûy-i nev-bahâr-ı: H. H. Şöyle germ itmiş cünûn-ı nev-bahârı.
3 Altın benekli entariler, ne vakte dek kucaklayacak senibu kanlı kanlı dağlar, ne zamana kadar beni yakıp dursun.
4 Ben, bu ayrılığın gurbet yurdundan giderdim ammane yapayım ki yaşlarım, kanlı sular gibi yolarımı bağlamada.ğurbetxâne-i fürqatde: H. H. ğurbetxânede fürqatden. yolumı: H. H. bu yolı.
5 Güzellik çağı da ömrüm, su gibi çağlar (zamanlar) geçerÂhî, sen, benim akan gözyaşlarım çağlıyor sanma, çalayan o.H. H. çağıdur.
21
18.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Gâh âhum ile yéri gögi bir duhân tutar
Geh nâlem ile éki cihânı fiğân tutar
2. Bir şîvekâra müşterî oldı göñül yine
Bâzâr-ı şîvede gözi kaşı kemân tutar
3. Hâl-i siyâh gûşe-i gülzâr-ı hüsnde
Bir Hindûdur ki sünbülini sâyebân tutar
4. Bezm-i çemende la‘l-i lebüñ şevkına şehâ
Lâle elinde câm-ı mey-i erğavân tutar
5. Nice harâmî démeyeyin gözlerüñe kim
Sahn-ı haremde murğ-ı dile âşiyân tutar
6. Dédüm rakîbüñ ağzı ‘aceb neyle tutulur
Dilber gülüp dér ağzın anuñ üstühân tutar
7. Bir şehriyâra göñlini bağladı Âhî kim
Atup kemend-i zülfini iklîm-i cân tutar
Ü. 77a, R. 36a, H. 80b.
1 Zaman olur ahım ile yeri göğü duman kaplar.Zaman olur inlemem ile iki cihânı figan kaplar.
2 Gönül yine bir şivekara alıcı oldu.Şive pazarında gözü, kaşı keman tutar.
3 Kara ben güzellik bahçesinin köşesinde(Saç) sünbülünü gölgelik eden bir Hindû’dur.
4 A şeh çemen bezminde dudak lalinin parlaklığınaLale elinde erguvan renkli şarap kadehini tutar.
5 Gözlerine nasıl harami demeyeyim kiharem sahnında gönül kuşunu yuva edinir.
6 Rakibin ağzı acba neyle tutulur dedimgönül hırsızı onun ağzını kemik tutar dedi.
7 Âhî bir ülkenin başbuğuna gönlünü bağladı kiO saç kemendini atıp can ülkesini avlar.
22
19.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Él yapar göñlüm evini benüm ol şâh yıkar
Kimse yapmaz ebedî anı ki Allâh yıkar
2. Yalıñuz çarha tokunmaz benüm âh-ı seherüm
Nice zâlimler evin âh-ı seher-gâh yıkar
3. Dergeh-i hüsnüñe yasdanma gurûr ile igen
Ki seher âh-ı garîbüñ der-i dergâh yıkar
4. Âh-ı ‘âşık irişür hüsnüñüñ âyinesine
Sakın ey şâh sakın memleketüñ âh yıkar
5. Saña ne ortada Âhî göñül ol şâhuñdur
Kendü mâlik o ne gâh yapar u gâh yıkar
Ü. 77a, R. 36a, H. 80b, Tahir Ağa Kit. 285/52b.
1 El gönül evini yapar o şah yıkarAllah’ın yaktığını ise ekledi kimse yapmaz.
2 Benim seher ahım yalnız feleğe dokunmaznice zalimlerin evini seher vakti yapılan duvarlar yıkar.
3 Güzellik dergahına pek gamla yaslanmaki seher garbın ahıdır dergahın eşiğini yıkar.
4 Aşkın ahı güzelliğinin güzelliğinin gölgesine erişirsakın ey şah sakın mülkünü ah yıkar.
5 Âhî, sana ne ne, şu ortada ki, gönül şahındır.Kendisi sahip ona kimi yapar kimi yıkar.o ne: H. evini.
23
20.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Cânı kurbân étdüren ‘uşşâka kaşuñ yayıdur
Ey güneş yüzli kaşuñ beñzer ki kurbân ayıdur
2. Gamzeñ okından kaşuñ yayı ne gücler çekdüm
Dôstum benden beter anuñ da başı kayıdur
3. Çeşm-i mestüñ gerçi kim cenge göz açdurmaz şehâ
Kalbe evvel kend’özin uran müjeñ alayıdur
4. Kaşlaruñ cânâ hilâl-i ‘îde teşbîh eylemeñ
Kim bilür anı nice kej-tab‘uñ egri râyıdur
5. Âhî’yi gûşe-be-gûşe zâr éden bülbül gibi
Yüriyen sohbet-be-sohbet bir gül-i hercâyîdür
Ü. 77b, R. 36a, H. 80b.
1 Âşıklara canı kurban ettiren kaşının yayıdır. [Kansız kurban]A güneş yüzlü kaşın öyle andırıyor ki galiba kurban ayıdır. [Zilhicee]
2 Bakış okundan kaşının yayı ne güçlükler çektim.Dostum onun başı benden beter kayıdır.
3 A şeh, her ne denli mestane güzelsin savaşa göz açtırmazsa daKalbe (askerin ortasına) ilişkin kendisini vuran kirpik alayıdır.
4 A can, kaşlarını bayram ayına benzetmekim bilsin onu nasıl yamuk birinin eğri bakışıdır.
5 Âhî’yi köşe bucak ağlatan bülbül gibisohbetten sohbete yürüyen yerli her yerli bir güldür.
24
21.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Saçların çözsün bulutlar ra‘d kılsun nâleler
Kabrüm üzre haşra dek yansun göyünsün lâleler
2. Şâh-ı gül devrânıdur yelsün yöpürsün bâd-ı subh
Gonca vü servüñ ayağına su döksün jâleler
3. Hastelikten şöyle tenhâyam bu gurbethânede
Penbe ile ağzuma su damzırur tebhâneler
4. Kan yudup ölenerüñ derd-i derûnın yazmağa
Bir varakdur lâlenüñ ağzında her pergâleler
5. Şol kadar od yakdı âhum başlarına Âhî kim
Göklere ağdı geçüp benden fiğân u nâleler
Ü. 78a, R. 34b, H. 127b, ÜTY. 1724/59a, Revan Kit. 1972/195b, Millet Ktp. 674/74b, Tahir Ağa Kit.
285/52b, GÖLPINARLI 80/I, İZ 220, HACITAHİROĞLU.
1 Bulutlar, saçlarını çöszün, gök gürültüsü, feryatlar etsin,kabrimin üstünde, lâleler, mahşere dek yansınlar, yüreklerini dağlasınlar.göyünsün: ÜTY. yaqılsun.
2 Gül padişahının zamanı; seher yeli, yelsin, koşup dursun.Çi taneleri, goncanın, selvinin ayağına sular döksün.b şâhid-i servün.
3 Bu gurbet yurdunda hastalıktan öyle bir hale gelmişim, o kadar yalnızım, kimsesizim ki ancak dudağımdaki uçuklar, ağzıma, pamukla su damlatmada.ağzında: bağrında. damzırur: tamzırur.
4 Kan yutarak ölenlerin içelrindeki derdi yazmak için lâlenin ağzındaki parçaların her biri bir yapraktır.
5 Ey Âhî, ahım, başlarına o kadar ateşler yaktı ki feryatar, figanlar, artık benden geçtiler de göklere yükseldiler.başlarında: Ö. yaşlarında.
25
22.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Oklaruñ cân almağa tîğüñle yoldaş oldılar
Sînelerde kan yalaşdılar karındaş oldılar
2. La‘l ü yâkût ol lebi mercâna nisbet étdiler
Kimisi deryâya düşdi kimisi taş oldılar
3. Bir ayakda seyr éder éki cihânuñ mülkini
Sâğar u bâdeyle şunlar kim ayakdaş oldılar
4. Şol kadar tasvîr éderler dilde yâruñ
Şimdi şâ‘irler kodılar şi‘ri nakkâş oldılar
5. Başlar çıkmış durur bağrumda Âhî şöyle kim
Niceler ol derd ile varup kızılbaş oldılar
Ü. 78a, R. 34b, H. 186a, F. 4077/14a, HACITAHİROĞLU, Riyâzî, ÜTY 2955/21b, Tahir Ağa Kit.
285/52b.
1
Oqlaruñ: F. Gözlerüñ.2
nisbet: F. teşbîh.3
Bir ayaqda seyr ider iki cihânuñ mülkini: F. Ayağında iki ‘âlem mülkini seyrân ider. || Seyr ider iki cihânuñ mülkini: İki ‘âlem mülkini seyr itdiler. Riyâzî.
4
F. naqş-ı yârı kim.5
Başlar: F. Dağlar. F. Âhî bağrumda.
26
23.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Dillerin kessün benüm derd ü dilümden hâmeler
Ben kara yazulıya harf étmesünler nâmeler
2. Derd ile yaksun beni bu kanlı kanlu dâğlar
Karşuma kucsun seni altun beñeklü câmeler
3. Nâme gibi ben kara yazulı bağrı yufkadur
Durmayup yaşlar döküp hâlüme ağlar hâmeler
4. Ben kara yazulıya harf étmek içün dem-be-dem
Ey perî-peyker selâm eyer saña ser-nâmeler
5. Kıssa-i hüsnin okur Âhî meger kim Hamza’nuñ
Kıssa-hân gibi üşüpdür başına hengâmeler
Ü. 78a, R. 34b, P. 130b, Halet Efendi Eki Kit. 174b, ÜTY 1724/59a, Revan Kit. 1972/196a, Millet Ktp.
674/74a, Tahir Ağa Kit. 285/53a.
1
atmasunlar ÜTY.2
3
yufqadur: yufqaya 244. Tutmadın. Turmadın ağlar gözi yaşın döküben xâmeler 244.4
Ben müşevveş-dil ğarîbüñ xâtırın yazmağ içün ÜTY.5
27
24.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Haddüñüñ mâh-ı felek mihr ile ser-gerdânıdur
Kaddüñüñ serv-i sehî âşüfte vü hayrânıdur
2. Gizleme zülf-i arak-rîzüñ külâhuñdan çıkar
Dilberâ çün yüzüñüñ ebr gül-âb-efşânıdur
3. ‘Aks-i la‘lüñle gören dér çeşm-i pür-eşküm benüm
Dürr-i mercânla müzeyyen sayrefî dükkânıdur
4. Gülistânda berg-i gül sanmañ dağılmış bâddan
Küşte-i hâr-ı gam olan ‘andelîbüñ kanıdur
5. Hüzn-i Ya‘kûb ile Âhî mübtelâ kıldı beni
Mısr-ı hüsnüñ ol şeker-leb Yûsuf-ı Ken‘ânıdur
R. 35a, P. 217a, ÜTY 1724/58b, ÜTY 1547/109a, Revan Kit. 1972/183a, 217b, Tahir Ağa Kit. 285/53a.
1
2
3
4
5
Hüzn-i ÜTY. qılan.
28
25.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Ruhlaruñ cân bâğınuñ berg-i gül-i handânıdur
Saçlaruñ dil bezminüñ bûy-i ‘abîr-efşânıdur
2. Dilde mihrüñ cân vérüp sakladuğum ey meh bu kim
Mü’minüñ kalbinde cândan sevgülü îmânıdur
3. Göñlümüñ tahtında şimdi ey kemân-ebrû senüñ
Hükm éden cân yérine tîr-i gamuñ peykânıdur
4. Bir güle baksañ yüzine n’ola çün ey gonca-leb
Midhatüñ bâğınuñ Âhî murğ-i hôş-elhânıdur
Ü. 78b, R. 35a, ÜTY 1547/109b.
1
‘abîr: ‘anber.2
3
4
Midhatüñ 1547.
29
26.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Bülbül-i şeydâ n’ola étse fiğân u nâleler
Dişlemişdür goncanuñ gülşende la‘lin jâleler
2. Sûzen-i müjgânlaruñ biñ al ile cân rîştesin
Sîne-i sad-pâreden göz dikdiler kim alalar
3. Eşk-i hûn-feşânıdur Ferhâd’uñ ey Şîrîn-suhan
Açılanlar yér yérin deşt-i belâda lâleler
4. Ben zebûnuñ şehlere lâyık mı ey kebk-i hırâm
Murğ-ı cânın sayd içün şehbâz-ı zülfin salalar
5. Dâğlardur gûyiyâ ben bülbülüñ cânında âh
Âhi’yâ ol goncanuñ la‘lindeki tebhâleler
Ü. 78a, R. 35a, P. 129a, ÜTY 1724/149b. Millet Ktp. 635/14a, 50a tekrar, Tahir Ağa Kit. 285/53b,
TARLAN 71/IV.
2. bin -Ü.
2. al ile cân: cânla dil P.
4. cânı P.
62 A.N.T. 72.
2. Sînede A.E.
4. Kebki A.E.
1. dişlemişler la‘lin
4. zebûnın
5. cânında: bağrında
1
2
3
4
5
30
27.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Gerçi Yûsuf bigi mümtâz güzel nâdir olur
Éki ‘âlemde nazîrüñ dahı yok söz bir olur
2. Mûcib-i mihr ü vefâ ola mı hattuñ gelicek
Bir éki gün hele sabr eyleyelüm zâhir olur
3. Her güzelle salınan kesb-i zarâfet édemez
Her Gülistân okuyan sanma ki hep şâ‘ir olur
4. Mutribe uymağ ile kâmil olur ‘ûd u rebâb
Her ki gûş eyleye üstâd sözin mâhir olur
5. Yalıñuz cân ile cânân ele girmez Âhî
Devlet ol kişiye kim sîm ü zere kâdir olur
R. 46a.
1
2
bin -Ü.3
4
5
31
28.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Sâkî lebüñ çü hemdem-i câm-ı şarâb olur
‘Aks-i ruhuñla sâğar-ı mey âfitâb olur
2. Bûy-i bahâr şöyle pür étdi cihânı kim
Yére énince katre-i şebnem gülâb olur
3. İrmez revâk-ı tâkına hergiz kemend-i âh
Ol pâdişâh-ı hüsn ne ‘âlî-cenâb olur
4. Çün dûd-ı âhumuñ eseri yokdur ey humâ
Tûtî-i çarh her géce niçün gurâb olur
5. Gülzâr-ı kûyuñ içre bu sihri éder Âhî
Bülbül sakınsun uğramasun kim kebâb olur
R. 46a.
1
2
3
4
5
32
29.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Tûtiyâ-yı hâk-i pâyuñdur kılan kat‘-ı nazar
Éki gözümse gerekmez çıksun ey nûr-ı basar
2. Kiştzâr-ı sîneme ekdüñ mahabbet tohmını
Hây ‘ömrüm hâsılı bi ’llâh bundan ne biter
3. Bir kadeh meyle göz açdurmaz yıkar bezm ehlini
Sâkî-i gül-çihrenüñ bulunmaz ayağın çeker
4. Hemdemüm âhum durur şâm-ı gam-ı dildârda
Gamdan ölürdüm baña olmasa hemdem âh eger
5. Ney gibi ben her nefes meclisde efğân édicek
Âhi’yâ bilimezem mutrib arada ne çeker
R. 46a, Tahir Ağa Kit. 285/53a bakıla.
1
2
3
4
5
33
30.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Dér imiş cümle murâd ölmeyicek hâsıl olur
Dôstum bu nice sözdür buña kim kâil olur
2. Bir nefes her kime kim hem-dem ola göñlin alur
Hey kimüñ cânıdur ol şûh ne ehl-i dil olur
3. Göñlümüñ kâfilesi kûy-ı vefâ ‘azmin éder
Hak ‘aceb irgüre mi ki ne uzak menzil olur
4. Yârı görmek nicesin men‘ éde élden ‘âşık
Zerre hurşîd ziyâsına kaçan hâil olur
5. Yüri var çok sözü ko nice ötersin bülbül
Şi‘r-i Âhî’ye nazîre démecük müşkil olur
R. 46b.
1
2
3
4
5
34
31.
Fe‘ilâtün Mefâ‘ilün Fe‘ilün
- + - - / - + - - / - + - -
1. Olmadıysa bize visâl-i nigâr
N’ola çeşmümdedür hayâl-i nigâr
2. Lâle-veş yüregüme dağ urdı
Âteş-i haddi üzre hâl-i nigâr
3. ‘Aceb olmaz tıfıl durur dahı
Ey göñül bilmez ise hâli nigâr
4. ‘Âşıkına kemâli cevr étmek
Bize eksilmesün kemâl-i nigâr
5. Saña Âhî hemîn müyesser olan
Gözlerüñde kalan hayâl-i nigâr
R. 47b.
1
2
3
4
5
35
32.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Lutf ile bürc-i sipihr-i hüsne şol kim mâhdur
Şöhre-i şehr-i melâhat şimdi ‘Abdu ’llâh’dur
2. Şem‘-i ruhsâruñ gibi rûşen delîlüm var iken
Dil şeb-i zülf-i siyâhuñda niçün güm-râhdur
3. Gel ziyâretden safâ ehlini mahrûm étme kim
Mustafâ nûrı hakı ol çihre Beytu ’llâh’dur
4. N’éts’iderdüm çıkışurdum gözlerüm yaşıyla lîk
Âh kim fâş eyleyen râz-ı derûnum âhdur
5. Âhi’yâ âh étme kim yéle vérürsin gendümi
Hırmen-i ‘ışk içre cism-i nâ-tüvânum kâhdur
R. 48a.
kâh: saman çöpü.
1
2
3
4
5
36
33.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Kadd-i nigâra öykünür imiş utanmadın
Serve tabanca urur ise yéridür çenâr
2. Pîr-i muğânla ‘ahdi bütün eyleyenlere
Sır-ise kâsesin felegüñ irmez inkisâr
3. Müjgân éki saf oluban tîğler tutar
Dâmıyla gözi kâfiri mü’min éder şikâr
4. Öp câmın ayağını surâhî gibi müdâm
Meclisde olmağ ister iseñ şâh-ı tâcdâr
5. Kucsam bélüñ olur mı dédüm dédi hôş ola
Öpsem lebüñi dédüm édi dédi kim ne var
6. Mihrüñ yanında görüne Pervîn dédükleri
Gark-ı ‘arak olınca kaça yâr-ı gül-‘izâr
7. Tîğüñ öñince gonca bigi açılur göñül
Dil hurrem olur olıcağız sözler âbdâr
8. Devrân selef …………………………
Yokdur piyâle bigi dahı yâr-ı nâ-pâydâr
R. 48b.
1
2
3
4
5
6
7
8
37
34.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Gün toğmaduk başuma vatan gam diyârıdur
Merdümlerini gör gözümüñ yâr bâğıdur
2. Bir sûr çekdi kim bedenümde bu tâk-ı yâr
Başdan ayağa mülk-i melâhat hisârıdur
3. Mecnûn ki yapdı başına murğ âşiyânını
Görenler anı dédi ki Leylî ‘imârıdur
4. Zencîr-i ‘ışkı boynuña kim takdı dér iseñ
Dâr-ı cihânda bir güzelüñ zülfi mârıdur
5. Beytüñ ocağını sulayup süpürüp silen
Âhî’yle bir kişinüñ gazel-i âbdârıdur
R. 49b.
Bu gazel, Âhî’yle Vasfî’nin birlikte yazdıkları bir ortaklaşa gazeldir. Vasfî, kendi şiirinde mahlas beytinde
Âhî’nin adını da vermektedir. (Bkz. Vasfî: Dîvân: Haz. M. Çavuşoğlu, İstanbul 1980, 72. sf. G. 13.).
1
2
3
4
5
38
35.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Kâse-i zehr-i felâket başuma efser yeter
Egnüme zillet libâsı câme-i zîver yeter
2. Şâh-ı ‘ışkam kûs-ı rihletle fenâdan göçmişem
Baña hicrân leşkeri mülk-i ‘adem kişver yeter
3. Sen kuşan zerrîn kamer sevdâ-yı zülfüñle baña
Hayderî-veş bélüme zencîr-i ejder-ser yeter
4. Saña gül-gûn bâliş ü zer-beft pister ‘âşıka
Seng-i hûn-âlûd bâlîn bûriyâ pister yeter
5. ‘Âr u nâmûsı n’édem ben göz yaşı besdür baña
‘Âşıka yüz suyı ‘âlem içre rûy-i ter yeter
6. Baña Âhî yaraşur altun beñeklü câme-hâb
Külhan içre pister-i sincâbî hâkister yeter
P. 124b, N. 4915/104b7 kıyıda.
1
2
3
4
5
6
39
36.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Vaktidür eflâke çıkarsa fiğân u nâleler
Dâğ-ı mihnetden açıldı sînem üzre lâleler
2. Şol kadar câna teb-i hecrüñ harâret vérdi kim
Penbe ile tamzırur su ağzına tebhâleler
3. Dér gören âyîne-i hüsninde yâruñ hattını
Çevre almış mâh u mihr-efrûza gûyâ hâleler
4. Humret-i la‘l-i nigâra gonca öykündügi’çün
Sıçrayup yüzine yapışmağa durur jâleler
5. Âhi’yâ yâruñ ‘arûsı hüsni şevkine bu gün
Âl vâlâyı gelincik-veş tonandı lâleler
P. 128b, H. H. 1031/152a.
1
2
3
4
5
40
37.
Fe‘ilâtün Mefâ‘ilün Fe‘ilün
+ + - - / + - + - / + + -
1. Saña duşmanluk eylemiş ağyâr
Gör e şol Tañrı düşmanın ey yâr
2. Bezdüm usandum ol sanemden dér
Gör neler dér şu Tañrıdan bîzâr
3. Seni hâzır görürken üstinde
Démemiş üstümüzde Tañrı mı var
4. Étmiş ol Tañrısın âzârlamış
Tañrıdan korkmayup seni âzâr
5. Âhî’nüñ yérde gökde va ’llâhi
Bir efendisi bir de Tañrısı var
A.N.T. 62/97, Halet Efendi Eki Kit. 244/317a.
1
2
3
4
5
41
ZÂ
38.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Zâhidâ içseñ eger sen de bizüm şerbetümüz
Gün gibi zâhir olurdı saña keyfiyyetümüz
2. Ey ‘azîzüm nice bir ‘âleme dellâl olalum
Yûsuf-ı Mısr bizüm bilmeyicek kıymetümüz
3. Sîne tablın dögüben âh livâsın çekerüz
Hem livâmuz çekilür hem dögülür nevbetümüz
4. Der-i meyhâne durur devlet-i sermed bize lîk
Tâli‘i gör ki bu gün işlemedi devletümüz
5. Okuduk da‘vet édüp uğramadı dâireye
Ol perî-çihre kabûl eylemedi da‘vetümüz
6. İçerüz biz ayağı sâkiye biñ minnet ile
Elümüze vérür ol ékide bir hürmetümüz
7. Devr-i la‘lüñde senüñ şöyle yasağ oldı meyve
Ki şarâb ile harâm oldı bizüm sohbetümüz
8. Gözümüz şîşeleri izi tozından pür olup
‘Aceb ol günlere Âhî ire mi sâ‘atümüz
F. 4078/100a, Halet Efendi Eki Kit. 244/172b, Ü. 79a, P. 236a, H. H. 1031/186b, Revan Kit. 1972/220a/5,
1, 7, 3, 5, 8, HACITAHİROĞLU 1b, 2b, 7b, Nuruosmaniye Ktp. 4915/151a, Millet Ktp. 674/102a/5.
8. b. Yerine: Muhtesib tuymadın Âhî kadehi nûş édegör
Götürelüm ayağı elde iken hürmetümüz H.H.
R. sayfa.
1
2
3
4
5
6
7
8
42
39.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / + - -
1. Dâğ oldı lâle gibi dil-i bî-karârumuz
Himmetle gör neler bitürür hâksârumuz
2. Şehbâzıyuz bu mîşe-i ‘ışkuñ ki her zamân
Şâhin bakışlı bir balabandur şikârumuz
3. Deryâlaruz ki gözler irişmez karamuza
Her hâr u hasla dolsa ‘aceb mi kenârumuz
4. Abdâllaruz ki her tarafa yâ ‘Alî déyü
Diller uzatdı sînemdeki Zû ’l-fikârumuz
5. Bir vakt ola ki ‘ibret içün halka Âhi’yâ
Târîh ola éllere seng-i mezârumuz
Ü. 79b, P. 243b, R. sayfa, F. 4078/99b, Halet Efendi Eki Kit. 244/172a, Millet Ktp. 674/105a, Ü. 752/12a,
Tahir Ağa Kit. 285/53b, GÖLPINARLI IX, İZ 221, HACITAHİROĞLU.
1b bitürür yetürür Ü. 244.
3 tolansa F.
1 Kararsız gönlümüz, lâle gibi yandı, dağlandı. Bak da gör, tozumuz, himmetle neler bitirmede.
2 Bu sevgi ormanının iri ve alıcı doğanıyız ve her an şahin bakışlı bir doğan, avımızdır mizim.
3 Öylesine denizleriz ki kıyımıza gözler erişmez. Artık kıyımız her çeşit çer - çöple dolarsa şaşılır mı?
4 Abdallarız ve gönüldeki Zülfekarımız, ya Ali diye her yana, diller uzatmıştır.Abdallar, toplu gezen ve kaş, saç, bıyık ve sakallarını usturayla tıraş ettiren bir derviş zümresidtir. Ali, Muhammed Peygamberin amcasının oğlu, kardeşliği ve güveğisidir. Zülfekar, ucu iki çatal olduğu rivayet edilen ve Ali’ye aid olan bir kılıçtır.
5 Ey Âhî, öyle bir zaman gelir ki mezar taşımaz, halka tarih için illere ibret olur.
43
40.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Ol elif-kâmete biz serv-i dilârâ démezüz
Serv-kaddür ol elif-kad aña biz lâ démezüz
2. Tûbî-i cennet ise kucmağa el vérmeyicek
Dilber-i serkeşe biz serv-i dilârâ démezüz
3. Rûm’a sultân u vezîr olur ise dahı eger
Baş egüp biz çelebî kimseye paşa démezüz
4. Yazaruz la‘l-i lebin yâdına rengîn gazeli
Déyicek şi‘r dérüz biz begüm inşâ démezüz
5. İçerüz Âhî mey-i nâbı çü her hûb ile biz
Biz kul oğullarına vakt olur ağa démezüz
Ü. 79b, R. sayfa, Halet Efendi Eki Kit. 349a, Tahir Ağa Kit. 285/54a, GÖLPINARLI 82/III,
HACITAHİROĞLU.
1a. Şâh-ı: Tûbâyı anuñ kaddine hemtâ démezüz Riyâzî Tezkiresi. Fark olacak.
1 O elif boya biz, gönlü bezeyen selvi demeyiz. O elif boylu, selvi gibi usul boyludur, ona da hayır, öyle değil demeyiz.Arap abecesinin ilk harfi olup aebcemizde bazı kere a, bazı kere e ve i yerine geçen «elif» harfinin biçimi, yukarıdan aşağıya çekilen düz bir çizgidir ve bu yüzden şâirler, sevgilinin boynunu, bu harfe benzetmişlerdir.
2 Kucaklamaya el vermedikten sonra cennetin tubâsı bile olsa baş çeken güzele, gönül bezeyen selvi demeyiz biz.Tubâ, kökü yukarıda, dalları aşağıda olup bütün cenneti, dallarıyla kaplayan bir ağaçtır. Sûfîlerin bir kısmı, tubâ’yı, insan olarak kabul eder.
3 Rum ülkesine sultan veya vezir bile olsa, ey çelebi, biz kimseye paşa demeyiz.Rum ülkesi, Anadolu’ya, eskiden verilen addır. Çelebi, Allah adamı anlamına gelirse de nazik, kibar, okumuş, kişizade anlamlarına kullanılmış ve bilhassa Mevlânâ soyundan gelenlerin soy adı olmuştur.
4 La‘l dudaklarını anarak renkli, güzel gazeli yazarız ve deyince de şiir deriz beyim, nesir değil.
5 Ey Âhî, her güzelle sâf şarabı içeriz ve vakit olur ki kul oğullarına ağa bile demeyiz biz.Kul oğlu, yeniçeri askerlerine, paşa kula da, illerdeki askerlere denir. Burada zengin, eşraf, ulu anlamına geliyor.
44
41.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Cemâlüñ şem‘-i tâbıyla yanan dillerde dağ olmaz
Gözüñ bîmârı olan dil ölür derd ile sağ olmaz
2. Yüzüñ mehtâb-ı şevkından ne tañ olsa géce gündüz
Cemâlüñ şem‘-i rûşendür aña beñzer çerâğ olmaz
3. Dédüm cânâ ‘izâruñda neden yok zülf-i hüsn-ârâ
Dédi gülzâr-ı Cennetdür cemâlüm anda zâğ olmaz
4. Görüp ârâyiş-i hüsnün al-i la‘lüñe sögmeye
Kaçan kim şehr donansa mey içmege yasağ olmaz
5. Be Âhî üstine bir gün doğar gün gibi ol meh-rû
Yigitsin çünki başuñdan senüñ devlet ırağ olmaz
Ü. 80a.
1
2
3
4
5
45
42.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Duşman söziyle küsdi bize yâr-ı cânumuz
Kalmadı tende bu gam ile yarı canumuz
2. Hâr-ı cefâlar ile neler çekdügüm benüm
Söyler çemende bülbül olup kıssa-hânumuz
3. Bâr-ı cefâñı çekdügüme kaşlaruñ misâl
Bu ‘ayn-ı dâldur ki dü-tâdur miyânumuz
4. Tûl-i emel vérür dile sevdâ-yı zülf-i dôst
Sâkî getür e câm-ı mey-i erğavânumuz
5. Âhî vefâda bize eyü añlamaz nigâr
Bizi özi gibi sanur ol bed-gümânumuz
R. 46b.
1
2
3
4
5
46
43.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Éşitdüm bir cefâ-kâra o meh-rû mübtelâ olmış
Bi-hamdi ’llâh benüm gibi o dahı mübtelâ olmış
2. Démişler kim vefâsuzdur ‘adûlar yâr içün yâra
Meded hey ol semen-sâya yazuklar iftirâ olmış
3. Gezerken nâz ile gördüm efendiyle efendisin
Birisi Sidre-kad olmış birisi Müntehâ olmış
4. ‘Aceb mi ol güneş tal‘at kamerle iktirân olsa
Perîdür kendü cinsinden biriyle âşinâ olmış
5. Nigâruñ çeşmini Âhî münevver étmiş ol gül-ruh
Çerâğ-ı çeşm-i maksûdı o mihrüñ rûşenâ olmış
Ü. 80a, Tahir Ağa Kit. 285/54a. Bak.
2. efter: ebter.
1
2
3
4
5
47
FE
44.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Sen kemân-ebrû içün olalı kaddüm yâ Latîf
Rûz u şeb vird-i zebân édinmişümdür yâ Latîf
2. Levh-i zerde gör ki sîm-âb ile ne nakş étmişem
Sanma zer-gerlikde sen üstâdsın tenhâ Latîf
3. Nâr-ı hecr ile erit ey pûte-i gam cismümi
Hâlis altundur déyü meyl eyleye ola Latîf
4. Ahker-i nâr-ı firâk étdi çü nûr-ı ‘ârızuñ
Yéridür karşuñda yanmak eylesem sevdâ Latîf
5. Dest-i cevrüñle büküp Âhî kadiñ zülfüñ bigi
Eyle bir engüşterî cân al bahâ aña Latîf
R. 47b.
1
2
3
4
5
48
KÂF
45.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Nigârâ çeşm-i fettânuñ be-ğâyet gamzekâr ancak
Cigerden tîr-i müjgânuñ geçüp câna kıyar ancak
2. Güzellik câme-hâbında yatup mağrûr-ı hüsn olma
Nazar kıl hâl-i ‘uşşâka ki ‘âlem bî-karâr ancak
3. Gubâr-ı hâk-i pâyuñuñ nesîm-i subh-dem her dem
Koyup bu merdüm-i çeşme dédi hôş-bâd kâr ancak
4. Rakîb-i bed-likâ cânâ cihânda bulmamışken yér
Neden aña bu ‘izzet kim seg-i kûyuñla yâr ancak
5. Cihânuñ mâl ü mülkini vérürseñ Âhî’ye almaz
Nigârâ senden umduğı hemân bûse kinâr ancak
Ü. 80a, R. 39b, P. 322a, 1031 H. H., Ü. 2955/72a, Tahir Ağa Kit. 285/54a bak.
2. ile: olma HH.
3. Gubârın hâkipâyuñuñ HH. merdüm-i HH. hôş: yâ yâdigâr HH.
4. ‘izzetler HH.
5. bûse: bûs u Tahir Ağa Kit. bak.
1
2
3
4
5
49
46.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün
+ - - - / + - - - / + - -
1. Bu dem bôstân bu dem bôstân budacık
Bize bî-gâne gibi âşinâcık
2. Kamer devrindeki gül yüzlilerden
Güzeller şâhı dilber Mustafâcık
3. Sögermiş ağzumuza tatlu tatlu
İgen nâzükdür ol şîrîn tudacık
4. Gözüm yaşı gibi kanlu şarâbı
Senüñle içelüm éki kabacık
5. Belâ âşüftesi olmışsın Âhî
Behey şûrîde miskîn mübtelâcık
Ü. 80b, R. 39a.
1
2
3
4
5
50
47.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Bir güzel sevdüm yine kim hüsnüñüñ pâyânı yok
Cânuma cevr ü cefâsınuñ dahı oranı yok
2. Sidre gibi Müntehâ-kaddi salaldan sâyesin
Ravzada salınmağa serv-i sehînüñ cânı yok
3. Hâr-ı cevrüñden yüzüñe karşu iñlersem ne tañ
Var mı bir gül kim anuñ bir bülbül-i nâlânı yok
4. Küfr-i zülfüñden perîşân göñlümüñ hâlin bilür
Éder ol miskîne rahm étmeyenüñ îmânı yok
5. Hatt-ı müşkînüñle Rûm u Şâm teshîr étmege
Hutbe-i hüsnüñ tapuñdan özge bir sultânı yok
6. Kâmet ü ruhsâr u hattuñ gibi ey hûr-ı-Behişt
Bôstânı Cennetüñ serv ü gül ü reyhânı yok
7. Nâ-tüvân oldı bu Âhî derdüñ ile şöyle kim
Yârını andukça bir âh étmege dermânı yok
Ü. 80b, P. 319a, R. 1972/270a/5.
1
2
3
4
5
6
7
51
48.
Fe‘ilâtün Mefâ‘îlün Fe‘ilün
- + - - / + - - - / + + -
1. Âh kim cevrüñüñ nihâyeti yok
N’édeyin ‘ışkumuñ da gâyeti yok
2. Beni zulm ile öldürür âhır
Nice kâfir durur ‘inâyeti yok
3. Nice teşbîh édem saña güneşi
Kim anuñ serv gibi kâmeti yok
4. Haylî cem‘ étdi meblağ-ı hüsni
Bu ‘acebdür velî sahâveti yok
5. Seni gördükçe gayr ile Âhî
Biñ kez ölür velî şikâyeti yok
R. 47b.
1
2
3
4
5
52
KEF
49.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtün Mef‘ûlü Fâ‘ilâtün
- - - + / - + - - / - - - + / - + - -
1. Cânâ götür yüzüñden lutf eyleyüp nikâbuñ
Étme nihân cemâlin ebriyle âfitâbuñ
2. Bezm-i şerefde toğdı yılduzı ‘âlî şem‘üñ
Olursa müşterîsi sen şem‘-i mâhitâbuñ
3. Ey dil firâk u hecre sakın mukârin olma
Zîrâ gamuñla âteş kanın içer kebâbuñ
4. Ben öksüz ağladukça kand u lebüñden ayru
Şem‘üñ özi göyinür içi acır şarâbuñ
5. Meyhânede dutıya kor édi hırkasını
Ger bilse édi zâhid hâsıyyetin şarâbuñ
6. Âhî göñül göziyle bak bezm-i hüsn-i yâra
Cân kulağıyla diñle âvâzını rebâbuñ
Ü. 81a, R. 38b, Halet Efendi Eki Kit. 244/299b.
3. gamuñla: nemekle Ü. 81a bak.
4 göyinür: göyindi 244
5 tutuya 244
bilse: bile 244
5 hâsıyyetin?: keyfiyyet-i 244
1
2
3
4
5
6
53
50.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Kabrüme dökülen gözi yaşı nigârumuñ
Nergis bitürdi dâiresinde mezârumuñ
2. Sûsenler olmasun mı benüm ravzam üsti kim
Hancerlerinden ölmişem ol gül-‘izârumuñ
3. Hâküm ziyâret eyleyenüñ kaşları yéri
San nakş-ı na‘l-i esbi durur şehsüvârumuñ
4. Mihrüñ şehîdi olalı sînemde dilberâ
Bir zerresini yérde komazlar gubârumuñ
5. Kûyında Âhi’yâ gören âhum şu‘âını
Nûr éndi sanur üstine hâk-i mezârumuñ
Ü. 81a, R. 38b, P. 358a, H.H. 1031.
1
2
3
4
5
54
51.
Mef‘ûlü Mefâ‘îlü Mefâ‘îlü Fe‘ûlün
- - + / + - - - / + - - - / + - -
1. Sôfî ne sorayın saña ol şâhı severseñ
Mescidde bu gâvğâ nedür Allâh’ı severseñ
2. Hâk-i kadem-i yârı hemân başuña görme
Ey bâd-ı sabâ yürüdügüñ râhı severseñ
3. Zulmetde koma kullaruñ ey necm-i sa‘âdet
Devlet güneşi nûr-ı seher-gâhı severseñ
4. Derd ü gam içün çarhda ‘Îsâ’ya devâ sor
Ey nâle var eflâke çık ol mâhı severseñ
5. Cânân éşigin cennete ben vérmezem Âhî
Firdevsi baña añma o dergâhı severseñ
Ü. 81a, R. 38b.
1
2
3
4
5
55
52.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Hükm-i takdîrüñe çün irmedi tedbîr senüñ
Fikr-i tedbîr benüm kısmet-i takdîr senüñ
2. Bir başum bir kılıcuñ bir sen ü bir ben berü gel
Bu cihân böyle olur bir benüm ü bir senüñ
3. Tîrüñe karşu senüñ sîne siper eylemişem
Berü gel ceng édelüm sîne benüm tîr senüñ
4. Birisi câna tanıkdur birisi ‘ışka güvâh
Şâhid-i eşk benüm ol hat-ı tezvîr senüñ
5. Kûyınuñ dâr-ı şifâsına varup Âhî dédi
Uşta dîvâne benem bend ile zencîr senüñ
R. 38a, ÜTY 1724/93a, Ü. ?.
1
2
3
4
5
56
53.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Nâlişümden géceler yummaz gözini nüh-felek
Âh ki ol meh ‘âlemi éncitdi yérden göge dek
2. Bilmezem ne tâli‘-i ferhunde-fâlüñ var ki hîç
Her kişi ögse seni göge çıkarur ey melek
3. Éncinüp ol gonca-leb dil bülbülinüñ âhına
Dédi lutf eyle yüri bi ’llâh bizden öterek
4. Ol sanem her seng-dilden eylemez tîğin dirîğ
Sen gerek kan ol gerek derd ile taş ol ey yürek
5. Alnuña meh yüzüñe mihr-i cihân-ârâ démiş
Dôstum Âhî seni göge çıkarur géderek
Ü. 81b, R. 39a, P. 344b, Millet Ktp. 674/139b, Revan Kit. 1972/303b, Tahir Ağa Kit. 285/54b, N.
4915/199a, HACITAHİROĞLU.
1
2
3
4
5
57
54.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Hey ne fitne başıdur turre-i tarf-ı külehüñ
Zâlimüñ öte ucıdur seri zülf-i siyehüñ
2. Tûtiyâ gibi kaparlar ser-i kûyuñda şehâ
Degme gözler mi görür ‘aceb gerd-i rehüñ
3. Kaşlaruña meh-i nev gösterüp eksükligini
Alnuñ işini tamâm étdi meh-i çâr-dehüñ
4. Gözüñ üstinde kaşuñ yoğ édi ‘âlemde eger
Olmasa na‘lçesi nakşı eger secde-gehüñ
5. Âsitânuñdan ırağ étme igen Âhî kim
Ehl-i dil kulları yanında gerek pâdişehüñ
Ü. 82a, R. 37b, P. 347b, Tahir Ağa Kit. 285/54b, N. 4915/223a, HACITAHİROĞLU.
1
2
3
4
5
58
55.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Goncayı dem-beste kılan la‘l-i nâbuñdur senüñ
Lâl éden bülbülleri hüsn-i hitâbuñdur senüñ
2. Cevher-i ‘ışkuñla rûyın tâlibüñ altun éden
Hâk-i iksîr-i der-i devleti meâbuñdur senüñ
3. Dem-be-dem bağrum surâhî gibi pür-hûn eyleyen
Hasret-i câm-ı şarâb-ı la‘l-i nâbuñdur senüñ
4. Bir nefesde mürdeler ihyâ éden ‘Îsâ gibi
Nâz ü işveyle hitâb-ı müstetâbuñdur senüñ
5. Bezm-i gamda şevk-i la‘lüñle ciger pür-hûn olup
Câm-ı ‘ışkuñla göñül mest ü harâbuñdur senüñ
6. Yile véren ‘anber-i sâra gibi ‘ömrüm benüm
Ârzû-yı bûy-i lutf-ı müşg-bâruñdur senüñ
7. Yıllar ile egleyen Âhî’yi şehr-i Brusa’da
Âsitân-ı dergeh-i ‘âlî-cenâbuñdur senüñ
Ü. 82a, R. 37b.
1
2
3
4
5
6
7
59
56.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Âfitâb-ı subh-ı devletdür cemâli Ahmed’üñ
Gülsitân-ı bâğ-ı Cennetdür visâli Ahmed’üñ
2. Cân ü dil rahşını târâc étmege ey dôstlar
Tutdı cismümde vatan haylî hayâli Ahmed’üñ
3. Bir nefes gétmez hayâli gözlerümden hâlüñüñ
Merdüm-i çeşmümdedür gûyâ ki hâli Ahmed’üñ
4. Bülbül-i gûyâ gibi bir dem ser-âğâz eylese
Nağme-i Dâvûd’a ta‘n eyler makâli Ahmed’üñ
5. Künc-i fürkatde yaturken hamdü li ’llâh Âhi’yâ
Oldı ben dil-hasteye mûnis hayâli Ahmed’üñ
Ü. 82b, R. 38a.
636 Millet Ktp. 18b.
5. dil-hastenüñ A.E.
1
2
3
4
5
60
57.
Mef‘ûlü Mefâ‘îlü Mefâ‘îlü Fe‘ûlün
- - + / + - - - / + - - - / + - -
1. Başum çevürüp zülf-i semen-sâsı Memî’nüñ
Sihr étdi baña nergis-i şehlâsı Memî’nüñ
2. Misk ile çeküpdür éki ‘unvân-ı melâhat
‘Unvân-ı cemâle karşu tuğrası Memî’nüñ
3. Bir bend ile aldı dil-i dîvânemi benden
Bend étdi baña zülf-i semen-sâsı Memî’nüñ
4. Sünbülleri reyhânın añup sahn-ı çemende
Dik geldi çınâra kad-i bâlâsı Memî’nüñ
5. Vasf étmek içün gül yüzini olmaya hergiz
Âhî gibi bir bülbül-i şeydâsı Memî’nüñ
Ü. 82b, R. 38a.
4-R
Memî’nin yüksek boyu, yeşilliğin ortasına fesleğenin saçlarını anması çınara kafa tuttu.
Dik gel-: Muhalefet etmek, itiraz etmek, kafa tutmak.
Latîfe: Bir zamânda eyü mürekkeb işler Memi Nâm bir harîf var édi. Dükkânına mürekkeb almağa
vardum, Kîr-i Har dérler bir kâtib var édi, ol da geldi. Hemân Memi kalkup Kîr-i Har’a koyu mürekkeb
vérdi. İhtiyârum kalmadı bu beyti dédüm Beyit:
Mürekkebci Memi bilsem senüñ ol Kîr-i Har neñdür
Aña turduñ koyı vérdüñ baña döñdüñ durı vérdüñ 31. sf.
Latîfe: Bir zamânda bir kaç ‘azîz yârân cem‘ olup ‘ayş u ‘işret éderdük. Bunlaruñ biri Memi Çelebî
dirler bir merdüm-zâde; müdâm elinde bâde, halk-ı cihân aña üftâde, kâmeti serv-i âzâde, göñli gül gibi
güşâde édi. Ve ol meclisde bir bî-dil yolında ölmege mahal, garrâ güzel var édi, adı Pîrî; cümle ‘âlem esîri,
cihâna gelmemiş nazîri. Aña Memi Çelebi ziyâde üleşdi, be-ğâyet bî-huzûr eyledi. Ben eyitdüm: Memi
Çelebi sen ziyâde yinisin, senüñ götüñe bir ağır taş aşayduk, ammâ aşacağumuz taş ak olaydı. Çün bunı
Memi Çelebi işitdi, incinmek sûretin gösterdi. Ben eyitdüm: Memi Çelebi incinme, hatâ étmişin, igen yini
edgülsin, bir ağırca ağac asmak da olurmış. Çün bu latîfeyi işitdi, gül gibi gülmege başladı. 39. sf.
1
2
3
4
5
61
58.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Nice tahrîr édeyin vasfını derd ü elemüñ
Bağrı yufka kâğıduñ gözleri yaşlu kalemüñ
2. Nâmenüñ barmağına rîşte-i cân bağladı dil
Ki varup benden elin öpe o şâh-ı keremüñ
3. Nâmede nâm-ı humâyûnuñı tahrîr édeli
Yéri baş üzredür ol nâme-i müşgîn-rakamuñ
4. Gam-ı hecrüñle neler çekdügümi yazdum édi
Nâmenüñ kaddini bükdi sanemâ bâr-ı gamuñ
5. Ne bilür hâme ki şerh eyleye hâlüm Âhî
Kar’ elif çıkmaya karnını yararsañ kalemüñ
Ü. 82a, R. 38a, P. 353b, TARLAN, 72/V, GÖLPINARLI IV/83, İZ 222, 62 A.N.T. 92, 674 A.E. 142a,
1972 R. 286a, Tahir Ağa 285/54b.
2. 4. y.d. Ü.
5. Karalık: Kara elif Ü. R. P.
1 Senin yüzünden çektiğim derdi, elemi, mektupta nasıl yazayım? Kâğıdın bağrı yufka, kalemin gözleri yaşlı.
2 Gönül, mektubun parmağına can ipini bağladı; benim tarafımdan gitsin de o kerem şahının elini öpsün diye yaptı bunu.Parmağa ip bağlamak: Eskiden, bir şeyi unutmamak için, parmağa iplik bağlamak âdeti vardı.
3 Mektupta, yüce adını yazalı, miskler gibi yazılar yazan o kalemin yeri, baş üstündedir.4 Ayrılığın gamıyla neler çektiğimi yazmıştım; sevgili, gamının yükü, mektubun belini
büktü.5 Âhî, mektup ne bilir ki hâlimi anlatabilsin; çünkü kalemin karnını yarsan içinden bir harf
bile çıkmaz.
62
59.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Olmadı vasluñ müyesser cidd ile cân ey melek
N’édelüm takdîrüñ iş bu râya sığmazmış dilek
2. Alnuñ ile ruhlaruña zerrece beñzetmeyem
Âfitâbum döne dursun mihr ü mâh ile felek
3. Gerçi göz uğrulayup düzdi hayâlüñ göñlüme
N’édeyin ol gamze ucından delinüpdür yürek
4. Sûz-ı âhumdan géce yandum yakıldum ‘âleme
Yér yérin dutışdı yandı ol harâretden yürek
5. Dest dırâz étdüm géce hayrânla reyhân zülfine
Ol humâ-sâye dédi Âhî elüñi éne çek
Ü. 83a.
1 cân: çûn. bak.
2. ene: ine: öte? bak.
1
2
3
4
5
63
60.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Sâkî toldur kadehi iç içelüm n’olsa gerek
Koma yarını bu gün hôş geçelüm n’olsa gerek
2. Varalum meygedede hâlis ü muhlis olalum
Sohbet-i ehl-i riyâdan kaçalum n’olsa gerek
3. Vakt ola rahm éde dilber düşelüm ayağına
Yüz sürüp yalvaralum baş açalum n’olsa gerek
4. Cânuma geçdi senüñ tîr-i kemân-ebrûlaruñ
Ey göñül di e geçenden geçelüm n’olsa gerek
5. Âhi’yâ ehli degülseñ bu fenâ dünyânuñ
Geçelüm varlığın elden saçalum n’olsa gerek
Ü. 83a.
1
2
3
4
5
64
61.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Âh kim derd ile oldum mübtelâsı Hurrem’üñ
Düşdi nâgeh göñlüme zülfi hevâsı Hurrem’üñ
2. ‘Îd-i vaslı şevkı içün rûze-i gam çekmişem
Tâ nasîb ola déyü bir merhabâsı Hurrem’üñ
3. Sarmaşup her şeb kucar ol serv-kaddi al ile
Nice nâzükdür görüñ gül-gûn kabâsı Hurrem’üñ
4. Ne sorarsın kandadur déyü göñül Âb-ı Hayât
Mürdeye yetmez mi la‘l-i cân-fezâsı Hurrem’üñ
5. Olmağ isterseñ cihân içinde Âhî pâdişâh
Sa‘y édüp var ol éşiginde gedâsı Hurrem’üñ
Ü. 83b, R. 46b.
1
2
3
4
5
65
62.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + - -
1. Hâr-ı müjgândan hezârân pâre olursa yürek
Gonca-veş ey ‘âşık-ı şeydâ dilüñ tutmak gerek
2. Sînesini çâk éder seyl-âb-ı eşkümden zemîn
Başına odlar yakar her subh âhumdan felek
3. Tağ u taş fürkatde kan ağlamağa feryâd içün
Lâle hûnîn-çeşm olur dâğ-ı siyâhı merdümek
4. Hânesini göñlümüñ yapdukda mi‘mâr-ı ezel
Revzeni zahm oldı vü tîr-i gamuñ yér yér direk
5. Gerçi ‘âlemde perî yüzlü melekler çok velî
Gözüme sensüz görünmez ne perî vü ne melek
6. Nokta-veş ayırsa tenden başumı tîğ-i ecel
Harf-i ‘ışkuñ mümteni‘dür levh-i dilden k’ola hak
7. Tîğ-i cân-bahşuña karşu vérse Âhî tañ mı kim
Cân vérür âb-ı revâna irmege tîğüñ yürek
R. 47a.
7. tîğüñ: yanğın.?
1
2
3
4
5
6
7
66
63.
Fe‘ilâtün Mefâ‘îlün Fe‘ilün
+ + - - / - + - - / + + -
1. Allâh Allâh ne nâzenîn olduñ
Âfet-i sabr u ‘akl u dîn olduñ
2. Bûstân-ı letâfet içinde
Gül-i nesrîn ü yâsemîn olduñ
3. ‘Âlemi odlara mı yakarsın
Ne içün böyle meh-cebîn olduñ
4. Dil ü câna ‘aceb mi möhr ursañ
Hâtem-i hüsne çün nigîn olduñ
5. Âhi’yâ mû-miyânı fikrinde
Cân ü dilden dakîka-bîn olduñ
R. 47a.
1
2
3
4
5
67
64.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Gel e gel bir tarafa nâz ile seyrân éderek
Gülerek ‘arz-ı ‘izâr-ı gül-i handân éderek
2. Ol tabîb-i dil ü cân âh ki ben hastesini
Öldüriser bigi bir gün yine dermân éderek
3. Ol kim sebz-i tarî ola gülistân-ı visâl
Hele ey dil gözüñüñ yaşını bârân éderek
4. Ol perî bezmine var hâlüñi ‘arz eyle göñül
Yan yakıl ‘ûd-sıfat ney gibi efğân éderek
5. Geyicek câme-i zer-beftüñi tâvûs-sıfat
N’ola gelseñ bize de nâz ile cevlân éderek
6. Bâde nûş étmez isek göñlümüz açılmağ içün
Gédelüm kûy-ı muğâna hele seyrân éderek
7. Âhi’yâ şöhre-i âfâk olursun âhır
Sen bu üslûb-ı Hasen şîve-i Selmân éderek
R. 48a.
1
2
3
4
5
6
7
68
MÎM
65.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Dün gün artar eksük olmaz rûy-i zerdüm var benüm
Hîç etibbâ-yı cihân bilmez ne derdüm var benüm
2. Dutmasun mı âh-ı zârum ‘âlemi bülbül gibi
Reşk-i gülzâr-ı İrem bir tâze vérdüm var benüm
3. Şerh-i dûzah étdügüñden sanma vâ‘iz giryemi
Kendü başum ağlarum bir gayr derdüm var benüm
4. Câm-ı mey sun tâ ki nukl-ı gam içilsün sâkiyâ
Göñlümüñ âyînesinde yine gerdüm var benüm
5. Hâk-pây-ı yâra sürdüm bu mezellet çihresin
Yüzüm ağ alnum açuk Âhî’den ne derdüm var benüm
Ü. 83b, R. 39b, H. 81a.
4. ki nukl-ı gam içilsün: donkluğum açılsun.
5. Âhî: Kimden R, Ü.
1
2
3
4
5
69
66.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Câme-i sebz ile bir serv-i bülendüm var benüm
Serv gibi sebze-pûş olmış efendüm var benüm
2. Bu dil-i âvâre bir yérden ékisini sever
Çifte öksüzler dakınmış bir levendüm var benüm
3. Zülfi ile kaşları tâkında cân asılmağa
Dûd-ı dilden kara ibrîşim kemendüm var benüm
4. Kıl kalemlerle yazarlar safha-i defterlere
Kâkül-i dilberde bir kaç dürlü bendüm var benüm
5. Nakş olup sînem nişân-ı zahmı seng-i yârda
Levh-i zerrîn üzre hatt-ı lâciverdüm var benüm
6. Gülşen-i tab‘ından Âhî’nüñ saña ey gonca-leb
Gül gibi bir tâze şi‘r-i dil-pesendüm var benüm
Ü. 83b, R. 40a, H. 81a, GÖLPINARLI 83/V, Halet Efendi Eki Kit. 244/62b, HACITAHİROĞLU.
2. ékisini: éki mahbûb R / éki dilber 244
1 Yeşil elbise giymiş yüce boylu bir selvim var benim. Benim, selvi gibi yeşiller giyinmiş bir efendim var.
2 Bu avare gönül, birden, ikisini de sever; levent bir güzelim var ki çifte öksüzler takınmış.Çifte öksüzler, memelerdir.
3 Saçlarıyla kaşlarının kamerinde, asılmak için gönül dumanından, kara, ibrişim bir kemendim var.
4 Sevgilinin saçları öven bir kaç bendim var ki defter sahifelerine kıl kalemlerle yazarlar onları.Eskiden, gayet küçük ve ince yazıları, sert kıllarla yazarlardı. Bunlara da kıl kalem denirdi. Bu hususta çok defa kirpi kılı kullanılırdı.
5
6 Ey gonca dudaklı, Âhî’nin şairlik gül bahçesinden, sana, gül gibi taze ve gönüllerin takdirini kazanan bir şiirim var.
70
67.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Yérde kalmaz âteş-i âh-ı seher-gâhum benüm
Tokunur çarhuña bir gün ey felek âhum benüm
2. Sâye-veş üftâde kullardan yanuñca kimse yok
Gün gün tenhâ yürürsin ey yüzi mâhum benüm
3. Kandasın ey meh ki her gün mihr rûyuñ şevkına
Çarhı tokuz tolanur âh-ı sehergâhum benüm
4. Tûr-ı Mûsâ döymedi envâr-ı hüsnüñ tâbına
Hey ne taşdan yüregüm var imiş Allâh’um benüm
5. Odlara yan Âhî kim odlara yakduñ ‘âlemi
Odlara yansun göreyin nâle vü âhum benüm
Ü. 84a, R. 40a, H. 81a, P. 416a, HACITAHİROĞLU 1b, 4b.
Ü.’de 64’ten önce.
2. Gün gün: Gün gibi? bak. Gün-be-gün.?!!! Günden güne. Her geçen gün.
1
2
3
4
5
71
68.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Şol kadar lâle gibi kanlara gark oldı tenüm
Kabrüm üzre açılan lâleye döndi kefenüm
2. Vaslalardur ki ciger zahmını bend étmek içün
Yaralu sînemüñ üstinde benüm pîrehenüm
3. Çekeyin hârını ol gülşen-i ‘ömrüm gülinüñ
Kendü bâğum çemenidür yine kendü dikenüm
4. Hançerüñde dikilen kanlu yürekler gibidür
Her sögütde duran elma ser-i kabrümde benüm
5. Yérde pehlûlarumuñ nakşı ile Âhî hemân
Bir hasîra sarılu mürdeye döndi bedenüm
Ü. 84a, R. 40b, H. 81b, P. 399a, F. 4078/30a TARLAN 72/VI, HACITAHİROĞLU, N. 4915/254a, R.
1972/333b, A.E. 674/158b, Ü. 4025/168a.
62 A.N.T. 68?
5. döndi: beñzer Ü.
1
2
3
4
5
72
69.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Sîne-i sad-pârede dâğ-ı nihânum var benüm
Öksüzem koynumda bir göynükli nânum var benüm
2. Ben dédüm la‘l-i leb-i yâra sözüñ varsa eyit
Dédi söz söylemege aña ne cânum var benüm
3. Kimse görmesün déyü düşde hayâlüñi senüñ
Halkı uyutmamağa âh u fiğânum var benüm
4. N’ola bâğ-ı ‘ışkda hurrem olursam gül gibi
Bir saçı sünbül boyı serv-i revânum var benüm
5. Âhi’yâ añma baña bâğ-ı cinân u Kevser’i
Kim lebi Kevser yüzi bâğ-ı cinânum var benüm
Ü. 84b, R. 40b, H. 81b, P. 385b, HACITAHİROĞLU.
1
2
3
4
5
73
70.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Tâlib-i iksîr-i ‘ışkam rûy-i zerdüm var benüm
İşüm altun eyledüm kimden ne derdüm var benüm
2. Zahm-ı tîrüñdür zırıhlar dağlar cevşenlerüm
Şâh-ı ‘ışkam gam sipâhıyla neberdüm var benüm
3. Yaralu kolumda éki tâze dâğ urdum yine
Bir nihâl üstinde éki tâze verdüm var benüm
4. Pehlevânlık satmasun gamzeñ kılıç yüzinde kim
Bir kılıç ile dérilür şîr-i mürdüm var benüm
5. Hatt-ı dilberden gubâr irmiş durur mir’âtuma
Ol sebebdendür ki âyînemde gerdüm var benüm
6. Derd-i dil hâlî degül şi‘rümde Âhî şerh olan
Kendü hâlüm söylerem ben kendü derdüm var benüm
Ü. 84b, R. 40b, H. 81b, HACITAHİROĞLU 1b.
1
2
3
4
5
6
74
71.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Âteş-i ‘ışkuñla başda dûd-ı âhum var benüm
Bir kızıl börk ile bir perr-i siyâhum var benüm
2. Kirpügüñ ebrûlaruñ göñlüm kemân u tîr édüp
Çifte yaylu çifte oklu bir sipâhum var benüm
3. Âteş-i âhumla oddan tâs urupdur başuma
Bir levendüm kırmızı bir şeb-külâhum var benüm
4. Gün toğusı kıblei dérlerse vechi var baña
Kim éki mihrâblu bir secdegâhum var benüm
5. Kanğı hâr üstinde korsam sâyebânumdur nemed
Her diken dibinde Âhî bârgâhum var benüm
Ü. 85a, R. 41a, H. 82a, R. 1972/329b.
1. siyâhum: külâhum Ü1.
3. tâs: taş H. bak. R. 1972/?.
1
2
3
4
5
75
72.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Döndüren fânûs-ı çarhı dûd-ı âhumdur benüm
Yanduran hurşîdi âh-ı subhgâhumdur benüm
2. Mülk-i gam sultânıyam kim dûd-ı âhum âteşi
Çarh-ı atlas üzre zerrîn bârgâhumdur benüm
3. Bir siyeh perçemlü sîmîn-ber sanemden yâdigâr
Şem‘-i meclis dilber-i zerrîn-külâhumdur benüm
4. Zülf-i şeb-rengi degüldür hüsnine olan hicâb
Baña gün göstermeyen dûd-ı siyâhumdur benüm
5. Yanar oddur kim sürer tîğ ile zulmet ‘askerin
Şem‘ler altun ışık geymiş sipâhumdur benüm
6. Na‘lçeñ nakşı degül ebrûlarumda yér yérin
Hâkde kalmış nişân-ı secde-gâhumdur benüm
7. Çarh elinden kanlar ağladan şafak gibi baña
Câme-i surh ile ol gün yüzlü mâhumdur benüm
8. Ol meh-i nâ-mihr elinden şem‘ gibi Âhi’yâ
Başuma odlar yakan baht-ı siyâhumdur benüm
Ü. 85a, R. 41a, H. 82a, P. 384a, Ü. 1547/341b/8 beyit, Halet Efendi Eki Kit. 244/63a. Bakılacak A.E.
674/157a/5, HACITAHİROĞLU 1b.
7. Halet Efendi Eki Kit. 244/1547 Ü. var.
1
2
3
4
5
6
7
8
76
73.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Gözi âhûları gel ‘azm-i kinâr eyleyelüm
Biz de begler gibi bir sayd u şikâr eyleyelüm
2. Başumuz alup ayak götürelüm ‘âlemden
Gel kalender olalum terk-i diyâr eyleyelüm
3. Yakalum lâle gibi dâğlar eteginde buhûr
Bir beñi fülfül ile ‘ayş-ı bahâr eyleyelüm
4. Zülf-i dilber gibi vardı Karaman mülki yéle
Varalum Rûméli’ni biz de hisâr eyleyelüm
5. Cigerüm mey gibi hûn étdi benüm za‘f-ı humâr
Kalata’ya varalum def‘-i humâr eyleyelüm
6. İçelüm bir güzelüñ zülf ü ruhı şevki ile
Çünki ‘işret günidür leyl ü nehâr eyleyüm
7. Ol gül-i tâze kulağ urmaya bülbüllerine
Âh ü efğânları biz Âhî hezâr eyleyelüm
Ü. 85a, H. 82a.
R. sayfa.
1 Gel, gözleri ahuları kucaklamaya gidelim; biz de beyler gibi bir avlanalım.2 Başımızı alıp âlemden ayak çekelim; gel, kalender olalım, diyarımızı terkedelim.
Kalenderler, XIII-XVII. yüzyıllarda, Anadolu ve Rumeliye yayılmış olan bir derviş zümresiydi. Kaşlarını, saçlarını, sakallarını ve bıyıklarını usturayla tıraş ettirirler, başlarına, on iki dilimli keçe külâh giyerler, toplu bir halde gezerlerdi.
3 Lâle gibi dağ eteklerinde buhur yakalım; bir beni biber güzelle bahar mevsiminde yaşayalım, içelim, eğlenelim.
4 Karaman ülkesi, sevgilinin saçları gibi yele gitti; biz de Rumeli’ni kale edinelim, oraya sığınalım.
5 Mahmurluğun verdiği zayıflık, ciğerimi kan etti; Galata’ya gidelim de şu mahmurluğu sökelim.
6 Bir güzelin saçlarının, yanaklarının şevkiyle içelim, mademki işret günüdür, gece gündüz içelim.
7 O taze gül, bülbüllerine kulak bile vermiyor; el Âhî, biz de binlerce defa ah çekelim, feryed edelim.Farsçada bin anlamına gelen «hezâr» sözü, aynı zamanda bülbül de demektir. Şair kelimenin iki anlamıyla oynamadadır.
77
74.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Ayru düşdüm dôstlar ol serv-i nâzumdan benüm
Rûzgâr ayırdı serv-i ser-firâzumdan benüm
2. Milket-i hüsnüñ metâ‘ın baña ‘arz étmeñ ki hîç
Yûsuf-ı Mısrî dahı ağmaz terâzûmdan benüm
3. Nice kim tûl-i emeller geçdüm ol kâkülde ben
Kılca hâsıl bulmadum ‘ömr-i dırâzumdan benüm
4. Tûtiyâ ile izüñ tozını bir görmek şehâ
Hâşe li ’llâh işbu çeşm-i pâk-bâzumdan benüm
5. Kıssa-i Ferhâd u Mecnûn kim okurlar Âhi’yâ
Bir varakdur defter-i ‘ışk-ı mecâzumdan benüm
Ü. 85a, R. 41b, H. 82a.
3 geçdüm: çekdüm R.
1
2
3
4
5
78
75.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Devr içinde bir meh-i nâ-mihr ser-gerdânıyam
Bir kemân-ebrû nigâruñ kuluyam kurbânıyam
2. Halk hayrândur benüm keyfiyyet-i esrâruma
Ben şu ma‘cuncı güzel esrârınuñ hayrânıyam
3. Bu ala gözlerle sen bâğ-ı İrem âhûsısın
Bu ala göñlekle ben kûh-ı belâ kaplanıyam
4. Al kemhâdan yaka étmiş suâl étdüm dédi
Ehl-i ‘ışkuñ ol şehüñ boynına düşmiş kanıyam
5. Ey dil-i âşüfte ben de Âhî-yi âvâreyem
Sen levend iseñ n’ola ben de levend oğlanıyam
Ü. 85b, R. 39b, P. 402a, Tahir Ağa Kit. 285/55a, Ü. 2955/90a, Ü. 1942?.
1
2
3
4
5
79
76.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Tîğ-i gamzeyle n’ola başumı yâr étse dü-nîm
Kullu fi‘lin sâdirun minhu ‘alâ ’r-ra’si samîm
2. Ditreme tutsa n’ola şemşîr-i müjgânuñ görüp
Kullu şey’in bi ’z-zarûri hâfin ‘an sayfin harîm
3. Kaşlaruñ yayın kurup pertâb it tîrin berü
İnna sadrî hâzirî li ’s-sahmi va ’llâhi ’l-‘azîm
4. Zâhidâ korkar sanup añma cahîmi sen baña
La yahâfu ‘âşikun siddîkun ‘an nâri ’l-cahîm
5. Çeşm-i bîmârına kurbân olurum démiş rakîb
İnna hâzâ ’l-kâdra ka ta‘n laysa yucrâ min bahîm
6. Giderüp göñli karasın merhem urdı zahmuma
Mustafâ badru ’d-ducâ hal lâ ‘alâ hulkin ‘azîm
Ü.
1. Ondan sâdır olan (gelen) her iş başımızın üzerindedir.
2. Her şeyin zarûrisi, keskin kılıçtan korkar.
3. Allah’a ant olsun ki, benim göğsüm senin oklarına açıktır (hedef olmaya hazırdır).
4. Gerçek âşık olan, Cehennem ateşinden korkmaz.
5. Böylesi değer bilirlik, başka bir yaratıktan da asla beklenemez.
6. Yâni, karanlıkların nuru olan Muhammed Mustafa s.m., en yüce ahlâk üzerine değil midir?
1
2
3
4
5
6
80
77.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Bir vefâsuz yâra dil vérdüm yañıldum bilmedüm
Eşk-veş yolında döküldüm saçıldum bilmedüm
2. Şehr-i vasluñ kal‘asın top yıkmış édi dôstum
Leşker-i hicrâna döymezmiş yañıldum bilmedüm
3. Kâmet ü ebrûñ ögüme düşdi mescidde bu gün
Hey kıyâmet nice toğruldum egildüm bilmedüm
4. Dest-i gam birkaç içürdi kim safâ geldüñ déyü
Bezm-i ‘ışkuñdan turup kanda yıkıldum bilmedüm
5. Tîğ-i hicrân ile öldürmek diler dilber beni
Hâzır ol vaktüñe Âhî déme bildüm bilmedüm
Ü. 86a, Halet Efendi Eki Kit. 244/66a.
2a bilmedüm: dôstum yüz vérdüm: döymezmiş leşkeri kâmeti
1
2
3
4
5
81
78.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Ne bilsün halk-ı ‘âlem ben nice hem-demden ayrıldum
Gözüm yaşıyla bir ben bilürem kim nemden ayrıldum
2. Nice sıhhat bulam şimden gérü ben haste ey yârân
Tabîb-i cân ü dil olan Mesîhâ-demden ayrıldum
3. ‘Aceb mi dôstlar dîvâne olsam kûh-ı fürkatde
Şunuñ gibi perî yüzlü güzel âdemden ayrıldum
4. Yakamı çâk édüp gamdan hayâl olsam ‘aceb midür
Şunuñ gibi béli ince lebi goncamdan ayrıldum
5. Varursañ kûy-ı dildâra sabâ sor hâl-i Âhî’den
‘Adem mülkine ‘azm étdüm diyâr-ı gamdan ayrıldum
Ü. 86b, H. 82b.
1
2
3
4
5
82
79.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Bu dil-i evrâkda hattuñ âh-ı şâhumdur benüm
Servi-i sebz-i kabâ-pûş ol efendümdür benüm
2. Ben Hüseynîyem şehâ kim Kerbelâ abdâlıyam
Tîr-i müjgân ile sînem bir nişânumdur benüm
3. Çarh elinden kanlar ağladan şafak gibi baña
Câme-i surh ile ol gün yüzlü mâhumdur benüm
4. Zâhidâ gılmân gerekmez Cennet-i Me’vâ saña
Bu fenâ dünyâda yârum gérü yârumdur benüm
5. Âh kim dildâruma ma‘lûm olupdur hâcetüm
Mûm olup yanmak ezelden Âhî fikrümdür benüm
Ü. 86b.
1
2
3
4
5
83
80.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. N’ola hâlüm ki esîr-i gam-ı hicrân oldum
Bilmezem n’eyleyeyüm vâlih ü hayrân oldum
2. Kendümi dâne-i hâlüñ gibi cem‘ étmiş iken
Zülfüñi yâd édicek bâd-ı perîşân oldum
3. Baña kâr eylemez ey kaşı kemân tîr-i cefâ
Devletinde müjenüñ toptolı peykân oldum
4. Ey mu‘abbir o mehüñ kulluğın eyle ta‘bîr
Dün géce ‘âlem-i rü’yâda <çü> sultân oldum
5. Kanı bir şâh-ı kemâl issi k’ola saña zahîr
Âhi’yâ dutalum eş‘ârda Selmân oldum
Ü. 86b, H. 83a, Halet Efendi Eki Kit. 244/315a, H. 1067.
2b. -H 6
3b. Ben ki pejmürde édüm dâr-i şifâ-yı gamda H.
Şerbet-i la‘l-i revân-bahşuñ içün cân oldum H.
1
2
3
4
5
84
NÛN
81.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Doğruluğ étdüm ol şeh-i ebrû-kemâna ben
Ok gibi anuñ içün atıldum yabana ben
2. Baña seni gerek n’éderüm pes cihânı kim
Bir dahı gelsem éki olur bu cihâna ben
3. Bir yana sen helâk édesin bir yana zamân
Bilmem ki n’éyledüm saña n’étdüm zamâna ben
4. Bend-i cünûn-ı ‘ışka dolaşduñ delü göñül
Uslu déyemezem hele saña uyana ben
5. Dün doğdı dünle büyüdi bedr-i münîr kim
Teşbîh édem mi sen güneşi dün toğana ben
6. Va ’llâhi korkarın adını añmağa saña
Bir şi‘r-i ter dédüm yine Âhî fülâna ben
A.N.T. 62/72, Hasan Hüsnü Paşa Kit. 1031/301b 6, Millet Kit. 599/20a 6, Halet Efendi Eki Kit. 244/64a,
Tahir Ağa Kit. 285/55a, Esad Efendi Kit. 3398/84a, HACITAHİROĞLU, Revan 1972/345a.
1
2
3
4
5
6
85
82.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Ol güzeller şâhına medh ü senâ olsun dérin
Pâdişâhuma efendüme du‘â olsun dérin
2. Bir selâm içün yoluñ ögmekde ‘ışk olsun baña
Merhabâsuzlarda saña merhabâ olsun dérin
3. Haste göñlüm bir yana zârî kılur ben bir yana
Yâ beni öldür yâ hâlüm bir yana olsun dérin
4. Nemden éncindüñ benüm éki gözüm nemden ki ben
Haste çeşmüñ her ne dérse hôş ola olsun dérin
5. Kulları hâlin yazup ol pâdişâh-ı hüsne ben
Hem du‘â vü hem senâ hem merhabâ olsun dérin
6. Sayru olan Âhî çün sağ istemezmiş kimseyi
Anuñ içün cümle ‘âlem mübtelâ olsun dérin
Ü. 87a, H. 83a, Hamidiye Kit. 1186/26~8b.
1
2
3
4
5
6
86
83.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Âşık oldum bir cemâl-i cân-fezâya görmedin
‘Işk ile îmân getürdüm Mustafâ’ya görmedin
2. Göklere ağar duhânum âteş-i âhum gibi
Yanaram yérden göge bir meh-likâya görmedin
3. Cân deger dédüm hatâ étdüm ırakdan la‘lüñe
Müşkil olur cevheri dutmak bahâya görmedin
4. Göklere uçurdılar dün bir humâ-yı tal‘ati
Uçdı göñlüm şâhbâzı bir humâyı görmedin
5. Âşinâlık étmedin bî-gânelik eyler bize
Gör ne lutf eyler ırakdan âşinâya görmedin
6. Her ne cevr étse yéridür Âhî ol dilber saña
Böyle dil vérmek neden bir bî-vefâya görmedin
Ü. 87a, H. 83a, R. 1972/357b bak, Halet Efendi Eki Kit. 244/66a, HACITAHİROĞLU.
2. Duhânum: duhân-ı Ü., 244.
4. Ü, H.
5. 244, HACITAHİROĞLU.
1
2
3
4
5
6
87
84.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Sînede her şu‘leler bu âh-ı âteşnâkden
Gûyiyâ bir lâledür kim baş çıkarmış hâkden
2. Kametüm gamdan kemân olursa tañ mı kim baña
Çarh okı gibi yağar tîr-i kazâ eflâkden
3. Çâk çâk oldı ciger yandı derûnum lâle-vâr
Çıkdı sûsenler gibi dûd-ı dilüm her çâkden
4. Pîrlikde sâil olmış şol ağarmış gözlerüm
Ayağuñ altında unutma bir avuç hâkden
5. Sorma Âhî ‘ışk hâlinden fakîh-i şehre kim
Ma‘rifet gelmez bilürsin degme bî-idrâkden
Ü. 87b, R. 50a, P. 456a, H. 83b, Halet Efendi Eki Kit. 244/159a, A.E. 674/164a. -5. N. 4915/287b.
1. Sînde her: Sînem üzre 244.
4. beyit yerine P’de bu beyit var:
İtlerümle eşigümde hem-nişîn olsun démiş
Şükr kim ben bendeyi şâhum götürmiş hâkden
1
2
3
4
5
88
85.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Kime feryâd édeyin nâle vü efğânumdan
Kime kan ağlayayın dîde-i giryânumdan
2. Dil tenûrında ciger yanduğı yetmez midi kim
Yédi derd ile beni gam dahı biryânumdan
3. Beslesem hûn-ı cigerle n’ola göz yaşlarını
Çü ciger-gûşelerümdür ki gelür cânumdan
4. Sîneye çekdi déyü tîrüñi ey kaşı kemân
Yaralar ağız üşürdi baña her yanumdan
5. Saña mahlâs yeter Âhî éder aduñı yâd
Her gazel kim okına defter ü dîvânumdan
Ü. 87b, H. 83b, P. 417b, A.E. 674/166b, Ü. 105/124a, Tahir Ağa Kit. 285/55b, N. 4915/298a, Ü.
3563/74b.
1
2
3
4
5
89
86.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Şarâb-ı erğavân içsem lebüñsüz baña kan olsun
İçerseñ sen benüm kanum efendi nûş-i cân olsun
2. Elüm ol kan olasıdan yuyuban tevbe étmişdüm
Nasûhuñ la‘l-i şîrîni gözüm kan étdi kan olsun
3. Benüm rûhumdur ol lebler revânumdur benüm ol kad
Hey ol serv-i revân içün benüm rûhum revân olsun
4. Uzasun devr-i hüsnüñde benüm ‘ömrüm durur ol kad
İlâhî isterem senden ki ‘ömrüm câvidân olsun
5. Hüseynüñ ağzın añmağa dilüm varmaz benüm ammâ
Hasan Balı’nuñ ağzından zebânum tercemân olsun
6. İtümdür démiş ol dilber ululamış beni Âhî
Kemâl-i devleti artsun ‘azîz-i kâmrân olsun
Ü. 87b, R. 41b, H. 83b, N. 4915/307a, HACITAHİROĞLU 1b.
3. lebler: dilber N. bak.
4. -H.
4. durur ol kad: dırâz olup. N. bak.
4. uzasun: N. uzansun?
6. beni: seni N. bak.
1
2
3
4
5
6
90
87.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Döne döne üstüme peymâneler kan ağlasun
Yana yana hâlüme şem‘-i şebistân ağlasun
2. Destmâlin gözleri yaşıyla gömgök su édüp
Ol bahâr-ı hüsne karşu ebr-i bârân ağlasun
3. Bunca demlerdür anı hûn-ı cigerle beslerüm
Kanlar ağlarsa benüm’çün çeşm-i giryân ağlasun
4. Ben yetîmüñ acıyup ağlarsa kanlu yaşuma
Bahr-ı Kulzüm acısun deryâ-yı ‘ummân ağlasun
5. İtlerüñle âsitânuñda tuz etmek kadrini
Anıcak nân u nemek hakkını yârân ağlasun
6. Ağlamakla çıkdı gözden Âhî ey pîr-i hıred
Demdür ağlarsa yetîm oldı ol oğlan ağlasun
Ü. 88a, R. 42a, H. 84a, P. 532a, GÖLPINARLI X, A. N. T. 76/81, Ü. 4025/146a, 6b.
5 Ağlamakla Âhî gözden çıkdı … HACITAHİROĞLU.
1 Kadehler, çevremde döne döne kan ağlasınlar bana. Geceleyin yanan mum, yana yana halime ağlasın.
2 Yağmur bulutu, o güzellik baharına karşı mendilini gözyaşlarıyla gömgök ederek ağlasın dursun.
3 Bunca zamandır onu, ciğer kanıyla beslemekteyiz, benim için kanlar ağlayacaksa ağlayan gözlerim ağlasın.
4 Öylesine bir yetimim ki kanlı gözlaşlarıma acıyıp ağlayacakas engin deniz acısın halime, uçsuz bucaksız umman ağlasın bana.
5 Ey ihtiyar akıl, Âhî, ağlamakla gözden çıktı, yetim oldu, zamanıdır, o oğlan ağlasın dursun.
6
91
88.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Gerçi kim bülbül sever her dem gülüñ bir tâzesin
Sen baña ey gonca-leb her berg-i gülden tâzesin
2. Bülbül-i şûrîdenüñ gûş eylemezsin nâlesin
Ey gül-i ter diñlemezsin bülbülüñ âvâzesin
3. Bir büt-i sengîn-dilüñ ‘ışkında cân vérdi déyü
Kabrümüñ üstindeki mermerde ‘ömrüm yazasın
4. Her gedânuñ kaddine geydürme ‘ışkuñ câmesin
Kim bu zîbâ hil‘atüñ bozduñ hemân endâzesin
5. İrmez ol mâhuñ kulağına fiğânum Âhî’ya
Gerçi âhum iñledür çarhuñ der ü dervâzesin
Ü. 88a, R. 42a, H. 84a, P. 430a, Ü. 1547/394b-4, Tahir Ağa Kit. 285/55b, N. 4915/291b, F. 4077/14b,
1031 H.H.
1
2
3
4
5
92
89.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Seg-i kûyuñ ne ceng eyler bu cism-i nâ-tüvân içün
Ne lâzım bunca gavğâlar bir éki üstühân içün
2. N’ola ‘âlemde bir târîh éde ol yâr-ı sengîn-dil
Éşigüñ taşını dikseñ mezârumda nişân içün
3. Benüm menşûr-ı a‘mâlüm yeterdi rûz-ı mahşerde
Seg-i kûyuñ izi olsa berâtumda nişân içün
4. Bélini çeng éki bükmiş elinden zâr édüp ağlar
Hevâ-yı ‘ışk pîr étdi beni bir nev-cüvân içün
5. Geçürdüm ‘ömr devrânın hevâ-yı zülf-i yâr ile
Nasîb olmadı çok yeldüm bu ‘ömr-i câvidân içün
6. Kudûmından benüm olurdı Âhî gözlerüm aydın
İzi tozını gönderse habîbüm armağan içün
Ü. 88b, R. 42a, H. 84a, Halet Efendi Eki Kit. 244/316a, A. N. T. 62/105, TARLAN IX,
HACITAHİROĞLU.
5b. -H.
1
2
3
4
5
6
93
90.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Terk édüp sen şâhı yüz döndürsem ol dergâhdan
Kıbleden dönsün yüzüm nevmîd olam Allâh’dan
2. Şol kadar çekdüm elif şol deñlü yakdum dâğlar
Kim ser-â-ser cismüme bir hil‘at étdüm âhdan
3. Leblerüñle goncalar bilsem ne nisbet étdiler
Yakası açılmaduk sözler çıkar efvâhdan
4. Kâmet eylerken namâza sen kıyâm étdüñ meger
Kim müezzin kend’özinden geçdi ilk Allâh’dan
5. Kûyuña ‘azm eyledi Âhî nasîb olmadı âh
Gerçi gétdi Ka‘be’ye ammâ ki döndi râhdan
Ü. 88b, R. 42b, H. 84b, P. 435a, R. 1972/356b/6, N. 4915/289a, HACITAHİROĞLU.
Önce Allâh’tan sonra kendisinden geçti.
1
2
3
4
5
94
91.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Her kim ayırmak diler ben kuluñı sen şâhdan
Göreyin merdûd olup sürülsün ol dergâhdan
2. Hecrüñ odından nice bir cân u dil biryân ola
Bi ’llâh insâf eyle ey dilber üşen Allâh’dan
3. Nûr-ı hüsnin ‘arz édüp her dem gelürse âfitâb
Bir gün aña bakmayam yüz döndürüp sen mâhdan
4. Eşk ü âhum ‘âleme fâş étdi râz-ı ‘ışkumı
Çok mahalde töhmet irer kişiye hem-râhdan
5. Fürkatüñde hâlin ey dilber bu Âhî hastenüñ
Tâkatüm yok kim déyem bârî éşit efhvâdan
Ü. 88b, R. 42b, H. 84b, P. 435a, R. 1972/340b, A.E. 674/164b, Ü. 1547/392a, A.E. 636/17a.
4. 5. arasında:
Ol zenah üstindeki hâlüñ kemend-i zülf ile
Sanki teşne Hindû durur çekmek ister çâhdan Ü. 1547’de bu beyit var.
1
2
3
4
5
95
92.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Bâğuñ egerçi gül gibi serv-i bülendisin
Meh-rûlaruñ efendi bu gün şeh-levendisin
2. Benden olup da kapuñda n’ola kulluk eylesem
Hîç sen bilür misin seni nasıl efendisin
3. Nâleñ érişdi göklere yérlerdedür yüzüñ
Beñzer dilâ ki bir güzelüñ derdmendisin
4. Kullâb-ı zülf egerçi bir zencîr-i dil geçer
Ey nâle sen de haste göñüller kemendisin
5. Şi‘rüñ tutarsa ‘âlemi Âhî ‘aceb degül
Şâ‘irler içre şimdi Kemâl-i Hocendî’sin
Fatih 4077/64a, A.N.T. 62/57, HACITAHİROĞLU.
2. olup: olup da A.N.T. eyleyeyim: eylesem A.N.T.
3. Nâlen irişdi: İniltün irdi HACITAHİROĞLU.
4. çeker: geçer A.N.T. HACITAHİROĞLU. zülf: dil HACITAHİROĞLU.
1
2
3
4
5
96
93.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün
+ - - - / + - - - / + - -
1. Şehâ bir dilber-i nâ-mirhibânsın
İgen şîvelüce şâh-ı cihânsın
2. Kıyâmetsin kıyâmet koparursın
Meger kim fitne-i âhır zamânsın
3. Koyup bülbüllerüñ zâğ ile olma
Revâ mıdur çü bir hôş gülsitânsın
4. İgende almağıl ‘uşşâkuñ âhın
Eyâ pîr olası tâze cuvânsın
5. Bu gün hûbân-ı ‘âlem çâkerüñdür
Göñül tahtında şâh-ı kâmrânsın
6. Bu Âhî derd ile Ferhâd’uñ oldı
Ki sen ol Husrev-i şîrîn-zebânsın
Ü. 89a, H. 84b, P. sayfa.
1
2
3
4
5
6
97
94.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Âh kim kûyuñdan âhumdur beni mehcûr éden
Bâddur zîrâ mekânından gubârı dûr éden
2. Leşker-i hûbâna sen şâhı muzaffer eyledi
Kalb-i ‘uşşâka sipâh-ı gussayı mansûr éden
3. Ben Ferahşâdum gam u gussañla ‘ışkumdur benüm
Hüsnüñi Hurşîd gibi ‘âleme meşhûr éden
4. İşidüp c∠vérdügüm dildâr sögmiş sînüme
Ol du‘âdur dôstlar kabrüm benüm pür-nûr éden
5. Begligüñ var Âhi’yâ hîç kimseyi görmez gözüñ
‘Işk câmıdur seni hôdbîn ü hem mağrûr éden
A.N.T. 62/76, HACITAHİROĞLU.
1. kûyumdan HACITAHİROĞLU.
2. mansûr: mahsûr HACITAHİROĞLU.
1
2
3
4
5
98
95.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Âh kim hâlî degül bir lahza göñlüm âhdan
N’eyleyem bî-çâre dil kurtulmadı eyvâhdan
2. Sîneme çekdüm ‘Alî’nüñ Zû ’l-fikârı şeklini
Hem anuñ etrâfını zeyn eyledüm yâ Şâh’dan
3. Sernigûn gördüm bu gün ağyâr-ı merdûdı yine
Beñzer ol şeytânı sürdüñ ey melek dergâhdan
4. Dilberâ seni rakîbüñden sakınsa dil n’ola
‘Âşık olan kişi saklar sevdügüm bed-hâhdan
5. Âhî fürkatde fiğândan ölse cânâ ta‘n mıdur
Niceler öldi bilürsin derd ile bu âhdan
Ü. 89b, H. 85a 7, TARLAN VII.
1
2
3
4
5
99
HE
96.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Bir hasîrüm yoğ iken külbe-i ahzânumda
Bûriyâ nakşı görinür ten-i ‘uryânumda
2. Sâye mi ben başuma ben gün doğacağın bilürin
Başa ol gün mi doğar sâye görem yanumda
3. Merdüm-i dîde ciger gûşelerini nice bir
Götürem kendü yetîmüm gibi dâmânumda
4. Yidügüm ayru géderken seg-i kûyuñla benüm
Görmedüm nân ü nemek hakkını yârânumda
5. Baña ol nâme-i a‘mâl yeter Âhî kim
Yâr hattıyla gazeller ola dîvânumda
Ü. 89b, R. 43a, P. 526a, H. 85a, Halet Efendi Eki Kit. 244/316a, N. 4915/352a, Ü. 4025/167b, F.
4078/39b.
1
2
3
4
5
100
97.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Güzellik nevbahârında cihân bâğı bahâr olsa
Baña ol yüzi gülşensüz gerekmez ger hezâr olsa
2. Süvâr-ı esb-i nâz olmış güzeller pâdişehler çok
Atı öñince seyr étsem baña bir şehsüvâr olsa
3. Lebi gonca béli ince güzeller çok durur ammâ
Kuculsa dermiyân olsa öpülse derkinâr olsa
4. Ne zîbâ kasr édi el-hak zümürrîd-reng eflâküñ
Binâsı pâyidâr olsa esâsı üstüvâr olsa
5. Kamer yüzlü kara beñlü güzeller pâdişâhıdur
Benüm mâh-ı siyeh-çerdem ‘aceb mi hâldâr olsa
6. Başum alup géderdüm ben ‘adem mülkine dek Âhî
Öte yanında dünyânuñ eger bir reh-güzâr olsa
Ü. 89b, P. 530a, H. 85a, R. 1972/382a 5, N. 4915/374a, Ü. 3563/80a, Ü. 4025/146a, GÖLPINARLI XI.
5. beñlü Ü. H.
1 Güzellik ilkbaharında dünya bezense, her taraf bağ bahçe haline gelse, binlerce bağlar, bahçeler yeşerse (bülbül feryada başlasa) o yüzü gül bahçesine benzeyen güzel olmadıkça bana lüzümu yok.
2 Naz atına binmiş güzeller, padişahlar çok amma bana bir süvari dilber olsa, benim, naz atına binmiş bir padişahım bulunsa da atının önünde koşup gitsem.
3 Dudaklar gonca, belleri ince güzeller çoktur amma benim bir güzelim olsa da öpülse, kucaklansa, kuçulsa.
4 Şu zümrüt renkli göklerin yapısı, daima dursa, temeli sağlam olsa ne de güzel bir köşk olurdu.
5 benim esmer güzelim, ay yüzlü dilberim, benliyse şaşılacak ne var? Ay gibi yüzü benli güzellerin padişahıdır o.
6 Ey Âhî, dünyanın öte yanında bir yol uğrağı, bir geçit bulunsaydı başımı alır, yokluk yurduna dek giderdim.
101
98.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Tîğ-i hecr ile benüm şimdi dilüm yar hele
Dem ola buluşavuz senüñ ile yâr hele
2. Ey cefâ-hû geleli dünyeye ben şimdiye dek
Görmedüm sencileyin dahı sitemkâr hele
3. Bunca yoluñda fedâ étmiş iken cân u dili
Bir selâmuña dahı degmedük ey yâr hele
4. Hele sen cevr ü cefâ étmede eksük komaduñ
Bu dahı böyle ola ey yüzi gülzâr hele
5. Âhi’yâ rahm éde şâyed éşidüp ol gül-i ter
Kalayın derd ile bülbül gibi ben zâr hele
Ü. 90b, R. 43a, P. 43a, H. 85b, Halet Efendi Eki Kit. 244/262a, Hamidiye Kit. 1186/27b.
1
2
3
4
5
102
99.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Uçmasun yañlış haberler ol humânuñ üstine
Âşiyân-ı zâğa varmak düşmez anuñ üstine
2. Toğrudur çün kim elif gibi nihâl-i kadd-i dôst
Nokta koyan kim durur ‘âlemde anuñ üstine
3. Âh-ı serd irişmesün bârid nefesler çok velî
Esmesün yavuz yél ol serv-i revânuñ üstine
4. Kaşları yayı gibi biñ dürlü sözler söyler halk
Kimse toz kondurmaz ol ebrû-kemânuñ üstine
5. Eydüñüz yârâna kim sohbet-be-sohbet déyeler
Bir gazel dédi bugün Âhî fülânuñ üstine
Ü. 90a, H. 85b, R. 1972/377b, 1306 g. ZÂTÎ’de.
4. yayı gibi biñ dürlü sözler söyler: yayına yüz biñ egri söz söylerse H.
1 aynı
R. sayfa.
1
2
3
4
5
103
100.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Bir elif çekdi yine sîneme cânân bu géce
San sarıldı baña bir serv-i hırâmân bu géce
2. Ayuñ on dördi gibi dün géce meclisde édüñ
Kanda ahşamlayasın ey meh-i tâbân bu géce
3. Yine bilsek ki ‘aceb kimlere hem-kâse édüñ
Ki cihân dolmış édi na‘ra-i mestân bu géce
4. Seni dün géce rakîb ile görüp sohbetde
Düşdi yalıñ kılıca şem‘-i şebistân bu géce
5. Rindler sohbetine tâlib olan ‘ârife diñ
Âhî’nüñ hücresine cem‘ ola yârân bu géce
Ü. 90b, P. 512a, H. 86a, A.N.T. 68/86, N. 4915/369a, Halet Efendi Eki Kit. 244/172b, Hamidiye Kit.
1186/25a, TARLAN 75/XII.
5 diñ: dek Ü., H., A.N.T.
1
2
3
4
5
104
101.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. N’ola kûyuñda itüñ lutf ile bir kerrelige
Dése yapuşup etegüme bizüm gölgelige
2. Ger güzer eyler ise sîneme tîr-i gam-ı dôst
Sîne lutfından anuñ muhkem utanup elike
3. Câna cevr édeli âh éderem sabr édemem
Nice sabr eyleyeyin irdi bıçağ uş elige
4. Ruhlaruñ ay u güni kodı beni tıkdı eve
Yine bî-çâreleri sokdı delükden delüge
5. Âhî’nüñ eylemesün kimsene beytin tashîh
Beyt kim mermer ile yapıla yér yok helike
Ü. 90b, P. 527a, H. 86a, Ü. 1547/476b, N. 4915/359a bakıla.
helik: ufak taş parçası.
3. eyleyeyüm P.
4. ay ü günü kodı beni tıkdı eve P. 1547 Ü. H.
5. kimsene şi‘rin P.
5. ile: ola Ü. N. bak.
1
2
3
4
5
105
102.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtün Mef‘ûlü Fâ‘ilâtün
- - + / - + - - / - - + / - + - -
1. Baş koşdı nergis ü gül cem‘ oldı bir araya
Bir éki oñmaduklar bir kaç yeñi yakaya
2. Ol lebler içün içmedük peymânesini yâruñ
Bir tolıyı kim içmez şol éki merhabâya
3. Hemdem olursa nâlem nâya ‘aceb midür kim
Feryâdı eksük olmaz baş koşanuñ hevâya
4. Ebrûlaruñ hilâle beñzer dédük biz ammâ
Eksük nazarla bakduk ola serv-i meh-likâya
5. Dil rûşen olmaz Âhî câm-ı mey olmayınca
Câm olmayınca hâne muhtâc olur ziyâya
Ü. 90b, P. 491b, N. 4915/394a, A.E. 674/195a. N. 2. beyit.
hevâya baş koş-: boyun eğmek. Tarama Hayâlî’de tek örnek.
2. içdük: içmeñ Ü.
5. olmayınca0 olmayıcak? N. bak.
1
2
3
4
5
106
103.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Kim kemân-ebrûlaruñ beñzetdi kurbân ayına
Âferîn olsun anuñ kurbân olayın râyına
2. Cânumı kurbân édüp pay étdiler meh-pâreler
Ol ala gözlüm benüm gelmez mi kurbân payına
3. Cân kuzusını benüm boynuma kurbân eylemeñ
Sen hemân bir kerre kurbân iste kaşuñ yayına
4. Ya çeker ebrûlaruñ kaşı kemânlar kılana
Tîr atar gamzeñ gözi âhûlaruñ alayına
5. Hûblar bayramlık in‘âm édüp ‘âşıklara
Her güzelden Âhî’nüñ bir bûse düşdi payına
Ü. 91a, H. 86b, Halet Efendi Eki Kit. 244/118b, Ü. 4025/163b.
? 3. Sen: Tek 244.
? 4. kılana: kalbine 244.
? 5a. Hûblar ‘âşıklara bayramlık ihsân étdiler 244.
Ü. 4025 2. payına: ayına ?
Ü. 4025 3. Sen: Tek.
5a 4025 Ü.
1
2
3
4
5
107
104.
Mef‘ûlü Mefâ‘îlü Mefâ‘îlü Fe‘ûlün
- - + / + - - + / + - - + / + - -
1. Andan berü kim basduñ ayağuñ yüzüm üzre
Nakş oldı na‘alçeñ yéri éki gözüm üzre
2. Tâ haşra degin sebz-i mahabbet vére hâküm
Saçın çözüp ağlarsa bulutlar tozum üzre
3. ‘Aynumda degül kühl-i Safâhân benüm ammâ
İzüñ tozınuñ minneti éki gözüm üzre
4. Kanlu yaşumı deftere yazmak diledükçe
Kanlar saçılur şevk-i kalemden cüzüm üzre
5. Ben bir baş açuk Rûmili abdâlıyam Âhî
Yokdur dönüşüm cân vérürem bu sözüm üzre
Ü. 91a, H. 86b, Esad Efendi Kit. 3343/35a, F. 4078/32b.
1. basduñ ayağuñ F. H.
3. İzi H.
4. şevk-i …: şakk-ı kalemden cüzüm/cüzem
kalemden cüzüm: dilümden sözüm
5. baş F. H. vérürem F. H.
F. 4078/32b, Esad Efendi Kit. bak.
1
2
3
4
5
108
105.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Evvel cihânda la‘net aña kim güzel seve
Koca sakallu cilf kekez mübtezel seve
2. Lâyık mıdur ki sen sevesin el kuca müdâm
Dilber odur ki sen kucasın dâyim el seve
3. Sevmek hatâ imiş sevicek bârî bir kişi
Dünyâda seve bir sanem-i bî-bedel seve
4. Şol nâzenîni sev ki niyâz ehlin isteye
Âvâz ‘âşıkı ola şi‘r ü gazel seve
5. Kat‘-ı ‘alâka eyle cihândan sen Âhi’yâ
Şol hîz-i bî-temîzi ko mekr ü hiyel seve
A.N.T 62/66.
Bu 2. beyitin farkı olacak!
M2 2-3 arasında bir beyit var.
cilf: kaba, hoyrat; ayak takımından.
hîz: ibne, oğlan, puşt
1
2
3
4
5
109
106.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Niçün öykündüñ déyü la‘l-i lebi cânâneye
Sâkîyi gör kim ne kanlar yutdurur peymâneye
2. Şem‘-i serkeş kellesi kızdukça bezm-i yârda
Germ olup her dem yalıñ hançer çeker pervâneye
3. Gördi ‘uşşâkuñ başında devleti yok rahm édüp
El salar da‘vet kılur çağırup devlet-hâneye
4. Yâr elinden ölmege cân vérürin ben haste âh
Nice ‘âşıkdur şu kim cân vérmeye cânâneye
5. Bâdeden başını kaldurmaz habâb-ı mey gibi
La‘l-i nâbuñ şevkına Âhî düşüp meyhâneye
Ü. 91b, H. 86b, R. 1972/364b, N. 4915/342a, A.N.T. 62/79, TARLAN 75/XIII.
1. öykündi Ü. H. bak.
3. éder: kılur Ü. H. N. 4915, R. 1972 bak.
4. yolında: elinden Ü. H. P. bak.
5. düşüpdür bâdeye F.
P. sayfa.
1
2
3
4
5
110
107.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Sarılupdur bedenüm penbe-i dâğ-ı tenüme
Geymege zerrece yér kalmadı pîrâhenüme
2. Soyunup ‘ışk-ile Mecnûn gibi ‘üryân oluram
Yañılup kimse yapışmaya benüm dâmenüme
3. Kanda bir bâr-ı girân u gam u mihnet var ise
Yâr-ı cânum gibi muhkem tolanur gerdenüme
4. ‘Âlemüñ halkını ko hâlüme hayrân étme
Gel gülünc étme beni dôstuma duşmanuma
5. Sabrumuñ hirmenidür sînede cânum Âhî
Âh kim sûz-ı dil âteş bırağur hirmenüme
Ü. 91b, H. 87a, R. 45b.
1
2
3
4
5
111
108.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Nevbahâr oldı gelüñ ‘ayş édelüm güller ile
Salalum ‘âleme âvâzeyi bülbüller ile
2. Bir yüzi gül lebi mül servi kinâr eyleyigör
‘İşret isterseñ eger güller ile müller ile
3. Görmek isterseñüz ol mâhı ser-tâ-pâ karîn vezin bozuk
Yâr dülbendini gör ak karanfüller ile
4. Âhi’yâ n’olsa gerek ‘arsa-i nazm içre bu gün
Koşalum tab‘ semendin gel e öñdüller ile
R. sayfa.
1
2
3
4
112
109.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Tîr-i gamzeñ çok iş éder fitne kaşuñ adına
Kimden ögrendi bu sihri âferîn üstâdına
2. Biz kemîne kulları hıdmetde taksîr étmezüz
İşlemesün ol dilberüm her ne sığarsa adına
3. Turma ey mutrib elüñden koma bir dem sâzuñı
İçelüm sâkî meyi gül yüzlilerüñ yâdına
4. Bakmadı benden yana vü kılmadı nâlem eser
Nitekim gül bülbülüñ kılmaz nazar feryâdına
5. Cennet-i Me’vâ’dan uçmak isteseydi hûrîler
Ger geleydi gülşenüñ bir kez behişt-âbâdına
R. 48a.
1
2
3
4
5
113
110.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Kend’özin has bigi salmayan yaşı ırmağına
Râstî yüz sürmez ol serv-kadüñ ayağına
2. Ak bulutdur sanma karşu mihr yüzin kaplayan
Kim bu abdâl-ı felek penbe urunur dâğına
3. Beni giryân étmeden hâlî degül bir dem rakîb
‘Âkıbet eşkümdür anuñ su kuyan ocağına
4. Câm-ı meclis la‘l-i mey-gûnuñla öpüşdüg’içün
Meskenet édüp surâhî baş kor ayağına
5. Âhi’yâ çün kim bilürsin katı ağındur rakîb
Geç sen ol yüzi karadan uyma bi ’llâh ağına
R. 48b.
ağın: zorba, haydut. gibi bigi.
1
2
3
4
5
114
111.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün
+ - - - / + - - - / + - -
1. Kan’ ol ruhsâr-ı dilber gibi lâle
Nice al ola kim yete bu ala
2. Çü mir’âta baka ol âfitâbum
Olur ruhsâruma âyîne hâle
3. Lebüñde dürr-i dendânın gören dér
Dizilmiş gûyiyâ la‘l üzre jâle
4. Eyü vardı seni mey tutdı sâkî
Niçün tolandurur perrüñ piyâle
5. İgende sokma çeşmüme rakîbi
Kapuma karşu yapmağıl havâle
6. Bulalı zerrece pertev o günden
Külâhum perri ta‘n éder hilâle
7. Gözüm nûş édicek hûn-ı cigerden
Lebüñüñ ‘aksidür aña piyâle
8. Miyânuñla dehânuñ fikri ‘aklum
Komaz bir lahza gayrı kîl ü kâle
R. 49a.
1
2
3
4
5
6
7
8
115
112.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Göklere çıkar édi hasret ile âteş-i âh
Mihr-i bürc-i şeref olmasa édi ‘Abdu ’llâh
2. Zülf-i ‘anber-şikenüñ hasreti ile ölsem
Kabrüm üzre yetişür kâh-sıfat mihr giyâh
3. Sıdkumuñ da‘vîsine ‘ışkuñ yolında dôstum
Eşk-i çeşmümle olupdur çihre-i zerdüm güvâh
4. Mihr ile mâhuñ yüzine bakmayam Tañrı hakı
Bir göz ucıyla éder iseñ baña gâh nigâh
5. Nice görünsin felek tâkında ey meh âfitâb
Âteş-i âhumla odlara yanupdur subhgâh
6. Mihr-i ruhsâruñdan ey meh-rû yanardum hecrden
Sâye-i zülf-i siyâhuñ olmasa <baña penâh>
7. Âhî hâk olur ise ger âteş-i hicrân ile
Ehl-i diller yazalar merkadine tâbe serâh
R. 49a.
1
2
3
4
5
6
7
116
113.
Mef‘ûlü Mefâ‘îlü Mefâ‘îlü Fe‘ûlün
- - + / + - - + / + - - - / + - -
1. Hemdem olalı âh-ı sehergâh benümle
Yâr olmadı bir lahzacık ol mâh benümle
2. Gétdüñ sanemâ mihr ü vefâ eylemez olduñ
Gam kaldı hemân yalıñuz eyvâh benümle
3. Nâlem éşidüp kimse benüm yanuma gelmez
Şimden gérü feryâd ola gümrâh benümle
4. ‘Ömrüm yalıñuzlıkla geçerdi dün ü gün âh
Kim derd ü gamuñ olmasa geh gâh benümle
5. Âhî nice hâlî olayın zâr u sitemden
Her kanda gédersem biledür âh benümle
R. 49b.
1
2
3
4
5
117
114.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün
+ - - - / + - - - / + - -
1. Elüm irmez meded öldüm nigâra
Ki döymez kimseler hîç intizâra
2. Édüpdür asmağa dil nîmesini
Gözi kassâbı müjgânın kanara
3. Gülünc étdi beni duşmanlaruma
Be zâlim böyle m’ider yâr yâra
4. Tolardı nûr ile kabrüm nigârâ
Eger bir kerre gelseydüñ kenâra
5. Elüñden yakamı çâk édüp irte
Şikâyetler édem Perverdigâra
6. Baña kan ağladur derd ile her dem
‘Aceb n’étdüm ki yâ Rab rûzgâra
7. Bulınur mı ‘aceb aransa Âhî
Senüñ gibi cihânda bî-sitâre
P. 533b, R. 1972/375a 7, N. 4915/379a, R. 1976 karşılaştır.
1
2
3
4
5
6
7
118
115.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Göster kaşuñı kaddi hilâlüñ dü-tâh ola
Çöz zülfüñi ki çihre-i ‘anber siyâh ola
2. Çokdan rakîbe seg dér édüm lîk korkaram
Kûyuñ itüñle ortada bir iştibâh ola
3. Cânânenüñ şarâb-ı leb-i la‘li var iken
Sâkî piyâleyi bize sunmak günâh ola
4. Tîğ-i cefâ ile ölicek sînem üstine
Sûsen diküñ nişâne-i şemşîr-i âh ola
5. Lutf eyle serv öykünemez saña ger aña
Gülden kabâ vü nergis-i zerden külâh ola
6. Göñli evi yapılmağa yok çâre Âhî’nüñ
Kıldı hemîn şöyle şu yér kim tebâh ola
Ü. 91b, H. 87a.
1
2
3
4
5
6
119
YÂ
116.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Çıkarsa n’ola sînemden benüm dûd-ı siyâh egri
Dütüni toğrı çıksun tek olursa dûdgâh egri
2. O kad bâlâ vü zülf egri diyâr-ı hüsn pür-âşûb
Memâlik fitne şeh zâlim ‘alem serkeş sipâh egri
3. Benüm râh-ı mahabbetde günâhum n’oldı â zâlim
Günehlüler saña toğrı ola ben bî-günâh egri
4. İgende kej-rev olmasun bizümle beydak-ı hâlüñ
Ki şatranc-ı mahabbetde degüldür râh-ı şâh egri
5. Kamer gibi yüzi beñlü güzeller pâdişâhısın
Yaraşur mâh-ı nev gibi geyerseñ şeb-külâh egri
6. Gehî meyhâne yolında gehî mesciddedür Âhî
Harâb-ı mest-i ‘ışk olmış yürür geh toğrı gâh egri
Ü. 92a, P. 586b, H. 87a, N. 4915/448b, R. 1972/397b.
2. -H.
6. Harâb-ı: Harâb u R. 1972 bak.
1
2
3
4
5
6
120
117.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Câme-i sebz ile bir serv-i bülendüm var édi
Sâyesinde şâh édüm bir beg efendüm var édi
2. Uçdı elden altun üsküflü güzel şâhin gibi
Bir kebûter sînelü şehbâz efendüm var édi
3. Dâmenümde besledüm kendüm ciger gûşem gibi
Eşk dérler bir delükanlu levendüm var édi
4. N’édelüm irgürmedüñ canbâz-ı cânı zülfüñe
Kıl kalemle yazacak bir ince bendüm var édi
5. Ey baña Tañrı selâmın vérmeyen bir vakt ola
Déyesin Âhî gibi bir derdmendüm var édi
Ü. 92a, R. 45a, P. 284b. H. 528a, 87b, Hamidiye 1186/25b.
Nazîm bestelemiş.
1
2
3
4
5
121
118.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Nergisüñ degmemek içün güle yavuz nazarı
Bâzûbend atdı sabâ şâh-ı güle goncaları
2. N’ola eşkümle rûh-ı zerdüme meyl eylese yâr
Meyl éder çünki güzeller göricek sîm ü zeri
3. Dér édüm zülfine tolaşma göñül eslemedüñ
Yéridür şimdi saña her ne éderlerse yéri
4. Geldügince dile mihmân-ı gamuñ dîdelerüm
Çekdügi hûn-ı cigerdür öñine mâ-hazarı
5. Vasf-ı hüsnüñde ferîd olsa ‘aceb mi Âhî
Gün gibi şu‘le vérür çünki sözinüñ güheri
Ü. 92b, R. 45a, 1031 H.H. 355a, H. 87b, P. 572b, R. 1972/399a, Halet Efendi Eki Kit. 244/169a, Tahir
Ağa Kit. 285/55b, Ü. 3563/80a, N. 4915/426a,b?.
1 atdı: asdı P.
atdı: itdi 244.
R. 1972 bak. Tahir Ağa 285
N. 426a,b bak.
1
2
3
4
5
122
119.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Fe‘ûlün
+ - - - / + - - - / + - -
1. Seg-i kûyuñ beni âşüfte gördi
Du‘âlar eyleyüp üstüme ürdi
2. Düşelden sünbülüñ sevdâlarına
Sabâ bî-çâre çok yeldi yöpürdi
3. Lebüñ öpdügini gördi sâğar
Birez meclisde mey taşdı köpürdi
4. Gözüñ şâhid kaşuñ da‘vâcı oldı
Lebüñ kanuma vardı hat getürdi
5. Ayaklarda gubâr olmışdı Âhî
Ser-i zülfüñ anı yérden götürdi
Ü. 92b, H. 87b, Halet Efendi Eki Kit. 244/125a, Hamidiye Kit. 1186/37b, Ü. 4025/146a.
1. eyleyüp: okuyup 244. H. ü. 4025 bak.
1
2
3
4
5
123
120.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Sanemâ görmeyeli gûşe-i dükkânda seni
Étdi gözüm yaşı şermende ‘akîk-i Yemenî
2. Eyledi cevr ü cefâ tîrine göñlümi nişân
Vay ne hôş bilür imiş işbu göñülden geçeni
3. Dil-i Mecnûn ferah u hurrem olursa n’ola ger
Leylî’nüñ atınuñ eski çulıdur pîreheni
4. Veh ki cellâd-ı gam u hasret ü zülfüñle boyuñ
Beni dâra éledür boynuma dakup reseni
5. Âhî bir şûh-ı cefâkâra göñül düşdi yine
N’édeyin n’eyleyeyin vây beni vü vây beni
Ü. 93a, R. 45b, P. 566b, H. 88a, N. 4915/430b.
3. ger: kim P. N. bak. N. bak.
5. düşdi: vérdi Ü. N.?
5 vay beni vü vay beni N. bak.
1
2
3
4
5
124
121.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Ben serve nice beñzedeyin kadd-i dilberi
Tûbâ vü Sidre olmaya anuñ berâberi
2. Bir vech ile terâveti vardur yanağınuñ
Pejmürde gösterürse revâdur gül-i teri
3. Müşgîn saçuñı dâm düzüp murğ-ı cân içün
Bağlar ucına dâne-i hâl-i mu‘anberî
4. Hatt-ı siyâhı ‘aksini eşkümde dér gören
San kim geçer cihân suyını şâm leşkeri
5. Bir dilrübâya bağladı göñlini Âhî kim
‘Aynına gelmez işbu cihânuñ güzelleri
Ü. 93a, R. 45b, P. 573a, H. 88a, Halet Efendi Eki Kit. 244/170a, N. 4915/456b.
1
2
3
4
5
125
122.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Gördiler kim cânlar alur gamzeñüñ peykânını
Her kişi tende emânet saklar oldı cânını
2. Pehlevânlık adını ‘âlemde destân étmege
Kanlu yaşlarla pür étdüm sînemüñ meydânını
3. Şöyle cânum acıdur şîrîn lebüñ öpdükçe kim
Meclisüñde sâğaruñ bulsam içerdüm kanını
4. Geçdi çün devr-i kamer gün yüzliler devrânıdur
Sürsün ol gün yüzli sürsün geçmedin devrânını
5. Göñlegin Âhî göge boyadı dûd-ı âhdan
Gör nice reng ile avlar ol levend oğlanını
Ü. 93a, R. 43b, P. 589b, H. 88a, Halet Efendi Eki Kit. 244/172a, N. 4915/417b, A.E. 674/200b,
HACITAHİROĞLU 1.b.
1
2
3
4
5
126
123.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Dâğlar çün nâlemi gûş étdi feryâd eyledi
Dédiler kim dehr bir Ferhâd bünyâd eyledi
2. Bir perî-tasvîrdür dîvâne nakş éden beni
Baña nakşı o melek yüzlü perî-zâd eyledi
3. Çâh-ı gam mahbûsıyam ol şeh halâs édüp beni
Bir levendi san bu gün zindândan âzâd eyledi
4. Göñlümi yıkduñ bu gün yapsañ n’ola kim bir zamân
Yıkdı bir şeh Ka‘beyi tekrâr bünyâd eyledi
5. Adına düşmezdi gerçi kaddümüz dâl eylemek
Ol elif-kâmet bu gün Âhî ‘aceb ad eyledi
Ü. 93b, H. 88b, P. 615a, Halet Efendi Eki Kit. 244/316a, N. 4915/403b, R. 1972/395a bak, A.N.T. 76/100,
TARLAN 76/VI, İZ 221.
1
2
3
4
5
127
124.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Ne musâhib bulunur derd ü gam-ı yâr gibi
Ne ferâğat yéri var gûşe-i hammâr gibi
2. Bir bölük başına gün toğmaduk üftâdelerüz
Yérlere çalma igen sâye-i dîvâr gibi
3. Getürüp nokta gibi ortaya atdı beni çarh
Başladı kendü kıyı çizmege pergâr gibi
4. Yaralu kollarumı dâğ-ı gamuñdan nice bir
Destmâl ile asam boynuma tûmâr gibi
5. Ol kıyâmet beni ferdâya salup Âhî hemân
Yarına kaldı işüm va‘de-i dîdâr gibi
Ü. 93b, R. 43b, H. 88b, P. 632b, Halet Efendi Eki Kit. 244/315a, F. 4077/98a, Tahir Ağa Kit. 285/55b.
4b. H., F.’da şöyledir:
Zeyn édüp dâğ-ı firâkuñla hamâyil yérine
Asayum kollarumı boynuña tûmâr gibi Tahir Ağa 285 bak.
‘Âşık Çelebî. 4b,: -4b.
5. hemân: yine P. ‘Âşık Çelebî, F. Tahir Ağa 285 bak.
1
2
3
4
5
128
125.
Mefâ‘ilün Fe‘ilâtün Mefâ‘ilün Fe‘ilün
+ - + - / + + - - / + - + - / + + -
1. Ne nakş éder bizüm ile nigârı gördüñ mi
Ne fitneler koparur rûzgârı gördüñ mi
2. Bu kanlu kanlu yaşumdan revân olup göz göz
Bu çeşme çeşme akan cûybârı gördüñ mi
3. Direk direk dikilürken kapuñda dûd-ı dilüm
‘Alem ‘alem göge ağan şerârı gördüñ mi
4. Kaçup kaçup da ırakdan dönüp dönüp yüzüme
Kıya kıya bakan ol gamzekârı gördüñ mi
5. Bu pâre pâre ciger kanı ile sînemde
Bölük bölük açılan lâlezârı gördüñ mi
6. Kabâ-yı al geyüp gül gibi çemenlerde
Güzel güzel salınan kadd-i yârı gördüñ mi
7. Sorar érişdügine Âhî göz yaşın döküp
Kabâ-yı surh ile ol gül-‘izârı gördüñ mi
Ü. 94a, R. 115b ? 44-45 olabilir bak Dîvân’da yok, H. 88b, P. 612b, TARLAN 76/XVI, GÖLPINARLI VI,
İZ 221, HACITAHİROĞLU 5 4b.-, A.N.T 62/79, Halet Efendi Eki Kit. 244/176a, Ü. 3563/91b, Hamidiye
1186/26a,b, Ü. 2955/121b, Esad Efendi Kit. 3343/52a, R. 1972/401b5, F. 4078/77a,
6 4.-5. arasında yalnızca F’de var. H. 1186, Ü. 2955.
1 Sevgili güzeli gördün mü, bizimle ne düzenlere girişmede, zamanı gördün mü, ne fitneler koparmada
2 Bu kanlı kanlı yaşımdan göz göz akıp çeşme çeşme yürüyen şu dereyi gördün mü?3 Gönlümün dumanı, kapında direk direk dikilmiş. Bayrak bayrak göğe yükselen
kıvılcımları gördün mü?4
5 Bu parça parça ciğerin kanıyla göğsümde, bölük bölük açılan lâleliği gördün mü?6
7 Âhî, kime erişirse gözyaşını döküp, kırmızı kaftanla o gül yanaklıyı gördün mü diye sorar.
129
126.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Bir yürek yağı ciger vuslası cân pârecigi
Cigerüm paraladı gamze-i mekkârecigi
2. Bağrumı lâle gibi odlara yandurdı benüm
Bir siyeh-çerdecigüñ hâl-ı siyeh-kârecigi
3. O kadar kirpük okı pârelere atdı beni
Göreyin kim cigere uğraya her pârecigi
4. Yüzüm ağ alnum açukdur benüm ağyârı koma
Kendü kazancı durur kendü yüzi karacığı
5. Bezm-i gamda bu gün Âhî yine âvâre yürür
Eksük olmaz hele ol sohbetüñ âvârecigi
Ü. 94a, R. 44a, H. 89a.
P. sayfa.
1
2
3
4
5
130
127.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Ol ciger-vasla ki biñ câna deger vaslacığı
Hey ne cân pâresi olmış o ciger-vaslacığı
2. Dehenüñ hastelere ‘ayn-ı şifâhânesidür
Meded öldüm baña bir pâre şeker vaslacığı
3. Gam pelâsı var iken tâc u kabâ añma baña
Yüri sôfî yüri dervîşe yeter vaslacığı
4. Kıymetin bilmediler Yûsuf-ı gül-çihremüzüñ
Hayf nâ-dâna düşüpdür o güher vaslacığı
5. Vérmese Âhî n’ola pîrezen-i dehre murâd
Begüm er vaslacığıdur begüm er vaslacığı
Ü. 94a, R. 44a, H. 89a.
1
2
3
4
5
131
128.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Leblerin yâd édicek cismümüze cân geldi
Göñül abdâlı yetiş tekyeye kurbân geldi
2. Sevin ey dil ki saña derd ü gam-ı yâr gelür
Sohbet esbâbı gerek hücreye yârân geldi
3. Zâhidâ biz de yübûsetle helâk olmuşduk
Mey-i nâb ile birez beñzümüze kan geldi
4. Pîrlikde delükanluluğum añdurdı şarâb
Yine ol devr-i zamânlar bize oğlan geldi
5. ‘Işk râzını igen açma ki a‘dâ éşidür
Söyleme Âhî birez sohbete nâdân geldi
Ü. 94b, R. 44b, H. 89a, Halet Efendi Eki Kit. 244/122b.
2 gerek: görüñ 244.
4. yine ol: şimdi bu Ü. 244.
5. sohbete: meclise R., Ü. 244.
1
2
3
4
5
132
129.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Sînem içre ‘ışk bir gamhâneye bünyâd eyledi
Seng-i mihnetle der ü dîvârın âbâd eyledi
2. ‘Işkdur dürlü libâs ile tecellî eyleyen
Gâh özin Şîrîn kıldı gâh Ferhâd eyledi
3. Mest-i bî-hôş oldı sanmañ câm-ı sahbâdan beni
Kim benüm bî-hôdluğumı bir perî-zâd eyledi
4. Kodı derd ehline Âhî yine Şîrîn yâdigâr
Kûhken gétdi velî ‘âlemde bir ad eyledi
Ü. 95a, A.E. 674/202a 5.
3. bî-hôş: bî-hûş. bak. A.E. 5 beyit bk.
1
2
3
4
133
130.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Derd ü hesret bu degül kim ola fürkat bâkî
Derd odur kim ben ölem kala bu hasret bâkî
2. Cân çıkınca hele hıdmetde ben eksük komadum
Eger ölmezsem efendi yine hıdmet bâkî
3. Sîneden geçdi müjen zahmı turur dilde henûz
Çıkdı peykânı velî kaldı cerâhat bâkî
4. Bî-vefâdur bu felek ‘ışk u mahabbet çoğ olur
Ne hüsn sende ne hôd bende mahabbet bâkî
5. Sohbeti var mey-i nâb ile bu gün yârânuñ
Yüri ey Âhî senüñle yine sohbet bâkî
Ü. 95a, R. 45a, P. 639b, Halet Efendi Eki Kit. 244/78b, F. 4078/44b, Hamidiye 1186/27a, N. 4915/436b,
A.E. 674/203b.
5. beyit 674 A.E. bak.
1
2
3
4
5
134
131.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Güllere dönse ‘aceb mi yüregüm pâreleri
Gonca-veş ağız açar her yañadan yâreleri
2. Uşda vardum déyüben göñlümi âvâre kılur
Cânuma geçdi benüm gamzeñ okı yâreleri
3. Uyku bağı getürür gibi saçuñ ‘ukdeleri
Uykusuz kodı kamu bülbül-i bî-çâreleri
4. Sizüñ él âdeminüñ böyle mi olur resm şehâ
Görüben yüz çevirür ‘âşık-ı bî-çâreleri
5. Éşidüp gayra düşürdügümi zülf-i siyehi
Saña mı kaldı be Âhî dédi yüz karaları
Ü. 95b, H. 89b.
1
2
3
4
5
135
132.
Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün Mefâ‘îlün
+ - - - / + - - - / + - - - / + - - -
1. Kemânkeş kaşuñ atdukca bu câna tîr-i müjgânı
Hasedden duşmanuñ cânâ kurur cismindeki cânı
2. Nifâk édüp göz édermiş tapuña seg rakîb ammâ
Sakın iğvâsına uyma begüm kör eyle şeytânı
3. Kadeh nûş eyleyüp yâra durup ikrâm-ı tâm étdüm
Dédi bi ’llâh buyur hânum ki sohbetdür Süleymânî
4. Ruh-ı zîbâya meyl étmez dédiler zâhidi ammâ
Meger bir zerrece yokdur anuñ gögsinde îmânı
5. Cemâl-i ‘âlem-ârâsın temâşâ éderek yâruñ
Düşürdi nâgehân Âhî kemend-i zülfine cânı
Ü. 95b, H. 89b, Ü. 3563/73b.
1
2
3
4
5
136
133.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + -
1. Gel sevindür sanemâ lutf u vefâ ile beni
Ki cefâ odları hâk étdi yakup cân ü teni
2. Ne içün kılmayasın bendeñe lutfuñ nazarın
Bu meseldür ki bilürsin çü severler seveni
3. Sînemüñ üstine cânâ basar iseñ ayağuñ
Duruban şevkuñ ile çâk édem ol dem kefeni
4. Hatı geldügine yâruñ igen ağlama göñül
Çü bilürsin ki gülüñ olmamak olmaz dikeni
5. Âhi’yem âh éderem ‘ışkuñ ile şâm u seher
Kerem ét Tañrı’ya bak eyleme bî-cân beni
Ü. 95b, H. 89b, P. 556b.
3. cânâ: hânum Ü, cânum H.
4. Hatı geldügine yâruñ: Yârı ağyâr ile görüp P.
1
2
3
4
5
137
134.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Künc-i fürkatde ümîd-i vasl-ı yâr egler beni
Cân vérürdüm derd ile ol intizâr egler beni
2. Za‘f ucından tâkat-i sabrum dükendi kalmadı
Eşk-i hûnîn ile şimdi âh u zâr egler beni
3. Yalıñuzlıkda hayâl-i haddüñ ey mihr dökülüp
Şem‘ gibi her géce par par yanar egler beni
4. Hân-ı hüsnüñden geçüp mihmân olaydum ey gözüm
Hey bir éki gün bu çarh-ı bî-karâr egler beni
5. Zehrini dehrüñ ferâmûş étmek içün Âhi’yâ
Mest olup her gün şarâb-ı hôş-güvâr egler beni
Ü. 96a, H. 90a, N. 4915/420a.
2. hûnîn ile: hûnînümle H. N bak.
3. mihr dökülüp: meh-rû gelüp. N. bak.
1
2
3
4
5
138
135.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Zâhidâ içsem ‘aceb mi câm bayram irtesi
İrdi nevrûz ile gül eyyâm bayram irtesi
2. Rûzede halvâ-yı şîrîn ile olmayan şikâr
Bâde-i telh ile olur râm bayram irtesi
3. Rûzede bir bûse lutf eyle dédüm güldi dédi
Birine biñ eyleyem ni‘âm bayram irtesi
4. Sanuram bir deste güldür tâze şâh üzre turur
Sâkînüñ destinde şol bir câm bayram irtesi
5. Rûzede ey mâh-ı nev vasluña irmezdi elüm
Hâzır ol kim éderem ikdâm bayram irtesi
6. Âhi’yâ müşkil belâdur seg rakîbe âh kim
Ol gözi âhû olursa râm bayram irtesi
Ü. 96a, H. 90a, P. 614a.
2. -P.
3. -Ü, H.
1
2
3
4
5
6
139
136.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Ey lebi gonca yanuñda komağıl ağyârı
Çünki olmaz gül-i gülzâr-ı Cinânuñ hârı
2. Güzel oldur ki vefâ eyleye ‘âşıklarına
Hâce oldur ki ri‘âyet éde hıdmetkârı
3. Baña ol mâh gibi döne döne cevr eyler
Göreyin yérlere geçsün felek-i gaddârı
4. Deng éder bâr-ı firâk ile cefâkeşlerini
Mîve-i vaslını sunmasa rakîbe bârî
5. Gördügi dilbere Âhî nice meyl eylemesün
Şâ‘irüñ çünki güzel sevmek olurmış kârı
Ü. 96b, H. 90a.
4. bâr-ı: yâr H.
1
2
3
4
5
140
137.
Fe‘ilâtün Mefâ‘ilün Fe‘ilün
+ + - - / + - + - / + + -
1. Şîve vü nâza gâyet olmaz mı
Bu ‘itâba nihâyet olmaz mı
2. Tutalum kul günâh étse şehâ
Lutf-ı şehden himâyet olmaz mı
3. Tevbe suyı yumaz mı ‘isyânı
Feyz irişüp ‘inâyet olmaz mı
4. Kâdı oldukda irte Hazret-i Hak
Hûblardan şikâyet olmaz mı
5. Hâl-i Mecnûn’ı añup ağladuğum
Derd-i dilden hikâyet olmaz mı
6. Âhi’ye dahı şefkatüñ yok mı
Şîve vü nâza gâyet olmaz mı
Ü. 96b [son], Halet Efendi Eki Kit. 244/244b, HACITAHİROĞLU, Hamidiye 1186/25b6, Ü. 3552/20b.
2. étse: éde 244. ?
3: -244.
Hamidiye bk.
1
2
3
4
5
6
141
138.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Ancak kamer kucar yine ol ince bélleri
Hâtem öper meger yine ol ağ elleri
2. Boynına tolar irişenüñ hûblar kolın
Bir merhabâya bizüm éle degmez elleri
3. ‘Uşşâk hastelendi belürdi ise hatuñ
Beñzer yakın geldi bularuñ ecelleri
4. Hôş zevk éder cihânda girîbân ile kemer
Öper kucar toyınca bu ra‘nâ güzelleri
5. Mihr-i ma‘ânî ile yine rûşen eyledi
Etrâf-ı kâyinâtı bu Âhî gazelleri
R. 49b.
1
2
3
4
5
142
139.
Mef‘ûlü Mefâ‘îlü Mefâ‘îlü Fe‘ûlün
- - + / + - - + / + - - + / + - -
1. Ey subh-ı rûhuñ matla‘-ı envâr-ı İlâhî
Sen mihri bu matla‘ nice <rûşen éde mâhı>
2. Mâhî gibi dil ‘ârızuñ âbında yüzerken
Mâhiyyetin anuñ nice keşf éde kemâhî
3. Dil vechi var étse rûhı devrinde tevakkuf
Çün gördi saçı silsilesin nâ-mütenâhî
4. ‘Aks-i had ü zülfüñ durur ey cân-ı cihânum
Bu çeşm-i cihân-bînde sepîdî vü siyâhî
5. Bakup yukarı kasr-ı cemâlüñe degerken
Turmaz egilür mâh-ı nevüñ başda külâhı
6. Müşgîn saçını tarf-ı ‘izârında gören dér
Kim tutdı güneş üstine bu çetr-i siyâhı
7. Bu düzd-i dil ol kasr-ı cemâle çıkamazdı
Zülf-i siyehi gibi kemend olmasa Âhî
P. 608b.
1
2
3
4
5
6
7
143
KIT‘A
140.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Gel yeter rüsvâ-yı halk ol bir vefâsuz yâr içün
Diñle sözüm aç gözüñ bu ibtilâdan vâz gel
2. Yılduzuñ ol mâh ile alışmamışdur mâ-hasal
Âhi’yâ gel bî-sitâre bu hevâdan vâz gel
R. 49b.
1
2
144
MATLA‘LAR
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Kim démişler es-sahiyyu mâ-melek
Döneyüm yoluñda döndükçe felek
M2
1
145
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Sînede hâlî degül hicrân hicrân üstine
Tekyede eksük degül mihmân mihmân üstine
M6
1
146
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Safha-i ruhsâruña ol nokta-i hâl-i siyâh
Dest-i kilk-i sun‘ ile konmış nişân-ı bûsegâh
06 Mil Yaz C 20 yr. 25a.
1
147
MÜFRED
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fâ‘ilün
+ + - - / + + - - / + + - - / - + -
1. Ahşamlamağa başladı ellere şimdiden
On dördine irişmeden ol mâh-pâremüz
Riyâzî Tezkiresi yr. 25b (Âhî mad.)
1
148
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Gétdi göñül saña gel e ey bî-vefâ gel e
Şâyed ki isteyü seni göñlüm baña gele
2. Yâ ben harâmî-çeşmüñe kanum halâl édem
Yâ ol harâmî bir gün ola ki yola gele
‘Âşık Çelebî 52b, 9. sr. Eş‘âr-ı o ilk örnek.
1
2
149
001.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Her dem cigerde var ola bir kanlu dâğumuz
Eyleñ du‘â söyünmeye yanar çerâğumuz
2. Düşdük tarîk-i meykedeye câm-ı belâden
El çekmezüz ecel sımayınca ayağumuz
3. Her dilde olmalı [vü] dirilmekdür işimüz
Derd ehliyüz bizüm [de] bulunursa sağumuz
4. Biñ söyleseñ kelâmuñı nâsih éşitmezüz
Cennet sadâsı ‘ışkıla pürdür kulağumuz
5. Çekdük livâya Âhî édüp göz yaşın seylâb
İklîm-i ‘ışkı almağa gördük yarağumuz
Halet Efendi Eki Kit. 244/198b.
1 Her an ciğerde bir kanlı yaramız var olsunYalvarın yanan çıramız sönmesin.
2 Belâ [=evet] kadehinden meyhane yoluna düştükÖlüm ayağımızı kırmadıkça el çekmeyiz.
3 İşimiz her gönülde olmaktır yaşamaktırbizim de sağımız bulunursa dert ehliyiz.
4 A öğüt veren, bir kere söylesen de sözünü duymayızCennet sedası olan aşk ile kulağımız tıka basadır.
5 Âhî, göz yaşını sel edip sancağa çektikAşk ülkesini almağa hazırlandık.
150
002.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. Ağlatsa ger bizi n’ola ol mâh-pâremüz
Çün kim bu göz yaşından açıldı sitâremüz
2. ‘Işk âteşi bizümle tutuşduğını görüp
Göklerde bir çakım kav olupdur şerâremüz
3. Ahşamlamağa başladı ellerle şimdiden
On dördine irişmedin ol mâh-pâremüz
4. Evvelden ağzı var dili yoğ édi kimseye
Tîğüñ fetîlini göreli azdı yaramuz
5. Çok istedüm vücûdını yérde bulunmadı
Var ise gök yüzindedür Âhî sitâremüz
Halet Efendi Eki Kit. 244/42b, Riyâzî irişmeden.
1 O ay parçamız bizi ağlatırsa ne olur kizira bu göz yaşından yıldızımız açıldı.
2 Aşk ateşinin bizimle tutuştuğunu görüncekıvılcımımız göklerde bir çakım kav oldu.
3 O ay parçamız on dördüne erişmedenşimdiden ellerde akşamlamağa başladı.
4 Herkese karşı önceden ağzı var dili yok idikılıcın fitilini göreliden beri yaramız azdı.
5 Vücûdunu yerde çok aradım bulunmadıÂhî, var ise yıldızımız göktedir.
151
003.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Bâğ-ı hüsn içre bulınmaz saña hemtâ güzelüm
Serv gibi salınursañ n’ola şâhâ güzelüm
2. Hil‘at-i hüsni géyüp şîve-i nâz ile yüri
Kılmağa kendüñi ‘uşşâka temâşâ güzelüm
3. Mîve-i vasluña iremedi vâ hayf dirîğ
Geçdi şeftâlü déyü ‘ömrümüz ayvâ güzelüm
4. Sa‘y ile Merve hakı n’ola tavâf eyler isem
İşigüñ kıblesidür Ka‘be-i ‘ulyâ güzelüm
5. N’ola lutfuñla bu vîrânemüz âbâd édesin
Gelesin hücremüze gün gibi tenhâ güzelüm
6. Ser-i kûyuñda fiğân ile gören Âhî’ye dér
Miskîn olmış yine âşüfte vü şeydâ güzelüm
A.N.T. 59/26b.
1 Güzellik bağı içinde sana bendeş bulunmaz güzelimServi gibi salınırsan nolur ki a padişâh güzelim.
2 Güzelim, kendini âşıklara göstermek içinGüzellik kaftanını geyip naz şivesi ile yürü.
3 Kavuşma yemişine eremedi ah yazık vah yazıkŞeftali diye diye ömrümüz geçti ayva güzelim.[Ayvâ güzel: Yeni yetme güzel, eyvâh güzel.]
4 Koşarak Kabe’yi dönsem Merve’nin hakkı ne oluryüce Kâbe eşiğinin kıblesidir güzelim.
5 Güneşin girdiği gibi odamıza yalnızca gelmelutfunla bu yıkıntımızı bayındır etsen ne olur güzelim.
6 Âhî’yi senin mahallenin başında ağlarken görenlero yerinden oynayamayan yine delilere dönmüş derler güzelim.
152
004.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün
- + - - / - + - - / - + - - / - + - -
1. Vérmesün Hak kimseye gurbetde yârân acısın
Yollarında öleyin ben baña yârân acısın
2. Tatlu tatlu o güler ben acı acı ağlaram
Ol yolında öldüğüm tatlı sanur cân acısın
3. Ölür ise üstine şol hastenüñ ağlar yok
Yâr u ağyâr ağlasun kâfir müselmân acısın
4. Bahr olursa ‘ilm ile terk édem olmaz dînde
Tatlu su katmak gidermez bahr-i ‘Ummân acısın
5. Kendüyi bilmezlerüñ gûş itme ta‘nın Âhi’yâ
Tab‘-ı pâke hayfdur çekdürme nâdân acısın
Fatih 4078/77b.
1 Allah kimseye gurbette dostlar acısı vermesin.Ben yollarında öleyim dostlar bana acısın.
2 O tatlı tatlı güler ben acı acı ağlarım.O yolunda öldüğüm can acısını tatlı sanır galiba.
3 Ölür ise o hastanın üstüne ağlar olmaz.Dost düşma nağlasın, kafir müslüman acısın.
4 Bilgi denizi bile olsa dinde terk etmek olmazTatlı su katmak olmak Umman denizi acısın.
5 Kendisini bilmezlerin sataşmasına kulak asma ey ÂhîTemiz huya yazıktır çektirme bilmez acısın.
153
005.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün
- + - - / - + - - / - + - - / - + - -
1. Dôstlar duşman dahı hercâyî dilber sevmesün
Hâne hâne seyr édici şâh-ı hâver sevmesün
2. Gonca göstermez yüzin zülf ile örter rûz u şeb
Mü’min olup bir kişi çâk başlu kâfir sevmesün
3. Yâdlar ile devr édici ‘ayş u ‘işretde müdâî
Âşinâ kanın içer bu dehre beñzer sevmesün
4. Gül gibi mahbûb olup hercâyîlık ‘âdetcigi
Bülbül-i bîçâreler hercâyî güller sevmesün
5. Taşlar ile dögünüp ırmağ-veş Âhî yine
Su gibi her yana akar kimse dilber sevmesün
Ü. 5758/22b Muhibbî Dîvân’ı
1 Dostlar, düman bile elden ele gezen güzel sevmesinevden eve dolaşan gün doğusu şahı (güneş) sevmesin.
2 Tomurcuk yüzün göstermez gece gündüz saçı ile örterMümin olup bir kişi yarık başlı kâfir sevmesin.
3 Eller ile dolaşan yemek içmekte Tanıdık kanını içen bu derhe benzeri sevmesin.
4 Gül gibi sevilip elden ele gezmek alışkanlığıÇaresiz bülbüller elden ele gezen güller sevmesin.
5 Âhî, ırmak gibi taşlar ile dövülüp yinekimse su gibi her yana akan bir sevgili sevmesin.
154
006.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün
- + - - / - + - - / - + - - / - + - -
1. Bir gül-i tersin seni Hak yad elinden saklasun
Gonca-i nevrestesin horyad elinden saklasun
2. Göñlümüñ ma‘mûresin zulm ile vîrân eyledüñ
Hak senüñ seng-i dilüñ Ferhâd elinden saklasun
3. Dâma salduñ bakmaduñ dil murğınuñ feryâdına
Saydına rahm eylemez sayyâd elinden saklasun
4. İtlerüñle hemdem olsam mâni‘ olma ki rakîb
Âşinâ çıkmayayın Hak yad elinden saklasun
5. Âhî’nüñ kılmaz mısın âh âteşinden sen hazer
Hak seni bu nâle vü feryâd elinden saklasun
Halet Efendi Eki Kit. 244/241b.
1 Bir taze gülsün seni Hak yad elinden saklasınYeni yetme tomurcuksun horyat elinden saklasın.
2 Gönlümün mamuresini zulm ile yerle bir eyledinHak senin gönül taşını Ferhâd elinden saklasın.
3 Gönül kuşunun feryadına bakmadın kapana kıstırdın.Avına acımayan avcı elinen saklasın.
4 İtlerinle arkadaş olursam mani olma ki rakiptanıdık çıkmayayım Allah yad elinden saklasın.
5 Ah, sen Âhî’nin ateşinden sakınmaz mısınAllah seni bu feryad ve figan elinden saklasın.
155
007.
Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün Fe‘ilâtün
+ + - - / + + - - / + + - - / + + - -
1. Beni başdan çıkaran sünbül-i gül-bûdur bu
Cigerüñ nâfelerin hûn édici budur bu
2. Dîde-i dilber iseñ de uyan ey baht-ı siyâh
Bunca yıllardur uyursın nice uyhudur bu
3. Dil ü cân nakdini sînemden uğrulardı müjeñ
Hûn édüpdür cigerüm âh bir uğrudur bu
4. Görse her bir güzeli yüz sürer ayağına dil
Hîç yenilmez n’ideyin kim bir akar sudur bu
5. Âhî’yi barmağ ile gösterüp ey serv-i revân
Serv-kadler dédiler birbirine odur bu
P. 473a, P. 533a, H.H. 1031/31ba.
1b nâfelerüñ: nâfelerin
2 Dîde-i dilber isen: Dédi dilber işiginde
3 Dil ü cân: Cân ü dil
4 yüz sürer ayağına dil: sürer ayağına yüzin
Vahşet étme gel gel ey dilber kenâra gâh gâh
Sen bir âhûsın n’ola düşsen şikâra gâh gâh
1 Beni baştan çıkaran bu gül kokulu sünbüldürCiğerin nafelerini kan edici budur bu.
2 Güzelin gözü isen de uyan eh kara bahtlıBunca yıllar uyursun bu nasıl bir uykudur.
3 Kirpiklerin gönül ve can akçasını göğsümden çaldıAh ciğerimi kan eyleyen bir hırsızdır bu.
4 Gönül hangi güzeli görse ayağına yüz sürerNe yapayım hiç yenilmez bir akar sudur bu.
5 Ey servi boylu Âhî’yi parmak ile gösteripservi boylular birbirine bu odur dediler.
156
008.
Mef‘ûlü Fâ‘ilâtü Mefâ‘îlü Fâ‘ilün
- - + / - + - + / + - - + / - + -
1. İzi tozına kühl senüñ müşterî ise
Kana boyansun éki gözümüñ biri ise
2. Gel beñzeriyle söyle eyâ hâce-i cemâl
Cân ile bûseñi alalum beñzeri ise
3. Yetmez mi egnüme bir éki kürk nâfe-vâr
Maksûd egerçi sarılacak bir deri ise
4. Meydân-ı ‘ışka kim kodı bu kanlu yaşları
İşbu <ki> ehl-i ‘ışk eger serserî ise
5. Éki gözüm’çün Âhî izüñ tozını senüñ
Vérmez éki cihâna eger cevherî ise
H. 86a, 92. Gazelden sonra.
1. İzüñ tozına olmasın.
1 Sürme senin izinin tozuna alıcı olmuşbari iki gözümün biri kana boyansın.
2 A güzellik satıcısı, gel benzeriyle söylecan ile öpücüğünü alalım benzeri ise.
3 Maksat sarılacak bir deri ise.Misk gibi bir iki tel saç omuzuma yetmez mi
4 Aşk ehli madem başı boş gezmekte pekibu kanlı göz yaşlarını aşk alanına kim koydu.
5 Âhî, iki gözüm çıksın senin izinin tozunumücevherci bile iki cihâna değişmez.
157
009.
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
- + - - / - + - - / - + - - / - + -
1. Sayd olupdur murğ-ı dil bir gözleri şehbâz ile
Altun üsküfli kara gözli güzel şehbâz ile
2. Hemdemüm geh sûz u ‘ışk gâh sâz u nâledür
Hurrem ol dem kim geçer ‘âlemde sûz u sâz ile
3. Yâ asılur yâ basılur yâ keserler başını
Kimse çıkmaz başa ol zülf-i kemend-endâz ile
4. Nâme-i devletde Âhî yâd ola tâ haşra dek
Dôstluk mecmû‘asında adumuz ger yazıla
R. 43b, H. 85b.
2. Hurrem ol: ‘Ömrüm oldur H.
3. basılur: yakılur H. R.?
4. yâd ola tâ: yâd olasın R.
1 Bir doğan gözlü ile gönül kuşu avlandıAltın üsküflü kara gözlü güzel doğan ile.
2 Arkadaşım kimi yanmak ve aşık olmak, kimi çalmak ve ağlamaktır.Alemde yanmak ve çalmak ile geçen sevinç zamanıdır.
3 Ya asılır ya basılır ya da başını keserler.O saçı kement atan ile kimse başa çıkamaz.
4 Adımız dostluk dergisinde yazılırsaDevlet yazısında Âhî tâ haşra dek yad edilsin.
158
010.
1. Kime kan ağlayayın dîde-i giryânumdan
Kime yanam yakılam sîne-i sûzânumdan
‘Âşık Çelebî 52b, 14. sr. Sehî’de
1 Ağlayan gözlerimden kime kan ağlayayım.Yanan göğsümden kime yanıp yakılayım.
159
Sözlük
001. ad eyle- : 113/5, 119/4.
002. ağ : ak. 49a/1.
003. ağ- : 19/5, 71/2, 77/2, 115/3.
004. ağa : 37/5.
005. ağarmış göz : 78/4.
006. ağın : zorba, haydut. 100/5.
007. ağız üşür- : 79/4.
008. ağu : 7/4.
009. al : 72/4.
010. ala : 72/3.
011. alın- : 92b/2.
012. alnı açuh : 62/5, 116/4.
013. altuñ beñeklü : 3366, 15/3.
014. añ- : 44/7, 48/5, 54/4, 66/5, 117/3.
015. aña : 2/4, 37/1.
016. ancak : 42/4.
017. ancılayın : 12/2.
018. andan : 11/5, 95/1.
019. añdur- : hatırlatmak. 118/4.
020. añla- : 3/4.
021. arada : 27/5.
022. aran- : 104/7.
023. armağan : 83/6.
024. asıl- : 35/4, 63/3.
025. avla- : 112/5.
026. ahşamla- : 7/2, 92/2.
027. ayağına baş ko- : 100/4.
028. ayağına düş- : 57/3.
029. ayağına su dök- : 19/2.
030. ayağına yüz sür- : 100/1.
031. ayakdaş ol- : 20/3.
032. ayah götür- : 70/2.
033. ayır- : 71/1.
034. ayru : 3/1.
035. ayru düş- : 71/1.
036. ayuñ on dördi gibi : 92/2.
037. bağrı yufka : 21/3, 55/1.
038. bağrına taşlar bas- : 15/1.
039. bahâya dut- : değer biçmek. 77/3.
040. balaban : 36/2.
041. barmağını ısır- : 12/3.
160
042. barmak : 55/4.
043. baş : reis. 51/1.
044. baş açuk : 95/5.
045. baş çık- : çıkmak. 20/5, 78/1.
046. baş eg- : 37/3.
047. baş koş- : 8/2, 93/1, 3.
048. başdan çıkar- : 12/4.
049. başı kayı : 18/2.
050. başını alup gét- : 89/6.
051. başını çevir- : 54/1.
052. başını kaldurma- : 96/5.
053. başmak : 8/4.
054. bayramlık : 94/5.
055. be : 104/3.
056. beg : 13/4, 70/1 R.
057. belür- : R. 43b/3.
058. beñzer : R. 43b/3.
059. beñzeriyle, beñzeri : 93/2.
060. beñzine kan gel- : 118/3.
061. bırak- : 96/5.
062. bigi : 25/1, 41/5.
063. bile : 103/5.
064. bir avuç : 78/4.
065. birez : 109/3.
066. bit- : 27/2.
067. bitür- : 36/1, 47/1.
068. boşa çık- : R. 43b/3.
069. boynuna kol tola- : R. 43b/2.
070. boz- : 82/4.
071. bölük : 114/2, 115/5.
072. börk : 68/1.
073. bular : R. 43b/3.
074. bunca : 81/3, 83/1, 90/3.
075. bük- : 41/5, 55/3.
076. bükül- : 11/6.
077. cân al- : 112/1.
078. cân kulağıyla diñle- : 46/6.
079. cân vér- : 59/7, 82/3.
080. câna kıy- : 42/1.
081. cânı kuru- : 122/1.
082. cevâb vér- : 10/5.
083. çağ : 15/5.
084. çağla- : 15/5.
161
085. çek- : 6/5, 27/3/5, 35/3.
086. çevre al- : 34/2.
087. çık- : 48/4.
088. çıkış : 29/4.
089. çifte öksüzler : 63/2.
090. çöz- : 105/1.
091. dağ : yara. 24/5.
092. dağ ur- : 29/2.
093. dağ yak- : 84/2.
095. dâmenine yapış- : 97/2.
096. damzır- : 19/3, 34/2.
097. dak- : 110/4.
098. dahi : 12/2, 29/3, 90/4.
099. degin : 95/2.
100. degme : 51/2, 78/5.
101. degme- : 90/3.
102. degü : 67/6.
103. dek : 92/5.
104. delükanlu : 107/3.
105. delükanluluk : 118/4.
106. déñ : 54/4.
107. deri : 129/3.
108. dé e : 57/4.
109. dé- : 34/4.
110. déril- : 67/4.
111. déyü : 36/4.
112. dik- : 105/4.
113. dil vér- : 73/1, 77/5.
114. dile- : 73/5.
115. dilek : 56/1.
116. dilini tut- : 59/1.
117. direk : 115/3.
118. dişle- : 24/1.
119. diz- : 10/7.
120. dög- : 35/3.
121. dön- : benzemek. 11/6, 64/1/5, 84/5.
122. döy- : 65/4, 73/2.
123. dur- : 123/3.
124. duru : 14/4.
125. duş ol- : 129/1/4.
126. dut- : 1. var saymak. 75/5, tut-127/2. 2. kaplamak. 3/5, 39/3, 62/2.
127. dutıya ko- : 46/5.
128. dutuş- : 56/4.
162
129. düken- : 13/1.
130. dün gün : 62/1.
131. dürlü : 63/4.
132. düş : 66/3, 96/5.
133. düş- : 12/4.
134. dütün : 106/1.
135. düz- : kurmak. 111/3.
136. egil- : 73/3.
137. egin : 33/1, 92a/3.
138. egle- : 124/1.
139. eglen- : 6/4.
140. egri : 18/4.
141. ek- : 27/2.
142. ékide bir : 35/6.
143. eksil- : 29/4.
144. eksük : hazır. 93/4.
145. eksük koma- : 90/4, 120/2.
146. eksüklik : 51/3.
147. el sal- : 96/3
148. el ur- : 10/1.
149. el üstinde tut- : 1/12.
150. el vér- : 8/5, 37/2.
151. el yu- : 80/2.
152. ele gir- : 25/5.
153. eli degme- : R. 49b/2.
154. eli irme- : 12/5, 104/1, 125/4.
155. elif çek- : 84/2, 92/1.
156. él : (< é:l) ülke, halk. 129/2/3.
157. él : yabancı. 17/1, 36/5.
158. élet- : 83/6, 110/4.
159. em : 10/5.
160. éncin- : 11/7, 50/3.
161. éncit- : 50/1.
162. er : yiğit. 117/5.
163. eri- : 10/6.
164. erit- : 41/3.
165. es- : 91/3.
166. esle- : 108/3.
167. éşik : 48/5.
168. etek : 70/3.
169. eyit- : 66/2.
170. eyü añla- : 39/5.
171. géce : 26/4.
163
172. gécele- : 7/2.
173. geç- : işlemek. 57/4, 111/4.
174. géderek : 50/5.
175. gel e : 61/1.
176. gelincik : 34/5.
177. gerek : 5/3, 50/4, 118/2.
178. gerekmez : 27/1, 89/1.
179. getür- : 10/1.
180. gey- : 61/5.
181. geyür- : 2/3, 4/1, 6/1.
182. gez- : 40/3.
183. gizle- : 22/2.
184. göç : 33/2.
185. gömgök : 81/2.
186. göñlek : 72/3.
187. göñli açıl- : 61/6.
188. göñli yapıl- : 105/6.
189. göñline düş- : 58/1.
190. göñlini al- : 28/2.
191. göñül bağla- : 16/7, 111/5.
192. göñül vér- : 110/5.
193. göñülden geçen : 110/2.
194. gör e : 10/6.
195. götür- : 46/1.
196. göynükli : 66/1.
197. göyün- : 19/1.
198. göz : 115/2.
199. göz açdurma- : 18/3, 27/3.
200. göz ağar- : 6/3.
201. göz dik- : 24/2.
202. göz ét- : 122/2.
203. göz kulağ ol- : 5/2.
204. göz ucıyla : 102/4.
205. göz yumma- : 50/1.
206. gözden çık- : 81/5.
207. gözle- : 1/8.
208. güc : 18/2.
209. güc bak- : 23/4.
210. güline ét- : 97/4, 104/3.
211. gün : 13/2, 101/6.
212. gün toğa : 13/4.
213. gün toğusı : 68/4.
214. günâhlu : 106/3.
164
215. ha : 5/1.
216. harf ét- : 21/1.
217. hele : 25/2, 61/3/6, 116/5.
218. helik : 92b/5.
219. hey : 28/2, 80/3.
220. hoş geç- : 57/1.
221. ılduz : 46/2.
222. ırağ : 38/5.
223. ırağ ét- : 13/5.
224. ırak : 77/3/4.
225. ırmağ : 15/2.
226. ırmak : 100/3.
227. iç- : 10/2.
228. içi acı- : 46/4.
229. içre : 26/5.
230. igen : 13/2, 14/5, 86/1, 123/4.
231. igende : 86/4, 101/5, 106/4.
232. imân getür- : 77/1.
233. iñlet- : 82/5.
234. ir- : 5/5, 26/3, 35/8, 49/1, 67/5.
235. irgür- : 28/3, 107/4.
236. iriş- : 17/4.
237. irte : 104/5, 127/4.
238. is : 75/5.
239. iş : 11/3.
240. iş ét- : 99/1.
241. işbu : 71/4, 92a/4, 110/2.
242. işi yarına kal- : 114/5.
243. işini altun eyle- : 67/1.
244. işini tamâm ét- : 51/3.
245. işle- : 99/2.
246. kan yalaş- : 22/1. [A. İNAN Makaleler I/326]
247. kend’özinden geç- : 84/4.
248. kendü : 40/4.
249. kes- : 1/9.
250. kez : 99/5.
251. köpür- : 109/3.
252. küs- : 39/1.
253. n’ola : 29/1, 75/1.
254. nakş ét- : 115/1.
255. ne : 74/1.
256. ne tan : 38/2, 44/3.
257. nice : 16/5, 28/1, 45/2/3, 71/3.
165
258. nice bir : 15/3, 35/2, 114/4.
259. od : 123/1.
260. od yak- : 4/3.
261. oda yan- : 102/5.
262. oda yandur- : 116/2.
263. oda yak- : 60/3, 65/5.
264. oğlan : 72/5, 81/5.
265. ol : o. 86/6.
266. ola kim : 9/6.
267. ola mı : 25/2.
268. oñmaduk : 93/1.
269. oku- : 35/5.
270. oran : 44/1.
271. ortada : 17/5, 105/2.
272. öğ- : 50/2.
273. öğret- : 4/1, 9/4.
274. öksüz : 46/4.
275. öñüne çek- : ziyafet. 108/4.
276. öte yanında : 89/6.
277. öterek : [tevriyeli]. 50/3.
278. öykün- : 12/2, 105/5.
279. öz : kendi. 39/5.
280. özge : 44/5.
281. par par yan- : 124/3.
282. parala- : 116/1.
283. pehlevanluk sat- : 67/4.
284. kabacık : kabak. 43/4.
285. kaç- : 57/2.
286. kaçan : 28/4.
287. kan ağla- : 59/3, 79/1, 81/1.
288. kan ağlat- : 69/7, 104/6.
289. kan olası : şarap. 80/2.
290. kan yalaş- : 20/1.
291. kan yut- : 19/4.
292. kan yutdur- : 96/1.
293. kana boyan- : 93/1.
294. kanara : (< ar. kinnâra) 104/2.
295. kanda : 5/1.
296. kanı : 10/1.b
297. kanına hat getür- : 109/4.
298. kanını iç- : 46/3, 80/1, 118/3.
299. kanlu : kanlı. 6/2.
300. kankı : 1/9.
166
301. kap- : 51/2.
302. kara : siyah. 8/3.
303. kara : toprak. 36/3.
304. kara yazu : 14/2.
305. kara yazulı : 21/4.
306. kara yér : 14/4.
307. kazanc : 116/4.
308. kıya kıya bak- : 115/4.
309. kıyı çiz- : 114/3.
310. ko- : 20/4, 42/3, 48/3.
311. kopar- : ayağa kaldırmak. 86/2.
312. koyun : 66/1.
313. kuc- : 37/2, 58/3.
314. kucul- : 89/3.
315. kul oğlu : 37/5.
316. kulağ ur- : 70/7.
317. kurbân ol- : 94/1.
318. kurtul- : 87/1.
319. kuşan- : 33/3.
320. saçmak : 2/3, 22/4.
321. sağ : sıhhatli. 1/3, 38/1.
322. sal- : 24/4.
323. salın- : 25/3, 44/2, 115/6.
324. san- : 47/5, 125/3.
325. sañ : 47/3, 113/3.
326. sakın- : 26/5, 46/3, 87/4.
327. sakla- : 23/2, 87/4.
328. sarıl- : 92/1, 97/1.
329. sarmaş- : 58/3.
330. sayru : 76/6.
331. sencileyin : 90/2.
332. seyr ét- : gitmek. 88/4.
333. seyre çık- : 3/3.
334. sıçra- : 34/4.
335. sığ- : 9/3.
336. sol- : 1/3.
337. sun- : 105/3, 126/4.
338. sür- : 69/5, 87/3, 112/4.
339. sürül- : 85/1.
340. şerbet içür- : 11/2.
341. şimden gérü : 5/5, 74/2, 103/3.
342. şol : 2/1, 4/2.
343. şöyle : 26/2.
167
344. tanık : 49/4.
345. tañ mı : 1/7, 59/7, 78/2, 87/5.
346. tapu : 122/2.
347. taşdan yürek : 65/4.
348. tatlu ~ ağzına sög- : 43/3.
349. tık- : 92b/4.
350. toğrul- : 73/3.
351. tol- : 104/4.
352. tolan- : 97/3.
353. tolı : 93/2.
354. tonan- : 34/5.
355. toptolı : 75/3.
356. totuz tolan- : 65/3.
357. toz kondurma- : 91/4.
358. tudacık : 43/3.
359. tur- : 73/4.
360. tut : 16/R.
361. ucından : 124/2.
362. uğurla- : 56/3.
363. ur- : 3/2.
364. urun- : yapıştırmak. 100/2.
365. ussu gét- : 10/4.
366. uşda : 121/2.
367. utan : 92b/2.
368. uy- : 25/4.
369. üsküf : R. 43b/1, 107/2.
370. üstine nokta koy- : 91/2.
371. üş- : başına toplanmak. 21/5.
372. üşen- : çekinmek, ihtiraz etmek, korkmak. 85/2.
373. var : 14/1, 58/5.
374. var ise : 97/3.
375. var- : 57/2, 74/5.
376. varlık : 1/11, 57/5.
377. vatan tut- : 53/2.
378. vaz gel- : 130/1.
379. ya : yay. 94/4.
380. yağ- : 78/2.
381. yalıñ hançer çek- : 96/2.
382. yalıñ kılıca düş- : 92/4.
383. yalıñuz : 17/2, 103/2.
384. yalıñuzluk : 103/4.
385. yana : 5/4.
386. yanar od : 69/5.
168
387. yanınca : 64/2.
388. yanup yakıl- : 56/4, 61/4.
389. yakası açılmaduk söz : 84/3.
390. yar- : 55/5, 90/1.
391. yarağ eyle- : 119/1.
392. yaraş- : 12/1, 33/6, 106/5.
393. yarı : 39/1.
394. yasağ : 35/7.
395. yasdan- : güvenmek. 17/3.
396. yavuz : yel 91/3.
397. yavuz nazarı deg- : 108/1.
398. yazuk : 13/5, 40/2.
399. yel- : 83/4.
400. yéle var- : 70/4.
401. yéle vér- : 29/5.
402. yelüp yöpür- : 19/2, 109/2.
403. yére çal- : 114/2.
404. yérlere geç- : 126/3.
405. yér yér : 59/4.
406. yér yérin : yer yerin. 24/3, 56/4, 69/6.
407. yérden götür- : 109/5.
408. yéridür : 41/4.
409. yet- : 58/4, 83/5, 117/3.
410. yeter : 7/1, 8/2.
411. yetiş- : 2/5.
412. yılduzı alışma- : 130/2.
413. yigit : 38/5.
414. yine : 7/3.
415. yoğ : 88/1.
416. yol bağla- : 15/4.
417. yoldaş ol- : 20/1.
418. yu- : 127/3.
419. yürek : 50/4, 64/4.
420. yüri- : 18/5.
421. yüz çevir- : 5/3, 121/4.
422. yüz döndür- : 85/3.
423. yüz suyı : (< fa.) 33/5.
424. yüzi ağ : 62/5, 116/4.
425. yüzi kara : 12/2.
426. yüzi kıbleden dön- : 84/1.
427. zergerlik : 41/2.
bé:l : ‘gövdenin ortası’bé:r- : ‘vermek’é:keg : ‘eğe’ < é:ke- ‘eğelemek’é:l : ‘ülke, halk’ el: elé:n : ‘genişlik’é:n- : ‘inmek’é:nç : ‘huzur, dinlenme’é:r : ‘erken’ er: adam. e:r olmalı.é:ş : ‘eş, arkadaş’é:şik : ‘kapı’ < é:şi- ‘kıvırmak’é:t- : ‘yapmak, düzenlemek’ et: et, etmek: ekmek.éb- : ‘acele etmek’élt- : ‘iletmek’éşit- : ‘işitmek’ké:ç : ‘geç’ké:çe : ‘akşam’ < ké:ç+e, < *ké:ç-e ‘gece, akşam, geç vakit’ké:d : ‘arka’ké:ng : ‘geniş’ké:rü : ‘geri’ < ké:+rüké:ş : ‘sadak, okluk’ké:t- : ‘gitmek’kértü : ‘gerçek’séz- : ‘sezmek’té:- : ‘demek’té:r- : ‘dermek’yé:- : ‘yemek’yé:g : ‘yeğ